bahattin ayhan SON

Transkript

bahattin ayhan SON
SUNUŞ
Turizmle henüz tam olarak tanışmamış olan Çankırı’yı tanıtım amaçlı bu kitapçığın meraklılarına,
araştırmacılara, Çankırı’da ve Çankırı dışında yaşayanlara faydalı olacağını umuyorum. Çankırı’da konusunda yayınlanan ilk eser olması bakımından
kitapta karşılaşacağınız eksiklikleri anlayışla karşılayacağınızı umarım. Kitapçığın hazırlanmasında İl
Kültür ve Turizm Müdürlüğü yazı ve resim yönünden
katkıda bulunmuştur. Alınan yardımlar çoğu yerde
aynen kitaba aktarılmış olup Nusret Acar’a teşvik ve
katkılarından dolayı teşekkür ediyorum. Ayrıca kitabın hazırlanmasında ‘’Çankırı Tarih Kültür Turizm’’
adlı eser esas alınmış, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünce hazırlanan tanıtım broşürleri, kültür envanteri
çalışmaları ve fotoğrafları yanında, Çankırı Turizm
Derneği’nden, İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce tarafıma gönderilen bilgilerden yararlanılmıştır.
Kitapta konu edinilen yerlerin hemen hemen hepsine gidilmiş, resim çekilmiş ve bilgi derlenmiştir.
Dört sene gibi bir süreyi kapsayan bu çalışmamda
her zaman yakın desteğini, sabrını ve anlayışını
gördüğüm eşim Gülbahar Ayhan’a da şükran borçluyum.
Kitabın basım ve dağıtımını gerçekleştirerek,
Çankırı turizmine yapmış olduğu katkıdan dolayı
Çanfed - İstanbul Çankırı Dernekleri Federasyonu
üyelerine, yönetim kuruluna
ve değerli başkan
ÖMER LÜTFİ ÖZENÇ’e teşekkür ediyorum. Çankırı ile
ilgili kültürel yayınlara önem ve öncelik vermelerinden dolayı Çankırı ve Çankırılılar adına çok mutlu
olduğumu belirtmek isterim. Kitabın ilk baskısı telif
hakkı bilâ ücret kendilerine verilmiştir. Çankırı için
böyle bir açılım ve desteği sağlamalarından dolayı
Çankırı Turizmi adına ne kadar teşekkür etsek azdır.
Bahattin Ayhan
Ankara -Ocak 2009
1
Kuruluşundan bu tarafa çok kısa bir zaman geçmiş olmasına rağmen ‘’Çanfed’’ İstanbul Çankırı
Dernekleri Federasyonu olarak Çankırı turizmine ve
Çankırı’nın tanıtımına yardımcı olacağına inandığımız tarih-kültür-turizm dizisi-2 adlı kitapla sizlere
hizmet etmenin mutluluğu içindeyiz. Sayın Bahattin
Ayhan tarafından kaleme alınan ve yayınlanan önce
federasyonumuzun 1 nolu yayını olan Çankırı TarihKültür-Turizm adlı kitap ilgi görmüş, kaymakamlıklar, belediyeler ve orta dereceli okulların tamamına
dağıtımı yapılmıştır. Elinizde bulunan Çankırı Gezi
Rehberi kitabının da aynı ilgiyi göreceğine ve turizm
alanında mevcut olan boşluğu bir nebzede olsa dolduracağı kesindir. Bundan sonrada her zaman olduğu gibi Canfed olarak Çankırı için yapılacak çalışmalara destek vereceğimizin bilinmesini isteriz.
Federasyonumuza bağlı tüm dernek, üye ve federasyon yönetim kurulu üyeleri olarak önceden olduğu gibi bilâ ücret bize çalışmasını bağışlayan
Bahattin Ayhan’a teşekkür ederiz. Çankırı’mıza hayırlı olmasını dileriz.
‘’Çanfed’’
İstanbul Çankırı Dernekleri Federasyonu
Başkan
Ömer Lütfi ÖZENÇ
2
ÇANKIRI GEZİ REHBERİ
Geçmişin izlerini, küllenmiş anıları, doğayı, tarihi
ve kültürü bir arada yaşarken, Anadolu insanın sevecenliğini, misafirperverliğini yakından tanımak isterseniz gelin bizimle olun. Attığınız oltanın başında
beklerken, kayak pistinde çizeceğiniz kavisler, ormanın yeşillikleri arasında dalıp gideceğiniz hülyalar
sizinle olsun. Zamana karşı direnen köprüler üzerinden geçerken sağlı sollu sıralanan papatyalar, gelincikler, kır çiçekleri arasında özlemini duyduğunuz
kuş sesleri, tepenizde dolanan kartal, atmaca alıp
götürecek sizi başka diyarlara. Yoldan geçerken göreceğiniz bir dibek, evin kenarına bırakılmış eski bir
döven, tüten bir iki baca ve sizi karşılayan çomar.
İsterseniz arabanızla, isterseniz yayan gezin atacağınız her adım size yaşam sevinci verecektir. Hititler’den de önce başlayan ve günümüze kadar kesintisiz yerleşimin izlerini, eserlerini bulabileceğiniz, karşılaştığınız otantik kültür öğeleri ile kendinizi keşfe
çıkmış bir gezginin o güzel duyguları, heyecanı ve
yapacağınız keşiflerle sizi baş başa bırakıyoruz.
Çankırı’ya: Hoş geldiniz.
KARAYOLU ULAŞIMI: Çankırı kent merkezine
Ankara’dan Esenboğa yol ayrımından ulaşılabileceği
gibi, İstanbul’dan Gerede ayırımı, Kurşunlu-Korgun
veya Ilgaz-Korgun üzerinden de gelinebilir. AnkaraÇankırı arası 1 saat 45 dakika, İstanbul-Çankırı arası
yaklaşık 7-9 saat sürmektedir. İstanbul Esenler ve
Harem terminalleri ile Ankara AŞTİ terminalinden
düzenli otobüs seferleri vardır. Ankara-Çankırı arasında sabah 06.30-21.00 saatleri arasında otobüs
ile ulaşmak mümkündür. Ayrıca Çankırı-İstanbul
arasında sabah ve akşam saatlerinde karşılıklı sefer
yapan otobüs firmaları bulunmaktadır. Çankırı otogar tel. 0376 213121
3
Harita : Çankırı’nın çevre illere ulaşım haritası
Çankırı’nın bazı illere olan uzaklığı (km).
ÇANKIRI
131
497
711
114
312
Ankara
İstanbul
İzmir
Kastamonu
Zonguldak
675
Antalya
910
Diyarbakır
330
Samsun
804
Erzurum
649
Trabzon
156
Çorum
Kaynak: http://www.cankiriturizm.org/ulasim.htm
4
DEMİRYOLU ULAŞIMI :
Çankırı tren istasyonu tel: 0376 2131319
Tren Seferleri
Hareket Yönü
Hareket Günü
Hareket
saati
ÇankırıZonguldak
Sal-PerşembeCumartesi
02.12
Çankırı-Ankara
Çarşamba-CumaPazartesi
04.05
KarabükÇankırı
Çarşamba-CumaPazartesi
00.23
Ankara-Çankırı
PazartesiÇarşamba-Cuma
22.50
ÇANKIRI İLİ HAKKINDA GENEL BİLGİLER
TARİHÇE
Çankırı’nın geçmişi hep 3-7 bin yılla sınırlandırılmakla beraber, çevrede bulunan höyük ve yüzeysel
buluntular, Çankırı’nın İÖ 7. binden daha önceleri
iskan edildiğini doğrulamaktadır. Bölgedeki yerleşimin Paleolitik-Neolitik döneme kadar uzandığını,
yüzey araştırmalarında elde olunan el âletleri ve
İnandık kazısında ortaya çıkartılan Hititler dönemine
ait kutsal evlenme törenini temsil eden, resimlerle
bezenmiş bir vazo ve mülk bağış belgesinden, Ilgaz,
Eldivan höyüklerinden çıkarılan eserlerden ve kalıntılardan anlamaktayız. Adı geçen höyüklerde İlk Tunç
Çağına tarihlenen çanak ve çömlekler bulunmuştur.
Bölgenin güçlü devleti olan Hititler, Deniz kavimlerinin göçü sonucu yıkıldı. İÖ 1200 ve daha sonrasında
Çankırı değişik kavimlerin egemenliği altına girdi. Bir
ara Kafkasya bölgesinde gelerek bölgeyi ellerine geçiren Kimmerler, (İÖ 700-650) daha sonraları geri çekildiler. İÖ 325’de İskender’in ölümü üzerine imparatorluk parçalandı, iç ve batı Karadeniz bölümünde
Çankırı merkez olmak (Çankırı, Kastamonu, Sinop)
üzere Paflagonya Devleti kuruldu.
5
El âletleri, Hitit kalesi
Strabon, (İÖ 120) de Başkenti Gangra olan ve
Mersias adlı kralın yönetimindeki toprakları,
Gangralı olan Galatya kralı Deiotaros’un kendi yönetimi altına aldığını belirtir.
Romalılar Döneminde Çankırı, büyük dini toplantıların yapıldığı ve Germanicopolis adıyla bastırılan
sikkelerden de anlaşıldığına göre ekonomik yönden
de güçlü bir kenttir.
Romalılar döneminde Çankırı’da basılan paralar
6
7
Ortaçağda Çankırı: Doğu Roma İmparatorluğu
(Bizans) döneminde, Kızılırmak eyaletinin askeri
üssü ve müstahkem kalesi olarak kullanıldı.
Heraklius döneminde Kastamonu ve Çankırı’nın
içinde bulunduğu temanın başkenti Gangri (Gangra)
idi. Doğu Roma (Bizans) dönemi tarihi ise karanlıktır. Bölge Pers imparatoru Hüsrev Perviz tarafından
kısa bir süre ele geçirildi. Emeviler döneminde fethedilmek istenmişse de kalesinin sağlamlığı nedeniyle
başarılamadı.
1071 Malazgirt Savaş’ı sonrası Türklere Anadolu
kapıları açıldı. Alpaslan’ın komutanlarından Melik
Ahmet Danişment Gazi, Emir Karatekin’i Çankırı
bölgesini fethetmekle görevlendirdi. Emir Karatekin
tarafından fethedilen Çankırı, Haçlılarca ele geçirildi
ise de tekrar Danişmentliler egemenlik kurdu.
Karatekin, ölümüne kadar Danişment emiri olarak
Çankırı’yı yönetti. Kent 1132’de Bizanslıların eline
geçti ise de Selçuklu Sultanı 1.Mesud Çankırı’yı Bizanslılardan geri aldı.
Anadolu Selçuklularının zayıflaması üzerine kurulan Candaroğlu beyliğinin sınırlar içinde kalan
Çankırı, Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlı yöne-
8
timi altına girdi. 1459’da Fatih Sultan Mehmet tarafından tamamen Osmanlı toprakları içine katıldı.
1464’den itibaren Anadolu eyaletine bağlı bir
sancak merkezi olan Çankırı, doğuya yapılan seferlerde menzil yeri olarak kullanıldı. 1469’da Şehzade
Cem Sultan Kastamonu’ya vali olarak atandı ve II.
Bayazıt’ın torunu Osman Çelebi (1481-1512) Çankırı’da sancak beyliği yaptı. Osmanlı döneminde: Kastamonu, Kütahya, Yozgat ve Ankara’ya bağlı sancak
merkezi olarak yönetildi.
Kastamonu’ya bağlı sancak merkezi olan Çankırı
aydınları Milli Mücadeleye olan desteklerini Kastamonu’da başlattılar. 15 Haziran 1919 günü Açıksöz
Gazetesi, Kastamonu’da yayın hayatına başladı.
Çankırı’lı Ahmet Talat Onay, Ulusal Bağımsızlık Savaşı konusunda halkı aydınlatmada ve mücadeleyi
desteklemede en ön sıralarda yer aldı. Açıksöz Gazetesinde yazdığı yazılarla, İtilâf Devletlerine çektiği
protesto telgraflarıyla savaşın kazanılmasında katkıları oldu.
600 yüz yılı geçkin bir süre Ankara, Kütahya,
Yozgat ve son olarak da Kastamonu’ya bağlı sancak
merkezi olarak yönetilen Çankırı (9 Nisan 1925)
tarihinde il yapıldı. Dönemin Çankırı Milletvekilleri,
Ahmet Talat, Mehmet Rifat, Yusuf Ziya beyler
TBMM’ne verdikleri takriri üzerine Kankırı adının
Çankırı olarak değiştirilmesine ve il yapılmasına
hükümetçe karar verildi
ATATÜRK ÇANKIRI’DA : Atatürk’ün Çankırılılar
tarafından karşılanması ve ağırlanmasını Türk Ocağı
Başkanı ve Anadolu Ajansı muhabiri Tahsin Nahit
(Uygur) Çankırı’da yayınlanan Nejat Gazetesinde (27
Ağustos 1341-1925 tarih ve 77 sayılı nüsha) şöyle
anlatılmaktadır: Kalecikten sonra Çankırı sınırı olan
Tüneyin Çandır hanında Atatürk: Çankırı mebusları
Ziya, Talat (Onay), Rifat, Vali Cemil, Operatör Miralay (Albay) Refik, Topçu alay Komutanı Kaymakam
(Yarbay) Osman, Halk Fırkası Reisi Müftü Atâ Efendi,
Belediye Başkanı Cemal, Türkocagı Reisi Tahsin Nahit (Uygur) beylerden oluşan bir heyet tarafından
9
karşılandı. Çankırı üzerinden Kastamonu’ya giden
Atatürk: Şapka İnkilabını lan ettikten sonra Ankara’ya dönüşlerinde bir gece Çankırı’da kaldı. Çankırılıların nesini beğendiniz sorusuna Atatürk ‘’İnceliğini’’ yanıtını vermiştir.
ÇANKIRI ADI
Çankırı bölgesi Paphlagonia (Paflagonya) olarak
geçmekte, çevresinde Pontos, Phyrigia (Firig), Galatia
(Galatya), Bithynia (Bitinya) bulunmaktadır. Gangra
adı İÖ 1. bin yılın yerel dili olan Paphlagonia dilinde
tiftik veya keçi anlamına gelmektedir. Bölgede fazla
sayıda tiftik keçisi bulunması nedeniyle bu ad verilmiştir.
Çankırı adının tarihi gelişimini özetleyecek olursak Galatlar Döneminde, Gangre, Gangres, Gangra,
Gangrea, Gagaris ve Cancari. Paflagonlar döneminde
Gangra. Romalılar döneminde Germanikapolis. Bizanslılar döneminde Germanicopolis, Kangıra,
Gangıra. İslam kaynaklarında ‘’Demir Kale’’ anlamına gelen Hısn el Hadid. Arap kaynaklarında
Mahrusei Kenkeri, Kangari, Kangen, Kangarı,
Kangar. Klasik batı kaynaklarında Kangra, Kankora,
Kankıra, Kengiri, Kengürü, Gankaris, Gangora,
Güngıra, Gangares, Germanikopolis. Selçuklular
Döneminde Kenkir, Gangrakale, Mogollar Döneminde
10
Hısn el Hadid, Osmanlı Döneminde Gangra, Kengiri,
Kanglı, Kangırı, Kengari, Kangrı, halk arasında
Kangırı, Çengürü, Çengiri, Çangırı, Çankır, Çungara,
Ganpara, Cangra, Cancara, Hancara şeklinde söylenmiştir.
COĞRAFYA
Çankırı İli: İç Anadolu Bölgesi’nin kuzeyinde Kızılırmak ile kısmen Batı Karadeniz Bölgesi ana havzalarına geçişte, 40º 30’ 41’’ Kuzey enlemleri ile 32º
30’ 34’’ Doğu boylamları (Greenwich’e göre) arasında yer alır. İlçe topraklarının yarısı İç Anadolu bölgesinde, diğer yarısı Batı Karadeniz bölgesindedir. İlin
yüzölçümü 7 404 km² olup Türkiye topraklarının %
0,94’ünü meydana getirir. Denizden yüksekliği (rakım) ortalama 723.8 m.dir. Doğu-Batı uzunluğu 128
km. Kuzey-Güney uzunluğu 72 km.dir.
Kuzeyde; Kastamonu, Güneyde; Ankara ve Kırıkkale, Batıda; Bolu, Kuzeybatıda; Karabük, Doğuda;
Çorum illeri ile komşudur. Merkez ilçe, Eldivan, Şabanözü, Korgun, Kızılırmak ilçelerinin tamamı ve
Yapraklı ilçesinin bir kısmı İç Anadolu, Çerkeş, Atkaracalar, Orta, Kurşunlu, Bayramören, Ilgaz , Yapraklı
ilçeleri ise Batı Karadeniz coğrafi bölgesi sınırları
içinde kalır.
Resim: Melan vadisi/Bayramören
11
ÇANKIRI KENTİ
Karatekin parkı
Kuzey-güney yönünde akan Tatlıçay’ın her iki yakasında, doğudan gelen Acıçay’ın kuzeyi ile kalenin
etekleri arasında kurulmuştur. Denizden yüksekliği
750 m olup tipik karasal iklim egemendir. Kışları
soğuk ve yağışlı, yazları ise sıcak ve kuraktır. Kentin
Tatlıçay bölümü yeşillik olup diğer tarafları çıplaktır.
Cumhuriyet Mahallesi, İstasyon Caddesi, Atatürk
Bulvarı ve Buğdaypazarı Caddesi ticarethanelerin ve
resmi kurumların bulunduğu bölgedir.
Hititler’den bu tarafa varlığı bilinen kent, Helenistik, Roma, Bizans dönemlerinde idari ve dîni yönetim
birimi olarak önem kazanmıştır. Beylikler döneminin
başkenti, Osmanlı döneminin sancak merkezi olmuştur. Galatlar döneminde Gangrea, Bizanslılar döneminde Germanicopoklis, Selçuklula’!dan sonra
Kengürü, Çangara ve daha değişik isimlerle anılmış
Cumhuriyet döneminde Çankırı olarak anılmaya başlanmıştır.
12
GEZELİM GÖRELİM
Harita: Çankırı kent haritası
ÇANKIRI KALESİ: Kentin kuzeyinde ve kente hâkim 900 m. rakımlı tepe üzerinde 100 m. X 200 m.
lik bir düzlükte kurulmuştur. Kalenin yapım tarihi
konusunda kesin bilgi yoktur. Hititler döneminde
yapıldığı tahmin olunmakla birlikte, İlk ve Ortaçağ
akropolisi üzerinde yer almaktadır. Doğu tarafta
bulunan ve Bey kapısı olarak adlandırılan, Geç Ortaçağ dönemine ait devşirme moloz taş, tuğla ve harçtan yapılmış iki parça yüksek sur parçası günümüze
kadar gelebilmiştir.
Resim: Taşmesçit’ten Çankırı kalesi
13
Park düzenlemesi sırasında çıkan iki sütun başlığı
Karatekin Türbesi’nin yanına bırakılmıştır. Kalede
Roma dönemine ait kaya mezarı 5 x 5 m. boyutunda
kaya tüneli ve sarnıç bulunmaktadır. Geç RomaErken Bizans dönemlerine ait seramik parçaları ele
geçirilmiştir. Türk-İslam çağına ait Karatekin türbesi
buradadır.
Geçmişte Emeviler, Danişmentliler, Bizanslılar ve
Haçlılar tarafından kuşatılan, Osmanlı döneminde
yerleşimin var olduğu kale 1847 yılında meydana
gelen kolera salgını nedeniyle terk edilmiştir. Kalede;
1919’da bir cami ve depremden hasar görmüş eğik
minaresinin varlığı bilinmektedir. Piknik alanı olarak
kullanılan kale aynı zamanda 150 m. yüksekten
panoramik Çankırı manzarası seyretme olanağını
sunmaktadır.
ÇANKIRI MÜZESİ: Anıt alanında 100. Yıl Kültür
merkezi binasının içinde yer alan müzede (İÖ. 8-7)
milyon yıl önceye ait omurgalı fosilleri, Paleolitik ve
Neolitik dönemlerden başlayarak yakın zamanlara
ait arkeolojik, etnoğrafik eserler sergilenmektedir.
Eski Tunç, Hitit, Frig, Hellenistik, Roma ve Bizans
dönemlerine ait eserler yanında İslam, Osmanlı ve
Cumhuriyet dönemlerine ait eserlerde müzede yer
almaktadır. Müzede İÖ. 3000-2000 yıllarını kapsayan Eski Tunç Çağına ait küp mezarlar, pişmiş toprak
kaplar, süs eşyaları, figürinler, bronz güneş kursu,
silahlar ve Hitit, Frig, Roma, Bizans dönemlerine ait
pişmiş toprak kaplar, çeşitli boncuklar, süs eşyaları,
bronzdan yapılmış silahlar, tıp âletleri, iğneler, ağırşaklar, kandiller, parfüm şişeleri, çeşitli heykel parçaları, değişik dönemlere ait sikkeler sergilenmektedir.
14
Resim: Çankırı müzesinde bulunan değişik objeler
Taşa sarılmış yılan motifi
Güneş kursu
Kolye
15
Küpler, sütun başları
Sergilenen cam eserler Hellenistik, Roma ve Bizans dönemlerine aittir. Kalıba üfleme, serbest üfleme ve kalıba döküm teknikleri ile üretilmiştir. Bunlar
arasında kâseler, bardaklar, sürahiler, şişeler, parfüm
şişeleri, karıştırma çubukları, bilezikler, yüzükler,
boncuklar yer alır. Binanın koridorunda ve dışında
tretuvarda Hellenistik, Roma, Bizans ve İslami dönemlere ait alınlık kitabeleri, aslan protomları, Dor,
İon, Korint üslubunda yapılmış sütun başları, kaideler, steller, mil taşları, vaftiz teknesi, büyük depo
küpleri görülebilir. Çankırı ve çevresine ait elde edilen
çeşitli dokumalar, el işlemeleri,hat sanat örnekleri,
baskı kalıpları, kıyafetler, silahlar, süs eşyaları ve
günlük gereksinimde kullanılan çok sayıda
etnoğrafik eşya ve Kurtuluş Savaşı’nda İneboluÇankırı-Ankara arasında cephane taşımış bir kağnıda
müzedeki müstesna yerini almıştır.
16
ÇORAKTERLER OMURGALI FOSİL YATAĞI.
Çankırı-Yapraklı yolu üzerinde kentin çıkışında
olan fosil yatağı Türkiye’de olduğu kadar Dünyada
da Geç Miyosen dönemini temsil eden önemli bir
lokalitedir. Yaz aylarında kazı çalışmalar devam
etmektedir. Hortumlular, gergedangiller, atgiller,
domuzgiller, zürafagiller, öküzgiller, kuyruksuz büyük maymunlara ait fosiller çıkarılmıştır. Dünyada,
Çorakyerler kazısını önemli kılan ‘’Hominioidea’’
ailesine mensup bir fosilin bulunmuş olmasından
kaynaklanmaktadır.
Resim: Kazı çalışmalarından görüntüler
Çorakyerler kazısını yürüten Prof. Dr.Ayla Sevim
17
Çorakyerler kazısından görünüm
İNANDIK VAZOSU VE MÜLK BAĞIŞ BELGESİ.
Çankırı-Ankara karayolu üzerinde, Çankırı kent merkezine 33
km. uzaklıkta bulunan İnandık
Höyük’te 1966-1967 yıllarında
yapılan kurtarma kazısında elde
edilmiştir. İÖ. 1600’lü yıllara
tarihlenen İnandık Vazosu, Eski
erken Hitit sanatının kabartmalı
ve resimli nadir örneklerinden
biridir. Kutsal bir evlenme töreniİnandık vazosu
nin resmedildiği vazo Ankara’da
Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde sergilenmektedir.
Çankırı kent girişinde ve müzede imitasyon birer
örneği bulunmaktadır. Hitit Hukuku hakkında bilgi
içeren bağış belgesi de döneminin önemli eserleri
arasındadır.
18
İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR
CAMİLER
İMARET (Kâsım Bey) CAMİİ : Beylikler döneminin eserlerinden olup , Candaroğlu Kasım Bey tarafından 1397 yılında yaptırılmıştır. Vakıflar Genel
Müdürlüğünün mülkiyeti olan İmaret Camisi XVII.
yüzyılda Levent eşkıyası tarafından tahrip edilmiş,
1916, 1924 yıllarında onarım görmüştür.
Cami, dikdörtgen planlı, iki katlı ve sade görünümlüdür. Kerpiç duvar örgülü, ahşap saçaklıdır. Caminin
tek şerefeli, kaidesi kare ve kesme taştan yapılmış
minaresi depremlerde yıkılmış, geriye pabuçluk kalmışsa da 1984 yılında pabuçlukta yıkılarak, taşları
cami bahçesi duvarının kenarına konmuştur.
Çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. Caminin girişi kuzeyden ve çatal dikdörtgen kapıdandır. Pencereleri kasalı ve kapı gibi dikdörtgen şekillidir. Tavan
ortasında göbek bulunur, mihrab ve mimber işçiliği
basittir. Son cemaat yerinden sonra ikinci bir çatal
kapıdan geçilerek caminin ana bölümüne ulaşılır.
Girişte ahşap direkler üzerine oturtulmuş bir adet
balkon yer alır. Orijinal yapısında onarımlar nedeniyle değişiklikler yapılmış, mimari özellikleri bozulmuştur. Yakınında şimdi yok olan bedesten ve
kuzeyinde İmaret medresesi vardır. Bahçesinde
Candaroğulları beyliğine gelin gelen Fatih Sultan
Mehmet’in kız kardeşinin kabri bulunmaktadır.
İmaret camisi
19
BÜYÜK CAMİİ: (1522-1558): Çankırı’da Osmanlı
döneminde yapılan ilk ve en büyük mimari yapıdır.
1522 yılında yapımına başlanan cami, aradan 36 yıl
geçtikten sonra 1558 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın emri ile Mimar Sinan’ın kalfalarından olan
Sadık Kalfa tarafından bitirildi. Mimar Sinan mahallesinde bulunan cami: Ulu Cami, Büyük Cami ve
Kanuni Sultan Süleyman camisi olarak da bilinir.
Kente egemen bir yerde gösterişli bir yapıdır.
Rokok tarzında, zarif süslemeli hat örnekleri ile
bezenmiş ve kesme taştan yapılmıştır. Son cemaat
yeri dört sütuna basan üç kubbeyle örtülüdür. Ortada
büyük bir kubbe ve kubbenin etrafında dört yarım
kubbeli kare planlı, duvarları ve minaresi kesme taş,
kubbe üstü kurşun kaplamadır. Mihrap istelaktidli,
nişli, mimber taştan, kürsü gövdesi yuvarlak ve köşeli, kapı söveleri mermer, kemerler ise kilit taşı ve
içleri olukludur.
Konsol halinde, tek minareli girişteki kapısı geometrik desenli, süslü, yarım kubbeler payelere ve
duvarlar arasındaki kemerlere oturtulmuştur.
Dokuz tane kubbesi vardır, büyük kubbe dört köşeli
olup kasnak üzerine oturtulmuş, kubbe üzerine küçük pencereler ve iç kısmı geometrik desen ile fil
ayağı ile süslüdür.
20
Minaresi giriş kapısının
sağ tarafında tek şerefeli ve
kesme
taştandır.
Salon
döşemesi tahtadır. Ortasında
dört adet paye vardır, avlusu
duvarla çevrili, bakımlı ve iyi
korunan camiler arasındadır.
1922, 1926, 1935, 1945
yıllarında onarım gördü ve
1994’de restore edildi.
Önceden
var
olan
Selçuklu dönemine ait bir
cami üzerine inşa edilen Büyük Cami’nin zaman
içinde çevresindeki yapılar yıkılmış, 1898’de on bir
adet musluklu abdest alma yeri, mevcut medrese ve
kütüphanenin yerine okul, havuz ve şadırvan ilavesi
ile güney cephesine payandalarla destek yapılmıştır.
Eski caminin kitabesi, Büyük Cami’nin güneyindeki
duvardadır.
Büyük Camii
21
ALİ BEY CAMİİ: (1297): Ali Bey mahallesinde bulunan caminin yapım tarihi, ilk bânisi bilinmemektedir. 1297 yılında yapılan caminin yerine yapılmış
olduğu söylenmektedir. Mütesellim Ali Bey tarafından 1609 yılında camiye bir medrese eklenmiştir.
Mimari yönden camii; 12x12 m. boyutunda kare
planlı kubbeli ve minaresi tek şerefeli, kaidesi kesme
taş, gövdesi tuğladır. 1953-1957 yıllarında onarım
görmüştür. Mihrabı ve mimberi alçıdan olup süslemesiz ve sadedir. Kürsü kesme taştan, gövde ise çok
köşeli tuğladan yapılmıştır. Kubbesi kasnaksız, son
cemaat yeri ahşap, kapı söveleri mermer üzeri kemerlidir. Çankırı kent merkezinde Osmanlı Dönemine ait
üzeri kubbeli ikinci taş yapıdır.
YENİ CAMİİ: (1720-1723) Çankırı il merkezinde
Mimar Sinan mahallesinde Hacı Mehmet tarafından
yaptırılmıştır. Camiden çok mescit görünümündedir.
Duvarları moloz taşlı harç, sade ve yalın bir yapıdır,
çatı ahşap üstü kiremit örtülü, tavan ve döşemesi
ahşaptır. Mihrabı alçıdan yapılmış ve basittir.
MİRAHOR (İMRAHOR) CAMİİ: (1796-1797) Çankırı merkezde, Karatekin (Mirahor) mahallesindedir.
1797 yılında Tüfekçibaşı İsmail Ağa tarafından yaptırılmıştır. Duvarları moloz taşlı harç, mihrap ve
mimber
sade,
döşeme
basit,
tavan ahşap, çatı
ahşap üstü kiremit
örtülüdür.
İmrahor Camii
22
BUĞDAY PAZARI CAMİİ: Yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle beraber, caminin mimari
özelliklerine dayanılarak XVIII. yüzyılda (1797)
yapılmış olabileceği tahmin olunmaktadır. Caminin
kitabesi kaybolmuştur. Kuzeybatısında , kuzeygüney yönünde sıralanmış medrese odaları vardır.
Dikdörtgen planlı, iki katlı sade görünümlüdür. Kerpiç duvar örtülü ahşap saçaklıdır. Kuzeybatısında tek
şerefeli, kaidesi kare şekilli ve taştan yapılmış minaresi yer alır. Kapı ve pencereler dikdörtgen şekillidir.
Yapılan onarım ve ilaveler sonucu mimari özellikleri
kısman bozulmuştur.
Buğdaypazarı Camisi
23
HACI ŞEYHOĞLU CAMİİ: Doğu ve batı yönünden
girişleri olan büyük bir avlunun güneybatısında inşa
edilmiştir. Avlunun doğusunda günümüze kadar
ulaşabilmiş içinde dört mezar bulunan hazire vardır.
1829 tarihini taşıyan mezar, büyük bir ihtimalle
caminin bânisi Hacı Şeyh Zade Hacı Seyyid Mehmet
Efendi’ye aittir. Çankırı’da bulunan üzeri kubbeli üç
camiden biridir.
KARATAŞ CAMİİ: Yapım tarihi XVII. yüzyılın ilk
çeyreği olup bunu kanıtlayacak kitabe camide yoktur.
Caminin güneydoğu cephesinde ‘’Katataş Camisi
1220’’ yazılıdır. Tarih Hicri ise Miladi 1805 yılı demektir ki XVII. yüzyıl yapımı olduğu konusundaki yargı
ile çelişmektedir. Vakıf kayıtlarında 1731 yılında burada bir görevlinin bulunduğu belirtilmiş olup bu durum XVIII. yüzyılın ilk yarısında caminin var olduğunu, 1805 yılının tamir yılı olduğunu göstermektedir.
Sonuç olarak caminin XVII-XVIII. Yüzyıllarının son ve
ilk dönemlerinde yapılmış olabileceği sonucuna bizi
götürmektedir. Avlusunda hazire vardır.
Karataş Camii
24
DiĞER CAMİLER
İmraniye Camii: Yapım tarihi XX. yüzyılın ilk çeyreği, İplik Pazarı Camii: Kitabesi bulunamadığı için
kesin yapım tarihi de bilinmemektedir. 1950 yılında
yıkılmış ve yeniden yaptırılmıştır. Cami 1995’de Taşınmaz Kültür Varlığı olarak tescil edilmiştir,
Kirmanoğlu Camii: İmaret mahallesindedir. Medrese
Mescidi. Şeyh Kasım Camii: Taş Mescit mahallesinde, Kasım Bey Mescidi olarak bilinir. Haznedar Hacı
Mehmed Ağa Camii: Yoğurtçu mahallesinde ve vakfı
vardı, Hacı Musa Camii: Yoğurtçular mahallesinde
bulunan cami hakkında bilgi yoktur. Vakıf kayıtlarında vakfının olduğu gözükmektedir.
İmraniye camisi
25
KUTSAL MEKANLAR
EMİR KARATEKİN TÜRBESİ: Emir Karatekin Gazi,
1071 Malazgirt Savaşı sonrası, 1074’de Çankırı fethini gerçekleştirerek, kendisine kılıç hakkı olarak
verilen, kendi adıyla bilinen beyliğin merkezi yaptı.
1090 yılında öldüğü, başka bir kayıtta da 1106 yılında Haçlılarla yaptığı savaşta şehit olduğu belirtilmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğü kayıtlarında, Türbenin Danişmentliler döneminde XII. yüzyılın başlarında yapıldığı kaydedilmektedir. Bu durumda türbe bir
Selçuklu eseridir. Değişik zamanlarda çok sayıda
onarım görmüş ve özelliğini büyük ölçüde kaybetmiştir. 5x5 m. ebatlı Türbe kare planlı, düz ahşap tavan
ve kiremitli ahşap kırma çatıyla örtülüdür. Saçaklar
dışarıya taşmış, yapı malzemesi olarak moloz taş ve
tuğla kullanılmıştır. Doğu cephesi düz olup saçak
altında mazgal pencere vardır. Kuzey cephesinin
kuzey doğu bölümünde yuvarlak kemerli niş yer alır.
