Mısır`da Sosyal Hareketler Kifaye Hareketi ve Müslüman Kardeşler
Transkript
Mısır`da Sosyal Hareketler Kifaye Hareketi ve Müslüman Kardeşler
DÜBAM Mısır’da Sosyal Hareketler Kifaye Hareketi ve Müslüman Kardeşler İbrahim Tığlı DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI –DÜBAM DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Genel Yayın Yönetmeni Akif Emre Yayın Koordinatörü Ertuğrul Aydın Şubat 2011 DÜBAM Yayınları Küresel İletişim Merkezi Barbaros Bulvarı, Balmumcu / Beşiktaş Tel: (0212) 274 80 21 – 274 80 22 www.dunyabulteni.net 2 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM İçindekiler 1.Mısır’da Politik Yapı ve Sosyal Hareketler ............................................................................................ 5 1.1 Mısır’da siyasi gelişmeler................................................................................................................... 5 Mısır’ın Sosyal Yapısı ............................................................................................................................... 6 1.3 Mısır toplumunun demografik ve kültürel yapısı .............................................................................. 7 1.4 Sivil toplum kuruluşları ...................................................................................................................... 9 1.4.1 Bir hizmet sektörü olarak sivil toplum kuruluşları ........................................................................ 11 1.4.2 Sivil tolum kuruluşlarının sosyal refaha katkıları .......................................................................... 12 1.5 Mısır’da sosyal Hareketler ve sivil toplum kuruluşları üzerindeki etkileri ....................................... 13 1.6 Mısır sokaklarında değişen eylem biçimleri .................................................................................... 16 2. Kifaye Hareketi .................................................................................................................................. 21 2. 1. Liberal Bir Direniş: Kifaye Hareketi ................................................................................................ 21 2.1. 1 Kifaye Hareketinin Doğuşu ve Aktörleri...................................................................................... 22 2.1.2 Popüler bir kitle hareketi .............................................................................................................. 25 2.2 Kifaye hareketinde sosyal Eylem ..................................................................................................... 26 2.3 Bir kimlik hareketi olarak Kifaye ...................................................................................................... 28 2.4 Politik bir hareket olarak Kifaye ...................................................................................................... 29 2.5 Kifaye ve Feministler ....................................................................................................................... 31 2.5.1 Kifaye Hareketi ve Bloglar ............................................................................................................ 35 2.5.2 Hükümetin bloglarla mücadelesi .................................................................................................. 38 3. Müslüman Kardeşler ......................................................................................................................... 39 3.1 İslami Hareketlerin Sosyal Hareketlere Yönelmesi .......................................................................... 39 3.1.1 İslami hareketler ve Sivil toplum kuruluşları ................................................................................ 40 3.1.2 İslami hareketler bir çözüm mü? .................................................................................................. 42 3.2 Bir sosyal hareket olarak Müslüman Kardeşler ............................................................................... 43 3.3.Kardeşlerin politik mücadelesi ........................................................................................................ 47 3.3.1 Müslüman Kardeşlerin Demokratikleşme Aşamaları ................................................................... 48 3.3.2 Demokrasinin Benimsenmesi ....................................................................................................... 49 3.3. 3 Müslüman Kardeşlerin seçim sloganı: “İslam Çözümdür”........................................................... 51 3.3.2 Müslüman Kardeşler ve Vasat Partisi ........................................................................................... 51 3.4 Bir sosyal hareket modeli olarak Vasat Partisi ................................................................................ 53 3.4.1 Vasat Partisi’nin Eylemleri ............................................................................................................ 55 3.4.5 Yeni Müslüman Kardeşler ve Medya ............................................................................................ 56 SONUÇ ................................................................................................................................................... 58 3 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Sunuş Bir seyyar satıcının, hücreleri yaşama kodlanmış bir canlının Tunus‟ta bedenini ateşe vermesinin uyandırdığı infial Zeynel Abidin bin Ali yönetimini silip süpürdü ve Hüsnü Mübarek‟in cumhurbaşkanlığı makamından çekildiği yeni bir aşamaya vardı. Hüsnü Mübarek‟e cumhurbaşkanlığından el çektirilmesi yeni bir başlangıçtır. Ona el çektiren mahalli sosyal ve siyasi güçler, Hüsnü Mübarek sonrası dönemin de belirleyici aktörleridir. Bu aktörlerden Müslüman Kardeşler hakkında bilgilerimiz hatta birikmiş zanlarımız olsa da Kifaye Hareketi hakkında derli toplu bir bilgimizin olduğunu söylemek güç çünkü bu hareketin kendisi yeni. O halde yeni bir döneme giren Mısır‟la ilgili doğru analizler yapabilmemiz için kadîm ve yeni aktörleri hakkında bilgi eksikliklerimizi tamamlamamız şarttır. Dünya Bülteni yazarlarından İbrahim Tığlı bu amaca bir katkı sunmak için elinizdeki bu çalışmayı yaptı. Faydalı olması dileğiyle. DÜBAM 4 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM 1.Mısır’da Politik Yapı ve Sosyal Hareketler 1.1 Mısır’da siyasi gelişmeler Mısır, tarihin en eski ve köklü devletlerinden biridir. Sınırlı bir demokrasi ile yönetilse de diğer Ortadoğu ülkelerinin aksine kanunlar çerçevesinde kurulan partilerden oluşma çok partili bir sisteme sahiptir.1 22 Mayıs 1980 tarihinde yapılan referandum sonucunda kabul edilen anayasada Mısır Arap Cumhuriyeti “halk kuvvetlerinin birlikteliğine dayalı sosyalist ve demokratik bir devlet” olarak tanımlanmaktadır. Anayasada, egemenliğin yetkilerinin halka ait olduğu bu yetkinin halk adına devlet başkanı tarafından kullanıldığı belirtilmektedir. 2 Anayasaya göre devletin başı Cumhurbaşkanı olup, anayasanın 76. Maddesine göre 6 yılda bir halk tarafından seçilmektedir. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildiği takdirde yeniden seçilebilme hakkına sahiptir. Onun kaç dönem seçileceğine ilgili bir madde bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanı anayasada belirtildiği üzere geniş yetkilerle donatılmış olmasından dolayı yarı başkanlık diye adlandırabileceğimiz bir idari sistem vardır. 3 1952’de Hür Subayların yaptığı askeri darbe ile kurulmuş Mısır’da 2005 yılı devlet başkanlığı seçimlerine kadar tüm cumhurbaşkanlığı seçimleri tek adaylı olmuş, 2005’te ilk kez çok adaylı seçim yapılmıştır. Devlet başkanlığı seçimleri şeffaf ve özgür bir ortamda yapılmadığı için cumhurbaşkanı her defasında yüzde 90’dan fazla oy almıştır. Başbakanın Cumhurbaşkanı tarafından belirlendiği Mısır’da yasama yetkisi üyeleri beş yılda genel seçimle belirlenen parlamentoya aittir. Gizli oyla belirlenen milletvekillerinin sayısı en az 350’dir. Parlamentoya temsilci seçme hakkı cumhurbaşkanına da tanınmıştır. Parlamentonun yasama yetkisinin yanı sıra bütçeyi belirleme, ekonomik ve sosyal kalkınmayı sağlama, devletin genel politikalarını belirleme yetkileri vardır. Bakanlar Kurulu ise başbakan ve başbakan yardımcıları ve bakanlardan oluşmaktadır. 35 yaşın altında olmamak şartıyla cumhurbaşkanı tarafından seçilen bakanlar kurulu yürütmenin başıdır.4 Mısır 1978’te şimdiki cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek tarafından kurulan Milli Demokrasi Partisi tarafından yönetilmektedir. Enver Sedat’ın bir suikast sonucu öldürülmesi ile Hüsnü Mübarek cumhurbaşkanlığına getirilmiştir. Ülkede bu tarihten beri uygulanan olağan üstü halin olması Mısır’da sınırlı bir demokratik sistemin olduğunu göstermektedir. Başta Kifaye ve Müslüman Kardeşler olmak üzere muhalefetin hareketi daraltıldığı için liderlerinin çoğu hala hapishanededir. Muhalefetin 1 Sancak, Sude, Nil’in Bereketli Vadisi: Mısır, İHH Yayınları, İstanbul, 2009, s:53 CIA World Factbook, https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/geos/eg.html, 27 Mart 2010 3 Sancak, a.g.e, s. 54 4 Sancak,a.g.e, s.55 2 5 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM yönetim tarafından “terör odaklı” iç tehdit olarak lanse edilmesi ülkedeki demokrasi anlayışının iktidar partisi merkezli olduğunu göstermektedir. Seçimlerin halkın iradesini temsil etmeye yönelik olmadığı iktidarın yönetimini seçimler kanalıyla meşrulaştırdığı söylenebilir. Meclisi oluşturan milletvekillerinin yüzde 80’i iktidar partisinde olduğu için diğer partiler (Vefd, Ghad) göstermeliktir. Azınlık olan partilerin ülke yönetiminde bırakın söz sahibi olmayı muhalefetleri bile sınırlı tutulmuştur. Cumhurbaşkanı adaylarını belirleme hakkı cumhurbaşkanına tanınarak devlet başkanını zorlayacak adayların çıkması engellenmek istenmiştir. 5 İlk defa 2005’in Eylül ayında Mübarek’in aldığı bir kararla ülke çok adaylı bir seçim dönemine girmiştir. Hüsnü Mübarek’in beşinci kez aday olduğu seçimlerde diğer adayların seçim propagandaları sınırlandırılmış olduğu için seçimi tekrar kazanmıştır.6 Fakat Mübarek’i seçim sistemi ile ilgili bir dizi reform yapmaya iten iç dinamiklerden ziyade ABD’nin yeni Ortadoğu politikasıdır. Büyük Ortadoğu Projesinin ilk ayağı Mısır’ın demokrasiye kavuşturulması ile başlatılmış olmasına rağmen bu uygulamadan daha sonraki yıllar vazgeçilmiştir. Mısır’da reform sürecinin başlaması ile ülkede köklü değişiklikler gerçekleşmesini isteyen toplumsal bir muhalefet ağı ortaya çıkmıştır. “Kifaye” adı altında ortaya çıkan bu muhalefet hareketi toplumun tüm kesimleri tarafından belirlenerek yönetime karşı ortak bir muhalefet dili geliştirmiştir. Ülkenin en önemli muhalefet hareketi olarak bilinen Müslüman Kardeşler bile faaliyetlerini “Kifaye” organizasyonlarına paralel yürütmüştür. 7 2005 parlamento seçimlerine 444 sandalye için yarışan Vefd, Tecemmü, Ghad partileri ve dini partinin kurulması yasak olduğu için Müslüman Kardeşlere ait bağımsız adaylar katılmıştır. Kifaye’nin partisi Ghad meydanlarda yakaladığı ilgiyi seçimlere yansıtamamış çok az milletvekili çıkarabildi. Seçimlerin sürpriz ismi 80’ın üzerinde sandalye kazanarak çıkan Müslüman Kardeşlere ait bağımsız milletvekilleri olmuş ve meclisin beşte birini oluşturmaya hak kazanmışlardır. 8 Mısır’ın Sosyal Yapısı Mısır toplumu temelde nüfusun büyük çoğunluğu düşük gelirli insanlar ve azınlıktaki yüksek sınıfa sahip elit bir kitleden oluşmaktadır. Politik ve ekonomik sistem birkaç ailenin merkezileşmiş 5 DİNÇER, Osman Bahadır, Mısır’da Bir Mübarek Seçim Daha,28 10 2008, http://www.usak.org.tr/makale.asp?id=367, 12 Haziran 2009 6 CIA World Factbook, https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/geos/eg.html, 28 Mart 2010 7 Dinçer, agm 8 Dinçer agm 6 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM idaresi altındadır. Ekonomik ve politik sistemin aktörleri Devlet başkanı Hüsnü Mübarek’in akrabası ve yakın çevresinden oluşmaktadır. 9 Cemal Nasır döneminde orta sınıfa dayalı bir toplum yapısı oluşturulmaya çalışılmış, fakat Arap İsrail savaşları soğuk savaş sırasında Rusya’nın yanında yer alınmasından dolayı Mısır halkı daha da fakirleşmiştir. Enver Sedat ve Hüsnü mübarek dönemlerinde izlenen ekonomik liberalleşme politikalarından yöneticilerin çevresindekiler faydalanırken halkın büyük bir bölümünde fakirleşme daha da artmıştır. Halk arasındaki ekonomik uçurum diğer sosyal ilişkileri de etkilemektedir. Örneğin halkın eğitim aldığı okullar ile yüksek sınıfın çocuklarının aldığı eğitimde eşitsizlikler vardır. Halka açık okullardan eğitim almış kimseler daha kalitesiz eğitim aldıkları için iş bulma olanakları oldukça sınırlıdır. 10 1970’li yılların sonlarından itibaren halkın çektiği güçlüklerle baş edebilmek için vakıf merkezli birçok sivil toplum kuruluşu ortaya çıkmıştır. Bu kuruşların bir bölümü sosyal hareketler kapsamında değerlendirilebilecek sivil toplum kuruluşlarıdır. Hükümetin eksik kaldığı ekonomik sosyal sorunları hizmet götürerek aşmaya çalışan bu sosyal hareketler ve sivil toplum kuruluşları gönüllülük esasına dayalı güçlü bir sosyal adalet sistemi kurmuşlardır. 1996 Kahire depreminde hükümet yaşanan felaket karşısında iflas ederken zarar görmüş halka eğitim, sağlık, gıda hizmetleri bu hareketler tarafından götürülmüştür. Mısır toplumundaki sivil toplumların menşeine baktığımızda bu organizasyonların üyelerinin İslami kimliğe sahip orta sınıfa mensup eğitimli kişiler olduğu görülmektedir. Eğitim ve ekonomik geliri kendilerinden daha fakir kişilere ulaşarak toplumu orta sınıfa çekmeye çalışarak bir sosyal adalet ve eşitlik arayışı içinde oldukları görülmektedir. 11 1.3 Mısır toplumunun demografik ve kültürel yapısı Mısır toplumu temelde iki farklı etnik topluluktan oluşmaktadır: Araplar ve Kıptiler. Her iki toplulukta Arapça konuşmakta olup, Hıristiyan olanlar kendilerine Kıpti, Müslüman olanlar ise Arap demektedir. İki toplulukta homojen topluluklar olup Nübye, Beja, Çerkez ve Berberi toplulukların birbirine iç içe girmesiyle oluşmuşlardır. Ayrıca tarımla uğraşan “Fellah” diye ayrı bir toplulukta bulunmaktadır. 12 9 Egypt: Margins of Repression. State Limits on Nongovernmental Organisation Activism’, Human Rights Watch Cilt. 17 Nº8, 2004, s.12 10 Abouzahir, Miriam, Egyptian Social Services, http://commons.emich.edu/honors/39/, 17 Haziran 2009 11 Clark, J. A. Islam, charity, and activism: Middle class networks and social welfare in Egypt, Jordan, and Yemen. Indianapolis: Indiana University Press, 2004, s.33 12 Abouzahir, Miriami agm, 7 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Şehirde yaşayanlar ile kırsal kesimlerde yaşayanlar arasında derin uçurum vardır. Şehirde yaşayanlar okumuş, genelde orta sınıf tabakayı oluştururken kırsal kesimlerde yaşayanlar geleneksel göçebe bedevi hayatı sürmektedir. İdari mekanizmada etkili olan grup Araplardır. Araplar kendilerini diğer topluluklardan daha ayrıcalıklı görerek diğer etnik topluluklar üzerinde kültürel nüfuz sağlamışlardır. Müslümanların büyük bir bölümü Sünni ve Şafii mezhebine mensuptur. Kıptiler ise Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebine bağlıdırlar. Hıristiyanlar genelde Kahire ve İskenderiye gibi büyük şehirlerde yaşarlar. 13 Mısır’da okuryazarlık oranı yüzde 57,7’dir. Bu oranın yüzde 46,9’unu kadınlar yüzde 68,3’ünü erkekler oluşturmaktadır.14 Okuma yazma oranının düşük olmasının nedeni kırsal kesimlere hala yaygın eğitimin götürülemeyişidir. Nil kenarı dışındaki yerleşim bölgelerinde göçebe nüfus etkin olduğu için bu bölgelere kalıcı okullar yapılmamıştır. Son yıllarda eğitim ve öğretimin çözülmesinin ülkeye refah ve kalkınma getireceği düşüncesiyle okuma yazma seferberliği, kız çocuklarını okula gönderme, ilköğretimi zorunlu ve ücretsiz hale getirilmesi uygulamaları başlatılmışsa da henüz bu çalışmaların meyvesini vermediği görülmektedir. Kalabalık sınıflar, birçok okulda öğretmenlerin yetersiz oluşu sorunların aşılmasını güçleştirmektedir.15 Mısır’da örgün eğitim üç aşamaya ayrılmış olup birinci aşama; altı yıllık ilkokulu, ikinci aşama; üç yıllık ortaokulu ve üçüncü aşama da üç yıllık lise eğitimini kapsamaktadır. Aşamalar arasında sınavlar bulunmakta öğrenciler seçilerek diğer aşamaya geçmektedirler. Üniversitelere sınavla girilmekte bazı üniversiteler kendileri öğrenci alırken çoğunluğu Kahire’de yapılan merkezi bir sınavla öğrenci kabul ederler. Kuruluşu Fâtimiler dönemine rastlayan Ezher Üniversitesi 300 bine yakın öğrencisi ile hala üniversite eğitiminde en popüler üniversitelerden birisidir. Ülkede saygın bir yeri olan üniversitede dini eğitimin yanı sıra tıp, mühendislik, ziraat gibi eğitimler de verilmektedir. Ayn Şems, Kahire, İskenderiye, Amerikan Üniversitesi en popüler olan üniversitelerdir. 16 Sedat ve Mübarek dönemlerinde ekonomik özelleştirme politikaları, Mısır’ın dış dünyaya bağımlılığını artırmıştır. İMF ve Dünya Bankası’ndan alınan krediler ülkenin borç yükünü artırırken mikro ekonomide zarara neden olmuş, eğitilmiş kitle bile işsizlik gibi sorunlarla karşılaşmış, halkın alım gücü düşmüş fiyatlar sürekli artmıştır. Devlet otoriter yapısından dolayı sosyal refah programları uygulamada başarısız olmuş bu eksikliği sosyal hareketler gidermeye çalışmıştır. 13 Dina Guirguis: ‘NGO Bill Imperils Civil SocietyFunding’, Arab Reform Bulletin, Carnegie Endowment for International Peace, February 2009, s.5 14 Clark: 25 15 Abouzahir, Miriami.,agm 16 Abouzahir, Miriami., agm 8 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM 1.4 Sivil toplum kuruluşları Mısır’da ki sivil toplum kuruluşlarının sayısı 2006 rakamlarına 17.526 tanedir. Bunların içerisinde hayır derneklerinden spor lokallerine, çevreci örgütlerden kadın derneklerine kadar pek çok kuruluş yer almaktadır. Birçoğu dini hareketlere bağlı olan bu kuruluşlar, aynı zamanda gayri resmi bir ağ (network) oluşturuyorlar. Bu kuruluşlar bir bakıma sisteme karşı muhalefet güçlerinin önemli bir tabanını meydana getirmekteler. Müslüman Kardeşlerin şiddetten uzak durmaları ve muhalefet biçimlerini legal statüde kalarak göstermeleri açısından bu hareketi bir sosyal hareket olarak görmemizi, ona bağlı kurumları bir sivil toplum örgütü saymamızı kolaylaştırıyor. Müslüman Kardeşlerin devlet yönetimine karşı tarihsel olarak mesafeli oluşu, kendisini siyasi mekanizmaya ve topluma karşı sivil toplum olarak göstermesi yeni bir sosyal hareket tanımında değerlendirmemizi sağlamaktadır.17 Mısır toplumunda avukatlar, mühendisler ve doktorlar her zaman önemli görülmüşlerdir. Bu meslek kuruluşları, hizmet sınıfından olup aynı zamanda; Mısır modernleşmesinin taşıyıcı unsurları olmuşlardır. 1954’te partilerin yasaklanmasıyla birlikte muhalifler, meslek örgütleri kanalıyla yapılarını korumak istemişler ve siyasetle ilişkilerini bu yapılar yoluyla sürdürmüşlerdir. Nasır döneminde sendikaların yasaklanmasıyla meslek birlikleri korporatist dernekler kurarak siyasi sistemle entegre şekilde devam ettiler. Kifaye hareketinin çıkış temeli olarak göreceğimiz özel avukatlık büroları, hukuk danışma topluluklarına dönüştü. En iyi örgütlenen meslek grubu olan Avukatlar, hükümet dışı bir organizasyonu ilk kez 1964’te 4300 avukatın imzasıyla gerçekleştirdiler. Enver Sedat döneminde başlayan liberalleşme eğilimleri bu tarz sivil toplum kuruluşlarının etkisini fazlalaştırmasını sağladı. Rejimin karşısında halk gücünün ortaya çıkması, ilk kez serbest bir şekilde bu beyaz yakalıların oluşturduğu sivil toplum kuruluşları kanalıyla gerçekleşti.18 Mübarek’in sert önlemleri, sivil toplum kuruluşlarının yayılmasını önleyemedi. 1997’de çelik işçilerinin Kahire’nin güneyinde gerçekleştirdiği greve polisin engellemelerine rağmen en büyük desteği veren avukatlardı. Bakanlığın ülke genelinde artan grevlere karşı sert önlemler alınacağını açıklamasına en büyük tepki yine avukatlardan geldi. Hasan el Benna’nın oğlu olan Seyfülislam Benna hükümetin sert tepki göstermesinin yasal olmadığını açıklayarak ülke genelinde bütün avukatları greve destek vermeleri çağrısı yaptı. Mübarek yönetiminin sivil toplum örgütlerine gönülsüz yaklaşımı 1990’lı yıllardan sonra İslamcıların bu hükümet dışı organizasyonlarda sivrilmelerini sağlamakla 17 Kemal Habib, “The Brotherhood Is Eager to Practice Democracy on All Levels,” April 15, 2005, www.ikhwanonline.com, 12 Nisan 2009 18 Fahmy, N. S. The Politics of Egypt: State-Society Relationship. London & New York: Routledge Curzon, 2002, s.15 9 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM birlikte toplumsal muhalefetin sesi olmalarını sağladı. Doktor, eczacı, öğretmen, mühendis ve Avukat organizasyon seçimlerini son yirmi yılda hep Müslüman Kardeşlere mensup kişiler kazandı.19 Fakat hükümetin, Müslüman Kardeşlerin üzerine gitmesi bazı avukatları tutuklaması Abdülharis Medeni’nin şüpheli şekilde güvenli kuvvetlerince öldürülmesi, barolar ile Adalet Bakanlığını karşı karşıya getirdi.20 Avukatların Mısır toplumunun dönüşümünde yapıcı bir etkilerinin bulunması yönetim karşısında hukukçuların haklarını iyi bilmelerinden kaynaklanmaktaydı. Müslüman Kardeşler 1990’lı yılların sonlarında gayri Müslim Kıptilere karşı başlayan saldırıları sert bir biçimde eleştirmeleri, yüzyıllardır birlikte yaşadıkları insanların öldürülmesini bir terör eylemi olarak görmeleri hareketin dış dünyada da sempatiyle karşılanmasına neden oldu. Hatta bir iş sendikasında Hıristiyan bir aydın desteklenmesi, Müslüman Kardeşlerin sosyal ağlarının farklı kesimlere genişlediğini gösterdi. 