tasarımcının ve kullanıcının iç mekan tasarımına kültürel etkisi the

Transkript

tasarımcının ve kullanıcının iç mekan tasarımına kültürel etkisi the
TASARIMCININ VE KULLANICININ İÇ MEKAN TASARIMINA KÜLTÜREL ETKİSİ
Araş. Gör. Merve BULDAÇ
1
ÖZET
İç mekanlar dışı bir kabukla çevrili, sınırları belli olan ve kullanıcıyla birebir etkileşim içinde olan alanlardır.
Bu mekanlar bir ya da birden çok kişi için, başka bir kişi tarafından yaratılan mekanlardır. Yaşamak üzere
yaratılmış mekan olarak adlandırılmış tüm bu alanların bir hikayesi vardır. Bu hikayeyi yaratan ise mekanın
kullanıcısı ve onu yaratan tasarımcıdır. Dolayısıyla bu mekanlar içinde yaşayan kişi yani “kullanıcı”, hem de
kullanıcı için bu mekanları yaratan bir diğer kişi yani tasarımcı ortak bir görüşte birleşmektedir. Her iki taraf
da yaşanılan ya da yaşanılacak olan bu mekanları kendi kimlikleriyle bütünleştirme isteğinde olmak arzusu
taşımaktadırlar. Bu çerçeveden bakıldığı zaman tasarımcı, kullanıcı ve mekan üçlemesinde kullanılacak olan
en önemli veri ise “kültür“ kavramıdır. İlkçağlardan bu yana bir ürünün yaratılması gibi bir mekanın
yaratılmasında da kültür kavramı çok önemli bir yere sahiptir. Kullanıcının sahip olduğu değerler kadar
tasarımcının da sahip olduğu kültürel değerler bu yaratım aşamasında önemli rol oynamaktadır. Çünkü hem
tasarımcının hem de kullanıcının sahip olduğu kültürel verilerle birlikte bir mekan, kullanıcı gereksinim,
beğeni ve istekleri doğrultusunda en doğru şekilde yaratılabilmektedir. Dolayısıyla tasarımcının mekanı ele
alış şekli ve bu mekanı yaratırken merkezine koyduğu kullanıcının sahip olduğu kültürel değerleri kendi
değerleriyle harmanlayarak mekanı nasıl yarattığı bu bildiri kapsamında değerlendirilecektir.
Anahtar Kelimeler: İç mekan, Tasarımcı, Kullanıcı, Kültür.
THE CULTURAL EFFECT OF THE DESIGNER AND USER FOR
INTERIOR DESIGN
ABSTRACT
Interiors are spaces out of which are converted by Shell, having certain limits and interacting one to
one with user. These spaces are created places for one or more than one person by another person.
All of these interiors, created for living in, have a story. Creating this story is the user of the space,
and creating it is the designer. So, the person living in these spaces, that is, the “user “ meets on a
common ground, that is to say, with the designer, who is both the user and another person creating
these interiors . Both sides aim to integrate these interiors with their identities. When viewed in this
framework, the most important data to be used for the designer, the user and the interior is the “
culture “ concept. The culture concept has had an important role in creating an interior as much as
creating a product since the early ages. The cultural values that the designer has as well as the user
play an important role in this creating period. For, an interior with the cultural data that both the
designer and the user have can be most correctly created in line with the user’s requirement, desire
and appreciate. Thus, the designer’s approach of space and how the designer creates the interior by
blending with the user’s cultural values while creating this space will be evaluated in this article.
Key words: Interior, Designer, User, Culture.
1
Anadolu Üniversitesi, Mimarlık ve Tasarım Fakültesi, İçMimarlık Bölümü, 26470 Eskişehir,
e-posta:[email protected]
1. GİRİŞ
İnsanoğlu var olduğu andan bu yana hayatta kalabilme mücadelesi vermiştir. Bunun için de
doğadan sürekli faydalanma çabası içinde, doğadan kolayca temin edebileceği malzemeleri
kullanma, şekillendirme, düzenleme gereksinimi duymuştur. Geçmişten günümüze gündelik
hayatında konaklamadan, çanak çömleğe her türlü gereksinimine cevap verebilecek
nesneleri üretme becerisi gösterebilmiştir (Şekil 1-2).
