PDF SAYI 42 Hessen

Transkript

PDF SAYI 42 Hessen
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:50 Uhr
Haiti yýkýldý / Ýnsanlýk yýkýlmasýn
Seite 1
Sayfa: 8`de
IGMG Hac ve Umre Gmbh
Genel Müdürü Hakký Çiftçi
Sayfa 23`te
Hessen`de Kur`an-ý Kerim Yarýþmasý Finali
Hac ve Umre
MÝLLÝ GÖRÜÞ
ile yapýlýr
Nürnberg`de
Maide-i Kur`an
Programý
IHH`dan Haiti`ye
yardým çaðrýsý
Sayfa 18-19`da
Sayfa: 15`te
Din, Dil, Kültür Farklýlýklarýmýzý Zenginlik Kabul Edip Bulunduðumuz Yerde
TAHAMMÜL ÝÇERÝSÝNDE BÝRLÝKTE YAÞAMAK
Üç
Baþbakan
Bir
Cumhurbaþkaný
Fatih AKSAY
Sayfa 22`de
Sayfa 9`da
Mahmut TOPTAÞ
Sahifeler
Ninova-1
Namaz
ve
Kimlik
Camilerde
Radikalleþme mi
dediniz?
Selma ÖZTÜRK
Hulusi ÜNYE
Sayfa 13`te
Sayfa 5`te
Mahmut AÞKAR
Bir
Ýnsan
Ýnþa
Etmek
29
Sayfa 11`de
“Ýnkar”
Serüvenleri
Sayfa 27`de
Hastalýðý
Hacarabýn
Mustafa YENEROÐLU
Umreye
Giden
Gençler
Avukat Nalan SÖNMEZ
Sayfa 21`de
Asrýn
M.Salih AYDIN
Sayfa 29`da
Sayfa 7`de
Dr. Yusuf IÞIK
Avukat
Tutmaya
gücüm yok
ya da var
mý?
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:50 Uhr
Seite 2
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:50 Uhr
editörden
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
3
Sinan AKTÜRK
hasbihal
Sevgili dostlar!
Bu sayýmýzla birlikte sizinle
olan beraberliðimizin 7 yýlýna ulaþmýþ bulunuyoruz. Dilekolay tam 7
senedir Almanya gibi bir yerde yerel bazda her türlü imkansýzlýða
raðmen aylýk bir gazete çýkarabilmek. Hem bulunduðunuz ülkenin
þartlarýný gözönüne alýp hem de insanýmýzýn sýkýntýlarýna çareler bulma noktasýnda bir yayýn politikasý
izlemek ve bunun sonucu maddi
imkansýzlýklar içerisinde bir gazete
çýkarabilmek. Ýnanýn siz kýymetli
okuyucularýmýzýn manevi destekleri olmasa bu gazeteyi ayný þevk ve
heyecanla çýkarmamamýz mümkün
deðil. Bugüne kadar verdiðiniz destekten dolayý teþekkürlerimizi sunuyoruz.
Gazetemizi çýkarýrken zaman
zaman umutsuzluða düþtüðümüz
oluyordu. Ama Allah`a þükürler olsun ki her daraldýðýmýz zamanda
hiç ummadýðýmýz yerlerden bizlere
kapýlar açýlýyordu. Türkiyedeki
klasik tabirle Mehter Takýmý gibi
iki ileri bir geri temposunda gazetemizin yayýn hayatýný devam ettirmeye çalýþýyoruz. Bizim bazý gazeteler gibi hem Alman resmi makamlarýndan ve hem de zaman zaman Türk resmi makamlarýndan
destek alma gibi bir lüksümüz olmadý. Bunun olabilmesi için de birilerinin borusunu öttürmek gerektiðini bilmek lazým. Biz inandýðýmýz deðerler için bu çalýþmayý yaptýðýmýzdan dolayý birilerinin borularýný öttürmemiz mümkün deðildir.
Bu tür çalýþmalar, idealimz olmasa yapýlabilecek ve altýndan kalkýlabilecek çalýþmalar deðildir. Biz
Impresium
Künye
Seite 3
Ýdealizm ve “Hayat”
yetiþtiðimiz yerlerden aldýðýmýz
terbiye ve idealle bu çalýþmayý yapmaya devam ediyoruz.
Burada bu vesileyle 38. kuruluþ
yýldönümünü kutlayan Milli Gazete`ye ve çalýþanlarýna tebriklerimizi
iletmek istiyoruz. Almanya Mili
Gazete`de çok kýymetli, rahmetli
Malik Akbaþ abi döneminde çalýþma imkaný bulduk. Türkiye`de de
yine Milli Gazete`nin fahri muhabirlerinden biri olarak görev yapan
elemanlarýndandýk. Bizler; bir
mektep olan Milli Gazete`de yetiþmiþ ve onun idealleri doðrultusunda gazetecilik yapmaya çalýþan
idealist insanlarýz. Ve biliyoruz ki
bizim gibi bu mektepte yetiþen
idealist insanlar olduðu müddetçe
haklýnýn sesi daha gür çýkacaktýr.
Sevgili dostlar yeni bir yýla girmiþ bulunduðumuz bu günlerde
Almanya`da pek çok yönden degiþik olaylar yaþanmakta. Özellikle
2009 senesinde yaþanan global
ekonomik kriz Almanya`yý derinden etkiledi. Derinden etkiledi ama
etkilenenler maalesef halk kesimi
oldu. Geçen senenin mali portrelerine baktýðýmýzda Alman ekonomisi ihracat fazlasý verirken buna mukabil içerideki ekonomik göstergeler iyi görünmüyor. Özellikle finans sektöründe yaþanan olaylarý
kimsenin anlamasý mümkün deðil.
Kimin eli kimin cebinde belli deðil.
Bir bakýyorsunuz büyük bir finans
þirketi batýyor ama isim deðiþtirip
baþka bir firma oluyor vs. Sanki birileri kuþa bak deyip bir zamanlar
Türkiye`de yapýldýðý gibi arkadan
hayat
tabiri caiz ise malý götürüyor. Ama
ne hikmetse olan yine halk kesimine oluyor.
Almanya`da halkýn harcamalarý
en alt seviyelere kadar indi. Artýk
insanlar temel ihtiyaçlarýnýn haricinde alýþ veriþ yapamaz hale geldi.
Her ne kadar büyük maðazalar cazip alýþ veriþ imkanlarý sunsalar da
insanlarýn buna ilgisi oldukça az
durumda. Bu þekilde giderse Almanya`da 2010 senesi oldukça zor
geçecek gibi görünüyor. Buna bir
de özellikle göçmenler üzerinde
uygulanan bir nevi görünmez baskýlar da eklenince; bu kesim için
Almanya artýk yaþanamaz bir hale
geldi. Cami aramalarýndan tutun
da, oturumlarýn verilmesindeki uygulamalara, iþsizlik parasý bahanesiyle bu kesimden insanlara reva
görülen uygulamalara kadar pek
çok uygulama göçmenleri adeta canýndan bezdirdi. Bu da yetmezmiþ
gibi bazý Eyalet yöneticilerinin özelikle Harzt 4 ile alakalý açýklamalarý insanlarý çileden çýkaracak boyuta geldi. Tamam bu konuyu istismar edenlere karþý bu tür önlemler
alýnmasý gerekli ama bunu genellemek bizce yanlýþ bir tutum. Bu tedbirleri alýrken Almanya`daki kamu
kesimindeki israflara da bir tedbir
alýnabilir. Bu tedbirlerin ekonomiye oldukça büyük katký saðlayacaðý kanaatindeyiz.
Sevgili dostlar!
Almanya`da bazý eyaletlerde
Uyum Meclisi Seçimleri yapýlacak.
Özellikle Þubat ayý içerisinde yapý-
Yayýn Kurulu
Cengiz Þahbaz,
Aylýk Ücretsiz Gazete
Dr. Yusuf Iþýk,
Sinan Aktürk,
15 Ocak/15 Subat
15 Januar/15 Februar 2010
Safer 1431
Bilal Demiroðlu,
Aydýn Ersoy,
Fikret Ekin, Murat Ýleri,
M. Salih Aydýn
Sahibi ve Genel Yayýn Yönetmeni
Sinan AKTÜRK
Mahmut Aþkar,
Gazetemizde Yayýnlanan Yazýlarýn ve Reklamlarýn Ýçeriðinden Sorumlu Deðiliz.
lacak seçimlere insanýmýzýn gereken önemi verdiðini sanmýyoruz.
Bu seçimlerde seçilecek bizlerin
temsilcileri yerel yönetimlere bir
nevi danýþmanlýk yapacaklar. Maalesef bu zamana kadar yapýlan bu
seçimlere insanýmýzýn ilgisi oldukça az oldu. Ýnþallah bu seferki seçimlere ilginin daha çok olmasýný
diliyoruz. Gazetemizin sayfalarýnda bu seçimlerle alakalý röportajlarý bulabilirsiniz.
Malumunuz Haiti`de büyük bir
deprem oldu ve yaklaþýk 150 bin
insan hayatýný kaybetti. Özellikle
Uluslararasý Ýnsani Yardým Teþkilatý IHH`nin Haiti için düzenlediði
yardým kampanyasýna katýlmanýzý
tavsiye ediyoruz. Tabi sadece
IHH`nýn deðil, düzenlenen tüm
yardým kampanyalarýna imkan dahilinde katýlmanýzý tavsiye ederiz.
Çünkü mazlum ve maðdur olan
kim olursa olsun insanlýk deðerleri
bunu gerektirir diye düþünüyoruz.
Bu vesile ile Cenab-ý Allah çalýþmalarýmýzý bereketlendirsin, þuurlandýrsýn.
Çalýþmak bizden baþarý Allah`tandýr.
Allah`a emanet olun.
Not: Kýymetli büyüðüm Dr. Yusuf Iþýk Bey`in Hanýmý bir ameliyat
geçirmiþtir. Yenge hanýma geçmiþ
olsun dileklerimizi sunuyoruz. Cenab-ý Allah acil þifalar versin diyoruz.
Yine kýymetli büyüðüm Mehmet
Ateþ Bey`in hanýmý bir rahatsýzlýk
geçirmiþ ve hastanede tedavi görmüþtür. Yenge hanýma geçmiþ olsun
dileklerimizi sunuyoruz. Cenab-ý
Allah acil þifalar versin diyoruz.
Merkez
Königsbergerstr. 16 . 61169 Friedberg
Tel: 06031-162411
Fax: 06031-738644
E-Mail: [email protected]
Web: www.hayatonline.eu
Basýldýðý Yer: Sunprint GmbH Offenbach
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
4
“
Die Zeit” gazetesi tarafýndan Emnid Araþtýrma
Enstitüsü’ne yaptýrýlan
anket, Türk veya Alman pasaportu taþýsýn Almanya’daki
Türk kökenlilerin Yahudi
soykýrýmýný kendi meseleleri
gibi algýladýklarýný ortaya
koydu.
Ankete katýlanlarýn yarýsýnýn “Yahudi soykýrýmýný Almanya’da yaþayan herkesin
meselesi” olarak gördükleri,
sadece yüzde 15’inin bu olayý sadece Alman kökenli vatandaþlarýn görevi olarak gördüklerini ortaya koydu. Almanya’da yaþayan Türk kökenlilerin yüzde 46’sý kendilerinin Yahudi soykýrýmý ile
ilgilenmeleri
gerektiðini
açýkça ifade ederken, yüzde
A
vrupa Adalet Divaný (AAD), Almanya’da eðitimini tamamlamýþ fakat ailesi Türkiye’ye dönüþ yapmýþ kiþilerin Almanya’da meslek
sahibi olan çocuklarýnýn ülkede oturum haklarýnýn olduðuna karar verdi.
Lüksemburg’da bulunan
Avrupa Adalet Divaný’na
giden davacý Türk kýzý, 14
yaþýna kadar Almanya’da
yaþadýktan sonra ailesiyle
birlikte kesin dönüþ yapmýþtý. Türkiye’de lise ve
üniversite eðitiminden sonra 1999 yýlýnda Almanya’ya
geri dönerek yüksek öðrenimini burada sürdüren Türk
kýzý, üniversiteyi bitirdikten
sonra 2005 yýlýnda oturma
izni baþvurusunda bulun-
B
ochum
Üniversitesi’nde bir araþtýrma
ekibi Johannes von Segovia’ya ait Latince Kur'an
çevirisinden parçalara ulaþtý.
Ortaçaðdan kalma bu eserin
parçalarýnýn bulunmasý bilim
dünyasýnýn dikkatlerini üzerine çekti.
Juan de Segovia (Johannes
von Segovia) ve Ýsa Gidelli tarafýndan yapýlan Arapça-Ýspanyolca-Latince tercüme çalýþmasýnýn kayýp olduðu biliniyordu. Geçtiðimiz günlerde
bu çalýþmaya ait olduðu düþünülen bazý kýsýmlarýn, Bochum Üniversitesi'nden bir
grup araþtýrmacý tarafýndan
bulunarak çözüldüðü bildirildi.
Alýnan bilgilere göre Salamanca Üniversitesi'nde profesör olarak çalýþan konsil bilgini
Juan
de
Segovia
(1393–1458), Kilise ile çalýþ-
13:50 Uhr
Seite 4
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
“Yahudi soykýrýmý Almanya’da
yaþayan herkesin meselesi”
68’in soykýrým hakkýnda “çok az” veya
“hiç birþey” bilmediklerini, yüzde 31’i
ise konu hakkýnda
“çok þey” bildiklerini
ifade ettiler.
Bununla beraber
ankete katýlýnlarýn
üçte ikisi bir anma
yeri, Yahudi müzesi
veya soykýrým anýtý ziyaret
etmediklerini belirttiler. Lise
mezunu veya okul bitirmiþ
olanlarýn yaklaþýk yüzde ellisi bu tür bir yerde bulunduklarýný belirttiler.
Anketten çýkan diðer bir
sonuç Türk kökenli vatandaþlarýn soykýrým maðdurlarýna
yerine kendilerini koyarak
üzüntü duyduklarý. Bununla
beraber anket katýlýmcýlarýnýn
yarýsý Almanya’da, yurtdýþýn-
da böyle bir þeyin
tekrar olmasýný ihtimal dýþý olarak görüyor. Katýlýmcýlar
ayrýca “bugün Almanya’da yaþayan
Türkler Yahudileri
soykýrým öncesi yaþadýklarýný baskýyý
yaþýyorlar” düþüncesi konusunda, sadece yüzde 15 oranýnda “çok
doðru” veya “kýsmen doðru”
yorumunu yaparken, yüzde
20’si “kýsmen yanlýþ, yüzde
58’i ise “tamamen yanlýþ”
yorumunda bulunuyor.
Kesin dönüþ yapan iþçilerin
çocuklarýna oturum hakký
muþtu. Baþvurusu,
Berlin Eyaleti tarafýndan, “Türkiye ile
imzalanan 1/80 Ortaklýk Konseyi Kararý uyarýnca, sadece
Almanya’da ikameti
devam eden Türkler’in çocuklarýnýn
Almanya’ya gelme
haklarýnýn bulunduðu, kesin dönüþ yapmýþ olan
ailelerin çocuklarýnýn bu
kapsamda bulunmadýðý” gerekçesiyle reddedilmiþti.
Ancak Türkiye ile AB
arasýndaki Ortaklýk Sözleþmesi’nin, bir Türk iþçinin
çocuklarýna, ebeveynleri üç
yýldan daha fazla bir AB ülkesinde yaþadýysa, meslek
eðitiminden sonra oturma
izni hakký tanýdýðýna dikkat
çeken mahkeme, þu kararý
verdi:
“Bu hak, çocuk 14 ya-
þýnda Almanya’yý
terk etmiþ olsa ve
10 yýl sonra üniversite eðitimi için yeniden Almanya’ya
gelmiþ olsa dahi,
saklýdýr. Çocuklar,
örneðin aileleri ile
birlikte daha çocukken Türkiye’ye
dönmüþ olsalar dahi, Almanya’da bir eðitim
yapmýþ olmalarý halinde,
ilerde Almanya’da sürekli
yaþayýp çalýþabilmeliler.
Çocuklarýn hakký, ebeveynlerinin gerçekten de hala
Almanya’da yaþayýp yaþa-
Ortaçaðdan kalma Latince Kur'an
çevirisinden parçalar bulundu
malarýnda ilerleyemeyince bir
manastýrda inzivaya çekilerek
memleketi Ýspanya’da tanýþtýðý Ýslam dini üzerine araþtýrmalar yapmaya baþlamýþtý.
Büyük eseri “Ýslam’a karþý
manevi haçlý seferi hakkýnda”
isimli kitabýný hazýrlarken
elinde bulunan Latince Kur'an
tercümesinin yetersiz ve çoðu
yerlerin de yanlýþ olduðunu
gören Juan de Segovia
Kur'an'ý Latince ve Ýspanyolca'ya yeniden tercüme etmeye
karar vererek, fýkýh ve Kur'an
âlimi Ýsa Gidelli ile birlikte
Kur'an'ý Ýspanyolca ve Latinceye tercüme etmiþlerdi. Her
ikisi de hazýrladýklarý tercümenin birer nüshasýný memle-
ketlerine götürmüþler, fakat
daha sonra iki nüsha da ortadan kaybolmuþtu.
Joan de Sagovia eserlerini
miras olarak Salamanca Üniversitesi'ne gönderdiyse de,
eserlerin buraya ulaþýp ulaþmadýðý konusunda bir bilgi
bulunmuyor. Daha sonra da
eserin izine rastlanýlmadýðý
belirtiliyor. Bochum Üniversitesi araþtýrma grubundan Reinhold Glei, Hristiyanlarýn o
tarihlerde Ýslam’la diyalog istenmediðinden dolayý, Ýslam
hakkýnda yazýlan þeylerin ve
Latince Kur'an-ý Kerim tercümesinin de yok edilmiþ olabileceðini tahmin ediyor.
Bochum Üniversitesi ekibinden Reinhold Glei ve Ulli
Roth’un araþtýrmalarýna göre,
Juan de Segovia’nýn Ýsa Gideli ile birlikte yaptýðý Latince
Kur'an çevirisinin bir nüshasýný Papa II. Pius’a gönderdiði,
ancak o sýrada yeni bir haçlý
seferine hazýrlanmakta olan
haber
Öte yandan Filistin konusunda “Almanlar bugün Yahudi soykýrýmý meselesi ile
daha az, bunun yerine Ýsrail’in Filistinlilere yönelik politikalarý ile daha fazla ilgilenmeliler” düþüncesini ankete katýlanlarýn yüzde 53’ü
onaylarken, yüzde 14’ü “kýsmen yanlýþ”, yüzde 17’si ise
“tamamen yanlýþ” buluyor.
Anketi
gerçekleþtirenler
Bernd Ulrich, Özlem Topçu
ve Heinrich Wefing’in anketten çýkardýklarý sonuç ise, Almanya’da yaþayan Türkler
“Soykýrým maðdurlarýnýn acýsýný paylaþýyorlar, ancak bu
onlarýn Ýsrail’i doðrudan kabullenmeleri anlamýna gelmiyor”.
mamalarýna baðlý olamaz.”
Türkiye ile AB arasýndaki Ortaklýk Sözleþmesi
1/80 entegrasyona katký
saðlamalý
Bu baðlamda Avrupa
Adalet Divaný’nýn kararýný
deðerlendiren uzmanlar, federal hükümetin entegrasyon politikalarýnda tutarsýzlýklar olduðuna dikkat çektiler. Federal hükümetin ortaklýk
sözleþmesindeki
maddeleri Türk akademisyenlerin aleyhine yorumlanmasýnýn anlaþýlýr olmadýðýný, bir yandan yabancý akademisyenlerin peþinde koþulduðu, diðer taraftan ise
Türk akademisyenlerin iþlerinin zorlaþtýrýldýðýný ifade
ettiler.
Papa II. Pius’un, Juan de Segovia’nýn barýþ çalýþmalarýný
görmezden geldiði belirtildi.
