güçlenen kobi`ler
Transkript
güçlenen kobi`ler
www.itadvisor.com.tr TEMMUZ 2013 SAYI 44 www.itadvisor.com.tr TEMMUZ 2013 SAYI 44 GELECEĞİMİZE YÖN VERECEK CİHA ZLAR SUNUCULAR IT ADVISOR YENİ NESİL AĞ TEKNOLOJİLERİYLE GÜÇLENEN KOBİ’LER Ali Dinçer TPlink, Ülke Müdür Yardımcısı ORGANİZE SİBER SUÇLARLA MÜCADELE KÜÇÜK İŞLETMELERİN BULUT BİLİŞİM MACERASI TELEFONDA 30 BOĞAZ KÖPRÜSÜ PARASI HARCADIK 02 mayıs’11 Fiyat sıkıştırması, Yıkıcı fiyatlandırma vs… Danıştay, TELKODER’in 2012 yılında açtığı bir dava sonucunda fiyata dayalı rekabet ihlallerinin önlenmesinde Rekabet Kurumu’nun da görevli olduğuna karar verdi “Yıkıcı fiyatlandırma” ve “fiyat sıkıştırma” yapıldığına dair… Ocak 2013’de başlatılan birinci soruşturmanın konusu, 2008 yılında Uzak Mesafe Telefon Hizmetleri (STH – Sabit Telefon Hizmetleri) işletmecilerinin Türk Telekom’dan almak zorunda oldukları Arabağlantı, kiralık hat gibi toptan hizmetlerin bedellerinin yüksek, buna karşılık kendi perakende tarifelerinin düşük olarak belirlendiği, bu durumda UMTH İlkay Zaman Yayın Koordinatörü [email protected] (STH) işletmecilerinin iş yapamaz hale geldiği, bu uygulamanın “Fiyat Sıkıştırması” olarak adlandırılan rekabet ihlaline yol açtığıdır. Türk Telekom hakkında RK tarafından geçen hafta açılan ikinci soruşturmanın konusu ise, Türk Telekom’un 2012 sonundan itibaren TTKart adlı arama kartını maliyetinin altında piyasaya sürmesi ve bu yolla aynı piyasada bulunan işletmecilerin kart satışı yapamamalarına neden olacak “Yıkıcı fiyatlandırma” uygulaması, aynı zamanda arabağlantı ve kiralık hat gibi toptan ücretlerini yüksek, perakende fiyatlarını ise maliyetinin altında tutarak “Fiyat sıkıştırması” uygulayarak rekabet ihlali yapmasıdır. Kısacası Türk Telekom, yıkıcı fiyat politikaları ile diğer operatörlere sağladığı hizmetlerden dakika başına yüksek kâr elde ederken, fiyat sıkıştırma yöntemiyle hizmetlerini etiket fiyatlarının altında satarak, diğer operatörlerin kâr elde etmesini engellemiştir. Tüm bunlar Türk Telekom’un pazardaki hakim konumunu kötüye kullandığını göstermektedir. Soruşturmalar, Türkiye’de serbestleşme açısından önemli bir adım Telkoder olarak şu noktaya özellikle vurgu yapmak isteriz; Dernek olarak amacımız, hakim durumdaki operatörlere yaptırım uygulanmasını sağlamak değil, tüzüğümüzde de yer aldığı gibi “Türkiye’de telekomünikasyon hizmetleri sektöründe tam rekabet ve liberal bir anlayışın hakim kılınmasına doğrudan katkıda bulunmak” yönündedir. TELKODER’in şikayetlerini ciddi bulan RK soruşturma açma kararı vermiştir. TELKODER, soruşturma sonucunda serbestleşme konusunda Türkiye'nin önünü açacak kararlar verilmesi beklentisindedir. EDİTÖRDEN T ELKODER’den gelen bir basın duyurusu bu ay’a damgasını vurdu. Sunulan bilgi metnine dokunmadan sizlerle paylaşmak istedim. İşte o metin… Rekabet Kurumu (RK), şimdiye kadar Bilgi ve İletişim Teknolojileri Kurumu (BTK) tarafından tarifesi onaylanan konularda karar almama, görevli olmama yaklaşımını benimsiyordu. TELKODER’in 2008 yılında Türk Telekom’un toptan ve perakende tarifeleri yoluyla “fiyat sıkıştırması” uyguladığı gerekçesiyle RK’ya yaptığı şikayet hakkında Rekabet Kurumu bu konularda karar almama uygulamasını sürdürdü. Fakat TELKODER’in açtığı dava sonucunda Danıştay’ın aldığı karar, bu konudaki süreçlerin geleceği açısından oldukça önemli bir dönüm noktası oldu. Bu kararın ardından Rekabet Kurumu, TELKODER’i davet ederek şikayet konusundaki bilgi, belge ve açıklamalarımızı talep etti ve ardından da en önemli yaptırım aracı olan soruşturma sürecini Ocak 2013 tarihinde başlattı. Bu soruşturma kararının ardından bu kez de Türk Telekom’un TTKart isimli arama kartının fiyatını maliyetlerinin altına düşürerek rekabet ihlali yaptığı gerekçesi ile TELKODER tarafından yapılan şikayet, Rekabet Kurumu tarafından kabul edildi ve geçen hafta bu konuda da Türk Telekom hakkında soruşturma başlatıldı. temmuz’13 / SAYI 44 İ.Z. Halkla İlişkiler Danışmanlık ve İletişim Adına Sahibi İlkay Zaman Yayın Koordinatörü İlkay Zaman [email protected] Genel Yayın Yönetmeni 34 50 Kapak Konusu Özel Dosya Ecevit Bıktım [email protected] Genel Yayın Yön. Yrd. Ali Yavuz Şahin [email protected] Editörler Ömer Balk [email protected] Hasan Uğur Nayır [email protected] Ahmet Gözütok [email protected] 44 36 46 Avşar Özgen [email protected] Görsel Yönetmen Orçun Peköz [email protected] Reklam Müdürü Çiğdem Ergönül [email protected] Fotoğraf 48 36 06. 26. 34. 44. 46. 48. 50. 56. 60. 56 Haberler HP Discover 2013 Yeni Nesil Ağ Teknolojileriyle Güçlenen KOBİ’ler Organize Siber Suçlarla Mücadele Küçük İşletmelerin Bulut Bilişim Macerası Telefonda Konuşurken 30 Boğaz Köprüsü Parası Harcadık Geleceğimize Yön Verecek Cihazlar Sunucular Elektronik Parayla İlgili Yeni Düzenleme Meclis’ten Geçti 60. IT Advisor Test Merkezi Adem Başaran [email protected] Yönetim Adresi Değirmen Sok. Şaşmaz Sitesi A Blok Cemal Bey İş Merkezi No.: 11 Kat: 1 Daire: 4-6 Kozyatağı / Kadıköy- İstanbul Tel: 0216 478 31 18 PBX 0216 478 31 86 Faks: 0216 478 45 02 [email protected] Abone Hizmetleri [email protected] Dağıtım Detay Dağıtım Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Cüneyt Tepe [email protected] Baskı ve Cilt ÖZGÜN OFSET Aytekin Sokak 21 4.Levent/İSTANBUL T: 0212 280 00 09 F: 02122647433 e-Posta: [email protected] 04 temmuz’13 kalitesi artık Tekpan Güvencesinde Stulz Pano Klimaları ve Heat Exchangerlar, geniş ürün portföyü, 2 yıl garanti süresi ve Tekpan servis hizmetiyle Network uygulamalarında ısı problemlerinize en hızlı çözümü sunuyor.” HABER Kamu’nun 2023 Bilişim Çözümleri Tanıtıldı Ö zel sektör ve kamu için hayata geçirdiği uçtan uca yenilikçi bilişim çözümleriyle 10 yılı aşkın süredir Türkiye’nin öncü sistem entegratörleri arasında yer alan AKFA Bilişim, bu yıl 15’ncisi gerçekleştirilen KAMU-BİB’de Türkiye’nin kamudaki 2023 vizyonuna taşıyacak bilişim çözümlerini tanıttı. Sanallaştırmadan sistem güvenliğine, felaket kurtarma merkezinden e-hizmet yazılım ve donanım çözümlerinin katılımcılarla paylaşıldığı etkinlikte günümüz dünyasında tüm süreçlerin verimlilik ve üretkenliği artırma üzerine kurgulandığına dikkat çeken AKFA Bilişim Genel Müdürü Erkan Oğur, “Büyüyen Türkiye’nin kamu tarafındaki ortaya koyduğu vizyon ve sonuç odaklı yaklaşımı ile sürdürülebilir bir iş planı çerçevesinde başarılı projelerle vatandaşlarımız daha kaliteli hizmet alabilecek. İçinde bulunduğumuz iletişim çağında özel sektörde olduğu kadar kamuda da verimlilik ve üretkenliğin artırılabilmesi için bilgiye her zaman, her yerden ve herhangi bir cihazla erişilme ihtiyacı artıyor. Öte yandan tüm birimler iş süreçlerini entegre bir şekilde yürüterek, enerjilerini doğru harcayıp, maksimum verim elde etmeyi hedefliyor. Bunun yöntemi de ihtiyaca yönelik geliştirilen, verimlilik esası baz alınarak tüm sistemlerin bütünleşik çalışmasını sağlayacak doğru sistem entegrasyonundan geçiyor” açıklamasını yaptı. Düzce Silikon Vadisi’ne Dönüşüyor! A tos, Türkiye’de de bilişim teknolojilerinin geleceğini şekillendirme hedefini sürdürüyor. Bu hedef doğrultusunda 2010 yılında Düzce’de Operasyon Merkezi’ni faaliyete sokan şirket, şimdi de Atos Düzce Teknokent Yazılım ve Test Hizmetleri Merkezi’nin açılışını gerçekleştirdi. ODTÜ ve İTÜ Teknokent lokasyonlarının ardından üçüncü yazılım merkezi yatırımı için Düzce Üniversitesi Teknopark’ı seçen Atos, ilk aşamada 150 yazılım uzmanına istihdam sağlayacak. Düzce yatırımlarıyla ilgili konuşan Atos Türkiye Yönetim Kurulu Başkanı ve CEO’su Orhan Akbulut ise 2010’da açılışı gerçekleşen Düzce Operasyon Merkezi’nin bugün 1000’i aşkın gence istihdam sağladığını belirtti. “Düzce bizi hiç mahcup etmedi” diye konuşan Akbulut, Düzce’nin çağrı merkezi operasyonları alanında yıldızlaşan bir bölgeye dönüştüğünün altını çizdi. Orhan Akbulut sözlerini şöyle sürdürdü: “2023’te ülkemizin hedefi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girmek. Atos Türkiye olarak bizim hedefimiz ise Atos dünyasında Türkiye’yi bilişim teknolojilerinde bir üs olarak konumlandırmak. Bu vizyon doğrultusunda yazılım ve Ar-Ge’ye yatırım yapmaya devam ediyoruz. Bugün açılışını gerçekleştirdiğimiz Atos Yazılım ve Test Hizmetleri Merkezi, ilk aşamada 150 kişiye istihdam sağlayacak. Şimdiden 40 kişilik kapasiteye ulaştık. Bu rakamın çok artacağına inanıyoruz. Bu merkezden, finans ve telekom başta olmak üzere birçok farklı sektöre, kritik uygulamalar için katma değeri yüksek hizmet sunulacak. Lisanslı İki Kat Fazla Ekonomik Yarar Sağlıyor B SA’nın yeni araştırması, lisanslı yazılımların kurumlardaki riskleri azaltarak işletme performansını artırdığını ve sağladığı katma değerle ekonomiyi güçlendirdiğini ortaya koydu. BSA The Software Alliance ve işletme alanında dünyanın önde gelen yüksek öğrenim kurumlarından INSEAD tarafından yapılan son araştırmada, lisanslı yazılımların Türkiye ekonomisine büyük katkıda bulunduğu tespit edildi. Lisanslı yazılımlar korsan yazılımlarla karşılaştırıldığında Gayrisafi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYİH) iki kat daha fazla katkı yapıyor. Lisanslı yazılımlarda yüzde 1’lik artış GSYİH’ye 464 milyon dolarlık katkı sağlıyor. Korsan yazılımlar için aynı düzeydeki artışın ekonomiye getirisi ise yarı yarıya azalarak 232 milyon dolarla sınırlı kalıyor. Bu da 6 temmuz’13 lisanslı yazılımların korsan yazılımlara göre Türkiye’de 232 milyon dolar daha fazla katma değer ürettiği anlamına geliyor. Rekabet Avantajı: Lisanslı Yazılımların Ekonomik Etkisi Araştırması için 95 ülkeden elde edilen veriler, lisanslı yazılımların yurtiçi ekonomisine önemli katkılarının bulunduğunu gösterdi. Araştırma sonuçları lisanslı yazılım kullanımındaki artışın GSYİH’ye net kazançlar sağladığını da ortaya koydu. Lisanslı yazılımlar korsan yazılımlarla karşılaştırıldığında ekonomiyi büyük oranda canlandırıyor ve teşvik ediyor. Araştırmada lisanslı yazılıma yapılan 1 dolarlık yatırımın 144 dolarlık getiri sağladığı ortaya çıktı. Korsan yazılım kullanımında yatırım getirisi 44 dolarla sınırlı. HABER temmuz’13 mart’13 077 HABER Canon’un Teknik Servis Operasyonu Teknoser’de G lobal üretici firmaların yaygın servis operasyonlarını, bayi ağlarını tek bir çatı altında yönetmek üzere saha servis hizmetleri sağlayan Teknoser, Lexmark ve Xerox ile bu kapsamda olan işbirliğine bir yenisini daha ekledi. Yapılan anlaşma ile Canon’un satış sonrası saha servis ve çağrı merkezi hizmetleri Teknoser tarafından sağlanmaya başladı. Canon marka ofis cihazlarının saha servis operasyonları, 65 hizmet ofisi ve 600’ün üzerindeki saha teknisyeniyle Türkiye’nin en yaygın servis sağlayıcısı olan Teknoser tarafından yürütülüyor. Kurulum, bakım ve onarım hizmetleri tek bir noktadan takip ediliyor. Sunulan hizmet, başta İstanbul, Ankara, İzmir ve Adana bölgeleri olmak üzere tüm Türkiye’yi kapsıyor. Anlaşma, Canon müşterilerinin teknik problemlerinin çözülmesi için Teknoser tarafından sağlanan çağrı merkezi ve klasik yardım masası hizmetlerinin dışında, her türlü teknik ürün bilgisini sağlama hizmetlerini de kapsayan satış öncesi danışmanlık hizmetlerini de içeriyor. Başta yazıcı, faks ve tarayıcalar olmak üzere Canon OPP (Office Personal Products) grubu ürünler dışında DR serisi hızlı doküman tarayıcılara da servis hizmeti veriliyor. Canon ve Teknoser tarafından oluşturulan yapılandırma sonucu Canon müşterileri, anlaşmalı kargo firmasını kendi lokasyonlarına telefon ile çağırarak ücretsiz olarak ürünlerini Teknoser’e gönderebiliyorlar ve yine kargo ile problemi giderilmiş ürün müşteri adresine teslim ediliyor. Kapıdan kapıya verilen bu servis hizmeti ile Canon müşterilerinin Türkiye’de standartlar üzerinde bir ilk olacak şekilde hizmet almaları sağlanıyor. CordisNetwork, Ürünlerine Kredi Kartını Ekledi O deabank ve CordisNetwork arasında yeni gerçekleştirilen anlaşmaya göre CordisNetwork, bankacılık kartlı ödeme sistemleri operasyonunda Odeabank’a hizmet sağlayıcı kuruluş olarak destek verecek. CordisNetwork, yakın dönemde Cardtek Group’un ödeme sistemlerinin tamamını destekleyen ürün ve çözümlerini operasyonel dış kaynak kullanımı yöntemiyle diğer banka ve şirketlere de sunmaya hazırlanıyor. Projeyle birlikte CordisNetwork’ün deneyimli ve konusunda uzman personelinin tüm bilgi birikimini Odeabank müşterilerinin hizmetine sunulacağını belirten CardtekGroup Satıştan Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Akgün, Odeabank’a ana bankacılık paketi ve diğer alt modülleri ile entegrasyon sağladıklarını söyledi. Akgün sözlerini şöyle sürdürdü: “CordisNetwork olarak ürün ve çözümlerimizi operasyonel dış kaynak kullanımı yöntemiyle banka ve şirketlere sunacağız. Böylece hizmet alan kurumlar operasyon giderlerini en düşük maliyet ve en yüksek kalitede elde ederken pazarlama karmasının 4P’si olan ürün, promosyon, fiyat ve lokasyona yoğunlaşabilme ve rekabette daha avantajlı bir konuma gelebilme şansına sahip olabilecekler. Odeabank müşterileri de bu avantajdan öncelikle faydalanmış olacaklar. Tüm bunlara ek olarak Cardtek Group ürün ailesinin bankacılık yazılımları, CordisNetwork’ün parametrik ve modüler altyapısı ile sadece ihtiyaç duyulan ya da hedeflenen ürünlere ilişkin hizmet alınabilmesine olanak sağlayacak.” Dassault Systèmes SIMPOE’yi Satın Aldı D assault Systèmes, şirket satın alımlarına devam ediyor. Şirket son olarak plastik enjeksiyon kalıplama simülasyonu alanının lider firması SIMPOE’yi satın aldı. Satın alımla ilgili konuşan Dassault Systèmes Başkanı ve CEO’su Bernard Charlès, “Plastik, günümüz ürünlerinin önemli bir parçasını oluşturuyor. Hem kalıp ve üretim sürecindeki hem de pazara sunulma hızlarındaki karmaşık yapıları her geçen gün artıyor. Plastik tasarımı ve üretimini sadeleştirmek birçok sektörel ürün imalat süreci için kritik önem taşıyor” dedi ve şunları ekledi: “SIMPOE’nun simülasyon teknolojisi, müşterilerimizin tasarım ve enjeksiyon kalıplama yaklaşımlarını hızlıca onaylamalarını sağlayarak 3DEXPERIENCE platformuna katkıda bulunacaktır.” Plastik biçimleme süreçlerinin en yaygın olanı plastik enjeksiyon kalıplama, karmaşık ve sofistike parçaların seri üretiminde kullanılıyor. SIMPOE, enjeksiyon kalıplama sürecinin tamamını kapsayan etraflı bir çözüm sunmaya devam ediyor. Bu ölçeklenebilen paketler, basit fonksiyonellikten gelişmiş olanlara kadar geniş bir yelpazeyi içeriyor ve plastik parça alanında mevcut SIMULIA, CATIA ve SolidWorks çözümlerini tamamlayıcı nitelikte. Bu teknoloji, 8 temmuz’13 tüm plastik parça sürecini kapsayan entegre çözümü ile Dassault Systèmes’in kompozit ve metal levha alanlarındaki mevcut tasarım ve imalat uzmanlığını güçlendirerek gelecekteki 3DEXPERIENCE Endüstri Çözüm Deneyimlerine artı değer katacak. HABER temmuz’13 9 HABER Aydem’in İş Verimliliği Netaş İle Arttı A ydem’in Denizli, Aydın ve Muğla illerini kapsayan dağıtım bölgesindeki sayaçların otomatik olarak uzaktan okunmasını içeren OSOS projesinin ilk etabında, elektrik tüketimi belli bir miktarı aşan kullanıcılarda uzaktan okumalara başlandı. 12 ayda tamamlanması planlanan projede, öncelikle aydınlatma trafoları ve özel tüketim müşterilerine ait 18.000 elektrik sayacının anlık olarak izlenmesi sağlanacak, sonrasında sistem tüm hane kullanıcılarına yaygınlaştırılacak. Projeyle ilgili konuşan Aydem Bilgi İletişim Müdürü Mehmet Karadeniz, “Netaş ile bilişim teknolojileri alanında uzun yıllardır güvenilir bir işbirliği sürdürüyoruz. Enerjiyi üretmenin, verimli bir şekilde dağıtabilmenin son derece önem kazandığı günümüzde, Netaş’ın, değişen ihtiyaçlarımızı yenilikçi çözümleriyle eksiksiz bir biçimde karşılamasından son derece memnunuz. Netaş’ın tecrübeli ekipleriyle ihtiyaçlarımızı çok iyi analiz etmesi, sonradan ortaya çıkan taleplerimizi esnek yapısı ve iş ortakları sayesinde anında karşılaması ve hepsinden önemlisi tüm bunları maliyet etkin bir şekilde uygulaması projenin başarılı olmasında önemli rol oynadı.” dedi Netaş’ın Aydem için hayata geçirdiği OSOS projesinde; istenilen her türlü veriyi sağlayabilen 21.000 adet yeni nesil sayaç, 12.000 adet haberleşme ünitesi ve 9.000 adet panonun uzaktan okunmasını sağlayabilecek yazılım ve donanım ile en az 100.000 ölçü noktasının uzaktan okunmasını destekleyecek yazılım altyapısı kullanılıyor. 3G Ağ Geçidi: Option GlobeSurfer3+ M odern tasarımı ve gelişmiş özellikleri ile dikkat çeken Option GlobeSurfer3+, her ölçekten işletmelerin yanı sıra ev kullanıcılarının da kullanabildiği bir ürün olarak öne çıkıyor. 3G bağlantısının WiFi ağı aracılığıyla güvenli bir şekilde birden fazla cihaz ve kullanıcıya paylaştırılmasını sağlayan ürün, ev ve işyerlerinin yanı sıra karavan, tekne ya da şantiye gibi yerlerde de kullanılabiliyor. 850/900/1900/2100 MHz frekanslarında çalışabilen Quad-band 3G özellikli GlobeSurfer3+, WiFi router olarak 254 kullanıcıya kadar destekliyor. DSL şebekesinde bir sorun yaşanması ve bağlantının kesilmesi halinde 3G bağlantı otomatik olarak devreye girerek evde ya da ofiste internetsiz kalmaya son veriyor. 14.4 Mbps’e kadar indirme (download), 5.76 Mbps’e kadar yükleme (upload) hızı sunan ürünün RJ11 portu üzerinden analog DECT, masa telefonları ve santraller GSM şebekesi üzerinden kullanılabiliyor. Çağrı bekletme ve yönlendirme gibi işlemlere de olanak tanıyan ürün sayesinde alma/gönderme gibi çeşitli SMS yönetim fonksiyonları da gerçekleştirilebiliyor. GlobeSurfer3+’ın ön yüzündeki geniş LED ekran sayesinde kullanıcılar cihazın, WiFi ve ağ durumunun yanı sıra gelen SMS ve cevapsız çağrılarla ilgili olarak tek bakışta bilgi sahibi olabiliyorlar. Daha geniş kapsama alanına ihtiyaç duyulduğunda, cihaz üzerinde yer alan harici girişe anten takılarak büyük alanlarda da hızlı ve sorunsuz bir bağlantı sağlanabiliyor. SAP’den Suistimal Yönetimi Çözümü büyüdü S AP, hile ve suistimal vakaları ile mücadele için geliştirdiği yeni çözümünü kullanıma sundu. SAP HANA platformunun gerçek zamanlı yeteneklerini kullanan SAP Suistimal Yönetimi Çözümü (SAP Fraud Management) ile kurumlar hile ve suistimal vakalarını gerçekleştiği anda tespit ederek kayıplarını önleyebiliyorlar. SAP Suistimal Yönetimi Çözümü başta sigortacılık, kamu, bankacılık, sağlık ve dağıtım gibi sektörler olmak üzere kurumlara büyük veri ortamında gerçek zamanlı ve toplu olarak hile ve suistimal vakalarını tespit etme, önleme, detaylı inceleme (soruşturma-tahkikat) ve sonuçları analiz etme imkanı sunuyor. SAP Türkiye Stratejik Endüstriler Satış Direktörü Bülent Karal, “Küresel çapta yürütülen araştırmalar hile ve suistimal vakalarının kurum gelirlerinin ortalama yüzde beşini oluşturduğunu gösteriyor,” dedi. Bülent Karal sözlerini şöyle sürdürdü: “Yapılan hesaplamalar neticesinde, dünya genelindeki toplam kaybın 3,5 trilyon doları bulduğu tahmin ediliyor. ABD’de sigorta şirketleri, sağlık dışı suistimaller nedeniyle her yıl 40 milyar doları aşan zarara uğruyor. İngiliz Sigortacılar Birliği ise her hafta 2.500’ün üzerinde suistimal vakasının yılda 2,3 milyar Pound zarara yol açtığını bildiriyor. Avrupa’da ise bu rakamın yıllık 15,3 milyar Euro olduğu tahmin ediliyor.” 10 temmuz’13 HABER Siemens Enterprise Communications TÜTED Üyesi Oldu! S iemens Enterprise Communications Ülke Müdürü Ahmet Gül, TÜTED’e üye olma nedenlerini şöyle anlattı: “Amacımız, operasyonel verimliliği artırırken maliyetleri düşürme temeline dayanan tüm global çözümlerimizi, kamu kuruluşlarına ve kurumsal şirketlere sunabilmek, ortak projeler geliştirmek ve tüm bu projeleri bir STK üyesi olma misyonuyla toplumsal faydaya dönüştürmek.” Gül, kurumsallaşma süreçleri arasında önemli bir yeri olan iletişim çözümlerinin, verimlilik amaçlı operasyonel yatırım olduğunu vurgulayarak şu bilgileri verdi; “Fortune 500 şirketlerinin yaklaşık %75’i Siemens Enterprise Communications ürünleri veya servisleri kullanıyor. Bunun çeşitli nedenleri var; güvenirlik, esneklik, maliyet düşürmek ve verimlilik artırmak gibi. Tüm bu çözümleri ve avantajları Türk pazarına anlatabilmekte TÜTED’in çatısı altında olmanın bize güç katacağına inanıyoruz.” TÜTED Yönetim Kurulu Başkanı Adil Zafer Müftüoğlu ise Siemens Enterprise Communications’ın üyeliğiyle ilgili şunları söyledi: Ülkemiz telekomünikasyon sektörünün son yıllarda yaptığı büyük atılım diğer ülkeler için de çok olumlu bir örnek oluşturmaktadır. Sektörün tüm paydaşlarının katkısı olan bu sonuç içerisinde sektör STK’larının da değerli rolleri bulunmaktadır. TÜTED olarak bu süreçte başından bu yana elimizi taşın altına koymaktan hiç çekinmedik ve bu başarıda bir nebze katkımız olduysa ne mutlu bizlere diyoruz. My.SolidWorks İle Tek Bir Noktadan Erişin 3 D tasarım yazılımı, 3D Dijital Modelleme ve Ürün Yaşam Döngüsü Yönetimi (PLM) çözümlerinde dünya lideri olan 3DEXPERIENCE Şirketi Dassault Systèmes, SolidWorks içeriklerine tek bir noktadan erişim sağlayan ücretsiz bir topluluk olan My.SolidWorks platformunu açtığını duyurdu. Günümüz tasarımcılarından her geçen gün daha az zamanda daha iyi tasarımlar yapmaları beklenirken SolidWorks, bu noktada iş verimliliğini artıran önemli bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. My.SolidWorks, kullanıcılarına SolidWorks Topluluğu’nda bulunan iki milyon kullanıcının ve sayıları 400’ü aşan katma değerli satıcının bilgi ve deneyimlerine kolaylıkla ulaşma imkanı veriyor. Dassault Systèmes SolidWorks Genel Müdürü Bertrand Sicot, My.SolidWorks ile ilgili şunları söyledi: “SolidWorks kullanıcı kitlesi gücünün uzun zamandır farkındayız. Müşterilerimizin problemlerini çözmelerini kolaylaştırmak için forumlar, kullanıcı grupları ve SolidWorks World gibi etkinlikler aracılığıyla işbirliğinin pekiştirilmesini destekliyoruz. My.SolidWorks, kullanıcılarımızın SolidWorks uygulamaları sayesinde kendi müşterileri için en fazla değeri sağlamalarını hedefleyen, benzer zorluklarla karşı karşıya olan içerik, uzmanlar, tedarikçiler ve diğerleri arasındaki bağlantıyı kurmada bir sonraki adımı temsil ediyor.” Doğru Depolama Kazancınızı Artırır İ ş dünyasının değişen sistemi artık doğru çalışan kadar, en uygun teknoloji yatırımını yapmanızı da gerektiriyor. Doğru depolama hayat kurtarırken, yanlış çözümler hem paranızın hem de değerli bilginizin boşa gitmesine neden oluyor. Ülkemizdeki firmalar çalışan seçimi ve dekorasyon konusunda harcama yapmaktan gurur duyuyor. İş hayatında her zaman gördüğünüz bu övünmeler söz teknolojiye gelince bir den kesiliyor. Özellikle KOBİ’ler teknolojiye olan yatırımı gereksiz görüyorlar. Treo Bilgi Teknolojileri, işverenleri bu konuda uyarıyor. Teknoloji konusunda yanlış yatırım şirketinize büyük zararlar verebilir. Şirketiniz için çok kıymetli olan bu bilgiler, depolama çözümü kullanmazsanız bir anda yok olabilir. Üstelik depolama seçimi yaparken de bütçeniz kadar istediğiniz hizmete uygun içeriklere de dikkat etmeniz gerekiyor. Treo Bilgi Teknolojileri sunduğu HP StoreServ 3PAR teknolojisiyle iş dünyasına en uygun depolama çözümleri arasında yer alıyor. HP StoreServ 3PAR teknolojisi, kaynak kullanımında 1.sınıf ürünlerle aynı özelliklere sahipken fiyat olarak ekonomik bir çözüm. Orta ölçekli kurumlar için sistemin en büyük avantajı blok depolama ve dosya veri hizmetlerini destekleyen bir sisteme sahip olmasıdır. . HP StoreServ 3PAR çözümleri, HDD, SSD kombinasyonlarını desteklediği gibi sadece SSD yapılandırmaya da uygundur. Çözüm saniyede 320 binden fazla girdi/çıktı işlemi yapabilir. HP StoreServ 3PAR kullandığı teknolojiler sayesinde benzeri fiyatlı ürünlere kıyasla 2.4 kat daha yüksek hız avantajı sunar. temmuz’13 11 HABER Teknoser Yeniden Yapılandı ve Hedef Büyüttü Ankara`da kazanmış olduğu büyük projelerle önemli bir büyüme yakalayan ve hem saha hem sistem bütünleştirme yetenekleriyle uçtan uca katma değerli çözümler sunan Teknoser`in Genel Müdür Yardımcısı Dorukhan Tuncer ile yeniden yapılanma sürecini, projeleri ve gelecekteki hedefleri konuştuk advertorial Teknoser`de ve Ankara`da son 2 yılda önemli değişiklikler oldu bizimle bu gelişmeleri paylaşır mısınız? Teknoser, 2-3 sene öncesine kadar iş planlarını daha çok Istanbul kurumsal müşterileri için planlamış ve özellikle finans sektöründe saha hizmetleri yetenekleriyle ön plana çıkmış ve bu alanda da lider olmuş bir şirket olarak bilinmekteydi. Ankara ve kamu sektöründe ise Hitay Yatırım Holding`in yeniden yapılanma planı doğrultusunda 2011 yılı başında Ankara`da yeni yönetim ve satış kadroları oluşturularak değişim ve büyüme kararı alındı. Türkiye’nin ilk akla gelen üç sistem entegratör firmasından biri olma yolunda hazırladığımız iş planıyla beraber yapılanma süreci tamamlandı. Bu süreçte Ankara yapılanmamızda tüm iş planlarımızı kamu sektörünün her türlü uçtan uca katma değerli bilgi teknolojileri ihtiyaçlarına cevap verebilecek şekilde oluşturduk ve büyük ölçekli müşterileri hedefledik. Teknoser Ankara olarak bugün geldiğimiz noktada ise bu 2.5 sene içerisinde çok sayıda önemli sözleşmelere imza attığımızı söyleyebiliriz. Bu sözleşmelerle ve yeni vizyonla beraber özellikle teknik servis, çözüm ve profesyonel hizmetler gibi şirket yeteneklerimiz en üst seviyeye ulaşmıştır. Son 2 senede Ankara`da kazandığımız büyük ölçekli ve uzun süreli bakım sözleşmeleriyle de Türkiye çapındaki IT servis yapılanmamızı tamamlamış durumdayız. Sektör deneyimi yüksek bir ekiple oluşturduğumuz bu yeni yapı ile çok hızlı geldiğimiz bu nokta, hem finansal hem de organizasyon olarak Ankara iş planlarımızı revize etmemizi gerektirecek gözüküyor. Teknoser`in bugün BT sektöründeki aldığı pozisyondan bahsedebilir misiniz? Teknoser; Türkiye bilgi ve iletişim teknolojileri pazarında, saha ve teknik hizmet 12 temmuz’13 Dorukhan TUNCER TEKNOSER Ankara, Genel Müdür Yardımcısı yetenekleri çok güçlü olan ve marka bağımsız çözümler sunabilen bir sistem entegratör firmadır. Bugün içinde bulunduğumuz sektöre baktığınızda, hem saha hem de sistem bütünleştirme yeteneklerini bir arada sunabilen ve yönetebilen şirket sayısı çok azdır. Teknoser, 65 ilde kendisine ait ofisde, 600’ün üzerinde saha ve servis personeli olmak üzere toplamda 850 kişilik bir operasyondur. Profesyonel hizmetler ve çözüm grupları tarafında ise çok önemli yetkinlikler havuzu ve sertifikasyonları bulunmaktadır. Hem kurumsal sistemler hem network ve güvenlik tarafındaki en önemli üreticilerin uzmanlıkları tamamlanmış ve yatırımlar yapılmıştır. Teknoser en büyük teknoloji üreticisi firmalarla servis merkezi de dahil olmak üzere üst düzey çözüm ortaklığı anlaşmalarına sahiptir. Yerinde kurulum, bakım ve destek hizmetleri HABER Ankara`daki yetkinliklerinizden bahsedebilir misiniz? Son 2.5 yılda Ankara`da tamamladığımız ve devam etmekte olan projelerimize baktığınızda Teknoser`in farklı alanlarda yetkinliklere sahip olduğunu görebiliriz. Ankara`da büyük ölçekli diyebileceğimiz kurumların yaklaşık %80 ile sözleşme imzalama şansını yakalamış durumdayız. Çok kullanıcılı, çok lokasyonlu, kritik uygulamalara sahip kurumlarda; veri merkezi kurulumu, işletimi ve bakımı, saha bakımı ve işletimi, sunucu ve disk sistemleri, network ve güvenlik, iş sürekliliği ve felaket kurtarma, sanallaştırma, kamera güvenlik, sistem yazılımları kurulum ve bakımı, altyapı gibi farklı alanları içeren birçok bakım ve sistem bütünleştirme projeleri gerçekleştiriyoruz. Sistem mimarisi, teknoloji çözümleri, süreçler ve danışmanlık tarafında önemli kaynaklarımız mevcut. Sahip olduğumuz yetkinliklerimizi müşterilerimizle paylaşmaya ve onların iş hedefleri için katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Projelerinizden bahsedebilir misiniz? Bu yeni dönemde Maliye Bakanlığı Muhasebat Genel Müdürlüğü, MASAK, Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Telekom, KKK, MSB, GATA, EGM, HvKK gibi farklı kamu ve savunma sektörü kurumlarında katma değerli projelerin içindeyiz. Kamu ve savunma sektöründe yaklaşık 50 farklı kurumda bu süre içerisinde sözleşme imzaladık. Kısa bilgi vermek gerekirse, MASAK`ta Bilgi Sistemleri Modernizasyon Projesini tamamladık. Bu proje çok kapsamlı bir veri merkezi projesiydi ve merkezdeki tüm donanım, network, güvenlik sistemleri, VTYS ve uygulama katmanı altyapısı bu dönüşüm projesiyle birlikte yenilendi. Muhasebat Genel Müdürlüğü’nde hem merkez sistemlerin bakımı ve işletimi, hem de saha IT envanterinin bakımı yaklaşık 1400 saymanlıkta Teknoser tarafından sağlanıyor. TBMM`ye bağlı Beylerbeyi Sarayında önemli bir kamera güvenlik ve entegrasyon projesini başarıyla tamamladık. Bunların dışında Milli Eğitim Bakanlığı, Adalet Bakanlığı, Türk Telekom ve Emniyet Genel Müdürlüğü gibi kurumlarda devam eden büyük ölçekli projelerimiz var. Bunun yanı sıra savunma sektörü kurumlarında da büyük ölçekli çok önemli IT projelerimiz devam etmektedir. Ankara`da büyürken nasıl bir strateji izlediniz? Ankara’nın dinamiklerini biliyoruz. Ankara`da kamu ve savunma sektöründe sistem bütünleştirme projeleri yapacaksanız, uzun satış ve kabul süreçlerini, gelirlerin dönemselliğini ve büyük operasyon giderlerini kabul etmeniz gerekir. Bu pazar karakteristikleri, projelerde finansman yeteneğini, Türkiye çapında servis yeteneğini, proje yönetimi becerilerini ve bütünleşik çözüm sağlayabilme özelliklerini gerektiriyor. Biz de tam bu yüzden bu sektördeyiz. Ankara`da büyük ölçekli projeler hep vardı ve bundan sonra da devam edecek. Burada önemli olan doğru projelerde yer alabilmek, şirketi doğru ölçekte ve operasyon giderlerinde tutabilmek. Bizim için önemli bazı kriterleri sağlamayan projelerde yer almıyoruz ve proje seçiyoruz. Sürdürülebilir düzenli gelir ve uzun süreli kontratlar bizim için çok değerli. Ciroyu bugüne kadar hiç önemsemedik ve hedef kartları koymadık. En önemli kriterimiz EBITDA idi ve böyle devam edecek. Ciro ise bundan sonra belli oranda hedefimizde olacak çünkü iş ortaklarımıza karşı da sorumluluklarımız var. Müşterilerimizde hem yaygınlaşmaya çalışırken hem de derinleşmeye odaklanıyoruz ve bunun çok doğru noktasında kalmaya gayret ediyoruz. Aynı zamanda servis gelirlerimizi ve sistem entegrasyon gelirlerimizi, iki tarafı da çok dengeli tutarak büyütüyoruz. Ankara`da yıllardır hizmet gelirleri hep ikinci planda tutuldu ve entegratör firmalar yüksek operasyon giderlerine sahip bu hizmetlerin karşılığını alamadı. Bu artık normalleşmeye başladı. Bundan sonraki planlarınız hakkında bilgi verebilir misiniz? 