economıc agenda - T-Bank

Transkript

economıc agenda - T-Bank
22 Ocak 2016
Haftanın Gündemi-Beklentiler
Fed’in FOMC toplantısı
ve küresel piyasalar
izlenecek...

Küresel piyasalardaki dalgalı seyir bu hafta da sürdü. Çin ekonomisine
ilişkin kaygılar, petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüş ve gelişen ülke
ekonomilerindeki sıkıntılar piyasaları etkilemeye devam etti. Ancak
haftanın son günlerinde petrol fiyatlarındaki toparlanma, Çin
ekonomisindeki yavaşlamanın beklentiler doğrultusunda olması ve
Avrupa Merkez Bankası’nın (ECB) Mart ayında ek parasal genişleme
önlemlerine başvurabileceği yönündeki demeçlerle küresel piyasalardaki
havanın biraz düzeldiği görülmekte. Bununla beraber, petrol
fiyatlarındaki düşüş Rusya ekonomisini gittikçe daha fazla sarsarken,
ruble dolar karşısında rekor düşük değerlere geriledi. Bu arada ABD’den
gelen son işsizlik maaş başvuruları verisinin son 6 ayın en yükseğine
çıkması, ülkede istihdamdaki düzelmenin bu yıl o kadar da güçlü
olmayacağına yönelik endişeleri artırdı. Petrol fiyatlarındaki gerilemenin
devam etmesi de ABD’de enflasyonun düşük seyretmesine yol açmakta. Bu
çerçevede, gelecek hafta düzenlenecek Fed FOMC (Açık Piyasa Komitesi)
toplantısında bankanın yeni bir karar alması beklenmemekte ve toplantı
sonrası yapılacak açıklamadaki yorumlar önem taşımakta.
 Dolar, euro ve Japon yeni karşısında hafif değer kazandı.
Euro/dolar paritesi 1.08; dolar/yen ise 118 civarında seyrediyor.
 Petrol fiyatları bu hafta ABD’de stoklardaki düşüş, küresel
piyasalardaki düzelme ve soğuk hava dolayısıyla biraz yükseldi.
Brent ham petrolünün ve ABD hafif ham petrolünün varili 31 dolar
civarında.
 Altın fiyatları fazla değişmedi. Altının onsu son aşamada 1095
dolar civarında.

Türkiye’de Merkez Bankası beklendiği gibi faizleri değiştirmedi ve banka
açıklamalarında “sadeleşme” ifadesini metinden çıkardı. Merkez Bankası
Başkanı Başçı, Davos’ta yaptığı açıklamalarda bankanın dünya
piyasalarındaki dalgalanmanın sürdüğü bir durumda faiz koridorunda
daralmaya gitmeyi erken bulduğunu söyledi ve bunun daha sonra uygun bir
zamanda yapılabileceğine işaret etti. Bankadan gelen bu karar üzerine
piyasalarda dolar/TL paritesi 3.04’ü geçti. Ancak daha sonra küresel
piyasalarda petrol fiyatındaki artışla birlikte biraz düzelme görülmesiyle
bugün itibariyle paritenin 3.02’in altına indiğini görmekteyiz. İki yıllık
gösterge tahvil faizleri ise %11’in üzerindeki seyrini sürdürmekte. Haftaya
Ocak ayı imalat sanayi kapasite kullanım oranları ve Aralık ayı dış ticaret
dengesi açıklanacak.
1

Haftaya küresel piyasalarda 26-27 Ocak’taki Fed toplantısı izlenecek. Burada
Fed’in faizleri Mart ayında artırıp artırmayacağına yönelik bazı sinyaller
vermesi beklenebilir (Şubat ayında toplantı yok). Ancak piyasa beklentileri
Fed’in Mart ayını pas geçeceği yönünde. Enflasyon ve son işsizlik maaş
başvurusu verilerindeki son durum, Fed’in üzerinde durduğu bu iki önemli
verinin tahminler doğrultusunda ilerlemediğini göstermekte. Bu açıdan
Fed’in gelecek hafta hem bu sorunlara değinmesi, hem de küresel
piyasalardaki son dalgalanmaya ilişkin yorumlarda bulunması beklenebilir.
Faiz artırımı konusunda ise Mart ayına yönelik bir sinyal vermesi düşük bir
olasılık. Bu çerçevede, Fed’den gelebilecek piyasaları sakinleştirici
açıklamalar ve yorumlar gelişmekte olan ülkelere yönelik risk iştahını
artırabilir ve bu ülke para birimlerindeki düşüş eğilimi en azından biraz
durulabilir. Zaten ECB’den gelen ek parasal genişleme işaretleri de bu hafta
piyasalara destek vermişti. Tersi bir durumda ise dolardaki güçlenme devam
edebilir. Buna ek olarak petrol fiyatlarındaki eğilim ve Çin ekonomisine
yönelik beklentiler de piyasaları etkileyecektir. Sonuçta, dolar/TL paritesinde
3.00-3.05 aralığının korunmasını beklemekle birlikte, Fed açıklamalarının
Fed’in Mart ayında faiz artırımı yapmayacağına ilişkin piyasa beklentisi
doğrultusunda sinyaller vermesi ve küresel piyasalarda risk iştahının artması
durumunda 3.00’ün altının da test edilebileceğini öngörmekteyiz. Gösterge
iki yıllık tahvil faizlerinde ise %11’in üzerindeki eğilimin süreceğini tahmin
etmekteyiz.
TÜRKİYE’DE BU HAFTA
Son
ekonomik
gelişmeler...