Batı köşede giriş kapısının güneyinde daha büyükçe
bir niş vardır. Dıştan düz olan güney cephe içte, iç içe
iki yuvarlak kemer ile takviye edilmiştir.
Giriş Kuzeybatı köşede yer alan yuvarlak kemerli
kapıdandır. Orijinali ahşap olan kapı kanatları demir
kanatlıdır. İçeri girildiğinde sağ tarafta yuvarlak
kemerli bir niş vardır. Üç cepheye açılan aydınlatmayı sağlayan mazgal pencereleri vardır. Türbenin içinde güney bölümünde iki adet büyük, kuzey bölümünde ise iki adet küçük sanduka yer alır. Sandukalardan ikisi alçıdan yapılmış üzerlerine tahta sanduka konmuştur. Diğer sandukalar tuğla ve kireç harcıyla yapılmıştır. Karatekin Gazi, güneydoğuda ki
sandukada yatmaktadır. Diğer sandukalar eşi ve iki
çocuğuna aittir. Karatekin’in manevi değeri vardır.
Her sene erguvan çiçeklerinin açtığı döneme rastlayan Cumartesi günü Çankırılılar Türbeyi ziyaret ederler, Emir Karatekin’in anısını yâd ederler. Çankırı’da
önde gelen kutsal mekanlardan biridir. Birinci Cihan
Savaşı sırasında esaslı bir onarım görmüş, onarımlar
zaman zaman devam etmiş ve en son olarak da
1980’de tamir görmüş , tüm cephelerinin sıvası yenilenmiştir.
26
Emir Karatekin Gazi türbesi
BİLLUR BEY: (Şeyh Mehdi), (? – 1154): Türbesi,
Çankırı il merkezinde, Karataş Mahallesi Kayabaşı
caddesinde bir evin bahçesi içerisindedir. Emir
Karatekin ile birlikte Çankırı’yı fetheden komutanlardan biri olması (?) nedeniyle manevi değeri olan bir
kumandandır. Türbenin hiçbir mimari özelliği yoktur,
vakfiye bilgilerine göre, ölümünden çok sonra 1272
yılında, bazı kaynaklara göre XII. yüzyılda yapılmış
veya onarım görmüştür. Türbe, zamanında tekke
olarak kullanılan yapı topluluğunun bir parçasıdır.
27
Diğer kısımlar yok olmuş, yapılan onarımlar nedeniyle orijinal yapısı bozulmuş günümüze kadar gelebilmiş yapılardan biridir.
Türbeye ahşap bir kapıdan girilir. Dikdörtgen
planlı ve kırma sundurma çatılı, üzeri alaturka kiremit örtülüdür. Moloz taştan yapılmış su basman
üzerine ahşap arası kerpiç dolgu malzeme kullanılarak yapılmıştır. Girişte sol kısımda üç , diğer cephelerde demir korkulukla çevrili birer adet pencere açıklığı bulunur.Türbenin örtüsü düz dam, dış duvarlar
badanadır.
Billur Bey türbesi
SARI YANIK BABA: ( ? - ? ): Kabri, Sarı Baba Mezarlığının batı kapısında Yapraklı yolu ile Kırklar
caddesinin kesiştiği noktadadır. Emir Karatekin’in
kumandanlarındandır, Çankırı kalesinin alınmasında
yararlılık göstermiş ve hizmetine karşılık, Eldivan
ilçe sınırları içerisinde bulunan Gedene, Genek,
Mudun ve Sarayköy bölgelerinin aşarı kendisine
verilmiştir. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında kesin
bilgi yoktur. Etrafı kare şeklinde ve 1 m. yüksekliğinde koruma duvarı ile çevrilidir. Duvarın batı kesimi üçgen alınlıklıdır. Girişi güneyde bulunan mezarın boyu 2,5 m. Uzunluğunda olup, baş ve ayak kısımlarında birer adet Roma Dönemi sütunu vardır.
28
TAŞ MESCİT VE CEMALEDDİN FERRUH: Kentinin
güney batısında bulunan, Yenimahalle Taş Mescit
caddesinde, Derbent deresi (Kuruçay) kıyısında,
Hıdırlık tepesinin güneyinde küçük ve meyilli bir
tepe üzerinde kurulmuştur. Selçuklu Dönemi yapısı
olup sanat tarihi ve plastik sanatları açısından önemli bir eserdir.
Atabeyi Cemaleddin Ferruh tarafından 1235’de Şifahane olarak yaptırıldı, 1242’de Darülhadis eklendi.
1892’de Mevlevihane şeyhi Nuri Dede tarafından üç
hücre, semahane ve bir adet şeyh dairesi yaptırıldı. 1926
yılında Tekke ve Zâviyelerin kapatılması üzerine Nuri
Dede’nin yaptırdığı kısımlar yıktırıldı. Hastane kısmı
tamamen yıkılmıştır. Sonradan yaptırılan Darülhadis ile
mescit ve türbe günümüze kadar gelebilmiş değerli yapılardan biridir. İşlevsel döneminde orman içinde ças ağaçları ile çevrili olan yapıda akıl hastaları müzikle tedavi
edilir ve sağlıklarına kavuşurdu.
Darülhadis, Tımarhane ve Mevlevihane olarak
kullanıldı. Merdivenleri ve kapısı, Selçuklu döneminde görülen nadide taş yapılar arasında yer alır. Yıkılan Darülşifa moloz taştan, mevcut Darülhadis kesme taştan yapılmıştır. Taş duvarları oldukça kalın
olup, kapı süslemelerinin sanat değeri yüksektir. İki
katlı, kesme taştan dışarıdan iki duvar ve bir köşe
kulesi ile desteklidir. Taş Mescit’te bulunan ve Çankırı Müzesinde sergilenmekte olan gövdesinde yılan
sarılı kupa, eczacıların sembolüdür. Ayrıca tıp sembolü olan iki yılan kabartma kaybolmuştur.
Çeşitli zamanlarda bilinçsizce onarım gören Taş
Mescit’in ayakta kalan kısımları kısmen özelliğini
yitirmiş durumdadır. Selçuklu Hükümdarı I. Aladdin
Keykubat’ın Çankırı Atabeyi olan Cemaleddin Ferruh
kendisinin
yaptırmış
olduğu
Taş
Mescit’te
medfundur. Kuzeyde bulunan cümle kapısından
girildiğinde kesme taştan inşa edilmiş, dört sivri
kemerin üstünde tuğla pantandiflere oturtulmuş,
tuğla kubbeli küçük bir hacim ve bunun sağ ve sol
tarafında kesme taş sivri tonozların örttüğü ve merkezi zeminden farklı seviyelerde yükseltilmiş iki eyvandan ibarettir. Yapı malzemesi olarak alt kısımda
29
kül rengi-kırmızı, üst kısımda gri-beyaz kesme taş
kullanılmıştır. Ön cephede ana binaya göre daha
ileriye çıkarılmış ve konsol taşlarından yapılmış iki
kollu merdiven vardır.
Merdivenlerin bitiminde Selçuklu profilleriyle çevrelenmiş staliktitli niş içinde ana kapı vardır. Bunun
altında da basamaklardan oluşan üçgen ortasında,
üst kapı aksına tesadüf eden kısım küçük mumyalık
girişidir. Taş Mescit’in cümle kapısı düz lentolu ve iki
parçadır. Parçalar bugün yeri boş olan ortadan çifte
kırlangıç kuyruğu şeklinde bir kilit taşı ile bağlanmıştır. İki tarafta simetrik ve altıgen şekilli iki kabartma
geçme motif işlenmiştir. Yukarda ise staliktitlerin
altında Darülhadis’in orijinal kitabesi yer alır.
Taş Mescit
30
ŞEYH HACI BAHAEDDİN: Karataş Mahallesi
Kurşane (Kuşhane) semtindedir. Ş.Hacı Bahaeddin
XIV. yüzyılda yaşamış Sofi Ahi Türkmen beyidir.
1328 tarihli vakfiyesinden edinilen bilgilere göre: Ahi
Evran’ın hocası ve kayınpederi Sofi Evhadiddin
Kirmani’nin soyundan gelme Ahi dervişidir. Debbağ
olup, keçecilik ve çömlekçilikle uğraşmıştır. Çarşıda
dükkânlar yaptırdığı, şehirde bağ, bahçe, tarlalarının
olduğu ayrıca Eldivan ilçesinde 6 köyü ve Çiftlik
köyünün Kozdiken bağlarını vakfettiği belirtilmektedir. Cami, mescit, tekke, zaviye, imaret, çeşme, suyolu yaptırmışsa da eserleri günümüze ulaşmamıştır.
TOPRAKBABA TÜRBESİ: Karataş Mahallesi, Kastamonu Caddesi üzerindedir. Etrafı yaklaşık 2 m. lik
bir duvarla çevrilidir.Kare planlı ve beton temel üzeri
tuğladır. Kırma çatılı, üzeri alaturka kiremit örtülüdür. Girişi kuzey yönündedir, girişin sağ tarafında
demir korkuluklu penceresi vardır. Örtüsü düz damlı
ve içinde tek bir sanduka bulunur. Dış duvarlar badanadır.
Toprak baba türbesi
DİĞER TÜRBELER: Demirci Şeyh Türbesi, Haydar
Camii Türbesi, Tekeli Türbesi, Şeyh Mehdi Türbesi.
Şeyh Veled Türbesi
31
MEZARLIKLAR-HAZİRELER
ŞEHİR (Sarıbaba) MEZARLIĞI: Adını, Çankırı fatihi Emir Karatekin’in kumandanlarından Sarı Yanık
Baba’nın adından alan Şehir Mezarlığı; Çankırı –
Yapraklı Karayolunun kuzeyi ile Kırklar Caddesinin
kuzeydoğusunda yer almaktadır. Çok geniş bir alanı
kaplayan mezarlık, Osmanlılar döneminden bu tarafa
kullanılmaktadır.
TAHTA KÖPRÜ MEZARLIĞI : Mimar Sinan Mahallesi, Büyük Cami sokağının doğusundadır. Güney
cephesinde bulunan ev ile bitişik vaziyettedir. Etrafı
1.5 m. yükseklikte bir duvarla çevrilidir. Giriş kuzey
yönünde bulunan demir kapıdandır. 4 adet mezarın
bulunmaktadır. Mezarların birinde 1244 H. tarihi
yazılıdır.
İMARET MEZARLIĞI : Tabakhane mahallesinde
Kayabaşı Caddesi ile Hamam Sokağın kesiştiği noktadadır. Cadde ve sokak arasındaki kod farkı toprak
doldurularak giderilmiş ve üç adet mezarlık bu dolgu
üzerine yapılmıştır. Kot farkından dolayı Hamam
Sokaktan 4 m. Kayabaşı caddesi tarafından 1.0 m’lik
duvar ile çevrilidir.
AKKIZ ÇALISI MEZARLIĞI : İncili çeşme Mahallesinde, Mezarlık Caddesinin Akkız Çalısı ile kesiştiği
yerdedir. Mezarlık Caddesi tarafı 3.0 m. Batı ve kuzeyi
0.30 m’lik duvarla çevrilidir. Mezarlığın girişi Akkız
çalısı yönünde bulunan demir kapıdandır. Mezarlıkta
birisi Akkız Sultan’a ait ve birde kavuk şeklinde mezar
taşı bulunan toplam beş adet mezar bulunur. Mezar
taşının birinde 1290 H. Tarihi yazılıdır.
HACI MUSTAFA KABRİ: Karataş mahallesi, Çeşme Sokakta 1333 H. tarihini taşıyan Hacı Mustafa’ya
ait bir mezarlık vardır. XX. yüzyıl yapısı olan mezarlığın doğu ve batı yönünde sivri tepeli baş ve ayak
ucu taşları vardır. Taşın birinin üzerinde altı sıralı
Osmanlıca yazı şeridi yer alır.
ŞEYHOĞLU CAMİİ HAZİRESİ: Karataş Mahallesi,
Sudeposu caddesi ile Sudeposu sokağının kesiştiği
noktada bulunan Şeyhoğlu Camisinin avlusundadır.
32
Etrafı Mektep sokaktan 4 m, Sudeposu caddesi tarafından 2.5 m.lik duvarla çevrilidir. İçinde 5 adet mezar vardır. Mezarlığın giriş kapısı kuzeyde ve avlunun içindedir. Ahşap olup , giriş cephesi ahşap parmaklıklarla avludan ayrılmıştır.
İMARET CAMİİ HAZİRESİ: Çankırı’da beylik yapan İsfendiyaroğulları’na ait bir mezarlıktır. Ildızım
taşından ve mermerden yapılmış mezar taşları üzerinde rumi, palmet ve bitki süslemeleri vardır. Güneybatı yönünde baş ve ayak taşları Roma dönemi
sütunlardan yapılmış etrafı demir parmaklıklarla
çevrilmiş Fatih Sultan Mehmet’in kız kardeşinin
kabri vardır. (bazı kayıtlarda kızı olarak geçmektedir)
İmaret Camii haziresi
GARNİZON ŞEHİTLİĞİ: Kırkevler mahallesindedir.
Şehitlik , etrafı taş duvarla çevrilmiş iki bölüm ve
bin metrekarelik bir alanı kaplar. Birinci bölümde
Kore ve Kıbrıs şehitleri anısına üç basamakla çıkılan
zemin ve kare şeklindeki kaide üzerinde geometrik
formlu üç betonarme blok yer alır. Bloklardan, Kore
şehitlerine ait olanın üzerindeki mermer levhada:
Çankırı Merkezden dokuz, Eldivan’dan üç, Yapraklı’dan bir, Ilgaz’dan iki, Şabanözü’nden beş, Orta’dan
bir şehidin isimleri, rütbeleri ve doğum tarihleri olan
33
1929 yazılıdır. Şehitliğin doğu yönündeki
bölümde teröre kurban gitmiş askerlerimizin
kabirleri
bulunmaktadır.
Garnizon şehitliği
ATATÜRK ANITI: Anıt alanında İstasyon caddesi
ile Atatürk bulvarının
kesiştiği noktanın orta
yerindedir.
Heykeltraş
Kemal Yontuç tarafından
1945 yılında yapılmıştır.
Atatürk Anıtı
34
MEDRESELER
ÇİVİTÇİOĞLU MEDRESESİ: Mimar Sinan Mahallesi, Uncu Sokaktadır. Büyük Caminin kuzeydoğu tarafında ve cami ile aralarında dar bir sokak bulunan
medrese, XVII. yüzyıldan kalma, iyi korunmuş yapılardan biridir. Batı yönünde bulunan kapıdan duvarla çevrili avluya girilir. Avlunun sağ tarafı boşluk ve
bina iki katlı olup sol taraftadır. Taş döşeme zeminden üst kata ahşap merdivenle çıkılır. Her iki katta
da medrese odaları sıralanır. Yapı bagdadi tarzda
inşa edilmiş, zeminden yaklaşık 1.5 m. yükseklikte
bulunan konsollar üzerine çıkma olarak yapılandırılmıştır. Çatı ise kırma çatı tarzında ve alaturka
kiremitle kaplıdır. Saçaklar geniş tutulmuş ve saçak
altları ahşap çıta ile kaplıdır. Saçakların başka bir
özelliği de kenarlarının oval şekilli yapılmış olmasıdır. Belediyece kültürel amaçlı kullanılmaktadır.
35
Çivitçioğlu medresesi
BUĞDAYPAZARI (Hazimiye) MEDRESESİ:
Sofizade Mustafa Efendi tarafından yaptırılan
medrese Buğdaypazarı camisinin kuzey batısında ve
kuzey-güney yönünde iki katlı sıralanmış medrese
odalarından meydana gelir. Zemin kat toprak seviyesinden yüksekte ve merdivenle ulaşılır. Gene aynı
şekilde zeminden üst kata çıkan ahşap merdiven
vardır. Medrese odalarının girişi boydan boya boşluk,
balkon şeklindedir. Payandalarla çatıya raptedilmiş
ahşap korkuluk ile çevrilidir. Tavan ve çatı ahşap
kaplama, çatı kiremit örtülüdür. XVII. yüzyıl yapısıdır. XIX. yüzyılda faaliyette olan medresenin 2007
yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restorasyonu gerçekleştirilmiştir.
Buğdaypazarı medresesi
36
Buğdaypazarı medresesi
İMARET MEDRESESİ: İmaret Camisi ile bitişik ve
aynı avluyu paylaşan medrese Osmanlı dönemi yapısıdır. İki katlı ve ahşap tonozlu girişlidir. Kuzey kapıdan cami avlusuna girildiğinde, girişte sağlı sollu
tahta merdivenlerle üst katta bulunan odalara çıkılır.
Çatı ahşap üstü kiremit kaplıdır. XVII. yüzyılda Levent eşkıyasının tahribatına uğramış, günümüzde ise
bakımsız, tahrip edilmiş ve terk edilmiş durumdadır.
Yapılan onarımlar ve kullanım nedeniyle medresenin
orijinal mimari özelliği büyük ölçüde yok olmuştur.
37
İmaret medresesi
HAMAMLAR
KARATAŞ HAMAMI: Karataş Mahallesi Hamam
sokaktadır. Ali Bey Camisinin bitişiğinde olup
1609’da yapılmış, haç biçimli çifte hamamlara örnektir. Sıcaklık ve halvet bölümleri çifte kubbelerle örtülüdür. Döşeme kesme taşlı, kubbeler sekiz kasnak
üzerine oturtulmuştur. Üst kısım yarım kubbeli, ortada dört köşe göbek taşı üzerinde kubbesi vardır.
Soğukluk bölümüne yuvarlak kemerli bir kapıdan
geçilir. 8.30x8.30m. boyutunda soyunma yeri ve
8.50x2.00 m. boyutunda soğukluk kısmı vardır. Aynı
planlı kadınlar bölümü vardır. Doğusunda kadınlar
ve batısında erkekler bölümleri yer alır. Beden duvar-
38
ları moloz taş ve kubbeler tuğladan yapılmıştır. Sıcaklık bölümü kubbeyle örtülü ve dört köşesinde
kubbeli halvetler yer alır. Camiyle aynı dönemde
yapıldığı ve camiye vakfedildiği tahmin edilmektedir.
Soyunma bölümleri mimari özelliklerini kaybetmiştir.
Karataş hamamı
EBCED (Çarşı-Buğdaypazarı) HAMAMI: Mimar
Sinan Mahallesi Atarlar Caddesinde bulunan hamamın yapım tarihi 1800’lü yıllara rastlamaktadır.
Döşeme kısmı paket taş, çifte hamam planlı, kadın ve
erkek bölümleri aynıdır. Köşelerde üç kubbeli soğukluk, üstü kubbeli halvet ve yanları eyvan biçimli,
tonozlu sıcaklık bölümlerinden oluşur. Duvarları taş
üstü ahşap olup boyutları 12x12 m. kare planlı hamamlardandır. Çifte hamamlara örnek olup kadınlar
kısmı güneyde erkekler kısmı kuzeydedir. Yapının
tamamı kubbe ile örtülü olup sıcak su depoları ve
külhan sıcaklık bölümlerinin arkalarındadır.
Buğdaypazarı hamamı
39
ÇEŞMELER
ÇAMAŞIRHANE ÇEŞMESİ (1899): Cumhuriyet
mahallesi, Çamaşırhane sokaktadır. Çamaşırhanenin
güneyinde dış duvarında ve iki cephelidir. Güneye
bakan cephesi düzgün kesme taşla kaplıdır. Cephenin
üstünde altı ve üstü profilli kornişle çevrili 0.54x
01.75 cm. boyutunda kitabesi (yazıt) yer alır. Kitabeden anlaşıldığına göre yapım tarihi 1316 H dır.
Kesme taştan yapılmış, aynalı, yalaklı ve tek muslukludur.
Çamaşırhane çeşmesi
İNCİLİ ÇEŞME: İnciliçeşme mahallesi Akkız çalısı
sokağındadır Saliha Hanım tarafından 1800’de yaptırılmıştır. Cephesi ince yontma taşla kaplı, her iki
taraf yüzeyinde ampir kırması dal ve çiçek motifleri
yer alır. İki ayaküstünde dişli iki başlıklı geniş profili,
üstte büyük bir rozet vardır. Ön cephedeki sütunlar
diş havi silme ve birbirine bağlıdır. Ön cephenin girinti ve çıkıntılarına uygun olan saçak geniş profillidir. Saçak altı geometrik bir süs ile motifize edilmiş,
kabartmanın altında iki adet kitabe yer alır.
KARATAŞ ÇEŞMESİ: , Karataş mahallesi Çeşme
sokaktadır. Yapımına 1800 yılında başlanan çeşme
dikdörtgen planlı, üstü profilli, kornişli, yanları
40
gömme kolon şeklinde, aynalığı düzgün kesme taş,
yalağı dikdörtgen planlı ve teknelidir. iki yanı basit
sütunlu, musluklu ve yalaklıdır. Yazıtından ne zaman yapıldığı okunamamıştır. 1317 Hicride tamir
ettirildiği kaydı vardır. Ayrıca tahrip edilen beş satırlık kitabesinde sene 1217 okunabilmiştir. Bu tarihin
çeşmenin yapım yılı olması kuvvetle muhtemeldir .
KAYABAŞI ÇEŞMESİ: Karataş mahallesi Kayabaşı sokaktadır. Çeşmenin cephesi basık kemerli nişli
yanları gömme kolonludur. Aynalık ve diğer kısımlar
kesme taş, yalağı dikdörtgen şekilli yekpare taştandır. Saçakları profillidir. Basık kemerin içindeki üç
satırlık talik uslubu ile yazılmış yazıtında: Hacı Hasan Efendi ile valideleri Zeliha hanım namına
mûcedden tamir ettirmişlerdir. Mevla banisini ve
şimdiye kadar tamir ettirenlere gani rahmet eyleye
Amin. El tahe Şaban 1330 yazılıdır. Bunlardan başka
çeşmelerde vardır . Buğdaypazarı ve Taşpınar çeşmeleri görülebilir.
Buğdaypazarı çeşmesi
41
DİĞER TARİHİ YAPILAR
ÇAMAŞIRHANE: XIX. yüzyılın ikinci yarısında
1885 yılında yapılmıştır. Moloz taş temelli ve ahşaptır. İçinde ocaklar ve çamaşır yıkama yerleri vardır.
Tarihi Çamaşırhane, Türkiye'deki birkaç çamaşırhane
arasında en büyüğü olarak bilinmektedir. Mülkiyeti
Belediye’ye aittir. Sosyal ve kültürel faaliyetlerde
(kına evi ve kültür-sanat sergi salonu ve benzeri )
amaçlı olarak kullanılmaktadır.
Başka bir çamaşırhanede Haydar Camii Çamaşırhanesidir.
Çamaşırhane
TAŞ MEKTEP (Eski İdadi): Cumhuriyet mahallesindedir ve 1885-1891 yılları arası yapılmıştır. İki
katlı olup duvarları kesme taşlı, çatısı ahşap üstü
kiremit örtülüdür. Ana giriş kapısı merdivenli ve
sütunludur. Son Osmanlı Dönemi eserlerindendir.
Güzel Sanatlar Lisesi
olarak kullanılmaktadır.
M.Kemal Atatürk, 31 Ağustos 1925’te Çankırı’yı ziyaretlerinde okulun 2a ve 3b sınıflarında konaklamıştır.
42
Taş mektep
43
ATATÜRK ODASI; Çankırı'yı ziyaretleri ile şereflendirilen ulu önder ATATÜRK: Şapka Devrimi için
Kastamonu’ya gidiş ve dönüşlerinde Çankırı’ya uğradılar. Dönüşlerinde bir geceliğine Taş Mektep’te misafir edilmişlerdir. Giderken okul salonunda adına
verilen yemeğe katılmış fazla durmadan Kastamonu'ya hareket etmiştir. Dönüşlerinde ise şimdi okulda
Atatürk Odası olarak ayrılan bölümde geceyi geçirmişlerdir.
Atatürk odası
SAAT KULESİ: Ali Bey mahallesi Güdük Minare
sokaktadır. Yapım tarihi tartışmalıdır. Kaynaklarda
1860 veya 1866 tarihlerinde yapıldığı belirtilmektedir. Saati İsviçre’de yapılmış, İnebolu yolu ile Çankırı’ya getirilmiştir. 2,5x2,5 m boyutunda kare planlı
ve dikdörtgen gövdeli olan kule kare platform üzerine oturtulmuştur. Üst kısımda balkon ve dört yönde
yuvarlak kadranlı birer saat yer alır. Rakamlar Arapça’dır. Üzeri kurşun örtülü olan saatin, kadranları
üzerinde yuvarlak açıklıklar ve iki tokmaklı 16 kg.
ağırlığında çanı vardır. 24 saatte bir kurulur zincirlidir. Her yarım saatte bir çalar. Oldukça yüksek bir
platform üzerindeki kulenin boyu 15 m.dir. Saat
kadranlarının altında bir balkonu ve balkon etrafında
madeni korkulukları bulunmaktadır. Üzeri kurşun
kaplı bir kubbe ile örtülmüştür. Çan sesinin iyi duyulabilmesi için saat odasında küçük pencereler açıl44
mış ve kadranları üzerinde yuvarlak açıklıklar yer
alır . Dışı bağdadi sıva, içi ahşap arası dolgu olarak
inşa edilmiş, kule üzeri saç kaplı basık bir kubbe ile
örtülüdür.
Saat kulesi
45
HÜKÜMET KONAĞI : Cumhuriye mahallesinde,
Valiliğin kuzeyinde ve bitişiğindedir. İnşaatına 1905
yılında başlanmış, İki katlı, dikdörtgen planlı simetrik bir yapıdır. Dikdörtgen köşeleri çıkıntılıdır. Düz
kesme taşlı bodrum kat üzerindeki zemin ve üst katlar bağdadidir. Binanın girişi kuzeyden ve üzerinde
balkon bulunan sütunlu giriştendir. Onarımlar nedeniyle kısmen mimarisi bozulmuştur. Bodrum katı :
Köşelere isabet eden kısımları kesme taştan yapılmış,
araları moloz taşla örülerek sıvanmıştır. Ön kısımda
ve yanlardaki çıkıntılarda kenarları kesme taştan
yapılmış pencereler vardır. Yan yüzlerde üçerden altı
adet pencere yer alır. Kenarları düzgün kesme taştan
yapılmış, taşları dışarı doğru çıkıntılıdır. Arka kısımda da ön cephede olduğu gibi çıkıntılarda birer pencere bulunmaktadır. Arka kısmın ortasına rastlayan
yerde yine kenarları kesme taştan yapılmış bir kapı,
kapı kemerinin üstünde bir alınlık vardır. Alınlık
kahverengi ve beyaz taşlardan dama şeklinde süslenmiştir.
Eski Hükümet konağı (Adliye)
Zemin kat : Betondan yapılmış beş basamaklı bir
merdivenle platforma çıkılmaktadır. Sol köşelerinde
beton kaideler üzerinde yan yana ikişer adet sütun
vardır. Sütunların üst kısımlarında silmeler bulunmakta ve buradan sonra kemer başlamaktadır. İçerdeki sütunların üzerinde olan kemerler ortaya doğru
sivrilmekte ve ucu kare biçiminde son bulmaktadır.
Bu uç kısımda ağaçtan yapılmış yumurta biçiminde
bir süs vardır. Kapının her iki tarafında yarısı duvara
gömülü durumda iki ağaç sütun daha vardır. Burada
süs olarak birbirine geçmiş elips biçiminde süsleri
46
görmekteyiz. Platformun tavan çıkıntılarında üçerden
altı adet pencere bulunur. Bu pencerelerden ortadaki
kemerli bir biçimde olup, kemerin tam ortasında kilit
taşı şeklinde bir süs yer alır. Yanlarındaki pencereler
ise üçgen alınlıklıdır. Günümüzde adliye binası olarak kullanılmaktadır.
ESKİ HALK SİNEMASI: Tayyare Caddesi ile Yeni
Hale açılan yolun kesiştiği yerdedir. Boyutları
39x13m. Yığma kagir olup, üzeri marsilya kiremitle
kaplı ve kırma çatılıdır. Sağlık Müdürlüğü ile kuzeydoğu köşesinden bitişik nizamlıdır. Yuvarlak pencereleri üç yönden bütün cepheyi boydan boya dolanmaktadır. Giriş ve çıkış kapıları çift kanatlı olup,
güney cephededir. Sahnesi doğuda, balkon kısmı ise
batıdadır. Balkonda seyirci locaları ile makine dairesi
yer alır.
Eski Halk sineması
VEREM SAVAŞ DİSPANSERİ: Zemin + 1 kat olarak yapılan binanın doğu cephesi Buğdaypazarı Caddesine bakmaktadır. 23x15 m. boyutundadır. Üzeri
Marsilya kiremitle kaplı ve kırma çatılıdır. Güneykuzey istikametindeki dispanserin doğu ve batı cephelerinin köşeye yakın tarafı daha geniş tutularak
47
cepheler hareketlendirilmeye çalışılmıştır. Bu cephelerde her katta iki sıralı, içe doğru açılan çift kanatlı
pencereler yer alır. Zemin kata Eski Halk Sinemasının bulunduğu taraftan, 1. kata ise Buğdaypazarı
Caddesinden girilmektedir.
Verem savaş dispanseri
SAĞLIK MÜDÜRLÜĞÜ BİNASI : Güney Cephesi
Tayyare Caddesine bakar, geniş bir bahçesi bulunmaktadır. Zemin + 1 kat olarak yapılan binanın
üzeri marsilya kiremitle kaplı olup, kırma çatılıdır.
Batı cephesinde her odaya iki adet pencere gelecek
şekilde alt ve üst cephelerde simetrik olarak iç tarafa
açılan pencereler yer alır. Alt ve üst katta ortada
bulunan koridora, oda kapıları açılmakta ve giriş
kısmının üzerinde balkonu bulunmaktadır.
ESKİ HALKEVİ BİNASI: Buğdaypazarı Caddesi,
Tayyare Sokak ve Yeni Hal’e açılan yolun bulunduğu
alanda, yapım tarihi 1930 olup kargirdir. Halk Evi
olarak inşa edilmiştir.
TREN İSTASYONU: Cumhuriyet dönemi eserlerindendir. 1930’ lu yıllarda yapılmıştır.
48
Tren istasyonu
ESKİ HASTANE: (Çankırı Araştırmaları Merkezi),
İstiklal savaşı sırasında hastane olarak kullanılmıştır. Belediyece restore edilerek Çankırı Araştırmaları
Merkezi olarak kullanılmaktadır.
Eski hastane
49
ÇANKIRI ARAŞTIRMALARI MERKEZİ: Çankırı belediyesince halktan hibe yoluyla temin edilen çeşitli
belgelerin bulunduğu bina: Çankırı üzerine araştırma
yapacakların hizmetine sunulmuştur. Eski el yazması belgeler ve Çankırı ile ilgili yayınlanmış eserler
bulunmaktadır.
YÂRAN EVİ: Eski bir Çankırı evi restore edilerek
otantik Yâren Evi şekline dönüştürülmüştür. 'Yâran
Evi' Eski kütüphane binası olup, İl Özel İdaresi bütçesinden ayrılan ödenekle restore edilmiştir. Yaran
sohbetlerinde kullanılması planlanan evin içi tamamen nostaljik eşyalarla donatılmış, Yâren kültürünü
sembolize edecek şekilde döşenmiştir.
Yâran evi
50
YÂRAN GELENEĞİ
Ahilikten günümüze kadar gelebilmiş ve yaşatılmakta olan otantik bir gelenektir. Yâran toplantıları bu
maksatla özel olarak döşenmiş evlerde yapılır. Genelde
iki katlı olan evlerin alt katında mutfak ve yemek hazırlama, üst katıda toplantılar yapılır. Kış gecelerine
özgü akşam saatlerinde başlayıp sabaha kadar devam
eden eğitim, eğlence ve dayanışma toplantılarıdır. Yâran ocağına girebilmek ve Yâran uşağı olmak Çankırı’da
bir ayrıcalıktır. Toplantıların belirli kuralları vardır.
Katılacak olan misafirler de bu kurallara uymak zorundadır. Başağa, Küçük başağa, Yâran kahyası ve Yâranlardan meydana gelen bir topluluktur.
Herkes toplantılara giremez ancak mecliste bulunan yâran uşağı tarafından misafir olarak götürülebilir. Giyim kuşamda dahi kuralların olduğu mecliste
suçu olan yâranı yargılayan ve ceza veren bir mekanizma bile vardır. Yâran ocağından atılmak büyük
suçtur. Geçmişte ocaktan atılıp Çankırı’yı terk edenler
olmuştur. ‘’Kız anadan öğrenir sofra düzmeyi, oğlan
babadan öğrenir sohbet gezmeyi’’ ve ‘’ Yâran uşağı
eline, beline, diline sahiptir’’ özdeyişleri ile özetleyebileceğimiz Yâran geleneği; Anadolu’da yaşatılmakta
olan ender geleneklerden biridir. Yaran odasına giriş,
oturuş, konuşma, yemek, misafir, oyunlar ve mahkeme usulleri belli kurallara çerçevesinde gerçekleşti51
rilir. Toplantılarda tura, şildir şip, yüksük, samut gibi
oyunlar oynanır. Türküler söylenir.
Yâran toplantılarına herkes gidemez ancak misafir olarak gidebilir. Kış aylarında, Yâran geleneğini
tanıtmak amacıyla Çankırı ve köyleri ile diğer illerde
halka açık tanıtım amaçlı toplantılar yapılmaktadır.
Bu amaçla Çankırı Ahi Yâran Meclisi derneği çalışmalar yapmaktadır.