2012 yılında 3 yıllık bir iş planı yaptık ve bu plan doğrultusunda tüm şirket olarak ilerliyoruz. Bu planın içinde yer alan bazı önemli eşikleri de hızlı geçiyoruz. Bizim için bütçe ve iş planı anayasa gibidir bunu içeride herkes hisseder. Teknoser Ankara`da son 2.5 yıl içerisinde gelirlerini yaklaşık 20 katına çıkarmıştır ve bugün şirket EBITDA`sına önemli katkıda bulunmaktadır. Haziran 2013 itibarıyla Ankara`da sözleşmesini imzaladığımız ve devam eden projelerimizin büyüklüğü yaklaşık 100 Milyon TL civarındadır ve bu gelirler çok sayıda ve farklı müşterilerden gelmektedir. Sanırım Ankara iş planlarımızı gözden geçirmek zorunda kalacağız. Ankara`da sektörel yapılanma bizim için çok önemli ve bundan sonraki dönemde bazı sektörlerdeki yatırımlarımızı daha da artıracağız. Şu anda etrafımızda önemli bir ekosistem oluşturduk ve bu yapıyı büyütmeye devam edeceğiz. temmuz’13 13 advertorial yetkinliklerinin yanı sıra Türkiye genelinde yaygın saha gücü ve sistem entegratörü kimliği ile tüm IT hizmetlerini yüksek müşteri memnuniyeti sağlayarak sunabilen organizasyona sahiptir. HABER SİYAH BEYAZ Ali Yavuz Şahin / Genel Yayın Yön. Yrd. [email protected] twitter.com/AliYavuzSahin Türkiye’yi Bilgi ve İletişim Teknolojileri Sırtlayacak Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü, 2012 yılında Türkiye büyümesinin üzerinde bir büyüme göstererek 21 milyarlık e-ticaret pazarı ile birlikte toplam 78,24 Milyar TL'ye ulaştı. Sektörün ihracatı ise 1,08 Milyar oldu B ilişim Sanayicileri Derneği’nin (TÜBİSAD), Türkiye’nin stratejik sektörü bilgi ve iletişim teknolojileri sektörüyle ilgili kamuoyuna güvenilir ve doğru sektörel bilgi sağlama misyonuyla geçen yıl başlattığı “Bilgi ve İletişim Teknoloji Sektörü Pazar Verileri Projesi”nin 2012 yılı sonuçlarını düzenlediği toplantıyla kamuoyu ile paylaştı. Bu sonuçlar arasında yer alan büyüme rakamları ise diğer ülkelere nazaran dudak ısırtacak seviyede. Türkiye’nin gelecek hedeflerine erişmesinde katkı sağlayacak en önemli sektörlerden bir olan bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü 2011’e göre %18 büyümüş durumda. Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü ekonomide tüm sektörlere dokunan bir çarpan etkisi ve verimlilik etkisine sahip. Bu etki ekonomik büyümenin ana dinamiklerinden birini oluşturuyor. 2012 yılındaki sektörel büyümenin iyi olmasına rağmen, gelecek hedeflerini yakalayabilmemiz için BİT sektörü harcamalarının GSYİH oranını %6,5’a yükseltmemiz gerekiyor, bu hedefe ulaşmak amacıyla büyümenin önümüzdeki senelerde de artarak devam etmesi gerekiyor. TÜBİSAD’ın yaptığı çalışma 1200 firmanın bilgileriyle ve önemli paydaşlarla işbirliği yaparak oluşturulmuş. Bu çalışmanın sektörün ve kamunun önemli bir ihtiyacını karşıladığı da gözden kaçmıyor. Bu raporlar yayınlanmasa sektörün durumundan bir haber olacağız ve sizlere bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü konusunda nerdeyse bilgi aktaramayacak durumda olacağız. Tabii 14 temmuz’13 iş buralarda sınırlı kalmamalı ve daha kapsamlı bir araştırmalar ile TÜBİSAD’ın yaptığı gibi çalışmalar yapılarak sektörün genişlemesi ve içerisinde bulunan firmalarında sektörden haberler alması sağlanmalı. Yapılan çalışmada dikkat çeken verilere baktığımızda, 2011 yılında 66,7 Milyar TL olarak açıklanan pazarın, e-ticaret hariç 48,3 milyar TL olan büyüklüğü 2012 yılında 57,24 milyar TL olarak gerçekleştiğini görüyoruz. 21 Milyar liraya ulaşan e-ticaret pazarını da buna eklediğimizde ortaya 78.24 milyar dolarlık bir sektör toplam büyüklüğüne ulaşıldı. Sektörün istihdamı da önemli ölçüde artarak 153 bin 849 oldu. Raporda belirtildiği gibi sektörün bu hızda büyümesi durumunda 2020’li yılların başına kadar 400 bin kişi daha istihdam sağlaması bekleniyor. En önemli gelişme ise ihracat alanında olmuş gibi gözüküyor. Bilgi ve iletişim teknolojileri sektörü ihracat rakamı bir milyarı TL’yi aşmış durumda. 2012 yılında Türkiye bilişim sektörünün toplam ihracatı 1,08 milyar TL olarak gerçekleşti. Bu ihracat verisi bir önceki yıla göre % 23 daha büyük bir rakamı ifade ediyor. Bilişim sektörü ulaştığı bu büyüklük ile milyar TL ihracat yapan öncelikli sektörler arasında yerini almış durumda. Ankete katılan TÜBİSAD üyeleri 2013 yılında sektörde % 10 ile % 12 arasında büyüme bekledikleri ve büyümede özel sektör ve kamu yatırımlarının etkili olacağı ifade ediliyor. HABER temmuz’13 mayıs’13 19 15 HABER Kurumlara En Kapsamlı Karma Bulut Çözümü H P, özel, genel ve karma bulut çözümlerinde OpenStack teknolojilerini Kurumsal Bütünleşik Bulut portföyüne entegre ediyor. HP Bütünleşik Bulut portföyü, sektöre OpenStack açık kaynak kod yazılımını kullanan en kapsamlı karma bulut teknolojilerini sağlıyor. “Bursting” teknolojisi sayesinde özel bulut ortamlarındaki iş yükünün anlık kapasite ihtiyaçlarını genel bulut platformundan karşılamak mümkün. HP iki yıldan uzun bir süredir altyapı operasyonları, yazılım ve geliştirici araçlarında OpenStack projesine en büyük katkıyı sağlayan teknoloji şirketleri arasında yer alıyor. HP’nin katkıları OpenStack entegrasyonu geliştirmeye ve kaliteli bir kullanıcı deneyimi sunmaya odaklanıyor. Bu da kritik iş yükünde hızla artan talebi karşılayan güvenilir ve ölçek- lenebilen bir bulut platformunun geliştirilmesini sağlıyor. HP Türkiye Teknoloji Lideri ve Bulut Çözümleri Bölüm Yöneticisi Mert Sarıkaya, HP’nin genişleyen bulut portföyünün sağladığı avantajları şu şekilde değerlendirdi: “Kurumlar iş yükünde taşınabilirliği kolaylaştırmak ve tek bir markaya bağımlı kalmayı önlemek için açık kaynak kodlu bulut çözümlerini değerlendiriyor. OpenStack’in özel ve genel bulut ortamlarını birbirine bağlayan avantajlarından yararlanan HP, sektörün en kapsamlı karma bulut çözümünü sunuyor. HP’nin bulut çözümlerini tercih eden kurumlar, “bursting” teknolojisi sayesinde iş yüklerindeki anlık kapasite ihtiyacını karşılamak için iş yüklerini kolaylıkla özel bulutlarından genel buluta taşıyabilecekler.” Bir Girişimcilik Öyküsü ICterra O DTÜ Teknokent’te faaliyet gösteren ve 20 yılı aşkın bir süredir ağırlıklı olarak yurtdışına bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yazılım ve ar-ge hizmetleri sunan “Siemens EC Kurumsal İletişim Hizmetleri A.Ş.”, bundan böyle “ICterra Bilgi ve İletişim Teknolojileri A.Ş.” adı ile yüzde yüz yerli bir firma olarak faaliyetlerine devam ediyor. Türkiye’de faaliyet gösteren Siemens Enterprise Communications Ar&Ge Birimi, şirketin uluslararası operasyonlarındaki yeniden yapılanma sürecinde önemli bir gelişmeye sahne oldu. Şirketin mevcut yönetiminin yaptığı “yönetimin satın alması” (MBO) teklifinin Siemens tarafından kabul edilmesi ile Türkiye’deki mevcut yapı devralındı ve ICterra olarak hayatına devam etmeye başladı. Bu sürecin bir diğer önemli tarafı da Siemens Enterprise Communications’ın yazılım ar-ge çalışmalarını ICterra ile yapmaya devam edecek olması. Yani yüksek katma değerli bilişim hizmetleri dış kaynak kullanımı ile Türkiye’den sağlanacak. Bu girişimin, Türkiye’deki diğer bilişim profesyonelleri için de bir örnek model niteliğinde olduğu bildirildi. Konuyla ilgili olarak ICterra CEO’su Hamdi Vedat Uslu şunları söyledi: “Yirmi yılı aşkın bir süredir yazılım ar-ge projeleri, uygulama geliştirme, proje yönetimi, bütünleşik iletişim çözümleri konusunda Siemens En- C M Y CM MY CY CMY K terprise Communications ailesi içinde edinilmiş çok değerli uzmanlığa ve birikime sahip bir ekibiz. Bu süre zarfında teknoloji uzmanlığının yanı sıra uluslararası pazarlarda iş yapma deneyimi, Siemens iş kültürü gibi önemli bir değere de sahip olduk. Lidya Grup, ilk çeyrekte 2.5 kat büyüdü 2 012 yılında büyük kurumsal projelere imza atan Lidya Grup 2013’e hızlı girdi. Türkiye genelinde 2013 yılında %20 büyüme hedeflediklerini belirten Lidya Grup Yönetim Kurulu Başkanı Bekir Öz “İlk çeyrek rakamları, bu yılı hedeflerin üzerinde kapatacağımızın sinyallerini veriyor” dedi. 2012 yılında pazarın yaklaşık %10 büyüdüğüne dikkat çeken Öz, “2013 yılının ilk çeyreğinde pazar büyüme eğilimi göstermemiş olsa da Lidya Grup büyüdü. Bunun iki temel sebebi bulunuyor. Birincisi; rakiplerimizdeki performans düşüklüğü iyi organize olan işletmelerin pazardan pay almasına imkan sağlaması. İkincisi ise, Lidya Grup’un gelişen satış stratejilerine bağlı sinerji yaratan ürünler ile farklı pazarların potansyel16 temmuz’13 lerini kullanabilme becerisi gösterilebilir. Bunu da Lidya Grup’un pazar gücü olarak tanımlayabiliriz” dedi.İstikrarlı büyümesi ve kurumsal müşterilerde geliştirdikleri çözüm odaklı projelerle dikkat çeken Lidya Grup, genişleyen Epson ürün grubu için Türkiye yapılanmasını da tamamladı. İnsan kaynağına yaptığı yatırımlarının yanı sıra Türkiye genelinde 4 farklı şirketiyle 5 bölgede faaliyet gösteren Lidya Grup, Epson satış pazarlama stratejisi kapsamında yeni bir bayi yapılanması oluşturdu. Yedi bölgede direk kanalın faaliyet alanı dışında 8 bayilik anlaşması yaptıklarının altını çizen Öz “Bayi yapılanmamızda Lidya Grup değerlerine uyum sağlayacak girişimcilerle anlaşmalar yaptıklarını belirtti.. Ali Yavuz Şahin [email protected] RÖPORTAJ HABER temmuz’13 mayıs’13 21 17 HABER 18 temmuz’13 HABER temmuz’13 19 HABER Deloitte, Symantec’in En Stratejik Ortaklarından Biri Oldu B irlikte çalışma, büyüme ve inovasyon alanlarında her yıl en iyi üç ortağını belirleyen Symantec, bu yıl inovasyon alanının mükemmellik ödülünü Deloitte’a verdi. Las Vegas’ta Symantec Vizyon Konferansı’nda verilen ödüller, iş başarısını devam ettirmeye olan bağlılık ile Symantec’e ve diğer iş ortağı şirketler ile müşterilere sağlanan katkıya göre ölçümleniyor. Deloitte Türkiye Kurumsal Risk Hizmetleri Lideri Cüneyt Kırlar “Siber güvenlik hizmetleri Deloitte’un içindeki en büyük inisiyatiflerden birisidir. Symantec ile güvenlik uygulamaları alanında küresel bir işbirliğimiz bulunuyor. Inovasyon alanındaki bu ödül kendini kanıtlamış ürünlerin sınırlarının ötesinde Deloitte danışmanlığı ile iş çözümlerine dönüştürüldüğünün bir takdiridir. Türkiye’de de Symantec ile işbirliğimizle pek çok başarılı projeye imza atma fırsatı yakaladık ve bunu önümüzdeki dönem artırarak devem ettireceğimize inancım tamdır.” dedi. Symantec Türkiye Bölge Müdürü Gökhan Say ise, Symantec olarak müşterilerinin iş konusunda karşılaştığı zorlukları çözüme odaklanmaya devam ettiklerini belirtti ve şöyle devam etti: “Bu noktada Deloitte’u, Symantec çözümlerinin standardını ve kapasitesini geliştirecek yeni inovatif çözümleri sebebiyle Global Stratejik İş Ortağı Mükemmelik Ödülü’nü aldığı için kutluyor ve Symantec’in geniş ürün çeşitliliği ve çözümlerine duyduğu güvenden ötürü teşekkürlerimi sunuyorum.” KOBİ’ler için HP’den Yeni Depolama Çözümleri H P, KOBİ’lerle kamu kuruluşlarının yatırım getirisini en üst düzeye çıkarmak için yenilenen MSA giriş seviyesi disk sistemi ve HP StoreEasy Depolama portföyüyle birlikte, iş ortakları için geliştirilen yeni bir programını da duyurdu. BT kaynaklarının sınırlı olması ve depolama alanındaki uzman kadro eksikliği, KOBİ’lerin iş sürekliliği ile yüksek performans gerektiren uygulamalar için özel depolama sistemleri kurmasını zorlaştırıyor. Yeni HP MSA 2040 Depolama sistemi veri merkezlerinde yönetimi kolaylaştırıyor ve benzer şekilde fiyatlandırılan harici disk depolama çözümlerine göre 4 kata kadar performans artışı sağlıyor. Gelişmiş HP StoreEasy Depolama portföyü, KOBİ’lerin gittikçe artan dosya veri yükünü özel eğitim almaya gerek kalmadan en verimli şekilde yönetmesi ve korumasına imkan tanıyor. Bu çözümler HP’nin yeni Simply StoreIT programı ile sunuluyor. İş ortaklarının KOBİ’lerin karşılaştığı zorlukları hızla çözerek yeni gelir fırsatları elde etmesini kolaylaştıran program; uzman kadrolar için gereken bütün eğitim, pazarlama ve teşvik çözümlerini içeriyor. HP Türkiye Depolama Ülke Müdürü İlker Rodoplu, konuyla ilgili açıklamasında şunları söyledi: “Sanallaştırma teknolojileri ve iş yükünü artıran diğer yeni uygulamalar, iş geliştirmeyi hızlandırmak yerine yavaşlatan son derece karmaşık sorunlara yol açıyor. Böylece, KOBİ’ler bu sorunları çözmekte zorlanıyor. Simply StoreIT programı; iş ortaklarımıza zaman, bütçe ve kaynak sıkıntısı çeken KOBİ’lerin iş geliştirme faaliyetlerini desteklemek için gereken sorunsuz depolama çözümünü sağlıyor.” Kusursuz Bir İşbirliği Örneği: TEB ve Callpex K 20 temmuz’13 OBİL Uygulama Güvenliği Teknolojisi (AST), Avrupa Merkez Bankası yönergelerinin gerektirdiği bileşenler de dahil olmak üzere basit ve düşük maliyetli güvenlik bileşenlerini bir araya getirerek, birleşik Avrupa tek ortak ödeme yönetimine (SEPA) dahil parasal işlemlerini daha verimli hale getiriyor. KOBIL Systems, KOBIL AST ürünü ile, Avrupa Tek Ortak Ödeme Bölgesi ödeme işlemlerini bilgisayar korsanlarına karşı uygun ve düşük maliyetli bir yöntemle koruyabilen, dünyanın tek çözümünü sunuyor. AST, bir yazılım çözümü olması sayesinde kullanıcıların akıllı telefonlarını ek bir cihaz gerektirmeden çift faktörlü bir kimlik doğrulama çözümüne dönüştürüyor. AST çözümü Avrupa Merkez Bankası’nın talep listesinde yer alan çift faktörlü kimlik doğrulama gereksinimini sunuyor. AST geleneksel online bankacılığın yanı sıra mobil ödeme ve güvenli mesajlaşma gibi yeni alanlar da dahil olmak üzere tüm platformlar ve tüm cihaz tiplerinde çalışıyor. AST ayrıca bankalara Avrupa güvenlik yönergelerini, Avrupa Merkez Bankası kriterleri ile uyumlu olacak şekilde kolayca ve hızlıca yerleştirebilme fırsatı sunuyor. Söz konusu kriterler arasında son kullanıcı için güçlü kimlik doğrulama (çift faktörlü kimlik doğrulama), kullanıcı kimliğini tespit, işlem takibi ve hassas ödeme verilerinin korunması yer alıyor. HABER Yüksek Hızlı ve Ekonomik Baskı N okta Vuruşlu Yazıcı (SIDM) Teknolojisi alanında 50 yıla yakın bir birikime sahip olan OKI, yoğun ofis kullanıcıları için geliştirdiği ürünü ML8810FB ile hatasız kağıt yönetimi imkanı sunuyor. Saniyede 810 karakter basma özelliğine sahip yazıcı ile bilet, çek, kart ve çeşitli ön basılı formlarda hızlı, kesintisiz yüksek kaliteli sonuç alınıyor. Elle beslenen kağıtlar için, baskı öncesi kağıt eğimini otomatik düzeltme özelliği sayesinde ML8810FB, sayfalar baskı tepsisi üzerinde herhangi bir yere yerleştirilse bile kağıtların açısını otomatik olarak düzelterek baskı işleminin daima doğru noktadan başlamasına imkan tanıyor. Kağıt kalınlığını otomatik olarak algılayarak en iyi kalitede çıktı için baskı kafa aralı- ğını ayarlama özelliği bulunan ML8810FB, yüksek performanslı baskı kafası ile 8 kopyalı formlara baskı alabiliyor, 8 nüshalı formların son sayfasındaki baskının bile temiz ve tam okunabilir olmasını sağlıyor. 18 iğneli ML8810FB’ de bulunan ölçeklenebilir font özelliği ile mektup kalitesinde belgeler basmak mümkün oluyor. Ayrıca, tümleşik ön itme traktörü, sürekli formlarda ve etiketlerde güvenilir besleme sunarak, sıfır yırtılmayla kağıt tasarrufu yapmayı sağlıyor. Yoğun çalışma ortamlarının ihtiyacına yanıt veren ML8810FB’yi ekstra bir ücret ödemeden, kayıt ettirerek, üç yıllık uzatılmış garantiye de sahip olunuyor. Sabıka Kaydı Artık e-Devlet Kapısı’nda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı adına Türksat A.Ş. ile Adalet Bakanlığı Adlî Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğü arasında 05 Haziran 2013 tarihinde imzalanan protokol kapsamında, vatandaşlarımız, sabıka kaydı olmadığına dair “Adli Sicil Belgelerini” bugünden itibaren. e-Devlet Kapısı’ndan alabilecek. www.turkiye.gov.tr adresli e-Devlet Kapısı üzerinden alınacak olan adli sicil kayıt belgelerinde bir barkod numarası da bulunuyor. E-devlet kapısından alınacak belgenin ne için kullanılacağı bilgisi, belgenin geçerliğinde etkili olduğundan, vatandaşlarımızın söz konusu belgeyi alma sürecinde bu bilgileri dikkatlice tanımlamaları gerekiyor. e-Devlet Kapısı kullanıcıları çıktı alarak bu belgeyi ilgili kurumlarla paylaşabilecek. Paylaşım yapılan kurum yetkilileri, e-Devlet Kapısı üzerinden giriş yaparak, belge üzerindeki barkod numarası ve belge sahibinin TC kimlik numarası ile belgenin orijinalini görüntüleyerek doğrulayabilecek. Böylece muhtemel sahteciliğin de önüne geçilmiş olacak. Ülkemizde günde ortalama 45 bin kişi, bireysel adli sicil kayıt başvurusu yapıyor. Adli sicil belgelerinin e-Devlet Kapısı üzerinden veriliyor olmasıyla, vatandaşlarımız büyük bir zaman kaybından kurtulmuş olacaklar. www.turkiye.gov.tr adresli e-Devlet kapısından bu belgeyi alabilmek için e-Devlet Kapısının kayıtlı kullanıcısı olmak gerekiyor. Bugün itibariyle yaklaşık 15 milyon kayıtlı e-Devlet kapısı kullanıcısı arasında bulunmayanlar, en yakın PTT merkezlerine giderek e-Devlet kapısı şifrelerini alıp kayıtlı kullanıcı olabilirler. E-Devlet Kapısı aynı zamanda elektronik imza veya mobil elektronik imza ile de kullanılabiliyor. Siber Güvenlik İnisiyatifi İlk Toplantısın Yaptı İ nternet Geliştirme Kurulu çatısı altında kurulan ve altı tanıtım toplantısı yapan Siber Güvenlik İnisiyatifi, ilk toplantısını Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’nun (BTK) İstanbul Bölge Müdürlüğü’nde gerçekleştirdi. Toplantının açılışında konuşan BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer, Ulusal Siber Olaylara Müdahale Organizasyonu’nun (USOM) ve Siber Olaylara Müdahale Ekibi’nin (SOME) kurulduğuna dikkat çekerek, Siber Güvelik İnisiyatifi’nin Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından çok önemsendiğini vurguladı. Konu ve uzmanlıklara göre siber güvenlik çalışma grupları oluşturulacağını belirten Acarer, toplantı sonuçlarının Siber Güvenlik Kurulu’na tavsiye niteliğinde olacağını kaydetti. İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Serhat Özeren, yapılan tanıtım toplantılarından sonra, 83 kurum ve kuruluşun sivil inisiyatife dâhil olmasının çok önemli olduğunu belirterek, “Bu kurum ve kuruluşlar; ülkemizin ve dünyanın önde gelen IT danışmanlık, IT çözüm şirketleri, siber güvenlik şirketleri, ISS’ler, STK’lar, teknoloji editörleri ve akademisyenlerden oluşuyor. Sivil inisiyatif olarak USOM’a da çalışmalarında destek ve katkı vereceğiz” dedi. Siber Güvenlik İnisiyatifi toplantısına BTK Başkanı Dr. Tayfun Acarer, İnternet Geliştirme Kurulu Başkanı Serhat Özeren, İnternet Geliştirme Kurulu Kurul Üyeleri Prof. Dr. Kerem Alkin ve Doç. Dr. Leyla Keser Berber ile çok sayıda bürokrat ve uzman katıldı. temmuz’13 21 HABER Y Turkcell Jeneratörleri Konuşturuyor T urkcell ve 20 yıllık tecrübesiyle jeneratör kiralama, satış ve servis konusunda sektörün lider markası Kırcı Grup, güçlerini “kesintisiz enerji” için birleştirdi. Kırcı Grup’un mobil jeneratörleri, bundan böyle makineler arası iletişim (M2M) teknolojisi ile donatılacak. Jeneratörler arasındaki parametrik verilerin aktarılmasında kullanılacak M2M hat sayısının Yenilikçi Kiralama Hizmet Modeli sayesinde hızla artarak 5.000’e ulaşması hedefleniyor. Jeneratörlere yerleştirecek M2M hatları, merkezi sisteme her türlü arıza ve aksaklık bilgisini anında ileterek sorunun mümkün olan en kısa süre içerisinde çözülmesini sağlıyor. Turkcell aynı zamanda Kırcı Grup’a ses hatları ve Araç Takip hizmeti de sunarak da operasyonel süreçlerine katma değer sağlıyor. Turkcell Genel Müdür Yardımcısı Selen Kocabaş, konuyla ilgili açıklamasında Kırcı Grup ile yaptıkları iş birliğinin, yalnızca bu iki firmayı değil çok daha geniş bir ekosistemi ilgilendirdiğini vurguladı. Kocabaş, değerlendirmesinde şunları söyledi: “Kesintisiz enerji, endüstriyel üretim başta olmak üzere pek çok sektör için kritik değer taşıyan bir konu. Kırcı Grup, uzun yıllardır bu alanda hizmet vererek çok geniş bir ekosistemde iş süreçlerinin aksamasını ve bu aksamadan kaynaklı maddi kayıpları engelliyor. Turkcell iş birliği ile M2M teknolojisinin sağladığı imkânlar sayesinde Kırcı Grup’tan hizmet alan geniş müşteri ağının risk düzeyi en alt seviyeye çekiliyor. TurkNet 9,5 Milyon Euro Kredi Aldı T urkNet, İstanbul, İzmir, İzmit ve Bursa’da kurduğu fiber ağ alanını genişletmek ve hizmet kalitesini daha üst seviyelere taşıyarak daha fazla kullanıcıya erişmek amacıyla Avrupa Kalkınma ve Gelişim Bankası’ndan (EBRD) 9,5 milyon Euro (21,8 milyon TL) kredi aldı. Turknet bu kredi sayesinde Türkiye’de en uygun fiyatla internet ve sabit telefon hizmeti sunan sağlayıcı olma özelliğini daha ileri seviyelere taşımayı ve altyapı yatırımlarının kapsamını genişletmeyi hedefliyor. TurkNet Kurucu Ortağı ve Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Çelebiler, konuyla ilgili şu açıklamayı yaptı: “Bu kredi, TurkNet’in büyüme hızını artıracak. EBRD yaptığımız işin önemini çok güzel kavradı ve hem Türkiye’deki fiber altyapımızı genişletmeye hem de telefon ve genişbant internet servislerimizi daha iyi seviyelere taşımaya dayanan stratejik büyüme planlarımıza paralel bir finansal çözüm üretme konusunda çok esnek davrandı.” TurkNet Kurucu Ortağı ve CEO’su Cem Çelebiler ise, “Türkiye’deki telekomünikasyon pazarı çok hızlı büyürken, yeni düzenlemeler alternatif operatörlerin, yerleşik operatörün önemli bir bölümünü elinde tuttuğu pazarda varlıklarını güçlendirmeleri sağlıyor.TurkNet yatırımları aracılığıyla pazarın büyümesinden büyük fayda sağlayabilen iyi bir konumda bulunuyor” dedi. EBRD Bilgi ve İletişim Teknolojileri Müdürü İzzet Güney, ise şunları vurguladı: “EBRD finansmanı TurkNet’in daha uygun fiyatlar ve iyi paketler sunarak pazarda bir adım öne çıkmasını sağlayacak. Tüm bunlar, Türkiye’de daha fazla insanın daha hızlı ve daha ucuz internet erişimine kavuşması anlamına geliyor.” Vodafone Türkiye 5.5 Milyar TL Ciroya Ulaştı V odafone, 2012-13 mali yılı sonuçlarını açıkladı. Sonuçlar, Vodafone Türkiye’nin 2009-10 mali yılından beri yürütmekte olduğu müşteri memnuniyeti odaklı stratejik programı ve inovasyona odaklı teknolojik yatırım programı sayesinde güçlü ve istikrarlı büyümesini sürdürdüğünü ortaya koydu. Vodafone Türkiye, 2012-13 mali yılı toplam gelirlerini geçen yıla göre %19,2 artırarak, son üç yılda kesintisiz çift haneli büyüme sergiledi. Şirketin toplam mali yıl gelirleri, tüm zamanların en yüksek gelir seviyesi olan 5,5 milyar TL olarak gerçekleşti. Şirketin abone sayısı, geçen yıla oranla 909 bin artış ile, bugüne kadarki en yüksek seviyesi olan 19,2 milyona erişti. Şirketin ortalama ARPU’su (Abone başına Gelir) son çeyrekte %9,1 artış ile 21,0 TL olarak gerçekleşti. 2012-13 mali yılı FAVÖK’ü (Faiz, Amortisman ve Vergi Öncesi Kar), geçen seneye göre %35 artış ile bugüne kadarki en yüksek seviyesi olan 915 milyon TL’ye ulaştı. Aynı zamanda şirketin mali yıl faaliyet karı (FVÖK) ve Operasyonel Serbest Nakit Akışı da pozitif olarak gerçekleşti. Akıllı telefon seçmeyi, satın almayı ve kullanmayı tüketiciler için “kolay”, “anlaşılır” ve “erişilebilir” hale getiren Akıllı Cihaz Akıllı İletişim Plat22 temmuz’13 formu (ACAİP) sayesinde akıllı telefon penetrasyonu %22’e yükseldi. Böylece, şirket mobil internet ve veri gelirlerindeki hızlı büyümesini devam ettirdi. 2012-13 mali yılının dördüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı dönemine göre mobil internet gelirlerini %92 artıran şirket, veri gelirlerinde de %55’lik bir artış sağladı. C M Y CM MY CY CMY K HABER Yeni Nesil Kablosuz Hız Canavarı!.. 802.11ac En Üstün Wi-Fi Standartı burada!... Eş Zamanlı Dual-Bant Gigabit Router Yeni Nesil 802.11ac Standartı ve Dual-Bant desteği ile Kablosuz bağlantı hiç bu kadar hızlı olmamıştı. Kablolu Bağlantı için Gigabit Portlar Kablolu bağlantıdan vazgeçmeyenler için de Gigabit portlar ile yüksek hızlı iletişim. Çok Fonksiyonlu 2 adet USB portu üzerinden paylaşımın keyfine varın. IPv6 Ready Yeni nesil internet iletişim protokolü IPv6’ya uyumludur. 5GHz 1300Mbps + 2.4GHz 450Mbps = 1750Mbps USB portlarına bağlayacağınız yazıcınıza veya haricidiskinizdeki dosyalarınıza ister router’a direkt bağlı kaynaklardan istersenizde dünya üzerinde herhangi bir yerden ulaşın. YIL Garanti TP-LINK Türkiye www.tp-link.com.tr [email protected] temmuz’13 23 HABER Workcube ERP Uzmanlığı İlk Mezunlarını Verdi 1 8 Mart – 10 Mayıs 2013 tarihleri arasında Workcube eğitim salonunda gerçekleşen 182 saatlik eğitim programına üniversitelerin endüstri, bilgisayar, işletme, İİBF 4. sınıf öğrenci ve mezunları ile birlikte kariyerini ileriye taşımak isteyen profesyonellerin ilgi odağı oldu. Workcube, üniversitelerin endüstri, bilgisayar, işletme, İİBF 4. sınıf öğrenci ve mezunları veya kariyerini ileriye taşımak isteyenlere yönelik geliştirdiği ve devamını sağlayacağı bu programla ERP alanında hem ERP danışmanlığı yetkinliklerine hem de Workcube uygulamalarına hâkim uzmanlar yetiştirilmesini hedefliyor. Workcube iş ortakları yöneticileri ve uzman danışmanların eğitmenlik yaptığı, haftada 3 tam günü kapsayan 8 haftalık programın ilk haftasında ERP başta olmak üzere CRM, IK, MRP vb. e-iş kavramlarına yönelik temel bilgiler, proje analizi, implementasyon standartları ve aşamaları anlatılırken, diğer 6 haftada Workcube Genel Parametreler ve Kullanımı ile tüm Workcube modülleri detaylı olarak işlendi. İşletmelere uçtan uca bütünlüklü yönetim anlayışıyla ERP projeleri sunan Workcube, düzenlediği sertifika programına katılan kursiyerlere bir işletmedeki iş süreçlerinin neler olduğunu, süreçlerin nasıl yönetildiğini, ERP sisteminin bir işletmede kullanıma alınmasını Workcube ERP üzerinden modül bazlı uygulamalı olarak anlattı. Workcube Sertifika Programı kursiyerlerin 7 haftalık uygulamalı eğitim sonunda öğrendiklerini Workcube ERP üzerinde gerçekleştirdikleri örnek implementasyon çalışmasıyla tamamlandı. BKM, Türkiye’den İlk Üye Kurum Olacak T ürkiye’de ödeme sistemlerinin geliştirilmesi vizyonunda çalışmalarını sürdüren, bankaların ortak platformu Bankalararası Kart Merkezi (BKM), PCI Güvenlik Standartları Konseyi’nde Danışma Kurulu üyeliğine seçildi. Böylece kartlı ödeme sistemlerinde güvenliğin sağlanması ve uluslararası standartların belirlenmesinde büyük rol oynayan PCI Güvenlik Standartları Konseyi’nin Danışma Kurulu’nda, Türkiye’den ilk kez bir kurum üyeliğe seçilmiş oldu. Bankalararası Kart Merkezi’ni temsilen üyelik görevini 20132015 dönemi boyunca BKM BT Güvenlik, Uyum, Risk ve Kalite Müdürü Berna Sirel yürütecek. Ödeme zincirinde yer alan kuruluşla- rın stratejik ve teknik öneriler sunarak destek sağladığı PCI Güvenlik Standartları Konseyi Danışma Kurulu’nda, kartlı ödeme sistemlerinde güvenlik standartlarının iyileştirilmesine yönelik çalışmalar gerçekleştiriliyor. Danışma Kurulu, küresel paydaşların PCI Güvenlik Standartlarının gelişimine katkıda bulunmalarının sağlanması amacıyla, konseyin, aralarında dünyanın çeşitli ülkelerinde faaliyette bulunan ticaret şirketlerinin, finansal kuruluşların ve işletmelerin de yer aldığı 690’ı aşkın Katılımcı Organizasyonu tarafından seçilen sektörler arası bir gruptur. Danışma Kurulu, standartların geliştirilmesine ilişkin önerilerde bulunmanın yanı sıra, görüşlerin ve geri besleme bilgilerinin alınması, Özel İlgi Gruplarına (SIG) katılım sağlanması ile kurula, PCI Standartları’nın daha iyi anlaşılması ve benimsenmesi misyonunu yerine getirmesinde yardımcı olunması gibi önemli bir rol üstlenmiş bulunmaktadır. Geleneksel İçerik Yönetimi Anlayışı Değişiyor G eleneksel içerik yönetimi anlayışı değişiyor. Sosyal ağlar ile işbirliğini içeren yeni iş yapış şekilleri gelişiyor. Güçlü ve etkili kurumsal arama ile bilgiye erişimin önemi giderek artıyor. Kurumsal çalışanlar kendilerini mobil çalışanlar olarak nitelendiriyor ve zamanlarının çoğunu asıl çalışma alanlarından uzakta geçiriyorlar. Kurumsal bilgi artık çok daha değerli ve korunması gerekiyor. İşte tam bu noktada, ihtiyacınız olan bilgiye erişim hızınızı arttırırken güvenlikten ödün vermemeniz için sizlere destek oluyoruz. Data Market; profesyonel danışmanlık ekibi ve Microsoft SharePoint Portal teknolojisi ile Doküman Yönetimi, Form Yönetimi, Web İçerik Yönetimi, İş Zekası ve Süreçleri, Arama, Bilgi Sınıflandırma ve Bilgi Güvenliği konularında sizlere destek oluyor. Verdiğimiz profesyonel hizmetler ile, Kalite Yönetim Sistemi’nizin kurallarına uyarak, tüm süreçlerinizde kalite bilincinin sistematik ve sürdürülebilir olmasını sağlıyoruz. Microsoft Sharepoint platformunda geliştirdiğimiz hazır çözümler ile, Müşteri Şikayet Takip Yönetimi, Düzeltici Önleyici Faaliyet Takibi, Toplantı Yönetimi, Do24 temmuz’13 kuman Yönetimi gibi pek çok konuda süreçlerinizle uyumlu form ve iş akışlarını kısa sürede hayata geçiriyoruz. Uzman danışmanlık kadromuzla, İnsan Kaynakları uygulamalarınız için de hazır ve pratik portal çözümleri sunuyoruz; Performans Değerlendirme Sistemi, Masraf, İzin, Avans vb Form ve İş Akışları, Öneri Sistemi, Seri İlanlar, Eğitim Planlama ve Yönetimi gibi birçok başlıkta Microsoft Sharepoint Portal ile çok kısa sürede kullanıma hazır uygulamalar geliştiriyoruz. Ali Yavuz Şahin [email protected] RÖPORTAJ Telekomünikasyon Pazarının Büyümesi İçin Neler Yapılmalı? 