Gölmarmara - Prof. Dr. Ersan ÖZ

Transkript

Gölmarmara - Prof. Dr. Ersan ÖZ
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Editör
Ahmet Yurttakal
Yayın Kurulu
Ahmet Yurttakal
Doğan Kara
Ethem Pınar
Fidan Çinçe
Hasan Alevnur
İsmail Dağdelen
İsmail Karabıçak
Katkıda Bulunanlar
Ali Aydın, Cemal Şengül, Ertuğrul Çelik, Ferhat Çavaş,
Feyzullah Buran, Mesude Bostancı, Şerife Döngel Türkan
Bu kitap T.C. Gölmarmara Kaymakamlığı’nın kültür hizmetidir
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Editör
Ahmet Yurttakal
Baskı Hazırlık
Sercan Arslan
İrfan Güngörür
Baskı
Esen Ofset Matbaacılık Sanayi ve Ticaret A.Ş.
İkitelli Organize Sanayi Bölgesi, Atatürk Bulvarı
No: 50/G Başakşehir / İstanbul
Tel: 0212 549 2568 – dhl.146 / Faks: 0212 549 2574
www.esenofset.com
ISBN: 978-605-1495-19-4
1. Baskı: Aralık 2013
İletişim
Gölmarmara Kaymakamlığı
Eskicami Mahallesi Levent Cad. No : 2 Gölmarmara /Manisa
Tel: 0236 515 10 10
www.golmarmara.gov.tr
© Bu kitabın her türlü hakkı Gölmarmara Kaymakamlığına aittir.
İzin alınmadan basılamaz, çoğaltılamaz ve dağıtılamaz
Bugün hepimize düşen
ortak görev; ulusal değerlere,
bilince, Cumhuriyet'e sahip
çıkmak, Çanakkale'yi,
Kurtuluş Savaşı'nı
kazanan ruhu korumak ve
bu bilinci gelecek kuşaklara
aktarmaktır. Türk Ulusu
dili, kültürü, tarihi ve
saygın kimliğiyle aydınlık
yarınlara el ele güçlü biçimde
yürüyecektir.
Cafer SARILI
Gölmarmara Kaymakamı
Önsöz
Gölmarmara, Manisa ilinin en güzel ve en huzurlu ilçelerinden biridir. İsmini 12 km yakınında bulunan ve lezzet bakımından eşsiz sazan balığı ile Türkiye’de ün yapan Marmara
Gölü’nden alan Gölmarmara, Ege Bölgesi’nin kuzeybatısında
yer almaktadır. Yüzölçümü 289 km2’dir. İlçe, Marmara Dağı’nın
eteğinde kurulsa da zamanla düzlük alanlara da yerleşim yapılmıştır.
Toprakları çok verimli olan Gölmarmara sebze ve meyve alıp
satan tüccarların uğrak yeridir. Asit oranı bakımından incelendiğinde Türkiye’nin en kaliteli zeytinyağlarının ilçemizde
üretildiği görülmektedir.
Manisa’da yetişen tasavvuf büyüklerinden Yiğitbaş Ahmet Şemsettin Marmaravi de (1435–1504) Gölmarmara doğumludur.
Fatih Sultan Mehmed’in oğlu ve Yavuz Sultan Selim’in babası
Sultan II. Beyazıt zamanında İstanbul’da türeyen ve tarikat şeyhiyim diye halkı istismar eden bir takım sahte şeyhlerin hakiki
4
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
durumlarını tespit etmek üzere Manisa’da ilmi derinliği ile maruf ve tevazu sahibi Ahmet Şemsettin Marmaravi İstanbul’a bu
çok önemli vazife için davet edilir. Sultan II. Beyazıt’ın ricası ile
kurulan imtihan heyetine reis seçilir ve teker teker halkı istismar eden yalancı şeyhleri ve onlara icazet verenleri imtihana
çeker. Sahtekârlıkları ortaya çıkanların taç ve hırkalarını üzerlerinden çıkarttırır ve bir gemi dolusu hırkayı denize attırır.
Bu hizmeti üzerine Sultan II. Beyazıt kendisine hürmet ve iltifatta bulunarak kendisini “Velilerin Reisi, Yiğitbaşı Veli” rütbesi ile taltif eder. 1504 yılında Manisa’da vefat eden Ahmet
Şemsettin Marmaravi Manisa’da kendi ismi ile anılan Yiğitbaş
sokağının başlangıcındaki türbeye defnedilmiştir.
Korunması gereken taşınmaz kültür varlıkları bakımından
Halime Hatun Camii ve Külliyesi adeta bir şaheserdir. Osmanlı padişahlarından III. Mehmed’in sütannesi ve Tekeli
Lala Mehmet Paşa’nın kayınvalidesi Halime Hatun adına, padişahın Manisa’daki şehzadeliği döneminde (1583–1595)
Gölmarmara’da inşa ettirmiş olduğu Halime Hatun Camii ve
Külliyesi görülmeye değerdir. Ayrıca Osmanlı Devleti tarihinde, günümüz Ege Bölgesi’ne denk gelen coğrafyada doğmuş olan tek Sadrazam olan, Tekeli Lala Mehmet Paşa Gölmarmara doğumludur.
Bu kitap tarihte böylesine büyük devlet adamı ve din âlimini
yetiştiren Gölmarmara ilçesinin tanıtımı için hazırlanan ilk
kitap olma açısından çok önemlidir. Kitabın hazırlanmasında
emeği geçen tüm arkadaşlarımı kutluyorum. Ayrıca kitabın
basımında desteğini esirgemeyen ilçemiz işadamlarından Gazanfer SANLITOP’a teşekkür ederim. Ülkemizin farklı yerlerinde bulunan Gölmarmaralı hemşerilerimize selam ve saygılarımı sunarım.
29.10.2013
5
İçindekiler
Önsöz • 4
Bunları Biliyor muydunuz? • 8
1. Bölüm
Gölmarmara’nın
Tarihçesi • 10
6. Bölüm
m
Gölmarmara’nın
ın
n
Köyleri • 62
2. Bölüm
Gölmarmara’nın
Coğrâfi Özellikleri
• 22
7. Bölüm
m
Gölmarmara’da
da
a
Eğitim • 96
3. Bölüm
Gölmarmara’da
Tarım, Ticaret ve
Ekonomi • 28
4. Bölüm
Gölmarmara’da
Kültürel Hayat • 42
5. Bölüm
Gölmarmara’da
Tarihi Eserler • 54
8. Bölüm
m
Gölmarmaralı
allı
12
Şehitler • 112
9. Bölüm
m
Gölmarmara’da İz
İz
22
Bırakanlar • 122
10. Bölüm
m
Gölmarmara
ra
a
af
Fotoğraf
48
Albümü • 148
Mesafeler ve Haritalar • 183
Kaynakça • 186
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Bunları Biliyor muydunuz?
Sultan III. Mehmet’in, sütannesi Halime Hatun
anısına yaptırdığı caminin Gölmarmara’da
Türkiye’nin en lezzetli kavun ve karpuzunun
Gölmarmara’da yetiştirildiğini,
bulunduğunu,
Ege Bölgesi’nin çay üzerine kurulu en uzun
köprüsünün Gölmarmara’da bulunduğunu,
Manisa’nın en güzel ve en lezzetli balığının
Gölmarmara’da yendiğini,
8
Marmara Gölü’nün bir kuş cenneti olduğunu,
yüzlerce çeşitli kuşun mekânı olduğunu,
Anadolu’nun piramitleri Bintepe Tümülüsleri’nin
(Lidya Kral Mezarlarının) Gölmarmara’da
olduğunu,
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Atatürk’ün sağlığında ve özel izinle yapılan heykellerden bir tanesinin de Gölmarmara’da olduğunu,
Kaliteli mermer ocaklarının birçoğunun bir
zamanlar Gölmarmara’da bulunduğunu,
Marmara Gölü’nden Lidyalıların
“Hiç Kurumayan Göl.” diye söz ettiklerini,
9
birinci bölüm
Gölmarmara’nın
Tarihçesi
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
ge Bölgesinin insanlık tarihinin en eski yerleşim bölgelerinden biri olduğu ve
birçok medeniyete ev sahipliği yaptığı bilinmektedir. Salt bu bilgiye bakılarak
dahi Ege Bölgesinde, Manisa iline bağlı bir ilçe olan Gölmarmara’nın da ilk çağlara, hatta dilimize “tarih öncesi” şeklinde çevrilen ve yazının icadından (M.Ö. 3200)
önceki dönemleri belirtmek için kullanılan “prehistorik” çağlara dek uzanan bir tarihi
olduğu söylenilebilir. Ancak bunu, günümüz yerleşkesi Gölmarmara ilçesinin tarihi
olarak aktarmak çok iddialı bir söylem olur. Zira araştırma eserlerde de sıkça belirtildiği üzere ilçe hakkında kaynaklarda ayrıntılı bilgi bulunmamaktadır.1 Bu açıdan bakıldığında da özellikle ilk çağlar açısından “Gölmarmara tarihi” aslında “Gölmarmara
ve Çevresi” tarihi olarak karşımıza çıkmaktadır.
E
Bu arada, Gölmarmara tarihini, ilçe merkezine 12 km uzaklıktaki Marmara Gölü’nden
ayrı düşünmemek gereklidir. Günümüzde dahi önemli yerleşim yerlerinin insanoğlunun en temel ihtiyaçlarından olan suya yakın bölgelerde olması, tarihte de büyük medeniyetlerin akarsular ve göller etrafında kurulması elbette ki bir tesadüf değildir. Marmara Gölü’nün tarihin ilk çağlarında dahi var olan “doğal bir göl” olması Gölmarmara
tarihini milat öncesine dek taşımaktadır. Bugün dahi Marmara Gölü, bölge insanının
ana geçim kaynağı olan tarım, hayvancılık ve avcılık noktasındaki geçim kaynaklarının merkezinde yer almaktadır.
1
12
“Batı Anadolu bölgesi birçok uygarlığın beşiği olmasına rağmen Gölmarmara sınırları içerisinde ilçenin tarihine ışık tutacak çok eski bir tarihi kalıntıya rastlanmamıştır.” Behset Dursun, Gölmarmara’nın Cumhuriyetin İlk 70 Yıllık Dönemindeki Gelişimi, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek
Lisans Tezi, Uşak, 2011, s.6; “İlçenin tarihi hakkında kaynaklarda ayrıntılı bilgi bulunmamakla birlikte…”
H.Sibel Ünalan, Akhisar ve Gölmarmara’daki Türk Anıtları, Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Basılmamış Yüksek Lisans Tezi, İzmir, 1998, s.6.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmarmara, sırasıyla Lidya, Pers, İskender İmparatorluğu, Bergama, Roma
ve Roma’nın ikiye ayrılmasından (395)
sonra da Doğu Roma (Bizans) hâkimiyetine
girmiştir. 14. yüzyıl başlarında ilçe bir
Türk-İslam beyliği olan Saruhanoğulları
yönetimine girmiş ve 15. yüzyıl başlarından itibaren de tam anlamıyla Osmanlı
Devleti’nin kontrolüne girmiştir. Dolayısıyla ilçe, XIV. yüzyıldan itibaren Türkİslam kimliğine bürünmeye başlamıştır.
Bugün, Gölmarmara’da yer alan tarihi
eserlerin hemen hemen tamamı da Osmanlı dönemine aittir.
Gölmarmara, Türkiye Cumhuriyeti’nin
kurulmasıyla 1923 yılında Manisa’nın diğer bir ilçesi olan Akhisar’ın bucağı olmuş, 1987 yılında ise Manisa’nın ilçesi
olmuştur.
Osmanlı Öncesi Dönem
Yazılı kaynakların olmaması yahut az
olması; üzerinden bir hayli zaman geçmesi, kaynakların tahrif olması ve toprak
altında kalması, ilk dönem tarihi bilgilerinin ayrıntılı olamamasına, tarih bilgilerinin daha çok genel bilgiler olmasına,
mit denilen efsanelerle karışmasına ve
hatta bazen çıkarımlara dayandırılmasına sebep olmaktadır. Bu durum elbette
ki Gölmarmara’nın ilk dönem tarihleri açısından da geçerlidir. Ancak, eldeki somut
verilere bakılacak olursa Gölmarmara’nın
ilk dönem tarihi hakkında şunlar söylenilebilir:
Batı Ege havzası ilk çağlarda olduğu
üzere, prehistorik çağlarda da yerleşmeye
açık bir bölgedir. Bu bölgede, köylü toplumlarına geçiş olarak bahsedeceğimiz
değişimler M.Ö. 6000 dolaylarında başlamış ve genellikle su kenarlarının stratejik önemini gösterecek şekilde akarsu
ve göllere yakın konumlanmışlardır. Marmara Gölü çevresinde yapılan araştırmalar
sonucunda prehistorik döneme ait çömlek parçaları bulunmuştur. Göl kıyısı boyunca biriken bu parçalar erken bronz
çağ (M.Ö. 3000 – M.Ö. 2000) yerleşmesine işaret etmektedir. Biri gölün 7 km batısında ve diğeri güneydoğusunda olmak
üzere prehistorik dönemlere ait mezarlar
bulunmuştur. Göl çevresinde tarih öncesi
devirlere ait bir başka bir veri ise göldeki
kazıklı yapıların izlerine rastlanılmasıdır.
Bunlar da göl çevresindeki yerleşmelerin
günümüzden 6000 yıl öncesine dair işaretler olarak kabul edilmektedir.2
Gölün adının çeşitli kaynaklarda, Lidya
kralı Gyges’e ithafen Gygaeische, Gygean
ve Koloe, şeklinde geçtiği anlaşılmaktadır.
Antik çağda Lidya’nın başkenti olan ve
bugün Salihli ilçesi sınırlarında yer alan
Sardis (Sard/Sardes) kenti de gölden 10
km uzaktadır. Gölün güney bölgesinde
yer alan ve “Bin Tepeler” olarak bilinen
bölgede Lidya krallarının mezarları bulunmaktadır. Son yıllarda yapılan arkeolojik kazılar bölge tarihinin daha eskilere
dayandığını ortaya koymaktadır. Lidya
Uygarlığı’nın Başkenti Sard şehri ile Bintepeler olarak anılan bölge arasında kalan bu bölgede arkeolojik kazı faaliyetleri
yürüten Christopher Roosevelt de şunları
söylemektedir: “Bölgedeki en erken yaşam faaliyetleri günümüzden 400 bin ile
100 bin yıl öncesine, yani orta paleolitik
çağlara kadar uzanmaktadır. M.Ö. 3000
2
Mustafa Girgin, Doğu Coğrafya Dergisi, “Marmara
Gölü”, Erzurum. sayı 3, s. 84.
13
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
(Fotoğraf: Fatih Güneş)
Gölmarmara
Bintepeler bölgesindeki Tümülüs mezarlar
yıllarında bölgede on beş civarında yerleşim yeri olduğunu tahmin etmekteyiz.
M.Ö. 2000 yıllara ait olan dört kale bulduk. Bu bölgede geniş bir yerleşim ağı olduğunu düşünüyoruz.3”
Yine Lidya Kralı Giges döneminde (M.Ö.
680) Efes’ten başlayıp, Sard’dan geçerek
Gordion-Ankara-Sivas-Malatya-Ninova ve
Sus’a kadar uzanan ünlü Kral Yolu da denilen transit ticaret yolu açılmış, bu yolun güvenlik ve gerekli konaklama tesisleri kurulmuştur.4
Gölmarmara’nın adını, yakınlarında bulunan göl ve mermer ocaklarından “Gölmermere” olarak aldığı, bu ismin de zaman
3
4
14
“ABD’li arkeologlar, Anadolu’da tarihin izini sürüyor.” başlıklı www.cumhuriyet.com.tr/?hn=148674
adresinde yer alan 14 Haziran 2010 tarihli haber. (Link 27.04.2013 itibariyle günceldir.)
Nazmi Özçelik, İlk Çağ Tarihi ve Uygarlığı, Nobel
Yay., Ankara 2002, s. 113.
içerisinde “Gölmarmara” şekline dönüştüğü söylenmektedir. Bu ismin de gölün
kuzeybatısındaki tepelerde vaktiyle işletilen mermer ocaklarından aldığı söylenmektedir. Şimdiki adı olan Marmara’nın
ise, Helen dilinde “mermer” anlamına gelen “Marmaron” sözcüğünün çoğul biçimi
olduğu söylenir.5 Evliya Çelebi de ünlü Seyahatnamesinde Gölmarmara’dan “Mermere” (Mermerecik) diye bahsetmiştir.6
Bugün dahi Gölmarmara’nın yerli halkı
kendi aralarında konuşurken bazen ilçeyi “Mermere” şeklinde telaffuz etmektedir. Osmanlı döneminde nahiyenin Marmara olan ismi, Türkiye döneminde yine
1930’a kadar Marmara ismiyle geçerken
1938’de artık Gölmarmara olarak geçmektedir.
5
6
Girgin, a.g.e., s.84.
Evliya Çelebi, Seyahatname, Günümüz Türkçesine Çeviren: Zuhuri Danışman, c.13, Özaydın
Matbaası, İstanbul, 1971, s. 69.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Bölgede, Lidya kültürünün temelini
oluşturduğu söylenen ve M.Ö. 2500’lü yıllara uzanan bir Luvi kültüründen de söz
edilmektedir. Ayrıca İlyada Destanında
Tmolos/Bozdağ ile Gyges/Marmara Gölü
arasındaki düzlük dolaylarında yaşayan
Maiones (Maionlar) isminde bir ulusun
yaşadığı ve bu bölgeye onlara ithafen
Maiona denildiğinden bahsedilmektedir. Buranın da bir Lidya ülkesi olduğu
söylenmektedir. Lidyalılar döneminde
bölgenin bir kültür merkezi olarak öne
çıktığı görülmektedir. Bu dönemde Sardes, Antik dünyanın en görkemli kentlerinden biriydi. Lidya kraliyet mezarlığının Marmara (Gygaria/Koloe) Gölü
civarında olduğu söylenmektedir. Yığma
kum tepelerinden oluşan Tümülüs tepe
mezarlar, Bintepeler bölgesinden başlayarak Akhisar’ın kuzeybatısındaki Süleymanlı ve Eroğlu köylerine kadar uzanmaktadır. 7
ile krallığını ve bütün hazinesini Roma
Lidyalılardan sonra bu bölgede Pers
krallığının hüküm sürdüğü görülmektedir. Bu yörede bir Pers iskânının varlığını gösteren ilginç bir kanıt, Efes’te
(Ephesos) ele geçmiş olan ve Lidya’daki
Roma imparatorluk devri yerleşim yeri
adlarını kaydeden önemli bir yazıttır. Bu
yazıtta adı geçen ‘Maibozanoi’ adlı Pers
kavminin Marmara civarında yaşadığı
düşünülmektedir. 8
edinerek Saruhanoğulları beyliğini kur-
Perslerden sonra bölge İskender’in
egemenliği altına girer. İskender İmparatorluğu yıkıldıktan sonra bölgede kurulan en önemli devlet Bergama Krallığıdır. Bergama Kralı bir vasiyetname
7
8
Dursun, a.g.e., s. 7.
Dursun, a.g.e., s. 7.
İmparatorluğu’na bırakmıştır. Böylece
bölge Roma İmparatorluğu’nun egemenliğine girmiştir. Bu dönemde Manisa ve
çevresindeki şehirler oldukça parlak devirler geçirmişlerdir.9
Türk tarihinin dönüm noktalarından
biri olan, Büyük Selçuklu Devleti ile Bizans İmparatorluğu arasında yapılan ve
Büyük Selçuklu İmparatorluğu’nun zaferi
ile sonuçlanan 1071 Malazgirt savaşından sonra Anadolu’nun kapıları Türklere
açılmış oldu. 1075 yılından sonra Türkler, Manisa yöresinde bazı şehir ve yerleşim bölgelerini ele geçirdiler. Selçuklulardan sonra yöre Haçlı Seferleri sonucu
bir kez daha Bizanslıların eline geçti. Ancak Türkler, birçok saldırılardan sonra
bölgeyi tekrar ele geçirmişlerdir. Saruhan Bey 1313 yılında Manisa’yı merkez
muştur. Saruhanoğlu İshak Çelebi’nin
Mahmut Danişmend’e Marmara’da bir
çiftlik vakfettiği ve bunun çocukları olan
Mehmet ve Ali’ye de berat ile Mutasarrıflık verildiği belirtilmektedir. Yine İshak Çelebi, Marmara’nın bir köyündeki
çiftliği Ahi Ali’ye vakfetmiş ve onun çocukları Cafer Ahmet ve Mahmut, berat
ile mutasarrıf olmuşlardır. Saruhanoğlu,
Marmara’da Saka Hacı denilen yeri vakfetmiş, Marmara’daki İçhisar Mahallesi’nde
imam olan Mahsur, berat ile buraya Mutasarrıf olmuştur.10
9
10
Dursun, a.g.e., s. 7.
Dursun, a.g.e., s. 8.
15
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Eski yıllarda Gölmarmara
Osmanlı Dönemi
Osmanlı Devleti’nin dördüncü padişahı
Yıldırım Beyazıt, 1389–1390 yıllarında Manisa bölgesini Saruhanoğulları yöneticisi
Hızır Şah’tan teslim aldı ise de, 1402 Osmanlı Devleti ile Timur Devleti arasında
yapılan Ankara Savaşı sonrası bu beylik,
Saruhan bin İshak önderliğinde yeniden
ortaya çıkmıştır. Ancak onun da bölgeye
hâkimiyeti çok uzun sürmemiştir. 1411
ila 1415 yılları arasında bölge Yıldırım
Beyazıt’ın oğullarından Osmanlı padişahı
Çelebi Mehmed’in kontrolü altına girmiş
ve böylece Saruhanoğulları’nın Manisa
kolu tarihe karışmıştır.11 Bu dönemden
11
16
Feridun Emecen, DİA, “Saruhanoğulları”, Cilt 36,
İstanbul 2009, s. 172-173.
sonra da Gölmarmara ve çevresi artık Osmanlı nüfuzuna girmiş oluyordu.
Klasik Osmanlı döneminde Gölmarmara,
Saruhan sancağına bağlı bir kaza merkezi
idi. 1628 yılından itibaren Manisa’ya bağlı
olarak görülmektedir. Bu dönemlerde
Gölmarmara’daki aşiretler Gökçe Dutak
Aşireti, Ozancalı Aşireti, Gündüz Aşireti
olduğu belirtilmektedir.12
Ünlü Osmanlı seyyahı Evliya Çelebi
de 1671–1672 tarihlerinde o dönemki
adı ile “Mermere Kasabası”na gelmiş
ve gözlemlerini şöyle nakletmiştir: “Saruhan Toprağında 150 Akçelik bir kazadır. On bir tane köyü vardır. Serdar ve
Kethüda yeri vardı. Fakat Müftü ve Naibi
12
Dursun, a.g.e., s. 9.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
yoktu. Lalapaşa Evkafıdır. Şehir bir kayalı
bayır yerdedir. Birbiri üstüne 1200 evdir.
Ama binden fazla konak harap olmuştur.
Mamur olanlar on mahalledir. Manzarası
geniş, havadar evlerdir. Lalapaşa’nın Eski
Camii kargir kubbeli, avlusu şadırvanlıdır. Medrese, İmaret, Dar-ul Hadis, Dar-ul
kurra, mektep ve çeşmeleri hep Lalapaşa
hayratıdır. Yüz kargir dükkân vardır. Yukarı Mahalle’de Hafize Sultan Camii vardır. Hafize Sultan kerametleri görülmüş
Ulu Sultandır. Pamuğu, kavunu, karpuzu
meşhurdur. Havası güzeldir ama halkı fukaradır. Müderris Efendilerden başka ayanı
yoktur. Hanifi Sultan, Mehmet Baba ve Ali
Baba ziyaret yerleridir.13”
18. yüzyılda Anadolu Eyaletinde meydana gelen fiili bölünmüşlük neticesinde,
sancaklardan dört eyalet meydana getirilmiştir. Aydın Eyaleti de 2 Haziran 1833
tarihinde fiilen oluşturulmuş ve 1838 yılında dört sancaktan meydana gelmiştir:
Aydın, Menteşe, Saruhan, Sığla-Denizli.
Gölmarmara bu dönemde 1835–1842 yılları itibariyle Saruhan Sancağına bağlı bir
kaza merkeziydi. Bu düzenlemeye göre H.
1273 (1856–1857) salnamesinde 1856
yılında Akhisar, yine Marmara gibi Saruhan Sancağının kazası olarak geçmektedir.
Osmanlı Devleti’nde Vilayet sisteminde
1864–1867 yıllarında yapılan çok önemli
düzenlemeyle zaten kadı naibince yönetilen ve bir kaza merkezi durumunda olmayıp resmi olarak kaza statüsünde olan
birçok kaza nahiyeye dönüştü. Gölmarmara da işte bunun sonucu 1867 yılında
Akhisar’a bağlı bir nahiye oldu.14
13
14
Evliya Çelebi, a.g.e., s. 69.
Dursun, a.g.e., s. 9.
Akhisar’ın nahiye ve köy adları H.1300
(1884–1885) tarihli Aydın Vilayeti Salnamesinde yer almaya başlamıştır. Akhisar’ın
H. 1307 (1891–1892) – H. 1326 (1908)
yılları arasında salnamelerden, bu tarihlerde Gölmarmara ve Körük namı ile iki
nahiyesi olduğunu saptanabilmektedir.
1891–1892 Aydın Vilayet Salnamesine
göre Gölmarmara nahiyesinin Kılcanlar,
Sazköy, Yeniköy, Gines, Moralılar, Güner,
Harmandalı, Musalar, Gökçekonak, Karbağcı, Uzuncalar olmak üzere 11 köyü bulunmaktaydı. İbrahim Cavid tarafından hazırlanan bu salnameye göre 1891–1892
yıllarında Marmaracık (Gölmarmara) nahiye Müdürü Recep Ferid Efendi, Naib
(yardımcısı) Ahmet Şevki Efendi, azalar
ise Hasan Ağa, Mustafa Efendi ve Nikolaki Efendidir. Nahiye idaresinde Nikolaki
Efendi gibi bir Rum’un görev yapabilmesi
Islahat Fermanı’nın (1856) azınlıklara
sağlamış olduğu haklardan kaynaklanmaktaydı. H. 1311 (1893) tarihli Aydın
Salnamesine göre Gölmarmara’nın 14
köyü vardır. Ayrıca yörede zımpara madeni bulunmuş olup, Karadağ isimli alanda
hafriyat çalışması yapılmaktadır. H.1324
(1906–1907) tarihli devlet salnamesine
göre, Akhisar’ın Gölmarmara namı ile
bir nahiyesi mevcut olup, bu nahiyenin
13 köyü bulunmaktaydı. H.1327 (1909)
yılı devlet salnamesine göre ise, Akhisar
merkezinin 45 köyü, Gölmarmara nahiyesinin ise 13 köyü vardı. Birinci Dünya
Savaşı sırasında Marmara, merkezi İzmir olan Aydın Vilayetinin Saruhan (Manisa) mutasarrıflığına bağlı bir kaza olan
Akhisar’a bağlı bir nahiyeydi. Cumhuriyet
17
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
dönemindeki değişikliğe kadar da böyle
devam etti.15
Birinci Dünya Savaşı’ndan yenik ayrılan Osmanlı Devleti, İtilaf Devletleri ile
30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi’ni
imzalamak zorunda kalmış ve fiilen yok
edilmişti. Silah, cephane ve ulaşım yoları ile tüm haberleşme araçları, liman
ve tersaneler İtilaf Devletleri’nin denetimine bırakılmış, İtilaf Devletleri’ne, mütarekenin 7. maddesine16 dayanarak, ülkenin herhangi bir yerini kendi güvenlikleri
için işgal hakkı tanınmıştır. İtilaf devletlerinin asıl amacının Osmanlı topraklarını kendi aralarında paylaşma niyetinde oldukları açıktır. Bu amaçla 18 Ocak
1919’da Paris Barış Konferans’ında toplanmışlardır. Toplantıda, İngilizlerin desteği ile Gölmarmara’nın da içinde bulunduğu Batı Ege coğrafyası Yunanistan’ın
payına düşmüştür.
Milli Mücadele Dönemi
Mondros Mütarekesinin imzalanması
ile birlikte Yunan Başkanı Venizelos savaşa girmelerinin ödülü olarak itilaf devletlerinin Yunanistan’a vermeyi önerdikleri Osmanlı toprakları ile ilgili bir nota
hazırladı. Paris Barış Konferansına sunulan bu nota ile Marmara Denizi kıyısındaki
Kurşunlu’dan başlayan, Uşak’ın batısından geçen ve güneyde Akdeniz kıyısındaki Kalkan’da sona eren hattın içinde
kalan toprakların Yunanistan’a verilmesi
15
16
18
Dursun, a.g.e., s. 9.
Mondros mütarekesinin 7. maddesi: “İtilaf devletleri, güvenliklerini tehdit edecek bir durumun ortaya çıkması halinde, herhangi bir stratejik noktayı işgal hakkına sahip olacaklardır.”
isteniyordu. Bu bölge içinde Manisa ve
çevresi de bulunuyordu. 6 Mayıs 1919’da
komisyonun kararı Yunan Başkanına bildirilerek, işgalin başlaması istendi. Bunun
üzerine 15 Mayıs 1919 da İngiliz donanması yardımı ile Yunan Askerleri İzmir’e
çıktılar ve şehri işgal etmeye başladılar.
20 Mayıs’tan itibaren iç bölgeleri işgal etmeye başladılar. 26 Mayıs’tan ibaren Manisa ve çevresi işgal altında kalmış oldu.
Birinci Dünya Savaşı’ndan önce olduğu gibi
sonra da, Akhisar’da ve Gölmarmara’da
çeşitli azınlıklar yaşamaktaydı. 15 Haziran 1919’da, Akhisar’ın ileri gelenleri tarafından milli bir cemiyet kurulmuştur.
İzmir’in işgali ile birlikte yurtta kurulan
milli cemiyetlerin adı genellikle “Redd-i
İlhak” adını almasına rağmen, Akhisar’da
kurulan cemiyetin adı “Akhisar Redd-i
İşgal”dir. Bu cemiyetler işgali takip eden
aylarda birçok kongreler yaptılar. Batı cephesinde toplanan kongrelerin en önemlisi Alaşehir Kongresi’dir. Balıkesir kararlarını pekiştirmek ve Erzurum kararlarını
değerlendirmek için 16–25 Ağustos 1919
tarihinde toplanan bu kongrede, Yunanlılara karşı direnişin artırılması ve gerekirse İtilaf Devletleri’nden yardım alınması
kararlaştırıldı. Burada Kuvay-ı Milliye’nin
varlığı kabul edilmiştir. Alaşehir Kongresi
Kuvay-ı Milliye’nin Manisa ve yöresinde
teşkilatlanmasında kolaylıklar sağladı.