Yâran toplantısından görünüm
52
ÇANKIRI EVLERİ
ÇANKIRI EVLERİNİN GENEL ÖZELLİĞİ: Genelde
iki katlıdır, günlük hayatın geçtiği, yemek yapılan,
oturulan birinci kat, ara kat olup kışlık olarak kullanılır. Yazın misafir için kullanılan ikinci katlar ise
manzaralı ve gösterişlidir. Sokağa yada avluya çıkma yapılarak genişletilmiştir. Geniş ve ahşap süslemece zenginleştirilmiş baş odalar ikinci katta bulunur. Birinci katın üzerine çıkma olarak yapılan şahnişin, kök boyaların kullanıldığı tavan göbekleri,
makat veya oturma sedirleri baş odada yer alır. Odaların hepsinde ocak, biri gusülhane olarak kullanılan
yüklük denilen tahta dolaplar vardır. Ocaklar alçıdan
yapılmış, kenarlarında lamba koymak için şınanay
adı verilen çıkıntılı küçük raflar yer alır. Ayrıca dolapların kenarında uzunca ve dar olarak yapılmış
terece adı verilen gözler bulunur. Yamaçta yer alan
evler güneye bakar ve birbirinin güneşlenmesini
engellemez. Pencere sayısı oldukça az ve çatılar ahşap üstü oluklu kiremitle kaplıdır.
Her ev bir duvarla çevrilmiş avlu içinde bulunur.
Avlu kapıları çift kanatlı olup çatal kapı olarak isimlendirilir. Kapı tokmakları kendine özgü ve yerli ustalarca imal edilmiş olup sahibinin mesleğine göre
farklılık göze çarpar. Kapı açılması ile birlikte arkasına yerleştirilen çan ses çıkarır ve ev sahibine birinin geldiğin uyarısını verir. Bazı evler bitişik nizamlı
53
ve çıkmaz sokaklar üzerine inşa edilmiştir. Sokakları
dar moloz taş ile kaplıdır. Eski sokaklar cami ve
arasta yönünde açılır. Bitişik nizamlı evler, küçük
aralıklarda çıkmaz sokaklar meydana getirmiştir.
Sokaklar dar ve taş döşemedir. Kale eteklerindeki
evler korumaya alınmış sit alanı içindedir. Görülmeye
değer ilginç yapılardan meydana gelir.
54
55
Çankırı eski evleri, Çankırı eski sokakları
Tavan süslemesi
56
YAKIN ÇEVRE
TUZ MAĞARASI: Çankırı merkeze 20 km. uzaklıkta ve güneydoğusunda yer alır. Kaynaklarda mağaradan Hititler döneminden bu tarafa tuz çıkarılmakta olduğu kaydedilmektedir. Bugünde yurdumuzun en büyük kaya tuzu rezervine sahip mağarasıdır.
Çok eski dönemlerden bu tarafa işletilmesinin sonucu
içinde çok sayıda galeriler açılmıştır. Mağara içinde
yer yer tuzdan oluşmuş sarkıt ve dikitlere rastlanır.
Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Batılı
devletlerin Osmanlı’dan alacağına karşılık oluşan
Reji yönetimince mağara gelirlerine el konulmuştur.
Günümüzde de üretim yapılmaktadır. Mağara; turizme kazandırılmaya çalışılmaktadır. Kaya tuzunun,
doğal iyonlaştırıcı özelliği nedeniyle tuz lambaları
yapılmaya başlanmıştır. Tuz lambalarının yorgunluğa,nefes darlığına, astım nöbetlerine, alerjilere, cilt
rahatsızlıklarına iyi geldiği söylenmektedir.
57
Tuz mağarası
Nasıl Gidilir: Çankırı kent merkezinin güneydoğusunda yer alan yolutakip edilerek solda Dede mahallesi kavşağı geçilir, yaklaşık 3 km. sonra sağa dönülür, yön levhasından sonra 6 km. içeriye girilir. Çankırı kent merkezine uzaklığı yaklaşık 20.km. dir.
KOCA MEŞE: Yaşı 500 yıl olarak belirlenen Koca
Meşe’nin Çapı 12.5 m, gölge alanı 250 metrekaredir.
Çankırı’ya 25 km. uzaklıkta Çankırı-Yapraklı yolu
üzerinde Karacaözü köyündedir.
Koca meşe
58
GEZİNTİ VE MESİRE YERLERİ: Karaköprü Bahçeleri, Tatlıçay’ın her iki yakasında ve güneyde bulunan Feslikan bahçeleri, Orman Fidanlığı başlıca mesire yerleridir. Mesire yerleri flora yönünden zengindir.
ORMAN FİDANLIĞI: Kastamonu yolu üzerinde
kente 5 km uzaklıkta ve kuzeybatısındadır. Tatlıçay
vadisinde yer alan fidanlıkta oturma grupları, masa,
ocak, çeşme, tuvalet gibi zorunlu ihtiyaçları karşılamaya yönelik tesisler vardır. Değişik ağaç cinsleri
içinde çam çoğunluktadır. Kentin akciğeri konumunda her zaman gidilebilecek ve gezilecek yerlerdendir.
ÇANKIRI MUTFAĞI
Beslenme tahıla dayanır bu nedenle yemek
çeşileri de tahıl ağırlıklıdır. Tava çöreği, yazma çöreği, bükme, gözleme, cızlama, tatar böreği, iri hamur,
mantı, pıhtı, çullama başta gelir. Tarhana, toyga,
şaştım aşı, tutmaç, yarma, dene, cümcük gibi çorbalarda ana madde buğday ürünleridir. Tarhana, bulgur, keşkek, yarma, erişte vb. yiyecekleri ev ekonomisi çerçevesinde yöre halkı kendisi üretir. Kıyma,
kavurma, sucuk gibi etlikler, kurutulmuş fasulye,
patlıcan, biber gibi sebzeler, konserveler, değişik
meyvelerden yapılan reçeller bunlar arasındadır.
Çankırı mutfağının vazgeçilmezleri: Yaren güveci,
bazlama, yağlı gözleme, katmerli, tarhana çorbası,
keşkek, mıkla, tutmaç, bamya, yumurta tatlısı,
hoşmerim.
Güveç
59
Höşmerim
ALIŞ VERİŞ
Helva, kızılcık ekşisi, ev yapımı hamur işleri, tuz
lambası, küpecik peyniri
EL SANATLARI
Çeyiz olarak hazırlanan işleme, nakış, oya gibi el
sanatları halı, kilim, eldiven, çorap, kazak gibi emek
yoğun el sanatları günümüzde de yaşatılmaya çalışılmaktadır. Keçe, kilim, cicim, heybe, çorap, eldiven başlıca dokuma çeşitleridir. Türkmen kilimi, kolon heybe,
çember oyası ve halıcılık merkezde oldukça yaygındır.
Çorap ve eldiven tiftik veya yünden yapılır, Hammaddesi tahta olan el sanatlarından tahta kaşık, beşik, çocuk
zindanı, sofra altlığı, hey, hey yavrusu, teskere,
kavsara, tarım ve hayvancılıkta yararlı olan bitki ve
ağaçtan üretilen tarım âletleri, sepetler, seleler, ağaçtan
yapılmış çeşitli mutfak gereçleri başta gelmektedir.
60
El sanatları
61
YEREL ETKİNLİKLER
Kaya tuzu ve Karatekin festivali
ÇANKIRI İLİNİN TURİZM POTANSİYELİ
SAĞLIK VE TERMAL TURİZMİ
Akkaya Hamamı ve içmesi: Çerkeş ilçesi İmamlar
Köyü yakınlarındaki Akkaya kaynaklarının suları,
kaynağında 20°C sıcaklıktadır. Hamam olarak yararlanılır. Üst solunum yollarındaki kronik iltihapların
ve bazı romatizmal hastalıkların tedavisinde etkilidir.
Ilısılık Madensuyu: Ilgaz ilçesine 20 km uzaklıkta, Ilısılık Köyü’ndedir. Mide, karaciğer ve bağırsak
hastalıklarına iyi gelir, karaciğer ve safra yolları
hastalıklarına etkili şifa kaynağıdır. Sıcaklık 18°C
İçimi çok güzel, sodyum bikarbonatlı bir sudur.
Hışıldayı İçmesi : Sindirim sistemi ve karaciğer
hastalıklarının tedavisinde etkilidir.
Bayramören İçmesi: Sıcaklık 18°C . Mide, bağırsak,
karaciğer, safra yolları, böbrek hastalıklarına iyi gelir.
Derebayınıdır, Buğuören. Orta ilçesindedir
Kükürt köyü İçmesi: Atkaracalar ilçesi, Kükürt
Köyü’ndedir. Sıcaklık 19°C Suyu ılık olduğundan
içme ve banyo olarak kullanılır. Mide, karaciğer ve
safrayolları hastalıklarına iyi gelir. Su, sindirim sistemi hastalıkları tedavisinde etkilidir.
Tüney İçmesi: Tüney Köyünde tren yolunun yakınındadır. Sıcaklık 18°C olup aç karnına içilirse
karaciğer, safrayolları hastalıklarında, bağırsak bozukluklarında şifa verici etkisi vardır.
Çapar madensuyu: Şabanözü ilçesindedir.
Karaköy Ilıcası: Yapraklı’da.
Karakoçaş Ilıcası: Şabanözü’nde.
Şıhlar Nezlesuyu: Ilgaz, Bozatlı Köyü’ndeki içmenin suları soğuk, alkalik ve toprak alkalik bikarbonatlı, karbogaz özlüdür. İçme kürleriyle değerlendirilir.
62
Ödemiş madensuyu: Ilgaz’da. Yaylacık Madensuyu: Ilgaz’da.
Acısu: Kurşunlu’nun 5 km kuzeybatısında
Hacumuslu Köyü yakınlarında olan içmenin suları
tuzlu, bikarbonatlı, karbogazöz, demirli ve alkaliktir.
Mide, bağırsak, karaciğer, safrakesesi, pankreas hastalıklarında yararlı etkisi olan içme, kanda yedek
alkali yükseltir, asit-baz dengesini düzenler, safra
yollarında safra akımını artırıcı bir etki yaratır.
Çavundur termal tesisleri: Kurşunlu ilçe merkezine 9, Çankırı’ya 90 ve E-5 karayoluna 1.5 km. uzaklıktadır. 54 C° ve 47 lt/sn. sıcak su çıkmaktadır. Konaklama tesisi vardır. Deri hastalıklarına, migrene,
bulantıya, iştahsızlığa ve kabızlığa iyi gelir. Çavundur Ilıcası: İçme ve banyo olarak kullanılır. Çamur
banyosu olarak da kullanılır. Ilık su olması nedeniyle
ağrı ve spazmı giderir, karaciğer ve safra yolları hastalıklarına fayda sağlar.
KIŞ SPORLARI
Kar kalınlığı mevsime göre 50 – 200 cm arasında
değişir. İstanbul’u Karadeniz’e bağlayan transit karayolunun üzerinde Gerede’den 130 kilometre sonra,
Tosya’dan ise 30 kilometre önce yer alır. Ulaşım, tur
otobüsleri ve özel vasıtalarla sağlanmaktadır. Ankara, İstanbul ve diğer illerden Ilgaz ilçesine otobüs ile
gelindiğinde ilçeden 13 km uzaklıktaki merkeze ulaşım taksi ve minibüsler ile oldukça kolaydır. Özel
araçları ile gelmeyi tercih edenler, Ilgaz Kastamonu
karayolu üzerinde Yenice Köy mevkiinden sağa dönerek 6 km. düz asfalt yolu takip ederek kolayca merkeze ulaşabilirler. Vadi boyunca merkeze kadar yolun
düz olması ulaşımı çok kolaylaştırmaktadır. Mekanik
Tesisler ve Pistler: Ilgaz doruk kayak merkezinde bir
çift iskemleli telesiyej tesisi ile bir teleksi tesisi bulunur. Tesise 3 km uzunluğunda bir otel ile bu otele
ait 300 metre uzunluğunda bay – lift tesisi vardır.
Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezinde,
2 adet beyb lift ve saatte 1500 kişi taşıma kapasiteli
63
Deta Chable Telesiyej vardır. Kış sporlarına yeni başlayanlar için 600 m uzunluğunda %25 eğimli ve Yıldız tepeden alt istasyona 4000 m uzunluğunda %25
eğimli eğitim pistleri ( Karınca Pisti ve Ay Işığı Pisti
)vardır. Orta derece ve ileri derece kayak bilenler için
Dikmen pisti 2400 m. uzunluğunda başlangıç yerinden varış noktası arasındaki yükseklik farkı 400 m.
Orman yollarında Kuzey disiplini ve tur kayağı için
10km doğal pistler vardır. Türkiye’de ilk defa düşünülen biathlon, tekerlekli kayak ve kayakla atlama
pistleri planlanmıştır. Orta ve İleri derece kayakçılar
için 4000 m. Büyük Ayı pisti ve 300 m. Küçük Ayı
pistleri plan aşamasındadır.(Kaynak: Çankırı Turizm
Derneği)
Ilgaz’ dağından görüntü
AVCILIK
Batı Karadeniz-İç Anadolu bölgeleri geçiş alanı
içinde bulunması nedeniyle zengin bitki ve hayvan
çeşitliği yaratmıştır. Yaban domuzu her zaman avlanabileceği gibi izin verilen mevsimlerde tavşan, tilki,
keklik, bıldırcın, yaban ördeği, kurt, çakal avı yapılabilmektedir. Ilgaz Milli Park sınırları içindeki Baldıran vadisinde alabalık üretme istasyonu ve göletler,
Çerkeş Orman Fidanlığı göletinde olta balıkçılığı
yapılır. Orta,Kurşunlu ve Ilgaz ilçelerinden geçen
64
Devrez Çayı,Çerkeş ve Bayramören ilçelerinden geçen
Soğanlı çayı ile Kızılırmak ilçesinden geçen Kızılırmak nehrinde, Şabanözü ilçesi Karaören göleti, Kurşunlu ilçesi Büyük göl,Korgun Apsarı göleti çevresinde,Orta ilçesi Güldürcek baraj havzasın da alabalık,
yayın, aynalı sazan, levrek, çay balığı ve tatlı su
kefalı gibi balık çeşitleri bulunmakta olup kurallarına uyulmak şartıyla sportif olta balıkçılığı yapılabilmektedir.
Devrez’de balık avı
HAVA SPORLARI
YAMAÇ PARAŞÜTÜ
Bayramören ilçesinde son yıllarda gelişme gösteren yamaç paraşütü yapanların ilgisi ve sayısı her yıl
gittikçe artmaktadır. Soğanlı çay vadisi jeolojik yapısı nedeniyle yamaç paraşütü için çok uygun hava
koşulları yaratır. Paraşütü kullananların yükselmelerini sağlayan hava akımı bu sporu yapanlara çok
uzun mesafelere uçma olanağı sağlamaktadır. Henüz
gelişme ve başlangıç aşamasında olan yamaç paraşütü Çankırı turizmi için oldukça önemli ve gelecek
vaat etmektedir. Nitekim yerel yönetimler konuyla
ilgilenmekte ve alt yapı tesislerinin yapımına başlamış bulunmaktadır. Uçuş zamanı ve uçma olanakları
hakkında Bayramören belediyesinden bilgi alınabilir.
65
Yukarıda sayılanların dışında Orta, Kurşunlu ve
Ilgaz İlçeleri'nden geçen Devrez Çayı, Çerkeş ve
Bayramören İlçeleri'nden geçen Soğanlı Çayı ile Kızılırmak İlçesi’nden geçen Kızılırmak kıyılarında, Şabanözü İlçesi Karaören Göleti ile Güdüllü, Çivitçi ve
Bayramyeri Bahçelerinde, Kurşunlu İlçesi Büyükgöl
yöresinde, Merkez İlçe Apsarı Göleti çevresinde, Orta
ilçesi Güldürcek Barajı civarında günübirlik ziyaretler
için uygun yerler bulunmaktadır.
Yamaç paraşütü
66
İLÇELER
İlçeler arası mesafe cetveli
ÇANKIRI
64
Atkaracalar
62
30
Bayramören
78
16
46
Çerkeş
18
82
80
96
Eldivan
45
61
59
64
63
Ilgaz
52
116
114
130
70
97
Kızılırmak
18
46
44
60
36
28
70
Korgun
48
16
14
32
66
32
100
30
Kurşunlu
59
32
59
36
41
104
111
77
48
Orta
38
102
100
58
20
83
90
56
70
22
Şabanözü
30
94
92
108
48
75
82
48
78
89
68
Yapraklı
www.cankiriturizm.org
Çankırı İli Merkez İlçe ile birlikte 12 İlçeye,
384 Köye ve 193 köy altı yerleşim birimine sahiptir.
İdari taksimatta yer alan bucak sayısı 2’dir. (IlgazBelören ve Yapraklı- İkizören)
İLÇE
KÖY
BELEDİYE
KÖYALTI YERLEŞİM BİRİMİ
Merkez
50
1
25
Atkaracalar
11
1
7
Bayramören
27
1
36
Çerkeş
52
1
44
Eldivan
16
1
7
Ilgaz
75
1
31
Kızılırmak
26
1
3
Korgun
12
1
4
Kurşunlu
29
1
5
Orta
28
1
2
Şabanözü
22
1
6
Yapraklı
42
1
23
TOPLAM
384
12
193
www.cankiriturizm.org
67
MERKEZ İLÇE
Harita: Merkez ilçe
Tuz mağarası, güveci ve takım yemeği , tuz lambası, kızılcık eyşisi ile ünlü merkez ilçe, kuzeyinde
Ilgaz, kuzeydoğusunda Yapraklı, doğusunda Çorum,
güneydoğusunda Kızılırmak. Güneyinde Kırıkkale ve
Ankara, batısında Eldivan ve Korgun ilçeleri ile çevrilidir. Yüzölçümü 1347 km². rakımı 750 m. Köyler
dahil nüfusu 80 748. Kent nüfusu ise 68 596dır.
(2007). Ankara-Çankırı-Kastamonu karayolu ve Ankara-Zonguldak demiryolu güney-kuzey yönünde
merkez ilçenin batısından geçer. Çankırı kent merkeziyle köyler arasındaki ulaşım otobüs ve dolmuşla
sağlanmaktadır. Kent merkezi dışında konaklama
imkanı yoktur. Köylerde benzinlik, eczane, lokanta,
pastane bulunmaz. Yazları sıcak ve kurak, kışları
soğuk ve yağışlı karasal iklim hâkimdir. Yaz aylarında 41.8 Cº ye kadar çıkan ve kış aylarında -25 Cº ye
kadar düşen sıcaklıklar görülür. Seyahat için en uygun zaman yaz ve bahar aylarıdır.
TARİHİ
Merekz ilçenin tarihi genel Çankırı kent tarihi
içinde yer alır. Hititlerle başlayan bilinen tarihi değişik kavimlerin bölgede hüküm sürmesi, Anadolu’nun
Türkler tarafından fethi, Osmanlı döneminden günümüze kadar gelen bir seyir takip eder.
68
GEZELİM-GÖRELİM
ANTİK YERLEŞİM YERLERİ: Alaçat (Kente 40 km),
Ünür(Kente 53 km), İnandık (Kente 33 km),
Aşağıpelitözü (Kente 17 km ), Konak(Kente28 km) ,
Balıbağı (Kente 17 km), Bozkır Bölgesi (Kente 36
km), Ayan (Kente 9 km): Gavur mezarları denilen
bölge vardır Hititler , Frig ve Bizanslılar döneminde
önemli bir yerleşim yeri idi. İnandık Höyüğünde Hitiler dönemine ait ‘’İnandık Vazosu’’ olarak bilinen
vazo ve ‘’Mülk Bağış’’ belgesi bulundu .
Balıbağı nekropol alanı(Kente 17 km ) : Şariçi
bölgesinde Hititler döneminde yerleşim yeri olup,
nekropol alanı vardır. Yapılan kazılarda bulunan
eserlerden bir kısmı Çankırı müzesinde sergilenmektedir .
Beşdut Kaya yerleşimi (Kente 61 km ): Çorum il
sınırına yakın Beşdut köyündedir. İÖ. VI. yüzyıldan
kaldığı sanılmaktadır. Derenin iki yanındaki kayalara
oyulmuş vaziyette biri sütunlu, diğeri sütunsuzdur.
Sütunlu mezar 10 x2 m. boyutunda 2 m. yüksekliğindedir. Kare biçimli giriş ve kaidesiz yuvarlak gövdeli sütunlu ve kaidesizdir. 8x10 m boyutundaki
sütunsuz mezar ise sütunlu mezarın yanındadır.
Dikdörtgen girişten sonra mezar odasına geçilir.
Duvarları ve tavanı düzgündür. Yörede başka mezarları da bulunmaktadır.
Beşdut kaya yerleşimi
69
İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR
TÜRBELER-YATIRLAR: Dedeköy (Kente 29 km):
Mahmut Şah Dede, Ocak Evi . İnanç (Kente 9 km):
Tekke Yatırı. Ünür (Kente 53 km): Sayılmaz Ziyareti.
Ağzıbüyük (Kente 48 km). Sayılmaz Türbesi.
Aşağıyanar (Kente 9 km): Karamandede Türbesi.
Bayındır (Kente 25 km): Bekyatan Türbesi. Germece :
(Kente 25 km) Karatepe Türbesi, Erenler ve
Sarıosman Türbeleri.
Konak (Kente 28 km): Köyde Türbesi bulunan
Karaşeyh, burada zaviye kurmuş, halkı aydınlatmıştır. Köy arazisi içinde ve köy dışında başka yerlerde
vakfiyeleri vardır. Türbesi, köyün batısında bulunan
höyüğün tepesindedir.
TARİHİ KÖY CAMİLERİ: Aşağıpelitözü (Kente 17
km), Germece (Kente 25 km), Yukarıçavuş (Kente 14
km)
Karadayı Köyü Camii (Kente 39 km ): Caminin
güneydoğuya bakan duvarında 1821 (1237 H) tarihini taşıyan levha vardır. XIX. Yüzyılın birinci yarısına ait Osmanlı Dönemi eseridir. Mimari herhangi bir
özelliği olmayan cami dikdörtgen planlı, ahşap tavan
üstü kiremit örtülüdür.
70
ŞİFALI SULAR VE TERMAL KAYNAKLAR
Tüney İçmesi (Kente 40 km): 720 m. yüksekten
çıkar. Su kaynağında sıcaklık 14 Cº, suyun debisi 5
lt/san.dir. Turabi sular gurubuna girer. Mide, bağırsak hastalıklarına iyi gelir, müshil etkilidir.
Tüney’de, karakol olarak kullanılan taş bina vardır. Tren yolunun yapımı sırasında inşa edilmiş, taş
işçiliği görülmeye değer ancak bakımsızlıktan bina
yıkılmak üzeredir. 1930 yıllarında yapılmış olan tren
istasyonu Cumhuriyet dönemi yapıları arasındadır.
Tüney’de eski karakol binası
71
ATKARACALAR
Harita: Atkaracalar
Hoşislamlar türbesi ve yaylaları ile ünlü olan Atkaracalar, kuzeyinde Bayramören, doğusunda Kurşunlu, güneyinde Orta, batısında Çerkeş ilçeleri ile
çevrilidir. Çankırı-Zonguldak demiryolu ilçenin güneyinden, İstanbul-Samsun karayolu ilçenin içinden
geçer. Çankırı il merkezine 105 km. uzaklıkta ve ilin
kuzeybatısında bulunur. Yüzölçümü 363 km², denizden yüksekliği 1352 m. İlçe merkezi nüfusu 1 673,
toplam 3 967. İstanbul yönünden gelecekler E-5 yolunu takip ederek, Ankara yönünden gelecekler Kızılcahamam-Çerkeş veya Çubuk-Orta yolundan gelebilirler. Ayrıca tren yolu ile de ulaşmak mümkündür. İlçe
merkezi ile köyler arasındaki ulaşım dolmuşlarla
sağlanır. İklim, Karadeniz bölgesi iklim kuşağının
tesiri altında olmasına rağmen yükselti nedeniyle
kışları çok sert geçer. Dumanlı dağının karı hemen
hemen bir yarıyıl boyunca kalkmaz. Yaz mevsimi
serin ve kısadır. Yaz aylarında 15-40 C°, kışın -20 C°
varan sıcaklıklar görünür. Gezmek için en uygun
aylar bahar ve yaz ayıdır.
ADI: Karacalar veya Karaca boyunun burada yerleşmesi ve boy adlarını buraya vermiş olmaları kuvvetle muhtemeldir. Ancak ilçenin adı ile ilgili bazı
rivayetlerde vardır. Bölgede yetişen atların ün salma72
sı ve IV. Murad’ın Bağdat seferi dönüşü halk, Çorak
ovasında atlarıyla padişahı karşılaması ile dikkati
çekmiş ve IV. Murad ‘’Bundan böyle burasının adı
Atkaracalar olsun, bundan sonra sefere giderken
atlar burada değişecektir’’ buyurmuştur. İlçenin bulunduğu yerin karaçalılık olmasından dolayı bu adı
aldığı, ormanlık olması nedeniyle bol karaca bulunmasından esinlenerek Karacalar, Karaca köyü dendiği, Evliya Çelebi’de çok at yetişmesinden dolayı bu
adı aldığını belirtir.
TARİHİ: Kurşunlu ilçesi sınırları içinde bulunan
Hitit eserlerinden ve höyüklerden bölgenin en azından günümüzden 4 bin yıl ve daha öncesinden beri
iskân edildiğini ortaya koymaktadır. Karacahöyük
köyünde 2, Höyük köyünde 1 adet henüz açılmamış
höyük bulunmaktadır. Höyüklerde yapılacak bilimsel
kazılarda elde olunacak sonuçların en azından Ilgaz
ve Eldivan ilçelerinde bulunan höyükler ile paralellik
göstermesi halinde ilçe topraklarında yerleşimin
Hititlerden önce başlamış olduğunu varsaymak gerçekçi bir yaklaşım olacaktır.
Çerkeş ve Kurşunlu ilçe ve köylerinde Roma ve
Bizans dönemlerine ait kalıntıların mevcudiyeti,
Çartözü’nde, gözyaşı şişesi ve kabının bulunması
bölgenin iskân edilmiş olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaktadır Atkaracalar’ın geçmişi yapılacak olan
arkeolojik kazıların vereceği sonuçlara bağlıdır.
Türklerin Anadolu’ya gelmeleri ile İlçe tarihinin
sis perdesi çok hafifte olsa kalkmaktadır. Oğuz boylarından olan Karacalarlı, Karacalarlı uşağı veya
Karaca oymağı 1071 sonrası Anadolu’nun çeşitli
yerlerine yerleştirilen ve bu adı taşıyan Türk oymaklarından biridir. Anadolu içlerine hem yurt edinmek
hem de Müslümanlığı yaymak amacıyla gelen boylar,
bölgede küçük gruplar halinde ve dağınık olarak
yerleştiler. Bölgeye yerleşen bu boylar, çevrenin ıssız
ve arazinin boş olması, vahşi hayvanların tehdidi,
eşkıya hareketleri, kendilerini koruma, daha emin
yaşama ve birlikte ibadet etme ihtiyacından dolayı
73
Atkaracalar’da toplandılar. Böylece ilçenin ilk yerleşim çekirdeği oluştu. Karacalar veya Karaca boyu
adından dolayı da Karacaköy adı ile anılmaya başlandı.
Çankırı ili tarihi ile aynı paralellikte olan ilçe:
Karatekin beyliği, Çandaroğulları beyliği ve Osmanlı
imparatorluğu sınırları içinde yer aldı. Atkaracalar ile
ilgili bilgiler henüz gün yüzüne çıkmamıştır. Özellikle
Osmanlı Şeri’ye ve tapu sicillerinin günümüz Türkçesine kazandırılması ile Atkaracalar’ın tarihi ve sosyal
yapısı ile bilgileri edinme imkânı olacaktır.
XIX. yüzyıl sonlarında Atkaracalar: Çerkeş kazasının Karacaviran (Kurşunlu) nahiyesine bağlı bir
köydü, Cumhuriyet’in, ilk yıllarında 1927’de belediye, 1929’da bucak teşkilatının kurulduğunu görmekteyiz. 2005 yılında yapılan bir çalışmada: belediye
teşkilatının 1918, Nahiye teşkilatının 1928 ve Jandarma karakolunun 1931 yıllarında kurulduğu belirtilmektedir. 4 Temmuz 1987 tarihinde ilçe statüsüne
yükseltilmiş, gelişmekte olan bir ilçedir.
Atkaracalar girişi (At heykeli)
74
GEZELİM-GÖRELİM
ANTİK YERLEŞİM YERLERİ: Budakpınar Köyü’nün kuzeyinde (Atkaracalar’a 11 km) bulunan
Pusatlar Mevkii ve köye 1,8 km. uzaklıkta olup, Aşılık sırtlarının güneydoğusunda yer alan bir düzlüktür. Yüzeyde görülebilen yapının dış duvarlarına ait,
yer yer korunmuş olan büyük boyutlu taşlar bulunmaktadır. Yapı, kabaca “L” biçimlidir.
Dış duvara ait taşların çevrelediği alanda bölme
duvarlarının olması muhtemeldir, yer yer taşların da
görüldüğü yükseltiler bulunmaktadır. Yapının içinde
ve çevresinde çok az sayıda seramik ve tuğla parçaları
bulunmuştur. Elde olunan parçaların Geç Roma ya da
erken Bizans Dönemi’ne ait olduğu belirtilmiştir.
Yapının kuzeyinde yer alan sırtın üzerinde de yapının dış duvarlarında kullanılan taşlarla aynı boyutta ve cinste taşlar görülmektedir. Ayrıca, yüzeyde mimari amaçlı kullanılmış olması muhtemel çok sayıda
taş, çok az sayıda tuğla parçasına rastlanmıştır.
HÖYÜKLER Höyük köyü (Atkaracalar’a 7 km):
içinde üzeri ağaçlandırılmış, doğal korumaya alınmış
bir adet açılmamış höyük vardır
İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR
TÜRBELER: İlçe merkezinde: Şıh Osman Hamza
Pir Sultan, Habib-i Karamani, Hoşlamlar, Yediler,
Çamdibi, Zincirli, Mustafa Şıh, Yukarı, Uzun türbeleri. Köylerde: Eyüpözü Doruk Tepesi, Hüyükköy, Yakalı Eren Dede, Çardaklı Şıh Sinan ve Horasan’dan
gelme üç yatır bulunmaktadır.
Şeyh Hamza Pir Sultan (1420-1500) Ve Habib-İ
Karamani: Horasan Erenlerinden Seyyid Yahya Efendi’nin müridi olan Şeyh Hamza Pir Sultan’ın Karacalar
Köyü Hoşislamlar bölgesine gelerek yerleştiği ve tahminen 1450-1460 yılları arasında çevrede dağınık
halde bulunan Müslümanların ortak ve merkezi bir
yerde toplanmalarını, Cuma namazını birlikte kılmalarını sağlamak amacıyla bugünkü Hamza Sultan Cami-
75
inin bulunduğu yere mescid ve medrese yaptırması
sonucu Atkaracalar’da toplanma ve nüfus yoğunluğunu sağlandı. Cami 1960’lı yıllara kadar ayakta idi,
bu yıldan sonra yıkıldı ve yerine bugünkü cami yaptırıldı. Türbesi, Dumanlı dağının kuzey eteklerinde
Elmaçukuru ile Çankaya yaylaları arasında, ilçenin
güneyinde ve ilçeye 3 km. mesafede olan
Hoşislamlar’da olan Şeyh Hamza, burada müzikle akıl
hastalarını tedavi eder, geceleri de medresede tarikat
çalışmalarını gerçekleştirirdi. Şey Hamza Kâdiri tarikatı mensubudur, müridi olan Habib-i Karamani’nin
mezarı Yediler olarak bilinir ve Cami içindedir. Burada
yatan zatların Habib-i Karamanin’nin müridleri olduğu kabul edilmektedir. Habib-i Karamani’nin Atkaracalar halkının aydınlanmasında ve belli bir merkezde
toplanmalarında büyük katkısı olmuştur. Habib-i
Karamani’nin 1521’de Niğde Ortaköy’de dünyaya
geldiği tahmin olunmaktadır. Bayrami tarikatından
olduğu ve Atkaracalar’da görev yaptığı yönünde bilgiler var ise de net değildir. Her yıl Hoşislamlar Şöleni
tertip edilmekte, adak kurbanları kesilmekte, ibadet
yapılmakta ve Atkaracalar halkının tanışması, kaynaşması sağlanmaktadır.
Hoşlamlar (Hoşislâmlar, Hoşnamlar, Hoşlambar,
Hoşnanlar): Atkaracalar' ın tanınmasında etkin olan
Hoşnanlar türbesi, Atkaracalar İlçesinin güneyinde,
Dumanlı Dağı'nın eteğinde olan türbe, ilçeye 3 km.
mesafededir. Türbe'de medfun bulunan Pir Hamza
Sultan'ın, Fatih Sultan Mehmet Dönemi'nde Horasan'dan geldiği ve civarda dağınık olarak yaşayan Müslümanlar için merkezi
yerde
bir
cuma
mescidi inşa ettirdiği
bilinmektedir."HOŞ
İSLAMLAR" Türbesi
diye bilinen Şeyh
Hamza
Sultan
Hazretleri’
nin
Türbesi, özellikle yaz
döneminde
çok
sayıda ziyaretçi çekmektedir.
Hoşlamlar
76
Habibi karamani ve Yediler : Atkaracalar ilçe
merkezinin bugünkü bulunduğu yerde kurulmasının
ana sebebini teşkil eden "HAMZA SULTAN CAMİİ"
içerisinde Şeyh Habib-i Karamani Hazretleri ve altı
müridinin yattığı "YEDİLER" adıyla bilinen erenler ile,
İlçe merkezinin doğusunda bulunan ve yörede "ÇAM
DİBİ" türbesi olarak adlandırılan zat ziyaret edilmektedir.
