İşçi - Köylü - Özgür Gelecek

Transkript

İşçi - Köylü - Özgür Gelecek
Kürt ulusal sorunu saflar› netleflflttirirken
S›n›rd›fl› operasyon, Da¤l›ca sald›r›s›, Irak Kürdistan›’na yönelik ambargo vs. derken Genelkurmay’›n
merkezi yönlendirmesi alt›nda flovenist gösteri ve sald›r›lar tüm Türkiye’de artt›. AKP’nin “sa¤duyu” ça¤r›-
s›na Genelkurmay, gösterileri övücü
aç›klamalar›yla karfl›l›k vermifl ve daha önceki aç›klamalarla hedef gösterilen DTP’ye sald›r›lar had safhaya
ulaflm›flt›r. T. Kürdistan› d›fl›nda neredeyse sald›r›ya u¤ramayan DTP bi-
nas› kalmazken sald›r›lar tüm devrimci demokratik kurulufllar› kapsar
hale gelmiflti. Siyasetin bir esprisi olsa gerek ki tam da özüne uygun olarak ulusal sorun, kendi s›n›rlar› içerisinde kalmam›fl, tüm devrimcileri,
demokratlar› ve hatta ezen ulusun
bireylerini de kapsar hale gelmifltir.
Sayfa 8
Söyleflflii
Neo-liberal politikalara ba¤l› özellefltirme sald›r›lar›n›n yafland›¤› en
önemli ifl kollar›ndan biri olan Türk
Telekom’da, ülke genelinde grev sürüyor. Greve iliflkin grev yerlerindeki
iflçileri ziyaret ederek görüfllerini
ald›k.
Sayfa 10
iflflççi-köylü
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
[email protected]
04
Say›: 2007-04
*Y›l:1 * 16-29 Kas›m 2007 *Fiyat›: 1 YTL *ISSN: 1307-878X
Dayan›flmay› büyütelim!
YDG
Konferans›’nda
buluflal›m!
Emperyalizme, faflizme, flovenizme ve her türlü gericili¤e
karfl› gençli¤in devrimci saflarda örgütlenmesi gerekti¤ini savunan herkesi katk› sunmas›
için konferans›m›za bekliyoruz.
Yeni Demokrat Gençlik
Sayfa 15
‹flflççiye
çöp nöbeti
Güngören Belediyesi’nde
Belediye-‹fl Sendikas›’nda örgütlü olan iflçilere patronu
arkas›na alan Hak-‹fl “Sendikas›n›n” sald›r›lar› sürüyor.
Sendikas›ndan istifa etmeyen
iflçiler ise “çöp nöbeti” tutuyor. Belediye için böylesine
“vazgeçilmez” ifle verilen iflçiler, sendikalar›ndaki ›srarlar›n› sürdürüyor.
Sayfa 4
lusal Hareket’in, Kürt ulusunun ve bu ba¤lamda mecliste
bulunan DTP’li temsilcilerinin yo¤un abluka ve sald›r› alt›nda oldu¤unu bu süreçte Kürt halk›n›n yan›nda olal›m,
sald›r›lara birlikte karfl› koyal›m!
U
inlerce iflçiyi kapsayan Telekom grevi ilk ay›n› geride b›rak›rken ›rkç›-floven dalgayla birlikte iflçilere yönelik sald›r›lar›n önünde set olmak öncelikle bizlerin görevidir. S›n›f
dayan›flmas›n› örelim!
B
S›n›fsal Yaklaflfl››m
Yurtsevenler, Vatansevenler
Sosyal fiovenler
Sayfa 3
Emekçinin Gündemi
fiovenizm ve ›rkç›l›¤a karfl›
s›n›f dayan›flmas›!
Sayfa 4
Pusula
Teoride berrak, ideolojide net,
pratikte atak militanlar olal›m!
Sayfa 11
Evrensel Bak›fl
Bölgesel yang›na do¤ru
Sayfa 13
‹flçi köylü’den
Burjuva-medya arac›n› da son
s›n›r›na ve de rezilce kullanarak
bir yandan “s›n›r ötesi” operasyon tart›flmalar›n›n devam etti¤i
ama di¤er yandan da “s›n›r içi”
sald›rganl›¤›n yükseltildi¤i süreçte
yeni say›m›zla beraberiz.
Sayfa 2
25 Kas›m: Kelebekler zaman›
Viva las maipassona
25 Kas›m… Kad›na Yönelik
fiiddete Karfl› Uluslararas› Mücadele ve Dayan›flma Günü. Ve bugün hâlâ emperyalist savafllar ve iflgal sürüyor; Ortado¤u emperyalistler taraf›ndan ya¤malan›yor. Kad›nlar ise savafl›n tüm y›k›c› sonuçlar›ndan, fliddetten do¤rudan etkileniyor; bedenleri savafl ganimeti
gibi görülüyor. Belki de siz
bu
sat›rlar›
okurken Irak’ta, Filistin’de
bir kad›n iflgal güçlerinin askerleri
taraf›ndan
katlediliyor,
bombalar alt›nda can veriyor ya da tecavüze u¤ruyor.
Savafl; kad›nlar
için göç, sistematik tecavüz, iflkence ve iflsizlik
oluyor. Belki de siz bu sat›rlar›
okurken Irak’ta, Filistin’de bir kad›n iflgal güçlerinin askerleri taraf›ndan katlediliyor, bombalar alt›nda can veriyor ya da tecavüze u¤ruyor.
Tutsak yak›nlar›
Ankara’dayd›
Ya da belki de flu anda, dünya
çap›nda binlerce kad›n efllerinden,
babalar›ndan dayak yiyor, afla¤›lan›yor, kad›n olman›n “bedelini” ödüyor.
25 Kas›m… Dünyan›n her yerinde kad›nlar fliddete hay›r demek
için sokaklara, alanlara ç›k›yor.
Farkl› dillerde farkl›
seslerle mücadeleyi, enternasyonal kad›n day a n › fl m a s › n ›
yükseltiyor.
Tarih
bizler
için yaln›z fliddete tan›kl›k
etmedi, tarihimiz Lilith’den
bu yana itaat etmemenin, mücadelenin ve baflkald›r›n›n tarihidir. U¤rad›klar› fliddet sonucu yaflamlar›
ellerinden al›nan, hapsedilen,
cezaland›r›lan kad›nlar›n yan›nda,
yüzlerce y›ld›r tüm bu bask› ve sindirmeye direnerek, kad›n dayan›flmas›n› büyüten kad›nlar›n tarihidir.
Sayfa 12
Tar›m iflflççilerinin
sömürüsü
Ücret, sa¤l›k sorunlar›,
çad›r alanlar›ndaki yaflam
zorluklar›, çal›flma saatlerinin
uzunlu¤u, tafl›nma, e¤itim ve
sosyal haklar›n›n yoklu¤u gibi
birçok sorunla karfl› karfl›ya
kalan tar›m iflçileri, son dönemlerde mevsimlik iflçi olarak ç›kt›klar› yollarda meydana gelen kazalarda hayatlar›n› kaybetmekle gündeme
geldi.
Sayfa 5
F Tipi hapishanelerde tecrit ve tretmana
ba¤l› olarak sald›r›lar sürerken tutsak yak›nlar›,
tutsaklar›n taleplerini gündemlefltirmek için eylemler yap›yor, ziyaretler düzenliyor. Son süreçte bu çabalardan birisi de ailelerin Ankara’ya giderek milletvekilleri ile görüflme yapmakt›. ‹stanbul’dan tutulan otobüslerle Ankara’ya u¤urlanan aileler 1 Kas›m akflam› Galatasaray Lisesi önünden TRT binas› önüne kadar
sloganlarla yürüdü. Ankara’ya gelen tutsak yak›nlar›n›n oluflturdu¤u heyet, Adalet Bakanl›¤›, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü,
AKP Milletvekilleri ve TBMM ‹nsan Haklar›
‹nceleme Komisyonu yetkilileriyle yapt›¤› görüflmelerde, yetkililerden sorunlar›n 3 ay içerisinde çözülece¤i sözünü ald›.
Sayfa 7
DTP ile
dayan›flflm
ma
Gerillan›n baflar›l› ve etkili vurufllar›, Kürt ulusunun
hakl› talepleri ve örgütlü mücadelesi ve tüm devrimci ve
demokrat güçlerin ortak çabas›yla ›rkç›-flovenist kampanyan›n
püskürtülmesi
mümkündür. Bunun için
özellikle Kürt halk›n›n mücadelesinin yan›nda olmak ve
sald›r›lar›n oda¤›ndaki DTP
ile dayan›flmak önemli bir
yerde durmaktad›r. Sayfa 6
İşçi-köylü 2
Yaşamın İçinden
16-29 Kasım 2007
Korkunun teslim almaya çal›flt›¤› ak›l
Son aylarda yükseltilen flovenist dalga ve linç sald›r›lar› Kürt halk›na yönelik on y›llard›r sürdürülen imha ve inkâr politikalar›ndan ba¤›ms›z de¤il. Bu
sald›r›lar sadece Kürt halk›n› yok saymay› de¤il ayn› zamanda farkl› milliyetlerden halk›m›z› birbirine düflman etmeyi de amaçlan›yor. Çeflitli aç›klamalarla demokrasiden, düflünce özgürlü¤ünden bahsedilse de yaflananlar bu söylemlere cevap niteli¤indedir. E¤er bu ülkede Genelkurmay aç›klamalar›nda “Ne mutlu Türk’üm demeyen herkes düflman›m›zd›r” söylemiyle Kürt halk› aç›kça hedef gösteriliyorsa, HPG gerillalar›yla yaflanan çat›flmalardan sonra gelen asker cenazeleri üzerinden siyaset yapmaya çal›fl›larak çeflitli milliyetlerden Türkiye halk›na Kürt düflmanl›¤› empoze edilmek isteniyorsa, bir yandan demokrasi naralar› at›l›p di¤er yandan sadece Kürt oldu¤u için milletvekili dokunulamazl›¤› bile yok say›l›yorsa söylenenlere de¤il, yaflananlara, yap›lan aç›klamalara bakmak gerekmektedir.
Kemalpafla’da Kürt halk›na yönelik sald›r›lar
Son süreçte iyice k›flk›rt›lan milliyetçilik dalgas› meyvelerini vermeye
devam ediyor. Bunlar›n en ac› örneklerinden biri de birçok il ve ilçede oldu¤u gibi 21 Ekim günü Bursa Kemalpafla’da yafland›. Sözde flehitler
için yürüyüfl yapmak için bir araya gelen yaklafl›k 2 bin faflist, bafl›ndan beri belli olan hedeflere yöneldiler. ‹lk
olarak Kürtlere ait bir kahveyi hedef
alan faflistler, içeride bulunan 40 kadar savunmas›z insana sald›rm›flt›r.
‹çerideki birçok kifli at›lan tafl, sopa
ve bira fliflelerinden yaraland›. Faflistler daha sonra belirledikleri evlere
do¤ru yöneldiler. Yine evlerdeki insanlara da ac›mas›zca sald›ran faflistler, evleri tafl ya¤muruna tutup yakmaya çal›flm›flt›r. Ayr›ca 2 araç ve 2
dükkâna sald›ran faflistler araçlar› kullan›lamaz hale getirirken dükkanlara
da maddi zarar vermifltir. Faflistler s›k
s›k “Kemalpafla Kürtlere mezar
olacak” vb. sloganlar atarken birçok
kiflinin alkollü oldu¤u ve evleri ellerindeki alkollerle, içkilerle yakmaya
çal›flt›klar› ö¤renildi. 21 Ekim’deki
olaylar 6 saatten fazla sürerken polisin olaylara kesinlikle müdahale etmedi¤i, hatta sald›r› s›ras›nda gruplara eskortluk yapt›¤›, olaylar›n ard›ndan befl gün geçmesine ra¤men kimsenin gözalt›na al›nmad›¤› ö¤renildi.
Ayr›ca yine ayn› gün Kemalpafla’n›n
Tepecik beldesinde Kürt oldu¤u gerekçesiyle ismini ö¤renemedi¤imiz
flahs›n evdekilerle beraber silahl› sald›r›ya u¤rad›¤›, sald›rganlar›n üç kifli
oldu¤u ve flahs›n ayn› gün akflam saatlerinde ailesini de yan›na alarak ‹stanbul’a gitti¤i ö¤renildi. Olaylar ertesi
güne de s›çr›yordu. 22 Ekim Pazartesi saat 16:00 s›ralar›nda bir araya
gelen 20 kiflilik faflist grup Cumhuriyet Mahallesi’ndeki bir eve sald›r›yor.
‹çeride kimsenin olmay›fl›ndan faydalanan faflistler, kap›lar› k›r›p eve girerek evdeki tüm eflyalar› kullan›lamaz
hale getiriyor.
Olaylarla ilgili detayl› bilgi almak
bir akrabam da flehit oldu, biz ne yapal›m? ‹ki gündür evde kalam›yoruz,
akrabalar›m›zda kal›yoruz. ‹fle de gidemiyoruz. ‹flyerindekiler de tehdit
ediyor. Bu ne kadar böyle gidecek?
“Geçmifl olsun” deyip di¤er
ma¤durlar›n evine do¤ru yola ç›k›yoruz, evi bulmakta zorlanm›yoruz. Ne
cam var ne çerçeve. At›lan tafllar d›fl
Kemalpaflfla
a
ve ma¤durlar›n durumunu ö¤renmek
için evlerini ziyaret ediyoruz. ‹lk gitti¤imiz evde kalan arkadafllar yaflad›klar› olaylar›n etkisinden dolay› kap›y›
açmak istemiyorlar. Kim oldu¤umuzu
ve niçin geldi¤imizi ancak kap› arkas›ndan söyleyebiliyoruz. Sonras›nda
ancak kap› önünde konuflabiliyoruz.
Yaflad›klar›n› k›saca anlatmalar›n› istiyoruz.
‹smini vermek istemeyen
ma¤dur: Saat 10-10.30 gibi sald›rd›lar. Ba¤›r›p küfür ettiler, ölümle tehdit ettiler. Kap›lar› tekmelediler içeri
girmek için. Çok korktuk. E¤er ölen
askerler için yap›l›yorsa çok yanl›fl.
Çünkü ölenler aras›nda Do¤ulular da
var, hemflerilerimiz var hatta benim
s›vay› bile tahrip etmifl. Burada da kap›y› tereddütle aç›yorlar. Baflta konuflmak istemiyorlar, kendimizi tan›t›nca içeri davet ediyorlar ve yaflad›klar›n› anlat›yorlar. Önce teyze bafll›yor:
- Saat 12.30 gibi sald›rd›lar. Evde
erkek yoktu, sadece biz kad›nlar vard›k. Gelinim bir de iki tane ufak torunum. Her türlü küfrü ettiler, “sizi öldürece¤iz” diye ba¤›r›yorlard›. 200300 kifliden fazla insan kap›ya vurdular. E¤er kap› demir olmasayd› içeri
girerlerdi, belki bizi öldürürlerdi.
Di¤er ma¤dur: Geçen sene de
sald›rd›lar. O zaman babam balkonda
oturuyordu. Silahla atefl ettiler 7-8 el.
Az kals›n babam vuruluyordu, kur-
flunlar s›y›r›p geçti. Ekip arabas› ötedeydi, 100 metre ilerde, hiçbir fley
yapmad›lar. Adam yürüyerek uzaklaflt›.
da büyüklere uyup geliyor bizim çocuklar› dövüyor. Zaten birçok kifli ifle
de gidemiyor.”
Polis müdahale etmedi!
3 gündür dükkan›m› açam›yorum
S›rada evi yak›lan ma¤dur var.
Kap›da bir teyze karfl›l›yor bizi. Hemen içeri davet ediyor. ‹çeride önceden tan›d›¤›m›z misafirleri var. Bafll›yor yaflad›klar›n› anlatmaya; “Bize
kahveden sonra sald›rd›lar. Çok kalabal›kt›lar. S›k s›k ‘Kemalpafla Kürtlere mezar olacak’ diye ba¤›r›yorlard›. Kap›n›n önündeki iki arabam›z›
da tafllad›lar, sa¤lam cam b›rakmad›lar. Arabalar›n içinden bir çuval tafl
ç›kt›. Sonra evi yakmaya çal›flt›lar.”
Araya baflka biri giriyor. Kahveye
yap›lan sald›r› s›ras›nda kahvede oldu¤unu ve yaralananlardan biri oldu¤unu söylüyor. O da kahveye yap›lan
sald›r›y› anlat›yor; “Kahvede oturduk,
sonra bunlar geldi, saat 09:00 gibiydi.
2 bin kifli vard› belki. Kahveyi tafllamaya bafllad›lar. Karfl›daki TEKEL bayiiden bira fliflelerini al›p bize f›rlatt›lar. Ben bu s›rada kafamdan yaraland›m. Her yan›m kan içinde kald›. Yaralanan baflka arkadafllar da vard›. Polis olaylara hiç müdahale etmedi, öylece bakt›lar. Bunlar gittikten sonra
polis bizi hastaneye götürdü. Tedaviden sonra da bizi öylece b›rakt›lar.”
Bir baflkas› yaflad›klar› olaylardan
sadece kendilerinin de¤il çocuklar›n›n
da etkilendi¤ini flu sözlerle ifade ediyor: “Benim çocuklar›m var, biri daha yedi yafl›nda onu bile çocuklar yakalay›p dövmüfller, yani ne istediniz
yedi yafl›ndaki çocuktan. Aileler evde
dolduruyor çocuklar›n›, gidin okuldaki Kürt çocuklar›n› dövün diye. Onlar
Buradan ayr›l›p di¤er ma¤duru ziyaret ediyoruz. Esnaf oldu¤u için
dükkan›na gidiyoruz. Sald›r›larda evi
en çok zarar gören O. Yaflad›klar›n›
kendisi flöyle ifade ediyor.
“Pazartesi günü saat 16.00-17.00
gibi sald›rm›fllar. Sald›r› s›ras›nda ben
evde yoktum. 9 tane çocu¤um var.
Allahtan onlar da evde yoktu. Bana
telefon geldi. Dediler evini ya¤mal›yorlar. ‹nanamad›m. Hemen polisi
arad›m, evime sald›rd›klar›n› söyledim. Bana karfl›dan ‘kim söylemiflse
yalan söylemifl, yok öyle bir fley’ dediler. Gidip bakmalar› için ›srar ettim.
Ayn› fleyleri söylediler. Eve geldi¤imde ev periflan olmufltu. Kap›y› k›r›p
içeri girmifller, her fleyi talan etmifller, sa¤lam bir fley b›rakmam›fllar. 1520 kiflilermifl. Sonra kendileri da¤›lm›fl. Ben esnaf›m, 3 gündür dükkan›m› açam›yordum. Çocuklar› okula
göndermiyorum. Okulda bizim çocuklar›n önünü kesip dövüyorlarm›fl.
Ben de flimdi yaln›z›m, gelip sald›rsalar ne yapar›m, hiçbirimizin can güvenli¤i yok.
Ma¤durlar›n anlatt›klar›, yaflad›klar› dehfleti gözler önüne seriyor. ‹lçede gerginlik hala sürüyor. Tabi devlet terörü de. Kolluk kuvvetleri yolda
kimi görse durdurup kimlik soruyor,
üst aramas›ndan geçiriyor ve bunlar›n
ço¤unun Do¤u illerinden gelen insanlar olmas› herhalde tesadüf say›lamaz.
(Bursa Mustafa Kemal Pafla
Mahallesi ‹-K okurlar›)
fioven dalga devletin tüm sald›r›lar›n› gölgeler
Son haftalarda yükseltilen floven
dalgadan nas›l etkilendiklerini ö¤renmek üzere gitti¤imiz Gazi Mahallesi’nde ilk olarak konuflmak istedi¤imiz bir Kürt kad›n› oldukça yafll› ve
so¤uklarda ›s›nmak için odun k›rmak
zorunda. Ona gazeteci oldu¤umuzu,
söylefli yapmaya geldi¤imizi söylüyoruz. Son dönemdeki sald›r›lardan,
linç giriflimlerinden bahsediyoruz.
“Sen neler düflünüyorsun?” dedi¤imizde ise ilk önce çat›flmalardan
bahsediyor. “Asker de bizim evlad›-
Mücadelemizi
birlik halinde
verirsek
güçlüyüz!
Fedai Ayhan (Telekom
iflçisi): 20 y›ld›r beraber çal›flan insanlar›z. Ben Karadenizliyim. Kürt, Türk, Arap iflçi arkadafllar var. Alevisi, Sünnisi
var. Biz burada etnik bir çat›flma için bir araya gelmedik.
Amac›m›z ekme¤in mücadelesini vermek. ‹nsanlar›n görüflleri, mezhepleri, dinleri ne
olursa olsun patron bizi flimdiye kadar bölemedi, ay›ramad›.
Sen Lazs›n, sen Kürtsün diye.
Telekom’da böyle bir fley yok,
olmad›. Y›llard›r birçok fleyi
beraber paylafl›yoruz. Biz mücadelemizi birlik halinde verirsek güçlüyüz. Sermayeye karfl›
mücadelede yine birlikteyiz..
Pendik Telekom Müdürlü¤ü’ndeki iflçilerle yükselen ›rkç›floven dalgay› da konufltuk ve bu
yönlü görüfllerini ald›k. Görüfltü¤ümüz iflçilerin tümü de son dönem sokaklarda yaflanan gösterileri ve sald›r›lar› do¤ru bulmad›k-
m›z gerilla da ikisine üzülüyoruz” diyor, “kimseye bir fley olmuyor, olan
analara oluyor. Atefl düfltü¤ü yeri
yakar” diyor. “Biz konufltu¤umuzla,
söyledi¤imizle” kal›yoruz diyor.
Daha sonra Gazi Mahallesi’nde
yöre derne¤i olarak faaliyet yürüten
bir derne¤e giriyoruz. Dernek gönüllülerinden olan bir abi ile tan›fl›p
sohbete bafll›yoruz. Operasyonlar›n
merkezlerinden bir yer olan fi›rnakl›
abiden dinliyoruz. Bizim televizyonlarda izledi¤imiz görüntüleri bizzat
yaflayan birisi anlat›yor bizlere. S›n›r
ötesi operasyonun as›l nedenlerinin
neler olaca¤› üzerine konufluyoruz.
Konufltukça Kürt ulusunun özgürlük
mücadelesinde ne kadar yan›nda
olabildi¤imizi düflünmeden edemiyoruz. Sadece duydu¤umuz bir sürü
yaflanm›fll›k var o topraklarda…
Katliamlar, yarg›s›z infazlar hak ihlalleri.
en önemlisi de, bir Kürt-Türk çat›flmas› yarat›lmak istenmesidir. Bilinçsiz insanlar ellerine Türk bayraklar›
verilerek soka¤a sal›n›yor. ‹lkokul
ö¤rencilerini bile bu amaçla kullan›yorlar.
Bu süreçte medya da önemli bir
rol oynamakta, sorunu körüklemekte. ‹ki ulusu karfl› karfl›ya getirmeye
dönük yay›nlar yap›yorlar. Burada
bizlere düflen görev nedir derseniz,
birli¤i-beraberli¤i savunmam›z gerekiyor. Tüm ilerici, devrimci-demokrat-yurtsever güçlerin ortak mücadelesiyle süreci geri püskürtmek
mümkün olacakt›r.
“Halklar birbirine
düflman edilmek
isteniyor”
‹kram Tekinalp- Sosyal Bilgiler Ö¤retmeni; Ben bu sürecin
planl› oldu¤unu düflünüyorum. Devlet planl› olarak insanlar aras›nda ayr›m yaratmaya çal›fl›yor. fiu süreçte
bir yandan Alevilere dönük, onlar›
sisteme yedekleme politikas› izlenirken, di¤er yandan Türk- Kürt ayr›m›
yap›larak, toplumda bir kutuplaflma
yarat›lmak isteniyor. Halklar birbirine düflman edilmeye çal›fl›l›yor.
Bu süreç ayn› zamanda Anayasa
tart›flmalar›n›n yafland›¤› döneme
denk gelmifltir. Bu sald›r›larla birlikte
hedef flafl›rt›lm›fl, ayn› zamanda da
muhalif kesimler sindirilmek istenmifltir. Yani, özü Kürtleri hedef al›yor görünse de, sald›r›lar tüm muhalif kesimleri hedeflemektedir.
“Emekçiler sorunlar›ndan uzaklaflt›r›lmak
isteniyor”
Devlet terörüne karfl›
ortak mücadele gerekiyor
Y›lmaz Gündo¤du- EmekliSen Kartal fiube Baflkan›; Ortada bir sorun var, bu da Kürt sorunudur. Çözüm ise yine imha ve inkârda görülüyor. Bu sald›r›larla PKK’yi
yok da edebilirsiniz, ancak bu Kürt
sorununu çözmez. Sokaklardaki sald›r›lara, gösterilere gelince, bunun
Hasan Gündo¤an- Tunceliler Derne¤i, Gebze fiubesi üyesi; Devletin ülkede ›rkç›l›¤› bilinçli
olarak t›rmand›rd›¤›n› düflünüyorum. Bununla hedeflenen fleylerden
biri de Kürtlerin mücadelesini ortadan kald›rmak. Ayn› zamanda ve de
“Bizi kapsam içi-kapsam d›fl›, halk› da Kürt-Türk
diye bölmek istiyorlar”
lar›n› söylüyorlar. “Biz ifl yerinde
çal›fl›rken Kürt-Türk-Çerkez-Laz
ayr›m› yapm›yoruz. 20 y›ld›r bir
arada çal›flt›¤›m›z Kürt arkadafllar›m›z var ve onlarla aram›zda bir
sorun yoktur. Ayn› sofray›
paylafl›yoruz, hepimiz emekçiyiz” diyorlar.
Egemenlerin yapmaya çal›flt›¤›
fleyin özünü ise flu do¤ru tespitle
koyuyor bir iflçi; “Bu yap›lan
fley böl-parçala-yönet politikas›d›r.” Ayr›ca egemenlerin
son dönemdeki ›rkç›-floven sald›r›lar›n›n grev ve direnifllerin sürdü¤ü flu günlerde, özelde kendi
grevlerini genelde ise tüm iflçiemekçilerin hak arama mücadelesini hedefledi¤ini söylüyorlar.
Ve ekliyorlar “Nas›l ki bizi
‘kapsam içi-kapsam d›fl›’ diye
bölmeye çal›fl›yorlarsa, halk›
da Kürt-Türk diye bölmeye
çal›fl›yorlar.”
büyük bir k›flk›rtma oldu¤u kesin.
Son süreçte yaflananlar›n büyük bir
çat›flmaya dönüflmüfl olmamas› ise
sevindiricidir. Bu sald›r›lar ayn› zamanda Kürt-Türk emekçisini bask›lamay› hedefliyor. Meselenin özü,
emekçileri sorunlar›ndan uzaklaflt›rma çal›flmalar›d›r.
Bu gidiflata ancak
devrimciler dur diyebilir!
Düzgün Aktülün- Topselvi
Mahallesi’nde esnaf: Son sald›r›lar asl›nda ve ayn› zamanda devletin
Kürt sorunu karfl›s›nda düfltü¤ü
acizli¤in de göstergesidir. Bu sald›r›lar›n hedeflerinden biri, Türk-Kürt
çat›flmas›n› k›z›flt›rarak, toplumun
belli kesimlerini yan›na alma çabas›d›r. Ancak ayn› zamanda topluma bir
gözda¤› verilmek istenmektedir. Bu
sald›r›larla büyük bir destek ald›klar›n› söylemek ise pek mümkün de¤il.
Belli bir kesimin, yine kendi güdümlerindeki belli bir kesimi soka¤a dökmesinden ibaretti. Bunlar› örgütleyip
soka¤a dökebildiler ancak. Yoksa
sokaktaki halk›n büyük ço¤unlu¤unun, Kürtlere karfl› kendili¤inden bir
kini oldu¤unu düflünmüyorum. Bu
süreçte cenazeleri kullanarak böyle
bir fley yaratabildiler. Ama çok tutmad›.
Bu gidiflata dur demek ise, ancak
devrimcilerin müdahalesi ile mümkündür. Devrimcilerin müdahalesi
ise daha de¤iflik tarzda olmal›. Gericili¤i, flovenizmi, ›rkç› sald›r›lar› geri
püskürtecek nitelikte olmal›. Ancak
ben devrimcilerin flu süreçte biraz
geri durdu¤unu düflünüyorum. Mesela mahallelerde yoklar sanki. fiu
süreçte olmas› gereken ortak bir anti-faflist, anti-emperyalist cephenin
oluflturulmas›d›r. Keflke bu baflar›labilse.
(Kartal)
işçi-köylü’den
Merhaba
Burjuva-medya arac›n› da son s›n›r›na ve de rezilce kullanarak
bir yandan “s›n›r ötesi” operasyon tart›flmalar›n›n devam etti¤i
ama di¤er yandan da “s›n›r içi” sald›rganl›¤›n yükseltildi¤i süreçte
yeni say›m›zla beraberiz. PKK’nin elindeki silah› yeniden kullanmaya bafllamas›yla birlikte artan çat›flma ortam›nda devlet, hem
k›rsal alanda hem de flehirlerde hem kendi güçleriyle hem de her
daim yedekte tuttu¤u sivil faflist güçleriyle baflta Kürtler olmak
üzere halk›n üzerinde tam bir terör uyguluyor. Kürtlere ait iflyerlerine, evlere, demokratik kurumlar›na yönelik sald›r›lara her gün
bir yenisi ekleniyor.
Sürecin egemenler aç›s›ndan en büyük ç›kmaz›n› ve “prestij
kayb›n›” ise PKK’nin 8 askeri esir almas› ve ard›ndan serbest b›rakmas› oluflturdu. Asker cenazeleri üzerine politika yapanlar,
halk› bu cenazeleri kullanarak k›flk›rtanlar 8 askerin ölmemesi
üzerine ise ne yapacaklar›n› flafl›rd›lar. Tüm düzenleri kan ve zulüm üzerine kurulu olanlar aç›s›ndan askerlerin ölmemesi üzerine
söylenecek tek söz yoktu. Bu yüzden de bu konuyu dahi yine
DTP’ye sald›rman›n, askerleri sorgulaman›n vesilesi yapt›lar. Askerlerin yaflamas›na sevinemeyenler, içine sindiremeyenler yapt›klar› gaflar› dahi savunurlarken askerler ise “askeri disiplini afl›r›
derecede sarsmak”, “askeri itibar› zedelemek”, “emre itaatsizlik
ve bu nedenle a¤›r kay›p verilmesi”ne neden olmakla suçlanarak
tutukland›lar. Oysa bu askerlerin komutanlar›n›n çat›flma s›ras›nda kendilerini yaln›z b›rakt›klar›na dair beyanlar› hiçbir flekilde
dikkate al›nmad›. TC’nin halk›n evlatlar›n› sürdü¤ü bu haks›z savaflta ne kadar düflündü¤ü ise bu olayla bir kez daha ortaya serildi.
‹flte böylesi bir süreçte Kürt ulusunun kendi kaderini tayin
hakk›n› kay›ts›z flarts›z savunan bizlere düflen görevlerden en
önemlisi bu ›rkç›-floven sald›r›ya karfl› koyarken Kürt Ulusal Hareketi’yle dayan›flmay› yükseltmektir. Bu anlam›yla çeflitli illerde
düzenlenen DTP ziyaretleri anlaml› ve önemlidir. Bu dayan›flma
örneklerinin ço¤alt›lmas› ve daha etkin flekillere evrilmesi ise kesinlikle gereklidir.
Sürecin ikinci önemli konusunu ise Telekom’da yaklafl›k bir
ay› geride b›rakan ve 25.800 iflçiyi kapsayan grev oluflturuyor. ‹flçi s›n›f›n›n grev, direnifl vd. tüm eylemlerine duyarl›l›k göstermek
gerekirken özellikle tüm ülkenin tüm illerinde devam eden bu
grevle s›n›f dayan›flmas›n› örmek, onlar›n yan›nda olarak patron
ve polisin sald›r›lar›na beraber gö¤üs germek bizlere çok fley katacakt›r. Dayan›flmay› sadece eylemler, bas›n aç›klamalar› düzenlemek olarak da düflünmemek laz›m. Tek bafl›m›za olsak dahi, bir
grev çad›r›nda bir-iki saatimizi geçirmekle hem yaln›z olmad›klar›n› gösterebilir hem de onlardan çokça fley ö¤renebiliriz ve ö¤rendiklerimizi gazetemiz arac›l›¤›yla di¤er okurlar›m›za aktarabiliriz.
***
Özellikle Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin ‹flçi Köylü ismiyle ç›kt›¤›m›zdan bu yana bu köfleden okurlar›m›za seslenerek gazetemizi de¤erlendirmelerini, eksik bulduklar› yanlar› dile getirmelerini
istiyor ve çözüm yollar›n› da beraber üretmeye ça¤›r›yoruz. Bu
konuda s›n›rl› da olsa siz okurlar›m›z›n çabalar›n› görmek bizim
aç›m›zdan sevindirici. Ancak bu çabay› eksiklerimizi ve hatalar›m›z› birlikte gidermeye dönük olarak ilerletmek de gerekiyor. Bu
noktada özellikle hapishanelerdeki okurlar›m›z›n çabas› hepimize
örnek olmal›. F tipi hapishanelerin koflullar› hepimiz taraf›ndan bilinen bir gerçek. Tecrit ve tredman politikalar› sadece hücrelerle
s›n›rl› bir olgu de¤il, bu politikalar içeri al›nan kitap s›n›rlamas›ndan, iletiflimin engellenmesine de¤in, yaflama ait her konuyu kaps›yor. ‹flte bu koflullar alt›nda gazetemizi elefltiren, daha iyi bir gazete ç›karmak için de katk›lar›n› sunan tutsaklara teflekkür ediyoruz. K›saca elefltiri ve önerilerine bakacak olursak; gazetemizin
kitlelerin sesi olma, onlar›n canl› bir parças› olma konusunda eksiklikler yaflad›¤›ndan, bu noktada da baflta tabi ki gazete çal›flanlar› olmak üzere herkese önemli görevler düfltü¤ünden bahsediyorlar. Örne¤in köylü sayfam›z›n ya da Denge Azadê sayfam›z›n
özellikle Kürt illerinde bulunan ve faaliyet yürüten büro ve okurlar›m›z›n katk›lar›yla cans›zl›¤›n› giderece¤inin alt›n› çiziyorlar. Yine kad›n sayfam›z için de ayn› durum söz konusu. Bunun yan›nda
kad›n sayfas› d›fl›nda gazetemizin eril bir dile sahip oldu¤u gelen
elefltiriler aras›nda. Örne¤in “dava adam›”, “tek bir adam gibi” vb. söylemlerin kad›n›, erkek ile birlikte mücadelemizin öznesi olarak kabul eden bir anlay›fla s›¤mad›¤›na vurgu yap›yorlar. Yine flehitler sayfas›nda hatalar ç›kt›¤›na de¤inen Sincan Hapishanesi’nden tutsak Partizanlar, bu sayfan›n kendini tekrar etti¤i konusunda da elefltirilerini ifade ediyorlar. Biz de bundan sonra daha
dikkatli olarak bu tür hatalar› düzeltmek için üzerimize düflen pay› al›yoruz. Tekrar etme meselesinin çözümü olarak da flehitlerimizle beraber faaliyet yürütmüfl, onlar› tan›m›fl olan okurlar›m›zdan katk›lar›n› bekliyoruz. Onlar›n yaflamlar›n›n ayr›nt›lar›ndaki
tutumlar›ndan en ileri görevleri yaparkenki tav›rlar›na kadar bizlere örnek olabilecek paylafl›mlar›n› bizlere yazman›z flehitlerimizi yaflatmada ve yolumuza ›fl›k tutmalar›nda yard›mc› olacakt›r.
Elefltirilerin yan› s›ra önerilere de yer vermek gerekiyor. Oldukça anlaml› bir öneri Tekirda¤ 1 Nolu F Tipi Hapishanesi’nden
geldi. ‹brahim Kaypakkaya’n›n Milli Mesele adl› makalesi, Hayat› ve
Mücadelesi ve Saklanmaya Çal›fl›lan Meflale kitab› baflta olmak baz› kitaplar›m›z›n Kürtçe’ye çevrilmesi önerisi yine siz okurlar›m›z›n katk›lar›yla baflarabilece¤imiz bir konudur. Bu konuda çevremizde bulunan Kürtçe bilen ve çeviri yapabilecek iliflkileri bu do¤rultuda harekete geçirerek bu çal›flmay› gerçeklefltirebiliriz. Yine
Erzurum Hapishanesi’nden bir tutsak Partizan da, gazetemize gelen elefltiri ve de¤erlendirmelerin yay›mlanarak okurlarla paylafl›lmas›n›n önemine de¤inmifl. Bu konuda bafl›ndan itibaren hemfikiriz. Önümüzdeki say›dan itibaren okur de¤erlendirmelerini gazetemizde yay›mlamaya bafllayaca¤›z. Bu konuda okurlar›m›za bir
kez daha ça¤r›da bulunuyoruz. Gazetemizle ilgili düflüncelerinizi
bürolar›m›z ya da e-posta adresimizden bizlere ulaflt›rabilirsiniz.
Gazetemize dair her türlü elefltiri ve önerinin bizler için çok de¤erli oldu¤unu ve daha iyi bir ürün ç›karmak için önemli oldu¤unu unutmayal›m!
İşçi-köylü 3
16-29 Kasım 2007
Politika gündem
Yine “gördüler kurs, ald›lar terbiye!”
Özelde Ortado¤u’daki genelde ise
dünyadaki dengelerin emperyalistlerin
lehine yeniden düzenlenmeye çal›fl›ld›¤›
bir süreçten geçmekteyiz. Bu yeniden
düzenlemenin özünü ise, dünyan›n büyük bölümündeki zenginliklerin yeniden paylafl›m›n›n oluflturdu¤una hiç
kuflku yok.
Ortado¤u özgülünde bölgedeki birçok ülkenin s›n›rlar›n›n yeniden çizilmek istenmesi olarak kendini gösteren
pratiklerden büyük ölçüde etkilenen
ülkelerden biri de Türkiye’dir. Ve Türkiye egemenlerinin tüm uflakl›klar›na
ra¤men uykular›n› kaç›ran en önemli
noktay› da, bu s›n›rlar›n yeniden çizilmek istenmesi oluflturmaktad›r. Ancak
nihai olarak bunu engellemeye güçlerinin yetmeyece¤ini/ yetmedi¤ini de asl›nda çok iyi bilmekteler.
Geçti¤imiz günlerde yurtd›fl›nda yap›lan askeri bir seminerde, bir ABD subay›, bundan bir süre önce kamuoyuna
yans›yan ve BOP kapsam›nda Ortado¤u ülkelerinin s›n›rlar›n›n nas›l de¤iflti¤ini gösteren harita üzerinde çal›flt›.
Türk subaylar› sözde bunu protesto
ederek, seminerden ayr›lm›fllar! Hat›rlanacak olursa, baz› subaylar›n kafas›na
da Irak’ta çuval geçirmiflti yine ABD
ordusuna ba¤l› askerler. TC egemenleri ve ordusu bu durum karfl›s›nda da alçak perdeden esip gürlemenin d›fl›nda
bir fley yapamam›fllard›. Efendileriydi.
Döverdi de severdi de!
“Kaybolan” askerler
de¤il, ordunun prestiji
Son haftalarda, faflist TC ordusunun, oldukça büyük ölçüde yitirdi¤i
prestjini ve ülkedeki güç dengeleri içinde k›smi de olsa kayba u¤rayan konumunu, yeniden elde etme gibi hedeflerle hareket etti¤i ve daha çok da bu nedenlerle, uzunca zamand›r gündemden
düflürmedi¤i s›n›r ötesini meflrulaflt›rma çabalar›na tan›k olmaktay›z. Faflist
ordu bu çabalar›nda elbette yaln›z de¤il. Hükümetiyle muhalefetiyle tam koro halinde k›flk›rt›lan ›rkç›-floven bir
dalga söz konusu. Ancak, uzunca zamand›r çeflitli vesilelerle provalar yap›-
lan ve bilinçli biçimde t›rmand›r›lan ›rkç›-floven dalgan›n, özellikle de ordunun
21 Ekim’de verdi¤i ve gerçek say›n›n
verilenin çok üzerinde oldu¤u söylenen kay›plar›n ard›ndan, adeta dü¤meye bas›lm›flças›na doru¤a ç›kart›lmaya
çal›fl›lmas› da bir sonuç vermedi. Ve
tüm bu çabalara karfl›n, ülke egemenlerinin efendilerinden ba¤›ms›z kararlar
alamad›¤›, daha do¤rusu alamayaca¤› da
yine bu süreçte aç›k ve net biçimde görüldü.
Ayr›ca bu süreçte, hem çok say›da
kay›p veren hem de 8 askeri esir al›nan
Türk Ordusu asl›nda kazanmaya çal›flt›¤› prestjini daha da yitirmifltir. Bunun
içindir ki, askerlerin esir al›nd›¤› hiçbir
Genel Kurmay aç›klamas›nda yer almam›fl, “kay›p”, “irtibat kesildi” vb. ibareler kullan›lm›flt›r. Ancak kaybolan›n askerler de¤il, ordunun prestiji oldu¤u
çok aç›kt›r.
Yine askerlerin serbest b›rak›lmas›ndan sonra da ayn› yenilgi psikolojisinin ürünü tutum sürmüfl ve “irtibat kesilen askerler yeniden orduya kat›lm›flt›r” gibi bir aç›klamayla yetinilmifltir. Bu
arada, askerlerin serbest b›rak›lmas›n›n
ard›ndan, DTP’li milletvekillerine dönük linç kampanyas› bafllatanlar, serbest b›rak›lan askerleri tutuklayanlar,
ABD helikopterleri ile Türk Ordusu’na
teslim edilmelerini söz konusu bile
edememifllerdir.
Halklara karfl›
geniflletilmifl toplant›!
Bu geliflmelerin yafland›¤› günlerde
Türkiye, ABD emperyalizminin D›fliflleri Bakan› Rice’› a¤›rlad›. Bu eli kanl› kad›n, ayn› günlerde Ankara’da yap›lan
“Geniflletilmifl Irak’la Komflu Ülkeler Toplant›s›”na kat›ld›. Toplant›n›n sonuç bildirgesinin özünü ise yine,
“terörle mücadele” ad› alt›nda al›nacak “önlemler” oluflturuyordu.
Halklara karfl› yeni zulüm ve sald›r› politikalar›nda ortaklafl›ld›¤› kesin olan bu
bildirgede dikkat çeken önemli bir
noktay› ise, Türkiye’nin s›n›r ötesi operasyon çabas›na dönük frenleyici kararlar oluflturuyordu. “Irak’›n top-
rak bütünlü¤ünün korunmas›”
kapsam›nda al›nan bu kararlar, ayn›
zamanda Erdo¤an’›n ABD ziyaretinin de çerçevesini çiziyordu. Ya da
bu ziyaretten nas›l bir sonuç beklenebilece¤inin. Zaten Rice’›n, Erdo¤an’›n yapaca¤› ABD ziyareti öncesinde gerçekleflen bu ziyareti, ayn›
zamanda Erdo¤an’›n (ve beraberindeki üst düzey ordu mensuplar›n›n)
ABD ziyaretinin çerçevesini çizme
amac› tafl›yordu. Ve nitekim, “halklara karfl› geniflletilmifl sald›r› toplant›s›” olarak adland›rman›n daha do¤ru olaca¤› bu toplant›n›n akabinde,
ABD ziyaretine bafllayan Erdo¤an ve
ordu temsilcilerinin bu gerçekte icazet ziyaretinin gidiflat›, daha Rice’›n
geliflinde netleflmifl ve Türkiye egemenlerinin de¤il, emperyalistlerin
istemleri do¤rultusunda sonuçlanm›flt›r.
Velhas›l TC egemenleri onlarca
y›ld›r oldu¤u gibi, bir kez daha efendilerinden “gördüler kurs, ald›lar terbiye!”
Bunun ne menem bir “kurs ve terbiye” oldu¤unu ise, Erdo¤an ve faflist
ordunun temsilcilerinin ABD ziyaretiyle birlikte, s›n›r ötesi operasyona iliflkin
yap›lan aç›klamalar›n›n, daha birkaç gün
önceki sivri söylemlerden çok uzak olmas›nda gördük. Hatta bu uzak söylemler, sadece hükümet ve ordu temsilcileri ile de s›n›rl› kalmad›. Faflist
CHP’nin lideri Baykal’›n söylemlerindeki efli benzeri görülmedik denebilecek “de¤iflimlere” flahit olduk.
Ha yapt›k, ha yapaca¤›z denilen s›n›r ötesi, neredeyse sadece “istihbarat
iflbirli¤ine” indirgenmifl, ancak bunun
da ötesinde birbiri ard›na yap›lan aç›klamalarda, Kürtlere dönük politikalarda yap›lan “hatalar” bir biri ard›na s›ralan›r olmufltu. Hem de Evren gibi 12
Eylül faflist generali taraf›ndan bile!
Pazarl›klar daha aktif
hizmete dönük
Bu faflist güruhlar› dünün tam tersi
bir tutuma girmeye iten fley hiç kuflkusuz ki, ABD emperyalizmi ile yap›lan
S›n›fsal Yaklafl›m
YURTSEVENLER, VATANSEVENLER,
SOSYAL-fiOVENLER!
“Kendileri ezen uluslara mensup
olan ve ezilen uluslar›n ‘kendi kaderlerini tayin hakk›’ için savaflmayan kiflilerin
sosyalist bir siyaset izleyecekleri hayalini beslemek gülünçtür.” (Lenin, Ulusal
Sorun ve Ulusal Kurtulufl Savafllar›, Sol Yay.
sf. 227)
Bu hayali beslemenin gülünç ve bir o kadar saçma oldu¤una dair gerçeklik, ulusal
sorunda tak›n›lacak tutumun, s›n›fsal zeminde tayin edici bir yere oturdu¤una iflaret etmektedir. Zira ulusal sorun diye tan›mlanan olgu; dünyan›n bütün ülkelerindeki devrim süreçleri aç›s›ndan, ana gündeme dâhil olan boyutlarda parametrelere
sahiptir. Bunun bafll›ca sebebi, emperyalistkapitalist sistemin uluslar aras›nda eflitsiz
ve dengesiz bir düzen üzerinden infla edilmifl olmas›d›r.
Sistemlerin böyle kurulmas›, toplumlar›n buna uygun flekillendirilmeye çal›fl›lmas›
ulusal sorunu koflullam›fl ve bu meseleye
ait çeliflkilerin çözümünü de s›n›f savafl›m›na
eklemlemifltir. Ezen uluslar›n egemenli¤indeki gerici devletler; ulusal bask› ve zulmü
çok çeflitli biçimlerde uygulaman›n fonksiyonel bir sonucu olarak, flovenist-milliyetçi politikalar ile uluslar/ulusal az›nl›klar aras›ndaki çeliflkileri sürekli k›flk›rtm›fllar, bunu, yönetmenin bir arac› k›lm›fllard›r.
Ezilen uluslar›n ulusal bask› ve zulme
karfl› yürüttükleri mücadele, hakl› olma gerekçesini ve demokratik içeri¤ini bu ger-
çeklik temelinde kazanmaktad›r. Onun desteklenmesini gerektiren bu içeri¤ine “kay›t ve flart” koyma ifllemi, turnusol ifllevi
görmekle s›n›f mücadelesinde saflaflmaya
yol açmaktad›r. Zira konu, s›radan bir meselede politika belirlemekle k›yaslanamayacak derecede “hassas” yerlere uzanmaktad›r.
Hakim s›n›flar›n ›rkç› ve floven sald›r›
kampanyas›, kitleleri terörize eden yo¤un
sindirme operasyonu; bir yandan faflist ve
gerici kesimleri aya¤a kald›r›r, harekete geçirirken, di¤er yandan reformist ve revizyonist çevrelerin ar›zal›, bozuk durufllar sergilemesine, sosyal-flovenlerin de¤irmene su
tafl›yan tutumlar tak›nmas›na neden olmaktad›r.*
Son süreçte hâkim s›n›flar aras›ndaki
klik dalafl›nda daha da körüklenen ezen ulus
milliyetçili¤i, “sol” etiketli bilumum çevrede kendini “ulusalc›l›k” biçiminde göstermekteydi. Bu ›rkç› floven flahlan›fl kimilerinin “yurtsever güçler” fleklinde sahneye
ç›kmas›na neden olurken, kimilerinde de
“vatanseverlik” duygular›n› kabartm›flt›.
