Türkiye`de 2012 – 2013 Sanat Sezonu

Transkript

Türkiye`de 2012 – 2013 Sanat Sezonu
S3
İzmir Devlet Opera ve Balesi 30. Yılını
kutluyor!
Samsun Devlet Opera ve Balesi’nde
taze kan: Volkan Kıran
ANKARA | İSTANBUL | İZMİR | MERSİN | ANTALYA | SAMSUN
Tufan Türenç’in kaleminden
“Festivallerle gelen opera coşkusu”
SAYI 15 EYLÜL - EKİM 2012 İKİ AYLIK KÜLTÜR VE SANAT BÜLTENİ
Türkiye’de 2012 – 2013 Sanat Sezonu
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü, yaz aylarında gerçekleştirdiği
uluslararası organizasyonların ardından yine dopdolu bir sanat gündemi
ile tüm yurtta faaliyetlerine başlıyor
A
nkara, İstanbul, İzmir, Mersin, Antalya ve Samsun’daki yerleşik sahnelerde
faaliyet gösteren DOB Müdürlükleri, 2012–2013 sanat sezonunda, içinde 25
Türk eseri olan 50’ye yakın yeni eser ve 70 yeniden sahnelenecek eserden
oluşan repertuvarı ile perdelerini açıyor. DOB Genel Müdürlüğü, repertuvarına birbirinden önemli opera ve bale yapıtlarını almasının yanı sıra, müzikalleri, çocuk müzikallerini ve geniş kitlelere seslenmeyi hedefleyen ilgi çekici konserlerini sanatseverlerle
buluşturmaya devam ediyor.
Sahnelere merhaba diyen yeni Türk eserleri
Ulusal Operamızı güçlendirmek ve Türk kültürünün uluslararası alanda yer edinmesi
yolunda Türk bestecilerinin eserlerine büyük önem veren DOB Genel Müdürlüğü, repertuvarında bu yıl da Türk eserlerine yer vermeye ve ilk sahnelenişlerini gerçekleştirmeye
büyük çaba gösteriyor. Devlet Opera ve Balesi’nin 2012–2013 sezonunda repertuvarına
aldığı ve prömiyerlerini gerçekleştireceği yeni Türk eserleri; Değerli bestecilerimizden
Okan Demiriş’in Karyağdı Hatun operası ve Muammer Sun’un müzikleri eşliğinde koreografisini Uğur Seyrek’in yaptığı Sevginin Bedeli adlı bale eseri; genç bestecilerimizden
Tevfik Akbaşlı’nın müziği ve Mehmet Balkan’ın koreografisiyle dünya prömiyeri yapılacak Muhteşem Süleyman adlı sahne kantatı; yine dünya prömiyeri gerçekleşecek bestesi
Ali Hoca’ya, librettosu Şefik Kahramankaptan’a ait Lale Çılgınlığı operası; Modern Dans
Topluluğu’nun sunacağı, koreografisi Özgür Adam İnanç’a, Türk Halk Müziği eksenli
müzikleri İsmail Sezen ve Arda Erdem’e ait Arda Boyları isimli eser; ve müzikleri Turgay
Erdener’e, koreografisi ise Beyhan Murphy’ye ait Afife balesi.
Türk eserlerinin yanı sıra dünya opera ve bale literatüründe yerini almış seçkin eserlerin sahnelere taşınacağı 2012-2013 sanat sezonu ilgi çekici yapımlarla dolu. Ankara
DOB, ünlü besteci Joseph Haydn’ın konusunu, kişilerini ve genel çerçevesini Türklerden
ve Doğu kültürlerinden alan “Turquerie” akımının etkisiyle 1768’de bestelediği, zengin
Devamı sayfa 2’de
Çağdaş Türk Müziğinin mütevazi
ismi Sabahattin Kalender’i yitirdik
Cumhuriyet’in müzik alanındaki atılımlarının başarısızlığa
uğradığı iddialarını çürütmek için hikâyesi zikredilmesi gereken
isimlerin en başında orkestra şefi, eğitimci ve besteci Sabahattin Kalender gelir. 1919 yılında Kosova’da doğan, yoklukların içinden çıkarak yetişen Kalender’i, 7 Temmuz 2012’de Hollanda’nın
Den Haag şehrinde yitirdik. Ersin Antep
V
arlıklı ve çağdaş bir ailede dünyaya
gelen Kalender, subay olan babasının
Osmanlı’nın dahil olduğu cephelerden
birinde şehit olması sonucunda öksüz kalır. Ailesinden kalan yüklü mal varlığını, Anadolu’ya doğru
birlikte yola çıktığı bakıcısının ayak oyunlarıyla yitirir; insanların küçücük bir çocuğun rızkına göz dikmekten çekinmemesinden dolayı açta açıktadır…
Ardından da yetiştirme yurduna yerleştirilir, yalnızlık içinde büyür… Yurdun kısıtlı olanakları içinde ve
biraz da “yoklukla terbiye olup güçlensinler” düşüncesiyle soğuk su duşları ile büyütülen Kalender,
Talas’taki Amerikan okulunun müzik odasına gidip
Devamı sayfa 2’de
Sayfa 1’den devam
Sayfa 1’den devam
geldikçe heyecan duyar. Küçük yaşta iki kafa dengi arkadaşıyla Kayseri’den Ankara’ya
göç etme cesaretini gösterir… Yol boyunca arkadaşlarıyla birlikte çiftçilere yardım ederek edindiği küçük harçlıkların sayesinde aç kalmayarak, geceli gündüzlü yürüyüşün
ardından Başkent’e ulaşır. Ankara’da bir döşemecinin yanına çırak olarak girip rızkını
çıkarır… Kalender, onca güçlükle mücadele edip üstesinden gelmiş, sayısız tecrübe kazanmış hayatı ile adeta bir film karakteridir!
