Mayıs - Haziran 2011 Sayı:24
Transkript
Mayıs - Haziran 2011 Sayı:24
MAKRO VİZYON l MAYIS-HAZİRAN 2011 SAYI 24 MAKRO SUNUȘ Değerli Makro Vizyon okurları, Şeref SONGÖR Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı Mayıs ayına, Nisan’da Kayseri, Konya ve Ankara’da 7 mağazamızın hizmete girmesi ile “merhaba” dedik. 2010 yılında olduğu gibi bu yıl da kendimize bir hedef belirledik ve bu hedefe ulaşmak için tüm Makro çalışanları olarak büyük bir inançla çalışıyoruz. 2011 yılı sonuna kadar hedefimiz, 170 mağaza… Makro, yatırımlarının sadece yeni mağaza açmaktan ibaret olmayıp; gerek bölge müdürlükleri ve bölgelerdeki altyapı çalışmaları gerekse marka yatırımları yönünde çok ciddi projeleri kapsadığını da söylemek isterim. Müşterilerimizin memnuniyetini ve çalışanlarımızın standardını yükseltmeye yönelik hayata geçirdiğimiz projeler, yatırımlarımızın diğer bir önemli bileşeni. Farklı bir bakış açısı ile organize perakendecilikte Türkiye’nin ulusal bir markası olan Makro, bugün sektöründe, Gelişim stratejileri çerçevesinde belirlediği hedefleri doğrultusunda istikrarla, perakendeciliğimize her geçen gün değer katmaya devam ediyor. Ancak bunun yanı sıra yaşadığımız topluma, değer katarak yurdumuzun geleceğine yatırım yapmayı da görev biliyoruz. Son birkaç ay içinde örnek teşkil edecek sosyal sorumluluk projelerine imza attık. İyi toplum=iyi gelecek prensibinden hareketle, kurumsal sosyal sorumluluk kavramını; şirketlerin daha iyi bir topluma ve geleceğe gönüllü olarak katkıda bulunmaları adına önemsiyoruz. Ayrıca bu prensibi tüm paydaşlarımızın da desteği ile hayata geçirmek olarak tanımlıyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk bilinci dünyada her geçen gün artarken kurumlar bu yöndeki faaliyetlere daha çok sahip çıkıyor. Bu anlamda katkıda bulunmak ve örnek olmak doğrusu bizi mutlu ediyor. Bu bakımdan gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk çalışmaları, bizim için çok değerli. Son birkaç ay içinde hem 3 ilimizde 3 ilköğretim okulunda ve 3 huzurevinde, tespit edilen ihtiyaçlarını giderip yenilemeler yaptık. Öğrenci ve yaşlılarımızın sevincini paylaştık, aynı MAKRO VİZYON 02 MAYIS-HAZİRAN 2011 duyguları siz okuyucularımızla paylaşmak beni, ekibimi mutlu ve motive ediyor. Bunların yanı sıra, geleneksel olarak her yaz düzenlediğimiz büyük kampanyamız “Makro’dan 1 Milyon Hediye” Mayıs ayının sonunda başlıyor. Geçen yıl yoğun ilgi gören kampanyamızın bu yıl da müşterilerimizin yüzünü güldürmesini hedefliyoruz. Kampanyamızla ilgili ayrıntılı bilgiyi dergimizin sayfalarında bulabilirsiniz. Sağlıklı bir yaşam için, spor Makro Vizyon’un bu sayısında kapak konumuz spor. Sporun hayatımızda ne kadar önemli olduğunu dergimiz sayfalarında sıkça işlemeye çalışıyoruz. Çünkü evren müthiş bir ahenk içinde hareket ederek hayat buluyor. Öyleyse sağlıklı bir vücuda sahip olmak istiyor ve bedenimize de değer veriyorsak, sporun önemini kavramalı, düzenli spor yapmalıyız. Arada bir kendi kendimize de ‘canım ben’ diyebilmeliyiz. Unutulmamalı “Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”. Mayıs-Haziran ayları, pek çok önemli günü de içinde barındırıyor. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Anneler Günü ve Babalar Günü. Doğrusu tam da yeri gelmişken tüm Gençlerimizin bayramını tebrik ediyorum. Onlara atalarımıza yakışır bir ruh ve inançla yaşamalarını; her şartta ülkemize ve toplumuza layık gençler olmaları için çağın tüm fırsatlarını değerlendirerek kendilerini tam donanımlı yetiştirmelerini tavsiye ediyorum. Bununla beraber bizi büyütüp yetiştiren, en zor anlarımızda destekleri ile yanımızda olan anne ve babalarımızı sadece yılın bir günü değil her günü hatırlayalım ve en önemlisi onları kırmayalım. Bu vesile ile tüm anne ve babalarımızın bu özel günlerini en içten dileklerimle kutluyorum. Değerli Makro Vizyon okurları, hepimizin bildiği üzere Haziran ayında Regaib Kandili ile beraber mübarek üç aylara da giriyoruz. Mübarek üç ayların tüm İslam Alemine hayırlara vesile olmasını dilerim. Saygılarımla… MAKRO İÇİNDEKİLER 32 K A PA K 3 2 KISA KISA 26 Spor, türü ne olursa olsun, hem stresten arınmak hem de sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek adına büyük bir önem taşıyor. Tabi sporu hangi şartlarda ve nasıl yaptığınız da oldukça önemli. Belli bir disipline oturtup düzenli olarak yaptığınız her spor dalı, mutlu bir yaşamın anahtarını taşıyor. İşte hem takıma ihtiyaç duymadan bireysel olarak yapabileceğiniz hem de keyifli saatler geçirmenize yardımcı olacak spor dalları ve faydaları... GÜNCEL 38 Spor Beslenme Güzellik Sağlık Anneler Günü HABERLER 06 • Makro hedeflerine koşuyor • Makro’dan geleneksel yaz kampanyası • Yaşlılarımızın sonbaharlarını daha huzurlu geçirmelerine katkıda bulunduk... • Makro satranç sporunu destekliyor • Makro’da 23 Nisan coşkusu • Bir destandır Çanakkale... • Makro’dan Kadınlar Günü’ne özel... • Makro Market’te Elidor saç defilesi • Makro kazandırmaya devam ediyor GÜNCEL 40 Babalar Günü GÜNCEL 42 Engelliler Haftası GÜNCEL 44 19 Mayıs MAKRO VİZYON 04 MAYIS-HAZİRAN 2011 GÜNCEL 46 YA Ş A M 7 2 Maneviyat mevsimi başlıyor! Darısı başınıza... SAĞLIK 48 Beni bu güzel havalar mahvetti! SAĞLIK 74 Boyun fıtığı nedir? EĞİTİM 54 YA Ş A M 7 8 Hayat boyu öğrenme Enerjinizi arttırın! MARKA 56 Yayla Bakliyat MAKRO VİZYON MAYIS-HAZİRAN 2011 SAYI: 24 GEZİ 80 Akdeniz’in en güzel adaları R Ö P O R TA J 5 8 Hacı Osman Songör ÇOCUK 86 Dino’nun eğlence sayfaları BESLENME 60 Doğru mu? Yanlış mı? GÜNDEM 64 Radyasyondan korunmak için... Genel Yayın Yönetmeni Nuray Erdoğan Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Hünkar Sibel Görel TA R İ F 9 0 Sebzeli Biftek Sarma Mercimek Çorbası Peynirli Mevsim Salata Çilekli Krep KONUK 68 Yiğit Özşener Makro Market Adına Sahibi Mustafa Songör BULMACA 94 [email protected] Yazı İşleri Bikem Öğünç Özlem Bayrak [email protected] Grafik Tasarım Mehmet Emin Öztürk Reklam-PR Nilgün Tüfekçioğlu [email protected] Reklam Tasarım Zafer Mert Coşkun Işıkgül Cenk Atarer Mücahit Aktaş Fotoğraf Salih Yılar 48 Yayına Hazırlık 54 Tel: (0212) 503 88 08 [email protected] Renkayrım/Baskı ve Cilt Arkadaş Basım San. Ltd. Şti. Basım Tarihi: 15 Mayıs 2011 Yayın Türü: Yerel Süreli 74 Yönetim Yeri Makro Market A.Ş. Saray Mah. Gıdacılar Cad. No: 11 06980 Sarayköy - Kazan / Ankara T: (0312) 815 47 05 www.makromarket.net 80 MAKRO VİZYON 05 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO HABER Makro hedeflerine koşuyor! Nisan ayı içerisinde, Kayseri’de 2, Konya’da 2, Samsun’da 1 ve Ankara’da 4 adet olmak üzere 9 yeni mağaza hizmete açtık. Makro Market olarak, 2011 yılında gerçekleştirmek üzere belirlediğimiz “170 MAĞAZA” hedefine doğru koşuyoruz. Hizmete açtığımız 8 mağazamızda 250 kişiye istihdam imkanı sağladık. Mevcut müşteri satış alanımıza, 8.000 metrekare müşteri satış alanı ilave ettik. Yeni mağazalarımızda binlerce müşterimize hizmet verecek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Yeni açılan mağazalarla beraber 10 ildeki mağaza sayımız da 144’e yükseldi. Büyümesini büyük bir hızla sürdüren Makro Market, Kayseri’deki yatımlarına devam ediyor. Makro; 51 bin metrekare alan üzerine kurulu Meysu Outlet AVM içinde 3.500 metrekare müşteri hizmet alanına sahip mağazası ile yer aldı. Meysu Outlet içindeki bu mağaza; Kayseri’de Makro konseptine uygun, en büyük mağaza olma özelliğini taşıyor. Aynı zamanda mağaza içinde Kayseri’ye has yöresel ürünlere yer verilmek üzere konumlandırılan Kayseri Sokağı, dizaynı ve ürün çeşitliliği ile gelen Cumhurbaşkanı Sayın Abdullah Gül Makro’da Makro’nun ülke çapındaki 140., Kayseri’deki 15. mağazası, 9 Nisan Cumartesi günü, Cumhurbaşkanımız Sayın Abdullah Gül, bakanlarımız, milletvekillerimiz ve Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Şeref Songör’ün katılımıyla açıldı. MAKRO VİZYON 06 MAYIS-HAZİRAN 2011 müşterilerden tam puan aldı. Makro Market’in içinde bulunduğu Meysu Outlet ise, Kayseri’nin önemli sembollerinden biri olmaya aday bir alışveriş merkezi. Tarihi İpek Yolu’nun geçtiği önemli kesişme noktalarından birinde yer alan Meysu Outlet, yılda yaklaşık 8 milyon ziyaretçiye hizmet vermeyi hedefliyor. Müşteri odaklı hizmet kalitesini günün arz ve talep dengelerine göre yenileyen Makro Market, üstün kalite politikası ile ülke genelinde yeni ve modern mağazalar açmaya devam edecek. Daha fazla müşteriyi Makro kalitesi ile buluşturmak üzere yatırımlarını sürdüren Makro, mayıs ayında faaliyete açacağı mağazaları ile hizmet ağına yeni bir ili daha ilave edecek. MAKRO HABER Geleneksel Yaz Kampanyamızı 28 Mayıs’ta başlatıyoruz. Makro olarak müşterilerimizin memnuniyetini hizmet politikamızın merkezine koyuyoruz. Her zaman müşterilerimizin yaptıkları alışverişlerde kazançlı çıkması için çalışıyor ve çok geniş kitlelerin faydalanabileceği kampanyalar hazırlıyoruz. Bu yıl da, geleneksel olarak düzenlediğimiz yaz kampanyamız ile 1 milyon müşterimize birbirinden değerli hediyeler veriyoruz. Makro’dan geleneksel yaz kampanyası Makro olarak, her yıl olduğu gibi bu yıl da muhteşem bir yaz kampanyasına imza atıyoruz ve Makro müşterilerine, birbirinden güzel tam 1 milyon hediye dağıtıyoruz. Makro Kart Gold ile 28 Mayıs’tan itibaren, 50 liralık alışveriş yapan tüm Makro Market müşterileri, KazıKazan kartını kazıyarak 1 milyon hediyeden birini anında kazanma şansı elde ediyor. Makro Market olarak, bu yıl düzenlediğimiz yaz kampanyasında 1 milyon Makro Market müşterisinin yüzünü güldürüyoruz. Makro Kart Gold sahibi olan ve bu kartı mağazalarımızda kullanan her müşterimiz, rekor sayıdaki hediyelerden birini kazanma şansını elde ediyor. Rekor sayıda hediyelerin bulunduğu kampanyaya Makro müşterileri, Makro Kart Gold ile sadece 50 lira alışveriş yaparak katılabiliyor. Makro Kart Gold ile 50 liralık alışveriş yapan Makro müşterileri, anında bir Kazı-Kazan kartı alma hakkı elde ediyor. Kazı-Kazan kartında ise tam 1 milyon hediye müşterilerimizi bekliyor. Kadın, erkek, genç, yaşlı… MAKRO VİZYON Her gruptan müşterilerimizin ihtiyaçlarını karşılayacak nitelikte olan hediyelerimiz içerisinde en çok dikkat çekenler, 10 bin adet Sende Home çift kişilik uyku seti, 10 bin adet Kütahya Porselen 24 parça yemek takımı, 10 bin adet Sende Cook Şehrazat 2’li tencere seti, 10 bin Sende Home bay-bayan bornoz takımı ve 10 bin adet birinci sınıf futbol topu. Bu hediyelerin yanı sıra en iyi markalardan oluşan binlerce kişisel bakım, oyuncak, kozmetik ve gıda grubundan da ürünlerin bulunduğu tam 1 08 MAYIS-HAZİRAN 2011 milyon hediye, Makro Market müşterilerinin olacak. Müşteri odaklı aktivasyon ve kampanyalar gerçekleştiren bir kurum olarak, mağazalarımızda keyifli alışveriş konseptini günden güne güçlendiriyoruz. Makro Market’in avantaj kartı Makro Kart Gold, kazandırmaya devam ediyor. “Hep Ucuz, Hep Kaliteli” ürünlerimiz ve sürpriz kazanç avantajlarımızla, müşterilerimizin 20 yıldır yanındayız ve daha uzun yıllar yanında olmaya devam edeceğiz. MAKRO HABER Yaşlılarımızın sonbaharlarını daha huzurlu geçirmelerine katkıda bulunduk... Nestle ve Makro, yaşlılarımızın daha huzurlu vakit geçirmelerini sağlamak için bir projeye imza attı. 1-30 Mart tarihleri arasında, ‘Makro’lardan Nestle, Nescafe, Maggi, Polo, Coffee Mate, Nestle Çocuk, Nesquik ve Haribo markalı ürünlerden alanlar, yaşlılarımızın sonbaharını daha huzurlu geçirmelerine katkıda bulundu. Huzurevlerinde yaşayan yaşlılarımızın daha huzurlu ve güzel bir ortamda vakit geçirmelerini sağlamayı hedefleyen proje kapsamında Ankara, Konya ve Kayseri’de bulunan 3 adet huzurevinin televizyon izleme odaları yenilendi. “Yaşlılarımızın Sonbaharlarını Daha Huzurlu Geçirmelerine Katkıda Bulunmak İster Misiniz?” projesi kapsamında Nestle ve Makro, Keçiören Belediyesi Sosyal Yardım İşleri ve Huzurevi, Kayseri Büyükşehir Belediyesi Huzurevi ve Konya Dr. İsmail Işık Huzurevi Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nin televizyon odalarını yeniledi. Keçiören Huzurevi’nde düzenlenen törene Keçiören Kaymakamı Mustafa Güler, Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak ve Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Songör katıldı. Keçiören Kaymakamı Mustafa Güler, Yaşlılara Saygı Haftası dolayısıyla Keçiören Huzurevi’nde düzenlenen törende, herkesin bir gün yaşlanmadan huzurevlerini ziyaret etmesini önerdi. Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak da, yaşlıların ihtiyaçlarının giderilmesinin sosyal sorumluluk çalışmaları çerçevesinde önemli olduğunu vurguladı ve Makro-Nestle işbirliğinin örnek olması gerektiğine değindi. Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Songör ise, iş yapma ve ardından para kazanmanın heyecan verici olduğunu ancak kazanılan parayla sosyal sorumluluk hizmetlerinde bulunmanın heyecanının tarif edilemediğini söyledi. Konuşmaların ardından, Konya ve Kayseri’den yapılan canlı bağlantılarla huzurevlerindeki çok amaçlı salonların yenilenmiş hali hizmete açıldı. Açılışların ardından Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Songör, Nestle yetkilisi Önder Besceli, Keçiören Kaymakamı Mustafa Güler ve Keçiören Belediye Başkanı Mustafa Ak, huzurevini dolaşarak yaşlılarla sohbet etti. Konya (eski) Konya (yeni) Kayseri (eski) Kayseri (yeni) Ankara (eski) Ankara (yeni) MAKRO VİZYON 10 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO HABER Makro satranç sporunu destekliyor... Hayat Eğitim Kurumları ve Makro’dan IX. Altınşah Türkiye Geneli Ödüllü Satranç Turnuvası Kurulduğu günden bu yana eğitimde satrancın önemine sonuna kadar inanmış, okulda satrancı ders olarak kabul etmiş, spor kulübü bünyesinde oluşturduğu takımlarıyla Türkiye Kulüpler Şampiyonalarına katılmış, Türkiye ve Avrupa şampiyonlarını bünyesinde barındıran Hayat Eğitim Kurumları, geleneksel hale getirdiği Altınşah Satranç Turnuvası’nın dokuzuncusunu 7-8 Mayıs 2011 tarihlerinde Ankara Arena Spor Salonunda gerçekleştirdi. Hayat Eğitim Kurumları’nın; her yıl Makro Market ana sponsorluğunda, Sana, Algida, Omo, Domestos, Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı Şeref Songör ve Unilever Türkiye Satış Direktörü Neslihan Nigiz öğrencisini, anne-babaları ve antrenörleri ile birlikte aynı heyecanla, aynı amaç için buluşturdu. Bu yıl sunuculuğu Hakan Bilgin tarafından yapılan turnuvada; kızlarda 3 ve genelde 4 olmak üzere 7 ayrı kategoride yapılan yarışmalar sonucunda toplam 225 sporcuya ödül verildi. Cappy ve Ülker İçim Smartt’ın da destekleriyle Türkiye Satranç Federasyonu ile işbirliği içinde gerçekleştirdiği Türkiye Geneli Altınşah Ödüllü Satranç Turnuvası, kategorisinde Türkiye’nin en büyük katılımının gerçekleştiği, en uzun soluklu ve en çok ödülün verildiği turnuva olma özelliği taşıyor.2010 yılında, 40’ı aşkın ilden 714 yaş arası toplam 1.700 ilköğretim öğrencisinin katılımıyla gerçekleştirilen turnuvaya bu sene 55 ilden 2.050’nin üzerinde sporcu katıldı. Gelenekselleşen Altınşah Satranç Turnuvası, sekiz yılda, satranç tutkunu 7-14 yaş arası toplam 10.000’i aşkın ilköğretim Makro Market Genel Müdürü Mehmet Songör ve Unilever Algida Satış Müdürü İbrahim Güleç Hem ödül verdiler, hem ödül aldılar Bu yıl ayrıca, turnuvanın ödül töreni esnasında, turnuvayı sponsorluklarıyla destekleyen firmalara da teşekkür plaketi verildi. Plaketleri, Unilever adına, Unilever Türkiye Satış Direktörü Neslihan Nigiz, Unilever Algida adına Unilever Algida Satış Müdürü İbrahim Güleç ve Seher Gıda adına Mete Tuncaylı aldı. Hayat Eğitim Kurumları Kurucu Üyesi Hidayet Doğan ve Seher Gıda Ankara Bölge Zincir Mağazalar Şefi Mete Tuncaylı MAKRO VİZYON 12 Hakan Bilgin Unilever-Gıdadan Sorumlu Ankara Bölge Müdürü Üner Akın, kazanan sporcumuza ödülünü verirken... MAYIS-HAZİRAN 2011 Unilever-Deterjan ve Kozmetikten Sorumlu Ankara Bölge Müdürü Sırrı Acıner, kazanan sporcumuza ödülünü verirken... MAKRO HABER Makro’da 23 Nisan coşkusu Çocukların bayramı 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, ülke genelindeki tüm Makrolarda, büyük bir coşkuyla kutlandı. Farklı illerdeki mağazalarımıza çocukların sevinci hakimdi. Her yıl olduğu gibi bu yıl da, 23 Nisan hepimizin içini büyük bir coşkuyla doldurdu; tabi ki özellikle de çocukların. Çocukların bayramı, Makro mağazalarında eğlenceli anların yaşanmasına vesile oldu. Makro olarak Ankara’da, Atatürk Orman Çiftliği’nde çocuklarla buluştuk. Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Atatürk Orman Çiftliği Müdürlüğü ve Hacettepe Üniversitesi’nin birlikte düzenlediği “3. Geleneksel 23 Nisan Çocuk Şenliği ” geniş katılımlı sivil toplum kuruluşları, kamu kurum ve kuruluşlarının işbirliği ile Atatürk Orman Çiftliği Hayvanat Bahçesi’nde düzenlendi. Makro’nun da çocuklar için eğlenceli olabilecek pek çok etkinlikle katıldığı şenlikte, MAKRO VİZYON Makro Gösteri Ekibi çocukları eğlendirirken pek çok hediye dağıttı. Sevimli maskotumuz Dino ise, çocuklarla, doğayla iç içe, sosyal bir ortamda buluştu ve 23 Nisan’ın tadını çıkardı. Malatya’da turnuva heyecanı Malatya’da ise Makro olarak, 23 Nisan’da düzenlenen iller arası tekvando turnuvasında yer aldık. Yeşilyurt’ta yapılan 14 MAYIS-HAZİRAN 2011 organizasyonda maskotumuz Dino, stadyumda tüm katılımcılara ve seyircilere, bayrak ve şeker dağıttı. Turnuvanın sonundaki ödül töreninde ise madalyaların yanında Makro tarafından hediye edilen kitaplar, dereceye giren öğrencilere takdim edildi. Bol müzikli eğlenceler Cumhuriyet tarihinde, en önemli illerimizden biri olan Samsun’da da bayram havası hakimdi. Samsun’daki etkinliklerde, çocuklarımıza özel yarışmalar düzenledik ve küçük hediyeler dağıttık. Makro Gösteri Ekipleri çocuklarla birlikte eğlenirken çocuklar da eğlenceye yüz boyama ile katıldı. MAKRO HABER Bir destandır Çanakkale... Hayat Eğitim Kurumları, bu yıl Çanakkale Zaferi’nin önemini bir kez daha vurgulamak için “Bir Destandır Çanakkale” konulu bir resim ve şiir yarışması düzenledi. Yarışmanın ödül töreni, 25 Mart Cuma günü, Leyla Gencer Sahnesi’nde gerçekleştirildi ve büyük bir ilgi gördü. Hayat Koleji’nin Çanakkale Zaferi’ni anmak amacıyla düzenlediği “Bir Destandır Çanakkale” konulu şiir yarışması, Ankara genelindeki 6., 7. ve 8. sınıf öğrencileri arasında gerçekleştirildi. Son katılım tarihi 11 Mart olan yarışmanın sponsorları, Yayla Bakliyat, Lipton ve Algida idi. Her yarışmacının bir eserle katıldığı yarışmalarda, eserlerin özgün olması gerekliliği bulunuyordu. 25 Mart günü, saat 18.30’da Leyla Gencer Sahnesi’nde gerçekleştirilen MAKRO VİZYON anma programı ve ödül töreni öncesinde kazanan yarışmacıların eserleri de sergilendi. Resim ve şiir yarışmalarında dereceye giren öğrenciler, birbirinden güzel hediyeler aldı. Şiir yarışması ödülleri: 1.’ ye Netbook 2.’ ye Yarım Altın 3.’ ye Çeyrek Altın 4., 5. ve 6.’ya Mp4 7., 8., 9. ve 10.’ya Mp3 11., 12., 13., 14., 15., 16., 17., 18., 19. ve 20.’ye Hediye Paketi 16 MAYIS-HAZİRAN 2011 Resim yarışması ödülleri: 1.’ ye Netbook 2.’ ye Yarım Altın 3.’ ye Çeyrek Altın 4., 5. ve 6.’ya Mp4 7., 8., 9. ve 10.’ya Mp3 11., 12., 13., 14., 15., 16., 17., 18., 19. ve 20.’ye Hediye Paketi MAKRO HABER Defilesi, 16 Nisan Cumartesi günü saat 13.30 itibarıyla Makro Market Abidinpaşa mağazasında gerçekleşti. Uzman kuaförlerin ellerinden çıkan saç tasarımları, Elidor’un saçlara kattığı güzelliği ve hacmi gözler önüne serdi. Mağaza ortamında gerçekleşen defile, Makro Market müşterilerinden büyük ilgi gördü. Perakende sektöründe bir ilki daha gerçekleştiren Makro Market ve Elidor, bu sıra dışı defile ile tüm izleyicilere keyifli anlar yaşattı. Makro Market’te Elidor Saç Defilesi Nano-teknoloji ile geliştirdiği formülü sayesinde kadınları her santimi güçlü saçlara kavuşturan Elidor, Makro ile gerçekleştirdiği işbirliği kapsamında Elidor Saç Defilesi düzenledi. Genç neslin ünlü mankenlerinden Elif Ece Uzun’un da podyumda yürüdüğü Elidor Saç Makro’dan Kadınlar Günü’ne özel Ülkemizde ilk olarak 1921 yılında kutlanmaya başlanan 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün anlamı çok büyük. Bizi dünyaya getiren annelerimiz, her zaman yakımızda olan kardeşlerimiz ya da belki de en yakın arkadaşımız… Makro olarak, tüm kadınların Kadınlar Günü’nü kutluyoruz. Makro olarak, her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde kadınlarımıza verdiğimiz değeri göstermek için tüm mağazalarımızda karanfiller dağıtıyoruz. Bu yıl da tüm Makro Market mağazaları, Kadınlar Günü vesilesiyle karanfil bahçesine dönüştü ve Makro, müşterisi olan tüm kadınların Kadınlar Günü’nü kırmızı karanfille kutladı. Ayrıca, 8 Mart günü, Makro Kart Gold ile cilt bakım ürünü alışverişi yapan tüm kadınlarımız, ürünlere MAKRO VİZYON ödedikleri ücretin yarısını, Makro Para Puan olarak geri aldı. Ayrıca Kotex de Makro müşterilerine özel bir kampanyaya imza attı. 8-25 Mart tarihleri 18 MAYIS-HAZİRAN 2011 arasında Makro Kart Gold ile Kotex markasından en çok alışveriş yapan ilk 150 kişiye, bir yıllık Kotex hediye edildi. MAKRO HABER MAKRO KAZANDIRMAYA DEVAM EDİYOR Omo’dan 140 bisiklet Omo ve Makro, Makro’nun açılan 140. mağazası şerefine baharın en güzel kampanyasına imza attı. 5-25 Nisan tarihleri arasında, Makro’lardan Makro Kart Gold ile Omo Matik 6 kg toz deterjan veya Omo Total Sıvı Deterjan 1400 ml alanlar, yapılan çekiliş sonunda, 140 bisikletten birini almaya hak kazandı. Anavarza’dan 100 çeyrek altın Altın değerindeki Anavarza’dan Makro müşterilerine özel altın gibi kampanya. Makro Kart Gold ile 23 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında, Anavarza ürünlerinden 50 TL ve üzeri en çok alışveriş yapan 100 Makro müşterisi 100 altın kazanma şansı elde edecek. Makro’dan otomobil fırsatı Makro alışverişleriniz birbirinden değerli hediyeler kazandırmaya devam ediyor. Makro Kart Gold ile 12 Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında Makro’nun Binkonut ve Yazır mağazalarından yapacağınız, içinde en az 1 adet Doğuş markalı ürün bulunan her 30 TL ve katları alışverişinize çekilişle süper hediyeler kazanma şansı yakalayabilirsiniz. Çekilişe katılan 1 kişiye 2011 model Dacia Logan 1.6 otomobil, 5 kişiye Kumtel infrared ısıtıcı, 5 kişiye Luxel termostatlı fırın, 5 kişiye de Tefal ütü hediye edilecek. Air Wick alanlar Marc kazandı, temizliğin kokusu uzadı Cem Tarık Yüksel-Unilever Satış Müşteri Geliştirmeden Sorumlu Başkan Yardımcısı Şeref Songör Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı 1-17 Mart tarihleri arasında Makro Kart Gold ile 15 TL değerinde Air Wick alışverişi yapan Makro müşterilerine Marc 900 ml yüzey temizleyici hediye edildi. MAKRO VİZYON 20 MAYIS-HAZİRAN 2011 Boşunu getir, dolusunu götür Makro, muhteşem bir geri dönüşüm kampanyasına imza atıyor. Markası ne olursa olsun, kullandığınız 700 ml şampuanlarınızın boş kutularını getirin, Makro’dan alacağınız Dove, Clear ve Elidor markalı şampuanlardan 1 TL indirimli alın. 1 dakikada neler alabilirsiniz? 5-15 Mart tarihleri arasında, Makro Kart Gold ile Arbella Makarna, Ülker, Doğuş Çay ve Çınar Baharat ürünlerinden en çok alışveriş yapan 3’er müşterimiz, Makro Market’te “1 Dakikada Bedava Neler Alabilirsiniz?” yarışmasına katılma hakkı kazandı. Yarışma esnasında istediği ürünleri sepetine dolduran müşterilerimize aldıkları ürünler hediye edildi. MAKRO HABER Bir fincan kahvenin 40 yıl hatırı vardır %100 yağda bile etkili Fairy’den Makro müşterilerine kahve fincanı… 5 Mart-30 Nisan tarihleri arasında, Fairy 40’lı bulaşık makinesi kapsülü ile 1500 ml bulaşık deterjanını birlikte alan Makro müşterilerine, anında Kütahya Porselen’den 2’li fincan takımı hediye edildi. MAKRO KAZANDIRMAYA DEVAM EDİYOR 41 üründe %41 indirim Konya ve Karamanlı Makro müşterileri, 18-22 Mart tarihleri arasında, Makro mağazalarındaki 41 ürünü %41 indirimle satın aldı. Ayrıca Makro Kart Gold ile en çok alışveriş yapan 41 Makro müşterisine altın “Maşallah” hediye edildi. Makro Kart Gold ile, 5-31 Mart tarihleri arasında tüm Makro mağazalarında en çok Mavi-Yeşil alışverişi yapan 125 Makro müşterisi, süper hediyeler kazandı. İşte, Mavi-Yeşil tüketerek sağlıklı yaşamı arayanlara hediye edilen ürünler: 5 kişiye kondisyon bisikleti, 15 kişiye DVD Player, 25 kişiye dijital tansiyon aleti, 35 kişiye dijital baskül, 45 kişiye şeker ölçüm cihazı. Makro’da özel günlere, özel indirimler Makro, Dünya Avukatlar Günü’nde avukatlarımızı unutmadı. Dünya Avukatlar Günü sebebiyle 5-6 Nisan tarihlerinde tüm avukatlarımıza, %10 indirim uygulandı. Ayrıca 10-11 Nisan tarihlerinde Polis Haftası sebebiyle, tüm polislere de %10 indirim uygulaması yapıldı. Makro her yıl olduğu gibi bu yıl da 14 Mart Tıp Bayramı’na özel olarak sağlık çalışanlarını unutmadı. 14 Mart ve 15 Mart günleri Makro mağazalarından, Makro Kart Gold kullanarak alışveriş yapan sağlık çalışanlarına %10 indirim yapıldı. MAKRO VİZYON Bingo Dynamic ve Tefal’den “İşte Budur” dedirten kampanya… 5-25 Nisan tarihleri arasında, Makro Kart Gold ile tek seferde 5 TL ve üzeri Bingo Dynamic markalı ürün alışverişi yapan 50 kişi çekilişle Tefal’den 50 TL’lik hediye çeki kazandı. Sağlıklı bir yaşama, süper hediyeler Ariel’den leke çıkarıcı 1-30 Nisan tarihleri arasında, Ariel Matik çeşitlerinden 1 adet alan tüm Makro müşterilerine, 1 adet 500 ml Ariel Proffesional Leke Çıkarıcı hediye edildi. Bingo’dan Tefal fırsatı 22 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO HABER MAKRO KAZANDIRMAYA DEVAM EDİYOR Nestle’den 100 Scooter 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’na özel olarak, Makro Kart Gold ile 18-25 Nisan tarihleri arasında Nestle ürünlerinden en çok alışveriş yapan 100 minik Makro müşterisine Scooter hediye edildi. Kampanya, 18-25 Nisan tarihleri arasında, Polo, Nestle, Haribo, Nesfit, Maggi, Nescafe, Nesquik ve Coffee Mate markalı ürünlerden yapılan alışverişlerde geçerli oldu. EN UYGUN FİYATLAR MAKRO ALIŞVERİŞİNDE Makro müşterilerine alışveriş yaparken kazandırıyor. Makro, belli miktar alışveriş yapan müşterilerine, pek çok üründe büyük indirimler sağlıyor. Makro’nun indirim kampanyalarını, billboard’lardan takip edin, siz de kazançlı çıkın! ve katları alışveriş yapan Makro müşterileri, 1 kiloluk Uzungil reçel çeşitlerini 3 TL’den satın aldı. 16-25 Nisan tarihleri arasında, tarihleri arasında, Makro Kart Gold ile 30 TL ve katları alışveriş yapan Makro müşterileri, 48’li Lipton Yellow Label demlik poşetini 2,50 TL’den satın aldı. 24-30 Nisan tarihleri arasında, 6 kilogramlık Omo alan Makro müşterileri, 6 litrelik Yumoş çeşitlerini, 6 TL’den satın aldı. 25 Mart-1 Nisan tarihleri arasında, Makro Kart Gold ile 30 TL ve katları alışveriş yapan Makro müşterileri, 600 ml’lik Viking Jel’i 3,50 TL’den satın aldı. 2-11 Nisan tarihleri arasında, Makro Kart Gold ile 30 TL 1 paket=Hayat kurtaran 1 aşı Pampers tüm dünyadaki bebekleri, yenidoğan tetanosuna karşı korumak için çok anlamlı bir sosyal sorumluluk projesine imza atıyor. Makro da bu projeyi desteklemek amacıyla Makro müşterilerine pek çok hediye dağıtıyor. 26 Mart-4 Nisan tarihleri arasında, Makro mağazalarından Prima ve Pampers alanlar hem kampanyaya destek oldu hem de bebekleri için birbirinden güzel hediyeler kazandı. 20 TL’lik alışverişe mama önlüğü 30 TL’lik alışverişe fotoğraf albümü ve 50 TL’lik alışverişe ise bebek bornozu hediye edildi. MAKRO VİZYON 24 MAYIS-HAZİRAN 2011 26 Mart-1 Nisan tarihleri arasında, Makro Kart Gold ile 50 TL ve katlarında alışveriş yapan Makro müşterilerine Night&Day hediye edildi. 5-14 Mart tarihleri arasında, Makro Kart Gold ile 30 TL ve katları alışveriş yapan Makro müşterileri, 2160 gramlık Domestos’u 3 TL’ye satın aldı. 12-21 Mart tarihleri arasında, Makro Kart Gold ile 30 TL ve katları alışveriş yapan Makro müşterileri, 1 litrelik Perwoll çeşitlerini 2,75 TL’den satın aldı. 19-28 Mart tarihleri arasında, Makro Kart Gold ile 30 TL ve katları alışveriş yapan Makro müşterileri, 2 adet 300 ml’lik Hobby Duş Jeli’ni 3 TL’den satın aldı. 28 Mart Pazar günü, Makro Kart Gold ile 200 gramlık Nescafe Gold alan tüm makro müşterilerine Eti Browni Intense alabilecekleri bir hediye çeki verildi. Makro müşterileri hediye çeklerini 3 Nisan tarihine kadar kullandı. MAKRO KISA KISA Yıllar boyu geçerli bir alışveriş listesi Beslenme KISACA Hafızanı besle! Hafızanız zayıfsa az karbonhidrat tüketiyor olabilirsiniz. Çünkü karbonhidrat eksikliği beynin en önemli enerji kaynağı olan glikozu düşürüyor ve vücut glikoz depolayamıyor. Dolayısıyla düzenli olarak karbonhidrat tüketmek çok önemli. Mesela tam tahıllı mısır gevrekleri ya da öğünün içindeki buğday ekmeği gibi gıdaları tüketebilirsiniz. KAHVALTIDA YUMURTA Kahvaltıda karbonhidrat yerine yumurta yemenin sizi daha uzun süre tok tutacağını biliyor muydunuz? Yapılan araştırmalar gösteriyor ki, kahvaltıda yumurta yemek, kişiyi daha az acıktırarak zayıflamaya yardımcı oluyor. Ayrıca yumurta, tüm besinler içerisinde en kaliteli proteini içeriyor. Yumurta proteini, insan vücudunda sentezlenemeyen ve kesinlikle besinlerle dışarıdan alınması gerekli olan amino asitleri bulunuyor. Yumurta başlıca A, D, E ve B grubu vitaminleri içermesinin yanı sıra, vücut hücrelerinin yenilenmesine yardım eder. Yumurta sarısındaki A vitamini de gözün iyi görmesini sağlar, kemik gelişimi ve sağlıklı dişler için de gereklidir. Liflerle beslenme Uzun yıllar güçlü ve sağlıklı kalabilmek için neler yemek gerekir? Bu, hepimizin merak ettiği bir konu. Son zamanlarda yayınlanan araştırmalara bakarsak, antioksidanların, E vitamini bakımından zengin gıdaların öneminin çok büyük olduğunu söyleyebiliriz. Koruyucu, kimyasal ve renklendirici madde içeren gıdalardan da uzak durmak gerekiyor. Biz de sizin için yaşlanma karşıtı bir alışveriş listesi hazırladık. Bu listeyle daha uzun ve sağlıklı yaşayabilirsiniz. • Badem, ceviz, fındık • Nohut • Yeşil çay • Zeytinyağı • Buğday ekmeği • Tahıllı makarna çeşitleri • Ton balığı, somon balığı ve alabalık • Brokoli • Böğürtlen • Ahududu • Portakal • Kiraz • Nar • Ispanak • Domates • Çilek • Kırmızı üzüm 90 Bel ölçüsünüz 90 ve üzeriyse, her sene kalp sağlığı kontrolü yaptırmayı unutmayın! ve ıdır. Meyve, sebze, baklagiller, tahıllar Lif, bitkinin kolay hazmedilemeyen kısm e ikiy e eyen ve çözünebilen lifler olmak üzer fındıkta bolca bulunan lifleri, çözünem eğin erin içinde gizli olarak bulunuyor. Örn ayırabiliriz. Çözünebilen lifler, yiyecekl i edek Mid . rdir lifle lifler ise vazgeçilemeyen elmanın etli kısmında… Çözünemeyen a asın deleri sıkıştırarak vücuttan atılm sıvıları emerek şişen bu lifler, artık mad ve sebzelerin kabuklarında ve dış neden olur. Çözünemeyen lifler, meyve enerek midenizdeki boşlukları daha