Alaşehir Kongresine Marmara’dan Reşat
ve Hüsnü Beyler katılmıştır, Kongreden
sonra Salihli, Alaşehir, Akhisar ve Soma
direniş cepheleri daha merkezi ve daha
disiplinli birer yapıya kavuşmuştur.17
17
Dursun, a.g.e., s. 13.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmarmara’da Kuvay-ı Milliye’nin kurulmasında ve çalışmasında oldukça etkili
olan kişi Hafız Tahir ismiyle bilinen Tahir
(Barutçuoğlu) Beydi. Gölmarmara’nın önde
gelen insanları arasında yer alan Hafız Tahir, Gölmarmara’da Kuvay-ı Milliye’nin örgütlenmesinde bulunmuş ve bu örgütün
başkanlığını yapmıştır. Tahir Bey ayrıca
Sakarya Savaşı’na katılmış ve savaşta ayağından vurularak yaralanmıştır. Doktorlar tarafından ayağının kesilmesine karar
verilince yaverliğini yaptığı komutanına
rica eder ve komutanı ayağının kesilmemesi için gereğinin yapılmasını ister. Tahir Bey’in ayağı yine bu yaradan dolayı
aksar ve asa kullanırdı fakat asasını o kadar ustalıklı kullanırdı ki kimse O’nun ayağının aksadığını anlayamazdı. İstiklal Sa-
vaşı gazisi olan Hafız Tahir Bey’e, İstiklal
Madalyası verilmiştir.18
Yunanlılar, 22 Haziran 1920’de Akhisar’a karşı genel hücuma geçmişlerdi.
Türk kuvvetleri saldırının daha çok kuzey cephesine yönelik olacağını düşünüyorlardı. Saldırı, Akhisar ve Soma yöresinden beklendiği için 23.Tümen’in
bazı birlikleri, kendi bölgesi dışındaki
Gölmarmara’ya gönderilerek, Akhisar’a
yardımcı olmaya çalışılmıştı. 22 Haziran
tarihinde Gölmarmara’yı işgal eden Yunan
birlikleri bir gün sonra yani 23 Haziran
tarihinde ise Akhisar’ı işgal etmişlerdi. 23
Haziran 1920 günü, bir gün önce Akhisar’ı
işgal eden Efzun Alayı’nın arkasından, Yunan birliklerinden İzmir Tümeni ve Ada18
Dursun, a.g.e., s. 13.
6 Eylül Gölmarmara’nın düşman19
işgalinden Kurtuluş günü kutlamaları
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
lar Tümeni’ne bağlı birlikler de Akhisar’a
gelmişlerdir. Burada düzen oluşturduktan
sonra Anadolu’nun içlerine ilerlemişlerdir. 26 Ağustos 1922 den başlayan büyük
taarruzla Yunan ordusu büyük bir yenilgiye uğratılmış, bu tarihten sonraki tarihlerde Manisa ve çevre ilçeleri birer birer
Yunanlılardan arındırılmıştır.
“Gölmarmara’nın Cumhuriyetin İlk 70
Yıllık Dönemindeki Gelişimi” ismindeki
Yüksek Lisans Tezi için bölgenin yaşlıları
ile söyleşi yapan Behçet Dursun’un eserinde şu bilgiler verilmektedir:
Mahiye Nine, o yılları şöyle anlatıyor.
Köylerinde eskiden Rumlarla birlikte yaşadıklarını ve Kurtuluş Savaşı başladığı andan itibaren büyük zorluklar yaşadıklarını
ifade eden Mahiye Nine, o sıkıntılar içeresinde halk arasında bir komutanın isminin yayılmaya başlandığını, o komutanın
isminin ‘’Kemal’’ olduğunu söyledi.
Mahiye Nine, bu ismin Türkler için
umut, Rumlar için ise korkulan bir isim
olduğunu dile getirerek, ‘’O günlerde büyükler, yeni doğan çocukların ismini ‘Kemal’
koymaya başlamışlardı. Rumların ‘Kemal’
isminden korktuklarını çok iyi hatırlıyorum. O günlerde 10 yaşlarındaydım. Bizim
yaşımızdaki Rum çocukları ‘Kemal’ ismini
iyi biliyorlardı. Demek ki onların evlerinde
de konuşulmaya başlamıştı’’ dedi.
O yıllarda çok büyük eziyetlere maruz
kaldıklarını, dedesinin ve dört arkadaşının köyün deresine götürülerek öldürüldüğünü ifade eden Mahiye Karabulut, o
yılları şu sözlerle anlattı: ‘’Artık büyük bir
savaş yaşanıyordu. Büyük Taarruz sırasında
düşman hem kaçıyor, hem de çoluk çocuk,
erkek kadın demeden herkesi öldürüyordu.
20
Annem, babam ve kardeşlerim ile tarlaya
saklandık. Düşman ordusu boş durmadı.
Salihli’yi, Turgutlu’yu yakarak geçti. Bunları çok iyi hatırlıyorum. Manisa’ya varan düşman ordusu Manisa’yı da yaktı.
Tam üç gün üç gece Manisa yandı. Sonra
Mustafa Kemal Paşa ve ordusunun düşmanı denize döktüğünü duyduk. İzmir’in,
Manisa’nın, kasabalarının kurtulduğunu
öğrendik. Bu durum herkesi sevinç gözyaşlarına boğdu.19’’
Dedesi ve anneannesi o günleri yakından yaşayan esaret dönemi yaşanan
zulmü çok iyi bilen Satı Turna ise o dönemi
şöyle anlatıyor. “1903 doğumlu dedem eşi
anneannem Kurtuluş Savaşı yıllarını yaşamış. Anneannemin babası Ali dedemiz birkaç kez bedel ödemiş. Sonunda 28 yaşında
Çanakkale Savaşı’na katılmış. Şehit olmuş.
Geride 1 erkek ve 3 kız çocuğu öksüz kalmış. Büyük olan ağabeyleri de Kurtuluş
Savaşı’nda şehit olmuş. Anneannem, abisine Yaşar Efem derdi. Bir gün yakın cepheden sırtında azık torbası köye düğüne
gelmiş. Zeybek oynayıp herkesle vedalaşmış. Gidiş o gidiş bir daha dönmemiş. Kız
çocukları Fatma, Ayşe, Hatice 9, 6, 3 yaşlarında. Fatma benim anneannem kardeşlerine bakmış.
Köyde sadece yaşlılar ve çocuklar kalmış. Eli silah tutan herkes cephelerde vatan
için çarpışıyormuş. Ege Bölgesini Yunanlılar işgal etmiş. Bir gün Fatma (anneannem) köyün yaşlıları ile eşeklerine odun
yükleyip ilçeye satmaya gitmişler. Dönüş
yolunda Yunanlılar Gölmarmara dağına
yerleştirdikleri dürbünlü toplarıyla karşı
19
Mahiye Karabulut’la 26.02.2011 tarihinde yapılan söyleşi, Dursun, a.g.e., s. 16.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
dağı sürekli top ateşine tutmuşlar. Çocuk
ve yaşlılar kaçmaya çalıştıkça önlerine
arkalarına top mermileri düşüp çukurlar
açıyormuş. Eşeklerin üzerindeki yaşlıların
ayakları bacakları yara bere içinde kalmış. Canlarını zor kurtarmışlar. Yollarda,
subaşlarında akşamdan kalma köz yığınları gördüklerini söylerdi. Çeteler ormanlarda saklanırmış. Onların korkusu da ayrı
bir dert, derdi.
Babamın babası Mustafa dedem, OsmanlıRus savaşına katılmış. Onun için biz ona
Urus Dede derdik. Kurtuluş Savaşı yıllarında yine düşman askerleri ilçede gördükleri kişileri yakalıyor parola soruyor
bilmezlerse hendeklerde kesiyorlarmış. Bir
gün Mustafa dedemi yakalamışlar sorguluyorlarmış. Yerli Rumlardan birisi dedemi
tanımış onlara bir şeyler söylemiş canını
kurtarmış.20”
Yine bir gün köyün yaşlısı Helime Ebe
ekmek için hamur yoğuruyormuş. Devriye
gezen bir grup düşman askeri köye gelmişler. Tüfeğin dipçiği ile nineye hem soru soruyor hem de eziyet ediyorlarmış. Sonra da
yaptığı ekmekleri alıp gitmişler. Yaşlı nine
kan ter içinde ekmekleri yapmış yeter ki
canımıza kıymasınlar çoluk çocuğa zarar
vermesinler diye isteklerine uymuş.
Hemen hemen bölgenin tamamında
olduğu gibi Milli Mücadele yıllarında Gölmarmara halkı da düşman zulmünü ne
yazık ki yaşamıştır. Ancak tüm bu olumsuzluklara rağmen bağımsızlıktan vazgeçilmemiş, 6 Eylül 1922’de Gölmarmara
düşman işgalinden kurtarılmıştır.
20
Satı Turna Arı’yla 20.04.2011 tarihinde yapılan
söyleşi, Dursun, a.g.e., s. 17.
21
ikinci bölüm
Gölmarmara’nın
Coğrâfi
Özellikleri
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Coğrafi Konumu
ölmarmara Ege Bölgesinin kuzeybatı kesiminde, 38.43 derece kuzey enlemleriyle 27.55 derece doğu boylamlarında yer almaktadır. Doğusunda Gördes;
batısında Saruhanlı ve Ahmetli; kuzeyinde Akhisar; güneyinde Salihli ilçeleriyle çevrilmiştir. Yüzölçümü Harita Genel Komutanlığı’na ait 1/1.000.000 ölçekli
Mülki İdari Bölümleri Haritasına göre 289 kilometre karedir. Yüzölçümüm bakımından Manisa’nın en küçük ilçesi Gölmarmara’dır. Manisa il merkezinin kuzeyinde yer
alan ilçemizin denizden yüksekliği 98 metredir. İlçemiz il merkezine 58 km, Akhisar’a
27 km, Salihli’ye 39 km uzaklıktadır. Marmara Dağı’nın eteğinde kurulmakla beraber
son yıllarda ilçemizin yerleşim alanı düzlüğe doğru genişlemiştir.
(Fotoğraf: Fatih Güneş)
G
Gölmarmara ve ovasının havadan görünümü
24
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
(Fotoğraf: Yılmaz Özçubukcu)
Gölmarmara
Masmavi sularıyla Marmara Gölü
Yüzey Şekilleri
İlçemiz kuzeyinde Türkmen Dağları’ndan
doğan Kumçay, güneyinde Marmara Gölü,
doğusunda Keçi Dağı, batısında Çal ve
Marmara Dağları ile sınırlanmıştır.
İklimi
Akdeniz iklimine yakın bir karakter
gösteren ikliminde; Akdeniz ikliminin
karasal karakteri daha hâkimdir. Yağışlar soğuk aylarda daha fazladır. En sıcak
aylar haziran, temmuz, ağustos; en soğuk aylar aralık ve ocak aylarıdır. Aralık
ve ocak ayları yağış miktarının en fazla
olduğu aylardır. Yaz ayları oldukça kurak
geçmektedir. Bitki örtüsü iklim özelliklerine göre gelişmiştir. Bitki örtüsünün belli
başlı türleri olarak karaçam, kızılçam, incir,
dut, kavak, söğüt, karaağaç, defne, çınar,
böğürtlen, ebegümeci, sarmaşık, zeytin,
zakkum, ısırgan, kuzukulağı, menekşe,
karanfil, lale olarak sayılabilir.
Marmara Gölü
İlçe merkezine 12 km uzaklıkta Gördes
Çayı’nın sularıyla beslenen Marmara Gölü
bulunmaktadır. Marmara Gölü, Gölmarmara ile Salihli arasındadır. Göl, yaklaşık
35 km2 yüzölçümüne sahiptir ve 300 milyon m3 su depolama hacmine sahiptir.
Lidyalıların “Hiç Kurumayan Göl.”
diye sözünü ettikleri alüvyal yığılmayla
meydana gelmiş Gölün adı eski çağlarda
Gygaeishe (Lidya Kralı Gyges’den dolayı),
Gygean ve Koloe olarak geçmekte ya da
Homeros’un İlyada’sında söz edildiği gibi
Gygaie/Gyged/Gyges Gölü adını almaktadır. Şimdiki adı olan Marmara ise Helen dilinde Mermer anlamına gelen Marmaron
sözcüğünün çoğul biçimidir. Gölmarmara
25
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
ismini göl ve mermer ocaklarından almıştır. Bir süre Gölmermere olarak geçen isim dile daha kolay gelmesi nedeniyle Gölmarmara olmuştur.
Tektonik kökenli bir oluk üzerinde oluşmuş, alüvyal bir set gölüdür. Gölün bulunduğu oluk Gediz depresyonuna bağlanan
bir çukurluktur. Kuzeybatıdan güney doğuya doğru uzanan fayların sınırlandırdığı
bu alanda, Menderes masifinin formasyonları ve alüvyonlar yaygındır.
Marmara gölü doğal bir set gölü olmasına rağmen, yapay kanalları vasıtasıyla
baraj gölü fonksiyonu kazanmış bir göldür. Göle bağlanan kanallar kış aylarında
önemli miktarda suyun depolanmasını
sağlarken, gölden tarım alanlarına yönelmiş olan kanallar da yaz aylarında sulamaya katılmaktadır. Marmara Gölü’ne
Gediz ırmağından su aktarılmaya başlanmıştır. Gölün sulak alan olarak önemi
artmaktadır.
Marmara Gölü’nün bulunduğu sahada
paleozoik yaşlı araziler yaygındır. Bunlar
şist ve mermerlerden oluşan formasyonlardır. Marmara Gölü’nün drenaj alanının
1780 kilometrekare olmasına karşılık kurak iklim koşullarının etkisi altındadır.
Marmara Gölü’ne su toplama alanındaki yazın kuruyan küçük derelerden ve
Akpınar kaynaklarından su gelmektedir.
Kurak geçen yıllarda göl seviyesi düşerken, nemli geçen yıllarda yükselmektedir.
Göl çevresinde 200’e yakın kuş çeşidi bulunmaktadır. Gölde sazan balığı üretimi
yapılmaktadır. Marmara Gölü ve çevresi
sulak alan olarak korumaya alınmıştır.
Nüfusu ve Dağılımı
Aşağıdaki bilgiler ışığında ilçemizin nüfusunda yıllara göre azalma olduğu görülüyor. İlçe nüfusunun azalmasının başlıca sebepleri halkın bir kısmının büyük il ve ilçelere iş bulma, eğitim, büyük merkezlerdeki imkânların çokluğu nedeniyle yönelmesi
ile son yıllarda tarımsal ürünlerin sanayi ürünlerine göre yeterince kazançlı olmaması
ve sanayinin gelişmemiş olmasının getirdiği mecburiyettir.
Sıra
No
Yılı
Merkez İlçe Nüfus
Köy Nüfusu
Toplam İlçe Nüfusu
1
1990
10.976
7.548
18.542
2
2000
11.205
6.626
17.831
3
2007
9.938
6.149
16.087
4
2009
9.840
6.153
15.993
5
2010
9.750
6.087
15.837
6
2011
9.734
6.015
15.749
7
2012
9.699
5.910
15.609
Gölmarmara ilçesinin 1990–2012 yılları arası nüfus dağılımı (TÜİK verileri)
26
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Yerleşim Biriminin
Adı
2009 Yılı
Nüfus Durumu
2010 Yılı
Nüfus Durumu
2011 Yılı
Nüfus Durumu
2012 Yılı
Nüfus Durumu
Gölmarmara
1
Şehir Merkezi
9840
9750
9734
9699
2
Ayanlar köyü
176
176
167
164
3
Beyler köyü
254
247
245
245
4
Çamköy köyü
178
186
179
169
5
Çömlekçi köyü
166
165
165
164
6
Deynekler köyü
583
575
569
570
7
Hacıbaştanlar köyü
91
93
94
92
8
Hacıveliler köyü
302
311
303
301
9
Kayaaltı köyü
389
370
358
362
10 Hıroğlu köyü
123
112
112
112
11 Kılcanlar köyü
122
108
99
91
12 Ozanca köyü
2164
2.183
2194
2158
13 Taşkuyucak köyü
493
490
481
459
14 Tiyenli köyü
618
607
597
598
15 Yeniköy köyü
404
390
370
355
16 Yunuslar köyü
90
74
82
70
6153
6087
6015
5910
9840
15.993
9750
15.837
9734
15749
9699
15609
Sıra
No
Köy Toplamı
Merkez Toplamı
Genel Toplam
Nüfusun yerleşim birimlerine göre nüfus dağılımı (TÜİK 2009–2012 verileri)
İlçe nüfusunun çoğunluğunu 1930–1950 yılları arasında yurdumuza gelen Balkan
göçmenleri oluşturmaktadır. Yine 1950’li ve 1990’lı yıllarda Doğu Anadolu’dan gelen
vatandaşlarımız Ozanca köyü ile Merkez Kayapınar ve İsmet Paşa Mahalle’sine yerleşmişlerdir. 2009–2012 yılları verilerine göre ilçenin toplam nüfusunda azalma olduğu
görülmektedir. 2012 yılı adrese dayalı nüfus kayıt sistemine göre yapılan sayımda ilçe
merkezi ve köylerde yaşayan nüfusun kadın ve erkek sayıları şöyledir:
İlçe Merkezi
Köyler
İlçe Genel Nüfusu
Erkek Sayısı
Kadın Sayısı
Toplam
4838
4861
9699
2923
2987
5910
7761
7.848
15609
27
üçüncü bölüm
Gölmarmara’da
Tarım, Ticaret
ve Ekonomi
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Geçim Kaynakları
umhuriyet’in ilk yıllarında Gölmarmara halkı çoğunlukla tütüncülükle geçinmekteydi. Ayrıca pamuk, palamut, buğday üretimi ve hayvancılık ilçenin diğer
önemli geçim kaynaklarıydı.1 Gölmarmara’nın Tiyenli, Deynekler ve Tiyenli’ye
çok yakın olan Kumkuyucak köyleri Manisa’da birinci sınıf tütün üretimi yapılan yerler, Hacıbaştanlar köyü ise Manisa’da ikinci sınıf tütün üretimi yapılan bir yer olarak
ün kazanmıştı.2 Hem ovada hem yamaçlarda tütün ekimi yapılırken, sulak alanlarda
pamuk ekimi yapılırdı. Fakat ekim işi dızkara denilen el ve kürekle tohum ve toprağın
karıştırılması olan ilkel yöntemlerle yapılırdı. 1960’larla birlikte tarımda makineleşmenin başlaması, 1970’lerde pamuk ekme makinelerinin kullanılması, artezyen kuyularının pancar adlı su motorlarıyla açılması 1974’te özellikle pamuğun altın çağını
yaşamasını sağlamıştır.
C
Kavun ve karpuzu eskiden beri meşhur olan Marmara’da 1970’li yıllarda yapılmaya başlanan Kavun-Karpuz festivali sayesinde iyice tanınmış hatta bu ürünün
ünü İstanbul’a kadar ulaşmıştır. Rumlar tarafından geçmişte günümüze göre ilkel şekilde yapılmış olan bağcılık ise 1980’den itibaren bütün ovanın sulamaya açılmasıyla
kısa sürede en önemli geçim kaynağı konumuna yükselmiştir. Zeytincilik ise özellikle
2000’lerin başından itibaren artan teşvikler sonucu tütüncülüğün ve pamuk üretiminin yerini almaya başlamıştır.
30 yıl öncesine kadar esnaf Gaziler Caddesi boyunca yoğunlaşmıştır. Ayrıca aynı
cadde üzerinde kasap hali ve manavlar da mevcut idi.
1
2
30
Alpay, Ön. ver., s.60–68.
Çağatay Uluçay, “Manisa’da Tütüncülük ve Fidecilik”, Gediz Dergisi, Sayı 82, (1 Temmuz 1945), ss. 13–15.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Hayvancılık
(Fotoğraf: Aliye Karakülah)
Gölmarmara’da iklim ve arazi durumunun uygunluğu tarım faaliyetlerinin
dominant olmasına, diğer
geçim alanlarının sığ kalmasına neden olmuştur.
İşte sığ kalan geçim alanlarından biride hayvancılıktır. Sulama imkânlarının
az olduğu 1950’li yıllarda
küçükbaş hayvancılık özellikle ilçedeki ailelerin bir
kısmı için önemli geçim
kaynakları arasındaydı.
Sulama imkânlarının ve
tarımda makineleşmenin
arttığı 1970’li yıllardan itibaren mera alanlarının
sondaj yoluyla sulamaya
açılması sonucu hayvancılık ciddi olarak azalmaya
başlamıştır.3 Küçükbaş hayvancılığın daha yoğun yapıldığı ilçede toplam yirmi
bin civarında küçükbaş
hayvan olup üretim daha
çok süt üretimi amacıyla
yapılmaktadır.
vatandaşlarımız geldikleri yerlerde uğraştıkları bir iş olduğu için ve alan olması nedeniyle yapmaktadır. Yörede yaklaşık iki
bin civarında büyükbaş hayvan vardır.4
Büyükbaş hayvancılık
yapmak için ise gerekli
mera ve otlaklar ilçenin
coğrafi durumu ve iklimi
itibariyle yoktur. Hatta yörede hayvancılık yapmaya
elverişli birçok arazi getirisi daha fazla olduğu için tarım alanı olarak kullanılmaktadır. Büyükbaş hayvancılığı yörede daha çok doğudan göç eden
Gölmarmara’da hayvancılıkla uğraşan bir vatandaşımız
4
3
Halil Çetin’le 28.10.2010 tarihinde yapılan söyleşi.
Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (19702000)
31
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Tarım
Gölmarmara’da iklim ve arazi durumunun uygunluğu, tarım faaliyetlerinin
dominant olmasına, diğer geçim alanlarının sığ kalmasına neden olmuştur. İşte
sığ kalan geçim alanlarından biri de hayvancılıktır. Sulama imkânlarının az olduğu
1950’li yıllarda küçükbaş hayvancılık, özellikle ilçedeki ailelerin bir kısmı için önemli
geçim kaynakları arasındaydı.
Sulama sondajla yapılmaktadır. Günümüzde ilçemiz yakınında yeni kurulan (2011) Gördes Barajı’ndan sağlanan
sulama yolu ile modern bir tesise yakın
bir zamanda kavuşacaktır.
İlçe sınırları içerisinde bulunan ve ilçeye ismini veren Marmara Gölü tarımda
sulama açısından uzun yıllardan beri kullanılmaktadır. Göl alanından su depolama
tesisi olarak yararlanma girişimleri modern
anlamda 1930 yılında başlatılmıştır. Bölgede yaşanan kuraklık ve tarımsal potansiyel bunu bir bakıma zorlamıştır. Bu tip
uygulamalar, bir ya da daha fazla amaca
yönelik olarak oldukça sık rastlanan bir
durumdur. Tarımsal sulama, içme suyu temini, taşkın kontrolü ve balıkçılık yapma
gibi amaçlar ile yapılan bu tesislerin doğal
göller sayesinde daha az masrafla kurulabildiği bilinmektedir. 1930’dan 1996’ya
kadar kanal, set ve regülatör olmak üzere
sekiz önemli eser yapılmıştır.5 Bu durum
sulama çeşitliliğini artırdığı gibi Akdeniz
ikliminde görülen yaz kuraklığından kaynaklanan olumsuzlukları azaltmış yaz ve
sonbaharda sulama imkânları sağlamıştır.
Gölmarmara’da ovada arazilerde kullanılan sulama kanallarının uzunluğu 30 km
5
32
Girgin, Ön. ver., ss.271-280.
civarındadır. 1990 yılı itibariyle ilçede sulu
tarım yapan aile sayısı 1300’dür.6
Gölmarmara’da tarımın gelişmesi; çiftçinin ihtiyaç duyduğu aletleri, tohumu, hayvan yemini alabilmesi için gerekli krediyi
kullandıracak ilk kurum olan 227 sayılı
Gölmarmara Tarım Kredi Kooperatifi’nin
açılmasıyla başlamıştır. Zirai Kredi Kooperatifleri hakkındaki 1470 Numaralı
kanun hükmüne göre teşkiline teşebbüs
edilen kooperatifin öncülüğünü Velioğlu
Mehmet, German Hasanoğlu Ramazan,
Karahasanoğlu İbrahim’in içinde bulunduğu 47 kişi yapmıştır. 47 kişi taahhüt ettikleri 7180 lira sermayeyle 17.05.1931
tarihinde Ziraat Bankası’yla anlaşma yapmak için başvuruda bulunmuşlar ve bunun sonucunda 07.08.1936’da bugünkü
Ziraat Bankası’nın bulunduğu binada
Kooperatif faaliyete başlamıştır. Tarım
Kredi Kooperatifi’nin faaliyetleri sayesinde Gölmarmara’da gerçek anlamda tarımın modernleşmesine yönelik ilk adımlar atılmıştır.7 15.05.1957 tarih ve 6964
sayılı Ziraat Odaları Kanunu ile 1694 yılında kurulan Türkiye Ziraat Odaları Birliği hızla çoğalmıştır. Ancak ilçemiz çiftçileri belgelerini 1990 yılına kadar Akhisar
Ziraat Odası’ndan almıştır. 1990 yılında
kurulan Gölmarmara Ziraat Odası günümüzde etkili bir şekilde faaliyetlerine devam etmektedir.
Bunların yanında Gölmarmara’nın
önemli bir avantajı da çevre pazarlara erken açılmasıdır. Bu sayede yörede ticari
6
7
Gölmarmara Belediyesi 1990 Yılı Brifing Dosyası
Bkz. Ek–5 227 Sabit numaralı Köy Zirai Kredi
Kooperatifleri Esas Mukavelenamesi.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
değer gösteren ürünlerin fazlalığı dikkat
çekmektedir. Yine yıldan yıla modern tarım aletlerinin sayısının artması ve gübreleme metodunun kullanılması üretimi
ve verimliliği arttırmıştır. Tarımda modern yöntemlerin kullanılmasıyla üretim
arttırıldığı gibi üretim sezonları arasında
düşmelerin önüne geçilmektedir. Ancak
yine de hava durumu ve iklim koşullarına göre yıllık hasat miktarı değişiklik
gösterebilmektedir.
Gölmarmara’da görülen yoğun tarım
faaliyetleri aynı zamanda önemli miktarda işgücü ihtiyacı doğurmuştur. Bu
durum nedeniyle yaz aylarında yöreye
doğu illerinden bin civarında tarım işçisi
geçici işçi olarak gelmektedir ya da önceden Gölmarmara ve köylerine yerleşmiş
olan göçmen vatandaşlar tarım arazilerinde çalışmaktadır. İlçemizde yetişen tarım ürünü çeşitleri şunlardır:
a) Tahıllar, Baklagiller
Bir sonraki sayfada yer alan istatistiklerde Gölmarmara‘da yetişen tahıllar, baklagiller, yumru bitkiler, yem bitkileri ve endüstriyel bitkiler alanındaki
üretim görülmektedir. Özellikle tütün
ve pamuk Gölmarmara ekonomisinde
önemli bir yere sahip olup son senelere
kadar en önemli iki kalemi oluşturmaktaydı. Gölmarmara’da üzüm üretiminin ön
plana çıkmasından önce Cumhuriyet’in
ilk yıllarından itibaren tütün ve pamuk
önemli ölçüde ekilmiştir. 1945 yılında
Gölmarmara’nın birçok köyünde, Manisa
çapında örnek gösterilen tütün ekimi yapılmaktaydı. Manisa’da Halkevinin çıkardığı Gediz Dergisi 1945’te Manisa tütüncülüğü hakkında bir araştırma yapmıştır.
Bu araştırmaya göre Gölmarmara’nın Tiyenli ve Deynekler köyleri ile Tiyenli’ye
iki yüz metre mesafedeki Kumkuyucak
birinci sınıf tütün yetiştirilen köyler, Hacıbaştanlar ikinci sınıf tütün yetiştirilen
köy olarak gösterilmiştir.8
Ancak 1960’lı yıllardan itibaren
Gölmarmara’nın Taşkuyucak, Ayanlar, Çamköy ve Yunuslar köyleri en kaliteli(başfiyat)
tütünü o yıllardan bugüne kadar üretmeyi başarmıştır. Gölmarmara Ovasına
5 km uzaklıkta Akpınar su kaynağından
gelen suyla 10 bin dönüm arazi sulanıyordu ve bu sulanan arazide pamuk ekiliyordu. Ekim işi elle yapılır, dızkara (tohum ve toprağın el ya da kürekle birbirine
karıştırılması) edilirdi. Kullanılmayan su
göle gidiyordu. Elektrik yoktu, artezyen
bilinmiyordu. 1960’ların sonunda makineleşme yavaş yavaş başladı, traktörler
tarım alanına girmeye başladı. Öyle ki
1968’de Çömlekçi köyünde sadece bir
tane traktör vardı.9 1970’lerde pamuğu
tarlaya ekmeye yarayan ekim makineleri
kullanılmaya başlandı. Yine 1970’lerde
pancar adlı motopomp sayesinde açılan
artezyenlerle ovanın tamamına yakını sulanmaya başlanmıştır. 1974’te pamuk fiyatlarında inanılmaz bir artış yaşanmasıyla Gölmarmaralılar çok ciddi paralar
kazanmıştır.
Özellikle Gölmarmara pamuğuna lif
uzunluğunun Ege’deki diğer pamuklara
göre fazlalığı ve liflerin sağlamlığı nedeniyle (bu pamuk piyasada Bergama pamuğuyla birlikte standart üstü ekstra
8
9
Uluçay, 1945, Ön. ver., s. 13–15.
Halil Çetin’le 28.10.2010 tarihinde yapılan söyleşi.
33
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
(Fotoğraf: Hafize Yurttakal)
Gölmarmara
Bir üzüm tarlası
sınıfından sayılırdı) ciddi bir talep vardı.
1974’te kazandığı parayla Gölmarmara’da
4 katlı ev yapıp, sıfır bir Renault araç alan
kişiler vardı.10
Pamuk üretiminin fazla olması sonucu
yörede son yıllarda 2 çırçır fabrikası çalışmaya başlamıştır, ayrıca ilçede iki iplik ve iki tekstil fabrikası bulunmaktadır.
Ancak son yıllarda sulama sistemlerinin
çok gelişmesi, ovada tamamen sulu tarıma geçilmesi, bağ üretiminin çiftçi için
daha karlı olması, tütüne getirilen kota ve
GAP’ın ilerlemesi, pamuk üretiminin bu
bölgeye kaymasıyla bu kalemlerin ekonomi içerisindeki payı düşmüştür. Arpa
10
34
Erdal Ziyan’la 08.01.2011 tarihinde yapılan görüşme.
ve buğday ise piyasası durgun olduğu için
yaygın bir ekim alanına sahip değildir.11
Ekim alanların pamuğun yerini son yıllarda sanayi tipi domates ve biber kaplamıştır. Artan üretim sonucu 2012 yılında
salça fabrikası kurulmuştur.
b) Meyveler
Manisa’da üzümcülüğün geçmişi oldukça
eskiye dayanmaktadır. Özellikle 150–200
sene kadar önce üzüm, Manisa’da yaygın olarak yetiştirilmeye ve çevreye kuru
olarak gönderilmeye başlanmıştır. Üzüm
geçmişte daha çok bölgede yaşayan Ermeni, Rum ve Yahudilerce şarap yapmak
11
Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (19702000).
