NO FİİL ГЛАГОЛЫ FİİL SORUSU ВОПРОС ÖRNEK CÜMLE

Transkript

NO FİİL ГЛАГОЛЫ FİİL SORUSU ВОПРОС ÖRNEK CÜMLE
NO
1
2
3
4
5
6
7
FİİL
ГЛАГОЛЫ
ABANMAK
Наваливаться
ABARTMAK
Преувеличивать
FİİL
SORUSU
ВОПРОС
ÖRNEK CÜMLE
ПРИМЕРЫ
ПРЕДЛОЖЕНИЙ
Neye
(чему)
Nereye
(куда)
Çocuk sıraya
abanmıştı.
Adam üstüme abandı,
parayı uzattı.
Neyi
(что-в.п.)
Lütfen bu konuyu
abartma!
ABONE OLMAK
Подписаться
Neye
(чему)
ABONE YAPMAK
Подписать
Kimi
(кого-в.п.)
Подписать
Neye
(чему)
ACELE ETMEK
Торопиться,
Nsz.
спешить
ACIKMAK
Проголодаться
Nsz.
Nsz.
ACIMAK
Болеть (орган)
Nsz.
Жалеть
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Ben de yeni çıkan
dergiye abone oldum.
Öğretmen beni de
abone yaptı.
Ahmet’i “A” dergisine
abone yaptım.
İşe geç kalmamak için
acele ediyor.
Ahmet çok acıkmış.
Karnım çok acıktı.
Elim çok acıyor.
Onun çocuklarına
acıdım.
Sadece arabama
acıyorum.
10
8
9
Становиться
горьким
ACINDIRMAK
Вызывать
жалость
Вызывать
жалость
ACITMAK
Ушибиться
Делать больно
10
AÇIKLAMAK
Разъяснить
Открыть (тайну)
11
Огласить
(приговор,
решение)
AÇILMAK
Открываться
Nsz.
Kimi
Yoldan geçen
(кого-в.п.) yolcuları kendine
acındırıyordu.
Kime
Dilenci yalvararak
(кому)
kendine acındırıyordu.
Neyi
(что- в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ali dün kolunu
acıtmış.
Mehmet elimi acıttı.
Neyi
(что-в.п.)
Öğretmen bu konuyu
geçen hafta
açıklamıştı.
Ben bunu size
açıklamıştım.
Gerçeği açıklarsa çok
kötü olur.
Hâkim kararı açıkladı.
Kime
(кому)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Nsz.
Отчаливать
Отклеиваться
Bu tereyağı acımış.
Nereye
(куда)
Nsz.
Birden odanın kapısı
açıldı.
Okullar eylülde
açılıyor.
O gemi dün denize
açıldı.
Ayakkabımın altı
açılmış.
11
Проясняться
Nsz.
Открывать душу
Kime
(кому)
Nsz.
Делать большие
расходы
Разойтись
12
Nsz.
Lütfen açılın, ben
doktorum!
Делать отверстие
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Прорубить
Ne (что)
Говорить о чем-л.
(употр. в
отр.форме)
Включать
Neyi
(что-в.п.)
Lütfen kapıyı açar
mısın?
Hırsız duvarda bir
delik açmış.
Buradan bir kapı
açabiliriz.
Bu konuyu bir daha
açma.
AÇMAK
Открывать
Выкапывать
Расчистить
13
14
Hava akşama doğru
açıldı.
O sadece en iyi
arkadaşına açılıyor.
Bu ay çok açıldık.
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Расцветать
(çiçek ~)
ÂDET EDİNMEK
Брать за правило Neyi
(что-в.п.)
AFALLAMAK
Растеряться
Nsz.
Burası çok karanlık,
ışığı açar mısın?
Babam bahçeye büyük
bir çukur açtı.
Geçen kış bu yolu tam
üç saatte açtılar.
Ağaçlar ilkbaharda
çiçek açarlar.
Adam başkalarını
dolandırmayı âdet
edinmiş.
Adam beni karşısında
görünce birden
afalladı.
12
15
16
17
AFFETMEK
Извинять,
Kimi
прощать
(кого-в.п.)
AĞAÇLANDIRMAK
Озеленять
Neyi
(что-в.п.)
AĞARMAK
Светать
Nsz.
Рассветать
18
19
20
21
22
23
AĞIRLAMAK
Оказывать прием,
принимать
AĞIRLAŞMAK
Становиться
более тяжелым
Ухудшаться
AĞLAMAK
Плакать
AĞLATMAK
Доводить до слез
AĞRIMAK
Болеть
(о части тела)
AİT OLMAK
Принадлежать
Nsz.
Lütfen beni affet!
Biz bu parkı
ağaçlandırmalıyız.
Uzun bir bekleyişten
sonra gün ağardı.
İki saat sonra hava
ağaracak.
Kimi
Zeki misafirlerini çok
(кого-в.п.) güzel ağırlamış.
Nsz.
Nsz.
Bu çanta her gün biraz
daha ağırlaşıyor.
Hastanın durumu
günden güne
ağırlaşıyordu.
Nsz.
Suat dün çok ağladı.
Kimi
Niçin her gün
(кого-в.п.) kardeşini
ağlatıyorsun?
Nsz.
Bugün başım çok
ağrıyor.
Kime
(кому)
Bana ait olmayan
eşyaları kullanmam.
13
24
25
26
27
28
29
30
AKILLANMAK
Поумнеть
Nsz.
Bu adam hiçbir zaman
akıllanmaz.
AKMAK
Течь
Nsz.
Bizim apartmanda
sular akmıyor.
Neyi
(что-в.п.)
Ama sen buradaki
işini aksatıyorsun.
Neyi
(что-в.п.)
Neye
(чему)
Nereden
(откуда)
Neyi
(что-в.п.)
Kovadaki suyu bidona
aktar.
Kovadaki suyu bidona
aktar.
Bu suyu bu kovadan
şu bidona aktaralım.
Söylediklerinizi aynen
aktardım.
Nsz.
Ben problem çözüldü
sanıyordum,
aldanmışım.
Ben onun sözlerine
aldandım.
AKSATMAK
Срывать (работу)
AKTARMAK
Перемешивать,
переносить,
перевозить,
переливать,
пересыпать,
пересаживать,
перекладывать
ALDANMAK
Заблуждаться
Ошибочно
поверить
ALDATMAK
Обманывать
ALDIRMAMAK
Не обращать
внимания,
не придавать
значения
Neye
(чему)
Kimi
Mahmut beni de
(кого-в.п.) aldattı.
Nsz.
Neye
(чему)
Bırak, aldırma.
İstediğini söylesin.
Sen onun
söylediklerine
aldırma.
14
31
32
33
ALINMAK
Быть купленным
35
36
Sen Ali’ye aldırma.
Nsz.
Geçen hafta ofise iki
kutu boya alınmıştı.
Dün benim
söylediklerime
alınmış.
Galiba yaptığımız
şakadan biraz alınmış.
Обижаться
Neye
(чему)
Расстраиваться
Neyden
(от чего)
ALIŞMAK
Привыкать
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Ben bu okula çok
çabuk alıştım.
Çocuk yeni
arkadaşlarına bir
haftada alıştı.
Kimi
(кого-в.п.)
Neye
(чему)
Çocuğu küçük yaşta
alıştırmak lazım.
Çocuğu küçük yaşta
temizliğe alıştırmak
lazım.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
ALIŞ VERİŞ YAPMAK
Делать покупки
Nsz.
Seyirciler sanatçıyı
ayakta alkışladılar.
En çok, adamın son
sözlerini alkışladılar.
ALIŞTIRMAK
Воспитывать
Приучать
34
Kime
(кому)
ALKIŞLAMAK
Аплодировать
ALMAK
Взять
Neyi
(что-в.п.)
Dün biraz alış veriş
yaptık.
Bu kalemi al, abine
ver.
15
Покупать
Вмещать
Получать
Пропускать
(воду)
Приглашать
Принимать (душ)
Вытирать (пыль)
Забирать
(в милицию)
Простудиться
(soğuk ~)
Захватить
Перенести
Красть
37
38
ANILMAK
Страд. от
вспоминать
ANLAMAK
Понимать
Ne (что)
Dün yeni bir araba
aldım.
Neyi
Bu valiz elbiselerin
(что-в.п.) hepsini almaz.
Ne (что)
Dün eski bir
dostumdan mektup
aldım.
Nsz.
Gemi birden su
almaya başladı.
Nereye
Genç kız bizi misafir
(куда)
odasına aldı.
Ne (что)
Önce güzel bir duş al.
Neyi
Temizlikçi önce
(что-в.п.) tozları aldı.
Kimi
Polisler bir akşam
(кого-в.п.) gelip babamı aldılar.
Nsz.
Annem biraz soğuk
almış.
Neyi
Bin dokuz yüz kırk
(что-в.п.) birde Almanlar
Moskova’yı almak
istediler.
Neyi
Toplantıyı saat beşe
(что-в.п.) aldık.
Neyi
Komşunun parasını
(что-в.п.) almış.
Nsz.
Ünlü şair dün büyük
bir törenle anıldı.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Ben bu konuyu
anlamadım.
Türkçe öğretmenimi
çok iyi anlıyorum.
16
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Разбираться
39
40
ANLAŞILMAK
Быть понятным
ANLAŞMAK
Договариваться
Ладить
41
42
ANLATMAK
Объяснять,
рассказывать
ANMAK
Вспоминать
Neyden
(от чего)
Ne (что)
O, benim
söylediklerimi yanlış
anladı.
Bulutları görünce
yağmur yağacağını
anladım.
Arabalardan çok iyi
anlar.
Nsz.
Son ders biraz
anlaşılmamış.
Anlaşıldı, yarın
pikniğe
gidemeyeceğiz.
Kiminle
(с кем)
Kiminle
(с кем)
Biz sizinle
anlaşmıştık.
Ben Hasan’la çok iyi
anlaşıyorum.
Kime
(кому)
Neyi
(что-в.п.)
NeredenNereye
(откудакуда)
Ben size geçen hafta
anlatmıştım.
Bu konuyu
anlatmıştım.
Sen bu konuyu ikinci
paragraftan sonuna
kadar anlat.
Kimi
Yedinci
(кого-в.п.) cumhurbaşkanımızı
törenle andık.
Neyi
Arkadaşlarla eski
(что-в.п.) günleri andık.
17
43
44
ARALAMAK
Приоткрывать
ARAMAK
Искать
Позвонить
Сожалеть
Обыскивать
45
ARAŞTIRMAK
Изучать
Разыскивать
46
47
48
ARITMAK
Очищать
Neyi
(что-в.п.)
Çocuk kapıyı araladı,
beni görünce hemen
kaçtı.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Nereden
(откуда)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Çocuk, sokakta
annesini arıyordu.
Sabahtan beri
defterimi arıyorum.
Ben akşam seni
ararım.
İstanbul’dan Remzi
aradı.
Sonra bu günleri çok
arayacaksın.
Polisler herkesin
üstünü aradılar.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Adam, İngiliz tarihini
araştırıyordu.
Polis bütün olayı
araştırdı.
Her yeri araştırdık
ama onu bulamadık.
Neyi
(что-в.п.)
Suları arıtmadan
içmeyin.
ARIZALANMAK
Ломаться
Nsz.
ARZULAMAK
Желать
Neyi
(что-в.п.)
Dün buzdolabı bir
daha arızalandı.
Bir gün onunla
tanışmayı
arzuluyorum.
18
49
ASMAK
Вешать
Вешать (казнить)
50
51
52
AŞAĞILAMAK
Унижать
ÂŞIK OLMAK
Влюбиться
AŞMAK
Преодолевать
Превышать
53
54
ATAMAK
Назначить
ATILMAK
Бросаться
Увольняться
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
Ne (что)
Buraya gömleklerini
asabilirsin.
Ceketini askıya as.
Pantolonlarını
paçalarından as.
Ben geldiğimde
çamaşır asıyordu.
Kimi
Mahkûmu yarın
(кого-в.п.) asacaklar.
Kimi
O genelde insanları
(кого-в.п.) aşağılayarak konuşur.
Kime
(кому)
Güzel bir kıza âşık
oldum.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Bazı zorlukları aşmak
için sabır lazımdır.
Toplantı üç saati
aşmıştı.
Kimi
Serkan’ı genel müdür
(кого-в.п.) yardımcılığına
atadılar.
Neye
Serkan’ı genel müdür
(чему)
yardımcılığına
atadılar.
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
Köpekler birden
üstüme atıldılar.
Kemal kötü çalıştığı
için işten atılmış.
19
Атаковать
55
56
ATIŞMAK
Поссориться
ATIŞTIRMAK
Перекусить
(о еде)
Моросить
57
ATLAMAK
Прыгать
Askerler hücum
emriyle ileri atıldılar.
Kiminle
(с кем)
Dün Kenan’la biraz
atıştık.
Ne (что)
Sabahleyin biraz
atıştırdım.
Biraz salata atıştırdım.
Dışarıda yağmur
atıştırıyor.
Ne (что)
Nsz.
Садиться
(в транспорт)
Пропускать
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
Neye
(чему)
Ne (что)
ATLATMAK
Понуд. от
прыгать
Neyi
(что-в.п.)
Перепрыгивать
58
Nereye
(куда)
Отделаться
Пережить,
преодолевать
Надувать,
обманывать
Kadın birden denize
atladı.
Hırsız duvardan atladı
ve kaçtı.
Çabuk bir taksiye atla,
gel!
Bu paragrafta iki
cümle atlamışsın.
Yaşlı adam eşeğe
hendeği atlatmaya
çalışıyordu.
Ne (что)
Sevil geçen ay büyük
bir kaza atlattı.
Neyi
Borcumuz çok ama bu
(что-в.п.) ayı atlatırsak biraz
rahatlarız.
Kimi
Benimle görüşmemek
(кого-в.п.) için devamlı beni
atlatıyor.
20
Избавляться
59
ATMAK
Бросать, кидать
Kimi
Onu atlatmak için
(кого-в.п.) evde olmadığını
söyledim.
Добавить
Kime
(кому)
Nereye
(куда)
Ne (что)
Стрелять
Ne (что)
Ne (что)
Ударить (tekme ~) Ne (что)
Обвинять (suç ~)
Переносить
Выбрасывать
Приставать
Выгонять
Биться (о сердце)
Отправить
письмо
Отвечать наобум
(kafadan ~)
Придумывать,
привирать
Kime
(кому)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что- в.п.)
Kime
(кому)
Nereden
(откуда)
Nsz.
Ne (что)
Neyi
(что- в.п.)
Nsz.
Birisi Ömer’e taş
atmış.
Çocuklar cama taş
atmışlar.
Salataya biraz daha
tuz at.
Bu gece iki el silâh
attılar.
Babam çok iyi ok atar.
Arkadaşına tekme
atmış.
Suçu arkadaşına
atıyor.
Mahkeme duruşmayı
şubatın on beşine attı.
Şunları çöpe atar
mısın?
Parktaki kızlara lâf
atmış.
Dün onu okuldan
attılar.
Hastanın kalbi çok
hızlı atıyordu.
Geçen gün anneme bir
mektup attım.
Sorunun cevabını
kafadan attım.
Sen bir şey anlatırken
biraz atıyorsun.
21
Увольнять
60
61
62
63
AVLAMAK
Охотиться
AVUTMAK
Занимать чем-то
Kimi
Babamı işten attılar.
(кого-в.п.)
Ne (что)
Kimi
Çocukları belli bir
(кого-в.п.) süre oyuncaklarla
avuttuk.
Neyle
Bizi her zaman boş
(с чем)
sözlerle avutuyor.
AYAKLANMAK
Встать
Nsz.
Встать на ноги
Nsz.
Восстать
Nsz.
AYARLAMAK
Организовать
Ne (что)
Ne (что)
Заводить (часы),
регулировать
(что-л.)
Найти
(организовать)
Настроить
Dün büyük bir keklik
avladık.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Niçin hemen
ayaklandınız? Biraz
daha oturun.
Hasta iki günde
ayaklandı.
Halk, ihtilalden sonra
ayaklandı.
Güzel bir gezi
ayarladık.
Pazara güzel bir
piknik ayarladık.
Ben dün akşam saati
ayarlamıştım.
Saatimi radyoya göre
ayarlamıştım.
Yarına iki araba
ayarlamamız lâzım.
Artık bütün kanalları
ayarladım.
22
64
AYDINLATMAK
Освещать
Neyi
(что-в.п.)
Просвещать
65
66
67
68
AYIKLAMAK
Перебирать
AYIP ETMEK
Поступать
нехорошо
AYIPLAMAK
Осуждать
AYIRMAK
Разделить
Разлучать
Выделить
Оставить
Выбирать
Разнимать
Küçük projektörler
sahayı çok iyi
aydınlatıyorlardı.
Kimi
Hocam, bizi bu
(кого-в.п.) konuda aydınlattığınız
için teşekkür ederiz.
Neyi
(что-в.п.)
Pilav yapmak için
önce pirincin taşını
ayıklamalısın.
Nsz.
Onu davet etmemekle
çok ayıp ettin.
Kimi
Ayhan’ı
(кого-в.п.) söylediklerinden
dolayı çok ayıpladılar.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Kime
(кому)
Kime
(кому)
Neyi
(что-в.п.)
Bizim grubu ikiye
ayırdılar.
Bizi hiç kimse
ayıramaz.
Küçük odayı sana
ayırdık.
Haydar’a da biraz
yemek ayırın.
Bunların içinden
okuyacağın kitapları
ayır.
Kimi
Dün kavga eden iki
(кого-в.п.) çocuğu ayırdım.
23
69
AYRILMAK
Делиться
Увольняться
Расставаться
Покидать,
уходить
Разводиться
70
71
72
AZARLAMAK
Ругать
BAĞIRMAK
Кричать, орать
BAĞIŞLAMAK
Жертвовать
Прощать
73
BAĞLAMAK
Привязывать
Завязывать
Связать
Nsz.
Nereden
(откуда)
Kimden
(от кого)
Nereden
(откуда)
Kimden
(от кого)
Türkçe’de yapı
bakımından fiiller
dörde ayrılır.
Ben işten ayrıldım.
Hakan kız
arkadaşından ayrılmış.
İki saat önce buradan
ayrıldı.
Adam on yıllık
karısından ayrılmış.
Kimi
Babam kardeşimi
(кого-в.п.) biraz azarladı.
Nsz.
Kime
(кому)
Sen çok bağırıyorsun.
Abim bana çok
bağırdı.
Kime
(кому)
Şarkıcı, bütün
servetini kimsesiz
çocuklara bağışladı.
Senin bu yanlışını
bağışlayamam.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Köpeği bağladın mı?
Köpeği kulübesine
bağladım.
Ayakkabısının
bağcıklarını bağlıyor.
Polisler hırsızı sıkıca
bağladılar.
24
74
75
BAHSETMEK
Разговаривать
(о чем-то, о комто)
BAKMAK
Смотреть
Следить
(за собой)
Смотреть
(за товаром)
Наблюдать
76
77
78
79
Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
Dün arabalardan
bahsettik.
Biz de tam senden
bahsediyorduk!
Neye
(чему)
Şu yeşil arabaya
bakıyordum.
Kime
(кому)
Kime
(кому)
Nereye
(куда)
Kime
(кому)
Öğretmen birden bana
baktı.
Doktor “Kendine iyi
bakmalısın!” demiş.
Afedersiniz, bu
tezgâha kim bakıyor?
Bu doktor günde on
hastaya bakıyor.
BANTLAMAK
Скрепить скотчем Neyi
(что-в.п.)
BARIŞMAK
Помириться
Kiminle
(с кем)
BARIŞTIRMAK
Помирить
Kimi
(кого-в.п.)
Помирить
Kiminle
(с кем)
BASMAK
Наступать
Nereye
(куда)
Neye
(чему)
Şu defteri de
bantlayalım.
Ben Rıdvan’la dün
barıştım.
Bizi öğretmen
barıştırdı.
Dün Said’le Metin’i
barıştırdık.
Lütfen çimlere
basmayınız!
Yanlışlıkla Şenol’un
ayağına bastım.
25
Нажимать
Исполняться
(сколько-то лет)
Наполнять
Накачивать
80
BASTIRMAK
Подавлять
Нажимать
(со стороны
руководства)
Нагрянуть
Издать
Начинаться
Подавлять
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Neyi
(что-в.п.)
Neye
(чему)
Şu düğmeye basarsan
kapı açılır.
Lokman bugün beş
yaşına bastı.
Bizim bodrumu su
bastı.
Ön lâstiğe biraz hava
basmamız lazım.
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Polis isyanı
bastıramadı.
Olayı çözmemiz için
yukardan bastırıyorlar.
Nsz.
O saatte misafirler
bastırınca çok
şaşırdık.
İlk kitabını bastırmak
için çok çalıştı.
Öğleden sonra birden
yağmur bastırdı.
Heyecanını bastırmak
için şarkı söylüyordu.
Yemekten sonra uyku
bastırdı.
O gelene kadar
karanlık bastırdı.
İkinci yarı bizim
takım çok bastırdı
ama gol atamadı.
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Одолеть (о сне)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Наступить
Ne (что)
Nsz.
81
BAŞARMAK
Завершать с
успехом
Nsz.
Korkma! Sen
başarırsın.
26
82
BAŞLAMAK
Начинать
Начинаться
83
84
85
Наступать
(о времени года)
BAŞLATMAK
Дать старт
BAŞVURMAK
Обращаться
Прибегнуть
(к способу,
методу)
BATIRMAK
Топить
Воткнуть
Запачкать
Разорять
Сунуть
86
BATMAK
Тонуть
Neyi
(что-в.п.)
Bu işi ancak sen
başarırsın.
Neye
(чему)
Nsz.
Nsz.
Bugün yeni bir
konuya başladık.
Dersler saat sekizde
başlıyor.
Artık kış başladı.
Neyi
(что-в.п.)
Hakem maçı erken
başlattı.
Nereye
(куда)
Kime
(кому)
Neye
(чему)
İki ay önce bir
fabrikaya başvurdu.
Zam için müdüre
başvurmalısın.
Seninle tanışabilmek
için bu yola
başvurdum.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Düşmanlar iki
gemimizi batırdılar.
Bıçağı yavaşça
tereyağına batırdı.
Bütün elbiselerini
batırmışsın.
Bütün sermayesini bir
yılda batırdı.
Çocuk birden elini
boyaya batırdı.
Nsz.
Titanik yirminci
yüzyılda battı.
27
Воткнуться
Садиться
(солнце)
Застрять
87
88
90
Güneş saat yedide
batıyor.
Araba birden çamura
battı.
Bu krizde bir çok
şirket ve banka battı.
Обанкротиться
BAYATLAMAK
Зачерстветь
Устаревать
Nsz.
Nsz.
Ekmek bayatlamış.
Bu haber artık
bayatladı.
BAYILMAK
Лишиться чувств
Nsz.
Neye
(чему)
Neyden
(от чего)
Genç kız birden
bayıldı.
Ben bu tatlıya
bayılıyorum.
Bugün açlıktan az
daha bayılacaktım.
Neyi
(что-в.п.)
Bu işi ancak o
becerebilir.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Bu şarkıyı beğendim.
Потерять
сознание
BECERMEK
Справляться
BEĞENMEK
Нравиться
Выбирать
91
Elime iğne battı.
Nereye
(куда)
Nsz.
Обожать
89
Nereye
(куда)
Nsz.
BEKLEMEK
Ждать
Senin bu davranışını
herkes çok beğendi.
Bu gömleklerden
birini beğen.
Ne (что)
İki saattir otobüs
bekliyorum.
Kimi
Dünden beri seni
(кого-в.п.) bekliyorum.
28
Ожидать
92
BENZEMEK
Походить
Kimden
(от кого)
Bunu senden
beklemezdim.
Neye
(чему)
Arabanın rengi şu
masanın rengine
benziyordu.
Bu çocuk babasına
benziyor
Kime
(кому)
93
BESLEMEK
Кормить
Разводить
Держать
Укреплять
Питать чувства
94
BEZMEK
Надоедать
Kimi
O anda kadın çocuğu
(кого-в.п.) besliyordu.
Ne (что)
Benim ailem de koyun
besliyor.
Ne (что)
Evde kedi, köpek
beslemek tehlikeli
olabilir.
Nsz.
Eski evi iki yanından
beslemek istiyorlardı.
Ne (что)
Nedense bana karşı iyi
duygular beslemiyor.
Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
95
BIKMAK
Надоедать
Neyden
(от чего)
Neyden
(от чего)
Artık futbol
oynamaktan da
bezdik.
Senin bu kötü
arkadaşlarından
bezdim.
Yürümekten bıktım.
Senin bu kötü
alışkanlıklarından
bıktım.
29
96
BIRAKMAK
Бросать
Оставлять
Отпускать
Перенести
97
Оставить
(о профессии)
Отпустить
(усы, бороду)
(не) Сдать
(экзамен)
Отдавать
(по какой-то
цене)
BİÇMEK
Разрубить
Кроить
Жать, косить
Определять цену,
оценивать
Neyi
(что-в.п.)
Kime
(кому)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Nerede
(где)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neye
(чему)
Babam sigarayı
bıraktı.
Çocuğu anneme
bıraktık.
Ben kitabı masaya
bıraktım.
Jale birden ipi bıraktı.
Öğretmen bizi beş
dakika erken bıraktı.
İkinci toplantıyı
gelecek haftaya
bırakalım.
Artık fotoğrafçılığı
bıraktım.
Bu sene sakal
bırakmak istiyorum.
Matematikçi on kişiyi
sınıfta bırakmış.
Bu ayakkabıyı son
olarak kaça
bırakırsınız?
Kılıç adamı ikiye
biçmişti.
Terzi benim verdiğim
kumaşı yanlış biçmiş.
Siz ekinleri ne zaman
biçersiniz?
Antika bir eşyaya
değer biçmek zordur.
30
98
BİLDİRMEK
Сообщать
Neyi
(что-в.п.)
Kime
(кому)
99 BİLGİLENDİRMEK
Оповещать,
Kimi
просвещать
(кого-в.п.)
100 BİLMEK
Знать
Neyi
(что-в.п.)
Уметь
Ne (что)
Считать (думать)
101 BİNMEK
Садиться
(о транспорте,
лифте)
Садиться
(о животных)
102 BİRİKTİRMEK
Копить
Собирать,
коллекционирова
ть
103 BİRLEŞMEK
Соединяться
Объединяться
Ben onun
gelmeyeceğini
bildirmek istemiştim.
Bu durumu müdür
beye bildirmeliyiz.
Daha sonra bu konuda
beni bilgilendirirsiniz.
Ben bu konuyu
bilmiyorum.
Arkadaşım Rusça
bilmiyor.
Kimi
Biz seni dost
(кого-в.п.) biliyorduk!
Neye
(чему)
Dün uçağa bindi ve
gitti.
Neye
(чему)
Sen ata binmeyi
biliyor musun?
Ne (что)
Ev almak için para
biriktiriyormuş.
Ben de küçükken pul
biriktiriyordum.
Ne (что)
Nsz.
Nsz.
İki yol burada
birleşiyor.
İki parti seçimi
kazanmak için
birleştiler.
31
Объединяться
Neyle
(с чем)
Nsz.
Сходиться, быть
сходным
104 BİRLEŞTİRMEK
Объединить
Neyi
(что-в.п.)
Neyle
(с чем)
Neyi
(что-в.п.)
105 BİTİRMEK
Заканчивать
Neyi
(что-в.п.)
106 BİTMEK
Заканчиваться
Nsz.
107 BOĞMAK
Утопить
Связать
Завалить,
осыпать
Душить
108 BOĞULMAK
Тонуть
“As” dergisi, “Sis”
dergisiyle birleşmiş.
Bazı konularda
fikirlerimiz birleşiyor.
Biz de iki odayı
birleştirdik.
Biz de salonla küçük
odayı birleştirdik.
İki şirket güçlerini
birleşrirdiler.
Ben bu kitabı bitirdim.
Dersler saat beşte
bitiyor.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Neye
(чему)
Kimi
(кого-в.п.)
Arkadaşları onu suda
boğmak istemişler.
Çuvalın ağzını bir iple
boğduk.
Tatilden gelince bizi
hediyeye boğdu.
Tatilden gelince bizi
hediyeye boğdu.
Bu sıcaklar beni
boğuyor.
Nsz.
Ayşe’nin kardeşi
boğulmuş.
Dün bizim köpek
boğuldu.
Nsz.
32
Nerede
(где)
Neyden
(от чего)
Merâl’in kardeşi gölde
boğulmuş.
Az daha dumandan
boğulacaktık.
Nsz.
Kiminle
(с кем)
Sokak köpekleri her
zamanki gibi
boğuşuyorlardı.
Dün Ercan’la Şamil
yine boğuşmuşlar.
Nereyi
(что-в.п. о
месте)
Askerler şehri
bombalamaya
başladılar.
Kime
(кому)
Nereye
(куда)
Sedat’a 50 bin lira
borçlandım.
Bu ay markete çok
borçlandık.
112 BOŞALMAK
Опустеть
Nsz.
Опустеть
Nsz.
Не сдержаться
Nsz.
Bizim üstümüzdeki
daire boşaldı.
Buzdolabı iki günde
boşaldı.
Ben konuyu açınca
birden boşalıverdi,
hemen ağlamaya
başladı.
Отравиться
(дымом)
109 BOĞUŞMAK
Схватиться
Ссориться
110 BOMBALAMAK
Бомбить
111 BORÇLANMAK
Задолжать
113 BOŞALTMAK
Освободить
Высыпать,
выливать
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Kiracılar evi yarın
boşaltacaklar.
Patatesleri bu sepete
boşalt.
33
Эвакуировать
114 BOŞANMAK
Развестись
Хлынуть
115 BOYAMAK
Красить,
накрасить
116 BOZDURMAK
Разменять
117 BOZMAK
Сломать
Разменивать
(деньги)
Вредить
Помять
118 BOZULMAK
Сломаться
Портиться
Neyi
(что-в.п.)
Çabuk bu binayı
boşaltın.
Nsz.
Kimden
(от кого)
Nsz.
İki yıl önce boşanmış.
İki yıl önce
kocasından boşanmış.
Vurur vurmaz
çocuğun burnundan
kan boşandı.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Dün kapıyı boyadık.
Genç kız önce
dudaklarını boyadı.
Ne (что)
Ben de dün para
bozdurdum.
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Said bizim
televizyonu bozmuş.
On milyon lirayı
bozabilir misiniz?
Salçalı yemek midemi
bozdu.
Koltuğun örtüsünü
bozmayın.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Nsz.
Bizim televizyon
bozuldu.
Dün akşamki yemek
bozulmuş.
34
119 BOZUŞMAK
Рассориться
120 BÖLMEK
Делить
121 BÖLÜŞMEK
Делиться
122 BULMAK
Найти
Изобретать,
открывать
123 BULUNMAK
Находиться
Находиться
Иметься в
наличии
124 BULUŞMAK
Встречаться
Kiminle
(с кем)
Geçen gün Gazi’yle
bozuştuk, artık
konuşmuyoruz.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Otuzu altıya böl.
Ekmeği üçe böl.
Neyi
(что-в.п.)
Kiminle
(с кем)
Bir ekmeği beş kişi
bölüştük.
Bu ekmeği siz
Tarkan’la bölüşün.
Ne (что)
Bu problemi çözmek
için yeni bir yol
buldum.
Kalemimi buldum.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Nsz.
Ne (что)
Kiminle
(с кем)
Dün seni bulamadım,
neredeydin?
Elektriği Edison
bulmuştur.
Nihayet bu hastalığa
bir çare bulundu.
Ben de beş yıl kadar
Paris’te bulundum.
Bu dükkanda her şey
bulunur.
Yarın Meryem’le
buluşacağız.
35
125 BUNALMAK
Сильно скучать
Задыхаться
126 BUNALTMAK
Понуд. от
задыхаться
Надоедать
127 BUNAMAK
Выживать из ума
Nsz.
Neyden
(от чего)
Nsz.
Neyle
(с чем)
Ben de buralarda
bunaldım.
Dün sıcaktan çok
bunaldık.
Bu sıcaklar beni
bunaltıyorlar.
O da bazen sorularıyla
insanı bunaltıyor.
Nsz.
Yaşlı adam artık
bunamıştı.
128 BURKMAK
Вывихнуть,
подвернуть
129 BURUŞMAK
Мяться
Neyi
(что-в.п.)
Top oynarken bileğini
burkmuş.
Nsz.
Морщиниться
Nsz.
Сводить (о рте)
Nsz.
Çok oturmaktan
pantolonum buruştu.
Belli bir yaştan sonra
cildimiz buruşuyor.
Gök hurmadan sonra
ağzım buruştu.
130 BURUŞTURMAK
Мять
Neyi
(что-в.п.)
Комкать, мять
131 BUYURMAK
Приказать
Neyi
(что-в.п.)
NeyiKime
(что-в.п.кому)
Dikkat et,
pantolonunu
buruşturma.
Benim verdiğim
kağıdı buruşturup attı.
Fatih, bana burayı
temizlememi buyurdu.
36
Сказать
Ne (что)
Проходить,
следовать
Пожаловать,
входить
Позволить
Nsz.
132 BÜKMEK
Скрутить
Согнуть
Сгибать
Свернуть, скатать
Сучить (нитки)
133 BÜYÜLEMEK
Околдовать,
очаровать,
обворожить
Очаровать,
околдовать
134 BÜYÜMEK
Расти
Nereye
(куда)
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Bir şey mi
buyurdunuz efendim?
