Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından Güney Amerika ülke

Transkript

Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından Güney Amerika ülke
Içindekiler
10
12
18
20
24
26
30
42
48
50
52
54
Dünyadan Kısa Kısa
Türkiye’nin İlk Madencilik Dergisi
Teknik Gezi - Latin Amerika
Ekim, Kasım, Aralık 2014 Sayı 53
Yayın Türü Yaygın Süreli
YÖNETİM
İmtiyaz Sahibi: YMGV adına Prof. Dr. Güven ÖNAL
Teknolojinin Nimetleri
YMGV Yönetim Kurulu
Prof.Dr. Güven Önal (Başkan), Prof.Dr. Işık Özpeker
(Bşk.Yrd.), Murat Turan (Genel Sekreter) Prof.Dr. Erdoğan Yüzer (Danışma. Kur. Bşk.), Selçuk Buyurgan (Muhasip Üye), Selahaddin Anaç (Üye), Dr. Nijat Gürsoy (Üye),
Alp Gürkan (Üye), İsmet Sivrioğlu (Üye)
4 Aralık Madenciler Bayramı
Endüstriyel Mineraller Kısa Kısa
Denetim Kurulu
Dr. Dündar Renda, Günaydin Yirmibeşoğlu, Özer Altay
YMGV’den
YMGV Mütevelli Heyeti Tüzel Kişiler
Altın Madencileri Derneği, MTA, Eti Bakır A.Ş., TKİ, Eti
Maden, TTK, İTÜ Maden Fakültesi, Tümmer, MİGEM, Türkiye Maden İşçileri Sendikası, Maden Müh. Odası, Türkiye
Madenciler Derneği
YMGV Mütevelli Heyeti Gerçek Kişiler
Maden Türkiye 2014
Abdullah Mısırlıoğlu
Ali Erguvanlı
Ali Türkoğlu
Alp Gürkan
Antony Caouki
Atılgan Sökmen
Behçet Süleymanoğlu
Caner Zanbak
Cemil Ökten
Dündar Ergunalp
Dündar Renda
Ekrem Yüce
Enver Erdoğan
Erdoğan Yüzer
Gülhan Özbayoğlu
Günaydın Yirmibeşoğlu
Güngör Tuncer
Güven Önal
Halil Köse
Halim Demirel
Madencilik Tarihi
Devlet Hakkı ve Yeni Kanun Tasarısı
Briç
Metal Borsası
ANAGOLD MADENCİLİK
YAYIN YÖNETİM
ÖN KAPAK İÇİ
ARKA KAPAK İÇİ
IDC SONDAJ Oktar Kızılsencer
Ömer Yenel
Özer Altay
Rıfat Kont
Sabri Karahan
Sadrettin Alpan
Selahaddin Anaç
Selçuk Buyurgan
Selim Çiçek
Senai Saltoğlu
Suat Sarısoy
Şeyda Çağlayan
Taşkın Akdeniz
Tolga Yalçın
Tuğrul Erkin
Ümit Akdur
Yener Cander
Yüceer Göver
Zeki Doğan
Zeki Yavuztürk
Yönetim Yeri
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı
Cumhuriyet Cad.No.179/5, Daire:10 Harbiye –İSTANBUL
Tel.: 0212.246 20 81 Fax: 0212.247 51 11
e-posta: [email protected] www.ymgv.org.tr
Endüstriyel Mineral Fiyatları
ÇOLAKOĞLU MÜH.
Hayrettin Elmas
Işık Özpeker
Halil İbrahim Kırşan
İlgin Kurşun
İlhami Tezcan
İsmail Hakkı Arslan
İsmet Kasapoğlu
İsmet Sivrioğlu
Lütfi Çallı
Mahir Vardar
Melih Turhan
Metin Balıbey
Mevlüt Kemal
Murat Dedeman
Murat Turan
Mustafa Sönmez
Necati Kurmel
Necret Durukan
Nijat Gürsoy
Nizamettin Çoban
ARKA KAPAK
ALEX STEWART ANALİZ HİZMETLERİ 9
ANT GROUP A.Ş.
23
METEK MAD.VE ENERJİ TEK.
29
ETİ BAKIR A.Ş. 41
HES SU YAP. DENETİM HİZ. LTD. ŞTI.
1
REMAS MAKİNA A.Ş.
47
ŞEN PLASTİK
3
ASOY İNŞAAT
49
TÜFEKÇİOĞLU KAUÇUK MAK. MAD.
4
AYDIN LİNYİT LTD.ŞTİ.
53
CİNER GROUP
5 ÜNAL MÜHENDİSLİK
57
ÇAYELİ BAKIR İŞLETMELERİ A.Ş.
6
META-MAK METALÜRJİ MAK.
KİREMİTÇİLER MADENCİLİK
8
TÜPRAG MET. MAD.SAN. VE TİC.AŞ. 60
59
Yazı İşleri Müdürü: Prof.Dr. Işık Özpeker
Yayın Koordinatörü: Mad. Yük. Müh. Dündar Ergunalp
Yayın Kurulu: Mad. Yük. Müh. Dündar Ergunalp,
Mad. Yük. Müh. Murat Turan
Reklam Sorumlusu: Gülseren Koçer - [email protected]
Grafik Tasarım: Özge Öztürkoğlu - [email protected]
BASKI-CİLT
Karakter Color Matbaası A.Ş.
100. Yıl Mah. Massit 3. Cadde No: 200 Bağcılar / İstanbul
Tel: 0 212 432 30 01 Faks: 0 212 628 95 65
Sertifika No: 12799
SEKTÖRMADEN DERGİSİ YURT MADENCİLİĞİNİ GELİŞTİRME VAKFI TARAFINDAN 5680
SAYILI BASIN KANUNUN 9/2 MADDESİ GEREĞİNCE İSTANBUL VALİLİĞİNE BEYANNAME VERİLEREK AYNI KANUNUN 9.MADDESİNE GÖRE TANZİM EDİLEN 04.04.2003
TARİHLİ İZİNLE ULUSAL GAYRİ SİYASİ VE YAYGIN SÜRELİ TÜRÜNDE 3 AYDA BİR
YAYINLANMAKTADIR. SEKTÖRMADEN DERGİSİ ABONELERİNE DAĞITILMAKTADIR.
DERGİYE GÖNDERİLEN YAZILAR VE FOTOĞRAFLAR GERİ İADE EDİLMEZ. YAYINLANMASI İSE YAYIMCININ KARARINA BAĞLIDIR. YAYINLANAN YAZI VE FOTOĞRAFLARIN
SORUMLULUĞU YAZARINA AİTTİR. KAYNAK GÖSTERİLEREK ALINTI YAPILABİLİR.
www.sektormadendergisi.com
Dünyadan
Dr. B. Wills’e IMPC ödülü
Hazırlayan Mad. Yük. Müh. Dündar ERGUNALP
Çin nadir topraklara vergiyi arttırıyor
Son dört ayda nadir toprak fiyatlarının düşmesi Çin hükümetini harerete geçirdi. Yeni hazırlanan
yasaya göre hafif nadir toprakalara %22, ağır nadir topraklara ise %35 “değer vergisi” geliyor.
Çin halen bastnasit, monazit gibi hafif nadir topraklara 9,6 $/t, ağır nadir topraklara ise 4,8
$/t “kaynak vergisi” uyguluyor. Çin 2007 den beri nadir toprakların üretimini kontrol altına almaya çalışıyor. 2007’de 40.000 ton
olan yıllık kota son olarak bu yıl içinde
azaltılarak 15.000 tona indirildi. Mart
Fransa Cumhurbaşkanı 7 milayında Dünya Ticaret Örgütünün
yar dolarlık nikel madeninin
Çin’i serbest ticaret kurallarını ihlal
açılışını yaptı
etmekten dolayı uyarması da Çin’in
politikalarını etkilemedi. Yeni uyguFransa Cumhurbaşkanı François Hollanlanacak vergi reformunun fiyatları yude Yeni Kaledonia’da inşası 2008 den
karı çekeceğine inanılıyor.
beri devam edegelen Koniambo lateritik
nikel madeninin resmi açılışını yaptı. 7
milyar Dolarlık proje Glencore ve So
Demirin 12 yıllık balayı
ciété Miniere du Sud Pacifique şirketlerinin ortak yatırımı. Yeni Kaledonia Avustsona erdi
ralya’nın 1.000km doğusunda bulunuyor.
2013 yılında global demir üretimi 1.283 milyon tona ulaProjede bugüne kadar 2.750 doğrudan,
şarak 12 yıldır aralıksız devam eden artışını sürdürdü. Bu sürek1.500 dolaylı istihdam yaratıldı. Bir süliliğin tamamen Çin’den gelen talebe bağlı olduğu aşikar. Demir
redir üretimi devam eden madende yıl socevheri fiyatları 2013 Şubat ayında 159 $/ton seviyesini gördüknunda 60.000 ton/yıl olan tam kapasiteye
ten sonra düşüşe geçti. 2014’ün ilk günleri % 62 Fe içeren demir
ulaşılacağı açıklandı.
konsantresinin cfr Çin limanı fiyatı 135 $/ton iken Eylül ayında
aynı malın fiyatı 78 $/ton a kadar düştü. Aşırı kapasite olmasına
rağmen Dünya demir ticaretinin %38 ini kontrol eden Vale, BHP
ve Rio Tinto da dahil olmak üzere yatırımlar devam ediyor. Önümüzdeki birkaç yıl fiyatların 85-95 $/ton civarında seyretmesi ve
bu süreçte yüksek maliyetli işletmelerin
kapanması bekleniyor.
12 SEKTÖRMADEN 2014 {Nisan, Mayıs, Haziran}
Türkiye’de özellikle de cevher hazırlamacıların yakından tanıdığı Dr.Barry
Wills, bu sene IMPC tarafından Cevher
Hazırlamaya yaptığı seçkin hizmetlerden dolayı büyük ödüle layık görüldü.
Ödül ilk olarak 2008 de ABD li bir profesöre, iki yıl önce de bir Fransız akademisyene verilmişti. Dr. Wills 40 yıldır
önceleri Camborne School Of Mines da
eğitmenlik, son 22 yıldır da kendi kurduğu Minerals Engineering International vasıtasıyla sürekli yayınlar (Mineral
Engineering) ve Türkiye de dahil Dünyanın her tarafında cevher hazırlama konusunda organizasyonlar düzenlemekte.
Rio Tinto Glencore’un mega teklifini geri çevirdi
Dünyanın 2 numaralı maden firması Rio Tinto Ekim ayında İsviçre menşeli Glencore Plc.nin yaptığı teklifi kabul etseydi 160 milyar Dolarlık
devasa bir maden firması doğacaktı. Rio Tinto’nun işinin %90’ını oluşturan demirin fiyatlarının düşmesiyle bu birleşmeyi Rio Tinto yönetiminin onaylayacağı sanılıyordu. Glencore’un geçen yıl 46 milyar Dolara
Xstrata’yı alması bugüne kadarki en büyük satın alma. Anlaşma gerçekleşseydi demir, Glencore’un bakır, nikel, çinko ve kömürden oluşan ürün
portföyünü zenginleştirecek ancak borcunu da kabartacaktı.
Resolution Kuzey Amerika’nın
en derin kuyusunu açtı
Arizona’da RioTinto ve BHP ortaklığı
olan Resolution bakır projesinde çapı 8,5m
olan kuyuda 2.118m derinliğe ulaşıldı.
Kuyunun kazılmasına 2008 de başlanmışdı. Proje
sona erdiğinde
ABDnin
bakır ihtiyacının
%25ini
karşılaması
bekleniyor. Resolution
projeye
bugüne kadar çoğu kuyu açmak için 1
milyar USD harcadı. Kuyunun istatistikleri de etkileyici; 152 milyon adam-saat,
475.000 ton hafriyat, 50.000 m3 beton ve
21km boru.
{Nisan, Mayıs, Haziran} 2014 SEKTÖRMADEN 13
Türk madencileri
alma imkânı buldular. Gezi kapsamında ayrıca Şili’nin Başkenti Santiago’da yapılan Uluslararası Cevher
Hazırlama Kongresi’ne katılım sağlandı ve Brezilya’nın MTA’sı denilebilecek Maden Teknolojisi Kurumu
CETEM’e bir ziyaret gerçekleştirildi.
Latin Amerika’da
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından Güney Amerika ülkelerine düzenlenen gezide katılımcılar, Şili, Brezilya ve Arjantin’deki önemli
Bakır, Kurşun, Çinko, Altın ve Kömür maden ve tesislerini yerinde inceleme
ve yetkililerden ilk elden bilgiler alma imkânı buldular.
Y
urt Madenciliğini Geliştirme
Vakfı, amaçları doğrultusunda, madencilerin bilgi ve görgüsünü arttırmak, edinilen bilgilerin
ülkemiz madenciliğinde uygulanarak
kalite ve verimliliğin yükseltilmesi,
maliyetlerin düşürülmesi ve dolayısıyla ülke madenciliğinin gelişmesine
katkı sağlamak üzere her yıl dünyadaki başlıca maden ve tesislerine teknik inceleme gezileri düzenliyor.
Bu gezilerde madencilerin yeni üretim teknolojilerini, iş güvenliği ve
işçi sağlığı konusundaki uygulamaları yerinde görmesi, bilgi ve görgülerini arttırması hedefleniyor. Kazanılan
teknik bilgi ve kültürün, ülkemizde
uygulanması, üretimde verimlilik ve
kalitenin arttırılması, maliyetin düşürülmesi ve iş güvenliği standartlarının
yükseltilmesine olanak sağlayarak
ülke madenciliğinin gelişmesine katkı sunuluyor.
Bu kapsamda 19 Ekim -1 Kasım 2014
tarihleri arasında Güney Amerika ülkelerini kapsayan bir gezi düzenlendi.
Madencilikle ilgili önemli kamu ve
özel sektör kuruluşlarının temsilcilerinden oluşan 30 kişilik bir kafile ile
gerçekleşen gezide katılımcılar, Şili,
Brezilya ve Arjantin’deki önemli Bakır, Kurşun, Çinko, Altın ve Kömür
maden ve tesislerini yerinde inceleme ve yetkililerden ilk elden bilgiler
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal’ın
danışmanlığında ve Doç. Dr. Ekrem
Yüce’nın başkanlığındaki gezi kafilesinde şu isimler yer aldı: Selahattin Erdoğan (MİGEM), Mehmet
Tombul (MİGEM), Adil Tunç(TKİ),
Ahmet Deniz(Koza Altın), Ali Türkistanlı(Esan), Aslı Yentüz Hakverdi(TKİ), Ayşe Koç(YMGV), Bayram
Altıntop(Matel), Bülent Tüfekcioğlu(Tüfekçioğlu), Cengiz Uysal(Uysal Mad), Çiğdem Yenel, Erdoğan
Karaman(Esan), Erkan Turan(Koza
Altın), Fatih Mehmet Bilge(TKİ), Fatih Sarıca(TKİ), Gülenay Aşık, Hasan
Yılmaz(Yılmaz Mad), İrfan Pullukçu(İbrice Mad), İsmail Ceran(TKİ),
Kenan Aksoy(Migem), Kenan Emiralioğlu(TKİ), Mehmet Taksuk(TKİ),
Meltem Kumyol(Çorlu Beton), Metin
Aktan(TKİ), Muzaffer Çavdar(TKİ),
Neşe Emiralioğlu, Selahattin Gülbeyaz(Ersel Mak.),Sevinç Aktaş.
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 15
Teknik Gezi - Latin Amerika
IMPS 2014 Kongresi
19 Ekim -1 Kasım 2014 tarihleri
arasında düzenlenen gezinin ilk durağında, Dünyanın en önemli bakır
üreticilerinden biri olan ve ekonomisi esasen başta bakır olmak üzere
madenciliğe dayanan Güney Amerika ülkesi Şili vardı. Gezi kafilesi,
Brezilya’nın MTA’sı CETEM
ilk olarak, 20-23 Ekim tarihlerinde
başkent Santiago’da düzenlenen
IMPC 2014 Uluslararası Cevher
Hazırlama Kongresine katıldılar.
IMPS 2014’de 26 adet çağrılı ve
keynote, 321 sözlü ve 158 poster
olmak üzere, toplam 505 bildiri sunuldu. Türkiye 45 katılımla, Şili,
Çin, Avustralya, Kanada, Brezilya
ve ABD’nin arkasından 7. sırada
yer aldı. Türkiye’nin bildiri ve poster sayısı 26 olup, sıralamada 9. sıradaydı.