Merkezi yönetim brüt borç stoku 2015 sonu itibarıyla 677.6 milyar lira
oldu. Hazine verilerine göre borç stokunun 440.1 milyar TL tutarındaki
kısmı Türk Lirası cinsi, 237.5 milyar TL tutarındaki kısmı döviz cinsi
borçlardan oluştu.
Rusya gerginliği, jeopolitik riskler ve TL'deki değer kaybının olumsuz
etkilemeye devam ettiği tüketici güven endeksi Ocak ayında düşüşünü
sürdürerek yüzde 2.7 azalışla 71.62 değerine geriledi. Merkez Bankası ve
TÜİK işbirliği ile hazırlanan endeks, 1 Kasım seçimlerinin ardından politik
belirsizliğin azalmasıyla Kasım'da bir önceki aya göre yüzde 22.9 artışla
Nisan 2014'ten bu yana en yüksek olan 77.15 değerini almıştı. Endeks,
Aralık ayında ise yüzde 4.6 azalışla 73.58 değerine gerilemişti.
Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, 8 Ocak'ta 94.92 milyar dolar olan
brüt döviz rezervi 15 Ocak itibarıyla 93.65 milyar dolara geriledi.Altın
rezervleri 15 Ocak itibarıyla 17.74 milyar dolar olurken, TCMB'nin toplam
rezervi 111.38 milyar dolar olarak gerçekleşti. TCMB haftalık basın
bülteninde 8 Ocak'ta altın rezervlerinin 17.65 milyar dolar, toplam
rezervlerin ise 112.57 milyar dolar olduğunu açıklamıştı. TCMB'nin altın
2
rezervi 2015 yılında 2.5 milyar dolar azalırken, brüt döviz rezervi
13.4milyar dolar eridi. Böylece geçen yıl TCMB'nin toplam rezervi 15.9
milyar dolar azalmış oldu.
TCMB kısa vadeli Merkez Bankası (TCMB) Ocak ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında
faizleri
beklentilere paralel olarak kısa vadeli faizleri sabit tuttu. Buna göre marjinal
değiştirmedi...
fonlama oranı yüzde 10.75, Merkez Bankası borçlanma faiz oranı yüzde 7.2; bir
hafta vadeli repo ihale faiz oranı yüzde 7.5 olarak sabit tutuldu. Kurul, artan
maliyet unsurlarının çekirdek enflasyon eğilimindeki iyileşmeyi sınırladığını; bu
çerçevede, ücret gelişmelerinin ve küresel piyasalardaki belirsizliklerin enflasyon
beklentileri ve fiyatlama davranışları üzerindeki etkileri ile enerji ve işlenmemiş
gıda fiyatlarındaki oynaklıkları dikkate alarak, gerekli görülen süre boyunca
likidite politikasındaki sıkı duruşun korunacağını ifade etti. PPK, enflasyon
beklentileri, fiyatlama davranışları ve enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki
gelişmeler dikkate alınarak para politikasındaki sıkı duruşun sürdürüleceğini
kaydetti. Kurul, ayrıca yılın başından itibaren artan küresel oynaklığı ve Ocak
Enflasyon Raporu öngörülerini de değerlendirdi. PPK’nın daha önce üzerinde
durduğu sadeleşme ifadesini bu kez kullanmadığı görüldü.
Bu arada Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı şu aşamada geniş faiz
koridorunu terk etmek için erken olduğuna karar verdiklerini, ilave politika
araçlarının koridora ihtiyacı azaltacağına güvendiklerinde veya küresel
problemler çözüldüğünde sadeleşmeyi ele alabileceklerini söyledi. Başçı, küresel
oynaklıkların yüksek olduğu dönemlerde geniş faiz koridorunu etkili bir araç
olarak kullandıklarını söyleyerek, "Geniş faiz koridorunu şu aşamada hemen terk
etmek için erken olduğuna karar verdi kurul. Önce Fed'in normalleşmesi sorunsuz
bir şekilde gelişiyor mu ona baktık. Başlangıçta sorunsuz ilerliyordu ancak
yılınbaşında Çin'den gelen dalga aslında küresel oynaklıkların ciddi şekilde yüksek
olduğuna işaret ediyor. Her toplantıda bunu ele alıyoruz ve orada esnekliğimizi
korumanın bu toplantı için daha doğru olduğunu düşündük" dedi. Başçı,
“kendimize güven geldiğinde o zaman sadeleşmeyi ele alabiliriz ya da küresel
problemler çözülür, kalıcı bir sakinlik ortaya çıkar, o zaman düşünebiliriz.
Dolayısıyla iki şarttan birisi yerine gelecek ya küresel problemler çözülecek veya
bizim diğer politika araçlarımızın da etkili olduğuna herkes kani olacak, ondan
sonra bu araç yerine diğerlerini ikame edebiliriz" diye konuştu. Başçı, bu yıl
enflasyonda düşüşün başladığını ve OVP'deki yüzde 7.5 civarında bir yerde
bitirileceğine herkesin ikna olması gerektiğini söyledi. Başçı enflasyonda yüzde
5'li rakamların gelecek beş yıl içinde görülebileceğini söyledi. Önümüzdeki aydan
itibaren Botaş'ın döviz talebinin azalacağını söyleyen Başçı, petrol fiyatlarının
hızla düşmesi ile TCMB rezervlerinden kullanımın hızla azalacağını ifade etti.
Fitch’ten
Merkez Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, TCMB'nin para politikasını sadeleştirmeyi
Bankası
ve geciktirmesinin Türkiye'nin ekonomi politikalarında uzun zamandır süregelen
Türkiye’ye uyarılar… tutarlılık ve kredibilite zayıflığını yansıttığını belirtti. Fitch tarafından yayımlanan
kısa değerlendirmede, "Para politikasında daha basit bir çerçeve yetkililerin dış
kırılganlıklara karşı gelebilme kapasitesini artıracaktır. Dış kırılganlıklar
Türkiye'nin ülke notu profilinin önemli unsurları olarak varlığını sürdürüyor"
3
denildi ancak Türkiye'nin kırılganlıklarına dair ana göstergelerin kredi notunun
gözden geçirildiği Eylül ayına kıyasla daha iyi olduğu ifade edildi. Fitch raporunda
TCMB'nin Ağustos'taki açıklamasında bile zamanlamanın "belirsiz olduğu"
belirtilerek, "TCMB başkanının görev süresinin dolmasına giderek yaklaşıldığı da
göz önüne alındığında para politikasının daha tutarlı ve tahmin edilebilir olmasını
sağlayabilecek sadeleşmenin ne zaman başlayacağı daha belirsiz bir hal aldı"
denildi. Değerlendirmede "güçlü ve kredibilitesi olan" maliye politikasının
Türkiye'nin kredi notu için temel desteği oluşturduğu ifade edilirken, gayrı safi
yurtiçi hasılanın (GSTH) yüzde 1.4'ü kadar maliyet oluşturduğu değerlendirilen
seçim vaatlerinin mali disiplin hakkında soru işaretleri yarattığına dikkat çekildi.
Türkiye'nin borçlarının GSYH'ya oranının düşük ve gerilemekte olduğu ancak bu
oranın gerilemesinde kısmen yeni orta vadeli program kapsamındaki 2017 ve
2018 için "iddialı" yüzde 5 büyüme tahminlerinin rol oynadığı belirtildi. Raporda
Orta Vadeli Program (OVP) kapsamındaki reformların Türkiye'nin yapısal
sınırlamalarını hafifleterek büyümenin hızını artırabileceği ancak yeni bir unsur
barındırmadığı, daha önce uygulamaya alınmada zorluklar yaşandığına dikkat
çekildi. Türkiye'yi BBB- kredi notu ve durağan görünümle derecelendiren Fitch, bu
yıl Türkiye'nin kredi notunu gözden geçirebileceği tarihleri 26 Şubat ve 19
Ağustos olarak açıklamıştı.
BDDK
bankaların
farklı
kredi
türlerinde uygulanan
risk
ağırlıklarını
düşürdü…
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), cari açığın düşürülmesi ve
tüketimin kısılması hedefiyle farklı kredi türlerinde artırılan risk ağırlıklarını
düşürdü. BDDK'nın bankaların iç sistemleri ve içsel sermaye yeterliliği
