PDF Versiyonu - Kahve Molası

Transkript

PDF Versiyonu - Kahve Molası
Yazýlan, Okunan, Kopyalanan, Ýletilen, Saklanýlan, Adrese Teslim Günlük E-Gazete - Yýl: 2 Sayý: 341
10 Eylül 2003 - Fincanýn Ýçindekiler
■
■
ISSN: 1303-8923
■
Arkadaþlarýnýza önermek
ister misiniz?
■
KISAYOLLAR
■
■
SON BASKI
kahvemolasi.com
Arþivimiz
Yazarlarýmýz
Manilerimiz
Forum Alaný
Ýletiþim Platformu
Sohbet Odasý
E-Kart Servisi
Sizden Yorumlar
Kütüphane
Kahverengi Sayfalar
Medya
Ýletiþim
Reklam
Gizlilik Ýlkeleri
Kim Bu Editor?
KAPI KOMÞULARIMIZ
NARSÝSÝSTÝK RUH HALÝ ... Nevzat Tarhan
TRAJÝ-KOMÝK BÝR DEPREM HÝKAYESÝ ... Rana
Aslanbay Aydýn
Mototren gelmez ola, düdüðünü çalmaz ola ... Sait Elibol
Café d'Istanbul...Mustafa Serdar Korucu
Milenyumun Mandalý...Sait Haþmetoðlu
Dost Meclisi, Tadýmlýk Þiirler, Biraz Gülümseyin,
Kýraathane Panosu, Ýþe Yarar Kýsayollar, Damak Tadýnýza Uygun Kahveler
Editör'den : Diþ Figürlü Necefli Maþrapa!..
Merhabalar,
Bizim Kahve Molasý adeta benim günlüðüm olmuþda haberim yokmuþ. Þöyle bir taradým,
karným aðrýsa yazmýþým, diþim tutsa yazmýþým, gezmeye gitmiþ yazmýþým. Özel hayat diye
birþey kalmamýþ. 2 gündür bir garip diþ aðrýsý çekmekteyim. Tabiki sürpriz falan deðil. Týp
literatüründe buna dense dense "gayri kabili rücu akut mazo sendromu" denir. Taa 21 Kasým
2002'de sizlere diþimde oluþan kovuktan sözetmiþim. Arada geçmiþ 10 ay, ben bir diþçiye
gitmemiþim. Yuh olsun bana. O kovuk olmuþ bir maðara, yetmemiþ yanýndakilere
komþuculuða gitmek için dehlizler kazmýþ, sanýrsýn Saddam saklanmak için yeraltýna inmiþ.
Maðara oluþumuna maruz kalan diþte sinir falan hakgetire de dehliz kazýp ulaþtýðý saðlam
diþler isyan bayraðýný çekmiþ. Yüzümün sað tarafý bende deðil Bodrum'da tatilde sanki. Korku
yüzünden bu hale getirdiðim diþlerime bir özür borcum var. Ýlk fýrsatta, yani önümüzdeki 10 ay
içinde, koltuða oturup yýkama yaðlama yaptýracaðýma and içerim. Bak sevgili diþim verdim
sözü haydi býrak artýk sýzým sýzým sýzlanmayý da þu molayý sað salim bitirip yollayayým.
Þakasý bir yana. Hani öyle beni yerlerde süründürecek kadar aðrýmýyor ama arada bir kendini
hissetmemi istediðinde tüm konsantrasyonumu da bozmaktan geri kalmýyor. Evde bulduðum
yegane aðrý kesici olan apranax'tan 2 tane yuvarladým ama gözüm kalanlarda. 5-10 tane
daha içsem rahatlarmýyým yoksa diþ yoluna gitti niyazi mi olurum onun ayýrdýna varamýyorum.
Gelin ben bu diþ muhabbetini burada keseyim ve sizleri bugünkü molayla baþbaþa býrakayým.
Hem biliyor musunuz, sol el sað yanak üzerinde baský uygularken, açýkta kalan sað el ile hem
klavyeyi hem de fareyi idare etmek epeyce güç oluyor. Bilmem anlatabildim mi? Hayýrlý
sabahlar...
Bir sonraki sayýda buluþuncaya kadar bulunduðunuz yerden bir adým öne çýkýn. Sevgiyle...
Cem Özbatur
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
AKIL OYUNLARI : Prof. Dr. Nevzat Tarhan
NARSÝSÝSTÝK RUH HALÝ
Narsisistik kiþiliðin ana temasý büyüklük duygularý, baþkalarýný anlayamama ve baþkalarýnýn
deðerlendirmelerine aþýrý duyarlýlýktýr.
Kendilerini özel ve önemli görürler, sýradan bir insan olmaktan çok korkarlar. Kendilerinin özel
olduðunu göstermek için çabalarlar. Týpký köpek balýklarýnýn boðulmamak için devamlý
yüzmek zorunda olduklarý gibi narsisistler de depresyonun derinliklerinde boðulmamak için
övgüyle beslenir özel olduðu hissini hep yaþamak isterler.
Temel Özellikleri
1 Kendilerinin önemine iliþkin büyüklük duygularý taþýrlar, baþarý ve yeteneklerini abartýrlar.
2 Kendilerini özel ve önemli görürler, hep saygý görmeyi beklerler.
3 Hayal dünyalarýnda güç, baþarý, þöhret, para, güzellik ve aþk ön plandadýr.
4 Övgü ile beslenirler, iltifat edilmesi için ortam hazýrlarlar.
5 Eleþtiriye aþýrý duyarlýdýrlar. Eleþtiriye iyi amaçlý eleþtiri bile olsa aþaðýlanmýþ olma, öfke ve
utanç duygularý ile tepki verirler.
6 Menfaatçidirler. Kiþiler arasý iliþkileri kendi çýkarlarýna kullanýrlar. Kendi amaçlarýna ulaþmak
için hile ve aldatmayý normal kabul ederler.
7 Kendilerinin ancak özel kiþiler tarafýndan anlaþýlabileceði kadar özel olduklarýný düþünürler.
8 Empati yapamazlar. Baþkalarýnýn ne hissettiðini, ihtiyaçlarýný anlayamaz ve hissedemezler.
Arkadaþý hasta olup randevuya gelemezse kýzar, þaþýrýr onu anlayamaz.
9 Kin, öfke, kýskançlýk duygularý fazladýr. Acýma, affetme gibi duygularý kendi çýkarlarýna göre
hisseder ve kullanýrlar.
10 Hak duygusu hep kendine yöneliktir. Hak kazandýðý, kayýrýlmasý gerektiði, sýrada
beklememesi gerektiði, hep kendisine ayrýcalýk yapýlmasý gerektiði beklentisi içindedirler.
11 Büyük ideallerine kavuþtuklarýnda gerçek kiþilikleri daha çok ortaya çýkar. Her masada
farklý konuþmak durumlara göre ilkeleri deðiþtirmek yaþam felsefeleridir.
Narsisistlerin Korkularý ve Baþarýlarý
Mezarlýkta ýslýk çalarak geçmek pek çok kimsenin yaptýðý þeydir. Gerçekte son derece
korkuyordur. Fakat korkmuyor taklidi yapmak zorundadýr. Ýþte bunun gibi narsisistlerin bir
kýsmý eksiklik, aþaðýlýk duygularýný bastýrmak için kendilerine güveniyor rolü yaparlar. Fakat
bu rolü içselleþtirdikleri için güvenli gözükürler.
Korku ile güven arasýnda zihinsel duvar çok incedir, her an yer deðiþtirebilir. Amacý bir
insandan daha fazla bir þey olduðunu ispatlamak olan bir kiþi düþününüz. Bu kiþinin en büyük
korkusu sýradan bir kiþi olmaktýr. Dünyada en büyük ve deðerli þey olarak kendilerini
hissettikleri için bunu kanýtlama çabasý içinde çýrpýnýrlar, çok çalýþýrlar. Bunun için yetenekli ve
iddialýdýrlar. Bilim, sanat, spor, politika, komutanlýk, liderlik ve ticaret gibi rekabet edilen her
þeyi bu kiþiler keþfederler dersek abartýlý olmaz. Bu kiþileri dengelemeye çalýþan din
adamlarýnýn azizlik ve velayet derecelerinin artmasý da insanlýða ikinci faydalarýdýr.