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
için üretilmiştir. Bu dönemde Türkler arasında üzümcülük daha azdır.12
Gölmarmara’da aynı şekilde bağcılık da eskiden Rumlar tarafından yapılmaktaydı. Mübadeleden sonra bağlar da bir müddet atıl kalmıştır. 1940 ve
1950’lerde bu bağlar yavaş yavaş işlenmeye başlanmıştır. Fakat eskiden beton
direk ve tellerle bağların desteklenmesi
ve böylece sık ekilmesi bilinmediği için
bu bağlar çok aralıklarla dikilmişti. Yine
o dönemde bağın işçiliği yapılamıyor ve
iki bağın arası tek pullukla atlar sayesinde
sürülebiliyordu.13
Gölmarmara’da; meyve üretimi alanında günümüze yaklaştıkça önemli
miktarda artışlar görülmektedir. Bunun
nedeni Gölmarmara ovasında sulama sisteminin gelişmesi ve bütün ovanın sulanmasıyla birlikte gelişen teknik imkânların
12
Yörede 1980’lerden itibaren üretimi
hızla artan ve daha fazla yetiştirilen
üzüm, çoğunlukla yeme amaçlı olmayıp endüstriyel alan için üretim yapılmakta dolayısıyla üzümler bandırmalı
ya da bandırmasız (kurutma yöntemi)
gerek iç gerek dış pazarlara satılmaktadır. Yörede hem Gemlik (trilya) tipi,
hem de Edremit tipi zeytin yetiştirilmektedir. Zeytin üretimindeki artışa
paralel olarak zeytinyağı üretimi de artış göstermiş ve yörede üç tane zeytinyağı fabrikası açılmıştır.14
14
Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (19702000).
(Fotoğraf: Engin Karakülah)
13
Çağatay Uluçay, “Manisa ve Üzüm”, Gediz Dergisi, Sayı 42, (Birinci Teşrin 1940), s. 7–9.
Erdal Ziyan’la 08.01.2011 tarihinde yapılan görüşme.
bağcılığı ve zeytinciliği birim alanda oldukça kârlı bir hale getirmesi; üzüm, zeytin fiyatlarında son yıllarda meydana gelen önemli artışlar ve devlet tarafından
söz konusu ürünlere verilen teşviklerdir. Buna bağlı olarak hem bağ hem zeytin üretim alanları ve hasadı yıldan yıla
artış göstermektedir.
Üzümler kurutuluyor
35
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmarmara’nın Ozanca köyünde yetişen armut ve badem sert çekirdeği ve
mükemmel aroması nedeniyle çevre ilçe
ve illerde aranan ürünlerdi. Fakat yaklaşık 10 yıl önce yaşanan hava akımından dolayı eski ağaçlar kurudu ve üretim önemli ölçüde azaldı.15 Günümüzde
ise hiç kalmamıştır.
c) Sebzeler
Evliya Çelebi’nin meşhur eseri olan Seyahatname ’de Gölmarmara hakkında pamuğu,
kavunu, karpuzu meşhurdur; denilmiştir.16
Evliya Çelebi’nin yöreye 1671–72 yıllarında geldiği düşünülürse aradan geçen
üç yüzyılda Ege Bölgesi’nde kavun karpuz
diyarı olarak meşhur olması gayet normaldir. Evet, bugün Gölmarmara’nın en çok
tanındığı alan kavun ve karpuzudur.
Halk arasında Hıdır Alkışla’nın getirdiği tohumlardan elde edildiği için Hıdır
kavunu olarak bilinen kavun türünün tadı
başka hiçbir kavun çeşidiyle kıyaslanamayacak kadar lezzetliydi.17 Halk arasında
Hıdır Alkışla’nın bu tohumları göç ederken getirdiği inancı yaygınsa da Gölmarmara Ziraat Odası Başkanı Erdal Ziyan’a
göre Hıdır Alkışla, Balıkesir’e gittiğinde
pazarda gördüğü kavunu kendi arabasını
vererek o kavunu alıp, Gölmarmara’ya getirir. Getirdiği o kavundan tohum çoğaltıp
yetiştirir. Bu çeşit kavuna “Hıdır kavunu”
adı verilir. Gölmarmara’da 14 yıl belediye
başkanlığı yapan ve döneminde Geleneksel Gölmarmara Kavun-Karpuz Festivalini
15
16
17
36
Erdal Ziyan’la 08.01.2011 tarihinde yapılan görüşme.
Evliya Çelebi, Ön. ver., s. 235–244
Erdal Ziyan’la 09.04.2013 tarihinde yapılan görüşme.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
başlatan Cengiz Barutçuoğlu, Gölmarmara
Festivaline İstanbul’dan gelen halcilerin
kendilerinden özellikle Hıdır kavunundan istediklerini söylemektedir.18
Ancak Hıdır kavununun dekar başına
veriminin düşük olması nedeniyle, Hıdır
kavunu yeni kavun türleri karşısında verim olarak rekabet edememiş, üretici yavaş yavaş yeni kavun türlerine yönelmiştir.
Tadıyla hiçbir kavun çeşidi boy ölçüşemese de bu gün Hıdır kavunu veriminin
düşüklüğü nedeniyle sadece birkaç üretici tarafından ekilmektedir.
Meşhur Gölmarmara Karpuzu
Tadı ile ünlü
Gölmarmara kavunu ve karpuzu
1971 yılında Gölmarmara kavun ve
karpuzunun tanıtılması ve ticaretinin
canlandırılması amacıyla 1. Gölmarmara
Kavun-Karpuz Festivali düzenlenmiştir. Bu
festivale gerek çevre ilçelerden gerekse
İstanbul’a kadar olan illerden halciler,
sebze-meyve komisyoncuları ve vatandaşlar katılmışlardır. Bu festivalin yapılması Gölmarmara kavun ve karpuzunun
tanıtımına tahminlerden daha fazla katkı
sağlamıştır.19
1980 Darbesi döneminde ara verilen
festival daha sonra yeniden düzenlenmeye
başlanmış olup 2011 yılında 33. defa düzenlenmiştir. Günümüzde de Gölmarmara
Kavun-Karpuz Festivali her sene ağustos
ayının ilk pazar günü hem bir sosyal aktivite olarak hem de kavun ve karpuzun
tanıtılması amacıyla Akpınar mesire yerinde düzenlenmektedir. Bu festivalde
ilçede yetişen kavun ve karpuzlar arasında en büyük olanların ve tadı en güzel
18
19
Cengiz Barutçuoğlu’yla 10.05.2011 tarihinde yapılan söyleşi
Cengiz Barutçuoğlu’yla 10.05.2011 tarihinde yapılan söyleşi.
37
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Akpınar’da Gölmarmara Kavun-Karpuz Festivalinden
bir görüntü
olanların seçildiği bir yarışma yapılmaktadır. Yine bu festivalde ilk günden bu
güne geleneksel olarak karpuz yeme yarışması düzenlenmekte ve son dönemde
ise ilgiyi arttırmak için güzellik yarışması
düzenlenmektedir.20
38
domates üretiminde yüzde on oranında
artış gerçekleşmektedir.21
d) Tarımsal Alet ve Makineler
Son dönemde Gölmarmara’nın bir
başka meşhur olduğu alan ise lahana üretimi olmuştur. Hasılat açısından kavun ve
karpuzdan sonra en yüksek üretim lahanada görülmektedir. Havaların soğuk olduğu dönemlerde fiyatlarında görülen
artışlar üretimi cazip kılmaktadır. Domates yetiştiriciliği de kurutma domatese duyulan talebe bağlı olarak artmış
olup önümüzdeki yıllarda daha fazla artış
beklenmektedir. Her yıl ortalama olarak
Tarım makineleri, tarımsal üretimin
artışını ve insan gücüyle çok zor yapılan
çeşitli işleri oldukça kolaylaştırmaktadır.
Tarım faaliyetlerinin 1950’lerden başlayarak ticari değer ifade etmeye başlaması
ve ekim alanlarının ve üretimin yıldan
yıla artış göstermesinden kaynaklanan
işgücü ihtiyacı sadece tarım işçilerinin
istihdam edilmesiyle karşılanamamıştır.
Bunun yanında aynı arazide mevsimlere
göre farklı ürünlerin yetiştirilmesi ve üretim maliyetinin düşürülmesi ve işçilik giderlerinin azaltılması nedeniyle tarımda
makineleşme önem kazanmıştır. Bunun
20
21
Gölmarmara Belediyesi Yazı İşleri Müdürlüğü
Tanıtım Kitapçığı, 2000.
Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (19702000).
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
sonucu yıldan yıla modern tarım aletlerinin sayısı artmış ve bu durum üretimi ve verimliliği arttırmıştır. Tarımda
modern yöntemlerin kullanılması üretimi arttırdığı gibi üretim sezonları arasında hâsılat düşmelerini de azaltmıştır.
Gölmarmara’da ilk olarak 1935 yılında
227 sayılı Marmara Tarım Kredi Kooperatifi hizmete girmiş ve çiftçinin ihtiyaç
duyduğu makine, tohum ve gübre alımı
için gerekli krediyi sağlamıştır. Bunun sonucu pulluk, traktör, tarım arabaları, yağmurlama tesisi gibi araç ve gereçlerde çok
önemli artışlar görülmüştür.22
Fakat 2000’li yılların kurak geçmesi
gölde önemli miktarda daralmaya sebep
olmuş, özellikle yazları gölalanı iyice daralmış, gölün çekildiği yerlerde ortaya çıkan boş arazi köylü tarafından tarım arazisi olarak kullanılmıştır. Ancak Gördes
Barajı’nın önemli bir ölçüde bitmesi ve
barajın fazla suyunun kanal vasıtasıyla
Marmara Gölü’ne verilmesiyle gölün seviyesi yine eski haline dönmeye başlamıştır.23
Bunun sonucu azalmaya başlayan balıkçılık faaliyetlerinin yeniden artacağını tahmin ediyoruz.
Ayrıca üretimde modern tekniklerin
kullanımıyla (basınçlı sulama sistemidamlama-, malçlama-naylon, hazır fide,
hazır fide) bilinçli gübreleme ve bitki
koruma yöntemleri sayesinde verimlilik artmıştır.
Zanaat ve Ticaret
İlçe Tarım Müdürlüğü ve Ziraat Odası
tarafından tüm üreticilere teknik destek
ve danışmanlık hizmeti azami oranda verilmektedir. Ayrıca Gölmarmara Ziraat
Odası tarafından çiftçilere ihtiyaçları doğrultusunda her türlü makine ve ekipman
sağlanmaktadır.
Balıkçılık
Marmara Gölü sığ bir göl olması nedeniyle balık yetişimi ve balıkçılık yapmanın kolay olduğu bir göldür. Bu sebeple
Gölmarmara merkezi de dahil olmak
üzere Marmara Gölü çevresindeki Hacıveliler, Sazköy ve Yeniköy köylerinde
yaşayan birçok aile balıkçılıkla geçimini
sağlamıştır.
22
TÜİK, Bitkisel Üretim İstatistikleri Veri Tabanı
Gölmarmara’da S.S. Esnaf ve Sanatkârlar
Kefalet Kooperatifi 19 Ekim 1966 tarihinde hizmete girmiştir. Bundan önceki
dönemde Gölmarmara bucağında faaliyet gösteren esnafların kayıtlı olduğu bir
kurumun olmaması araştırmamızı daha
eski döneme götürmeyi engellemiştir.
Bucakta ancak Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi’nin açılımıyla bütün esnafın kooperatife kaydı yapılmış ve bucağın ticaret ve zanaat durumu ortaya
çıkmıştır.
S.S. Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet
Kooperatifi’nin kurulmasıyla çeşitli alanlarda toplam 84 esnaf ve zanaatkârın
kaydı yapılmıştır. 1967–70 yılları arasında Gölmarmara’da esnaflığa başlayan
ve Kooperatife kayıt olan yeni üye sayısı
üç yıllık bu dönemde 72 kişidir.24
23
24
Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (1970–
2000).
S.S Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi Üye Kayıt Defteri (1966–2011)
39
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmarmara’nın bucak merkezinin
1965 yılında 8301 olan merkez nüfusu
1970’de 10156’ya 1965’te 11720 olan bucak toplam nüfusu ise 1970’de 13650’ye
çıkmıştır. Bu durum bize beş yıllık dönem
itibariyle bucak merkezinde yüzde 22’lik
bucak toplamında ise yüzde 16’lık bir artışı ifade etmektedir. Bu durum, bu dönemde bucakta önemli oranda bir piyasa
oluşmasına ve yeni işletmelerin açılmasına neden olmuştur. Gölmarmara’da bu
dönemde tarımsal üretimin artması ve
bu ürünlerin pazarlara ulaştırılması ihtiyacı özellikle yörede nakliye işinin önem
kazanmasına ve birçok insanın bu alana
yönelmesine neden olmuştur. Ancak tabloda yer alan nakliyecilerin birçoğunun
bu işte sadece şoför olarak çalıştıklarını
belirtmemiz lazım çünkü o dönemde bucakta Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi olmadığı için şoförler Esnaf ve Kefalet Kooperatifine kaydedilmiştir. Aynı dönemde
2 esnaf işletmesini kapatarak kooperatiften kaydını sildirmiştir.
1971–75 yılları arasında Gölmarmara’da
esnaflığa başlayan ve Kooperatife kayıt olan yeni üye sayısı beş yıllık bu dönemde 85 kişidir.25
Gölmarmara’nın bucak merkezinin
1970 yılında 10156 olan merkez nüfusu
1975’de 11982’ya 1970’te 13650 olan bucak toplam nüfusu ise 1975’de 16187’ye
çıkmıştır. Bu durum bize beş yıllık dönem itibariyle bucak merkezinde yüzde
17’lik bucak toplamında ise yüzde 18’lik
bir artışı ifade etmektedir. Buna bağlı olarak ticari hayatta da yukarıdaki grafikte
25
40
S.S Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi Üye Kayıt Defteri (1966-2011)
görüldüğü gibi gelişmeler olmuştur. Bu dönemde özellikle çok sayıda bakkal açılmış
ve bir önceki dönemde olduğu gibi nakliye alanında birçok kişi istihdam edilmiş
ve sebze-meyve taşımacılığı yapılmıştır.
Aynı dönemde 5 esnaf ise işletmelerini kapatmaları, devretmeleri veya iş
değiştirmeleri nedenleriyle kooperatiften kayıtlarını sildirmiştir. 1976–80 yılları arasında Gölmarmara’da Kooperatife
kayıt olan yeni üye sayısı beş yıllık bu dönemde 147 kişidir.26
Gölmarmara’nın bucak merkezinin
1975 yılında 11982 olan merkez nüfusu
1980’de 9079’a 1975’te 16187 olan bucak toplam nüfusu ise 1980’de 13432’ye
düşmüştür. Bu durum bize beş yıllık dönem itibariyle bucak merkezinde yüzde
25’lik bucak toplamında ise yüzde 18’lik
bir düşüşü ifade etmektedir. Buna karşı ticari hayatta daha önceki dönemlere göre
kıyaslanınca çok ciddi bir artış görülmüştür. Aynı dönemde ise sadece 1 esnaf işletmesini kapatmış ve kooperatiften kaydını sildirmiştir. Yine bu dönemde 1978
yılında Bucak merkezinde bulunan İsmet
Paşa Mahallesi’nde bakkal dükkânı açan
Hatice Kılınçoğlu Gölmarmara’da bir işletme açan ilk bayan girişimci olmuş olup
söz konusu dükkânını 1984’e kadar işletmiş ve bu tarihte meslekten ayrılmıştır.
1981–85 yılları arasında Gölmarmara’da
esnaflığa başlayan ve Kooperatife kayıt olan yeni üye sayısı beş yıllık bu dönemde 233 kişidir.27
26
27
S.S Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi Üye Kayıt Defteri (1966-2011)
S.S Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi Üye Kayıt Defteri (1966-2011)
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmarmara’nın bucak merkezinin
1980 yılında 9079 olan merkez nüfusu
1985’te 10936’ya, 1980’de 13432 olan bucak toplam nüfusu ise 1985’te 15985’ye
çıkmıştır. Bu durum bize beş yıllık dönem
itibariyle bucak merkezinde yüzde 20’lik,
bucak toplamında ise yüzde 19’luk bir
artışı ifade etmektedir. Bu dönemdeki ticari hayat ise nüfus artışına nispetle daha
hızlı olmuştur. Özellikle kahvehane sayısındaki artış sadece bucak merkezinde
değil aynı zamanda köylerde de birden
çok kahvehane açılmasından kaynaklanmaktadır.
Aynı dönemde çok sayıda işletme açılmasının yanı sıra 71 gibi oldukça yüksek
sayıdaki işletmeci işletmelerini kapatmaları, devretmeleri veya iş değiştirmeleri,
emekli olmaları nedenleriyle kooperatiften kayıtlarını sildirmiştir.
2011 yılı itibariyle Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kooperatifi’ne kayıtlı
554 aktif üye; mesleği bırakma, meslek
değiştirme, iş yeri devri, emeklilik, vefat
gibi sebeplerle kaydı silinen toplam 466
pasif üye vardır. Cumhuriyet’in 75. yılı olan
1998 yılı itibariyle ilçe merkezinde yaşayan halkın uğraş alanı ve geçim kaynaklarına bakıldığında ise çalışanların iş hayatına göre dağılımı aşağıdaki gibidir.28
Gölmarmara’da 1998 yılı itibariyle ilçe
merkezinde yaşayan 8118 kişi tarım faaliyetleriyle uğraşmaktadır. Bu durum
ilçe merkezindeki halkın yüzde % 75’i
gibi büyük oranının tarım alanında çalıştığını göstermektedir. Yukarıdaki tablo
aynı zamanda tarıma bağlı yan alanlarında ilçenin önemli geçim kaynakları
arasında olduğunu göstermektedir. Yine
Gölmarmara’nın ülke pazarlarına açılmış
olması ve tarım ürünlerinin ticari ehemmiyet arz etmesine bağlı olarak nakliye ve
taşımacılık sektörü de oldukça gelişmiş
olup bu sektörde önemli bir istihdam vardır. Gölmarmara’da sanayi ise diğer bölgelerimize benzer bir şekilde otomobil yan
sanayi ve oto tamir alanında gelişmiştir.
Yine Gölmarmara’da tarım faaliyetlerine
bağlı olarak sanayi tarım makineleri tamiri alanında da gelişmiştir.
28
Gölmarmara Belediyesi 1998 Yılı Brifing Dosyası
41
dördüncü bölüm
Gölmarmara’da
Kültürel Hayat
ültür, bir toplumu diğer toplumlardan farklı kılan, geçmişten beri değişerek
devam eden, kendine özgü, sanatı, inançları, örf ve adetleri, anlayış ve davranışları ile onun kimliğini oluşturan yaşayış ve düşünüş tarzıdır. Topluma bir
kimlik kazandıran, dayanışma ve birlik duygusu verdiği toplumda düzeni de sağlayan
maddi ve manevi değerlerin bütünüdür. İlçemizde ise yöreye özgü çeşitli örf, adet, gelenek ve görenekler bulunmaktadır. Bunların bir kısmının zamanla unutulduğunu bir
kısmının ise hala yapılageldiği görülmektedir. Gölmarmara’nın kültürel hayatına şöyle
sıralayabiliriz;
K
Gölmarmara Kaymakamı Cafer Sarılı, köy halkı ile birlikte
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Kız İsteme (Dünür Gitme)
Evlenmek isteyen erkek durumu annesine açar. Anne de babayla görüşür. Eğer
erkeğin istediği kız, aile tarafından uygun
görülürse kızın istenmesine karar verilir.
Kız istemeye öncelikle ailenin en büyüğü
öncü olarak gönderilir Kız tarafı erkeği
damat olarak uygun görüyorsa: “Buyurun
gelin.” der. Eğer bu evliliği uygun görmüyorlarsa evin büyüğünün ayakkabıları avluya atılır. Bu; “bize düğüncülüğe gelmeyin, istemiyoruz” demektir. Daha sonra kız
istemeye anne ve baba gittiği gibi yakın
akrabalardan yaşlı ve tecrübeli büyüklerin de gönderilmesi tercih edilir. Kız istemeye gitmeye “dünür gitme” denir. İstenecek kızın ailesine gündüzden haber
verilir. Akşama size misafirliğe geleceğiz denir. Kızın ailesi de ona göre hazırlık yapar. Kız istemeye yatsı namazından
sonra gidilir. Kızın ailesi misafirliğe gelecek ailenin akşamdan gelmelerindeki
maksadın ne olduğunu anlar ona göre
hazırlığa başlarlar. Erkek tarafı yatsı namazından sonra kızın evine gelir. Çaylar
içilir, biraz sohbet edilir. Daha sonra gelen önderlerden biri evin babasına geliş
maksadını izah eder.
“Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile kızınız Ayşe’yi oğlumuz Ali’ye istemeye geldik sizce münasip midir” diye sorar.
Kız tarafı: “Eh biz bir düşünelim sonra
karar verelim” der.
Eğer kız tarafı sıcak davranıyorsa bu
iş olacak manasına gelir. Kız çay ya da
kahve dağıtırken neşeliyse, güler yüzlü
ise bu işe kız olumlu bakıyor demektir.
Ama kızın suratı asık ise ve aile kaçamak
44
cevap veriyorsa, yine görüşelim gibi sözler söylenmediyse, ayakkabılar düzeltilmediyse kız tarafının bu işe razı olmadığı anlaşılır.
Kız tarafı olumlu sinyaller verdikten
sonra erkek tarafı bir kez daha gider ve
kız bir kez daha istenir. Adet olduğu üzere
kız istemeye üç kez gidilir. Çünkü kız tarafı kızlarının değerli olduğunu göstermek ister. Öyle bir seferde kızın hemen
verilmesi kızın değersiz olduğunu gösterir. Üçüncü gidişte kız tarafı oğlan tarafına bir mendil ve bir çorap vererek
söz vermiş olur.
Söz Lokumunun Yenmesi
Kız tarafından söz mendili alındıktan
bir iki gün sonra söz lokumu yemeğe
karar verilir. Kız tarafı ve erkek tarafından akrabalar çağrılır. Kız evinde toplanılır. Erkek tarafı kıza bir donluk basma,
bir kazak, bir başörtüsü, bir kasa lokum,
bisküvi, tatlı, kolonya, gül suyu vb... şeyleri bir tepsinin içinde götürür. Ayrıca
kıza bir de yüzük alınır. Bu toplantıya
hoca da çağrılır. Erkekler bir odada, kadınlar bir odada toplanırlar. Hoca, önüne
konan lokuma, gülsuyuna, takılacak olan
yüzüklere okur ve dua eder. Daha sonra
kaynana kıza, kız tarafının büyükleri de
oğlana yüzüğü takar. Böylece resmi sözleşme yapılmış olur. Damat, önce erkeklerin elini öper. Daha sonra, diğer odadaki
kadınların ellerini öper. Kız da önce kadınların sonra da erkeklerin ellerini öper.
Son olarak iki genç bir birlerini tebrik
eder. Lokum ve bisküviler dağıtılır. Misafirlere ikramda bulunulur. Artık bu kız
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
sözlenmiştir. Gölmarmara’da başka talibi
olan varsa bu kızdan vazgeçer.
Şerbet veya Yüzük
Bundan sonra iki aile bir tarih belirler ve büyük yüzük töreni yapmaya karar verir. Lokum yemeye sadece akrabalar çağrılırken bu törene bütün akraba,
konu komşu davet edilir. Bu törende eskiden şerbet içildiği için tören şerbet adı
ile anılmaktadır. Son zamanlarda lokum
dağıtılması yaygınlaşmıştır.
Davetliler, kız evinde ya da yakındaki
bir meydanlık alanda toplanırlar. Yerlere halı serilir ya da sandalyeler döşenir. Gelin olacak kız ve damat olacak erkek özel giyinmiş şekilde tören alanına
gelir. Daha sonra ailelerin tanıdığı saygın
bir kişi, geline ve damada halkın önünde
yüzükleri takar. El şaklatılır, mübarek olsun denir. Daha sonra gelin, damat, sağdıçlar ve gençler çalgı eşliğinde eğlenirler. Yüzük takma töreninden sonra, bu
işin ciddi bir boyuta erdiği herkes tarafından da iyice anlaşılır. Bundan sonra iki
aile birbirlerine daha sık gelip gider. Eskiden düğün vaktine kadar gelin damada
gösterilmezdi. Son dönemde artık kız ve
erkek birbirlerini daha iyi tanımak için
bu törenden sonra rahatça görüşüp, konuşmaya başladılar.
Sağdıçlık
Hem gelin olacak kız hem de damat
olacak erkek önceden sağdıçlarını, belirler. Sağdıçlardan birinin evli ve tecrübeli
olmalarına dikkat edilir. Damat ve gelin
kendilerine en az üç tane sağdıç bulur.
Damadın sağdıçları düğün başlamadan
önce, düğün başladıktan sonra ve düğün
bitip damat gerdeğe girinceye kadar damadın ve erkek evinin hizmetine bakarlar. Gelen misafirleri karşılayıp onlara
yardımcı olurlar.
Damadın sağdıçlarının belli başlı görevleri şunlardır:
– Mahalleye ve çevre mahallelere
okuntu (davetiye) dağıtmak,
– Erkek evine bayrak dikmek,
– Düğün esnasında damadı kollamak,
– Dışarıdan gelecek misafirlere yer
belirlemek,
– Gelinin ve kız evinin ihtiyaçlarına
yardımcı olmaktır.
Kız sağdıçlarının görevi ise şöyledir:
– Gelinin ve kız evinin ihtiyaçlarına
yardımcı olmak,
– Düğün esnasında gelini kollamak,
– Gelinin giyiminde kuşamında süslemesinde geline yardımcı olmak.
Okuntu Dağıtma ve Ünleyicilik
Düğünden bir hafta önce bir araya gelen damat ve sağdıçlar kime okuntu verileceğini kimlere verilmeyeceğini kararlaştırırlar. Düğün sahibinin çevre köylerdeki
ya da ilçelerdeki tanıdıkları tespit edilir.
Gölmarmara dışına okuntu olarak bastırılan davetiyeler gönderilirmiş. Bu davetiyelerin dağıtımını sağdıçlar yapar.
45
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Marmara’da ise okuntu olarak terlik,
mendil, peşkir, havlu, yemeni, yazma gibi
şeyler dağıtılır. Bu dağıtma işini de sağdıçlar yapar. Sağdıçlar, okuntuları dağıtırken;
“Bu hafta Şevket Dayının oğlu Recep’in
düğünü var, sizde buyurun,” diyerek sözlü
olarak da halkı düğüne davet eder.
Aynı zamanda Gölmarmara ‘da 150
yıl önce başlatılan, düğünlere “ünleyici”
ile çağırma geleneği, gelişen teknolojiye
rağmen halen devam ediyor. Özellikle ilçedeki kadınlar, ünleyiciler tarafından
düğünlere davet ediliyor. “Ünleme” işini
kendisine meslek edinmiş ve yöre halkını iyi bilen ünleyiciler, düğün sahibinin tanıdıklarının evlerine giderek onları düğüne davet etmek işi için belirli
bir ücret alıyor.
Çıkışı yıllar öncesine dayanan ünleyiciliğe artık sadece Gölmarmara’da rastlanıldığı biliniyor. Misafirlerin düğüne
sözlü olarak davet edilmesi güzel bir geleneğin, insanlara değer vermenin önemli
bir göstergesi olarak karşımıza çıkıyor. İlçede evlerine ünleyici gelmeyen kadınların, evin erkeğine davetiye verilmiş olsa
bile kendilerini düğüne davetli saymadığı biliniyor.
Kına Gecesi
Gündüz yapılan nişandan sonra, Gölmarmaralılar ve dışarıdan gelen misafirler kına gecesi için kız evinin belirlediği
bir alanda bir kez daha toplanırlar. Kına
gecesinde gelin, damat ve sağdıçlar yine
bir aradadırlar. Kına gecesinde, gelin ile
damat eskiden karşılıklı oynarlarken
46
artık daha çok dans etmektedirler. Tabi,
bu dansa evli çiftler ve gençler de katılırlar. Daha sonra oynanır, eğlenilir. Bu
eğlence bir iki saat sürer. Misafirlerin
dağılmasına yakın düğün sahipleri misafirlere çerez ve hazırlanmış kınadan
dağıtır. Sonra misafirler yavaş yavaş dağılır. Kız evinde, gelinin akrabaları, damadın akrabaları ve gelini sağdıçları geline
kına yakmak için kalmışlardır. Dışarıdaki
muhabbet bittikten sonra gelin, sağdıçlar ve orada bulunan akrabalar geline
kına yakmak için bir odada toplanır. Gelin, bir sandalyeye oturtulur. Ortaya bir
tepsi koyulur. Tecrübeli kadınlardan biri
kınayı karmaya başlar. Bu esnada gelin
ve sağdıçları muhabbet etmektedir. Bir
kadın gelini hüzünlendirmek, ağlatmak
amacıyla türküler ve maniler söylenirken bir yandan da gelinin ellerine ayaklarına kına yakmaya başlanır. Bu durum
karşısında gelinin annesi ve akrabaları
ağlamaya başlayınca gelin de ağlamaya
baslar. Kına yakımı esnasında hüzünlü
bir ortam oluşur.
Kına gecelerinde çok söylenen yerel
mani ve türküler şöyledir:
Mermere Mermere içinde
Mermere Mermere içinde
Yakarım Mermere’yi
Sevdiğim var içinde
Ben bir yeşil fenerim
Yanar yanar sönerim
Ben nişanlı değilim
Kime olsa dönerim
Kayanın Bayrağı
Hükümetin Bayrağı
Şu Mermere Kızları
Pişmiş sütün kaymağı
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Son yıllarda bu yerel söyleyişlerin unutulup kına yakma esnasında “Yüksek Yüksek Tepelere Ev Kurmasınlar” adlı türkünün daha çok söylendiği gözlemlenmiştir.
Türkü ve mani söyleme işi bittikten sonra
gelin yakınları da yavaş yavaş dağılırlar.
Gelinin sağdıçları da, gelini yatağına yatırdıktan sonra dinlenmek için odalarına
giderler. Ertesi gün gelini kına yıkamaya
götüreceklerdir.
Kına Yıkamaya Gitme
Kına gecesinin sabahı, gelinin sağdıçları, gelinin kınalı ellerini yıkamak
için, yakın bir çeşmeye giderler. Kına yıkamaya gidilmeden sağdıçlardan biri,
Gölmarmara’daki genç kızları kına yıkamaya çağırır. Gelin, sağdıç1ar ve genç
kızların oluşturduğu bu heyet çeşmeye
doğru yola çıkar. Genç erkekler de buradaki muhabbeti seyretmek için çeşmeye
gelirler. Gelin sağdıçlarının da yardımıyla
ellerini yıkar. Gölmarmara’da gelinin kınalı elinden kim ilk defa su içerse o kişinin nasibinin açılacağı inancı yaygındır.
Bu nedenle Gölmarmara’daki bekar erkekler gelinin elinden su içebilmek için
birbirleri ile adeta yarışırlar. Sonuçta bir
kişi gelinin elinden su içme şansı elde etmiş olur. Daha sonra damat gelinin elinden, gelin de damadın elinden su içer.
Burada toplanan gençler aralarında çalıp oynarlar. Eğlence bittikten sonra gelin ve kızlardan oluşan heyet kaynananın
evine doğru yola çıkar.