Bochum Üniversitesi'nden
Reinhold Glei ve Freiburg
Üniversitesi'nden Ulli Roth,
Juan de Segovia’nýn o dönemde kaleme almýþ olduðu “Ýslam’a karþý manevi haçlý seferi hakkýnda” isimli eserine Latince Kur'an tercümesinin
uzun bir kýsmýný þerh olarak
yazdýðýný, ancak bu þerhin
þimdiye kadar hiç kimsenin
dikkatini çekmediðini belirterek bu metni bularak çözdüklerini açýkladýlar. Þimdi deþifre edilen bu örnek metinlerin
incelenerek, Juan de Segovia
ve Ýsa Gidelli’nin üç dilde hazýrladýklarý Kur'an-ý Kerim’i
tercüme ederken nasýl bir yol
ve metod takip ettiklerinin
tespit edilebileceði kaydedildi.
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
dosya
B
Seite 5
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Mahmut AÞKAR
“Zaman sana uymazsa,
sen zamanla savaþ!”
(Muhammed Ýkbal)
ir insan inþa etmek;
bir dünya kurmaktan baþka ne olabilir... Çaðýn hükümran ideolojileri arasýndaki sýnýrlar, ferdî deðerler bazýnda
o derece küçüldü ki, neredeyse kaybolma noktasýna
geldi. Bu sebepten dolayý,
ideolojilerin þekillendirdiði insanlar arasýnda da, hayata bakýþ açýsýndaki veya
dünyayý algýlama biçimindeki farklýlýklar olabildiðince azaldý. Bu manâda
bir sosyalistle bir kapitalistin, hatta Batý tipi bir
muhafazakârýn, günlük
hayat çizgisi arasýnda sapmalardan daha çok örtüþmeleri görmek mümkün.
Çaðdaþ insan için iki
yol var: Tek tip kýyafet gibi düþüncede alabildiðine
bir yeknesaklýk hâkimiyeti
ve siyasette olduðu kadar,
kültürde de farklýlýðýn ve
etkinliðin miktarýný kendisi ayarlayan böylesi renksiz, cansýz ve monoton bir
dünya düzenine tabi olmak
veya olmamak... Olmazsanýz; dýþlanacak, ötekileneceksiniz. Olursanýz; sýradanlaþacaksýnýz: Tükettiðiniz kadar ve tükettiðinizin kalitesinde muamele
göreceksiniz. Burada sizin
ne düþündüðünüze deðil,
ne tükettiðinize ve ne kadar tükettiðinize bakýlarak
karara varýlýr: Ya onlardan
yana, ya da deðilsiniz...
Düþünen insan için
üçüncü bir yol daha var:
Öze dönmek; kendisi gibi
olmak... Bu oluþ, ne çöle
kaçarak, ne de daða çýkarak olur. Hayatýn içinde bir
hayat, düzenin içinde bir
düzen ve dünyanýn içinde
bir dünya yaratmak için;
toplumun içinde bir fert
inþasýna baþlamakla olur.
Suya bir taþ, ardýndan bir
taþ, bir taþ daha atar gibi,
kalabalýklarýn içine bir insan, ardýndan bir insan ve
bir insan daha atmak... Ve
suya düþen taþlarýn daireleri birbiriyle kesiþerek kýyýya kadar yüzeyi kaplamasý gibi, kalabalýklarýn
13:50 Uhr
hayat
[email protected]
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
Bir
Ýnsan
Ýnþa
Etmek...
Þayet siz kendi evladýnýzý eðemez, bükemez,
yontamaz, yani þekillendiremezseniz, dýþarýsý;
sosyal çevre, sokak, onu þekillendirir ve ona
sizin tanýyamayacaðýnýz bir çehre kazandýrýr.
Toplumu inþa etmeðe yeltenenler,
bu iþe önce en yakýnýndaki fertten baþlasýnlar.
içinde inþasý tamamlanmýþ fertlerin meydana getireceði dalgalarýn en ücra köþelerine, en kýyý þeritlerine
ulaþmasý gibi dünyanýn...
Dünyanýn gidiþatýndan,
insanlýðýn
mevcut durumundan
þikâyetçi ve geleceðimizden endiþeliyiz.
Bu nahoþ tablo, aç,
sefil ve geri kalmýþ
ülkeler için geçerli olduðu kadar, tok, müreffeh ve kalkýnmýþlarýn dünyasý için de geçerlidir. Manevî boþluðun
doðurduðu huzursuzluk ve
mevcutu kaybetme korkusu, sanayi toplumlarýndaki
nahoþ tabloyu daha çok
karartan amillerin baþýnda
gelir. Bir Batý dünyasýnýn
toplumlarýna bir de onlarý
yakalamak üzere olan kendimize baktýðýmýzda; deðerlerin erozyonu ve sosyal hayatýn insanîlikten giderek uzaklaþmasý noktasýndaki açýnýn giderek daraldýðýný görürüz. Baþka
bir ifadeyle; farklý kültürel
kodlara sahip olmamýza
raðmen, birbirimizle benzeþmeye, daha doðrusu bi-
zim onlara benzemeye
baþladýðýmýz ortaya çýkar.
Hamburglu Fischer Ailesi kadar, Ýstanbullu
Ekinci Ailesi de, genç kýzýný veya oðlunu büyük
þehrin sokaklarýna salýverirken, muhtemel tehlikelere karþý evladýný uyarýr,
ikaz eder ve endiþelenir.
Özellikle dýþ etkenlere
karþý donanýmý tamamlanmamýþ veya altyapýsý zayýf
insanlarý, evden dýþarýya
adým attýklarý andan itibaren birçok tehlikeler, tuzaklar ve nahoþ hadiseler
beklemektedir. Her ikisi
de, geçim sýkýntýlarý olmamasýna raðmen, mevcut
gidiþattan; toplumun
sürüklenmiþ olduðu
ortamdan rahatsýz ve
endiþelidirler. Alman
Hans
Fischer’in
önünde pek fazla seçeneði yoktur. Türk
Hasan Ekinci ise, bu
sefer Alman akranýndan daha þanslýdýr: O
henüz daha kendi medeniyet hazinelerini
sonuna kadar kullanmýþ deðil. O, toplum
inþasýna, fertten baþlayarak zemin hazýrlayabilir, katkýda bulunabilir.
Onun önünde tarihin
akýþýný, insanlýðýn gidiþatýný deðiþtiren; doðru istikamete yönlendiren, yaþanmýþ bir tarihî miras var:
Ali Þeriati; Hz. Peygamber’in 13 yýllýk Mekke dönemini, birey yetiþtirme ve
10 yýllýk Medine dönemini
ise, toplum kurma aþamasý
olarak deðerlendirir. Mekke döneminde bizatihi Hz.
Peygamber tarafýndan inþa
edilmiþ önemli þahsiyetlerinden birisi olan Ebuzer’i
örnek olarak verirken þöyle diyor: “Çeyrek yüzyýl
zarfýnda insaný vahþilikten, medeniyet yaratan in-
5
sana, dünyada yeni bir tarih yazan, tarihin akýþýný
deðiþtiren, baþlamýþ olan
tarihsel cebri deðiþtiren ve
yeniden yapan insana dönüþtüren bu ruh ne zaman
ilk þekline döner? Bu mektep ne zaman, yarý vahþi
okuma, yazma bilmez, sadece dünyadan deðil kendi
ülkesinden dahi habersiz
bedevi bir Arap olan Cündeb b. Cüdane’den yine bir
Ebuzer-i Gifari çýkarýr? O,
günümüzde insanlýðýn saadet veren hareketine ilham
veren canlý bir çehredir,
yoksun ve yaðmalanmýþ
kitlelerin ümididir. (A. Þeriati, Biz ve Ýkbal, s.35)”
Geride
býraktýðýmýz
yüzyýlda
ululaþtýrýlmýþ
krallar, liderler, baþkanlar
uðruna veya onlarýn kurduðu sistemler adýna insan, nesne olarak kullanýldý
ve malzeme gibi tüketildi.
Kendimizin de içinden geçip geldiði ideolojik hareketlerde gördük ki, insan
ya kutsallaþtýrýlan devlet,
ya lider, ya da parti için
vardýr. Ve yine acý tecrübelerimizle sabittir ki, inþasý
tamamlanmamýþ insanlarla baþlatýlan her siyasî,
sosyal hareket, ideolojisinden baðýmsýz olarak,
kendi içinde çökmeye
mahkûmdur.
Ýslâm, yarý vahþi insanlara eðildi, onlarý eðitti ve
onlarýn omuzlarýnda yükselen bir medeniyet kurdu.
O medeniyetin merkezinde sadece yaratan Allah’a
kulluk eden insan vardý.
Sistemin adý “Ýslâmî”, toplum da müslüman olsa; þayet iþin özünde, ýrkýndan
ve dininden baðýmsýz olarak, insanîlik yok ise, taþýdýðý sýfatlar hiçbir manâ
ifade etmez.
Þayet siz kendi evladýnýzý eðemez, bükemez,
yontamaz, yani þekillendiremezseniz, dýþarýsý; sosyal çevre, sokak, onu þekillendirir ve ona sizin tanýyamayacaðýnýz bir çehre
kazandýrýr.
Toplumu inþa etmeðe
yeltenenler, bu iþe önce en
yakýnýndaki fertten baþlasýnlar.
42. sayi sayfalar hessen
6
08.02.2010
13:50 Uhr
Seite 6
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
haber
Atib Gençlik
Kollarý Kitap
Okuma Projesi
TÝB Gençlik Kollarý gençlerimize “ATÝB Gençlik Kollarý Kitap okuma projesi”
hakkýnda bilgi vermek ve gençlerimizi hem yüksek tahsilin hem kitap
okumanýn önemini anlatmak ve daha
iyi motive edebilmek gayesiyle derneklerine sýk sýk ziyaretler gerçekleþtirmektedir.
Bu gaye ile ATÝB Gençlik Kollarý Baþkan Yardýmcýsý ve AYÖG Genel Baþkaný Gülden Bayrak geçtiðimiz günlerde Kassel derneðinde
gençlerle biraraya geldi. Kassel
Gençlik Kollarý Baþkaný Çelebi Bayrak, AYÖG Genel Yönetim Kurulu
üyesi Nihal Kablan ve bir çok gencin
katýldýðý sohbette, Gülden Bayrak
gençlerle tanýþmanýn ardýndan Gençlik Kollarýnýn Kitap Okuma Projesini sunum þeklinde gençlere tanýttý.
Gençlere sunulan sunumda, Kitap
okuma projesinin gayesi herþeyden
evvel Allahü Teala`nýn Kur`an-ý Kerimdeki ilk ilahi emrini yerine getirmek olduðunu söyleyen Gülden
Bayrak Kur`an-ý Kerim`in ilk ayeti
‘namaz kýlýn’ veya ‘oruç tutun’ olmadýðýný, öðrenmeden, okumadan,
anlamadan amel etmenin bir faydasý
olmayacaðýný belirtti. Fikir sahibi olmak için bir çok kitap okumamýz gerektiðini belirten Gülden Bayrak
edindikleri fikirleri yazýlý ve sözlü
ifade edebilmelerini saðlamak için
de ‘ATÝB Gençlik Kollarý Kitap
Okuma Projesi‘ çerçevesinde seminerler düzenleneceðini söyledi. Bu
seminerde kitap okuyan gençler, bizzat kendi okuduklarý kitap hakkýnda
sunum hazýrlayýp bulunduklarý teþkilattaki gençlere ve ailelere sunacaklar.
Toplantý, gençlerin ilgiyle dinlediði sunumun ardýndan Gülden Bayrak’ýn kýzlarla yaptýðý özel bir sohbet
ile son buldu.
A
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
dosya
13:50 Uhr
Seite 7
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
I
GMG Hessen Bölgesi
Haiger Þubesinde yapýlan
sohbetten sonra masa topu turnuvasý yapýldý.
Milli Görüþ gençleri 2000
EVSO projesi adý altýnda
baþlatýlan sohbetleri geleneksel hale getirerek her hafta
gerçekleþtiriyorlar.
IGMG Hessen Haiger þubesi ve çevresindeki gençler
Pazartesi günleri cami lokallerinde ve evlerde bir araya
Dr. Yusuf IÞIK
Ý
nsan, Allah`ýn kendisine verdiði nimetlere
þükretmek üzere yaratýlmýþtýr. Ýnsanýn fýtratý da
ilahi nimetlere þükretmeye
uygundur. Ýnsan Rabbini
bilmeli, O`na teslim olmalý
ve O`nun verdiklerine nasýl
þükredilmesi gerekiyorsa
öylece þükretmelidir. Ancak insan unutkan ve haksýzlýða meyilli olduðu için,
hem nimetin sahibini unutuyor, hem de haksýzlýða
kalkýþarak baþka ilahlara
kulluk yapýyor. Elde ettiði
mal ve servetle þýmarýyor,
yeryüzünde kibirleniyor,
kendi nefsine uyarak yoldan çýkýyor. Mal ve dünyalýklarla eline bir güç geçiren kimselerin çoðu azar ve
yoldan çýkarlar. Bunlar ya
kendi kafalarýndan uydurduklarý ilahlara inanýrlar,
ya da çýkarlarýný sürdürmeye yarayan atalar dinine
baðlý kalýrlar. Onlara; “gelin Allah`ýn dini olan Ýslama teslim olun” denildiði
zaman kibirlenerek yüz çevirirler. Bu gibi kimseler
Allah`tan gelen ayetleri kabul etmezler ve inkarcý
olurlar.
Allah`a karþý `küfre`
yeltenen inkarcýlarýn çoðu
yeryüzünde haksýz yere þýmaran ve kibre düþen kimselerdir. Zaten kibir; hakký
kabul etmemektir diye tarif
edilir.
Bu tip insanlar Allah`ýn
gönderdiði hükümleri be-
ðenmez, kendi fikirlerini
daha üstün tutarlar. Kimileri de kutsal saydýklarý kiþi
ve putlarý tanrý haline getirirler. Onlarla Allah`a þirk
koþarlar, o putlar adýna uydurduklarý inanç ve ilkeler
doðrultusunda yaþarlar ve
böylece küfr`e düserler.
Küfredenler aslýnda, evrende ve insan hayatýnda
olan realiteyi çarpýtan insanlardýr. Onlar insana ve
evrene hakim olan gücü
görmezler ve inkar ederler.
Onlar, ahiret gerçeðinin
üzerini kapatýrlar. Onlar,
çok açýk ve anlaþýlýr olan
ayetlere karþý duyarsýzdýrlar.
Onlar, þaþmaz ölçüler
olan ilahi vahyi inkar ederler. Daha önemlisi onlar,
Allah`ýn varlýklara ettiði
iyiliklere karþý nankördürler, nimetlerin sahibinin
hakimiyetinin üzerini örtmeye, onu yok saymaya
çalýþýrlar.
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
Asrýn
Hastalýðý
“Ýnkar”
Küfre düþenler, açýktan
açýða Allah`ý inkar ederler.
Ahirete inanmazlar ve o
güne inananlarla alay ederler. Dünya hayatýný ve
onunla oyalanmayý tercih
edip Allah`a ibadet etmeyi
kabul etmezler. Ýslam`ý uydurma bir din, çaðýn gerisinde kalmýþ bir düþünce
olarak görürler.
Kur`an hakkýnda ileri
geri konuþurlar. Allah`ýn
hükümlerini reddedip kendi görüþlerini ve büyük
saydýklarý kimselerin görüþlerini Allah`ýn hükmüne
üstün tutarlar.
Kur`an, küfredenlerin
özelliklerini çeþitli ayetlerde sýralamaktadýr. Onlarýn
en önemli özelliði, Allah`ýn
ayetlerini ve O`nun rýzýk
verdiðini yalanlamaktýr.
Allah`ýn insanlara nimetleri yalnýzca maddi þeyler
deðildir.
Akýl, his, idrak, sevgi ve
merhamet gibi þeyler, ayrý-
ca Allah`ýn gönderdiði hidayet, din ve Peygamberler
de birer minettir. Ýnkarcýlar
bunlarý da bilmezler. Küfre
sapanlarýn/inkarcýlarýn bazý
özelliklerini Kur`an diliyle
þu þekilde sýralayabiliriz:
-“Onlarýn
kalpleri
Hakk`a karþý kapalýdýr;
çünkü onlar onu duymak,
onu kabul etmek istemiyorlar.” (Ýsra: 46)
-“Onlar, Hakk ile sürekli bir mücadele içerisindedirler. Hakkýn duyulmamasý,
insanlarýn
Hakk`a
yanaþmamasý
için, Allah hakkýnda, Ýslam hakkýnda sürekli mücadele eder, karþý korlar”
(Lokman: 20 - Hacc: 3)
-“Onlar, müslümanlara ve Ýslam`a karþý hoþgörülü deðillerdir, saldýracakmýþ gibi davranýrlar.
Ellerinden gelse müslümanlarý kendi dinlerine
döndürmeye çalýþýrlar.”
(Lokman: 20 - Hacc: 3)
EVSO Gençleri manevi sohbette buluþuyor
gelerek sohbet dersleri yapýyorlar. Ýbadet, Ahlak, Peygamberlerin ve sahabelerin
hayatlarý gibi konularýn yanýnda güncel konular da ders
olarak iþlenip gençler bilgilendiriliyor. Her sohbetin sonunda katýlýmcý gençlerin tamamýna deðiþik konularda
bir ayet bir hadis hazýrlamalarý için ev ödevleri veriliyor.
EVSO gençleri kitaplarý
araþtýrarak
hazýrladýklarý
Ayet-i Kerime ve Hadisi þerifleri dersin baþýnda okuyorlar.
IGMG Gençlik Teþkilatý
ortaöðretim biriminin çalýþmasý olan Abi/Kardeþ projesini de Haiger ve çevresinde
baþlatacaklarýný söyleyen
gençler yaptýklarý bu çalýþ-
malara bütün gençleri davet
ediyorlar. Birlikte yaþadýklarý
topluma ilmi ve kültürel olarak katkýda bulunmak istediklerini belirttiler.
Gençlik lokalinde sohbet
gerçekleþtiren gençler, sohbetten sonra masa topu turnuvasý yaptýlar. Çekiþmeli
geçen turnuvada birinciliði,
Bahattin ve Kemal alýrken,
7
-“(Onlarýn),
gözleri
Hakka karþý kör olduðu
için, yaptýklarý kötü iþleri
iyi zannederler” (Kehf:
100-101 - Mü`minun: 63)
-“Onlar, Ýslam ile
o`nun ilkeleriyle ve müslümanlarla alay eder dururlar, Müslümanlarý ve
dinlerini eðlence yerine
korlar” (Araf: 51 - Bakara: 22)
-“Onlar, dünyaya, dünya malýna, paraya, makamlara aþýrý bir þekilde
baðlýdýrlar” (Casiye: 114)
-“Onlar, Hakký duymadýklarý için ölü gibidirler.”
(Zümer: 45)
-“Onlar, batýl olan þeylere iman ederler” (Ankebut: 5)
-“Onlar, eninde sonunda piþman olacaklar, yaptýklarý hatayý anlayacaklar, tuttuklarý yolun yanlýþlýðýnýn farkýna varacaklar ama iþ iþten geçecek”
(Furkan: 27-28)
Bütün bunlarý gördükten sonra inkarcýlýðýn ne
derece kötü bir durum olduðunu anlayan müslüman, kendine çeki düzen
vermeli, hal ve tavýrlarýna
dikkat etmelidir. Bunun yanýnda dilinden çýkan sözlere de ayný þekilde ihtimam
göstermelidir. Daima tevhidin o engin ve þerefli yolunda yürümelidir. Kulluðunun nimetini bilmeli ve
þükrünü her halükarda yerine getirmelidir.
Mustafa ve Emrah ikinci, Sedat ve Yavuz üçüncü oldular.
Yýlmaz, Murat ve Ýsmail turnuvada dereceye girenlere
hediyelerini takdim ettiler.
IGMG Haiger Cemiyet
Baþkaný Mehmet Koþmaz,
Haiger þubesi olarak, yapýlan
bu çalýþmalardan duyduðu
memnuniyeti dile getirerek;
gençlere maddi ve manevi
olarak destek olmaya hazýr
olduklarýný ifade etti.
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:50 Uhr
Seite 8
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
dosya
Çok satan bir gazetenin okurlarý trende,
otobüste,
gemide,
uçakta ellerindeki gazeteleri okurlarken birbirlerinin yüzüne bakmazlarken, Milli Gazete okurlarý, bulunduklarý her yerde hemen
bir araya gelirler ve o
bulunduklarý mekanda
olumlu etkilerini gösterirler.
