Mayıs - Haziran 2011 Sayı:24

Transkript

Mayıs - Haziran 2011 Sayı:24
MAKRO VİZYON l MAYIS-HAZİRAN 2011 SAYI 24
MAKRO SUNUȘ
Değerli Makro Vizyon okurları,
Şeref SONGÖR
Makro Market Yönetim Kurulu Başkanı
Mayıs ayına, Nisan’da Kayseri, Konya ve
Ankara’da 7 mağazamızın hizmete girmesi
ile “merhaba” dedik. 2010 yılında olduğu
gibi bu yıl da kendimize bir hedef belirledik
ve bu hedefe ulaşmak için tüm Makro
çalışanları olarak büyük bir inançla
çalışıyoruz. 2011 yılı sonuna kadar
hedefimiz, 170 mağaza…
Makro, yatırımlarının sadece yeni mağaza
açmaktan ibaret olmayıp; gerek bölge
müdürlükleri ve bölgelerdeki altyapı
çalışmaları gerekse marka yatırımları
yönünde çok ciddi projeleri kapsadığını da
söylemek isterim. Müşterilerimizin
memnuniyetini ve çalışanlarımızın
standardını yükseltmeye yönelik hayata
geçirdiğimiz projeler, yatırımlarımızın diğer
bir önemli bileşeni.
Farklı bir bakış açısı ile organize
perakendecilikte Türkiye’nin ulusal bir
markası olan Makro, bugün sektöründe,
Gelişim stratejileri çerçevesinde belirlediği
hedefleri doğrultusunda istikrarla,
perakendeciliğimize her geçen gün değer
katmaya devam ediyor. Ancak bunun yanı
sıra yaşadığımız topluma, değer katarak
yurdumuzun geleceğine yatırım yapmayı da
görev biliyoruz. Son birkaç ay içinde örnek
teşkil edecek sosyal sorumluluk projelerine
imza attık. İyi toplum=iyi gelecek
prensibinden hareketle, kurumsal sosyal
sorumluluk kavramını; şirketlerin daha iyi
bir topluma ve geleceğe gönüllü olarak
katkıda bulunmaları adına önemsiyoruz.
Ayrıca bu prensibi tüm paydaşlarımızın da
desteği ile hayata geçirmek olarak
tanımlıyoruz. Kurumsal sosyal sorumluluk
bilinci dünyada her geçen gün artarken
kurumlar bu yöndeki faaliyetlere daha çok
sahip çıkıyor. Bu anlamda katkıda
bulunmak ve örnek olmak doğrusu bizi
mutlu ediyor. Bu bakımdan
gerçekleştirdiğimiz sosyal sorumluluk
çalışmaları, bizim için çok değerli. Son
birkaç ay içinde hem 3 ilimizde 3
ilköğretim okulunda ve 3 huzurevinde,
tespit edilen ihtiyaçlarını giderip
yenilemeler yaptık. Öğrenci ve
yaşlılarımızın sevincini paylaştık, aynı
MAKRO VİZYON
02
MAYIS-HAZİRAN 2011
duyguları siz okuyucularımızla paylaşmak
beni, ekibimi mutlu ve motive ediyor.
Bunların yanı sıra, geleneksel olarak her yaz
düzenlediğimiz büyük kampanyamız
“Makro’dan 1 Milyon Hediye” Mayıs
ayının sonunda başlıyor. Geçen yıl yoğun
ilgi gören kampanyamızın bu yıl da
müşterilerimizin yüzünü güldürmesini
hedefliyoruz. Kampanyamızla ilgili ayrıntılı
bilgiyi dergimizin sayfalarında bulabilirsiniz.
Sağlıklı bir yaşam için, spor
Makro Vizyon’un bu sayısında kapak
konumuz spor. Sporun hayatımızda ne
kadar önemli olduğunu dergimiz
sayfalarında sıkça işlemeye çalışıyoruz.
Çünkü evren müthiş bir ahenk içinde
hareket ederek hayat buluyor. Öyleyse
sağlıklı bir vücuda sahip olmak istiyor ve
bedenimize de değer veriyorsak, sporun
önemini kavramalı, düzenli spor
yapmalıyız. Arada bir kendi kendimize de
‘canım ben’ diyebilmeliyiz. Unutulmamalı
“Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur”.
Mayıs-Haziran ayları, pek çok önemli günü
de içinde barındırıyor. 19 Mayıs Atatürk’ü
Anma Gençlik ve Spor Bayramı, Anneler
Günü ve Babalar Günü. Doğrusu tam da
yeri gelmişken tüm Gençlerimizin
bayramını tebrik ediyorum. Onlara
atalarımıza yakışır bir ruh ve inançla
yaşamalarını; her şartta ülkemize ve
toplumuza layık gençler olmaları için çağın
tüm fırsatlarını değerlendirerek kendilerini
tam donanımlı yetiştirmelerini tavsiye
ediyorum. Bununla beraber bizi büyütüp
yetiştiren, en zor anlarımızda destekleri ile
yanımızda olan anne ve babalarımızı sadece
yılın bir günü değil her günü hatırlayalım ve
en önemlisi onları kırmayalım. Bu vesile ile
tüm anne ve babalarımızın bu özel
günlerini en içten dileklerimle kutluyorum.
Değerli Makro Vizyon okurları, hepimizin
bildiği üzere Haziran ayında Regaib Kandili
ile beraber mübarek üç aylara da giriyoruz.
Mübarek üç ayların tüm İslam Alemine
hayırlara vesile olmasını dilerim.
Saygılarımla…
MAKRO İÇİNDEKİLER
32
K A PA K 3 2
KISA KISA 26
Spor, türü ne olursa olsun, hem stresten arınmak hem de sağlıklı bir
yaşam sürdürebilmek adına büyük bir önem taşıyor. Tabi sporu
hangi şartlarda ve nasıl yaptığınız da oldukça önemli. Belli bir
disipline oturtup düzenli olarak yaptığınız her spor dalı, mutlu bir
yaşamın anahtarını taşıyor. İşte hem takıma ihtiyaç duymadan
bireysel olarak yapabileceğiniz hem de keyifli saatler geçirmenize
yardımcı olacak spor dalları ve faydaları...
GÜNCEL 38
Spor
Beslenme
Güzellik
Sağlık
Anneler Günü
HABERLER 06
• Makro hedeflerine koşuyor
• Makro’dan geleneksel yaz kampanyası
• Yaşlılarımızın sonbaharlarını daha huzurlu
geçirmelerine katkıda bulunduk...
• Makro satranç
sporunu destekliyor
• Makro’da
23 Nisan coşkusu
• Bir destandır Çanakkale...
• Makro’dan Kadınlar Günü’ne özel...
• Makro Market’te Elidor saç defilesi
• Makro kazandırmaya devam ediyor
GÜNCEL 40
Babalar Günü
GÜNCEL 42
Engelliler Haftası
GÜNCEL 44
19 Mayıs
MAKRO VİZYON
04
MAYIS-HAZİRAN 2011
GÜNCEL 46
YA Ş A M 7 2
Maneviyat mevsimi başlıyor!
Darısı başınıza...
SAĞLIK 48
Beni bu güzel
havalar mahvetti!
SAĞLIK 74
Boyun fıtığı nedir?
EĞİTİM 54
YA Ş A M 7 8
Hayat boyu öğrenme
Enerjinizi arttırın!
MARKA 56
Yayla Bakliyat
MAKRO VİZYON
MAYIS-HAZİRAN 2011
SAYI: 24
GEZİ 80
Akdeniz’in en güzel adaları
R Ö P O R TA J 5 8
Hacı Osman Songör
ÇOCUK 86
Dino’nun eğlence sayfaları
BESLENME 60
Doğru mu? Yanlış mı?
GÜNDEM 64
Radyasyondan
korunmak için...
Genel Yayın Yönetmeni
Nuray Erdoğan
Yazı İşleri Müdürü (Sorumlu)
Hünkar Sibel Görel
TA R İ F 9 0
Sebzeli Biftek Sarma
Mercimek Çorbası
Peynirli Mevsim Salata
Çilekli Krep
KONUK 68
Yiğit Özşener
Makro Market Adına Sahibi
Mustafa Songör
BULMACA 94
[email protected]
Yazı İşleri
Bikem Öğünç
Özlem Bayrak
[email protected]
Grafik Tasarım
Mehmet Emin Öztürk
Reklam-PR
Nilgün Tüfekçioğlu
[email protected]
Reklam Tasarım
Zafer Mert
Coşkun Işıkgül
Cenk Atarer
Mücahit Aktaş
Fotoğraf
Salih Yılar
48
Yayına Hazırlık
54
Tel: (0212) 503 88 08
[email protected]
Renkayrım/Baskı ve Cilt
Arkadaş Basım San. Ltd. Şti.
Basım Tarihi: 15 Mayıs 2011
Yayın Türü: Yerel Süreli
74
Yönetim Yeri
Makro Market A.Ş.
Saray Mah. Gıdacılar Cad. No: 11
06980 Sarayköy - Kazan / Ankara
T: (0312) 815 47 05
www.makromarket.net
80
MAKRO VİZYON
05
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO HABER
Makro hedeflerine koşuyor!
Nisan ayı içerisinde,
Kayseri’de 2,
Konya’da 2,
Samsun’da 1 ve
Ankara’da 4 adet
olmak üzere 9 yeni
mağaza hizmete
açtık. Makro Market
olarak, 2011 yılında
gerçekleştirmek
üzere belirlediğimiz
“170 MAĞAZA”
hedefine doğru
koşuyoruz.
Hizmete açtığımız 8
mağazamızda 250 kişiye
istihdam imkanı sağladık.
Mevcut müşteri satış
alanımıza, 8.000 metrekare
müşteri satış alanı ilave
ettik. Yeni mağazalarımızda
binlerce müşterimize
hizmet verecek olmanın
mutluluğunu yaşıyoruz.
Yeni açılan mağazalarla
beraber 10 ildeki mağaza
sayımız da 144’e yükseldi.
Büyümesini büyük bir hızla
sürdüren Makro Market,
Kayseri’deki yatımlarına
devam ediyor. Makro; 51
bin metrekare alan üzerine
kurulu Meysu Outlet AVM
içinde 3.500 metrekare
müşteri hizmet alanına
sahip mağazası ile yer aldı.
Meysu Outlet içindeki bu
mağaza; Kayseri’de Makro
konseptine uygun, en
büyük mağaza olma
özelliğini taşıyor. Aynı
zamanda mağaza içinde
Kayseri’ye has yöresel
ürünlere yer verilmek üzere
konumlandırılan Kayseri
Sokağı, dizaynı ve ürün
çeşitliliği ile gelen
Cumhurbaşkanı
Sayın Abdullah Gül
Makro’da Makro’nun ülke çapındaki
140., Kayseri’deki 15.
mağazası, 9 Nisan
Cumartesi günü,
Cumhurbaşkanımız Sayın
Abdullah Gül,
bakanlarımız,
milletvekillerimiz ve
Makro Market Yönetim
Kurulu Başkanı Sayın Şeref
Songör’ün katılımıyla
açıldı.
MAKRO VİZYON
06
MAYIS-HAZİRAN 2011
müşterilerden tam puan
aldı.
Makro Market’in içinde
bulunduğu Meysu Outlet
ise, Kayseri’nin önemli
sembollerinden biri olmaya
aday bir alışveriş merkezi.
Tarihi İpek Yolu’nun geçtiği
önemli kesişme
noktalarından birinde yer
alan Meysu Outlet, yılda
yaklaşık 8 milyon
ziyaretçiye hizmet vermeyi
hedefliyor.
Müşteri odaklı hizmet
kalitesini günün arz ve
talep dengelerine göre
yenileyen Makro Market,
üstün kalite politikası ile
ülke genelinde yeni ve
modern mağazalar açmaya
devam edecek. Daha fazla
müşteriyi Makro kalitesi ile
buluşturmak üzere
yatırımlarını sürdüren
Makro, mayıs ayında
faaliyete açacağı mağazaları
ile hizmet ağına yeni bir ili
daha ilave edecek.
MAKRO HABER
Geleneksel Yaz Kampanyamızı
28 Mayıs’ta başlatıyoruz.
Makro olarak müşterilerimizin
memnuniyetini hizmet
politikamızın merkezine
koyuyoruz. Her zaman
müşterilerimizin yaptıkları
alışverişlerde kazançlı çıkması
için çalışıyor ve çok geniş
kitlelerin faydalanabileceği
kampanyalar hazırlıyoruz. Bu yıl
da, geleneksel olarak
düzenlediğimiz yaz
kampanyamız ile 1 milyon
müşterimize birbirinden değerli
hediyeler veriyoruz.
Makro’dan
geleneksel
yaz kampanyası
Makro olarak, her yıl
olduğu gibi bu yıl da
muhteşem bir yaz
kampanyasına imza atıyoruz
ve Makro müşterilerine,
birbirinden güzel tam 1
milyon hediye dağıtıyoruz.
Makro Kart Gold ile 28
Mayıs’tan itibaren, 50 liralık
alışveriş yapan tüm Makro
Market müşterileri, KazıKazan kartını kazıyarak 1
milyon hediyeden birini
anında kazanma şansı elde
ediyor. Makro Market
olarak, bu yıl
düzenlediğimiz yaz
kampanyasında 1 milyon
Makro Market müşterisinin
yüzünü güldürüyoruz.
Makro Kart Gold sahibi
olan ve bu kartı
mağazalarımızda kullanan
her müşterimiz, rekor
sayıdaki hediyelerden birini
kazanma şansını elde ediyor.
Rekor sayıda hediyelerin
bulunduğu kampanyaya
Makro müşterileri, Makro
Kart Gold ile sadece 50 lira
alışveriş yaparak
katılabiliyor. Makro Kart
Gold ile 50 liralık alışveriş
yapan Makro müşterileri,
anında bir Kazı-Kazan kartı
alma hakkı elde ediyor.
Kazı-Kazan kartında ise tam
1 milyon hediye
müşterilerimizi bekliyor.
Kadın, erkek, genç, yaşlı…
MAKRO VİZYON
Her gruptan
müşterilerimizin
ihtiyaçlarını karşılayacak
nitelikte olan hediyelerimiz
içerisinde en çok dikkat
çekenler, 10 bin adet Sende
Home çift kişilik uyku seti,
10 bin adet Kütahya
Porselen 24 parça yemek
takımı, 10 bin adet Sende
Cook Şehrazat 2’li tencere
seti, 10 bin Sende Home
bay-bayan bornoz takımı ve
10 bin adet birinci sınıf
futbol topu. Bu hediyelerin
yanı sıra en iyi markalardan
oluşan binlerce kişisel
bakım, oyuncak, kozmetik
ve gıda grubundan da
ürünlerin bulunduğu tam 1
08
MAYIS-HAZİRAN 2011
milyon hediye, Makro
Market müşterilerinin
olacak.
Müşteri odaklı aktivasyon
ve kampanyalar
gerçekleştiren bir kurum
olarak, mağazalarımızda
keyifli alışveriş konseptini
günden güne
güçlendiriyoruz. Makro
Market’in avantaj kartı
Makro Kart Gold,
kazandırmaya devam ediyor.
“Hep Ucuz, Hep Kaliteli”
ürünlerimiz ve sürpriz
kazanç avantajlarımızla,
müşterilerimizin 20 yıldır
yanındayız ve daha uzun
yıllar yanında olmaya
devam edeceğiz.
MAKRO HABER
Yaşlılarımızın sonbaharlarını
daha huzurlu geçirmelerine
katkıda bulunduk...
Nestle ve Makro,
yaşlılarımızın daha huzurlu
vakit geçirmelerini
sağlamak için bir projeye
imza attı.
1-30 Mart tarihleri
arasında, ‘Makro’lardan
Nestle, Nescafe, Maggi,
Polo, Coffee Mate, Nestle
Çocuk, Nesquik ve Haribo
markalı ürünlerden alanlar,
yaşlılarımızın sonbaharını
daha huzurlu geçirmelerine
katkıda bulundu.
Huzurevlerinde yaşayan
yaşlılarımızın daha huzurlu
ve güzel bir ortamda vakit
geçirmelerini sağlamayı
hedefleyen proje kapsamında
Ankara, Konya ve Kayseri’de
bulunan 3 adet huzurevinin
televizyon izleme odaları
yenilendi.
“Yaşlılarımızın
Sonbaharlarını Daha
Huzurlu Geçirmelerine
Katkıda Bulunmak İster
Misiniz?” projesi kapsamında
Nestle ve Makro, Keçiören
Belediyesi Sosyal Yardım
İşleri ve Huzurevi, Kayseri
Büyükşehir Belediyesi
Huzurevi ve Konya Dr.
İsmail Işık Huzurevi Yaşlı
Bakım ve Rehabilitasyon
Merkezi’nin televizyon
odalarını yeniledi.
Keçiören Huzurevi’nde
düzenlenen törene Keçiören
Kaymakamı Mustafa Güler,
Keçiören Belediye Başkanı
Mustafa Ak ve Makro
Market Yönetim Kurulu
Başkanı Şeref Songör katıldı.
Keçiören Kaymakamı
Mustafa Güler, Yaşlılara
Saygı Haftası dolayısıyla
Keçiören Huzurevi’nde
düzenlenen törende, herkesin
bir gün yaşlanmadan
huzurevlerini ziyaret etmesini
önerdi. Keçiören Belediye
Başkanı Mustafa Ak da,
yaşlıların ihtiyaçlarının
giderilmesinin sosyal
sorumluluk çalışmaları
çerçevesinde önemli
olduğunu vurguladı ve
Makro-Nestle işbirliğinin
örnek olması gerektiğine
değindi. Makro Market
Yönetim Kurulu Başkanı
Şeref Songör ise, iş yapma ve
ardından para kazanmanın
heyecan verici olduğunu
ancak kazanılan parayla
sosyal sorumluluk
hizmetlerinde
bulunmanın
heyecanının tarif
edilemediğini söyledi.
Konuşmaların
ardından, Konya ve
Kayseri’den yapılan
canlı bağlantılarla
huzurevlerindeki çok amaçlı
salonların yenilenmiş hali
hizmete açıldı. Açılışların
ardından Makro Market
Yönetim Kurulu Başkanı
Şeref Songör, Nestle yetkilisi
Önder Besceli, Keçiören
Kaymakamı Mustafa Güler
ve Keçiören Belediye Başkanı
Mustafa Ak, huzurevini
dolaşarak yaşlılarla sohbet
etti.
Konya (eski)
Konya (yeni)
Kayseri (eski)
Kayseri (yeni)
Ankara (eski)
Ankara (yeni)
MAKRO VİZYON
10
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO HABER
Makro satranç sporunu destekliyor...
Hayat Eğitim Kurumları ve Makro’dan IX. Altınşah
Türkiye Geneli Ödüllü Satranç Turnuvası
Kurulduğu günden bu
yana eğitimde satrancın
önemine sonuna kadar
inanmış, okulda satrancı
ders olarak kabul etmiş,
spor kulübü bünyesinde
oluşturduğu takımlarıyla
Türkiye Kulüpler
Şampiyonalarına katılmış,
Türkiye ve Avrupa
şampiyonlarını bünyesinde
barındıran Hayat Eğitim
Kurumları, geleneksel hale
getirdiği Altınşah Satranç
Turnuvası’nın
dokuzuncusunu 7-8 Mayıs
2011 tarihlerinde Ankara
Arena Spor Salonunda
gerçekleştirdi.
Hayat Eğitim
Kurumları’nın; her yıl
Makro Market ana
sponsorluğunda, Sana,
Algida, Omo, Domestos,
Makro Market Yönetim Kurulu
Başkanı Şeref Songör ve
Unilever Türkiye Satış
Direktörü Neslihan Nigiz
öğrencisini, anne-babaları
ve antrenörleri ile birlikte
aynı heyecanla, aynı amaç
için buluşturdu.
Bu yıl sunuculuğu
Hakan Bilgin tarafından
yapılan turnuvada; kızlarda
3 ve genelde 4 olmak üzere
7 ayrı kategoride yapılan
yarışmalar sonucunda
toplam 225 sporcuya ödül
verildi.
Cappy ve Ülker İçim
Smartt’ın da destekleriyle
Türkiye Satranç
Federasyonu ile işbirliği
içinde gerçekleştirdiği
Türkiye Geneli Altınşah
Ödüllü Satranç Turnuvası,
kategorisinde Türkiye’nin
en büyük katılımının
gerçekleştiği, en uzun
soluklu ve en çok ödülün
verildiği turnuva olma
özelliği taşıyor.2010
yılında, 40’ı aşkın ilden 714 yaş arası toplam 1.700
ilköğretim öğrencisinin
katılımıyla gerçekleştirilen
turnuvaya bu sene 55 ilden
2.050’nin üzerinde sporcu
katıldı. Gelenekselleşen
Altınşah Satranç Turnuvası,
sekiz yılda, satranç tutkunu
7-14 yaş arası toplam
10.000’i aşkın ilköğretim
Makro Market Genel Müdürü
Mehmet Songör ve
Unilever Algida Satış Müdürü
İbrahim Güleç
Hem ödül verdiler,
hem ödül aldılar
Bu yıl ayrıca, turnuvanın
ödül töreni esnasında,
turnuvayı sponsorluklarıyla
destekleyen firmalara da
teşekkür plaketi verildi.