2002 yılından bu yana Telekomünikasyon sektöründe faaliyet gösteren işletmeciler arasında yakın dayanışma ve işbirliğini oluşturan TELKODER’in Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Ata Arıak ile keyifli b söyleşi gerçekleştirdik Son yıllarda Telekomünikasyon sektörü beklendiği gibi büyümüyor ve sektörün yapısı değişmiyor. Yeni işletmecilerin payı on yılda sadece %5’ler seviyesine ulaştı. Sizce bu durumun temel sebepleri nelerdir? Pazarın büyütülmesi için neler yapılabilir? Ülkemiz telekomünikasyon sektörü için en önemli risk ve tehdit sektörde serbestleşme sürecinin tamamlanmamış olmasıdır. Bugün piyasada faaliyet gösteren büyük şirketlerdeki hisselerin büyük bölümü yabancı yatırımcılara aittir. Yeni nesil işletmelerin çok büyük bölümü ise yerli yatırımcılara aittir. Yeni nesil işletmecilik alanına yabancı yatırımın gelmemesinin en önemli nedeni, piyasada tam ve adil rekabet ortamının henüz sağlanmamış olmasıdır. Serbestleşme başladığında bu alana giren Türkiye’nin birçok büyük gurubu (Koç,Sabancı,Borusan,Ülker,vb.), bütün ısrarlarına rağmen devam edememiş ve bu alandan çekilmiştir. Mevcut yapı, doğal ve dengeli değildir. Türk Telekom gurubunda devletin doğrudan mevcudiyeti sürmektedir; Turkcell Yönetim Kurulu’na giren yeni üyelerle sektörün bünyesine yeni bir devlet mevcudiyeti eklenmiştir. Sonuçta, mevcut yapının % 85 ini oluşturan bu iki gurubun yönetiminde hükümet doğrudan etkin duruma gelmiştir.Nedeni ne olursa olsun bu durum ‘’doğal’’ değildir ve sektörde yapılacak çok şey olduğunun açık göstergesidir. Telekomünikasyon sektörü kalkınmanın lokomotifi olarak düşünüldüğünde bu alana yapılacak yerli ve yabancı yatırımların ülkemiz istihdamına ve milli gelirine olumlu etki yaratacağı ortadadır. Serbestleşme ile ilgili sorunların çözüldüğü, serbest işletmecilerin rekabetçiliğinin güçlendiği, pazar paylarının %40’lara %50’lere ulaştığı, tüketicilerin seçme hakkının genişlediği bir telekom sektörünün Türkiye’ye sağlayacağı faydalar sınırsızdır. Bunların dışında sektördeki büyümeyi artıracak en önemli ve güncel gelişme, fiber kablolardan oluşan yeni nesil şebekelerin kurulması yönünde atılmakta olan adımlardır. Yeni fiber şebekelerin kurulması önündeki engellerin kaldırılması ile birlikte yerli ve yabancıların telekomünikasyon alanına ilgilerinin artacağını düşünüyoruz. Telekomünikasyon sektörünün geleceği ve rekabetin tam olarak sağlanabilmesi için: MVNO alanında faaliyetlerin başlayabilmesi için tedbir alınması gerekiyor; piyasanın sağlıklı gelişmesinin desteklenmesi açısından BTK tarafından “Fiyat Sıkıştırması ve Yıkıcı Fiyatlandırmanın Önlenmesi Yönetmeliği”nin çıkarılması da, önerilerimiz arasında yer alıyor. Uydu teknolojisinde yeni gelişmeler olduğunu, uydu internetin kapasitesinin arttığını ve fiyatlarının düştüğünü duyuyoruz. Bize bu konuda biraz bilgi verebilir misiniz? Telekomünikasyon alanında son yıllarda gerçekleşen teknolojik gelişmeler sonucunda, ses, veri ve görüntü hizmetlerine olan talepte büyük artışlar ortaya çıkıyor. Günlük hayatımız giderek daha fazla bilgiye ulaşmayı gerektiriyor. Hızlı ve ucuz internet artık hepimizin ortak amacı haline geldi. Yusuf Ata Arıak TELKODER Yönetim Kurulu Başkanı Ancak, 2012 yılı TÜİK verilerini incelediğimizde internet kullanım oranlarının bölgeler arasında büyük farklılıklar oranları olduğunu görüyoruz. Türkiye genelinde %47,4 olan internet kullanım oranı, İstanbul’da %60,9 ve Batı Anadolu’da %57,1 iken Güneydoğu Anadolu’da ise sadece %29,4. Bu istatistikler internet hizmetlerine erişim ve kullanım bakımından ülkemizde bölgeler arasında önemli derecede eşitsizliğin bulunduğuna (Digital Divide) işaret ediyor. Bölgeler arasında var olan bu eşitsizliğin giderilmesi için alınacak önlem 2012 Hükümet Programında şöyle yer alıyor; Vatandaşlarımızın haberleşme ve internet erişimi konularında eşit fırsat ve haklara sahip olmaları için çıkarılan Evrensel Hizmet Kanunu kapsamında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı çeşitli projeler yürütüyor. Sizin de söylediğiniz gibi, son dönemlerde uydu internet teknolojilerinde büyük gelişmeler oldu. Uydu ile kent, kır, bölge farkı olmaksızın heryere uygun maliyetle ve çok kısa süre içerisinde hızlı internet erişimi sağlanması mümkün hale geldi. Uydu internet, bölgeler arasındaki internete erişim ve kullanım dengesizliğinin hızla giderilmesi için en uygun yöntem haline geldi. Teknolojinin getirdiği bu önemli imkandan vatandaşlarımızın ucuz olarak yararlanabilmesi için Sabit Uydu Yer Terminalleri (VSAT) Ruhsat ve Yıllık Kullanım ücretlerinin kaldırılması gerekiyor. Böylece Türkiye’deki heberleşme ve erişim eşitsizliğini büyük oradna ortadan kaldırmamız mümkün olacaktır. temmuz’13 25 ÖZEL HABER HABER BT’nin Geleceğine HP Discover 2013’te Yakından Baktık Teknoloji rüzgarı geçtiğimiz ay içerisinde bu sefer LAS Vegas’dan esti HP’nin düzenlediği Discover 2013 etkinliğinde geleceğe yön verecek sunucu sistemleri, depolama birimleri, yazıcı ve iş istasyonları ile birlikte yeni Bulut Bilişim çözümleri görücüye çıktı 3 gün süren etkinlik çerçevesinde ilk gün küçük orta ve büyük ölçekteki yazıcılar tanıtıldı. Toplantının ikinci gününde sunucu sistemleri ve yazılım çözümleri ve son gününde de Bulut Bilişim ile ilgili olan yenilikler gösterildi. Etkinliğin açılış konuşmasını HP’nin üst düzey yöneticilerinden Lynn Anderson yaptı. Arından HP yazıcı sistemlerinin Executive VP’si Todd Bradley söz aldı. Todd Bradley genel olarak yazıcı sistemlerinden bahsetti ve HP’nin bu alandaki farklarına dikkatleri çekti. Cihazların birbirleriyle haberleşmesi, cihazların deneyimlerindeki üstünlükleri ve potansiyellerden söz eden Bradley ürünlerin avantajlarından bahsederken HP’nin geleceği nasıl gördüğünü de kısaca özetledi. HP’nin kullanıcıların yapacakları işi kolaylaştırmak için birçok çalışma yaptığını sözlerine ekleyen Bradley özellikle mobil platformlar, Bulut Bilişim ve verimliliğin ne kadar önemli olduğunu vurguladı. Ardından Business PC ve çözümler Başkanı Enrique Lores sözü aldı. HP’nin ürünleri arasında iş çevreleri için farklı çözüm ve ürünlerin olduğunu söyleyen Lores günü26 temmuz’13 müzdeki BT endüstrisinin gelecekte özellikle personel, çalışma alanı, çalışma şekli ve BT ihtiyaçları alanlarında şekilleneceğini. Durumun böyle olacağını tahmin eden HP’nin ürünlerinde belli başlı değişikliklere gittiğini söyleyen Lores tasarımın cihazlarda daha ön planda tuttuklarından, Bulut Bilişim hizmetleri üzerinde yönetilebilirlik ve güvenliğin daha da önemli hale geldiğinin altını çizdi. Bunlara ek olarak sıra dışı form faktörler ve elbette servislerin büyük bir önem taşıdığına değindi. Lores, Microsoft’un XP’yi 2014 yılında emekliye ayıracağını söylerken HP müşterilerinin birçoğunun XP işletim sistemi kullandığını ve bu sistemlerinde teknolojilerini modernize etmek ve verimliliği arttırmak için çeşitli planlar oluşturduklarını belirtti. İlk Sürpriz HP Elitepad POS Enrique Lores konuşmasının ortalarına doğru HP’nin ilk sürprizini de açıkladı. HP’nin yeni sürprizi Elitepad POS cihazı. Bir POS cihazının tüm özellikleri üzerinde barındıran, hatta kullanıcıya çok daha fazlasını sunacak olan bu yeni Tablet PC’nin gerek donanımı gerekse de servisleri ile büyük sükse toplaması bekleniyor. HP Elitepad POS cihazı ile birlikte üst seviye iş istasyonları Elite 800 (4. Nesil Intel Core mimarili işlemci kullanıyor) ve Pro 600’ü de gün yüzüne çıkartan Lores, iş çevreleri için hepsi bir arada PC çözümleri için de yeni ürünlerini gösterdi. HP EliteOne adlı ürün 23 inç büyüklüğündeki dokunmatik ekranı, Windows 8 işletim sistemi, DTS desteği ve HD webcam birleşenleri ile donatılmış. Düşük güç tüketimi, yüksek performans ve güvenlikten feragat etmeyen bu ürünler, verimlilik ile birlikte kullanıcılara tam kapsamlı çözümler sunuyor. Lores’in sunumun ardından söz Lazerjet ve kurumsal çözümler Kıdemli Başkan Yardımıcısı Pradeep Jotwani ‘ye geçti. Jotwani HP’nin yeni baskı çözümlerinden bahsetti. HP Relate ve HP Flow CM yeniliklerini duyuran Jotwani, EPrint Enterprise 2.2 teknolojisini de gün yüzüne çıkardı. HP Relate, HP Extreme ve Bulut Bilişim servislerinin birleşiminden oluşuyor. Bu teknolojinin en büyük yeniliği Salesforce. com üzerinden (CRM) doküman oluştur- ÖZEL HABER ması, hızlı çözümler sunması ve kişileştirilmiş kullanıcı haberleşmesi sağlaması. Flow CM teknolojisi ise (50-250 çalışanlı şirketler için uygun) hepsi bir arada baskı istasyonlarının Bulut Bilişim ile tanışmasını sağlıyor. HP Laserjet Pro ve HP Officejet Pro cihazları bu yeni teknolojiyi kullanacaklar. Bununla birlikte Android cihazlar için erişim ve yeni bir şifreleme tekniğiyle birlikte ekstra güvenlik sağlanacak. EPrint Enterprise 2.2 teknolojisindeki yenilikler ise erişim kolaylığı ve ekstra güvenliğinin sağlanmış olması. Bununla birlikte gelişmiş bir şifreleme yöntemi de kullanılıyor. HP Discover 2013’ün ilk gününde yeni ürünlerinin tanıtıldığı sunumlar gerçekleştirdi. Sunucu, Depolama ve Büyük Veri çözümleri HP’den Dave Donatelli ikinci günde ilk konuşmacı olarak sahneye çıktı. Donatelli yaptığı sunumda en büyük IT mimarileri trendlerinden bahsetti. Converged mimari, Bulut Bilişim ve yazılım destekli veri merkezlerinin öneminden bahseden Donatelli, ilk olarak üç yeni sunucu sistemini gün yüzüne çıkardı. Kompakt ve tekli uygulamalara yönelik DL320e Gen8 v2, kurumsal sınıfa yönetebilirlik sağlayan 1P ML310e Gen8 v2 sunucu ve belli başlı uygulamalara yönelik, ufak boyutlu Micro Server Gen8 adlı sunucular kısaca tanıtıldı. Bu sunumların ardından HP Cnverede Storage’in avantajlarından bahsedildi. Burada en önemli avantajlardan biri kuşkusuz Flash Optimized teknolojisi oldu. Günümüzde HDD ve SSD kullanılırken, pek yakında Flash optimized ürünlerle tanışacağını söyleyen Donatelli, uzak gelecekte ikinci nesil NV belleklerle tanışacağımızı da belirtti. Bu değişimler yedekleme performansını ciddi anlamda artıracak. Depolama ürünlerin diğer bir büyük avantajı, yazılım tanımlı ürünlerin kullanıcılara ciddi bir rahatlık sağlaması. Bununla birlikte toplam sahip olma maliyeti % 61 düşeceği gibi, % 81 daha az yer kaplama ve % 83 daha az güç tüketimi sağlanacak. HP bu sunumların ardından Flash optimized yedekleme ünitesi olan 3Par StoreServ 7450 ve yazılım tanımlı ürünü olan StoreOnce VSA’yi tüm katılımcılara gösterdi. 3Par StoreServ 7450, 0.7 ms gecikmeyle 554K IOPS veri işleyebiliyor. Bu önceki ürün ailesi ile kıyasla ciddi bir artış anlamına geliyor. HP, Flash teknolojisi yardımıyla önbellek dar boğazını ortadan kaldırarak bu tür bir performans artışı sağlamış durumda. Kısaca bu ürün oldukça yüksek bir performans (240 SSD güçünde) sağladığı gibi çok düşük bir gecikme süresine sahip. Bu da ürünü ciddi anlamda avantajlı kılıyor. HP StoreOnce VSA ile İlk Tanışma Diğer markaların farklı mimarilerin biraya getirilmesi ile oluşturulan karmaşık ve uyumsuz çözümlerinden farklı bir yaklaşım güden HP StoreOnce, kurumsal disk yedekleme ihtiyacını tek depolama mimarisi ile karşılayan yegane seçenek olarak öne çıkıyor. Bu çözüm hem uygulama ve yedekleme sunucularına, hem de fiziksel hem de sanal olarak kurulabiliyor. HP StoreOnce, farklı sistemler arasında geçiş yapmak üzere bant genişliği ve yönetim kapasitesi ekleme zorunluluğu getirmeden, kurumların HP StoreOnce grupları arasında tekilleştirilmiş veri taşımasına izin veriyor. HP StoreOnce VSA’ye geldiğimizde ise, en büyük avantajlarından biri sanallaştırma özelliğini sunan bir yazılımın olması. Bu da sahip olma maliyetini %65 düşürüyor. Bu yazılım aynı zamanda enerji tüketimini %73 düşürdüğü gibi ayak izini de %50 azaltıyor. Merkezi yönetebilirlik sağlayan HP StoreOnce VSA’ye Bulut bilişim yedekleme teknolojisini de destekliyor. HP bu ürün ile EMC’yi direkt olarak hedef alıyor. Gösterilen karşılaştırma tablosunda bu ürünün odlukça üstün özellikleri gözler önüne serildi. Tabi buradaki yenilikler sadece bununla sınırlı değil. HP, Data Protector 8 adlı bir yedekleme yazılımını da gün yüzüne çıkardı. Bant genişliğinde ciddi düzeltmeler sağlayan HP, Data Protector 8 sayesinde önemli bir verim- lilik sağlıyor. Bu ürün IBM TSM ile kıyaslandığında 200 kat daha büyük ölçeklenebilirlik sağlıyor. Büyük Verinin Gücü:HAVEn Toplantıda elbette gerçek zamanlı kararlar alması için geliştirilen Büyük Veri portföyü için yeni çözümler de tanıtıldı. Kurumların büyük verinin getirilerinden yararlanması için, HAVEn platformu büyük ilgi çekti. Analiz yazılımları, donanım ve hizmetlerden faydalanan bu platform, büyük veri uyumlu gelecek kuşak analiz uygulamaları ve çözümleri geliştiriyor. HP Autonomy, HP Vertica, HP ArcSight ve HP Operations Management gibi başarıları kanıtlanmış teknolojileri kapsayan HAVEn, marka bağımlılığından kurtulma, çoklu sanallaştırma teknolojileri desteği, üst düzeyde optimize edilmiş donanım çözümleriyle yatırım getirisini hızlandırma ve yapısal, yarı yapısal ve yapısal olmayan verileri işleyerek bilgi kaynaklarının tamamından katma değer elde etme gibi avantajları beraberinde getiriyor. HAVEn platformunda çalışan ilk entegre büyük veri analiz çözümü HP Operasyonel Analiz, BT operasyonlarının tüm yanlarıyla analiz edilmesini ve organizasyonların hizmette kalite ilkesini uygulamasını sağlıyor. Bu çözüm, kurumların HP ArcSight Logger ile HP Business Service Management gibi farklı HP ürünlerinden ve üçüncü taraf kaynaklardan gelen büyük çaplı BT operasyonel veri akışını işlemesine, yönetmesine ve analiz etmesine imkan tanıyor. temmuz’13 27 HABER Telekomünikasyon Sektörünün Geleceği İstanbul’da Tartışıldı T ürk Telekom, Uluslararası İletişim Enstitüsü (IIC) tarafından düzenlenen Telekomünikasyon ve Medya Forum’da sektörün kanaat önderlerini ağırladı Türk Telekom Kurumsal Müşteri Başkanı Mehmet Ali Akarca’nın açılış konuşmasıyla başlayan Telekomünikasyon ve Medya Forum’da, kısa, orta ve uzun vadede telekomünikasyon sektörünün karşı karşıya olduğu dönüşüm ve bu sürecin getirdiği fırsatlar masaya yatırıldı. Akarca, açılışta yaptığı konuşmada “Türk Telekom olarak bu etkinliğe İstanbul’da ev sahipliği yapmaktan memnuniyet duyuyoruz. Tüm dünya gibi Türkiye de telekomünikasyon alanında bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Genişbantın getirdiği olanaklar sayesinde şebekeler, yeni ürün ve servislerin sunulması için ideal bir platform sağlıyor. Başta çevrimiçi video olmak üzere farklı kaynaklardan çok çeşitli içeriğe yönelik talep ve servisler çoğaldıkça, altyapı yatırımlarının önemi de her geçen gün daha fazla artıyor” dedi. Sektörün önemli kuruluşlarında aktif rol üstlendiklerini belirten Akarca, sözlerini şöyle sürdürdü: “ETNO, SAMENA ve GSMA gibi önde gelen kuruluşlarının yönetim kurulu üyesi olan Türk Telekom Grubu, telekomünikasyon politika- ları konusunun fikir önderleri arasında yer alıyor. Bu platformlarda, Ortadoğu’dan Balkanlar’a, Kafkasya’dan Akdeniz’e kadar uzanan çok geniş bir bölgeyi temsil ediyoruz. Bunun yanı sıra başta Ar-Ge ve teknoloji olmak üzere bilgi birikimi ve yatırım konularında grup şirketleri arasında ciddi bir işbirliği içinde hareket ediyoruz. Ancak öncelikler listemizin en başında yeni fikirlere odaklanmaya devam etmek yer alıyor, zira hızlı hareket etmek sektörümüzdeki en önemli avantaj.” ZTE’nin Türkiye Distribütörü TESAN Oldu T esan İletişim, Çinli teknoloji devi ZTE ile işbirliğine gitti. Bilişim sektöründe önemli bir etki yaratması beklenen bu işbirliğinin sonucunda, ZTE’nin kurumsal ağ iletişim ürünleri konusunda Türkiye’deki tek distribütörü Tesan İletişim oldu. ZTE ile yaptıkları işbirliğinden dolayı çok mutlu olduklarını söyleyen Tesan İletişim Genel Müdürü Rüştü Arseven, Tesan İletişim olarak iş ortaklarıyla beraber büyümeye önem verdiklerini, geçmişten gelen zengin birikimlerini geleceğe de taşımak için yatırımlarını artırarak sürdürdüklerini kaydetti. “Son olarak dünyanın en önemli bilişim firmalarından biri olan ZTE’nin Kurumsal Ürün Grubu’nda Türkiye distribütörlüğünü alarak, network pazarına yaptığımız yatırıma yepyeni ve güçlü bir halka ekledik.” diyen Arseven, şöyle konuştu: “Tesan İletişim olarak, halen ciromuzun yüzde 20’sini oluşturan kurumsal ürünler grubunda hedefimizi, ‘yüzde 50’lik oranı yakalamak’ olarak belirledik. Bu nedenle personel alımımızı hızlandırdık ve geçtiğimiz yıl network ekibimizi yaklaşık yüzde 20 oranında genişlettik. Kurumsal çözümler tarafında geçen yıl hedeflerimizi yüzde 25 oranında artırmıştık. Bu hedeflerimize ulaşma yolunda ilk duyurusunu İstanbul ve İzmir’de düzenlediğimiz Sinerji’13 etkinliklerinde gerçekleştirdiğimiz ZTE işbirliğimizin önemli bir kilometre taşı olacağını düşünüyoruz.” Arseven, ZTE’nin distribütörü olarak Tesan’ı seçmesinde Tesan İletişim’in güçlü bayi altyapısının önemli bir etken olduğunu belirtirken, yine Tesan’ın deneyimli teknik işgücünün de seçim konusunda etkili olduğunu sözlerine ekledi. Gartner CRM Oscarı 2. kez Akbank’ın C RM ve bilişim teknolojileri alanında dünyanın en prestijli değerlendirme ve danışmanlık kuruluşlarından Gartner tarafından verilen “2013 CRM Excellence” (“Müşteri İlişkileri Yönetiminde Mükemmellik”) ödülleri geçtiğimiz günlerde Londra’da düzenlenen Müşteri Stratejileri ve Teknolojileri Zirvesi’nde sahiplerini buldu. Müşteri ilişkileri yönetimi alanının “Oscar’ı” olarak da tanımlanan bu prestijli ödülü “Customer Analytics” (Müşteri Analitiği) Türkiye adına Akbank kazandı. Akbank, 2012 yılında daha da yoğunlaştırdığı analitik çalışmalar ile bu yıl söz konusu ödülü kazanan tek Türk bankası oldu. Akbank, Gartner’ın CRM Excellence ödülüne, Avrupa, Orta Doğu, Afrika, Asya-Pasifik ve Çin’i içine alan bölgenin (EMEA/APAC) tamamı için ve sektörlerden bağımsız olarak yapılan titiz değerlendirmeler sonucu layık görüldü. Gartner CRM Excellence ödülünü 2011 yılında “Marketing” (Pazar28 temmuz’13 lama) kategorisinde Türkiye’den almaya hak kazanan ilk banka olan Akbank, 2013 ödülü ile de, Türkiye’den iki Gartner ödülünü kazanan “ilk ve tek banka” olarak yine bir ilke imza attı. Akbank CRM Bölüm Başkanı Attila Bayrak da Akbank olarak müşteri odaklı yatırımlara özel bir önem verdiklerinin altını çizdi ve “Müşteri ihtiyaç ve taleplerini karşılamaya odaklı çalışmalarımız ile müşterilerimizin yaşam kalitesini artırıyoruz. Bu da bize müşteri ilişkilerinde mükemmelliği getiriyor. Müşteri odaklı yatırım ve çalışmalarımızı hiç ara vermeden sürdüreceğiz” dedi. Ömer Balk RÖPORTAJ [email protected] Geleceğin Konsepti Akıllı Ev ve Ofisler Hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline gelen internet Türkiye’de hızla gelişmeye devam ederken, sektörün önemli oyuncularından olan, hem alt yapı hem de son kullanıcı ürünleriyle tanıdığımız Zyxel’in Türkiye Genel Müdürü Vefa Tarhan ile Zyxel’in Türkiye hedeflerini, yatırımlarını ve pazardan beklentilerini konuştuk Zyxel’in kurumsal alanda ve son kullanıcıya yönelik ürünleri bulunuyor. Türkiye pazarında Zyxel’i nasıl konumlandırıyorsunuz ve pazarı nasıl değerlendiriyorsunuz? Zyxel’in bireysel, kurumsal ve Telekom alt yapı ekipmanları alanları olmak üzere 3 ana alanda ürünleri bulunuyor. Genel baktığımızda ise biz bir haberleşme şirketiyiz. Eskiden haberleşme teknolojisi uzak ve geniş ağ teknolojisi olarak algılanırdı. Ama bugünlerde insanları ve ofisleri birbirine bağlayan yerel ağ, geniş ağ, veri, ses ve görüntü taşıyan ekipmanlar üretiyoruz. Oldukça iyi bir kalite çizgimiz var ve yılardır da bu çizgi devam ediyor. 3 milyona yakın bireysel ürünümüz satılmış durumda ve her yılda büyüme trendi içerisindeyiz. Bunların içerisinde bireysel tarafta DSL ile büyüme sağladık ve bunun yanı sıra diğer ağ ekipmanları, kablosuz ekipmanlar, depolama cihazları, güvenlik ürünleri, ağ çözümleri gibi, bireysel ve kurumsal ürünlerimiz bulunuyor. Mobilite, BYOD, bulut sistemleri son dönemde önemini giderek arttırıyor. 2013 yılında Zyxel’in odağında neler var? BYOD uygulamaları işletmeleri son dönemde ciddi anlamda düşünmeye itti. Çünkü artık herkesin akıllı telefonu, tableti var ve bunların her biri ofise geldiğinde internete bağlanması gerekiyor ve böyle olduğunda da ciddi anlamda bir güvenlik açığı ve network oluşturuyor. Artık bütün şirketlerin BYOD sistemlerine yönelik alt yapılara ihtiyaçları var. Bu ağın özellikle kablosuz olması ve daha profesyonel olarak dizayn edilmesi gerekiyor. Bu noktada Zyxel olarak biz çok ciddi bir çözüm ailesine sahibiz. Zyxel’in ürünleri yenilik anlamında ne gibi farklılıklar sunacak? Tüketiciler Zyxel’i aldığında hem fiyatıyla hem nitelikleriyle çok iyi bir ürün almış oluğuna inanmasını hedefliyoruz. Yani çok ciddi bir şekilde değerleme yapıyoruz ve Zyxel’in ürünüyle, teknik desteğiyle, arıza bakımıyla, müşteri ilişkileri gibi alanlarda her şeyiyle çok iyi olmak zorunda. Bunun için de bütün işletmeleri takip ediyoruz. Önümüzdeki yıllarda akıllı ev ve ofis konsepti ağırlık basacak. Bütün ev eşyaları ve cihazlar networkün, internetin parçası olacak. Bu süreç içerisinde NAS, Power Line, medya sunucuları ve ev networkü önem kazanacak. Zyxel’in 2013 Yıllı Hedefleri Neler. Yılsonunda Zyxel’i nerede görmeyi hedefliyorsunuz? 2013 yılı IT sektöründe gelişme ve büyüme dönemi olacak. Belli alanlarda mesela DSL’de olduğu gibi doygunluklar var ama Zyxel olarak tüketicilerin katma değerli ürünlerim çok olduğu için tüketiciler ikinci ürünlerini Zyxel olarak tercih ediyorlar. Bizim fiyat seviyemiz 100 dolarlarda, rakiplerimiz 30 dolar ortalama fiyatla ürünlerini Vefa Tarhan ZyXEL Genel Müdürü satıyorlar. Cihazlarımız sesi ve veriyi ayrıştırabiliyor. Uzmanlık olarak cihazlara çok fazla şey katıyoruz, özellikle profesyonel kullanıcıların yanı sıra küçük ve orta ölçekli kullanıcılar Zyxel’i tercih emesini istiyoruz. Türkiye’de yükselen fiber trendi var kullanıcılar DSL’den Fibere yönelmeye başladı, bu konu özerinde ne gibi çalışmalarınız var? Fiberin iki anlamı var Türkiye’de, biri Ethernet’ten fiber diğerin ise VDSL üzerinden Ethernet. VDSL’de bir Ethernet olduğu için Türkiye’de halen kullanımda olan bakır hat var ve 100Mbs kolaylıkla bakır kablolar üzerinden verilebiliyor. Avrupa’da da bu böyle, eğer bakır hatlarınız varsa VDSL en ekonomik en hızlı yöntem. Ama hiç bakır hattınız yoksa Asya ülkelerinde olduğu gibi doğrudan fiber hattı döşemeye çalışıyorlar. Çünkü tekrar yatırım yapmak oldukça zor ve maliyetli. Türkiye’de Fiber interneti DSL’in bir parçası olarak düşünebiliriz. İçerik arttıkça Fiber ve VDSL artmakta, eğer içerik yoksa DSL’de, 3G’de bazı kullanıcılar için yeterli oluyor. Eğer evdeki cihazları ağ üzerinden bağlayacağım internet üzerinden film-dizi izleyeceğim, oyun oynayacağım diyorsanız VDSL ve Fiber internet öne çıkıyor. Türkiye önümüzdeki günlerde biraz daha içerik üzerine yoğunlaşacak ve yüksek bant genişliği talebi arttığı için abone sayısında da artış olacağını tahmin ediyoruz. temmuz’13 29 HABER KEP’le Kamuda Yeni Bir Anlayış Hakim Olacak Y eni Türk Ticaret Kanunu’yla hayatımıza giren ve ilgili yönetmelikle e-tebligat almak için zorunlu hale getirilen Kayıtlı Elektronik Posta (KEP) hizmetini kullanmaya başlayan Elazığ Belediyesi, KEP hizmetini kullanmaya başlayan ilk kamu kuruluşu oldu. Teknolojideki bu gelişim ve değişim, aynı zamanda iletişim araçlarını da dijital ortama taşıyor. İşte bu noktada devreye giren Kayıtlı Elektronik Posta, (KEP) dijital ortamda güvenli iletişim sağlamanın yanı sıra iş süreçlerinde de hız ve verimlilik sağlıyor. KEP’i başta kamu yönetimine yeni bir boyut kazandıracak olan “Kurumlararası e-yazışma Projesi”nde kullanmayı amaçladıklarına vurgu yapan Elazığ Belediyesi Teftiş Kurulu Müdürü ve Kent Bilgi Sistemi Koordinatörü Murat ALSU, “KEP’in bu projemizde kullanımı zaten başlı başına bir reform niteliğindedir. Ancak KEP hizmeti kamudaki kimlik doğrulama, beyan, bildirim ve onay mekanizmalarında son derece güvenli bir altyapı sunduğundan tüm kamusal iş ve işlemlerde de kullanımını planlıyoruz.”dedi. Alsu, kurumlar arası yazışmalarda hem mali açıdan hem de iş yükü ve zaman açısından büyük faydaları olan KEP’in kamu hizmetlerinin daha şeffaf, hesap verilebilir ve yönetilebilir hale gelmesini sağlayacağına vurgu yaptı. Alsu “En önemlisi KEP, kamuda yeni bir anlayışın hâkim olmasını sağlayacak. Vatandaş açısından ise zaman ve mekândan bağımsız, halkın tümüne hitap edecek kamu hizmeti anlamı taşıyacak” dedi. Deloitte’un Teknoloji Fast50 Programı Başlıyor P rogramın başladığı 2006 yılından bu yana 149 firmanın Türkiye’nin en hızlı teknoloji şirketi olduğu Deloitte Teknoloji Fast50 Türkiye 2013 Programı başlıyor. Bu yılki sloganı “Create Powerful Connections!” olarak belirlenen programa 19 Temmuz 2013 tarihine kadar başvuru yapılabilecek. Programda yer alan şirketler ise bu yılın Ekim ayında açıklanacak. Deloitte Teknoloji Fast50 Türkiye 2013 Programı’nın ülke ekonomisinin nabzını tutan önemli bir gösterge olduğunu ifade eden Deloitte Türkiye TMT Lideri Tolga Yaveroğlu, “Programımız yedi yıldır büyük bir başarı ile devam ediyor. Bu zamana kadar şirketlerin ilgisi de bunun bir göstergesi aslında. Elde ettiğimiz başvurularla Türkiye genelinde binlerce firmaya ulaştık. Tabii ki kriterlerimiz nedeniyle her yıl sadece 50 firma bu programa katılmaya hak kazanıyor. Bu şirketlerin %50’den fazlası EMEA’da düzenlenen programa katılma hakkı elde ederken, 6 tanesi yine EMEA’da ilk 10’a girmeyi başardı. Özetle program yardımıyla, kurumlarımıza ulusal ve uluslararası düzeyde marka bilinirliği yaratarak onlara yeni iş imkanları ile işbirlikleri için bir iletişim ağı oluşturduk. Bu yıl ve gelecek yıllarda da kurumlarımıza destek olmaya devam edeceğiz” dedi. Yenilikçi stratejiler, sağlam yönetim uygulamaları ve pazar vizyonları ile en hızlı büyümeyi elde ederek Deloitte Teknoloji Fast50 Programı’nda yer alacak Türk teknoloji şirketleri aynı zamanda Avrupa, Ortadoğu ve Afrika (EMEA) bölgesinde düzenlenen Deloitte Teknoloji Fast500 EMEA Programı’nda Türkiye’yi temsil etme fırsatını yakalayacak. ZTE Niş Pazarların Kapısını Aralıyor N etwork çözümleri, mobil cihazlar ve telekomünikasyon araçları sağlayıcısı, dünyanın en büyük telekom şirketlerinden ZTE, mobil telekom dünyasında çığır açan yenilikçi hizmetlerini sürdürüyor. Bunun son örneği ZTE’nin mobil sanal şebeke operatörleri (MVNO) için devreye soktuğu Zsmart adını taşıyan mobil sanal şebeke işletimcisi (MVNE) oldu. ZTE’nin yenilikçi çözümü ZSmart’ın, Avrupada’ki tüm sanal mobil şebeke operatörlerini bünyesinde toplaması planlanıyor. ZSmart MVNE, Türkiye’de de sayıları hızla artan mobil sanal şebeke operatörlerinin yeni pazarlara girerken karşı karşıya kaldığı sıkıntı ve tıkanıklıklara yeni çözümler getirmeyi amaçlıyor. MVNO’lara yüksek kalitede hizmet avantajı, maliyette tasarruf ve yeni pazarlama fırsatları sunan bu çözüm böylece, sanal operatörlerin pazardaki riskleri karşılayabilmelerini ve fiyat farklılığı yaratmalarını da sağlayacak. ZSmart platformu sayesinde ZTE, ortakları ve Avrupalı tüketicileriyle birlikte sürdürülebilir bir eko-sistem inşa etmeyi hedefliyor. Ayrıca te30 temmuz’13 lekom devi, iş ortaklarını da bu çözüm aracılığıyla niş pazar fırsatlarıyla buluşturmayı amaçlıyor. ZTE’nin ZSmart BSS/OSS çözümlerinin 70’i aşkın telekom operatörü tarafından kullanıldığını açıklayan ZTE İş Geliştirme Direktörü Ivan Cairo, “MVNO’lar açısından niş pazarlarda henüz keşfedilmemiş eşsiz iş fırsatları bulunuyor. ZSmart MVNE çözümleri ile mobil operatörlerimizi bu fırsatlarla buluşturmayı ve MVNO’ların iletişim ağlarıyla sağlanan katma değer hizmetlerden yararlanmalarını hedefliyoruz” dedi. HABER İlk Yönetim Kurulu Toplantısı Gerçekleşti T ürkiye Vodafone Vakfı’nın girişimcilik ekosisteminin gelişimini desteklemek ve yenilikçilik kapasitelerinin gelişimine katkı sağlayacak mekanizmaların oluşturulmasını sağlamak hedefiyle hataya geçirdiği “Uluslararası Girişimcilik Merkezi”, ilk yönetim kurulu toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıya Kalkınma Bakanlığı Yardımcısı Mehmet Ceylan, UNDP Daimi Temsilci Yardımcısı Matilda Dimovska, Türkiye Vodafone Vakfı Başkanı Hasan Süel, Habitat Kalkınma ve Yönetişim Derneği Onursal Başkanı Sezai Hazır ile Yönetim Kurulu Üyeleri katıldı. Girişimcilik alanında faaliyet gösteren lider sivil toplum kuruluşlarının, uluslararası organizas- yonların, teknoloji şirketlerinin ve üniversitelerin girişimcilik alanındaki çalışmalarını Türkiye’de ilk kez tek bir çatı altında toplayan “Uluslararası Girişimcilik Merkezi”nin ilk yönetim kurulu toplantısında, rekabet gücünü arttıracak politikalara katkı sağlayacak öneriler ele alındı. Türkiye’nin girişimcilik konusundaki mevcut durumunun ve bu konudaki ihtiyaçlarının masaya yatırıldığı toplantıda, girişimcilik ekosistemini destekleyici mekanizmaların geliştirilmesi için öneriler sunuldu. “Uluslararası Girişimcilik Merkezi” gençlerin, kadınların, girişimcilerin ve iş dünyasının girişimcilik ve yenilikçilik kapasitelerinin gelişimine katkı sağlayacak mekanizmaların geliştirilmesine destek verecek. Türk Telekom Bölge Müdürleri Van’da buluştu B ölge toplantısının ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Türk Telekom Saha Yönetimi Başkanı Haktan Kılıç, “Türkiye’yi yeni teknolojilerle tanıştırmak” misyonu ile 81 ilde fiber dönüşümü gerçekleştiren Türk Telekom’un fiber altyapıya yaptığı yatırımlarla ilgili bilgiler verdi. Kılıç, Türk Telekom’un yeni dönemde dijital yaşam dönüşümü, değer odaklı mükemmel müşteri hizmetleri, dünyaya açılım ve bölgesel büyümeyi kapsayan “3D vizyonu” ile çalışmalarına devam ettiğini söyledi. Türk Telekom’dan fiber dönüşüm Kılıç, “Türk Telekom olarak, tüm Türkiye’de bir ‘fiber dönüşümü’ başlattık. 