Görsel 1. Kwakwa̱ka̱’wakw Kabilesi
Görsel 2. Kızılderili Kabilesi
Bu birikim zamanla kültür denilen olgunun oluşmasına ve gelişmesine neden olmuştur. Kültür
ortamı devam ettikçe insanlar kadar nesneler de varlıklarını sürdürmeye devam etmiştir. Bu
durum günümüzde de aynı şekliyle devam etmektedir. Ancak burada önemli olan nokta, nesneler
kültürle varlıklarını sürdürdükleri gibi kültür de varlığını bu nesneleri üreten insanoğlu var olduğu
sürece devam ettirmektedir. Erinç’in de değindiği gibi “İnsandan olmayan kültür yoktur. İnsan için
olmayan kültür yoktur (2004, 22)”. Bu çerçeveden bakıldığı zaman kültür kavramının insan ve
nesneler üzerinde ne kadar önemli olduğu görülmektedir.
2. KÜLTÜR KAVRAMI
Kültür kavramı çeşitli tanımlara sahiptir. Türk Dil Kurumu (URL 1) kültürü; “Tarihsel, toplumsal
gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki
nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü
gösteren araçların bütünü, hars, ekin” olarak tanımlanmaktadır. Taşçı ise “İnsanların coğrafya
haline getirdikleri mekan ile tarih haline getirdikleri zamanın yatay ve dikey olarak kesiştiği
noktada kültürün oluştuğunu savunmaktadır (ty, 264)”. Dolayısıyla kültür hem yatay düzlemde
bulunan mekana hem de dikey düzlemde bulunan zamana hakim olmak durumundadır. Çeçen ise
kültürü genel olarak; “İnsanların ve toplumların geçmişten devraldıkları, zaman içinde belirli
değişikliklerle korudukları temel değerler ya da değer yargıları olarak tanımlamaktadır (Karaman
vd., 1984, 13)”. Yaşanılan bu dünya içerisinde farklı toplumlar ve farklı kültürler kendisini
göstermektedir. Aynı döneme ait olsalar bile ekonomik koşullar, doğa koşulları, nüfus sayıları gibi
etkenlerden dolayı hayatını sürdüren insanların kültürel değerlerinin bu koşullardan etkilenip
farklılık gösterdiği gözler önüne serilmektedir. Erinç ise kültürü iki şekilde tanımlamaktadır.
Bunların ilki, “kültürün organik olduğudur, dirik bir anlam taşıdığıdır. Yani kültürün sürekli değişen
ve gelişen sirküler bir yapı içerisinde var olduğudur (2004, 20)”. Çünkü kültür öğesini insan
oluşturmaktadır ve insan var oldukça kültür de var olacak ve şekil değiştirecektir. Bir diğer tanımı
ise “kültürün insan için, onun gizil güçlerini geliştirmek, onu daha mutlu kılmak ve daha rahat
hissettirmek için var olduğudur (2004, 21)”. Dolayısıyla tüm bu tanımlardan yola çıkarak kültür
kavramının çok geniş ve zengin bir tanıma sahip olduğu görülmektedir.
Kültür kendisini üç sınıf içerisinde göstermektedir. Bireysel kültür, Yerel kültür ve Evrensel kültür
kültürün yapısını oluşturmaktadır. Bu üç yapı da benimsendiği sürece kültür kavramı yalnız bir
kavram olmaktan çıkmakta, bütünde bir anlama kavuşmuş olmaktadır. Üçünün de birbirinden
farklı ancak birbirini tamamlayan tanımları vardır.
Bireysel Kültür, kişinin var olduğu süreç içerisinde elde ettiği birikimlerin tümünü kapsamaktadır.
Tüm bu edinimler kişinin kendisini bir birey olarak sosyal çevrede var olmasına olanak
tanımaktadır. Zamanla sahip olduğu bu edinimleri kültürüne ekledikçe bireysel kültüre sahip
olabilme yetisini kazanabilmektedir. “Dünya görüşü, eğitimi, düşünceleri, sanat ve estetik bilgisi,
görgüsü ve bunları yansıtan tutum ve davranışları bireysel kültürün göstergeleridir (Kaptan, 2013,
31)”. Bireyin kişiliği oturana kadar yaşadığı çevrenin getirmiş olduğu kültürün etkisi altında
kalmaktadır. Ancak kişiliği oturduktan sonra kendi kararlarını verebilme ve kendi bireysel
kültürünü oluşturabilme yetisini kazanabilmektedir. Bireysel kültür ilk zamanlarda bireyin kendi
aklını kullanmayı akıl etme, bu aklı çeşitli alanlarda uygulamaya geçirebilme dönemine kadar
dolaysız olarak toplumsal kültürün, bu dönemden sonra dolaylı olarak da evrensel kültürün etkisi
altındadır (Erinç, 2004, 12). İnsan sürekli kendisine bir şeyler katmaya, kendisini yenilemeye açık
bir varlıktır. Dolayısıyla yerel kültürün etkisi altında kalmayıp, evrensel kültürün de temellerini
bireysel kültürüne ekleyebilmektedir. Ancak evrensel kültürün niteliklerine ulaşabilmesi için art
niyetsiz ve ön yargısız bir tutum sergilemesi gerekmektedir (Kaptan, 2013, 31). Dolayısıyla kişi
edindiği tüm bu nitelikleri özümseyip bunu bir davranış biçimi haline getirmektedir.