kısımlarında bulunur. Lifli gıdalarla besl da daha az abur cubur yemenizi sağlar. sağlıklı bir şekilde doldurabilirsiniz. Bu MAKRO VİZYON 26 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO KISA KISA Mutlu ayaklar lar giymek, Yazın açık ayakkabı çok hoş bir özellikle kadınlar için larınızı ne seçenek. Ancak ayak nız, o kadar kadar açıkta bırakırsa ır. Ayrıca o çabuk çatlar ve yıpran pek çok mikrop çatlaklardan içeriye her gece girebilir. Bu sebeple, larınıza çatlak yatmadan önce ayak ğlayan bir giderici ve koruma sa tün bir gün krem sürmelisiniz. Bü ayaklarımıza boyunca bizi taşıyan imize bakmak bakmak da en az cild kadar gerekli. Güzellik KISACA Kusursuz bir cildin özellikleri Herkesin istediği kusursuz cilt nasıldır ve sizinkinden ne farkı vardır, hiç düşündünüz mü? Her cilt tipi için geçerli olan özellikler: • Parlaklık • Küçük gözenekler • Renk eşitliği • Pürüzsüzlük • Esneklik Elektriklenen saçlar Dört cilt düşmanı Cilt diyeti son zamanlarda hepimizin duyduğu bir terim. Daha sağlıklı bir cilde sahip olmak için yemeniz gereken gıdalar olduğu gibi, bazılarından da koşarak kaçmanız gerekiyor. Bunlar tuzlu yemişler, alkol, kızarmış yiyecekler ve rafine karbonhidratlar. Yenilen tüm tuzlu yemişler ve cipsler, aşırı sodyum içerir. Aşırı sodyum vücuttaki nemi emer ve sonuç, şiş göz kapakları ve göz torbalarıdır. Alkol de tıpkı sodyumun yaptığı gibi, nemi emer. Ayrıca kan damarlarını genişletir ve cildin aşırı yıpranmasına neden olur. Kızarmış yiyecekler ise, deri hücrelerinin ölümüne neden olur. Özellikle fast-food restoranlarda kullanılan, aşırı ısıya maruz kalmış yağlar, zararlı bir bileşik açığa çıkarır. Bu da kuru, mat ve pul pul dökülen bir cilde sebep olur. Şeker, kola ve çoğu işlenmiş yiyecek rafine karbonhidrat grubuna giriyor. Bu yiyecekler de yağ üretimini aktif hale getiren androjen hormonu salınımını arttırıyor. Böylece çok daha fazla sivilce açığa çıkıyor. Ayrıca bu gıdaların sağlığınıza verdiği zararlardan bahsetmiyoruz bile… Pek çoğumuzun en büyük sorunlarından biri olan kuru ve elektriklenen saçların sebebinin protein olabileceğini biliyor musunuz? Kullandığınız saç kreminin etiketini kontrol edin. Eğer içindekiler listesinde Vücutlarıyla mutlu protein oranı fazlaysa saçlarınız bundan dolayı elektrikleniyor olduğunu söyleyen olabilir. Gliserin ya da Shea yağı kadınların oranı içeren bir saç kremi size rahat bir nefes aldırabilir. 19 MAKRO VİZYON 28 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO KISA KISA Ağız kokularının sebebi Sağlık KISACA Çoğu da zarar, azı da… Sadece birkaç tane sigara içmenin günde bir paket bitirmekten pek de bir farkı yok. Yapılan bir araştırmaya göre, daha az sigara içmek kanser veya sigara sonucu oluşan diğer hastalıkların riskini azaltmıyor. Araştırmanın sonuçları, az miktarda sigara içenlerin de çok fazla içenlerle aynı sebeplerden dolayı erken yaşta öldüğünü gösteriyor. Sadece bu alışkanlığı tamamen bırakanların riski yarı yarıya düşüyor. Sigarayı bırakmak istiyorsanız, nikotin bantları işinize yarayabilir. Diş çürükleri, diş eti iltihapları, dilin fırçalanmaması, çeşitli kronik boğaz rahatsızlıkları ve hatta mide ve akciğer problemleri, ağız kokusuna sebep olabilir. İyi bir ağız hijyeni için dişlerin her gün en az 2 defa fırçalanması gerektiğini hepimiz biliyoruz. Ancak dişlerin yeterli bir süre fırçalanması da çok önemli (aşağı yukarı 2 dakika). Ağız sağlığını desteklemek için diş ipi ve ağız gargarası da kullanmak gerekiyor. Ancak unutmayın ki, ağız gargarası hiçbir zaman diş fırçalamanın yerini tutmaz. Yani “Ağzımı gargaraladım, fırçalamama gerek yok” demek çok yanlış bir yaklaşım. Eğer tüm bu önlemlere rağmen hala ağız kokusundan kurutulamıyorsanız, diş doktorunuza danışmanızda fayda var. En güçlü bağışıklık sistemi Bağışıklık sistemini güçlendirmenin yolu, 3 ana yöntemden geçer: 1. Dinlenme, egzersiz ve uyku düzeni 2. Yeterli miktarda protein, vitamin ve yağ alımı 3. Besin ve vitamin takviyesi C vitamininin günde 500-1000 mg alınması, bağışıklık sisteminizi güçlendirerek daha zinde hissetmenizi sağlayabilir. Ayrıca bu vitaminin antioksidan etkisi de çok önemli. Çinko ve Kirli havalı bir şehirde Biotin desteği ise bağışıklık sisteminin yaşayanların nefesle güçlenmesi yanında saç ve deri sorunlarını da azaltır. Ayrıca B12, Folik Asit ve E vitamini ilgili bir hastalıktan strese karşı vücudun daha iyi durumda olmasına ölme riski yardımcı olur. Özellikle üst solunum yolu enfeksiyonlarını sık geçiren kişilerin bu takviyeleri alması, bu kötü durumun şiddetini ve sıklığını azaltır. 32 Kabızlığa çare Kabızlığa yol açan faktörlerin en önemlisi, yetersiz fiziksel aktivite. Bunun yanında, az su tüketimi, düşük posalı gıdalarla beslenme ve uzun süreli yağsız diyetler de sayılabilir. Kabızlıktan kurtulmak için günde en az 8-10 bardak su içmelisiniz. Ayrıca, posa açısından en zengin gıdalar olan kuru baklagiller, tahıllar ve taze meyve ve sebzeleri tüketmenizde fayda var. Bazı yiyeceklerin, doğal laksatif özellikleri olduğunu da unutmayın! Bunlar arasında en öne çıkanlar, erik, bal, incir, ahududu ve çilek. Her gün 40-45 dakika kadar fiziksel aktivite, sadece kabızlığın önlenmesi için değil, aynı zamanda sağlıklı bir yaşam için de gerekli. MAKRO VİZYON 30 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO KAPAK Sağlıklı bir yaşam için... Spor İyi bir kan dolaşımı için yürüyün Düzenli olarak spora ayıracak vaktiniz olmayabilir. Ancak bu spor yapmanıza engel değil. Tüm uzmanların söylediği gibi yürüyüş yapmak hiç spor yapmamaktan çok daha iyi. Yakın mesafelere yürüyerek gitmeye başlayabilirsiniz. Ancak unutmayın, tempolu ve nefes egzersizleriyle yürümenizde fayda var. Yürüyüş, kan akışını ve kan damarlarının miktarını arttırarak dolaşımı iyileştirir, böylelikle kalpdamar ve beynin damarsal hastalıklarına karşı riski azaltır. Vücut kaslarını güçlendiren yürüyüş, her Spor, türü ne olursa olsun, hem stresten arınmak hem de sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek adına büyük bir önem taşıyor. Tabi sporu hangi şartlarda ve nasıl yaptığınız da oldukça önemli. Belli bir disipline oturtup düzenli olarak yaptığınız her spor dalı, mutlu bir yaşamın anahtarını taşıyor. İşte hem takıma ihtiyaç duymadan bireysel olarak yapabileceğiniz hem de keyifli saatler geçirmenize yardımcı olacak spor dalları ve faydaları... MAKRO VİZYON 32 MAYIS-HAZİRAN 2011 bir kasılmada kalbin pompaladığı kan miktarını da arttırır. Yürüyüşün faydaları bunlarla da sınırlı değil; sindirimi kolaylaştırır, şişmanlık riskini azaltır, yaratıcı düşünce potansiyelini yükseltir ve lenfatik dolaşıma yardımcı olur. Yaz-kış demeden yüzün Yüzme, yaz-kış demeden her mevsim yapılması çok faydalı bir spor. Sağlıklı bir şekilde kilo vermek, selülitlerden kurtulmak, fiziksel olarak güçlenmek istiyorsanız mutlaka yüzmelisiniz. Yüzerek yalnızca 1 saat içerisinde 800 kalori birden yakabiliyorsunuz. Vücudun akımı ve nefes alma sistemlerini uyarıyor, kalp ve damar hastalıkları riskini azaltıyor. Bu spor dalı özellikle bel fıtığı gibi rahatsızlığı olanlara ve hamilelere uzmanlarca tavsiye ediliyor. Hamileliği boyunca yüzme sporuna devam edenler, çok daha kolay bir normal doğum gerçekleştirebiliyor. Düzenli bir yüzme programı için, haftada 2 veya 3 gün birer saat ayırmanız yeterli. Bu süreyi yüzmeye başlamadan önce yapacağınız birtakım egzersiz hareketleriyle geliştirebilirsiniz. Çalışmalara belli bir MAKRO KAPAK bütün kaslarının aynı anda çalışmasına yardımcı olan yüzme, her yaşta yapılabilen bir spor olmasının yanı sıra sağlıklı kalmanın en eğlenceli yollarından biri. Yüzme, dayanıklılığı arttırıyor, kan mesafeyi yüzmeyi hedefleyerek başlayın. Nefes alış-veriş teknikleri ve yüzme stilleri konusunda eğitim almanız da sizin için faydalı olabilir. Zaman içerisinde yüzme mesafenizde artış olacağını göreceksiniz ve daha az yorulacaksınız. Suyla uyum içinde yüzmeyi başardığınızda hem ruhsal açıdan dinginleşeceksiniz hem de beden gelişimi açısından avantaj sağlayacaksınız. Tenis ile rakip tanımayın Henüz hiç tenis oynamamış olabilirsiniz. Ancak unutmayın, hiçbir şey için geç değil. Vücuda pek çok faydası olan tenis, hem son derece zevkli, hem de yeniden canlanmak adına güzel bir başlangıç. Her ne kadar her spor dalı gibi pek çok faydası olsa da tenis oynarken dikkat edilmesi gereken bir takım noktalar var. Öncelikle tenis oynamaya başlamadan önce kaslarınızın ve eklemlerinizin tam olarak ısındığından emin olmalısınız. Oyuna başlamadan önce, oyun MAKRO VİZYON esnasında ve sonrasında bol bol su tüketmenizde fayda var. Sakatlandığınız zaman veya göğsünüzde ağrı hissettiğinizde hemen spora son verip bir uzmanla irtibat kurun. Enerji seviyesini arttıran bir spor olan tenis, vücuttaki yağların yakılmasında en etkili spor dallarından biri ve vücuda alınan oksijenin kaslar tarafından verimli olarak kullanılmasını sağlıyor. Topun takip edilmesi ilk başlarda çok zor gelse de zaman içerisinde bu durum size hız kazandırıyor. Vücuda denge kazandıran tenis, kemikleri de güçlendiriyor. Öte yandan oyun boyunca yapılan manevralar daha esnek bir vücut yapısına sahip olmanıza yardımcı oluyor. Tenis oynamanın, kişilerin ruhsal açıdan D 33 MAYIS-HAZİRAN 2011 Spor, akciğer kapasitenizi arttırarak, oksijenin akciğerlerden kana geçebilme kabiliyetini ve kalp krizi geçirdikten sonra, hayatta kalma şansınızı arttırır. Ayrıca, kandaki yoğunlaşmayı da azaltır. MAKRO KAPAK kendilerini iyi hissetmelerine de çok büyük faydası var. Çalışma disiplini kavramını geliştiren tenis, kişideki sorumluluk duygusunu da pekiştiriyor. Sürekli mücadele etmeyi öğrettiği gibi, rüzgar, güneş gibi dış etkenlere karşı direnç kazandırıyor. Stratejik açıdan önemli bir spor dalı olan tenis, rakipleri yenmek adına yeni stratejiler geliştirmenize ve planlı olmanıza olanak sağlıyor. takımı almanıza da gerek yok. Artık çok uygun fiyatlarla kayak merkezlerine yakın mağazalardan bu malzemeleri günlük veya haftalık olarak kiralayabiliyorsunuz. Kayak biliyorsanız ancak çok iyi değilseniz, tekniğinizi geliştirmek için size bazı ipuçları da veriyoruz: Zemini çok sert pistlerde bütün dikkatinizi parmaklarınıza verin ve kendinizi mümkün olduğunca gevşek bırakın. Böylece bütün vücudunuz serbest kalır ve rahatlar. Kaymaya başladığınızda bütün ağırlığınızı öncelikle topuklara vermeye çalışın, daha sonra bu ağırlığı ayaklarınız üzerine kaydırın. Tüm spor dallarında olduğu gibi kayakta da belli bir ritimde nefes alıp vermeyi sakın unutmayın. Spor, yüksek tansiyon riskini veya ilerlemesini azaltır. Yüksek tansiyonu olanların, tansiyonunu kontrol altında tutmasına yardımcı olur. Kar sevenler için kayak Pahalı ve öğrenilmesi çok zor bir spor dalı gibi gösterilse de kayak yapmak o kadar da zor ve pahalı değil. Yakınlarınızda kayak merkezleri varsa, hafta sonları günübirlik seyahatlerle kayak yapmaya gidebilirsiniz. Bu size hem kısa bir tatil gibi gelecek hem de mis gibi dağ havasında ciğerleriniz oksijenle dolacak. Üstelik bu sporu yapmak için kayak kıyafeti ve kayak MAKRO VİZYON 34 MAYIS-HAZİRAN 2011 Spor ile 41 kere “Maşallah” Uzmanlar neden durmadan düzenli spor yapmanın önemini vurguluyor diye düşünüyorsanız ve hala spor yapmayı ihmal ediyorsanız, işte size 41 önemli neden! 1- Yüksek tansiyon riskini veya ilerlemesini azaltır. Yüksek tansiyonu olanların, tansiyonunu kontrol altında tutmasına yardımcı olur. 2- Kandaki iyi kolesterolü (HDL) arttırır. 3- Dinlenme kalp atımını düşürür. Kalp-damar dolaşımını geliştirir. 4- Vücut ısınızı soğutmak için, deri yüzeyine gerekli kan akışı kabiliyetini arttırır. 5- Akciğer kapasitenizi arttırarak, oksijenin akciğerlerden kana geçebilme kabiliyetini arttırır. 6- Kalp krizi geçirdiktenD MAKRO KAPAK sonra, hayatta kalma şansınızı arttırır. 7- Kandaki yoğunlaşmayı azaltır. 8- Orta seviyeli egzersizler sırasında, kalp atım sayısını düşürür ve anormal nabız atım incinmelerini azaltır. 9- Kaslarınızın kandan oksijen çıkarma kabiliyetini arttırır. 10- Çarpıntı riskini azaltır. 11- Çok çeşitli sebeplere bağlı baş ağrılarından kurtulmanızı sağlar. 12- Hamilelikte karşılaşılan birçok rahatsızlıktan (kabızlık, bel ağrısı, mide ekşimesi gibi) kurtulmanızı sağlar. 13- Sıcaklığa karşı tahammülünüzü arttırır. 14- Endişe ve kuruntularınızı azaltır. 15- Stresten korunmanızı sağlar. 16- Vücudun üst solunum yolları enfeksiyonuna karşı direncini arttırır. 17- Şeker hastalığınızın gelişme riskini azaltır. 18- Prostat kanserinin gelişme riskini azaltır. 19- Sigarayı bırakmanıza yardımcı olur. 20- Bağırsak kanserinin gelişme riskini azaltır. 21- Göğüs kanserinin gelişme riskini azaltır. 22- Eklem rahatsızlıklarından dolayı, eklemlerin bozulma oranını yavaşlatır. 23- Kan şekerinin kontrol altında tutulması için gerekli insulin miktarının düşürülmesine yardımcı olur. 24- Yaralanmalara karşı korunmayı sağlar. 25- Eklemlerdeki kıkırdak dokunun yoğunluğunu arttırır. 26- Bağışıklık sisteminizi güçlendirir. 27- Depresyonun hafifletilmesine ve atlatılmasına yardımcı olur. 28- Soğuk ortamlara çabuk adapte olma kabiliyetinizi arttırır. 29- Bel ağrılarından kurtulmanıza yardımcı olur. 30- Eklem esnekliğini korur ve gelişmesine yardımcı olur. 31- Kemik erimesi hastalığı riskinin gelişmesini azaltır. 32- Zihinsel uyanıklılığınızı arttırır. 33- Kilonuzu korumanıza veya kilo kaybetmenize yardımcı olur. 34- Yaratıcılık gücünüzün artmasına yardımcı olur. Spor, kan şekerinin kontrol altında tutulması için gerekli insülin miktarının düşürülmesine yardımcı olur, yaralanmalara karşı koruma sağlar ve eklemlerdeki kıkırdak dokunun yoğunluğunu arttırır. MAKRO VİZYON 36 MAYIS-HAZİRAN 2011 35- Sağlık harcamalarının ve ilaç kullanımının azalmasına yardımcı olur. 36- Yabancı madde kullanımı ile mücadeleye yardımcı olur. 37- Yüksek oranda gıda tüketmenizi sağlar, fakat buna rağmen, kalori dengenizin aynı kalmasına yardımcı olur. 38- Ağır ilerleyen şişmanlığa karşı korur. 