Narsisist insanlarýn yaptýklarý iþlerden hoþlanýrýz ama kiþiliklerinden nefret ederiz. Liderlerin
pek çoðu narsisistdir. Hitler canlý bir örnektir. Liderlik ile narsisistlik ince bir duvarla ayrýlýr.
Liderlik bittiðinde narsizm baþlar. Liderlerin çevresindeki dalkavuklar onlarýn içlerindeki
narsisit yönlerini beslerler, büyütürler ve onlarý narsisist canavar yaparlar.
Bunun için demokrasi insanlýðýn geldiði en ileri olgunluk düzeyi oldu. Çünkü demokraside
muhalefet vardýr. Eleþtiri açýkça yapýlýr. Böyle bir lider narsisistlik eðilimindeyse onun
hatalarýnýn, yanlýþlarýnýn, zayýf taraflarýnýn söylenebilmesi sorumlulukla dengelemeyi saðlar.
Tarihte baþarýlý olmuþ ve sevilen liderlerin arkalarýnda onu sorgulayan ve sorumlu
davranmaya yönlendiren manevi bir liderin olmasý tesadüfi deðildir. Eski Yunan'da Sokrates,
Aristoteles, bizden Akþemseddin ve Þeyh Edepali gibi kiþileri sayabiliriz.
Öncelik Ýçgüdüsü Taþýrlar
Bir narsisist kendisi için iyi olanýn tek iyi ve tek yol olduðuna inanýyor ve vazgeçmiyorsa onun
hata yapmasýný beklemek fakat onaylamadýðýnýzý belli etmekten baþka yapacak bir þey
yoktur.
Ýnsan da içgüdüsel olarak ilk ve evvela kendini sevmek, kendi ihtiyaçlarýna öncelik verme
duygusu vardýr. Baþkalarýný düþünmek, baþkalarýnýn ihtiyaçlarýný önemsemek egomuzun
hoþuna gitmez. Ancak insan gibi yaþamak için egomuzun bu yönünü dengelememiz gerekir
"önce can sonra canan" adil bir duygu deðildir. Önce doðrular ve ilkeler can veya canan
hoþlansa da hoþlanmasa da diyebilmek bilgece davranýþtýr.
Narsisist kiþilerin baþkalarýnýn ihtiyaçlarýný, arzularýný, yeteneklerini, isteklerini görme
kabiliyetleri geliþmemiþtir. Bu sebeple empati yoksunluðu onlarý sevenlere acý çektirir. Onlarý
sevenler kimliksiz olmak zorundadýrlar.
Ben merkezci narsisistleri seven pek çok eþ veya kiþi onlarýn kendilerini sevmeme nedenini
araþtýrýrlar ancak bulamazlar. Kusurlarý kendilerinde ararlar. Böyle narsisistlerin sevgilileri
hayatlarýný mahvederler. Büyük çapkýnlarýn, büyük politikacýlarýn önemli kýsmý narsisisttir. Bir
þeye ihtiyaçlarý olduðu zaman empatiye sahipmiþ gibi davranýr ve rol yaparlar. Etkileyici,
çarpýcý, rol yapýcý davranýþlarýný çoðu zaman farkýnda olmadan gerçekleþtirirler. Alçakgönüllü
rolü oynarken bile egolarýný parlatmaktadýrlar. Ýkiyüzlülükten farklý yönleri, bu davranýþlarý
kiþiliklerinin gereði olarak yaparlar.
Satýþý Ýyi Yaparlar
Ýnsanlarý etkileme,göz boyama konusunda çok baþarýlýdýrlar.Karþý taraftaki kiþinin neyi
duymak istediðini çok iyi fark ederler.Hayranlýk duygusu uyandýrýncaya kadar iþe devam
ederler.Ýleri narsisistler hayranlýk duygusu uyandýrdýðý kiþiyi artýk yok sayar,küçümser.
Kendilerini övmekten utanmazlar.Zeki narsisistler gizli övünmeyi çok yaparlar.Toplantýlarda
soru sorarken en az konuþmacý kadar çok þey bildiklerini göstererek yorumlar
yaparlar.Kendisiyle dalga geçiyor rolü bile oynayabilirler eðer alkýþ getirecekse.
Ünlü kiþileri etkilediklerini sözleri arasýna sýkýþtýrýrlar.Çevre tarafýndan akýllý ve yetenekli olarak
bilinirler.Ýlk tanýþmalarda çok etkileyicidirler.Uzun beraberlikte bencil ve çýkarcý yapýlarý
nedeniyle kendilerinden nefret ettirirler.Fakat elde ettikleri güç,para,þöhretle insanlarý
kendilerine baðlarlar. Vitrinleri dolu ama gönülleri boþ olan böyle kiþilere nasýl
davranacaðýnýzý yazýmýzýn sonunda okuyacaksýnýz.
Çok Çalýþýrlar
En büyük korkularý sýradan olmak olduðu için ve kendilerini üstün görmeye devam etmek
amacýyla,baþarýlý olmak zorundadýrlar.Çalýþýp zafer kutlamak en büyük doyumlarýdýr.
Çoðu iþkoliktir, ne istediðini bilir amacýna kitlenir. Amerikan Kapitalizmi yaratýcýlýðý ve üretimi
arttýrmak için bu kiþilik özelliðini teþvik ediyor.Para, þöhret, güç getiren iþler çok sistemin
motoru oluyor. Adil olmayan çabalarýn, toplumda zayýflarýn ezilmesi sonucunu doðurarak
sosyal barýþý zedeleyeceðini söylemeye gerek var mý ?
Adil Deðildirler
Kendilerini özel olarak gördüklerinden herkes için geçerli kurallarýn kendileri için geçerli
olmadýðýna inanýrlar. Hukukta "adalet zayýf sineklerin takýldýðý, kuvvetli sineklerin delip geçtiði
bir aðdýr" þeklinde bir söz vardýr. Bu söz narsisistik ahlak sahibi kiþiler için söylenmiþ olsa
gerek. Her yerde kýrmýzý halý ile karþýlanmak isterler. Bu olmazsa bozulurlar ve acýmadan
bozarlar. Eðitimli olmayan narsisistlere sýra beklemek, kuyruða girmek, çevrelerini temiz
býrakmak, trafikte öne geçmek zevk verir. Kurallarý ustaca atlatmak insanlarý enayi yerine
koymak, baþkalarýný kullanmak onlara keyif verir. Böyle davranýþlarý baþkalarýna anlatmak ise
onlar için ayrý bir zevktir.
Yarýþmacýdýrlar
Narsisistik özellikteki kiþiler rekabeti severler. Ýhtiraslý ve doyumsuz yapýlarý nedeniyle hep
ölesiye mücadele ederler. Hiyerarþiyi çok iyi bilirler. Giyimleri, kullandýklarý araba, kiminle
birlikte göründükleri, yaþadýklarý yerler tesadüfi seçimler deðildir. Bir þeyi sevgi için yapmayý,
aþýk olmayý aptalca görürler. Güç ve statü takýntýlarý nedeniyle kazanmak için ellerinden ne
gelirse yaparlar. Hile ve yalan amaca ulaþmak için gerekirse kullanýlacaktýr. Machiavelli'nin
felsefesi çok hoþlarýna gider. "Gayeye ulaþmak için her yol caizdir" düþüncesi onlar için
rehber olmuþtur.
Hile ve yalaný kullanma eðilimleri onlarý en tepede tutmaya götürebilir. Fakat balonlarý
söndüðünde de narsisistik yaralanma yaþarlar. Düþünmeden yaþamlarýna son vermeye karar
verebilirler. Kendilerine göre yaþam sebepleri ortadan kalkmýþtýr. Kuyunun dibinde
yaþamaktansa ölmek daha doðrudur onlara göre. Ýyi yarýþmacý ama kaybetmeyi bilmeyen bu
kiþiler mutlu olamazlar.
Eleþtiriye Tahammülsüzdürler
Hata yapmaktan çok korktuklarý için hatalarýnýn söylenmesini hemen kiþiselleþtirirler. En basit
eleþtiriyi kiþiliklerine yapýlmýþ bir müdahale, onlara atýlan bir ok gibi görürler. Kendilerini
aþaðýlanmýþ gibi hissederler bu onlarý çok sýkar.