2013 1. çeyrek itibarıyla döşediğimiz fiber kablo uzunluğu yurtiçinde toplamda yaklaşık 170 bin kilometreye ulaşmış durumda. Bu, dünyanın çevresinin dört katı bir uzunluğa karşılık geliyor. Türkiye’nin en büyük fiber altyapısına sahibiz. Son 7 yıl içinde Türk Telekom olarak 13 milyar TL’yi aşan bir konsolide yatırım gerçekleştirdik. 2013’ün ilk çeyreğindeki konsolide yatırımlarımız ise 254 milyon TL oldu. Tüm bu yatırımlarımız sonunda bugün ülkemizde kişi başına aylık or- talama veri tüketim miktarı 32 GB’a yükselmiş durumda. Yurtdışı çıkış hızımız ise 1640 Gbps’e ulaşırken toplam genişbant müşteri sayımız 7.1 milyona çıktı. Türk Telekom olarak, altyapı ve teknolojiye yaptığımız bu büyük yatırımları yüksek kalite ve rekabet gücüne sahip olmak kadar, gelişimi sürekli kılmanın da çok önemli olduğu inancıyla gerçekleştirdik. Bundan sonra da bu anlayışla çalışmalarımızı sürdüreceğiz.” Netaş Kimlik Doğrulama Teknolojisini Sundu N etaş’ın, BIOMIG’in Türkiye’deki tek yetkili satış ve servis şirketi olmasıyla ilgili anlaşma, Netaş CEO’su C. Müjdat Altay ile MIG Teknoloji Yönetim Kurulu Başkanı Güner Güçkıran arasında imzalandı. Kimlik doğrulamada yeni bir sistem olan BIOMIG isimli ürün, yüksek teknoloji- siyle sağlık kurumlarına ve hastalara kullanım kolaylığı sunuyor. Netaş’ın SGK’nın onayıyla pazara sunduğu BIOMIG, kullanıcı dostu özellikleriyle ön plana çıkıyor. İnsan parmağının küçük bir alanını tarayarak çalıştığı için, diğer biyometrik cihazlara göre çok daha hijyenik ve hızlı bir kullanım sağlayan Biomig, biyometrik doğrulama sonucunu kullanıcıya sesli olarak bildiriyor. Opsiyonel olarak sunulan WiFi ve 3G desteğiyle, sağlık kurumlarının kablosuz ağına bağlanarak çalışabilen Biomig, böylece yatan hastaların biyometrik doğrulamasında kolaylık sağlıyor. “Tak-Çalıştır” tasarımıyla kurulum kolaylığı sağlayan, tek parçadan oluşan ve ek lisanslama gerektirmeyen Biomig, biyometrik doğrulamayı parmak damar izi hassasiyetine indiriyor ve avantajlı fiyatlarla pazara sunuluyor. SGK’nın, artan tedavi ve ilaç harcamalarını kontrol altına alabilmek ve bu konuda olası usulsüzlüklerin önüne geçebilmek amacıyla 2012 yılı içinde devreye soktuğu damar izi üzerinden kimlik doğrulama sisteminin kullanımı, 1 Eylül 2013 tarihinden itibaren Türkiye’deki tüm resmi ve özel hastanelerle sağlık kuruluşlarında zorunlu hale gelecek. temmuz’13 31 HABER Ertuğ Ayık Yeni Görevine Atandı 1 996 yılından beri HP Türkiye bünyesinde farklı görevler üstlenen Ertuğ Ayık, son 1 yıldır sürdürdüğü HP Türkiye Kişisel Sistemler ve Baskı Grubu Ülke Müdürü görevinde sergilediği başarı üzerine HP MEMA (Ortadogu, Akdeniz & Afrika) Bölgesi Kişisel Sistemler ve Baskı Grubu Kurumsal Müşteriler Satış Direktörü görevine atandı. HP Türkiye Kişisel Sistemler ve Baskı Grubu Ülke Müdürü görevinde HP’nin Türkiye’de hem PC, hem de yazıcı alanlarındaki pazar payını artırıp, liderliğini pekiştiren Ertuğ Ayık, HP Türkiye’nin yurtdışı pozisyonlara yönetici transferi yapma başarısının son halkasına da imzasını atmış oldu. Ertuğ Ayık yeni görevinde HP’nin kişisel sistemler ve baskı ürün ve çözümlerinin 72 ülkede kurumsal müşterilere satışından sorumlu olacak. Boğaziçi Üniversitesi Elektrik ve Elektronik Mühendisliği Bölümü mezunu olan Ertuğ Ayık, 1996 yılında adım attığı HP Türkiye bünyesinde sırasıyla, Bilgisayar Bölümü Satış Temsilcisi, Ticari Görüntüleme ve Baskı Bölümü İş Geliştirme Müdürü, Görüntüleme ve Baskı Bölümü Grup Müdürü, Görüntüleme ve Baskı Bölümü Kurumsal Pazar Satış Müdürü ve Kişisel Sistemler Grubu Ülke Müdürü görevlerini başarıyla yerine getirdi. 2012 Temmuz ayından beri HP Türkiye Kişisel Sistemler ve Baskı Grubu Ülke Müdürü görevini yürüten Ertuğ Ayık kariyerine bundan böyle HP MEMA Bölgesi Kurumsal Müşteriler Satış Direktörü olarak devam edecek. Anadolu’daki Şirketler Teknoloji İle Buluştu T urkcell, şirketlerin daha fazla büyümesine destek olmak ve “Akıllı Şirket” vizyonunu paylaşmak üzere Anadolu turuna başladı. Anadolu’yu adım adım gezerek, mobil ve sabit iletişimin sunduğu olanakları kullanmak ve teknolojik dönüşümü yaşamak isteyen şirketlerle birebir temasa geçen Turkcell’in Şanlıurfa’dan sonraki durağı Mersin oldu. Turkcell kurumsal müşterilerini köklü dönüşüme davet ediyor Sanayi ve turizmin önemli şehirlerinden birisi olan Mersin’de Turkcell mobil ve sabit çözümlerini kullanan Mersin Su ve Kanalizasyon İdaresi, Çimsa ve Bilen Otomotiv yöneticilerinin iletişim teknolojilerinin şirketlerine kattığı faydayı anlattığı toplantının açılış konuşmasını Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv yaptı. Mersin’de gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını yapan Turkcell Genel Müdürü Süreyya Ciliv “Ben ve ekibim Türkiye’den aldığımızı teknoloji ve bilimle harmanlayarak Türkiye’ye vermek için durmaksızın çalışıyoruz. Akıllı Şirketler etkinliğimizle Anadolu’yu karış karış geziyoruz. Biliyoruz ki, içinde yaşadığımız bilgi ve mobilite çağında “teknolojiye uyum” tüm şirketlerin büyüme yolunda vermesi gereken bir sınav. Çağrımız tüm şirketlere “Siz de mobil teknolojilerle şirketinizin maliyetini azaltıp, gelirini arttırarak risklerinizi yönetin” dedi. Teknolojinin bugün çok daha erişilebilir olduğunun altını çizen Ciliv, örneğin 500 TL’lik Turkcell T21’in, 1975’te geliştirilen 5 Milyon Dolar değerindeki süper bilgisayardan daha güçlü olduğunu söyledi. Vodafone Teknolojisiyle Doğanın Hizmetinde Y eşile Saygılı Kırmızı vizyonu doğrultusunda, daha sürdürülebilir bir çevre ve toplumun inşasına katkıda bulunmayı hedefleyen Vodafone,Ege Orman Vakfı ile Türkiye’de ilk kez mobil teknolojilerle orman yangını erken uyarı sistemini hayata geçirdi. Vodafone Türkiye’nin makinelerarası iletişim (M2M) teknolojileri altında özel olarak geliştirdiği Yangın Uyarı Telemetri Sistemi’nin ilk uygulaması,Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı Adnan Menderes Havalimanı Başmüdürlüğü’ne ait olan Bakioğlu Ormanı’nda başladı. Sistem sayesinde, gözetim altına alınan orman alanına yerleştirilen sensörler, yangını ilk saniyelerinde algılıyor ve sensörlere yerleştirilen sim kartlar üzerinden ilgili birimlere bilgi iletiyor; böylece yangına müdahalede hız kazanılıyor. Vodafone, Sistemi tüm ülkeye yaygınlaştırarak orman yangınlarının önüne geçmeyi ve Türkiye’nin ciğerlerini korumayı hedefliyor. Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü’ne bağlı Adnan Menderes Havalimanı Başmüdürlüğü’ne ait 70 bin ağaçlık Bakioğlu Ormanı’nın bakım ve koruması Ege Orman Vakfı tarafından yapılıyor. Bakioğlu Ormanı’nda ilk uygulaması gerçekleştirilen Sistemin 32 temmuz’13 tanıtım toplantısı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Başkanı Tayfun Acarer, İzmir Orman Bölge Müdürü İbrahim Aydın, Vodafone Türkiye İcra Kurulu Başkanı Serpil Timuray ve Ege Orman Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Cem Bakioğlu’nun katılımıyla gerçekleşti. HABER Hızlı Kararlar Alabilen Yapılara Sahip Şirketler Kazanacak İ SEKTÖRÜN SESİ çinde bulunduğumuz sektörün en önemli özelliği kimsenin net olarak yakın geleceği bile tahmin edememesi. Sanıyorum bu anlamda tek ve çok özel bir endüstri içinde yer alıyoruz. Son üç dört yıl içinde ortaya çıkan gelişmelere baktğımızda dünya devi üreticilerin ve markaların bile bu hızlı değişimi sağlıklı öngöremediğini görüyoruz. Bu gerçek şirketlerin ve yöneticilerin sahip olması gereken özelliklerin ne olduğunun bir kez daha düşünülmesini sağladı. Artık şirketler ileriyi net tahmin etmekten daha çok ortaya çıkacak değişikliklere karşı hızlı adaptasyon sağlayacak çevik bir yapıya sahip olmanın planlarını yapıyorlar ve açık ki bunu başarabilen şirketler ayakta kalabilecekler. 450 den fazla marka ve küçük bir kartuştan büyük bir yedekleme sistemine kadar çok geniş ürün yelpazesi taşıyan bir organizasyon olarak Arena’da biz, değişimin şeklinden çok arkasındaki felsefe ve mantığın önemli olduğuna inanırız. Bu sebeple, bu sene satış ve pazarlama organizasyonumuzda köklü değişikliklere giderken, sektörün ihtiyaçları ve artan dinamizmini dikkate aldık. Daha önce pazarlama ve satış iki ayrı departman halindeyken, içinde bulunduğumuz pazar dinamikleri bizi çok daha hızlı karar alabilen ve çevik bir organizasyon yapısına itti. Biz de, buna paralel olarak satış ve pazarlamanın birlikte olduğu “İş Birimleri” yapısına geçtik. Bu yapı değişikliğinin arkasındaki temel mantık bu iş birimlerinin her birinin ayrı bir şirket gibi hareket ediyor olması çünkü sektörün ihtiyaçlarına en hızlı ve doğru yanıt verebilmenin en başarılı yolu, her bir ürün grubunun farklı pazara gidiş modellerinin olabilmesi. Özellikle de bilişim sektöründe, artık hızlı kararlar alabilen yapılara sahip şirketler daha çok kazanacak. 2013 yılında bu yapının bize ciddi bir rekabet avantajı getireceğini düşünüyorum. Şirket olarak biz, kendimizi “Türkiye nin en önemli dağıtım platformlarından biri” olarak tanımlıyoruz. Buradan yola çıktığımızda bizim için önemli olan, çok satış yapmanın yanında “dağıtım” felsefesine uygun olarak çok sayıda iş ortağına ulaşmak ve coğrafi olarak ülkenin en ücra ilçelere kadar temas etmektir. Tüm yol haritamız ve stratejilerimizde buna dayanmaktadır. Şirketlerin cesur olabilmeleri yine sektörümüz için oldukça önemli ve avantajlı. Arena sektörde altyapı yatırımlarında rakiplere göre daha önce yol almış bir firmadır. Sektör için “henüz yeni” olan bir çok yeniliği biz çok önceden uygulamaya koymayı başardık. Bunlara örnek olarak; 2001 yılında açılan Türkiye’nin ilklerinden biri olan B2B platformu Pencere, 2006 yılında uygulamaya başladığımız ve kredi kartı satışlarında iş ortaklarımıza büyük rekabet avantaji sağlayan PayNet sistemi ve yine Türkiye’de muhtemelen bir ilk olarak çok gelişmiş bir “tedarikçi platformu” nu gösterebiliriz. Burada Arena’nın dağıtım ağında yer almak isteyen markalar ve firmalar kendileri ürünlerini bu platform aracılığı ile tanımlayıp Arena’nın B2B sitesinde yer almasını sağlayabiliyorlar. Bilişim sektörü de bizim gibi önemli bir dönemeçten geçiyor. Geçmişte pazarın lokomotifi konumunda PC varken artık yerini daha dinamik, daha hızlı ve daha mobil araçlar aldı. Telefonlar ve tablet bilgisayarlar büyük bir hızla pazar alıyor. 2012 yılında bunu net olarak gördük. Türkiye PC pazarı 3.4 milyon adet civarında. 2012’de bu pazar bir miktar küçüldü, buna karşılık daha önce nerdeyse olmayan bir tablet pazarı oluştu ve tahminlere göre 2012 yılında 1 milyon adet kadar satış gerçekleşti. Toplam PC pazarına oranladığımızda bunu ne kadar ciddi bir rakam olduğu ortaya çıkıyor. 2012 de ciddi büyüme gösteren bir pazarda akıllı telefon pazarı oldu. Toplam cep telefonu pazarının %40 kadarının akıllı telefonlar olduğu tahmin ediliyor. Bu cihazların fiyatlarının nerdeyse bir dizüstü bilgisayar kadar olduğunu düşünürsek %40 lık bu oran gerçekten oldukça çarpıcı. Tablet pazarının 2.4 milyon adet gibi çok ciddi bir seviyeye gelmesi bekleniyor. Biz de Arena olarak bu büyüyen tablet pazarından, kurumsal ürünler ve çözümler pazarında da olduğu gibi ciddi bir pay almak istiyoruz ve 2013 yılı boyunca da benzer trendin devam edeceğini düşünüyoruz. Tarık Tüzünsü Arena Bilgisayar Genel Müdürü temmuz’13 33 KAPAK KONUSU Ali Yavuz Şahin [email protected] ‘in katkılarıyla hazırlanmıştır. 34 temmuz’13 KAPAK KONUSU Yeni Nesil Ağ Teknolojileriyle Güçlenen KOBİ’ler Günümüzde oldukça hızlı gelişen teknolojilerin beraberinde getirdiği yoğun rekabet ortamı bu konuda karar verici merci pozisyonunda olan yöneticilerin işini oldukça zorlaştırıyor. Özellikle iş yeni teknolojileri kullanmaya geldiğinde, durumun beş bilinmeyenli denklemden farklı olmadığını söylemeliyiz temmuz’13 35 KAPAK KONUSU Ş irketlerin kritik kararları alırken, bilgi ve raporların toplanarak iyice gözden geçirilmesi aynı zamanda analizinin de kurumun yararlarına yönelik yapılması gerekli. Tabii ki bu tarz bir durum günlerce, haftalarca zaman alabiliyor. Bu safhaları atlayıp sadece deneyim ve öngörüler ile etkili kararlar alan yöneticiler ise kurumsal yapıları bozarak kişisel yönetim risklerini de beraberinde getiriyor. Doğru ve analiz süzgecinden geçmiş bilgiye ulaşım, başarı sağlayacak kararların temelini oluşturmaktadır. Yöneticiler kadar çalışanlar da sistemlerinde bulunan gerçek bilgiye hızlı ve kolay ulaşmaya ihtiyaç duyarlar. Bilginin etkin kullanılması, paylaşılması ve değer olarak tüm iş süreçlerine zamanında aktarılması işletmenin verimini arttırır ve kaynakların etkin kullanılmasını sağlar. Günümüzde bilginin yaratılması, kullanılması ve paylaşılması üzerinde etkili olan en önemli unsur, teknoloji konusunda yaşanan gelişmelerdir. Özellikle ticari ilişkilerde yeni 46 temmuz’13 iş modelleri ortaya çıkmakta, yeni donanım ve yazılımlar günlük yaşamı değiştirmekte ve iş dünyasında yeni standartlar oluşmaktadır. Teknolojik gelişmeler ve hızlı değişim, ekonominin yapısını ve iktisadi faaliyetlerin niteliğini değiştirmektedir. İşletmelerin, gerek ulusal gerekse küresel faaliyetlerinde gün geçtikçe yeni zorlukların arttığını görüyoruz. Bu konuda yaşanan en önemli zorluklardan biri organizasyon bölümlerinin uzaklığından dolayı, haberleşme ve koordinasyon konusu olduğu söylenebilir. Bu zorlukları aşan firmalar küresel rekabet konusunda rakiplerine göre bir adım öne çıkmakta ve dünyanın her yanında eş zamanlı olarak kullanıcılarına hizmet verebilmektedir. Ortaya çıkan tabloya baktığımızda ise gelişen teknolojinin yanı sıra şirketlerin rekabet gücünü arttırmada kullandığı teknolojiler arasında Ağ Teknolojilerinin öneminin bir kat daha arttığı söylenebilir. Bir şirket, müşterilerle olan ilişkilerden iş süreçlerine, analiz ve performans ölçümlerine ve burada sayamadığımız ihtiyaç duyduğu birçok yeniliğe bilgi teknolojilerinden yararlanarak ulaşabilir. Gelişen teknolojilerin kullanımının sonucunda da firmanın bilgi yönetiminin gelişmesi ve buna bağlı olarak aynı piyasada bulanan firmalarla rekabet konusunda da bir adım öne çıkar. Gelişen Teknolojilerin Kullanımının KOBİ’lere Sağladığı Yararlar Gelişen teknolojilerin firmalarda kullanılmasının pek çok açıdan önemli yararları bulunmaktadır. Teknoloji kullanımı, hem işletme başarısının değerlendirilmesinde ve hem de değişim için fırsatların elde edilmesinde stratejik bir kaynak olarak değerlendirilebilir. Günümüzde bilgi teknolojilerinin işletmeler üzerinde çok belirgin etkileri olduğu gözüküyor. Gelişen teknolojiler, artık işletmeler üzerinde eskiden olduğundan çok daha fazla ve farklı şekillerde etkili oluyor. 2000’li yıllarla birlikte bilgi teknolojileri, sadece işlerin hızlı KAPAK KONUSU ve etkin yapılmasını değil, aynı zamanda işletmelerin de yapısal olarak dönüşmesine, iş yapma yöntemlerinin değişmesine, kısacası büyük bir dönüşüme neden oldu. Rakip işletmelere kıyasla, üstün bir iş performansı ve etkin bir bilgi teknolojisine sahip bir işletmelerin rekabet avantajı var olduğunu yazımızın başından bu yana tekrarlıyoruz. Çünkü karlı bir şirket yaratmak istiyorsanız rekabet avantajlarını her zaman elinizde tutmalısınız. Bilgi teknolojilerinin işletmelere sağlayacağı yararlar farklı alanlarda ortaya çıkabilir. Bu yararlara baktığımızda ise ilk olarak yöneticilerin karar verme süreçlerine yardımcı olduğunu görüyoruz. Veri tabanı sistemleri, çalışma tablosu programları, veri madenciliği ve daha birçok yazılım sistemi, kurumsal verilerin değerlendirilmesinde ve yöneticilere anlamlı bilgiler sunulmasında önemli rol oynar. Yeni teknolojilerin kullanılmasının bir diğer avantajı ise maliyet. Doğru teknoloji, ürün geliştirme, üretim, dağıtım ve müşteri ilişkileri yönetimi bakımından maliyetleri büyük ölçüde azaltır ve zaman tasarrufu sağlar. Diğer taraftan, internet, intranet, diğer ağ ve iletişim olanakları ofis içinde ve ofisler arasındaki iletişim maliyetlerini de önemli ölçüde düşürür. İşletmeler yeni teknolojiler sayesinde, daha iyi tasarımlar ve daha üstün nitelikli ürünler geliştirebiliyor. Bunun yanı sıra yine yeni teknolojiler sayesinde, bilginin işletme içinde düzenli olarak akması sağlanabiliyor ve her düzeyde gereken bilgi gereken noktaya hızlı biçimde aktarılarak işletme çalışanlarının takım halinde verimli bir şekilde çalışması sağlanabiliyor. Bu işlemler bir bütün olarak işletmenin iş akış modelini oluşturuyor. İş akışı sayesinde dokümanların doğru kişilere gönderilmesi, gerekli işlemlerin yapılandırılması hızlı bir şekilde sağlanabiliyor. Tüm bunlar gelişen teknolojinin işletmelere sunduğu farklı yararlar olarak sıralanabilir. Diğer yararlara baktığımızda Teknolojinin şirketlere çeviklik sağladığını görüyoruz. Çeviklik kavramı da bilgi teknolojilerinin işletmelere sağladığı önemli yararlardan bir diğeridir. Piyasalar ve kurallar değiştiğinde, işletmelerin bu yapıya hızlı bir biçimde uyum sağlaması gerekiyor. Bunun yanı sıra ürünlerin yaşam süreleri de gün geçtikçe kısalıyor. Teknoloji sayesinde bu geçişlerin süreçleri çok daha kısa zamanda gerçekleştirilebiliyor. Çevikliğin yanı sıra bir diğer yarar ise esneklik. Firmalar bünyesinde barındırdığı teknolojik yatırımlar sayesinde sektörde ortaya çıkabilecek değişimlere karşı daha esnek olabiliyorlar. Ayrıca bu esneklik şirketin büyüme politikasına göre farklı alanlarda da kullanılabilir. Yeni teknolojilerin işletmelerde etkin biçimde kullanılması, şirketin araştırma geliştirme faaliyetleri ile yenilikçilik alanında önemli gelişmeler sağlamasına olanak da sağlar. Bunun yanı sıra işletmelerin rekabetçi ürün ve hizmetler geliştirmesine katkı sağlayan yeni teknolojilerin işletmelerin daha nitelikli ve daha kaliteli ürün ve hizmetler üretmesinde de ön ayak oluyor. İşletmelerde yeni teknolojilerin kullanımı, etkili bir bilgi yönetimi sisteminin kurulmasına ve geliştirilmesine de yardımcı oluyor. Gördüğünüz gibi burada saydığımız birçok fayda işletmelerin can damarı ve karlı bir yapı oluşturması için gerekli ana kriterleri yapılandırıyor. KOBİ’lerde Yeni Teknolojilerin Kullanımı Pek çok ülkede olduğu gibi, ülkemizde de KOBİ’lerin üretime, istihdama ve GSMH’ya olan katkıları, fazlasıyla büyük boyutta. Ülkemizde imalat sanayindeki işletmelerin %99’unu KOBİ’ler oluşturuyor. KOBİ’ler, rekabet koşullarına ve teknolojik gelişmelere kolay uyum sağlayabilmekte ve işsizliğin azalmasına ve girişimciliğin yaygınlaşmasına yönelik önemli katkılar sağlamakta. Bu ve bunun gibi sebeplerden dolayı KOBİ’ler, küresel düzeyde rekabet gücünü artırmak, kaliteli ve verimli üretim yapabilmek için, bilgi teknolojilerinden etkin biçimde faydalanmak zorundalar. Bugünlerde dünyada küreselleşme olgusuyla birlikte aynı zamanda yoğun bir rekabet ortamı yaşanıyor. Bu rekabet ortamında işletmelerin başarılı olabilmeleri, tüketici istek ve gereksinimlerini, istenilen yer, zaman, miktar, kalite ve en uygun maliyetle karşılayabilme yeteneklerini sürekli olarak geliştirebilmelerine bağlı. Bu bağlamda, rekabet alanında etkin olabilmek için, günümüz işletme yöneticileri, bilgi teknolojilerine daha fazla yatırım yapmak durumunda. Yeni teknolojiler şirketler içerisinde pek çok farklı alanda kullanılmakta. Özellikle, bilgileri daha iyi analiz ve kontrol etmek amacıyla, bilgi teknolojilerine büyük miktarda yatırımlar yapılması beraberinde bu yeni teknolojilerin fayda-maliyet analizlerini zorunlu kılıyor. Bununla birlikte, işletmelerin daha etkin ve verimli çalışabilmeleri için, bilgi teknolojilerinden yararlanmaları artık bir zorunluluk olarak değerlendirilmekte. İşletmelerin, rekabet üstünlüğü sağlayabilecek bilgi teknolojilerini kullanabileceği temmuz’13 47 KAPAK KONUSU TL-ER5120-01: Yük Dengeleyici Genişbant Router: Bu cihazlar gelişmiş fonksiyonlarıyla küçük ve orta ölçekli iş yerlerine yönetimi kolay ve güvenli bir profesyonel ağ çözümü sunuyorlar. TL-ER6020-01: VPN Router: internet üzerinden şubeleriniz ve merkez arasında güvenli bağlantı sağlamak istiyorsanız VPN teknolojisini kullanmalısınız. TL-SG5428: Yönetilebilir Switchler: Yönetilebilir Switchler, ileri güvenlik, filtreleme, kimlik doğrulama, şifreleme özellikleri ile yetkisiz kullanıcıların ağ içi erişimleri engeller. oldukça fazla olanakları var. Bununla birlikte, işletme yöneticileri, bilgiyi üretme ve yönetme konusunda etkin araçlar olan bilgi teknolojileri ve yönetim bilgi sistemlerini yoğun olarak kullanmaya başladılar. Günümüzde bilgiyi yaratmak, elde tutmak, paylaşmak ve kullanmak için geliştirilmiş yeni yaklaşımlar bulunmakta. Bu yaklaşımlar; örgütsel yapı ve işleyişleri ile müşterilere yaklaşım tarzlarında oldukça önemli dönüşümlere neden oluyor. Bu değişimi gören ve bu değişim yapısına uygun adımlar atan, daha açık bir ifade ile bilgi teknolojileri konusunda gerekli yatırımları yerine getiren işletmelerin oldukça önemli bir rekabet üstünlüğü sağladıkları kabul edilen bir gerçek. Günümüzde, işletmelerin sahip oldukları insan kaynakları, bilgi teknolojileri ve müşteri sermayesi, işletmelerin piyasadaki değerini ve rekabetçi üstünlüklerini belirleyen temel faktörler olarak değerlendirilmekte. İçinde bulunduğumuz dönemde işletmeler, varlıklarını sürdürebilmek ve sürdürülebilir rekabet avantajı elde edebilmek için bütün süreçlerini, ‘bilgi yönetimi’ ekseninde yeniden yapılandırma ihtiyacı duymakta. Bilgi yönetiminde etkili olmak için, günümüz işletmeleri arasında, bilgiyi üretme, elde etme 38 temmuz’13 yısı oldukça fazla. Sürekli büyüyen ağ yapıları, yeni teknolojilere olan talep ve yüksek hızda internete olan ihtiyacın artması ağ teknolojilerinde de hızlı değişimleri beraberinde getiriyor. Ağ teknolojilerinde genişbant teknolojilerin artık son kullanıcıya yüksek hızda erişim sağlamasının yanında işletmeler içinde daha fazla verinin güvenli bir şekilde dolaşabiliyor olmasını da gerektiriyor. Genişbantın yanı sıra son dönemde önemi artan bir diğer kavram ise Mobil Genişbant. Bu yeni bağlantı türü sayesinde kullanıcılar sadece ofislerde veya evlerde değil farklı mekanlarda da, hatta hareket halinde dahi hatta kalabilmenizi sağlıyor. Bu durum önümüzdeki günlerde kullanacağımız teknolojileri de olumlu etkiliyor. Sabit şebekelerde mobil olmanın yollarını yeni teknolojilerle sağlayabiliyor. Ortak hedef ise aynı anda daha fazla kullanıcıya daha yüksek hızda, kesintisiz ve güvenli bir ağ kurabilmek. WiFi, WiMAX, 3G, LTE, 4G, ADSL, Metro Ethernet, Fiber, HSPA ve diğerleri… Tüm bu teknolojiler kullanıcılara farklı ama ortak özelliklerle daha iyi hizmet sunmayı hedefliyor. Peki küçük ve orta boylu işletmeler bu teknolojileri kendi yararlarına nasıl kullanabilecekler? Yük Dengeleyici Genişbant Router Nedir? Ne İşe Yarar? ve transfer etmede bir yetkinlik geliştirme konusunda çok yoğun bir rekabet yaşanmakta. Aynı zamanda yeni bilgiyi rekabet avantajı yaratmaya dönüştürebilmek için işletmeler davranışlarını, yapılarını, uygulamalarını sürekli değiştirmekte, yenilemekte ya da gözden geçirmekteler. İşletmeler bilgi teknolojilerini özellikle; planlama, veri kaynaklarının düzenlenmesi, rekabet avantajı sağlanması, yöneticilerin vereceği kararlara destek sağlaması, işletmelerin performans göstergelerine çevrimiçi ulaşım, zaman tasarrufu sağlama, etkili iletişimin sağlanması ve işletme üzerindeki kontrollerini artırmak amacı ile kullanmaktadırlar. Günümüzde işletmelerin, rekabetçi yapılarını koruyabilmek için, çağın gereklerine uygun yeniden şekillenip tasarlanmaları gerekmekte. Bu bağlamda bilgi teknolojileri, işletmelerde sadece otomasyon amacıyla değil, aynı zamanda, iletişimin etkinleştirilmesi, gereksiz işlerin ortadan kaldırılması ve kalite ve verimlilik artışı sağlanması amacına yönelik yapılanmalı. Ofisler, işletmeler ve kurumlarda, kesintisiz yüksek hızda ağ bağlantısı talep edenler için, yük paylaşımlı router’lar biçilmiş birer kaftamdır. Birden fazla internet bağlantısını birleştirerek, bant genişliğini çoklama olanağı sunan bu cihazlar aynı zamanda hatlardaki yükü dengeleme ve en verimli hattan otomatik olarak hizmet alma olanağı da sunuyor. Ayrıca güvenlik açısından da kullanıcılara farklı özellikler sunan bu cihazlar çoğunlukla yedekli çalışmak isteyen internet kullanıcılarının imdadına yetişiyor. Bu konuda eklememiz gereken bir şey daha, Yük Dengeleyici Genişbant Router’ların kullanımının yasalarla düzenlendiği. Hatta bu yasayı bir çoğumuz 5651 olarak biliyoruz. İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele edilmesi Hakkında Kanun olarak bilinen yasa birçok düzenlemeyi de beraberinde getiriyor. Özellikle İnternet kafe veya buna benzer yapılara sahip bilgisayar ortamını iş yerinizde barındırıyorsanız yasaya uygun donanımları kullanmanız şart. Eğer bu konuya uzaksanız donanım satın alma sürecinde bir BT danışmanına başvurmanız gerekli. Günümüzü “Ağ Çağı” (Network Age) olarak tanımlayan bilgi teknolojileri uzmanlarının sa- Yazımızın başında da belirttiğimiz gibi mobil şebeke bağlantısı sayesinde internete her Yeni Nesil Ağ Teknolojileri Mobil Hayata Adım Atıyoruz KAPAK KONUSU yerden erişebilir olduk. Bu bağlantıyı sadece mobil cihazlara değil, aynı zamanda kullanacağınız yönlendiriciler ile bilgisayarlarınız veya ağ bağlantısına ihtiyaç duyan makineleriniz üzerinde de kullanabilirsiniz. Bunun en güzel örneklerinden bir tanesi araç takip sistemleri. Bu sistemler sayesinde üzerinde mobil cihaz bağlantısı bulunan araçlar merkez ofisten kolaylıkla izlenebiliyor ve bu sayede güzergâh incelemeleri yapılarak firmanın daha efektif hareket etmesi sağlanabiliyor. Bu araçlar içerisinde bulunan kişilerin de araç üzerinde bulunan cihazlar sayesinde kablosuz internet bağlantısına erişimi sağlanabiliyor. Bu tarz cihazlara en iyi örneklerden bir tanesi ise 3G/4G kablosuz routerlar. Yönlendiriciye bağlanacak birden fazla cihaz aracılığıyla Internet, veri paylaşımı veya uygulamalara kolaylıkla ulaşabilmeniz mümkün. Bu tarz cihazların kullanımı tamamen hayal gücünüze kalmış. Ufak boyutlarda ve fiyat açısından da uygun bir çözüm sunan mobil bağlantı cihazlarını her ortamda yapılandırmanız mümkün. TL-MR3020-V1-03: Portatif 3G/4G Kablosuz N Router: Seyahatlere uygun ergonomik boyutlarda dizaynı ve hafifliğiyle rahatlıkla dışarı çıkarılabilir ve 3G/4G kapsama alanında olan her yerde bağlantıyı paylaştırabilirsiniz. Güvenli Bağlantı Nasıl Yapılandırılır? Eğer internet üzerinden şubeleriniz ve merkez arasında güvenli bağlantı sağlamak istiyorsanız VPN (Virtual Private Network) teknolojisini