39- Denge ve koordinasyonunuzun gelişmesine yardımcı olur. 40- İştahınızın kısa süreli etkilerle azaltılmasına yardımcı olur. 41- Yaşlı bireylerde, kısa süreli belleklerin gelişmesine yardımcı olur. n MAKRO GÜNCEL Anneler Çocuğunun zeka ve kişiliğinin gelişmesinde annenin çizdiği yol yadsınamaz. Anne bunun için, eğitim kurumlarından bağımsız olarak çocuğun masallarla, hikayelerle hayal dünyasının gelişimine katkıda bulunabilir. “Anneler Üzerine 365 Söz” adlı kitapta, pek çok önemli ismin anneleriyle ilgili Onunla resim yapıp, ona söylediği en güzel sözleri bulmak mümkün. Çoğu hepimizin duygularını anlatan bu şarkılar öğretmesi, çocuğun sözlerden en anlamlısı belki de, Ann Taylor’ınki: “Düştüğüm zaman kim koşar yardım yaşamdaki sosyal etmeye, ve anlatır güzel bir hikaye, ya da iyileşmesi için öpmeye? Annem.” Çünkü o, her durumunu belirler. Anne çocuğuyla ilgiliyse, çocuk zaman yanımızdadır ve hayatımız boyunca koruyup kollar. Anneler Günü de da hayatı boyunca gerekli annelerimize olan vefa borcumuzu ödeyebileceğimiz en anlamlı günlerden biri. adımları, arkasında Pek çoğumuz için annemiz bağ, hayatımızın geri kendisini seven insanların bu sözlerle anlatılabilir. Bizi kalanında nasıl bireyler olduğu bilinciyle, daha hayata getiren, düştüğümüz olacağımızı da etkiliyor. Bu rahat atar. Bunlara bağlı zaman yaralarımızı saran, bakımdan, annelerin olarak şunu diyebiliriz ki, cahillikten bilgeliğe, bilinçli ve eğitimli annenin bilinçli ve eğitimli mutsuzluktan mutluluğa olmasının çocuğun olması, çocuğun yani geçiren bir köprü. Hayatla geleceğine olumlu olarak toplumun bilinçli olması ilk köprümüz olan yansıyacağını söylemek demektir. Bu amaçla pek annemiz, aynı zamanda yanlış olmaz. kurumları gelse de artık çok kurum 0-6 yaş hayatın zorlu yollarında Bilinçli anne, çocuğunun bunun çok yanlış bir eğitiminin altını çiziyor ve hep yanımızdadır. Günlük yaklaşım olduğunu hepimiz kişiliğinin oturmasında, annelerin eğitiminin yaşam içinde yeterince topluma faydalı bir biliyoruz. Çünkü eğitim, önemini vurguluyor. n vakit ayıramadığımız ama birey olmasında, aile ortamında başlıyor ve hep orada olduğunu çok önemli bir toplumun eğitimli ve bildiğimiz için kendimizi yeri bilinçli olmasında aile güvende hissettiğimiz olduğunun kurumu büyük rol annelerimizi senenin bir farkında üstleniyor. Eğitimli günü de olsa hatırlamak olan ebeveynlerin yetiştirdiği çok önemli; Anneler annedir. bireylerle kurulan toplum, Günü’yse bunun için çok daha güçlü ve daha güzel bir vesile. Her yıl donanımlı oluyor. Mayıs ayının ikinci Pazar Bu noktada, özellikle günü kutlanan Anneler üzerinde durulması Günü, bu yıl 8 Mayıs gereken faktör, anne. gününe tarihleniyor. Çünkü çocuk dünyaya gözlerini ilk açtığı Eğitimli anneandan itibaren en çok eğitimli toplum annesiyle vakit Eğitim doğduğumuz anda geçiriyor ve hayatla başlar ve hayatımız ilgili ilk boyunca devam eder. Bu deneyimlerini sürecin özellikle ilk onunla beraber yıllarında yanımızda olan yaşıyor. ebeveynlerimiz bu açıdan Annelerimizle çok önemli. Eğitim denince kurduğumuz aklımıza ilk olarak eğitim güçlü duygusal Hayatın yol göstericisi MAKRO VİZYON 38 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO GÜNCEL İlk kahramanımız, ilk aşkımız... Babalarımız Baba olmak... Her yıl Haziran ayının 3. Pazar günü babalarımızı hatırlamamız için çok anlamlı bir vesile. Bu yıl 19 Haziran’da kutlayacağımız Babalar Günü’nde, her erkek çocuğunun ilk kahramanı, her kız çocuğunun ilk aşkı olan babalarımızı unutmayalım! birleşebilen, ılımlı, çocuğuyla her konuyu paylaşabilen bireylere dönüşüyor. Günümüzde teknolojik karmaşalar bireyleri daha da yalnızlaştırıyor. Bugün neredeyse her odada birer televizyon bulundurmak marifet sayılıyor. Türkiye’de anneler, çocukları uslu dursun diye onları devamlı televizyon önüne oturtuyor, yemek yeme kolaylığı için de yine çizgi filmler, müzik klipleri seçiliyor. Babalar da gelir gelmez yemeklerini televizyon önünde yemek istiyor. Çocuklar ilk deneyimlerini, ilk heyecanlarını annesi ve babası ile paylaşmak isterken, babalar ise çocuğunun kendisine yüklediği anlamlı rolü bir yarışma programı izlerken ya da maç seyrederken yitirebiliyor. Çocuklar, babalarına elindeki kırık oyuncağıyla bir şeyler demek ister. Baba televizyondan gözünü ayırmadan “Şimdi maç seyrediyorum, annene git” der, otomatik bir sesle. Çocuklar bu süreçte pek çok deneme yapar. Ancak başarısızlığı onu içine, Freud’a göre, gerçekleştirmesi çok hayati ve çok güç olan 3 meslek var: Anne-baba olmak, psikolojik danışman olmak, öğretmen olmak. Neden? Çünkü 3’ünün ortak özelliği, bir insanın gelişmesine, biçimlenmesine ve kendini gerçekleştirmesine etki etmeleridir. Modern toplumun baba modeli, henüz istenilen düzeyde olmasa da geleneksel toplumun kendine yüklediği ekonomik ve koruyucu bir otorite figürü olma rolünden sıyrılarak, sevgiyi öğreten ve paylaşan bir figüre dönüşmektedir. Günümüzde babalar, evde anneyle ortak alanlarda MAKRO VİZYON 40 MAYIS-HAZİRAN 2011 odasına, bilgisayarına ve arkadaşlarına bağlar. Yalnızlaştırılmış, içine kapanık çocuklar böylece yeşerir çevremizde. Sevgi, deneyim ve sabır “Anne- baba olma”, insanda var olan biyolojik bir yeterliliktir. Ama “iyi anne-baba olma” öğrenilmesi gereken bir durumdur. Bu bir sanat, bir meslek ya da bir beceri olarak düşünülebilir. Nasıl nitelersek niteleyelim, artık günümüzde bütün meslekler ve sanat dalları ya da herhangi bir alanda beceri kazanmak uzun bir eğitimi, bilimsel ilkelerle çalışmayı, zaman ve enerji harcamayı gerektiriyor. Anne ve baba olmak içinse, ne ilkokul diploması, ne çocuk yetiştirme ehliyeti, ne de anne-babalık sertifikası gerekiyor. İyi anne ve baba olmak; sevgi, deneyim, sabır ve bilgilenme işidir. n MAKRO GÜNCEL Sabah erkenden telaş başlıyor yollarda. İnsanlar işyerlerine, okullarına gidiyorlar. Kimi zaman üst geçitlerden, kimi zaman dar yollardan geçerek… Gazeteler ve televizyonlar takip ediliyor fakat içimizden birilerini, engellileri, neredeyse hiç göremiyoruz. Ne köprüler uygun onlar için, ne de yollar. Ulaşım araçlarının birçoğunu kullanamıyorlar. Onlar da bizden biri ve bizim gibi yaşayabilmeli. Önyargıları kırmaksa hepimizin görevi. 10-16 MAYIS Engelliler Haftası Engelliler Haftası, 10-16 Mayıs tarihleri arasında yer alıyor. Bu hafta, ülkemizle beraber Birleşmiş Milletler’e üye 156 ülke tarafından da kabul ediliyor. Özellikle bu hafta engellilerin sorunları dile getiriliyor. Gerek görsel gerek işitsel basında, konuyla ilgili çeşitli programlar hazırlanıyor. Engellilerin sosyal sorunları ve toplumla ilişkileri irdeleniyor. Bununla beraber panel ve konferanslar düzenleniyor. Okullarımızda engellilerin içimizde olduğu bilinci, çeşitli MAKRO VİZYON yazı, resim ve kompozisyonlarla öğrencilere aşılanıyor. Hayatla engelsiz engelliler Engellileri, her ne kadar çok fazla görmesek de onlar neredeyse hayatın her alanında. Özellikle spor alanında dikkatleri üzerlerine topluyorlar. 2000 yılında faaliyete başlayan, Bedensel Engelliler Spor Federasyonu, başarılarıyla göz dolduruyor. Federasyonda, 12 spor dalı bulunuyor. Engellilere hem fiziksel hem de sosyal rehabilitasyon sürecinde yardım eden kurumdaki sporcularımız, yurt içi ve yurt dışında birçok başarıya imza atıyor. Devlet de, kamu 42 MAYIS-HAZİRAN 2011 sektöründe ve özel sektörlerde engelli çalıştırma zorunluluğu getiriyor. Bu, engellilerin toplumsal hayata dahil olabilmesi açısından gayet olumlu bir gelişme. Konuyla ilgili, gereken hukuki çalışmalar yapılmış ve taslaklar hazırlanmış. Bakanlar Kurulu’nun 2005/9077 sayılı kararı uyarınca 2006 yılı için uygulanan özürlü çalıştırma oranı özel işyerleri için %3, kamu içinse %4. Ayrıca, 2002 yılından bu yana Türk Silahlı Kuvvetleri’nin “Engellilere 1 günlük askerlik” kapsamında devam eden projesiyle, engelli vatandaşlarımıza da bu kutsal duygu hissettiriliyor. n MAKRO GÜNCEL Pek çok aydın ve vatansever gibi Mustafa Kemal de vatanın bağımsızlığı için çalışmak gerektiğine inanıyordu; her şeyin bittiğine inanmıyordu. İstanbul’da sürekli arkadaşlarıyla konuşuyor, çözüm yolları arıyordu. Gün geldi, kararını verdi; Anadolu’ya geçecekti. Onun düşüncesi, tam bağımsız bir vatan için halkla bir olup kurtuluş mücadelesini başlatmaktı. Kendisi gibi vatan uğruna canını feda etmeye hazır bir milletle, el ele, milli egemenliğe dayanan Türk devletini kurmaktı… Mustafa Kemal, vakit kaybetmeden çalışmalara başladı. İlk önce Osmanlı genelkurmayından arkadaşlarıyla ve padişahla konuşup yetki istedi. Böylece, 30 Nisan 1919 günü Dokuzuncu Ordu Komutanlığı’na atandı. Bu sırada Samsun’da halk ayaklanmaya başlamıştı, işgal güçleri çıkan ayaklanmaların bastırılmasını, aksi takdirde bölgeyi ele geçireceklerini söyleyerek, İstanbul hükümetini tehdit ediyordu. İstanbul hükümeti bu görev için daha önceki başarılarından dolayı Mustafa Kemal’i uygun gördü. Nihayet Mustafa Kemal’in istediği fırsat eline geçmişti. Kurtuluş taşıyan vapur: Bandırma Vapuru Mustafa Kemal, Samsun’a çıkmak için hemen hazırlıklara başladı. Ancak Dünya Savaşı esnasında KURTULUŞ MEŞALESİNİN YAKILDIĞI GÜN 19 MAYIS 1919 Yıl, 1919. Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Savaşı’nı kaybetmiş; Mondros Ateşkes Anlaşması’nı fırsat bilen düşmanlar ise vatanı parsel parsel ele geçirmeye başlamışlardı. Mustafa Kemal, Yıldırım Ordularındaki görevini tamamlamış, İstanbul’a gelmişti. İşgal orduları, Haydarpaşa açıklarından İstanbul’a girmekteyken, bu vahim durum, Mustafa Kemal Paşa’yı son derece üzmüş ve etkilemişti. Kurtuluş Mücadelesi tarihine yazılacak o ünlü sözünü de o gün söylemişti: “Geldikleri gibi giderler!” Osmanlı donanması ağır hasar görmüştü. Mevcut ve onarıma muhtaç gemiler de Almanya’ya bakım amaçlı gönderilmişti. Bu yüzden Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Samsun’a götürmek işi, Bandırma Vapuru’na kalıyordu. Bu gemi, eski bir yük ve yolcu gemisiydi ve Marmara suları dışında pek kullanılmamıştı. Karadeniz’in hırçın dalgalarına karşı çıkabilecek bir gemi değildi fakat geminin kaptanlığına atanan İsmail Kaptan, Karadeniz’i iyi biliyordu. Kaptan ve Mustafa Kemal, planlar yapıp rotayı MAKRO VİZYON belirlediler. Gemi, yol boyunca batırılma tehlikesine karşı mümkün olabildiğince, kıyıya yakın bir mesafe izleyecekti. Gün geldi ve Mustafa Kemal ve 18 arkadaşını Samsun’a taşıyan Bandırma Vapuru, Karadeniz’in dalgalarında yolculuğa başladı. Vapur tüm çetin şartlara rağmen yolculuğunu tamamlayarak, 19 Mayıs 1919 sabahı Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarını Samsun’a ulaştırmayı başardı. Bandırma Vapuru, sadece Mustafa Kemal ve arkadaşlarını Samsun’a çıkarmamıştı. O, aynı zamanda, Samsun’dan tüm vatana yayılacak, bir 44 MAYIS-HAZİRAN 2011 milletin tarihini yeniden yazacak kurtuluş ruhunu Samsun’a taşımıştı. Mustafa Kemal ve arkadaşlarının Samsun’da başlattığı bu büyük-kurtuluş mücadelesi, kısa zamanda tüm vatanı saracak ve düşmanların İzmir’de denize dökülmesiyle sona erecekti. İstanbul’da Mustafa Kemal’in dediği gibi, geldikleri gibi gitmişlerdi. Atatürk Nutkunda, mücadelenin başlamasının ilk noktası olan bu tarihle ilgili şöyle der: “1919 yılı Mayısının 19’uncu günü Samsun’a çıktım. (...) Büyük savaşın uzun yılları zarfında millet yorgun ve yoksul durumda. (...) Ordunun: elinden silahları alınmış ve alınmakta: Anlaşma devletleri ateşkes hükümlerine uymayı gereksiz görüyorlar. Birer vesile ile her taraf işgal ediliyor. (...) Bu durum karşısında tek bir karar vardı: O da milli egemenliğe dayanan, kayıtsız, şartsız, bağımsız yeni bir Türk Devleti kurmak. Bu kararın dayandığı en güçlü düşünce ve mantık şu idi: Esas, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu esas ancak tam bağımsızlığa malik olmakla sağlanabilir.” 19 Mayıs 1919, kurtuluş meşalesinin yakıldığı gün, hürriyetin, bağımsızlığın diğer adıdır. Yurtta sulh, cihanda sulh denilmek için çıkılan yolun, ilk adımıdır. Mustafa Kemal Atatürk’ün gençlere armağanı, Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı’dır. n MAKRO GÜNCEL Maneviyat mevsimi başlıyor! Kandil geceleri İslam’ın mübarek saydığı kameri aylardan Recep, Şaban ve Ramazan ayları, bu yıl 3 Haziran tarihi itibariyle başlıyor. Recep ayında Regaip ve Miraç kandilleri, Şaban ayında Berat Kandili ve Ramazan ayında ise Kadir Gecesi olarak anılan mübarek geceler bulunuyor. Unutmayalım ki, Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.), bu aylarda daha çok ibadet eder ve hadislere göre: “Allah’ım! Recep ve Şabanı hakkımızda mübarek kıl, bizi Ramazana kavuştur” diye dua ederdi. Üç ayların değerini ifade eden bir önemli bir özellik, beş mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar içinde olmasıdır: Regaip gecesi, Recep ayının ilk cuma gece sine, Miraç gecesi, Recep ayının yirmi yedinci gece sine, Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gece sine, Kadir gecesi ise Ramazan ayının son günle rine denk gelir. Ayrıca Hz. Muhammed’in (S.A.V.), bir hadis-i şerifinde, “Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım ve Rama zan ümmetimin ayıdır” buyurduğu rivayet edilir. Recep ve Şaban ayları, rahmet ayı olan Rama zanı karşılayan aylardır ve Ramazan ayının müjdecisid ir. Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide insanî özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontr ol altına alınmasında rolü büyüktür. Recep ve Şaban aylarının feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaip, Miraç ve Berat gecelerinin rahmetinden istifade yolun u tutan bir kişi Ramazan ayında ise her türlü kötülükten kendini uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayre t eder. Nihayet Kadir Gecesinde yapacağı ibadet ve tevbe ile manevî hazza ulaşır. Bu nedenle özellikle, bu aylarda bol bol nama z kılmak, oruç tutmak, Kur’ân okumak ve dua etmek en uygun davranışlardır. Ülkemizde tarihten bugüne üç aylar sevgisi hep canlı olmuştur. İbn Batuta Anadolu’nun muhtelif merkezlerini ziyareti sırasında dinî hayatın çeşitli görünümlerini anlatırken cuma günleri, kandil geceleri, üç aylar ve bilhassa ramazan ayı gibi gün ve gecelerin nasıl büyük bir istek ve heyecanla değerlendirildiğini ortaya koyuyor. (İbn Batuta’yı Şaşırtan Misafirperverlik, Diyanet Aylık s. 122) Tarihte olduğu gibi bugün de toplumumuz yediden yetmişe üç aylar geldiğinde hayatına olumlu anlamda yeni bir yön vermek için çaba sarf ediyor. Üç aylar bu açıdan tam bir maneviyat mevsimi. En anlamlı manevi duyguların üç aylarda benliğimize MAKRO VİZYON dolmasıyla, âdeta tazeleniriz. Bu bakımdan üç aylar, ‘keşke’lerin geride bırakılıp yeni başlangıçların yapıldığı anlardır. Allah’a dua etmenin ve O’na iman etmenin en anlamlı olduğu aylardır. Mevlânâ’nın da dediği gibi: “O’ndan iste, başkasından bir şey umma. Suyu deryada ara, ırmakta değil. Başkasından da istesen ihsan eden Hakk’tır. Onun elini cömertliğe meylettiren de O’dur.” “Allah, mümin erkeklere ve mümin kadınlara, içinde ebedî kalmak üzere 46 MAYIS-HAZİRAN 2011 altından ırmaklar akan cennetler ve Adn cennetlerinde güzel meskenler vaat etti. Allah’ın rızası ise hepsinden büyüktür. İşte büyük kurtuluş da budur.” (Tevbe, 72) ayetinde vaat edilen büyük hedefe koşan kişi, Regaibi de, Beratı da Miracı da Kadir Gecesi’ni de bu yüksek ideal uğrunda değerlendirecektir. Başka zamanlarda istediğinden daha fazla bu gecelerde rızayı düşleyecek, rızaya eğilecek, başkalarının istifadesi için daha fedakâr olacaktır. n MAKRO SAĞLIK Bahar geldi. Güneş ışıklarıyla canlanan toprak, kış uykusundan uyanıp yeniden yeşile büründü. Ağaçlar renk renk çiçekler açtı, arılar ve böcekler çiçeklerden özler Beni bu güzel havalar mahvetti! toplamaya başladı. Rüzgarlarsa ılık ılık esip polenleri oraya buraya saçıyor. Genel olarak hepimiz için bu manzara muhteşemdir. Fakat bazı insanlar var ki onlar için tam bir kabus. Çünkü baharla birlikte bahar alerjileri ve bahar yorgunluğu adeta kış uykusundan uyanıyor. Bahar alerjisi nasıl oluşuyor? karıştırılan bu hastalık, önlem alınmazsa başka hastalıklara neden olabiliyor. Çünkü solunum yolunu izleyecek olan enfeksiyon, bronşlara kadar inebiliyor ve astım, sinüzit gibi daha ciddi hastalıklara yol açabiliyor. Bahar alerjisinin ilerlemesi durumunda ise kişilerde yorgunluk, asabiyet, iştahsızlık ve baş ağrısı görülüyor. Saman nezlesinden korunmanın ilk adımı, hastanın hangi polen alerjisinin olduğunun saptanmasıdır. Hastanelerde bu amaçla hızlı ve kolay Bahar aylarında havaya saçılan polenler, insanların havayı solumasıyla birlikte vücuda yerleşiyor. Bağışıklık sistemimiz dışarıdan gelen bu maddeyi düşmanmış gibi algılıyor ve karşı saldırıya geçiyor. Vücudumuz saldırı için histamin adlı bir salgı üretiyor. Bu salgı, burun, gözler ve solunum sistemindeki mukoza zarlarının iltihaplanmasına neden oluyor. Bunun sonucunda kişilerde sürekli hapşırma, burun akıntısı ve tıkanıklığı, kuru öksürük, gözlerde sulanma ve kaşıntı görülüyor. Polen alerjisinin sebep olduğu bu hastalığa halk arasında saman nezlesi de deniliyor. Çoğu zaman gribal enfeksiyonla MAKRO VİZYON 48 MAYIS-HAZİRAN 2011 uygulanan deri testlerinden, kimi zaman da kan testlerinden yararlanılıyor. Alerji yapan etken saptandığında, kişinin bundan olabildiğince uzaklaşması gerekiyor. Tedavide alerji önleyici ilaçlardan yararlanılıyor. Uygun kişilerde aşı tedavisi de hastalığın giderilmesine yardımcı oluyor. Polenlerden uzak durmak için… Diğer alerjenlere göre polenden kaçmak biraz daha zor. Yine de alınabilecek bazı tedbirlerle, kişinin maruz kaldığı polen D MAKRO SAĞLIK miktarı azaltılabilir. İşte size polenlerden korunabilmeniz için birkaç öneri: l İlk önce doktorunuza danışın. Hangi bitki polenine karşı alerjiniz olduğunu tespit edin. Her bitki, yılın belli döneminde çiçek açtığı için, öncesinde alerji tedavisine başlamanız iyi olacaktır. l Polen mevsiminde pencereleri kapalı tutmaya çalışın. İçeri dolan havayla birlikte evinizin içinde de polenler uçuşmaya başlayabilir. l Klima alırken, polen filtresi olan klimaları tercih edebilirsiniz. Polen filtrelerini de klimanın bakım dönemlerinde yıkamalı ya da değiştirmelisiniz. l Bahar aylarında tatile çıkmayı düşünenler, deniz kenarlarını tercih etmeliler. Deniz esintisinden dolayı havadaki polen miktarı azalır. l Polenlerin en fazla havada uçuştuğu saatler, 05.00 ile 16.00 arasındadır. Bu saatlerde mümkün olduğunca dışarı çıkmayın. l Gözünüzü ve saçlarınızı polenlerden korumak için şapka ve gözlük kullanın. l Polenler saç aralarında kalır. Bu yüzden her akşam saçlarınızı yıkamaya çalışın. l Yağmurlu havalarda polen sayısı azalır. Temiz MAKRO VİZYON Polen mevsiminde pencereleri kapalı tutmaya çalışın. İçeri dolan havayla birlikte evinizin içinde de polenler uçuşmaya başlayabilir. 