Ezen ulus cephesinde, aç›k iflgal ve yak›n
tehlikenin olmad›¤› koflullarda, “ulusal”
seferberli¤i ça¤r›flt›ran, “vatan/yurt” temal› ba¤›ms›zl›k sorununu önceleyen politikalar›n, özellikle de bu meselenin hâkim s›n›flar aç›s›ndan yönlendirildi¤i ve kullan›ld›¤›
koflullarda gündemlefltirilmesi manidard›r.
Düne kadar Kürt ulusunun varl›¤›n› ka-
son pazarl›klard›r.
Bu pazarl›klar›n emperyalistlerin
Ortado¤u politikalar›n›n devam›na hizmet etti¤inin alt›n› da bir kez daha çizmek gerekiyor.
ABD emperyalizmi, Irak ve Afganistan iflgalinin bölgede yaratt›¤› istikrars›zl›¤›n daha da artmas›n› istememektedir. fiu süreçte, iflgale verilen
deste¤in ürünü oldu¤unu da göz ard›
etmeden söylemek gerekiyor ki, emperyalistler aç›s›ndan, özellikle de Irak
aç›s›ndan, göreceli de olsa, en istikrarl›
bölge Irak Kürdistan›’d›r hala. Türkiye’nin buraya düzenleyece¤i kapsaml› bir operasyonun buradaki,
bu göreceli istikrar› bozmas›ndan
duyulan kayg› az›msanmayacak
boyuttad›r. Ayr›ca böylesi bir harekat›n ‹ran’a dönük sald›r› haz›rl›klar›na
zarar verece¤i, buraya dönük emperyalist politikalarda istikrars›zl›k yarataca¤› düflünülmektedir. Ve bir di¤er
önemli mesele de ABD’nin Kürt kart›na hala ihtiyaç duymas›d›r. PKK’nin
‹ran kolu oldu¤u bilinen PJAK ile iliflkileri aç›kt›r ve ABD’nin PJAK’a silah ve-
bul etme konusunda egemen s›n›flardan (ve
ezen ulustan) farks›z bir durufl sergileyenlerin, bugün yine hâkim s›n›flar›n geldi¤i “kabullenme” noktas›na paralel biçimde sorunla iliflkilenmesi söz konusudur. Bu yaklafl›ma göre Kürtler, tarihi süreç içerisinde
ulusal normlar› flekillenecek bir geliflim göstermedikleri için Türk ulusuna tabi biçimde
“kaynaflm›fllar” ve “hak” talep edecek,
dolay›s›yla haklar› savunulacak statüde konum kazanamayan bir “etnik köken” olarak kalm›fllard›r.
Bunlar›n daha “insafl›” ya da “ak›ll›”
olanlar› ise sosyal-floven politikalar›na gerekçe olarak Ulusal Hareket’e yönelmeyi
tercih etmektedir. Ulusal Hareket’in gerek
politikalar›na, gerek mücadele prati¤ine iliflkin bir tak›m “hatal›/yanl›fl” örnekleri s›ralayarak, do¤ru bir yerden meseleye bakmak ad›na tam da hâkim s›n›flar›n gözlü¤ünü takanlar›n “masumiyeti”, sorgulanmaya muhtaç bile de¤ildir. Zira çok iyi bilinmektedir ki, bu tür savafl ve mücadelelerde
tarafs›zl›k ve orta yolculuk yoktur, böylesi
tutumlar›n “güçlü” olana hizmet etti¤i de
aç›kt›r.
Konuyu, emperyalist-burjuva bas›nda
öteden beri ç›kan ABD emperyalizminin silah yard›m›, AB üyesi emperyalist devletlerle iliflki, uyuflturucu ticareti vb. haberler
çerçevesinde yorumlayan, KDP ile KYB’nin
arka ç›kan tutumuna ba¤l› olarak yine ABD
iflbirli¤ine ba¤layanlar›n, “sivillere yönelik
terörist eylemler” üzerinden ahkâm kesenlerin, Kemalist-faflist diktatörlü¤e istemedi¤i kadar kan ba¤›fl›nda bulundu¤una kuflku yoktur.
“Ba¤›ms›z Kürdistan” fliar›yla bafllatt›¤› silahl› kurtulufl mücadelesinde, devrimci
dinamizmi ve özgürlükçü yap›s› ciddi ölçüde
erozyona u¤rayarak, “kültürel haklar”
temelli bir platforma gerilemifl olsa da; ezen
ulusun faflist Türk devletinde cisimlenen
bask› ve zulme karfl›, Ulusal Hareket’in
Rice protestolarla
karfl›land›!
rerek, e¤iterek vb. iliflkiler gelifltirerek, ‹ran’› istikrars›zlaflt›rmaya
çal›flt›¤› bilinmektedir.
K›sacas›, ABD flu süreçte bölge Kürtlerine duydu¤u ihtiyaçtan
kaynakl›, Kürt sorunun çözümünü, Türkiye’ye b›rakmak istememektedir. Çünkü TC egemenlerinin gerçek niyetleri aras›nda,
PKK’den öte hala Musul-Kerkük
bölgesine hakim olma amac›n›n
yatt›¤› da, yine emperyalistler taraf›ndan bilinmektedir. Ancak emperyalistler, petrol zengini bölgenin bu zenginliklerinin, kendi denetimlerinin d›fl›na ç›kmas›na izin
vermeyeceklerdir.
Sonuç olarak: ABD ziyareti
ile birlikte, uflak pozisyonundaki
TC baz› küçük ödünler koparm›fl
olabilir. Bu ödün kapsam›nda
PKK’ye dönük göstermelik denebilecek, istihbari iflbirli¤ini de içine
alan, s›n›rl› bir s›n›r ötesi de gündeme gelebilir. Bunun nedenlerinden biri de k›flk›rt›lan kamuoyunda
yükselen ABD karfl›tl›¤›d›r. Son geliflmeler, bunu tersine çevirme hamlelerini de bar›nd›rmaktad›r. Ancak TC egemenlerinin bu vb. baz› ödünler kopard›¤› varsay›lsa bile, bu ödünler karfl›l›¤›nda emperyalizmin bölgesel politikalar›na ve bu politikalar›n hedefindeki
ç›karlara daha aktif destek vermeyi taahhüt ettikleri kesindir. Hem bölge
halklar› hem de ülkedeki emekçi halk
y›¤›nlar›n› yeni sald›r›lar›n bekledi¤ini
söylemek yerinde olacakt›r. Kamuoyundaki floven k›flk›rtmalar›n sürdü¤ü
günlerde, birbiri ard›na gerçekleflen
zamlar yap›lm›fl, ekonomik-demokratik
haklara dönük bir dizi sald›r› geliflmifltir
ve bu sald›r›lar›n daha da boyutlanaca¤› kesindir. Böylece bu floven dalga ayn› zamanda, emekçi y›¤›nlar›n gündemini de¤ifltirmeye, kendilerine dönük sald›r›lar› perdelemeye de hizmet etmifltir. Tüm bu sald›r›lar› geri püskürtmenin yolu ise, ezilen emekçi y›¤›nlar›n ve
baflta Kürt halk› olmak üzere, ezilen
uluslar›n ortak-birleflik mücadelesinden geçmektedir!
temsil etti¤i mücadeledeki “demokratik”
içerik, özünü yitirmemifltir. Her türlü tart›flmadan azade, kay›t ve koflul ileri sürmeksizin desteklenmesi gereken budur.
Ulusal Hareket’in, onun üzerinden Kürt
ulusunun ve haklar›n›n, bu ba¤lamda örne¤in parlamentoda bulunan temsilcilerinin
(ve partileri DTP’nin) yo¤un abluka ve sald›r› alt›nda oldu¤u koflullarda, komünistlere, devrimcilere, demokratlara düflen görev, iflte tam da bu demokratik içeri¤in
desteklenmesidir. Bu destek; onlar›n politikalar›n›n, savunduklar›n›n, pratiklerinin bire
bir savunulmas› ve desteklenmesi anlam›na
gelmez. Bu konu do¤ru biçimde anlafl›lmal›
ve kavranmal›d›r. Mesele bilinçli flekilde
kar›flt›r›lmakta ve çarp›t›lmaktad›r.
Komünistlerin savundu¤u bu destek politikas›, onlar›n ulusal sorunla ilgili proletaryaya ait s›n›fsal/esas çözüm politikas›yla çeliflmez. Aksine onun bir gere¤i ve sonucu
olarak tamamlay›c› ifllev görür. Proletaryan›n esas çözüm politikas› için ileri sürdü¤ü
fliar, son derece yal›n bir formülasyon olan
uluslar›n kendi kaderlerini tayin hakk› temelinde, uluslar aras›nda tam hak eflitli¤i ilkesine dayanmaktad›r:
“Ama biz, ancak gönüllü ba¤lara de¤er veririz, zorlay›c› ba¤lara de¤il. Her
nerede uluslar aras›nda zorlay›c› ba¤lara tan›k olursak, gerçi her ulus ayr›lmak
zorundad›r diye bir görüflte direnmeyiz,
ama her ulusun siyasal kaderini tayin
hakk›nda, yani ayr›lma hakk›nda kesinlikle ve kuvvetle direniriz. Bu hakk› savunmak ve bu hak üzerinde direnmek
demek, uluslar›n eflitli¤inde direnmek
demektir, zorlay›c› ba¤lar› tan›may›
reddetmek demektir, hangi ulus olursa
olsun herhangi bir ulusun devlette ayr›cal›klar›n›n olmas›na karfl› durmak demektir, de¤iflik uluslar›n proletaryas›
aras›nda tam bir s›n›f dayan›flmas› ruhu
yaratmak demektir.” (Lenin, age, sf. 172)
Katliamlar›n zulmün ve ac›n›n
mimarlar›ndan olan Rice Türkiye’deydi. ABD emperyalizminin Büyük Ortado¤u Projesi ad› alt›nda
uygulamaya çal›flt›¤› iflgal ve sald›r›
politikas›n›n bugünkü ayaklar›ndan
biri olan, ABD öncülü¤ünde Irak’a
komflu ülkelerle yap›lan toplant›n›n
start› 1 Kas›m gecesi Rice’nin Türkiye’ye gelmesi ile verilmifl oldu.
Dünyan›n birçok yerinde oldu¤u gibi Rice’›n Türkiye’ye gelifli de protesto edildi.
Ankara
2 Kas›m günü Yüksel Caddesi’nde yap›lan aç›klamalarda, Rice
ziyaretinin ABD’nin dünya haklar›na yönelik imha ve iflgal politikalar›na devam edece¤inin simgesi oldu¤una vurgu yap›ld›. KESK, TMMOB
ve TTB üyelerinin yapt›¤› aç›klamada bas›n aç›klamas›n› okuyan Mehmet So¤anc›, ABD’nin, gözünü
dikti¤i her co¤rafyaya kan ve gözyafl› getirdi¤ini belirtti.
Ard›ndan BDSP, DHP, EHP,
ESP, Kald›raç, Odak ve Partizan’›n yer ald›¤› kurumlar da bas›n
aç›klamas› yaparak Rice’›n geliflini
protesto etti. “Katil Rice defol,
emperyalizme ve flovenizme
karfl› yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” pankart›n› açan kitleye hapishanelerde tecritin yaratt›¤› sorunlar›n çözülmesi için Ankara’ya gelen
tutsak yak›nlar› da destek verdi.
‹stanbul
Partizan, ESP, BDSP, HKM,
DHP gibi birçok kurumun bir araya gelerek örgütledi¤i eylem Befliktafl’ta toplant›n›n yap›ld›¤› Conrad
Otel’in yan taraf›nda polis ablukas›
alt›nda gerçekleflti. Aç›klama BEKSAV’›n haz›rlad›¤› skeçle bafllad›.
Oyunun ard›ndan yap›lan aç›klamada ABD öncülü¤ünde gerçeklefltiren bu toplant›n›n daha fazla ac› ve
katliam anlam›na geldi¤inin alt› çizildi ve bu sald›r›lara karfl› birleflik
mücadele ça¤r›s› yap›ld›.
Kendi kaderini tayin hakk›n› kay›ts›z koflulsuz savunmakla, çeflitli milliyetlerden
Türkiye proletaryas› ve halk›n›n ulusal kimliklerine göre örgütlenmesi ve farkl› kulvarlarda ve bölgelerde savafl yürütmesine karfl› ç›kmak birbiriyle çeliflmez. Hatta komünistler kendi kaderini tayin çerçevesindeki
ayr›l›k talebi karfl›s›nda, koflullara göre
olumlu bir görüfl sahibi de olmayabilirler,
ancak irade sonucundaki tutumlar› “olumlu” olmal›d›r. Bir hak, pratikteki kullan›m
de¤eriyle, somut ad›m ve edinimlerle anlam
kazan›r. Hak, “savunan›n” iste¤i/iradesine
göre flekilleniyorsa ba¤›ml› bir hakt›r, hiçbir hükmü de yok demektir.
Ulusal sorunda, ezilen ulus milliyetçili¤i
ile ezen ulus milliyetçili¤i aras›ndaki fark›
anlayamamak, daha do¤rusu ona göre tav›r
ve tutum gelifltirmemek bir kavray›fl meselesinin sonucu gündeme gelmemektedir.
Bu konuya iliflkin yaklafl›m farkl›l›¤›, t›pk›
kendi kaderini tayin hakk› için savafl›p savaflmama hususunda oldu¤u gibi, s›n›fsal zeminde sorgulanmal›d›r. Bu sorgulama, “her
türlü milliyetçili¤e” karfl› olma sinsili¤iyle
sosyal-flovenizm bayra¤›n›n yükseltildi¤ini
ortaya ç›karmaktad›r.
Proletarya burjuvazinin “ulusal”
bayra¤› alt›na girmez, çünkü onun
kendi bayra¤› vard›r.
* Mustafa Suphi yoldafl›n TKP’sinden sonra Türkiye “sol” hareketinin tarihi, ulusal sorun konusunda kötü bir
mirasa sahipti. Komünist önder ‹brahim
Kaypakkaya yoldafl›n Kemalizm’e ve
sosyal-flovenizme a¤›r darbeler indirerek
gelifltirdi¤i bilimsel tezlerle ulusal soruna iliflkin müdahalesi, devrimci ve yurtsever çevreler üzerinde de etkili oldu.
Bu durum, konuya iliflkin çok çeflitli çarp›k flekillenifl ve sosyal-flovenizmin inceltilmifl biçimlerle devam›na elbette engel
olamazd›.
İşçi-köylü 4
İşçi/köylü
16-29 Kasım 2007
Güngören’de iflçiye çöp nöbeti!
- Belediye’de yaflanan geliflmeleri bize anlatabilirmisiniz?
Mehmet Ali Özdemir: 22 y›ld›r burada temizlik iflinde çal›fl›yorum. Sendikal
süreçleri daha önce de
yaflad›k. ‹fle bafllad›¤›m
günden beri sendikal›y›m. fiu anda belli köflelere vermifller bizi,
çöp bekliyoruz. Bizleri y›ld›rmak için
yap›yorlar bunu.
Vatandafl soka¤a
çöp at›yor, biz de
uyar›yoruz, buraya atmay›n diye.
Baflka iflimiz yok.
Daha önce böyle bir
fley görmedik, ama
Güngören Belediyesi’nde var. fiu anda 12
iflçi bu ifli yap›yoruz.
Bu 12 kifli Belediye‹fl’ten istifa ederek
Hak-‹fl’e geçmeyenler. ‹stifa edenlerin
yerleri de¤iflmedi. Sendikan›n yetki almas›n›
bekliyoruz. Vatandafl
gelip soruyor niye
bekliyorsunuz diye,
anlatmayay›m gülersiniz diyorum.
Mahkeme sonuçlan›ncaya kadar
böyle devam edecek. So¤ukta bekliyoruz, sürekli kontrol ediyorlar. Gel-
Güngören Belediyesi’nde bir süredir yaflananlar ülkemizde sendikal mücadele ad›na sendikal faaliyetin nas›l dinamitlendi¤ini özetler nitelikte.
Gazetemizde daha önce de yer bulan haberde Hak-‹fl Sendikas›’n›n belediyelerde patronu arkas›na alarak tehditlerle yapt›¤› “örgütlenme” çal›flmalar›na yer vermifltik. Çöp toplad›klar› sokakta söylefli yapt›¤›m›z iflçiler, yaflad›klar› sorunlar› dile getirmiflti. Aradan geçen süre içerisinde yaflanan geliflmeleri takip etmek amac›yla yolumuz yeniden Güngören’e düfltü.
‹flçilerden birini sar› gömle¤i ile bir köflede beklerken bulduk. Önce anlam veremedi¤imiz bu bekleme, elinde çöp pofleti ile genç bir kad›n›n çöpü b›rakmak
istemesi ile anlafl›l›r k›l›nd›. Veysi Erdo¤an isimli iflçi, genç kad›na müdahale ederek çöpünü bu köfleye atmamas› gerekti¤ini, çöplerin akflam al›nd›¤›n› söyledi. Böylelikle Güngören Belediyesi’nde çal›flan iflçilerin yeni görevlerini ö¤renmifl olduk: Çöp nöbeti!
Hak-‹fl’e ba¤l› Hizmet-‹fl Sendikas›na üye olmayan 12 iflçinin ifllerinden al›narak belediye için böylesine “vazgeçilmez” ve “anlaml›” bir ifle verildi¤ini dile getiren Veysi Erdo¤an, buna isyan ediyor. Sohbet ilerledikçe Belediye Baflkan› fiakir Yücel Karaman ve Hak-‹fl’e yönelik öfkesi de d›fla vuruyor.
Gün boyunca ayn› köflede beklediklerini, belediye görevlileri taraf›ndan sürekli kontrol edildiklerini s›k›nt›l› bir ses tonuyla anlat›yor. Yoldan geçenlerin
flaflk›n bir flekilde kendilerine bakt›¤›n› ve bir anlam veremediklerini sözlerine ekleyen Erdo¤an, Belediye Baflkan›’n›n iflçileri küçük düflürmeye çal›flt›¤›na
dikkat çekiyor. Bizi di¤er iflçi arkadafllar›n›n yan›na götüren Erdo¤an’›n dilinden yol boyunca Hak-‹fl Sendikas›na üye olmad›klar› için yaflad›klar› s›k›nt›lar dökülüyor. Belediye Baflkan› ise her toplant›da Belediye-‹fl 2 No’lu flubenin yetkiyi almas› sonucunda yaflayaca¤› s›k›nt›lar› iflçilerle ‘paylafl›yor’.
dim, seni göremedim diyorlar, hâlbuki hiç u¤ramam›fl bile.
- Siz de Belediye’nin
temizlik iflinde çal›fl›yorsunuz. Yaflanan geliflmeleri bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Ahmet K›l›çarslan:
Ben de 22 y›ld›r belediyede çal›fl›yorum. fiimdi
ise çöp bekliyorum. ‹flverenin bask›lar› ile
kendilerine yak›n bir
sendika arad›lar ve
buldular. Huzurumuz bozuldu.
Hak-‹fl yetkililerinden kimseyi görmedik. Bu ifli yapan Belediye Baflkan› ve müdürler.
Bize bu sendika ile çal›flmak istiyoruz diye aç›k aç›k söylediler. Ben 22
y›ld›r Belediye-‹fl üyesiyim. Bu sendika
y›llard›r bizim ç›karlar›m›z› savunuyor.
Ben sendikama ihanet etmem, flimdi ihanet zaman› de¤il. Hak-‹fl beni hiç savunmaz. Savunma derdi de yok. Patron yanl›s› bir sendika bu. Belediye Baflkan› ne
derse onu yap›yor. Belediye Baflkan› ilk
toplant›da dedi ki; “Ben sözleflmede yüzde 4 verecem siz de yüzde 30 isteyeceksiniz. Burada anlaflamayaca¤›z. Siz de ç›k›p sokaklara ba¤›r›p ça¤›racaks›n›z. Biz
bunu istemiyoruz. Bize yak›n kim? Hak-‹fl
Sendikas›. Onu getirece¤iz. Biz yüzde 4
diyece¤iz, onlara da imzalataca¤›z.” Aç›kça söyledi bunu. Mahkeme sonucunu
bekliyoruz. Yetkinin kime ç›kaca¤›n› görece¤iz. Yetkili sendika olarak Mart’›n
1’ine kadar görevimizin bafl›nday›z.
Kahvede yapt›¤›m›z ve Veysi Erdo¤an’›n da sözünü etti¤i, Belediye Baflkan›
taraf›ndan hakk›nda dava aç›lan ve disiplin kuruluna verilen bir iflçinin yan›na gitmeye karar veriyoruz
Bask›lardan dolay› ismini vermek istemeyen iflçiyi ‘nöbetini’ tutarken bulu-
yoruz. Bas›na verdi¤i bilgiler gerekçe
gösterilerek Belediye Baflkan› taraf›ndan
hakk›nda dava aç›lan iflçi, iflten at›lmakla
tehdit edilmifl.
Disiplin Kurulu’nda ifadesi al›nan iflçiye Belediye Baflkan› bas›na verdi¤i bilgiler
ile devlet görevlilerini afla¤›lad›¤› suçlamas›n› getirmifl. Temizlik iflçisi ise sadece
yaflad›klar›n› anlatt›¤›n›, bunun da suç olmad›¤›n› dile getiriyor. Kendinden emin
konuflan ve hakl› oldu¤una yürekten inanan bu iflçi ile “nöbet yerinde” bir süre
sohbet ediyoruz. Hak- ‹fl Sendikas›n›n iflçilerin ç›karlar›n› savunmad›¤›, savunmayaca¤›n› düflünen bu iflçiye yönelik Belediye Baflkan› ve Hak-‹fl’ten herhangi bir
teklif gelmemifl. “Örgütlenmeye” çal›fl›lmadan sürgün edilmesini net tutumuna
ba¤layan iflçi, bu fikirlerini Disiplin Kurulu’nda da savunmufl. Hak-‹fl Belediye-‹fl’e
üye olan iflçileri “ikna etmek” için türlü
yollar, yöntemler gelifltirirken çöp ifline
verilen iflçilerle hiç ilgilenmemifller. fiu
ana kadar bask›lara ra¤men süreci bugü-
ne kadar getiren de esasta bu iflçiler.
Hak-‹fl Sendikas›n›n iflçi düflman› bu
pratiklerini sendikal mücadele ad› alt›nda
gerçeklefltirmesi, üzerinde durulmas› gereken di¤er bir noktad›r. Sendikalar, iflçi
s›n›f›n›n demokratik, ekonomik ç›karlar›
için mücadele eden örgütlerdir. Sendikalar, iflçi s›n›f›n›n sermayeye karfl› örgütlendi¤i ve sosyalizmi ö¤rendi¤i birer
okuldur. Oysa Hak-‹fl örne¤inde görüldü¤ü gibi yap›lan sendikal mücedeleye
ihanetten baflka bir anlama gelmiyor. ‹flbirlikçi, sar› sendikal anlay›fl› ile egemenlerin iflçi s›n›f› içindeki truva atlar› durumunda olan Hak-‹fl vb. sendikalar sendikal örgütlenme 盤l›klar› ile iflçi s›n›f›n›n
mücadelesini baltalamaktad›r.
‹flçilerin bu çizgideki örgütlere karfl›
tutumu, her yerde teflhir faaliyeti yürütmek ve iflçileri ayd›nlatmak olmal›d›r. Elbette bu s›rada t›pk› Güngören’de oldu¤u gibi bask›lara ra¤men s›n›f ç›karlar›ndan vazgeçmeyen iflçiler öne ç›kacakt›r.
(‹stanbul)
Dan›fltay karar› Emekli-Sen’in meflrulu¤unun teyididir!
Sendikalar›n›n kapat›lmas›na karfl› verdikleri mücadeleyle kamuoyunda seslerini
duyuran emekliler, Yarg›tay’›n verdi¤i kapatma karar›yla oldukça zorlu bir sürece
girmifllerdi. Ancak Dan›fltay’›n geçti¤imiz
günlerde ald›¤› bir karar, emeklilerin verdikleri mücadelede ne kadar meflru ve
hakl› olduklar›n› bir kez daha gözler önüne
serdi.
Dan›fltay 10. Dairesi 8 Kas›m’da ald›¤›
bir kararla, Çal›flma ve Sosyal Güvenlik Bakanl›¤› taraf›ndan valiliklere gönderilen ve
aralar›nda Emekli-Sen’in de bulundu¤u çok
say›da sendikan›n muhatap al›nmamas›
yönlü genelgeyi iptal etti. Söz konusu genelge: “Sendika ad› alt›nda faaliyet
Emekli-Sen Kartal fiube Baflkan› Y›lmaz
Gündo¤du’ya, hem Dan›fltay’›n karar›na
hem de bundan sonraki sürece dair ne düflündüklerini sorduk. Gündo¤du, bu kararla birlikte normal koflullarda davan›n düflmesi gerekti¤ini söyledi ve ekledi: “Bu durum ayn› zamanda devletin kendi
kurumlar› aras›ndaki çeliflkilerin de
ifadesidir.” Konuflmas›n›n devam›nda
ise, karar›n ayn› zamanda Emekli-Sen’in
meflrulu¤unu da gösterdi¤ini belirten Gündo¤du, bu karar› Yarg›tay’a götüreceklerinin de alt›n› çizdi. Emekli-Sen olarak zaten
bir eylem planlar› oldu¤unu, örne¤in 22
Kas›m’da AKP Genel Merkezi önüne siyah çelenk b›rakma, ard›ndan da il binalar›
gösteren kurulufllar›n kurulufl belgelerinin kabul edilmemesi, faaliyetlerine izin verilmemesi” talimat›n› içermekteydi.
Dan›fltay 10. Dairesi’nin ald›¤› kararda
ise özetle; Türk hukukunda sendika, dernek gibi özel hukuk tüzel kifliliklerinin oluflumunun izin kofluluna ba¤l› olmad›¤›, bu
kurulufllar›n nas›l tüzel kiflilik kazanacaklar›n›n ve faaliyetlerine hangi koflullar alt›nda
son verilece¤inin yasalarla düzenlendi¤i
vurguland›.
Bu kararla birlikte Emekli-Sen’in kapatma davas›n›n seyri de de¤iflmifl bulunmakta.
Karar›n ard›ndan görüfltü¤ümüz
önünde ayn› eylemi gerçeklefltirme gibi
kararlar ald›klar›n› belirten Gündo¤du, bu
eylemlerin ayn› zamanda son dönem pefl
pefle gelen zamlar› da kapsayaca¤›n› vurgulad›.
Görüflmeyi yapt›¤›m›z s›rada, az sonra
bafllayacak olan toplant› için orada bulunan
yaklafl›k 10 Emekli-Sen üyesi de, baflkan›n
söylediklerini do¤rulayarak, “Burada
önümüzdeki sürece iliflkin karar almak için topland›k. Mücadelemiz sürüyor” dediler. K›sacas›, emekliler mücadelelerini, kendi sorunlar›n›n d›fl›ndaki genel sorunlar› da kapsayacak biçimde ve
olanca h›z›yla sürdürmekte kararl›lar.
(Kartal)
Patronun devrimci bas›n korkusu; Bir Texim iflçisi iflten ç›kar›ld›!
Emekçinin Gündemi
fiovenizm ve ›rkç›l›¤a karfl›
s›n›f dayan›flmas›!
Son günlerde, burjuva-feodal
medya savafl 盤›rtkanl›¤›n› giderek
art›rmaktad›r. Ordu ile hükümet aras›ndaki klik çat›flmas› son genel seçimler sonras› k›smen küllenmifl durumdad›r. Bu “küllenmenin” as›l nedeni s›n›r ötesi operasyon yaygaras›yla ›rkç› ve flovenist bir rüzgâr estirilerek Kürt ulusuna yönelik; fliddet
ve katliamlar›n dünden daha kapsaml› biçimde yürütülmek istenmesidir.
Bunu “vatan›n gelece¤i” ve “halk›n huzuru” için yapt›klar›n› söylemekteler. Oysa ne vatan› ne de halk›
düflünmediklerini, geçmiflte ve de bugün uygulanan ekonomik ve siyasal
politikalara bakarak görmekteyiz. Bu
nedenle bu sürecin yaygaralarla olmayaca¤›n›, sürüklenmek istenen durumun vahametini baz› burjuva kalemflorlar›n zaman zaman gazetelerde yazarak, televizyonlarda aç›klayarak söylemekteler. Hatta ne tesadüftür ki, Milliyet’te bir dönemin generalleri bu sorunlara ait düflüncelerini söylemekteler. Kürt ulusunun
temel sorunlar›n› görmezden gelen
TC devleti, bugüne kadar bask› ve
fliddet ile “çözmeyi” denemifl ancak
bunun böyle olmayaca¤›n› görmüfltür. Bu gördü¤ü ve yaflad›¤› tabloyu
daha kapsaml› ve genifl bir alanda
ulus ötesi bir alan› da içine alarak savafl bafllataca¤›n› efendisi ABD’den
Düflük ücret ve sa¤l›ks›z çal›flma koflullar›na karfl› A¤ustos ay›ndan bu yana direnen Texim iflçileri üzerindeki bask›lar sürüyor. Bu koflullara “Art›k yeter” diyerek
karfl› koyan iflçiler, bir dizi eylem örgütleyerek sorunlar›n› kamuoyuna duyurmaya çal›fl›yorlar. Bu çal›flmalardan rahats›z olan patron, direniflin bafllar›nda iflçileri iflten ç›kar›rken sonras›nda da iflçiler üzerindeki bask›lara devam etti. ‹flçileri kameralarla sürekli denetim alt›nda tutmaya çal›flan, telefon
konuflmalar›na bile müdahale eden, iflçilere
hakaret eden patron, son olarak bir iflçiyi
daha iflten ç›kard›. Patron iflçi düflman› yü-
zünü, gazetemizi ziyaret ederek söylefli yapan bir iflçiyi iflten ç›karak gösterirken iflçilerin bilinçlenmesinden duyduklar› korkuyu
da yans›t›yor.
Sorunlar›n› gazetemize anlatan Texim
iflçisi, iflçileri sadece sosyalist, devrimci bas›n›n sahiplendi¤ini, burjuva bas›n›n eylemlerine yer vermedi¤ini dile getirmiflti. ‹flçiler, fabrikadaki sömürüye karfl› onurlu bir
mücadele yürütürken burjuva medya bunu
görmezlikten geliyor. Eylemler art›k saklanamayacak düzeye ulaflt›¤›nda da iflçilerin
amaçlar›n›, sorunlar›, çarp›tarak anti propaganda yap›yor.
‹flçi s›n›f›n›n ç›karlar›n›, verdikleri mücadeleyi yans›tmak ve genifl kitlelere ulaflt›rmak amac›ndaki devrimci yay›nlar meflrudur. ‹flçi s›n›f›n›n düflmanlar›n›n devrimci
yay›nlara yönelik bu tutumlar› elbette anlafl›l›rd›r. Bu durum bizim kendi cephemizden
do¤ru bir yay›nc›l›k politikas› izledi¤imizi de
göstermektedir.
Gazetemiz de iflçilerin, köylülerin yaflam›n› devrimci teorinin ›fl›¤›nda yans›tmaktad›r. Patronun “Komünist gazeteleri ça¤›r›yorsunuz” söylemi esasta direniflin
geliflmesi karfl›s›nda duyulan bir kayg›d›r.
(‹stanbul)
izin ald›¤› yer ve zaman kadar yapaca¤›n› aç›kça ilan etmifl durumda. Bunun yarataca¤› sonuçlar› hemen hepimiz yaflad›klar›m›zla görebiliyoruz.
Daha derin ve daha kapsaml› bir çat›flman›n ekonomik, sosyal ve siyasal
sonuçlar› tüm ülkede yaflayan baflta
emekçiler olmak üzere herkesi etkileyecektir.
Bir yandan bunlar yaflan›rken di¤er yandan son y›llar›n en yüksek
oran›nda zamlar› yap›ld›. Elektrik, su,
sigara, tekel, do¤algaz gibi günlük yaflamda kullan›lan tüm tüketim mallar›na yaklafl›k % 50 oran›nda zam yap›ld›. Bununla ekonomik krizin, darbo¤az›n faturas› emekçilerin s›rt›ndan ç›kar›lmaya çal›fl›lmaktad›r.
Tüm bunlar karfl›s›nda sendikalar
ise adeta alk›fl tutmakta ya da “Kürt
ulusuna yönelik sald›r›lara siz de sesinizi ç›karmay›n” diyerek vicdanlar›n›
rahatlatmaktalar. Bundan iki ay önce
“flehit aileleri” için aç›lan kampanyada baflta Türk-‹fl’e ba¤l› sendikalar s›-
raya girmifl, kasas›nda paras› olmad›¤›n› söyleyen sendika genel merkezleri yard›mda bulunmufltu. Çok geçmedi 7 Aral›k’ta yap›lan Türk-‹fl Baflkanlar Kurulu toplant›s›nda Haber-‹fl
Sendikas›n›n Telekom grevi için ekonomik katk› talebine sendikalar›n çok
büyük bir bölümü “param›z yok” diyebildiler. Sendikalar›m›z›n bu iflçi
karfl›t› politikalar› ve düflmanl›¤› son
zamanlarda iyice su yüzüne ç›kmaya
bafllad›. Sendikalar›n büyük bölümünün flovenist ve gerici ve iflçi karfl›t›
politikalar› Telekom greviyle a盤a
ç›km›flt›r. ‹flçilerin örgütlenmesi için,
grev için kullan›lmayan aidatlar›n seçim kazanmak için, siyasi rant için içki masalar›nda kullan›ld›¤›n› görmekteyiz. Türk-‹fl’te bu olurken D‹SK ve
KESK ise “silahlar› kullanmay›n›z”la
adeta süreci onaylamaktad›r. Oysa
durum ciddidir ve seyre gelmeyecek
kadar önemlidir. Bulundu¤umuz
alanlarda bu flovenist ve ›rkç› dalgaya
karfl› s›n›f dayan›flmas›n›n yükseltil-
mesi, buna karfl› tavr›n gelifltirilmesi
için herkes seferber olmal›d›r. Öyle
ki, bunu sendikalarda bulunan devrimci, demokrat ve yurtseverler yapmalard›r. Bu tarihi bir sorumluluktur.
Süreç bu yan›yla önemle örgütlenmelidir. Yaklafl›k 1 ayd›r süren Telekom grevi, tam da bu süreçte adeta
konuflulmaz olmufltur. Her sokak eyleminin ve tepkinin yarat›lmas› bu süreçte oldukça önem arz etmektedir.
Irkç› ve flovenist dalgaya karfl› bu tür
davran›fl ve tav›rlar oldukça önemli
araçlard›r. Bugün bu araçlar›n bafl›nda ise emekçilerin mücadelesi gelmektedir. Bu mücadelenin
yükseltilmesini ise sendikalarda bulunan devrimci ve demokratlar›n almas› gereken sorumluluktur. Gün, birleflik ve ortak mücadeleyi örgütleme
ve buna karfl› koyma günüdür. Gün,
kardefllik de¤erlerinin yükseltilece¤i gündür. Herkes bulundu¤u
alanda bunlar› yapmak için seferber
olmal›d›r.
Sigortas›z
tek bir iflflç
çi
kalmayacak!
‹fl kazalar› ve ifl cinayetlerinin
s›kça yafland›¤› yerlerden biri olan
Tuzla’daki tersane iflçileri, sigortas›z çal›flmalar›n›n a¤›r bedelini ödüyor. Sigortas›z ve düflük ücretlere
karfl› art›k dur diyen Tuzla Tersane iflçileri ile T‹B-DER üyeleri iflçi
ölümlerini protesto etmek için 4
Kas›m günü yine eylemdeydi. Emek
Sinemas› Soka¤›nda biraraya gelerek, Galatasaray Meydan›’na kadar
yürüyen ve “Sigortas›z tek bir
iflçi kalmayacak” yaz›l› pankart
açan iflçiler, yürüyüfl boyunca s›k
s›k “Ücret hakt›r gasp edilemez”, “Tersane iflçisi yaln›z
de¤ildir” vb. sloganlar att›. ‹flçiler
ad›na yap›lan aç›klamay› okuyan
Cahit Atalay “Her seferinde söyledi¤imiz gibi buradaki her sorunun
sorumlusu tersane patronlar› örgütü G‹S-B‹R’dir. ‹flçilerinin yaflam›n›
hiçe sayan bu cinayet flebekesi, yaflanan hak gasplar›n›n sorumlulu¤undan s›yr›lmak için; tafleronluk
sisteminden faydalanmaktad›r” dedi. Aç›klaman›n ard›ndan befl dakikal›k oturma eylemi yapan iflçiler,
oturma eylemi boyunca kasklar›n›
yere vurdu. Oturma eyleminin ard›ndan iflçiler eylemlerine bitirdi.
(‹stanbul)
Ya ifl ya sendika!
Diyarbak›r Aky›l fabrikas› patronunun sendikalaflman›n artmas›
üzerine “ya ifl ya sendika” diye tehdit edip, iflten att›¤› 112 iflçi 300
gündür direniflte.
TEKS‹F Sendikas› Genel Merkezi ile görüflmek için Ankara’ya
gelen Aky›l iflçileri, sendika genel
merkezi önünde oturma eylemi
yapt›. Patronla yaflad›klar› sorunlar
nedeniyle, yaklafl›k 11 ay önce grev
bafllatan ve ba¤l› olduklar› Teksif
yöneticileri ile yapt›klar› görüflmeden sonuç alamayan Aky›l iflçileri,
sendikadan “biz karar›m›z› daha
sonra aç›klayaca¤›z, ya size bildirece¤iz, ya da temsilcilerinizi buraya ça¤›r›p onlara bildirece¤iz” sözünü ald›. 30 Ekim günü Ankara’ya gelen Aky›l iflçilerinin
Sendika Genel Merkezi önünde
oturma eylemi yapmak istemesi
üzerine polis iflçilerin da¤›lmas› yönünde uyar›da bulundu ve iflçilere
yar›m saat süre verdi. ‹flçiler oturma eylemini yapt›ktan sonra da¤›ld›lar.
(Ankara)
Novamed’de
patronla
görüflmeler
bafllad›
Türkiye Petrol Kimya Lastik ‹flçileri Sendikas› (Petrol-‹fl) merkezi
Almanya’da bulunan Fresenius Medical Care’ye (FMC) ait Novamed
firmas›yla görüflerek, 30 Ekim) anlaflma sürecini yeniden bafllatt›. Görüflmeler saat 10’da Maslak’taki
Novamed Türkiye Temsilcili¤i’nde
gerçekleflti.
Yapt›klar› görüflmeleri de¤erlendiren Petrol-‹fl Genel Baflkan›
Mustafa Öztaflk›n, henüz bir sonuç
al›namad›¤›n› ancak görüflmelere
devam etme karar› verdiklerini aktard›. Taraflar Kas›m ay›n›n 2. yar›s›nda tekrar bir araya gelecek. Öztaflk›n sözlerine flöyle devam etti:
“Biz sendikan›n tan›nmas›n›,
içeride çal›fl›p sendika üyesi olmayanlar›n da üye olabilmesini, ücret
ve sosyal haklarda revizyona gidilmesini talep ettik. De¤erlendireceklerini söylediler. Olumsuz çal›flma koflullar›n›n giderilece¤ini, iflçilere uygulanan bireysel bask›lar›n
ortadan kald›r›laca¤›n› aç›k dille ifade ettiler.”
Sendikan›n kabulünü ve içeride
flu an çal›flanlar›n üyeli¤ini çok
önemsediklerini vurgulayan Öztaflk›n, “Sözleflmeyi çözecek olan ana
madde budur; iflverenin pozitif yaklafl›m› olursa ilerleme sa¤lan›r”
dedi.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 5
16-29 Kasım 2007
Harbiyeliler baz
istasyonuna karfl›
Valilik’e yürüdü
Beldenin su deposunun içine gizlenmifl
baz istasyonuna karfl› sürekli eylemler örgütleyen Hatay’›n Harbiye Beldesi halk›,
bu kez Hatay Valili¤i’ne yürüdü.
Aralar›nda çocuk ve yafll› vatandafllar›n da bulundu¤u kalabal›k, “Baz istasyonu istemiyoruz” fleklinde slogan att›.
Kitle ad›na belde halk›ndan Nergiz C›nb›z konufltu. ‹nsan yaflam›n› ve sa¤l›¤›n›
güvence alt›na almas› gereken devletin,
halk›n sa¤l›¤›n› tehdit eden baz istasyonlar›n›n yerleflim alanlar›na kurulmas›na izin
verdi¤ini söyleyen C›nb›z, “Bizler baz istasyonu içinde yaflamak istemiyoruz” dedi.
Aç›klaman›n ard›ndan belde halk› içinden oluflturulan bir heyet Hatay Valisi Ahmet Kayhan ile görüflmek üzere valilik binas›na gitti. Görüflme bas›na kapal› bir flekilde yap›l›rken, valilik binas› önünde bekleyen kalabal›k grup sessiz bir flekilde da¤›ld›.
(H. Merkezi)
Tar›m alanlar›
kanalizasyon
tehdidi alt›nda
Hatay’›n Samanda¤ ‹lçesi’nde, kanalizasyon altyap› döfleme ifllemleri bitirilmedi¤i için birçok vatandafl›n foseptik ve
at›k sular›n› sulama kanal›na ba¤lamalar›
tar›m alanlar›n› tehdit ediyor.
Birçok üreticinin tarlalar›n› sulad›¤› kanallara at›k sular›n kar›flt›¤›n› belirten mahalle sakinlerinden Deniz Yunuso¤lu,
kirli suyun tar›m alanlar›na akmas›ndan
dolay›, tar›m alanlar›n›n tehlike alt›nda kald›¤›n› kaydederek, sorunun çözümü için
mahalle olarak gerekirse eylem yapacaklar›n› söyledi. Mahalle sakinlerinden Meryem Celli de bir an önce kanal›n kapat›lmas›n› ve sorunun çözülmesini istedi.
Konu üzerine bir aç›klama yapan Samanda¤ Belediye Baflkan› Ali Terzi, vatandafl›n kendi dönemlerinden önce foseptik ve at›k su borular›n› kanala ba¤lad›¤›n› iddia ederek, “Bizden önceki dönemde bu ba¤lant›lar yap›lm›fl. Tesisimiz iki ay içerisinde tamamlanacak, geçici olarak borularda bulanan
at›klar› boflaltmaya çal›fl›yoruz” dedi.
(H. Merkezi)
Koza Madencilik
topra¤a ve insana
zararl›d›r!
Koza Madencili¤in Bergama’da siyanürle alt›n ç›karma faaliyetlerine devam etme
konusundaki ›srar› sürüyor. Kazda¤lar›’n›n
kuzeyinde yer alan Madra Da¤›’ndan ç›kar›lan topraklar siyanürle ayr›flt›r›lmak amac›yla Bergama’n›n Ovac›k Köyü’ne getiriliyor. 1 ton topraktan ortalama 10 gram alt›n ç›kar›lan Bergama’daki iflletmeye Madra
Da¤lar›’ndan her gün 375 ton toprak, Büyükdere Beldesi ve Küçükdere Köyü’nden
de her gün 45 kamyon toprak siyanürle ayr›flt›r›lmak üzere getiriliyor.
Koza Madencilik taraf›ndan iflletilen
Ovac›k’taki alt›n iflletmesi, Ovac›k’ta alt›n
rezervinin bitmesi ve maden karfl›t› çevrecilerin eylemleri üzerine kapat›lm›flt›. Hakk›nda onlarca dava aç›lan ve yarg› taraf›ndan kapat›lmas›na karar verilen iflletme,
2001 y›l›nda yeniden aç›lm›flt›. Ovac›k’taki
alt›n rezervinin bitmesi üzerine Koza Alt›n
fiirketi, Kaz Da¤lar›’n›n güneyindeki Madra
Da¤lar›’ndan toprak getirerek, ocakta iflletmeyi sürdürüyor. Koza Alt›n fiirketi’nin
Ovac›k’taki ocaklar›nda iflletmek üzere
toprak almas›, bölgenin do¤al dokusunda
büyük tahribatlar oluflmas›na yol aç›yor.
(H. Merkezi)
İşçi/köylü
urgutlu Gündelikçi ‹flçiler Derne¤i taraf›ndan yap›lan araflt›rma, tar›m iflçilerinin
yaflad›klar› sömürüye ›fl›k tutuyor.
T
Tar›m iflçileri sömürü politikas›n›n kurban›
Türkiye’de say›lar› yaklafl›k 3
milyon oldu¤u tahmin edilen tar›m
iflçilerinin yaflad›¤› sorunlar devam
ediyor. Ücret, sa¤l›k sorunlar›, çad›r alanlar›ndaki yaflam zorluklar›,
çal›flma saatlerinin uzunlu¤u, tafl›nma, e¤itim ve sosyal haklar›n›n yoklu¤u gibi birçok sorunla karfl› karfl›ya kalan tar›m iflçileri, son dönemlerde mevsimlik iflçi olarak ç›kt›klar› yollarda meydana gelen kazalarda
hayatlar›n› kaybetmekle gündeme
geldi. Son bir y›l içerisinde tar›m iflçilerinin tafl›nmas› s›ras›nda meydana gelen kazalarda, onlarca iflçi hayat›n› kaybetti, onlarcas› da yaraland›. Tar›m sektöründe önemli bir
yer tutan, ancak çeflitli dernekler
d›fl›nda örgütlülükleri yok denecek
kadar az olan tar›m iflçileri, onlar
için ölüm tarlalar› olan de¤iflik illerden yola ç›karak, memleketlerine
dönmeye bafllad›. Dönüfl s›ras›nda
da ancak geçirdikleri trafik kazalar›
ile gündeme oturan, “cahillikleriyle”
dalga geçilen iflçilerle ilgili oldukça
az say›daki araflt›rmalardan birisini
yapan Turgutlu Gündelikçi ‹flçiler Derne¤i bölgedeki tar›m iflçilerinin kamyon ve traktör kasalar›nda
ölümle burun buruna yolculuk yapt›¤›na dikkat çekerek, bu kazalar›
sömürü politikas›n›n neden oldu¤u
ifl cinayetleri olarak tan›mlad›.
Dernek Baflkan› Cevher Özdemir, tar›m iflçilerinin sorunlar›n›
yerinde gözlemlemek için aralar›nda doktor, hukukçu, insan haklar›
ye çal›fl›ld›¤›n› dile getirdi. “Bal›k istifi” yap›larak tafl›nan iflçilerin say›s›z trafik kazas›na u¤rad›¤›n›, bu kazalarla ilgili herhangi bir tedbir al›nmad›¤›n› dile getiren Özdemir,
“Göçmen iflçiler zaten tar›m alanlar›na yak›n yerlerde bar›nmaktalar.
Yani çal›flt›klar› yerlere yürüyerek
gidip gelirler. Oysa yerli iflçiler, tarlalara evlerinin bulundu¤u yerleflim
yerlerinden ancak araçlarla tafl›nabilir” dedi.
“Sömürü politikas›n›n
neden oldu¤u
ifl cinayetleri!”
savunucular›, meslek örgütü temsilcileri ve uzman psikologlar›n da bulundu¤u bir grubun Turgutlu’da
yapt›¤› inceleme ve görüflmelerinden sonra haz›rlad›klar› rapora iliflkin bilgi verdi.
Araflt›rmada, tar›m iflçilerinin
yaflad›¤› kazalarda ölenlerin genelde
göç etmifl ancak yerleflik iflçilerden
olufltu¤unu tespit ettiklerini belirtti.
Araflt›rmalar›nda, iflçilerin traktör
ve kamyon kasalar›nda tarlaya götürülüp getirildi¤ini tespit ettiklerini
ifade eden Özdemir, “‹flverenler iflçilerin tafl›ma masraf›n› oldukça düflük tutmaya çal›fl›yor. Bu nedenle
çok say›da iflçi kamyon kasalar›nda
ölümle burun buruna yolculuk yap›yor. ‹flçilerin kamyon ve traktör kasalar›nda götürülüp getirilmelerine
Artvin’de madene geçit yok!