Plaketleri, Unilever adına,
Unilever Türkiye Satış
Direktörü Neslihan Nigiz,
Unilever Algida adına
Unilever Algida Satış
Müdürü İbrahim Güleç ve
Seher Gıda adına Mete
Tuncaylı aldı.
Hayat Eğitim Kurumları Kurucu
Üyesi Hidayet Doğan ve Seher
Gıda Ankara Bölge Zincir
Mağazalar Şefi Mete Tuncaylı
MAKRO VİZYON
12
Hakan Bilgin
Unilever-Gıdadan Sorumlu
Ankara Bölge Müdürü Üner
Akın, kazanan sporcumuza
ödülünü verirken...
MAYIS-HAZİRAN 2011
Unilever-Deterjan ve
Kozmetikten Sorumlu Ankara
Bölge Müdürü Sırrı Acıner,
kazanan sporcumuza ödülünü
verirken...
MAKRO HABER
Makro’da 23 Nisan coşkusu
Çocukların bayramı
23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve
Çocuk Bayramı,
ülke genelindeki
tüm Makrolarda,
büyük bir coşkuyla
kutlandı. Farklı
illerdeki
mağazalarımıza
çocukların sevinci
hakimdi.
Her yıl olduğu gibi bu yıl
da, 23 Nisan hepimizin
içini büyük bir coşkuyla
doldurdu; tabi ki özellikle
de çocukların. Çocukların
bayramı, Makro
mağazalarında eğlenceli
anların yaşanmasına vesile
oldu.
Makro olarak Ankara’da,
Atatürk Orman
Çiftliği’nde çocuklarla
buluştuk. Tarım ve
Köyişleri Bakanlığı Atatürk
Orman Çiftliği Müdürlüğü
ve Hacettepe
Üniversitesi’nin birlikte
düzenlediği “3. Geleneksel
23 Nisan Çocuk Şenliği ”
geniş katılımlı sivil toplum
kuruluşları, kamu kurum
ve kuruluşlarının işbirliği
ile Atatürk Orman Çiftliği
Hayvanat Bahçesi’nde
düzenlendi. Makro’nun da
çocuklar için eğlenceli
olabilecek pek çok
etkinlikle katıldığı şenlikte,
MAKRO VİZYON
Makro Gösteri Ekibi
çocukları eğlendirirken pek
çok hediye dağıttı. Sevimli
maskotumuz Dino ise,
çocuklarla, doğayla iç içe,
sosyal bir ortamda buluştu
ve 23 Nisan’ın tadını
çıkardı.
Malatya’da turnuva
heyecanı
Malatya’da ise Makro
olarak, 23 Nisan’da
düzenlenen iller arası
tekvando turnuvasında yer
aldık. Yeşilyurt’ta yapılan
14
MAYIS-HAZİRAN 2011
organizasyonda
maskotumuz Dino,
stadyumda tüm
katılımcılara ve seyircilere,
bayrak ve şeker dağıttı.
Turnuvanın sonundaki
ödül töreninde ise
madalyaların yanında
Makro tarafından hediye
edilen kitaplar, dereceye
giren öğrencilere takdim
edildi.
Bol müzikli
eğlenceler
Cumhuriyet tarihinde, en
önemli illerimizden biri
olan Samsun’da da bayram
havası hakimdi.
Samsun’daki etkinliklerde,
çocuklarımıza özel
yarışmalar düzenledik ve
küçük hediyeler dağıttık.
Makro Gösteri Ekipleri
çocuklarla birlikte
eğlenirken çocuklar da
eğlenceye yüz boyama ile
katıldı.
MAKRO HABER
Bir destandır Çanakkale...
Hayat Eğitim
Kurumları, bu yıl
Çanakkale Zaferi’nin
önemini bir kez daha
vurgulamak için “Bir
Destandır Çanakkale”
konulu bir resim ve
şiir yarışması
düzenledi. Yarışmanın
ödül töreni, 25 Mart
Cuma günü, Leyla
Gencer Sahnesi’nde
gerçekleştirildi ve
büyük bir ilgi gördü.
Hayat Koleji’nin
Çanakkale Zaferi’ni anmak
amacıyla düzenlediği “Bir
Destandır Çanakkale”
konulu şiir yarışması,
Ankara genelindeki 6., 7.
ve 8. sınıf öğrencileri
arasında gerçekleştirildi.
Son katılım tarihi 11 Mart
olan yarışmanın
sponsorları, Yayla Bakliyat,
Lipton ve Algida idi. Her
yarışmacının bir eserle
katıldığı yarışmalarda,
eserlerin özgün olması
gerekliliği bulunuyordu.
25 Mart günü, saat
18.30’da Leyla Gencer
Sahnesi’nde gerçekleştirilen
MAKRO VİZYON
anma programı ve ödül
töreni öncesinde kazanan
yarışmacıların eserleri de
sergilendi. Resim ve şiir
yarışmalarında dereceye
giren öğrenciler,
birbirinden güzel hediyeler
aldı.
Şiir yarışması
ödülleri:
1.’ ye Netbook
2.’ ye Yarım Altın
3.’ ye Çeyrek Altın
4., 5. ve 6.’ya Mp4
7., 8., 9. ve 10.’ya Mp3
11., 12., 13., 14., 15., 16.,
17., 18., 19. ve 20.’ye
Hediye Paketi
16
MAYIS-HAZİRAN 2011
Resim yarışması
ödülleri:
1.’ ye Netbook
2.’ ye Yarım Altın
3.’ ye Çeyrek Altın
4., 5. ve 6.’ya Mp4
7., 8., 9. ve 10.’ya Mp3
11., 12., 13., 14., 15., 16.,
17., 18., 19. ve 20.’ye
Hediye Paketi
MAKRO HABER
Defilesi, 16 Nisan
Cumartesi günü saat 13.30
itibarıyla Makro Market
Abidinpaşa mağazasında
gerçekleşti. Uzman
kuaförlerin ellerinden çıkan
saç tasarımları, Elidor’un
saçlara kattığı güzelliği ve
hacmi gözler önüne serdi.
Mağaza ortamında
gerçekleşen defile, Makro
Market müşterilerinden
büyük ilgi gördü.
Perakende sektöründe bir
ilki daha gerçekleştiren
Makro
Market
ve Elidor,
bu sıra
dışı defile
ile tüm
izleyicilere
keyifli
anlar
yaşattı.
Makro Market’te
Elidor Saç Defilesi
Nano-teknoloji ile
geliştirdiği formülü
sayesinde kadınları her
santimi güçlü saçlara
kavuşturan Elidor, Makro
ile gerçekleştirdiği işbirliği
kapsamında Elidor Saç
Defilesi düzenledi. Genç
neslin ünlü
mankenlerinden Elif Ece
Uzun’un da podyumda
yürüdüğü Elidor Saç
Makro’dan Kadınlar Günü’ne özel
Ülkemizde ilk olarak
1921 yılında
kutlanmaya başlanan
8 Mart Dünya
Kadınlar Günü’nün
anlamı çok büyük.
Bizi dünyaya getiren
annelerimiz, her
zaman yakımızda olan
kardeşlerimiz ya da
belki de en yakın
arkadaşımız…
Makro
olarak, tüm
kadınların
Kadınlar
Günü’nü
kutluyoruz.
Makro olarak, her yıl 8
Mart Dünya Kadınlar
Günü’nde kadınlarımıza
verdiğimiz değeri
göstermek için tüm
mağazalarımızda
karanfiller dağıtıyoruz. Bu
yıl da tüm Makro Market
mağazaları, Kadınlar
Günü vesilesiyle karanfil
bahçesine dönüştü ve
Makro, müşterisi olan
tüm kadınların Kadınlar
Günü’nü kırmızı
karanfille kutladı.
Ayrıca, 8 Mart günü,
Makro Kart Gold ile
cilt bakım ürünü
alışverişi yapan tüm
kadınlarımız, ürünlere
MAKRO VİZYON
ödedikleri ücretin yarısını,
Makro Para Puan olarak
geri aldı. Ayrıca Kotex de
Makro müşterilerine özel
bir kampanyaya imza attı.
8-25 Mart tarihleri
18
MAYIS-HAZİRAN 2011
arasında Makro Kart
Gold ile Kotex
markasından en çok
alışveriş yapan ilk 150
kişiye, bir yıllık Kotex
hediye edildi.
MAKRO HABER
MAKRO
KAZANDIRMAYA
DEVAM EDİYOR
Omo’dan 140 bisiklet
Omo ve Makro,
Makro’nun açılan 140.
mağazası şerefine
baharın en güzel
kampanyasına imza
attı. 5-25 Nisan
tarihleri arasında,
Makro’lardan Makro
Kart Gold ile Omo
Matik 6 kg toz deterjan
veya Omo Total Sıvı
Deterjan 1400 ml
alanlar, yapılan çekiliş
sonunda, 140
bisikletten birini
almaya hak kazandı.
Anavarza’dan
100 çeyrek altın
Altın değerindeki
Anavarza’dan Makro
müşterilerine özel altın gibi
kampanya. Makro Kart
Gold ile 23 Nisan-31
Mayıs tarihleri arasında,
Anavarza ürünlerinden 50
TL ve üzeri en çok alışveriş
yapan 100 Makro müşterisi
100 altın kazanma şansı
elde edecek.
Makro’dan otomobil fırsatı
Makro alışverişleriniz birbirinden değerli hediyeler
kazandırmaya devam ediyor. Makro Kart Gold ile 12
Nisan-31 Mayıs tarihleri arasında Makro’nun Binkonut
ve Yazır mağazalarından yapacağınız, içinde en az 1
adet Doğuş markalı ürün bulunan her 30 TL ve katları
alışverişinize çekilişle süper hediyeler kazanma şansı
yakalayabilirsiniz. Çekilişe katılan 1 kişiye 2011 model
Dacia Logan 1.6 otomobil, 5 kişiye Kumtel infrared
ısıtıcı, 5 kişiye Luxel termostatlı fırın, 5 kişiye de Tefal
ütü hediye edilecek.
Air Wick alanlar Marc
kazandı, temizliğin
kokusu uzadı
Cem Tarık Yüksel-Unilever
Satış Müşteri Geliştirmeden
Sorumlu Başkan Yardımcısı
Şeref Songör Makro Market
Yönetim Kurulu Başkanı
1-17 Mart tarihleri arasında
Makro Kart Gold ile 15 TL
değerinde Air Wick alışverişi
yapan Makro müşterilerine
Marc 900 ml yüzey
temizleyici hediye edildi.
MAKRO VİZYON
20
MAYIS-HAZİRAN 2011
Boşunu getir,
dolusunu götür
Makro, muhteşem bir geri
dönüşüm kampanyasına
imza atıyor. Markası ne
olursa olsun,
kullandığınız 700 ml
şampuanlarınızın boş
kutularını getirin,
Makro’dan alacağınız
Dove, Clear ve Elidor
markalı şampuanlardan
1 TL indirimli alın.
1 dakikada
neler
alabilirsiniz?
5-15 Mart tarihleri
arasında, Makro Kart
Gold ile Arbella
Makarna, Ülker, Doğuş
Çay ve Çınar Baharat
ürünlerinden en çok
alışveriş yapan 3’er
müşterimiz, Makro
Market’te “1 Dakikada
Bedava Neler
Alabilirsiniz?”
yarışmasına katılma
hakkı kazandı. Yarışma
esnasında istediği ürünleri
sepetine dolduran
müşterilerimize aldıkları
ürünler hediye edildi.
MAKRO HABER
Bir fincan
kahvenin 40 yıl
hatırı vardır
%100 yağda bile etkili
Fairy’den Makro
müşterilerine kahve
fincanı… 5 Mart-30
Nisan tarihleri arasında,
Fairy 40’lı bulaşık
makinesi kapsülü ile 1500
ml bulaşık deterjanını
birlikte alan Makro
müşterilerine, anında
Kütahya Porselen’den 2’li
fincan takımı hediye
edildi.
MAKRO
KAZANDIRMAYA
DEVAM EDİYOR
41 üründe
%41 indirim
Konya ve Karamanlı
Makro müşterileri,
18-22 Mart tarihleri
arasında, Makro
mağazalarındaki 41
ürünü %41
indirimle satın aldı.
Ayrıca Makro Kart
Gold ile en çok
alışveriş yapan 41
Makro müşterisine
altın “Maşallah”
hediye edildi.
Makro Kart Gold ile, 5-31
Mart tarihleri arasında tüm
Makro mağazalarında en
çok Mavi-Yeşil alışverişi
yapan 125 Makro
müşterisi, süper hediyeler
kazandı. İşte, Mavi-Yeşil
tüketerek sağlıklı yaşamı
arayanlara hediye edilen
ürünler: 5 kişiye kondisyon
bisikleti, 15 kişiye DVD
Player, 25 kişiye dijital
tansiyon aleti, 35 kişiye
dijital baskül, 45 kişiye
şeker ölçüm cihazı.
Makro’da özel günlere, özel indirimler
Makro, Dünya Avukatlar Günü’nde avukatlarımızı
unutmadı. Dünya Avukatlar Günü sebebiyle 5-6 Nisan
tarihlerinde tüm avukatlarımıza, %10 indirim uygulandı.
Ayrıca 10-11 Nisan tarihlerinde Polis Haftası sebebiyle, tüm
polislere de %10 indirim uygulaması yapıldı. Makro her yıl
olduğu gibi bu yıl da 14 Mart Tıp Bayramı’na özel olarak
sağlık çalışanlarını unutmadı. 14 Mart ve 15 Mart günleri
Makro mağazalarından, Makro Kart Gold kullanarak
alışveriş yapan sağlık çalışanlarına %10 indirim yapıldı.
MAKRO VİZYON
Bingo Dynamic ve Tefal’den
“İşte Budur” dedirten
kampanya… 5-25 Nisan
tarihleri arasında, Makro
Kart Gold ile tek seferde 5
TL ve üzeri Bingo Dynamic
markalı ürün alışverişi
yapan 50 kişi çekilişle
Tefal’den 50 TL’lik hediye
çeki kazandı.
Sağlıklı bir
yaşama, süper
hediyeler
Ariel’den
leke çıkarıcı
1-30 Nisan tarihleri
arasında, Ariel Matik
çeşitlerinden 1 adet alan
tüm Makro müşterilerine,
1 adet 500 ml Ariel
Proffesional Leke Çıkarıcı
hediye edildi.
Bingo’dan
Tefal fırsatı
22
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO HABER
MAKRO
KAZANDIRMAYA
DEVAM EDİYOR
Nestle’den
100 Scooter
23 Nisan Ulusal
Egemenlik ve Çocuk
Bayramı’na özel olarak,
Makro Kart Gold ile
18-25 Nisan tarihleri
arasında Nestle
ürünlerinden en çok
alışveriş yapan 100 minik
Makro müşterisine Scooter
hediye edildi. Kampanya,
18-25 Nisan tarihleri
arasında, Polo, Nestle,
Haribo, Nesfit, Maggi,
Nescafe, Nesquik ve Coffee
Mate markalı ürünlerden
yapılan alışverişlerde
geçerli oldu.
EN UYGUN FİYATLAR MAKRO ALIŞVERİŞİNDE
Makro müşterilerine
alışveriş yaparken
kazandırıyor. Makro, belli
miktar alışveriş yapan
müşterilerine, pek çok
üründe büyük indirimler
sağlıyor. Makro’nun indirim
kampanyalarını,
billboard’lardan takip edin,
siz de kazançlı çıkın!
ve katları alışveriş yapan
Makro müşterileri, 1 kiloluk
Uzungil reçel çeşitlerini 3
TL’den satın aldı.
16-25 Nisan tarihleri
arasında, tarihleri arasında,
Makro Kart Gold ile 30 TL
ve katları alışveriş yapan
Makro müşterileri, 48’li
Lipton Yellow Label demlik
poşetini 2,50 TL’den satın
aldı.
24-30 Nisan tarihleri
arasında, 6 kilogramlık
Omo alan Makro
müşterileri, 6 litrelik
Yumoş çeşitlerini, 6 TL’den
satın aldı.
25 Mart-1 Nisan tarihleri
arasında, Makro Kart Gold
ile 30 TL ve katları alışveriş
yapan Makro müşterileri,
600 ml’lik Viking Jel’i 3,50
TL’den satın aldı.
2-11 Nisan tarihleri arasında,
Makro Kart Gold ile 30 TL
1 paket=Hayat kurtaran 1 aşı
Pampers tüm dünyadaki bebekleri, yenidoğan
tetanosuna karşı korumak için çok anlamlı bir sosyal
sorumluluk projesine imza atıyor. Makro da bu
projeyi desteklemek amacıyla Makro müşterilerine
pek çok hediye dağıtıyor. 26 Mart-4 Nisan tarihleri
arasında, Makro mağazalarından Prima ve Pampers
alanlar hem kampanyaya destek oldu hem de
bebekleri için birbirinden güzel hediyeler kazandı. 20
TL’lik alışverişe mama önlüğü 30 TL’lik alışverişe
fotoğraf albümü ve 50 TL’lik alışverişe ise bebek
bornozu hediye edildi.
MAKRO VİZYON
24
MAYIS-HAZİRAN 2011
26 Mart-1 Nisan tarihleri
arasında, Makro Kart Gold
ile 50 TL ve katlarında
alışveriş yapan Makro
müşterilerine Night&Day
hediye edildi.
5-14 Mart tarihleri
arasında, Makro Kart Gold
ile 30 TL ve katları alışveriş
yapan Makro müşterileri,
2160 gramlık Domestos’u
3 TL’ye satın aldı.
12-21 Mart tarihleri
arasında, Makro Kart Gold
ile 30 TL ve katları alışveriş
yapan Makro müşterileri, 1
litrelik Perwoll çeşitlerini
2,75 TL’den satın aldı.
19-28 Mart tarihleri
arasında, Makro Kart Gold
ile 30 TL ve katları alışveriş
yapan Makro müşterileri, 2
adet 300 ml’lik Hobby Duş
Jeli’ni 3 TL’den satın aldı.
28 Mart Pazar günü, Makro
Kart Gold ile 200 gramlık
Nescafe Gold alan tüm
makro müşterilerine Eti
Browni Intense alabilecekleri
bir hediye çeki verildi.
Makro müşterileri hediye
çeklerini 3 Nisan tarihine
kadar kullandı.
MAKRO KISA KISA
Yıllar boyu geçerli
bir alışveriş listesi
Beslenme
KISACA
Hafızanı besle!
Hafızanız zayıfsa az karbonhidrat tüketiyor olabilirsiniz. Çünkü karbonhidrat eksikliği beynin en önemli enerji kaynağı olan glikozu düşürüyor ve vücut
glikoz depolayamıyor. Dolayısıyla düzenli olarak karbonhidrat tüketmek çok
önemli. Mesela tam tahıllı mısır gevrekleri ya da öğünün içindeki buğday ekmeği gibi gıdaları tüketebilirsiniz.
KAHVALTIDA YUMURTA
Kahvaltıda karbonhidrat yerine yumurta yemenin sizi daha uzun süre
tok tutacağını biliyor muydunuz? Yapılan araştırmalar gösteriyor ki,
kahvaltıda yumurta yemek, kişiyi daha az acıktırarak zayıflamaya
yardımcı oluyor. Ayrıca yumurta, tüm besinler içerisinde en kaliteli
proteini içeriyor. Yumurta proteini, insan vücudunda
sentezlenemeyen ve kesinlikle besinlerle dışarıdan alınması gerekli
olan amino asitleri bulunuyor. Yumurta başlıca A, D, E ve B grubu
vitaminleri içermesinin yanı sıra, vücut hücrelerinin yenilenmesine
yardım eder. Yumurta sarısındaki A vitamini de gözün iyi görmesini
sağlar, kemik gelişimi ve sağlıklı dişler için de gereklidir.
Liflerle beslenme
Uzun yıllar güçlü ve sağlıklı
kalabilmek için neler yemek
gerekir? Bu, hepimizin merak
ettiği bir konu. Son zamanlarda
yayınlanan araştırmalara
bakarsak, antioksidanların, E
vitamini bakımından zengin
gıdaların öneminin çok büyük
olduğunu söyleyebiliriz. Koruyucu,
kimyasal ve renklendirici madde
içeren gıdalardan da uzak durmak
gerekiyor. Biz de sizin için
yaşlanma karşıtı bir alışveriş listesi
hazırladık. Bu listeyle daha uzun
ve sağlıklı yaşayabilirsiniz.