Lütfen önden
buyurunuz.
Lütfen salona
buyurun.
Müsaade buyurursanız
biz gidelim artık.
Çocuk birden kolumu
büktü.
Adam kocaman
demiri bükmüş.
Yaşlandık, artık
dizlerimi
bükemiyorum.
Halıları büküp
kaldırın.
İhtiyar kadın ipek
bükerek geçimini
sağlıyordu.
Kimi
Kocakarı genç
(кого-в.п.) prensesi büyülemişti.
Ne-Kimi
(чтокого-в.п.)
Adamın konuşmaları
beni büyüledi.
Nsz.
Çocuklar bu yaştan
sonra çok hızlı
büyüyorlar.
Bizim kedinin
yavruları büyüdüler.
Nsz.
37
Nsz.
Вырасти
Nsz.
Перерасти
(о драке)
Разрастись
Nsz.
135 BÜYÜTMEK
Расширять
Воспитывать
Увеличить
Преувеличивать
Nsz.
Bahçedeki domatesler
henüz büyümemişler.
Said bugün bir yaş
daha büyüdü.
Sokaktaki kavga
birden büyüdü.
İstanbul çok hızlı
büyüyor.
Neyi
(что-в.п.)
Ben de artık işi biraz
büyütmeyi
düşünüyorum.
Kimi
Biz çocuklarımızı
(кого-в.п.) böyle büyütmedik.
Neyi
Bu resmi biraz daha
(что-в.п.) büyütmeniz lazım.
Neyi
Bence sen bu olayı
(что-в.п.) biraz büyütüyorsun.
136 CANLANDIRMAK
Оживлять
Kimi
(кого-в.п.)
Возрождать
Neyi
(что-в.п.)
Bu filmde, bir kız
ölüleri canlandırıyor.
Bu yeni kararlar
ekonomiyi biraz
canlandıracaktır.
Играть роль
Kimi
Aktör, bu filmde
(кого-в.п.) zengin bir iş adamını
canlandırıyor.
137 CAYMAK (VAZGEÇMEK)
Передумать
Neyden
Zehra, evi satmaktan
(от чего)
caymış.
138 CESARET ETMEK
Осмелиться,
Neye
Ben olsaydım böyle
решиться
(чему)
bir şeye cesaret
edemezdim.
38
139 CEVAP VERMEK
Поддаваться
Neye
(чему)
Отвечать
Neye
(чему)
Отвечать
Neye
(чему)
140
141
142
143
144
145
Hasta, tedaviye cevap
vermeye başladı.
Niçin telefonlara
cevap vermiyorsunuz?
Bu kitap bizim
gereksinimlerimize
cevap vermiyor.
CEVAPLAMAK (YANITLAMAK)
Отвечать, давать Neyi
Aşağıdaki soruları
ответ
(что-в.п.) cevaplayınız.
CEZALANDIRMAK
Наказывать
Kimi
Çocukları
(кого-в.п.) cezalandırmak doğru
mu?
CİLÂLAMAK
Полировать
Neyi
Sıraları yeniden
(что-в.п.) cilâlamamız lazım.
CİLTLEMEK
Переплетать
Neyi
Bu kitabı da
(что-в.п.) ciltleyelim mi?
ÇAĞIRMAK
Звать
Kimi
Öğretmen seni
(кого-в.п.) çağırıyor.
Betül bizi akşam
Пригласить
Neye
yemeğine çağırıyor.
(Nereye)
чему
(куда)
ÇALIŞMAK
Работать
Nerede
Bekir fabrikada
(где)
çalışıyor.
Nsz.
Tuncay şimdi
çalışıyor.
39
Nsz.
Учить уроки
Стараться
146 ÇALMAK
Красть
Звонить
(о телефоне,
звонке)
Играть (на муз.
инструменте)
147 ÇARPMAK
Врезаться
Сбить
Ударить, задеть
Биться
Захлопнуться
Умножать
Nsz.
Neye
(чему)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Bizim buzdolabı
çalışmıyor.
İlker ders çalışıyor.
Bilâl Türkçe
öğrenmeye çalışıyor.
Bu adam bir ayda
sekiz araba çalmış.
Hırsız bankadaki
bütün paraları çalmış.
Telefon çalıyor,
bakabilir misin?
Ne (что)
Şenay çok iyi gitar
çalıyor.
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Nsz.
Taksi birden otobüse
çarptı.
Dün Osman’a bir
araba çarpmış.
Mert koşarken bir
çocuğa çarptı.
Biraz önce kolumu
masaya çarptım.
Erol masaya çarptı.
Nsz.
NeyiNeyle
(что-в.п.,
с чем)
Hastanın kalbi çok
hızlı çarpıyordu.
Rüzgârdan kapı çarptı.
Sekizi beşle
çarpacaksın.
40
148 ÇATLAMAK
Лопаться
Трескаться
Мучаться,
страдать
149 ÇEKİLMEK
Уйти,
отойти
Высохнуть
Уходить
Быть удаленным
Уединиться
Отступать
150 ÇEKİNMEK
Стесняться,
робеть
Побаиваться
151 ÇEKİŞMEK
Спорить,
пререкаться
Бороться
Nsz.
Nsz.
Neyden
(от чего)
Ne (что)
Nsz.
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
Nereye
(куда)
Nsz.
Kahvaltıda bütün
bardaklar çatladı.
Soğuktan ellerim
çatladı.
Vedat da
kıskançlıktan çatlıyor.
Kenara çekilmek
isterken düştüm.
Gölün bütün suyu
çekilmişti.
Akşam olunca herkes
evine çekildi.
Son anda takımlardan
biri yarışmadan
çekildi.
Yaşlanınca küçük bir
köye çekildi.
O gün düşman
çekilmeye başladı.
Kimden
(от кого)
Kimden
(от кого)
Selim senden çok
çekiniyor.
Bu çocuk sadece
babasından çekiniyor.
Kime
(кому)
Haber vermediğim
için babam bana çok
çekişti.
İki takımda birincilik
için çekişiyor.
Nsz.
41
152 ÇEKİŞTİRMEK
Теребить, дергать
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Evladım, paltomu
çekiştirip durma.
Ayşe de her zaman
komşularını çekiştirir.
Черпать
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Снять (деньги)
Ne (что)
Тянуть
Nereden
(откуда)
Nereden
(откуда)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Birden elimdeki kitabı
çekti.
Dün kuyudan beş
kova su çektik.
Yarın bankadan para
çekeceğim.
Fuat beni kolumdan
çekti.
Köpek adamı
paçasından çekiyordu.
Vinç kenardaki
arabaları çekiyordu.
Araya bir örtü çektik.
Сплетничать,
злословить,
судачить
153 ÇEKMEK
Выхватить
Буксировать
Повесить
(шторы)
Достать
(об оружии)
Вдыхать (içine ~)
Впитать
Остановиться
(на обочине)
Испытывать
(трудности)
Задернуть
Ne (что)
Nereye
(куда)
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Adam polise silâh
çekti.
Önce temiz havayı
içine çekti.
Pilâv suyunu çekmiş.
Lütfen arabanızı
kenara çeker misiniz?
Fatma çok zorluk
çekti.
Perdeleri çeker
misiniz?
42
Переписать
Neyi
(что-в.п.)
Подводить (глаза) Ne (что)
Снимать фильм
Ne (что)
Фотографировать
Ne (что)
Телеграфировать
(telegraf ~)
Походить
Ne (что)
Состоять
Kime
(кому)
Nsz.
Сесть (об одежде) Nsz.
Вырвать (о зубах)
Опошлить
(kötüye ~)
Допрашивать
Вздохнуть (of ~)
154 ÇEKTİRMEK
Вытащить,
удалять,
выдернуть
Создавать
проблемы для
кого-то
Понуд. от
фотографировать
Neyi
(что-в.п.)
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Ne (что)
Bu yazıyı temize
çeker misiniz?
Genç kız gözlerine
sürme çekmişti.
Şu anda yeni bir film
çekiyoruz.
O çok iyi fotoğraf
çeker.
Dün anneme telgraf
çektim.
Bu çocuğun cimriliği
sana çekmiş.
Bu yıl şubat yirmi
dokuz çekiyor.
Bu pantolon yıkanınca
çeker.
Doktor üç dişimi
birden çekti.
Sen de her şeyi kötüye
çekiyorsun.
Polisler onu da
sorguya çektiler.
Of çekme, faydası
olmaz.
Neyi
(что-в.п.)
Sabahleyin dişimi
çektirdim.
Kime
(кому)
Bu çocuk ailesine çok
çektirdi.
Nsz.
Dün on iki tane
vesikalık fotoğraf
çektirdim.
43
155 ÇEVİRMEK
Вертеть
Поворачивать
Листать,
переворачивать
Задумать
Переделать
Переводить
Обносить
(забором)
Направлять
(оружие)
156 ÇIKARMAK
Доставать
Увольнять
Разуваться,
снимать (обувь)
Снимать
(одежду)
(не) Узнавать
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Neye
(чему)
Neyi
(что-в.п.)
Neyle
(с чем)
Kime
(кому)
Ne
(что)
Nereden
(откуда)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Резаться (о зубах)
Ne (что)
Срываться
Kimden
(от кого)
Elindeki kalemi
durmadan çeviriyordu.
Şu masayı biraz
çevirelim.
Kitabın sayfalarını
çok hızlı çeviriyorsun.
Galiba yine sen tuhaf
işler çeviriyorsun!
Eski bir sarayı otele
çevirmişler.
Bu kitabı çevirmek
çok zamanımı aldı.
Bahçeyi duvarla
çevirdiler.
Polis silahını birden
bana çevirdi.
Çantasından bir kalem
çıkardı.
Patron beni işten
çıkardı.
Ayakkabılarını burada
çıkarabilirsin.
İstersen paltonu
çıkarma.
Bunu tanıyorum ama
sağdakini
çıkaramadım.
Bu çocuk diş
çıkarıyor.
Başkasına kızmış
öfkesini benden
çıkarıyor.
44
Наслаждаться
(keyfi ~)
Рвать (тошнить)
Выводить пятно
Выпускать
(книгу)
Затевать (драку)
Заносить
(наверх),
поднимать
Вычитать
157 ÇIKMAK
Выходить
Дать (идею)
Увольняться
Производить
( из чего-то)
(не) Решить
Выходить
Оставаться
(в долгу)
Вычитать
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Ne (что)
Nereye
(куда)
Şu denizin keyfini
çıkaralım.
Çocuk bütün
yediklerini çıkardı.
Bu deterjan bu lekeyi
çıkarır mı?
Yeni bir dergi
çıkarmak istiyorum.
Bu çocuk her zaman
kavga çıkarıyor.
Bütün eşyaları beşinci
kata çıkardık.
NeydenNeyi
(отчегочто-в.п.)
Elli sekizden kırk
dokuzu
çıkaracaksınız.
Nereden
(откуда)
Kimden
(от кого)
Nereden
(откуда)
Ne (что)
Ben şimdi sınıftan
çıktım.
Bu fikir Tolga’dan
çıktı.
Abim yeni işinden de
çıkmış.
Beş kilo sütten bir kilo
yağ çıkar.
Bu toplantıdan da
birşey çıkmadı.
Hapishaneden yeni
çıkmış.
Herşeyi hesapladık
ben borçlu çıktım.
Yirmi sekizden beş
çıkınca kaç kalır?
Neyden
(от чего)
Nereden
(откуда)
Ne (что)
Ne (что)
45
Появиться
Сваливаться
(об обуви и
украшениях)
Карабкаться
Подниматься
Вспыхнуть
(об эпидемии)
Выиграть
(в лотерее)
Отправляться
Отстираться
Вести (о дороге)
Уходить
(в отпуск)
Идти
(за покупками)
Созреть
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
Nsz.
Ne
(что)
Nereye
(куда)
Nsz.
Nereye
(куда)
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Nsz.
Разразиться
(о буре)
Выпускаться
(о книге)
Оказаться
Nsz.
Nsz.
Исполняться
Nsz.
Nsz.
Biz geziyorduk birden
karşımıza çıktı.
Bu ayakkabı her
zaman ayağımdan
çıkıyor.
Sen bu ağaca çıkabilir
misin?
İki dakikada altıncı
kata çıktı.
Sars hastalığı bir yıl
önce çıktı.
Ona piyangodan bir
araba çıktı.
Yarın akşam yola
çıkacağız.
Gömleğimdeki leke
çıktı.
Bu sokak nereye
çıkıyor?
İki gün önce tatile
çıktı.
Pazar günü alış verişe
çıkabiliriz.
İki hafta sonra çilek
çıkar.
Birden çok büyük bir
fırtına çıktı.
Yeni bir dergi çıkmış.
Dün aldığımız elmalar
çürük çıktı.
Bak, benim dediğim
çıktı!
46
Шуметь (ses ~)
Nsz.
Отлететь
Nsz.
158 ÇILDIRMAK
Сходить с ума,
терять голову
Беситься,
приходить в
бешенство
159 ÇILDIRTMAK
Свести с ума
160 ÇİĞNEMEK
Жевать
Топтать
Пренебрегать,
игнорировать
161 ÇİZMEK
Рисовать
Подчеркнуть
Царапать
Начертить
162 ÇOĞALMAK
Увеличиться
Nsz.
Nsz.
Bu sınıfta en çok
senin sesin çıkıyor.
Bu bisikletin tekeri
çıkmış.
Zavallı adam o
olaydan sonra çıldırdı.
Bu haberi duyunca
sinirinden çıldırdı.
Kimi
Bu çocuk bir gün beni
(кого-в.п.) çıldırtacak.
Ne (что)
Bu adamın hareketleri
beni çıldırtıyor.
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Ne (что)
Nsz.
Sabahtan beri sakız
çiğniyor.
Çocuk bütün çimleri
çiğnemiş.
Sen kuralları
çiğniyorsun.
Önce güzel bir uçak
çiz.
Konunun hatlarını
çizmek lazım.
Dikenler elimi çizdi.
Bir üçgen, iki kare
çiziniz.
Kulübe katılmak
isteyenler çoğaldı.
47
163 ÇÖZMEK
Решать
Развязывать
Разгадать
(кроссворд)
164 ÇÜRÜMEK
Сгнить
Износиться
Сгнить
165 DAĞILMAK
Рассыпаться
Разрушаться
166 DAĞITMAK
Раздавать
Приводить в
беспорядок
167 DALMAK
Нырять
Скрыться
168 DAMLAMAK
Капать
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Bu problemi çözebilir
misin?
Önce şu sandalyedeki
ipi çözelim.
Boş zamanlarımda
bulmaca çözerim.
Nsz.
Dolaptaki bütün
sebzeler çürümüş.
Arabanın kaportası
çürümüş.
Üç dişim çürümüş.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Ne (что)
Elimdeki boncuklar
birden her yere
dağıldılar.
O olaydan sonra bütün
aile dağıldı.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Herkese hediyeler
dağıtırdı.
Bugünkü gazeteleri de
dağıttım.
Sakın odanı dağıtma,
daha yeni topladım!
Neye
(чему)
Nereye
(куда)
Çocuk birden suya
daldı.
Adam kalabalığa dalıp
kayboldu.
Ne (что)
Tavandan devamlı su
damlıyor.
48
169 DAMLATMAK
Капать
Закапать
170 DANIŞMAK
Советоваться,
обсуждать
171 DANS ETMEK
Танцевать
Танцевать
172 DARILMAK
Обижаться
173 DAVET ETMEK
Приглашать
174 DAVRANMAK
Действовать,
вести себя
Доставать
Nereye
(куда)
Bütün sular masaya
damlıyordu.
Nereye-Ne
(куда-что)
Nereye-Ne
(куда-что)
Yere su
damlatıyorsun.
Gözlerime damla
damlatmam lazım.
Neyi-Kime Bence bu konuyu bir
(что-в.п.- bilene danışmalısın.
кому)
Neyle
(с чем)
Kiminle
(с кем)
Muratın en sevdiği
müzikle dans
ediyorlar.
Benimle dans eder
misiniz?
Kime
(кому)
Özay bana darılmış.
Kimi
(кого-в.п.)
Nereye
(куда)
Neye
(чему)
Ben sadece Zeynep’i
davet ettim.
Songül’ü bize davet
ettim.
Yüksel’i akşam
yemeğine davet ettim.
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Büyüklere saygılı
davranmalıyız.
Adam birden silâhına
davrandı.
49
175 DAYAMAK
Опирать,
прислонить
Опереться
Наставить
(об оружии)
176 DAYANIŞMAK
Проявлять
солидарность
177 DAYANMAK
Опираться
Выдержать
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Neyi-Kime
(что-в.п.кому)
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Merdiveni ağaca
dayadılar.
Nsz.
Bizim dayanışmamız
lazım.
Neye
(чему)
Nsz.
Adam duvara
dayanmıştı.
Bu ayakkabı bana iki
yıl dayanır.
Bu çocuk bu soğuğa
dayanamaz.
Lütfen, biraz daha
dayan şimdi ambulans
gelecek.
Bu para bize sadece
on gün dayanır.
Sen neye dayanarak
böyle söyledin?
Терпеть
Neye
(чему)
Nsz.
Хватать
Nsz.
Ссылаться
Neye
(чему)
178 DEFETMEK
Прогонять
Sırtını ona dayamakla
kurtulucağını sanma.
Polis, tabancayı
adamın başına dayadı.
Beni odasından
Kimidefetti.
Nereden
(кого-в.п.откуда)
50
Отталкивать,
прогонять
179 DEFNETMEK
Хоронить,
погребать
Kimi
Adamı defetmeye
(кого-в.п.) çalıştım ama olmadı.
KimiNereye
(кого-в.п.куда)
180 DEĞDİRMEK
Понуд. от
касаться
Neyi-Kime
(что-в.п.кому)
Задевать
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
181 DEĞERLENDİRMEK
Оценивать
Neyi
(что-в.п.)
182 DEĞİNMEK
Касаться
Neye
(чему)
Касаться
Neye
(чему)
183 DEĞİŞMEK
Изменяться
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Dün ünlü şarkıcı
“Şebnem”i
Zincirlikuyu
mezarlığına
defnettiler.
Elini bana değdirdi.
Sakın, bidonları bir
yere değdirme.
Bu imkanı
değerlendirmelisin.
Mithat Bey önemli bir
konuya değindi.
Dün toplantıda bu tür
konulara hiç
değinmedik.
Çocuğun yüzü birden
değişti.
Öğleden sonra hava
değişti.
Sen çok değişmişsin.
Çok yıkanmaktan
gömleğin rengi
değişti.
51
184 DEĞİŞTİRMEK
Переставить,
изменять
Поменять
Менять (тему)
Разменять
(деньги)
185 DEĞMEK
Касаться
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
186 DEKLÂRE ETMEK
Декларировать
Neyi
(что-в.п.)
187 DEKORE ETMEK
Украшать,
Neyi
оформлять
(что-в.п.)
188 DELİNMEK
Порваться,прохуд Nsz.
иться
189 DELİRMEK
Сходить с ума,
Nsz.
помешаться
Haydi, şu odayı biraz
değiştirelim.
Şimdi oturduğu evi
değiştirmek istiyor.
İlyas yeşil arabasını
değiştirmiş.
Bu para geçmez bunu
değiştir.
Bu gömlek defolu
bunu değiştir.
Lütfen konuyu
değiştirme!
Benim para
değiştirmem lâzım.
Masanın örtüsü yere
değiyordu.
Birden eli elime
değdi.
Değerli eşyalarınızı
deklâre etmelisiniz.
Mağazayı yeniden
dekore etmeye karar
verdik.
Marketten çıkarken
paket birden delindi.
Kadın, o olaydan
sonra delirdi.
52
Выйти из себя,
вспылить
190 DELİRTMEK
Свести с ума
Вывести из себя
191 DELMEK
Свернуть
Neyden
(от чего)
Adam sinirden
delirmişti.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyden
(от чего)
Bu çocuk bir gün beni
delirtecek.
O gün beni sinirimden
delirtti.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Bu matkap bu duvarı
delmez.
Hırsızlar tel örgüyü
delmişler.
Nsz.
Hoşgörü, insanları
sevmek demektir.
Masa, Rusça ne
demek?
Ben sana diyorum.
Делать дырку,
дырявить
192 DEMEK
Означать, значить Nsz.
Говорить
Сказать
(не) Иметь
значения
(не) Думать
193 DEMLEMEK
Заваривать
194 DENEMEK
Попробовать
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Nsz.
Ne (что)
Sen buna ne dersin?
Büyük, küçük demez
herkesle arkadaş
olurdu.
Sakın dışarıya
çıkayım deme, hasta
olursun!
Neyi
(что-в.п.)
Sen çayı demle, biz
şimdi geliyoruz.
Neyi
(что-в.п.)
Ben hızlı yazmayı
denedim ama olmadı.
53
195 DENETLEMEK
Наблюдать,
контролировать,
проверять
Наблюдать,
контролировать,
проверять
196 DEPOLAMAK
Хранить
Neyi
(что-в.п.)
Ben bu tatlıyı
denedim ama hiç
beğenmedim.
Nereyi
(что-в.п. о
месте)
Kimi
(кого-в.п.)
Dün belediyeden
bizim iş yerini
denetlemeye geldiler.
Yeni müdür yarın bizi
denetlemeye
gelecekmiş.
Ne (что)
Adam on yıllık sigara
depolamış.
197 DERECELENDİRMEK
Оценивать
Kimi
Öğrencileri
(кого-в.п.) derecelendirmek
kolay değil.
Neyi
Arabaları kendi
Распределять,
(что-в.п.) aralarında şöyle
классифиderecelendirebiliriz...
цировать
198 DERTLEŞMEK
Жаловаться,
Kiminle
İnsan herkesle
сетовать
(с кем)
dertleşemez.
199 DESTEKLEMEK
Поддерживать
Kimi
Bu konuda biz her
(кого-в.п.) zaman seni
destekliyoruz.
Поддерживать
Neyi
Sen bizden
(что-в.п.) inanmadığımız bir
projeyi
desteklememizi
istiyorsun.
54
Подпирать,
укреплять
200 DEVİRMEK
Валить, сгибать
Опрокинуть
Свергать,
низлагать
Выпить залпом
Заканчивать
(разг.)
201 DEVRİLMEK
Повалиться,
рухнуть
Опрокинуться
Быть свергнутым
202 DİKELMEK
Торчать, стоять
неподвижно
Стоять
неподвижно,
торчать
203 DİKKAT ETMEK
Обращать
внимание
NeyiNeyle
(что-в.п.с чем)
Arka duvarı kolonlarla
destekleyebiliriz.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Rüzgar bütün ağaçları
devirmişti.
Kedi bir sürahi sütü
devirdi.
Ülke içindeki bazı
gruplar hükümeti
devirmek istiyorlardı.
Çocuk bir dikişte bir
litre suyu devirdi.
Her hafta bir kitap
deviriyor.
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Ne (что)
Ne (что)
Ne (что)
Bütün ağaçlar
devrilmişti.
Kedinin çarpmasıyla
sürahi devrildi.
Kısa bir süre sonra bu
hükümette devrildi.
Nerede
(где)
Nerede
(где)
Niye orada
dikeliyorsun, içeri gel.
Adam bir saattir
durağın önünde
dikeliyordu.
Neye
(чему)
Burada bazı konulara
dikkat etmek
gerekiyor.
55
Быть
внимательным,
осторожным
Заметить
204 DİKMEK
Сажать
Kime
(кому)
Şu adama dikkat et, ne
yapacağı belli olmaz.
Nsz.
Ben dikkat ettim, her
akşam geç geliyor.
Ne (что)
Bu sene bahçeye
sadece çiçek diktim.
Gömleğimin yakası
sökülmüş diker misin?
İstersen sana bir takım
elbise dikeyim?
Sen buraya bir direk
dik.
Şimdi iki ayda bir
apartman dikiyorlar.
Шить
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Строить, ставить
Ne (что)
Ne (что)
205 DİLEMEK
Желать
206 DİLENMEK
Просить
милостыню,
побираться
Выпрашивать,
клянчить
207 DİLİMLEMEK
Резать на кусочки
208 DİNLEMEK
Слушать
Ne (что)
İmtihanda hepinize
başarılar dilerim.
Nsz.
Yaşlı kadın dilenmek
zorunda kalmıştı.
KimdenNe
(от когочто)
Kimseyi dinlemiyor
sonra da bizden
yardım dileniyor.
Neyi
(что-в.п.)
Ekmeği dilimleyelim
mi?
Kimi
Evet arkadaşlar, sizi
(кого-в.п.) dinliyorum.
56
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Слушаться
(birinin sözünü ~)
209 DİNLENMEK
Отдыхать
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Nerede
(где)
210 DİNMEK
Прекращаться
Прекратиться,
утихать
Прекратиться
Проходить,
ослабляться
211 DİRENMEK
Упираться,
упрямиться,
настаивать на
своем
Упираться,
упрямиться,
настаивать на
своем
212 DİRETMEK
Упираться,
упорствовать
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Boş zamanlarımda
müzik dinliyorum.
Doktor kalbimi
dinledi, bir şeyim
yokmuş.
Annenin ve babanın
sözünü dinlemelisin!
Yarın biraz
dinlenecekmiş.
İki gün evde
dinleneceğim.
Abisi öldükten sonra
dinmedi göz yaşı.
Şiddetli kar yağışı
öğleden sonra dindi.
Ne zaman dinecek bu
çocuğun sesi?
O gün başımın ağrısı
bir türlü dinmedi.
Nsz.
İndirim yapmamak
için çok direndi.
Nsz.
Kapıdaki görevli bizi
içeri almamak için
çok direndi.
Nsz.
Okula gideceğim diye
çok diretti.
57
Упираться,
упорствовать
213 DİZİLMEK
Выстраиваться в
ряд, строиться
Быть нанизанным
214 DİZMEK
Нанизывать
Ставить,
оасполагать в ряд
215 DOĞMAK
Рождаться
Nsz.
Onu işe almam için
çok diretti.
Nsz.
Askerler sıraya
dizildi.
Bütün boncuklar ipe
dizilmişti.
Nsz.
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Boncukları bu ipe
dizeceksin.
Nsz.
Ben bin dokuz yüz
ellide doğdum.
Sabah saat altıda
güneş doğuyor.
Вставать (солнце) Nsz.
216 DOĞRAMAK
Разрезать
Разрубить
217 DOĞRULMAK
Выпрямляться
Подниматься,
вставать
Kitapları şu rafa
dizelim.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Sen domatesleri
doğra.
Filmde adam insanları
doğruyordu.
Nsz.
Bu çivi bir daha
doğrulmaz.
Adam bizi görünce
doğruldu, ceketini
ilikledi.
Nsz.
58
218 DOĞRULTMAK
Выпрямить
Направить
219 DOKUMAK
Ткать
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Sen şu çivileri doğrult.
Ne (что)
Bu köyün kızları çok
iyi halı dokuyorlar.
220 DOKUNDURMAK
Понуд. от
Neyi
дотрагиваться
(что-в.п.)
Уколоть (словом) Nsz
221 DOKUNMAK
Трогать,
прикасаться
Задевать (честь)
Вредить
Делать
(добро, зло)
Быть сотканным
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Nsz.
Nsz.
Nsz.
222 DOLANDIRMAK
Обманывать
Kimi
(кого-в.п.)
223 DOLANMAK
Обвиваться
Nereye
(куда)
Adam birden silahı
bana doğrulttu.
Sakın! elini hiçbir
şeye dokundurma.
Nusret, laf
dokundurmayı çok
sever.
Lütfen tablolara
dokunmayın!
Tanju’ya bir
dokundum, hemen
düştü.
Ne oldu, gururuna mı
dokundu?
Balık bana
dokunuyor.
Zamanında bana onun
çok iyiliği dokundu.
Bu halı İstanbul’da
dokunmuş.
Bu adam herkesi
dolandırıyor.
Bahçedeki sarmaşık
duvara dolanmıştı.
59
Кружить, бродить
вокруг
Обматываться,
обвиваться
Путаться под
ногами
Распространяться
224 DOLAŞMAK
Гулять
Кататься
Путаться
(birbirine ~)
Бродить (искать)
Течь (по чему-то)
225 DOLAŞTIRMAK
Водить, возить
Прогулять,
показать (город)
Выгуливать
Запутывать
Nerede
(где)
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Nerede
(где)
Kiminle
(с кем)
Neyle
(с чем)
Nsz.
Nsz.
Nerede
(где)
Kimi
(кого-в.п.)
Kime-Neyi
(комучто-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Akşama kadar evin
etrafında dolandı.
Karanlıkta ayağıma
bir şeyler dolandı.
Çocuklar ayağımızın
altında dolanıyorlar.
Sonra bu hikaye
dillerde dolanmaya
başlamış.
Dün biraz parkta
dolaştık.
Arkadaşlarla biraz
dolaşabilir miyiz?
İstersen bugün de
sandalla dolaşalım.
Bu ipler birbirine
dolaşmış.
Orayı bulmak için çok
dolaştık.
Kan damarlarımızda
dolaşır.
Taksici bizi boş yere
tam iki saat dolaştırdı.
Halit bana şehri
dolaştırdı.
Sabahları köpeğimi
dolaştırıyorum.
Bizim küçük oğlan
bütün ipi dolaştırmış.
60
226 DOLDURMAK
Заполнять
Исполняться
(сколько-то лет)
Заряжать
227 DOLMAK
Заполняться
Наполняться
Истекать
(о времени)
228 DONATMAK
Украшать,
декорировать
Сервировать
Украшать
229 DONDURMAK
Заморозить
Заставлять
мерзнуть
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Mutfaktaki bütün
bidonları doldurdum.
Lütfen bu anketi
doldurun!
Fatih şubatta altısını
dolduruyor.
Adam silahını
doldurdu ve
beklemeye başladı.
Nsz.
Nereye
(куда)
Nsz.
Bütün bidonlar doldu.
Bütün su odaya doldu.
Sayın yarışmacılar
süreniz doldu.
NeyiNeyle
(что-в.п.с чем)
NeyiNeyle
(что-в.п.с чем)
NeyiNeyle
(что-в.п.с чем)
Odayı çiçeklerle
donatmış.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Bu yılki soğuk bütün
ağaçları dondurdu.
Bu soğuk insanı
donduruyor.
Masayı en güzel
yemeklerle
donatmıştı.
Bütün şehri
bayraklarla donattılar.
61
Заморозить
(перен.)
230 DONMAK
Замерзать
Neyi
(что-в.п.)
Adamın bütün banka
hesaplarını
dondurmuşlar.
Nsz.
Yaşlı adam soğuktan
donmuştu.
Bu soğukta bütün
meyveler donar.
Nsz.
231 DOYMAK
Наедаться
(не) Уставать
232 DOYURMAK
Кормить
233 DÖKMEK
Разлить, пролить,
налить
Вылить,
выбрасывать
Сбрасывать
Обливать,
пачкать
Заливать
Nsz.
Neye
(чему)
Teşekkür ederim, ben
doydum.
Galiba bu çocuk
hiçbir zaman oyuna
doymayacak.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Bebeği biraz önce
doyurdum.
Köpek yavrularını
sırayla doyuruyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
Bu suyu sen mi
döktün?
Bir bardak suyu yere
döktü.
Tabakta kalanları çöpe
dök.
Sonbaharda ağaçlar
yapraklarını dökerler.
Çocuk yemeği üzerine
döktü.
Buraya beton
dökmeliyiz.
62
234 DÖKÜLMEK
Разлиться
Падать
(о листьях)
Впадать
235 DÖNDÜRMEK
Вращать, вертеть
Заставить
вернуться,
возвращать
Возвращать
236 DÖNMEK
Вертеться
Повернуться
Возвращаться
Вернуться
Повернуться
Повернуть
Nereye
(куда)
Nsz.
Nereye
(куда)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Birden su yere
döküldü..
Sonbaharda ağaçların
yaprakları dökülür.
Volga nehri
Karadeniz’e mi
dökülüyor?
Bu mekanizma da
çarkları döndürüyor.
Telefon etti beni de
yarı yoldan döndürdü.
Kimi
Küçük kızı kapıdan
(кого-в.п.) boş döndürmek
istemiyordu.
Nsz.
Kime
(кому)
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
Nereye
(куда)
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Dünya dönüyor.
Öğretmen bana döndü
ve: “Sen git” dedi.
Saat dörtte eve döndü.
İşten eve dönerken
onu gördüm.
Tatilden dönerken
kaza yapmışlar.
Yarın eve dönüyorlar.
Bana sırtını dönmüştü.
Araba birden sağa
dönüp kayboldu.
63
Превратиться
237 DÖNÜŞMEK
Меняться,
принимать
другой вид
Превращаться
238 DÖŞEMEK
Стлать, застилать
Облицовывать
Обставить
(мебелью)
239 DÖVMEK
Бить
Neye
(чему)
Burası hababam
sınıfına dönmüştü.
Neye
(чему)
Narın yeşil rengi
zamanla kırmızıya
dönüşüyor.
Dev, istediği an bir
fareye
dönüşebiliyordu.
Neye
(чему)
Nereye-Ne
(куда-что)
Nereye
(куда)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Ударяться о берег Neyi
(что-в.п.)
Ковать
Ne (что)
240 DÖVÜŞMEK
Драться
241 DUA ETMEK
Молиться
Молиться
Yerlere halı döşedik.
Duvara fayans
döşedik.
Yeni daireyi baştan
sona döşedik.
Dün bazı çocuklar
kardeşimi dövmüşler.
Dalgalar kıyıyı
dövüyorlardı.