“Gözden ve gönülden ırak” tutulan bir sanatçı
Döşemecinin iş yaptığı Musiki Muallim Mektebi’ne gide gele, oradaki çalgılarla
haşır neşir ola ola dikkatleri üzerine çekmeyi başarır. Sınavı kazanarak okula kabul
edilir. Daha sonra Ankara Devlet Konservatuvarı’nı kazanır. 1939 yılında girdiği sınavı
kazanarak Paris Konservatuvarı’nda Milhaud ve Honegger’in kompozisyon, Munch ve
Fournet’in orkestra şefliği öğrencisi olur. Dönüşünde Ankara Devlet Opera ve Balesi
Orkestrası’nın şefliğine atanır. Yaşadığı gelgitli dönemlerde konservatuvardan ayrılıp
barlarda çalışır. Sonra tekrar döner, hocalık yapar. Sonunda kafası atar, yurtdışına
göçer.1
Kendinden yaşça büyük müzik adamlarıyla pek iyi anlaşamaması, müzik yaşantısına verdiği aralar ve hakkında zaman zaman iftiraya varan çılgınca iddiaların sonrasında, dağıtılan akademik unvanlardan nasiplendirilmemiş ve en önemlisi devlet sanatçılığına layık görülmemiştir. Sistemin adamı olmayan Kalender’in mesleki içe kapanıklığı,
önüne çıkabilecek fırsatları da engellemiştir. Gözden ve gönülden ırak olan, kimi kıdemli konservatuvar hocalarının “istikrarsız” bularak uzak tutmayı yeğlediği sanatçı,
üstün yeteneğini doğru biçimde destekleyecek büyüklerden mahrum kalmıştır. Zorlu
çocukluğunun izlerini taşıyan Kalender, aşırı mütevazı ve saygılı görüntüsüyle, hep
arka planda kalmıştır.
Armoni Orkestrası Şefliği Sanat Dalı’na verdiği emekler
Besteci olarak verdiği eserlerin yanı sıra bıraktığı en değerli iz; Ankara Devlet
Konservatuvarı’nda şef olarak orkestrayı çalıştığı dönemden yetiştirdiği öğrencilerine
kattığı değerli bilgilerdir. Özellikle Kompozisyon Ana Sanat Dalı’na2 bağlı Armoni Orkestrası Şefliği Sanat Dalı bünyesinde yetiştirdiği öğrencilerine katkısı büyüktür. Konservatuvarda “Askerler” olarak nitelenen, biraz da dışlanan, en önemlisi “nasıl olsa
Hakkari’de görev yapacaklar! Füg bilseler ne olur, bilmeseler ne olur!” gibi düşüncelerle
eğitimlerine önem verilmeyen öğrencilere büyük değer vermiştir.
Bu değerin şifresini çözmeye çalışalım: Konservatuvarda öğrenim gören icracı ve
besteciler, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi büyük şehirlerin yanında özellikle yurtdışında mesleklerini icra eder. Dolayısıyla Ankara’da aldıkları eğitimin, Hakkâri’ye ya da
Kırklareli’ye fayda sağlamasının olanağı yoktur. Oysa 60-70 müzisyenden oluşan askeri
armoni orkestraları ile onların sıkı takipçisi olan (çoğunluğu belediyelere bağlı) sivil
armoni orkestraları, yurdun dört bir yanına hitap etmektedirler. Onların yapacağı müziğin kalitesi ve sürekliliği, televizyon ve radyoda dinlediğinde ya da büyük şehirlere
okumaya gelindiğinde ilk aşinalık noktasını oluşturacağından, önemlidir. İşte Kalender, bu orkestraların başında olacak öğrencilerini iyi yetiştirerek, müzikal ve entelektüel birikimlerini sağlamlaştırma derdindedir. Gözden kaçan bir sorumluluğu, bölümüyle
birlikte adeta sırtlanır. Kalender’in hesaplayamadığı, ancak vesile olduğu bir diğer durum da; bu mezunların, yeni kurulmakta olan üniversiteler ile güzel sanatlar liselerinin
müzik bölümlerine hocalık yapmalarıyla eğitime değerli katkılar sağlamalarıdır. Bir öncekinin durağan ve “askerci” yönetim anlayışının dışında yetişen, gelişime açık, hatta
bizzat kendini geliştirmek için çaba sarf ederek sivil emsalleri ile entegre olan mezunlar; Sabahattin Kalender’in düşlediği başarının daha da ötesine geçmiştir.3
Doğru bir destekle Nasrettin Hoca ve doğru bir projeyle de Cem Sultan operalarını
yıllar sonra tamamlayan Kalender’in, 10-15 yaş genç olması gerekirdi. Şayet öyle olsaydı, ardında daha çok eserler bırakabilecekti. Geç fark edilen, geç hatırlanan bir besteci
olarak Kalender’in Ankara Radyosu’nda makara bantlara kaydedilen eserlerinin CD ortamında çoğaltılması gerekli. Belki TRT Ankara Radyosu, vefatının ardından çağrımızı
duyar ve arşivindeki eserleri4 yayımlayarak bizlere sunar. Ruhu şad olsun!
KAYNAK
1. Ayrıntılı bilgi için; Evin İlyasoğlu, “Rengârenk Bir Yaşam”, Cumhuriyet Gazetesi,
11.07.2012., s.14
2. Resmi adı; Bando Şefliği Ana Sanat Dalı’dır. Ancak bando kelimesi yanlış bir kullanım
olduğundan, Armoni Orkestrası Şefliği Ana Sanat Dalı olarak zikredilmelidir.
3. Doğan Çakar’ın yalnız şövalyeliği sayesinde ayakta duran bölüm, Kalender’den sonra
ciddi kan kaybetmiştir.
4. Kalender eserlerinin TRT Ankara Radyosu Diskotek yer numaraları şöyledir: “Cıncıklar
Süiti”; 1803/26467, B 445-B 495-B 1638-B 1676, B 1647, “Boncuklar Süiti”; 1801/26465 ve
A 810-a 1224-A 1356-B 450-B 787-B 1528, “Köy Oyaları”; 1797/26460 ve A 1653-B 497-B 1319.