Gezi kafilesi, Şili’de yaptığı incelemelerin ardından Güney Amerika’nın en büyük ülkesi ve dünyanın önde gelen
ekonomilerinden biri olan Brezilya’ya geçti. Bu ülkedeki
ilk durak, Brezilya’nın MTA’sı diyebileceğimiz CETEM
yani Maden Teknolojileri Merkezi idi. Bilim ve Teknoloji Bakanlığına bağlı olarak, 1978’de kurulmuş olan CE-
TEM’in 20.000 m2’lik alanda, 15 laboratuvar, 3 pilot
tesis ve bir özel kütüphanesi bulunuyor. Gezi kafilesinin
CETEM ziyaretinde merkezin çeşitli bölümlerinde incelemelerde bulunuldu ve yetkililerden bilgi alındı. Ayrıca,
Prof. Dr. Güven Önal tarafından CETEM yetkililerine bir
plaket takdim edildi.
Los Tortolos Altın-Bakır Flotasyon Tesisi
24 Ekim tarihinde Şili’nin en önemli bakır üreticilerinden biri olan
Anglo American şirketine ait Los
Tortolos Bakır-Molibden Flotasyon
Tesisi ziyaret edilerek incelemelerde bulunuldu. Bakır-Molibden madeni Ant Dağlarında 3.500 metre
yükseklikte olup, burada üretilen %
0.6 Cu ve % 0.1 Mo tenörlü 150.000
ton/gün cevher, madende kırılıp
öğütüldükten sonra 56 Km’lik boru
hattı ile Los Tortolos flotasyon tesisine gönderiliyor ve burada Cu
ve Mo konsantreleri elde ediliyor.
Mevcut cevher rezervi 2.17 milyar ton olarak tespit edilmiş olup,
Las Tortolos Flotasyon Tesisi
rezerv arttırma çalışmaları devam
ediyor. Bakır konsantresi % 22-24
Cu, Molibden ise, % 51 Mo düzeyindedir. Maden ve Tesiste toplam
1.700 kişi çalışıyor.
2011 yılında, 2.8 milyar dolarlık bir
yatırım yapılarak Los Bronces’ın
üretim ve tesis kapasitesinde revizyona gidilmiş. Bu iyileştirmenin
ardından tesisin üretim kapasitesi
de yılda 400.000 ton’a çıkarılmış.
Şirket yetkililerinin verdiği bilgiye
göre, yenileme çalışmaları 2012 yılı
sonunda tamamlanan tesiste revizyon öncesi günlük tüvenan (ham)
bakır üretimi yaklaşık 900 ton civarında imiş. Los Bronces, 2011’de
yaklaşık 179 bin ton konsantre bakır üretmiş. Önümüzdeki 10 yıl içerisinde bakır ve molibden üretiminin daha da arttırılması planlanıyor.
150 yıldır faaliyette olan madenin
kalan ömrünün 30 yıl olduğu tahmin ediliyor. Madende bir yandan
da rezerv geliştirme çalışmaları devam ediyor.
Maden ve tesiste dikkat çeken bir
ayrıntı ise iş kazaları ile ilgili istatistikî bilgilerin, günlük olarak bir
panoda duyurulması.
Yamana Gold Inc. - Chapada Bakır-Altın madeni
Kafile 27 Ekim tarihinde Yamana Gold Inc. Şirketine ait
Chapada Bakır-Altın madenine gitti. Goias Eyaletinde,
Brasilia kentinin 270 km kuzeybatısında bulunan maden
2007 yılında üretime başlamış.
Madenin sahibi olan Yamana Altın Şirketi Brezilya, Arjantin, Şili, Meksika ve Kanada dahil kıta genelinde altın madenleri ve zenginleştirme tesisleri bulunan Kanada
merkezli önemli bir altın üreticisi.
Chapada madeninde açık ocak madeninin genişliği 1100
m, uzunluğu 4400 m, derinliği ise 180 m. Buradan çıkarılan cevher yıllık 22 milyon ton zenginleştirme kapasitesi olan flotasyon tesisinde zenginleştiriliyor. Tesiste
2013 yılında 110,618 oz (3.5 ton) altın ve 130.2 milyon
lb (65100 ton) Bakır üretimi gerçekleştirilmiş. Maden
yetkilileri, 2013 yılı verilerine göre, bakır cevheri tenörünün %0,355; altın tenörünün ise 0,264 g/ton olduğu
bilgisini veriyorlar. 2013 yılı rakamlarına göre sahadaki
16 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
kanıtlanmış ve mümkün altın rezervi 3.8 milyon oz. (119
ton), Bakır rezervi ise 11,6 milyon ton düzeyinde.
Madende üretimin 2024 yılında tamamlanması ve madenin kapatılmasından sonra, 2029 yılında da reklamasyonun bitirilmesi planlanıyor.
Chapada Bakır-Altın madeni
akım şeması
Teknik Gezi - Latin Amerika
Vazante Çinko Madeni
Teknik inceleme gezisinin Brezilya’daki sonraki durağında
önemli bir Çinko-Kurşun madeni ve zenginleştirme tesisi
vardı. Madenin ve tesisin sahibi olan Votorantim Metals
şirketi % 100 Brezilya sermayeli bir şirket. 1996’da kurulmuş olan Votorantim Metals Çinko üretiminde Latin
Amerika’nın en büyüğü olmakla birlikte dünyanın da en
büyükleri arasında.
Votorantim’in Vazante ve Paracatu (Morro Agudo) şehirlerinde iki ana madeni bulunuyor. Yıllık 730 bin ton Çinko
üretim kapasitesine sahip şirket, geçirdiği genişleme projesinin ardından dünyanın 5. büyük çinko üreticisi konumuna yükselmiş. Brezilya (4), Çin (1), ABD (4) ve Peru
(l) olmak üzere dört ayrı ülkede 10 ayrı üretim tesisi bulunan Votorantim Metals, Çinko oksitte dünya lideri ve çinko
tozu üretiminde ikinci konumda bulunuyor. Şirket, Jeolojik
arama, madencilik ve konsantre üretimi (Pb/Ag Konsantresi ve Çinko Silikat Konsantresi) alanında faaliyet yürütüyor. Çinko silikat konsantresini, kendi smelter’ları ile nihai
ürene çeviriyorlar. Pb/Ag konsantresini yurt dışına ihraç
ediyorlar.
Maden, 20.000 nüfusu bulunan Vazante şehrine 7.5 km.
Mesafede yer alıyor. Yeraltı madenin güney ve kuzeyi arasındaki mesafe 12 km’dir. Vazente Çinko madeni 1951 yılında keşfedilmiş. 1961’de araştırmalara başlanmış, 1969’da
açık ocak işletme faaliyetlerine, 1983 yılında ise yeraltı faaliyetlerine başlamış. 1993 yılında ise madende endüstriyel
ölçekte üretime geçmiş. 2009 yılında açık işletme kapatılmış
ve 2012 yılında da Pb/Ag konsantre üretimine başlanmış.
Vazante madeninde 14.6 milyon ton rezerv bulunuyor ve
yıllık 1.4 milyon ton tuvenan cevher üretiliyor. Maden derinliği 350 m olup, akifer içinde olması nedeni ile büyük
ölçüde su mücadelesi yapılıyor ve 297 m’den 12.200m3/
saat su basılıyor. Bu su atımını sağlayan pompa istasyonunun dünyanın en büyüğü olduğu belirtiliyor. Ortalama Zn
tenörü % 10.7 olup, çinko mineralı willemit’dir. 1.4 milyon
ton /yıl (170t/saat) kapasiteli flotasyon tesisinden %40 Zn
tenörlü 135.000 ton/yıl Zn konsantresi %90 verimle elde
ediliyor. Kurşun flotasyonu ile 4.645 ton/yıl Pb-Ag konsantresi üretilmekte olup, Pb tenörü %35, gümüş ise 2.000
gr/t’dur. Tesiste Kurşun kazanma verimi %65, gümüş kazanma verimi ise %55 seviyesinde.
Toplam 867 kişinin çalıştığı madende 2014 yılında 15.000
m yerüstü sondajı, 70.000 m yeraltı sondajı yapılmış.
Butia Kömür Madeni
Gezinin Brezilya’daki son durağı ise Brezilya’da kömür işletmeciliğinin öncüsü olan ve günümüzde ülkenin endüstriyel kömür kullanımının %80’inden fazlasını karşılayan
COPELMI şirketi idi. Brezilya’nın en büyük özel kömür
üreticisi olan şirket, 1883’den beri kömür üretimi yapıyor
ve 3 milyar tondan fazla kömür rezervini elinde bulunduruyor.
da açık ocak yöntemi ile kazı aralığı 40 m’den 80 m derinliğe kadar olan strip-mining yöntemi ile üretim yapılıyor
ve çıkarılan tüvenan kömür zenginleştirme tesislerine naklediliyor. COPELMI‘de, farklı kömür tabakalarının ayrı
yıkanabilirlik ve kalite özellikleri göz önüne alınarak, her
bir tabakadaki kömür ayrı ayrı zenginleştirme proseslerine
tabi tutuluyor.
COPELMI’nin, Porto Alegre, Butiá, Minas do Leâo, Arroio dos Ratos, Cachoeira do Sul, Charqueadas ve Triunfo
şehirlerinde işletmeleri bulunuyor. Başlıca üretim yaptığı
maden, yıllık 30 milyon tondan fazla dekapaj ve 2 milyon
ton kömür üretimi yapılan, Butiá ve Minas do Leâo şehirlerinin arasında bulunan Mina de Recreio. Mevcut sahalar-
Açık ocak üretiminin yapıldığı Butia Madeninde 65 adet
kamyon ve 37 adet yükleyici çalışıyor. Ocaktan 2013 yılında, 1.5 milyon ton tüvenan kömür üretilmiş. Kömür zenginleştirme tesisi 500 ton/saat kapasiteli olup, -50 +1 mm
Baum jiglerinde -1 mm hidrosiklonda 50 mikron altı atılarak 1 - 0,05 mm arası kömür spirallerde zenginleştiriliyor.
Maden ve tesislerde yaptıkları incelemelerle, kurum ziyaretleriyle ve Kongre katılımıyla teknik bilgi görgülerini arttıran katılımcıları, gezinin kültürel ayağı kapsamında da Santiago, Rio de Janeiro, Belo Horizante, Brasilia ve Buones
Aires kentleri ile Iguasu Şelaleleri’ne düzenlenen turlarla da buraların doğal ve tarihsel güzelliklerini yakından görme
fırsatı buldular.
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 19
Teknolojinin
Nimetleri
Outotec’den Dünyanın en büyük
flotasyon hücresi
Hazırlayan Mad. Yük. Müh. Dündar ERGUNALP
İngilizlere göre kazaları cezalar değil teknoloji önler
Soma faciasının ardından dönemin Türkiye Başbakanı İngiltere’de 1800’lü
yıllarda meydana gelen büyük maden kazalarına atıfta bulununca, İngiltere
2007’den bu yana madenlerde sadece 13 ölümlü kaza olduğunu hatırlattı.
İngilizler bunu sadece kanun ve kurallar değil, teknoloji kullanımına bağlıyor. Örneğin Transport Solutions adlı İngiliz elektronik firması herhangi
bir araca monte edilebilen ve araca takılma ihtimali olan 100m yakındaki
yüksek gerilim hatlarını haber veren bir sensör geliştirdi. Benzer sensörler
madenlerdeki iş makinalarında operatörlerin göremediği ölü noktalar için
de yaygın kullanılmaya başlandı. Belki bu sensörleri karayollarımızda damperleri açık seyahat etmeyi seven kamyonlara da mecbur tutmalı. Hatta iş makinasının altına girip uyumayı seven insanları da bu sensörler
sayesinde kurtarabiliriz.
Chrysler’den yeraltı işletmeleri için jip
ABD ordusu için tasarlanan yeni Jeep J8 197 HP güç üreten 2.8lt turbo
dizel motora sahip. Araçta Chrysler’in 5 ileri otomatik şanzımanı kullanılmış. Taşıma kapasitesi 1150kg, çeki kapasitesi ise 3. 5 ton olarak veriliyor.
Kompresör üreticisi VMAC de bu araç için geliştirdiği 2 m3/dak debili, 12
atü basınç veren yeni cihazını
eş zamanlı tanıttı. Motor kapağının altına yerleştirilen kompresörün hava tankı 88x15 sm
ebatlarında ve 67kg ağırlığında.
Gamma ışınıyla altın analizi
CSIRO (Avustralya) ve Mevex (Kanada) klasik kimyasal metodlara göre iki üç kat daha hassas altın analizi yapabilen bir Gamma Aktivasyon Analizi geliştirdi. Teknik oldukça basit. Plastik bir kabın içine 500 gr kadar
kırılmış numune konuyor ve numuneye yüksek enerjili
X ışını veriliyor. Bu şekilde aktive olan numunedeki
altın birkaç saniyeliğine radyoaktif oluyor ve bu arada
hassas bir detektör vasıtasıyla altının çıkardığı gamma
ışınları sayılıyor. Böylece numunedeki altın atomlarının
sayısı, dolayısıyla da konsantrasyonu tespit ediliyor.
Konveyör bantta
çevrimiçi analiz
IMA Mühendislik (Innovative Mineral Analyzers and Engineering)
bakır-nikel ve bakır-çinko cevherleri için geliştirdiği bant üzerinden analiz yapacak cihazlarını
Finlandiya’da kullanmaya başladı.
0 – 400mm ebatlarında farklı bant
kapasitelerine uygulanabilen XRF
cihazı primer kırıcıdan gelen cevheri değirmenlere girmeden analiz ediyor. Aynı firmanın patlatma
delikleri ya da kırıntı sondajından
temsili numune almak için geliştirdiği 8 torbalı otomatik numune alıcılar da jeologların ilgisini çekiyor.
20 SEKTÖRMADEN 2014 {Ocak, Şubat,Mart}
Finlandiya firması Outotec’in yeni flotasyon hücresi
tam 630m3 hacmında. Outotec’in FloatForce karıştırma teknolojisi ile donatılan yeni hücrenin daha verimli
hava dağıtma ve karıştırma kabiliyeti olduğu ve aşınmaya karşı daha dayanıklı olduğu iddia ediliyor. Bir
ufak modeli olan e300’e
kıyasla birim başına yatırım maliyetinin %1020 daha az. Kurulu gücü
500kW olan hücrenin
çapı 11m, yüksekliği ise
7 m. Değişken hızlı sürücü ile hem metalurjik
hem de enerji optimizasyonu mümkün.
Güneş enerjisi kullanımına
bir örnek de Şili’den
Şili’de bakır-molibden madeni Antofagasta enerji ihtiyacının bir kısmını SunEdison firmasının Atacama
çölünde kurduğu 69.5 megawatt kapasiteli Javiera güneş enerjisi projesinden karşılamaya karar verdi. Antofagasta 2013’teki 721.000 ton bakır konsantresi, 9.000
ton molibden konsantresi ve 293.800 oz. altın üretti.
Maden kısa sürede enerji ihtiyacının %30’unu yenilenebilir kaynaklardan karşılamayı hedefliyor.
Kontinü maden makinaları
yaygınlaşıyor
Açık işletmelerde üretim giderek daha çok kontinü makinalarla yapılmaya başlandı. Son örnek bu konuda öncülerden olan Wirtgen’e ait. Surface Miner 2200 SM’in
25 cm. kazı derinliği, 3.8m. kazıcı tambur genişliği ve
708 kW motoru var. Essa madeninde iki yıldır kullanılan makina dakikada 15-20m. 20 cm derinlikte kazı
yapmakta. Bu şekilde 895 ton/saat üretimi 0,12 lt/ton
yakıt tüketerek gerçekleştirmekte.
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 21
4 Aralık Madenciler Bayramı
Kazaların gölgesinde
Madencilik Bayramı
Karanlıkta Uyananlar
Etkinlikler kapsamında 4 Aralık 2014 günü İTÜ Maçka Sosyal Tesislerinde Güvenli, Güvenceli Çalışma ve Güvende
Yaşama Hakkı konulu bir panel düzenlendi. Panele konuşmacı olarak İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Nedret
Durukan, İş Hukuku Uzmanı Dr. Murat Özveri, DİSK Uluslararası Dairesi Md. Kıvanç Eliaçık ve Maden Mühendisi
Ümit İzibelli katıldı.
Panelin ardından Madencilikte İlkler-2014 ödül töreni düzenlendi ve dereceye girenlere plaketleri verildi. Daha sonra
meslekte 40.-50.-60.-70.yılını dolduran madencilere ödülleri verildi.