Yerel kültür ise toplumları birbirinden ayıran ve her toplumu kendi içerisinde özgün olmasına
olanak tanıyan değerleri kapsamaktadır. Yerel kültürün oluşmasında yer, zaman, coğrafik koşullar,
yakın çevreyle kurmuş olduğu iletişim önemli rol oynamaktadır. Yerel kültürlerin kalıcı olması gibi
tarihten silinmesi de olasıdır. Çünkü sözü geçen iklim koşulları, coğrafik koşullar ya da konum
olarak bulundukları yerler kültürleri ya kalıcı kılar ya da ortadan kaldırır. Çatalhöyük (M.Ö 70006000) ve Aşıklıhöyük (M.Ö 8000-7000) örneği tarih boyunca adından bahsettirmesi açısından bu
durumu en iyi destekleyen yerleşim yerleri olması açısından önem taşımaktadırlar.
Çizim 1. Çatalhöyük Konut Yerleşim
Görsel 3. Aşıklıhöyük Yerleşmesi
Çatalhöyük “Yerleşim alanlarının genişliği, barındırdığı nüfus, meydana getirdiği sanat ve kültür
geleneği ile son derece dikkat çekmektedir” (URL 2). Konut mimarisinde tüm yapılar güneşten
kurutulmuş dörtgen kerpiçler, sazlar ve sıvadan inşa edilmiştir. Çatalhöyük konut mimarisini
önemli hale getiren en önemli etken yapılara damdan giriliyor olmasıdır (Mellaart, çeviri, 2003:
37,38). Farklı bir giriş tanımlanmamıştır. Konutların iç içe, duvarlarının birbirine bitişik ve yaşam
alanlarının üst üste yapılmasının sebebi aradaki aile bağlarının çok kuvvetli olmasından
kaynaklanmaktadır (URL 3).
Aşıklıhöyük yerleşmesi de, genellikle tek odalı ve Çatalhöyük mimarisindeki gibi benzer özellikleri
taşıyan konut mimarisine sahip olduğu görülmüştür (URL 4, 1999). Damlardan oluşan dörtgen
mozaik orada yaşayan insanlar için yeni bir yeryüzünü tanımlamaktaydı. Bu damlar, yazın
yaşanılan, güneşte yiyeceklerin kurutulduğu herkes tarafından kullanılan mekanlar olduğu
görülmektedir (URL 5, 1999). Yapılan kazılar esnasında kullanıcı açısından düşünüldüğü zaman
planlar birbirine benzer olsa bile içeride yaşanılan hayatların birbirinden farklı, kendi kültürel
değerlerine göre şekillendiği görülmüştür
Çizim 2. Çatalhöyük Konut İç Mekan
Görsel 4. Aşıklıhöyük Konut İç Mekan
Bir başka örnek Mezopotamya ve Anadolu’nun tarihte kültür kavramı çerçevesinde binlerce yıl
odak noktası olmasının nedeni önemli ticaret yollarının merkezinde ya da kavşağında olmasından
kaynaklanmaktadır (Kaptan, 2013, 28). Dolayısıyla tarihten silinmemiş halen daha günümüzde
önemini korumaktadır.
Çizim 3. Önemli Ticaret Yolları
Yerel kültürde toplumlar arası etkileşim de söz konusudur. Toplumlar arası kültür alışverişi
sırasında yararlı olan edinimler kalıp, yararlı olacağı düşünülmeyen edinimler bir anlamda elenmiş
olur. Yaşayan bireyler tarafından bu edinimler benimsenip, bir diğer nesle kültür aktarımı
gerçekleştirilmiş olur. Ancak bu etkileşimler sırasında toplumlar kendi değerlerini, gelenekgöreneklerini ya da hayat şekillerini değiştirmeden mevcut kültürlerine yeni ve farklı değerler
katmış olurlar.