Bkz. Antep, Ersin; “Kayıt Var: Türk Bestecileri Eser Kayıt Kaynakçası”, Ankara: Sevda Cenap
And Müzik Vakfı Yayınları, 2.baskı, 2012.
melodik içeriğe sahip
Eczacı operasını sahneleyecek; İstanbul DOB, Wolfgang Amadeus Mozart’ın tek
perdelik Opera Müdürü
adlı müzikli komedisini ve
Antonio Salieri’nin yine tek
perdelik Önce Müzik Sonra
Söz operasını aynı gece sahneleyecek. Bosnalı besteci
Asım Horozic’in ülkemizde
Öldüren Aşk adıyla sahnelenecek
Hasanaginica
operasını ve büyük beyaz
balelere hasret kalan İstanbullular için Çaykovski’nin
bestelediği unutulmaz Kuğu
Gölü balesini sahneleyecek; İzmir DOB, Vincenzo
Bellini’nin
kırsal-pastoral
konulu ünlü eseri Uyurgezer Kız operasını ve Léo
Delibes’in Sylvia balesini sahneleyecek. Ayrıca bestecimiz Çetin Işıközlü’nün Şu Çılgın Türkler operası, konser formunda sanatseverler ile buluşacak. Mersin DOB, Georges Bizet’nin, ünlü operası Carmen’i ve ilk Türk operası olarak tarihe geçen Ahmet
Adnan Saygun’un Özsoy operalarını sahneleyecek; Antalya DOB, Mehmet Ergüven’in
rejisi ile Handel’in Hercules operasının konser-opera olarak Türkiye prömiyerini yaparak bu sezonun büyük ses getirecek çalışmalarından birini gerçekleştirecek; Samsun DOB ise Türkiye’ye opera kültürünün girip gelişmesinde önemli bir rol oynamış
olan Giacomo Puccini’nin unutulmaz eseri Madama Butterfly’ı ve uzun yıllardır sahnelendiği her yerde büyük ilgi ve beğeni ile karşılanan, koreograf Merih Çimenciler’in
Harem balesini sanatseverlerle buluşturacak.
Dönüşümlü Repertuvar Sistemi
Kısıtlı kaynaklarla gerçekleştirilen ve büyük bir emeklerle ortaya çıkan yapımların
daha etkin bir biçimde kullanılması ile diğer şehirlerdeki sanatseverlerin bu eserleri
izlemesine olanak tanıyan “Dönüşümlü Repertuvar Sistemi”, geçmiş sezonlarda olduğu gibi 2012 – 2013 sanat sezonunda da uygulanmaya devam edecek. Bu yıl 17 “dönüşüm eseri” repertuvardaki yerini alıyor. Bu eserler arasında Samsun Devlet Opera ve
Balesi prodüksiyonu olarak hazırlanan Amazonlar, bu sezon tüm dekor ve kostümü
ile Ankara Devlet Opera ve Balesi sanatçıları tarafından sahnelenecek. Aynı şekilde
Ankara DOB prodüksiyonu Yusuf ile Züleyha operası, İstanbul sahnelerinde yerini
alacak. Geçen sezonda Antalya DOB’da prömiyerini gerçekleştirilen Smetana’nın
Satılmış Nişanlı operası, bu yıl Mersin DOB seyircisine merhaba diyecek.
Çocuk operaları ve baleleri 2012-2013 sezonunda yine
sahnelerde yer alıyor
Birbirinden renkli kostüm ve dekorlarıyla, canlı ve melodik müzikleriyle, ilginç
ve eğitici konularıyla çocuk operaları ve baleleri de sahnelerde yerini alıyor: Ankara
DOB, Uyuyan Güzel ve Sihirli Dünya’yı; İstanbul DOB, Bremen Mızıkacıları, Müziğe Dokunmak ve Çocuk Dünyası oyunlarını ve Fındıkkıran çocuk balesini; İzmir
DOB, Keloğlan’ın Sırrı, Sihirli Dünya, Külkedisi oyunlarını ve Pamuk Prenses ile
Balenin Büyülü Dünyası çocuk balelerini; Mersin DOB, Kuklacı ve Keloğlan’ın Sırrı
oyunlarını; Antalya DOB, Kuklacı, Uyuyan Güzel, Haydi Çocuklar Operaya oyunlarını; Samsun DOB, Bremen Mızıkacıları ve Heidi oyunlarını sahneleyecek.
Yenilenen Ankara Opera Sahnesi sanatseverlere
kapılarını açıyor
1948 yılından beri Ankaralı sanatseverlere hizmet veren Opera Binası, 2012 yazında başlanan geniş çaplı bir tadilat ile çağın teknolojisine uygun hale getiriliyor. Sahne
zemini, salon koltukları, sahne asansörü ve orkestra çukurunda yapılan çalışmalardan akustik ve sahne elemanlarının iyileştirilmesine kadar çok yönlü bir çalışma yürütülüyor. Tadilat sonunda önce orkestra çukurunun yetersizliği nedeniyle repertuvara
alınamayan bazı eserler de sahnelenme olanağı bulacak. Binanın birkaç aşamada gerçekleştirilmesi planlanan tadilat çalışmalarının sahne ve orkestra çukuruyla ilgili olan
bölümü, 2012 - 2013 Sanat Sezonunu etkilemeyecek şekilde planlandı ve uygulamaya
konuldu.
DOB Genel Müdürlüğü, hedeflediği projeleri gerçekleştirmekten gurur duyuyor.
Opera ve bale sanatlarını ulusal ve evrensel boyutuyla halkımıza yansıtabilmek düşüncesiyle çalışmalarını yürüten Genel Müdürlük, bu projelerin gerçekleştirilmesi ve
gelişimini kalıcı hale getirmekteki zorlukları, değerli sanatseverlerin ilgi ve destekleri
ile aşıyor. İlgi ve desteğin artarak devam edeceği düşüncesi, yeni hedeflerimizi belirlerken bizlere güç vermektedir.