Demirciler demir
dövüyor.
Kiminle
(с кем)
Dün İbrahim’le
dövüştük.
Kime
(кому)
Bize verdiği her şey
için tanrımıza dua
etmeliyiz.
Bu işimin olması için
her gün dua ediyorum.
Nsz.
64
Молиться (в знак
благодарности)
242 DURAKLAMAK
Приостанавливаться
Kime
(кому)
Zavallı kadın,
yardımlarımızdan
dolayı bize çok dua
etti.
Nsz.
Bu ara işlerimiz
durakladı.
Adam beni görünce
önce biraz durakladı.
Nsz.
243 DURDURMAK
Останавливать
Ne (что)
Biz de hemen bir taksi
durdurduk.
Останавливать,
Kimi
Dün yine beni trafik
задержать
(кого-в.п.) polisi durdurdu.
Прерывать,
Neyi
Amerika uzay
прекращать
(что-в.п.) çalışmalarını
durdurdu.
244 DURGUNLAŞMAK
Nsz.
Dalgalar kesildi, göl
Успокаиваться,
durgunlaştı.
становиться
неподвижным,
утихать
Nsz.
Jale, o olaydan sonra
Успокаиваться,
çok durgunlaştı.
становиться
вялым,
задумчивым
245 DURMAK
Останавливаться Nsz.
Adam birden durdu ve
bana çok sert baktı.
Nsz.
Araba tam önümde
durdu.
Nerede
Orada birkaç gün
(где)
durduktan sonra geri
döndü.
65
Вставать
Стоять
Стоять (о делах)
Nsz.
Nerede
(где)
Nsz.
Nsz.
Прекращаться,
переставать
246 DURULAMAK
Ополаскивать
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
247 DUYGULANMAK
Быть тронутым
Nsz.
248 DUYMAK
Услышать
Слышать
249 DUYULMAK
Слышаться, быть
услышанным
Слышаться, быть
услышанным
250 DUYURMAK
Сообщать,
распространять
İkinci motor da durdu.
Ayakta durma, şöyle
geç!
Daha bütün işlerimiz
duruyor, yarına
bitirmeliyiz.
A-Sen yeşil arabayı
sattın mı? B-Yok,
duruyor.
Dün gece yağmur hiç
durmadı.
Bulaşıkları
sabunladıktan sonra
durularsın.
Öğretmen, bu olay
karşısında çok
duygulandı.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Biraz önceki
gürültüyü duydun mu?
Ben seni hiç
duymuyorum.
Nsz.
Bu haber duyulursa
çok kötü olur.
Yan odadan bütün
konuştuklarınız
duyuluyordu.
Nsz.
Neyi-Kime Bu haberi bütün
(что-в.п.- öğrencilere
duyurmamız lazım.
кому)
66
Сообщать
251 DÜĞMELEMEK
Застегивать на
пуговицы
252 DÜĞÜMLEMEK
Завязывать узлом
Neyi
(что-в.п.)
Sınav tarihini
duyurmak gerekiyor.
Neyi
(что-в.п.)
Çocuk gömleğin
kolunu
düğmeleyemiyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Bağladıktan sonra
ipleri çok sıkı
düğümlemişler
Neyi
(что-в.п.)
Ben de onunla
tanışacağım günü
düşlüyorum.
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
Nsz.
Adam ikinci kattan
yere düştü.
Ağaçtan düştüm.
253 DÜŞLEMEK
Мечтать, грезить
254 DÜŞMEK
Упасть
Быть
вынужденным
что-то делать
Предчувствовать
(korku ~)
Излишне
заботиться
Быть в
безвыходном
положении
Nerede
(где)
Kime
(кому)
Ne (что)
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Futbol oynarken
düşmüş.
Bahçede düşmüş.
Bunu söylemek bana
düştü.
Birden içime bir
korku düştü.
Siz bu çocuğun üstüne
fazla düşüyorsunuz.
Orada bana sadece
susmak düştü.
67
Доставаться
Упасть (о курсе)
Распадаться
(правительство)
Упасть
255 DÜŞÜNMEK
Думать
256 DÜŞÜRMEK
Уронить
257 DÜZELMEK
Быть
приведенным в
порядок,
улучшиться
Наладиться,
поправиться
Улучшиться,
наладиться
Улучшиться,
наладиться,
поправиться
258 DÜZELTMEK
Поправлять,
убирать
Kime
(кому)
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Mirastan bana sadece
iki daire düştü.
Dün dolar yine düştü.
Bu hükümet de
yakında düşer.
İçerideki ısı gittikçe
düşüyor.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Yarın kitap okumayı
düşünüyorum.
Şu anda annemi
düşünüyorum.
Nereye
(куда)
Kimi
(кого-в.п.)
Bütün kitapları yere
düşürdü.
Abim, ben küçükken
beni elinden yere
düşürmüş.
Nsz.
Tamirattan sonra
yollar biraz düzeldi.
Nsz.
Ne zaman bu işler
düzelecek?
Artık havalar da
düzeldi.
Hastanın sağlığı
düzelmeye başladı.
Nsz.
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
Adam kırışmış
pantolonunu düzeltti.
68
Прибраться
Исправить
259 DÜZENLEMEK
Организовать
Переставить,
обустроить
260 EĞİLMEK
Наклониться,
склониться
Наклониться
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ben yatağımı
düzelttim.
Çocuklar odanızı biraz
düzeltin!
Ben sonra yanlışları
düzeltirim.
Ne (что)
Çok güzel bir parti
düzenledik.
Bu odayı yeniden
düzenlememiz lazım.
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Nsz.
Обратиться,
Neye
уделять внимание (чему)
261 EĞİTMEK
Обучать
Kimi
(кого-в.п.)
Дрессировать
Neyi
(что-в.п.)
262 EĞLENDİRMEK
Развлекать,
Kimi
веселить
(кого-в.п.)
263 EĞLENMEK
Развлекаться,
хорошо (весело)
проводить время
Nerede
(где)
Kiminle
(с кем)
Bahçenin demir
korkulukları eğilmiş.
Çocuk eğilip yerden
parayı aldı.
Sizin bu konulara
eğilmeniz lazım.
İnsanları eğitmek çok
kutsal bir görevdir.
Hayvanları eğitmek
çok zor.
Palyanço çocukları
çok güzel
eğlendiriyordu.
Dün piknikte çok
eğlendik.
Dün arkadaşlarla iyi
eğlendik.
69
264 EĞMEK
Наклонить
Согнуть
265 EKLEMEK
Добавлять
Наращить,
надставлять,
присоединять
Добавлять
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Bizi görünce başını
önüne eğdi.
Çocuk bütün çatalları
eğmiş.
Nereye-Ne
(куда-что)
Nereye-Ne
(куда-что)
Eve yeni bir oda daha
ekledik.
Bunun ucuna küçük
bir parça ekleyelim.
Nereye-Ne
(куда-что)
Salataya biraz daha
soğan ekleyelim.
266 EKMEK
Сеять
Nereye-Ne
(куда-что)
Посыпать (солью) Nereye-Ne
(куда-что)
Обманывать,
Kimi
избавляться
(кого-в.п.)
267 EKSİLMEK
Уменьшаться,
Nsz.
убывать
Уменьшаться,
убывать
268 EKŞİMEK
Киснуть,
становиться
кислым
Киснуть,
становиться
кислым
Nsz.
Bu yıl tarlaya mısır
ekeceğiz.
Salataya biraz daha
tuz ekin.
Murat dün yine beni
ekti.
Bir baktım,
çekmecedeki para
eksilmiş.
Bu dünyanın derdi hiç
eksilmez.
Nsz.
Dün yaptığımız ayran
ekşimiş.
Nsz.
Mahzendeki şıralar
ekşimiş.
70
Прокиснуть
Расстроиться (о
желудке)
Не оставлять в
покое
269 EL KOYMAK
Конфисковать
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Neye
(чему)
270 ELEMEK
Просеять
Neyi
(что-в.п.)
Отсеять, отбирать Kimi
(кого-в.п.)
Отбирать,
Neyiвыбирать
Nereden
(что-в.п.откуда)
271 ELENMEK
Nsz.
Быть
разобранным,
выбранным
Nereden
Быть
(откуда)
отобранным,
выбранным
Быть отсеянным
Nsz.
272 ELEŞTİRMEK
Критиковать
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Dolaptaki bütün
yemekler ekşimiş.
İki gündür midem
ekşiyor.
Bu adam da başımıza
ekşidi.
Bütün mal varlığına el
koymuşlar.
Yeni unu bir daha
elemek lazım.
Mülakatta birçok
kişiyi elediler.
O takımı da kupadan
elediler.
Ambardaki buğdaylar
elendi.
Bazı takımlar
yarışmadan elendiler.
Ali de mülakatta
elenmiş.
Sen her zaman herkesi
eleştiriyorsun.
Sen de her filmi
eleştiriyorsun.
71
273 ELLEMEK
Касаться руками,
трогать
274 EMANET ETMEK
Вверять,
доверять, сдавать
на хранение
275 EMEKLEMEK
Ползать
276 EMİN OLMAK
Быть уверенным
Доверять
Neyi
(что-в.п.)
Kitapları ellemeyin.
Kime
(кому)
Bütün kitaplarımı
Bilâl’e emanet ettim.
Nsz.
Çocuk iki yaşında
olmasına rağmen
halen emekliyordu.
Neyden
(от чего)
Neyden
(от чего)
Onun geleceğinden
emin olmalıyız.
Korkma onu
bulacağız, bundan
emin olabilirsin!
Serkan’dan emin
olabilirsin.
Kimden
(от кого)
277 EMRETMEK
Приказывать
Kime
Sen bana
(кому)
emredemezsin.
278 ENDİŞELENMEK (ENDİŞE ETMEK)
Беспокоиться
Neyden
Senin geleceğinden
(от чего)
endişeleniyorum.
Nsz.
Ben senin için
endişeleniyorum.
Nsz.
Ben zaten bu yüzden
endişeleniyorum.
279 ENGELLEMEK
Препятствовать
Neyi
Benim mesleğimde
(что-в.п.) ilerlememi Salih
engelledi.
72
280 ERİMEK
Растворяться,
таять
Плавиться
Растаять (перен.)
Уменьшаться,
таять (о деньгах)
281 ERİŞMEK
Достигать
Добираться
Достигать,
добираться
282 ERİTMEK
Понуд. от таять
Плавить
Топить
Израсходовать
283 ESKİMEK
Изнашиваться,
ветшать
Устаревать
284 ESKİTMEK
Изнашивать
Nsz.
Nsz.
Neyden
(от чего)
Nsz.
Şeker, sıcak çayda
daha hızlı erir.
Altın da belli bir
ısıdan sonra erir.
Kadın, oğlunun
hasretinden erimişti.
Bütün birikimimiz bir
ayda eridi.
Neye
(чему)
Nereye
(куда)
Neye
(чему)
Herkes isteğine
erişmek ister.
Köye akşam üzeri
eriştik.
Hele o güne bir
erişelim, o zaman
bakarız.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Güneş karları eritiyor.
Nsz.
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
Demiri kızgın ateşte
eritiyorlar.
Önce tereyağını
eritiyorsun.
Bütün mirası iki yılda
eritti.
Üstündeki bütün
elbiseler eskimişti.
Artık bu şarkılar
eskidi.
Yeni aldığımız
ayakkabıyı eskitmiş.
73
285 ESMEK
Дуть
Nsz.
Взбрести в
голову
286 ESNEMEK
Зевать
Nsz.
Растягиваться,
разнашиваться
287 EŞLİK ETMEK
Сопровождать
Nsz.
Nsz.
Kime
(кому)
Аккомпанировать Kime
(кому)
288 EŞLEŞTİRMEK
Neyi
Понуд. от
(что-в.п.)
становиться
одинаковым,
соединяться в
пару
289 ETKİLEMEK
Kimi
Впечатлять,
(кого-в.п.)
производить
впечатление
Kimi
Оказывать
(кого-в.п.)
воздействие,
влиять
290 ETKİLENMEK
Оказываться под
воздействием,
влиянием
Kimden
(от кого)
Dün akşam çok
şiddetli rüzgar
esiyordu.
Birden aklıma esti,
seni görmeye geldim.
Adam ikide birde
esniyordu.
Bu ayakkabı zamanla
esner.
Yarınki gezide bana
eşlik eder misin?
Ünlü şarkıcıya büyük
bir orkestra eşlik etti.
Aşağıdaki kelimeleri
eşleştiriniz.
Onun konuşmaları
beni çok etkiledi.
Ünlü yazar,
kendisinden sonraki
birçok yazarı
etkilemiştir.
Ben de küçükken
öğretmenimden çok
etkilenmiştim.
74
Оказываться под
впечатлением
291 EVLENDİRMEK
Выдавать замуж
Сочетать браком,
женить
292 EVLENMEK
Жениться, выйти
замуж
293 EZBERLEMEK
Выучить,
вызубрить
294 EZİLMEK
Быть
раздавленным
Болеть
(от голода)
295 EZMEK
Задавить
Раздавить
Neyden
(от чего)
Çocuklar bu tür
hareketlerden çok
çabuk etkilenirler.
Kimi
(кого-в.п.)
KimiKiminle
(кого-в.п.с кем)
Geçen hafta Kezban’ı
evlendirmişler.
Ayla’yı Kadir’le
evlendirdiler.
Kiminle
(с кем)
Hüseyin Gönül’le
evlendi.
Neyi
(что-в.п.)
Ben sadece bu şiiri
ezberledim.
Nsz.
Bütün domatesler
ezilmişler.
Midem eziliyor.
Nsz.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
296 FAYDALANMAK
Воспользоваться Neyden
(от чего)
Использовать
Kimden
(от кого)
Araba genç kızı
ezmişti.
Araba köpeği ezmiş.
Köpek bahçedeki
bütün domatesleri
ezmiş.
Bu eski arabalardan
faydalanabiliriz.
Bu çocuktan çok
faydalanabiliriz.
75
297 FEDA ETMEK
Жертвовать
Отдать жизнь,
пожертвовать
собой
298 FENALAŞMAK
Ухудшаться
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ben bütün varlığımı
onun için feda ettim.
Ben senin için canımı
feda ederim.
Nsz.
Durum hergün biraz
daha fenalaşıyor.
Hasta birden fenalaştı.
Nsz.
299 FERAHLAMAK
Становиться
просторным,
свобождным
Становиться
легче
(о состоянии)
Стать легче
Развеятся,
повеселеть
300 FETHETMEK
Завоевывать
Покорять
301 FIRÇALAMAK
Чистить
Nsz.
Koltukları çıkarınca
oda ferahladı.
Nsz.
Hasta, ameliyattan
sonra biraz ferahladı.
Nsz.
Maddi yönden biraz
ferahlayınca seyahate
çıkacağız.
Açık havaya çıkınca
biraz ferahladım.
Nsz.
Nereyi
(что-в.п. о
месте)
Neyi
(что-в.п.)
Fatih Sultan Mehmet
1453’te İstanbul’u
fethetti.
Ünlü şarkıcı son
kasetiyle bütün
gönülleri fethetti.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Dişlerimi günde iki
defa fırçalıyorum.
Ayakkabılarını biraz
fırçalasana!
76
Ругать
302 FIRLAMAK
Выбежать
Вылететь
(о предмете)
Взлететь (о цене)
303 FIRLATMAK
Метнуть, кинуть
Швырнуть
304 FISILDAMAK
Шептать
305 FISILDAŞMAK
Шептаться,
шушукаться
Kimi
Dün babam beni biraz
(кого-в.п.) fırçaladı.
Nereye
(куда)
Nsz.
Nsz.
Çocuk birden arabanın
önüne fırladı.
Kalem elimden fırladı
ve cama çarptı.
Yine fiyatlar fırladı.
Kime
(кому)
Nereye
(куда)
Bu çocuk bana taş
fırlattı.
Birden elindekileri
yere fırlattı.
Ne (что)
Bana baktı sonra ona
birşeyler fısıldadı.
Nsz.
Kızlar, bana bakıp
kendi aralarında
fısıldaşıyorlardı.
Arif’le Ramazan bir
şeyler fısıldaşıyorlar.
Kiminle
(с кем)
306 FIŞKIRMAK
Бить ключом
Бурно расти
Nsz.
Nsz.
307 GARANTİLEMEK
Обеспечивать
Neyi
(что-в.п.)
Обеспечивать,
Neyi
гарантировать
(что-в.п.)
En son darbede
yerden petrol fışkırdı.
Bu toprağa ne eksen
fışkırır.
Bu işe girmekle
geleceğini garantiledi.
Bizim görevimiz
ülkenin güvenliğini
garantilemek.
77
308 GECELEMEK
Ночевать
309 GECİKMEK
Опаздывать
Nerede
(где)
Dün amcamlarda
geceledik.
Nsz.
Bu otobüs her zaman
gecikiyor.
Yine işe geciktim.
Nereye
(куда)
310 GEÇİNDİRMEK
Содержать,
обеспечить
средствами к
существованию
311 GEÇİNMEK
Добыть средства
к существованию
Ладить,
уживаться
Жить за чей-либо
счет
Считать себя кемто, выдавать себя
за кого-то
312 GEÇ KALMAK
Опаздывать
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Kiminle
(с кем)
Kimden
(от кого)
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Nereye
(куда)
313 GEÇİRMEK
Вдевать
Neye
(чему)
Biz de aile
geçindiriyoruz.
Günümüzde ev
geçindirmek çok zor.
Yaşlı adam çok zor
geçiniyordu.
Haydar hiç kimseyle
geçinemiyor.
Adem devamlı benden
geçiniyor.
İlker de şarkıcı
geçiniyor.
Otobüs beş dakika geç
kaldı.
Bu adam her zaman
geç kalıyor.
İşe geç kaldım.
Önce ipliği iğneye
geçir.
78
Провожать
Протянуть
Переносить
(болезнь)
Проводить
Kimi
(кого-в.п.)
Nereden
(откуда)
Ne (что)
Ne (что)
Nerede
(где)
314 GEÇMEK
Проходить
Обогнать
Misafirleri geçirmek
için dışarı çıktı.
Kabloyu masanın
altından geçirebiliriz.
Bundan iki yıl önce
büyük bir hastalık
geçirmiş.
Beraber çok güzel
vakit geçirdik.
Bu sene tatilimi
İstanbul’da geçirmek
istiyorum.
Nerede
(где)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Bütün zamanım
okulda geçiyor.
Evet, bu konuyu
geçiyoruz.
Saat beşi on geçe
geldi.
Nereye
Çabuk hepiniz
(куда)
yerinize geçin!
Nereden
Volga nehri tam
(откуда)
şehrin ortasından
geçiyor.
Nereden
O sokaktan geçmek
(откуда)
istemiyorum.
Nereden
Hergün bu yoldan
(откуда)
geçiyor.
Kimi
Arkamızdaki taksi bizi
(кого-в.п.) geçmek için çok
uğraştı.
Kimi
Yarışmada Selma’yı
(кого-в.п.) geçtim.
79
Заразить,
перекинуться
Напекать
(güneş ~)
Перейти
Использовать
315 GELİŞMEK
Расти
Развиваться
316 GELİŞTİRMEK
Развивать
Расширять,
развертывать
317 GELMEK
Приходить
Приближаться
(о времени)
Попасть
(не) Получить
(пользу, вред)
Kime
(кому)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Neyden
(от чего)
Bu hastalık size de
geçebilir.
Galiba başıma güneş
geçti.
Bu sene de sınıfımı
geçtim.
Artık madenî elli bin
liralar geçmiyor.
Çocuk bu yaşlarda
çok hızlı gelişir.
1950’den sonra ülke
hızla gelişmeye
başladı.
Bu tür faliyetler
insanın beynini
geliştiriyor.
Ömer işini çok
geliştirmiş.
Yarın bize gelir
misin?
İşten geliyorum.
Saat üçe geliyor.
Topa bir vurdum,
çocuğa geldi.
Topa bir vurdum,
cama geldi.
Bu işten sana fayda
gelmez.
80
Ехать
Быть (полезным)
Nereden
(от чего)
Nereden
(откуда)
Nsz.
Течь (о крови)
Nsz.
Казаться
Nsz.
Приехать
Neyle
(с чем)
Привозиться
318 GENELLEMEK
Обобщать
319 GENİŞLETMEK
Расширять
Arkamızdan iki araba
geliyor.
Meyve, İstanbul’a
Adana’dan gelir.
Sabahları koşmak çok
iyi geliyor.
Adamın ağzından kan
geliyordu.
Bana, bu adam bizi
kandırıyormuş gibi
geliyor.
İstanbul’dan buraya
trenle gelmiş.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi-Kime
(что-в.п.кому)
Bu konuyu
genelleyemeyiz.
Bu konuyu herkese
genelleyemeyiz.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Geçen yıl bütün
yolları genişlettiler.
Arkadaş çevremizi
genişletmeliyiz.
320 GERÇEKLEŞMEK
Nsz.
Сбываться,
осуществляться,
притворяться в
Nsz.
жизнь
321 GERÇEKLEŞTİRMEK
Neyi
Притворять в
(что-в.п.)
жизнь,
осуществлять,
... ve adamın söylediği
herşey gerçekleşti.
En sonunda bu
isteğim de gerçekleşti.
Adam bütün
düşüncelerini
gerçekleştirmiş.
81
реализовывать
322 GEREKMEK
Быть
необходимым,
надлежать
323 GETİRMEK
Приносить
Neyi
(что-в.п.)
Bu projeyi
gerçekleştirmek için
çok para lazım.
Nsz.
Önce izin almanız
gerekiyor.
Ne (что)
Bana bir bardak su
getirir misin?
O yeşil kitabı yarın
bana getir.
Sence bu iş para
getirir mi?
Kime
(кому)
Ne (что)
324 GEZDİRMEK
Прогуливать
Выводить гулять
Показывать
Копаться
Поливать,
заправлять
Содержать
325 GEZMEK
Гулять
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kime
(кому)
NeyiNerede
(что-в.п.где)
Neye
(чему)
Kimi
(кого-в.п.)
Dün çocukları biraz
gezdirdim.
Sabahları köpeğimi
gezdiririm.
Sonra da bana
fabrikayı gezdirdiler.
Önce elini üst
çekmecede gezdirdi.
Nerede
(куда)
Kiminle
(с кем)
Dün biraz sahilde
gezdik.
Dün arkadaşlarla
gezdik.
Salataya biraz daha
yağ gezdir.
Sultan, çocuklarını
çok temiz gezdirir.
82
Осматривать
(о месте)
Находиться,
делать
Ходить (с чем-то)
326 GICIRDAMAK
Скипеть,
скрежетать
327 GIDIKLAMAK
Щекотать
328 GIDIKLANMAK
Боятся щекотки
329 GIPTA ETMEK
Завидовать
330 GİDERMEK
Устранять
Nereyi
(что-в.п. о
месте)
Ne (что)
Neyle
(с чем)
Nsz.
Bu sene İstanbul’u
gezdik.
Bu kitaplar burada ne
geziyor?
Hâlen o eski
ayakkabılarla geziyor.
Salonun kapısı çok
gıcırdıyor.
Kimi
Abim her zaman beni
(кого-в.п.) gıdıklıyor.
Nsz.
Benim babam çok
gıdıklanıyor.
Kime
(кому)
Ben her zaman
Hüseyin’e gıpta
etmişimdir.
Neyi
(что-в.п.)
Утолять (о голоде Neyi
и жажде)
(что-в.п.)
331 GİRMEK
Заходить
Nereye
(куда)
Пробираться
Nereden
(откуда)
Заносить
Nereye
(куда)
Пролезать
Nsz.
Bazı pürüzleri
gidermemiz lazım.
Açlığımızı biraz
giderdik.
Saat üçte öğretmen
sınıfa girdi.
Hırsız eve camdan
girmiş.
Notları henüz
bilgisayara girmedim.
Bu kazağın boğazı
dar, kafam girmiyor.
83
Приступить
Neye
(к теме)
(чему)
Войти (о войсках) Nereye
(куда)
Исполняться
(о возрасте)
Поступать
Прихватить
(о боли)
Вмешаться
(в драку)
332 GİTMEK
Уходить
Покинуть,
уходить
Идти
Вести (о дороге)
Подходить
Хватать
333 GİYDİRMEK
Одевать
Neye
(чему)
Nereye
(куда)
Ne (что)
Neye
(чему)
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
Nsz.
Nsz.
Nerede
(где)
Nereye
(куда)
Neye
(чему)
Nsz.
Ben hemen konuya
girmek istiyorum.
Bin dokuz yüz kırk
dörtte Ruslar Berlin’e
girdiler.
Oğlum yarın yedi
yaşına giriyor.
Tıp fakültesine girmek
istiyorum.
Birden mideme bir
ağrı girdi.
Sonra biz de kavgaya
girdik.
Kemâl eve gitti.
İki ay önce buradan
gitti.
İşler nasıl gidiyor.
Bu yemeğe üç kilo et
gitti.
Küçük kız yolda
gidiyordu.
Bu yol İstanbul’a
gider.
Bu kravat bu gömleğe
gitmemiş.
Bu para bize iki ay
gider.
Kimi
İlk önce çocuğu
(кого-в.п.) giydirdi.
84
Заставить надеть
334 GİYİNMEK
Одеваться
Kime-Neyi Çocuğa montunu
giydirdi.
(комучто-в.п.)
Nsz.
Nereden
(откуда)
335 GİYMEK
Одевать
336 GİZLEMEK
Прятать
Скрывать
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Nereye
( куда)
Ne (что)
Kimden
(от кого)
337 GÖÇ ETMEK
Переезжать
Иммигрировать,
переселяться
Летать
Nsz.
Nereye
(куда)
NeredenNereye
(откудакуда)
Nereye
(куда)
Çabuk giyin, hemen
çıkıyoruz!
Her zaman bu
dükkândan giyinirim.
İstersen montunu giy!
Hergün takım elbise
giyer.
Bu parayı iyi bir yere
gizlemelisin.
Galiba sen birşeyler
gizliyorsun!
Bunu bizden
gizlemene gerek yok.
Bu olaydan sonra göç
etmişler.
İlk önce Almanya’ya
göç etmişler.
Almanya’dan da
Türkiye’ye göç
etmişler.
Leylekler sonbaharda
sıcak yerlere göç
ederler.
85
338 GÖMMEK
Хоронить
Прятать в земле
Зарывать,
закапывать в
землю
339 GÖNDERMEK
Отправить
(послать)
KimiNereye
(кого-в.п.куда)
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Nereye-Ne
(куда-что)
Ünlü yazarı buraya
gömdüler.
Kime
(кому)
Nereye
(куда)
Ne (что)
Ben onu sana
gönderdim.
Ben Ayten’i markete
gönderdim.
Sana İstanbul’dan
güzel bir tablo
gönderirim.
Devekuşu da bazen
başını toprağa
gömüyor.
Zamanında buraya
büyük bir hazine
gömmüşler.
340 GÖREVLENDİRMEK
Поручать,
Kimi
Bu iş için en iyi
уполномочивать
(кого-в.п.) adamımızı
görevlendirdik.
341 GÖRMEK
Видеть
Kimi
Ben dün Tamer’i
(кого-в.п.) gördüm.
Neyi
Bu filmi daha önce
(что-в.п.) görmüştüm.
Ne (что)
Dün çok güzel bir
rüya gördüm.
342 GÖRÜNMEK
Быть видным
Nsz.
Ama yine de alttaki
renk görünüyor.
86
Показываться
Выглядеть
Nerede
(где)
Nsz.
Казаться
Nereden
(откуда)
Показываться
Kime
(кому)
Kime
(кому)
343 GÖRÜŞMEK
Видеться
(встречаться),
увидеться
Kiminle
(с кем)
Nsz.
344 GÖRÜŞÜLMEK
Быть предметом
беседы
345 GÖSTERMEK
Показать
Говорить о том
…
Выглядеть
Uzakta bir ev
göründü.
Bugün çok halsiz
görünüyorsun.
Uçaktan arabalar
oyuncak gibi
görünüyor.
İlk bakışta bana çok
güzel göründü.
Sen çocuklara bir
görünsen iyi olur.
Dün eski
arkadaşlarımla
görüştüm.
Tamam o zaman,
yarın görüşürüz.
Nsz.
Bu konu gelecek
toplantıda bir daha
görüşülecek.
Kime
(кому)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Şimdi git,
arkadaşlarına göster!
Yarın sana yeni
arabamı gösteririm.
Yarın sana o güzel
kızı göstereceğim.
Bu, senin yalan
söylediğini gösteriyor.
Siz yirmi beş yaşında
gösteriyorsunuz.
87
346 GÖTÜRMEK
Отводить
Относить
347 GÖZETLEMEK
Следить,
шпионить
348 GÖZLEMEK
Наблюдать,
смотреть
Ждать
Nereye
(куда)
Kime
(кому)
Ne (что)
Dün çocukları
hayvanat bahçesine
götürdüm.
Yarın Cemâl’i doktora
götüreceğim.
Yarın hastaya yemek
götürmemiz lâzım.
Kimi
Galiba birileri bizi
(кого-в.п.) gözetliyor.
Kimi
Çocuğu gözle, sakın
(кого-в.п.) düşmesin!
Nsz.
Bu adam sadece fırsat
gözlüyor.
Kimi
Bundan sonra biz de
Всматриваться,
(кого-в.п.) onu gözlemeye
обводить
başladık.
взглядом
349 GRUPLANDIRMAK
Группировать,
Kimi
Öğrencileri
делить на группы
(кого-в.п.) gruplandırmamız
lazım.
Neyi
Oyuncakları da
(что-в.п.) fiyatlarına göre
gruplandırın.
350 GURUR DUYMAK
Гордиться
Kiminle
Babam benimle gurur
(с кем)
duyuyor.
Neyle
Mustafa her zaman bu
(с чем)
özelliği ile gurur
duyuyor.
88
351 GÜCENDİRMEK
Обижать,
Kimi
O gün beni çok
расстраивать
(кого-в.п.) gücendirdi.
352 GÜÇLENDİRMEK (KUVVETLENDİRMEK)
Укреплять
Neyi
Ülkeyi bu alanda
(что-в.п.) güçlendirmeliyiz.
Делать сильным
Kimi
Öğrencilerimizi
(кого-в.п.) matematik de
güçlendirmeliyiz.
353 GÜLDÜRMEK
Смешить,
Kimi
Levent her zaman bizi
забавлять
(кого-в.п.) güldürüyor.
354 GÜLMEK
Улыбаться
Nsz.
Sen çok gülüyorsun.
(смеяться)
Neye
Hepimiz bu olaya çok
(чему)
güldük.
Смеяться
Kime
Herkes Murat’a çok
(кому)
güldü.
355 GÜNEŞLENMEK
Загорать
Nsz.
Dün plajda çok iyi
güneşlendik.
356 GÜREŞMEK
Бороться,
Nsz.
Erhan çok iyi
состязаться
güreşiyor.
Kiminle
Yarın Erol’la Serkan
(с кем)
güreşecek.
357 GÜVENMEK
Доверять
Kime
Ben her zaman sana
(кому)
güveniyorum.
358 HABER VERMEK
Сообщать
Kime
Bana da Tarık haber
(кому)
verdi.
89
359 HABERDAR ETMEK
Известить
Kimi
(кого-в.п.)
360 HABERLEŞMEK
Сообщать друг
Nsz.
другу о чем-либо
Kiminle
(с кем)
361 HAKARET ETMEK
Оскорблять,
Kime
унижать
(кому)
362 HAK ETMEK
Заслужить
Neyi
(что-в.п.)
363 HALLETMEK
Решить, принять Neyi
меры
(что-в.п.)
364 HALLOLMAK
Nsz.
Быть
разрешенным,
улаженным
(о вопросе,
проблеме)
365 HAPSETMEK
Арестовывать,
Kimi
сажать под арест (кого-в.п.)
Nereye
Запирать,
(куда)
держать под
замком
366 HARCAMAK
Тратить
Ne (что)
Sonra sonuçtan beni
de haberdar eder.
Arasıra ara beni,
haberleşelim.
Biz Burak’la
çoktandır
haberleşemiyoruz.
Bana çok hakaret etti.
Seyfi bu hediyeyi
çoktan hak etti.
Lütfen bu meseleyi en
kısa zamanda hallet.
O mesele çoktan
halloldu.
Daha sonra adamı
hapsettiler.
Adamı evin
bodrumuna
hapsettiler.
Bu arabaya çok para
harcadım.
90
Вложить
Ne (что)
367 HAREKET ETMEK
Отправляться
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
Двигаться
Nsz.
Вести себя
Nsz.
368 HASTALANMAK
Заболеть
Nsz.
369 HAŞLAMAK
Варить
370 HATIRLAMAK
Вспоминать
Neyi
(что-в.п.)
Babam benim için çok
emek harcadı.
Tren biraz sonra
istanbul’a hareket
edecek.
Otobüs Ankaradan
saat 5’te hareket
etmiş.
Biraz hareket et, hep
böyle yerinde oturma.
Bu çocuk her zaman
kafasına göre hereket
ediyor.
Geçen hafta da Filiz
hastalanmış.
Önce patatesleri haşla.
Kimi
Dün eski
(кого-в.п.) arkadaşlarımı
hatırladım.
Neyi
Şimdi o eski günleri
(что-в.п.) hatırlıyorum.
371 HATIRLATMAK
Напоминать
Kime
(кому)
Neyi
(что-в.п.)
372 HAVALANDIRMAK
Освежать,
Neyi
проветривать
(что-в.п.)