kullanmanız şart. Bu teknolojiyi kullanmak için’de VPN Router kullanabilirsiniz. Bu tarz cihazlar internette oluşturulan tüneller üzerinden cihazların güvenli bir şekilde bilgi veri alışverişine olanak sağlarlar. Ayrıca birden fazla WAN desteği olan modellerde çoklu internet bağlantısını sonlandırıp yük paylaşımlı olarak kullanılabilir. Biri Bizi Gözetliyor Günümüzde interneti kullanmayan bir şirketin var olması düşünülemez. İnterneti oluşturan, internet yapan maddeler ise IP ve buna dayalı kullanılan teknolojiler. VOIP, IP Kamera, IP TV gibi teknolojiler ileride görüntü ve sesin internet üzerinden çok daha rahatlıkla transfer edilebileceğini şimdiden bizlere gösteriyor. Bunun en önemli sebebi ise eskiden daha fazla para ödediğimiz ADSL, SHDLS, Metro Ethernet gibi yüksek hızlı bağlantı teknolojilerinin hızla yaygınlaşması sayesinde ucuzlaması ve aynı süreçte de buna orantılı olarak hızlarının artması. Tüm bunlar IP kameraların daha fazla kullanım alanına sahip olmasına ön ayak oluyor. IP Kamera gerekli noktaların güvenliği ve gibi farklı amaçlarla uzaktan izlemek ve kayıt altına almak için internet veya ağ bağlantınızdan faydalanarak gerek kablolu gerek kablosuz olarak TL-WPA281KIT-03: Power Line Communication: Bu teknoloji hızlı veri transferi gerçekleşirken, diğer yandan da cihazların ağ bağlantılarını kurabilme imkanı sunuyor. kullanılabilmeye imkan sunan kamera teknolojisidir. Bu sebepten diğer sistemler gibi ekstra aparatlar, kartlar, kayıt cihazları gerektirmeyen ve aynı zamanda görüntü aktarılan ortamların canlı ve sesli olarak internet üzerinde bilgisayar, Tablet PC veya cep telefonunuzdan izleyebilme olanağı sunar. Bu ve bunun gibi avantajlar son dönemde şirketlerin bu tarz cihazlara yönelmelerine sebep oluyor. Tabii ki avantajları sayarken maliyet avantajını da unutmamak gerekli. Şirketlerin satın alma konusunda ilk baktığı konulardan biri maliyet. IP kameralarında maliyet avantajı yadsınamaz bir gerçek. Birden Fazla Bilgisayarı Kablosuz Ağa Bağlayın Acces Point Türkiye’de Erişim Noktası olarak da biliniyor. Acces Point’ler birden fazla bilgisayarı kablosuz olarak birbirine bağlayabilen veya internet bağlantılarını sağlayan cihazlara verilen isimdir. Bu cihazlar farklı amaçlar için kullanılabilirler. AP cihazlar genellikle bir internet bağlantısını kablosuz çevirmek veya kablosuz bağlantı sinyalini güçlendirmek amacıyla kullanılırlar. Kablosuz bağlantı desteği için kullanılacak AP cihazlar bir Ethernet kablosu ile internet bağlantısının olduğu router’a bağlanır. Bu bağlantının ardından kablosuz ağ ayarları AP üzerinde yapılandırılarak internet temmuz’13 39 KAPAK KONUSU erişimi kablolunun yanı sıra kablosuz olarak da kullanıcılara ulaştırılabilir. AP’nin diğer bir kullanım amacı olan sinyal tekrarlayıcı noktası oluşturmak ise daha çok ofis kullanıcılarına özel bir çözdür. Bu ve bunun gibi durumlarda AP cihazı almış olduğu kablosuz sinyallerini tekrar güçlendirip ortama yayar. Bu sayede kablosuz kullanım mesafesini ve sinyal gücünü arttırarak bilgisayarların internete çıkmasını veya ağa katılımı daha kaliteli kılar. Bu tarz AP’ler iki türe ayrılır. Dış ortam ve iç ortam olarak kullanıcıların beğenisine sunulan ürünler yapılandırmaya göre özelleştirilebilirler. Dış ortam ürünleri genellikler yağmur, rüzgar ve toza karşı iç ortam ürünlerine göre daha dayanıklıdır. Tüm bunların yanı sıra AP cihazlar, bir yazıcının veya harici diskin internete veya ağa bağlanması için de kullanılabilirler. Bu tarz ürünler genellikler AP adı ile satılmazlar. Yazıcı veya depolama cihazınızın kablosuz özelliği yok ise AP özelliğine sahip uygun arabirimli cihazlar ile bu tarz donanımlarını ağ üzerinden kullanılabilir hale getirebilirsiniz. Dış Mekan Uygulamalarında Dikkat Eğer dış mekan uygulamalarına ihtiyaç duyan bir şirkette çalışıyorsanız ağ yapınız içerisnde kullandığınız kablosuz antenlerin yüksek veri iletim güçlerine sahip olması gerekir. Dış mekan uygulamaları için, anten son derece önemli bir cihazdır. Uygun bir anten daha düşük maliyet ile daha uzun mesafede daha kararlı güvenilir bağlantı sağlamanıza yardımcı olur. Şirketler için uygun anten tespiti oldukça önemli bir konudur. Aşağıdaki hesap tablosu size talep ettiğiniz mesafede belirli bir bağlantı kalitesinde alıcı veya verici tarafından çeşitli antenler arasından uygun anteni seçmenize yardımcı olacak. Uygun bir anten belirlemek için, Boşluktaki Yörünge Kaybına ait 2 denklemden Anten Kazancının hesaplanması gerekmektedir. Verici Anten Kazancını bulmak için (Alıcı Anten Kazancı hakkında bilginiz olduğu varsayılarak) Tx Anten Kazancı = Sönüm Marjı - Tx Gücü + Tx Kablo Kaybı + Rx Kablo Kaybı + Rx Hassasiyeti + 32.44 + 20 log10(f) + 20 log10(d) - Rx Anten Kazancı d = Mesafe [km] f = frekans [MHz] Bu fonksiyonu kullanmak için, mesafe, sönüm marjı değerlerini bilmeniz ve verici ve alıcı noktalarındaki access point, ek kablolar ve alıcı antenini seçmiş olmanız gerekir. Alıcı Anten Kazancını bulmak için (Verici TL-SC3171G-01IP: Kamera: IP Kamera gerekli noktaların güvenliği ve gibi farklı amaçlarla uzaktan izlemek ve kayıt altına almak için internet veya ağ bağlantınızdan faydalanarak gerek kablolu gerek kablosuz olarak kullanılabilmeye imkan sunan kamera teknolojisidir. Anten Kazancı hakkında bilginiz olduğu varsayılarak) Rx Anten Kazancı = Sönüm Marjı - Tx Gücü + Tx Kablo Kaybı + Rx Kablo Kaybı + Rx Hassasiyeti + 32.44 + 20 log10(f) + 20 log10(d) - Tx Anten Kazancı d = Mesafe [km] f = frekans [MHz] Bu fonksiyonu kullanmak için, mesafe, sönüm marjı değerlerini bilmeniz ve verici ve alıcı noktalarındaki access point, ek kablolar ve verici antenini seçmiş olmanız gerekir. Hesaplanan anten kazancı değeri ile ihtiyacınız olan uygun anteni bulabilirsiniz. Elektrik Hattından Ağ Bağlantısı TL-WPS510U-01: Print Server: Bu cihazlar USB bir yazıcının kablosuz ağ üzerinden paylaştırılmasını sağlayarak sadece USB üzerinden bağlanacağı cihaz tarafından değil tüm cihazlar tarafından kullanımına olanak sağlar. 40 temmuz’13 Günümüzde çoğu kişinin birden fazla ağa bağlanması gereken cihazı bulunuyor. Farklı birçok cihazı ağ yardımıyla bağlayıp veri aktarımı gerçekleştirmek için de bütçenizi biraz zorlamanız gerekiyor. Tabii ki bu tarz bir yatırımın yanı sıra hazırda bulunan elektrik hattını da kullanabilirsiniz. Power Line Com- KAPAK KONUSU TL-WR843ND-01: Acces Point: Bu türdeki cihazlar birden fazla bilgisayarı kablosuz olarak birbirine bağlayabilir. munication yani kısaca PLC, elektrik iletimi veya elektrik dağıtımı bağlantısı üstünden eş zamanlı olarak veri taşımayı sağlıyor. PLC ile birlikte hızlı veri transferi gerçekleşirken, diğer yandan ise cihazların ağ bağlantıları kurabildiği imkanlar sunuyor. Bu açıdan hızlı ve geniş içeriği ile avantajlı bir sistem. Powerline sistemi ile birlikte işyerinizde ağ kurmak için ek olarak kablo döşemeye gerek kalmıyor. Kablosuz bağlantıda duvar gibi engellerin sinyalleri zayıflatması problemiyle de karşılaşmıyorsunuz. Bu açıdan Powerline teknolojisi kullanıcılarına avantajlar sağlıyor. Eğer ağ sistemi için kabloyla uğraşmak istemiyor veya kablosuz ağdaki engeller yüzüne düşen sinyal istemiyorsanız Powerline sistemi sizin için en iyi seçenek olabilir. Ağınızı Yönetebiliyor musunuz? Yönetilebilir Switchler İşyerinde tek bir switch üzerinden mevcut ağın birbirlerinden ayrı alt ağlara ayrıştırılmasına, bu ağların verimli kullanılmasına, ağ trafiğinde ihtiyaca uygun önceliklendirmeye önem veren orta ve büyük kuruluşlar için geliştirilmişleridir. Switchler, yönetilebilirlik özellikleri ile KOBİLER’in ve büyük kurumların ihtiyacına tam anlamıyla uygun ağ çözümleri sunarken aynı zamanda, port ve switchlere yüklenen trafiğe ilişkin bilgileri ağ yöneticisine ileterek daha verimli çözümler üretilebilmesine katkıda bulunuyor. Geniş ağ yapısına, çok yönlü iletişime açık olan kurumlar için güvenlik çok yüksek önem taşıyor. Yönetilebilir Switchler, ileri güvenlik, filtreleme, kimlik doğrulama, şifreleme özellikleri ile yetkisiz kullanıcıların ağ içi erişimleri engelleniyor ve ağa yönelik saldırılara tehditlere karşı etkin güvenlik önlemi alınıyor. Ofislerin Can Dostu Print Server’lar İş yerlerinin en büyük sorunlarından biri olan, ağ bağlantısı olmayan yazıcıların ağ üzerinde çıktı alınabilir hale getirilme işlemi Print Serverlar sayesinde kolaylaştırılıyor. USB bir yazıcının kablosuz ağ üzerinden paylaştırılmasını sağlayarak sadece USB üzerinden bağlanacağı cihaz tarafından değil tüm cihazlar tarafından kullanımına olanak veren gelişmiş bir yazdırma sunucusu çözümü sunan bu tarz cihazlar kullanıcılara maliyet açısından da uygun seçenekler sunuyor. Bunun yanı sıra Print Server cihazı, USB yazıcının kablosuz ağ adaptörü olarak çalışan print server yazıcıyı ağ yazıcısı haline getirmekle kalmaz, kablosuz bağlantı imkanı sağlaması dolayısıyla da yazıcıyı kablolama zorunluluğundan kurtararak ofisinizin dilediğiniz noktasına yerleştirmenize olanak sağlar. USB üzerinden diğer cihazlar ile de paylaştırabilmek için yazıcıya sürekli bağlı bir PC olması ihtiyacını da USB yazıcıyı ağ yazıcısına çevirerek ortadan kaldırabilirsiniz. Son dönemde şirketlerin kullandığı bağlantı teknolojilerinden bir tanesi de Power over Ethernet. PoE, IP tabanlı sistemlerde kullanılan cihazların ihtiyaç duyduğu elektriği , data kablosu üzerinden almasını sağlayan teknolojinin adıdır. Son dönemde özellikle şirketlerde bu teknoloji fazlasıyla kullanılmaya başlandı. Bu işlemleri gerçekleştiren cihaza da PoE Adaptörü denir. Bu teknoloji ile switch üzerinden çektiğiniz kabloyu PoE adaptörü ile birleştirerek Access Point’in ( veya buna benzer bir cihazın) elektrik ihtiyacını karşılayabilirsiniz. Günümüz switch’lerinde PoE desteği bulunuyor ve kullanacağınız cihaz (Access Point veya IP Kamera ) PoE destekliyse PoE adaptörünü kullanmadan Cat 5 veya Cat 6 ile tek kablodan hem veri hem de elektrik sağlayarak işlemi de tamamlayabilirsiniz. PoE destekli olamayan bir switch veya cihaza sahipseniz PoE adaptörüne ihtiyacınız var demektir. PoE adaptörü Data in ve Data out olarak iki girişe sahiptir. Data in olan bölüme swich’ten gelen kabloyu bağlayıp Data out‘a ise Access Point‘e gidecek olan kabloyu bağlamalısınız. Bu kablonun sonu ise Access Point‘te bulanan Enet bölümüne takılmalı. Bu işlemlerin ardından Ethernet kablosu üzerinden elektrik iletimi sağlayabilirsiniz. Yenilikçi Yönetime Hazır Olun Ülke veya sektör ölçeğinde inceleme yapıldığında, yeni ortaya çıkan ve hızla gelişen teknoloji alanlarındaki ilerlemelerin, Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletme’lerin (KOBİ) yenilikçilik yeteneğine önemli ölçüde bağlı olduğu görülmekte. Dünyanın pek çok ülkesinde, Avrupa Birliği’nde (AB) ve OECD’de (Organisation for Economic CoOperation and Development) KOBİ’lerin yenilikçilik yeteneğinin geliştirilmesi için çalışmalar yapılmakta. Yeni ürün geliştirme, mühendislik ve teknoloji yönetimi, sosyal sermaye, bilgi yönetimi, işbirlikleri, ağ yapıları ve sayısal ekonomi konularındaki yaklaşımlar yenilikçi firmaları diğerlerinden ayıran önemli özellikler arasında yer alıyor. Bilgi ve İletişim Teknolojilerini yerinde kullanan firmalar önümüzdeki günlerde yenilikçilik yönetiminde önemli avantajlar elde edecek. temmuz’13 41 Ali Yavuz Şahin RÖPORTAJ [email protected] Eski Teknolojilere Yatırımdan Uzak Durun İletişim teknolojilerinin her geçen gün gelişmesi, bu ihtiyacı karşılayacak ürünlerin daha da ön plana çıkmasına neden oluyor. Yeni teknolojiler sayesinde şimdi gelecek daha da yakın S on dönemin en popüler konularından bir tanesi olan sosyal medyanın günden güne büyümesini izliyoruz. İnternet ağı üzerinden eriştiğimiz sosyal medya uygulamalarına akıllı telefonlarımızdan, Tablet PC’lerimizden veya bilgisayarlarımızdan, kısacası internete bağlı olduğumuz herhangi bir cihazdan erişebilmemiz mümkün. Peki ya internete bağlı olmadığınızı düşünün, akıllı telefonlarımız ne kadar akıllı olacaktı? Tablet PC’lerimizden sosyalleşebilecek miydik? Sosyal medya diye bir kavram hayatımıza girecek miydi? Tüm bunların arka planında bizi internete ve/veya ağa bağlayan teknolojiler yatıyor. Bir tweet atarken veya Facebook üzerinden bir yorum yaparken bilmediğimiz birçok ağ donanımını kullanıyoruz. Aslında hayatımızın her alanında bize çok yakın olsalar da, onların adını sadece satış sitelerinde duyuyoruz. Bu ayki kapak konusu röportajımızı uzun yıllardır teknoloji sektöründe üst düzey yönetici pozisyonunda çalışmış ve halen TP-LINK’te Türkiye Ülke Müdür Yardımcısı olarak görev alan Ali Dinçer ile gerçekleştirdik. TP-Link’in Türkiye’de ki macerasını kısaca anlatabilir misiniz? Bu macera ne zaman ve nasıl başladı? TP-LINK, 2010 yılında Türkiye’de ofis açtı. Daha önce distribütörlük kanalıyla Türkiye pazarında yer alıyordu. 2010 sonbaharından itibaren ise yüzde 100 yabancı sermaye ile Türkiye’ye geldi. İlk yılımız daha çok yapılanma, iş ortaklarımızı belirleme yılı olarak geçti. Ama bu süre içinde dahi iyi bir pazar payı elde ettik. İkinci yılımızdan itibaren ise bulunduğumuz alanda sektör lideri haline geldik. Distribütör aracılığıyla Türkiye pazarında yer alırken, bu pazarın potansiyeli görüldü ve bu nedenle Türkiye’ye yatırım kararı alındı. Kısa süre içinde de bu öngörünün doğruluğu ortaya çıktı. 42 temmuz’13 Ali Dinçer TPlink, Ülke Müdür Yardımcısı Türkiye’de ağ ürünleri satan birçok marka bulunuyor. TPLink’in ürünlerini rakiplerinden farklı kılan nedir? TP-LINK, ürün gamı çok zengin olan bir marka. Dünya genelinde kablosuz ağ pazarında bizim kadar zengin ürün çeşidi olan başka bir marka yok. Bu, rakiplerimizden farklılaşan önemli bir yönümüz. Tüketi- cilere çok seçenek sunuyoruz. Ama esas ayırıcı özelliğimiz yüksek kaliteli ürünleri, uygun fiyatla sunabilmemiz. Bu da üretim gücümüzden kaynaklanıyor. TP-LINK, tüm dünyada ve Türkiye’de kaliteli ürünlerin de uygun fiyatlı olabileceğini gösteren bir marka. Ürünlerimizin arıza oranı ile övünebiliyoruz. Çok düşük bir arıza oranına sahipler. Her açıdan kullanıcı dostu bir RÖPORTAJ markayız: Çok çeşitli ürün sunuyoruz; çok uygun fiyat veriyoruz; kurulumlarımız çok basit; farklı markalarla uyumlu ürünler geliştiriyoruz ki böylece tüketiciler mevcut yatırımlarını koruyarak yeni yatırım yapabiliyor; ürünlerimizin kullanımı çok rahat! Bu nedenlerle tüm dünyada kablosuz ağ pazarında tüketicilerin en çok tercih ettiği markayız… Bağımsız araştırma kuruluşu IDC’nin raporlarına göre TP-LINK kablosuz ağ (WLAN) pazarında son iki yıldır (2011 ve 2012) yüzde 35’in üzerinde pazar payı ile dünya lideri. Liderliğimizi bu yıl da devam ettireceğiz. Son dönemde teknoloji yatırımı yapan firmalara (özellikle ağ ürünleri konusunda) tavsiyeleriniz neler? TP-LINK olarak ilk iki yılımızda bireysel kullanıcılara ağırlık verdik ama kurumsal çözümlerde de iddialıyız ve bu yıldan itibaren kurumsal pazara ağırlık vermeye başladık. Bu nedenle öncelikle kurumlara TP-LINK’in avantajlı ürünlerinden yararlanabileceklerini belirtmek isterim. Ağ yatırımlarında kurumsal ya da bireysel tüm kullanıcılara en önemli tavsiyemiz, eski teknolojilere yatırım yapmamaları olacak. Örneğin kablosuz ürün seçerken hızına dikkat edilmeli, cihazın alt hız sınırı minimum 150Mbps ve gerçek 802.11n standardı destekli olmalı. Bu hızdan daha düşük hızlara sahip cihazlara yapılan yatırımlar beklenen performansı karşılayamayacaktır. Ayrıca artık başta tablet bilgisayarlar olmak üzere yeni nesil bilgisayarlar kullanıyoruz ve bu ürünler 5GHz bağlantıyı destekliyorlar. Bu nedenle ofislerde ağ oluştururken ya da var olan ağı geliştirirken seçilen ürünlerde 5GHz desteğinin aranmasını öneriyoruz. Böylece daha uzun vadeli ve daha hızlı bir ağ kurabilirler. Bir başka önerimiz ise yatırım yaparken mutlaka fiyat/performans oranına dikkat edilmesi; gereksiz masraftan kaçınılması olacak. Yaygın kullanımı olan, güvenilir markaları tercih etmeliler. Ama fiyat/ performans oranını göz ardı etmemeleri gerekir. İyi bir marka, kaliteli bir ürün ama maliyeti çok yüksekse, bu tüketici için bir kayıp anlamına gelir. Yine iyi bir markanın eşdeğer bir ürününü, daha uygun fiyata bulabiliyorsa, tüketici tercihini bu yönde kullanmalı. Ve marka tercihi yapılırken ürünlerin kalitesi, arıza oranı gibi somut verilerle irdelenmeli, garanti sürelerine dikkat edilmeli. Daha uzun süre garanti veren ve garanti süresi sonrasında da ürünlerine ücretsiz destek vermeye devam eden firmaların ürünlerinin tercih edilmesini tavsiye ediyoruz. Bu noktalara dikkat ederek yatırım yapan kurumlar, hem daha hızlı ve düzgün bir iletişime sahip olurlar hem de yatırımlarını daha uzun vadeli kullanabilirler. Teknoloji son yıllarda fazlasıyla hızlı ilerliyor ve birçok firma yeni trendleri yakalamakta zorlanıyor. Önümüzdeki günlerde teknoloji trendleri hangi yolda ilerleyecek? Teknoloji hızla ilerliyor ve artık tüm cihazlar birbiriyle konuşur, bağlantılı çalışır hale geliyor. TP-LINK, tam da bu noktada hizmet ve ürün üretiyor. Günümüzde başlayan cihazlar arası etkileşim, önümüzdeki yıllarda daha belirgin hale gelecek. Aklımıza gelen her cihaz, birbiri ile etkileşim içinde ortak bir ağ altında olacak. Bunun sonucunda da daha hızlı bağlantıya ihtiyaç olacak. Ürünler bu gereksinime cevap vermeye başladı. Önümüzdeki yıllarda bireysel kullanımda şu anda Avrupa pazarında daha yüksek satış rakamları olan powerline (elektrik hattı üzerinden internet) çözümleri ile router’ların artış göstermesini bekliyoruz. Türkiye pazarında da bu iki ürün grubunda ciddi bir sıçrama oluşarak Avrupa’daki oranı yakalamasını bekliyoruz. Akıllı ev konsepti altında birbiriyle iletişim halinde olan cihazlar başta router ürünleri olmak üzere ağ pazarını büyütecek. Kurumsal pazarda ise daha yüksek performans sunan cihazlara yönelim olacak. Yük dengeleyici router’lar, VPN çözümleri başta KOBİ’ler olmak üzere kurumsal pazarda talebi artacak ürün grupları. Ayrıca kurumsal pazarda da farklı cihazları birbirine bağlama gereksinimi PoE (Power ower Ethernet- Ethernet üzerinden elektrik iletimi) gibi çözümleri önplana çıkaracak. TP-Link’in 2013 stratejileri neler? Geçen ilk altı ayda hedeflerinizin ne kadarını gerçekleştirdiniz? Daha önce de belirttiğim gibi bu yıl kurumsal pazara daha ağırlık veriyoruz. Kurumlara yönelik çözümlerimizi Türkiye’de fazla tanıtamadık. Bu yıldan itibaren kurumsal pazarda da daha etkin olacağız. Çünkü, bireysel pazarda olduğu gibi kurumsal pazarda da tüketici lehine ürünlerimiz mevcut. Fiyat/performans oranları bir hayli başarılı olan bu çözümlerimiz diğer ürün gruplarımız gibi yüksek kalite standardında, kolay kullanılabilen ürünler. Özellikle KOBİ’ler için çok uygun çözümlerimiz var. Neredeyse hiçbir destek gerekmeden kullanılabilecek ürünler sağlıyoruz. Bu nedenle kendi içinde BT sorumlusu/departmanı olmayan, küçük ölçekli kurumların çok rahat kullanabileceği çözümlere sahibiz. Bu kurumlar için ağ kurmak ve/veya büyütmek artık sorun olmayacak. Yılın ilk yarısı bizim açımızdan fevkalade iyi geçti. Pazar büyümediği halde TP-LINK Türkiye olarak geçen yılın aynı dönemine göre 2013’ün ilk 5 ayında yüzde 50 büyüdük (ihaleler hariç). Üstelik hem adet hem de ciro bazında büyüme elde ettik. Yılbaşında hedeflediğimiz rakamlara ulaştık, hatta üzerine çıktık. Yılın ikinci yarısında artan bir performansla hedeflerimize ulaşacağımıza inanıyoruz. Çünkü Türk tüketicisi artık TP-LINK markasını tanıyor ve ona güveniyor. Memnun müşteri sayımız artıkça pazar payımız da artıyor. Bu başarımızı kurumsal alana da yansıtmak en önemli hedefimiz. temmuz’13 43 Avşar Özgen MAKALE [email protected] Organize Siber Suçlarla Mücadele Web sitelerinin trafiğini felç etmek ve fidye istemek yeni bir şey değil. Siber suçlular yeni bir şantaj metodu geliştirerek şirketleri veri tabanlarına ulaşarak kendi verileriyle trafiği bloke etmenin peşindeler A rtık şirketler daha karmaşık internet tehditlerine ile uğraşmak zorundalar. Organize siber saldırılar karşısında BT güvenliğini sağlamak, veri kaybını önlemek ve verileri depolamak giderek güçleşiyor. Bizler verileri hacker’lara kaptırmamak için dikkatli ve hazır olmak zorundayız. Hacker’lar sürekli yeni yöntemler geliştiriyorlar ve sürekli suç becerilerini artıyorlar. Güvenlik şirketi Proofpoint 1 milyar elektronik postayı inceleyerek “longlining” adı verilen yeni bir tekniğin kanıtlarına ulaştı. Organize siber suçlar küreselleşen dünyayla birlikte giderek artan ve kaçınılmaz olarak toplumun internet üzerinden sosyal medya ile tetiklediği, bilişim teknolojileri alt yapılarına zarar veren bir oluşum. İnternetin hayatımızın her yerinde ve yaşantımızın bir parçası olduğu düşünülünce siber suçlara maruz kalmak hem bireysel hem de kurumsal düzeyde sorunların ortaya çıkmasına sebep oluyor. Hackerlerin 44 temmuz’13 yeni endüstriyel avlanma metotlarından “longlining” ya da Türkçe karşılığı parakete olarak adlandırılan bu yöntem çalışanlardan habersiz kendi isimlerini içerin e-postaların gönderilmesiyle başlıyor. Saldırıyı düzenleyen hacker 2012 yılında 80’den fazla firmaya 135 binden fazla mesaj göndermeyi başarıyor ve bu şirketlerde çalışan 35 bin farklı kişinin e-posta hesaplarını kullanarak bu saldırıları gerçekleştiriyor. Elektronik posta içerisindeki metin linki 20 farklı web sitesine yönlendirerek istenmeyen yazılımların yüklenmesini sağlıyor ve e-posta sunucuları üzerinde aşırı yüklenmeye sebep oluyor. Proofpoint’in analizinin ardından Göttingen ve California Üniversiteleri tarafından geliştirilen “BotFinder” adı yazılımla botnet saldırılarının yayılmasını engellemek için bir çalışma başlatıldı. Göttinge Üniversitesinden Florian Tegeler, veri trafiğindeki normal bilgisayarlar ve saldırıya maruz kalmış bilgisayarın ayrımla- rı tespit ederek sonuca ulaştıklarını ve teke tek incelemeye gerek olmadığını söylüyor. Siber Suçlular Neyin Peşinde? Organize suçlular, siber suçlar sayesinde elde ettikleri çalıntı verileri, yazılımları, teknik alt yapı ve para aklama gibi faaliyetlerini endüstriyel ölçüde kontrol ederek, kendi kendine işleyen bir pazar haline getirdiler. Kamu hizmetleri, elektronik ortamda saklanan veriler ve sanal ortamdaki bankacılık faaliyetleri siber suçlular arasında depolanıyor ya da kendi aralarında paylaşıyorlar. Bilişim suçları, cep ya da akıllı telefonlar da dahil olmak üzere bilgisayar ya da diğer bilgisayar özellikli araçlar vasıtasıyla, bilgi iletişim teknolojileri (ICT) cihazları aracılığıyla tam veya kısmen işlenen suçları kapsamakta. Saf siber suçlar veya bilgisayara bağımlı suçlar olarak adlandırılabilen bu suç sadece, bilgisayar veya diğer bilişim teknolojileri kullanımı MAKALE yoluyla işlenenleri kapsamaktadır. Bu durumlarda cihazlar suçun teşkil edilmesini sağladığı gibi aynı zamanda hedefi belli eden araçları da ortaya çıkartıyor. Örneğin, kötü amaçlı yazılım kullanarak online banka hesabı detaylarını toplamak, SQL saldırısı ile bir web sitesi hacklemek ve hassas verileri çalmayı kapsıyor. Siber etkin suçlar bilişim teknolojileri olmadan işlenen suçlar, ancak ölçek ve ulaşmak açısından ICT kullanımı ile değiştirilebiliyor. İngiltere’de geçtiğimiz yıl ortaya çıkan olaylar sebebiyle, organize siber saldırılar sonucunda veri hırsızlığı ile ticari avantaj sağlamak için organize suçlulara fırsatlar doğdu. Siber suçlular, hükümet, iş, ideolojik veya siyasi protesto amacıyla çeşitli kurumlara saldırılar düzenleyerek alt yapılarda önemli zararlar ortaya çıkardı, önemli veriler istenmeyen ellere geçti. Son dönemde hızla gelişen Bulut Bilişim teknolojisi ve veri güvenliği önemli sorunlar teşkil ediyor. Şirketler yasal veya yasa dışı bir şekilde barındırma şirketi ile kullanıcı arasındaki iletişimi ve depolanan bilgiyi görüntüleyebilmekte. Geçtiğimiz günlerde ortaya çıkan NSA programıyla birlikte AT&T ve Verizon birlikte çalışarak Amerikan vatandaşları arasındaki 10 milyon telefon görüşmesini kaydetti. Bu olay bilginin mahremiyetini savunanlarda derin bir kuşku yarattı ve telekomünikasyon şirketlerinin elinde kullanıcı aktivitelerini gösteren çok büyük bir güç olduğunu ortaya koydu. Birden fazla müşteriye aynı sunucular üzerinde hizmet sağlandığında şirketler arasında gizlilik ihlalleri söz konusu olabiliyor. Ayrıca Bulut hizmeti almak, Bulut sağlayıcılarına bir nevi bağımlılığa dönüşebiliyor. Müşteri Bulut sağlayıcısını değiştirmek istediğinde sağlayıcının elinde koz olarak kullanabileceği müşterinin kritik bilgileri olabiliyor. Sistemlere girişi yöntemleri arasında ClickJacking, Flash Player, PDF Reader, Office Zayıflıkları, Trojan, keylogger casus yazılımlar, Antivirusleri atlatma teknikleri, Local ve Remote Exploitler ve Exploit Etmek istemci tabanlı saldırı yöntemleri arasında yer alıyorlar. Aktif Sniffing ve Pasif Sniffing saldırılarıyla da ağ tabanlı izlenme ve dinleme saldırıları gerçekleştiriliyor. Organize Siber Suçlara Karşı Nasıl Önlem Alınmalı? Kurumun güvenlik ihtiyaçlarını anlayan, saldırıları öngörebilen ve siber güvenlik konusunda doğru alanda yatırımlar yapılmalı. Bunun içinde öncelikli olarak güvenliğin genel çerçevesinin çizilmesi ile birlikte kurumun envanteri, internet ortamındaki varlığının haritasının çıkartılmasının ardından bir sızma testi yapılmalıdır. Sızma testleri ddos, perfor- mans testleri, kaynak kod denetimi, Linux/ UNIX, Windows sistem sıkılaştırma hizmeti, web ve mobil uygulama güvenlik testleri, PCI DSS danışmanlık, güvenlik ihlal ve olay yönetimi, SCADA güvenlik testlerinden biri olabilir. Test sonuçları kurumun siber güvenlik risk haritasının çıkartılmasını ve yapılması gereken güvenlik yatırımlarının en doğru şekilde yönlendirilmesini sağlar. Bu sayede kurum kendisine karşı yapılabilecek siber saldırılara karşı doğrudan önlem alabilmekte ve gereksiz geri dönüşü zayıf harcamaların kurum bütçesini olumsuz yönde etkilemesi önlenmektedir. Bilgi güvenliği ihlal olaylarında erken müdahale önemli bir etkendir. Bilgilerin yetkisiz erişime karşı korunması, bilgilerin eksiksiz, tam, tutarlı ve doğru olması ve yetkililerce ihtiyaç duyulduğunda erişilebilir olması, zamanında müdahale edilip gerekli önlemler alınmadığında sonuçları çok daha ciddi olabilmektedir. Dünyanın en iyi korunan teşkilatlarından NASA, CIA gibi kurumların veri tabanlarına bile Internet ve benzeri ağ sistemleri sayesinde girilebildiğine göre, sıradan kendi halinde bir işyerinin bilgisayarlarına girilebilmesi hackerlar için çocuk oyuncağıdır. Güvenlik tehlikeleri her yerde mevcuttur ancak yenilenebilir ve yapılacak güncellemeler hem maliyet hem de süreklilik açısından tehditlerin ortadan kaldırılmasına olanak sağlar. Virüslere Nasıl Karşı Koyulur? Bilgisayar sistemlerini verimsiz, yavaş veya hatalı çalıştıran virüsler ağ yoluyla ya da sürücüler üzerinden hem bilgisayarı hem de sistemi tehdit eder. Virüslere karşı koymamanın en etkili yolu, güncellenebilir anti-virüs programı kullanmaktır. Firewall ise sadece virüsler değil, Internet´ten bilgisayarınıza gönderilebilecek ve yaptığınız tüm işlemleri kaydeden casus yazılımları ya da bilgisayarınıza ciddi olarak zarar verebilecek, ofis ağınızı kullanılmaz hale getirebilecek solucan gibi yazılımlara karşı duvar işlevi görür. Dışarıdan gelebilecek ya da içeride bulunabilecek kötü niyetli kişilere yönelik, bilgisayarlara sürücü aracılığıyla yüklenebilecek veya çalınabilecek veriler için merkezi sistem üzerinden denetleme yapılmalı ve USB, CD, Disket gibi araçların kullanımı kontrol edilmelidir. Sürücülerin sistem üzerinden kontrol edilmesiyle devre dışı bırakılması olası bir güvenlik açığını önlemeye yetecektir. Ofis içerisinde çalışanlara ait bilgisayarların yetkilendirilmesi, bilgisayarları sadece yetkili olan ofis çalışanları tarafından kullanması, çalışanların veri tabanlarına girmesini önlemek için etkili bir yöntemdir. Bilgisayardan girilecek ve ofisle ya da yapılan işle ilgili önemli bilgilerin yetkililerce kontrol altında bulunması için prosedür ve talimatlar net olarak belirlenmelidir. Yetersiz uzmanlık ve maliyet baskıları nedeniyle en büyük engeller güvenlik sistemleridir. Siber suçluların yalnızca %5’inin yakalanabildiği ve mahkum edildiği tahmin edilmektedir. Web üzerindeki açıkları kullanan hackerların, işlenen suç ile suçlu arasındaki bağlantıyı kurabilmek ve ispatlamak oldukça zor bir süreç. temmuz’13 45 Hasan Uğur Nayır MAKALE [email protected] Küçük İşletmelerin Bulut Bilişim Macerası Yeni olan ve yararlı olduğu öne sürülen her şeye, önyargılı bakmak yaratılışımızdan kaynaklanıyor. Bu duruma en iyi örneklerden bir tanesi, küçük ve orta ölçekli işletmelerin Bulut Bilişime önyargıyla bakması gösterilebilir T ürkçe’ de Bulut Teknoloji veya Bulut Bilişim olarak adlandırabileceğimiz Cloud Computing, iş ve teknoloji dünyasında en çok kullanılan terimlerden bir tanesi haline gelmiş durumda. Hal böyle olsa