İL İL 2012 - 2013 SANAT SEZONU REPERTUVARI
ANKARA DEVLET OPERA VE BALESİ
Opera - Müzikli Eser
Karyağdı Hatun (*)
Eczacı (*) (TP)
Rigoletto (*)
Macbeth
Don Giovanni
Tosca
Saraydan Kız Kaçırma
Ali Baba & 40
Bir Tenor Aranıyor
Evlilik Senedi
Seslerle Anadolu
Fantastik
Bale - Dans
Sevginin Bedeli (*)
Arda Boyları (*)
Amazonlar (**)
Notre Dame’ın Kamburu
V. Murad
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Töre
Gece ve Gündüz
Harem
Çocuk Oyunu
Sihirli Dünya
Uyuyan Güzel
İSTANBUL DEVLET OPERA VE BALESİ
Opera - Müzikli Eser
Bale - Dans
Çocuk Oyunu
Opera Müdürü/ Önce
Müzik Sonra Söz (*)
Öldüren Aşk (TP)
Yusuf ile Züleyha (**)
Ariadne Naxos’ta
Aşk İksiri
Midas’ın Kulakları
La Traviata
Mançalı Şövalye
Fındıkkıran (*)
Müziğe Dokunmak
Bremen Mızıkacıları
Çocuk Dünyası
Fındıkkıran
Wolfgang ve Lorenzo
Sevil Berberi
Kötülüğün Döngüsü
Şen Dul
Afife (*)
Üç Bale (*)
Ergime (*)
Kuğu Gölü (**)
Hürrem Sultan
Dünden Bugüne
Genç Werther’in Acıları
Otello
Seyahatname
Şantiye
Senfonik Minyatür
İZMİR DEVLET OPERA VE BALESİ
Opera - Müzikli Eser
Uyurgezer Kız (*)
Mançalı Şövalye (**)
Otello
IV. Murat
Agrippina
Arşın Mal Alan
Muhteşem Süleyman (*)
(Sahne Kantatı) ( DP )
Saraydan Kız Kaçırma
Çingene Baron
Bale - Dans
Sylvia (*)
Giselle (**)
Güldestan (**)
Kamelyalı Kadın
Zorba
Çakırcalı Efe
Ateş Kuşu /Fırtınalı Duygular
Ço
B
K
P
K
S
Festivallerle
gelen opera
coşkusu
İzleyiciler İstanbul AKM’nin açılacağı günü
sabırsızlıkla beklerken, yaz boyunca düzenlenen
opera-bale festivallerinde keyifli bir sezon
geçirdiler. Tufan Türenç
2008 Nisan’ıydı… İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası’nı yöneten şef Alexander Rahbari AKM’deki konserinin ikinci yarısına başlamadan önce izleyicilere şöyle demişti: “AKM gibi büyük bir sanat
merkezlerini tadilat için kapatmamak gerekir. Çünkü bu tür merkezler
kapandığı zaman bir daha açmak güçtür. Ben bunun örneklerini çok
gördüm. Tadilatlar, dünyanın her yerinde sanatsal etkinlikler kesintiye uğratılmadan yapılır. Her yaz bir bölümünü yenilerseniz AKM
kapanmaz, sanat etkinlikleri de devam eder. Benim görüşüm budur.
AKM’nin bu sezon sonunda kapanacağını duydum. Dilerim bir gün
açıldığını da duyarım.”
Rahbari’nin sözleri o zaman çok da yankı yaratmamıştı zira tadilatın bir yıl içinde bitirileceğine ve AKM’nin açılacağına genel olarak
inanılıyordu. Ben ise Rahbari gibi düşünüyor ve tadilatın uzayacağını adım gibi biliyordum. Benim gibi düşünen çoktu, nitekim öyle
de oldu. Aradan 4 yıl geçmesine rağmen AKM hâlâ kapalı. Üstelik
Kültür Bakanı Ertuğrul Günay’ın büyük gayretlerine rağmen. Sonunda Bakan Günay, zorlu mücadelelerin ardından parasal sorunları çözüp, AKM’nin yenilenmesi için ihale açtırdı ve bir firma ihaleyi
kazandı.
Küçük bir istatistik vereyim: 2008 yılında (AKM aynı yılın Haziran ayı başında kapatıldı) tüm Türkiye’de 703 opera ve bale temsili
gerçekleştirilmiş, temsilleri 305,944 kişi izlemiş. Bu izleyici sayısı,
son 10 yılın rekoru. 2009 yılında ise Türkiye’de 838 opera ve bale
temsil edilmiş, ancak temsil sayısı artmasına karşın izleyici sayısı
296,814 olmuş. Yani bir önceki yıla göre 9,000 izleyici eksilmiş. Yetkililer bunun nedenini AKM’nin kapanmasına bağlıyorlar.
Opera ve Bale Genel Müdürlüğü’nün İstanbul, Antalya ve
Bodrum’da düzenlediği festivaller ile opera ve baleyi halkla buluşturma gayretine rağmen yine de AKM’nin kapanmasının yarattığı
olumsuzluk önlenemiyor. Çünkü İstanbul’da opera ve bale temsillerine uygun sahne ve salon olmadığı için büyük opera ve bale prodüksiyonları gerçekleştirilemiyor.
Devlet, sanatı daha fazla desteklemeli
Bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen İstanbul Uluslararası Opera Festivali, İstanbullu sanatseverlerin opera özlemlerini bir nebze olsun
giderdi. Farklı mekânlarda büyük zorluklarla sahnelenen operalar,
İstanbullu sanatseverleri sevindirdi.
Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin Don Giovanni, Samsun
Devlet Opera ve Balesi’nin Saraydan Kız Kaçırma, İzmir Opera
ve Balesi’nin IV. Murat, İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin
Yıldırım Bayezid ve Antalya Devlet Opera ve Balesi’nin Aşk-ı Memnu temsilleri, sahneleme ve icra bakımından büyük emek verilmiş
temsillerdi ve İstanbullu sanatseverler bu temsiller sayesinde “ölü
sezonu” büyük bir keyifle geçirdiler. Festivalin gerçekleşmesine
katkıda bulunan Denizbank’ı kutlamak da bir sanatsever olarak zorunlu bir görev. İnanıyorum ki devlet, Türkiye’de sanatı daha fazla
desteklese, İstanbul rahatlıkla Avrupa’nın sürekli “Kültür Başkenti”
konumuna gelebilir.
Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali ile Bodrum Bale
Festivali, Türk opera ve bale sanatını uluslararası çizgiye taşıdı. Bu
festivallere turistlerin gösterdikleri ilgi de, Türk sanatseverleri de
gururlandırdı.
Türkiye’de bir elin parmakları kadar değil, yüzlerce opera, bale
ve orkestra olmalı. Kimse merak etmesin, bunları yaşatacak ve dünya standartlarına çıkaracak yetenekli sanatçı birikimimiz var. Bu
gerçekleşirse, yüzlerce opera, bale sanatçısı ve yetenekli müzisyen,
sanatını icra edememenin ıstırabından da kurtulur.
ocuk Oyunu
Balenin Büyülü Dünyası (*)
Kül Kedisi (*)
Pamuk Prenses
Keloğlan’ın Sırrı
Sihirli Dünya
DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜR VE GENEL
SANAT YÖNETMENİ RENGİM GÖKMEN’İN SANATSEVERLERE
MESAJI
Devlet Opera ve Balesi, en yoğun yaz
sezonunu yaşadı
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü (DOBGM), ara
vermeden sürdürdüğü faaliyetleriyle, yurtiçi ve yurtdışı turneleriyle, yarışmalarıyla ve uluslararası çapta festivalleriyle
yaz aylarında da seyirciyle buluşmayı sürdürdü.