Onun içindir ki þu anda
Türkiye'nin her il ve ilçesinde toplum üzerinde
Milli Görüþçüler etkindirler.
Hatta þu son Ýsrail küstahlýðý nedeniyle tekrar
gündeme gelen "One Minute" olayýný açýklamaya
çalýþan bazý uzmanlar
"Baþbakan, "Milli Görüþ
gömleðini çýkardým" dese
de kafasýnýn arkasý Milli
Görüþle dolu" demeye
baþladýlar.
Satýþý bazen bir milyonu geçen gazeteler olmuþtur.
Çok satan gazetelerden hiç biri Baþbakan
seçtirememiþ hatta çok
satan gazetelerin tuttuðu partiler seçimi kaybetmiþtir.
Milli Gazete bir
Cumhurbaþkaný, üç
Baþbakan çýkarmýþ bir
gazetedir.
Sayýn Necmeddin
Erbakan, Sayýn Abdullah Gül, Sayýn Recep
Seite 9
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Mahmut TOPTAÞ
Milli Gazete
bir mekteptir
Bu mektepte yazma
eðitiminden geçen birçok
insanýmýz þu anda Türkiye'nin en saygýn yazarlarý
arasýndadýrlar.
Hatta saðdan ve soldan
kendini kasan basý yazarlar tarafýndan kýskanýlýrlarken Milli Gazete onlarýn baþarýsýndan dolayý bir
öðretmen gibi iftihar eder.
Onlar da hiçbir zaman
yetiþtikleri okul hakkýnda
nankörlük yapmamýþlardýr.
13:51 Uhr
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
Üç
Baþbakan
Bir
Cumhurbaþkaný
9
meydanda iðne atsan yere
düþmez" demiþ.
Churchill: "Beni meydanda assalardý seyircim
daha fazla olurdu" diye
cevap vermiþ.
Milli Gazete, "Sen, paradan haber ver, bizde her
türlü haber var" mantýðýyla hareket etmemiþtir
Bütün haberler, iman,
insaf, vicdan, bilgi eleðinden süzülerek verilir.
Milli
Gazete'nin
þahsi düþmaný yoktur.
Dininin düþmanlarý
onun düþmanýdýr.
Düþmanýna karþý
kindarlýðý üstün gelip
saldýrgan bir üslupla
haber vermemiþtir.
Dostlarýna karþý hissiyatý devreye girerek
haberi çarpýtmamýþtýr.
Tayyip Erdoðan, Milli Gazete'nin yýllarca, kurucusu,
koruyucusu,
destekleyicisi,
yazýcýsý, yayýcýsý olmuþlardýr.
"Ben profesyonel futbolcu gibi profesyonel
yazarým. Hangi
gazetede yazýyorsam karþý tarafa
gol atan yazýlar
yazarým. Parayý
ver eski patronuma veya düþünce
kampýma nasýl
gol attýðýmý gör"
diyen hiçbir gazeteciyi bünyesine almamýþtýr.
Habercilik konusunda Rabbimizin "Ey iman
edenler, eðer bir
fasýk size bir haberle gelirse onu
araþtýrýn ki, bilmeden bir topluma sataþýrsýnýz da, sonra
yaptýðýnýza piþman
olursunuz." (Kur'an-ý
Kerim, Hucurat
süresi ayet 6)
ayetinin emrine
uymuþ ve yalan
haber yaymamaya dikkat etmiþtir.
Yabancý basýn
ajanslarýnýn haberlerine ihtiyatla
yaklaþmýþ ve tahkik edemediði
haberleri yayýnlamamýþtýr.
Yine Rabbimizin
"HAK
GELDÝ BATIL
ZAÝL OLDU"
ayetini baþ tacý
etmiþ, Türkiye
ve dünyada hep
haklýnýn yanýnda yer almýþtýr.
(Kur'an-ý Kerim, Ýsra süresi
ayet 81)
Milli Gazete,
kara günlerde kara haber yazarak
bu milletin kara
bahtýný kapkara
eyleyerek tiraj
peþinde koþmamýþtýr.
Churchill'in
konuþmasýndan
sonra bir kadýn
"Ne güzel konuþuyorsunuz,
Boyalý erkek ve kadýnlarýmýzýn, siyasilerimizin,
bir þekilde kirlenmiþ insanlarýmýzýn küllüðünü
deþerek, kirli çamaþýrlarýný ortaya çýkararak, kel
baþýnýn týraþýný gözünün
önüne dökerek etrafa kötü
koku saçmamaya dikkat
etmiþ, küllüklerinin güllük olmasý için önemli yazýlar yayýnlamýþtýr.
Bazý haberler doðru olsa bile zamanlama yoluyla doðru haberden yanlýþa
yönlendirme olur.
Milli Gazete, haberi
verenin kimliðini, kiþiliðini, beslendiði kültürü ve
haber vermekteki gayesini
çok iyi bilmeye ve ona
göre yayýn yapmaya özen
göstermiþtir.
Tiraj peþinde koþan
gazeteler, çek-senet
mafyasý haberleri, para için adam öldürenler, para için fuhuþ yapanlar, para çalanlar,
para gasp edenler, para için siyaset deðiþtirenlerden haber verirken Milli Gazete, parayý put yapan ve yaptýranlarýn tedavisi yolunda yayýnlar yapmýþtýr...
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:51 Uhr
Seite 10
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
dosya
Seite 11
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Mustafa YENEROÐLU
F
ederal Ýçiþleri Bakaný de Maizière Zeit
gazetesine verdiði
röportajda, Müslümanlarýn
radikalleþmelerinin neredeyse her zaman cami çevresinde olduðunu söyledi.
Karþý sesler yükselmediðine bakýlýrsa, bu yaklaþým
kamuoyunda paylaþýlýyor
diyebiliriz. Zaten güvenlik
birimlerinin geçmiþteki beyanlarý ile de uyuþmakta.
Ancak bu iddia gerçekten ne kadar doðru? Özellikle bu genelleyici þekli
ile? Ýçiþleri Bakaný “tespitini” daha özenli yapmalý deðil miydi? Bilhassa kamuoyunda sadece Hamburg’taki “Mescid-i Taiba”
cami ve bu arada yasaklanan Neu Ulm’daki “MultiKultizentrum” gibi yerler
radikalleþmenin olduðu
yerler olarak bilinmektedir.
Her iki yerdeki durumu da
güvenlik birimleri detaylý
þekilde biliyorlardý. Kimin
tehlikeli olarak görüldüðü
ve kimin “tehlikenin eþiðinde” olduðu kayýtlýydý.
Bu arada, Sauerland
Grubunu biraraya toplayan
kiþinin de uzun yýllar Anayasa Koruma dairesinin
maaþ listesinde yer aldýðýný
ve güvenlik birimlerinin
korumasý altýnda bu “caminin” imamý olarak gençlere
kin aþýladýðýný da biliyoruz.1
Yahya Yusuf’un yaný sýra kin yaydýðý ve terör hazýrlýklarýný desteklediði iddia edilen diðer bazý þahýslarýn da muhtemelen istihbarat elemaný olduðu biliniyordu.2 Neu-Ulm’daki
yer kapatýlmýþ olmasýna
raðmen, þiddete meyilli insanlar için çekim merkezi
olduðu iddia edilen Hamburg’taki yer faaliyetine
devam ediyor.3 Sebebi hikmeti biz bilmiyoruz. Bunun
ötesinde, camilerde kin ve
þiddet vazedildiðine dair
ise bir bilgi yok.
Almanya Ýslam Konferansý’nýn “Güvenlik ve Ýslamcýlýk” çalýþma grubunda da devlet birimlerince
bu bilgilerin ötesinde inandýrýcý somut veriler ortaya
konulamadý. Toplantýya katýlanlarýn, önceden hazýr-
13:51 Uhr
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
Camilerde
Radikalleþme
mi
[email protected]
lanmýþ konseptlerin hayata
geçirilmesinden baþka gündemleri yoktu. Bununla beraber þiddetin aþýlandýðý ve
eyleme
dönüþtürülmesi
maksadýyla insanlarýn toplandýðýna dair somut deliller olan yerler hakkýnda
neredeyse hiçbir þey yapýlmazken, Almanya’da ki camilerin tamamý zan altýnda
býrakýlýyor ve güvenlik birimlerinin Ýslamofobi’yi
besleyen tanýmlarýna dayanarak tedbir alýnma çalýþmalarýna giriþiliyor. Bu tanýmlarýn ve önleyici tedbirlerin tartýþýlmasý da reddediliyor. Bazý Ýslami organizasyonlarýn güvenlik diyaloðu konusunda güvenlik
birimleri ile iliþkisi gibi,
sadece uygulamanýn þekillenmesi ve onaylanmasý
konusunda dini cemaatlere
söz hakký veriliyor.4 Bu
þekliyle müslüman cemaatlere devletin temsilcilerince sadece güvenlik ve önlem politikalarýnda sorumluluk yüklenmesi, ancak
bunun dýþýnda diðer tüm
toplumsal alanlarda dýþlanmalarý gerçekten de çok
manidardýr, fakat maalesef
kamuoyunun gündeminde
bile deðildir.
Kýsmen medyatik olan
bu önlemlerin karalayýcý
olduðu ve önyargýlarý körüklediði göz ardý edilmektedir. Buna örnek olarak
güvenlik diyaloglarýnýn baþarýlarýndan birinin de
“Güvenlik birimlerinin tahminlerine göre, Almanya’daki camiler ve Müslüman imamlar çevresinden
þu anda doðrudan bir terör
tehdidi olmadýðý gerçeði”nin sayýlmasýdýr.5 Bu
“gerçeðin” teyit edilebilir
bulgulara dayandýrýlama-
Dediniz?
yacaðý tartýþmasýz olsa gerek. Bu sebeple güvenlik
politikalarýnýn
yeniden
gözden geçirilmesi ve bunun için dini cemaatlerin
de istiþarelere dahil edilmesi talep edilmelidir. Bu
durumda Ýslami dini cemaatlerin yapýcý katký saðlayacaklarýný söylemeye gerek bile yok. Son tahlilde
sözkonusu olan toplumun
huzuru ve sosyal barýþýn
korunmasýdýr. Esasen diðerlerine oranla bu konuda
daha fazla tehdit altýnda
olan kesim zaten müslümanlardýr. Müslümanlar
sadece ihtimal dahilindeki
terörist eylemler noktasýnda deðil, aksine öncelikle
bu tür söylentiler ve daha
da ileriye giden devlet tedbirleri nedeniyle de tehdit
altýndadýr.
Tam da bu nedenle sayýn Ýçiþleri Bakaný kendi
varsayýmlarýndan hareketle
hangi tedbirlerin alýnmasý
gerektiði ile ilgili spekülasyon yapmak yerine, þimdiye kadar yapýlanlarý öz
eleþtiriye tabi tutarak meseleye yaklaþmalý ve müslüman cemaatlerle birlikte
yeni politikalar üretmeyi
göze almalýdýr.
Buna sayýn Bakan’ýn
kamuoyuna yaptýðý açýklamalar da dahildir. Herþeyden önce kelime seçiminin
doðru olup olmadýðýný kendine sormalýdýr. Müslümanlara yönelik açýklamalarýnda çok sorunlu ifadeler
kullanan ve cami cemiyetlerini genel olarak radikalleþme suçlamasýyla karþý
karþýya býrakan sayýn Bakan, toplumun çoðunluðuna yönelik açýklamalarýnda
aþýrý titiz olabiliyor. Sayýn
Bakan, bilinen tüm araþtýr-
ma sonuçlarýnýn tersine
kendisi, Almanya’da çoðunluðun Ýslam’a kuþku ile
yaklaþtýklarýna inanmýyormuþ.6
Sadece kelime seçiminideki üslup karþýlaþtýrýldýðýnda dahi farklar açýkça
görülüyor. Ama bunun kime faydasý var? Aslýnda
kimseye faydasý yok. Yaklaþým farklýlýklarý, sadece
varolan uçurumu derinleþtirmekten öteye gitmiyor.
Sayýn Bakan de Maziere’nin suçlayýcý veya dýþlayýcý etkisi yapan bir üslup
yerine, Müslümanlarý hassasiyetini de dikkate alýp,
cami cemiyetlerinin Müslümanlarýn entegrasyonuna
yönelik onyýllardýr yaptýklarý hizmetlere saygý göstermesi tüm toplumun faydasýna olacaktýr. Zira, makul ve çözüme yönelik bir
siyaset kutuplaþmayý teþvik
etmez ve sürekli suçlamalarýn birlikte hareketi þart
koþan yaklaþýmlar için yapýcý deðil, yýkýcý olduðunu
bilir.
Radikalisierung
in den Moscheen?
Bundesinnenminister de
Maizière hat in einem Interview mit der Zeit geäußert, dass die Radikalisierung von Muslimen fast
immer rund um die Moscheen stattfindet. Diese Position scheint in der öffentlichen Diskussion Konsens
zu sein, wo doch niemand
Anstoß daran genommen
hat. Auch deckt sie sich mit
den früheren Verlautbarungen der Sicherheitsbehörden.
Aber stimmt diese Behauptung auch? Vor allem
11
in dieser pauschalen Form?
Hätte sich der Bundesinnenminister in seiner „Feststellung“ nicht wesentlich
präziser ausdrücken müssen? Zumal der Öffentlichkeit bisher nur die „MasjidTaiba“ Moschee in Hamburg und das inzwischen
verbotene „Multi-Kultizentrum“ in Neu-Ulm bekannt
sind, in denen offensichtlich Radikalisierung stattfand. Beide Fälle sind den
Sicherheitsbehörden genauestens bekannt gewesen.
Man wusste ganz genau,
wer in den genannten
Moscheen als gefährlich
galt und wer „auf der Kippe“ stand. Sicherheitsbehörden können genauestens
darüber Auskunft geben.
Inzwischen wissen wir
auch, dass der Rekrutierer
der Sauerland-Gruppe jahrelang auf der Gehaltsliste
des Verfassungsschutzes
stand und quasi unter dem
Schutz der Sicherheitsbehörden als Imam dieser
„Moschee“ Jugendlichen
Hass einimpfte1. Neben
diesem Yahia Yousef sind
weitere mutmaßliche Mitarbeiter von Geheimdiensten bekannt, die Hass gepredigt und Terrorvorbereitungen unterstützt haben
sollen2. Während das Zentrum in Neu-Ulm inzwischen verboten ist, wird die
genannte Örtlichkeit in
Hamburg weiterhin betrieben, obwohl sie nach wie
vor Anziehungskraft für
gewaltbereite Personen sein soll3. Warum, wissen
wohl die wenigsten? Dass
darüber hinaus in Moscheen Hass oder Gewalt gepredigt wird, ist nicht bekannt.
Auch
im
Gesprächskreis „Sicherheit
und Islamismus“ der Deutschen Islamkonferenz
wurden seitens staatlicher
Behörden keine weitergehenden Erkenntnisse mitgeteilt. Es ging eigentlich
nur darum, die Umsetzung
von vorgefertigten Konzepten durchzusetzen.
Obwohl dort, wo konkrete Beweise für Gewaltverherrlichung und sogar
Rekrutierung vorliegen,
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
12
13:51 Uhr
Seite 12
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
wenig unternommen wird,
sind alle Moscheen in Deutschland einem Verdacht
ausgesetzt und sollen
Präventionsarbeit
auf
Grundlage islamophober
Definitionen der Sicherheitsbehörden vornehmen.
Dabei ist eine Diskussion
über Definitionen und Umsetzungsmaßnahmen nicht
erwünscht. Nur bei der
Umsetzung dürfen islamische Religionsgemeinschaften scheinbar mitgestalten, so auch beim Sicherheitsdialog mancher islamischer Organisationen
mit den Sicherheitsbehörden4. Es ist doch mehr als
bemerkenswert, dass die islamischen Religionsgemeinschaften durch staatliche
Vertreter ausschließlich in
Fragen der Umsetzung der
Sicherheits- und Präventionspolitik in die Pflicht genommen, ansonsten jedoch
bei allen gesellschaftspolitisch relevanten Themen
ausgrenzt werden.
Dass aber diese teilweise medialen Maßnahmen
selbst stigmatisierend sind
A I N Z -Mainz
M
Barbaros Cam i i ´ n d e
21.12.2009
tarihinde
baþlayan Yýlbaþý tatilini
deðerlendirme kursu 50
kýz talebenin katýlýmýyla
dolu dolu geçti.
21.12.2009
ile
03.01.2010 tarihleri arasýnda yapýlan kursa ilgi
büyüktü. Bu iki haftalýk
bir zaman zarfýnda talebelere kýsa ve pratik bilgiler aktarýldý. Kalýcý olmasý ve kolay öðrenilmesi açýsýndan görselliðe önem vererek Namaz
ve abdest gibi ibadetleri
uygulamalý olarak grup
çalýþmalarýnda öðretilmeye özen gösterildi.
Kursun
sonunda
02.01.2010
tarihinde
sosyal aktivite ve tatillerini Mainz Barbaros Camii´nde deðerlendiren
talebelere ödül olarak 13
yaþ grubu ve üzeri olan
und zudem islamophoben
Ressentiments zusätzlichen
Vorschub leisten, wird geflissentlich unterdrückt. Zu
den Erfolgen des Sicherheitsdialogs zähle, “die Tatsache,
dass
nach
Einschätzung von Sicherheitsbehörden derzeit keine
unmittelbare Terrorgefahr
aus dem Umfeld von
Moscheen und muslimischen Predigern in Deutschland ausgeht”5. Dass man
diese „Tatsache“ nicht mit
verifizierbaren Angaben
wird unterlegen können,
dürfte unstreitig sein. Gerade im Anbetracht dieser
Tatsachen verlangt die
IGMG seit Jahren eine
Überprüfung der Sicherheitspolitik
und
eine
tatsächliche Möglichkeit
der Beratung. Dass in diesem Fall islamische Religionsgemeinschaften selbstverständlich ihren Beitrag
leisten werden, bedarf eigentlich keiner Erwähnung.
Nicht zuletzt geht es um
das Gemeinwohl und auch
die Erhaltung des sozialen
Friedens. Im Übrigen sind
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
Muslime durch dieses Thema wesentlich stärker bedroht, als alle anderen. Nicht
nur durch möglicher terroristische Akte, sondern vor
allem auch durch solche
Verlautbarungen und weitergehenden
staatliche
Maßnahmen.
Gerade daher könnte
der Bundesinnenminister,
anstelle darüber zu spekulieren, was er auf Grundlage
seiner Feststellung unternehmen könnte, selbstkritisch den bisherigen Ansatz
auf den Prüfstand stellen
und gemeinsam mit den islamischen Religionsgemeinschaften eine neue Politik
wagen. Dazu gehören auch
die öffentlichen Verlautbarungen des Ministers. Vor
allem müsste er sich fragen, ob seine Wortwahl
richtig ist. Während er sich
in seinen Äußerungen gegenüber den Muslimen
sehr problematisch ausdrückt und die Moscheegemeinden pauschal dem
Vorwurf der Radikalisierung aussetzt, ist er
äußerst vorsichtig, wenn er
sich an die Mehrheitsbevölkerung richtet. Entgegen aller bekannten Studienergebnisse glaube er
nicht, dass die Mehrheit in
Deutschland islamskeptisch sei6.
Wenn man nun den
Sprachgebrauch vergleicht,
stellen sich doch offensichtliche Unterschiede dar.
Aber wem nutzt das? Eigentlich niemandem, es
vertieft nur die vorhandenen Gräben. Es wäre im
Sinne Aller zu hoffen, dass
de Maizière eine Sprache
gebraucht, die nicht ausgrenzt oder stigmatisierend
wirkt, sondern Empathie
zeigt und die wertvolle Arbeit, die Moscheegemeinden in den letzten Jahrzehnten zur Integration der
Muslime in der Gesellschaft geleistet haben, anerkennt.
Denn eine vernünftige,
ergebnisorientierte Politik
setzt nicht auf Polarisierung und weiß, dass die
permanente Verdächtigung
Gift ist für Ansätze, die gemeinschaftliches Handeln
Mainz Barbaros Camiinde
Karne ve Aþure Günü
dosya
voraussetzen.