Dünya madenciler Günü etkinlikleri kapsamında yapılan bir diğer etkinlik de İTÜ`de, “Karanlıktan Uyananlar” belgesel gösterimi ve söyleşisi oldu. 1 Aralık tarihinde İTÜ Genç Maden öğrencilerinin düzenlediği etkinlik, Maden ve
Cevher Hazırlama Mühendisliği öğrencileri ve Doç.Dr. A.Ekrem Yüce’nin katılımıyla Maden Fakültesi konferans
salonunda gerçekleştirildi.
Bor filmi çekiliyor
M
aden Mühendisleri Odası İstanbul Şubesi 4 Aralık Dünya Madenciler Günü vesilesiyle bir dizi
etkinlik düzenledi.
Etkinlikler kapsamında, 4 Aralık 2014 Perşembe günü
Taksim Atatürk Anıtı önünde bir tören düzenlendi ve basın
açıklaması yapıldı. İstanbul Şube Yönetim Kurulu Başkanı Nedret Durukan tarafından okunan basın açıklamasında madenlerde yaşanan iş kazalarında yaşamını kaybeden emekçiler anılarak şöyle denildi: “Başta Soma olmak
üzere Ermenek`te, Şırnak`ta, Zonguldak`ta, Yatağan`da ve
adını sayamadığımız onlarca yerde yaşanan iş kazalarında canlarını kaybeden, aralarında meslektaşlarımızın da
bulunduğu maden emekçilerini saygıyla anıyoruz.” Ka22 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
zaların ardından esas sorumlular hiçbir yaptırımla karşılaşmazken, maden mühendislerinin günah keçisi seçilerek
davalar açıldığı belirtilen açıklamada, “Oysa yargı önüne
çıkması gerekenler; ülkemizde Santa Barbara döneminde
yapılan madenciliğe izin verenler, izin vermekle kalmayıp
bekçiliğini yapanlar, bekçilik yapmakla da kalmayıp dayıbaşılık gibi çağdışı bir uygulamanın devamı için gerekli
koşulları sağlayanlardır,” denildi.
Taslak halinde bulunan Yeni Maden Kanununun sektörün
sorunlarını çözmek yerine daha da ağırlaştıracağı savunulan açıklamada, “Bu kanunla ülkemiz maden sektöründeki
işletmeler yok edilecek ya da uluslararası sermaye ile yandaş şirketlere peşkeş çekilecek,” denildi.
Bor madeninin yeryüzünde oluşumundan son kullanıcıya kadar
uzanan serüveni filme çekiliyor. Eti Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü’nün 2Medya Yapım şirketi ile ortaklaşa yürüttüğü belgesel film projesi ile “sanayinin tuzu” olarak bilinen Bor mineralinin tüm detaylarının ortaya konulması amaçlanıyor. Eti Maden
İşletmeleri Genel Müdürlüğü Kırka Bor işletmesinde çekimlerine
başlanan belgesel filmin sunuculuğunu Maden ve Jeoloji Mühendisi Barış Yıldırım, Yönetmenliğini ise Emre Akgül yapıyor.
Çuvaldızı önce kendimize batıracağız..!
S
oma ve Ermenek’te yaşanan faciaların ardından, Türkiye’nin
en önemli gündem maddelerinden birisi haline gelen iş sağlığı ve
güvenliği konusunda, Türkiye Madenciler Derneği (TMD) tarafından,
4-5 Aralık tarihlerinde “Uluslarası
Madenlerde İş sağlığı ve Güvenliği
Konferansı“ düzenlendi. Haliç Kongre Sarayı’nda yapılan Konferansa,
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı
Müs. Yard. Dr. Nevzat Kavaklı, Kanada Büyükelçisi John T.Holmes,
Avustralya Başkonsolosu Lino Strangis başta olmak üzere, birçok sendika temsilcisi, özel sektör yetkilisi,
akademisyen ile birlikte, iş sağlığı
ve güvenliği konusunda, uluslararası
alanda isim yapmış uzmanlar katıldı.
Maden şehitlerimizin anısına bir dakikalık saygı duruşunun ardından
lk sözü alan oturum başkanı Şeyda
Çağlayan, konferansta iş sağlığı ve
güvenliği konusunun masaya yatırılacağını belirterek “tabiri caizse çuvaldızı önce kendimize batıracağız,”
şeklinde konuştu.
TMD Başkanı Atılgan Sökmen ise,
madenciliğin insanlık açısından çok
önemli aynı zamanda da çok zor ve
riskli bir iş olduğunu söyledi. İş kazalarının önlenebilir olduğuna dikkat
çeken Sökmen “Çağımızda, geliştirilen teknolojik düzey, ulaşılan iş
24 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
güvenliği seviyesi bu kazaları kader
olmaktan çıkarmıştır. Bugün bunu başarmış ülkeler mevcuttur. Avustralya
madenlerinde son 10 yılda ölümlü iş
kazası sayısı sıfırdır. Biz, bugün bu
konumdan oldukça uzaktayız, ama
hedefimiz bu olmalıdır” dedi.
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı
adına konuşan Müs. Yard. Dr. Nevzat
Kavaklı, kazalar sonucunda ortaya
çıkan maddi kayıpların, kazaların önlenmesi için yapılan harcamalardan 5
kat daha yüksek olduğunu belirterek,
iş güvenliğine yatırım yapmanın sürdürülebilir, verimli bir işletme için son
derece, önemli olduğunu vurguladı.
Genel Maden-İş Sendikası Genel
Başkanı Eyüp Alabaş, maden kazalarını sebebinin aşırı kar hırsı olduğunu
ifade ederek, “Madencilik sektörün-
deki özel şirketlerin bu işin ciddiyetini anlamadıklarını bütün dünya
gördü. Bu iş yasaların arkasından
dolanarak ya da denetimleri farklı
yöntemlerle atlatarak yapılabilecek
bir iş değildir. Bu sektörü bilmeyen,
sermaye gücü yetersiz olanlar bu işi
yapmamalıdır” dedi.
Amerikan Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü (NIOSH) için
2002-2012 yılları arasında kıdemli
danışman olarak çalışan Dr. Güner
Gürtunca ise Kömürün Amerika’da
da, Türkiye’de de aynı fiyattan satıldığına dikkat çekerek “Orada işçiler
daha iyi koşullarda çalışıyor, daha iyi
ekipmana sahip ve daha fazla kazanıyor. Türkiye’de ise yatırımcılar hâlâ
para kazanamadıklarını söylüyor. Bu
bir tek şeyle açıklanabilir: İş bilmezlik. Bilimi, teknolojiyi ve maden makinelerini devreye sokarsak daha az
işçiyle daha güvenli madenler işletilebilir,” şeklinde konuştu. Gürtunca, ülkemizde 3 bin işçi ile gerçekleştirilen
bir maden üretim işini, Amerika’daki
işletmelerin 200 işçi ile yapabildiğini
belirterek, Amerika’da pahalı teknoloji ve yüksek iş güvenliği maliyeti
olmasına rağmen işverenlerin daha
çok kar elde edebiliyor olmasının
altında da, daha çok işi daha az işçi
ile yapabilme kapasitesinin yattığını
söyledi.
Endüstriyel Mineraller
Barit ve Manyezit üreticilerinin keyfi yerinde
Ekim ayında Hindistan’dan hem 4.20 hemde 4.10 yoğunlukta barit ihracatı durdu. Buna karşılık Çin limanı, fob, 4.20 yoğunlukta
OCMA kalitesi ham barit fiyatı 115-125 $/ton arasında, 4.10 kalitesinde ham barit ise $ 110-115 $/ton arasında satmaya devam
etti. Türk bariti ise 2012 deki 150-155 $/ton, fob Antalya fiyatının
%8 kadar üzerinde seyrediyor; 1.5 tonluk torbalarda, öğütülmüş,
OCMA kalitesi 164-168 $/ton arasında. Türk baritinin fiyatı Kuzey Afrika ve Avrupa’dan gelen talepler sayesinde bu seviyeleri
de aşacak gibi.
Hazırlayan Mad. Yük. Müh. Dündar ERGUNALP
Kalsine Dunit rağbet görüyor
Dunit %90’ dan fazlası olivine olan bir mineral. Başlıca uygulama
alanları sinter, yüksek fırın, döküm. Geçtiğimiz aylarda İspanyol
Pasek Calcidun adını verdiği kalsine duniti refrakter imalatında
denenmeye başladı. Önceden %15 oranında kullanılan dunitin
şimdi refrakter karışımına %40 oranında katılabildiği ifade ediliyor, ki bu da üretim maliyetlerini doğrudan etkileyen bir faktör.
Firma yılda 700.000 ila 900.000 ton dunit üretmekte. Dunitin kullanım alanları refrakter ile sınırlı değil; mineral yünü, gübreler,
akışkan yatak kumları, seramiklerde de dunit kullanılabilir.
Eylül ayından beri Çin manyezit ürünlerinin fiyatları artıyor. Çinli kaynaklara göre bunun sebebi Çin’deki kota sistemi gereğince
ihracat lisans ücretinin 130 $/ton olması. Ayrıca manyezit madencilerinin ödediği 2,44 $/ton kaynak ve 0,21 $/ton su tüketim
vergileri. Sonuçta % 90 MgO luk fob Çin, DBM parça manyezit
fiyatı yakın zamanda 255-270 $/ton dan 270-290 $/ton aralığına çekildi. Çin 2014’ün ilk yarısında 2013’e göre %23
daha fazla manyezit ihraç etti.
Şifacı mineral kardeşler; Kaolin ve Montmorillonit
Imerys muradına erdi
Kaolin eskiden beri morfinle karıştırılarak mide şikayetlerinde,
ishal tedavisinde ve cilt bakımında yüz maskesi olarak kullanılagelmekte. Sindirim sistemini toksinlerden, cildi ise kir ve yağdan
arındırmakta birebir. Şimdi Imerys’in bir parçası olan Goonvean
Ltd. 20 yıldır kaolin pazarının hakimi. Fiyatlar kaolinin cinsine
göre 1000 ile 2000 $ arasında değişmekte. %70 den fazla montmorillonit içeren bentonitlerin vücudu toksinlerden arındırdığı bilinmekte. Bu mineraller absorpsiyon kapasiteleri, katyon taşıma
kabiliyetleri sayesinde ağır metalleri, mantarları vücuttan uzaklaştırmakta.
Geçen yıl Amcol’u son anda elinden kaçıran
Imerys Kasım ayında bentonitin diğer devi
S&B Industrial Minerals’ın hisselerinin tamamını 525 milyon Euro karşılığında satın aldığını
ilan etti. Türkiye’de de feldspat, kalsit ve perlit
çalıştıran Imerys Dünya’da kaolin başta olmak
üzere pekçok endüstriyel mineralde lider. Bu
satınalma ile de bentonit, perlit ve wollastonit
üretiminde Dünya lideri olacak. S&B nin Yunanistan’daki boksit madenleri bu satınlamanın
haricinde tutuldu. Birleşmenin ABD ve Avrupa rekabet kurullarının anlaşmayı tetkikinden
sonra 2015’in ilk çeyreğinde yürürlüğe girmesi
bekleniyor. Birleşmeyi takiben Imerys’in mevcut çalışan sayısı 18.000 e ulaşacak. Bu satınalma ile birlikte Imerys Iko, Stollberg, Nyco,
Ibeco, Otavi markalarını da bünyesine katacak.
Şifacı minerallerin faydalarını bilmeye bir gün herkesin ihtiyacı
olabilir;
• Radyasyonun sebep olduğu ağız yaralarını tedavide kaolin koruyucu bir tabaka oluşturur
• Gastrik ve peptik ülserde mideyici koruyucu bir tabaka oluşturur.
• Montmorillonit, psyllium lifleriyle karıştırıldığında, bağırsak-
ları toksinlerden temizler
• Cıvalı diş dolgularını değiştirdikten sonra montmorillonit almak dolgu işlemi sırasında sindirim
sistemine karışan cıvayı dışarı atar
• Ağır kanamalarda gazlı bezle yapılan tampona kaolin ilavesi kanamayı durdurup kanın pıhtılaşmasına yardım eder
• Aflatoxin, aspergillus mantarının hububatlarda ürettiği kanserojen bir madde. Hayvan yemlerine %1 oranında kaolin veya montmorillonit katarak
aflatoxinin gıda zincirinden insanlara bulaşmasını %90 oranında önlemek mümkün.
• Son çalışmalar, kaolinin Hepatit-C virüsüne ve E-koli
bakterilerine karşı da etkili olduğunu gösteriyor
Bu dönemde yüzü gülmeyen üreticiler de var. Antimuan fiyatları düşmeye devam ediyor. Eylül ortasında fiyatlar 200
$/ton daha geriledi. Çin’de inşaat ve imalat sanayilerinde durgunluk yangın geciktirici olarak kullanılan antimuanı
etkilemişe benziyor. 20 tonluk partilerde satılan, % 99,5 Sb2O3 , Fob Çin fiyatı 7.700-7.900 $/ton seviyesinde.
Türkiye soda pazarında iddialı
Soda pazarında dengeler değişmeye
devam ediyor. Global sanayi etüdleri yapan IHS’ye göre soda tüketimi
önümüzdeki on yılda ortalama yılda
%3.3 büyüyerek, 55.5 milyon tondan
76.5 milyon ton seviyesine ulaşacak.
Bugün itibarıyla bunun %75’i sentetik olarak, Solvay prosesi ile, % 25’i
ise tronadan elde ediliyor. Bu pazarda
tronadan elde edilen sodanın payı giderek artıyor. Bu rekabetten en çok etkilelenen önce Kenya’da 360.000 ton/
yıl, ardından İngiltere’de 560.000 ton/
yıl kapasiteli tesislerini kapatan Hintli
Tata firması oldu. Kapanan tesislerin
en belirgin etkisi İngiltere’de görüldü. 2013’ün ilk yarısı sadece 50.000
ton ithalat yapan İngiltere, 2014 ün
ilk yarısında 155.000 ton soda ithalatı yapmak zorunda kaldı ve bununda
%40’ı Türkiye’den. Benzer şekilde
Solvay Portekiz’deki 230.000 ton/
yıl kapasiteli tesisini kapatınca ülke
sodayı tamamen ithal etmek zorunda
kaldı. Avustralya 340.000 ton/yıl kapasiteli Osborne tesisini kapatınca yıl-
da 300.000 ton sodayı ABD den ithal
etmeye başladı. Türkiye için bütün bu
olumlu gelişmelere rağmen, projeler
gecikmeye devam ediyor. Ciner Grubu’nun 2.5 milyon ton/yıl kapasiteli
projesinin birinci fazı olan 1.5 milyon
ton/yıl bölümünün 2014’de devreye
alınacağı söylenmesine rağmen gerçekleşmedi, ve tesisi devreye alma
tarihi 2018 olarak revize edildi. Aynı
şekilde, 2012’de biteceği söylenen Eti
Maden’in 500.000 ton/yıl kapasiteli
tesisinin revize açılış tarihi 2016.
BACANORA yılda 25.000 ton Borik asit üretmeye hazırlanıyor
Bacanora Minerals Meksika’da Magdalena bor projesinde 25.000 ton/
yıl kapasiteli borik asit tesisi kurmaya hazırlanıyor. Sonora eyaletindeki madende bugüne kadar 1,17 milyon ton asgari %8’lik bor cevheri tespit edilmiş durumda. Aynı eyalette firmanın 2,68 milyon ton,
2.000ppm lityum karbonat eşdeğerinde, bir lityum projesi de var.
Diğer yandan Sırbistan’da Piskanja bor yatağında çalışmalarına devam eden Erin
Ventures rezervini %30,8 B2O3 içeren 5,6 milyon ton olarak açıkladı. Bu arada
Rio Tinto da Sırbistan, Jadar’daki bor etüdüne devam ediyor. Rio Tinto bu yılın
üçüncü çeyreğinde 127.000 ton bor ürettiğini açıkladı. Firma artan talebi Kernit’i
doğrudan çözündürme metoduyla işlediği tesisi sayesinde karşılamayı planlıyor.
YMGV’den
Kazalar madenciliğe itibar
kaybettiriyor
YMGV 55. Danışma Kurulu
Toplantısı yapıldı
Y
urt Madenciliğini Geliştirme
Vakfı’nın 55. Danışma Kurulu Toplantısı 15 Kasım 2014
Cumartesi günü, İTÜ Vakfı Sosyal
Tesislerinde 45 üyenin katılımı ile
gerçekleştirildi.
Prof. Dr. Erdoğan Yüzer’in yaptığı
açış konuşmasında toplantının asıl
gündeminin son dönemde meydana
gelen elim maden kazaları olduğu
belirtildi. Toplantıya ilk kez katılan
üyeler Ümit Aras, Atilla Togay ve
Prof. Dr. Yücel Yılmaz’ın Kurul’a
takdim edilmesinin ardından, Prof.