Kına yıkama için yaygın olarak yapılan başka bir gelenek ise şöyledir. Gelinin ve damadın arkadaşları, akraba veya
komşulardan gençler aile büyüklerinin
de refakati ile sabaha karşı yakın akraba
veya hısım evlerini gezerler. Gelinin eli
bu esnada kınalıdır. Davullar eşliğinde
ziyaret edilen evin önünde oyunlar oynanır. Ev sahibi uyandırılır. Bahşiş alınır.
Bu şekilde bir süre gezildikten sonra ilçedeki çeşmelerin birinde gelinin eli yıkanır. Buna kına gezdirmesi adı verilir.
Kına gezdirmesinde toplanan bahşişler ile gençler çerez, meyve gibi şeyler
alır, kına yıkamasından sonra hep beraber yerler.
Kına yıkaması geleneği günümüzde
daha az uygulansa da tam olarak unutulmuş değil. Bu gelenekte toplumun evlenecek olan gençlere, geline verdiği önemi
gözlemleyebiliriz. Sabaha karşı kapılarının önünde davul çalınmasına, uykudan
uyandırılmaya hiç gocunmayan aileler
kendi kapılarına gelinmesini düğün evi
ile dostluğun bir işareti olarak görür ve
bundan kıvanç duyar.
Kaynana Donunun Yakılması
Erkek evine gelen gelin heyeti evin
önünde oynamaya başlar. Gelinin sağdıçlarından biri kaynananın eski bir donunu ister. Kaynana bir don verir. Gelin
kız bu donu alır. Ardından üzerine gaz
döküp yakar. Yanan bu donun üzerinden iki üç defe atlar. Daha sonra yanan
donun etrafında oynar. Bu âdetin yapılmasının sebebi kaynananın gelin üzerinde otorite kurmasını önlemek içindir. Bu eğlenceden sonra gelin heyeti kız
evine geri döner.
47
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Çeyiz Serme
Gelinin sağdıçları, seysene sandığı geldikten sonra erkek evine gidecek çeyizleri
hazırlamaya başlarlar. Sandığa kızın kıymetli eşyaları yerleştirilir ve ağzı kilitlenir.
Öğleden sonra erkek sağdıçlar, traktörle
çeyize serilecek eşyaları almaya gelirler.
Traktöre eşyalar yüklenir. En son sandık
yüklenecektir. Gelinin sağdıçları sandığı
vermek istemezler. Damadın sağdıçlarından kız sağdıçlar para isterler. Sağdıçlar,
parayı vermek zorunda kalırlar. Kız sağdıçlar parayı aldıktan sonra sandığı ve
sandığın anahtarını verirler. Çeyize serilecek eşyalar erkek evine götürülür. Ve
erkek evinin önüne serilir. Çeyize serilen
eşyalar arasında: Basmalar, bazenler, kadifeler, çeşit çeşit kumaşlar, iplere asılır.
Sokak ortasına yatak odası, oturma odası
şekilleri oluşturulur. Eşyalar güzelce sokağa yerleştirilir. Gelen geçen herkes çeyizi rahat görsün diye bu uygulama yapılır.
Çeyiz sermede; Pusatta alınan eşyalar, çeyize çıkarılır. Sokaktaki oturma odasında:
Koltuklar, halılar, televizyon, sandalye gibi
eşyalar vardır. Vitrin, karyola, yatak çeşitleri, battaniye, yorgan, nevresim kıza erkeğe alınan giyecek eşyalar, havlular ve
buna benzer şeyler yer alır. Sokağa serilen bu eşyalar bir iki saat halk seyretsin
diye durur. Daha sonra bu eşyalar erkek
evine alınır. Sıra gelini almaya gelmiştir.
Erkek evi tarafından süslenip hazırlanan
gelin arabası ki önceden bu bir at olurken artık araba olmaktadır diğer arabalarla yola çıkılır. Sağdıçlar ellerinde bayrakla gelin arabasının önünde yürüye
yürüye kız evine gelirler.
Bu arada gelin ve çevresi ağlamaya
başlamıştır. Kız evinde hüzünlü bir ortam
vardır. Gelin yakınlarıyla tek tek vedalaşır. Hepsinin elini öper, hayır dualarını
alır. Geline ayakkabılarını annesi, babası
veya yakın akrabalarından birisi giydirir.
Gölmarmara’da bir düğünde, gelin damat ve yakınları ile birlikte (1955)
48
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Ayakkabıyı giydiren kişi ayakkabının içine
para koyar. Gittiği yerde paralı olsun diye
bu adet yapılır. Önce sağ ayakkabı sonra
sol ayakkabı besmeleyle giydirilir.
Gelinin babası gelinin beline kuşak
bağlar. Bu kuşağa “gayret kuşağı” denir.
Gittiği yerde çalışkan olsun, hamarat olsun diye bu adet yapılır. Gelin kız beyaz
gelinliğini giymiş, kırmızı duvağını başına
takmış ağlar vaziyette beklerken damadın
sağdıçları, ellerinde bayrak kapı önünde
beklerler. Bu arada ağlamalar ve feryatlar
biraz daha artmıştır. Kız sağdıçlar gelinin
bulunduğu odanın kapısını kilitlemişlerdir. Sağdıçlardan gelin için bedel isterler.
Eğer damadın sağdıçları tarafından bu
para verilmezse gelini vermeyeceklerini
söylerler. Erkek sağdıçlar parayı verirler.
Gelin almadan önce eve gelen imam gelin çıkarken dua eder. Âmin denildikten
sonra alkışlarla kız babası veya yakın bir
akrabası tarafından arabaya kadar götürülür. Ve gelin arabasına bindirilir. Gelinin
yanına sağdıçlarından biri biner.
Yardımcı Yiyecekler:
• Salata, Turşu
• Ayran, Kavun- karpuz
• Hoşaf
Tatlılar:
• Un helvası veya İrmik helvası
Keşkek Dövme Geleneği
Düğünden bir hafta ya da birkaç gün
önce keşkek yapılacak buğday damadın
arkadaşları tarafından alınır. Bazı mahallelerde bulunan dibek taşı damadın evine
götürülür. Damadın evinde keşkeklik buğday tokmaklar ile ezilir. Düğünden bir
gece önce buğday defalarca yıkanır. Sabah ezanından önce kazanlara yerleştirilir. Piştikten sonra tine damadın sağdıçları tarafından şarkılar, türküler eşliğinde
kıvamını buluncaya kadar ezilir. Keşkek
dövme işine katılan sağdıçlara bahşişler
verilir. Omuzlarına havlulular, mendiller
atılır. Dayanışma içerisinde düğün keşkeği hazırlanır.
Düğün Yemekleri
Gölmarmara’da adet olduğu üzere aşağıda yer alan yemekler düğünde yapılarak, davetlilere ikram edilir. Bu yemekler şunlardır:
Ana Yemekler:
• Tavuklu Şehriye veya Hamur Çorbası
• Pirinç Pilavı, Etli Nohut Yemeği
• Keşkek,
• Etli Bezelye Yemeği
Türkü
Mermerenin Yolları
Mermere’nin yolları sıva beyaz kolları
Yârim gelecek diye süpürürüm yolları
Haydi, güzelim Şam’a doğru Şam’a doğru
O yar açmış kollarını bana doğru
Siyah makarada ipliğim
Nerede benim kekliğim
Hangi yoldan geleceksen
O yolunu bekleyeyim
Haydi, güzelim hoşla da gel yanıma
Sarı liraları takayım gerdanına
49
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Maniler
Mermere mermere içinde
Mermere yedi dağ içinde
Yakarım Mermere’yi
Sevdiğim var içinde
**
Ben bir yeşil fenerim
Yanar yanar sönerim
Ben nişanlı değilim
Kim olsa dönerim
**
Kayanın bayrağı
Hükümetin bayrağı
Şu mermere kızları
Pişmiş sütün kaymağı
**
Meşe meşeye benzer
Meşe kamışa benzer
Tiyenli’nin kızları
Dökme gümüşe benzer
**
Kiremidin tozuyum
Ben kurbanlık kuzuyum
Doğum yerim Kumkuyucak;
Şanlı bir Türk kızıyım
**
Kuyucan tütünü var
Her şeyin bütünü var
Ben yârimi severim
Aramam altını var
**
Bülbül öter gül dalında
Yar sallanır bağlarında
El gülse de ben ağlarım
Kaldım Kuyucak dağlarında
50
Şu dağın tepeleri
Kumkuyucak efeleri
Oğlan sana varacam
Hazırla küpeleri
**
Karpuz kestim yiyen yok
Halin nedir diyen yok
Yenile bir yar sevdim
Gözün aydın diyen yok
**
Başını bağla güzel
Yüreğimi dağla güzel
İşte ben gidiyorum
Arkamdan ağla güzel!
**
Şu dağı nur deseler
Yârin gelmiş deseler
Bir kıymetli canım var
Veririm isteseler
**
Karpuz kestim kan gibi
Kızın gönlü var gibi
Açtım yorganı baktım
Yeni yağmış kar gibi
**
Dama geldim dam açık
Buğdayım karakılçık
Kız seni baban vermiyor
Al bohçanı yola çık
**
Keklik kumda eşinir,
Eşinir de düşünür.
Ben yârime ne dedim?
Kahvelerde düşünür.
**
**
Bağa girdim üzüme
Yar göründü gözüme
Ne dedim de küstürdüm
Hiç bakmıyor yüzüme
Düşünde gör düşünde
İnci saplı dişinde
Çok zamandır ben senin
Dolaşırım peşinde
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmarmara’ya Ait
Yöresel Sözcükler 1
Gölmarmara’da Oynanan Yöresel
Oyunlar
Ati: Boşuna, gereksiz
Enki: Bu, şu, o
Çin, Çiin: Omuz
Minet: Hamur halindeki ekmeklerin taşındığı tahta araç
Tüngemek: Sıçramak, atlamak
Gire: Pazar günü
Salma: Büyük başörtüsü, yazma
İşşok: Kötü, çirkin
Tomsuruk: Tohumun çatlayarak baş vermiş hali
Piyata: Porselen
Kumari: Sürahi
Ösen: Tabi ki
Sangadak: Ansızın
Piron: Çatal
Geven: Boş boş
Yolamak: Suların mahalle içinde aktığı yer
Dinelmek: Ayakta durmak
Fıydırmak: Fırlatıp atmak
Ekende: Orada (gösterme)
Gabeç: Ağaç
Sömek: Mısır koçanı
İlyen: Leğen
Henteri: Gömlek
Entari: Kadın kıyafeti
Sako: Palto benzeri giyecek
Degidi: Hay Allah
Neşliyon: Ne yapıyorsun
Aviyet: Düğünlere götürülen hediye
Salpa: Tütün tarlasında ekili bölümler
Gölmarmara’da kış günleri ve gecelerinde, belli gün ve zamanlarda oynanan
bazı oyunlar vardır. Bu oyunlardan bazıları şunlardır:
1
Kaynak Kişiler: Tuncay Kanat, Hacer Önsoy, İbrahim Akkaya, Cevriye Emre, Yüksel Gül, Hamide
Hülya Ünlü, Hatice Güner Koçak, Müşerref Yağcı
a. Dokuz çomak oyunu
Sokak aralarında erkek çocukların oynadığı bir oyundur. Bazen kızlar da kendi
aralarında bu oyunu oynamaktadır. Dokuz tane 30–40 santimlik çomaklar 1–
1,5 metrelik bir sopanın üzerine konur.
Sopanın diğer ucu yerden 30–35 santim
yükseklikte bir taşın üzerine konur. Taşın üzerine konan bu uçtan 15–20 santimlik bir pay bırakılır. Böylece bu oyunun malzemeleri hazırlanmış olur. Oyunu
oynayacak grup aralarında bir ebe seçerler. Bu ebe dokuz çomağın başında gözlerini yumup, belli bir süre bekledikten
sonra gözünü açar ve saklanan arkadaşlarını bulmaya çalışır. Ebe gördüğü ya da
bulduğu kişiyi, üzerine dokuz çomağın
konduğu taşa değerek, sobeler. Ebenin bu
taşa değmesi şarttır eğer değmezse saklananlar sobelenmiş sayılmaz. Diyelim ki;
ebe dört kişiyi sobeledi. Ebe, sobelenmeyen diğer kişileri ararken dokuz çomaktan uzaklaşır da saklanan kişilerden biri
gelip, uzun sopanın uç noktasına basarak
çomakları dağıtırsa; ebe dağılan çomakları toplayıncaya kadar, daha önce yakalanmış olanlara kaçma, saklanma hakkı
vermiş olur. Eğer, ebe herkesi bulup sobelerse, ebe değişir. Yeni bir ebe seçerken, saklanan çocuklar aralarında parmak tutarlar. Oyunu oynayan yedi çocuk
51
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
varsa, sekiz parmak arasından saklanan
her çocuk bir parmak seçer. Boşta kalan
bir parmağa şeytan denir. Gizlice tutulan
parmaklar ebeye gösterilir. Ebe bir parmak seçer. Seçtiği parmak, Şeytan denen parmak olursa ebe değişmez. Aynı
kişi bir kez daha ebelik yapar. Eğer, şeytan denen parmağın haricinde bir parmak seçerse ebe değişir.
b. Çöngüdük oyunu
Çöngüdük oyunu, kızların ve erkeklerin çoğu zaman ayrı ayrı, bazen de birlikte oynadıkları bir oyundur. Bu oyun
için birer metrelik sopalara ve çöngüdük denen ağaçtan yapılma üçayaklı bir
nesneye ihtiyaç vardır. Çöngüdük, üçayağı olan ve merkez noktasından yukarıya doğru 20 santimlik bir mesafe olan,
sacayağına benzeyen bir nesnedir. Çöngüdüğün üçayağının uzunluğu eşit olmalı
ve 30–35 santim uzunluğunda olmalıdır.
Arası on metre civarında olacak şekilde iki
çizgi çizilir. Çizgilerden birinin orta noktasına bir yuvarlak çizilir ve çöngüdük
buraya yerleştirilir. Bu oyunu oynayacak
kişiler aralarında bir ebe seçerler. Ebe seçimi diğer çizgiden çöngüdüğe sopalarla
atış yapılarak seçilir. Çöngüdügü vuramayan kişi ebe olur. Ebe çöngüdüğün bulunduğu çizgide oyuncular da diğer çizgide
dururlar. Oyuncular çöngüdüğe sırayla
atış yaparlar. Çöngüdük vurulup, yıkıldığı
zaman ebe çöngüdügü yerine dikmek zorundadır. Oyuncular, ebe çöngüdügü yerine dikesiye kadar sopalarını alma hakkına sahiptir. Eğer, ebe çöngüdügü diktiği
esnada iki çizgi arasında bulunan oyuncuya “ol” diye bilirse ebecilik el değiştirir.
52
Oyuncuların tamamı çöngüdügü vuramazlar ve de sopalarını alamazlarsa ebe
“aşağıya–yukarıya izim” der. Oyuncular sopalarını alıp, çizgiye geri dönerler. Oyuncular birer kez atış yaparlar. Çöngüdügü
vuramayan ebe olur. Eğer, herkes vurursa
ebe değişmez ve oyun devam eder.
c. El el üstünde kimin eli var? Oyunu
Daha çok 5–8 yaş arası çocukların oynadığı bir oyundur. Kış gecelerinde oynanan bir oyundur. Oyunu oynayacak çocuklar aralarında bir ebe seçerler. Bu ebe,
secdeye kapanır gibi durur. Diğer çocuklar karışık şekilde yumruklarını üst üste
koyarlar ve ebeye “El el üstünde kimin
eli var?” diye sorarlar. Ebe bir isim söyler. Oyuncular, ebe en üstteki yumruğun
sahibini bilirse “bildin” derler. Eğer, üç
hak sonunda ebe doğru cevap veremezse
ebeye oyuncular tarafından ceza verilir.
Ebeye bir hayvan taklidi yaptırılır ya da
bir türkü söylettirilir. Ebe yumrukların sahibini bilirse oyuncular arasından bir ebe
seçer bu oyun böylece devam eder.
d. Tekneli gelin oyunu
Mevsimin kurak geçtiği, yağmurların
yağmadığı ve yağmura ihtiyaç duyulduğu
zamanlarda büyüklerin tavsiyesiyle erkek
çocukların oynadığı bir oyundur. Akşam
ezanından sonra çocuklar tekneli gelin
oyununu oynamak için bir araya gelirler.
Annesinin ilk çocuğu olan biri gelin olarak seçilir. Bu geline bir çoban kepeneği
giydirilir. Tekneli gelinin her yeri kapatılır. Yüzü dahi görülmez Tekneli gelinin koluna giren iki kişi gelini gezdirirler. Gelin,
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
ev ev gezdirilir. Her evin önünde toplanmış olan çocuklar;
“Yağ yağ yağmur
Teknede hamur
Ver Allah’ım ver
Sucuk gibi yağmur,”
diye tempo tutarlar.
Evden bir kışı çıkar. ‘Tekneli gelin
nerde?” diye sorar. Gelin gösterilir. Evdeki kişi gelinin üzerine su döker. Daha
sonra, iki kişi ev sahibinin yanına gidip;
“Bize ne veriyorsun?” diye sorarlar. Ev sahibi, ekmek, zeytin, peynir, yumurta, kavun, karpuz gibi evinde olan yiyeceklerden gönlünden geçeni verir. Tekneli gelin
bu şekilde köyün bütün evlerini dolaşır.
Dolaşma işi bittikten sonra toplanan malzemelerle birlikte bir yere gidilir. Bir meydan ateşi yakılıp etrafında halka oluşturulur. Pişecek şeyler pişirilir ve toplanan
malzemeler yenir. Sonunda bir kişi dua
eder. Allah’tan bereket için yağmur isterler. Halk çocukların duasının daha makbul olduğuna inandığı için onları böyle
bir oyuna teşvik eder.
e. Yüzük Oyunu
Yetişkin erkeklerin, kış gecelerinde,
bir evde bir araya gelerek oynadıkları
bir oyundur. Bir kişinin evinde bir araya
gelen gençler ya da adamlar yüzük oyununu oynamaya karar verince oyun için
gerekli malzemeleri ayarlarlar. Bu oyun
için on beş parça küçük, kumaş türünden
eşyaya ve oyunda saklamak için bir yüzüğe ihtiyaç vardır. Bu oyun için iki grup
oluşturulur. Bu gruplar, üçer ya da dörder kişiden oluşabilir. Bir kişi yüzüğü avucunda kimse görmeden saklar. İki gruptan birer kişiye el seçtirir. Yüzüğü bulan
grup oyuna başlar. Yüzüğü bulan gruptan
bir kişi yüzüğü yere serilmiş on beş parça
eşyanın altına diğer grubun elamanlarına
göstermeden saklar Diğer grup yüzüğü
bulabilmek için, saklayıcıyı çok iyi takip
eder. Yüzüğü saklama işi bittikten sonra
diğer grup eşyaları tek tek çıkarmaya
başlar. Yüzüğü arayan grup eşyalardan
birini gösterip, “çıksın” der. Eşya kaldırılır altında yüzük çıkmazsa çıkarma işine
devam edilir. Eğer, arayan grup, başarılı
bir şekilde üç parça kalıncaya kadar çıkarma işini sürdürürse, yüzüğü bulmak
için iki hak kazanır. Bu haklar “gülüm” ve
“benim” hakkıdır. Eğer, bulamazlarsa diğer grup saklamaya devam eder. Yüzük
aranırken, “çıksın” dedikten sonra yüzük
çıkarılan eşyanın altında çıkarsa, çıkarılmayan eşyalar sayılır. Kaç eşya kalmış ise
o kadar puan saklayan grubun hanesine
yazılır. Belirlenen sayıya ilk hangi grup
ulaşırsa oyunu o grup kazanır. Oyunun
sonunda kaybeden gruba bir şeyler ısmarlatılır
53
beşinci bölüm
Gölmarmara’da
Tarihi Eserler
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
lçemizde bulunan, bir kısmı hala ayakta duran önemli tarihi eserler bulunmaktadır. Bunlardan Şâhuban Camii, Halime Hatun Camii, Halime Hatun Medresesi kullanılmaktadır. Şâhuban Medresesi, Halime Hatun İmareti, Halime Hatun Hamamı
ise kullanılmamakta, restorasyona ihtiyaç duymaktadır.
İ
1- Şâhuban Camii
Şâhuban Camii Belediye binasının yanında Eski Camii Mahallesinde bulunmaktadır. Caminin üstünde inşa tarihi 1600 olarak geçmektedir. Cami, Sarı İbrahim Paşanın
kızı Şâhuban Hatun tarafından Şâhuban Kadın Külliyesi’nin bir bölümü olarak 15. yüzyılda yaptırılmıştır. Yapan kişi bilinmemektedir. Kesme taş ve tuğladan yapılmış, kare
planlı, tek kubbeli bir camidir. Kare planlı bir harim ve son cemaat mahallinden mevcuttur. Yapan kişi bilinmemektedir.
Şâhuban Camii (Fotoğraf: Mustafa Açarı)
56
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Şâhuban Camii içinden görünüm (Fotoğraf: Ahmet Yurttakal)
Şâhuban Camii genel görünümü (Fotoğraf: Sinan Doğan)
57
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Şâhuban Camii giriş kapısının üzerindeki Osmanlıca kitabede şunlar yazılıdır:
Sahibü’l-hayrâtın ismi Şah-ı Huban ey hümam.
Cami-i Atîk’dir ismi söylenir dillerde hem.
Bin iki yüz on sekizde tamir oldu tamam.
Molla Şerif yediyle tamam oldu vesselam.
Sene 1218 [m. 1803]
2- Şâhuban Medresesi
Şâhuban medresesi Şâhuban Hatun tarafından cami ile aynı yılda yaptırılmıştır. Günümüze ulaşmayan medrese bölümünde 1. Dünya Savaşı’na kadar öğretim
devam etmiştir. Bu eserden bugün yalnız moloz taş ve tuğla örgülü harap bir
58
oda kalmış olup günümüzde depo olarak kullanılmaktadır. Yapının arka bahçesinde mezar taşları bulunmaktadır.
Bu mezar taşlarının ikisi hâlâ sağlamdır.
Mezar taşlarının kimlere ait olduğu bilinmemektedir.
3- Halime Hatun Camii
1566 yılında Manisa’da doğmuş olan,
Sultan III. Murat’ın oğlu Şehzade Mehmet,
1584 yılından, III. Mehmet olarak tahta
çıktığı 1595 yılına kadar Manisa’da sancakbeyi olarak görev yapmıştır. Gölmarmara çarşısı içinde Yeni Camii Mahallesinde, Şâhuban Camii’nin kuzeyinde
inşa edilmiştir. 3. Mehmet’in Manisa Valiliği ve 1595 yılında tahta geçmesi ile
dadısı ve sütannesi Halime Hatun için
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Halime Hatun Camii (Fotoğraf: İbrahim Saygı)
yaptırılmıştır. Plan tipolojisi bakımından
Şâhuban Camii’nin kaliteli bir benzeridir.
Caminin bilinen bir kitabesi yoktur. Kare
planlı bir harim ve üç bölümlü son cemaat mahalli mevcuttur. Harimin üstü
tek kubbe ile örtülüdür. Kadınlar
mahfili tavanının altın yaldızlı kalem işleri ve bir göbekle süslendiği, yarım kemer biçiminde duvara dayalı minberinin iki renkli
mermerden yapıldığı görülmektedir. Caminin şadırvanı orijinaldir.
Kısmen mermerden yapılmış olup
üst tarafı sonradan eklenmiştir.
Minaresi kuzey doğu cephede
camiye bitişik durumdadır. Caminin şadırvanı orijinaldir. Kısmen mermerden yapılmıştır. Fakat üst örtü daha
sonraki dönemde yapılmıştır.
Halime Hatun Camii içinden görünüm (Fotoğraf: Ahmet Yurttakal)
59
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Halime Hatun Medresesi
(Fotoğraf: Nazım Dürek)
4- Halime Hatun Medresesi
Külliyeye ait olan medrese, Caminin
kuzey cephesi karşısında yer alır. Cami
ile birlikte 1595 yılında Sultan III. Mehmet tarafından yaptırılmıştır. Medrese
doğu-batı doğrultusunda uzanan
dikdörtgen bir plana sahiptir. Aslında ‘U’ şeklinde
bir plana sahip iken
bugün doğu ve batı
kanatları yıkılıp yerine dikdörtgene yakın
yeni bir yapı
inşa edilmiştir. Medrese
odaları bir
dönem müftülük, arşiv,
öğretmenler
60
Halime Hatun Medresesi’nin
içinden görünüm
(Fotoğraf: Ahmet Yurttakal)
odası olarak kullanılmıştır. Avlunun ortasında bulunan şadırvan sonradan yapılmıştır. Yapı tamamen restore edilmiştir.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
5- Halime Hatun İmareti
6- Halime Hatun Hamamı
Halime Hatun İmareti, külliyenin bir
parçasıdır. Cami ve medreseden bir cadde
ile ayrılmıştır. Kitabesi yoktur. İmaret ‘L’
şeklinde düzenlenmiştir. Avlunun doğu ve
güney yönlerinde kubbeli dört oda mevcuttur. Odaların üzeri kubbe ile örtülüdür.
Bu yapı da kısa bir dönem öğretmen evi
olarak kullanılmıştır.
17. yüzyıl sonlarında külliyeye gelir
sağlamak amacıyla bir de çifte hamam
ilave edilmiştir. İmaretin güneyinde yer
alan hamam, 1595 yılına tarihlenmektedir. Bugün yıkık bir vaziyettedir. Hamam
kare plana sahiptir. Kubbeleri yıkılmıştır.
Duvarları kısmen sağlamdır. Çeşitli dönemlerde restore edilerek hamam olarak kullanılmıştır. Fakat şuan kullanılmamakta olup ciddi bir restorasyona ihtiyaç
duymaktadır.
Halime Hatun Hamamın dışından
görünüm (Fotoğraf: Senem Akova)
61
altıncı bölüm
Gölmarmara’nın
Köyleri
Bu bölümdeki köylerimizin fotoğrafları
Doğan Kara tarafından çekilmiştir
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
1- Ayanlar Köyü
Köyün Tarihçesi
öye ilk yerleşen Köleler aşiretinden Ayan Ali isimli kişidir. İlk gelen aileler Sallakoğulları, Kabasakallar ve Bekirler’dir. Köy sakinleri eskiden kış aylarında
Ayanlar köyünde yaz aylarında ise Türkmen yaylasına çıkarlarmış. Köyün bir
kısmı Hacıhasankıran’ a bir kısmı Taşkuyucak köyüne bağlıymış. 1950’li yıllarda Yeniköy köyüne bağlanmıştır. 1994 yılında Ayanlar köyü muhtarlığı kurulmuştur. Köyde
53 hane 176 nüfus bulunmaktadır.1
K
Coğrafi Durumu
Manisa iline 76 km, Gölmarmara ilçesine 17 km uzaklıktadır. Doğusunda Kurttutan,
batısında Beyler, güneyinde Yeniköy, kuzeyinde Taşkuyucak köyleri bulunmaktadır.
Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır.
1
64
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler: İsa Ekren ve Hasan Uysun.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Köyün Ekonomisi
Köyde tütün, arpa, buğday, zeytin üretimi vardır. Diğer bir geçim kaynağı olan
hayvancılık ise eskiden köy sakinlerinde
develer bulunmakta iken şu anda koyun,
keçi ve karasığır bulunmaktadır. Eski yıllarda hemen hemen her evde bir deve
bulunurdu. Develer özellikle taşımada
kullanılırdı.
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Köyde düğünler dört gün sürerdi.
Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler
misafirleri davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar heybenin gözlerine
yiyecek ve içki koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha
sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri
burada oynarlardı.
Köyde Oynanan Oyunlar
Tıktık, Yüssük, Cıngırdak, Yedi kiremit.
Ayanlar köyünün genel görünümü
65
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
2- Beyler Köyü
Köyün Tarihçesi
Köyü 1950’li yıllarda şimdiki Beyler
köyünün doğusunda bulunan Delibeyler köyünden gelen Özkan, Kurt, Özdemir,
Özar, Ceylan, Okyay ve Akbal soyadlı aileler kurmuşlardır. Köy halkı Köleler Yörüklerindendir. Köy kurulduktan birkaç
yıl sonra Hacıbeyler, Ayanlar, Taşkuyucak köylerinden köye gelip yerleşenler
olmuştur. Köy kurulduğunda Akhisar’a
bağlıyken Gölmarmara’nın ilçe olmasıyla
Gölmarmara’ya bağlanmıştır. Köyde 65
hane 280 nüfus bulunmaktadır.2
2
66
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler:
Ahmet Özdemir ve Ali Akbal.
Coğrafi Durumu
Manisa iline 58 km, Gölmarmara ilçesine 5 km uzaklıktadır. Köyün batısında
eski ismi Karpuzkaldıran şimdiki adıyla
Akpınar Mesireliği olan piknik alanı mevcuttur. Akpınar mesireliğinin suyu doğal
kaynaktan gelmektedir. Suyun daha önceleri kayaların üzerinden aktığı söylenmektedir. Eskiden Bizans döneminden
kaldığı sanılan bir ahırın içinden suyun
aktığı söyleniyor. Akpınar’ın içinde yolgeçen bölgesinde eskiden kayaların arasından sıcak suyun çıktığı ve köyün gençlerinin burada yıkandığı söyleniyor.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır.
Köyün Ekonomisi
Köyde çok önceleri afyon, palamut tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda sebzelerin
çoğu ekiliyor. Asıl geçim kaynağı olan hayvancılık alanında ise eskiden köy sakinlerinde develer bulunmakta iken şu anda
koyun ve sığır yetiştirilmektedir.
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Köyde düğünler pazartesi başlar perşembe günü biterdi. Köye gelen misafirler
köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler misafirleri davul zurna
eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha
sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar, heybenin gözlerine yiyecek ve içki koyarak
bunları misafirlerin olduğu konaklara
dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında
meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynardı. Düğünlerden bir hafta önce damadın evine
damadın sağdıçları sabaha kadar bayrak diker ve burada silah atarlardı. Gelinin ilk çocuğunun cinsiyetini tahmin etmek için gelinin arkadaşları iğ ve arşak
saklarlardı. Gelin saklanan iğ ve arşakı
arardı. Eğer iğ bulursa erkek arşak bulursa kız olacağı söylenirdi. Bu adet hala
devam etmektedir.
Köyde Oynanan Oyunlar
Körebe, Yüssük Dana (Gobak) Cıngırık, Tekdir, Meleşkin.
Beyler köyünün hemen altında bulunan Akpınar
mesirelik alanı (Fotoğraf Nuri Furkan Pala)
67
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
3- Çamköy Köyü
Köyün Tarihçesi
Köyün ilk kurucuları Çakıroğullarından
Nasuf Bey, Hacıoğlu İsmail ve Bilaloğullarıdır. Meracı olarak yaşamlarını sürdürdükleri, kışın köyde yazın ise Gördes’in yaylalarına çıktıkları söylenmektedir. Köyün
ilk adı Nasufbey köyüdür. Köy o zamanlarda Gördes’e bağlıydı. Daha sonra çam
mahalle olarak Taşkuyucak köyünün mahallesi olmuştur. 1969 yılında da Çamköy
olarak muhtarlık kurulmuştur. Köy adını
etrafındaki çam ağaçlarından almıştır.