Artvin Atapark alan›nda Yeflil Artvin Derne¤i öncülü¤ünde biraraya gelen Artvinli emekçiler, Kafkasör Da¤› Cerattepe bölgesinde iflletilmek istenen
madene karfl› bir yürüyüfl düzenledi.
Atapark’tan eski Sümerbank
kavfla¤›na kadar sloganlar eflli¤inde yürüyen kitleye, Artvin Belediyesi, demokratik kitle örgütü
temsilcileri ile çeflitli siyasi partiler de destek verdi.
Mitingde ilk konuflmay› yapan
Yeflil Artvin Derne¤i Baflkan› Erdo¤an Gazihan; ç›kar›lan maden kanunu ile hem Artvin hem
de ülkemizin bütün do¤al kaynaklar›n›n yabanc›lara, maden tekellerine sunuldu¤unu, maden
yasas›n›n talan yasas› oldu¤unu
ve mutlaka de¤iflmesi gerekti¤ini
dile getirdi. Araflt›rmac› Mustafa Ç›nk›’n›n konuflmas›nda düzen partilerine at›fta bulunmas›
üzerine AKP Milletvekili Ertekin Çolak müdahale ederek
kürsüden siyasi mesajlar verilmemesi gerekti¤ini, kendisinin de
AKP milletvekili olarak madene
hay›r mitingine kat›ld›¤›n› söyledi.
SES Genel Baflkan› Köksal Ayd›n, AKP’nin sa¤l›kta y›k›m politikalar›n›n son halkas›n› oluflturan ve
kamu hastanelerinin özellefltirilmesini getirecek “Kamu Hastane
Birlikleri Pilot Uygulamas›
Hakk›nda Kanun Tasar›s›”na
izin vermeyeceklerini, engellemek
için tüm güçlerini kullanacaklar›n›
dile getirdi.
SES Genel Merkezi’nde 1 Kas›m günü bir bas›n toplant›s› düzenleyen Ayd›n, Meclis Sa¤l›k Komisyonu’nda görüflülecek olan “Kamu
Hastane Birlikleri Pilot Uygu-
Artvin Belediye Baflkan›
Emin Özgün de konuflmas›nda
“çevreye zarar vermeden
maden ç›kar›lacak teknoloji
yok. Kim söylüyorsa yalan
söylüyor, biz 10 y›ll›k maden
oca¤› de¤il gelecek nesillere
milyonlarca y›ll›k bir do¤a,
bir servet b›rakmak istiyoruz” fleklinde konufltu.
Mitinge CHP ve AKP milletvekillerinin kat›l›m› dikkat çekti.
AKP milletvekilleri Artvin
halk›n›n madene karfl› geliflen ve
giderek büyüyen tepkisi ile gerçeklefltirdikleri eyleme kat›larak
“duyarl›l›k” gösterisinde bulundu. Oysa bu yasa AKP ve CHP
taraf›ndan onaylanarak Meclis’ten geçen bir yasad›r. AKP ve
CHP’li milletvekilleri bir yandan
yasay› ç›kar›rken, öte yandan yasan›n alt›na imza atan kendi partileri de¤ilmifl gibi davranmaktad›r. Halk›n tepkisini çekmemek
anlay›fl› ile eyleme kat›lan bu
partilerin milletvekilleri düzen
partilerinin halk› nas›l kand›rmaya çal›flt›¤›n› göstermektedir.
(H. Merkezi)
lamas› Hakk›nda Kanun Tasar›s›”n›n, AKP’nin sa¤l›ktaki y›k›m
politikalar›n›n son halkas› oldu-
son verilmelidir” dedi.
“Facialar örtbas
ediliyor!”
Dünya genelinde yap›lan araflt›rmada 1.2 milyon ifl kazas› sonucu
yaflanan ölümlerin yaklafl›k yar›s›n›n
tar›mda meydana geldi¤ine vurgu
yapan Özdemir, bu oran›n artmas›na sebep olan ülkelerin bafl›nda
Türkiye’nin geldi¤ini söyledi.
Türkiye’de yeterli oranda trafik
denetiminin olmay›fl›n›n sorunun
çözümsüz hale gelmesinde baflrol
oynad›¤›n› savunan Özdemir, bu tür
tafl›malara karfl› uygulanan yapt›r›m›n sadece para cezas› ile s›n›rl›
oluflunun da trajedinin bir baflka
boyutu oldu¤unu, yaflanan facialar›n
görevliler taraf›ndan örtbas edilme-
“Kanunlara uyulmuyor!”
Çal›flmada yer alan hukukçular
ise, tar›m iflçilerinin mevzuatlara bu
denli ayk›r› bir flekilde tafl›nmas›n›n,
konu ile ilgili kanunun uygulanmamas›ndan kaynakland›¤› görüflünde.
Tar›m iflçilerinin ücret konusunda bu denli sorun yaflanmas›n›n en
temel nedeni olarak da kendilerini
kapsayan ve koruyan yasalar›n yürürlükte olmamas›na ba¤layan hukukçular, “Tar›m iflçilerinin di¤er iflçiler gibi iflçi sa¤l›¤› ve ifl güvenli¤i
gibi konularda, kanunen korunan
haklara sahip olmalar› ad›na tar›m
iflçilerine ait bir ifl kanunu yok.
Mevcut ‹fl Kanununda 50’den çok
tar›m iflçisi çal›flt›ran yerleri kapsad›¤› için iflçiler haklar›n› hiçbir yoldan alam›yor” dedi. (H. Merkezi)
fieker, onlar için tatl› de¤il
Diyarbak›r’›n Bismil ‹lçesi’nde
fleker pancar›n› tarladan toplayan,
temizleyen ve kamyona yükleyen
mevsimlik iflçiler, yo¤un ifl temposuna ra¤men günde sadece 15 YTL
yevmiye karfl›l›¤›nda çal›fl›yor.
Emeklerinin karfl›l›¤›n› alamamalar›na ra¤men iflçiler, iflin sürekli olmamas›ndan da flikâyetçi. ‹fl sahas› olmad›¤› için göç etmek zorunda kalan mevsimlik iflçiler, yerlefltikleri
yerde de ikinci s›n›f insan muamelesi gördükleri için kolay kolay ifl
bulam›yorlar.
fieker pancar› tarlas›nda çal›flanlar ald›klar› 15 YTL’lik yevmiyeyle
geçimlerini sa¤lamakta zorlan›yorlar. ‹flçilerden Emin Sevim, günde
iki dönümlük alanda bulunan fleker
pancar›n› toplad›klar›n›, bunun karfl›l›¤› olarak kifli bafl›na 15 YTL ald›¤›n› söyledi. Bu miktar ile kendi geçimlerini sa¤layamad›klar›n› ifade
eden Sevim, “Y›lda sadece bir ay ifl
bulabiliyoruz. Bu para da her zaman elimize geçmiyor. Biz y›lda bir
ay çal›fl›p 11 ay boflta kal›yoruz. Ya
bat› taraf›na gidip oralarda çal›flaca¤›z ya da y›ldan y›la bu ay kazand›¤›m›z parayla yaflam mücadelesi verece¤iz” dedi. Bat› illerinde ifl bulman›n zor oldu¤unu belirten Se-
musal güvenceli ücret sistemi yerine çal›flanlar›n ücretlerinin dö-
SES;
iyor!”
l
i
r
i
t
fl
e
l
l
e
z
ö
r
e
“Hastanel
¤unu söyledi. Bu
tasar› ile kamu hastanelerinin toplumsal ifllevi yerine, kâr esasl› iflletme anlay›fl›n›n getirildi¤ini; hastanelerin ticarethane, vatandafllar›n
müflteriye dönüfltürüldü¤ünü, ka-
Özdemir, raporda tar›m iflçilerinin yer ald›¤› kazalara iliflkin say›sal
verileri flu flekilde verdi: “Ocak
ay›nda Hatay’da 7 tar›m iflçisinin öldü¤ü kaza s›ras›nda kullan›lan kamyonetin kasas›nda 35 iflçi bulunuyordu. Yine fiubat ay›nda fianl›urfa’da meydana gelen, 11 iflçinin sele
kap›larak can verdi¤i kazada kamyonun kasas›nda ise 43 iflçi bulunuyordu. Ayn› flekilde 16 A¤ustos’ta Siverek’te yaflanan kazada ise kamyonun kasas›nda tam 45 iflçi tafl›n›yordu. Bu örnekler emek maliyetlerini
düflürmek amac›yla uygulanan sömürü politikalar›n›n neden oldu¤u
ifl cinayetleri olarak ortaya ç›km›flt›r.”
Tar›m iflçilerinin ücretlerinde
de sürekli sorunlar›n yafland›¤›n› ifade eden Özdemir, bugüne kadar
yaflanan yerleflik uygulamalar, iflçi
aleyhine olan anlay›fllar, tar›m iflçilerinin belli say›lara ulaflmamas› halinde yasalardan yararlanamamas› ve
tar›m iflçilerinin ekonomik ve örgütlenme alan›ndaki zay›fl›l›klar›n›n
bu sorunu daha da içinden ç›k›lmaz
bir hal almas›na neden oldu¤una
dikkat çekti.
Raporda tar›m iflçilerinin sa¤l›k
sorunlar›na da yer verdiklerini belirten Özdemir, tar›m iflçilerinin
sa¤l›ks›z ortamlarda, çad›r alanlar›nda, bar›naklarda, kentlerin terkedilmifl yerlerinde yaflamak zorunda
kalmalar›n›n iflçilerin sa¤l›¤› aç›s›ndan ciddi bir tehdit oluflturdu¤una
iflaret etti.
ner
sermayeden
ödenmesinin temel hedef oldu¤unu
belirten Ayd›n, siyasal kadrolaflman›n önünün de aç›ld›¤›n›, sözleflmeli
400 baflhekimle, toplam 6 bin 700
sözleflmeli yönetici al›naca¤›n› sözlerine ekledi.
vim, “Orada da ikinci s›n›f muamelesi görüyoruz. fieker pancar›n› biçiyoruz, yapraklar›ndan temizliyoruz, toplay›p kamyona yüklüyoruz.
Tüm bu çal›flmalar›m›z›n karfl›l›¤›
çok az” diye konufltu.
8 kardefline bakmak zorunda
olan Mahsun Ökmen ise, “Babam hasta, çal›flam›yor. 8 kardeflim
var ve onlar küçük olduklar› için
yaln›z ben çal›fl›yorum. Her zaman
ifl bulam›yoruz. Tarlalarda sadece
bir ay çal›flabiliyoruz. Bu parayla
kendi geçimimizi yapam›yoruz.”
Tar›m bölgesi olan Bismil’deki
köylüler de kazanç elde edemiyor.
Ürünün maliyetinin fazla oldu¤unu
Bu tasar›n›n, kamu hastanelerini
özellefltirme amac›yla haz›rland›¤›n›
ve asla kabul edemeyeceklerini ifade eden Ayd›n, “Halk›n vergileriyle kurulan kamu hastaneleri, sa¤l›k hizmetleri özellefltirilemez” fleklinde konufltu. Tasar›yla, 7 kifliden oluflacak hastane yönetim kurullar›nda il ticaret odas›
temsilcisi yer al›rken, çal›flanlar›n ve
meslek odalar›n›n temsilcilerine yer
verilmiyor. Hastaneler “altyap›, kalite ve hasta memnuniyeti” gibi kriterlerle A, B, C, D, E fleklinde s›n›fland›r›l›rken “verimsiz” iddias› ile D
belirten fleker pancar› ekicisi Abdullah Polat, bundan dolay› zarar
ettiklerini söyledi. Köylülü¤ün öldü¤ünü ve zarar›na çal›flt›klar›n›
söyleyen Polat, “Diyarbak›r’›n Kulp
‹lçesi’nden Bismil’e göç etmek zorunda kald›m. Burada tarlan›n dönümünü 100 bin YTL karfl›l›¤›nda
kiral›yoruz. ‹flçi paras›, gübre gibi
masraflar› vb. hesaplay›nca bize bir
fley kalm›yor. Bu yüzden iflçileri
ucuz çal›flt›rmak zorunda kal›yoruz” dedi. fieker pancar›n›n kilosunu 75 Ykr’den satt›klar›n› vurgulayan Polat, “Hiçbir iflte kâr kalmad›
ne ifl yapaca¤›m›z› bilmiyoruz” diye
konufltu.
(Ankara)
ve E grubu hastaneler kapat›lacak.
Hastanelerde her türlü hekimlik
hizmetleri, laboratuvar ve görüntüleme merkezlerinin sundu¤u hizmetler, “hizmet al›m›” yoluyla özellefltirilecek böylece ifl güvenceli istihdam da ortadan kald›r›lacak. Bu
tasar›, kamu eliyle yürütülmesi gereken asli ve sürekli iflleri tan›mlayan Anayasa’n›n 128, 657 say›l› Yasa’n›n da 36’nc› maddelerine de
aç›kça ayk›r›. Tasar› ile çal›flma süreleri artan radyoloji çal›flanlar› için
de kansere davetiye ç›kar›l›yor.
(‹stanbul)
İşçi-köylü 6
Dengê azadi
16-29 Kasım 2007
DTP ile dayan›flma içinde olal›m
çat›flman›n, sorunun kayna¤›n›n ülkenin içinde oldu¤unu herkese göstermektedir. Bu dönemde esir al›nan askerlerin b›rak›lmas› sürecinde yaflananlar da bir kez daha devletin taktiksel bir yenilgisini ifade etmekte ve düzenin
temsilcilerinin küfürleriyle karfl›lanmakta, ölmedikleri için askerler suçlu ilan edilmekte ve
hatta tutuklanmaktad›r.
Ülkemizdeki en önemli gündem
maddelerinden biri olan Kürt Ulusal
Sorunu’na yönelik devletin imha, inkar ve asimile etme amaçl› politikalar› son dönemde yükseltilen ›rkç›-flovenist dalga ile daha fazla ön plana
ç›kmaktad›r. Irkç› slogan, marfl ve nutuklarla kitleler seferber edilmeye çal›fl›lmakta, teröre karfl› düzenlenen ve
ö¤rencilerle memurlar›n kat›lmas›n›n
zorunlu k›l›nd›¤› gösterilerle düzene
ba¤l›l›k yeminleri edilmekte, lümpeniflsiz kesimler linçlere, talanlara özendirilmekte, on binlerce askerle operasyonlara ç›k›lmakta, da¤ tafl bombalanmakta, iflkenceler, bask›nlar, zulümler yo¤unlaflt›r›lmaktad›r.
Tunceli’nin Hozat ilçesinde ormanl›k arazide katledilen Bülent
Karatafl’›n yan›nda bulunan ve ayn›
olaydan yaral› olarak kurtulan R›za
Çiçek’in maruz b›rak›ld›¤› devlet terörü bitmiyor. ‹nsanlar›n yaflamlar›n›
diledi¤i gibi elinden alma hakk› tan›nan kolluk güçleri, son dönemde yaflanan pek çok olayda oldu¤u gibi bu
olayda da katletti¤i insanlara suçlu
muamelesi yapmaya devam ediyor.
Sevk iflkencesi
27 Eylül’de Tunceli’nin Hozat ilçesindeki a¤açl›k bölgede harmanl›k
araziye k›fll›k odun toplamak için gitti¤i s›rada yan›na gelen Özel Timlerin açt›¤› atefl sonucu yaralan›p hastaneye kald›r›lan R›za Çiçek, hakk›nda “yol tutuklamas›” karar› verilmesine ra¤men 27 gündür mahkemeye
ç›kar›lmad›. Eski Tunceli Baro Baflkan› Hüseyin Aygün, müvekkilinin
G3 silah›yla vuruldu¤unu ve a¤›r yaral› olmas›na ra¤men hapishanedeki
sa¤l›ks›z koflullarda kald›¤›n› belirtirken “R›za Çiçek, elleri kelepçe-
Sadece ülkemizin de¤il dünyan›n belli bafll› gerici, emperyalist merkezlerinin de gündemine daha fazla giren Kürt Ulusal
Hareketi bask›yla, zulümle bast›r›lamayaca¤›n›, yok edilemeyece¤ini tekrar tekrar kan›tlamaktad›r.
Kürt Ulusal Hareketi’nin temsilcileri att›klar› ad›mlarla bölgede
önemli bir aktör olduklar›n› ve taleplerinin ciddiye al›nmas› gerekti¤ini
ifade ediyorlar. Da¤l›ca’daki baflar›l›
bask›n›n ard›ndan bafllat›lan seferlerde elle tutulur bir sonucun al›nmamas›, TSK’n›n kay›plar almay› sürdürmesi çokça iddia edildi¤inin aksine
Savafl medyas›na
kanmayal›m!
Bu dönemde kitleleri ›rkç›, flovenist düflüncelerle zehirlemede, halk›
yanl›fl flekilde bilgilendirmede ve birbirine düflürmede savafl medyas›n›n
büyük bir rolü bulunmaktad›r. Ayn›
kalemden ç›kt›¤› izlenimini veren “rakip” TV kanallar›n›n ve gazetelerin
her yay›n›nda ve nüshas›nda yo¤un
ve yüzeysel bir ›rkç›l›kla Kürt düflmanl›¤› körüklenmektedir. Zaho’dan,
Erbil’den, Habur’dan ayn› haberleri
döne döne veren ajan “muhabirler”
“Kahraman Mehmetçi¤in kararl›l›¤›n›,
cesaretini alk›fllamakta, her yer kar›fl
kar›fl aranmakta, teröristler kork-
makta, kaçmakta, s›k›flt›r›lmakta” ancak gerillaya ciddi bir kay›p verdirilmedi¤i gibi TSK daha fazla asker kaybetmekte, canl› çekilen bombard›man görüntüleri ve duygusal flekilde
verilen asker cenazeleri ile gündemden hiç ç›kmayan ve baflar›s›zl›klar›
ile emeklili¤e ayr›lan askerlerin akla
ziyan yorumlar›yla medyan›n nas›l
militarize oldu¤u ve devletin elinde
nas›l etkili flekilde kullan›ld›¤› da anlafl›lmaktad›r.
Medyan›n da yo¤un çabalar›yla
Kürt Ulusal Hareketinin legal alanda
siyaset yapan temsilcileri üzerinden
de yo¤un bir hedef gösterme ve k›flk›rtma kampanyas› yürütülüyor. Bu
ülkenin yasalar›na uygun bir flekilde
faaliyet yürüten DTP’nin tüm dikkatine ra¤men Kürt düflmanl›¤›nda ve
kendisine yönelik muhalefete tahammülsüzlükte s›n›r tan›mayan sistemin
provokasyon çal›flmalar› hükümetiyle, ordusuyla, medyas›yla, yarg›s›yla
ele ele sürüyor. Hükümet sözcüsü,
DTP’lilerin suçüstü yakaland›¤›n› iddia ederek kendi gerçek yüzünü deflifre ederken, Genelkurmay Baflkan›
Büyükan›t DTP’nin ismini a¤z›na al-
Özel Timlerin yaralad›¤›
R›za Çiçek’in
tutuklulu¤u devam ediyor
li olarak üç ayr› hapishaneye
götürüldü. Tedavisi yar›m kald›. Bu yüzden geceleri ateflleniyor ve a¤r› çekiyor” dedi. Çiçek
befler günlük aralarla bölgedeki üç
de¤iflik hapishaneye sevk edildi.
Olay sonras›nda a¤›r yaral› olarak
Elaz›¤ Araflt›rma Hastanesi’ne kald›r›lan Çiçek, Hozat Sulh Ceza Mahkemesi’nin istemi üzerine CMK 94.
maddesi uyar›nca 5 Ekim’de tedavi
gördü¤ü hastanede tutuklanm›fl ve
Diyarbak›r Dicle Üniversitesi T›p
Fakültesi “Tutuklu Ko¤uflu”na sevk
edilmiflti. F›rat Üniversitesi T›p Merkezi’nin raporunda “genel durumu kötü, fluuru kapal›, gö¤üs
ve sol kolunda kefli mevcut” de-
nilmesine ra¤men Çiçek, yo¤un bak›mda bulundu¤u hastaneden al›n›p
Tunceli Kapal› Hapishanesi’ne gönderilmiflti. Çiçek’in 27 gündür haks›z
bir flekilde tutuklu bulundu¤unu ifade eden avukat Aygün, verilen “yol
tutuklamas›” karar›n›n yetkili hâkim
önüne ç›kar›lmak için al›nd›¤›n›, bu
karar›n asl›nda yarg›lanacak kiflinin
lehine bir düzenleme olmas›na karfl›n müvekkilinin hâlâ mahkeme önüne ç›kart›lmam›fl olmas›n› “hukuk d›fl›” sözleriyle de¤erlendiriyor.
Masum insanlar› katletmekten
hiç çekinmeyen devlet ve onun kolluk güçleri flans eseri hayatta kalan
Çiçek’e de suçlu olan oymufl muamelesi yap›yor, günlerdir hukuksuz
flekilde tutsak halde tutuluyor ve tedavisi engelleyerek sevk iflkencesine
tabi tutuyor.
Özellikle Kürt halk›na yönelik
mak istemeyerek düflmanl›¤›n› ilan
ediyor, DTP’lilerin her konuflmas›n›,
yaz›s›n› mercek alt›na alarak soruflturma açan yarg› ise yasalar›n› ihlal
ediyor DTP’lilerin özel yaflamlar›na
kadar girerek teflhir etmeye çal›flan
medya da milletvekillerini ve DTP
bürolar›n› hedef göstermekte, faflist
katillerin harekete geçmesi için koflullar haz›rlanmaktad›r.
Özellikle 8 Kas›m’da Ankara’da
gerçeklefltirilen DTP’nin Ola¤anüstü
Kongresi’ne normalden yo¤un bir ilgi gösteren medyan›n bu ilgisinin hayra alamet olmad›¤›, provokatif yaklafl›mlar›n hâkim oldu¤u ve DTP nezdinde Kürt Ulusal Hareketi’nin ve
devrimci demokrat kitlelerinin iradelerinin k›r›lmak istendi¤i aç›kt›r.
Kongrede kabul edilen ve ülkemiz siyasal hareketi aç›s›ndan tart›fl›lmay›
hak eden “özerklik” baflta olmak
üzere yüksek sesle dillendirilen talepler has›ralt› edilmekte ve teker teker
vekiller
incelenmektedir.
DTP’nin seçilen yeni genel baflkan›
Nurettin Demirtafl’›n PKK üyesi
oldu¤u ve hapishanede kald›¤› y›llar
gündeme getirilmekte, DTP vekili
imha ve esir alma politikas› pek çok
olayda daha aç›k görülüyor. Tarlada
çal›fl›rken may›na bas›p a¤›r yaralanan köylüler hastaneye de¤il karakola götürülüyor ve devlet mal›na
zarar vermekten yarg›lan›yor; panzerin ezerek öldürdü¤ü yafll› Kürt
kad›n› % 100 suçlu bulunuyor ve askerin sorgusuz kurflunlar›yla ölen,
yaralanan bölge insanlar› esir al›n›yor. Kürt halk›n›n hakl› mücadelesinden duydu¤u korkuyu bu flekilde
yans›tan devlet, kendi koydu¤u yasalar› aç›k bir flekilde yok say›yor.
A¤›r yaral› halde iken "örgüt
üyesi" oldu¤u iddias› ile yol tutuklulu¤u ile Diyarbak›r’a götürülen, burada da Dicle Üniversitesi T›p Fakültesi Hastanesi Tutuklu Ko¤uflu’nda
tutulan R›za Çiçek "yasad›fl› örgüte
bilerek ve isteyerek yard›m ve yatakl›k etmek" iddias› ile tutuklanarak
Tunceli Kapal› Hapishanesi’ne konuldu. Faflizm, kendi hukukuna dahi
ayk›r› bir flekilde köylüleri infaz
ederken suçlar›n› gizlemek için delilleri ortadan kald›rd›. (H. Merkezi)
Kürt halk› s›n›r ötesi operasyon istemiyor!
S›n›r ötesi operasyon için Meclis’e yetki veren tezkerenin kabul
edilmesinden sonra Kürt halk›na yönelik sald›r›lar daha da boyutland›.
Asker cenazelerini flovenizmi,
milliyetçili¤i körüklemek için kullanan egemenler, Kürt halk›na yönelik
geleneksel imha
ve
inkar
politikalar›n›
sürdürü-
yor. Ülkemizde en diri toplumsal dinamiklerden biri olan ulusal harekete karfl› gelifltirilen kuflatma, teslim
alma yok etme operasyonu s›n›r
ötesi tart›flmalar›n›n arkas›na perdelenerek yürütülüyor. Savafl 盤›rtkanl›¤› yapan egemenlerin sesi medyan›n k›flk›rtmas› ve generallerin
aç›klamas› ile genifl bir kitle taban›
kazanmay› baflaran operasyon, Kürt
ulusal mücadelesinin tümden imhas›n› öngörüyor. “En iyi Kürt ölü
Kürt’tür” anlay›fl› ile hareket
eden
ülkemiz
S›n›r ötesi operasyon tart›flmalar›
sürerken s›n›r içi
operasyonlar da
devam ediyor.
Faflist TC Ordusunun Eruh ve
Pervari k›rsal›nda
bafllatt›¤› operasyon
geniflleyerek sürüyor.
Siirt Tugay Komutanl›¤›’na ba¤l› çok say›da z›rhl› araç,
Eruh k›rsal›na sevk edildi. Operasyon özellikle Miflare Bölgesi, Ç›rav
Da¤› ve Herekol Da¤› k›rsal alan›nda yo¤unlafl›yor. Operasyonlarda çok
say›da helikopter operasyon bölgele-
egemenleri, Kürt ulusal hareketine
karfl› operasyonlar›n› yo¤unlaflt›r›rken demokratik zeminde mücadele
eden partileri kurumlar› da hedef
tahtas›na koymaktan geri durmuyor. Devletin, Kürt ulusal mücadelesi ile birlikte genifl bir kesimde
toplumsal muhalefeti de hedefleyen
bu yönelimine karfl› emekçiler de
sessiz kalm›yor. Kürt halk› birçok
yerde yapt›¤› eylem ve etkinliklerle
sald›r›lar› protesto ediyor. fiovenizmin, milliyetçili¤in karfl›s›nda duruyor. 3 Kas›m’da Ankara’da yap›lan
ve on binlerce insan›n kat›ld›¤› mi-
tingler örgütleniyor. Silopi’de Kürt
halk› operasyonlara karfl› alanlara
iniyor.
“Köleli¤e art›k yeter”
* Mardin’in Nusaybin ilçesinde yap›lan eylemde DTP ve Kürt
emekçilere yönelik sald›r›lar protesto edildi. 5 Kas›m günü biraraya
kitle s›n›r ötesi operasyonu protesto etmek amac›yla yürümek istedi,
ancak polis engeli ile karfl›laflt›. Tart›flmalar›n ard›ndan aç›klama Özgür
Yurttafl Derne¤i’nin önünde gerçeklefltirildi.
* Adana’da bir grup genç, Kürtlere yönelik sald›r›lar ve operasyonlar› protesto etmek için eylem düzenledi. Eyleme polis panzerlerle
sald›rd›. Panzerden s›k›lan suyla yak›lan atefli söndüren polis mahalleyi
uzun süre abluka alt›na ald›.
* fi›rnak’›n Silopi ilçesinde düzenlenen Bar›fl ve Demokrasi mitinginde s›n›r ötesi operasyona karfl›
tepkiler dile getirildi. 30 bini aflk›n
kiflinin kat›ld›¤› mitingde, s›k s›k
“PKK halkt›r halk burada”,
“Türkefl’in itleri y›ld›ramaz bizleri” sloganlar› at›ld›.
TC’nin operasyonlar› sürüyor!
rinde uçufl yaparken bölge havadan
bombalan›yor.
* fi›rnak’›n Uludere ‹lçesi’nde
bulunan s›n›r boyu köylerinde yo¤un
bir askeri hareketlilik yaflan›yor. Uludere’ye ba¤l› s›n›r boylar›nda bulunan
Gülyaz› Beldesi, Ortasu, Yemiflli ve
Ortak Köy k›rsal alan›nda hareketlilik
yaflan›rken askeri sevkiyat ise sürüyor. Komanda birlikleri s›n›r k›rsal
kesime yerlefltiriliyor.
Tunceli merkeze yaklafl›k 15 kilometre uzakl›kta bulunan Uzunçay›r
Jandarma Karakolu’na akflam saat
23.00 civar›nda HPG gerillalar› taraf›ndan sald›r› düzenlendi. Sald›r› sonras› ç›kan çat›flmada Uzman Çavufl
Bahtiyar fiimflek öldü.
* Mardin’in Dargeçit ‹lçesi ile
fi›rnak’›n ‹dil ‹lçesi aras›nda bulunan
Cehennem Deresi mevkiinde operasyona ç›kan askerler ile HPG gerillalar› aras›nda 3 Kas›m günü çat›flma
ç›kt›. Çat›flmada bir korucu öldü. 2
HPG gerillas› da flehit düfltü. Gerillalar Karalar Köyü’nde (Arabane) topra¤a verildi.
* Diyarbak›r’›n Lice ‹lçesi’ne
ba¤l› Turali (Beflist) ve çevre köylerinde askeri birlikler küçük gruplar
halinde akflamlar› operasyona ç›k›yor.
Askeri birliklerin görünmemeye özen
gösterdiklerini belirten köylüler, bu
durumun askerlerden habersiz tarlaya ç›kan köylüleri kayg›land›rd›¤›n› ifade etti. Askerlerde termal kameralar›n oldu¤u ve akflamlar› bulunduklar›
bölgelerde telefon flebekesini bozucu
sinyaller att›klar›n› dile getiren köylüler, bu uygulaman›n son haftalarda
yo¤unlaflt›¤›na dikkat çekti.
(H.Merkezi)
Fatma Kurtulan’›n eflinin gerilla oldu¤u ilan edilmekte, Ahmet Türk’le
Leyla Zana üzerinden DTP’nin bölünmesi amac›yla yorumlar yap›lmakta, parti meclisi üyelerinden kongrede konuflulanlara, as›lan pankartlardan as›lmayan bayraklara kadar her
konu ayr›nt›lar›yla uzun uzun aktar›lmakta, DTP hedef haline getirilerek
tecrit edilmek istenmekte, farkl› milliyetlerden emekçilerin birbirine düflmesi için her olanak kullan›lmaktad›r.
Ancak aç›k bir gerçek var ki,
tüm bu çarp›tmalar ve provokasyonlar hayat›n gerçekli¤i
karfl›s›nda tuzla buz olacakt›r.
Gerillan›n baflar›l› ve etkili vurufllar›,
Kürt ulusunun hakl› talepleri ve örgütlü mücadelesi ve tüm devrimci ve
demokrat güçlerin ortak çabas›yla
›rkç›-flovenist kampanyan›n püskürtülmesi mümkündür. Bunun için
özellikle Kürt halk›n›n mücadelesinin
yan›nda olmak ve sald›r›lar›n oda¤›ndaki DTP ile dayan›flmak önemli bir
yerde durmaktad›r.
Irkç› flflo
oven
sald›r›lara karflfl››
DTP’ye destek
ziyareti
ESP, EHP, DHP, BDSP, Kald›raç, Odak, Al›nteri ve Partizan, son
günlerde artan ›rkç› sald›r›lar›n bafl
hedefi haline gelen DTP’ye destek ziyaretinde bulundu. DTP Genel Merkezi’nde gerçekleflen ziyaret öncesi
DTP’li yöneticilerle bir sohbet gerçeklefltirildi. S›cak bir atmosferde geçen sohbette, ›rkç› faflist sald›r›lar›n
her kesimi tehdit etti¤i vurgusu yap›larak bu süreçte ortak hareket etmenin önemine de¤inildi. DTP yöneticileri dayan›flman›n öneminden bahsederken “sadece sald›r›ya u¤rad›¤›m›zda de¤il, normal zamanlarda da bir araya gelebilmeliyiz,
farkl›l›klar›m›z› bir yana b›rak›p
ortak noktalarda birleflebilmeliyiz” dedi.
Daha sonra DTP Baflkan Yard›mc›s› Selma Irmak’›n gelmesiyle toplant› salonunda görüflme devam etti.
Son süreci de¤erlendiren Irmak, artan floven dalgan›n, s›n›r ötesi operasyonlar›n, Kürt halk›n› imha ve inkâr›n
yeni bir dalgas› oldu¤unu, bu sürecin
yaln›z gö¤üslenemeyece¤ini, devrimci-demokrat-yurtseverlerle birlikte
afl›laca¤›n› dile getirdi. 1 saati aflk›n
süren ziyaret dayan›flman›n devam etmesi dile¤iyle son buldu.
(Ankara)
fiemdinli
ayd›nlat›lsayd›!
9 Kas›m günü DTP ‹lçe binas›
önünde biraraya gelen yüzlerce kifli
Umut Kitapevi’ne do¤ru yürüyüfle
geçti. fiemdinli halk›, J‹TEM eleman›
“iyi çocuklar” astsubaylar Ali Kaya,
Özcan ‹ldeniz ile itirafç› Veysel
Atefl’in yarg›lanmas›nda ortaya ç›kan
hukuksuzlu¤a tepki gösterdi. Yürüyüfl boyunca Ali Y›lmaz ve Zahir
Korkmaz’›n foto¤raflar›n›n tafl›nd›¤›
eylem, sald›r›ya u¤rayan kitapevinin
önünde yap›lan aç›klamayla devam
etti. DTP ‹lçe Baflkan Yard›mc›s›
Ferhat Gelici okudu¤u aç›klamada
fiemdinli davas›n›n askeri mahkemeye gönderilmesine tepki gösterdi. S›n›r ötesi operasyon tart›flmalar›na da
dikkat çeken Gelici, “E¤er fiemdinli
olay›n›n üzerine kararl›l›kla gidilebilseydi, bugün ülkemiz içinde bulundu¤u linç kültüründen kurtulmufl olacakt›” dedi. Gelici’nin konuflmas›n›n
ard›ndan fiehir Mezarl›¤›’na giden kitle, burada anma yapt›. Eylem alk›fllarla sona erdi.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 7
16-29 Kasım 2007
Halkın gündemi
Tutsak yak›nlar› Ankara’da tecritin
kald›r›lmas›n› istedi
F Tipi hapishanelerde tecrit ve
tretmana ba¤l› olarak sald›r›lar sürerken tutsak yak›nlar›, tutsaklar›n taleplerini gündemlefltirmek için eylemler yap›yor, ziyaretler düzenliyor.
Son süreçte bu çabalardan birisi de
ailelerin Ankara’ya giderek milletvekilleri ile görüflme yapmakt›. ‹stanbul’dan tutulan otobüslerle Ankara’ya u¤urlanan aileler 1 Kas›m akflam› Galatasaray Lisesi önünden TRT
binas› önüne kadar sloganlarla yürüdü. Ankara’ya gelen tutsak yak›nlar›n›n oluflturdu¤u heyet, Adalet Bakanl›¤›, Ceza ve Tevkif Evleri Genel
Müdürlü¤ü, AKP Milletvekilleri ve
TBMM ‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu yetkilileriyle yapt›¤› görüflmelerde, yetkililerden sorunlar›n 3
ay içerisinde çözülece¤i sözünü ald›.
Mithatpafla Caddesi’nden Yüksel
Caddesi’ne “10 Saatlik Sohbet
Hakk› Uygulans›n” pankart›yla yürüyen tutsak yak›nlar›, burada yapt›klar› bas›n aç›klamas›nda tecritten
kaynaklanan sorunlar›n çözümüne
iliflkin Ankara’ya geldiklerini söylediler. Aç›klamay› yapan Sezai Demirtafl, 22 Ocak 2007’de Adalet Bakanl›¤› taraf›ndan yay›nlanan genelgenin
uygulanmad›¤›n›, tutsaklar›n haftada
10 saatlik sohbet hakk›n›n gasp edildi¤ini belirtti. Demirtafl, “45/1 say›l›
Adalet Bakanl›¤› genelgesiyle
tan›nan 10 kiflilik gruplar›n 10
saatlik sohbet hakk› samimi ola-
rak yaflama geçirilir ve söz verildi¤i üzere imkânlar dâhilinde
bu haklar geniflletilirse hapishanelerde yaflanan sorunlar›n afl›lmas› için önemli bir ad›m at›lm›fl olacakt›r” dedi. Hapishanelerde ›srarla tecrit iflkencesinin dayat›ld›¤›na dikkat çeken Demirtafl, hak
gasplar›n›n, sald›r›lar›n artarak devam
etti¤ini söyledi. Demirtafl, yaflananlar›n sorumlusunun Adalet Bakanl›¤›
oldu¤unu ifade etti.
“10 saatlik sohbet hakk› uygulans›n”, “Tecrite son” sloganlar›n› atan aileler aç›klaman›n ard›ndan
heyetler oluflturarak, Adalet Bakanl›¤›, Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürlü¤ü, AKP Milletvekilleri, TBMM
‹nsan Haklar› ‹nceleme Komisyonu
üyeleriyle görüflmek için yola ç›kt›lar.
Heyetin geri dönmesini bekleyen aileler ise “Disiplin cezalar› kald›r›ls›n”, “Tecrit iflkencedir” ve “Hasta tutsaklar serbest b›rak›ls›n”
dövizleriyle birlikte halay çekip slogan atarak eylemlerine devam ettiler.
Görüflmeleri sonland›ran aileler
görüflme hakk›nda verdikleri bilgilerde yetkililerin soruna duyars›z kalmayacaklar›n› söylediklerini aktard›lar. Tutsak yak›n› Ahmet Kulaks›z,
“Biz hapishaneler konusunda ›srarl›-
y›z. Yetkililer taraf›ndan söylenenlerin karfl›l›k bulmas›n› diliyoruz” dedi.
Hapishaneler konusunda yetkili oldu¤unu söyleyen Hâkim Feyzullah
Taflk›n ile görüfltüklerini anlatan
Kulaks›z, “Anlay›flla karfl›land›k. Taflk›n, sorunlar›n bir günde, bir haftada
çözülmeyece¤ini söyledi. Hâkim Taflk›n, yak›n zamanda cezaevlerinde yaflanan olumlu geliflmeleri bize ‘ç›plak
gözle göreceksiniz’ dedi. Bizlere söz
veriliyor olmas› önemlidir” diye konufltu. Kulaks›z, tutsaklar›n sa¤l›k sorunlar›ndan, yaflanan keyfi uygulamalara kadar hapishanelerdeki birçok
sorunu görüflmede dile getirdiklerini
belirterek, 3 ayl›k zaman dilimi içinde
sorunlar›n tümünün çözülece¤i yönünde söz ald›klar›n› aktard›.
(Ankara)
Geçti¤imiz ay içinde Tekirda¤ F Tipi
Hapishanesi’nde yaflan›lan sald›r›lar ve
pek çok hapishanede yo¤unlaflan hak ihlalleri 10 Kas›m 2007 tarihinde yap›lan
bir bas›n aç›klamas›yla protesto edildi.
Galatasaray Lisesi önünde yap›lan bas›n
aç›klamas›n› Partizan, DHP, ESP,
Odak ve ÖMP örgütledi.
Kitle ad›na yap›lan aç›klamada, Gebze M Tipi, Tekirda¤ ve Kand›ra F
Tipi Hapishanesi’nde asker ve idare-
aç›l›r aç›lmaz adli tutsak tekmelerle ve
küfürlerle ‹nce’ye sald›rm›fl, ‹nce’nin
karfl›l›k vermesi üzerine adli mahkum
yan hücreye konulmufltur.
Hastaneye 1 Nolu’dan gidecek
tutsaklar bu flekilde al›nd›ktan sonra
ring 2 No’lu F Tipi’ne gitmifltir. Reflit
Aslan
isimli
PKK tu-
Ankara
Örne¤in 22 Ekim 2007 tarihinde Hepatit B hastal›¤›ndan kaynakl› tedavi gören,
Sincan 1 Nolu F Tipi’nde kalan TKP/ML dava tutsa¤›
Yaflar ‹nce ile 2 Nolu F
Tipi’nde kalan PKK’li Reflit Aslan’a askerler Numune Hastanesi’ne sevk
s›ras›nda sald›rm›flt›r.
‹nce’ye asker arama noktas›nda
ringe götürülürken ortada herhangi
bir tart›flma yokken keyfi bir flekilde
sald›rm›flt›r. Ringe üç befl ad›m kala
tekme ve yumruklar, küfür ve hakaretlerle ring hücresine at›lan ‹nce’ye
“otur lan yerine flerefsiz”, “kökünüzü kaz›yaca¤›z” vb. tehditler de
savrulmufltur. Bir süre sonra ayn› ringe asker taraf›ndan bilinçli olarak adli
bir tutsak getirilmifltir. Hücre kap›s›
nin yönlendirmesi ile adli tutuklulara hakaret ve küfür içerikli sloganlar att›r›larak provokasyon ve sald›r›lar›n gerçeklefltirildi¤i belirtildi.
Eylemde ayr›ca Tekirda¤ 1 No’lu
Hapishanesi’nden bir kaç gün önce tahliye edilen Özgür Ertürk de söz alarak,
son dönemde yarat›lan ›rkç› dalgan›n hapishanelere de yans›d›¤›, pet flifle vb. fleyler bahane edilerek tutsaklara sald›r›ld›¤›n› ifade etti. Konuflmas›nda devrimci,
yurtsever ve ilerici tutsaklara yap›lan bu
sald›r›lar›n teslim alma çabas› oldu¤unu
fakat tutsaklar›n direnmeye devam etti¤ini ve idarenin bu çabalar›n› bofla ç›kard›¤›n› vurgulad›. Konuflmalar s›ras›nda
“Devrimci irade teslim al›namaz”,
“Devrimci tutsaklar onurumuzdur”,
“Hapishanelerdeki faflist sald›r›lara
son” vb. sloganlar at›ld›. Ertürk’ün konuflmas›n›n ard›ndan bas›n aç›klamas›
sonland›r›ld›.
(‹stanbul)
tuklusu da ringe ayn› flekilde tekme ve tokatlarla bindirilmifltir.
Sald›r›lar bununla da s›n›rl› kalmam›fl, ring içinde de devam etmifltir.
Kelepçeler bileklere oturacak kadar
s›k›flt›r›lm›fl, kollar iyice gerdirilerek,
gün boyu faflist müzikler dinletilerek
iflkenceye devam edilmifltir.
As›l sald›r› ise hapishane giriflinde
ringden indirilirken yap›lm›flt›r. ‹lk sald›r› Reflit Aslan’a ring koridorunda
bafllam›fl ve indikten sonra da devam
etmifltir. Ard›ndan ayn› iflkenceye ‹nce
maruz kalm›flt›r. Sald›r› s›ras›nda ‹nce’nin özellikle s›rt›na ald›¤› darbeler
nedeniyle kaburgalar›nda ve belde ezilmeler oluflmufltur.
Sald›r› s›ras›nda tutsaklar “‹nsanl›k onuru iflkenceyi yenecek” slogan›n› hayk›rm›fl, bundan
dolay› da “onurunuzu…”, “ soysuz itler”
vb. hakaretlere maruz
kalm›fllard›r.
Yaflar ‹nce’nin sald›r› sonras› revire ç›kma talebi de “doktor
yok” denilerek engellenmifltir. ‹nce bir gün sonra
ç›kt›¤› revirde nefes al›rken
bile s›rt›nda a¤r›lar›n olufltu¤unu belirtmifl ancak
“doktor” herhangi bir
darp izi “bulamad›¤›”
için rapor vermemifltir.
Sald›r›lar›n ard›ndan Sincan 1 Nolu
F Tipi’ndeki TKP/ML, MLKP, TK‹P,
DHKPC, MKP, Direnifl Hareketi dava tutsaklar› taraf›ndan ortak bir dilekçe ile suç duyurusunda bulunulmufltur.
Bu sald›r›n›n bir benzeri de 2 Kas›m 2007 tarihinde TKP/ML dava tut-
sa¤› Sedat Ot’a yönelik yap›lm›flt›r.
Ot, Sincan Devlet Hastanesi’ne götürülürken sald›r›ya u¤ram›fl, flu an yürümekte zorluk çekmektedir.
Sincan Kad›n Hapishanesi de
bu sald›r›lardan nasibini alm›flt›r. ‹darenin yönlendirmesi ile adli kad›nlar ve
gardiyanlar ›rkç›-faflist sloganlar atm›fllard›r. ‹ki üç gün süren bu sald›r›n›n ard›ndan tutsaklar idare ile görüflerek
“bu provokasyon ortam›na bir son verilmesi, aksi halde geliflecek olaylardan
hapishane idaresinin sorumlu olaca¤›n›” hat›rlatm›flt›r. Ard›ndan bu durum
sona ermifltir.
‹zmir
Geçti¤imiz ay Gebze Hapishanesi’nde yaflanan sald›r›n›n benzeri bu
kez K›r›klar 1 No’lu F Tipi Hapishanesi’nde yafland›. Gebze Hapishanesi’nde
›rkç› sloganlar ve kap› dövmeyle yarat›lmaya çal›fl›lan hava, K›r›klar’da devrimci ve yurtsever tutsaklar›n hücrelerine at›lan tehdit notlar›na kadar vard›.
Bu notlarda tehditlerle birlikte pek
çok hakaret ve küfür dolu söz de bulunuyor.
Tekirda¤
Tekirda¤ F Tipi’nde tutsaklar pek
çok bahaneyle 15 aya varan kapal› görüfl cezalar›yla karfl› karfl›ya b›rak›ld› ve
hala pek çok tutsak yak›nlar›yla görüfltürülmemekte. fiimdi bu ceza ve sald›r› dalgas›na yeni bir tanesi eklendi, iç-
me suyuna ait pet fliflelerle ilgili bir dayatma ve sald›r› süreci bafllat›ld›. Her
gün yeni bir bahane bularak tutsaklar
üzerindeki bask› a¤›n› ve tecridi artt›rmak isteyen hapishane idaresi, bu sefer de pet flifleleri, amaç d›fl› kullan›ld›¤› gerekçesiyle sald›r› malzemesi yap›yor.
‹lk olarak Ekim ay› bafl›nda bu konuyla ilgili s›n›rlama tutsaklara sözlü
olarak
bildiriliyor.
Devam›nda
03.10.2007 tarihinde yap›lan genel
arama s›ras›nda tüm bidonlar zorla
toplanmak isteniliyor ve jandarma tutsaklara copla sald›r›yor. Bu olay› protesto etmek için kap›lara vuran tutsaklar›n isimleri al›narak yeni bir soruflturma sald›r›s› bafllat›l›yor. Boflalan pet
flifleleri vermeyen tutsaklara içme suyu vermeyen idare suyu da bask› malzemesi yap›yor.
27 Ekim günü genel arama gerekçesiyle hücrelere giren gardiyan ve
jandarma tutsaklara sald›r›da bulunuyor. Sabah 10.30 bafllayan sald›r› ö¤leden sonraya kadar devam ediyor. Pek
çok tutsakta sald›r›dan sonra darp izleri yara ve morluklar olufltu. Bu yaflanan sald›r›lara paralel olarak tutsaklara
ayakkab› dayatmas› yap›lmaya baflland›.
Tutsaklar›n ayakkab›lar›n› kendilerinin
ç›kar›p göstermesini isteyen gardiyanlar buna uymayan tutsaklar› ortak sohbet alanlar›na, telefona görüflmesine
ve ziyaretçi görüflüne ç›karm›yor.
Onbinler milliyetçili¤e karflfl›› yürüdü!
KESK, TMMOB ve TTB’nin ça¤r›s›yla Ankara’da toplanan on binlerce kifli “Özgür Demokratik
ve Eflitlikçi Bir Türkiye” mitingine kat›larak ›rkç›-floven sald›r›larla
oluflturulmaya çal›fl›lan milliyetçi
cepheye karfl› S›hhiye Meydan›’nda
topland›. Hipodrom’da oluflturulan
yürüyüfl kortejleri S›hhiye Meydan›’na kadar “Kürdistan faflizme
mezar olacak”, “Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i”, “Faflizme karfl›
omuz omuza”, “Yaflas›n devrimci dayan›flma” vb. sloganlar›yla alana
vard›¤›nda demokrasi mücadelesinde yaflam›n› yitirenler an›s›na sayg›
“Yeni Mamak Kentsel Dönüflüm
Projesi”nin yaflama geçirilmesi ile birlikte
evleri y›k›lmak istenen Mamak halk› 31
Ekim’de Mamak Belediyesi önünde bir bas›n
aç›klamas› gerçeklefltirdi. Projeye dair söz,
yetki ve karar hakk› talepleriyle belediye
önünde toplanan yaklafl›k 200 kifli evlerini
y›kt›rmayacaklar›n› söylediler.