21 Kadınların sivil toplum örgütlerinde aktif görevler almaları Müslüman Kardeşlerin katkısıyla gerçekleşti. Başlangıçta tesettüre uymaları halinde kadınların, erkekler gibi faal olabileceğini savunan hareket 2000’li yılların başlarında sivil toplum kuruluşlarında başı açık kadında bulundurdu. Müslüman Kardeşlerin bu çabalarını sadece imaj kazanmak olarak görmemelidir. Toplumun bütün kesimlerine hitap etmek istemeleri anlayışlarında bazı esnekliklerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır.22 Müslüman Kardeşlerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşları, siyasi protesto eylemlerinde hiçbir zaman şiddeti bir araç olarak kullanmadı. İlişkilerde gönüllülük esas alındı ve bireyin yapı ile olan ilişkileri esneklik üzerine kuruldu. Liderlik olarak belirli bir kişinin karizmatik kimliğinin öne çıkarılması yerine toplum liderliği üzerinde durdular. Bu sivil toplum kuruluşlarını siyasi bir muhalefet olarak değil, toplumsal bir muhalefet biçimi olarak kullanmaya özen gösterdiler. Bu sivil toplum kuruluşları devlet aygıtının yanı sıra büyük ölçüde sistem dışı bir özerk erk faktörü olarak topluma kendisini kabul ettirmeyi başardı.23 19 Fahmy, N. S, age: 175 20 Amr Hamzawy, Opposition in Egypt, http://www.carnegieendowment.org/publications/index.cfm?fa=view&id=17628, 11 Ocak 2010 21 Amr Hamzawy, agm 22 Israel Elad-Altman, Democracy, Elections and the Egyptian Muslim Brotherhood, IPS Press, 2007, s: 12 23 Amr Hamzawy agm 10 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM 1.4.1 Bir hizmet sektörü olarak sivil toplum kuruluşları Mısır toplumu genelde fakir ve alt sınıfın değişik seviyelerinden kalabalık bir nüfustan oluşur. Günlük kişi başı gelir 2 ile 4 dolar arasındadır. Politik sistem, devrimden beri birkaç ailenin kontrolü altında kalmış olup ekonomik yapıda yine onların denetimindedir. Politik sistemi elinde tutanlar, toplumun en üst sınıfını oluştururlar. Afrika’nın en zengin ülkelerinden biri sayılmasına rağmen milli gelirin 1470 olduğu ülkede en büyük pastayı bu ayrıcalıklı kesim alır. Sedat ve selefi Mübarek dönemlerinde ülke, liberal ekonomiyi benimsemiş, 1900’lerde ABD’de var olan monopolitik bir kapitalizm hâkim olmuştur. Örneğin ülkede ki en büyük tekstil şirketi Hüsnü Mübarek’in oğlu Cemal Mübarek’e aittir. 24 Mısır’ın kalabalık fakir halkı, yönetimde ve ekonomide söz sahibi olan bu elit sınıfın tahakkümü altında olup Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre fakirler daha fakirleşirken zenginler daha zengin olmaya başlamıştır. Üçüncü dünya ülkelerinde görülen bu karşıtlık, Mısır toplumunda yapısal bir ivme kazanmış, siyasal mekanizma bunun üzerine kurulmuştur. Cemal Abdünnasır döneminde bir orta sınıf oluşturulmaya çalışılmış fakat Mısır kaynaklarının kıtlığı yüzünden ve ilişkilerin sadece SSCB ile kurulmasından başarılı olunamamıştır. Sedat ve Mübarek döneminde ekonomik liberalleşmenin benimsenmesi özel sektör kurumlarını artırırken, bu kurumların sahiplenin Mübarek ailesine yakın kimselerden oluşması halkın durumunda önemli bir değişiklik yaşanmamasına sebep olmuştur. Şimdilerde Mısır toplumunda orta sınıf ile alt sınıf arasındaki farklılık, sadece gelir düzeylerinde değil, aynı zamanda eğitim seviyelerindedir. Orta sınıfı diğer sınıftan ayıran en önemli etken aldıkları eğitimdir. Kalabalık nüfusu teşkil etmemelerine rağmen orta sınıf kendini diğer alt sınıftan daha eğitimli görerek bir üstünlük kurmak istemektedir. Üniversitelerde eğitim paralı olduğu için fakir halk, çocuklarını üniversitelere gönderememekte ve diğer sınıfa dikey geçişi gerçekleşememektedir. Devlet memurlukları, avukat, mühendislik gibi meslekler belirli bir kesimin üzerinde kalmaya devam etmektedir. Fakir halk çocuklarından başarılı olanlar vakıfların sağladığı imkânlarla eğitime devam etseler de, bunların sayısı oldukça az olup genelde asker, polis ve köy öğretmenlikleri yapabilmekteler. Nüfusun kalabalık oluşu orta sınıfa mensup ailelerin çocukları üniversite eğitimini bitirdiklerinde işsiz kalmakta iş bulabilenler özel sektör kurumlarında ancak hayatlarını devam ettirebilecek 150-200 dolarla geçimlerini sağlayabilmekteler. Birçoğunun yaşam standardı temel ihtiyaçları karşılayabilecek düzeyde olmadığı için ek iş yapmak zorunda kalmaktadırlar. Fakir aile çocukları ise çoğunlukla ilkokuldan sonra ailelerinin yanında iş gücü olmak zorunda kalarak kendi ve ihtiyaçlarını karşılamak için genç yaşta iş hayatına atılmaktadırlar. 25 24 25 Al Vatan, 21 Ocak 2006 Salwa Ismail, Rethinking Islamist Politics: Culture, the State and Islamism, London: I.B. Tauris, 2006, s:112 11 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Birçok İslami sosyal hareket organizasyonu sivil toplum kuruluşlarıyla Mısır’daki fakir halkın sağlık, beslenme, eğitim gibi ihtiyaçları için çözüm bulmaya çalışmakta ve halka hizmet edecek kurumlar açmaktadır. Sosyal hareketler ve sivil toplum kuruluşlarının sayısında 1970’lerin sonlarından itibaren bir artış görülmüştür. Liberal ekonominin etkisiyle Hükümet desteğinin fakir halk kesimlerine azaltılması İslami hareketleri ve diğer hareketlerin sivil toplum kuruluşları kurmasına yol açmıştır. Osmanlı ve Mehmet Ali Paşa dönemlerinden kalma vakıf geleneklerindeki gönüllülük ve yardımlaşma, bu hareketler kanalıyla devam ettirilmiştir. Mısır toplumunda yağmur yağmamasından dolayı kıtlıkların yaşanması, eskiden beri sosyal adaleti ve refahı sağlayabilecek kurumların oluşmasına ortam hazırlamıştı. İslami kuruluşlar ile laik, milliyetçi sivil toplum kuruluşları Kahire depreminde bir güç rekabetine girmiş ve bu yarıştan İslamcılar zaferle çıkmışlardı.26 2004’te ABD merkezli düşünce kuruluşu RAND’ın yaptığı bir araştırmaya göre Mısır’da ki yardım amaçlı sivil toplum kuruluşlarının çoğunluğu İslamcılar tarafından kontrol edilmekte ve üyelerinin tamamına yakını gönüllülük esasına göre çalışmaktadır. Gönüllülerin yaptıkları işleri bir İslami mücadele yöntemi olarak benimsedikleri ve militarist bir aktivizmin olduğu görülmüştür. Amaçlarını sosyal değişim olarak belirleyen bu sivil toplum kuruluşları, kendilerini hükümete karşı alternatif bir oluşum olarak görmektedirler.27 1.4.2 Sivil tolum kuruluşlarının sosyal refaha katkıları Aslında bu sivil toplum kuruluşları alt sınıf tabakalardan orta sınıf tabaklaşmaya geçiş imkânı da sunmaktadır. 2007’de bu kuruluşların yardımıyla eğim desteği verilen öğrencilerin sayısı 200 bine ulaşmış, fakir aile çocuklarının şehirler de öğrenimlerinin devam etmelerine katkı sağlanmıştır.28 Kahire’de üniversiteyi kazanan bir kırsal kesimde yaşayan öğrencinin barınma ve beslenme ihtiyaçları bu kurumlar yoluyla karşılandığı için İslami hareketler yeni üyeler bulmada zorluk çekmemişlerdir.29 Sivil toplum örgütlerinin sağladığı imkânlar fakir halk için daima rağbet bulmuştur. Fakir halk bu kuruluşları bir yardım derneğinin ötesinde hayatta kalabilmek için devletin kendilerine sağlamadığı hizmetleri sunan sosyal yapılar olarak görmüşlerdir. Müslüman Kardeşler üye sayısını artırmasını bu sivil toplum kuruluşları ile gerçekleştirdiği için alt sınıfı diğer sosyal hareketlere bırakarak bir seçiciliğe girmiştir.30 Sivil toplum kuruluşları bu hizmetleri yaparken yasalık sınırları içerisinde kalmaya dikkat etmişler yalnız bağış yoluyla kurumun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmışlardır. Çünkü hükümet bir sivil 26 Asef Bayat, Ortadoğu’da Maduniyet, Çev. Özgür Gökmen, İletişim yayınları, İstanbul, 2006,s:201 Ahmad Baha’eddin Shaaban, “The New Protest Movements in Egypt: Has the Country Lost Patience?”, Arab Bulletin, Kış, 2004, Sayı. 12, s:27 28 Ahmad Baha’eddin Shaaban, agm:27 29 Dina Shehata, “ Activism in Egypt” Arab Bullten, Kış, 2004, Sayı:12, S: 13 30 Ahmad Baha’eddin Shaaban, agm: 28 27 12 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM toplum kuruluşunu kapatmasını ekonomik nedenleri gerekçe göstermesinden dolayı hesaplarında titiz davranmışlardır. Sosyal hareketlerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarını yalnız yardım eksenli görmek de doğru değildir. Aynı zamanda bu kuruluşlar, toplumdaki ekonomik eşitsizliği önlemeye çalışarak fakir ve orta sınıf tabakanın birbirleriyle etkileşim içerisine girmesini, sosyalleşmesini sağlamaktadır. Yukarıdaki açıklamaları yaparken Mısır devletinin fakir halkın ihtiyaçlarının giderilmesini tamamen sivil toplum kuruluşlarına bıraktığı anlaşılmamalıdır. Çünkü devletin resmi alarak üç tip yardım organizasyonu bulunmaktadır. İlki, ülkenin kalabalık fakir nüfusuna ekmek, yağ ve şeker temin etmektedir. Mısır halkının yaklaşık üçte biri devletin bu hizmetinden faydalanmaktadır. Geliri düşük olan aileler tespit edilerek askeriyenin kontrolünde temel besin ihtiyaçları karşılanmaktadır. İkinci tip yardımlaşma programı, Sosyal İşler Bakanlığı’nın bütçesi ile giderilmektedir. Sosyal güvenlik ödemeleri adı altında yaşlı, bakıma muhtaç ve engelli kişilere her ay belirli miktarda para ödenmektedir. Ayrıca fakir halkın çocuklarına yeni iş alanları açmak için ülkenin birçok yerinde bu bakanlığa bağlı kurumlar, meslek kursları açmaktalar. Üçüncü tip yardım kuruluşu Kalkınma Sosyal Yardım Fon’un işsizler için belirli miktarda aylık ödemeler yaparak, bir ailenin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek ödemeler yapmaktadır. 31 Birleşmiş Milletler İnsani Kalkınma Raporu’na göre Mısır toplumunun beşte dördü fakirlik sınırı altında yaşamaktadır. Üçte biri yeterli beslenememekte ve nüfusun onda yedisi kendinin fakir olduğunu söylemektedir. Yıllık yüzde 10 enflasyona sahip ülkede maaşlar artırılmadığı için halkın alım gücü sürekli düşmektedir. Elektrik, ulaşım giyecek fiyatları sürekli artarken buna bağlı olarak halkın yaşam standardı düşmektedir. 25 yaşın altındakilerin yüzde 52’si işsiz olup üniversite mezunlarında bu işsizlik oranı yüzde 21 seviyesindedir. Fakat kırsal kesim dikkate alındığında bu rakam yüzde 80’lere kadar çıkmaktadır.32 1.5 Mısır’da sosyal Hareketler ve sivil toplum kuruluşları üzerindeki etkileri Sosyal hareketlerin yükselmeye başladığı soğuk savaş döneminde diğer Ortadoğu ülkelerinde olduğu gibi Mısır’da da İslamcılar, demokratik olmayan yöntemlerle devleti ele geçirme hesapları yapıyorlardı. Müslüman Kardeşler bu ülkelerdeki sosyal hareketleri çevreleyen hareket haline dönüşerek devlete karşı toplumun yanında yer alarak halk üzerinde meşruiyet sağlamışlardı. Batıdaki sosyal hareketlere benzemeyen bu tarz hareketler, hemen bütün Ortadoğu ülkelerinde değişik isimlerle bulunuyordu. 31 32 Salwa Ismail,age: 75 Salwa Ismail,age: 28 13 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM 1990’lı yılların sonlarında Berlin Duvarının yıkılması ve Sovyetler Birliği’nin sona ermesiyle soğuk savaş dönemi bitmişti. Liberal politikalarla birlikte küresel hareketlerin gelişmesiyle sivil toplum örgütlerinin sayısında bir artış yaşandı. Teknolojik imkânların ve internetin yaygınlaşması dünyadaki insanların birbirleriyle iletişimini kolaylaştırdı. Farklı ulus ve kültürde olan insanlar birbirleriyle sınır tanımadan daha kolay iletişim kurabiliyor ve birbirlerinden etkilenebiliyorlardı. Küresel sosyal hareketler siyaset ve toplumun dönüşümde rol oynayarak devlet dışı aktörler olarak siyaseti, topumu ve kültürü etkilemeye başladılar. 33 Mısır’da sosyal hareketler bu değişimin bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde öncülü oldular. Mısır’da sosyal hareketlerin ilk tepkisi Mübarek rejimine karşı bir tepkiydi. İlk Mübarek karşıtı söylemler kahire sokaklarında duyulmaya başlandı. “Yeter” sloganıyla yola çıkan sosyal hareketler ülke geneline yayılarak Kifaye hareketine dönüştüler.34 Hüsnü Mübarek’in dördüncü kez devlet başkanı olmasını istemeyen toplumun farklı kesimleri anti-Mübarek hisleri ile hareket ederek yeni bir sosyal hareketin temellerini attılar. Mübarek yönetimi diğer Ortadoğu ülkelerinde görülen otokratik bir yönetim olup güvenlik endeksli bir devlet modeli üzerinden varlığını sürdürüyordu. Kifaye kendisini “Hareketi Tagyir “ yani Değişim Hareketi olarak tanımladı. Mısır caddelerinin sokaklarının alışık olmadığı pasif gösteriler düzenleyerek kısa sürede sesini bütün Mısır’a duyurmayı başardı. Hareket sert söylemlerden kaçınıyor barışçıl yollarla Mübarek’in artık gitmesini devlet başkanı olmamasını söylüyordu.35 1990’lı yılların başları aynı zamanda İslami hareketlerin sivil toplum örgütleri kurmaya başladığı bir dönemdir. Müslüman Kardeşler hukuk, mühendislik ve öğretmenlik alanlarında sivil toplum örgütleri kurarak kendisini cemaat olarak tanımladığı geleneksel yaklaşımı sivil toplum kurumlarına adapte etmeyi başardı. Aslında Müslüman Kardeşler kendilerini hep cemaat olarak görmüşler, kendilerine hareket denmesine pek sıcak bakmamışlardı.36 Bu hareketlerin Asef Bayat’ın tanımıyla kitle hareketleri demek daha doğrudur. Çünkü Modern öncesi toplumlarda görülen cemaat tarzı yapıların İslami hareketlere pek uymadığı 33 Amin, G., Whatever Happened to the Egyptians? Changesin Egyptian Society from 1950 to the Present (Cairo: The American University in Cairo Press, 2000), s:28 34 Amin Eskander, "Kefaya: The Slogan of the Battle on Change", Kefaya She'ar Maarakat al taghyeer, Al Karama, 25 October 2005. 35 Amin Eskander, agm 36 El-Ghobashy, M., ‘The Metamorphosis of the Egyptian Muslim Brothers’, International Journal of Middle East Studies, Cilt: 37 (2005), s: 373 14 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM görülmektedir. Çünkü bu hareketler geleneksel dini hareketlerin çok ötesinde olup siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel talepleri olan hareketlerdir. Muhalefet hareketlerinin birer sosyal hareketlere dönüşmesiyle cami, okul, sağlık ocağı gibi hizmet sektörlerinin artmasının önemli bir payı vardır. Müslüman Kardeşler Kahire ve diğer şehirlerde birçok okul, cami, klinik açarak toplumla olan ilişkilerini bu kurumlar kanalıyla da yürütmeye çalıştı. Camiler komşuluk ilişkilerinin gelişmesinde aktif rol oynarken, klinikler devlet hastanelerinden daha ucuz ve iyi imkânlar sunmalarıyla toplumun sempatisi göstermesini sağlıyordu.37 Mısır toplumu devleti güvenlik hizmetleri veren ve toplumun sorunlarını çözmeye çalışan bir yapı olarak görüyordu. Müslüman kardeşler tarafından açılan okullarda eğitimin daha iyi verilmesi, kliniklerde sağlık hizmetlerinin daha iyi sağlanması, işçi ve memur sorunlarının hareketin öncülük ettiği sivil toplumlar yoluyla giderilmeye çalışılması Mısır toplumunun zihinlerindeki devlet olgusunu da sorgulamasına neden olmaktaydı.38 Örneğin Müslüman kardeşler tarafından Kahire’de açılan İslam Toplumunu Geliştirme Derneği’nde ücretsiz olarak tatil günlerinde çocuklara okuma, yazma, Arapça ve İngilizce dersleri veriliyordu. Her mahalleye kurulan bu etüd merkezleri çocuklara okullarda alamadıkları eğitimi almalarını sağlamaktaydı. Kahire’deki İmam Şafi mahallesindeki bir klinik günde 3 binden fazla hastaya hizmet verirken, hastalara ücretsiz ilaç dağıtılmaktaydı. Bu kurumların gelirleri zekatla yani haklatan toplanan paralarla karşılanıyordu.39 Bu organizasyonlar hem Müslüman Kardeşlerin toplum nazarındaki itibarını artırıyor hem de İslam’ın fakirliğe fırsat eşitliğine, sosyal adalete çözüm sunduğunu işaret ediyordu. Çünkü bireysel ve toplumsal eşitsizliğinin ve mahrumiyetinin sonucu yalnızca bir kader değil aynı zamanda yanlış yönetim izafiyetiydi. Müslüman Kardeşler için İslam canlı ve toplumun ihtiyaçlarına gidermeye yönelik her zaman çözümlere sahipti. Bu durum bir bakıma Müslüman kardeşlerin geleneksel İslam algısı ile modern şartlara uyumun bir arada olabileceğinin kanıtıydı. Sivil toplum kuruluşları devletin alternatifi olan kurumlar olduğu için İslam’ın değerler sisteminden beslenen sivil toplum organizasyonları devletin dışında sosyal adalet ve eşitliği sağlayabilirdi. Sivil toplum kuruluşları Müslüman Kardeşlerin Mısır toplumundaki etkisini kuvvetlendirirken aynı zamanda hareketin değişmesine kapı aralıyordu. Çünkü bu yeni strateji, Müslüman Kardeşlerin toplum nazarındaki sempatisini kazanmakla birlikte tasavvur edemedikleri bir yayılma ve genişlemeyi de ortaya çıkarıyordu. Avukat ve mühendis sendikaları Müslüman kardeşlerin hak arama 37 Abd al-Rahim ‘Ali, “A Senior Brotherhood Official: The Civil State Is the Foundation of Citizenship,” July 9, 2004, www.islamonline.net, 13 Şubat 2010 38 Amin, G, S.32 39 Abd al Rahim Ali, agm 15 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM yöntemlerini değiştirmesini zorunlu hale getirdi. İnsan hakları, eşitlik, adalet, hukuk gibi değerlere vurgu yapan bu hareketler barışçıl bir dili benimseyerek muhalefet biçimlerini ortadan kaldırmaya değil, entegre olmaya dayalı bir yöntemi kanıksamalarını beraberinde getirecekti.40 Mısır, son otuz yılda farklı endüstriyel sektörlerde çalışan işçilerin direnişini yaşamaktadır. Değişik iş kollarında çalışan işçiler, yeni sosyal hareketlerin etkisiyle hükümete karşı daha fazla seslerini duyurabilmektedir. 7 Aralık 2006’da 3000 kadın tekstil işçinin başlattığı grev kısa sürede ülkenin geneline yayılarak genel greve dönüşmüş öğrenciler, öğretmenler, üniversite hocalarının da destek vermesiyle hükümet uygulamalarında geri adım atarak işçilerin isteklerini kabul etmek zorunda kalmıştır. Kadın işçiler erkeklerle aynı işi yapmalarına rağmen onlardan daha az maaş alıyorlardı. Bu haksızlığa gerek Müslüman Kardeşlerin gerek Kifaye’nin destek verdiği görülmektedir.41 Yeni sosyal hareketlerin etkisi Mısır’ın siyasi ve sosyal hayatında önemli rol oynarken geleneksel mısır siyasetinin bu hareketlerin muhalefetiyle kendisini yenilemek zorunda kaldığını söyleyebiliriz. Bu hareketler toplumsal muhalefet rolünü oynamakla birlikte aynı zamanda siyasi bir tavır göstererek politik muhalefetin temel öncülleri olmaya başlamışlardır. Mısır’’da fakirlik, rüşvet, adaletsizlik, insan hakları gibi temel sorunlar karşısında birçok Marksist, milliyetçi, liberal, feminist, laik ve İslamcı eğilimler birlikte hareket ederek sosyal sorunların çözümünde rol oynayarak Mısır’ın siyasi yapısına hâkim olmayan demokrasiyi kendi ilişkilerinde uygulamaya çalışmaktalar. Yeni sosyal hareketlerin yükselen etkisine rağmen henüz Mısır’da siyasi yapıyı kökten değiştirecek bir güce ulaşamadıklarını nihayetinde Mısır kanunlarının izin verdiği dairede hareket etmek zorunda olduklarını söyleyebiliriz. Mısır siyasi yapısının sosyal hayata da müdahil olması bu hareketleri siyasallaştırırken aynı zamanda daha kolay kontrol edilmelerine imkân sağlamaktadır. 1.6 Mısır sokaklarında değişen eylem biçimleri 2005 yılının Haziran ayı Mısır sokaklarının en hareketli günlerini yaşadı. ABD’nin Irak’ta yaptıklarını kınayan mitingler sırasıyla Kahire, Asyut, Mansuriye ve İskenderiye şehirlerinde gerçekleşti. Fakat bu gösteriler 1950’lerde milliyetçi ve solcu gruplar tarafından yapılan gösterilere benzemiyordu. Hedefte devlet başkanının bizzat kendisi vardı. Yüz binlerce insan, caddelerde ABD’nin 40 Polka, S. “The Centrist Stream in Egypt and Its Role in the Public Discourse Surrounding the Shaping of the Country‟s Cultural Identity,” Middle Eastern Journal 39(3), 2003, ss.39-64. 41 Ferhad İbrahim , Heidi Wedel, Ortadoğu’da Sivil Toplumun Sorunları, İletişim Yayınları, İstanbul, 1997, ss.6167 16 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Irak’tan çekilmesini, Mübarek’in ABD’ye desteğinin sona erdirilmesi çağrısı yapılıyordu. Gösterilere başta sendikalar olmak üzere sivil toplum kuruluşları, öğrenciler, akademisyenler destek veriyordu.42 Bu gösterilere katılanların belirli bir toplum kesimini temsil etmedikleri oldukça açıktı. Açık ve kapalı bayınlar, Hıristiyan ve Müslüman kıyafetleri giymiş din adamları, memurlar, sokak satıcıları, işsizler bu gösterilere destek vermişler ABD ve devlet başkanlarının tutumlarını protesto etmişlerdi.43 Başlangıçta bu gösteriler,ülkenin en büyük muhalefeti kabul edilen Müslüman Kardeşlerin politik özgürlükler verilmesiyle meydana çıkışları olarak yorumlandı ve Anti-Amerikancılığın ülkede yaygınlaşması olarak görüldü. Fakat bu gösteriler, Mısır yönetiminin durağanlığına karşı değişim isteyen geniş halk kitlerinin amacını yansıtıyordu. Kaynak mobilizasyonunu savunan teorisyenler için bu yeni protesto şekli ekonomik durumun kötüye gitmesi şeklinde görülebilirdi. Sosyal yapının değişmesi ile protesto biçimleri de değişebilirdi. Fakat farklı grupların ortak bir çıkar birbirleriyle nasıl bir ağ oluşturuldukları üzerinde düşünülmesi gereken bir konuydu. Birbirlerine muhalif hareketler bir barış ağı kurmuş ve ortak düşman olarak ABD nezdinde kendi hükümetlerini görmeye başlamışlardı. Ghad ve Vefd partilerinin başkanlık ve parlamento seçimlerine katılmasına izin verilmesi 2005’teki politik açılımla ilgili olduğu kadar küresel değişimlerin Mısır toplumundaki etkisiyle ilgiliydi. Kifaye biçiminde sosyal hareket olarak ortaya çıkan bu yeni eğilim, Irak savaşına muhalif bir duruş sergilediği gibi mübarek karşıtı bir tavır benimsemiş, aynı zamanda demokrasi için muhalefetin ittifak içerisine girmesini savunmuştu. 