Köyde 45 hane 183 nüfus bulunmaktadır.3
Coğrafi Durumu
Manisa iline 75 km, Gölmarmara ilçesine 22 km uzaklıktadır. Dağlık ve ormanlık bir alanda kurulmuştur. Akhisar, Gördes, Gölmarmara, Salihli ilçelerinin hemen
hemen tam ortasında yer almaktadır. Köyden Gördes Barajı gözükmektedir.
Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır.
3
68
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi:
Hüseyin Kahraman
Köyün Ekonomisi
Köyde çok önceleri afyon tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda tütün, arpa, buğday,
zeytin ve çavdar üretimi yapılmaktadır.
Diğer bir geçim kaynağı olan hayvancılıkta ise şu anda koyun, keçi ve sığır yetiştirilmektedir.
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Köyde düğünler üç gün sürerdi. Köye
gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler misafirleri
davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe
atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki
koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı.
Gelinin çeyizi kız evinin önüne serilirdi. Gelin ata bindirilip bütün köyü dolaştırılırdı.
Köyde Oynanan Oyunlar
Cıngırt, Yüssük, Söbü.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
4- Çömlekçi Köyü
Köyün Tarihçesi
Köyü Osmanlı döneminde ilk olarak
Tosunlar ve Parmaklar sülaleleri kurmuştur. İlk ismi Cümlecik’tir. Köy civarında
bulunan kalıntılar bu bölgede Roma döneminde çömlek ocaklarının olduğunu düşündürmektedir. Cumhuriyet döneminde
köyün ismi Çömlekçi olarak değiştirilmiştir. Köy halkına Cumhuriyet yıllarında
Kulfalı, Taşdibi, Meşeli ve İncircik köylerinden gelenler katılmıştır. Köy Osmanlı
döneminde Gördes’e bağlıyken Cumhuriyet döneminde Akhisar’a bağlanmıştır.
Gölmarmara’nın ilçe olması ile köy Gölmarmara’ ya bağlanmıştır. Köyde şu anda
52hane 181 nüfus bulunmaktadır.4
4
Coğrafi Durumu
Manisa iline 61 km, Gölmarmara ilçesine 8 km uzaklıktadır. Köyün yakınlarından Kum Çayı geçmektedir. Çam ve meşe
ormanları ile kaplı bir doğası vardır. Köy
okulunun kapalı olması nedeniyle birlikte
öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. Köyün altındaki Geriz bölgesine adını veren Lidyalılar döneminden
kalma Geriz Çeşmesi bulunmaktadır. Geriz Çeşmesi’nin tadilatını Yunanlı bir kadının yaptırdığı çeşme üzerindeki yazıdan anlaşılıyor.
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler:
Mehmet Aytimur ve Ekrem Eralp
Çömlekçi köyündeki çeşme ve arkada
görünen Dede Tepesi
69
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Geriz çeşmesinin üzerinde bulunan Yunanca yazı
Hayır yapılan Geriz bölgesinde bulunan tepede
iki adet kabir bulunduğu bu kabirlere yöre halkının
hürmet ettiği ve tepenin isminin “Dede Tepesi” olarak bilindiği söylenmektedir.
Geriz Çeşmesi’nin kuzeyinde bahçe çeşmesi olarak anılan çeşmenin orijinal oluğu hala çeşme üzerinde bulunmakta olup bu çeşmenin güney kısmında iki adet lahit bulunarak Manisa Müzesi’ne
yollanmıştır.
Bahçe çeşmesine giderken yol kenarında kayalardan yapılmış mezar taşlarına ve mezar yerleri
bulunmaktadır.
Köyün doğusunda bulunan yöre halkının “İntaşı”
dediği bir mağara bulunmaktadır. Mağara girişi dar
ilerledikçe büyük bir oda büyüklüğünde olan, içinde
çok eski yıllara ait fosiller ve dikit taşlar bulunmaktadır. Ancak mağara içinde bulunan yarasaların pislikleri zamanla dikit taşları yok etmiştir.
Çömlekçi köyünde bulunan
“İntaşı” Mağarası
70
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Geriz hayrından görünüm (Fotoğraf: Gülçin Bilgin Turna)
Köyün Ekonomisi
Köyde çok önceleri afyon, palamut tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda tütün, buğday, zeytin, biber ve üzüm üretimi yapılmaktadır.
yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı.
Çeşmeye yağ sürme: Köyün altında Işıkdere çeşmesinde gelinin kına yıkaması yapılırdı. Evliliğin bereketli olması için çeşmeye tereyağı sürülürdü.
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Geriz hayrı: Köyün altındaki Geriz bölgesinde 130 yıldır köy hayrı yapılmaktadır. Hayır 2000–3000 civarı kişinin katılımı ile malzemeler yöre (Gölmarmara)
halkının yardımlarıyla toplanıp Çömlekçi
ve Hıroğlu köyünün önderliğinde yapılmaktadır.
Köyde Oynanan Oyunlar
Söbü, Yüssük, Yağ Satarım, Kazık.
Köyde düğünler bir hafta sürerdi.
Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler
misafirleri davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar heybenin gözlerine
yiyecek ve içki koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha
sonra köy meydanında meydan ocağı
Çömlekçi köyüne doğru bir görünüm
71
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
5- Deynekler Köyü
Köyün Tarihçesi
Köyün kurulduğu yıllarda köy bölgesinde eski yıkık binaların olduğu söylenmektedir. Köye ilk gelen kişinin Dinekoğlu
lakaplı varlıklı bir kişinin olduğu söylenmektedir. Daha sonraları köye Bademli,
Kocakışla, Kadı yaylası, Kayraklı ve Sazaklı bölgelerinden köye gelenler olmuştur. Köye gelen ilk aileler Köylüoğulları,
Aynalılar, Kayraklılar, Köseoğulları, Müftüoğullarıdır.
Köy halkı, yazları Sıdan yaylasına (Tavşan Alanı) giderlermiş. Dinekoğlu köyden yaylaya en son gider yayladan köye
de en son gelirmiş. Bir yayla dönüşü Dinekoğlu yayladaki bir tartışmadan kaynaklandığı sanılan bir kavga ile Çerkezler çıkışında öldürülüp yakınlarındaki bir
kireç kuyusuna atıldığı daha sonra ölüsünün bulunduğu ve Çerkezler çıkışındaki
mezarlıkta meşe ağacının dibine gömüldüğü söylenmektedir. Cumhuriyet döneminden önce köyün isminin Dinekler
köyü olarak bilindiği, Cumhuriyet döneminde Deynekler olarak değiştiği söylenmektedir. Cumhuriyet döneminden önce
72
köy Akhisar’a bağlıyken, Cumhuriyet döneminde Manisa’ya bağlanmıştır.1960’lı
yıllarda köy Saruhanlı’ya bağlanmış daha
sonra, 1991 yılında Gölmarmara’ya bağlanmıştır. Köyde 162 hane 628 nüfus
bulunmaktadır.5
Coğrafi Durumu
Manisa iline 43 km Gölmarmara ilçesine 10 km uzaklıktadır. Konum itibarı
ile Kayaaltı ve Tiyenli köylerinin arasındadır.
Köyün batısında bademli mevkisinden
köye 5 km uzaklıkta “Sütkayası” isimli bir
kaya bulunmaktadır. Bu kayanın altındaki
mağarada taş şeklinde bir olukta su birikmektedir. Bu suyu doğumdan sonra
sütü gelmeyen kadınların ve dişi hayvanların içtiğinde sütlerinin geldiğine inanılmaktadır.
Köy okulunun kapalı ve yıkık olması
nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden
yararlanmaktadır.
5
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler:
Kaya Türkaydı ve Ahmet Güvendiren
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Süt kayasının içinden görünüm
Deynekler köyündeki Süt Kayası
Gölmarmara
Süt kayasında su biriken başka bir bölümü
73
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Şarlak isimli Şelalenin olduğu yer
Köyün doğusunda (köy girişinde) şarlak olarak adlandırılan 60 m yüksekliğinde eskiden yaz aylarında da akan günümüzde sadece kış mevsiminde akan bir şelale bulunmaktadır. Şelalenin üzerinde kat kat 9 tane kazan şeklinde oyuk bulunmaktadır.
Dinekoğlunun Mezarı
74
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Köyün Ekonomisi
Köyde çok önceleri afyon, susam, burçak,
yulaf tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda üzüm,
zeytin, domates, biber, buğday, arpa, kavun,
karpuz üretimi bulunmaktadır. Eskiden hemen hemen her evde hayvancılık yapılırdı, ancak günümüzde 2-3 aile hayvancılıkla geçimini
sürdürmektedir.
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Köyde düğünler üç gün sürerdi. Köye gelen
n
misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah
h
sesini duyan köylüler misafirleri davul zurna eş-liğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen
n
misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzunaa
bir heybe atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki
ki
koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara daağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı
ağı
yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada
oynarlardı. Düğünlerde at üzerinde değnek oynanırdı. Gelin atla köyü dolaştırılırdı. Köyde iki gurup karşılıklı mani atışması yaparlardı.
Deynekler köyünün tepeden görünümü
Aparınaparın,
Gökten yıldız kaparın,
Çok fazla konuşma,
Seni teknenin altına kaparım
Düğünlerde söylenen maniler:
Ovaların nanası
Koca ineğin danası
Aldık gidiyoz kızını
Ağladı kaldı anası
Evlerinin önü furun
Tütüyor burun burun
Emanetini getirdik
İster geçin ister sürün
Evlerinin önü yonca
Gelin ağladı yol boyunca
Emanetini getirdik
İster sevin ister yerin
Köyde Oynanan Oyunlar
Dikilitaş, Dana (Gobak), Çelik Çomak, Çırakman, Cıngırık.
75
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
6- Hacıbaştanlar Köyü
Köyün Tarihçesi
Köyün ilk kurucuları Hacı Mehmet ve
Baştanlardır. Köy ismini Hacı Mehmet ve
Baştanlardan almıştır. Köyün kurucu aileleri İnceoğulları, Hacı Hüseyinoğulları,
Baştanlar, Çadırlardır. Köye yerleşen ailelerin bir kısmı Gördes’in Karani köyünden, bir kısmı Karaman’dan, Kula’ya sonra
Kula’dan Hacıbaştanlar’a, diğer bir kısmı
da Gördes’in Karaağaç köyünden gelmişlerdir. Köy ilk kurulduğu zamanlarda eski
adı “Papazlı” şimdiki adı Halitpaşa’ya bağlıydı. Daha sonra Cumhuriyet döneminde
Akhisar’a bağlandı. Gölmarmara’nın ilçe olmasıyla Gölmarmara’ya bağlanmıştır. 1948
yılında köy muhtarlığı oluşmuştur. Köyde
35 hane 110 nüfus bulunmaktadır.6
Coğrafi Durumu
Manisa iline 48 km, Gölmarmara ilçesine 5 km uzaklıktadır. Köyün güneyinde 500 m uzaklıkta Derindere isimli
bölgede Roma döneminden kalma suyolları bulunmaktadır.
Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır.
6
76
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler:
İbrahim Yağan ve İhsan Gürer
Köyün Ekonomisi
Köyde çok önceleri afyon, burçak, susam, nohut, mercimek tarımı yapılırdı.
Şimdiki yıllarda üzüm, zeytin, domates,
biber, kavun, karpuz, mısır üretimi yapılmaktadır. Köyün inciri meşhurdur. Eskiden sığır yetiştirilirken günümüzde hayvancılık yapılmamaktadır.
Gelenek-Kültür-Adetleri
Köyde düğünler üç gün sürerdi. Davul
gelir gelmez dibek taşında keşkek dövülürdü. Keşkek dövenlerin koluna mendil boynuna yazma bağlanırdı. Eşeğe bir
heybe atılır ev ev dolaşılırdı. Her evden
kap kacak toplanırdı. Toplanan kaplarla
gelen misafirlere yemek dağıtılırdı.
Dibek taşı: Gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe
atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki
koyardı, bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen
misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı. Gelin sağdıçlarıyla birlikte bütün köyü atla gezerdi.
Sağdıç Kavuşturma: Damat yanında
bir gurup arkadaşı ile sağdıç da yanında
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
bir gurup arkadaşı ile karşılıklı dururlar. Birbirlerine adım adım yaklaşırlardı. Yaklaşırken de birbirlerine maniler söylerlerdi. Sağdıç
damada sağdıçlık adı altında hediyeler verir ve damatla sağdıç sarılır böylece sağdıç damada kavuşturulmuş olurdu.
Perşembe günü gelinin çıkacağı gün ilk olarak deynek ve cirit oynanırdı. Daha sonra küçük
tepede güreş yapılır dereceye
girenlere düğün sahibi hediyeler verirdi.
Dibek taşı
Köyde Oynanan Oyunlar
Cincibir, Çelik Çomak, Kazık, Yüssük,
Fıçı (Topaç).
77
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
7- Hacıveliler Köyü
Köyün Tarihçesi
Köy ilk olarak tahmini 270 yıl önce
şu anki bulunduğu yerin 3 km batısında
tepede kurulmuştur. Köyün ilk kurucusu
Hacı Veli isimli kişidir. Köye ilk yerleşen
aileler Hasanlar, Katırcılar, Bodurlar, Karadonlar aileleridir. Köye gelen aileler Kayraklı, Yıkıklı, Hacıamatlar yerleşim bölgelerinden gelmiştir. Köyün dağlık alanda
olması, ulaşımın sıkıntılı olması ve tarım için elverişli olmamasından dolayı
1974 yılında şu anda bulunduğu mevkiye
köy taşınmıştır. Köy ilk olarak Akhisar’a
bağlıydı. Gölmarmara’nın ilçe olmasıyla
Gölmarmara’ya bağlanmıştır. Köyde 75
hane 311 nüfus bulunmaktadır.7
Coğrafi Durumu
Manisa iline 63 km, Gölmarmara ilçesine 10 km uzaklıktadır. Marmara Gölü’nün
dibinde yer almaktadır. Salihli ilçesine 28
km uzaklıktadır.
Köyün güneyinde Kaymakçı bölgesinde
bulunan kalıntılar ve yapılan araştırmalardan elde edilen sonuca göre tahmini
olarak 3600 yıllık Kaymakçı Kalesi bulunmaktadır. Köyün 3-4 km kuzeyinde Kızılyer mevkiinde bulunan kalıntılardan bir
kilise bulunmaktadır. Köyün doğusunda
ki
Marmara Gölü bulunmaktadır. Gölün KanM
boğazı mevkiinde gölün içinde hamam
bo
kalıntılarına rastlanmıştır.
ka
Köy okulunun kapalı ve yıkık olması
ne
nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden
yararlanmaktadır.
ya
Köyün Ekonomisi
Köyde çok önceleri haşhaş, susam,
burçak, bakla tarımı yapılırdı. Şimdiki
bu
7
Hacıveliler köyünün ilk yerleşim yeri
78
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler:
Hüseyin Yılmaz ve Mehmet Ekren
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Eski Hacıveliler köyündeki okul
Gölmarmara
yıllarda tütün, buğday, pamuk ve üzüm üretimi yapılmaktadır. Diğer bir geçim kaynağı olan hayvancılık kapsamında ise küçükbaş ve büyükbaş hayvan yetiştirilmektedir. Gölmarmara Gölü’nde balıkçılık yapan ailelerde vardır.
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Köyde düğünler üç gün sürerdi. Bir gurup sağdıç tarafı olur diğer bir gurup ise damat
tarafı olurdu. Maniler söyleyerek mani atışması yapılırdı. Daha sonra sağdıç ile damat
birbiriyle sarılıp kavuşturulurdu. Gelin, kına
gecesinde kaynanasının yanına el yıkatmaya götürülürdü. Gelinin eli yıkandıktan sonra kaynana eline altın koyardı.
Düğünlerde gençler dibek taşında keşkek döverlerdi. Keşkek dövme esnasında davul zurna çalınıp oyunlar oynanırdı.
Köyde Oynanan Oyunlar
Çelik Çomak, Uzun Eşek, Dana (Gobak), Yüssük, Kazık.
Hacıveliler köyünün tepesinden Gölmarmara
Gölü’nün görünümü (Fotoğraf: Doğan Kara)
79
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
8- Hıroğlu Köyü
Köyün Tarihçesi
Köye ilk gelen
Gobak aşiretinden
Veli Bey’dir. Sonradan İncircik köyünden gelenlerle
köy halkı oluşturulmuştur. Köyün ilk adı kurucusunun
ismi olan Gobaklar’dır. Gölmarmara’nın
ilçe olmasıyla köyün adı Hıroğlu olarak
değiştirilmiştir. Köyde şu anda 32 hane,
181 nüfus bulunmaktadır.8
Coğrafi Durumu
Manisa iline 60 km, Gölmarmara ilçesine 7 km uzaklıktadır. Köyün yakınlarından Kum Çayı geçmektedir. Çam ve meşe
ormanları ile kaplı bir doğası vardır.
Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır.
Köyün Ekonomisi
Köyde çok önceleri afyon, palamut tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda tütün, buğday, zeytin, biber ve üzüm üretimi yapılmaktadır. Ancak ekonominin büyük bir
bölümünü hayvancılık oluşturmaktadır.
8
80
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Geriz Hayrı: Köyün altındaki Geriz bölgesinde 130 yıldır köy hayrı yapılmaktadır. Hayır 2000-3000 civarı kişinin katılımı ile malzemeler yöre (Gölmarmara)
halkının yardımlarıyla toplanıp Çömlekçi
ve Hıroğlu köyünün önderliğinde yapılmaktadır.
Köyde düğünler bir hafta sürerdi.
Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler
misafirleri davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar heybenin gözlerine
yiyecek ve içki koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha
sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri
burada oynarlardı.
Çeşmeye yağ sürme: Köyün altında Işıkdere Çeşmesi’nde gelinin kına yıkaması
yapılırdı. Evliliğin bereketli olması için
çeşmeye tereyağı sürülürdü.
Köyde Oynanan Oyunlar
Cincibir, Dana (Gobak), Çelik Çomak,
Cıngırık, Yedi Kiremit, Muku, Tiri.
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler:
Mustafa Tetik ve Ahmet Çetin
Hıroğlu köyünün genel görünümü
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
9- Kayaaltı Köyü
Köyün Tarihçesi
Köy ismini hemen üzerinde bulunan
dağlardan almaktadır. Kayaların altında
kurulan köye “Kayaaltı” ismi verilmiştir.
Köye ilk gelen aile Somalili bir ailedir.
Köye daha sonra gelip köy halkını oluşturanlar Hacı Ahmetler, Hacı Aliler, Çıraklar, Topallar’dır. Savaş yıllarında göçebe
olarak yaşayan Yörükler birlik olabilmek
için toplanıp Kayaaltı köyünü kurmuşlardır. Köy Cumhuriyet’in kuruluş yıllarında
Ozanca köyünün mezrası olup Akhisar’a
bağlıydı. 1947 yılında Akhisar’a bağlı köy
olmuştur. Gölmarmara’nın ilçe olması ile
Gölmarmara ilçesine bağlanmıştır. Köyde
130 hane 400 nüfus bulunmaktadır.9
Coğrafi Durumu
Manisa iline 53,5 km, Gölmarmara ilçesine 6 km uzaklıktadır. Köy hemen üzerinde eski adı Lale dağı şimdiki adı şahin
kaya isimli dağ bulunmaktadır. Lale dağı
ismini üzerinde bulunan çeşitli renklerdeki
lalelerden almaktadır. Ayrıca Manisa’ya
lalelerin buradan gittiği söylenmektedir.
Lale Dağında irili ufaklı 300 e yakın mağara bulunmaktadır.
9
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi:
Mustafa Çetinkurt
Lale Dağının (Şahin Kaya) görünümü
81
Koca İn
TTarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Roma dönemi amfor sapı
Roma ve Yunan dönemi
kalıntılar
Küçük in
Köy okulunun kapalı ve yıkık olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır. Köy üzerindeki Lale Dağında 50
m yüksekliğinde etrafı ile beraber 500 keçiyi
barındırabilen Koca in isimli mağara bulunmaktadır. Bu mağarada eski yaşantı kalıntıları
bulunmaktadır. İçinde kurban kesmek için sunaklar, tuğlalar, seramik parçaları ve bulunan
paralardan Büyük İskender dönemine dayandığı tahmin edilmektedir.
Köyün kuzeybatısında Lale Dağının yamacında etrafı ile beraber 300 keçiyi barındırabilen Küçük in isimli mağara bulunmaktadır. İlk
girildiğinde geniş olup ilerledikçe daralan mağaranın içinde seramik parçalar ve Yunan dönemine ait paralar bulunmaktadır. Ayrıca mağaranın yan bölümünde haç işareti vardır. M.S
3. yy. Hıristiyanlığa geçiş döneminde bu mağarada gizli ibadet yaptığı sanılmaktadır.
Köyün kuzeybatısında Kömür ocağı mevkiinde gizli bir mağaranın bulunduğu bu mağarada gözetleme yapmak için bir delik açıldığı
için bu mağaranın saklanma amaçlı kullanıldığı düşünülmektedir. Burada gizli ibadet yapan rahipler için yemek pişirildiği sanılmaktadır. Mağarada kâse, sacayağı ve rende çobanlar
tarafından bulunmuştur.
Köyün kuzeybatısında Çalpınar mevkiinde
bulunan kalıntılardan burada mermer ocaklarının bulunduğu anlaşılmaktadır.
Lale dağında bulunan sutaşı mağarasında
bir oyuğa damlayan su burada birikip o dönemdeki insanların su ihtiyacını karşılamaktaydı. Günümüzde bu suyu çobanlar kullanmaktadır.
82
Küçük inin
yanındaki duvarında
haç işareti
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Kayaaltı köyü civarında bulunan kalıntılardan Roma dönemine ait parçalar
Lale Dağında çifte inler mağarası iki
göz olup o devirde kadın ve erkeklerin
ayrı ayrı ibadet ettiği sanılmaktadır.
Köyün batısında bulunan Lale Dağının Çifte inler mevkiindeki 450 m yükseklikteki yazıtlı mağaranın M.S. 3. yy. da
putperestlikten Hıristiyanlığa geçiş döneminde tapınak olarak kullanıldığı ve mağaraya girmek için bir kale kapısından
geçildiği (dağın oyularak kale kapısına
benzetildiği) mağaranın girişinde ise bir
kayanın oyularak el tutma yeri yapıldığı
görülmektedir. Mağaraya girildiğinde karşınıza yazılı bir duvar çıkmaktadır. Duvardaki yazıya göre Roma dönemi putperestliğin Hıristiyanlığa ilk geçiş döneminde,
burada ibadet yapıldığı duvarda bulunan
yazılar kendi dinlerine göre dualar yazılıdır. Kral Philipos’un adından bahsedilmektedir. Prensin kazandığı bir zafer anlatılmaktadır.
83
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Yazıtlı mağaranın girişi mağaraya girişte
tırmanmak için yapılan el tutma yeri
Dibek taşı
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Mağaradaki yazılardan örnekler
Köyün Ekonomisi
Köyde çok önceleri afyon, palamut tarımı yapılırdı. Ozanca armudu olarak bilinen ünlü armut Kayaaltı köyünde yetiştirilirdi. Şimdiki yıllarda üzüm, zeytin,
biber, kavun, karpuz ve domates ekilmektedir.
Kayaltı köyünün görünümü
84
Köyde düğünler üç gün sürerdi. Misafirler perşembe günü gelirdi. Çalgı olarak
davul zurna kullanılırdı. Dibek taşında keşkek dövülürdü. Yemek pişirilmesi için köyün gençleri davul zurna eşliğinde öküz
arabası ve eşeklerle odun kesmeye giderlerdi. Odundan ilk gelenin hayvanına
mendil bağlanırdı. Eğlence olarak cirit
oynanırdı. İki gurup oluşturulup karşılıklı mani atışması yapılırdı.
Köyde Oynanan Oyunlar
Aradan Kesme, Yüssük, Topaç, Çelik
Çomak.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
10- Kılcanlar Köyü
Köyün Tarihçesi
Köyün ilk yerleşim yerinin ismi
Asartepe’dir. Daha sonra 300-350 yıl
önce köy Asartepe’den şimdiki Kılcanlar
köyünün yakınlarında bulunan bir bölgeye taşınmıştır. 1963 yılında da Göktepe
ismiyle bilinen şu anki yerine taşınmıştır. Köyün ileri gelen sülalelerinden Bayraktar sülalesi ile Deli Mehmet isimli kişiyi dönemin Osmanlı padişahının savaşa
bayrakçı olarak çağırdığı, yapılan savaşta
Deli Mehmet’in bayrak taşıdığı, savaştan
sağ dönen Deli Mehmet’e dönemin padişahının Beyler köyü ile Yeniköy köyünün
sınırlarına kadar olan araziyi verdiği söylenmektedir. Bayraktar soyadı da bu sebepten verilmiştir. Köyü ilk kuran aileler
Bayraktarlar, Akaylar, Kayalar, Avcular’dır.
Daha sonraları Demireller, Akdenizler, Özçelikler, Görenler, Lingolar ve Tabancalılar’dır.
Köy halkının Karakeçili Yörükleri olduğu
söylenmektedir. Köyde 35 hane 110 nüfus bulunmaktadır.10
Coğrafi Durumu
Manisa iline 61 km, Gölmarmara ilçesine 8 km uzaklıktadır. Köyün yanında bulunan tepede Hititler ve Lidyalıların yaşadığı, o dönemlerde buranın mandıra
olarak kullanılmış olabileceği ve buradan
10
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler:
Mehmet Bayraktar ve Sait Bayraktar
Asartepeden sonra yerleşilen köyün altındaki bölge
İlk yerleşim yeri Asartepe
85
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Köyün şimdiki yeri olan Göktepe
Sart’a borularla süt taşındığı tepe civarındaki kalıntılardan sanılmaktadır.
Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden yararlanmaktadır.
Köyün Ekonomisi
Köyde önceleri afyon, tütün, pamuk,
arpa, buğday tarımı yapılırdı. Şimdiki
yıllarda domates, biber, kavun, karpuz,
üzüm üretimi başlamıştır.
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Kabak yarmaca: Köyde sünnet düğünlerinde çocuğu eğlendirme amacıyla
sünnet akşamı köyün gençleri toplanırdı.
Kabak tavana asılırdı. Kabağı sallarlardı
kendine güvenen gençler kabağa kafasıyla
vurup kabağı kırmaya çalışırdı. Kabağı kıran genç o günün lideri olurdu.
karakterler bulunmaktadır. Yere halı, kilim benzeri bir şey serilir. Yere serilen kilimin tam ortasına denk gelecek şekilde
damat ve hakimin arasına bir perde çekilir. İki tarafta birbirini görmemektedir.
Damat kilimin üstünde durmaktayken
perdenin diğer tarafında kilimi tutan iki
kişi bulunmaktadır. Hakim damada: “Sen
Ahmet’in koyununu neden çaldın” diye sorar. Damat suçu kabul etmez ve ben çalmadım diye kendisini savunur. Hakim
bunun üzerine şahitleri dinler. Şahitler
de zaten hakimin adamlarıdır. Koyunu
damadın çaldığını söyler. Damat kendisinin suçsuz olduğunu söylerken perdenin arkasında kilimi tutanlar, kilimi damadın ayaklarının altından çekerek damadı
düşürürler.
Köyde Oynanan Oyunlar
Sobi, Memiş, Kale Kapma, Çelik Çomak.
Mahkeme: Düğünlerde damada yapılan bir oyundur. Oyunda hakim savcı gibi
Kılcanlar köyünden görünüm
86
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
12- Ozanca Köyü
Köyün kurucuları Adana’dan gelen Kozan Yörükleridir. Köyün bilinen en eski
sülaleleri Bektaşlar (Yetimler, Cıbıllar),
Hacı Hafızlar, Gedik Hacılar (Koçlar, Diriller, Mehmet Aliler), Tıngırlar, Umarlar ve
Çömezlerdir. Daha sonradan köye Kütahya
Emet, Afyon Emirdağ ve Simav’dan aileler
gelmiştir. Sonradan gelen aileler Ali Mollalar, Ak Mehmetler, Araplar, Ümmetler, Sığırtmaçlardır. Köy ilk olarak Turgutlu’ya
bağlıydı, daha sonra Akhisar’a bağlanmıştır. Gölmarmara’nın ilçe olmasından
sonra ise Gölmarmara’ya bağlanmıştır.
1963 yılında Salihli’ye deve güreşine giden 19 kişilik gurup geri dönüş yolunda
Manisa-Saruhanlı arasında tren kazası sonucu hayatlarını kaybetmişlerdir. Kazada
hayatını kaybedenlerden 11 kişi Ozanca
köyündendir. Bu kazadan sonra Ozanca
köyünden Gölmarmara’ya göçler başlamıştır. 1968 yılında Kars ilinden ilk göçünü Kızıltaşlar ailesi ile almıştır. Daha
sonraları Muş, Erzurum, Van, Ağrı illerinden göç almıştır. Köyde 300 hane 2600
nüfus bulunmaktadır.11
Coğrafi Durumu
Manisa iline 45 km, Gölmarmara ilçesine 3 km uzaklıktadır. Köy mevkii
olarak “Nato Dağı” olarak bilinen dağın
arkasında kalmaktadır. Yakınlarında Kayaaltı ve Deynekler köyü bulunmaktadır.
11
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişiler:
Gülsüm Dinler ve Mustafa Ergan
Osmanlı döneminden kalma eski mezarlar
Köyün Tarihçesi
87
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Köy camisinin önünde ve mezarlıkta Osmanlı döneminden kalma eski mezarlar
bulunmaktadır. Köyde 9 neslin yaşadığı
söylenmektedir.
Köyde bir ilkokul ve bir ortaokul vardır.
Köyün Ekonomisi
Köyde çok önceleri afyon, burçak, susam, nohut tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda tütün, biber, domates, kavun, karpuz ve üzüm üretimi yapılmaktadır. Diğer
bir geçim kaynağı olan hayvancılık kapsamında şu anda koyun, keçi ve büyükbaş hayvanlar bulunmaktadır.
evine götürülürdü. Kız evi kuzuyu kesip
gelen misafirlere ikram ederdi. Çarşamba
günü çeyiz serilir ve gelen misafirlere yemek verilirdi. Çarşamba akşamı kına gecesi yapılırdı. Gelen misafirler konaklara
dağıtılırdı. Sağdıç konak konak gezer ve
ihtiyaçlarını karşılardı. Perşembe günü
konaklardaki misafirler damat evinde
toplanıp kız evine giderlerdi. Gelin ata
bindirilip bütün köy gezdirilir ve damat
evine götürülürdü.
Köyde Oynanan Oyunlar
Cirit, Deynek, Cincibir, Yüssük, Dana
(Gobak), Çelik Çomak, Kazık.
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Köyde düğünler pazartesi başlardı.
Salı günü köyün gençleri davul zurna eşliğinde dağlara odun toplamaya giderlerdi.