değerlendirme süreci; likidite karşılama oranı hesaplanması; özkaynaklar;
sermaye yeterliliğinin ölçülmesine dair yönetmeliklerde yapılan değişiklikler
Resmi Gazete'de yayımlandı."Bankaların sermaye yeterliliğinin ölçülmesine ve
değerlendirilmesine ilişkin yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmeliğe"
göre, konut kredilerinde risk ağırlığı yüzde 50'den yüzde 35'e düşürüldü.
Teminatsız tüketici kredileri ve kredi kartlarında şu anda uygulanmakta olan
kredinin vadesine göre yüzde 100 ile yüzde 250 arasında değişen risk ağırlıkları
yüzde 75 düzeyine indirildi. Bankaların sermaye yeterliliklerinin Basel 3 sonrası
daha da baskılanması beklenirken, sektör yetkilileri alınan önlemlerde gevşeme
talep ediyordu. Sektörün sermaye yeterlilik rasyoları 2010 yılında yüzde 19
seviyelerinden, Kasım 2015 itibariyle yüzde 15.5 seviyelerine indi.
DÜNYA EKONOMİSİ
IMF küresel büyüme Uluslararası Para Fonu (IMF) bu yıla ilişkin küresel büyüme beklentisini
beklentilerini
gelişmekte olan ülkelerdeki zayıflamadan ötürü yüzde 3,6’dan yüzde 3,4’e
düşürdü...
düşürdü. IMF, "Dünya Ekonomik Görünüm Raporu"nu ve büyüme tahminlerini
güncelledi. Dünya ekonomisinin beklenenden daha yavaş toparlandığına işaret
edilen raporda, IMF’nin 2016 ve 2017 yıllarına yönelik küresel büyüme
4
beklentileri sırasıyla yüzde 3,4 ve yüzde 3,6’ya çekildi. Söz konusu oranlar, ekim
ayında yayımlanan bir önceki raporda ise yüzde 3,6 ve yüzde 3,8 olarak
belirlenmişti. Aşağı yönlü revizyonların özellikle gelişen ülkelerin beklentinin
altında kalan performansından kaynaklandığını kaydeden IMF, bu ülke grubuna
yönelik büyüme beklentilerini de 2016 için yüzde 4,5’ten yüzde 4,3’e ve 2017 için
yüzde 4,9’dan 4,7’ye indirdi. Kuruluşun tahminlerine göre son 5 yıldır yavaşlama
eğiliminde olan gelişen ekonomiler, 2015 boyunca yüzde 4,0 büyüyerek, 20082009 krizinden bu yana en düşük performansını gösterdi. Bununla birlikte, Çin
ekonomisindeki yavaşlama, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) sıkılaştırma süreci ve
emtia fiyatlarındaki düşüşün gelişen ülkeleri baskılamaya devam edeceği ifade
edilen raporda, “Bu kritik zorluklar iyi şekilde yönetilmezse, global büyüme daha
da düşebilir” uyarısına yer verildi. IMF, ayrıca düşen sermaye girişlerinin de
gelişmekte olan ülkelerin para birimlerine yönelik baskıyı artırdığına işaret
ederken, Çin'in beklenenden daha sert yavaşlamasının yükselen piyasaları daha
zor duruma sokabileceği öngörüsünde bulundu. Diğer taraftan, gelişmiş
ülkelerdeki sınırlı ve dengesiz büyümenin devam ettiği belirtilen raporda, bu ülke
grubuna ilişkin büyüme tahminleri de aşağı çekildi. Güncellenen tahminlere göre,
ABD, İngiltere, Euro Bölgesi, Japonya ve Kanada’yı içine alan bu grup, 2016 ve
2017 yıllarında yüzde 2,2 yerine yüzde 2,1 büyüyecek. IMF, raporunda ayrıca
gelişmiş ekonomilerin düşük verimlilik ve deflasyonist baskılara maruz kalmaya
devam edeceğini kaydederken, Avrupa ve Japonya merkez bankalarının genişleyici
para politikalarını sürdürmesi çağrısını yineledi.
Uluslararası Enerji
Ajansı’na göre petrol
fiyatları daha da
düşebilir...
Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), petrol piyasalarının, talep büyümesinin
yavaşlaması ve İran'ın yaptırımların sona ermesinin ardından ihracatını artırmaya
hazırlanması ile birlikte, "aşırı arzda boğulabileceğini" ve bunun da fiyatları daha
da düşürebileceğini kaydetti. IEA 2016 yılı için küresel petrol talebi tahminlerini,
Çin'in büyümesinin yavaşlaması ile birlikte aşağı çekti ve Petrol İhraç Eden Ülkeler
Topluluğu (OPEC) dışındaki arz tahminlerini yükseltti. OPEC dışı arzın 2016'da
günlük 600,000 varil azalmaya hazırlanırken, İran'ın piyasaya geri dönmesi yılın
ortalarında bu boşluğu doldurabilir. Sonuç olarak, dünya piyasaları yılın ilk
yarısında günlük 1.5 milyon varil fazla ile karşı karşıya kalabilir. IEA, "Yılın ikinci
yarısında stok artış hızı, OPEC dışı üreticilerin arzındaki düşüşle birlikte
yavaşlarken, bir değişiklik olmaması durumunda, petrol piyasası aşırı arzda
boğulabilir," dedi ve fiyatların daha da düşebileceği değerlendirmesinde bulundu.
Bu arada en büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabisstan Pazar günü bir kez daha,
fiyatlar çökse bile piyasa payını korumaya yönelik stratejisini değiştirmeyeceğini
bir kez daha vurguladı.
OECD yetkilisine göre
finansal
sistem
2007’den daha kötü
durumda...
OECD İstişare Komitesi Başkanı William White küresel finans sisteminin 'tehlikeli'
biçimde istikrarsızlaştığını belirtti ve bazı iflaslarla karşılaşılabileceği konusunda
uyardı. White "Finansal sistem 2007'den daha kötü durumda. Ekonomide aşağı
yönlü risklerle mücadele için cephanenin tamamı kullanılmış durumda" ifadelerini
kullandı. Son 8 yılda küresel bazda borç yükünün artmaya devam ettiğini belirten
White, bir sonraki durgunlukta bu borçların büyük kısmının ödenemeyeceğini
bildirdi. White, Lehman krizinin ardından gelişmekte olan ülke ekonomilerinin
5
çözümün bir parçası olduğunu ancak şimdi bu ülkelerin de problemin bir parçası
olduğunu kaydetti. ABD Merkez Bankası'nın da bir ikilemde olduğunu belirten
White, "Eğer faizleri artırırlarsa bu kötü olacak, artırmazlarsa daha kötü olacak.
İşler o kadar kötü ki; doğru bir yanıt yok" diye konuştu. White, ayrıca
hükümetlerin borç ödemeleri açısından merkez bankalarına güvenmekten
vazgeçmesini önerdi.
IIF bu yıl gelişen
piyasalardan 448
milyar dolarlık çıkış
bekleiyor...
ABD
ekonomisinde
gelişmeler...
Gelişen piyasa tahvilleri ve hisselerinin, yavaşlayan ekonomik büyüme ve şirket
borçlarından dolayı bu yıl da çıkış yaşaması beklenirken, Türkiye'nin gelişen
ekonomilerdeki çıkışlara en hassas ülkelerden birisi olacağı belirtiliyor. Institute
of International Finance tarafından yazılan rapora göre, gelişen piyasalardan 2014
yılında 111 milyar dolarlık çıkış yaşanırken, bu rakam 2015 yılında tahminlerin
üzerine çıkarak 735 milyar dolar oldu. Rapora göre bu rakamın 2016 yılında 448
milyar dolar olması bekleniyor. IIF, Çin'den yaşanan yüksek miktardaki çıkışların
2015 yılındaki kayıpların arkasındaki ana faktör olduğunu söylerken, bunun döviz
ve büyüme endişelerini yansıttığını belirtti. IIF, 2015 yılında Çin'den 676 milyar
dolarlık çıkış yaşandığını söyledi. IIF açıklamasında ayrıca makroekonomik
politikalardaki zayıflık, şirketlerin yüksek seviyedeki döviz borcu ve önemli
miktardaki cari açığından dolayı Türkiye, Brezilya ve Güney Afrika'nın gelişen
piyasalardan çıkışlara en hassas ülkeler arasında olacağını belirtti.