Opera ve bale sanatlarının Türkiye ve dünyada yaşanan
değişimlerini takip ederek kurumun sanatsal faaliyetlerine
yansıtmak ve Türkiye’nin dört bir yanına ulaştırarak sanatseverlerle buluşturmak amacında olduklarını ifade eden DOB
Genel Müdürü ve Genel Sanat Yönetmeni Prof. Rengim Gökmen, sahne sanatlarının kültür ve sanat turizminin gelişimine
katkıda bulunması yönünde çok yönlü bir çalışma içinde olduklarının da altını çizerek, içinde birçok sanat dalını barındıran opera ve balenin genç nesillere tanıtılmasının büyük bir kültür ve sanat hizmeti olduğunu vurguladı ve şu
sözlerle devam etti:
“Devlet Opera Balesi bu yıl tarihinin en yoğun yaz aylarını yaşadı. Uluslararası Aspendos Opera ve Bale
Festivali’nin birinci döneminden sonra Uluslararası İstanbul Bale Yarışması ve Uluslararası İstanbul Opera
Festivali’ni başarı ile tamamlamış bulunmaktayız. Ağustos ve Eylül aylarında ise Uluslararası Bodrum Bale Festivali
ile Uluslararası Aspendos Opera ve Bale Festivali’nin ikinci dönemi devam etti. Kurumumuz, etkinliklerini ülkemizin
her köşesinde sergileme çabasının yanı sıra uluslararası alanda da ülkemizi başarı ile temsil etmenin haklı gururunu
yaşamaktadır.”
Aspendos Opera ve Bale Festivali
Bu sene 19.’su düzenlenen Aspendos Opera ve Bale Festivalinde, iki bölüme ayrılan temsil programıyla Antalya ve çevresinin Eylül ayı turizm potansiyelinden yararlanma hedeflendi. 14 Haziran-4 Temmuz 2012 ve 3-15
Eylül 2012 tarihleri arasında gerçekleşen ve 1994’den bu yana seyirci karşısına çıkan Festivalin kısa bir değerlendirmesini yapan Gökmen, şunları söyledi:
“Opera ve bale sanatlarının, Aspendos gibi tarihi iki bin yıl öncesine dayanan bir antik tiyatroda yapılıyor olması, Festivale ayrı bir anlam kazandırmaktadır. İzleyicilerinin % 80’ini yabancı turistlerin oluşturduğu festival, her yıl
artan seyircisi ile tarihin, müziğin ve pek çok ulustan insanın bir araya geldiği görsel bir şölen haline dönüşmüştür.”
İstanbul Bale Yarışması
3. Uluslararası İstanbul Bale Yarışması, 25–30 Haziran 2012 tarihleri arasında CRR Konser Salonu’nda gerçekleştirildi. Tüm dünyadan 67 adayın ardından yarı finalist olmaya hak kazanan 43 dansçı ile final heyecanı
yaşandı. Yarışmanın, Türkiye’de bale sanatının profesyonel ve akademik kurallar çerçevesinde sahnelendiği tek
kurumsal yapı olan DOB Genel Müdürlüğü tarafından, Türkiye’nin sanatsal kimliğinin vurgulanması ve dünya
dans sanatına yeni açılımlar kazandırması hedefiyle düzenlediğini belirten Gökmen, daha ilk yılındaki sıra dışı
başarıları nedeniyle, Uluslararası Bale Yarışmaları Federasyonu (IFBC) tarafından 17 Haziran 2009’da oybirliğiyle
üyeliğe kabul edilmesinin önemini de vurguladı.
İstanbul Opera Festivali
3. Uluslararası İstanbul Opera Festivali, Türk ve dünya operalarının en seçkin yapıtlarıyla 8–17 Temmuz 2012
tarihleri arasında “7’den 70’e Opera” dedi. Prof. Rengim Gökmen, festivali şu sözlerle dile getirdi: “İstanbul Opera
Festivali’nin ilk çıkışı; 2010 yılında İstanbul’un Avrupa Kültür Başkenti olması nedeniyle kurumumuz tarafından geliştirilen bir proje şeklinde olmuştur. Festivalin ana teması ise, İstanbul’un tarihi mekânlarında Türk-Osmanlı temalı
operalarla dünyaya seslenmek. Bu bakımdan öncelikli olarak dünya bestecilerinin Türkiye’yi ve doğu dünyasını konu
alan yapıtlarını repertuvara almaya çalıştık. Her yaştan, her kesimden seyirciye ulaşarak kentin tarihi mekânlarıyla
bütünleşen festival, geleneksel opera festivallerinin bir benzerinin İstanbul’da gerçekleştirilmesi ve bu güzel kentin
dünya sanat haritasındaki yerini kalıcı kılmak bakımından önem arz etmektedir.”
Bodrum Bale Festivali
‘Turizmi, kültür ve sanat besler” anlayışıyla 10. yılına ulaşan Uluslararası Bodrum Bale Festivali, 8–24 Ağustos
2012 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Prof. Rengim Gökmen; “Ülkemizin ve Akdeniz’in tarihi ve doğal güzellikleriyle bezeli bu seçkin şehrinde Uluslararası Bale Festivali’ni 10. kez düzenliyor olmaktan büyük mutluluk ve gurur
duyduk. Yıllar içinde, Bodrum’un ve Bodrumlu sanatseverlerin gösterdiği ilgi ile festivalimiz bugün uluslararası arenada özel bir konuma taşınmış ve herkes tarafından beklenen bir sanat etkinliği haline gelmiş durumdadır.” dedi.