Yarın bana hatırlatın.
Yarın bana bunu da
hatırlatın.
Bu odayı biraz
havalandırın.
91
373 HAYRET ETMEK
Nsz.
Удивляться,
изумлятся,
поражаться
Neye
(чему)
374 HAZIRLAMAK
Готовить
Nereye
(куда)
Подготовить,
приготовить
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
375 HEDİYE ETMEK
Дарить
Ne
Kime
(кому)
376 HESAPLAMAK
Подсчитать
Neyi
(что-в.п.)
377 HESAPLAŞMAK
Рассчитываться
Kiminle
друг с другом
(с кем)
Kiminle
(с кем)
Misafirlerin hepsi
hayret etti.
Bu olaya herkes
hayret etti.
Öğretmenimiz bizi
üniversiteye
hazırlıyor.
Arkadaşlar gezi
paralarını hazırlayın.
Akşam yemeğini
hazırladın mı?
Misafirlere çok güzel
bir program
hazırladık.
Babam gömlek hediye
etti.
Babam bana hediye
etti.
Tamirat için kaç para
gideceğini
hesaplamalıyız.
Biz Kemal’le
hesaplaştık. Kimsenin
kimseye borcu yok.
Bir gün onunla da
hesaplaşacağız. Çok
saygısızca davranıyor.
92
378 HEYECANLANDIRMAK
Волновать
Kimi
Bu haber beni de çok
(кого-в.п.) heyecanlandırdı.
379 HEYECANLANMAK
Волноваться
Nsz.
Dün çok
heyecanlandım.
Nerede
Dün imtihanda çok
(где)
heyecanlandım.
380 HIÇKIRMAK
Икать
Nsz.
Çocuk yemekten
sonra hıçkırmaya
başladı.
381 HIRPALAMAK
Трепать кого-то
Kimi
O akşam serseriler
(кого-в.п.) beni çok hırpaladılar.
382 HIZLANDIRMAK
Ускорять
Neyi
Tempoyu biraz
(что-в.п.) hızlandırmalıyız.
383 HIZLANMAK
Набирать
Nsz.
Otobüs birden
скорость
hızlandı.
Усиливаться
Nsz.
Öğleden sonra yağmur
hızlandı.
384 HİDDETLENMEK
Рассердиться,
Nsz
O konu açılınca
прийти в ярость
hemen hiddetlendi.
Kime
O akşam bana çok
(кому)
hiddetlendi.
385 HİSSETMEK
Чувствовать
Neyi
Peki şimdi elimi
(что-в.п.) hissediyor musun?
Nsz.
Kendimi çok kötü
hissediyorum.
93
386 HİSSETTİRMEK
Понуд. от
чувствовать,
ощущать
387 HİTAP ETMEK
Обращаться
Neyi-Kime Kavga ettiğini bize
(что-в.п.- hissettirmemeye
çalışıyordu.
кому)
Kime
(кому)
388 HİZMET ETMEK
Оказывать услуги Kime
(кому)
389 HORLAMAK
Храпеть
390 HOŞLANMAK
Нравиться
Fabrikamız yirmi
yıldır halkımıza
hizmet etmekte.
Nsz.
Babam her zaman
horluyor.
Kimden
(от кого)
Neyden
(от чего)
Bu öğrencilerden çok
hoşlandım.
Ben sadece resimli
kitaplardan
hoşlanırım.
391 HÜCUM ETMEK
Атаковать
Nsz.
Штурмовать
Adam bana “abi” diye
hitap ediyordu.
Nereye
(куда)
Kime
(кому)
Нападать,
набрасываться
392 HÜRMET ETMEK
Чтить, почитать,
Kime
уважать
(кому)
393 HÜZÜNLENMEK
Грустить,
Nsz.
печалиться
Askerler son bir kez
daha hücum ettiler
Kaleye ikinci defa
hücum ediyorlardı.
Birden dört kişi
üstüme hücum ettiler.
Büyüklerimize hürmet
etmeliyiz.
Çocuk bu haberi
duyunca birden
hüzünlendi.
94
394 ILIŞTIRMAK
Разбавлять
теплой водой
395 ISINMAK
Греться,
согреться
Разогреться
396 ISIRMAK
Кусать
Откусить
397 ISITMAK
Греть, согреть
Разогреть
398 ISLATMAK
Намочить
Промочить,
намочить
399 ISMARLAMAK
Заказать
400 ISRAR ETMEK
Настаивать
Nsz.
Su çok soğuk, biraz
ılıştırın.
Nsz.
Nsz.
Kalorifere yaklaş,
biraz ısınırsın.
Bu çorba ısınmış.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyden
(от чего)
Birden köpek beni
ısırdı.
Köpek bacağımı
ısırdı.
Senin ekmeğinden
biraz ısırabilir miyim?
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ellerini kaloriferde
ısıtabilirsin.
Çorbayı biraz
ısıtmalıyız.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Yer ıslakmış,
çoraplarımı ıslattım.
Yağmur bizi iyice
ıslattı.
Ne
(что)
Kime
(кому)
Çin’deki amcama bir
kitap ısmarladım.
Ben de arkadaşlarıma
ısmarladım.
Nsz.
Kız, kendisini işe
almam için çok ısrar
etti.
95
Упорствовать
Настаивать
Neyde
(у чего)
Kime
(кому)
401 IŞIKLANDIRMAK
Освещать
Neyi
(что-в.п.)
402 İCAT ETMEK
Изобретать
Neyi
(что-в.п.)
403 İÇERMEK
Включать
Nsz.
(в состав)
404 İÇİRMEK
Понуд. от пить
Kime-Ne
(комучто)
405 İÇMEK
Пить
Ne (что)
Курить (sigara ~)
Выпивать
(içki ~)
406 İDAM ETMEK
Казнить
407 İDDİA ETMEK
Утверждать,
настаивать
Ne (что)
Ne (что)
Bu konuda çok ısrar
etti.
Beraber çalışmamız
için bana da çok ısrar
etti.
Yeni futbol sahasını
ışıklandırmadılar.
Elektriği Edison icat
etti.
Bu ilaç zararlı
maddeler içeriyor.
Kadın, çocuğa
devamlı meyve suyu
içiriyordu.
Biraz su iç, kendine
gelirsin!
Bu kadar çok sigara
içmemelisin.
Bu adam her akşam
içki içer.
Kimi
1925’te onu idam
(кого-в.п.) ettiler.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Adam beş litre süt
içebileceğini iddia
ediyordu.
Betül, parayı onun
çaldığını iddia ediyor.
96
408 İDDİALAŞMAK
Спорить
Kiminle
(с кем)
409 İFLAS ETMEK
Обанкротиться,
Nsz.
разориться
410 İHANET ETMEK
Kime
Изменять
(кому)
Предавать
411 İHBAR ETMEK
Уведомлять,
извещать
Доносить
412 İHMAL ETMEK
Пренебрегать,
относиться
небрежно
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Kimi
(кого-в.п.)
Süleyman devamlı
benimle iddialaşıyor.
Mustafa son işinde de
iflas etmiş.
En yakın
arkadaşlarına ihanet
etmiş.
Vatanına ihanet etmiş.
Gelir gelmez polise
ihbar etmiş.
Beni polise o ihbar
etti.
Neyi
Okulunu ihmal etme.
(что-в.п.)
Kimi
Sakın bu arada aileni
(кого-в.п.) ihmal etme!
413 İHTİYARLAMAK
Стареть,
Nsz
состариться
414 İKRAM ETMEK
Предлагать,
Ne (что)
угощать
Kime
(кому)
415 İLAÇLAMAK
Опрыскивать
Neyi
(что-в.п.)
Babası zaten çoktan
ihtiyarladı.
Yemekten sonra
meyve ikram ettiler.
Bana da yaş pasta
ikram etti.
Bütün ağaçları
ilaçladık.
97
416 İLÂN ETMEK
Объявлять,
сообщать,
обнародовать
417 İLÂVE ETMEK
Добавлять,
дополнять
Neyi
(что-в.п.)
Mutfaktaki böcekleri
ilaçladık.
Neyi
(что-в.п.)
Kime
(кому)
Yarışma tarihini ilan
etmeliyiz.
Sınav sonuçlarını
öğrencilere ilan
etmeliyiz.
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Bunu da ilave edin.
418 İLERLEMEK
Двигаться вперед, Nsz.
продвигаться
Nsz.
Развиваться,
прогрессировать
Продвигаться
Спешить
(о часах)
Прогрессировать
(о болезни)
419 İLETMEK
Доставлять,
передавать
Отводить,
отвозить
Nsz.
Nereye
(куда)
Nsz.
Bu konuyu da oraya
ilave edin.
Otobüs ağır ağır
ilerliyordu.
Arkadaşlar biraz
ilerleyelim.
Teknoloji her gün
biraz daha ilerliyor.
Arkaya doğru
ilerleyin.
Saat epey ilerlemişti.
Nsz.
Malesef hastalık
ilerlemiş.
Neyi-Kime
(что-в.п.кому)
KimiNereye
(кого-в.п.куда)
Bu paketi amcama
iletir misin?
Çocuğu okula iletmem
lazım.
98
Доставлять
NeyiNereye
(что-в.п.Куда)
Neyi
(что-в.п.)
Передавать,
сообщать
420 İLGİLENDİRMEK
Интересовать,
Kimi
касаться кого-то
(кого-в.п.)
Ne-Kimi
(что-когов.п.)
421 İLGİLENMEK
Обслуживать
Kiminle
(с кем)
Интересоваться
Neyle
(с чем)
422 İLİKLEMEK
Застегивать
Neyi
(что-в.п.)
423 İMA ETMEK
Kime-Ne
Намекать, дать
(комупонять, давать
что)
знак
424 İMAL ETMEK (ÜRETMEK)
Производить,
Ne (что)
выпускать
425 İMRENMEK
Подражать
Kime
(кому)
426 İMTİHAN (SINAV) ETMEK
Проверять,
Kimi
испытывать
(кого-в.п.)
Elektriği evlere bu
kablolar iletiyor.
Ben selamınızı ilettim.
Beni ilgilendirmez,
kendiniz karar verin.
Bu iş sizi
ilgilendirmez.
Ben müşterilerle
ilgilenirim.
Banu sporla
ilgileniyor.
Çocuk gömleğin
düğmelerini
ilikleyemiyordu.
Adam bana bir şeyler
ima etmeye çalıştı.
Bu fabrikada ayakkabı
imal ediyorlar
Biz öğretmenimize
çok imreniyoruz.
Onu işe alabilmek için
imtihan etmeliyiz.
99
427 İMTİHAN (SINAV) OLMAK
Neyden
Экзаменоваться,
(от чего)
подвергаться
испытанию
428 İMTİHAN (SINAV) VERMEK
Сдавать экзамен
Neyi
(что-в.п.)
429 İMZALAMAK
Подписывать,
Neyi
ставить подпись
(что-в.п.)
Kiminle
(с кем)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
430 İNANDIRMAK
Уверять,
убеждать,
уговаривать
Заставлять
поверить (понуд.
от верить)
431 İNANMAK
Верить
432 İNAT ETMEK
Упрямиться,
упорствовать,
настаивать
Yarın matematikten
imtihan olacağız.
Dün matematik
imtihanını veremedim.
En sonunda anlaşmayı
imzaladık.
Nermin’le bir anlaşma
imzaladık.
Ressam bütün
tablolarını
imzalıyordu.
En son kitabını
imzalayıp bana hediye
etti.
Kimi
Beni inandırmak için
(кого-в.п.) çok çalıştı.
Neye
(чему)
Bizi bu yalanlara
inandıramazsın.
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Ben Allah’a
inanıyorum.
Ben fala inanmam.
Nsz.
Kardeşine vermemek
için inat ediyor.
100
433 İNATLAŞMAK
Проявлять
взаимное
упорство
434 İNCELEMEK
Изучать,
исследовать
435 İNCİNMEK
Ушибиться,
подвернуться,
растянуться
(о ноге)
Обижаться,
огорчаться
Чувствовать себя
задетым
436 İNCİTMEK
Ушибить
Ранить
(перен. знач.)
437 İNDİRMEK
Спускать,
сносить
Снимать
Снизить,
уменьшить
Закрываться
Kiminle
(с кем)
Her zaman bizimle
inatlaşıyor.
Neyi
(что-в.п.)
Uzun zamandır
Osmanlı tarihini
inceliyor.
Nsz.
Dünkü maçta ayağım
incindi.
Nsz.
İsmail o gün çok
incinmiş.
Onun
söylediklerinden ben
de incindim.
Neyden
(от чего)
Neyi
Dün kolumu incittim.
(что-в.п.)
Kimi
Bak, arkadaşını çok
(кого-в.п.) incittin!
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Eşyaları ikinci kattan
birinci kata indirdik.
İşçiler bütün eşyaları
yarım saatte indirdiler.
Hakim son anda
cezayı biraz indirdi.
Çarşıda bütün esnaflar
kepenk indirmişti.
101
Разбивать,
разрушать
Снимать
Спускать
438 İNMEK
Слезать
(с траспорта),
спускаться
Пропускать
воздух
439 İPTAL ETMEK
Отменять
Neyi
(что-в.п.)
Top oynarken bütün
camları aşağı
indirmiş.
Neyi
Kitapları raftan aşağı
(что-в.п.) indirdi.
Kimi
Çocuğu merdivenden
(кого-в.п.) aşağı indiriyordu.
Nereden
(откуда)
Nereden
(откуда)
Nereden
(откуда)
Ne (что)
Otobüsten indim ve
eve gittim.
Çabuk merdivenden
in.
Attan inerken ayağımı
acıttım.
Tekerin havası inmiş.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Son anda yarışmayı
iptal ettiler.
Аннулировать,
Bir yıl sonra o
расторгать
anlaşmayı da iptal
ettiler.
440 İSPAT ETMEK (İSPATLAMAK)
Доказывать
Neyi
Sen bunu ispat
(что-в.п.) edebilir misin?
Kime
Bunu bize ispat etmen
(кому)
lazım.
441 İSRAF ETMEK
Тратить,
Neyi
Bütün parayı israf
транжирить
(что-в.п.) etmiş.
442 İSTEMEK
Хотеть
Ne (что)
Seninle biraz
konuşmak istiyorum.
102
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
443 İSTİFADE ETMEK
Извлекать пользу Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
444 İSTİFLEMEK
Упаковывать,
складывать в
определенном
порядке
Рааставлять
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Ставить
Neyi
(что-в.п.)
445 İSTİRAHAT ETMEK
Отдыхать
Nsz.
Şu yeşil gömleği
istiyorum.
Bu sene Galatasaray
Tuncay’ı istiyor.
Ben bu kitaptan çok
istifade ettim.
Bu konuda Tahsin’den
de istifade
edebilirsiniz.
Gece geç saatlere
kadar kutuları
istifledik.
Kitaplarını rafa
istifledi.
Bütün malları depoya
istiflemiş.
Eve git, biraz istirahat
et.
446 İŞARETLEMEK
Помечать, делать
знаки
447 İŞGAL ETMEK
Захватить,
оккупировать
Занимать место
Neyi
(что-в.п.)
Çocuk bütün kitapları
işaretlemiş.
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Sonra askerler o şehri
de işgal ettiler.
Sen burada boşuna yer
işgal ediyorsun.
448 İŞİTMEK
Слышать
Nsz.
Yaşlı adam çok zor
işitiyordu.
103
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
449 İŞKENCE ETMEK
Мучать, истязать, Kime
(кому)
подвергать
пыткам
450 İŞLEMEK
Выделывать
Ne (что)
Работать,
функционировать
Обрабатывать
Ne (что)
Вышивать
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Делать добро
Ne (что)
Провиниться
Ne (что)
Запасть в душу
Nereye
(куда)
Ne (что)
Перерабатывать
Находиться в
эксплуатации,
работать
Рассматривать
тему
Совершать
рейсы,
курсировать
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Çocukların seslerini
işitmiyorum.
Sen beni işitiyor
musun?
Adama çok işkence
etmişler.
Bakır üstüne değişik
resimler işliyordu.
O zamanlar bizim
dükkan iyi işliyordu.
Deriyi işleyerek bu
şekle getiriyorlar.
Hammaddeyi burada
işliyorlar.
Kumaşa çok güzel
nakışlar işlemiş.
Babam da hayır
işlemeyi severdi.
Yine büyük bir suç
işledi.
Adamın söyledikleri
ruhuma işledi.
Bütün makineler aynı
anda işliyordu.
Biz bu konuyu
işlemedik.
Bu hatta sadece bu
minibüsler işliyor.
104
451 İTELEMEK
Толкать,
рассталкивать
452 İTİMAT ETMEK
Доверять, верить,
положиться
453 İTİRAZ ETMEK
Возражать,
перечить,
протестовать
454 İTMEK
Толкать
Отталкивать
455 İYİLEŞMEK
Выздоравливать,
поправляться
Зажить
456 İYİLEŞTİRMEK
Исцелять,
вылечивать
Kimi
Otobüse binerken
(кого-в.п.) herkes birbirini
iteliyordu.
Kime
(кому)
Sedat’a itimat
edebilirsin.
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Hemen buna itiraz
ettiler.
O bana itaraz edemez.
Neyi
(что-в.п.)
Çamura batan arabayı
beş kişi birden
itiyordu.
Pencereyi eliyle iterek
açtı.
Eksi ve artı kutuplar
birbirini iter.
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Kimi
(кого-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Улучшать,
Neyi
совершенствовать (что-в.п.)
Babam yavaş yavaş
iyileşiyor.
Ayağımdaki yara
iyileşti.
Bu ilaçlar beni
iyileştirdi.
En sonunda o doktor
beni iyileştirdi.
Buradaki çalışma
şartlarını
iyileştirmeliyiz.
105
457 İZAH ETMEK
Освещать,
объяснять,
пояснять
458 İZLEMEK
Следить
Смотреть
Проводить
459 KABARMAK
Становиться
бурным (о море)
Увеличиваться
Neyi
(что-в.п.)
Kime
(кому)
Kimi
Polisler iki gün
(кого-в.п.) boyunca onları
izlemişlerdi.
Ne (что)
Çocuk her zaman
televizyon izliyor.
Ne (что)
Müdürünün yanında
değişik bir politika
izliyordu.
Nsz.
Nsz.
Надуваться
(об индюке)
Nsz.
Отходить,
отставать
Подниматься
(о тесте)
Важничать,
гордиться
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
460 KABUL ETMEK
Соглашаться,
принимать
Bu konuyu bir daha
izah eder misiniz?
Ben size bu konuyu
izah etmiştim.
Neyi
(что-в.п.)
Deniz gittikçe
kabarıyordu.
Bu ay bakkalın hesabı
çok kabarmış.
Kümesteki tek hindi
durmadan
kabarıyordu.
Duvarların boyası
kabarmış.
Hamur kabarmaya
başladı.
Yarışmada birinci
olduğu için kabarıyor.
Beni küçük görünce
kabarmaya,
diklenmeye başladı.
Oğuz bu fikri kabul
etmez.
106
461 KABULLENMEK
Принимать, быть
вынужденным
согласиться
462 KAÇINMAK
Избегать,
уклоняться
463 KAÇIRMAK
Пропускать
Украсть
Торговать
незаконно,
провозить
Переедать
Пропускать
(воздух)
464 KAÇIŞMAK
Разбегаться
465 KAÇMAK
Убежать
Neyi
(что-в.п.)
Bu fotoğrafları kabul
etmediler.
Neyi
(что-в.п.)
Ben bu durumu
kabullenemiyorum.
Neyden
(от чего)
Bu tür davranışlardan
kaçınmalısın.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Ne (что)
Dün otobüsü
kaçırdım.
Adamlar küçük
çocuğu kaçırdılar.
Bu adamlar deniz
yoluyla silâh
kaçırıyorlar.
Yemeği galiba biraz
fazla kaçırdım.
Ön lastikler hava
kaçırıyor.
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Nsz.
Çocuklar bizi görünce
kaçıştılar.
Nereden
(откуда)
Hırsızlar
hapishaneden
kaçmışlar.
Köpek benden
kaçıyor.
Kimden
(от кого)
466 KALDIRILMAK
Быть
отмененным,
упраздненным
Nsz.Nereden
( - откуда)
O kanun yürürlükten
kaldırıldı.
107
Быть снятым с
эксплуатации
Nsz.Nereden
( - откуда)
Nsz.Быть
Nereden
выведенным из
( - откуда)
обращения
Быть отмененным Nsz.
Быть
отправленным в
больницу
467 KALDIRMAK
Поднимать
Убирать
(откуда-то)
Разбудить
468 KALKIŞMAK
Затевать,
задумывать,
приниматься за
что-либо
469 KALKMAK
Вставать
Nsz.Nereye
( - куда)
Mavi otobüsler
seferden kaldırılmış.
Madenî paralar
tedavülden kaldırıldı.
Bütün izinler
kaldırılmış.
Kazadan hemen sonra
hastaneye kaldırılmış.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Bilenler elini
kaldırsın.
Adam iki tonluk
arabayı kaldırdı.
Ercan sevincinden
beni havaya kaldırdı.
Kitapları masadan
kaldırın.
Bu sene bu bölümü
kaldırmak istiyorlar.
Beni saat dörtte
kaldırın, biraz
dinlenmek istiyorum.
Neye
(чему)
Onun böyle bir işe
kalkışacağını hiç
düşünmemiştim.
Nereden
(откуда)
Oturduğu yerden
kalktı ve yaşlı kadına
yer verdi.
108
Nsz.
Уходить
Nsz.
Отправляться
Nsz.
Набухать
Nsz.
Отклеиваться
Nsz.
Быть
недействительным
(не) Думать
Nsz.
470 KALMAK
Оставаться
Остаться на
второй год
(sınıfta ~)
Доставаться
471 KANAMAK
Кровоточить
Her sabah erken
kalkarım.
Misafirler çok çabuk
kalktılar.
Otobüs saat beşte
kalkıyor.
Bu kapının boyası
kalkmış.
Bütün duvar kağıtları
kalkmış.
Madenî elli liralar
kalktı artık.
Neye
(чему)
Sakın beni aldatmaya
kalkma.
Nerede
(где)
Kime
(кому)
Kimde
(у кого)
Nsz.
Emine iki gün
İstanbul’da kaldı.
Arkadaşlar bu iş bize
kaldı.
Suzan dün gece bizde
kaldı.
Yaz tatiline bir hafta
kaldı.
Bu yıl sınıfta kaldı.
Nerede
(где)
Kimden
(от кого)
Bu araba bana
babamdan kaldı.
Nsz.
Dün parmağım çok
kanadı.
109
472 KANATMAK
Понуд. от
кровоточить
Neyi
(что-в.п.)
Elimde bir yara çıktı.
Krem sürerken
kanattım.
473 KANDIRILMAK
Быть обманутым
Nsz.
O dükkanda bir defa
da ben kandırıldım.
474 KANDIRMAK
Обманывать
475 KANITLAMAK
Доказывать
Kimi
Aykut beni de
(кого-в.п.) kandırdı.
Neyi
(что-в.п.)
Kime
(кому)
476 KAPANMAK
Закрываться
Запираться
Прикрывать
477 KAPATMAK
Закрывать
Занести
(о снеге)
Закопать
Закрыть
Nsz.
Nsz.
Nereye
(куда)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Sen onun yalan
söylediğini
kanıtlayabilir misin?
Bunun doğru
olduğunu bana
kanıtlayabilir misin?
Bu saatte dükkanlar
kapanmıştır.
Bu kapı kapanmıyor.
Polis hemen çocuğun
üstüne kapandı.
Ben kasabın hesabını
kapattım.
Lütfen kapıyı kapat.
Bütün gece yağan kar
yolları kapatmıştı.
Bu çukuru
kapatmamız lazım.
Lütfen bu konuyu
kapatalım.
110
Отключить
Покупать
(со скидкой)
478 KAPILMAK
Увлекаться,
влюбляться
Поддаваться
Быть
подхваченным
волнами
479 KAPIŞMAK
Набрасываться на
что-либо
Схватиться,
сцепиться,
драться
480 KAPLAMAK
Обернуть
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Dün yine bir
televizyon kanalını
kapattılar.
Defolu malları ucuza
kapattık.
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Delikanlı kara
sevdaya kapılmıştı.
Ben onun sözlerine
kapıldım.
Küçük çocuk sonunda
azgın dalgalara
kapıldı.
Neyi
(что-в.п.)
İndirimden sonra
müşteriler hemen
gömlekleri kapışmaya
başladılar.
Dün yine Şahin’le
kapıştık.
Kiminle
(с кем)
Затягивать
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Постелить
(ковер, паркет)
Покрывать
Neyle
(с чем)
Ne (что)
Наступать
(о тишине)
Ne (что)
Kitaplarımı kaplamam
lâzım.
Gökyüzünü yine
bulutlar kapladı.
Bütün odaları halıyla
kapladık.
Bütün yolları kar
kaplamıştı.
Birden ortalığı bir
sessizlik kapladı.
111
481 KAPMAK
Хватать,
выхватывать
Садиться на
самое лучшее
место
Заполучить
Схватывать на
лету, быстро
усваивать
Простудиться
482 KAPSAMAK
Охватывать,
заключать,
содержать в себе
483 KAPTIRMAK
Понуд. от
хватать,
выхватывать
Дать увлечь себя,
втянуться во чтолибо
484 KARALAMAK
Зачеркнуть,
начеркать
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Adam birden elimdeki
paketi kaptı.
Biz en güzel yeri
kaptık.
Kimi
Bizim hemen bu
(кого-в.п.) futbolcuyu kapmamız
lazım.
Neyi
Çocuk çok akıllı,
(что-в.п.) anlatılanları hemen
kapıyor.
Ne (что)
Geçen gün biraz
soğuk kaptım.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
İmtihan bütün
konuları kapsıyor.
Bu kanun sadece lise
öğrencilerini kapsıyor.
Neyi
(что-в.п.)
Eşim de geçen hafta
çantasını kaptırmış.
Neye
(чему)
Kendini televizyona
kaptırmış, hiç ders
çalışmıyor.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kitabın her yerini
karalamış.
Kompozisyondaki
yanlışları karalamıştı
485 KARAR VERMEK
Решать
Neye
(что-то делать)
(чему)
Bu kitabı bitirmeye
karar verdim.
112
486 KARARLAŞTIRMAK
Nsz.
Решать,
принимать
решение,
Kiminle
договариваться
(с кем)
Neyi
(что-в.п.)
487 KARARMAK
Темнеть,
смеркаться
Меркнуть,
гаснуть
Сойти с ума от
злости
Потемнеть в
глазах
488 KÂR ETMEK
Получать
прибыль
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Neyden
(от чего)
Быть полезным
489 KARIŞMAK
Смешаться
Kime
(кому)
Nereye
(куда)
Biz böyle
kararlaştırmamıştık.
Biz sizinle böyle
kararlaştırmamıştık.
Bu hafta pikniğe
gitmeyi
kararlaştırmıştık.
Buralarda hava çok
geç kararıyordu.
O beni terk edince
bütün dünyam karardı.
Adamın gözü
kararmış, hiç kimseyi
dinlemiyor.
Ayağa kalkmak
isterken birden
gözlerimin önü
karardı ve düştüm.
Bu yıl çok iyi kâr
ettik.
Son gelen
gömleklerden hiç kâr
edemedik.
Benim söylediklerim
ona hiç kâr etmiyor.
Hırsız birden
kalabalığın arasına
karıştı.
113
Neye
(чему)
Поменяться
Nsz.
Вмешиваться
Neye
(чему)
490 KARIŞTIRMAK
Мешать
Рыться
Переключать
Путать
Вмешаться
491 KARŞILAMAK
Встречать
Хватать, быть
достаточным
492 KARŞILAŞMAK
Встречаться
Burada sıcak su ile
soğuk su birbirine
karışıyor.
Çantalarımız karıştı
galiba.
Sen bu işe karışma.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Çorbayı kaynayıncaya
kadar karıştırmalısın.
Önce şeker at sonra
çayını karıştır.
Birileri benim odamı
karıştırmış.
Bunu eski defterlerimi
karıştırırken buldum.
Sabahtan beri
kanalları
karıştırıyorsun.
Kiminle
Afedersiniz, ben sizi
(с кем)
başka birisiyle
karıştırdım.
Kimi
Lütfen beni bu olaya
(кого-в.п.) karıştırmayın.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Misafirleri kapıda
karşılamalıyız.
Bu para bizim
ihtiyaçlarımızı
karşılamaz.
Kiminle
(с кем)
Dün Okan’la
karşılaştık.
114
Столкнуться
Neyle
(с ситуацией)
(с чем)
493 KARŞILAŞTIRMAK
Neyi
Сравнить
(что-в.п.)
İkinci defa böyle bir
olayla karşılaşıyorum.
Matematikle tarihi
karşılaştırmak doğru
olmaz.
Kimi
Sinan’la Yeşim’i
(кого-в.п.) karşılaştırma.
Neyi
İki kitabı
(что-в.п.) karşılaştırdım.
494 KASTETMEK
Иметь в виду,
подразумевать
495 KAŞIMAK
Чесать
496 KAŞINMAK
Чесаться
497 KATILMAK
Участвовать
Соглашаться,
быть согласным
Разбавить
Присоединиться
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Ben bunu
kastetmemiştim.
Ben Ercan’ı
kastetmiştim.
Neyi
(что-в.п.)
Çocuk durmadan
başını kaşıyordu.
Nsz.
Devamlı elimin içi
kaşınıyor.
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Nerede
(где)
Ben bu yarışmaya
katılmıyorum.
Ben sizin bu fikrinize
katılmıyorum.
Ben Burcu’ya
katılıyorum.
Galiba bu benzine su
katılmış.
Öbür grup bize
İstanbul’da katılacak.
115
498 KATLAMAK
Складывать
Засучить
499 KATMAK
Разбавить
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Şu çamaşırları katlar
mısın?
Pantolonumun
paçalarını katlar
mısın?
Ne (что)
Galiba benzine su
katıyorlar.
Yemeğe tuz kattın mı?
Добавить
Ne (что)
500 KAVGA ETMEK
Драться
Kiminle
(с кем)
501 KAVRAMAK
Neyi
Схватывать на
(что-в.п.)
лету, быстро
усваивать
502 KAVURMAK
Жарить
Neyi
(что-в.п.)
Жечь, иссушать
Kimi
(кого-в.п.)
503 KAVUŞMAK
Встречаться,
Kime
соединяться
(кому)
Достигать
Neye
(чему)
504 KAYBETMEK
Потерять
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Dün Cengiz’le kavga
ettik.
Çocuk, anlatılanları
hemen kavrıyor.
Senin getirdiğin etleri
kavurduk.
Çölün sıcaklığı insanı
kavuruyordu.
Nihayet anneme
kavuştum.
Delikanlı en sonunda
isteğine kavuşmuştu.
Dün kalemimi
kaybettim.
Çocuk pazarda
annesini kaybetmişti.
116
505 KAYBOLMAK
Потеряться
Nsz.
Nsz.
506 KAYDETMEK
Записать
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Ne (что)
Neye
(чему)
507 KAYDIRMAK
Переносить
Сдвигать
508 KAYDOLMAK
Записаться
Dün kalemim, bugün
defterim kayboldu.
Komşumuzun küçük
oğlu kaybolmuş.
Sen şu hesapları da
deftere kaydet.
Salih’i bizim okula
kaydetmediler.
Bu teyp ses
kaydediyor.
Bu kasete
kaydedebiliriz.
Kimi
Çocukları yokuştan
(кого-в.п.) aşağı kaydırıyordu.
Neyi
Sayfayı kaydırmışsın.
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
509 KAYIRMAK
Заботиться о ком- Kimi
либо
(кого-в.п.)
Защищать
Kimi
(кого-в.п.)
510 KAYMAK
Скользить,
Nerede
кататься
(где)
Nereden
(откуда)
Выскользнуть
Nereden
(откуда)
Ben de iki hafta önce
bu kursa kaydoldum.
Annem her zaman
kardeşimi kayırıyor.
Mert, devamlı
fakirleri kayırırdı.
Çocuklar buzlu yolda
kayıyorlardı.
Yokuştan aşağı
kayıyorduk.
Birden bardak
elimden kayıverdi.
117
Поскользнуться
511 KAYNAMAK
Кипеть
512 KAYNATMAK
Кипятить,
вскипятить
Сварить
(металл)
513 KAZANDIRMAK
Давать
возможность
выиграть,
получить
прибыль
514 KAZANMAK
Сдать (экзамен)
Выиграть
(победить)
Приобрести
( друга)
Заработать
515 KAZMAK
Вырыть
(выкопать)
Nsz.
Ayağım kaydı,
düştüm.
Nsz.
Su kaynamış, fırını
kapatabilirsin.
Ne (что)
Önce su
kaynatmalıyız.
Şu demirleri birbirine
kaynat.
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.-Kime
( - кому)
Ne-Kime
(чтокому)
Bu iş bana çok
kazandırdı.
Bu bize çok zaman
kazandıracak.
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Üniversite imtihanını
kazandım.
Piyangodan bir araba
kazanmış.
Bu yarışmayı
kazanmalıyım.
Bu davayı
kazanmamız lâzım.
Burada çok iyi
arkadaşlar kazandım.
Bu işten çok para
kazanacağız.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Ne (что)
Ne (что)
Şuraya bir çukur
kazalım.