Hamza Sultan camisi
GÂZİ BALIKLAR (Atkaracalar’a 3 km): Ilıpınar köyünden çıkan ılık bir suyun yanında küçük havuzda
çok sayıda yaralı balık bulunur. Yöre insanı, öteden
beri bu balıkların Türk orduları ile birlikte savaş
meydanlarına gittiklerine ve bu yaraları savaşta aldıklarına inanır. Çanakkale, Sakarya hatta Kore’ ye
gitmiş ve yara almış balıklar bulunduğu söylenir.
1974 Kıbrıs çıkarmasında yaralı balık sayısında
önemli bir artış olduğu köylüler tarafından gözlemlendiği anlatılmaktadır.
77
Gazi balıklar
CAMİLER
Köylerde bulunan tarihi camiler: Çardaklı camisi
(Atkaracalar’a 5 km)
ŞİFALI SULAR – TERMAL KAYNAKLAR
KÜKÜRTLÜ SU (Atkaracalar’a 16 km): İlçenin 14
km. kuzeyindeki Kükürt Köyü'nde bulunan kaynaktan 19 °C sıcaklığında saniyede 0.5 litre su çıkmaktadır. Kükürt Köyü Kaynaklarının sindirim sistemi
rahatsızlıklarını iyileştirici etkisi vardır . Karbondioksitçe zengindir. Sindirim sistemi bozukluklarına ve
deri hastalıklarına iyi gelir.
78
YÖRESEL YEMEKLER: Keşkek, toyga, hamurlu,
bulgur, mantı, tarhana çorbası, mıklama, höşmerim,
göce, kıyma, kavurma, sucuk. Kurutulmuş fasulye,
patlıcan, biber. dede çöreği, cizleme, bükme, gözleme,
mantı, pıhtı.
SİVİL MİMARİ: Evlerin genel yapısı, İki veya üç
katlı olup, birinci kat mutfak görevini yapan aşevi ve
yakacak konulan küngelik yer alır. Aşevinde karşıda
ortada ocak, yanlarda raf ve dolap bulunur. İkinci kata
ahşaptan yapılmış bir merdivenle hayat adı verilen
geniş bir antreye çıkılır. Bu katta bulunan odaların
bütün kapıları antreye açılır. Bir avlu içinde olan, su
basman ve birinci kat taş duvarla, ikinci kat ahşap
makaslar arası kerpiçle örülmüş, üstü kiremit kaplıdır.
Geleneksel sivil mimari örneklerinden bir kısmı restore
edilmiş veya benzerleri yeniden inşa edilmiştir. İlçe
merkezinde bu örnekleri görmek mümkündür.
Sivil mimari örnekleri
79
PİKNİK VE MESİRE YERLERİ: : Hüyük köyündeki
ormanlıktan, Melan çayı ve Dumanlıda ki yaylalardan
mesire yeri olarak faydalanılmaktadır.
Düzlükler ve yaylalar: Karadağ, Yanpınar, Mera, Saçak Kırı. Güneyde Dumanlı dağı eteklerinde: Kayalıdere,
Çankaya, Soğukoluk, Elmaçukur yayla olarak kullanılır. Yaylalarda genellikle koyunculuk yapılır.
Göller: Kükürt köyünde (Atkaracalar’a 16km) Karagöl ve Sazak gölleri
ETKİNLİKLER: Atkaracalar Hoşislamlar (Hoşnanlar)
Şöleni ve ağaç bayramı her yıl (Haziran ayı) düzenlenmektedir. Çardaklı şöleni.
ULAŞIM-KONAKLAMA-YEME İÇME
ULAŞIM
İstanbul’dan-Gerede-Çerkeş-Atkaracalar.
Ankara’dan-Kızılcahamam-Güvem-Çerkeş - Atkaracalar veya Ankara-Çubuk-Şabanözü-Orta-Atkaracalar.
Otobüsle gelecekler İstanbul Esenler ve Harem terminallerinden, Ankara otobüs terminalinden Atkaracalar
yönüne kalkan otobüslerle gelebilirler. Ankara- Zonguldak demiryolu ile ulaşmak da mümkündür. Bilgi
için TCDD web sitesine bakınız.
Atkaracalar otobüsü 0376 712 19 14-712 15 44
KONAKLAMA
Atkaracalar Belediye Oteli: 0 376 712 10 03
Atkaracalar Öğretmenevi: 0 376 712 15 30
Çavundur Kaplıcaları Belediye Oteli: 0376 485 51 20
Ali Baba Aile Pansiyonu :
Kurşunlu Termal Hotel: 0 376 485 51 60
Atkaracalar Öğretmenevi
YEME-İÇME
06 kebap salonu. Belediye pasajı
Yedekler petrol. Bozkuş mevki (Atkaracalar’a 8 km)
80
BAYRAMÖREN
Harita: Bayramören
Cevizi, balı, tarihi köprüsü ve yamaç paraşütü ile
ünlü olan Bayramören kuzeyinde Kastamonu, doğusunda Kurşunlu, güneyinde Atkaracalar ve Kurşunlu,
güneybatısında Çerkeş ve batısında Karabük ile çevrili olan Bayramören ilçesinin yüzölçümü 334 km²,
Çankırı il merkezine uzaklığı 117 km.dir. İlçe merkezinde 754 kişi olmak üzere toplam nüfusu 2 608 dir
(2007) İlçe merkezinin denizden yüksekliği 934 m.
Çerkeş-Ilgaz yönünden geçen E-80 karayolundan
ilçeye ulaşmak mümkündür. Atkaracalar yönünden
gelişte Kurşunlu’ya 3 km. kala sola dönen yol ilçeye
ulaşır. Kurşunlu’ya ulaşımı sağlayan otobüslerin
Bayramören ilçesi ile bağlantılı seferleri vardır. Her
ne kadar karasal iklim hüküm sürse de Karadeniz
iklimi özellikleri de görülür. İlk ve sonbahar yağış
aylarıdır. Bahar ve yaz aylarında gidilmesi önerilir.
ADI: Geçmiş dönemlerde adının Köpürlübey,
Bayramviran olarak kayıtlarda yer aldığını görmekteyiz. İlçenin ilk yerleşiminin bir bey tarafından kurulduğunu ve muhtemelen beyin adının da Köpürlübey
olduğunu tahmin edebiliriz.
TARİHİ: İlçe hakkında yeterli tarihi bilgi yoktur. Hitit yazılı tabletlerinden edinilen bilgilere göre; bölgede
ilk yerleşik halk Palalar ve Gasgaslar bulunmaktadır.
81
Hititler’den daha öncesine ait kesin bilgi olamamakla
birlikte elde edilen yüzeysel bulgulardan çok eskiden
beri iskân edilen bir bölge olduğu söylenebilir.
Çevre tarihi içinde bir değerlendirme yapacak olursak Hititler döneminde bölgede Gasgaslar’ın egemen
olduklarını görüyoruz. Gasgaslar sonrası Çankırı, daha
doğrusu Paflagonya bölgesinde varlık gösteren kavim
ve devletlerin yönetimi altında bulundu. Arazisinin
sarp ve dağlık olması insanların vahşi hayvanlar ve
düşmanlardan korunması için çok elverişli idi. Tarih
öncesi ve tarih çağlarına, geçmişe ait ipucu verecek
eser ve bilgi henüz yoktur. Zonguldak, Kastamonu ve
Çankırı üçgeni içinde yer alması ve bu illerde elde
edilen bulgulara göre Hititler’den bu tarafa iskân edildiği gerçeğini ortaya koymaktadır. Hitit tabletlerinde
(Çivi yazısı), Gasgaslar’ın kuzeydeki dağlık bölgede
oturdukları, çobanlık yaptıkları ve çok iyi ata binen
savaşçı bir kavim oldukları belirtilmektedir. Hitit ülkesine akınlar yapmışlar ve Hititlere hiç rahat vermemişler, güneydeki Hitit kentlerini yağma talan ettikten
sonra yaşadıkları dağlık bölgeye çekildikleri kaydedilmektedir. Çok iyi ata binen ve savaşçı bir kavim olan
Gasgaslar bu bölgede yaşamış oldukları varsayılmakta
ve bölgenin 3 500 yıldan bu tarafa iskân edildiği tahmin olunmaktadır. Deniz kavimleri, Paflagonlar, Romalılar, Persler, Romalılar ve Bizanslılar bölgede egemenlik kurmuşlardır. Nitekim Dalkoz köyü başta olmak üzere Hitiler dönemini de içine alan zaman dilimine ait küçük buluntular çıkarılmakta ve bazı antik
dönem kalıntıları bulunmaktadır. Anadolu’nun Türkleşmesi sırasında ise Karatekin Beyliğinin sınırları
içinde yer aldı.
Belenli (Ulumelan) Osmanlı döneminde kadılıktı.
Bayramören, 18 yy.da Melan kadılığına bağlı bir
köydü. Daha sonraları idari yönden Çerkeş, Ilgaz ve
Kurşunlu’ya bağlanmıştır. Dalkoz’da 1869 yapımı
çeşme vardır. 1955 yılında nahiye (bucak) merkezi
yapılmış, 1971 yılında belediye teşkilatı kurulmuş,
9.5.1990 gün 3644 sayılı yasa ile ilçe yapılmıştır.
Ünlü şair Tevfik Fikret’in dedesi Dalkoz’lu dur. Eski
Başbakanlardan, Refik Saydam’ın babası Erenler
(Dolap) köyünden İstanbul’a göçmüştür.
82
GEZELİM-GÖRELİM
ANTİK YERLEŞİM YERLERİ
BAYRAMÖREN TÜMÜLÜSLERİ: BayramörenDalkoz arasında Melan çayının güneyinde Kızlar,
kuzeyinde Kuştepesi adıyla bilinen tümülüsler vardır.
KÖPRÜLER
YURTPINAR KÖPRÜSÜ : Bayram ören ilçe merkezinin batısında (Bayramören’e 5 km ) Melan çayı üzerinde, çayın daraldığı yerdedir. Çayın her iki kenarında
kaya üzerine oturtulmuş ayaklar, ahşap kalaslarla
irtibatlandırılmıştır. Üzeri kiremit örtülü, yanlar korkulukludur. Bağlama elemanı olarak tahta kullanılmış
olması ile dikkati çekmektedir Bakımsız olan köprü
yıkılmaya yüzt utmuş durumda olup halen kullanılmaktadır. Yapım tarzı bakımından Bayramören köprüsünün basit benzeridir.
Yurtpınarı köprüsü
BAYRAMÖREN KÖPRÜSÜ: İlçe merkezinin kuzeyinde, 1 km yakınında ve Melan çayı üzerindedir. Yapılış
tarihi bilinmemekle birlikte 100-150 yıllık , 1800’lü
yıllarda yapılmış olabileceği tahmin edilmektedir. İki
gözlü, ayakları kesme taştan, diğer kısımları ahşaptandır. Üzerinden yayaların ve yük hayvanlarının geçebi-
83
leceği genişlikte inşa edilmiştir. Kesme taş ayaklar üzerine kalasların bindirilmesi suretiyle yapılmış ve farklı
bir mimari tarzı vardır. Köprü, alaturka kiremit kaplı
çatı ile örtülerek korunmuştur. Diğer kısımlar çivilerde
dahil olmak üzere tamamen ahşaptır. Köprü hakkında
teknik bilgiler: 3.40 m. açıklıklı ve 49.21 m. uzunluğunda, taban-çatı yüksekliği 2.35 m.’dir. Köprüde kullanılan ağaç Kızılçam olup, boyuna kirişlerin uzunluğu
17.50m. dir. Karayolları Genel Müdürlüğünce aslına
uygun olarak restore onarılmıştır.
Bayramöten köprüsü
Firiz (Bayramören’e 25 km ): Fosil örneklerine
rastlamak mümkündür. Ayrıca ilçe yakınında ki
Kastamonu’ya bağlı Boyalı görülmeye değer yerleşimlerden biridir.
İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR
Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Erenler
(Bayramören’e 7 km): Beşiroğlu türbesi, Erenler
mevki. Topçu (Bayramören’e 28 km) Cami avlusunda Mustafa Efendi Hazretleri türbesi.
CAMİLER
Tarihi Köy Camileri: Dalkoz (Bayramören’e 3 km),
Erenler (Bayramören’e 7km), Harmancık: (Bayramören’e
84
24 km), Topçu (Bayramören’e 28 km), Oymaağaç
(Bayramören’e 15 km), Yusufoğlu (Bayramören’e 5 km)
köyü camileri.
Aşağı Mahalle Camii (Bayramören’e 3 km):
Dalkoz köyündedir. Alaybeyli Ali Ağa tarafından
yaptırılmış XIX. Yüzyıl Osmanlı Dönemi eseridir.
Dikdörtgen planlı camilerdendir. Bağdadi kubbeli,
ahşap üstü kiremit örtülüdür. 1966’da camiye son
cemaat yeri ilave edilmiş, minare yapılmıştır.
SİVİL MİMARİ
İlçenin geçirdiği yangın ve depremler nedeniyle eski yapılara pek rastlanmaz. Klasik Türk Mimari tarzında ve 20. Yüzyıl ortalarında inşa edilen evler, genellikle iki katlı olup ilçenin geneline yayılmıştır. Yapı
ve işlevselliği açısından görülmeye değer niteliktedir.
Sivil mimari örnekleri
Tevfik Fikret’in atalarının evi (Dalkoz)
85
ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR
BAYRAMÖREN İÇMESİ: Melan içmesi olarak da
bilinir. Dolaşlar köyünde Melan çayı kenarındadır.
Mide, karaciğer, safra kesesi, bağırsak hastalıklarına
iyi gelir. Suyu soğuk, tuzlu, ekşimsi lezzette ve kükürt dioksitlidir. Karbondioksitçe zangin, alkalik ve
bikarbonatlıdır. Kaynağında suyun sıcaklığı 18 Cº
dir. Suyun debisi ise 0.1 litre/saniyedir.
YEMEK KÜLTÜRÜ
Ev usulü keşkek tarifi: Kullanılan Malzemeler, 1
kg. iri yarma, 500 gr. koyun budu, 200 gr. tereyağı,
1 yemek kaşığı çemen, salça, 1 tatlı kaşığı pul biber,
tuz, yarım çay bardağı zeytinyağı. Yapılışı: Düdüklü
tencereye yarma, et, çemen, salça, yağ, tuz ve bir
miktar su konulduktan sonra kapağı kapatılarak
yarım saat pişirilir. Pişen keşkek kaba boşaltılarak
üzerine tereyağlı biberli sos hazırladıktan sonra üzerine gezdirilir. Sıcak fırına sürülerek 10-15 dk. kadar
pişirilir.
Unutulmaya yüz tutan bir tat (pıhtı) : Bir tencereye 2 kg su konur ve kaynamaya bırakılır. Kaynamış
suyun içine yarım paket margarin yağı ilave edilir.
Yeterince tuz eklenir. ½ Kg un azar azar karıştırılarak ilave edilir. Her karıştırmada yarım fincan sıcak
su eklenir. İşleme 20-25 dakika devam edilir. Tepsi
içine ufak parçalar halinde bir sıra ceviz, bir sıra pıhtı
yerleştirilir. En üste yine ceviz dökülür. Servis yapmadan önce üzerine eritilmiş tereyağı dolaştırılır.
İsteğe bağlı olarak pekmezde dökülebilir
AV VE YABAN HAYATI
Kurt, tilki, çakal, tavşan, sincap, ayı, ceylan, yaban domuzu ve Melan çayında birkaç çeşit tatlı su
balığı bulunur. Mevsiminde izin alınarak avlanma
yapılabilir.
86
PİKNİK ALANLARI-MESİRE YERLERİ
Yeşilin her tonunu görebileceğiniz Karadeniz bölgesinin etkilerinin görülmeye başladığı nokta da
bulunan Bayramören, ormanları ve doğal bitki örtüsüyle müthiş bir atmosfere sahiptir. Günü birlik ziyaretlerin dışında atlı ve yaya yürüyüşü, bisiklet gezisi,
manzara seyri, kamping, foto safari ile yaban avı
gibi özel ilgi turizmine açık olmasının yanı sıra ilçe
sınırlarından geçen Melan çayı etrafı da mesire yeri
için uygun mekandır.
HAVA SPORLARI
YAMAÇ PARAŞÜTÜ: Bayramören’de son yıllarda
hızla gelişme gösteren spor dallarından biridir. Bölgenin jeolojik yapısına bağlı olarak oluşan atmosferik koşullar yamaç paraşütü için çok uygun ortam
yaratmaktadır. Paraşüt start yerinde ihtiyaçların
giderilmesi amacıyla küçük bir tesis yapımına başlanmıştır. Bayramören’in tanıtımı bakımından gelecek vadeden spor dallarından biridir.
ETKİNLİKLER: Her yıl yamaç paraşütü müsabakaları ve Tarihi köprü tanıtım ve kaynaşma şöleni yapılmaktadır.
Yamaç Paraşütü
87
ULAŞIM
İstanbul’dan: Gerede-Çerkeş-Atkaracalar- Kurşunlu-Bayramören.
Anakara’dan : Kızılcahmama-Çerkeş-AtkaracalarKurşunlu-Bayramören. veya Çubuk-Şabanözü-OrtaAtkaracalar-Kurşunlu-Bayramören yolundan gelebilecekleri
gibi
Ankara-Çankırı-Korgun-KurşunluBayramören yolundan da gelebilirler. Otobüsle gelecek olanlar İstanbul Esenler ve Harem terminalinden,
Ankara’dan gelecek olanlar Aşti terminalinden kalkan Kurşunlu otobüsleri ile Kurşunlu’ya oradan da
servisle Bayramören’e ulaşırlar. Bayramören’e otobüs
seferi yoktur. Otobüs telefon 0 376 465 11 40
KONAKLAMA
Öğretmenevi dışında konaklama imkanı yoktur.
Telefon : 0 (376) 735 83 99
YEME İÇME
Lokanta yoktur. Bakkal bulunur. Benzinlik yoktur. Özel arabayla gideceklerin Kurşunlu’dan ikmal
yapmaları önerilir.
88
ÇERKEŞ
Harita: Çerkeş
Balı, baklavası, yemekleri ve sivil mimarisi ile ünlü Çerkeş ilçesinin kuzeyinde Karabük, kuzeybatısında Bayramören, doğusunda Atkaracalar, güneyinde
Orta, batısında Ankara, Bolu ve Karabük ile komşudur. ilçe merkezi Çankırı’ya 115 km. uzaklıkta, yüzölçümü 986 km² ve denizden yüksekliği ortalama
1140 m. civarındadır. İlçe merkezinde 8672 kişi olmak üzere toplam 14 601 kişi yaşamaktadır (1997) .
Çankırı kent merkezinden sonra en kalabalık nüfusa
sahip ilçedir. Ankara’ya 128 km. İstanbul’a 365 km.
uzaklıktadır. Gerede-Çerkeş yoluyla ulaşılabileceği
gibi Kızılcahamam-Çerkeş veya Çubuk-Şabanözü Orta-Çerkeş yolu ile de ulaşmak mümkündür. Ulaşımı en rahat olan ilçeler arasında olup Ankara-Çerkeş
arasında düzenli otobüs seferleri vardır. Ayrıca Ankara-Zonguldak arasında işleyen tren seferlerinden de
yararlanılabilinir. Karasal ve nispeten yağışlı Karadeniz iklim kuşağı geçiş alanı içinde olması nedeniyle her iki iklimin özellikleri de yaşanır. Yükseltinin
fazla olması, kuvvetli hava akımları ikliminin sert
olmasına neden olur. Kışlar kar yağışlı ve soğuk
geçerken, yazlarda sıcak ve kurak geçmektedir. Gezmek için en uygun aylar bahar ve yaz aylarıdır.
89
ADI: Çerkeş adının; Ciharköşe, Ceharköşe,
Çarköşe, Çeriçeken adlarının zaman içinde Çerkeş’e
dönüşmesi sonucu adına Çerkeş denildiği rivayeten
anlatılmaktadır. Ahmet Refik Bey, Çerkeş adının:
Anadolu’nun Türkleşmesi sırasında Çerkeşlu veya
Çerkeşler adlı bir Türk aşiretinin ( Oğuz boyunun,
Yürük oymağı) buraya gelerek yerleşmeleri sonucu,
şimdiki kenti kurmuş olduklarını ve buraya ‘’Çerkeş’’
adını verdiklerini belirtir.
Farsça kökenli olan Ciharköşe sözcüğü dört yol,
Çeriçeken sözcüğü askerlerin toplandığı, tertip edildiği anlamlarına gelmektedir. Çerkeş’in içinden geçen
Uluçay etrafında önceleri dört köy kurulmuş ilçe
merkezide bu dört köyün ortasında ve yol ağzında
bulunması nedeniyle Ciharköşe, Ceharköşe adları
verilmiştir. İlçenin bulunduğu yer düzlük ve Bağdat
yolu üzerindedir. Askerlerin toplanması, sevk edilmeleri ve mola vermeleri için uygun bir yer olması nedeniyle Çeriçeken denmiş. Batı kaynaklarında ise,
ilçeyi İÖ. 41-32 yıllarında Roma İmparatoru Antonius
kurmuş ve bu nedenle de Antoniopolis olarak anılmaktadır.
1860 yılında ilçe olan Çerkeş, Çankırı iline bağlı
tarihi bir yerleşim merkezidir.Çerkeş Belediyesi 1876
yılında,Çankırı’nın en eski Belediyesi olarak kurulmuştur. Bugüne değin Çerkeş ve yöresinde yapılan
araştırmalar buranın eski bir yerleşim bölgesinin
merkezi olduğunu doğrulamaktadır. Hitit, Bizans ve
Romalılar dönemlerine özgü kalıntılar bu uygarlıkların yaşandığını göstermektedir. Paflagonya antik
çağlarda bir çok işgallere uğramış, dolayısı ile Anadolu tarihine uygun olarak değişik kültürleri bağrında
barındırmıştır. Bu bölgede ve bu tarihi akış içerisinde
yer aldığı kesin olan Çerkeş'in, büyük olasılıkla İÖ.
41-32 tarihlerinde Roma Generallerinden Antonios
tarafından, Antonipolis adı ile kurulduğu ve ilk kuruluş yerinin Aydınlar (Kızıllar) köyü olduğu sanılmaktadır.
TARİHİ: Son yıllarda yapılan yüzey araştırmaları
ve buluntular Çerkeş yöresinin Neolitik dönemden bu
tarafa iskân edildiğini şüphe götürmez bir şekilde
90
ortaya koymaktadır. Nitekim bölge günümüzden 10
bin yıl ve daha öncesinden beri iskân edildiği yüzeysel buluntulardan anlaşılmaktadır. Ayrıca eski Tunç
devri yerleşimlerine rastlanmıştır.
Anadolu’nun yazılı ve bilinen tarihi Hititler ile
başlar. Hititlere ait kil tabletlerinde, Çerkeş’in bulunduğu bölgede Kaşka ve Pala adı verilen kavimlerin varlığından bahsedilir. Hitiler sonrası Anadolu’da
hüküm süren Phrigler İÖ. bin yıllarında, Kimmerler
İÖ. 700 yılının başlangıcında, İÖ. 600 yılında ise
İranlılar (Persler), İÖ. 330’da Büyük İskender ve
Paflagonların, irili ufaklı diğer kavimlerin hâkimiyeti
altına girmiş ve yönetilmiştir.
Kızıllar (Aydınlar) köyünde (Çerkeş’e 4 km) ; aslan heykelleri, steller, taş üzerine yapılmış kabartma
resimler, heykeller, yazıtlar, köprü ve hamam kalıntıları adı geçen köyün ilk yerleşim yeri olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bölgede Roma ve Bizans
dönemleri yerleşimlerine rastlanır.
İÖ. 31-41’ de Roma imparatoru Antonius, kenti
kurar ve Antoniopolis adını verir. Antik çağda Çerkeş,
Potamis ve Cepora adı ile bilinmektedir. Bölge Roma
İmparatorluğu döneminde önemli bir yerleşim yeridir.
Kseitane olarak bilinen Bayındır köyü Antoniopolis’e
bağlı bir kent olup, 192 yılında burada dinsel yapı ve
tapınaklar yapılmıştır. İlçenin kuzeyinde bulunan
Soğanlı çay vadisinde antik yerleşim yerleri vardır.
Daha sonraları Bizans İmparatorluğu yönetimine
giren bölgede, Bizans hâkimiyeti 1071 yılına kadar
devam etmiştir. 1074 sonrası Türk egemenliğine
giren bölgeye, Anadolu içlerine gelerek yerleşen Oğuz
boylarından Dodurga, Kayı, Eymür, Bayındır, Avşar,
Bedil, Çavundur boyları yerleştikleri yerlere kendi boy
adlarını vermişler, günümüzde bu boy adlarını taşıyan köyler varlıklarını devam ettirmektedirler.
Anadolu’nun Türkleşmesi ile birlikte, Selçukluların yönetimindeki Çerkeş bölgesi 1228 yılında Selçuklular-Moğollar arasında yapılan Kösedağ savaşı ile,
II. Kılıçaslan döneminde Moğolların hakimiyetine
girdi. 1309’da Çandaroğulları beyliği, 1392’de Yıldı91
rım Beyazıd döneminde kısmen Osmanlı imparatorluğu, 1402 sonrası tekrar Çandaroğulları beyliği,
1417’de Çelebi Mehmet tarafından Kasım bey’in yönetimi altında yönetilmiş ve Fatih Sultan Mehmet
tarafından 1461’de Osmanlı İmparatorluğu sınırları
içine katılmıştır. Bazı kaynaklarda ise Osmanlı beyliğinin ilk kuruluş dönemlerinde bu beyliğin sınırları
içine katıldığı belirtilmektedir.
GEZELİM-GÖRELİM
ANTİK YERLEŞİM YERLERİ
MAĞARALAR (Çerkeş’e5 km): Örenköy Dereyayla
mevkiindedir.
YONCALI KÖYÜ KESMELER BÖLGESİ (Çerkeş’e
15 km): Höyüktepe yamaç yerleşimi. Kızılcahamam
– Çerkeş yolu üzerinde sağ taraftadır. Yoncalı köyünün yaklaşık 1 km. güney batısında Höyüktepe olarak adlandırılan tepenin yol tarafına bakan yamacı
ile bağların bulunduğu yamaçtadır. . Seramik parçalarına rastlanmıştır. Yerleşim ise tepenin Sindallı
Deresi tarafındaki yamaçlarındadır. Höyüktepe ile
Çerkeş yolu arasında yoldan itibaren azda olsa yükselti kazanan ikinci bir kısım da yüzeyde Bizans geç
dönem seramik parçalarına rastlanmaktadır.
YAKUPLAR DEREYAYLA TÜMÜLÜSÜ (Çerkeş’e 10
km): Yakuplar Köyü, Dereyayla bölgesindedir. Köye
yaklaşık 2,5-3 km. uzaklıkta, Yakuplar çayının kenarında, orman arazisi içinde yayla yolunun gidiş yönüne göre sağında, çayın hemen üstünde yayla evlerinin üzerinde, 3,5-5 m. yüksekliğinde, 10-15 m
genişliğinde, üzerinde küçük kaçak kazı izleri olan,
yaklaşık 200-250 m. yukarısında “Gavur hamamı”
mevkii ile ilintili olduğu, karşısında ve vadinin güney
cephesinde kaya mezarları, şapel ve kiliselerin yer
aldığı bir tümülüstür.
92
KAYA YERLEŞİMLERİ: Yakuplar köyünde (Çerkeş’e
10 km) yayla bölgesinde kaya mezarları, şapel ve
kilise mağaralar bulunur. Köye yaklaşık 2,5 – 3 km.
uzaklıkta , Yakuplar Çayının kenarında orman arazisi
içinde bir vadinin güney yamacındadır. Kayaların
oyularak işlenmesinden yapılmış, alt bölümde mağaralar, daha yüksekte kaya mezarları, şapel ve kiliseler,
gözetleme kulesi, dehliz ve barınak olarak da kullanıldığı varsayılan yapılar görülmektedir. Büyük mağara
yada şapel girişinde 4x4 m’lik odalar, duvarlarında
insan ve doğa resimlerinin duvarlarda işlenmiş olduğu
bu mekandan yukarıya doğru 4 kat çıkıldığı ve her
katta aynı tipte mekanlar olduğu, tünelin çeşitli bölümlerine dağın içine doğru 60-70 m uzunluğunda
tünel olduğu, tünelin çeşitli bölümlerinde de aynı
tarzda odalar mevcut olduğu, bu yapının üstünde
orman içinde kutsal bir mekana ait kilise temelleri
93
olduğu ifade edilmektedir. Buradan götürülen Erken
Bizans dönemi sütunlarının Yakuplar Köyü yakınındaki ormanda yer aldığı tespit edilmiştir.
MEYDAN KÖYÜ (Çerkeş’e30 km): Antoniopolis’e
(Çerkeş?) bağlı Kimistene’nin güney doğusunda yer
alan bu kentte bulunan yazıtlardan (epigrafik eserlerden) anlaşıldığına göre: Kimisteneliler tarafından
tanrıça Artemis için 192’de tapınak ve kutsal alan
içinde anıtsal bir yapı inşa ettikleri belirlenmiştir.
Özetle Meydan köyü: Eski bir dinsel yerleşim merkezi, antik bir kent özelliği taşımaktadır. Nitekim bulunan eserlerde bunu doğrulamaktadır.
AYDINLAR (KIZILLAR) KÖYÜ (Çerkeş’e 4 km): Aslan heykelleri, steller, taş üzerine yapılmış kabartma
resimler, heykeller, yazıtlar, köprü ve hamam kalıntıları adı geçen köyün ilk yerleşim yeri olduğu gerçeğini ortaya koymaktadır. Bölgede Roma ve Bizans
dönemleri yerleşimlerine rastlanır.
KÖPRÜLER
ÇAYLI KÖPRÜSÜ (Çerkeş’e 25 km): Çerkeş ilçe
merkezinin kuzeyinde Kuzören-Kabakköy arasında,
Melan çayı üzerindedir. Yapan ve yapım tarihi bilinmeyen köprünün XIX. Yüzyıl sonları XX. Yüzyıl başlarında yapıldığı tahmin edilmektedir. Tamamen
ahşap olan köprü yapım tarzı ile Bayramören köprüsüne benzer. Üzeri ahşap ve kiremit kaplı , ayakları
kesme taştır. Köprü kullanılmamakta ve kaderine
terk edilmiş durumdadır.
Çaylı köprüsü
94
AKBAŞ KÖPRÜSÜ (Çerkeş’e26 km): Çerkeş ilçe
merkezinin kuzeyinde, Melan çayı üzerindedir. Köprünün kilit taşı sökülmüş olup tarihi hakkında bilgi
edinilememiştir. XX. Yüzyılın başlarında Çerkeş’li
Gökmen efendi tarafından, Safranbolu’da yerleşik
Rum ustalara yaptırıldığı yönünde bilgi vardır. Köprü
tamamen taştan yapılmış kemerli ve dört gözlü olup
halen kullanılmakta ve iyi durumdadır. Köprünün
oturumu dış bükeydir. Her iki yandan alçak olan yol
seviyesi köprünün ortasına doğru yükselmektedir.
Akbaş köprüsü
95
ULUSU KÖPRÜSÜ: Uluçay üzerinde bulunan köprünün yapım tarihi hakkında kesin bir bilgi olmamakla beraber 1520-1566 yıllarında Kanuni döneminde yapıldığı, Mimar Sinan’ın eseri olduğu tahmin olunmakladır. IV. Murad’ın Bağdat seferi sırasında yapılmasını emrettiği yönünde rivayeten bilgi
varsa da orijinal kilit taşının kaybolması nedeniyle
kesin yapım tarihi bilinmemektedir. Köprü eski bir
köprü üzerine mi yoksa yeniden mi yapıldığı konusunda tereddüt vardır. Kesme taştan üç gözlü 3.20 m
eninde, 50 m. boyunda, taş korkulukları 50 cm yüksekliğinde taş, zemin taş döşeme ve Ulusu’dan yüksekliği 5.00 m olan tamamen taştan yapılmıştır.
Anahtar taşındaki bilgilere göre 1883’de tamir görmüştür. Son yıllarda restore edilmiştir.
Ulusu köprüsü
96
HAMAMLAR
IV. MURAD HAMAMI: Muradiye camisine gelir
amacıyla IV.Murat tarafından yaptırılmış ve camiye
vakfedilmiştir. Yapım tarihi 1623-1640 yıllarına
rastlar, çifte hamamdır. Kadın ve erkekler bölümleri
ayrıdır. Erkekler kısmı: 8.5x8.5 kare biçimli ahşap
soyunma yeri olan ve çatısı yıkılan, içinde sekiler
bulunan ve buradan iki kubbeli soğukluk kısmına,
8.5x8.5 haç şeklinde planlanmış yıkanma yerine
geçilir. Ilıklık pandandif geçişli iki kubbe, sıcaklık
ortada pandandif geçişli ana kubbe, onun etrafında
yer alan eyvan ve halvet hücreleri tromp geçişli kubbelerle örtülüdür. Yıkanma yerinde her üç köşenin
üstünde 3x3 m. boyutunda kubbeli halvet yer alır.
Kadınlar kısmı; yıkanma kısmının önünde 2 kubbeli
bir bölüm ve arka tarafta üzerleri kubbeli iki halvet
bulunmakta idi. Günümüzde hamam hasar görmüş,
soyunma yeri tamamen yıkılmış, kullanılmamakta ve
harabe görünümündedir. Hamamın gelirleri Muradiye camiine vakfedilmiştir. Ayrıca gene bu dönemde
hamama ilaveten köprü hariç günümüzde yok olan ,
medrese, yüzeli ocaklı 100 adet dükkan yapılmıştır.
