Mısır`da Sosyal Hareketler Kifaye Hareketi ve Müslüman Kardeşler

Transkript

Mısır`da Sosyal Hareketler Kifaye Hareketi ve Müslüman Kardeşler
DÜBAM
Mısır’da Sosyal Hareketler
Kifaye Hareketi ve Müslüman Kardeşler
İbrahim Tığlı
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI –DÜBAM
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Genel Yayın Yönetmeni
Akif Emre
Yayın Koordinatörü
Ertuğrul Aydın
Şubat 2011
DÜBAM Yayınları
Küresel İletişim Merkezi
Barbaros Bulvarı, Balmumcu / Beşiktaş
Tel: (0212) 274 80 21 – 274 80 22
www.dunyabulteni.net
2
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
İçindekiler
1.Mısır’da Politik Yapı ve Sosyal Hareketler ............................................................................................ 5
1.1 Mısır’da siyasi gelişmeler................................................................................................................... 5
Mısır’ın Sosyal Yapısı ............................................................................................................................... 6
1.3 Mısır toplumunun demografik ve kültürel yapısı .............................................................................. 7
1.4 Sivil toplum kuruluşları ...................................................................................................................... 9
1.4.1 Bir hizmet sektörü olarak sivil toplum kuruluşları ........................................................................ 11
1.4.2 Sivil tolum kuruluşlarının sosyal refaha katkıları .......................................................................... 12
1.5 Mısır’da sosyal Hareketler ve sivil toplum kuruluşları üzerindeki etkileri ....................................... 13
1.6 Mısır sokaklarında değişen eylem biçimleri .................................................................................... 16
2. Kifaye Hareketi .................................................................................................................................. 21
2. 1. Liberal Bir Direniş: Kifaye Hareketi ................................................................................................ 21
2.1. 1 Kifaye Hareketinin Doğuşu ve Aktörleri...................................................................................... 22
2.1.2 Popüler bir kitle hareketi .............................................................................................................. 25
2.2 Kifaye hareketinde sosyal Eylem ..................................................................................................... 26
2.3 Bir kimlik hareketi olarak Kifaye ...................................................................................................... 28
2.4 Politik bir hareket olarak Kifaye ...................................................................................................... 29
2.5 Kifaye ve Feministler ....................................................................................................................... 31
2.5.1 Kifaye Hareketi ve Bloglar ............................................................................................................ 35
2.5.2 Hükümetin bloglarla mücadelesi .................................................................................................. 38
3. Müslüman Kardeşler ......................................................................................................................... 39
3.1 İslami Hareketlerin Sosyal Hareketlere Yönelmesi .......................................................................... 39
3.1.1 İslami hareketler ve Sivil toplum kuruluşları ................................................................................ 40
3.1.2 İslami hareketler bir çözüm mü? .................................................................................................. 42
3.2 Bir sosyal hareket olarak Müslüman Kardeşler ............................................................................... 43
3.3.Kardeşlerin politik mücadelesi ........................................................................................................ 47
3.3.1 Müslüman Kardeşlerin Demokratikleşme Aşamaları ................................................................... 48
3.3.2 Demokrasinin Benimsenmesi ....................................................................................................... 49
3.3. 3 Müslüman Kardeşlerin seçim sloganı: “İslam Çözümdür”........................................................... 51
3.3.2 Müslüman Kardeşler ve Vasat Partisi ........................................................................................... 51
3.4 Bir sosyal hareket modeli olarak Vasat Partisi ................................................................................ 53
3.4.1 Vasat Partisi’nin Eylemleri ............................................................................................................ 55
3.4.5 Yeni Müslüman Kardeşler ve Medya ............................................................................................ 56
SONUÇ ................................................................................................................................................... 58
3
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Sunuş
Bir seyyar satıcının, hücreleri yaşama kodlanmış bir canlının Tunus‟ta bedenini ateşe
vermesinin uyandırdığı infial Zeynel Abidin bin Ali yönetimini silip süpürdü ve Hüsnü
Mübarek‟in cumhurbaşkanlığı makamından çekildiği yeni bir aşamaya vardı.
Hüsnü Mübarek‟e cumhurbaşkanlığından el çektirilmesi yeni bir başlangıçtır. Ona el çektiren
mahalli sosyal ve siyasi güçler, Hüsnü Mübarek sonrası dönemin de belirleyici aktörleridir.
Bu aktörlerden Müslüman Kardeşler hakkında bilgilerimiz hatta birikmiş zanlarımız olsa da
Kifaye Hareketi hakkında derli toplu bir bilgimizin olduğunu söylemek güç çünkü bu
hareketin kendisi yeni. O halde yeni bir döneme giren Mısır‟la ilgili doğru analizler
yapabilmemiz için kadîm ve yeni aktörleri hakkında bilgi eksikliklerimizi tamamlamamız
şarttır.
Dünya Bülteni yazarlarından İbrahim Tığlı bu amaca bir katkı sunmak için elinizdeki bu
çalışmayı yaptı. Faydalı olması dileğiyle.
DÜBAM
4
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
1.Mısır’da Politik Yapı ve Sosyal Hareketler
1.1 Mısır’da siyasi gelişmeler
Mısır, tarihin en eski ve köklü devletlerinden biridir. Sınırlı bir demokrasi ile yönetilse de diğer
Ortadoğu ülkelerinin aksine kanunlar çerçevesinde kurulan partilerden oluşma çok partili bir sisteme
sahiptir.1 22 Mayıs 1980 tarihinde yapılan referandum sonucunda kabul edilen anayasada Mısır Arap
Cumhuriyeti “halk kuvvetlerinin birlikteliğine dayalı sosyalist ve demokratik bir devlet” olarak
tanımlanmaktadır. Anayasada, egemenliğin yetkilerinin halka ait olduğu bu yetkinin halk adına devlet
başkanı tarafından kullanıldığı belirtilmektedir. 2
Anayasaya göre devletin başı Cumhurbaşkanı olup, anayasanın 76. Maddesine göre 6 yılda bir
halk tarafından seçilmektedir. Cumhurbaşkanı halk tarafından seçildiği takdirde yeniden seçilebilme
hakkına sahiptir. Onun kaç dönem seçileceğine ilgili bir madde bulunmamaktadır. Cumhurbaşkanı
anayasada belirtildiği üzere geniş yetkilerle donatılmış olmasından dolayı yarı başkanlık diye
adlandırabileceğimiz bir idari sistem vardır. 3
1952’de Hür Subayların yaptığı askeri darbe ile kurulmuş Mısır’da 2005 yılı devlet başkanlığı
seçimlerine kadar tüm cumhurbaşkanlığı seçimleri tek adaylı olmuş, 2005’te ilk kez çok adaylı seçim
yapılmıştır. Devlet başkanlığı seçimleri şeffaf ve özgür bir ortamda yapılmadığı için cumhurbaşkanı
her defasında yüzde 90’dan fazla oy almıştır. Başbakanın Cumhurbaşkanı tarafından belirlendiği
Mısır’da yasama yetkisi üyeleri beş yılda genel seçimle belirlenen parlamentoya aittir. Gizli oyla
belirlenen milletvekillerinin sayısı en az 350’dir. Parlamentoya temsilci seçme hakkı cumhurbaşkanına
da tanınmıştır. Parlamentonun yasama yetkisinin yanı sıra bütçeyi belirleme, ekonomik ve sosyal
kalkınmayı sağlama, devletin genel politikalarını belirleme yetkileri vardır. Bakanlar Kurulu ise
başbakan ve başbakan yardımcıları ve bakanlardan oluşmaktadır. 35 yaşın altında olmamak şartıyla
cumhurbaşkanı tarafından seçilen bakanlar kurulu yürütmenin başıdır.4
Mısır 1978’te şimdiki cumhurbaşkanı Hüsnü Mübarek tarafından kurulan Milli Demokrasi
Partisi tarafından yönetilmektedir. Enver Sedat’ın bir suikast sonucu öldürülmesi ile Hüsnü Mübarek
cumhurbaşkanlığına getirilmiştir. Ülkede bu tarihten beri uygulanan olağan üstü halin olması Mısır’da
sınırlı bir demokratik sistemin olduğunu göstermektedir. Başta Kifaye ve Müslüman Kardeşler olmak
üzere muhalefetin hareketi daraltıldığı için liderlerinin çoğu hala hapishanededir. Muhalefetin
1
Sancak, Sude, Nil’in Bereketli Vadisi: Mısır, İHH Yayınları, İstanbul, 2009, s:53
CIA World Factbook, https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/geos/eg.html, 27 Mart 2010
3
Sancak, a.g.e, s. 54
4
Sancak,a.g.e, s.55
2
5
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
yönetim tarafından “terör odaklı” iç tehdit olarak lanse edilmesi ülkedeki demokrasi anlayışının
iktidar partisi merkezli olduğunu göstermektedir. Seçimlerin halkın iradesini temsil etmeye yönelik
olmadığı iktidarın yönetimini seçimler kanalıyla meşrulaştırdığı söylenebilir.
Meclisi oluşturan milletvekillerinin yüzde 80’i iktidar partisinde olduğu için diğer partiler
(Vefd, Ghad) göstermeliktir. Azınlık olan partilerin ülke yönetiminde bırakın söz sahibi olmayı
muhalefetleri bile sınırlı tutulmuştur. Cumhurbaşkanı adaylarını belirleme hakkı cumhurbaşkanına
tanınarak devlet başkanını zorlayacak adayların çıkması engellenmek istenmiştir. 5
İlk defa 2005’in Eylül ayında Mübarek’in aldığı bir kararla ülke çok adaylı bir seçim dönemine
girmiştir. Hüsnü Mübarek’in beşinci kez aday olduğu seçimlerde diğer adayların seçim propagandaları
sınırlandırılmış olduğu için seçimi tekrar kazanmıştır.6 Fakat Mübarek’i seçim sistemi ile ilgili bir dizi
reform yapmaya iten iç dinamiklerden ziyade ABD’nin yeni Ortadoğu politikasıdır. Büyük Ortadoğu
Projesinin ilk ayağı Mısır’ın demokrasiye kavuşturulması ile başlatılmış olmasına rağmen bu
uygulamadan daha sonraki yıllar vazgeçilmiştir.
Mısır’da reform sürecinin başlaması ile ülkede köklü değişiklikler gerçekleşmesini isteyen
toplumsal bir muhalefet ağı ortaya çıkmıştır. “Kifaye” adı altında ortaya çıkan bu muhalefet hareketi
toplumun tüm kesimleri tarafından belirlenerek yönetime karşı ortak bir muhalefet dili geliştirmiştir.
Ülkenin en önemli muhalefet hareketi olarak bilinen Müslüman Kardeşler bile faaliyetlerini “Kifaye”
organizasyonlarına paralel yürütmüştür. 7
2005 parlamento seçimlerine 444 sandalye için yarışan Vefd, Tecemmü, Ghad partileri ve dini
partinin kurulması yasak olduğu için Müslüman Kardeşlere ait bağımsız adaylar katılmıştır. Kifaye’nin
partisi Ghad meydanlarda yakaladığı ilgiyi seçimlere yansıtamamış çok az milletvekili çıkarabildi.
Seçimlerin sürpriz ismi 80’ın üzerinde sandalye kazanarak çıkan Müslüman Kardeşlere ait bağımsız
milletvekilleri olmuş ve meclisin beşte birini oluşturmaya hak kazanmışlardır. 8
Mısır’ın Sosyal Yapısı
Mısır toplumu temelde nüfusun büyük çoğunluğu düşük gelirli insanlar ve azınlıktaki yüksek
sınıfa sahip elit bir kitleden oluşmaktadır. Politik ve ekonomik sistem birkaç ailenin merkezileşmiş
5
DİNÇER, Osman Bahadır, Mısır’da Bir Mübarek Seçim Daha,28 10 2008,
http://www.usak.org.tr/makale.asp?id=367, 12 Haziran 2009
6
CIA World Factbook, https://www.cia.gov/cia/publications/factbook/geos/eg.html, 28 Mart 2010
7
Dinçer, agm
8
Dinçer agm
6
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
idaresi altındadır. Ekonomik ve politik sistemin aktörleri Devlet başkanı Hüsnü Mübarek’in akrabası ve
yakın çevresinden oluşmaktadır. 9
Cemal Nasır döneminde orta sınıfa dayalı bir toplum yapısı oluşturulmaya çalışılmış, fakat
Arap İsrail savaşları soğuk savaş sırasında Rusya’nın yanında yer alınmasından dolayı Mısır halkı daha
da fakirleşmiştir. Enver Sedat ve Hüsnü mübarek dönemlerinde izlenen ekonomik liberalleşme
politikalarından yöneticilerin çevresindekiler faydalanırken halkın büyük bir bölümünde fakirleşme
daha da artmıştır. Halk arasındaki ekonomik uçurum diğer sosyal ilişkileri de etkilemektedir. Örneğin
halkın eğitim aldığı okullar ile yüksek sınıfın çocuklarının aldığı eğitimde eşitsizlikler vardır. Halka açık
okullardan eğitim almış kimseler daha kalitesiz eğitim aldıkları için iş bulma olanakları oldukça
sınırlıdır. 10
1970’li yılların sonlarından itibaren halkın çektiği güçlüklerle baş edebilmek için vakıf merkezli
birçok sivil toplum kuruluşu ortaya çıkmıştır. Bu kuruşların bir bölümü sosyal hareketler kapsamında
değerlendirilebilecek sivil toplum kuruluşlarıdır. Hükümetin eksik kaldığı ekonomik sosyal sorunları
hizmet götürerek aşmaya çalışan bu sosyal hareketler ve sivil toplum kuruluşları gönüllülük esasına
dayalı güçlü bir sosyal adalet sistemi kurmuşlardır. 1996 Kahire depreminde hükümet yaşanan felaket
karşısında iflas ederken zarar görmüş halka eğitim, sağlık, gıda hizmetleri bu hareketler tarafından
götürülmüştür.
Mısır toplumundaki sivil toplumların menşeine baktığımızda bu organizasyonların üyelerinin
İslami kimliğe sahip orta sınıfa mensup eğitimli kişiler olduğu görülmektedir. Eğitim ve ekonomik
geliri kendilerinden daha fakir kişilere ulaşarak toplumu orta sınıfa çekmeye çalışarak bir sosyal adalet
ve eşitlik arayışı içinde oldukları görülmektedir. 11
1.3 Mısır toplumunun demografik ve kültürel yapısı
Mısır toplumu temelde iki farklı etnik topluluktan oluşmaktadır: Araplar ve Kıptiler. Her iki
toplulukta Arapça konuşmakta olup, Hıristiyan olanlar kendilerine Kıpti, Müslüman olanlar ise Arap
demektedir. İki toplulukta homojen topluluklar olup Nübye, Beja, Çerkez ve Berberi toplulukların
birbirine iç içe girmesiyle oluşmuşlardır. Ayrıca tarımla uğraşan “Fellah” diye ayrı bir toplulukta
bulunmaktadır. 12
9
Egypt: Margins of Repression. State Limits on
Nongovernmental Organisation Activism’, Human Rights Watch Cilt.
17 Nº8, 2004, s.12
10
Abouzahir, Miriam, Egyptian Social Services, http://commons.emich.edu/honors/39/, 17 Haziran 2009
11
Clark, J. A. Islam, charity, and activism: Middle class networks and social welfare in
Egypt, Jordan, and Yemen. Indianapolis: Indiana University Press, 2004, s.33
12
Abouzahir, Miriami agm,
7
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Şehirde yaşayanlar ile kırsal kesimlerde yaşayanlar arasında derin uçurum vardır. Şehirde
yaşayanlar okumuş, genelde orta sınıf tabakayı oluştururken kırsal kesimlerde yaşayanlar geleneksel
göçebe bedevi hayatı sürmektedir. İdari mekanizmada etkili olan grup Araplardır. Araplar kendilerini
diğer topluluklardan daha ayrıcalıklı görerek diğer etnik topluluklar üzerinde kültürel nüfuz
sağlamışlardır. Müslümanların büyük bir bölümü Sünni ve Şafii mezhebine mensuptur. Kıptiler ise
Hıristiyanlığın Ortodoks mezhebine bağlıdırlar. Hıristiyanlar genelde Kahire ve İskenderiye gibi büyük
şehirlerde yaşarlar. 13
Mısır’da okuryazarlık oranı yüzde 57,7’dir. Bu oranın yüzde 46,9’unu kadınlar yüzde 68,3’ünü
erkekler oluşturmaktadır.14 Okuma yazma oranının düşük olmasının nedeni kırsal kesimlere hala
yaygın eğitimin götürülemeyişidir. Nil kenarı dışındaki yerleşim bölgelerinde göçebe nüfus etkin
olduğu için bu bölgelere kalıcı okullar yapılmamıştır. Son yıllarda eğitim ve öğretimin çözülmesinin
ülkeye refah ve kalkınma getireceği düşüncesiyle okuma yazma seferberliği, kız çocuklarını okula
gönderme, ilköğretimi zorunlu ve ücretsiz hale getirilmesi uygulamaları başlatılmışsa da henüz bu
çalışmaların meyvesini vermediği görülmektedir. Kalabalık sınıflar, birçok okulda öğretmenlerin
yetersiz oluşu sorunların aşılmasını güçleştirmektedir.15
Mısır’da örgün eğitim üç aşamaya ayrılmış olup birinci aşama; altı yıllık ilkokulu, ikinci aşama;
üç yıllık ortaokulu ve üçüncü aşama da üç yıllık lise eğitimini kapsamaktadır. Aşamalar arasında
sınavlar bulunmakta öğrenciler seçilerek diğer aşamaya geçmektedirler. Üniversitelere sınavla
girilmekte bazı üniversiteler kendileri öğrenci alırken çoğunluğu Kahire’de yapılan merkezi bir sınavla
öğrenci kabul ederler. Kuruluşu Fâtimiler dönemine rastlayan Ezher Üniversitesi 300 bine yakın
öğrencisi ile hala üniversite eğitiminde en popüler üniversitelerden birisidir. Ülkede saygın bir yeri
olan üniversitede dini eğitimin yanı sıra tıp, mühendislik, ziraat gibi eğitimler de verilmektedir. Ayn
Şems, Kahire, İskenderiye, Amerikan Üniversitesi en popüler olan üniversitelerdir. 16
Sedat ve Mübarek dönemlerinde ekonomik özelleştirme politikaları, Mısır’ın dış dünyaya
bağımlılığını artırmıştır. İMF ve Dünya Bankası’ndan alınan krediler ülkenin borç yükünü artırırken
mikro ekonomide zarara neden olmuş, eğitilmiş kitle bile işsizlik gibi sorunlarla karşılaşmış, halkın
alım gücü düşmüş fiyatlar sürekli artmıştır. Devlet otoriter yapısından dolayı sosyal refah programları
uygulamada başarısız olmuş bu eksikliği sosyal hareketler gidermeye çalışmıştır.
13
Dina Guirguis: ‘NGO Bill Imperils Civil SocietyFunding’, Arab Reform Bulletin, Carnegie Endowment for
International Peace, February 2009, s.5
14
Clark: 25
15
Abouzahir, Miriami.,agm
16
Abouzahir, Miriami., agm
8
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
1.4 Sivil toplum kuruluşları
Mısır’da ki sivil toplum kuruluşlarının sayısı 2006 rakamlarına 17.526 tanedir. Bunların
içerisinde hayır derneklerinden spor lokallerine, çevreci örgütlerden kadın derneklerine kadar pek çok
kuruluş yer almaktadır. Birçoğu dini hareketlere bağlı olan bu kuruluşlar, aynı zamanda gayri resmi bir
ağ (network) oluşturuyorlar. Bu kuruluşlar bir bakıma sisteme karşı muhalefet güçlerinin önemli bir
tabanını meydana getirmekteler. Müslüman Kardeşlerin şiddetten uzak durmaları ve muhalefet
biçimlerini legal statüde kalarak göstermeleri açısından bu hareketi bir sosyal hareket olarak
görmemizi, ona bağlı kurumları bir sivil toplum örgütü saymamızı kolaylaştırıyor. Müslüman
Kardeşlerin devlet yönetimine karşı tarihsel olarak mesafeli oluşu, kendisini siyasi mekanizmaya ve
topluma karşı sivil toplum olarak göstermesi yeni bir sosyal hareket tanımında değerlendirmemizi
sağlamaktadır.17
Mısır toplumunda avukatlar, mühendisler ve doktorlar her zaman önemli görülmüşlerdir. Bu
meslek kuruluşları, hizmet sınıfından olup aynı zamanda; Mısır modernleşmesinin taşıyıcı unsurları
olmuşlardır. 1954’te partilerin yasaklanmasıyla birlikte muhalifler, meslek örgütleri kanalıyla
yapılarını korumak istemişler ve siyasetle ilişkilerini bu yapılar yoluyla sürdürmüşlerdir. Nasır
döneminde sendikaların yasaklanmasıyla meslek birlikleri korporatist dernekler kurarak siyasi
sistemle entegre şekilde devam ettiler. Kifaye hareketinin çıkış temeli olarak göreceğimiz özel
avukatlık büroları, hukuk danışma topluluklarına dönüştü. En iyi örgütlenen meslek grubu olan
Avukatlar, hükümet dışı bir organizasyonu ilk kez 1964’te 4300 avukatın imzasıyla gerçekleştirdiler.
Enver Sedat döneminde başlayan liberalleşme eğilimleri bu tarz sivil toplum kuruluşlarının etkisini
fazlalaştırmasını sağladı. Rejimin karşısında halk gücünün ortaya çıkması, ilk kez serbest bir şekilde bu
beyaz yakalıların oluşturduğu sivil toplum kuruluşları kanalıyla gerçekleşti.18
Mübarek’in sert önlemleri, sivil toplum kuruluşlarının yayılmasını önleyemedi. 1997’de çelik
işçilerinin Kahire’nin güneyinde gerçekleştirdiği greve polisin engellemelerine rağmen en büyük
desteği veren avukatlardı. Bakanlığın ülke genelinde artan grevlere karşı sert önlemler alınacağını
açıklamasına en büyük tepki yine avukatlardan geldi. Hasan el Benna’nın oğlu olan Seyfülislam Benna
hükümetin sert tepki göstermesinin yasal olmadığını açıklayarak ülke genelinde bütün avukatları
greve destek vermeleri çağrısı yaptı. Mübarek yönetiminin sivil toplum örgütlerine gönülsüz yaklaşımı
1990’lı yıllardan sonra İslamcıların bu hükümet dışı organizasyonlarda sivrilmelerini sağlamakla
17
Kemal Habib, “The Brotherhood Is Eager to Practice Democracy on All Levels,” April 15, 2005,
www.ikhwanonline.com, 12 Nisan 2009
18
Fahmy, N. S. The Politics of Egypt: State-Society Relationship. London & New York:
Routledge Curzon, 2002, s.15
9
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
birlikte toplumsal muhalefetin sesi olmalarını sağladı. Doktor, eczacı, öğretmen, mühendis ve Avukat
organizasyon seçimlerini son yirmi yılda hep Müslüman Kardeşlere mensup kişiler kazandı.19
Fakat hükümetin, Müslüman Kardeşlerin üzerine gitmesi bazı avukatları tutuklaması
Abdülharis Medeni’nin şüpheli şekilde güvenli kuvvetlerince öldürülmesi, barolar ile Adalet
Bakanlığını karşı karşıya getirdi.20 Avukatların Mısır toplumunun dönüşümünde yapıcı bir etkilerinin
bulunması yönetim karşısında hukukçuların haklarını iyi bilmelerinden kaynaklanmaktaydı.
Müslüman Kardeşler 1990’lı yılların sonlarında gayri Müslim Kıptilere karşı başlayan saldırıları
sert bir biçimde eleştirmeleri, yüzyıllardır birlikte yaşadıkları insanların öldürülmesini bir terör eylemi
olarak görmeleri hareketin dış dünyada da sempatiyle karşılanmasına neden oldu. Hatta bir iş
sendikasında Hıristiyan bir aydın desteklenmesi, Müslüman Kardeşlerin sosyal ağlarının farklı
kesimlere genişlediğini gösterdi. 21
Kadınların sivil toplum örgütlerinde aktif görevler almaları Müslüman Kardeşlerin katkısıyla
gerçekleşti. Başlangıçta tesettüre uymaları halinde kadınların, erkekler gibi faal olabileceğini savunan
hareket 2000’li yılların başlarında sivil toplum kuruluşlarında başı açık kadında bulundurdu.
Müslüman Kardeşlerin bu çabalarını sadece imaj kazanmak olarak görmemelidir. Toplumun bütün
kesimlerine hitap etmek istemeleri anlayışlarında bazı esnekliklerin ortaya çıkmasına zemin
hazırlamıştır.22
Müslüman Kardeşlerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşları, siyasi protesto eylemlerinde
hiçbir zaman şiddeti bir araç olarak kullanmadı. İlişkilerde gönüllülük esas alındı ve bireyin yapı ile
olan ilişkileri esneklik üzerine kuruldu. Liderlik olarak belirli bir kişinin karizmatik kimliğinin öne
çıkarılması yerine toplum liderliği üzerinde durdular. Bu sivil toplum kuruluşlarını siyasi bir muhalefet
olarak değil, toplumsal bir muhalefet biçimi olarak kullanmaya özen gösterdiler. Bu sivil toplum
kuruluşları devlet aygıtının yanı sıra büyük ölçüde sistem dışı bir özerk erk faktörü olarak topluma
kendisini kabul ettirmeyi başardı.23
19
Fahmy, N. S, age: 175
20
Amr Hamzawy, Opposition in Egypt,
http://www.carnegieendowment.org/publications/index.cfm?fa=view&id=17628, 11 Ocak 2010
21
Amr Hamzawy, agm
22
Israel Elad-Altman, Democracy, Elections and the Egyptian Muslim Brotherhood, IPS Press, 2007, s: 12
23
Amr Hamzawy agm
10
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
1.4.1 Bir hizmet sektörü olarak sivil toplum kuruluşları
Mısır toplumu genelde fakir ve alt sınıfın değişik seviyelerinden kalabalık bir nüfustan oluşur.