118
516 KEFİL OLMAK
Ручаться,
поручаться
517 KEKELEMEK
Заикаться
518 KESİNLEŞMEK
Окончательно
определяться,
устанавливаться
519 KESİŞMEK
Пересекаться
520 KESMEK
Резать
Порезать
Стричь (saç ~)
Спилить
Зарезать
Отключить
Замедлять
Перекрыть
Kime
(кому)
Ben Cüneyt’e kefil
olmam.
Nsz.
Çocuk biraz
kekeliyordu.
Nsz.
Toplantının saati
kesinleşti.
Nsz.Nerede
( - где)
Nsz.Nerede
( - где)
İki çizgi belli bir
noktada kesişiyorlar.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Yollarımız burada bir
daha kesişti.
Sen şu karpuzu kes.
Traş olurken yüzümü
kestim.
Bu berber de saçımı
güzel kesemedi.
Ormandaki bütün
ağaçları kesmişler.
Ben tavuk bile
kesemem.
Yine suları kestiler.
Rüzgâr topun hızını
kesiyor.
Trafik polisleri yolu
kesmişlerdi.
119
Уменьшать
Вырезать
Прекратить
521 KEŞFETMEK
Открыть
522 KIMILDAMAK
Шевелиться,
двигаться
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Amerika’yı Kristof
Kolomb keşfetti.
Nsz.
Sakın kımıldama,
sırtında böcek var!
Kımıldamayın,
çekiyorum.
523 KIMILDATMAK
Шевелить,
Neyi
двигать
(что-в.п.)
524 KIPIRDAMAK
Шевелиться,
Nsz.
двигаться
Nsz.
526 KIRILMAK
Биться
Bu filmdeki bazı
sahneleri kesmişler.
Kes şu gürültüyü!
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
525 KIPIRDATMAK
Шевелить,
двигать
Çay harareti keser.
Başını kımıldatma!
Hiç kıpırdama, burada
otur.
Kıpırdama, eller
yukarı.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Bunu yerinden
kıpırdatmışlar.
Gözlerini kıpırdatma!
Nsz.
Evdeki bütün camlar
kırılmış.
Bak, bu kapıda
kırılmış!
Semra bu sözlere çok
kırılmış.
Сломаться
Nsz.
Обижаться
Neye
(чему)
120
527 KIRIŞMAK
Мяться
Покрываться
морщинами
528 KIRIŞTIRMAK
Мять
529 KIRMAK
Разбить
Сломать
Повернуть (руль)
Обидеть
530 KISALTMAK
Сокращать
Укорачивать
531 KISILMAK
Становиться
глухим, хриплым
(о голосе)
Оказаться в
ловушке
Nsz.
Nsz.
Gömleğim kırıştı.
Adamın yüzü iyice
kırışmıştı.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Pantolonunu
kırıştırma.
Kitabın sayfalarını
kırıştırmışsın.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kim bu camı kırdı?
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Böylece yolu biraz
kısalttık.
Saçlarını kısaltsan iyi
olur.
Paltonun boyunu
kısaltacağım.
Nsz.
Dün yine sesim
kısıldı.
Nereye
(куда)
İşte şimdi kapana
kısıldın!
Nilgün dün kolunu
kırmış.
Çocuk masayı da
kırdı.
Şoför birden
direksiyonu sağa
kırdı.
Kimi
Galiba öğretmenimizi
(кого-в.п.) biraz kırdık.
121
532 KISITLAMAK
Ограничивать
Neyi
(что-в.п.)
Kime
(кому)
533 KISKANDIRMAK
Kimi
Понуд. от
(кого-в.п.)
ревновать,
завидовать
534 KISKANMAK
Ревновать
Kimi
(кого-в.п.)
Завидовать
Neyi
(что-в.п.)
Пожалеть что-то
Neyiдла кого-то
Kimden
(что-в.п.от кого)
Ревновать кого-то Kimiк кому-то
Kimden
(кого-в.п.от кого)
Пожалеть что-то
Kimdenдля кого-то
Neyi
(от когочто-в.п.)
535 KISMAK
Уменьшать
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Прищурить глаза Neyi
(что-в.п.)
Yeni müdür herşeyi
kısıtladı.
Bazı şeyleri bize
kısıtladı.
Bizi kıskandırmaya
çalışıyor.
Bazı kadınlar eşlerini
çok kıskanıyor.
Onun gözlerini
kıskanıyorum.
Bisikletini
kardeşinden
kıskanıyor.
Çocuk, annesini
babasından
kıskanıyordu.
Benden bir kitabı
kıskandı.
Televizyonun sesini
biraz kıs.
Gazı biraz kıs.
Güneşli havalarda
gözlerini kısarak
bakıyor.
122
Сократить
(расходы)
536 KISTIRMAK
Прищемлять
537 KIYASLAMAK
Сравнивать,
сопоставлять
538 KIZARMAK
Краснеть
Neyi
(что-в.п.)
Bu ay bazı
giderlerimizi
kısmalıyız.
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Dün parmağımı
kıstırdım.
Parmağımı kapıya
kıstırdım.
NeyleNeyi
(с чемчто-в.п.)
KiminleKimi
(с кемкого-в.п.)
Sen bu işle o işi
kıyaslayamazsın.
Nsz.
Domatesler kızarmaya
başladı.
Adam bu haberi
duyunca birden
kızardı.
Köfteler kızarmamış.
Nsz.
Поджариваться,
подрумяниваться
539 KIZARTMAK
Жарить
540 KIZDIRMAK
Подогревать,
раскалять
Сердить, злить,
раздражать
Nsz.
Serdar’la Akif’i
kıyaslamak doğru
olmaz.
Ne (что)
Annem her sabah
bana patates kızartır.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Önce yağı kızdırmak
lazım.
Bu çocuk beni çok
kızdırıyor.
123
541 KIZMAK
Накаляться
Злиться
542 KİLİTLEMEK
Запереть
543 KİRALAMAK
Сдавать в аренду
Брать напрокат
Арендовать
544 KİRLENMEK
Пачкаться,
становиться
грязным
545 KİRLETMEK
Пачкать
546 KOKLAMAK
Нюхать
Nsz.
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Çabuk ol, yağ iyice
kızdı.
Öğretmenim bana çok
kızdı.
Bu olaya hepimiz
kızdık.
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Sen kapıyı kilitler
misin?
Adam çocuğu odaya
kilitlemiş.
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Bu daireyi
kiralayalım.
Burada araba
kiralayabilir miyiz?
Biz bu dükkanı
sahibinden kiraladık.
NeyiKimden
(что-в.п.от кого)
Nsz.
Nsz.
Gömleğim kirlendi.
Biz yokken ev çok
kirlenmiş.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Bütün gömleklerini
kirletmişsin.
Sakın ellerini
kirletme!
Neyi
(что-в.п.)
Şu gülleri koklar
mısın? Çok güzel
kokuyorlar.
124
547 KOKMAK
Вонять
Пахнуть
548 KONMAK
Опускаться,
садиться
Заполучить,
завладеть
549 KONUŞMAK
Разговаривать
Говорить
(на языке)
550 KOPARMAK
Срывать
Оторвать
551 KOPMAK
Оторваться
Nsz.
Nsz.
Nereye
(куда)
Neye
(чему)
Bu oda çok kötü
kokuyor.
Bu yemek çok güzel
kokuyor.
Kuş pencerenin önüne
kondu.
Sonunda büyük bir
mirasa kondu.
Nsz.
Sen derste çok
konuşuyorsun.
Kiminle
Dün biraz Kerim’le
(с кем)
konuştuk.
Neyi
Biz de şimdi okul işini
(что-в.п.) konuşuyorduk.
Kimi
Biz de şimdi seni
(кого-в.п.) konuşuyorduk.
Ne (что)
Çok güzel Türkçe
konuşuyorsunuz.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Çocuklar bahçedeki
çiçekleri koparmışlar.
Lütfen meyveleri
olgunlaşmadan
koparmayın.
Bu ipi koparabilir
misin?
Gömleğimin bütün
düğmelerini koparmış.
Nsz.
Bu ip de koptu.
125
552 KORKMAK
Бояться
(испугаться)
553 KORKUTMAK
Испугать
554 KORUMAK
Защищать
(беречь)
Хранить
555 KORUNMAK
Остерегаться
Спасаться
Защищаться
556 KOVALAMAK
Преследовать
Побежать
(за кем-то)
Nsz.
Bu gömleğin
düğmeleri kopmuş.
Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
Ben köpekten çok
korkarım.
Akın babasından çok
korkuyor.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Dün Süleyman’ı çok
korkuttum.
Köpeği birden bir
korkuttu.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ben her zaman
kardeşimi koruyorum.
Vatanımızı çok iyi
korumalıyız.
Bu tarihî eserleri
korumalıyız.
Neyden
(от чего)
Neyden
(от чего)
Neyden
(от чего)
Gripten
korunmalısınız.
Yağmurdan korunmak
için dükkana girdik.
Soğuktan korunmak
için kalın bir palto
aldım.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Polisler tam iki saat
hırsızları kovaladılar.
Çocuk köpek
yavrusunu
kovalıyordu.
126
557 KOVMAK
Выгонять
558 KOVULMAK
Быть выгнанным
559 KOYMAK
Положить,
Поставить
Устроить
(на работу)
Добавить
Установить
(правила)
560 KÖTÜLEMEK
Обвинять чтолибо, клеветать
на кого-либо
561 KÖTÜLEŞMEK
Ухудшаться (о
состоянии)
562 KUCAKLAMAK
Обнимать
Nereden
(откуда)
Nereden
(откуда)
Adam çocuğunu
evden kovmuş.
Yaşlı köpeği evden
kovdular.
Nereden
(откуда)
Nereden
(откуда)
Yeni işinden de
kovulmuş.
On yedi yaşımdayken
evden kovuldum.
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
Ne (что)
Kitapları masanın
üstüne koy.
Babam kardeşimi yeni
bir işe koydu.
Yemeğe biraz da et
koy.
Bu kuralları kim
koyuyor?
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
KimeKimi
(комукого-в.п.)
Adam devamlı şehri
kötülüyordu.
Herkese beni
kötülüyor.
Nsz.
Yaşlı kadın birden
kötüleşti.
Kimi
İlk önce annemi
(кого-в.п.) kucakladım.
127
563 KUCAKLAŞMAK
Обниматься
Kiminle
(с кем)
564 KULLANMAK
Водить (машину) Ne (что)
Печатать
Ne (что)
Употреблять
Ne (что)
Работать
(на чем-то)
Использовать
Ne (что)
Курить (sigara ~)
Употребляться
565 KURMAK
Разбивать
(палатку)
Учреждать
Заводить (часы)
Приготовлять
Приготовлять
Основывать,
формировать
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Nsz.
İki kardeş hemen
kucaklaştık.
Çok iyi araba
kullanıyorsun.
Şakir de çok iyi
daktilo kullanıyor.
Yemeklerde zeytin
yağı kullanıyoruz.
Bilgisayar kullanmayı
biliyor musun?
Burada bu formülü
kullanacaksın.
Sigara kullanır
mısınız?
Bu fiilimsiyi sadece
geniş zamanda
kullanıyoruz.
Önce bahçeye çadır
kurduk.
Adam daha sonra
büyük bir şirket
kurdu.
Saati sabah beşe
kurduk.
Misafirler gelmeden
sofrayı kuralım.
Annem turşu kurmak
için lahana almış.
Yeni bir futbol takımı
kurduk.
128
Ставить ловушку
Устанавливать
связь
Составлять план
Kime
(кому)
Kiminle
(с кем)
Nsz.
Мечтать
Nsz.
566 KURTARMAK
Спасать
Освободить
567 KURTULMAK
Спасаться
Вылечиться
Kimi
(кого-в.п.)
Neyden
(от чего)
İtfaiyeciler yangından
beş kişiyi kurtardılar.
Lütfen doktor bey
kurtarın beni bu
hastalıktan!
Neyi
Polisler sonunda
(что-в.п.) küçük köpeği de
kurtardılar.
Kimi
Polisler rehineleri iki
(кого-в.п.) saatte kurtardılar.
Nsz.
Nsz.
Neyden
(от чего)
Освободиться
Избавиться
İdris’e tuzak
kurmuşlar.
Adamlarla bağlantı
kurmaya çalışıyorduk.
Çocuk çok büyük
planlar kuruyordu.
Yaşlı adam boş yere
hayaller kuruyordu.
Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
Çocuk kötü adamların
elinden kaçarak
kurtulmuş.
Nihayet hastamız
kurtuldu.
Bu hastalıktan
kurtulamayacağım
galiba.
Köpek nasılsa
zincirden kurtulmuş.
Ben senden ne zaman
kurtulacağım?
129
568 KURULAMAK
Высушивать,
витирать досуха
569 KURULANMAK
Вытираться,
вытирать себя
Быть вытертым
570 KURULMAK
Быть разбитым
(о палатке)
Быть
учрежденным
(о фирме)
Быть заведенным
(о часах)
Быть
приготовленным
Neyi
(что-в.п.)
Saçlarımı
kurulamadım.
Nsz.
Çocuk kurulanmak
istemiyordu.
Tabaklar kurulandı.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Saat yine kurulmamış.
Nsz.
Misafirler gelmeden
sofra kuruldu.
Turşular yazdan
kurulmuştu.
Mahallede yeni bir
futbol takımı
kurulmuş.
Nsz.
Быть
основанным,
созданным
(о команде)
Быть
поставленным
(о ловушке)
Быть основанным
(о городе)
Усаживаться,
устраиваться
571 KURUMAK
Сохнуть,
высыхать
Önce bahçeye çadır
kuruldu.
Şirket iki yıl önce
kurulmuş.
Nsz.
Kime
(кому)
İdris’e tuzak
kurulmuş.
Nsz.
Bu şehir 1583’te
kurulmuş.
Dedem koltuğuna
kurulmuş, televizyon
seyrediyordu.
Nereye
(куда)
Nsz.
Çamaşırlar
kurumamış.
130
Засыхать, чахнуть Nsz.
(о растениях)
Nsz.
Зачахнуть,
ослабеть
(о человеке)
Отсохнуть
Nsz.
Пересыхать
Зачерстветь
(о хлебе)
572 KURUTMAK
Сушить
Иссушать
Засушить
Опустошить
Портить (устойч.
выражение)
573 KUŞATMAK
Окружать,
осаждать,
блокировать
Окружать
Nsz.
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne
(что)
Neyi
(что-в.п.)
Bütün çiçekler
kurumuştu.
Zavallı çocuk
kurumuş, bir deri bir
kemik kalmıştı.
Sana vuranların elleri
kurusun.
Zamanla göl de
kurumuş.
Ekmek kurumuş.
Neyi
(что-в.п.)
Çamaşırları kurutmam
lazım.
Soğuk bütün çiçekleri
kuruttu.
Bu yıl biraz biber
kurutmak istiyorum.
Herşeyi yemişler.
Bütün dolapları
kurutmuşlar.
Adam elini attığı yeri
kurutuyor.
Neyi
(что-в.п.)
Ertesi gün askerler
şehri kuşattı.
Neyi
Etrafımı beş kişi
(что-в.п.) kuşattı.
Окружать
Neyi
Duman köyü kuşattı.
(что-в.п.)
574 KUŞKULANMAK (ŞÜPHELENMEK)
Подозревать
Kimden
Biz de Yavuz’dan
(от кого)
kuşkulanıyoruz.
131
Бояться, пугаться
Neyden
(от чего)
575 KUTLAMAK
Поздравить
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Праздновать
Neyi
(что-в.п.)
576 KUVVETLENDİRMEK
Укреплять,
Neyi
усиливать
(что-в.п.)
577 KÜÇÜLTMEK
Уменьшать
Neyi
(что-в.п.)
578 KÜSMEK
Обижаться
Kime
(кому)
579 MAHRUM ETMEK
Лишать
KimiNeyden
(кого-в.п.от чего)
580 MAHRUM OLMAK
Лишаться, терять Neyden
(от чего)
581 MAHVETMEK
Уничтожить
582 MAHVOLMAK
Быть
уничтоженным
Adam herşeyden
kuşkulanıyor.
Dün öğretmenim bizi
kutladı.
Annemin bayramını
kutladım.
Yeni yılı beraber
kutlayacağız.
Takımı
kuvvetlendirmemiz
lazım.
Bu resmi biraz daha
küçültelim.
Galiba Ergün bana
küsmüş.
Bizi herşeyden
mahrum etti.
Onun yüzüne
herşeyden mahrum
olduk.
Neyi
(что-в.п.)
Sen herşeyi
mahvettin.
Nsz.
Eğer ailem öğrenirse
ben mahvolurum.
132
583
584
585
586
Nsz.
Разрушаться,
быть
погубленным
MEMNUN ETMEK
Радовать,
Kimi
удовлетворять
(кого-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
MEMNUN OLMAK
Быть довольным, Neye
радоваться
(чему)
Neye
(чему)
MENETMEK
KimiЗапрещать,
Neyden
препятствовать,
(кого-в.п.мешать
от чего)
MERAK ETMEK
Любопытствовать Neyi
интересоваться
(что-в.п.)
Переживать
Bu olay beni çok
memnun etti.
Onu memnun etmek
imkansız.
Seni gördüğüme çok
memnun oldum.
Tanıştığımıza
memnun oldum.
Seni bundan
menediyorum.
Bu arabaların nasıl
yapıldığını merak
ediyorum.
Kimi
Seni çok merak ettik,
(кого-в.п.) nerede kaldın?
587 MEŞGÛL ETMEK
Отнимать время
Kimi
(кого-в.п.)
Забивать голову
Neyi
(что-в.п.)
588 MEŞGÛL OLMAK
Быть занятым
Nsz.
Быть занятым
чем-либо
Bizim tatil de
mahvoldu.
Neyle
(с чем)
Sizi meşgûl ettiğim
için özür dilerim.
Kafanı böyle şeylerle
meşgûl etme.
Yarın çok meşgûl
olacağız.
En kısa zamanda bu
işle meşgûl olacağım.
133
Заняться кемлибо
589 METHETMEK
Хвалить,
расхваливать
590 MEZUN OLMAK
Быть
выпускником
Закончить какоелибо учебное
заведение
591 MIRILDANMAK
Бормотать,
говорить себе под
нос
Neyle
(с чем)
Kiminle
(с кем)
Ben de ticaretle
meşgûl oluyorum.
Söyleyeyim hemen
seninle meşgûl
olsunlar.
Kimi
(кого-в.п.)
KimiKime
(кого-в.п.кому)
Öğretmen Akif’i çok
methediyor.
Seni bana çok
methettiler.
Nsz.
Ben de beş yıl önce
mezun oldum.
İki yıl önce bu
üniversiteden mezun
oldu.
Nereden
(откуда)
Ne (что)
Ne (что)
592 MORARMAK
Nsz.
Станоситься
фиолетовым,
лиловым
Синеть
Nsz.
(от холода)
593 MUAYENE ETMEK
Осматривать
Kimi
(больного)
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Adam birşeyler
mırıldanıyordu.
İhtiyar, kendi kendine
mırıldanıyordu.
Vurunca gözüm
morardı.
Soğuktan dudakları
morarmıştı.
Doktor önce seni
muayene etsin.
Doktor gözlerimi de
muayene etti.
134
594 MUHTAÇ OLMAK
Очень нуждаться, Neye
(чему)
испытывать
большую нужду
Kime
(кому)
595 MÜDAHALE ETMEK
Вмешиваться,
Neye
втягиваться
(чему)
596 MÜNAKAŞA ETMEK
Ссориться
Kiminle
(с кем)
597 MÜRACAAT ETMEK
Обращаться
Kime
(кому)
598 MÜSAADE ETMEK
Позволять
Kime
(кому)
Разрешать
KimeNeye
(комучему)
599 NAKLETMEK
Перемещать
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Переводить,
Kimiотправлять
Nereye
(кого-в.п.куда)
Sonunda bir dilim
ekmeğe bile muhtaç
oldu.
Bir gün bana muhtaç
olacaksın.
Oradan geçenler olaya
müdahale ettiler.
Bir defter için
Cüneyt’le münakaşa
ettik.
Bu iş için müdür beye
müracaat etmeniz
lâzım.
Bana biraz müsade
eder misiniz?
Bize onu görmemize
müsaade etmedi.
Bu eşyaları öbür
odaya nakledelim.
Beni oradan İstanbul’a
naklettiler.
135
Рассказывать,
передавать
600 NAZLANMAK
Капризничать,
кокетничать,
жеманиться
Kime-Neyi Bana bunu Adil
nakletti.
(комучто-в.п.)
Nsz.
Kime
(кому)
601 NEFRET ETMEK
Ненавидеть
Kimden
(от кого)
Neyden
(от чего)
602 NUMARALAMAK
Нумеровать
Neyi
(что-в.п.)
603 OKŞAMAK
Поглаживать,
Neyi
гладить
(что-в.п.)
Ласкать
Kimi
(кого-в.п.)
604 OKUMAK
Читать
Ne (что)
Ne (что)
Учиться
605 OLMAK
Появляться,
рождаться,
Nerede
(где)
Ne (что)
Bu çocuk her zaman
böyle nazlanıyor.
Aslında o sadece sana
nazlanıyor.
Ben bu yalancı
çocuklardan nefret
ediyorum.
Ben de yürümekten
nefret ediyorum.
Bütün kitapları
numaralamalıyız.
Dedem yavaşça
saçımı okşadı.
Annem her akşam
yatmadan önce beni
okşardı.
Boş zamanlarımda
kitap okurum.
Ben de şiir okumayı
çok seviyorum.
Abim İstanbul
Ünivesitesi’nde
okuyor.
Yakında bir kızım
olacak.
136
быть
Ne (что)
Созреть
Nerede
(где)
Nsz.
Быть готовым
Nsz.
Стать
Ne (что)
Наступить
Подходить
Nsz.
Neye
(чему)
Nerede
(где)
Происходить
606 OLUŞMAK
Состоять
Образоввываться,
возникать
607 OLUŞTURMAK
Создавать
608 ONARMAK
Ремонтировать,
чинить
Исправлять
609 ONAYLAMAK
Утверждать
Nsz.
Nsz.
Yakında çok param
olacak.
İki saat sonra
İstanbul’da oluruz.
Bu sene üzümler geç
olacak galiba.
Çay oldu,
içebilirsiniz!
Abim avukat olmak
istiyor.
Saat iki oldu.
Bu anahtar bu kilide
olmuyor.
Biraz ileride kaza
olmuş.
Takım on bir kişiden
oluşuyor.
Bu sıvı şu iki
maddenin
birleşmesinden
oluşuyor.
Nsz.
Bizim yeni bir ekip
oluşturmamız lazım.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Bizim çatıyı
onarmamız gerek.
Sen bu hatanı
onarmalısın.
Neyi
(что-в.п.)
En sonunda müdür
dilekçemi onayladı.
137
610 OTURMAK
Садиться, сидеть
Жить
611 OYNAMAK
Играть
Идти (о фильме)
612 ÖDEMEK
Платить
Выплатить,
вернуть (долг)
613 ÖFKELENMEK
Приходить в
гнев, гневаться,
раздражаться
Nereye
(куда)
Kiminle
(с кем)
Nereye
(куда)
Nerede
(где)
Siz de şu koltuğa
oturun.
Ben onunla oturmak
istemiyorum.
Misafirler önce
sofraya oturdular.
Otuz yıldır İstanbul’da
oturuyor.
Ne
(что)
Neyle
(с чем)
Nerede-Ne
(где-что)
Nerede-Ne
(где-что)
Dün Bülent’le top
oynadık.
Her zaman köpeğiyle
oynuyor.
Yolda top oynamayın!
Nereye
(куда)
Neyi
(что-в.п.)
Kime
(кому)
Nsz.
Neye
(чему)
Bu hafta bu sinemada
“Terminatör-3”
oynuyor.
Vergi borçlarınızı bu
kasaya
ödeyebilirsiniz.
Yarın elektrik parasını
ödemeliyiz.
Sami’ye borcunu ne
zaman ödeyeceksin?
Olanları duyunca çok
öfkelendi.
Eşyalarını izinsiz
almamıza çok
öfkelendi.
138
614 ÖĞRENMEK
Изучить
Научиться
Учить
615 ÖĞRETMEK
Учить
Научить
616 ÖKSÜRMEK
Кашлять
617 ÖLÇMEK
Измерить
618 ÖLDÜRMEK
Убивать
619 ÖLMEK
Умирать
Kime
(кому)
En çok Levent’e
öfkelendi.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
İki ayda İstanbul’un
bütün sokaklarını
öğrenmiş.
Araba kullanmayı
öğrenmek istiyorum.
Herşeyi lisede
öğrendik.
Kime
(кому)
Neyi
(что-в.п.)
Öğretmenimiz bize
öğretti.
Papağana konuşmayı
öğretecekmiş.
Nsz.
Çocuk çok üşütmüş,
devamlı öksürüyor.
Neyi
(что-в.п.)
Salonu da ölçmemiz
lazım.
Kimi
Filmde katil iş
(кого-в.п.) adamlarını
öldürüyordu.
Neyi
Belediye hasta sokak
(что-в.п.) köpeklerini öldürüyor.
Nsz.
Nsz.
Увядать
Nsz.
Bu hafta köpeğim
öldü.
Geçen sene dayısı
ölmüştü.
Bütün çiçekler
soğuktan ölmüş.
139
620 ÖNEMSEMEK
Считать важным,
придавать
значение
621 ÖNERMEK
Предлагать
622 ÖNLEMEK
Предотвратить
623 ÖPMEK
Целовать
624 ÖRMEK
Вязать
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Çocuk dersleri hiç
önemsemiyor.
Adam çocuklarını hiç
önemsemiyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Ben iki gün tatil
edilmesini
öneriyorum.
Kimi
Ben başkanlığa
(кого-в.п.) Ferdi’yi öneriyorum.
Neyi
(что-в.п.)
Bu büyük kazayı
önleyebilirdik.
Kimi
Oğlum her akşam
(кого-в.п.) yatmadan önce beni
öper.
Neyi
Her bayram annesinin
(что-в.п.) elini öper.
Ne (что)
625 ÖRNEK OLMAK
Быть примером,
Kime
подавать пример (кому)
626 ÖRTMEK
Накрывать
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Закрывать
Neyi
(что-в.п.)
Annem bana çok
güzel bir kazak ördü.
Senin kardeşlerine
örnek olman lazım.
Bir daha uyurken beni
örtme.
Şu kutuların üstünü
örtmemiz lazım.
Kapıyı örter misin?
140
627 ÖTMEK
Петь, щебетать,
чирикать
(о птицах)
Звучать, издавать
звуки (о духовых
инструментах)
628 ÖVMEK
Хвалить,
расхваливать
629 ÖVÜNMEK
Гордиться,
хвастаться
630 ÖZENMEK
Подражать
Стараться
Nsz.
Sabahları kuşlar
ötüyor.
Nsz.
Sonra bir düdük öttü.
Kimi
Öğretmen beni çok
(кого-в.п.) övdü.
Sizi bana çok övdüler.
KimiKime
(кого-в.п.кому)
Neyle
(с чем)
Kiminle
(с кем)
Adam yaptıklarıyla
çok övünüyordu.
Kadın, oğluyla
övünüyordu.
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Film artislerine
özeniyor.
Misafirler için
hazırladığı yemeklere
çok özendi.
Güzel giyinmeye çok
özeniyor.
Neye
(чему)
631 ÖZLEMEK
Скучать
Kimi
Annemi çok özledim.
(кого-в.п.)
Ben evimi özledim.
Neyi
(что-в.п.)
141
632 ÖZÜR DİLEMEK
Kimden
Извиняться,
(от кого)
просить
прощения
633 PAKETLEMEK
Упаковывать
Neyi
(что-в.п.)
634 PARÇALAMAK
Раздирать
Neyi
(что-в.п.)
Ломать (на куски) Neyi
(что-в.п.)
Разрывать
Neyi
(что-в.п.)
635 PARK ETMEK
Парковать
Sonra annesinden çok
özür diledi.
Aldıklarımızı
paketledin mi?
Arslanlar küçük
maymunu beş
dakikada parçaladılar.
Ekmekleri
parçalamayın.
Orhan bütün
kitaplarımı
parçalamış.
Nereye
(куда)
Arabanızı buraya park
edebilirsiniz.
636 PARLAMAK
Блестеть
Nsz.
Yerdeki cam parçaları
parlıyordu.
637 PARLATMAK
Начистить до
блеска
Neyi
(что-в.п.)
Boyacı çocuk
ayakkabılarımı
parlattı.
Hizmetçi kız bütün
mobilyayı parlatmıştı.
Делать
блестящим,
сияющим
638 PASLANMAK
Ржаветь
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Bahçedeki demirlerin
hepsi paslanmış.
142
639 PATLAMAK
Лопнуть
Взрываться
640 PATLATMAK
Лопнуть
Взрывать
Ударить, влепить
(пощечину)
641 PAYLAŞMAK
Поделить
Nsz.
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Arabamızın lastiği
patladı.
Dün orada bir bomba
patlamış.
Kime
(кому)
Çocuk birden elindeki
balonu patlattı.
Sık sık burada bomba
patlatıyorlar.
Polis, hırsıza iki tokat
patlattı.
Neyi
(что-в.п.)
Gelen hediyeleri
üçümüz paylaştık.
642 PAYLAŞTIRMAK
Понуд. от делить Neyi-Kime Bir ekmeği üçümüze
между собой
(что-в.п.- paylaştırdı.
кому)
643 PİŞİRMEK
Готовить
Ne (что)
Bu akşam size kuru
fasulye pişirdim.
644 PİŞMAN ETMEK
Kimi-Neye Beni, Orhan’ı işe
Заставить
(кого-в.п.- aldığıma pişman etti.
пожалеть о чемчему)
либо
645 PİŞMAN OLMAK
Сожалеть,
Neye
Onu işe aldığıma
раскаиваться
(чему)
pişman oldum.
646 PLANLAMAK
Планировать
Neyi
Yarın ders çalışmayı
(что-в.п.) planlıyorum.
143
647 POSTALAMAK
Отправлять
Ne (что)
почтой
648 PROGRAMLAMAK
Программировать Neyi
(что-в.п.)
649 RAHAT ETMEK
Успокаиваться
Nsz.
Отдыхать,
наслаждаться
покоем
650 RAHATLAMAK
Успокаиваться,
чувствовать
облегчение
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Sana iki kutu oyuncak
postaladık.
Adamlar robotu yanlış
programlamışlar.
O açken ben nasıl
rahat edebilirim.
Sonra rahat etmek için
şimdi çalışmak lazım.
Bu haberi duyunca
rahatladım.
Onu görünce
rahatladım.
651 RAHATSIZ ETMEK
Беспокоиться
Kimi
Çocuklar lütfen
(кого-в.п.) babanızı rahatsız
etmeyin.
652 RAHATSIZ OLMAK
Neyden
Onun sözlerinden çok
Тревожиться,
rahatsız oldum.
беспокоиться, не (от чего)
находить себе
Kimden
Bilmiyorum neden
покоя
(от кого)
ama Salih’ten çok
rahatsız oluyorum.
653 RASTLAMAK
Встречаться
Kime
Dün eski bir
(кому)
arkadaşıma rastladım.
654 RAZI ETMEK
Уговаривать,
Kimi
Nesrin’i bir türlü razı
убеждать
(кого-в.п.) edemedik.
144
Kimi-Neye Onu bizimle gelmeye
(кого-в.п.- razı edemedik.
чему)
655 RAZI OLMAK
Соглашаться,
давать согласие
656 REDDETMEK
Отказаться,
отклонить
(предложение)
657 RENDELEMEK
Тереть на терке
Строгать
658 REZİL ETMEK
Опозорить,
оскорбить
659 REZİL OLMAK
Быть
опозоренным
660 RİCA ETMEK
Просить
Nsz.
Neye
(чему)
En sonunda razı oldu.
Onunla görüşmeye
razı oldu.
Neyi
(что-в.п.)
Neyden
(от чего)
Benim her teklifimi
reddediyor.
Babası evlâtlıktan
reddetmiş.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Sen havuçları rendele.
Marangoz önce
tahtaları rendeledi.
Kimi
Beni orada, herkesin
(кого-в.п.) yanında rezil etti.
Nsz.
Kime
(кому)
661 SABIRSIZLANMAK
Nsz.
Испытывать
нетерпение,
терять терпение
662 SABİTLEŞTİRMEK
Прочно
Neyi
прикрепить
(что-в.п.)
O gün orada rezil
olduk.
Ben bu iş için müdür
beye de rica ettim.
Çocuk annesine
kavuşmak için
sabırsızlanıyordu.
Bu masayı buraya
sabitleştirmeliyiz.
145
663 SABRETMEK
Терпеть
Nsz.
Neye
(чему)
664 SAÇMALAMAK
Nsz.
Говорить
глупости, нести
вздор
665 SADELEŞTİRMEK
Упрощать
Neyi
(что-в.п.)
666 SAĞLAMAK
Обеспечивать
Добиваться
успеха
Благоприятствовать
Обеспечивать
Ne (что)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
Переходить на
(что-в.п.)
правую сторону,
обгонять с правой
стороны
667 SAĞLAMLAŞTIRMAK
Neyi
Делать крепким,
(что-в.п.)
прочным,
укреплять
668 SAHİP OLMAK
Обладать
Neye
(чему)
Bu zamana kadar çok
sabrettim.
Onun her şeyine
sabrettim.
Her zamanki gibi
saçmalıyorsun.
Bu hikayeyi
sadeleştirmemiz
gerekecek.
Babası ona iyi
imkanlar sağlamış.
İmtihanda çok büyük
bir başarı sağladı.