Resim: IV:Murat hamamı
97
İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR
Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Afşar (Çerkeş’e 30 km), Örenli (Çerkeş’e 17 km) türbesi. Ağaca
(Çerkeş’e 12 km), Akbaş (Çerkeş’e 10 km) Musa Dede
türbesi. Aliözü (Çerkeş’e 7 km), Şıhlar türbesi. Bayındır, Erenler türbesi. Bedil, Çam türbesi, Erenler tepesi.
Dikenli. Gelik. Kurtdede türbesi. Kabak (Çerkeş’e 18
km). Sivri, Sarıkız, Saf Erenler, Küçük türbeleri.
Kadıözü(Çerkeş’e 10 km), Orta Harman, Eskice Bey
türbeleri. Karacahüyük (Çerkeş’e 32 km), Çalırat yatırı. Kısaç, Aşağı ve Yukarı türbeler. Kuzdere (Çerkeş’e
20 km), Erenler türbesi. Turbaşı . (Çerkeş’e 5 km) 6
adet türbe. Uluköy (Çerkeş’e 28 km), Hıdır Baba türbesi. Yalakçukurören (Çerkeş’e 19 km): Erenler, Sarıkız Taşlıbor türbeleri, Yeniköy (Çerkeş’e 30 km):
Handede Yumaklı . (Çerkeş’e 17 km) Erenler türbesi.
PÎRİ SANİ ve türbesi: 1743 Çerkeş doğumlu olan
ve Halvetiye tarikatının Şabaniye kolunun ikinci pîri
olan Şeyh El Hac Mustafa Çerkeş-i’nin türbesi buradadır. 5x5 m. kare planlı, moloz taştan yapılmış, zemini
ve çatısı ahşap üstü kiremit örtülüdür. XVIII. Yüzyıl
yapımı olup sanduka ve etrafını çevreleyen demir
parmaklık vardır. Kadınşah Cami (mescidi) ile bitişik
olan türbe halk tarafından ziyaret edilen yerler arasındadır. Tarikat ve tarikat mensuplarının durumunu
bildiren Türkçe basılmış risalesi vardır. Tarikatın esas
kurucusu Şeyh Şaban Veli, Pir-i Sani ise yayıcısıdır.
Ailesinden birçok bilim adamı çıkmıştır. Ölüm tarihi
(1209 H. 1794 M.), bazı kayıtlarda 1813 tür.
Pir-i Sanî Türbesi: Kutlar Mahallesi, Osman Paşa
Caddesinde Pir-i Sani Camiinin içinde ayrılan bir
bölümde yer almaktadır. Türbenin 18. yüzyılda yapıldığı bilinmektedir. Aynı adı taşıyan mescidin içinde bulunan türbe, moloz taştan 5X5 metrekare ölçülerinde kubbeli bir yapıdır. Pir-i Sani olarak anılan
Zat Çerkeşli Hacı Mustafa Efendi olup Halveti Tarikatı Şabaniye Kolunun büyüklerindendir. Ünlü âlimlerden Kuşadalı İbrahim Efendi'nin hocasının hocası
98
olduğu, 1813 yılında Çerkeş'te vefat ettiği, Şabaniye
Kolu'nun büyüğü Kastamonu'da medfun bulunan
Şeyh Şaban-ı Veli'den sonra geldiği için Pir-i Sani
olarak anıldığı bilinmektedir.
Pir-i Sani Türbesi aynı isimli mescidin harimi dahilindedir. Bina moloz taşından harçla yapılmıştır.
Boyutu 5x5 m olan türbenin üzeri kubbeli, döşemesi
tahtadır. İçinde bir ağaç sanduka etrafını çevreleyen
parmaklık vardır. .
1- Düştü bir tarih âkif bendesinin kalbine
2- Hü deyip firdevs-i vusla erdi Pirim Mustafa yazıları okunmaktadır
Piri Sani türbesi
Şeyh Veled Türbesi: İstasyon Mahallesi, Kadıköy
Caddesi, Sağlık merkezi bahçesi yanında yer almaktadır.Etrafı 1 metre yüksekliğinde 20 cm. kalınlığında, üzeri beton harçla sıvalı bir duvarla çevrilidir.
İçerisinde bir mezar bulunur. Yaşadığı yüzyıl kesin
olarak bilinmemekte. Muhtemelen 16.yy. da yaşadığı
tahmin edilmektedir. Çevre sakinlerince Şeyh Veled
olarak isimlendirilmektedir. Tek mezarın işlenmemiş
kavuk şeklinde baş taşı üzerine, küre şeklinde bir taş
99
ilavesi ile oluşturulmuş ayak taşı, silindirik formlu ve
bezemesiz bir taştan oluşmaktadır.
Şeyh Veled türbesi
Demirci Şeyh (Timuri) Türbesi (Camii): Kurtlar
Mahallesi, Osman Paşa Caddesi, No: 40’da Demirci
Şeyh (Timuri) camiinin bitişiğinde küçük bir bölümde ahşap tek bir sandukadan oluşan türbe, Demirci
Şeyh Mustafa olarak da anılmaktadır. Basit bir yapı
içerisinde sade bir sandukadan ibarettir.
Haydar Camii ve Türbesi, Çamaşırhane ve Çeşmesi
: Karalar Mahallesi, Haydar Sokak No:36’da dır.
Cami içerisinde ki türbe etrafı demir parmaklıkla
çevrili tek mezardan oluşmaktadır. Cami, türbe çamaşırhane ve çeşmeden oluşan bir komplekstir. Türbe bölümü camii içerisinde ayrılan etrafı demir parmaklıkla çevrili bir ziyaretgahtır. Tek sandukanın yer
aldığı türbede yatan şahsın sağlığında salla taşındığını belirleyen bir tahtıravan tavana asılı vaziyette
teşphir edilmektedir.
Tekeli Türbesi : İlçenin doğusunda yer alan büyük
mezarlığın batı kenarında, mezarlık ile Sırakavaklar
Caddesinin köşesinde yer almaktadır. 6x6 m. boyutunda, etrafı duvar ve demir parmaklıkla çevrili bir
bölüm içindedir. İçerisinde 5 mezarın yer aldığı
100
30x40 m. boyutlu, etrafı duvarla çevrili bir alan içerisindedir. Alt tarafında Tekeli Türbesi olarak adlandırılan mezarlar bir ziyaretgah durumundadır.
Şehitler (Garipler) Mezarlığı : Kurşunlu karayolunun kenarında bulunan İlçe mezarlığının doğu kenarında yer alan şehitlik, etrafı duvarla çevrili 300 m2
lik bir alanı kaplamaktadır 1944 yılında meydana
gelen zelzelede şehit olan erlerin anısına yapılmıştır.
Karşılıklı iki sıra halinde mezarlar sıralanmış, üst
kısma ise, üst üste iki kare prizma ve silindirik bir
sütun parçasından oluşan anıt yerleştirilmiştir.
Anıtın orta bölümünde yer alan mermer levha
üzerinde, l944 yılında ki depremde şehit olan erlerin
anısına yaptırıldığı yazılıdır.
Mahmut Bey (Ağagil) Mezarlığı Çerkeş ilçesi, Karalar Mahallesi, Sırakavaklar Caddesinin batı kenarındadır. Mahmut Bey veya Ağagil Mezarlığı olarak
adlandırılmaktadır. Mezarlığının batısından geçen
Sırakavaklar caddesinin batı kenarında yer almaktadır. Etrafı 1.5 metre yüksekliğinde taş duvarla çevrili,
yaklaşık 225 m2 lik bir alanı kaplamaktadır. Kapı
girişi sonradan örülerek kapatılmıştır. İçerisinde
yaklaşık 60 kadar mezar vardır.
CAMİLER
Köylerde bulunan tarihi camiler: Akbaş (Çerkeş’e
28 km), Dağçukurören (Çerkeş’e 10 km), Dodurga
(Çerkeş’e30 km), Taşanlar (Çerkeş’e 35 km), Yoncalı
(Çerkeş’e15 km), Bozoğlu (Çerkeş’e 5 km), Kabak
(Çerkeş’e 18 km), Kadıköy (Çerkeş’e 2 km),
Karamustafa (Çerkeş’e 10 km), Kısaç (Çerkeş’e 14
km), Aydnlar(Çerkeş’e 4 km) , Kuzören (Çerkeş’e 25
km), Meydan(Çerkeş’e 30 km), Ören (Çerkeş’e 5 km),
Örenli (Çerkeş’e 17 km), Yalaközü (Çerkeş’e 14 km),
Yeniköy(Çerkeş’e 30 km) , Yıprak (Çerkeş’e 30 km),
Yumaklı (Çerkeş’e 17 km)
101
Muradiye Camii. Çerkeş ilçe merkezinde, Osmanlı
padişahlarından IV. Murat zamanında Silahtar Mustafa Paşa’ tarafından yaptırılan cami, Abdulhamit
döneminde onarım görmüş, 1943 depreminde tamamen yıkılmış, yerine 1953’de bugünkü cami yaptırılmıştır.
Ören Köyü Camii (Çerkeş’e 5 km): XVII.yüzyılda
IV. Murat’ın lalası Mirza Bey tarafından yaptırıldı.
Kare planlı, tek kubbeli, dışa baskın su basmanı
üzerine inşa edilmiştir. Son cemaat yeri 1944 depreminde yıkılmış ve köy halkı tarafından tekrar yaptırılmıştır. Kesme, devşirme taş ve tuğladan örülmüş
duvarları vardır. 1958 yılında Vakıflarca minaresi
yenilenmiştir. Değişik zamanlarda onarım görmüş
olması nedeniyle otantik özelliğini kaybetmiştir.
SİVİL MİMARİ
Çerkeş evleri: Çoğunluğu 1944 depreminde yıkılan
Osmanlı mimarisi özelliklerini yansıtan çok az sayıda
sivil mimari örnekleri vardır. Restore edilen Fişek
Ali’nin evi Çerkeş mimarisi hakkında bilgi vermektedir Çerkeş ilçe çıkışında Kızılcahamam’a giden yolun
sağ tarafındadır. Çerkeş Evlerinin genel özellikleri: Su
basmanı kesme taş, duvarlar ahşap çatkı arası kerpiç
dolgu, çatı yerel olarak imal edilen oluklu kiremitle
kaplıdır. İki kat üzerine inşa edilen evlerin ilk katı
ara kat kışlık olarak kullanılan günlük hayatın geçtiği yemek ve oturma odası işlevini görmektedir. İkinci
kat ise işlemeli bir başoda ve dışa çıkıntılı şahnişin
bulunur. Baş oda süslü tavan göbekli ve kök boya ile
boyanmış, işlemelidir. İkinci kattaki diğer odalar ise
sedir (peyke) adı verilen ahşap divan, yatak koymak
için yüklük adı verilen gömme dolap, yıkanma ve
banyo için abdestlik mevcuttur. Odalarda bulunan
ocaklıklar en gösterişli yerlerdir. Ocak üstünde
bacakbaşı olarak adlandırılan raf, kenarlarda gözgere
denilen ahşap küçük gözler, mum koymak için şinanay adı verilen yerler bulunur.
102
Sivil mimari örnekleri
103
MESİRE VE PİKNİK YERLERİ
Orman içi dinlenme alanları: Işık Dağı (Seybeli),
Ilıca, Köse Hamamı ve Akbaş (Melan) Çayı çevresi,
Belediye parkı, fidanlık, Hisar çamlık korusu.
Fidanlık. İlçe merkezine 3 km mesafede bulunan
halkın piknik yapabileceği bir mesire yeri bulunmaktadır. Değişik bitki çeşitleri ile yeşillendirilen mesire
yerinde Gökkuşağı Alabalığı ve Aynalı Sazan yetiştirilen sun'i gölet ve piknik alanları mevcuttur. Ayrıca,
içerisinde bir şark odası bulunan misafirhane ile
ziyaretçilerin ücretsiz olarak girebildikleri mesire
yerinde karaca, kurt, tavşan, pekin ördeği ve kaz
gibi hayvanlar da beslenmekte ve gölet de sportif olta
balıkçılığı yapılabilmektedir.Tesis Orman İşletme
Müdürlüğüne aittir.
Seybeli (Işık Dağı) Orman İçi Mesire Yeri: ÇerkeşKızılcahamam karayolu üzerinde bulunan mesire
yeri Çerkeş İlçesi'ne 20 km. mesafededir. Işık Dağı'nın
kuzey yamaçlarında yer alan mesire yerinde
masabank tipi oturma yerleri, ocaklıklar, çeşmeler,
yağmur barınağı, otopark ve genel tuvalet mevcuttur.
104
Işık dağı
Çakmak: Anıt ağaç Dokuz Kardeşler çamı ilçeye
36 km. uzaklıkta bulunan Çakmak’ta dır. Karaçamın
çapı 2.8 m. boyu 25 m. tahmini yaşı 200 yıl
Akhasan barajı (Çerkeş’e 10 km): ÇerkeşKızılcahamam yolunun sağ tarafında, yapım aşamasındadır.
YABAN HAYATI: Kuzeyde Karaşar-GökçelerMeydan, doğuda Uluköy-Kabak-Gelikovacık, güneyde
Çerkeş ilçesi, batıda Meydan-Akbaş-Aydınlar köyleri
ile çevrili alan yaban hayatı yerleştirme sahası olarak
ayrılmıştır.
105
İÇME VE TERMAL KAYNAKLAR
Söğütlü Çeşme Kaplıcası. Romatizmaya iyi gelir
Hışıldayık (Çerkeş’e 12 km): Bayındır köyündedir. Kükürtlü gaz çıkaran çukurlar vardır. Hemoroide
iyi gelir.
Kükürtlü su. Çerkeş ilçe merkezine 5 km. uzaklıktadır. Bol kükürt içerir. Cilt hastalıklarına iyi gelir.
Akaya ılıcası : İlçenin batısında İmamlar köyündedir. 4 tane kaynağı vardır. Cilt, romatizma, mide ve
barsak hastalıklarına iyi gelir. Doğal lezzette, kükürtlü hidrojen kokuludur. Kaynaklardan birisinin sıcaklığı fazla diğerleri normaldir. Ayrıca kireçli bir tepede
çıkan soğuk, acı lezzette bir su daha vardır ki baz
özellikte müshil etkilidir.
Kös hamamı (Çerkeş’e 7 km): İlçenin batısında
Bedil köyündedir. Mide, bağırsak, romatizma ve deri
hastalıklarına iyi gelir. Banyo olarak da kullanılır.
Renksiz ve kokusuz, kalevi, kükürtlü bir sudur.
Şerafettin içmesi: Romatizma ve deri hastalıklarına iyi gelir. Suyu soğuk ve ekşimsidir.
Bölme içmesi: Romatizma ve deri hastalıklarına
iyi gelir.
Bedil (Çerkeş’e 7 km) köyü ılıcası
BEDİL KÖYÜ MÜZESİ (Çerkeş’e7 km)
Çerkeş –Gerede yolu üzerinde Aytaç tesislerinin
karşısında ve yola 1. Km uzaklıkta olan Bedil köyündedir. Köy ileri gelenleri ve müteşebbisleri tarafından
köyde kullanılan tarım, mutfak, etnoğrafik alet ve
malzemelerin derlenmesi ile oluşturulmuş bir müzedir. Çankırı’da başka örneği olmaması ve sergilenen
malzemenin ilginç olması nedeniyle mutlaka görülmeye değer yerlerdendir.
106
Bedil köyü müzesinden görüntüler
107
ETKİNLİKLER
Bölgesel kültürün, tarihsel ve turistik değerlerin
tanıtılması, bölge ekonomisini oluşturan hayvancılığın geliştirilmesi ve ürünlerinin tanıtılması amacıyla
Çerkeş Kültür ve Hayvancılık Festivali (Ağustos ayı)
her yıl düzenlenmektedir . Çukurören koru şenliği.
Pazarı: Çarşamba günleri pazar kurulur
YEMEK KÜLTÜRÜ
Çerkeş Mutfağı: Bölge özelliklerine bağlı olarak
yemek kültürü tahıl ve sebze ağırlıklıdır, çeşit yönünden mutfağı oldukça zengindir. Tarhana, bıhtı,
bulgur, para hamur, keşkek, pirhoy, yarma, erişte,
badıma, pırasa dolması, sırma baklava, su böreği,
lokum, hamur köftesi, alaca aş,
Alaca aş (alaçaş): Kavrulmuş soğan, salça, su
ilave edilerek karıştırılır, pişirilir. Diğer tarafta haşlanarak hazırlanmış olan bulgur ve mercimek içine
ilave edilerek pişirilir ve kuru soğan, turşu ile birlikte
servis yapılır.
Badıma bükmesi-madımak bükmesi: Temizlenen
ve yıkanan madımak kıyılarak inceltilir, yeşil soğan ve
tereyağı ilave edilerek kavrulur, süt ilave edilir piştikten sonra üzerine 3-4 yumurta kırılır, tuz ve karabiber
ilave edilir. Başka bir kapta un içine maya ilave edilerek yapılan hamur gözleme boyutunda açılır, yarısına
önceden hazırlanan madımak konur diğer yarısı üzerine kapatılır. Saç veya tavada pişirilir, piştikten sonra
üzerine tereyağı sürülerek servis yapılır.
Pırasa dolması: Pırasanın kök kısmına yakın beyaz kısımları yaklaşık 10 cm. uzunluğunda kesilir,
kaynar suda haşlanır. Başka bir kapta kıyma, yağ,
pirinç, salça, karabiber karıştırılarak iç hazırlanır.
Haşlanmış pırasa tek tek açılır ve içine çay kaşığı
ölçeğinde hazırlanan iç konulur, sigara şeklinde
sarılır, tencereye dizilir, üzerine su, salça ve yağ ilave
edilerek ocakta pişirilir. Piştikten sonra üzerine limon
sıkılarak servis yapılır.
108
Bıhtı: 1 litre kaynayan suya çok az tuz ilave edilir, 250 gr un suyun içine azar azar dökülür ve pişene, koyulaşana kadar karıştırılır. Piştikten sonra
lokma büyüklüğünde tepsiye dizilir. Üzerine toz şeker, rendelenmiş ceviz, eritilmiş tereyağı dökülerek
servis yapılır.
Hamur köftesi: Una yumurta, tuz ve su karıştırılarak yapılan hamur parçalara ayrılır. Avuç içi büyüklüğünde koparılan parçalar avuç içi ile bastırılarak uzatılır. Yuvarlanmış ve uzatılmış hamur parçaları yan yana getirilir, işaret parmağı ile bastırılarak
inceltilir. Hamur bu şekilde döşendikten sonra üzerine bolca un serpilir. Başka bir kapta kavrulan kuru
soğan, salça, tereyağına su ilave edilerek kaynatılır,
kaynadıktan sonra hamur içine atılır. Piştikten sonra
üzerine ceviz ve sirke dökülerek servis yapılır.
Nokul: İçine yağ, süt, konulan hamur yoğrulur ve
kabarmaya bırakılır. Yaklaşık iki saat sonra hamurdan koparılan parçalar yuvarlayarak uzatılır. 1.5 cm
kalınlığa kadar inceltilir. Bir ucu dar diğer ucu geniş
olacak şekilde 5 cm. boyutunda kesilir, temiz bir örtü
üzerine serilir. Kesme işlemi bittikten sonra yağsız
tepsiye dizilerek orta ateşte pembe renk alana kadar
fırında pişirilir.
Para hamuru: Yumurta ve su karıştırılarak yapılan hamur yaklaşık 2 mm kalınlıkta açılır ve kurumaya bırakılır. Kuruyan parçalar arasına un serpilir
ve üç tanesi birbirinin üzerine konur, ortadan ikiye
bölünerek 5 cm genişlikte kesilir. Uzun parçalar kare
şeklinde kesilir ve kurutulur. Kış için hazırlanan para
hamuru, pişirileceği zaman kaynar suda haşlanır,
üzerine önceden hazırlanmış kıyma, yağ, salça, biber
sosu ve sarımsaklı yoğurt dökülerek servis yapılır.
Pirhoy: Un içine yumurta ve su katılarak hamur
yapılır, ince olarak açılır ve kare şeklinde kesilir.
Önceden hazırlanan maydanozlu çökelek karenin
köşesine yerleştirilir ve üçgen şeklinde hamur kapatılır. Suda haşlanarak pişirilir. Ayrı bir kapta hazırlanmış olan salça, kırmızıbiber ve tereyağı sosu dökülerek servis yapılır.
109
Suböreği: 1 kg un, 9-10 yumurta katılarak hamur
yapılır. İhtiyaca göre parçalara ayrılan hamur serin
bir yerde kurumaya bırakılır. Kuruyan hamurlar tek
tek kaynar suda haşlanır. Haşlanan hamur kevgir
üzerine alınır, suyu akıtılır, önceden altı yağlanmış
tepsiye döşenir ve üzerine yağ sürülür. Soğanla kavrulmuş maydanoz ve karabiber her üç hamurda üzerine yayılır ve kavrulmuş kıyma serpilir. Hamurun
tamamı tepsiye dizildikten sonra en üste gelen hamura hafif yumurta sürülür ve fırına verilir. Piştikten
sonra arzu edilen büyüklükte ve şekilde kesilerek
servis yapılır.
Sırma (sıyırma) baklava: Süt ilavesi ile yapılan
hamur, küçük parçalara ayrılır, üzerine nişasta serpiştirilerek açılır ve serilir. Kuruyan hamurun kuru
kısımları bıçakla kesilir, hamur büzdürülür içine
ceviz konur, gevşek şekilde oklavaya sarılır yanlardan iki elle büzülür. Oklavadan çıkarılarak tepsiye
dizilir, üzerine kaynar tereyağı dökülür ve fırında
ağır ateşte pişirilir. Piştikten sonra üzerine şerbet
dökülür, soğuduktan sonra servis yapılır.
Keşkek: Buğday haşlanır, içine tereyağı ve parçalanmış hindi göğüs eti konarak tahta kepçenin arkası
ile sakız kıvamına gelinceye kadar dövülür, pilav ile
birlikte servis yapılır.
Böğür dolması: Böğür içinin dışı tuz ve biberle
kaplanır, içine önceden hazırlanan iç pilav doldurulur, deri ile kaburga kısmı dikilir ve birleştirilir, tereyağında kızartılır sonra az su ile ağır ateşte pişirilir.
Bıktı: Kaynamakta olan suyun içine un dökülür
ve karıştırılır. Hamur piştikten sonra kaşık kaşık
alınarak tabağa dizilir üzerine tereyağı, şeker ve
ceviz dökülerek servis yapılır.
ULAŞIM
İstanbul’dan gelecek olanlar Gerede-Çerkeş, Ankara’dan gelecek olanlar Kızılcahamam-Çerkeş veya
Çubuk-Şabanözü-Orta-Çerkeş yolundan gelebilirler.
Trenle de gelmek mümkündür. Bilgi için TCDD web
110
sitesine bakınız. Otobüsle gelecekler İstanbul Esenler
ve Harem terminallerinden, Ankara’dan gelecekler
Aşti’den kalkan Çerkeş otobüsleri ile gelebilirler.
Telefon 0 376 766 12 81
KONAKLAMA
Çerkeş Akgün Otel :0 376 766 20 33
Çerkeş Öğretmenevi :0 376 766 18 26
Türkdemirler : 0 376 766 18 89
YEME-İÇME
Cömert Lokanta ve Baklava Salonu.
Hükümet Cad. No: 24
Kurt Kardeşler 83 Pide ve Kebap Salon.
On iki Cad. No: 3
Türkdemirler Tesisleri, İstanbul Yolu 1.km
Boduç Kardeşler Pide Salonu. Eski Belediye Cad. No: 10
Damla Pide Salonu. Taşpınar Cad. No: 2
Eye Dayı Tesisleri. İstanbul Yolu 3.km
Derya Pide Salonu. Hükümet Cad. No:8
Tat Piliç. Eski Belediye Cad. No: 88
Terminal Pastanesi. Belediye Hizmet Binası Altı
Gözde Aile Lokantası
Aytaç Fast Food
Efsane Ev Yemekleri
111
ELDİVAN
Eldivan ilçe haritası
Kirazı, mesire yerleri ve otantik Yâran’ı ile ünlü
Eldivan’ın kuzeyinde Korgun, doğusunda Çankırı,
güneyinde Ankara, batısında Şabanözü, kuzeybatısında Korgun ile komşudur. 341 km² lik bir alana
sahip olup rakımı 1 094 m. Çankırı kentine uzaklığı
18 km.dir. Toplam nüfusu 5711 olup bunun 3 246’sı
ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007). İlçe genelinde
kışları soğuk ve yağışlı, yazları sıcak ve kurak karasal iklim hâkimdir. Ortalama yaz sıcaklığı 34 ºC iken
kışın sıcaklık 1-23 ºC arasında değişir. Ankara’ya
Eldivan-Çankırı-Ankara veya Eldivan-ŞabanözüÇubuk- Ankara yolu ile ulaşılır. Bahar ve yaz ayları
gezmek için en güzel zamandır.
Kiraz
112
ADI: 1276 tarihli Osmanlı kayıtlarında adı Dumlu
olarak geçmektedir. Dumlu adı Dümeli’ye (Dümelli)
dönüşmüş ve 1.4.1960 tarihinde bu ad değiştirilerek
Eldivan yapılmıştır. Eski adı olan Dümelli adı ilçenin
kuzeyini çevreleyen Dümelli ovasından kaynaklanmaktadır. Anadolu’nun Türkleşmesinden sonra,
İlçenin yakınında bulunan dağ bir toplanma yeri
olmuş ve adına Er divanı denmiş daha sonraları halk
arasında İldivan dağı denmeye başlanmıştır. Dümeli
yerine Eldivan adı verilirken İldivan, Eldivan olarak
benimsenmiş ve kullanılmaya başlanmıştır.
Geçmişte her yıl panayır yapılır ve panayır sırasında Anadolu’nun çeşitli yerlerinde panayıra gelen
sporcular burada güreş müsabakaları yaparmış. Bu
nedenle buraya Er divanı adının verilmiş olduğu,
adının buradan geldiği rivayeten anlatılmaktadır.
113
TARİHİ: 2000 yılında Paflagonya Yüzey Araştırmaları Projesi kapsamında yapılan çalışmalarda,
Eldivan bölgesinde Paleolitik Dönemde insanlar tarafından kullanılan el âletleri bulundu. Bu dönem günümüzden 10 bin yıl öncesinden daha gerilere 100
bin yıl önceye kadar gitmektedir. Görülüyor ki bölgenin iskâna açılması çok eskilere dayanmaktadır.
Tarih devirleri içinde, Anadolu’da yazılı tarihin
başlangıcı Hititler ile olmuştur. İlçe sınırları içinde:
Sarayköy-Hisarcık arasında kale harabeler vardır.
Ayrıca Orta ve Son Tunç çağlarına tarihlenen Dümeli
Höyüğü’de buradadır. Çanak, çömlek parçaları bulunmuştur. Roma ve Bizans dönemlerine ait gözetleme kuleleri ve kilise temel kalıntılarına rastlanmıştır. Hisarcıkkayı ve Eldivan dağında Geç Roma, Erken
Bizans dönemlerinde metalurjik faaliyetin varlığını
kanıtlayan izabe fırın ortaya çıkarılmış ise de halk
tarafından yağma edilmiştir.
Hititler sonrası Çankırı’ya hükmetmiş bütün kavimlerin varlığı Eldivan’da da sürmüştür. Hititlerin
yıkılması ve tarih sahnesinden silinmeleri sonucu
başlayan Karanlık Devirde bölgeye çok sayıda Deniz
kavmi gelmiş ve yaşam sürmüştür. Pyhrigler, Medler,
Galatlar, Makedonyalılar, Paflagonyalılar, Persler,
Romalılar ve Bizanslar olmak üzere daha birçok sayıda değişik kavimler gelerek yerleşmiştir.
Çankırı’nın Karatekin Bey tarafından fethi ile birlikte tahminen bölge 1082-1083’de Karatekin Beyliği
sınırları içine dahil edilmiş ve yönetilmiştir. Eldivan:
Bizans, Selçuklu, Candaroğulları ve Haçlı ordularının
(1135-1137) ve Moğolların kısa sürelerle de olsa
egemenliği altına girmiştir. I Mesud, Eldivan’ı Haçlıların elinden 1137’de tekrar geri almış ve Eldivan’ın
Osmanlı topraklarına katılışı Yıldırım Beyazıt zamanında 1383 yılında gerçekleşmiştir.
Anadolu’nun Türkleşmesi ve daha sonraları meydana gelen Moğol istilası sırasında çok sayıda Alperen Anadolu’ya gelerek gazalarda bulunmuş, tekke
ve zâviyeler kurarak halkı irşâd etmiştir. Horasan
erenlerinden olan Hacı Murad-ı Veli’de Seydi köye
114
gelerek yerleşmiş ve bölgenin irşâd edilmesinde,
İslamlaşmasında yararları olmuştur. Osmanlı döneminde Çankırı sancağının bir köyü olan Eldivan,
1931’de belediye, 1944 yılında bucak merkezi (nahiye), 1 Nisan 1960 yılında Dümeli adı değiştirilerek
Eldivan olmuş ve ilçe yapılmıştır.
GEZELİM-GÖRELİM
ANTİK YERLEŞİM YERLERİ: Sarayköy,Hisarcık
arasında eski dönemlere ait harabelere rastlanmaktadır.
ELDİVAN HÖYÜĞÜ ; Çankırı’ya 16 km. uzaklıktaki Eldivan İlçesinin yaklaşık olarak 2 km. kuzeyindedir. Çankırı-Eldivan karayolunun ise kuzeyinde
yer almaktadır. Ova ortasında 15-20 metre yüksekliğinde olup, tahmini 125-200 metre çapında yayvan
ve oval konumdadır. Yüzeydeki seramik buluntuları,
İÖ. 3000-2000 (Eski Tunç Çağı) bin yılı iskanı dışında, İÖ. II.binde kuvvetli bir Hitit yerleşmesinin varlığını göstermektedir. Ayrıca Roma Dönemine tarihlenen buluntular höyüğün milattan sonraki dönemlerde de iskân edildiğini kanıtlamaktadır. Dümeli höyüğü: Son Tunç Çağını temsil eder.
İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR
Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Elmacı (Eldivan’a 13 km uzaklıktadır) Akbulut mahallesinde
Dede Yatırı. Hisarcıkkayı’da (Eldivan’a 54 km uzaklıktadır) Kadirşah Türbesi. Küçükhacıbey’de (Eldivan’a 57 km uzaklıktadır) Çam ve Pazarduran türbeleri. Sarıtarla’da (Eldivan’a 11 km uzaklıktadır) Hacı
Zekeriya türbesi. Seydiköy’de (Eldivan’a 11 km uzaklıktadır) Hacı Murad-ı Veli türbesi. Sarayköy’de Kız
türesi. Gölez’de Horasani Sultan Bedrettin türbesi (
1738 tarihli).
HACI MURAD-I VELİ TÜRBESİ VE CAMİSİ (Eldivan’a 11 km uzaklıktadır): Seydi köyde bulunan
Cami ve türbe iç içe aynı yapı altındadır, moloz taş-
115
tan yapılmış, yalın, ahşap çatılıdır. Hacı Murad-ı
Veli’nin ölüm tarihi 1207 olduğuna göre,türbe bu
tarihten sonra yapılmış, Çeşitli dönemlerde yapılan
bakım ve onarımlarla bugünkü şeklini almıştır. Cami,
boyuna dikdörtgen planlı, düz ahşap tavanlı, türbe
kısmının üzerini de kapatacak biçimde alaturka
kiremit kaplı çatılıdır. Güneybatı köşede tuğladan
sekiz sıra kirpi saçaklı pah yer alır.
Camii'nin doğu duvarına bitişik türbenin kare
planlı ve ahşap tavanlı ön mekanında Hacı Murad-ı
Veli’nin oğlu ve kızlarının sandukası ile yörede kutsal sayılan iki göktaşı (yuda taşı) bulunur. Hacı
Murad-ı Veli’nin kabrinin bulunduğu asıl türbe, kare
planlı ve tromp geçişli kubbe ile örtülüdür.
Mimari olarak büyük bir özelliği bulunmamakla
birlikte, Horasan Erenleri'nden olan Hacı Murad-ı
Veli'nin Türbe'si olması sebebiyle önem arz etmekte
ve çok sayıda ziyaretçi çekmektedir.
H.Muradı Veli türbesi
CAMİLER
Köylerde bulunan tarihi camiler: Küçükhacıbey
(Eldivan’a 57 km uzaklıktadır), Seydiköy (Eldivan’a
11 km uzaklıktadır), Gölez (Eldivan’a 10 km uzaklıktadır)
116
GÖLEZ ESKİ CAMİS İ (Eldivan’a 10 km uzaklıktadır): Gölez köyündedir, giriş kapısı üzerinde bulunan
kitabesinin tahrip olması ve aşınması nedeniyle yapım
tarihi okunamamıştır. Caminin orijinali kare planlı ve
pandatif geçişli kubbe ile örtülü iken kubbenin yıkılması sonucu ahşap çatı ile örtülmüştür. Nakarnaslı ve
taştan olan mihrabı orijinal yapıya aittir. Geometrik
desen ve rozetlerin bulunduğu cami otantik durumunu kaybetmiştir. Minare; kuzeybatı köşede, kare kaideli, silindirik gövdeli ve pabuçluktan yukarısı yıkıktır.
Taş duvarlı, kare gövde üzerine silindirik minarelidir.
Duvarlar kireç taşı, doğu cephede bulunan pencerelerin korkulukları taştandır. Niş kısmında geometrik
desenler, ilk mukarnas dizisinde rozetler görülür.
Mihrabı taştan ve kavsarası dört sıra mukarnaslıdır.
PİKNİK VE MESİRE YERLERİ
BÜLBÜL PINARI : Eldivan ilçe merkezine 5 km
mesafedeki mesire yerine asfalt bir yolla ulaşılmaktadır. Geniş bir alana yayılmış olan mesire yerinde
masa-bank tipinde oturma yerleri, ocaklıklar, çeşmeler, umumi tuvaletler, büfe, yağmur barınağı, seyir
terası ve kulesi, otopark, çocuk parkı ve telefon ile
bungalov tipinde 7 yataklı bir dinlenme evi yer alır.