• Badem, ceviz, fındık • Nohut
• Yeşil çay • Zeytinyağı • Buğday
ekmeği • Tahıllı makarna çeşitleri
• Ton balığı, somon balığı ve
alabalık • Brokoli • Böğürtlen
• Ahududu • Portakal • Kiraz
• Nar • Ispanak • Domates
• Çilek • Kırmızı üzüm
90
Bel ölçüsünüz 90 ve
üzeriyse, her sene kalp
sağlığı kontrolü
yaptırmayı
unutmayın!
ve
ıdır. Meyve, sebze, baklagiller, tahıllar
Lif, bitkinin kolay hazmedilemeyen kısm
e
ikiy
e
eyen ve çözünebilen lifler olmak üzer
fındıkta bolca bulunan lifleri, çözünem
eğin
erin içinde gizli olarak bulunuyor. Örn
ayırabiliriz. Çözünebilen lifler, yiyecekl
i
edek
Mid
.
rdir
lifle
lifler ise vazgeçilemeyen
elmanın etli kısmında… Çözünemeyen
a
asın
deleri sıkıştırarak vücuttan atılm
sıvıları emerek şişen bu lifler, artık mad
ve sebzelerin kabuklarında ve dış
neden olur. Çözünemeyen lifler, meyve
enerek midenizdeki boşlukları daha
kısımlarında bulunur. Lifli gıdalarla besl
da daha az abur cubur yemenizi sağlar.
sağlıklı bir şekilde doldurabilirsiniz. Bu
MAKRO VİZYON
26
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO KISA KISA
Mutlu ayaklar
lar giymek,
Yazın açık ayakkabı
çok hoş bir
özellikle kadınlar için
larınızı ne
seçenek. Ancak ayak
nız, o kadar
kadar açıkta bırakırsa
ır. Ayrıca o
çabuk çatlar ve yıpran
pek çok mikrop
çatlaklardan içeriye
her gece
girebilir. Bu sebeple,
larınıza çatlak
yatmadan önce ayak
ğlayan bir
giderici ve koruma sa
tün bir gün
krem sürmelisiniz. Bü
ayaklarımıza
boyunca bizi taşıyan
imize bakmak
bakmak da en az cild
kadar gerekli.
Güzellik
KISACA
Kusursuz bir cildin özellikleri
Herkesin istediği kusursuz cilt nasıldır ve
sizinkinden ne farkı vardır, hiç
düşündünüz mü? Her cilt tipi
için geçerli olan özellikler:
• Parlaklık
• Küçük gözenekler
• Renk eşitliği
• Pürüzsüzlük
• Esneklik
Elektriklenen saçlar
Dört cilt düşmanı
Cilt diyeti son zamanlarda hepimizin duyduğu bir terim. Daha
sağlıklı bir cilde sahip olmak için yemeniz gereken gıdalar
olduğu gibi, bazılarından da koşarak kaçmanız gerekiyor.
Bunlar tuzlu yemişler, alkol, kızarmış yiyecekler ve rafine
karbonhidratlar.
Yenilen tüm tuzlu yemişler ve cipsler, aşırı sodyum içerir. Aşırı
sodyum vücuttaki nemi emer ve sonuç, şiş göz kapakları ve
göz torbalarıdır. Alkol de tıpkı sodyumun yaptığı gibi, nemi
emer. Ayrıca kan damarlarını genişletir ve cildin aşırı
yıpranmasına neden olur. Kızarmış yiyecekler ise, deri
hücrelerinin ölümüne neden olur. Özellikle fast-food
restoranlarda kullanılan, aşırı ısıya maruz kalmış yağlar, zararlı
bir bileşik açığa çıkarır. Bu da kuru, mat ve pul pul dökülen
bir cilde sebep olur.
Şeker, kola ve çoğu işlenmiş yiyecek rafine karbonhidrat
grubuna giriyor. Bu yiyecekler de yağ üretimini aktif hale
getiren androjen hormonu salınımını arttırıyor. Böylece çok
daha fazla sivilce açığa çıkıyor.
Ayrıca bu gıdaların sağlığınıza verdiği zararlardan
bahsetmiyoruz bile…
Pek çoğumuzun en büyük sorunlarından biri olan
kuru ve elektriklenen saçların
sebebinin protein olabileceğini
biliyor musunuz? Kullandığınız
saç kreminin etiketini kontrol
edin. Eğer içindekiler listesinde
Vücutlarıyla mutlu
protein oranı fazlaysa saçlarınız
bundan dolayı elektrikleniyor
olduğunu söyleyen
olabilir. Gliserin ya da Shea yağı
kadınların oranı
içeren bir saç kremi size rahat bir
nefes aldırabilir.
19
MAKRO VİZYON
28
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO KISA KISA
Ağız kokularının sebebi
Sağlık
KISACA
Çoğu da zarar,
azı da…
Sadece birkaç
tane sigara
içmenin günde
bir paket
bitirmekten pek
de bir farkı yok.
Yapılan bir
araştırmaya göre, daha az
sigara içmek kanser veya sigara
sonucu oluşan diğer
hastalıkların riskini
azaltmıyor. Araştırmanın
sonuçları, az miktarda sigara
içenlerin de çok fazla içenlerle
aynı sebeplerden dolayı erken
yaşta öldüğünü gösteriyor.
Sadece bu alışkanlığı tamamen
bırakanların riski yarı yarıya
düşüyor. Sigarayı bırakmak
istiyorsanız, nikotin bantları
işinize yarayabilir.
Diş çürükleri, diş eti iltihapları, dilin
fırçalanmaması, çeşitli kronik boğaz rahatsızlıkları ve hatta mide ve akciğer problemleri, ağız kokusuna sebep olabilir. İyi bir ağız
hijyeni için dişlerin her gün en az 2 defa
fırçalanması gerektiğini hepimiz biliyoruz.
Ancak dişlerin yeterli bir süre fırçalanması
da çok önemli (aşağı yukarı 2 dakika). Ağız
sağlığını desteklemek için diş ipi ve ağız
gargarası da kullanmak gerekiyor. Ancak
unutmayın ki, ağız gargarası hiçbir zaman
diş fırçalamanın yerini tutmaz. Yani “Ağzımı
gargaraladım, fırçalamama gerek yok” demek
çok yanlış bir yaklaşım.
Eğer tüm bu önlemlere rağmen hala ağız
kokusundan kurutulamıyorsanız, diş doktorunuza
danışmanızda fayda var.
En güçlü bağışıklık sistemi
Bağışıklık sistemini güçlendirmenin yolu, 3 ana yöntemden geçer:
1. Dinlenme, egzersiz ve uyku düzeni
2. Yeterli miktarda protein, vitamin ve yağ alımı
3. Besin ve vitamin takviyesi
C vitamininin günde 500-1000 mg alınması,
bağışıklık sisteminizi güçlendirerek daha zinde
hissetmenizi sağlayabilir. Ayrıca bu vitaminin
antioksidan etkisi de çok önemli. Çinko ve
Kirli havalı bir şehirde
Biotin desteği ise bağışıklık sisteminin
yaşayanların nefesle
güçlenmesi yanında saç ve deri sorunlarını da
azaltır. Ayrıca B12, Folik Asit ve E vitamini
ilgili bir hastalıktan
strese karşı vücudun daha iyi durumda olmasına
ölme riski
yardımcı olur. Özellikle üst solunum yolu
enfeksiyonlarını sık geçiren kişilerin bu takviyeleri
alması, bu kötü durumun şiddetini ve sıklığını azaltır.
32
Kabızlığa çare
Kabızlığa yol açan faktörlerin en önemlisi, yetersiz fiziksel
aktivite. Bunun yanında, az su tüketimi, düşük posalı gıdalarla
beslenme ve uzun süreli yağsız diyetler de sayılabilir. Kabızlıktan
kurtulmak için günde en az 8-10 bardak su içmelisiniz. Ayrıca,
posa açısından en zengin gıdalar olan kuru baklagiller, tahıllar ve
taze meyve ve sebzeleri tüketmenizde fayda var. Bazı yiyeceklerin,
doğal laksatif özellikleri olduğunu da unutmayın! Bunlar arasında
en öne çıkanlar, erik, bal, incir, ahududu ve çilek. Her gün 40-45
dakika kadar fiziksel aktivite, sadece kabızlığın önlenmesi için
değil, aynı zamanda sağlıklı bir yaşam için de gerekli.
MAKRO VİZYON
30
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO KAPAK
Sağlıklı bir yaşam için...
Spor
İyi bir kan
dolaşımı için
yürüyün
Düzenli olarak spora
ayıracak vaktiniz
olmayabilir. Ancak bu spor
yapmanıza engel değil.
Tüm uzmanların söylediği
gibi yürüyüş yapmak hiç
spor yapmamaktan çok
daha iyi. Yakın mesafelere
yürüyerek gitmeye
başlayabilirsiniz. Ancak
unutmayın, tempolu ve
nefes egzersizleriyle
yürümenizde fayda var.
Yürüyüş, kan akışını ve kan
damarlarının miktarını
arttırarak dolaşımı
iyileştirir, böylelikle kalpdamar ve beynin damarsal
hastalıklarına karşı riski
azaltır. Vücut kaslarını
güçlendiren yürüyüş, her
Spor, türü ne olursa olsun, hem stresten
arınmak hem de sağlıklı bir yaşam
sürdürebilmek adına büyük bir önem
taşıyor. Tabi sporu hangi şartlarda ve nasıl
yaptığınız da oldukça önemli. Belli bir
disipline oturtup düzenli olarak yaptığınız
her spor dalı, mutlu bir yaşamın anahtarını
taşıyor. İşte hem takıma ihtiyaç duymadan
bireysel olarak yapabileceğiniz hem de
keyifli saatler geçirmenize yardımcı olacak
spor dalları ve faydaları...
MAKRO VİZYON
32
MAYIS-HAZİRAN 2011
bir kasılmada kalbin
pompaladığı kan miktarını
da arttırır. Yürüyüşün
faydaları bunlarla da sınırlı
değil; sindirimi
kolaylaştırır, şişmanlık
riskini azaltır, yaratıcı
düşünce potansiyelini
yükseltir ve lenfatik
dolaşıma yardımcı olur.
Yaz-kış demeden
yüzün
Yüzme, yaz-kış demeden
her mevsim yapılması çok
faydalı bir spor. Sağlıklı bir
şekilde kilo vermek,
selülitlerden kurtulmak,
fiziksel olarak güçlenmek
istiyorsanız mutlaka
yüzmelisiniz. Yüzerek
yalnızca 1 saat içerisinde
800 kalori birden
yakabiliyorsunuz. Vücudun
akımı ve nefes alma
sistemlerini uyarıyor, kalp
ve damar hastalıkları riskini
azaltıyor. Bu spor dalı
özellikle bel fıtığı gibi
rahatsızlığı olanlara ve
hamilelere uzmanlarca
tavsiye ediliyor. Hamileliği
boyunca yüzme sporuna
devam edenler, çok daha
kolay bir normal doğum
gerçekleştirebiliyor.
Düzenli bir yüzme
programı için, haftada 2
veya 3 gün birer saat
ayırmanız yeterli. Bu süreyi
yüzmeye başlamadan önce
yapacağınız birtakım
egzersiz hareketleriyle
geliştirebilirsiniz.
Çalışmalara belli bir
MAKRO KAPAK
bütün kaslarının aynı anda
çalışmasına yardımcı olan
yüzme, her yaşta
yapılabilen bir spor
olmasının yanı sıra sağlıklı
kalmanın en eğlenceli
yollarından biri. Yüzme,
dayanıklılığı arttırıyor, kan
mesafeyi yüzmeyi
hedefleyerek başlayın.
Nefes alış-veriş teknikleri
ve yüzme stilleri
konusunda eğitim almanız
da sizin için faydalı olabilir.
Zaman içerisinde yüzme
mesafenizde artış olacağını
göreceksiniz ve daha az
yorulacaksınız. Suyla uyum
içinde yüzmeyi
başardığınızda hem ruhsal
açıdan dinginleşeceksiniz
hem de beden gelişimi
açısından avantaj
sağlayacaksınız.
Tenis ile rakip
tanımayın
Henüz hiç tenis
oynamamış olabilirsiniz.
Ancak unutmayın, hiçbir
şey için geç değil. Vücuda
pek çok faydası olan tenis,
hem son derece zevkli, hem
de yeniden canlanmak
adına güzel bir başlangıç.
Her ne kadar her spor dalı
gibi pek çok faydası olsa da
tenis oynarken dikkat
edilmesi gereken bir takım
noktalar var. Öncelikle
tenis oynamaya
başlamadan önce
kaslarınızın ve
eklemlerinizin tam olarak
ısındığından emin
olmalısınız. Oyuna
başlamadan önce, oyun
MAKRO VİZYON
esnasında ve sonrasında bol
bol su tüketmenizde fayda
var. Sakatlandığınız zaman
veya göğsünüzde ağrı
hissettiğinizde hemen spora
son verip bir uzmanla
irtibat kurun. Enerji
seviyesini arttıran bir spor
olan tenis, vücuttaki
yağların yakılmasında en
etkili spor dallarından biri
ve vücuda alınan oksijenin
kaslar tarafından verimli
olarak kullanılmasını
sağlıyor. Topun takip
edilmesi ilk başlarda çok
zor gelse de zaman
içerisinde bu durum size
hız kazandırıyor. Vücuda
denge kazandıran tenis,
kemikleri de güçlendiriyor.
Öte yandan oyun boyunca
yapılan manevralar daha
esnek bir vücut yapısına
sahip olmanıza yardımcı
oluyor. Tenis oynamanın,
kişilerin ruhsal açıdan D
33
MAYIS-HAZİRAN 2011
Spor, akciğer
kapasitenizi
arttırarak,
oksijenin
akciğerlerden
kana geçebilme
kabiliyetini ve
kalp krizi
geçirdikten
sonra, hayatta
kalma şansınızı
arttırır. Ayrıca,
kandaki
yoğunlaşmayı da
azaltır.
MAKRO KAPAK
kendilerini iyi
hissetmelerine de çok
büyük faydası var. Çalışma
disiplini kavramını
geliştiren tenis, kişideki
sorumluluk duygusunu da
pekiştiriyor. Sürekli
mücadele etmeyi öğrettiği
gibi, rüzgar, güneş gibi dış
etkenlere karşı direnç
kazandırıyor. Stratejik
açıdan önemli bir spor dalı
olan tenis, rakipleri
yenmek adına yeni
stratejiler geliştirmenize ve
planlı olmanıza olanak
sağlıyor.
takımı almanıza da gerek
yok. Artık çok uygun
fiyatlarla kayak
merkezlerine yakın
mağazalardan bu
malzemeleri günlük veya
haftalık olarak
kiralayabiliyorsunuz.
Kayak biliyorsanız ancak
çok iyi değilseniz,
tekniğinizi geliştirmek için
size bazı ipuçları da
veriyoruz: Zemini çok sert
pistlerde bütün dikkatinizi
parmaklarınıza verin ve
kendinizi mümkün
olduğunca gevşek bırakın.
Böylece bütün vücudunuz
serbest kalır ve rahatlar.
Kaymaya başladığınızda
bütün ağırlığınızı öncelikle
topuklara vermeye çalışın,
daha sonra bu ağırlığı
ayaklarınız üzerine
kaydırın. Tüm spor
dallarında olduğu gibi
kayakta da belli bir ritimde
nefes alıp vermeyi sakın
unutmayın.
Spor, yüksek tansiyon
riskini veya ilerlemesini
azaltır. Yüksek
tansiyonu olanların,
tansiyonunu kontrol
altında tutmasına
yardımcı olur.
Kar sevenler
için kayak
Pahalı ve öğrenilmesi çok
zor bir spor dalı gibi
gösterilse de kayak yapmak
o kadar da zor ve pahalı
değil. Yakınlarınızda kayak
merkezleri varsa, hafta
sonları günübirlik
seyahatlerle kayak yapmaya
gidebilirsiniz. Bu size hem
kısa bir tatil gibi gelecek
hem de mis gibi dağ
havasında ciğerleriniz
oksijenle dolacak. Üstelik
bu sporu yapmak için
kayak kıyafeti ve kayak
MAKRO VİZYON
34
MAYIS-HAZİRAN 2011
Spor ile 41 kere
“Maşallah”
Uzmanlar neden durmadan
düzenli spor yapmanın
önemini vurguluyor diye
düşünüyorsanız ve hala spor
yapmayı ihmal ediyorsanız,
işte size 41 önemli neden!
1- Yüksek tansiyon riskini
veya ilerlemesini azaltır.
Yüksek tansiyonu
olanların, tansiyonunu
kontrol altında tutmasına
yardımcı olur.
2- Kandaki iyi kolesterolü
(HDL) arttırır.
3- Dinlenme kalp atımını
düşürür. Kalp-damar
dolaşımını geliştirir.
4- Vücut ısınızı soğutmak
için, deri yüzeyine gerekli
kan akışı kabiliyetini
arttırır.
5- Akciğer kapasitenizi
arttırarak, oksijenin
akciğerlerden kana
geçebilme kabiliyetini
arttırır.
6- Kalp krizi geçirdiktenD
MAKRO KAPAK
sonra, hayatta kalma
şansınızı arttırır.
7- Kandaki yoğunlaşmayı
azaltır.
8- Orta seviyeli egzersizler
sırasında, kalp atım sayısını
düşürür ve anormal nabız
atım incinmelerini azaltır.
9- Kaslarınızın kandan
oksijen çıkarma kabiliyetini
arttırır.
10- Çarpıntı riskini azaltır.
11- Çok çeşitli sebeplere
bağlı baş ağrılarından
kurtulmanızı sağlar.
12- Hamilelikte
karşılaşılan birçok
rahatsızlıktan (kabızlık, bel
ağrısı, mide ekşimesi gibi)
kurtulmanızı sağlar.
13- Sıcaklığa karşı
tahammülünüzü arttırır.
14- Endişe ve
kuruntularınızı azaltır.
15- Stresten korunmanızı
sağlar.
16- Vücudun üst solunum
yolları enfeksiyonuna karşı
direncini arttırır.
17- Şeker hastalığınızın
gelişme riskini azaltır.
18- Prostat kanserinin
gelişme riskini azaltır.
19- Sigarayı bırakmanıza
yardımcı olur.
20- Bağırsak kanserinin
gelişme riskini azaltır.
21- Göğüs kanserinin
gelişme riskini azaltır.
22- Eklem
rahatsızlıklarından dolayı,
eklemlerin bozulma
oranını yavaşlatır.
23- Kan şekerinin kontrol
altında tutulması için gerekli
insulin miktarının
düşürülmesine yardımcı olur.
24- Yaralanmalara karşı
korunmayı sağlar.
25- Eklemlerdeki kıkırdak
dokunun yoğunluğunu
arttırır.
26- Bağışıklık sisteminizi
güçlendirir.
27- Depresyonun
hafifletilmesine ve
atlatılmasına yardımcı olur.
28- Soğuk ortamlara çabuk
adapte olma kabiliyetinizi
arttırır.
29- Bel ağrılarından
kurtulmanıza yardımcı
olur.
30- Eklem esnekliğini
korur ve gelişmesine
yardımcı olur.
31- Kemik erimesi hastalığı
riskinin gelişmesini azaltır.
32- Zihinsel
uyanıklılığınızı arttırır.
33- Kilonuzu korumanıza
veya kilo kaybetmenize
yardımcı olur.
34- Yaratıcılık gücünüzün
artmasına yardımcı olur.
Spor, kan şekerinin
kontrol altında
tutulması için gerekli
insülin miktarının
düşürülmesine
yardımcı olur,
yaralanmalara karşı
koruma sağlar ve
eklemlerdeki kıkırdak
dokunun
yoğunluğunu arttırır.
MAKRO VİZYON
36
MAYIS-HAZİRAN 2011
35- Sağlık harcamalarının
ve ilaç kullanımının
azalmasına yardımcı olur.
36- Yabancı madde
kullanımı ile mücadeleye
yardımcı olur.
37- Yüksek oranda gıda
tüketmenizi sağlar, fakat
buna rağmen, kalori
dengenizin aynı kalmasına
yardımcı olur.
38- Ağır ilerleyen
şişmanlığa karşı korur.
39- Denge ve
koordinasyonunuzun
gelişmesine yardımcı olur.
40- İştahınızın kısa süreli
etkilerle azaltılmasına
yardımcı olur.
41- Yaşlı bireylerde,
kısa süreli belleklerin
gelişmesine
yardımcı olur. n
MAKRO GÜNCEL
Anneler
Çocuğunun zeka ve
kişiliğinin gelişmesinde
annenin çizdiği yol
yadsınamaz. Anne bunun
için, eğitim kurumlarından
bağımsız olarak çocuğun
masallarla, hikayelerle hayal
dünyasının gelişimine
katkıda bulunabilir.