1-Daniela Bach/Elmar Theveßen/Rolf Peter Weißhaar, »Angriffsziel Terrorismus – Bedrohung durch Terrorismus«, Frontal
21
(ZDF),
11.09.2007.;
http://www.hintergrund.de/20070928123/politik/inland/die-spur-der-dienste.html
2-http://info.kopp-verlag.de/news/marionetten-unddrahtzieher-sauerland-gruppe-am22-april-beginnt-der-prozess-gegen-die-angebli.html;
Bernd
Schlecker, Ex-Imam aus Islamistenszene aufgetaucht, SWR-4,
25.06.2008.; Rainer Nübel, »Mutmaßlicher CIA-Mann war ›der
Chef‹«,
Stern,
04.02.2009,
http://www.stern.de/panorama/:Sauerland-Zelle-Mutma%DFlicherCIA-Mann-der-Chef/653678.html.
3-„Reiseziel Pakistan“ in der
FAZ vom 08.12.2009, Seite 10
4
S
i
e
h
e
http://www.igmg.de/nachrichten/artikel/2009/04/29/was-sinddie-grundlagen-der-sog-vertrauensbildenden-massnahmenzwischen-den-sicherheitsbehoerden-und-manchen-muslimischeno r g a n i s a t i o ne n . h t m l ;
http://www.igmg.de/nachrichten/artikel/2009/05/02/ohne-sicherheitsdialog-unmittelbare-terrorgefahr-durch-moscheegemeinden.html
5-„Lob für Dialog mit Muslimen“ in der FAZ vom 30.04.2009,
Seite 2
6-http://www.zeit.de/2009/50/Interview-De-Maizire? page=3
talebeleri buz patenine,
7 yaþ grubu talebeleri
kapal› oyun alaný olan
Ramba-Zamba´ya götürüldü.
Talebeler arasýnda
çok hoþ bir kaynaþma oldu. 03.01.2010 tarihinde
velilerin büyük bir katýlýmýyla coþkulu bir program
gerçekleþtirildi.
Eðitim programýnýn sonunda talebeler hazýrladýklarý programý velilere
ve cemeate sundular.
Akabinde caminin hocahanýmý Ayþe Ubeydullah
da Avrupa´da yetiþen
gençlik ve ilmin önemini
vurgulayan bir konuþma
yaptý. Velilerin memnuniyeti ve hayýr dualarýnýn ardýndan talebeler
eðitim belgelerini hocalarýnýn ellerinden aldýlar.
Daha sonra Kadýn
Kollarýnýn hazýrladýðý
aþureler cemaate ikram
edildi.
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
dosya
Namaz”
kelimesi
Türkçe’ye Farsça’dan
geçmiþtir; Farsça’daki okunuþu “nemâz”dýr. Bunun Arapca karþýlýðý olan
“salât” sözlükte, dua etmek, yalvarmak, iyi dilekte
bulunmak anlamlarýna gelir. “Onlar için dua et
(“salli aleyhim”), çünkü
senin duan (“salâtek”) onlar için sükûnettir (onlara
huzur saðlar)” (Tevbe Suresi, [9:103]) mealindeki
âyet-i kerîmede bu anlam
sözkonusudur. Dinî bîr terim olarak salât (namaz),
tekbir ile baþlayýp selâm ile
tamamlanan belirli hareket
ve sözlerden oluþan ibadeti
ifade eder. Ayrýca salât,
özellikle Hz. Peygamber
için hayýr duada bulunma
ve ona olan saygý ve baðlýlýðý gösterme amacý ile söylenen söz anlamýna da gelir.
Salât kelimesinin çoðulu
“salevât‘týr. Namaz kýlan
kiþiye “musallî”, namaz kýlýnan mahalle “musalla”
denir.
Namaz Ýslâm’dan önceki ilâhî dinlerde de emredilen bir ibadettir. Nitekim
Kur’ân-ý Kerîm’de Hz.
Lokman’ýn oðluna verdiði
öðütlerde namaz da zikredilir: “Yavrucuðum! Namaz
kýl, iyiliði emret, kötülükten
vazgeçirmeye çalýþ, baþýna
gelenlere sabret. Doðrusu
bunlar azmedilmeye deðer
iþlerdir” (Lokman Suresi,
[31:17]) Ýslâm Dininde namazýn meþru ve farz bir
ibadet olduðu Kitap, Sünnet
ve Ýcma ile sabittir. Ýnkâr
eden kâfir olur.
Namaz, kökü Allah’tan
gelen dinlerin ortak hükümlerindendir. Zira peygamberler üstlendikleri aðýr
teblið görevini yerine getirirken namazýn kendilerine
saðladýðý sürekli manevî
güçten destek alýyorlardý.
Kur’ân-ý Kerîm’in birçok
âyeti bunu bize haber veriyor. Ýþte Hz. Ýbrahim (as)’ýn
namazla ilgili duasý bu
ayetlerden sadece bir tanesidir: “Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazýný kýlanlardan eyle. Rabbimiz! Duamý kabul buyur.” (Ýbrâhîm Suresi,
[14:40]).
Ýslâm’ýn tebliðine baþ-
13:51 Uhr
Seite 13
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
Hulusi ÜNYE
“
[email protected]
landýðý o zor zamanlarda
ilk ibadet olarak namazýn
kýlýndýðýna þahit olmaktayýz. Peygamber Efendimiz
(s.a.v), tek baþýna, ailesiyle
beraber, bâzan evde bâzan
Ka’be’de, bâzan Daru’l Erkam’da ashabýyla birlikte
namaz kýlýyordu. Namaz
kýlarken ölüm tehlikeleri ile
karþýlaþýyordu. Namaza verilen ehemmiyet nedeniyle
sahabeden bazýlarý evlerinin bir kýsmýný mescid haline getiriyorlardý. Hz. Ebu
Bekir ve Erkam bin Ebi’l
Erkam bunlardandý. Peygamber Efendimiz (s.a.v)
namazla manevi güç ve moral kazanan, hayatý düzene
giren bir yepyeni nesil oluþturuyordu. Namazýn bu
ehemmiyeti nedeniyledir
ki, bu gün kýlmýþ olduðumuz beþ vakit namazýn farziyyeti Mirac Gecesi’nde
gerçekleþiyordu. Bundan
dolayý “namaz müminin
miracýdýr” denilmiþtir.
Namaz, kiþiyi Allah’a
yaklaþtýran, ruhen arýndýran
ve yücelten, bir taraftan
þükretmeye bir taraftan da
sabýr ve mücadeleye alýþtýran, belirli bir disiplin içinde kulluk bilincine eriþtiren
çok önemli bir ibadettir.
Ayrýca beden ve ruh saðlýðý
açýsýndan da büyük yararlarý söz konusudur. Hele cemaatle kýlýnan namaz, ýrk,
renk, dil, sosyal zümre ve
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
Namaz
ve
Kimlik
ülke ayýrýmý gözetmeksizin
müminleri ayný safta topladýðý için cemaat þuurunun
pekiþmesinde çok güçlü bir
rol üstlenir.
Ýslâm insan hayatýný bütünüyle kuþatýr ve yönlendirir. Ýslam’a adýmýný ilk
defa atan müminlere yüklenen ilk ibadet görevi ise namazdýr. “Dinde namaz, vücutta baþ gibidir.” “Kalbini
namaz için hazýrlayan ve
onu þartlarýna uyarak kýlan
kiþi gerçek mümindir.”
(Kenzül-Ummal Kitabu’sSalat, 2) hadis-i þerifleri
bunu bize izah ediyor.
Namazla insan yeni dini
hayatýnda vakitlerini de
belli bir düzen ve intizam
dairesine almýþ olur. Yani
namaz, insan kimliðine önce vakit planlamasýný katar
ve bu ömür sermayesinin
öyle hesapsýz verilmediði
bilgisini öðretir. “Namazý
bitirince de ayakta, otururken ve yanýnýz üzerinde yatarken (daima) Allah’ý
anýn. Huzura kavuþunca da
namazý dosdoðru kýlýn;
çünkü namaz müminler
üzerine vakitleri belli bir
farzdýr.” (Nisa Suresi,
[4:103]) ayeti bunun talimatý sadedinde indirilmiþ
gibidir.
Ýmandan sonra bir numaralý ve imanýn iþareti
olan ibadet namaz olunca,
namazý terketmek veya on-
da isteksiz bir mümin kimliðine sahip olmak kýnanmaya sebep olur. Nitekim
Peygamber
Efendimiz
(sas): “Kiþi ile þirk ve küfür
arasýnda namazý terketmek
vardýr. (Namazý terketmek
kiþiyi þirk ve küfre yaklaþtýrýr)” (Feyzu’l Bari Þerh-i
Sahih-i Buhari, 2/275) buyurarak namazý terketmenin küfre ve þirke kayma
tehlikesinin olduðuna iþaret
ederken, Cenab-ý Hak da
namaza karþý isteksizliðin
nifak sebebi olduðunu þu
ayet-i kerime ile bize beyan
buyuruyor: “Þüphesiz münafýklar Allah’a oyun etmeye kalkýþýyorlar; halbuki
Allah onlarýn oyunlarýný
baþlarýna çevirmektedir.
Onlar namaza kalktýklarý
zaman üþenerek kalkarlar,
insanlara gösteriþ yaparlar, Allah’ý da pek az hatýra
getirirler.” (Nisa Suresi,
[4:142])
Namaz, içinde dua,
Kur’an kýraatý, tesbihat, rüku, secde ve neticede dünyaya selam ve selamet dileklerini içinde barýndýran
bir ibadettir. Duasýný herþeyi ve kendisini yaratan
Rabbine yönelten bir insanýn moral üstünlüðünün
zirvesine baþka bir þeyle
ulaþmak mümkün olamaz.
Bilhassa okuduðu ayet ve
surelerin anlamlarýný da düþünerek namaz kýlan bir
13
müslüman, her rekatta yeni
bir insani kimlikle bezenir.
Þöyle bir düþünelim!
Günde beþ defa huþu, huzur, ta’zim ve þuurlu bir þekilde Allah’ýn huzuruna çýkan bir müslüman, inandýðý
ve yaþamaya gayret ettiði
Kur’ân ayet ve surelerinden
okuyarak namaz kýlýyor.
Ýçinde “Zekât, adalet, merhamet, yapýlan her iþi Allah
görüyor bilinci içinde güzel
yapma, sözleþmelere baðlýlýk, ana-babaya saygý, yaratýlanlar üzerinde düþünme
… ve doðru konuþma gibi
emirler yer alan Kur’ân
ayetleri” birbir dile geliyor.. “Faiz, içki, kumar, zina, zulüm, yalan, bölücülük, kin, kibir… ve israf…”
gibi
yasaklarý
içeren
Kur’ân âyetleri okunuyor..
Okunan bu Kur’an ayet ve
sureleri hergün ve bir ömür
boyu böylece devam ediyor. Böylece namaz, Ýslâm
Dini’nin, birlik þuurunun
ve ilmin buyruklarýnýn gereklerine insaný yönlendiriyor. Haram ve yasaklardan
koruyarak hayatý basitlikten, faziletsizlik zemininde
sürünüþten kurtarýyor, yüksek heyecanlarýn, ölümsüz
hedeflerin âþýký kýlýyor.
Böylece insan müsbet enerji ile yüklenmiþ oluyor.
Namazlarýnýn
her
rekâtýnda Fatiha Sûresini
okurken: “Ancak sana ibadet ederiz...” diyerek haram
ve helâl ölçülerine göre yaþayacaðýna söz veren
mü’minin, Allah’ýn emirlerini ve yasaklarýný çiðnemesine imkân var mýdýr?
Rýzký verenin, sebepleri yaratanýn, dünya ve ahiret saadetini verecek olanýn Allah olduðuna ve O’nun huzurunda hesap verileceðine
inanan mü’minin, fâni dünya nimetleri ve sayýlý ömür
günleri için yalan, karaborsa, rüþvet, sömürü, zulüm,
riya, ihtiras, samimiyetsizlik içinde olmasý mümkün
müdür? Þu bir gerçek ki,
namaz kýlan bir mümin de
bâzan yanýlabilir, fakat hatasýnda ýsrar etmez, edemez. Bundan dolayýdýr ki,
Kur’ân-ý Kerim namazý
maddî ve manevî kötülüklere ve ahlâksýzlýklara karþý
güçlü bir koruyucu olarak
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
14
sunmaktadýr: “(Resûlüm!)
Sana vahyedilen Kitab’ý
oku ve namazý kýl. Muhakkak ki, namaz, hayâsýzlýktan ve kötülükten alýkoyar.
Allah’ý anmak elbette (ibadetlerin) en büyüðüdür. Allah yaptýklarýnýzý bilir.”
(Ankebut Suresi, [29:45])
Ancak çoðu zaman namaz müminde oluþmasý gereken bu kimlik özelliklerini kazandýramayabilir. Bu
da namazýn eksikliðinden
deðil, namaz kýlanýn kendi
eksikliðinden kaynaklanýr.
Yoksa Allah’a, Kur’ân’ýn
içtimaî, iktisadî, hukukî ve
ahlâkî hükümlerini ihtiva
eden âyetlerini okuyarak
ve Hz. Peygamberin öðrettiði gibi namaz kýlarak ibadet eden müminler olunsa
bu kimlik elde edilemez
mi? Böyle bir kimliðe kavuþmuþ bir insaný hangi
güç Ýslâmî doðrultudan
saptýrabilir? Hangi zalim
otorite Ýslâm dýþý, sistemlere kanalize edebilir? Hangi
istibdad tanrýlaþtýrýlmýþ Taðut’î güçlere boyun eðdirebilir? “Nihayet onlarýn pe-
T
.C. Berlin Büyükelçiliði Din Hizmetleri Müþaviri ve
DÝTÝB Genel Baþkaný Sadi Arslan, T.C. Mainz
Baþkonsolosu Aydan Yamancan’ý Baþkonsolosluk
makamýnda ziyaret etti.
Din Hizmetleri Ataþesi
Mehmet Ý. Türe’nin de hazýr bulunduðu ziyarette,
Sadi Arslan, DÝTÝB olarak
görevlerinin toplumu din
konusunda aydýnlatmak
olduðunu, ancak hizmet
alanlarýnýn sadece bununla da sýnýrlý olmadýðýný belirterek þunlarý söyledi:
“Eðitim olmazsa olmazlarýmýzdandýr. Burada büyüyen çocuklarýmýza ve
gençlerimize milli ve manevi deðerlerimizi öðretmemiz gerekiyor. Çocuklarýmýzý çevrelerinde bekleyen kötü alýþkanlýklardan uzak tutmak için bundan önce olduðu gibi bundan sonra da, onlarý DÝTÝB’e ve baðlý derneklerimize çekmenin gayreti
içinde olacaðýz. Eðitim se-
13:51 Uhr
Seite 14
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
þinden öyle bir nesil geldi
ki, bunlar namazý býraktýlar; nefislerinin arzularýna
uydular. Bu yüzden ileride
sapýklýklarýnýn cezasýný çekecekler.” (Meryem Suresi,
[19:59]) ayeti tam da bu
konuya dikkatlerimizi çekiyor. Demek ki insan nefsine uyar ve þuursuzca namaz kýlarsa netice böyle
olur.
Namaz, bunalan ruhlara, ümitsizliðe düþen gönüllere, huzursuz kalplere
yegâne sýðýnaktýr. Ýç dünyasý için için kanayan, kanadýðý için de, karamsarlaþan,
kararsýzlaþan ve arayýþlar
içinde çýlgýnlaþan ruhlarýn
tek tedavi yolu ve biricik
mutluluk gýdasý da namazdýr. Namaz kýldýðý halde
böyle þeylerden þikayet
eden birisi kýldýðý namazýný
gözden geçirmelidir. Çünkü “Kalk, namaz kýl. Namazda þifa vardýr” buyuran Peygamber Efendimiz
(sas) –haþa- yalan söylemez. (Ýbn-i Mace Hn.
3458)
Namazýný kýlan bir mü-
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
min, gusül ve abdest ile vücut temizliðini, kirli ve pis
elbiselerle ve pis yerlerde
namaz kýlamayacaðý için
elbise ve mekân temizliðini
kendinden ayrýlamayacak
bir kimlik haline getirmiþ
olan insandýr. Diðer yandan namaz kýlan insan, daima ölümü hatýrlar, ihtiraslarýný dizginler, dünya hayatýna gerçekçi bir gözle
bakmayý öðrenir, ölümle
baþlayacak yepyeni ve
ebedî hayata hazýrlýk þuurunu kazanmýþ olur. Hayatýn her anýnda samimî ve
ihlâslý olmanýn vicdanî neþesini duyar. Saðlýðýmýzýn
ebedî düþmaný manevî hastalýklar olan günahlardan
korunur, ruhu kirleten her
þeyden arýnmýþ olur. “Sizden birinizin kapýsý önünden coþkunca akan ve içinde günde beþ defa yýkandýðý bir nehir olsa, bu nehir
onda kirden eser býrakýr
mý? Pek tabii ki, býrakmaz.
Beþ vakit namaz da böyledir. Bütün günahlarý temizler.” (Müttefekkun aleyh)
Gerçek þu ki, namaz ha-
kiki mü’min kimliðinin
göstergesidir. Çünkü þuurla, kalbî huzurla ve devamlý olarak namaz kýlmak, ancak gerçek mü’minlerin
yapabileceði ibadettir. Bunun içindir ki, Cenab-ý
Hak: “Kalpleri ilâhî sevgi
ve korku ile dolu olan kimselerden baþkalarý için namaz gerçekten çok aðýr bir
yüktür.” (Bakara Suresi,
[2:45]) buyurmuþtur. Samimi namaz kýlan müminler
için ise þu övgüler ve müjdeler yine Peygamber lisanýndan
süzülmüþtür:
“Amellerin Allah’a en sevimli olaný vaktinde namaz
kýlmaktýr.” (Tac, 1/134)
“Kul namazda oldukça
ilâhî rahmet üzerine iner.”
(Tac, 1/135) “Ümmetine
beþ vakit namazý farz kýldým. Beþ vakit namazý vaktinde kýlan kulumu cennete
koyacaðýma da and içtim.”
(Tac, 1/137)
Namazýn bir kimlik haline gelmesi için daha küçük yaþlardan itibaren çocuklarýn namaza alýþtýrýlmasý gerekir. Mümin ana-
Arslan, Baþkonsolos
Yamancan’ý Ziyaret Etti
viyesinin yükseltilmesi ve
daha bilgili, daha eðitimli
bir genç kuþaðýn yetiþmesine öncülük etmek ve
gençlerimizin bilgi çaðýna
daha iyi ayak uydurmalarýný saðlamak amacýyla
derneklerimizi birer cazibe merkezi haline getirmenin gayreti içerisindeyiz.
Bunun için el birliði ile
vatandaþlarýmýza hizmetler sunacaðýz” dedi.
DÝTÝB’in gerçekleþtirdiði çalýþmalarýndan dolayý tebrik ederek sözlerine
baþlayan Baþkonsolos Aydan Yamancan da, en
önemli meselenin eðitim
olduðunu kaydederek þöyle konuþtu: “Bizim buradaki görevimiz vatandaþ-
larýmýza yardýmcý olmaktýr. Baþarýnýn ön koþulu
öncelikle eðitimdir. Eðitim de baþarýnýn ilk basamaðý da ailedir. Bu sebeble yaptýðýmýz faaliyetlere
aileleri de teþvik etmeliyiz. Toplumda yapýlmasý
gereken en önemli iþlerden birisi eðitimdir. Eðitim hayatýmýzýn her kade-
dosya
babanýn evladýna karþý en
önemli vazifesi budur.