Bülbül Pınarı mesire yerinin dışında Karadere ve
Saray göletleri ile orman içindeki çeşme ve su kaynakları civarında da çok sayıda piknik ve kamp yapmaya elverişli alanlar mevcuttur. Günübirlik ziyaretçiler her türlü ihtiyaçlarını İlçeden karşılayabilirler.
Bülbül pınarı
117
Anıt ağaç: Eldivan ilçe merkezine 57 km. uzaklıkta bulunan Küçükhacıbey’de dir. Meşe ağacının çapı
1.9 m boyu 13 m. ve yaşı 700-1000 yıl arasında
tahmin olunmaktadır.
Anıt ağaç
118
YEMEK KÜLTÜRÜ
YER SOFRASI: Önce yere sofra bezi yayılır, üzerine ağaç tabla veya kalbur kasnağı bunun üzerine
divan sinisi yerleştirilir. Sini üzerine ekmek, kaşık ve
yemek konur. Büyükten başlayarak aile fertleri sinin
etrafında bağdaş kurarak oturur. Yemek yeme sırası
ise varsa önce misafirler, sonra erkekler, kadınlar ve
çocuklar sini etrafına dizilir, yemeğe ilk önce büyükler başlar, sonra küçükler ve yemeklerini yerler.
Yer sofrası
Yemek yerken önce çorbadan başlanır sonra diğer
yemekler ve en son tatlı yenir. Sofrada mümkün
olduğunca yemek ve ekmek parçası bırakılmaz, hepsi
yenir.
YÖRESEL YEMEKLER: Tarhana, erişte, bulgur,
gözleme, cızlama, içli, tatar böreği, tutmaç, yağlı
çörek, toyga, cimcük, pıhtı, çullama, palinşka, puska
YÂRAN: Eldivan ilçe merkezi başta olmak üzere,
ilçeye bağlı hemen hemen her köyde kış ayları Yâren
toplantıları gerçekleştirilir. Yâren toplantıları kendine
özgü olup töresi, mutlaka uyulması gereken kuralları
vardır. Toplantılara katılmak, toplantılarda bulunmak kişilere prestij sağlar.
119
Öncelikle toplantıyı yönetecek, liderlik yapacak
büyük ve küçük başağa seçimleri yapılır. Toplantı
yeri, günü, kimlerin katılacağı, davet edilecek misafirler önceden tespit edilir. Cumartesi geceleri yapılan
Yâran toplantıları için, toplantı yapılacak oda önceden, gündüzden temizlenir, eksikleri giderilir ve akşam yapılacak toplantı için hazırlanır. Yâran sohbet
odasındaki yerini aldıktan sonra misafirler gelir.
Gelen misafirler yâran tarafından ayakta karşılanır.
İçeri giren misafir ‘’Muhabbetiniz bol olsun’’ diyerek
yâranı selamlar ve kendilerine gösterilen yere geçerek
otururlar. Bir disiplin içinde çay ve kahveler içilir,
sohbet toplantısı başlar.
Sohbet eğlenceleri arasında bilmeceler, sorular,
saz eşliğinde kaşık oyunları, yüzük oyunu, kukla,
eğlendirici taklit oyunları yer alır. Yâran toplantılarında yenilecek yemekler sohbete katılan gençler
tarafından kararlaştırılır. Gecenin ilerleyen vaktinde
yemek yenir ve bunu çay, kahve ikramı takip eder.
Konukların gitmesi için Başağanın ikramlar sonrası
yaptığı bir baş işareti ile sazcılar Cezayir marşını
çalar. Gençler ayağa kalkarak giden misafirleri uğurlar. Misafirler giderken teker teker gençleri selamlar
ve dışarı çıkarlar, yâren odasını terk ederler.
Odada kalanlar, başağanın yönetiminde o günkü
toplantıyı değerlendirerek bir sonraki toplantının
kimde ve nerede yapılacağını kararlaştırırlar. Yaran
giderlerini (masraflarını) karşılamaya ‘’Yâran ocağı
yakma ‘’ adı verilir.
ETKİNLİKLER : Kiraz Bayramı geleneğini sürdürmek amacıyla düzenlenen festival, geleneksel olarak
devam ettirilmektedir. Cuma günü başlayan ve üç
gün süren etkinliklerin birinci gününde Hacı Murad-ı
Veli anılmakta; ikinci gün kiraz yarışmaları, mahalli
ve milli oyunlar, gençlik ve halk konserleri, sergiler,
THK tarafından paraşüt atlayışları gerçekleştirilmekte; üçüncü gün ise milli düzeyde yağlı pehlivan güreşleri yapılmaktadır.
120
ULAŞIM
Ankara-Çankırı-Eldivan karayolu kullanılacağı gibi Ankara-Çubuk-Şabanözü karayolu da kullanılabilir. Ankara-Eldivan,İstanbul-Eldivan bağlantısı Çankırı terminalinden sağlanmaktadır.
Çankırı il merkezine ulaşım, 08:00 - 20:00 saatleri arasında karşılıklı olarak çalışan Belediye otobüsleriyle yapılmaktadır. Telefon: 444 18 18 - 0 376
213 03 03
KONAKLAMA
Eldivan Öğremenevi: 0 376 311 21 63
YEME-İÇME
Lokanta vardır.
121
ILGAZ
ilçe haritası
Kış sporları, yaylaları, ormanları ve eşsiz doğasıyla ünlü Ilgaz; kuzeyinde ve doğusunda Kastamonu,
güneydoğusunda Yapraklı, güneyinde Korgun ve
Çankırı merkez ilçe, güneybatısında Kurşunlu ilçeleri
ile komşudur. Yüzölçümü 784 km². rakımı 902 m.
dir. İlçe merkezinde 6 981 kişi olmak üzere toplam
nüfusu 13 517 dir. (2007). Çankırı il merkezine 51
km. İstanbul’a 450 km, Ankara’ya 185 km uzaklıktadır. Gerede-Çerkeş-Kurşunlu üzerinden ulaşım sağlanabileceği gibi Çubuk-Şabanözü-Orta-AtkaracalarKurşunlu üzerinden de sağlanabilir. Ankara bağlantısı Çankırı üzerindendir. Yörede karasal iklim hâkimdir. Step ikliminin yazları sıcak kışları soğuk,
Karadeniz ikliminin yağışlı özelliği birbiri içine girmiş
durumdadır. Yıl içinde en yüksek sıcaklık ortalaması
28,1 °C (Temmuz ) ve en düşük sıcaklık ortalaması
4 °C ‘dir. En yüksek sıcaklık 36 °C, en düşük sıcaklıksa -27 °C olarak kaydedilmiştir. Her mevsim gidilebilir.
ADI: Antik çağda Kummensa, Climata, Olgassys
daha sonraları Kimistene olan Ilgaz adı, eteklerinde
kurulmuş olduğu Ilgaz dağından almıştır. Ilgaz dağlarına Olgasis denmiş olması ve adının bu sözcüğün
Ilgaz şekline dönüşmesi yönünde de tez vardır. Anadolu’nun Türkler tarafından fethi ile değişik Oğuz
122
boylarının vatanı olan Ilgaz: Beylikler döneminde bir
ara yönetimde bulunan Koçhisarlıoğlu beyliğine izafeten Osmanlı İmparatorluğu döneminde Koçhisar-ı
Bâlâ olarak adlandırılmıştır. Ilgaz ile ilgili Osmanlı
kayıtlarına 1854 yıllında rastlanır. Kastamonu Salnamelerinde ilçenin adı Koçhisar veya Koçhisar-ı
Bâlâ olarak geçmektedir. Bucura köyü bu tarihlerde
ilçenin merkezi konumundadır. Bucura’nın büyük bir
yangın felaketine uğraması sonucu bu sefer ilçe merkezi şimdiki Belören bucağına nakledilmiştir. Ilgaz’ın 1888 yılında belediye teşkilâtına kavuştuğu
yönünde kayda rastlanmışsa da itiyatla karşılamak
gerekir. 19.yy’ın ikinci yarısında Çankırı’ya bağlı
iken, Kastamonu’ya bağlanmıştır. Osmanlı yönetim
birimi içinde Çankırı’ya bağlı bir kadılık merkezi
iken, Hicri 1284 tarihinde Mecidiye adını verilerek
ilçe yapılmıştır. Ilgaz adını alması 1922 yılında, Çankırı’ya bağlanması ise 1929 yılında gerçekleşmiştir.
Koçhisar adının Ilgaz olarak değiştirilmesinde Şereflikoçhisar’ın başındaki şerefli sözcüğünden dolayı
onlar şereflide biz değimliyiz diyerek tepki gösterildiği ve adının değiştirildiği rivâyeten anlatılmaktadır.
Ilgaz adı, Türkçe’de memleket anlamına gelen “il-el”
kelimesinin, bölgede bir süre yaşamış olan
“Gask”ların Gas’ı ile birleştirilerek “El-gas” şeklinde
söylenmesinden türediği öne sürülmekle birlikte,
Ilgaz Dağı'nın Paphlagonia'lılar dönemindeki adı olan
"Olgassys"den türediği yönünde görüşler bulunmaktadır.
TARİHİ: Yapılan yüzey araştırmaları ve Ilgaz bölgesinde bulunan höyüklerden elde edilen eserlerden,
Ilısılık, Engine dağlarında rastlanan izabe fırın artıklarından, Paleolitik dönemden bu tarafa iskân edildiği ortaya konmuştur. Özellikle 2000 yılında Ankara’da bulunan İngiliz Arkeoloji Cemiyeti tarafından
bölgede yapılan yüzeysel arkeolojik araştırmalarda
çok sayıda prehistorik yerleşimlere rastlanmış ve bu
dönemlere ait değişik el âletleri toplanmıştır. Yazısız
dönemle ilgili söylenebilecek tek bir konu günümüzden 10 bin yıl öncesi ve daha da eskisinden bu tarafa
bölgede insanın yaşadığıdır. Bütün Anadolu’da olduğu gibi yazılı kaynaklara Hititçe yazılmış tabletler
123
sayesinde ulaşılmış bulunulmaktadır. Hitit tabletlerinde, Hititler bölgeye geldiklerinde Hattiler ve
Gasgaslar ile karşılaştıkları yönünde bilgiler vardır.
Hitit medeniyeti Hatti medeniyeti üzerine kurulmuş
ve gelişmiştir. Hititler Anadolu’da hükümranlıklarını
sürdürdükleri dönemde Orta Karadeniz Bölgesinde,
Ilgaz dağının iç kısımlarında yerleşik Gasgas (Kaşka)
adlı kavimle zaman zaman savaşmışlar, zaman zamanda dost olmuşlardır. Hititler Gasgaslar ile savaşlara katıldıkları gibi, kendi aralarında anlaşmazlığa
da düşmüşler ve aralarında barış antlaşmaları yapmışlardır. Hititler döneminde bölgenin adı
Kummensa olarak adlandırılmaktadır.
İlçe toprakları geçmişte sürekli hareketlilik yaşamış, çeşitli kavimlerin yerleşim ve harekât üssü olmuştur. Bölgenin dağlık ve korunmaya uygun olması
farklı kültürlerin kaynaştığı ve bir araya geldiği bir
alan olmuştur. İÖ 2000 yılına tarihlenen eserler yanında Arkaik, Roma ve Helenistik dönemleri temsil
eden çeşitli eserler elde edilmiştir. İnköy, Kurmalar
köyü, Cendere ve Ilgaz tümülüsleri bölgenin geçmişine ışık tutan yapıt ve eserlerin kaynağı durumundadır. Bölgenin ilk yerlileri: Hattiler ve Proto-Hititler’dir.
Orta Asya menşeili oldukları ileri sürülen Hititlerin
günümüzden 3 300 yıl önce Mezopotamya veya Doğu Anadolu üzerinden Anadolu’nun iç kısımlarına
gelerek yerleştikleri ve geldikleri yerlerde bulunan
otokton (yerleşik) halkla kaynaştıkları kaydedilmektedir. Yerleştikleri bölgede yerli halkı egemenlikleri
altına alarak dönemlerinin dünya devletlerinden biri
olan, Hititler’in iskân sahası içinde bulunan Ilgaz’da,
Tunç çağını temsil eden eserler bulunmuştur, Deniz
kavimlerinin özellikle İÖ 1200’ de Dorlar’ın Anadolu’yu istilâ etmeleri sonucu Hitit devleti yıkılarak
Anadolu’da karanlık bir dönem başladı ve bu dönem
İÖ 700 yıllarına kadar sürdü. Kafkasya’dan gelen
Kimmerler, İÖ 584’de batıdan gelen Lidyalılar,
Medler, İÖ. 546’da Persler, İS. 330 sonrası Büyük
İskender bölgenin yönetimini ellerine geçirdiler. Günümüz bulgularına göre Ilgaz tarihi bu dönemden
sonra sisler içinde kalmaktan yavaş yavaş çıkmaya
başladı.
124
İlçenin de içinde bulunduğu, doğuda Kızılırmak,
batıda Filyos çayıyla sınırlanan alan, milattan önceki
dönemlerde "Paphlagonia" adıyla anılmaktadır. Hitit
Devleti öncesinde, İÖ. 1300 sıralarında bölgede Gask
(Kaska) adında bir devletin bulunduğu bilinmektedir.
Hitit Devleti yıkıldıktan sonra sırasıyla Frigya,
Paphlagonia, Lydia , Pers, İS. 334'te Anadolu'ya giren
Büyük İskender'in egemenliğine geçen bölge, İÖ 65
yılına kadar Pontus Krallığı'nın elinde kaldı. Romalıların, ardından da Bizans'ın egemenliğinde kalan
Ilgaz, Malazgirt zaferinden hemen sonra 1082 yılında
Türk hakimiyetine geçmiştir. Anadolu Selçuklu Devletinin zayıflamasıyla birlikte bölgede Candaroğulları
Beyliği'nin hâkimiyeti görülür. 1380 yılında, Yıldırım
Beyazıt’ın Candaroğulları Beyliği'ni yıkıp topraklarını
ele geçirmesi üzerine bölge Osmanlı İmparatorluğuna
bağlanmıştır. Kurtuluş Savaşı döneminde, işgalci
düşman kuvvetlerine karşı kahramanca mücadele
eden Ilgaz, taşıma kolları oluşturmuş ve taşıma kollarına konaklama yeri ve yiyecek sağlayarak Kurtuluş
Savaşında önemli bir rol üstlenmiş, lojistik destek
sağlamıştır.
İnadğından Ilgaz
125
GEZELİM-GÖRELİM
ANTİK YERLEŞİM YERLERİ
Kaleköy (Ilgaz’a 6 km): Antik dönemden kalma
harabe vardır. Candaroğulları ve Osmanlılar döneminde bölgede beylik yapan, Koçhisarlıoğlu beyliğinin merkezi idi.
Kurmalar (Ilgaz’a 13 km): Köy arazisi içinde tarihi kalıntılar vardır.
Kuşçayırı (Ilgaz’a 14 km): Antik döneme ait kalıntılar vardır.
Ödemiş (Ilgaz’a 8 km): Köy yakınlarında kale harabeleri vardır, Candaroğulları döneminde beylik
merkezi idi
Kimıate kenti: Dönemin yönetim merkezi, başkenti
olmuştur. H.Kiper ve Leonhard. Kentin yerinin İnköy
(Ilgaz’a 5 km) tepesinin olduğunu belirtirken, Cendere
(Ilgaz’a 3 km): ile Kurmalar (Ilgaz’a 13 km): köyleri
arasında olduğunu ileri süren bilim adamları da vardır. Kimiate kenti, İÖ. 302 yıllarında bir hareket üssü
ve İÖ. 228’ de Pontus krallığının ilk başkenti olarak
görev yaptı. Strabon ise, Kimiate’yi Olgassyis (Ilgaz)
dağlarının eteklerinde kurulmuş sağlam bir kalesi olan
kent ve Ilgaz dağında çok sayıda tapınağın var olduğundan bahseder. İÖ. 281’de Mithridates’in torunlarından Mithridates Eupator (IV.Mithridates) burada
güçlü bir Pontus krallığının temellerini attı. Strabon'a
göre İÖ 200 yılına kadar uzanan Hellenistik dönemde
Ilgaz ilçesinin de içinde bulunduğu Anadolu'nun kuzey batı kesimi Paflagonya olarak bilinir.
Paflagonya'nın dini merkezi Ilgaz'a (Olgassyas) bağlı
olarak gösterilen Ilgaz dağıdır. Ilgaz dağının Devrez
çayına bakan güney eteklerinde ise günümüzde yeri
tespit edilemeyen önemli bir yerleşim birimi olan sağlam Kimiate kalesi ve Kimiatene kenti bulunur.
Salman ve Cendere höyüklerinde (Ilgaz’a 3 km):
yapılan araştırma ve kazılar sonucunda: Hititler,
Phyrigler, Roma dönemlerine ait buluntulara rastlan-
126
dı. Türk Tarih Kurumu tarafından 1979’da yapılan
araştırmalarda epigrafik eserler (yazıtlar), keramik ve
porselen parçaları elde edilmiştir. Gökçay, Devrez
vadileri ve Cendere köylerinde İÖ 3.yy’a ait bazı buluntular ile Roma ve Bizans dönemlerine ait yontu,
epigrafik taş, bina kalıntıları ve değişik eserler bulunmuştur.
Çeltikbaş höyüğü (Ilgaz’a 18 km): Höyük çeltik
tarlaları arasında bulunmaktadır. Yaklaşık yüksekliği
8 metredir.
Stoalar: Antik kentlerin çarşılarını meydana getiren, halkı kötü hava koşullarından koruyan ve her
türlü sosyal etkinliklerin yapıldığı bina grubu olup, bu
binalarla ilgili yazıtlar ortaya çıkarıldı. Helenistik kent
özelliği ve dokusu içinde yer alan stoa binaları içinde
agora, meclis binaları ve tapınaklar yer alır, site özelliği taşır. Kurmalar köyü (Ilgaz’a 13 km): Demirciler
yaylasında bulunan eserlerden, günümüzden 19002000 yıl öncesinde burada yoğun bir nüfusun olduğu
ve önemli bir kent olduğu anlaşılmaktadır.
Kurmalar köyü (Ilgaz’a 13 km): : Ilgaz ilçe merkezinin kuzeydoğusunda ve 15 km. uzağındadır.
Demirciler yaylasında Helenistik çağa ait epigrafik
eserler ve keramik parçaları bulundu. Antik kent
kalıntıları vardır. Cendere köyüne uzaklığı yaklaşık
10.km.dir.
Ilgaz Tümülüsleri: İlçe merkezinde, ÇankırıKastamonu karayolunun batısında üç, doğusunda bir
adet Tümülüs vardır. Kazılan tümülüsten aslan heykeli çıkarılmıştır.
İnköy kaya mezarları (Ilgaz’a 5 km): KastamonuÇankırı ile İstanbul-Samsun karayolunun n kavşağında ve Devrez çayının güneyinde, vadiye hakim,
ilçe merkezine 5 km. uzaklıkta yer alan İnköy’de
Helenistik döneme ait kaya mezarları vardır. Volkanik kayalardan oluşmuş, beş kattan meydana gelir.
İlk kattaki odalardan biri kemerli kapı ve tonozlu
girişe sahip, duvarları nişlidir, kemerli kapılarla birbirinden ayrılmıştır. üç oda yer alır. İkinci kat odaları
dörtgen biçimli ağaç mimari özelliğini gösteren taş
127
kirişe sahiptir. Tavanlar içten kubbeli, üçüncü oda
pencereli ve odalar birbirine geçmelidir. İki oda ve
niş, ile ölü sediri bulunur. Üçüncü katta dörtgen ve
oval planlı sekiz oda ve niş ile ölü sedirleri vardır.
Dördüncü katta iki niş yer alırken beşinci katta büyük bir oda bulunmaktadır. Kaya mezarlarına araba
ile ulaşmak mümkündür. Bakımsız ve kendi haline
terk edilmiş durumdadır.
İndağı kaya mezarları
Cendere Höyüğü (Ilgaz’a 3 km): : Cendere köyü
arazisi içinde bulunur. Tümülüsler kazılmış mezar
odası ve lahit ortaya çıkarılmıştır. Geç Roma veya Er
Bizans dönemlerine ait olduğu tahmin edilmektedir.
Mezar odası 270x190 cm. ve mezar ise 185x80x50
cm. boyutundadır. 1.85x80x0.50 boyutunda ölü
yatağı bulunan mezar odası tonozlu, üstü yassı taşlarla kapatılmış ve içinde bir adet lahit bulunmaktadır.
128
Salman Höyük (Ilgaz’a 3 km): : Cendere köyü sınırları içindedir. Höyük yüksekliği 30 m. tepesindeki
düzlük 60 m. genişliğindedir. Bakır çağına ait çanak,
çömlek bulunmuş ayrıca Roma ve Bizans dönemlerine ait kalıntılara tesadüf edildi. Höyüklerin bulunduğu Cendere köyü, ilçe merkezinin doğusunda ve Çankırı-Kastamonu yolunun batısına düşer. Höyükte ilk
çalışmayı 1947’de Kılıç Kökten gerçekleştirdi ve bulduğu kırmızı boyalı çanak ve çömleklerin ilk Tunç
Çağı’na ait olduğunu belirtirken, 1955’de bölgede
inceleme yapan C.A. Burney bunların Orta ve son
Tunç Çağlarından kaldığını ifade etmiştir.
Höyük etrafında ekim yapılan, işlenen tarlalar
vardır. Toprak işleme sırasında zaman zaman çanak
çömlek parçaları yüzeye çıkmaktadır. Yüzeye çıkan
parçalarda; kum karıştırılarak elle yapılan hamurun
nemli iken düzeltildiği, tırtıllı bir aletle perdahlandığı, iç ve dışının kırmızı ve siyah olduğu tespiti yapılmıştır. Ayrıca kum karıştırılarak çarkta yapılmış,
fırınlanmış çanak çömlek parçaları yanında üzeri
kahverengi tonda boyalarla süslenmiş parçalarda
bulunmuştur. Çanak çömlek parçalarının yaşı hakkında kesin bilgi yoktur Bakır Çağı, Hititler, Phyrigler
ve Roma dönemlerinden birinde imal edildiği yönünde varsayım vardır.
Pazar çayı: Bozan deresinin aşağı kısımlarına bu
ad verilir. Çay çevresinde yer alan Aşağıdere ve Yazı
köylerinde tarihi kalıntılar vardır.
DİĞER ESERLER
ILGAZ HAMAMI: İlçe merkezinin ortasında, çarşıdadır. Üzeri kubbeli, iki yanı tonozlu, kemerli soğukluk ve sıcaklık bölümleri vardır. 1887 yılında
yapılan 19. yüzyıla ait son Osmanlı dönemi hamamı
olduğu tahmin olunmaktadır. Soyunma, soğukluk
ve sıcaklık bölümlerinin üzeri kubbelerle örtülüdür.
Köşelerde de kubbeli halvetler bulunmaktadır
ILGAZ JANDARMA ŞEHİTLİĞİ: Ilgaz-Kastamonu
yolu üzerinde Derbent mevkiindedir. Pontus eşkıyası
129
tarafından şehit edilenlerin anısına yaptırılmıştır.
Küçülerek üst üste binmiş iki dikdörtgen prizma
şeklinde kaide ve bu kaidenin üzerinde yükselen ve
kitabe kısmını taşıyan uzun prizma şeklindeki üst
kısımdan ibarettir. Anıtın alt kaidesi birbirine geçişinde kavisli basamaklar teşkil edilmiş ve biri birine
geçiş uyumlu hale getirilmiştir.
Anıtın etrafı mermer ve araları mozaik doldurulmuş bir şekilde tanzim edilmiştir. Anıt çevresini,
köşelerde yer alan ve üzerinde taş kürelerin bulunduğu kolonlar belirlemektedir. Ayrıca anıtın ön yüzünün tam ortasında üzerine piramit gibi olan ve
üzerinde madalya şilti ve altında Jandarma şehitliği
1336 yazısı bulunan bir kolon daha bulunmaktadır.
Kolonlar birbirlerine zincirlerle irtibatlıdır.
Anıtın üst kısmında ay-yıldızlı arma ve hemen altında ana kitabe yer almaktadır.
Anıt
İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR
CAMİLER
Tarihi köy camileri: Gaziler (Ilgaz’a 5km), Saraycık
(Ilgaz’a 18 km), Danişment (Ilgaz’a 8 km), Sazak (Ilgaz’a 10 km), Bükcük (Ilgaz’a 4 km), Alpagut(Ilgaz’a 9
km), Kayı (Ilgaz’a 20 km), Bucura, Çatak (Ilgaz’a 32
km), Yeşildumlupınar,
Baslama ( 1419 yapımı).
Alpagut (Ilgaz’a 9 km): 1883 yılı yapımı camisi vardır.
130
Türbe, yatır ve ziyaretgâhlar: Mülayim: (Ilgaz’a
17 km) Ali Efendi, Onaç: (Ilgaz’a 10 km) Türbe, Söğütçük. (Ilgaz’a 26 km) Erenlerin doruk. Şeyhyunus:
(Ilgaz’a 23 km) Türbe, Yenice (Ilgaz’a 18 km),
Yenidemirciler(Ilgaz’a 13 km) , Alıç (Ilgaz’a 21 km),
Alpagut (Ilgaz’a 9 km): Kurtbaba türbesi, Aşıklar
(Ilgaz’a 22 km), Kayı (Ilgaz’a 20 km), Bozatlı (Ilgaz’a
9 km), Cendere: (Ilgaz’a 3 km) Hacı Kuşçu, Hacı Baba. Ilısılık (Ilgaz’a 16 km), Kızılıbrık (Ilgaz’a 21 km):
Hacı İlyas Kız ve Yağlı Dede, Kurmalar (Ilgaz’a 13
km), Kuşçayırı (Ilgaz’a 14 km), Akçaören (Ilgaz’a 18
km), Şıhlar: Karamanlı Hacıbey Çelebi, Yerkuyu:
(Ilgaz’a 14 km) Yerkuyu Şeyhi, Cendere (Ilgaz’a 3
km) köylerinde türbe ve yatırlar bulunmaktadır.
Yerkuyu’da: (Ilgaz’a 14 km) Nuri Baba (1877- ?),
Çörekçiler’de (Ilgaz’a 17 km): Çörekçi Baba (15. veya
16 yy). Ödemiş’te: (Ilgaz’a 8 km) Erenler Karadede,
Cendere’de (Ilgaz’a 3 km): Hacı Kuşçu Efendi (19.yy).
Mülayim’de: (Ilgaz’a 17 km) Ali Efendi. Şeyh Yunus’ta: (Ilgaz’a 13 km) Şeyh Yunus Dede (12 yy) .
Yerkuyu’da: (Ilgaz’a 14 km) Aliyel Buka (12.yy). gibi
muhterem zatların mezarları bulunur.
Ödemiş: (Ilgaz’a 8 km) Köy de Horasan Erenlerinden olduğu sanılan Karadede’nin türbesi vardır.
Cendere: (Ilgaz’a3 km) Hacı Kuşçu Efendi: Cendere köyü sınırları içinde, çevreye hâkim tepede kitabesi
olmayan türbesi vardır. Türbenin hemen yanında
gelip geçenlerin su içmesi için yapılmış içi oyulmuş
ağzı kapaklı bir taş vardır, 19. yy’da yaşadığı sanılmaktadır.
Çörekçiler: (Ilgaz’a 17 km) Çörekçi Baba, 15-16.
yy’da Çörekçiler köyünde yaşadığı sanılmaktadır.
Hakkında anlatılan menkıbelerde konu aynı tarih ve
şahıslar ise farklıdır. Fatih Sultan Mehmet Otlukbeli
seferine giderken ayrıca IV: Murat Bağdat seferine
çıktığı zaman ordunun Çörekçiler köyünde konakladığı, Çörekçi Babanın çörekleri ile bütün orduyu doyurduğu yönünde aynı konu farklı zamanlı rivayeten
anlatımlar vardır. IV. Murat’ın Devrez üzerinde bir
köprü ve köprünün başına çeşme yaptırdığı kaydedilmektedir.
131
Mülayım’lı Ali Efendi: (Ilgaz’a 17 km) Devrez çayına hâkim bir tepe üzerinde yatmakta olan Ali Efendi için rivayeten, Balkan Savaşları sırasında kendisi
köyde olduğu halde, savaştan dönenler tarafından
cephede görüldüğü söylenmiş. Köyde pilav pişiren bir
annenin gönlüne oğlunun pilavdan yemesi düşmüş.
Cepheden sağ olarak dönen oğlu annesine ‘’ Ali
Efendi ile gönderdiğin pilavın tadını hiç unutamam’’
demesi Ali Efendinin ermişliğine atfedilir.
Şeyhyunuz: (Ilgaz’a 23 km) Şeyhyunus Dede, XII:
yy’da Horasan’dan gelerek adını verdiği köye yerleşmiş Horasan Ereni’dir. Kabri, köyün kuzeyinde yüksek bir tepe üzerindedir. Köylüler her yıl yağmur
duasına çıkar ve Şeyhyunus Dede’yi dualarla yâd
eder.
Yerkuyu: (Ilgaz’a 14 km) Yerkuyu Şeyhi Aliyel
Buka, 12. yy’da Horasan’dan gelerek buraya yerleştiği, Horasan Erenlerinden olduğu, mezarının yapımında geyiklerin kereste taşıdığı rivayeten anlatılır.
Kabri mescidin bahçesindedir. Eldivan ilçesi
Seydiköy’de bulunan caminin yazıtında Aliyel
Buka’nın Hacı Murad-ı velinin babası olduğu ve
Ilgaz –Tosya arasındaki Yerkuyu’da yattığı ifade
edilmektedir
Sivil mimari
132
Sivil mimari örnekleri
Değirmen
133
Dibek
ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR
Ödemiş Kaplıcası: (Ilgaz’a 8 km) Dağlık bölgeden
çıkar. Ilgaz ilçe merkezine 4 km. uzaklıkta ve kuzeybatısındadır. Sular soğuk ve bikarbonatlı, ekşimsi
tatlıdır. Hazım bozukluklarına ve mide hastalıklarına
iyi gelen kaplıcası vardır.
Bozan Suyu: Ilgaz İlçesi'nin kuzeybatısında bulunan termal su kaynağı ve Bozan Hamamı çevresi
kapalı iki ayrı havuzdan oluşmaktadır. Suyun sıcaklığı 16 °C, debisi ise 0.5 litre/saniyedir. Bozan Hamamı, banyo uygulamalarında cilt hastalıklarına,
romatizma ve kaşıntıya iyi gelir. İçmece olarak ise
sindirim sistemi rahatsızlıklarına iyi gelmektedir.
Kazancı İçmesi: (Ilgaz’a 14 km) İlçenin kuzeydoğusunda ve Ilgaz-Kastamonu karayolu üzerinde 8
km. uzağındadır. Suları soğuk, ekşimsi ve bikarbonatlı olup midevidir. Mide ve cilt hastalıklarına iyi
gelen soğuk, ekşimsi maden suyudur.
Şeyhler Maden suyu: Şeyhler köyünde ve ilçe
merkezine 5 km. uzaklıktadır. Bozat deresi kenarından çıkar, suyu ekşimsi ve soğuktur. Hazmı kolaylaştırır, mide ve barsak hastalıklarına iyi gelir.
Ilısılık içmesi: (Ilgaz’a 16 km) Soğuk ve kalevi
özelliktedir. Tadı ekşi, lezzetli hazmı kolaylaştırır.
İlçeye 20 km. uzaklıktadır.
134
Ilgaz ilçe merkezi: Eski öğretmen evinin yanında
şifalı su bulunmaktadır. (Not: kaldırılmış olabilir)
ETKİNLİKLER
Her yıl Ilgaz Dağı Kültür ve Sanat Festivali (Temmuz
üçüncü haftası) düzenlenmektedir. Yeşildumlupınar
Güldağı festivali. Kisecik geleneksel pilav günü.
İlçe pazarı Cumartesi günleri kurulur.
Şenlikler
ILGAZ DAĞI
Ulaşım: Ankara, İstanbul ve diğer illerden Ilgaz ilçesine otobüs ile gelindiğinde ilçeden 16 km uzaklıktaki merkeze ulaşım taksi ve minibüsler ile oldukça
kolaydır. Özel araçları ile gelmeyi tercih edenler, Ilgaz
Kastamonu karayolu üzerinde Yenice Köy mevkiinden sağa dönerek 6 km düz asfalt yolu takiben kolayca merkeze ulaşabilirler. Vadi boyunca merkeze
kadar yolun düz olması ulaşımı çok kolaylaştırmaktadır.
Coğrafya: Kuzey Anadolu dağlarının ikinci sırasındaki Ilgaz Dağları, doğu-batı düzleminde uzanmaktadır. En yüksek noktası 2587 metre olan söz
konusu dağ sırasının üzerinde Küçük Hacet tepesi
(2546 m.), Büyükhacet Tepesi (2587 m.)dir. Ilgaz
Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezinin Üç tarafının dağlar ile çevrili olması kayak severlere kötü
135
hava şartlarında dahi tipi ve fırtına olmadan kayak
yapma imkânı sunmaktadır. Kayak için en ideal kar
olan kristal toz kar’a sahiptir. Kayak sezonu Aralık’tan Nisan’a kadar devam eder. Mevcut otelin yıl
boyunca açık olması da yazları doğa sporlarının
yapılmasını sağlamaktadır.