“Anneler Üzerine 365 Söz” adlı kitapta, pek çok önemli ismin anneleriyle ilgili
Onunla resim yapıp, ona
söylediği en güzel sözleri bulmak mümkün. Çoğu hepimizin duygularını anlatan bu
şarkılar öğretmesi, çocuğun
sözlerden en anlamlısı belki de, Ann Taylor’ınki: “Düştüğüm zaman kim koşar yardım yaşamdaki sosyal
etmeye, ve anlatır güzel bir hikaye, ya da iyileşmesi için öpmeye? Annem.” Çünkü o, her durumunu belirler. Anne
çocuğuyla ilgiliyse, çocuk
zaman yanımızdadır ve hayatımız boyunca koruyup kollar. Anneler Günü de
da hayatı boyunca gerekli
annelerimize olan vefa borcumuzu ödeyebileceğimiz en anlamlı günlerden biri.
adımları, arkasında
Pek çoğumuz için annemiz
bağ, hayatımızın geri
kendisini seven insanların
bu sözlerle anlatılabilir. Bizi
kalanında nasıl bireyler
olduğu bilinciyle, daha
hayata getiren, düştüğümüz
olacağımızı da etkiliyor. Bu
rahat atar. Bunlara bağlı
zaman yaralarımızı saran,
bakımdan, annelerin
olarak şunu diyebiliriz ki,
cahillikten bilgeliğe,
bilinçli ve eğitimli
annenin bilinçli ve eğitimli
mutsuzluktan mutluluğa
olmasının çocuğun
olması, çocuğun yani
geçiren bir köprü. Hayatla
geleceğine olumlu olarak
toplumun bilinçli olması
ilk köprümüz olan
yansıyacağını söylemek
demektir. Bu amaçla pek
annemiz, aynı zamanda
yanlış olmaz.
kurumları gelse de artık
çok kurum 0-6 yaş
hayatın zorlu yollarında
Bilinçli
anne,
çocuğunun
bunun çok yanlış bir
eğitiminin altını çiziyor ve
hep yanımızdadır. Günlük
yaklaşım olduğunu hepimiz kişiliğinin oturmasında,
annelerin eğitiminin
yaşam içinde yeterince
topluma faydalı bir
biliyoruz. Çünkü eğitim,
önemini vurguluyor. n
vakit ayıramadığımız ama
birey
olmasında,
aile ortamında başlıyor ve
hep orada olduğunu
çok önemli bir
toplumun eğitimli ve
bildiğimiz için kendimizi
yeri
bilinçli olmasında aile
güvende hissettiğimiz
olduğunun
kurumu büyük rol
annelerimizi senenin bir
farkında
üstleniyor. Eğitimli
günü de olsa hatırlamak
olan
ebeveynlerin yetiştirdiği
çok önemli; Anneler
annedir.
bireylerle kurulan toplum,
Günü’yse bunun için çok
daha güçlü ve daha
güzel bir vesile. Her yıl
donanımlı oluyor.
Mayıs ayının ikinci Pazar
Bu noktada, özellikle
günü kutlanan Anneler
üzerinde durulması
Günü, bu yıl 8 Mayıs
gereken faktör, anne.
gününe tarihleniyor.
Çünkü çocuk dünyaya
gözlerini ilk açtığı
Eğitimli anneandan itibaren en çok
eğitimli toplum
annesiyle vakit
Eğitim doğduğumuz anda
geçiriyor ve hayatla
başlar ve hayatımız
ilgili ilk
boyunca devam eder. Bu
deneyimlerini
sürecin özellikle ilk
onunla beraber
yıllarında yanımızda olan
yaşıyor.
ebeveynlerimiz bu açıdan
Annelerimizle
çok önemli. Eğitim denince kurduğumuz
aklımıza ilk olarak eğitim
güçlü duygusal
Hayatın yol göstericisi
MAKRO VİZYON
38
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO GÜNCEL
İlk kahramanımız, ilk aşkımız...
Babalarımız
Baba olmak...
Her yıl Haziran
ayının 3. Pazar günü
babalarımızı
hatırlamamız için çok
anlamlı bir vesile. Bu
yıl 19 Haziran’da
kutlayacağımız
Babalar Günü’nde,
her erkek çocuğunun
ilk kahramanı, her kız
çocuğunun ilk aşkı
olan babalarımızı
unutmayalım!
birleşebilen, ılımlı,
çocuğuyla her konuyu
paylaşabilen bireylere
dönüşüyor.
Günümüzde teknolojik
karmaşalar bireyleri daha
da yalnızlaştırıyor. Bugün
neredeyse her odada birer
televizyon bulundurmak
marifet sayılıyor. Türkiye’de
anneler, çocukları uslu
dursun diye onları devamlı
televizyon önüne
oturtuyor, yemek yeme
kolaylığı için de yine çizgi
filmler, müzik klipleri
seçiliyor. Babalar da gelir
gelmez yemeklerini
televizyon önünde yemek
istiyor. Çocuklar ilk
deneyimlerini, ilk
heyecanlarını annesi ve
babası ile paylaşmak
isterken, babalar ise
çocuğunun kendisine
yüklediği anlamlı rolü bir
yarışma programı izlerken
ya da maç seyrederken
yitirebiliyor.
Çocuklar, babalarına
elindeki kırık
oyuncağıyla bir
şeyler demek ister.
Baba televizyondan
gözünü ayırmadan
“Şimdi maç
seyrediyorum,
annene git” der,
otomatik bir sesle.
Çocuklar bu süreçte
pek çok deneme
yapar. Ancak
başarısızlığı onu içine,
Freud’a göre,
gerçekleştirmesi çok hayati
ve çok güç olan 3 meslek
var: Anne-baba olmak,
psikolojik danışman
olmak, öğretmen olmak.
Neden? Çünkü 3’ünün
ortak özelliği, bir insanın
gelişmesine,
biçimlenmesine ve kendini
gerçekleştirmesine etki
etmeleridir. Modern
toplumun baba modeli,
henüz istenilen düzeyde
olmasa da geleneksel
toplumun kendine
yüklediği ekonomik ve
koruyucu bir otorite figürü
olma rolünden sıyrılarak,
sevgiyi öğreten ve paylaşan
bir figüre dönüşmektedir.
Günümüzde babalar, evde
anneyle ortak
alanlarda
MAKRO VİZYON
40
MAYIS-HAZİRAN 2011
odasına, bilgisayarına ve
arkadaşlarına bağlar.
Yalnızlaştırılmış, içine
kapanık çocuklar böylece
yeşerir çevremizde.
Sevgi, deneyim
ve sabır
“Anne- baba olma”,
insanda var olan biyolojik
bir yeterliliktir. Ama “iyi
anne-baba olma”
öğrenilmesi gereken bir
durumdur. Bu bir sanat,
bir meslek ya da bir beceri
olarak düşünülebilir. Nasıl
nitelersek niteleyelim, artık
günümüzde bütün
meslekler ve sanat dalları
ya da herhangi bir alanda
beceri kazanmak uzun bir
eğitimi, bilimsel ilkelerle
çalışmayı, zaman ve enerji
harcamayı gerektiriyor.
Anne ve baba olmak içinse,
ne ilkokul diploması, ne
çocuk yetiştirme ehliyeti,
ne de anne-babalık
sertifikası gerekiyor. İyi
anne ve baba olmak; sevgi,
deneyim, sabır ve
bilgilenme işidir. n
MAKRO GÜNCEL
Sabah erkenden telaş
başlıyor yollarda.
İnsanlar işyerlerine,
okullarına gidiyorlar.
Kimi zaman üst
geçitlerden, kimi
zaman dar yollardan
geçerek… Gazeteler ve
televizyonlar takip
ediliyor fakat
içimizden birilerini,
engellileri, neredeyse
hiç göremiyoruz. Ne
köprüler uygun onlar
için, ne de yollar.
Ulaşım araçlarının
birçoğunu
kullanamıyorlar.
Onlar da bizden biri
ve bizim gibi
yaşayabilmeli.
Önyargıları kırmaksa
hepimizin görevi.
10-16 MAYIS
Engelliler Haftası
Engelliler Haftası, 10-16
Mayıs tarihleri arasında
yer alıyor. Bu hafta,
ülkemizle beraber
Birleşmiş Milletler’e üye
156 ülke tarafından da
kabul ediliyor. Özellikle
bu hafta engellilerin
sorunları dile getiriliyor.
Gerek görsel gerek işitsel
basında, konuyla ilgili
çeşitli programlar
hazırlanıyor. Engellilerin
sosyal sorunları ve
toplumla ilişkileri
irdeleniyor. Bununla
beraber panel ve
konferanslar
düzenleniyor.
Okullarımızda
engellilerin içimizde
olduğu bilinci, çeşitli
MAKRO VİZYON
yazı, resim ve
kompozisyonlarla
öğrencilere aşılanıyor.
Hayatla engelsiz
engelliler
Engellileri, her ne kadar
çok fazla görmesek de
onlar neredeyse hayatın
her alanında. Özellikle
spor alanında dikkatleri
üzerlerine topluyorlar.
2000 yılında faaliyete
başlayan, Bedensel
Engelliler Spor
Federasyonu, başarılarıyla
göz dolduruyor.
Federasyonda, 12 spor
dalı bulunuyor.
Engellilere hem fiziksel
hem de sosyal
rehabilitasyon sürecinde
yardım eden kurumdaki
sporcularımız, yurt içi ve
yurt dışında birçok
başarıya imza atıyor.
Devlet de, kamu
42
MAYIS-HAZİRAN 2011
sektöründe ve özel
sektörlerde engelli
çalıştırma zorunluluğu
getiriyor. Bu, engellilerin
toplumsal hayata dahil
olabilmesi açısından
gayet olumlu bir gelişme.
Konuyla ilgili, gereken
hukuki çalışmalar
yapılmış ve taslaklar
hazırlanmış. Bakanlar
Kurulu’nun 2005/9077
sayılı kararı uyarınca
2006 yılı için uygulanan
özürlü çalıştırma oranı
özel işyerleri için %3,
kamu içinse %4. Ayrıca,
2002 yılından bu yana
Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin
“Engellilere 1 günlük
askerlik” kapsamında
devam eden projesiyle,
engelli vatandaşlarımıza
da bu kutsal duygu
hissettiriliyor. n
MAKRO GÜNCEL
Pek çok aydın ve vatansever
gibi Mustafa Kemal de
vatanın bağımsızlığı için
çalışmak gerektiğine
inanıyordu; her şeyin
bittiğine inanmıyordu.
İstanbul’da sürekli
arkadaşlarıyla konuşuyor,
çözüm yolları arıyordu.
Gün geldi, kararını verdi;
Anadolu’ya geçecekti.
Onun düşüncesi, tam
bağımsız bir vatan için
halkla bir olup kurtuluş
mücadelesini başlatmaktı.
Kendisi gibi vatan uğruna
canını feda etmeye hazır bir
milletle, el ele, milli
egemenliğe dayanan Türk
devletini kurmaktı…
Mustafa Kemal, vakit
kaybetmeden çalışmalara
başladı. İlk önce Osmanlı
genelkurmayından
arkadaşlarıyla ve padişahla
konuşup yetki istedi.
Böylece, 30 Nisan 1919
günü Dokuzuncu Ordu
Komutanlığı’na atandı. Bu
sırada Samsun’da halk
ayaklanmaya başlamıştı,
işgal güçleri çıkan
ayaklanmaların
bastırılmasını, aksi takdirde
bölgeyi ele geçireceklerini
söyleyerek, İstanbul
hükümetini tehdit
ediyordu. İstanbul
hükümeti bu görev için
daha önceki başarılarından
dolayı Mustafa Kemal’i
uygun gördü. Nihayet
Mustafa Kemal’in istediği
fırsat eline geçmişti.
Kurtuluş taşıyan
vapur: Bandırma
Vapuru
Mustafa Kemal, Samsun’a
çıkmak için hemen
hazırlıklara başladı. Ancak
Dünya Savaşı esnasında
KURTULUŞ MEŞALESİNİN YAKILDIĞI GÜN
19 MAYIS 1919
Yıl, 1919. Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya
Savaşı’nı kaybetmiş; Mondros Ateşkes Anlaşması’nı
fırsat bilen düşmanlar ise vatanı parsel parsel ele
geçirmeye başlamışlardı. Mustafa Kemal, Yıldırım
Ordularındaki görevini tamamlamış, İstanbul’a
gelmişti. İşgal orduları, Haydarpaşa açıklarından
İstanbul’a girmekteyken, bu vahim durum, Mustafa
Kemal Paşa’yı son derece üzmüş ve etkilemişti.
Kurtuluş Mücadelesi tarihine yazılacak o ünlü
sözünü de o gün söylemişti:
“Geldikleri gibi giderler!”
Osmanlı donanması ağır
hasar görmüştü. Mevcut ve
onarıma muhtaç gemiler de
Almanya’ya bakım amaçlı
gönderilmişti. Bu yüzden
Mustafa Kemal ve
arkadaşlarını Samsun’a
götürmek işi, Bandırma
Vapuru’na kalıyordu. Bu
gemi, eski bir yük ve yolcu
gemisiydi ve Marmara
suları dışında pek
kullanılmamıştı.
Karadeniz’in hırçın
dalgalarına karşı çıkabilecek
bir gemi değildi fakat
geminin kaptanlığına
atanan İsmail Kaptan,
Karadeniz’i iyi biliyordu.
Kaptan ve Mustafa Kemal,
planlar yapıp rotayı
MAKRO VİZYON
belirlediler. Gemi, yol
boyunca batırılma
tehlikesine karşı mümkün
olabildiğince, kıyıya yakın
bir mesafe izleyecekti. Gün
geldi ve Mustafa Kemal ve
18 arkadaşını Samsun’a
taşıyan Bandırma Vapuru,
Karadeniz’in dalgalarında
yolculuğa başladı. Vapur
tüm çetin şartlara rağmen
yolculuğunu tamamlayarak,
19 Mayıs 1919 sabahı
Mustafa Kemal Atatürk ve
arkadaşlarını Samsun’a
ulaştırmayı başardı. Bandırma Vapuru, sadece Mustafa
Kemal ve arkadaşlarını
Samsun’a çıkarmamıştı. O,
aynı zamanda, Samsun’dan
tüm vatana yayılacak, bir
44
MAYIS-HAZİRAN 2011
milletin tarihini yeniden
yazacak kurtuluş ruhunu
Samsun’a taşımıştı. Mustafa
Kemal ve arkadaşlarının
Samsun’da başlattığı bu
büyük-kurtuluş mücadelesi,
kısa zamanda tüm vatanı
saracak ve düşmanların
İzmir’de denize
dökülmesiyle sona erecekti.
İstanbul’da Mustafa
Kemal’in dediği gibi,
geldikleri gibi gitmişlerdi.
Atatürk Nutkunda,
mücadelenin başlamasının
ilk noktası olan bu tarihle
ilgili şöyle der: “1919 yılı
Mayısının 19’uncu günü
Samsun’a çıktım. (...)
Büyük savaşın uzun yılları
zarfında millet yorgun ve
yoksul durumda. (...)
Ordunun: elinden silahları
alınmış ve alınmakta:
Anlaşma devletleri ateşkes
hükümlerine uymayı
gereksiz görüyorlar. Birer
vesile ile her taraf işgal
ediliyor. (...) Bu durum
karşısında tek bir karar
vardı: O da milli
egemenliğe dayanan,
kayıtsız, şartsız, bağımsız
yeni bir Türk Devleti
kurmak. Bu kararın
dayandığı en güçlü düşünce
ve mantık şu idi: Esas, Türk
milletinin haysiyetli ve
şerefli bir millet olarak
yaşamasıdır. Bu esas ancak
tam bağımsızlığa malik
olmakla sağlanabilir.”
19 Mayıs 1919, kurtuluş
meşalesinin yakıldığı gün,
hürriyetin, bağımsızlığın
diğer adıdır. Yurtta sulh,
cihanda sulh denilmek için
çıkılan yolun, ilk adımıdır.
Mustafa Kemal Atatürk’ün
gençlere armağanı,
Atatürk’ü Anma Gençlik ve
Spor Bayramı’dır. n
MAKRO GÜNCEL
Maneviyat mevsimi başlıyor!
Kandil geceleri
İslam’ın mübarek
saydığı kameri aylardan
Recep, Şaban ve
Ramazan ayları, bu yıl
3 Haziran tarihi itibariyle
başlıyor. Recep ayında
Regaip ve Miraç
kandilleri, Şaban
ayında Berat Kandili ve
Ramazan ayında ise
Kadir Gecesi olarak
anılan mübarek geceler
bulunuyor.
Unutmayalım ki,
Peygamberimiz Hz.
Muhammed (S.A.V.),
bu aylarda daha çok
ibadet eder ve
hadislere göre:
“Allah’ım! Recep ve
Şabanı hakkımızda
mübarek kıl, bizi
Ramazana kavuştur”
diye dua ederdi.
Üç ayların değerini ifade eden bir önemli bir
özellik, beş
mübarek kandil gecesinden dördünün bu aylar
içinde
olmasıdır:
Regaip gecesi, Recep ayının ilk cuma gece
sine,
Miraç gecesi, Recep ayının yirmi yedinci gece
sine,
Berat gecesi, Şaban ayının on beşinci gece
sine,
Kadir gecesi ise Ramazan ayının son günle
rine denk
gelir.
Ayrıca Hz. Muhammed’in (S.A.V.), bir hadis-i
şerifinde,
“Recep Allah’ın ayı, Şaban benim ayım ve Rama
zan
ümmetimin ayıdır” buyurduğu rivayet edilir.
Recep ve Şaban ayları, rahmet ayı olan Rama
zanı
karşılayan aylardır ve Ramazan ayının müjdecisid
ir.
Dinimizde ayrı bir değeri olan üç ayların, kişide
insanî
özelliklerin olgunlaşmasında ve iradenin kontr
ol altına
alınmasında rolü büyüktür. Recep ve Şaban
aylarının
feyzinden ve bu aylarda bulunan Regaip, Miraç
ve
Berat gecelerinin rahmetinden istifade yolun
u tutan bir
kişi Ramazan ayında ise her türlü kötülükten
kendini
uzak tutar ve insanî vasıflarının artmasına gayre
t eder.
Nihayet Kadir Gecesinde yapacağı ibadet
ve tevbe ile manevî hazza ulaşır.
Bu nedenle özellikle, bu aylarda bol bol nama
z kılmak,
oruç tutmak, Kur’ân okumak
ve dua etmek en uygun davranışlardır.
Ülkemizde tarihten bugüne
üç aylar sevgisi hep canlı
olmuştur. İbn Batuta
Anadolu’nun muhtelif
merkezlerini ziyareti
sırasında dinî hayatın
çeşitli görünümlerini
anlatırken cuma günleri,
kandil geceleri, üç aylar ve
bilhassa ramazan ayı gibi
gün ve gecelerin nasıl
büyük bir istek ve
heyecanla
değerlendirildiğini ortaya
koyuyor. (İbn Batuta’yı
Şaşırtan Misafirperverlik,
Diyanet Aylık s. 122)
Tarihte olduğu gibi bugün
de toplumumuz yediden
yetmişe üç aylar geldiğinde
hayatına olumlu anlamda
yeni bir yön vermek için
çaba sarf ediyor.
Üç aylar bu açıdan tam bir
maneviyat mevsimi. En
anlamlı manevi duyguların
üç aylarda benliğimize
MAKRO VİZYON
dolmasıyla, âdeta
tazeleniriz. Bu bakımdan
üç aylar, ‘keşke’lerin geride
bırakılıp yeni başlangıçların
yapıldığı anlardır. Allah’a
dua etmenin ve O’na iman
etmenin en anlamlı olduğu
aylardır. Mevlânâ’nın da
dediği gibi:
“O’ndan iste, başkasından
bir şey umma. Suyu
deryada ara, ırmakta değil.
Başkasından da istesen
ihsan eden Hakk’tır. Onun
elini cömertliğe meylettiren
de O’dur.”
“Allah, mümin erkeklere ve
mümin kadınlara, içinde
ebedî kalmak üzere
46
MAYIS-HAZİRAN 2011
altından ırmaklar akan
cennetler ve Adn
cennetlerinde güzel
meskenler vaat etti.
Allah’ın rızası ise hepsinden
büyüktür. İşte büyük
kurtuluş da budur.”
(Tevbe, 72) ayetinde vaat
edilen büyük hedefe koşan
kişi, Regaibi de, Beratı da
Miracı da Kadir Gecesi’ni
de bu yüksek ideal uğrunda
değerlendirecektir. Başka
zamanlarda istediğinden
daha fazla bu gecelerde
rızayı düşleyecek, rızaya
eğilecek, başkalarının
istifadesi için daha fedakâr
olacaktır. n
MAKRO SAĞLIK
Bahar geldi. Güneş
ışıklarıyla canlanan
toprak, kış
uykusundan uyanıp
yeniden yeşile
büründü. Ağaçlar renk
renk çiçekler açtı, arılar
ve böcekler
çiçeklerden özler
Beni bu güzel havalar mahvetti!
toplamaya başladı.
Rüzgarlarsa ılık ılık esip
polenleri oraya buraya
saçıyor. Genel olarak
hepimiz için bu
manzara muhteşemdir.
Fakat bazı insanlar var
ki onlar için tam bir
kabus. Çünkü baharla
birlikte bahar alerjileri
ve bahar yorgunluğu
adeta kış uykusundan
uyanıyor.
Bahar alerjisi
nasıl oluşuyor?
karıştırılan bu hastalık,
önlem alınmazsa başka
hastalıklara neden
olabiliyor. Çünkü solunum
yolunu izleyecek olan
enfeksiyon,
bronşlara kadar
inebiliyor ve
astım, sinüzit gibi
daha ciddi
hastalıklara yol
açabiliyor. Bahar
alerjisinin ilerlemesi
durumunda ise
kişilerde yorgunluk,
asabiyet, iştahsızlık ve
baş ağrısı görülüyor.
Saman nezlesinden
korunmanın ilk adımı,
hastanın hangi polen
alerjisinin
olduğunun
saptanmasıdır.
Hastanelerde
bu amaçla
hızlı ve kolay
Bahar aylarında havaya
saçılan polenler, insanların
havayı solumasıyla birlikte
vücuda yerleşiyor.