AB ekonomilerinde AB:
gelişmeler...

ABD'de tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Aralık ayında yatay kalacağı
beklentilerine karşın yüzde 0.1 düştü. TÜFE yıllık bazda ise yüzde 0.7
artarak yüzde 0.8'lik artış beklentilerinin altında açıklandı. Gıda ve enerji
fiyatlarının yansıtılmadığı çekirdek tüketici fiyat endeksi ise Aralık'ta aylık
bazda yüzde 0.1 olarak açıklanarak yüzde 0.2'lik beklentilerin altında
gerçekleşti. Çekirdek enflasyon yıllık bazda yüzde 2.1 ile beklentiler
doğrultusunda gerçekleşti.
ABD'de yeni konut inşaatları Aralık'ta 1.149 milyon adet ile beklentilerin
altında gerçekleşti. İnşaat ruhsatları ise 1.232 milyon adet ile beklentilerin
üzerinde gerçekleşti. Yeni konut inşaatlarının ve ruhsat sayısının 1.2
milyon adet olarak gerçekleşmesi bekleniyordu. Daha önce Kasım'da 1.173
milyon adet olarak açıklanan yeni konut inşaatları 1.179 milyon adete
revize edilirken, 1.282 milyon adet olarak açıklanan inşaat ruhsatlarında
ise revizyon yapılmadı.
ABD'de haftalık işsizlik maaşı başvuruları 293,000 ile geçtiğimiz hafta
beklenmedik şekilde altı ayın en yükseğine çıktı. ABD işsizlik maaşı
başvuruları, geçtiğimiz hafta bir önceki haftaya göre 9,000 yükseliş
gösterdi. Beklenti 278,000 seviyesindeydi. Söz konusu veri bir önceki ay
284,000 düzeyinde gelmişti.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) bu hafta politika faizini beklendiği gibi
değiştirmeyerek rekor düşük seviye olan yüzde 0.05'te tuttu. ECB'nin
enflasyonun daha da düşeceğine dair ihtimallerin artmasıyla geçen ay
mevduat faizlerini düşürmesinin ardından, bu defa faizleri değiştirmesi
6



beklenmiyordu. ECB gerçekleştirdiği toplantıda bankalara yönelik
uygulanan gecelik faiz oranını da değiştirmeyerek yüzde -0.3'te tuttu.
ECB Başkanı Draghi varlık alımlarının iyi bir şekilde ilerlediğini belirterek
"faizlerin bir süre daha düşük seviyelerde kalması bekleniyor"
yorumunu yaptı. Gelişen ülkelerdeki belirsizliklerin aşağı yönlü riskleri
artırdığını söyleyen Başkan Mart ayında para politikası duruşunu
gözden geçirmelerinin mümkün olduğunu belirtti. Draghi, "Politikamızı
önümüzdeki toplantıda gözden geçirebiliriz, bunu da enflasyon oranımızı
%2'ye çok yakın seviyeye çıkartmak için yapmamız gerekmektedir"
ifadesini kullandı. Draghi küresel belirsizlik ve jeopolitik gerilimlerin
gittikçe büyüyen riskler arasında olduğuna vurgu yaptı. Aralık'taki
enflasyonun petrol fiyatlarındaki keskin düşüşü yansıttığını belirtten
Draghi önümüzdeki aylarda enflasyonun düşük veya eksi seviyelerde
seyredebileceğini kaydetti. Draghi ellerinde birçok araç olduğunu
belirterek "bunları uygulamak konusunda sınırımız yok" dedi,
hükümetlerin daha büyüme yanlısı politikalara ihtiyacı olduğunu dile
getirdi. Parasal genişlemeye rağmen enflasyonun hala çok düşük olduğuna
dair bir soruya Başkan, "Para politikası önlemlerimiz 2014'ten beri
yürürlükte ve etkili şekilde ilerliyor. Petrol fiyatları düştü, jeopolitik
gelişmelere de bakınca son toplantıdan beri herşey değişti, koşullar
kötüleşti. Küresel etkiler var, biz yetkimiz dahilinde ne gerekiyorsa onu
yapıyoruz" dedi. Başkan, dünyada ve Avrupa'da atılan adımlarla bankacılık
sektörünün sağlamlaştığını ve piyasa dalgalanmasına verilecek en iyi
yanıtın sağlam bankacılık sektörü olduğunu söyledi. Bu arada ECB Başkanı
Mario Draghi, Davos’ta yaptığı konuşmada Avrupa ile ABD'nin izlediği
para politikasının bir süre daha birbirinden zıt yönlerde
ilerleyeceğini ifade ederek ECB'nin Avrupa'da enflasyonun yükselmesini
sağlayacak birçok araç bulunduğunu ve bu araçları kullanmaya kararlı
olduğunu söyledi.
Euro bölgesinde tüketici fiyatlarında nihai veri Aralık'ta bir önceki yılın
aynı dönemine göre yüzde 0.2 yükselerek tahminlere paralel gerçekleşti.
Euro bölgesinde enflasyon aylık bazda da beklentilere paralel kalarak yatay
gerçekleşti. Gıda ve enerji fiyatlarını içermeyen çekirdek enflasyon ise yıllık
bazda yüzde 0.9 ile beklentilere paralel yükselirken, aylık bazda da yüzde
0.2 ile beklentilere paralel genişledi. Euro bölgesinde enflasyon Ekim
ayında nihai yüzde 0.2 artış göstermişti.
Euro bölgesinde öncü verilere göre Ocak ayında imalat PMI 52.3,
hizmetler PMI da 53.6 ile beklentilerin altında gerçekleşti. Euro bölgesi
imalat PMI endeksinin Ocak'ta 53, hizmetler PMI'ın ise 54.2 seviyesinde
açıklanması bekleniyordu. Markit'in hazırladığı euro bölgesi imalat sanayi
satın alma yöneticisi endeksi (PMI) Aralık ayında nihai 53.2, hizmetler PMI
54.2 seviyesinde açıklanmıştı.
Almanya:
Almanya'da yatırımcı güveni son üç aydır ilk kez düşerken, Çin ekonomisindeki
yavaşlamanın dünyanın geri kalanında, hisse senedi piyasalarında satışlar ve
petrol fiyatlarında zayfılama gibi etkileri nedeniyle doğan endişeler bu düşüşün
ana sebebi oldu. ZEW Endeksi Aralık'ta 16.1 seviyesinden, Ocak'ta 10.2 puana
7
düştü. ZEW Endeksi'nin 8 puan seviyesine düşeceği tahmin edilmişti.
İngiltere:
 İngiltere'de tüketici fiyatları Aralık ayında yıllık bazda yüzde 0.2 artarak
beklentilerin hafif üzerinde gerçekleşti. Enflasyonun Aralık ayında yıllık
yüzde 0.1 artış göstermesi bekleniyordu. Enflasyon aylık bazda ise yatay
kalacağı beklentilerine rağmen yüzde 0.1 yükseldi. Gıda, enerji, alkol ve
tütün fiyatlarını dahil etmeyen çekirdek enflasyon ise aylık bazda yüzde 0.3
artarak yüzde 0.1'lik beklentilerin üzerinde gerçekleşirken, yıllık bazda da
yüzde 1.4 yükselerek yüzde 1.2'lik beklentilerin üzerinde açıklandı.
 İngiltere'de işsizlik yüzde 5.1'e gerileyerek, Ocak 2006'ya kadar geçen 3
aylık dönemden bu yana en düşük seviyeyi görmüş oldu. Kasım'a kadar
geçen üç aylık dönemde bir önceki yılın aynı dönemine göre, ikramiyeler
hariç ücretler yüzde 1.9 yükseldi. Ekim'e kadar geçen üç aylık dönemde
artış yüzde 2 olmuştu.
 İngiltere'de perakende satışlar Aralık'ta bir önceki aya göre yüzde 1 ile
beklentilerin üzerinde bir düşüş gösterdi. Perakende satışlarda yıllık
büyüme de yüzde 2.6 ile beklentilerin oldukça altında gerçekleşti.
Perakende satışların Aralık'ta aylık bazda yüzde 0.3 düşmesi ve yıllık bazda
yüzde 4.3 büyümesi bekleniyordu. Perakende satışlarda Kasım ayı için
aylık bazda yüzde 1.7'lik artış oranı ise yüzde 1.3 artışa revize edildi. Kasım
ayı için yıllık artış ise yüzde 5'ten yüzde 4.5'e revize edildi.
Fransa:
Fransa Cumhurbaşkanı François Hollande, Fransa'nın yeni bir iş modeline
geçmesi gerektiğini kaydederek, bunu "ekonomik ve sosyal olağanüstü hal"
olarak tanımladı. Fransız işveren kesimi liderleriyle bir araya gelen Hollande,
dünya ekonomisinin hızla geliştiğine dikkati çekerek, bu ilerlemeyi yakalamak için
istihdama 2 milyar euro harcayacaklarını vurguladı. Çalışma saatinin 35 saatte
kalması konusunda kararlı olduklarını söyleyen Hollande, 500 bin işsize eğitim
vereceklerini ve genç işsizleri işe alan şirketlere teşvik sağlayacaklarını anlattı.
Hollande, Fransa'nın banliyölerinde yaşayan gençlerin topluma entegre edilmesi
gerektiğinin altını çizdi. Hollande'ın duyurduğu ekonomik önlemlerle ilgili
düzenlemelerin bir kısmının gelecek haftalarda Fransa Ulusal Meclisi'ne
sunulması bekleniyor. İşsizlik oranının yüzde 10,8'e çıktığı Fransa, bu alanda
yüzde 9,8 seviyesindeki Avrupa Birliği (AB) ortalamasından daha kötü durumda
bulunuyor. Fransa'da Sosyalist Parti hükümetinin açıkladığı ekonomik önlemlerin,
gelecek yıl yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde ekonomiyi
canlandırmayı amaçladığı değerlendiriliyor. Toplumsal alanda pek çok sorunla
karşılaşan Fransa'da, 13 Kasım 2015'te Paris'te düzenlenen ve 130 kişinin
ölümüne yol açan terör saldırılarının ardından olağanüstü hal ilan edilmişti.
Diğer ekonomilerde Çin:
gelişmeler...