44 Ülkenin resmi yasaklısı fakat bazen ılımlı bakılabilen Müslüman Kardeşler de, kendisini politik muhalefetin ana temsilcisi olarak gördü ve benzer muhalif organizasyonlar kurma rekabetine katıldı. Diğer legal partilerin kitleleri harekete geçirmekte zayıf olması Müslüman kardeşlerin tekrar sivrilmesine yol açtı. 45 Aslında 2003 Irak Savaşı; Londra, New York, Berlin ve Roma’da protesto edildiğinde binlerce kişi katılmış, fakat Kahire’de Müslüman Kardeşlerin organize ettiği protestoya yalnızca dört yüz kişi katılmıştı. 2005’teki mitinge ise yüz binin üzerinde insan katıldı. Her iki gösterinin düzenleyicisi Müslüman Kardeşler olmalarına rağmen bu farklı hareketliği nasıl açıklayabiliriz? Bu sorunun cevabını klasik kaynak mobilizasyonu teorilerinde bulmak zordur. Çünkü bu teoriler, tutum ve davranışlardaki değişikliğe ekonomik koşulları dikkate alarak baktıkları için sorunun arkasındaki sosyal ve siyasi 42 Munson, Z. “Islamic Mobilization: Social Movement Theory and the Egyptian Muslim Brotherhood”. The Sociological Quarterly, 2001 42, ss.487-510. 43 Munson, agm 44 Polka S. agm 45 Munson agm 17 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM durum göz ardı edilmektedir. Müslüman kardeşlerin Mısır toplumunda göç hareketlerinde ve yatay dikey geçişlerde etkili oldukları doğrudur. Müslüman kardeşlerin üyeleri 20 sene öncesine şehre yeni göç etmiş ailelerden oluşuyor idiyse de şimdilerde şehirli orta sınıf ailelerden oluşmaktadır. 46 Müslüman Kardeşler gibi sosyal hareketler, toplumsal sorunu çözmede kolektif hareket ederler. Mısır’ın en eski sosyal hareketi olan Müslüman kardeşler gerek Ghad’dan gerek Vefd’den daha profesyonel organizasyonlara sahiptir. Doktorlar, Avukatlar, öğretmenler, işçiler, öğrencilerin kendilerine ait çok sayıda dernekleri ve sendikaları vardır. Müslüman kardeşlerin üyeleri birçok sivil toplumun ilk varlığını oluşturan kesimdir. Kahire depreminde hükümetten daha kolay organize olabilmesi ve daha çok yardım ulaştırabilmesi Mısır toplumunun genelinin saygısına mazhar olmuştur.47 2003’te Mübarek rejiminin savaş karşıtı gösterilere izin vermesi, Müslüman kardeşlerin bu fırsatı değerlendirmesine yol açmış ve sadece avukat ve bazı öğrencilerin katıldığı bir gösteri olmuştur.48 Çünkü Müslüman Kardeşler, Mübarek rejimini henüz reformlar noktasında samimi bulmamakta geniş destekçileri bu eylemlerden uzak tutmaya çalışmaktadır. Ayrıca henüz toplum kalabalık gösterilere hazır değildir. Yapıcı sosyal teoride, sosyal hareketler küçük bir yer işgal ediyorsa da bu hareketlerin nasıl doğduğu, üyelerinin birbirleriyle nasıl ilişikler kurduğu anlamak açısından önemli katkılar vermiştir. Sosyal hareketler bireylerin ilgilerinden, değerlerinden, inanç ve amaçlarından doğar. Bu nedenle bu hareketleri açıklamadan önce grupları ya da bu grupları oluşturan kişilerin tutum ve davranışlarını yorumlamak gereklidir. Gruplar bu tür hareketleri yaparlarken öncelikle hedeflerini açıklamak ve göstermek isterler. İslami hareketler bağlamında olan sosyal hareketlerin en önemli özelliği din dilini kullanmaları ve alt, orta ve üst sınıflarda bir fikirbirliği oluşturmalarıdır. Üniversite gençlik yapılarında bu durum daha iyi gözlenebilmektedir. Örneğin üst sınıfa mensup üniversite öğrencileri kulüp tarzı etkinliklere girerken, orta sınıfa mensup olanlar dava tarzı hareketin düşüncelerini yayma, alt sınıfa mensuplar ise eylem bazında hareket etmektedir. Yapısalcı sosyologlar gruplar arası ilişiklerde ve yeni sosyal hareketlerde kolektif kimliğin önemi üzerinde durmuşlardır. Müslüman Kardeşlerde ortak kimlik algısını “Müslüman kardeşliği” kavramını öne çıkararak yaptıkları bütün eylem ve faaliyetleri bu kimliğe dayandırarak yapmışlardır. 46 Murphy, D. “Egypt reins in democratic voices”., Christian Science Monitor 28 Mart 2006 Wickham, C. R. Mobilizing Islam. New York: Columbia Univ. Press, 2002 s. 81 48 Al Watan, 27 Haziran 2003 47 18 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM 2003’de avukatların ve öğrencilerin katıldığı protestoda öğrenciler ve avukatlar karışık bir şekilde bulunarak gösteriyi “Müslüman kardeşliği” üzerinden sürdürmüşlerdir.49 Bu gösterinin aktörleri öğrenci birlikleri başkanları ve doktor sendikasının liderleridir. Gösteride hiçbir Müslüman Kardeşler teşkilatının liderlik grubundan kimselerin olmayışı bu hareketin yeni sosyal hareketlere uyum sağladığının göstergesidir. Müslüman kardeşler bu gösteri zincirini başlatırken oldukça dikkatli hareket emiştir. Şiddet eğilimli cihat gibi hareketlerle birlikte davranmadığını göstermek için sadece ABD karşıtı ılımlı sloganlara izin verilmiş, pankartlarda şiddet unsuru bulunan öğelerden titizlikle kaçınılmıştır. Küçük gruplar halinde başlatılan bu gösterilen diğer gruplara taşınmasıyla bir mobilizasyon gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.50 27 Kasım 2003’te Başkent Kahire’de ki Nasır şehir stadyumunda gerçekleştirilen gösteriye yüz bin kişi katılmıştır. Mübarek rejiminin hoşgörüsü ile yapılan bu gösteride polisin güvenlik önlemler altında ABD’ye karşı saldırgan bir dilin kullandırılmamasına özen gösterilmiş, gösteri yalnız savaşı protesto olarak sınırlandırılmıştır. Müslüman kardeşlerde bu gösteriye katılmış fakat düzenleyicileri içersinde yer almamışlardır.51 Fakat bu gösteri stadyumda başlayacak diğer gösteriler için bir başlangıç rolü oynamıştır. Partiler ve sendikalar gösterilerinde bu stadyumu kullanarak üyelerini daha sonraki gösteriler için hazırlamışlardır. 2003’te bu stadyumda Nijerya-Mısır maçı bir spor müsabakası olmaktan çıkarak partilerin renklerini taşıyan flama ve afişlerin yer aldığı politik bir arenaya dönüşmüştür.52 Mart 2004’te öğrenciler, avukatlar, mühendisler ve doktorlar ayrı ayrı gösteriler düzenlemişlerdir. Bu gösteriler de hedef şimdilik ABD’nin ırak politikaları olmuşsa da hükümeti eleştiren konuşmaların da başladığı görülmüştür. 25 Mart’ta Ezher Camisinin önünde kalabalık bir savaş karşıtı öğrenci gösterisi olmuş, gösteriye ülkenin sol eğilimli aydınlarından katılanlar olmuştur. Sol gruplar iki gün sonra ABD büyükelçiliği önünde farklı bir gösteri düzenlemişler bu gösteriye polisin verdiği bilgiye göre yalnızca 200 kişi katılmıştır. Nisan ayının ikinci günü Ezher camiinin önünde İslamcı öğrencilerin düzenlediği bir gösteri gerçekleşmiş olan gösteriye Kahire’nin değişik üniversitelerinde eğitim gören 5 bine yakın öğrenci katılmıştır. Gösteride Mübarek aleyhtarı 49 Issam al-„Aryan, “The Brotherhood‟s Reform Initiative—A Reading of the Realities and the Implications,” al-Mujtama‟, no. 1592, 13 Mart 13, 2004 50 51 52 http://harakamasria.org/?q=node/2944, 21 Mart 2010 Al Hayat, 28 Kasım, 2003 Al Watan 12 Haziran 2003 19 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM sloganların atılmasıyla polis gösteriye müdahale etmiş, 50’nin üzerince öğrenci çıkan çatışmalar sonucu yaralanmış, 112 öğrenci de güvenlik güçleri tarafından tutuklanmıştır.53 Vefd partisi bu gösterilere sessiz kalırken Kifaye hareketi gösterileri alkışlamıştır. Kifaye hareketinin üyelerinin bu dönemde sınırlı oluşu tek başına bir gösteri düzenlemesini engellemiş, genellikle Müslüman kardeşler tarafından organize edilen gösterilere destek vermiştir. düzenlenen gösteriler, sivil toplum kuruluşlarının birçoğu Tagammu, 54 2005’te Vefd ve Sosyalist Nasır Partisi’nin katıldığı büyük gösteriler olmuştur. 2005’te gerçekleşen geniş katılımlı gösterileri genelde Kifaye hareketi organize etmiş, diğer gruplar da destek vermişlerdir. 2005 seçimleriyle Mısır’da ilk kez birden fazla aday başkanlık yarışına katılmıştır. Vefd lideri Numan Jumman, Ghad lideri Eymen Nur, Ahrar’ın adayı Enver Sedat’ın yeğeni Talat Sedat ve Hüsnü Mübarek seçilmek için yarışmışlar fakat kazanan her zamanki gibi yüzde doksanın üzerinde oy alan Hüsnü Mübarek olmuştur. Eymen Nur bir sosyal hareketin lideri olduğu için etkisi diğerlerinden daha çok hissedilmiş, bu yüzden seçim sonrasında tutuklanan ilk lider olmuştur. Ülkenin her tarafında Nur’un tutuklanmasına karşı imza kampanyaları başlatılmış, fakat hükümetin bu eylemin suç teşkil ettiğini, imza verenler hakkında soruşturma başlatılacağını açıklaması üzerine Kifaye liderleri topladıkları imzayı meclis yerine Birleşmiş Milletler temsilciliğine vermişlerdir.55 Nur’un tutuklanmasına ülkenin birçok aydını karşı çıkmasına rağmen hükümet, geri adım atmamıştır. Vatan, Hayat gibi gazete ve dergilerde tutuklamaları eleştiren makalelerin çıkması gazetelerin birkaç gün yayın hayatına durmasına ve bazı yazarların hükümetin baskısıyla işten çıkarılmalarını sağlamıştır. Nur, hapishanede açlık grevi başlatmış bunun üzerine ABD büyükelçisi Mübarek’le görüşmüş fakat bir sonuca varılamamıştı. 56 Bu gösterilerin düzenlenmesinde Kifaye’nin çıkardığı Arabi gazetesi ve internet blogları etkin rol oynamışlardır. Örneğin Arabi gazetesinin tirajı gösterilerden önceki 30 binlerden 50 binlere çıkmıştır. Ertesi gün gazetede gösteriyle ilgili başta Abdülhalim Kandil gibi Kifaye liderlerinin övücü yazıları çıkmıştır.57 Kifaye, gösterilerine bir süre ara verse de, Müslüman Kardeşlerin sürdürdüğünü; 28 Mart 2005 gösterisi kalabalık olmasına rağmen Kifaye hareketinin destek vermediğini görüyoruz. Gösterinin amacı göstermelik değil gerçek reformların yapılmasıydı. Gösteriyi düzenleyen 53 54 Al Mısrıyye, 26 Mart 2004 http://www.alwasatparty.com/text/Wasat%20final%20minus%20table%20of%20contents.doc, 13 Ekim 2009 55 Al Hayat, 12 Haziran 2005 56 Al Hayat, 23 Haziran 2005 57 , Arabi, 21 Nisan 2006 20 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM organizasyonun lideri Essam Eryan, gösteriye kifaye’nin destek vermesini demokrasiden yana olmadıkları şeklinde açıklamıştı.58 Bu eleştiri üzerine Kifayenin liderlerinden Kandil, Müslüman Kardeşlerin demokrasiyi yalnız kendileri için istediklerini, başkalarının endişelerini dikkate almadıklarını bu yüzden ve sonrasında bu tür gösterilere destek vermeyeceklerini söylemişti.59 Fakat Kandil’in, bu değerlendirmesi 1000 kişinin tutuklanmasıyla sonuçlanan Temmuz gösterisinde, tutuklananlar içinde Kifaye üyelerinin de olması60 hareket içinde bir bölünmenin olduğunu gösteriyordu. Kifaye, liderlerinin tutuklanmasıyla etkisizleşirken ve bölünme yaşarken Müslüman Kardeşler tekrar Mübarek rejimine karşı toplumun muhalefet kartını üstlenmeyi başarıyordu. 2. Kifaye Hareketi 2. 1. Liberal Bir Direniş: Kifaye Hareketi Mısır’da 2004 Sonbaharında, üyelerinin çoğunluğu avukatlardan oluşan ve kendilerine “yeter” anlamına gelen Kifaye adını veren sosyal bir hareket ortaya çıktı. Bu hareket başlangıçta bir sivil toplum hareketi iken kısa zamanda siyasi bir harekete dönüşerek Mısır halkının özgürlük, eşitlik, adalet gibi taleplerini Mısır siyasetine taşımak istedi. Mısır siyasetinin alışık olmadığı araçları kullanan Kifaye hareketi, Mübarek yönetimine karşı yeni sosyal hareketlerin yaygın bir şekilde kullandığı karnavalistik eylemler ortaya koyarak toplumun bütün kesimlerine ulaşmayı başardı. İnternet ve cep telefonu gibi iletişim araçlarını yaygın bir şekilde kullanan hareket, Mübarek rejiminin tepkisine neden olurken şiddet içermeyen eylemleri yasaklandı ve liderleri hapse atıldı.61 Mısır muhalefetinde önemli bir rol üstlenmiş İslamcılar, hareket mevzilerini yeni kuşak liberal gençlere terk etmek zorunda kaldılar. Hareketin aktörleri aydınlar ve yeni mesleklerine kavuşmuş beyaz yakalılardan oluşuyordu. Hareketin liderlik tipolojisi geleneksel Ortadoğu liderlerinden çok batılı liderlere benziyordu. Lider ve hareketin liderleri arasında hiyerarşik bağ yerine gönüllü bir bağlılık göze çarpıyordu.62 Kifaye hareketi, bir ABD projesi mi yoksa Mısır demokrasisinin olağan bir sonucu mu bunu ileriki günlerde göreceğiz. Fakat Kifaye hareketi için söylenecek en doğru söz onun siyasal bir hareket 58 Al Ahram 29 Mart 2005 Al Ahram 30 Mart 2005 60 Al Hayat, 17 Temmuz, 2005 61 Shorbagy, Manar, “The Egyptian Movement for Change-Kefaye: Redefining Politics in Egypt”, Public Culture, 2007 Cilt: 17 Sayı:1, ss. 175-196 62 Abbas, Wael, “A Special Report on the Imprisonment of Aiman Nour,” Misrdigital.blogspirit.com, December 31, 2005. (1 Nisan 2009): http://misrdigital.blogspirit.com/archive/2005/12/index.html 59 21 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM olmaktan ziyade Ortadoğu ülkelerinde görülmeye başlanacak yeni sosyal hareketlerden biri olduğudur. 2.1. 1 Kifaye Hareketinin Doğuşu ve Aktörleri 1990 yılların ortalarında ABD’nin yeni Ortadoğu politikaları ortaya çıkmaya başlamıştı. Soğuk savaşın sona ermesi ile yeni tehdit İslamcılık olarak görülüyordu. Mısır, 21. yüzyıla girerken demokratikleşme, yapısal reform, insan hakları gibi sorunları çözmesi gerekliydi. Mısırlı politikacılar ise geçmişten gelen refleksle hareket ederek statik bir çaba içinde kendi konumlarını güçlendirmekle meşguldüler. Ortadoğu için kılavuzluk edecek bir ülkede otorite ve baskı politikaları ile ayakta kalması zor görünmekteydi.63 Mısır rejimini kurulduğu andan itibaren tehdit eden Müslüman Kardeşler Örgütünün İslamcılık refleksi, hükümete karşı halk kesimleriyle sıkı bir ilişki içerisindeydi. 1990’lı yılların başlarında radikal İslamcılığın yükselmesi Mısır yönetimini zora sokmuş, hükümet, özgürlükleri sınırlandıran bir dizi karar almak mecburiyetinde kalmıştı. Politik sistemin şiddete meyilli muhalif gruplar tarafından kullanılması rejimin geleceğini tehdit edebileceği kaygısı Mübarek yönetimi sertlik yanlısı bir rejime sürüklüyordu.64 Fakat Müslüman Kardeşler siyasi bir parti değildi ve rejim tarafından da illegal bir örgüt olarak görülüyordu. Müslüman Kardeşlerin 1993’te eğitim sağlık, hukuk gibi alanlarda sendikalaşmaya girmesi hükümetin alternatif muhalif hareketlere daha sıcak bakmasını sağladı.65 Mısır’ın güney şehirlerinden Asyut’ta hükümet ile İslamcılar arsında çatışmaların ortaya çıkması Mübarek rejimine beklediği fırsatı vererek birçok sivil toplum kuruluşu, gazete ve dergi kapatılarak İslamcı aktivistler hapse atıldı. 1995’te gazete ve dergi yayıncılığı üzerine sansür getirilerek hükümeti eleştirmek yasaklandı.66 1999 Eylülünde Mübarek hükümeti tekrar eğitim ve 63 Menar, agm., s:176 Abd Al-Llah, Mohammed, “The Kefaya Movement Organizes a Protest with Brooms in Front of al-Sayyida Zaynab [harakat Kefaya tunaththim ihtijajan bial-makanis ‘amama al-sayyida zaynab],” Masrawy.com, June 15, 2005. (12 Mayıs 2009) http://masrawy.com/News/2005/MidEast/Reuters/June/15/OEGTP-EGYPTKEFAYAHMM57782240.aspx 65 Tarık, Abdülcelil,Mısır`da İslamcılık ve iktidar polemiği,www.dunyabulteni.net, 10 Nisan 2009,(14 Nisan 2009) http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=73123 64 66 Abdel-Latif, Omayma, “Dreaming of Better Times,” Al-Ahram Weekly, November23–29, 2000. 27 Ocak 2010 http://weekly.ahram.org.eg/2000/509/eg2.htm 22 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM sosyal amaçlı sivil toplum kuruluşlarının açılmasına izin verilerek basın üzerindeki kısıtlamaların bir kısmı kaldırıldı.67 1995-2000 arası dönem Mısır için talihsiz dönemlerdi. Enflasyon yükselmiş, işsizlik artmış, gelir dağılımında azalmalar olmuştu. Anayasa Mahkemesi dini içerikli olmadıkları sürece partilerin bağımsız aday çıkararak seçimlere katılabileceğini söylemesi partisel örgütlenme içerisinde olmayan adayların da seçimlere katılabilmesine perde araladı. 2000 yılı meclis seçimlerinde 444 sandalyeli meclisin 33’nü muhalefet partileri kazanırken 388 sandalyenin de 218’ini bağımsız adaylar kazandı.68 Mısır’ı elli yıldır yöneten Ulusal Demokratik Parti büyük bir seçim yenilgisi alınca Mübarek’e politikalarını tekrar gözden geçirmeye başladı. Anayasanın 75, 76 ve 77 maddeleri değiştirilerek devlet başkanının meclis üzerindeki yetkileri artırıldı. Seçilen bazı milletvekilleri devlet başkanından veto alamadıkları için meclise giremediler, onların yerine devlet başkanı kendi partisinden milletvekili atadı. Muhalefet, seçimlerin yalnızca göstermelik olduğunu anlayarak siyasal ortamda serbestlik olmaksızın demokratik gelişmelerin olmayacağı kanısına vardılar. 69 Hareketin kurucularından Ahmed Bahaddin Shaban’ın dediği gibi Kifaye hareketi, öncelikle avukatlar üzerinde etkili olan bir sivil toplum inisiyatifiydi. Milliyetçi, liberal ve entelektüellerden oluşan hareket, Kahire’de 22 Eylül’de 300 kişinin katıldığı hükümete karşı bir gösteride ilk kez bir araya geldi. Bu gösteriden sonra konferanslar düzenlenmeye başlandı ve 500 kişiden oluşan bir grup Mısır Değişim Hareketi’ni kurdular. Bu hareketin kurucuları arasında milliyetçilerden, liberallere, laiklerden İslamcılara kadar çok geniş bir yelpazeden katılımcılar vardı. 70 Değişim Hareketi bir politik partiden ziyade gönüllü teşekküller birliğini andırıyordu. Kendisini parti olarak isimlendirmeyip “hareket” olarak isimlendirmesi ve bir politik yapı şeklinde örgütlenmemesi bu yaklaşımı doğruluyordu. Bu hareketin içersisinde farklı grup ve parti temsilcilerinin oluşu onu bir sivil toplum örgütünden de uzaklaştırıyor, parti ve gruplar arasında hükümete karşı bir koalisyon olarak algılanıyordu. Hareketi oluşturanların tek hedefi “yeter” 67 Basheer, Tahseen, “The Egyptian State in Transition,” in Phebe Marr, ed., Egypt at the Crossroads: Domestic Stability and Regional Role, Washington, D.C.: National Defense University Press, 1999, ss. 3–16 68 Abdel-Latif, Omayma, agm, http://weekly.ahram.org.eg/2000/509/eg2.htm 69 Magdi Abdulhadi, Mısır’da Çok Adaylı Seçim, 7Eylül 2005 (30Haziran 2009) www.bbc.co.uk/turkish/news/.../050227_egypt_president.shtml 70 Sunne, Anna, Narration and Identity, Sonbahar 2006, (11 Temmuz 2009) 23 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM sloganında gizliydi.71 Bu sloganın anlamı, Hüsnü Mübarek’in 2005 devlet başkanlığı seçimlere aday olmamasıydı. Hareketin aktörleri arasında bulunan kıpti asıllı Hıristiyan avukat George İshak, Değişim Hareketi’nin laik bir yapıda olması gerektiğini ve tüm Mısırlılara hizmet etmesi gerektiğini söyleyerek hareketin İslamcılardan temizlenmesi gerektiğini savunuyordu. Milliyetçi, komünist, liberal ittifaklar Mübarek rejiminin fazla tepkisine yol açmayacak, böylelikle hareket daha hızlı yayılma imkânı bulacaktı. Kifaye’nin gerçekleştirmeye çalıştığı, siyasal birlikten öte tarihsel ve kültürler arası bir birlik olmalıydı. Mısır’daki İslamcılar dışında tüm muhalefetin birleşmesi ancak laiklik şemsiyesi altında mümkündü. Kifaye hareketi, dış dünyanın desteğini almayı başarabilirse Mübarek rejiminin sonu gelebilirdi.72 Kifaye’nin yanıldığı husus Mübarek karşıtlığının politik bir malzeme yapılmasının Mısır politikası için henüz erken olduğunun farkına varılmamasıydı. İslamcılar bile eleştirilerini Mübarek üzerinden değil sistem üzerinden götürmeye çalışıyorlardı. Mübarek karşıtı bir siyaset tarzının Mısır için uzun ömürlü olmayacağı daha sonra yaşanan süreçte anlaşılacaktı.73 Kifaye hareketinin ilk aktörleri eğitimli, şehirli kimselerdir. Arapçayı fasih bir şekilde konuştukları gibi İngilizce veya Fransızcayı da konuşabilmekteler. Kurdukları internet bloglarında hem Arapça hem de İngilizce yayın yapabilmektedirler. Üyeleri arasında gazeteci, araştırmacı, öğrenci, doktor, avukat, işadamı, iktisatçı, sanatçı, akademisyen gibi toplumun üst kesimlerinden insanlar vardır. 2007 mahkeme kayıtlarına göre hareketin gelirinin önemli bir kısmı Mısır’ın en zengin üçüncü kişisi tarafından karşılanmaktadır. 74 Kifaye hareketi, farklı perspektiflere sahip kişilerin ortak bir şemsiyede toplanması açısından önemlidir. Bu hareketin aktörlerinin yaşları 25-50 arasındadır. Politik eğilim olarak sol, milliyetçi, İslamcı, liberal geçmişe sahip kimseler olup son on yılda Mısır’ın toplumsal yapısında etkinlik kurmuş kişilerdir. Öğrenci eylemlerinin yaşandığı 1970’li yıllarda ilk kez ideolojik kimlikleri ile öne çıkmışlardır. Kifaye’nin lider kadrosu öğrenci hareketlerinden etkilenerek politik yapının şekillenmesinde dolaylı da olsa rol oynamışlardır. Hareketin aktörleri 1967 ve 1973 Arap-İsrail savaşlarını yaşamış, Arap milliyetçiliğinin zirveye çıktığı dönemleri görmüş ve Mısır’da ekonomik iklime tanıklık etmişlerdir. Dış politikada antiemperyalist bir yaklaşım izlemekte ve İsrail’i bir tehdit olarak algılamaktalar. Soğuk 71 Magdi, agm Sunne, agm 73 Abd Al-Llah, agm 74 BilQzeez, Abd Alilah, On Political Reform and Democracy [fi al-’ islah al-siyasi wa al-dimuqratiyya], Beirut, Lebanon: Al-Sharika al-cAlamiya Li al-Kitab Publishing House, 2007, s:123 72 24 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM savaş sonrası ideolojik kırılmaların yaşanması ile bu bireyler kendilerini özgürlükçü liberal bir çizgide bulmuşlardır. 