Günlük kişi başı gelir 2 ile 4 dolar arasındadır. Politik sistem, devrimden beri birkaç ailenin kontrolü
altında kalmış olup ekonomik yapıda yine onların denetimindedir. Politik sistemi elinde tutanlar,
toplumun en üst sınıfını oluştururlar. Afrika’nın en zengin ülkelerinden biri sayılmasına rağmen milli
gelirin 1470 olduğu ülkede en büyük pastayı bu ayrıcalıklı kesim alır. Sedat ve selefi Mübarek
dönemlerinde ülke, liberal ekonomiyi benimsemiş, 1900’lerde ABD’de var olan monopolitik bir
kapitalizm hâkim olmuştur. Örneğin ülkede ki en büyük tekstil şirketi Hüsnü Mübarek’in oğlu Cemal
Mübarek’e aittir. 24
Mısır’ın kalabalık fakir halkı, yönetimde ve ekonomide söz sahibi olan bu elit sınıfın
tahakkümü altında olup Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre fakirler daha fakirleşirken zenginler
daha zengin olmaya başlamıştır. Üçüncü dünya ülkelerinde görülen bu karşıtlık, Mısır toplumunda
yapısal bir ivme kazanmış, siyasal mekanizma bunun üzerine kurulmuştur. Cemal Abdünnasır
döneminde bir orta sınıf oluşturulmaya çalışılmış fakat Mısır kaynaklarının kıtlığı yüzünden ve
ilişkilerin sadece SSCB ile kurulmasından başarılı olunamamıştır. Sedat ve Mübarek döneminde
ekonomik liberalleşmenin benimsenmesi özel sektör kurumlarını artırırken, bu kurumların sahiplenin
Mübarek ailesine yakın kimselerden oluşması halkın durumunda önemli bir değişiklik yaşanmamasına
sebep olmuştur. Şimdilerde Mısır toplumunda orta sınıf ile alt sınıf arasındaki farklılık, sadece gelir
düzeylerinde değil, aynı zamanda eğitim seviyelerindedir. Orta sınıfı diğer sınıftan ayıran en önemli
etken aldıkları eğitimdir. Kalabalık nüfusu teşkil etmemelerine rağmen orta sınıf kendini diğer alt
sınıftan daha eğitimli görerek bir üstünlük kurmak istemektedir. Üniversitelerde eğitim paralı olduğu
için fakir halk, çocuklarını üniversitelere gönderememekte ve diğer sınıfa dikey geçişi
gerçekleşememektedir. Devlet memurlukları, avukat, mühendislik gibi meslekler belirli bir kesimin
üzerinde kalmaya devam etmektedir. Fakir halk çocuklarından başarılı olanlar vakıfların sağladığı
imkânlarla eğitime devam etseler de, bunların sayısı oldukça az olup genelde asker, polis ve köy
öğretmenlikleri yapabilmekteler. Nüfusun kalabalık oluşu orta sınıfa mensup ailelerin çocukları
üniversite eğitimini bitirdiklerinde işsiz kalmakta iş bulabilenler özel sektör kurumlarında ancak
hayatlarını devam ettirebilecek 150-200 dolarla geçimlerini sağlayabilmekteler. Birçoğunun yaşam
standardı temel ihtiyaçları karşılayabilecek düzeyde olmadığı için ek iş yapmak zorunda
kalmaktadırlar. Fakir aile çocukları ise çoğunlukla ilkokuldan sonra ailelerinin yanında iş gücü olmak
zorunda kalarak kendi ve ihtiyaçlarını karşılamak için genç yaşta iş hayatına atılmaktadırlar. 25
24
25
Al Vatan, 21 Ocak 2006
Salwa Ismail, Rethinking Islamist Politics: Culture, the State and Islamism, London: I.B. Tauris, 2006, s:112
11
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Birçok İslami sosyal hareket organizasyonu sivil toplum kuruluşlarıyla Mısır’daki fakir halkın
sağlık, beslenme, eğitim gibi ihtiyaçları için çözüm bulmaya çalışmakta ve halka hizmet edecek
kurumlar açmaktadır. Sosyal hareketler ve sivil toplum kuruluşlarının sayısında 1970’lerin sonlarından
itibaren bir artış görülmüştür. Liberal ekonominin etkisiyle Hükümet desteğinin fakir halk kesimlerine
azaltılması İslami hareketleri ve diğer hareketlerin sivil toplum kuruluşları kurmasına yol açmıştır.
Osmanlı ve Mehmet Ali Paşa dönemlerinden kalma vakıf geleneklerindeki gönüllülük ve yardımlaşma,
bu hareketler kanalıyla devam ettirilmiştir. Mısır toplumunda yağmur yağmamasından dolayı
kıtlıkların yaşanması, eskiden beri sosyal adaleti ve refahı sağlayabilecek kurumların oluşmasına
ortam hazırlamıştı. İslami kuruluşlar ile laik, milliyetçi sivil toplum kuruluşları Kahire depreminde bir
güç rekabetine girmiş ve bu yarıştan İslamcılar zaferle çıkmışlardı.26
2004’te ABD merkezli düşünce kuruluşu RAND’ın yaptığı bir araştırmaya göre Mısır’da ki
yardım amaçlı sivil toplum kuruluşlarının çoğunluğu İslamcılar tarafından kontrol edilmekte ve
üyelerinin tamamına yakını gönüllülük esasına göre çalışmaktadır. Gönüllülerin yaptıkları işleri bir
İslami mücadele yöntemi olarak benimsedikleri ve militarist bir aktivizmin olduğu görülmüştür.
Amaçlarını sosyal değişim olarak belirleyen bu sivil toplum kuruluşları, kendilerini hükümete karşı
alternatif bir oluşum olarak görmektedirler.27
1.4.2 Sivil tolum kuruluşlarının sosyal refaha katkıları
Aslında bu sivil toplum kuruluşları alt sınıf tabakalardan orta sınıf tabaklaşmaya geçiş imkânı
da sunmaktadır. 2007’de bu kuruluşların yardımıyla eğim desteği verilen öğrencilerin sayısı 200 bine
ulaşmış, fakir aile çocuklarının şehirler de öğrenimlerinin devam etmelerine katkı sağlanmıştır.28
Kahire’de üniversiteyi kazanan bir kırsal kesimde yaşayan öğrencinin barınma ve beslenme ihtiyaçları
bu kurumlar yoluyla karşılandığı için İslami hareketler yeni üyeler bulmada zorluk çekmemişlerdir.29
Sivil toplum örgütlerinin sağladığı imkânlar fakir halk için daima rağbet bulmuştur. Fakir halk
bu kuruluşları bir yardım derneğinin ötesinde hayatta kalabilmek için devletin kendilerine sağlamadığı
hizmetleri sunan sosyal yapılar olarak görmüşlerdir. Müslüman Kardeşler üye sayısını artırmasını bu
sivil toplum kuruluşları ile gerçekleştirdiği için alt sınıfı diğer sosyal hareketlere bırakarak bir seçiciliğe
girmiştir.30 Sivil toplum kuruluşları bu hizmetleri yaparken yasalık sınırları içerisinde kalmaya dikkat
etmişler yalnız bağış yoluyla kurumun ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmışlardır. Çünkü hükümet bir sivil
26
Asef Bayat, Ortadoğu’da Maduniyet, Çev. Özgür Gökmen, İletişim yayınları, İstanbul, 2006,s:201
Ahmad Baha’eddin Shaaban, “The New Protest Movements in Egypt:
Has the Country Lost Patience?”, Arab Bulletin, Kış, 2004, Sayı. 12, s:27
28
Ahmad Baha’eddin Shaaban, agm:27
29
Dina Shehata, “ Activism in Egypt” Arab Bullten, Kış, 2004, Sayı:12, S: 13
30
Ahmad Baha’eddin Shaaban, agm: 28
27
12
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
toplum kuruluşunu kapatmasını ekonomik nedenleri gerekçe göstermesinden dolayı hesaplarında
titiz davranmışlardır.
Sosyal hareketlerin oluşturduğu sivil toplum kuruluşlarını yalnız yardım eksenli görmek de
doğru değildir. Aynı zamanda bu kuruluşlar, toplumdaki ekonomik eşitsizliği önlemeye çalışarak fakir
ve orta sınıf tabakanın birbirleriyle etkileşim içerisine girmesini, sosyalleşmesini sağlamaktadır.
Yukarıdaki açıklamaları yaparken Mısır devletinin fakir halkın ihtiyaçlarının giderilmesini
tamamen sivil toplum kuruluşlarına bıraktığı anlaşılmamalıdır. Çünkü devletin resmi alarak üç tip
yardım organizasyonu bulunmaktadır. İlki, ülkenin kalabalık fakir nüfusuna ekmek, yağ ve şeker temin
etmektedir. Mısır halkının yaklaşık üçte biri devletin bu hizmetinden faydalanmaktadır. Geliri düşük
olan aileler tespit edilerek askeriyenin kontrolünde temel besin ihtiyaçları karşılanmaktadır. İkinci tip
yardımlaşma programı, Sosyal İşler Bakanlığı’nın bütçesi ile giderilmektedir. Sosyal güvenlik
ödemeleri adı altında yaşlı, bakıma muhtaç ve engelli kişilere her ay belirli miktarda para
ödenmektedir. Ayrıca fakir halkın çocuklarına yeni iş alanları açmak için ülkenin birçok yerinde bu
bakanlığa bağlı kurumlar, meslek kursları açmaktalar. Üçüncü tip yardım kuruluşu Kalkınma Sosyal
Yardım Fon’un işsizler için belirli miktarda aylık ödemeler yaparak, bir ailenin temel ihtiyaçlarını
karşılayabilecek ödemeler yapmaktadır. 31
Birleşmiş Milletler İnsani Kalkınma Raporu’na göre Mısır toplumunun beşte dördü fakirlik
sınırı altında yaşamaktadır. Üçte biri yeterli beslenememekte ve nüfusun onda yedisi kendinin fakir
olduğunu söylemektedir. Yıllık yüzde 10 enflasyona sahip ülkede maaşlar artırılmadığı için halkın alım
gücü sürekli düşmektedir. Elektrik, ulaşım giyecek fiyatları sürekli artarken buna bağlı olarak halkın
yaşam standardı düşmektedir. 25 yaşın altındakilerin yüzde 52’si işsiz olup üniversite mezunlarında
bu işsizlik oranı yüzde 21 seviyesindedir. Fakat kırsal kesim dikkate alındığında bu rakam yüzde
80’lere kadar çıkmaktadır.32
1.5 Mısır’da sosyal Hareketler ve sivil toplum kuruluşları üzerindeki etkileri
Sosyal hareketlerin yükselmeye başladığı soğuk savaş döneminde diğer Ortadoğu ülkelerinde
olduğu gibi Mısır’da da İslamcılar, demokratik olmayan yöntemlerle devleti ele geçirme hesapları
yapıyorlardı. Müslüman Kardeşler bu ülkelerdeki sosyal hareketleri çevreleyen hareket haline
dönüşerek devlete karşı toplumun yanında yer alarak halk üzerinde meşruiyet sağlamışlardı. Batıdaki
sosyal hareketlere benzemeyen bu tarz hareketler, hemen bütün Ortadoğu ülkelerinde değişik
isimlerle bulunuyordu.
31
32
Salwa Ismail,age: 75
Salwa Ismail,age: 28
13
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
1990’lı yılların sonlarında Berlin Duvarının yıkılması ve Sovyetler Birliği’nin sona ermesiyle
soğuk savaş dönemi bitmişti. Liberal politikalarla birlikte küresel hareketlerin gelişmesiyle sivil toplum
örgütlerinin sayısında bir artış yaşandı. Teknolojik imkânların ve internetin yaygınlaşması dünyadaki
insanların birbirleriyle iletişimini kolaylaştırdı. Farklı ulus ve kültürde olan insanlar birbirleriyle sınır
tanımadan daha kolay iletişim kurabiliyor ve birbirlerinden etkilenebiliyorlardı. Küresel sosyal
hareketler siyaset ve toplumun dönüşümde rol oynayarak devlet dışı aktörler olarak siyaseti, topumu
ve kültürü etkilemeye başladılar. 33
Mısır’da sosyal hareketler bu değişimin bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde öncülü oldular.
Mısır’da sosyal hareketlerin ilk tepkisi Mübarek rejimine karşı bir tepkiydi. İlk Mübarek karşıtı
söylemler kahire sokaklarında duyulmaya başlandı. “Yeter” sloganıyla yola çıkan sosyal hareketler
ülke geneline yayılarak Kifaye hareketine dönüştüler.34
Hüsnü Mübarek’in dördüncü kez devlet başkanı olmasını istemeyen toplumun farklı kesimleri
anti-Mübarek hisleri ile hareket ederek yeni bir sosyal hareketin temellerini attılar. Mübarek yönetimi
diğer Ortadoğu ülkelerinde görülen otokratik bir yönetim olup güvenlik endeksli bir devlet modeli
üzerinden varlığını sürdürüyordu.
Kifaye kendisini “Hareketi Tagyir “ yani Değişim Hareketi olarak tanımladı. Mısır caddelerinin
sokaklarının alışık olmadığı pasif gösteriler düzenleyerek kısa sürede sesini bütün Mısır’a duyurmayı
başardı. Hareket sert söylemlerden kaçınıyor barışçıl yollarla Mübarek’in artık gitmesini devlet
başkanı olmamasını söylüyordu.35
1990’lı yılların başları aynı zamanda İslami hareketlerin sivil toplum örgütleri kurmaya
başladığı bir dönemdir. Müslüman Kardeşler hukuk, mühendislik ve öğretmenlik alanlarında sivil
toplum örgütleri kurarak kendisini cemaat olarak tanımladığı geleneksel yaklaşımı sivil toplum
kurumlarına adapte etmeyi başardı. Aslında Müslüman Kardeşler kendilerini hep cemaat olarak
görmüşler, kendilerine hareket denmesine pek sıcak bakmamışlardı.36
Bu hareketlerin Asef Bayat’ın tanımıyla kitle hareketleri demek daha doğrudur. Çünkü
Modern öncesi toplumlarda görülen cemaat tarzı yapıların İslami hareketlere pek uymadığı
33
Amin, G., Whatever Happened to the Egyptians? Changesin Egyptian Society from 1950 to the Present
(Cairo: The American University in Cairo Press, 2000), s:28
34
Amin Eskander, "Kefaya: The Slogan of the Battle on Change", Kefaya She'ar Maarakat al taghyeer, Al
Karama, 25 October 2005.
35
Amin Eskander, agm
36
El-Ghobashy, M., ‘The Metamorphosis of the Egyptian Muslim Brothers’, International Journal of
Middle East Studies, Cilt: 37 (2005), s: 373
14
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
görülmektedir. Çünkü bu hareketler geleneksel dini hareketlerin çok ötesinde olup siyasi, sosyal,
ekonomik ve kültürel talepleri olan hareketlerdir. Muhalefet hareketlerinin birer sosyal hareketlere
dönüşmesiyle cami, okul, sağlık ocağı gibi hizmet sektörlerinin artmasının önemli bir payı vardır.
Müslüman Kardeşler Kahire ve diğer şehirlerde birçok okul, cami, klinik açarak toplumla olan
ilişkilerini bu kurumlar kanalıyla da yürütmeye çalıştı. Camiler komşuluk ilişkilerinin gelişmesinde
aktif rol oynarken, klinikler devlet hastanelerinden daha ucuz ve iyi imkânlar sunmalarıyla toplumun
sempatisi göstermesini sağlıyordu.37
Mısır toplumu devleti güvenlik hizmetleri veren ve toplumun sorunlarını çözmeye çalışan bir
yapı olarak görüyordu. Müslüman kardeşler tarafından açılan okullarda eğitimin daha iyi verilmesi,
kliniklerde sağlık hizmetlerinin daha iyi sağlanması, işçi ve memur sorunlarının hareketin öncülük
ettiği sivil toplumlar yoluyla giderilmeye çalışılması Mısır toplumunun zihinlerindeki devlet olgusunu
da sorgulamasına neden olmaktaydı.38
Örneğin Müslüman kardeşler tarafından Kahire’de açılan İslam Toplumunu Geliştirme
Derneği’nde ücretsiz olarak tatil günlerinde çocuklara okuma, yazma, Arapça ve İngilizce dersleri
veriliyordu. Her mahalleye kurulan bu etüd merkezleri çocuklara okullarda alamadıkları eğitimi
almalarını sağlamaktaydı. Kahire’deki İmam Şafi mahallesindeki bir klinik günde 3 binden fazla
hastaya hizmet verirken, hastalara ücretsiz ilaç dağıtılmaktaydı. Bu kurumların gelirleri zekatla yani
haklatan toplanan paralarla karşılanıyordu.39
Bu organizasyonlar hem Müslüman Kardeşlerin toplum nazarındaki itibarını artırıyor hem de
İslam’ın fakirliğe fırsat eşitliğine, sosyal adalete çözüm sunduğunu işaret ediyordu. Çünkü bireysel ve
toplumsal eşitsizliğinin ve mahrumiyetinin sonucu yalnızca bir kader değil aynı zamanda yanlış
yönetim izafiyetiydi. Müslüman Kardeşler için İslam canlı ve toplumun ihtiyaçlarına gidermeye
yönelik her zaman çözümlere sahipti. Bu durum bir bakıma Müslüman kardeşlerin geleneksel İslam
algısı ile modern şartlara uyumun bir arada olabileceğinin kanıtıydı. Sivil toplum kuruluşları devletin
alternatifi olan kurumlar olduğu için İslam’ın değerler sisteminden beslenen sivil toplum
organizasyonları devletin dışında sosyal adalet ve eşitliği sağlayabilirdi.
Sivil toplum kuruluşları Müslüman Kardeşlerin Mısır toplumundaki etkisini kuvvetlendirirken
aynı zamanda hareketin değişmesine kapı aralıyordu. Çünkü bu yeni strateji, Müslüman Kardeşlerin
toplum nazarındaki sempatisini kazanmakla birlikte tasavvur edemedikleri bir yayılma ve genişlemeyi
de ortaya çıkarıyordu. Avukat ve mühendis sendikaları Müslüman kardeşlerin hak arama
37
Abd al-Rahim ‘Ali, “A Senior Brotherhood Official: The Civil State Is the
Foundation of Citizenship,” July 9, 2004, www.islamonline.net, 13 Şubat 2010
38
Amin, G, S.32
39
Abd al Rahim Ali, agm
15
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
yöntemlerini değiştirmesini zorunlu hale getirdi. İnsan hakları, eşitlik, adalet, hukuk gibi değerlere
vurgu yapan bu hareketler barışçıl bir dili benimseyerek muhalefet biçimlerini ortadan kaldırmaya
değil, entegre olmaya dayalı bir yöntemi kanıksamalarını beraberinde getirecekti.40
Mısır, son otuz yılda farklı endüstriyel sektörlerde çalışan işçilerin direnişini yaşamaktadır.
Değişik iş kollarında çalışan işçiler, yeni sosyal hareketlerin etkisiyle hükümete karşı daha fazla
seslerini duyurabilmektedir. 7 Aralık 2006’da 3000 kadın tekstil işçinin başlattığı grev kısa sürede
ülkenin geneline yayılarak genel greve dönüşmüş öğrenciler, öğretmenler, üniversite hocalarının da
destek vermesiyle hükümet uygulamalarında geri adım atarak işçilerin isteklerini kabul etmek
zorunda kalmıştır. Kadın işçiler erkeklerle aynı işi yapmalarına rağmen onlardan daha az maaş
alıyorlardı. Bu haksızlığa gerek Müslüman Kardeşlerin gerek Kifaye’nin destek verdiği
görülmektedir.41
Yeni sosyal hareketlerin etkisi Mısır’ın siyasi ve sosyal hayatında önemli rol oynarken
geleneksel mısır siyasetinin bu hareketlerin muhalefetiyle kendisini yenilemek zorunda kaldığını
söyleyebiliriz. Bu hareketler toplumsal muhalefet rolünü oynamakla birlikte aynı zamanda siyasi bir
tavır göstererek politik muhalefetin temel öncülleri olmaya başlamışlardır.
Mısır’’da fakirlik, rüşvet, adaletsizlik, insan hakları gibi temel sorunlar karşısında birçok
Marksist, milliyetçi, liberal, feminist, laik ve İslamcı eğilimler birlikte hareket ederek sosyal sorunların
çözümünde rol oynayarak Mısır’ın siyasi yapısına hâkim olmayan demokrasiyi kendi ilişkilerinde
uygulamaya çalışmaktalar.
Yeni sosyal hareketlerin yükselen etkisine rağmen henüz Mısır’da siyasi yapıyı kökten değiştirecek
bir güce ulaşamadıklarını nihayetinde Mısır kanunlarının izin verdiği dairede hareket etmek zorunda
olduklarını söyleyebiliriz. Mısır siyasi yapısının sosyal hayata da müdahil olması bu hareketleri
siyasallaştırırken aynı zamanda daha kolay kontrol edilmelerine imkân sağlamaktadır.
1.6 Mısır sokaklarında değişen eylem biçimleri
2005 yılının Haziran ayı Mısır sokaklarının en hareketli günlerini yaşadı. ABD’nin Irak’ta
yaptıklarını kınayan mitingler sırasıyla Kahire, Asyut, Mansuriye ve İskenderiye şehirlerinde
gerçekleşti. Fakat bu gösteriler 1950’lerde milliyetçi ve solcu gruplar tarafından yapılan gösterilere
benzemiyordu. Hedefte devlet başkanının bizzat kendisi vardı. Yüz binlerce insan, caddelerde ABD’nin
40
Polka, S. “The Centrist Stream in Egypt and Its Role in the Public Discourse Surrounding the
Shaping of the Country‟s Cultural Identity,” Middle Eastern Journal 39(3), 2003, ss.39-64.
41
Ferhad İbrahim , Heidi Wedel, Ortadoğu’da Sivil Toplumun Sorunları, İletişim Yayınları, İstanbul, 1997, ss.6167
16
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Irak’tan çekilmesini, Mübarek’in ABD’ye desteğinin sona erdirilmesi çağrısı yapılıyordu. Gösterilere
başta sendikalar olmak üzere sivil toplum kuruluşları, öğrenciler, akademisyenler destek veriyordu.42
Bu gösterilere katılanların belirli bir toplum kesimini temsil etmedikleri oldukça açıktı. Açık ve
kapalı bayınlar, Hıristiyan ve Müslüman kıyafetleri giymiş din adamları, memurlar, sokak satıcıları,
işsizler bu gösterilere destek vermişler ABD ve devlet başkanlarının tutumlarını protesto etmişlerdi.43
Başlangıçta bu gösteriler,ülkenin en büyük muhalefeti kabul edilen Müslüman Kardeşlerin
politik özgürlükler verilmesiyle meydana çıkışları olarak yorumlandı ve Anti-Amerikancılığın ülkede
yaygınlaşması olarak görüldü. Fakat bu gösteriler, Mısır yönetiminin durağanlığına karşı değişim
isteyen geniş halk kitlerinin amacını yansıtıyordu.
Kaynak mobilizasyonunu savunan teorisyenler için bu yeni protesto şekli ekonomik durumun
kötüye gitmesi şeklinde görülebilirdi. Sosyal yapının değişmesi ile protesto biçimleri de değişebilirdi.
Fakat farklı grupların ortak bir çıkar birbirleriyle nasıl bir ağ oluşturuldukları üzerinde düşünülmesi
gereken bir konuydu. Birbirlerine muhalif hareketler bir barış ağı kurmuş ve ortak düşman olarak ABD
nezdinde kendi hükümetlerini görmeye başlamışlardı. Ghad ve Vefd partilerinin başkanlık ve
parlamento seçimlerine katılmasına izin verilmesi 2005’teki politik açılımla ilgili olduğu kadar küresel
değişimlerin Mısır toplumundaki etkisiyle ilgiliydi. Kifaye biçiminde sosyal hareket olarak ortaya çıkan
bu yeni eğilim, Irak savaşına muhalif bir duruş sergilediği gibi mübarek karşıtı bir tavır benimsemiş,
aynı zamanda demokrasi için muhalefetin ittifak içerisine girmesini savunmuştu. 44
Ülkenin resmi yasaklısı fakat bazen ılımlı bakılabilen Müslüman Kardeşler de, kendisini politik
muhalefetin ana temsilcisi olarak gördü ve benzer muhalif organizasyonlar kurma rekabetine katıldı.
Diğer legal partilerin kitleleri harekete geçirmekte zayıf olması Müslüman kardeşlerin tekrar
sivrilmesine yol açtı. 45
Aslında 2003 Irak Savaşı; Londra, New York, Berlin ve Roma’da protesto edildiğinde binlerce
kişi katılmış, fakat Kahire’de Müslüman Kardeşlerin organize ettiği protestoya yalnızca dört yüz kişi
katılmıştı. 2005’teki mitinge ise yüz binin üzerinde insan katıldı. Her iki gösterinin düzenleyicisi
Müslüman Kardeşler olmalarına rağmen bu farklı hareketliği nasıl açıklayabiliriz? Bu sorunun cevabını
klasik kaynak mobilizasyonu teorilerinde bulmak zordur. Çünkü bu teoriler, tutum ve davranışlardaki
değişikliğe ekonomik koşulları dikkate alarak baktıkları için sorunun arkasındaki sosyal ve siyasi
42
Munson, Z. “Islamic Mobilization: Social Movement Theory and the Egyptian
Muslim Brotherhood”. The Sociological Quarterly, 2001 42, ss.487-510.