Evrensel kültür ise çıktığı yerin çok ötesinde işlemektedir. Menşeiyle2 hiç bir gerçek bağ tutmaz;
bağlamsızdır, başka yerlerden (ve hiç bir yerden) gelen ayrı elemanlara sahiptir. Ortak bir geçmişle
arasında bir bağ kurmaz; yerel kültürden farklı olarak “hafızasızdır”. Çok kısa bir hafızaya sahiptir.
Görünüşte bir yere, dine, inanca, dünya görüşüne bağlı değildir, kopmuştur ve yansızdır (URL 6).
Bir milletin hayattaki tüm edinimleri ile tariflenen kültür kavramı küreselleşme ile birlikte
birbirlerini etkilemektedirler. Küreselleşme kavramının ortaya çıkmasına yardımcı olan milletlerin
kendi yaşam tecrübeleri ve sahip oldukları bilgi birikimleri birer kültür unsurudur (Talas ve Kaya,
2007, 153). Evrensel kültürü yerel kültürlerin bir bütünü olarak görmek mümkündür. Kişinin
edindiği bireysel ve yerel kültürlerin toplamıdır. Eğer sahip olduğu bu kültürü kendi yerel kültürü
gibi kabul edip, ona göre bir tutum sergilerse bu durum ‘’bir garsonun lüks bir otelde kınalı ellerle
gelen konuklara servis yapmaya çalışması’’ gibi görülebilimektedir (Erinç, 2004, 27). Dolayısıyls
yerel ve evrensel kültür arasındaki farkın iyi kavranmış olması gerekmektedir. Evrensel kültür yerel
kültürü kapsamaktadır. Kökeninde yerel ve bireysel kültür olsa da bu kültürlerin de üstüne çıkarak
bir üst kültürü oluşturmaktadır. Evrensel kültürün nereden ve ne için geldiğinin öneminden çok
tüm insanlık için olması açısından önem taşımaktadır.
2
Menşe: Başlangıç, birşeyin çıktığı yer, köken, kaynak, sebep (www.tdk.gov.tr) (Erişim Tarihi: 16.04.2015).
Evrensel kültür
Yerel kültür
Bireysel kültür
Şekil 1. Evrensel Kültür, Yerel Kültür ve Bireysel Kültür Şeması.
Yukarıda söz edilenler doğrultusunda kültür, insanoğlu var olduğundan bu yana var olmuştur.
Geçmişte olduğu gibi gelecekte de devam edecek, her zaman var olacaktır. Çünkü kültürü
oluşturan tüm öğeler toplum ya da dönem hakkında önemli veriler sunmaktadır. Dolayısıyla böyle
bir kavramı yok saymak çok da olası görünmemektedir. Örneğin bir nesneye bakıldığı zaman
yapıldığı dönemin kültürel değerlerini tahmin etmek ya da dönemin nasıl bir kültüre sahip
olduğunu anlamak çok zor olmamaktadır. Çünkü nesneler dönemin tüm kültürel özelliklerini
yansıtabilmesi açısından önemli verilerdir. Burada amaç nesnenin sadece kullanıma yönelik olması
değil, bunlara eklenen kültürel ve simgesel anlamların da önemini gösterebilmektir.
İnsanoğlu sosyal bir varlıktır. Onun için ürününü kullanmak sadece gereksinime cevap vermek
değil, başka insanlarla da iletişim halinde olup, onlara sahip olduğu ürünleri göstermeyi, anlatmayı
ve sosyal hayatını devam ettirebilmeyi amaçlamaktır (Sağocak, 2007, 255). Çünkü insanoğlu ancak
bu sosyal çevre içerisinde kim olduğunu, nereden geldiğini gösterme çabası içerisine girip bunu
başarabilmektedir.
Yukarıda anlatılanlar doğrultusunda mekan tasarımı içinde benzer ilişkiler kurulabilir. Mekan ve
insan açısından bakıldığı zaman bir ürün gibi bir mekanı tasarlama eylemi de genel anlamıyla
düşünüldüğü zaman amacın sadece mekanın gereksinimlerine cevap vermesi değildir. O mekanı
kullanacak olan kişinin kimliğini bulduğu, bireysel, yerel ya da evrensel kültürel değerlerini
yaşatabildiği ve yansıtabildiği mekanlar olarak tasarlanması gerekmektedir. Dolayısıyla tasarımcı
ve kullanıcıya bu anlamda büyük görevler düşmektedir. Mekana olan kültürel katkıları ve etkileri
yaşayan mekanlar ortaya koyabilmek adına önem taşımaktadır.