75 Kifaye hareketinin aktörlerinin medyaya karşı yoğun bir ilgi gösterdikleri görülmektedir. Katar’dan yayın yapan el Cezire televizyonunun kurucuları arasında Kifaye hareketinin aktörlerinden İman Ramazan’da bulunmaktadır. İman Ramazan yaptığı tartışma içerikli televizyon programlarında Mübarek yönetiminin özgürlükleri kısıtlamasına sert eleştiriler yapmıştır. Mısır devlet başkanlığı süresinin iki döneme geçmemek kaydıyla beş yılla sınırlı tutulması gerektiğini söylemesi tutuklanması ve hapis cezası almasına neden olmuştur. İman Ramazan ayrıca güçler ayrılığı, basın ve ifade özgürlüklerinin sağlanması partilerin serbest bir şekilde faaliyetlerinin yapabilmeleri için Mısır anayasasında düzenlemelere gidilmesi gerektiğini savunarak devlete karşı sivil toplum kuruluşlarının güçlendirilmesi gerektiğini makale ve kitaplarında belirtmiştir.76 2.1.2 Popüler bir kitle hareketi Kifaye hareketi kısa bir süre içerisinde beklenmedik bir başarı göstererek Mübarek rejimini dışarıda yıprattığı gibi Mısır halkına şiddet dışında çözüm arayışları da sundu. Fakat esnek yapılanması daha sonraki dönemlerde pasifleşmesine ve bölünmesine yol açtı. Enver Sedat’ın bir suikast sonucu öldürülmesinden sonra 1981’de devlet başkanlığına getirilen Hüsnü Mübarek’in devlet başkanlığı için tekrar adaylığını koyacak olması Kahire Barosu’nda birkaç batıda eğitim görmüş avukatın “artık yeter” sloganı ile mahkeme çıkışlarında gösteri yapmalarına yol açtı. Hükümetin avukatlara karşı orantısız güç kullanması diğer muhalif kesimlerinde “yeter” sloganının benimsemelerini beraberinde getirirken hareket kısa zamanda bir sivil toplum hareketi haline geldi. Müslüman Kardeşler dışında diğer muhalif örgütler harekete eklemlenerek hareketin bir siyasi partiye dönüşmesi için çaba gösterdiler.77 Hareket, kanuni bir yapılanma içerisinde hareket ederek Mübarek rejimine karşı muhalefetini basının desteği ile geniş halk kesimlerine ulaştırmayı başardı. Mübarek rejiminden hoşnut olmayan çevreler için Kifaye, bir çekim merkezine muhalefetin en baskın gücü haline geldi. İyi eğitimli profesyonel avukatların liderliğindeki hareket, insan hakları basın, ifade özgürlükleri, demokrasinin geliştirilmesi, kanun gücünün benimsenmesi gibi temalarda hükümete sert eleştiriler yöneltti.78 75 BilQzeez, age, s:128 BilQzeez, age, s.131 77 Brown, Nathaniel, and Michele Dunne, “Egypt’s Controversial Constitutional Amendments: A Textual Analysis,” Carnegie Endowment for Peace, March 23, 2007, (25 Temmuz 2009) 78 BilQzeez, age, s:152 76 25 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Kifaye hareketinin geniş halk kesimlerinde başarılı etkide bulunmasının birkaç nedeni vardır. Öncelikle Kifaye hareketinin liderleri mesajlarını Mübarek’in etrafında olanların bile benimseyeceği basit bir dil kullandılar. Mücadelelerini “yeter” biçiminde isimlendirmeleri yalnız Mübarek’e karşı değil aynı zamanda Mısır’ın son altmış yıldır yaşadıklarına bir tepkiydi. Mısır halkının büyük bir bölümü günde 2 doların altında yaşarken, yolsuzluk, rüşvet, hukuksuzluk, ağır işleyen demokrasi ülkenin kaderi olmuştu. Mübarek’in kendisinden sonra yerini oğluna bırakacak olması bu kaderin devam etmesi anlamına geliyordu. 79 Kifaye başlangıçta farklı kesimlerden gelen bireylerin ortak menfaat için bir araya geldikleri gruplardan müteşekkildi. Aralarında ne geçmişe ait bir bağ ne de ideolojik bir benzerlik bulunuyordu. Ortak menfaat daha fazla demokrasinin gelişmesiydi. Farklı sosyal geçmişe ve partilere sahip birey ve gruplar hedeflerini gerçekleştirmek için Kifaye’yi ortak bir çatı olarak görüyorlardı. Ortadoğu’nun radikal, uzlaşmasız, şiddet eğilimli hareketlerinden bıkmış kesimler için bu hareket yeni, denenmemiş bir sesti.80 2.2 Kifaye hareketinde sosyal Eylem Kifaye hareketinin hedefinde devlet gibi görülse de aslında hedef toplumun kendisidir. Kifaye hareketi ortaya çıktıktan sonra feministleri, doktorları, öğrencileri, mühendisleri, yazar ve gazetecileri içine alan yeni sivil toplum kuruluşları oluşturması toplumun öncelikle hedeflendiğini göstermektedir. Bu toplumsal alan, Kifaye için sosyal hareketliliğin gerçekleştiği alanlardır. Toplumsal alan aynı zamanda Kifaye için kimliklerin toplumsal egemenlik ilişkilerinin yeniden inşa edildiği, toplumun kendisini rasyonelleştirebildiği ve özgürleştirebildiği bir alandır. Kifaye hareketinin katılımcıları toplumsal rolleri açık bir ilişki barındırmamaktadır. Katılımcıların arka planlarında şehirli bir sınıf olmasına rağmen aslında sınıflar üstü bir özelliktedir. Hareketin temel referans aldığı bir ideolojisi yoktur. Demokrasiye çağrı yaparken özgürlüklerin, insan haklarının geliştirilmesi anlamında bir çağrı yapar. Ortak bir ideolojik bakış, hareket üyeleri arasında söz konusu olmayıp onları birleştiren öğe birbirleriyle hareket etmede istekli oluşlarıdır. Değerler ve fikirler açısından bir çoğulculuk sergileyen Kifaye, ülküsel ideolojik amaçlar için değil pragmatik amaçlar için harekete geçmektedir. Hareket üyelerinin eylemleri, katılımları kendi özgür iradelerine bağlı olduğu için karar alma süreçleri de oldukça esnektir. Bu hareket için önemli olan günlük hayat pratiğinin demokratik değerler üzerinden yürütülmesidir. Ekonomik konular, Kifaye hareketinin öncelikli gündeminde değildir. Eğer demokratikleşme gerçekleşirse ekonomik sorunların da düzeleceğine inanılmaktadır. Bu açıdan feministlerin neden bu 79 80 BilQzeez, age, s:154 Brown, agm 26 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM harekete destek verdikleri gözden kaçırılmamalı, çünkü feministler Kifaye yoluyla kimliklerini gösterebilmiş, geniş kitlelere seslerini duyurabilmişlerdir. Bir anlamda kadın özelinde bireyle kendini tanımlama olanağı yakalamışlardır. 2006’da gerçekleşen “radyom için özgürlük istiyorum” eylemi Kifaye hareketi üyelerinin sahiplendiği bir eylem türü olmuştur. Eylemler cep telefonu ve internet aracılığıyla duyurulmuş intifa radyosunun kapatılması üniversite öğrencilerinden, doktorlara, doktorlardan avukatlara kadar geniş bir yelpazede bazen şehir trafiğinde kornalar çalınarak, bazen taksiler yollarda kısa süreli duraklamalar yaparak Kifaye üyesi birisine ait radyonun kapatılmasını protesto etmişlerdir.81 Bu eylem bütün Kifaye hareketinin onayladığı bir eylem türü olmamıştır. Örneğin hareketi destekleyen İslamcılar radyonun gayri ahlaki tutumlar sergilediği için, kapatılmasında bir beis görmemişlerdir. Bu durum Kifaye’nin dağınık ve âdem-i merkeziyetçi olma eğilimini göstermektedir. Herkes kendisi içinde var olup hareket içinde özerkliğe sahiptir. Hiyerarşik ve merkezi bir örgütlenmeye sahip olmayışı onu sosyal hareketlerden de ayırmaktadır. Bu hareketin üyeleri geçmişle olan bağlarından da kopuk değildir. Solcular ve İslamcılar, farklı mobilizasyon araçlarını kullanarak tekrar bu hareket kanalıyla karşımıza çıkmaktadır. 82 Kifaye hareketinin sergilediği eylem biçimleri modern dünyaya aittir. Eylem, değerli ve benzer kaynaklar arasında mücadele eden grupları Kifaye çatısı altında birleştirerek sisteme karşı muhalifler arasında bir işbirliği ortamı sağlamıştır. Farklı gruplardan gelenler bir dayanışma içerisine girerek kolektif bir kimliği paylaşmışlardır. Bir başka anlamda bu gruplar birbirleri için tanıma ve tanınma ilişkilerine girmişlerdir. Bu bağlamda Kifaye hareketi dayanışmaya dayalı, bulunduğu ortamın sınırlarını zorlayan sosyal bir eylem taşıdığı için yeni sosyal hareketler içinde değerlendirdik. Kullandığı eylem biçimlerinin toplumsal olduğu kadar bireysellik taşıması ve hareketin bir “şey” den öte eylem sistemi olması bu argümanımızı güçlendirmektedir.83 Kifaye hareketi sosyal hareketlerde olduğu gibi ekonomik temeller üzerine yükselmemiş, bireysel ve toplumsal hakları önceleyerek eylem biçimini siyasal, toplumsal ve kültürel olana yönlendirmiştir. Post modern dönemin en önemli özelliklerinden birisi geleneksel ilişkilerin ekonomik 81 İntifa radyosunun kapatılma sebebi Mübarek’in haberleri sunan spiker tarafından alaya alınmasıdır. 82 Ahmed Bahaa Din Shaaban, "Kefaya, The Birth and the Path", Kefaya: AlMilad Wal Masir, Al Adab, June-July 2005, s: 73 83 Ahmed Bahaa Din Shaaban, agm 27 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM boyuttan ayrılarak kültürel ve bireysel alana kaymasıdır. Bu nedenle eylemler, sosyal hareketlerin kullandığı gösteri biçimlerini kullansa da bireysel ve toplumsal yönü daha fazla açığa çıkmaktadır. 84 Kifaye hareketinin aktörlerine baktığımızda oldukça değişken oldukları görülmektedir. Çünkü onların işlevleri sorunu görünür kılmak ve sorunun ne olduğunu orta koymaktır. Bu aktörleri yalnız bireyler olarak sınırlamak da mümkün değildir. Örneğin bloglar yeni bir çeşit aktörler ortaya çıkarmıştır. Kifaye’nin yalnız siyasi kaygılar için sosyal eylemde bulunmadığı aynı zamanda bireylerin ve toplumların sembolik ve kültürel değerleri için de mücadele ettiği görülmektedir. Bir şekilde Kifaye, insanların hayatlarını değiştirmeye çalışmakta toplumdaki daha genel değişimler için sosyal eylemde bulunmaktadır. Sosyal eylemlerde bulunurken sembolik bir dilin insanın kendi hayatını değiştirebileceğini göstermeye çalışmaktadır.85 2.3 Bir kimlik hareketi olarak Kifaye Kifaye hareketi her şeyden önce çok kimlikli bir harekettir. Müslümanlar, Hıristiyanlar, Kıptiler, Araplar, Çerkezler, öğrenciler, öğretmenler, kadınlar, gençler, yaşlılar bu kimliğin tamamlayıcısıdır. Kimlikler belirli bir etnik, dini veya siyasi kimlik üzerinden gitmez. Kolektif hareket etme aynı zamanda kolektif kimliği beraberinde getirmiştir. Bu yeni kimlik olgusu aynı şekilde hareket oluşumunun temelini göstermektedir. Mobilazasyon faktörleri ile hareketi oluşturanlar, kendilerini daha güçlü hissedecekleri için bu yeni kimlikte buluşmuşlardır.86 Kişilerin bireysel hayatlarındaki kimliklerin çok önemi yoktur ve bu kimlikler birbirleri ile çatışma içerisinde değillerdir. Onlar için önemli olan Kifaye kimliği altında eylem ortaya koyabilmeleri ve kendilerini ifade edebilmeleridir. Örneğin yıllardır birbirine düşman gözle bakan Kıptiler ve İslamcılar, Kifaye kimliğini ortak bir kimlik olarak paylaşmış, sosyal eylemlerde birbirleriyle dayanışma içerisinde olmuşlardır.87 Kolektif bir kimliğin hakim olduğu Kifaye’de demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü, demokratikleşme kimliğin ana unsurları olduğu görülmektedir. Bu bakımdan geleneksel kimlik siyasetinden farklı bir tutum benimseyen hareket kendi bünyesindeki kimlikleri yok ederek değil taşıyarak gelişmesini sağlamıştır. Bu bağlamda Kifaye’nin birbirleriyle ilişkide olan kimlikler için bir üst kimlik olduğunu söyleyebiliriz.88 84 Wahid Abdel Maguid,agm Al Dustur, 23 3 2005 86 Benin, Joel.,”Social Movements and the Future of Egyptian Politics”, Middle East Report Online, 10 Mart 2010 87 “A time to judge” Cairo Magazine Şubat, 2005 88 Ahbar, 14 Nisan 2005 85 28 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM 2.4 Politik bir hareket olarak Kifaye Batılı teorisyenlerin en önemli hatalarından biri batı tarzı sosyal hareketlerin aynısını doğu toplumlarında da görmek istemeleridir. Kifaye hareketi dar anlamda yeni bir sosyal hareket olarak telakki edilmeyebilir, çünkü eleştirisini iktidar üzerinden sürdürmektedir. Bir bakıma eski sol hareketlerin yaptığını Mısır’ın siyasi şartları içerisinde yerine getirerek iktidar üzerinden toplumsal bir muhalefet yapmaktadır. Fakat dayandığı toplumsal taban ve kurduğu ağ yeni toplumsal hareketlerin aynısıdır.89 Kifaye hareketi bir ideolojinin uzantısı olarak ortaya çıkmamış, bir zorunluluk olarak doğmuştur. Politik sistemin liberalleşmesiyle muhalefet görevini yerine getiremeyen partiler karşısında şehirli orta ve yüksek sınıfın siyaset arayışıdır. Müslüman Kardeşler dışında bir muhalefetin yokluğu radikal, liberal, milliyetçi ve laik aydınları yeni bir politik mücadeleye yönlendirmiştir. Müslüman Kardeşlerin illegal olarak kabul edilmesi ve iktidara karşı muhalefet biçiminin kanunlarla sınırlandırılması Müslüman kardeşler üyelerinin de bu harekete destek vermelerine yol açmıştır. Bir bakıma ideolojik açıdan farklı olan grupların Mübarek’i devirmek istemeleridir. Fakat Mübarek yönetimine karşı hiçbir zaman şiddeti kullanmayarak barışçıl yollarla ve yasal çerçevede mücadele ederek hareket etmişlerdir.90 İslamcılar ve laiklerin tarihsel düşmanlıklarını sona erdirerek demokrasiyi tesis etmek için Kifaye adında bir organizasyon kurmaları manidar bir gelişmedir. Kifaye’nin ortaya çıkmasıyla muhalefet ilk defa politik bir yelpazede birleşerek bütün gücünü toplayabilmiş ve Mısır’ın politik hayatında değişmelerin zorunlu olduğunu ortaya koymuştur. Ortadoğu ülkelerinin hiç birinde görülmeyen yeni muhalefet biçimi toplumun farklı kesimleri tarafından benimsenmiş ve gelecek için aynı ütopya paylaşılmıştır.91 Bir Ramazan iftarı sonrasında 6 farklı gruptan olanların bir araya geldiği 300 kişinin imzası ile kurulan Kifaye, politik alanda ismini Mısır Değişim Hareketi olarak isimlendirmişti. Eylül 2004’te kurulduğunu açıklayan hareketin içinde soldan sağa geniş bir yelpaze vardı. Hıristiyanlar, komünistler, İslamcılar, sosyalistler, milliyetçiler ortak bir basın açıklaması yaparak Kifaye hareketinin ilk sesini bir otel toplantısıyla duyurdular. İlk düşmanları Irak’ı işgal eden ABD’deki Bush yönetimiydi. Irak’ı işgal eden yabancı güç Ortadoğu’da ki özgürlüğün ve demokrasinin de baş düşmanıydı. Amerikan’ın Ortadoğu projelerine karşı politik, kültürel ve medeniyet bağlamında bir direnişin gösterilmesi 89 Wahid Abdel Maguid, "Uncertain Political Map in Egypt", Al Kharita Al Syassia Al Murtabika fi Misr, Al Hayat, 23 Ekim 2005 90 Issander El Amrani, Kifaya and the Politics of the Impossible, ZNet, 4 Ocak, 2006 http://www.zmag.org/content/showarticle.cfm?Section 18 Mart 2010 91 Wahid Abdel Maguid, agm 29 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM zorunluydu. Küreselleşme ABD’nin dünyadaki yeni emperyalizminden başka bir şey değildi. Tarihin sona erdiği tezi ile hareket eden Bush yönetimi Büyük Ortadoğu Projesi adı altında Arap halkların yeniden şekil vermek istiyordu. ABD’nin bu yayılmacılığına karşı topyekün bir direniş gerekliydi. Toplumsal cinsiyet, kimlik, etnik unsurlar bir çeşitlilik olarak kabul edilmeli ve barışçıl bir yöntemle mücadele edilmeliydi.92 Mübarek hükümeti ABD’nin Mısır’daki temsilcisi ve demokrasiyi istemeyen iktidar odağıydı. Artık bu gidişata son vermeli “yeter” denmeliydi. Kifaye politik bir dil kullanmasına rağmen “çoğulculuk” ve “farklılık” kavramlarını öne çıkarıyor. Eylemleri bireysel ve toplumsal çabanın ortak ürünü olarak değerlendiriyorlardı. Şiddet yerine barıştan, uzlaşmadan yana olduklarını söylüyor, herkesin iktidara karşı yapılacak eylemlerde özgür olduğunu belirtiyorlardı. Esnek ve ademi merkeziyetçi bir yapıya sahip olan Kifaye için öncelikli amaç demokrasinin gerçekleştirilebilmesiydi. Aslında Kifaye hareketinin bu yapısı örgütlenmesinin zayıf olduğunu, hedef gerçekleşmediğinde kolaylıkla dağılabileceğini gösteriyordu.93 Kifaye hareketinin lideri Eyman Nur’un konuşmalarına baktığımızda küreselleşmeyi eleştirdiğini, cinsiyet, etnik ve dini kimlikleri önemsediğini, Mısır’ın siyasi yapısının eleştirilerek demokrasinin gerekliliği üzerinde durduğunu görürüz. Bir avukat olmasından dolayı halihazırdaki Mısır kanunlarını tenkit ederek, hem bireyleri hem de kolektif yapıları dikkate alan bir vatandaşlık kavramının geliştirilmesini savunduğunu görürüz.94 Kifaye hareketinin ekonomik kaynakları üyelerin aidatları ve bağışlardır. Avrupa ve Latin Amerika’da yaşayan Mübarek karşıtı zenginler ekonomik olarak destek vermek istemişler, fakat bu destek, Kifaye liderleri tarafından kabul edilmemiştir. Kifaye’nin kurucularından Ferid Zahlan dışarıdan gelen desteğin yerli bir hareketi asimile edeceğini söyleyerek, halkın çıkarlarından çok bu zenginlerin beklentilerini gidereceğini söyleyerek dışarıdan gelecek yardımı neden kabul etmediklerini açıklamıştır.95 Hareketin görünürde lideri Eyman Nur olmasına rağmen çoklu bir lider sistemini kabul etmişlerdir. Hareket içindeki Hıristiyanların lideri George İshak, kadınların lideri Naval Savadi, Laik ve milliyetçilerin lideri Abdül Halim Kandil’dir. İslamcılar ise tek bir lider göstermemişlerdir. Liderlik karizmatik bir liderlik şeklinde olmayıp daha ziyade hareketin sözcülüğünü yapan bir liderlik tipidir. 92 Issander El Amrani, agm, Wahid Abdel, Maguid, agm 94 Al Düstur, 12 Haziran, 2005 95 Al Hayat, 1 Eylül, 2005 93 30 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Basın açıklamaları Kandil ve İshak tarafından yapılarak diğer liderlerin yaptıkları açıklamalar kendi görüşleri şeklinde değerlendirilmiştir.96 Üyeler arasındaki iletişim ağını internet yoluyla sağlayan Kifaye, bildiriler hazırlayarak sesin halka duyurmuştur. Öncelikle söyledikleri, başkanlığın iki dönemle sınırlandırılması, güvenlik odaklı bir yönetimden sosyal ve hukuk devletine geçilmesi, yargının bağımsızlaştırılması, siyasi ve sivil hakların geliştirilmesidir. Bu talepler Kifaye’yi oluşturan bütün grupların ortak talebi olarak sunulmuş, demokrasinin amaç olduğu belirtilmiştir. Mısır’ın baskıcı ve otoriter yapısından insan haklarının dikkate alındığı bir yönetime geçiş isteyen Kifaye, demokratik radikal değişikliklerin yapılmasının şart olduğunu bunlar gerçekleşirken şeffaf ve barışçıl bir yöntemle yapılması gerektiğini savunmuştur.97 2005’te Hüsnü Mübarek’in anayasanın 75.76.77. maddelerinde değişiklik yaparak ortak adayların seçime gireceğini açıklaması hareket içerisinde bir bölünmeyi doğurdu. Birinci grup, Mübarek’in dışarıdan gelecek baskıları önlemek için böyle yaptığını zira kendisinin tekrar seçimlere katılma kararı aldığını, bu sebeple de seçimlerin boykot edilmesini istediler. Diğer grup ise seçimlere tek adayla Mübarek’e karşı girilmesini söylediler. Mayıs’ta iki grup arasındaki gerginlik artınca Kifaye hem seçimlere tek adayla girme hem de bazı bölgelerde seçimleri boykot kararı aldı. İkinci grup siyasi hedefi ikinci plana alarak toplumsal konular üzerine eğilmeye başladı. Bu ayrılık seçimlerden sonra Ghad ve Kifaye olarak ikiye ayrılmasına neden oldu ve etkinsi yavaş yavaş azaltmaya başladı.98 2.5 Kifaye ve Feministler Kifaye’yi oluşturan topluluklardan birisi Mısır feministleridir. Mısır feministleri siyasi bir hareket olmamalarına rağmen Kifaye hareketine destek vererek kadınlar arasında örgütlenmesini sağlamışlardır. Mısır’da feminist hareketler İslam ve laiklik çatışması etrafında varlıklarını devam ettirmişlerdir. Bu bakımdan Mısır feminizminin tarihsel gelişimine bakmamız faydalı olacaktır. Mısır, İslam dünyasında birçok alanda öncülük yaptığı gibi feminist hareketlerde de öncülük yapmıştır. Mısır’da feminizmin çıkışı batıyla eş zamanla olmuştur. İlk feminist hareketler yirminci yüzyılın başlarında ortaya çıkmış, fakat nasır devriminden sonra kontrol altında tutulmuşlardır. 19521970 arasında feminist organizasyonlara yasaklanmasına rağmen önemli aşamalar kaydedilmiştir. Bugünlerde ise kadın hareketlerinin daha ziyade İslamcılar ve laikler arasında bir rekabete dönüştüğünü görmekteyiz.99 96 Middle East Tmes, 14 Temmuz 2005 Kifaye Bullten, Kasım 2005 98 Benin agm 99 Zuhur, Sherifa. Revealing Reveiling: Islamist Gender Ideology in Contemporary Egypt. State University of New York Press: Albany, NY, 1992, s: 27 97 31 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Kadınların büyük bir bölümü askerlik hariç her işte çalışabilmekte, fakat kadın olmalarından dolayı bazı haklarından mahrum bırakılmaktadır. Batı hayat tarzının taşıyıcı misyonu görevini yüklenen kadınlar, Kifaye hareketinin en önde gelen savunucularından biri olmuşlardır. Mısır’ın geleneksel yaşayışı ile batı hayat tarzı arasında köprü kurmaya çalışan bu kadınlar diğer Ortadoğu ülkelerini de etkilemişlerdir.100 Mısır feminizminin zamanımızda ki öncü ismi Naval Sadavi, Kifaye hareketinin kurucuları içerisinde yer alarak bir yazar, doktor ve anne olarak Mısır kadınlarına öncülük etmeye devam etmektedir.101 Mısır’da feminizmin uzun ve yorucu bir tarihi vardır. Erken dönemde feminizm eğilimleri Kahire’de yaşayan şehirli üst sınıftan çıktı. Bu kadınların öncelikli hedefleri bireysel kadın haklarının gelişmesiydi. Mısır laikliğinin öncüsü o zamanlar Mısır milliyetçileri olduğu için bu politik hareketin içinde kalarak büyümeye çalıştılar. Önce hayır kurumlarında çalışarak kadınların sosyal hizmetlerden faydalanabilmesi için çalıştılar. Bu çalışmaların etkisiyle orta ve alt toplum katmanlarındaki kadınlarla da temas içerisine girerek onları etkilemeyi başardılar.102 1914’te İngilizlerin yaptırdığı nüfus sayımına göre Mısır’da 20 bin kadın işçi ücret karşılığı çalışıyordu. Bu kadınların büyük bir bölümü evlerde çalışan hizmetçiler ve pamuk tarlarında çalışan kadınlardan oluşuyordu. Yine ülke genelinde sayıların 1000’e yaklaşan kadın öğretmenler ve hemşireler bulunuyordu.103 Çalışan kadınlar genellikle fakir ailelerin kızları olup, çok az bir ücret karşılığında yaklaşık 14 saat çalışıyorlardı. Genellikle 4-5 yıl süreyle çalıştırılan bu kadınların hiçbir sosyal güvencesi yoktu. Şehirli feminist kadınların öncülüğünde ilk gösteri Kahire’de düzenlendi. Üç yüz kadının iştirak ettiği gösteride çalışma koşullarının iyileştirilmesi, mesai saatlerinin düşürülmesi ve ücretlerinin yükseltilmesi talep edildi. İngiliz şirketler bu talebe olumlu cevap verdiler fakat Mısırlılar kadınların taleplerini görmezden geldiler.104 1919’da Mısırlı milliyetçilerin İngilizlere karşı direniş hareketine şehirde ve kırsal alanda yaşayan kadınlar ilgi gösterdiler. 