Çünkü Rabbimiz Peygamberimizin þahsýnda “Ailene
ve çocuklarýna namazý emret ve namaz kýlmada sabýrlý ol…” (Taha Suresi,
[20:132]) buyurmuþtur. Bu
âyetin indiriliþinden sonra,
Peygamberimiz altý ay süreyle, evli kýzý Hz. Fatýma’yý sabah namazýna bizzat kaldýrmýþtýr. (Ýbn Kesir
Tefsiri, Taha, 132)
Namazýn kimliðimiz olmasý dileði ile konuyu bir
ayet meali ile noktalýyoruz:
“Allah anýldýðý zaman yürekleri titreyen, Allah’ýn
âyetleri yanlarýnda okunduðu zaman imanlarýný
arttýran, ancak Rablerine
güvenen, namazlarýný dosdoðru kýlan, kendilerine rýzýk olarak verdiklerimizden
Allah için harcayan kimseler (yok mu?) Gerçek
mü’minler onlardýr. Rableri katýnda dereceler, baðýþlanma, bitmez- tükenmez
güzel nimetler de onlarýndýr.” (Enfal Suresi, [8:2-4])
mesinde bize lazým olan,
ilerlememiz ve yükselmemiz için ön þarttýr. Bunun
için eðitimi olmazsa olmazlarýmýzdan anlayýþýyla
kabul ediyoruz. Eðitime
yapýlan yatýrým bu ülkenin
geleceðine yapýlan yatýrýmdýr. Bu meyanda eyalet
genelinde bir takvim hazýrladýk. Öðrenciler ve her
iþ gruplarýndan baþarýlý
gençlere bu takvimde yer
verdik. Vatandaþlarýmýzýn
birlik ve beraberlik içerisinde bulunmasýnda DÝTÝB’e baðlý derneklerimizin çok büyük katkýsý olmuþtur. Almanya’da Türk
nüfusunun çoðunluðuna
hitap eden en büyük sivil
toplum kuruluþlarýndan
bir tanesi de DÝTÝB’dir.
Birbirimize baðlýlýðýmýz,
dayanýþmamýz ve kaynaþmamýz çok önem arz etmektedir. Baþkonlosluðumuz olarak bir ihtiyacýnýz
hasýl olduðunda sizlerin
her zaman yanýnýzdayýz”
dedi.
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
haber
I
GMG Kuuzey Bavyera
Bölgesi Salon SV Johannis’de muhteþem bir Fethi Mübin Kutlamasý ve Maidei Kur’an Proðramý yaptý.
Salonu hýnca hýnç dolduran katýlýmcýlar, proðramýn
derinliklerinde 7`den 70’e
herkes kendini buldu.
Avrupa Kur’an okuma birincilerinden Bülend Faruk
Muhammed’in yürekten okuduðu Kur’an tilavetiyle baþlayan proðram, Ziya Karakaya
Hoca`nýn idaresinde Ýstiklal
Marþý okunarak devam etti.
Proðramda IGMG Kuzey
Bavyera Bölge Baþkaný Bilal
Demiroðlu bir açýlýþ konuþmasý yaptý. ‘Katýlýmcýlarý selamladýktan sonra konuþmasýný, ‘çok dilli, çok dinli ve
farklý kültürlü Avrupa Ülkesi
olarak Almanya`da yaþayan
insanýmýzý, kendi deðerlerimizi muhafaza ederek, bu
topluma entegre edip, geleceðe güvenle taþýmak ancak
böyle kendi deðerlerimize
saygýlý, göze ve kulaða hitap
eden seviyeli proðramlarla
mümkündür. Gözü, kulaðý ve
bütün duyularý ifsat eden
olumsuzluklara karþý, müsbet
proðramlarla islah çalýþmalarý
yaparak, neslimizi eðiterek,
geleceðe güvenle bakmak
mümkün olur. Son zamanlarda, demokrasi sözcüðünü
gayrý samimi dilinden düþürmeyen sorumsuz idarecilerin
13:51 Uhr
Seite 15
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
IGMG KUZEY BAVYERA`DA
MAÝDE-Ý KUR`AN PROGRAMI
sorunlarý çözmekten öte, sorun üreten söz ve uygulamalarý karþýsýnda endiþe etmiyoruz
desek yalan olur. Ama tarih
hep saðduyu’yu haklý çýkarmýþtýr diye konuþmalarýný sürdürdü.
Proðrama katýlan misafirlerden IGMG Genel Sekreteri
Oðuz Üçüncü de bir konuþma yaptý ve proðramý hazýrlayan IGMG Kuzey Bavyera
Bölge Baþkanlýðýný tebrik
ederek, dünyada her üç dakikada bir bebeðin açlýktan öldüðü bir dönemde sosyal hizmetler
çalýþmalarýmýzla
75.600 küsür kurbanýn yanýna
gönül dolusu sevgilerimizi ve
kardeþliðimizi de koyarak,
mazlum ve maðdur insanlara
ulaþtýrmanýn hazzýný hep birlikte yaþýyoruz dedi.
Proðrama TC. Nürnberg
Baþkonsolosuna vekaleten
katýlan Ýdari Ataþe Abdullah
Tüylü Bey ile Din Hizmetleri
15
Ataþesi Dr. Cafer Acar Beyler
de katýldýlar. Abdullah Tüylü
Bey bir selamlama konuþmasý
yaptý. Proðramý tebrik ederek,
katýlýmcýlarý selamladýlar ve
Baþkonsolos Ece Öztürk Çil
Haným’ýn selamlarýný ilettiler.
Günün Hatibi Prof. Dr. Ýhsan Süreyya Sýrma Hoca, Ýslam Tarihinden bir demet gül
olarak yaptýðý konuþmada, Firavunlarýn karþýsýnda Musa`nýn mücadelesi, Nemrutlarýn karþýsýnda Ýbrahimlerin
önemi, Ebu Cehillerin karþýsýnda Muhammed (s.a.v)
Efendimizin mücadelesi ne
ise, bugün hiçe sayýlan insanlýk onurunun düþtüðü yerden,
hak ettiði yere kaldýrýlmasý
mücadeleside o kadar önemlidir. Ýsrafýn ve isyanýn haddinihududunu aþtýðý bu gecede bu
güzel proðramý düzenleyen
siz Milli Görüþ’ün kýymetli
mensuplarýný tebrik ediyorum
dedi.
Proðramda, aralara serpiþtirilerek coþturan ilahileriyle
‘Grup Þaheser’ ve Türkiye`den gelen çocuklarýmýzýn
Burak aðabisi ve ekibinin muazzam performasyonlarý geceyi unutulmaz etti.
Yapýlan Kur’an yarýþmasýnda dereceye giren gençlere
laptop ve diðer hediyelerden
sonra sponsor olarak destekleyen iþadamlarýna plakat takdimleriyle proðram sona erdi.
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:51 Uhr
Seite 16
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:51 Uhr
Seite 17
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
18
Ýskender Güngör Kerpen
Hakký bey, bize kendinizi tanýtýr mýsýnýz?
Efendim ben 1980 yýlýnda Almanya`ya geldim.
1982 yýlý itibariyle de teþkilatta sýrasýyla Müteþebbis
Heyet Baþkanlýðý, Hessen
Bölgesi Gençlik Kollarý
Bölge Yürütme Üyeliði,
Rhein Saar Bölgesinde
Gençlik Teþkilatý kurucu
Bölge Baþkaný yine Rhein
Saar Bölgesinde Kurucu
Bölge Baþkanlýðý görevlerinde bulundum. Tabiî bütün bunlarý fahri olarak yürüttüm. Bunun yanýnda
müteahhitlik iþlerine de burada olsun Türkiye`de olsun devam ettim. 2008 yýlýnda da Genel Baþkanýmýz
Yavuz Çelik Karahan
Bey`in ricasý üzerine ki burayla iliþkimizi kesip evi
dükkaný kapatmýþtýk ki, yeniden dönüp Genel Baþkan
Yardýmcýlýðý, Hac Umre ve
Seyahat Baþkanlýðý göreviyle Teþkilata yeniden
dönmüþ olduk. Bu birimde
özellikle Tahir Köksoy kardeþimiz gibi görevini iyi
bilen birisiyle çalýþmak iþimizi oldukça kolaylaþtýrdý.
Hac ve Umre Seyahat
biriminizden biraz bahseder misiniz?
Þu anda Ýslam Toplumu
Milli Görüþ Teþkilatlarý
Batý Avrupa, Kanada ve
Avustralya`da örgütlenmiþ
durumda. Buna Ýngiltere de
dahil. Dolayýsýyla bu ülkelerin tamamýndan hacý ve
umreci götürüyoruz. Malumunuz olduðu üzere Hac
ve Umre çalýþmalarýmýz
2009 yýlýndan itibaren bir
Milli Görüþ kuruluþu olan
“IGMG Hac Umre Seyahat
Gmbh” adý altýnda kurduðumuz bu þirket tarafýndan
yürütülmektedir. Dolayýsýyla Almanya`dan Avusturalya`ya kadar hac kotalarýný kullanmaktadýr. Genel
olarak bu seyahatlarýn düzenlenmesi, fiyatýn belirlenmesi, Suudi Arabistan‘daki otellerin tutulmasý,
Teþkilat‘ýn bütün birimlerinde alan hizmetinin verilip, teknik hazýrlýklarýn yapýlmasý, kayýtlarýn alýnmasý, uçaklarýn uçuþ planlarýnýn planlanmasý, havaalanlarýndaki organizasyonlar
13:51 Uhr
Seite 18
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
IGMG Hac ve Umre Gmbh Genel Müdürü Hakký Çiftçi
Hac ve Umre Milli Görüþ ile yapýlýr
gibi tüm görevler bizim birimimiz tarafýndan gerçekleþtirilmektedir. Hac organizatörlüðü ise hac esnasýnda hizmet veren bir birimdir. 2004-2005 yýllarý
itibariyle Hac Organizatörü, diðer bir deyiþle Hac
Emiri olarak, Kemal Ergün
kardeþimiz bu birime çok
ciddi katký saðladý ve saðlamaya da devam ediyor.
Kendisine hizmetlerinden
dolayý teþekkür ediyorum.
Hacdaki yer hizmetlerinden tutun da, görevlilerin
seçilmesi noktasýna kadar
Hac Emirimizle beraber
çalýþýp karar veriyoruz.
Merkez Ofis büro müdürümüz Tahir Köksoy bey,
Mustafa Göksu bey Suud
Sorumlusu, Cengiz Daðdeviren bey hac esnasýnda
Mekke sorumluluðunu yürütüyor, Ýsmail Sivri bey
Cidde Havaalaný sorumluluðumuzu aðýrlýklý olarak
yürütüyor. Ýþte böyle bir organiyasyonumuz var. Ortaklaþa yürüttüðümüz bir
yapýmýz var. Alt üst birim
diye hiçbirimizin kaygýsý
yok. Hiyerarþik bir yapý
içerisinde, görev paylaþýmýyla abi kardeþ iliþkisinine dayanan saðlam bir yapý
oluþturduk. Hepimizin tek
bir gayesi var; Cenab-ý Al-
lah`ýn rýzasýný kazanabilmek. 2009 yýlýnda Allah
nasip etti 40. Organizasyonu tamamladýk. Dolayýsyla
Milli Görüþ Teþkilatlarýnýn
Hac Organizasyonu bir
marka oldu. Bu marka; tamamen 40 yýl boyunca bu
organizede görev alanlarýn
ortak emeði olup, bütün
kardeþlerimizin özverili çalýþmasý, gayretleri, yaptýklarý hizmetleri ibadet aþkýyla yapmalarý, bu çalýþmalarýna ruh ve heyecan katmalarýyla gerçekleþmiþtir. Dolayýsla bütün kardeþlerimize teþekkür ediyoruz, ahirete gidenlere ise Allah`tan
rahmet diliyoruz.
Geçtiðimiz hac mevsiminde Kabe Ýmamý
IGMG Hac Organizasyon Merkez‘ine bir ziyarette bulundu. Böyle ayrýcalýklý bir misafiri aðýrlamak sizleri heyecanlandýrdý mý?
Normal þartlarda Kabe
Ýmamlarýnýn böyle bir geleneði ve ziyaret alýþkanlýðý,
onlarýn çalýþma usullerinde
yok. Kabeyi Muazzamada
namaz kýldýrmakla meþguller. Teþkilatýn yýllardýr disiplinli özverili çalýþmalarý,
Suud Yönetimi tarafýndan
takdirle karþýlanmýþtýr. Elbette 2,5 milyon hacýnýn
içerisinde bizim götürdüðümüz 10 bin hacýnýn esamesi okunmaz. Ancak kardeþlerimizin ortaya koyduklarý disiplinli çalýþma
düzeni Suud Makamlarýnýn
sürekli dikkatini çekmektedir. Yani ciddi bir organize
ortaya koyan, her yanýyla
dört baþý mamur bir baþka
organize de yok. Zaten 10
kiþiye bir görevli hizmet
veriyor. Bu da dikkatleri
çekiyor. Çünkü hiç bir yerde hizmetler aksamýyor.
Suud makamlarýna þikayet
gitmediði gibi övgüyle
bahsediliyor. Orada zaten
“Mektep” denilen haccýn
alan hizmetlerini yürüten
mutavvýflardan oluþan bir
kurul var. Dolayýsýyla her
organizeye bir mutavvýf
atanýyor. Pasaportun girdisi
çýktýsý, haccýn bütün organizasyonuyla görevli ki
eðer hac organizeleri düzgün bir çalýþma ortaya koymazlarsa, mutavvýflar aþýrý
derecede yoruluyor. Çünkü
hac ibadetinin yapýlmasý
gerekiyor, bunun yapýlmasýndan da Mektep sorumlu.
Milli Görüþ organizesinde
ise tabiri caizse Mutavvýflar yan gelip yatýyorlar.
Çünkü biz hiç iþ býrakmýyoruz. Bu da tabiî dikkatlerden kaçmýyor. Mutav-
röportaj
výflar Hac Bakanlýðýyla çalýþýyor. Bunlarýn her yýl hac
deðerlendirmeleri oluyor
en ince ayrýntýsýyla bu bilgiler bir merkezde toplanýyor. Teþkilatýmýza zaten her
yýl teþekkür belgesi geliyor.
Bu yýl yine Suud Berlin
Büyükelçiliði tarafýndan
Teþkilatýmýza bir teþekkür
belgesi gönderildi. Bu ayrýntýyý hiç ihmal etmiyorlar.
Ýþte bütün bu öz verili çalýþmalar görevlilerin sabýrlý
hizmet aþký gibi konular bir
merkezde toplanýyor. Hac
Emirimizin de giriþimiyle
Kabe Ýmamý, Mekke‘deki
irþad çadýrýmýzý ziyaret ettiler. Bu belki Mekke`de
bir ilktir, ayrýcalýktýr, bizim
için de þeref olmuþtur elhamdulillah. Yani iki yýldýr
üst üste oradayým, kiminle
görüþseniz herkes Milli
Görüþü tanýyor. Tabiî benim bahsettiðim taným ifadesi, resmi makamlarýn
hangi birimine giderseniz
gidin oralarda tanýmayan
yok anlamý için vurguladým. Bireysel planda ise insanlar bizden zaten vazgeçmiyor.
Geçtiðimiz
yýlki
IGMG hacýlarýnýn yaþ ortalamasý kaç oldu. Diðer
organizasyonlarla kýyaslandýðýnda ortalamanýz
nasýl?
Tabi biz bunu sürekli takip ediyoruz. Geçtiðimiz
yýl yaþ ortalamasý umrecilerde 24 idi. Hacda da ortalamamýz 45 ila 46 yaþ ortalamasý olan hacýlara hizmet
verdik. Bundan 5-6 yýl önce ise yaþ ortalamamýz 52
civarýndaydý. Bu yýlki en
genç hacýmýz 14 yaþýnda
Avusturya‘dandý. Avrupa‘da yüklü miktarda genç
nüfusta hac talebi var. Bizler Avrupa‘daki kota uygulamasýndan dolayý, talebin
ancak yarýsýný karþýlayabiliyoruz. Hac daha ifa edilmeden bir sonraki yýlýn kotasýnýn yarýsý dolmuþ oluyor. Bu gün itibariyle bütün
bölgelerden haberler gelmeye baþladý ki, kontenjanlarýmýz dolmuþ durumda.
Vatandaþlarýmýz ek var mý
diye þimdiden sormaya
baþladýlar.
Bir de “Hac tercihlerinde, bize daha çok teþ-
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
röportaj
kilatýmýz dýþýndaki müslüman kardeþlerimiz raðbet gösteriyor” deniyor,
bu doðru mu?
Evet doðru. Bizim teþkilatýmýzla hiç bir baðý olmamýþ bizi tanýmayan, teþkilatýmýzýn hizmetlerinden istifade etmemiþ kardeþlerimiz
bir þekilde hacca gitmeyi
tercih ederlerse öncelikle
Milli Görüþü tercih ediyorlar. Ancak biz de yer yoksa
baþkalarýyla gidiyorlar. Bunu biz, birebir bu kardeþlerimizin kendi ifadelerinden
öðreniyoruz. Mesela bu yýl
bize Güney Bavyera bölgemizden bir bacýmýz geldi.
2009 yýlýnda ilk defa bizim
umre organizemizle umreye gitmiþ, daha evvel ise 12
defa hacca gitmiþ. Bu kardeþimiz bu yýl 10 tane bayaný toplamýþ bizimle hacca
geldiler. Bunun gibi bize
geliyor ya da telefon açýyorlar, biz Milli Görüþü tanýmýyorduk ilk defa Hacda
sizleri tanýmýþ olduk. Sizle
yaptýðýmýz ibadeti sevdik,
haccý sevdik, bize bunlarý
tattýrdýnýz, Allah razý olsun
diyorlar. Bu gibi yüzlerce,
binlerce tebrikler alýyoruz.
Sizinle hac yapan hacýlarýn istisnasýz tamamý
organizasyonunuzdan
memnun olduklarýný söylüyorlar. Fakat bu yýl hac
dönüþü bazý kafilelerin 68 saat havaalanýnda bekledikleri olmuþ. Bunlara
ne dersiniz?
Bu yýl maalesef H1N1
virüsünden dolayý bir takým
aksamalar oldu. Bazý uçak
seferlerinin iptali vs gibi
konular söz konusu oldu.
Ayný þekliyle Avrupa‘dan
uçuþlar noktasýnda sebebi
tamamen bizim dýþýmýzdaki
geliþmelerden kaynaklanan
beklemelerimiz oldu, doðrudur. Maalesef yukarýda
da deðindiðim gibi bu gecikmeler tamamen bizim
irademizin dýþýnda geliþti.
Ayrýca bu yýl havayollarýnýn dýþýnda Suud makamlarýndan da kaynaklanan kýsmi gecikmeler oldu. Ama
biz uçuþlarla ilgili bundan
sonra olmasý muhtemel sýkýntýlarý asgariye indirmek
için görüþmelerimizi devam ettiriyoruz.
13:51 Uhr
Seite 19
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Avrupadaki ya da bizim havaalanlarýmýzdaki
gibi Suudi Arabistan‘da
da Domuz gribiyle alakalý
tedbirler alýndý mý?
Biliyorsunuz dünyada
bir panik havasý oluþtu. Biz
elhamdülillah Ramazan
ayýnda da oradaydýk. O zamanlarda da dünyada griple
ilgili bir hava estiriliyordu.
Dünyanýn 170 ülkesinden
her yaþam biçiminden gelmiþ insanlar beraberce oruç
tuttular, Harem-i Þerifin
içerisinde de milyonlarca
insan beraberce nefes nefese namaz kýldýlar, Allaha
þükür ki böyle bir vakaya
biz rastlamadýk. Dolayýsýyla gördük ki bu Domuz gribi meselesi tamamen propagandadan ibaretmiþ. Deðilse, deðil onbinlerce yüzbinlerce insanýn ölmesi gerekirdi. Ama biz yine de
tedbir açýsýndan hacýlarýmýza maskeler daðýtttýk. Avrupadan otellerimizin katlarýna dezenfekte stendeleri
götürdük. Giriþ çýkýþlara
asasörlere yerleþtirip hacýlarýmýza da söyledik. Tabi
bu bu yýla mahsus deðil her
zaman bu dezenfekteye ihtiyacýmýz var. Ama bu yýl
daha bir özen gösterdik.
Bizden baþka da bu dezenfekte stendelerini kullanan
teþkilat olmamýþ. Bu konuda da „Ýlkler“ sahibi teþkilatýmýz bir ilki daha baþlatmýþ oldu.
Bir de bu son iki üç yýlda hac ücretleri dikey bir
çýkýþla oldukça yükseldi.
Bu fiyat artýþýný sebebi
ne?