da, Bulut Bilişim servis sağlayıcıları sundukları hizmetleri anlatmakta oldukça zorlanıyor. Cihazların internete bağlı olması, verilerin Bulut Bilişim teknolojisi sayesinde bölgeden bağımsız bulundurulması, harcadığın kadar öde mantığı, işin işine girdikçe kullanıcıların kafası karışmakla kalmıyor tam anlamıyla bu yeni ve yararlı hizmete kendisini kapatıyor. Bulut Bilişim genel anlamıyla çevrim içi bilgi dağılımı olarak tanımlanıyor. Bu işle ilgilenen kişiler ise Bulut Bilişimi, cihazlar veya uygulamalar arasında ortak bilgi paylaşımını sağlayan gelen yapı olarak açıklıyor. Bulut Bilişim teknolojisi birçok kişinin düşüncesinin aksine bir ürün değil hizmet olarak karşımıza çıkıyor. Geçmiş dönemlerde kurumların sıkça kullandığı bu teknoloji son dönemde son kullanıcılar tarafından da kullanılmaya başladı. Bulut Bilişim servisleri üzerinden verilen hizmetler bir depolama servisi veya uygulama paylaşımı olarak karşımıza çıkabiliyor. Tabii ki son kullanıcılara sunulan bu servisler buz dağının sadece görünen yüzü. Buz dağının görünmeyen bölümünde ise kurumlara sunulan hizmetleri içeriden dev bir bölüm var. Bu tarz Bulut Bilişim hizmeti farklı yapılarda farklı amaçlar için kullanılabiliyor. Bulut teknolojisinin kullanıcılara rahatlık ve hız sağladığını belirtmeliyiz. Bulut Bilişim hizmeti işletmeler için uygulamalar, altyapı ve diğer kaynakların kullanımında başarılı bir araç olarak tanınıyor. Özellikle küçük işletmeler için düşük maliyetli bir kurtarıcı olarak nitelendiriliyor. Gelişmiş performansına göre düşük donanım ve yazılım maliyeti en büyük avantajlarından biri. Bulut Bilişim birçok büyük firma tarafından 46 temmuz’13 tercih edilirken, küçük işletmelerin bazıları iş süreçlerini buluta taşıma hakkında tereddütlü. Bu yazımızda küçük işletmelerin bulut bilişimle ilgili bazı önyargılarını ele alacağız. Yedekleme, Depolama ve Bağlantı Bulut Bilişim hizmetlerinin düşük maliyeti dışında, en yararlı özelliklerinden biri depolama ve yedekleme konusunu da içerisinde barındırması. Online depolama, yerel bir depolamadan daha ucuz ve daha kolay yapılandırılabiliyor. Ancak bazı küçük işletmeler ise bu konuda tereddütteler ve geleneksel düşünceden yanalar. İşletme sahipleri şimdilik çevrimiçi depolama konusunda temkinli davranıyor. Ağa bağlı depolama konusunda hizmet sağlayıcılardan biri olan Drobo bu konuda küçük işletmeler için bir araştırma yapmış durumda. Yapılan araştırma sonucunda elde edilen bulgular ise küçük işletmelerden neden Bulut Bilişim kullanılmadığının altını çiziyor. Birçok küçük işletmenin Bulut Bilişim hizmeti alamamasındaki en büyük engel bant genişliği sınırlaması. Amerika’daki sonuçlara bakarsak büyük kentsel alanlarda yüksek hızlı bant genişliği kullanılabilirken, bazı kırsal alanlarda ise yüksek hızlı bant genişliği halen yok. Bulut Bilişimin en gerek duyduğu konu ise yüksek hızda internet veya ağ bağlantısı. Bu konuda MAKALE Türkiye’de fiber bağlantı örnek gösterilebilir. Yeni yerleşim yerlerinde fiber altyapı döşenirken eski yerleşim yerlerinde bu bağlantı kullanımı sınırlı sayıda kalıyor. Küçük işletmeler bu açıdan bulut yedekleme/depolama, verilere ulaşma konusunda sıkıntı çekebiliyorlar. Hızlı geniş bandın kullanılmaması veya bu imkana sahip olmayan küçük işletmelerin, daha ucuz maliyetle ulaşabilecekleri Bulut Bilişim hizmetleri yerine farklı çözümlere başvurması normal. Eğer Bulut Bilişim hizmeti alacaksanız devamlı ve hızlı internet bağlantısı en önemli konulardan bir tanesi. Zira internet bağlantısındaki problemler buluta ulaşmadaki en büyük engel oluyor. İnternet servis sağlayıcısının sunduğu alt yapı ve bu alt yapının ne kadar iyi bir hizmet sunduğu büyük ve küçük işletmeleri, kişisel kullanıcıları herkesi kapsıyor. Bu açıdan küçük yerel bir işletmenin bulunduğu yerde eğer internet alt yapısı kötüyse bulut servisini kullanmaması yanlış değil. Bulut Bilişimdeki Güvenlikle İlgili Korkular Kişisel olarak kullanılan bazı Bulut Bilişim hizmetleri için kullanıcıların güvenlik kaygısı olmayabilir. Sadece ufak tefek dokümanlar için ya da daha basit önemsiz bazı belgelere kolayca ulaşmak isteyen bazı kullanıcılar bunlara en iyi örnek. Ama durum şirket tarafına geldiğinde işlerin değiştiğini görüyoruz. Şirketlerin önemli ve gizli verileri açısından Bulut Bilişim hizmetinin güvenliği, bu konudaki en önemli noktalardan bir tanesi. Buluta yüklenen veriler bir sunucu içinde dururken, başka bir sunucuda da yer alabilir. Bu konuda verilerin birer veya ikişer kopyası olabilir. Bu tamamen aldığınız hizmetin türüne ve hizmeti sunan firmanın yapısına göre farklılık gösterir. Tabii ki Bulut Bilişim bulut hizmetini sağlayan firmanın güvenlik sistemleri olmak zorunda. Genel olarak şimdiye kadar sunulan Bulut Bilişim Hizmetlerine baktığımızda güvenlik konusunda en iyisini sunduklarını söyleyebiliriz. Ancak bazı küçük işletmeler yine de bu konuya tereddütle bakıyor. Hemen belirtelim endişeli bir durum yok. Bulut Bilişim küçük işletmeler için ekonomik yönden oldukça faydalı. Maliyet konusunda yarar sağlayan Bulut Bilişimle ilgili olarak bazı küçük işletmeler veri erişilebilirliği, bütünlük, gizlilik ve taşınabilirlik konusunda kaygılı bir duruşa sahip. Ancak bu güvenlik kaygıları ise ekonomik yönden kazançlı olacakları Bulut Bilişim konusunda zarar sağlıyor. Bu konuda Bulut Hizmeti sağlayan firmaların geçmişleri, sabıkaları, hizmetleri konusundaki detayları küçük yerel işletmeler açısından daha da önemli bir pozisyona getiriyor. Bulut hizmeti sağlayan firmaların bu konulardaki stratejisi küçük işletmelerin güvenlik konusundaki ön yargılarını ortadan kaldırabilecek önemli noktalardan bir tanesi. Yeni Sisteme Geçmekteki Zorluklar Bazı küçük işletmelerde olan kaygılardan bir tanesi ise yeni sisteme geçince yaşanabilecek olan sorunlar. Oturmuş, alışılmış bir sistemden yeni bir sisteme geçmek zor olabiliyor. Yeni sistemin eksiklikleri olabilse de söz konusu durum Bulut Bilişim olunca devreye gene Bulut Servis Sağlayıcıları ve sundukları uygulamalar giriyor. Bulut Servis Sağlayıcıları müşterilerine en iyi hizmeti vermek, daha fazla müşteriye hitap etmek için farklı hizmetler sunuyor. Küçük işletmelerin işlerini daha çok kolaylaştıracak uygulamaları sunan Bulut Bilişim Hizmetlerine birçok örnek verilebilir. Burada en önemli kısım ise yine bulut servis sağlayıcısının en iyi hizmeti vermesi. Eğer servis sağlayıcısı deneyimli bir operatör değilse, gerekli bakım yapılmazsa ve özen gösterilmezse, küçük işletme olan müşteriler konusunda kayıp yaşayabilir. Hatta yapılan hatalar veri kaybına sebep olursa, bu servis sağlayıcısının batmasına bile neden olabilir. Bulut Bilişim iş hayatına iyice yerleşmiş durumda. Kolay kullanımı, esnekliği ve hızlılığı ile birçok işletme tarafından tercih ediliyor. Tabii ki bulut servis sağlayıcısının da deneyimli ve işini en iyi yapan bir firma olması da faktörlerin en başında geliyor. Yazının başında da değindiğimiz bazı küçük işletme kaygı ve tereddütleri önümüzdeki günlerde ortadan kalkacak. Fakat öncelikle düşük bant hızı, devamlı internet bağlantısının olmaması, deneyimsiz servis operatörleri gibi faktörlerinde çözüme kavuşturulması şart. Sonuç olarak internetin iyice yayıldığı, teknolojinin her geçen gün daha da geliştiği bir dönemdeyiz. Teknoloji insan hayatını iyice kolaylaştırıyor. Bu kolaylaştırma hem kişisel olarak hem de toplumsal olarak yaşam tarzımıza yansımış durumda. Bulut Bilişim’de bu gelişmelerden bir tanesi. Bulut servis sağlayıcılarının özel hizmetleri, internet bağlantısının en iyi şekilde her yere yaygın olarak kullanılması, yeni sistem olarak Bulut Servisinin en az hata ile sunulabilmesi, büyük küçük birçok işletmeyi kendisine çekecektir. Ama bu konuda atılan geri adımlar veya olumsuz koşullar ise ne yazık ki Bulut Bilişimle ilgili bazı kaygıları göz önüne tutmaya devam edecektir. temmuz’13 47 Avşar Özgen MAKALE [email protected] Telefonda Konuşurken 30 Boğaz Köprüsü Parası Harcadık Türkiye’de son 5 yılda telefonla konuşmaya, İstanbul Boğazı’na 30 köprü yapılabilecek kadar para harcandı T ürk insanı telefonla konuşmayı o kadar seviyor ki, son beş yılda telefon görüşmelerine milyar dolarlar harcadığımız ortaya çıktı. Geçen yıl aylık kişi başı konuşma ve kısa mesajda Avrupa birincisi olan Türkiye’de Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Avea’nın son beş yıl itibarıyla net satış gelirleri toplamı 109 milyar lirayı buldu. İstanbul Boğazı’na yapımına başlanan 3. Köprü’nün tahmini maliyetinin 2 milyar dolar olduğu göz önüne alındığında, Boğaz’a 30 köprü yapılabilecek kadar para, beş yılda “Alo”ya harcanmış oldu. Geçen yılın ikinci çeyreğinde kişi başına ortalama aylık mobil telefonla konuşma süresi ve kısa mesaj sayısında Avrupa birinciliğine yükselen Türkiye, 2012’yi de kişi başı 291 dakika ortalama aylık mobil telefonla 48 temmuz’13 konuşma süresi ve toplam 175 milyar kısa mesajla Avrupa’nın zirvesinde tamamladı. Telefon sayısı ve konuşma sürelerindeki artış, tüketicilerin faturalarına, dolayısıyla telekomünikasyon şirketlerinin gelirlerine de yansıdı. Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) verilerine göre, Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Avea’nın son beş yıl itibarıyla net satış gelirleri toplamı 109 milyar lirayı buldu. Bu şirketlerin 2008 yılında 20,4 milyar lira olan net satış gelirleri, 2009’da yüzde 1,7 artarak 20,7 milyar liraya çıktı. Şirketlerin, 2010’da 21,2 milyar lira olan toplam net satış gelirleri, 2011’de yüzde 5,6 artışla 22,4 milyar lirayı buldu. Türk Telekom, Turkcell, Vodafone ve Avea, geçen yıl ise 24,4 milyar lira net satış geliri elde etti. Böylece Türk Telekom ve mobil işletmecilerin son 5 yıldaki net satış gelirleri toplamı 109 milyar lirayı buldu. Bir başka ifadeyle son 5 yılda telefonla konuşma, kısa mesaj ve veri aktarımı için 109 milyar lira harcandı. İstanbul Boğazı’na yapımına başlanan 3. Köprü’nün tahmini maliyetinin 2 milyar dolar (3 milyar 628 bin lira) olduğu göz önüne alındığında, Boğaz’a 30 köprü yapılabilecek kadar para, beş yılda telefonda konuşmaya harcanmış oldu. Türk Telekom’un Geliri Düştü Mobil Operatörlerin Arttı Telekomünikasyon sektöründe son beş yılda en fazla net satış gelirini, toplam 40 milyar 949 milyon 347 bin 36 lira ile Turkcell elde ederken, ikinci sırayı 37 milyar 403 milyon 310 bin 877 lira net satış geli- MAKALE BTK Başkanı Tayfun Acarer: “Türkiye’de toplam 68 milyon mobil abone var. Her bir mobil işletmecinin abone sayısı birçok ülkenin toplam abone sayısından daha fazla. Ayrıca, bizdeki aboneler, numara taşıma sisteminin iyi çalışması ve ara bağlantı ücretlerindeki düşüşler nedeniyle kullanmadıkları numaralara sahip olmayan gerçek kullanıcılardır. Dolayısı ile konuşma, SMS trafiğinde ve internet kullanım sürelerinde hep üst sıralarda yer alıyoruz. İşletmeciler, kar etmenin yanında yatırımlarını da artırıyorlar. Bu çok önemli. riyle Türk Telekom aldı. Söz konusu süreçte Vodafone, 17 milyar 27 milyon 519 bin 37 lira, Avea da 13 milyar 258 milyon 736 bin 222 lira net satış geliri elde etti. Yıllar itibarıyla Türk Telekom’un net satış gelirlerinde düşüş gözlenirken, Turkcell, Vodafone ve Avea gelirlerini artırdı. Türk Telekom’un 2008 yılında elde ettiği yaklaşık 7,73 milyar liralık net satış geliri, 2012 sonu itibariyle yüzde 6,2 azalışla 7,25 milyar liraya geriledi. Buna karşılık 2008’e oranla Turkcell net satış gelirlerini yüzde 10,7, Vodafone yüzde 77, Avea’da yüzde 76 artırdı. Turkcell’in 2008’de elde ettiği 7,87 milyar liralık net satış geliri 2012 sonu itibarıyla 8,72 milyar liraya, Vodafone’un 2,77 milyar liralık net satış geliri 4,91 milyar liraya, Avea’nın 1,97 milyar liralık net satış geliri de 3,47 milyar liraya yükseldi. En Fazla Yatırımı Türk Telekom Yaptı Türk Telekom ve mobil işletmeciler, son beş yılda yaklaşık 20,5 milyar liralık yatırım yaptı. Söz konusu süreçte en fazla yatırım yapan şirket, 6,5 milyar lira ile Türk Telekom oldu. Turkcell yaklaşık 5 milyar, Vodafone 4,4 milyar, Avea ise 4,6 milyar lira yatırım gerçekleştirdi. Avrupa’nın Cep Telefonuyla En Çok Konuşan Milletiyiz BTK’nın bu verileriyle Türkiye, abone başına 319 dakika aylık konuşma ortalamasıyla en çok cep telefonu kullanan Avrupa ülkesi de oluyor. Türk insanı hem cep telefonuyla konuşmayı hem de cep telefonlarını sık sık yenilemeyi çok seviyor. Türkiye’deki cep telefonu operatörleri de sürekli yeniledikleri konuşma, SMS ve internet paketi kampan- yalarıyla Avrupa’daki bu yerimizi daha da perçinleyecek gibi görünüyor. Geride bıraktığımız ay açıklanan Google’ın internet ekonomisi raporu da Türkiye’nin interneti ve cep’ten konuşmayı çok sevdiğini bir kez daha ortaya koydu. BTK’nın 2012 Mobil İletişim Raporu’nun da desteklediği sonuçlara göre Türkiye, aylık 319 dakikayla Avrupa’nın en çok konuşan ülkesi. Google’ın raporu da internette geçirdiğimiz sürenin gelişmiş ülkelerin çok üstünde olduğunu ortaya koydu. Ancak kullanım oranı henüz düşük seviyelerde. Avrupa’da yüzde 71 olan hanebaşı internet kullanım oranı, Türkiye’de yüzde 47.2. Haftalık internet kullanım süresinde ise Türkiye 38 saatle İngiltere (26), Fransa (24) ve Almanya’nın (20) önüne geçti. Mobil İnternet Kullanımı da Arttı Öte yandan, BTK’nın 2011 ile 2012 raporları, geride bıraktığımız ay Madreport’ta karşılaştırıldı. BTK’nın, 2011 ve 2012 dördüncü çeyrek raporlarının karşılaştırıldığı Madreport’ta bir sene içerisinde yaşanan gelişmelere yer verildi. 2011’de mobil internet kullanıcı sayısı 6 milyon 454 bin 801 iken yüzde 88 artarak 2012’de 12 milyon 161 bin 900’e yükseldi. 3G abone sayısı 2011’de 31 milyon 375 bin 507 iken 2012’de yüzde 33 artarak 41 milyon 798 bin 432’ye ulaştı. Mobil internet kullanım miktarı yüzde 106 artarak 21 bin 590 Tbyte’a çıktı. 2011’de 3,944 milyon olan faturalı mobil genişbant abone sayısı 2012 yılında yüzde 84 artarak 7,252 milyona yükseldi. Ön ödemeli mobil genişbant abone sayısı yüzde 96 artış göstererek 2 milyon 511 binden, 2012’de 4 milyon 910 bine çıktı. Özellikle altyapının, bu kadar yoğun kullanımın olduğu bir ülkede sürekli iyileştirilmemesi, hizmet kalitesini düşürür, kullanıcının ihtiyacını karşılayamaz hale getirir. Özellikle veri trafiği katlayarak artmaktadır. Bu nedenle, işletmecilerin yatırımlarının artması önemli. Kullanıcıların, kullanım miktarlarındaki bu artışlar karşısında ödedikleri faturalar, 8-10 sene öncesine göre ARPU değerleri düştüğü için daha düşüktür. Bu da zaten kullanımı artıran etkenlerden biridir.” Madreport’un bu çeyrekte yayınladığı konular arasında global ve Türk mobil oyun sektörü araştırması ve Türk oyun sektörünün önde gelen şirketlerinin görüşlerine yer verilirken, uygulama geliştirme dilinin seçimine, Türkiye Bankalar Birliği 20112012 raporlarında yer alan mobil bankacılık istatistikleri karşılaştırmasına, müzik kategorisindeki uygulamaların gidişatına, MessageMe ve WhatsApp karşılaştırması gibi gerek akıllı telefon ve tablet kullanıcılarını gerekse sektörü ilgilendiren birçok konu yer alıyor. Türkiye’de akıllı telefon kullanım oranı yüzde 19 Geçtiğimiz haftalarda ünlü araştırma şirketi Nielsen tarafından yayınlanan ‘Mobil Tüketici: Küresel Bakış’ isimli rapor ise mobil cihazların kullanımı hakkında önemli bilgiler içeriyor. Türkiye ile birlikte toplam 10 ülkeyi kapsayan raporda mobil cihaz kullanım tercihlerinin gelir düzeyi ile doğrudan orantılı olduğu görülüyor. ABD, İngiltere, Güney Kore gibi gelişmiş ülkelerdeki akıllı telefon (Smartphone) kullanım oranı yüzde 50’leri çoktan geçmiş durumda. Gelişmekte olan Türkiye, Hindistan, Brezilya gibi ülkelerde ise bu oran yüzde 50’nin altında. Akıllı telefon özelliğine sahip olmayan temel özelliklere sahip cep telefonu (Feature Phone) kullanım oranı Hindistan’da yüzde 80, Rusya’da yüzde 51, Türkiye’de ise yüzde 61 olarak açıklandı. Akıllı telefon olarak kabul edilmeyen ancak multimedya özelliklere sahip telefon (Multimedia Phone) kullanımı, araştırma yapılan 10 ülkenin 8’inde yüzde 10 seviyelerinde iken bu oran Türkiye’de yüzde 20, Brezilya’da ise yüzde 21 seviyesine yükseliyor. temmuz’13 49 Avşar Özgen ÖZEL DOSYA ÖZEL DOSYA [email protected] Geleceğimize Yön Verecek Cihazlar Bilgi akışının kalbi, işletmelerin veri güvenliği ve paylaşımı konusundaki yegane dostu sunucular günden güne gelişmeye devam ediyor. Peki, bu cihazların önemi yeteri kadar göz önün de bulunduruluyor mu? ‘ın katkılarıyla hazırlanmıştır. S unucu herhangi bir ağ yapılandırması üzerinde ( bu ağ internet veya şirketlerin lokal ağı olabilir) bir veriyi kullanıcılara, tanımlanan başka sunuculara veya sistemlere aktaran aynı zamanda bu verileri paylaştıran ve dağıtan donanım ile birlikte yazılımlardan oluşan sistem bütünlüğüne verilen genel isimdir. Tüm bunları herhangi bir bilgisayarda da yapılabilir, peki ya sunucunun farkı nedir? Bir sunucuyu kişisel bir bilgisayardan ayıran temel özellik ağa bağlı olmasıdır. Kişisel bilgisayarda ağa bağlı olabilir fakat ağa bağlı olmadığı zamanlarda istediğiniz uygulamaları üzerinde çalıştırmanın mümkündür. Sunucu da ise işler tamamen farklı. Sunucular ağa bağlı olmadıklarında çalışmaları gerekmeyen 50 temmuz’13 birer bilgisayardı. Tamamen ağa bağımlıdırlar ve üzerindeki uygulamaların hemen hemen hepsi ağ üzerinden başka sistemleri erişilmesi için yapılandırılmış ve kesintisi halinde size para kaybettirecek sistemlerdir. Bunun yanı sıra sunucular 7/24 hizmet verecek şekilde yapılandırılmışlardır. Normal sistemlerin günlük çalışma saati 10 – 12 saati geçmezken sunucular birkaç yıl yeniden başlatılmadan çalışmak için tasarlanırlar. Tabii ki sunucu deyinde aklınıza donanımsal açıdan üstün bir sistem aklınıza geliyor olabilir. Bu bir bakıma doğru bir tanımlama, fakat sunucu üzerindeki uygulamalar olmaksızın donanımın bir anlamı olmaz. Bir sunucu donanım ve yazılımlardan oluşan bir sistemdir ve donanımların hem kendi arasında hem de yazılımlarla sorunsuz bir şekilde çalışması ve sunucunun türüne göre performans göstermesi beklenir. Neden Sunuculara İhtiyacımız Var? Sunuculara olan ihtiyaç ağ sistemlerinin ilk kullanılmaya başladığı günden bu yana sürüyor. Şöyle bir düşünün günümüzce sıkça kullandığımız internet üzerinde dahi milyonlarca sunucu bulunmakta. 2011 yılında yapılan araştırmaya göre sadece Google’ın dünyada 900.000 adetin üzerinde sunucusu bulunuyor. Google’ı Microsoft takip ediyor. Microsoft’unda dünya üzerinde 520.000’in üzerinde sunucusu var. Listenin üçüncü sırasında ise HP/EDS yer alıyor. Bu firmalarında toplamda dünya genelinde 380.000’in üzerinde sunucusu bu- ÖZEL DOSYA lunmakta. Bu sunucular yaptıkları işlere göre farklılık gösteriyorlar. Sunucuların üzerinde çalıştırdığımız programlar istediğimiz türde veri akışını sağlayarak bizlere yaptığımız iş çerçevesinde yardımcı olmak için yapılandırılıyor. Günümüzde bir bilgisayarın olmadığı işletme nerdeyse yok. Eğer işletmenin boyutu küçük çaplı değilse bu işletmenin kullandığı en az bir sunucu buluyor. Sunucular vasıtasıyla işletmeler bilgilerini merkezi bir veya biden fazla noktada saklayabiliyorlar. Bu bilgilerde yine sunucular vasıtasıyla istenilen terminal veya sistemlere doğrudan veya dolaylı olarak yönlendirilebiliyor. Bu tarz bir işletmede çalışıyorsanız ağınızın tam merkezinde sunucunuz veya sunucularınız yer alacaktır. Merkez kavramını mesafe olarak düşünmeyin. Ağ yapılarında mesafe gözetmeksizin hareket edilebiliyor. Günümüzde kullanılan sunucu türlerine baktığımızda karşımıza uzunca bir liste çıkıyor. Bu ı uygulama sunucuları, katalog sunucuları, iletişim sunucuları, hesap sunucuları, veritabanı sunucusu, faks sunucuları, bulut sunucuları, dosya sunucuları, oyun sunucuları ve mobil sunucuları. Gördüğünüz gibi nerdeyse teknolojiyi kullandığımız her alanda sunucuları kullanıyoruz. Sunucu ihtiyacımız en basit bir bankacılık işleminde bile hat safhada yer alıyor. Sunucular Donanım Özelliklerine Göre İsimlendiriliyor Genel olarak sunucuları üç farklı kategoride toplayabiliriz. Bunlar Rack Mounted sunucular, Blade sunucular ve masaüstü bilgisayarlara benzer yapıdaki standart sunucular. Günümüzde en çok kullanılan sunucular arasında yer alan Rack Mounted sunucular az yer kaplamasıyla öne çıkıyor ve bu tarz sunuculara özel olarak geliştirilmiş raf sistemleri içerisinde çalıştırılıyorlar. Bu raf sistemleri Rack Mounted sunucuların kesintisiz performans ağlaması için üretiliyor ve geliştiriliyorlar. Rack Mounted sunucular 1U, 2U, 4U gibi ifadelerle tanımlanıyor. 1U’da yer alan U harfi Unit’in kısaltması. Unit ise Türkçede Ünite anlamına geliyor. 1U, 2U, 4U’nun anlamı da 1 ünite, 2 ünite ve 4 ünite kasa anlamında kullanılıyor. 1U ve 2U kasalar ufak yapıda oldukları için gelecekte kullanıcılara güncelleme için sorun yaratabiliyorlar. Bu yüzden genellikle 3U’dan başlayan kasalar tercih ediliyor. Rack Mounted sunucuların içerisinde yer aldığı raf sistemi 42U’ya kadar destek sunuyor. 1U’yu 1 birim kabul edersek tek bir Rack Mounted rafı 42 birim desteğe sahip. Bu tarz sunucular genellikle orta ve büyük işletmelerin ihtiyaçla- rını karşılamak için kullanılıyor. Datacenter’lar tarafından da az yer kapladığı için tercih edilen bu sunucu türü fiyat açısından standart sunuculara göre biraz maliyetli. Teknoloji Sunucular Üzerinden Dağılıyor Yukarıda da belirttiğimiz gibi dünya üzerinde milyonlarca sunucu var bu sunucuların çoğu internet üzerinde faal olarak kullanılıyor. Her ne kadar işlemeler sunucularını kendi özel ağları üzerinde yapılandırmak istese de gelişen ve yenilen teknoloji buna izin vermiyor. Kullanıcılar mobil cihazları üzerinden de verilerine ulaşmak istiyor ve bu durum sunucuların internet üzerinden erişebilir olmasına neden oluyor. İnternet üzerinden erişim ise büyük güvenlik açıklarına yol açabiliyor. Teknolojiyi her yerde kullandığımız günümüzde sunucular sayesinde teknolojinin nimetlerinden faydalansak da güvenlik konusunda atmamız gereken birçok adım var. Özellikle bu tarz yatırım yapan şirketlerin bilgi güvenliğini yatırımlarının ilk sırasına oturtması gerekli. Yapılan araştırmalara baktığımızda 2012 – 2017 yılları arasında Global IP trafiğinin ( sabit ve mobil) üç katına çıkacağını ve yıllık 1.4 zetabite (yılda bir trilyon gigabitten fazla) olacağını öngörülüyor. 2012 yılında toplam 2,3 milyar internet kullanıcısı vardı ve bu rakam dünya nüfusunun (7,2 milyar) yüzde 32’sine denk geliyordu. Tabii ki önümüzdeki günlerde gerçekleşecek bu büyük artış sunucu sayısını da olumlu yönde etkileyecek. Hatta cihazların internet üzerine yaptıkları bağlantı konusundaki araştırma önümüzdeki günler için bizlere daha fazla ışık tutabilir. Global ağ bağlantısı (sabit/mobil kişisel cihazlar, M2M bağlantılar ) 2012 -2017 yılları arasında 12 milyardan 19 milyara çıkacak. Tüm bu olumlu öngörüler gelişen teknolojinin bir artısı olarak yansıtılıyor. Kullanılan teknolojiler sunucular üzerinden dağıtıldığı için, sunucular performans dışında insanlara teknoloji dağıtan cihazlar olarak da karşımıza çıkıyor. Popüler Sunucu Türleri Dünya genelinde kullanılan internet ağın yaygınlaşmasıyla birlikte sunucuların önemi bir kat daha arttı. Artık kurumlar verilerine veya istedikleri kurumsal işlemlere internetin bağlı olduğu her yerden ulaşabiliyorlar. Bu durum sunucu türlerinin de çeşitlenmesine ve gelişmesine neden oldu. İsterseniz günümüzde popüler olarak kullanılan sunucu türlerine ve işlevlerine kısaca göz atalım. Donanım bazında düşündüğünüzde sunucuların hemen hemen hepsi işlevsel açıdan birbirine benzer. Sunucuları donanımsal özelliklerinin dışında birbirinden ayıran özelliklerin başında üzerindeki uygulamalar geliyor. Sunucu üzerindeki uygulamalar sunucunun yapacağı işleri belirleyen temel taşlarının başında geliyor. Günümüzde en çok kullanılan sunucu türlerinin başında Web sunucuları var. Bu sunucular internetin yaygınlaşmasıyla birlikte kullanıcılara Web hizmetlerini sunmak için tasarlanıyorlar. Bu sunucular üzerinde http protokolünden tutun da VOIP ve FTP’ye kadar birçok uygulama çalıştırılabiliyor. Bir diğer sunucu türü de Uygulama sunucuları. Bu sunucular genellikle kurumlara hizmet veren sunucular ve üzerlerinde web tabanlı hemen hemen her türlü uygulamanın yanı sıra oyun temmuz’13 51 ÖZEL DOSYA Öncelikler, Sorunlar ve Beklentilere Karşı Entegre Bilişim Çözümleri 1990’ların başından günümüze, bilişim teknolojilerinin çok hızlı bir şekilde tüm üretim ve iş süreçlerinde yaygın olarak kullanılması ve iletişim olanaklarının bunlara paralel olarak geometrik şekilde artması; tüm endüstrilerde değişen iş modelleri, hızlanan süreçler, ürün/hizmetlerin artan rekabet nedeni ile daha hızlı kullanıma sunulması zorunluluğu buna bağlı tüm kaynakların çok daha etkin şekilde planlanması zorunluluğu sonuçlarını doğurmuştur. Günümüzde yaşanmakta olan iş katmanındaki öncelik ve sorun alanları aşağıda belirtildiği şekilde sınıflandırılabilir; - İnovasyonun arttırılması - Yeni pazarların yaratılması - Müşteri memnuniyetinin arttırılması - Maliyet avantajının arttırılması - Hızlı karar alabilme ve uygulayabilme Yukarıda belirtilen iş öncelikleri ve sorun alanlarına karşın bilişim katmanında ise aşağıda belirtilen sorun alanları yer almaktadır; - Mevcut veri merkezlerindeki karmaşa - Toplam bilişim verimliliğinin arttırılması - İlk alım ve işletim maliyetlerinin azaltılması - İdame maliyetleri ve idameye ayrılan kaynakların azaltılması - Var olan kaynakların sistemin idamesi yerine işe odaklı inovasyona kaydırılması - İş sürekliliğinin sağlanması (sunulmakta olan servislerde kesinti, güvenlik açıkları) - Entegrasyon riskinin ortadan kaldırılması veya ciddi oranda azaltılması Her iki katmanda yer alan öncelikler ve sorunlar arasında mevcut bilişim teknolojilerinin kısıtları, büyük hızla artan uygulama sayısı, uygulamaya konulan çözümlerdeki yönetilmesi gereken bileşenlerin ve bu bileşenleri üreten üreticilerin sayısı, uyulması zorunlu olan standartlar ve kurallar göz önüne alındığında gittikçe artan ve kapatılması gittikçe zorlaşan bir aralık oluşmaktadır. Genel olarak yukarıda tanımlanan aralığın kapatılması amacıyla temel olarak aşağıda belirtilen teknoloji eğilimlerinin tüm endüstrilerde artan oranda kabul gördüğü gözlenmektedir; - Teknoloji yenileme, yüksek oranda atıl kaynakların etkin kullanımı için konsolidasyon ve sanallaştırma – Yüksek işlem gücüne sahip bütünleşik ve esnek sanallaştırma, hızlı onay süreci ve dinamik ölçeklendirme - Mevcut yatırımın çok hızlı değişen teknolojiye yapılacak yatırımlara hazır olması, esneklik ve çeviklik. Yapılan yatırımın örneğin Bulut İşleme hazır olması - Daha az alanda, daha az enerji tüketimi – dinamik güç yönetimi sağlayan daha az yer kaplayan çözümler - Karmaşıklaşan tüm bilişim alt yapısının (yazılım, sunucu, veri depolama ve iletişim-ağ donanımları) entegrasyon ve entegrasyona bağlı riskleri asgariye indirecek çözümler - Kaynakların hızlı, çevik ve etkin yönetimi – Yazılım ve donanım ürünleri ile servislerin tek bir araç ile yönetilebilmesi, performans ölçümleme, darboğazların anlık takibi - Kurumun iş gereksinimlerine uygun ve iş sürekliliği temelinde sağlanacak destek hizmeti 52 temmuz’13 Oracle ve “Sun Microsystems” birleşmesi ve son dönemde gerçekleştirilen kritik firma satın alımları ile endüstride uçtan uca çözüm portföyüne sahip tek İlteriş Şule Oracle Doğu Avrupa/Bağımsız Devletler Topluluğu Donanım Ürün Yönetim Direktörü üretici konumuna gelen Oracle’ın tüm belirtilen pazar dinamikleri ile birebir örtüşen sistem stratejisi kısaca “En iyi toplam sahip olma maliyeti ile en yüksek performans sağlayan, sadeleştirilmiş entegre bilişim çözümleri sunmak” olarak özetlenebilir. Bu strateji çerçevesinde Oracle’ın, belirtilen teknolojik gereksinimleri karşılayacak tam entegre çözümlerden, geleneksel veri merkezlerinde yapı taşları olarak kullanılmak üzere en iyi ürünlere kadar sahip olduğu sistem çözüm portföyü temel olarak üç alanda yoğunlaşmaktadır ; - Dikey olarak yazılım katmanından, sunucu, ağ ve veri depolama katmanına kadar tam entegre edilmiş yatay ve dikey olarak ölçeklendirilebilen, endüstrideki her türlü iş yükü ve iş sürekliliği için, sadece Oracle yazılım ürünleri değil tüm Solaris uyumlu yazılımların konsolidasyonu, sanallaştırılması ve bulut işlem de dahil olmak üzere, bütünleşik “Engineered” Sistemleri ürün ailesi, - Farklı kurumsal iş gereksinimleri için önceden test edilmiş, ölçeklendirilmiş ve çok hızlı hizmete sunulabilen endüstrideki en geniş optimize çözümler ailesi (Siebel CRM, PeopleSoft, İçerik Yönetimi, VeriTabanı, SAP ERP vb gibi 16 adet civarı kurumsal iş gereksinimleri ile örtüşen optimize çözümler). Oracle’ın optimize ürün ailesini benzerlerinden ayıran en önemli özellik, ilgili çözümün müşteride en etkin nasıl kurulup uygulama sürecini belirten çözüm dokümanları ile müşteride ilgili çözümün oluşturulması