3. TASARIMCI VE KULLANICI AÇISINDAN KÜLTÜRÜN ÖNEMİ
Bir tasarımcı içinde hayat olan her türlü mekanı, kullanıcının yaşam tarzına, gereksinim, istek ve
beğenilerine göre tasarlamayı amaçlamaktadır. Bu tasarlama sürecinin gerçekleşebilmesi için ise
mekanın kullanıcı odaklı olması gerekmektedir. Mekan ve kullanıcı birbirinden ayrılmaz bir
bütünlük göstermektedir. Mekanı yaşatan orada yaşayacak olan kişidir. Kullanıcı gereksinim,
beğeni ve isteği bu noktada büyük önem taşımaktadır. Bunları gerçekleştirirken kullanıcının sosyokültürel özellikleri göz önünde bulundurularak mekan yaratılmaktadır. ‘’Mekan, insana isteği
doğrultusunda kültürünü ifade edebilme özgürlüğü verebilmesi için bir fırsattır (Bilgiç, 2011)’’.
Ancak bunu gerçekleştirirken de tasarımcı kimliği taşıyan kişi, kullanıcının kendisinde barındırdığı
sosyo-kültürel özellikleri
çıkarabilmelidir.
kendi
kültürel
özellikleriyle
harmanlayarak
ürününü
ortaya
Bir mekan tasarlama eyleminin bir yaratma sürecinin ürünü olduğu görülmektedir. Bu süreci
gerçekleştirmek ve tamamlamak için ise mekanı yaratan tasarımcı tarafından zihinsel bir çaba
gerektirmektedir. “Tasarlama eylemi her ne kadar olmayanı yaratma eylemi olarak düşünülse de
tasarlanan her nesne, deneyimlerle elde edilen kavramların zihindeki dönüştürme işlemleri
sonucu ortaya çıkmaktadır (Bilir, 2013, 36)”. Bu zihinsel çaba ise tasarımcının kişisel ve kültürel
anlamda sahip olduğu özellikleriyle ilişkilidir. Tasarımcının sahip olduğu sosyo-kültürel değerler
yaratım aşamasında önemli rol oynamaktadır. Her bir tasarımcı kimliği taşıyan kişinin fiziksel
özellikleri, cinsiyeti, yaşı, aile yapısı, dinsel ve etik kalıp değerleri, eğitimi, mesleği, toplum içindeki
statüsü, ilgi alanları ve hobileri, zihinsel performansı ve gereksinimleri farklıdır. Aynı ölçütler
kullanıcı için de geçerlidir. Bu ölçütler kişinin sosyo-kültürel değerlerini oluşturmaktadır. Ancak
kullanıcı merkezli ele alınan mekanlarda rol oynayan tasarımcı için bu ölçütler daha önemli bir hal
almaktadır. Özellikle zihinsel performansı ve eğitimi burada önemli rol oynamaktadır. Çünkü bu
ölçütler kendisini sıradan bir insandan ya da mekanını tasarlayacak olan kullanıcıdan farklı
kılmaktadır. Tasarımcının yaratma gücü, yaşadığı süre içerisinde çevresinden deneyimlediği,
gözlemlediği her şeyi mekanına yansıtabilmesi adına var olan zihinsel performansını ve aldığı
eğitimi iyi kullanması gerekmektedir. Ancak burada önemli olan, tasarımcı mekanı yaratma
sürecinde bu eylemi kim için gerçekleştirmektedir? Bu çerçeveden bakıldığı zaman kullanıcı da bu
yaratma aşaması içinde kendisini göstermektedir. Mekanı tamamen kendi zevki, estetik algısı ya
da kültürüyle yaratmak ya da sadece kullanıcı odaklı olup, kendisinden birşey katmadan onun
istekleri doğrultusunda mekanı yaratmak doğru bir tavır olmayabilir. İçerisinde bulunduğu ikili
ilişkinin dengesini iyi kurması gerekmektedir. Her ne kadar teknolojik gelişmeler gün ve gün artış
gösterse de tasarımcı kimliği taşıyan kişi ya da kişiler kendi ve aynı zamanda kullanıcının
kültüründen, gelenek ve göreneklerinden kopmadan, onlara bağlı kalarak eserini ortaya çıkarması
gerekmektedir.