43
Munson, agm
44
Polka S. agm
45
Munson agm
17
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
durum göz ardı edilmektedir. Müslüman kardeşlerin Mısır toplumunda göç hareketlerinde ve yatay
dikey geçişlerde etkili oldukları doğrudur. Müslüman kardeşlerin üyeleri 20 sene öncesine şehre yeni
göç etmiş ailelerden oluşuyor idiyse de şimdilerde şehirli orta sınıf ailelerden oluşmaktadır. 46
Müslüman Kardeşler gibi sosyal hareketler, toplumsal sorunu çözmede kolektif hareket
ederler. Mısır’ın en eski sosyal hareketi olan Müslüman kardeşler gerek Ghad’dan gerek Vefd’den
daha profesyonel organizasyonlara sahiptir. Doktorlar, Avukatlar, öğretmenler, işçiler, öğrencilerin
kendilerine ait çok sayıda dernekleri ve sendikaları vardır. Müslüman kardeşlerin üyeleri birçok sivil
toplumun ilk varlığını oluşturan kesimdir. Kahire depreminde hükümetten daha kolay organize
olabilmesi ve daha çok yardım ulaştırabilmesi Mısır toplumunun genelinin saygısına mazhar
olmuştur.47
2003’te Mübarek rejiminin savaş karşıtı gösterilere izin vermesi, Müslüman kardeşlerin bu
fırsatı değerlendirmesine yol açmış ve sadece avukat ve bazı öğrencilerin katıldığı bir gösteri
olmuştur.48 Çünkü Müslüman Kardeşler, Mübarek rejimini henüz reformlar noktasında samimi
bulmamakta geniş destekçileri bu eylemlerden uzak tutmaya çalışmaktadır. Ayrıca henüz toplum
kalabalık gösterilere hazır değildir.
Yapıcı sosyal teoride, sosyal hareketler küçük bir yer işgal ediyorsa da bu hareketlerin nasıl
doğduğu, üyelerinin birbirleriyle nasıl ilişikler kurduğu anlamak açısından önemli katkılar vermiştir.
Sosyal hareketler bireylerin ilgilerinden, değerlerinden, inanç ve amaçlarından doğar. Bu nedenle bu
hareketleri açıklamadan önce grupları ya da bu grupları oluşturan kişilerin tutum ve davranışlarını
yorumlamak gereklidir. Gruplar bu tür hareketleri yaparlarken öncelikle hedeflerini açıklamak ve
göstermek isterler.
İslami hareketler bağlamında olan sosyal hareketlerin en önemli özelliği din
dilini kullanmaları ve alt, orta ve üst sınıflarda bir fikirbirliği oluşturmalarıdır. Üniversite gençlik
yapılarında bu durum daha iyi gözlenebilmektedir. Örneğin üst sınıfa mensup üniversite öğrencileri
kulüp tarzı etkinliklere girerken, orta sınıfa mensup olanlar dava tarzı hareketin düşüncelerini yayma,
alt sınıfa mensuplar ise eylem bazında hareket etmektedir.
Yapısalcı sosyologlar gruplar arası ilişiklerde ve yeni sosyal hareketlerde kolektif kimliğin
önemi üzerinde durmuşlardır. Müslüman Kardeşlerde ortak kimlik algısını “Müslüman kardeşliği”
kavramını öne çıkararak yaptıkları bütün eylem ve faaliyetleri bu kimliğe dayandırarak yapmışlardır.
46
Murphy, D. “Egypt reins in democratic voices”., Christian Science Monitor 28 Mart 2006
Wickham, C. R. Mobilizing Islam. New York: Columbia Univ. Press, 2002 s. 81
48
Al Watan, 27 Haziran 2003
47
18
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
2003’de avukatların ve öğrencilerin katıldığı protestoda öğrenciler ve avukatlar karışık bir şekilde
bulunarak gösteriyi “Müslüman kardeşliği” üzerinden sürdürmüşlerdir.49
Bu gösterinin aktörleri öğrenci birlikleri başkanları ve doktor sendikasının liderleridir.
Gösteride hiçbir Müslüman Kardeşler teşkilatının liderlik grubundan kimselerin olmayışı bu hareketin
yeni sosyal hareketlere uyum sağladığının göstergesidir.
Müslüman kardeşler bu gösteri zincirini başlatırken oldukça dikkatli hareket emiştir. Şiddet
eğilimli cihat gibi hareketlerle birlikte davranmadığını göstermek için sadece ABD karşıtı ılımlı
sloganlara izin verilmiş, pankartlarda şiddet unsuru bulunan öğelerden titizlikle kaçınılmıştır. Küçük
gruplar
halinde
başlatılan
bu
gösterilen
diğer
gruplara
taşınmasıyla bir
mobilizasyon
gerçekleştirilmeye çalışılmıştır.50
27 Kasım 2003’te Başkent Kahire’de ki Nasır şehir stadyumunda gerçekleştirilen gösteriye yüz
bin kişi katılmıştır. Mübarek rejiminin hoşgörüsü ile yapılan bu gösteride polisin güvenlik önlemler
altında ABD’ye karşı saldırgan bir dilin kullandırılmamasına özen gösterilmiş, gösteri yalnız savaşı
protesto olarak sınırlandırılmıştır. Müslüman kardeşlerde bu gösteriye katılmış fakat düzenleyicileri
içersinde yer almamışlardır.51
Fakat bu gösteri stadyumda başlayacak diğer gösteriler için bir başlangıç rolü oynamıştır.
Partiler ve sendikalar gösterilerinde bu stadyumu kullanarak üyelerini daha sonraki gösteriler için
hazırlamışlardır. 2003’te bu stadyumda Nijerya-Mısır maçı bir spor müsabakası olmaktan çıkarak
partilerin renklerini taşıyan flama ve afişlerin yer aldığı politik bir arenaya dönüşmüştür.52
Mart 2004’te öğrenciler, avukatlar, mühendisler ve doktorlar ayrı ayrı gösteriler
düzenlemişlerdir. Bu gösteriler de hedef şimdilik ABD’nin ırak politikaları olmuşsa da hükümeti
eleştiren konuşmaların da başladığı görülmüştür. 25 Mart’ta Ezher Camisinin önünde kalabalık bir
savaş karşıtı öğrenci gösterisi olmuş, gösteriye ülkenin sol eğilimli aydınlarından katılanlar olmuştur.
Sol gruplar iki gün sonra ABD büyükelçiliği önünde farklı bir gösteri düzenlemişler bu gösteriye
polisin verdiği bilgiye göre yalnızca 200 kişi katılmıştır. Nisan ayının ikinci günü Ezher camiinin
önünde İslamcı öğrencilerin düzenlediği bir gösteri gerçekleşmiş olan gösteriye Kahire’nin değişik
üniversitelerinde eğitim gören 5 bine yakın öğrenci katılmıştır. Gösteride Mübarek aleyhtarı
49
Issam al-„Aryan, “The Brotherhood‟s Reform Initiative—A Reading of the Realities and the
Implications,” al-Mujtama‟, no. 1592, 13 Mart 13, 2004
50
51
52
http://harakamasria.org/?q=node/2944, 21 Mart 2010
Al Hayat, 28 Kasım, 2003
Al Watan 12 Haziran 2003
19
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
sloganların atılmasıyla polis gösteriye müdahale etmiş, 50’nin üzerince öğrenci çıkan çatışmalar
sonucu yaralanmış, 112 öğrenci de güvenlik güçleri tarafından tutuklanmıştır.53
Vefd partisi bu gösterilere sessiz kalırken Kifaye hareketi gösterileri alkışlamıştır. Kifaye
hareketinin üyelerinin bu dönemde sınırlı oluşu tek başına bir gösteri düzenlemesini engellemiş,
genellikle Müslüman kardeşler tarafından organize edilen gösterilere destek vermiştir.
düzenlenen gösteriler, sivil toplum kuruluşlarının birçoğu Tagammu,
54
2005’te
Vefd ve Sosyalist Nasır
Partisi’nin katıldığı büyük gösteriler olmuştur. 2005’te gerçekleşen geniş katılımlı gösterileri genelde
Kifaye hareketi organize etmiş, diğer gruplar da destek vermişlerdir.
2005 seçimleriyle Mısır’da ilk kez birden fazla aday başkanlık yarışına katılmıştır. Vefd lideri
Numan Jumman, Ghad lideri Eymen Nur, Ahrar’ın adayı Enver Sedat’ın yeğeni Talat Sedat ve Hüsnü
Mübarek seçilmek için yarışmışlar fakat kazanan her zamanki gibi yüzde doksanın üzerinde oy alan
Hüsnü Mübarek olmuştur. Eymen Nur bir sosyal hareketin lideri olduğu için etkisi diğerlerinden daha
çok hissedilmiş, bu yüzden seçim sonrasında tutuklanan ilk lider olmuştur. Ülkenin her tarafında
Nur’un tutuklanmasına karşı imza kampanyaları başlatılmış, fakat hükümetin bu eylemin suç teşkil
ettiğini, imza verenler hakkında soruşturma başlatılacağını açıklaması üzerine Kifaye liderleri
topladıkları imzayı meclis yerine Birleşmiş Milletler temsilciliğine vermişlerdir.55
Nur’un tutuklanmasına ülkenin birçok aydını karşı çıkmasına rağmen hükümet, geri adım
atmamıştır. Vatan, Hayat gibi gazete ve dergilerde tutuklamaları eleştiren makalelerin çıkması
gazetelerin birkaç gün yayın hayatına durmasına ve bazı yazarların hükümetin baskısıyla işten
çıkarılmalarını sağlamıştır. Nur, hapishanede açlık grevi başlatmış bunun üzerine ABD büyükelçisi
Mübarek’le görüşmüş fakat bir sonuca varılamamıştı. 56
Bu gösterilerin düzenlenmesinde Kifaye’nin çıkardığı Arabi gazetesi ve internet blogları etkin
rol oynamışlardır. Örneğin Arabi gazetesinin tirajı gösterilerden önceki 30 binlerden 50 binlere
çıkmıştır. Ertesi gün gazetede gösteriyle ilgili başta Abdülhalim Kandil gibi Kifaye liderlerinin övücü
yazıları çıkmıştır.57
Kifaye, gösterilerine bir süre ara verse de, Müslüman Kardeşlerin sürdürdüğünü; 28 Mart
2005 gösterisi kalabalık olmasına rağmen Kifaye hareketinin destek vermediğini görüyoruz.
Gösterinin amacı göstermelik değil gerçek reformların yapılmasıydı. Gösteriyi düzenleyen
53
54
Al Mısrıyye, 26 Mart 2004
http://www.alwasatparty.com/text/Wasat%20final%20minus%20table%20of%20contents.doc, 13 Ekim 2009
55
Al Hayat, 12 Haziran 2005
56
Al Hayat, 23 Haziran 2005
57
, Arabi, 21 Nisan 2006
20
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
organizasyonun lideri Essam Eryan, gösteriye kifaye’nin destek vermesini demokrasiden yana
olmadıkları şeklinde açıklamıştı.58 Bu eleştiri üzerine Kifayenin liderlerinden Kandil, Müslüman
Kardeşlerin demokrasiyi yalnız kendileri için istediklerini, başkalarının endişelerini dikkate
almadıklarını bu yüzden ve sonrasında bu tür gösterilere destek vermeyeceklerini söylemişti.59
Fakat Kandil’in, bu değerlendirmesi 1000 kişinin tutuklanmasıyla sonuçlanan Temmuz
gösterisinde, tutuklananlar içinde Kifaye üyelerinin de olması60 hareket içinde bir bölünmenin
olduğunu gösteriyordu. Kifaye, liderlerinin tutuklanmasıyla etkisizleşirken ve bölünme yaşarken
Müslüman Kardeşler tekrar Mübarek rejimine karşı toplumun muhalefet kartını üstlenmeyi
başarıyordu.
2. Kifaye Hareketi
2. 1. Liberal Bir Direniş: Kifaye Hareketi
Mısır’da 2004 Sonbaharında, üyelerinin çoğunluğu avukatlardan oluşan ve kendilerine “yeter”
anlamına gelen Kifaye adını veren sosyal bir hareket ortaya çıktı. Bu hareket başlangıçta bir sivil
toplum hareketi iken kısa zamanda siyasi bir harekete dönüşerek Mısır halkının özgürlük, eşitlik,
adalet gibi taleplerini Mısır siyasetine taşımak istedi. Mısır siyasetinin alışık olmadığı araçları kullanan
Kifaye hareketi, Mübarek yönetimine karşı yeni sosyal hareketlerin yaygın bir şekilde kullandığı
karnavalistik eylemler ortaya koyarak toplumun bütün kesimlerine ulaşmayı başardı. İnternet ve cep
telefonu gibi iletişim araçlarını yaygın bir şekilde kullanan hareket, Mübarek rejiminin tepkisine
neden olurken şiddet içermeyen eylemleri yasaklandı ve liderleri hapse atıldı.61
Mısır muhalefetinde önemli bir rol üstlenmiş İslamcılar, hareket mevzilerini yeni kuşak liberal
gençlere terk etmek zorunda kaldılar. Hareketin aktörleri aydınlar ve yeni mesleklerine kavuşmuş
beyaz yakalılardan oluşuyordu. Hareketin liderlik tipolojisi geleneksel Ortadoğu liderlerinden çok
batılı liderlere benziyordu. Lider ve hareketin liderleri arasında hiyerarşik bağ yerine gönüllü bir
bağlılık göze çarpıyordu.62
Kifaye hareketi, bir ABD projesi mi yoksa Mısır demokrasisinin olağan bir sonucu mu bunu
ileriki günlerde göreceğiz. Fakat Kifaye hareketi için söylenecek en doğru söz onun siyasal bir hareket
58
Al Ahram 29 Mart 2005
Al Ahram 30 Mart 2005
60
Al Hayat, 17 Temmuz, 2005
61
Shorbagy, Manar, “The Egyptian Movement for Change-Kefaye: Redefining Politics in Egypt”, Public Culture,
2007 Cilt: 17 Sayı:1, ss. 175-196
62
Abbas, Wael, “A Special Report on the Imprisonment of Aiman Nour,”
Misrdigital.blogspirit.com, December 31, 2005. (1 Nisan 2009):
http://misrdigital.blogspirit.com/archive/2005/12/index.html
59
21
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
olmaktan ziyade Ortadoğu ülkelerinde görülmeye başlanacak yeni sosyal hareketlerden biri
olduğudur.
2.1. 1 Kifaye Hareketinin Doğuşu ve Aktörleri
1990 yılların ortalarında ABD’nin yeni Ortadoğu politikaları ortaya çıkmaya başlamıştı. Soğuk
savaşın sona ermesi ile yeni tehdit İslamcılık olarak görülüyordu. Mısır, 21. yüzyıla girerken
demokratikleşme, yapısal reform, insan hakları gibi sorunları çözmesi gerekliydi. Mısırlı politikacılar
ise geçmişten gelen refleksle hareket ederek statik bir çaba içinde kendi konumlarını güçlendirmekle
meşguldüler. Ortadoğu için kılavuzluk edecek bir ülkede otorite ve baskı politikaları ile ayakta kalması
zor görünmekteydi.63
Mısır rejimini kurulduğu andan itibaren tehdit eden Müslüman Kardeşler Örgütünün
İslamcılık refleksi, hükümete karşı halk kesimleriyle sıkı bir ilişki içerisindeydi. 1990’lı yılların
başlarında radikal İslamcılığın yükselmesi Mısır yönetimini zora sokmuş, hükümet, özgürlükleri
sınırlandıran bir dizi karar almak mecburiyetinde kalmıştı. Politik sistemin şiddete meyilli muhalif
gruplar tarafından kullanılması rejimin geleceğini tehdit edebileceği kaygısı Mübarek yönetimi sertlik
yanlısı bir rejime sürüklüyordu.64
Fakat Müslüman Kardeşler siyasi bir parti değildi ve rejim tarafından da illegal bir örgüt olarak
görülüyordu. Müslüman Kardeşlerin 1993’te eğitim sağlık, hukuk gibi alanlarda sendikalaşmaya
girmesi hükümetin alternatif muhalif hareketlere daha sıcak bakmasını sağladı.65
Mısır’ın güney şehirlerinden Asyut’ta hükümet ile İslamcılar arsında çatışmaların ortaya
çıkması Mübarek rejimine beklediği fırsatı vererek birçok sivil toplum kuruluşu, gazete ve dergi
kapatılarak İslamcı aktivistler hapse atıldı. 1995’te gazete ve dergi yayıncılığı üzerine sansür
getirilerek hükümeti eleştirmek yasaklandı.66 1999 Eylülünde Mübarek hükümeti tekrar eğitim ve
63
Menar, agm., s:176
Abd Al-Llah, Mohammed, “The Kefaya Movement Organizes a Protest with
Brooms in Front of al-Sayyida Zaynab [harakat Kefaya tunaththim ihtijajan bial-makanis ‘amama al-sayyida
zaynab],” Masrawy.com, June 15, 2005. (12 Mayıs 2009)
http://masrawy.com/News/2005/MidEast/Reuters/June/15/OEGTP-EGYPTKEFAYAHMM57782240.aspx
65
Tarık, Abdülcelil,Mısır`da İslamcılık ve iktidar polemiği,www.dunyabulteni.net, 10 Nisan 2009,(14 Nisan
2009) http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=73123
64
66
Abdel-Latif, Omayma, “Dreaming of Better Times,” Al-Ahram Weekly, November23–29, 2000. 27 Ocak 2010
http://weekly.ahram.org.eg/2000/509/eg2.htm
22
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
sosyal amaçlı sivil toplum kuruluşlarının açılmasına izin verilerek basın üzerindeki kısıtlamaların bir
kısmı kaldırıldı.67
1995-2000 arası dönem Mısır için talihsiz dönemlerdi. Enflasyon yükselmiş, işsizlik artmış,
gelir dağılımında azalmalar olmuştu. Anayasa Mahkemesi dini içerikli olmadıkları sürece partilerin
bağımsız aday çıkararak seçimlere katılabileceğini söylemesi partisel örgütlenme içerisinde olmayan
adayların da seçimlere katılabilmesine perde araladı. 2000 yılı meclis seçimlerinde 444 sandalyeli
meclisin 33’nü muhalefet partileri kazanırken 388 sandalyenin de 218’ini bağımsız adaylar kazandı.68
Mısır’ı elli yıldır yöneten Ulusal Demokratik Parti büyük bir seçim yenilgisi alınca Mübarek’e
politikalarını tekrar gözden geçirmeye başladı.
Anayasanın 75, 76 ve 77 maddeleri değiştirilerek devlet başkanının meclis üzerindeki yetkileri
artırıldı. Seçilen bazı milletvekilleri devlet başkanından veto alamadıkları için meclise giremediler,
onların yerine devlet başkanı kendi partisinden milletvekili atadı. Muhalefet, seçimlerin yalnızca
göstermelik olduğunu anlayarak siyasal ortamda serbestlik olmaksızın demokratik gelişmelerin
olmayacağı kanısına vardılar. 69
Hareketin kurucularından Ahmed Bahaddin Shaban’ın dediği gibi Kifaye hareketi, öncelikle
avukatlar üzerinde etkili olan bir sivil toplum inisiyatifiydi. Milliyetçi, liberal ve entelektüellerden
oluşan hareket, Kahire’de 22 Eylül’de 300 kişinin katıldığı hükümete karşı bir gösteride ilk kez bir
araya geldi. Bu gösteriden sonra konferanslar düzenlenmeye başlandı ve 500 kişiden oluşan bir grup
Mısır Değişim Hareketi’ni kurdular. Bu hareketin kurucuları arasında milliyetçilerden, liberallere,
laiklerden İslamcılara kadar çok geniş bir yelpazeden katılımcılar vardı. 70
Değişim Hareketi bir politik partiden ziyade gönüllü teşekküller birliğini andırıyordu. Kendisini
parti olarak isimlendirmeyip “hareket” olarak isimlendirmesi ve bir politik yapı şeklinde
örgütlenmemesi bu yaklaşımı doğruluyordu.
Bu hareketin içersisinde farklı grup ve parti
temsilcilerinin oluşu onu bir sivil toplum örgütünden de uzaklaştırıyor, parti ve gruplar arasında
hükümete karşı bir koalisyon olarak algılanıyordu. Hareketi oluşturanların tek hedefi “yeter”
67
Basheer, Tahseen, “The Egyptian State in Transition,” in Phebe Marr, ed., Egypt at
the Crossroads: Domestic Stability and Regional Role, Washington, D.C.: National
Defense University Press, 1999, ss. 3–16
68
Abdel-Latif, Omayma, agm, http://weekly.ahram.org.eg/2000/509/eg2.htm
69
Magdi Abdulhadi, Mısır’da Çok Adaylı Seçim, 7Eylül 2005 (30Haziran 2009)
www.bbc.co.uk/turkish/news/.../050227_egypt_president.shtml
70
Sunne, Anna, Narration and Identity, Sonbahar 2006, (11 Temmuz 2009)
23
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
sloganında gizliydi.71 Bu sloganın anlamı, Hüsnü Mübarek’in 2005 devlet başkanlığı seçimlere aday
olmamasıydı.
Hareketin aktörleri arasında bulunan kıpti asıllı Hıristiyan avukat George İshak, Değişim
Hareketi’nin laik bir yapıda olması gerektiğini ve tüm Mısırlılara hizmet etmesi gerektiğini söyleyerek
hareketin İslamcılardan temizlenmesi gerektiğini savunuyordu. Milliyetçi, komünist, liberal ittifaklar
Mübarek rejiminin fazla tepkisine yol açmayacak, böylelikle hareket daha hızlı yayılma imkânı
bulacaktı. Kifaye’nin gerçekleştirmeye çalıştığı, siyasal birlikten öte tarihsel ve kültürler arası bir birlik
olmalıydı. Mısır’daki İslamcılar dışında tüm muhalefetin birleşmesi ancak laiklik şemsiyesi altında
mümkündü. Kifaye hareketi, dış dünyanın desteğini almayı başarabilirse Mübarek rejiminin sonu
gelebilirdi.72
Kifaye’nin yanıldığı husus Mübarek karşıtlığının politik bir malzeme yapılmasının Mısır
politikası için henüz erken olduğunun farkına varılmamasıydı. İslamcılar bile eleştirilerini Mübarek
üzerinden değil sistem üzerinden götürmeye çalışıyorlardı. Mübarek karşıtı bir siyaset tarzının Mısır
için uzun ömürlü olmayacağı daha sonra yaşanan süreçte anlaşılacaktı.73
Kifaye hareketinin ilk aktörleri eğitimli, şehirli kimselerdir. Arapçayı fasih bir şekilde
konuştukları gibi İngilizce veya Fransızcayı da konuşabilmekteler. Kurdukları internet bloglarında hem
Arapça hem de İngilizce yayın yapabilmektedirler. Üyeleri arasında gazeteci, araştırmacı, öğrenci,
doktor, avukat, işadamı, iktisatçı, sanatçı, akademisyen gibi toplumun üst kesimlerinden insanlar
vardır. 2007 mahkeme kayıtlarına göre hareketin gelirinin önemli bir kısmı Mısır’ın en zengin üçüncü
kişisi tarafından karşılanmaktadır. 74
Kifaye hareketi, farklı perspektiflere sahip kişilerin ortak bir şemsiyede toplanması açısından
önemlidir. Bu hareketin aktörlerinin yaşları 25-50 arasındadır. Politik eğilim olarak sol, milliyetçi,
İslamcı, liberal geçmişe sahip kimseler olup son on yılda Mısır’ın toplumsal yapısında etkinlik kurmuş
kişilerdir. Öğrenci eylemlerinin yaşandığı 1970’li yıllarda ilk kez ideolojik kimlikleri ile öne çıkmışlardır.
Kifaye’nin lider kadrosu öğrenci hareketlerinden etkilenerek politik yapının şekillenmesinde dolaylı da
olsa rol oynamışlardır. Hareketin aktörleri 1967 ve 1973 Arap-İsrail savaşlarını yaşamış, Arap
milliyetçiliğinin zirveye çıktığı dönemleri görmüş ve Mısır’da ekonomik iklime tanıklık etmişlerdir. Dış
politikada antiemperyalist bir yaklaşım izlemekte ve İsrail’i bir tehdit olarak algılamaktalar. Soğuk
71
Magdi, agm
Sunne, agm
73
Abd Al-Llah, agm
74
BilQzeez, Abd Alilah, On Political Reform and Democracy [fi al-’ islah al-siyasi wa
al-dimuqratiyya], Beirut, Lebanon: Al-Sharika al-cAlamiya Li al-Kitab Publishing
House, 2007, s:123
72
24
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
savaş sonrası ideolojik kırılmaların yaşanması ile bu bireyler kendilerini özgürlükçü liberal bir çizgide
bulmuşlardır. 75
Kifaye hareketinin aktörlerinin medyaya karşı yoğun bir ilgi gösterdikleri görülmektedir.
Katar’dan yayın yapan el Cezire televizyonunun kurucuları arasında Kifaye hareketinin aktörlerinden
İman Ramazan’da bulunmaktadır. İman Ramazan yaptığı tartışma içerikli televizyon programlarında
Mübarek yönetiminin özgürlükleri kısıtlamasına sert eleştiriler yapmıştır. Mısır devlet başkanlığı
süresinin iki döneme geçmemek kaydıyla beş yılla sınırlı tutulması gerektiğini söylemesi tutuklanması
ve hapis cezası almasına neden olmuştur. İman Ramazan ayrıca güçler ayrılığı, basın ve ifade
özgürlüklerinin sağlanması partilerin serbest bir şekilde faaliyetlerinin yapabilmeleri için Mısır
anayasasında düzenlemelere gidilmesi gerektiğini savunarak devlete karşı sivil toplum kuruluşlarının
güçlendirilmesi gerektiğini makale ve kitaplarında belirtmiştir.76
2.1.2 Popüler bir kitle hareketi
Kifaye hareketi kısa bir süre içerisinde beklenmedik bir başarı göstererek Mübarek rejimini
dışarıda yıprattığı gibi Mısır halkına şiddet dışında çözüm arayışları da sundu. Fakat esnek yapılanması
daha sonraki dönemlerde pasifleşmesine ve bölünmesine yol açtı.