Kardeş İller Projesi ve Büyük Anadolu Turnesi
Devlet Opera ve Balesi’nin, bu yoğun program içinde eş zamanlı olarak, coğrafi yakınlıklarına göre seçilen
pilot illerde düzenli temsiller yapma hedefiyle başlattığı “Kardeş İller Projesi”, yoğun bir doluluk oranıyla gerçekleşti. Ankara DOB’un Sivas ve Kayseri’deki, İstanbul DOB’un, Bursa’daki, İzmir DOB’un Denizli’deki, Antalya
DOB’un Konya’daki, Mersin DOB’un Gaziantep ve Adana’daki, Samsun DOB’un, Trabzon ve Ordu’daki opera,
bale, modern dans ve çocuk müzikallerinden oluşan başarılı temsilleriyle sona eren projeyi “Büyük Anadolu Turnesi” adıyla daha kapsamlı bir proje takip etti. Projede Anadolu tınılarıyla bezenmiş Türk eserlerinden seçmelerin
olanaklar çerçevesinde tüm yurda yayılması amaçlandı. Örnek vermek gerekirse; Samsun Devlet Opera Balesi’nin
22 Mayıs 2012’de Sinop, Gerze’de başlatıp, Havza, Çorum, Samsun, Ordu, Giresun, Rize, Artvin, Batman, Kars,
Iğdır ve Ağrı illerini kapsayarak 22 Haziran 2012’de Van’da sona eren temsilleri, seyirciden gördüğü yoğun ilgi ile
bu projenin gelecek yıllarda daha da genişleyeceğini müjdeliyor.
(TP) Türkiye Prömiyeri - (DP) Dünya Prömiyeri - (*) Yeni - (**) Dönüşüm Eseri
MERSİN DEVLET OPERA VE BALESİ
Opera - Müzikli Eser
Carmen (*)
Özsoy (*)
Satılmış Nişanlı (**)
Seslerle Anadolu (**)
Madam Butterfly (**)
Aşk-ı Memnu
Cosi Fan Tutte
Don Pasquale
Opera Zamanı
Bale - Dans
Mevlana’nın Çağrısı (*)
Hürrem Sultan
Çalıkuşu
Zorba
Korsan
Çocuk Oyunu
Kuklacı
Keloğlan’ın Sırrı
ANTALYA DEVLET OPERA VE BALESİ
Opera - Müzikli Eser
La Traviata (*)
Lale Çılgınlığı (*) ( DP)
Macbeth (**)
Satılmış Nişanlı
Figaro’nun Düğünü
Lucia di Lammermoor
Medea
Tosca
Hercules (*) (Konsertant
Opera) TP
Türküyem
Batı Yakası Hikayesi
Bale - Dans
Don Kişot (**)
Notre Dame’ın Kamburu
Salome
Güldestan
Bir Yaz Gecesi Rüyası
Mevlana’nın Çağrısı
Çocuk Oyunu
Uyuyan Güzel (**)
Pamuk Prenses
Kuklacı
Haydi Çocuklar Operaya
SAMSUN DEVLET OPERA VE BALESİ
Opera - Müzikli Eser
Madam Butterfly (**)
Şen Dul (**)
IV. Murat (**)
La Boheme
Bir Tenor Aranıyor
Opera Zamanı
Çardaş Prensesi
Seslerle Anadolu
Bale - Dans
Harem (**)
3 Silahşörler (**)
1001 Gece Masalları
Zorba
Don Kişot
Amazonlar
Çocuk Oyunu
Heidi
Bremen Mızıkacıları
Devlet Opera Balesi Müdür ve Sanat Yönetmenlerinden 2012 - 2013 Sezonu Mesajları
Aykut Çınar, ADOB Müdür ve Sanat
Yönetmeni
Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB) olarak bu sezonun açılışını ATO Congresium’da 28 Eylül’de Prof. Rengim
Gökmen’in yönetiminde düzenleyeceğimiz büyük bir gala
konseri ve sanat gecesi ile yapmayı planlıyoruz.
Sezon içerisinde ADOB sahnelerinde Don Giovanni, Saraydan Kız Kaçırma, Macbeth, Tosca, V. Murad, Notre
Dame’ın Kamburu ve Harem gibi geçtiğimiz sezonlardan
gelen eserlerin yanında Rigoletto, Eczacı, Karyağdı
Hatun, Sevginin Bedeli, Amazonlar gibi eserler de
prömiyer yapacak.
Bu yıl Modern Dans Topluluğu (MDT) 20. yılını kutlamaktadır. Bu yıl da modern dans, 20. yıl şerefine yapılacak
olan ‘Yirminci Yıl’ temsili dışında iki yeni prömiyeri ile seyircimizle kucaklaşacak. Ayrıca ADOB, pilot illeri olan Sivas
ve Kayseri başta olmak üzere diğer illere de turneler düzenlemeye devam edecektir. Ankara’da ise bulabileceğimiz her
yerde halkımızla birlikte olabilmeye çalışacağız.
Bu sezonun da sanat adına güzel geçmesini diliyor, opera
ve bale sanatının ülkemizin toplumsal yaşamındaki yerinin
artmasını temenni ediyorum.
Suat Arıkan, İDOB Müdür ve Sanat
Yönetmeni
İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) 2012-2013 sanat
sezonunda da, daha önceki yıllarda olduğu gibi başarılı ve
sanat dolu bir programla değerli sanatseverlerle buluşacak.
2013 yılının büyük opera bestecisi Verdi’nin 200. doğum yılı
olması sebebiyle tüm opera evlerinde kutlanacak olan Verdi müziği, 29 Eylül’de Aya İrini’de düzenlenecek olan açılış
konserinin temasını oluşturacak.
İDOB bu sezonu, prömiyeri geçtiğimiz sezon prömiyeri
yapılmış olan Aşk İksiri operası ile açacak. Sezonun ilk prömiyeri ise Yusuf ile Züleyha operası olacak. Bale sanatçılarımızın bu sezondaki ilk prömiyeri modern bir bale eseri,
Afife; Modern Dans Topluluğu İstanbul Projesi’nin (MDTist)
bu sezon prömiyer yapacak eseri ise Ergime olacak. Sezonun son prömiyeri Asım Horoziç’in ülkemizde Öldüren Aşk
adıyla sahnelenecek Hasanaginica operası ile yapılacak.
İDOB bu sezonda da düzenleyeceği turneler yoluyla Balıkesir, Bartın, Eskişehir, Tekirdağ, Bursa, Kocaeli, Kırklareli,
Edirne gibi şehirlerimizde yaşayan sanatseverlerimizle
buluşacak.
Dünyanın içinde bulunduğu tüm olumsuzlukları aydınlı-
ğa çıkaracak, her şeyin çözümü olarak ayakta duran ve bize
yol gösterecek olan sanatı, tek çözüm olarak görüyor ve herkesi sanat eserlerini izlemeye davet ediyoruz.