Güneş çiçeklerin
büyümesini sağlar.
Senin artık geçimini
kendin sağlaman
lazım.
Kamyon bizi
sağlamaya
çalışıyordu.
Binanın temelini
sağlamlaştırmamız
şart.
Sinan çok büyük
imkanlara sahip.
146
Стать хозяином,
быть хозяином
Neye
(чему)
Присматривать
Kime
(кому)
669 SAKATLAMAK
Увечить,
Kime
калечить
(кому)
670 SAKATLANMAK
Получать травму Nsz.
Увечиться,
калечиться
671 SAKINMAK
Беречься
Остерегаться
Беречь, оберегать
Оберегать
672 SAKİNLEŞMEK
Успокаиваться
Nsz.
Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
Adam köydeki bütün
tarlalara sahip olmak
istiyordu.
Sen İsmail’e sahip ol,
o daha küçük.
Maç esnasında
Adem’i sakatladılar.
Adem dünkü maçta
sakatlandı.
Benim de maçta
ayağım sakatlandı.
Salgın hastalıklardan
sakınmalısın.
Bence sizin bu
adamdan sakınmanız
lazım.
Adam arabasını
herşeyden
sakınıyordu.
NeyiNeyden
(что-в.п.от чего)
Seni kendimden
Kimisakınırım.
Kimden
(кого-в.п.от кого)
Nsz.
Genç kız biraz sonra
sakinleşti.
673 SAKİNLEŞTİRMEK
Успокаивать
Kimi
Herkes delikanlıyı
(кого-в.п.) sakinleştirmeye
çalışıyordu.
147
674 SAKİN OLMAK
Быть спокойным
Nsz.
Sakin ol, üzülme,
herşey düzelir!
Укрывать
(преступника)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Kimden
(от кого)
Скрывать
Ne (что)
Çabuk söyle, paraları
nereye sakladın?
Çocuğu dolaba
saklamış.
Adam arkadaşını
polislerden saklamaya
çalışıyordu.
Sen bizden bir şeyler
saklıyorsun.
675 SAKLAMAK
Спрятать
676 SALDIRMAK
Нападать
677 SALLAMAK
Махать
Качать
Выдумывать
(жаргон)
678 SALLANMAK
Качаться,
раскачиваться
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Ne (что)
Adam birden polise
saldırdı.
Arslan avına saldırdı.
Almanya bin dokuz
yüz kırk birde
Rusya’ya saldırmış.
Neyi
(что-в.п.)
Nerede
(где)
Nsz.
Otobüsten bize el
sallıyordu.
Çocuk durmadan
masayı sallıyordu.
Kadın bebeği
ayağında sallıyordu.
Siz ona bakmayın, o
her zaman biraz sallar.
(argo)
Nerede
(где)
Çocuklar salıncakta
sallanıyorlardı.
148
Колебаться,
раскачиваться
Neyden
(от чего)
Nsz.
Качаться, быть
неустойчивым
679 SALMAK
Отпускать
Натравливать
Опускать
Разветвляться,
разрастаться
Бросать
Срочно извещать,
оповещать
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Kime-Ne
(комучто)
680 SAMİMİ OLMAK
Быть искренним
Kiminle
(с кем)
681 SANCILANMAK
Почувствовать
Nsz.
острую боль
682 SANMAK
Думать,
Nsz.
предполагать
İpteki çamaşırlar
rüzgardan
sallanıyordu.
Ağaçların yaprakları
sallanıyordu.
Bu masa sallanıyor.
Çocuk en sonunda
bütün güvercinleri
saldı.
Adam birden köpeğini
üzerimize saldı.
Çocuk ayaklarını suya
saldı.
Ağaç, dal budak saldı,
köklendi.
Artık herşeyi salmış,
hiçbir şeyle
ilgilenmiyor.
Babamlara haber
saldım, yarın burada
olacaklar.
Herkesle samimi
olma!
Çalışıyordu, birden
sancılandı.
Ben sende para var
sanıyordum.
149
Обознаться,
принять (за коголибо)
Перепутать,
принять (за чтолибо)
683 SAPLAMAK
Вонзать, втыкать,
всаживать (нож)
684 SAPLANMAK
Вонзаться,
втыкаться
Пронзить
(о боли)
Застрять,
завязнуть
685 SAPMAK
Поворачивать
686 SAPTAMAK
Устанавливать,
определять
687 SARARMAK
Становиться
желтым, желтеть
Бледнеть
Kim (кто)
Ben seni Tahsin
sandım.
Ne (что)
Karanlıkta kurbağayı
taş sanmış.
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Bıçağı adamın
bacağına saplamış.
Nsz.Nereye
( - куда)
Nsz.Nereye
( - куда)
Nsz.Nereye
( - куда)
Mızrak bacağıma
saplandı.
Nereye
(куда)
Araba biraz sonra sola
saptı.
Neyi
(что-в.п.)
Bizim görevimiz
buradaki hatayı
saptamak.
Nsz.
Sonbaharda yapraklar
sararır.
Adamın birden rengi
sarardı.
Nsz.
Birden mideme bir
ağrı saplandı.
Sonra da araba
çamura saplandı.
150
Выгорать
688 SARILMAK
Бросаться к комулибо
Быть завернутым
Быть
обмотанным
Быть
перевязанным
Закутываться,
завертываться
Взяться с
рвением
Хвататься за чтолибо
689 SARKMAK
Свободно висеть,
свешиваться
Высовываться,
свешиваться
наружу
690 SARMAK
Окружать
Распространяться
Мотать
Nsz.
Yeni aldığım gömlek
güneşten sarardı.
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Çocuk koştu ve
annesine sarıldı.
Hediye çok güzel bir
pakete sarılmıştı.
Sonra bütün ipler
büyük bir makaraya
sarıldı.
Önce çocuğun yarası
sarıldı.
Soğuktan yorgana
sarılmıştı.
Genç, yeni işine dört
elle sarılmıştı.
Delikanlı hemen
silaha sarıldı.
Ne (что)
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Nereye
(куда)
NeredenNereye
(откудакуда)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Çocuk aşağı sarkmıştı.
Çocuk pencereden
dışarı sarkmıştı.
Polisler hırsızın evini
sarmışlardı.
Hastalık kısa zamanda
bütün şehri sardı.
Alevler bütün evi
sarmıştı.
Şu yumağı sarsana.
151
Завернуть
691 SARSILMAK
Сотрясаться,
трястись
Быть
потрясенным
692 SARSMAK
Трясти, сотрясать
Neye
(чему)
Kasap kıymayı büyük
bir kağıda sardı.
Nsz.
Otobüste gelirken çok
sarsılmıştı.
Oğlunun ölümünden
sonra çok sarsıldı.
Nsz.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Otobüs beni çok
sarstı.
Çocuk ikide bide
koltuğu sarsıyordu.
Bu olay onu çok
sarstı.
693 SATILMAK
Быть проданным
Nsz.
Продаваться
Nsz.
Benim almak
istediğim gömlek
satılmış.
Burada yiyecek
satılmaz.
Трясти, шатать
Потрясти
694 SATIN ALMAK
Покупать
Nsz.
Nereden
(откуда)
695 SATMAK
Продавать
696 SAVAŞMAK
Воевать
Бороться
Ben o arabayı satın
alamam.
Ben de bu arabayı o
galeriden satın aldım.
Ne (что)
Adam sadece karpuz
satıyordu.
Kiminle
(с кем)
Neyle
(с чем)
Almanlar Fransızlarla
üç yıl savaştılar.
Tıp yıllardır bu
hastalıkla savaşıyor.
152
697 SAVUNMAK
Оборонять,
защищать
Защищать
698 SAVURMAK
Веять (зерно)
Бросать
Разбрасывать
Поднимать чтолибо в воздух
Осыпать бранью
Транжирить
деньги, бросать
деньги на ветер
699 SAYIKLAMAK
Говорить во сне
Бредить кемлибо, грезить о
ком-либо
Мечтать о чемлибо
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Atalarımız yıllarca bu
vatanı savunmuşlar.
Yener, her zaman
kardeşini savunur.
Biz de şirketimizin
çıkarlarını
savunuyoruz.
Ne (что)
Çiftçiler harman
savuruyorlardı.
Oyuncağımı elimden
aldığı gibi savurdu.
Taner, eşyalarını
odanın her tarafına
savurmuştu.
Neyi
(что-в.п.)
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Rüzgar yerdeki
kağıtları savuruyordu.
Adam sağa sola
küfürler savuruyordu.
Eline geçen bütün
paraları savuruyordu.
Nsz.
Adam uykuya dalar
dalmaz sayıklamaya
başlıyor..
Kimi
Sevenler sevdiğini
(кого-в.п.) gece gündüz sayıklar.
Neyi
(что-в.п.)
Delikanlı milyarder
olmayı sayıklıyordu.
153
700 SAYMAK
Считать
Уважать,
почитать
Засчитывать,
принимать в
расчет
Не считаться, ни
во что не ставить
Ne (что)
Kutudaki kalemleri
saydım.
Nsz.
Çocuk ikişer ikişer
bile sayabiliyordu.
Kimi
Doğru konuşanı sever
(кого-в.п.) sayarlar.
Neyi
Hakem, atılan golü
(что-в.п.) saymadı.
Neyi
(что-в.п.)
Считать, полагать Nsz.
701 SEÇİLMEK
Быть выбранным,
выбираться
Быть избранным
Отличаться,
выделяться
702 SEÇMEK
Выбирать
Завести (друга)
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neye
(чему)
Ne (что)
O, benim
söylediklerimi hiçe
sayıyor.
Artık ondan kurtulduk
sayabiliriz.
Domatesin iyileri
seçilmiş.
İki yıl sonra
milletvekili seçildi.
Yüz kişi içinden
seçiliyor, belli
oluyordu.
Sınıftaki en iyi
öğrenciyi seçtim.
Kırmızı domatesleri
seçtim.
Semra’yı belediye
başkanlığına seçtiler.
Her zaman kendine
çok iyi arkadaş seçer.
154
Разбирать
(надпись)
Neyi
(что-в.п.)
Выбирать
Ne (что)
703 SELÂM SÖYLEMEK
Передавать
Kime
привет
(кому)
704 SELÂMLAMAK
Приветствовать
Kimi
(кого-в.п.)
Neyle
(с чем)
705 SELÂMLAŞMAK
Здороваться
Kiminle
(с кем)
Быть поверхносто Nsz.
знакомым
706 SERGİLEMEK
Выставлять,
демонстрировать,
экспонировать
707 SERİNLEMEK
Становиться
прохладным,
свежеть
708 SERMEK
Постелить
Развесить
Adam yaşlıydı,
gözleri hiçbir şeyi
seçmiyordu.
Ben de çok yemek
seçerim.
Babam size selâm
söyledi.
Konuşmaya
başlamadan önce
seyircileri selâmladı.
Adam bizi başıyla
selâmladı.
Artık benimle
selâmlaşmıyor.
Bir yakınlığımız yok,
sadece
selamlâşıyoruz.
Neyi
(что-в.п.)
Sanatçı bütün
eserlerini sergilemişti.
Nsz.
Klimayı açınca biraz
serinledik.
Ne (что)
Buraya büyük bir halı
sermeliyiz.
Biraz önce çamaşırları
serdim.
Neyi
(что-в.п.)
155
709 SERTLEŞMEK
Становиться
твердым,
жестким,
крепким
Становиться
резким (о ветре)
Становиться
грубым, резким
(о поведении)
710 SERVİS YAPMAK
Подавать
Nsz.
Kapıya yaptığımız alçı
sertleşti.
Nsz.
Öğleden sonra rüzgar
sertleşti.
Bize karşı davranışları
çok sertleşti.
Nsz.
Nsz.
Kime
(кому)
711 SESLENDİRMEK
Озвучивать
Neyi
(что-в.п.)
712 SESLENMEK
Кричать,
воскликать
Звать
Отзываться,
откликаться
713 SEVİNMEK
Радоваться
714 SEVMEK
Любить
Nsz.
Kime
(кому)
Nsz.
Nsz.
Neye
(чему)
Önce çorba servisi
yaptılar.
Çocuklara dondurma
servisi yaparsınız.
O filmi, çok ünlü
sanatçılar
seslendirmiş.
Babası arkasından
seslendi.
Öğretmen bize
sesleniyordu.
Birkaç defa
seslendim, duymadı.
“Dışarı çıkalım mı?”
dedim, seslenmedi.
Bu habere çok
sevindim.
Kimi
Ben annemi çok
(кого-в.п.) seviyorum.
156
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
715 SEVK ETMEK
Отправлять,
перебрасывать
KimiNereye
(кого-в.п.куда)
Направлять,
Kimiотправлять
Nereye
(кого-в.п.куда)
Побуждать,
Kimi-Neye
толкать
(кого-в.п.чему)
716 SEYAHAT ETMEK
Путешествовать, Nsz.
ездить
717 SEYRETMEK
Ne (что)
Смотреть
(телевизор,
фильм…)
718 SEZMEK
Чувствовать
Neyi
(что-в.п.)
Предчувствовать Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Замечать,
понимать,
догадываться
Ben Türkçe dersini
çok seviyorum.
Sabahları yürümeyi
çok severim.
Askerleri doğuya sevk
ettiler.
Hastayı şehir
hastanesine sevk
ettiler.
Fakirlik beni buna
sevk etti.
Uzun yıllar babasıyla
seyahat etti.
Hergün televizyon
seyrediyor.
Ben bunu sezmiştim.
Annem olacakları
önceden sezmişti.
Bu olayda bir tuhaflık
seziyordu.
157
719 SIĞDIRMAK
Втискивать,
впихивать,
помещать
720 SIĞINMAK
Укрываться,
спасаться,
находить
убежище, кров
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
KimiNereye
(кого-в.п.куда)
Nereye
(куда)
Kime
(кому)
Nereye
(куда)
721 SIĞMAK
Вмещаться,
умещаться
Быть нелогичным
Быть неполюдски
722 SIKILMAK
Скучать, уставать
(от кого / чего-л.)
Выжиматься
Paltoyu valize
sığdıramadım.
Yüz kişiyi küçük bir
odaya sığdırdılar.
Yağmur bastırınca
mağaraya sığındık.
Zavallı çocuk
korkudan abisine
sığınmıştı.
Hakkında tutuklama
kararı çıkınca
Almanya’ya sığındı.
Nereye
(куда)
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Kitaplar bu kutuya
sığmıyor.
Senin söylediklerin
mantığa sığmıyor.
Bu yaptığın insanlığa
sığmaz.
Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
Nerede
(где)
Nsz.
Evde oturmaktan
sıkıldım.
Bu çocuklardan
sıkıldım artık.
Ben okulda çok
sıkılıyorum.
Salataya limon sıkıldı
mı?
158
723 SIKIŞMAK
Тесниться,
жаться
Быть зажатым,
защемленным
Быть в
стесненном,
затруднительном
положении
Сдавливать
(сердце, грудь),
испытывать
удушье
Быть в
затруднительном
материальном
положении
724 SIKIŞTIRMAK
Прищемить
Втискивать,
впихивать,
засовывать
Совать,
вкладывать (в
руку)
Оказывать
давление,
нажимать
Nsz.
Nereye
(куда)
Nsz.
Otobüs kalabıktı, çok
sıkıştık.
Parmağım kapıya
sıkıştı.
Başı sıkışınca hemen
bize gelir.
Nsz.
Sıcak havalarda kalbi
sıkışıyordu.
Nsz.
Daha maaş almadım.
Bu yüzden bu ay çok
sıkıştık
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Nereye-Ne
(кудачто)
Kimi
(кого-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Parmağımı kapıya
sıkıştırdım.
Elbiselerini valize
sıkıştırmış.
Ayrılırken babam
elime harçlık
sıkıştırdı.
Polis en sonunda
hırsızı sıkıştırdı.
Çocuğu biraz
sıkıştırdım hemen
konuştu.
159
725 SIKMAK
Сжимать
726
727
728
729
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Adam elimi çok sıktı.
Bu ayakkabılar
ayağımı sıkıyor.
Прыскать,
Bu çocuklar
брызгать
birbirlerine su
sıkıyorlar.
Быть строгим
Kimi
Öğrenciyi çok
(кого-в.п.) sıkmamak lâzım.
Выжимать
Ne (что)
Ben salataya limon
sıktım.
SINIFLANDIRMAK
Neyi
Malları fiyatlarına
Классифициро(что-в.п.) göre sınıflandırdık.
вать,
распределять
Neyi
Önce konuları
(что-в.п.) sınıflandırmalıyız.
SINIRLAMAK
Ограничивать
Neyi
Yeni müdür bazı
(что-в.п.) yetkilerimizi sınırladı.
SIRALAMAK
Поставить в ряд
Neyi
Sandalyeleri buraya
(что-в.п.) sıralayın.
Расположить по
Neyi
Kitapları sıralamam
порядку
(что-в.п.) lazım.
Перечислять
Neyi
Bütün problemleri
(что-в.п.) sıralamaya başladı.
SIVAMAK
Обмазывать
Neyi
Adam önce kollarını
гипсом, известью (что-в.п.) sıvadı.
Штукатурить
Neyi
Bu duvarı da
(что-в.п.) sıvamamız gerek.
160
730 SIYIRMAK
Поцарапать
Резко снять,
сдернуть
Очищать
731 SIZMAK
Сочиться, капать,
протекать
Просочиться (в
печать)
Проникать
Заснуть
732 SİLKELEMEK
Стряхнуть,
отряхнуть
733 SİLKMEK
Выколачивать,
выбивать
Трясти
734 SİLMEK
Вытереть
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Taş, kolumu sıyırıp
geçti.
Paltoyu sıyırıp attı.
Çocuk, kemik
sıyırmayı çok
seviyordu.
Nereden
(откуда)
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
Nsz.
Taşların arasından su
sızıyordu.
Artık haber basına
sızmıştı.
Asker, düşman arasına
sızmaya çalışıyordu.
Adam yorgunluktan
sızıp kaldı.
Neyi
(что-в.п.)
Kilimleri silkeledik.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Halıyı silktin mi?
Neyi
(что-в.п.)
Вычеркивать
Kimi
(кого-в.п.)
735 SİNİRLENDİRMEK
Нервировать,
Kimi
раздражать
(кого-в.п.)
Çocuklar dut ağacını
silkiyordu.
Masayı siler misin?
Müjdat’ı listeden sil.
Bu çocuk beni çok
sinirlendiriyor.
161
736 SİNİRLENMEK
Нервничать
Переживать
737 SOĞUMAK
Остывать
Охладеть, стать
равнодушным к
кому-либо, чемулибо, потерять
интерес
Становиться
холодным
738 SOHBET ETMEK
Беседовать
739 SOKMAK
Засовывать
Устроить
(на работу)
Приносить
Жалить
Перевозить,
проникнуть
незаконно
Nsz.
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Nsz.
Kimden
(от кого)
Neyden
(от чего)
Bu haberi duyunca
birden sinirlendi.
Suzan Aslı’ya çok
sinirlenmiş.
Bu olaya çok
sinirlendi.
Acele et, çorban
soğudu.
Ben artık Ercan’dan
soğudum.
Ben de futboldan
soğudum.
Nsz.
Havalar yavaş yavaş
soğumaya başladı.
Kiminle
(с кем)
Dün öğretmenimle
biraz sohbet ettim.
Nereye
Elini cebine soktu.
(куда)
Kimi
Kendi çalıştığı
(кого-в.п.) fabrikaya kardeşini de
sokmak istiyor.
Ne (что)
İçeriye yiyecek
sokmak yasakmış.
Ne (что)
Dün piknikteElimi arı
soktu.
Ne (что)
Ülkeye kaçak silâh
sokuyormuş.
162
740 SOKULMAK
Влезать
Жаться,
прижиматься
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
741 SOLMAK
Вянуть
Nsz.
Выцветать
Nsz.
Бледнеть
Nsz.
742 SOLUKLANMAK
Nsz.
Передохнуть,
глубоко и
спокойно дышать
743 SOLUMAK
Тяжело дышать
Nsz.
Сопеть
Nereden
(откуда)
744 SONUÇLANDIRMAK
Завершать
Neyi
(что-в.п.)
745 SORGULAMAK
Допрашивать
Yaşlı kadın, soğuktan
yorganın altına
sokulmuştu.
Çocuk yanıma
sokuldu, bir şeyler
anlatmaya başladı.
Bütün çiçekler
solmuştu.
Gömleğin rengi
güneşten solmuştu.
Hastanın durumu
kötüydü, rengi
solmuştu.
Çok yorulmuştuk,
biraz soluklanmak için
mola verdik.
Hasta yavaş yavaş
soluyordu.
Çocuk ancak
burnundan
soluyabiliyordu.
Yarışmayı artık
sonuçlandırmamız
lazım.
Kimi
Polisler beni yaklaşık
(кого-в.п.) iki saat sorguladılar.
163
746 SORMAK
Спросить, задать
(вопрос)
Kime
(кому)
Neyi
(что-в.п.)
Kimden
(от кого)
Спросить
(с кого-то)
747 SORUŞTURMAK
Расспрашивать
Kime
(кому)
Расследовать,
исследовать
Опрашивать,
расспрашивать о
ком-либо
748 SOYMAK
Почистить
Грабить
749 SOYULMAK
Быть очищенным
от кожуры
Быть
ограбленным
Tanıdıklarıma
soruşturdum fakat bir
şey öğrenemedim.
Neyi
Bu konuyu çok
(что-в.п.) soruşturdum fakat
sonuç alamadım.
Kimi
Ayhan’ı soruşturdum
(кого-в.п.) ama tanıyan yok.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Sen şu patatesleri soy.
Nsz.
Patetesler soyuldu.
Nsz.
Bu banka tam beş defa
soyulmuş.
Otobüste giderken
soyuldum.
Nsz.
750 SOYUNMAK
Раздеваться,
менять одежду
Öğretmen Faruk’a bir
soru sordu.
Sadece nereye
gideceğimizi sordum.
Birşey olursa senden
sorarım.
Nsz.
Bu adam bankayı
soymuş.
Beni bu adam soydu.
Soyunmak için
odasına geçti.
164
Снимать
(одежду)
Решать заняться
чем-то
751 SÖKMEK
Вытащить,
выдернуть
Разобрать
Оторвать,
порвать
752 SÖKÜLMEK
Вырывать,
вытаскивать
Выдергивать
Neyi
(что-в.п.)
Neye
(чему)
Paltonu soyun, şuraya
as.
Şimdi de politikaya
soyunmuş.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Tahtadaki bütün
çivileri söktük.
Ben bu motoru
sökemem.
Ceketin cebini
sökmüş.
Nsz.
Kuru ağaçların hepsi
söküldü.
Duvardaki çiviler
sökülmeli.
Arabanın motoru da
sökülmüş.
Ceketin sökülmüş.
Adam birden “Sökül
bakalım paraları”
dedi.
Nsz.
Разбирать
Nsz.
Распарывать
Отдавать,
выкладывать
(деньги)
753 SÖNDÜRMEK
Тушить (пожар)
Nsz.
Nsz.
Гасить,
притушить (свет)
Гасить (чувства)
754 SÖNMEK
Гаснуть, потухать
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
İtfaiyeciler yangını
söndürdüler.
Bütün lambaları
söndürün.
Onun bu hareketleri
aramızdaki aşkı
söndürdü.
Nsz.
Sabaha doğru ateş
söndü.
165
Nsz
Nsz.
Угасать
(о чувствах)
755 SÖYLEMEK
Сказать
Говорить
756 SÖZLEŞMEK
Договариваться
Nsz.
Ne (что)
Kime
(кому)
Kiminle
(с кем)
Nsz.
757 SÖZ VERMEK
Давать слово,
обещать
758 SUÇLAMAK
Обвинять
759 SUÇLANMAK
Обвиняться, быть
обвиненным
760 SULAMAK
Поливать
Sonra bütün ışıklar
söndü.
Bu yanardağ elli yıl
önce sönmüştü.
Daha sonra ona olan
aşkı söndü.
Bir şeyler söyledi ama
anlamadı.
Babam sana söyledi,
bana değil.
Ben öğleden sonra
Erhan’la kütüphaneye
gitmek için
sözleşmiştim.
Okulun önünde
buluşmak üzere
sözleşmiştik.
Kime
(кому)
Ben öğretmenime söz
verdim.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyle
(с чем)
Sadece beni
suçluyorlar.
Beni hırsızlıkla
suçluyorlar.
Neyle
(с чем)
İki yıl önce hırsızlıkla
suçlanmıştı.
Neyi
(что-в.п.)
Her sabah çiçekleri
sularsın.
166
Поить
761 SULANDIRMAK
Разбавлять водой
762 SUNMAK
Давать, подавать
Вести
763 SUSAMAK
Испытывать
жажду, хотеть
пить
764 SUSMAK
Молчать
765 SUSTURMAK
Заставлять
замолчать
Neyi
(что-в.п.)
Bir saat önce
hayvanları suladım.
Neyi
(что-в.п.)
Yoğurdu fazla
sulandırırsanız ayran
olur.
Neyi
(что-в.п.)
Geçen hafta istifa
dilekçemi size
sunmuştum.
Bir ay sonra bize bir
rapor sunun.
Bu eğlence
programını genç bir
kız sunuyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Yemekten sonra çok
susadık.
Nsz.
Ben bağırınca çocuk
birden sustu.
Kimi
(кого-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Öğretmen önce
öğrencileri susturdu.
Kadın ağlayan bebeği
susturmaya
çalışıyordu.
Kimi
Aslında onu
(кого-в.п.) susturmak çok kolay
fakat ben böyle
yapmak istemiyorum.
167
766 SÜPÜRMEK
Подметать,
пылесосить
767 SÜRDÜRMEK
Продолжать
Понуд. от мазать
768 SÜRMEK
Водить ( машину)
Трогать
Мазать
Высылать
Пахать
Продолжаться,
проводить,
проживать
769 SÜRTMEK
Сильно тереть
Neyi
(что-в.п.)
Bugün salonu sen
süpüreceksin.
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Babasının başlattığı işi
sürdürmek istiyordu.
Çocuk yarasına krem
sürdürmüyordu.
Ne (что)
Sen çok hızlı araba
sürüyorsun.
Lütfen elinizi vitrine
sürmeyin!
Ekmeğine önce
tereyağı sonra reçel
sürdü.
Eline krem sür.
Bütün yazarları
ülkeden sürdüler.
Bu haziranda tarlayı
süreceğiz.
İkisi de çok güzel bir
hayat sürdüler.
Bu toplantı dört gün
sürecek.
Nereye
(куда)
Ne (что)
Ne (что)
Nereden
(откуда)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Nsz.
Neyi-Neye
(что-в.п.чему)
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Ellerini birbirine
sürterek ısınıyordu.
Geçerken çantasını
duvara sürttü.
168
770 SÜRTÜNMEK
Тереться
Nereye
(куда)
Тереться,
Nereye
ластиться
(куда)
771 SÜRÜKLEMEK
Волочить, тащить Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Нести (о течении) Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Втянуть, вовлечь KimiNereye
(кого-в.п.куда)
772 SÜRÜLMEK
Мазаться
Nereye
(куда)
Испачкаться
Nereye
(куда)
Быть запаханным Nsz.
Страд. от водить
машину
Быть высланным
Nsz.
Nereye
(куда)
773 SÜRÜMEK
Волочить, тащить Neyi
(что-то тяжелое)
(что-в.п.)
Ceketim kirlenmiş.
Galiba duvara
sürtündüm.
Kedi bacaklarıma
sürtünüyordu.
Sarhoşu yerlerde
sürüyorlardı.
Çocuk çantayı
yerlerde sürüyordu.
Akıntı bütün ağaçları
sürüklüyordu.
Akıntı bizi yarım saat
sürükledi.
Beni bu işe
arkadaşlarım
sürükledi.
Böyle yaralara krem
sürülmez.
Ceketime boya
sürülmüş.
Kocaman tarla iki
günde sürülmüştü.
Bence de bu yolda
araba sürülmez.
Yaptıklarından dolayı
şehirden sürüldü.
Çocuk ağır çuvalı
yerde sürüyerek
taşımaya çalışıyordu.
169
Волочить
(о ногах)
Везти, тащить
(кого-либо)
Волочить (подол,
платье)
774 SÜRÜNMEK
Ползти
Накраситься,
намазываться
(пудрой и т.д.)
Душиться
(духами)
Задевать
Волочиться
(о платье)
Влачить жалкое
существование,
прозябать
775 SÜSLEMEK
Украшать
Наряжать
(кого-то)
776 SÜSLENMEK
Наряжаться
Neyi
(что-в.п.)
KimiNereye
(кого-в.п.куда)
NeyiNerede
(что-в.п.где)
Ben de ayaklarımı
sürüyerek yürürüm.
Çocukları peşim sıra
oralara sürümek
istemiyorum.
Nsz.
Askerler yerde
sünüyordu.
Genç kız çok boya
sürünmüştü.
Nsz.
Nsz.
Kime
(кому)
Nsz.
Nsz.
Kız gelinliğini
yerlerde sürüyordu.
Delikanlı çok hoş bir
koku sürünmüştü.
Yanımdan geçerken
bana süründü.
Genç kızın gelinliği
yerlerde sürünüyordu.
Hapisten çıktıktan
sonra çok süründü.
Neyi
Çocuğun odasını
(что-в.п.) süsleyelim.
Kimi
Dün gelini süsledik.
(кого-в.п.)
Nsz.
Genç süslenip düğüne
gitti.
170
Украшаться
777 SÜZMEK
Цедить,
фильтровать
Окинуть
взглядом,
оглядеть
778 ŞAKA YAPMAK
Шутить
Nsz.
Bütün sokaklar
süslenmişti.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Sütü önce
süzmelisiniz.
Adam beni önce
baştan aşağı bir süzdü.
Nsz.
Nusret şaka yapmayı
sever.
Kadir herkese şaka
yapar.
Kime
(кому)
779 ŞAKALAŞMAK
Перекидываться
Kiminle
шутками
(с кем)
780 ŞANTAJ YAPMAK
Шантажировать
Kime
(кому)
781 ŞAPIRDATMAK
Чавкать
Neyi
(что-в.п.)
782 ŞARTLAMAK
Наставлять
Kimi
(кого-в.п.)
783 ŞAŞIRMAK
Удивляться
Nsz.
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Kadir herkesle
şakalaşır.
Bazı sanatçılara şantaj
yapıyormuş.
Çocuk durmadan
ağzını şapırdatıyordu.
Babam duyduklarımı
kimseye söylememem
için beni iyice
şartlamıştı.
Birden beni görünce
çok şaşırdı.
Ben de Sibel’e çok
şaşırdım.
Bu işe ben de çok
şaşırdım.
171
784 ŞAŞIRTMAK
Удивлять,
поражать,
ошеломлять
Сбивать с толку,
запутывать
785 ŞAŞMAK
Удивляться,
изумляться,
поражаться
Ошибаться,
заблуждаться,
путать
786 ŞIMARMAK
Баловаться
787 ŞIMARTMAK
Избаловать
Kimi
Mehmet beni çok
(кого-в.п.) şaşırttı.
Nsz.
Bu olay hepimizi
şaşıtmıştı.
Kimi
Ben doğru
(кого-в.п.) sayıyordum, sen beni
şaşırttın.
Nsz.
Adam beni karşısında
görünce şaştı kaldı.
Neyden
(от чего)
Melih bildiğinden
şaşmaz.
Nsz.
Bu çocuk çok
şımarıyor.
Kimi
Ailesi bu çocuğu çok
(кого-в.п.) şımartmış.
788 ŞİKÂYET ETMEK
Жаловаться
Kimi
(кого-в.п.)
Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
Kime
(кому)
789 ŞİŞİRMEK
Накачать (шину)
Neyi
(что-в.п.)
Beni Sinan şikâyet
etmiş.
Oya herşeyden şikâyet
ediyor.
Öğretmenin senden
çok şikâyet ediyor.
Seni babama şikâyet
edeceğim.
Tekeri şişirmem
lazım.
172
Надувать
(шарики)
Преувеличивать,
раздувать
Надоедать комулибо
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Siz de balonları
şişirin.
Haydar olayları
şişirmeyi sever.
Adam durmadan
konuşuyor, kafamı
şişirdi.
790 ŞİŞMANLAMAK
Располнеть
Nsz.
791
792
793
794
795
796
Vedat evlendikten
sonra çok şişmanladı.
ŞÜPHELENMEK (ŞÜPHE ETMEK)
Подозревать
Kimden
Polisler ondan
(от кого)
şüpheleniyorlar.
Neyden
O herşeyden
(от чего)
şüphelenir.
TABURCU ETMEK
Выписывать из
Kimi
Serhat’i iki gün önce
больницы
(кого-в.п.) taburcu ettiler.
Nereden
Bir hafta sonra
(откуда)
hastaneden taburcu
ettiler.
TABURCU OLMAK
Выписаться
Nereden
Rahmi dün hastaneden
(из больницы)
(откуда)
taburcu oldu.
TADINA BAKMAK
Пробовать
Neyin
Şu tatlının tadına
(чего)
bakabilir miyim?
TAHMİN ETMEK
Предполагать
Neyi
Ben böyle olacağını
(что-в.п.) tahmin etmiştim.
TAHSİL ETMEK
Собирать,
Neyi
Bu ay alacaklarımızı
взимать (деньги) (что-в.п.) tahsil edeceğiz.
173
Kimden
(от кого)
797 TAKDİM ETMEK
Представлять,
Kimi
знакомить
(кого-в.п.)