Dr. Güven Önal Kurula, Vakfın 2014
Nisan – Kasım dönemi faaliyetleri ile
ilgili bir sunum yaptı. Bu dönemde
madencilik tanıtım faaliyetleri ile ilgili önemli adımlar atıldığını belirten
Önal, TV programları yapıldığını,
kısa metrajlı tanıtım filmi yarışması
açıldığını ve kamuoyuna duyurulduğunu, ancak bu programın yaşanan
28 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
maden kazalarından dolayı iki kez ertelendiğini söyledi. Prof. Önal özetle
şu bilgileri verdi: “Yurt içi (Beypazarı, Balya) ve yurt dışına (Brezilya)
çeşitli teknik inceleme gezileri düzenlendi; öğrenci gezileri desteklendi; Antalya’da Kayagazı ile ilgili bir
çalıştay düzenlendi; Vakıflar Haftası
vesilesiyle bir dizi etkinlik düzenlendi; eğitim seminerleri periyodik
olarak devam etti; eğitim ile ilgili
olarak, 30 öğrenciye burs verilmeye
devam ediliyor; madencilik mevzuatı
ile igili çalışmalar sürdürüldü, ortaya
çıkan görüş ve öneriler ilgili mercilere iletildi; Uluslararası Cevher Hazırlama Sempozyumu Kuşadası’nda
düzenlendi; Maden Türkiye 2014 Fuarı için çok ciddi bir hazırlık süreci
geçirildi.”
Prof Güven Önal’ın sunumunun ardından, Sürdürülebilirlik Madencilik
ve Çevre Sorunları ile ilgili sunum
Hüseyin Budak tarafından yapıldı.
Maden atıklarının değerlendirilmesi
üzerinde uzun zamandır çalışıldığını ifade eden Budak, AB mevzuatı
çerçevesinde bu konu ile ilgili posa,
artık, atık gibi tanımların mutlaka
çok net olarak yapılması gerektiğini
söyledi. Budak, Çevre ile ilgili kamu
kurumlarında maden mühendisi istihdam edilmesinin gereğine de değindi.
Prof. Dr. Mustafa Topaloğlu, Torba
Yasaların madenciliğe neler getirdiği
ile ilgili bir sunum yaptı. Madencilik
sektörünü ilgilendiren pek çok önemli
düzenlemenin Torba yasalar ile yapıldığını bildiren Topaloğlu, önümüzdeki dönemde de sektörü doğrudan ilgilendiren düzenlemelerin yapılacağını
söyledi. Rodövans ve ruhsat devirleri
ile ilgili ciddi düzenlemelerin yolda
olduğunu bildiren Prof. Topaloğlu,
bu değişikliklerin sektörde çeşitli sıkıntılar doğurabileceğini, bunların iyi
irdelenmesi gerektiğini söyledi.
Toplantıda son olarak, yaşanan üzücü maden kazalarının önlenmesine yönelik nasıl
bir strateji yürütülebileceği tartışıldı. Soma’da yaşadığımız büyük felaketin yaraları
sarılmadan Ermenek’te meydana gelen kaza
ile bir kez daha sarsıldığımızı dile getiren
toplantı katılımcıları, bu kazaların önemli
bir sonucunun da Türk madenciliğinin kamuoyu nezdinde itibar kaybına uğraması,
yaralanması olduğunu ifade ettiler. Soma
faciasının ardından Vakıf Yönetim Kurulu
tarafından bir uzman heyet oluşturulduğu ve
ülkemizdeki tüm madencilik şirketlerine iş
güvenliği önlemleri ile ilgili bir yazı gönderilerek bir eksikleri olup olmadığı sorulduğu, fakat toplam 241 kurum ve 2244 sahsa
gönderilen bu yazılara tek bir yanıt alındığı
ifade edildi.
Söz alan Sadrettin Alpan madencilikte ilk
prensibin emniyet olduğunu belirterek, yer
altı personelinin eğitim ve kontrolünün önemine dikkat çekti. Alpan, madencilikte bir
anlayış ve kültür reformunun şart olduğunu
söyleyerek, “En önemlisi dışarıdan denetlenmeyi, kendimizde bir kusur bulunur endişesiyle pek de kabul etmek istemiyoruz.
Yalnız kaidelere uymak değil, teknolojiyi,
bilgiyi kontrol şart,” şeklinde konuştu.
Madencilik eğitiminin de gündeme geldiği
toplantıda söz alan İTÜ Maden Fakültesi
Maden Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Orhan Kural, iş güvenliğinin sağlanmasında eğitimli maden mühendislerinin öneminin farkında olduklarını belirterek, öğrenclerin bu konudaki bilgi ve görgüsünün
arttırılması, kazalar sonrasında oluşan korku
ve çekincenin giderilmesi için teknik gezi,
staj ve benzeri faaliyetlerin önemine dikkat
çekti. Murat Turan son dönem açılan pek
çok Maden Mühendisliği bölümünde yeterli
eğitim verilmediğini belirtirken, İTÜ Maden
Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatma Arslan,
madencilik eğitiminde bir sorun olduğu fikrine katılmadığını ifade etti ve madencilik
şirketlerinin eğitime ve üniversitelerdeki
projelere daha fazla destek vermesi gerektiğini belirtti.
Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi’nde
nöbet değişimi
Madencilik Sektörü Başkanlar Konseyi’nin 21 Ekim 2014
tarihinde yapılan Genel Kurulunda, Yönetim Kurulu ve
Denetleme Kurulu Üyeleri ile
Yönetim Kurulu Başkanı yenilendi. Birlik tarafındanSektörmaden dergisine yapılan açıklamaya
göre; yeni Yönetim Kurulu Başkanı olarak Ümit Akdur seçildi.
Akdur aynı zamanda Altın Madencileri Derneği Yönetim Kurulu
Başkanlığı görevini de yürütüyor. Önceki Başkan İsmet Kasapoğlu
bu seçimde yeniden aday olmadı.
YMGV’den
Madencilerin gündemi iş kazaları
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Trakya Geliştirme Komitesi tarafından düzenlenen ve madenciliğin sorunlarının ele alındığı toplantıda ana gündem maddesi sektörde son dönemde yaşanan büyük iş kazaları ve
bunların madenciliğe etkileri idi.
Y
urt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Trakya Geliştirme Komitesi, madenciliğimizin ve madencilerimizin sorunlarını ele almak üzere 22 Kasım 2014 tarihinde İstanbul Ramada Otel’de bir toplantı
düzenledi. Başta Trakya bölgesi olmak üzere madencilik
kuruluşlarının temsilcilerini bir araya getiren toplantıya,
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr.
Güven Önal, MİGEM Metalik Madenler ve Kömür Daire Başkanı Mehmet Tombul, Trakya Madenciler Derneği
Başkanı Cahit Sağlam ve Yurt Madenciliğini Geliştirme
Vakfı Trakya Geliştirme Komitesi Başkanı Kani Alp gibi
isimler de katıldı. Yurt Madenciliği Geliştirme Vakfı Trakya Geliştirme Komitesi Başkanı Kani Alp, açılışta yaptığı
konuşmada Komite olarak maden mevzuatı ile ilgili gelişmeleri anlatmak ve madenciler arasındaki dayanışmayı
pekiştirmek amacıyla, yılda bir kaç kez bu tür toplantılar
düzenlediklerini ifade etti.
Trakya Madenciler Derneği Başkanı Maden Mühendisi
Cahit Sağlam, Soma ve Ermenek’te meydana gelen kazalarda şehit düşen madencileri anarak başladığı konuşmasında, madencilik sektörünün önemini ve ülkemiz ekonomisine sunduğu vazgeçilmez katkıları vurguladı. Sürekli
kazalarla gündeme gelmenin madencileri ve madencilik
sektörünü olumsuz etkilediğini belirten Sağlam, madenciler olarak enerji ve motivasyonlarını kaybettiklerini
fakat mücadeleyi bırakmayacaklarını, tüm olumsuzluklara rağmen ekonomik ve sosyal yaşama katkı sunmaya
devam edeceklerini söyledi. Sağlam, bu zor süreçlerde
kendilerine destek olan onları motive eden Yurt Madenciliği Geliştirme Vakfı’na ve Başkanı Prof. Dr. Güven
Önal’a teşekkür ederek, “ Kömür geleceğin enerji kaynağıdır. Biz pes etmeyeceğiz. Aydınlık gelecek için, insanlarımızın refahı için hizmete devam edeceğiz,” şeklinde
konuştu.”
Mevzuatın altında kalacağız
MİGEM Metalik Madenler ve Kömür Daire Başkanı Mehmet Tombul, madenciliğin zor ve riskli bir iş olduğunu
belirterek, iş güvenliği önlemlerinin önemine dikkat çekti.
Tombul şöyle konuştu: “Bilime, iş güvenliğine, işçi sağlığı kurallarına uyacağız. Uymayacaksak bu işi yapmayacağız. Olmazsa olmazımız iş sağlığı güvenliği. Dünyanın
yaptığını biz ülke olarak neden yapamayalım. Belirli noktalarda ileri gitmiş bir ülke olarak maden sektöründe de
neden ileri gitmeyelim. Bunun için yeni mevzuatlar geliyor. Çok ağır bunlar. Bazılarımız bu mevzuatların altında
kalacak, bazılarımızın maden ocakları kapatılacak. Bunu
şimdiden belirtiyorum. Ama istersek biz bunları başarabiliriz. Aynı damarda, aynı havza içerisinde parça parça
üretim dönemi bitti. Birleşeceğiz, bu üretimleri bir arada
yapacağız. Bütün teknik kuralları yerine getirerek, daha
da ekonomik yapacağız”
Yurt Madenciliği Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven
Önal da konuşmasında son dönemde yaşadığımız maden
facialarına dikkat çekti ve gereken önlemlerin alınması durumunda bu tür kazaların yaşanmayacağını vurguladı. Önal
“Dünya da eşi benzeri olmayan bir kaza meydana geldi. Bu
kaza maalesef Soma’da gerçekleşti. İnşallah bir daha böyle
bir olay yaşanmaz. Maden işletmeciliği uluslar arası standartlarda projeler ile yapılmalıdır. İşçi sağlığı, iş güvenliği
de bu projelerde yer alacağından kaza riski en aza indirilecektir. Konuşmaların ardından soru-cevap şeklinde devam
eden toplantı katılımcılara plaket verilmesiyle sona erdi.
YMGV’den
Maden Türkiye 2014
rekor kırdı
Maden Türkiye Fuarı alan büyüklüğü bazında %35, katılımcı
sayısı olarak %30 ve ziyaretçi sayısında da %47 oranında büyüme sağlayarak sektörün geleneksel buluşma adresi olma iddiasını bu yıl da
pekiştirdi.
YMGV’den
Y
urt Madenciliğini
Geliştirme Vakfı ve
TÜYAP işbirliği ile
hazırlanan “Maden Türkiye
2014” 6. Uluslararası Madencilik, Maden, Makine
ve Ekipmanları, İş Makineleri Fuarı büyük bir başarı
ile gerçekleştirilirken rekor
bir katılıma da sahne oldu.
Maden sektörünün Avrasya coğrafyasında düzenlenen en kapsamlı fuarı
olan ve düzenlenmeye
başladığı 2004 yılından bu
yana gösterdiği istikrarlı
büyüme ile 2014 yılı itibariyle “uluslararası” unvanını almış bulunan Maden Türkiye 2014, 27-30
Kasım 2014 tarihlerinde
İstanbul TÜYAP Fuar Merkezinde yapıldı. Fuar, Çin
ve Kanada ülkelerinin milli
katılımları ve 29 ülkeden
412 firma ve firma temsilcisi ile 1291’i yurt dışından
olmak üzere 9371 profesyonel ziyaretçiye ev sahipliği yaptı. Alan büyüklüğü
bazında %35, katılımcı
sayısı olarak %30 ve ziyaretçi sayısında da %47
oranında büyüme sağlayan 6. Maden Türkiye
Fuarı 71 ülkeden yabancı
ve 73 ilden yerli ziyaretçiyi
katılımcılar ile buluştururken sektörün geleneksel
buluşma adresi olma iddiasını bu yıl da pekiştirdi.
Katılımcı firmalar yapılan
ikili görüşmelerde ürün ve
hizmetlerini nitelikli ziyaretçilere tanıtma imkânı
buldular.
Açılışta önemli mesajlar
Maden Türkiye 2014 Fuarının açılış töreninde kürsüye çıkan sektör temsilcileri önemli mesajlar verdiler.
Fuarın düzenleyicisi olan Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı
Prof. Dr. Güven Önal, açılışta yaptığı konuşmasına son dönemde yaşanan maden kazaları ve can kayıpları dolayısıyla yaşadığı burukluğu dile
getirerek başladı. Maden Türkiye Fuarı’nın geçen 10 yıl içerisinde almış
olduğu mesafenin kendileri için bir gurur vesilesi olduğunu ifade eden
Önal, madenlerimizin daha büyük oranda işletilmesinin Türkiye’nin geleceğine katkı sağlayacağını, fakat yaşanan kazaların ardından madencilik aleyhine çıkan seslerin yükseldiğini vurguladı. Madenciliğin uygarlığın temeli olduğunu belirten Prof. Önal ona karşı olmanın uygarlığa
karşı olmakla aynı anlama geldiğini söyledi.
Prof. Güven Önal, “2013 yılındaki cari açığının yüzde 85’i enerji hammaddeleri ve maden ürünleri ithalatından kaynaklanıyor. Dolayısıyla ülkelerin yaşamında, medeniyetin gelişmesinde ve ülkelerin ekonomisinde
bu denli önemi olan bir işkolunun, yapılmamasını isteyenlere olumlu
bakmak olası değildir,” şeklinde konuştu.
İstanbul Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Erdal
Bahçıvan da açılışta yaptığı konuşmada Türkiye’nin
önüne koyduğu ekonomik hedeflere ulaşmasında madencilik sektörünün çok önemli olduğunu belirterek
bunun için artık hammaddeden çok katma değerli ürünler üretir hale gelmemizin gereğini vurguladı. Bunun
yolunun bilim, teknoloji, Ar-Ge, sanayi-üniversite işbirliğinden geçtiğini ifade ederek, devletin bu yönlü bir
teşvik politikası geliştirmesinin önemine dikkat çekti.
Bahçıvan, maden kazaları ve kamuoyundaki madencilik karşıtı tutumlarla ilgili olarak da şöyle konuştu: “Bütün mesele risklerin analizini doğru yapmak, tehditlerin
analizini doğru yapmak, teknolojinin ve bilimin katkısını kullanarak, akılla bunu birleştirip bu konularda
çözüm üretmek. Onun için biz asla madenciliğe küsmemeliyiz, asla yeraltı zenginliklerimize küsmemeliyiz.
Bunları kendi teknolojimizle, kendi imkânlarımızla,
mümkün olduğu kadar sanayimizle buluşturarak, Türkiye’nin sanayisinin hizmetine vererek dünyada rekabet
eder boyutta, diğer ülkeler nasıl yapıyorsa bu noktada
geliştirmeliyiz.”
Bütün sektörleri harekete geçiren lokomotif bir sektör durumundaki
mamadenciliğimiz aynı zamanda sanayinin dışa bağımlılığını azaltan, bölgesel ve yerel kalkınmayı arttıran ve göçü önleyen bir özelliğe sahiptir.
çildiğini ifade etti. Erdoğan, “2010 yılından önce ruhsat
müracaatlarımız yaklaşık 15 bin adetken , 2010 yılından
sonra bu sayı 5000 civarına düşmüştür. Toplumda baktığımız zaman bugün geldiğimiz noktada geçmişte 35 bine
ulaşan arama ruhsat sayısının 7500’e düştüğünü, işletme ruhsatlarının ise, belirli oranda artarak 13 bin 500’e
ulaştığını bilmekteyiz. 2013 yılında toplamda 5000 adet
ruhsat müracaatının, 2014 yılında da Kasım ayı itibariyle
2900 adet ruhsat müracaatının olduğunu sizlerle paylaşmak istiyorum,” dedi.
Maden Türkiye 2014 Fuarı’nın açılışında kürsüye çıkan
isimlerden biri de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı,
Maden İşleri Genel Müdür Yardımcısı Selahattin Erdoğan oldu. Konuşmasında madencilik mevzuatı ile ilgili
bilgiler veren Erdoğan, 2010 yılında maden kanununda
yapılan değişiklikle sektörde ruhsat ticaretinin önüne ge-
Erdoğan sözlerini şöyle tamamladı: “Madenciliğimiz
sanayinin dışa bağımlılığını azaltan, bölgesel ve yerel
kalkınmayı arttıran ve göçü önleyen bir özelliğe sahiptir. Madencilik sektörü bütün sektörleri harekete geçiren
lokomotif sektör durumundadır. Biz madencilikte içerde
ve dışarıda rekabet edebilecek marka ürünler oluşturmalıyız. Önce insan dediğimiz zaman pek çok sorunu çözmüş
olacağız diye düşünüyorum. İş sağlığı ve iş güvenliği hem
madenlerde hem diğer sektörlerde birinci önceliğimiz olmalıdır. Madencilik faaliyetleri özellikle taşrada, kırsal
kesimlerde yapıldığı için sosyal faydalarını arttırmalıyız.”