Odundan gelen gençlere mendil ve yazma
bağlanırdı. Salı akşamüstü at arabasıyla
sandık, kesilen odunlar ve bir kuzu kız
Ozanca köyünün genel görünümü
(Fotoğraf: Fatma Arslan)
88
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
13- Taşkuyucak Köyü
Köyün Tarihçesi
Tahmini olarak 120-130 yıl önce kurulmuştur. Köyün ilk ismi Hacı Eyüpler
köyüdür. Köy ilk olarak Gördes’e bağlı
olarak kurulmuştur. Köyü ilk kuran sülaleler Hacı Eyüpler, Hacı Kerimler, Hacı
Umarlar ve Hacı Oğullar’dır. Cumhuriyetin ilk yıllarında köyün ismi Taşkuyucak
olarak değiştirilerek Akhisar’a bağlanmıştır. Taşkuyucak köyü ismini aldıktan sonra Hacıbeyler, Ali Efendiler, Eseler, Amatlar köylerinden gelenler de bu
köyde yaşamını sürdürmüşlerdir. O yıllarda köye bağlı mahalleler Beyler, Eseler, Amatlar, Çamköy, Ayanlar, Ali Efendi
mahalleleridir. 1980 yılında Gölmarmara
ilçesinin köyü olmuştur. Köyde 150 hane
600 nüfus bulunmaktadır.12
Coğrafi Durumu
Manisa iline 70 km, Gölmarmara ilçesine 17 km uzaklıktadır. Dağlık bir alanda
kurulmuştur. Akhisar, Gördes, Gölmarmara, Salihli ilçelerinin hemen hemen
tam ortasında yer almaktadır. Sınırları
12
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi:
Mustafa Gül
içerisinden Gördes Çayı geçmektedir.
Marmara Gölü köyün üzerinden kuşbakışı görülebilmektedir.
Köy okulunun yıkık ve kapalı olması
nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden
yararlanmaktadır.
Köyün Ekonomisi
Köyde eskiden afyon, palamut tarımı
yapılırdı. Şimdiki yıllarda tütün, arpa,
buğday, zeytin ve yeni yeni üzüm üretimi
başlamıştır. Diğer bir geçim kaynağı olan
hayvancılığa bakıldığında ise eskiden köy
sakinlerinde develer bulunmakta iken şu
anda koyun, keçi ve karasığır bulunduğu
görülmektedir.
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Köyde düğünler dört gün sürerdi.
Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan köylüler
misafirleri davul zurna eşliğinde karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç omzuna bir heybe atar, heybenin gözlerine
yiyecek ve içki koyarak bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha
89
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Taşkuyucak Köyü Camii
sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri
burada oynarlardı.
Gelin Yanı: Köyün altında çamların olduğu alanda birikme yağmur sularının
oluşturduğu gölette gelinin elindeki kınalar yıkanırdı. Evlenmek isteyen genç kızlar
ve erkekler gelinin elinden su içerlerdi.
Köyde Oynanan Oyunlar
Tıktık, Yüssük, Cıngırdak, Kireç (Yedi
Kiremit).
90
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
14- Tiyenli Köyü
Köyün Tarihçesi
Köyün ilk ismi köyde bulunan dikenlerden dolayı Dikenli’dir. Köyün ilk kurucusu Mehmet Ağa’dır. Köyün kurulumunda
gelen aileler Kanlıoğulları ve Konyalılardır. Bekdemir bölgesinden de köye gelenler olmuştur. Köy ismi Osmanlı dönemlerinde Tiyenli olarak anılmaktaydı. Köyün
camisi 200-250 senelik ve köyün en eski
yapısıdır. Osmanlı döneminde eşkıyalar
gece, teravih namazında köy camisini basıp, camiden köyün ileri gelenleri Molla
Süleyman, Konyalı Ali bey, Arap Mercan
ve Mehmet Ağa’nın da aralarında bulunduğu 5 kişiyi camiden alarak evlerine götürmüşlerdir. Evlerinden teneke teneke altınları alıp köyün girişindeki Delidere’de
adı geçen kişileri öldürmüşlerdir. Osmanlı
dönemlerinde köy Halitpaşa’ya bağlıyken
1970’li yıllarda Saruhanlı’ya bağlanır. Daha
sonra Gölmarmara’nın ilçe olmasıyla köy
Gölmarmara’ya bağlandı. Köyde 250 hane
750 nüfus bulunmaktadır..13
Coğrafi Durumu
Manisa iline 45 km, Gölmarmara ilçesine 8 km uzaklıktadır. Köy arazilerinin
% 75’i düz ovadadır. Köyün kuzeyinde
eski Karun yolu bulunmaktadır. Bu yol
üzerinde Söğütlü kuyu, Böceli kuyu ve
Kör kuyu isminde yol üstünden geçen
13
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi:
Mustafa Karaca
Kulakdede
91
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Roma dönemine ait bir sütun başı
Gölmarmara
Köyün kuzeyinden kum çayı geçmektedir. Kum çayına yakın bir bölgede Doğanlar kum ocağı bulunmaktadır.
Köyde, ilkokul ve ortaokul bulunmaktadır.
Köyün Ekonomisi
Köyde çok önceleri afyon, palamut, susam tarımı yapılırdı. Şimdiki yıllarda domates, biber, kavun, karpuz, üzüm, zeytin, darı ekilmektedir.
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Kulağı iyileştirdiği söylenen taş
kervanların su ihtiyacını karşılamak için
kuyular mevcuttur.
Köyün kuzeydoğusunda kulak dede
mevkiinde eskiden Araplar burada dana
keserlermiş. Burada bulunan bir taşın
ortasındaki çukura su döküp bu suyun
kulağa sürüldüğünde kulak ağrısını geçirdiği söylenmektedir. Taşın yanında
bulunan çitlembik ağacına çaput bağlayıp dilek dilerler.
92
Köyde düğünler üç gün sürerdi. Gelin
ata bindirilip köyde dolaştırılırdı. Düğünlerde deynek ve cirit oynanırdı. Köy gençleri ve civar köylerden gelenlerle köyde
güreş yapılırdı. Dışarıdan gelen misafirler
konaklara dağıtılırdı. Sağdıç, omzuna bir
heybe atar heybenin gözlerine yiyecek ve
içki koyarak bunları misafirlerin olduğu
konaklara dağıtırdı. Daha sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri burada oynarlardı.
Düğün gecesi testiye su doldurulup testi
kırılırdı. Testi kırma eve bereket ve mutluluk gelmesi amacıyla yapılırdı.
Köyde Oynanan Oyunlar
Boncuk, Çelik Çomak, Kazık, Yüssük.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölün köye olan kıyısından bir görünüm
(Fotoğraf: Zafer Karakülah)
15- Yeniköy Köyü
Köyün Tarihçesi
Köyün ilk yerleşim yeri göl yakınlarında
Çöpköy isimli köydür. Çöpköy’de sivrisineklerden dolayı sıtma hastalığına yakalanan köylülerde sıtma yüzünden ölümler
artınca köyü 5 km uzaklıktaki Hacıhasankıran köyünün dibine taşıdılar. 1950’li yıllarda köyün şimdiki bulunduğu yere okul
yaptırıldı. Okul yapımından sonra köy şimdiki bulunduğu yere kuruldu ve ismi Yeniköy oldu. 1966 yılında Hacıbeyler köyünün
bir bölümü Yeniköy’e diğer bir bölümü ise
Beyler köyüne göçtü. 1977 yılında Hacıhasankıran köyünün sakinleri de Yeniköy’e
yerleşmiştir. Köyün ilk kuruluşu 7 hanedir.
Kurucularının lakapları Kocabeyler, Mollaamatlar, Ümmetler, Savranlar, Sürücüler,
Velibeyler, Taylılardır.14
Coğrafi Durumu
Manisa iline 68 km, Gölmarmara ilçesine 14 km uzaklıktadır. Salihli ilçesine 28
km uzaklıktadır.
Köy okulunun yıkık ve kapalı olması
nedeniyle öğrenciler taşımalı eğitimden
yararlanmaktadır.
14
Köyün Ekonomisi
Eskiden köy tarımında arpa, buğday,
tütün, palamut, pamuk yetiştirilirken
şimdiki yıllarda ise üzüm, domates, mısır, zeytin, lahana ve biber ekilmektedir.
Diğer bir geçim kaynağı da köyün yakınlarındaki Gölmarmara gölünde yapılan
balıkçılıktır. Yaklaşık 30 hane balıkçılıkla
geçimini sağlamaktadır. Köye yakın bir
yerde Balıkhane adında bir balık kooperatifi bulunmaktadır.
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Kalaycılık oyunu: Düğünlerde köy halkını eğlendirmek için seçilen bir kişinin
ellerini ve ayaklarını bağlayıp kişiyi eşeğe
ters bindirirlerdi. Köy içinde bu şekilde
gezip “kalaycı geldi kalaycı” diye bağırırlardı. Düğünlerde henk adı verilen oyunları oynanırdı. Çuvalları kullanarak 2–3
kişi ile deve kılığına girerler düğündekileri eğlendirirlerdi.
Köyde Oynanan Oyunlar
Mazı, Gurk Gurk, Dikme Kaya, Tektir.
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi:
Amil Aydın
93
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
16- Yunuslar Köyü
Köyün Tarihçesi
Köyün ilk yerleşim yeri Çamköy yakınlarında kurulan Yunus köyüdür. Daha
sonra hayvancılık için daha uygun olan
köyün şimdiki kurulu olduğu yere göç
edilmiştir. Köyün ilk kurucuları Tosunlar,
Serçeler, Salmanlar, Öğeler, Sesenler, ve
Oktanlar’dır. Köy önceden Gördes’e bağlıyken arada Gördes çayı olmasından dolayı mahkemeler, sağlık hizmetleri, kolluk
kuvvetleri vb. işlere ulaşım açısından sıkıntı olunca köy Salihli ilçesinin Kurttutan köyünün mahallesi oldu. Köy 1994
yılında Gölmarmara’ya bağlandı. 30 haneli 95 nüfusludur.15
Coğrafi Durumu
Manisa iline 78 km, Gölmarmara ilçesine 25 km uzaklıktadır. Köy okulunun kapalı olması nedeniyle öğrenciler taşımalı
eğitimden yararlanmaktadır.
15
94
Köyümüzün tarihçesi konusunda kaynak kişi:
Mustafa Ali Serçe
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Köyün Ekonomisi
Eskiden köyde geçim palamut ve tütün
ile sağlanırdı. Şu anda tütün ekilmektedir.
Geçimin büyük bir bölümünü hayvancılık oluşturur. (Keçi, koyun, inek)
Gelenek-Görenek ve Adetleri
Yunuslar köyünde düğünler üç gün
olurdu. Köye gelen misafirler köyün girişinde silah atarlardı. Silah sesini duyan
köylüler misafirleri davul zurna eşliğinde
karşılamaya giderlerdi. Daha sonra gelen
misafirler konaklara dağıtılırdı. Sağdıç
omzuna bir heybe atar heybenin gözlerine yiyecek ve içki koyardı bunları misafirlerin olduğu konaklara dağıtırdı. Daha
sonra köy meydanında meydan ocağı yakılırdı. Gelen misafirler ve köy sakinleri
burada oynarlardı. Ayrıca düğünlerde at
üstünde deynek oyunu oynanırdı.
Köyde Oynanan Oyunlar
Cıngırt, Söbi, Çöngüdük, Sıra Kaya,
Yüssük
Yunuslar köyünden bir görünüm
95
yedinci bölüm
Gölmarmara’da
Eğitim
Bu bölümdeki okullarımızın fotoğrafları
Halil İbrahim Doğan tarafından
çekilmiştir.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
lçemizde 1 anaokulu, 5 ilkokul, 4 ortaokul, 1 imam hatip ortaokulu,1 anadolu lisesi, 2 meslek lisesi, 1 Halk Eğitim Merkezi, 1 özel motorlu taşıtlar sürücü kursu,
1 özel dershane ve 1 özel öğrenci yurdu olmak üzere toplam 18 eğitim kurumu
bulunmaktadır.
İ
1- Tahir Ayşe Barutçuoğlu Anaokulu
Hayırseverler Özgen ve Osman Barutçuoğlu, babasının ve annesinin ismini vererek eğitime destek ve katkıda bulunmak amacıyla, binayı anaokulu olarak kullanılmak
üzere 16.05.1998 yılında Manisa İl Özel İdare’sine bağışlamıştır.
Okulumuza adı verilen Tahir Barutçuoğlu Gölmarmara´da kurulan Müdafaa-i Hukuk şubelerinde görev almıştır. Kurtuluş Savaşı’nda aktif görev almış, Gölmarmara’nın
Kuvay-ı Milliye lideri olarak görev almıştır. Sakarya Muharebesi’ne katılmış ve yaralanarak gazi olmuştur. İstiklal Madalyası sahibidir. 1933–1942 yılları arasında Gölmarmara Belediye Başkanlığı yapmıştır. 1968 yılında vefat etmiştir. Ayşe Barutçuoğlu, Tahir Barutçuoğlu’nun eşidir. Tahir Ayşe Barutçuoğlu Anaokulu binası Temmuz 2012’de
İl Özel İdare Müdürlüğü raporu doğrultusunda boşaltılmış, öğrenciler geçici tahsisli
olarak Gölmarmara Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi zemin katında eğitim faaliyetini sürdürmekte olup 2013–2014 eğitim öğretim yılında, 2 katlı 5 derslikli yeni binasında
eğitim öğretime devam edecektir.
98
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
2- Atatürk İlkokulu
Okulumuz ilk olarak 1926 yılında eğitim ve öğretime açılmıştır. 1926 yılında Vakıflara ait olan okulumuz, 1928 yılında kabul edilen kanunla Latin harfleri ile “Millet
Mektepleri” adı altında eğitimini sürdürmüştür. Daha sonra Merkez İlkokulu adı ile tek
eğitim kurumu olarak hizmet vermiştir. 1933 yılında o günkü Akhisar kaymakamı başkanlığında kurulan bir heyet önderliğinde halkın yardım ve destekleri ile Atatürk heykelinin karşısındaki binanın temeli atılmıştır.1935–1936 eğitim öğretim yılında yeni
binasında hizmete açılan okul beş yıllık öğretimin mezunlarını o yıl vermiştir.
Nüfusunun artmasıyla okulumuzda ikili öğretime geçilmiş, okul yaptırma derneğinin
katkılarıyla bir ilkokul daha yaptırılmıştır. Kasaba Belediye Encümeninin 04.07.1958
tarih ve 25 sayılı kararı ile Merkez İlkokulu olan okulumuzun adı “Atatürk İlkokulu”
olarak değiştirilmiştir.
1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte “Atatürk İlköğretim Okulu” adını almıştır. Okul, 2001 yılının kasımayında Dünya Bankası işbirliği ile
yaptırılan bugünkü binasına taşınmıştır.
2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile okulumuz ilkokula dönüştürülmüştür. Atatürk İlkokulu olarak, 23 derslik ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir.
99
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
3- Kayapınar Şehit Adnan Ceylan İlkokulu
Okulumuz 1968–1969 eğitim-öğretim yılında Kayapınar İlkokulu olarak hizmete
girmiştir. 1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte okulumuzun adı Kayapınar İlköğretim Okulu olarak değişmiştir.
1999 yılında Valilik Makamının 15.02.1999 tarih ve 4896 sayılı yazısı ile okulumuzun ismi Kayapınar Şehit Adnan Ceylan İlköğretim Okulu olarak değişmiştir.
Şehit Adnan Ceylan, Çerkezköy’de vatani görevini yaparken 4 Haziran 1994 tarihinde Şırnak, Silopi Görümlü köyü yakınlarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışmada
şehit olmuştur.
Okulumuz taşıma kapsamında olup Ozanca ve Tiyenli köyleri hariç Gölmarmara’nın
diğer köylerinden öğrenciler okulumuza taşınmaktadır. Yemekhane ise ilkokul ve ortaokul tarafından ortak kullanılmaktadır.
2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile okulumuz ilkokul ve ortaokul olarak ayrılmıştır. Kayapınar Şehit Adnan Ceylan İlkokulu olarak, 15
derslikle eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir.
100
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
4- Kumkuyucak-Tiyenli İlköğretim Kurumu
(İlkokul-Ortaokul)
Okulumuz, 1934 yılında Kumkuyucak ve Tiyenli olarak eğitim ve öğretime başlamış, nüfusun artması ile birlikte ek bina yapılarak aynı okulda eğitime devam edilmiştir. 1979 yılında köy muhtarları ilköğretim okulu için karar almışlar, ödenek çıkardıkları halde aralarında temel konusunda uyuşmazlık çıktığından her köy kendi
ilkokulunu yaptırmıştır. 1990 da şimdiki okul binamız yapılarak ortaokul olarak eğitim ve öğretime başlamıştır. 1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile
birlikte Tiyenli İlkokulu, Kumkuyucak İlkokulu, Kumkuyucak–Tiyenli Ortaokulu birleşerek; Kumkuyucak–Tiyenli İlköğretim Okulu adını almıştır.
2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile okulumuz
aynı binada ilkokul ve ortaokul olarak ayrılmıştır. Okulumuz, halen Kumkuyucak Tiyenli İlköğretim Kurumu olarak, 10 derslik ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir.
101
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
5- Namık Kemal İlkokulu
Okulumuzun inşaatına “Okul Yaptırma ve Koruma Derneği” tarafından sembolik bir
fiyatla Gölmarmara Belediyesi’nden arsa alınarak 21.08.1956 tarihinde inşaatına başlanmıştır. Okul inşaatının aradan iki yıl geçmesine rağmen bitirilememesi üzerine, dönemin Milli Eğitim Müdürü Ferit Çamoğlu´nun tavsiyeleriyle okul vilayet programına
alınmış ve inşaatın kalan kısmı devlet tarafından tamamlanmıştır. 10 Kasım 1958 tarihinde Namık Kemal İlkokulu olarak 5 sınıfla eğitim öğretime başlamıştır.1992 yılında
okulumuzun bahçesine üç katlı ek bina yapılmaya başlanmıştır. Bu ek bina 1994–1995
öğretim yılına yetiştirilmiştir. Okul, 30 Eylül 1994 günü yeni binaya taşınmıştır.
Boşaltılan bina ise Celal Bayar Üniversitesi Gölmarmara Meslek Yüksek Okulu olarak hizmet etmiştir. Bina 2004 Ekim ayında üniversitenin boşaltmasıyla tekrar okulumuzun kullanımına geçmiştir.
1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte “Namık Kemal İlköğretim Okulu” adını almıştır.
2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile okulumuz ilkokula dönüştürülmüş olup, Namık Kemal İlkokulu olarak, 11 derslikle eğitim-öğretim
faaliyetlerine devam etmektedir.
102
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
6- Ozanca Köyü İlkokulu
Eski bir yerleşim yeri olan Ozanca köyünde eğitim öğretimin 1928 yılında 2 derslik,
1 müdür odası, 1 lojman ile başladığı köyün en yaşlı kişileri tarafından beyan edilmektedir. Ozanca Köyü İlkokulu bünyesinde 1960 yılında Köy Tüzel Kişiliğine ait köy meydanında bulunan 2 oda, dersliklerin yetersizliği nedeniyle sınıf olarak kullanılmıştır.
Köyün nüfusunun artmasıyla, 1981 yılında 2 derslik ve 2 lojman daha yapılmıştır.1991
yılında 3 derslik daha ek olarak yapılmıştır.
1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte Ozanca İlköğretim Okulu adını almıştır.
1999–2000 eğitim ve öğretim yılında 9 derslik ek olarak yapılmıştır. Derslik sayısı
yetersiz kalınca 2011 yılında 8 derslikli ek bina yapılmıştır. Böylece okulumuz toplam
4 ana blok 21 derslikle eğitim öğretime devam etmiştir.
2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile birlikte 2011
yılında 8 derslikli ek bina ilkokul binası olarak belirlenmiştir. Okulumuz, halen Ozanca
Köyü İlkokulu olarak, 12 derslikle eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir.
103
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
7- Gölmarmara İmam Hatip Ortaokulu
Okul binamızın yapımına 1956 yılında “Okul Yaptırma ve Koruma Derneği” ile başlanmış daha sonra binamız devlet ödeneğiyle 1958 yılında tamamlanmıştır.
1994 yılına kadar Namık Kemal İlkokulu olarak kullanılmış 1994–2004 yılları arası
Celal Bayar Üniversitesi Gölmarmara Meslek Yüksek Okulu olarak hizmet etmiştir.
2004–2012 yıları arası Namık Kemal İlköğretim Okulu tarafından kullanılmıştır.
2012 yılında değişen yeni eğitim sistemine geçilmesiyle birlikte 09.07.2012 tarih
ve 105.01–22537 sayılı valilik oluruyla Gölmarmara İmam Hatip Ortaokulu açılmıştır.
2012–2013 eğitim öğretim yılında Namık Kemal İlkokulu’nun bahçesinde bulunan binasında eğitim öğretimine başlamıştır.
Okulumuz 5 derslikli olarak eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir.
104
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
8- Kayapınar Şehit Adnan Ceylan Ortaokulu
Okulumuz 1968–1969 eğitim-öğretim yılında Kayapınar İlkokulu olarak hizmete
girmiştir. 1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte okulumuzun adı Kayapınar İlköğretim Okulu olarak değişmiştir.
1999 yılında ise Valilik Makamının 15.02.1999 tarih ve 4896 sayılı yazısı ile okulumuzun ismi Kayapınar Şehit Adnan Ceylan İlköğretim Okulu olarak değişmiştir. Şehit Adnan Ceylan, Çerkezköy’de vatani görevini yaparken4 Haziran 1994 tarihinde
Şırnak, Silopi Görümlü köyü yakınlarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışmada şehit
olmuştur.
2012–2013 eğitim-öğretim yılında değişen eğitim sistemine geçilmesi ile okulumuz bağımsız ortaokula dönüştürülmüştür.
Okulumuz taşıma kapsamında olup Ozanca ve Tiyenli köyleri hariç diğer Gölmarmara’nın
köylerinden öğrenciler taşınmaktadır. Yemekhane ise ilkokul ve ortaokul olarak ortak
kullanılmaktadır.
Kayapınar Şehit Adnan Ceylan Ortaokulu olarak, 11 derslik, 2 laboratuvarı ile eğitimöğretim faaliyetlerine devam etmektedir.
105
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
9- Ozanca Köyü Ortaokulu
1997 yılında 4306 sayılı İlköğretim ve Eğitim Kanunu ile birlikte Ozanca İlköğretim
Okulu olmuş ve ortaokulda öğretime başlamıştır. Öğrenci sayısının fazla olması nedeniyle 1999–2000 eğitim ve öğretim yılında 9 derslik ek bina yapılmıştır. 2 yıl soba ile
ısıtılan derslikler, 2001–2002 eğitim-öğretim yılında okulumuza kalorifer sisteminin
bağlanması ile kaloriferli sisteme geçilmiştir.
Derslik sayısı yetersiz kalınca 2011 yılında 8 derslikli ek bina yapılmıştır. Böylece
okulumuz toplam 4 ana blok 21 derslikle eğitim öğretime devam etmiştir.
2012–2013 eğitim öğretim yılı sonunda 12 yıllık kesintili eğitim sistemine geçilmesinden dolayı okulumuz Ozanca Köyü İlkokulu ve Ozanca Köyü Ortaokulu olarak
iki ayrı binada eğitim öğretime devam etmektedir. Ozanca Köyü Ortaokulu, 2 blok 11
derslikte 227 öğrencisi ile eğitime devam etmektedir.
106
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
10- Şehit Özcan Yıldız Ortaokulu
Okulumuz, 17 Ağustos 1982 yılında “Gölmarmara Temel Eğitim” adıyla eğitim öğretime başlamıştır. 1988–1989 Eğitim Öğretim yılında Gölmarmara Lisesi bünyesindeki ortaokul öğrencilerinin nakil işlemleri yapılmıştır.
15.02.1999 tarihinde okulumuzun ismi değiştirilmiş, 13 Mayıs 1994 yılında Şırnak
Gabar Dağı’nda çıkan çatışmada teröristlerce şehit edilen Özcan Yıldız’ın adı verilerek
“Şehit Özcan Yıldız İlköğretim Okulu” olmuştur.
2012–2013 eğitim-öğretim yılında yeni eğitim sistemine geçilmesi ile birlikte aynı
binada ilkokul ve ortaokul olarak ayrılmıştır. 2013–2014 eğitim öğretim yılından okul
dönüşümleri sonucu Şehit Özcan Yıldız Ortaokulu olmuştur. Okulumuz, 20 derslik ve
2 laboratuvar ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir.
107
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
11- Gölmarmara Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi
Okulumuz, Milli Eğitim Bakanlığı Ortaöğretim Genel Müdürlüğü’nün 08.07.2005 tarih ve7374 sayılı onayıyla Gölmarmara Anadolu Lisesi olarak açılmış olup 12.09.2005
tarihinde eğitim öğretime başlamıştır. 2005-2011 yılları arası şimdiki Kız Teknik ve
Meslek Lisesi’nin olduğu binada eğitimini sürdürmüştür. Hayırsever vatandaşlar Ertuğrul (Merhum) ve Gazanfer Sanlıtop kardeşlerin yaptırdığı yeni binamız 21.09.2010 tarihinde hizmete girmiştir. Okulumuzun ismi İl Milli Eğitim Komisyonu’nun 09.03.2010
tarih ve 2010/12 sayılı kararı gereği Gölmarmara Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi olarak değişmiştir.
Okulumuz, 16 derslik, 4 laboratuvar, 1 kütüphane ve 1 spor salonu ile eğitim-öğretim
faaliyetlerine devam etmektedir.
108
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
12- Gölmarmara Çok Programlı Lisesi
Okulumuz 1953 yılında Gölmarmara Bucağı Okul Yaptırma Derneği ve vatandaşların yardımıyla tek katlı 3 derslikli okul binası yapılmıştır. 1965 yılında ortaokul olarak
eğitime başlamıştır. 1979 yılında aynı bina içerisinde sabah lise, öğleden sonra ise ortaokul olarak eğitime devam edilmiştir. Daha sonra ortaokul bünyesinden ayrılıp lise olarak eğitime devam edilmiştir. 1995–1996 eğitim öğretim yılında bünyesine yabancı dil
ağırlıklı lise ilave edilmiştir. Bina yetersiz olduğundan 1996 yılında 3 derslikli ek bina
Kaymakamlık, dernek ve vatandaşların katkısıyla hizmete açılmıştır. YDA Lise,1998–
1999 yılında ilk mezunlarını vermiştir. 2005–2006 eğitim öğretim yılından itibaren
4 yıllık normal lise eğitimi başlamış ve müdürlüğümüz bünyesindeki YDA Lise kademeli olarak 2007–2008 eğitim öğretim yılında son mezunlarını vermiştir. 2010–2011
eğitim-öğretim yılından itibaren ise 23.07.2010 tarih ve 770/248–2753 sayılı Bakanlık Makam onayı ile kademeli olarak Çok Programlı Lisesi’ne dönüştürülmüştür
Gölmarmara Çok Programlı Lisesi bir ana bina iki ek bina ve bir yemekhane binası
olmak üzere 4 binadan oluşmaktadır. Okulumuz bünyesinde “Genel lise” ile Çocuk Gelişimi ve Eğitimi bölümü bulunmaktadır. Okulda 11 derslik, 1 laboratuvar, 1 bilgi teknolojileri sınıfı, 1 resim atölyesi bulunmaktadır.
109
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
13- Kız Teknik ve Meslek Lisesi
Okulumuz 23.08.2011 tarihinde Kız Teknik ve Meslek Lisesi olarak 2011–2012 eğitim öğretim yılından itibaren eğitim öğretime açılmıştır.
Okul binası ise 1926 yılında Gölmarmara’da Merkez İlkokulu olarak eğitim öğretim hayatına başlamıştır. 1933 yılında bugünkü binanın temeli atılmış ve inşaat
1935’te bitirilmiştir. Okulumuz binası 1935–1936 eğitim öğretim yılında hizmet vermeye başlamıştır. Okulumuz 2000 yılına kadar ilkokul ve ilköğretim okulu olarak hizmet vermiş,2000–2001 eğitim öğretim yılında Gölmarmara Lisesi’ne tahsis edilmiştir. 12.09.2005 – 15.09.2010 tarihleri arasında Gölmarmara Anadolu Lisesi olarak
hizmet vermiştir. 15.09.2010 – 23.08.2011 tarihleri arasında Halk Eğitim Merkezi
Müdürlüğü’ne tahsis edilmiştir.
Okulumuz, Gölmarmara Kız Teknik ve Meslek Lisesi olarak 6 derslik, 3 laboratuvarı ile eğitim-öğretim faaliyetlerine devam etmektedir.
110
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
14- Gölmarmara Halk Eğitim Merkezi
Halk Eğitim Merkezimiz 13.06.2002 yılına kadar Şehit Özcan Yıldız Ortaokulu’nun
zemin katında, 2002 yılından tarihinden itibaren ilçemiz Hükümet Konağı zemin katında idari faaliyetlerine devam etmiştir. Aralık 2011’den itibaren mülkiyeti hazineye
ait olan binada görevini sürdürmektedir. Ayrıca kurs merkezi olarak bir kısmı sağlık
grup başkanlığına ait prefabrik bina ile merkezde okul binalarımız; köylerde ise muhtarlık binaları kullanılmaktadır.
Kurulduğu günden bu güne kadar yaygın eğitim alanında çalışmalarını sürdüren
Halk Eğitim Merkezimizde, son yıllarda gelişen teknolojiye paralel olarak bilgisayar
kursu, İngilizce, servis şoförü eğitimi, resim kursu, kalorifer ateşçiliği, avcılık, arı besiciliği, yetişkinlere yönelik okuma-yazma kursları ile ahşap boyama, çini boyama, SBS’ye
hazırlık kursları ve üniversiteye hazırlık kursları açılmaktadır. Halk Eğitim Merkezi’miz
talepler doğrultusunda bütün kursları açmaktadır. Açtığımız kurslardan her yıl ilçe
toplam nüfusunun % 12-14’ü yararlanmaktadır.
Hedef kitlesi toplumun tamamı olan Halk Eğitim Merkezi, temel amaç olarak kendine okuma-yazma bilmeyen tek bir vatandaş bırakmamayı seçmiştir. Gölmarmara
İlçesi’nde okuryazarlık oranını arttırarak % 95’lere çıkarmayı hedeflemektedir.
Halk Eğitim Merkezi’miz insanların eğitiminde, örgün eğitimin yanında yaygın eğitimde faaliyetlerini de sürdürmektedir.
111
sekizinci bölüm
Gölmarmaralı
Şehitler
ölmarmaralı şehitleri savaştığı cephelere ve dönemine göre değerlendirdik.
1914–1918 yılları arasında Birinci Dünya Harbi’nde cephede şehit olmuş toplam 19 şehidimiz bulunmaktadır. Yakın dönem şehitlerin sayısı 6’dır. 1950–
1953 yıları arasında yapılan Kore Savaşı’nda ve 1974 Kıbrıs Barış Harekâtı’nda Gölmarmaralı şehit bulunmamaktadır. Ayrıca kayıtlarda Kurtuluş Savaşı’nda Gölmarmaralı
şehitlere rastlanmamıştır.
G
Birinci Dünya Harbi’nde cephelere göre dağılıma baktığımızda
Çanakkale Cephesi
13 şehit,
Kafkas Cephesi
2 şehit,
Romanya Cephesi
2 şehit,
Irak Cephesi
1 şehit,
Filistin Cephesi
1 şehit.