Kendi hatalarý konusunda objektif davranabilme becerisi kazanamadýklarý için eleþtiride ýsrar
ederseniz sizi suçlamaya baþlayacaktýr. Sizin yanýldýðýnýzý ispat etme çabasý ilk yapacaðý
þeydir. Eðer haklýysanýz sizi küçük düþürerek tatmin olma yolunu seçecektir. Bu haliyle
narsisisti zavallý bir çocuða benzetebiliriz. Eleþtiriyi kendisine haksýz bir saldýrý gibi algýlýyor
doðru-yanlýþ ikileminden geçirmiyor ve nefret uyandýrýyor.
Narsisistik kiþi ile iliþki kurmak zorunda iseniz kararlý ve tutarlý olmalýsýnýz. Ne istediðinizi tam
olarak bilmelisiniz. Pazarlýk yapmadan karar vermemelisiniz. Böyle insanlarla saðlamcý iþ
yapmak, bedeli peþin almak gerekir, yoksa çok incinirsiniz.
Yardým Sevmezler
Narsisist kiþiler kendi çýkarlarýnýn söz konusu olmadýðý bir þeyi yaptýklarý pek görülmüþ
deðildir. Ýnsanlarýn çýkarlarý onlarýn çýkarlarý ile çatýþmadýkça çok uyumlu çalýþýrlar.
En büyük tutkularý ve fantezileri dünyanýn en akýllý, en yetenekli, en iyisi olduklarýna
inanmalarýdýr. Yardým ederken kendi isimlerinin geçmesi, heykellerinin dikilmesi, þirketlerinin
baþýnda adlarýnýn yazmasý paradokslarýdýr. Kendilerine iyi dedirttirmek için yardým ederler. Bu
nedenle gizli yardýmý onlara yaptýramazsýnýz. Bu tarz yardýmlar bunlarýn egolarýný cilalar.
Kimliklerini belirtmeyen yardýma onlarý zorlamak ego eðitimleri için gereklidir.
Ýlk Aþklarý Kendileridir
Yaþadýklarý diðer paradoks da sevecen görünmeleridir. Sevgi doludurlar, insanlarý
rahatlatýrlar. Sizi sevdiklerini sizi düþündüklerini zannetmeyiniz. Onlar sizdeki çýkarlarýný
severler. Sevgileri hep koþullu sevgidir. Aþýk olduklarý, koþulsuz sevdikleri tek varlýk
kendileridir. Çýkarý yoksa en yakýnýný bile umursamazlar. Aynaya baktýklarýnda kendilerini
görmezler hayallerindeki kiþiyi görürler. "Ayna ayna söyle var mý benden daha güzeli"
narsizmin simgesi olmuþtur.
Tatminsizdirler
Sýradan insan olmak korkularý,hep daha çok þey istemeleri,yetinme duygularýnýn olmamasý
onlarýn hýrslý olmalarýna neden olur.
Kendilerinin gerçek sýnýrlarýný bilemezler. Kendilerini bir bütünün parçasý gibi görmedikleri ve
her þeyi kontrol edebilecekleri duygusu sürekli gerilimde olmalarýna neden olur. Küçük bir
düzensizliði, eleþtiriyi ve hatayý tehdit olarak algýlarlar.
Ýnsanlarýn ona hep haksýzlýk yaptýklarýný düþünmelerini, onu memnun etmek için yeterince
çaba harcamadýðýný inanmalarý onlarý gerer.
Kendilerinden ve baþkalarýndan beklenti standartlarý yüksektir. Bu sebeple sýk sýk sinirlenirler.
Ýnsanlarýn istek ve emirlerini kasten unuttuklarýný düþünürse huysuzluklarý artar.
Canlarý sýkýldýðý zaman herkesinde canýný sýkarlar. Kazanamadýklarý zaman çok öfkelenirler,
psikolojik terör havasý doðururlar.
Depresyona girme eþikleri çok düþüktür. Kýzgýn, sinir bozucu, ruh karartýcý halleri sýk yaþarlar.
Depresyondadýrlar fakat kabul etmezler. Depresyonu örtülü þekilde yaþarlar. Öfkelilik, içkisigaraya düþme, unutkanlýk, bedensel arazlar þeklinde maskelenmiþ depresyonla hekime
zorla baþvururlar.
Mutlu olmayan, gergin, öfkeli, incitici ve küstah halleri nedeniyle zor insanlardýr. Doymayý
bilmezler çünkü psikolojik olarak açgözlüdürler.
Güçlü Ýnsanlar Yanlarýnda Barýnamaz
Narsisist kiþiler kendilerinden çok emindirler. Bu kendilerinden emin ve güvenli halleri
bunlardan kuþku duyan kiþiler için çok çekicidir.
Narsisistler birisini yanlarýna almak istedikleri zaman onu kendilerinin gezegendeki en iyi ikinci
insan gibi hissetmelerini saðlarlar. Böyle üstün bir insana yakýn olmanýn minnettarlýðý ile
elinden gelen her þeyi yapan ikinci adamlar narsisist kiþinin en önemli yardýmcýlarýdýr.
Minnet ve vefa duygularý pek yoktur. Daha az þey yapýp daha çok isterler, minnet duygusunu
baþkalarýndan beklerler. Baþkalarý iyi insan olmak için vermelidirler ve böylece sömürmeye
devam ederler.
Huysuzlanýrlar ve hata yaparlar. Böylece narsisist kiþi onlarý tükürür atar. Güçlü kiþiler
narsisistik kiþinin kendilerini kullandýðýný hemen fark eder, ilkelerini ortaya koyar. Böylece
yollarý hemen ayrýlýr. Zayýf kiþiler sürekli vererek iliþkiyi devam ettirirler. Aldýklarý psikolojik
tatmin onlarý yanlarýnda tutar. Kimliksiz kalmayý kabullenirlerse beraberlik sürer gider.
BÝR TEST
"Doðru cevaplar narsisistik özelliði gösterir."
1. Büyük, ünlü, zengin olma hayalleri vardýr. Bu hayaller gerçekleþmiþ gibi davranýr.
2. Kendisini önemli bir kiþi görür. Gerçekte de akýllý ve yeteneklidir.
3. Bu insan yaþýtlarýndan daha fazla þey baþarmýþtýr.
4. Baþkalarýný kolayca karalar.
5. Baþkalarýnýn kusurlarý ile ilgilenmek hoþuna gider.
6. Ýsteði yapýlmayýnca sinirlenir, gerekçeyi önemsemez.
7. Kendi hatalarýnýn farkýna varmazlar.
8. Hatasýný kabul etmek zorunda kalýrsa kolayca depresyona girer, abartýlý kötü duygular
gösterir.
9. Kendinden daha iyi tanýnan ve bilinen insanlarýn hiç de o kadar büyük olmadýklarýný
söylemeye çalýþýr.
10. Amacýna ulaþmak için baþkalarýný kullanmanýn yolunu bulur.
11. Her þeyi kategorize ederek kendisi için en önemliye öncelik verir.
12. Görüþtüðü, yaþadýðý kiþilerde çok seçicidir.
13. Giyim ve kullandýðý arabada özel olduðunu hissettirir.
14. Baþkalarýndan bir çýkarý olmadýkça onlarýn duygularýna, düþüncelerine aldýrmaz.
15. Sorumluluklarýna sahip çýkmasý istendiðinde kendisini baský altýnda hisseder.
16. Kendisini özel hissettiði için kurallarýn kendilerine göre düzenlenmesini ister.
17. Bir toplantýda soru sorarken konuþmacýdan fazla bildiðini göstererek yorumlar yapar.
18. Sýk sýk yanlýþ anlaþýldýðýndan yakýnýr.
19. Sýk sýk kendisine haksýzlýk yapýldýðýndan söz eder.
20. Ýnsanlar baþarýlarýný sever fakat kiþiliklerini sevmez.