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 35
36 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 37
YMGV’den
Emin Kayalı -ECS Kimya
Adnan Erdoğan - Minerva Mühendislik
Sektör büyüdükçe Fuar da büyüyor
Fuarda 25 senelik tecrübemizi tanıtıyoruz
“ECS Kimya olarak arıtma kimyasalları ve maden flotasyon kimyasalları konusunda çalışıyoruz. 2003 yılında kurulan firmamız, maden sektöründeki büyümeye paralel olarak gelişiyor.”
“Bizler, iki arkadaş olarak yaklaşık 25 yıl uluslararası şirketlerde, arama gruplarında, arama faaliyetlerinin en başından en sonuna kadar, ön fizibiliteden fizibilite aşamasına kadar altın ve değerli metaller konusunda edindiğimiz tecrübe
ve bilgi birikimini, Türkiye’deki madenlere yatırım yapacak yerli ve yabancı
şirketlere ve ruhsat sahiplerine sunmak üzere bu yıl Nisan ayında Minerva Mühendislik’i kurduk.”
“Bundan bir 5-6 sene önce Türkiye’de madencilik düşük seviyedeydi, özel sektörde özellikle. Özelleştirmeler oldu, yeni sahalar açılmaya başlandı, tesisler
açılmaya başlandı. Bu son 2-3 yıla baktığınızda son duraklamadan önce ciddi
bir ivme kazanmıştı. Fakat son 1-2 içerisinde bir duraklama görüyoruz.”
“Fuar iki senede bir yapılan bir fuar. 2012’de de buradaydık. 2014’te de olmak
istedik. Çünkü sektörle beraber biz de her zaman, sektörün içinde olduğumuzu
göstermek istedik. 2012’ye göre daha büyümüş bir fuar görüyoruz katılımcı
açısından baktığımız zaman. Ziyaretçi açısından da daha zengin. Bu aslında her şeyi birbirine bağlıyor, sektör büyüdükçe fuar da büyüyor, insanların ilgisi artıyor ve yeni şeyler görmek istiyorlar. Bu anlamda fuar iyi gidiyor.”
“Fuara yeni başlayan bir şirket olarak kendimizi tanıtmak için katıldık. Sektörde bizim düşündüğümüz seviyede danışmanlık ve mühendislik hizmeti veren
şirket sayısı az, özellikle küçük maden şirketlerinin ve yatırımcıların erişebileceği ekipler yok. Bu alana yönelik olarak kendimizi tanıtmak üzere geldik ve
şu ana kadarki ilgiden de memnunuz.”
Leman Sezginsoy - Ersencer Mühendislik
Jackson Wang - Nanchang Kama
Keşke her sene olsa
İlk defa katıldık, çok memnunuz
“Asıl iş konusu mühendislik hizmetleri ve iş makinelerine yönelik yedek parça
temini olan Ersencer Mühendislik 1993 yılında kuruldu. Madenlerde kullanılan ekipmanların birçoğunun şanzıman, tork, aks gibi yedek parça ve bakım
hizmetleri sağlıyoruz uzun bir süredir. Yaptığımız bakım hizmetleri bizi kendi
makinelerimizi üretmeye, nasıl daha iyi makineler yapabiliriz, nasıl kendi madencilerimizin ihtiyaçlarını karşılayabiliriz diye düşünmeye sevk etti ve Talpa
ortaya çıktı. Şu an üç Talpa modelimizle fuardayız.”
“Çin’de bir devlet yatırımı olarak başlayan ve 60 yıllık bir geçmişi olan şirketimiz Nanchang Kama, başka pek çok şeyin yanında yeraltı madenciliğiyle
ilgili servis aracı, üretim hattıyla, drenajla ilgili makineleri üretiyor.”
“Fuarın iyi geçtiğini düşünüyorum ben. İlk gün ve ikinci gün pek çok sektör
temsilcisi ile tanışma olanağı bulduk. Epeydir görmediğimiz pek çok madenciyi tekrar görme olanağı bulduk. Çünkü çok fazla kimse işletmelerden çıkamıyor haliyle. En azından iki yılda bir de olsa çok yararlı olduğunu düşünüyorum, keşke her sene olsa diye düşünüyorum.”
“Gelişmekte olan ülkelerin maden sektöründe yaşadıkları problemler ve iş güvenliği problemlerini çözmek için ucuz yöntemler sunuyoruz.”
“Fuara ilk defa katılıyoruz. Burada sektörden pek çok profesyonelle tanışma ve
ilişki kurma fırsatı yakaladık. Bu anlamda beklentilerimizi fazlasıyla karşıladığını söyleyebilirim. Kişisel olarak son derece memnunum.”
Hüseyin Şen - Şen Plastik
Tony Zheng - Liaoning Rainbow
İş güvenliğinde daha almamız gereken yol var
Fuar hedef pazarımızın giriş kapısı oldu
“Şen Plastik olarak madencilik sektörüne yönelik iş güvenliği ekipmanları sağlıyoruz. 25 yıl önce bu işe başladığımızda sektörde iş güvenliği standartları neredeyse yok denecek düzeyde idi. Aradan geçen zamanda bu konuda bir hayli
yol almış durumdayız, ama hala tam olarak yeterli olduğunu söyleyemeyiz.”
“Liaoning Rainbow 40 senelik bir geçmişi olan uluslararası bir firma. Halihazırda Vietnam’a madencilik üzerine ekipman satışı yapıyoruz. İkinci hedef
pazarımız Türkiye.”
“Fuara çok yüksek beklenti ile gelmiyoruz. Ama burada başka firmalarla tanışıyoruz, ilişki kuruyoruz, varolan ilişkilerimizi geliştirme fırsatı yakalıyoruz.
Belki fuar boyunca çok fazla sipariş almıyoruz ama burada kurduğumuz ve
geliştirdiğimiz ilişkilerin meyvelerini sonrasında topluyoruz.”
38 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
“Fuardan, aldığımız bir e-posta davetiyesi ile haberdar olduk ve katılmaya karar verdik. Burada çeşitli firma temsilcileri ile tanıştık, kartvizit değişimleri
yaptık, Çin’li ekipman firmalarının acentalığını yapan bazı şirketlerle ilişki
kurduk. Türkiye bizim Vietnam’dan sonra pazara giriş yaptığımız ikinci ülke.
Fuardan beklediğimizi fazlasıyla aldık.”
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 39
YMGV’den
Madenlerde İş Sağlığı,
Güvenliği ve Torba Yasa Gerçeği
M
aden Türkiye 2014 fuarı kapsamında, 28 Kasım günü “Madenlerde İş Sağlığı, Güvenliği
ve Torba Yasa Gerçeği” başlıklı bir açık oturum düzenlendi. Başkanlığını Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı Başkanı Prof. Dr. Güven Önal’ın yaptığı açık oturumda konuşmacı olarak Maden İşletmeleri Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mustafa Sever, “A “Sınıfı İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Abdullah Dündar, TOBB Madencilik Meclisi Başkanı İsmet Kasapoğlu
ve Koza Altın İşletmeleri Genel Müdürü İsmet Sivrioğlu yer aldı.
Maden facialarında hayatını kaybeden madenciler anısına
yapılan bir dakikalık saygı duruşu ile başlayan açık oturumun sunuş konuşmasını yapan Prof. Dr. Güven Önal,
son dönemde meydana gelen maden kazalarının bütün
yurttaşlar yanında en fazla da madencileri üzdüğünü belirterek, bunların aynı zamanda madencilik aleyhinde konuşmak isteyenlere uygun bir ortam yarattığını söyledi.
Madenciler olarak bu durumu düzeltmenin gereğini vurgulayan Önal, “Bunun için de öncelikle kendi içimizde
tartışıp, özeleştiri yapmalı ve alacağımız sonuçlar üzerine
geleceğimizi planlamalıyız” şeklinde konuştu.
Madenlerde yaşanan iş kazaları, Torba Yasanın madenciliğe getirdikleri ve Maden Kanunu’nda yapılması planlanan
değişiklik tasarısının artıları ve eksileri konularının tartışıldığı açık oturumda konuşmacılar yaptıkları sunumlarda
özetle şu görüşleri dile getirdiler.
İş güvenliği proje aşamasında başlamalı
Abdullah Dündar, açık oturumda yaptığı konuşmada,
Soma ve Ermenek’te meydana gelen maden kazalarının
önlenebilir nitelikte kazalar olduğunu vurgulayarak, bunların temel sebebinin iş güvenliği konusuna yeterli önem
verilmemesi ve gereken en temel önlemlerin bile alınmayışı olduğunu söyledi.
Abdullah Dündar, denetim konusuna da dikkat çekerek,
etkin bir denetimin yapılabilmesi için bu konudaki mevzuatın son derece açık olması, denetim görev ve sorumluluklarının, hangi kurumlar tarafından yerine getirileceğinin
açıkça tespit edilmesi gerektiğini söyledi. Mevcut durumda bu konuda büyük bir muğlâklık ve çok başlılık olduğunu belirten Dündar, gerek torba yasada gerekse de Başbakanlıkta bekleyen Maden Kanunu değişiklik taslağında bu
muğlâklık ve çelişkilerin giderilemediğini ifade etti.
40 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
Açık oturumda, madenciliğin son derece zor ve meşakkatli bir faaliyet alanı olduğunu hatırlatarak sözlerine başlayan İsmet Sivrioğlu, İş güvenliği ile ilgili sürecin daha
proje aşamasında başlaması gerektiğini belirterek “Madencilik çalışmalarında insan odaklı olduğumuzu hiçbir
zaman unutmamalıyız. Çalışanlarımızın emniyetini her
şeyden üstün tutmalıyız,” şeklinde konuştu.
Türkiye’de yasal düzenlemelerin iyice düşünülmeden,
aceleyle, etki-tepki süreçlerinden hareketle yapıldığını
söyleyen Sivrioğlu, Soma faciasının ardından çıkarılan
yasanın da buna örnek oluşturduğunu ifade etti. 16 Haziran 2012 tarihli Başbakanlık Genelgesinin madencilik
sektöründe bir kaosa neden olduğunu da söyleyen İsmet
Sivrioğlu, yeni çıkacak yasanın da bu kaosu daha da derinleştireceğini sözlerine ekledi.
MİGEM Daire Başkanı Mustafa Sever de ülkemizde maden ve inşaat sektörlerinde çalışan işçilerin eğitim düzeyinin çok düşük olduğunu belirterek, yaşanan kazaların
önemli sebeplerinden birinin bu olduğunu söyledi ve çalışanların eğitiminin önemine dikkat çekti.
Denetlemek yol göstermektir
Konuşmacılardan İsmet Kasapoğlu da denetimin sadece
ceza vermek olarak algılandığını oysa gerçekte denetimin yol gösterici, iyileştirici bir süreç olması gerektiğini
vurgulayarak mevcut uygulamada denetimin yapıcı değil
yıkıcı bir şekilde yapıldığını vurguladı.
Soma kazasının ardından çıkarılan Torba Yasa ile getirilen düzenlemeleri de eleştiren Kasapoğlu, “Yasaya başlangıç şuydu, işçiye güvenli bir ortam sağlamaktı değil
mi? Halbuki burada hiç ortam filan yok, kaybettiğimiz
işçilere biraz maddi yardım, hepsi o kadar.
Yani yeraltına ineceklere de şunu diyoruz: Sen öleceksin
gene ama, biz sana biraz daha para vereceğiz. Böyle şey
olur mu? Bu Torba Yasanın özeti bu,” seklinde konuştu.
Son olarak, konuşan Prof. Dr. Önal, “Son dönemde oluşan kazaların sektörde bir milad olduğunu, ülkeyi yönetenler
başta olmak üzere, bürokratların, üniversitelerin, işverenlerin, denetçilerin, mühendisler ile çalışanların durumlarını
gözden geçirmeleri gerekir. Eğitim her işin başında geldiği için sürekli eğitimin temel alınması esastır,” diyerek toplantıyı kapattı.
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 41
INERMA (International Energy Raw Materials and Energy Summit)
Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji Zirvesi, Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve Clarion
Event işbirliği ile 1-2-3 Ekim 2015 tarihlerinde, İstanbul Hilton Kongre ve Sergi Merkezinde düzenlenecektir.
Dünya’da, Türkiye’de enerji ve enerji stratejileri,
enerji hammaddeleri (kömür, petrol, doğalgaz, kayagazı, hidroelektrik, nükleer hammaddeler, jeotermal,
güneş ve rüzgâr) konularının yer alacağı kongreye
özet teslim tarihi 30 Nisan 2015’dir.
Detaylı Bilgi İçin İletişim:
[email protected], [email protected]
YMGV’dan “Madencilikte İş Sağlığı ve Güvenliği” Eğitim Semineri
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı, eğitim programları çerçevesinde “Madencilikte İş Sağlığı ve Güvenliği” konulu bir eğitim semineri düzenledi. Madencilik sektörünün iş kazaları ile gündemde olduğu bir
dönemde düzenlenen ve iki gün süren seminer, 13-14
Ekim 2014 tarihlerinde Ankara’daki TKİ Genel Müdürlüğü Konferans Salonu’nda gerçekleştirildi.
Madencilik firmalarının teknik ve idari personeli ile
yöneticilerine yönelik olarak düzenlenen seminere
yaklaşık 100 kişi katıldı. Seminerde, iş güvenliği alanındaki ulusal ve uluslar arası mevzuat, iş güvenliği
uygulamaları ve bu uygulamalarda teknoloji kullanımı gibi konular uzmanlar tarafından katılımcılara aktarıldı.
Uluslararası Cevher Hazırlama Sempozyumu Kuşadası’nda düzenlendi
Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı ve Dokuz Eylül Üniversitesi Maden Mühendisliği Bölümü işbirliği ile düzenlenen 14. Uluslar arası Cevher Hazırlama Sempozyumu ve
Sergisi 15-17 Ekim 2014 tarihlerinde, Kuşadası, Pine Bay
Otel’de gerçekleştirildi. “Cevher hazırlama her şeyde” tema-
42 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
sıyla gerçekleşen Sempozyumda 12 ayrı oturumda toplam
55 sözlü ve 93 poster bildiri sunumu yapılırken, 28 farklı
ülkeden 58’i yabancı olmak üzere 500’ün üzerinde kişi katıldı. Eş zamanlı olarak düzenlenen sergide de 20 ulusal ve
8 uluslararası firma açtıkları stantlarda ürünlerini tanıttılar.
Maden Tarihi
Osmanlı’da yabancı
maden mühendisleri
Yrd.Doç.Dr. Özkan Keskin
Bu yazı, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih
Bölümü’nden Yrd.Doç.Dr. Özkan Keskin’in “Osmanlı Devleti’nde Yabancı
Maden Mühendislerinin İstihdamı ve
Osmanlı Madenciliğine Hizmetleri”
başlıklı makalesinin kısaltılmış halidir.
Yazının tamamını İstanbul Üniversitesi
Atatürk İlkeleri ve İnkilap Tarihi Enstitisü tarafından yayınlanan Yakın Dönem Türkiye Araştırmaları Dergisinin
2007 yılı 11 sayısında okuyabilirsiniz.
M
Kozlu maden işçileri
19. yüzyılda Osmanlı madenlerinin yeniden
verimli hale gelebilmesi için öncelikle madencilik
alanında bilgi sahibi ve yeni teknikleri madenlerde uygulayabilecek nitelikli elemanların istihdamı gerekliydi. Ancak ülkede bu tür elemanları
yetiştiren bir eğitim kurumu bulunmadığından,
maden mühendisi ihtiyacı Avrupa Devletlerinden
karşılanmaya çalışıldı.
44 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
adenler, Osmanlı İmparatorluğu’nda hazinenin önde gelen gelir kaynaklarından biri
olmasının yanı sıra, ordunun ihtiyacı
olan top, gülle, mermi, barut, çivi, balta
gibi pek çok harp malzemesinin yapımında ve tedavüldeki para ihtiyacının
karşılanmasında hayati bir yere sahipti.
Bunun yanı sıra köprü, cami, medrese,
han, kervansaray, külliye vb. gibi halkın
ortak kullanımına ait sivil, dini ve mimari yapıların inşa ve tamiri ile ziraat
aletlerinin üretiminde önemli bir unsurdu.