Yakın dönem şehitleri inceliğimizde yıllara göre;
1985 yılında
1 şehit,
1992 yılında
1 şehit,
1994 yılında
2 şehit,
2012 yılında
2 şehit olmak üzere toplam altı şehidimiz bulunmaktadır.
Yakın dönem şehitlerinden 1’i Yeniköy mezarlığında, 1’i Gölmarmara mezarlığında,
4’ü ise Gölmarmara Şehitliği’nde metfundur. Şehitliğimizin bakımı Garnizon Komutanlığı ve Belediye Başkanlığı tarafından yapılmaktadır. Ruhları şad olsun.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
BİRİNCİ DÜNYA HARBİ ŞEHİTLERİ1
S
ADI
BABA ADI
D. YILI
114
RÜTBE
0 30 3
ŞEHADET YERİ
HACI MUSTAFA 1891
Er
4
2 AHMET
MUSTAFA
1882 Merkez
Er
4
28 3 11 Haydarpaşa Hastanesi
3 İSMAİL
MEHMET
1892
Er
4
33 2
4 MUSTAFA
ALİ
Taşkuyucak Er
3
8 23 2
Conk Tepe’de
28.05.1331
5 SÜLEYMAN
HÜSEYİN
1883 Taşkuyucak Er
3
8 23 1
Şahin Mıntıkası
04.10.1331
Taşkuyucak Er
3
8 23 2
Conk Tepe’de
28.05.1331
7 İBRAHİM
MUSTAFA
1876 Taşkuyucak Er
3
9 64 2
8 ALİ
MUSTAFA
Taşkuyucak Er
3
24 1
9 AHMET
AHMET
1888 Taşkuyucak Er
3
2 Meydan Harbi
ŞEHADET
TARİHİ
1 AHMET
6 MEHMET ALİ AHMET
1
KÖYÜ
KOLORDU
TÜMEN
ALAY
TABUR
BÖLÜK
a) Çanakkale Cephesi
09.07.1331
06.06.1331
6 Arıburnu Kocadere Kanlıtepe 15.02.1331
6 Yusufçuktepe’sinde
21.09.1331
4 Asmalıdere
14.06.1331
8 23 3 12 Şahintepe
27.09.1331
10 MEHMET ALİ HALİL
1881 Çömlekçi
Er
30 1
1 Şehit Muhtarbey Hastanesi 08.10.1331
11 HASAN
AHMET
1892 Çömlekçi
Er
5
42 1
4 Seddülbahir Muharebeleri
12 HÜSEYİN
MUSA
1888 Ozanca
Çavuş
4 10 30 2
6 Sığındere Muharebelerinde 24.05.1331
13 ALİ
MEHMET
1887
Er
4
5 Sığındere
30 2
19.08.1331
27.06.1331
Birinci Dünya Harbi şehitlerimizin bilgileri Milli Savunma Bakanlığı Arşiv Müdürlüğü’nün 30.04.2013 tarih ve 20141 sayılı yazısı ile hazırlanmıştır.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
ADI
1 ALİ
BABA ADI
MEHMET
D. YILI
KÖYÜ
1886 Merkez
Er 13
D. YILI
RÜTBE
KOLORDU
TÜMEN
ALAY
TABUR
BÖLÜK
S
RÜTBE
KOLORDU
TÜMEN
ALAY
TABUR
BÖLÜK
b) Irak Cephesi
6
1
ŞEHADET YERİ
ŞEHADET
TARİHİ
4 Bağdat Askeri Merkez Hastanesi 16.01.1332
c) Filistin Cephesi
S
ADI
1 ALİ
BABA ADI
HASAN
KÖYÜ
Çömlekçi
Er 4
30 3
ŞEHADET YERİ
ŞEHADET
TARİHİ
Süveyş Kanalı Harbinde
S
ADI
1 YUSUF
2
BABA ADI
ŞERİF
MUSTAFA
D. YILI
KÖYÜ
1891 Deynekler
HALİL
Çömlekçi
RÜTBE
KOLORDU
TÜMEN
ALAY
TABUR
BÖLÜK
d) Kafkas Cephesi
Er
Er 5
17 1
10 30 1
ŞEHADET YERİ
8 Kop Tepelerinde
4
Çoruh Mıntıkasında
ŞEHADET
TARİHİ
30.04.1332
18.01.1332
S
ADI
1 MUSTAFA
2
BABA ADI
D. YILI KÖYÜ
ABDÜLHALİM 1888
HASAN HÜSEYİN AHMET
RÜTBE
KOLORDU
TÜMEN
ALAY
TABUR
BÖLÜK
e) Romanya Cephesi
Er
1897 Kayaltı Er 6
45 1
59 3
ŞEHADET YERİ
3 Mahmut Kuyuları Civarında
2
Mektebi Hayriye Macruhin Hastanesi
ŞEHADET
TARİHİ
13.08.1332
02.12.1333
115
Tarihin Doğayla Buluştuğu
B
Kent
Gölmarmara
Gölmar
YAKIN DÖNEM ŞEHİTLERİ
ŞEHİT TURAN GEÇKALMIŞ
116
Baba Adı
Muhterem
Anne Adı
Satı
Doğum Tarihi-Yer
Akhisar/28.12.1961
Tertibi
1964/3
Şehit Olduğu Yer
Hakkâri-Şemdinli
Şehit Olduğu Tarih
23 Mayıs 1984
Özgeçmişi
Manisa ili Gölmarmara ilçesi İsmet Paşa Mahallesi nüfusuna
kayıtlıdır. İlk orta ve lise öğrenimini Gölmarmara’da tamamlamıştır. 1964/3 tertip olarak Hakkâri Jandarma Taktik Sınır Alay Komutanlığı’nda vatani görevini yapmakta iken
23.05.1985 tarihinde Hakkâri ili Şemdinli ilçesi Tekeli köyü
yakınlarında yazlık karakol açmaya giderken araç kazası sonucu şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara Mezarlığı’ndadır.
Ruhu şad olsun.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
ŞEHİT ALİ RIZA AKBAŞ
Baba Adı
Etem
Anne Adı
Hediye
Doğum Tarihi-Yer
Akhisar/24.01.1971
Tertibi
1971/3
Şehit Olduğu Yer
Afyonkarahisar
Şehit Olduğu Tarih
12 Mart 1992
Özgeçmişi
Manisa İli Gölmarmara ilçesi Yeniköy nüfusuna kayıtlıdır. İlköğrenimini Gölmarmara’da tamamlamıştır. 1971/3 tertip olarak 4’üncü Mühimmat Depo Komutanlığı/Afyonkarahisar’da
vatani görevini yapmakta iken 12.03.1992 tarihinde nöbeti
esnasında kazaen arkadaşının silahından çıkan mermi sonucu
şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara Yeniköy Mezarlığı’ndadır.
Ruhu şad olsun.
117
Tarihin Doğayla BBuluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmar
ŞEHİT ÖZCAN YILDIZ
118
Baba Adı
Doğan
Anne Adı
Hatice
Doğum Tarihi-Yer
Akhisar/01.03.1972
Tertibi
1973/2
Şehit Olduğu Yer
Şırnak-Gabar Dağı
Şehit Olduğu Tarih
12 Mayıs 1994
Özgeçmişi
Manisa ili Gölmarmara ilçesi Atatürk Mahallesi nüfusuna
kayıtlıdır. İlköğrenimini Gölmarmara’da tamamlamıştır.
1973/2 tertip olarak Çerkezköy/Tekirdağ 3’üncü Zırhlı
Tugay Komutanlığı’nda vatani görevini yapmakta iken
12.05.1994 tarihinde Şırnak ili Gabar dağlarında PKK terör
örgütü ile çıkan çatışmada şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara Mezarlığı’ndadır. Şehidimizin ismi Gölmarmara’da bir
caddeye ve ortaokula verilmiştir. Ruhu şad olsun.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
ŞEHİT ADNAN CEYLAN
Baba Adı
Abdül
Anne Adı
Şenay
Doğum Tarihi-Yer
Akhisar/10.04.1973
Tertibi
1973/2
Şehit Olduğu Yer
Şırnak-Silopi
Şehit Olduğu Tarih
05 Haziran 1994
Özgeçmişi
Manisa ili Gölmarmara ilçesi Atatürk Mahallesi nüfusuna kayıtlıdır. İlk orta ve lise öğrenimini Gölmarmara’da tamamlamıştır. 1973/2 tertip olarak Çerkezköy Tekirdağ 2/3’üncü
Zırhlı Tugay Komutanlığı’nda vatani görevini yapmakta iken
04.06.1994 tarihinde Şırnak ili Silopi ilçesi Görümlü köyü
yakınlarında PKK terör örgütü ile çıkan çatışmada şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara Mezarlığı’ndadır. Şehidimizin
ismi Gölmarmara’da bir caddeye ve İlköğretim okuluna verilmiştir. Ruhu şad olsun.
119
Tarihin Doğayla BBuluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmar
ŞEHİT EMRAH ARAL
120
Baba Adı
Reşat
Anne Adı
Ayşe
Doğum Tarihi-Yer
Akhisar/01.01.1987
Tertibi
347. Kısa Dönem
Rütbesi
Bakım Onbaşı
Şehit Olduğu Yer
Afyonkarahisar
Şehit Olduğu Tarih
5 Eylül 2012
Özgeçmişi
Manisa ili Gölmarmara ilçesi nüfusuna kayıtlıdır. İlköğrenimini
Atatürk İlköğretim Okulu’nda, ortaöğrenimini Gölmarmara
Lisesi’nde tamamlamıştır. İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi
Matematik Bölümünü başarıyla tamamlamıştır. İlçemiz Gölmarmara Çok Program Lisesi’nde ve Gölmarmara Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi ile Şehit Özcan Yıldız İlköğretim Okulu’nda
ders ücretli öğretmen olarak görev almıştır. Şehidimiz, 347.
kısa dönem onbaşı olarak görev yaptığı Afyonkarahisar Ataköy
500. İstihkâm Ana Komutanlığı’nda, 5 Eylül 2012 tarihinde
askerlik görevi sırasında meydana gelen patlamada şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara Şehitliği’ndedir. Ruhu şad olsun.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
ŞEHİT HARUN ÇAKAR
Baba Adı
İlbeyi
Anne Adı
Sevgül
Doğum Tarihi-Yer
Kağızman/10.03.1992
Tertibi
1992/1
Şehit Olduğu Yer
Hakkâri-Çukurca
Şehit Olduğu Tarih
15 Eylül 2012
Özgeçmişi
Kars Kağızman’da doğdu. Ailesi ile birlikte Gölmarmara’ya
taşındı. İlköğrenimini Gölmarmara’da tamamladı. Demirci
ustası olarak inşaatlarda çalışan şehidimiz 1992/1 tertip
olarak vatani görevini yaparken 16 Eylül 2012 HakkâriÇukurca karayolunda askeri birliğin geçişi sırasında meydana gelen patlamada şehit olmuştur. Mezarı Gölmarmara
Şehitliği’ndedir. Ruhu şad olsun.
121
dokuzuncu bölüm
Gölmarmara’da
İz Bırakanlar
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
A) Tarihi Şahsiyetler
Halime Hatun Camii
Halime Hatun
bdurrahman Kızı Halime Hatun’un, rivayete göre doğduğu yer Gölmarmara’nın
Ozanca köyüdür. Osmanlı padişahlarından 3. Mehmet’in sütannesi ve dadısıdır.
Sadrazam Tekeli Lala Mehmet Paşa’nın da kayınvalidesidir. 1603 yılında tescil edilen büyük ve çok zengin bir vakfiyesi bulunmaktadır. Bu vakfiyede kendi adına
olan bir cami (Halime Hatun Camii) bir darulhadis, bir kütüphane, bir okul, bir imaret; kadın ve erkeklere ait geniş misafirhaneler bulunmaktadır.
A
Dini ilmi ve toplumsal yönden hizmet veren bu büyük tesislerin harcamalarını karşılamak üzere sütoğlu 3. Mehmet kendisine Mermere ile Kasaplı, Dere, Saz, Buğdaylı
Okçular ve Çöp köylerinin gelirlerini vakfetmiştir. Ayrıca kira geliri olan 10.000 altın
sikkeden 5000 lirasını da mütevelli tayin ettiği Bevvap Ahmet Bey’e teslim etmiştir.
Halime Hatun’un ölüm tarihi ve mezarı bilinmemektedir.
124
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Ahmed Şemseddin Marmaravî (Yiğitbaş Veli Hazretleri)
Alim-Müderris
Yiğitbaşı Ahmed Şemseddin-i Marmaravî Hazretleri Gölmarmara ilçesinde
doğmuştur. Babasının adı İsa’dır. 1435’te
doğmuş ve 1505’te Manisa’da Hakk’a yürümüştür.
İlk tahsiline babasının yanında başlayan Ahmed Şemseddin daha sonra yine
onun vasıtasıyla Uşak’ın Kabaklı köyüne
gitmiş ve orada irşad hizmetlerini sürdüren Alâaddîn-i Uşşâkî’den de manevî eğitimini tamamlamıştır.
Maddî ve manevî ilimlerdeki tahsilini ikmal ettikten sonra Manisa’ya dönen Ahmed Şemseddin Hazretleri burada va’z etmiş ve ders vermiştir. 1485’de
şeyhi Alâeddîn-i Uşşâkî’nin vefatı üzerine
de onun halifesi olarak Manisa’da irşad
hizmetlerini yerine getirmek için posta
oturmuştur.
Padişah II. Murad (1421-1451), Fatih Sultan Mehmed (1451-1481) ve II.
Bâyezid (1481-1512) dönemlerinde yaşamıştır. Yaşının olgunluk dönemi itibarıyla II. Bâyezid zamanında şöhreti iyice
yayılan Marmaravî Hazretleri İstanbul’da
o tarihlerde var olan tarikatların bazı
yanlış telakkîleri hakkında hakemlik
yapmak üzere görevlendirilmiş ve bu
vazifeyi başarıyla ifâ etmiştir. Bu konudaki gayet başarılı hakemliğinden dolayı kendisine “Yiğitbaşı” unvanı verildiği bilinmektedir.
Bu tarihten sonra “Yiğitbaşı Veli” olarak
tanınan Ahmed Şemseddin-i Marmaravî’nin
böyle önemli bir konuda ve Osmanlı
devletinin başşehrinde vazife almış olması onun manevî kemâli yanında, ilmî
üstünlüğünü de göstermektedir. Tevhid,
akâid, tasavvuf, tarikat, mürşid-mürid, ahlak ve edebe dair irili ufaklı manzum ve
mensur 13 eser yazan Yiğitbaşı Velî, bu
asrın önemli bir şahsiyetidir. Bu eserlerin çeşitli şehirlerdeki el yazma eser kütüphanelerinde yüzlerce nüshasının bulunmaktadır.
Yiğitbaşı Velî, İlim irfan yolundaki
tahsili, va’z ve tedris faaliyetleri, terbiye ve irşad hizmetleriyle dolu dolu geçen 70 senelik bereketli ömrünü 910/
(1505)’te tamamlamış, Manisa’da vefat
etmiştir. Kabri Manisa’da o tarihlerdeki
Seyyid Hoca bugünkü adıyla Adakale
Mahallesi’ndeki dergâhının bahçesindedir. Günümüzde dergâhın bulunduğu yere
bir cami yapılmıştır. Kabri de bu caminin
bahçesindedir.
125
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Tekeli Lala Mehmet Paşa
Sadrazam
Tekeli Lala Mehmet Paşa, doğum tarihi bilinmemekte, ancak Gölmarmara
doğumlu olduğu bilinmektedir. III. Murat
saltanatı döneminde 18 Kasım 1595–29
Kasım 1595 tarihleri arasında on gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. Osmanlı Devleti tarihinde, günümüz
Ege Bölgesine denk gelen coğrafya doğumlu
tek Sadrazamdır.
“Nişancı” lakabı ile
veya “Eski Lala Mehmed
Paşa” şeklinde de anılır. III. Murad şehzade
ve Manisa’da vali iken,
güzel yazı yazma kabiliyeti sayesinde onun
hizmetine divan çavuşu olarak girdi. “Tekeli Mehmed Çavuş”
şeklinde anılmaya başlandı. III. Murad padişah olunca Manisa’ya
gelen oğlu şehzade
Mehmed’in lalalığını
yaptı ve “lala” lakabı ile
anılmaya başlandı.
Şehzade Mehmed III.
Mehmed adı ile tahta
çıktığında onunla birlikte İstanbul’a geldi.
Kısa bir süre sonra, 19
Kasım 1595’te Koca Sinan Paşa yerine sadrazamlığa atandı. Böylece
126
12 yılda çavuşluktan hükümet reisliğine
kadar çıkmıştır.
Bir defa divan-i humayuna riyaset edebilmiş şarbondan hastalanmış ve sadaretinin onuncu gün, 29 Kasım 1595 tarihi
vefat etmiştir. Mezarı Manisa Lala Paşa
Camii’nin bahçesindedir.
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Abdullah Hulvi Efendi
Müderris- Müftü- Şair
Mermereli Mustafa Oğlu Abdullah Hulvi Efendi hazretleri, bilgin, müderris, müftü
ve şair bir kişi olup Gölmarmara’da yaşadı. Öğrenimini tamamladıktan sonra 1712 yılında ikinci defa şeyhülislam olan Ebeşade Abdullah Efendi’nin Beyazıt medresesinde
Müderris olmuştur. Daha sonra Gölmarmara’ya dönerek Şâhuban Camii’nin yanındaki
medrese ve darülhadiste müderrislik ve Müftülük yapmıştır. 1746’ da vefat etmiş ve
aynı Şâhuban Camii’nin avlusuna gömülmüştür.
Abdullah Hulvi Efendi’nin bahçesine gömüldüğü Şâhuban Camii
127
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Albay Mehmet Hilmi Sanlıtop
Çanakkale ve İstiklal Harbi Kahramanı
1884 yılında, Manastır’ın Kınalı köyünde dünyaya geldi. Mahalle Mektebi’ni
ve Rüştiyeyi bitirdikten sonra 1899’da
Manastır Askeri İdadisi’ne girdi. 1902’de
mezun olduktan sonra eğitime başladığı
Harbiye’den 1905’te okul üçüncüsü olarak mezun oldu. Her iki okulda da kendisinden 3 yaş büyük olan Mustafa Kemal’in
arkasından geliyordu. 1907 yılında Topçu
Okulu’nu bitirdi ve Çanakkale’ye tayin
edildi. Bir süre sonra Mecidiye Bataryası
komutanlığına atandı. Bu arada İtalyan
ve Balkan savaşlarına katıldı.
Çanakkale Savaşı başladığında Rumeli
Mecidiye, Hamidiye ve Namazgâh bataryalarının grup komutanıydı. 18 Mart
1915’te, komutasındaki bataryalar, başta
Fransızların Bouvet Zırhlısı olmak üzere;
birçok gemiyi batırmış, bazılarını da savaş
dışı bırakmak suretiyle Deniz Zaferi’nin
kazanılmasında büyük rol oynamışlardı.
30 Ekim 1918’de Mondros Mütarekesi
sırasında, galip devletlerin dayatması
sonucu askeriyeden çıkarılınca bir süre,
Anadolu’ya silah kaçıran vatanseverlerle
birlikte sivil olarak çalıştı.
Batumlu Tüccar Hilmi Efendi adına düzenlenen sahte bir kimlik kartı ile ağzına
128
kadar silah yüklenmiş, üzerlerine ev eşyaları yerleştirilmiş bir tekneyle Anadolu’ya
son sevkiyatı bizzat yaparken, kendi aile
fertlerinden oluşan yolcularla birlikte
Karadeniz’e açılıyordu. Önce Trabzon’a
çıktılar, teslimat işlemlerinin ardından
Erzurum’a, sonra da Sarıkamış’a ulaştılar. Emekli Yüzbaşı Mehmet Hilmi, Binbaşı
olarak Kâzım Karabekir Paşa’nın ekibine
dâhil olmuştu. Bu sefer de batı cephesini
Doğu’dan destekleyeceklerdi.
Savaş sonrası önce İzmir’de, ardından
Ankara’da Silah fabrikasında görev yaptı.
Bu arada, eğitim amacıyla birkaç kez yurt
dışına gönderildi. Son olarak, İstanbul’daki
Topçu Okulu’nda öğretmenlik yaptı. 14
Temmuz 1942’de emekliye ayrıldı. 22 Nisan 1946’da hayata veda eden Emekli Albay Mehmet Hilmi Sanlıtop’un, ilki Balkan
Savaşı’nda, sonraki üçü, Çanakkale Savaşı
nedeniyle (biri Sultan Reşat’tan, diğer ikisi
Almanlardan) sonuncusu da Genç Türkiye
Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisi tarafından verilen “Kırmızı Şeritli İstiklâl Madalyası” olmak üzere, beş adet madalyası var.
Ulusça kaybedilen Balkan Savaşı’nda gösterdiği başarılar nedeniyle aldığı madalyayı hiçbir zaman taktığı görülmemiştir!
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Tahir Barutçuoğlu
Kuvay-ı Milliye Lideri
Savaşın sonlarına doğru bir birlik teş
şekkül
edince orada görev alarak o zaman bizim hudutlar içerisinde Şam’dan
m
başlayarak hudut dışında Suriye Irak,
b
İran Nahcivan ve Azerbaycan’a yürüyeİr
rrek Batum’a varır. Ama Birinci Dünya Savaşı da bitmiş oluyor.
v
Tahir Barutçuoğlu, 1308 yılında
Gölmarmara’da doğdu. Osman zade ailesinin torunlarından Zeliha’dan doğma
Süleyman Ağa’nın oğlu üç kardeşten biridir.
Küçük yaşta hafızlık tasili yaparak 8
yaşında hafız olmuş; tahsiline devam ederek; zamanın yüksekokulu olarak bilinen
(İzmir Muallim Mektebini) Cumhuriyetimizin ilk Milli Eğitim Bakanı Mustafa Necati ile beraber bitirmiş olup, İzmir’de Yusuf Rıza okulunda göreve başlamış, ama
Birinci Dünya Harbi nedeniyle askerliğe
alınmıştır. Eski adıyla (İhtiyat zabitleri)
talimgâhında yani yedek subay okulunda
eğitimini bitirince öğretmen olarak orada
devam etmiştir.
1918 yılı sonrasında Gölmarmara’ya
ggelir. Ayşe Barutçuoğlu ile evlenir. 14 Mayıs 1919 Müstevlilerin maşası Yunanlılar
y
İzmir’e çıkar, akabinde Gölmarmara’da
İz
ilk Cuma’da hutbeye çıkar ve eli silah tuil
tanlarla direnme hareketinin başlamasını
ta
aarkadaşlarıyla birlikte başlatır. Milli kuvvetler kumandanı ve Müdafi Hukuk başv
kanlığı yapar. Bu direniş bir yıl boyunca
k
devam eder. Bu zaman içinde Celal Bayar’ı
d
eevinde misafir ederek fikir teatisinde bulunur. Bir yıl sonra müstevlilerin de büyük desteğiyle Yunanlılar Anadolu içlerine doğru ilerler Tahir Barutçuoğlu da
Ankara’da kurulmaya başlayan resmi orduya katılır. Birinci dünya savaşında görev yaptığı 5. Kafkas fırkası görev alarak
resmen Kurtuluş Savaşına katılır. Derviş
Paşa’nın emir subayı olarak Sakarya meydan muharebesi’nde Kavuncu Köprüsü civarında yaralanarak hastaneye kaldırılır.
Sakarya gazisi olarak İstiklal madalyası
harp malulü subay olarak Gölmarmara’ya
gelir. 1933-1942 yılları arasında Gölmarmara Belediye Başkanlığı yaptı. Atatürk
İlkokulu ve Atatürk heykeli belediye başkanlığı döneminde yapılmıştır. Heykel
Atatürk’ün sağlığında özel izinle yapılmıştır. 1968 yılında vefat etti.
129
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
B) Önemli Şahsiyetler
Abdullah Etil
Kocaeli Vali Yardımcısı
1961 yılında Akselendi kasabasında doğdu. İlkokula Akselendi de başladı. 5. sınıfta iken, 1972 yılının Mart ayı sonunda köye taşındılar. İlkokulu Hacıbaştanlar köyü
okulunda bitirdi. 1976 yılında Gölmarmara Ortaokulu’na başladı. Ortaokuldan sonra
1982’de Gölmarmara Lisesi’nin ilk mezunlarından biri olarak liseyi bitirdi. 1982–1986
yıllarında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okudu. 1987 yılında Kaymakamlık mesleğine başladı. 1988 yılında 1 (bir) yıllığına İngiltere’ ye Bakanlık tarafından gönderilmiştir. Kars kaymakam Adalığı Konya-Sarayönü kaymakam vekilliği,1991–
1992 Kütahya-Domaniç, 1993–1994 Van-Saray, 1994–1998 Yozgat-Sarıkaya, 1998–2001
Maraş-Elbistan, 2001–2006 Balıkesir-Susurluk kaymakamlıklarında bulundu. 2006
-2009 yılları arasında Konya’da vali yardımcısı olarak çalıştı.2009 ve 2011 yıllarında
Konya-Karatay kaymakamı olarak çalıştı.2011 yılı Ekim ayından bu yana Kocaeli’nde
vali yardımcısı olarak çalışmaktadır. Aynı köyden Safiye Baştan ile evli olup, iki çocuk
sahibidir. İngilizce bilmektedir.
130
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Doğan Barutçuoğlu
Senatör
Doğan Barutçuoğlu, 1923 yılında Gölmarmara’da doğdu. İlkokulu Gölmarmara’da,
ortaokulu Akhisar’da, Liseyi Balıkesir’de okudu. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı. Babasından yaz tatillerinde eski yazıyı öğrenmiştir. Askerliğini 1. Ordu Komutanlığında adliye subayı olarak yaptı. Askerliğin ardından Akhisar’da avukatlık yaptı. 1968 yılında Manisa senatörü seçildi. 1977 yılında
seçimlere girmeyerek çiftçiliğe başladı. 1994 yılında vefat etti.
131
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Doç. Dr. Ersan Öz
Mali Hukuk Anabilim Dalı Başkanı Pamukkale Üniversitesi
1975 yılında Gölmarmara / Manisa’da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Gölmarmara’da
tamamladı. 1993 yılında girdiği KTÜ İİBF Maliye Bölümünden 1997 yılında mezun
oldu. 2000 yılında KTÜ SBE Maliye Programında “Türkiye’de Vergi Tabanının Genişletilmesinde Vergi Denetiminin Etkinliği” başlıklı teziyle yüksek lisansını, 2004 yılında
Dokuz Eylül Üniversitesi SBE Maliye Anabilim Dalı’nda “Vergilendirmede Kanunilik İlkesine Göre Türk Vergi Sistemi’nin Değerlendirilmesi” adlı doktora teziyle doktorasını
tamamladı. 1999–2006 arası Araştırma Görevlisi, 2006–2008 Yrd. Doç. Dr. ve 2009
Marttan bu yana da PAÜ İİBF Maliye Bölümü Mali Hukuk Anabilim Dalı’nda öğretim
üyesi olarak çalışmaktadır. Aynı zamanda Mali Hukuk Anabilim Dalı Başkanı, Pamukkale Üniversitesi seçilmiş senato üyesi, İktisadi Ve İdari Bilimler Fakültesi Dekan Yardımcısı, İİBF fakülte ve yönetim kurulu üyesi olan Öz’ün 4 kitabı, 2 projesi, ulusal ve
uluslararası tebliğleri ve çeşitli bilimsel dergilerde yayımlanmış çok sayıda makalesi
bulunmaktadır. Evli ve iki çocuk babası olup, İngilizce bilmektedir.
132
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Hasan Gülay
İbrahim Şirin (Belkız)
Emekli Milletvekili
Sanatçı-Oyuncu
1946 Yılında Akhisar’da doğdu. Babası Mustafa, Annesi Emine Hanımdır.
Üniversite eğitimini Yıldız Teknik Üniversitesi Kimya Yüksekokulu’nda tamamladı. Kimya Mühendisi olarak POAŞ ve
TPAO’da çalıştı. Mühendis ve İdareci olarak görev aldı. TÜPRAŞ Kırıkkale Rafine
Müdürlüğü Planlama Koordinatörü olarak çalıştı. XX ve XXI’inci Dönem Manisa
Milletvekili oldu. TBMM Milli Savunma
Komisyonu Başkanlığı yaptı. Evli ve bir
çocuk babasıdır.
1949 Gölmarmara, İsmet Paşa Mahallesi’nde doğdu. Atatürk İlkokulu’nda
okudu. Ardından İstanbul’da Kadıköy
Kızıltoprak Ortaokulu’nda okudu ve İstanbul Belediye Konservatuarı’nda eğitimime devam etti.
1970 yılında Engin Cezzar-Gülriz Sururi
Tiyatrosu’nda profesyonel sanat hayatım
başladı. Sonrasında; 1972 yılında, Altan
Erbulak- Metin Serezli Çevre Tiyatrosu’na
devam etti. 1979’da İstanbul Radyosu sınavlarını kazandı ve profesyonel müzik
hayatı başladı. 1981’de eğitim gördüğü İstanbul Belediye Konservatuarı’nda öğretim elemanı olarak görev yaptı. 1986’da
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir
Tiyatroları’na girdi. Tüm bunlara ek olarak ise; TRT’de yayınlanan “Yorgun Savaşçı” başta olmak üzere, Yeşilçam’da da
bazı filmlerde yardımcı erkek oyuncu olarak rol aldı. Halen İstanbul Büyükşehir
Belediyesi Şehir Tiyatroları’nda kadrolu
sanatçı olarak devam etmektedir. Evli ve
üç çocuk babasıdır.
133
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Op. Dr. Kaan Özcan
Kalp ve Damar Cerrahı
1975 yılında Akhisar’da doğdu. Babası Gölmarmara’nın Taşkuyucak köyünden öğretmen Muzaffer Özcan’dır. İlköğretimimi Akhisar’ın Kurtulmuş köyünde, orta ve lise
öğrenimimi Akhisar ortaokulu ve lisesinde tamamladı.
1992 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesini kazandı. Bir yıl Sivas’ın Zara ilçesinde
pratisyen hekim olarak çalıştı. 2000 yılında Ege Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisine uzmanlık öğrencisi olarak girdi. 2006 yılında uzmanlığını aldı ve sırası ile İzmir
Bozyaka Eğitim Araştırma Hastanesi, Manisa Devlet Hastanesi’nde çalıştı. Halen İzmir
Buca’da özel bir hastanede “Kalp ve Damar Cerrahı” olarak çalışmaktadır.
134
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Metin Etil
Cumhuriyet Başsavcısı
1969 yılında Gölmarmara’nın Hacıbaştanlar köyünde doğdu. İlköğrenimini Hacıbaştanlar köyünde, lise öğrenimini İzmir Atatürk Lisesi’nde, yükseköğrenimimi 9 Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde tamamladı.
1999 yılında Sakarya ili Taraklı İlçesi’ne Cumhuriyet Savcısı olarak atandı. Sırasıyla
Bingöl/Solhan, Aydın/Koçarlı, Çanakkale/Gelibolu ve Balıkesir Cumhuriyet Savcılığı
görevlerinde bulunduktan sonra 2009-2013 yılları arasında Bitlis Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptı. 2013 yılında Alaşehir Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandı.