50 MAYIS-HAZİRAN 2011 hava alabilmek için, yağmur sonrası yürüyüşleri tercih edin. l Alerjisi olduğu halde çiçeklerden vazgeçmeyen hanımlar, renkli süs bitkilerini tercih etmeli. Böcekler ile döllenen renkli süs bitkilerinin polenleri daha ağır olduğu için havada tutunamaz ve alerjiye yol açmaz. Bahar yorgunluğu nedir? Kışın soğuk ve güneşsiz günleri yavaş yavaş yerini baharın neşesine ve sıcaklığına terk ediyor. Bu hava ve mevsim değişikliği, ne yazık ki, insanın biyoritmini olumsuz etkiliyor. Bahar mevsiminde, havadaki elektrik yükü artıyor. Bu yük, havada bulunan pozitif ve negatif yüklü iyonlar aracılığıyla taşınıyor. İşte bu taşıma, iklim değişikliği dönemlerinde sıkça karşımıza çıkıyor. İnsanlarda yorgunluk belirtilerine ve hatta ruhsal sıkıntılara yol açıyor. Havadaki elektrik yükü özellikle büyük şehirlerde daha fazla. Bu duruma bir de hava kirliliği, sanayi atıkları ve trafik yoğunluğu eklenirse, kişilerdeki bahar yorgunluğu belirtileri daha da yoğun olarak yaşanıyor. Bahar ayının ve güneşin getirdiği rehavet duygusuna stres ve gerginlik duygusu da eklenince insanda mevcut olan birçok hastalık da negatif olarak etkileniyor. D MAKRO SAĞLIK Bahar yorgunluğuna karşı alınabilecek önlemler Bahar yorgunluğunda, esas sebepleri iyi belirleyip ona karşı önlem almak gerekiyor. Yorgunluk yaşayan kişilerde, durumu tetikleyici hastalıklar tespit edilirse, onları önleyici tedaviye başvuruluyor. Bu tedavide, B ve C vitaminlerinden, magnezyum, potasyum ve çinko desteğinden faydalanılıyor. Gevşeme egzersizleri de iyi bir yöntem. Bahar yorgunluğu yaşayan kişiler, meyve ve sebze ağırlıklı beslenmeye önem vermeli ve günlük içilen su miktarını 3 litre civarında tutmalı. Ayrıca stresin azaltılması ve sigara, alkol ve kafeinden uzak durmak da çok önemli. Bahar yorgunluğunun nedenleri l Beslenme alışkanlığı bozuklukları. l Besinlerle yeterli miktarda vitamin ve mineral alınmaması. l Tembel bir yaşam biçimi. l Tiroid bezinin çalışma düzensizlikleri. l Birçok enfeksiyon hastalığı, yorgunluk belirtilerini arttırıyor. l Tansiyonda sık sık inip çıkmalar, kan şekeri düşmeleri, gürültülü ortamlar, fazla sıcak ya da soğuk ortamlar, stresli iş ortamı, kirli hava gibi durumlar da yorgunluğa yol açıyor. l Fazla kafein, yoğun sigara kullanımı, aşırı alkol ve madde alışkanlıkları da yorgunluk tetikleyen durumlar arasında yer alıyor. Bahar mevsiminde mide ve oniki parmak ülseri olanlarda hastalık nüksleri daha çok görülüyor. Bağırsaklarda gaz, kabızlık ve ishal gibi düzensiz bağırsak hareketlerini beraberinde taşıyan, hassas bağırsak sendromu diye Bahar yorgunluğunun kişiye etkileri adlandırılan duruma l Özellikle sabahları daha yoğun olan baş ağrıları. l Yorgunlukla birlikte rastlanıyor. MAKRO VİZYON 52 MAYIS-HAZİRAN 2011 konsantrasyon bozukluğu, neşesizlik, aşırı sinirlilik, hafıza zayıflaması ve uyku bozuklukları. l Kas ağrıları, omuz, sırt ve boyun ağrıları. l Stres ve ruhsal gerginliğe bağlı olarak bağırsak ve mide rahatsızlıkları. Bahar mevsiminde mide ve oniki parmak ülseri olanlarda hastalık nüksleri daha çok görülüyor. Bağırsaklarda gaz, kabızlık ve ishal gibi düzensiz bağırsak hareketlerini beraberinde taşıyan, hassas bağırsak sendromu diye adlandırılan duruma rastlanıyor. l Uyku ritmi bozukluğu, uykuya dalma güçlüğü, bazen de aşırı uyuklama hali. n MAKRO EĞİTİM HAYAT Boyu Öğrenme Özgül Aybek Eğitim Koordinatörü Hayat Eğitim Kurumları Bilginin hızla eskidiği bu dinamik çağda çok şey öğrenmek değil, yaşam boyu öğrenme önem kazanmaya başlamıştır. Öğrenmenin durması, gelişmenin ve hayatın durması anlamına gelir. Lindeman “Eğitim, yaşamdır” derken, kullandığı iki kelimeyle çok şey anlatır. Yaşamın tamamının öğrenme olduğunu ve yaşam sürdükçe öğrenmenin de devam edeceğini, dolayısıyla bir son noktasının olamayacağını vurgular. Bilgi ağlarının çevremizi kuşattığı çağımızda, bilgiye ulaşmanın kolay olduğu kadar ulaşılan bilginin de aynı hızla eskimesi söz konusudur. Dolayısıyla doğru bilgiye en hızlı nasıl ulaşılacağını öğrenmek, bilgiyi sürekli güncelleyerek beceri ile birleştirebilmek daha çok önem kazanmaktadır. Bu durum, hayat boyu öğrenmeyi zorunlu kılmakta, okulların ve öğretmenlerin rollerini değiştirmektedir. Okullar artık ‘bilgi yükleme merkezleri’, öğretmenler de ‘bilgi yükleyen kişiler’ olmadıklarını bilmelidirler. Eğitim kurumlarının misyonu, hayat boyu öğrenmenin öneminin zihinlerde kalıcı olarak yerleşmesini sağlamak, kendi kendine öğrenme özgüveni ve öğrendiğini üretime dönüştürülebilme becerisini kazandırmak olmalıdır. Amerika’dan başlayarak tüm dünyaya yayılan son küresel ekonomik kriz göstermiştir ki, krizin nedeni ekonomik değil ahlakîdir. Bu nedenle artık MAKRO VİZYON Eğitim kurumlarının misyonu, hayat boyu öğrenmenin öneminin zihinlerde kalıcı olarak yerleşmesini sağlamak, kendi kendine öğrenme özgüveni ve öğrendiğini üretime dönüştürülebilme becerisini kazandırmak olmalıdır. 54 MAYIS-HAZİRAN 2011 eğitim bilimciler, sosyologlar hatta ekonomik ve siyasî çevreler, sadece meslekî eğitimin değil aynı zamanda ahlakî gelişimin de önemli olduğunu vurgulamaktadırlar. Kurumlar ve işverenler, sahip olduğu sorumlulukları hileye başvurmadan sonuna kadar yerine getiren, güvenilir, girişimci, sosyal, potansiyel sahibi, performansı ve iç motivasyonu yüksek, kendine güvenen bireylere ihtiyaç duymaktadır. İş hayatında aranan bu insan modeli, hem sosyal çevrelerce kabul görecek hem de özel yaşamında arzulanacak insan modelidir. Günümüz toplumunun en acil ihtiyacı olan “karakter sahibi bireyler”, Hayat Eğitim Kurumları olarak uygulamakta olduğumuz ‘Karakter Gelişim bilgisiyle ne yapabileceğini bilen, düşünen, üreten kişilere ihtiyaç duyulmaktadır. Artık diplomalar değil, bilgiyi hizmete dönüştürebilen, beceri ve yetenek sahibi, öğrendiklerine ekonomik değer katabilen bireyler talep görecektir. Sınava dayalı sistemin dişlileri arasında kaybolmaya yüz tutan yüz binlerce öğrencinin, çoktan seçmeli soruları cevaplamada başarılı olmasına karşılık yorum yapma, okuduğunu anlama, bir olayı analiz etme, düşündüklerini ifade etme, ulusal ve uluslararası projeler üretmede ne ölçüde başarılı olduğu tartışılır. Kurum olarak okuma alışkanlığını yerleştirme, güçlendirme konusunda ısrarlı olmamızın ve ilk üç yıl için belirlediğimiz politikanın da temelinde topluma, okuyan, düşünen, sorgulayan, özgün ve yerel yaklaşımlar sergileyen bireyler kazandırma çabası yatmaktadır. Öğretmenlerimizin temel hedefi de öğrencilerimizde hayat boyu öğrenme arzusu ve merakı uyandırmaktır. İnsan, düşünebilen, sosyal, değişen, gelişen, hayal eden bir varlıktır. İnsan, hayalleri kadar büyüktür ve hayal ettiği sürece yaşar. Einstein, “Hayal etmek, bilgiden daha önemlidir” der. İçinde yaşadığımız çağın teknolojisi de önce hayal etmekle başlamamış mıydı? HAYAT, öğrencilerine hayal dünyasının kapılarını ardına kadar açar, o kapıdan cesurca girmeleri için onları cesaretlendirir. Hayat boyu öğrenme bilincine sahip bireylerin okul başarısı, aile başarısı, iş başarısı, hayat başarısı da yüksek olacaktır. HAYAT, öğrencisini en az bir spor dalı ile meşgul olmaya, en az bir MAKRO VİZYON Sınava dayalı sistemin dişlileri arasında kaybolmaya yüz tutan yüz binlerce öğrencinin, çoktan seçmeli soruları cevaplamada başarılı olmasına karşılık yorum yapma, okuduğunu anlama, bir olayı analiz etme, düşündüklerini ifade etme, ulusal ve uluslararası projeler üretmede ne ölçüde başarılı olduğu tartışılır. 55 MAYIS-HAZİRAN 2011 enstrüman çalmaya, yaşadığı çevreyi tanımaya, ülkemizin en az 5 tarihi mekanını gezmeye, her yıl okul genelinde en az bir projede ya da etkinlikte görev almaya yönlendirir. Çünkü bütün bu sosyal aktiviteler, ders zamanlarından daha etkili, doğal ve kalıcı öğrenme ortamlarıdır. Bizimle birlikte oldukları yıllar süresince, kendisiyle barışık, mutlu, okula severek gelen, sosyal ve girişimci olan çocuklarımız, isteriz ki, hayatları boyunca da bu hallerinden bir şey kaybetmesinler. Sürekli öğrenen, dinamik bir yapı olan Hayat Eğitim Kurumları’nın başarısının sırrı, “Kendisine sunulan Hayat’ı sevgi ile kucaklayıp aklı ile yorumlayan bireyler yetiştirmek” misyonumuzun bize verdiği güç ve motivasyondur. Kurum olarak bizi başarıya taşıyan en gelişmiş özelliklerimiz ise; hayal gücümüzün aktif olması, girişimci ve yenilikçi olmamızdır. “Yapılırken heyecan duyulmayan işler başarılamaz.” (Emerson) Biz, yaptığımız işten heyecan duyuyoruz. n MAKRO EĞİTİM Programı’nın hedeflediği insan modelidir. Eğitimciler ve ebeveynler olarak gözlemlemekte olduğumuz, küresel etkileşimin çocuklarımız üzerindeki en yaygın sonuçları; doyumsuzluk, mutlu olamama, başladığı bir işi bitirememe, ilgisizlik, kararsızlık, özenti, umursamama, sorumluluk almaktan kaçınmadır. Gençler arasında madde bağımlılığı, suça yönelme, şiddet eğilimi, zorbalık, vicdan zafiyeti, hukuka riayetsizlik, kendine veya başkalarına zarar verici eylemlerin artması, karakter gelişiminin önemine dikkatleri çekmektedir. Bu açıdan bakıldığında karakter gelişimi; öğrencilerin, sorumluluklarını taşıyabilecekleri “uygun” seçimler yapabilmelerine imkân sağlayan bilgi, beceri ve yeteneklerinin geliştirilmesi demektir. Hayat Eğitim Kurumları, Karakter Gelişim Okulu (KGO) uygulamaları ile yaşamı bir bütün olarak algılayan, bireysel ve sosyal sorumluluklarının farkında olan ve bunları yerine getirebilen, kendini yönetebilen, ahlakî, kültürel ve sosyal değerleri benimseyen, bu değerlerin yerleşmesinde model olabilen bireyler yetiştirmek için okul, aile ve sosyal çevre ile işbirliği sürecini bütünlemektedir. Hayat Eğitim Kurumları’nın eğitim anlayışında esas olan, çocuklara, ezberletme ve bilgi yükleme yerine onları düşünmeye ve sorgulamaya, sadece öğrenmelerini sağlamak yerine, öğrendikleri bilgiyi kullanmaya yönlendirmektir. Ezbercilik; neyi, ne için öğrendiğini ve nerede, ne işe yarayacağını bilmemektir. Günümüz dünyasında çok şey ezberleyip bilgisiyle ne yapacağını bilmeyene değil, MAKRO MARKA Dünden bugüne 30. yıl... 30 yıldır sofraların zenginliği, Türkiye’nin gıda devi ve öncü firması Yayla Bakliyat ile geliyor Türkiye bakliyat sektörünün duayen firmalarından Yayla Bakliyat, 80’li yıllardan bugüne bilgi birikimi ve deneyimlerini tüketicisi için gerçeğe dönüştüren köklü firmalardan biri. Yayla, 68 distribütör ağı ile 81 ilde 23.600 noktaya hizmet götürüyor, en kaliteli ve hijyenik ürünleri müşterisiyle buluşturuyor. Gıda Kodeksi TSE-ISO 9000 ve 22000 belgeleri, 125.000 ton yıllık üretim kapasitesi, Ankara Saray’daki 35.000 metrekarelik üretim tesisi ile Yayla Bakliyat, Trakya bölge ve Çankırı bölgedeki fabrikalarıyla ülkemizdeki çeltik üretimi ve çeltik arazisi ıslah çalışmalarıyla da ülke ekonomisine büyük katkılar sağlıyor. Pirinç, bulgur, mercimek ve fasulye gibi bakliyat ürünlerinin yanı sıra şeker üretimi de bulunan markanın en birincil hedefi, en iyi ve kaliteli ürünü, Türkiye’nin dört bir yanındaki tüketicisi ile buluşturmak. Türkiye’nin öncü devi... Kendi alanında ilklere de sahip olan Yayla Bakliyat’ın, paketleme için Erdal Akdemir 35.000 metrekare alanı bulunuyor. Ayrıca 68 distribütor ağı ve 81 ilde hizmet servisiyle de yine sektöründe öncülerden. 23.600 noktada satışı bulunan Yayla Bakliyat, 10’dan fazla firmaya özel üretim yapıyor. Sektöre büyük yatırımlar yapan Yayla Bakliyat’ın Mersin’de açmayı planladığı fabrikasının Haziran ayında faaliyete geçmesi bekleniyor. Yayla Bakliyat, 2011 yılında da sektörü zenginleştirmeye devam edecek. Gıda hijyeni konusunda özellikle imtina göstererek bunun için gerekli her türlü Ar-Ge çalışmasını hayata geçiren MAKRO VİZYON Yayla Bakliyat’ın İpsala, Çankırı, Mersin ve Ankara’da fabrikaları bulunuyor. Artık trend, sağlıklı yaşamak... Sağlıklı bir yaşam sürdürebilmek için dengeli ve sağlıklı beslenmenin, gün geçtikte daha fazla önem kazanmasıyla gıda üreticileri de maksimum özenle gerekli önlemleri almaya başladı. Yayla Bakliyat Pazarlama Müdürü Erdal Akdemir, bakliyatın son yıllarda sofralarımızdaki önemini yitirmesinin ardından insanların sağlıklı beslenme alışkanlıklarından 56 MAYIS-HAZİRAN 2011 vazgeçtiğini söyledi. Akdemir ayrıca, hızlı tüketim gıdalarına yönelim ve sofra kültürümüze ait değerlerimizin unutulması sebebiyle bu tür sıkıntıların baş gösterdiğine dikkat çekiyor. Baklagillerden alınan bitkisel protein, günlük alınması gereken protein miktarında önemli bir yer tutuyor. Tüm dünyanın severek tükettiği, son derece besleyici olan bakliyatın her tanesi, gerçek bir protein deposu… Bu besinlerin bileşiminde B vitamini kompleksi ve E vitamini de bulunuyor. Bakliyat ürünlerinin beslenmedeki öneminin herkese anlatılması gerektiğini ifade eden Erdal Akdemir, özellikle ebeveynleri, çocukların gelişiminde bakliyat ürünlerinden mahrum bırakmamaları ve beslenme alışkanlıklarında kalıcı bir yer edinmeleri konusunda özenli olmaya davet ediyor. Tamamı katkısız ve sağlıklı ürün üretiminde lider Bakliyat ürünleri sofralarımızın baş tacı ve mutfak kültürümüzde önemli yere sahip. Bunu çok iyi bilen Yayla Bakliyat, en kaliteli bakliyat ürünlerini kullanarak insanların hayatını kolaylaştıracak, tamamen katkısız ve çok sağlıklı bakliyat ürünlerini tüketicileriyle buluşturuyor. Ayrıntılı bilgi için www.yaylabakliyat.com.tr adresi ziyaret edilebilir. n MAKRO RÖPORTAJ Karadeniz Bölgemizin ilk hedefi, 30 mağaza konuma getirildi. Öncelikli hedefimiz, Samsun için değerli ve uygun alanlarda mağazalar açarak müşterilerimize rahat ve huzurlu ortamlarda kaliteyi ucuza alma imkanı sağlamak. Müşteri memnuniyetini ön planda tutarak kaliteli ürünleri bol çeşitlilikle birlikte piyasa şartlarında satmak ve temizlik kalitemizi arttırarak müşterilerimizin daha temiz ve huzurlu bir ortamda alışveriş yapmalarını sağlamak öncelikli hedeflerimiz arasında bulunuyor. Her birim kendi alanında müşteri odaklı çalışmayı ön planda tutuyor ve beklenti ve taleplere cevap vermeyi hedef ediniyor. Makro Market, Karadeniz Bölgesi’nde büyümeye devam ederken her şeyden önce müşteri odaklı çalışmayı göz önünde bulunduruyor. Çalışma prensibimizin temel amacı, “hep ucuz hep kaliteli” hizmet anlayışı çerçevesinde ilerleyerek Karadeniz halkını hak ettiği hizmet anlayışıyla tanıştırmak. Hacı Osman Songör 2008 yılından bugüne Karadeniz’deki çalışmalarına yoğun olarak devam eden Makro, Samsun Bölge Müdürlüğü’nün çalışmalarıyla, bu yılın sonuna kadar bölgede 30 mağazaya ulaşmayı hedefliyor. Makro’nun Karadeniz’deki durumu ve hedefleri üzerine Samsun Bölge Müdürü Hacı Osman Songör ile bir röportaj gerçekleştirdik. Bize Makro Market’in Samsun’daki yapılanmasından bahseder misiniz? 