Geçti¤imiz May›s ay›nda Belediye Baflkan› taraf›ndan ‘mahallelinin projede söz hakk›n›n olmas›na’ dair mahalle temsilcilerine verilen sözlerin unutuldu¤u ve projenin h›zl› bir
flekilde bafllat›lmas› karar›n›n al›nd›¤›n› belir-
Hapishanelerdeki faflfliist sald›r›lara son!
T›rmand›r›lan flflo
ovenizm ve hapishanelerdeki sald›r›lar
Faflist devlet her dönem oldu¤u gibi yine flovenizmi, ›rkç›l›¤›, milliyetçili¤i
körükleyerek, halka yönelik sald›r›lar›na h›z verdi. PKK’nin son eylemlerinin
ard›ndan k›flk›rt›lan linç güruhunun
zincirlerini gevfleterek soka¤a sald›. Ve
ard›ndan devrimci, demokrat ve yurtsever kifliler ve kurumlar sald›r›ya u¤rad›, linç edilmek istendi. Bu sald›rganl›k hapishanelerde de kendisini
gösterdi.
Mamak halk›
bar›nma hakk›na
sahip ç›kt›!
duruflu yap›ld›. ‹lk konuflmay› yapan
Miting Tertip Komitesi Baflkan› ve
KESK Genel Sekreteri Abdurrahman Dafldemir, bar›fl›n ve demokrasinin ülkesini yaratmak ad›na
bu alanda topland›klar›n› söyledi.
Daha sonra konuflan TMMOB
Genel Baflkan› Mehmet So¤anc›,
halk›n gelece¤ini flekillendirmeye
çal›flanlara müsaade etmeyeceklerini söyledi. Hayat›n her alan›nda
mücadele edilmesi gerekti¤ini belirten So¤anc›, halk›n yaflam koflullar›n› sefalete sürükleyen politikalardan vazgeçilmesini istedi. KESK
Genel Baflkan› ‹smail Hakk›
Tombul ise, hükümet taraf›ndan
haz›rl›klar› yap›lan anayasa tasla¤›
tart›flmalar›na de¤inerek, “Yeni
Anayasa 12 Eylül’ün bize dayatt›¤›
neo-liberal ve muhafazakâr yaflam
tarz›n› daha da perçinlemeye çal›flmaktad›r” dedi. Devrimci kurumlar›n ortak hareket etti¤i miting alan›nda “S›n›r içi-ötesi operasyonlara hay›r” pankart› açan Yeni Demokrat Gençlik alanda
dergi sat›fl› yaparak 24-25 Kas›m’da
Adana’da yap›lacak olan YDG Konferans›na ça¤r› yapt›. Telekom ve
Novamed iflçilerinin direnifline deste¤i ifade eden sloganlara a¤›rl›k ve-
ren YDG’liler ›rkç› floven sald›r›lar›n bafl hedefi olarak gösterilmeye
çal›flan Kürt halk›n›n hakl› mücadelesine dair “S›n›r içi-ötesi operasyon istemiyoruz”, “‹flgale de-
¤il direnifle destek ver”, “Kürdistan faflizme mezar olacak” sloganlar›n› att›. Miting Sevinç Eratalay
ve ‹lkay Akkaya’n›n söyledi¤i türkülerle sona erdi.
(Ankara)
ten mahalle halk›, Mamak halk›na bilgi dahi
verilmeden al›nan bu tek yanl› kararla mahalle halk›n›n ‘bar›nma hakk›’ baflta olmak üzere en temel haklar›n›n yok say›ld›¤›n› söylediler.
Aç›klamadan sonra mahalle temsilcileri
Belediye Baflkan› Gazi fiahin’le görüflme talebinde bulundular. Gazi fiahin’in yerinde olmad›¤›n›n söylenmesi üzerine ‹mar Müdürü
ile görüflen temsilciler mahallelinin taleplerini ilettiler. D›flar›da temsilcilerin dönüflünü
bekleyen kitle ise “Söz, yetki, karar, iktidar Mamak halk›na”, “Mamak halk› burada Gazi fiahin nerede?”, “Bar›nma hakk›m›z› istiyoruz” sloganlar›n› att›. (Ankara)
Sarigazi’de
jandarma
terörünü protesto
Sar›gazi Liseli Gençlik, 31 Ekim günü Sar›gazi’de yapt›¤› bir yürüyüflle uzunca zamand›r bölgede hakim olan jandarma terörünü
protesto etti. Jandarma en son 25 Ekim günü birçok kahve ve internet kafeye keyfi biçimde sald›rm›fl, ayr›ca Demokrasi Caddesinde birçok insan› coplayarak, küfür, hakaret ve tehditlerde bulunmufltu. Ayn› süreçte
13 kifliyi gözalt›na alan jandarma, bunlardan
ikisinin tutuklanmas›n› sa¤lam›flt›.
Tüm bu sald›r›lar› protesto etmek için
bir araya gelen 40 kadar liseli, “Sar›gazi’de
jandarma terörüne son”, “‹nsanl›k onuru
iflkenceyi yenecek”, “Kahrolsun faflizm
yaflas›n mücadelemiz” sloganlar› eflli¤inde yürüyüfle geçtiler. Naz›m Hikmet Park›’na
kadar yürüyen liseliler, burada bir bas›n aç›klamas› yaparak, jandarma terörünü protesto
ettiler. Liselilerin, ö¤len saatlerinde bafllayan
eylemi saat 15:00’te sona erdi.
(Kartal)
Armutlu’da y›k›m
sald›r›s›
‹stanbul Büyük fiehir Belediyesi taraf›ndan bafllat›lan ve ‹stanbul’un birçok bölgesinde hayata geçirilmeye çal›fl›lan Kentsel
Dönüflüm Projesi kapsam›ndaki sald›r›lar
sürüyor.
Anadolu Yakas›nda Tuzla fiifa Mahallesi,
Gülsuyu ve Bafl›büyük gibi mahalleri içine
alan rant projesi, Avrupa Yakas›nda ise,
Ayazma ve daha bir dizi mahallenin yan› s›ra, bo¤az›n kenar›nda olmas›yla oldukça ifltah kabartan Armutlu gibi bölgeleri kapsamakta.
Nitekim bu yönüyle projenin bafll›ca hedeflerinden olan Armutlu Mahallesi’ne 24
Ekim sabah›, saat 4 civar›nda, çevik kuvvet
ekipleri eflli¤inde düzenlenen bir bask›nla
birlikte, 27 ev y›k›ld›.
Evleri y›k›lan mahalle sakinleri, y›k›m için
kendilerine 10 dakika bile süre verilmedi¤ini, bunun için de eflyalar›n›n büyük bölümünün y›k›nt›lar›n alt›nda kald›¤›n› söyleyerek,
tepkilerini, “evlerimizi bafl›m›za y›kt›lar, bizi
k›fl ortas›nda sokakta b›rakt›lar” sözleriyle
dile getiriyorlar.
(H. Merkezi)
İşçi-köylü 8
Politik gündem
16-29 Kasım 2007
Kürt ulusal sorunu saflar› netlefltirirken…
“Bütün siyasal meselelerde oldu¤u gibi diller meselesinde de [tabi milli meselenin her alan›nda] bir
elini (aç›kça) demokrasiye uzatan
ve öteki elini (arkalar›ndan) gericilere ve polis ajanlar›na uzatan ikiyüzlü bezirganlar gibi davranmaktad›rlar.” (Lenin)
‹brahim Kaypakkaya 1971’de
“Türkiye’de Milli Mesele” adl› çal›flmas›nda “Türkiye’de Milli Bask›n›n fiampiyonlar› ve onlar›n Suç
Ortaklar›”n› anlat›rken Do¤an Avc›o¤lu, Hikmet K›v›lc›ml› ve Mihri Belli
gibi oportünistlere karfl› yapm›flt› Lenin’den bu al›nt›y›. Günümüzde farkl›
oportünist, revizyonist aktörlerle
Kürt Ulusal Sorunu’ndaki benzer tart›flmalar h›z kazanarak devam ediyor.
O yüzden Lenin’in tan›mlamas› bugün
baz›lar› için de çok örtüflüyor. 70’li
y›llarda ‹brahim Kaypakkaya, iki
temel tabuya, Kemalizm ve Kürt
Ulusal Sorunu’na iliflkin TDH için
devrim niteli¤inde görüfllerini ortaya
koymufltu. Aradan geçen onlarca y›la
karfl›n bu iki temel konudaki kafa kar›fl›kl›klar› hala sürüyor. Kemalizm’le
ba¤lant›l› yanlar› bulunmakla birlikte
Kürt Ulusal Sorunu’ndaki tav›r ve
yaklafl›mlar flu an as›l ayr›flt›r›c› bir nitelik kazanm›fl durumda. Somut ve
canl› bir sorun olarak sürekli saflar›
netlefltiren Kürt Ulusal Sorunu, bizlere -kafa kar›fl›kl›¤› yaflayan kimi çevrelere de- ‹brahim yoldafl›n görüfllerini
güncel geliflmeler içerisinde yeniden
okuma ve anlama görevi yüklüyor.
‹nkarc›l›kta en h›zl›s› TKP
S›n›rd›fl› operasyon, Da¤l›ca sald›r›s›, Irak Kürdistan›’na yönelik ambargo vs. derken Genelkurmay’›n merkezi yönlendirmesi alt›nda flovenist gösteri ve sald›r›lar tüm Türkiye’de artt›.
AKP’nin “sa¤duyu” ça¤r›s›na Genelkurmay, gösterileri övücü aç›klamalar›yla karfl›l›k vermifl ve daha önceki
aç›klamalarla hedef gösterilen DTP’ye
sald›r›lar had safhaya ulaflm›flt›r. T.
Kürdistan› d›fl›nda neredeyse sald›r›ya
u¤ramayan DTP binas› kalmazken sald›r›lar tüm devrimci demokratik kurulufllar› kapsar hale gelmiflti. Siyasetin
bir esprisi olsa gerek ki tam da özüne
uygun olarak ulusal sorun, kendi s›n›rlar› içerisinde kalmam›fl, tüm devrimcileri, demokratlar› ve hatta ezen ulusun bireylerini de kapsar hale gelmifltir. Pek tabi ki bu durum kendi ayr›flt›r›c›l›¤› içinde, tav›r almay›
zorunlu k›lan geliflmeler yarat›yor. Art›k siyasetin ara sesleri etkisini yitiriyor ve yuvarlak cümlelerin kamuflesi ortadan kalk›yordu. Daha
do¤rusu geliflmeler baz› tarafs›z ve
ebedi demokratlar› kendi as›l yaklafl›mlar›n› ortaya ç›karacak flekilde konuflturuyordu. TKP gibi baz›lar› bu
geliflmeler olmadan da Kürt Ulusal
Sorunu’nda flovenizme evrilen konumlar›n› tan›mlam›fllard›. Fakat geliflmelerin yaratt›¤› ironiye bak›n ki TKP
de flovenizmle zehirlenen kitlelerin
gazab›ndan kurtulamad›. Kürt Ulusal
Sorunu’ndaki Türk milliyetçisi konumlan›fllar›n› çok “teorik” ifade etmifl olmal›lar ki milliyetçi kitleler bunu
anlayamam›fllard›r (!) Yoksa neden
TKP’yi hedef als›nlar ki! Asl›nda bu
noktada as›l “suçu” TKP’de bulmak
gerekir. En az›ndan baz›lar› gibi daha
aç›k, laf› doland›rmadan görüfllerini
aç›klasalard› böyle olmazd› belki de.
San›r›z 8. Kongrelerinin Kürt
Ulusal Sorunu’ndaki flovenist kararlar›n› en baflta bu milliyetçi
kitlelere kavratmal›yd›lar.
S›n›rd›fl› operasyon tart›flmalar›
içerisinde kitleleri flovenizmle zehirleyen toplum mühendisli¤inin tüm versiyonlar›yla karfl›lafl›yoruz bir kez daha. Devletin Kürt Ulusal Sorunu ve
Ortado¤u üzerine politikalar›n› uygularken ihtiyaç duydu¤u kitle taban›n›
yaratman›n temel aya¤›n› “ulusal seferberlik” oluflturuyordu. Öyle ki yap›lan haberlerle neredeyse herkes
Türk devletinin masum ve ma¤dur,
Ulusal Hareket’in de zalim ve gaddar
ugün Kürt ulusal sorununa bak›fl ve tav›r saflar› netlefltiriyor, ayr›flt›r›c› bir ifllev görüyor, maskeleri düflürüyor...
B
oldu¤una inanacakt›. “Ulusal seferberli¤in” kamuoyu aya¤› bir yandan gösterilerle oluflturuluyor di¤er yandan
birçok kuruluflun devlet yan›nda tav›r
beyan etmesi sa¤lan›yordu. Bunlardan
TOBB, T‹SK, TZOB, TESK, Türk‹fl, Hak-‹fl, TÜS‹AD gibi 13 kuruluflun devlete operasyon için destek veren aç›klamalar› dikkat çekiciydi. Zira
bu sayede patron, iflçi, memur, köylü
vs. tüm kesimler ad›na “ulusal birliktelik” mesaj› verilmifl oluyordu. Politika ve savafl stratejileri bak›m›ndan
“psikolojik harekât›n” bir parças›
olarak de¤erlendirilebilecek tüm bu
geliflmeler o kadar da flafl›rt›c› de¤ildi.
Fakat bu sefer devletin flovenist korosuna dahil olanlar aras›nda ‘yak›ndan
tan›d›¤›m›z’, tiynetlerini (geçmifllerini)
bilsek de böyle aç›k dilli konuflmalar›na pek flahit olmad›¤›m›z “demokratlar” da vard›. Ne güzel ki gerçek niteliklerini ve saflar›n› daha aç›k etmeye
bafllam›fllard›. Düne kadar kendilerince demokratik çözümün yollar›na iliflkin kafa yoran [kafa kar›flt›rmakla görevli] birçok itibarl› zat, PKK’nin Da¤l›ca sald›r›s›yla yerlerinden z›plam›fllard›. Hemen öncesinde s›n›rd›fl› operasyona hay›r diyen, baz›lar› bir anda
operasyona “yar› gönüllü” fit olmufllard›. Acaba ne olmufltu onlar› bu kadar etkileyen? “Dünya meselelerindeki a¤›rbafll›l›klar›n›n ve bilimsel so¤ukkanl›l›klar›n›” bildi¤imiz bu zatlar niye
heyecana kap›lm›fllard›? Oysa ki bilinen koflullar alt›nda, iki gücün savafl›nda geçmiflte de çokça yaflanan kay›plardan biri gerçekleflmiflti Da¤l›ca’da.
Belli bafll› gerçeklerde hiçbir de¤ifliklik
yokken acaba bu zatlar›n milliyetçi
duygular› kabar›yor olabilir miydi?
Kimbilir belki sonunda teorik çerçevelerden s›yr›l›p arkalar›n› “kitle hareketlerine” dayamalar› gerekti¤ini de
biliyor olmal›lar. Ne ac› ki onlar için
güdük reformist kitle, tatmin edici de¤ildi. Bu durumda milliyetçi kitlelere
göz k›rpmak neden olmas›nd›?
Devlet sald›rabilir,
öldürebilir, iflkence edebilir!
Da¤l›ca sald›r›s›yla “PKK’nin fliddet eylemlerini t›rmand›rd›¤›, k›flk›rt›c›l›k yapt›¤›” söylemleri h›z ve yayg›nl›k kazanm›flt›. Birgün ve ÖDP’nin sahtekarca propagandas›n› yapt›¤› bu yalanlar, gelinen noktada Türk egemenlerinin politikalar›na eklemlenme iste¤inden ba¤›ms›z de¤ildi. Özellikle son
y›llarda devletin hiçbir uzlaflmaya yanaflmad›¤›, imha ve inkar siyasetinde
›srar etti¤i, hatta 90’l› y›llar› aratacak
yöntemlerle Ulusal Harekete sald›rd›¤› biliniyor. Peki bizim reformistlerimiz ve “demokratlar›m›z” neden
PKK’ye yükleniyorlar? Da¤l›ca sald›r›s› onlar› da galeyana getirmifle benziyor. Öyle ya, devlet her zaman
sald›rabilir, öldürebilir ya da iflkence yapabilirdi. Bu onun devlet
olarak egemenlik hakk›yd›. Ama PKK
ya da baflka bir güç hakl› da olsa sald›ramazd›. Hep savunmada kalmal›,
kendini karfl›t›n›n insaf›na sunmal›,
hatta mümkünse hemen kendini tasfiye etmeliydi. E¤er kay›plar olacaksa
Türk askerinden de¤il Kürt gerillalar›ndan olmal›yd›. Yoksa devlet kay›p
verdikçe çözüm yollar› t›kan›r ve hiç
istenmedik noktalara var›l›rd› (!) Laf›
eveleyip gevelemediklerinden reformistlerimizin dün söyledikleri ve bugün daha aç›kça ifade ettikleri buydu
ve budur.
Birçok taraftan çeflitli sesler yükselirken “tan›d›k” baz› yazar ve akademisyenlerin yaz›lar› da geliflmelerin
seyrine uygun olarak koyu renkler al›yordu. Örne¤in Oral Çal›fllar “fliddeti
PKK’nin t›rmand›rd›¤›ndan” gayet
emindi ama sorunun kökenine “vak›f”
biri olarak devlete ak›l veriyordu. Radikal 2 sayfalar›n› süsleyen birçok “yazar›m›z” da benzer ak›llar içerisinde
her iki taraf› da “anlamaktan” geri
durmuyorlard›. 21 Ekim 2007 tarihli
Radikal 2’deki yaz›s›nda Koray Çal›flkan, s›n›rötesi operasyona “evet”,
“biraz” ve (durumu kurtarmak için)
“hay›r” diyenlerin duygular›na tercüman olurken sonuçta yine ma¤durdan, Kürtlerden a¤›rbafll›l›k bekledi¤ini itiraf ediyordu. Koray Çal›flkan
“ma¤durdan a¤›rbafll›l›k beklenmesi
maalesef mazlumlar›n ortak kaderi”
diyerek asl›nda bir baflka dilden egemen Türk politikas›na eklemlenilmesini ifade ediyordu. Ona göre PKK,
DTP’nin sivil ve siyasi bir çözüme
do¤ru evrilmesinden endifle ediyordu
ve bu nedenle de terör uyguluyor, çözüm yollar›n› felç ediyordu! Ve en
önemlisi, DTP acilen üzerindeki PKK
kamburundan kurtulmal›yd›! Politikada keskinleflen çizgilerin “bilim adam›”
yazarlar›m›z› nereye f›rlatt›¤›n› görmek aç›s›ndan bu aç›klamalar ö¤reticiydi. Fakat bu noktada kimsenin Ahmet ‹nsel ve Bask›n Oran’›n eline
su dökemeyece¤i aç›kt›.
“Tutarl› demokratlar›m›z”
konufluyor...
A. ‹nsel’in 14 Ekim 2007 tarihli Radikal 2’deki yaz›s› gerçekten ibretlikti!
Yaz›s›na PKK’ye gönderme yaparak
Hitler’den bir al›nt›yla bafll›yordu A.
‹nsel: “Akl› kolayca yenmenin yegâne
yolu, güç ve terördür”. Tabi ki terörün nas›l da toplumu etkileyip “onlar
da çocuklar›m›z” dedirtti¤ini “bilimsel” (!) flekilde aç›klamaktan geri durmuyordu “hocam›z”. Ancak ondan
sonrad›r ki okun ucunu gerçek hedefine yöneltiyordu. PKK’nin “siyasal
fliddet yöntemi” de¤il de “siyasal görüntülü terör eylemi” uygulad›¤›n› belirten ‹nsel, “üstün zekâs›yla” bu ikisi
aras›ndaki ince çizgide tutarl› bir demokrat duruflun terk edilmemesi gerekti¤ini ak›l veriyordu. Yoksa herkesin terörü farkl› olurdu! Neyse ki Ahmet insel “tutarl›l›¤›n›” korumufl, ulu-
sal hareketten ve ezilen ulustan yana
tav›r olmaktansa devletten ve ezen
ulustan yana tav›r almay› baflarabilmiflti(!) Bu konuda çok çaba harcam›fl olmal› ki A. ‹nsel’in art›k kendini aflt›¤›na tan›k oluyorduk. Tüm meseleleri
bize genifl bir tarih bilgisi ve teorik temelle “kavratmada” vs. da hocam›z
bak›n ne diyordu: “PKK, bu anlamda,
terör yöntemini benimsemifl bir örgüttür. Bu konuda laf› eveleyip gevelemek, terör yönteminin koflulara göre
baflvurulabilecek bir yöntem oldu¤unu kabul etmektir.” Evet gerçekten
akademisyenlerimizin ruhu coflmufltu!
Politikaya at›lmalar›n›n do¤rudan bir
etkisi mi diyelim… Fakat demek ki A.
‹nsel kendisinin bugüne kadar laf› eveleyip geveledi¤ini de itiraf etmifl oluyordu. Torbas›nda baflka neler var bilinmez ama s›n›f mücadelesi onun ve
onun gibilerinin her fleyini ortaya
dökmekte gecikmeyecektir. A. ‹nsel
yaz›s›nda Diyarbak›r Sanayici ve ‹fladamlar› Derne¤i Baflkan›’n›n sözlerine
de yer veriyor ve bak›n Dernek Baflkan›n›n a¤z›ndan, kat›ld›¤› görüflü nas›l
ifade ediyordu: “Demokratik talepler için adam öldürüldü¤ü,
dünyan›n hiçbir yerinde hele hele ça¤›m›zda görülmemifltir. Bu
izah edilecek bir fley de¤ildir.
Demokrasi isteyenler önce kendileri demokrat olmal›lar”. Onlara göre demokratl›k ancak ölümsüz,
silahs›z gerçeklefliyordu anlafl›lan. Tarihte ve ça¤›m›zda en demokratik koflullar›n ancak silahla yarat›labildi¤ini
bir yana b›rakal›m ama A. ‹nsel istese
de istemese de silah ve ölümler vard›r. Fakat asl›nda onlar›n bahsettikleri
devletin silahlar› ve yaratt›¤› ölümler
de¤il. Onlar devlete ait olduktan sonra silahlar›n gölgesinde bir demokrasiye raz›lar. Raz› olamad›klar› ya da
daha do¤rusu bir türlü üstesinden gelemedikleri ise ezilen kitlelerin silahlar› ve fliddet eylemleriydi.
Bask›n Oran’›n 28 Ekim 2007 tarihli Radikal 2’deki “Zombiler Dolaptan Ç›karken” adl› yaz›s› daha da
ibret doluydu ve A. ‹nsel’e tafl ç›kart›yordu. Umar›z ki Bask›n Oran’›n bu
yaz›s›n› Ulusal Hareket lideri ve
DTP’liler de iyi okumufllard›r. Çünkü
onlar, ç›kard›klar› aday nedeniyle Bask›n Oran’›n milletvekili seçilememesinin özelefltirisini vermifllerdi. Bu da
o gün “centilmenlikten” ödün vermeyen Bask›n hocan›n onlara yan›t› olsa
gerek. Bak›n ne diyor eski milliyetçi
“sonradan demokrat” Bask›n hoca:
“Yani Türkçesi, K. Irak’a bir ‘hava
operasyonu’ yap›lmas›ndan yanay›m.
Bunun ne faydas› olacak derseniz, intikam diye inleyen sokaklar›n içi biraz
so¤uyacak. Yoksa ülke içinde kendi
Kürtlerimize sald›ranlar artacak.”
Operasyonun flekline iliflkin Bask›n
Oran’›n seçicili¤i dikkate de¤erdir.
Hava operasyonu, kara harekât› de¤il!
Çünkü Bask›n ona da kafa yormufl ve
kara harekât›n›n kötü olabilece¤inde
karar k›lm›fl. Peki sokaklar›n içini so-
¤utmak isteyen Bask›n Oran, onlar›n
içini “›s›tan” Genelkurmay ve medya
oldu¤unu bilmiyor mu? Görünen o ki
Bask›n Oran “kendi Kürtlerimizi” korumak gibi büyük bir misyon tafl›yor(!) Ama hava operasyonunun vuraca¤› Kürtler kimin Kürtleri diye
sormak gerekmez mi? Bizim Kürtlerin
Kürt kardeflleri de¤il mi onlar da?
Ama demek ki “sonradan demokrat”
Bask›n Oran’›n devlet s›n›rlar›na olan
hayranl›¤›, s›n›r›n öteki taraf›ndaki
Kürtleri rahatl›kla gözden ç›karabiliyor. Yoksa tam da Bask›n hocan›n
söyledi¤i gibi “bendeniz Türkiyeli
bir Türk’ün; Kürtler ve hele de
PKK babam›n o¤lu de¤il”. Yani diyor ki “kendi Kürtlerimiz” de beni bu
devlet çat›s› alt›nda oldu¤u için ilgilendiriyor. Yoksa onlar da umurunda de¤il! Anlafl›l›yor ki ancak “Beyaz Kürt”
olabilecekleri sevebilmesine olanak
tan›yor.
Bask›n Oran yaz›s›nda PKK’yi yaratan›n da 12 Eylül ve Diyarbak›r Hapishanesi’ndeki uygulamalar oldu¤undan emin. Peki 12 Eylül ve Diyarbak›r’› yaratan›n ne oldu¤unu bu
engin hocam›z bilmiyor mu? Biliyor, gayet iyi biliyor fakat asl›nda
onun flikayeti 12 Eylül ve Diyarbak›r’›n faflist uygulamalar›na de¤il, bu
sorunu bitiremeyip (!) daha da büyütmüfl olmalar›na. ‹flte Bask›n Oran’›n
kendi aç›k ve sade yorumu: “Çünkü
son yüzy›l içinde çözüm aramadan dolaba t›k›flt›rd›¤›m›z cesetler hepsi birden ayn› anda d›flar› u¤rad›. Ermeni
Sorunu, ‹slam Sorunu, Kürt Sorunu.
Zombilerin hepsi birden gelince fazla
geldi; olay budur; sadece PKK terörü
de¤ildir.” Bu “zombilerden” kurtulmay› çok istiyor olsa gerek ki Bask›n
Oran da devlete ak›l vermekten geri
durmuyor. Bu da onun çözümü(!):
“‹çerideki da¤l›y› meclisli yapmadan
nas›l önleyece¤iz? Terör ancak silahtan siyasete dönüflerek DNA de¤ifltirince önlenir. DTP bu misyonun ad›d›r.”
Anlafl›lan o ki A. ‹nsel, Bask›n
Oran gibileri, reformistlerimiz ve Kemalizm’den kopamam›fl birçok hareket, ilerleyen geliflmeler içerisinde
halk›n kafas›n› buland›rmaya devam
edeceklerdir. Gerçeklerin tersyüz
edildi¤i, faflistlerin demokrat, demokratlar›n faflist ilan edildi¤i bir ortak koro içerisinde do¤ru devrimci tutumda
›srarc› olmak daha önemli hale gelmifl
durumda. Bugün Kürt Ulusal Sorunu
ba¤lam›nda karfl›laflt›klar›m›z, netleflen
saflar içerisinde bizlerin de as›l misyonlar›n› belirginlefltirmektedir. Bu
noktada yine ‹brahim yoldafl›n yaz›lar›nda Lenin’den yer verdi¤i bir al›nt›y›
aktararak son sözü söyleyelim:
“Her ezilen ulusun burjuva milliyetçili¤i, zulme karfl› yönelmifl
olan genel demokratik muhteva
tafl›r ve bizim, ulusal imtiyazlar›
sa¤lama e¤iliminden bunu kesin
olarak ay›rt ederek… kay›ts›z flarts›z destekledi¤imiz iflte bu muhtevad›r.” (Lenin)
D ü n y a d e ¤ i flfltt i m i g e r ç e k t e n ?
Kürt ulusal sorunu ateflten gömlektir bu ülkede. Bunun fark›nda olanlar
dünyaya de¤iflti, Ulusal Harekete “k›flk›rt›c›” der...
Bu geliflmelerin önemli bir yan›n›
da PKK’ye yap›lan “silah b›rakma”
ça¤r›lar› oluflturuyor. Yükselen savafl 盤›rtkanl›¤› ve flovenist dalga bu ça¤r›ya gerekçe yap›lm›fl
durumda. Had safhada bir ikiyüzlülük ve gerçeklerin tersyüz edilmesiyle
karfl› karfl›yay›z. T. Erdo¤an’›n “Da¤›
terk edecek, bunu baflard›¤› anda, bu karar› verebildi¤i anda
ben inan›yorum ki, ülkemizde
onlar da aileleriyle birlikte huzuru yakalayacak. Bizim derdimiz,
yap›lacak bir fley varsa parlamento çat›s› alt›nda gelirsin ya-
pars›n siyasetle. Gereken odur,
tek ç›kar yol” aç›klamalar› birçoklar›na ilham vermifl olmal› ki hep bir
a¤›zdan PKK hedef gösteriliyor DTP
ayr›flt›r›lmaya çal›fl›l›yordu. ÖDP Baflkan› Ufuk Uras’›n, Celal Talabani’nin ve birçok yazar›n da benzer
içerikteki aç›klamalar› olmufltu. Onlara göre “k›flk›rt›c›” olan PKK’ydi ve
bu k›flk›rt›c›l›¤› b›rak›p siyaset sahnesini DTP’ye terk etmeliydi. Tabi ki bu
“ak›ll›” fikir, Kürt Ulusal Sorunu’nu
çözmek amac›yla de¤il PKK silah b›rakt›¤›nda geriye kalanlar›n ve özellikle DTP’nin kolay yutulabilece¤i dü-
flüncesinden ileri geliyordu. Reformistlerimizin ve “demokratlar›m›z›n”
söyledi¤i, devletin dayatt›¤›ndan baflka
bir fley de¤ildi. Talabani “PKK dünyan›n de¤iflti¤ini anlamal›d›r.
Che Guevara zaman› bitti.
PKK’ye ‘Türkiye’ye dönün ve demokratik parlamenter yaflama
kat›l›n’ diyorum” fleklinde konufluyordu. Bu da Irak Kürdistan› cephesinde kendi ç›karlar›na uygun olarak
bir yaklafl›m› ifade ediyordu. Fakat
Che Guevara zaman›n›n bitip bitmedi¤ini onlara ac› bir flekilde gösterecek olan›n da tarih oldu¤u aç›kt›r.
İşçi-köylü 9
16-29 Kasım 2007
Politik gündem
Elimize e-mail yoluyla ulaflan afla¤›daki bildiriyi haber de¤eri tafl›d›¤› için yay›nl›yoruz
KAHROLSUN EMPERYAL‹ZM, FAfi
fi‹‹ZM, IRKÇILIK VE fi
fiO
OVEN‹ZM!
YAfi
fiA
ASIN ÇEfi
fi‹‹TL‹ M‹LL‹YETLERDEN HALKIMIZIN B‹RL‹⁄‹ VE KARDEfi
fiL
L‹⁄‹!
Kürt, Türk, Çeflitli
Milliyetlerden Halk›m›za,
Kan ve sömürü ile beslenen, zulüm ve
bask› ile ayakta duran, yalan ve iftira ile politika yürüten ülkemizdeki egemen s›n›flar›n; “teröre karfl› mücadele” örtüsü alt›nda, Kürt ulusuna ve onu temsil etmeye çal›flan güçlere karfl› gelifltirdi¤i ezme ve yok
etme kampanyas›, özü itibar›yla Türkiye
halk›n›, Türkiye’deki tüm devrim ve demokrasi güçlerini hedeflemektedir.
TC tarihi boyunca inkar, asimilasyon
ve k›r›m/soyk›r›m ekseninde bütün ezilen
ulus ve ulusal az›nl›klara karfl› izlenen bu
politika, emperyalistlerin gerek ülkemiz gerekse de içinde bulundu¤umuz bölgeye iliflkin hesaplar›ndan ba¤›ms›z de¤ildir.
Bugün her ne kadar ABD emperyalizmi ile belli uyuflmazl›klar yaflan›yor gibi gösterilse de, Ortado¤u’ya iliflkin daha genifl
parantez çerçevesinde, Kürt ulusunun demokratik hak ve özgürlükleri, emperyalist
ve faflistlerin iflbirli¤i içerisinde, çeflitli
oyunlar ve ama özellikle de katliam ve zorla bast›r›lmaya, bo¤ulmaya, yok edilmeye
çal›fl›lmaktad›r.
Faflist Türk devletinin, Kürt ulusal sorunu nedeniyle düfltü¤ü aczin günümüzdeki sahnesinde, bildik yöntem ve taktiklerle
müdahale bulunmaktad›r. Bu müdahale, iki
y›l öncesinden bafllayarak hakim s›n›flar›
tekrar topyekun mücadele konseptine tafl›m›fl ve nihayet son toplu asker ölümleri bahane edilerek büyük çapl› kampanya bafllat›lm›flt›r.
Bu kampanyada, Türk askerlerinin ölü-
mü üzerinden yürüttükleri kan tüccarl›¤›n›,
siyasi ranta ve savafl ekonomisine tahvil etmek isteyen hakim s›n›flar›n temsilcileri;
esir askerlerin serbest b›rak›l›fllar›na üzüldüklerini aç›klayacak kadar, gözünü kan bürümüfl bir tutum sergilemifllerdir. Gerçekte, “en büyük asker ölü asker” slogan›n›
felsefe edinen emperyalist-faflist sistemlerin afla¤›l›k yüzünü deflifre eden bu tutum,
son süreçte olan biten her fleyi anlatmaya
yetecek kadar ibret vericidir.
Tüm kliklerin elbirli¤iyle, bütün kurumlar› ve araçlar› kullanarak; flehit, bayrak, vatan, milliyetçilik temal› yo¤un propaganda
faaliyetiyle, ülke çap›nda tam bir ulusal seferberlik havas› estiren egemenlerin, halk›
galeyana getirme, histeri ve hezeyan yaratma çabalar› ciddi oranda etkili olmufltur.
Esas amaç ve planlar›, yaratt›klar› atmosfer ve estirdikleri rüzgar sayesinde,
Kürt ulusal mücadelesine yönelik ezme ve
yok etme planlar› do¤rultusunda daha pervas›z ad›mlar atabilmektir. Bu ad›mlardan
birisi için ç›kard›klar› tezkereye dayanarak
Irak Kürdistan’›nda operasyon hesaplar›
yap›l›rken, daha esasl›s› kapsam›nda giderek t›rmanan bir terör dalgas›n› ülke çap›nda yükseltmeye devam ediyorlar.
‹flçiler, Köylüler, Gençler,
“Bizim Kürtlerle bir sorunumuz yok,
biz teröre, teröriste karfl›y›z”, “Türklerle
Kürtler kardefltir”, “Kürt sorunu yoktur,
terör sorunu vard›r” fleklinde aç›klamalar
yapan, iktidar›ndan muhalefetine, gazetecisinden akademisyenine, generalinden çok
bilmifl uzman›na, bu düzenin dostu cümle
alem yalan söylemektedir.
Bu faflist rejimin kuruluflundan beri
Kürt ulusunun varl›¤›n› yok sayan, onun
için kimlik mücadelesi yürütenleri k›y›mdan, her türlü katliam ve iflkenceden geçiren sistemin savunucusu bütün insanlar,
gözümüzün içine baka baka yalan söylemektedirler.
Düne kadar çeflitli yalanlar uydurarak
inkâr ettikleri, ak›l almaz yöntemlerle yok
sayd›klar›, ezmeye, asimilasyona u¤ratmaya, imha etmeye çal›flt›klar› Kürt varl›¤›;
ulusal kurtulufl temelli yürütülen silahl› mücadele neticesinde, kendini dosta düflmana
kabul ettirdi¤i için, bugün baflka baflka yalanlarla karfl›m›za ç›k›yorlar.
Gerçek terör kayna¤›n›n emperyalistkapitalist sistem oldu¤u, as›l teröristlerin
emperyalist ve faflist devletler oldu¤unu
gizlemeye çal›fl›yorlar. Sosyal ve ulusal kurtulufl hareketlerinin yürüttükleri silahl› mücadelelerin meflruiyetini terör diye karalayarak halk›n bilincini buland›rmak istiyorlar.
“Terörizme karfl› savafl” bayra¤› sallayan Türk devleti, ayn› yalanla Irak ve Afganistan’da tafl üstünde tafl b›rakmayan, ço¤u
sivil milyonlarca insan› katleden ABD emperyalizminden izin ve destek peflinde kofluyor. Nerede halklar›n katledilmesi ifli
varsa, baflvurulmas› gereken makam ABD
oldu¤u için, onlar da gere¤ini yap›yorlar.
ABD emperyalizmi, Türk uflaklar›n›n belli
ç›karlar› u¤runa s›n›rl›/göstermelik bir operasyona verece¤i izin ve destek karfl›l›¤›nda,
Türk askerini Ortado¤u’daki yeni iflgal ve
sald›r›larda kullanmaya haz›rlan›yor.
Ezilenler, Yoksullar,
Emekçiler,
Bu gerçekler halk›m›zdan gizleniyor.
Kitleler medyan›n hummal› manipülasyon
bombard›man› alt›nda, ›rkç› ve floven kampanyan›n esiri k›l›n›yor. Beyinler dumura
u¤rat›lmaya, aç›k biçimde PKK, dolayl› olarak Kürt ulusuna yönelik düflman cephesi
tahkim edilmeye çal›fl›l›yor. Böyle bir cephe, flimdiden geliflen kudurganl›¤›n gösterdi¤i üzere, yar›n daha da azg›nlaflacak ve
a¤›rlaflacak bask› ve sald›r›lara dayanak olarak kullan›lacakt›r.
Emekçi halk›m›z›n zorla askere al›narak
cepheye sürülen evlatlar›n›n can› ve kan›
üzerinden atefllenen vatan/millet bölünmez
propagandas›yla, kitleleri terörize edip
korku ve dehflet havas› yaratanlar›n böyle
bir kampanyaya neden ihtiyaç duydu¤u iyi
anlafl›lmal›d›r. Sömürü ve talandan baflka
bir fley düflünmeyen bu zalimlerin; daha
fazla kan ve atefl d›fl›nda, katliam ve iflkenceden baflka, terör ve zulüm ötesinde politikalar› yoktur.
Varm›fl gibi gösterilen her türlü “politik” çözüm reçetesi, görüldü¤ü gibi, sonuçta getirilip askeri operasyonlara dayand›r›lmaktad›r. Varsa yoksa mesele fliddet üzerinden halledilmeye çal›fl›lmakta, ezmek,
yok etmek, ac› çektirmekten bahsedilmektedir.
Bu ülkede ya da dünyan›n di¤er ülkelerinde gerçek manada ac› çekenler; ezilen,
bask› gören, sömürülenler, sürekli biçimde
halklard›r. Savafllarda devlet, vatan, millet
aldatmacas›yla cepheye sürülerek k›rd›r›lan
onlar›n çocuklar›, savafllar›n faturas›n› ödeyenler de onlard›r. Emperyalist-kapitalist
sistemin, halklar› bir yandan sömürür ve
ezerken di¤er yandan birbirine k›rd›ran düzeni böyle ifllemektedir.
Yurtseverler,
Devrimciler,
Demokratlar,
Gün, faflist sald›rganl›¤a karfl› koyma
günüdür. Bu ›rkç› ve floven kampanyan›n
halk› esir alarak daha büyük linç terörü estirme; böylelikle sadece Kürt ulusunun hak
ve özgürlük taleplerini de¤il, genel olarak
çeflitli milliyetlerden halk›m›z›n demokratik
halk devrimi mücadelesini bo¤maya yönelik
planlar›n› bozma günüdür.
Emperyalist politikalar›n Türkiye
emekçilerinin s›rt›na bindirdi¤i yükler her
geçen gün daha da a¤›rlaflmakta, ekonomik
ve sosyal sorunlar giderek büyümekte, s›n›fsal çeliflkiler keskinleflmektedir. Çeflitli
aldatmacalar, ayak oyunlar› ve yönlendirmelerle dünü idare edenler, bugün daha
çok ›rkç› ve floven kampanyadan yarar
umuyorlar.
Süreci tersine döndürmek ve s›n›f mücadelesini yükseltmek amac›yla, bu histeri
ve linç dalgas›n›n k›r›lmas›, bu oyunun bofla
ç›kar›lmas› gerekiyor. Hakim s›n›flar›n büyük çapl› kampanyas› ve milliyetçilik virüsünün etki-yay›lma kabiliyeti nedeniyle, bu
görev, ancak tüm devrim ve demokrasi
güçlerinin seferberli¤i sayesinde baflar›labilir.
Bu görevi baflar›yla yerine getirebilmenin yolu, öncelikle Kürt ulusunun demokratik hak ve özgürlük talepleri karfl›s›nda
tutarl› bir tutum sergilemek, ezen ulus milliyetçili¤ine hiçbir biçimde prim vermemekten geçiyor. Zira unutulmamal›d›r ki,
baflka uluslar› ezen uluslar›n kendileri de
özgür de¤ildir!
Hiç kuflkusuz, ülkemizdeki ulusal sorun
da, gerçek anlamdaki çözüme; uluslar›n
tam hak eflitli¤i ve kendi kaderini tayin hakk› temelindeki çözüme, iflçi s›n›f› önderli¤indeki sosyalizm mücadelesi ile kavuflacakt›r. Bu durum, ezilen uluslar›n demokratik içerikli ulusal kurtulufl mücadelelerinin meflru ve desteklenebilir oldu¤u gerçe¤ini asla gölgelemez, gölgelememelidir!
IRKÇI, fiOVEN L‹NÇ KAMPANYASINA S‹PER OLALIM, BAR‹KAT
KURALIM!
KAHROLSUN IRKÇI SOYKIRIMCI PATRON-A⁄A DEVLET‹!
BÜTÜN ULUSLARA TAM HAK
Efi‹TL‹⁄‹, KEND‹ KADER‹N‹ TAY‹N HAKKI!
KAHROLSUN EMPERYAL‹ZM,
FAfi‹ZM VE HER TÜRDEN GER‹C‹L‹K!
YAfiASIN DEMOKRAT‹K HALK
DEVR‹M‹ MÜCADELEM‹Z!
YAfiASIN HALK SAVAfiI!
Kas›m 2007
Türkiye Komünist Partisi/
Marksist Leninist Merkez Komitesi
Siyasi Büro
Ekonomik düzenlemeler emperyalizmin dayatmalar›d›r
Burjuva siyasal alanda suni gündemlerle halk kitleleri ayakland›r›l›rken, ekonomik-politik geliflmelerdeki yo¤unlaflma
emperyalist tekellerin siyasal projelerine
göre ekonomik politikalar›n› flekillendirme, konumland›rma çaba ve u¤rafllar›yla
sürüyor. Önemli geliflmelerin yafland›¤›
bu zamanlarda uluslararas› piyasalardaki
dalgalanmalar›n oluflturdu¤u ‘flok’lar da
etkilerini sürdürüyor. Amerikan
Mortgage Piyasas›’n›n (tut-sat piyasas›
olarak da biliniyor) bir di¤er yan›yla “Konut Edindirme Kredileri”nin al›mlar›nda ve da¤›t›m›nda sorun ç›kmazken
kredilerin geri dönüfllerindeki aksamagecikme vb.lerin tetikledi¤i s›k›flma “kriz”
olarak birçok piyasada etkisini göstermiflti.
Her fleyin piyasaya ba¤land›¤›, maddimanevi hayat›n içinde karfl›l›¤› bulunan
her fleyin de¤erinin piyasaya oranla belirlendi¤i günümüzde neredeyse hapfl›rmak
dahi “ekonomik külfet” olarak halk
kitlelerinden sorulmakta, fatura halk kitlelerine kesiliyor. Emperyalist ya¤mac› ve
talanc› kapitalistlerin afl›r› üretim krizi ve
beraberinde a盤a ç›kan Pazar sorunlar›n› aflmak için Afganistan, Irak iflgalleri, bir
bütün olarak Ortado¤u ve Kafkas ülkelerine, Orta Asya ülkelerine yönelik içinde
iflgal ve savafl› da bar›nd›ran projeleri buna s›cak ve canl› örnekler olmas› bak›m›ndan önemlidir…
Günümüzde piyasa kurallar›n›n hâkim oldu¤u, birçok yönüyle yayg›n iflletildi¤i ülkelerde kitle hareketlerinin durumu, geliflme dinamikleri, s›n›f mücadelesinin etkinli¤i-gücü gibi faktörler önemlidir.
Bir örnek vermemiz gerekirse: Do¤rudan yabanc› sermaye yat›r›mlar›n›n risk
alanlar›, ço¤unlukla yat›r›m yap›lan ülkelerdeki s›n›f mücadelesinin ulusal ve sosyal kurtulufl mücadelesinin etkinlik ve
güç oranlar›yla ilintilidir. Türkiye gibi yar›-feodal, yar›-sömürge iktisadi yap›ya sahip ülkelerde s›n›f mücadelesi ve ulusal
kurtulufl mücadeleleri gerçekli¤inin bulunmas› do¤rudan yabanc› sermaye girifllerinde “engel” oluflturdu¤undan, TC
devletince ciddi imkânlar ve taahhütlerle
belli oranlarda, çeflitli biçimlerde “yaban-
c›” yat›r›mlar› gerçekleflmekte, döviz girdisi sa¤lanmaktad›r. Daha çok gayrimenkul, hizmet sektörleri, sanayi ve tar›m
alanlar›nda, borsa piyasalar›nda yo¤unlaflan bu yat›r›mlar AKP hükümetinin ilk
4,5 y›ll›k döneminde art›fl sa¤larken, ikinci AKP hükümeti döneminde de bunlar›n
sürece¤i alenidir ki, 22 Temmuz tepeden
inme erken genel seçimleri sonras› piyasalar›n verdi¤i tepkiler, uluslararas› sermaye kurulufllar›n›n memnuniyetlerinden
bu daha da anlafl›l›rd›r.
IMF’nin TC’ye uygulamas› için önerdi¤i
program esasen emperyalist güçlerin
önümüzdeki dönemlerde “Büyük Ortado¤u Projesi” gibi siyasal projelerin neden olaca¤›, olas› iflgaller ve savafllara
karfl› ekonomik bir tedbirdir. Bas›n yay›n
organlar›nda, kiral›k kalemflörlerin yo¤un
olarak iflledi¤i gibi “kolayl›k getirmek”,
“krizlere karfl› güçlenmek” propagandas›n›n gerçekleri böyledir.
Cari aç›kta büyüme sürüyor
2000 y›l›ndan bafllayarak 2007’nin 10.
ay›nda da devam eden cari aç›ktaki büyüme sürüyor. 40 milyar Dolar› aflan oranlardaki cari aç›k, TC’nin piyasalardaki de¤erlenmesiyle birlikte büyümeyi sürdürürken, d›fla ba¤›ml›l›kta “uluslararas›
sermaye hareketlerini belirleyen e¤ilim
ve dalgalanmalara s›k› s›k›ya ba¤lanm›fl”
(Ba¤›ms›z Sosyal Bilimciler 2006 Y›l› Raporu, sf 33) bulunmaktad›r.
ABD piyasalar›ndaki Mortgage kredilerinin al›mlar›nda beklenen düzeyin gerçekleflmemesiyle birlikte bir daralma
beklentisi yaflanmaktad›r. Piyasalar›n bu
etkileflimle daralma yaflamas›, çeflitli ülkelerin para (dolafl›m arac›) birimlerinin
yurtd›fl›nda de¤erlenmesiyle birlikte devalüasyon olas›l›klar› artmaktad›r.