Kaptan (2013, 83)’a göre, kültür kavramı tasarım aşamasında üç farklı boyutuyla yer almaktadır;
1. Toplumsal yapının kültürü
2. Kullanıcının niteliğini oluşturan kültür
3. Tasarımcının bireysel kültürü
Bu değerlerle birlikte mekan biçimlenir ve birbirinden farklı mekanlar tasarlanabilir. Mekan
tasarlanırken mekanın yer alacağı çevrenin fiziksel özellikleri, mekanı oluşturacak malzeme, renk,
aydınlatma, mobilya, tekstil gibi öğelerin işlevlerini doğru bir şekilde yerine getiriyor olması
gerekmektedir. Ancak bireyin kültür yapısını ve alışkanlıklarını tanımlayan davranışlar bütünlüğü
mekanın yapısal olduğu kadar, duyumsal işlevini de ortaya koymaktadır (Kaptan, 2011, 113).
Çünkü tasarımcının kültürel birikimi, düşünce yapısı, hayata bakış açısı ve hayat tarzı tasarımı
etkilemekte ve gelişimini sağlamaktadır. “Kültür tasarımcının elinde iç mekanı tanımlayan, mekana
kimlik yükleyen en önemli verilerdendir. Eğer bu verilerin nitelikleri evrenselliği yakalıyor ise, o
zaman mekanın kalıcılığından söz etmek olasıdır (Kaptan, 2011, 115)”. Mekan ancak bu şekliyle
yaşayan bir mekan olma özelliği göstermektedir. Çünkü tasarımcı tasarladığı mekanlarının kalıcı
yani zamanla yitip gitmeyecek mekanlar olmasını hedeflemektedir (Görsel 5-6-7-8).
Görsel 5,6. Victor Horta Tassel House, Belçika
Görsel 7,8. Antoni Gaudi Casa Batllo, Barselona
Victor Horta’nın Tassel House ve Antoni Gaudi’nin Casa Batllo’su Art Nouveau3 mimarisinin
öncüleri olmaları açısından önemli eserlerdir. Her iki tasarımcı da yaşadıkları yerel kültür ve
hayatları boyunca edindikleri bireysel kültürlerinin harmanlanmasıyla oluşturdukları evrensel
kültürün verileriyle mekanlarını kendilerine özgü bir şekilde tasarlamışlardır. Farklı ülkelerde, farklı
kültürel değerler çerçevesinde ortaya konulmuş eserler olsalar bile buluştukları ortak nokta, iki
yapının da zamansız, halen daha günümüzde yaşayan mekanlar olmalarıdır.
3
Art Nouveau: Art Nouveau, zarif dekoratif süslemelerin ön plana çıktığı, kıvrımların ve bitkisel desenlerin sıklıkla
kullanıldığı bir sanat akımıdır.
Kotran, “Mimarlık sanat düzeyine ulaşan yapıdır” tanımıyla (Kotran, 1986’dan aktaran Bilir, 2013)
onun sadece belirli bir gereksinimi karşılayan bir disiplin olarak değil, ortaya çıkan mimari ürünün
bir eser niteliği taşıdığını anlatmaktadır. İç mekan tasarımını da bu şekliyle ele almak gerekirse
insanlara sunulan tasarım ürünü olarak mekan sanat için, toplum için eser niteliği taşımalıdır.
Mekanın gereksinimlere cevap vermesi, kullanılabilir olması hedefler arasındadır. Ancak bu
özelliklerin yanı sıra birtakım estetik değerlere sahip, tasarımcı ve kullanıcının kimliklerinin
yansıtıldığı mekanlar olması gerekmektedir. Bu da tasarımcının hem kendi kültürel edinimleri hem
de kullanıcının kültürel edinimleriyle birlikte şekillendirilmektedir. Mekanın kullanıcı ile olan
bağlantısının doğru bir şekilde kurulması gerekmektedir. Çünkü mekanın en önemli mihenk taşı
kullanıcıdır. Her insan birbirinden farklı özelliklere sahiptir. Dolayısıyla bu ölçütlerin tasarımcı
tarafından göz ardı edilmeden yerine getirilmesi gerekmektedir. Bunu gerçekleştirebilmesi içinse
kullanıcı için sayılan bu ölçütlerin en az düzeyde tasarımcıda da olması gerekmektedir. Özellikle
eğitimi ve zihinsel performansı bu ölçütler arasında kendisini kullanıcıdan ayıran en önemli
ölçütler olarak sayılabilir. Çünkü her ne kadar kullanıcıyı merkezine koysa da tasarımcı olarak
yarattığı her mekana bu özellikleri doğrultusunda imzasını atmaktadır. Kişinin dünya görüşü, sanat
ve felsefe bilgisi gibi estetik edinimlere, görgü kural ve davranışlarının da eklenmesiyle bireyin
kültür yapısı oluşmaktadır (Kaptan, 114). Bunun dışında farklı kişisel özelliklere sahip insanlara
ürün vereceği için psikolojiden de iyi anlaması gerekmektedir. Kullanacağı her malzeme, renk, ışık
gibi öğeler kullanıcının o mekan içerisinde aidiyet duygusunu geliştiren, rahat, güvende ve huzurlu
hissedebileceği şekilde bir düzen haline getirilip, biçimlendirilmelidir. Mekan ancak bu şekilde bir
kimlik kazanacak ve yaşayacaktır
Evrensel Kültür
Yerel Kültür
Bireysel Kültür
Şekil 2. Tasarımcı Kültür Şeması.