Kime
(кому)
Преподносить,
вручать
798 TAKILMAK
Вдеваться
(о нитке)
Задеть
Приставать,
дразнить,
говорить
колкости
Приставать,
зацепиться
Заходить куданибудь и
проводить там
время
Хотеть идти с
кем-нибудь
Запинаться
Kime
(кому)
Abdullah’tan
alacağımızı tahsil
ettiniz mi?
Müdür bey yeni
şefimizi takdim etti.
Müdür bey beni yeni
öğrencilere takdim
etti.
Ünlü sanatçıya güzel
bir plaket takdim
ettiler.
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
Kime
(кому)
İplik bir türlü iğneye
takılmıyordu.
Ayağım sandalyeye
takıldı.
Ona takılmak hoşuma
gidiyor.
Neye
(чему)
Nereye
(куда)
Dosyaların etiketine
takıldı.
Gelirken arkadaşlarla
lokantaya takıldık.
Nereye
(куда)
Ben ayrılırken bütün
çocuklar peşime
takıldı.
Çocuk bu uzun şiiri
hiç takılmadan okudu.
Nsz.
174
Засесть в голове
799 TAKİP ETMEK
Преследовать
Следовать
Следить за чемлибо
800 TAKLİT ETMEK
Подражать,
пародировать
801 TAKMAK
Одевать (очки,
украшения,
галстук и т.п.)
Давать прозвище
802 TAMAMLAMAK
Дополнять,
дописывать
803 TAMİR ETMEK
Ремонтировать,
чинить
804 TANIMAK
Узнавать
Neye
(чему)
Kayahan’ın
söyledikleri kafama
takıldı.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Polisler uzun bir süre
adamı takip ettiler.
Bu yolu takip
ederseniz meydana
çıkarsınız.
Basındaki gelişmeleri
yakından takip eder.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
Sanatçı, ünlü
(кого-в.п.) politikacıları taklit
ediyordu.
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Kızlar kulaklarına
küpe takarlar.
Kravatını taktın mı?
Arkadaşları her zaman
ona bir lâkap
takarlardı.
Neyi
(что-в.п.)
Aşağıdaki diyaloğu
tamamlayınız.
Neyi
(что-в.п.)
Çocuk bisikletini
tamir ediyordu.
Kimi
Birden seni
(кого-в.п.) tanıyamadım.
175
Знать
Nereden
(откуда)
Принять
(как государство)
Neyi
(что-в.п.)
Дать время
Ne (что)
805 TANIŞMAK
Знакомиться
806 TANIŞTIRMAK
Знакомить
807 TANITMAK
Представить
808 TARAMAK
Расчесывать
809 TARİF ETMEK
Описывать,
рассказывать
Kiminle
(с кем)
Ben Derya’yı
üniversiteden
tanıyorum.
Bazı ülkeler yeni
kurulan devleti
tanımak istemiyorlar.
Bu işi bitirmemiz için
iki hafta süre tanıdılar.
Dün Metin’le
tanıştım.
Cansu beni ailesiyle
Kimitanıştırdı.
Kiminle
(кого-в.п.с кем)
Kimi
(кого-в.п.)
Kime
(кому)
Neyi
(что-в.п.)
Müdür bey önce beni
tanıttı.
Derya beni ailesine
tanıttı.
Yeni ürünlerimizi
tanıtmamız lazım.
Neyi
(что-в.п.)
Sabahları saçlarını
tarar.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Kime
(чему)
Bana bu adresi tarif
eder misiniz?
Bana o çocuğu biraz
tarif eder misin?
Sen yolu ona tarif et.
176
810 TARTILMAK
Быть взвешенным Nsz.
Взвешиваться
811 TARTIŞMAK
Ссориться
Спорить
812 TARTMAK
Взвешивать
Nsz
Kasadaki domatesler
tartılmadı.
Geçen ay tartıldım,
altmış kiloydum.
Kiminle
(с кем)
Neyi
(что-в.п.)
Bugün Arzu’yla çok
tartıştık.
Yabancı dil
öğrenmenin önemini
bütün sınıf tartıştık.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Manav önce
meyveleri tarttı.
Tezgahtar peyniri
noksan tartmıştı.
Doktor bebeği tarttı.
Взвешивать,
хорошо
обдумывать
Взвешивать,
Neyi
оценивать
(что-в.п.)
813 TASARLAMAK
Проектировать,
Neyi
планироват
(что-в.п.)
814 TASARRUF ETMEK
Сберегать,
Neyden
экономить
(от чего)
815 TASDİK ETMEK
Подтверждать
Neyi
(что-в.п.)
Dedem sözlerini
tartarak konuşurdu.
Künyeyi eline aldı ve
tartmaya çalıştı.
Oturmuş, yapacağı evi
tasarlıyordu.
Böylece elektrikten
tasarruf ediyoruz.
O da söylediklerimi
tasdik etti.
177
Заверять
Neyi
(что-в.п.)
816 TASVİR ETMEK
Neyi
Изображать,
(что-в.п.)
художественно
описывать
Kimi
(кого-в.п.)
817 TAŞIMAK
Перевозить
Ne (что)
Иметь с собой
818 TAŞINMAK
Переезжать
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
819 TAŞITMAK
Понуд. от носить,
таскать
820 TAŞMAK
Переливаться
через край,
убежать (перен.)
Noterin bütün bu
belgeleri tasdik etmesi
lazım.
Yazar, o zamanın
İstanbul’unu çok
güzel tasvir ediyor.
Romanın kahramanı
çok iyi tasvir edilmiş.
Bu kamyonlar kömür
taşıyor.
Yarın eşyaları
taşıyalım.
Cebimde hiç fazla
para taşımam.
Geçen sene
Ankara’dan İstanbul’a
taşındık.
Buradaki kasap iki
sokak aşağıya taşındı.
Onlar bu evden
taşındılar.
Neyi-Kime Adam çantasını
(что-в.п.- küçücük çocuğa
taşıtıyordu.
кому)
Nsz.
Ben içerdeyken çorba
taştı.
178
Выходить из
берегов,
разливаться
Наполняться
Nsz.
Bol yağışlar nedeniyle
nehir taşmıştı.
Nsz.
Salon misafirlerle
doldu taştı.
En sonunda sabrım
taştı.
Nsz.
Лопнуть,
иссякнуть
(о терпении)
821 TATBİK ETMEK
Приводить в
жизнь\
Применять,
осуществлять
Neyi
(что-в.п.)
Kime
(кому)
Bu planı tatbik
edemezsiniz.
Bu projeyi öğrencilere
tatbik etmemiz
imkansız.
822 TATMAK
Пробовать,
отведывать
Познавать
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Bir de şu dolmayı
tadar mısın?
Bu hayatta çok acılar
tattım.
Bu kısacık hayatımda
her şeyi tattım.
Neyi
Познавать,
(что-в.п.)
вкушать,
испробовать
823 TAVSİYE ETMEK
Советовать
Neyi
(что-в.п.)
Рекомендовать
Kime
(кому)
824 TEBLİĞ ETMEK
Сообщать,
Neyi
передавать
(что-в.п.)
Kime
(кому)
Doktor bana sigarayı
bırakmamı tavsiye
etti.
Seni müdür beye ben
tavsiye ettim.
Aldığımız kararları
ona tebliğ ettik.
Bence bunu Hilmi’ye
de tebliğ etmemiz
lazım.
179
825 TEBRİK ETMEK
Поздравлять
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
826 TEDAVİ ETMEK
Лечить
Kimi
(кого-в.п.)
Залечивать
Neyi
(что-в.п.)
827 TEFTİŞ ETMEK
Проверять
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Yarışmayı kazanınca
herkes beni tebrik etti.
Ramazan bayramınızı
tebrik eder sağlık ve
mutluluklar dilerim.
Beni bu doktor tedavi
etmişti.
Adamın yarasını bir
türlü tedavi
edememişler.
Dün müdür bey beni
teftiş etmeye geldi.
Her ay iş yerimizi
teftiş ediyorlar.
828 TEHDİT ETMEK
Угрожать
Kimi
Hırsız polisleri tehdit
(кого-в.п.) ediyordu.
Neyle
Beni öldürmekle
(с чем)
tehdit ediyorlar.
829 TEHİR ETMEK (ERTELEMEK)
Откладывать
Neyi
Yarınki toplantıyı
(что-в.п.) tehir ettik.
830 TEKLİF ETMEK
Hamit Betül’e
Kime-Ne
Предложить,
evlenme teklif etmiş.
(комусделать
что)
предложение
831 TEKRAR ETMEK (TEKRARLAMAK)
Повторить
Neyi
Ben bu konuları tekrar
(что-в.п.) ettim.
180
832 TELAŞLANMAK
Беспокоиться,
Nsz.
тревожиться
833 TELEFON ETMEK
Звонить
Kime
(кому)
Nereye
(куда)
834 TELEFONLAŞMAK
Созваниваться по Nsz.
телефону
Kiminle
(с кем)
835 TEMAS ETMEK
Касаться чегоNeye
либо
(чему)
Прикасаться,
дотрагиваться
Касаться
(вопроса, темы)
Kime
(кому)
Neye
(чему)
836 TEMBELLEŞMEK
Облениться
Nsz.
Beni görünce birden
telaşlandı.
Dün Selami’ye telefon
ettim.
Naciye hastaneye
telefon etmiş.
Akşam tekrar
telefonlaşırız.
Siz yarın İbrahim’le
telefonlaşın.
Galiba kablolar
birbirine temas
etmiyor.
Sakın bana temas
etme!
Konuşmasında çok
değişik konulara
temas etti.
Sen bu tatilde çok
tembelleştin.
837 TEMİZLEMEK
Чистить, убирать
Neyi
Dün evi biraz
(что-в.п.) temizledik.
Neyi
Çabuk git, elini ve
(что-в.п.) yüzünü temizle!
838 TENKİT ETMEK (ELEŞTİRMEK)
Критиковать
Neyi
Adam her türlü filmi
(что-в.п.) tenkit ediyor.
181
839
840
841
842
843
Kimi
İnsanları tenkit etmeyi
(кого-в.п.) sevmem.
TERCİH ETMEK (YEĞLEMEK)
Neyi
Ben çizgili gömleği
Предпочитать,
(что-в.п.) tercih ediyorum.
отдавать
предпочтение
Kimi
Ben Kemalettin’i
(кого-в.п.) tercih ederim.
Neyi-Neye Ben yeşili kırmızıya
(что-в.п.- tercih ederim.
чему)
Antrenör Mahmut’u
Kimibana tercih etti.
Kime
(кого-в.п.кому)
TERCÜME ETMEK (ÇEVİRMEK)
Переводить
Neyi
Biz bu hikayeyi
(что-в.п.) tercüme edemeyiz.
İngilizceden Rusçaya
Neydentercüme etmemizi
Neye
istiyor.
(от чегочему)
TEREDDÜT ETMEK
Колебаться,
Nsz.
Bir ara çıkıp çıkmama
сомневаться
konusunda tereddüt
etti.
TERFİ ETMEK
Nsz.
Kerem geçen hafta
Получить
terfi etti.
повышение по
службе, быть
Neye
İhsan da bölüm
повышенным в
(чему)
şefliğine terfi etmiş.
звании
TERK ETMEK
Покидать
Kimi
Adam ailesini terk
(кого-в.п.) etmiş.
182
Бросать
844 TERLEMEK
Потеть, вспотеть
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kadir on altı yaşında
evini terk etmiş.
Bu kötü
alışkanlıklarını terk
etmelisin.
Nsz.
Çocuk çok terlemiş.
845 TERLETMEK
Заставлять потеть Kimi
(кого-в.п.)
Заставлять много Kimi
работать, сильно (кого-в.п.)
утомлять
846 TERTİPLEMEK
Приводить в
Neyi
порядок
(что-в.п.)
Расставлять
Neyi
(что-в.п.)
847 TESİR ETMEK
Kimi
Производить
(кого-в.п.)
впечатление,
оказывать
влияние
Влиять
Kime
(кому)
Действовать
Neye
(чему)
848 TESLİM ETMEK
Отдавать, сдавать Neyi
(что-в.п.)
Kime
(кому)
Bu iş bizi çok
terleteceğe benziyor.
Yeni şef bizi çok
terletiyor.
Odanı biraz
tertiplemelisin.
Bir ara şu dosyaları da
tertipleyiver.
O gün dedemin
söyledikleri bana çok
tesir etmişti.
Arkadaşları çocuğa
kötü tesir ediyorlar.
Bu hastalığa hiçbir
ilaç tesir etmiyor.
Ben o evrakları teslim
ettim.
Kompozisyonumu
öğretmenime teslim
ettim.
183
849 TESLİM OLMAK
Сдаваться
Kime
(кому)
Nsz.
850 TESPİT ETMEK
Устанавливать,
определять
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
851 TEŞEKKÜR ETMEK
Благодарить
Kime
(кому)
852 TEŞHİS KOYMAK
Поставить
Nsz.
диагноз
853 TIKAMAK
Затыкать
Neyi
(что-в.п.)
Загораживать,
Neyi
закрывать
(что-в.п.)
NeyiЗатыкать рот,
Nereye
заставлять
(что-в.п.замолчать
куда)
Затыкать уши
Nereye-Ne
(ватой)
(куда-что)
854 TIKANMAK
Быть заткнутым,
закупоренным
Nsz.
Hırsız en sonunda
polise teslim oldu.
Uzun bir çarpışmadan
sonra askerlerimiz
teslim olmak zorunda
kalmıştı.
Bizim görevimiz
arızayı tespit etmek.
Katilin kimliği tespit
edilmiş.
Yardımlarınız için
size çok teşekkür
ederim.
Doktorlar hiçbir teşhis
koyamıyorlar.
Bu deliği tıkamalıyız.
Büyükbaş hayvanlar
yolu tıkamışlar.
Bir şeyler söyleyecek
oldum lafı ağzıma
tıkadı.
Gece yatarken
kulaklarıma pamuk
tıkıyorum.
Lavabonun borusu
tıkanmış.
184
Подавиться
Nsz.
Задыхаться
Nsz.
855 TIKMAK
Всовывать,
впихивать,
втискивать
856 TIRAŞ ETMEK
Брить
857 TIRAŞ OLMAK
Бриться
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Карабкаться,
влезать
Подниматься
859 TİKSİNMEK
Чувствовать
отвращение, не
выносить,
ненавидеть
860 TİTREMEK
Дрожать
Elbiselerini dolaba
tıkmış.
Kimi
Berber müşterilerini
(кого-в.п.) çok hızlı tıraş
ediyordu.
Nsz.
Nsz.
858 TIRMANMAK
Взбираться,
подниматься
Yemek kuruydu
tıkandım. Biraz su
verir misin?
İhtiyar yokuşu çıkana
kadar tıkanmıştı.
Nereye
(куда)
Sabah sakal tıraşı
oldum.
Ayda bir saç tıraşı
oluyorum.
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
Gençler bu dağa
tırmanmayı kafaya
koymuşlardı.
Kediler çok kolay
ağaca tırmanıyorlar.
Ülkedeki gerginlik hat
safhaya tırmanmıştı.
Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
Ben de bu şehirden
tiksiniyorum.
Artık bu adamdan
tiksiniyorum.
Nsz.
Çocuk çok titriyordu.
185
Neyden
(от чего)
861 TOKATLAMAK
Давать пощечину
862 TOPALLAMAK
Хромать
863 TOPARLAMAK
Приводить в
порядок
Собирать
Приводить в
порядок (мысли)
Взять себя руки
864 TOPLAMAK
Собирать
Прибирать,
убирать
(со стола)
Коллекционировать
Складывать
Çocuk soğuktan
titriyordu.
Kimi
Yaptıklarımdan dolayı
(кого-в.п.) babam beni tokatladı.
Nsz.
Delikanlı biraz
topallıyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Şu odayı biraz
toparlayın.
Arkadaşlarını
toparlayıp bir dernek
kurdu.
Neyi
Yazacaklarımı
(что-в.п.) toparlamak uzun
sürdü.
Kimi
Kendini toparlaman
(кого-в.п.) lazım, hayat devam
ediyor.
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
Abim bahçede çiçek
topluyor.
Bugün de masayı sen
topla.
Bugün odanı
toplamamışsın.
Çocukluğumdan beri
madenî para
topluyorum.
Elli ile kırk dördü
topla.
186
865 TOPLANMAK
Собираться
Подобраться
866 TOPLATMAK
Заставлять
собрать
Конфисковать
867 TOZLANMAK
Пылиться,
покрываться
пылью
868 TOZUTMAK
Поднимать пыль,
пылить
Nsz.
Kiminle
(с кем)
Nsz.
Neyi-Kime
(что-в.п.кому)
Neyi
(что-в.п.)
Ben hazırım, çoktan
toplandım.
Dün arkadaşlarla
bizde toplandık.
Ne biçim oturuyorsun,
toplan biraz!
Yerdeki bütün çöpleri
bize toplattı.
Daha sonra hükümet
bu kitabı toplattı.
Nsz.
Bütün mobilyalar
tozlanmış.
Neyi
(что-в.п.)
Paspasları
kaldırmayın her tarafı
tozuttunuz.
Annesi çocuğun elini
tutuyordu.
Köpeği sıkı tut.
Занимать место
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Леденеть (buz ~)
Ne (что)
869 TUTMAK
Держать,
схватить
Ловить (рыбу)
İki kişi birden beni
tuttuyordu.
Balık tutmayı çok
seviyor.
Bu yazı çok az yer
tutar.
Her yer buz tutmuş.
187
Подсуживать
Kimi
(кто-в.п.)
Следовать (слову) Neyi
(что-в.п.)
Болеть
Neyi
(за команду)
(что-в.п.)
Держать (о слове) Neyi
(что-в.п.)
Снимать (дом)
Ne (что)
Прихватить
(о болезни)
Укачивать
Стоить (о цене)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Nsz.
Удержать
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Перекрыть
(дорогу)
Продаваться
870 TUTTURMAK
Понуд. от
держать
Скреплять
Попадать в цель
Neyi-Kime
(что-в.п.кому)
NeyiNeyle
(что-в.п.с чем)
Neyi
(что-в.п.)
Hakem her zaman sizi
tutuyordu.
Söylediklerinle
yaptıkların birbirini
tutmuyor.
Ben Galatasaray’ı
tutuyorum.
Sen hiç sözünü
tutmuyorsun.
Buralarda bir yerde ev
tutmak istiyorum.
Çocuğun yine
öksürüğü tuttu.
Beni otobüs tutar.
Bütün bu kitaplar elli
beş milyon tuttu.
Bu yapışkan bunu
tutar.
Polisler bütün yolları
tutmuşlar.
Yazarın son kitabı çok
tuttu.
Ceketini her zaman
bana tutturuyor.
Gömleğin kolunu
çatal iğneyle
tutturmuştu.
Delikanlı her attığını
tutturuyordu.
188
Настаивать,
твердить,
сопротивляться
Напевать
871 TUTUKLAMAK
Арестовать
Ne (что)
Çocuk markette
oyuncak diye tutturdu.
Ne (что)
Çocuk bir şarkı
tutturmuş gidiyordu.
Kimi
Polisler hırsızları
(кого-в.п.) tutukladılar.
872 TUTUKLANMAK
Быть
Nsz.
арестованным
873 TUTULMAK
Заболеть
Произойти
(о затмении)
Отняться,
онеметь (о языке)
Схватить,
заболеть
(об органе)
Влюбиться
874 TUTUNMAK
Держаться,
придерживаться
Устоять
Neye
(чему)
Nsz.
Nsz.
Nsz.
İki gün önce
hırsızlıktan
tutuklanmış.
Zavallı, amansız bir
hastalığa tutulmuş.
Gelecek hafta ay
tutulacakmış.
Çocuk sahneye
çıkınca sanki dili
tutuldu.
Dün soğukta kaldım,
boynum tutulmuş.
Kime
(кому)
Delikanlı ilk görüşte
kıza tutulmuş.
Neye
(чему)
Nsz.
Şu demire tutun,
düşme!
Düşman bizim
karşımızda
tutunamamıştı.
Yeni açılan market de
çok iyi tutundu.
Быть признанным Nsz.
189
875 TUTUŞTURMAK
Разжигать
Neyi
(что-в.п.)
Kime
Всучивать,
(кому)
всовывать
(в руку)
876 TUZAK KURMAK
Ставить ловушку, Neye
капкан
(чему)
Kime
Устроить
(кому)
ловушку,
западню (перен.)
877 TUZLAMAK
Солить
Neyi
(что-в.п.)
878 TÜKENMEK
Кончаться
Nsz.
Уставать,
истощаться
879 TÜKETMEK
Истратить,
промотать
Измотать,
истощить (силы)
880 TÜKÜRMEK
Плевать
Плеваться
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Nereye
(куда)
Kime
(кому)
Yarım saatlik bir
uğraştan sonra ateşi
tutuşturduk.
Kimse görmeden
çocuğun eline bir
şeyler tutuşturuverdi.
Avcı, ayılara tuzak
kurmuştu.
Kendisini çekemeyen
arkadaşları ona tuzak
kurmuşlardı.
Sen salatayı tuzladın
mı?
Param tükenince eve
dönmek zorunda
kaldım.
Bu yıl bu inşaatın
yüzüne tükendim,
bittim.
Bütün mirası iki ay
gibi kısa bir zamanda
tüketti.
Bu iş beni tüketti.
Yerlere tükürmek çok
kötü bir davranıştır.
Küçük kız iki de bir
abisine tükürüyordu.
190
Выплевывать
881 TÜREMEK
Образовываться
Появляться,
возникать
882 TÜTMEK
Дымить,
дымиться,
наполняться
дымом
883 UCUZLAMAK
Дешеветь
Neyi
(что-в.п.)
Çocuk en sonunda
ağzındaki sakızı
tükürdü.
Nsz.
Türkçe’de fiillerden
de isim türer.
Son zamanlarda bir
sürü şarkıcı türedi.
Nsz
Nsz.
Nsz.
Evin bacasından
duman tütüyordu.
Eski sobalar çok
tüterdi.
Nsz.
Kışlık kıyafetler
ilkbaharda ucuzlar.
884 UÇMAK
Летать
Nsz.
Взлетать
Nsz.
Сдувать
Nsz.
Hazerfen Ahmet
Çelebi Galata
Kulesi’nden
Üsküdar’a kadar
uçmuş.
Kuş bizi görünce
birden uçtu.
Rüzgârdan şapkam
uçtu.
885 UÇURMAK
Запускать в
воздух
Срывать, уносить
(ветром)
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
Çocukken burada
uçurtma uçururduk.
Rüzgar şapkamı
uçurdu.
191
886 UÇUŞMAK
Летать, порхать,
кружить в
воздухе
887 UFALAMAK
Размельчать,
крошить
888 UĞRAMAK
Зайти
Обвинять
889 UĞRAŞMAK
Заниматься
Стараться
890 UĞRAŞTIRMAK
Заставить
потрудиться,
утруждать
Причинять много
хлопот, отнимать
много времени
891 UĞURLAMAK
Провожать
Nsz.
Dışarıda kuşlar
uçuşuyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Çocuk ekmeği her
tarafa ufalamıştı.
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Buradan geçiyorduk,
sana da uğradık.
O zaman o çok büyük
bir iftiraya uğradı.
Kiminle
(с кем)
Neyle
(с чем)
Nsz.
Sabahtan beri bebekle
uğraşıyorum.
Bu soruyla çok
uğraştım.
Üniversite sınavını
kazanabilmek için çok
uğraştım.
Kimi
Bu problem beni çok
(кого-в.п.) uğraştırdı.
Kimi
Nusret ilkokuldayken
(кого-в.п.) bizi çok uğraştırdı.
Kimi
(кого-в.п.)
Nereye
(куда)
Saat dokuzda
misafirleri uğurladık.
Dün Kamil’i askere
uğurladık.
192
892 ULAŞMAK
Добраться
893 ULAŞTIRMAK
Доставлять,
привозить
Давать
возможность
достигнуть
(успеха)
894 UMMAK
Надеяться
Ожидать
895 UMURSAMAK
Придавать
значение,
обращать
внимание,
интересоваться
896 UMUT ETMEK
Надеяться
Nereye
(куда)
Kime
(кому)
Nihayet evime
ulaştım.
Ancak iki yıl sonra
anneme ulaşabildim.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi-Neye
(кого-в.п.чему)
En kısa zamanda bunu
yerine ulaştırmalıyım.
Düzenli çalışmak
insanı başarıya
ulaştırır.
Neyi
(что-в.п.)
Kimden
(от кого)
Senin bu sınavı
kazanacağını
ummuştum.
Bunu senden
ummazdım.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Davut hiçbir şeyi
umursamaz.
İlyas hiçbir zaman
bizi umursamaz.
Neyi
(что-в.п.)
Bir gün babasının
döneceğini umut
ediyor.
897 UMUTLANDIRMAK
Обнадеживать,
Kimi
Çocuğu boş yere
вселять надежду
(кого-в.п.) umutlandırmayın.
898 UMUTLANMAK
Надеяться
Nsz.
Bu haberi duyunca
tekrar umutlandı.
193
899 UNUTMAK
Забывать
900 USANMAK
Надоедать,
уставать (от)
Neyi
Ben bu olayı unuttum.
(что-в.п.)
Kimi
Suna eski
(кого-в.п.) arkadaşlarını hiç
unutamıyor.
Kimden
(от кого)
Neyden
(от чего)
901 USLANMAK
Образумиться,
исправиться
902 UTANDIRMAK
Стыдить
Смущать
903 UTANMAK
Стыдиться
Стесняться,
смущаться
904 UYANDIRMAK
Разбудить
Nsz.
Bu kötü
arkadaşlarımdan
usandım.
Bu kıştan usandım.
Nsz.
Bülent şimdi biraz
uslandı.
Bu cezayı ödersen
uslanısın bir daha bu
tür işlere girişmezsin.
Kimi
(кого-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Misafirlerin yanında
beni çok utandırdı.
Onun iltifatları beni
çok utandırıyor.
Kimden
(от кого)
Babasından utandığı
için onun yanında
sigara içmiyor.
Bu yaptıklarımdan
çok utanıyorum.
Sana bunu söylemeye
utanıyormuş.
Neyden
(от чего)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
Beni saat altıda
(кого-в.п.) uyandırın.
194
905 UYANMAK
Просыпаться
906 UYARMAK
Предупреждать,
предостерегать
Будить
907 UYDURMAK
Придумывать
Подогнать (ключ)
Шагать в ногу
(перен.)
908 UYGULAMAK
Приводить в
жизнь
Использовать
909 UYMAK
Соблюдать
Подходить
Послушаться
910 UYUKLAMAK
Дремать, клевать
носом
Nsz.
Saat dörtte uyandı.
Kimi
(кого-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Ben seni birkaç kez
uyarmıştım.
Bekir’i sabah altıda
uyarmaya çalıştım
ama kalkmadı.
Ne (что)
Çok zorda kalınca
hemen bir bahane
uyduruyor.
Hırsız kapıya anahtar
uydurmuş.
Çocuk bu okula ayak
uyduramadı.
Ne (что)
Nereye
(куда)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Müdür bey yeni
kuralları uygulamaya
başladı.
Siz de bu metodu
uygulayın.
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Nsz.
Kime
(кому)
O, bütün kurallara
uyar.
Bu kravat bu gömleğe
uymadı.
Pazartesi bana uymaz.
Biz de Hami’ye uyup
maça gittik.
Nsz.
Her akşam yemekten
sonra uyukluyordu.
195
911 UYUMAK
Спать
Оставаться
(на ночь)
912 UYUŞMAK
Уживаться
Неметь, цепенеть
Nsz.
Nerede
(где)
Kimde
(у кого)
Biraz önce uyudu.
O her zaman yerde
uyur.
Dün ablamda
uyudum.
Kiminle
(с кем)
Çetin, bir türlü sınıf
arkadaşlarıyla
uyuşamıyordu.
Üzerinde çok
oturduğum için
ayağım uyuştu.
Doktorun iğne yaptığı
yer hemen uyuştu.
Dün soğuktan ellerim
uyuştu.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
913 UYUŞTURMAK
Приводить в
бесчувственное
состояние,
вызывать
оцепенение
Заглушать,
притуплять (боль)
914 UYUTMAK
Укачивать,
убаюкивать
Усыплять
Успокаивать
ложными
обещаниями
Kimi
Hırsızlar önce
(кого-в.п.) güvenlik görevlilerini
uyuşturmuşlar.
Neyi
(что-в.п.)
Doktor önce ağrıyan
dişimi uyuşturdu.
Kimi
(кого-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Kadın bebeğini
uyutmaya çalışıyordu.
Doktor ameliyat
edeceği hastayı önce
uyuttu.
Kimi
Sen bu yalanlarla beni
(кого-в.п.) uyutabileceğini mi
zannediyorsun?
196
915 UZAKLAŞMAK
Удаляться
Отдаляться
Nereden
(откуда)
Kimden
(от кого)
916 UZAKLAŞTIRMAK
Удалять,
Kimiустранять
Nereden
(кого-в.п.откуда)
Выгонять,
Kimiвысылать
Nereden
(кого-в.п.откуда)
Отдалять
KimiNeyden
(кого-в.п.от чего)
917 UZANMAK
Лечь, растянуться Nsz.
Тянуться
Nereye
(куда)
Nereden
(откуда)
Дотянуться
Neye
(чему)
Дотрагиваться
Neye
(чему)
Gemi limandan daha
yeni uzaklaşmıştı.
Liseyi bitirdikten
sonra bizden
uzaklaştı.
Babam hemen bizi
kavga yerinden
uzaklaştırdı.
En sonunda çocuğu
okuldan uzaklaştırdık.
Bu sistem insanları
kültürlerinden
uzaklaştırmış.
Eğer istersen biraz
uzan, dinlenirsin.
Adam çekyata
uzanmış yatıyordu.
Çocuk bahçe
duvarından uzanıp bir
tane gül kopardı.
Küçük kız dolaptaki
şekerlere uzanmaya
çalışıyordu.
Vedat izinsiz
kimsenin bir şeyine
uzanmaz.
197
Доехать
Простираться
918 UZATMAK
Затягивать
(разговор)
Протягивать
Продлевать
Отращивать
(волосы)
Тянуть
919 ÜFLEMEK
Дуть
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
Haftasonu İstanbul’a
uzansak fena olmaz.
Orman dağa doğru
uzanıyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Adam konuşmayı
uzattıkça uzatıyordu.
Elini en alttaki dala
uzatıp bir elma
kopardı.
Cebinden bir kart
çıkarıp bana uzattı.
Anlaşmanın süresini
iki defa uzattık.
Eskiden beri saç
uzatmayı çok sever.
Tamam kes artık,
uzatma! Mesele
anlaşıldı.
Kime
(кому)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
920 ÜMİTLENMEK
Надеяться, питать Nsz.
надежду
921 ÜRETMEK
Производить,
изготовлять
Ne (что)
Çorbayı çok üfledi.
Ateşi söndürmek için
üflüyordu.
Saksafonu çok üfledi
ama çalamadı.
Çocuk abisini görünce
bir kere daha
ümitlendi.
Burada sabun
üretiyorlar.
198
Разводить
922 ÜRKMEK
Испугаться
Ne (что)
Bu tesislerde alabalık
üretiyoruz.
Nsz.
Atlar birden ürküp
kaçtılar.
Çocuk bağrışmalardan
ürkmüştü.
Neyden
(от чего)
923 ÜRKÜTMEK
Пугать, наводить
страх
924 ÜSTELEMEK
Настаивать
925 ÜSTLENMEK
Брать на себя
926 ÜŞENMEK
Лениться, не
иметь никакого
желания
927 ÜŞÜMEK
Зябнуть,
мерзнуть
928 ÜŞÜTMEK
Простудиться
929 ÜTÜLEMEK
Гладить
930 ÜZMEK
Огорчать
Kimi
Adamın bakışları bizi
(кого-в.п.) ürkütmüştü.
Nsz.
Ben üsteleyince her
şeyi anlattı.
Ne (что)
Çok büyük
sorumluluklar
üstlenmiş.
Neye
(чему)
Adam yemek yemeye
bile üşeniyor.
Nsz.
Dün otobüs beklerken
çok üşüdüm.
Nsz.
Galiba biraz
üşütmüşüm, doktora
gitmem lâzım.
Neyi
(что-в.п.)
Gömlekleri çok kötü
ütülemişsin.
Kimi
Ben annemi hiç
(кого-в.п.) üzmüyorum.
199
931 ÜZÜLMEK
Огорчаться
932 VADETMEK
Подавать
надежды
Обещать
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Ne (что)
Ne (что)
933 VAKİT GEÇİRMEK
Проводить время Nerede
(где)
Kiminle
(с кем)
934 VARMAK
Nereye
Прибывать,
(куда)
доезжать,
достигать
Nereye
(куда)
Доходить,
Nereye
достигать
(куда)
Достигать
Neye
(о возрасте)
(чему)
Nereye
Приводить к
(куда)
чему-либо,
кончаться
Чувствовать,
Neye
понимать (вкус)
(чему)
Кончаться,
приводить к
чему-либо
Nereye
(куда)
Bu olaya çok üzüldük.
Canan’a çok üzüldüm.
Bu genç gelecek
vadediyor.
Bir zamanlar bize de
çok şey vadetmişti.
Dün piknikte çok
güzel vakit geçirdik
Arkadaşlarla çok iyi
vakit geçirdik.
Bu arabayla üç saatte
Bursa’ya varırsın.
Ancak iki gün sonra
köye varabildik.
Bu mektup bir haftada
oraya varır.