TC Merkez Bankas›’n›n döviz rezervlerini art›rma biçiminde IMF’nin sundu¤u
yeni bir programa göre flekillendirilmesi
söz konusu. Bu programa göre “güçlü
ekonomi politikalar› olup d›fl floklara aç›k
geliflmekte olan ülkelere yeni bir kolayl›k
getirmek. Bu güveni (d›fl piyasalardaki)
desteklemek ve bir kriz olas›l›¤›n› azaltmaya yönelik olarak, ihtiyaç halinde kullanmak üzere ciddi boyutlarda kredi limitini içerecektir” (Erkan Kumcu/28 Eylül
Hürriyet Gazetesi) denilmektedir.
Krizlerin, ekonomik-siyasal buhranlar›n oluflmas›-geliflmesindeki nedenler ve
gerekçeler bu biçimlerde oldu¤u gibi
aç›ktan çarp›t›larak, halk y›¤›nlar› aldat›lmaktad›r. Emperyalizm ve genifl halk y›¤›nlar› aras›ndaki çeliflkinin giderek daha
da büyüdü¤ü, emperyalistlerin üretim
anarflisinin ve daha büyük sahada daha
fazla söz sahibi olma dalafl›n›n do¤urdu¤u
kendi aralar›ndaki çeliflkilerin artmas› sonucunda oluflan ve ço¤unlukla da bu hegemonya savafl›nda emperyalist güçlerin
ç›karlar›yla çeliflen ülkeleri kuflatmak, çaresizlefltirmek, düflkünlefltirmek amaçl›
oluflturulan krizlerin, kendili¤inden, do¤an›n bir yasas› olarak ortaya ç›kt›¤› iddia
edilmektedir.
Konumuzun esas›n› oluflturan krizler
ve krizlerin nas›l ç›kt›¤› olmad›¤›ndan
üzerinde durmuyoruz. Emperyalist sömürgeci ve ya¤mac›lar›n kendi sömürgelerini, yar›-sömürgelerini krizlere karfl›
güçlendirdi¤inin, dirençli hale getirdi¤inin
bir örne¤i yoktur. Türkiye 1946’dan bu
yana IMF ile aras›nda 20 stand-by anlaflmas› imzalam›flt›r. “Türkiye bu 60 y›ll›k
dönemin 26 y›l›n› (ki 2008 fiubat ay›nda
dönem tamamland›¤›nda 28 y›l olacakt›r)
stand-by anlaflmalar› çerçevesinde
IMF’nin tam gözetimi ve denetimi alt›nda
geçirmifltir” (Ba¤›ms›z Sosyal Bilimciler
2006 Raporu. Sf 6) Bu tarihler aras›nda
yaflanan geliflmelere bakt›¤›m›zda TC’nin
belli bafll› 6 ekonomik siyasi kriz yaflad›¤›
ve her birinde de çok ciddi tahribatlar
yafland›¤› görülecektir. 60, 71, 73, 80, 94,
2001 krizleri bunlara örnek olarak verilebilir. ‹stisnas›z her birinde emperyalist
sömürücülerini, talanc›lar›n ciddi rolü oldu¤unu bilmeyen yoktur. Bu aç›dan
emperyalist kapitalist sistemler
krizden ç›k›fl de¤il bizzat/do¤rudan
kayna¤› ve üreticileridirler.
Uluslararas› piyasalardaki resesyon
riskinin giderek daha da artt›¤› bilinmekte. Bunun, çeflitli ülkelerin ekonomilerine
yans›y›fl› genelde Gayri Safi Yurt ‹çi Hâs›lan›n düflmesi, gerilemesi biçiminde olmaktad›r. Sermaye hareketlerindeki durgunluk ve geri çekilmeyi döviz rezerv etmelerde görülmektedir. Yine ABD piyasalar›ndaki Mortgage kredilerinin ayartt›¤› çalkant› göz önüne al›nd›¤›nda bir depresyon dönemine girilmesinin olas›l›k dâhilinde oldu¤unu söylemek yerinde olacakt›r.
Döviz rezervleri biriktirmenin çeflitli
yollar› oldu¤u biliniyor. Küçük ve orta ölçekli yat›r›mc›lar›n döviz mevduat›nda
bulunmas›, merkez bankalar›n›n para bas›p piyasadan döviz sat›n almas› veyahut
faiz d›fl› fazla gibi art›-de¤erin üretim sürecine kat›lmayan yani piyasaya tekrar
kat›lmayan k›sm›n›n birikimi yoluyla döviz al›m›n›n sa¤lanmas› olarak say›labilir
bunlar.
Ekonomik tedbirlerin amac›
“Döviz ç›pas›” oluflturma olarak bilinen
Dünya siyasal konjonktürüne bak›ld›¤›nda çeliflkilerin gelip Ortado¤u co¤rafyas›nda, Orta Asya ve Kafkas ülkelerinde
yo¤unlaflt›¤›n› görüyoruz. Olas› iflgal ve
savafllar›n yarataca¤› tahribatlar›n en az
düzeyde etkilenme reel piyasa de¤erlerinin, reel ekonomilerinin en az etkilenece¤i koruma sistemlerini oluflturma telafl› olarak mevcut ekonomik geliflmeleri
okumak gerekmektedir. Bu TC’de döviz
rezervi biriktirme, döviz ç›pas› oluflturma, ve akabinde devalüasyon olarak karfl›m›za ç›kabilmektedir. D›fl ticaret aç›klar›n›n sürekli büyümesi ve TC’nin d›fl piyasalardaki de¤erlenmesi karfl›s›nda devalüasyon olas›l›¤›n›n daha da kuvvetlendi¤ini söylemek mümkünken tek bafl›na
bunlar›n yeterli olmad›¤›n› da belirtmeliyiz. Bu ayn› zamanda ihracat›n geriletilmesi bir di¤er anlamda yerel üreticinin
üretim kapasitesinin içe dönük k›sm›n›n
daralt›lmas›, bunun da etkisi olarak iflten
ç›karmalar belli süreli resesyon (ekonomik faaliyetlerde duraklama) yaflanmas›,
yani faturan›n halka kesilmesi anlam›na
gelirken, denge sa¤lanmas› ad›na ihracat›n ucuzlat›lmas›yla döviz girifllerinin s›klaflmas›, hareketlenmesi olmaktad›r.
Bir di¤er durumda Türkiye pazarlar›n›n, piyasalar›n›n emperyalistlerin olas›
krizlerinden ç›kmak, olas› iflgal, savafl durumlar›nda fazla ekonomik güç kaybetmemek için kullan›lmas› olas›l›¤›d›r. fiöyle
ki “Amerikan Ekonomisi 2002’den bu yana dünya finans piyasalar›ndan giderek
artan ölçekte d›fl finansman talep etmekte ve kullanmaktad›r. ABD bir yandan
küresel ekonominin yaklafl›k üçte birini
üreten devasa bir üretici olmas›na karfl›n
bir yandan da ulusal gelirin yüzde 7’sini
aflan boyutta d›fl aç›k (cari ifllemler a盤›)
veren dev bir d›fl borçlan›c›d›r. Dolay›s›y-
la Amerikal›lar üretmekte olduklar› ulusal gelirden yüzde 7 daha fazla harcama
yapmaktad›r.
Amerikan ekonomisinin gereksinim
duydu¤u d›fl fonlar ço¤unlukla (Çin ve Japonya baflta olmak üzere) Asya ekonomilerinin merkez bankalar›n›n rezerv biriktirmek üzere sat›n ald›klar› Amerikan
hisse senetlerine olan talep ile karfl›lanmaktad›r.” (Erinç Yeldan. Cumhuriyet
gazetesi)
Görüldü¤ü gibi ABD emperyalizmi
ekonomisinin gereksinim duydu¤u fonlar› Çin gibi ülkelerden karfl›lamaktad›r.
Emperyalistler özelde ABD emperyalizmi bu durumdan duydu¤u rahats›zl›¤› gizlememektedir. Türkiye gibi ülkelerde
IMF’nin uygulatmay› düflündü¤ü döviz ç›pas› biçimindeki program önermesi emperyalistlerin sömürge ve yar› sömürgelerinde fonlar bu tür programlar oluflturarak bu aç›klar›n› kapatmak, kendilerini
tamir etmek olarak da karfl›m›za ç›karmaktad›r.
Zira “Birleflik Arap Emirlikleri ve
Rusya’n›n ard›ndan Çin’de devlete ait yat›r›m fonu kurdu¤unu” (Radikal gazetesi/ekonomi servisi) ilan etmiflti. Bu fonlar
“ülkelerin elinde bulunan döviz rezervlerini baflta sermaye piyasalar› olmak üzere gayrimenkul ve di¤er varl›klar›n sat›n
al›mlar›nda” kullan›lmaktad›r.
Emperyalist sömürü ve ya¤mac›lar
hegemonyalar›n› geniflletmek, daha fazla
alanda daha fazla hâkimiyet kurmak için
Büyük Ortado¤u Projesi kapsam›nda geliflecek olas› iflgal ve savafl olas›l›klar›na
karfl› haz›rl›klar›n› tüm h›z›yla sürdürmekte, ekonomi politikalar›n› buna göre
flekillendirmektedir.
Tüm ezilen sömürülen halk y›¤›nlar›
ve ezilen uluslar›n halklar›n›n geliflen bu
duruma karfl› gelifltirecekleri pratik, teorik, politik tav›r oldukça önemlidir.
Devrimci durumun yükselip s›n›f mücadelesinin seyrini de¤ifltirece¤ini, tüm
devrimci dinamiklerin aktif hale geçmesi
için uygun zeminin geliflece¤i aç›kça görülmelidir. Gücümüze güvenelim, emperyalizmin oyunlar›n› bofla ç›karal›m.
İşçi-köylü 10
Söyleşi
16-29 Kasım 2007
“Kazan›lacak bir mücadele var, sonuna kadar sürdürece¤iz. Ve bitti¤inde hiçbir fleyin
eskisi gibi olmayaca¤›n›n da bilincindeyiz.”
Neo-liberal politikalara ba¤l› özellefltirme sald›r›lar›n›n yafland›¤› en önemli ifl kollar›ndan biri olan Türk Telekom’da, ülke
genelinde grev sürüyor.
Çal›flanlar›n “kapsam içi”-“kapsam
d›fl›” olarak ayr›ma tabii tutuldu¤u sektörde, grevi sürdürenler “kapsam içi” olarak
de¤erlendirilen, ancak her biri ortalama 20
y›ld›r bu sektörde çal›flan iflçiler.
T‹S görüflmelerinden sonuç al›namamas›
üzerine gidilen grevde, bu ayr›m›n da büyük
rolü var. “Kapsam d›fl›” olarak adland›r›lan çal›flanlara ayn› süreçte % 50’ye varan
zam yap›lm›fl. Grevdeki “kapsam içi” iflçilere ise % 10’lardaki zam bile çok görülmekte. Ayn› zamanda sendikal› olmayan bu kesimde (kapsam d›fl›) bulunanlar›n büyük ço¤unlu¤u flu s›ralar grev k›r›c› bir pozisyondalar. Ülkede neo-liberal politikalara h›z verilmesinin önünü açan Özal’›n deyimiyle,
bunlar “iflini bilen memur” kategorisinde
de de¤erlendirilebilir. Telekom grevi, ayn› zamanda sendikalaflma hakk›n›n
ortadan kald›r›lmak istenmesinin bir
ürünüdür. Yani iflçi-emekçi y›¤›nlar› örgütsüzlefltirmeye dönük sald›r›lar›n bir parças›d›r burada yaflanan.
Egemenlerin hizmetindeki medyada ç›kan, grevi karalamaya dönük haber ve yorumlara bak›ld›¤›nda da, bunun böyle oldu¤u noktas›nda flüpheye yer kalm›yor zaten.
Egemenlerin sesi medya, “grevdeki iflçiler
astronomik maafl al›yor, grev baflar›s›z olunca sabotaja baflvuruyorlar” vb.
dezenformasyonlarla, bir kez daha “görevini” yerine getiriyor!
Görüfltü¤ümüz grevci iflçilerin neredeyse en fazla flikâyet ettikleri konu da medyan›n bu tutumu. Tabii bu “yak›nma” daha
çok da s›n›f bilinci olmayan iflçilerden gelmekte. Hem ziyaret etmek hem de süreçlerine dair bilgi almak için grevin 26. gününde görüfltü¤ümüz Telekom Pendik fiube
Müdürlü¤ü’ndeki grevci iflçiler: “Cem Y›lmaz’›n Telekom reklam›n› veriyorlar,
ancak ayn› Telekom’da grev yapan
bizleri ya hiç vermiyorlar ya da yalan
haber yap›yorlar” diyerek dile getiriyorlar tepkilerini.
Burada görüfltü¤ümüz ve Pendik Müdürlü¤ü’nde bafl temsilci olan Selamet
TELEKOM direnifli hala
“kapsama alan›nda”!
Ero¤lu bu genel tepkilerin yan› s›ra, ayr›ca
flunlar› söylüyor: “Bize zam vermemek için
her fleyi yapanlar, çal›flt›rd›klar› ‹ngiliz dan›flmanlara haftada 1500 Sterlin ödemekten
çekinmiyorlar.” Sektörün stratejik önemde
oldu¤una vurgu yapan Ero¤lu, böylesi
önemde bir sektörde yurtd›fl›ndan “dan›flmanlar” çal›flt›r›ld›¤›na dikkat çekiyor ve ekliyor: “Daha k›sa bir süre önce 4 CIA ajan›
a盤a ç›km›fl ve bunlar sözde s›n›r d›fl› edilmifl.” Bu iddiay› di¤er iflçiler de do¤ruluyor.
Di¤er bir grevci iflçi ise Haydar ‹güz. Hem
Ero¤lu hem de ‹güz, di¤er arkadafllar›n›n
ço¤unlu¤u gibi 22 y›ld›r bu sektörde çal›fl›yorlar.
‹güz de grevdeki ço¤u arkadafl› gibi, patronun esas amac›n›n kendilerini sendikas›z-
laflt›rmak oldu¤unu düflünüyor ve özellikle
de iflveren-polis iflbirli¤ine vurgu yap›yor ve
ekliyor: “Patronla emniyet güçleri birlikte
çal›fl›yorlar. Herkes ifl yasas›ndaki maddeleri kendine göre yorumluyor ve jandarmay›polisi üzerimize sald›rtarak, grev k›r›c›l›¤›
yap›yor. Yapmaya çal›flt›klar› bir baflka fley
de, personelin ço¤unu kapsam d›fl›na almak.
Böylece iflten ç›karmalar› kolaylaflt›rmak istiyorlar. Bizlerin iste¤i, ayn› ifli yapt›¤›m›z
‘kapsam d›fl›’ personelle ayn› ücreti almak.
Onlara % 50-60’lara varan zam yap›ld›. Yüksek maafl› alan medyan›n iddia etti¤i gibi biz
de¤il, ‘kapsam d›fl›’ personeldir.”
Pendik Telekom Müdürlü¤ü’nde
toplam 175 iflçi grevde. Grevdeki iflçiler,
dönüflümlü olarak, günde 8 saat nöbet tutu-
yorlar. Grevdeki iflçiler grevin gidiflat›n› genel olarak flu sözlerle dile getiriyorlar:
“Grevin gidiflat›n› olumlu de¤erlendiriyoruz ve sonuna kadar direnece¤iz.”
Kamuoyundan beklentileri ise, daha fazla
destek ve duyarl›l›k!
Grevde olan bir di¤er Telekom Müdürlü¤ü ise Küçükyal›’da. Buradaki iflçilerle
grevin 22. gününde yapt›¤›m›z görüflme günü yaflanan bir geliflme, ayn› zamanda kamuoyuna empoze edilmeye çal›fl›lan: “grev
hizmetleri etkilemiyor” iddias›n› da çürütür nitelikteydi. Çünkü kapatt›rmak istedi¤imiz bir telefonumuz vard› ve kapatma
ifllemi grevden dolay› gerçekleflemedi!
Hemen müdürlü¤ün önüne koyduklar›
masan›n etraf›nda nöbette olan grevci iflçi-
lerin yan›na giderek kendileriyle görüfltük.
Ve söze, az önce yaflanan (telefon kapatt›rma giriflimine dönük) prati¤in, iddialar›n aksine hizmeti aksatt›¤›na dair somut bir gösterge oldu¤unu söyleyerek bafllad›k.
Tabii hepsi çok memnun oldular! Havan›n so¤uk olmas› nedeniyle üflüyen iflçiler,
daha önce içerde beklediklerini, havalar›n
so¤umas›yla birlikte, flube müdürünün kendilerini kap›n›n önüne koydu¤unu söylüyorlar. Ancak bunun bir y›ld›rma çabas› oldu¤unun fark›ndalar.
Küçükyal› Müdürlü¤ü’nde 270 kiflinin
grevde oldu¤unu söylüyor iflçiler. Çal›flan
say›s› ise 19’mufl ve bunlar kapsam d›fl›
olanlar.
Bu arada “hangi gazeteden geldiniz?” diye soruyorlar. Çünkü onlar da bas›ndan baya¤› flikayetçi. “Buraya destek için
de¤il, köstek olmak için geliyorlar” diyor iflyeri bafl temsilcisi Ekrem Özdemir, burjuva-feodal bas›n ve televizyonlarda yap›lan
yalan yanl›fl haberleri kast ederek. Ard›ndan
ekliyor: “Bizi karalayacaklar›na, daha geçen
gün genel müdürün 40 milyon dolarl›k kablo çald›¤› ortaya ç›kt›, onu verseler ya.”
Buradaki grevci iflçiler de yap›lmak istenenin özde sendikay› kapatt›rmak, örgütsüzlü¤ü dayatmak oldu¤unu düflünüyorlar.
Ve bunun d›fl›nda esnek çal›flman›n dayat›lmaya çal›fl›ld›¤›n› söylüyorlar.
21 y›ll›k Telekom iflçisi Nalan fiahin ilk
kez böyle bir greve kat›lm›fl. Ama durumundan memnun oldu¤unu söylüyor. “Bir
an evvel anlaflma sa¤lans›n istiyoruz hepimiz” diyor. Birço¤u tek kifli çal›fl›yormufl
evde ve bunun için maddi-manevi kay›plar›n›n büyük oldu¤unu söylüyor. Umutsuz olmad›klar›n› flu sözlerle aktar›yor fiahin:
“Kazan›lacak bir mücadele var, sonuna kadar sürdürece¤iz. Ve bitti¤inde
hiçbir fleyin eskisi gibi olmayaca¤›n›n da bilincindeyiz.”
fiahin’in bu sözleri ayn› zamanda bu ilk
deneyimin onda yaratt›¤› bilinç s›çramas›n›n
da bir göstergesi niteli¤inde. Onlar da yanlar›ndan ayr›l›rken flu mesaj› iletmemizi söylüyorlar: “Daha fazla duyarl›l›k ve sahiplenifl
bekliyoruz. Ve halk›n gerçekleri bilmesini
istiyoruz.”
(Kartal)
‹nan›yoruz ki; biz kazanaca¤›z, baflaraca¤›z!
Telekom grevi ülke gündemini önemli oranda etkilemeye devam ederken tart›flmalar da giderek alevleniyor. Haber-‹fl Sendikas›n›n binlerce iflçi ile greve ç›kmas›, oldukça önemli bir geliflme.
Grev, iflçi s›n›f› üzerinde bir motivasyon sa¤larken, birçok yerde destek ziyaretleri örgütleniyor. Telekom gibi devlet cephesinden stratejik bir kurumda gerçeklefltirilen grevdeki geliflmeler, s›n›f hareketinin gelece¤ini de ilgilendiriyor. Grevin sürmesi ve genifl kesimlerle buluflmas› s›n›f hareketine yeni bir canl›l›k kazand›rabilir. Kazan›m› ve kayb› ile bu süreç s›n›f›n ç›karlar› aç›s›ndan
önemle üzerinde durulmay› hak ediyor. Biz de gazetemiz arac›l›¤› ile grevle ilgili geliflmeleri yans›tmak amac›yla Gayrettepe’de bulunan Telekom Genel Müdürlü¤ü’nde kurulan direnifl çad›r›n›
ziyaret ettik. Halay çekerken buldu¤umuz iflçilerin morali yüksekti. Burada grev gözcüsü Fedai Ayd›n ile bir söylefli gerçeklefltirdik ve gazetemizi direniflteki iflçilere ulaflt›rd›k.
- Renkli bas›n gerçekleri yans›tm›yor.
Çünkü sermaye ile çal›fl›yorlar. Ben 20 y›ld›r burada çal›fl›yorum. Bizim hiçbir arkadafl›m›z gazetelerin iddia etti¤i gibi kablo
kesmez. Kimse böyle bir fley yapmaz. Telekom, flebekelerdeki ar›zalar›n küçük bir
k›sm› yans›t›yor. Telekom’da 657’ye tabi
memurlar kald›. Yani müflterilerin Telekom’a baflvuru yapmas› sorunun çözülmesi
için yeterli de¤il. 24 gündür flebekeye her
gün daha fazla yük biniyor. Bir gün patlayacak. Bu sefer onu eski haline getirmek için
bizim kadar iflçi almas› gerekecek. Patron
zarar da etse örgütlülü¤ümüzü da¤›tmak istiyor. Ancak bofluna, da¤›lmayacak.
- Direniflinizin kaç›nc› günündesiniz?
‹flçilerin morali nas›l, grevle ilgili biraz
bilgi verir misiniz?
Fedai Ayd›n: Direniflin 24. günündeyiz.
Bir bayram havas› içinde grevimiz sürüyor.
Sizin de gördü¤ünüz gibi moralimiz bafllad›¤›m›z ilk günkü gibi yüksek. Mutluyuz, gülerek e¤lenerek direnifli sürdürüyoruz. Bizim
vermifl oldu¤umuz mücadele, direncimiz,
tamamen patrona ve yardakç›lar›na karfl›.
‹nan›yoruz ki, kazanaca¤›z. Baflaraca¤›z.
Emekçilerin sesi olduk. Bizim daha önce de
direnifllerimiz oldu, ancak ilk defa greve ç›k›yoruz.
Sendikam›z›n Türkiye genelinde 26.500
iflçisi flu anda grevde. Patronla anlaflamad›¤›m›z 24 madde var. Bunlar›n bafl›nda eflit
ifle eflit ücret, esnek çal›flma, ikramiyeler,
sendikal gücümüzü ortadan kald›rmaya dönük maddeler, iflçiler ifle girer girmez sendikal› olma hakk› geliyor. Bu konularda anlaflamad›k. ‹flçilerin kat›l›m› çok iyi,
%100’lük bir kat›l›m›m›z var. Bizlerin burada olmas›ndan rahats›zlar. “4 tane gözcü
olacak, baflka kimse olmayacak” dediler. O
zaman tafleronu içeri sokacak, girifl ç›k›fl
olacak. “Hay›r” dedik, “biz burada kalaca¤›z”. Direniflten sonra müdürlerin bize yönelik tutumlar› de¤iflti. Art›k daha yumuflak
konufluyorlar.
- Gazetelerde sendikan›z›n grevine
iliflkin pek çok haber ç›k›yor. Bunlar›n
birço¤unda sendikal› iflçilerin kablolar›
kesti¤i haberleri var. Siz bu iddialara ne
diyeceksiniz?
- Grevinize kamuoyunun deste¤i
nas›l? Özellefltirmelerle ilgili neler
düflünüyorsunuz?
- fiu ana kadar sol çevrelerden grevimize ziyaretler oldu. Dün Türk Tabipler Birli¤i geldi. Birazdan Barolardan gelecekler.
Üniversite ö¤rencileri sürekli geliyor. Kurumlar›n ziyareti bizi motive ediyor. Çünkü
biz onlar›n sesiyiz. 20 y›ld›r özellefltirmeye hay›r diyoruz. Buras› bizim dedik. Telekom vatand›r, vatan sat›lmaz dedik, yine
söylüyoruz. Telekom ülkenin can damar›d›r. Özellefltirmelere karfl› ç›kt›k. Sermayeye niye veriyorsun? ‹stedi¤i zaman keser.
Ancak Telekom iflçileri olarak, Telekom’un
sat›fl›n› engelleyemedik. Telekom sat›ld›ktan sonra bafl›m›za ifli bilmeyen insanlar getirildi.
- Telekom patronu grevi k›rmak için
tafleronlar› devreye sokuyor. Grevdeki
iflçiler de buna engel olmaya çal›fl›yor.
Siz bu durumu nas›l yorumluyorsunuz?
- Örne¤in; Dün Gayrettepe Telekom
Müdürlü¤ü’nde 100’lük kablo koptu. Ba¤layacak iflçiler de grevde. Müdür bir memurla beraber kabloyu ba¤lamaya gidiyor, biz
de müdahale ettik. “Ba¤layamazs›n” dedik.
Bize müflteri memnuniyetinden bahsediyoruz dedi, biz de ekme¤imizin derdindeyiz
dedik. Sen de grevimizi k›r›yorsun. Birçok yerde Bebek’te, Ümraniye’de polisi kullanarak ar›zalar› tamir ediyorlar, grev k›r›c›l›¤›n› taflerona yapt›r›yorlar. Ancak buna izin vermeyece¤iz.
Suçüstü yakalad›k birçok yerde.
Tüm bunlara karfl› birli¤imizi koruyoruz. Ben flunu söylüyorum; bizim
bilinçlenmemiz laz›m.
Sendikal mücadelenin
yan›nda siyasi mücadele de vermemiz laz›m.
Telekom çal›flan›
açl›k grevine
bafllad›
Mersin’in Mut ilçesinde bir Türk Telekom çal›flan›, açl›k grevine bafllad›.
Türk Telekom’da, Türkiye Haber-‹fl
Sendikas›’na üye çal›flanlar›n bafllatt›¤›
grev sürerken, Mut Telekom Müdürlü¤ü’nde görevli Ferhan K›l›ç,
açl›k grevi bafllatt›. K›l›ç, “Çal›flanlar›n taleplerinin kabul
edilmemesi halinde
ileriki
günlerde
çocuklar›m› da
buraya getirece¤im, açl›k grevine onlarla birlikte
devam
edece¤im” dedi.
Patronla çal›flanlar aras›nda
ortam›n iyice gerildi¤ini
ifade
eden K›l›ç, “Anlaflmazl›k, düflmanl›k,
kin ve nefrete dönüfltü” diye konufltu. K›l›ç,
iflverenle çal›flanlar aras›nda anlaflma sa¤lan›ncaya kadar
açl›k grevini sürdürece¤ini sözlerine ekledi.
(Mersin)
İşçi-köylü 11
16-29 Kasım 2007
Kavga okulu
Mücadeleyi yaflfla
am yolu eyleyenlerin yürüyüflflü
üdür onlar!
Halk›m›z›n ifade etti¤i gibi sonu güz
ay›ndayd›k. Kas›m sonlar›na gelmifl ve karak›fla dayanm›flt›k. Havada kar telafl› vard›.
Eylül sonunda bafllayan yaprak dökümü Kas›m sonlar›na kadar uzam›flt›. Bu durum bir
yan›yla gerilla için avantajd›. Henüz tamamlanmam›fl, eksik kalan k›fl üslerinin haz›rl›klar›na tan›nm›fl bir f›rsatt›r.
Di¤er yandan da yapra¤›n dökülmesini
operasyonel faaliyeti için f›rsat bilen düflman güçlerinin yo¤un hareketlili¤i vard›.
Karadeniz’de askeri iklim de¤ifliyordu. ‹lk
olarak A¤ustos 97’de Erzincan’dan getirilen
3. Orduyla Amasya’dan bafllay›p, Tokat, Sivas’tan ç›kan kapsaml› operasyonlar yap›ld›.
Bölgedeki bütün gerilla güçleri bunu da bofla ç›karm›flt›. Çareyi T. Kürdistan›’ndaki savaflta “deneyim” elde etmifl taburlar› bölgeye aktarmak ve yerlefltirmekte arad› devlet.
‹lk defa bölgede skorsky helikopterleri yer
almaya bafllam›flt›. K›fl öncesi yo¤un operasyonlar yaparak, gerillay› üslerine girmeden
yakalamak, temas kurmak ve kay›p verdirmek istiyordu düflman.
23 Kas›m tarihinde, sabah›n ilk ›fl›klar›yla düflman›n yo¤un hareketlili¤i telsize yans›m›flt›. Böylesi durumda gerillan›n yapaca¤›
ilk ifl, düflman›n yöneliminin yönünü, yerini
ö¤renmek, kendisine olan yak›nl›¤›n›-uzakl›¤›n› tespit etmek ve ona göre hareketine
yön vermektir. Devriye gruplar›, gözetmecilerden gelen bilgilerle olas› bir operasyonel yönelimin içinde olmad›¤›m›z netleflmiflti. Fakat telsizde geçen konuflmalar, süren
bir operasyonu yans›tmaya devam ediyordu. Her ne kadar bize dönük olmasa da ana
birli¤imize yönelik bir operasyon da olabilirdi. Bu yüzden yüre¤imiz korlaflm›fl atefl gibiydi. Derken saat 08.00 civar› telsizden geçen “temas sa¤land›,... koordinatlar›nday›z.”
Bir anda dizlerimizin ba¤lar› çözüldü adeta.
Çünkü verilen koordinat Ese Yaylas›
(Çerkez Yurdu) denilen alan› gösteriyordu.
Yoldafllar o bölgedeydi.
Bir süre sonra telsizden geçen “befl tanesi ....” bilgisiyle zaman durmufl, birbirini
kovalayan sorular, düflünceler, duygular
donmufltu.
Helikopterin sürekli olarak ayn› noktaya inip kalkmas› ve konuflmalardan anlafl›ld›¤› kadar›yla kendi ölü ve yaral›lar›n› tafl›yorlard›. Ö¤leye do¤ru konuflmalar bitti. Bizler
için bilinmezlikler devam ediyordu. ‹lerleyen saatlerde radyodan geçen haberle befl
yoldafl›m›z›n flehit düfltü¤ü netleflmiflti. Kabullenmek zordu. Yüreklerimizin ac›s› büyüktü. Saatlerce süren beklenti yerini bambaflka duygulara b›rakm›flt›. Henüz bir ay olmufltu ve daha ac›s› dinmemiflti Özgür Kemal Karabulut yoldafl›n. Arkas›ndan befl
yoldafl› yitirmifl olmak, daha da büyüttü ac›lar›m›z›. Ac›y›, üzüntüyü, dövmeliydik öfkemizin örsünde. Zaman bunu gerektiriyordu. S›k›l› yumruklar›m›zla, kavga fliarlar›m›zla ve bilenmifl coflkumuzla bakmal›yd›k yar›nlara ve yön vermeliydik namlulara. Bu
duygularla karfl›lad›k flehitlerimizi. Yoldafllarla ba¤lant› kurmak ve haber almak için
telsizle ça¤r›lar yapt›k. Telsiz ça¤r›lar›m›za
yan›t alamad›k. Bir gün sonra flehitlerimizin
isimlerini ö¤rendik. Mehmet Demirda¤
(Bar›fl) yoldafl›n ismini duymak, tüm yoldafllar aç›s›ndan tarifsiz bir and›. Ümit
Dinler’imiz, Ümit Ça¤layan San’›m›z,
Dilek Konuk’umuz ve Duran Salman’›m›z yüreklerimize sönmeyen bir atefl
oldular. Umulmad›k bir zamanda, beklenmedik bir ölüm haberiydi bu. Mehmet yol-
dafl›n Parti Genel Sekreteri oldu¤unu ö¤renen yoldafllar›n duygular› daha da karmafl›kt›. Sars›lacakt›k elbette. Partinin mimar›n›,
ustas›n›, iflçisini flehit vermifltik. Kabullenmek zor olsa da yürümeye devam etmeliydik. S›k›l› yumruklar›m›zla, dimdik bafllar›m›zla bir kez daha yemin ettik, gidenlerimizle gelece¤in bitimsiz kavgas›na.
Savafl yolunda ilerledikçe, yükümüzün
a¤›rlaflaca¤›n›n bilincindeydik. Birikerek, büyüyerek ilerlemenin de böyle mümkün olaca¤›n› biliyorduk. Yükümüz a¤›rlaflsa da, tafl›yanlar da geliflir, güçlenirdi. Yaflam›n döngüsü böyle yol al›yordu. K›z›l bayra¤›n, onlar›n, yüzlerin, binlerin adlar› üzerine yükselece¤imiz tarihin sayfalar›nda tan›kl›k etmifltik. Ve tarih böyle yaz›lacakt›.
Sonradan bilgilendi¤imizde 23 Kas›m
günü, düflman binlerce gücüyle alan operasyonu gerçeklefltiriyor. Ana birli¤imiz de bu
alan operasyonu içinde kal›yor. Say›m›z›n
çoklu¤u, yeni ve hasta yoldafllar›m›z›n olmas›, Bar›fl yoldafl›n korunmas› gibi bir dizi nedenle çat›flma ortam›n›n oluflmamas› için
yo¤un çabalar gösterilmifl olsa da, operasyon gücünün bir kolu yoldafllar›m›z›n mev-
zilerine kadar sokulunca, kaç›n›lmaz olmufltur. ‹lk darbeyi vuran gerilla grubumuz, düflman›n bu grubuna onlarca kay›p verdirmifltir. Apar topar ölü ve yaral›lar› helikopterlerle kaç›rmalar› sonradan yap›lacak manipülasyon için bir manevrad›r. Düflman›n say›sal olarak çoklu¤u ve atefl gücüyle ilk temas sonras› yoldafllar flehit düflüyor. fiehit
düflen yoldafllar›n al›nmas› çabalar›na ra¤men, düflman özellikle bunu önemseyerek
sald›r›lar›n› boyutland›r›nca yoldafllar al›nam›yor. fiehit düfltükleri kesinlik kazan›yor
ve gerilla birli¤imiz operasyon çemberinin
d›fl›na ç›kar›l›yor. Çat›flmadan Leyla Karatafl yoldafl ise yaral› olarak ç›kart›l›yor.
Mehmet Demirda¤ (Bar›fl)
1970 Dersim do¤umlu olan önderimiz
Mehmet yoldafl› anlatabilmek bizlere düflse
de bir yan›yla da kolay de¤il. Üniversite y›llar›nda, flehitlerimizden abisi Ali Demirda¤
vesilesiyle Parti ile tan›fl›yor. TMLGB saflar›nda aktif bir flekilde yer al›yor. Araflt›rmac› yap›s›, pratik kavray›fl›, ö¤renme çabas› ve
durmak bilmeyen aray›fl› h›zl› bir geliflme
gösterebilmesine temel olmufltur. 1 May›s
Harbiye direniflinde yer alm›fl ve gözalt›na
al›narak bir süre tutuklu kalm›flt›r. Daha
sonra ise TMLGB önderli¤inde yer alm›flt›r.
Darbe ve arkas›ndan gelen bölgesel süreç-
lerde etkin bir rol oynayarak darbecili¤e,
tasfiyecili¤e karfl› toparlay›c› bir durufl sergilemifl ve Partinin merkezileflmesi yöneliminde önemli görevler üstlenmifltir. 6.
Konferansla birlikte “Partimizin ilkeleri
üzerinde aya¤a dikilmesi ve s›n›f mücadelesinde gere¤ince mevzilendirilmesi” yönelimine ideolojik, politik ve örgütsel hayat kazand›rm›flt›r. Parti iradesinin seçimi ile getirildi¤i Parti Genel Sekreterli¤i görevini lay›k›yla yapm›fl ve yapma çabas›ndan taviz vermemifltir. Mehmet Demirda¤ yoldafl kendisini Partiyle somutlam›fl bir durufltur. Düflüncenin ve eylemin birlikteli¤i, prati¤i onda daha berrakt›r. Düflünceye hayat verirdi. Düflünceyi eylemsellefltiren, cisimlefltirendi. Örgütsel seferber oluflu her ad›mda somutlamay› önemserdi. Bir politika belirlenmiflse, yönelime temel olma özelli¤i ile
kavranm›flsa, azami çabayla harekete geçip,
onun ad›mlar› için ›srar edilmesi gerekti¤ini
ve her Parti kadrosunun, üyesinin, sempatizan›n›n bu sürecin bir öznesi oldu¤u bilinciyle, bütünlüklü bir örgüt yöneliminin oluflturulmas› her zamanki hedefi ve ölçüsü olmufltur.
Mehmet yoldafl örgütlü olman›n,
örgütçü olman›n ve dava insan› olman›n ad›yd›. Her türden ilkesizlikle, disiplinsizlikle, bafl›bozuklukla, örgüt ruhuna ayk›r›
olan davran›fllarla olan kavgas› ve tak›nd›¤›
tutumlar en sade yans›mad›r. Dava insan›
olmak; her aç›dan mücadelenin içinde olmak, tüm benli¤iyle kavgaya sar›lmak, Parti
ö¤retileri neyi gerektiriyorsa onu kuflanmak ve pratik ad›mlar›n› yaratman›n çabas›
ve ›srar›nda olmak, görev ve sorumluluk bilinciyle sürece hükmeden olmak, her fleyden önemlisi birey olmaktan ç›k›fl›n, ayr›flman›n ad›mlar› için sürekli olarak kolektif
iradeyle iç içe geçerek yürüyebilmek ve
Parti havas›yla soluyabilmektir yaflam›.
Mehmet yoldafl hedefine kilitlenmifl, menzili net ve uzun, ufku genifl bir önderlik niteli¤iydi. Dava insan› olman›n yaflanan ruhuydu. Bunu en somut yan›, gerilla alan›na geliflinde kald›¤› süre içinde do¤al olarak verdi¤i güven duygusudur. Coflkusunu, kararl›l›¤›n›, cüretkarl›¤›n› ve en önemlisi yapma iste¤indeki ›srarc›l›¤›n› gerillaya tafl›yarak,
canl›l›k, heyecan ve zenginlik yaratmas›d›r.
Mehmet yoldaflla sohbetlerde, diyaloglarda
her zaman için Partiyi solurduk. Çünkü
yaflam›n her yan›nda Partiyi, Partinin
ruhunu yaflat›rd›. ‹flte buydu bizleri duraks›z yürütecek olan da.
Pusula
Teoride berrak, ideolojide net,
pratikte atak militanlar olal›m!
Yak›n tarihimizde Proletarya Partisi’nin
kolektif iradesinin, içinde geçilen sürecin
zorluklar› ve bu zorluklar›n nas›l afl›laca¤›na
dair ortaya genel bir bak›fl aç›s› sundu¤unu
biliyoruz. Bildi¤imiz di¤er bir olguysa, somuta vak›f olma konusunda problemlerin oldu¤u, dolay›s›yla somutu analiz etme ve al›nan
kararlar› yarat›c› bir tarzda uygulamak için
inceleme-araflt›rma-sorgulama görevi yaln›z
önderli¤in de¤il, tüm alan önderliklerinin,
tüm militanlar›n görevi oldu¤una dair yap›lan vurguydu. Asl›nda tüm bunlar devrimci
militan olman›n gerekleridir. Böyle bir yönelim içinde olmayan militan›n, militanl›¤› tart›fl›l›r. Çünkü; devrimcilik soru
sorma eylemidir; her türlü zihinsel tembelli¤i yads›r. Ne yaz›k ki, devrimci hareket bu
yönlü ciddi problemlerle karfl› karfl›yad›r.
Bu da varolan sürecin sorunlar›n› anlama,
al›nan kararlar› yarat›c› bir tarzda uygulama
pratiklerini olumsuz yönde etkilemektedir.
Bu olumsuz prati¤i tersine çevirmek için,
tam da partinin en üst iradesinin de döne
döne alt›n› çizdi¤i kolektif akl›n kullan›lmas›n›n önemi ve zorunlulu¤u tart›fl›lmaz bir
gerçektir. Çünkü; s›n›f mücadelesinde geliflmelerin ana yönünü, muhtemel sonuçlar›n›
tespit etmek tek bafl›na bir anlam ifade etmez. Daha da önemlisi bu geliflmelere uygun olarak örgütsel, pratik önlemler almak,
geliflmelere denk düflecek taktik politikalar
belirleyerek mücadele araçlar› saptamakt›r.
Tüm bu görevleri tek bir komiteye havale
etmek, her fleyi oradan beklemek bugüne
kadar somut duruma dair yap›lan de¤erlendirmelerde hiçbir fley anlamamakt›r. Sorunlar›m›z›n a¤›rl›¤› ve kapsaml› oluflu meselenin bir yan›n› oluflturuyor. Meselenin di¤er
Ümit Dinler (Ünal)
1974 Dersim Ovac›k ilçesi, Yeflilyaz›
köyünde do¤du. Çocuk yafllar›nda Parti ile
tan›flan yoldafllardand›. Henüz 17 yafl›ndayken Artvin’de gerillaya kuryelik görevi yapt›¤› için tutuklanm›flt›. K›sa bir tutuklulu¤un
sonras› Partinin gerilla ça¤r›s›na tereddütsüz yan›t vererek saflarda yerini alm›flt›. Art›k Dersim’de bir gerillayd› Zinnar yoldafl.
Askeri duyarl›l›¤› geliflmeye aç›k yönleri ve
çabas›yla, cesur, gözüpek ve atak bir savaflç›yd› art›k. Darbe sürecinde yaflad›¤› gerilemenin ard›ndan 6. Konferans sonras› partinin yönelimiyle birlikte kendini toparlayarak 96 Kas›m’›nda Karadeniz’de gerillaya
kat›ld›. Art›k Karadeniz’in Ünal’›yd›. Darbe
ve bölgesel sürecin yaratt›¤› tahribat›n ve
y›k›m›n bilincinde olan Ünal yoldafl 96-97
k›fl üsleniminde verilen ideolojik-politik-örgütsel e¤itime olumlu bir kat›l›mda bulunarak, yönelimin bir öznesi olmay› bilmifltir.
‹deolojik ar›nma olmaks›z›n, yanl›fl flekilleniflten kurtulunamayaca¤›n›, yenilenip güçlenilmeyece¤ini h›zla kavranm›flt›. Özellikle
askeri olarak inisiyatifli, pratik kavray›fll›,
an›n gerektirdi¤i davran›fl› ortaya koyabilen
esnek yap›s›yla h›zl› bir geliflme gösteriyordu. 23 Kas›m günü hasta olmas›na ve bedeninin bitkin düflmesine ra¤men sergiledi¤i
tav›rlarla hepimizi onurland›rm›fl ve k›vanc›m›z› büyütmüfltür. S›n›f kinini en iyi flekilde
ortaya koymufltur.
Ümit Ça¤layan San (Y›lmaz)
Sivas’›n fiark›flla ilçesi, Emlak Höyük
köyü do¤umludur. Yaflam flartlar›n›n zorlu¤u, yoksullu¤un a¤›r yükü, göç yollar›nda ‹stanbul’un emekçi semtlerine tafl›m›flt› Ümit
yoldafl› ve ailesini. ‹flçi kökenliydi. ‹lk olarak
TMLGB saflar›nda örgütlendi. Tutukland›
ve 96 Ölüm Orucu ve SAG eylemlerine kat›larak mücadelenin hapishaneler cephesinde yer ald›. Tahliye olmas›n›n ard›ndan hiç
vakit geçirmeksizin hem de bir dizi sa¤l›k
sorunlar›na ra¤men gerilla alan›na geldi. Art›k Karadeniz’in Y›lmaz’›yd›.
Bir iflçi olarak yaflam›n içinde ö¤renmiflti kaç›n›lmaz gerçekleri. Partinin ça¤r›s›yla mücadelenin atefli olmal›yd› her Partizan. ‹flçinin, köylünün atefl gücü yarat›lmal›yd›. Böyle düflledi, böyle bakt› kavgaya Y›lmaz yoldafl. Saflardaki yerine bu bilinçle sar›ld›.
Emek vermenin, üretmenin, çal›flman›n, al›nterinin izleri vard›, ellerinde gözlerinde. Bir iflçinin emekçinin çal›flkanl›¤›yla,
önemli yan› ise; ne istedi¤ini ve ne yapt›¤›n›
bilen bir militan tipi yaratmakt›r.
Her fleyden önce zorluklar karfl›s›nda bunalan, ideolojik, siyasal, pratik
ve örgütsel görevlerini yerine getirmede tutuk olan bir düflünüfl ve yürüyüfl temposuyla devrimin öznesi olunmaz. Bu yürüyüfl temposunun de¤iflimi, teorik birikimi, ideolojik derinli¤i, örgütsel deneyi ve tüm bunlara uygun ›srarl› bir prati¤i
flart koflar. Ve her alanda savaflmay›, bedel
ödemeyi yap›lmas› gereken do¤al bir görev
olarak sayar. Bu pratik durufltan yoksunuzak her davran›fl biçimi beraberinde yozlaflmay›, çürümeyi getirir. T›pk› Ostrovski’nin saptamas›ndaki gibi; “E¤er atefli körüklemezseniz, duman içinde bo¤ulur
ve çöplü¤e gömülürsünüz.”
S›n›f mücadelesinde zorluklara teslim
olmayan devrimci militanl›k da, t›pk› k›z›l
alevler saçan bir atefle benzer. Çal›flt›¤› her
yerde çevresine ›fl›k saç›p ortam› ayd›nlat›r.
Ve devrimci çal›flma da karanl›klara ›fl›k olmak, sürekli inceleyip araflt›rmakt›r. Sorunlar› çözmede, s›n›f mücadelesinin kendisine
yükledi¤i stratejik ve güncel görevleri yerine getirmede her türlü özveride bulunmak-
ç›kars›zl›¤›yla, içtenli¤iyle ve mütevazili¤iyle
gerillayd›. Bir iflçinin elleriyle konuflmal›yd›
silahlar. S›n›f tavr›n›n ruhuyla mücadeleye
zenginlik kat›lmal›yd›. Y›lmaz yoldafl, bu
özellikleriyle gönüllerimizdeki yerini alm›flt›. Partiye göre flekillenen, ald›¤› görevleri büyük bir sorumluluk duygusu
ve bilinciyle yapan ve her ad›m›n›
özenle sahiplenebilen bir yoldaflt›.
Partiye ba¤l›l›¤›n yaflayan ruhuydu Ümit
Ça¤layan yoldafl›m›z.
Dilek Konuk (Meral)
1980 Tokat Merkez, Dive (Günevi) köyü do¤umlu. Devrimcilere yabanc› olmayan
bir köyde do¤mufltu. Tarifl davas›nda idam
edilen Seyit Konuk köylüsü ve uzak da olsa
akrabas›yd›. Lisedeyken tan›flt›¤› parti çevresiyle, da¤larda gerilla olman›n tohumunu
atm›flt› yüre¤ine. Yüre¤iyle, heyecan›, coflkusuyla tutunmal›yd› da¤lara. 17’sinde ama
kocaman yüre¤iyle A¤ustos 97’de gerilla
saflar›nda yer alm›flt›. Gerilla saflar›nda elinde silah›yla gelece¤ini yaratma mücadelesi
veren bir kad›n olman›n onurunu tafl›yor,
hazz›n› yafl›yordu. Yaflam doluydu, özveriliydi, yoldafllar›na, Partiye büyük bir tutkuyla ve sevgiyle ba¤l›yd›. Kendini zaman›n seyri içinde bofl b›rakmazd›. Güne, günün görevlerine koflard›. K›sa süren gerilla yaflam›nda umutlar›n›n büyüklü¤üne ve gerçekleflebilmesine olan inanc›yla kendisini var
etmiflti.
Duran Salman (Orhan)
1977 Tokat, Almus ilçesi, Dadukta
(Çambulak) köyü do¤umlu. Gerillayla 15
yafllar›nda tan›flm›flt›. Çoban olmas› ve yaylada kalmas› gerillayla daha s›k görüflmesine
imkan sa¤l›yordu. 15 yafl›nda olsa da davran›fllar› iliflkileri yafl›n›n üzerindeydi. Gerillaya olan tutkusu o y›llarda bafllam›flt›. Yafl›ndan daha olgun bir konuflma diline ve davran›fllara sahipti. Gerillaya kat›ld›¤›nda bu
özellikleriyle sempati topluyor, seviliyordu.
1997 A¤ustos’unda gerillayla görüfltü¤ünde
elindeki askerlik pusulas›n› y›rtarak, hiç tereddüt etmeden gerillaya kat›ld›.
Silah s›k›nt›s› olmas› kaynakl› bir süre
elinde nacak (baltan›n küçü¤ü) ile dolaflt›.