Bağışıklık sistemimiz
dışarıdan gelen bu maddeyi
düşmanmış gibi algılıyor ve
karşı saldırıya geçiyor.
Vücudumuz saldırı için
histamin adlı bir salgı
üretiyor. Bu salgı, burun,
gözler ve solunum
sistemindeki mukoza
zarlarının iltihaplanmasına
neden oluyor. Bunun
sonucunda kişilerde sürekli
hapşırma, burun akıntısı ve
tıkanıklığı, kuru öksürük,
gözlerde sulanma ve kaşıntı
görülüyor. Polen alerjisinin
sebep olduğu bu hastalığa
halk arasında saman
nezlesi de deniliyor. Çoğu
zaman gribal enfeksiyonla
MAKRO VİZYON
48
MAYIS-HAZİRAN 2011
uygulanan deri
testlerinden, kimi zaman
da kan testlerinden
yararlanılıyor. Alerji yapan
etken saptandığında,
kişinin bundan
olabildiğince
uzaklaşması
gerekiyor. Tedavide
alerji önleyici
ilaçlardan yararlanılıyor.
Uygun kişilerde aşı
tedavisi de hastalığın
giderilmesine yardımcı
oluyor.
Polenlerden
uzak durmak
için…
Diğer alerjenlere göre
polenden kaçmak
biraz daha zor. Yine
de alınabilecek
bazı tedbirlerle,
kişinin maruz
kaldığı polen D
MAKRO SAĞLIK
miktarı azaltılabilir. İşte
size polenlerden
korunabilmeniz için birkaç
öneri:
l İlk önce doktorunuza
danışın. Hangi bitki
polenine karşı alerjiniz
olduğunu tespit edin.
Her bitki, yılın belli
döneminde çiçek açtığı
için, öncesinde alerji
tedavisine başlamanız
iyi olacaktır.
l Polen mevsiminde
pencereleri kapalı
tutmaya çalışın. İçeri
dolan havayla birlikte
evinizin içinde de
polenler uçuşmaya
başlayabilir.
l Klima alırken, polen
filtresi olan klimaları
tercih edebilirsiniz.
Polen filtrelerini de
klimanın bakım
dönemlerinde yıkamalı
ya da değiştirmelisiniz.
l Bahar aylarında tatile
çıkmayı düşünenler,
deniz kenarlarını tercih
etmeliler. Deniz
esintisinden dolayı
havadaki polen miktarı
azalır.
l Polenlerin en fazla
havada uçuştuğu saatler,
05.00 ile 16.00
arasındadır. Bu saatlerde
mümkün olduğunca
dışarı çıkmayın.
l Gözünüzü ve saçlarınızı
polenlerden korumak
için şapka ve gözlük
kullanın.
l Polenler saç aralarında
kalır. Bu yüzden her
akşam saçlarınızı
yıkamaya çalışın.
l Yağmurlu havalarda
polen sayısı azalır. Temiz
MAKRO VİZYON
Polen mevsiminde
pencereleri kapalı
tutmaya çalışın.
İçeri dolan havayla
birlikte evinizin
içinde de polenler
uçuşmaya
başlayabilir.
50
MAYIS-HAZİRAN 2011
hava alabilmek için,
yağmur sonrası
yürüyüşleri tercih edin.
l Alerjisi olduğu halde
çiçeklerden
vazgeçmeyen hanımlar,
renkli süs bitkilerini
tercih etmeli. Böcekler
ile döllenen renkli süs
bitkilerinin polenleri
daha ağır olduğu için
havada tutunamaz ve
alerjiye yol açmaz.
Bahar
yorgunluğu
nedir?
Kışın soğuk ve güneşsiz
günleri yavaş yavaş yerini
baharın neşesine ve
sıcaklığına terk ediyor. Bu
hava ve mevsim değişikliği,
ne yazık ki, insanın
biyoritmini olumsuz
etkiliyor. Bahar
mevsiminde, havadaki
elektrik yükü artıyor. Bu
yük, havada bulunan
pozitif ve negatif yüklü
iyonlar aracılığıyla
taşınıyor. İşte bu taşıma,
iklim değişikliği
dönemlerinde sıkça
karşımıza çıkıyor.
İnsanlarda yorgunluk
belirtilerine ve hatta ruhsal
sıkıntılara yol açıyor.
Havadaki elektrik yükü
özellikle büyük şehirlerde
daha fazla. Bu duruma bir
de hava kirliliği, sanayi
atıkları ve trafik yoğunluğu
eklenirse, kişilerdeki bahar
yorgunluğu belirtileri daha
da yoğun olarak yaşanıyor.
Bahar ayının ve güneşin
getirdiği rehavet
duygusuna stres ve
gerginlik duygusu da
eklenince insanda mevcut
olan birçok hastalık da
negatif olarak etkileniyor. D
MAKRO SAĞLIK
Bahar
yorgunluğuna
karşı alınabilecek
önlemler
Bahar yorgunluğunda, esas
sebepleri iyi belirleyip ona
karşı önlem almak
gerekiyor. Yorgunluk
yaşayan kişilerde, durumu
tetikleyici hastalıklar tespit
edilirse, onları önleyici
tedaviye başvuruluyor.
Bu tedavide, B ve C
vitaminlerinden,
magnezyum, potasyum ve
çinko desteğinden
faydalanılıyor. Gevşeme
egzersizleri de iyi bir
yöntem. Bahar yorgunluğu
yaşayan kişiler, meyve ve
sebze ağırlıklı beslenmeye
önem vermeli ve günlük
içilen su miktarını 3 litre
civarında tutmalı. Ayrıca
stresin azaltılması ve sigara,
alkol ve kafeinden uzak
durmak da çok önemli.
Bahar
yorgunluğunun
nedenleri
l Beslenme alışkanlığı
bozuklukları.
l Besinlerle yeterli
miktarda vitamin ve
mineral alınmaması.
l Tembel bir yaşam
biçimi.
l Tiroid bezinin çalışma
düzensizlikleri.
l Birçok enfeksiyon
hastalığı, yorgunluk
belirtilerini arttırıyor.
l Tansiyonda sık sık inip
çıkmalar, kan şekeri
düşmeleri, gürültülü
ortamlar, fazla sıcak ya
da soğuk ortamlar,
stresli iş ortamı, kirli
hava gibi durumlar da
yorgunluğa yol açıyor.
l Fazla kafein, yoğun
sigara kullanımı, aşırı
alkol ve madde
alışkanlıkları da
yorgunluk tetikleyen
durumlar arasında yer
alıyor.
Bahar mevsiminde
mide ve oniki
parmak ülseri
olanlarda hastalık
nüksleri daha çok
görülüyor.
Bağırsaklarda gaz,
kabızlık ve ishal gibi
düzensiz bağırsak
hareketlerini
beraberinde taşıyan,
hassas bağırsak
sendromu diye
Bahar
yorgunluğunun
kişiye etkileri
adlandırılan duruma
l Özellikle sabahları daha
yoğun olan baş ağrıları.
l Yorgunlukla birlikte
rastlanıyor.
MAKRO VİZYON
52
MAYIS-HAZİRAN 2011
konsantrasyon
bozukluğu, neşesizlik,
aşırı sinirlilik, hafıza
zayıflaması ve uyku
bozuklukları.
l Kas ağrıları, omuz, sırt
ve boyun ağrıları.
l Stres ve ruhsal gerginliğe
bağlı olarak bağırsak ve
mide rahatsızlıkları.
Bahar mevsiminde mide
ve oniki parmak ülseri
olanlarda hastalık
nüksleri daha çok
görülüyor. Bağırsaklarda
gaz, kabızlık ve ishal
gibi düzensiz bağırsak
hareketlerini
beraberinde taşıyan,
hassas bağırsak
sendromu diye
adlandırılan duruma
rastlanıyor.
l Uyku ritmi bozukluğu,
uykuya dalma güçlüğü,
bazen de aşırı uyuklama
hali. n
MAKRO EĞİTİM
HAYAT
Boyu
Öğrenme
Özgül Aybek
Eğitim Koordinatörü
Hayat Eğitim Kurumları
Bilginin hızla eskidiği bu
dinamik çağda çok şey
öğrenmek değil, yaşam
boyu öğrenme önem
kazanmaya başlamıştır.
Öğrenmenin durması,
gelişmenin ve hayatın
durması anlamına gelir.
Lindeman “Eğitim,
yaşamdır” derken, kullandığı
iki kelimeyle çok şey anlatır.
Yaşamın tamamının öğrenme
olduğunu ve yaşam sürdükçe
öğrenmenin de devam
edeceğini, dolayısıyla bir son
noktasının olamayacağını
vurgular.
Bilgi ağlarının çevremizi
kuşattığı çağımızda, bilgiye
ulaşmanın kolay olduğu
kadar ulaşılan bilginin de aynı
hızla eskimesi söz konusudur.
Dolayısıyla doğru bilgiye en
hızlı nasıl ulaşılacağını
öğrenmek, bilgiyi sürekli
güncelleyerek beceri ile
birleştirebilmek daha çok
önem kazanmaktadır. Bu
durum, hayat boyu
öğrenmeyi zorunlu kılmakta,
okulların ve öğretmenlerin
rollerini değiştirmektedir.
Okullar artık ‘bilgi yükleme
merkezleri’, öğretmenler de
‘bilgi yükleyen kişiler’
olmadıklarını bilmelidirler.
Eğitim kurumlarının misyonu,
hayat boyu öğrenmenin
öneminin zihinlerde kalıcı
olarak yerleşmesini
sağlamak, kendi kendine
öğrenme özgüveni ve
öğrendiğini üretime
dönüştürülebilme becerisini
kazandırmak olmalıdır.
Amerika’dan başlayarak tüm
dünyaya yayılan son küresel
ekonomik kriz göstermiştir ki,
krizin nedeni ekonomik değil
ahlakîdir. Bu nedenle artık
MAKRO VİZYON
Eğitim
kurumlarının
misyonu, hayat boyu
öğrenmenin
öneminin zihinlerde
kalıcı olarak
yerleşmesini
sağlamak, kendi
kendine öğrenme
özgüveni ve
öğrendiğini üretime
dönüştürülebilme
becerisini
kazandırmak
olmalıdır.
54
MAYIS-HAZİRAN 2011
eğitim bilimciler, sosyologlar
hatta ekonomik ve siyasî
çevreler, sadece meslekî
eğitimin değil aynı zamanda
ahlakî gelişimin de önemli
olduğunu vurgulamaktadırlar.
Kurumlar ve işverenler, sahip
olduğu sorumlulukları hileye
başvurmadan sonuna kadar
yerine getiren, güvenilir,
girişimci, sosyal, potansiyel
sahibi, performansı ve iç
motivasyonu yüksek, kendine
güvenen bireylere ihtiyaç
duymaktadır. İş hayatında
aranan bu insan modeli, hem
sosyal çevrelerce kabul
görecek hem de özel
yaşamında arzulanacak insan
modelidir.
Günümüz toplumunun en acil
ihtiyacı olan “karakter sahibi
bireyler”, Hayat Eğitim
Kurumları olarak uygulamakta
olduğumuz ‘Karakter Gelişim
bilgisiyle ne yapabileceğini
bilen, düşünen, üreten kişilere
ihtiyaç duyulmaktadır. Artık
diplomalar değil, bilgiyi
hizmete dönüştürebilen,
beceri ve yetenek sahibi,
öğrendiklerine ekonomik
değer katabilen bireyler talep
görecektir.
Sınava dayalı sistemin dişlileri
arasında kaybolmaya yüz
tutan yüz binlerce öğrencinin,
çoktan seçmeli soruları
cevaplamada başarılı
olmasına karşılık yorum
yapma, okuduğunu anlama,
bir olayı analiz etme,
düşündüklerini ifade etme,
ulusal ve uluslararası projeler
üretmede ne ölçüde başarılı
olduğu tartışılır. Kurum olarak
okuma alışkanlığını
yerleştirme, güçlendirme
konusunda ısrarlı olmamızın
ve ilk üç yıl için belirlediğimiz
politikanın da temelinde
topluma, okuyan, düşünen,
sorgulayan, özgün ve yerel
yaklaşımlar sergileyen bireyler
kazandırma çabası
yatmaktadır.
Öğretmenlerimizin temel
hedefi de öğrencilerimizde
hayat boyu öğrenme arzusu
ve merakı uyandırmaktır.
İnsan, düşünebilen, sosyal,
değişen, gelişen, hayal eden
bir varlıktır. İnsan, hayalleri
kadar büyüktür ve hayal ettiği
sürece yaşar. Einstein,
“Hayal etmek, bilgiden
daha önemlidir” der. İçinde
yaşadığımız çağın teknolojisi
de önce hayal etmekle
başlamamış mıydı? HAYAT,
öğrencilerine hayal
dünyasının kapılarını ardına
kadar açar, o kapıdan
cesurca girmeleri için onları
cesaretlendirir.
Hayat boyu öğrenme
bilincine sahip bireylerin okul
başarısı, aile başarısı, iş
başarısı, hayat başarısı da
yüksek olacaktır. HAYAT,
öğrencisini en az bir spor dalı
ile meşgul olmaya, en az bir
MAKRO VİZYON
Sınava dayalı
sistemin dişlileri
arasında
kaybolmaya yüz
tutan yüz binlerce
öğrencinin, çoktan
seçmeli soruları
cevaplamada başarılı
olmasına karşılık
yorum yapma,
okuduğunu anlama,
bir olayı analiz
etme,
düşündüklerini
ifade etme, ulusal ve
uluslararası projeler
üretmede ne ölçüde
başarılı olduğu
tartışılır.
55
MAYIS-HAZİRAN 2011
enstrüman çalmaya, yaşadığı
çevreyi tanımaya, ülkemizin
en az 5 tarihi mekanını
gezmeye, her yıl okul
genelinde en az bir projede
ya da etkinlikte görev almaya
yönlendirir. Çünkü bütün bu
sosyal aktiviteler, ders
zamanlarından daha etkili,
doğal ve kalıcı öğrenme
ortamlarıdır.
Bizimle birlikte oldukları yıllar
süresince, kendisiyle barışık,
mutlu, okula severek gelen,
sosyal ve girişimci olan
çocuklarımız, isteriz ki,
hayatları boyunca da bu
hallerinden bir şey
kaybetmesinler.
Sürekli öğrenen, dinamik bir
yapı olan Hayat Eğitim
Kurumları’nın başarısının sırrı,
“Kendisine sunulan Hayat’ı
sevgi ile kucaklayıp aklı ile
yorumlayan bireyler
yetiştirmek” misyonumuzun
bize verdiği güç ve
motivasyondur. Kurum olarak
bizi başarıya taşıyan en
gelişmiş özelliklerimiz ise;
hayal gücümüzün aktif
olması, girişimci ve yenilikçi
olmamızdır.
“Yapılırken heyecan
duyulmayan işler
başarılamaz.” (Emerson)
Biz, yaptığımız işten heyecan
duyuyoruz. n
MAKRO EĞİTİM
Programı’nın hedeflediği
insan modelidir. Eğitimciler ve
ebeveynler olarak
gözlemlemekte olduğumuz,
küresel etkileşimin
çocuklarımız üzerindeki en
yaygın sonuçları;
doyumsuzluk, mutlu
olamama, başladığı bir işi
bitirememe, ilgisizlik,
kararsızlık, özenti,
umursamama, sorumluluk
almaktan kaçınmadır. Gençler
arasında madde bağımlılığı,
suça yönelme, şiddet eğilimi,
zorbalık, vicdan zafiyeti,
hukuka riayetsizlik, kendine
veya başkalarına zarar verici
eylemlerin artması, karakter
gelişiminin önemine dikkatleri
çekmektedir. Bu açıdan
bakıldığında karakter gelişimi;
öğrencilerin, sorumluluklarını
taşıyabilecekleri “uygun”
seçimler yapabilmelerine
imkân sağlayan bilgi, beceri
ve yeteneklerinin geliştirilmesi
demektir. Hayat Eğitim
Kurumları, Karakter Gelişim
Okulu (KGO) uygulamaları ile
yaşamı bir bütün olarak
algılayan, bireysel ve sosyal
sorumluluklarının farkında
olan ve bunları yerine
getirebilen, kendini
yönetebilen, ahlakî, kültürel
ve sosyal değerleri
benimseyen, bu değerlerin
yerleşmesinde model olabilen
bireyler yetiştirmek için okul,
aile ve sosyal çevre ile işbirliği
sürecini bütünlemektedir.
Hayat Eğitim Kurumları’nın
eğitim anlayışında esas olan,
çocuklara, ezberletme ve bilgi
yükleme yerine onları
düşünmeye ve sorgulamaya,
sadece öğrenmelerini
sağlamak yerine, öğrendikleri
bilgiyi kullanmaya
yönlendirmektir. Ezbercilik;
neyi, ne için öğrendiğini ve
nerede, ne işe yarayacağını
bilmemektir. Günümüz
dünyasında çok şey
ezberleyip bilgisiyle ne
yapacağını bilmeyene değil,
MAKRO MARKA
Dünden bugüne 30. yıl...
30 yıldır sofraların zenginliği,
Türkiye’nin gıda devi ve öncü
firması Yayla Bakliyat ile geliyor
Türkiye bakliyat
sektörünün duayen
firmalarından Yayla
Bakliyat, 80’li yıllardan
bugüne bilgi birikimi ve
deneyimlerini tüketicisi
için gerçeğe dönüştüren
köklü firmalardan biri.
Yayla, 68 distribütör ağı ile
81 ilde 23.600 noktaya
hizmet götürüyor, en
kaliteli ve hijyenik ürünleri
müşterisiyle buluşturuyor.
Gıda Kodeksi TSE-ISO
9000 ve 22000 belgeleri,
125.000 ton yıllık üretim
kapasitesi, Ankara
Saray’daki 35.000
metrekarelik üretim tesisi
ile Yayla Bakliyat, Trakya
bölge ve Çankırı bölgedeki
fabrikalarıyla ülkemizdeki
çeltik üretimi ve çeltik
arazisi ıslah çalışmalarıyla
da ülke ekonomisine
büyük katkılar sağlıyor.
Pirinç, bulgur, mercimek
ve fasulye gibi bakliyat
ürünlerinin yanı sıra şeker
üretimi de bulunan
markanın en birincil
hedefi, en iyi ve kaliteli
ürünü, Türkiye’nin dört bir
yanındaki tüketicisi ile
buluşturmak.
Türkiye’nin
öncü devi...
Kendi alanında ilklere de
sahip olan Yayla
Bakliyat’ın, paketleme için
Erdal Akdemir
35.000 metrekare alanı
bulunuyor. Ayrıca 68
distribütor ağı ve 81 ilde
hizmet servisiyle de yine
sektöründe öncülerden.
23.600 noktada satışı
bulunan Yayla Bakliyat,
10’dan fazla firmaya özel
üretim yapıyor. Sektöre
büyük yatırımlar yapan
Yayla Bakliyat’ın Mersin’de
açmayı planladığı
fabrikasının Haziran
ayında faaliyete geçmesi
bekleniyor. Yayla Bakliyat,
2011 yılında da sektörü
zenginleştirmeye devam
edecek. Gıda hijyeni
konusunda özellikle imtina
göstererek bunun için
gerekli her türlü Ar-Ge
çalışmasını hayata geçiren
MAKRO VİZYON
Yayla Bakliyat’ın İpsala,
Çankırı, Mersin ve
Ankara’da fabrikaları
bulunuyor.
Artık trend,
sağlıklı yaşamak...
Sağlıklı bir yaşam
sürdürebilmek için dengeli
ve sağlıklı beslenmenin,
gün geçtikte daha fazla
önem kazanmasıyla gıda
üreticileri de maksimum
özenle gerekli önlemleri
almaya başladı. Yayla
Bakliyat Pazarlama
Müdürü Erdal Akdemir,
bakliyatın son yıllarda
sofralarımızdaki önemini
yitirmesinin ardından
insanların sağlıklı beslenme
alışkanlıklarından
56
MAYIS-HAZİRAN 2011
vazgeçtiğini söyledi.
Akdemir ayrıca, hızlı
tüketim gıdalarına yönelim
ve sofra kültürümüze ait
değerlerimizin unutulması
sebebiyle bu tür sıkıntıların
baş gösterdiğine dikkat
çekiyor. Baklagillerden
alınan bitkisel protein,
günlük alınması gereken
protein miktarında önemli
bir yer tutuyor. Tüm
dünyanın severek tükettiği,
son derece besleyici olan
bakliyatın her tanesi,
gerçek bir protein
deposu… Bu besinlerin
bileşiminde B vitamini
kompleksi ve E vitamini de
bulunuyor. Bakliyat
ürünlerinin beslenmedeki
öneminin herkese
anlatılması gerektiğini ifade
eden Erdal Akdemir,
özellikle ebeveynleri,
çocukların gelişiminde
bakliyat ürünlerinden
mahrum bırakmamaları ve
beslenme alışkanlıklarında
kalıcı bir yer edinmeleri
konusunda özenli olmaya
davet ediyor.