2008 yılında satın alımı yapılarak bir mağaza ile Samsun’daki serüvenine başlayan Makro Market, 2009 yılında yoğun bir çalışma ile alt yapısını güçlendirdi ve Samsun’daki mağaza sayısını, 2010 yılında 11’e çıkardı. 2011 yılı başlarından itibaren 13 mağaza ile Samsun halkına hizmet veriyoruz. 4 mağazamızda da şantiye çalışması devam ediyor. Samsun Bölge Müdürlüğü Makro Market’in Karadeniz Bölgesi’ndeki büyümesi için neler yapıyor? Samsun Bölge Müdürlüğü, bölge depo, hal depo ve et depo birimleri oluşturularak mağazalara eksiksiz hizmet verecek MAKRO VİZYON Makro Market’in Samsun Bölge Müdürlüğü, gerçekleştirilen yatırımlarla her geçen gün büyüyor. İleriye dönük yatırım 58 MAYIS-HAZİRAN 2011 hedefleriniz hakkında bilgi verir misiniz? 2011 yılı sonunda, 30 mağazaya ulaşarak Karadeniz halkını “hep ucuz hep kaliteli” hizmet anlayışıyla tanıştırmayı hedef edindik. “Makro kaliteli ve mikro fiyatlı alışveriş, ayrıcalık değil herkesin hakkıdır” mantığıyla Karadeniz Bölgesi’nde yol almaya devam ediyoruz. Karadenizli müşterilerimize, Anadolu’nun yerli markası Makro Market mağazalarında “hep ucuz hep kaliteli hizmet” anlayışını uygulayarak makro kaliteyi mikro fiyatlarla buluşturarak, yolumuzda emin adımlarla ilerliyoruz. Karadeniz Bölgesi’ndeki büyüme hedefleriniz nelerdir? 2011 yılı hedeflerinizi gerçekleştirmek için ne gibi çalışmalar yürütüyorsunuz. Hedeflerimizi şöyle sıralayabilirim: l Her kesime hitap eden sürekli ve güncel kampanyalar düzenlemek. l Müşteri ilişkileri yönetimini ön planda tutmak. l İndirim, kampanya ve promosyon dışında, aktivite ve etkinlik içerikli çalışmalarla da müşterilerimize hitap etmek. l 2011 yılı sonunda toplamda 30 mağaza ile Karadeniz’in Makro Market gelişim atağını başlatmak. n MAKRO BESLENME Sağlıklı olmak, kilo vermek ve mutlu olmak için doğru ve dengeli beslenmenin önemini artık hepimiz biliyoruz. Ancak bu konuda kulaktan kulağa dolaşan o kadar çok bilgi var ki, hangisinin doğru, hangisinin yanlış olduğu çoğu zaman birbirine karışıyor. Konu beslenme olunca, duyduklarınızın hepsine inanmayın, çünkü bu konuda söylenenlerin pek çoğu aslında birer hurafeden ibaret. Bunlar arasında en çok karşılaşılanları sizin için derledik. İşte beslenme ve kilo vermeyle ilgili doğru bildiğimiz yanlışlar. DOĞRU MU? YANLIŞ MI? Balık ve yoğurt beraber yenirse zehirlenme olur Bu durum bayat balıklar için geçerlidir. Tazeliğini yitiren balıkta “histamin” adında bir proteinin miktarı artıyor ve bu madde aynı zamanda yoğurtta da bulunan bir madde. Aynı öğünde her ikisi de tüketildiğinde, vücuttaki histamin miktarı arttığı için bu durum, özellikle alerjik durumu olan kişilerde kötü sonuçlar doğurabiliyor. Ancak zaten bayat balık, yanında yoğurt yense de yenmese de zehirlenmeye neden olur. O nedenle, tüm besinlerimizi taze olarak tüketmeli, tazeliğinden şüphe ettiğimiz besinleri yememeliyiz. Karbonhidratın önemi İnsanların yaptığı en önemli hatalardan biri, kilo aldırdığını düşündükleri için vücuda yeterli miktarda karbonhidrat vermemeleri. Diyete başladığı zaman ekmek, pilav, makarna, patates, mısır gibi besinleri kesen kişilerin metabolizması ihtiyacı olan or. karbonhidratı önce kandan almaya çalışıy Glikoz oranı düştüğünde kan şekeri de paralelinde düşmeye başlıyor. Sonrasında vücut, kas içerisindeki karbonhidratları bı kullanmaya başlıyor ve bu durum, kas kay anlamına geliyor. Bu sırada vücut, kasla ette beraber su kaybına da uğruyor. Yani diy ucu karbonhidratı kesen kimse, tartıdaki son görünce kilo verdiği yanılgısına düşüyor r. ancak vücut yağ değil su ve kas kaybediyo MAKRO VİZYON Karbonhidratlarla proteinleri karıştırmamak gerekir İşte bu, pek mümkün değil. Örneğin, bir süt kutusunun üzerindeki etiket bilgilerine bakacak olursanız, içerisinde hem karbonhidrat hem de protein olduğunu görürsünüz. Aynı şey, yoğurt için de geçerlidir. Hatta karbonhidrat diye bildiğimiz pirinç ve makarna paketlerinin üzerindeki etiket bilgisini incelediğimizde protein de içerdiklerine tanık oluruz. Onun için dikkat etmemiz gereken, karbonhidrat ya da protein tüketmek ya da tüketmemek değil, “dengeli” bir şekilde hepsini tüketmek olmalı.D 60 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO BESLENME Her türlü hareket ve sporun zayıflatması Protein ağırlıklı diyetler doğru değil mi? Vücudun egzersiz ve sporla kilo vermesi için yağ yakma formuna geçmesi gerekiyor. Ve bu da ancak haftada 5 gün düzenli egzersizle gerçekleşiyor. Çoğu zaman 2 saat sürekli mekik hareketi yerine uygun nabızla 45-60 dakika bir yürüyüş, istenilen sonuçlara ulaşmakta daha faydalı olur. ırdığı doğrudur Proteinin vücut mekanizmasını hızland ını eksiltiyor ve ancak sürekli protein almak kas dokular usuyla dok su kaybına neden oluyor. Bir gram kas dana geliyor. beraber, yaklaşık 2,7 gram su kaybı mey düşürüyor. Yağsız doku kitlesi kaybı, metabolik hızı iklerini İnsanlar tartıya çıktığı zaman, kilo verd ığı için diyet şlad zannediyor ancak metabolizma yava . Nasıl ki, hiç sonrasında hızlı bir şekilde kilo alınıyor amen karbonhidrat almamak doğru değilse, tam ldir. deği proteinle beslenmek de doğru Sabahları aç karnına içilen limonlu sıcak su yağ yakıcıdır Aç kalmak zayıflatır mı? Vücudun kilo almasına neden olan en önemli etkenlerden biri, onu bütün gün aç bırakıp sadece akşamları yemek yemektir. Çünkü yaklaşık 20 saat aç kalan vücut, bu durumun devam edeceğini düşünüyor ve savaşa hazırlanır gibi yediklerini depolamaya başlıyor. Bu 4 saat içerisinde gelen besinler, yağ olarak depolanıyor. Bu konuda diyetisyenlerin tavsiyesi, vücudu asla uzun süre aç bırakmamak ve mutlaka her 3-4 saatte bir, bir şeyler tüketmektir. Halk arasında inanılan bir başka yanlış da sabahları veya yemek öncesinde aç karnına limonlu sıcak su içmenin vücuttaki yağları erittiğidir. Suyun veya içine katılacak limon, soda gibi maddelerin ve bitki çaylarının yağları eritmek, yok etmek gibi bir etkisi yoktur. Ancak sabahları aç karnına içilen, vücut ısısına yakın sıcaklıktaki bir su, metabolizmayı canlandırır ve hızlandırır. Kepekli ürünlerin kalorisi düşük mü? Hemen hemen hiçbir ürünün kepekli alternatifi normal çeşidinden daha düşük enerji içermez. Hatta bazı kepekli ürünlerin enerjisi, normallerine göre daha fazladır. Bir ürünün kepekli olması, onun lif içerdiğinin kanıtıdır. Şeker, kolesterol ve tansiyon seviyelerini dengelediği, doygunluk ve tokluk hissi verdiği, dışkılama sayısını ve miktarını arttırdığı için kepekli ürünler daha sağlıklıdır ve tüketilmesi önerilir. n MAKRO VİZYON 62 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO GÜNDEM RadyasyonDAN korunmak için... dünyayı Yakın zaman önce Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami felaketleri tüm unuttuğu bir gerçekle bir kere daha yüz yüze getirdi. 20. yüzyılın ilk büyük bağlı nükleer kazası olan, 1986 yılının Nisan ayında Ukrayna’nın Kiev iline hala o bugün Hatta Çernobil kentindeki facianın izleri günümüze kadar ulaştı. ise lerde facia yüzünden kanserden hayatını kaybeden binlerce insan var. Bugün dünya yeni bir tehditle boğuşuyor. Japonya’da meydana gelen tsunaminin mamız ardından santrallerde oluşan radyasyon sızıntısı, radyasyondan nasıl korun gerektiği sorusunu da gündeme getiriyor. Japonya’daki tsunami felaketinin ardından Fukuşuma 1 Nükleer Santralinde meydana gelen sızıntının boyutları Çernobil ile eşdeğer tutuluyor. Tüm dünya alarmda. İyot hapları yok satıyor. Peki, bugüne kadar hayatımızda radyasyon hiç mi yoktu? Son yıllarda artan kanser vakalarının gelişen teknolojiyle hiç mi ilgisi yok? Günde kaç saatinizi bilgisayar başında geçirdiğinizi bir düşünün... Ya da hiçbir şey yapmıyor olsanız bile en azından akşamları bir saat televizyon izliyorsunuzdur. Peki ya cep telefonunuz da mı yok? Elbette nükleer santral sızıntısı gibi tehlikeli olamaz ancak yine de gün içinde radyoaktif dalgalarla iç içe yaşadığımızı da unutmamak ve en azından çocuklarımızı korumak adına bazı önlemlerden haberdar olmak gerekiyor. Tabi rahatımızdan da birazcık vazgeçmek... Elektromanyetik alanlara maruz kalıyoruz etkilenilmesinin sonucu ise psikolojik rahatsızlıklar, üreme ve görme fonksiyonlarında olumsuzluklar, bağışıklık sisteminde zayıflama olabiliyor. Bu nedenle bu kadar çok radyasyona maruz kaldığımız günümüz D Hepimiz evimizdeki teknolojik cihazlar nedeniyle elektromanyetik alanlara maruz kalıyoruz. Bu alanların oluşturduğu radyasyondan uzun süreli MAKRO VİZYON 64 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO GÜNDEM dünyasında, ilk etapta bağışıklık sistemimizi kuvvetlendirmemiz gerekiyor. Sağlıklı bir yaşam için, sağlıklı beslenmeli ve yaşam alanlarımızdaki kaliteyi de yükseltmeliyiz. Teknolojiye sınır... Şimdilerde internet hemen hemen herkesin evinde var. Hatta öyle ki pek çoğumuz artık kablosuz internet kullanıyor. İlk olarak kablosuz internet kullanımından vazgeçmelisiniz ve varsa mikrodalga fırın kullanımını en aza indirmelisiniz. Eğer sık sık kullanıyorsanız çalıştığı süre boyunca mutfakta bulunmamanızda fayda var. Özellikle de çocuklarınızı mutfaktan mutlaka uzak tutun. Eğer tüplü televizyon sahibiyseniz arkasının yaşam alanınıza dönük olmamasına özen gösterin. Bugün artık daha çok tercih edilen LCD televizyonlar, tüplü ve plazma televizyonlara oranla daha az elektromanyetik alan oluşturuyor. Gece uyurken asla televizyonu açık bırakmayın. oluyor. “Yapacak bir şey yok, bilgisayarsız yaşayamam” diyorsanız, en azından LCD ekran kullanın. Uzmanlar bir günde cep telefonu ile görüşme süresinin Sarı ışık yakın “bir saat ile sınırlı Evlerde radyasyon oranını azaltmanın bir diğer önemli yöntemi ise sarı ışık yayan ampulleri kullanmak. Flüoresanların yerine sarı ışık yayan ampulleri kullanmayı tercih edin. Böylelikle her gün biraz daha az radyasyon almış olursunuz ve çocuklarınızı da radyasyonun olumsuz etkilerinden bir nebze de olsa korumayı başarabilirsiniz. olması” gerektiğini savunuyor. Hatta mümkünse daha da az olmalı. Bilgisayar önemli, ama... Bilgisayarlar artık hayatımızın önemli bir parçası sayılıyor. Hele öğrenciysek ya da çalışıyorsak... Ancak bu durum, her gün uzun bir süremizi bilgisayar ekranı karşısında geçirmemize neden oluyor. Bu da daha çok radyoaktif dalgaya maruz kalmamıza neden Cep telefonu beyni pişiriyor Cep telefonu günümüz dünyasında büyük kolaylık. Artık haberleşmek, özlediğimizde sevdiklerimizin sesini duymak birkaç tuş kadar uzağımızda. Pek çok MAKRO VİZYON 66 MAYIS-HAZİRAN 2011 önemli işimizi cep telefonuyla çabucak halledebiliyor, acil durumlarda zor anlar yaşamıyoruz. Ancak en fazla radyasyonu da cep telefonundan alıyoruz. Uzmanlar bir günde cep telefonu ile görüşme süresinin “bir saat ile sınırlı olması” gerektiğini savunuyor. Hatta mümkünse daha da az olmalı. 16 yaşından küçüklerin beyin gelişimi devam ediyor. Beynin sıvı yoğunluğu yetişkinlere oranla daha fazla olduğu için elektromanyetik alan iletkenlikleri daha çok. Bu nedenle de 16 yaşından küçükse çocuğunuzun cep telefonu kullanımını mutlaka sınırlandırın. Tıbbi görüntüleme merkezlerinde de yoğun olarak radyasyona maruz kalındığını aklınızın bir kenarında tutun ve zorunlu olmadıkça bu tip yerlerde bulunmaktan kaçının. n MAKRO KONUK Yiğit Özşener EN ÇOK SEVİLEN KÖTÜ ADAM Son zamanların en aktif ve yetenekli oyuncularından biri Yiğit Özşener. Her pazartesi günü pek çok insanı televizyon karşısına geçiren Ezel’in kötü adamı Cengiz, o. Ayrıca 2011 yılının en iyi Türk filmlerinden olan Aşk Tesadüfleri Sever ve Kaybedenler Kulübü’nde de izledik Yiğit Özşener’i. Aşk Tesadüfleri Sever’in ‘Burak’ı, Kaybedenler Kulübü’nün ‘Mete’si Özşener, Makro Vizyon’un konuğu… Yiğit Özşener İzmir doğumlu. Aslında oyunculuğa başlaması da oldukça farklı bir yoldan olmuş. Üniversite okumak için İzmir’den İstanbul’a gelen Şener’in oyunculuk serüveni İstanbul’da Studio Oyuncuları Topluluğu’nda başlıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği’nden 1996 yılında mezun olan Özşener, 1997- 1999 yılları arasında Koç Üniversitesi’nde İşletme master’ı yaptı. 1994 yılında Studio Oyuncuları Topluluğu’nda eğitim almaya başladı ve 2001 yılına kadar bu topluluğun çeşitli oyunlarında yer aldı. 1995’te Şahika Tekand’ın yazıp yönettiği “Gergadanlaşma” ile profesyonel olarak oyunculuğa başladı. Bu oyunla, Bulgaristan ve Makedonya’da gerçekleştirilen festivallere katıldı. Ardından sırasıyla, Harold Pinter’in yazdığı “Gitgel Dolap”, Şahika Tekand’ın yazıp MAKRO VİZYON 68 yönettiği “Oyuncu” gibi oyunlarda yer aldı. 2000 yılında Delphi’de gerçekleştirilen 10. Antik Oyunlar Festivali’nde, Thedoros Terzopoulos’un yönettiği “Herakles” üçlemesinde oynadı. 2001 yılında Studio Oyuncuları’nın “Gergedanlaşma” oyununda tekrar yer aldı. 2006 yılı Dünya Tiyatro Olimpiyatları bünyesinde Türk-Yunan ortak yapımı Thedoros Terzopoulos yönetiminde “Persler” proj esinde oyunculuk yaptı. 2008-2009 sezonunda Kerem Kurdoğlu’nun Kafka’nin “Dava”sından yola çıkarak MAYIS-HAZİRAN 2011 yazdığı “İstanbul’da Bir Dava” adlı oyunda oynadı. 2009 yılında tekrar Studio Oyuncuları ile çalışmaya başladı ve Şahika Tekand’ın yazıp yönettiği Evridike’nin Çığlığı’nda oyunculuk yaptı. Tiyatro dışında reklam filmleri, sinema ve TV dizilerinde oynadı. Biz onu ilk olarak Turkcell reklamlarında görüp “Özgür Çocuk” olarak tanıdık ve Yiğit Özşener, o günden bugüne hem televizyon ekranlarında hem de sinema filmlerinde birbirinden farklı rollerle karşımıza çıkıyor. Yıldız Teknik Üniversitesi Elektronik ve Haberleşme Mühendisliği’ni bitirmişsiniz. Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz? Her fırsatta ortaya atılan, girişken çocuklardan olmadım hiçbir zaman. Üniversitede, mühendislik popüler olduğu için bu bölümü seçtim. Okul başlayınca da sosyalleşmek için tiyatro kulübüne girdim. Oyunculuk o noktaya kadar aklımdan geçmemişti. Baktım ki bu işi hobi D MAKRO KONUK deneyim. Kimseye “Neden iyi adamı oynuyorsun?” diye sorulmaz, hep “Neden kötü adamsın?” sorulur. Zaten bu kötü adamlığa bir süre, sinema filmleri sayesinde ara verdim. “Aşk Tesadüfleri Sever”de de, “Kaybedenler Kulübü”nde de kalbi kırılan iyi adamı oynadım. olarak yapmak beni kesmeyecek, Şahika Tekand’ın Stüdyo Oyuncuları’na katıldım. Pek çok tiyatro oyununda oynadım ama tanınmamı televizyon reklamına borçluyum; Özgür Çocuk. O dönemler dizi gibi devam eden, karakterlerini yaratan reklamlar yoktu. Özgür Kız ve Özgür Çocuk bu yüzden olay olmuştu. Ezel gibi popüler ve sıra dışı bir dizide kötü karakteri canlandırıyorsunuz. Sokakta nasıl tepkiler geliyor; ters davrananlar oluyor mu? Ben öyle olmasını bekliyordum, Türk halkı kötü adamlara tepki verir. Ama olmadı. Cengiz seviliyor çünkü çok gerçek bir karakter, süslenmiş biri değil. Pelerini de yok, kahraman olmaya çalışmıyor. Enteresan bir şekilde çocuklar da seviyor onu. Mesela yazın sahilde bir çocuk elleri deniz kabuğu dolu yanıma geldi. oynuyorsunuz. “Bu rol üzerime yapışır” gibi bir endişeniz var mı? Öyle bir endişem yok. Kötü adamı oynayabileceğimi düşünüp bana teklif edenlere teşekkür ederim. Bu insanı geliştiren bir “Cengiz Abği” dedi, “Bunları senin için topladım. Denize beraber atlayalım mı?” Ben de “Tabii. Hadi koş atlayalım.” Ezel oldukça farklı bir dizi. Senaryoyu ilk okuduğunuzda siz ne düşünmüştünüz? “Ezel”e başlamadan, “Ya çok tepki çeker ya da çok beğenilir” diyordum. Haklı da çıktım. Bugüne kadar televizyon seyircisini n alışkın olmadığı bir proje. Bir klişe vardır, senelerdir söylenen şey; “Seyirci bunu istiyor.” Bunu duymak beni çok kötü yapıyordu. “Tamam da, 80 yaşında hâlâ bunları mı oynayacağız?” diye hayıflanırdım. Ezel bu kalıbın dışında bir iş. Beni sevindiren tarafı, bu formülün işlemiş olması. Kaybedenler Kulübü Dudaktan Kalbe ve Ezel sizi televizyonda gördüğümüz çok iki projeniz ve ikisinde de kötü adamı MAKRO VİZYON Biraz da günlük yaşantınızdan bahsedebilir misiniz? Ne yaparken kendinizi huzurlu hissedersiniz? Mutfak beni mutlu ediyor. Sadece bir şey doğramak bile bana iyi gelebilir. Yemek pişirmeyi ve misafir ağırlamayı severim. İsmi zor telaffuz edilen yemekler yapamam ama olan malzemeyle güzel şeyler yaparım. n Aşk Tesadüfleri Sever 70 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO YAȘAM Bahar ayları, yaklaşan sıcak günlerin habercisi olmasının yanı sıra başka bir heyecanı da beraberinde getiriyor. Düğün sezonu açılıyor, evlilik hazırlıkları hız kazanıyor. Birbirinden güzel ve yeni tasarım gelinlikler vitrinleri süslerken eksikler bitmek bilmiyor. Peki, bu dönemi nasıl daha ekonomik, daha stressiz ve huzurlu geçirebileceğinizi biliyor musunuz? İşte gelinlik seçiminden, mekan tercihine, saç ve makyaj detaylarına ve gelinlerin en temel sorunu olan kilo problemine kadar bu döneme ilişkin ipuçları… Evlenecek olan her genç kız elbette düğün günü her şeyin kusursuz olmasını ister. En güzel gelinliği giymek ve makyajıyla ışık saçmak, gelinler için son derece önemli. Özellikle kötü hava koşullarına maruz kalmamak için sıcak günleri bekleyenler, baharın gelmesiyle evlilik hazırlıklarına hız veriyor. kabarık bir gelinlik olmamalı. Çünkü bu sizi uzun değil, aksine geniş gösterir. Bu nedenle düz inen bir seçim sizin için daha doğru olacaktır. Uzun boylular için en ideal olanıysa straplez ve kabarık gelinliklerdir. Öte yandan açık alanda evleniyorsanız ve gelinliğiniz de omuzlarınızı açıkta Darısı başınıza... Kendisi için en güzel olanı arayanların yolu da gelinlikçilere düşüyor. Peki, sizin için ideal gelinlik acaba hangisi? En özel gününüzde kusursuz görünün En özel gününüzde nasıl göründüğünüz elbette çok önemli. Gelinlik tercihini kişisel zevke göre değil vücut tipinize göre yaparsanız düğün sonrası fotoğraflarda ne kadar doğru yaptığınızı fark edeceksiniz. Tabi gelinlik seçiminde düğün yapacağınız mekanın özellikleri (açık veya kapalı alan) de önem taşıyor. Eğer minyon bir yapıya sahipseniz gelinliğin üst kısmı vücudunuza oturmalı, etek kısmı ise giderek genişlemeli ancak çok kabarık olmamalı. Basenleri geniş olanlar, omuzları açıkta bırakacak modelleri tercih edebilir. Boyunuz kısaysa tercihiniz MAKRO VİZYON 72 MAYIS-HAZİRAN 2011 bırakıyorsa yanınızda bir bolero veya şal bulundurmayı unutmayın. Kilolara dikkat Kadınların en büyük sorunlarından ve korkularından biri de verilmesi çok zor olan kilolar. Ancak gelin olacaklar için düğün öncesi durum, bunun tam tersini işaret ediyor. Hem stresli bir dönem yaşanmasının, hem de hazırlıklar nedeniyle sürekli koşuşturmanın sonucunda gelin adayları oldukça kilo Çiçeksiz gelin olmaz. Bu nedenle, gelinliğinizi tamamlayan bir çiçek seçmelisiniz. Bunun için öncelikle son yılların trendlerini araştırın. Tabi sizin en çok hangi çiçeği sevdiğiniz de önemli. Onca stresin içinde, seçtiğiniz çiçek size huzur vermeli. kaybedebiliyor. Bu durum sağlığı olumsuz etkilediği gibi, düğün günü gelinliğin üstünüzden düşmesine de yol açabilir. Kilo kaybı yaşamamak adına mümkün olduğu kadar sağlıklı ve düzenli beslenmeye, vücudunuz için gerekli vitaminleri almaya ve stresten uzak durmaya özen gösterin. ve ferah bir ortamda, hem siz bunalmazsınız hem de konuklarınız keyifli vakit geçirebilir. Öte yandan nikah sonrası mini bir kokteyl düzenleyebilir, müzik eşliğinde birkaç saat de geçirebilirsiniz. Ancak eğer kapsamlı bir düğün organizasyonu planlıyorsanız hazırlıklara çok geç kalmadan başlamalısınız. Yakınlarla birlikte sıcak bir ortam Gelinliğin tamamlayıcısı, çiçek Elbette herkesin hayalini süsleyen bir düğün vardır. Ancak unutmayın ki eşinizin de hayalinde yatan bir düğün var. Bu nedenle nasıl bir düğün yapmak istediğinize ve mekanınıza birlikte karar verin. Alacağınız karar, bütçenizi de çok sarsmayacak bir karar olmalı. Gösterişli bir düğünden çok, sıcak bir ortamda en yakınlarınızla birlikte olmayı tercih edebilirsiniz. Kır düğünleri böyle ortamlar için son derece ideal. Açık havada MAKRO VİZYON Çiçeksiz gelin olmaz. Bu nedenle, gelinliğinizi tamamlayan bir çiçek seçmelisiniz. Bunun için öncelikle son yılların trendlerini araştırın. Tabi sizin en çok hangi çiçeği sevdiğiniz de önemli. Onca stresin içinde seçtiğiniz çiçek size huzur vermeli. Çiçeğinizin renklerine karar verdikten sonra, gelinliğinize uyacak bir buket modeli seçmelisiniz. 73 MAYIS-HAZİRAN 2011 Unutmayın, düğün günü herkesin gözü sizin üzerinizde olacak ve tabi ilk olarak gelinliğiniz göze çarpacak. Ardından sıra saçınıza ve makyajınıza gelecek. Bu nedenle gelinliğiniz kadar saçınız ve makyajınız da kusursuz ve doğal olmalı. Masum ve duru görünmek bir gelinin en önemli özelliğidir. Bu nedenle makyajınızda ten ve saç rengi uyumuna dikkat etmelisiniz. Makyaj yaparken sakin olmaya, çok açık veya çok koyu bir renk fondöten kullanmamaya ve mevsimi de göz önüne alarak yaz renklerini seçmeye özen gösterin. Saçınız için de gelinliğinizin modeline göre bir tercih yapmayı ihmal etmeyin. Saç renginiz, kaş renginiz ve ten renginiz birbiriyle uyumlu olmalı. Damat ile uyum içinde Tüm hazırlıklarınızda gereken özeni ne kadar gösterirseniz gösterin, her şeyin kusursuz olmasını istiyorsanız gelin-damat uyumu çok önemli. Bu nedenle seçimlerinizi eşinize danışarak gerçekleştirin. Damatlık seçimini birlikte yaparsanız göreceksiniz ki bu konuda bir sıkıntı yaşamayacaksınız. Gerisi zaten çok kolay, iş bir tek ‘evet’ demeye kalıyor. Darısı tüm bekarların başına… n MAKRO YAȘAM Masum bir görünüme sahip olun MAKRO SAĞLIK Pek çoğumuz, oldukça hareketsiz bir yaşam sürüyoruz. Sürekli bilgisayar karşısında geçirdiğimiz saatler, özellikle boynumuzdaki ağrıların artmasına neden oluyor ve bu ağrıların çoğunun kökeninde boyun fıtığı yatıyor. Boyun fıtığı nedir? Omurlarımızın arasında bulunan ve hareket etmemize olanak sağlayan diskler, omurgamız üzerine binen yükü emer. Ancak yaş ilerledikçe ya da çeşitli travmalar sonucu disk dokusu bozulabilir. Bunun sonucunda da diskin dış kısmındaki küçük yırtıklardan içerideki yumuşak kısım dışarı çıkar. Bu yumuşak yapının veya kemiklerin, etrafındaki dokulara baskı yapması sonucu boyun fıtığı meydana gelir. Boyun ağrıları Boyun fıtığının belirtileri Boyun ağrıları, her 3 kişiden birinin karşılaştığı bir problem. Özellikle çalışan insanlarda görülen boyun ağrıları, omur adı verilen kemiklerin, eklemlerin ve omurların arasında yer alan disklerin, omurga çevresinde bulunan kaslarla bağlarının bozulması sonucu oluşuyor. Boyun ağrılarına, kireçlenme, romatizma, osteoporoz, boynu kötü kullanma, stres ve tabi ki boyun fıtığı neden olabiliyor. MAKRO VİZYON Boyun fıtığının en temel belirtisi tabi ki ağrı. Başlangıç döneminde boyun ve sırt ağrısı olarak ortaya çıkan bu ağrı, hastalık ilerledikçe, kollarda ve parmaklarda ağrı ve uyuşmalara neden oluyor. Bir süre sonra, sinirlerin baskı altında kalmasıyla kuvvet azalması baş gösteriyor. İlerleyen dönemlerde ise bacaklarda güçsüzlük ve hatta idrar kaçırma gibi durumlar meydana gelebiliyor. D 74 MAYIS-HAZİRAN 2011 Boyun ağrıları, her 3 kişiden birinin karşılaştığı bir problem. Boyun ağrılarına kireçlenme, romatizma, osteoporoz, stres ve tabi ki boyun fıtığı neden olabiliyor. MAKRO SAĞLIK Boyun fıtığını önlemek için neler yapabiliriz? da uygun görülüyor. Hastanın ağrılarının azaltılması ve daha kaliteli bir yaşam sürebilmesi için doktorunun tavsiyelerini en ince ayrıntısına kadar yerine getirmesi çok önemli bir nokta olarak karşımıza çıkıyor. l Masa başında çalışan kişilerin, kol destekli bir sandalyede, ayakları yere basacak şekilde, omuzları geride durarak oturması gerekiyor. l Otururken sırtınıza ve belinize destek verebilirsiniz. Ayrıca ensenize de küçük bir yastıkla destek oluşturabilirsiniz. l Uzun süre bilgisayar karşısında durmaktan, televizyon izlemekten, kitap ve gazete okumaktan kaçınmaya çalışın. Zaman zaman yerinizden kalkıp birkaç dakikalık aralar verebilirsiniz. Bu arada kısa yürüme ve gerinme egzersizleri yapın. l Ani ve sert hareketlerden uzak durun. l Yüksekten bir şey alacaksanız merdiven ya da sandalye kullanmayı ihmal etmeyin. l Yüzmek, omurga sağlığınız için çok faydalıdır. Fırsat buldukça yüzün. Fizik-tedavi süreci Tanı koyma süreci Boyun fıtığı tanısının konulması sürecinde hastaların yaşadıkları sıkıntıları ve şikayetleri doktorlarına açık bir şekilde anlatmaları büyük rol oynuyor. Kesin tanı, detaylı muayene ve MR incelemesi sayesinde konulabiliyor. Boyun ve kol ağrılarına neden olabilen başka hastalıklar da olduğu için ayırıcı tanının konulması, tedavi sürecinin planlanması için oldukça önemli. Tedavi süreci Boyun fıtığında cerrahi tedavi, başvurulan son tedavi şekli. Başlangıç için yatak istirahatı, ilaç tedavisi ve fizik-tedavi yeterli oluyor. Ayrıca, bazı boyun zedelenmelerinde kısa süreli boyunluk kullanımı Boyun fıtıklarının büyük bir kısmı fizik-tedavi ile düzeltilebiliyor. Yumuşak doku ve sinir kökü baskısı sonucu oluşan bu ağrıları gidermek ve kaslarda oluşan spazmları gevşetmek için, fizik-tedavi esnasında, kızıl ötesi ışınlar, sıcak uygulamaları, ultrason ve elektriksel uyarı gibi yöntemler uygulanıyor. İlerleyen aşamada cerrahi tedavi Boyun fıtığında cerrahi tedaviye, diğer tedavilere rağmen ilerleyen kas gücü kaybı, duyu kusuru ve refleks kaybı gibi sorunları devam eden hastalarda başvuruluyor. Ayrıca omurga kırığı, omurga kayması ve ciddi düzeyde omurilik ile sinir baskısı olanlara da cerrahi tedavi uygulanıyor. Boyun fıtığında, cerrahi tedavinin amacı, omurilik ve sinir dokusuna olan baskıyı ortadan kaldırmak. Bunun sonucunda hasta, boyun fıtığı nedeniyle ortaya çıkan ağrı ve şikayetlerden kurtuluyor. Cerrahi operasyonların çok büyük bir kısmı, boyun fıtığının kesin çözümü oluyor. n MAKRO VİZYON 76 MAYIS-HAZİRAN 2011 Masa başında çalışan kişilerin, kol destekli bir sandalyede, ayakları yere basacak şekilde, omuzları geride durarak oturması gerekiyor. MAKRO YAȘAM Gün boyu enerjinizi korumak için beslenmenize dikkat etmeli ve gün içinde yaptığınız işleri belli bir düzene sokmalısınız. Size vereceğimiz küçük ipuçları, enerjinizi bütün gün optimum seviyede tutmanıza yardımcı olacak. Gün bitsin, enerjiniz bitmesin! Güne enerjik başlamak için en iyi yol, sabah alınacak ılık bir duş. Öncelikle 5-6 dakika ılık suyun altında durun. Daha sonra belli aralıklarla suyu bir sıcak bir de soğuk açın. Çıktığınızda kendinizi çok daha rahat hissedeceksiniz. Dik durmak kaslar için çok önemlidir. Kambur durmak kasların hızlı çalışarak yorulmasına neden olur ve nefes almanızı zorlaştırır. Dik dururken oksijen akciğerlere dolar ve vücuttaki kan dolaşımı daha rahat olur. ENERJİNİZİ ARTTIRIN! Günde 2 ya da 3 litre su içmeyi ihmal etmeyin. Yapılan araştırmalara gö re bu oranlarda su içm ek, dayanıklılığı artt ırıyor, stresin azalmasın a yardımcı oluyor. MAKRO VİZYON 78 MAYIS-HAZİRAN 2011 Bilgisayar karşısında çalışırken mutlaka aralar verin. Araştırmacılar, bilgisayar önünde çok oturan insanlarda endişeli olma halinin arttığını, gözlerde problem yaşandığını ve beden ağrılarının çoğaldığını söylüyor. İçeriğinde daha fazla Omega 3 barındıran balık, kivi, semizotu, mısır ve yeşil yapraklı sebzeler gibi gıdaları tüketmeye özen gösterin. Omega-3, özellikle derin deniz balıklarında bolca bulunan bir yağ asididir. Yapılan ilk araştırmalar, Eskimo’ların kalp hastalıklarına, insanı şaşırtacak kadar az düzeyde yakalanmasının, sürekli derin denizlerden gelen; yani Omega-3 bakımından zengin balıklarla beslenmelerinin neden olduğunu ortaya koyuyor. Balık tüketmek aynı zamanda vücudun seratonin salgılamasını sağlıyor. Bu madde de beyindeki mutluluk merkezini aktif hale getiriyor. Çalışanlara özel… Gün içinde magnezyum içeren gıdalar almaya dikkat edin. Sebzelerde, fındıkta ve tahıllı ekmeklerde bulunan bu mineral, size zindelik kazandıracaktır. Gün içinde en sevdiğiniz müzikleri dinlemeniz stresinizi hafifletir ve yorgunlukla daha rahat savaşmanızı sağlar. Bu yüzden hemen bir müzik çalar edinin ve yürürken, çalışırken, iş yaparken müzik dinlemeyi ihmal etmeyin. Düzenli olarak spor yapmak, gün içinde enerjik olmak için çok önemli bir nokta ancak her gün spor yapamıyorsanız bile en azından sabahları dışarı çıkın ve yarım saat yürüyün. Bilim insanları, doğal ışığın beyni harekete geçirdiğini ve seratonin salgılamasına yardımcı olduğunu söylüyor. Bu da mutluluğunuzu ve enerjinizi arttıracaktır. Gün içerisinde şekerleme yapma şansınız varsa bunu mutlaka değerlendirin. Beyin sağlığı araştırmacılarına göre, 30 dakikalık kısa bir uyku bile, insanların performansını olumlu yönde etkiliyor. Bu mümkün değilse bile, kısa da olsa gözlerinizi kapatın ve kafanızı düşüncelerden arındırıp biraz dinlenmeye çalışın. MAKRO VİZYON MAKRO YAȘAM Düzenli olarak üç öğün şeklinde yemek yiyin. Yemekler arasındaki uzun aralıklar şekerin düşmesine, dolayısıyla enerjinizin azalmasına neden olur. Bu nedenle ana öğünlerin arasında, ara öğün olarak muz, fındık, yoğurt gibi gıdalar tüketebilirsiniz. 