Yaşı yetmişe varmıştı.
En sonunda tartışma
kavgaya vardı.
Kahvenin tadına
varmak için şekersiz
içerdi.
Bu işin sonu nereye
varacak bilmiyorum.
200
Выходить замуж
Kime
(кому)
935 VASİYET ETMEK
Завещать
Neyi
(что-в.п.)
936 VAZ GEÇMEK
Передумать,
отказаться (от
решения и т.п.)
Отказаться
937 VEDALAŞMAK
Прощаться
938 VEFAT ETMEK
Скончаться
939 VERMEK
Давать
Genç kız, bu yaşlı
adama varmak
istemiyordu.
Malının yetim
çocuklara
dağıtılmasını vasiyet
etmiş.
Neyden
(от чего)
Ben bu kararımdan
vaz geçtim.
Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
Sigara içmekten vaz
geçmiyor.
İşi yüzünden
sevgilisinden vaz
geçmiş.
Kiminle
(с кем)
Dün arkadaşlarla
vedalaşırken çok
duygulandım.
Nsz.
Ünlü yazar 1973’te
İstanbul’da vefat etti.
Kime
(кому)
Ne (что)
Senin kitaplarını
Yasemin’e verdim.
Ebru’ya sadece bir
kitap verdim.
Zehra özel ders
veriyor.
Bu zamana kadar 5
konser vermiş.
Ne (что)
Ne (что)
201
Вредить (zarar ~)
Ne (что)
Пригласить
(yemek ~)
Ne (что)
Назначить на
должность,
возложить
обязанность
Вернуть
Neyi
(что-в.п.)
Одолжить
940 VURGULAMAK
Делать ударение,
выделять
941 VURMAK
Ударить
Дать (пощечину)
Стучать
Поставить
(штамп)
Попасть (в цель)
Застрелить
Senin bu hareketin
bize çok zarar verdi.
Bu akşam Bünyamin
arkadaşlarına yemek
veriyor.
Bu görevi ona
vermeyecektin.
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Bana borcunu ne
zaman vereceksin?
Bana biraz borç verir
misin?
Neyi
(что-в.п.)
Yazar bu eserinde
vatan sevgisinin
önemini vurguluyor.
Nereye
(куда)
Kime
(кому)
Ne
(что)
Nereye
(куда)
Ne (что)
Elimi masaya vurdum.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого)
Hülya bana vurdu.
Bana bir tokat vurdu.
Birisi kapıya vuruyor.
En sonunda da mühür
vurdu.
Bu adam her zaman
hedefi on ikiden
vuruyor.
Dün yolda yine
birisini vurmuşlar.
202
Падать (о тени)
942 VURULMAK
Быть раненым
Nereye
(куда)
Hırsızın gölgesi cama
vuruyordu.
Nsz.
Filmin en sonunda
adam vuruluyor ve
ölüyor.
Galiba kapı
vuruluyor!
Keloğlan ilk görüşte
prensese vurulmuştu.
Понуд. от стучать
Nsz.
Влюбиться
Kime
(кому)
943 VURUŞMAK
Драться
Сражаться
944 YAĞLAMAK
Смазывать
(маслом)
945 YAĞMAK
Идти
(о дожде, снеге и
т.д.)
946 YAKALAMAK
Поймать
Успеть
(на транспорт),
застать (человека)
Nsz.
Nsz.
Biraz sonra tartışma
büyüdü, vuruşmaya
başladılar.
Askerler delicesine
vuruşuyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kızarttığı ekmekleri
yağlamaya başladı.
Kapı çok gıcırdıyor
biraz yağlamak lazım.
Nsz.
Dün çok yağmur
yağdı.
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Polisler sonunda
hırsızı yakaladılar.
Kafesten kaçan kuşu
yakalayamadık.
Biraz hızlı yürürsek
otobüsü
yakalayabiliriz.
203
947 YAKARMAK
Умолять, просить
948 YAKILMAK
Сжигаться
Топиться
(о печке)
Перегореть
949 YAKINMAK
Жаловаться
950 YAKIŞMAK
Подходить, быть
к лицу
Идти, подобать,
подходить
951 YAKLAŞMAK
Приближаться
Подходить
(к кому-то)
Подходить
(о времени)
952 YAKMAK
Жечь
Kime
(кому)
Onu affetmem için
bana çok yalvarıp
yakardı.
Nsz.
Kuru odunların hepsi
yakılmıştı.
Soba daha yeni
yakılmıştı.
Evdeki bütün lambalar
yakıldı.
Nsz.
Nsz.
Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
Şu anki işinden çok
yakınıyor.
Birara okuldaki
arkadaşlarından
yakınıyordu.
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Bu gömlek sana çok
yakışmış.
Yeşil koltuklar salona
çok yakıştı.
Senin gibi birine bu
tür sözler yakışmıyor.
Nereye
(куда)
Kime
(кому)
Nsz.
İstanbul’a
yaklaşıyoruz.
Sen bana yaklaşma.
Neyi
(что-в.п.)
Bütün eski defterlerini
yakmış.
Vakit yaklaşıyor.
204
Поджечь
Зажечь
Жечь, обжечь
(о перце и
горячем)
Щипать глаза
(о луке)
953 YALAMAK
Лизать
Вылизывать
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Adam kendini yakmak
istiyordu.
Elektrikler gidince gaz
lambasını yakıyoruz.
Bu biber çok acı,
ağzımı yaktı.
Çorba çok sıcak,
ağzımı yaktı.
Soğan gözlerimi yaktı.
Ne (что)
Çocuk, dondurmasını
ağır ağır yalıyordu.
Yaşlı adam o kadar
acıkmıştı ki tabağı
yalıyordu.
Neyi
(что-в.п.)
954 YALAN SÖYLEMEK
Nsz.
Лгать, врать,
говорить
неправду
Kime
(кому)
955 YALANLAMAK
Опровергать
Neyi
(что-в.п.)
956 YALVARMAK
Умолять
Kime
(кому)
957 YAMAMAK
Штопать,
Neyi
зашивать
(что-в.п.)
958 YAMULMAK
Nsz.
Оседать,
кривиться,
коситься
Bu adam her zaman
yalan söylüyor.
Çocuk annesine yalan
söylemek istemiyordu.
Bu konuda çıkan
haberleri yalanlıyor.
Beni affetmesi için
anneme yalvardım.
Annem gömleğimi
yamamış.
Bahçe kapısının
demirleri yamulmuş.
205
959 YANAŞMAK
Подходить,
приближаться
Приближаться,
подъезжать
Приставать,
причаливать
Kime
(кому)
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
(Не) Изъявлять
желание
Neye
(чему)
960 YANILMAK
Ошибаться,
заблуждаться
961 YANMAK
Гореть
Nsz.
Nasıl yanıldığımı ben
de anlamadım.
Nsz.
O yangında bütün
eşyaları yanmış.
O yangında iki çocuğu
yanmış.
Biberi yiyince ağzım
yandı.
Bu yaz güneşte çok
yandık.
Soğandan gözlerim
yandı.
Dumandan gözlerim
yandı.
Nsz.
Гореть (о рте)
Nsz.
Сгореть
(на солнце)
Щипать глаза
(о луке)
Разъедать (глаза)
Nsz.
962 YAPILMAK
Быть
построенным
Производиться
Bu çocuk bana hiç
yanaşmıyor.
Dolmuş yolcu almak
için sağa yaklaşmıştı.
Gemi uzun bir
yolculuktan sonra
limana yanaştı.
(Olumsuz olarak
kullanılır.) Hiç kimse
yardım etmeye
yanaşmıyor.
Neyden
(от чего)
Neyden
(от чего)
Nsz.
Nsz.
Bu saray on altıncı
yüzyılda yapılmış.
Japon arabaları artık
Türkiye’de de
yapılıyor.
206
Делаться
963 YAPIŞMAK
Приклеиваться,
прилипать
Ухватываться,
прицепляться
Облегать,
облеплять
Приставать,
привязываться
964 YAPIŞTIRMAK
Наклеить
Заклеить,
подклеить
965 YAPMAK
Делать
Nsz.
Yarın bir sürü iş
yapılacak.
Nereye
(куда)
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Bu bant duvara
yapışmıyor.
Çocuk elime yapışmış
bırakmıyordu.
Yağmurdan gömlek
vücuduma yapışmıştı.
Adam bize yapıştı bir
türlü ayrılmıyor.
Ne (что)
Bu zarfa iki pul
yapıştır.
Defterim yırtılmış
yapıştırır mısın?
Oraya biraz bant
yapıştır.
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Ne (что)
Ne (что)
Делать (уборку)
Ne (что)
Делать
(дом. задание)
Делать (зарядку)
Neyi
(что-в.п.)
Ne (что)
Делать
(добро, зло)
Строить
Ne (что)
Ne (что)
Boş zamanlarında ne
yapıyorsun?
Kağıttan uçaklar
yapıyor.
Annem temizlik
yapıyor.
Kardeşim ev
ödevlerini yapıyor.
Abim antreman
yapıyor.
İnsanlara iyilik
yapmayı çok seviyor.
Komşumuz yeni bir
ev yapıyor.
207
Прогуливаться
(yürüyüş ~)
966 YARALAMAK
Ранить
Уязвить, задеть
967 YARALANMAK
Быть раненым
968 YARAMAK
Быть полезным
Иметь смысл
Ne (что)
Her sabah yürüyüş
yapıyor.
Kimi
(кого-в.п.)
Nereden
(откуда)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Atılan son kurşun
adamı yaralamıştı.
Polis, soyguncuyu
bacağından yaraladı.
Avcı bir atışta kaplanı
yaraladı.
Onun bu sözleri beni
çok yaraladı.
Nsz.
Nerede
(где)
Beş kişi yaralanmış.
Dedem de ikinci
dünya savaşında
yaralanmış.
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Bu çanta bir işimize
yarar mı?
Halit’e iyilik yaramaz.
969 YARARLANMAK
Извлекать пользу Neyden
(от чего)
Воспользоваться
Kimden
(от кого)
970 YARDIMCI OLMAK
Помогать
Kime
(кому)
971 YARDIM ETMEK
Помогать
Kime
(кому)
Ders çalışırken bu
ansiklopediden
yararlanıyorum.
Biz bu gençten
yararlanabiliriz.
Her zaman annene
yardımcı olmalısın.
Ben her zaman
anneme yardım
ediyorum.
208
Neye
(чему)
972 YARDIMLAŞMAK
Помогать друг
Nsz.
другу
973 YARGILAMAK
Судить
974 YARILMAK
Быть
рассекаемым
Раскалываться
Состязаться,
соревноваться
Конкурировать
976 YARMAK
Колоть,
раскалывать
Прорывать
(землю)
Bir toplumda
yardımlaşmak çok
önemlidir.
Kimi
(кого-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Bence onu yargılamak
bize düşmez.
Adamı dört suçtan
yargılayacaklarmış.
Nsz.
Trafik kazasında
dudağı yarılmış.
Depremde yer
yarılmıştı.
Öğleden sonra
düşman safları
yarılmıştı.
Nsz.
Быть прорванным Nsz.
(о линии фронта)
975 YARIŞMAK
Соперничать
Benim ev ödevimi
yapmama yardım etti.
Kiminle
(с кем)
Nsz.
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Her konuda benimle
yarışır.
Sizin takım da çok iyi
yarıştı.
Otomobil imalatında
iki şirket yarışıyor.
Adam bir vuruşta
kocaman kütüğü
yardı.
İncecik bitkiler
toprağı yarıp
çıkıyorlar.
209
Расталкивать
Распарывать
(рану)
977 YASAKLAMAK
Запрещать
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Delikanlı, kalabalığı
yararak ilerliyordu.
Cerrah yarayı yarıp
içini temizledi.
Neyi
(что-в.п.)
Kapalı alanlarda
sigara içmeyi
yasakladılar.
Bize dışarı çıkmayı
yasakladı.
Kime
(кому)
978 YASLAMAK
Прислонять,
облокачивать
Подпирать
979 YASLANMAK
Прислоняться,
облокотиться
980 YAŞAMAK
Жить
981 YAŞANMAK
Быть прожитым
Страд. от жить
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Çocuk başını
annesinin omuzuna
yasladı.
Kadın kapının
arkasına eski koltuğu
yaslamıştı.
Nereye
(куда)
Kime
(кому)
Adam duvara
yaslanmıştı.
Lütfen bana
yaslanma!
Nerede
(куда)
Nsz.
Feyyaz burada mı
yaşıyor?
Onlar çok mutlu
yaşıyorlardı.
Nsz.
Burada bir çok olaylar
yaşanmış.
Artık bu evde
yaşanmaz.
Nsz.
210
982 YAŞARMAK
Делаться
мокрым,
увлажняться
983 YAŞLANMAK
Стариться
Nsz.
Ayrılırken abimin
gözleri yaşardı.
Nsz.
Adil amca artık iyice
yaşlanmıştı.
984 YATIRIM YAPMAK
Neye
Ивестировать
(чему)
капитал,
вкладывать
средства
985 YATIRMAK
Укладывать
Kimi
(кого-в.п.)
Положить спать
Kimi
(кого-в.п.)
Повалить
Neyi
(на землю)
(что-в.п.)
Вкладывать
Neyi
(в банк)
(что-в.п.)
Оплатить
Neyi
(что-в.п.)
Nereye
(куда)
Положить
Neyi-Neye
(что-в.п.чему)
Укладывать
Nereye
(волосы)
(куда)
986 YATIŞMAK
Успокаиваться,
Nsz.
утихать
Tekstil işine çok
yatırım yaptı.
Kadın, bebeği
beşiğine yatırdı.
Misafirleri nereye
yatıracağız?
Rüzgar ağaçları yere
yatırmış.
Bütün parasını
bankaya yatırmış.
Yarın elektrik
faturasını yatıralım.
Telefon faturaları
nereye yatırılıyor?
Kabağı akşamdan
şekere yatırdım.
Babam da saçlarını
sağa yatırırdı.
İlk başta çok kızdı
fakat sonra yatıştı.
211
Nsz.
Nsz.
987 YATIŞTIRMAK
Успокаивать
Улаживать
988 YATMAK
Ложиться спать
Оставаться
(на ночь)
989 YAVAŞLAMAK
Замедлять (ход)
Стихать
990 YAYILMAK
Распространяться
Kimi
Kızdığı zaman babamı
(кого-в.п.) yatıştırmak çok
zordur.
Neyi
Polis, ayaklanmayı
(что-в.п.) yatıştırmak için üç
saat uğraştı.
Nsz.
Nerede
(где)
Kimde
(у кого)
Nsz.
Nsz.
Nereye
(куда)
Nsz.
Nereye
(куда)
Nsz.
Разбрестись
Gece yarısına doğru
dalgalar yatıştı.
Ortalık yatışınca
tekrar dışarı çıktık.
Nerede
(где)
Her gece çok geç
yatıyor.
Her zaman yerde
yatıyor.
Dün gece amcamlarda
yattım.
Otobüs bizi görünce
yavaşladı.
Öğleden sonra yağmur
yavaşladı.
Koku bir anda her
tarafa yayıldı.
Moda çok çabuk
yayılıyor.
Hastalık bir haftada
bütün köye yayılmıştı.
Kötü haber kısa
zamanda yayılmış.
Koyunlar otlakta
yayılıyordu.
212
Разваливаться
Nereye
(куда)
Разливаться
Nsz.
991 YAYIMLAMAK
Издавать,
печатать,
публиковать
Ne (что)
Nerede
(где)
Ne (что)
Транслировать
992 YAYMAK
Расстилать
Просыпать
Распространять
Neyi (чтов.п.)
Nereye
(куда)
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Nereye
(куда)
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Ne (что)
Delikanlı, koltuğa
yayılmış televizyon
seyrediyordu.
Tepenin arkasındaki
ışık her tarafa
yayılıyordu.
Bu zamana kadar
pekçok dergi
yayımlamış.
İlk şiirimi bir gazetede
yayımladılar.
Bir yılda beş şiir
kitabı yayımladı.
Bu programı daha
sonra bir televizyon
kanalında
yayımlayacaklarmış.
Yere bir kilim
yaydılar.
Çocuk pilavı her yere
yaymış.
Etrafa hakkımda kötü
şeyler yaymış.
Daha sonra da çocuk
hastalığı okula
yaymış.
Mumun yaydığı ışık
çok zayıftı.
213
Пасти (скот)
Neyi
(что-в.п.)
993 YAZILMAK
Быть написанным Nsz.
Записаться
994 YAZMAK
Писать
Nereye
(куда)
Ne (что)
Kime
(кому)
Nereden
(откуда)
Nerede
(где)
995 YEDİRMEK
Заставлять есть,
кормить
Кормить
Насытить
(Не) Позволять
Тратить
Kime-Neyi
(комучто-в.п.)
Kime
(кому)
Neyi-Neye
(что-в.п.чему)
Neyi-Neye
(что-в.п.чему)
Kime
(кому)
Çoban koyunları
yayıyordu.
Yarın göndereceğimiz
mektuplar yazıldı mı?
Ben de Türkçe
kursuna yazıldım.
Anneme mektup
yazıyorum.
Ben sana her ay
yazarım.
Bu mektubu sana
otelden yazıyorum.
Hangi gazetede
yazıyor.
Annem eti kardeşime
zorla yediriyor.
Bebeğe yemek
yedirdin mi?
Yağı hamura yedirene
kadar yoğuracaksın.
(Onuruna
yedirememek) Adam
özür dilemeyi onuruna
yediremiyor.
Oradaki memura
birkaç kuruş
yedirirsen işini hemen
yapıverir.
214
996 YELTENMEK
Браться за
непосильную
работу
997 YEMEK
Кушать (что-то)
Съедать,
потреблять
Потратить
Neye
(чему)
Elli kiloluk çuvalı
kaldırmaya yeltendi
ama biz engel olduk.
Ne (что)
Biraz önce karpuz
yedik.
Bu motor çok yağ
yiyor.
Bütün parayı bir
gecede yemiş.
Ne (что)
Neyi
(что-в.п.)
998 YEMEK YEMEK
Кушать, есть
Nsz.
999 YEMİN ETMEK
Клясться
YENİLEMEK
Обновлять,
чинить
Повторять,
напоминать
001 YENİLMEK
Проиграть
1
0
0
0
Nsz.
Adam herşey için
yemin ediyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Arabamı yenilemek
istiyorum.
İsteklerimizi
yeniledik.
Nsz.
Dün bizim takım
yenildi.
Geçen güreş
turnuvasında Bahadır
yenilmişti.
Satrançta Harun’a
yenildim.
Nsz.
Kime
(кому)
002 YENMEK
Победить
Biraz önce yemek
yedik.
Kimi
Dün futbolda 10-A
(кого-в.п.) sınıfını yendik.
215
003 YERLEŞMEK
Поселиться
Расставить,
обустроить
004 YERLEŞTİRMEK
Устраивать
(на работу)
Укладывать,
расставлять
(по местам)
Размещать
(в отель)
005 YERMEK
Питать
отвращение,
гнушаться
006 YEŞERMEK
Зеленеть,
покрываться
листвой
Neyi
(что-в.п.)
Bu hastalığı yenebilir.
Nereye
(куда)
Bin dokuz yüz
yetmişte İstanbul’a
yerleştik.
Eve taşınalım,
yerleşelim sonra sizi
ararız.
Nereye
(куда)
Kimi
Küçük oğlumu iyi bir
(кого-в.п.) işe yerleştirdim.
Neyi
Dün evi yerleştirdik.
(что-в.п.)
Kimi
Misafirleri çok iyi bir
(кого-в.п.) otele yerleştirdik.
Kimi
Ünlü şair babasını
(кого-в.п.) dahi yermiştir.
Nsz.
Nsz.
007 YETİNMEK
Довольствоваться Neyle
, ограничиваться (с чем)
008 YETİŞMEK
Успеть
Neye
(чему)
Kime
(кому)
İlkbaharda etraf
yeşerir.
Yakında bütün ağaçlar
yeşerir.
Olcay elindekilerle
yetinmesini bilir.
Yıldız otobüse
yetişemedi.
Çocuk koşarak
annesine yetişti.
216
Доставать
(дотягиваться)
Воспитываться
Догнать
009 YETİŞTİRMEK
Доставлять
Доставлять,
передавать
Разводить
Воспитывать
Сообщать,
передавать
010 YETMEK
Хватать, быть
достаточным
Neye
(чему)
Neye
(чему)
Nerede
(где)
Kime
(кому)
İşler çok, hepsine
yetişemiyorum.
Çocuk ikinci rafa
yetişemiyordu.
Özel okullarda
yetişmişti.
Yarışmada Halil
herkese yetişmişti.
KimiNereye
(кого-в.п.куда)
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
Neyi
(что-в.п.)
Nerede-Ne
(где-что)
Kimi
(кого-в.п.)
Hastayı hastaneye
yetiştirmeliyiz.
Neyi-Kimi
(что-в.п.кого-в.п.)
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Nsz.
Bu ilacı hastaneye
yetiştirmemiz lazım.
Siparişleri yarına
yetiştirmem gerek.
Bu tesislerde alabalık
yetiştiriyorlar.
Biz çocuklarımızı
kültürlü yetiştirmek
istiyoruz.
Konuştuklarımızı
babasına yetiştirmiş.
Bu ekmek bize yeter
mi?
Çiçeklere bir bardak
su yeter mi?
Yeter, sen çok oldun
artık!
217
011 YIĞILMAK
Собираться
Скопляться
Упасть, упасть в
обморок
012 YIĞMAK
Собирать, валить,
накапливать
013 YIKAMAK
Мыть
Стирать
Умываться
(elini yüzünü ~)
014 YIKANMAK
Мыться
Быть
выстиранным
Быть вымытым
015 YIKILMAK
Разрушаться
Валиться
Nereye
(куда)
Nereye
(куда)
Nsz.
NeyiNereye
(что-в.п.куда)
İnsanlar dükkanın
önüne yığılmıştı.
Kitapların hepsi
masanın üstüne
yığılmış.
Yaşlı kadın birden
olduğu yere
yığılıverdi.
Adam odunları odanın
bir köşesine yığmıştı.
Kimi
Annem küçük
(кого-в.п.) kardeşimi yıkıyor.
Ne (что)
Daha dün çamaşır
yıkadım.
Neyi
Sabahları elini yüzünü
(что-в.п.) yıkıyor.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Nsz.
Neyden
(от чего)
Haftada iki defa
yıkanmayı âdet
edinmişti.
Bütün gömleklerim
yıkanmış.
Akşam yine bulaşıklar
yıkanmamış.
Depremde bütün evler
yıkıldı.
Ağaçlar rüzgardan
yıkılmış.
218
Падать
Nsz.
Разрушаться
Nsz.
Обрушиться
Nsz.
Убираться
Nsz.
016 YIKMAK
Ломать
017 YILMAK
Страшиться
Пугаться
018 YIPRANMAK
Обтрепаться,
сноситься
Износиться
019 YIPRATMAK
Понуд. от
обтрепаться,
сноситься
Изнурять
020 YIRTMAK
Вырвать
Adam olduğu yere
yıkıldı.
Bu gidişle bu hükümet
de yıkılır.
En sonunda bütün suç
ona yıkıldı.
Yıkıl karşımdan, çık
dışarı!
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Önce eski duvarları
yıkacağız.
O büyük tayfun bütün
ağaçları yıktı.
Benim kumdan
yaptığım şatoyu yıktı.
Neyden
(от чего)
Kimden
(от кого)
Adam hiçbir işten
yılmıyor.
Bu çocuk kimseden
yılmıyor.
Nsz.
Çantam çok yıprandı.
Nsz.
Araba sağlam fakat
motor yıpranmış.
Neyi
(что-в.п.)
Yeni aldığımız çantayı
dört ayda yıprattı.
Kimi
Son olaylar onu çok
(кого-в.п.) yıprattı.
Neyi
(что-в.п.)
Defterin bütün
yapraklarını yırtmış.
219
Порвать
Царапать
021 YİTİRMEK
Терять
022 YOĞURMAK
Месить (тесто)
023 YOK ETMEK
Уничтожать
024 YOKLAMAK
Проверять на
ощупь
Проведывать,
навещать
025 YOK OLMAK
Исчезать
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Futbol oynarken
pantolonunu yırtmış.
Kedi tırnaklarıyla
elimi yırttı.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Dün yine kalemini
yitirmiş.
Öğleden sonra rüzgar
etkisini yitirdi.
İki yıl önce oğlunu
yitirdi.
O gece karanlıkta
yolumuzu yitirdik.
Neyi
(что-в.п.)
Kadın hamuru
yoğurup dinlenmeye
bıraktı.
Neyi
(что-в.п.)
Evindeki bütün
belgeleri yok etmiş.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
(кого-в.п.)
Elini cebine atıp
cüzdanını yokladı.
Yaşlı babasını sık sık
yoklardı.
Nsz.
İkinci dersten sonra
çantam yok oldu.
Yarım saat sonra
adam ortalıktan yok
oldu.
Nsz.
026 YOKSULLAŞMAK
Беднеть, нищать
Nsz.
İflas ettikten sonra
çok yoksullaştı.
220
027 YOLCULUK ETMEK
Путешестовать,
Nsz.
ездить
NeredenNereye
(откудакуда)
Kiminle
(с кем)
028 YOLLAMAK
Отправлять
Отправлять,
посылать
Передавать
029 YOLMAK
Вырывать,
выдергивать
030 YONTMAK
Строгать
Тесать
031 YORMAK
Утомлять,
изнурять
KimiNereye
(кого-в.п.куда)
Kime
(кому)
Her yıl en az iki defa
yolculuk ederim.
Bir ülkeden başka bir
ülkeye yolculuk
etmeyi çok severim.
Arkadaşlarımla
yolculuk etmeye
bayılıyorum.
Babam beni markete
yollamıştı.
Kime
(кому)
Doğum gününde
arkadaşıma bir tablo
yolladım.
Babam size selam
yolladı.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Bahçedeki bütün
çiçekleri yolmuş.
Çocuk sinirinden
saçlarını yoluyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Marangoz tahtayı
yontarak yeni şekiller
oluşturuyordu.
Adam taşı yontarak
heykel yapmıştı.
Neyi
(что-в.п.)
Kimi
Bu iş beni çok yordu.
(кого-в.п.)
221
032 YORULMAK
Уставать
Neyi
(что-в.п.)
Hergün bu tepeyi
çıkmak eşeği çok
yoruyordu.
Nsz.
Dün derslerden sonra
çok yoruldum.
Bu işlerden yoruldum
artık.
Neyden
(от чего)
033 YORUMLAMAK
Комментировать Neyi
(что-в.п.)
Толковать
Neyi
(что-в.п.)
034 YÖNELMEK
Обращаться
Neye
(чему)
Направляться
Kime
(кому)
035 YÖNELTMEK
Наводить
Kime
(кому)
Направлять
Kime
(кому)
036 YÖNETMEK
Управлять,
Neyi
руководить
(что-в.п.)
Ставить
Neyi
(о фильме)
(что-в.п.)
037 YÖNLENDİRMEK
Направлять
Kimi
(кого-в.п.)
Son gelişmeleri nasıl
yorumluyorsunuz?
Bu rüyayı nasıl
yorumlamalıyım?
Bütün bitkiler ışığa
yönelir.
Sonra da bana
yöneldi.
Adam silahını bize
yöneltti.
Konuşmacıya iki soru
da ben yönelttim.
Bu şirketi benim
amcam yönetiyor.
“Kurtlar” filmini de
bu adam yönetmiş.
Araştırma yaparken
bizi çok yönlendirdi.
222
Bizi size o
Kimiyönlendirdi.
Kime
(кого-в.п.кому)
038 YUDUMLAMAK
Глотать,
прихлебывать
039 YUMMAK
Закрывать,
жмурить (глаза)
040 YUMUŞATMAK
Смягчать
041 YUTMAK
Проглотить
Глотать
(не произносить)
042 YUVARLAMAK
Катить
Свертывать
Нести чушь,
завираться, лгать
043 YÜKLEMEK
Грузить
Загружать
(в компьютер)
Neyi
(что-в.п.)
Adam koltuğuna
oturmuş kahvesini
yudumluyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Kadın konuşurken
gözlerini yumuyordu.
Neyi
(что-в.п.)
Hamuru yumuşatmak
için biraz daha su
ekledi.
Nsz.
Çocuk büyük bir
düğme yutmuştu.
Bazı kelimeleri
yutuyor.
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Neyi
(что-в.п.)
Çocuklar taşı yokuş
aşağı yuvarladılar.
Halıyı yuvarlayıp
kaldırdılar.
Kelimeleri yuvarladığı
için etrafındakiler
anlattığını anlamamış.
Nereye
(куда)
Ne (что)
Eşyaları kamyona
yükledik.
Bilgisayara yeni bir
program yüklüyor.
223
044 YÜKSELMEK
Подниматься
Nsz.
Становться
громче
Подниматься
(о воде)
Расти (о цене)
Nsz.
Вырасти
(о положении)
Nsz.
045 YÜKSELTMEK
Поднимать
Повышать
(о голосе)
Повышать
(о положении)
046 YÜRÜMEK
Ходить
Идти (пешком)
Nsz.
Nsz.
Uçak hızla
yükselmeye başladı.
Evden çığlıklar
yükseliyordu.
Nehrin suları yine
yükselmişti.
Fiyatlar durmadan
yükseliyor.
Şevket kısa zamanda
yükselmiş, müdür
olmuştu.
Neyi
(что-в.п.)
Yeni yapılan
apartmanı biraz daha
yükselttiler.
Neyi
Sesinizi biraz
(что-в.п.) yükseltin, hiç
duyulmuyor.
Kimi
İdris’i geçen ay yine
(кого-в.п.) yükseltmişler.
Nerede
(где)
Nsz.
Nereye
(куда)
Kiminle
(с кем)
Dün biraz sahilde
yürüdük.
Coşkun iki yaşında
yürümeye başlamış.
Geçen hafta
Taksim’den Lâleli’ye
kadar yürüdük.
Dün Levent’le
yürüyorduk, yolda
Nermin’i gördük.
224
047 YÜRÜTMEK
Понуд. от ходить
Применять
(о законе)
Навязывать
(о мысли)
Воровать
048 YÜZMEK
Плавать
Утопать,
погрязать
Сдирать шкуру
049 ZAM YAPMAK
Производить
надбавку
Повышать
жалование
050 ZANNETMEK
Принять
(за кого-л.)
Перепутать,
принять
(за что-либо)
051 ZARAR ETMEK
Понести ущерб,
пострадать
052 ZARAR VERMEK
Kimi
Annesi bebeği
(кого-в.п.) yürütmeye
çalışıyordu.
Neyi
Yasaları yürütmek
(что-в.п.) hükümetin görevidir.
Ne (что)
Bu konuda fikir
yürütmek
istemiyorum.
Neyi
İki ay önce cüzdanımı
(что-в.п.) yürüttüler.
Nerede
(где)
Nsz.
Neyi
(что-в.п.)
Her gün iki saat
havuzda yüzüyor.
Mutfak pislik içinde
yüzüyor.
Koyunu biz kesersek,
sen yüzebilir misin?
Neye
(чему)
Kime
(кому)
Pazartesi günü yine
benzine zam yaptılar.
Bu ay bize de zam
yapacaklar.
Kim (кто)
Seni Davut zannetmiş.
Ne (что)
Ben de bunu senin
defterin zannettim.
Neyde
(у чего)
Musa da bu işte çok
zarar etti.
225
Вредить,
причинять вред,
наносить ущерб
053 ZAYIFLAMAK
Худеть
054 ZEHİRLEMEK
Отравлять
055 ZEHİRLENMEK
Отравляться
Kime
(кому)
Neye
(чему)
Senin bu yaptıkların
bize çok zarar veriyor.
Fareler ekine çok
zarar verdi.
Nsz.
Hastalandıktan sonra
çok zayıfladım.
Kimi
Dolandırıcılar kralı
(кого-в.п.) zehirlemek istiyordu.
Nsz.
Neyden
(от чего)
Neyden
(от чего)
056 ZENGİNLEŞMEK
Разбогатеть
Nsz.
057 ZIPLAMAK
Прыгать, скакать
Nsz.
058 ZİYARET ETMEK
Навещать
Kimi
(кого-в.п.)
Посещать
Neyi
(что-в.п.)
059 ZORLAMAK
Принуждать,
заставлять
Küçükken bir kere
ben de zehirlenmiştim
Çocuklar mantardan
zehirlenmiş.
Bütün aile gazdan
zehirlenmiş.
Yeni iş yerini açtıktan
sonra kısa bir sürede
zenginleşti.
Çocuk yatakların
üzerinde zıplıyordu.
Geçen bayram dedemi
ziyaret ettim.
Geçen hafta
İstanbul’daki müzeleri
ziyaret ettik.
Kimi
Doktor olmam için
(кого-в.п.) babam beni çok
zorladı.
226
Прикладывать
усилия,
напрягаться
Принуждать,
заставлять
060 ZORLANMAK
Испытывать
трудности
Neyi
(что-в.п.)
Açılması için kapıyı
çok zorladık.
Kimi
Biz onu zorlasak da o
(кого-в.п.) bunu yapmaz.
Nsz.
Neyde
(у чего)
Bunu yaparken çok
zorlandım.
Sabahları erken
kalkmakta
zorlanıyorum.
227

Benzer belgeler

Падежные окончания в турецком языке

Падежные окончания в турецком языке 12- Yabancılar bir hafta sonra İstanbul’_____ alışıyorlar.

Detaylı