Aytül Büyüksaraç, İZDOB Müdür ve
Sanat Yönetmeni
Bu yıl, İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin (İZDOB)
kuruluşunun 30. yılını kutluyoruz. Sezonu, İZDOB’un 30
yılından öne çıkan eserlerden seçkilerin yer alacağı ‘30. Yıla
Başlarken’ adını verdiğimiz iki konserle açacağız. Bale sanatçılarımız ise, 19 - 21 Eylül tarihleri arasında Sarajevo’ya
Otello balesiyle bir turne gerçekleştirerek sezonu açacaklar.
İZDOB’un 30. yılı kutlamaları kapsamında, 15 Aralık
2012 tarihinde genç ve yetenekli bestecilerimizden Tevfik
Akbaşlı’nın Muhteşem Süleyman sahne kantatının dünya
prömiyerini yapacağız. Ayrıca sezon içinde Uyurgezer Kız,
Şu Çılgın Türkler (konser versiyonu), Giselle, Mançalı
Şövalye, Sylvia ve Güldestan adlı eserlerin de prömiyeri
gerçekleşecek.
Minik sanatseverleri de unutmayan İZDOB, bu yıl
Külkedisi ve Balenin Büyülü Dünyası adlı iki yeni eseri
repertuvarına alacak. Bu sezon İzmir dışında ağırlıklı olarak
Denizli, Muğla, Eskişehir ve Aydın illerine turneler gerçekleştirilecek.
Tüm sanatçılara ve sanatseverlere iyi bir sezon dilerken,
İZDOB’un nice 30’lu yıllara büyük başarılarla ve bol alkışla
girmesini temenni ediyorum.
Erdoğan Şanal, MDOB Müdür ve Sanat
Yönetmeni
Mersin Devlet Opera ve Balesi (MDOB) olarak 2012 - 2013
sanat sezonuna, özenle seçilmiş, seyircilerimizin büyük keyifle seyredeceği bir programla, heyecan içinde başlıyoruz.
2012 - 2013 sezonunu, Prof. Rengim Gökmen’in şefliğinde Carmina Burana ile açacağız. Sezonun ilk prömiyerini
ise Özsoy operasıyla yapacağız. Ayrıca sezon içerisinde Satılmış Nişanlı, Seslerle Anadolu, Carmen, Mevlana’nın
Çağrısı ve Madam Butterfly eserlerinin de prömiyerini gerçekleştireceğiz.
Prömiyerlerimizin dışında Aşk-ı Memnu, Cosi Fan Tutte, Don Pasquale, Hürrem Sultan, Çalıkuşu, Zorba ve
Korsan isimli eserler bu sezon da sanatseverlerimizi bekliyor
olacak. Yeni programımızda çocuklar için de Keloğlan’ın
Sırrı ve Kuklacı adlı müzikli çocuk oyunlarının yanı sıra
‘Opera Zamanı’ adlı eser yer alacak.
Gaziantep ve Adana’ya her ay gerçekleştireceğimiz turnelerin yanı sıra, bu sezon Mayıs ve Haziran aylarında Osmaniye, Kilis, Kahramanmaraş, Adıyaman, Şanlıurfa, Malatya,
Elazığ, Diyarbakır, Batman ve Mardin illerine de turneler
gerçekleştireceğiz.
Nilay Genç Çebi, ANTDOB Müdür ve
Sanat Yönetmeni
Antalya Devlet Opera ve Balesi (ANTDOB) 2012 - 2013 sanat sezonunda perdelerini 1 Ekim’de gerçekleştirilecek olan
Carmina Burana konseri ile açacak. Yeni sanat sezonunda
opera ve bale temsilleri, konserler, turneler, çocuk oyunları
ve sosyal sorumluluk projeleri ile yine seyircimizin karşısında olacağız. Antalya prömiyerlerimizin dışında bir Türkiye,
iki de dünya prömiyeri gerçekleştireceğiz.
Ayrıca geçtiğimiz sezonlardan bu yana, çocuklara yönelik olarak, geleceğin opera seyircisini yetiştirmeyi hedefleyerek başlattığımız projelere bu sezon da devam edeceğiz.
Bugüne kadar bizi yalnız bırakmayan izleyicilerimize,
tüm sanatçılarımıza ve çalışanlarımıza teşekkür ediyor ve hepimiz için iyi bir sanat sezonu diliyorum.
Volkan Kıran, SAMDOB Müdür ve Sanat
Yönetmeni
Samsun Devlet Opera ve Balesi (SAMDOB) olarak 2012 2013 sanat sezonunu 1 Ekim Pazartesi günü Madama
Butterfly operası ile açacağız.
2012 - 2013 sanat sezonunda sahnelemeye hazırlandığımız Üç Silahşörler balesi, Şen Dul opereti ve IV. Murat
operası, Samsunlu sanatseverlerin ilk kez izleyeceği eserler
olacak. La Bohème, Zorba, İstanbulname, Çardaş Prensesi, Don Kişot, Seslerle Anadolu, 1001 Gece Masalları
ve Amazonlar isimli eserlerimiz ise Samsun seyircisi ile bu
sezon da buluşmaya devam edecek.
Pilot illerimiz olan Trabzon ve Ordu’da her ay gerçekleştirdiğimiz temsillerimize yeni sezonumuzda da devam
edeceğiz. Ayrıca iki yıldır düzenlediğimiz Büyük Anadolu
Turnesi’ne Mayıs ayında yeniden çıkarak farklı kentlerde
yeni seyircilerle buluşmayı hedefliyoruz. Bremen Mızıkacıları adlı eserimiz minik sanatseverlerle bu sezon da buluşmayı sürdürecekken, Heidi isimli eserimiz çocuklarımız için
bu sezonda ilk kez perdelerini açacak.
Değerli seyircilerimize, bizlerle birlikte güzel bir sanat sezonu geçirmeleri temennisiyle, iyi seyirler diliyorum.