Evet son iki yýldýr hac
ücretlerinde ciddi bir artýþ
oldu. Bunun nedeni baþta
Harem-i Þerifin etrafýnda
bir imar deðiþikliðine gitti
Suud hükümeti. Dolayýsýyla Harem-i Þerifin etrafýndaki otelleri yýktýlar. Bize
gelen bilgiye göre 600 bin
insanýn yatabileceði kadar
oteller yýkýldý. Doðrudur,
hakikaten yýkým hala devam ediyor. Oraya farklý
bir görünüm vermek için,
yeni binalar ve yeni dizaynla ilgili ellerinde projeler
var. Bu otellerin yýkýlmasýndan ve yýkýlanlarýn yerine de yeni bina yapýlmamýþ
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
olmasýndan dolayý otel fiatlarý % 100‘ün üzerinde bir
artýþ gösterdi. Bu birinci sebep ikinciye gelince, 2008
yýlýnda Dünyada‘ki genel
gýda fiyatlarýndaki artýþdan
dolayý Suud‘daki gýdalarýn
da artýþý ikinci bir etken oldu. Biliyorsunuz hacýlarýmýza üç öðün yemek veriyoruz. Eskiden bu yemek
olayý yoktu. Hiyejenik þartlarý bir tarafa, hacýlarýmýz
yemek yiyecekleri yerleri
bulmakta güçlük çektiklerinden, ibadetlerinde aksamalar oluyordu. Bu gün ise
açýk büfe þekliyle sabah
06.00‘dan gece 24.00‘e kadar üç öðün her zaman Hacýlarýmýzýn yemek yeme
imkanlarý var. Dolayýsýyla
bu ikinci faktör oldu hac fiyatlarýnýn yükselmesinde.
Bir de son olarak Havayolu
þirketlerinin fiyatlarýný artýrmasý da fiyatlarýn artýþýný
tetikliyen bir baþka neden
oldu. Ýster istemez bütün bu
artýþlarý fiyatlara yansýtmak
zorundasýnýz. Zira IGMG
Hac Organizesi kar amaçlý
organize yapan bir kurum
deðildir. Ýslam`ýn 5 temel
esasýndan biri olan Haccýn
en iyi þekilde ifa edilebilmesi için, dini bir cemaat
olan teþkilatýmýz tarafýndan
insanlara yardýmcý olmak
amaçlý sunduðu bir hizmettir. Hacýlarýn doya doya bu
hazzý yaþamalarý için bu
hizmetleri yapýyoruz. O
yüzden dýþ faktörlerden gelen artýþlarý fiyatlarýn içerisine mecburi yansýtýyoruz.
Bunlar zaruri artýþlar oldu.
Fiyatlarýn artýþýnda hakikaten bizler de zorlandýk. Zira
Avrupadaki insanýmýzýn geçim þartlarýný biliyoruz. Bu
fiyat artýþlarý gayri ihtiyari
tamamen bizim dýþýmýzdaki
geliþen olaylardan kaynaklandý.
Bildiðimiz kadarýyla
önceleri Suud ya da Alman havayolu þirketlerini
kullanýyordunuz. Uçuþlarýnýzý þimdi neden Türk
Hava Yollarý ile yapýyorsunuz?
Biz 12 ülkeden Hac organizesi gerçekleþtiriyoruz.
Hamburg‘taki
hacýyý
Frankfurt`a taþýmak Almanyanýn içinde 700 km
yol kat etmesi demek. Bir
Güney Fransa‘dan Parise,
Lyon‘a taþýmak, Kuzey
Fransa`ya taþýmak, hacýlarýn kendi yaþadýklarý ülkelerde 1000 km‘ye varan yol
kat etmeleri zorunluluðunu
beraberinde getiriyor. Demek istediðim o ki Türk
Hava Yollarý‘ndan baþka
Avrupa`nýn neredeyse tüm
merkezlerinden uçuþ yapan
bir baþka filo yok. Bir de
üstüne üstlük kendi ülkenizin þirketi. Ýþte asýl saðladýðý uçuþ avantajýndan dolayý
hacýlarýmýzý bulunduklarý
þehirden alýyoruz, Ýstanbul‘da büyük kafileler halinde birleþtirip Arabistan`a
uçuruyoruz. Büyük kafilelerimizi zaten direk buradan yolluyoruz. Tahir bey
kardeþimiz az önce önemli
bir ayrýntýyý hatýrlattý. Bizim hacýlarýmýzýn kahir ekseriyeti Türkiye`de yaþadýðýndan Türk Hava Yollarý
bizlere dönüþlerde Türkiye`de kalma, ayný biletle
tekrar dönme imkaný saðladýðýndan, ayrýca bir avantaj
daha saðlamýþ oluyor. Bir
de son yýllarda oturttuðumuz yeni uçuþ programýna
göre Medine`ye gidecek
olan hacýlarýmýzý direk oraya uçuruyoruz. Cidde‘ye
gidecekleri de direk Cidde‘ye uçuruyoruz. Böylece
önceki yýllarda olduðu gibi
Suud içerisinde gereksiz
yere 500 km varan kara
yolculuðunu hacýlarýmýz
yapmamýþ oluyor. Bu da
zorlu hac ibadetinin meþakkati yanýnda baþka bir kolaylýk olarak karþýmýza çýkýyor. Bizler de bütün bu
saydýðýmýz avantajlardan
dolayý THY`yý tercih ediyoruz.
Geçtiðimiz günlerde
Umre fiyatlarý ve programýnýzý açýkladýnýz. Þu ana
kadar talep nasýl. Bir de
gelecek yýl 2010 hac kayýtlarýnýz baþladý mý?
Hac kayýtlarýmýz neredeyse bir yýl önceden doluyor. Özellikle IGMG ile
Hac yapmak istiyen kardeþlerimiz kayýtlarýný bir iki yýl
önceden yaptýrýyorlar. Biz
de kayýt hiç bir zaman durmuyor, sürekli müracat oluyor, Hac bitiyor Umre baþ-
19
lýyor. Maalesef Avrupadaki
Müslümanlar Umreyi müstakil bir ibadet olarak algýlamakta zorlanýyorlar. Halbuki Efendimiz “Umre küçük Hacdýr” buyuruyor.
“Diðer Umre ile arasýndakilere keffarettir” buyuruyor. Hac senenin bir vaktinde yapýlýyor. Umre ise her
zaman yapýlabiliyor. Fiyatlar Hac‘da Umre‘nin neredeyse üç katý civarýnda.
Umre manevi bir eðitimdir.
Avrupa‘daki kardeþlerimizi
sýk sýk umreye gitmelerini
tavsiye ediyoruz. Zaten
Umre‘de fiatlarýmýzý minumum seviyede, masraflarýmýzý karþýlayacak miktarda
tutuyoruz. Hatta özellikle
Gençlik Umre‘sinde neredeyse üzerine cebimizden
ekleyecek gibi bir tabloyla
karþýlaþtýðýmýz anlar oluyor. Sabah kahvaltý akþam
yemeði de bu fiyatlandýrmanýn içerisinde. Geçen yýl
ilk defa özel kitap basýp hediye ettik. Gençlik Umre
rehberi hazýrladýk. Hac rehberini yeniden hazýrlýyoruz.
Umre tanýtým kliplerimizin
görsel medyada reklamý yapýlmaya devam ediyor.
Geçtiðimiz yýl ciddi sayýda
kardeþimize umre ibadetini
yapmalarýna teþkilatýmýz
vesile oldu. Bu yýl da 6000
kadar bir umre hedefimiz
var. Bu hakikaten büyük bir
rakam. Ostern (Paskalya),
Phfinsten(Ýlkbahar), Yaz ve
Ramazan Umreleri olmak
üzere yýlda 4 defa umre
programýmýz var. 24 yaþ altý gençler için fiatýmýz 940,
24 üstü 1190 Eurodur. Bu
yýl ayrýca ekstra olarak aile
indirimlerimiz var. Ýki kiþiden baþlamak üzere gurup
gidenlere indirim uyguluyoruz. Bu yýl ayrýca yaz
Umresine gidecek olanlar
ayrý bilet almadan, ayný biletle hem Kutsal topraklardaki umresini hem de Türkiye‘deki iznini yapýp dönebilecekler.
Bize zaman ayýrdýðýnýz
için þahsýnýzda tüm kurumunuzun çalýþmalarýnda
baþarýlar dilerim.
Asýl bizlere bu fýrsatý
veren Hayat Gazete‘sine
Teþkilatýmýz adýna bizler
teþekkür ederiz.
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
20
A
vrupa Türk Ýslam
Birliði Gençlik
Kollarý 2. Amatör
Kýsa Film Festivali Mainz
Capitol Sinemasýnda gerçekleþti.
Geçtiðimiz yýl 5 filmle
birincisi düzenlenen film
festivali bu yýl ATÝB’in
Herrenberg,
Bremen,
Plochingen,
Korbach,
Horb, Remscheid, Kornwestheim ve Göppingen
derneklerinin gençlik kollarýnýn hazýrladýðý toplam
8 filmle düzenlendi.
2.Amatör Kýsa Film
Festivaline baþta, ATÝB
Genel Baþkaný Selahattin
SAYGIN, Genel Baþkan
Yardýmcýsý Yakup TUFAN
ve TÝDAF Þeref Baþkaný
Ýhsan ÖNER’in içinde bulunduðu çok sayýda seçkin
misafirler katýldý.
Sunuculuðunu ATÝB
Mainz Kýz Kollarý Baþkaný Aybüke AKÇAY’ýn
yaptýðý festivale ilgi oldukça büyüktü. Aþýrý izdihamýn yaþandýðý ve birçok
kiþinin ayakta izlemek zorunda kaldýðý Film Festivali, ATÝB Plochingen
Gençlik
Kollarýn’dan
Uður GÖKTAÞ’ýn okuduðu Kur-an’ý Kerim’le baþladý. Okunan Ýstiklal Marþý ‘ýndan sonra AYÖG’ün
(Avrupa Yüksek Öðrenim
Gençliði) hazýrladýðý tahsil
yapmanýn önemini vurgulayan kýsa bir film gösterildi.
Ardýndan
konuþma
13:51 Uhr
Seite 20
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
ATÝB GENÇLÝK KOLLARI
2. AMATÖR KISA FÝLM FESTÝVALÝ
yapmak üzere kürsüye gelen ATÝB Gençlik Kollarý
Genel Baþkan Yardýmcýsý
ve AYÖG Baþkaný Gülden
BAYRAK konuþmasýnda
tahsil yapmanýn önemine
deðinerek, etrafýmýzda sorun olarak gördüðümüz ve
þikayet ettiðimiz meseleleri çözüme kavuþturmanýn
en iyi yolu o konuyla ilgili
yeterli bilgi ve becerilere
sahip olmaktýr bu da tahsil
yapmakla mümkündür dedi.
ATÝB Gençlik Kollarý
Okuyor Projesinin önemine de deðinen BAYRAK,
boþ vakitlerimizi çok iyi
deðerlendirmeliyiz sakýn
boþ vaktimiz yok demeyin
unutmayýnýzki 8 yýllýk saltanatýna kýtalarýn fethini
sýðdýran Yavuz Sultan Selim Han develere yüklettiði kütüphanesini biran olsun yanýndan ayýrmazdý.
Þehzadelik döneminde sadece 3 saat uyuyan Yavuz
Sultan Selim kitap okumaya 8 saatini ayýrýrdý diyerek konuþmasýný sonlandýrdý.
Daha sonra kürsüye gelen ATÝB Gençlik Kollarý
Genel Baþkaný Oðuzhan
ERKMEN konuþmasýnda,
etkili iletiþim araçlarýndan
olan sinemanýn önemine
deðinerek bu sektörü elinde tutanlarýn kültürlerini
neredeyse tüm dünyada
egemen kýldýklarýný belirtti. Bununla ilgili Amerikayý örnek veren ERKMEN,
Amerikanýn sinemayý kullanarak yaptýðý filmlerle
nerdeyse tüm dünyayý etkilediðini ve bir çok kiþininde bu filmler sayesinde
kendi ülkesinden çok o ülkeyle ilgili bilgi sahibi olduðuna dikkat çekti. Ayrýca ERKMEN, medyanýn
gücünden çok, güçlerin
medyasý olduðuna deðinerek, herþeyde olduðu gibi
bu sektörde de etkili olmak öncelikle deðerlerine
sahip çýkan insanlarýn
meydana getirdiði güçlü
toplumla mümkündür dedi. ATÝB Gençlik Kollarý
Genel Baþkaný Oðuzhan
ERKMEN, hazýrladýklarý
filmlerle festivale katýlan
tüm derneklerin gençlik
kollarýna teþekkür ederek
konuþmasýný sonlandýrdý.
A r a þ t ý r m a c ý - Ya z a r
Mahmut AÞKAR, Gazeteci-Yazar Muhsin CEYLAN ve Sinema Yönetmeni Ýsmail ÇELÝK’in jüri
olduðu festivalde ATÝB
Bremen Gençlik Kollarýnýn
“KAYBOLAN
GENÇLER”, Horb Gençlik Kollarýnýn “SON
ATÝBLÝ”,
Herrenberg
Gençlik Kollarýnýn “ASÝMÝLE KAPISI”, Plochin-
gen Gençlik Kollarýnýn
“KÝMLÝK”,
Korbach
Gençlik Kollarýnýn “GÝZLÝ
KELEPÇELER”,
Kornwestheim Gençlik
Kollarýnýn “KAYIP NESÝL”, Göppingen Gençlik
Kollarýnýn “MÜSÝBET”
ve Remscheid Gençlik
Kollarýnýn
“ÜLKÜCÜ
ALLAHIN
DAVASI”
isimli filmleri gösterildi.
Gençlerin kendi imkanlarýyla hazýrladýðý tüm
filmler salondakiler tarafýndan alkýþlarla izlendi.
Daha sonra konuþmasýný yapmak üzere kürsüye
gelen ATÝB Genel Baþkaný
Selahattin SAYGIN, gösterilen bütün filmleri çok
beðendiðini belirterek,
festivalde bulunmaktan
duyduðu memnuniyeti dile getirdi. Kendisi için tüm
filmlerin birinci olduðunu
söyleyen
SAYGIN,
“önemli olan böylesine
güzel bir faaliyete katýlmaktýr. Ben tüm katýlýmcýlarý ayrý ayrý tebrik ediyor
ve bu faaliyetin ilerde daha da geniþletilerek daha
çok filmle gerçekleþtirilmesini temenni ediyorum.
Ayrýca bu faaliyetin gerçekleþmesini
saðlayan
Gençlik Kollarýný da baþarýlarýndan dolayý kutluyorum diyerek konuþmasýný
sonlandýrdý.
haber
Salondakilerin heyecanlý bekleyiþleri jüri heyetinin dereceleri açýklamak üzere sahneye gelmesiyle bir kat daha arttý.
Sondan baþlayarak dereceleri açýklayan jüri heyeti 2. Amatör Film Festivalinin
üçüncülüðüne
MÜSÝBET filmiyle ATÝB
Göppingen Gençlik Kollarýný, ikinciliðe KAYIP
NESÝL filmiyle ATÝB
Kornwestheim Gençlik
Kollarýný, birinciliðe ise
ZÝKRULLAH filmi ile geçen yýlýn birincisi olan ve
bu yýl da ÜLKÜCÜ ALLAH`IN DAVASI isimli
filmiyle katýlan ATÝB
Remscheid Gençlik Kollarýný layýk gördü. Ayrýca
GÝZLÝ KELEPÇELER filmiyle de ATÝB Korbach
Gençlik Kollarý jüri özel
ödülüne layýk görüldü.
Derecelerin açýklanmasýnýn ardýndan plaketlerin
takdimi yapýldý. Üçüncünün plaketini ATÝB Genel
Baþkan Yardýmcýsý Yakup
TUFAN, ikincinin plaketini TÝDAF Þeref Baþkaný
Ýhsan ÖNER ve birincinin
plaketini de ATÝB Genel
Baþkaný Selahattin SAYGIN takdim etti.
ATÝB Gençlik Kollarý
2. Amatör Kýsa Film Festivali programý baþarýyla sunan ATÝB Mainz Kýz Kollarý Baþkaný Aybüke AKÇAY’ýn kapanýþ konuþmasýyla son buldu.
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
özel köþe
G
üzüme gülen kadrimi bilen, yollarýma gül seren gerçek aþkým tut elimi. Cehaletin kavurucu sýcaðýnda
buz gibi suyumsun, en kara
kuyulara düþtüðümde saðlam bir halat, her yýkýlýþýmda tutup kaldýrýveren güçlü
bir bilek. Bak yine düþtüm
kaldýrýr mýsýn beni?
Asýrlar öncesinden, topraða diri diri gömülüþümle
baþladý zavallýlýðým. Etrafýmda ise “ölmeli” diye baðýran zavallýlar. Ve tam son
nefesimi vereceðim anda
ýþýklarýn arasýnda süzülüp
Y
Seite 21
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Avukat Nalan SÖNMEZ
enelde avukata danýþma ve onun sizi
savunmasý bazý
noktalarda çok gereklidir.
Maalesef ki bazý vatandaþlarýmýz avukat ücretini
karþýlayamýyacaklarýný düþündükleri için, iþlerini
avukat aracýðýyla halletmekten kaçýnýyorlar. Avukat yardýmý devreye sokulmadýðý taktirde, sizin için
daha dezavantajlý bir durum ortaya çýkýyor.
Böylelikle mesela güya
ödemediðiniz borcunuz
diye size bir fatura gönderiliyor ve bunu gönderen
kiþi sizi tehdit edip ödemediðiniz takdirde schufaya kayýtlý olacaðýnýzý iddaa ediyor. Çoðu kiþi bu
riski göze almamak için
bu ödemeyi yapýyorlar.
Avukata ihtiyaç varsa
ve az bir miktar maaþ alýyorsanýz, yetkili mahkemeye danýþma belgesi için
baþvurabilir ya da tercih
ettiginiz bir avukata gidip
ondan sizin devlet yardýmý
ödemeniz için devlete basvurmasýný rica edebilirsinir. Mahkemeden alacaðýnýz belge ile avukat sizin
danýþmanlýk ve diðer iþlemleriniz için olan ödemeyi devletten talep edebilir. Bu sadece devletdýþý
meselelerde, sivil ve iþ davalarýnda, yönetim, anayasa ve sosyal davalar için
geçerlidir. Ceza davasý veya kurallara aykýrý gelinen
davalarda sadece danýþma
ücreti karþýlanýr. O devlet
13:51 Uhr
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
Avukat
tutmaya
gücüm yok...
ya da
var mý?
yardým kaðýdýyla avukatýnýz o dava için sadece danýþmayý deðil
savunma için gerekli
olan herþeyi, yazýþmalarý ve komple bütün
davayý üstleniyor.
Eðerki avukat davalarý için sigortanýz
(Rechtschutzversicherung) varsa bu devlet
yardýmý sizin için geçerli olmacaktýr. Davalarýnýzý sigortanýz üzerinden yürütebilirsiniz.
Danýþma kaðýdý avukata gidilmeden önce
mahkemeden alýnmalýdýr.
Ama siz sadece danýþma için avukata gitmeyi düþünüyorsanýz, bu
kaðýdý daha sonra da avukata iletebilirsiniz.
Baþvurmuþ olduðunuz
danýþma kaðýdýný mahkeme geri çevirirse ve siz kaðýtsýz bir danýþma aldýysanýz avukat ücretini karþýlamak durumundasýnýz. Danýþma kaðýdý sadece gerek
duyulan kiþilere aylýk aldýklarý paranýn yüksek ol-
madýðý taktirde verilir.
Mal ve mülkünüz varsa, az maaþ alsanýz bile
avukat ödemesini kendiniz
üstlenmeniz gerekiyor.
Mahkemeye danýþma
kaðýdý için baþvurmak istiyorsanýz eðer orijinal belgelerinizi yanýnýza almanýz gerekiyor.
ALG II (Sosyal yardým) alýyorsanýz, bunu aktüel yardým kaðýtlarýnýz ile
belgeliyebilirsiniz. Genelde danýþma kaðýdý
bu kiþilere baþka birþey gerekmeden veriliyor.
Diðerleri ise mahkemede görevli olan
kiþiye gelir ve giderlerinizi belgeleyen kaðýtlarý mesela hesap özetlerini (Kontoauszüge),
son üç aylýk maaþ belgeleri (Einkommensnachweise der letzten
drei Monate, ve kira
sözleþmesini (Mietvertrag) getirmelidir.