Çin yönetiminin en üst düzey iki ismi, ekonomi üzerindeki aşağı yönlü
baskıların arttığını fakat temellerin sağlam kalmaya devam ettiğini söyledi.
Çin Başbakanı Li Keqiang, ülke ekonomisindeki aşağı yönlü baskının
artmasına rağmen hükümetin arz yönlü reformlara daha çok özen
göstereceğini söyledi. Li, ekonomik büyümenin orta ile yüksek seviye
8


arasında tutulacağını sözlerine ekledi. Hem Başbakan Li, hem de Devlet
Başkanı Xi Jinping, Komünist Parti etkinliğinde konuştu.
Çin'de ekonomik büyüme geçtiğimiz yılın son çeyreğinde yüzde 6.8 olarak
gerçekleştği. Çin'de yıl bütününde ise ekonomi yüzde 6.9 ile batı
standartlarına göre yüksek bir rakam tuttursa da son 25 yılın en zayıf
büyümesini gerçekleştirdi. Çin ekonomisi geçtiğimiz yılın üçüncü
çeyreğinde yüzde 6.9 büyümüştü. Hükümetin ekonomik büyümeyi
hızlandırmasının önünde zayıf ihracat, fabrikalarda aşırı kapasite
kullanımı, yavaşlayan yatırımlar, yumuşak bir konut piyasası ve yüksek
borç seviyeleri gibi engeller bulunuyor. Çin'de ekonomik büyüme 2009
mali krizinden bu yana en zayıf çeyrek dönemlik ve yıllık bazda da son 25
yılın en zayıf büyümesini gerçekleştirse de, beklentiler doğrultusunda
açıklanması piyasalarda rahatlamaya yol açtı. Öte yandan, konut yatırımları
yalnızca yüzde 1 yükselerek son yedi yılın en düşük oranını
gerçekleştirirken, yeni inşaat oranı yüzde 14 düştü.
Çin Merkez Bankası (PBOC), Şubat ayında başlayacak Çin yeni yılından
önce yaşanması beklenen likidite sıkışıklığını çözmek için piyasaya 600
milyar yuandan (91.22 milyar dolar) fazla para enjekte edeceğini
söyledi. Piyasalardaki likidite şartları bir hafta sürecek olan yeni yıl tatili
öncesinde genellikle daralırken, merkez bankası çoğu zaman bu dönemde
bankacılık sistemine yüksek miktarda nakit enjekte ederek faiz oranlarını
sabit tutmaya çalışıyor. Yeni yılın ilk günü 8 Şubat. PBOC Kasım 2014'ten
bu yana faiz oranlarını altı kez indirirken, bankalara yönelik uyguladığı
rezerv nakit zorunluluğunu da düşürdü.
Rusya:
Rusya Ekonomi Bakanı Aleksey Ulyukaev, bakanlığın, Sberbank ve VTB’nin
özelleştirilmesi için teklif hazırlığında olduğunu belirtti. Ulyukaev, Sberbank’ın
satışı için yasada bazı düzenlemeler yapılması gerektiğine işaret ederek, "İki
bankanın da özelleştirilmesi konusundaki çalışmalarımızı sürdürüyoruz" dedi.
Sberbank Üst Yöneticisi (CEO) German Gref ve VTB Başkan Yardımcısı Herbert
Moos, daha önce, her türlü özelleştirme kararının gerçekleştirilmesi için hazır
olduklarını açıklamışlardı. Rusya Merkez Bankası Sberbank’ın yüzde 50 hissesine
sahipken, Rusya hükümetinin ise VTB’de yüzde 60,9’luk hissesi bulunuyor.
Sberbank ayrıca DenizBank'ın da yüzde 99,85'lik hissesini elinde tutuyor.
Brezilya:
Brezilya Merkez Bankası ülke ekonomisinin içinde bulunduğu keskin
daralmanın çift haneli rakamlarda seyreden enflasyonu dizginleyeceği
beklentisiyle politika faizini yüzde 14.25'te tuttu. Ancak merkez bankasının
faizlerde değişiklik yapmaması siyasi baskıya boyun eğip eğmediği endişelerini
uyandırdı. Para politikasını belirleyen merkez bankasının sekiz üyeli Copom
kurulunda altı üye faizlerin sabit kalmasını, iki üye 50 baz puanlık artırım istedi.
Merkez bankasının karar metninde, "Makroekonomik görünüm ve enflasyona dair
bakış açıları, risklerin dağılımı ve iç ve ağırlıklı olarak dış belirsizlikleri göz önüne
alan Copom Selic faizini yüzde 14.25'te sabit tutma kararı aldı" denildi. Brezilya'da
yüzde 10'u aşarak 12 yılın en yüksek seviyelerinde seyreden enflasyonun
düşürülmesi için 50 baz puan faiz artırımında ısrarlı olan merkez bankası başkanı
9
Alexandre Tombini, faiz kararının bir gün öncesinde beklenmedik şekilde faizlerin
yükselmesi ısrarından vazgeçmişti. Buna karşılık iktidar partisi, işveren birlikleri
ve işçi sendikaları geçen bir yılda 1.5 milyon kişinin işini kaybetmesine neden olan
ekonomik daralmanın etkilerinin hafifletilmesi için bankaya faizleri artırmama
çağrısında bulunuyor. Brezilya Devlet Başkanı Dilma Rousseff merkez bankasına
müdahalede bulunduğu iddialarını reddetmesine karşılık geçen hafta faizlerin
sabit kalmasını istediğinin ipuçlarını vermişti.
İran:
 İran'a yönelik zorlayıcı ekonomik yaptırımlar, Tahran'ın nükleer
programını sınırlandırması karşılığında Cumartesi günü kaldırıldı. İran
aynı zamanda aralarında Washington Post muhabiri Jason Rezaian'ın da
bulunduğu beş ABD'liyi yaptırımların kaldırıldığı gün serbest bıraktı.
Yaptırımların kaldırılması ve mahkumların serbest bırakılması, 1979'da
İran'da gerçekleşen İslam Devrimi'nin ardından Ortadoğu'yu şekillendiren
Tahran-Washington gerilimini önemli derecede azaltıyor. İran'a on
milyarlarca dolar dondurulmuş paranın akımı şimdi yeniden başlayacak ve
İran ile iş yapması yasaklanan firmalar, otomobilden uçak parçalarına
kadar birçok şeye aç olan pazardan faydalanabilecek. Birleşmiş
Milletler'in nükleer gözlem kurumu, Cumartesi günü yaptığı
açıklamada İran'ın yaptırımların kalkmasını sağlayacak geçen yıl
varılan nükleer anlaşmanın şartlarını yerine getirdiğini söyledi. Viyana
merkezli Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) tarafından yapılan
bir açıklamada, "İran, Temmuz anlaşmasındaki şartların gerektirdiği tüm
önlemleri yerine getirerek anlaşmanın Uygulama Günü'nün devreye