Tamamı katkısız
ve sağlıklı ürün
üretiminde lider
Bakliyat ürünleri
sofralarımızın baş tacı ve
mutfak kültürümüzde
önemli yere sahip. Bunu
çok iyi bilen Yayla Bakliyat,
en kaliteli bakliyat
ürünlerini kullanarak
insanların hayatını
kolaylaştıracak, tamamen
katkısız ve çok sağlıklı
bakliyat ürünlerini
tüketicileriyle
buluşturuyor. Ayrıntılı
bilgi için
www.yaylabakliyat.com.tr
adresi ziyaret edilebilir. n
MAKRO RÖPORTAJ
Karadeniz Bölgemizin
ilk hedefi, 30 mağaza
konuma getirildi. Öncelikli
hedefimiz, Samsun için
değerli ve uygun alanlarda
mağazalar açarak
müşterilerimize rahat ve
huzurlu ortamlarda kaliteyi
ucuza alma imkanı
sağlamak. Müşteri
memnuniyetini ön planda
tutarak kaliteli ürünleri bol
çeşitlilikle birlikte piyasa
şartlarında satmak ve
temizlik kalitemizi
arttırarak müşterilerimizin
daha temiz ve huzurlu bir
ortamda alışveriş
yapmalarını sağlamak
öncelikli hedeflerimiz
arasında bulunuyor. Her
birim kendi alanında
müşteri odaklı çalışmayı ön
planda tutuyor ve beklenti
ve taleplere cevap vermeyi
hedef ediniyor.
Makro Market, Karadeniz
Bölgesi’nde büyümeye
devam ederken her şeyden
önce müşteri odaklı
çalışmayı göz önünde
bulunduruyor. Çalışma
prensibimizin temel amacı,
“hep ucuz hep kaliteli”
hizmet anlayışı
çerçevesinde ilerleyerek
Karadeniz halkını hak
ettiği hizmet anlayışıyla
tanıştırmak.
Hacı Osman Songör
2008 yılından
bugüne
Karadeniz’deki
çalışmalarına yoğun
olarak devam eden
Makro, Samsun
Bölge
Müdürlüğü’nün
çalışmalarıyla, bu
yılın sonuna kadar
bölgede 30
mağazaya ulaşmayı
hedefliyor.
Makro’nun
Karadeniz’deki
durumu ve hedefleri
üzerine Samsun
Bölge Müdürü Hacı
Osman Songör ile
bir röportaj
gerçekleştirdik.
Bize Makro Market’in
Samsun’daki
yapılanmasından
bahseder misiniz?
2008 yılında satın alımı
yapılarak bir mağaza ile
Samsun’daki serüvenine
başlayan Makro Market,
2009 yılında yoğun bir
çalışma ile alt yapısını
güçlendirdi ve Samsun’daki
mağaza sayısını, 2010
yılında 11’e çıkardı. 2011
yılı başlarından itibaren 13
mağaza ile Samsun halkına
hizmet veriyoruz. 4
mağazamızda da şantiye
çalışması devam ediyor.
Samsun Bölge
Müdürlüğü Makro
Market’in Karadeniz
Bölgesi’ndeki büyümesi
için neler yapıyor?
Samsun Bölge Müdürlüğü,
bölge depo, hal depo ve et
depo birimleri
oluşturularak mağazalara
eksiksiz hizmet verecek
MAKRO VİZYON
Makro Market’in Samsun
Bölge Müdürlüğü,
gerçekleştirilen
yatırımlarla her geçen
gün büyüyor. İleriye
dönük yatırım
58
MAYIS-HAZİRAN 2011
hedefleriniz hakkında
bilgi verir misiniz?
2011 yılı sonunda, 30
mağazaya ulaşarak
Karadeniz halkını “hep
ucuz hep kaliteli” hizmet
anlayışıyla tanıştırmayı
hedef edindik. “Makro
kaliteli ve mikro fiyatlı
alışveriş, ayrıcalık değil
herkesin hakkıdır”
mantığıyla Karadeniz
Bölgesi’nde yol almaya
devam ediyoruz.
Karadenizli
müşterilerimize,
Anadolu’nun yerli markası
Makro Market
mağazalarında “hep ucuz
hep kaliteli hizmet”
anlayışını uygulayarak
makro kaliteyi mikro
fiyatlarla buluşturarak,
yolumuzda emin adımlarla
ilerliyoruz.
Karadeniz Bölgesi’ndeki
büyüme hedefleriniz
nelerdir? 2011 yılı
hedeflerinizi
gerçekleştirmek için ne
gibi çalışmalar
yürütüyorsunuz.
Hedeflerimizi şöyle
sıralayabilirim:
l Her kesime hitap eden
sürekli ve güncel
kampanyalar düzenlemek.
l Müşteri ilişkileri
yönetimini ön planda
tutmak.
l İndirim, kampanya ve
promosyon dışında,
aktivite ve etkinlik içerikli
çalışmalarla da
müşterilerimize hitap
etmek.
l 2011 yılı sonunda
toplamda 30 mağaza ile
Karadeniz’in Makro
Market gelişim atağını
başlatmak. n
MAKRO BESLENME
Sağlıklı olmak, kilo
vermek ve mutlu olmak
için doğru ve dengeli
beslenmenin önemini
artık hepimiz biliyoruz.
Ancak bu konuda
kulaktan kulağa dolaşan
o kadar çok bilgi var ki,
hangisinin doğru,
hangisinin yanlış olduğu
çoğu zaman birbirine
karışıyor. Konu beslenme
olunca, duyduklarınızın
hepsine inanmayın,
çünkü bu konuda söylenenlerin pek çoğu aslında
birer hurafeden ibaret. Bunlar arasında en çok
karşılaşılanları sizin için derledik. İşte beslenme ve
kilo vermeyle ilgili doğru bildiğimiz yanlışlar.
DOĞRU MU?
YANLIŞ MI?
Balık ve yoğurt beraber
yenirse zehirlenme olur
Bu durum bayat balıklar için geçerlidir. Tazeliğini yitiren
balıkta “histamin” adında bir proteinin miktarı artıyor ve
bu madde aynı zamanda yoğurtta da bulunan bir madde.
Aynı öğünde her ikisi de tüketildiğinde, vücuttaki
histamin miktarı arttığı için bu durum, özellikle alerjik
durumu olan kişilerde kötü sonuçlar doğurabiliyor.
Ancak zaten bayat balık, yanında yoğurt yense de
yenmese de zehirlenmeye neden olur. O nedenle,
tüm besinlerimizi taze olarak tüketmeli,
tazeliğinden şüphe ettiğimiz besinleri
yememeliyiz.
Karbonhidratın
önemi
İnsanların yaptığı en
önemli hatalardan
biri, kilo aldırdığını
düşündükleri için
vücuda yeterli
miktarda
karbonhidrat
vermemeleri. Diyete
başladığı zaman ekmek,
pilav, makarna, patates,
mısır gibi besinleri kesen
kişilerin metabolizması ihtiyacı olan
or.
karbonhidratı önce kandan almaya çalışıy
Glikoz oranı düştüğünde kan şekeri de
paralelinde düşmeye başlıyor. Sonrasında
vücut, kas içerisindeki karbonhidratları
bı
kullanmaya başlıyor ve bu durum, kas kay
anlamına geliyor. Bu sırada vücut, kasla
ette
beraber su kaybına da uğruyor. Yani diy
ucu
karbonhidratı kesen kimse, tartıdaki son
görünce kilo verdiği yanılgısına düşüyor
r.
ancak vücut yağ değil su ve kas kaybediyo
MAKRO VİZYON
Karbonhidratlarla
proteinleri
karıştırmamak gerekir
İşte bu, pek mümkün değil. Örneğin, bir
süt kutusunun üzerindeki etiket bilgilerine
bakacak olursanız, içerisinde hem
karbonhidrat hem de protein
olduğunu görürsünüz. Aynı şey,
yoğurt için de geçerlidir. Hatta
karbonhidrat diye bildiğimiz
pirinç ve makarna paketlerinin
üzerindeki etiket bilgisini
incelediğimizde protein de
içerdiklerine tanık oluruz. Onun için
dikkat etmemiz gereken,
karbonhidrat ya da protein
tüketmek ya da tüketmemek değil,
“dengeli” bir şekilde hepsini
tüketmek olmalı.D
60
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO BESLENME
Her türlü hareket ve sporun zayıflatması
Protein ağırlıklı diyetler doğru değil mi?
Vücudun egzersiz ve sporla
kilo vermesi için yağ
yakma formuna geçmesi
gerekiyor. Ve bu da ancak
haftada 5 gün düzenli
egzersizle gerçekleşiyor.
Çoğu zaman 2 saat sürekli
mekik hareketi yerine
uygun nabızla 45-60
dakika bir yürüyüş,
istenilen sonuçlara
ulaşmakta daha faydalı
olur.
ırdığı doğrudur
Proteinin vücut mekanizmasını hızland
ını eksiltiyor ve
ancak sürekli protein almak kas dokular
usuyla
dok
su kaybına neden oluyor. Bir gram kas
dana geliyor.
beraber, yaklaşık 2,7 gram su kaybı mey
düşürüyor.
Yağsız doku kitlesi kaybı, metabolik hızı
iklerini
İnsanlar tartıya çıktığı zaman, kilo verd
ığı için diyet
şlad
zannediyor ancak metabolizma yava
. Nasıl ki, hiç
sonrasında hızlı bir şekilde kilo alınıyor
amen
karbonhidrat almamak doğru değilse, tam
ldir.
deği
proteinle beslenmek de doğru
Sabahları aç karnına içilen
limonlu sıcak su yağ yakıcıdır
Aç kalmak zayıflatır mı?
Vücudun kilo almasına neden olan en önemli
etkenlerden biri, onu bütün gün aç bırakıp sadece
akşamları yemek yemektir. Çünkü yaklaşık 20 saat aç
kalan vücut, bu durumun devam edeceğini düşünüyor
ve savaşa hazırlanır gibi yediklerini depolamaya
başlıyor. Bu 4 saat içerisinde gelen besinler, yağ olarak
depolanıyor. Bu konuda diyetisyenlerin tavsiyesi,
vücudu asla uzun süre aç bırakmamak ve mutlaka her
3-4 saatte bir, bir şeyler tüketmektir.
Halk arasında inanılan bir başka yanlış da
sabahları veya yemek öncesinde aç karnına limonlu
sıcak su içmenin vücuttaki yağları erittiğidir. Suyun
veya içine katılacak limon, soda gibi maddelerin ve
bitki çaylarının yağları eritmek, yok etmek gibi bir
etkisi yoktur. Ancak sabahları aç karnına içilen,
vücut ısısına yakın sıcaklıktaki bir su,
metabolizmayı canlandırır ve hızlandırır.
Kepekli ürünlerin kalorisi düşük mü?
Hemen hemen hiçbir ürünün kepekli alternatifi
normal çeşidinden daha düşük enerji içermez.
Hatta bazı kepekli ürünlerin enerjisi, normallerine göre
daha fazladır. Bir ürünün kepekli olması, onun lif
içerdiğinin kanıtıdır. Şeker, kolesterol ve
tansiyon seviyelerini dengelediği, doygunluk ve
tokluk hissi verdiği, dışkılama sayısını ve miktarını
arttırdığı için kepekli ürünler daha
sağlıklıdır ve tüketilmesi önerilir. n
MAKRO VİZYON
62
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO GÜNDEM
RadyasyonDAN
korunmak için...
dünyayı
Yakın zaman önce Japonya’da yaşanan deprem ve tsunami felaketleri tüm
unuttuğu bir gerçekle bir kere daha yüz yüze getirdi. 20. yüzyılın ilk büyük
bağlı
nükleer kazası olan, 1986 yılının Nisan ayında Ukrayna’nın Kiev iline
hala o
bugün
Hatta
Çernobil kentindeki facianın izleri günümüze kadar ulaştı.
ise
lerde
facia yüzünden kanserden hayatını kaybeden binlerce insan var. Bugün
dünya yeni bir tehditle boğuşuyor. Japonya’da meydana gelen tsunaminin
mamız
ardından santrallerde oluşan radyasyon sızıntısı, radyasyondan nasıl korun
gerektiği sorusunu da gündeme getiriyor.
Japonya’daki tsunami
felaketinin ardından
Fukuşuma 1 Nükleer
Santralinde meydana gelen
sızıntının boyutları
Çernobil ile eşdeğer
tutuluyor. Tüm dünya
alarmda. İyot hapları yok
satıyor. Peki, bugüne kadar
hayatımızda radyasyon hiç
mi yoktu? Son yıllarda artan
kanser vakalarının gelişen
teknolojiyle hiç mi ilgisi
yok? Günde kaç saatinizi
bilgisayar başında
geçirdiğinizi bir düşünün...
Ya da hiçbir şey yapmıyor
olsanız bile en azından
akşamları bir saat televizyon
izliyorsunuzdur. Peki ya cep
telefonunuz da mı yok?
Elbette nükleer santral
sızıntısı gibi tehlikeli olamaz
ancak yine de gün içinde
radyoaktif dalgalarla iç içe
yaşadığımızı da unutmamak
ve en azından çocuklarımızı
korumak adına bazı
önlemlerden haberdar
olmak gerekiyor. Tabi
rahatımızdan da birazcık
vazgeçmek...
Elektromanyetik
alanlara maruz
kalıyoruz
etkilenilmesinin sonucu ise
psikolojik rahatsızlıklar,
üreme ve görme
fonksiyonlarında
olumsuzluklar, bağışıklık
sisteminde zayıflama
olabiliyor. Bu nedenle bu
kadar çok radyasyona
maruz kaldığımız günümüz D
Hepimiz evimizdeki
teknolojik cihazlar
nedeniyle elektromanyetik
alanlara maruz kalıyoruz.
Bu alanların oluşturduğu
radyasyondan uzun süreli
MAKRO VİZYON
64
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO GÜNDEM
dünyasında, ilk etapta
bağışıklık sistemimizi
kuvvetlendirmemiz
gerekiyor. Sağlıklı bir yaşam
için, sağlıklı beslenmeli ve
yaşam alanlarımızdaki
kaliteyi de yükseltmeliyiz.
Teknolojiye sınır...
Şimdilerde internet hemen
hemen herkesin evinde var.
Hatta öyle ki pek çoğumuz
artık kablosuz internet
kullanıyor. İlk olarak
kablosuz internet
kullanımından
vazgeçmelisiniz ve varsa
mikrodalga fırın
kullanımını en aza
indirmelisiniz. Eğer sık sık
kullanıyorsanız çalıştığı süre
boyunca mutfakta
bulunmamanızda fayda var.
Özellikle de çocuklarınızı
mutfaktan mutlaka uzak
tutun. Eğer tüplü
televizyon sahibiyseniz
arkasının yaşam alanınıza
dönük olmamasına özen
gösterin. Bugün artık daha
çok tercih edilen LCD
televizyonlar, tüplü ve
plazma televizyonlara
oranla daha az
elektromanyetik alan
oluşturuyor. Gece uyurken
asla televizyonu açık
bırakmayın.
oluyor. “Yapacak bir şey
yok, bilgisayarsız
yaşayamam” diyorsanız, en
azından LCD ekran
kullanın.
Uzmanlar
bir günde
cep telefonu ile
görüşme süresinin
Sarı ışık yakın
“bir saat ile sınırlı
Evlerde radyasyon oranını
azaltmanın bir diğer önemli
yöntemi ise sarı ışık yayan
ampulleri kullanmak.
Flüoresanların yerine sarı
ışık yayan ampulleri
kullanmayı tercih edin.
Böylelikle her gün biraz
daha az radyasyon almış
olursunuz ve çocuklarınızı
da radyasyonun olumsuz
etkilerinden bir nebze de
olsa korumayı
başarabilirsiniz.
olması” gerektiğini
savunuyor.
Hatta mümkünse
daha da az olmalı.
Bilgisayar önemli,
ama...
Bilgisayarlar artık
hayatımızın önemli bir
parçası sayılıyor. Hele
öğrenciysek ya da
çalışıyorsak... Ancak bu
durum, her gün uzun bir
süremizi bilgisayar ekranı
karşısında geçirmemize
neden oluyor. Bu da daha
çok radyoaktif dalgaya
maruz kalmamıza neden
Cep telefonu
beyni pişiriyor
Cep telefonu günümüz
dünyasında büyük kolaylık.
Artık haberleşmek,
özlediğimizde
sevdiklerimizin sesini
duymak birkaç tuş kadar
uzağımızda. Pek çok
MAKRO VİZYON
66
MAYIS-HAZİRAN 2011
önemli işimizi cep
telefonuyla çabucak
halledebiliyor, acil
durumlarda zor anlar
yaşamıyoruz. Ancak en
fazla radyasyonu da cep
telefonundan alıyoruz.
Uzmanlar bir günde cep
telefonu ile görüşme
süresinin “bir saat ile sınırlı
olması” gerektiğini
savunuyor. Hatta
mümkünse daha da az
olmalı. 16 yaşından
küçüklerin beyin gelişimi
devam ediyor. Beynin sıvı
yoğunluğu yetişkinlere
oranla daha fazla olduğu
için elektromanyetik alan
iletkenlikleri daha çok. Bu
nedenle de 16 yaşından
küçükse çocuğunuzun cep
telefonu kullanımını
mutlaka sınırlandırın. Tıbbi
görüntüleme merkezlerinde
de yoğun olarak radyasyona
maruz kalındığını aklınızın
bir kenarında tutun ve
zorunlu olmadıkça bu tip
yerlerde bulunmaktan
kaçının. n
MAKRO KONUK
Yiğit
Özşener
EN ÇOK SEVİLEN
KÖTÜ ADAM
Son zamanların en
aktif ve yetenekli
oyuncularından biri
Yiğit Özşener. Her
pazartesi günü pek
çok insanı
televizyon karşısına
geçiren Ezel’in kötü
adamı Cengiz, o.
Ayrıca 2011 yılının
en iyi Türk
filmlerinden olan
Aşk Tesadüfleri
Sever ve
Kaybedenler
Kulübü’nde de
izledik Yiğit
Özşener’i. Aşk
Tesadüfleri Sever’in
‘Burak’ı,
Kaybedenler
Kulübü’nün ‘Mete’si
Özşener, Makro
Vizyon’un
konuğu…
Yiğit Özşener İzmir
doğumlu. Aslında
oyunculuğa başlaması da
oldukça farklı bir yoldan
olmuş. Üniversite okumak
için İzmir’den İstanbul’a
gelen Şener’in oyunculuk
serüveni İstanbul’da Studio
Oyuncuları Topluluğu’nda
başlıyor. Yıldız Teknik
Üniversitesi Elektronik ve
Haberleşme
Mühendisliği’nden 1996
yılında mezun olan
Özşener, 1997- 1999 yılları
arasında Koç
Üniversitesi’nde İşletme
master’ı yaptı. 1994
yılında Studio
Oyuncuları Topluluğu’nda
eğitim almaya başladı ve
2001 yılına kadar bu
topluluğun çeşitli
oyunlarında yer aldı.
1995’te Şahika Tekand’ın
yazıp
yönettiği “Gergadanlaşma”
ile profesyonel olarak
oyunculuğa başladı. Bu
oyunla, Bulgaristan ve
Makedonya’da
gerçekleştirilen
festivallere katıldı.
Ardından
sırasıyla, Harold
Pinter’in
yazdığı “Gitgel
Dolap”, Şahika
Tekand’ın yazıp
MAKRO VİZYON
68
yönettiği “Oyuncu” gibi
oyunlarda yer aldı. 2000
yılında Delphi’de
gerçekleştirilen 10. Antik
Oyunlar
Festivali’nde, Thedoros
Terzopoulos’un
yönettiği “Herakles”
üçlemesinde oynadı. 2001
yılında Studio
Oyuncuları’nın
“Gergedanlaşma”
oyununda tekrar yer aldı.
2006 yılı Dünya Tiyatro
Olimpiyatları bünyesinde
Türk-Yunan ortak yapımı
Thedoros Terzopoulos
yönetiminde “Persler” proj
esinde oyunculuk yaptı.
2008-2009
sezonunda Kerem
Kurdoğlu’nun Kafka’nin
“Dava”sından yola çıkarak
MAYIS-HAZİRAN 2011
yazdığı “İstanbul’da Bir
Dava” adlı oyunda oynadı.
2009 yılında tekrar Studio
Oyuncuları ile çalışmaya
başladı ve Şahika Tekand’ın
yazıp yönettiği Evridike’nin
Çığlığı’nda oyunculuk
yaptı. Tiyatro dışında
reklam filmleri, sinema ve
TV dizilerinde oynadı. Biz
onu ilk olarak Turkcell
reklamlarında görüp
“Özgür Çocuk” olarak
tanıdık ve Yiğit Özşener, o
günden bugüne hem
televizyon ekranlarında
hem de sinema filmlerinde
birbirinden farklı rollerle
karşımıza çıkıyor.
Yıldız Teknik Üniversitesi
Elektronik ve Haberleşme
Mühendisliği’ni
bitirmişsiniz. Oyuncu
olmaya nasıl karar
verdiniz?
Her fırsatta ortaya atılan,
girişken çocuklardan
olmadım hiçbir zaman.
Üniversitede, mühendislik
popüler olduğu için bu
bölümü seçtim. Okul
başlayınca da sosyalleşmek
için tiyatro kulübüne
girdim. Oyunculuk o
noktaya kadar
aklımdan
geçmemişti.