Enver Sedat’ın bir suikast sonucu öldürülmesinden sonra 1981’de devlet başkanlığına
getirilen Hüsnü Mübarek’in devlet başkanlığı için tekrar adaylığını koyacak olması Kahire Barosu’nda
birkaç batıda eğitim görmüş avukatın “artık yeter” sloganı ile mahkeme çıkışlarında gösteri
yapmalarına yol açtı. Hükümetin avukatlara karşı orantısız güç kullanması diğer muhalif kesimlerinde
“yeter” sloganının benimsemelerini beraberinde getirirken hareket kısa zamanda bir sivil toplum
hareketi haline geldi. Müslüman Kardeşler dışında diğer muhalif örgütler harekete eklemlenerek
hareketin bir siyasi partiye dönüşmesi için çaba gösterdiler.77
Hareket, kanuni bir yapılanma içerisinde hareket ederek Mübarek rejimine karşı muhalefetini
basının desteği ile geniş halk kesimlerine ulaştırmayı başardı. Mübarek rejiminden hoşnut olmayan
çevreler için Kifaye, bir çekim merkezine muhalefetin en baskın gücü haline geldi. İyi eğitimli
profesyonel avukatların liderliğindeki hareket, insan hakları basın, ifade özgürlükleri, demokrasinin
geliştirilmesi, kanun gücünün benimsenmesi gibi temalarda hükümete sert eleştiriler yöneltti.78
75
BilQzeez, age, s:128
BilQzeez, age, s.131
77
Brown, Nathaniel, and Michele Dunne, “Egypt’s Controversial Constitutional
Amendments: A Textual Analysis,” Carnegie Endowment for Peace, March 23,
2007, (25 Temmuz 2009)
78
BilQzeez, age, s:152
76
25
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Kifaye hareketinin geniş halk kesimlerinde başarılı etkide bulunmasının birkaç nedeni vardır.
Öncelikle Kifaye hareketinin liderleri mesajlarını Mübarek’in etrafında olanların bile benimseyeceği
basit bir dil kullandılar. Mücadelelerini “yeter” biçiminde isimlendirmeleri yalnız Mübarek’e karşı
değil aynı zamanda Mısır’ın son altmış yıldır yaşadıklarına bir tepkiydi. Mısır halkının büyük bir
bölümü günde 2 doların altında yaşarken, yolsuzluk, rüşvet, hukuksuzluk, ağır işleyen demokrasi
ülkenin kaderi olmuştu. Mübarek’in kendisinden sonra yerini oğluna bırakacak olması bu kaderin
devam etmesi anlamına geliyordu. 79
Kifaye başlangıçta farklı kesimlerden gelen bireylerin ortak menfaat için bir araya geldikleri
gruplardan müteşekkildi. Aralarında ne geçmişe ait bir bağ ne de ideolojik bir benzerlik bulunuyordu.
Ortak menfaat daha fazla demokrasinin gelişmesiydi. Farklı sosyal geçmişe ve partilere sahip birey ve
gruplar hedeflerini gerçekleştirmek için Kifaye’yi ortak bir çatı olarak görüyorlardı. Ortadoğu’nun
radikal, uzlaşmasız, şiddet eğilimli hareketlerinden bıkmış kesimler için bu hareket yeni, denenmemiş
bir sesti.80
2.2 Kifaye hareketinde sosyal Eylem
Kifaye hareketinin hedefinde devlet gibi görülse de aslında hedef toplumun kendisidir. Kifaye
hareketi ortaya çıktıktan sonra feministleri, doktorları, öğrencileri, mühendisleri, yazar ve gazetecileri
içine alan yeni sivil toplum kuruluşları oluşturması toplumun öncelikle hedeflendiğini göstermektedir.
Bu toplumsal alan, Kifaye için sosyal hareketliliğin gerçekleştiği alanlardır. Toplumsal alan aynı
zamanda Kifaye için kimliklerin toplumsal egemenlik ilişkilerinin yeniden inşa edildiği, toplumun
kendisini rasyonelleştirebildiği ve özgürleştirebildiği bir alandır. Kifaye hareketinin katılımcıları
toplumsal rolleri açık bir ilişki barındırmamaktadır. Katılımcıların arka planlarında şehirli bir sınıf
olmasına rağmen aslında sınıflar üstü bir özelliktedir.
Hareketin temel referans aldığı bir ideolojisi yoktur. Demokrasiye çağrı yaparken
özgürlüklerin, insan haklarının geliştirilmesi anlamında bir çağrı yapar. Ortak bir ideolojik bakış,
hareket üyeleri arasında söz konusu olmayıp onları birleştiren öğe birbirleriyle hareket etmede istekli
oluşlarıdır. Değerler ve fikirler açısından bir çoğulculuk sergileyen Kifaye, ülküsel ideolojik amaçlar için
değil pragmatik amaçlar için harekete geçmektedir. Hareket üyelerinin eylemleri, katılımları kendi
özgür iradelerine bağlı olduğu için karar alma süreçleri de oldukça esnektir. Bu hareket için önemli
olan günlük hayat pratiğinin demokratik değerler üzerinden yürütülmesidir.
Ekonomik konular, Kifaye hareketinin öncelikli gündeminde değildir. Eğer demokratikleşme
gerçekleşirse ekonomik sorunların da düzeleceğine inanılmaktadır. Bu açıdan feministlerin neden bu
79
80
BilQzeez, age, s:154
Brown, agm
26
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
harekete destek verdikleri gözden kaçırılmamalı, çünkü feministler Kifaye yoluyla kimliklerini
gösterebilmiş, geniş kitlelere seslerini duyurabilmişlerdir. Bir anlamda kadın özelinde bireyle kendini
tanımlama olanağı yakalamışlardır.
2006’da gerçekleşen “radyom için özgürlük istiyorum” eylemi Kifaye hareketi üyelerinin
sahiplendiği bir eylem türü olmuştur. Eylemler cep telefonu ve internet aracılığıyla duyurulmuş intifa
radyosunun kapatılması üniversite öğrencilerinden, doktorlara, doktorlardan avukatlara kadar geniş
bir yelpazede bazen şehir trafiğinde kornalar çalınarak, bazen taksiler yollarda kısa süreli
duraklamalar yaparak Kifaye üyesi birisine ait radyonun kapatılmasını protesto etmişlerdir.81
Bu eylem bütün Kifaye hareketinin onayladığı bir eylem türü olmamıştır. Örneğin hareketi
destekleyen İslamcılar radyonun gayri ahlaki tutumlar sergilediği için, kapatılmasında bir beis
görmemişlerdir. Bu durum Kifaye’nin dağınık ve âdem-i merkeziyetçi olma eğilimini göstermektedir.
Herkes kendisi içinde var olup hareket içinde özerkliğe sahiptir. Hiyerarşik ve merkezi bir
örgütlenmeye sahip olmayışı onu sosyal hareketlerden de ayırmaktadır. Bu hareketin üyeleri geçmişle
olan bağlarından da kopuk değildir. Solcular ve İslamcılar, farklı mobilizasyon araçlarını kullanarak
tekrar bu hareket kanalıyla karşımıza çıkmaktadır. 82
Kifaye hareketinin sergilediği eylem biçimleri modern dünyaya aittir. Eylem, değerli ve benzer
kaynaklar arasında mücadele eden grupları Kifaye çatısı altında birleştirerek sisteme karşı muhalifler
arasında bir işbirliği ortamı sağlamıştır. Farklı gruplardan gelenler bir dayanışma içerisine girerek
kolektif bir kimliği paylaşmışlardır. Bir başka anlamda bu gruplar birbirleri için tanıma ve tanınma
ilişkilerine girmişlerdir. Bu bağlamda Kifaye hareketi dayanışmaya dayalı, bulunduğu ortamın
sınırlarını zorlayan sosyal bir eylem taşıdığı için yeni sosyal hareketler içinde değerlendirdik. Kullandığı
eylem biçimlerinin toplumsal olduğu kadar bireysellik taşıması ve hareketin bir “şey” den öte eylem
sistemi olması bu argümanımızı güçlendirmektedir.83
Kifaye hareketi sosyal hareketlerde olduğu gibi ekonomik temeller üzerine yükselmemiş,
bireysel ve toplumsal hakları önceleyerek eylem biçimini siyasal, toplumsal ve kültürel olana
yönlendirmiştir. Post modern dönemin en önemli özelliklerinden birisi geleneksel ilişkilerin ekonomik
81
İntifa radyosunun kapatılma sebebi Mübarek’in haberleri sunan spiker tarafından alaya alınmasıdır.
82
Ahmed Bahaa Din Shaaban, "Kefaya, The Birth and the Path", Kefaya: AlMilad Wal Masir, Al Adab, June-July
2005, s: 73
83
Ahmed Bahaa Din Shaaban, agm
27
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
boyuttan ayrılarak kültürel ve bireysel alana kaymasıdır. Bu nedenle eylemler, sosyal hareketlerin
kullandığı gösteri biçimlerini kullansa da bireysel ve toplumsal yönü daha fazla açığa çıkmaktadır. 84
Kifaye hareketinin aktörlerine baktığımızda oldukça değişken oldukları görülmektedir. Çünkü
onların işlevleri sorunu görünür kılmak ve sorunun ne olduğunu orta koymaktır. Bu aktörleri yalnız
bireyler olarak sınırlamak da mümkün değildir. Örneğin bloglar yeni bir çeşit aktörler ortaya
çıkarmıştır. Kifaye’nin yalnız siyasi kaygılar için sosyal eylemde bulunmadığı aynı zamanda bireylerin
ve toplumların sembolik ve kültürel değerleri için de mücadele ettiği görülmektedir. Bir şekilde
Kifaye, insanların hayatlarını değiştirmeye çalışmakta toplumdaki daha genel değişimler için sosyal
eylemde bulunmaktadır. Sosyal eylemlerde bulunurken sembolik bir dilin insanın kendi hayatını
değiştirebileceğini göstermeye çalışmaktadır.85
2.3 Bir kimlik hareketi olarak Kifaye
Kifaye hareketi her şeyden önce çok kimlikli bir harekettir. Müslümanlar, Hıristiyanlar,
Kıptiler, Araplar, Çerkezler, öğrenciler, öğretmenler, kadınlar, gençler, yaşlılar bu kimliğin
tamamlayıcısıdır. Kimlikler belirli bir etnik, dini veya siyasi kimlik üzerinden gitmez. Kolektif hareket
etme aynı zamanda kolektif kimliği beraberinde getirmiştir. Bu yeni kimlik olgusu aynı şekilde hareket
oluşumunun temelini göstermektedir. Mobilazasyon faktörleri ile hareketi oluşturanlar, kendilerini
daha güçlü hissedecekleri için bu yeni kimlikte buluşmuşlardır.86
Kişilerin bireysel hayatlarındaki kimliklerin çok önemi yoktur ve bu kimlikler birbirleri ile
çatışma içerisinde değillerdir. Onlar için önemli olan Kifaye kimliği altında eylem ortaya koyabilmeleri
ve kendilerini ifade edebilmeleridir. Örneğin yıllardır birbirine düşman gözle bakan Kıptiler ve
İslamcılar, Kifaye kimliğini ortak bir kimlik olarak paylaşmış, sosyal eylemlerde birbirleriyle dayanışma
içerisinde olmuşlardır.87
Kolektif bir kimliğin hakim olduğu Kifaye’de demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü,
demokratikleşme kimliğin ana unsurları olduğu görülmektedir. Bu bakımdan geleneksel kimlik
siyasetinden farklı bir tutum benimseyen hareket kendi bünyesindeki kimlikleri yok ederek değil
taşıyarak gelişmesini sağlamıştır. Bu bağlamda Kifaye’nin birbirleriyle ilişkide olan kimlikler için bir üst
kimlik olduğunu söyleyebiliriz.88
84
Wahid Abdel Maguid,agm
Al Dustur, 23 3 2005
86
Benin, Joel.,”Social Movements and the Future of Egyptian Politics”, Middle East Report Online, 10 Mart
2010
87
“A time to judge” Cairo Magazine Şubat, 2005
88
Ahbar, 14 Nisan 2005
85
28
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
2.4 Politik bir hareket olarak Kifaye
Batılı teorisyenlerin en önemli hatalarından biri batı tarzı sosyal hareketlerin aynısını doğu
toplumlarında da görmek istemeleridir. Kifaye hareketi dar anlamda yeni bir sosyal hareket olarak
telakki edilmeyebilir, çünkü eleştirisini iktidar üzerinden sürdürmektedir. Bir bakıma eski sol
hareketlerin yaptığını Mısır’ın siyasi şartları içerisinde yerine getirerek iktidar üzerinden toplumsal bir
muhalefet yapmaktadır. Fakat dayandığı toplumsal taban ve kurduğu ağ yeni toplumsal hareketlerin
aynısıdır.89
Kifaye hareketi bir ideolojinin uzantısı olarak ortaya çıkmamış, bir zorunluluk olarak
doğmuştur. Politik sistemin liberalleşmesiyle muhalefet görevini yerine getiremeyen partiler
karşısında şehirli orta ve yüksek sınıfın siyaset arayışıdır. Müslüman Kardeşler dışında bir muhalefetin
yokluğu radikal, liberal, milliyetçi ve laik aydınları yeni bir politik mücadeleye yönlendirmiştir.
Müslüman Kardeşlerin illegal olarak kabul edilmesi ve iktidara karşı muhalefet biçiminin kanunlarla
sınırlandırılması Müslüman kardeşler üyelerinin de bu harekete destek vermelerine yol açmıştır. Bir
bakıma ideolojik açıdan farklı olan grupların Mübarek’i devirmek istemeleridir. Fakat Mübarek
yönetimine karşı hiçbir zaman şiddeti kullanmayarak barışçıl yollarla ve yasal çerçevede mücadele
ederek hareket etmişlerdir.90
İslamcılar ve laiklerin tarihsel düşmanlıklarını sona erdirerek demokrasiyi tesis etmek için
Kifaye adında bir organizasyon kurmaları manidar bir gelişmedir. Kifaye’nin ortaya çıkmasıyla
muhalefet ilk defa politik bir yelpazede birleşerek bütün gücünü toplayabilmiş ve Mısır’ın politik
hayatında değişmelerin zorunlu olduğunu ortaya koymuştur. Ortadoğu ülkelerinin hiç birinde
görülmeyen yeni muhalefet biçimi toplumun farklı kesimleri tarafından benimsenmiş ve gelecek için
aynı ütopya paylaşılmıştır.91
Bir Ramazan iftarı sonrasında 6 farklı gruptan olanların bir araya geldiği 300 kişinin imzası ile
kurulan Kifaye, politik alanda ismini Mısır Değişim Hareketi olarak isimlendirmişti. Eylül 2004’te
kurulduğunu açıklayan hareketin içinde soldan sağa geniş bir yelpaze vardı. Hıristiyanlar, komünistler,
İslamcılar, sosyalistler, milliyetçiler ortak bir basın açıklaması yaparak Kifaye hareketinin ilk sesini bir
otel toplantısıyla duyurdular. İlk düşmanları Irak’ı işgal eden ABD’deki Bush yönetimiydi. Irak’ı işgal
eden yabancı güç Ortadoğu’da ki özgürlüğün ve demokrasinin de baş düşmanıydı. Amerikan’ın
Ortadoğu projelerine karşı politik, kültürel ve medeniyet bağlamında bir direnişin gösterilmesi
89
Wahid Abdel Maguid, "Uncertain Political Map in Egypt", Al Kharita Al Syassia Al Murtabika fi Misr, Al Hayat,
23 Ekim 2005
90
Issander El Amrani, Kifaya and the Politics of the Impossible, ZNet, 4 Ocak, 2006
http://www.zmag.org/content/showarticle.cfm?Section
18 Mart 2010
91
Wahid Abdel Maguid, agm
29
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
zorunluydu. Küreselleşme ABD’nin dünyadaki yeni emperyalizminden başka bir şey değildi. Tarihin
sona erdiği tezi ile hareket eden Bush yönetimi Büyük Ortadoğu Projesi adı altında Arap halkların
yeniden şekil vermek istiyordu. ABD’nin bu yayılmacılığına karşı topyekün bir direniş gerekliydi.
Toplumsal cinsiyet, kimlik, etnik unsurlar bir çeşitlilik olarak kabul edilmeli ve barışçıl bir yöntemle
mücadele edilmeliydi.92
Mübarek hükümeti ABD’nin Mısır’daki temsilcisi ve demokrasiyi istemeyen iktidar odağıydı.
Artık bu gidişata son vermeli “yeter” denmeliydi. Kifaye politik bir dil kullanmasına rağmen
“çoğulculuk” ve “farklılık” kavramlarını öne çıkarıyor. Eylemleri bireysel ve toplumsal çabanın ortak
ürünü olarak değerlendiriyorlardı. Şiddet yerine barıştan, uzlaşmadan yana olduklarını söylüyor,
herkesin iktidara karşı yapılacak eylemlerde özgür olduğunu belirtiyorlardı. Esnek ve ademi
merkeziyetçi bir yapıya sahip olan Kifaye için öncelikli amaç demokrasinin gerçekleştirilebilmesiydi.
Aslında Kifaye hareketinin bu yapısı örgütlenmesinin zayıf olduğunu, hedef gerçekleşmediğinde
kolaylıkla dağılabileceğini gösteriyordu.93
Kifaye hareketinin lideri Eyman Nur’un konuşmalarına baktığımızda küreselleşmeyi
eleştirdiğini, cinsiyet, etnik ve dini kimlikleri önemsediğini, Mısır’ın siyasi yapısının eleştirilerek
demokrasinin gerekliliği üzerinde durduğunu görürüz. Bir avukat olmasından dolayı halihazırdaki
Mısır kanunlarını tenkit ederek, hem bireyleri hem de kolektif yapıları dikkate alan bir vatandaşlık
kavramının geliştirilmesini savunduğunu görürüz.94
Kifaye hareketinin ekonomik kaynakları üyelerin aidatları ve bağışlardır. Avrupa ve Latin
Amerika’da yaşayan Mübarek karşıtı zenginler ekonomik olarak destek vermek istemişler, fakat bu
destek, Kifaye liderleri tarafından kabul edilmemiştir. Kifaye’nin kurucularından Ferid Zahlan
dışarıdan gelen desteğin yerli bir hareketi asimile edeceğini söyleyerek, halkın çıkarlarından çok bu
zenginlerin beklentilerini gidereceğini söyleyerek dışarıdan gelecek yardımı neden kabul etmediklerini
açıklamıştır.95
Hareketin görünürde lideri Eyman Nur olmasına rağmen çoklu bir lider sistemini kabul
etmişlerdir. Hareket içindeki Hıristiyanların lideri George İshak, kadınların lideri Naval Savadi, Laik ve
milliyetçilerin lideri Abdül Halim Kandil’dir. İslamcılar ise tek bir lider göstermemişlerdir. Liderlik
karizmatik bir liderlik şeklinde olmayıp daha ziyade hareketin sözcülüğünü yapan bir liderlik tipidir.
92
Issander El Amrani, agm,
Wahid Abdel, Maguid, agm
94
Al Düstur, 12 Haziran, 2005
95
Al Hayat, 1 Eylül, 2005
93
30
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Basın açıklamaları Kandil ve İshak tarafından yapılarak diğer liderlerin yaptıkları açıklamalar kendi
görüşleri şeklinde değerlendirilmiştir.96
Üyeler arasındaki iletişim ağını internet yoluyla sağlayan Kifaye, bildiriler hazırlayarak sesin
halka duyurmuştur. Öncelikle söyledikleri, başkanlığın iki dönemle sınırlandırılması, güvenlik odaklı
bir yönetimden sosyal ve hukuk devletine geçilmesi, yargının bağımsızlaştırılması, siyasi ve sivil
hakların geliştirilmesidir. Bu talepler Kifaye’yi oluşturan bütün grupların ortak talebi olarak sunulmuş,
demokrasinin amaç olduğu belirtilmiştir. Mısır’ın baskıcı ve otoriter yapısından insan haklarının
dikkate alındığı bir yönetime geçiş isteyen Kifaye, demokratik radikal değişikliklerin yapılmasının şart
olduğunu bunlar gerçekleşirken şeffaf ve barışçıl bir yöntemle yapılması gerektiğini savunmuştur.97
2005’te Hüsnü Mübarek’in anayasanın 75.76.77. maddelerinde değişiklik yaparak ortak
adayların seçime gireceğini açıklaması hareket içerisinde bir bölünmeyi doğurdu. Birinci grup,
Mübarek’in dışarıdan gelecek baskıları önlemek için böyle yaptığını zira kendisinin tekrar seçimlere
katılma kararı aldığını, bu sebeple de seçimlerin boykot edilmesini istediler. Diğer grup ise seçimlere
tek adayla Mübarek’e karşı girilmesini söylediler. Mayıs’ta iki grup arasındaki gerginlik artınca Kifaye
hem seçimlere tek adayla girme hem de bazı bölgelerde seçimleri boykot kararı aldı. İkinci grup siyasi
hedefi ikinci plana alarak toplumsal konular üzerine eğilmeye başladı. Bu ayrılık seçimlerden sonra
Ghad ve Kifaye olarak ikiye ayrılmasına neden oldu ve etkinsi yavaş yavaş azaltmaya başladı.98
2.5 Kifaye ve Feministler
Kifaye’yi oluşturan topluluklardan birisi Mısır feministleridir. Mısır feministleri siyasi bir
hareket olmamalarına rağmen Kifaye hareketine destek vererek kadınlar arasında örgütlenmesini
sağlamışlardır. Mısır’da feminist hareketler İslam ve laiklik çatışması etrafında varlıklarını devam
ettirmişlerdir. Bu bakımdan Mısır feminizminin tarihsel gelişimine bakmamız faydalı olacaktır.
Mısır, İslam dünyasında birçok alanda öncülük yaptığı gibi feminist hareketlerde de öncülük
yapmıştır. Mısır’da feminizmin çıkışı batıyla eş zamanla olmuştur. İlk feminist hareketler yirminci
yüzyılın başlarında ortaya çıkmış, fakat nasır devriminden sonra kontrol altında tutulmuşlardır. 19521970 arasında feminist organizasyonlara yasaklanmasına rağmen önemli aşamalar kaydedilmiştir.
Bugünlerde ise kadın hareketlerinin daha ziyade İslamcılar ve laikler arasında bir rekabete
dönüştüğünü görmekteyiz.99
96
Middle East Tmes, 14 Temmuz 2005
Kifaye Bullten, Kasım 2005
98
Benin agm
99
Zuhur, Sherifa. Revealing Reveiling: Islamist Gender Ideology in Contemporary Egypt.
State University of New York Press: Albany, NY, 1992, s: 27
97
31
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Kadınların büyük bir bölümü askerlik hariç her işte çalışabilmekte, fakat kadın olmalarından
dolayı bazı haklarından mahrum bırakılmaktadır. Batı hayat tarzının taşıyıcı misyonu görevini
yüklenen kadınlar, Kifaye hareketinin en önde gelen savunucularından biri olmuşlardır. Mısır’ın
geleneksel yaşayışı ile batı hayat tarzı arasında köprü kurmaya çalışan bu kadınlar diğer Ortadoğu
ülkelerini de etkilemişlerdir.100
Mısır feminizminin zamanımızda ki öncü ismi Naval Sadavi, Kifaye hareketinin kurucuları
içerisinde yer alarak bir yazar, doktor ve anne olarak Mısır kadınlarına öncülük etmeye devam
etmektedir.101
Mısır’da feminizmin uzun ve yorucu bir tarihi vardır. Erken dönemde feminizm eğilimleri
Kahire’de yaşayan şehirli üst sınıftan çıktı. Bu kadınların öncelikli hedefleri bireysel kadın haklarının
gelişmesiydi. Mısır laikliğinin öncüsü o zamanlar Mısır milliyetçileri olduğu için bu politik hareketin
içinde kalarak büyümeye çalıştılar. Önce hayır kurumlarında çalışarak kadınların sosyal hizmetlerden
faydalanabilmesi için çalıştılar. Bu çalışmaların etkisiyle orta ve alt toplum katmanlarındaki kadınlarla
da temas içerisine girerek onları etkilemeyi başardılar.102
1914’te İngilizlerin yaptırdığı nüfus sayımına göre Mısır’da 20 bin kadın işçi ücret karşılığı
çalışıyordu. Bu kadınların büyük bir bölümü evlerde çalışan hizmetçiler ve pamuk tarlarında çalışan
kadınlardan oluşuyordu. Yine ülke genelinde sayıların 1000’e yaklaşan kadın öğretmenler ve
hemşireler bulunuyordu.103
Çalışan kadınlar genellikle fakir ailelerin kızları olup, çok az bir ücret karşılığında yaklaşık 14
saat çalışıyorlardı. Genellikle 4-5 yıl süreyle çalıştırılan bu kadınların hiçbir sosyal güvencesi yoktu.
Şehirli feminist kadınların öncülüğünde ilk gösteri Kahire’de düzenlendi. Üç yüz kadının iştirak ettiği
gösteride çalışma koşullarının iyileştirilmesi, mesai saatlerinin düşürülmesi ve ücretlerinin
yükseltilmesi talep edildi. İngiliz şirketler bu talebe olumlu cevap verdiler fakat Mısırlılar kadınların
taleplerini görmezden geldiler.104
1919’da Mısırlı milliyetçilerin İngilizlere karşı direniş hareketine şehirde ve kırsal alanda
yaşayan kadınlar ilgi gösterdiler. 1923’e kadar devam eden olaylarda 500’den fazla kadın hayatını
kaybetti. Bu kadınlar milliyetçiler tarafından vatanları için ölen kadınlar olarak görüldü. 1923’te ilk
100
Zuhur, age: 29
Nouraie-Simone, Fereshteh, ed. On Shifting Ground: Muslim Women in the Global Era.