girmesini sağladı" denildi. Açıklamadan dakikalar sonra ABD bankacılık,
çelik, gemicilik ve diğer sektörlere yönelik yaptırımları kaldırdı.
Avrupa Birliği de yaptırımların kaldırılması için çalışmalara
başlarken, İran Ulaştırma Bakanı, Tahran'ın Avrupalı uçak üreticisi
Airbus'tan 114 sivil taşımacılık uçağı almayı planladığını söyledi.
 ABD Başkanı Barack Obama, İran ile yapılan nükleer anlaşmayı
memnuniyetle karşıladığını belirtirken, dünya güçlerinin İran'ın nükleer
bomba elde edebileceği tüm yolları kapattığını ve hapislerdeki
mahkumların
serbest
bırakılmasının
da
diplomasinin
neler
başarabileceğini gösterdiğini belirtti. ABD ile İran arasında hâlâ önemli
farklılıklar olduğunu söyleyen Obama, balistik füze programından dolayı
ABD'nin İran'a yaptırımlar uygulamaya devam edeceğini söyledi.
Obama ayrıca ABD ve İran arasında Lahey'de yapılan anlaşma çerçevesinde
İran'ın 1981 yılından bu yana dondurulan 400 milyon dolar ve 1.3
milyar dolarlık faizini alacak olmasının ABD'nin para kaybetmesini
önleyeceğini söyledi.
 İran Petrol Bakanlığı petrol üretiminin günlük 500,000 varil
artırılması talimatı verdi ve böylelikle ülke, zaten çökmekte olan petrol
fiyatlarını daha da düşürme riskine rağmen küresel arz fazlasına katkıda
bulunma yolunda adım attı. Petrol Bakanlığı'nın haber ajansı Shana'nın
kamuya ait National Iranian Oil Co. idari direktörü Roknoddin Javadi'nin
yorumlarını işaret ederek, üretim artışının, yaptırımlar tarafından
engellenen petrol ihracatının serbest bırakılması ile mümkün hale geldiğini
10
kaydetti. Javadi, İran'ın üretimini artırmaması halinde, komşu ülkelerin altı
ila 12 aylık dönemde daha fazla petrol pompalayacaklarını ve İran'ın pazar
payını alacaklarını söyledi. Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın İran'ın
nükleer silah geliştirme yeteneğini durdurduğunu belirlemesinin ardından,
İran petrolünün alıcıları, bu ülkeden istedikleri miktarda petrolü
ithal etmekte serbest hale geldi. Dünyanın dördüncü en büyük petrol ve
en büyük doğalgaz rezervlerine sahip İran, ülke dışında dondurulmuş
hesaplarının ilk anda 50 milyar dolarını kullanma hakkını kazancak.
Hükümet bu kaynağın endüstrilerin yeniden kurulmasına kullanılacağını
duyurdu.
Hindistan:
Hindistan Başbakanı Narendra Modi'nin baş danışmanlarından biri, ülkenin
para politikası çerçevesini gözden geçirmesi gerektiğini belirterek, Hindistan
Merkez Bankası'nın (RBI) enflasyon hedefinin bandın alt tarafında olduğu
sinyalini verdi. Danışman Arvind Panagariya, RBI'ın politika faizinin şu an
olduğundan 50 baz puan düşük olması gerektiğini belirtti. Bu açıklama ile
beraber Panagariya, 2 Şubat'ta yapılacak toplantıda repo faiz oranını daha fazla
düşürmesi beklenmeyen RBI Başkanı Raghuram Rajan'ın pozisyonuyla ters düştü.
RBI geçtiğimiz yıl birkaç kez düşürdüğü faizleri 125 baz puan indirerek şimdiki
seviyesi olan yüzde 6.75'e düşürdü. Konu hakkında açık görüşlü olduğunun altını
çizen Panagariya, RBI'ın yüzde 4 olan ve her iki tarafta yüzde 2'lik bandı bulunan
enflasyon hedefini gözden geçirmesi için doğru zaman olduğunu söyledi. Bandın
alt noktası hakkında özellikle endişeli olduğunu söyleyen Panagariya, yaklaşık
yüzde 2'ye denk gelen bu oranın gelişmiş piyasalar için normal olduğunu fakat
gelişen piyasalar için normal olmadığını belirtti.
Azerbaycan:
Azerbaycan, gayrimenkul alımına yönelik yurtdışı döviz transferine %20
vergi planlıyor. Azerbaycan'da, ülkeden yurt dışına para transferini azaltmak,
bankaların güven kazanması ve ülkeye yatırım yapılmasını teşvik amacıyla
bazı kararlar alındı. Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'in talimatı üzerine olağanüstü
toplantı gerçekleştiren Milli Meclis, vergi, banka mevduatlarının sigortalanması,
döviz piyasasının ayarlanması, kamu ihalesi ve gümrük tarifeleri gibi bazı
yasalarda değişiklikleri kabul etti. Banka mevduatlarının sigortalanması yasasında
yapılan değişikliklere göre bankaya yatırılan paraların tamamı 3 yıllığına
sigortalanacak. Vergi yasasında yapılan değişikliğe göre ise banka mevduatları 3
yıllık süreyle gelir vergisinden muaf tutulacak. Kamu ihalesi yasasındaki
değişikliğe göre, devlet için alınacak mal ve hizmetlerde yerli mallar için bazı
imtiyazlar uygulanacak. Gümrük yasasında yapılan değişiklikle ise ülke için
öncelikli kabul edilen alanlara yatırım yapan özel veya tüzel kişilerden 7 yıl
boyunca gümrük vergisi alınmayacak. Döviz piyasasının ayarlanması yasasında
yapılan değişikliğe göre, yurt dışına yatırım yapmak, kıymetli evrak ve
gayrimenkul almak amacıyla para transfer edenler bu paranın yüzde 20'sini
devlete vergi olarak ödeyecek. Bu yasaya göre tüzel kişiler yurt dışındaki
şubelerine yıl içerisinde 50 bin dolardan fazla para transfer ettiğinde bu
miktardan fazlasının yüzde 20'sini devlete vergi verecek. Özel kişilerin de
akrabalarına yapacağı transfer yıl içerisinde 50 bin doları geçerse onlardan da
11
yüzde 20 vergi alınacak. Sağlık, eğitim ve mahkeme giderleri için yapılacak
ödemeler vergiye tabi tutulmayacak. Petrol fiyatlarında yaşanan düşüşün
ekonomiyi olumsuz etkilediği Azerbaycan'da 21 Aralık 2015'te dalgalı kur
sistemine geçilmesinin ardından ulusal para birimi manat, dolar karşısında