Baktım ki
bu işi
hobi D
MAKRO KONUK
deneyim.
Kimseye “Neden iyi adamı
oynuyorsun?” diye
sorulmaz, hep “Neden
kötü adamsın?” sorulur.
Zaten bu kötü adamlığa bir
süre, sinema filmleri
sayesinde ara verdim. “Aşk
Tesadüfleri Sever”de de,
“Kaybedenler Kulübü”nde
de kalbi kırılan iyi adamı
oynadım.
olarak yapmak beni
kesmeyecek, Şahika
Tekand’ın Stüdyo
Oyuncuları’na katıldım.
Pek çok tiyatro oyununda
oynadım ama tanınmamı
televizyon reklamına
borçluyum; Özgür Çocuk.
O dönemler dizi gibi
devam eden, karakterlerini
yaratan reklamlar yoktu.
Özgür Kız ve Özgür Çocuk
bu yüzden olay olmuştu.
Ezel gibi popüler ve sıra
dışı bir dizide kötü
karakteri
canlandırıyorsunuz.
Sokakta nasıl tepkiler
geliyor; ters davrananlar
oluyor mu?
Ben öyle olmasını
bekliyordum, Türk halkı
kötü adamlara tepki verir.
Ama olmadı. Cengiz
seviliyor çünkü çok gerçek
bir karakter, süslenmiş biri
değil. Pelerini de yok,
kahraman olmaya
çalışmıyor. Enteresan bir
şekilde çocuklar da seviyor
onu. Mesela yazın sahilde
bir çocuk elleri deniz
kabuğu dolu yanıma geldi.
oynuyorsunuz. “Bu rol
üzerime yapışır” gibi bir
endişeniz var mı?
Öyle bir endişem yok.
Kötü adamı
oynayabileceğimi düşünüp
bana teklif edenlere
teşekkür ederim.
Bu insanı geliştiren bir
“Cengiz Abği” dedi,
“Bunları senin için
topladım. Denize beraber
atlayalım mı?” Ben de
“Tabii. Hadi koş
atlayalım.”
Ezel oldukça farklı bir
dizi. Senaryoyu ilk
okuduğunuzda siz ne
düşünmüştünüz?
“Ezel”e başlamadan, “Ya
çok tepki çeker ya da çok
beğenilir” diyordum. Haklı
da çıktım. Bugüne
kadar televizyon seyircisini
n alışkın olmadığı
bir proje. Bir klişe vardır,
senelerdir söylenen şey;
“Seyirci bunu istiyor.”
Bunu duymak beni çok
kötü yapıyordu. “Tamam
da, 80 yaşında hâlâ bunları
mı oynayacağız?” diye
hayıflanırdım. Ezel bu
kalıbın dışında bir iş.
Beni sevindiren tarafı, bu
formülün işlemiş olması.
Kaybedenler Kulübü
Dudaktan Kalbe ve Ezel
sizi televizyonda
gördüğümüz çok iki
projeniz ve ikisinde de
kötü adamı
MAKRO VİZYON
Biraz da günlük
yaşantınızdan
bahsedebilir misiniz?
Ne yaparken kendinizi
huzurlu hissedersiniz?
Mutfak beni mutlu ediyor.
Sadece bir şey doğramak
bile bana iyi gelebilir.
Yemek pişirmeyi ve misafir
ağırlamayı severim. İsmi
zor telaffuz edilen
yemekler yapamam ama
olan malzemeyle güzel
şeyler yaparım. n
Aşk Tesadüfleri Sever
70
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO YAȘAM
Bahar ayları, yaklaşan sıcak günlerin habercisi
olmasının yanı sıra başka bir heyecanı da
beraberinde getiriyor. Düğün sezonu açılıyor,
evlilik hazırlıkları hız kazanıyor. Birbirinden güzel
ve yeni tasarım gelinlikler vitrinleri süslerken
eksikler bitmek bilmiyor. Peki, bu dönemi nasıl
daha ekonomik, daha stressiz ve huzurlu
geçirebileceğinizi biliyor musunuz? İşte gelinlik
seçiminden, mekan tercihine, saç ve makyaj
detaylarına ve gelinlerin en temel sorunu olan kilo
problemine kadar bu döneme ilişkin ipuçları…
Evlenecek olan her genç kız
elbette düğün günü her
şeyin kusursuz olmasını
ister. En güzel gelinliği
giymek ve makyajıyla ışık
saçmak, gelinler için son
derece önemli. Özellikle
kötü hava koşullarına
maruz kalmamak için sıcak
günleri bekleyenler,
baharın gelmesiyle evlilik
hazırlıklarına hız veriyor.
kabarık bir gelinlik
olmamalı. Çünkü bu sizi
uzun değil, aksine geniş
gösterir. Bu nedenle düz
inen bir seçim sizin için
daha doğru olacaktır. Uzun
boylular için en ideal
olanıysa straplez ve kabarık
gelinliklerdir. Öte yandan
açık alanda evleniyorsanız
ve gelinliğiniz de
omuzlarınızı açıkta
Darısı başınıza...
Kendisi için en güzel olanı
arayanların yolu da
gelinlikçilere düşüyor. Peki,
sizin için ideal gelinlik
acaba hangisi?
En özel
gününüzde
kusursuz görünün
En özel gününüzde nasıl
göründüğünüz elbette çok
önemli. Gelinlik tercihini
kişisel zevke göre değil
vücut tipinize göre
yaparsanız düğün sonrası
fotoğraflarda ne kadar
doğru yaptığınızı fark
edeceksiniz. Tabi gelinlik
seçiminde düğün
yapacağınız mekanın
özellikleri (açık veya kapalı
alan) de önem taşıyor. Eğer
minyon bir yapıya
sahipseniz gelinliğin üst
kısmı vücudunuza
oturmalı, etek kısmı ise
giderek genişlemeli ancak
çok kabarık olmamalı.
Basenleri geniş olanlar,
omuzları açıkta bırakacak
modelleri tercih edebilir.
Boyunuz kısaysa tercihiniz
MAKRO VİZYON
72
MAYIS-HAZİRAN 2011
bırakıyorsa yanınızda bir
bolero veya şal
bulundurmayı unutmayın.
Kilolara dikkat
Kadınların en büyük
sorunlarından ve
korkularından biri de
verilmesi çok zor olan
kilolar. Ancak gelin
olacaklar için düğün öncesi
durum, bunun tam tersini
işaret ediyor. Hem stresli
bir dönem yaşanmasının,
hem de hazırlıklar
nedeniyle sürekli
koşuşturmanın sonucunda
gelin adayları oldukça kilo
Çiçeksiz gelin olmaz.
Bu nedenle,
gelinliğinizi
tamamlayan bir çiçek
seçmelisiniz. Bunun
için öncelikle son
yılların trendlerini
araştırın. Tabi sizin en
çok hangi çiçeği
sevdiğiniz de önemli.
Onca stresin içinde,
seçtiğiniz çiçek size
huzur vermeli.
kaybedebiliyor. Bu durum
sağlığı olumsuz etkilediği
gibi, düğün günü gelinliğin
üstünüzden düşmesine de
yol açabilir. Kilo kaybı
yaşamamak adına
mümkün olduğu kadar
sağlıklı ve düzenli
beslenmeye, vücudunuz
için gerekli vitaminleri
almaya ve stresten uzak
durmaya özen gösterin.
ve ferah bir ortamda, hem
siz bunalmazsınız hem de
konuklarınız keyifli vakit
geçirebilir. Öte yandan
nikah sonrası mini bir
kokteyl düzenleyebilir,
müzik eşliğinde birkaç saat
de geçirebilirsiniz. Ancak
eğer kapsamlı bir düğün
organizasyonu
planlıyorsanız hazırlıklara
çok geç kalmadan
başlamalısınız.
Yakınlarla birlikte
sıcak bir ortam
Gelinliğin
tamamlayıcısı,
çiçek
Elbette herkesin hayalini
süsleyen bir düğün vardır.
Ancak unutmayın ki
eşinizin de hayalinde yatan
bir düğün var. Bu nedenle
nasıl bir düğün yapmak
istediğinize ve mekanınıza
birlikte karar verin.
Alacağınız karar, bütçenizi
de çok sarsmayacak bir
karar olmalı. Gösterişli bir
düğünden çok, sıcak bir
ortamda en yakınlarınızla
birlikte olmayı tercih
edebilirsiniz. Kır düğünleri
böyle ortamlar için son
derece ideal. Açık havada
MAKRO VİZYON
Çiçeksiz gelin olmaz. Bu
nedenle, gelinliğinizi
tamamlayan bir çiçek
seçmelisiniz. Bunun için
öncelikle son yılların
trendlerini araştırın. Tabi
sizin en çok hangi çiçeği
sevdiğiniz de önemli.
Onca stresin içinde
seçtiğiniz çiçek size huzur
vermeli. Çiçeğinizin
renklerine karar verdikten
sonra, gelinliğinize uyacak
bir buket modeli
seçmelisiniz.
73
MAYIS-HAZİRAN 2011
Unutmayın, düğün günü
herkesin gözü sizin
üzerinizde olacak ve tabi ilk
olarak gelinliğiniz göze
çarpacak. Ardından sıra
saçınıza ve makyajınıza
gelecek. Bu nedenle
gelinliğiniz kadar saçınız ve
makyajınız da kusursuz ve
doğal olmalı.
Masum ve duru görünmek
bir gelinin en önemli
özelliğidir. Bu nedenle
makyajınızda ten ve saç
rengi uyumuna dikkat
etmelisiniz. Makyaj
yaparken sakin olmaya, çok
açık veya çok koyu bir renk
fondöten kullanmamaya ve
mevsimi de göz önüne
alarak yaz renklerini
seçmeye özen gösterin.
Saçınız için de
gelinliğinizin modeline
göre bir tercih yapmayı
ihmal etmeyin. Saç
renginiz, kaş renginiz ve
ten renginiz birbiriyle
uyumlu olmalı.
Damat ile
uyum içinde
Tüm hazırlıklarınızda
gereken özeni ne kadar
gösterirseniz gösterin, her
şeyin kusursuz olmasını
istiyorsanız gelin-damat
uyumu çok önemli. Bu
nedenle seçimlerinizi
eşinize danışarak
gerçekleştirin. Damatlık
seçimini birlikte yaparsanız
göreceksiniz ki bu konuda
bir sıkıntı
yaşamayacaksınız. Gerisi
zaten çok kolay, iş bir tek
‘evet’ demeye kalıyor.
Darısı tüm bekarların
başına… n
MAKRO YAȘAM
Masum bir
görünüme
sahip olun
MAKRO SAĞLIK
Pek çoğumuz,
oldukça hareketsiz
bir yaşam sürüyoruz.
Sürekli bilgisayar
karşısında
geçirdiğimiz saatler,
özellikle
boynumuzdaki
ağrıların artmasına
neden oluyor ve bu
ağrıların çoğunun
kökeninde boyun
fıtığı yatıyor.
Boyun fıtığı nedir?
Omurlarımızın
arasında bulunan ve
hareket etmemize olanak
sağlayan diskler,
omurgamız üzerine binen
yükü emer. Ancak yaş
ilerledikçe ya da çeşitli
travmalar sonucu disk
dokusu bozulabilir. Bunun
sonucunda da diskin dış
kısmındaki küçük
yırtıklardan içerideki
yumuşak kısım dışarı çıkar.
Bu yumuşak yapının veya
kemiklerin, etrafındaki
dokulara baskı yapması
sonucu boyun fıtığı
meydana gelir.
Boyun ağrıları
Boyun fıtığının
belirtileri
Boyun ağrıları, her 3
kişiden birinin karşılaştığı
bir problem. Özellikle
çalışan insanlarda görülen
boyun ağrıları, omur adı
verilen kemiklerin,
eklemlerin ve omurların
arasında yer alan disklerin,
omurga çevresinde
bulunan kaslarla bağlarının
bozulması sonucu
oluşuyor. Boyun ağrılarına,
kireçlenme, romatizma,
osteoporoz, boynu kötü
kullanma, stres ve tabi ki
boyun fıtığı neden
olabiliyor.
MAKRO VİZYON
Boyun fıtığının en temel
belirtisi tabi ki ağrı.
Başlangıç döneminde
boyun ve sırt ağrısı olarak
ortaya çıkan bu ağrı,
hastalık ilerledikçe,
kollarda ve parmaklarda
ağrı ve uyuşmalara neden
oluyor. Bir süre sonra,
sinirlerin baskı altında
kalmasıyla kuvvet azalması
baş gösteriyor. İlerleyen
dönemlerde ise bacaklarda
güçsüzlük ve hatta idrar
kaçırma gibi durumlar
meydana gelebiliyor. D
74
MAYIS-HAZİRAN 2011
Boyun ağrıları, her
3 kişiden birinin
karşılaştığı bir
problem. Boyun
ağrılarına
kireçlenme,
romatizma,
osteoporoz, stres
ve tabi ki boyun
fıtığı neden
olabiliyor.
MAKRO SAĞLIK
Boyun fıtığını
önlemek için
neler
yapabiliriz?
da uygun görülüyor.
Hastanın ağrılarının
azaltılması ve daha kaliteli
bir yaşam sürebilmesi için
doktorunun tavsiyelerini
en ince ayrıntısına kadar
yerine getirmesi çok
önemli bir nokta olarak
karşımıza çıkıyor.
l Masa başında
çalışan kişilerin, kol
destekli bir
sandalyede, ayakları
yere basacak şekilde,
omuzları geride
durarak oturması
gerekiyor.
l Otururken sırtınıza
ve belinize destek
verebilirsiniz. Ayrıca
ensenize de küçük bir
yastıkla destek
oluşturabilirsiniz.
l Uzun süre bilgisayar
karşısında durmaktan,
televizyon izlemekten,
kitap ve gazete
okumaktan
kaçınmaya çalışın.
Zaman zaman
yerinizden kalkıp
birkaç dakikalık aralar
verebilirsiniz. Bu arada
kısa yürüme ve
gerinme egzersizleri
yapın.
l Ani ve sert
hareketlerden uzak
durun.
l Yüksekten bir şey
alacaksanız merdiven
ya da sandalye
kullanmayı ihmal
etmeyin.
l Yüzmek, omurga
sağlığınız için çok
faydalıdır. Fırsat
buldukça yüzün.
Fizik-tedavi
süreci
Tanı koyma süreci
Boyun fıtığı tanısının
konulması sürecinde
hastaların yaşadıkları
sıkıntıları ve şikayetleri
doktorlarına açık bir
şekilde anlatmaları büyük
rol oynuyor. Kesin tanı,
detaylı muayene ve MR
incelemesi sayesinde
konulabiliyor. Boyun ve
kol ağrılarına neden
olabilen başka hastalıklar
da olduğu için ayırıcı
tanının konulması, tedavi
sürecinin planlanması için
oldukça önemli.
Tedavi süreci
Boyun fıtığında cerrahi
tedavi, başvurulan son
tedavi şekli. Başlangıç için
yatak istirahatı, ilaç tedavisi
ve fizik-tedavi yeterli
oluyor. Ayrıca, bazı boyun
zedelenmelerinde kısa
süreli boyunluk kullanımı
Boyun fıtıklarının büyük
bir kısmı fizik-tedavi ile
düzeltilebiliyor. Yumuşak
doku ve sinir kökü baskısı
sonucu oluşan bu ağrıları
gidermek ve kaslarda
oluşan spazmları gevşetmek
için, fizik-tedavi esnasında,
kızıl ötesi ışınlar, sıcak
uygulamaları, ultrason ve
elektriksel uyarı gibi
yöntemler uygulanıyor.
İlerleyen
aşamada cerrahi
tedavi
Boyun fıtığında cerrahi
tedaviye, diğer tedavilere
rağmen ilerleyen kas gücü
kaybı, duyu kusuru ve
refleks kaybı gibi sorunları
devam eden hastalarda
başvuruluyor. Ayrıca
omurga kırığı, omurga
kayması ve ciddi düzeyde
omurilik ile sinir baskısı
olanlara da cerrahi tedavi
uygulanıyor.
Boyun fıtığında, cerrahi
tedavinin amacı, omurilik
ve sinir dokusuna olan
baskıyı ortadan kaldırmak.
Bunun sonucunda hasta,
boyun fıtığı nedeniyle
ortaya çıkan ağrı ve
şikayetlerden kurtuluyor.
Cerrahi operasyonların çok
büyük bir kısmı, boyun
fıtığının kesin çözümü
oluyor. n
MAKRO VİZYON
76
MAYIS-HAZİRAN 2011
Masa başında
çalışan kişilerin,
kol destekli bir
sandalyede,
ayakları yere
basacak şekilde,
omuzları geride
durarak oturması
gerekiyor.
MAKRO YAȘAM
Gün boyu enerjinizi
korumak için
beslenmenize dikkat
etmeli ve gün içinde
yaptığınız işleri
belli bir düzene
sokmalısınız. Size
vereceğimiz küçük
ipuçları, enerjinizi
bütün gün
optimum seviyede
tutmanıza yardımcı
olacak. Gün bitsin,
enerjiniz bitmesin!
Güne enerjik
başlamak için en iyi
yol, sabah alınacak
ılık bir duş. Öncelikle
5-6 dakika ılık suyun
altında durun. Daha
sonra belli aralıklarla
suyu bir sıcak bir de
soğuk açın.
Çıktığınızda kendinizi
çok daha rahat
hissedeceksiniz.
Dik durmak kaslar
için çok önemlidir.
Kambur durmak
kasların hızlı
çalışarak yorulmasına
neden olur ve nefes
almanızı zorlaştırır.
Dik dururken oksijen
akciğerlere dolar ve
vücuttaki kan
dolaşımı daha rahat
olur.
ENERJİNİZİ
ARTTIRIN!
Günde 2 ya da 3
litre
su içmeyi ihmal
etmeyin. Yapılan
araştırmalara gö
re bu
oranlarda su içm
ek,
dayanıklılığı artt
ırıyor,
stresin azalmasın
a
yardımcı oluyor.
MAKRO VİZYON
78
MAYIS-HAZİRAN 2011
Bilgisayar karşısında
çalışırken mutlaka
aralar verin.
Araştırmacılar,
bilgisayar önünde çok
oturan insanlarda
endişeli olma halinin
arttığını, gözlerde
problem yaşandığını
ve beden ağrılarının
çoğaldığını söylüyor.
İçeriğinde daha fazla Omega 3 barındıran balık,
kivi, semizotu, mısır ve yeşil yapraklı sebzeler
gibi gıdaları tüketmeye özen gösterin.
Omega-3, özellikle derin deniz balıklarında
bolca bulunan bir yağ asididir. Yapılan ilk
araştırmalar, Eskimo’ların kalp hastalıklarına,
insanı şaşırtacak kadar az düzeyde
yakalanmasının, sürekli derin denizlerden gelen;
yani Omega-3 bakımından zengin balıklarla
beslenmelerinin neden olduğunu ortaya
koyuyor. Balık tüketmek aynı zamanda vücudun
seratonin salgılamasını sağlıyor. Bu madde de
beyindeki mutluluk merkezini aktif hale getiriyor.
Çalışanlara
özel…
Gün içinde magnezyum
içeren gıdalar almaya
dikkat edin. Sebzelerde,
fındıkta ve tahıllı
ekmeklerde bulunan bu
mineral, size zindelik
kazandıracaktır.
Gün içinde en sevdiğiniz
müzikleri dinlemeniz
stresinizi hafifletir ve
yorgunlukla daha rahat
savaşmanızı sağlar. Bu
yüzden hemen bir müzik
çalar edinin ve yürürken,
çalışırken, iş yaparken
müzik dinlemeyi ihmal
etmeyin.
Düzenli olarak spor
yapmak, gün içinde enerjik
olmak için çok önemli bir
nokta ancak her gün spor
yapamıyorsanız bile en
azından sabahları dışarı
çıkın ve yarım saat
yürüyün. Bilim insanları,
doğal ışığın beyni harekete
geçirdiğini ve seratonin
salgılamasına yardımcı
olduğunu söylüyor. Bu da
mutluluğunuzu ve
enerjinizi arttıracaktır.
Gün içerisinde şekerleme
yapma şansınız varsa bunu
mutlaka değerlendirin.
Beyin sağlığı
araştırmacılarına göre, 30
dakikalık kısa bir uyku
bile, insanların
performansını olumlu
yönde etkiliyor. Bu
mümkün değilse bile, kısa
da olsa gözlerinizi kapatın
ve kafanızı düşüncelerden
arındırıp biraz dinlenmeye
çalışın.
MAKRO VİZYON
MAKRO YAȘAM
Düzenli olarak üç öğün
şeklinde yemek yiyin.
Yemekler arasındaki uzun
aralıklar şekerin düşmesine,
dolayısıyla enerjinizin
azalmasına neden olur.
Bu nedenle ana öğünlerin
arasında, ara öğün olarak
muz, fındık, yoğurt gibi
gıdalar tüketebilirsiniz.
79
MAYIS-HAZİRAN 2011
Enerji düzeyiniz özellikle
öğleden sonra düşmeye
başlar. Bu yüzden daha
rahat yapacağınız ya da
yapmaktan daha çok
keyif aldığınız işleri
öğleden sonraya bırakın.