Ilgaz dağından kış
Gezinti ve piknik yerleri: Ilgaz dağı, Kırkpınar
yaylası, Yıldız tepe, Kadın çayırı, Derbent potansiyel
turizm alanlarıdır. Yaylarları ve doğal güzellikleriyle
ünlü olan Ilgaz dağları üzerinde Kadın çayırı piknik
alanı, Derbent, Kırkpınar yaylası, Çatak yolu üzerinde Tepelice bölgeleri gitmeye ve gezmeye değer
yerlerdir
Ilgaz Doruk Mevkii: 1800 m rakıma sahip olan Ilgaz Dağı Doruk Mevkii Ilgaz’a 23, Kastamonu’ya 40,
Çankırı’ya 73, Ankara’ya ise 203 km mesafededir.
Tabii güzelliği ve yaban hayatının zenginliği yanı
sıra kış sporları imkânlarıyla da yoğun ziyaretçi
çekmektedir
Derbent Şehitliği ve Mesire Yeri: Ilgaz'a 24, Çankırı'ya 74 km. mesafede yer alan mesire yeri IlgazKastamonu Devlet Karayolu kenarındadır. 5 hektarlık
alana sahip olan mesire yerinde kış sporu yapmak
isteyenlerin yanı sıra özel araçlarıyla seyahat edenlerce kısa süreli dinlenmeler için de tercih edilmektedir. Masabank türü oturma yerleri, ocaklıklar, çeşmeleri ve tuvaleti mevcuttur. Sarıçam, karaçam ve kök136
nar ağaçlarıyla kaplı olan mesire yerinde elektrik ve
telefon imkanları da mevcuttur
Kayak Merkezinde 5 adet devlet konukevi, 2 adet
otel bulunmaktadır. Tesise 3 km. uzaklıkta bir otel
daha bulunmaktadır. Gerek Kastamonu ve gerekse
Çankırı bölgesinde yeni tesisler yapılmış ve işletmeye
açılmış, yeni tesis yapımı ise proje aşamasındadır.
Ilgaz Dağı Milli Parkı
Karadeniz Bölgesi, Kastamonu ve Çankırı illeri sınırında zirvesi 2850 m. olan Ilgaz Sıradağları üzerinde, Ilgaz Milli Parkı içerisinde yer alır. Kış turizminin yanı sıra, sahip olduğu doğal güzellikleri ile dört
mevsim turizme elverişlidir.
Kastamonu'ya 40, Çankırı'ya 73, Ankara'ya 203
km, İstanbul'a 475 km.dir. Kayak Merkezine, İstanbul-Kastamonu'ya karayolu ile Ankara-Kastamonu
karayolunun kesiştiği noktada yer alan Ilgaz ilçesinib
25 km. kuzeyinden ayrılan mevcut yolla ulaşılabilir.
Şehir merkezinden
kayak tesislerine tur otobüsleri ve özel araçlarla
ulaşmak mümkündür. Ankara’ya 200 km. mesafede
Çankırı-Kastamonu karayolu üzerindedir. Doğa harikası olan Ilgaz’da karaçam, sarıçam ve köknar ağaçları yanında zengin bitki örtüsü insanı âdeta büyüler.
Yazları, kışı ve baharları ayrı güzelliktedir. Çağıltılı
akan suları , geyik, karaca, tilki, yaban domuzu ve
ayı gibi yaban hayatının hayat bulduğu Milli Park kış
sporları içinde bulunmaz güzelliklere sahiptir. Milli
Park içinde değişik morfolojik yapı, zengin bitki çeşidi, vadiler, akarsular, karla kaplı zirve sürekli olarak
insanların ilgisini çekmektedir. Çankırı ve Kastamonu tarafında kayak merkezi ve konaklama tesisleri
vardır. Kayak mevsimi Aralık- Nisan ayları boyunca
devam eder. Kar kalınlığı ise 50-200 cm. arasında
değişir.
Kuş gözlem alanı: Ankara’ya 203 km, Çankırı’ya
73 km. uzaklıktadır. Kurt, tilki, bıldırcın ve keklik
gibi av hayvanları mevsimlik olarak avlanacağı gibi,
yaban domuzu her mevsim avlanır.
137
Yıldız Tepe (Kadın Çayırı): Çankırı-Kastamonu karayolunun 5 km içerisinde ve ilçeye 15 km. uzaklıktadır. Orman ve mesire yeri olup, konaklama tesisi
vardır. Kış sporları için elverişlidir. Kadın Çayırı Ilgaz
Dağı'ndaki piknik alanları içerisinde en çok rağbet
edilenidir. On hektarlık bir alan üzerinde mesire yeri
olarak düzenlenmiş, Kamp yapmak için son derece
uygundur.
Kadın Çayırı'na Ilgaz-Kastamonu Karayolu'nun
13'üncü kilometresinden doğu yönüne ayrılan 5 kilometrelik bir yolla ulaşılıyor. Ilgaz Yıldız tepe Doğa
ve Kış Sporları merkezi Türkiye'de kış turizmi için
yapılan ilk ciddi ve kapsamlı proje ve Kış Sporları ve
Turizm Mastır Plan Çalışmasıdır. Yapılan çalışmada
Ilgaz Dağlarının doğal yapısı ve iklimi ile uluslararası
kış sporları merkezi niteliğine sahip olduğu tespit
edilmiştir. Projede uluslararası yarışmalar hatta kış
olimpiyatlarının düzenlenebileceği özelliklere uygun
olarak planlanmıştır
Ilgaz Yıldız tepe Doğa ve Kış Sporları merkezi. Ayrıca ünlü Çavundur kaplıcalarına 40 km yakınlıkta
olması da kayak severlerin gündüzleri kış ve Doğa
sporları yapıp, akşamlarını da kaplıca keyfinden
yararlanmalarını mümkün kılmaktadır.
Ilgaz Dağının zirvesi olan Hacet Tepesinin karşısındaki düzlükte bulunan ve Dağın kuzey yamacındaki pistlerin alt istasyonunun bulunduğu alan 1500
m uzunluğunda 700 m genişliğinde ve % 25 eğime
sahiptir. Üç tarafı köknar ve sarıçam ağaçlarından
oluşan ormanlık açık alanda, oteller, Günübirlik
kafeteryalar ve otopark alanları vardır. Merkezin
rakımı alt istasyonda 1500 ve üst istasyonda 2100
olup, 600 m irtifa farkı vardır.
138
Yıldıztepe
139
Yıldıztepe projesi
KIŞ SPORLARI VE KAYAK
Mekanik Tesisler ve Pistler: Ilgaz Yıldız tepe Doğa
ve Kış Sporları merkezinde, 2 adet beyb lift ve Saatte
1500 kişi taşıma kapasiteli Deta Chable Telesiej var.
Kış sporlarına yeni başlayanlar için 600m uzunluğunda %25 eğimli ve Yıldız tepeden alt istasyona
4000 m uzunluğunda %25 eğimli eğitim pistleri vardır. (Karınca Pisti ve Ay Işığı Pisti ). Orta derece ve
ileri derece kayak bilenler için Dikmen pisti 2400 m.
uzunluğunda başlangıç yerinden varış noktası arasındaki yükseklik farkı 400m. Olan Slalom, Büyük
slalom ve Snow board Dünya kupalarının yapılabileceği pist kurallarına uygunluktadır. Orman yollarında Kuzey disiplini ve tur kayağı için 10 km doğal pistler vardır. Türkiye’de ilk defa düşünülen biathlon,
tekerlekli kayak ve kayakla atlama pistleri planlanmıştır. Orta ve İleri derece kayakçılar için 4000 m. Büyük
140
Ayı pisti ve 300 m. Küçük Ayı pistleri plan aşamasındadır. (www.cankiri.gov.tr-www.ilgaz.gov.tr))
Kırkpınar Yaylası: Kise köyünün kuzeyinde, Ilgaz
ilçe merkezine 19 km. uzaklıktadır. Kış aylarında
ulaşım yoktur. Kırkpınar yaylası Ilgaz merkezden 22
Km uzaklıkta denizden 1800 metre yükseklikte bir
yayla gölü, olup adını gölü besleyen 40 pınardan
almıştır. Ilgaz Sıradağlarının uzantısı olan 2400
metrelik Emir gazi tepesinin yamaçlarında bulunan
yayla Ilgaz Dağlarının kendine özgü florasının eşsiz
örnekleri ile doludur. Çiğdem, düğün çiçeği, yabani
lale, unutma beni, sari orkide, çuha, salep, orman
gülü yaylada rastlayabileceğiniz yüzlerce çiçekten
sadece bir kaçı. Fauna içinse yaban ördeği (Angit),
kuyruksallayan, karatavuk, mavi ağaçkakan, alakarga ve apollon kelebeğini sayabiliriz
En boğucu yaz sıcağında bile, Kırkpınar sizi bahar
serinliği ile karşılar. Çam gölgesinde piknik yapmak,
golde yüzmek, hamakta sallanmak, göl çevresinde
yürüyüş yapmak, çimenler üzerinde yalınayak dolaşmak, uçurtma uçurmanın keyfini sürmek, gölde
botla dolaşmak, Kırkpınar’da geçireceğiniz zamanı
keyifli kılmak için sizleri bekliyor.
Baharın gelmesi ile birlikte eriyen karların altından filizlenen çeşit çeşit çiçekler yaylayı bir çiçek
denizine çevirir. Yaylaya her çıktığınızda başka bir
renkteki çiçeğin yaylaya hâkim olduğunu görürsünüz...
141
Sansınız yaver giderse yayla evlerinde tereyağının
yapılışını izleyebilir, köy ekmeği, taze tereyağı ve
yayık ayranından oluşan bir yayla ziyafetine konuk
olabilirsiniz...
Yer yer 2000 metreyi gecen yürüyüş parkurları
boyunca; essiz panoramik görüntüler, cam ve çiçek
kokuları ile yoğrulmuş temiz dağ havası, soğuk pınar
suları ve doğanın sizlere sunduğu kanlıca mantarı,
ahududu, dağ çileği ve böğürtlenden oluşan zengin
acık büfe mönüsü sizlere eşlik edecektir.
Fotoğraf meraklıları için bulunmaz güzellikler ile
dolu bu parkura kameranızı almadan kesinlikle çıkmayınız. Apollon kelebeğinin essiz güzellikteki tırtılları, yaban ördekleri, yabani orkideler kameraları ile
birlikte gelenleri bekliyor...
Ortasında bir göletin ve çevresinde çam ormanlarının bulunduğu Kırkpınar Yaylası, görülmeye değer
yerler arasında. Ilgaz halkı tarafından, kırk kaynaktan çıkan suyun akış yolunun ‘‘Hz. Hızır’’ tarafından
çizildiği söylenmektedir. Bir efsaneye göre ise Kırkpınar'ın tepesinde Hz. Ali'nin devesi, düzlükte ise Hz.
Ali'nin kayası varmış. Ilgaz'ın kuzeyinde yer alan
yaylaya iki yoldan ulaşılıyor. Ilgaz-Kastamonu yolunun onuncu kilometresinden batıya dönülüp, 10
kilometre daha gidilerek veya Ilgaz-Bozan Köyü'nden
geçilerek ulaşılıyor.
Tepelice. Ilgaz’a uzaklığı 27 km olan mesire ve
piknik alanı
Ne Yenir : Etli ekmek, perişka, cızlama ve keşkek
Ilgaz'ın yöresel yemekleri. Etli ekmek, ince yufkanın
arasında konan ince et parçacıklarının sacda pişirilmesiyle yapılıyor. Perişka, bir tür hamurlu yemek.
Cevizli veya değişik soslarla yeniliyor. Keşkek, üveyik
buğdayından yapılıyor. Buğday taneleri içine et, yağ,
su konularak toprak kapta fırına veriliyor. Cızlama
ise sıvı hale getirilmiş hamurun, yağlı sac üzerine
dökülür ve pişirilir. Yöresel yemeklere etli ekmek
dışında pek fazla restoranda rastlanmıyor.
142
ULAŞIM
İstanbul-Gerede-Çerkeş-Kurşunlu- Ilgaz. AnkaraÇankırı-Ilgaz karayolu ile ve İstanbul Esenler-Harem
terminalleri, Ankara Aşti terminalinden kalkan otobüslerle ulaşılır.
KONAKLAMA
Ilgaz Doruk Oteli: 0 376 416 12 10
Ilgaz Derbent Motel:0 376 416 39 48
Ilgaz Öğretmenevi: 0 376 416 17 91
Ilgaz Oteli: 0 376 416 11 65
YEME-İÇME
Lokanta vardır
143
KIZILIRMAK
Kızılırmak ilçe haritası
Kavun, Türkmen kilimi ve pirinci ile ünlü Kızılırmak: kuzeyi ve batısında Çankırı merkez ilçe, güneyinde Kırıkkale, doğusunda Çorum ili ile komşudur. Yüzölçümü 434 km² ile uzaklığı 50 km. Rakımı
664 m. civarındadır. Toplam nüfusu 8 822 olup bunun 2 021’i ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007).
Karasal iklime hâkimdir. Sıcaklığın en fazla olduğu
aylar Temmuz ve Ağustos, en soğuk ayları ise Kasım,
Aralık, Ocak ve Şubat’tır. Hâkim rüzgâr yönü kuzeybatıdır sonra sırasıyla kuzey ve batı rüzgarları gelir.
Kış mevsimi hariç her zaman gidilebilir.
ADI: Osmanlı İmparatorluğu kayıtlarında İnalliBallu veya İnallu Ballu olarak geçmektedir. Bu ad
yörede yaşayan İnallı-Ballu aşiretine izafeten verilmiştir Cumhuriyetten önce Kalecik ilçesine bağlı küçük bir köyken, Cumhuriyet sonrası Hüseyinli adı ile
Çankırı’ya bağlanmıştır. İlçe sınırları içinde bulunan
Kızılırmak nehrinden dolayı Hüseyinli adı Kızılırmak
olarak değiştirilmiştir.
TARİHİ: Kızılırmak ve çevresi Hitit İmparatorluğunun salt yönetimi altında olan topraklardır. Genelde Çankırı’da ki yerleşimin Paleolitik dönemde başladığı kabul görmekte, yazılı tarihinde Hitiler ile başladığı tartışmasız olarak kabul edilmektedir. Prehistorya ve tarih çağları içinde yaşayan kavim ve devletle144
rin tamamı Kızılırmak bölgesinde de hüküm sürmüşlerdir. Hitiler, Lidyalılar, Phrigler, Makedonyalılar,
Bizanslılar, 1092 ‘de Türklerin eline geçmiştir. Osmanlı topraklarına katılması ise Çelebi Mehmet zamanında gerçekleşmiştir. İlçe sınırları içinde en azından Hititler dönemine ait kalıntıların bulunabileceğine kesin gözle bakılmakla beraber, bugüne kadar
ciddi her hangi bir araştırma yapılmamıştır.
Anadolu’nun Müslüman Türklerin eline geçmesinden sonra Karatekin Beyliğinden başlayarak günümüze kadar bir Türk yurdu olmuştur. Türkmen
boylarından gelerek bölgeyi kendine yurt edinen
boyların başında İnallı aşireti gelmektedir. 1985
yılında belediye teşkilatının kurulmasını takiben
04.07. 1987’de ilçe yapılmıştır.
Kavun
Regülatöı
145
Çeltik tarlasn
GEZELİM-GÖRELİM
Antik yerleşim yerleri: Sakarca köyü Çağeller bölgesi: Köyün yaklaşık 1 Km mesafe kuzeyindedir.
Sakarca köyü ile Karamürsel köyü arasında, asfalt
yola dik devam eden ekili arazide sulama kanalının
yolla bitiştiği noktada yolun sağında yer almaktadır.
Tarla batıya doğru hafif meyillidir. Alan üzerinde iri
kum katkılı, kalın cidarlı, kiremit renkli kaba hamurlu küp parçaları ile kiremit renkli, seramik parçaları
yoğun şekilde bulunmakta olup, küçük bir yerleşim
alanı niteliği taşımaktadır.
İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR
Köylerde bulunan Türbe ve Yatırlar: Hallaçlı ‘da
Keramettepe, Yeniyapan’da Türbebaşı.
CAMİLER
Tarihi köy camileri: Kahyalı, Sakarca,
Karamürsel Köyü Camisi: Caminin kitabesi okunamamış yapım tarihi 1879 olarak tahmin olunmaktadır.Dikdörtgen planlı, yüksek bir kaide üzerine
oturtulmuş, çatı ahşap üstü kiremit ile örtülmüştür.
146
Duvarlar kesme taş ve tuğladan yapılmış mimari bir
özelliği yoktur. Karamürsel, Sungurlu’ya bağlı iken
1953’de Irmak bucağına bağlandı.
Sakarca Köyü Camii: Kitabesinden 1839 ‘da yapıldığı anlaşılmaktadır.Kızılırmak ilçe merkezindeki
Merkez Cani ve Yukarıalagöz camileri, Karamürsel
köyü camisi ile aynı özellikleri taşır, aynı tip malzeme kullanılmıştır. XIX. Yüzyıl yapılarıdır
Kızılırmak Merkez Camii: 19. Yüzyılda yapılmıştır.
Yukarıalagöz Camii: Yapım tarihi bilinmemektedir
Kahyalı: 1826 yapım tarihli camisi var.
Türkmen kilimi
PİKNİK VE MESİRE YERLERİ
Kızılırmak Nehri kıyısında günübirlik ziyaretler
için uygun mesire yerleri bulunmaktadır. Bunun yanı
sıra sportif olta balıkçılığı için de uygun bir mekandır
ETKİNLİKLER
İlçe Pazarı Cuma günleri kurulur.
Ağustos-Eylül aylarında ilçede kavun pazarı kurulmakta ve Ağustos ayı ortalarında Kızılırmak ka147
vununu tanıtım amacıyla kavun festivali ve teşvik
müsabakaları düzenlenmektedir.
ULAŞIM
Ankara’dan gidecek olanlar Çankırı’ya 29 km. kala sağa İskilip yoluna saparak ulaşırlar. Çankırı ve
Ankara bağlantılı otobüs seferleri vardır.
KONAKLAMA
Kızılırmak Öğretmenevi: 0 376 324 12 71
YEME-İÇME
Lokanta bulunur
148
KORGUN
Korgun ilçe haritası
Taşı ve Ildızım suyu ile ünlü Korgun , kuzeyde Ilgaz, doğuda Çankırı merkez ilçe, güneyde Eldivan,
güneybatıda Şabanözü ve batıda Orta ilçesi ile komşudur. Yüzölçümü 326 km², rakımı 963 m. dir. Toplam nüfusu 3 613 olup bunun 1 755’i Korgun ilçe
merkezinde yaşamaktadır (2007) . Çankırı-Korgun 20
Km. Ilgaz 30 Km. Ankara 150 Km.’ dir. İlçenin yakında bulunan Ildızım Tren İstasyonunu kullanılarak da ilçeye ulaşılabiliyor. Çankırı-Korgun arasında
sürekli minibüs seferi vardır. Çankırı-Kastamonu
yolu üzerinde bulunan ilçeye ulaşım Ilgaz, Kastamonu ve Çankırı otobüsleri ile sağlanmaktadır. İlçede
karasal iklim hâkimdir. Kışın ısı -20 C° nin altına
kadar düşmektedir. Karlı günler sayısı ortalama 40
gün, kar kalınlığı 50 cm.ye kadar ulaşır. Yağış ortalaması 600-700 mm. Civarında olup kuzey kesimde
Karadeniz ikliminin etkisi görülür. Kışın ve bahar
aylarında kuzeybatı, yazın batı yönünden esen rüzgârlar hâkimdir. Kış mevsimi hariç her mevsim gidilebilir.
ADI: Adını Kargın boyundan almıştır, Kargın,
Karkın, Korgun ve Korhun, Karkin, Karkine sözcükleri Anadolu’nun değişik yörelerinde farklı şive ile
söyleniş biçimleridir. Prof. Dr. Hasan Eren’in Türk
Dilinin Etimolojik Sözlüğü’nde “kargın” kelimesi,
149
eriyen karların oluşturduğu akarsu, karla karışık
yağan yağmur, marangozlukta kullanılan bir çeşit
rende, biçiminde açıklandıktan sonra; karık, bağbahçe sulamak, su yolu, ark, bu arklar arasında kalan ve tohum ekmek için kullanılan evlek, sabanla
tarlada açılan çizi anlamlarında da geçmektedir.
TARİHİ: Paleolitik dönemden itibaren Korgun’un
tarihi, merkez ilçe tarihi ile aynıdır. Ayrıca çok eski
bir yerleşim yeri olduğunun kanıtları vardır. Kayıçivi
köyünde yer alan mağaralar, zaman zaman topraktan çıkarılan toprak kap ve lahit parçaları bunu ispatlamaktadır. Alpsarı ve Ildızım köylerinde Romalılar dönemine ait nekropol alanı kalıntıları vardır.
Milattan önce üçüncü yüzyıldan itibaren Korgun’
un da içinde bulunduğu bölge Hititlerin yerleşim
alanı içinde kalmıştır. İÖ. 64’te Romalı’lar bölgeye
egemen olmuşlar ve bu durum on birinci yüzyıla
kadar sürmüştür. 1071 sonrası Oğuz boyları Anadolu
içlerine gelmeye ve yurt edinmeye başladılar Danişmentliler döneminden itibaren Çankırı bölgesine
gelen Türkler kendilerine buraları yurt edindiler.
1071 yılında Büyük Selçuklu Hükümdarı Alparslan’ın Malazgirt zaferinin ardından ilçe topraklarının
da içinde bulunduğu bölge Türklerin egemenliği altına girmiştir. Yıldırım Beyazıt döneminde Osmanlı
Devleti’nin egemenliği altına giren bölgenin, daha
önce l309 yılından itibaren de Çandaroğulları ve
İsfendiyaroğulları Beyliği’nin toprağı olduğu bilinmektedir
Çankırı merkez ilçeye bağlı iken 1954’de belde
teşkilatı kurulmuş ve 1990’da ilçe olmuştur.
GEZELİM-GÖRELİM
Antik yerleşim yerleri
Nekropol alanları:
İlçenin 4 km güneyinde Çankırı-Korgun yolunun
batısında, Çankırı-Zonguldak tren yolunun doğusunda, Korgun ve Apsarı Çaylarının kesiştiği ovanın
150
içerisinde 10 m yüksekliğinde tepenin etrafında,
yaklaşık olarak 200x75 m. Ölçülerindedir. Yerleşim
yeri ile Nekropol alanı birbirine sınır olup, nekropol
alanının sulama kanalı ikiye ayırmaktadır
Alpsarı (Korgun’a 9 km) ve Ildızım (Korgun’a 8
km) Köyleri yakınlarında Romalılar döneminden
kalma mezarlık alanlarına rastlanmaktadır,
Apsarı: (Korgun’a 9 km) Alavlı antik yerleşimi ve
nekropol alanı bulunmaktadır.
Mağaralar: (Korgun’a 7 km) Kayçivi köyündedir
Türbeler: Karatepe, Horasan Erenlerinden İmanlı
Dede’nin türbesi vardır.
CAMİLER
Doğu Mahallesi Camii: Kare planlı, bagdadi kubbeli XIX. Yüzyıl yapısıdır. Duvar ve kubbesindeki
kalem işleri Tosyalı Ali Usta tarafından gerçekleştirilmiştir. Son cemaat yeri ve minaresi bulunmaz.
planlı, bağdadi kubbeli 19. yüzyıl yapısıdır.
Doğu mahallesi camii
151
Mesire yerleri : Korgun’un gezilecek başlıca yeri
(Korgun’a 9 km) Apsarı göletidir.Günü birlik gezilebilecek yerler arasındadır. Mesire dışın da kamp ve olta
balıkçılığı için uygun bir mekandır.
Apsarı göleti
Sivil mimari
152
ETKİNLİKLER
Sosyal aktiviteler: Yâren geleneği köylerde sürdürülmektedir. Maruf Köyü Müzik ve Yağlı Güreş Festivali,
Dikenli Geleneksel Pilav Günü, Buğay Yaren Şenliği,
Kayıçivi Çağla Festivali, Alpsarı piknik günü, Ildızım
dağ gezisi ve piknik. Karatekin çimen festivali.Maruf
Köyü Yağlı Pehlivan Güreşleri (Haziran ayı )dır.
Atlet Süreyya Ayhan’ın heykeli
ULAŞIM
Ankara-Çankırı-Korgun yolu ve Gerede-ÇerkeşKurşunlu-Korgun yolu ile ulaşım sağlanır. ÇankırıKorgun arasında her yarım saatte belediye otobüsü
vardır. Trenlede ulaşmak mümkündür. Otobüs telefon : 444 18 18- 0 376 213 03 o3
KONAKLAMA
Korgun Öğretmenevi:Telefon: +90 (376) 343 24 11
YEME-İÇME
Ersel Piknik. Büyük Mahalle Mitik Sok.
153
KURŞUNLU
Kurşunlu ilçe haritası
Çiçek balı, keşgegi ile ünlü olan Kurşunlu, kuzeyde Kastamonu ve Bayramören, kuzeydoğuda Ilgaz,
doğuda Ilgaz ve Korgun, güneyinde Orta, batısında
Atkaracalar ile komşudur. Ankara-Zonguldak demiryolu ve E-80 Devlet Karayolu üzerinde bulunan ilçe
477 km² lik bir alana sahiptir. Rakımı 1114 m. toplam nüfusu 8 580 olup bunun 4 221’i ilçe merkezinde yaşamaktadır (2007). Çankırı’ya olan uzaklığı
Ilgaz üzerinden 85 km. Korgun üzerinden 49 km.
‘dir. Ankara’ya 165 km. İstanbul’a 390 km. mesafededir. Ulaşım, Gerede-Çerkeş, Kızılcahamam-Çerkeş,
Çubuk-Şabanözü-Orta , Çankırı-Kurşunlu üzerinden
sağlanır. Düzenli otobüs seferleri vardır. Trenden de
yaralanılabilinir. Kışları soğuk ve uzun süreli karla
kaplı, yazın ise yağışsız ve serin bir iklimin etkisi
altında, kısa bir ilkbahar, kurak bir yaz, uzun süren
yağışsız ve yumuşak bir sonbahar, soğuk bir kış
yaşanır. Tipik karasal iklim görünür. Yazın ısı 13-35
C°, kışın ise eksi 15 ila 12 derece arasında değişir. Kış
evsimi dışında her zaman gidilebilir.
ADI: Antik dönem kayıtlarında adı Andinata, Osmanlı İmparatorluğu kayıtlarında Karacaviran olarak
geçmektedir. İlçeye Kurşunlu adının ne zaman verildiği ve adının nereden geldiği konusunda kesin bilgi
154
yoktur. Rivayeten anlatılanlara göre Çavundur’da
bulunan termal suyun içerdiği metal yönünden ağır
olması nedeniyle, kurşun gibi denmiş ve Kurşunlu
adı buradan gelmiştir. Başka bir anlatımda, gölgeye
gelen Oğuz boyları buraya geldiklerinde kale, kilise
ve köprüyü terkedilmiş viran halde buldular, toprağın rengine de bağlı olarak buraya Karacaviran adını
verdiler. Eski adı Karacaviran olarak bilinen Kurşunlu, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde de önemini
korumuştur.
TARİHİ: Devrez vadisinde yer alan Demirciören,
Mekören ve Köpürlü köylerinde bulunan kaya mezarlarının varlığı Kurşunlu bölgesinin Paleolitik dönemden bu tarafa insanların yaşamakta olduğunu kanıtlamaktadır. Nitekim son yıllarda yapılan Paflagonya
bölgesi yüzey araştırmaları ve çevre ilçelerde bulunan
geçmiş dönemlere ait çeşitli parçalarda bunu teyid
etmektedir.
Tarihi devirler içinde Kurşunlu hakkında ilk yazılı
bilgileri bölgede yaşayan Hitit tabletlerinden öğrenmekteyiz. Günümüzden dört bin yıl önceye tarihlenen
bu dönemde, Kurşunlu yakınlarında olduğu tahmin
olunan ve hâla yeri tespit edilemeyen Devrez Çayı
(KUMMESMAHA) yöresinin en önemli yerleşme merkezlerinden biri Tilura kentidir. Tilura kenti belirlenemeyen nedenlerden dolayı, Hitit kralı Mursil’den
sonra kral olan HANTILIS döneminde terk edilmiştir.
Terk nedenleri arasında, yangın, deprem ve salgın
hastalıklar sayılabilir. Hitit İmparatoru III. Hattusil
dönemine ait bir tablette “TILIURA Kenti Hantili’nin
gününden beri boştu. Babam Mursil, onu yeniden
yaptırdı, ama oraya iyice yerleşme sağlayamadı.
Oraya silah ile yendiği NAMRA’ları yerleştirdi. Sonradan (Çiftçi olan) Tiliura’nın eski sakinlerini çekip
aldım ve ben majeste onları geri getirdim ve onları
yeniden TILIURA’ ya yerleştirdim.” İfadesi yer almaktadır. III. Hattusil döneminde Hitit Devletinin kuzeyinde oturan ve sürekli akınlarıyla tedirginlik yaratan Gasgaslar’ la Hitit-Gaska sınırında yer alan
Tilura kentinde anlaşma yapıldı. Anlaşma,
Gasgaslar’ın Devrez çayını geçemeyeceği ve Hitit
halkının buraya yeniden yerleşme koşullarını içer155
mekteydi. Hiçbir Gaskalı askerin ya da yurttaşın bu
kente giremeyeceği, girerse suç işlemiş sayılacağı ve
cezalandırılacağı belirtilmekteydi. Hitit halkından bir
kişi, Gasgas ülkesinden bir esir alırsa, kente getirmeden kent dışında köle olarak çalıştırılabilecek, Gagsalı çoban, köylü veya çiftçiler ile gizli bir anlaşma
yapmaları halinde cezalandırılacakları hükmü yer
almaktadır. Metinden de anlaşılacağı gibi Hititler
döneminde bölgede terk edilmiş, sonradan yeniden
hayat bulmuş Kurşunlu civarında bulunan Tilura
kentinin varlığı açık olarak belirtilmektedir.
Trak-Firik akınları sonucu Anadolu’ya gelen Deniz Kavimleri Hitit İmparatorluğunun yıkılmasına
neden olmuştur. Kzeyde oturan Gasgaslar doğuya
çekilerek Mezepotamya’nın kuzeyindeki dağlık yörelere yerleştiler. Paflagonlar (İÖ. 1100 sonrası),
Kimmerler, Lidyalılar (İÖ. 650 sonrası), Persler
(M,M.546), Pontuslar (İÖ.126), Romalılar V.ci yıldan
itibaren bölgede hüküm sürdüler. Bu dönemlere ait
Kurşunlu ve çevresinde henüz maddi bir unsura
rastlanmamış olmakla birlikte ilçenin iki yakasını
birleştiren, değişik dönemlerde onarım gören taş
köprün (Kara Köprü) ve Eskiahır köyünde bulunan
II. yüzyıla ait yazıtlar geçmiş hakkında bilgi vermektedir. Bütün bunlar Roma döneminde de Kurşunlu ve
çevresinin iskân edildiğini kanıtlamaktadır.
İlçe merkezinde bulunan ve günümüze harabesi
ulaşan geçmişte içinde kilise olan Andinata kalesinin
Bizanslılar döneminde yapıldığı, ilk kuruluşun bu
küçük kale içinde olduğu ve daha sonraları kalenin
doğu yamacına doğru yerleşimin genişlediği ve kentin çekirdeğini oluşturduğu değişik kaynaklarda
belirtilmektedir.
İlçenin kuruluşunun Bizans döneminde gerçekleştiği yönünde görüşler bulunmakla birlikte ilçenin iki
yakasını birleştiren Roma dönemine ait bir taş köprünün varlığı ilçe tarihi hakkında daha gerilere giden
bir yerleşimin varlığını ortaya koymaktadır. Tümülüs
ve kaya mezarlarının bulunması da bu görüşü destekler yöndedir. Hitit yazılı belgelerinde o dönemde
iskân edildiği açıkça belirtilmiştir. Batılı kaynakların
156
verdiği bilgilere göre Andinata, bir kale etrafında
toplanan köylerden meydana gelmiştir. Bizans döneminde inşa edilen Andianata-Kurşunlu kalesi içinde, kale içinde ve çevresinde bulunan halk ile köylülerin ibadet edebilmeleri için birde kilise yapılmış
olup günümüzde izi dahi kalmamıştır. Başka bir
bilgide Kurşunlu-Korgun yolunda Devrez çayı üzerinde bulunan köprünün olduğu yere mamu denmekte, manastır adının manasur ve buradan da
Mamu’ya dönüştüğü belirtilmektedir. Günümüze
kadar gelebilen Pazar Cami geçmişte Pazar Kilise
olarak bilinmekte olup Bizans dönemi eseridir. Caminin kilisenin kendisi mi veya kilisenin yerine yapılan
cami mi olduğu konusunda bilgi edinilemedi.
Türk boylarının bölgeye gelişi 1080 ve sonrası yıllarda gerçekleşti. İlk gelenler Yazır ve Comartlar’dı.
Her iki Oğuz boyunun bölgeye gelerek yerleşmeleri ve
yurt tutmaları Kurşunlu’yu önemli bir yerleşim yeri
haline getirdi. Bölge sırasıyla Karatekin Beyliği, Selçuklular, Çandaroğulları beyliklerinin egemenliği
altında yönetildi ve Çankırı bölgesinin Osmanlılara
katılması ile birlikte bir Osmanlı beldesi oldu.
1882’de bucak, 1944’de ilçe yapılmıştır.
157
GEZELİM-GÖRELİM
ANTİK YERLEŞİMLER
Kapaklı (Kurşunlu’ya 15 km) , Demirciören (Kurşunlu’ya 16 km) ve Mekören-Dağören (Kurşunlu’ya
13 km) köylerinde harabeler, antik kalıntılar vardır.
Roma dönemine ait sütun başlıklar çıkarılmıştır.
Sütun başlıkları
158
Dumanlı’da (Kurşunlu’ya 28 km) Osmanlı ve
Cumhuriyet dönemlerinde onarım görmüş Romalılardan kalma İÖ.VI. yüzyıla ait bir gölet vardır. Göl,
1854’de Abdulmecit’in emri ile tamir ettirilmiştir.