The Feminist Press at The City University of New York: New York, 2005, s: 42
102
Zuhur, s: 35
103
Zuhur, s: 57
104
Abu-Lughod, Lila. Remaking Women: Feminism and Modernity in the Middle East.
Princeton University Press: Princeton, NJ, 1998, s: 112
101
32
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
kadın organizasyonu olan Mısırlı Kız kardeşler kuruldu. Üst sınıfa mensup şehirlilerin kurduğu bu
organizasyon temel kadın hakları üzerinde yoğunlaştı. İlk defa çok evliliğin yasaklanması
gerektiğinden söz edilerek bu evlilik türünün Mısır toplumunun geleneksel özelliği olduğu İslam dini
ile ilgisi olmadığı Nisa adında çıkarılan ilk dergide ifade edildi. Nisa dergisinde yayınlanan yazı din
adamları arasında tartışmaları neden olarak bu yazının toplumsal huzursuzluğu artırdığı gerekçesiyle
yetkililer tarafından derginin kapatılmasına karar verildi.105
Fakat feminizmin öncüsü olan bu kadınlar eşlerinin önemli görevlerde olmalarının da etkisiyle
kadın hareketlerini daha geniş bir alana yaymaktan vazgeçmediler. Evlilik yaşının 16’dan 18
yükseltilmesi ve kadının boşanma hakkının sınırlandırılması gibi kanunların kaldırılmasını istediler.
Boşanma ve evlenme erkeğin kontrolünden çıkarak kadınların ve erkeklerin boşanma ve evlenmede
eşit haklara kavuşturulmasını savundular. İngiltere’nin himayesindeki hükümet kadınların bu
taleplerini dikkate almayarak sadece kız okullarının sayısının artırılmasına yönelik girişimler
gerçekleştirdi. 106
Nasır döneminde ise bir devlet feminizmi uygulandı. Kadın organizasyonlarının yasaklamasına
rağmen Nasır, kadınlara geniş haklar verdi. Modern Mısır toplumunda kadınların etkisini artırmak için
yukarıdan gelen reformlar yapıldı. Özellikle kadınların sağlık ve eğitim haklarından faydalanabilmeleri
hizmet alanlarında erkeklerle eşit haklara kavuşabilmeleri bu dönemde oldu. 1956’da gerçekleştirilen
anayasal düzenleme ile kadınlara oy hakkı verildi ve istedikleri meslekte çalışma hakları tanındı.
Ücretin erkek ve kadınlara göre değil, mesleğe göre belirlenmesi esas alındı. Nasır, zorunlu eğitimi 6
yıla çıkararak kadınlardaki okuma yazma oranını yükseltmeye çalıştı. Bu maksatla okuma yazma
kursları açıldı. İlkokulu bitiren kızların orta ve yüksek öğretime devam etmeleri devlet tarafından
teşvik edilerek sosyal yardımlar ve burslarla desteklendi. Ayrıca ilk defa doğum kontrolü
uygulamasına geçilerek kadınların fazla çocuk doğurmamaları istendi. Tek eşlilik esas alınmasına
rağmen çok evliliğe izin verildi.107
Nasır bu uygulamaları yaparken kadın hareketlerine asla izin vermedi. Hiçbir kadın kuruluşuna
resmi izin vermedi. Fakat yine de kadınların haklarının Nasır döneminde geliştiğini söyleyebiliriz.
Feminizmin toplumdan devlete kaydırılması kadının kimliğini keşfetmesine zarar verirken kadın
haklarını elde etmesi daha iyi bir yaşam sürmelerini sağlamıştır.108
105
Zuhur,:98
Abu-Lughod, Lila, s: 1
107
Abu-Lughod Lila, s:
108
Al-Ali, Nadje. Secularism, Gender and the State in the Middle East: The Egyptian
Women’s Movement. Cambridge University Press: Cambridge, 2000, s. 114
106
33
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Nasır’ın ölümünden sonra iktidara gelen Enver Sedat, kadın hakları konusunda halefinin
gösterdiği başarıyı devam ettiremedi. Ülkenin piyasa ekonomisini benimsemesi batıya bağımlı bir
devlet haline gelmesiyle iş ortamında kadınların geri plana itilmesini sağladı. Daha ucuz üretim için
kadınların emeklerinden faydalanmak isteyen şirketler nasır döneminde verilen hakları kadın
işçilerden esirgediler. Bu politik ve ekonomik uygulamalara karşı Nasır döneminde bastırılmış kadın
hareketleri tekrar sosyal ve politik sahaya taşınarak mücadelelerini kaldıkları yerlerden devam
ettirdiler.109
Kifaye hareketinin üyelerinden Ayşe Saadi, ilk defa 2006’da ülkenin bütün kadın
kuruluşlarının katıldığı bir etkinliğin öncülüğünü gerçekleştirildi. Üç gün süren konferansta kadın
sorunları, akademisyenler ve yazarlar tarafından masaya yatırılarak sorunlar karşısında ortak hareket
edileceğine dair açıklama yapıldı. Kahire’nin Şifa mahallesinde bir kadın işçiye yapılan taciz girişimi,
kadın feminist hareketlerinin ortak gösteri yapmalarını sağladı. Gösteriye 5 binin üzerinde laik, İslamcı
kadın katılarak sorunlar konusunda birlikte hareket edeceklerinin mesajını verdiler.110
Kifaye hareketine kadınların çoğu gönüllü üye olarak katılmışlardır. Kifayenin organizasyonları
özellikle kadınlar üzerinden sürdürülmüş, faaliyetlere katılan kadınlar kendilerine yeni yaşam alanları
açmışlardır. Bir bakıma kadınların politik alana dâhil oluşları politik hayatın gündelik hayatın içinde
daim olması Kifaye hareketinin kadınlara sunduğu imkanlarla olmuştur. Kadınların açtığı blog siteler
Kifaye hareketi tarafından desteklenerek seslerinin duyulması sağlanmıştır.111
Kifaye hareketini destekleyen feministler, Kuran’ı yeniden yorumlama çabasına girerek kadın
merkezli tartışmaların ortaya çıkmasını sağlamışlar ve hareketlerini metni yeniden ele alma şeklinde
söyleyebileceğiz hermenötik yaklaşım olarak göstermişlerdir. Bu maksatla Müslüman feministler,
özgürlük kavramı üzerinde durarak, Kuran’ın kadına özgürlük verdiğinde ısrarcı olmuşlar, iktidar ile
olan ilişkilerini özgürlük üzerinden sürdürmüşlerdir. 112
İskenderiye’de 2007’de namus cinayetleri işlenmiştir. Bu cinayetlerde beş kadın, aileleri
tarafından katledilmiş, Kifaye hareketi bu cinayetleri kınayan açıklamalar yapmıştır. Fakat Kifaye
içerisinde bazı tartışmaların hareketin liberal bir içeriğinin olmasına rağmen bu tür konularda
muhafazakar düşünüldüğünü göstermiştir. Namus, Mısırlı kadınlar için korumak zorunda oldukları bir
yükümlülüktür. Fakat bu koruma önce babalarına, evlendikten sonra ise eşlerine aittir…Kadınlar
109
Zuhur., s: 98
Baron, Beth. Egypt as a Woman: Nationalism, Gender, and Politics. University of
California Press: London, 2005, ss. 78-79
111
Beron age: 81
112
Beron, s: 91
110
34
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
evlenmeden önce abartılı, süslü kıyafetler giyemezler, sokaklarda yalnız başlarına yürüyemezler,
evlendikten başka erkeklerle konuşamazlar.113
İskenderiye’de bir mühendis karısının başka bir erkekle konuştuğunu öğrenir. Konuştuğu
erkek, kadının Mansuriye’de yaşarken tanıdığı çocukluk arkadaşıdır. Erkek karısını önce döver fakat
fazla zarar vermek istemez ve Mansuriye’de yaşayan ailesine teslim eder, ailesi kadını kabullenmez.
Kadın da bunun üzerine tekrar İskenderiye’ye gelerek durumu konuştuğu erkeğe açıklar. Fakat
konuştuğu erkeğin karısı evlenmelerine razı olmaz ve durumu kadının ailesine bildirir. Kadının ailesi
kadının iki erkek kardeşine kadını öldürme görevi verir ve kadın, kardeşleri tarafından öldürülür. Diğer
olaylarda da benzer şekilde gerçekleşmiştir.114
Kifaye bu olayı, bloglar kanalıyla gündeme getirerek bu katliamda herkesin katkısı olduğunu,
konuşmaktan başka hiçbir günahı olmayan kadının hunharca öldürüldüğünü gündeme getirmiş ve
kadını öldüren kardeşlerin aslında yanlış bir toplumsal görevi yerine getirdiğini söylemişlerdir. Kifaye
hareketine mensup kadınlar, başkent Kahire’de “bedenim benimdir”
şeklinde sloganlar atarak
gösteri düzenlemişler ve kadınların haklarını garanti altına alan kanunların tekrar düzenlenmesini
istemişlerdir.
Meclis kadınların erkeklerle aynı haklara sahip olduğunu gösteren bir dizi aile
hukukuyla ilgili kanunname çıkarmıştır.115
Mısır’daki feminist kadınların eşitlik, özgürlük üzerine yoğunlaştıkları görülmektedir. Çünkü
Mısır toplumu diğer Ortadoğu devletlerinde olduğu gibi ataerkil aile yapısına sahiptir. Kadınların
politik mücadelelerinin erkelerle aynı eşit haklara sahip olma ve özgürlüklerinin önündeki engellerin
kaldırılması şeklinde olmuştur. Farklı bir kadın kimliğinin ortaya çıkması mısır toplumu için henüz çok
erkendir. Yine de Kifaye ve yeni Müslüman kardeşler kanalıyla kadınlar, kendi kimliklerine kavuşma
imkanı bulmuşlardır.116
2.5.1 Kifaye Hareketi ve Bloglar
Mısr’ın siyasal değişiminde Kifaye’nin etkisi olduğu gibi sosyal ve kültürel değişiminde
blogların önemli etkisi olmuştur. Özellikle Kifaye hareketine bağlı üyelerin açtığı bloglar, epey ziyaret
almış, Mısır gençliğini yönlendiren unsurlar olmuştur. Bazılarının kim oldukları açıkça belirtmeyerek,
bazıları da açıkça kimliklerini açıklayarak söylemek istediklerini bu bloglar üzerinden gerçekleştirmeye
çalışmışlardır. Bloglarda kadınların daha aktif olduğu ve blogları açanların yaşlarının 18-30 arasında
113
Al Hayat 10 Ekim 2007
Al Hayat 13 Ekim 2007
115
Boyle, Elizabeth Heger, et al. “International Discourse and Local Politics: Anti-Female Genital-Cutting Laws in
Egypt, Feminist Perspective, sayı: 14, 2005, ss.116-125
114
116
Beron. 117
35
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
olduğu görülmektedir. Hükümetin pek denetlemekte gönüllü olmadığı bu bloglar, bağımsız medyanın
sesi olduğu gibi alternatif bir haberleşme işlevi de görmüştür.117
Bu inceleyeceğimiz bloglardan birisi bir Üniversite öğrencisi olan Melek Mustafa’nın açmış
olduğu malek-x.net blogudur. Bu blogda siyasi konulardan sosyal konulara, cinsel konulardan bireysel
ilgilere kadar farklı konuları bulmak mümkündür. Günlük 8-10 bin tıklanma oranı ile kurulduğu
2006’larda Mısır’da ilk yüze girmeyi başarmıştır. Ortalama günlük 30 yorum yapılmakta, 12 farklı konu
girilmektedir. Yorum yapanların 750 farklı isim olduğu görülmüştür. Blogda aynı zamanda alternatif
bir medya dili kullanarak hafif tarazda haberler verilmiştir.118
Bir fotoğraf sanatçısı olan Wael Abbas’ın blogu, misrdigital.blogspirit.com ve Muhammed
Şarkavi’nin speaksfreely.net bloglarıda özellikle Mısır gençliği tarafından yakından takip edilmiştir.
Önemli bir şair olan Ahmet Fuat Negim ve Safinaz Kazım gibi bazı yazarlar bu bloglara yazılar yazarak
farklı kesimlere ulaşabilmişlerdir.119
Melek Mustafa’nın bloğunun pasif bir eyleme de imza attığını görüyoruz. Kahire’de binlerce
kişi bir gece vakti sokakta oturma eylemi yapmış, güvenlik kuvvetlerinin neden böyle bir eylem
yapıyorsunuz sorusuna Melek Mustafa” özgür olduğumuzu göstermek istiyoruz” şeklinde cevap
vermiştir. Bu gösteride şarkılar söylenmiş, danslar edilmiştir. Gösteriye aralarında başörtülülerinde
bulunduğu sol ve İslamcı gençlerde katılmıştır.120
Navara Negm’in açtığı blog, ülke içerisinde büyük bir tartışmanın patlamasına neden oldu.
Televizyondaki Ramazan programlarını eleştiren Navara Negm, bu programların sıkıcılıktan
kurtarılmasını bir eğlenceye dönüştürülmesini istedi. Dini semboller yerine eğlenmenin esas
alınmasını isteyen çok sayıda yorumun yapılması internet üzerinden bir tartışmayı beraberinde
getirdi.121
Medya, Mısır’da bu bloglar kanalıyla ilk defa devlet güdümünün dışına çıktı. Al Mısry Al Youm,
Al Destour, El Karama gibi sözde bağımsız gazetelerin yazarları bu bloglarda yazılarının çıkması için
çalıştılar. İnternet medyasının gücünü fark eden bu gazeteler alternatif bloglar kurmaya çalışsalar da
pek başarılı olamadılar.122
117
Rania al Malky, Blogging for Reform: the Case of Egypt, Arab Media and Society, Şubat, 2007
www. isaleh.uct.ac.za/.../Dr._Mohamed_Hossam_Ismail_Media_Pioneer_Stockholm_2008.pdf, 12 mart 2010
118
Rania Al Malky, agm
119
Rania al Malky, agm
120
Marc Lynch, Blogging the New Arab Public,
www.arabmediasociety.com/.../20070312155027_AMS1_Marc_Lynch.pdf, 13 Mart 2010
121
122
Rania al Malky, agm
36
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Kifaye hareketi sadece politik bir güç olmadığını sessiz yığınların sesi olduğunu bu bloglar
yardımıyla
göstermek
istiyordu.
Kifaye
hareketini
yeni
sosyal
hareketler
içerisinde
değerlendirmemizin nedenlerinden biri hareketin internet ağı ile haberleşmesini sağlaması ve değişik
yollarla apolitik bir muhalefet izleyerek hükümeti eleştirmesidir. Çünkü Kifaye için önemli olan politik
bir mücadeleden çok sivil ve insan haklarının ülkede geliştirilmesidir. Bir anlamda Kifaye bu bloglarla
hareketliliği sağlamış, farklı sesleri ortak bir devinime dönüştürme başarısını gösterebilmiştir.123
Mısır’da eylemciliğin meydanlardan internet ortamına taşınmasında bu bloglar aracı
olmuştur. Örneğin hükümetin 2007’de kadınların süt iznini durdurması blogların çağrısı ile hükümetin
web sayfalarının kilitlenmesine neden olmuş, resmi yetkililer sorumluları bulamadıkları için geri adım
atmak zorunda kalmıştır. Yine Kifaye’nin eylemlerine katıldığı için işinden atılan bir bilgisayar
mühendisinin hak arayışına destek vermek için hackerler o şirketin sitesini çökerterek milyon dolarlık
zarara neden olmuşlardır.124
Melek Mustafa, blogunda kendisini Kifaye taraftarı olarak tanıtarak, Mısır’da her şeyin
merkezi olduğunu, Fakat Kifaye’nin merkezilik özelliği barındırmadığını, bütün farklı tenleri içinde
bulundurduğunu söylüyor ve kendi sitesine en büyük desteği de Kifaye taraftarlarının verdiğini
belirtiyor. Daha önce İslami ve sol gruplara eğilimli olduğunu, Kifaye’nin ortaya çıkmasından sonra bu
harekete destek verdiğini söyleyen Melek, Kifaye liderlerinden her zaman destek aldığını belirtiyor.125
Bloglar, Kifaye hareketi ortaya çıktıktan sonra gelişmişlerdir. Otoritenin gücünü kontrol
etmede bir haberleşme olanağı verdiği gibi aynı zamanda birey ve toplum ilgilerinin gelişmesine de
katkıda bulunmuştur. Politik olmayan bir sahada politik bir dil kullanmadan iktidarla mücadele etme
imkânı veren bloglar, teknolojik gelişmeler sayesinde devletin birey üzerindeki etkisinin sınırsız
olmadığını da göstermiştir. Melek Mustafa, blogların bu etkisini “Bir yerde bloglar el ele tutuşarak
sokaklarda eylem yaptığınız hissini veriyor, bir anlamda da sessiz protestolar yaptığınızı gösteriyor”
şeklinde yorumlayarak blogların toplumu harekete geçirmede ne kadar etkili olduğunu belirtmek
istemiştir. Devletin politik, dini ve etnik çoğulculuğu kısıtlamasına, bloglar alanlarını açarak kendi
bölgelerinde politik, etnik, dini sınırlığın olmadığını göstermektedirler.126
Bloglar öncelikle bireyselliği öne çıkarmakta daha sonra aktif bir muhalefet sergilenmesini
sağlamaktadır. Kifaye hareketinin en önemli özelliklerinden biri de bireyselliği öne çıkarması ve
nerede olursa olsun hakların savunulmasıdır. Bir bakıma Kifaye’nin internet ortamındaki görünümü
123
Marc Lynch, agm
124
Sharon Otterman, Publicizing the Private: Egyptian Women Bloggers Speak Out,
www.arabmediasociety.com/.../20090119163104_AMS1_Sharon_Otterman.pdf, 15 Mart 2010
125
March Lynch, agm
126
Sharon otterman, agm
37
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
olan bloglar, değişik politik düşüncelere ve farklı hayatlara sahip insanların birbirini okumasını,
anlamasını sağlayacak bir ortam sunuyor. Gücün devletin dışına çıkmasını sağlayarak, devlete
kendisinde farklı kabul etmek zorunda olduğunu hatırlatıyor.127
Kifaye’nin gerçekleştirmeye çalıştığı toplum tipi ilkin internet ortamında oluşmaktadır. Hem
çoğulculuk esas alınarak hem de farklı ideolojiler ortak iyide bir araya getirilerek etkili ve şekilsiz bir
muhalefet biçimi ortaya konmuş oluyor. Fakat burada şöyle bir eleştiride yapılabilir. Acaba Kifaye
bloglar kanlıyla muhalefet gücünü tüketiyor mu? Devletin ordu, bürokrasi, yargı gibi güç odaklarına
karşı savunmasız bırakarak iktidarın daha fazla güçlenmesine katkıda mı bulunuyor? Fransız düşünürü
Michel Foucault’un iktidar söylemiyle baktığımızda her iktidara karşı muhalefet biçimi aynı zamanda o
iktidarı güçlendirme biçimidir. Fakat iktidar her yerde ise her yerde olmak gerekmez mi?128
Kifaye hareketi bütün farklı renkleri aynı yelpazede birleştirmeye çalışan bir hareketin adı
olduğu için blogların etkisi Kifaye hareketini güçlendirecektir. Devlet dışı alternatif medya
kaynaklarının Kifaye’nin yörüngesi altına girmesiyle haber, düşünce başta olmak üzere bir çok
haberleşme aygıtının da Kifaye’de merkezileşmesini sağlamıştır. Teknolojik gelişmeyle meydana gelen
sosyal değişimin öncüsü haline gelen Kifaye blog yazarları, hem Mısır da ki bağımsız medyanın
gelişmesini sağlamışlar hem de topluma bir dinamizm katmışlardır.129
2.5.2 Hükümetin bloglarla mücadelesi
Mısır hükümeti blogların toplum üzerindeki etkisini anlamakta gecikmemiş, blog açanlara
karşı baskı, şiddet uygulayarak ve tutuklamalar yaprak blog yayınlarını önlemeye çalışmıştır. İçişleri
Bakan yardımcısının, bir otel odasında uygunsuz bir şekilde kadınlarla yakalanmasını görüntülerle
haber yapılması üzerine Hüsnü Mübarek çok sevdiği bürokratını görevden almak zorunda kalmıştı.
Mısır uzantılı bloglar bu olay sonrasında kamu güvenliği tehdit ettiği gerekçesiyle kapatılmış,
bloglarda yazanlar, takip edilmiş, haklarında suçlamalar çıkartılmıştır. Nora Hüseyin, blogunun Basın
Enformasyon müdürlüğünün aldığı kararla kapatılmasından sonra telefonunun sürekli dinlendiğini,
şehirlerarası seyahat etmesine izin verilmediğini ve sokakta yürürken sivil birisinin kendini izlediğini
Katar’dan yayın yapan bir internet sitesine açıklamıştır. 130
İnternet blogları konuşma özgürlüğünün tasarruf edildiği alanlar olarak değerlendirilmiştir.
Yönetimdeki değişiklikler yavaş gerçekleşmesine rağmen insanlar yaşamlarını kolayca sanal alanlara
127
March Lynch, agm
Sharon otterman, agm,
129
March Lynch, agm
130
Dar al Hayat, 25 Nisan 2006
128
38
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
kaydırabilmişlerdir.
Hükümetin tepkilerine rağmen birçokları özel internet ağlarında özgürlüğü
yaşamışlardır.