21. Rekabeti yarýþmayý severler fakat kaybetmeye tahammülsüzdür.
22. Eleþtirildiklerinde kendilerinin kýskanýldýðýný düþünür.
23. Ona göre idealine uymayan þeylerin deðeri yoktur.
24. Baþarý, güç, zenginlik ünlü olmak konularý birinci derecede ilgi alanlarýdýr.
NARSÝSÝSTLERE NASIL DAVRANILMALI ?
Birincisi olduklarý gibi kabul edilmeleri, ikincisi baþýnýzdan atýp kurtulmalý. Eðer ikisi mümkün
deðilse onlara deðiþmeyi öðretmek olan zor yolu seçeceksiniz.
Onlara deðiþme motivasyonu saðlayacak iki önemli þey vardýr.
Biricisi; deðer verdikleri þeyin kaybýnýn çok yakýn olduðunu hissetmeleri.
Ýkincisi; ciddi olduðunuza inanmalarýdýr.
Duyarsýzdýrlar ama aptal deðillerdir. Ýyi bir destek planý yaparak ilgilerini çekmek mümkün
olacaktýr.
Mümkünse kararlý ve tutarlýlýðýnýzý göstererek onun hatalarýný madde madde yazýya dökünüz.
Açýk ültimatom yegane þanstýr.
Bazý Öneriler
1. Eleþtirisel düþünün. Onlarýn göz boyayýcý olduðunu unutmayýn.Ýlgi alanlarýnýza girerek sizi
etkilemelerini böyle önlersiniz.
2. Kendi amacýnýzý bilin. Kendisini tanýyan bir kiþiyi hiçbir narsisist kullanamaz. Karþýlýklý çýkar
iliþkisi içinde kalýrlar.
3. Hemen karar vermeyin. Büyük fikirler baþlangýçta çarpýcýdýr fakat abartýlý fikirler
doðrulanmalýdýr. Baþkalarýna danýþýn.
4. Narsisistler kendi egolarýndan daha büyük bir þeyin olmadýðý dünyada yaþamak
zorundadýrlar. Siz büyük bir þeyin parçasý olmaktan mutlu olduðunuzu onlara hissettirin.
5. Söze göre deðil davranýþa göre hareket edin. Narsisistik kiþi ile yaþamak ve uðraþmak
zorunda iseniz kararlý ve tutarlý olmak zorundasýnýz. Bunu iliþkinin ilk baþýnda kabul
ettirmelisiniz. Narsisistlerin çoðu zora gelmeyi sevmezler yan çizerler, hedef ve menfaatlerini
deðiþtirirler. Para deðeri, iþ bitirme süresi net olarak belirlenmelidir.Narsisistik kiþiyi
denetlemezseniz büyük risk altýndasýnýz demektir. Sözlerinden kolayca dönebilirler çünkü tek
kutsallarý kendi çýkarlarýdýr.
6. Empatiyi anlayamazlar ama empatideki kendi çýkarlarý ile yüzleþtirerek empatik
davranmalarý saðlanabilir.
7. Öfkeli narsisiste saldýrgan davranýrsanýz birden mazlum olabilmek konusunda inanýlmaz
potansiyel gösterirler. Haklýyken haksýz duruma düþersiniz.
8. Kendi sýnýrlarýnýzý belirleyin. Kendilerini kral gibi görürler. Sokaktaki kedi gibidirler.
Verdiðiniz yiyecek bittiðinde arkalarýna bakmadan çekip giderler. Nankör davranýþlarýný
onaylamadýðýnýzý hissettirin ama kavga ile sonuç alamazsýnýz. Bedel ödemesini beklemeyin.
9. Ýþler sarpa sarýnca mutsuzlaþýrlar böylece yakalarýný kurtarmaya çalýþýrlar. Bu hallerine
aldanmayýn. Suçlarýný huysuzluðunu haliyle her þeyi itiraf eder gibi kendilerini suçlarlar. O
anda sakin olun ama deðiþeceðini düþünmeyin.
10. Narsisist övgü ödülünü zor bir þey baþardýðý zaman almalýdýr. Kesinlikle kiþiliði
övülmemeli, yaptýðý davranýþ övülmelidir. Zor iþ yapmada övgü yapmayý daha çok isterler.
11. Eleþtiri onun için kolayca kötü kullanýlacak silaha dönüþebilir. Eleþtirdiðinizde sizi piþman
edebilir. Eleþtiriyi yüzde yüz haklý olmadan yapmayýn, doðaçlama eleþtirmeyin, eleþtirirken
amacýnýzý iyi belirleyin. Eleþtiriye baþlamadan önce iyi anýný bekleyin, izin alarak
eleþtireceðinizi söyleyin. Kiþiliðini deðil davranýþýný eleþtirin. Sen dili ile deðil ben dili ile
konuþun. Yoksa kolayca savunmaya geçecektir. Suçlayýcý ve yargýlayýcý sözler yerine nötr
sözler kullanýn. Önemli bir konuþmaya hazýrlanýyor gibi hazýrlanmadan eleþtiriye baþlamayýn.
Ona daima çýkýþ yolu býrakýn. "Belki ben yanýlýyorum ......." gibi söze baþlayýn. Hemen cevap
beklemediðinizi, daha sonra tekrar konuþabileceðinizi anlatýn.
Narsisist kiþilerin yapmalarý gereken en önemli þey dünyanýn geri kalanlarýyla iliþki
kurmalarýný öðrenmeleridir. Çevrenin kararlý, tutarlý tutumu ile bu kiþilerin ruhlarý geliþip
egolarýnýn boyuna ulaþýr. Empatiyi öðrenmek zor iþtir.
Öðrenmeleri gereken ikinci þeyde her istediklerinin kendi menfaatlerine olmadýðýdýr.
Eðer siz narsisist iseniz bunu fark etmeniz yüzde elli baþarý demektir. Baþkalarýný anlamak ve
deðerlendirmek, eleþtiriyi dinlemek, kendinizden söz etmemeye çalýþmak kimliðinizi
belirtmeden yardým etmek, yardým sever faaliyetlere kendinizi katmak amaçlarýnýz olsun.
Ýyi insan olmak için kiþilik geliþim çabasýna katýlýn yine baþaramýyorsanýz profesyonel yardým
alýn.
Nevzat Tarhan
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Mektebiþahane : Rana Aslanbay Aydýn
TRAJÝ-KOMÝK BÝR DEPREM HÝKAYESÝ
Öfffff, tanrým bu ne sýcak bir gece, yataðýn içinde dönüp duruyor ama bir türlü uyuyabileceðim
serinlikte bir çarþaf köþesi bulamýyorum. Terimle ýslanmýþ yastýðýmdan ateþ fýþkýrýyor sanki.
Boynum öylesine ýslak ki, yastýðýn üzerinde barýnamýyor, ha bire saða sola kayýyor. Olmuyor,
olmuyor, uyku tutmuyor... Ne koyunlar kaldý saymadýðým ne de diðer hayvan çeþitleri...
Pencere ardýna kadar açýk. Dýþardan görünme endiþesi duymadan perdeyi bile açtým, olasý
bir rüzgar kýrýntýsýna engel olmamak için. Ama boþuna... Bir de yüzüstü mü yatsam acaba,
belki bu sefer denk gelir uyku-sýcak-beden üçlemesi. Neyseki yatak geniþ, bu gece eve çok
geç gelen eþimin yerini oðlum kapývermiþ de, küçük bedenine deðmeden yatmak zor
olmuyor.
Bu ne sesi, rüzgar mý çýkýyor ne? O kadar bekledim rüzgarý, ama neden serinletmiyor, neden
ürpertiyor içimi? Yok yok, bu baþka bir þey, fýrtýna mý çýktý ne? Uðultusu geliyor ama bu uðultu
çok derinden geliyor... Pencere çarpacak galiba, bu nasýl da ani bir deðiþiklik, hava sapýttý
iyice...
Ooooo, hayýr, olamaz, DEPREM bu, evet evet DEPREM bu... Çocukluðumun korkulu rüyasý...
Kabuslarýmýn efendisi... Ben, ayaklý Richter, nasýl oldu da bunu hemen anlamadým...
Beklemeli miyim biraz, yoksa hemen fýrlamalý mýyým? Oðlum var, oðlum var, onu saklamam
gerek. Gel bi-tanem gel seni korumalýyým, seni korumalýyým.......