Alman ve Balkan deneyimlerinden de
istifade eden Osmanlı maden teknolojisi XV. ve XVI. yüzyıllarda Avrupa ile
yarışacak seviyedeydi. Ancak özellikle
XVIII. yüzyıldan itibaren maden üretimindeki gelişmelere ayak uydurulamamasından dolayı Osmanlı madenciliği
gerilemiş ve madenler devleti zarara
uğratan bir sektör haline gelmişti. Dolayısıyla madenlerin yeniden verimli hale
gelebilmesi için öncelikle madencilik
alanında bilgi sahibi ve yeni teknikleri
madenlerde uygulayabilecek nitelikli
elemanların istihdamı gerekliydi.
Ancak XIX. yüzyıl başlarında Osmanlı Devleti’nde müstakil olarak maden mühendisi yetiştiren herhangi bir
eğitim kurumu bulunmuyordu. Bu nedenle XIX. yüzyıl
başlarından itibaren bilhassa zarar eden madenleri ıslah
ederek yeniden kârlı ve verimli hale getirmek amacıyla
tecrübeli ve alanında bilgili maden mühendisi ihtiyacı,
madencilikte çok daha ileri seviyelerde bulunan Avrupa
Devletlerinden karşılanmaya çalışıldı.
Osmanlı madenciliği acınacak durumda
Bu mühendislerden Maden-i Humâyûn Başmühendisi
olarak istihdam edilen Avusturyalı Gustave de Pauliny en
çok göze çarpan isimler arasında yer almaktadır. Tanzimat’ın ilanı arifesinde Keban-Ergani madenlerinin ıslahı
için davet edilen, daha sonra deneyimlerinden lstanbul’da
da yararlanılan Pauliny, maden başmühendisi ve Ma’âdin
Meclisi azası sıfatıyla çeşitli madenlerin ıslahı konusunda
birçok rapor hazırladı.
Osmanlı Devleti adına Anadolu’daki tüm kurşun, bakır ve
gümüş madenlerini gezen ve yedi aydan fazla süren teftişi esnasındaki izlenimlerini Ocak 1837 tarihli bir raporda
toplayan Pauliny’e göre Osmanlı madenciliği acınacak durumdaydı. Üretim oldukça ilkel yöntemlerle yapılıyordu.
Avrupa’da yüzyıllardır kullanılan ve elzem görülen makineler Anadolu madenlerinde bulunmadığı gibi, cevher
çok zor şartlar altında ve küçük torbalar içinde yeryüzüne
Ereğli Madeni
çıkarılıyordu. İmalattaki bu ilkelliğe ek olarak maden işleme metotları da oldukça kötüydü. Zorlukla çıkarılan cevher küçük atölyelerde büyük üretim kayıplarıyla işlenebiliyordu ve bu işlemin yapıldığı fırınlar Avrupa’dakilerin
l/10’u büyüklüğündeydi. Ayrıca fırınlardaki körüklerde
daha çok el kuvveti kullanılmakta, su gücünden istifade
yöntemleri bilinmemekteydi.
Pauliny’nin Keban ve Ergani’deki çalışmaları sırasında
gördüğü eksiklikleri bir rapor halinde İstanbul’a iletmesinin ardından, 1843’te Keban’da maden üretimini artırıcı
ıslah çalışmaları yapıldı. Ancak, üretimde küçük bir artış
sağlanmasına rağmen kalıcı bir başarı elde edilemedi.
Pauliny’e göre Osmanlı madenciliği acınacak durumdaydı. Üretim oldukça ilkel
yöntemlerle yapılıyordu. Avrupa’da yüzyıllardır kullanılan ve elzem görülen makineler
Anadolu madenlerinde bulunmadığı gibi, cevher çok zor şartlar altında ve küçük torbalar içinde yeryüzüne çıkarılıyordu.
“Sürü halinde gelen muhtekirler”
1800’lerin ikinci yarısından itibaren Osmanlı Devleti’nde
yabancı madenci istihdamının artmasının temel sebebi,
1861 yılında yürürlüğe giren ilk maden nizamnâmesdir.
Çünkü nizamnâme hükümleriyle Edirne, Selanik, Manastır, Yanya, Bosna, Niş, Hüdâvendigâr, Kastamonu, Ankara, İzmir, Konya, Sivas, Harput ve Trabzon eyaletlerinde
birer maden başmühendisi ve bunların maiyetinde maden
mühendisleri bulundurulması kararlaştırılıyordu. Ayrıca
yabancıların Kırım Savaşı’ndan sonra Osmanlı madenlerine olan ani ve yoğun ilgisi, maden mühendisi ihtiyacını
artıran nedenler arasındadır. Kefalet akçesi alınması henüz mecburi olmadığından “sürü halinde gelen muhtekirler” çok sayıda imtiyaz talebinde bulunuyorlardı. Mukavelelerden bazıları uygulamaya geçerken büyük bir kısmı
tatbik edilmiyordu. Çünkü adı geçen grup, imtiyazını aldıkları madeni işletmekten ziyade, haklarını başkalarına
devrederek veya mukavelenin herhangi bir maddesinden
istifade ederek devletten fesih tazminatı koparmaya çalışıyorlardı. Dolayısıyla 1861’de yürürlüğe giren ilk Maden
Nizamnâmesi ile imtiyazların çerçeveleri çizilerek bu gibi
suiistimaller engellenmekle birlikte, madenlerle ilgili işlemleri de arttıracağından maden mühendisi açığı daha da
büyüyordu.
1861 Maden Nizamnâmesi”nin ilanından kısa bir süre sonra
Temmuz 1866’da Osmanlı Devleti hizmetine giren Alman
Emest Weiss’ın tüm yabancı maden mühendisleri arasında
çalışma süresi ve istikrarı açısından ayrı bir yeri vardır.
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 45
Maden Tarihi
ay 15.000 Frank maaş ve Paris’ten Bağdat’a kadar olmak
üzere 2500 Frank harcırah verilecekti. Diğer bir Alman
maden mühendisi Wilhelm Fischbah ise 1877’de aylık
2500 kuruş maaşla Ergani madeninde görevlendirildi.
Fischbah, 2,5 sene kontratsız olarak istihdam edildikten
sonra, bir süre Hazine-i Hassa’da çalıştı. Alman mühen-
dis, yüzyıl başlarında imtiyazı Hazine-i Hassa’ya ait olan
madenlerin işlemlerinin tetkik ve koordinasyonunda görev aldı. Daha sonra ise 1200 kuruş maaşla vilayet maden
mühendisliğine atandı. 1880’de malî sıkıntıların giderek
artması üzerine, Weiss ve Deroz dışında kalan Avrupalı
maden mühendislerinin kontratları yenilenmeyerek ülkelerine gönderildi.
Eduard Coulant’a göre Ereğli kömür madeni coğrafi konumu, jeolojik durumu ve
ticarî önemi dikkate alındığında dâhilî ihtiyaçları rahatlıkla karşılayabileceği gibi, İngiltere gibi uzak ülkelerden Osmanlı Devleti’ne getirilen kömürlerle rekabet edebilecek
düzeyde idi.
İtalyan mühendisin kömür raporu
Osmanlı’da maden işçileri
Sürü halinde gelen muhtekirler”, imtiyazını aldıkları madeni işletmekten ziyade,
haklarını başkalarına devrederek veya mukavelenin herhangi bir maddesinden istifade
ederek devletten fesih tazminatı koparmaya çalışıyorlardı.
Alman mühendis, ulaşım ve nakliye kolaylığından ötürü
özellikle sahillerde bulunan madenlerin ıslah ve keşfi için
getirilmişse de ilerleyen yıllarda Ergani ve diğer büyük
madenlerde üretimi artırmak için çalışmalarda bulundu.
Ayrıca sözleşmesinde olmamasına rağmen Maden Mektebi’nde derslere giren Weiss, bu hizmeti karşılığında nişân
ve maaş zammı ile ödüllendirildi. 1880 tarihli kontratına
göre Weiss’ın başta ev kirası olmak üzere diğer özel harcamaları tamamen kendisine aitti ve bu masraflar için maaşı haricinde bir ödeme yapılmıyordu.
Weiss, Anadolu’da bulunan birçok madeni teftiş ederek
İstanbul`a çalışmaları ile ilgili raporlar gönderiyordu. Bu
raporlardan birine göre Maden Nizamnâmesi’nin ilanından sonra bir hayli maden keşfedilmiş ise de bunların
neredeyse tamamı tesadüfen bulunmuştu. Osmanlı toprakları genellikle maden tabakalarına en az sahip olan
kayalardan meydana geldiğinden kalay, kobalt, nikel ve
bismot madenlerinin oluşumuna müsait eski tabakaların seyrekliği bu madenlerin nadiren bulunmasına yol
46 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
açıyordu. Buna rağmen Anadolu ve Rumeli’nin pek çok
yerinde bulunmuş olan kromlu demir madenleri Avrupa
piyasalarının tamamına yetecek seviyede olmasının yanı
sıra, Ergani’deki pirit Eskişehir’deki lületaşı dikkate değer kıymetli madenler arasındaydı. Kurşun, Bulgardağı
ve Keban’da olduğu gibi damar halinde veya Gümüşhacıköy ve İmroz Adası’ndaki gibi küçük parçalar halinde
bulunmaktaydı. Ayrıca İran hududunda Mendeli şehrine
yedi saat mesafede 30 kadar petrol kaynağı vardı. Bu kaynakların etrafına birkaç arşın derinliğinde çukurlar açılıp,
biriken petrol tulumlara doldurularak Mendeli’ye naklediliyordu. 100 kıyyesinden 38 kıyye saf petrol elde edilen
kaynaklardan senelik ham petrol üretimi 170.000 kıyye
civarmdaydı. Saf petrolün kıyyesi 2 kuruşa mal ediliyor
ve 5 kuruşa satılıyordu.
Weiss’den birkaç yıl sonra Fransa’dan getirilen Deroz,
Bağdat vilayeti maden mühendisi olarak istihdam edildi,
ayrıca İstanbul’daki işlerle de ilgilenecekti. Fransız mühendise İstanbul’dan hareket ettiği günden itibaren her
Bu arada Ernest Weiss’ın otuz üç sene gibi uzun bir memuriyet döneminin ardından 1899’da vefatıyla başmühendisliğe l883’te Osmanlı Devleti’nde maden mühendisi
olarak göreve başlayan Eduard Coulant tayin edildi. Aslen
İtalyan olan Coulant, bir yıl Gümüşhacıköy ve Bulgardağı
madenlerinde üretimin artırılması ve fırınların ıslahında
görev yaptı. Başarılı çalışmalarından dolayı 1884’te Mecidiye nişanıyla taltif edilen ve Maden Heyiet-i Fenniyesi
üyeliğinde de bulunan İtalyan mühendis Orman ve Ma’âdin Mektebi’nde dersler de verdi.
Coulant’ın belki de en dikkate değer çalışması, Ereğli Kömür Madenleri’nde üretimin artırılmasına yönelik hazırladığı rapordur. Rapora göre Ereğli ve Amasra madenleri
olarak anılan Karadeniz karbon tabakası oldukça büyük
olup muhtemelen tek parça olarak bulunuyordu. Bölgede
50-60 seneden beri imalat yapılmasına rağmen hafriyat
usullerinin eski olması sebebiyle bu madenler el değmemiş sayılabilirdi. Hatta mevcut kazılar su hizasından daha
derine inememişti. Bu nedenle çlkarılmakta olan kömür
miktarı ile maden rezervi kıyaslanamayacak derecedeydi.
Maden coğrafi konumu, jeolojik durumu ve ticarî önemi
dikkate alındığında dâhilî ihtiyaçları rahatlıkla karşılayabileceği gibi, İngiltere gibi uzak ülkelerden Osmanlı Devleti’ne getirilen kömürlerle rekabet edebilecek düzeyde
idi. Ereğli kömürü cinsi bakımından Avrupa kömürlerinden aşağı değildi. Madenin gerçek değerinin tespiti için
arazinin keşif çalışmaları yapıldıktan sonra, mil ve burgu
ile aramalara başlanmalı, biriken sular da düzenli bir şekilde ve devamlı surette boşaltılmalıydı. Ayrıca mağara ve
kuyulara hava verilmesi ve çıkarılan kömürün yüzeye nakli için yeni makineler kullanlımalıydı. Madencilikte nakliyat ile maliyet arasında doğrudan ilişki bulunduğundan
mağara ve kuyular ile iskele arasında sevkıyatı en ucuz ve
kolay şekilde temin için yollar açılmalıydı. Ereğli madeninin yeniden yapılandırılmasından sonra gerçekleştirilecek
üretimle, iç piyasa ihtiyaçları tamamen karşılanacağı gibi
artan miktarın yurtdışına satılması dahî mümkündü.
Tüm bu maden mühendislerinden başka kısa süreli görev yapan ve faaliyetleri hakkında pek fazla bilgi sahibi
olamadığımız yabancı maden mühendisleri de Osmanlı
hizmetinde bulunmuşlardı. Nitekim Edime ve Filibe arasındaki arazinin teftişi ve tabakaların haritasını yapmak
üzere 500 Sterlin maaşla görevlendirilmiş olan İngiliz
Arthur Lenvek ve Ocak 1867’den itibaren iki yıllık kontrat yapılan Polonyalı mühendis Roşten bu tür mühendislerdendir. Almanya’dan getirilen Konrad 1865’de Bosna
ve Kratova madenlerinin keşfinde görev almış, daha sonra
yerine Macar bir mühendis tayin edilmişti. Bağdat Eyaleti’ndeki madenlerin keşif ve muayenesi için ise Alman
Olschlegel’den istifade edilmişti. 1863’de Fransa’dan getirilen Şoso ve Beral adında iki maden mühendisi Bereketli, Bulgardağı, Keban, Ergani ve Gülek madenlerinin
ıslah çalışmalarında bulunmuşlardı. Avusturyalı maden
mühendisi Strauss Aurel Schamu ise Ereğli Madenleri’nde istihdam edilmiştir.
Sonuç olarak XIX. yüzyıl ortalarından itibaren giderek
hızlanan ve özellikle büyük madenlerin ıslahı için istihdam edilen yabancı maden mühendislerinin çalışmaları
neticesinde birkaç madende küçük çapta ilerlemeler kaydedildi. Ayrıca 1861 Maden Nizamnâmesi sonrasında vilayetlerde maden mühendisi bulundurulmasının hükme
bağlanması ile taşrada bu alanda nispeten daha ciddi bir
yapılanmanın temelleri atıldı. Bu gelişmelerle birlikte
Osmanlı Devleti’nde ilk defa bir Maden Mektebi açılarak
acil ihtiyaç duyulan ikinci sınıf maden mühendisi yetiş{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 47
Maden Tarihi
tirilmeye başlandı. Ancak teknolojik altyapı ve yetişmiş
eleman eksikliği gibi pek çok unsur, madenlerin modemizasyonunun birkaç yabancı maden mühendisinin çalışmalarıyla düzelmesine imkan vermeyecek kadar ciddi
engeller yaratıyordu. Nitekim adı geçen mühendislerin
zaman zaman aylar süren çalışmalarından sonra hazırladıkları ve madenlerin ıslahına yönelik raporların çoğu,
Zonguldak Madeni
maliyetlerinin bütçeye yapacağı baskılar göz önüne alınarak uygulanamıyordu. Her ne kadar başarılı bir sonuç
alınamasa da bu teşebbüs devlet kademelerinde görevli
bir grup Osmanlı idarecisinin, devlet gelirlerinin artması
için pek çok alanda giriştikleri modernleşme adımlarından
birini, madenlerin idaresi konusunda atmaya çalıştıklarını
göstermektedir.
Baruthane Fabrikası
Alman mühendis öncülüğünde ilk Maden Mektebi
Ernest Weiss’ın belki de en önemli hizmetlerinden biri
Osmanlı Devleti’nde bir Maden Mektebi’nin açılması
yolundaki çabalarıydı. Devlet, madencilik alanındaki
uzman ihtiyacının karşılanması için Avrupa`dan mühendis getirirken, daha seyrek olarak yurtdışına madencilik eğitimi almaları amacıyla öğrenci de gönderiyordu. Ancak her iki yöntem oldukça masraflıydı ve
kalıcı çözüm olmaktan da uzaktı. Bundan dolayı bir
maden mektebi açılarak mühendis yetiştirilebileceği
düşünüldüyse de, mükemmel bir mektebin tesisi için
tahmin edilenden daha çok zamana ve paraya ihtiyaç
duyulduğu anlaşıldı. Fakat vilayetlere tayin edilmek
üzere acilen ihtiyaç duyulan ve kendilerinden madenlerin keşfi, cevherin çıkartılması ve eritilmesi gibi daha
basit işleri yürütmeleri beklenilen ikinci sınıf maden
mühendislerinin yetiştirileceği bir mektep kurulabilirdi.