Bu durumdan rahats›z olmad›¤› gibi Tohum
roman›nda ‹brahim yoldafl›n dönemlerini
örnek verirdi. Savafl›n içinde bunlar›n afl›laca¤›n›, ellerimizin de silahlanaca¤›n› biliyordu. Önemli olan›n inanc›n, kararl›l›¤›n ve savaflma azminin daim oluflu oldu¤unu biliyordu. Do¤ru kulland›ktan sonra her arac›n
iyi bir silah oldu¤u düflüncesinin bilinciyle
yürüyordu.
Partiye, yoldafllar›na güveniyordu. Ba¤l›l›¤›n› çok iyi biçimde ifade ediyordu. Kendi tabiriyle “topra¤› sürüp alt üst etmezsen
havaland›rmazsan, ekti¤inin kökündeki zararl› otlar› almaz, suyu vermezsen, ürün
alamazs›n. ‹flte Parti de bizler için böyledir.
Suyumuz, nefesimiz yani”. Duran yoldafl da
di¤er yoldafllar gibi 23 Kas›m 97’de Ese
Yaylas›nda flehit düfltü. TKP/ML sempatizan›, T‹KKO savaflç›s› olarak tarihimizdeki
yerini ald›. Her fleye ra¤men durufluyla, kararl›l›¤›yla örnek bir yoldaflt›.
Ese yaylas› flehitleri, 5 k›z›l karanfilimiz
olarak yüreklerimizde yafl›yor, yaflayacakt›r.
Onlar, Parti bilincini, Partinin ö¤retileri
do¤rultusunda pratiklefltirmek oldu¤unu
kavram›fl ve yaflamlar›yla somutlam›fl yüreklerdir.
Bir yoldafl›
t›r. fiu aç›k ki; üretkenlik, dinamiklik, atakl›k
karanl›klara ›fl›k ve sorunlar› çözmede anahtar rolü oynamakla efl anlaml›d›r.
Devrimci dinami¤ini yitiren, sorunlar›n
peflinden sürüklenen, soru sormaktan, sorgulamaktan yoksun olan herkes atefli körüklemekten aciz ve dumanlar aras›nda bo¤ulmaya mahkumdur. Yaln›z kendisi bo¤ulmaz, ayn› zamanda çevresini de duman alt›nda b›rakarak onlara da zarar verir. Çünkü; ›fl›¤› olmayan ayd›nlatamaz. Ö¤renme
çabas› olmayan ö¤retemez. Sorunlar› çözmek için kafa yormayan, onlar›n alt›nda kalarak ezilmekten kendini kurtaramaz.
Bütün bunlar›n böyle oldu¤unu anlamak
için, derin bir araflt›rmaya da gerek yok.
Do¤ru bir temelden önce sorgulamay› kendimizden bafllatarak, birlikte çal›flt›¤›m›z tüm
faaliyetçilerin pratik süreçlerini sorgulayarak gerçek sonuçlara ulaflabiliriz. Bu sonuçlar esas olarak sürece yan›t olacak sonuçlar
de¤ildir. Dolay›s›yla bunu mutlaka de¤ifltirmeliyiz-de¤ifltirmek zorunday›z.
Bunun için bir irade gerekir. Sözünü etti¤imiz özgür iradedir. Engels yoldafl; “Özgür irade, konuyu bilerek karar verme gücünden baflka bir fley de¤ildir” demektedir.
Kavgada
ölümsüzleflenler...
R›za Akdemir: 1979’da Erzincan’da faflistler
taraf›ndan pusuya düflürülen Hüseyin ve R›za Akdemir kardefllerden Hüseyin Akdemir bu sald›r›da flehit düflerken, yaralanarak hastaneye kald›r›lan R›za
Akdemir ise 17 Kas›m 1976’da yaflam›n› yitirir.
Zülfikar Uralçin: 1956 do¤umlu Zülfikar
Uralçin Gençlik Örgütü’nün önderlerinden biri olarak Trakya bölgesinde faaliyet yürütür, 19 Kas›m
1977 y›l›nda ‹stanbul Halkal›’da sivil faflistlerce katledilir. Uralçin, Parti 1. Konferans›’nda Onur Üyeli¤i ile taçland›r›l›r.
Mehmet Zeki fierit: Çerkez milliyetine mensup Mehmet Zeki fierit devrimci düflüncelerle ö¤rencilik y›llar›nda tan›flt›. 12 Mart faflist darbesinin
bask›s›n›n yo¤un oldu¤u dönemlerde düflman eline
düfltü. Müebbet hapis cezas›na mahkum edildi. 1977
y›l›n›n Mart ay›nda Ankara Ulucanlar Hapishanesi’nden firar etti.
Hapishaneden ç›kmas›n›n üzerinden fazla zaman geçmemiflti ki 24 Ekim gecesi ‹stanbul’da kald›¤› ev düflman güçlerince sar›ld›. “teslim ol” ça¤r›lar›na silah›yla karfl›l›k veren fierit, yaral› olarak tutsak düfltü. Kald›r›ld›¤› hastanede bir ay sürekli iflkence gördü. Mehmet Zeki fierit’ten istediklerini
alamayaca¤›n› anlayan devlet, O’nu 24 Kas›m
1977’de iflkencede katletti. M. Zeki fierit flehit düfltü¤ünde Proletarya Partisi üyesi ve Halk Ordusu’nun savaflç›s›yd›.
‹sa Demirbafl: 1955 Samsun do¤umlu olan ‹sa
Demirbafl yaflam›n› devrime adayan flehitlerimizden
biridir. ‹sa Demirbafl Mehmet Zeki fierit’in ölüm y›ldönümünde yap›lacak eylemler için Samsun’a giden
Demirbafl, polisin tuza¤›na düfler. Polisin açt›¤› atefl
sonucu yaralanan ‹sa Demirbafl, karakola götürülür
ve iflkence sonucu katledilir.
Mustafa Sar›tafl-fienol Yol: M.Zeki fierit’in
ölüm y›ldönümü nedeniyle yap›lacak anma eylemleri çerçevesinde Ankara’da haz›rlad›klar› bombal›
pankart›n dalg›nl›k sonucu patlamas›yla Mustafa Sar›tafl ve fienol Yol yaralan›rlar. Patlama sesini duyarak olay yerine gelen bekçinin açt›¤› atefl sonucu 24
Kas›m 1979’da flehit düfltüler.
H›d›r Utan: 15 A¤ustos 1956 y›l›nda Dersim’de do¤an Utan, Proletarya Partisi ile genç yaflta
tan›flt›. 1977 y›l›nda tutuklanarak hapishaneye girdi.
Ç›kt›ktan sonra da faaliyetlerine devam eden Utan
1978 y›l›nda çeflitli nedenlerle yurtd›fl›na ç›kmak zorunda kald›. 18 Kas›m 1983 tarihinde geçirdi¤i
trafik kazas›nda yaflam›n› yitirdi.
Üçüncü Konferans Delegeleri: 1986 y›l›
Kas›m ay› sonlar›nda 3. Konferans›’n› yapacak olan
Proletarya Partisi militanlar› haz›rl›klar›n› bafllatmak
için Dersim’e gider. Partizanlar›n bölgede dolaflt›¤›n›n haberini alan devlet güçleri, bölgeye askeri y›¤›nak yaparak operasyona geçer. Gerilla mevzisini
dört bir yandan bomba ve atefl çemberine al›r. Saatlerce süren çat›flmada Hüseyin Tosun, R›za
Sökmen, Zeki Uygun, ‹brahim Polat, Ünal Küçükbayrak, A. R›za Boyo¤lu, M. Kemal Y›lmaz
ve savaflç›lar Kamile Öztürk ve ‹smail Do¤an flehit düflerler.
19 Kas›m 1990: 19 Kas›m 1990 tarihinde
Dersim’de TC güçleriyle T‹KKO gerillalar› aras›nda
ç›kan çat›flmada Hasan Alt›ntafl, Perihan Çolak,
Fazl› Kaya ve Süleyman Kor flehit düfltü.
Bugünkü durumu ve tabloyu kavrayacak kadar bilinçli bir iradeye sahip olmayan militan›n, bu sürece yan›t olma niteliklerine sahip
olmad›¤›n› net olarak ortaya koymal›y›z.
Çünkü; bilinçli davran›fl, bilinçli irade hakl›l›¤›na ve meflrulu¤una duyulan sonsuz güvendir. Kitlelerin tarihi yarat›c›l›¤›na ve tarihin
en ileri en devrimci s›n›f› olan proletaryan›n
kaç›n›lmaz zaferine inançt›r. Zafer için, hakl› ve meflru olman›n yetmedi¤i, bunun için
ortaya kolektif bir irade ve bu iradenin yön
verdi¤i öncü bir partinin yarat›lmas›n›n bir
zorunluluk oldu¤unu asla ak›ldan ç›karmamal›d›r. Bilinçli irade, tarihi de¤ifltirme iddias› tafl›mak ezilenlerin ac›lar›na ortak, kavgalar›na siperdafl olmakt›r. Ezilenlerin 盤l›¤›na yüre¤ini, öfkesine öfkesini katmayan militan›n ve örgütlülü¤ün irade gücü, ezilenlerin inleyiflleri karfl›s›ndaki duruflu elefltiriyi
hak ediyor.
Burada sorun nicel güçten çok, tafl›nan
bilinç ve sahip olunan iradedeki zay›fl›kt›r.
Örne¤in; baflta Kürt ulusu olmak üzere di¤er az›nl›klara karfl› giderek artan ›rkç› sald›r›lara karfl› ortak pratik tutum gelifltirmek
için ne kadar çaba sarf ediyoruz? D›fl›m›zdan
geliflen protesto eylemlerine ne kadar kat›-
labiliyoruz? Bu tür pratiklerin, s›n›f duyarl›l›klar›m›z ve “halk›n inleyiflleri” karfl›s›nda
tafl›d›¤›m›z tutumu test eder nitelikte oldu¤u aç›kt›r. Bu yönlü ortaya konulacak her
olumlu çaba “atefli körükleme” ifllevi görür.
“Atefli körüklemek” teori ile prati¤in uyumunu yakalamakt›r. Teori ile prati¤in uyumlu oldu¤u yerde; tart›flma, sorgulama, somutu yakalama vb. tüm çabalar, anlam kazan›r
ve s›n›f mücadelesinin geliflmesine hizmet
eder. Ve bugün bu temelde ileriye at›lacak
her ad›m karamsarl›¤a umut, çaresizli¤e çare olma ifllevini görür. Çünkü; zay›flayan kazanma bilinci, beraberinde devrimci heyecan› ve coflkuyu da zay›flat›r. Di¤er bir anlat›mla; birçok bireyi sar›p sarmalayan umutsuzluk ve karamsarl›k rüzgar› yüreklerindeki atefli de köreltmifltir. Adeta beyinlerini ve
yüreklerini duman kaplam›flt›r. Bu durumu
kabullenmek, bu durumla bar›fl›k yaflamak
karanl›klara ›fl›k tafl›y›c›lar›n ifli olamaz. Çünkü; karanl›klara ›fl›k tafl›yanlar, kitlelere duyduklar› sonsuz güvenden dolay› yenilgilere,
baflar›s›zl›klara teslim olmazlar. Tam tersine
yenilgilerinden ve baflar›s›zl›klar›ndan dersler ç›kararak ileriye do¤ru güvenle yürüme
cesaretini gösterirler.
İşçi-köylü 12
Göğün yarısı
16-29 Kasım 2007
25 Kas›m: Kelebekler zaman›, Viva las maipassona *
Kelebeklerin ömrü az olsa da bir evrimleflmeyi anlat›r. T›pk› Mirabel kardefller gibi. Onlar ailelerinin çiftli¤inde zenginlik içinde yaflamay› reddederek, ülkenin sorunlar› için baflkald›ran birer kelebek
oldular. Mirabel kardefllerin öldürülmesinin üzerinden tam 47 y›l geçti. Bugün hâlâ kad›nlar öldürülüyor. Hayat›n her alan›nda kad›na yönelik fliddet de devam ediyor. Ve biz kad›nlar, devlet fliddetine,
aile içi fliddete, namus ad› alt›nda ifllenen cinayetlere, tacize, tecavüze, cinsiyetçili¤e, eme¤imizin sömürülmesine k›sacas› kad›na yönelik fiziksel, cinsel, s›n›fsal, ulusal fliddete karfl› mücadele etmenin yolunun yan yana gelerek, kad›n dayan›flmas›n› yükseltmekten geçti¤ini biliyoruz.
1960 y›l›n›n 25 Kas›m’›nda, Dominik
Cumhuriyeti’nin kuzey bölgesinde, bir
uçurumun dibinde üç kad›n›n cesedi bulunur. Bunlar Mirabel kardefllerdir.
Ertesi sabah gazetelerde bu ölümlerin
bir kaza sonucu meydana geldi¤ini anlatan
bir haber ç›kar. Ama gerçek göründü¤ü gibi de¤ildir...
Mirabel kardefller, ülkelerinde siyasal
özgürlük için kararl›l›kla mücadele ederek
Latin Amerika’daki diktatör Rafael Leonidas Trujillo’ya meydan okur. Bu yüzden
diktatörlük taraf›ndan zulme u¤rayarak
pek çok kez hapsedilir ve en son olarak da
25 Kas›m 1960 y›l›nda arabalar›ndan zorla
indirilerek tecavüz ve iflkenceyle katledilirler... Sonras›nda, bu katliam kay›tlara “araba kazas›” olarak geçecektir.
1981 y›l›nda Kolombiya’da toplanan
Latin Amerika Kad›n Kurultay›’nda ülkelerinde siyasal özgürlük için kararl›l›kla mücadele veren bu cesur kad›nlar an›s›na 25
Kas›m “Kad›na Yönelik fiiddete Karfl›
Uluslararas› Mücadele Günü” ilan edilir.
Mirabel kardefllerin öldürülmesinin
üzerinden tam 47 y›l geçti. Bugün hâlâ kad›nlar öldürülüyor. Dünyan›n çeflitli co¤rafyalar›nda, yaflam›n her alan›nda kad›na
yönelik fliddet devam ediyor.
47 y›l sonra hala…
25 Kas›m… Kad›na Yönelik fiiddete
Karfl› Uluslararas› Mücadele ve Dayan›flma
Günü. Ve bugün hâlâ emperyalist savafllar
Samandra çok eski bir yerleflim birimi.
Merkezinde göze çarpan tarihsel kal›nt›lar,
ayn› zamanda burada bir tarihin yatt›¤›n› da
göstermekte. Zaten hemen bir sonraki
büyük yerleflim olan Sultanbeyli’nin ad›ndan da anlafl›laca¤› üzere, buralarda eski
hanedanl›klar›n beylikleri varm›fl. Kim bilir
bölge onlardan önce de kimlere ev sahipli¤i etti.
Bu tarihsel zenginli¤ine karfl›n, Samandra daha çok da “birileri” taraf›ndan
“varofl” olarak adland›r›lan, özde ise yoksullar›n yaflad›¤› bir gecekondu bölgesi.
Ancak bu gecekondu bölgesi bundan
5-6 y›l öncesinden bafllayarak zengin kesimlerin hayli “ilgisini” çekmeye bafllam›fl.
Bu tarihlerden itibaren mahallenin orta yerine, etraf› yüksek duvarlarla çevrili, kap›s›nda güvenli¤in bekledi¤i, lüks villalar infla
edilmeye bafllam›fl. Sadece Samandra’n›n
içine de¤il, hemen ilerisindeki Sar›gazi’nin
giriflinde de benzer villa ya da lüks siteler
infla edilmifl.
‹flte bölgede oturan yoksul kad›nlar›n bu site ve villalardaki ucuz köleli¤i de bundan sonra bafllam›fl. Bölge
bu zengin tabaka aç›s›ndan adeta bir ucuz
ifl gücü cenneti haline gelmifl. Özellikle
de kad›n ifl gücü!
Bölgedeki birçok yoksul kad›n flu s›ralar bu evlerde, yok pahas›na çal›fl›yor. Biz
de bu ucuz kölelerin içinde bulunduklar›
koflullar› ve emeklerinin nas›l normalin ikiüç kat› sömürüldü¤ünü onlar›n a¤z›ndan
ö¤renelim dedik. Buralarda çal›flan üç-dört
kad›nla görüflmek için sözlefltik. Ancak Pazar gününe denk gelmesi, evde efl, çocuk
Urfa’da genç bir kad›n, henüz 17 yafl›nda radyolarda anons edildi¤i için ya da
platonik bir sevdaya tutuldu¤u için öldürülmez hiçbir yerde. Ama Urfa’da 17 yafl›ndaki Hacer bir radyo anonsunun
ard›ndan domdom kurflunuyla öldürüldü.
Her birinin ayr› bir öyküsü, ayr› bir
ac›s› olan ama ço¤umuz için birbirine benzer töre cinayetlerinden birini anlatarak
bafll›yor Faraç konuflmas›na, TÜYAP Kitap
Fuar›nda kat›ld›¤› paneldi. T›pk› anas›n›n
çeyiz sand›¤› kendisine mezar olan Gülistan gibi onun da ölüme giden yolculu¤u etkiliyor salondaki dinleyicileri… Faraç’tan
dinliyoruz Hacer’in öyküsünü…
Hacer 17 yafl›nda Urfa radyosunda telefonlara bak›yor. Bir gün radyodan flöyle
bir anons yap›l›yor: “Hacer’den tüm
sevenlerine ‹brahim Tatl›ses’ten bir
kulunu çok sevdim.” Bu anons 17 yafl›ndaki Hacer’in ölüme giden yolculu¤unun biletini de kesiyor. Ramazan gecesi aile meclisi ölüm karar›n› vermek için topla-
ve iflgal sürüyor; Ortado¤u emperyalistler
taraf›ndan ya¤malan›yor. Kad›nlar ise savafl›n tüm y›k›c› sonuçlar›ndan, fliddetten
do¤rudan etkileniyor; bedenleri savafl ganimeti gibi görülüyor. Savafl; kad›nlar için
göç, sistematik tecavüz, iflkence ve iflsizlik
oluyor. Belki de siz bu sat›rlar› okurken
Irak’ta, Filistin’de bir kad›n iflgal güçlerinin
askerleri taraf›ndan katlediliyor, bombalar
alt›nda can veriyor ya da tecavüze u¤ruyor.
Ya da belki de flu anda, dünya çap›nda
binlerce kad›n efllerinden, babalar›ndan dayak yiyor, afla¤›lan›yor, kad›n olman›n “bedelini” ödüyor.
Ve flu anda travesti ya da transseksüel
bir kad›n›n yüzüne kezzap at›l›yor, tecavüz
ediliyor, iflkence görerek öldürülüyor.
Ve flu anda bir kad›n iflyerinde, sokakta, evinde tacize u¤ruyor, t›pk› Bursa’da oldu¤u gibi yang›na sigortal› iflyerinde sigortas›z çal›flan kad›n iflçiler gibi yanarak, ya da
Ceylanp›nar’da oldu¤u gibi umutlar›n› yükledikleri kamyon kasalar›n›n devrilmesi sonucu bo¤ularak can veriyor ve t›pk› Novamed’deki gibi ellerinden akan kanlarla, her
türlü afla¤›lanma ve hakaretlere maruz kalarak sosyal güvencesiz düflük ücretle çal›flt›r›l›yor.
Bugün her fleyden rant sa¤lamaya çal›flan ticari bir kurulufl olarak burjuva-feodal
medya kad›n bedenini meta olarak görüyor, cinsiyetçili¤i ve ayr›mc›l›¤› yeniden
üretiyor. Üçüncü sayfa haberlerinde zaten
ma¤dur olan kad›n› bir kez daha ma¤dur
ediyor, fliddet uygulayan› ise hakl› gösteriyor. fiiddetin failleri yerine fliddet gören
kad›n› teflhir ediyor, fliddete hakl› gerekçeler üretiyor.
Ve bugün bizim çok “uza¤›m›zda” 1617 yafl›ndaki genç k›zlar törenin kurban›
oluyor. Resmi rakamlara göre 2000-2006
y›llar› aras›nda, töre ve namus cinayeti ad›
alt›nda 1.137 cinayet ifllendi. Bu katliamlar›n istatisti¤inin net olarak tutulmas› mümkün de¤il. Aileleri taraf›ndan öldürülen binlerce kad›n›n ölümüne kaza süsü verildi¤i
ya da intihara zorland›¤›n› biliyoruz. Güldünya Tören, fiemse Allak, Fadime
Akbulut, Huri Akça, Gülistan Gümüfl,
Çi¤dem Dinçer, Azime Tas, Meryem Sak
ve Naile Erdafl… Bunlar töreye kurban
edilen binlerce kad›ndan sadece birkaç›.
Ve bugün sistemin kendisine biçti¤i
“kad›n” misyonunu kabul etmeyip s›n›f mü-
cadelesi içinde yerini alan kad›nlara hapishanelerde, karakollarda, gözaltlar›nda tecavüz edilmektedir. Kamile Öztürk, Asiye Zeybek, fiükran Ayd›n, fieyda Gergin
gözalt›nda tecavüze u¤rayanlar aras›nda ilk
akla gelenlerdir…
25 Kas›m… Dünyan›n her yerinde
kad›nlar fliddete hay›r demek için sokaklara, alanlara ç›k›yor. Farkl› dillerde farkl›
seslerle mücadeleyi, enternasyonal kad›n
dayan›flmas›n› yükseltiyor. Tarih bizler için
yaln›z fliddete tan›kl›k etmedi, tarihimiz Lilith’den bu yana itaat etmemenin, mücadelenin ve baflkald›r›n›n tarihidir. U¤rad›klar›
fliddet sonucu yaflamlar› ellerinden al›nan,
hapsedilen, cezaland›r›lan kad›nlar›n yan›nda, yüzlerce y›ld›r tüm bu bask› ve sindirmeye direnerek, kad›n dayan›flmas›n› büyüten kad›nlar›n tarihidir.
* Yaflas›n kelebekler
Villalar›n ucuz köleleri
olmas› ve de en önemlisi, baflkalar›n›n evini temizlemekten, kendi evini temizlemeye
ancak hafta sonu vakit bulabilmesi gibi nedenlerle, ancak biriyle görüflebildik.
Saliha Senem iki çocuk annesi ve
buradaki lüks sitelerden birinde çal›fl›yor.
Kendisine öncelikle “bu villa ve sitelerin burada ne ifli var, ne amaçla buralara
infla edilmifl olabilirler” diye sorduk ve ard›ndan di¤er sorulara geçtik. ‹flte yapt›¤›m›z söylefli.
- Bunlar›n buraya infla edilme nedenlerinden biri, bu bölgenin depreme dayan›kl› oldu¤unun ortaya ç›kmas›d›r. Ayr›ca buras› Kentsel Dönüflüm Projesi kapsam›nda. Önümüzdeki süreçte y›k›mlar olur di-
ye düflünüyoruz.
- Sen ve daha birçok kad›n bu villa
ve evlerde çal›fl›yorsunuz. Çal›flma koflullar›n›z, ücretler vs. konularda bilgi
verebilir misin?
- Buralardaki kad›nlar›n belli bir bölümü önceleri gündeli¤e gidiyordu. Gündelik
iflte çal›flanlar›n günlük kazanc› en az 5060 milyon civar›nda. Bu miktar kimi yerlerde daha da artabiliyor.
Ancak kad›nlar›n büyük ço¤unlu¤u art›k buralardaki lüks sitelere veya villalara
temizli¤e gidiyorlar. Fakat gündelikle de¤il,
hafta içi her gün ve ayl›kla.
- Peki böyle olunca daha fazla m›
kazanmaya bafllad›lar?
- Hay›r, aksine. Ayl›klar›m›z çok düflük. Ve buradaki villa ve sitelerdeki lüks
daire sahipleri aralar›nda anlaflm›fllar, hepsi ayn› ücreti veriyor. Ayl›kla ve sigortas›z
olarak çal›flt›r›l›yoruz.
- Çal›flma saatleriniz nas›l?
- Hemen hepimiz yar›m gün çal›fl›yoruz. Yar›m gün ifl yar›m ücret anlam›na geliyor. ‹lk bak›flta mant›kl› gibi geliyor. Hatta günün yar›s› kendine kal›yor diye düflünülebiliyor. Ancak burada flöyle bir durum
var: Tam günde yap›lmas› gereken ifllerin,
yar›m güne s›¤d›r›lmas›! Ve ço¤u ev sahibi
yar›m günü tercih ediyor.
- Peki ne tür ifller yapmak zorunda
kal›yorsunuz bu süre içinde?
- Yapt›¤›m›z ifllere örnek vermek gerekirse; yatak toplamak, banyo-tuvalet temizlemek, cam silmek, hal› y›kamak ve süpürmek, ütü yapmak, mutfak temizli¤i. Çamafl›r ve bulafl›klar› makine y›k›yor, ancak
bunlar›n yerlefltirilmesi vs. iflleri de yapmak zorundas›n›z ve bu da yine hayli zaman al›yor. Ayr›ca evde çocuk varsa, onlar›n okula giderken servise bindirilmesine
kadar, daha bir dizi fleyi yapmak durumundas›n›z.
- Evlerin büyüklü¤ü ortalama ne
kadar?
- Ben kendi çal›flt›¤›m yerden örnek
vereyim. Lüks bir site buras› ve daireler
“Kad›n›z, örgütlüyüz,
daha da güçlüyüz!”
“Cilveli bir flfleekilde”
saat sordu¤u için
15 b›çak darbesiyle öldürüldü
EKD’nin, “25 Kas›m Kad›na Yönelik fiiddete Hay›r” haftas› kapsam›nda organize etti¤i kampanya 10 Kas›m’da
Kartal’da yap›lan bir bas›n aç›klamas› ile
bafllad›. Saat 13:00’de EKD Kartal fiubesi
önünde bir araya gelen EKD’li kad›nlar,
üzerinde “fiiddete Karfl› ‹syan” yazan
bir pankart açarak, yürüyüfle geçtiler.
Kartal Meydan›’nda EKD ad›na Derya
E¤ilmez taraf›ndan yap›lan bas›n aç›klamas›nda, kad›n›n toplumda ad› olmad›¤›na ve kad›n›n ad›n›n hep fliddet, namus,
töre, yani ikinci cins olarak an›ld›¤›na dikkat çekildi. EKD’liler, aç›klaman›n ard›ndan “fiiddete Karfl› ‹syanday›z” otobüsüyle Yakac›k Mahallesi’ne gittiler. Burada mahalle içinde bildiri da¤›t›ld› ve
otobüsle Gülsuyu’na geçildi. Gülsuyu
Hayat ve Sanat Derne¤i’nde düzenlenen
etkinli¤e kat›ld›lar. Avukat Sezin Uçar’›n
kad›nlara yasal haklar›yla ilgili bilgi de verdi¤i etkinlik, Tiyatro ‹mge’nin sergiledi¤i
bir oyun ve çekilen halaylarla sona erdi.
Ayr›ca “fiiddete karfl› isyan otobüsü”
nün 17 Kas›m’da Kad›köy’den, 18
Kas›m’da ise Okmeydan›’ndan kalkarak,
25 Kas›m tarihine kadar emekçilerin
yo¤un olarak yaflad›¤› mahalleri
dolaflaca¤› da yap›lan bilgilendirmeler
aras›ndayd›.
(Kartal)
‹zmir’de, “kot pantolon giyip, cilveli flekilde” bir erke¤e saati sordu¤u iddias›yla
efli Sevgi Agufl’u, iki çocu¤unun önünde
öldüren Fatih Agufl hakk›nda, a¤›rlaflt›r›lm›fl ömür boyu hapis verildi. Mahkeme, daha sonra san›¤›n “haks›z tahrik” alt›nda cinayeti iflledi¤i ve piflmanl›k duydu¤u gerekçesiyle cezas›n› 20 y›la indirdi. Ölen Sevgi
Agufl’un babas› Ahmet K›rcal› ile annesi
Mürflide K›rcal›, ise verilen cezan›n az oldu¤unu belirtip isyan etti. Anne ve baba “K›z›m›z 24 yafl›nda mezara gitti. San›k
ise 10 y›l sonra özgürce dolaflacak.
Böyle ceza olmaz. Ölen öldü¤üyle
kald›” dedi.
Bizim ülkemizde 15 b›çak darbesiyle
eflini öldürenin cezas› 20 y›la indirilirken,
Suudi Arabistan’da ise bir din adam› TV
program›nda dine uygun kad›n›n nas›l dövülebilece¤ini anlatt›.
Kad›nlar› hayvanlarla karfl›laflt›ran El
Arifi programda flöyle konufltu: “Bir kifli
bir hayvan› dövdü¤ünde; mesela eflek veya
deveniz yürümedi¤inde yüzüne vurma hakk›n›z yoktur. E¤er bu hayvanlar için do¤ruysa, insanlar için de geçerlidir. Bu nedenle hafifçe ve yüzüne gelmeyecek flekilde
vurmal›s›n›z. Böylece iz b›rakmazs›n›z.”
çok büyük. En az 150 metrekare. Benim
çal›flt›¤›m dairenin büyüklü¤ü de en az bu
kadar. Ama buran›n haricinde, yan›nda çal›flt›¤›m ailenin, hemen bir üst katta, stüdyo tipi denen bir dairede kalan yafll› anneleri var. Ben ayr›ca O’nun evini de temizlemek zorunday›m. Bayram ve kendilerine
ait özel günlerde ise büyük temizlik var.
Her iki dairenin de büyük temizli¤ini yap›yorum. Ve bunlar›n tümünü ek bir ücret
almadan, ayn› yar›m günlük süre içinde bitirmek zorunday›m. Ve tüm bu çal›flma sonucu elime geçen para ayda 300 milyon.
- Buralarda çal›flan kad›nlar›n bu
yo¤un sömürü karfl›s›ndaki tutumlar›
nedir?
- ‹nsanlar asl›nda çaresizlikten çal›fl›yor
buralarda. Ve bu çaresizlikten dolay› da
pek flikayetçi gibi görünmüyorlar. Ayr›ca
bu kad›nlar›n ço¤u köyden gelmifl ve ne
köyde ne de burada daha önce hiç çal›flmam›fl insanlar›n say›s› oldukça fazla. Eline
kendine ait olan bir para geçiyor ilk kez.
Hatta kiminin eskisine nazaran kendine daha çok güvendi¤ini görüyorsunuz. Ve yine
ço¤u eline geçen paray› büyük bir miktar
olarak görüyor. Çünkü çok yoksul insanlar, efli çal›flmayan da oldukça fazla. En
az›ndan bakkaldan evin ihtiyaçlar›n› karfl›lar›m diye düflünüyor. K›sacas› sömürüldü¤ünün pek de fark›nda olmuyor ço¤u kad›n.
Kad›nlar›n eflleri ise bu durumdan
memnun. Ço¤u yüklerinin azald›¤›n› düflünüyor. Ekonomik koflullar, bölgenin yoksullu¤u insanlara baflka çare b›rakm›yor.
(Kartal)
TÜYAP Kitap Fuar›’nda
Mehmet Faraç’tan “Töre k›skac›nda kad›n” paneli
n›yor. ‹ftarlar aç›l›yor. Az sonra ölecek
olan genç k›z afliret meclisine çay ve mora* ikram ediyor. Ölümün ac›s›n› duyuran
ac› kahveler yudumlan›yor tütün kokusu
eflli¤inde… 12 kifli genç k›z›n öldürülmesi
karar›n› al›yor. Ama zor olan karar bu de¤ildir. Tetikçiyi bulmakt›r zor olan, yani
ikinci kurban›. O da bulunuyor. Hacer’in
her sabah önlü¤ünü giydirdi¤i, karn›n› doyurdu¤u Muhammed seçiliyor cellad› olarak.
Hacer 17 yafl›nda… En güzel k›yafetlerini giyiyor. Dü¤üne gider gibi az sonra gelecek ölümünü bekliyor. “Vur ya Muhammed namusunu temizle” diyor
babas›, araya amcas› giriyor ve diyor ki,
“bu mermi bu k›z› öldürmez, git
domdom kurflunu getir.” Ürkek güvercinin bafl› düflüyor. Bir daha vur diyorlar 12 yafl›ndaki Muhammed’e. Eli varm›yor ikinci bir kez daha teti¤e. Hacer ölüyor, Muhammed polise teslim ediliyor.
Çocuk, hapishanede bir kahraman gibi
karfl›lan›yor. Ko¤ufl a¤as› oluyor. Ç›kt›¤›nda arabalarla karfl›lan›yor ve 16 yafl›nda
afliretin en güzel k›z›yla evlendiriliyor. Hacer’in mezar› ise bilinmiyor…
Tan›d›k gelen, ama dinledi¤imizde bizi
bir kez daha sarsan bu öykünün devam›nda Mehmet Faraç törenin nedenlerini anlat›yor dinleyicilere. Törenin nedenleri
konusunda genelde yap›lan s›ralaman›n d›fl›na ç›k›yor. Geri kalm›fll›k, e¤itimsizlik ve
yoksulluk... Faraç, bu nedenlere Türki-
ye’nin her yöresinde rastlan›labilece¤ini
söyleyerek neden Güneydo¤u Anadolu Bölgesi sorusuna cevap vermeye çal›fl›yor.
“Töre Kürt sorunu de¤ildir” diyor Faraç. Tarihin en eski yapraklar›na, en
eski daktilosuyla yaz›lm›fl bir yasa var:
Toplumun dayatt›¤› kurallar… Törenin bir ad›m gerisinde ahlak›n oldu¤unu,
bir ad›m daha geriye gitti¤imizde din olgusuna rastlayaca¤›m›z› söyleyerek zinciri
böyle kuruyor.
‹kinci bir neden olarak da cehaleti yani e¤itimsizli¤i söylüyor. Ama eksik kalan
bir fley var burada. Törenin kayna¤› cehalet deyip çekilemeyiz. ‹nsanlar› yoksulluklar›yla, yoksunluklar›yla bafl bafla b›rak›p,
köylerindeki ah›rdan bozma okullar›na ö¤retmen gönderilmiyorsa, -özellikle bunu
Türkiye Kürdistan›’nda yap›yorsa- insanlar
yaflam mücadelesi içinde do¤acak çocuklar›n› eve gelir getiren bir el olarak düflünür
hale geldiyse e¤itimsizli¤in alt›nda sistemin
bilinçli politikalar›n›n oldu¤u da görülecektir.
Töre yoksullar› vuruyor
Faraç’›n vurgu yapt›¤› çok önemli bir
fley var. Faraç, Do¤uda töre cinayetinin dizilerde oldu¤u gibi konaklarda ifllenmedi¤ini, töre cinayetlerine kurban gidenlerin
yoksullar oldu¤una dikkat çekiyor. Öyle
ya hangi a¤a k›z›n›n kan› töreyle akar ki…
Faraç k›z›n› töreye kurban veren bir
Kürtsen “teröristsin”,
öyleyse hakaret de iflfliitirsin,
dayak da yersin!
Antakya Merkez’e ba¤l› Bedii Sabuncu Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde
10 Ekim günü hizmetli olarak çal›flan M.C.
adl› kad›n okul müdürü taraf›ndan “Sen teröristsin ve Kürtsün” denilerek, hakarete maruz kalm›fl ve müdürün karn›na vurmas›yla iki buçuk ayl›k bebe¤ini düflürmüfltür.
Antakya Kad›n Platformu, 10 Ekim günü
E¤itim Sen üyesi M.C. adl› kad›n›n hizmetli
olarak çal›flt›¤› okulda maruz kald›¤› fliddete
iliflkin yaz›l› aç›klama yapt›. Kad›n Platformu
dönem sözcüsü Gülsen Öncel ad›na yap›lan aç›klamada, fliddetin erkil sistemlerden
beslendi¤i belirtilerek, fliddete karfl› kad›nlar›n toplu bir flekilde mücadele etmesi gerekti¤ini söyledi.
M.C’nin yedi¤i dayak sonucunda 2 buçuk ayl›k bebe¤ini düflürdü¤ünü belirten
Öncel, flunlar› belirtti: “fiiddetin nereden,
kimden gelirse gelsin karfl›s›nda oldu¤umuzu
ve fliddete baflvuranlar› k›nad›¤›m›z› duyuruyoruz. Platform olarak bu süreci yak›ndan
takip edece¤imizi ve kad›n olarak M.C.’nin
yan›nda olaca¤›m›z› bas›n arac›l›¤›yla duyurarak, kad›na yönelik fliddete hay›r diyoruz.”
Kad›na Yönelik fiiddete Karfl› Uluslararas› Mücadele Günü’nün yaklaflt›¤› flu günlerde ülkemizde kad›na yönelik fliddette görüldü¤ü gibi hiçbir de¤ifliklik olmuyor. Kad›nlar›m›z yine evde, okulda, iflte, sokakta
kad›n oldu¤u için, Kürt oldu¤u için, yoksul
oldu¤u için fliddetin her biçimiyle karfl› karfl›ya kal›yor.
baban›n “neden öldürdün” sorusuna verdi¤i yan›t› aktar›yor: “D›flar› ç›kam›yordum, insanlar›n yüzüne bakam›yordum.
Benim topra¤›m yok, param yok, kahveye
girip selam veremiyorum.” Böyle söyleyen
biri cinayet ifllemez mi? E¤er tüm yaflam
alanlar› kapat›lm›flsa yapar. Öldürmeyi göze alm›fl biri için 10 ya da 20 y›l yatmas›
fark eder mi? Ama kahveye girip girmemesi fark eder.
Feodalitenin de törenin nedenleri aras›nda önemli bir yerde oldu¤unu söyleyen
Faraç, konuflmas›n›n genelinde PKK’nin
kad›nlar› bir cendere alt›na ald›¤›n› söylüyor ve töreyle PKK aras›nda bir ba¤ kurmaya çal›fl›yor. Biz her ne kadar bu de¤erlendirmeye kat›lmasak da Faraç’›n y›llarca
Türkiye Kürdistan›’nda töreyle ilgili yapm›fl oldu¤u araflt›rmalar›n ülkemizin gerçekli¤i aç›s›ndan önemli veriler tafl›d›¤›n›
düflünüyoruz. Bu anlam›yla panel, içinde
çarp›c› örnekleri bar›nd›ran verimli ve ö¤retici bir panel özelli¤ini tafl›yordu.
*Mora: Ac› kahve
İşçi-köylü 13
16-29 Kasım 2007
Yukar›daki bafll›k bir sivil toplum
örgütü (STK) olan PRO ASYL taraf›ndan Yunanistan’da mültecilerin yaflad›klar› sorunlarla ilgili olarak
Ege’de ve Meriç bölgesinde bulunan
kamplarda, mültecilerle yap›lan görüflmelerin sonucunu aç›klad›¤› raporun bafll›¤›. Araflt›rma çerçevesinde 100’e yak›n politik mülteci ile görüflülmüfl. Rapora bak›ld›¤›nda
Yunanistan’da mülteciler ve
göçmenler aç›s›ndan demokrasinin “D”sinin dahi olmad›¤›
aç›kça görülmekte. Rapora göre
ülkeye girifl yapmaya çal›fl›rken yakalanan göçmenler sahil güvenlik ve s›n›r güvenlik personeli taraf›ndan
Türkiye’yi aratmayacak iflkencelere
maruz b›rak›lmakta. Yakalay›p iflkence etme gere¤i duymad›klar›n› ise,
kara sular›n d›fl›nda tutarak geri dönmeye zorlamakta, kendilerine karfl›
direnenler olursa e¤er, bunlar› so¤ukkanl› bir flekilde denize atmakta
tereddüt etmemekteler.
2007 y›l› içinde çeflitli nedenlerden dolay› (bunlar aras›nda sahil güvenlik taraf›ndan denize at›lanlar da
bulunmakta) bo¤ularak ölenlerin say›s› 120. Yakalanarak iflleme tabi tutulanlar ise insani olmayan koflullarda tutulmakta, avukat ve aileleri ile
görüflmelerine izin verilmemekte,
insanlar yasad›fl› bir flekilde s›n›r d›fl›
edilmekteler. Yasad›fl› iadelerin en
önemli ma¤durlar› ise Irakl›lar ve Afganlar. Burada flunu ifade etmek
gerekirse, iflkence olaylar›, yasad›fl› iadeler vb. uygulamalar
Yunanistan aç›s›ndan yeni bir
durum de¤il. Y›llard›r devam eden
sistematik devlet politikas›n›n meydana getirdi¤i bir tablodur. Sorunun
bir taraf› buyken di¤er taraf› ise,
BM’ye ba¤l› ilgili kurumlar›n veya kimi STK’lar›n ald›klar› tutumdur.
Bunlar benzer vakalarda “elefltiri”
oklar›n› hükümete veya kimi yetkililere yöneltip, meselenin “devlet politikas›” olgusuna de¤inmeyerek, bir
nevi “timsah gözyafllar›” döküp, emperyalistlere karfl› “insanl›k” görevlerini yerine getirmeye çal›flmaktalar.
‹flflg
gal eylemleri
yay›l›yor
Yunanistan’da geçti¤imiz haftalarda lise
ve orta okullarda bafllayan iflgal eylemleri
yay›larak devam ediyor. 28 Ekim Alman
iflgalinden kurtulufl y›ldönümü olmas› dolay›s›yla geçici olarak ara verilen eylemler
Pazartesi (29 Ekim) günü yeniden bafllad›.
Geçen hafta 150 olan okul say›s› bu haftan›n sonuna do¤ru ülke genelinde 500’e
ulaflt›. Eylemlerin yayg›nlaflmas› ile beraber
s›k›nt› yaflamaya bafllayan hükümet, eylemleri karalayarak halk›n ve ö¤rencilerin kafalar›n› kar›flt›r›c› aç›klamalar yapmaya bafllad›. 31 Ekim günü bas›n›n konuya iliflkin sorular›n› yan›tlayan hükümet sözcüsü Theodoros Rouzopoulos; “Eylemlerin hakl›
nedenlerinin olmad›¤›n›, bugün için 16.
madde (yüksek e¤itimin devlet taraf›ndan
verilmesi)’nin ö¤rencilerin gündeminde yer
almad›¤›n›, okullardaki ö¤retmen ve ders
kitab› a盤›n›n olmad›¤›n›, bundan dolay› eylemlerin baz› güçlerin zorlamas› ile gerçekleflti¤ini” ifade ederek hükümet cephesinden sald›r› start›n› da vermifl oldu. Geçti¤imiz dönem yaflanan üniversite ve orta düzey okul iflgal ve eylemlerinden dili yanan
hükümet bu defa ifli s›k› tutarak eylemler
yay›lmadan önüne geçmeye çal›fl›yor.
Bunun ilk yans›mas› ise Selanik’te görüldü. fiehirde bulunan bir lisede iflgal eylemi bafllatan ö¤rencilerin eylemini k›rmaya
çal›flan bir yetkili, ö¤rencilerin üzerine arabas›n› sürmüfl, ailelerin tepkisi ve ö¤rencilerin kararl› tutumu sonucu geri ad›m atarak a¤›z de¤ifltirmeye çal›flm›flt›. Yaflanan
bu sald›r›lar›n as›l amac› ise geliflecek hareketin önünü zor ve devlet terörü uygulamalar› ile almakt›r. Hükümet sözcüsünün
yapt›¤› aç›klamalara karfl›, aç›klama yapan
OLME (Orta Ö¤retim Ö¤retmenleri
Konfederasyonu) yetkilileri ise flu anda
ülke genelinde 1.500, Attiki eyaletinde ise
400 ö¤retmen a盤›n›n oldu¤unu söyleyerek, hükümeti ikiyüzlülükle suçlad›. Ö¤renciler de yapt›klar› aç›klamalarda sald›r›lar›n
kendilerini korkutmad›¤›n›, mücadelelerinin devam edece¤ini belirttiler.
Yunanistan’dan bir ‹flçi-Köylü
okuru)
Dünya
Gerçek ac› olabilir ama söylenmeli;
nun önüne geçmeye çal›flmakta. Bunun için de elindeki tek silah›
korkuyu kullanmakta. Fakat üniversite gençli¤inin gösterdi¤i gibi sald›r›n›n biçimi ne olursa olsun mücadele
eden kitleler karfl›s›nda hiçbir güç
ayakta duramamakta. Kriz yaflayan
sistemin hiç de kolay bir k›fl geçirmeyece¤ini rahatl›kla söyleyebiliriz.
Göçmenlere karfl›
›rkç› sald›r›lar
Yunan Guantonamalar›
Burada biraz da “demokrasi”
ma¤durlar›n›n tan›kl›klar›na bakmak,
gerçekli¤in anlafl›lmas› aç›s›ndan faydal› olacakt›r.
29 yafl›nda bir Filistinli; “22
kifliydik. Sahil güvenlik aç›k denizde
bizi yakalad› ve tekneye bindiler.
Önce 17 yafl›ndaki Muhammet Fandi’yi dövdüler. Bizler de denize düfltük. Bizi denizden al›p dövmeye ve
havaya atefl etmeye bafllad›lar.”
‹ranl› çocuklu bir kad›n; “150
mülteciydik, bizi zorla botlara bindirerek Meriç nehrinin karfl› taraf›na
b›rakt›lar. Beni ve çocu¤umu k›y›ya
yanaflmadan suya att›lar.”
Bu konuda en çarp›c› tan›kl›¤› ise
Lezvou (Ada) Sahil Güvenlik
Komutan› A. Mikromastora
yapmakta, “‹slami savafl” tan bahseden bu kifli iddialar›n› flöyle s›ralamakta; “Bunlar›n hepsi (mülteciler
ve göçmenler) 15-35 yafllar›nda.
Çok iyi e¤itimliler, iyi yüzme biliyorlar. Avrupa ciddi bir tehlikenin yaklaflt›¤›n› anlamal›d›r. ‹slami bir iflgalle
karfl› karfl›yay›z, hepsi savaflç›.”
‹ddialar›n bas›na yans›mas› sonra-
s›nda PASOK (Ana Muhalefet Partisi) ve S‹.R‹.ZA partileri taraf›ndan
Meclis’e sunulan soru önergelerinde
konunun araflt›r›lmas› istenirken iddialara yan›t veren D›fliflleri Bakan›
D. Bakoyianni yapt›¤› aç›klamada;
“Yunanistan daha fazla mülteciyi kald›ramamakta” diyerek politikan›n de¤iflmeyece¤ini, yap›lan iflkencelerin, hukuksuz s›n›r d›fl›lar›n
devam edece¤ini ima etmektedir.
Burada sald›r›lar sadece mülteci
veya göçmenlere yönelik olarak
okunursa hata yap›lm›fl olunacakt›r.
Sald›r›lar›n göçmenler üzerinde bu denli pervas›z olmas›n›n
nedeni, bu kitlenin örgütsüzlü¤üdür. Amaç tüm toplumun yabanc› düflmanl›¤› ekseninde bu tür antidemokratik uygulamalara al›flt›r›lmas›d›r. Bundand›r ki, son y›llarda artan
halk ve gençlik hareketleri karfl›s›nda
polisiye yetkiler artt›r›lmakta, haklar
s›n›rlanmaktad›r.
Yani hükümet patlamaya
haz›r bir bomban›n üzerinde
oturdu¤unu bilmekte ve flimdiden bask› mekanizmalar› ile bu-
Son y›llarda devlet eliyle uygulanan ›rkç› politikalar, polisin göçmenler üzerindeki bask›lar› ve kimi ›rkç›
örgütlerin ölümlere varan sald›r› giriflimleri her geçen gün Yunanistan’›
göçmenler aç›s›ndan daha az güvenilir bir hale getirmekte. Ekim ay› içerisinde Atina’n›n Rendi mahallesinde
yaflayan Pakistanl›lara yönelik sald›r›
olay›n›n ard›ndan 27 Ekim gecesinden bafllayarak yeni sald›r›lar yap›ld›.
27 Ekim’de ›rkç› örgüt Hrisi Avgi
(Alt›n fiafak) taraf›ndan organize
edilen “7. Gençlik Kutlamas›” etkinliklerinden sonra Atina Sindagma
Metro istasyonunda bir Fasl›ya sald›r›larak hastanelik edilmifl, halk›n müdahalesi sonucu sald›rganlar engellenerek polise teslim edilmifltir. 28
Ekim akflam› da ayn› örgüt ve baz›
Avrupal› ›rkç› örgüt üyeleri ile birlikte Akropol yak›nlar›nda bir göçmene
sald›rarak b›çakla yaralad›lar. 25
Ekim günü de Atina Üniversitesi Fizik Fakültesi’ne gelen ›rkç›lar burada
bir Yunanl› ö¤renciyi b›çaklad›lar.