Ezher Üniversitesi Hukuk bölümünde akademisyen olan Abdül Kerim, kendi arkadaşları
tarafından şikayet edilmiş, tutuklanarak hapse atılmıştır. Suçlanma gerekçesi web sitesinde dini
karışıklık çıkarmak istediği öğrencileri diğer hocalara karşı kışkırttığı ileri sürülmüş, polis
incelemesinde suçlu bulunarak mahkeme tarafından 3 yıl hapis cezasına çaptırılmıştır.131
Aleksandaria blogunun kurucusu Amir Attia, halkı hükümete alenen kışkırtmak yüzünden 2007’de 4
yıl hapis cezasına çarptırılmıştır. İçişleri Bakanlığı hükümet aleyhine ve dini siyasal amaçlı kullanan
sitelerin haber verilmesi için bir ihbar hattı kurmuş ve yapılan ihbarlar sonucu 100 yakın blogu zararlı
yayın yaptıkları gerekçesiyle kapatmıştır.132
Blogların eylem amaçlı kullanılmasından en fazla yararlanan hareket Kifaye olmuştur. Fakat
bu blogların belirli yaş kuşağına hitap etmeleri geniş kesimlere yayılmasını engellemiştir. Kifaye
üyelerinin kurduğu blog sayısı 250’nin üzerindedir. Çoğu profesyonel olmadığı için belirli bir süre
sonra kendilerini kapatmak zorunda kalmışlardır. Bu bloglar sadece Mısır’da değil, Ortadoğu ülkeleri
ve Avrupa’da da etkisini göstermiş, bir çok kimse ve kuruluş Mısır’da yaşananları bu blogların verdiği
haberlerden öğrenmiştir. Yeni sosyal hareketlerin en temel özelliklerinden kabul edilen çoğulculuk,
bu bloglar kanalıyla gerçekleştirilmeye çalışılmıştır. İnsanlar internet ortamında birbirlerine şiddet
uygulamadan tartışmışlar, birbirlerinin fikirlerinden etkilenmişlerdir.133
3. Müslüman Kardeşler
3.1 İslami Hareketlerin Sosyal Hareketlere Yönelmesi
İslami hareketlerin sosyal hareketlere dönüşmesi kolay olmamıştır. Çünkü İslami hareketlerin
imajı, Cihad ve Cemat-i İslami gibi hareketlerin şiddet içeren eylemleri sonucu sarsılmıştı. Enver
Sedat’ın öldürülmesi Hıristiyan Kıptilere ve batılı turistlere girişilen saldırılar, hükümetle İslamcı
güçlerin karşı karşıya gelmesini sağlamış bu savaşta 1000’e yakın İslamcı hükümet güçleri tarafından
öldürülürken 18 bine yakın İslamcı tutuklanarak hapse atılmıştı.134
İslami hareket ve oluşumların sayısı Mısır’da yüzün üzerindedir. Birçok sufi tarikatın yanı sıra
sayıları 3 milyona yaklaşan politik kaygıları olmayan Selefi cemaat yanlıları vardır. Bu cemaat, Mısır’ın
131
Al Düstur 22 Ekim 2007
Middle East Times, 12 Haziran, 2008
133
Al Hayat 14 Aralık 200
132
134
Baker, R. W. Islam without Fear: Egypt and the New Islamist. Cambridge, Massachusetts &
London: Harvard University Press, 2003, s: 12
39
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
hiçbir döneminde siyasi yelpaze içinde kendisini konumlandırmamış, hükümetle barışçıl ilişkiler
kurarak faaliyetlerini dini tebliği ve yardımlaşmayla sınırlandırmıştır.135
Mısır’da 1980’li yıllarda gözle görülür bir dindarlık yaşanmıştır. 1980’lerden önce 40 bin olan
camii sayısı 2000’lerin başında 110 bine fırlamıştır. Kahire’de 10 binin üzerinde mescidin olması bu
dindarlık biçiminin nasıl bir seyir takip ettiğini göstermeye yetmektedir. Yine 2000’lerin başında
dernek sayılarında artışlar olmuş, sayıları on binleri bulan dernekler İslamcılar tarafından
kurulmuştur. Kitap, dergi, dini kasetlerin sayısında da yüzde 25 gibi artışlar gerçekleşmiştir. Bu
dindarlığın artışının nedenlerini hem iç hem de dış faktörlerde aramak gereklidir. Köyden kentlere göç
edenler, İslami hareketlerin şemsiyesi altında yeni hayatlarına uyum sağlarken devletin
liberalleşmesinin getirdiği sorunlar İslami yardım dernekleri ile giderilmeye çalışılması İslamcılığın ve
dindarlığın yükselmesinde rol oynamıştır.136
İslami dergilere izin verilmesiyle Müslüman kardeşlere mensup yazarların çıkardığı Dava
dergisinin tirajı 250 binlere ulaşarak Mısır tarihinde bir ilk yaşandı. Yalnızca dini konularda yayın
yapan Radyo Kuran, en popüler radyo kanalı olurken sinema ve tiyatro izleyicisinde gözle görülür bir
düşme yaşandı. Devlet televizyonu bile dini yayınların sayısını artırarak izleyicinin uyduyla seyredilen
Suudi kanallarla yönelmesini engellemek istedi. Alkol tüketimi 1999’da yüzde 10 seviyelerine
düşerken Tahrim meydanındaki barlar ve gece kulüpleri kapanmaya başladı.137
3.1.1 İslami hareketler ve Sivil toplum kuruluşları
İslami hareketlerin topluma yönelmeleri 1990’lı yılların ortalarından itibaren kendisini
göstermeye başladı. Örneğin Ayn Şems üniversitesinin akademik kadrosunun yüzde elliden fazlasını
İslami hareketlere mensup akademisyenler oluşturdu. Doktorlar, mühendisler, avukatlar,
öğretmenler gibi meslek birlikleri ve işçi sendikaların yönetimi bu hareketlerin eline geçti. İslami
hareketler her yaş grubuna hitap eden hareketler olarak yaşlı genç, erkek, kadın için hem ayrı hem de
birlikte toplumsal üretim gerçekleştirebilecekleri mekânlara sahiptiler. 138
Aynı zamanda İslami hareketlerin yaygın iletişim ağlarına sahip oluşu üyeler arasında teması
sağlamakla birlikte Mısırlıların temel ihtiyaçlarını sağlamaya da hizmet etti. Bu iletişim ağları kimlik
135
Moaddel, M. The rise of the Muslim Brothers in Egypt: Islamic modernism, nationalism, and
fundamentalism. Chicago: The University of Chicago Press, 2005, s: 211
136
Baker, age: 65
Baker: 73
138
Moaddel: 117
Moaddel: 181
137
40
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
duygularını güçlendirirken hareketlerin sosyalleşmesinde pozitif bir rol oynadı. Bu hareketleri hem
entegrasyonu sağlayan hem de değişim sürecinin failleri olarak değerlendirebiliriz.139
Mısır yönetiminin geleneksel yukarıdan aşağı kalkınma hedeflerinin uygulanmasındaki
başarısızlıklar, İslami hareketlerin sivil toplum kuruluşlarına yönelmesinde etkili olmuştur. Camiler
etrafında örgütlenen bu dernekler, milyonlarca Mısırlıya ucuz ve ücretsiz gıda ve sağlık hizmeti
sunarak devletin sosyal alanlardaki boşluğunu gidermişlerdir. Bu dernekler bünyesinde Kuran kursları
anaokulları, dikiş kursları, bahçe bitkileri gibi kurslar açılarak özellikle kadınların bu hizmetlerden
yararlanmaları amaçlanmıştır. Kahire’nin kuzeyindeki İmbaba Mahallesi devlet imkânlarının
ulaşmadığı fakat İslami hareketlerin sosyal çalışmalarının bulunduğu bir yerdir. Buradaki evlere su,
elektrik gibi alt yapı hizmetleri bu hareketler kanalıyla getirilmiştir. 1992 Kahire depreminde ve 1995
Sel felaketinde 5 milyondan fazla insan bu hareketlerin yardımlarından faydalanmıştır. 140
Bu hareketler, Mısır toplumuna yabancı batı kültürün etkisine karşılık alternatif bir sosyal,
kültürel ahlaki cemaat yapısı sunmaktadır. Bu hareketler oluşturdukları bu cemaatler kanalıyla hızlı
küreselleşmeye ve ahlaki dejenerasyona karşı toplum için bir güvenlik ağı oluşturmaktadırlar. Günlük,
haftalık ve mevsimlik toplantılar, seronimiler, sadece kültürel bir karşı koyuş hizmeti ortaya
koymamakta aynı zamanda bir kimlik etrafında üyelerini birleştirmektedir.141
Tanta mahallesinde İslami hareketlerin oluşturduğu kütüphane, internet cafe, dikiş
kurslarından faydalananların sayısı 3 bine çıkmıştır. Sohbetler, geziler, konferanslar, tatil etkinlikleri
mahalle sakinleri arasındaki sosyal ağı geliştirmiştir. Bu toplantılara devam eden Hıristiyan kökenli bir
kadın dostluk ilişkilerine önem verdiği için tercih ettiğini söyleyerek, ahlaki bir aidiyet duygusu içinde
kalmak istediğini göstermiştir. Ayrıca erkekler için boş vakitlerin geçirilmediği Bosna, Çeçenistan,
Filistin olaylarının konuşulduğu kahveler birer müzakere meclisi işlevi görmüştür. Yaşlılar için hac
dernekleri kurulmuş hac sonrasında da birlikte hacca gidenler bu dernekler kanalıyla birbirleriyle
ilişkilerini devam ettirmişlerdir.142
Fakat İslami hareketlerin sosyal hareketlere yönelmeleri kendi içlerindeki tartışmaları da
alevlendirdi. Bazı hareketler bu açılımın Mısır yönetiminin isteği doğrultusunda devam ettiğini
söylerken bazıları yapılanları yetersiz bulup daha fazla toplumla iletişim kurulması gerektiğinde ısrarcı
139
Baker: 74
140
Fahmy, N. S.. The Politics of Egypt: State-Society Relationship. London & New York:
Routledge Curzon. 2002, s: 45
141
142
Fahmi; 53
Baker: 77
41
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
oldular. Sonuçta hareketler içinde bölünmeler ortaya çıkmasına rağmen Mısır halkı bu hareketler
kanalıyla sosyal entegrasyonunu gerçekleştirebildi.143
3.1.2 İslami hareketler bir çözüm mü?
Mısır halkının fakirliği ve fırsat alanlarının oldukça az olması toplumu hükümet dışı arayışlara
yönlendirmiştir. Devletin totaliter ve oligarşik yapısı, bireylerin hareket alnını sınırlandırdığı gibi
bürokratik hantal yapı sorunların çözümünü zorlaştırmaktadır. Rüşvet, yolsuzluk, adam kayırma
devlet gücünün şahsi ve bürokratik çıkarlar için kullanılması sivil toplum kuruluşlarının halk üzerindeki
etkisini artırmıştır. Devlet görevlileri ile kendisi arasında sınır gören geniş halk kitleri sivil toplum
kuruluşlarını kendisinin dolayısıyla çevrenin hareketleri olarak değerlendirmektedir.
Mısır hükümeti güvenlik odaklı bir devlet olduğu için halkından giderek uzaklaşmış, halkın
tekrar güvenini kazanma çabalarına girmemiştir. Fakirlik toplumun en büyük sorunu haline geldiği
yıllar ile İslami hareketlerin yükselişe geçtiği dönemlerin aynı olması refah devlet anlayışının sistem
dışı hareketlerin büyümesine ortam hazırladığı yargısını kuvvetlendirmektedir.
Bu dönemlerde
toplumun baştan başa bir yenilenme içerisinde olduğunu görünüyoruz. Üniversitelerde başı örtülü
öğrencilerin sayısının artması İslami kıyafetler giyen gençlerin üniversite koridorlarında görülmesi
toplumun devlete karşı en baskın grubun içinde kalarak sessiz bir direnişe geçtiğinin göstergesidir.
Laik ve milliyetçi muhalefetin yalnız pasif siyasi rekabetle sınırlı kalması,yoksul halk kesimlerinin ve
yeni orta sınıfın İslami hareketlere yönelmesini sağlamaktadır. İslami sosyal hareketler, Mısır
toplumuna yaşanan sorunların nedeni olarak İslami prensiplerden ayrılmak şeklinde göstererek İslam
dininin total bir çözüm sunduğunu söylemekteler. Özel cami ve mescitler açarak, gönüllü hayır
dernekleri kurarak, sağlık kliniklerinde fakir halka ücretsiz hizmetler vererek, faizsiz kar dağıtım
kurumları ve katılım bankaları açarak İslam’ın nasıl bir çözüm sunacağını pratik olarak
göstermektedirler.144
İslami sosyal hareketlerin yükselmesinde, Mısır’ın İsrail’e karşı 1967 ve 1973 savaşlarını
kaybetmesinin önemli bir yeri vardır. Nasır sosyalizminin ve batı değerlerinin yenilgisini tadan Mısır
toplumu üçüncü alternatif yol olarak İslam’ı görmüştür. Çünkü sosyalizm, Nasır döneminde, Amerikan
liberalizmi Sedat ve Mübarek dönemlerinde uygulanmış, toplumsal sorunları çözmek yerine içinden
çıkılmaz bir hal olmasına neden olmuştur. İslam henüz denenmemiştir. Batıcılığa ve sosyalizme karşı
olduğunu söyleyen İslamcıların hep engellenmek istenmesi toplumun bu yeni sosyal hareketlere
yönelmesini sağlamıştır. Ayrıca Sedat döneminde Nasır sosyalizminin etkisini sona erdirmek için Mısır
143
Fahmi: 91
Fahmi: 95
144
42
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
yönetimi İslami hareketlerle gönülsüz işbirliğine girmiş, bu ortaklıktan en karlı çıkanlar başta Cemaat-i
İslami gibi selefi İslami hareketler olmuşlardırr.145
3.2 Bir sosyal hareket olarak Müslüman Kardeşler
Müslüman Kardeşler, 1990’lı yıllarda söylem ve tarzlarında demokrasi ve liberal eğilimlere
yöneldiler. Şiddet ve çatışma unsurlarını bir kenara bırakarak devletle birlikte var olma anlayışını
benimsediler. Hareketin bu yıllardaki faaliyetleri dikkatli incelendiğinde kamuoyuna yapılan
açıklamaların siyasi eleştiriden uzaklaşmaya başladığı görülmektedir. Müslüman Kardeşlerin bu
siyaset değişikliğinin en önemli nedeni o yıllarda Mısır’da ortaya çıkan şiddet eğilimli Cihat
hareketlerinden kendilerini korumaya çalışmaları gösterilebilir. 146
Devlete karşı bir İslam yerine toplumun benimseyeceği bir İslam algısı içerisine giren hareket,
politik söylemini sosyal söyleme kaydırmaya başlamıştır. Bir kimlik hareketi a ortaya çıkan Müslüman
Kardeşler, grup organizasyonları ve aktiviteleri ile kendini sosyal hareket bağlamında ele alınmasını
sağlamıştır. İdealler, organizasyonlar ve çevre ilişkilerinde sosyal mobilizasyonu sağlayabilen ne İslam
dünyasında ne de Ortadoğu’da bu denli yaygın bir sosyal hareket bulunmamaktadır. 147
Müslüman Kardeşler bir ilkokul öğretmeni, Hasan el Benna tarafından Suveyş kanalının
kıyısında o zamanlar için küçük bir şehir olan İsmailiye’de kuruldu. Hareketin ilk üyeleri Suveyş
kanalında çalışan 6 işçiden oluşuyordu. Hareket o sıralarda Mısır toplumunda yaygın olarak görülen
dini hareketlerden yalnızca biriydi. Hasan el Benna liderliğindeki bu hareketin diğerlerinden çok farklı
yönleri de bulunmuyor, ayrı bir niteliği göze çarpmıyordu. İlk üç yıl hareket küçük bir hareket olarak
kalarak faaliyetlerini yalnız lise öğrencileri ve işçiler üzerinden sürdürdü.148
Üç yıl sonra Hasan el Benna’nın karizmatik yapısı ve grup üyeliğinin işçiler ve öğrenciler
arasında bir organizasyona dönüşmesi, hareketin diğer kasabalara da yayılmasını sağladı. 1932’de
Müslüman Kardeşler faaliyetlerini daha geniş bölgelere yaymak için merkez olarak kendine Kahire’yi
seçti. Kahire’de Hasan el Benna’nın konferansları, halk buluşmaları, seyahatleri bir grup hareketinden
bir organizasyona dönüşmesini sağladı. Önce hareket kendisini Benna’nın kardeşleri olarak
isimlendirdi, daha sonra da Müslüman Kardeşler ismini aldı. 1933’de ilk haftalık gazetesini çıkaran
145
Baker: 78
John Esposito, İslamiyet ve Demokrasi, Çev.Ahmet Fethi,Sarmal Yayınları, İstanbul, 1998, s:260
147
Baker: 75
148
Baker: 23
146
43
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
hareket, kısa sürede bütün Mısır’da tanınmaya başladı. 1938’e gelindiğinde hareketin üyelerinin sayısı
50 bin ile 150 bin kişiye ulaştı.149
Müslüman Kardeşlerin ilk yıllarında özellikle siyaset dışı dini yenilenme ve sosyal yardım
üzerinde durulur. Hareketin aktiviteleri yeni üyeler kazanma, dini sohbetler ve sosyal yardım
organizasyonları kurma şeklindedir. Sık sık ev sohbetleri düzenlenir, Hasan el Benna kahve ve
camilerde konuşmalar yapar, fakirler için aş evleri kurulur. Hasefi Hayır Cemiyeti adı verdikleri yardım
teşkilatının şubeleri başta Mahmudiye olmak üzere diğer şehirlerde de açılır.150
Aslında sömürge döneminde Mısır, bu tarz örgütlenmelere açıktı. Toplum, dini ve toplumsal
açıdan çeşitli hizmetler sunan kurumları sıcak karşılıyor, bu oluşumları sömürgeciliğe karşı bir sığınak
olarak görüyordu. Hasan el Benna’nın başlarda siyasetten hareketin üyelerini uzak tutması bu
hareketin yetkililerce görmemezlikten gelinmesine yol açıyordu.
İslam’ın siyaset üzeri
değerlendirilmesi, politikacıların Hasan el Benna’nın faaliyetlerini aynı zamanda olumlamaları
anlamına geliyordu.151
1930’ların sonlarında Arap dünyasında Filistin krizinin çıkması hareketin anlayışını ve
uygulamalarını değiştirdi. Mısır toplumu, Filistin’de yaşanan olaylarla ilgileniyor ve Yahudilerin
yaptıklarına karşı çıkıyordu. Çünkü Filistinlileri, Mısır toplumu kendilerinin birer parçası olarak
değerlendiriyor, onlara yardım edilmesi gerektiğini düşünüyorlardı. İslamcı,Sol, Milliyetçi aydınların
başlattığı gösterilere halk geniş katılım gösteriyor, cami dernekleri Filistin için yardım topluyordu.
Filistin’de yaşananlar için sadece Yahudiler sorumlu tutulmuyor, 1881’den beri Mısır’ı sömürgeleri
arasına katan İngiltere’de suçlanıyordu. Mısır’daki politik rejimin İngilizlerin kontrolünde olması Mısır
halkı ile İngilizleri karşı karşıya getirmeye yetiyordu. Hasan el Benna ve arkadaşları yaptıkları
konuşmalarda Filistin sorununun bütün İslam dünyasının bir sorunu olduğunu ve İslam dünyasının
başta İngiltere olmak üzere sömürgecilere karşı bir mücadele başlatması gerektiğini söylüyorlardı.152
Hasan el Benna, 1941 parlamento seçimlerine birkaç Müslüman Kardeşler üyesi adayın
katılması kararını verdi. İlk defa hareket bu amaçla gösteriler ve mitingler düzenledi. Gösteri ve
mitiglerde
konuşan
konuşmacılar
seçimlerden
ziyade
Filistin
meselesi
sosyal
reform
gerçekleştirilmesi, İngilizlerin Mısır’dan çekilmesi gibi konular üzerinde durdular. Gösterilerin
yaygınlaşması üzerine İngiliz askeri yetkilileri hasan el Benna’dan Kahire’yi terk etmesini istediler.
Benna ve arkadaşlarının İngilizlerin bu tepkilerine karşı seslerini daha fazla yükseltmeleri hareketin
149
Mitchell, Richard, The Society of the Muslim Brothers, Londra, Oxford University Press,1969 s: 9 Üyelerin
resmi kaydının tutulmadığı için Mitchell, bu rakamın değişebileceğini belirtir.
150
Lia, Bıynjar, Müslüman Kardeşlerin Doğuşu, (çev: İhsan Toker), Yöneliş Yayınları, İstanbul, 2000, s. 61
151
Burgat, François The İslamic Movement in North Africa, Texas, University of Austin Press,2007 s. 145
152
Brynjar, Lia, s: 81
44
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
faaliyetlerin yasaklanmasına ve Benna’yla birlikte birkaç arkadaşının tutuklanmasına yol açtı. Fakat II.
Dünya Savaşı’nın çıkması İngiltere’nin Mısır üzerinde daha dikkatli bir siyaset izlemlerini sağlayarak
hareketin üyelerinin serbest bırakılmasına ve faaliyetlerin devam ettirilmesine kapı aralandı.153
Müslüman Kardeşler, 1949’a gelindiğinde ülkenin en büyük sosyal organizasyonu durumuna
geldi. Hareketin üyelerinin sayısı 300 ile 600 bine ulaştı. Hatta Hür Subaylar darbesini yapanlardan
Cemal Abdünnasır bile bir süre hareketin içersinde aktif çalışmalarda bulundu. II. dünya Savaşı’nın
sona ermesiyle Mısır yönetimi tekrar hareket üzerine gitmeye başlayarak Kahire’nin dış mahallerinde
yeni şehre gelmiş sakinlerine karşı operasyon başlattı. Hükümet yetkilileri operasyonlarda birçok
patlayıcı silahın ele geçirildiğini ve Müslüman Kardeşlerin yönetimi devirme planlarının olduğunu
açıkladılar. Yüzlerce Müslüman Kardeşler mensubu tutuklanarak hapse atıldı. Mısır başbakanı
Mahmud Fahmi Nukraşi ‘ye suikast düzenledikleri gerekçesiyle örgütün üst düzey yöneticilerin hepsi
tutuklanarak bir kaçı hakkında idam cezası verildi ve uygulandı.154
Bu olaydan sonra Müslüman kardeşler yasaklı bir hareket olarak sosyal çalışmalarını
sürdürdü. Cemal Abdünnasır’ın devrimden sonra hareketin üzerine gitmesi hareketin önderlerini
kendisine suikast düzenledikleri gerekçesiyle idam edilmelerini sağlanması gelecek otuz yıl boyunca
siyasetten kopmalarını sağladı.155
Müslüman Kardeşlerin kısa sürede Mısır toplumunun en büyük sosyal hareketine
dönüşmesini Emile Durkheim’in sosyal değişim ve anomi yaklaşımıyla açıklayabiliriz. Mısır’da nüfusun
artması, şehirleşme ve sanayileşmenin toplumdaki çatışmalar meydana getirmesi toplumun
Müslüman Kardeşlere yönelmesinde etkili olmuştur. Eğitim almak için ülkenin farklı şehirlerinden
Kahire’ye gelen öğrencileri ilk karşılayanlar, Müslüman kardeşlerin üyeleri olup, barınma, yiyecek
ihtiyaçları bu hareketin hayır cemiyetleri tarafından karşılanmıştır. Geleneksel dini inanışın etkisinde
olan yeni şehirli halkın ihtiyaçlarının karşılanması sosyal ilişkilerinin düzenlenmesi hep bu hareketin
üyelerinin kanalıyla gerçekleştirilmiştir. Hareket bir bakıma sömürge döneminde Mısır’ın devlet
yapısına egemen olmayan sosyal adalet, sosyal refah gibi kavramları başta yeni şehirliler olmak üzere
Mısır toplumuyla tanıştırmıştır.156
Sömürge sonrasında Mısır toplumunun tanık olduğu hızlı modernleşme ve şehirleşmeye
birlikte karşılaşılan sorunlara karşı çözümlerin Müslüman Kardeşler’den gelmesi Nil kenarında ve
Kahire’nin varoşlarında yaşayan halk için bir çekim merkezi olmuştur. 1939-1947 ve 1953-1961 yılları
153
Burgat, age. 112
Brynjar, : 112
155
Esposito, age. 267
156
Fahmi, age:110
154
45
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
arası Mısır’da şehirleşmenin en yoğun olduğu dönem ve hareketin üyelerinin sayısının en fazla arttığı
zaman dilimleridir.157
Müslüman Kardeşlerin Mısır’daki sosyal yapısı onların siyasi hareket yapısına dönüşmesini
kolaylaştırmıştır. Çevre ve yönetimle ilişkiler, temel politik değerler üzerinden yürütüldüğü için
hareketin sosyal mobilizasyona yönelmesinde başat eken olmuştur. Fakat Hasan el Benna’nın
öldürülmesinden sonra karizmasının doldurulamayışı hareket içerisinde ayrılmaları ve bölünmeleri de
beraberinde getirecektir. 158
Hasan El Benna’nın ölümünden sonra hareketin liderliğine getirilen Hasan Hüdeybi,
Müslüman Kardeşleri daha geleneksel ve esnek bir çizgiye çekerken Seyyid Kutub’un başını çektiği
muhalif kanat entelektüel ve politik amaçlarının öne çıkarılmasında ısrarcı oldu.
Sosyal ağı
kuvvetlendirmeyi öne çıkaran Hüdeybi grubu, faaliyetlerini ahlaki değerler üzerinde yürütürken grup
inanç ilkeleri üzerinde yoğunlaşarak cahiliye diye adlandırdığı Mısır siyasetine daha köklü çözümler
getirilmesi noktasında ısrarcı oldu. Bu grupta da birkaç bölünme yaşandı, öne tekfirciler diye bir grup
daha sonra da Cemaat-i İslami ve Cihad grupları ortaya çıktı. Fakat ne Hüdeybi grubu ne de diğer
ayrılan gruplar Hasan el Benna döneminde yaşanan sosyal mobilizasyonu gerçekleştiremediler.159
Müslüman Kardeşler bu bölünmelerden ve ayrılmalardan sonra daha ılımlı bir yol izleyerek
Mısır toplumunda etkin olma ve legalize olma çabalarına girdi. Sokak gösterilerinden uzak durarak
hükümete yönelttikleri eleştirileri askıya aldılar. Aslında bilinçli veya bilinçsiz hareket kendi seyri
içerisinde eviriliyordu. 1990’lı yılların ortalarında çıkacak Yeni Müslüman kardeşlerin temelleri
atılıyordu. Yine de politik söylemlerini komünizm ve milliyetçiliğe eleştiri olarak sürdüren hareket
doğrudan hükümet yerine ideolojilere yönelmesi bir kimlik algılayışını beraberinde getirmekteydi. Bu
yeni kimlik Hasan el Benna’nın da vizyonuna yakın olup hem harekete bağlıları bir arada tutmayı
sağlıyor hem de mısır dışındaki İslami yapılanmalarla ittifaklar kurulmasını kolaylaştırıyordu.160
Berlin Duvarı’nın yıkılması, Sovyetler Birliği’nin çökmesi ile dünyanın yeni bir döneme girdiğini
fark eden Müslüman kardeşlerin öncüleri demokrasinin yeni dönemlerde en fazla baş vurulacak
yöntemlerden biri olduğunu bilmekteydiler. İnsan hakları, eşitlik, adalet, özgürlük gibi kavramlar her
zamankinden daha çok mısır toplumunda duyulmaya başlanmıştı. Politik bir harekete dönüşmek
yerine politikada kendine yer edinen bir sosyal hareket haline gelmek Müslüman Kardeşlerin geleneği
157
Esposito, s:265
Fahmi: 118
159
Fahmi: 119
158
160
Jāmi„, M. Wa ‘Araftu al-Ikhwān. Cairo: Dār al-Tawzī„ wa al-Nashr al-Islāmīya, 2005, s: 23
46
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
açısından daha tutarlıydı. Mısır’ın totaliter yapısı da Müslüman kardeşlere parti kurma izni
vermiyordu.161
Müslüman Kardeşler daha önceleri değişik partiler içersinde aktif olarak siyaset yapmışlardı.
Nasır döneminde Vefd partisi içerisinde bir Müslüman kardeşler mensubu milletvekilinin
bulunmasına izin verilmişti. 1987 seçimlerinde dört milletvekilini bağımsız olarak parlamentoya
sokmuşlardı. Daha sonraki seçimlerde de Sosyalist İşçi Partisi el Amal ve liberal parti el Ahrar’la seçim
ittifakı yaptılar. Yalnız faaliyetlerini dini ve siyasi bir hareket olarak sınırlamamışlar hukuk, doktor ve
mühendis sendikalarında da etkin olmuşlardı. 1994 yılında Mısır üniversitelerinde en etkin grup
Müslüman kardeşler olup her üniversitede öğrenci dernekleri ve kulüpleri bulunmaktaydı. Hareket
dönüşerek devlet üzerinde baskı grubu oluşturacak bir sivil toplum mekanizmasını 2000’lere
gelindiğinde büyük ölçüde başarmıştı.162
3.3.Kardeşlerin politik mücadelesi
Müslüman Kardeşlerin sosyal hareketten yeni sosyal harekete dönüşmesinde Mısır’da yaşanan
demokratikleşme süreci etkili oldu.
163
Mart 2004’te Kahire’de geniş katılımlı bir konferans
düzenlediler. Bu konferansa basın yayın organlarından birçok yazar, sendika temsilcileri, parti liderleri
ve e öğretim görevlilerini davet ettiler. Bir üniversite öğretim görevlisinin gerçekleştiğini sunumda
Mısır’ın yeni siyasi hayatına yönelik projeler vardı. ABD’nin “Büyük Ortadoğu Projesi”nin açıklandığı
tarihte gerçekleşen bu sunum yalnızca bir tesadüf değildi. Çünkü bu sununda da Mısır’ın
demokratikleşmesi gerektiğinden bahsediliyor insan haklarının geliştirilmesine vurgu yapılıyordu.