Birden derinlerden gelen bir sesle kendime geldim; "anne boðulacaðým neredeyse, sýkma
beni, rahat býrak" . Can havliyle nasýl da sýký sarýlmýþým bebeðime, nefes alamaz hale
getirmiþim onu...
Bu arada birden bire kapýdan içeriye beyaz iç çamaþýrý ile bir adam dalýyor, kocam bu,
"kalkýn, kalkýn deprem oluyor" diye baðýrýrken ona çok bilmiþ bir tavýrla "evet, sakin ol, panik
yapmadan karar verelim" diye sesleniyorum ama galiba bu sesi benden baþka kimse
duyamýyor. Evin her köþesinden sesler geliyor ama en çok pencerenin çarpýþý ve o ürpertici
uðultuyu duyuyorum.
Ýç çamaþýrlý adam gerisin geri odadan fýrlýyor, bir saniye sonra geri dönüp, yataðýn ayakucu
tarafýna dizilmiþ olan gardrop modüllerinden birine, Leonardo Da Vinci'nin Modulo'su gibi,
gerilerek yapýþýyor. Dolaplar öylesine duvara vuruyor ve gürültü yapýyor ki, sanýrým üzerimize
devrilmesine engel olmaya çalýþýyor.
Evin erkeði, aile babasý, koca adam, bir bildiði olsa gerek, hemen ona yardýma koþmalýyým.
Nefessiz býraktýðým oðlumu býrakýp bu kez de gardroba yapýþýyorum. Yanyana iki ayrý gardrop
modülüne yapýþmýþ bir þekilde dururken aklýma giyinmek geliyor. (kimbilir arkadan ne kadar
uyumlu bir çift görüntüsü çizmekte idik) Eþime ve oðluma "giyinin çabuk" diye emrediyorum.
Karþý konulmaz bu emre oðlum hemen uyuyor. Neredeyse gardropla tekvücut olan sevgili
kocam, koparýlýrcasýna dolaptan ayrýlýyor ve yine oda kapýsýndan kayboluyor. Ben de salona
bakmalýyým, bir ses de oradan geldi çünkü... Koþarak salona gidip raftan düþüp kýrýlan iki
parça seramik heykelime üzülemiyorum bile, aklým kýrýklarýn batmamasýnda... Hemen
ayakkabýlarýmý ayaðýma geçiriyor ve eþim ve oðluma bir kez daha kükrüyorum; "ayakkabý
giyin hemen, seramikler kýrýlmýþ". Bu emrime de sorgusuz sualsiz oðlum uyuyor sadece.
Bu arada bir kapý açýlma sesi arkadan da karþý dairenin kapýsýndan gelen yumruklama
seslerini anlamaya çalýþarak kapýya koþtuðumda, iç çamaþýrlý adamýn hâlâ iç çamaþýrý ile,
ama karþý dairenin kapýsýný yumruklamakta olduðunu görünce, kolundan tuttuðum gibi bizim
eve doðru savurmaya yelteniyorum ama aðýr geliyor, itelemekle yetiniyorum. (Karþý dairenin
kapýsý açýlsa idi acaba ev sahibi gördüðü manzara karþýsýnda ne düþünürdü acaba?)
Giyinmekle ilgili emirlerimi bir kez daha yineliyorum. "Jim'e haber verelim, Jim korkmuþtur,
yukarýda yatýyor, korkmuþtur" diye anlamsýz bir cümle kuruyor ama onu dinlemiyorum
tekrarlýyorum emrimi; "çabuk giyin".
Bu kez baþardým galiba, bir kaç saniye içinde giyinmiþ bir adam antrede beliriyor, oðlum ise
"anne bu t-shirt ile bu þort uydu mu" diye bir cümle kuruyor. Bu çocuk ne zaman bu kadar
süslü oldu ki..... Baðýrmaktan baþka çarem kalmadý. Acele etmeliyiz... Tanrým biri büyük biri
küçük ama iki erkekle baþa çýkmak ne kadar zor... "Çabuk olun, çabuk olun, arabaya koþun"
diye baðýrýyorum.
Merdivenleri nasýl indiðimizi hatýrlamýyorum, inerken elektrikler kesiliyor, neyseki ikinci
kattayýz, yolumuz çok uzun deðil. Sokaða ulaþtýðýmýzda sokakta yalnýz olduðumuzu
görüyorum. Saatlerce sürdüðünü sandýðým hazýrlýk safhasýný mahallede ilk bitiren biz olmuþuz
meðer. Nihayet giyinmiþ olan kocama baktýðýmda, direksiyonu ona emanet edemeyeceðimi
hissediyorum birden. Ýkisini de týkarcasýna arabaya bindirip, bizim sokaktan fýrlarcasýna
çýkýyorum, Fenerbahçe sahiline doðru. Amacým ne, amacým stadyuma doðru gitmek. Geniþ
bir alan bulmak. Bu arada yanýmdaki koltuktan hep ayný sesi duyuyorum; "þu sokaða
sapsana, Tophane þuracýkta, korkmuþtur onlar, bakmam gerek".
Birden anlýyorum olan biteni; on gündür gecesini gündüzüne katarak bir sempozyum
organizasyonu ile meþgul olan sevgili kocam, sorumlu olduðu yabancý misafirlerin,
Tophane'deki misafir evinde kurtarýlmayý beklediðini görüyor rüyasýnda, gözü açýk, benimle
irtibat kuruyor ama hala uyuyor. Ýþte o anda paniðe kapýlýyorum, bir tokat atsam uyanýr mý
diye hýzlý bir fikir geçiyor kafamdan ama ya o da bana bir tokatla cevap verirse diye
düþünerek vazgeçiyorum. Bir þey yapmam lazým, ne yapsam acaba, ne yapsam acaba...
Avazým çýktýðý kadar baðýrýyorum "uyan artýk, uyan artýk".
Veee baþardým, uyuyan güzelden bir þaþkýnlýk ifadesi geliyor þimdi "ha, ne oldu, neredeyiz?"
Ohhh, neyse... Bu ne aðýr bir sorumluluktu böyle, üç kiþilik sorumluluk bir kiþiye çok fazla,
hem de deprem fobisi olan bir kiþiye.
1999 Gölcük depreminde kaybettiðimiz binlerce kiþi anýsýna......
Rana Aslanbay Aydýn
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Hariçten Gazel Okuyan Kahveci: Sait Elibol
Mototren gelmez ola, düdüðünü çalmaz ola...
Yaþamýn renkleri çoðu zaman sýkýcý rutinin içinden çýkma cesaretini gösterebildiðimizde
karþýmýza çýkar. Düþünceyi eyleme dönüþtürmeyi becerebildik mi, iþte o anda deðiþim
yakalanmýþtýr. Ben de bir þeyleri deðiþtirmek adýna hadi bu sefer de Denizli'den Ýzmir'e trenle
gideyim dedim. Hoþ; ilk deðiþimi zorunlu olarak yürüyüþümde yaptým zaten. Fabrikada
çocuklarýn; ''Abi sensiz olmuyor vallahi!'' gazýna gelip, kýrkýndan sonra hala top oynayacaðým
diye tutturunca olanlar oldu. Yan baðlar zedelendiði için (öff, futbol terimine bakýn siz!) onbeþ
gündür topallayarak yürüyorum.
Bir önceki akþam üzeri gara uðrayýp tren hareket saatlerine baktýðýmda saat sabahýn beþ
bilmem kaçýnda kalkan ilk treni gözüme kestiremediðim için altý onüçte kalkan ikincisini
seçtim.
Yýllar yýlýdýr vücudum sabah kalkma konusunda çalar saat gibidir, hiç þaþmaz. Ben gene de
garantici bir adam olduðumdan saati beþe kurdum, ancak her zaman olduðu gibi saat
çalmadan birkaç dakika önce uyandým. Duþ, traþ falan derken lafý uzatmayalým, kendimi saat
beþ otuzda gara atýverdim (dedim ya garanticiyim diye). Ortalýk zifiri karanlýk ve sanki gece
yarýsý, giþenin birisi açýlmýþ, içeride varoluþ nedenini henüz bulamamýþ asýk suratlý bir haným
görevli. Parayý alýnca küçük sert kartondan bir bilet uzattý ve üzerindeki numarayý bir deftere
yazdý. Herhalde boþ kalmasýn diye icat edilmiþ bir bürokrasi olsa gerek.