1923’e kadar devam eden olaylarda 500’den fazla kadın hayatını kaybetti. Bu kadınlar milliyetçiler tarafından vatanları için ölen kadınlar olarak görüldü. 1923’te ilk 100 Zuhur, age: 29 Nouraie-Simone, Fereshteh, ed. On Shifting Ground: Muslim Women in the Global Era. The Feminist Press at The City University of New York: New York, 2005, s: 42 102 Zuhur, s: 35 103 Zuhur, s: 57 104 Abu-Lughod, Lila. Remaking Women: Feminism and Modernity in the Middle East. Princeton University Press: Princeton, NJ, 1998, s: 112 101 32 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM kadın organizasyonu olan Mısırlı Kız kardeşler kuruldu. Üst sınıfa mensup şehirlilerin kurduğu bu organizasyon temel kadın hakları üzerinde yoğunlaştı. İlk defa çok evliliğin yasaklanması gerektiğinden söz edilerek bu evlilik türünün Mısır toplumunun geleneksel özelliği olduğu İslam dini ile ilgisi olmadığı Nisa adında çıkarılan ilk dergide ifade edildi. Nisa dergisinde yayınlanan yazı din adamları arasında tartışmaları neden olarak bu yazının toplumsal huzursuzluğu artırdığı gerekçesiyle yetkililer tarafından derginin kapatılmasına karar verildi.105 Fakat feminizmin öncüsü olan bu kadınlar eşlerinin önemli görevlerde olmalarının da etkisiyle kadın hareketlerini daha geniş bir alana yaymaktan vazgeçmediler. Evlilik yaşının 16’dan 18 yükseltilmesi ve kadının boşanma hakkının sınırlandırılması gibi kanunların kaldırılmasını istediler. Boşanma ve evlenme erkeğin kontrolünden çıkarak kadınların ve erkeklerin boşanma ve evlenmede eşit haklara kavuşturulmasını savundular. İngiltere’nin himayesindeki hükümet kadınların bu taleplerini dikkate almayarak sadece kız okullarının sayısının artırılmasına yönelik girişimler gerçekleştirdi. 106 Nasır döneminde ise bir devlet feminizmi uygulandı. Kadın organizasyonlarının yasaklamasına rağmen Nasır, kadınlara geniş haklar verdi. Modern Mısır toplumunda kadınların etkisini artırmak için yukarıdan gelen reformlar yapıldı. Özellikle kadınların sağlık ve eğitim haklarından faydalanabilmeleri hizmet alanlarında erkeklerle eşit haklara kavuşabilmeleri bu dönemde oldu. 1956’da gerçekleştirilen anayasal düzenleme ile kadınlara oy hakkı verildi ve istedikleri meslekte çalışma hakları tanındı. Ücretin erkek ve kadınlara göre değil, mesleğe göre belirlenmesi esas alındı. Nasır, zorunlu eğitimi 6 yıla çıkararak kadınlardaki okuma yazma oranını yükseltmeye çalıştı. Bu maksatla okuma yazma kursları açıldı. İlkokulu bitiren kızların orta ve yüksek öğretime devam etmeleri devlet tarafından teşvik edilerek sosyal yardımlar ve burslarla desteklendi. Ayrıca ilk defa doğum kontrolü uygulamasına geçilerek kadınların fazla çocuk doğurmamaları istendi. Tek eşlilik esas alınmasına rağmen çok evliliğe izin verildi.107 Nasır bu uygulamaları yaparken kadın hareketlerine asla izin vermedi. Hiçbir kadın kuruluşuna resmi izin vermedi. Fakat yine de kadınların haklarının Nasır döneminde geliştiğini söyleyebiliriz. Feminizmin toplumdan devlete kaydırılması kadının kimliğini keşfetmesine zarar verirken kadın haklarını elde etmesi daha iyi bir yaşam sürmelerini sağlamıştır.108 105 Zuhur,:98 Abu-Lughod, Lila, s: 1 107 Abu-Lughod Lila, s: 108 Al-Ali, Nadje. Secularism, Gender and the State in the Middle East: The Egyptian Women’s Movement. Cambridge University Press: Cambridge, 2000, s. 114 106 33 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Nasır’ın ölümünden sonra iktidara gelen Enver Sedat, kadın hakları konusunda halefinin gösterdiği başarıyı devam ettiremedi. Ülkenin piyasa ekonomisini benimsemesi batıya bağımlı bir devlet haline gelmesiyle iş ortamında kadınların geri plana itilmesini sağladı. Daha ucuz üretim için kadınların emeklerinden faydalanmak isteyen şirketler nasır döneminde verilen hakları kadın işçilerden esirgediler. Bu politik ve ekonomik uygulamalara karşı Nasır döneminde bastırılmış kadın hareketleri tekrar sosyal ve politik sahaya taşınarak mücadelelerini kaldıkları yerlerden devam ettirdiler.109 Kifaye hareketinin üyelerinden Ayşe Saadi, ilk defa 2006’da ülkenin bütün kadın kuruluşlarının katıldığı bir etkinliğin öncülüğünü gerçekleştirildi. Üç gün süren konferansta kadın sorunları, akademisyenler ve yazarlar tarafından masaya yatırılarak sorunlar karşısında ortak hareket edileceğine dair açıklama yapıldı. Kahire’nin Şifa mahallesinde bir kadın işçiye yapılan taciz girişimi, kadın feminist hareketlerinin ortak gösteri yapmalarını sağladı. Gösteriye 5 binin üzerinde laik, İslamcı kadın katılarak sorunlar konusunda birlikte hareket edeceklerinin mesajını verdiler.110 Kifaye hareketine kadınların çoğu gönüllü üye olarak katılmışlardır. Kifayenin organizasyonları özellikle kadınlar üzerinden sürdürülmüş, faaliyetlere katılan kadınlar kendilerine yeni yaşam alanları açmışlardır. Bir bakıma kadınların politik alana dâhil oluşları politik hayatın gündelik hayatın içinde daim olması Kifaye hareketinin kadınlara sunduğu imkanlarla olmuştur. Kadınların açtığı blog siteler Kifaye hareketi tarafından desteklenerek seslerinin duyulması sağlanmıştır.111 Kifaye hareketini destekleyen feministler, Kuran’ı yeniden yorumlama çabasına girerek kadın merkezli tartışmaların ortaya çıkmasını sağlamışlar ve hareketlerini metni yeniden ele alma şeklinde söyleyebileceğiz hermenötik yaklaşım olarak göstermişlerdir. Bu maksatla Müslüman feministler, özgürlük kavramı üzerinde durarak, Kuran’ın kadına özgürlük verdiğinde ısrarcı olmuşlar, iktidar ile olan ilişkilerini özgürlük üzerinden sürdürmüşlerdir. 112 İskenderiye’de 2007’de namus cinayetleri işlenmiştir. Bu cinayetlerde beş kadın, aileleri tarafından katledilmiş, Kifaye hareketi bu cinayetleri kınayan açıklamalar yapmıştır. Fakat Kifaye içerisinde bazı tartışmaların hareketin liberal bir içeriğinin olmasına rağmen bu tür konularda muhafazakar düşünüldüğünü göstermiştir. Namus, Mısırlı kadınlar için korumak zorunda oldukları bir yükümlülüktür. Fakat bu koruma önce babalarına, evlendikten sonra ise eşlerine aittir…Kadınlar 109 Zuhur., s: 98 Baron, Beth. Egypt as a Woman: Nationalism, Gender, and Politics. University of California Press: London, 2005, ss. 78-79 111 Beron age: 81 112 Beron, s: 91 110 34 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM evlenmeden önce abartılı, süslü kıyafetler giyemezler, sokaklarda yalnız başlarına yürüyemezler, evlendikten başka erkeklerle konuşamazlar.113 İskenderiye’de bir mühendis karısının başka bir erkekle konuştuğunu öğrenir. Konuştuğu erkek, kadının Mansuriye’de yaşarken tanıdığı çocukluk arkadaşıdır. Erkek karısını önce döver fakat fazla zarar vermek istemez ve Mansuriye’de yaşayan ailesine teslim eder, ailesi kadını kabullenmez. Kadın da bunun üzerine tekrar İskenderiye’ye gelerek durumu konuştuğu erkeğe açıklar. Fakat konuştuğu erkeğin karısı evlenmelerine razı olmaz ve durumu kadının ailesine bildirir. Kadının ailesi kadının iki erkek kardeşine kadını öldürme görevi verir ve kadın, kardeşleri tarafından öldürülür. Diğer olaylarda da benzer şekilde gerçekleşmiştir.114 Kifaye bu olayı, bloglar kanalıyla gündeme getirerek bu katliamda herkesin katkısı olduğunu, konuşmaktan başka hiçbir günahı olmayan kadının hunharca öldürüldüğünü gündeme getirmiş ve kadını öldüren kardeşlerin aslında yanlış bir toplumsal görevi yerine getirdiğini söylemişlerdir. Kifaye hareketine mensup kadınlar, başkent Kahire’de “bedenim benimdir” şeklinde sloganlar atarak gösteri düzenlemişler ve kadınların haklarını garanti altına alan kanunların tekrar düzenlenmesini istemişlerdir. Meclis kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olduğunu gösteren bir dizi aile hukukuyla ilgili kanunname çıkarmıştır.115 Mısır’daki feminist kadınların eşitlik, özgürlük üzerine yoğunlaştıkları görülmektedir. Çünkü Mısır toplumu diğer Ortadoğu devletlerinde olduğu gibi ataerkil aile yapısına sahiptir. Kadınların politik mücadelelerinin erkelerle aynı eşit haklara sahip olma ve özgürlüklerinin önündeki engellerin kaldırılması şeklinde olmuştur. Farklı bir kadın kimliğinin ortaya çıkması mısır toplumu için henüz çok erkendir. Yine de Kifaye ve yeni Müslüman kardeşler kanalıyla kadınlar, kendi kimliklerine kavuşma imkanı bulmuşlardır.116 2.5.1 Kifaye Hareketi ve Bloglar Mısr’ın siyasal değişiminde Kifaye’nin etkisi olduğu gibi sosyal ve kültürel değişiminde blogların önemli etkisi olmuştur. Özellikle Kifaye hareketine bağlı üyelerin açtığı bloglar, epey ziyaret almış, Mısır gençliğini yönlendiren unsurlar olmuştur. Bazılarının kim oldukları açıkça belirtmeyerek, bazıları da açıkça kimliklerini açıklayarak söylemek istediklerini bu bloglar üzerinden gerçekleştirmeye çalışmışlardır. Bloglarda kadınların daha aktif olduğu ve blogları açanların yaşlarının 18-30 arasında 113 Al Hayat 10 Ekim 2007 Al Hayat 13 Ekim 2007 115 Boyle, Elizabeth Heger, et al. “International Discourse and Local Politics: Anti-Female Genital-Cutting Laws in Egypt, Feminist Perspective, sayı: 14, 2005, ss.116-125 114 116 Beron. 117 35 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM olduğu görülmektedir. Hükümetin pek denetlemekte gönüllü olmadığı bu bloglar, bağımsız medyanın sesi olduğu gibi alternatif bir haberleşme işlevi de görmüştür.117 Bu inceleyeceğimiz bloglardan birisi bir Üniversite öğrencisi olan Melek Mustafa’nın açmış olduğu malek-x.net blogudur. Bu blogda siyasi konulardan sosyal konulara, cinsel konulardan bireysel ilgilere kadar farklı konuları bulmak mümkündür. Günlük 8-10 bin tıklanma oranı ile kurulduğu 2006’larda Mısır’da ilk yüze girmeyi başarmıştır. Ortalama günlük 30 yorum yapılmakta, 12 farklı konu girilmektedir. Yorum yapanların 750 farklı isim olduğu görülmüştür. Blogda aynı zamanda alternatif bir medya dili kullanarak hafif tarazda haberler verilmiştir.118 Bir fotoğraf sanatçısı olan Wael Abbas’ın blogu, misrdigital.blogspirit.com ve Muhammed Şarkavi’nin speaksfreely.net bloglarıda özellikle Mısır gençliği tarafından yakından takip edilmiştir. Önemli bir şair olan Ahmet Fuat Negim ve Safinaz Kazım gibi bazı yazarlar bu bloglara yazılar yazarak farklı kesimlere ulaşabilmişlerdir.119 Melek Mustafa’nın bloğunun pasif bir eyleme de imza attığını görüyoruz. Kahire’de binlerce kişi bir gece vakti sokakta oturma eylemi yapmış, güvenlik kuvvetlerinin neden böyle bir eylem yapıyorsunuz sorusuna Melek Mustafa” özgür olduğumuzu göstermek istiyoruz” şeklinde cevap vermiştir. Bu gösteride şarkılar söylenmiş, danslar edilmiştir. Gösteriye aralarında başörtülülerinde bulunduğu sol ve İslamcı gençlerde katılmıştır.120 Navara Negm’in açtığı blog, ülke içerisinde büyük bir tartışmanın patlamasına neden oldu. Televizyondaki Ramazan programlarını eleştiren Navara Negm, bu programların sıkıcılıktan kurtarılmasını bir eğlenceye dönüştürülmesini istedi. Dini semboller yerine eğlenmenin esas alınmasını isteyen çok sayıda yorumun yapılması internet üzerinden bir tartışmayı beraberinde getirdi.121 Medya, Mısır’da bu bloglar kanalıyla ilk defa devlet güdümünün dışına çıktı. Al Mısry Al Youm, Al Destour, El Karama gibi sözde bağımsız gazetelerin yazarları bu bloglarda yazılarının çıkması için çalıştılar. İnternet medyasının gücünü fark eden bu gazeteler alternatif bloglar kurmaya çalışsalar da pek başarılı olamadılar.122 117 Rania al Malky, Blogging for Reform: the Case of Egypt, Arab Media and Society, Şubat, 2007 www. isaleh.uct.ac.za/.../Dr._Mohamed_Hossam_Ismail_Media_Pioneer_Stockholm_2008.pdf, 12 mart 2010 118 Rania Al Malky, agm 119 Rania al Malky, agm 120 Marc Lynch, Blogging the New Arab Public, www.arabmediasociety.com/.../20070312155027_AMS1_Marc_Lynch.pdf, 13 Mart 2010 121 122 Rania al Malky, agm 36 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Kifaye hareketi sadece politik bir güç olmadığını sessiz yığınların sesi olduğunu bu bloglar yardımıyla göstermek istiyordu. Kifaye hareketini yeni sosyal hareketler içerisinde değerlendirmemizin nedenlerinden biri hareketin internet ağı ile haberleşmesini sağlaması ve değişik yollarla apolitik bir muhalefet izleyerek hükümeti eleştirmesidir. Çünkü Kifaye için önemli olan politik bir mücadeleden çok sivil ve insan haklarının ülkede geliştirilmesidir. Bir anlamda Kifaye bu bloglarla hareketliliği sağlamış, farklı sesleri ortak bir devinime dönüştürme başarısını gösterebilmiştir.123 Mısır’da eylemciliğin meydanlardan internet ortamına taşınmasında bu bloglar aracı olmuştur. Örneğin hükümetin 2007’de kadınların süt iznini durdurması blogların çağrısı ile hükümetin web sayfalarının kilitlenmesine neden olmuş, resmi yetkililer sorumluları bulamadıkları için geri adım atmak zorunda kalmıştır. Yine Kifaye’nin eylemlerine katıldığı için işinden atılan bir bilgisayar mühendisinin hak arayışına destek vermek için hackerler o şirketin sitesini çökerterek milyon dolarlık zarara neden olmuşlardır.124 Melek Mustafa, blogunda kendisini Kifaye taraftarı olarak tanıtarak, Mısır’da her şeyin merkezi olduğunu, Fakat Kifaye’nin merkezilik özelliği barındırmadığını, bütün farklı tenleri içinde bulundurduğunu söylüyor ve kendi sitesine en büyük desteği de Kifaye taraftarlarının verdiğini belirtiyor. Daha önce İslami ve sol gruplara eğilimli olduğunu, Kifaye’nin ortaya çıkmasından sonra bu harekete destek verdiğini söyleyen Melek, Kifaye liderlerinden her zaman destek aldığını belirtiyor.125 Bloglar, Kifaye hareketi ortaya çıktıktan sonra gelişmişlerdir. Otoritenin gücünü kontrol etmede bir haberleşme olanağı verdiği gibi aynı zamanda birey ve toplum ilgilerinin gelişmesine de katkıda bulunmuştur. Politik olmayan bir sahada politik bir dil kullanmadan iktidarla mücadele etme imkânı veren bloglar, teknolojik gelişmeler sayesinde devletin birey üzerindeki etkisinin sınırsız olmadığını da göstermiştir. Melek Mustafa, blogların bu etkisini “Bir yerde bloglar el ele tutuşarak sokaklarda eylem yaptığınız hissini veriyor, bir anlamda da sessiz protestolar yaptığınızı gösteriyor” şeklinde yorumlayarak blogların toplumu harekete geçirmede ne kadar etkili olduğunu belirtmek istemiştir. Devletin politik, dini ve etnik çoğulculuğu kısıtlamasına, bloglar alanlarını açarak kendi bölgelerinde politik, etnik, dini sınırlığın olmadığını göstermektedirler.126 Bloglar öncelikle bireyselliği öne çıkarmakta daha sonra aktif bir muhalefet sergilenmesini sağlamaktadır. Kifaye hareketinin en önemli özelliklerinden biri de bireyselliği öne çıkarması ve nerede olursa olsun hakların savunulmasıdır. Bir bakıma Kifaye’nin internet ortamındaki görünümü 123 Marc Lynch, agm 124 Sharon Otterman, Publicizing the Private: Egyptian Women Bloggers Speak Out, www.arabmediasociety.com/.../20090119163104_AMS1_Sharon_Otterman.pdf, 15 Mart 2010 125 March Lynch, agm 126 Sharon otterman, agm 37 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM olan bloglar, değişik politik düşüncelere ve farklı hayatlara sahip insanların birbirini okumasını, anlamasını sağlayacak bir ortam sunuyor. Gücün devletin dışına çıkmasını sağlayarak, devlete kendisinde farklı kabul etmek zorunda olduğunu hatırlatıyor.127 Kifaye’nin gerçekleştirmeye çalıştığı toplum tipi ilkin internet ortamında oluşmaktadır. Hem çoğulculuk esas alınarak hem de farklı ideolojiler ortak iyide bir araya getirilerek etkili ve şekilsiz bir muhalefet biçimi ortaya konmuş oluyor. Fakat burada şöyle bir eleştiride yapılabilir. Acaba Kifaye bloglar kanlıyla muhalefet gücünü tüketiyor mu? Devletin ordu, bürokrasi, yargı gibi güç odaklarına karşı savunmasız bırakarak iktidarın daha fazla güçlenmesine katkıda mı bulunuyor? Fransız düşünürü Michel Foucault’un iktidar söylemiyle baktığımızda her iktidara karşı muhalefet biçimi aynı zamanda o iktidarı güçlendirme biçimidir. Fakat iktidar her yerde ise her yerde olmak gerekmez mi?128 Kifaye hareketi bütün farklı renkleri aynı yelpazede birleştirmeye çalışan bir hareketin adı olduğu için blogların etkisi Kifaye hareketini güçlendirecektir. Devlet dışı alternatif medya kaynaklarının Kifaye’nin yörüngesi altına girmesiyle haber, düşünce başta olmak üzere bir çok haberleşme aygıtının da Kifaye’de merkezileşmesini sağlamıştır. Teknolojik gelişmeyle meydana gelen sosyal değişimin öncüsü haline gelen Kifaye blog yazarları, hem Mısır da ki bağımsız medyanın gelişmesini sağlamışlar hem de topluma bir dinamizm katmışlardır.129 2.5.2 Hükümetin bloglarla mücadelesi Mısır hükümeti blogların toplum üzerindeki etkisini anlamakta gecikmemiş, blog açanlara karşı baskı, şiddet uygulayarak ve tutuklamalar yaprak blog yayınlarını önlemeye çalışmıştır. İçişleri Bakan yardımcısının, bir otel odasında uygunsuz bir şekilde kadınlarla yakalanmasını görüntülerle haber yapılması üzerine Hüsnü Mübarek çok sevdiği bürokratını görevden almak zorunda kalmıştı. Mısır uzantılı bloglar bu olay sonrasında kamu güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle kapatılmış, bloglarda yazanlar, takip edilmiş, haklarında suçlamalar çıkartılmıştır. Nora Hüseyin, blogunun Basın Enformasyon müdürlüğünün aldığı kararla kapatılmasından sonra telefonunun sürekli dinlendiğini, şehirlerarası seyahat etmesine izin verilmediğini ve sokakta yürürken sivil birisinin kendini izlediğini Katar’dan yayın yapan bir internet sitesine açıklamıştır. 130 İnternet blogları konuşma özgürlüğünün tasarruf edildiği alanlar olarak değerlendirilmiştir. Yönetimdeki değişiklikler yavaş gerçekleşmesine rağmen insanlar yaşamlarını kolayca sanal alanlara 127 March Lynch, agm Sharon otterman, agm, 129 March Lynch, agm 130 Dar al Hayat, 25 Nisan 2006 128 38 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM kaydırabilmişlerdir. Hükümetin tepkilerine rağmen birçokları özel internet ağlarında özgürlüğü yaşamışlardır. Ezher Üniversitesi Hukuk bölümünde akademisyen olan Abdül Kerim, kendi arkadaşları tarafından şikayet edilmiş, tutuklanarak hapse atılmıştır. Suçlanma gerekçesi web sitesinde dini karışıklık çıkarmak istediği öğrencileri diğer hocalara karşı kışkırttığı ileri sürülmüş, polis incelemesinde suçlu bulunarak mahkeme tarafından 3 yıl hapis cezasına çaptırılmıştır.131 Aleksandaria blogunun kurucusu Amir Attia, halkı hükümete alenen kışkırtmak yüzünden 2007’de 4 yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. İçişleri Bakanlığı hükümet aleyhine ve dini siyasal amaçlı kullanan sitelerin haber verilmesi için bir ihbar hattı kurmuş ve yapılan ihbarlar sonucu 100 yakın blogu zararlı yayın yaptıkları gerekçesiyle kapatmıştır.132 Blogların eylem amaçlı kullanılmasından en fazla yararlanan hareket Kifaye olmuştur. Fakat bu blogların belirli yaş kuşağına hitap etmeleri geniş kesimlere yayılmasını engellemiştir. Kifaye üyelerinin kurduğu blog sayısı 250’nin üzerindedir. Çoğu profesyonel olmadığı için belirli bir süre sonra kendilerini kapatmak zorunda kalmışlardır. Bu bloglar sadece Mısır’da değil, Ortadoğu ülkeleri ve Avrupa’da da etkisini göstermiş, bir çok kimse ve kuruluş Mısır’da yaşananları bu blogların verdiği haberlerden öğrenmiştir. Yeni sosyal hareketlerin en temel özelliklerinden kabul edilen çoğulculuk, bu bloglar kanalıyla gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. İnsanlar internet ortamında birbirlerine şiddet uygulamadan tartışmışlar, birbirlerinin fikirlerinden etkilenmişlerdir.133 3. Müslüman Kardeşler 3.1 İslami Hareketlerin Sosyal Hareketlere Yönelmesi İslami hareketlerin sosyal hareketlere dönüşmesi kolay olmamıştır. Çünkü İslami hareketlerin imajı, Cihad ve Cemat-i İslami gibi hareketlerin şiddet içeren eylemleri sonucu sarsılmıştı. Enver Sedat’ın öldürülmesi Hıristiyan Kıptilere ve batılı turistlere girişilen saldırılar, hükümetle İslamcı güçlerin karşı karşıya gelmesini sağlamış bu savaşta 1000’e yakın İslamcı hükümet güçleri tarafından öldürülürken 18 bine yakın İslamcı tutuklanarak hapse atılmıştı.134 İslami hareket ve oluşumların sayısı Mısır’da yüzün üzerindedir. Birçok sufi tarikatın yanı sıra sayıları 3 milyona yaklaşan politik kaygıları olmayan Selefi cemaat yanlıları vardır. Bu cemaat, Mısır’ın 131 Al Düstur 22 Ekim 2007 Middle East Times, 12 Haziran, 2008 133 Al Hayat 14 Aralık 200 132 134 Baker, R. W. Islam without Fear: Egypt and the New Islamist. Cambridge, Massachusetts & London: Harvard University Press, 2003, s: 12 39 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM hiçbir döneminde siyasi yelpaze içinde kendisini konumlandırmamış, hükümetle barışçıl ilişkiler kurarak faaliyetlerini dini tebliği ve yardımlaşmayla sınırlandırmıştır.135 Mısır’da 1980’li yıllarda gözle görülür bir dindarlık yaşanmıştır. 