Olaylar sonras›nda çeflitli parti, kurum, kurulufl ve dernek yapt›klar›
aç›klamalarla olaylar› k›nay›p ›rkç›
örgütlerin yasaklanmas›n› istediler.
Yaflanan olaylar sonras›nda polis bir
aç›klama yapmazken, daha çok bu
örgütleri kollayan bir tutum içerisine
girmifl olmas› da sald›r›lar›n kayna¤›n› göstermesi anlam›nda dikkate de¤erdir.
(Yunanistan’dan bir ‹K okuru)
Pakistan’da OHAL: “Askerler: Silahlar› halka çevirmeyin!”
Butto’nun dönüflüyle birlikte gerçekleflen kanl› sald›r›n›n yank›lar› henüz sürerken, Pakistan bu kez de Müflerref’in tüm ülkede ilan etti¤i OHAL
ile gündeme geldi. Tüm temel hak ve
özgürlüklerin ask›ya al›nmas›n› da beraberinde getiren ve Müflerref’in 2.
darbesi olarak adland›r›lan bu yeni durumla birlikte Anayasa da ask›ya al›nd›.
Tüm ülkede ilan edilen OHAL’in daha
ilk saatlerinde 1.500’den fazla rejim
karfl›t› tutuklan›rken, baflta avukatlar›n
gerçeklefltirdi¤i kitlesel eylemler olmak üzere, ülke çap›nda yap›lan eylemlere de azg›nca sald›r›ld›.
Ülkenin dört bir yan›nda eylem
ça¤r›lar› yükselirken, Pakistan Devrimci Sosyalist Hareketi de (PDSH)
OHAL’e karfl› ayaklanma ça¤r›s› yapt›.
PDSH
taraf›ndan
“Kahrolsun
OHAL” bafll›¤› alt›nda yap›lan ça¤r›da
flöyle deniyor:
“General Pervez Müflerref Pakis-
tan’da OHAL ilan etti. Tüm özel haber ajanslar› yasakland›, ‹slamabad’›n
caddelerine askerler konuflland›r›ld›.
OHAL daha Mart ay›nda, Avukatlar
Hareketi’nin bafllang›c›nda gündeme
getirilmiflti. Bugün ilan edilmesi ise,
Müflerref’in befl y›ll›¤›na yeniden seçil-
Evrensel Bak›fl
Bölgesel yang›na do¤ru
Vatikan geçti¤imiz günlerde ald›¤›
bir kararla ‹spanya ‹ç Savafl›’nda
(1936) ölen 498 papaz› “flehit” ilan etti. “fiehit” ilan edilen bu papazlar›n tümü, iç savaflta Franco faflizminin yan›nda
yer alanlar!
Kilise, Franco taraf›ndan, ancak Hitler ve Mussolini’nin deste¤iyle gerçeklefltirilebilen faflist darbeye, daha bafl›ndan itibaren tüm deste¤ini sunmufltu.
Hatta dönemin Kardinali Franco’nun
cumhuriyetçilere dönük azg›nca sald›r›lar›n› “Haçl› Seferi” olarak onaylamaktan geri durmam›fl ve kilisenin yanl›l›¤›n›
ise flu sözlerle aç›klam›flt›: “Sükunet
ancak silahla sa¤lanabilir.” Ve akabinde bölgede yaflayan 60’›n üzerinde
cumhuriyetçi, faflistler taraf›ndan hunharca katlediliyordu. Ayn› süreçte kilisenin öne ç›km›fl tüm mensuplar› faflistlerin saflar›nda, faflist selam›na durmufllar-
d›.
Vatikan’›n bugün böyle bir karar almas›, elbette tesadüfî de¤ildir. Egemenlerin ezilen halk y›¤›nlar›na dönük politikalar›n› hayata geçirmede tarih boyunca
önemli bir iflleve sahip olan din adamlar›, bugün bu ifllevlerini bir kez daha yerine getirme misyonuyla hareket etmekteler. Hele de Vatikan’›n bafl›nda,
faflizmin tüm dünyada yükselifle geçti¤i
dönemde “göreve” getirilen eski Nazi
faflisti Benediktus gibi bir kiflili¤in bulundu¤u düflünülürse, faflizmi kutsayan
kararlar›n al›nmas› da kaç›n›lmaz olarak
görünmektedir. Özellikle de emperyalistlerin ç›kard›¤› yang›n›n alevleri giderek büyürken.
Çünkü dünyadaki ve özellikle de
bölgedeki tüm geliflmeler, Ortado¤u’da
bafllayan (daha do¤rusu bafllat›lan) yang›n›n, giderek tüm bölgeyi içine alacak
mesinin tehdit alt›na girmesiyle birlikte olmufltur...
Ordu daha bu hafta ‹slami militanlar karfl›s›nda, Veziristan ve Swat’da
a¤›r yenilgiler ald›. ‹slamc› militanlar›n
iki polis karakolunu ele geçirdi¤i ve say›lar› 300’ü bulan askeri kaç›rd›¤› söylenmekte. Biz ‹slamc›lar› politik olarak
kesinlikle desteklemesek bile, halk›
emperyalist boyunduruk alt›na sokmaya hizmet eden, gerici askeri sald›r›lar›n da karfl›s›nday›z. Bu savafl Müflerref
taraf›ndan ABD emperyalizminin ç›karlar› için yürütülmektedir. Ancak
t›pk› Afganistan ve Irak savafllar› gibi,
bu savafl da kazan›lamayacak ve sadece daha fazla y›k›m ve ac› getirecekbunun içindir ki, ABD emperyalizmi
ve müttefikleri ne kadar erken yenilgiye u¤rat›l›rsa, dünya halklar› için o kadar iyi olacakt›r.
Müflerref ayn› zamana iflçi direnifllerine karfl› da sürekli bir sald›r› için-
biçimde geniflleme e¤iliminde oldu¤unu
göstermekte.
fiu süreçte bölgedeki birçok ülkede
yaflananlar›n ard›nda ise yine, ABD emperyalizminin ve de müttefiklerinin oldu¤unu tekrarlamaya gerek yok san›r›z.
Çin ve Rusya gibi emperyalist güçlerin
de d›fl›nda olmayan bu geliflmelerin seyri, yeni iflgal sald›r›lar›n›n habercisi olman›n da ötesinde…
Örne¤in, ABD’nin bölgedeki en sad›k uflaklar›ndan olan Pakistan faflist rejiminin lideri General Müflerref’in yükselen muhalefet karfl›s›nda ilan etti¤i
OHAL’in zamanlamas›n›n bile, bölgede
yeni sald›r› haz›rl›klar›n›n h›zland›¤› bir
döneme gelmesi itibariyle, oldukça anlaml›d›r. Yine ABD’nin k›sa süre önce
“demokrasi feneri” ilan etti¤i Gürcistan’da, ABD güdümlü Saakaflvili’in de,
ard› kesilmeyen muhalif gösteriler karfl›s›nda OHAL’e baflvurmas› gibi… Kanl›
iflgallerin bafl mimarlar›ndan olan eli
kanl› Condoleza Rice’›n, Ortado¤u’daki
atefli biraz daha körüklemek için yapt›¤›
son Ortado¤u gezisi s›ras›nda söyledikleri, geliflmelerin d›fl›nda durmad›klar›n›
aç›klamaya yetiyor. Rice, bir yandan Pakistan’daki OHAL ilan›n› a¤›z ucuyla
dedir. Bat›, Müflerref’in sald›r›lar›n› basitçe “‹slamc›lara karfl›” olarak gösterebilir- ama gerçek çok farkl›d›r. Müflerref ve rejiminin, Washington’un
emri uyar›nca sürdürdü¤ü “Teröre
Karfl› Savafl” ayn› zamanda onlar›n
neo-liberal program›na hizmet etmektedir...
‹lan edilen OHAL, Pakistan üzerinde denetimini yitirmifl olan bir rejimin
çaresizli¤inin ürünüdür. Yüksek mahkeme, kapat›lmadan hemen önce
OHAL’i ‘yasad›fl› ve anayasaya ayk›r›’
ilan etti ve emekçileri ve ordu mensuplar›n› aç›kça rejimin yapt›r›m›na uymamaya ça¤›rd›... Burjuva partiler kitlelerin harekete geçmesinden korkuyorlar. Çünkü askeri rejimin devrimci
bir tarzda devrilmesi, afla¤›dan yukar›ya bir bas›nç oluflturacak, anti-neo liberal, anti-emperyalist bir iktidar yaratacakt›r.
Müflerref ve ordu flu an büyük öl-
çüde tecrit olmufl durumdalar. Ancak
biz, köfleye s›k›flm›fl olan canavarlar›n
çok tehlikeli oldu¤unu biliyoruz. Muhaliflere karfl› kitlesel tutuklamalara gidebilir, sokaklarda savafl hükümlerini
yürürlü¤e sokabilirler. Bunun içindir
ki, demokratik güçler bu kritik dönemde geri ad›m atmamal›lar. Bu sald›r›lar› tüm gücümüzle ve militanl›kla
geri püskürtmeye haz›rl›kl› olmal›y›z.
OHAL’i ortadan kald›rmaya dönük tüm ça¤r›lar› ve direnifle dönük
kitlesel eylemleri destekliyoruz. Ancak öncelikle de kararl› bir biçimde, iflçi ve köylü örgütlenmelerini ve de demokratik güçleri OHAL’e karfl› genel
grev ça¤r›s› yapmaya ça¤›r›yoruz. Eylemlerimizi ordunun sald›r›lar›na karfl›
savunmaya haz›rl›kl› olal›m- acil bir biçimde buna haz›rlanal›m. Bunun için,
iflçileri fabrika vb. komitelerde ve köylüleri ise k›rda askeri rejime karfl› örgütlenmeye ça¤›r›yoruz.”
“çok üzücü bir durum” olarak tan›mlarken, hemen arkas›ndan da Müflerref’in
bölgede yaratmak istedikleri “demokrasi”ye ne kadar büyük katk›lar› oldu¤unu,
birlikte çal›flmaya devam edeceklerini
ekliyor.
‹ran’a dönük sald›r› haz›rl›klar›n›n
artt›¤› flu süreçte bölgedeki dayanaklar›n› güçlendirme e¤ilimini art›ran ABD ve
müttefikleri, Müflerref’in giderek y›pranan askeri rejimini Butto ile yap›lan anlaflmayla güçlendirmek istemifl, ancak
Butto’nun dönüflündeki bombal› sald›r›yla birlikte iyice alevlenen çat›flmalar,
topyekun bir suskunluk yaratma anlam›na gelen OHAL’i “zorunlu” k›lm›flt›. fiu
süreçte çok say›da muhalifin tutuklanmas›na karfl›n, Butto’nun partisinin üst
düzey yöneticilerinin ve de OHAL’le
birlikte ikinci kez ülkeye geri dönen
Butto’nun tutuklanmay›fl›n›n ard›nda da
yine yap›lan anlaflmalar›n oldu¤u çok
aç›kt›r.
Öyle görünüyor ki, emperyalistler
önümüzdeki süreçte iyice k›z›flacak olan
bölgeye dönük politikalar›n›, Pakistan
özgülünde, bu ikili veya en kötü ihtimalle de bunlardan biri üzerinden hayata
geçirme e¤ilimlerini sürdürmekteler.
Afganistan ve Irak iflgallerine her türden
deste¤i sunan, ABD’nin istihbarat birimlerine, kendi topraklar›ndaki gizli hapishanelerde iflkence yapma olana¤› yaratan Pakistan’›n flu süreçte emperyalistlerin bu kadar “ilgi” alan›nda olma nedenine gelince; bunun nedeni en baflta ‹ran’a
dönük haz›rl›klarda Pakistan’›n oynad›¤›
roldür. ABD ‹ran’a dönük sald›r› haz›rl›klar›nda askeri tatbikatlar›n büyük bölümünü Pakistan topraklar›nda gerçeklefltirmekte ve yine buradaki askeri üslere, olas› bir sald›r›da büyük ihtiyaç
duymaktad›r.
‹ran’a dönük askeri bir sald›r›n›n, zaten iflgal alt›nda olan Afganistan, Irak’›n
d›fl›nda, Suriye ve Türkiye gibi bölge ülkelerini de s›cak çat›flma ortam›na sokmas›, yang›n›n çok genifl bir alana yay›lmas› kaç›n›lmaz gibi görünmektedir.
Bölgeye dönük artarak süren tehditlerin
ard›nda yatan neden, Irak ve Afganistan’daki iflgallerin zaferle sonuçlanm›fl
olmas› de¤il elbette. Aksine, iflgaller bölge halklar›n› ne sindirebilmifl ne de iflgallere karfl› direnifller bitirilebilmifltir.
‹flgal vb. sald›r›lar alt›ndaki bölge
halklar›n›n direniflinin yan› s›ra, emperyalist ülkelerin emekçi halklar›n sisteme
Peru
Peru’daki maden ocaklar›nda
çal›flan 30 bin maden iflçisi geçti¤imiz günlerde süresiz greve ç›kt›.
Büyük çapl› bu grev 12 maden iflletmesini felç etti. Grevin bafll›ca talepleri, daha iyi çal›flma ve
emeklilik koflullar›. Grev sürerken, Peru Çal›flma Bakanl›¤› da grevi “yasad›fl›” ilan etti. Ancak grev
genifl kitlelerin deste¤ini almakta ve
baflta sendikalar olmak üzere, birçok çevre taraf›ndan, grev ba¤lam›nda ulusal eylem ve protesto günü ça¤r›lar› yap›lmakta.
Almanya
Alman Parlamentosu taraf›ndan
yasalaflt›r›lmak istenen bilgi toplama-saklama yasas›na karfl› ülke çap›ndaki birçok kentte protesto eylemleri gerçeklefliyor. Temel hak ve
özgürlüklere dönük yeni bir sald›r›
anlam›na gelen “haberleflmenin
izlenmesinde yeniden düzenleme” ad› alt›ndaki bu yasayla birlikte, önümüzdeki alt› ay içinde tüm
Alman vatandafllar›na ait bilgilerin
kay›t alt›na al›nmas› planlan›yor. Polisin yan› s›ra tüm Alman istihbarat
birimleri bu bilgilere ulaflabilecek.
Venezüela
Venezüela’da yap›lmak istenen
anayasa reformu, beraberinde protestolar› da getirdi. Yeni anayasayla
birlikte, en baflta da Chavez’in
ömür boyu devlet baflkanl›¤›
garantilenmek istenmekte. Muhalif gruplar ise bunu “Chavez,
ömür boyu devlet baflkanl›¤›yla birlikte, kendi diktatörlü¤ünü yaratman›n alt yap›s›n› haz›rl›yor” biçiminde
de¤erlendirmekteler.
Anayasa reformuna karfl› en
baflta da ö¤renciler çeflitli eylemler
gerçeklefltirmekteler. Ö¤rencilerin
eylemlerdeki bafll›ca talebi ise, anayasa reformu için Aral›k bafl›nda yap›lmas› planlanan referandumun ertelenmesi. Ancak binlerce ö¤rencinin kat›ld›¤› eylemlere, polis göz yaflart›c› gaz vb. silahlarla, oldukça fliddetli bir sald›r› gerçeklefltirerek,
çok say›da ö¤renciyi gözalt›na ald›.
‹ran
Otobüs floförlerinin 2005 y›l›nda Tahran’da gerçeklefltirdi¤i eylem
ve grevlere önderlik etti¤i gerekçesiyle ayn› dönemde tutuklanarak 8
ay hapis yatan sendikal önder Mansur Osanlu hakk›nda aç›lan dava
geçti¤imiz günlerde sonuçland›.
Mahkeme Osanlu’ya 5 y›l hapis cezas› verdi. Osanlu ayr›ca 2006 y›l›nda yeniden tutuklanm›fl ve birkaç ay
sonra tahliye edilmiflti. Geçti¤imiz
Temmuz ay›nda ise “rejim aleyhine bildiri da¤›tmak”la suçlanarak
gözalt›na al›nan Osanlu, Tahran
Otobüs ‹flçileri Sendikas› Baflkan›
olarak bilinmesine karfl›n, devlet
yetkilileri, yasal olarak böyle bir
sendikan›n olmad›¤›n› söyleyerek,
Osanlu’nun sendikac› oldu¤unu kabul etmiyor.
karfl› artan hoflnutsuzlu¤unu genifl çapl›
grev, iflgal vb. eylemlerle d›fla vurmas›,
bu durumun ise, ekonomik/siyasal krizleri giderek derinleflen egemenler aç›s›ndan art›k aç›k bir yönetememe krizine dönüflmesi, onlar aç›s›ndan, yeni sald›r›lar› zorunlu k›lmaktad›r.
K›sacas›, sald›r›lar›n dozunu art›rmalar›n›n gerçek nedeni, dünyan›n ezilenlerinin dünya ölçe¤indeki silkiniflleridir. Bast›rmak istedikleri esas olarak bu silkinifltir. Bu silkinifli bast›rmak, dünyan›n geri kalan zenginliklerini
paylaflmak istemekteler bir an evvel. Bunun içindir ki, aralar›ndaki, özü dünya
zenginliklerini paylaflmaya dayal› çat›flmalar, halklara dönük sald›r›lar noktas›nda söz konusu olmamaktad›r. Çünkü emperyalist-kapitalist sistemin
sahipleri ve uzant›lar› flunu çok iyi
bilmekteler ki, ezilenlerin, omuzlar›nda tafl›d›klar› dünyan›n yükünden kurtulmak için gerçeklefltirdikleri bu tek tek hamleler birbiriyle bulufltu¤unda do¤acak gücün
yarataca¤› etki, onlar›n her türden
nükleer-kimyasal ve bilumum geliflmifl silahlar›ndan daha etkili olacakt›r. Onlar› korkutan da iflte budur!
İşçi-köylü 14
Tarihten sayfalar
16-29 Kasım 2007
Yeralt›nda ezilenler yeryüzüne seslenirler: “Günü geldi grev derler”
onguldak Madencilerinin, 30 Kas›m 1990 tarihinde bafllayan ve 25 Ocak 1991 tarihinde, “Körfez Krizi” bahanesiyle ülke çap›nda tüm grevlerin ertelenmesiyle bitirilen büyük grevinin üzerinden 17 y›l geçti. Madencilerin, 4 Ocak’ta Ankara’ya yürüyüfle bafllamalar›, eylemde kararl›l›klar›n› ve
azimlerini gösteriyordu. On binlerce madencinin yürüyüflüne sistemin cevab› ise barikatlar ve yasaklar oldu.
Z
Yaz›y› sürekli k›flk›rt›r insan›n tarihi. E¤er söz konusu iflçi olursa…
E¤er söz konusu onun evrensel çilesiyse… Bu çilenin çevriminde gider
gelir insan... En çok da “kömür gözlüm” melodisi dolan›r diline. Atfen
sevgi ve sayg› sözcükleri ço¤altmak
gelir içinden. “Dilim varm›yor
ama kabahatin ço¤u senin” deseler bile, yapt›klar› iflin hat›r› için duymazl›ktan gelirsin. Çünkü onda ‘yanar-atefl’le vuruflman›n laf görmez
kimli¤i vard›r.
“Madenciler toprakla savafl›rlar sabahlar›
Akflam olunca bar›fl›rlar
Madenciler kömür bulurlar
kendi yüreklerinde
Ifl›kla selamlarlar birbirlerini
madenciler
Madenciler ölümle bölüflürler
yemeklerini”
Kimi fliirler coflkunuzu doruklar;
kimilerinin içindeki bitimsiz ac›, bir
hüzün kas›rgas›n›n içine al›r sizi, 盤l›¤a dönüflür sesiniz.
Has flairlere özgü bir yarat›c›l›kla
üretilen benzer dizeler, Zonguldak’›n
kara yazg›s›n›n da bir özetidir asl›nda.
Öyle ya, dipçik zoruyla sokulduklar›
ocaklarda, bedenlerini vererek ç›kard›klar› kömürle ülke ekonomisine
can veren Zonguldakl›lar, iflsizli¤in
kahrolas› aczinde debelenmektedir,
ülkenin di¤er kentlerinde oldu¤u gibi...
‹lhan Berk, “Örgütlenmifl
eme¤in s›k›yönetim kenti” demiflti buras› için. Do¤ru bir tan›mlamad›r bu. Yeralt›nda çal›flmaktan baflka bir seçenek sunulmam›flt›r yoksul
Zonguldakl›lara. Do¤ayla savaflmak,
mitolojik ça¤lardan bu yana kaderi gibidir onlar›n. Üstelik bu amans›z savafl, kendine özgü kavramlar› da oluflturarak kentin kimli¤ini de biçimlendirmifltir. Mahalle, cadde, sokak adlar›n›n neredeyse tümü yeralt›ndaki çal›flman›n ürünüdür. Yaln›zca buraya
özgü “mürettep köy” kavram›yla
birlefltirilen köylerinse adlar› çok da
önemli de¤ildir. Sonuçta ya “Domuzdamc›” köyündensinizdir ya da
“Kazmac›”.
Daha çok a¤›t yak›l›r
Zonguldak’ta
Söylenceler, maniler, hatta ninniler bile oca¤a dairdir bu kentte. “Tabancam› ya¤lad›m / Yan belime ba¤lad›m / Kör olas› yârimi / Kara oca¤a
yollad›m.” Yuvalar y›km›fl; ba¤r›nda
fl›na gelebilecek her türlü kazan›n sorumlusunun kendileri oldu¤u izini
al›rs›n›z.
Ekme¤in can pahas›na kazan›ld›¤›
bu hüzün dolu kentte, yüzlerce y›ll›k
üretim tarihinin her günü, her saati,
belki de her an› bir baflka ac›n›n, biten
bir hayat›n, y›k›lan hayallerin, sönen
umutlar›n ad›d›r bir anlamda... Bir önceki gün yaflananlar›n a¤›zda kalan
tatlar›, iç burkan hüznü, kederi, neflesiyle, birer birer girilen ocaklarda, yü-
Yerin derinliklerinden geldiler
Ellerinde susmak bilmeyen bir yeralt› günefliyle
Ne kadar diplere bast›r›lsa
O kadar bo¤ulmak bilmez yank›s›yla yüreklerinin
A¤›r a¤›r geldiler...
Sonra her gün geldiler, artarak geldiler
Kad›nlar› çocuklar› ve alk›fllar›yla
Yo¤urt mayalar gibi geldiler
Piflkin ekmekleri bölüp de paylafl›r
gibi
Su gibi atefl gibi
Her gün yeni a¤›zlar eklendi a¤›zlar›na
Yeni yollarla tan›flt› ayaklar›
Her gün yeni kabuklar çatlad›
Yeni kulaklar iflitmeye bafllad› söylediklerini
Bir kent oldular sonunda
Ve ad›n› de¤ifltirdiler ülkenin
Sadece sessizce yok olan yaflamlar de¤ildir haf›zalar›m›za kaz›nan
Zonguldak’›n kömür havzalar›nda. Bir
de direniflleri vard›r, yengileriyle, yenilgileriyle…
tafl›d›¤› cehennem atefline inat, ocaklar söndürmüfltür s›kça. Bu yüzden
türkü söylenmez de a¤›t yak›l›r daha
çok Zonguldak’ta.
Korkular›n›, kayg›lar›n›, tepkilerini, hayk›r›fllar›n› sürmeli gözlerinin ard›na gizler burada madenci. Sar›fl›n,
mavi gözlü de olsa, ille de sürmelidir
kara kara. Kömür karas›ndand›r sürmeleri. “Kozlu Müessesesi giriflinde
tam karfl›ya gelen yaflam saatinden
ürker, bakmaya çekinirsiniz. “Madenci dikkat, kaza geliyorum demez, emniyetli çal›fl, tedbir al.
Bu saati durdur” yazar saatin üzerinde. Bir baflka yerdeki yaz›da “Düflün! fiimdi kazay› önleme s›ras›d›r. Unutma, seni evde bekleyenlerin var” diye uyar›l›r madenci.” Bu uyar›lardan, madencilerin ba-
zer yüzer ölünen zamanlar yaflanm›flt›r.
Yitip gitmifltir 7 Mart’ta Armutçuk’ta, 3 Mart’ta Kozlu’da yüzlerce
madenci… Arkas›nda yüzlerce yar›m
kalm›fl öykü b›rakarak… Maden
ocaklar›nda ölümlerin nedeni “Grizu patlamas›” olarak aç›klan›r genelde ilgililerce. Nutuklar, resmi raporlar birbirine kar›fl›r. Her fley denilir de, ne “daha çok üretim” aç
gözlülü¤ünden söz eden olur, ne de
insan yaflam›n› hiçe sayan vurdumduymazl›ktan… “Kaç›n›lmaz kaza” raporuyla kapan›verir defter. Sadece lamba numaras›ndan ancak tan›nabilen, paramparça cesetlerin teslim
edilmesiyle derin bir sessizlik sarar
her yan›…
Zonguldak Maden
Grevleri
Zonguldak Maden Havzas›, üzerinde kömür üretiminin bafllad›¤›
1848 y›l›ndan günümüze kadar geçen
159 y›ll›k sürede, ifl ve yaflam koflullar›n›n düzeltilmesi için mücadele eden
madencilerin nice eylemine tan›k olmufltur. Havzadaki ilk eylem 1908’de
yap›lm›flt›r. Bu tarihte bir Frans›z flirketine ba¤l› olarak iflletilen madenlerde çal›flan iflçiler, kendileri için kurulan dispanserin masraflar›n›n patron
taraf›ndan karfl›lanmas› talebiyle grev
yaparlar. Bu ilk direnifl, taleplerinin
kabul edilmesiyle neticelenir. O günlerde grev kelimesinin literatüre henüz girmemifl olmas› nedeniyle haberi yay›nlayan gazeteler, “terk-i eflgal
(ifl b›rakma)”in salg›n hastal›k haline geldi¤ini ve ülkenin iktisadî duru-
munu etkiledi¤ini yazarlar.
Sonra ne bask›lar biter ne de
grevler… Tarih yazar tozlu defterine
kömür gözlü madencilerin direnifllerini… 1965 Kozlu, 1969 Algaput ve
daha niceleri…
Büyük Zonguldak
yürüyüflü
6 Kas›m 1990’da Türkiye Taflkömürü ‹flletmeleri’nde 42 bin, MTA’da
6 bin iflçi toplu görüflmelerin t›kanmas› üzerine 30 Kas›m’da greve ç›kar. Grev sistem taraf›ndan önce tam
bir sessizlikle, ard›ndan da çeflitli sald›r›larla durdurulmaya çal›fl›l›r. Ama
tarihini Kozlularla yazm›fl olan Zonguldak maden iflçileri üretimden gelen gücünü kullanarak grev karar› al›r.
Eylem komitelerini kuran iflçiler hep
birlikte seslerini duyurmak için Ankara’ya gitmeye karar› verir. Ancak iflçilere direniflin yolunu kapatmak için
araçlar› ellerinden al›n›r. Kararl› olan
iflçiler bunun üzerine 4 Ocak günü
Ankara’ya do¤ru yürüyüfle geçerler.
Barikatlar› aflarak ilerleyen maden iflçileri Ankara’ya yaklaflt›kça sistemin korkusu da artar. Kararl›l›kla
yürüyen iflçileri Mengen’de, binlerce
jandarma ve ifl makinalar›ndan oluflan
bir barikat karfl›lar. Gö¤üslerini açarak bu barikata yürüyen iflçilerin kararl›l›¤› ise bir baflka barikatla, sendikal ihanet barikat›yla durdurulur. Baflta fiemsi Denizer olmak üzere sendikac›lar askerle karfl›laflt›¤› s›rada pazarl›klar› tamamlarlar ve toplusözleflme imzalan›r. Bu toplusözleflme ile
Zonguldak iflçileri baz› ekonomik ve
sosyal kazan›mlar elde ettiler. Ama
Mengen’i geçememenin faturas› daha
sonralar› ocaklar›n özellefltirilmesi ve
örgütlülü¤ün da¤›t›lmas› olarak ödendi.
Zaferleriyle ve yenilgileriyle tüm
direnifller gibi Büyük Madenci Yürüyüflü de iflçi s›n›f›n›n mücadele tarihine unutulmayacak bir sayfa olarak yaz›ld›.
at
Kültür -San
Yaflam›n K›y›s›nda
Yap›mc›/yönetmen: Fatih Ak›n
Oyuncular: Nurgül Yeflilçay, Baki
Bayrak, Patrcia Ziolkwska, Tuncel Kurtiz, Nursel Köse ve Hanna Schygulla
Film esas olarak üç bölümden
olufluyor: Birinci bölüm olan “Kader’in ölümü”nde, Kader ad›nda, genelevde çal›flan Türkiyeli bir kad›n›n
öyküsü var.
Filmin ilk dakikalar›nda, yaflad›klar› Almanya’da do¤up büyümüfl, Alman üniversitelerinden birinde Germanistik Profesörü olan o¤lu Nejat’la
birlikte oturan, Ali ad›ndaki emekli
bir göçmen iflçiyi canland›ran Tuncel
Kurtiz’in, Kader’in çal›flt›¤› geneleve
gelmesi, burada O’nunla tan›flmas›
anlat›l›yor. Kader, efli Marafl’ta katledilmifl bir kad›n ve ülkede bir k›z› var.
Ali genelevde tan›flt›¤› kad›n›, burada kazand›¤› ücret karfl›l›¤› kendisiyle kalmaya davet eder. Kader de,
kimi durumlar›n yaratt›¤› çaresizlikten, Ali’nin teklifini kabul eder ve Ali,
Nejat ve Kader ayn› evde yaflamaya
bafllarlar.
Genç kufla¤›n baflar›l› yönetmenlerinden olan ve ilerici, duyarl› kiflili¤iyle de bilinen Fatih Ak›n, yine di¤er
filmlerinde de oldu¤u gibi, bu üçlünün diyaloglar›n› (asl›nda yurtd›fl›nda
yaflayan ço¤u insanda görüldü¤ü gibi,) yar› Türkçe-yar› Almanca vermifl
ve bu da filme ayr› bir gerçeklik katm›fl. Burada ayr›ca, filmdeki oyunculuklara k›saca de¤inmek gerekiyor,
Filmin baflrolündeki Nurgül Yeflilçay’›n d›fl›ndaki karakterlerin, ki
burada usta oyuncu Tuncel Kurtiz’e
ve yine usta bir oyuncu olan Hana
Schygulla’ya özel vurgu yapmak gere-
Film tan›t›m›....
?
e
d
n
i
s
e
r
e
n
n
›
m
a
fl
a
Y
kiyor, oynad›klar› rolle oldukça bütünlefltiklerini ve her birinin oldukça usta oyunculuk sergiledi¤ini görüyoruz.
Tekrar filme dönecek olursak,
üçlünün yaflam›, cinsellik düflkünü
yafll› baban›n, Kader’i bir kavga an›nda öldürmesi ile tümden de¤iflecektir.
Baba hapse girer, Nejat ise Kader’in tabutu ile birlikte ülkeye gelir. Ayn› evde yaflad›klar› süre içinde, sürekli afla¤›lanm›fl olan bu kad›nla insanca bir iliflki gelifltirmifl
olan Nejat, geldi¤i memlekette, kad›n›n “uzunca zamand›r kendisinden
haber alam›yorum” dedi¤i k›z›n›
bulmay› kendine görev edinir.
Bundan sonraki bölümlerde bir
de ö¤reniyoruz ki, asl›nda k›z devrimciymifl! Ama “keflke olmasaym›fl” dedirten cinsten bir devrimcilik bu! Yani “Devrimcili¤in K›y›s›nda”
denebilecek bir devrimci tiplemeyle
karfl› karfl›yay›z asl›nda. Ve film boyunca, k›z›n yaflam›n neresinde oldu¤unu bir türlü anlayam›yoruz.
Kendisinin kimli¤ini ö¤rendi¤imiz
bölüm, 1 May›s gösterileri ile aç›l›yor. Ve bu (gerçek) görüntüler, Partizan kortejiyle devam ediyor. Do¤ruyu söylemek gerekirse, dünya çap›nda denebilecek bir izleyiciyle buluflan bir filmde, Partizan pankart ve
flamalar› eflli¤inde yürüyen Partizan
kitlesini görmek hayli coflkuland›r›-
yor insan›.
1 May›s gösterisi sürerken, birden arka tarata bir hareketlenme
oluyor. Bir polisi döven göstericiler,
silah›na da el koyuyorlar. Silah› alan
ise, yüzü maskeli biri ve silah› ald›ktan sonra kaçmaya bafll›yor. Akabinde bu kiflinin Nurgül Yeflilçay oldu¤unu anl›yoruz. Silah› kapan k›z›m›z, peflinde polisler ve yüzünde maskeyle
kaçmaya devam ediyor. Ancak ne
hikmetse, olay yerinden uzaklaflt›ktan sonra, en az›ndan dikkat çekmemek için bile olsa, yüzünden maskeyi
ç›karmay› ak›l edemiyor! Koflturmaca, k›z›m›z›n bir apartmana girmesi,
burada insafl› bir ev sahibinin kendisine çat› kat›n› açmas› ve silah› buraya saklamas› ile bitiyor. Ancak bu
arada koflarken cep telefonunu düflürmüfl oldu¤unu fark ediyor ve telefon polislerin eline geçiyor. K›z›n
devrimcili¤ine iliflkin ilk soru iflareti
de, cep telefonunu kaybetti¤ini anlad›¤›nda, okkal› bir küfür etmesinde
olufluyor.
Ad›n›n Ayten Öztürk oldu¤unu ö¤rendi¤imiz bu “devrimci” k›z›m›z, bu olaylar›n ard›ndan solu¤u
yurtd›fl›nda al›yor. Kendisi sözde
“yoldafl” olan, ama söylemleri daha
çok tüccar› and›ran kiflilerce karfl›lan›yor ve bir iki gün içinde bunlarla
yap›lan küfürlü kavgalarla Ayten
bunlardan ayr›l›yor, annesini aramaya gidiyor.
Bu arada unutmadan, Ayten sular seller gibi ‹ngilizce konuflmas›ndan dolay› hiç dil sorunu da çekmiyor! Annesini bulam›yor, ama sokakta kald›¤› için bar›nma amaçl› girdi¤i
üniversitede, iyi niyetli Lotte ile tan›fl›yor ve insana “bu kadar da olmaz”
dedirten duruflu (savrulufl demek daha do¤ru) da bundan sonra iyice ortaya ç›k›yor. Annesiyle (Hana
Schygulla) birlikte yaflayan Lotte’nin
evinde kalmaya bafllayan Ayten’i, daha ilk akflamdan bir barda ç›lg›nca
dans ederken ve esrar içerken görü-
yoruz. Bununla da bitmiyor, Ayten
yine ayn› yerde, ayn› gece hemcinsiyle “farkl›” bir yak›nlaflmaya giriyor.
Velhas›l, gerek eylemde silah çalarken, gerekse tüm tav›rlar›yla,
abart›l› bir ciddi görünüm vermeye
çal›flan (ve böylece, Nurgül Yeflilçay’›n abart›l› oyunculu¤u da eklendi¤inde, gerçekçilikten iyice uzaklaflan)
kimi söylemlerinde radikal politik
söylemler tutturmaya çal›flan Ayten,
bir bakm›fl›z devrimci kiflilikten, di¤er
bir uçtaki, yoz bir kiflili¤e savrulmufl.
Hem de belli bir zaman diliminde de¤il, anl›k bir de¤iflimle! Örgütlülü¤ün
d›fl›na ç›kt›¤› andan itibaren devrimcili¤in çok uza¤›nda durufllar sergileyen, benzer kiflilikler yok mu denecek olursa; elbette vard›r ve bunlar
zaten hiçbir zaman gerçek anlamda
devrimci olmam›fllard›r! Filmin çekim
aflamas›na iliflkin kamuoyuna yans›yan bilgilere bak›l›rsa, devrimci tipleme daha gerçekçiymifl. Ancak Nurgül Yeflilçay böyle bir rolü radikal bularak oynamam›fl! Eh kendisine yak›flan da bu olsa gerek! (O’na bu rolle
ödül vermeyen Alt›n Portakal jurisini
kutlamak m› gerekiyor ne?)
Filmin devam›na gelince: Ayten’in
Almanya’da kaçak yaflamas›, yakalanmas› ve s›n›r d›fl› edilmesi ve Paflakap› Hapishanesi’ne konulmas› ve buradan durufluna denk düflen biçimde,
“piflmanl›k yasas›” ile ç›kmas› gibi
olaylarla gelifliyor.
Ayten’in peflinden Türkiye’ye gelen Lotte’nin ölümü (filmin ikinci yar›s›), Lotte’nin annesiyle iliflkileri de,
yine filmde ele al›nan di¤er konular.
Nejat ne oldu diyecek olursan›z;
O hala Kader’in k›z›n› aramaya devam ediyor….
(Bir ‹K okuru)
TÜYAP Kitap Fuar›’ndan
ak›lda kalanlar..
Bu y›l 26. düzenlenen TÜYAP Kitap Fuar› “Edebiyatta Akdeniz Akdeniz’de edebiyat” temas› ile 27
Ekim-4 Kas›m tarihleri aras›nda Beylikdüzü’nde
gerçeklefltirildi.
343 bin kiflinin kat›ld›¤› Fuar’da 526 yay›nevi
stand açt›. Metin And’›n onur yazar› oldu¤u fuarda
birçok yay›nevi taraf›nda fuar boyunca çeflitli söylefliler, paneller ve imza günleri gerçeklefltirildi. Fuar birçok aç›dan yay›n alan›ndaki de¤iflimleri gözlemleme
olana¤› sundu bizlere. Kat›lan yay›nevlerinin önemli
bir k›sm›n›n dersanelere ve okullara yönelik kitap
basmas› e¤itimin ticarilefltirilmesinin bir sonucu olarak karfl›m›za ç›kt›. En büyük ve en fazla ilgi çeken
stantlar›n bafl›nda da çeflitli dersanelere ait yay›nevlerinin kitaplar›, üniversitelere haz›rl›k setleri yer ald›. Bir bütün olarak ilkö¤retimden, liseye kadar oldukça hacimli bir sektör haline gelen alan fuarda
kendini ciddi bir flekilde hissettirdi.
Yay›nc›l›k, felsefe, tarihi veya sosyolojik konular
üzerine toplumun ayd›nlat›lmas›, kültürel düzeyinin
bir ad›m ileri tafl›nmas› espirisinden giderek uzaklaflmakta. Fuarda bu aç›kça görülebiliyordu. Her fleyin
tüketim için haz›rlan›p sunuldu¤u piyasa koflullar›na
aç›lan e¤itim sistemi de bundan nasibini fazlas›yla alm›fl görünüyor. Hafta içi ço¤unlu¤u kolejlerden tafl›nan çocuklara takdim edilen dershane kitaplar›n›n
d›fl›nda Harry Potter vb. fantastik bilimkurgu türünden kitaplar oldu. Tabii fuarda gülümseyen yüzüyle
stand›n her taraf›ndan bize bakan Aziz Nesin tutkunlar›n› da unutmamak gerekiyor. Ancak ne yaz›k ki
Nesin tek bafl›na bu tabloyu de¤ifltirmiyor. Belge,
Ceylan, Berfin, Sol, Sorun, Ozan vb. ilerici-sol çerçeve içinde toplumsal olaylar› bilimsel bir bak›fl aç›s›yla
yorumlama kayg›s› tafl›yan yay›nevlerinin say›s› bir
elin parmaklar›n› geçmeyecek kadard›. ‹letiflim, Can,
‹fl bankas›, Do¤an Kitap gibi büyük yay›nevlerinin
hem fuardaki yerleflimleri hem de okur ilgisi di¤er
yay›nevlerine göre oldukça iyiydi.
Sermayenin son on y›lda bas›n yay›n alan›ndaki
geliflimi kitap sektörünü de etkiliyor. Yap› Kredi Yay›nlar›’n›n Yaflar Kemal ve Naz›m Hikmet kitaplar›n›n telif haklar›n› almas› ve kitaplar› oldukça yüksek
fiyattan satmas› Fakir Baykurt, Kemal Tahir gibi de¤erli yazarlar›m›z›n yay›nevlerinin tekeline al›nmas›
kuflkusuz emekçilerin bu kitaplara ulafl›m›n› da zorlaflt›racak. Okurlardan gelen “kitaplar çok pahal›”
elefltirisinin önemli bir hakl›l›k pay› var. Sermaye
uzun y›llar saklamak, gizlemek için ter döktü¤ü Naz›m Hikmet’in kitaplar›n› flimdi tekeline alm›fl durumda. Medya gücüne sahip kimi sermaye kesimleri
ç›kard›klar› kitaplar›n niteli¤ine denk düflmeyen sat›fl
rakamlar› yakalamakta. Televizyon ve radyo arac›l›¤›
ile bir tüketim al›flkanl›¤› ile okurlar kitaplara yönelmekte ve kitaplar gündemden düfltükten sonra kitapla yolculu¤u da sona ermekte.
Fuarda çok satan kitaplar aras›nda gündemi bir
süre meflgul eden Nobel Ödülü kazanan Orhan Pamuk’un kitaplar›, “fiu Ç›lg›n Türkler”, Elif fiafak’›n
hakk›nda dava aç›lan “Baba ve Piç” isimli kitaplar›
bulunmakta.
Geliflen ›rkç›-milliyetçi dalga kitap seçimine de
yans›d›. Az say›daki yay›nevi d›fl›nda birçok yay›nevinin Türk bayra¤› ast›¤› dikkatimizden kaçmad›. Türk
solu gibi faflist dergilerin tirajlar›n› ikiye katlayarak
sat›fl yapt›klar› ald›¤›m›z bilgiler aras›nda. S›n›r ötesi
operasyon tart›flmalar› ile birlikte Kürt tarihi üzerine yay›nlanan kitaplara da artan bir ilgi göze çarp›yor. Bu noktada en popüler kitaplardan biri Hasan
Cemal’in “Kürtler” isimli kitab›.
Okurun çok da seçici davranmad›¤›n›, yazar›n ele
ald›¤› konuyu objektif bir gözle ele al›p almad›¤›n›n
belirleyici olmad›¤›n› eklemeliyiz. Fuar›n flehrin çok
uza¤›nda olmas›, ulafl›m s›k›nt›s› emekçilerin kat›l›m›n› önemli oranda s›n›rl›yor.
20 y›la yak›n bir süredir yay›n faaliyeti sürdüren
bizlerin fuarda bulunmam›z okurlar›m›z›n bizi aray›p
bulmas›, kurdu¤umuz iletiflim bizim aç›m›zdan de¤erliydi. De¤iflik kesimlerden okurlarla karfl›laflmak yüz
yüze gelmek bizim için anlaml›yd›. ‹lerici yay›nevleri
ile yay›n alan› üzerinden bir ortak paylafl›m sa¤laman›n bizi gelifltirdi¤ine inan›yoruz. Gelen kitle esas olarak emekçilerden oluflmasa da okurlar›m›z›n ilgisi bizi sevindirdi. Stantta ‹brahim Kaypakkaya’n›n “Seçme Yaz›lar” ile “Hayat› ve Mücadelesi” en fazla ilgi
gören kitaplar oldu.
Okurlar›m›z d›fl›nda da genifl bir kesim taraf›ndan
takip edilen bu kitaplar ‹brahim yoldafl›n ne kadar
kitlelerin haf›zas›nda de¤erli oldu¤unu bize bir kez
daha gösterdi. Halk›m›z, egemenler taraf›ndan yok
say›lmaya çal›fl›lan ‹brahim yoldafl› ba¤r›na basmaktad›r.
Sermaye devrimcilerin, komünistlerin nice bedellerle yaratt›¤› de¤erlere bugün biz yeteri kadar
sahip ç›kamad›¤›m›z için sahip ç›kmaktad›r. De¤erlerimize sahip ç›kmak onlar› gelecek kuflaklara aktarmak ve ulafl›m›n› kolaylaflt›rmak her duyarl› ve demokrat insan›n görevi olmal›d›r.
(Bir Umut Yay›mc›l›k çal›flan›)
İşçi-köylü 15
16-29 Kasım 2007
Gençlik
Gelece¤imiz için birleflelim, YDG Konferans›’nda buluflal›m
Ülkemizde düzenin çirkefli¤inden
en çok etkilenen kesimlerin bafl›nda
halk gençli¤i gelmektedir. Düzenin sahiplerinin yar›-sömürgeli¤e mahkum
etti¤i ülkemizde, emperyalizmin en
çok ilgisini çeken özelliklerden biri de
genç nüfusun yo¤unlu¤udur. Elbette
bu, gençlerin daha fazla sömürülebilece¤i anlam›na gelmektedir. Ancak düzenin gençli¤e ilgisi sadece bununla s›n›rl› de¤ildir. Gençlik gelece¤i yaflayan
olmas›, gelece¤i hakk›nda kayg›lar›n›n
ve beklentilerinin bulunmas› vb. nedenlerle de¤iflime, yeniye, sorgulamaya, daha da önemlisi isyana daha fazla
aç›kt›r ve potansiyeli egemenler aç›s›ndan ürperticidir. Dolay›s›yla
gençlerin yaln›zca çal›flt›r›lmalar›
de¤il, sindirilmeleri, yeni tan›flt›klar› dünyan›n adaletsizliklerini
ilahi bir yasa olarak kabul etmeleri ve boyun e¤meleri, uslu çocuklar haline getirilmeleri de gerekmektedir.
Sistemin gözünde de¤eri
olmayan gençlik
Bu düzen aç›s›ndan gençli¤in befl
paral›k de¤eri bulunmamaktad›r. Eskinin, geçmiflin kal›nt›lar›n›n/temsilcilerinin gelece¤e, yeniye, temize düflman
olmas› elbette ki do¤ald›r. Bunun için
sistemli bir flekilde gençli¤e yo¤unlafl›lmaktad›r.
Özellikle son y›llarda ard› ard›na
meclisten geçen ve halen de meclis
gündemine bombard›man halinde
gönderilen yasa taslaklar› ile halk
gençli¤inin zaten s›n›rl› olan e¤itim ve
mesleki haklar› gasp edilmektedir.
Yeni YÖK Stratejisi’yle e¤itim
toplumsal de¤il bireysel bir hak olarak
tan›mlanarak art›k iyice göstermelik
hale gelen paras›z e¤itim üzerine tüm
beklentiler yok edilmektedir. Müfredat›n belirlenmesinde ö¤renciye, ö¤retim üyesine hiçbir hak verilmemek-
Çanakkkale
11 Kas›m’da saat 15.30’da Cumhuriyet Meydan›’nda bir araya gelen
SGD, YDG, GD, DGH, Ö¤renci Kolektifleri ve YGH’liler burada YÖK’ün
uygulamalar› ve son dönem yükselen
›rkç› faflist dalgalanmaya karfl› birleflik
mücadele ça¤r›s›nda bulunuldu. Eylem
“Savafla de¤il e¤itime bütçe”, “Yaflas›n
halklar›n kardeflli¤i”, “Ferman devletin
üniversiteler bizimdir”, “Pparas›z bilimsel anadilflde e¤itim”, “E¤itim hakk›m›z engellenemez” sloganlarlar›n›n
at›lmas› ile son buldu.
Yap›lan aç›klaman›n ard›ndan bas›n ve kat›l›mc›lar yine YÖK protestosunun devam› olarak Belediye Sosyal
Tesisleri’nde yap›lacak forum ve etkinli¤e (fliir müzik sinevizyon gösterimi) davet edildi. Ve toplu bir flekilde
etkinlik alan›na do¤ru yürüyüfle geçti.
Çanakkale ‹l Emniyet Müdürü Orhan Okur’un da aralar›nda bulundu¤u
sivil ve çevik kuvvet güçleri toplu bir
flekilde yürüyemezsiniz bahanesiyle
ö¤renci ve DKÖ temsilcilerine sald›rd›. Sald›r› ile beraber birçok ö¤renci
yaralanm›fl ve etkinlik binas›n›n önü
tutularak yap›lmas› düflünülen forum
provake edilmifltir. Sald›r› sonucunda
yaralanan arkadafllar›m›z›n yan›s›ra içlerinde iki YDG’li arkadafl›m›z›nda bulundu¤u 6 devrimci ö¤renci gözalt›na
al›nm›flt›r. Bir günlük gözalt›ndan sonra b›rak›lan arkadafllar›m›z gözalt›nda
hakaret tehdit ve küfürlere maruz kald›klar›n› belirttiler. (Çanakkale YDG)
binlerce yoksul genç zorla askere al›narak da¤lara gönderilmektedir. S›n›f düflmanlar›n›n tehdidi ve
zorlamas› ile kendi s›n›f›ndan, yafl›t›ndan onurlu gençlerin temsil etti¤i hakl› direnifli bast›rmas› beklenmektedir.