Trenin, pardon mototrenin, hareket saatinin yaklaþmasýyla ve ortalýðýn aydýnlanmaya
baþlamasýyla birlikte tek tük yolcular de gelmeye baþladý. Bir kaçý görevlilerle selamlaþtýðýna
göre müdavimlerden olsa gerek. Ýki vagondan oluþan mototren yanaþýr yanaþmaz ilk yolcu
olarak kendimi hýzla ilk vagonun sol ön pencere kenarý bir koltuðuna atýverdim (dedim ya
garanticiyim diye). Saat tam altý onüçte mototren hareket edince hayretlerim bir anda üstteki
açýk pencereden raylarýn arasýna saçýlýverdi, çünkü böylesi tam zamanýnda bir kalkýþý hiç
beklemiyordum ve kelimenin tam anlamýyla dumura uðradým.
Kalkýþtan sonra Kuzeybatý'ya gitmemiz gerektiðini düþünürken tam tersi yöne gittiðimizi
farkettim. -Adam sen de, makinistten iyi mi bileceksin yolu, adam hergün gidip geliyor, otur
oturduðun yerde! Hem zaten devletin mototreni, kim nereye kaçýrsýn ki?Ýlk durak Goncalý, Pamukkale yolu üzerinde hafta içi sakin, hafta sonu hareketli bir mesire
yeri. Almanyalý Ferit'in yeri Mangallý Bahçe favorimdir. Kuzu þiþi de nefistir. Hava iyice
aydýnlandý, hýzlanarak uzunca bir süre yol alýyoruz. Tarlalarda kadýnlar çalýþmaya baþladýlar
bile (erkekler kahvede sabah yoklamasýna mý yetiþiyorlar, yoksa hala bir yerlerinde pireler mi
uçuþuyor?). Sol tarafta uzun yýllardýr Bursa dýþýnda rastlamadýðým üç dört aðaç Beurre
Clairgeau armudu görüyorum. Kýþlýk, çok lezzetli bir armuttur. Ýkinci duraðý merak ve heyecan
içinde beklerken kumanda odasýndaki mükellef kahvaltýya gözüm iliþiyor birden. Taze ekmek,
peynir, siyah zeytin, reçel ve çaydan oluþan kahvaltýnýn ortaklarý da epey fazla. Makinist,
kondüktör, yolculardan birisi veya sivil giyimli bir görevli, dördüncüsü de makinist yardýmcýsý
(ona bu ünvaný ben veriyorum).
Ýkinci duraðýmýz Sarayköy. Beþ altý yolcu biniyor buradan, çok uzaða gitmeyecekleri
hallerinden belli. Güneþi arkamýza alýp devam ediyoruz yolumuza ritmik bir týkýrtý eþliðinde.
Kahvaltý faslý bitince makinist dýþýndaki görevliler uyku durumuna geçmek üzere ilk iki sýradaki
koltuklara çörekleniverdiler yavaþtan. Sessizliði bozan tek þey tantaný olmayan geçitlere
yaklaþtýðýmýzda avaz avaz baðýran trenin düdüðü. Düdük deðil havalý korna mübarek. Belki
de iþin raconu bu, tehlikeli bir durumun olmamasý için makinist hiç durmadan çalýyor.
Buharkent'e yaklaþtýðýmýzý karayoluna yakýn giderken yerden fýþkýran buharý görünce
anlýyorum. Yol kenarlarýnda incir aðaçlarý, güneþ bugün biraz hafifmeþrep, bir saðdan bir
soldan görünüyor. Sabah serinliði geçip hava da ýsýnmaya baþladýðýndan iyiden iyiye bir uyku
bastýrdý.
Horsunlu'dayýz, gözkapaklarým külçe, gözlerim kapanýyor, daha fazla dayanamayacaðým.
Biraz uyusam ne kaçýrýrým ki? Gözlerimi açtýðýmda Selçuk' a geldiðimizi anlýyorum. Makinist
ve diðerleri mototrenden inince yolcular da hemen hareket etmeyeceðimizi anladýlar ki ikiþerüçer mototrenden uzaklaþmaya ve istasyona gidip açýk havada beklemeye baþladýlar. Belli ki
karþýdan gelecek treni bekliyoruz. Ben de insem mi? (Yok yok, bir terslik olur da tren hareket
eder, dedim ya garanticiyim diye) Neredeyse yarým saat oluyor ineceðim artýk, ne olursa
olsun caným. Buz gibi yarým litre soðuk su ve küçük bir paket bisküvi ile kendime geliyorum.
Aslýnda trenler yavaþ gitmezler ancak tek hat olmasýndan dolayý birbirlerini beklerler. Ama
neden biz bekliyoruz ki? Bu teknik sorunun yanýtýný yetkililere býrakmak en doðrusu, hem
kendim seçmedim mi mototrenle yolculuðu caným? Kimse kolumdan tutup zorlamadý ya,
gerilmenin ne lüzumu var þimdi? Masallardaki gibi, ben diyeyim otuz beþ dakika, siz deyin kýrk
beþ dakika sonra karþýdan gelen tren geçip gidince hareket ettik. Çoðunluðun tipik tren
yolcusu olduðu belli, deneyimli olduklarýndan hiç homurtu, zýrýltý, gürültü, kuruntu, uðultu,
mýrýltý, daraltý, sýkýntý yaratmadan bu gecikmeyi doðal karþýladýlar.
Sabahýn altýsýnda baþlayan yolculuðumuz tam bir saatlik gecikmeyle öðlen on ikide Basmane
garýnda sona erdi. Trenden inerken þeytan kulaðýma eðilip: 'Akþam Ankara'ya Mavi Tren'le mi
gideceksin?''diye sormaz mý!..
Sait Elibol
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Café d'Istanbul par Mustafa Serdar Korucu
Merhaba
Bugün sizlerle ilk olarak Türkiye'de asla olamayacak olan bir diva konserinin þarkýlarýndan
oluþan "Divas Las Vegas"ý ardýndan bir Hollywood klasiði haline dönüþen "Terminatör"ün son
bölümü "Terminatör 3: Makinelerin Yükseliþi"ni ve son olarak Eski Ýstanbul'a ýþýk tutan bir
kitabý "Lara Feneri: Çakýp Sönen Anýlarý"ný paylaþacaðým.
Zevkle dinlemenizi, izlemenizi ve okumanýzý dilerim
DIVAS LAS VEGAS :
Dünyanýn eðlence ve kumar merkezlerinden olan Las
Vegas, Amerika'nýn kavurucu çöllerinden birinin ortasýnda
insan eliyle yaratýlmýþ bir vahadýr adeta. Bu muhteþem
þehirde yapýlan bir vakýf yararýna verilen konserde dünya
müzik piyasasýnýn divalarý buluþtu. Divalar arasýnda
kimler yok ki? "Titanic" soundtrack'i ile dünyaya açýlmýþ
olan özellikle slow þarkýlarýn divasý Celine Dion, geçen
yýllarla þarap misali kýymetlenen ve asla eskimeyen Cher,
country müziði dünya listelerine sokan Dixie Chicks, "Ojos
Asi"den beri dünyayý oryantal ezgilerle oynatmayý
baþaran Shakira, misafir sanatçýlar olarak katýlan zenci sesli sarýþýn Anastacia ve Fleetwood
Mac'in efsanevi bayan vokalisti Stevie Nicks. Albümde, Celine Dion ve Anastacia'nýn
düetinden "You Shook Me All Night Long"u, Cher'in önceki albümlerinden "Believe"i ve son
albümünden "This Is A Song For The Lonely"i, Shakira'dan "Underneath Your Clothes"u,
Dixie Chicks ve Stevie Nicks'ten "Landslide"ý, Anastacia'dan "One Day In Your Life"ý, Celine
Dion'dan "I'm Alive"ý ve "A New Day Has Come"ý canlý performanslarý ile bulabilirsiniz.