1980’lerden önce 40 bin olan camii sayısı 2000’lerin başında 110 bine fırlamıştır. Kahire’de 10 binin üzerinde mescidin olması bu dindarlık biçiminin nasıl bir seyir takip ettiğini göstermeye yetmektedir. Yine 2000’lerin başında dernek sayılarında artışlar olmuş, sayıları on binleri bulan dernekler İslamcılar tarafından kurulmuştur. Kitap, dergi, dini kasetlerin sayısında da yüzde 25 gibi artışlar gerçekleşmiştir. Bu dindarlığın artışının nedenlerini hem iç hem de dış faktörlerde aramak gereklidir. Köyden kentlere göç edenler, İslami hareketlerin şemsiyesi altında yeni hayatlarına uyum sağlarken devletin liberalleşmesinin getirdiği sorunlar İslami yardım dernekleri ile giderilmeye çalışılması İslamcılığın ve dindarlığın yükselmesinde rol oynamıştır.136 İslami dergilere izin verilmesiyle Müslüman kardeşlere mensup yazarların çıkardığı Dava dergisinin tirajı 250 binlere ulaşarak Mısır tarihinde bir ilk yaşandı. Yalnızca dini konularda yayın yapan Radyo Kuran, en popüler radyo kanalı olurken sinema ve tiyatro izleyicisinde gözle görülür bir düşme yaşandı. Devlet televizyonu bile dini yayınların sayısını artırarak izleyicinin uyduyla seyredilen Suudi kanallarla yönelmesini engellemek istedi. Alkol tüketimi 1999’da yüzde 10 seviyelerine düşerken Tahrim meydanındaki barlar ve gece kulüpleri kapanmaya başladı.137 3.1.1 İslami hareketler ve Sivil toplum kuruluşları İslami hareketlerin topluma yönelmeleri 1990’lı yılların ortalarından itibaren kendisini göstermeye başladı. Örneğin Ayn Şems üniversitesinin akademik kadrosunun yüzde elliden fazlasını İslami hareketlere mensup akademisyenler oluşturdu. Doktorlar, mühendisler, avukatlar, öğretmenler gibi meslek birlikleri ve işçi sendikaların yönetimi bu hareketlerin eline geçti. İslami hareketler her yaş grubuna hitap eden hareketler olarak yaşlı genç, erkek, kadın için hem ayrı hem de birlikte toplumsal üretim gerçekleştirebilecekleri mekânlara sahiptiler. 138 Aynı zamanda İslami hareketlerin yaygın iletişim ağlarına sahip oluşu üyeler arasında teması sağlamakla birlikte Mısırlıların temel ihtiyaçlarını sağlamaya da hizmet etti. Bu iletişim ağları kimlik 135 Moaddel, M. The rise of the Muslim Brothers in Egypt: Islamic modernism, nationalism, and fundamentalism. Chicago: The University of Chicago Press, 2005, s: 211 136 Baker, age: 65 Baker: 73 138 Moaddel: 117 Moaddel: 181 137 40 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM duygularını güçlendirirken hareketlerin sosyalleşmesinde pozitif bir rol oynadı. Bu hareketleri hem entegrasyonu sağlayan hem de değişim sürecinin failleri olarak değerlendirebiliriz.139 Mısır yönetiminin geleneksel yukarıdan aşağı kalkınma hedeflerinin uygulanmasındaki başarısızlıklar, İslami hareketlerin sivil toplum kuruluşlarına yönelmesinde etkili olmuştur. Camiler etrafında örgütlenen bu dernekler, milyonlarca Mısırlıya ucuz ve ücretsiz gıda ve sağlık hizmeti sunarak devletin sosyal alanlardaki boşluğunu gidermişlerdir. Bu dernekler bünyesinde Kuran kursları anaokulları, dikiş kursları, bahçe bitkileri gibi kurslar açılarak özellikle kadınların bu hizmetlerden yararlanmaları amaçlanmıştır. Kahire’nin kuzeyindeki İmbaba Mahallesi devlet imkânlarının ulaşmadığı fakat İslami hareketlerin sosyal çalışmalarının bulunduğu bir yerdir. Buradaki evlere su, elektrik gibi alt yapı hizmetleri bu hareketler kanalıyla getirilmiştir. 1992 Kahire depreminde ve 1995 Sel felaketinde 5 milyondan fazla insan bu hareketlerin yardımlarından faydalanmıştır. 140 Bu hareketler, Mısır toplumuna yabancı batı kültürün etkisine karşılık alternatif bir sosyal, kültürel ahlaki cemaat yapısı sunmaktadır. Bu hareketler oluşturdukları bu cemaatler kanalıyla hızlı küreselleşmeye ve ahlaki dejenerasyona karşı toplum için bir güvenlik ağı oluşturmaktadırlar. Günlük, haftalık ve mevsimlik toplantılar, seronimiler, sadece kültürel bir karşı koyuş hizmeti ortaya koymamakta aynı zamanda bir kimlik etrafında üyelerini birleştirmektedir.141 Tanta mahallesinde İslami hareketlerin oluşturduğu kütüphane, internet cafe, dikiş kurslarından faydalananların sayısı 3 bine çıkmıştır. Sohbetler, geziler, konferanslar, tatil etkinlikleri mahalle sakinleri arasındaki sosyal ağı geliştirmiştir. Bu toplantılara devam eden Hıristiyan kökenli bir kadın dostluk ilişkilerine önem verdiği için tercih ettiğini söyleyerek, ahlaki bir aidiyet duygusu içinde kalmak istediğini göstermiştir. Ayrıca erkekler için boş vakitlerin geçirilmediği Bosna, Çeçenistan, Filistin olaylarının konuşulduğu kahveler birer müzakere meclisi işlevi görmüştür. Yaşlılar için hac dernekleri kurulmuş hac sonrasında da birlikte hacca gidenler bu dernekler kanalıyla birbirleriyle ilişkilerini devam ettirmişlerdir.142 Fakat İslami hareketlerin sosyal hareketlere yönelmeleri kendi içlerindeki tartışmaları da alevlendirdi. Bazı hareketler bu açılımın Mısır yönetiminin isteği doğrultusunda devam ettiğini söylerken bazıları yapılanları yetersiz bulup daha fazla toplumla iletişim kurulması gerektiğinde ısrarcı 139 Baker: 74 140 Fahmy, N. S.. The Politics of Egypt: State-Society Relationship. London & New York: Routledge Curzon. 2002, s: 45 141 142 Fahmi; 53 Baker: 77 41 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM oldular. Sonuçta hareketler içinde bölünmeler ortaya çıkmasına rağmen Mısır halkı bu hareketler kanalıyla sosyal entegrasyonunu gerçekleştirebildi.143 3.1.2 İslami hareketler bir çözüm mü? Mısır halkının fakirliği ve fırsat alanlarının oldukça az olması toplumu hükümet dışı arayışlara yönlendirmiştir. Devletin totaliter ve oligarşik yapısı, bireylerin hareket alnını sınırlandırdığı gibi bürokratik hantal yapı sorunların çözümünü zorlaştırmaktadır. Rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma devlet gücünün şahsi ve bürokratik çıkarlar için kullanılması sivil toplum kuruluşlarının halk üzerindeki etkisini artırmıştır. Devlet görevlileri ile kendisi arasında sınır gören geniş halk kitleri sivil toplum kuruluşlarını kendisinin dolayısıyla çevrenin hareketleri olarak değerlendirmektedir. Mısır hükümeti güvenlik odaklı bir devlet olduğu için halkından giderek uzaklaşmış, halkın tekrar güvenini kazanma çabalarına girmemiştir. Fakirlik toplumun en büyük sorunu haline geldiği yıllar ile İslami hareketlerin yükselişe geçtiği dönemlerin aynı olması refah devlet anlayışının sistem dışı hareketlerin büyümesine ortam hazırladığı yargısını kuvvetlendirmektedir. Bu dönemlerde toplumun baştan başa bir yenilenme içerisinde olduğunu görünüyoruz. Üniversitelerde başı örtülü öğrencilerin sayısının artması İslami kıyafetler giyen gençlerin üniversite koridorlarında görülmesi toplumun devlete karşı en baskın grubun içinde kalarak sessiz bir direnişe geçtiğinin göstergesidir. Laik ve milliyetçi muhalefetin yalnız pasif siyasi rekabetle sınırlı kalması,yoksul halk kesimlerinin ve yeni orta sınıfın İslami hareketlere yönelmesini sağlamaktadır. İslami sosyal hareketler, Mısır toplumuna yaşanan sorunların nedeni olarak İslami prensiplerden ayrılmak şeklinde göstererek İslam dininin total bir çözüm sunduğunu söylemekteler. Özel cami ve mescitler açarak, gönüllü hayır dernekleri kurarak, sağlık kliniklerinde fakir halka ücretsiz hizmetler vererek, faizsiz kar dağıtım kurumları ve katılım bankaları açarak İslam’ın nasıl bir çözüm sunacağını pratik olarak göstermektedirler.144 İslami sosyal hareketlerin yükselmesinde, Mısır’ın İsrail’e karşı 1967 ve 1973 savaşlarını kaybetmesinin önemli bir yeri vardır. Nasır sosyalizminin ve batı değerlerinin yenilgisini tadan Mısır toplumu üçüncü alternatif yol olarak İslam’ı görmüştür. Çünkü sosyalizm, Nasır döneminde, Amerikan liberalizmi Sedat ve Mübarek dönemlerinde uygulanmış, toplumsal sorunları çözmek yerine içinden çıkılmaz bir hal olmasına neden olmuştur. İslam henüz denenmemiştir. Batıcılığa ve sosyalizme karşı olduğunu söyleyen İslamcıların hep engellenmek istenmesi toplumun bu yeni sosyal hareketlere yönelmesini sağlamıştır. Ayrıca Sedat döneminde Nasır sosyalizminin etkisini sona erdirmek için Mısır 143 Fahmi: 91 Fahmi: 95 144 42 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM yönetimi İslami hareketlerle gönülsüz işbirliğine girmiş, bu ortaklıktan en karlı çıkanlar başta Cemaat-i İslami gibi selefi İslami hareketler olmuşlardırr.145 3.2 Bir sosyal hareket olarak Müslüman Kardeşler Müslüman Kardeşler, 1990’lı yıllarda söylem ve tarzlarında demokrasi ve liberal eğilimlere yöneldiler. Şiddet ve çatışma unsurlarını bir kenara bırakarak devletle birlikte var olma anlayışını benimsediler. Hareketin bu yıllardaki faaliyetleri dikkatli incelendiğinde kamuoyuna yapılan açıklamaların siyasi eleştiriden uzaklaşmaya başladığı görülmektedir. Müslüman Kardeşlerin bu siyaset değişikliğinin en önemli nedeni o yıllarda Mısır’da ortaya çıkan şiddet eğilimli Cihat hareketlerinden kendilerini korumaya çalışmaları gösterilebilir. 146 Devlete karşı bir İslam yerine toplumun benimseyeceği bir İslam algısı içerisine giren hareket, politik söylemini sosyal söyleme kaydırmaya başlamıştır. Bir kimlik hareketi a ortaya çıkan Müslüman Kardeşler, grup organizasyonları ve aktiviteleri ile kendini sosyal hareket bağlamında ele alınmasını sağlamıştır. İdealler, organizasyonlar ve çevre ilişkilerinde sosyal mobilizasyonu sağlayabilen ne İslam dünyasında ne de Ortadoğu’da bu denli yaygın bir sosyal hareket bulunmamaktadır. 147 Müslüman Kardeşler bir ilkokul öğretmeni, Hasan el Benna tarafından Suveyş kanalının kıyısında o zamanlar için küçük bir şehir olan İsmailiye’de kuruldu. Hareketin ilk üyeleri Suveyş kanalında çalışan 6 işçiden oluşuyordu. Hareket o sıralarda Mısır toplumunda yaygın olarak görülen dini hareketlerden yalnızca biriydi. Hasan el Benna liderliğindeki bu hareketin diğerlerinden çok farklı yönleri de bulunmuyor, ayrı bir niteliği göze çarpmıyordu. İlk üç yıl hareket küçük bir hareket olarak kalarak faaliyetlerini yalnız lise öğrencileri ve işçiler üzerinden sürdürdü.148 Üç yıl sonra Hasan el Benna’nın karizmatik yapısı ve grup üyeliğinin işçiler ve öğrenciler arasında bir organizasyona dönüşmesi, hareketin diğer kasabalara da yayılmasını sağladı. 1932’de Müslüman Kardeşler faaliyetlerini daha geniş bölgelere yaymak için merkez olarak kendine Kahire’yi seçti. Kahire’de Hasan el Benna’nın konferansları, halk buluşmaları, seyahatleri bir grup hareketinden bir organizasyona dönüşmesini sağladı. Önce hareket kendisini Benna’nın kardeşleri olarak isimlendirdi, daha sonra da Müslüman Kardeşler ismini aldı. 1933’de ilk haftalık gazetesini çıkaran 145 Baker: 78 John Esposito, İslamiyet ve Demokrasi, Çev.Ahmet Fethi,Sarmal Yayınları, İstanbul, 1998, s:260 147 Baker: 75 148 Baker: 23 146 43 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM hareket, kısa sürede bütün Mısır’da tanınmaya başladı. 1938’e gelindiğinde hareketin üyelerinin sayısı 50 bin ile 150 bin kişiye ulaştı.149 Müslüman Kardeşlerin ilk yıllarında özellikle siyaset dışı dini yenilenme ve sosyal yardım üzerinde durulur. Hareketin aktiviteleri yeni üyeler kazanma, dini sohbetler ve sosyal yardım organizasyonları kurma şeklindedir. Sık sık ev sohbetleri düzenlenir, Hasan el Benna kahve ve camilerde konuşmalar yapar, fakirler için aş evleri kurulur. Hasefi Hayır Cemiyeti adı verdikleri yardım teşkilatının şubeleri başta Mahmudiye olmak üzere diğer şehirlerde de açılır.150 Aslında sömürge döneminde Mısır, bu tarz örgütlenmelere açıktı. Toplum, dini ve toplumsal açıdan çeşitli hizmetler sunan kurumları sıcak karşılıyor, bu oluşumları sömürgeciliğe karşı bir sığınak olarak görüyordu. Hasan el Benna’nın başlarda siyasetten hareketin üyelerini uzak tutması bu hareketin yetkililerce görmemezlikten gelinmesine yol açıyordu. İslam’ın siyaset üzeri değerlendirilmesi, politikacıların Hasan el Benna’nın faaliyetlerini aynı zamanda olumlamaları anlamına geliyordu.151 1930’ların sonlarında Arap dünyasında Filistin krizinin çıkması hareketin anlayışını ve uygulamalarını değiştirdi. Mısır toplumu, Filistin’de yaşanan olaylarla ilgileniyor ve Yahudilerin yaptıklarına karşı çıkıyordu. Çünkü Filistinlileri, Mısır toplumu kendilerinin birer parçası olarak değerlendiriyor, onlara yardım edilmesi gerektiğini düşünüyorlardı. İslamcı,Sol, Milliyetçi aydınların başlattığı gösterilere halk geniş katılım gösteriyor, cami dernekleri Filistin için yardım topluyordu. Filistin’de yaşananlar için sadece Yahudiler sorumlu tutulmuyor, 1881’den beri Mısır’ı sömürgeleri arasına katan İngiltere’de suçlanıyordu. Mısır’daki politik rejimin İngilizlerin kontrolünde olması Mısır halkı ile İngilizleri karşı karşıya getirmeye yetiyordu. Hasan el Benna ve arkadaşları yaptıkları konuşmalarda Filistin sorununun bütün İslam dünyasının bir sorunu olduğunu ve İslam dünyasının başta İngiltere olmak üzere sömürgecilere karşı bir mücadele başlatması gerektiğini söylüyorlardı.152 Hasan el Benna, 1941 parlamento seçimlerine birkaç Müslüman Kardeşler üyesi adayın katılması kararını verdi. İlk defa hareket bu amaçla gösteriler ve mitingler düzenledi. Gösteri ve mitiglerde konuşan konuşmacılar seçimlerden ziyade Filistin meselesi sosyal reform gerçekleştirilmesi, İngilizlerin Mısır’dan çekilmesi gibi konular üzerinde durdular. Gösterilerin yaygınlaşması üzerine İngiliz askeri yetkilileri hasan el Benna’dan Kahire’yi terk etmesini istediler. Benna ve arkadaşlarının İngilizlerin bu tepkilerine karşı seslerini daha fazla yükseltmeleri hareketin 149 Mitchell, Richard, The Society of the Muslim Brothers, Londra, Oxford University Press,1969 s: 9 Üyelerin resmi kaydının tutulmadığı için Mitchell, bu rakamın değişebileceğini belirtir. 150 Lia, Bıynjar, Müslüman Kardeşlerin Doğuşu, (çev: İhsan Toker), Yöneliş Yayınları, İstanbul, 2000, s. 61 151 Burgat, François The İslamic Movement in North Africa, Texas, University of Austin Press,2007 s. 145 152 Brynjar, Lia, s: 81 44 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM faaliyetlerin yasaklanmasına ve Benna’yla birlikte birkaç arkadaşının tutuklanmasına yol açtı. Fakat II. Dünya Savaşı’nın çıkması İngiltere’nin Mısır üzerinde daha dikkatli bir siyaset izlemlerini sağlayarak hareketin üyelerinin serbest bırakılmasına ve faaliyetlerin devam ettirilmesine kapı aralandı.153 Müslüman Kardeşler, 1949’a gelindiğinde ülkenin en büyük sosyal organizasyonu durumuna geldi. Hareketin üyelerinin sayısı 300 ile 600 bine ulaştı. Hatta Hür Subaylar darbesini yapanlardan Cemal Abdünnasır bile bir süre hareketin içersinde aktif çalışmalarda bulundu. II. dünya Savaşı’nın sona ermesiyle Mısır yönetimi tekrar hareket üzerine gitmeye başlayarak Kahire’nin dış mahallerinde yeni şehre gelmiş sakinlerine karşı operasyon başlattı. Hükümet yetkilileri operasyonlarda birçok patlayıcı silahın ele geçirildiğini ve Müslüman Kardeşlerin yönetimi devirme planlarının olduğunu açıkladılar. Yüzlerce Müslüman Kardeşler mensubu tutuklanarak hapse atıldı. Mısır başbakanı Mahmud Fahmi Nukraşi ‘ye suikast düzenledikleri gerekçesiyle örgütün üst düzey yöneticilerin hepsi tutuklanarak bir kaçı hakkında idam cezası verildi ve uygulandı.154 Bu olaydan sonra Müslüman kardeşler yasaklı bir hareket olarak sosyal çalışmalarını sürdürdü. Cemal Abdünnasır’ın devrimden sonra hareketin üzerine gitmesi hareketin önderlerini kendisine suikast düzenledikleri gerekçesiyle idam edilmelerini sağlanması gelecek otuz yıl boyunca siyasetten kopmalarını sağladı.155 Müslüman Kardeşlerin kısa sürede Mısır toplumunun en büyük sosyal hareketine dönüşmesini Emile Durkheim’in sosyal değişim ve anomi yaklaşımıyla açıklayabiliriz. Mısır’da nüfusun artması, şehirleşme ve sanayileşmenin toplumdaki çatışmalar meydana getirmesi toplumun Müslüman Kardeşlere yönelmesinde etkili olmuştur. Eğitim almak için ülkenin farklı şehirlerinden Kahire’ye gelen öğrencileri ilk karşılayanlar, Müslüman kardeşlerin üyeleri olup, barınma, yiyecek ihtiyaçları bu hareketin hayır cemiyetleri tarafından karşılanmıştır. Geleneksel dini inanışın etkisinde olan yeni şehirli halkın ihtiyaçlarının karşılanması sosyal ilişkilerinin düzenlenmesi hep bu hareketin üyelerinin kanalıyla gerçekleştirilmiştir. Hareket bir bakıma sömürge döneminde Mısır’ın devlet yapısına egemen olmayan sosyal adalet, sosyal refah gibi kavramları başta yeni şehirliler olmak üzere Mısır toplumuyla tanıştırmıştır.156 Sömürge sonrasında Mısır toplumunun tanık olduğu hızlı modernleşme ve şehirleşmeye birlikte karşılaşılan sorunlara karşı çözümlerin Müslüman Kardeşler’den gelmesi Nil kenarında ve Kahire’nin varoşlarında yaşayan halk için bir çekim merkezi olmuştur. 1939-1947 ve 1953-1961 yılları 153 Burgat, age. 112 Brynjar, : 112 155 Esposito, age. 267 156 Fahmi, age:110 154 45 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM arası Mısır’da şehirleşmenin en yoğun olduğu dönem ve hareketin üyelerinin sayısının en fazla arttığı zaman dilimleridir.157 Müslüman Kardeşlerin Mısır’daki sosyal yapısı onların siyasi hareket yapısına dönüşmesini kolaylaştırmıştır. Çevre ve yönetimle ilişkiler, temel politik değerler üzerinden yürütüldüğü için hareketin sosyal mobilizasyona yönelmesinde başat eken olmuştur. Fakat Hasan el Benna’nın öldürülmesinden sonra karizmasının doldurulamayışı hareket içerisinde ayrılmaları ve bölünmeleri de beraberinde getirecektir. 158 Hasan El Benna’nın ölümünden sonra hareketin liderliğine getirilen Hasan Hüdeybi, Müslüman Kardeşleri daha geleneksel ve esnek bir çizgiye çekerken Seyyid Kutub’un başını çektiği muhalif kanat entelektüel ve politik amaçlarının öne çıkarılmasında ısrarcı oldu. Sosyal ağı kuvvetlendirmeyi öne çıkaran Hüdeybi grubu, faaliyetlerini ahlaki değerler üzerinde yürütürken grup inanç ilkeleri üzerinde yoğunlaşarak cahiliye diye adlandırdığı Mısır siyasetine daha köklü çözümler getirilmesi noktasında ısrarcı oldu. Bu grupta da birkaç bölünme yaşandı, öne tekfirciler diye bir grup daha sonra da Cemaat-i İslami ve Cihad grupları ortaya çıktı. Fakat ne Hüdeybi grubu ne de diğer ayrılan gruplar Hasan el Benna döneminde yaşanan sosyal mobilizasyonu gerçekleştiremediler.159 Müslüman Kardeşler bu bölünmelerden ve ayrılmalardan sonra daha ılımlı bir yol izleyerek Mısır toplumunda etkin olma ve legalize olma çabalarına girdi. Sokak gösterilerinden uzak durarak hükümete yönelttikleri eleştirileri askıya aldılar. Aslında bilinçli veya bilinçsiz hareket kendi seyri içerisinde eviriliyordu. 1990’lı yılların ortalarında çıkacak Yeni Müslüman kardeşlerin temelleri atılıyordu. Yine de politik söylemlerini komünizm ve milliyetçiliğe eleştiri olarak sürdüren hareket doğrudan hükümet yerine ideolojilere yönelmesi bir kimlik algılayışını beraberinde getirmekteydi. Bu yeni kimlik Hasan el Benna’nın da vizyonuna yakın olup hem harekete bağlıları bir arada tutmayı sağlıyor hem de mısır dışındaki İslami yapılanmalarla ittifaklar kurulmasını kolaylaştırıyordu.160 Berlin Duvarı’nın yıkılması, Sovyetler Birliği’nin çökmesi ile dünyanın yeni bir döneme girdiğini fark eden Müslüman kardeşlerin öncüleri demokrasinin yeni dönemlerde en fazla baş vurulacak yöntemlerden biri olduğunu bilmekteydiler. İnsan hakları, eşitlik, adalet, özgürlük gibi kavramlar her zamankinden daha çok mısır toplumunda duyulmaya başlanmıştı. Politik bir harekete dönüşmek yerine politikada kendine yer edinen bir sosyal hareket haline gelmek Müslüman Kardeşlerin geleneği 157 Esposito, s:265 Fahmi: 118 159 Fahmi: 119 158 160 Jāmi„, M. Wa ‘Araftu al-Ikhwān. Cairo: Dār al-Tawzī„ wa al-Nashr al-Islāmīya, 2005, s: 23 46 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM açısından daha tutarlıydı. Mısır’ın totaliter yapısı da Müslüman kardeşlere parti kurma izni vermiyordu.161 Müslüman Kardeşler daha önceleri değişik partiler içersinde aktif olarak siyaset yapmışlardı. Nasır döneminde Vefd partisi içerisinde bir Müslüman kardeşler mensubu milletvekilinin bulunmasına izin verilmişti. 1987 seçimlerinde dört milletvekilini bağımsız olarak parlamentoya sokmuşlardı. Daha sonraki seçimlerde de Sosyalist İşçi Partisi el Amal ve liberal parti el Ahrar’la seçim ittifakı yaptılar. Yalnız faaliyetlerini dini ve siyasi bir hareket olarak sınırlamamışlar hukuk, doktor ve mühendis sendikalarında da etkin olmuşlardı. 1994 yılında Mısır üniversitelerinde en etkin grup Müslüman kardeşler olup her üniversitede öğrenci dernekleri ve kulüpleri bulunmaktaydı. Hareket dönüşerek devlet üzerinde baskı grubu oluşturacak bir sivil toplum mekanizmasını 2000’lere gelindiğinde büyük ölçüde başarmıştı.162 3.3.Kardeşlerin politik mücadelesi Müslüman Kardeşlerin sosyal hareketten yeni sosyal harekete dönüşmesinde Mısır’da yaşanan demokratikleşme süreci etkili oldu. 163 Mart 2004’te Kahire’de geniş katılımlı bir konferans düzenlediler. Bu konferansa basın yayın organlarından birçok yazar, sendika temsilcileri, parti liderleri ve e öğretim görevlilerini davet ettiler. Bir üniversite öğretim görevlisinin gerçekleştiğini sunumda Mısır’ın yeni siyasi hayatına yönelik projeler vardı. ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi”nin açıklandığı tarihte gerçekleşen bu sunum yalnızca bir tesadüf değildi. Çünkü bu sununda da Mısır’ın demokratikleşmesi gerektiğinden bahsediliyor insan haklarının geliştirilmesine vurgu yapılıyordu. Milliyetçi Sosyalist Nasırcı Parti, liberal Vefd ve sosyalist Tagammu partileri bu projeye ilgi göstermişler daha sonra kurulacak ittifakın temellerini atmışlardı.164 Mübarek yönetimin sert tedbirlerine ve hareketin yüzlerce üyesini tutuklamasına rağmen muhalefetin “Reform ve Değişim için Milli ittifak” cephesinin kurulmasını hükümet engelleyemedi. Müslüman Kardeşler diğer politik güçlerle diyalog kurarak Mübarek rejimin sona erme çağrısını meydanlarda basın yayın organlarında seslendirmeye başladılar. Partiler arasında ilk koalisyon sivil toplum kuruluşlarının ortak düzenledikleri toplantılar sonucunda kuruldu. 20 Temmuz 2005’te hukukçular, yazarlar, meslek örgütü temsilcileri ortak bir basın toplantısı düzenleyerek ülkenin demokratikleşmesi gerektiği çağrısını yenilediler. Müslüman Kardeşlerin lideri Muhammed Habib’in başkanlığını yaptığı toplantıda demokratik değerlen öne 161 Esposito:249 Jami age. 45 163 Ferrie, Jean Noel, “L’ Egypte veille du Changement” Season Kasım 2006 164 Hesham Al-Awadi, In Pursuit of Legitimacy: The Muslim Brothers and Mubarak, 1982–2000 (London: Tauris Academic Studies, 2008), s: 16 162 47 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM çıkarılması vurgulanarak Mısır’ın en önemli sorununun Mübarek rejimi olduğu açıklandı. Basın ve ifade özgürlüğünün sağlanması, mahkemelerin herkese açık tutulması, siyasi partilerin serbest bir şekilde propaganda yapabilmeleri istendi. Fakat diğer partiler Müslüman Kardeşlerin sivrilmesinden endişe duyarak Kifaye adı altında farklı bir oluşuma destek vermeye başladılar.165 Müslüman Kardeşler, Aralık 2005’te yapılan seçimler için reform ve değişim öğelerini öne çıkaran bir seçim kampanyası yürüttü. Politik programını İsrail’in 1967 öncesi sınırlarına çekilmesi, ifade ve düşünce özgürlüğü, siyasi tutukluların salıverilmesi, kırsal kesimin kalkındırılması, işsizliğin önlenmesi, devlet başkanının ayrıcalıklarının sınırlandırılması, i saydamlık, işçi ve memurlara grev hakkının tanınması, alkol satışının yasaklanması, başörtüsüne her yerde izin verilmesi şeklinde belirledi. Müslüman kardeşlerin “İslam çözümdür” sloganı ile çerçeveleşen bu programlarından toplumun İslamlaştırılması amacının istendiği çıkmaktadır.166 Müslüman Kardeşlerin bu seçimlerde etkisi yine de sınırlı kaldı. Devlet Başkanı Hüsnü Mübarek’in liderliğindeki Ulusal Demokrasi Partis,i Mısır parlamentosunda üçte ikilik bir çoğunluk elde etti ve Mübarek tekrar devlet başkanlığına seçildi. Bu başarısızlıkta en önemli nedenlerden biri her şehirde seçimlere girememesi ve bazı adayların seçimlerden önce tutuklanmalarıydı. Müslüman Kardeşler seçimler ve sonrasında da demokrasiyi içselleşmeye başladıkları görülerek demokrasinin bir yöntem olarak algılandığı ortaya çıktı. Çünkü Mısır parlamentosu günde iki kez akşam ve sabah vakitlerinde toplanmaktadır. Bu toplantılara iktidar milletvekillerinin birçoğu mazeret belirtmeden katılmazken Müslüman Kardeşlere mensup milletvekillerinin iştirak ettiği ve oylamalara titizlikle riayet ettikleri görülmüştür. Müslüman Kardeşlerin Vasat adında kurdukları partiye izin verilmediği için meclisteki faaliyetlerini bağımsız milletvekili olarak sürdürmektedirler. 167 3.3.1 Müslüman Kardeşlerin Demokratikleşme Aşamaları Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Müslüman kardeşlerin demokratikleşme seyri henüz tamamlanmış değildir. Çünkü muhalefet olarak bulunmalarına rağmen iktidara gelmedikleri için yönetimde nasıl bir tavır takınacakları henüz belli değildir. Fakat Müslüman Kardeşler iktidara gelmenin şartının demokratikleşme zorunluluğu olduğunu kabul etmişlerdir. Aslında diğer Ortadoğu devletlerinde olduğu gibi Mısır’daki İslami partiler demokratik bir gelenekten gelmedikleri için zaman zaman demokratik olmayan uygulamalar yaptıkları görülmektedir. Müslüman kardeşlerin demokrasiyi yöntem olarak benimsemeleri ülkenin hem Mısır için hem de diğer İslam ülkeleri için önemlidir. Çünkü 11 Eylülden sonra batıda İslam teröre endeksli anılmaya başlandı. Müslüman Kardeşlerin demokrasiyle barışık olmasıyla İslam dünyasında gençlere alternatif yollar sundu. Ilımlı 165 Hesham Al Awadi, age: 18 Hesham Al Avadi age. 19 167 Mahdi Attar, The Muslim Brotherhood’s Success in the Legislative Elections in Egypt 2005, s.24. 166 48 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM hareketler demokratikleşme içerisinde yollarına devam ederken radikal hareketlerde parçalanmalar gerçekleşti. 1970’lerin popüler hareketlerinden Cemaat-i İslami şiddet ile iktidar seçeneği arasındaki ikilemden beş ayrı gruba bölünen hareket olarak çıktı.168 Müslüman Kardeşlerin önünde en başarılı seçenek Türkiye’deki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin seçimle iktidara gelmesi Müslüman Kardeşlerin demokrasiyi bir seçenek olarak benimsemelerinin yanlış olmadığını gösterdi. Özellikle Yeni Müslüman kardeşler, geleneksel cemaat yapısından uzaklaşarak hareketin yeni sosyal hareket olmasında etkili oldular. Fakat demokratik eğilimler Müslüman kardeşlerin sekilerleşmesi açısından da önem teşkil etmektedir. 3.3.2 Demokrasinin Benimsenmesi Mısır Müslüman Kardeşleri kurulduğu ilk yıllardan itibaren amaçlarını İslami bir toplum kurmak ve batılı kurum ve değerlere mücadele etmek şeklinde belirlemişlerdir. İslam’ı hayatın bütün yönlerini kuşatan bir din olarak algıladıkları için İslamcılığı batının siyasi ve kültürel değerlerine alternatif bir oluşum olarak görmüşlerdir. Müslüman Kardeşlere göre İslamcılık dinin sosyal ve siyasi boyutunun hayata taşınması olduğu için İslami hareketleri sosyo-politik hareketler olarak kabul etmişlerdir. İslam onlar için bir din olduğu kadar aynı zamanda politik bir sistemdir. Fakat Türkiye, Tunus, Sudan, Pakistan ve Endonezya’da İslamcılar politik sahada erken dönemlerde görülmelerine rağmen Mısır’da daha geç tarihlerde görülmelerinin nedeni yalnız hükümetin İslamcılara siyasi düzlemde hayat hakkı tanımaması ile ilgili değildir. Toplumu önceleyen Müslüman Kardeşler belirli bir aşamadan geçmeden siyasi arenada yer edinmek istememişler ve 1970’li yıllarda İslami hareketlerin başarılı olamadıklarını görmüşleridir. Demokratik mücadelenin hareketi siyasallaşacağı endişesine kapılsalar da 1980’lerden sonra politik bir hareketi içselleştirmeye başladıkları görülmektedir. Parti endeksli bir hareket yerine hareketin parti oluşumu şeklinde bir algıya daha sıcak bakan Müslüman Kardeşlerin liderleri, partiyi siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için bir araç olarak tasavvur etmişlerdir. Müslüman Kardeşlerin yapısını bozmayacak bir parti anlayışını başlangıçta makul görmüşler fakat sistemle ilişiklerin partisel düzlemde gerçekleşmesi ile hareket giderek siyasal alana kaymıştır. Müslüman Kardeşler yeni dönemde partinin önemini kavradıkları için demokratik değerlere ve kurumlara daha ılımlı yaklaşarak sistemin bir parçası haline dönüşmüşlerdir.169 Mısır yasaları dini bir parti kurulmasına izin vermemesine rağmen Müslüman Kardeşlerin sistem içinde kalması için bağımsız milletvekili çıkarmalarına her zaman müsaade etmiştir. Tarihinde 168 169 Hesham al Avadi s: 20 Fahmy: 81 49 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM ilk defa Müslüman Kardeşler 2004’te seçim yasalarında değişiklik yapılmasıyla 88 milletvekili olarak parlamentoda temsil hakkını kazanmışlardır.170 İlk bakışta Müslüman Kardeşlerin politik alana dahil olmaları opurtinist bir yaklaşımın sonucu şeklinde görülebilir. Fakat Müslüman Kardeşlerin gerek dünyadaki gerekse Mısır’daki iç gelişmelerin etkisiyle demokratikleşmeye başladığı görülmektedir. 2005-2007 yıllarında Müslüman Kardeşlerin yayın organlarında İslam ile demokrasi arasında uyumun olduğunu belirten yüzlerce makale görmek mümkündür. Müslüman Kardeşlerinin liderlerinden Kemal Hüdeybi bir Mısır gazetesine verdiği röportajda, Müslüman Kardeşlerin demokrasiyi benimsediklerini ve yönetimde etkili olmayı yalnız demokratik yolları kullanarak elde etmek istediklerini söylüyor. Hüdeybi eğer batılı anlamda Mısır’da bir yönetim kurulursa Müslüman kardeşlerin tek başına iktidar olacağını iddia ediyor. Çok partili sistemin İslam’ın özünde olduğunu savunan Hüdeybi, farklı düşüncelerin devlet açısından bir gereklilik olduğunu vurguluyor.171 2004’te Müslüman Kardeşlerin sözcüsü Abdulmunim Ebu Fütuh, bir televizyon konuşmasında demokrasinin yalnızca bir yönetim tarzı olduğunu, tarih boyunca İslam ülkelerinde farklı yönetimlerin uygulandığını halifelik, saltanat, askeri idarelerin İslam’la birlikte var olabildiği, demokrasinin de İslam’la birlikte uyum içinde yaşayabileceğini söyleyerek, bir gazetecinin “Demokrasi çoğunluk rejimidir, Bir kadının veya Hıristiyan Koptinin devlet başkanı seçilmesini nasıl karşılayacaksınız” sorusuna Müslüman Kardeşlerin her zaman çoğunluğunun kararına saygı duyduklarını bu kararı da kabul edeceklerini belirtmiştir.172 Müslüman Kardeşlerin demokratik süreci benimsemeleri sanıldığı gibi kolay olmamıştır. Özellikle yaş kuşak hareketin amaçlarından saptığını ideallerinden uzaklaştığını öne sürmüşler, hareketin lideri Muhammed Akif’e sert eleştiriler yapmışlardır. Muhammed Akif bu eleştirilere karşı Müslüman Kardeşlerin büyüdüğü ve geliştiği dönemlerin baskının az olduğu dönemler olduğu, öğrenci, avukat derneklerinin hareketi şimdiki seviyeye getirdiğini, demokrasiye katılımın bir fırsat olduğunu, eğer bu çemberde yer almazlarsa ülkenin yönetiminde hiçbir zaman söz sahibi olamayacaklarını iddia etmiştir.173 170 Attar: 27 Atar: 28 172 Nathan J. Brown, Amr Hamzawy and Marina Ottaway, ‘Islamist Movements and the Democratic Process in the Arab World: Exploring Grey Zones’, Carnegie Papers, no. 67, Mart 2006 173 Attar: 27 171 50 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM 3.3. 3 Müslüman Kardeşlerin seçim sloganı: “İslam Çözümdür”. Sedat ve Mübarek dönemlerinde görülen liberalleşme eğilimler Hasan Hüdeybi sonrasında liderlik karizmalarının da etkiledi. Çünkü Hüdeybi’den sonra genel başkanlığa getirilen Ömer Tilmisani, Hamid Ebu Nasır, Mustafa Meşhur ve Muhammed Akif demokratikleşmeye mesafeli yaklaşmadılar. Siyaset açılımı onları yeni legal yapılalar iterken de facto olarak sistemin bir parçası oldular. İlk seçimlere bağımsız milletvekili olarak 1984’te katıldılar. Bu seçimlerde 6 sandalye kazanan hareket, 1987’de İşçi ve Liberal Patiyle ittifak kurarak adaylarını bu partilerden gösterdiler. Bu seçimlerde 36 sandalye kazanan hareketin milletvekilleri parlamentoda bağımsız kaldılar. 3.3.2 Müslüman Kardeşler ve Vasat Partisi MüslümanKardeşlerin demokratik yolu benimsemesinde genç kuşağın temsilcilerinden Abdul Ala Madi , Salah Abdülkerim, ve İsam ‘ın genç jenerasyonla birlikte hareket etmesi etkili oldu. Hareketin lideri Muhammed Akif, 1996’da şura üyesi bu yaşlı kuşağın önerisini kabul ederek parti kurma çalışmalarına izin verdi. Vasat Partisi bir süre sonra Müslüman kardeşler üyesi 125 kişinin imzasıyla kuruldu. Mustafa Meşhur, Memun Hudeybi gibi hareketin diğer yaşlı liderleri Müslüman Kardeşlerin partileşme sürecinin tehlikeli olduğunu iddia etseler de teşkilatın partiyi sahiplenmesi engellenemedi. Hatta Memun Hüdeybi, el Hayat gazetesine verdiği mülakatta Vasat Partisi’nin Müslüman Kardeşlerin partisi olmadığını bazı üyelerin bu partiye dahil olduklarını ve kendilerinin bu davranışı asla tasvip etmediklerini söylemesi hareket içerisinde gerginliklere neden oldu. Hüdeybi’nin bu açıklaması hem partiyi kuranlara hem de hükümete bir mesajdı. Çünkü parti kurulduktan bir süre sonra hükümet yetkilileri partinin 15 üyesini tutukladılar. Bu tutuklamalardan sonra partinin sözcüsü kendilerinin Müslüman Kardeşlerinin bir yapısı olmadığını ileri sürdüyse de hareketle ilişkilerini yalanlamadı.174 Partiye üye olanları incelediğimizde 1960’tan sonra doğan nesil olduğu yani hareketin ikinci kuşak kimseleri olduğu görülecektir. Bu kuşak üniversite ve sendikalar kanalıyla demokrasinin imkânlarından faydalandığı için yeni dönemde hareketin stratejisinin demokratik değerlere yaslanmasında ısrarcı olmuşlardır.175 Vasat’ın Müslüman Kardeşlerin sosyal harekete yönelmesinde temel işlev gördüğünü söyleyebiliriz. Çünkü partinin etkili isimlerinden Madi, bir televizyon konuşmasında Müslüman Kardeşlerin eski tutumlarından vazgeçmesi çağrısında bulunarak, dava anlayışının sosyal aktivizme 174 175 Al Hayat, 25 Aralık 2005 Stacher, agm 51 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM dönüşmesi gerektiğini söylemedi. Hareketin liderlik anlayışına genel eleştiriler yaparak liderliğin toplumsal olduğu üzerinde durdu. Müslüman Kardeşlerin bundan sonraki taleplerinin insan hakları sosyal adalet, eşitlik, kimlik talepleri olması gerektiğini belirterek toplumun bunlara ihtiyacı olduğunu savundu. Bu konuşma Müslüman Kardeşler içinden Yeni Müslüman Kardeşler sosyal hareketinin filizlenmeye başladığını gösteriyordu. Bu parti sadece legal düzeyde politik bir parti değil aynı zamanda Yeni Müslüman Kardeşleri temsil eden bir siyasi hareketti.176 Partinin genç kuşak liderleri genel rehberliğin partiyi bağlamadığını, geleneksel liderlik biçimlerine karşı olduklarını belirttiler. Çevre sorunları, küreselleşme, kadın erkek ilişkileri patinin programına konmuş herkes için özgürlük istenmişti. Vasat Parti’si planlarını gençlik, ekolojik sorunlar, kişi hakları üzerinden sürdürmek istiyordu. Katılımın kolektif olması gerektiği üzerinde durarak çokluğun yeni değerleri olduğunu söylüyorlardı. Vasat partisinin programında yer alan bu söylemler Mısır toplumu için bir ilkti. Sanki bu parti aracılığıyla günlük hayatın demokratikleşme dinamiğini ve toplumun siyasal alan içerisinde aktif katılımını temsil ediyordu.177 Mübarek rejimi sosyal argümanları ön planda tutan bir muhalefete alışık değildi. Hükümetin tepkisinin en önemli nedeni hareketin dönüşümünden ziyade Müslüman kardeşlerin her halini kendinse düşman olarak görmesiyle ilgiliydi. Mısır’daki politik sistemi kontrol eden halk katmanları değil bizatihi başkanlık sarayıydı. Yani mübarek rejimin kontrol edemeyeceği kanallar ne şekilde olursa olsun hâlihazırdaki politik sistem için tehlikeliydi. Otoriter hükümetin legal bir statüde olsa dayeni kaynak mobilizasyonuna girmiş bir hareketin yansımalarını görmek bile yönetimin geleceği açısından bir tehdit algısına dönüşebilirdi. Vasat Partisi bir anlamda Müslüman kardeşlerin sistemle pazarlık içerisine girdiğini gösteriyor, kaynağı belli olan bir siyasi hareketin hangi amaçlarla hareket ederse etsin pazarlık şansının fazla bulunmadığını anlamına geliyordu.178 Yeni sosyal hareketler bağlamında baktığımızda Müslüman Kardeşlerin bu girişiminin hareket içinde farklı bir kuşaktan geldiği ve toplumun büyük bir kesimi tarafından tasvip görmediği anlaşılacaktır. Ayrıca Vasat üyeleri yeni yöntemleri kullansa da kitle mobilizasyonunu gerçekleştirmede oldukça zayıf kanallara sahip olduğu görülecektir. Liberal, sol gibi çevrelerin olumlu tepkisini kazanmasına rağmen geniş halk kesimlerinin desteğini almada başarılı olmadığı gözükmektedir.179 176 Robert W.Hefner ed., Remaking Muslim Politics: Pluralism, Contestation, Democratization. Princeton & Oxford: Princeton University Press,2008, ss.133-160. 177 Stacher, agm Stacher, agm, 179 Hefner age: ss:163-166 178 52 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Vasat Partisinin üyelerinin kurduğu “kültür ve Diyalog Girişimi” yalnız birkaç çevreyle sınırlı kalacak Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasındaki ilişkileri etkilemeyecektir. Hareketin liderlerinden Madi bu durumu partinin sosyal aktiviteleri önemsemesine rağmen siyasi yelpazede kalmak zorunda kaldığı için başarılı olamadığını belirtecektir. Fakat Müslüman kardeşlerin Vasat Partisini kurmalarının en önemli gerekçelerinden biri sosyal eylemlerde bulunarak hareketin kitle mobilizasyonunu sağlamaktı.180 3.4 Bir sosyal hareket modeli olarak Vasat Partisi Vasat Partisi İslam’ı iki perspektif dâhilinde görmektedir: din olarak İslam ve medeniyet olarak İslam. Partiye göre dar anlamda İslam bir dindir, geniş anlamda ise İslam bir medeniyettir. İslam dini İslam medeniyetinin en önemli unsurudur. Din çoğunluğun inanışı medeniyet ise bu dine inanların ortaya koyduklarıdır.181 Aslında Vasat Partisi’nin bu yaklaşımı eski ideolojik yapısından sıyrıldığını göstermektedir. Çünkü geleneksel Müslüman Kardeşlerin ideolojisine göre din genel anlamda medeniyet ise kısmi anlamdadır. Partinin ikinci yaklaşımı çoğunluğu medeniyetin inşa edicisi olarak görmesidir. Vasat Partisi’nin İslam medeniyeti ve çoğunluk algısına yalnız Müslümanlar değil Mısır’da yaşayan Hıristiyanlarda dâhildir. Bir anlamda geleneksel ümmet kavramının dışına çıkılarak çoğunluk prensibi İslam medeniyeti dâhilinde kabul edilmektedir.182 İslam yalnız Müslümanlar için bir din değildir aynı zamanda diğer İslami olmayan toplulukları da kuşatan bir dinidir. Mısır’da yaşayan bütün bilim aydınları, sanatçıları, aydınları bu çemberin içindedir. Arapça Müslümanların dili olduğu kadar Mısır’ında dilidir. Mısır’ın bütün dini liderleri bu dili kullanmaktadır ve toplum Arapça olarak ibadet etmektedir. İslam kültürü Müslüman olsun olmasın bütün Mısırlıların anavatanıdır. Vasat Partisi’nin en temel ideali hem Müslümanların hem gayri Müslimlerin bir arada yaşamasını iş yapmasını sağlamaktır.183 Vasat’ın bu görüşlerini doğrulayan gelişmelerden biri önde gelen Hıristiyan entelektüel Rafik Habib’in partiye üye olmasıdır. Habib, Ahram gazetesine verdiği bir röportajda Mısır Hıristiyanlığının da İslam medeniyeti dairesinde olduğunu söyleyerek İslam medeniyetinin ortak değerler sistemi olduğunu belirtmektedir. Tarihte Abbasiler ve Endülüs İslam medeniyetlerinin teşekkülünde gayri Müslim unsurların katkılarını olduğuna dikkat çekerek bu medeniyetin tekrar inşa edilebileceğini iddia eder.184 180 181 Stacher, agm Ḥizb al-Wasaṭ al-Miṣrī. Awrāq Ḥizb al-Wasaṭ al-Miṣrī. Cairo: 1998, Basın Bülteni Wickham, C. R. 2004. “The Path to Moderation: Strategy and Learning in the Formation of Egypt‟s Wasat Party,” Comarative Politics 36(2), ss.205-228 182 183 184 Wickham agm http://www.alwasatparty.com/text/Wasat%20final%20minus%20table%20of%20contents.doc,12 Mart 2009 53 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Vasat Partisi üçüncü ilkesini Mısır anayasasının ikinci maddesine göre işleyen bir demokratik yapı olduğunu iddia eder. Bilindiği gibi Mısır anayasasında kanunların İslam dini ile çelişmemesi, ilkesi vardı. Bu ilkeye bağlı olduğunu yinelemekle birlikte demokratik yapıda olduklarını deklare etmelerinin nedeni günlük hayatın işleyişinde demokrasi ile İslam arasında farklılık görmediklerini belirtmek içindir.185 Vasat Partisinin özellikle dini çatışmalardan uzak kalmak istediğini barışçıl bir şekilde dini armoni oluşturmaya çalıştıkları görülmektedir. Madi’ye göre şer’i hukuk ve demokrasi tam anlamıyla uygulandığında Mısır toplumu kalkınma ve barış içinde yaşayacaktır. Müslüman ve Hıristiyanların değer algıları aynı kökten beslendikleri için aynı olduğunu fakat zan içinde farklılaştığını söyleyen Madi, Vasat Partisi’nin amacını Mısırlılar arasındaki ilişkilerin vatandaşlık hakları bağlamında değerlendirilmesi gerektiğini belirterek kamu hayatında cinsel, etnik, ve dini farklılığın olması gerektiğini söylemektedir. 186 Vasat Partisinin programını altı başlıkta analiz edilebilir. Bu başlıkların en önemlilerinden biri sivil haklar ve parti reformudur. Vasat Partisi Mısır’da politik özgürlüğün ve sivil hakların gelişmesi için en önemli gerekliliğin politik reform yapılmasındaki ısrarıdır. Sivilleşmenin otoriter yönetimlin zayıf olduğu zamanlarda görüldüğünü söyleyen parti yetkilileri acilen politik reformun yapılmasını istemektedir. Sivil hakların geliştirilmesini politik reforma bağlayan Vasat yetkilileri özgür bir şekilde genel seçimlerin yapılmasını isteyerek, düşünce özgürlüğü, politik çoğulculuğun ülkeye egemen olmasını belirtirler. Barışçı gösterilere izin verilmesi, inanç özgürlüğü, insan haklarını saygınlık demokrasinin ön koşuludur. Hükümetin bütün bu ifade edilenleri dikkate alarak sivil özgürlükleri geliştirmek için parti reformuna ihtiyacı vardır.187 Diğer önemli bir başlık ise ahlak değerleri algısıdır. Vasat’ın değerler konusunda muhafazakâr davrandığı görülür. Ortak iyi ve doğrunun gerçekleşmesi için İslam dininin ahlak değerlerinin tolum tarafından yaşartılması için reform yapılması istenir. Kahire’de eş cinsellerin hayatını anlatan bir film gösterime girdiğinde en büyük tepkilerden birisi Vasat Partisi’nden gelmişti. Vasat Partisi eşcinselliğin bir hastalık olduğunu iddia ederek toplumun genel ahlakı açısından bu filmin eşcinselliği teşvik ettiği ve normal bir durum gibi gösterdiği için yasaklanmasını istemiştir. Filme Ezher ulemasının da sert tepki göstermesi nedeniyle film gösterimden çekilmiştir.188 185 Wickham agm 186 Stacher, J. A. 2002. “Post-Islamist Rumblings in Egypt: The Emergence of the Wasat Party,” Middle East Journal 56(3), ss.415-432. 