Mesele hakkında görüşü alınan Maden İdaresi Başmühendisi Ernest Weiss’a göre, Orman Mektebi örnek
alınarak rüştiye mezunlarından ve Arapça, Farsça,
hesap ve coğrafya bilen diğer isteklilerden Maden İda-
resi’nde bir maden mektebi açılması mümkündü. Weiss’a göre iki sene tahsilden sonra vilayetlerde maden
mühendisliği yapabilecek ve Maden Nizamnâmesinin
hükümlerini tatbik etmeye muktedir ikinci sınıf mühendisler yetiştirilebilirdi. Weiss, mektepte birinci sınıfı bitirenlerin Avrupa’daki maden mekteplerine daha
rahat uyum sağlayabileceklerini düşünüyordu. Ayrıca
mektebe hoca bulunamadığı takdirde bazı dersleri de
verebilecekti.
Weiss’ın çizdiği genel çerçeve ilgili kurumlarca değerlendirildi ve Maden Mektebinin kurulmasına karar
verildi. Okulda fenn-i madeniyât, hesap, hendese ve topoğrafya derslerinin askeri okullarda bulunan zabitân
tarafından verilecek, madenciliğe ait geri kalan dersleri ise asli görevlerini aksatmayacak şekilde Weiss ve
diğer yabancı mühendis Deroz tarafından okutulacaktı. Mezunlar yabancı mühendislerin maiyetinde uygulamalı çalışmalar yaparak tecrübe kazanacaklardı.
Böylelikle, 3 Şubat l874’te Osmanlı Devletinin ilk Maden Mektebi kuruldu.
Makale
Prof. Dr. Mustafa TOPALOĞLU Avukat – YMM
b) II. Grup (b) bendi madenlerde %
2, ancak bu madenlerin yurt içindeki
kendi tesisinde işlenerek uç ürün haline getirilmesi durumunda %1,
I- Devlet Hakkı kavramı ve için vergi oranlarını arttırma yetkisini işletmelerdeki fiyattan az olmama ve
kısıtlamakta ise de, maden şirketleri piyasadaki maden satış fiyatından az
dünyadaki yaklaşımlar
c) III. Grup ve V. Grup madenlerde
%4,
Maden ruhsat sahası yapılan üretim
miktarı üzerinden Devlet hakkı (royalty) alınmaktadır. Devlet hakkının
oransal (nispi) olarak alınmasının temeli İngiltere’ye dayanmaktadır. Ortaçağda madencileri yaptığı yatırımı geri
alıncaya kadar vergiden muaf tutulmaktaydı. Ülkenin kralının çıkarılan
cevherden hemen pay almak istemesi, devlet hakkının ortaya çıkmasına
sebep olmuştur. Kralın hüküm ve tasarrufu altındaki madenin işletilmesine izin vermek için üretim ve kardan
aldığı pay, zamanla devlet hakkı haline gelmiştir. Türk hukukunda Devlet
hakkı uygulaması, yürürlükten kalkan
1954 tarihli 6309 sayılı Maden Kanunu’nda öngörülmüş ve 3213 sayılı
Maden Kanununda da yer almıştır.
Geçmişte her bir madencilik projesinin özelliğine göre karşılıklı görüşmelerle uygulanacak mali rejimi yatırım
anlaşmasında belirleme anlayışı yaygındı. Fakat Dünyadaki yeni eğilim,
karşılıklı anlaşma gerektirmeyen açık
bir mali rejimin yasalarda belirlenmesi
yönündedir. İyi bir mali rejim, madencilik yatırımları için öngörülen bütün
mali yükleri ülkenin yatırım çekme
kabiliyetini engellemeyecek şekilde
açık ve kesin olarak belirleyen rejimdir. Vergi hukuku madencilik yatırımlarının özelliklerini dikkate almalı ve
makul bir devlet hakkı, yatırım malları için düşük oranlı gümrük vergileri,
arama masraflarının aktifleştirilmesi
ve hızlandırılmış amortisman uygulaması öngörmelidir.
Bazı ülkeler madencilik yatırımlarına cazibenin arttırılması düşüncesiyle
yatırım süresi boyunca mali mevzuat
hükümlerinin sabitlenmesi konusunda maden kanunlarına hükümler koymaktadırlar. Her ne kadar bu hükümler, Devletin bütçe açığını kapatmak
ç) IV. Grup madenlerde %2, ancak Altın, Gümüş ve Platin madenlerinde %4,
DEVLET HAKKI VE YENİ KANUN TASARISINDA İLGİLİ HÜKÜMLER
50 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
tarafından yatırımlarının karlılığını
belirleyebilmelerini olanaklı kıldığından çok fazla rağbet görmektedir.
Bazı ülkelerde yatırıma başladıktan
sonra belirli bir süre boyunca maden
işletmelerine vergi indirimleri tanınmaktadır.
II- 5177 ve 5995 sayılı kanunlarda devlet hakkı
3213 sayılı Maden Kanunu 5177 sayılı
Kanun’dan önce Devlet hakkını yıllık
işletme bilanço brüt karı üzerinden
alınması esasını öngörüyordu. Ancak
uygulamada maden işletmelerinin birtakım bilanço manipülasyonları yapmaları sonucu karları çok düşük gösteriliyor ve buna bağlı olarak da tahsil
edilen Devlet hakkı miktarları çok düşük seviyelerde kalıyordu.
5177 sayılı Kanun ile yıllık işetme bilanço brüt karı üzerinden Devlet hakkı
alınması sisteminden vazgeçilerek yıllık satış tutarı üzerinden Devlet hakkı
alınması sistemine geçilmiştir. 5995
sayılı Kanun ise 5177 sayılı Kanun ile
getirilen uygulamayı daha da somutlaştırmıştır.
Madencilik Faaliyetleri Uygulama
Yönetmeliğinin 85. maddesine göre,
ruhsat sahibi, her yıl Nisan ayı sonuna kadar bir önceki yıl gerçekleştirdiği, işletme faaliyetleri ile ilgili olarak
her işletme izni için ayrı ayrı Ek Form
- 16’daki örnek satış bilgi formunu
doldurarak MİGEM’e vermek zorundadır. Ek Form - 15’de Devlet hakkına
esas ocak başı satış fiyatı ve toplam tutarı gösterilmektedir.
Yönetmeliğin 86.maddesinde belirlenen ölçütlere göre hesaplanacak ocak
başı satış fiyatının tespitinde benzer
”
olmama gibi nisbi alt sınırlar getirilmiştir. Ayrıca, “Devlet hakkı işletme
ruhsat harç miktarından az olamaz”
denilmek suretiyle de mutlak alt sınır
getirilmiştir.
Gösterilen bu tutar üzerinden Devlet
hakkı tahakkuk ettirilmektedir. Ocak
başı satış tutarı, kural olarak, ham işlenmemiş (tüvenan) maden ocağında
bulunan cevherin satış fiyatıdır. Tüvenan cevherin ocak dışında satılması
durumunda, ocak başı satış tutarının
nakliye, zenginleştirme ve varsa farklı
prosese ait kullanılan tesis ve ekipmanın amortismanı dahil giderler çıkarılarak oluşan fiyattır.
Bu fiyat, işletme yöntemi, tenör/kalite,
üretilen bölge, aynı pazar ortamı ve diğer özellikler göz önünde bulundurulduğunda, benzer işletmelerdeki emsal
fiyatlardan az olamaz. Piyasada baz
alınacak ürün satış fiyatı oluşmadığı
durumlarda benzer tesisler emsal alınarak madenlerin ocak başı satış fiyatı
belirlenmektedir.
Üretilen cevherin ruhsat sahibinin kendi tesisinde kullanılması durumunda,
benzer işletmelerdeki ocak başı satış
tutarı esas alınarak hesaplama yapılmaktadır. Ancak benzer işletmelerde
ocak başı satış tutarı bulunamıyor ise
yukarıdaki esaslar uygulanır.
Üretilen madenlerden alınacak Devlet
Hakkı;
a) I. Grup ve II. Grup (a) bendi madenler ile mıcır, kaba inşaat, baraj, gölet,
liman, yol gibi yapılarda kullanılan her
türlü yapı hammaddelerinde ocak başı
satış fiyatı boyutlandırılmış ve/veya
yıkanmış olarak satılan fiyatı olup, bu
madenlerden %4,
d) VI. Grup madenlerden %4,
oranında alınır. Birden fazla işletme
izniyle kompleks cevher üretiliyorsa
işletme projesinde beyan edilen tüvenan kompleks üretim miktarı üzerinden Devlet hakkı alınır; kompleks
değilse her maden için ayrı ayrı Devlet
hakkı alınır.
Devlet hakkının tahakkuk edeceği tarih, madenin sevkiyat tarihidir. Devlet
hakkının tahakkuku açısından ocaktan
dışarıya satış veya dışarıdaki bir başka
tesise nakil arasında fark yoktur. Ancak, üretim sahasında stokta bekletilen
madenden Devlet hakkı alınmayacağı
esası getirilmiştir. Buna karşılık, stokta bekleyen madenin satışı yapıldığı
an, Devlet hakkı tahakkuk etmektedir.
Sahada pasa olarak atılan yada stoklanan madenlerin ileriki yıllarda satıldığı zaman satış tutarı üzerinden Devlet
hakkı alınır. Söz konusu pasa malzemelerinin kamu kurum ve kuruluşlarınca bedelsiz olarak kullanılması ise
Devlet hakkına tabi değildir.
Ruhsat sahibinin aynı pazar ortamındaki emsallerinden az olarak ocak başı
satış fiyatı beyan etmesi nedeniyle
Devlet hakkı ödemesinde belirlenen
fark, gecikme zammı eklenerek tahsil
edilir. Ancak bu halde hataya ilişkin
Kanunun 10.maddesi hükmü uygulanmaz.
Yeni düzenlemeyle Devlet hakkına
esas belgeleri yeminli mali müşavirlere tasdik olanağı da getirilmiştir. Buna
göre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Ba-
kanlığı, Devlet hakkının, Kanun hükümlerine uygun ve doğru bir şekilde
hesap ve beyan edilmesine ilişkin tüm
hususları, yeminli mali müşavirlerin
tasdikine tabi tutabilir.
III- Yeni Maden Kanunu değişiklik tasarısında Devlet Hakkı
Taslakta, Devlet hakkının tespitine yönelik olarak asgari emsal ocak başı satış fiyatı bölge bazında MİGEM tarafından belirlenerek ilan edileceği esası
getirilmiştir. Taslak metnine göre, I(a) Grubu madenlerde Devlet hakkı,
valiliklerce belirlenen ve ilan edilen
boyutlandırılmış ve/veya yıkanmış
piyasa satış fiyatı üzerinden alınacaktır. I(b) Grubu madenler için de %4
Devlet hakkı alınacağı öngörülmüştür.
Bu hüküm, önceki düzenleme ile oran
olarak aynı olup, sadece I(b) Grubu
madenler ayrı bir bentte gösterilmiştir.
II(a) Grubu madenlerde Devlet hakkının boyutlandırılmış malzeme fiyatı
üzerinden alınacağı belirtilmiş, ancak
boyutlandırılmadan ve kırma/elemeden geçirilmeden kaba inşaat, baraj,
gölet, liman gibi yapılarda kullanılan
tüvanan hammadde olarak kullanılan
II(a) Grubu madenlerinde boyutlandırılmış fiyattan değil, tüvanan satış
fiyatı üzerinden Devlet hakkı alınacağı
kuralı getirilmiştir.
Doğal taş ve mermer grubu ile ilgili
olarak II(b) grubu madenlerde Devlet
hakkı, %2’den %4’e çıkarılmıştır. Bu
madenlerin yurt içinde işlenmesini
teşvik için kendi tesislerinde işleyenler için %1 Devlet hakkı istisnası korunmuştur.
III.Grup madenlerde kaynak tuzları
için Devlet hakkı %4’ten %1’e indirilmiştir. Aynı grupta yer alan diğer
madenler için ise Devlet hakkı %5’e
çıkarılmıştır.
IV.Grup madenlerde üç ayrı Devlet
Hakkı tarifesi uygulanacaktır. Birinci
kategoride yer alan turba madeni için
Devlet hakkı oranı %2 olarak korunmuştur. İkinci kategori oluşturan altın,
gümüş ve platin madenleri için Devlet
Hakkı oranı %14’e çıkarılmıştır. Turba, altın, gümüş ve platin dışındaki
diğer tüm IV.Grup madenlerinden de
%4 oranı üzerinden Devlet hakkı alınacaktır.
V.Grupta yer alan değerli taşlara ilişkin %4 olan Devlet hakkı korunmuştur.
VI.Grup olarak düzenlenen radyoaktif
madenlere ilişkin Devlet hakkı da iki
kat artırılarak %8’e çıkarılmıştır.
Taslakta “İşletme izni olan maden
ruhsatlarından her bir işletme izni
için her yıl en az ruhsat taban bedeli
kadar Devlet hakkı alınır.” denilmek
suretiyle alınacak Devlet hakkının alt
limiti de yükseltilmek istenmiştir. Ayrıca mevcut yürürlükteki Kanunda yer
alan Devlet hakkının alt limiti için esas
alınan “ruhsat harcı” yerine “ruhsat
taban bedeli” esası getirilmiştir. Arama ruhsatlarında ruhsat taban bedeli
1.000 TL, işletme ruhsatlarında ruhsat
taban bedeli 7.000 TL olup, bu bedel
ile Kanun gereğince uygulanan idari
para cezaları her yıl 213 sayılı Vergi
Usul Kanunu uyarınca belirlenen yeniden değerleme oranı nispetinde arttırılacaktır. Buna göre, arama ruhsat
aşamasında üretim yapılıyorsa Devlet
hakkı taban bedeli =işletme izni sayısı
X 1.000.-TL,;
İşletme ruhsat aşamasında ise Devlet
hakkı taban bedeli = işletme izni sayısı
X 7.000.-TL olacaktır. Görüldüğü gibi
bu suretle bir artış yapılarak Devlet
hakkında katmerli bir artış gelmesi
beklenmektedir.
Sonuç olarak; Devlet hakkında bu
kadar artışa gidilmesi, sürdürülebilir
madencilik ilkesine aykırı olduğu gibi,
hem madencilik sektörüne yapılacak
yerli yatırımları hem de Türkiye’ye
yapılacak doğrudan yabancı yatırımları azaltıcı etkisinin olacağı açıktır.
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 51
Trefli 9’lunun Öyküsü
Eliniz
♠ A2
♥ AKQJT97
♦ A5
♣ AT7
Güneyde oturuyorsunuz, 2♣ açtınız ortağınız iki rua (!)
anlamına gelen 2♥ dedi ve 3♥’ünüzü de dörde yükseltti. Şimdi?... Masada Güney 5♥ dedi, Kuzey bunu ekstra
sorusu olarak aldı, ancak iki valeyi yeterli görmeyip pas
dedi ve kontrat tam oldu. İşte dört el:
[email protected]
♠ K86
♥ 86543
♦ KJ
♣ J63
♠ Q975
♥ T2
♦ Q73
♣ K852
Turnuva Sonuçları
27 Kasım 7 Aralık tarihleri arasında Boston’da Kuzey
Amerika Şampiyonaları yapılmıştır. Bu turnuvanın bir
kısmı olan Blue Ribbon İkili turnuvasında ülkemiz milli sporcularından Süleyman Kolata ve İsmail Kandemir
çifti 294 çiftin arasında 4. olmuştur. Bu büyük başarılarından dolayı kendilerini tebrik ederiz. Ayrıca briç sezonu açısından yoğun olduğumuz bu aylarda oynanan
bazı turnuvaların dereceye giren sporcuları aşağıda yer
almaktadır.