Albümün sonunda Anastacia'nýn "Jailhouse Rock"ý, Shakira'nýn "Always On My Mind"ý,
Cher'in"Heartbreak Hotel"i ve son olarak Celine Dion'un "Can't Help Falling In Love"ý
seslendirdiði bir finali de dinleyebilirsiniz.
Muhteþem düetlere ve þarkýlara ev sahipliði yapan Las Vegas'tan gelen bu albüm kaçýrýlmaz.
TERMÝNATÖR 3: MAKÝNELERÝN YÜKSELÝÞÝ
(TERMINATOR 3: RISE OF THE MACHINES) :
Ýnsanlar hep sonlarýnýn kendi elleriyle yarattýklarý bir
þeyden geleceðinden korkarlar. Bu korkuyu fýrsat bilen
Hollywood da bunun üzerine pek çok film yapmýþtýr.
Deneyler sonucu oluþmuþ ölümcül virüsler, Frankestein
gibi insan eliyle yaratýlmýþ yaratýklar, hep bu korkunun
göstergesidir. Terminatör bu iþe biraz da felsefe katarak
elimizle yaratmýþ olduðumuz robotlarýn ele geçirdiði, insan
ýrkýný yok etmeyi amaçladýðý bir dünyayý anlatýyor bize.
1984'te, ilki vizyon girmiþ olan "Terminatör", makinelerin
hakim olduðu, insan neslinin bu hakimiyete isyan ettiði bir
kare ile 2029 yýlýnda baþlýyordu. John Connor,
liderliðindeki asi insan grubu makinelerin hakimiyetine son
vermeye kararlýydý. Buna karþý makineler de insanlýðýn
son ümidi olarak görülen John Connor'ý geçmiþte, daha annesi Sarah Connor'ýn karnýndayken
öldüreceklerdi. Bunun için insan görümündeki ilk "Terminatör"ü geçmiþe yolladýlar. Ýlk kötü
"Terminatör", Arnold Schwarzenegger'di. Fakat Sarah, gelecekteki insanlarýn gönderdiði Kyle
Reese sayesinde hayatta kaldý ve oðlu John Connor'ý doðurdu.
1991 yýlýndaki ikinci filmde senaryo on yýl ileriye gitti. Yeni yokedici çok daha geliþmiþ bir
"Terminatör" olan T-1000'di. Ýnsanlýðýn yolladýðý ve bu kez de Arnold'ýn canlandýrdýðý iyi robot
ise yeni gönderilen makineden eski bir modeldi. Ýyi robotumuz Arnold, bu sefer John Connor'ý
T-1000'in elinden kurtarmýþtý.
Skynet'in geliþmiþ makinelerinin kendi bilinçlerini kazandýklarý gün olmasýna karþýn 29
Aðustos 1997 tarihi geldiðinde her hangi bir olay olmamýþtýr. Bunun üzerine Skynet,
Terminatör 3'de de makineler yine John Connor'ý yok etmek için bir robot yolluyor. Yeni robot
T-X de T-1000 gibi sývýlaþabilen bir metalden yapýlmýþ ancak bir önceki yok ediciden çok çok
daha güçlü ve yeni silahlarý var. Bütün makineleri kontrol edebiliyor, ýþýn yollayabiliyor ve
vücudunu istediði silaha dönüþtürebiliyor. Ayrýca T-X bir kadýn.
John Connor'ýn ne evi, ne kredi kartý ne de bir iþi vardýr. Annesi Sarah Connor lösemiye
yakalanmýþ ve ölmüþtür. T-X ise hem John'un hem de gelecekteki karýsý Kate'in peþindedir.
Ýnsanlar T-X'i durdurabilmek için T-800'ü yani Arnold'ý göndermiþlerdir Aksiyonla soslanmýþ
bir macera, kýyasýya bir mücadele onlarý beklemektedir.
Terminatör ilk çýktýðýnda, düþük bütçesine raðmen Matrix etkisi yaratmýþtý bütün dünyada.
Ancak Terminatör taþýdýðý felsefeyi kaybetmiþ gibi görünüyor ve artýk bir alýþkanlýk olmaktan
ileri gidemiyor. Matrix kadar abartýlý olmayan aksiyon sahneleri izleyiciyi olaya daha çok
kilitlese de bu da bir yerde týkanýyor. James Cameron'ýn yönetmenliðini onun yanýnda bir
çömez sayabileceðimiz John Mostow'a býrakmasý bu filmin eksilerinden. Bütün
olumsuzluklarýna raðmen geçmiþine olan saygýmýzdan ve aksiyon sahnelerinden dolayý
izlenebilecek bir film.
LARA FENERÝ ÇAKIP SÖNEN ANILAR / ALÝ H. NEYZÝ :
BBC'de Türkçe çevirmenlik ve spikerlik yapmýþ olan ayrýca
Shakespeare, Kafka ve Mamet'ten çevirileri bulunan Ali H.
Neyzi'nin anýlarý geliyor bu seferde karþýmýza. Kitap temel olarak
Ali H. Neyzi'nin Amerika'da eðitimini sürdüren ilk gözaðrýsý olan
torunu Nurunisa Neyzi'ye gönderdiði e-maillerden oluþuyor. Bu
yaz çýkan aný kitaplarý arasýnda farkýný açýkça ortaya koyan "Lara
Feneri", bizi eski Ýstanbul'da bir gezintiye çýkarýyor. Günümüzde
Kurtuluþ Caddesi olarak bilinen eski Tatavla'dan, çok dilli bir
aristokrat bir ailenin Osmanlý'nýn son yýllarý ve genç cumhuriyet
dönemlerinde baþlarýndan geçenlere, Kanlýca'da ýstakoz avýndan,
pek çoðu artýk olmayan köþklerde geçen yaþamlara kadar pek çok
þeyin bulunduðu bu kitapta, yurtdýþýndan Londra ve Amsterdam günleri de var. Ve tabii ki o
döneme iliþkin edebiyat ve müzik dünyasýnýn durumu. Ayrýca Ali H. Neyzi'nin geçen hafta
"Anýlar" adlý kitabýný sizlerle paylaþtýðým anneannesi Þaire Leyla Saz Hanýmefendi'ye iliþkin
anýlarýn da bulunduðu bu kitap, aný kitaplarýndan hoþlanan ya da Eski Ýstanbul'u merak
edenler için okunmasý gereken bir kitap.
[email protected]
Yorum Oku / Yaz
Yukarý
Milenyumun Mandalý : Sait Haþmetoðlu
Editör'den Önemli Not:Sevgili Sait Haþmetoðlu'nun e-romaný görsel öðelerle
süslendiðinden, devamýný ve önceki sayýlarýný aþaðýdaki adresten tek týklamayla
okuyabilirsiniz. Üþenmeyin... Týklayýn...
http://www.kahvemolasi.com/xfiles/mandal_159.asp
Devamý var
[email protected]
Yukarý
Dost Meclisi
Affetmemenin Dayanýlmaz Aðýrlýðý
Bir lise öðretmeni günün birinde derste öðrencilerine bir teklifte bulunur: “Bir hayat
deneyimine katýlmak ister misiniz?”
Öðrenciler çok sevdikleri hocalarýnýn bu teklifini tereddütsüz kabul ederler. “O zaman” der
öðretmen. “Bundan sonra ne dersem yapacaðýnýza da söz verin.” Öðrenciler bunu da
yaparlar. “Þimdi yarýnki ödevinize hazýr olun. Yarýn hepiniz birer plastik torba ve beþer kilo
patates getireceksiniz!”
Öðrenciler, bu iþten pek birþey anlamamýþlardýr. Ama, ertesi sabah hepsinin sýralarýnýn
üzerinde patatesler ve torbalar hazýrdýr. Kendisine meraklý gözlerle bakan öðrencilerine þöyle
der öðretmen:
“Þimdi, bugüne dek affetmeyi istemediðiniz her kiþi için bir patates alýn, o kiþinin adýný o
patatesin üzerine yazýp torbanýn içine koyun.”
Bazý öðrenciler torbalarýna üçer–beþer tane patates koyarken, bazýlarýnýn torbasý neredeyse
aðzýna kadar dolmuþtur.