187 188 Stacher, agm Wichkam,agm 54 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM 3.4.1 Vasat Partisi’nin Eylemleri Vasat Partisi bir sosyal hareket gibi görülse de nihayetinde yasal statüye bağlı politik bir parti olduğu için aktiviteleri de devlet tarafından sınırlandırılmıştır. Sosyal İşler Bakanlığından sivil toplum kuruluşları kurmak için almalarına rağmen bazı kurumlar kapatılmış ve kurucuları tutuklamıştır. Yasaların izin vermesine rağmen Salim Avva adındaki Vasat üyesi bir entelektüel “Bağımsız Gazeteciler Birliği” kurmak istemiş, fakat organizasyon kurulduktan bir süre sonra siyasi işlerle uğraştığı için kapatılmıştır. Hareketin en önemli icraatlarından birisini şimdi yayın hayatında olmayan “vasatiye.org” internet sitesini görebiliriz. Bu sitede özellikle dinler arası diyalog, barış platformu, insan hakları gibi bölümler dikkat çekicidir. Bu bölümler hem bir forum özelliğinde hem de bu alnda yayınlanan yayınlarının verildiği bir blog şeklindedir. Ele alınan konular ise inanç ve ifade özgürlüğü, inanç ve düşüncelerde çok kültürlülük, sosyalleşme çabaları, sivil toplumla ilgili politik, kültürel, sosyal çalışmalardır. Sitenin yöneticisi olarak gösterilen isim Vasat Partisi’nin üyelerinden Abdül Karim adında bir avukattır. 189 Partinin ikinci önemli girişimi ise Kifaye hareketine destek vermeleridir. Kifaye hareketi Eylül 2004’te kurulduğunda partinin üyeleri aktif olarak bu harekete destek vermişlerdir. Hatta Kifaye’nin vasat Partisi’nin bir yan kolu olduğu iddia edilmişse de gerek Vasat gerek Kifaye liderleri bu iddiaları yalanlanmıştır.190 Vasat, Mısır’ın siyasi ve sosyal hayatında hem politik bir hareket olarak hem de siyasi bir hareket olarak etkin rol oynadı. Müslüman Kardeşlerinin içinden çıkan bir hareket olmasına rağmen bu harekete ne tam manasıyla sahiplendi ne reddetti. Bazı zamanlar Müslüman Kardeşlerin sert tepkilerine maruz kalan hareket Müslüman kardeşlere eleştiriler yöneltmekten kaçındı. Hareketin üyeleri kendilerini Müslüman Kardeşlerden saymalarıyla bizimde bu hareketi yeni Müslüman Kardeşler olarak değerlendirmemizi sağladı. 191 Müslüman kardeşlerin Nasır döneminden itibaren illegal bir hareket olarak değerlendirilmeleri, de facto olarak siyasetin içinde kalmalarını sağladı. Nasır, Sedat ve Mübarek yönetimleri Müslüman Kardeşlerin resmi olmayan siyasetteki yerlerini her zaman önemsediler ve kendilerine karşı alternatif hareket şeklinde algılanmasını başardılar. Bu durum bazen hükümetlerin lehine olduğu gibi bazen de hareketin lehine oldu. Fakat hükümetler hiçbir zaman ellerindeki ipleri bırakmadılar.192 189 http://www.asharqalawsat.com/details.asp?section=4&issue=9306&article=235141, 11 Nisan 2009 190 Dar Al Hayat 12 Kasım 2004 Stacher, agm 192 Wichkam agm 191 55 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Müslüman Kardeşler, Mısır toplumunu toplumsal, kültürel açıdan etkilemeye hep devam ettiler. Merkezi liderlik şemsiyesi altında birçok alt ve üst organizasyonlar kurdular. Değişimin hissedildiği 1990’lı yıllarda Vasat Partisi devreye girerek Müslüman Kardeşlerin adım atamadığı bir alanda faaliyetlerini sürdürdüler. Demokrasiyi benimsediklerini sürekli dile getiren hareketin liderleri demokrasinin Müslüman gençler arasında içselleştirilmesini sağladılar. Müslüman Kardeşlerin değişen Mısır koşullarına geleneksel temelleri yıkmadan geçiş yapabilmesi imkansız olduğu için bu boşluk Vasat Partisi tarafından gerçekleştirildi. 193 3.4.5 Yeni Müslüman Kardeşler ve Medya Son yıllarda diğer sosyal hareketlerde değişim yaşandığı gibi Müslüman Kardeşler de bir dönüşüm içerisine girdi. Bu dönüşümü üyelerinin niteliklerinden yeni çalışma yöntemlerinin benimsenmesinden yeni ağ bağlantılarından görmek mümkündür. İnsan hakları ve anayasal değişimler Mısır toplumunda bir beklenmedik hareketliliğe neden oldu. Yeni politik yaklaşımların benimsendiği gibi geleneksel medya kullanımında da önemli değişiklikler oldu. Gazete, broşür, dergi yaygınlaşmakla birlikte internet yayıncılığında önemli bir artış yaşandı. Sosyal hareketler, söylemek istediklerini veya yapmak istediklerini önce medya kanalıyla belirtiyor, geniş kitlelere yayılmasını sağlıyor daha sonra uygulamaya geçiyorlardı. Kalkınma ve gelişimin dönüşümü insanların bireysel hayatlarını etkileyebildiği gibi sosyal ilişikleri de etkiliyordu. 194 Mısır’da internet gibi yeni iletişim teknolojilerinin ve medyanın gelişiminden en fazla yararlanan kesim sosyal hareketler olmuştur. Müslüman Kardeşler, interneti yeni sosyal hareketlerde olduğu gibi yaygın bir iletişim aracı şeklinde kullanarak yeni üyeler kazanmada ve var olan üyeleri arasında haberleşmede aktif olarak interneti kullanmışlardır. İnternet bir bakıma yeni dönemde Mısır’daki sosyal hareketler için sivil eylem aracı olarak kullanılmıştır. 195 Müslüman Kardeşler resmi olarak www.ikhwanweb.com sitesini kullanmıştır. Sitenin İngilizce ve Arapça iki dilde farklı ara yüzü bulunmaktadır. Arapça siteye bakıldığında dini nitelikli bir site olup, daha ziyade Kuran, H.z Muhammed’in hayatı gibi muhtevaları içermektedir. Ayrıca hareketin faaliyetlerini ve görüşlerini anlatan makalelerde bulunmaktadır. Arapça bölümde en fazla dikkati çeken bölümlerden birisi de fetva bölümüdür. En fazla tıklanan bölümün fetva bölümü olması hareketin üyelerinin belirli bir hukuk anlayışı üzerinde tutmak istediğinin göstergesidir. Bu sitenin iletişim bölümünde Katar gösterilmesi hükümetin tepkisini önlemeye çalışmak olarak görülmelidir. 196 193 Wichkam,agm Attar: 21 195 Attar :22 ayrıca Nuhammed Akif’in 27 Nisan 2005’te El Cezire televizyonuna verdiği röportaj 196 www.ikhwanonline.com, 5 Şubat 2010 194 56 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM İngilizce sitesi ise bir haber sitesi görünümünde olup İngiliz gazetelerinin ara yüzünü andırmaktadır . menü bölümünde hareketin kendi haberleri, açıklamaları, gençlik, kadın, Batı ile olan ilişkiler gibi bölümler bulunmaktadır. Flashla desteklenen haber bölümünde genellikle Mısır’a ait haberler bulunmakta, hareketin liderinin açıklamaları yer almaktadır. Video ve galeri bölümünde özellikle Filistin ile ilgili haberlerin yoğunluğu dikkat çekici olup, genelde savaş sahnelerini yansıtan kareler bulunmaktadır. Sitede belirli yazarların olmayışı hareketin lider dışında herhangi bir ismi ön planda tutmak istemediğinin göstergesidir. 197 Konular bölümünde işkence, Obama, Politik İslam, İran, aktiviteler, Sanat, Kıptiler, Demokrasi, Kalkınma, Mısır seçimleri, insan hakları, hukuk haberleri, İşçiler, Lübnan, Kadın, Çocuk gibi bölümlerden oluşmaktadır. Ayrıca Müslüman kardeşlerin üyelerinin kurdukları blog sitelere yer verilmektedir. Site’nin birkaç bölümünde “Müslüman Kardeşlerin resmi sitesidir” başlığı bulunmakta, bu başlığın altında şu cümlelere yer verilmektedir: “Ikhwanweb Müslüman Kardeşlerin tek resmi sitesidir. İrade merkezi Londra’da olup birçok ülkede muhabirleri vardır. Bizim elemanlarımız beş kıtada bulunan gönüllülerden oluşmaktadır. Bu site yalnız bir haber sitesi değildir. Bizim misyonumuz Müslüman Kardeşlerin anlayışını dünyaya duyurmak, batının bizim hakkımızdaki yanlış algılamalarını gidermektir. “ İnternet kullanımı Müslüman Kardeşler için hükümet kontrolünün dışına çıkmak anlamına gelmektedir. Çünkü Mısır hükümeti politik dergilerin çıkarılmasına izin vermemiş, dini yönelimli yazarların el hayat gibi günlük gazetelerde yazmasına sansür uygulanmıştır. Günlük gazete tirajının 2 milyona yaklaştığı Mısır’da internet kullananların sayısı 17 milyonun olup, internet daha geniş kesimlere ulaşma imkanı vermektedir. İnternet yazılı ve görsel basına göre daha özgür ve kontrolü zor olduğu için Müslüman Kardeşlere mensup üyeler 2002-2009 arasında 300’den fazla blog sayfası açmışlardır. Bu blogların en fazla güncellenenleri İbrahim Hudeybi’nin“We will not stop”, Esma el Erian’ın “Al Erian Daughters”, Arwa el Taver’in “Feelings Reveal”, Zehra Amir Bessam’ın “Karakeep”, Magdi Said’in “Never Mind” bloglarıdır.198 Blogları açanlar Kahire Üniversitesi’ndeki öğrenciler ve öğretmenler olup Asvan’dan bazı lise öğretmenleri de kendi adlarına bloglar kurmuşlardır. Bloglardaki konular tarih, İslami hareketler, uluslararası ilişkiler, Mısır’da gerçekleşen olaylara kişisel yorumlardan oluşmaktadır. Müslüman 197 www.ikhwanonline.com, 7 Şubat 2010 198 http://yallameshmohem.blogspot.com/ZehraBessam, 21 Şubat 2010 57 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Kardeşler bu blogları resmi olarak sahiplenmedilerse de resmi sitlerinde bu bloglardan alıntılar yaptılar. Blog sahiplerinden İbrahim Hudeybi kendi sayfasında hareketin haberlerini vererek bir nevi üyeler arasındaki haberleşmeyi sağladı. Esma el Arian’ım blogunda daha alt düzey konular işlenerek işçiler arasında iletişim sağlamaya yönelik bir yayın politikası görüldü. Bu blog ayrıca anne babaçocuk ilişkilerine geniş yer vererek Müslüman Kardeşlerin aile anlayışının canlı tutulmasını sağladı. Magdi Said’in blogunda ise ekonomik konular işlenerek Mısır Müslümanlarının ekonomik sorunları üzerinde durulduğu görüldü. Zehra Bessam’ın blogu, ideolojik konular üzerine yoğunlaşarak Müslüman kardeşlerin düşüncesi internet sayfalarında geniş yer buldu. Zehra Bessam, admin bölümünde kendisini tanıttıktan sonra Müslüman Kardeşlerin bir üyesi olmaktan gurur duyduğunu söylüyor ve blogu açmasının nedenini cemaatin düşüncelerini toplumla paylaşmak olarak açıklıyor. Zehra’nın diğer blogculardan hükümete karşı daha sert davrandığını ve topluma çözüm olarak hareketin projelerini sunduğu görülmektedir. 199 Blogların gençler tarafından oluşturulması aynı zamanda gençlik hareketlerinde internetin bir fenomen olarak kullanıldığını göstermektedir. Müslüman kardeşlerin bu blogları kendi düşüncelerini aktarmak için bir fırsat olarak değerlendirdikleri görülürken, hiç birisini hareketin resmi blogu olarak almaması hükümetin harekete yönelik yaklaşımıyla ilgilidir. 2005’te hareket Kahire’nin birçok yerinde internet kafeleri açarak internetin özellikle gençler arasında yayılmasında öncülük etmiştir. Ücretsiz bilgisayar kursları düzenleyerek internet kullanımını lise ve üniversite öğrencileri arasında teşvik etmiştir. 200 Müslüman Kardeşlerin üyelerinin açtığı bloglarda ortak tem forum odalarının bulunması ve hareketin yapacağı gösterileri önceden haber vermesidir. 2005-2006 yılları arasındaki sokaklarda yapılan gösterilerde bloglar kullanılmış, haberleşme internet ortamında gerçekleşmiştir. Örneğin 20 Temmuz 2005’te Tahrir meydanında olan büyük gösteri bu bloglar kanalıyla üyelere ulaştırılmıştır. 201 SONUÇ Çağımızda Sosyal Hareketler, yerlerini Yeni Sosyal Hareketlere bırakmaya başlamışlardır. İkinci Dünya Savaşı sonrası kıta Avrupa’sında yaygınlaşarak etkili olan bu hareketler küreselleşmenin etkisiyle sınırların kalkması sonucu Ortadoğu ülkelerinde dahi kendine alan bulmuştur. Tezimizin konusu Mısır’daki yeni sosyal hareketlerden Kifaye ve Yeni Müslüman Kardeşler bu hareketlerin özelliklilerini göstermeye çalışmışlardır. 199 http://yallameshmohem.blogspot.com/ZehraBessam, 22 Şubat 2010 Al Hayat, 25 Temmuz 2005 201 Al Ahram, 28 Temmuz 2005, Muhammed AkiF’in basın demecinden. 200 58 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Hür Subaylar’ın yaptığı devrimden sonra katı bir merkeziyetçi oligarşik yönetimi benimseyen Mısır, soğuk savaş döneminin sona ermesi ve küresel güçlerin etkisiyle liberalleşmeye girmiş ve anayasanın bazı maddelerinde değişiklikler yaparak kısmi bir demokratikleşme başlatmıştı. Kifaye hareketi, Hüsnü Mübarek’in yeniden devlet başkanı olmasını önlemek için farklı ideoloji ve kültürden gelenleri toplumsal muhalefet eylemleriyle bütünleştirmiş, siyasal hedefler ile toplumun taleplerini önceleyen bir sosyal hareket olmuştur. Müslüman Kardeşler ise 1980’li yılların ortalarından itibaren sivil toplum kuruluşlarına yönelmeleri siyasi talepler yerine sosyal talepleri öncelemelerini sağlayarak, İslami hareketlerin sosyal hareketlere dönüşmesinde İslam dünyası açısından bir öncü olmuştur. Bu araştırmamızda tezimizin başında belirttiğimiz, Kifaye ve Müslüman Kardeşlerin örgütlenme, mobilizasyon, aktörler, network, liderlik tipolojileri bakımından yeni sosyal hareketlere uygun oldukları görülmüştür. İnsan hakları, demokratikleşme, sosyal adalet, kadın hakları, eşitlik, çevre ilişkileri her iki hareketinde ortak argümanıdır. Mısır şartları gereği siyasal amaçlı çıkmalarına rağmen gerçekte hedeflerinin belirtilen özellikler önünde en büyük engelin Mübarek yönetimi olduğuna dair inançlarıdır. Her iki hareketi de batı devletlerinde nükleer karşıtı, çevreci, feminist hareketlerle aynı görmek hem mekânsal hem de zamansal olarak imkânsızdır. Çünkü Mısır toplumu geleneksel, modern ve post modern dönemi iç içe yaşayan bir toplumdur. Bu gelişmeler art zamanlı olarak değil, eş zamanlı olarak değil eş zamanlı olarak gerçekleşmiştir. Siyasi yapının etkisiyle özgürlükleri kısıtlanan ve toplumsal mobilizasyonun yavaş olduğu ülkede Kifaye’nin bir toplumsal bir muhalefet biçimi olarak ortaya çıkması manidardır. Bu bağlamda gerek Kifaye’nin gerek yeni Müslüman Kardeşlerin henüz tamamlanmamış hareketler olduğu söyleyebiliriz. Bu hareketler daha sonraki zamanlarda kendi içinden siyasi yapılar çıkarabildiği gibi kimlik merkezli sosyal hareketlere dönüşme kapasitelerine sahiptir. Bu hareketleri yeni sosyal hareketleri içerisinde değerlendirmemizi sağlayan en önemli özelliklerinden biri interneti alternatif bir haberleşme ve sosyalleşme yöntemi olarak kullanmalarıdır. Kifaye özellikle bloglar kanlıyla aktörleri arasında ağlar kurarken aynı zamanda internet ortamında bir demokratikleşme hareketi başlatmıştır. Sanal düzleminde farklı görüş ve düşüncede olan insanlar birbirleriyle tartışmışlar, her biri diğerini anlamaya çalışmıştır. Kadın kimlikli hareketlerin bu blogları bir özgürlük alanı olarak kullandıkları, hareketin yapısından faydalanarak düşüncelerini daha geniş kitlelere duyurdukları görülmektedir. İnternet bloglarının kullanılmasıyla toplumdaki demokrasi bilinci gelişmiş, hükümet dışı hareket alanları ortaya çıkmış, birey, insan, vatandaş kavramları bu hareketler tarafından yeniden sorgulanmıştır. Bu bloglar yalnız “alternatif” iletişim olanakları sunmamış aynı zamanda kimliklerin kendilerini özgür hissetmelerini sağlamıştır. 59 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM Kifaye hareketi farklı kimlikten gelen toplulukları ortak bir kimlikte buluşturarak, ortak bir kimlikte hareket etmelerine sağlamıştır. Liberaller, sosyalistler, komünistler, İslamcılar, milliyetçiler Kifaye hareketini kendi kimliklerini de taşıyabilecekleri bir üst kimlik olarak görmüşlerdir. Bir açıdan farklı kimliklerin ortak hareket etmelerini sağlarken bir açıdan da hükümet dışı demokratikleşmenin ilk örneğini Kifaye hareketinde sergilemişlerdir. Müslüman Kardeşlerin demokrasiyi içselleştirebilmeleri faklı kimlikleri kabul etmek zorunda olduklarını göstermiş, ütopyalarını yeniden gözden geçirmelerine neden olmuştur. Kifaye ve Müslüman Kardeşlerin aktörleri, toplumun şehirli, orta ve üst sınıf katmanlarından gelmektedir. Fakat bu aktörleri birleştiren bağ sınıfsal farklılıkları veya ayrıcalıklar değil, ortak eylemlerdir. Her iki hareketinde avukatlar, mühendisler, doktorlar gibi meslek gruplarına sahip olması hareketin bu meslek grupları tarafından yönlendirilmelerini ve sivil toplum kuruluşlarının devlete rağmen toplumun üzerinde etkisini güçlendirdiğini ortaya koymuştur. Avukatlar hukukla ilgili eylemler ortay koyarken doktorlar sağlık sorunlarıyla ilgili eylemlerde bulunmuşlardır. Fakat bu eylemlerde öncelikle politik bir dil kullanmaktan da çekinmemişlerdir. Hareketlerin aktörleri arasındaki bağ esnektir. Fakat bu esnek bağ kolektif eylemleri daha geniş alanlara yayarken aktörlerin bireyselliği ve toplumsallığı birlikte paylaşmalarını sağlamıştır. Her iki hareketinde şiddet eylemlerinden uzak durduğunu görüyoruz. Seslerini barışçı bir dil kullanarak duyurmak istemişler, güvenlik güçleriyle doğrudan çatışmaktan kaçınmışlardır. Gündelik hayatın sorunlarını kullandıkları dille yöneticilere ulaştırmayı başarabilmişler ve geleneksel politikanın farklılaşmasında etkin rol oynamışlardır. Her iki harekette de karizmatik liderlik söz konusu değildir. Hareketin birkaç tane lideri bulunmakta, bu liderler hareketin herhangi bir üyesi gibi değerlendirilmektedir. Liderler bir bakıma bu hareketlerin sözcülüğünü yapan kişilerdir. Hareketin basın açıklamaları, eylemleri, bir konuda gösterilen tavır bu liderler tarafından önce dile getirilmiş, daha sonra eyleme geçilmiştir. Hareketi oluşturanlar arasında gönüllülük esastır. Hiçbir hareket taraftarı eylemlere katılmaya zorlanmamıştır. Her iki hareketin de eylemleri genelde gösteri şeklindeki eylemlerdir. Karnaval şeklinde gerçekleşen bu gösterilerde genelde farklı renkler kullanılmıştır. Kifaye turuncu, mor gibi renkleri sıklıkla kullanırken Müslüman kardeşler, beyaz yeşil gibi renkleri kullanmışlardır. Bir protesto biçiminden daha çok seslerini duyurmaya çalışan bu gösteri biçimlerinde konuşmalar yapılmış, şarkılar söylenmiştir. Kifaye hareketinin tabanı Mısır’da farklı kimliklerden gelirken Müslüman kardeşlerin tabanı geleneksel İslamcılardan gelmektedir. Fakat bu İslamcılar şehirli ve eğitimli kimselerden oldukları için 60 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM bir örgüt elemanından çok hareket taraftarı rolünü oynamışlardır. Kifaye hareketinde Hıristiyan Kıptiler de etkili olurken, Müslüman kardeşler Hıristiyanlarla iletişim kurmaktan kaçınmamıştır. Dinler arası hoşgörü etnik farklılıkların tanınması her iki hareketinde dikkat ettiği noktalardan biri olmuştur. Mısır’da demokratikleşme talebi yukardan geldiği için siyasi ve sosyal hareketler daima kontrol altında tutulmuştur. İlk defa Kifaye, demokratikleşme talebini siyasi üst yapıdan toplumsal alana kaydırmayı başarabilmiştir. Demokratikleşmenin partiler yoluyla gerçekleştiğini gören Kifaye Ghad Partisi insan hakları, özgürlük, demokratikleşme, insan haklarının iyileştirilmesi, hukuk devletinin tesisi gibi konuları siyasal alanın gündemine almasını sağlayarak gerek yönetimin demokratik adımlar atmasında gerek toplumun demokrasiyi benimsemesinde önemli rol oynamıştır. Müslüman Kardeşler demokratik bir gelenekten gelmemelerine rağmen siyasette ve toplumda etkin olmanın ve sistemi değiştirebilmenin demokrasiyle gerçekleşebileceğini anlamışlardır. Aşamalar bir şekilde demokratikleşme eğilimi içerisinde olan hareket 2005 seçimlerinde demokrasiyi içselleştiren bir toplumsal hareket olarak ivme kazanmıştır. Vasat Partisi yeni Müslüman Kardeşlerin siyasetteki bir yansıması olarak ortay çıkmasına rağmen aslında yeni Müslüman Kardeşlerin yasal tarzdaki sosyal bir hareketidir. Mübarek yönetimi demokratikleşme girişimlerini dışarının baskısıyla yaparken toplumun bu demokratikleşmede ne kadar istekli olduğunu fark etmiş, bu yüzden kendi konumunu güçlendirecek yeni düzenlemeler içersine girmiştir. İlk defa yönetim dışında bir güç Mısır’daki gelişmelere dünyanın dikkatini çekerek diğer Ortadoğu devletleri için de bir model olmuştur. Bu hareketin Mısır toplumuna ve siyasetine getirdiği en önemli yeniliklerden birisi de sivil toplum kuruluşlarını aktif bir biçimde harekete geçirebilmesidir. Müslüman Kardeşlerin daha önce sivil toplum kuruluşları ağının bulunması bu kurumların harekete katkı sunmalarını sağlamış, toplum, sivil toplum kuruluşları kanalıyla siyasete karşı gücünün farkına varmıştır. Meslek grupları, öğrenciler, akademisyenler, hukukçular artık sadece yönetilen değil yönetime katılan güçler olmak istemişlerdir. Sivil toplum kuruluşları bir hizmet sektörü olmaktan çıkarak siyasete baskı yapan bir güç haline dönüşmüştür. Gerek Kifaye, gerek Müslüman Kardeşler, siyasal bir dil kullansalar da bireyi ve toplumu önceledikleri görülmektedir. Özgürlüğün sağlanması toplumun önündeki engellerin kaldırılmasıdır diyerek, kimlik temelli özgürlüklerde ısrarcı olmuşlardır. Farklılıklarla bir arada yaşama projesini ilk kez kendi hareketlerinde uygulayan bu yeni hareketler, piyasa ekonomisinin hâkim olmasını istemişler, kapalı ekonomiden pazar ekonominse geçişi savunmuşlardır. Yerel yönetimleri güçlendirerek demokrasinin gerçekleşebileceğini düşünen bu hareketler, toplumsal cinsiyet, eğitimin iyileştirilmesi, özgür bireylerin oluşması gibi kavramları Mısır toplumuna kazandırmışlardır. 61 DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM 2004’te gerçekleşen anayasal değişiklikler sonucu ortaya çıkan Kifaye hareketi 2007’e kadar toplumun sesi haline dönüşmüştür. Hareket içerisinde bölünmeler ortaya çıkmışsa da artık Mısır’da Nil nehrinin başka yöne aktığı görülmüştür. Bu yeni yön, yöneticilere “Yeter” diyen toplumun demokratikleşme yolundan başka bir şey değildir. 62