79 MAYIS-HAZİRAN 2011 Enerji düzeyiniz özellikle öğleden sonra düşmeye başlar. Bu yüzden daha rahat yapacağınız ya da yapmaktan daha çok keyif aldığınız işleri öğleden sonraya bırakın. Bu tip işleri işten çıkmadan önceki son 2 saate saklayın. Böylece akşama daha stressiz ve enerjik bir şekilde başlayabilirsiniz. İşyerinden çıkmadan önce masanızı toplayın ve çalışma alanınızı düzenli hale getirin. Evrakları toparlayın, gereksiz olanları atın ve e-postalarınızı düzenleyin. Düzen, hayatınıza pozitif bir bakış açısı getirir ve huzurlu olmanızı sağlar. Çalışma ortamınızda ne kadar yeşil bitki varsa, hava kalitesi o kadar iyi olur ve zihniniz canlanır. Pencere kenarına nane, fesleğen gibi otlar koyun. Bu bitkilerin kokusu da içinizi ferahlatacaktır. Nane, canlandırıcı etkisi olan bir bitkidir. n MAKRO GEZİ Akdeniz’in en güzel adaları Masmavi denizi ve upuzun kumsallarıyla Akdeniz’in adaları her zaman huzurun ve özgürlüğün çağrışımı olmuştur. Akdeniz’in tüm nimetlerini büyük bir cömertlikle sunan bu adalar, özellikle deniz tatili tutkunlarına pek çok olanak sunuyor. İşte sizler için Akdeniz’in en gidilesi adaları… Akdeniz’in incisi, Kıbrıs tatil tutkunlarının vazgeçemediği bir coğrafya olan Kıbrıs, tipik bir Akdeniz adası. İklimi, insanları, doğası ve tarihi dokusuyla, Akdeniz’in ortasında bir deniz yıldızı gibi. Kıbrıs’ta deniz ve güneşin yanı sıra gezilmesi gereken Akdeniz’in üçüncü büyük adası olan Kıbrıs, tarihinin başından günümüze kadar çok çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış bir coğrafya. Denize ve turizme elverişli koyları ve beyaz kumlu plajlarıyla Kıbrıs, Türkiye MAKRO VİZYON 80 MAYIS-HAZİRAN 2011 pek çok yer var. Bunlardan ilki Merya Ovası’ndaki Salamis Antik Kenti. Kent, yüzyıllar önce adanın en önemli noktasıydı. Gymnasium’u, tiyatrosu, hamamı, tuvaletleri ve mozaikleri ile Salamis, geçmişinin ipuçlarını veriyor. Kuruluşu M.Ö. 11. yüzyıla ilişkilendirilen kent, M.Ö. 8. yüzyılda önemli bir ticari merkezi haline geldi. Salamis Antik Kenti’nden sonra Gazimağusa’yı gezebilirsiniz. Lüzinyan döneminde dünyanın en zengin şehirlerinden biri durumunda olan Mağusa’da, Venedik surları, gotik kiliseler, Shakespeare’in ilham aldığı Santorini, Yunanistan Santorini Yunan adalarından belki de en etkileyicisi olan Santorini, Antikçağlarda meydana gelen büyük bir volkanik patlama sonucunda bugünkü görüntüsünü almış. Yunan MAKRO GEZİ rivayet edilen Othello Kalesi, St. Georg kiliseleri ve pek çok katedral bulunuyor. Kıbrıs’a gitmişken, Kıbrıs’ı Kıbrıs yapan turkuaz denizini görebileceğiniz başlıca noktalardan biri olan Dipkarpaz’ı da mutlaka görmelisiniz. Kıbrıs haritalarında gördüğünüz en uç noktadır Dipkarpaz. Bu en uç noktada Apostolos Andreas Manastırı karşılar sizi. Gazimağusa ve Dipkarpaz’ın yanı sıra Lefkoşa ve Girne de Kıbrıs’ın tarih kokan şehirleri… Kuzey Kıbrıs, sizi her an şaşırtabilecek güzellikte, her yanında huzur bulabileceğiniz bir turkuaz ada. adalarının tanıtıldığı hemen hemen tüm mecralarda mavi kubbeli beyaz evlerinin bir fotoğrafına rastlayabilirsiniz. Santorini, geleneksel mimarisi, mavi kubbeli kiliseleri, göz alıcı manzarası ve eşsiz gün batımıyla ziyaretçilerini büyüleyen bir ada. Yunan Adaları’nın genellikle öne çıkan bir yanı vardır. Rodos tarih, Mikonos eğlence ve özgürlük, Midilli doğa demekse Santorini de romantizm demektir. 75 kilometrekarelik bu küçük adanın çok fazla gezilecek Yunan adalarından belki de en etkileyicisi olan Santorini, Antikçağlarda meydana gelen büyük bir volkanik patlama sonucunda bugünkü görüntüsünü almış. Yunan adalarının tanıtıldığı hemen hemen tüm mecralarda mavi kubbeli beyaz evlerinin bir fotoğrafına rastlayabilirsiniz. Mikonos, Yunanistan MAKRO VİZYON 81 MAYIS-HAZİRAN 2011 yeri yoksa da, Santorini, şık otelleri, enfes yemekler yapan restoranları ve muhteşem manzarasıyla tam bir balayı adası. Ancak gezmek isterseniz, güney kıyısındaki antik Thira kalıntıları, Teleferik İstasyonu karşısındaki Arkeoloji Müzesi, yerel ürünlerin sergilendiği bir çeşit yakın tarih müzesi olan Megaro Ghisi Müzesi’ni görebilirsiniz. Mikonos En çok ziyaret edilen Yunan adası olan Mikonos, beyaz renkli dar sokakları ve pencereleri mavi boyalı küçük evleriyle tam bir Ege adası. 85 kilometrekarelik küçük sayılabilecek bir ada olan Mikonos, uluslararası jet sosyetenin gözde mekanlarından biri. Güzelliğinin yanında çok pahalı bir ada, Mikonos. Pahalılığına rağmen özellikle yaz aylarında Mikonos’ta kalmak için çok önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Mikonos’ta gezip görülmesi gereken yerleri sıralamak istersek, ilk başta Küçük Venedik’i anmak gerekir. Şehir merkezinde, deniz D MAKRO GEZİ Sicilya, İtalya İtalya’dan Messina Boğazı’yla ayrılan Sicilya, Akdeniz’in en büyük adası. Başkenti Palermo olan Sicilya’da, sıcacık iklimi ve insanlarıyla tam bir Akdeniz havası var. kıyısında, açık hava kafe ve restoranlarının sıralandığı bir bölge olan Küçük Venedik, Venedik’i andıran görünümü nedeniyle bu isimle anılıyor. Mikonos’ta ayrıca Kale Tepesi’ni, Vanis Değirmeni’ni Panapia Kilisesi’ni ve Aro Mera Köyü’nü de görmeden dönmemek gerekir. tarihi caddesi Vittiorio Emanuele ve kutsal sayılan Pelegrino Dağı’nı mutlaka görmelisiniz. Tabi ki bir zamanlar Sicilya’ya felaketi getirdiği gibi bereketli toprakları da bahşeden Etna Yanardağı’nı da unutmamak gerekiyor. Sicilya’nın simgesi olan bu dağ, hala yarı uyur bir vaziyette. Sicilya’nın incisi olan Taormina, Messina’nın kuzey kısmında bulunuyor. Messina’da, çiçeklerle süslü Sicilya İtalya’dan Messina Boğazı’yla ayrılan Sicilya, Akdeniz’in en büyük adası. Dünyada mafya kelimesiyle özdeşleşen tek yer olan Sicilya’yı Ünlü “Baba” (The Godfather) serisinden de hatırlayabilirsiniz. Başkenti Palermo olan Sicilya’da, sıcacık iklimi ve insanlarıyla tam bir Akdeniz havası var. 9 bölgeye ayrılan Sicilya’da sokaklar özellikle bahar ve yaz aylarında cıvıl cıvıl. Palermo’nun en ünlü ve Mallorca, İspanya MAKRO VİZYON 82 MAYIS-HAZİRAN 2011 sokaklarda ve ihtişamlı bahçelerde gezerken huzuru bulabilirsiniz. Mallorca Mallorca (Mayorka diye okunuyor), Barselona ve Sardunya adalarının ortasında bulunan bir Akdeniz adası. Caddelerdeki faytonları, yel değirmenleri, yüz yıllık zeytin ağaçları, zakkumları, rengarenk begonvilleri, sıcak, bol tuzlu deniziyle, adanın yerlisi D Sardinya, İtalya MAKRO GEZİ Mayorkinlerin dediği gibi “Isla de la Calma”-Huzur Adası. Balear adalarına bağlı olan, Menorka, İbiza, Formentera, Cabrera, Dragonera ve daha birçok küçük takım adanın en büyüğü olan Mallorca, 550 kilometre uzunluğundaki sahilleri, altı bin yıl öncesine dayanan yaşam izleri ile Akdeniz’in en güzel köşelerinden biri. Adanın en büyük şehri olan Palma, milattan yüz yıl kadar önce, Romalılar tarafından kurulmuş bir şehir. Adanın kuzeyindeki Alcudia ise mutlaka gidilmesi gereken sakin ve güzel bir yapıya sahip. Mallorca’da gezilip görülmesi gereken pek çok yerin yanı sıra boğa güreşlerini de izleyebilirsiniz. aynı zamanda çok eski bir yerleşim merkezi. Hvar, kayalık tepeye tünemiş kalesi, surları, inişli çıkışlı sokakları, Gotik ve Rönesans tarzı yapıları, eski tersanesi ve onun üzerindeki Avrupa’nın halka açık ilk tiyatrosuyla eski bir tarihsel mirasa sahip. Vrboska, Hvar Adası’nın en güzel köylerinden biri. Burada deniz çam ormanlarıyla kaplı burnu döner dönmez bir nehre dönüşüyor ve kara parçasının iç kısımlarına dek giriyor. Braç’tan çıkarılan ünlü beyaz taş ise, adanın tüm mimari dokusuna hakim. Washington’daki Beyaz Saray’ın yapımında da kullanılan bu taş sayesinde kentler bembeyaz. Sakin caddeleri, tarih kokan dar sokakları, başta balık olmak üzere Akdeniz’in çeşitli yemekleri ve mavinin her tonuyla Hvar, gelenleri kucaklamaya hazır. Orta Dalmaçya kıyılarında bir Hırvat Hvar adası olan Hvar, aynı Akdeniz sahillerinin güzelliğini yaşamak için Hvar Adası çok doğru bir adres. Köylerinden lavanta kokuları yükselen Hvar Adası’nda deniz, ormanların ve şehrin içine bir dantel örtüsü gibi giriyor. Orta Dalmaçya kıyılarında bir Hırvat adası olan Hvar, zamanda çok eski bir yerleşim merkezi. Sakin caddeleri, tarih kokan dar sokakları ve mavinin her tonuyla Hvar, gelenleri kucaklamaya hazır. Sardinya Akdeniz’de İtalya’ya ait bir ada olan Sardinya, Akdeniz’in ikinci büyük adası. Günümüzde İtalya’ya bağlı özerk bir bölge olan Hvar, Hırvatistan MAKRO VİZYON 84 MAYIS-HAZİRAN 2011 Sardinya Adası, prehistorik çağlardan günümüze ulaşan antik değerleri, muhteşem güzellikteki koyları, billur mavi sularıyla İtalya’nın en güzel tatil noktalarından biri. Bizans Dönemi’nde de ve Ortaçağ’da da popüler bir merkez olan Sardinya, günümüzde dünyanın gezginleri için de çekiciliğini koruyan bir nokta. Klasik İtalyan üslubuyla inşa edilmiş binaları, İtalyan tipi meydanlarıyla Sardinya Adası, tam bir Akdeniz cenneti. Göz kamaştıran manzaralar için, Monte Mora’ya giden yolu seçebilirsiniz. Buradan ünlü Caprera adalarını görebiliyorsunuz. Costa Smeralda’nın sahilleri ise herkese açık. Adanın doğu kesimindeki koyları ve içlerdeki tarihi kalıntıları da keşfedebilirsiniz. Limandan bir tekneye atlayıp rehber eşliğinde Grotta del Bue Marinom’daki sarkıt dikitlerin bulunduğu geniş mağaraları ve gölleri gezebilirsiniz. Sardinya aynı zamanda su sporlarıyla ilgilenenler için de bir çekim noktası. n MAKRO ÇOCUK MAKRO VİZYON 86 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO ÇOCUK MAKRO VİZYON 88 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO TARİF Mercimek Çorbası Malzemeler: 250 gram kırmızı mercimek, yarım paket margarin, 1 su bardağı un, 1 orta boy kuru soğan, 1 orta boy havuç, 1 orta boy patates, 1 çay bardağı ayçiçek yağı, 1tutam tuz, 1 tutam karabiber, 2 yemek kaşığı tereyağı, 1 yemek kaşığı pul biber Hazırlanışı: Kırmızı mercimek ayıklandıktan ve soğuk suyla yıkandıktan sonra içinde 2 litre su bulunan tencereye konur. Rendelediğimiz kuru soğan, patates ve havuç ilave edilerek haşlanır. Ayrı bir kapta margarin ve sıvıyağ ile un, pembeleşinceye kadar kavrulup soğuk suyla açılır. Haşlamış olduğumuz mercimek, tel süzgeçten geçirilir ve kavurmuş olduğumuz harcın içine konup tuz, karabiber ilave edilerek orta ateşte kaynamaya bırakılır. Kaynama esnasında devamlı karıştırmak gerekir. 20 ile 25 dakika sonra mercimek çorbanız servise hazır. Tavada hazırladığımız tereyağı ve pul biber sosu süzülerek bir kaseye alınır. Hazırladığımız çorba kaselere servis edildikten sonra üzerinde biraz pul biber ve tereyağından elde ettiğimiz sos gezdirilir. Sebzeli Biftek Sarma Malzemeler: 600 gram (4 parça) ince dövülmüş dana biftek, 1 adet orta boy kuru soğan, 1 adet havuç, 4 adet çarliston biber, 1 tutam kereviz yaprağı, 2 adet orta boy kabuğu soyulmuş domates, 150 gram kaşar peyniri, 40 gram margarin, 2 diş sarımsak, 3 adet orta boy mantar, yarım demet maydanoz, 1 tutam karabiber, tuz ve su. Hazırlanışı: Bir tavada yağ eritilip domates ve et dışındaki tüm malzeme ince doğranarak 5 dakika kavrulur. Küp doğranmış ve kabuğu soyulmuş domatesler ilave edilerek iyice karıştırılıp kavrulur. Hazırlamış olduğumuz harç, ince dövülmüş bifteklerin ortasına konularak dolma şeklinde sarılır ve 180 derece fırında 5 dakika pişirilir. Üzerine dilimlenmiş kaşar konulup kızarana kadar fırında tutulur. MAKRO VİZYON 90 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO TARİF Çilekli Krep Malzemeler: Krep için: 1 su bardağı un, 1 su bardağı süt, yarım su bardağı su, 2 yumurta, yarım çay kaşığı tuz. Süsleme için: 2 çorba kaşığı pudra şekeri, çikolatalı sos ve dilediğiniz kadar çilek. Hazırlanışı: Un, süt, yumurta, tuz ve su pürüzsüz bir hale gelene kadar karıştırılır. Böylelikle krep hamuru elde edilir. Ocağa konan krep tavası ısınınca, margarin tavada gezdirilir (Margarin ne az ne de çok olacak, tavanın her tarafını gezecek şekilde sürülmelidir). Ardından krep karışımından 1 kepçe dolusu alınarak tavaya yayılır. Tavayı sağa-sola eğerek karışımın tavanın yüzeyini kaplaması sağlanır. Bir tarafı piştikten sonra çevrilerek diğer tarafı da pişirilir. Bu şekilde krep hamurunun tamamı piştikten sonra krepleri bir tabağa alıp üzerine, bir elek yardımıyla pudra şekeri eleyebilirsiniz. Çilekler ve çikolata sosuyla damak tadınıza göre tatlandırabilirsiniz. Peynirli Mevsim Salata Malzemeler: 1 adet orta boy aysberg, 1 bağ roka, 5 adet domates, 3 adet orta boy havuç, 100 gram koyun beyaz peynir. Sosu için: 6 çorba kaşığı kadar zeytinyağı, 3 adet limon. Hazırlanışı: Aysberg ve roka ince ince doğranır. Doğramış olduğumuz aysberg ve rokalar bol soğuk suda yıkandıktan sonra malzemelerin sularını süzmek için uygun bir kaba alınır. Domatesler, kabukları soyulduktan sonra küp şeklinde doğranır. Havuçların kabukları soyulur ve rendelenir. Hazırlanan bu malzemeler karıştırılır ve salata tabaklarına servis edilir. Üzerine beyaz peynir rendelenir. Hazırlamış olduğumuz zeytinyağı ve limon karışımı, salatanın üzerine istenildiği kadar eklenir. MAKRO VİZYON 92 MAYIS-HAZİRAN 2011 MAKRO BULMACA 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 SOLDAN SAĞA 1) Tehlike işareti - Genelge, sirküler - Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmi birlik. 2) Yağsız, tuzsuz yoğurt - Bir pamuk türü - Ayırma işi, tefrik. 3) Cambazların ayaklarına takıp yürüdükleri çifte sırık - Ham ipek. – Rutherfordyum’un simgesi. 4) Vergi miktarı değeri - Bir tiyatroda en üst balkon. 5) Dilsiz - Bunama, ihtiyarlık yüzünden alık duruma gelme - (kaba konuşmada) Kadın. 6) Tantal’ın simgesi - Makam, mevki - Bir erkek ünvanı. Yalman. 7) Kainat - Derece, aşama. 8) Çoğalma - Karışık renkli Ağabey. 9) Kurnaz, cin fikirli kimse – Evropiyum’un simgesi Medyumların özel hipnoz durumu – Osmiyum’un simgesi. 10) Hayat Koleji tarafından Makro’nun ana sponsorluğunda düzenlenen satranç turnuvasının adı - Japon kökenli bir dövüş yöntemi. YUKARIDAN AŞAĞIYA 1) Yer altı su oluğu - Issız. 2) Rumen parası - Yanardağ püskürtüsü Vilayet. 3) Basamak, merhale (ekonomi) Getirim. 4) Kireç taşı. 5) Biralık arpa - (biyoloji) Duyarga. 6) İki desigramlık ölçü birimi - Bir ilimiz. 7) Bir şeyi yapabilme gücü, derman – Baryum’un simgesi. 8) Kırmızı - Bir işe yaramadan yok olma Toryum’un simgesi. 9) Büyükbaş hayvan - Zarar. 10) İnce bükülmüş urgan - Çeşme, musluk vb.’nin altına konan suyun çevreye sıçramasını veya akıp gitmesini önlemek için kullanılan delikli taş tekne. 11) Kuyruklu bir maymun türü - Anlam. 12) Uçabilen memeli hayvan - Stronsiyum’un simgesi. 13) Kısaca, ordu - İri taneli bezelye. 14) Bezginlik verecek biçimde söylenen söz Blucin. 15) Kısaca amfiteatr Basketbolda topu yavaşça sepete indiriş. MAKRO VİZYON 94 MAYIS-HAZİRAN 2011 Bulmacayı doğru çözüp gönderen ilk 30 okuyucumuza, Dettol No-Touch Otomatik El Yıkama Sistemi armağan ediyoruz. Ad, Soyad : ........................................ Doğum Tarihi : ........................................ Meslek : ........................................ Adres : ........................................ ......................................... Telefon (cep) : ........................................ (iş) : ........................................ (ev) : ........................................ E-mail : ........................................ POSTA ADRESİ: Makro Market A.Ş. Saray Mah. Gıdacılar Cad. No:11 PK: 06980 Kazan-Ankara / Tel: (0312) 815 47 05 MAKRO VİZYON l MAYIS-HAZİRAN 2011 SAYI 24
Benzer belgeler
Mayıs - Haziran 2010 Sayı:18
Genel Yayın Yönetmeni Nuray Erdoğan Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu) Hünkar Sibel Görel [email protected]
DetaylıEylül - Ekim 2010 Sayı:20
Makro Market A.Ş. Saray Mah. Gıdacılar Cad. No: 11 06980 Sarayköy - Kazan / Ankara T: (0312) 815 47 05 www.makromarket.net
Detaylı