Bu tip işleri işten
çıkmadan önceki son 2
saate saklayın. Böylece
akşama daha stressiz ve
enerjik bir şekilde
başlayabilirsiniz.
İşyerinden çıkmadan önce
masanızı toplayın ve
çalışma alanınızı düzenli
hale getirin. Evrakları
toparlayın, gereksiz olanları
atın ve e-postalarınızı
düzenleyin. Düzen,
hayatınıza pozitif bir bakış
açısı getirir ve huzurlu
olmanızı sağlar.
Çalışma ortamınızda ne
kadar yeşil bitki varsa,
hava kalitesi o kadar iyi
olur ve zihniniz canlanır.
Pencere kenarına nane,
fesleğen gibi otlar koyun.
Bu bitkilerin kokusu da
içinizi ferahlatacaktır.
Nane, canlandırıcı etkisi
olan bir bitkidir. n
MAKRO GEZİ
Akdeniz’in
en güzel adaları
Masmavi denizi ve
upuzun
kumsallarıyla
Akdeniz’in adaları
her zaman huzurun
ve özgürlüğün
çağrışımı olmuştur.
Akdeniz’in tüm
nimetlerini büyük
bir cömertlikle
sunan bu adalar,
özellikle deniz tatili
tutkunlarına pek
çok olanak
sunuyor. İşte sizler
için Akdeniz’in en
gidilesi adaları…
Akdeniz’in
incisi, Kıbrıs
tatil tutkunlarının
vazgeçemediği bir coğrafya
olan Kıbrıs, tipik bir
Akdeniz adası. İklimi,
insanları, doğası ve tarihi
dokusuyla, Akdeniz’in
ortasında bir deniz yıldızı
gibi.
Kıbrıs’ta deniz ve güneşin
yanı sıra gezilmesi gereken
Akdeniz’in üçüncü büyük
adası olan Kıbrıs, tarihinin
başından günümüze kadar
çok çeşitli medeniyetlere ev
sahipliği yapmış bir
coğrafya. Denize ve
turizme elverişli koyları ve
beyaz kumlu plajlarıyla
Kıbrıs, Türkiye
MAKRO VİZYON
80
MAYIS-HAZİRAN 2011
pek çok yer var. Bunlardan
ilki Merya Ovası’ndaki
Salamis Antik Kenti. Kent,
yüzyıllar önce adanın en
önemli noktasıydı.
Gymnasium’u, tiyatrosu,
hamamı, tuvaletleri ve
mozaikleri ile Salamis,
geçmişinin ipuçlarını
veriyor. Kuruluşu M.Ö.
11. yüzyıla ilişkilendirilen
kent, M.Ö. 8. yüzyılda
önemli bir ticari merkezi
haline geldi.
Salamis Antik Kenti’nden
sonra Gazimağusa’yı
gezebilirsiniz. Lüzinyan
döneminde dünyanın en
zengin şehirlerinden biri
durumunda olan
Mağusa’da, Venedik surları,
gotik kiliseler,
Shakespeare’in ilham aldığı
Santorini, Yunanistan
Santorini
Yunan adalarından belki de
en etkileyicisi olan
Santorini, Antikçağlarda
meydana gelen büyük bir
volkanik patlama
sonucunda bugünkü
görüntüsünü almış. Yunan
MAKRO GEZİ
rivayet edilen Othello
Kalesi, St. Georg kiliseleri
ve pek çok katedral
bulunuyor.
Kıbrıs’a gitmişken, Kıbrıs’ı
Kıbrıs yapan turkuaz
denizini görebileceğiniz
başlıca noktalardan biri
olan Dipkarpaz’ı da
mutlaka görmelisiniz.
Kıbrıs haritalarında
gördüğünüz en uç noktadır
Dipkarpaz. Bu en uç
noktada Apostolos Andreas
Manastırı karşılar sizi.
Gazimağusa ve
Dipkarpaz’ın yanı sıra
Lefkoşa ve Girne de
Kıbrıs’ın tarih kokan
şehirleri… Kuzey Kıbrıs,
sizi her an şaşırtabilecek
güzellikte, her yanında
huzur bulabileceğiniz bir
turkuaz ada.
adalarının tanıtıldığı
hemen hemen tüm
mecralarda mavi kubbeli
beyaz evlerinin bir
fotoğrafına
rastlayabilirsiniz. Santorini,
geleneksel mimarisi, mavi
kubbeli kiliseleri, göz alıcı
manzarası ve eşsiz gün
batımıyla ziyaretçilerini
büyüleyen bir ada. Yunan
Adaları’nın genellikle öne
çıkan bir yanı vardır.
Rodos tarih, Mikonos
eğlence ve özgürlük,
Midilli doğa demekse
Santorini de romantizm
demektir. 75
kilometrekarelik bu küçük
adanın çok fazla gezilecek
Yunan adalarından
belki de en etkileyicisi
olan Santorini,
Antikçağlarda
meydana gelen büyük
bir volkanik patlama
sonucunda bugünkü
görüntüsünü almış.
Yunan adalarının
tanıtıldığı hemen
hemen tüm
mecralarda mavi
kubbeli beyaz evlerinin
bir fotoğrafına
rastlayabilirsiniz.
Mikonos, Yunanistan
MAKRO VİZYON
81
MAYIS-HAZİRAN 2011
yeri yoksa da, Santorini, şık
otelleri, enfes yemekler
yapan restoranları ve
muhteşem manzarasıyla
tam bir balayı adası. Ancak
gezmek isterseniz, güney
kıyısındaki antik Thira
kalıntıları, Teleferik
İstasyonu karşısındaki
Arkeoloji Müzesi, yerel
ürünlerin sergilendiği bir
çeşit yakın tarih müzesi
olan Megaro Ghisi
Müzesi’ni görebilirsiniz.
Mikonos
En çok ziyaret edilen
Yunan adası olan Mikonos,
beyaz renkli dar sokakları
ve pencereleri mavi boyalı
küçük evleriyle tam bir Ege
adası. 85 kilometrekarelik
küçük sayılabilecek bir ada
olan Mikonos, uluslararası
jet sosyetenin gözde
mekanlarından biri.
Güzelliğinin yanında çok
pahalı bir ada, Mikonos.
Pahalılığına rağmen
özellikle yaz aylarında
Mikonos’ta kalmak için
çok önceden rezervasyon
yaptırmanız gerekiyor.
Mikonos’ta gezip görülmesi
gereken yerleri sıralamak
istersek, ilk başta Küçük
Venedik’i anmak gerekir.
Şehir merkezinde, deniz D
MAKRO GEZİ
Sicilya, İtalya
İtalya’dan
Messina Boğazı’yla
ayrılan Sicilya,
Akdeniz’in en büyük
adası. Başkenti
Palermo olan
Sicilya’da, sıcacık
iklimi ve insanlarıyla
tam bir Akdeniz havası
var.
kıyısında, açık hava kafe ve
restoranlarının sıralandığı
bir bölge olan Küçük
Venedik, Venedik’i andıran
görünümü nedeniyle bu
isimle anılıyor. Mikonos’ta
ayrıca Kale Tepesi’ni, Vanis
Değirmeni’ni Panapia
Kilisesi’ni ve Aro Mera
Köyü’nü de görmeden
dönmemek gerekir.
tarihi caddesi Vittiorio
Emanuele ve kutsal sayılan
Pelegrino Dağı’nı mutlaka
görmelisiniz. Tabi ki bir
zamanlar Sicilya’ya felaketi
getirdiği gibi bereketli
toprakları da bahşeden
Etna Yanardağı’nı da
unutmamak gerekiyor.
Sicilya’nın simgesi olan bu
dağ, hala yarı uyur bir
vaziyette. Sicilya’nın incisi
olan Taormina,
Messina’nın kuzey
kısmında bulunuyor.
Messina’da, çiçeklerle süslü
Sicilya
İtalya’dan Messina
Boğazı’yla ayrılan Sicilya,
Akdeniz’in en büyük adası.
Dünyada mafya kelimesiyle
özdeşleşen tek yer olan
Sicilya’yı Ünlü “Baba” (The
Godfather) serisinden de
hatırlayabilirsiniz. Başkenti
Palermo olan Sicilya’da,
sıcacık iklimi ve
insanlarıyla tam bir
Akdeniz havası var.
9 bölgeye ayrılan Sicilya’da
sokaklar özellikle bahar ve
yaz aylarında cıvıl cıvıl.
Palermo’nun en ünlü ve
Mallorca, İspanya
MAKRO VİZYON
82
MAYIS-HAZİRAN 2011
sokaklarda ve ihtişamlı
bahçelerde gezerken
huzuru bulabilirsiniz.
Mallorca
Mallorca (Mayorka diye
okunuyor), Barselona ve
Sardunya adalarının
ortasında bulunan bir
Akdeniz adası.
Caddelerdeki faytonları,
yel değirmenleri, yüz yıllık
zeytin ağaçları, zakkumları,
rengarenk begonvilleri,
sıcak, bol tuzlu deniziyle,
adanın yerlisi D
Sardinya, İtalya
MAKRO GEZİ
Mayorkinlerin dediği gibi
“Isla de la Calma”-Huzur
Adası. Balear adalarına
bağlı olan, Menorka, İbiza,
Formentera, Cabrera,
Dragonera ve daha birçok
küçük takım adanın en
büyüğü olan Mallorca, 550
kilometre uzunluğundaki
sahilleri, altı bin yıl
öncesine dayanan yaşam
izleri ile Akdeniz’in en
güzel köşelerinden biri.
Adanın en büyük şehri
olan Palma, milattan yüz
yıl kadar önce, Romalılar
tarafından kurulmuş bir
şehir. Adanın kuzeyindeki
Alcudia ise mutlaka
gidilmesi gereken sakin ve
güzel bir yapıya sahip.
Mallorca’da gezilip
görülmesi gereken pek çok
yerin yanı sıra boğa
güreşlerini de
izleyebilirsiniz.
aynı zamanda çok eski bir
yerleşim merkezi. Hvar,
kayalık tepeye tünemiş
kalesi, surları, inişli çıkışlı
sokakları, Gotik ve
Rönesans tarzı yapıları, eski
tersanesi ve onun
üzerindeki Avrupa’nın
halka açık ilk tiyatrosuyla
eski bir tarihsel mirasa
sahip.
Vrboska, Hvar Adası’nın
en güzel köylerinden biri.
Burada deniz çam
ormanlarıyla kaplı burnu
döner dönmez bir nehre
dönüşüyor ve kara
parçasının iç kısımlarına
dek giriyor.
Braç’tan çıkarılan ünlü
beyaz taş ise, adanın tüm
mimari dokusuna hakim.
Washington’daki Beyaz
Saray’ın yapımında da
kullanılan bu taş sayesinde
kentler bembeyaz. Sakin
caddeleri, tarih kokan dar
sokakları, başta balık olmak
üzere Akdeniz’in çeşitli
yemekleri ve mavinin her
tonuyla Hvar, gelenleri
kucaklamaya hazır.
Orta Dalmaçya
kıyılarında bir Hırvat
Hvar
adası olan Hvar, aynı
Akdeniz sahillerinin
güzelliğini yaşamak için
Hvar Adası çok doğru bir
adres. Köylerinden lavanta
kokuları yükselen Hvar
Adası’nda deniz,
ormanların ve şehrin içine
bir dantel örtüsü gibi
giriyor.
Orta Dalmaçya kıyılarında
bir Hırvat adası olan Hvar,
zamanda çok eski bir
yerleşim merkezi. Sakin
caddeleri, tarih kokan
dar sokakları ve
mavinin her tonuyla
Hvar, gelenleri
kucaklamaya hazır.
Sardinya
Akdeniz’de İtalya’ya ait bir
ada olan Sardinya,
Akdeniz’in ikinci büyük
adası. Günümüzde İtalya’ya
bağlı özerk bir bölge olan
Hvar, Hırvatistan
MAKRO VİZYON
84
MAYIS-HAZİRAN 2011
Sardinya Adası, prehistorik
çağlardan günümüze
ulaşan antik değerleri,
muhteşem güzellikteki
koyları, billur mavi
sularıyla İtalya’nın en güzel
tatil noktalarından biri.
Bizans Dönemi’nde de ve
Ortaçağ’da da popüler bir
merkez olan Sardinya,
günümüzde dünyanın
gezginleri için de
çekiciliğini koruyan bir
nokta. Klasik İtalyan
üslubuyla inşa edilmiş
binaları, İtalyan tipi
meydanlarıyla Sardinya
Adası, tam bir Akdeniz
cenneti. Göz kamaştıran
manzaralar için, Monte
Mora’ya giden yolu
seçebilirsiniz. Buradan
ünlü Caprera adalarını
görebiliyorsunuz. Costa
Smeralda’nın sahilleri ise
herkese açık. Adanın doğu
kesimindeki koyları ve
içlerdeki tarihi kalıntıları
da keşfedebilirsiniz.
Limandan bir tekneye
atlayıp rehber eşliğinde
Grotta del Bue
Marinom’daki sarkıt
dikitlerin bulunduğu geniş
mağaraları ve gölleri
gezebilirsiniz. Sardinya
aynı zamanda su sporlarıyla
ilgilenenler için de bir
çekim noktası. n
MAKRO ÇOCUK
MAKRO VİZYON
86
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO ÇOCUK
MAKRO VİZYON
88
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO TARİF
Mercimek Çorbası
Malzemeler:
250 gram kırmızı mercimek,
yarım paket margarin, 1 su
bardağı un, 1 orta boy kuru
soğan, 1 orta boy havuç, 1 orta
boy patates, 1 çay bardağı
ayçiçek yağı, 1tutam tuz, 1
tutam karabiber, 2 yemek
kaşığı tereyağı, 1 yemek kaşığı
pul biber
Hazırlanışı:
Kırmızı mercimek
ayıklandıktan ve soğuk suyla
yıkandıktan sonra içinde 2
litre su bulunan tencereye
konur. Rendelediğimiz kuru
soğan, patates ve havuç ilave
edilerek haşlanır. Ayrı bir
kapta margarin ve sıvıyağ ile
un, pembeleşinceye kadar
kavrulup soğuk suyla açılır.
Haşlamış olduğumuz
mercimek, tel süzgeçten
geçirilir ve kavurmuş
olduğumuz harcın içine konup
tuz, karabiber ilave edilerek
orta ateşte kaynamaya
bırakılır. Kaynama esnasında
devamlı karıştırmak gerekir.
20 ile 25 dakika sonra
mercimek çorbanız servise
hazır. Tavada hazırladığımız
tereyağı ve pul biber sosu
süzülerek bir kaseye alınır.
Hazırladığımız çorba kaselere
servis edildikten sonra
üzerinde biraz pul biber ve
tereyağından elde ettiğimiz sos
gezdirilir.
Sebzeli Biftek Sarma
Malzemeler:
600 gram (4 parça) ince dövülmüş dana biftek,
1 adet orta boy kuru soğan, 1 adet havuç,
4 adet çarliston biber, 1 tutam kereviz yaprağı,
2 adet orta boy kabuğu soyulmuş domates,
150 gram kaşar peyniri, 40 gram margarin,
2 diş sarımsak, 3 adet orta boy mantar, yarım demet
maydanoz, 1 tutam karabiber, tuz ve su.
Hazırlanışı:
Bir tavada yağ eritilip domates ve et dışındaki tüm
malzeme ince doğranarak 5 dakika kavrulur.
Küp doğranmış ve kabuğu soyulmuş domatesler ilave
edilerek iyice karıştırılıp kavrulur.
Hazırlamış olduğumuz harç, ince dövülmüş bifteklerin
ortasına konularak dolma şeklinde sarılır ve 180 derece
fırında 5 dakika pişirilir.
Üzerine dilimlenmiş kaşar konulup kızarana kadar
fırında tutulur.
MAKRO VİZYON
90
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO TARİF
Çilekli Krep
Malzemeler:
Krep için: 1 su bardağı un, 1 su bardağı süt, yarım su
bardağı su, 2 yumurta, yarım çay kaşığı tuz.
Süsleme için: 2 çorba kaşığı pudra şekeri, çikolatalı sos ve
dilediğiniz kadar çilek.
Hazırlanışı:
Un, süt, yumurta, tuz ve su pürüzsüz bir hale gelene kadar
karıştırılır. Böylelikle krep hamuru elde edilir. Ocağa
konan krep tavası ısınınca, margarin tavada gezdirilir
(Margarin ne az ne de çok olacak, tavanın her tarafını
gezecek şekilde sürülmelidir). Ardından krep karışımından
1 kepçe dolusu alınarak tavaya yayılır. Tavayı sağa-sola
eğerek karışımın tavanın yüzeyini kaplaması sağlanır. Bir
tarafı piştikten sonra çevrilerek diğer tarafı da pişirilir. Bu
şekilde krep hamurunun tamamı piştikten sonra krepleri
bir tabağa alıp üzerine, bir elek yardımıyla pudra şekeri
eleyebilirsiniz. Çilekler ve çikolata sosuyla damak tadınıza
göre tatlandırabilirsiniz.
Peynirli
Mevsim Salata
Malzemeler:
1 adet orta boy aysberg,
1 bağ roka,
5 adet domates,
3 adet orta boy havuç,
100 gram koyun beyaz
peynir.
Sosu için: 6 çorba kaşığı
kadar zeytinyağı, 3 adet
limon.
Hazırlanışı:
Aysberg ve roka ince ince
doğranır. Doğramış
olduğumuz aysberg ve
rokalar bol soğuk suda
yıkandıktan sonra
malzemelerin sularını
süzmek için uygun bir kaba
alınır. Domatesler,
kabukları soyulduktan
sonra küp şeklinde
doğranır. Havuçların
kabukları soyulur ve
rendelenir. Hazırlanan bu
malzemeler karıştırılır ve
salata tabaklarına servis
edilir. Üzerine beyaz peynir
rendelenir. Hazırlamış
olduğumuz zeytinyağı ve
limon karışımı, salatanın
üzerine istenildiği kadar
eklenir.
MAKRO VİZYON
92
MAYIS-HAZİRAN 2011
MAKRO BULMACA
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
SOLDAN SAĞA
1) Tehlike işareti - Genelge,
sirküler - Serbest meslek adamlarını
içinde toplayan resmi
birlik. 2) Yağsız, tuzsuz yoğurt - Bir
pamuk türü - Ayırma işi, tefrik. 3) Cambazların ayaklarına takıp
yürüdükleri çifte sırık - Ham ipek. –
Rutherfordyum’un simgesi. 4) Vergi miktarı değeri - Bir tiyatroda
en üst balkon. 5) Dilsiz - Bunama,
ihtiyarlık yüzünden alık duruma
gelme - (kaba konuşmada)
Kadın. 6) Tantal’ın simgesi - Makam,
mevki - Bir erkek ünvanı. Yalman. 7) Kainat - Derece,
aşama. 8) Çoğalma - Karışık renkli Ağabey. 9) Kurnaz, cin fikirli kimse –
Evropiyum’un simgesi Medyumların özel hipnoz durumu –
Osmiyum’un simgesi. 10) Hayat Koleji tarafından
Makro’nun ana sponsorluğunda
düzenlenen satranç turnuvasının
adı - Japon kökenli bir dövüş
yöntemi. YUKARIDAN AŞAĞIYA
1) Yer altı su oluğu - Issız. 2) Rumen
parası - Yanardağ püskürtüsü Vilayet. 3) Basamak, merhale (ekonomi) Getirim. 4) Kireç
taşı. 5) Biralık arpa - (biyoloji)
Duyarga. 6) İki desigramlık ölçü
birimi - Bir ilimiz. 7) Bir şeyi
yapabilme gücü, derman –
Baryum’un simgesi. 8) Kırmızı - Bir
işe yaramadan yok olma Toryum’un simgesi. 9) Büyükbaş
hayvan - Zarar. 10) İnce bükülmüş
urgan - Çeşme, musluk vb.’nin
altına konan suyun çevreye
sıçramasını veya akıp gitmesini
önlemek için kullanılan delikli taş
tekne. 11) Kuyruklu bir maymun türü
- Anlam. 12) Uçabilen memeli
hayvan - Stronsiyum’un
simgesi. 13) Kısaca, ordu - İri taneli
bezelye. 14) Bezginlik verecek
biçimde söylenen söz Blucin. 15) Kısaca amfiteatr Basketbolda topu yavaşça sepete
indiriş.
MAKRO VİZYON
94
MAYIS-HAZİRAN 2011
Bulmacayı
doğru çözüp
gönderen
ilk 30
okuyucumuza,
Dettol No-Touch
Otomatik
El Yıkama
Sistemi
armağan
ediyoruz.
Ad, Soyad
: ........................................
Doğum Tarihi : ........................................
Meslek
: ........................................
Adres
: ........................................
.........................................
Telefon (cep) : ........................................
(iş) : ........................................
(ev) : ........................................
E-mail
: ........................................
POSTA ADRESİ:
Makro Market A.Ş.
Saray Mah. Gıdacılar Cad. No:11 PK: 06980
Kazan-Ankara / Tel: (0312) 815 47 05
MAKRO VİZYON l MAYIS-HAZİRAN 2011 SAYI 24