Halen aynı görevi sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
135
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Doç. Dr. Taner Akkın
Minnesota Üniversitesi – ABD
1973 yılında Gölmarmara’nın Kayapınar Mahallesi’nde doğdu. İlkokulu Kayapınar
İlkokulu, ortaokulu ise Temel Eğitim Ortaokulu’ndan dereceyle mezun oldu. Lise eğitimini İzmir Çınarlı Bilgisayar Teknik Lisesi’nde, üniversite öğrenimini Çukurova Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliğinden birincilikle tamamladı. Sonra, aynı
üniversitede araştırma görevlisi olarak çalıştı ve yüksek lisansını tamamladı. Milli
Eğitim Bakanlığı’nın yurtdışı doktora bursluluk sınavını kazandı. Amerika Birleşik
Devletleri’ndeki Teksas Üniversitesi’nin doktora programına kabul edilerek 1999 yılından itibaren bu ülkede yaşamaya başladı. Biyomedikal optik üzerine yaptığı beş yıllık çalışmayla Teksas Üniversitesi’nden bilim doktoru (Ph.D.) unvanını aldı.
2004–2005 yıllarında Harvard Tıp Fakültesi ve Massachusetts General Hastanesi
bünyesinde, doktora sonrası bilimsel araştırmalarda bulundu. Ağustos 2005 tarihinde
Minnesota Üniversitesi’nin Biyomedikal Mühendisliği Bölümü’nde yardımcı doçent olarak çalışmaya başladı ve orada Biyomedikal Optik Laboratuvarı’nı kurdu. 2012 yılında
aynı kurumda doçentliğe yükseldi. Taner Akkın’ın şu ana kadar uluslararası hakemli
dergilerde yayınlanan 23 bilimsel makalesi, birçok konferans bildirisi ve sunumu, iki
patenti ve bir kitap bölümü bulunmaktadır. Sinir sisteminin yapısı ve işleyişinin, laboratuvarında geliştirdiği yüksek çözünürlüklü optik sistemlerle görüntülenmesi projeleri
Amerika Ulusal Sağlık Enstitüsü ve Minnesota’daki çeşitli kaynaklarca desteklenmektedir. Üniversite Bursu, En İyi Bilimsel Çalışma (American Society of Laser Medicine
& Surgery, 2003), Hartline-Mac Nichol Bursu (Marine Biological Laboratory, 2007) ve
Mc Knight Land-Grant Profesörlüğü (University of Minnesota, 2008) aldığı ödüller arasındadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.
136
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Dr. Yılmaz Bulut
Yunus Emre Enstitüsü Berlin Müdürü
1971 Yılında Gölmarmara´da doğdu. İlkokulu Taşkuyucak Köyü’nde tamamladı. Gölmarmara ilköğretim Okulu ve Lisesi’nden mezun olmuştur. Üniversite eğitimi için gittiği Ankara’da sırasıyla Hacettepe Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Kamu Yönetimi
ve Siyaset Bilimi bölümünde lisansını ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesinde Yönetim Bilimleri alanında yüksek lisansını tamamladı. Dil eğitiminin ardından;
Almanya’nın Giessen Üniversite’sinde, 1994 yılında siyaset bilimi ve kamu hukuku alanında başladığı tahsilini, Frankfurt Üniversite’sinde doktorasını yaparak tamamladı.
Frankfurt, Köln Üniversiteleri ve İsviçre’nin Zürich Üniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalarda bulundu. Göç ve uyum konularında Frankfurt ve Siegen Üniversiteleri’nde
doktora ve lisans düzeyinde dersler verdi. İktisadi bir kuruluşta genel müdürlük ve
sivil toplumda yöneticiliklerde bulundu.
2004–2012 yılları arasında fahri olarak, Avrupa çapında gerçekleştirilen Türkiye’deki
Güncel Gelişmeler, Göç ve uyum, Türkiye –Avrupa Birliği ilişkileri konularında çok sayıda faaliyetin inisyatörlüğünü yaptı. 2012 yılı başından beri Yunus Emre Enstitüsü
Berlin Müdürlüğü görevini yürütmektedir. Avrupa’da yaşayan Türkler konusunda bilimsel literatür ve genel kamuoyuna yönelik yayınlanmış olan birçok makalesi bulunmaktadır. Evlidir, Almanca ve İngilizce bilmektedir.
137
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
C- Gölmarmaralı İşadamları
Ertuğrul Sanlıtop (Merhum)
İşadamı
3 Ocak 1936 tarihinde Akhisar’a bağlı Gölmarmara bucağında doğdu. İlköğrenimini Gölmarmara İlkokulu’nda tamamladı. Aile işlerinde kendisine ihtiyaç duyulması
nedeniyle, eğitimini yarıda bırakıp aileye ait kiremit ocağı ve bakkal dükkânında çalışmaya başladı.
1955 ilkbaharında Hatice Hanımla evlendi. 1956 yılında vatani görevini yapmak
üzere askere gitti. Askerden döndükten sonra 1960 yılında ailesiyle birlikte İstanbul’a
yerleşti.1963 yılında Ege Triko’yu kurarak tekstil işine girdi.1969 yılında kardeşleriyle
birlikte 2.şirketi olan Emas A.Ş’yi kurarak sanayiciliğe adım attı. Zaman içinde iş kollarını genişleterek, mühendislik plastikleri sektöründe faaliyet gösteren Tekno Polimer
A.Ş.’ye ve matbaacılık sektöründe faaliyet gösteren Esen Ofset A.Ş’ye ortak oldu.
Vefatına kadar uzun yıllar bu şirketlerde yönetim kurulu üyeliği görevini sürdürdü.
Yardımsever ve hoşgörülü kişiliğiyle tanınan Ertuğrul Sanlıtop eğitime verdiği önemi,
sayısız öğrenciye burs vererek göstermiştir. Ayrıca kardeşi Gazanfer Sanlıtop ile birlikte
yaptırdıkları Gölmarmara Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi’ni Milli Eğitim Bakanlığı’na
bağışlamışlardır. Merhum Sanlıtop’un üç çocuğu bulunmaktadır. 03 Temmuz 2009’da
73 yaşında vefat etmiştir.
138
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gazanfer Sanlıtop
Sanayici-Şair-Yazar
1940 yılında Gölmarmara´da doğdu. 1951´de Gölmarmara İlkokulu’nu, 1957´de
Manisa Lisesi’ni bitirdi. Haziran 1963’te İTÜ Makine Fakültesi’nden Makine Yüksek
Mühendisi olarak mezun oldu. 26 Ağustos 1966 da Cavide Hanım ile evlendi. Aralık
1992´de kanserle tanıştı. Yazarlık hevesi, biraz da “geriye, kalıcı bir şeyler bırakabilme
heyecanıyla” o dönemde başladı. Başlıca eserleri: Şiir dizisi; “Bir Katre Sevgi, Kelimeler, Sönmezmiş Hiç Sevdalar, Pervane.” Kişisel gelişim dizisi; “Mutluluğun Şifreleri, Girişimcilik, Kuvözde Çocuk Büyütmek, Kur´an-ı Kerim’e Ve Diğer Kutsal Kitaplara Göre
Çekim Yasası.” Biyografi dizisi; “Saklım Gizlim Yok, Benim Kanserim, Gönül Dostu Nazik Hoca.” Deneme dizisi; “Burada Sevgi Var, Neden Geri Kaldık Neler Yapmalıyız, İnsan
Yeryüzü Halifesi.” Roman dizisi; “Çanakkale Geçilmedi Yüzbaşı Mehmet Hilmi, Hülle.”
Ayrıca basım aşamasında olan “Bislim, Baygora” isimli kitapları bulunmaktadır.
Hâlen çok sayıda öğrenciye burs vermekte olan Gazanfer Sanlıtop, ağabeyi Ertuğrul Sanlıtop ile birlikte, babalarının adını verdikleri bir okul yaptırmanın onurunu da
yaşadı. 19.12.2008 tarihinde temeli atılan, 6000m² kapalı alanda, 16 derslik, fizik,
kimya, biyoloji ve dil laboratuvarları ve kütüphaneden oluşan Manisa Gölmarmara
Hulki Sanlıtop Anadolu Lisesi, 3000 metrekare büyüklüğündeki bahçesiyle birlikte
21.09.2010 tarihinde eğitime açıldı. Arsası da kendileri tarafından temin edilen okul,
Milli Eğitim Bakanlığı’na bağışlandı. Evli ve üç çocuk babası olan Gazanfer Sanlıtop,
hâlen İstanbul´da sanayici olarak iş hayatını sürdürmektedir.
139
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Hüseyin Erkan
İşadamı
Hüseyin Erkan, 1960 yılında Gölmarmara’da doğdu. İlkokulu Atatürk İlkokulu’nda,
Ortaokulu Gölmarmara Ortaokulu’nda okudu. İse öğrenimini İzmir Cumhuriyet
Lisesi’nde devam etti. Yükseköğrenimini Buca Eğitim Enstitüsü’nde tamamladı. Birkaç yıl öğretmenlik görevinde bulundu.1982 yılında öğretmenlikten istifa ederek ticaret hayatına atıldı. Tarım ve hayvancılık ile uğraştı. 1973 yılında Erkek kardeşleri
ile birlikte Hacıveliler köyünde Gölmarmara -Salihli yolu üzerindeki Akaryakıt istasyonunu açarak başladı. 1977 senesinde Erkanlar Akaryakıt ve Taşımacılık adı altında
ilk aile şirketini kurdu.
1996 yılında yöredeki pamuk üretimini değerlendirmek amacı ile tarıma dayalı ilk
işletme olan Erkanlar Çırçır Fabrikasını kurdu. Ardından “Erkanlar Pamuk, Çırçır, Tarım
Ürünleri Akaryakıt ve Lastik Bayii San. Tic. Ltd. Şti. adını aldı. Şirketin faaliyet alanlarını
ziraata odaklı hale getirerek Türkiye’nin önde gelen gübre ve tohum markalarının bayiliklerini şirketin bünyesine dahil etti. 2010 yılında 1200 ton zeytini işleyebilecek kapasiteli alanda Zeytin salamurhane işletme tesisini hizmete açtı. Halen Gölmarmara’da
işadamı olarak ticaret hayatını sürdürmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
140
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
İbrahim Girgin
İşadamı
1951 yılında Gölmarmara’da doğmuş ve ilköğrenimini Gölmarmara Atatürk İlkokulu’nda
tamamlamıştır. Kendilerine ait olan lokantada çalışarak iş hayatına başlamıştır.
1969 yılında ailecek İstanbul’a taşınmalarının ardından halen devam ettirmekte olduğu tekstil işine Sultanhamam’da Girginler olarak başlamışlardır.
1979 yılında babası merhum Mehmet Girgin’in vefatından sonra kardeşi Yücel Girgin ile birlikte yönetmekte oldukları şirketlerine ek olarak Gökay Tekstil’i kurmuşlar
ve 1993 yılında ev tekstili üretimine başlamış; 1995’te İstanbul Avcılar’daki fabrikalarını kurmuş daha sonra ev tekstili bölümünü 1998 yılında Gölmarmara’ya taşıdılar.
2006 yılında dokuma fabrikalarını Denizli’de faaliyete geçirmişlerdir. Her zamanki
çalışkanlıkları ve azimleri sayesinde sektörlerinde ulaştıkları başarılarını devam ettirmekte olup, işadamı olarak ticaret hayatına devam etmektedir. Evli ve iki çocuk babasıdır.
141
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Kamil Öz
İşadamı
Kamil Öz, 1967 Yılında Akhisar’da doğdu. İlkokul, ortaokul, lise öğrenimini
Gölmarmara’da tamamladı. Üniversite eğitimini İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi
Tütün Eksperliği bölümünde tamamladı. 1992 yılında TEKEL’de mühendis olarak başladı. Türkiye’nin muhtelif yerlerinde Malatya, Adıyaman, Diyarbakır, Batman, Manisa’da
görev yaptı. Görev süresinde aile şirketinde orta olarak ticaret hayatını sürdürdü. Babasının hastalığı dolayısıyla 17 yıllık devlet memurluğundan istifa etti. Gölmarmara’da
ilk çırçır fabrikasını kurdu. İlk zeytin işletmeciliği ve ticareti yaparak ilçemizdeki ekonomiye katkı sağladı. Gölmarmara’da 3 yıl kurumlar vergisi şampiyonu oldu. Halen Öz
Tarım Ürünleri Ltd. Şti. ortağı olup ticaret hayatına devam etmektedir. Ayrıca akaryakıt istasyonu ile ilçemize hizmet vermektedir. Halen ticaret hayatının yanı sıra iki dönemdir siyasi parti ilçe başkanlığını yürütmektedir. Evli ve dört çocuk sahibidir.
142
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Mustafa Erkan
İşadamı
Mustafa Erkan, 1955 yılında Gölmarmara Hacıveliler köyünde doğdu. İlk ve orta
öğrenimini Gölmarmara’da tamamladı. 1972 yılında Manisa Lisesi’nde öğrenimine
devam ederken, sağlık sebeplerinden dolayı öğrenimine ailesinin kararı ile son verdi
Genç yaşta ailesinin tarım ve hayvancılık işlerinin başına döndü.
İlk profesyonel ticari hayatına 1973 yılında erkek kardeşleri ile birlikte Hacıveliler köyünde Gölmarmara -Salihli yolu üzerindeki Akaryakıt istasyonunu açarak başladı. Tarım ve Hayvancılık işleri devam ederken 1977 senesinde Erkanlar Akaryakıt
ve Taşımacılık adı altında ilk aile şirketini kurdu. 1987 yılında ilçe merkezinde ikinci
akaryakıt istasyonunu açtı. 1993 yılında lastik distribütörlüğünü aldı. Otomotiv lastikleri ana bayiliği ile birlikte akü ve çeşitli motosiklet markalarının tali bayiliklerinin
satış ofisini açtı.
1996 yılında gerek kendi tarlalarındaki gerekse ilçemizdeki pamuk üretimini değerlendirmek amacı ile tarıma dayalı ilk işletme olan Erkanlar Çırçır Fabrikasını kurdu.
Şirketin yapısını değiştirerek tüm şirketleri tek çatı altında toplayarak; “Erkanlar Pamuk, Çırçır, Tarım Ürünleri Akaryakıt ve Lastik Bayii San. Tic. Ltd. Şti. adını aldı. Şirketin faaliyet alanlarını ziraata odaklı hale getirerek Türkiye’nin önde gelen Gübre ve
Tohum markalarının bayiliklerini şirketin bünyesine dahil etti. 2010 yılında 1200 ton
zeytini işleyebilecek kapasiteli alanda Zeytin salamurhane işletme tesisini hizmete
açtı. Mustafa Erkan iş hayatının yanı sıra 1980 yılında Gençlik Spor Kulübü yöneticiliği yaptı. 1984–1999 yıllarında üç dönem Gölmarmara Belediye Meclis üyeliğine seçildi. Evli ve iki çocuk babasıdır.
143
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Mustafa Öz
Yücel Girgin
İşadamı
İşadamı
1966 yılında Gölmarmara’da doğdu.
1980 yılında Gölmarmara Ortaokulu’ndan,
1983 yılında Gölmarmara Lisesi’nden mezun oldu. 1989 yılında Ege Üniversitesi
Ziraat Fakültesini bitirdi. Öğrenimin ardından aile arazilerinin başına geçerek
tarım faaliyetlerini yürüttü.
1957 yılı temmuz ayında Gölmarmara’da
dünyaya gelmiştir. İlköğrenimini Gölmarmara Atatürk İlkokulu’nda tamamlamıştır
ardından ailesiyle beraber İstanbul’a taşınmıştır. İstanbul’da da bir süre daha eğitim hayatına devam etmiştir fakat çalışma
hayatını daha çok sevip okulu bırakmıştır. Çalışma hayatına çok erken yaşlarda
başlamıştır. Disiplini, zekâsı, çalışkanlığı
ve azmi sayesinde çok erken başladığı
iş hayatında en yüksek basamağa ulaşmıştır. Şu anda İstanbul, Gölmarmara ve
Denizli’de kendi firmasına ait tesislerin
yönetim kurulu başkanlığını devam ettirmekte ve her geçen gün tesislerini en
son teknolojiye uygun hale getirmek için
çabalamaktadır. Aktif iş hayatından başladığı dönemden beri hiç kopmamıştır
ve kendini geliştirmeye devam etmektedir. Evli ve üç çocuk babasıdır.
Halen Öz Tarım Ürünleri Ltd. Şti. ortağı olup ticaret hayatında ilaç ve gübre
satışları ile birlikte akaryakıt istasyonu
ile ilçemize hizmet vermektedir. Evli ve
iki çocuk babasıdır.
144
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Süleyman Ünlü
İşadamı
1969 yılında Gölmarmara’da doğdu. 1980 yılında Atatürk İlkokulu’nu, 1986’da Gölmarmara Lisesi’ni, 1990 yılında Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesini bitirdi. Öğrenim süresi boyunca baba mesleği ticaret ve tarımdan hiç kopmadı. Zirai ilaç ve gübre satıcılığına başladı. Ticarette çok küçük yaşta başladı, traktör satışı yaptı. Ülke genelinde
zirai ilaç ve gübre toptan dağıtıcılığı yaparak işlerini büyüttü.
1997 yılında Pamuk Çırçır fabrikasıyla beraber tarımın yanında tarımsal sanayiye
adım attı. Gölmarmara’da ilk büyük bağ dikerek üzümcülükte öncü oldu. Sahip olduğu
arazileri ıslah ederek yüksek verim alınır hale getirdi. Gölmarmara’da pamuk ve tütün
cazibesini yitirmeye başladığı dönemde sözleşmeli kapya biber ve domates yetiştiriciliğini teşvik etti. 2006 yılında pamuk ve hasat makinası, 2008’de İtalya’dan domates
hasat makinaları getirerek; bursa ve Manisa bölgesinde üretime büyük katkı sağladı.
Bu arada sanayi domatesi yetiştiriciliğinde gerekli olan fide tesisleri kurdu. İlk İzmir Menderes’te daha sonra Akselendi ve Antalya’da devam ettiği fide yetiştiriciliğiyle
en büyük fide üreticisi oldu. Her yıl Antalya Tarım fuarına 200-300 kişilik çiftçi grubu
götürerek bölgedeki üreticilerin bilgilendirmesinde katkı sağladı.
2012 yılının mayıs ayında verdiği kararla İspanya ve Yunanistan’da aldığı salça fabrikalarını söküp Gölmarmara’ya getirdi ve 44 günde çalışır hale getirdi.
Halen Ünlü Tarım olarak bölgede üretilen domatesleri fabrikasında işleyerek “Bizim
Tarla, Bizim Bahçe” markalarıyla Avrupa’dan Ortadoğu’ya birçok ülkeye salça ihracatı
yapmaktadır. Hisar Fide olarak son dört yıldan beri Azerbaycan’a ve bu yıl Rusya’ya
büyük miktarda fide ve danışmanlık hizmeti veriyor. Süleyman Ünlü Gölmarmara’da
eğitime büyük katkıları oldu. Evli ve üç çocuk babasıdır.
145
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
D) Gölmarmara’da Görev Yapmış Kaymakamlarımız
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
İsa PARLAK
Ali AYAN
Ali CERGİBOZAN
İsmail ÇETİNKAYA
Mustafa HARPUTLU
Ümmet KANDOĞAN
Ömer Bedrettin SAĞSÖZ
Hakkı ÜNAL
Fatih Sinan YAĞSAN
Sadettin KALKAN
Şakir ERDEN
Mustafa ARI
Cafer SARILI
1987–1988
1988–1989
1989–1990
1990–1992
1992
1992–1995
1995–1998
1998–2001
2001–2003
2003–2004
2004–2008
2008–2011
2011- ….
E) Gölmarmara Belediye Başkanları
146
Ahmet Efendi
1923–04.10.1926
Lütfü Bayraktar
04.10.1926-26.09.1927
Halil Değirmenci
26.09.1927-28.04.1930
A. Esat Balaban
28.04.1930-10.06.1933
Tahir Barutçuoğlu
10.06.1933-02.11.1942
Kamil Yılmaz
02.11.1942-25.08.1950
Sait Coşkun
25.08.1950-18.12.1950
Sami Duysak
18.12.1950-21.04.1954
Rıfat Saygı
21.04.1954-11.11.1955
A. Mithat Özer
11.11.1955-04.10.1956
Mustafa Şahbaz
05.10.1956-30.5.1960
Abdullah Gürsoy
02.06.1960-13.06.1960
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
İsmail Güner
13.06.1960-20.06.1960
Mahir Şener
20.06.1960-26.06.1961
Sabri Kayabaş
26.06.1961-14.03.1962
Şahin Galip Durum
14.03.1962-17.11.1963
Cengiz Barutçuoğlu
17.11.1963-11.12.1977
Mehmet Kındıroğlu
11.12.1977-12.09.1980
Erol Özavşar
12.09.1980-25.09.1981
Y. Ahmet Pazvant
25.09.1981-10.05.1982
H. Bahri Bilici
10.05.1982-05.3.1984
Hüseyin Akdemir
25.03.1984-26.03.1989
İbrahim Kındıroğlu
24.04.1984-01.06.1984
Veli Döngel
26.3.1989-28.3.2004
Nihat Ağaçdiken
28.3.2004-29.3.2009
Birol Bak
29.03.2009- ...
147
onuncu bölüm
Gölmarmara
Fotoğraf
Albümü
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmarmara’nın havadan Salihli’ye doğru görünümü
Gölmarmara’nın havadan görünümü
150
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmarmara’nın bir başka havadan görünümü
Kayapınar Mahallesinin görünümü, sağdaki işaretli yer okul arsası
151
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
1960 yıllarda hastane arazisinden görünüm
Şâhuban Cami, Belediye binası ve Hükümet Konağı arazisinin havadan görünüm
152
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Sağlık ocağının önündeki caddeden görünüm
6 Eylül Düşman işgalinden kurtuluş bayramından bir görüntü (1960)
153
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Halime Hatun Camii civarındaki çarşı içinden görünüm
Gölmarmara garajından görünüm
154
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Halime Hatun Cami meydanına yapılan yangın havuzu (1936)
1960’lı yıllarda şimdiki Çamlık Kahvesi
155
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Belediye önünde kurulan pazardan bir görünüm
1930 yıllarda Atatürk Anıtı ve Atatürk Bulvarı
156
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
1930 yıllarda Atatürk anıtı ve Atatürk Bulvarı
Atatürk anıtı meydanı ağaçlandırılmış vaziyette
157
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Halime Hatun Camii meydanından görünüm
Atatürk Bulvarı’ndan yukarıya doğru görünüm
158
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Şâhuban Camii
Halime Hatun Medresesi
159
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Eski Hükümet Konağı
Belediye binasının eski hali
160
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Atatürk anıtının yanındaki yolda öğrenciler bayram töreninde
Bayram kutlamaları (1940)
161
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
1960 yıllarında Atatürk anıtı önü
Yetkililer Atatürk anıtına çelenk koyarken
162
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Atatürk İlkokulu temel atma töreni-1933
6 Eylül Kurtuluş Bayramı’ndan görünüm (1936)
163
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Belediye önünde bir grup halk
1960 yıllarında belediye binası
164
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Mustafa Döngel (ceketli) ve yetililer hastane inşaatını gezerken
1934 yılında yapılan eski hükümet konağı
165
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Atatürk anıtı önündeki parktan görünüm
Atatürk anıtı önündeki parkın açılışı, önde Tahir Barutçuoğlu
166
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Cumhuriyet bayramı töreninden bir görünüm
Kurtuluş şenliklerinden görünüm
167
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Belediye binası önünden görünüm
Bayram töreninde askerler geçiş töreninde
168
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Eski Hal içi
1935 yılında halkın yardımıyla yapılan Atatürk İlkokulu
169
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Tütün tarlasında çalışırken
Tütün tarlasından dönerken
170
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmarmara’nın genel görünümü (Fotoğraf: Sercan Akkaya )
Gölmarmara’nın gece görünümü (Fotoğraf: Nihat Dal )
171
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Eşsiz doğa güzellikleriyle; Gölmarmara Gölü (Fotoğraf: Ruhsan Ercan)
Yeşilin ve mavinin buluştuğu yer; Gölmarmara Gölü (Fotoğraf: Yılmaz Özçubukcu)
172
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Atatürk anıtınındın görünüm (Fotoğraf: Sercan Akkaya )
Belediye önünden Gaziler Caddesi’nin görünümü (Fotoğraf: Yunus Tan )
173
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmarmara garajı ve kavşaktan görünüm (Fotoğraf: Erdal Ukşul)
Altı Eylül Şehitler Abidesi’ne kar yağıyor (Fotoğraf: Hafize Yurttakal)
174
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Doğa güzellikleriyle Akpınar Mesire Alanı (Fotoğraf: Ruhsan Ercan)
Akpınar Mesire Alanında bir kış günü (Fotoğraf: Hafize Yurttakal)
175
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Doğa güzellikleriyle Akpınar Mesire Alanı (Fotoğraf: Fatih Güneş)
Akpınar Mesire Alanı ve balıklar (Fotoğraf: N. Furkan Pala )
176
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Akpınar Mesire Alanı’nda bir sonbahar günü (Fotoğraf: Şeyda Tan)
Akpınar Mesire Alanı kara bürünmüş vaziyette (Fotoğraf: Zeliha Akkaya)
177
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölmarmara’nın en önemli geçim kaynağı kuru üzüm (Fotoğraf: Latife Taylan )
Gölmarmara üzüm bağları (Fotoğraf: Pelin Görece)
178
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Balık ve balıkçı (Fotoğraf: A.Tarık Karaduman)
Gölmarmara Gölü’nde balıkçımız ağ topluyor (Fotoğraf: Nejat Gündüç)
179
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gölün kenarında balıkçılarımız ağları ile uğraşırken (Fotoğraf: Nejat Gündüç )
Balıkçılarımız tuttukları balıkları götürüyor (Fotoğraf: Ruhsan Ercan)
180
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Üzüm yaprağı toplayan bir vatandaşımız (Fotoğraf: Latife Taylan)
Bir vatandaşımız seleyle üzüm toplarken (Fotoğraf: Latife Taylan)
181
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Gökyüzünde yüzlerce kuş; kuş cenneti Gölmarmara (Fotoğraf: Murat Çetin)
Gölmarmara’da gün batımı (Fotoğraf: Kemal Utku Turna)
182
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
GÖLMARMARA İLE BAZI İLLER ARASI MESAFELER
Gölmarmara-Manisa
: 55 km
Gölmarmara-Ankara
: 524 km
Gölmarmara-İstanbul
: 501 km
Gölmarmara-İzmir
: 104 km
Gölmarmara-Bursa
: 271 km
Gölmarmara-Uşak
: 157 km
Gölmarmara-Balıkesir
: 116 km
GÖLMARMARA İLE DİĞER İLÇELER ARASI MESAFELER
Gölmarmara-Akhisar
: 27 km
Gölmarmara-Ahmetli
: 26,5 km
Gölmarmara-Alaşehir
: 73,2 km
Gölmarmara-Demirci
: 137 km
Gölmarmara-Gördes
: 61 km
Gölmarmara-Kırkağaç
: 54,2 km
Gölmarmara-Kula
: 81,5 km
Gölmarmara-Köprübaşı
: 83,2 km
Gölmarmara-Salihli
: 38 km
Gölmarmara-Sarıgöl
: 95,6 km
Gölmarmara-Saruhanlı
: 37,1 km
Gölmarmara-Selendi
: 119 km
Gölmarmara-Soma
: 67 km
GÖLMARMARA İLE KÖYLERİ ARASI MESAFELER
Gölmarmara-Ayanlar
: 17,5 km
Gölmarmara-Beyler
: 10 km
Gölmarmara-Çamköy
: 20,8 km
Gölmarmara-Çömlekçi
: 8,4 km
Gölmarmara-Değnekler
: 8,5 km
Gölmarmara-Hacıbaştanlar : 5,9 km
Gölmarmara-Hacıveliler
: 9,7 km
Gölmarmara-Hıroğlu
: 7,9 km
Gölmarmara-Kayalatı
: 5,4 km
Gölmarmara-Ozanca
: 6,3 km
Gölmarmara-Taşkuyucak
: 14,2 km
Gölmarmara-Tiyenli
: 8,2 km
Gölmarmara-Kılcanlar
: 10 km
Gölmarmara-Yeniköy
: 14,2 km
Gölmarmara-Yunuslar
: 22,4 km
183
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
184
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
185
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Kaynakça
• SATIŞ Dr. Baki, “İlk Çağdan Günümüze Akhisar,” AK-SEK Vakfı, Akhisar–1994
• EVLİYA ÇELEBİ, “Seyahatname” Günümüz Türkçesine Çeviren: Zuhuri Danışman,
c.13, Özaydın Matbaası, İstanbul–1971
• EMECEN Feridun, “Saruhanoğulları”, Cilt 36, İstanbul–2009
• ÖZÇELİK, Nazmi, “İlk Çağ Tarihi ve Uygarlığı” Nobel Yayınları, Ankara–2002
• Marka Şehir Manisa 251 Bin Dev Öğrenci Kültür Yayını Manisa-2013
• GİRGİN Yrd. Doç. Dr. Mustafa “Marmara Gölü” Doğu Coğrafya Dergisi, Cilt 6, Sayı
3 Erzurum–2000
• ULUÇAY Çağatay, “Manisa’da Tütüncülük ve Fidecilik”, Gediz Dergisi, Sayı 82, (1
Temmuz 1945), ss. 13–15
• DURSUN, Behset, “Gölmarmara’nın Cumhuriyetin İlk 70 Yıllık Dönemindeki Gelişimi” Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Basılmamış Yüksek Lisans
Tezi) Uşak, 2011
• ÜNALAN, H.Sibel, “Akhisar ve Gölmarmara’daki Türk Anıtları” Ege Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi) İzmir–1998
• DURMAZ, Senem, “Gölmarmara Türk Devri Yapıları” Selçuk Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, (Lisans Tezi) Konya–1996
• Seçilmiş Göstergelerle Manisa 2012- http://www.tuik.gov.tr
• TÜİK, Bitkisel Üretim İstatistikleri Veri Tabanı
• Gölmarmara Esnaf ve Sanatkârlar Kefalet Kooperatifi Üye Kayıt Defteri
• Gölmarmara Belediyesi Brifing Dosyası
• Gölmarmara İlçe Tarım Müdürlüğü Raporu (1970–2000)
• http://www.golmarmara.gov.tr
• http://golmarmara.meb.gov.tr
• www.tarihiyerlerimiz.net
• http://www.golmarmara.bel.tr/
• www.manisakulturturizm.gov.tr
186
Tarihin Doğayla Buluştuğu Kent
Gölmarmara
Eğitim aşığı, hayırsever işadamı,
şair-yazar
sayın Gazanfer Sanlıtop’a
şükranlarımızla….
187

Benzer belgeler

iyi pamuk uygulamaları derneği

iyi pamuk uygulamaları derneği Pamukta gübreleme, Entegre Zararlı Yönetimi, hasat hazırlığı ve hasat sırasında dikkat edilmesi gereken hususlar

Detaylı