Milliyetçi Sosyalist Nasırcı Parti, liberal Vefd ve sosyalist Tagammu partileri bu projeye ilgi
göstermişler daha sonra kurulacak ittifakın temellerini atmışlardı.164
Mübarek yönetimin sert tedbirlerine ve hareketin yüzlerce üyesini tutuklamasına rağmen
muhalefetin “Reform ve Değişim için Milli ittifak” cephesinin kurulmasını hükümet engelleyemedi.
Müslüman Kardeşler diğer politik güçlerle diyalog kurarak Mübarek rejimin sona erme çağrısını
meydanlarda basın yayın organlarında seslendirmeye başladılar.
Partiler arasında ilk koalisyon sivil toplum kuruluşlarının ortak düzenledikleri toplantılar
sonucunda kuruldu. 20 Temmuz 2005’te hukukçular, yazarlar, meslek örgütü temsilcileri ortak bir
basın toplantısı düzenleyerek ülkenin demokratikleşmesi gerektiği çağrısını yenilediler. Müslüman
Kardeşlerin lideri Muhammed Habib’in başkanlığını yaptığı toplantıda demokratik değerlen öne
161
Esposito:249
Jami age. 45
163
Ferrie, Jean Noel, “L’ Egypte veille du Changement” Season Kasım 2006
164
Hesham Al-Awadi, In Pursuit of Legitimacy: The Muslim Brothers and Mubarak, 1982–2000 (London: Tauris
Academic Studies, 2008), s: 16
162
47
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
çıkarılması vurgulanarak Mısır’ın en önemli sorununun Mübarek rejimi olduğu açıklandı. Basın ve
ifade özgürlüğünün sağlanması, mahkemelerin herkese açık tutulması, siyasi partilerin serbest bir
şekilde propaganda yapabilmeleri istendi. Fakat diğer partiler Müslüman Kardeşlerin sivrilmesinden
endişe duyarak Kifaye adı altında farklı bir oluşuma destek vermeye başladılar.165
Müslüman Kardeşler, Aralık 2005’te yapılan seçimler için reform ve değişim öğelerini öne
çıkaran bir seçim kampanyası yürüttü. Politik programını İsrail’in 1967 öncesi sınırlarına çekilmesi,
ifade ve düşünce özgürlüğü, siyasi tutukluların salıverilmesi, kırsal kesimin kalkındırılması, işsizliğin
önlenmesi, devlet başkanının ayrıcalıklarının sınırlandırılması, i saydamlık, işçi ve memurlara grev
hakkının tanınması, alkol satışının yasaklanması, başörtüsüne her yerde izin verilmesi şeklinde
belirledi. Müslüman kardeşlerin “İslam çözümdür” sloganı ile çerçeveleşen bu programlarından
toplumun İslamlaştırılması amacının istendiği çıkmaktadır.166
Müslüman Kardeşlerin bu seçimlerde etkisi yine de sınırlı kaldı. Devlet Başkanı Hüsnü
Mübarek’in liderliğindeki Ulusal Demokrasi Partis,i Mısır parlamentosunda üçte ikilik bir çoğunluk
elde etti ve Mübarek tekrar devlet başkanlığına seçildi. Bu başarısızlıkta en önemli nedenlerden biri
her şehirde seçimlere girememesi ve bazı adayların seçimlerden önce tutuklanmalarıydı. Müslüman
Kardeşler seçimler ve sonrasında da demokrasiyi içselleşmeye başladıkları görülerek demokrasinin bir
yöntem olarak algılandığı ortaya çıktı. Çünkü Mısır parlamentosu günde iki kez akşam ve sabah
vakitlerinde toplanmaktadır. Bu toplantılara iktidar milletvekillerinin birçoğu mazeret belirtmeden
katılmazken Müslüman Kardeşlere mensup milletvekillerinin iştirak ettiği ve oylamalara titizlikle
riayet ettikleri görülmüştür. Müslüman Kardeşlerin Vasat adında kurdukları partiye izin verilmediği
için meclisteki faaliyetlerini bağımsız milletvekili olarak sürdürmektedirler. 167
3.3.1 Müslüman Kardeşlerin Demokratikleşme Aşamaları
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var. Müslüman kardeşlerin demokratikleşme seyri henüz
tamamlanmış değildir. Çünkü muhalefet olarak bulunmalarına rağmen iktidara gelmedikleri için
yönetimde nasıl bir tavır takınacakları henüz belli değildir. Fakat Müslüman Kardeşler iktidara
gelmenin şartının demokratikleşme zorunluluğu olduğunu kabul etmişlerdir. Aslında diğer Ortadoğu
devletlerinde olduğu gibi Mısır’daki İslami partiler demokratik bir gelenekten gelmedikleri için zaman
zaman demokratik olmayan uygulamalar yaptıkları görülmektedir. Müslüman kardeşlerin
demokrasiyi yöntem olarak benimsemeleri ülkenin hem Mısır için hem de diğer İslam ülkeleri için
önemlidir. Çünkü 11 Eylülden sonra batıda İslam teröre endeksli anılmaya başlandı. Müslüman
Kardeşlerin demokrasiyle barışık olmasıyla İslam dünyasında gençlere alternatif yollar sundu. Ilımlı
165
Hesham Al Awadi, age: 18
Hesham Al Avadi age. 19
167
Mahdi Attar, The Muslim Brotherhood’s Success in the Legislative Elections in Egypt 2005, s.24.
166
48
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
hareketler demokratikleşme içerisinde yollarına devam ederken radikal hareketlerde parçalanmalar
gerçekleşti. 1970’lerin popüler hareketlerinden Cemaat-i İslami şiddet ile iktidar seçeneği arasındaki
ikilemden beş ayrı gruba bölünen hareket olarak çıktı.168
Müslüman Kardeşlerin önünde en başarılı seçenek Türkiye’deki Adalet ve Kalkınma Partisi’nin
seçimle iktidara gelmesi Müslüman Kardeşlerin demokrasiyi bir seçenek olarak benimsemelerinin
yanlış olmadığını gösterdi. Özellikle Yeni Müslüman kardeşler, geleneksel cemaat yapısından
uzaklaşarak hareketin yeni sosyal hareket olmasında etkili oldular. Fakat demokratik eğilimler
Müslüman kardeşlerin sekilerleşmesi açısından da önem teşkil etmektedir.
3.3.2 Demokrasinin Benimsenmesi
Mısır Müslüman Kardeşleri kurulduğu ilk yıllardan itibaren amaçlarını İslami bir toplum
kurmak ve batılı kurum ve değerlere mücadele etmek şeklinde belirlemişlerdir. İslam’ı hayatın bütün
yönlerini kuşatan bir din olarak algıladıkları için İslamcılığı batının siyasi ve kültürel değerlerine
alternatif bir oluşum olarak görmüşlerdir. Müslüman Kardeşlere göre İslamcılık dinin sosyal ve siyasi
boyutunun hayata taşınması olduğu için İslami hareketleri sosyo-politik hareketler olarak kabul
etmişlerdir. İslam onlar için bir din olduğu kadar aynı zamanda politik bir sistemdir.
Fakat Türkiye, Tunus, Sudan,
Pakistan ve Endonezya’da İslamcılar politik sahada erken
dönemlerde görülmelerine rağmen Mısır’da daha geç tarihlerde görülmelerinin nedeni yalnız
hükümetin İslamcılara siyasi düzlemde hayat hakkı tanımaması ile ilgili değildir. Toplumu önceleyen
Müslüman Kardeşler belirli bir aşamadan geçmeden siyasi arenada yer edinmek istememişler ve
1970’li yıllarda İslami hareketlerin başarılı olamadıklarını görmüşleridir.
Demokratik mücadelenin hareketi siyasallaşacağı endişesine kapılsalar da 1980’lerden sonra
politik bir hareketi içselleştirmeye başladıkları görülmektedir. Parti endeksli bir hareket yerine
hareketin parti oluşumu şeklinde bir algıya daha sıcak bakan Müslüman Kardeşlerin liderleri, partiyi
siyasi amaçlarını gerçekleştirmek için bir araç olarak tasavvur etmişlerdir. Müslüman Kardeşlerin
yapısını bozmayacak bir parti anlayışını başlangıçta makul görmüşler fakat sistemle ilişiklerin partisel
düzlemde gerçekleşmesi ile hareket giderek siyasal alana kaymıştır. Müslüman Kardeşler yeni
dönemde partinin önemini kavradıkları için demokratik değerlere ve kurumlara daha ılımlı yaklaşarak
sistemin bir parçası haline dönüşmüşlerdir.169
Mısır yasaları dini bir parti kurulmasına izin vermemesine rağmen Müslüman Kardeşlerin
sistem içinde kalması için bağımsız milletvekili çıkarmalarına her zaman müsaade etmiştir. Tarihinde
168
169
Hesham al Avadi s: 20
Fahmy: 81
49
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
ilk defa Müslüman Kardeşler 2004’te seçim yasalarında değişiklik yapılmasıyla 88 milletvekili olarak
parlamentoda temsil hakkını kazanmışlardır.170 İlk bakışta Müslüman Kardeşlerin politik alana dahil
olmaları opurtinist bir yaklaşımın sonucu şeklinde görülebilir. Fakat Müslüman Kardeşlerin gerek
dünyadaki gerekse Mısır’daki iç gelişmelerin etkisiyle demokratikleşmeye başladığı görülmektedir.
2005-2007 yıllarında Müslüman Kardeşlerin yayın organlarında İslam ile demokrasi arasında uyumun
olduğunu belirten yüzlerce makale görmek mümkündür.
Müslüman Kardeşlerinin liderlerinden Kemal Hüdeybi bir Mısır gazetesine verdiği röportajda,
Müslüman Kardeşlerin demokrasiyi benimsediklerini ve yönetimde etkili olmayı yalnız demokratik
yolları kullanarak elde etmek istediklerini söylüyor. Hüdeybi eğer batılı anlamda Mısır’da bir yönetim
kurulursa Müslüman kardeşlerin tek başına iktidar olacağını iddia ediyor. Çok partili sistemin İslam’ın
özünde olduğunu savunan Hüdeybi, farklı düşüncelerin devlet açısından bir gereklilik olduğunu
vurguluyor.171
2004’te Müslüman Kardeşlerin sözcüsü Abdulmunim Ebu Fütuh, bir televizyon konuşmasında
demokrasinin yalnızca bir yönetim tarzı olduğunu, tarih boyunca İslam ülkelerinde farklı yönetimlerin
uygulandığını halifelik, saltanat, askeri idarelerin İslam’la birlikte var olabildiği, demokrasinin de
İslam’la birlikte uyum içinde yaşayabileceğini söyleyerek, bir gazetecinin “Demokrasi çoğunluk
rejimidir, Bir kadının veya Hıristiyan Koptinin devlet başkanı seçilmesini nasıl karşılayacaksınız”
sorusuna Müslüman Kardeşlerin her zaman çoğunluğunun kararına saygı duyduklarını bu kararı da
kabul edeceklerini belirtmiştir.172
Müslüman Kardeşlerin demokratik süreci benimsemeleri sanıldığı gibi kolay olmamıştır.
Özellikle yaş kuşak
hareketin amaçlarından saptığını ideallerinden uzaklaştığını öne sürmüşler,
hareketin lideri Muhammed Akif’e sert eleştiriler yapmışlardır. Muhammed Akif bu eleştirilere karşı
Müslüman Kardeşlerin büyüdüğü ve geliştiği dönemlerin baskının az olduğu dönemler olduğu,
öğrenci, avukat derneklerinin hareketi şimdiki seviyeye getirdiğini, demokrasiye katılımın bir fırsat
olduğunu, eğer bu çemberde yer almazlarsa ülkenin yönetiminde hiçbir zaman söz sahibi
olamayacaklarını iddia etmiştir.173
170
Attar: 27
Atar: 28
172
Nathan J. Brown, Amr Hamzawy and Marina Ottaway, ‘Islamist Movements and the Democratic Process in
the Arab World: Exploring Grey Zones’, Carnegie Papers, no. 67, Mart 2006
173
Attar: 27
171
50
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
3.3. 3 Müslüman Kardeşlerin seçim sloganı: “İslam Çözümdür”.
Sedat ve Mübarek dönemlerinde görülen liberalleşme eğilimler Hasan Hüdeybi sonrasında liderlik
karizmalarının da etkiledi. Çünkü Hüdeybi’den sonra genel başkanlığa getirilen Ömer Tilmisani, Hamid
Ebu Nasır, Mustafa Meşhur ve Muhammed Akif demokratikleşmeye mesafeli yaklaşmadılar. Siyaset
açılımı onları yeni legal yapılalar iterken de facto olarak sistemin bir parçası oldular.
İlk seçimlere bağımsız milletvekili olarak 1984’te katıldılar. Bu seçimlerde 6 sandalye kazanan
hareket, 1987’de İşçi ve Liberal Patiyle ittifak kurarak adaylarını bu partilerden gösterdiler. Bu
seçimlerde 36 sandalye kazanan hareketin milletvekilleri parlamentoda bağımsız kaldılar.
3.3.2 Müslüman Kardeşler ve Vasat Partisi
MüslümanKardeşlerin demokratik yolu benimsemesinde genç kuşağın temsilcilerinden Abdul
Ala Madi , Salah Abdülkerim, ve İsam ‘ın genç jenerasyonla birlikte hareket etmesi etkili oldu.
Hareketin lideri Muhammed Akif, 1996’da şura üyesi bu yaşlı kuşağın önerisini kabul ederek parti
kurma çalışmalarına izin verdi. Vasat Partisi bir süre sonra Müslüman kardeşler üyesi 125 kişinin
imzasıyla kuruldu. Mustafa Meşhur, Memun Hudeybi gibi hareketin diğer yaşlı liderleri Müslüman
Kardeşlerin partileşme sürecinin tehlikeli olduğunu iddia etseler de teşkilatın partiyi sahiplenmesi
engellenemedi. Hatta Memun Hüdeybi, el Hayat gazetesine verdiği mülakatta Vasat Partisi’nin
Müslüman Kardeşlerin partisi olmadığını bazı üyelerin bu partiye dahil olduklarını ve kendilerinin bu
davranışı asla tasvip etmediklerini söylemesi hareket içerisinde gerginliklere neden oldu. Hüdeybi’nin
bu açıklaması hem partiyi kuranlara hem de hükümete bir mesajdı. Çünkü parti kurulduktan bir süre
sonra hükümet yetkilileri partinin 15 üyesini tutukladılar. Bu tutuklamalardan sonra partinin sözcüsü
kendilerinin Müslüman Kardeşlerinin bir yapısı olmadığını ileri sürdüyse de hareketle ilişkilerini
yalanlamadı.174
Partiye üye olanları incelediğimizde 1960’tan sonra doğan nesil olduğu yani hareketin ikinci
kuşak kimseleri olduğu görülecektir. Bu kuşak üniversite ve sendikalar kanalıyla demokrasinin
imkânlarından faydalandığı için yeni dönemde hareketin stratejisinin demokratik değerlere
yaslanmasında ısrarcı olmuşlardır.175
Vasat’ın Müslüman Kardeşlerin sosyal harekete yönelmesinde temel işlev gördüğünü
söyleyebiliriz. Çünkü partinin etkili isimlerinden Madi, bir televizyon konuşmasında Müslüman
Kardeşlerin eski tutumlarından vazgeçmesi çağrısında bulunarak, dava anlayışının sosyal aktivizme
174
175
Al Hayat, 25 Aralık 2005
Stacher, agm
51
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
dönüşmesi gerektiğini söylemedi. Hareketin liderlik anlayışına genel eleştiriler yaparak liderliğin
toplumsal olduğu üzerinde durdu. Müslüman Kardeşlerin bundan sonraki taleplerinin insan hakları
sosyal adalet, eşitlik, kimlik talepleri olması gerektiğini belirterek toplumun bunlara ihtiyacı olduğunu
savundu. Bu konuşma Müslüman Kardeşler içinden Yeni Müslüman Kardeşler sosyal hareketinin
filizlenmeye başladığını gösteriyordu. Bu parti sadece legal düzeyde politik bir parti değil aynı
zamanda Yeni Müslüman Kardeşleri temsil eden bir siyasi hareketti.176
Partinin genç kuşak liderleri genel rehberliğin partiyi bağlamadığını, geleneksel liderlik
biçimlerine karşı olduklarını belirttiler. Çevre sorunları, küreselleşme, kadın erkek ilişkileri patinin
programına konmuş herkes için özgürlük istenmişti. Vasat Parti’si planlarını gençlik, ekolojik sorunlar,
kişi hakları üzerinden sürdürmek istiyordu. Katılımın kolektif olması gerektiği üzerinde durarak
çokluğun yeni değerleri olduğunu söylüyorlardı. Vasat partisinin programında yer alan bu söylemler
Mısır toplumu için bir ilkti. Sanki bu parti aracılığıyla günlük hayatın demokratikleşme dinamiğini ve
toplumun siyasal alan içerisinde aktif katılımını temsil ediyordu.177
Mübarek rejimi sosyal argümanları ön planda tutan bir muhalefete alışık değildi. Hükümetin
tepkisinin en önemli nedeni hareketin dönüşümünden ziyade Müslüman kardeşlerin her halini
kendinse düşman olarak görmesiyle ilgiliydi. Mısır’daki politik sistemi kontrol eden halk katmanları
değil bizatihi başkanlık sarayıydı. Yani mübarek rejimin kontrol edemeyeceği kanallar ne şekilde
olursa olsun hâlihazırdaki politik sistem için tehlikeliydi. Otoriter hükümetin legal bir statüde olsa
dayeni kaynak mobilizasyonuna girmiş bir hareketin yansımalarını görmek bile yönetimin geleceği
açısından bir tehdit algısına dönüşebilirdi. Vasat Partisi bir anlamda Müslüman kardeşlerin sistemle
pazarlık içerisine girdiğini gösteriyor, kaynağı belli olan bir siyasi hareketin hangi amaçlarla hareket
ederse etsin pazarlık şansının fazla bulunmadığını anlamına geliyordu.178
Yeni sosyal hareketler bağlamında baktığımızda Müslüman Kardeşlerin bu girişiminin hareket
içinde farklı bir kuşaktan geldiği ve toplumun büyük bir kesimi tarafından tasvip görmediği
anlaşılacaktır. Ayrıca Vasat
üyeleri yeni yöntemleri kullansa da kitle
mobilizasyonunu
gerçekleştirmede oldukça zayıf kanallara sahip olduğu görülecektir. Liberal, sol gibi çevrelerin olumlu
tepkisini kazanmasına rağmen geniş halk kesimlerinin desteğini almada başarılı olmadığı
gözükmektedir.179
176
Robert W.Hefner ed., Remaking Muslim Politics: Pluralism, Contestation, Democratization. Princeton &
Oxford: Princeton University Press,2008, ss.133-160.
177
Stacher, agm
Stacher, agm,
179
Hefner age: ss:163-166
178
52
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Vasat Partisinin üyelerinin kurduğu “kültür ve Diyalog Girişimi” yalnız birkaç çevreyle sınırlı
kalacak Hıristiyanlar ve Müslümanlar arasındaki ilişkileri etkilemeyecektir. Hareketin liderlerinden
Madi bu durumu partinin sosyal aktiviteleri önemsemesine rağmen siyasi yelpazede kalmak zorunda
kaldığı için başarılı olamadığını belirtecektir. Fakat Müslüman kardeşlerin Vasat Partisini kurmalarının
en önemli gerekçelerinden biri sosyal eylemlerde bulunarak hareketin kitle mobilizasyonunu
sağlamaktı.180
3.4 Bir sosyal hareket modeli olarak Vasat Partisi
Vasat Partisi İslam’ı iki perspektif dâhilinde görmektedir: din olarak İslam ve medeniyet olarak
İslam. Partiye göre dar anlamda İslam bir dindir, geniş anlamda ise İslam bir medeniyettir. İslam dini
İslam medeniyetinin en önemli unsurudur. Din çoğunluğun inanışı medeniyet ise bu dine inanların
ortaya koyduklarıdır.181 Aslında Vasat Partisi’nin bu yaklaşımı eski ideolojik yapısından sıyrıldığını
göstermektedir. Çünkü geleneksel Müslüman Kardeşlerin ideolojisine göre din genel anlamda
medeniyet ise kısmi anlamdadır. Partinin ikinci yaklaşımı çoğunluğu medeniyetin inşa edicisi olarak
görmesidir. Vasat Partisi’nin İslam medeniyeti ve çoğunluk algısına yalnız Müslümanlar değil Mısır’da
yaşayan Hıristiyanlarda dâhildir. Bir anlamda geleneksel ümmet kavramının dışına çıkılarak çoğunluk
prensibi İslam medeniyeti dâhilinde kabul edilmektedir.182
İslam yalnız Müslümanlar için bir din değildir aynı zamanda diğer İslami olmayan toplulukları
da kuşatan bir dinidir. Mısır’da yaşayan bütün bilim aydınları, sanatçıları, aydınları bu çemberin
içindedir. Arapça Müslümanların dili olduğu kadar Mısır’ında dilidir. Mısır’ın bütün dini liderleri bu dili
kullanmaktadır ve toplum Arapça olarak ibadet etmektedir. İslam kültürü Müslüman olsun olmasın
bütün Mısırlıların anavatanıdır. Vasat Partisi’nin en temel ideali hem Müslümanların hem gayri
Müslimlerin bir arada yaşamasını iş yapmasını sağlamaktır.183
Vasat’ın bu görüşlerini doğrulayan gelişmelerden biri önde gelen Hıristiyan entelektüel Rafik
Habib’in partiye üye olmasıdır. Habib, Ahram gazetesine verdiği bir röportajda Mısır Hıristiyanlığının
da İslam medeniyeti dairesinde olduğunu söyleyerek İslam medeniyetinin ortak değerler sistemi
olduğunu belirtmektedir. Tarihte Abbasiler ve Endülüs İslam medeniyetlerinin teşekkülünde gayri
Müslim unsurların katkılarını olduğuna dikkat çekerek bu medeniyetin tekrar inşa edilebileceğini iddia
eder.184
180
181
Stacher, agm
Ḥizb al-Wasaṭ al-Miṣrī. Awrāq Ḥizb al-Wasaṭ al-Miṣrī. Cairo: 1998, Basın Bülteni
Wickham, C. R. 2004. “The Path to Moderation: Strategy and Learning in the Formation of Egypt‟s
Wasat Party,” Comarative Politics 36(2), ss.205-228
182
183
184
Wickham agm
http://www.alwasatparty.com/text/Wasat%20final%20minus%20table%20of%20contents.doc,12 Mart 2009
53
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Vasat Partisi üçüncü ilkesini Mısır anayasasının ikinci maddesine göre işleyen bir demokratik
yapı olduğunu iddia eder. Bilindiği gibi Mısır anayasasında kanunların İslam dini ile çelişmemesi, ilkesi
vardı. Bu ilkeye bağlı olduğunu yinelemekle birlikte demokratik yapıda olduklarını deklare etmelerinin
nedeni günlük hayatın işleyişinde demokrasi ile İslam arasında farklılık görmediklerini belirtmek
içindir.185
Vasat Partisinin özellikle dini çatışmalardan uzak kalmak istediğini barışçıl bir şekilde dini
armoni oluşturmaya çalıştıkları görülmektedir. Madi’ye göre şer’i hukuk ve demokrasi tam anlamıyla
uygulandığında Mısır toplumu kalkınma ve barış içinde yaşayacaktır. Müslüman ve Hıristiyanların
değer algıları aynı kökten beslendikleri için aynı olduğunu fakat zan içinde farklılaştığını söyleyen
Madi, Vasat Partisi’nin amacını Mısırlılar arasındaki ilişkilerin vatandaşlık hakları bağlamında
değerlendirilmesi gerektiğini belirterek kamu hayatında cinsel, etnik, ve dini farklılığın olması
gerektiğini söylemektedir. 186
Vasat Partisinin programını altı başlıkta analiz edilebilir. Bu başlıkların en önemlilerinden biri
sivil haklar ve parti reformudur. Vasat Partisi Mısır’da politik özgürlüğün ve sivil hakların gelişmesi için
en önemli gerekliliğin politik reform yapılmasındaki ısrarıdır. Sivilleşmenin otoriter yönetimlin zayıf
olduğu zamanlarda görüldüğünü söyleyen parti yetkilileri acilen politik reformun yapılmasını
istemektedir. Sivil hakların geliştirilmesini politik reforma bağlayan Vasat yetkilileri özgür bir şekilde
genel seçimlerin yapılmasını isteyerek, düşünce özgürlüğü, politik çoğulculuğun ülkeye egemen
olmasını belirtirler. Barışçı gösterilere izin verilmesi, inanç özgürlüğü, insan haklarını saygınlık
demokrasinin ön koşuludur. Hükümetin bütün bu ifade edilenleri dikkate alarak sivil özgürlükleri
geliştirmek için parti reformuna ihtiyacı vardır.187
Diğer önemli bir başlık ise ahlak değerleri algısıdır. Vasat’ın değerler konusunda muhafazakâr
davrandığı görülür. Ortak iyi ve doğrunun gerçekleşmesi için İslam dininin ahlak değerlerinin tolum
tarafından yaşartılması için reform yapılması istenir. Kahire’de eş cinsellerin hayatını anlatan bir film
gösterime girdiğinde en büyük tepkilerden birisi Vasat Partisi’nden gelmişti. Vasat Partisi eşcinselliğin
bir hastalık olduğunu iddia ederek toplumun genel ahlakı açısından bu filmin eşcinselliği teşvik ettiği
ve normal bir durum gibi gösterdiği için yasaklanmasını istemiştir. Filme Ezher ulemasının da sert
tepki göstermesi nedeniyle film gösterimden çekilmiştir.188
185
Wickham agm
186
Stacher, J. A. 2002. “Post-Islamist Rumblings in Egypt: The Emergence of the Wasat Party,” Middle
East Journal 56(3), ss.415-432.