Aldýðýnýz maaþýnýzdan bütün giderleriniz
çýkartýlýyor ve kalan
miktar sosyal yardým
para miktarýný geçmemek
zorundadýr.
ALG II yada sosyal
yardýmda genelde az bir
miktar alýndýðý için çoðu
çalýþanlar kendi aldýklarý
paranýn yüksek olduðunu
düþünüp, danýþma yardýmý
alabilmek için baþvurmuyorlar bile. Aslýnda genellikle bu düþünce çok yanlýþtýr. Eðer aldýðýnýz maaþ-
Tut Elimi Ey NEBÝ!
gelen bir kahraman. Sensin
benim kurtarýcým. Bir leþ
haline gelmek üzereyken,
topraðýn dibinden çekip,
üzerine çiçek diye gül diye
ekensin. Kýymet bilensin,
deðer verensin. Bugün þýmarmak düþer bana. Ben
de deðerliyim, kadýným diyebilirim artýk. En nadide
çiçekler güzel kokmalýlar
ya! Güzel kokmalýyým ben
de, en nadide salavatlarýný
su gibi içerek, topraðýma
çekerek.
Ekmeðimi uzatansýn
sen. Kapkara cahillerin
“miras kýlýç kullarýnýn hakkýdýr” dediði karanlýk günlerde kýlýcýmý kuþatanýmsýn. Allah adýyla beni emin
ellere emanet edensin, tüm
güzelliðimi koruyacak örtümü dikensin. Evimi Cennet edip, sadakati öðreten
ilk öðretmenimsin. Karanlýk gecelerime doðan koskoca güneþimsin.
Çiçek güneþi her gün ister, rengini, kokusunu ve
tüm güzelliðini güneþten
21
tan bir kaç büyük giderlerinize kiranýz, özel sigortanýz gibi benzeri miktarlarý
çýkartýrsanýz hemen hemen ayný duruma gelinecektir. Danýþma belgesi
direk olarak sizin için yetkili olan mahkemeden alýnabilir. Kendiniz giderseniz her açýdan daha iyi bir
sonuç almanýz mümkün.
Gitmeden önce mutlaka
kendinizi açýk olup olmadýðý saatler hakkýnda bilgilendiriniz. Önce de belirtmiþ olduðum gibi gelirinizi belgeleyen kaðýtlarýnýzý
(Einkommensbelege) ve
giderlerinizi belgeleyen
kaðýtlarýnýzý yanýnýza alýnýz.
O belgeyle böylelikle
istediðiniz ve tercih ettiðiniz avukata gidebilirsiniz.
Avukatýn sizden talep
edeceði tek miktar ise 10
EUR olucaktýr ama çoðu
avukatlar bu miktarý almaktan bile vazgeçiyor.
Bazý avukatlar danýþma
belgesi olan kiþilerin davasýný üstlenmeyi reddediyor.
Bu davranýþ uygun ve
hiç caiz deðildir.
Esasen avukatlar danýþma belgeli kiþilerin davalarýný üstlenmek zorundadýr. Sadece çok önemli ve
özel durumlarda avukat
davayý üstlenmeyi reddetebilir.
Ama 10 EUR´luk miktardan baþka bir ödeme
yapmak zorunda deðilsiniz.
alýr. Güneþ olmasa çiçek
olur mu? Yaþar mý ki Ey
Resül? Sana düþen hergün
ayný azametinle doðmak,
bana düþünse sana layýk olmak. Adýný hergün anýp
topraðýmý temiz tutmak.
Diþiliðini kullanan Züleyha
deðil, kiþiliðini kullanan
Sümeyye olmak.
Dað yine güneþ gibi ey
Nebi, heryer yine kararýyor.
Uzansana halat gibi ey Resül, kadýn kuyu diplerinde.
Topraðýmýz kuruyor yaðmur getir ey Nebi, yine kapýna geldim;
Tutar mýsýn elimi?
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
22
Seite 22
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Fatih AKSAY
B
u isim çok önemli
ve muhim bir
isim!
Ninova
Asur devletinin tarihte
baþkenti olmuþ, harikulade olaylarýn cereyan ettiði, güzel bir Peygamberin
gönderildiði ve muazzam
bir kýssanýn geçtiði dikkate alýnýlmasý gereken ibretlik bir yer!
Kainatýn Efendisi Muhammed Mustafa salla’llahu aleyhi ve sellemin
de, en önemli bir zamanda
iþaret buyurduðu latif bir
belde!
Ninova Musul tarafýnda, Irak’ta bulunmaktadýr.
Rasulullah salla’llahu
aleyhi ve sellem beþerdi,
ama o normal sýradan bir
beþer deðildi. O, taþlarýn
arasýndaki bir yakut gibiydi.
O’nun sözleri az ve özlü idi. O her zaman karþýdakinin gönlüne hitap
eder, kalpleri kazanýr ve
onu öldürmeye gelenler
onda dirilirlerdi. O asla
katý kalpli, sert mizaçlý birisi deðildi. Tebessümü
yüzünden hiç eksik olmazdý. Bütün bunlara da;
kendisine olan Allah’u Teala’nýn rahmetiyle kavuþmuþtu. Zaten Allah’u Zulcelal de ona, “Sen (o zaman), sýrf Allah’ýn rahmetiyle onlara karþý yumuþak davrandýn. Eðer
kaba, katý yürekli olsaydýn, onlar senin etrafýndan daðýlýp giderlerdi.
Artýk onlarý sen baðýþla,
onlar için Allah’dan
maðfiret dile. (Yapacaðýn) iþlerde onlara da danýþ, bir kere de azmettin
mi, artýk Allah’a dayan.
Muhakkak ki Allah kendine dayanýp güvenenleri
sever.” buyurdu. Ali Ýmran: 59
O, insanlarýn durum ve
seviyelerini tartar ve ona
göre onlarla konuþur gönülleri fethederdi. Herkese iyilikte bulunur düþmanlarý bile onu taktir etmek mecburiyetinde kalýrlardý.
13:51 Uhr
Ýþte onu yakýn akrabalarýnýn da içerisinde bulunduðu (bazý amcalarý)
gibi kavmi Mekke’den dýþarýya çýkardýlar. O kendisini çok seven bir nevi dayýlarýnýn bulunduðu, anne
tarafýndan akrabalarý olan,
kendisine de çok deðer veren Taif’lilerin yanýna gitmeye karar verdi. Böylece
ilk hicretini Taif’e yaptý.
Daha önce kendisine deðer veren ve Hýrýstiyan
olan Taif’liler, O’nun Peygamber olduðunu öðrenince yüz çevirdiler ve
çocuklara O’nu ve arkadaþý Zeydi taþlattýlar. Allah Rasulu salla’llahu
aleyhi ve sellem yaralanmýþtý ve tekrar oradan dönerken, Addes adýnda bir
baðbana rastladý baðban
içeriye davet etti, sonra tanýþmaya baþladýlar ki; Allah Rasulu salla’llahu
aleyhi ve sellem, nerelisin
dedi, Addes Ninova’lýyým
deyince Kainatýn Efendisi, kardeþim Yunus Aleyhisselam’ýn memleketindensin dedi. Baðbanla hemen bir karabet (yakýnlýk)
kurdu.
Baðcý güzel bir salkým
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
SAHÝFELER
Ninova-1
üzüm getirdi, ikramda
bulundu. Rasulu Kibriya
salla’llahu aleyhi ve sellem salkýmý aldý ilk taneyi koparýrken BÝSMÝLLAH dedi ve yemeye baþladý. Bunun üzerine Addes O’na sen bir peygambersin dedi ve tasdikte
bulunup müslüman oldu.
Ýþte bu Rasulullah salla’llahu aleyhi ve sellemdi. O’nun yüce ahlaký ve
her þeydeki özel itinasý
hayat bahþediyordu, insanlarý diriltiyor ve
Hakk’a çekiyordu.
Çünkü O, her zaman
yemeye, Allah celle celaluhu’nun adýný anarak
baþlardý ve yerken içerken
hep böyle yapýlmasýný da
emir ve tavsiye buyururdu. O’nun bu ulvi hareketi Addes’in hidayetine vesile olmuþtu.
Rasulullah salla’llahu
alayhi ve sellem bir hadisi þeriflerinde þöyle buyurdu; “Bismi’llah de, sað
elinle ve önünden ye.”
Buhari ve Müslim rivayet
etmiþtir.
Yine baþka bir hadis-i
þerifte; “Yemek yediðiniz
zaman Allah’ýn adýný ya-
dediniz. Eðer yemeðin evvelinde Besmeleyi unutursanýz “Bismi’llahi evvelehu ve ehirahu” (evveli
içinde, sonu için de Bismi’llah deyin.)” buyurmuþtur. Ebu Davud ve
Tirmizi rivayet etmiþtir.
Rasulullah salla’llahu
aleyhi ve sellem, Mekke’den çýkarýlýp, Taif’lilerin de taþlayýp geri dönderdikleri zaman mealen
þu duayý yapmýþtý.
“Ýlahi, kuvvetimin zaafa uðradýðýný, çaresiz
kaldýðýmý, halk nazarýnda hor görüldüðümü, ancak sana arz eder, sana
þikayet ederim.
Ey merhametlilerin en
merhametlisi! Beni kime
havale ediyorsun.
Herkesin zayýf görüp
de dalýna bindiði çaresizlerin Rabbi sensin.
Ýlahi! Huysuz, yüzsüz
bir düþman eline beni düþürmeyecek, hatta hayatýnýn dizginlerini eline
verdiðin akrabadan bir
dosta bile beni býrakmayacak kadar bana merhametlisin.
Gazabýný bana çevir-
özel köþe
menden, öfkeni üzerime
i n d i r m e n d e n ,
gökleri ve yeri aydýnlatan, karanlýklarý daðýtan,
dünya ve âhiret iþleri
onunla yoluna giren kerim Zâtýnýn nuruna sýðýnýyorum.
Sen bana kýzgýn olmadýktan sonra baþkasýnýn
düþmanlýðýna hiç de
önem vermem.
Ýlahi! Sen razý olasýya
dek affýný diliyorum. Bütün kuvvet, her kudret
ancak Sendendir.”
Bizler de bu memleketlerde özellikle, onun getirdiklerine en güzel þekilde tabi olmalýyýz. O’nu
hayatýmýza örnek almalýyýz. O’nun yaptýklarýný
yapmak için gayret etmeliyiz. Çocuklarýmýza O’nu
çok iyi tanýtmalý, öðretmeli ve her türlü güzelliklere O’nun vesile olduðunu ve çýðýr açtýðýný müslim, gayri müslim herkese, her daim en yumuþak
ifadelerle anlatmalýyýz.
Çünkü O, Allah cellecelaluhu tarafýndan alemlere rahmet olarak gönderilmiþtir. Bütün insanlara
müjdeleyici ve uyarýcý
olarak gönderilmiþ bir
peygamberdir. O, en zor
ve güç durumda bile kendisini Mekke-i Mükerreme’den çýkaran kimselerin helakýný istememiþti...
Bu son noktayý ve
özellikle Yunus aleyhi’sselamý, O’nu balýðýn
yutmasýný, Allah’ü Zülcelal’in ifadesiyle “Eðer o,
Allah'ý tespih edip yüceltenlerden
olmasaydý,
mutlaka insanlarýn diriltileceði güne kadar balýðýn karnýnda kalýrdý.”
Saffet suresi 144, hususunu gelecek sayýda yazacaðým inþallah.
Gelecek sayýda görüþmek dileðiyle hayýrhah
olup (hayýrsever, hep hayýr üzere olan), hayýrlarla
dolasýnýz temennisiyle,
bilvesile selamlarýmý bildiririm.
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
haber
B
u kez çýðlýklar çok
uzaklardan, okyanus ötesinden Haiti’den geldi.
Son 200 yýlýnýn en þiddetli depremiyle yýkýlan
Haiti’de ölü sayýsýnýn yüzbinleri bulabileceði belirtiliyor. Dünyanýn en fakir ülkelerinden Haiti yakýnlarýnda meydana gelen 7,0 þiddetinde deprem ülkeyi yerle
bir etti. Baþkent Por-AuPrince’deki bir çok binayý
harabeye çevirdi.
Yýkýntýlar altýnda çýka-
13:51 Uhr
Seite 23
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
Haiti`ye Acil Yardým çaðrýsý
rýlmayý bekleyen on binlerce ceset var. On binlerce insan yaralandý kendilerine
uzanacak merhem beklemektedir. Milyonlarca
insan evsiz kaldý,
aç kaldý ve susuz
kaldý. Bir lokma
ekmek ve bir
damla su beklemektedir. Anasýzbabasýz kalan ço-
cuklar sokaklarda ne yapacaðýný ve nereye gideceðini
bilemeden çaresizlik içinde
hýçkýrarak aðlamaktadýr.
Haiti’de umutlar tükenmekte ve hayat durmak üzere..
Þimdi yardým elini uzatma zamaný!..
Þimdi çýðlýklarý duyma zamaný!
Þimdi yaralarý sarma zamaný!..
Þimdi insan-
23
lýðýmýzý bir daha hatýrlama
zamaný!..
Bu kez de dünyanýn batý
bölgesine gönül köprüleri
kurma zamaný!..
Dünyanýn her hangi bir
köþesinde dini, ýrký ve görüþü ne olursa olsun yardýma muhtaç insanlara ulaþma ilkesinde olan Uluslararasý Ýnsani Yardým Teþkilatý
(IHH), þimdi de Haiti’deki
muhtaç insanlara yardým
ulaþtýrmak için kampanyayý
baþlatmýþ bulunmaktadýr.
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:51 Uhr
Seite 24
42. sayi sayfalar hessen
haber
08.02.2010
13:51 Uhr
Seite 25
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
25
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:51 Uhr
Seite 26
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
özel köþe
Seite 27
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
Selma ÖZTÜRK
K
utsal topraklarý ziyaret etmek her kula
nasip olmaz diye
düþünürdüm eskiden. Fakat
zamanla, yaþadýðým ömrümde yapmýþ olduðum tecrübelerden sonra bunun böyle
olmadýðýnýn kanaatine vardým ve fikir deðiþikliði yaptým. Bazen ise tekrar eski
düþüncelerim ihya oluyor,
aðýrlýk kazanýyor ve her þeye raðmen, yine de oralara
gitmek ve oralarý görmek
herkese nasip olmaz tahminine kapýlýyorum.
Son zamanlarda beni hakikaten çok sevindiren geliþmelere þahid oluyorum ve
bu geliþmeler ümitsizlik diyarýna hareket etmeme müsaade etmiyor. Duydukça
mutlu olduðum ve tüylerimi
diken diken eden geliþmelerdir bunlar. Gençlerimizde
(bilhassa genç kýzlarýmýzda)
bir Umre seyahatý, kutsal
topraklarý görüp, oralarla tanýþmak meraký oluþmuþ,
gençlerimiz fevc fevc (akýn
akýn) Umre’ye gidiyorlar,
Beytullah’ý görmek istiyorlar ve Allah’ýn evini ziyaret
ediyorlar. Elhamdulillah!
Allah sayýlarýný artýrsýn.
Allah-u Teala bizlere 18
yaþýndayken ilk Umre’mizi
nasip etmiþti. 18 yaþýndayken Kabe’yle tanýþtýk ve Allah Rasul’unu Medine’de ziyaret ettik. O zamanlarý yapmýþ olduðumuz Umre gezimizin bir özelliði daha vardý. Mekke ve Medine öncesi
Filistin’e, Kudüs’e gittik ve
böylece Ýslam dininin üç en
büyük ve en önemli mekanlarýný sýrasýyla gözle görmek
nasip oldu. Mescid-i Aksa,
Mescid-i Nebevi ve Mescidi Haram... Her birini de genç
yaþta görmeyi nasip etti Allah. Bu seyahat biraz da iptallah sonra babamýn sayesinde gerçekleþmiþti. Babacýðým bizlere bu hususta
destekleyip, bizi o zamanlarý oralarý götürmeseydi, Allahu alem...
Genç yaþlarda Kabe’yle
tanýþtýktan sonra, yaþamýþ
olduðumuz anlar ve olaylar,
gördüðümüz mekanlar ve
yerler ve nitekim o müthiþ
intibalar üzerimize o kadar
büyük ve derin bir etki býraktý ki, Umre dönüþü Kabe’nin hasretine dayanamaz
olduk. Onu öyle özledik ki,
aradan iki yýl bile geçmedi
13:51 Uhr
hayat
[email protected]
ve 20 yaþýnda tekrar ikinci
bir kez Umre (bu kez Ramazan Umre’si) yaptýk. Kabe’yle özlem giderdik. Ramazan ayýnda oralarda Teravih namazlarý kýldýk (Tegabb’Allahu minna ve minni). Bu sefer ki Umre’mizde
babam bize refakat etmedi.
Bu kez maddi hamimiz bizi
manevi hamimize emanet etti, Yaradana emanet etti,
çünkü gittiðimiz yer belliydi. Gittiðimiz yer Beled-ul
Emin, yani Emin belde idi.
O belde emin belde, o belde
Allah Rasul’unun doðduðu
ve öldüðü beldedir.
Oralara giden hiç doyar
mý? Gönül bir türlü tatmin
olmuyordu. Tekrar gitmek
istiyorduk. Bir kez daha
Umre’ye gitsek... Allah-u
Teala -ne kadar memnun olmuþ olsa da- demez mi ki,
“Kulum, üç kez Umre yapmaya geldin. Öyle imkanýn
vardý da neden Hac’cýma
gelmiyorsun? Peþpeþe Umre’ler yapýp Umre’lerle yetiniyorsun? Hac’ca niyetin
yok mu? Seni bir de Hac’cýma bekliyorum. Zil-Hicce
ayýnda buralarda görmek istiyorum.” düþüncesiyle Allah’tan da çekinip, ihtiyat
ederek, Hac vecibemizi ifa
etmek için niyet ettik. 25 yaþýnda Allah-u Teala Hac’cý
nasip etti. Nasip etti, kabul
da etmiþtir, inþaallah.
Bunu burada bu þekilde
tarif etmemin sebebi þudur,
efendim: Oralarda görüp ya-
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
Umreye
giden
gençler
þananlar tarif edilemez. Orada olup bitenleri herkes, her
nefis kendince yaþamasý lazým. Ve en önemlisi bir an
evvel yaþamasý lazým. Allah
gitmek isteyen herkese ve
gitmek istemeyen herkese
de oralarý görmeyi nasip etsin. Bilhassa genç yaþlarda
nasip etsin. Amin!
Nitekim, kalbinde zerre
kadar iman taþýyan bir insan
için kutsal topraklarý görüpte, oralardan etkilenmemek
mümkün deðildir efendim!
Kesinlikle mümkün olmadýðýný düþünüyorum. Çünkü
oralar buram buram Ýslam
tarihi kokuyor, Oralarda buram buram Peygamber izleri mevcut. Hz. Muhammed
(s) –aradan 1400 sene geçmesine raðmen- oralarda
“yaþýyor”.
Burada söylemek istediðim önemli husus þudur. Ýnsanýn genç yaþta kutsal topraklarý görmesidir. Hayattaki önemli þeyler tehir etmeye gelmez. Ýþte bunlardan
biride hiç kuþkusuz Hac ve
Umre’dir. Gençler oralarý
görmelidir. Bir an evvel hayatlarýnda kutsal topraklarý
görmeleri gerekir. Genç yaþta Kabe’yle tanýþan bir genç
muhakkak onun etkisin altýnda kalacaktýr, oralardan
etkilenip, payýný ve ibretini
alacaktýr. Oradaki teneffüs
ettikleri hava, ciðerlerinin
içine, ta dibine öyle bir sinecektir ki, o nefesler ciðerlerinin duvarlarýna yapýþýp,
yerleþecektir. Ve almýþ olduklarý o nefeslerini, dönüþlerinde Avrupa’ya, Almanya’ya taþýyacaklardýr. Oradaki biriktirdikleri “imani”
tecrübeler, o körpecik yavrularýmýzýn imanlarýna iman
katacaktýr. Bu tecrübeyi bizzat yaþadýðým için, burada
bütün gençlere Umre’ye gitmelerini tavsiye ediyorum.