yüzde 47,63 değer kaybetmişti. Hükümet, Aliyev'in talimatı üzerine kamu
yönetim sisteminin geliştirilmesi, devlete ait şirketlerde idari reformların
yapılması, devlet gayrimenkullerinin özelleştirilmesi sürecine ivme kazandırılması
ve bankacılık sektörünün konsolidasyonu için bir dizi eylem planı üzerinde
çalışmaya başlamıştı.
Suudi Arabistan:
Suudi Arabistan'ın Kasım ayı petrol ihracatı günde 7.719 milyon varil oldu.
Suudi Arabistan'ın petrol ihracatı Ekim 2015'te günde 7.364 milyon varile
ulaşarak Nisan ayından sonra en yüksek seviyesini görmüştü. Rakamlar, Suudi
Arabistan'ın Kasım ayı petrol ihracatı yüzde 5 arttığına işaret ediyor. Öte yandan,
Suudi Arabistan'ın petrol üretimi Ekim'de günde 10.276 milyon varilden Kasım'da
günde 10.186 milyon varile gerileyerek yüzde 1 düştü.
BU HAFTA PİYASALAR
TCMB toplantısından
sonra artan kurlar
küresel
piyasalardaki
düzelme ile geriledi...
Hafta başında, Türkiye'nin güneydoğusunda ve komşularında yaşanan jeopolitik
gelişmeler, Merkez Bankası'nın siyasi nedenlerle bazı para politikası adımlarını
atmaktan kaçınabileceği endişeleri, petrol fiyatlarında 30 doların altındaki seyrin
gelişmekte olan ülke para birimlerine yönelik riskten kaçışı tetiklemesiyle ile
TL'deki satış baskısı devam etti. Dolar/TL hafta başında 3.03 düzeyinde işlem
görürken; euro/TL 3.31 ve sepet bazında TL de 3.17 düzeyinde işlem görüyordu.
Tahvil bono piyasasında 12 Mart 2025 itfalı 10 yıllık gösterge tahvilin ortalama
bileşik faizi %11.19; 14 Haziran 2017 itfalı iki yıllık gösterge tahvilin ortalama
bileşik faizi %11.11 düzeyinde haftaya başladı. Piyasalarda bir süredir endişe
kaynağı olan Merkez Bankası'nın siyasi nedenlerle bazı para politikası adımlarını
atamayacağı endişelerinin Salı günkü Para Politikası Kurulu (PPK) kararı ile bir
kez daha teyit edilmesiyle birlikte TL'de gelişmekte olan ülkelere göre negatif
ayrışma ve satış baskısı hızlandı. TL Salı günü yüzde 0.2 değer kaybı ile dolar
karşısında değer kaybeden tek gelişmekte olan para birimi oldu. Küresel oynaklık
göstergelerinde kalıcı düşüş olması halinde Ocak itibariyle para politikasında
sadeleşmeye başlanabileceğini açıklayan TCMB, kısa vadeli faizleri sabit tutarken,
açıklamada para politikasında sadeleşmeye ilişkin bir ifadeye yer vermedi.
Böylece dolar/TL 3.04’ün üzerine yükseldi. Aynı etkiler Çarşamba günü de sürdü
ve dolar/TL 29 Eylül 2015’den beri ilk kez 3.06 seviyesini aştı. Sepet bazında TL
de 3.19’a yükseldi. Gösterge faiz de hafif yükseldi. Her ne kadar Türkiye için petrol
fiyatlarındaki düşüş en büyük ithalat kalemi olan enerji maliyetinde hatırı sayılır
bir azalma anlamına gelse de düşüşün ABD borsaları ve tüm gelişmekte olan
ülkelerde riskten kaçışı tetiklemesi dolar/TL'ye de yükseliş olarak yansımakta.
12
Perşembe günü ise ECB toplantısından sonra Başkan Draghi’nin Mart ayında ek
parasal genişleme önlemlerine gidebileceğini açıklaması ve petrol fiyatlarındaki
hafif yükselme piyasalarda risk iştahının biraz düzelmesine yol açtı ve dolar/TL’de
3.03’ün altına indi. Bu etkiler haftanın son gününde de sürdü ve özellikle petrol
fiyatlarının tekrar 30 doların üzerine yükselmesi piyasayı olumlu etkiledi.
Dolar/TL de haftanın son gününde 3.02’nin altına gerilerken, euro/TL 3.25
düzeyinde işlem gördü. Faizlerde ise fazla değişim olmadı.
Tahvil/bono piyasası gösterge faiz oranları
(14.06.17 tahvili, % bileşik)
%
25
22
19
16
13
10
4
04.01.2007
01.03.2007
27.04.2007
25.06.2007
20.08.2007
17.10.2007
13.12.2007
12.02.2008
08.04.2008
05.06.2008
31.07.2008
25.09.2008
26.11.2008
28.01.2009
25.03.2009
25.05.2009
20.07.2009
14.09.2009
12.11.2009
11.01.2010
08.03.2010
30.04.2010
28.06.2010
20.08.2010
20.10.2010
22.12.2010
16.02.2011
12.04.2011
07.06.2011
02.08.2011
30.09.2011
30.11.2011
25.01.2012
21.03.2012
18.05.2012
13.07.2012
12.09.2012
12.11.2012
08.01.2013
05.03.2013
02.05.2013
28.06.2013
28.08.2013
31.10.2013
26.12.2013
21.02.2014
17.04.2014
17.06.2014
15.08.2014
14.10.2014
10.12.2014
05.02.2015
02.04.2015
02.06.2015
29.07.2015
23.09.2015
23.11.2015
19.01.2016
7
Öte yandan, Hazine'nin Ocak ayı
borçlanma programı çerçevesinde
bu hafta gerçekleştirdiği 14 Aralık
2016 itfalı kuponsuz tahvilin
yeniden ihracında bileşik faiz
%11.19 ile beklentilere paralel
gerçekleşti. Kuponsuz tahvilde net
satış 846.8 milyon TL olarak
gerçekleşti.
Sonuçta 15 Ocak’da Merkez Bankası kurlarıyla 3.0416 olan dolar/TL paritesi, 22
Ocak’ta 3.0161 TL oldu; 3.3158 TL düzeyinde olan euro/TL paritesi ise 3.2675’e
geriledi. 15 Ocak’da %11.09 olan gösterge tahvilin ortalama bileşik faizi ise bu
haftanın son günü %11.17 oldu.
Döviz, petrol ve altın Döviz:
fiyatları...
Güvenli liman olarak görülen Japon yeni bu haftaya değer kazanarak başladı. Dolar
yen karşısında 116.56 seviyelerine kadar geriledi. Euro da 127.48 yene
gerileyerek bir haftanın en zayıf seviyesine indi. Euro/dolar paritesi ise haftaya
1.0895 düzeyinde başladı. Çin’de ekonomik büyüme oranının beklentiler
doğrultusunda açıklanmasının ardından pariteler çok değişiklik göstermedi. Dolar
yen karşısında hafif yükselerek 117 yenin üzerine çıktı. Euro/dolar fazla
değişmedi. Dolar endeksi ise 99.161 seviyesinde seyrederek bu yılın en yüksek