Ve asl›nda u¤runa canlar›n› verdikleri
düzenin gözünde hiçbir de¤erlerinin
olmad›¤›n› flans eseri ölmeyip, esir
düfltüklerinde bariz flekilde görmektedirler.
Militan bir mücadele ile
kurtulaca¤›z
te ancak “iflveren” dedikleri para sahiplerinin önerileri esasa al›nmaktad›r.
Ülkemizde bugüne kadar lafta da olsa
kabul edilen üniversitelerin bilime katk› sunmas› art›k reddedilmekte ve temel misyon olarak iflverenin milyonlarca iflsiz aras›nda aray›p da
bulamad›¤› nitelikli ve esnek iflçiyi yetifltirmesi öne ç›kar›lmaktad›r.
Bununla yetinilmemekte, mezuniyet sonras› da eziyet devam etmektedir. Ve bu sorunlar milyonlarca emekçiyi bekleyen sald›r›lardan ba¤›ms›z
de¤ildir. Yaflam boyu ö¤renme ad› alt›nda iflverenin arzu etti¤i flekilde, bir
kiflinin birden fazla ifli becerebilmesi
amac›yla aç›lan özel kurslara, beceri
merkezlerine giderek ve binlerce lira
harcayarak ve türlü s›navlara girerek
sertifikalar almam›z, mesleki yeterlili¤imizi kan›tlamam›z istenmektedir.
Gelece¤ini çalanlar
beynini de zehirliyorlar
Gençli¤e yaflam zindan edilmekte,
gençlik sistemli flekilde devrimci politikadan uzak tutulmakta ancak düze-
nin bekas› için seferber edilen ilk kesim haline de getirilmektedir. “Cumhuriyeti korumak”, “teröre karfl› ç›kmak” ad› alt›nda kendisine düflman
olan bir sistemin ç›karlar› için binlerce
genç yo¤un bir propaganda ile, ço¤u
zaman zor ve tehditle eylemlere tafl›nmaktad›r. E¤itim hakk› gasp edilen, yoksul, lümpenli¤e mahkum
edilen gençler ›rkç› ideolojiyle
farkl› milliyetlerden s›n›f kardefllerine sald›r›rken, üniversitelerde en ufak bir sosyal etkinli¤e tahammül edemeyen rektörler
dersleri iptal ederek otobüslerle
ö¤rencileri düzeni savunma eylemlerine götürmektedir. Halk
gençli¤i floven, ›rkç›, faflist ideolojiyle
zehirlenmekte, ›rkç› sloganlarla, militarist nutuklarla gerçek dostlar›na
karfl› ç›kmas› istenmektedir.
Bununla da yetinilmemektedir. En
temel ve do¤al hakk›na sahip ç›kmak için da¤lar›n doruklar›n›
mesken tutan, zulüm ve bask›
ordusuna karfl› direnifli seçen
Kürt ulusunun yi¤it gençlerine
karfl› silah elde savaflmalar› için
Halk gençli¤i üzerinde gerçek düflmanlar›n›n oynad›¤› oyunlar› bugünlerde bariz flekilde görmekteyiz. Ancak her fleyde oldu¤u gibi bu konuda
da karfl›t güç kendisini göstermektedir. Her fley karanl›k de¤ildir. Bu ülkede ayd›nl›¤›, gelece¤i, hakl›y›, direnifli
seçenler de var, bask›ya boyun e¤meyenler de. Bu nedenledir ki T. Kürdistan›’na yap›lan say›s›z seferler zaferle
bitmemekte, direnifl engellenememektedir. Yarg›s›z infazlara, bask›lara,
bask›nlara, zindanlara ra¤men devrimci mücadele bast›r›lamamaktad›r.
‹flte bununla ba¤lant›l› olarak, düzenin sahiplerinin zehirledi¤i
toplumun en dinamik kesimini
örgütlemek, ›rkç›/flovenist dalgaya karfl› gençli¤e gerçek dost ve
düflmanlar›n› göstermek, e¤itim
ve mesleki haklar› için birleflmesini sa¤lamak ve emperyalizme
ba¤›ml› faflist düzene karfl› devrim için harekete geçmek amac›yla 20 y›ld›r ülkemizde mücadele yürüten Yeni Demokrat
Gençli¤in 2. Konferans› 24-25
Kas›m’da Adana’da gerçekleflecek.
Yeni Demokrat Gençlik bu kritik
dönemde gerçeklefltirece¤i konferansta emperyalizme ve faflizme karfl›
onurlu, devrimci bir gençlik yaratmak,
Ö¤renciler YÖK’e karfl› alanlarda!
Yüksek
Ö¤retim
Kurumu
(YÖK)’un kurulufl y›ldönümünde ö¤renci gençlik alanlardayd›.
‹stanbul’da ilk eylem saat 13.00’te
E¤itim-Sen ‹st 6 No’lu Üniversiteler fiubesi taraf›ndan gerçeklefltirildi. ‹stanbul
Üniversitesi Beyaz›t Kampusu önünde
biraraya gelen E¤itim-Sen üyeleri,
YÖK’ün ö¤retim üyeleri, akademisyenler ve ö¤rencilere yönelik politikalar›n›
protesto ettiler. Türkiye’de linç kültürünün gelifltirildi¤ini dile getiren akademisyenler, 12 Eylül zihniyeti de¤iflmedi¤i sürece YÖK’ün kald›r›lmas›n›n yeterli olmayaca¤›n› ifade ettiler. Eylemde “Savafla de¤il e¤itime bütçe”, “Yaflas›n örgütlü mücadelemiz” sloganlar› hayk›r›ld›.
Beyaz›t Kampüsü’nde ikinci eylem
13:30’da lise ve üniversite ö¤rencileri
taraf›ndan gerçeklefltirildi. “Kirli savafla ve flovenizme karfl›, halklar›n
kardeflli¤ini hayk›r” yaz›l› pankart
açan üniversite ö¤rencilerine “Ne ticarethane ne hapishane, eflit özgür
lise” pankart› ile lise ö¤rencileri de kat›ld›. Üniversite önünden sloganlarla girifle yürüyen bir di¤er grup, söz eylem
örgütlenme özgürlü¤ünün sa¤lanmas›n›
istedi.
Tersane iflçileri de ö¤rencilerin eylemine destek sunmak amac›yla alandayd›.
“Üniversiteler iflçi emekçi çocuklar›na kapat›lamaz” yaz›l› pankart açan T‹B-DER’in kat›l›m› coflkuyu
da yükseltti. Alanda s›k s›k “Ne AKP
Ankara
SGD, DGH, DPG, Ekim Gençli¤i, Genç Direniflçi, Tüm-‹GD ve HÜÖD’ün aralar›nda bulundu¤u
gençlik örgütleri taraf›ndan YÖK’ün kurulufl y›ldönümü Sakarya Caddesi’nde protesto edildi. Konur Sokak giriflinde toplanan ö¤renciler kortej oluflturarak
yürüyüfle geçti. Karanfil Sokak giriflinde polis barikat›
ile karfl›laflan ö¤renciler, kararl› durufllar›n› ortaya
koydu. Selanik Sokak’a yönelen ö¤renciler burada ise
köprüden geçme dayatmas›na maruz kald›. Ö¤renciler yürüyüfllerini yolu trafi¤e kapatarak sürdürdü.
Sakarya’da yap›lan bas›n aç›klamas›n› Gökmen
ne YÖK üniversiteler bizimle özgürleflecek”, “Tersane iflçisi yaln›z
de¤ildir” sloganlar› hayk›r›l›rken, lise
ö¤rencileri ÖSS’nin kald›r›lmas›n› istedi.
Eylem halaylar›n çekilmesinin ard›ndan E¤itim Fakültesi’ne yürünmesi ile
sona erdi.
* Sar›gazi Liseli Gençlik 6 Kas›m’da
Mehmetçik Lisesi önünde biraraya gelerek YÖK’ü protesto eylemi gerçeklefltirdi. “‹dare-Jandarma iflbirli¤ine
son”, “Paras›z e¤itim istiyoruz” vb.
sloganlar atan liseli gençlik, Mehmetçik
Lisesi önünde, üzerinde “YÖK’e hay›r” yazan bir pankart açarak yürüyüfle
geçti. Temel Haklar ve Özgürlükler
Derne¤i önüne kadar yürüyen gençler,
burada, yürüyüfl boyunca akrepler ve
robokoplarla efllik eden jandarma tara-
f›ndan da¤›t›lmak istendi. Sloganlarla jandarmaya tav›r koyan liseli gençli¤in bu
tutumu karfl›s›nda geri çekilen jandarma,
daha sonra sokak aralar›nda eylemci
“av›” gerçeklefltirdi. 2 ö¤renciyi yakalayarak akrebe bindiren ve burada iflkence eden jandarma, ö¤rencileri daha sonra serbest b›rakt›.
* Hatay’da bu y›lki YÖK protestolar› faflist, flovenist bask›lar›n karfl›s›nda
“Yaflas›n halklar›n kardeflli¤i” fliar› ile örgütlendi. Protesto MKÜ-Ö⁄DER taraf›ndan düzenlendi. Eylemde tek pankart
açma karar› alan MKÜ-Ö⁄DER, tüm
ilerici, devrimci ve demokrat kurumlar›
kendi pankartlar› alt›nda yürümeye ça¤›rd›. Merkez E¤itim Fakültesi önünde
toplanan yaklafl›k 150 kiflilik ö¤renci kitlesi, Rektörlük önünden D›fl Kap›’ya ka-
Karsarvan okudu. Karsarvan, 12 Eylül askeri faflist
darbesinin ürünü olan YÖK’ün kald›r›lmas› gerekti¤ini dile getirdi. Ö¤renci topluluk ve kulüplerinin nedensiz kapat›ld›¤›na dikkat çeken Karsarvan, kültür
sanat etkinliklerinin, örgütlenme araçlar› t›rpanlanmak istendi¤ini ifade etti.
Eylem flair Mehmet Özer’in yapt›¤› konuflma ve
fliirleri ile devam etti.
Türkiye’nin çeflitli illerinden Ankara’ya gelen
Gençlik Federasyonu üyeleri, YÖK’ü 26. kurulufl y›ldönümünde protesto etti. Abdi ‹pekçi Park›’nda sabah saatlerinde toplanan ö¤renciler, buradan otobüslerle Bilkent’teki YÖK Baflkanl›¤›’na hareket etti.
militan mücadeleyi yükseltmek için
toplanacak. Ülkenin dört bir yan›ndan
gelen delegeler, gözlemciler, misafirler ve kitle örgütleri temsilcileri kolektif flekilde hareket ederek gençli¤e
yönelik sald›r›lar› deflifre edecek, çözüm ve mücadele yollar›n› tart›flacak.
Gençli¤in kendisini ifade edebildi¤i,
gerçek hak ve taleplerini dillendirebilece¤i bir örgüt olan ve yaln›zca gençli¤in kendi gücüne dayanarak bu topraklarda faaliyet yürüten YDG’nin zaaflar›n›, yetersizliklerini gözden geçirecek. Daha genifl kitlelere aç›labilmesi, odak haline gelebilmesi için nas›l bir
hatta ilerlemesi gerekti¤ini ele alacak.
Uzun süredir YDG’nin sürdürdü¤ü ve kitle çizgisini sorgulayan, kitle
çizgisinde s›çrama yaratma amaçl› tart›flmalar›n merkezi bir iradeyle birlikte
ele al›nmas› oldukça önemlidir. Gerçek bir demokratik kitle örgütü gibi
iflleyen, her bir YDG’linin kendisini rahatl›kla ifade edebilece¤i, flefçi, sekter
tutumlar› reddeden, demokrasiyi/birimi öne ç›kartan bu tart›flmalar›n amac›, ilk konferans›na göre daha demokratik bir konferans örgütlemektir. Bir
di¤er hedef ise bu tart›flmalar›n sonuçlar›na uygun bir çal›flmayla 3. konferans›n daha da demokratik ve kitlesel olarak örgütlenmesinin temellerini
atabilmektir.
YDG’nin devrimci gençlik hareketini yükselteme amac›yla yapt›¤› çal›flmalar›n ve ele ald›¤› tart›flmalar›n
merkezi bir konferansla ele al›nmas›
elbette sürecin bitti¤i anlam›na gelmemektedir. Aksine yeni sürecin daha da
ileri tafl›nmas› aç›s›ndan önemli bir
ad›m› ifade etmektedir. Bu nedenle
emperyalizme, faflizme, flovenizme ve her türlü gericili¤e karfl›
gençli¤in devrimci saflarda örgütlenmesi gerekti¤ini savunan
herkesi katk› sunmas› için konferans›m›za bekliyoruz.
(Yeni Demokrat Gençlik)
YDG Konferans›
24-25 Kas›m-Adana
24 Kas›m
i.
1. Konferans’tan bu yana YDG’nin
faaliyet de¤erlendirmesi ve serbest kürsü.
10.00-12.00
ii.
Yemek aras› 12.00-13.00
iii.
Önümüzdeki süreç 13.00-16.00
Politik yönelim üzerine sunumlar
ve serbest kürsü
Örgütsel yönelim üzerine sunumlar ve serbest kürsü
iv.
Ek gündemler 16.30-18.00
25 Kas›m
i.
Gençli¤in e¤itim ve mesleki hak
gasplar›na yönelik emperyalist yasalar ve
mücadele yöntemleri-sunum ve serbest
kürsü 10.00-13.00
ii.
Yemek aras› 13.00-14.00
iii.
Kürt gençli¤inin sorunlar› ve
örgütlenmesi-panel ve serbest kürsü
14.00-15.30
iv.
Tar›m iflçilerinin sorunlar› ve
örgütlenmesi üzerine serbest kürsü
15.45-16.45
v.
Hapishaneler sorunu üzerine
serbest kürsü 17.00-17.40
vi.
Genç kad›n ve örgütlenme sorunlar› üzerine serbest kürsü 17.50-18.30
vii. Kültür sanat politikam›z 18.4019.20
viii. Etkinlik 19.30-21.30
Adres: Turhan Cemal Beriker Bulvar›, Kayahan Apartman› alt›
No: 28/C Dörtyol A¤z› Seyhan/Adana
dar gelerek burada bir bas›n aç›klamas›n› yapt›. Eylemede “Özerk demokratik üniversite istiyoruz-MKÜ-Ö⁄DER” pankart› aç›ld›. Sloganlar eflli¤inde
yap›lan bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan kitle yürüyerek E¤itim Fakültesi önüne
geldi ve eylemi halaylarla bitirdi. Eyleme
ayr›ca Partizan, Al›nteri ve E¤itimSen, BES ve ESP de kat›ld›. (Hatay
YDG)
* Samsun’da 19 May›s Üniversitesi
ö¤rencileri yapt›klar› bir yürüyüfl ile
YÖK’ü protesto etti. “Piyasalaflan
üniversite de¤il, paras›z bilimsel
e¤itim istiyoruz” yaz›l› pankart açan
ö¤renciler, E¤itim Fakültesi’nden Fen
Edebiyat Fakültesi’ne yürüdü. Çeflitli
sloganlar atan ö¤renciler tafl›d›klar› dövizleri yan yana koyarak horon tepti.
* Kocaeli Üniversitesi An›tpark Yerleflkesi önünde bir araya gelen 200 ö¤renci ve çeflitli demokratik kitle örgütü
temsilcileri, “YÖK’e hay›r. Demokratik üniversite istiyoruz, alaca¤›z”
yaz›l› bir pankart açt›. Sabri Yal›m Park›’na kadar yürüyen kitle, burada bir bas›n aç›klamas› yapt›.
* Siirt E¤itim Fakültesi ö¤rencileri,
fakülte binas› önünde bir araya gelerek,
YÖK’ün kuruluflunun 19. y›ldönümünü
protesto etti. Ö¤rencilerin yapmak istedi¤i protesto eylemine polis izin vermek
istemedi. Polis ile ö¤renciler aras›nda k›sa süreli bir gerginlik yaflan›rken, ö¤renciler “YÖK’e hay›r”, “Demokratik
üniversite istiyoruz” ve “Ana dilde
e¤itim hakk›m›z engellenemez”
dövizleri ile “Edî Bese” yaz›l› pankart
açt›.
(H.Merkezi)
YÖK binas› önünde aç›klamay› okuyan Günay Da¤,
bilimden ve demokrasiden yana ne varsa YÖK’ün kurulufluyla yok edilmek istendi¤ini söyledi. Da¤,
“Gençli¤in düflünmesini, üretmesini, dahas› nefes almas›n› dahi engelleyen bir kurum var. Bu kumun ad›
YÖK” dedi. Bas›n aç›klamas›n›n ard›ndan üç kiflilik bir
heyet YÖK Baflkan› Erdo¤an Teziç ile görüfltü.
YÖK’ün anti demokratik uygulamalar›na karfl› toplanm›fl imzalar Teziç’e verildi.
Görüflme sonras› bilgi veren Günay Da¤,
YÖK’ün kald›r›lmas› konusunda düflüncelerini Teziç’e aktard›klar›n›, Teziç’in “YÖK’ü savunmuyorum,
savunmayaca¤›m” dedi¤ini aktard›.
Mersin
6 Kas›m Mersin Üniversitesinde
de protestolarla karfl›land›. YDG,
DSG, DPG, ÖGD ve Yurtsever
Gençlik Hareketi’nin örgütledi¤i
eyleme yaklafl›k 150 kifli kat›ld›. 5
Kas›m tarihinde Fen-Edebiyat Fakültesi önünden Mühendislik Fakültesi’ne kadar bildiri da¤›t›m› yap›ld›,
tüm üniversite ö¤rencileri 6 Kas›m’a davet edildi.
6 Kas›m günü kitle Rektörlük
önünde topland› ve “Paras›z Bilimsel Anadilde E¤itim için
YÖK’e hay›r Devrimci-Demokrat-Yurtsever ö¤renciler”
pankart›n› açt›. Eylemde s›k s›k
“YÖK polis medya bu abluka
da¤›t›lacak”, “Faflizme karfl›
omuz omuza” vb.” sloganlar at›ld›. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda e¤itimde dayat›lan emperyalist politikalara ve son günlerde artan ›rkç›
faflist sald›r›lara de¤inildi. Bas›n aç›klamas› bittikten sonra okul içerisinde panel yap›ld›. (Mersin üniversiteli YDG)
Bursa
Bursa’da farkl› tarihlerde yap›lan
iki eylemle YÖK protesto edildi.
6 Kas›m günü Uluda¤ Üniversitesi ö¤rencileri kütüphane önünden Mediko-sosyal tesislerine kadar
yürüdüler. Burada bas›n aç›klamas›
okundu.
‹kinci eylem de 8 Kas›m günü
Bursa merkezde yap›ld›. Eylemi
DGH, Ekim Gençli¤i, Emek
Gençli¤i, SGD, SDG, Genç Kurtulufl, YDG, DPG örgütlerken
Partizan, DHP, BDSP, Bursa Temel Haklar Derne¤i, Batis, SDP,
ESP ve KESK’e ba¤l› baz› flube üyeleri de destek verdi. Mafel Cafe
önünden AVP Tiyatrosuna kadar
slogan ve alk›fllarla yüründü. Burada
bas›n aç›klamas› okundu. Eylem
Gündo¤du Marfl›’n›n okunmas›yla
son buldu.
işçi-köylü
UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹
Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah.
‹mam Murat Sok. No:8/1
Aksaray-Fatih/‹STANBUL
Tel: (0212) 521 34 30 FAKS: (0212) 621 61 33
Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL
Bask›: Gün Matbaac›l›k Beflyol Mah. Telsizler Mevkii
Akasya Sk. No:23/A K.Çekmece/‹stanbul Tel: 0212 426
63 30-580 63 80
Genel Da¤›t›m: YAY-SAT ISSN: 1303-0299
B‹Z HALKIZ GELECEK ELLER‹M‹ZDED‹R
e-mail: [email protected]
Demokratik Halk ‹ktidar› ‹çin
www.iscikoylu.org
BÜROLAR
KARTAL: ‹STASYON CAD. DÖRTLER APT. NO: 4/2 KARTAL, TELEFAKS: (0216) 306 16 02
ANKARA: TUNA CAD. ÇANAKÇI ‹fiHANI NO:11 KAT: 3 DA‹RE: 32 ÇANKAYA TEL: (0312) 430 67 65 Cep: 0 535 562 33 72
‹ZM‹R: 856 SOKAK, NO:48/203 KEMERALTI KONAK, TEL: (0232) 446 78 07 Cep: 0 544 932 24 15
MALATYA: DABAKHANE MAHALLES‹, BOZTEPE CAD., BABACAN ‹fiHANI NO: 9 KAT: 1/16 TEL: (0422) 325 78 13 Cep: 0 543 746 36 31
ERZ‹NCAN: ORDU CAD. ORDU ‹fiHANI KAT:3 TEL: (0446) 223 67 18 CEP: 0 536 697 94 19
BURSA: SELÇUK HATUN MAH. ÜNLÜ CAD. SÖNMEZ ‹fi SARAYI KAT: 2 NO: 185 HEYKEL, TEL: (0224) 224 09 98 Cep: 0 536 613 81 98
MERS‹N: S‹L‹FKE CAD. ÇAVDARO⁄LU ‹fiHANI KAT: 3 NO: 118 MERS‹N
AVRUPA MERKEZ BÜRO: WESELER STR 93 47169 AS-DRUCK DUISBURG-ALMANYA TEL: 0049 203 40 60 958 FAKS: 0049 203 40 60 959
Hindistan’da gizli savafl›n yeni bir cephesi: Salwa Judum
Girifl:
Gazetemizin okurlar› Hindistan’a çok
da yabanc› de¤il. Özellikle Hindistan Komünist Partisi (Maoist)’in ülke çap›ndaki
(ama özellikle de Nepal’den Karnataka eyaletine uzanan k›z›l koridor
diye tabir edilen 12 eyalette) gücüne
ve sürece dair gazetemizde s›k s›k ç›kan
haber, yorum ya da çeviriler sayesinde hepimizin belli bir fikri var.
Hindistan’daki halka yönelik bask› ve
katliamlar› incelemek üzere IAPL taraf›ndan örgütlenen ikinci Gerçekleri Araflt›rma Faaliyetiydi, Chattisgarh’a gerçeklefltirilen gezi. Daha önce de 2004 y›l›nda yine
Maoistlerin güçlü oldu¤u bölgelerden biri
olan Andhra Pradesh’e ayn› amaçla gidilmifl ve eyaletteki devlet terörüne tan›kl›k edilmiflti.
‹ncelemelerimiz sonucunda elde ettiklerimize, Hindistan halk›ndan ve onlar›n
yaflam koflullar›ndan bahsetmeden geçmek
mümkün de¤il. Hindistan halk›n›n yoksullu¤unu ölçmek ya da zihinlerde canland›rmak için ülkemiz aç›s›ndan bir karfl›laflt›rma yapman›n imkan› yok görünüyor. Büyük flehirlerindeki görkemli yap›lar›n, ticaret merkezlerinin, lüks evlerin yan›nda bu
zenginli¤i kuflatan ve insan›n kan›n› donduran bir yoksulluk her yan› sarm›fl durumda.
Bu resim k›rsal kesimlerde de kesinlikle
de¤iflmiyor, sadece yoksullu¤u karfl›laflt›racak kadar lüks yerlerin olmay›fl› bu durumu “kan›ksat›yor” insana.
‹lk dura¤›m›z olan Mumbai’de bizleri
karfl›layan da iflte böyle bir manzarayd›.
Sokaklarda köpeklerin ve yem bulmaya çal›flan kufllar›n aras›nda yatan insanlar, boylar› bir metreyi geçmeyen, içi ise befl-on
metrekareyi geçmeyen slamlardaki* yoksulluk, üstü bafl› dökülen insanlar…
Hindistan IAPL (Uluslararas› Halk›n Avukatlar› Birli¤i)’nin ça¤r›s›yla Türkiye, Hollanda, Belçika, Brezilya, Filipinler ve Hindistan’dan kat›l›mc›larla
bir komite kurularak Hindistan’›n Chattisgarh eyaletinde 22-28 Ekim 2007 tarihleri aras›nda incelemelerde bulunuldu.
Hindistan devletinin direkt yönlendirmesi ve yard›mlar›yla halka ve bölgede oldukça önemli bir güç konumunda olan Maoist harekete karfl› 2005 y›l›nda
bafllat›lan Salwa Judum hareketiyle birlikte yaflananlar› tan›klar›ndan dinleyerek, bölgedeki çeflitli NGO (Hükümet D›fl› Örgütler) temsilcileri,
insan haklar› savucular›, hapishane ve mahkeme yetkilileriyle görüflerek halk›n yaflad›¤› yerlerde inceleme yapan komite, elde etti¤i bulgular› bir ön rapor haline
getirerek baflkent Yeni Delhi’de yapt›¤› bir bas›n toplant›s›yla kamuoyuna duyurmaya çal›flt›. Komite daha ayr›nt›l› bir rapor haz›rlayarak çeflitli ülkelerdeki
mevcut ba¤lant›lar›n da yard›m›yla yaflananlar› dünyaya anlatma çabas› içinde bulunacak.
Afla¤›da gazetemiz ‹flçi-köylü ad›na komitede yer alan çal›flan›m›z›n Chattisgarh izlenimlerini yay›ml›yoruz…
lam›fl. Bastar, Chattisgarh eyaletinin en büyük bölgelerinden biri. Kendisi Yeni Delhi’deki merkezi hükümet ve ayn› zamanda
eyalet hükümetinde görev yaparken kabile
politikalar›n›n oluflturulmas›ndan sorumluymufl. 1981’de bu görevlerinden politik
nedenlerle (kabile halklar›na yönelik politikalardaki farkl›l›klar nedeniyle) istifa etmifl.
1991 y›l›ndan itibaren de kabile halk›yla
birlikte ve onlar›n mücadelesinde aktif bir
faaliyetçi olarak yer al›yor. Sharma’n›n bu
konular üzerine birçok kitab› da bulunuyor.
Toplant› daha bafllamak üzereyken geliflimiz dikkatlerini çekmifl olacak ki, polis
yetkilileri de otele gelerek pasaportlar›m›z›n birer fotokopisini ve burada bulunufl
amac›m›z› aç›klayan bir formu doldurmam›z› isteyerek nas›l da iyi çal›flt›klar›n› da
göstermifl oldular.
Gidece¤imiz bölgeye dair bilgileri ald›ktan sonra gece yar›s›na yak›n iki araçla
6-7 saat sürecek olan yolculu¤umuz da
bafllad›.
23 Ekim Sal›:
Sabah›n ilk ›fl›klar›yla ilk dura¤›m›z olan
Bastar bölgesinin en büyük kasabas› Jagdalpur’dayd›k. Esas gidece¤imiz yer olan
Dantewara için yola ç›kmadan önce Avukat Pratap Narayan Agrawal ile görüfltük. Pratap bölgedeki halka yönelik flid-
Dornapal Kamp›
22 Ekim Pazartesi:
Mumbai’den sonraki dura¤›m›z Chattisgarh’›n baflkenti Raipur’du. Gece bafllayacak yolculu¤umuz için yapaca¤›m›z haz›rl›klar ve ön bir toplant› yapmak üzere bir
otele yerlefliyoruz. Toplant›ya bizim d›fl›m›zda gezimiz boyunca yan›m›zda yer alacak olan Dr. B. D. Sharma, Avukat
Sudha Bharadwaj ve Dasharat’›n yan›
s›ra yine avukatlar, insan haklar› savunucular› ve Hindistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist)’in Raipur yöneticileri kat›l›yor. Baflta Sharma ve Sudha olmak üzere
bizlere bölgenin tarihsel sürecini ve bugünkü durumu anlat›yorlar, özellikle de
bölgede yaflayan kabile insanlar›n›n durumlar›ndan bahsediyorlar.
Burada 76 yafl›ndaki genç rehberimiz
Sharma’dan bahsetmeden geçemeyiz.
Sharma ülkedeki kabile halklar› meselesinde uzman bir kifli. Onun kabile halk›na ilgisi Bölge Sulh Yarg›c› oldu¤u Bastar’da bafl-
detin bir yan›n›n devlet di¤er yan›n›n ise
Naksalistler* oldu¤unu savunan bir kifli.
Ancak yine de bugün Salwa Judum ile devlet destekli hareketin halka karfl› oldu¤unu
ve dolay›s›yla esas meselenin bu oldu¤unu
düflünüyor. Örne¤in Maoistlerin bu bölgenin boflalt›lmas›na neden oldu¤unu söyleyenlere yan›t›: “E¤er buralar› Maoistler boflaltt›ysa onlar kimi örgütleyecekler, kimi
isyan ettirecekler? O yüzden bu çok saçma bir iddia. 60 binden fazla insan bu kampanyadan etkilendi. Asl›nda, oradaki insanlar› zorla göç ettirerek, Maoistleri desteksiz b›rakmaya çal›fl›yorlar” oluyor. ‹yi niyetli bir ayd›n ve halka yönelik sald›r›n›n
karfl›s›nda durmaya çal›flan bir avukat olarak notlar›m›zdaki yerini al›yor Pratap.
Bu görüflmenin ard›ndan nihayet esas
gidece¤imiz Dantewara bölgesine var›yoruz. Burada UNICEF kamp›nda gönüllü
olarak çal›flan Hishamu Kumar’›n evinde konakl›yoruz. Hishamu’nun evinde yine
UNICEF gönüllüsü olan Lingu ile tan›fl›yo-
ruz. ‹lk sohbetimiz de onunla oluyor. Lingu samimi bir flekilde halk›n yaflam koflullar›nda az da olsa bir de¤ifliklik yapmak için
bu proje içinde yer al›yor. Ancak bu tür
örgütlerin ifllevi konusunda kafas›n›n aç›k
olmad›¤› kesin. Örne¤in, devlet halk› zorla
kamplara yerlefltiriyor sonra da onlara
yard›m etmek için UNICEF gibi bir örgütü
ça¤›r›yor. “Bu bir çeliflki de¤il mi?” sorusunun anlam›n› kavrayam›yor, çünkü UNICEF’in karakterini bilmiyor. Sorumuza
Hishamu yan›t veriyor: Gandi’nin K›z›lhaç
hakk›nda söylediklerini (K›z›lhaç savafla
yard›m eder) tekrarlayarak; “Biz kamplarda yaflamak zorunda b›rak›lanlara yard›m
etti¤imizde devletin temel fikrine hizmet
etmiyor muyuz? Evet ediyoruz. Ama bu
kaç›n›lmaz. ‹nsanlar o koflullarda yaflarken
bu insanlar için çok az da olsa bir fleyler
yapmaya çal›fl›yoruz…”
Maoistler, 1960’lardan beri halkla iç
içe bölgede faaliyet gösterirken bu sorunlar›n neden iki y›ld›r ç›kt›¤›n› soruyor komiteden biri. Onlar da biliyorlar Maoistlerin halka zarar vermedi¤ini, SJ’un da
bu nedenle ortaya ç›kmad›¤›n›...
Sohbet sürerken bölge polis flefinin bizi görmek istedi¤ini ö¤reniyoruz. Nazikçe
bizi karakola davet ediyormufl. Karakola
gitti¤imizde bizi son derece kibar karfl›layan genç bir polis flefi karfl›l›yor bizi. Psikolojik savafl uzman› oldu¤u her halinden belli olan Rahul Sharma isimli polis, bölgeden
bahsediyor, ormanl›k bölgelere gitmememiz konusunda bizi kibarca uyar›yor, (ne
de olsa güvenliklerimizi almaktan onlar sorumlu, “Naksalist terör” ile karfl›laflabiliriz
buralarda). Son üç-dört ayd›r politik partilerin de araya girmesiyle bölgede çat›flmalar›n yaflanmad›¤›n› söylüyor. Ancak halk›n
hala neden kamplarda kald›¤›n› ise aç›klayam›yor. Biz de bu f›rsat› de¤erlendirip
kamplar› ziyaret edip edemeyece¤imizi soruyoruz. Tabi edebiliriz, hatta kendisi bizzat en yak›n Dornapal kamp›n›n polis
yetkilisini arayaca¤›n› ve bize yard›mc› olaca¤›n› söylüyor. Bu flekilde ayr›l›yoruz karakoldan.
24 Ekim Çarflamba:
Sabah Dornapal kamp› için yola ç›k›yoruz. Kamp kald›¤›m›z yere çok uzak de¤il belki ama yollar›n kötülü¤üyle uzad›kça
uzuyor. Karadeniz’e benzeyen yemyeflil
ormanlar›n içinden, yol yap›m›nda çal›flan
Salwa Judum’un anlam› herkese göre de¤ifliyor
Egemenlerin halk› sindirmek ama
özellikle de öncülerini bast›rmak için kulland›¤› yöntemler “ne ilginçtir ki” dünyan›n neresine gitseniz belli özgünlükler tafl›sa da de¤iflmiyor. Bunun ad› kimi yerde
köy boflaltma, köyleri ve ormanlar› yakma, koruculuk sistemi olurken Hindistan’da bulunan isim ise Salwa Judum olmufl. SJ’un üç anlam› oldu¤undan söz ediliyor. Birincisi Bar›fl Yürüyüflü, ikincisi
Bar›fl Hareketi, üçüncüsü ise Temizlik
Av›… Ama ad›na ne denirse densin son
tahlilde amaç bal›¤›n yaflad›¤› suyu ku-
rutmak.
Maoistlerin de halka karfl› fliddet uygulad›klar›na dair bir tak›m iddialar mevcut.
Özellikle bölgenin Andhra Pradesh’e en
yak›n yerindeki Errabore kamp›na yönelik
bask›nda sivilleri katletti¤i söyleniyor. Hindistanl› Maoistler bu bask›n›n SJ’nin bafllad›¤› ilk zamanlarda yap›ld›¤›n› ve hedefinin
kesinlikle siviller olmad›¤›n›, ölenlerin de
SPO’dan oldu¤unu söylüyor. Ancak yine
de istemeden kaza ile birkaç olay›n yafland›¤›n› kabul ediyorlar. Bu konuda halka
özelefltiri de veren Maoistler, halk›n kur-
tuluflu için var olan hareketlerinin halka
karfl› herhangi bir eylemde bulunmayaca¤›n› aç›kl›yorlar.
SJ ise direkt polis karargahlar›nda kurgulanan ve uygulamaya konulan bir plan
dahilinde yürütülmeye bafllanm›fl. Haziran
2005’te bafllayan hareketle Naksalistlere
ve Naksalistleri destekleyen kabile halklar›na karfl› dehflet verici bir bask› kampanyas› uygulanm›fl. Devlet bu hareketi kendili¤inden bir halk hareketi olarak tan›mlayarak Salwa Judum ve Maoistler (ve onlar› destekleyenler) aras›ndaki bir çat›flma
kabile insanlar›n›n aras›ndan geçiyoruz.
Upuzun yol boyunca bu iflte çal›flan yüzlerce (belki de binlerce) insan görüyoruz
ama en çok da kad›nlar dikkat çekiyor. ‹flgücü o kadar ucuz ki her fleyin elle yap›lmas› tercih ediliyor besbelli. Ziftin haz›rlanmas›ndan, tafl›nmas›na, tafllar›n yere
yerlefltirilmesine kadar her fley ç›plak iflgücüne dayan›yor. Yollar› yapt›ran ise sözde
sivil bir toplum kuruluflu olan “s›n›r örgütü”. Örgüt gerçekte askeriye ba¤l› ve
yollar da askeri araçlar için yap›l›yor
zaten.
Kamp›n içine girdi¤imizde ilk olarak
UNICEF çad›rlar›nda e¤itim gören yüzlerce çocuk dikkat çekiyor. Hepsi çok temiz,
düzenli görünüyor. Ama iflin en korkunç
yan› buradaki çocuklar›n zorla ailelerinden
kopart›lm›fl olmas›. Aileleri polise direnerek köylerini terk etmemifl ve ormanl›k
bölgelere çekilerek Naksalistlere kat›lm›fllar ve devletin bu politikalar›na ve Salwa
Judum’a direniyorlar. Ancak çocuklar›
devletin elinde bir çeflit rehin olarak tutuluyor. Bu k›s›mdan ç›k›p da kamp›n halk›n
yaflad›¤› evlerin bulundu¤u k›sm›n› görünce çocuklar›n bulundu¤u çad›rlar›n temizlik ve düzeninden eser kalm›yor. ‹nsanlar›n köylerinden kopart›larak yaflamak zorunda b›rak›ld›klar› yerlere içler ac›s› denilebilir sadece.
‹flsiz güçsüz binlerce insan
bu evlerde zaman dolduruyor. Birkaç tanesiyle sohbet imkan›m›z oluyor. Sharma arac›l›¤›yla yap›lan
sohbette köylerine
dönme iste¤i göze
çarp›yor pek tabi
ki. Dornapal kamp›
bölgedeki en büyük
kamp. Burada kalanlar›n hepsinin
Salwa Judum üyesi
oldu¤u iddia ediliyor
ancak öyle olmad›¤› insanlar›n konuflmalar›ndan apaç›k belli. Kampta
2.060 aile yafl›yor (her aile de ortalama 8 kifliden
olufluyor). ‹nsanlar 55
ayr› kasabadan gelmifl.
Kamp›n çevresi 5 km.
Buradan ayr›l›p en
yak›n köy olan Petolarak propaganda etmekte. Ve sanki bu
hareket kendilerinden ba¤›ms›zm›fl gibi
hakemli¤e soyunmakta. Oysa HKP (M)’nin
de dedi¤i gibi bu faflist bir yalandan baflka
bir fley de¤il. Direkt polisin silahland›rd›¤›,
maafllar›n› verdi¤i ve e¤itti¤i özellikle yoksul halk gençli¤i yine halka karfl› terör estirmeye devam ediyor. SJ sürecinde bugüne kadar binlerce insan öldürülürken on
binlercesi de (50 bin civar›nda) zorla
kamplara konulmufl. Kamplara gitmeyi
reddedenler Naksalist olarak tan›mlanmalar› üzerine ormanlar›n içlerine kaçarak
Halk Savafl› yürüten Maoistlere s›¤›nm›fllar. 1960’lar›n sonlar›ndan bu yana bölgede Halk Savafl› yürüten Maoistler bölgede
na’ya gidiyoruz. Buras› zorla boflalt›lm›fl
bir köy, kampa sadece 5 km uzakta. Köye
geldi¤imizde 5-6 kad›n›n evlerin önünde
oturdu¤unu görüyoruz. Kad›nlardan biri
yan›m›za geliyor. Ona burada ne yapt›klar›n›, köylerinden neden ayr›ld›klar›n› soruyoruz. O da köyünün hikayesini anlat›yor:
Salwa Judum hareketi bafllad›¤›nda köy
halk›n›n ne onlardan ne de Naksalistlerden bir korkular› varm›fl. 4 ay sonra bir
gün köyün önünden geçen yolda Naksalistlerin cezaland›rd›klar› iki kiflinin cesedi
bulunuyor. Polis gelip bunu kimlerin yapt›¤›n› soruyor. Köylüler bilmediklerini söylüyorlar ama polisleri ikna etmek imkans›z. Bunun üzerine polis onlar› “Naksalistlerden korumak için” zorla kampa götürüyyor. Naksalistlerden korkup korkmad›klar›n› soruyoruz; “Ben s›radan bir
insan›m, neden korkay›m. ‹ki taraftan da
korkmuyorum.”
Salwa Judum’un anlam›n› sordu¤umuzda ise “evlerimizden olduk, zorla
kamplarda kal›yoruz. Salwa Judum
ne olsun?” yan›t› veriyor kad›nlardan biri
bu soru üzerine yan›m›zdan h›zla uzaklaflmaya çal›fl›rken… Köyde karfl›laflt›¤›m›z
bir gencin ise babas›n› Maoistler cezaland›rm›fl bu nedenle SPO’ya (özel polis bürosu) kat›lm›fl. Ayda 50 bin Rupi maafl al›yormufl. Dönerse kendisinin Maoistler taraf›ndan öldürülece¤ini düflünüyor. 50 bin
Rupi bir köylü için oldukça büyük bir para. Salwa Judum’un onun için anlam› ise bu
para olsa gerek…
Yola yak›n yerlerin d›fl›ndaki köylere
gitme iste¤imiz ise “Naksalistlerin kara
may›n› döflemifl oldu¤u ve güvenli¤imizi
alamayacaklar›” gerekçesiyle reddedildi.
Ancak bu gördüklerimiz de kamplar›n nas›l yerler oldu¤una ve köylerin hangi gerekçelerle boflalt›ld›¤›na dair yeterli bilgileri veriyordu.
Bu son görüflmeyle birlikte bölgeden
ayr›larak Raipur’a dönüyoruz.
26 Ekim Cuma:
Chattisgarh’taki son günümüz, ön rapor için yap›lan toplant›, dinlenme vs. ile
geçiyor. Raipur Hapishanesi’nde Maoist oldu¤u ve Maoistlere yard›m etti¤i gerekçesiyle May›s ay›ndan bu yana tutuklu bulunan 57 yafl›ndaki Dr. Binayak Sen ile görüflme talebimiz ise tüm bekleyiflimize karfl›n kabul edilmiyor. Dr. Binayak 70 yafl›ndaki Naksalist olmakla suçlanan bir tutsa¤›
sa¤l›k sorunlar› nedeniyle ve resmi görevlilerin verdi¤i izinle ziyaret etmesi üzerine
tutuklanm›fl. Sudha bize gerçek nedenin Binayak’›n SJ hakk›nda ilk yaz›lar› yazan kifli
oldu¤u için tutukland›¤›n› söylüyor. E¤er
yard›m etmekten ceza al›rsa 3 ila 7 y›l aras›nda bir ceza alacak. Üye olarak ceza al›r
ise ömür boyu ya da idam cezas› alaca¤›
söyleniyor. Binayak’›n kald›¤› hapishanede
50’si erkek 15’i kad›n toplam 65 politik tutsak bulunuyormufl.
27 Ekim Cumartesi:
Yeni Delhi’de Hindistan Kad›n Bas›n
Örgütünde, bas›n aç›klamas› için toplan›yoruz. Hindistan bas›n› ö¤leden önce hiçbir
habere gelmezmifl. Devlet yetkililerinin dahi bu nedenle ö¤leden sonra bas›n toplant›lar›n› yapt›klar›n› ö¤reniyoruz. Saat 11.30
olarak belirlenen bas›n toplant›s› bas›n›n
saat 14.00’te gelmesiyle bafllayabiliyor.
Toplant›n›n ve sorulan sorular›n ard›ndan
grup üçe bölünerek raporun çeflitli bas›n
kurulufllar›na ve kamuoyuna duyurulmas›
için görev bölüflümü yap›l›yor. Ve tüm bunlar›n ard›ndan komitenin görevi son buluyor.
* Slam’›n Türkçe karfl›l›¤›n› yazmak mümkün
de¤il. Zira sözlükten “kenar mahalle” ya da “gecekondu semti” olarak çevirirsek kesinlikle gerçek karfl›l›¤›n› bulmayacak.
** Hindistan’da Maoistlere 1960’lardaki
Naksalbari köylü hareketinin devamc›s› olduklar›n› ilan ettikleri için Naksalist deniliyor.
Halk›n avukat›; Sudha
25 Ekim Perflembe:
Hishamu Kumar’›n evinden ayr›larak
Dantewara kasabas›na dönüyoruz. Burada
bizi bekleyen Sudha, baflka köylere gidemeyece¤imizi, çünkü bizim oraya gidiflimizin oradaki köylülerin güvenli¤ini
tehlikeye atabilece¤ini söylüyor.
Bizden sonra köylere gidecek olan
polisin, halka bask› yapaca¤›n› anlat›yor. Bunun üzerine o günü Dantewara’da geçirmeye karar veriyoruz.
Burada ilk olarak gitti¤imiz yer bölge adliyesi. Avukatlarla Hindistan
hukuk sistemi üzerine sohbetler
yap›l›yor. Tutsaklar›n konuldu¤u
yerin güvenli¤inden sorumlu polis
yetkilisi ile görüflüyoruz. Burada
hiç politik tutsak olmad›¤›n› söylüyor. Naksalistlerin politik tutsak
olarak görülmedi¤i aç›k. Ç›k›flta hapishanede tutuklu bulunan Kawasi Baman’›n kardefli ile görüflme flans›m›z
oldu. Korsaguda ad›ndaki Salwa Judum
hareketi s›ras›nda yak›lan köyün yak›n›ndaki bir köy olan Avatpalli köyü Salwa Judum’un düzenledi¤i bir yürüyüfle kat›lmad›klar› için Naksalist ilan edilmifl. Köy
halk› S.J’a direnmifller ve kaçm›fllar. Kardefl Baman’›n cesur duruflu herkesi etkiliyor.
önemli bir güç durumunda. Chattisgarh,
demir ve kömür madenleri aç›s›ndan oldukça zengin bir bölge. Son y›llarda çok
uluslu flirketler bölgede önemli yat›r›mlar
yapm›fl bulunuyor. Eyaletteki birçok kifli
Salwa Judum hareketinin de bu çok uluslu flirketlerin güvenli¤ini sa¤lamak
üzere bafllat›ld›¤›n› düflünüyor. Bölgenin
Baflbakan› Raman Singh’in May›s 2005’te
(SJ bafllamadan bir ay önce) ABD ve Kanada’y› ziyaret etmesi de bunun kan›t›. Maoist hareketin güçlü oldu¤u bir bölgede
çok uluslu flirketlerin ya¤ma ve talan›n› istedikleri gibi gerçeklefltiremeyece¤i de gayet aç›k. Bu anlam›yla SJ hareketinin amac› da çok aç›k bir flekilde ortaya ç›k›yor.
Sevgili Sudha gibi bir insanla tan›fl›p
da ona özel bir yer ay›rmamak mümkün olmazd›. Sudha Hindistan’›n iki ayr›
eyaletinden olan anne ve babadan
Amerika’da do¤mufl. Teknoloji sektöründe çal›fl›rken hareketle tan›flt›ktan
sonra avukat olarak görev yapman›n
halk için daha faydal› olaca¤›n› düflünerek avukat olmufl. Sudha halk›n avukat›
denilince akla gelebilecek en güzel karakterlerden biri olmal›. Tabi kad›n olmas› da onun ayr› bir güzelli¤i. Üzerinde sari’si, arkadan s›ms›k› ördü¤ü uzun
siyah saçlar› ve aln›nda evli oldu¤unu
ifade eden k›rm›z› boyas› ile, canl› ve
heyecanl› konuflmas›yla hem halktan biri oldu¤unu hemen anl›yorsunuz hem
de birikimine tan›k oluyorsunuz. Sudha
aya¤›ndaki terlikleri ç›kart›p ba¤dafl kurup oturacak kadar do¤al ve sade, ayn›
zamanda 8 kiflilik ekibi organize edip
bölgedeki faaliyetimizi neredeyse tek
bafl›na örgütleyebilecek kadar da güçlü
bir kad›n. Kendisiyle yapt›¤›m›z sohbetlerde hareketin kabile halk›n›n yaflam›nda özellikle de kad›nlar›n yaflam›nda nas›l de¤ifliklikler yapt›¤›n› anlat›yor heyecanla. Bitip tükenmez enerjisiyle her
sorumuza yan›t olmaya çal›fl›yor. Sudha
özel bir iz b›raksa da üzerimde, sadece
o de¤il, inisiyatif sahibi, kendilerini çok
iyi ifade edebilen, hem mesleki olarak
hem de ülkenin politik durumuna iliflkin
net görüflleri olan kad›n avukatlarla tan›flt›k Mumbai’de. Hindistan gibi feodal
ve dini de¤erlerin öylesine yaflam içinde
yer tuttu¤u bir ülkede böyle güçlü ve
kararl› insanlar› tan›mak ayr› bir mutluluktu…

Benzer belgeler