yerine, ilgili optimize çözümün üretim aşamasında oluşturularak müşteride “tak-çalıştır” şeklinde hizmet verecek şekilde sunulmasıdır. - Ve son olarak da geleneksel veri merkezi gereksinimleri için benzerlerinin en iyisi “best of breed“ sunucu, veri depolama, yedekleme ürünleri ile sunucu ve ağ sanallaştırma çözümlerini ürün portföyünde bulundurmaktadır. “Engineered System”ler lehine değişmesi sürecinde, yakın gelecekte su- ÖZEL DOSYA nucu ve işlemcilerin sahip olacağı olası özelliklere ışık tutacağı düşüncesiyle Oracle’ın sunucu ve işlemcilerini farklılaştıran bazı özelliklerin listelenmesi yararlı olacaktır; - Oracle endüstride 5 yıllık işlemci, sunucu ve işletim sistemi yol haritasını halka açık olarak belirten tek şirkettir, - Oracle olarak gerek halka açık sunucu/işlemci yol haritamızda gerek ise yeni duyurulan “T5/M5” işlemcili sunucularımızın duyurusu sırasında vurgulandığı gibi, her 2 yılda işlemcilerimizin hızının 2 kat arttırılması hedeflenmektedir, (Mevcut hali ile T5 ve M5 sunucularımız SpecInt, TPC-C, TPC-H, SAPS gibi endüstri standardı ”benchmark” da dahil olmak üzere 18 adet ”benchmark” dünya rekoruna sahip olup aynı sınıftaki diğer ürünlere göre 3 ile 12 kat arasında fiyat performans avantajı sunmaktadır (1)), - Bu hız ve kapasite artışının fiziksel olarak işlemcinin hızının, çekirdek sayısı ile aynı anda işleyebileceği işlem sayısının arttırılması, tampon bellek alanın arttırılması veya geçmişte diğer bazı üreticiler tarafından gerçekleştirilmeye çalışıldığı gibi salt işlemcinin saat frekans hızının arttırılması ile sağlanamayacağı açıktır. Oracle’ı diğer üreticilerden ayıran en önemli husus bu değişimin sadece işlemcinin, sunucunun ve işletim sisteminin özelliklerinin iyileştirilmesi/geliştirilmesi ile değil sunucu ve sunucu üzerinde çalışan yazılımların bir bütün olarak tasarımın ilk aşamasından itibaren değerlendirilmesidir. Örnek olarak “T serisi” işlemcilerimizin 2. jenerasyonundan bu yana tüm “T serisi” ve “M5 serisi” işlemcilerimizde endüstrideki en fazla sayı olan 16 adetten fazla kripto işlevleri gömülü olarak gelmektedir. Bu sayede dosya sistemi veya herhangi şifreleme işlemi yükü yazılım veya daha özel donanım üzerinden alınmakta, tüm şifreleme ve çözme işlemi işlemci üzerinde gerçekleştirilmektedir. “T/M serisi” işlemcilerimiz ile şifreleme işlemleri benzerlerine göre %30 ile 800% arasında daha hızlı gerçekleştirilebilmektedir (2). Buna benzer yazılım katmanında gerçekleştirilecek bazı işlevlerin gelecekteki işlemcilerimizde gömülü olarak bulunması amaçlanmaktadır. Yakın gelecekte, örneğin veri tabanı sorgulama hızlandırıcısı, Java uygulamaları hızlandırıcısı (garbage collection), veri sıkıştırma/açma gibi işlevlerin yeni nesil işlemcilere gömülmesi planlanmaktadır, - Mevcut hali ile “T5” ve “M5” işlemcilerimizin sahip olduğu çekirdek ve her bir çekirdeğin aynı anda işleyebileceği işlem parçalarının sayısı yanında işlemcinin çalıştırılan uygulamaya bağlı olarak çekirdek veya işlem parçası önceliklendirilmesi dinamik olarak “T4”, “T5” ve “M5” işlemcilerimiz ile gerçekleştirilebilmektedir, - Yine, yeni duyurulan “T5” ve “M5” işlemci tabanlı sunucularımızda ilgili sunucunun tükettiği güç, mevcut olan işlemci, çekirdek, işlemciler arası veri yolu veya giriş-çıkış yuvalarının iş yüküne bağlı olarak dinamik veya kurumunun iş yüküne bağlı olarak bir model çerçevesinde yönetilebilmektedir, - Tüm “T5” ve “M5” işlemci tabanlı sunucularımızın tümünde etkin kaynak kullanımı ve iş gereksinimleri doğrultusunda bulut işlem gereksinimlerini uygulayabilmek amacıyla ek bedel gerektirmeyen esnek sanallaştırma teknolojileri bütünleşik olarak sunulmaktadır. Sunulan sanallaştırma teknolojileri, işlemci çekirdeğindeki bir işlem parçacığı (thread) seviyesine kadar kullanıcıya sanallaştırma olanağı sağlamaktadır. Ayrıca hem “T5” hem de “M5” sunucularımızda iş gereksinimlerine bağlı olarak dinamik sunucu kaynaklarının (işlemci, çekirdek, işlemci parçacığı (thread), ağ kaynakları, bellek gibi sistemin tüm fiziksel kaynakları) farklı sanal sunucular arasında aktarımı gerçekleştirilebildiği gibi fiziksel veya sanal sunucular arasında canlı sunucu aktarımı yapılabilmektedir. - Yeni nesil sunucuların değerlendirilmesinde kolaylıkla göz ardı edilen diğer önemli bir husus ise işletim sistemidir. Oysa yukarıda belirtilen tüm yeni gelişmeleri sunucular üzerinde çalışacak uygulamaların kullanımına sunacak, tüm bu kaynakları etkin şekilde kullanacak olan katman işletim sistemidir. İşte bu nedenle hem “RISC” hem de “X86” tabanlı sunucularda çalışabilen “Oracle Solaris 11” dünyadaki ilk bulut işleme hazır işletim sistemi olarak (sunucu, ağ ve veri depolama sanallaştırma becerisi, sanal sunucuların sadece okuma olarak yaratılabilmesi, bu sanal sunucular üzerindeki işlemcilerde bütünleşik şifreleme modülü ile şifrelenebilmesi sayesinde bulut güvenliğinin tam olarak sağlanabilmesi özellikleri ile), bir önceki jenerasyona göre neredeyse tümü ile yeniden yazılmış ve en az 5-8 kat oranında performans iyileştirilmesi sağlanmıştır, “Solaris 11”, endüstride benzersiz olarak onbinin üzerinde işlemci parçası (thread) desteklemekte olup, yüzlerce sanal sunucu, sisteme nerdeyse hiçbir yük (%1-2) getirilmeden saniyeler düzeyinde yaratılıp servise sunulabilmektedir, Ayrıca yukarıda belirtilen yazılım ve donanımın birlikte tasarlanması prensibi çerçevesinde “Solaris 11”, Oracle veri tabanı için benzerlerinde olmayan bazı özellikler içermektedir. Bunlara örnek olarak “Solaris 11” sayesinde “Oracle VTYS”nin “System Global” alanının dinamik olarak değiştirilmesi sayesinde veritabanın 8 kata kadar daha hızlı başlatılabilmesi, “Oracle RAC Kernel Mode” hızlandırması, “Oracle RAC Lock Management System”inden gelen kilit (lock) isteklerinin “Solaris” tarafından karşılanması ile %30-40 oranında daha az gecikme (latency) ve %20 ye kadar daha fazla çıktı sağlanması verilebilir. - Oracle sunucu ve işlemcilerini benzerlerinden farklılaştıran dolayısı ile endüstride yakın gelecekte deneyimleyeceğimiz yeni nesil işlemci ve sunuculara örnek olacak özelliklerin sayısı çoğaltılabilir. Ancak son olarak daha önce değişen iş gereksinimlerinde belirtilen tüm Oracle sistem çözümlerinin gelecekteki değişimlere ve bulut işleme hazır olduğunun bir göstergesi olarak yukarıda belirtilen tüm çözümlerin ve sanallaştırma da dahil olmak üzere özelliklerin tek bir ara yüzden yönetilebildiğinin de belirtmesi faydalı olacaktır. Kısacası yakın gelecekte, şu anda bütünleşik (engineered) sistemlerde olduğu gibi Oracle ile başlayan, sunucu ve işlemcilerde, pazarın gereksinimlerine dikkate alan ve her katman için izole ürünler üretmek yerine her katmanda ve katmanlar arasında birbirleri ile uyumlu çalışmak üzere tasarım sürecinin en başından itibaren bu uyumu gözeten uygulamanın diğer üreticiler tarafından da izleneceği düşünülmektedir. temmuz’13 53 ÖZEL DOSYA GÖRÜŞ “Şirketlerin Yeni Trendi Veri Merkezleri” Günümüzde veri merkezleri, gerek daha fazla sistemle çevrimiçi çalışma ihtiyacı, gerekse daha fazla veriyi değerlendirip anlamlandırma ihtiyacı nedeniyle ciddi bir baskı altında bulunuyor. Bu baskılar temel olarak daha düşük alanda daha yüksek performans gereksinimi, daha düşük karmaşa ve buna bağlı azalan maliyet, daha az risk ve kesintisiz çalışma beklentisi olarak karşımıza çıkıyor. Oracle olarak, analiz evi “Quocirca” ile üçüncüsünü yaptığımız “Oracle Next Generation Data Center Index” çalışması, “EMEA” bölgesinde 17 ülke ve 950'den fazla veri merkezindeki güncel trendleri gözlemleyip, paylaşma imkanı sağladı. Bu çalışmadaki önemli bulgulardan biri, iş dünyasındaki hızlı büyüme baskısına uyum gösterecek altyapı yatırımlarını değerlendiren kurumların, veri merkezindeki işlemci kullanım oranına çok daha fazla önem verdiğini göstermesi oldu. Öyle ki, 1 yıl önce yapılan araştırmada, şirket dışı kaynak kullanımı konusunda daha fazla odaklanan şirketlerin, şimdi daha çok kendi veri merkezlerinin güçlendirilmesi için yatırımlara yönlendikleri görüldü. Bir yıl önce kendine ait bir veri merkezi olan kurum sayısı 26% iken bu yıl 41%'e çıkmış durumda; dış kaynak ve iç kaynakları karmaşık kullanan kurumların sayısının da geçen araştırmaya göre 56%'den 34%'e gerilemiş olduğunu görüyoruz. Bütün bu bulgular da gösteriyor ki, konsolidasyon veri merkezleri için çok ciddi bir trend. Veri merkezlerinin barometresi sayılan işlemci kullanım oranının 51% altında tutulabilmesi artık çok daha önemli. Nisan ayında duyurmuş olduğumuz T5/M5 SPARC sunucu ailesi ile kurumların bu sorunlarına artık çok daha rahat çözüm sağlamaktayız. Hem 8cpu'ya ölçeklenebilen T5-8 mimarisi hem de 32 cpu'ya ölçeklenen M5 mimarisiyle, geçmiş yüksek ölçeklenebilir mimarimize göre 10 kat daha yüksek performans sağlanabilmesi, tüm kurumların toplam sahip olma maliyetlerini düşürme konusunda ciddi fırsatlar sağlamaktadır. Yeni SPARC temelli sunucularımızla, özellikle son 4-5 yıl içerisinde “best of breed” yaklaşımıyla, düşük alım maliyeti olduğu düşünülen altyapılara yatırım sonucunda hızla artan sunucu sayıları ile enerji gereksinimi, kesintisiz çalışabilirlik, sistem yönetimi, yama takibi, sanallaştırma maliyetleri gibi konularda bunalmakta olan kurumlar için çok ciddi rahatlama yaratabilecek teknolojileri duyurmuş olduk. 18 ayrı dünya rekoruna imza atan yeni nesil SPARC işlemcilerle, aynı zamanda, sistem yönetimi, sanallaştırma ve bulut altyapısı için gerekli tüm yazılımların bedelsiz olarak sağlanıyor olması da bir başka önemli avantaj. Böylelikle, kurumların sonraki yıllarda bütçelerini tüketen yazılımlar için gizli maliyet kalemlerini yok etmekteyiz. Oracle'ın duyurmuş olduğu yeni nesil SPARC işlemcileri, aynı zamanda yazılım ve donanım olarak bütünleşik mimariyi “Engineered Systems“ tercih eden ve daha yüksek en uygun şekle sokma hedefi olan kurumlar için 54 temmuz’13 SERDAR SAYAR Oracle Orta Asya ve Türkiye’den Sorumlu Donanım Satış Direktörü “SPARC SuperCluster” modeli ile de kullanıma sunulabiliyor. Bu sayede, ölçeklenebilen tüm platformlarda en yeni teknolojilerin kullanılabiliyor olması nedeniyle kurumlara büyük bir esneklik avantajı sağlayabilmekteyiz. Endüstrideki en hızlı işlemciyi duyurarak, rakip teknolojilere göre veri tabanı ile Java uygulamalarında fiyat performans olarak 7 ile 12 kat arasında bir iyileştirme sağlayabilmekte, veya bir diğer anlatımla aynı veri merkezini çok daha ufak bir alana ve çok daha düşük maliyetle kurabilmekteyiz. Bunun yanı sıra, kullanıcılarımızın, Oracle'ın SPARC işlemcisindeki AR-GE yatırımları sayesinde önümüzdeki jenerasyonda tümüyle hayata geçireceğimiz Oracle yazılımlarını silikona taşıma vizyonuyla, sonraki nesil “SPARC chip”leri ile Java ve “Oracle Database” yazılımlarını daha da hızlı çalıştırmalarını hedeflemekteyiz. Böylelikle performans liderliğimizi uzun süre korumayı ve endüstrideki diğer sunucular ile aradaki performans farkını giderek açmayı hedeflerken, kullanıcılarımızın yatırımlarının uzun vadeli korunabilmesi için çalışmaktayız. ÖZEL DOSYA ve bu tarz programlar da çalıştırılabiliyor. Sunucu türleri arasında yer alan bir diğer sunucu ize Özel sunucular. Bu tarz sunucular genellikle dosya, veritabanı ve yazıcı sunucusu olarak kullanılıyorlar. Son günlerde popüler olmaya başlayan sunucu türleri içerisinde medya sunucular yer alıyor. İnternetten video izleme oranlarının artmasıyla birlikte medya sunucuların sunduğu hizmetler çeşitlenmeye başladı. Asil işleri video ve müzik akışını sağlam olan bu tarz sunucular yakın süre içerisinde daha fazla işlevsellik sunacaklar. Kurumların en fazla kullandığı sunucular arasında yer alan türlerin başında e-posta sunucuları yer alıyor. Kurumların yazışmalarını düzenleyen bu sunucu türü hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Tabii ki sunucu türleri sizlere yukarıda verdiğimiz bu kısa liste ile sınırlı değil. Bunların yanı sıra performans sunucuları, enerji verimliliği için geliştirilen sunucular, blade sunucular, mobile sunucular ve bulut bilişim çözümleri de yer alıyor. Yeni Nesil Sunuculara İlk Adım Gelişen donanım teknolojisi, üzerinde kullanılan yazılım çözümleriyle beraber özellikle iş dünyasına yönelik yeni ve gelişmiş çözümler sunuyor. Bunun yanı sıra son dönemde artan Bulut Bilişim kullanımı ve bunun yanı sıra sanallaştırma teknikleri yine kullanıcılara daha fazla verimliliğin kapılarını aralıyor. 2000’li yılların ortalarından sonra başlayan Sanallaştırma teknolojisinin sunucular üzerinde kullanılması sayesinde sunucularımızdan aldığımız verim yüzde 90 oranına kadar arttırıldı. Bu teknoloji öncesinde yaptığımız yatırımların karşılığında sunuculardan yüzde 10 ila 15 arasında bir verim alırken, Sanallaştırma sayesinde bilinen tüm kurallar yıkıldı ve yeni bir çağın kapıları da bu sayede Bilgi İşlem dünyasına açılmış oldu. Sanallaştırmanın şirketlere faydalarına baktığımızda eskiye göre iş gücü kaybını ve maliyetleri azalttığını görüyoruz. Bunun yanı sıra yüksek verimlilik ve esneklik konusunda büyük avantajlar sağlayan sanallaştırma veri merkezleri için de altyapı ihtiyacını azaltıyor. Fiziksel sunucuların sayısını azaltarak enerji verimliliğine de katkıda bulunan sanallaştırma teknolojisi çevrecilik konusunda da firmalara büyük katkılar sağlıyor. İlk etapta sadece donanım özelliklerini kullanarak bir sunucu üzerinde birden fazla sunucu hizmeti vermeyi amaçlayan sanallaştırma teknolojileri şimdilerde kullanılacak hizmete göre farklılaşıyor. Eğer sunucu bir dosya sunucusu olacaksa farklı veya bir web sunucusu olacaksa farklı sanallaştırma uygulamaları kullanılabiliyor. Altyapıda kullanılan yazılımlar aynı olsa da üzerindeki uygulamalar farklılık gösterebiliyor. Bulut Bilişimin Popülerliği Günden Güne Artıyor Bulut Bilişim teknolojisi birçok kişinin düşüncesinin aksine bir ürün değil hizmet olarak karşımıza çıkıyor. Geçmiş dönemlerde kullanılan fakat kalıpları farklı olan bu teknoloji son dönemde sunucular üzerinde sıkça kullanılır olmaya başladı. Bulut Bilişim servisleri üzerinden verilen hizmetler bir depolama servisi veya uygulama paylaşımı olarak karşımıza çıkabiliyor. Tabii ki kullanıcılara sunulan bu servisler buz dağının sadece görünen yüzü. Buz dağının görünmeyen bölümünde ise kurumlara sunulan hizmetleri içeren dev bir bölüm var. Bu tarz Bulut Bilişim hizmeti farklı yapılarda farklı amaçlar için kullanılabiliyor. Son dönemde daha da hızlı gelişen sunucu ve uygulama teknolojileri Bulut Bilişim hizmetlerinin de yaygınlaşmasında öncü oldu. Donanım ürünlerinin popülerliğin azalması ve git gide artan eleman ihtiyacına karşın Bulut Bilişim servislerinin sunduğu abonelik ve verilen hizmet kadar ödeme mantığı kurumların fazlasıyla hoşuna gitti. Ayrıca bu servislerin internet ağı üzerinden kullanılabilir olması kurumların yaptığı işlemlerde gerçek zamanlı işlem yeteneklerini sınırlamadan sonuç almalarını da sağladı. Önümüzdeki günlerde Bulut Bilişim servislerinin kullanım oranının katlanarak artması bekleniyor. Tabii ki bu durum sunucu pazarını da olumlu yönde etkileyecek. Özellikle mobil pazarda sunucu ihtiyacı günden güne artıyor ve bu pazara yönelik yeni sunucu türleri ve uygulamalarda kullanıcıların beğenisine sunulacak. Büyük Verinin Derdi Büyük Olur Dünya çapında yıllık veri hacmindeki büyüme %59 ve büyümenin artarak devam etmesi bekleniyor. Bu büyümenin merkezinde hem geleneksel hem de yeni veri kaynakları yatıyor. IDC dijital kayıtların bu sene sonunda 1.2 milyon Zetabyte’a ulaşacağını, önümüzdeki 10 sene içinde de 44 katına çıkacağını tahmin ediyor. Verinin üretim hızı, bilgi işlem cihazlarının artışı ile doğru orantılı ve çılgın bir şekilde artıyor. Yapısal olmayan verinin artışı beraberinde bunun kullanıldığı alanları da artırıyor. Üretilen verinin neredeyse %80’i yapısal değil. Bu yapısal olmayan verilerin çeşitliliği ise parmak ısırtıyor. Akıllı apartman sistemlerinden, yazıcılara kadar çok çeşitli bir veri sağlayıcı skalası var. Bu çeşitliliğin ayıklanması, analiz edilmesi ve farklı dillerde olanların çevrilmesi gerekiyor. Yapısal olmayan verilen miktarı, hızı ve çeşitliliği, değer olgusu ile birleştiğinde gerçek anlamına kavuşuyor. Verinin çok değerli olması ve kuruma katma değer yaratabilmesi büyük veri trendini önemli kılan yegane şey. Kurumun karar verme mekanizmasını ve yol haritasını tamamen değiştirebilecek olan bu verileri yönetmekten kaçınmak ise ileriye dönük bir kumardan başka bir şey değil. En Önemlisi Güvenlik ve Yedekleme Hırsızlık, felaketler ya da doğal afetler sunucuları telef edebilir. Şayet veriler tek bir sunucuda muhafaza ediliyor ve yedeklenmiyorsa sonu şirket için kötü sonuçlar doğurabilir. Bu ve bunun gibi durumlara davetiye çıkarmamak için şirketlerde veri önceliklendirmesinin yapılması ve ardından yedekli sunucularla çalışılması tavsiye edilir. Bu ve bunun gibi durumlarda sadece sunucuların yedeklenmesi verilerinizin güvenlik altına aldığı anlamına gelmez. O sunuculara erişim için bağlantı hatlarını da yedeklemeniz gerekir. Eğer sunucularınıza internet üzerinden erişiyorsanız saldırılara açıksınız demektir. İnternet üzerinde herhangi bir yerden saldırıya maruz kalabilirsiniz. Bunun için de sunucu üzerinde kullandığınız uygulamalara uygun olarak bir güvenlik firmasının yazılımıyla da çalışmalısınız. Eğer bu tarz bir çözüm kullanmıyorsanız hemen harekete geçin. temmuz’13 55 Avşar Özgen MAKALE [email protected] Elektronik Parayla İlgili Yeni Düzenleme Meclis’ten Geçti Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşlarına ilişkin usul ve esasları belirleyen kanun tasarısı, TBMM’de yasalaştı S on yıllarda akıllı telefon kullanımının yaygınlaşmasıyla hayatımıza hızla giren alışveriş alışkanlıklarından biri de elektronik ödemeler oldu. Bugün birçok bankanın akıllı cep telefonları üzerinden kredi kartı yerine kullanabileceğimiz “akıllı ödeme sistemleri” bulunuyor. Aslından bu ve buna benzer sistemleri belki bir süredir kullanıyoruz ancak mevcut yasalarımızda elektronik paranın kullanımıyla ilgili yasal boşluklar bulunuyordu. Ta ki geçtiğimiz ay TBMM’den geçen Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para Kuruluşlarına İlişkin Usul ve Esasları Belirleyen Kanun Tasarısı’nın yasalaşmasına kadar. Kanuna göre, sistem, sistem işleticisi 56 temmuz’13 tarafından işletilecek. Sistemin işleyişine ve sisteme katılıma ilişkin kural ve sözleşmeler Merkez Bankası’nca çıkarılan yönetmeliğe uygun olarak sistem işleticisi tarafından belirlenecek. Merkez Bankası, sistemlerin sorunsuz ve kesintisiz işlemesini sağlamak üzere gerekli düzenlemeleri yapacak. Sistem işleticisi, düzenleme kapsamında Merkez Bankası’ndan izin alarak sistem işletebilecek. Sistem işleticisinin, anonim şirket şeklinde kurulması ile nakden ve her türlü muvazaadan ari olarak ödenmiş sermayesinin en az 5 milyon Türk Lirası olması gerekecek. Ayrıca, yeterli risk yönetimine sahip olması ve bilgilerin güvenliği ile güvenilirliğine ve iş sürekliliğine dair gerekli tedbirleri alması, sistemin, katılımcıların ve işletim kurallarının düzenlemelere uygunluğunu sağlaması, pay senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve tamamının nama yazılı olması istenecek. Bankanın etkin gözetimini engellemeyecek şeffaf ve açık bir ortaklık yapısı ve organizasyon şemasına sahip olması, sermayesinde yüzde 10 ve üzerinde paya sahip olanların ve kontrolü elinde bulunduranların Bankacılık Kanunu’ndaki banka kurucuları için aranan nitelikleri haiz olacak. Bu hükümler, Çek Kanunu kapsamında çek takası faaliyetlerini yürüten tüzel kişiye uygulanmayacak. Faaliyet izni verilen sistem işleticisi, faaliyete başladığı tarihten itibaren 10 gün içerisinde MAKALE Merkez Bankası’na faaliyete başladığına dair bildirimde bulunacak. Merkez Bankası kurulmuş ya da kurulacak olan sistemlerin kesintisiz işletimini sağlamak üzere gözetim yapacak. Sistem işleticisi, gözetim kapsamında her türlü kayıt, bilgi ve belgeyi gizli dahi olsalar Merkez Bankası’nca belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde bankaya tevdi edecek ve sistemi bankanın gözetimine hazır hale getirecek. Merkez Bankası, tedbirleri ihlalin ağırlığına göre, sistem işleticisinin sistemden ihracını isteyebilecek, faaliyet iznini geçici olarak durdurabilecek. Banka, finansal istikrarı tehdit edebilecek bir sistemik riskin ortaya çıkmasını önlemek amacıyla sistem işleticisinin yönetimini geçici olarak devralabilecek. Transfer Emri Sistem kurallarında transfer emrinin geri alınamaz hale geldiği an açıkça belirlenecek ve transfer emri bu andan sonra katılımcı veya üçüncü bir kişi tarafından geri alınamayacak. Transfer emrinin sisteme giriş anı sistem kurallarında belirlenecek. Katılımcının veya sistem işleticisinin fon veya menkul kıymet aktarımlarının askıya alınmasını, bunlara sınırlama getirilmesini veya sürekli olarak durdurulmasını da içerecek şekilde fon veya menkul kıymetleri üzerinde tasarruf etmesini engelleyen kanunlarla düzenlenmiş her türlü tedbir ve karar, sistem işleticisine söz konusu tedbir ve karara ilişkin tebligat yapıldığı andan sonra sisteme girecek transfer emirleri için uygulanacak. Katılımcıya veya sistem işleticisine sistemle “Elektrik, su ve telefon gibi düzenli fatura ödemelerine aracılık eden banka dışı bazı kuruluşların hizmetleri de ödeme hizmeti olarak kabul edilecek” bağlantılı olarak verilen teminatlar ile Merkez Bankası’na verilen teminatlar, teminat sahibinin sisteme ilişkin yükümlülüklerinin yerine getirilmesi için kullanılacak. Ödeme Hizmeti Kanunla, Merkez Bankası’na koruyucu hükümlerden yararlanacak sistemleri belirleme yetkisi verilirken, belirlediği sistemleri Resmi Gazete’de kamuya duyurma yükümlülüğü getiriliyor. Ayrıca ödeme hizmetleri ve ödeme kuruluşları ayrıntılı olarak belirleniyor. Ödeme işleminin gerçekleşmesi için belirli bir ödeme hesabının bulunduğu durumlarda ödeme hesabına para yatırılabilmesi, ödeme hesabından para çekilebilmesi ve bu hesapla ilgili diğer işlemlerin yapılabilmesi için ödeme hizmeti sağlayıcısı tarafından gerçekleştirilen tüm faaliyetler, ödeme hizmeti olarak düzenlenecek. Belirli bir ödeme hesabına bağlı olarak gerçekleşen ve gönderen tarafından verilmiş bir yetkiye dayanarak alıcı tarafından başlatılan her türlü doğrudan borçlandırma işlemleri, banka kartı veya kredi kartı gibi bir ödeme aracıyla yapılan ödeme işlemleri ile gönderen tarafından başlatılan para transferi işlemleri, ödeme hizmetleri kapsamında sayılacak. Ödeme aracının ihraç ve kabulü ödeme hizmeti kapsamında yer alacak. Gönderenin herhangi bir hesaba bağlı olmaksızın alıcıya veya alıcı adına hareket eden ödeme hizmeti sağlayıcısına fon aktarması işlemleri para havalesi olarak tanımlanacak. Elektrik, su ve telefon gibi düzenli fatura ödemelerine aracılık eden banka dışı bazı kuruluşların hizmetleri de ödeme hizmeti olarak kabul edilecek. Gönderen veya alıcı adına herhangi bir hesap açılmaksızın gönderenin, alıcıya veya alıcı adına hareket eden ödeme hizmeti sağlayıcısına fon aktarımı gerçekleştirdiği işlemler, ödeme hizmeti kapsamında düzenlenecek. Gönderenin ödeme işlemine ilişkin onayı anılan araçlar ile verdiği ve gönderen ile alıcı taraf arasındaki fon aktarımının söz konusu araçlar aracılığıyla bilişim ve elektronik haberleşme işletmecisi üzerinden gerçekleştiği işlemler de (mobil ödeme hizmeti gibi) ödeme hizmetleri arasında sayılacak. Bilişim ve elektronik haberleşme hizmeti sunan kuruluşun alıcı ile gönderen arasındaki ödeme işleminde gönderilen fona işlemin hiçbir aşamasında sahip olmadığı ve sadece altyapı hizmeti sunduğu işlemler, ödeme hizmeti kapsamında değerlendirilmeyecek. Ödeme hizmeti sunan tüm kuruluşlar, “ödeme hizmeti sağlayıcısı” adı altında toplanacak. Bankalara ilave olarak elektronik para kuruluşları ve ödeme kuruluşları, ödeme hizmeti sağlayıcısı olarak tanımlanacak. Bankalar, elektronik para kuruluşları, ödeme kuruluşları, ödeme hizmeti sağlayıcısı olarak tanımlanacak. Banka ve ödeme hizmeti sağlayıcısı dışındaki kişiler ödeme hizmeti sunamayacak. temmuz’13 57 RÖPORTAJ Ödenmiş Sermayesi En Az Bir Milyon Lira Olacak Ayrı Kuruluş İhdasını İsteyebilecek Düzenleme kapsamında ödeme hizmetleri alanında faaliyette bulunmak isteyen ödeme kuruluşu, BDDK’dan izin alması kaydıyla faaliyette bulunabilecek. Ödeme kuruluşunda şu şartlar aranacak: “Anonim şirket şeklinde kurulması, sermayesinde yüzde 10 ve üzerinde paya sahip olanların ve kontrolü elinde bulunduranların banka kurucuları için aranan niteliklere sahip olması, pay senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve tamamının nama yazılı olması, nakden ve her türlü muvazaadan ari ödenmiş sermayesinin en az bir milyon lira olması, düzenleme kapsamındaki işlemleri gerçekleştirebilecek yönetim, yeterli personel ve teknik donanıma sahip olması ve şikayet ve itirazlarla ilgili birimleri oluşturması, yürütecekleri faaliyetlerin sürekliliğine ve ödeme hizmeti kullanıcılarına ilişkin fon ve bilgilerin güvenliğine ve gizliliğine dair gerekli tedbirleri alması, BDDK denetimini engellemeyecek şeffaf ve açık bir ortaklık yapısı ve organizasyon şemasına sahip olması.” Ödeme kuruluşu, ödeme hizmeti sunarken sadece ödeme işlemi için kullanılıyor olması şartıyla ödeme hesabı tutabilecek. Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının ödeme hizmeti ile ilgili olarak aldığı fonlar; mevduat, katılım fonu veya elektronik para olarak değerlendirilmeyecek. Ödeme kuruluşu kredi verme faaliyetinde bulunamayacak. Ödeme kuruluşunun ödeme hizmeti dışındaki alanlarda faaliyet göstermesi ve bu faaliyetlerin ödeme kuruluşunun finansal durumunu veya BDDK’nın ödeme kuruluşunun kanun ve yönetmelik hükümlerine uygunluğunu izlemesini olumsuz yönde etkilemesi ya da etkileyebilecek olması durumunda, Kurul ödeme hizmetleri için ayrı bir kuruluş ihdas edilmesini isteyebilecek. Ödeme kuruluşunun faaliyet izni; birleşme veya bölünme gibi ödeme kuruluşunun hukuki yapısını değiştiren işlemlerde, ödeme kuruluşunun tüzel kişiliğinin sona ermesi durumunda, tüzel kişiliğin sona erdiği, ödeme kuruluşunun faaliyete başladıktan sonra bir yıl içinde altı aydan uzun süreyle faaliyette bulunmamış olması durumunda altı aylık sürenin dolduğu tarihte kendiliğinden sona erecek. Elektronik Para İhraç Eden Kuruluşlar Bankalar ve elektronik para çıkarma izni verilen elektronik para kuruluşları dışındaki kişilerin, elektronik para ihracı faaliyetinde bulunmaları yasaklanacak. Elektronik para ihraç etmek isteyen elektronik para kuruluşu, Kuruldan izin almak kaydıyla faaliyette bulunabilecek. Kanuna göre, elektronik para kuruluşunda aranacak şartlar şöyle: “Anonim şirket şeklinde kurulması, sermayesinde yüzde on ve üzerinde paya sahip olanların ve kontrolü elinde bulunduranların 58 temmuz’13 “Fonların yatırıldığı bankalar, elektronik para kuruluşunca yatırılan tutar, kullanım süresi boyunca Merkez Bankası nezdindeki hesaplarında bloke edecek” kurucuları için aranan niteliklere haiz olması, pay senetlerinin nakit karşılığı çıkarılması ve tamamının nama yazılı olması, nakden ve her türlü muvazaadan ari ödenmiş sermayesinin en az 5 milyon Türk Lirası olması, işlemleri gerçekleştirebilecek yönetim, yeterli personel ve teknik donanıma sahip olması, şikayet ve itirazlarla ilgili birimleri oluşturması, yürütecekleri faaliyetlerin sürekliliğine ve elektronik para kullanıcılarına ilişkin fon ve bilgilerin güvenliğine ve gizliliğine dair gerekli tedbirleri alması, Kurumun denetimini engellemeyecek şeffaf ve açık bir ortaklık yapısı ve organizasyon şemasına sahip olması.” Elektronik para kuruluşları faaliyetlerini bankalar aracılığıyla yürütecek. Elektronik parayı ihraç eden kuruluşun sadece kendi mağaza ağında, sadece belirli bir mal veya hizmet grubunun satın alınmasında veya yapılan bir anlaşma sonucunda sadece belirli bir hizmet ağında kullanılabilen ön ödemeli araçlar bu düzenleme kapsamı dışında olacak. RÖPORTAJ “Paranın hızlı ve güvenli hareket edebilmesi düşüncesi, iletişim ve bilgisayar teknolojileri ile birleşerek ödemeler alanında önemli gelişmelerin yaşanmasına sebep oldu. Yaşanan gelişmelere paralel olarak çok çeşitli ödeme yöntemleri ve bu yöntemlere ilişkin hizmetleri sunan farklı kuruluşlar ortaya çıktı. Gerek ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemleri gerekse ödeme yöntemlerinde ortaya çıkan yenilikler finansal hizmetler alanında rekabetin artmasına, hizmet kalitesinin yükselmesine, finansal erişimin gelişmesine ve finansal derinleşmeye önemli katkılar sağlamaktadır. Bütün bu gelişmelerin ise topyekûn finansal sisteme ve finansal tüketiciye yarar sağlayacağı açıktır. Son yıllarda, ödeme sistemlerinin hızlı gelişimi ve hizmetlerin çeşitlenmesinin de etkisiyle işlem sayısının ve işlem tutarlarının arttığını görüyoruz. Örneğin, ülkemizin en önemli ödeme sistemi konumunda olan Elektronik Fon Transfer Sisteminde - kısa adıyla EFT sisteminde- 2012 yılının tamamında yaklaşık olarak 33 trilyon Türk Lirası değerinde işlem gerçekleşti. Bu işlem tutarı, 2012 yılındaki Gayrı Safi Yurt İçi Hasılamızın yaklaşık 23 katına tekabül etmektedir. Ödeme sistemlerinin etkin çalışması, finansal istikrar açısından da büyük önem arz etmektedir. Güçlü bir ödeme sistemi altyapısına sahip olmayan bir ekonomide, ödemeler gecikebilir, yüksek maliyetler oluşabilir ve mutabakat riskleri ortaya çıkabilir. Böyle bir durumda, ekonominin ya da finansal sistemin bir bölümünde başlayan sorunlar, süratle diğer alanlara sirayet ederek istenmeyen gelişmelere yol açabilir. Bu nedenle, ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemlerinin güvenli, etkin ve kesintisiz çalışması için bu sistemlerin tasarımının, işleyişinin ve gözetiminin büyük titizlikle ele alınması gerekmektedir. Tüm bu hususlar çerçevesinde, uluslararası uygulamalarla uyumlu bir şekilde bu alandaki yasal altyapının güçlendirilmesi ihtiyacı ortaya çıktı. Teknolojik gelişmelere paralel olarak finansal piyasaların ve reel sektörün vazgeçilmez bir unsuru olan ve ekonomik hayatın içinde giderek büyük hacimlere ulaşan ‘para’ taraflar arasında değişik formatlarda transfer edilmektedir. Mobil iletişim araçları, ATM, internet gibi kanallar kullanılarak bir kişiden diğer bir kişiye fon gönderilmesi veya herhangi bir ürün satın alınması uygulamaları gün geçtikçe daha da yaygınlaşmaktadır. Diğer bir ifade ile paranın taraflar arasında transfer edilmesini sağlayan ödeme araçları ve yöntemleri alanında önemli gelişmeler yaşanmakta ve elektronik ödeme yöntemlerine hızlı bir geçiş gözlemlenmektedir. Hazırlanan tasarının ödeme yöntemleri ile ilgili en önemli hedeflerinden biri ise halen ülkemizde herhangi bir biçimde izin almaksızın ve denetlenmeksizin faaliyet gösteren ödeme ve elektronik para kuruluşlarına ilişkin mevzuat çerçevesinin oluşturulmasıdır. Tüm bu hususlar çerçevesinde ülkemiz ihtiyaçlarına ilave olarak Mutabakatın Nihailiği konusundaki Avrupa Birliği Direktifleri ve uluslararası uygulamalar da dikkate alınarak Ödeme Sistemleri Kanun Tasarısı hazırlandı. Kanun Tasarısı Başbakan Yardımcısı Ali Babacan temel olarak üç ana alanı düzenlemektedir. Bunlar; Ödeme ve Menkul Kıymet Mutabakat Sistemleri, Ödeme Hizmetleri ile Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşlarından oluşmaktadır. Bu kanunla ‘Ödeme kuruluşları’ ile ‘Elektronik para kuruluşları’ ülkemizde ilk defa yasal olarak tanımlanmaktadır. Bu kuruluşların Türkiye’de Anonim Şirket şeklinde kurularak belirli miktarda varlık bulundurmaları sağlanmakta ve anılan kuruluşlara ilişkin lisanslama, faaliyet alanı ve denetim gibi alanlar düzenlenerek (Bitcoin gibi organizasyonların) Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’ndan gerekli izinleri almadan bu alanda faaliyet göstermesi yasaklanmaktadır. Ödeme ve elektronik para kuruluşları ile ilgili olarak Tasarı içerisinde lisanslama ve denetim gibi alanlara ilaveten bu tür kuruluşlarca toplanan fonların korunmasına ve böylece anılan faaliyetlerin tüketiciler açısından sorunsuz bir şekilde sürdürülmesine ilişkin çeşitli hükümler de düzenlenmektedir. Buna göre Kanunla esas itibarıyla ödeme ve menkul kıymet mutabakat sistemlerinin lisanslanması ve gözetimi Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’na verilmektedir. Bu sistemlere ilişkin diğer ilgili otoritelerin mevzuatla verilmiş yetkilerinin de devam etmesi düzenlenmektedir. Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının denetimi ve lisanslanması hususları ise Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun yetki ve sorumluluğuna verilmektedir.” temmuz’13 59 RÖPORTAJ Elektronik Para İhracı Elektronik para ihraç eden kuruluş, aldığı fon kadar elektronik para ihraç edecek. Bu kuruluş, elektronik para kullanıcısı tarafından yatırılan fonları gecikmeksizin elektronik paraya çevirerek kullanıma hazır hale getirecek. Kuruluş, elektronik para ihracı karşılığında topladığı fonları, bankalar nezdinde açılacak ayrı bir hesaba aktarmak suretiyle kullanım süresi boyunca bu hesapta bulundurmak zorunda olacak. Fonların yatırıldığı bankalar, elektronik para kuruluşunca yatırılan tutar, kullanım süresi boyunca Merkez Bankası nezdindeki hesaplarında bloke edecek. Kredi verme faaliyetinde bulunamayacak olan elektronik para kuruluşu, elektronik parayı elinde bulundurma süresine bağlı olarak elektronik para hamiline faiz veremeyecek ve herhangi bir menfaat sağlayamayacak. Kurul, elektronik para kuruluşu tarafından yapılamayacak diğer faaliyetleri belirlemeye yetkili olacak. Elektronik para kuruluşlarının elektronik para ihracı karşılığında aldığı fonlar, mevduat veya katılım fonu olarak kabul edilmeyecek. Ödeme ve elektronik para kuruluşlarının faaliyetleri BDDK tarafından geçici olarak durdurulabilecek, faaliyet izinleri iptal edilebilecek ve bu kuruluşların kabul ettiği fonlar, fon sahibinin haklarının tazmin edilmesi ve yükümlülüklerinin yerine getirilmesini teminen kullanılacak. Kanuna göre, ödeme ve elektronik para kuruluşlarının şubesinde, temsilcisinde veya dışarıdan hizmet aldıkları kuruluşlarda denetim yapmaya BDDK yetkili olacak. Kamu kurum ve kuruluşları, devletin güvenliği ve temel dış yararlarına karşı ağır sonuçlar doğuracak hallerle meslek sırrı, aile hayatının gizliliği, soruşturmanın gizliliği ve savunma hakkına ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla, özel kanunlardaki yasaklayıcı ve sınırlayıcı hükümler dikkate alınmaksızın gizli de olsa BDDK tarafından verilen görevlerle sınırlı olmak üzere, istenecek her türlü bilgi ve belgeyi uygun süre ve ortamda, sürekli veya münferit olarak vermek zorunda olacak. Ödeme ve elektronik para kuruluşları, bağımsız denetime tabi olacak. BDDK, bağımsız denetimler de dahil olmak üzere yapılan denetimler sonucunda tespit edilen hususlarda gerekli tedbirlerin alınmasını istemeye, tedbirlerin alınması için 6 ayı geçmemek üzere makul süre tanımaya, bu süre içerisinde gerekli tedbirler alınıncaya kadar ödeme kuruluşunun ve elektronik para kuruluşunun faaliyet iznini geçici olarak durdurmaya ve ilgili tedbirlerin belirlenen süre içerisinde alınmaması halinde faaliyet iznini iptal etmeye yetkili olacak. Ödeme kuruluşu tarafından alınan fonlarla elektronik para kuruluşunun elektronik para ihracı karşılığında topladığı fonlar, BDDK’nın çıkaracağı yönetmelikle belirlenecek usul ve esaslar çerçevesinde korunacak. BDDK, ödeme ve elektronik para kuruluşlarına, belirleyeceği usul ve esaslara uygun olarak Merkez Bankası nezdinde teminat bulundurma yükümlülüğü getirebilecek. Ödeme ve elektronik para kuruluşla- rı tarafından kabul edilen fonlar ve bu fonların tutulduğu hesaplar, kuruluşun iradi ya da zorunlu tasfiyeye tabi tutulması, faaliyet izninin iptal edilmesi gibi hallerin gerçekleşmesi durumunda başka kanunlarda belirtilen önceliklere bakılmaksızın fon sahiplerinin haklarının tazmin edilmesi ve düzenlemeden kaynaklanan yükümlülüklerin yerine getirilmesini teminen kullanılacak. Ödeme ve elektronik para kuruluşları, fon sahiplerinin haklarının tazmin edilmesinden sorumlu olacak. Düzenleme kapsamındaki belgeler ve kayıtlar en az 10 yıl süreyle güvenli ve istenildiği an erişime imkan sağlayacak şekilde yurt içinde saklanacak. Banka ve kredi kartlarına ilişkin ödeme sistemleri de düzenleme kapsamında olacak. Posta ve Telgraf Teşkilatı Anonim Şirketi (PTT A.Ş.), BDDK’dan izin almak zorunda olmayacak ve ödeme kuruluşu olmak için getirilen şartlardan muaf tutulacak. BDDK, düzenleme kapsamında yapılacak denetim sonucunda, PTT A.Ş.’nin ödeme hizmeti sunma faaliyetlerini geçici veya süresiz olarak durdurabilecek. Pay Devrinde İzin Şartı Belli oranlardaki pay sahipliğinin devrinde, sistem işleticisi için Merkez Bankası’nın, ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşu için BDDK’nın izni alınacak. Oy hakkını içeren intifa hakkı tesisi ve sona ermesi, söz konusu oranlar dahilinde edinim ve devir sayılacak. Yönetim kuruluna veya denetim komitesine üye belirleme imtiyazı veren payların tesisi, RÖPORTAJ devri veya yeni imtiyazlı pay ihracı, oransal sınırlara bakılmaksızın sistem işleticisi için Merkez Bankası’nın, ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşu için ise BDDK’nın iznine tabi olacak. Kuruluş sermayesinde yüzde 10 ve üzeri paya sahip olan tüzel kişilerin kontrolünün el değiştirmesi sonucunu doğuran pay devirlerinde de sistem işleticileri için Merkez Bankası’nın, ödeme ve elektronik para kuruluşları için BDDK’nın izin şartı aranacak. İzne tabi pay devirlerinde pay devralacakların, Bankacılık Kanunu’na göre banka kurucuları için aranan niteliklere sahip olması şart olacak. Yaptırımlar Kanun, düzenlemeye aykırı ödeme hizmeti sağlayıcısı ve sistem işleticisi olarak faaliyet gösteren tüzel kişilere idari para cezaları öngörüyor. Gereken izinleri almadan sistem işleticisi, ödeme kuruluşu veya elektronik para kuruluşu gibi faaliyet gösteren, faaliyet gösterdiği izlenimi yaratan, izni iptal edildiği halde faaliyete devam eden gerçek kişilerle tüzel kişilerin görevlileri 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacak. Merkez Bankası ve BDDK tarafından yapılan denetim ve gözetim görevlerinin yerine getirilmesini engelleyen kişiye, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis cezası verilecek. Denetim ve gözetim faaliyetleri kapsamında istenen bilgi ve belgeleri vermeyen kişi ise 3 aydan 1 yıla kadar hapis ve bin 500 güne kadar adli para cezasına çarptırılacak. Sistem işleticisi, ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşları, belgelerinde gerçeğe aykırı beyanlarda bulunmaları halinde, bu belgeleri imzalayan kişiler, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 2 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak. Belgelerin saklanması ve bilgi güvenliği yükümlülüğüne aykırı davrananlara, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 500 günden 1500 güne kadar adli para cezası verilecek. Üçüncü kişilerin ödeme aracı ile ilgili kişisel güvenlik bilgilerine erişimlerinin engellenmesi amacıyla gerekli önlemleri almayan kuruluşların görevlileri ve işlemi yapan kişiler, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak. Sistem işleticisinin, ödeme kuruluşunun ve elektronik para kuruluşunun ortakları, yönetim kurulu üyeleri ve diğer görevlilere, bu kuruluşlara ve müşterilerine ait sırları, görevden ayrılmış olsalar dahi, başkasına açıklamaları durumunda 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ile bin güne kadar adli para ceza- sı verilebilecek. İletişim araçları vasıtasıyla sistem işleticisinin, ödeme kuruluşunun ve elektronik para kuruluşunun itibarını kırabilecek hususa kasten sebep olanlar ya da bu yolla asılsız haber yayanlar, 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve bin günden 2 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak. Ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşunun işlemlerinin kayıt dışı bırakılmasından, gerçek mahiyetlerine uygun düşmeyen bir şekilde muhasebeleştirilmesinden dolayı, bu belgeleri imzalayan kişi ve kişilere 1 yıldan 3 yıla kadar hapis ve 2 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Zimmete Para Geçirmenin Cezaları Görevi nedeniyle zilyetliği kendisine devredilmiş olan ya da koruma ve gözetime yükümlü olduğu para ya da para yerine geçen evrak veya senetleri kendisinin ya da başkasına zimmetine geçiren sistem işleticisi, ödeme kuruluşu ve elektronik para kuruluşu yetkili ve görevlileri, 6 yıldan 12 yıla kadar hapis ve 5 bin güne kadar adli para cezası ile cezalandırılacak. Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi halinde, söz konusu kişi ya da kişilere 12 yıldan az olmamak üzere hapis ve 20 bin güne kadar adli para cezası verilecek. Adli para cezasının miktarı, ilgili kuruluşun uğradığı zararın üç katından az olamayacak. Soruşturma başlamadan önce, zimmete geçirilen paranın aynen iade edilmesi halinde, verilecek cezanın üçte ikisi indirilecek. Kovuşturma başlamadan önce, gönüllü olarak, zimmete geçirilen paranın aynen iade edilmesi halinde, verilecek cezanın yarısı indirilecek. Bu durumun hükümden önce gerçekleşmesi halinde, verilecek cezanın üçte biri indirilecek. Zimmet suçunun konusunu oluşturan paranın azlığı nedeniyle, verilecek ceza üçte birden yarıya kadar indirilebilecek. BDDK’nın Yapısı Değişiyor Kanunda, Merkez Bankası’nın görevleri arasında bulunan, “kurulmuş ve kurulacak sistemlerin denetimini sağlayacak düzenlemeleri yapmak” hükmü, “kurulmuş ve kurulacak sistemlerin gözetimini sağlamak” olarak değiştiriliyor. Tasarıyla, BDDK’da başkan yardımcısı sayısı üçten beşe çıkarılacak. Kurulda daire başkanlıklarının sayısı 20’ye kadar yükseltilebilecek. Kuruldaki Destek Hizmetleri Daire Başkanlığında 8 müdürlük oluşturulabilecek. Mevcut kanuna göre en fazla 4 müdürlük oluşturulabiliyor. Kurul, üyelerin talebi halinde kurum merkezi dışında yurt içi temsilciliklerini ilgili üyenin daimi çalışma yeri olarak belirleyebilecek. Kurumun taraf olduğu dava ve icra takibi hizmetlerini yürütmek için sayısı onu geçmemek üzere sözleşmeli avukat çalıştırılabilecek. Özel uzmanlık gerektiren ve geçici nitelikteki işler için, Kamu İhale Kanunu hükümlerine tabi olmaksızın hizmet satın alınabilecek. Kurumun giderlerinin karşılanmasında, ödeme kuruluşları ile elektronik para kuruluşlarınca katılma payı adı altında yapılacak ödemeler de kullanılacak. Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla faaliyette bulunan sistem işleticileri, sistemlerini, Merkez Bankası’nca ilgili yönetmeliğin yayımı tarihinden itibaren 1 yıl içerisinde kanuna uyumlu hale getirecek. temmuz’13 61 B u bölümde birçok farklı segmentten teknolojik ürünü mercek altına alıyoruz. Bu ürünler arasında Tablet PC’ler’den tutun da KVM Switch’lere, işletmelere tasarruf sağlayacak yazıcı çözümlerinden, müzik keyfini gittiğiniz her yere taşımanızı sağlayacak bir MP3 oynatıcıya, hatta enerji tasarrufu ve kolay yönetilebilirlik sunan Blade sunuculara kadar birçok ürün bulunuyor. Deneyimli ve tarafsız IT Advisor Test Merkezi editörleri tarafından her ay piyasaya yeni sunulan onlarca ürün arasından en dikkat çekicileri sizlerle paylaşıyoruz. Kişilere ve kurumlara avantaj sağlayacak ürün incelemelerimizle, sizlerin pazardaki son ürünler hakkında daha fazla bilgi edinmenizi ve ihtiyacınız olan en doğru satın almayı yapabilmenizi amaçlıyoruz. Bilişim dünyasının sürekli bir gelişim sürecinde olduğu şu günler- de, test merkezimizin incelediği ürünleri yalnızca donanım ürünleriyle sınırlandırmayarak, en son yazılım incelemelerine de IT Advisor Test Merkezi’nde yer veriyoruz. Bizce hakkında bilgi sahibi olmadığınız ve size ne sunacağını bilmediğiniz bir ürünü verimli olarak kullanmanız mümkün değil. IT Advisor Test Merkezi olarak sizlere, günümüzün en değerli olgusu olan bilgiyi, donanım ve yazılım incelemeleriyle sunuyoruz. Bu Sayıda Test Ettiklerimiz: 63 64 64 Samsung Galaxy S4 Brother ADS-100 Buffalo LinkStation Live 1TB 62 65 65 i’m Watch Kyocera Ecosys FS-1040 temmuz’13 Samsung Galaxy S4 Samsung’un Yeni Yıldızı Galaxy S4, Mobil Dünyaya Ayak Bastı! Bu ay Samsung’un yeni Android amiral gemisi modeli Galaxy S4 test merkezimizin konuklarından biri oldu. Hakkında uzun zamandan bu yana spekülasyonlar dönen akıllı telefonun incelemesine tasarımından başlayalım isterseniz. Samsung Galaxy S3 modelinde kullandığı tasarımın benzerini Galaxy S4 modelinde de kullanmış. Arada bazı değişiklikler de var, bunlardan bir tanesi kasanın kenarını kaplayan çerçeve. Bunun yanı sıra kasa plastik malzemeden yapılandırılmış, fakat bu durum ucuz bir görünüm sunmuyor. Hemen belirtelim bu plastik malzemenin parlak üst yüzeyi parmak izi tutuyor ve bu durum görünümde rahatsız edici durumlara yol açabiliyor. Tasarım genel olarak memnun edici olduğu söylenebilir. Galay S4’ün asıl vurucu yanları ise donanım özelliklerinde gizli. Telefonda Full HD Super AMOLED ekran kullanılmış. 441 ppi orana sahip olan ekranda gecikme, tepkime vermeme gibi sorunlar yok. İzlediğimiz Full HD videolarda, oynadığımız oyunlarda ekrandan oldukça memnun kaldık. Ekran performansıyla birlikte diğer donanımsal özellikler ön planda. S4’te Exynos 5 Octa yongası bulunuyor. 8 çekirdekli yongada 4 çekirdekli Cortex-A15 ve Cortex-A7 işlemci yer alıyor. Her ikisi arasında dinamik olarak iş bölümü yapılıyor. Basit işlerde 1.2 GHz’lik A7 devreye girerken, ağır yüklü işlemlerde ise 1.6 Ghz’lik A15 çalışıyor. S4 üzerindeki 2 GB’lık bellek telefonun dar boğaz yapmasını engelliyor. Üç çekirdekli PowerVR SGX 544 GPU’su ise genel olarak başarılı bir performans sunuyor. Galaxy S4’ü çeşitli benchmark ve oyunlarla test ettik, performans konusunda bizleri memnun ettiğini belirtmemizde fayda var. 16/32/64 GB depolama alanı sunan S4’te 16 GB’lık sürümde 8 GB’ı kullanıma sunulmuş. Bunun bir eksi olduğunu söylemeliyiz. Galaxy S4’ün donanımsal tarafı dışında yazılımsal kısmı da ön planda. Mesela internet sayfasına bakıyorsunuz diyelim. Telefon gözlerinizi takip ederek, sayfadaki sütunu aşağı veya yukarı kaydırabiliyor. Bu özelliği kullanmak istediğinizde ekranda göz işareti çıkıyor ve yeşil renge dönüyor. Video izlerken kafanızı başka yere çevirdiğinizde S4 videoyu otomatik durduruyor. Ayrıca ekrana dokunmadan gelen çağrıları sadece tek bir el hareketiyle cevaplayabilirsiniz. Yazılımsal özellikler kameraya da yansımış 13 megapiksellik arka kamerada kullanabileceğiniz birçok farklı mod bulunuyor. Mesela bir kaykaycının hareketlerini tek bir kare içine alarak ilginç bir fotoğraf ortaya çıkartabilirsiniz. Fotoğrafa ses ekleme imkanınız da var. Kamera modları arasında geçiş ve ara yüz kullanışlı yapılmış. Kamera ile yaptığımız deneme çekimlerinden memnun kaldık. Ancak az ışıklı ortamlarda flaşı kesinlikle kullanmak gerekiyor. 2600 mAh batarya normal bir kullanımda 1 günü rahatça çıkartıyor. Ancak yoğun bir kullanımda bu süre düşüyor. Bataryanın 2 saat içinde tam şarj olduğunu söylemeliyiz. Telefonda olan ısınmanın ise normal olduğunu belirtelim. Çıkartılabilir arka kapak, değiştirilebilir pil ve MicroSD kart desteği ise birçok kullanıcıyı memnun edecek artı yönlerden. Teknik Özellikler: Ekran: 5 inç Super AMOLED Full HD (1920x1080 çözünürlük, 441 ppi) İşlemci: 8 çekirdekli Exynos 5 Octa GPU: Üç çekirdekli PowerVR SGX 544 RAM: 2 GB Depolama Alanı: 16/32/64 GB MicroSD Kart Desteği: Var, 64 GB’a kadar Batarya: 2600 mAh Kamera: 13 megapiksel arka kamera, 2 megapiksel ön kamera İşletim Sistemi: Android 4.2.2 Jelly Bean Boyutlar: 136.6x69.8x7.9 mm Ağırlık: 130 g 63 www.itadvisor.com.tr temmuz’13 Brother ADS - 2100 Kurumsal Kullanıma Özel Tarayıcı Baskı üniteler ile bildiğimiz Brother, bu sefer kurumsal kullanım için geliştirilen (Single Function Scanner) tarayıcılarla karşımızda. ADS-210 olarak adlandırılan bu yeni ürün 50 sayfalık kağıt tepsisi üzerinde 600 dpi’da tarama yapabiliyor. Dakikada 24 sayfa tarayabilen bu ürün, çift taraflı tarama özelliği ile 48 resim tarayabiliyor. Birçok veri tipini destekleyen bu ürün, yamuk yerleştirmiş bir kağıdı otomatik olarak düzeltebiliyor. Bu sayede hatalı taramanın önüne geçmiş olunuyor. Windows, Mac ve Linux sürücülerine sahip olan Brother, Nuance’ın NewSoft tarama yazılımını da kullanıcısına sunuyor. Windows kullanıcıları beraberinde gelen PDF yazılımı Nuance PDF Converter Professional 7, doküman düzenleme yazılımı Paper Port 12SE ve kartvizit uygulaması Presto! BizCard 6 ile birçok ihtiyaçlarını karşılayabilecek. Mac kullanıcılarını da düşünen Brother, Presto! PageManager (Version 9SE) ve Presto! BizCard 5 yazılımlarını ücretsiz olarak sunuyor. Uzun lafın kısası. Kolay kurulum özelliklerine sahip bu ürün oldukça hızlı bir tarama hızını da desteklediğini söylemeliyiz. Tarama kalitesi oldukça iyi ve buna ek olarak dokümanların USB belleğe direkt olarak taranabilmesi de cabası. Taranan belgeler isteğe göre E-mail, text, resim ve PDF olarak da kayıt edilebiliyor. Ürünün ergonomik yapıya sahip olması ve az yer kaplaması özellikle kurumsal kullanıcıların hoşuna gidecek bir özellik. Teknik Özellikler: Tarama hızı: Dakikada 24 sayfa Tarama Çözünürlüğü: 600 x 600 dpi optik Dubleks tarama: var PC’den bağımsız çalışma: var Boyut: 299 x 220 x 179 mm Ağırlık: 3.3 kg Buffalo LinkStation Live 1TB Akıllı NAS Depolama Cihazı Küçük ofisler için tasarlanan Buffalo LinkStation Live NAS cihazı, kolay kurulumu ve çeşitli fonksiyonları ile göze çarpıyor. 1 TByte kapasiteli LinkStation Live bu ay IT Advisor test merkezimizin incelemesi altında. Buffalo’nn yeni nesil NAS cihazı hem ev kullanımı hem de küçük ofis ortamları için geliştirilmiş bir çözüm. Bu ürüne Web üzerinden ya da mobil uygulama yardımıyla erişmek mümkün. DLNA destekli cihazlarla çalışabilen LinkStation Live, yeni nesil televizyon veya bir PS3 ile de sorunsuzca haberleşebiliyor. Bu ürünü kurmak için yapmanız gereken tek şey, ortamda bulunan ağ geçidine bağlamak. Birlikte gelen yazılımlarla bu ürüne anında www.itadvisor.com.tr Teknik Özellikler: Disk adeti: 1 Kapasite: 1 TByte Bağlantı: Mini USB, IEEE1394a, 2 × IEEE1394b, eSATA Boyut: 36x127x227 mm Ağırlık: 1.4 kg Güç tüketimi: 17 Watt 64 temmuz’13 erişebiliyorsunuz. Üründe beğendiğimiz bir özellik Timer özelliği sayesinde çalışma saatlerini ayarlayabilmeniz. Örneğin gireceğiniz parametrelerle, ürünü sadece hafta içi çalışır hale getirebilirsiniz. LinkStation Live, ağ ortamında resim, müzik ve filmleri stream edebiliyor. Buna ek olarak BitTorrent, FTP sunucusu ve web sunucusu olarak oldukça başarılı bir performans sunuyor. Tabi bu performansı daha profesyonel NAS cihazları ile karşılaştırmak yanlış olur. Buffalo’nun bu ürünlerden daha iyi olduğunu söylemeliyiz. Buna karşın kolay kurulum ve fiyat/performans oranı gerçekten çok başarılı. Ürün ağ ortamına alışık olmayan kişiler için başarılı bir çözüm oluşturuyor. i’m Watch Bir Saatten Çok Daha Fazlası i’m Watch ile cep telefonunuzu cebinizde, çantanızda veya masanızda bırakıp, gelen aramaları doğrudan cevaplayabiliyorsunuz. iPhone ve Android telefonlarla uyumlu olan i’m Watch sadece Bluetooth bağlantısı ile telefonunuza bağlanıyor ve telefon üzerinde yapacağınız birçok işi sırtlanıyor. Arayan kişinin ismini ve numarasını göstererek aramalara cevap vermenize, numara çevirerek veya rehberinizdeki ismi söyleyerek arama yapmanıza, favori şehirlerinizdeki hava durumunu kontrol etmenize ve otomatik olarak senkronizasyon yapmanıza olanak sağlıyor. Üstelik Facebook, Twitter ve Instagram’da paylaşılan gönderileri kolayca takip edebiliyor ve beğenebiliyorsunuz. i’m Watch, işletim sistemi olarak Android tabanlı i’m Droid 2’yi kullanıyor. 4 GB dahili depolama alanına sahip ürün sadece 95 gram ağırlığa sahip. Akıllı saatin sahip olduğu i’m Cloud sistemi sayesine cihaz üzerindeki uygulamaları ve verileri yönetebiliyorsunuz. Bunun dışında eğlenceli özelliklere de sahip olan i’m Watch üzerinde aramayı reddetmek veya kapatmak için sadece bileğinizi sallamanız yeterli. Tüm bunların yanı sıra geliştirilebilir bir altyapı üzerinde i’market özelliğinide sunan saat sayesinde oyunlar, office programları, spor ve fitness’a yönelik bir çok kullanışlı ve keyifli uygulamayı cihazın üzerine yüklemeniz mümkün. Ayrıca i’mWatch ile kalori sayımı yapabilir ve entegre Bluetooth teknolojisi sayesinde kalp atış hızı monitörüne, pedometrelere ve diğer alıcılara bağlanabilirsiniz. Kyocera Ecosys FS-1040 Giriş Seviyesi Yazıcı Arayanlar Özel Yazıcılar birçok kişi ya da işletmeler için oldukça önemli ve hazırlanan belgelerin yazdırılması, baskı alınması sağlıyorlar. Çalışma konusunda ise, tasarruf sağlayan ve hızlı işlem yapan yazıcılar ön plana çıkıyor ki, Kyocera Ecosys FS-1040 bu konuda genel olarak başarılı olan bir ürün diyebiliriz. Kyocera Ecosys FS-1040, genel olarak kurulumu ve kullanması oldukça kolay olan bir yazıcı. Yapmanız gereken sadece USB üstünden yazıcıyı bağlamaktan ibaret. Bu açıdan baktığımızda kolay kurulumu ve kullanımıyla Kyocera Ecosys FS-1040 artı bir puan kazanıyor. Karışık ve işlem yaptıran yazıcılara göre kullanıcıya rahatlık sağlıyor. Bir kullanıcı için de basit ve hızlı bir kurulum en iyisi. Lazer bir yazıcı olan Kyocera Ecosys FS-1040 ile yaptığımız denemelerde genel olarak memnun kaldık. Baskı kalitesi ve çalışması bakımından bizleri tatmin ettiğini söylemeliyiz. Ürün dakikada 20 adet A4 kağıda baskı alabiliyor. Bunun da gayet yeterli bir yazdırma hızı olduğunu söyleyebiliriz. Şunu da belirtelim bu yazıcı giriş seviyesini hedef alıyor ve bu segment için kaliteli işler ortaya çıkartıyor. 1200 dpi değerine sahip olan Ecosys FS-1040, ekstra olarak daha sessiz şekilde çalışabiliyor. Sessiz moda aldığınız zaman etrafı rahatsız etmiyor. Panelinin kullanımı da oldukça kolay. Genel olarak Kyocera Ecosys FS-1040 giriş seviyesi bir yazıcı olarak kullanıcıları tatmin etmeyi başarıyor. Teknik Özellikler: Boyutlar: 358 x 262 x 241 mm Ağırlık: 6.3 kg İşlemci: ARM926EJ / 390 MHz Bellek: 32 MB Stadart Arayüz: USB 2.0 Çözünürlük: 600 x 600 dpi, hızlı 1,200 (1,800 x 600 dpi) 65 www.itadvisor.com.tr temmuz’13 DENETİM MASASI Ecevit Bıktım / Genel Yayın Yönetmeni [email protected] twitter.com/ecevitBIKTIM 2017’de Dünya Nüfusunun Yarısı İnternete Bağlı Olacak 2012- 2017 yılları arasında global IP trafiğinin üç kat, global mobil veri trafiğinin 13 kat artacağı öngörülüyor. 2017 yılında İnternet kullanıcısının sayısı dünya nüfusunun yaklaşık yarısı olması bekleniliyor C isco‘nun açıkladığı Görsel Ağ Endeksi (VNI) Tahmini (2012-2017) raporu oldukça ilginç sonuçları da beraberinde getirdi. Önümüzdeki yıllarda internet kullanıcıları tahmin edemeyeceğiniz kadar artacağı gibi, internete bağlı olması beklenen cihaz sayısı 2017 yılında 19 milyara çıkacak. Ayrıca raporda 2012 – 2017 yılları arasında Global IP trafiğinin (sabit ve mobil) üç katına çıkacağını ve yıllık 1.4 Zetabite (yılda bir trilyon Gigabitten fazla) olacağı da öngörüler arasında yer alıyor. Raporun detaylarına kısaca göz atacak olursak. 2017 yılı itibariyle dünyanın tahmini nüfusunun (7,6 milyar) yüzde 48’inden fazla ( 3,6 milyar) internet kullanıcısı olması bekleniyor. Bu esasında çok ciddi bir artış anlamına geliyor. Çünkü 2012 yılında toplam 2,3 milyar internet kullanıcısı vardı. Bu rakam dünya nüfusunun (7,2 milyar) yüzde 32’sine denk geliyordu. Dolaysıyla 5 yıl içinde İnternet kullanıcı sayısı %16 artması öngörülüyor. Rapordaki sonuçlar sadece bunlarla sınırlı değil. Tüm bunlarla birlikte global ağ bağlantısının (sabit/mobil kişisel cihazlar, M2M bağlantılar) 2012 - 2017 yılları arasında 12 milyardan 19 milyara çıkacağı söyleniyor. Bu da dünyada ortalama sabit geniş bant hızını 2012 2017 yılları arasında 3,5 kat artması ve 11.3 Mbps’den 39 Mbps’ye çıkması anlamına geliyor. Bu tahminin oldukça etkileyici olduğunu söylemekte fayda var. Ama 2011 – 2012 yılları arasındaki verilere baktığımızda, yüzde 30’luk bir büyüme gösterdiğini ve 8,7 Mbps’den 11,3 Mbps’ye çıktığını görüyoruz. Video Tüketimi Yükselişte 66 2012 yılında internet trafiğinin yüzde 26’sı kişisel bilgisa- temmuz’13 yarlar haricindeki cihazlar tarafından yaratılıyordu. Ancak 2017 yılı itibari ile bu cihazlar internet trafiğinin yüzde 49’unu kapsaması olası. Kişisel bilgisayarlar tarafından oluşturulan trafik yüzde 14 (CAGR) artacak. Ancak diğer cihazların internet trafiğine etkisi bu yıllarda daha hızlı bir büyüme gösterecek: Televizyon %24; tabletler % 104; akıllı telefonlar % 79 ve cihazdan cihaza modüller %82 artacağı söyleniyor. Mobil tarafta ise 2017 yılı itibariyle mobil veri trafiği aylık 11.2 eksabite ulaşması bekleniyor (yıllık 134 eksabit). Buna ek olarak global mobil veri trafiğinin 2012 - 2017 yılları arasında 13 kat artması muhtemel (Yüzde 66 yıllık bileşik büyüme oranı). 2017 yılında Wi-Fi ve mobil bağlantılı cihazlar internet trafiğinin yüzde 68’ini oluşturacaklar. 2017 yılında toplam IP trafiğinin yaklaşık yarısı kişisel bilgisayar dışındaki cihazlar tarafından yaratılacak (tabletler, akıllı telefonlar ve televizyonlar dahil). Bölgesel Trendler Türkiye’nin de içinde bulunduğu Orta ve Doğu Avrupa’da 2012 - 2017 yılları arasında IP trafiği yüzde 20’lik bir yıllık bileşik büyüme göstererek 3 kat artacağı ön görülüyor. Ayrıca aynı bölgede mobil veri trafiğinin 2012 - 2017 yılları arasında 12 kat artması bekleniyor (yıllık bileşik büyüme oranı yüzde 64). Orta ve Doğu Avrupa’da 2017 yılında mobil veri trafiği bölgenin 2005 yılındaki tüm internet hacminin 9 katı olacak. 2017 yılında bölgede toplam internet video trafiği (iş kullanıcısı ve son kullanıcı) tüm internet trafiğinin yüzde 53’ünü oluşturacak. Bu rakam 2012 yılında yüzde 36’ydı. ESET 99 % A 93 % B 88 % C 79 % D 79 % E F G 79 % 77 % 77 % H 76 % I 75 % 12 kasım’10