seviyesi olan 99.634'ten uzak kalmaya devam etti. Dolar, hafta içinde ise petrolün
tekrar 13 yılın en zayıf seviyelerine doğru gerilemesinin ardından yatırımcıların
güvenli limanlara yönlenmesiyle beraber değer kaybetti. Yen karşısında 118’in
üzerine yükselmiş olan dolar tekrar 117’lere geriledi. Euro da dolar karşısında
değer kazanarak 1.0950 dolar oldu. İlerleyen günlerde dolar, yen karşısında ham
petrol fiyatlarının toparlanma göstermesiyle beraber bir yılın en düşük
seviyesinden yeniden yükselişe geçti. Haftanın son gününde ise Avrupa Merkez
Bankası’nın Perşembe toplantısından sonra Başkan Draghi’nin yapmış olduğu
Mart ayında ek parasal genişleme önlemlerine gidilebileceğine yönelik
açıklamalardan sonra euro değer kaybına uğradı. Dolar, diğer büyük merkez
bankalarının parasal genişlemeye gidebileceğine ilişkin beklentiler ve Fed’in faiz
artırımı sürecinin hala devam etmesiyle yükseldi. Doların diğer altı büyük para
13
birimi karşısındaki hareketini takip eden dolar endeksi 99.260 oldu. Dolar yen
karşısında da değer kazandı ve tekrar 118 seviyesinin üstüne yükseldi. Euro yen
karşısında değer kaybederek 127.72 yene geriledi. Euro dolar karşısında da
gerileyerek 1.08 civarına indi. Cuma günü itibariyle Euro/dolar paritesi 1.08;
Dolar/yen paritesi 118 düzeyindedir.
Petrol:
Petrol fiyatları hafta başında İran'a yönelik yaptırımların kaldırılması sonrası
ihracatta artış olacağı beklentileriyle 2003 yılından bu yana en düşük seviyelere
geriledi. İran yaptığı açıklamada petrol ihracatını günlük 500,000 varil
yükseltmeye hazır olduğunu belirtti. İran'ın zaten yüksek miktarda arz fazlasının
olduğu petrol piyasasına döneceğine dair endişelerle beraber Brent ham
petrolünün varil fiyatı 27.67 dolara kadar düşerek 2003 yılından bu yana en düşük
seviyeyi gördü. Brent petrol fiyatları daha sonra toparlanarak 28.55 dolar oldu.
ABD ham petrolünün varil fiyatı da 29 dolardan işlem gördü. Daha sonra ise
fiyatlar Çin'den gelen güçlü akaryakıt talebi ile 2003 seviyelerine düşüşünü
durdurarak hafif değer kazandı. Fiyatlar hafta içinde ise değer kaybına devam etti.
ABD türü ham petrolün varil fiyatı küresel arzın fazla olduğu endişesiyle 27 dolara
doğru gerileyerek 2003 yılından bu yana en düşük seviyelere indi. Haftanın son
gününde ise petrol fiyatları ABD ve Avrupa'da soğuyan hava ve güçlenen mali
piyasaların, işlemcilere zayıf petrol fiyatlarından pozisyon almaları için fırsat
yaratması üzerine yükseldi. ABD ve Brent petrolünün varili 30 doların üstüne
çıktı. Cuma günü itibariyle Brent ham petrolünün varili 31.05 dolar düzeyinde;
ABD hafif ham petrolünün varili 31 dolar civarında seyretmektedir.
Altın:
Altın fiyatları hafta başında Asya borsalarının 2011 yılından bu yana en düşük
seviyelere gerilemesi ve yatırımcıların riskli varlıklardan uzak durmayı tercih
etmesiyle beraber yükseldi. Altının ons fiyatı 1090 dolardan işlem gördü. Altın
fiyatları daha sonra 2009'dan bu yana en düşük çeyrek dönemlik büyümeye işaret
eden Çin'in 2015 dördüncü çeyrek ekonomik büyüme verileri sonrası borsaların
üzerindeki baskının artmasıyla yatay bir seyir izledi. Fiyatlar, hafta içinde ise
hisselerdeki düşüşler ve petroldeki kaybın altının güvenli liman özelliğini öne
çıkarmasıyla değer kazanmaya devam etti. Yatırımcıların petrol ve hisselerde
görülen hafif toparlanmanın kalıcı olacağından emin olamaması üzerine altın
fiyatları bir buçuk haftanın zirve seviyelerine yükseldi ve 1100 doların üzerine
çıktı. Haftanın son gününde ise fiyatlar küresel mali piyasalardaki çalkantı ve
gelişen ekonomilerdeki zayıf büyüme oranlarına rağmen Avrupa Merkez
Bankası'nın parasal genişleme sinyalleriyle beraber euronun düşmesinin ardından
değer kaybetti. Spot altının ons fiyatı tekrar 1100 doların altına geriledi. Cuma
günü itibariyle altının spot fiyatı ons başına 1095 dolar civarındadır.
14
DÖVİZ KURLARINDAKİ GELİŞMELER
(1)
(2)
(3)
(2)/(1)
31.12.14
31.12.15 22.01.16
%
değişim
2,3311
2,9233
3,0161
25,4
2,8323
3,1896
3,2675
12,6
2,5817
3,0565
3,1418
18,4
(2)/(1)
reel %
değişim
15,3
3,5
8,8
(3)/(2)
%
değişim
3,2
2,4
2,8
ABD doları/TL*
Euro/TL*
Döviz Sepeti **
Euro-dolar
Paritesi
1,2150
1,0911
1,0834
-10,2
-0,7
* TCMB döviz satış kuru. ** 0,5 dolar + 0.5 euro. *** Reel % değişim için tüketici fiyat endeksi kullanılmıştır.
Daha fazla bilgi için:
Dr. M.Veyis Fertekligil,
Baş Ekonomist
e-posta: [email protected]
Tel: 0212 – 368 35 20
UYARI NOTU:
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım
danışmanlığı hizmeti, yetkili kuruluşlar tarafından kişilerin risk ve getiri tercihleri dikkate alınarak kişiye
özel sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler ise genel niteliktedir. Bu tavsiyeler mali durumunuz
ile risk ve getiri tercihlerinize uygun olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak
yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun sonuçlar doğurmayabilir .
15

Benzer belgeler

Dolar kurunda yeni çıta 2,35 TL. Piyasa TCMB`nin piyasanın hep bir

Dolar kurunda yeni çıta 2,35 TL. Piyasa TCMB`nin piyasanın hep bir Küresel piyasalardaki dalgalı seyir bu hafta da sürdü. Çin ekonomisine ilişkin kaygılar, petrol ve emtia fiyatlarındaki düşüş ve gelişen ülke ekonomilerindeki sıkıntılar piyasaları etkilemeye devam...

Detaylı