Kültürlerin tanımı yaparken kullanılmış şekil tasarımcı için de geçerlidir. Bireysel kültüründe ki
edindiği bilgileri yerel kültürüne yansıtabilmelidir. Ancak yerel kültürle devam ettiği sürece gerçek
bir tasarımcı kimliğine sahip olması mümkün olmayabilir. Her gereksinime, her kullanıcı profiline
cevap verebilmesi için her zaman için bir üstte olması gerekmektedir. Bunun için de evrensel
kültürün gerektirdiği gibi davranıp, mekanlarını ona göre çözümleyebilmelidir.
SONUÇ
Sonuç olarak kültür, insan ve insan tarafından var edilmiş bir olgudur. Nesilden nesile aktarılabilir,
başka kültürlerden etkilenebilir ancak özünü kaybetmez. Sadece değişikliklere açıktır. Bunun iç
mekan tasarımına yansımasında ise önemli bir veri oluşturduğunu söylemek doğru bir açıklama
olacaktır. Çünkü insanoğlu kültürünü nasıl devam ettirmek istiyorsa, tasarımcı da yarattığı
mekanların zamansız olmasını, sürekliliğinin devamını hedeflemektedir. Nasıl ki toplumlar
kültürsüz olamıyorsa mekansız olmak da bir o kadar imkansızdır. “Var olmanın yeri mekan ise
biçimi de kültürdür (Dosya, 2009, 16)”. İkisi de birbirini tamamlayan iki kavramıdır.
Tasarımcı kimliğini taşıyan bir kişi her zaman var olan bireysel, yerel ve evrensel kültür
yapılarından evrensel kültüre sahip olmayı hedeflemelidir. Evrensel kültüre sahip olan kişi “kültür
insanı” denebilecek nitelikte özelliklere sahip olmuş demektir. Toplum için hizmet ettiği sürece
verdiği her ürünün evrensel nitelikler taşıması gerekmektedir. Kendisini hayvanlardan ayıran akıl
denilen olguyu iyi kullandığı sürece evrensel kültüre sahip olma yolunda da ilerliyor demektir.
Çünkü her zaman toplumun bir üstünde, onlardan daha fazla kültür birikimine sahip olması
gerekmektedir. Evrensel kültür ya da yerel kültür olsun karşılaştığı her kullanıcı profiline inebilme
yetisine sahip olabilmelidir. Dış görünüşünden, yaşam tarzına, konuşma ve davranış biçiminden,
izlediği filme, dinlediği müziğe kadar sahip olduğu her öğe onun estetik düzeyini belirlemektedir.
Böyle bir kültür birikimi ile yaratamayacağı mekan yoktur. Ancak kullanıcıyla girmiş olduğu
iletişimde birtakım sorunlarla karşılaşması olasıdır. Tasarım süreci boyunca yapılan müdahaleler,
tasarım anlamında mekana getirilen kısıtlamalar gibi sorunlar tasarımcı için bazen olumsuz bir
durum yaratabilir. Ancak tasarımcı kendisinde var olan bilgi birikimi, bireysel ve evrensel kültürü
içerisinde bu müdahaleleri olumlu bir yöne çevirebilir. Tasarım ürünü ve kullanıcı arasındaki bağı
geliştirip, yönlendirebilir.
KAYNAKLAR
Bilgiç D. (2011) Kültürel Değişim Sürecinin Konut Mekan Oluşumu ve Eki-Yeni Kavramlarına Etkisi.
http://akademikpersonel.kocaeli.edu.tr/didemeb/bildiri/didemeb05.01.2011_15.04.31bildi
ri.pdf (e.t: 08.04.15).