İsmail Kandemir
Süleyman Kolata çifti
Genel 1:
Refik ÖZYURT-Yiğit ÖZTOSUN
Genel 2:
Berk BAŞARAN-Salim YILANKIRAN % 59.74
Genel 2: Bora ER-Turan YAVUZ
% 60.65
Genel 3:
Volkan DENİZCİ-İhsan TOSUN
% 58.01
Genel 3: Kudret METİN-Erdal Olcay ERCAN
% 60.10
% 56.80
Karışık 1: Arzu SÖNMEZ-Hüseyin CESUR
% 58.28
Karışık 1: Fikret AYDOĞDU-Sevil AKIN
Kadın 1:
% 60.80
Ayşe TANSI-Lale GÜMRÜKÇÜOĞLU % 55.05
Senyör 1: Sacit KUTLAY-Ömer ALTINTERİM
% 53.00
Necmettin Sünget Açık İkili Şampiyonası
(26/27.10.2014)
B
D
G
♠ A2
♥ AKQJT97
♦ A5
♣ AT7
Cumhuriyet Açık İkili Şampiyonası
(01-02.11.2014)
Salvador Assael Ege Açık İkili Şampiyonası
(22/23.11.2014)
Genel 1:
Mustafa Cem TOKAY-Alfredo VERSACE
% 63.46
Kadın 1: Ferda BALCIOĞLU-Sırma SANUS
♠
♥ K875
♦ AKT4
♣ 32
% 54.50
Akçakoca Palamut Briç Festivali Açık İkili Şampiyonası
(18/19.10.2014)
K
B
D
Tan ÇİMEN-Dursun BAYSAL
% 62.10
Genel 1:
Süleyman KOLATA-Altuğ GÖBEKLİ
% 63.09
Genel 2:
Yusuf SOHTORİK-Dilek YAVAŞ
% 60.63
Genel 2:
Yusuf SALMAN-Uras ŞAMİLOĞLU
% 61.20
G
Genel 3:
Kudret METİN-Erdal Olcay ERCAN
% 58.07
Genel 3:
Hakan PEYRET-Erdoğan KAYA
% 60.96
Karışık 1: Bedia ALACAKAPTAN-Özgür KANLI
% 56.84
Kadın 1:
Aslı ACAR-Yelda MUMCUOĞLU
% 59.56
Kadın 1:
% 56.28
Karışık 1: Özden Emine BAŞTUĞ-Faik FALAY
% 58.68
Senyör 1: Reyhan TEKELİ-Recep KAZANCI
% 58.46
♠ J72
♥ J4
♦ Q87
♣ AJ654
Senyör 1: Mehmet Emin ÇOPUR-İlker ERKMAN % 54.31
52 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
Çözüm: ♠Ruaya gidilir ve ♣As çekilip trefli oynanır yerden ♠As atılır. Sekiz lövemiz var ( 3 pik, 3 karo, 2 trefli).
Eli alan Doğu pik dönerse trefliyi sağlamak için ele bir
antre yaratmış olduk. Kırmızı renklerden birini dönerse
zaten dokuzuncu lövemiz oluyor. İsrailli Smuel Friedman’ın bu oyunu Dünya Briç Yazarları Birliği tarafından
1991’de yılın oyunu seçilmiş.
İlginç Eller:
♠ ARD
♥ K875
♦ AKT4
♣ 32
B
Yılın Eli ( 1991 )
Senyör 1: Mehmet E. ÇOPUR-Çetin Şener GEBECELİ % 54.65
28 Onör puanına rağmen “kabak” bir kontrat değil. Atağı alıp yerden trefli çevirdiniz ve Valeyi koyup sürpriz
bir şekilde kazandınız. Doğuda trefli dörtlü ise kontratı
garantilemenin bir yolunu görüyor musunuz?
K
Gördüğünüz gibi trefli çıkışı dışında 6♥’ün oluru yok.
Ancak bir küçük kağıt veya bir marka değişse 6♥’ün
batarı kalmıyor. Örneğin yerdeki ♣3’lüyü karo yaparsak
eldeki üçüncü trefliyi; eldeki ♣7’liyi karo yaparsak bu
kez üçüncü karoyu yere çaktırarak şilemi yapabiliyoruz.
Treflilerimiz değil de karolarımız 3-3 olsa karo empası
ile şilemi yine yapabiliyoruz. Acaba Kuzeyin ♣7’si 9’lu
olsaydı ve 5♥’e pas deseydi, ortak fazladan iki valen varmış, niye şilem demedin der miydiniz? Gördüğünüz gibi
eldeki veya yerdeki üçüncü trefli 9’lu yaparsak atağa çakılmazsa kontratın batarı kalmıyor.
Genel 1:
İrem ÖZBAY-Hatice ÖZGÜR
♠ JT43
♥
♦ T98642
♣ Q94
K
Takım maçı, zondasınız, ortak 1♦ açtıktan sonra Güneyde 3NT oynuyorsunuz. Atak ♠4.
D
G
♠ J72
♥ J4
♦ Q87
♣ AJ654
3NT kontratına geldiniz, atak ♥4. Başarı şansınızı nasıl
artırabilirsiniz?
Çözüm: Karo eşit dağılmışsa ikişer kör ve trefli ile beş
karo lövesi ile dışarı el vermeden kontratımızı yapıyoruz. Karo eşit dağılmamışsa piklere yetişemeyeceğimiz
için bize gereken löveleri trefliden çıkarabiliriz. Trefli
3-2 ise yine kontratımız garantidedir.
Bu eldeki problem treflinin 4-1 olduğu durumda dokuz
löveye ulaşabilmektir. Trefli Doğuda dörtlüyken yapabileceğimiz bir şey yoktur, fakat Batıda dörtlüyken önlem
alabiliriz. Bunun için ♣As çekilip –elden 9’lu debloke
edilerek- 8’liye doğru trefli oynanır.
Batı ilk turda QJT’den birini ve ikinci de boş verirse,
artık açık olan trefl empası yapılarak amaca ulaşılır.
Umarım aklınıza QJT Doğuda dörtlü ise de kontratı As
çekmeden 9’luya doğru oynayarak yapıyorum diye bir
şey gelmesin, bu kez 3-2 iken batarsınız!
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 53
Endüstriyel Mineral Fiyatları
MİNERAL
TİP/KALİTE
ÖZELLİKLER
FİYAT
ALUMİNA
Kalsine
Öğütülmüğ, %98.5-99.5 Al2O3, Dökme, Fob ABD
755-850 $/t
ANTİMUAN
Trioksit
%99,5 Sb2O3, 5 Tonluk Lotlar, Cif Antwerp
7750-7850 $/t
Sondajlık
OCMA/API, s.g.4.20, Torbalı, Fob Türkiye
164-168 $/t
BARİT
BOKSİT
BENTONİT
BORLAR
KALSİT
SELESTİT
KROMİT
DİATOMİT
Na-FELSPAT
FLORİT
Sondajlık
OCMA/API, s.g.4.10, Dökme, Fob Çin
110-125 $/t
Kimyasal Kalite
Çin Menşeli, Cif Meksika körfezi
161-180 $/t
Refrakter
Çin Menşeli, 0-25mm, 85 Al2O3/1,8 Fe2O3,Fob Xingang
320-335 $/t
Aşındırıcı
Çin Menşeli, Fob Zhanjiang
335-350 $/t
IOP
Ham, Dökme, Wyoming İşletmede
68-72 $ /t
Ocma/Döküm
Ham, Kurutulmuş, Dökme, Fob Milos
60-80 €/t
Kolemanit
40–42 B2O3, Ögütülmüş, Torbalı, Fob Arjantin,
630-690 $/t
Uleksit
%46–48 B2O3, Fob Lima
675-720 $/t
Borik Asit
Fob Buenos Aires
620-900 $/t
3 mikron
Fob ABD
179-195 $/t
1 mikron
Stearat Kaplı, Fob ABD
285-420 $/t
Konsantre
Asgari %96 Sr2SO4, Fob İskenderun
90-100 $/t
Kimyasal
%46 Cr2O3 , Dökme, Fob G.Afrika
220-250 $/t
Refrakter
%46 Cr2O3, Dökme, Fob G.Afrika
300-330 $/t
Metalürjik
%40 konsantre, Fob G.Afrika
165-200 $/t
Kalsine
Filtrasyon Kalitesi, ABD Tesiste
605-670 $/t
Ham
- 10mm Dökme, Fob Güllük
22-23 $/t
Flote
-150 Mikron, Torbalı, Fob Güllük
53-55 $/t
Asit
Çin Menşeli,Yaş, Fob Çin
290-310 $/t
Metalürjik
Çin Menşeli, Asgari %85 CaF2, Cif Rotterdam
290-310 $/t
Amorf
Toz, %80-85 C, Çin Menşeli, Avrupa’da Teslim
430-480 $/t
Kristal
%85-87 C,100-80 Meş, Cif Avrupa Limanı
700-800 $/t
İLMENİT
Konsantre
Asgari %54 TiO2, Dökme, Fob Avustralya
150-165 $/t
İYODİN
Kristal
Asgari %99,5 Varilde, Spot
31-36 $/kg
Kızıl tip 130
% 90 Fe2O3, Torbalı, Fob Çin
1.434-1.637$/t
GRAFİT
DEMİR OKSİT
KAOLİN
Kağıt kaplama
1 no, Georgia Tesiste
130-180 $/t
KYANİT
Ham
%54-56 Al2O3, ABD Fabrikada Teslim
224-320 $/t
LİTYUM
MANYEZİT
MİKA
OLİVİN
PERLİT
NADİR
TOPRAK
MİNERALLERİ
RUTİL
SİLİS KUMU
SODA KÜLÜ
Konsantre
%56,5-57,5 LiOH, Çin Menşeli, Torbalı, Avrupa’da Teslim
7-8 $/kg
Spodumen
%5 Li2O Konsantre, Cif Avrupa
450-500 $/t
“Dead-Burned”
Parça, %90 MgO, Fob Çin
270-290 $/t
Kalsine
% 90-92% MgO, Parça, Fob Çin
275-320 $/t
Ergimiş
%96 MgO, Parça, Fob Çin
600-630 $/t
Öğütülmüş
Hint Menşeli,Yaş, Cif Avrupa
600-900 $/t
Refrakter
Dökme, ABD Tesiste
75-150 $/t
Ham
Kırılmış, Dökme, Fob Türkiye
85-90 $/t
Cerium oksit
Asgari %99, Fob Çin
4.5-5.5 $/kg
Europium oksit
Asgari %99, Fob Çin
700-800 $/kg
Neodimiyum oksit
Asgari %99, Fob Çin
70-85 $/kg
Konsantre
Asgari % 95, Fob Avustralya
840-1000 $/t
Cam
Konteynerde, ABD Tesiste
27-30 $/t
Sentetik
Ağır ve Hafif, Fob Çin
190-205 $/t
Doğal
Fob Wyoming
300-330 $/t
54 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 55
LONDRA METAL BORSASI
ALTIN 1 YILLIK
ALUMİNYUM 1 YILLIK
KOBALT 1 YILLIK
KURŞUN 1 YILLIK
30.75 x 1000 USD/t 27 Nov ‘14
2,065.07 USD/t 27 Nov ‘14
ÇİNKO 1 YILLIK
MOLİBDEN 1 YILLIK
PLATİN 1 YILLIK
2,,270.54 USD/t 27 Nov ‘14
20.75 x 1000 USD/t 27 Nov ‘14
38,66 x 1000000 USD/t 1 Dec ‘14
GÜMÜŞ 1 YILLIK
TERMAL KÖMÜR 1 YILLIK
TOZ DEMİR 1 YILLIK
1,179.01 USD/ozt 1 Dec ‘14
2,099.02 USD/t 27 Nov ‘14
BAKIR 1 YILLIK
3.00 USD/Ib 27 Nov ‘14
FEROKROM 1 YILLIK
2,090.00 USD/t 4 Nov ‘14
56 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}
15,84 USD/ozt 1 Dec ‘14
58.46 USD/t 25 Nov ‘14
82.76 USD/t 31 Sep ‘14
{Ekim, Kasım, Aralık} 2014 SEKTÖRMADEN 57
Türkiye’den ve Dünya’dan Etkinlik Takvimi
Mart 2015
Haziran, 11-12 Physical Separation ‘15, Falmouth,
İngiltere, Email: [email protected]
Mart, 5-6 7.Uluslararası Kırmataş Sempozyumu, İstanbul
Sheraton Otel-Maslak www.kirmatas.org
Haziran, 14-17 PbZn 2015, Dusseldorf, Almanya
Mart, 24-25 21. Marble Uluslararası Doğal Taş ve
Teknolojileri Fuarı , İzmir www.marble.izfas.com.tr
Nisan 2015
Nisan, 06-10 68. Türkiye Jeoloji Kurultayı Ankara
http://www.jmo.org.tr/etkinlikler/kurultay/
Nisan, 14-17 IMCET 2015 - Türkiye 24. Uluslararası
Madencilik Kongresi ve Sergisi, Antalya
www.imcet.org.tr/
Nisan, 22-24 2nd Congo International Mining
Conference & Exhibition Brazzaville, Republic of Congo
www.ciemcongo.com
Haziran, 16-19 XVI Balkan Mineral Processing Congresses (XVI BMPC) Belgrad Sırbistan www.bmpc2015.com
Temmuz 2015
Temmuz, 6-8 Copper Cobalt Africa - 8th Base Metals Conference 2015, Victoria Falls Livingstone, Zambia
Raymond van der Berg, Email: [email protected]
Temmuz, 6-8 12th International Council for Applied Mineralogy Congress, Istanbul, Turkiye [email protected]
Ağustos 2015
Ağustos,11-13 Heavy Minerals Conference 2015, Sun City,
Güney Afrika Camielah Jardine, [email protected]
Mayıs 2015
Eylül 2015
Mayıs, 3-7 CHoPS 2015, Tel Aviv, Israil
Prof. Haim Kalman, Email: [email protected]
Eylül, 3-5 Mühjeo 2015, Ulusal Mühendislik Jeolojisi Sempozyumu Trabzon www.muhjeoder.org.tr/
Mayıs, 9-13 CIM 2015 Convention, Montreal, Kanada
Eylül, 7-8 MetPlant 2015, Perth, Avustralya Sienna Deano,
Email: [email protected]
Mayıs, 11-12 Precious Metals ‘15, Falmouth, İngiltere
Email: [email protected]
Mayıs, 13-14 Nickel Processing ‘15, Falmouth, İngiltere
Email: [email protected]
Mayıs, 14-15 9. Uluslararası Endüstriyel Hammaddeler
Sempozyumu http://www.maden.org.tr/etkinlikler/ehs/
Mayıs, 14-16 MINEX 5. Madencilik, Doğal Kaynaklar ve
Teknolojileri Fuarı, İzmir
http://www.izfas.com.tr/tr/fuarlar/fuar-takvimi/
Mayıs, 23-27 37th International Symposium on the
Application of Computers and Operations Research in the
Mineral Industry (APCOM 2015), Fairbanks, ABD
[email protected]
Eylül, 7-10 European Symposium on Comminution and
Classification, Gothenburg, İsveç
Email: [email protected]
Eylül, 20-24 SAG Conference 2015, Vancouver, Kanada
Ekim 2015
Ekim, 1-3 Uluslararası Enerji Hammaddeleri ve Enerji
Zirvesi, Hilton Bosphorus Hotel, İstanbul
Ekim 5-8 The 2015 Pittsburgh Coal Conference
Pittsburgh, PA, USA www.engineering.pitt.edu/pcc/
Ekim, 5-9 21st International Biohydrometallurgy Symposium (IBS 2015), Bali, Endonezya M.Zaki Mubarok, Email:
[email protected]
Mayıs, 23-30 ALTA 2015 Nickel- Cobalt-Copper, Uranium-REE and Gold-Precious Metals Conference & Expo,
Perth, Avustralya Allison Taylor,
[email protected]
Ekim, 18-22 XXVI Brazilian Meeting on Mineral Processing
and Extractive Metallurgy (ENTMME) 2015, Minas Gerais,
Brezilya Prof. Dr. Maurício Guimarães Bergerman,
Email: [email protected]
Haziran 2015
Kasım 2015
Haziran, 9-10 Computational Modelling ‘15, Falmouth,
İngiltere, Email: [email protected]
Kasım, 16-19 Flotation ‘15, Cape Town, Güney Afrika
Email: [email protected]
58 SEKTÖRMADEN 2014 {Ekim, Kasım, Aralık}

Benzer belgeler

YIL 2012, SaYI: 45 EKİM, KaSIM, aRaLIK

YIL 2012, SaYI: 45 EKİM, KaSIM, aRaLIK Maden, TTK, İTÜ Maden Fakültesi, Tümmer, MİGEM, Türkiye Maden İşçileri Sendikası, Maden Müh. Odası, Türkiye Madenciler Derneği YMGV Mütevelli Heyeti Gerçek Kişiler

Detaylı

Türkiye`den Haberler - Sektörmaden Dergisi | Anasayfa

Türkiye`den Haberler - Sektörmaden Dergisi | Anasayfa Yayın Koordinatörü: Mad. Yük. Müh. Dündar Ergunalp Yayın Kurulu: Mad. Yük. Müh. Dündar Ergunalp, Mad. Yük. Müh. Murat Turan Reklam Sorumlusu: Gülseren Koçer - [email protected] Grafik Tasarım: Ö...

Detaylı