ADOB’un yeni müdürü Aykut Çınar
Eski müdür Erdoğan Davran’ın görevi bırakması ile Ankara Devlet Opera ve Balesi (ADOB) Müdürlüğü
ve Sanat Yönetmenliği’ne, Devlet Opera ve Balesi (DOB) Genel Müdürü Prof. Rengim Gökmen tarafından
ADOB solist opera sanatçısı Aykut Çınar atandı ve ilk kez bir solist opera sanatçısı ADOB müdürlüğü
görevine getirildi. Onur Aydın
Y
eni göreviyle ilgili gazetemize konuşan Çınar, bu
göreve getirilmeyi beklemediğini, teklif edildiğinde çok şaşırdığını ama bunun reddedilemeyecek
kadar onurlu ve bir o kadar da sorumluluk gerektiren bir
teklif olduğunu düşünerek kabul ettiğini açıkladı. 1 Ağustos
2012’den bu yana görevinin başında olan Çınar, “Solist sanatçı olarak oldukça genç bir yaştayım. Dolayısıyla idareciliğin yanında mutlaka şarkıcılık kariyerimi de devam ettirmek
istiyorum. Ama eskisi kadar aktif olamayacağımı da biliyorum.
Bir önceki sezonda beş ayrı yapımda birçok temsilde görev aldım. Bu tempoyu sürdürmem çok zor. Bunun yanında tüm
Türkiye’nin tanıdığı ‘Üç Tenor’ isimli bir grubumuz var. Diğer
arkadaşlarımın bana göstereceği anlayışa güvenerek, bu grup-
la birlikte yaptığımız konserlerin devamını getirmek için de ayrıca çalışacağım” dedi.
ADOB’un geleneği ve çizgisi
devam edecek
ADOB’un 62 yıllık bir geleneği ve yüksek bir sanat çizgisi olduğunu, kendi müdürlüğü döneminde de bu geleneğin
aynen devam edeceğini açıklayan Çınar, öncelikli hedefinin
opera ve bale sanatlarını Ankara’nın her yerine taşıyabilmek
olduğunu söyledi ve halkla teması mümkün olduğu kadar çoğaltmaya çalışacaklarını da ekledi.
İki dönemdir Opera Solistleri Derneği’nin (OPSOD)
Yönetim Kurulu Başkanlığı görevini yürüten ve ADOB
Müdürlüğü’ne atandıktan sonra bu görevden ayrıldığını ifade eden Çınar, şöyle devam etti: “Sanat camiasının bu tür
örgütlü düşünsel hareketlere çok ihtiyacı olduğunu düşünüyorum. OPSOD benim dönemimde ve daha önceki dönemlerde
Türk opera hayatına çok önemli düşünsel katkılar sağlamıştır.
İlk kez bir ‘Opera Çalıştayı’ düzenlenmiş ve bu çalıştaya katılanların düşünceleri kitap haline getirmiştir. Bu çok önemli bir
gelişmedir. Artık dernekte resmi bir görevim olmasa da sivil
topluma ve örgütlü yaşama olan inancım her zaman devam
edecek.”
KAYBETTİKLERİMİZ
Mehmet Şengenç ANTDOB Koro Sanatçısı (1951-2012), Mehmet Dirisu İDOB Emekli Koro Sanatçısı (1945-2012), Fahri Önoğlu İZDOB Solist Sanatçı (Tenor ) (1969-2012)
ÖDÜLLÜ BULMACA
Aşağıdaki 3 soruya doğru yanıt gönderen 3 okuyucumuza Kültür ve
Turizm Bakanlığı, Devlet Opera ve Genel Müdürlüğü’nün yeni kitabı
‘Türkiye’de Opera ve Bale’ armağan edilecektir. Okurlarımızın yanıtlarını
içeren e-postalarında açık posta adreslerini de bildirmeleri rica olunur.
7 Temmuz 2012’de Hollanda’nın Den Haag şehrinde yitirdiğimiz
orkestra şefi, eğitimci ve besteci Sabahattin Kalender, 1939 yılında girdiği sınavı kazanarak hangi konservatuvarda, kimlerin
öğrencisi olmuştu?
İzmir Devlet Opera ve Balesi’nin 30. kuruluş yıldönümü kutlamaları kapsamında dünya prömiyerini yapacağı eserin ismini ve
bestecisini hatırlayabiliyor musunuz?
Opera Bale Gazetesi
DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ’NÜN YAYIN ORGANIDIR. İKİ AYDA BİR YAYIMLANIR.
ÜCRETSİZDİR. DEVLET OPERA VE BALESİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ ADINA SAHİBİ: PROF. RENGİM GÖKMEN I
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: Ö. SERHAN BALİ I HABER MÜDÜRÜ: GÜLÜMDEN ALEV KARAMAN I YAYIN
KURULU: GÜLÜMDEN ALEV KARAMAN, BAŞAK ATALAY, SERHAN BALİ I YAYINA HAZIRLAYAN: ‘‘TÜRKİYE’NİN
KLASİK MÜZİK DERGİSİ’’ ANDANTE I AKÇAAĞAÇ SOK. GÖRHAN APT. NO:1/1 ACIBADEM-ÜSKÜDAR İSTANBUL
I TEL: 0216 325 27 13 I www.andante.com.tr I [email protected] I TASARIM-UYGULAMA: FARUK ÖZCAN
I RENK AYRIMI-BASKI: ŞAN OFSET 0212 289 24 24
Bu yıl, Ankara Devlet Opera ve Balesi’ne bağlı bulunan hangi
topluluk 20. yılını kutlamaktadır?
Geçen sayının doğru yanıtları:
1– Dede Korkut Destanı 2– Leopold Stokowski 3- Jose Cura. Doğru yanıt gönderen 3 kişi İstanbul Devlet Opera ve Balesi’nin açılış temsili olan ‘Don Giovanni’
operasına çift kişilik davetiyeyi armağan olarak kazandılar.
Yanıtlarınızı:
Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü
Hanımeli Sok. No:11 06430 Sıhhiye-Ankara posta adresine veya
[email protected] elektronik posta adresine gönderiniz.

Benzer belgeler

İstanbul - Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü

İstanbul - Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü yolunda Türk bestecilerinin eserlerine büyük önem veren DOB Genel Müdürlüğü, repertuvarında bu yıl da Türk eserlerine yer vermeye ve ilk sahnelenişlerini gerçekleştirmeye büyük çaba gösteriyor. Dev...

Detaylı

8 Temmuz 2013 - Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü

8 Temmuz 2013 - Devlet Opera ve Balesi Genel Müdürlüğü yolunda Türk bestecilerinin eserlerine büyük önem veren DOB Genel Müdürlüğü, repertuvarında bu yıl da Türk eserlerine yer vermeye ve ilk sahnelenişlerini gerçekleştirmeye büyük çaba gösteriyor. Dev...

Detaylı