Bilir, S. (2013) Mekan Tasarımında Kavram Geliştirme Sürecine Analitik Bir Yaklaşım, Hacettepe
Üniversitesi Güzel Sanatlar Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, Ankara.
Dosya 16 (2009) TMMOB Mimarlar Odası, Ankara Şubesi, Ekim Sayısı.
Erinç, S. (2004) Kültür Sanat Sanat Kültür, Ütopya Yayınevi, Ankara.
Kaptan, B. (2011) İç Mekan Niteliğini Belirleyen Öğelerin Görsellik Kazanmasını Sağlayan
Oluşumlar, Anadolu Sanat Dergisi, Anadolu Üniversitesi Matbaası, sayı: 11, Eskişehir.
Kaptan, B. (2013) Kültür ve İçmimarlık, Seçkin Yayıncılık, Ankara.
Karaman, S., vd. (1984) Kültür, Ortak Kitap, Yazko Yayınları, İstanbul.
Mellaart, J., Çeviri: Yazıcıoğlu, G. (2003) Anadolu’da Bir Neolitik Kent, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul.
Sağocak, M. (2007) Tasarımın Sosyo-Kültürel Boyutu, Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi
Dergisi.
Tarihten Günümüze Anadolu’da Konut ve Yerleşme (1999). Tepe Mimarlık Kültürü Merkezi,
İstanbul.
Talas M., Kaya Y. (2007) Küreselleşmenin Kültürel Sonuçları
http://www.tubar.com.tr/TUBAR%20DOSYA/pdf/2007GUZ/09.talas.mustafakaya.yaar.kresellemenin%20kltrel%20sonular151-162.pdf (e.t: 08.04.15).
Taşçı, H., Kültür ve Medeniyetin Mekana Yansıması, Mekansal Hareketlilik ve Durağanlık Açısından
Üsküdar ve San Marco Meydanları.
http://sehirler.itu.edu.tr/bildiriler/Kultur_ve_medeniyetin_mekana_yansimasi.pdf (Erişim
Tarihi: 03.04.15).
URL 1 www.tdk.gov.tr (Erişim Tarihi: 08.04.2015).
URL 2 www.wikipedia.org/wiki/Çatalhöyük
URL 3 www.wikipedia.org (Erişim Tarihi: 21.04.2015).
URL 4 Tarihten Günümüze Anadolu’da Konut ve Yerleşme, 1999, 12.
URL 5 Tarihten Günümüze Anadolu’da Konut ve Yerleşme, 1999, 14.
URL 6 http://www.irfanerdogan.com/uydurular/20Evrensel.htm (Erişim Tarihi: 08.04.15).
Görsel 1. Kwakwa̱ka̱’wakw Kabilesi
http://isilyilmaz.com/sosyal-medya-ile-yukselen-paylasim-ekonomisi-ve-surdurulebiliryasam-bolum-1/ (Erişim Tarihi: 15.04.2015).
Görsel 2. Kızılderili Kabilesi
http://www.mehmetzengin.net/haber-detay.asp?haberid=510 (Erişim Tarihi:15.04.2015).
Görsel 3. Aşıklıhöyük Yerleşmesi
Tarihten Günümüze Anadolu’da Konut ve Yerleşme
Görsel 4. Aşıklıhöyük Konut İç Mekan
www.saika.gen.tr (Erişim Tarihi: 22.05.2015).
Görsel 5. Victor Horta Tassel House, Belçika
https://www.pinterest.com/pin/486951778432019339/ (Erişim Tarihi: 21.04.2015).
Görsel 6. Victor Horta Tassel House, Belçika
http://en.wikipedia.org/wiki/CB4tel_Tassel/media/File:Tassel_House_stairway.JPG (Erişim
Tarihi: 21.04.2015).
Görsel 7. Antoni Gaudi Casa Batllo, Barselona
Kaptan, B. (2006).
Görsel 8. Antoni Gaudi Casa Batllo, Barselona
Kaptan, B. (2006).
Çizim 1. Çatalhöyük Konut Yerleşim
Tarihten Günümüze Anadolu’da Konut ve Yerleşme
Çizim 2. Çatalhöyük Konut İç Mekan
Çatalhöyük, Anadolu’da Bir Neolitik Kent
Çizim 3. Önemli Ticaret Yolları
Kültür ve İçmimarlık, 22.
Şekil 1. Evrensel Kültür, Yerel Kültür ve Bireysel Kültür Şeması.
Buldaç, M. (2015).
Şekil 2. Tasarımcı Kültür Şeması.
Buldaç, M. (2015).

Benzer belgeler