Öðretmen, kendisine “Peki þimdi ne olacak?” der gibi bakan öðrencilerine ikinci açýklamasýný
yapar:
“Bir hafta boyunca nereye giderseniz gidin, bu torbalarý yanýnýzda taþýyacaksýnýz. Yattýðýnýz
yatakta, bindiðiniz otobüste, okuldayken sýranýzýn üstünde.. hep yanýnýzda olacaklar.”
Aradan bir hafta geçmiþtir. Hocalarý sýnýfa girer girmez, denileni yapmýþ olan öðrenciler
þikayete baþlarlar:
– “Hocam, bu kadar aðýr torbayý her yere taþýmak çok zor.”
– “Hocam, patatesler kokmaya baþladý. Vallahi, insanlar tuhaf gözlerle bakýyorlar bana artýk.”
– “Hem sýkýldýk, hem yorulduk...”
Öðretmen gülümseyerek öðrencilerine þu dersi verir:
“Görüyorsunuz ki, affetmeyerek asýl kendimizi cezalandýrýyoruz. Kendimizi ruhumuzda aðýr
yükler taþýmaya mahkûm ediyoruz. Affetmeyi karþýmýzdaki kiþiye bir ihsan olarak
düþünüyoruz, halbuki affetmek en baþta kendimize yaptýðýmýz bir iyiliktir..
Teþekkürler Hatice Þen Özköse
<#><#><#><#><#><#><#>
Kahve Molasý'nýn sürekli ve sabit(!?) bir yazar kadrosu yoktur. Gazetemiz, siz sevgili kahvecilerden gelen
yazýlarla hayat bulmaktadýr.
Her kahveci ayný zamanda bir yazar adayýdýr. Bu bölüm sizlerden gelecek minik denemelere ayrýlmýþtýr.
Yolladýðýnýz her özgün yazý deðerlendirilecektir. Siz sevgili kahvecilere önemle duyurulur.
Kahve Molasý bugün 3.643 kahveciye doðru yola çýkmýþtýr.
Yukarý
Tadýmlýk Þiirler
GÖZYAÞIYLA SÖNER MÝ YANGIN
gözyaþýyla söner mi yangýn
ey ölüm
ben ne aptalým
okunur mu yolladýðým mektup
tutuþmuþ bir kalemle yazdýðým
daðýldý oyuncak atýmýn boncuklarý
bütün çeþmeleri kurudu sokaðýmýn
kapladý göðün yüzünü
kara bir örümceðin aðý
halden anlar mý acaba güneþ
ama o hiç sokak çocuðu olmadý
uyumadý kaldýrýmda
farelerle yanyana
þair de olmadý hiç
beyaz ince bir dizeyle
baðlanmadý ay ýþýðýna
bütün sayfalarý uçtu hayatýmýn
sonunda mürekkebimle sulandý
ortanca saksýlarý
bir de sözlüðü olacaktý aþkýn
sanýrým eskiciye satýldý
ya kentim
daha yeni doðmuþtu
acaba çingeneler mi çaldý ey ölüm
ben çok aptalým
arýyorum boþ yere
kendi küllerime gömdüðüm ýþýðý
Melisa GÜRPINAR
<#><#><#><#><#><#><#>
YIRTILAN DUYGULAR
tümü de birbirine benziyor
sevdiklerimin
yýldýzlarýn yüzleri
ve bütün sayfalarý
güneþ takviminin
duygularýn yýrtýlýrken
çýkardýðý sesler
hep ayný
inanýr mýsýnýz
bir kýr gezintisine
kiminle olsa
gidebilirim
gibi geliyor bana
ve gidiyorum da
çünkü kalmýyor ki bir sorun
rüzgarla aranýzda
bir þeytan uçurtmasý gibi
gözlerinizi yumup
parçalandýktan sonra
Melisa GÜRPINAR
Yukarý
Biraz Gülümseyin
El yazýsý
Kýzýn babasý erkek çocuðun babasý ile konuþmaktadýr:
- Sizin oðlan bizim duvara iþemiþ.
- Çocuktur, ne olur ki?
- Ýyi ama, çiþiyle bizim kýzýn adýný yazmýþ.
- Demek ki, bizim oðlan senin kýzý seviyor.
Kýzýn babasý hiddetlenerek:
- Ýyi ama birader, yazý bizim kýzýn el yazýsý..
<#><#><#><#><#><#><#>
Bu hale nasýl gelinir bileniniz var mý?..
Yukarý
Ýþe Yarar Kýsayollar - Þef garson: Akýn Ceylan
http://www.hezarfen.net/paralax/ucnargil.htm
Bir tane nargile hikayesi, hem de Sami Aksoðan'ýn hatýrasý. ...Ýstanbul Saydam Günleri
organizasyonu bu yýl beþ fotoðrafçýdan "Nargile" temasý üstüne birer saydam gösterisi
hazýrlamalarýný istemiþti. Onlar da saðolsunlar hazýrlamýþlar. Ýzleyici de bunlarý toplu halde
seyretti. Ertesi gün gri ve yaðmurlu bir gündü...
http://www.tarsusrehberi.com/index.php
Tarsuslularýn internetteki ortak mekaný olarak kendisini tanýmlayan ilginç bir web sayfasý.
...Tarsusrehberi olarak Ýstanbuldaki biliþim fuarýný ziyaret ettik. Fuardaki muhteþem ortak
gerçekten çok etkileyiciydi. Çok büyük bir fuar. Standlarda 2 dk dursanýz bile dolaþmanýz en
az 3 saatinizi alýr. Tabi bu ilgi alanýnýza göre deðiþir. Yerli ve yabancý firmalar hem ürünlerini
hemde hizmetlerini tanýttýklarý bu fuarda þunu görmek çok etkileyiciydi...
http://www.nethaber.com/haber/haberler/0,1082,95264_7,00.html
...Kayýsý çekirdeðinde bulunan 'amygdaline' adlý madde, insan vücuduna girdiði anda hidrojen
siyanüre dönüþüyor ve öldürücü olabiliyor. Afyon Kocatepe Üniversitesi (AKÜ) Týp Fakültesi
Öðretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Tevfik Demir, birçok vatandaþýn bu durumundan haberdar
olmadýðýný ve kayýsý çekirdeðini çerez diye kýrýp yediðini söyledi...
http://www.turkishtime.org/16/123_3_tr.asp
Nargilemin marpuç'u ...Okuduðumuz gazetelerde hep ayný tarih yazýyor, ama zaman üç, beþ,
belki de on beþ koldan akýyor. Resmi iþlemlerde “uyruðu” hanesinde hangi ülkenin adýný
andýðýnýz da önemli, bulunduðunuz ülkenin hangi coðrafya parçasýnda olduðu da. Dedenizin
dedesinden öðrendikleri, babanýzýn aylýk geliri, sizin seçtiðiniz ve seçemediðiniz bir yýðýn þey
belirliyor hangi zamanda aktýðýnýzý. Bir de mekanlarýn, nesnelerin, alýþkanlýklarýn, zevklerin
zamaný var. Diyelim nargileden bahsediyoruz...
[email protected]
Yukarý
Damak tadýnýza uygun kahveler
Fast Explorer v2.0.4.210 [562k] W9x/2k/XP FREE
http://thesoftpro.tripod.com/downloads/fe/
Fas Explorer, sað tuþladýðýnýzda karþýnýza çýkan "Context Menu" ye dilediðinizce eklemeler
yapmanýza yarýyor. Örneðin bir resmin üzerine gelip sað týkladýnýzda bilgisayarýnýzda kurulu
birkaç editör programdan birini seçerek açabiliyorsunuz. Bu sadece küçük bir örnekti.
Yüklediðinizce epeyce iþ yaptýðýný göreceksiniz. Ücretsiz bir sitede olduðundan yüklemek için
biraz uðraþmanýz gerekebilir. Herkese tavsiye edilir.
Yukarý
http://kahvemolasi.com/sayilar/20030910.asp
ISSN: 1303-8923
10 Eylül 2003 - ©2002/03-kahvemolasi.com
istanbullife.com
Kahve Molasý MS Internet Explorer 4.0+ ve 800x600 Res. için optimize edilmiþtir.
Uygulama : Cem Özbatur - Her hakký saklýdýr. Yayýn Ýlkeleri