Ve bilhassa velilere bir ricada ve öneride bulunmak istiyorum. Ýmkaný olan her anne baba çocuðuna bir iyilik
yapmak istiyorsa, onu bir an
evvel Umre’ye göndersin.
Evladýna bir Umre seyahati
(bir armaðan veya ödüllendirme olarak) yapma imkanýný saðlasýn. Nice beþ vakit
namaz kýlmayan gencin,
Umre sonrasý namazýna baþladýðýný bilirim. Umre seyahatý ve tecrübeleri sonrasý
hayatýnda bir dönüm noktasý
olduðunu anlatan gençlerimizi bilirim.
Burada kendimden bir
misal verebilecek olursam:
Bendeniz çok küçük yaþlarda dini bir eðitim almama
raðmen, ilk Umre’mden döner dönmez kutsal topraklardan çok etkilenmiþtim. Kudüs’ü ve El-Halil’i (Hebron
kenti; Hz. Ýbrahim’in kabrinin bulunduðu mekan) gördükten sonra, Tevrat’ý anlayabilmek için, Ýbranice öðrenmeye karar vermiþtim.
Yeþil Kubbe’yi gözle gördükten sonra (sýrf kuru ekranda deðil), Peygamberimi
27
daha þuurlu ve bilinçli bir
þekilde idrak etmiþ oldum.
Beytullah’ýn önünde, o 15
metre yüksekliðindeki yapýnýn önünde, ona bakarak namaz kýldýðýmda, Allah’ýn
evi iþte buymuþ diyebildim.
Kabe’nin önünde dikilip,
namaz kýldýðým bir gün
imam bir namaz esnasýnda
aðlamaya baþladýðýnda onun
neden aðladýðýný çok merak
etmiþtim. Fakat onu lisan
yetersizliðinden dolayý anlayamamýþtým. O zamanlarý
Arapça bilmediðim için, ne
dediðini, neden aðladýðýný
bilmiyordum. Anlamadýðým
halde, ben de onunla birlikte
aðladým, lakin aðýdýmýn kalite ve deðerinin onunkisi ile
ayný olmadýðýný biliyordum.
Bu durum benim o kadar
aðýrýma gitmiþti ki, beni o
kadar rahatsýz etmiþti ki...
Dönüþümde derhal rahmetlik hocamda medrese eðitimime baþlamaya niyet edip,
karar vermiþtim. Bu niyetim
iþte Umre’ye gittikten sonra
oluþtu. Gitmeseydim, belkide bu merakým oluþmazdý.
Eminim her genç oralarý
gördükten sonra, kendisini
tekrar suale çekecektir, hayatýndaki eksiklerini gözden
geçirip, ona göre giderecektir. Ýnsanoðlu istedikten sonra, Allah-u Teala ona kapýlarýný açýyor, efendim ve ona o
kadar çok imkan veriyor ki,
Yeter ki insan o merciye
baþvursun, baþvurmasýný
bilsin...
Burada gençlere diyeceðim tek þey þudur: Beytullah sizi bekliyor gençler!
Allah Rasul’u sizi bekliyor.
Onlarý daha fazla bekletmeyin! Hayatýnýzdaki önemli
þeyleri bile bile tehir etmeyin! Günden güne atmayýn!
Gençlik yýllarý çok çabuk
geçen yýllardýr. Fakat ayný
zamanda en önemli ve en
verimli yýllardýr. Bu yüzden
insan gençlik yýllarýný deðerlendirip, ona göre doldurmasý lazým. Ömür çok
kýsa. Aldýðýmýz her nefesle
beraber hayatýmýzý tüketiyoruz ve ne kadar nefesimizin
kaldýðýný bilmediðimiz için,
tedbirimizi alalým. Yoksa
mahþer günü Allah’ýn gölgesinde ve himayesinde
olan yedi zümreden biri olmak istemiyor musunuz?
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
28
I
13:51 Uhr
Seite 28
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
IGMG Kuzey Bavyera`da Aile
ve Çocuk Eðitimi semineri
GMG Kuzey Bavyera
Bölgesi
Hersbruck
Cemiyeti Kadýn Kollarý
Baþkaný Meral Göne tarafýndan Hersbruck Þubesinde düzenlenen Aile ve Çocuk Eðitimi, güzel bir salonda mutevazi bir katýlýmla gerçekleþti.
Program açýlýþ Kur`an-ý
Kerimi ile baþladý. IGMG
Kuzey Bavyera Bölgesi
Hersbruck Cemiyet Baþkaný Vedat Arýk bir selamlama konuþmasý yaptý.
Proðrama IGMG Kuzey
Bavyera Bölge Baþkaný Bilal Demiroðlu de katýlarak
bir konuþma yaptý. IGMG
Kuzey Bavyera Bölge Baþ-
kaný Bilal Demiroglu yaptýðý konusmasýnda “Hersbruck Þubesindeki
çalýþmalarý tebrik
ve takdir ettikten
sonra, elhamdülillah bütün Þubelerimizde Aile Eðitim
Uzmaný Psikolog
Ayþe Serap Þahiner Hoca
Haným ile Aile Eðitim Seminerleri verilerek, insanýmýz eðitim taramasýndan
geçti. Bizi biz yapan deðer-
G
IGMG Rhein-Neckar-Saar Bölgesi Toplu
Sabah Namazlarý Programýný baþlattý
eleneksel olarak
her yýl yapýlan ve
büyük bir raðbet
gören Toplu Sabah Namazlarý programlarý yeniden
baþlatýldý. Konu ile ilgili
açýklama yapan IGMG
Rhein-Neckar-Saar Bölge
Baþkaný Yaþar Cimþit;
“Bölgemizde bulunan camilerimizde her iki haftada
bir deðiþik þehir ve kasabalarda topluca Sabah Namazý kýlýnarak büyük bir coþku ve huþu içinde Pazar
günleri uygulanan bu güzel
çalýþmamýza yoðun bir ilgi
ve alaka görmekteyiz.
Deðiþik
þehirlerdeki
Müslümanlarýn kýlýnan Sabah Namazlarýna koþarak
G
eleneksel olarak
yýlda birkaç defa
tertip edilen ve
2009 yýlýnýn son bilardo
turnuvasýna her zamanki
gibi yoðun bir katýlým oldu.
Grup elemelerinin ardýndan, çeyrek final ve yarý finalde büyük çekiþmelerden
sonra finalde yýllarýn þampiyonu Kütahyalý Süleyman Aktaþ ile Nevþehirli
Ahmet Doðan arasýnda nefes kesen bir müsabakanýn
katýlmalarý ve Pazar olmasý
münasabetiyle yapýlan bu
ibadete yüzlerce müslümanýn iþtirak etmesi, bizleri
sevindirmektedir.
Her Pazar sabahý bir
Bayram coþkusu þeklinde
lerden en önemlisi ve en
baþta geleni aile mefhumudur. Ama maalesef bugün
bir yýlda yapýlan evliliklerdeki boþanma oraný %38,
büyük, küçük, yaþlý ve gencin katýlýmý, Sabah Namazý
sonrasý yapýlan topluca dua
ve sohbetten sonra ev sahibi cemiyetin sunmuþ olduðu ikramdan sonra mutlu
bir Pazar gününü deðerlen-
beþ yýlda boþanma
oraný %80 leri buluyor. Bu olumsuz
tablonun altýnda
bilgi eksikliði ve
kültürel bozulmuþluk yatýyor. Ýþte bu
manada insanýmýzýn en önemli yarasýna bir nebze melhem oluruz düþüncesiyle
bu proðramý belli periyotlarla yapmaya devam edeceðiz” dedi.
Hatibemizle 16 Cemi-
masý temennisinde bulundular.
Tertip komitesi baþkaný
Nedim Yorulmaz da turnuvaya katýlanlara teþekkür
etti ve devamýnýn geleceði
sözünü verdi.
Ayrýca
turnuvalara
sponsorluk yapan Lezzet
yetimizde olumsuz kýþ þartlarýnda, hiç birini aksatmadan hizmetimizi sunduk
diyerek sözünü bitirdi.
Programda Ayþe Serap
Þahiner Psikolog kiþiliðiyle
Aile ve Çocuk eðitimine
Ýnanç ve Ýman çerçevesinde Peygamberimiz Hz.
Muhammed (s.a.v)’i örnek
alarak Ailenin önemini ve
çocuk eðitimini yaklaþýk 4
saat süren konuþmasýnda
dinleyenleri
koltuklara
baðlamýþcasýna adapte ederek anlattý. Allah sevgisi
Ailenin temelini saðlamlaþtýrýr diye sözünü bitirdi.
Program kapanýþ Kur`an-ý Kerim ile sona erdi.
dirmiþ oluyorlar. Böylece
hem kardeþliðin hem de
ibadetin zevkine varýlmýþ
olunuyor. Amacýmýz müslümanlarýn ibadetlerini topluca bir arada yapmalarýný
saðlamaktýr” dedi.
Walldorf Mevlana Camiinde
Bilardo Turnuvasý
ardýndan 2010 yýlýnýn ilk
þampiyonu Ahmet Doðan
oldu.
Birincilik ödülünü 2009
yýlýnýn son þampiyonu Bekir Þen`den aldý. Kardeþlik
ve dostluðun pekiþtiði turnuvaya katýlanlar bu tür
turnuvalarýn sýk sýk yapýl-
haber
Döner
Produktion
GmbH`ya, Reifen Keskine
ve Esbek Teppiche katkýlarýndan dolayý teþekkür etti.
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:51 Uhr
özel köþe
H
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
M. Salih AYDIN
Hicri Yýlbaþý
Hakkýnda
Müslümanlarýn
ne Düþündükleri!
Ne kadar da Hicri Yýlbaþý desek de o kadar sönük
geçiyor ki sanki dünyada en
azýnlýk Ýslam dünyasý. Kime
tebrik gönderdimse de yok
sayýda iyi tepkiler geldi. Bu
sayý 100 E-mail 50 sms ve 7
Ýslami site. Hala ne Hicreti
ne de Kerbela`yý anlamýþ deðiliz. Birilerinin kuyruðuna
takýlmýþ gidiyoruz. Kurtuluþu kurtulmazlardan arýyoruz. Miladi yýlbaþý geldiðinde de çocuklarýmýzý nasýl
kurtarýrýz diye alternatif geceler sunmaya çalýþýyoruz.
Bu iþte bir yanlýþýmýz yok
mu? Tabiî ki var parayý sevdiðimiz kadar seviyor muyuz canýmýz çocuklarýmýzý.
Evetse bir þey yok zaten
kaybetmiþiz yok hayýr dedikse evlere, bahçelere,
dükkânlara, arsalara, arabalara yatýrdýðýmýz paranýn
kaçta kaçýný çocuðumuza
ilerisi için yatýrým yaptýk.
Ayrýca kaç saatimizi onlar
için ayýrdýk. Kendimizi sorgulamamýz gerekmez mi hala zamanýmýz var ama bu
son fýrsat. Kýzýmýz pantolon
üstü baþýný uyduruk örtü ile
gözlerimizi büyülerken sustuk. Oðlumuz zaten hayatýnda hür namazýndan niyazýndan ve hatta öðrendiði surelerden, itikattan amelden
kaç soru sorduk ama nadir
de olsa okul derslerini sorduk. Kafamýzý ellerimizin
arasýna alýp geçmiþimizi bir
süzgeçten geçirelim inþaALLAH…
Ve gelelim hacarabýn serüvenlerine.
ETLER BÖYLE
Seite 29
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
Hacarabýn
Serüvenleri
[email protected]
YENÝR
Ben 4 veya 5 yaþýndayým. Halamlar o zamanlar
Ankara Polatlý`da oturuyorlar. Eniþtem yemek olarak
þiþ kebap yaptý. O zamanlar
eti her zaman nerde göreceksin. Et ortaya gelince
ben attýðýmý yutuyorum. Bu
durumu gören halamýn oðlu
o nasýl yutuyorsa onun yuttuðunu ben de yutarým diyor. Bir de baktýk ki halamýn
oðlu yerde debeleniyor. Eti
yutamamýþ gözleri dýþarý fýrlamýþ. Babasý parmaðýyla çýkarmasaydý iþi zordu. Ama
annem beni boþ býrakmadý
bir þey yapmadýðým halde
dayaðý yiyen yine ben oldum.
HEPSÝNÝ
YÝYORMUSUN SEN?
Karaman'ýn Kâzýmkarabekir ilçesi aðalarýndan biri,
ayný ilçe ulemasýndan Necati Yeniel Hoca'ya:
- Yav, Hoca, sen bu kadar
kitabý ne yapýyorsun Allah
aþkýna be? Hepsini okuyor
musun sen bunlarýn? der dururmuþ Necati Yeniel Hoca'nýn zengin kütüphanesini
her görüþünde. Bir, iki, üç
derken bir gün yine ayný merak içinde bu soruyu sorar-
ristiyan ve Ýslam Topluluðu
Derneði (CÝG) dinlerarasý diyalog baðlamýnda yeni bir
internet sitesi oluþturdu. Dernek
www.christenundmuslime.de internet adresinde dinlerarasý diyalog, yeni basýlý eserler ve programlar ile ilgili aktüel bilgiler sunuyor. Bunun
yanýnda sitede Hristiyan-Ýslam diyalogu ile ilgili bilgiler de yer alýyor.
Hristiyan ve Ýslam Topluluðu
Derneði’nin (CÝG) yeni oluþturmuþ
olduðu www.christenundmuslime.de
adlý internet adresinde kendi faaliyetleri hakkýnda da bilgiler veriyor. Sitenin ziyaretçilerine servis bölümünde kurum ve kiþiler için çeþitli
imkânlar sunuluyor. Ayrýca dernek
hayat
29
ken, tevafuk bu ya, Karasakal Hoca da oradaymýþ.
Adam yine:
- Yav, Hoca! Hepsini
okuyor musun sen bunlarýn?
deyince, Karasakal Hoca:
- Ülen para keratasý, demiþ, kaç dönüm tarlan var
senin?
- Binlerce...
- Kaç havayý zahire kaldýrdýn bu tarladan?
- Milyonlarca...
Kaç koyunun var? Kaç
evin?
- Ohooo-oh! Yorma Hoca beni Allah aþkýna yav!
Ne bileyim ben bu kadar koyunum var? Adedini mi bilirim?
- Peki! Lan kerata, hepsini yiyor musun sen bunlarýn? Hepsinde oturuyormusun o evlerin?
Deyince, adam anlayacaðýný anlamýþ ve Necati Yeniel Hoca Karasakal'a:
- Hay nüktelerinle bin
yaþa be hoca demiþ, herifin
aðzýný bir türlü kapatamýyordum. Sen kilitleyiverdin
geçtin gittin be!
Hay Allah razý olsun!
HACARAP
TANKER ÞOFÖRÜ
Babam zamanýn birinde
bir aðanýn tankerinde þoför
olarak iþ alýr. Mersinden
akaryakýt getirecek. Daha
ilk gün malý alýr ve gelirken
Toroslarýn o dönemeçlerine
normal araba gibi girer. Girer ama þöyle bir uçurumun
ucunu görünce rengi atar. Ve
bir daha dönemeçlere öyle
girilmeyeceðini öðrenir ama
o korkuyu atlatamaz ve 1 ay
sonra iþi býrakýr.
Kardeþim Babamý
Nasýl Atlattý
Babam ve annem anlaþýrlar Konya’da dini bir film
oynayacak. Bizi atlatýp
Konya’ya gidecekler ve filme bakacaklar bizim oðlan
durumu fark etmiþtir. Arabanýn içinde saklanýr. Babamlar Konya’ya yaklaþýnca:
- Ben buradayým diye çýkar ve o da onlarla sinemaya
gider.
KUMPANYA KIYAÐI
Karasakal Hoca, bir tarihte, Akþehir Garajýnda.
Konya'ya bilet alacak, fakat:
- Boþ yer yok!...
Diyor giþe görevlisi. Ne
yapsýn? O tarihlerde bugünkü gibi bir sürü þirket, bir
sürü vasýta yok. Giþenin
karþýsýndaki bir bankoya
Hristiyan ve Ýslam Topluluðu
Derneði’nden yeni web projesi
internet sitesi aracýlýðý ile gönderilen
sorularý yanýtlamak suretiyle danýþmanlýk hizmeti de veriyor.
Derneðin internet sitesinde bulunan basýlý eserler bölümünde Hristiyan-Ýslam diyalogu, Almanya’da Ýslami yaþam üzerine klasikler ve Ýslam ile ilgili genel bazý kitaplar hak-
kýnda kýsa tanýtým yazýlarý bulunuyor.
Hristiyan ve Ýslam Topluluðu
Derneði (Die Christlich-Islamische
Gesellschaft e. V.)
Hristiyan ve Ýslam Topluluðu
Derneði, Almanya’daki eski ve en
büyük Hristiyan Ýslam diyalogu or-
29
oturuyor, beklemeye baþlýyor bir vasýta gelir diye.
Derken, az sonra, dýþardan biri geliyor, giþeye eðiliyor, biletini alýp gidiyor.
Hemen ardýndan biri daha
geliyor, o da biletini alýyor.
Bir daha, bir daha... Aaaa!
Hoca'dan sonra gelip bilet alanlarýn hepsi de asortik, kýravatlý tipler olunca...
Hoca kendisine bir hinlik
edildiðini zehabýna kapýlýyor ister istemez. Ýhtimal
vermiyor ama, baþka bir anlam da veremeyince, yerinden kalkýp giþeye yaklaþarak, görevliye:
- Beyefendi, diyor, þu
boynunuzdaki kýravatý bir
dakikalýðýna bana verebilir
misiniz?
- Ne yapacaksýn Hacý
emmi?
Diye soruyor giþe görevlisi. Azýcýk yýlýþýk.
Karasak Hoca:
- Ne yapacaksýn oðlum,
boynuma takýp senden bilet
alacaðým!
Derken, bu konuþmaya
tanýk olan bir aktör yaklaþýyor yanlarýna. Ve durumu
izah ediyor. Meðer Hoca'ya
gerçekten de bir hinlik edilmemiþ. Arabada gerçekten
de boþ yer yokmuþ. O kravatlý beyler, Akþehir'e gelmiþ bir tiyatro gurubunun
aktörleriymiþ. O alýnan biletlerin paralarý da çoook
önceden verilmiþ. Karasakal
Hoca'ya durumu izah eden
aktör gurubunun baþýymýþ.
Hoca'nýn nüktedanlýðýndan
pek hoþlanmýþ ve bir çaresini bulup onu da arabalarýna
almýþ.
Bugünlükte bu kadar
dostlar kalýn saðlýcakla. ALLAH’a emanet olun.
ganizasyonu olma özelliðini taþýyor.
Dernek 1982 yýlýndan bu yana Müslümanlar ve Hristiyanlar ile Kilise ve
Ýslami organizasyonlar arasýnda diyalog ve iþbirliði için çalýþýyor. Dernek ayrýca Almanya Hristiyan Ýslam
Diyalogu Koordinasyon Konseyi’nin
kurucu üyesi.
Dernek bünyesinde Müslüman ve
Hristiyanlar eþit ve iþbirliði içerisinde çalýþýyor. Derneðin ilkeleri arasýnda “Ortaklýklarýn ortaya çýkarýlmasý,
ayrýlýklarýn ise mümkün oldukça karþýlýklý anlaþmayý ilerletecek þekilde
deðerlendirilmesi” yer alýyor. Derneðin hedefini Almanya, Avrupa ve
tüm dünyada dini cemaatlerin eþit sayýlmalarý oluþturuyor.
42. sayi sayfalar hessen
30
08.02.2010
13:51 Uhr
Seite 30
Gerçekler “Hayat”ýn Ýçinde Gizlidir
hayat
15 Ocak / 15 Þubat - 15 Januar / 15 Februar 2010 . Safer 1431
bulmaca
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:51 Uhr
Seite 31
42. sayi sayfalar hessen
08.02.2010
13:51 Uhr
Seite 32

Benzer belgeler

PDF SAYI 42 - Hayat Online

PDF SAYI 42 - Hayat Online ekonomik kriz Almanya`yý derinden etkiledi. Derinden etkiledi ama etkilenenler maalesef halk kesimi oldu. Geçen senenin mali portrelerine baktýðýmýzda Alman ekonomisi ihracat fazlasý verirken buna ...

Detaylı