187
188
Stacher, agm
Wichkam,agm
54
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
3.4.1 Vasat Partisi’nin Eylemleri
Vasat Partisi bir sosyal hareket gibi görülse de nihayetinde yasal statüye bağlı politik bir parti
olduğu için aktiviteleri de devlet tarafından sınırlandırılmıştır. Sosyal İşler Bakanlığından sivil toplum
kuruluşları kurmak için almalarına rağmen bazı kurumlar kapatılmış ve kurucuları tutuklamıştır.
Yasaların izin vermesine rağmen Salim Avva adındaki Vasat üyesi bir entelektüel “Bağımsız
Gazeteciler Birliği” kurmak istemiş, fakat organizasyon kurulduktan bir süre sonra siyasi işlerle
uğraştığı için kapatılmıştır. Hareketin en önemli icraatlarından birisini şimdi yayın hayatında olmayan
“vasatiye.org” internet sitesini görebiliriz. Bu sitede özellikle dinler arası diyalog, barış platformu,
insan hakları gibi bölümler dikkat çekicidir. Bu bölümler hem bir forum özelliğinde hem de bu alnda
yayınlanan yayınlarının verildiği bir blog şeklindedir. Ele alınan konular ise inanç ve ifade özgürlüğü,
inanç ve düşüncelerde çok kültürlülük, sosyalleşme çabaları, sivil toplumla ilgili politik, kültürel, sosyal
çalışmalardır. Sitenin yöneticisi olarak gösterilen isim Vasat Partisi’nin üyelerinden Abdül Karim
adında bir avukattır. 189
Partinin ikinci önemli girişimi ise Kifaye hareketine destek vermeleridir. Kifaye hareketi Eylül
2004’te kurulduğunda partinin üyeleri aktif olarak bu harekete destek vermişlerdir. Hatta Kifaye’nin
vasat Partisi’nin bir yan kolu olduğu iddia edilmişse de gerek Vasat gerek Kifaye liderleri bu iddiaları
yalanlanmıştır.190
Vasat, Mısır’ın siyasi ve sosyal hayatında hem politik bir hareket olarak hem de siyasi bir
hareket olarak etkin rol oynadı. Müslüman Kardeşlerinin içinden çıkan bir hareket olmasına rağmen
bu harekete ne tam manasıyla sahiplendi ne reddetti. Bazı zamanlar Müslüman Kardeşlerin sert
tepkilerine maruz kalan hareket Müslüman kardeşlere eleştiriler yöneltmekten kaçındı. Hareketin
üyeleri kendilerini Müslüman Kardeşlerden saymalarıyla bizimde bu hareketi yeni Müslüman
Kardeşler olarak değerlendirmemizi sağladı. 191
Müslüman
kardeşlerin
Nasır
döneminden
itibaren
illegal
bir
hareket
olarak
değerlendirilmeleri, de facto olarak siyasetin içinde kalmalarını sağladı. Nasır, Sedat ve Mübarek
yönetimleri Müslüman Kardeşlerin resmi olmayan siyasetteki yerlerini her zaman önemsediler ve
kendilerine karşı alternatif hareket şeklinde algılanmasını başardılar. Bu durum bazen hükümetlerin
lehine olduğu gibi bazen de hareketin lehine oldu. Fakat hükümetler hiçbir zaman ellerindeki ipleri
bırakmadılar.192
189
http://www.asharqalawsat.com/details.asp?section=4&issue=9306&article=235141, 11 Nisan 2009
190
Dar Al Hayat 12 Kasım 2004
Stacher, agm
192
Wichkam agm
191
55
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Müslüman Kardeşler, Mısır toplumunu toplumsal, kültürel açıdan etkilemeye hep devam
ettiler. Merkezi liderlik şemsiyesi altında birçok alt ve üst organizasyonlar kurdular. Değişimin
hissedildiği 1990’lı yıllarda Vasat Partisi devreye girerek Müslüman Kardeşlerin adım atamadığı bir
alanda faaliyetlerini sürdürdüler. Demokrasiyi benimsediklerini sürekli dile getiren hareketin liderleri
demokrasinin Müslüman gençler arasında içselleştirilmesini sağladılar. Müslüman Kardeşlerin değişen
Mısır koşullarına geleneksel temelleri yıkmadan geçiş yapabilmesi imkansız olduğu için bu boşluk
Vasat Partisi tarafından gerçekleştirildi. 193
3.4.5 Yeni Müslüman Kardeşler ve Medya
Son yıllarda diğer sosyal hareketlerde değişim yaşandığı gibi Müslüman Kardeşler de bir
dönüşüm içerisine girdi. Bu dönüşümü üyelerinin niteliklerinden yeni çalışma yöntemlerinin
benimsenmesinden yeni ağ bağlantılarından görmek mümkündür. İnsan hakları ve anayasal
değişimler Mısır toplumunda bir beklenmedik hareketliliğe neden oldu. Yeni politik yaklaşımların
benimsendiği gibi geleneksel medya kullanımında da önemli değişiklikler oldu. Gazete, broşür, dergi
yaygınlaşmakla birlikte internet yayıncılığında önemli bir artış yaşandı. Sosyal hareketler, söylemek
istediklerini veya yapmak istediklerini önce medya kanalıyla belirtiyor, geniş kitlelere yayılmasını
sağlıyor daha sonra uygulamaya geçiyorlardı. Kalkınma ve gelişimin dönüşümü insanların bireysel
hayatlarını etkileyebildiği gibi sosyal ilişikleri de etkiliyordu. 194
Mısır’da internet gibi yeni iletişim teknolojilerinin ve medyanın gelişiminden en fazla
yararlanan kesim sosyal hareketler olmuştur. Müslüman Kardeşler, interneti yeni sosyal hareketlerde
olduğu gibi yaygın bir iletişim aracı şeklinde kullanarak yeni üyeler kazanmada ve var olan üyeleri
arasında haberleşmede aktif olarak interneti kullanmışlardır. İnternet bir bakıma yeni dönemde
Mısır’daki sosyal hareketler için sivil eylem aracı olarak kullanılmıştır. 195
Müslüman Kardeşler resmi olarak www.ikhwanweb.com sitesini kullanmıştır. Sitenin İngilizce
ve Arapça iki dilde farklı ara yüzü bulunmaktadır. Arapça siteye bakıldığında dini nitelikli bir site olup,
daha ziyade Kuran, H.z Muhammed’in hayatı gibi muhtevaları içermektedir. Ayrıca hareketin
faaliyetlerini ve görüşlerini anlatan makalelerde bulunmaktadır. Arapça bölümde en fazla dikkati
çeken bölümlerden birisi de fetva bölümüdür. En fazla tıklanan bölümün fetva bölümü olması
hareketin üyelerinin belirli bir hukuk anlayışı üzerinde tutmak istediğinin göstergesidir. Bu sitenin
iletişim bölümünde Katar gösterilmesi hükümetin tepkisini önlemeye çalışmak olarak görülmelidir. 196
193
Wichkam,agm
Attar: 21
195
Attar :22 ayrıca Nuhammed Akif’in 27 Nisan 2005’te El Cezire televizyonuna verdiği röportaj
196
www.ikhwanonline.com, 5 Şubat 2010
194
56
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
İngilizce sitesi ise bir haber sitesi görünümünde olup İngiliz gazetelerinin ara yüzünü
andırmaktadır . menü bölümünde hareketin kendi haberleri, açıklamaları, gençlik, kadın, Batı ile olan
ilişkiler gibi bölümler bulunmaktadır. Flashla desteklenen haber bölümünde genellikle Mısır’a ait
haberler bulunmakta, hareketin liderinin açıklamaları yer almaktadır. Video ve galeri bölümünde
özellikle Filistin ile ilgili haberlerin yoğunluğu dikkat çekici olup, genelde savaş sahnelerini yansıtan
kareler bulunmaktadır. Sitede belirli yazarların olmayışı hareketin lider dışında herhangi bir ismi ön
planda tutmak istemediğinin göstergesidir. 197
Konular bölümünde işkence, Obama, Politik İslam, İran, aktiviteler, Sanat, Kıptiler, Demokrasi,
Kalkınma, Mısır seçimleri, insan hakları, hukuk haberleri, İşçiler, Lübnan, Kadın, Çocuk gibi
bölümlerden oluşmaktadır. Ayrıca Müslüman kardeşlerin üyelerinin kurdukları blog sitelere yer
verilmektedir.
Site’nin birkaç bölümünde “Müslüman Kardeşlerin resmi sitesidir” başlığı bulunmakta, bu
başlığın altında şu cümlelere yer verilmektedir:
“Ikhwanweb Müslüman Kardeşlerin tek resmi sitesidir. İrade merkezi Londra’da olup birçok ülkede muhabirleri
vardır. Bizim elemanlarımız beş kıtada bulunan gönüllülerden oluşmaktadır. Bu site yalnız bir haber sitesi
değildir. Bizim misyonumuz Müslüman Kardeşlerin anlayışını dünyaya duyurmak, batının bizim hakkımızdaki
yanlış algılamalarını gidermektir. “
İnternet kullanımı Müslüman Kardeşler için hükümet kontrolünün dışına çıkmak anlamına
gelmektedir. Çünkü Mısır hükümeti politik dergilerin çıkarılmasına izin vermemiş, dini yönelimli
yazarların el hayat gibi günlük gazetelerde yazmasına sansür uygulanmıştır. Günlük gazete tirajının 2
milyona yaklaştığı Mısır’da internet kullananların sayısı 17 milyonun olup, internet daha geniş
kesimlere ulaşma imkanı vermektedir. İnternet yazılı ve görsel basına göre daha özgür ve kontrolü zor
olduğu için Müslüman Kardeşlere mensup üyeler 2002-2009 arasında 300’den fazla blog sayfası
açmışlardır. Bu blogların en fazla güncellenenleri İbrahim Hudeybi’nin“We will not stop”, Esma el
Erian’ın “Al Erian Daughters”, Arwa el Taver’in “Feelings Reveal”, Zehra Amir Bessam’ın “Karakeep”,
Magdi Said’in “Never Mind” bloglarıdır.198
Blogları açanlar Kahire Üniversitesi’ndeki öğrenciler ve öğretmenler olup Asvan’dan bazı lise
öğretmenleri de kendi adlarına bloglar kurmuşlardır. Bloglardaki konular tarih, İslami hareketler,
uluslararası ilişkiler, Mısır’da gerçekleşen olaylara kişisel yorumlardan oluşmaktadır. Müslüman
197
www.ikhwanonline.com, 7 Şubat 2010
198
http://yallameshmohem.blogspot.com/ZehraBessam, 21 Şubat 2010
57
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Kardeşler bu blogları resmi olarak sahiplenmedilerse de resmi sitlerinde bu bloglardan alıntılar
yaptılar. Blog sahiplerinden İbrahim Hudeybi kendi sayfasında hareketin haberlerini vererek bir nevi
üyeler arasındaki haberleşmeyi sağladı. Esma el Arian’ım blogunda daha alt düzey konular işlenerek
işçiler arasında iletişim sağlamaya yönelik bir yayın politikası görüldü. Bu blog ayrıca anne babaçocuk ilişkilerine geniş yer vererek Müslüman Kardeşlerin aile anlayışının canlı tutulmasını sağladı.
Magdi Said’in blogunda ise ekonomik konular işlenerek Mısır Müslümanlarının ekonomik sorunları
üzerinde durulduğu görüldü. Zehra Bessam’ın blogu, ideolojik konular üzerine yoğunlaşarak
Müslüman kardeşlerin düşüncesi internet sayfalarında geniş yer buldu. Zehra Bessam, admin
bölümünde kendisini tanıttıktan sonra Müslüman Kardeşlerin bir üyesi olmaktan gurur duyduğunu
söylüyor ve blogu açmasının nedenini cemaatin düşüncelerini toplumla paylaşmak olarak açıklıyor.
Zehra’nın diğer blogculardan hükümete karşı daha sert davrandığını ve topluma çözüm olarak
hareketin projelerini sunduğu görülmektedir. 199
Blogların gençler tarafından oluşturulması aynı zamanda gençlik hareketlerinde internetin bir
fenomen olarak kullanıldığını göstermektedir. Müslüman kardeşlerin bu blogları kendi düşüncelerini
aktarmak için bir fırsat olarak değerlendirdikleri görülürken, hiç birisini hareketin resmi blogu olarak
almaması hükümetin harekete yönelik yaklaşımıyla ilgilidir. 2005’te hareket Kahire’nin birçok yerinde
internet kafeleri açarak internetin özellikle gençler arasında yayılmasında öncülük etmiştir. Ücretsiz
bilgisayar kursları düzenleyerek internet kullanımını lise ve üniversite öğrencileri arasında teşvik
etmiştir. 200
Müslüman Kardeşlerin üyelerinin açtığı bloglarda ortak tem forum odalarının bulunması ve
hareketin yapacağı gösterileri önceden haber vermesidir. 2005-2006 yılları arasındaki sokaklarda
yapılan gösterilerde bloglar kullanılmış, haberleşme internet ortamında gerçekleşmiştir. Örneğin 20
Temmuz 2005’te Tahrir meydanında olan büyük gösteri bu bloglar kanalıyla üyelere ulaştırılmıştır. 201
SONUÇ
Çağımızda Sosyal Hareketler, yerlerini Yeni Sosyal Hareketlere bırakmaya başlamışlardır.
İkinci Dünya Savaşı sonrası kıta Avrupa’sında yaygınlaşarak etkili olan bu hareketler küreselleşmenin
etkisiyle sınırların kalkması sonucu Ortadoğu ülkelerinde dahi kendine alan bulmuştur. Tezimizin
konusu Mısır’daki yeni sosyal hareketlerden Kifaye ve Yeni Müslüman Kardeşler bu hareketlerin
özelliklilerini göstermeye çalışmışlardır.
199
http://yallameshmohem.blogspot.com/ZehraBessam, 22 Şubat 2010
Al Hayat, 25 Temmuz 2005
201
Al Ahram, 28 Temmuz 2005, Muhammed AkiF’in basın demecinden.
200
58
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Hür Subaylar’ın yaptığı devrimden sonra katı bir merkeziyetçi oligarşik yönetimi benimseyen
Mısır, soğuk savaş döneminin sona ermesi ve küresel güçlerin etkisiyle liberalleşmeye girmiş ve
anayasanın bazı maddelerinde değişiklikler yaparak kısmi bir demokratikleşme başlatmıştı. Kifaye
hareketi, Hüsnü Mübarek’in yeniden devlet başkanı olmasını önlemek için farklı ideoloji ve kültürden
gelenleri toplumsal muhalefet eylemleriyle bütünleştirmiş, siyasal hedefler ile toplumun taleplerini
önceleyen bir sosyal hareket olmuştur. Müslüman Kardeşler ise 1980’li yılların ortalarından itibaren
sivil toplum kuruluşlarına yönelmeleri siyasi talepler yerine sosyal talepleri öncelemelerini sağlayarak,
İslami hareketlerin sosyal hareketlere dönüşmesinde İslam dünyası açısından bir öncü olmuştur.
Bu araştırmamızda tezimizin başında belirttiğimiz, Kifaye ve Müslüman Kardeşlerin
örgütlenme, mobilizasyon, aktörler, network, liderlik tipolojileri bakımından yeni sosyal hareketlere
uygun oldukları görülmüştür. İnsan hakları, demokratikleşme, sosyal adalet, kadın hakları, eşitlik,
çevre ilişkileri her iki hareketinde ortak argümanıdır. Mısır şartları gereği siyasal amaçlı çıkmalarına
rağmen gerçekte hedeflerinin belirtilen özellikler önünde en büyük engelin Mübarek yönetimi
olduğuna dair inançlarıdır.
Her iki hareketi de batı devletlerinde nükleer karşıtı, çevreci, feminist hareketlerle aynı
görmek hem mekânsal hem de zamansal olarak imkânsızdır. Çünkü Mısır toplumu geleneksel,
modern ve post modern dönemi iç içe yaşayan bir toplumdur. Bu gelişmeler art zamanlı olarak değil,
eş zamanlı olarak değil eş zamanlı olarak gerçekleşmiştir. Siyasi yapının etkisiyle özgürlükleri
kısıtlanan ve toplumsal mobilizasyonun yavaş olduğu ülkede Kifaye’nin bir toplumsal bir muhalefet
biçimi olarak ortaya çıkması manidardır. Bu bağlamda gerek Kifaye’nin gerek yeni Müslüman
Kardeşlerin henüz tamamlanmamış hareketler olduğu söyleyebiliriz. Bu hareketler daha sonraki
zamanlarda kendi içinden siyasi yapılar çıkarabildiği gibi kimlik merkezli sosyal hareketlere dönüşme
kapasitelerine sahiptir.
Bu hareketleri yeni sosyal hareketleri içerisinde değerlendirmemizi sağlayan en önemli
özelliklerinden biri interneti alternatif bir haberleşme ve sosyalleşme yöntemi olarak kullanmalarıdır.
Kifaye özellikle bloglar kanlıyla aktörleri arasında ağlar kurarken aynı zamanda internet ortamında bir
demokratikleşme hareketi başlatmıştır. Sanal düzleminde farklı görüş ve düşüncede olan insanlar
birbirleriyle tartışmışlar, her biri diğerini anlamaya çalışmıştır. Kadın kimlikli hareketlerin bu blogları
bir özgürlük alanı olarak kullandıkları, hareketin yapısından faydalanarak düşüncelerini daha geniş
kitlelere duyurdukları görülmektedir. İnternet bloglarının kullanılmasıyla toplumdaki demokrasi bilinci
gelişmiş, hükümet dışı hareket alanları ortaya çıkmış, birey, insan, vatandaş kavramları bu hareketler
tarafından yeniden sorgulanmıştır. Bu bloglar yalnız “alternatif” iletişim olanakları sunmamış aynı
zamanda kimliklerin kendilerini özgür hissetmelerini sağlamıştır.
59
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
Kifaye hareketi farklı kimlikten gelen toplulukları ortak bir kimlikte buluşturarak, ortak bir
kimlikte hareket etmelerine sağlamıştır. Liberaller, sosyalistler, komünistler, İslamcılar, milliyetçiler
Kifaye hareketini kendi kimliklerini de taşıyabilecekleri bir üst kimlik olarak görmüşlerdir. Bir açıdan
farklı kimliklerin ortak hareket etmelerini sağlarken bir açıdan da hükümet dışı demokratikleşmenin
ilk
örneğini
Kifaye
hareketinde
sergilemişlerdir.
Müslüman
Kardeşlerin
demokrasiyi
içselleştirebilmeleri faklı kimlikleri kabul etmek zorunda olduklarını göstermiş, ütopyalarını yeniden
gözden geçirmelerine neden olmuştur.
Kifaye ve Müslüman Kardeşlerin aktörleri, toplumun şehirli, orta ve üst sınıf katmanlarından
gelmektedir. Fakat bu aktörleri birleştiren bağ sınıfsal farklılıkları veya ayrıcalıklar değil, ortak
eylemlerdir. Her iki hareketinde avukatlar, mühendisler, doktorlar gibi meslek gruplarına sahip olması
hareketin bu meslek grupları tarafından yönlendirilmelerini ve sivil toplum kuruluşlarının devlete
rağmen toplumun üzerinde etkisini güçlendirdiğini ortaya koymuştur. Avukatlar hukukla ilgili
eylemler ortay koyarken doktorlar sağlık sorunlarıyla ilgili eylemlerde bulunmuşlardır. Fakat bu
eylemlerde öncelikle politik bir dil kullanmaktan da çekinmemişlerdir. Hareketlerin aktörleri
arasındaki bağ esnektir. Fakat bu esnek bağ kolektif eylemleri daha geniş alanlara yayarken aktörlerin
bireyselliği ve toplumsallığı birlikte paylaşmalarını sağlamıştır.
Her iki hareketinde şiddet eylemlerinden uzak durduğunu görüyoruz. Seslerini barışçı bir dil
kullanarak duyurmak istemişler, güvenlik güçleriyle doğrudan çatışmaktan kaçınmışlardır. Gündelik
hayatın sorunlarını kullandıkları dille yöneticilere ulaştırmayı başarabilmişler ve geleneksel politikanın
farklılaşmasında etkin rol oynamışlardır.
Her iki harekette de karizmatik liderlik söz konusu değildir. Hareketin birkaç tane lideri
bulunmakta, bu liderler hareketin herhangi bir üyesi gibi değerlendirilmektedir. Liderler bir bakıma
bu hareketlerin sözcülüğünü yapan kişilerdir. Hareketin basın açıklamaları, eylemleri, bir konuda
gösterilen tavır bu liderler tarafından önce dile getirilmiş, daha sonra eyleme geçilmiştir. Hareketi
oluşturanlar arasında gönüllülük esastır. Hiçbir hareket taraftarı eylemlere katılmaya zorlanmamıştır.
Her iki hareketin de eylemleri genelde gösteri şeklindeki eylemlerdir. Karnaval şeklinde
gerçekleşen bu gösterilerde genelde farklı renkler kullanılmıştır. Kifaye turuncu, mor gibi renkleri
sıklıkla kullanırken Müslüman kardeşler, beyaz yeşil gibi renkleri kullanmışlardır. Bir protesto
biçiminden daha çok seslerini duyurmaya çalışan bu gösteri biçimlerinde konuşmalar yapılmış,
şarkılar söylenmiştir.
Kifaye hareketinin tabanı Mısır’da farklı kimliklerden gelirken Müslüman kardeşlerin tabanı
geleneksel İslamcılardan gelmektedir. Fakat bu İslamcılar şehirli ve eğitimli kimselerden oldukları için
60
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
bir örgüt elemanından çok hareket taraftarı rolünü oynamışlardır. Kifaye hareketinde Hıristiyan
Kıptiler de etkili olurken, Müslüman kardeşler Hıristiyanlarla iletişim kurmaktan kaçınmamıştır. Dinler
arası hoşgörü etnik farklılıkların tanınması her iki hareketinde dikkat ettiği noktalardan biri olmuştur.
Mısır’da demokratikleşme talebi yukardan geldiği için siyasi ve sosyal hareketler daima
kontrol altında tutulmuştur. İlk defa Kifaye, demokratikleşme talebini siyasi üst yapıdan toplumsal
alana kaydırmayı başarabilmiştir. Demokratikleşmenin partiler yoluyla gerçekleştiğini gören Kifaye
Ghad Partisi insan hakları, özgürlük, demokratikleşme, insan haklarının iyileştirilmesi, hukuk
devletinin tesisi gibi konuları siyasal alanın gündemine almasını sağlayarak gerek yönetimin
demokratik adımlar atmasında gerek toplumun demokrasiyi benimsemesinde önemli rol oynamıştır.
Müslüman Kardeşler demokratik bir gelenekten gelmemelerine rağmen siyasette ve toplumda etkin
olmanın ve sistemi değiştirebilmenin demokrasiyle gerçekleşebileceğini anlamışlardır. Aşamalar bir
şekilde demokratikleşme eğilimi içerisinde olan hareket 2005 seçimlerinde demokrasiyi içselleştiren
bir toplumsal hareket olarak ivme kazanmıştır. Vasat Partisi yeni Müslüman Kardeşlerin siyasetteki bir
yansıması olarak ortay çıkmasına rağmen aslında yeni Müslüman Kardeşlerin yasal tarzdaki sosyal bir
hareketidir.
Mübarek yönetimi demokratikleşme girişimlerini dışarının baskısıyla yaparken toplumun bu
demokratikleşmede ne kadar istekli olduğunu fark etmiş, bu yüzden kendi konumunu güçlendirecek
yeni düzenlemeler içersine girmiştir. İlk defa yönetim dışında bir güç Mısır’daki gelişmelere dünyanın
dikkatini çekerek diğer Ortadoğu devletleri için de bir model olmuştur.
Bu hareketin Mısır toplumuna ve siyasetine getirdiği en önemli yeniliklerden birisi de sivil
toplum kuruluşlarını aktif bir biçimde harekete geçirebilmesidir. Müslüman Kardeşlerin daha önce
sivil toplum kuruluşları ağının bulunması bu kurumların harekete katkı sunmalarını sağlamış, toplum,
sivil toplum kuruluşları kanalıyla siyasete karşı gücünün farkına varmıştır. Meslek grupları, öğrenciler,
akademisyenler, hukukçular artık sadece yönetilen değil yönetime katılan güçler olmak istemişlerdir.
Sivil toplum kuruluşları bir hizmet sektörü olmaktan çıkarak siyasete baskı yapan bir güç haline
dönüşmüştür.
Gerek Kifaye, gerek Müslüman Kardeşler, siyasal bir dil kullansalar da bireyi ve toplumu
önceledikleri görülmektedir. Özgürlüğün sağlanması toplumun önündeki engellerin kaldırılmasıdır
diyerek, kimlik temelli özgürlüklerde ısrarcı olmuşlardır. Farklılıklarla bir arada yaşama projesini ilk
kez kendi hareketlerinde uygulayan bu yeni hareketler, piyasa ekonomisinin hâkim olmasını
istemişler, kapalı ekonomiden pazar ekonominse geçişi savunmuşlardır.
Yerel yönetimleri
güçlendirerek demokrasinin gerçekleşebileceğini düşünen bu hareketler, toplumsal cinsiyet, eğitimin
iyileştirilmesi, özgür bireylerin oluşması gibi kavramları Mısır toplumuna kazandırmışlardır.
61
DÜNYA BÜLTENİ ARAŞTIRMA MASASI - DÜBAM
2004’te gerçekleşen anayasal değişiklikler sonucu ortaya çıkan Kifaye hareketi 2007’e kadar
toplumun sesi haline dönüşmüştür. Hareket içerisinde bölünmeler ortaya çıkmışsa da artık Mısır’da
Nil nehrinin başka yöne aktığı görülmüştür. Bu yeni yön, yöneticilere “Yeter” diyen toplumun
demokratikleşme yolundan başka bir şey değildir.
62

Benzer belgeler