Taşkaracalar’da (Kurşunlu’ya 32 km) Romalılar
döneminden kalma Boruca ve İlezi sarnıcı, Yapım
tarihi 1892 olan bir camisi vardır.
Sarnıçlar
İğdir’de (Kurşunlu’ya 4km) kale harabeleri.
Kızılca’da (Kurşunlu’ya 12 km) Sancak tepesi kalıntıları. Viyadük
159
Hacımuslu ‘da (Kurşunlu’ya 5 km) Aslanlı köy
harabeleri yer alır.
Hoca Hasan yaylasında kilise ve han kalıntısı bulunmaktadır.
Devrez Köprüsü, Kurşunlu ilçesi yakınında Mamu
adı verilen bölgededir. Köprü yıkılmış olup Devrez
çayının her iki kıyısındaki taş ayakları durmaktadır.
Mamu
160
KALELER
Andinata Kalesi: İlçe merkezinin güneyinde ve tepe üzerinde kurulmuştur. Günümüzde harap bir
vaziyettedir, sur kalıntıları dışında başka bir şeye
rastlanılmaz. Surlarının uzunluğu yaklaşık 450 m.
civarındadır. Surlar bir biri üzerine konmuş harçsız
taşlardan yapılmıştır. Yapım tarihi konusunda bilgi
yoktur. Değişik dönemlerde onarım gören kale kuvvetle ihtimal şiddetli depremlerin etkisiyle ayakta
kalamamıştır. Belediyece onarılmıştır. Bugünkü Kurşunlu kalesi diğer adıyla "Andinata Kalesi" Bizans
döneminde inşa edilmiştir. Kentin ilk kuruluşu bu
küçük kale içinde olmuş ve daha sonra yerleşim
kalenin doğu yamacına doğru gelişmiştir. Kalenin
aslına uygun olmamakla birlikte belediyece onarımı
yapılmıştır.
Dumanlı Kalesi: Dumanlı köyüne 2 km. uzaklıkta
Devrez vadisine hâkim bir tepe üzerindedir. Kalenin
yaklaşık olarak boyutları 50x60m. civarındadır.
2000 yılında gerçekleştirilen Paflagonya Yüzey Araştırmaları sırasında tarihlendirilmesi yapılan kale
Hititler dönemine ait olup yaklaşık İÖ. 1500’lerde
yapılmıştır. Kalenin yapımı sırasında harçsız blok
taşlar kullanılmıştır.
Dumanlı kalesi
Kaya Mezarları: Kızılca, Demirciöreni, Köpürlü ve
Mekören köyleri arasında, Köpürlü (Kurşunlu’ya 10
km) köyüne 3 km mesafede, Devrez’e karışan
Yedikapılı deresinin her iki yakasında kayalar oyulmuş kaya mezarları vardır.
161
Yedi kapılı kaya mezarları ve mağaraları:
Köpürlü, Mekören ve Kapaklı (Kurşunlu’ya 15 km)
köyleri arazisi içinde Kapaklı’ya 3-4 km. uzaklıkta,
Devrez Çayının kenarında, “Yedi Kapılar” mevkiinde,
Devrez çayının hemen kıyısından başlayarak vadi
boyunca devam eden, sarp kayalıkların keskin yüzeylerinde ulaşılması zor kısımlarda, kaya mezarları ve
mağaralar yer almaktadır. Kaya mezarları Devrez
çayının iki yakasında da bulunmaktadır. Ancak aslında çoğunluk çayın kuzey yamacındaki “Yedi Kapılar” mevkiindedir. Bu mağaralara ve kaya mezarlarına ulaşım imkanı oldukça zordur. Kaya mezarlarının
içlerine girmek ve iç mekanları gözlemlemek çok zor
ve tehlikelidir. Yedikapı deresi olarak bilinen ve
Devrez'e karışan derenin her iki yamacın da kayalara
oyulmuş vaziyette birbirine geçme odalardan meydana gelmiş "Yedikapı Kaya Mezarları" içinde ölü sedirleri bulunur. Derenin kuzeyinde 16, güneyinde 3 oda
yer alır. Ayrıca iki adet daha kaya mezarı vardır.
Yedikapılı kaya yerleşimleri
162
Eskiahır yeraltı şehri: (Kurşunlu’ya 15 km)
Eskiahır köyünde bulunan yer altı şehrinin sadece iki
bölümü açılabilmiş, çökme tehlikesi olabileceği göz
önüne alınarak daha fazla gidilmemiştir. Gerekli
takviyeler yapılarak yer altı şehrinin diğer bölümlerine ulaşılması gerçekleşmeyi beklemektedir
Eskiahır köyü yazıtları: Köyde İS. 2 yy’a ait epigrafik eserler bulunmuştur. Romalılar döneminde ve
ünü Roma’ya kadar yayılmış Hekim Barbars’a ait
olan mezar taşı (yazıt), Eskiahır köyünün o dönemde
ünlü bir hekimin yaşadığını ve tıp merkezi olduğunu
ortaya koymaktadır. Asklepios tapınağının mevcudiyeti bilinmekle beraber henüz yeri tespit edilememiş-
163
tir.. Barbars’ın ünü Roma’da oturan kraliçe tarafından dahi bilinmektedir. Hekim Barbars yazıtı: Boyu
2.50 m. dir. Hekim Barbars’ın anıtsal mezarı üzerine
yazılmış ve yerinden alınarak Çankırı’ya getirilmiştir.
Kültür Sarayının yan tarafında mezar taşları arasında sergilenmektedir.
Hekim Barbars yazıt
KÖPRÜLER
Kara Köprü: İlçe merkezinde Pazaryeri yakınında
yapım tarihi belli olmayan
kesme taştan yapılmış tek gözlü taş köprünün
Romalılar döneminden kaldığı tahmin olunmaktadır.
Eskiahır köyü: Köyün karşısında, kuzey tarafında
eski yol üzerinde IV.Murat zamanında yaptırılmış
164
tarihi bir köprü vardır. Köyde Roma dönemine ait
epigrafik eserler bulunmuştur. İS. V-X yüzyıllarda
yapıldığı tahmin olunan yer altı şehri.
Viyadükler : Göllüce (Kurşunlu’ya 18 km), Kızılca
(Kurşunlu’ya 12 km) viyadükleri Cumhuriyet dönemi eseridir.
Viyadükler
165
Kurşunlu Hamamı: Moloz taş ve harçtan yapılmıştır Tonozlu soyunma yeri, tek kubbeli sıcaklık
bölümü vardır. 1327 H. ‘de tamir görmüştür. Selçuklu dönemi eseri olduğu tahmin edilmektedir. Moloz
taş ve harç ile yapılmış tonozlu soyunma yeri ve
sıcaklık bölümlü , tek kubbelidir. Konu edilen hamam yıkılmıştır. Geçmişte Aşağı mahallede var olan
Karakilise ve Karaköprünün varlığından bahseden
kaynaklar vardır. Kurşunlu Hamamı : Kurşunlu ilçesinde bulunan mevcut hamamın yapım tarihi ve kim
tarafından yaptırıldığı bilinmemektedir. Onarım geçirmiş olan yapı moloz taştan inşa edilmiştir. Tonozlu soyunma yeri ile tek kubbeli sıcaklık bölümlerinden oluşmaktadır
Çeşmeler: Arkeoloğ Ahmet Gökoğlu tarafından
1950’de 11 adet çeşme tespit edilmiştir. Klasik
usluplu olan bu çeşmeler, taştan yapılmış, sivri kemerli, basit ayna taşlı, musluk ve yalaklıdır. Bir tanesinde kitabe tespit edilmiştir. Cömertler mahallesi ve
Pazar cami yanında bulunan çeşmelerin kitabesinde
1697’de Erzurumlu Duhrirzade Mehmet Ağa tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Cami önü Çeşmesi,
Erzurumlu Muhtarzade Mehmet Ağa Çeşmesi, Karşı
Pınar, Aligilin Köy Odası Çeşmesi, Hatıbın Pınarı, Ağa
Pınarı, Ayen Çeşmesi, Orta Pazar, Asapınar, Göllüce
ve Kapaklı Köyü Çeşmeleri. Çeşmelerin büyük çoğunluğu yok olmuştur.
166
Türbe-Yatır-Ziyaretgâhlar: Çırdak (Kurşunlu’ya 20
km) türbe ve yatırı, Dağtarla(Kurşunlu’ya 7 km)
Dedeler mevki yatırı, Eskiahır (Kurşunlu’ya 15km)
Seyit baba yatırı, Göllüce (Kurşunlu’ya 18 km),
Hocahasan Erenler türbesi, İğdir (Kurşunlu’ya 4 km)
Zeyve türbesi, Köpürlü (Kurşunlu’ya 10 km) Zeyve
türbesi, Sünürlü (Kurşunlu’ya 22 km) Hacıkürt türbesi, Taşkaracalar (Kurşunlu’ya 22 km) Erenler türbesi, Çavundur (Kurşunlu’ya 11 km) Erenler türbesi,
Madenli (Kurşunlu’ya 12 km) türbesi.
CAMİLER
Tarihi Köy Camileri; Eskiahır (Kurşunlu’ya 15
km), Hocahasan, (Kurşunlu’ya 12 km) Kapaklı (Kurşunlu’ya 15km), Kızılca (Kurşunlu’ya 12 km),
Sarıalan (Kurşunlu’ya 31 km), Sumucak(Kurşunlu’ya
8 km), Sivricek (Kurşunlu’ya 14 km) , Dumanlı (Kurşunlu’ya 28 km), Çatkise (Kurşunlu’ya 9 km) köyleri
camilerinin tarihi değeri vardır
Pazar Camii: Kare planlı, sekizgen tezgaha oturtulmuş tuğladan ve basık kubbeyle örtülüdür. Yapım
yılının 15. yüzyıl olduğu tahmin edilmektedir. Cami
yakınında yapım tarihi bilinmeyen kesme taştan
yapılmış ve tek gözü olan bir köprü vardır.
Pazar Kilise (Pazar Cami): İlçe merkezinde
Comartlar mahallesindedir. Önceleri kilise olup sonradan camiye çevrildiği söylenen yapının kim tarafından ve ne zaman yapıldığı bilinmemektedir. Kilise
iken cami mi yapılmış, yoksa yıkılan Kara Kilise’nin
yerine mi cami mi yapılmış olduğu konusunda bilgi
yoktur. Minare kürsüsünde 1301 H tarihi kaydı olmakla beraber cami hakkında kesin bir bilgi vermemektedir. Onarım tarihi olması kuvvetle muhtemeldir. Cami minaresi 1763’de yapılmıştır. Caminin yapım tarihi konusunda çelişkili bilgiler vardır. Caminin XV. Yüzyılda ve minaresinin 1717 ‘de yapıldığı
yönünde bilgiler vardır. Cami gövdesi depremlerin
etkisiyle zarar görmüş ve desteklenerek yıkılması
önlenmiştir. 10.5x10.5 m. boyutunda, kare şekilli,
son cemaat yeri yıkılmış, döşeme ve mimberi tahta,
167
mihrab basit, tek kubbeli ve sekiz köşelikasnağa
oturtulmuş, üzeri kiremit örtülü, minare kaidesi
kesme taş, gövde tuğladır. Mihtap istalaktidli, minaresi kesme taşta. Çok köşeli ve gövdesi tuğladır. Kullanılan malzemeden Selçuklu dönemi eseri olduğu
tahmin olunmaktadır. Depremlerden zarar görmesinden dolayı bazı kısımlara destek atılmıştır. Pazar
Camii: Kurşunlu İlçe Merkezi'ndedir. Camii 15. yüzyılda, minare, kitabesine göre 1717 yılında inşa
edilmiştir. 1943 yılında son cemaat yeri yıkılan cami
1982 yılında tamamen restore edilmiştir. Kare planlı
ana mekan, sekizgen kasnağa oturan tuğladan basık
bir kubbeyle örtülüdür. Mihrap, istalaktidlidir. Minarenin kaidesi kesme taştan, çok köşeli gövdesi tuğladandır. bulunan Pazar Camii 15. yüzyılda, minare
kitabesine göre 1717 yılında inşa edilmiştir.Kare
planlı ana mekan sekizgen kasnağa oturan tuğladan
basık bir kubbeyle örtülüdür. Mihrap, istalaktitlidir.
Minarenin kaidesi kesme taştan, çok köşeli gövdesi
tuğladandır.
Kurşunlu camii
Dumanlı Camii: Kare planlı, bağdadi kubbeli olan
cami, 1897’de Çerkeş’te kadılık yapan Tosyalı Vefa
Efendi tarafından, Abdülmecit adına yaptırılmıştır.Duvarlar kesme taştan ve içinde Abdülmecit’in
tuğrası bulunan madalyon vardır.
Taşkaracalar Camii: Dikdörtgen planlı, ahşap tavanlıdır. Çatısı alaturka kiremitli, duvarlar moloz
taşla
168
yapılmış olup, iç tavan tahta kaplaması ceviz ve
ortada sedef işlemeli Mühr-ü Süleyman vardır.Yapım
tarihi 1611.
Kapaklı köyü camii, (Kurşunlu’ya 15 km) eski yapının üzerine 1947’de inşa edilmiştir. Eski cami 1860
yılında minaresi ise 1792’de inşa edilmiştir.
Eskiahır: (Kurşunlu’ya 15 km) Yusuf Oğlu Hasan
Ağa Camii, yapım tarihi 1862’dir.
Madenli : (Kurşunlu’ya 12 km) Çolakzade Mehmet
Efendi Camii: yapım tarihi 1890 olup depremler nedeniyle zarar görmüş ve yenilenmiştir.
Demirciören köyü camii: (Kurşunlu’ya 16 km) Kare planlı olan caminin yapım tarihinin XX. Yüzyıl
başlarında olduğu tahmin edilmektedir.
Ağılözü köyü camii: (Kurşunlu’ya 14 km) Yapım
tarihi 1903’tür, kare planlı camilerdendir.
Hocahasan camii (Kurşunlu’ya 12 km)
Hocahasan camisi
Çatkise’de (Kurşunlu’ya 9 km) kubbeli ve süslü
minaresi olan cami,
Taşkaracalar Camii: (Kurşunlu’ya 22 km)
Taşkaracalar köyündedir. Kitabesinden anlaşıldığına
göre XVII. yüzyılda (1611) inşa edilmiş olduğu ve
daha sonra bu caminin yerine şimdiki caminin yapıl169
dığı düşünülmektedir. 6.50x 10.48 m. boyutlarında
dikdörtgen planlıdır. Ahşap tavan üstü kiremit örtülüdür. Moloz taş örgülü, cevizden yapılmış ahşap
tavanlıdır. Tavanın ortasında yer alan altı kollu
Mühr-ü Süleyman motifi sedeflerle işlenmiştir.
Kayıkçı Şaban Ağa Camii: (Kurşunlu’ya 28 km)
Dumanlı köyündedir. Camide bulunan Osmanlı Padişahı IV. Mehmet’in tuğrasına dayanarak 1642-1693
yılları arasında yapıldığı sanılmaktadır. Bazı kaynaklarda da caminin XVIII. Yüzyılda yaptırıldığı Sultan
Abdulmecid döneminde 1897’de onarıldığı kaydı
vardır. Cami içinde Abdulmecid’in tuğrası bulunur.
Cami kare planlı olup sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş ahşap üstü kiremit örtülü çatısı vardır.Kalem
işlemeleri XIX. Yüzyılda Tosyalı Ali Usta tarafından
yapılmıştır. Dumanlı’da bulunan camii ise, minare
kaidesindeki kitabeye göre 18. yüzyılda yapılmıştır.Yapı kare planlı ve bağdadi kubbelidir. Doğu ve
batı cephelerinde yer alan iki ayrı kapıdan girilir.
Duvarlar kesme taştan örülmüş, kıble cephesinde yer
alan bir madalyon içinde Sultan Abdülmecit’in Tuğrası bulunur.
Dumanlı camisi
170
Sivil Mimari: Geçmişte yapılan binalar güneş ışığından azami ölçüde yararlanması amacıyla cepheleri güneye bakacak şekilde inşa edilmiştir. Su basman
kısmı dahil birinci kat taş duvar ikinci katlar ise beşe
on büyüklüğündeki tahta malzemenin ağ şeklinde
çakılması ve arasının kerpiçle doldurulması
(yeydane) şeklinde yapılır. Üzeri ahşap üstü kiremit
çatı ile kaplanır.
Kullanım olarak, üç katlı olanlarda zemin depo ve
ahır yer alırken, iki katlılarda ara kat, günlük hayatın geçtiği mutfak, yemek yeme, oturma gibi yerler
olarak değerlendirilir. Üst katlar ise alt katlara nazaran özenle yapılır ve süslenir, oldukça ferah, aydınlık
ve manzaralıdır. Yatak odaları bu kattadır. Ahşap
işçiliği ve döşemesi yönünden özenilmiş başodası da
olan üst katlar yaz aylarında kullanılır.
Üst katlarda bulunan sofaların devamında alt kat
girişinin üzerine uzantı olarak çıkma yapılan şahniş
(şahnişin) adı verilen yükseklik bulunur. Şahnişine
daha çok başodalarda rastlanır.
Odalar içinde sedir (peyke) adı verilen ahşap seki
ve divanlar, yüklük adı verilen bazıları kapaklı olan
yatak yastık koymaya yarayan dolap yer alır. Genelde kapı girişinin tam karşısına gelen yerde ocak vardır. Ocağın her iki yanında terece adı verilen ahşaptan yapılmış küçük gözler ve sağlı sollu dolaplar
bulunur. Geçmişte bu dolaplardan biri yıkanma yeri
olarak kullanılıyordu. Ocakların üzerinde ahşaptan
yapılmış ve kaşıklık adı verilen çıkma bulunur.
171
YEMEK KÜLTÜRÜ
Sofra Adabı: Yemeğe önce sofrada bulunan büyük
başlar, sonra yaşça küçük olanlar. Yemekte fazla
konuşulmaz ve gülünmez, buna çok dikkat edilir.
Köylerde gelinler ayakta ve ağzı kapalı (yaşmaklı)
olarak hizmet için bekler. Yemek sırası çorba ve en
son tatlı şeklindedir. Yörenin bilinen yemekleri: tarhana çorbası, çizleme, keşkek, tatar hamuru, tava,
ıslama, çöreği, su böreği, nokul, gözleme, ince ekmek, tatlılardan lokma ve Bandırma.
ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR
Çavundur ‘da (Kurşunlu’ya 11km) bulunan termal su kaynağı ve kaplıcalar bulunmaktadır. Karbondioksitçe zengin olan kaplıca karaciğer ve safra
kesesi hastalıklarına iyi gelmektedir. Bölgede modern
havuzlar ve konaklama tesisleri bulunmaktadır.
Diğer termal kaynaklar ise:
Hacımuslu acı suyu: (Kurşunlu’ya 5 km) ilçe merkezinin 5 km. kuzeydoğusunda Hacımuslu köyünden
çıkar acı , ekşimsi ve bikarbonatlıdır. Kaynak sayısı
fazla, su sıcaklığı 15 derecedir Demir içerir, alkaliktir.
Maden suyu özelliği taşır. Mide, bağırsak, karaciğer
ve pankreas hastalıklarına iyi gelir. Kanda yedek
alkaliyi yükseltir, asit-baz dengesini düzenler, sarılık
hastalığı sonrasında kanda birikmiş bulunan safra
pigmentlerinin temizlenmesini de kolaylaştıran bu
maden suyunun, karaciğerin bozulan fonksiyonlarını
düzeltici tesiri vardır
Sarıalan köyünün (Kurşunlu’ya 31 km) Uzunoğlu
mahallesinden cilt hastalıklarına iyi gelen kükürtlü
ve fazlaca tuzlu bir sudur.
Karacaviran ılıcası: İlçenin kuzeybatısındadır.
Banyo olarak kullanılır. Romatizmaya iyi gelen sıcak
doğal lezzetli, hafif kükürt kokulu ve erimiş madence
zengin bir vardır.
Müslim çeşmesi: İyi kalitede memba suyudur.
172
ÇAVUNDUR TERMAL TESİSLERİ
Kurşunlu’ya 11 km uzaklıkta olan Çavundur içme ve ılıcası uzlu ve asit asit karbonatlıdır. Mide
hastalıklarına, banyosu ise deri ve siyatiğe iyi gelir.
Üç kaynaktan çıkan suyun ortalama sıcaklığı 34
derecedir. Kaynaktan 54 °C sıcaklıkta 47 litre/saniye
su çıkmaktadır. Sodyum bikarbonat, karbondioksit
ve kükürtlü hidrojence zengindir. Alkalik özelliğine
bağlı olarak, karaciğer, safrakesesi ve safra yolları
yetmezliklerinde kullanılabilmektedir. Sarılık sonrası
bozulan karaciğer fonksiyon testlerinin düzeltilmesi
amacı ile, pankreasla ilgili kronik hastalıklarda ve
Gut hastalığında yararlı olmaktadır. Kronik mide ve
bağırsak iltihapları, böbrek ve idrar yolları kronik
iltihaplarında, böbrek taşı oluşumunu engellemek
için içme kürleri şeklinde değerlendirilebilir. Su, sodyum iyonu içerdiğinden dolayı üst solunum yolları ve
akciğerin alerji ve kronik iltihapların tedavisinde de
iyi bir faktör olarak değerlendirilebiliyor.
Çavundur Termal kaynağı yalnızca dertlerine derman arayanlar için değil, günlük hayatın streslerinden
uzaklaşıp dinlenmek isteyenler için de sosyal tesisleri,temiz havası ve konaklama imkanlarıyla eşsiz bir
tatil imkanı sağlayabilecek donanımlara sahiptir.
Çavundur termal kaynağının; şifa arayanlara şifa
olan, lüks ve hijyenik havuzlarından çıktığınızda
yaptıracağınız spa masajının ardından ağrılarınızı ve
yoğun iş temposunun vücudunuzda oluşturduğu
yorgunluğu ve stresi orada bırakıp tekrar gelmeyi
düşünerek ayrılacağınız tüm hizmetlere sahiptir.
Resim: Çavundur termal tesisleri
173
Mesire yerleri: Büyük göl ve Saz çayı gezilecek diğer yerler arasında Büyük göl ve Devrez Çayı olta
balıkçılığı ve mesire yeri olarak tercih edilen mekanlardandır.
Osman gölü: Kurşunlu'nun doğal güzellikleri arasında Dumanlı yaylası, Osman gölü önemli bir yer
tutar.Osman gölünde yer yer yoğunlaşan sarıçam,
karaçam, köknar, ardıç ağaçları ve zengin orman altı
bitki örtüsüyle kaplıdır. Ağaçlıklar arasında otlak
olarak kullanılan dağ çayırlarıyla kaplı alanlar yer
almaktadır.Havanın elverişli olduğu zamanlarda
güzel bir mesire yeri olan Osman gölü,günü birlik
ziyaretlerin dışında doğa yürüyüşü, bisiklet gezisi,
manzara seyri, kamping, foto safari gibi özel ilgi
turizmine elverişlidir. Ayrıca kara avcılığı içinde son
derece zengin bir potansiyele sahiptir.
Göller: Bulancak, Çardak gölleri bulunur.
ETKİNLİKLER
Kurşunlu ilçesi çiçek balıyla ünlüdür. Her yıl
Ağustos ayında Kurşunlu Bal Festivali, Sivricek
Hasat Festivali, Çavundur Kaplıca Şenlikleri,
Hocahasan Köyü Yaran Etkinlikleri ve yaz aylarında
çeşitli şenlik ve pilav günleri düzenlenmektedir.
İlçe pazarı: Salı günleri kurulur.
ULAŞIM
Ankara-Kızılcahamam-Çerkeş-Kurşunlu veya Çubuk-Orta-Şabanözü-Atkaracalar-Kurşunlu,
İstanbul’dan gelecekler Gerede-Çerkeş-Kurşunlu karayolundan ulaşırlar. İstanbul esenler ve harem terminali
ile Ankara Aşti’den kalkan otobüsler ile ulaşım sağlanmaktadır, otobüs Tel: 0 376 465 11 40
Ankara’dan Trenle de ulaşmak mümkündür
Kurşunlu Tren İstasyonu Tel: 0 376 465 10 40
174
KONAKLAMA
Kurşunlu Yeni Belediye Oteli :+90 (376) 465 13 18
Kurşunlu Öğretmenevi :+90 (376) 465 13 33
Çavundur Kaplıca Tesisleri :+90 (376) 485 51 20
Kurşunlu Termal :+90 (376) 485 51 60
Ali Baba Aile Pansiyonu:
YEME-İÇME
Amcaoğlu Tesisleri. İstanbul-Samsun Karayolu
Sumucak Mevkii
Çamlıca Lokantası. H.Ceylan Cad. Belediye İşhanı
No: 1/A
Gökmenoğlu Petrol Tesisleri. Kalekapu Mah. Benzinlik ve Sanayi Bölgesi No:40
Karaağaç Dinlenme Tesisleri. Müslüm Mah. Kenan Alpay Cad. No:14
Shell Dinlenme Tesisleri. Kalekapu Mah. Benzinlik ve Sanayi Bölgesi No:24/C
Şekerler Petrol
Dinlenme Tesisleri. İstanbulSamsun Karayolu Çavundur Mevkii
Şen Pide-Kebap ve Sulu Yemek. Çal mahallesi Çarşı İçi No:17/B
2001 Pide ve Kebap Salonu. H.Ceylan caddesi
No:18
175
ORTA
Orta ilçe haritası
Balı ile ünlü Orta ilçesi kuzeyinde Atkaracalar,
kuzeydoğusunda Kurşunlu, kuzeybatısında Çerkeş,
batısında ve güneyinde Ankara, doğusunda Şabanözü ile komşudur. 605 km.² lik bir alana sahip, rakımı
1282 m. Toplam nüfusu 12 272 kişi olup bunun
2.913’ü ilçe merkezinde yaşamaktadır. Çankırı il
merkezine uzaklığı 70 km.dir. Ankara-Orta bağlantısı
karşılıklı kalkan otobüslerle sağlanmaktadır. Ankara
ulaşımı en kolay yapılan ilçeler den biridir . OrtaÇankırı il merkezine günü birlik sefer yapan dolmuşlarla ulaşım sağlanmaktadır. İstanbul yönünden
gelecekler Gerede-Çerkeş-Saçak yolunu takip etmelidirler. Karasal iklim egemendir. Yazlar geç gelir çabuk geçer. Uzun ve soğuk kış geçiren ilçede yaz sıcaklığı 13-30, kış sıcaklığı 8-(-30) dereceler arasında
değişir. Gezmek için en uygun aylar bahar ve yaz
mevsimidir.
Yılkı atları (Aydos dağı)
176
TARİH
Adı: 1530 yılına ait Osmanlı, tapu ve şeriye mahkeme kayıtlarında ve o döneme ait haritalarda Kazaİ Karipazar ve 1800 yılı kayıtlarında KARAPAZAR
olarak geçen bugünkü ORTA ilçesinin adının sözlük
anlamına bakacak olursak: Kârî = Köylü, köyde
oturan, okuyan, okuyucu, Kur’an’ı usulüne göre
uygun okuyan Pazar= Pazar günü, alış veriş yeri
anlamlarına gelmektedir. Kara Pazar, daha sonra
Ortaköy, Şabanözü ilçesine bağlı nahiye merkezi iken
1959 yılında ilçe yapılmış ve Orta adını almıştır
Tarihi: İlçe’de 1999 yılında yapılan yüzey araştırmalarında, Salur köyünde Paleolitik (Taş çağı) Alt
(Epi) Paleotik ve Orta Paleotik dönemlere ait el aletleri ile Neolitik ve Kalkolitik dönemlere ait malzeme
bulundu. El aletlerinin on bin yıldan daha öncesine
ait olduğu belirtilmektedir. Orta-Çerkeş karayolu
üzerinde, ilçenin kuzeyinde ve 7 km uzağında bulunan Salur Köyü’nün arazisinde 1999 yılında R.
Matthews
başkanlığında
gerçekleştirilen
“Paphlagonia Yüzey Araştırması” sırasında, Alt
Paleolitik Çağ’a tarihlendirilen el aletler ile Orta
Paleolitik Çağ’a tarihlendirilen iki adet âlet toplanmıştır. TAY Projesi kapsamında yapılan yüzey araştırmalarında, Orta Paleolitik Döneme ait âletler,
Neolitik ve Kalkolitik malzeme ve çok miktarda Son
Tunç Çağı’na ait Phyrig çanak çömleği, ayrıca höyüğün yanındaki tarlada İçinde, İlk Tunç Çağına ait
çanak çömlek ve bronz parçalar barındıran küp mezarlar bulunmuştur.
Anadolu’nun Türkler tarafından fethi ile birlikte
Karatekin beyliği yönetimi altına girmiş, daha sonraları Candaroğlu ve Osmanlı sınırları içinde yer almıştır. Çankırı’ya bağlı nahiye merkezi iken, Şabanözü’nün 1944’de ilçe yapılması üzerine buraya bağlanmış ve 1959 yılında ilçe merkezi yapılmıştır.
177
GEZELİM-GÖRELİM
Antik yerleşim yerleri: Kalfat (Orta’ya 4 km) , Karaağaç (Orta’ya 6km) Ören şehri.
Yer altı şehri: Höyük köydedir, şehrin kazı çalışmaları devam etmektedir.
Höyük yer altı şehri
Mağaralar: Yeniceköy (Orta’ya 14 km), Kalfat (Orta’ya 4 km), Sakaeli (Orta’ya7 km)
Kale harabesi : Kalfat, Karaağaç, Sakaeli
Tümülüsler: Orta ilçe merkezi
Dodurga; (Orta’ya7 km) yapı temeli kazılarında
oyma ve işlenmiş taş malzemelere, sütunlara rastlanmış olması Hititler’den itibaren bölgenin yerleşime açık olduğunu göstermektedir. Doğu kısmında
halk arasında kilise diye adlandırılan bölgede mezarlık ve bina kalıntıları mevcuttur.
Orta ilçe merkezi temel kazımı sırasında ortaya
çıkarılan ev temelleri, su kanalları, Hititler dönemini simgeleyen küp mezarlar, kale kalıntısı ve insan
iskeletlerinin bulunmuş olması ilçenin çok eski bir
geçmişi olduğunu ortaya koymaktadır
Harabeler: Hanımoğlu, Bahçeli, Tuvanoğlu,
Abdışık, Çakmak, Veysel, Ilıca, Pehlivanoğlu,
Mollabekir, Kayadibi harabeleri
178
Kilise: Bayındır’da, Kapaklı adı verilen bölgede üç
kilise kalıntısı olduğu söylenmektedir.
KALFAT
Orta ilçe merkezinin kuzeyinde ve 4 km. uzağında
yer alan Kalfat oldukça eski bir yerleşim yeridir. Kaya
mezarları, höyük, nekropol ve antik yerleşim yerleri
vardır.
Asmaca yerleşimi ve nekropol alanı: Asmaca
mevkii yolunun sağında yoldan yaklaşık 500 m içerde Asmaca deresinden yaklaşık 100 m içerde Roma
dönemi yerleşim yeri ve nekropol alanı bulunmaktadır. Mezarlar basit toprak mezarlar olup definecilerce
tahrip edilmiştir. Definecilerin etrafa yaydığı seramik
parçalarında Roma dönemine ait oldukları anlaşılmıştır.
Sekmini kaya yerleşimi: Sekmini mevkii, iki tepe
üzerinde doğal kayalara insan eliyle oyulmuş, mağaralardır. Birbirine bağımlı birkaç odadan ibarettir.
Bölmelerin içinde kandil nişleri havalandırma bacaları mevcuttur. Mağara gözleri 2-3 m genişliğinde,
yükseklikleri 2-3 m , derinlikleri 4 ila 25 m arasında
değişmektedir.
Hatipler mahallesi Ağaçini mevki kaya yerleşimi:
Çağşak Çayının batı kenarında bir tepe üzerinde yer
alan insan eliyle işlenmiş kaya yerleşimidir. Asmaca
mevkiine yaklaşık 2-3 km uzaklıktadır. Kayalar ev
şeklinde oyulmuştur. Bir göz oda, pencere, havalandırma bacaları kandil nişleri mevcuttur.
Ağıllar gölet mevki yerleşimi: Kalfat’ın kuzeyden
Atkaracalara bağlayan yolu üzerinde Kalfat’tan 6-7
km. uzaklıkta, geniş bir alanda çok eski yerleşim
yerleri tespit edilmiştir. büyük taşlardan inşa edilmiş
yapı kalıntıları ve bol miktarda seramik kalıntılarına
rastlanmıştır. Daha iç kısımlara girdikçe yer altında ,
oda mezar, sarnıç, iskan edilmiş mağaralar yuvarlak
formlu temel izleri bulunmuştur. Yüzeyden Tunç
Devri I.bin ve klasik dönemlere ait seramik parçaları
toplanmıştır.
179
Kale mevki kale höyük: Kalfat’ın kuzeybatısında ve
3 kilometre uzağındadır. Stabilize bir yolla ulaşmak
mümkündür. Batı ve güneyi Asarözü deresi ile sınırlanmaktadır. Yüksekliği 30 m kuzey ve güney doğrultusundaki genişliği 100 m. civarındadır. Üç ayrı kot
görülmektedir. En üst bölüm yuvarlak platformlu
olup, 2 m. kalınlığında harçsız moloz taşı duvar kalıntısı ile çevrilidir. Höyük üzerinde yapılan yüzey araştırmasında el yapımı ve çark yapımı siyah ve kırmızı
perdahlı Eski, Orta Tunç Devri Seramikler, Silex ve
obsidiyenden işlenmiş taş aletler elde edilmiştir.
Kalfat kaya yerleşimleri
180
SAKAELİ
Orta ilçe merkezinin doğusunda ve 7 km. uzağındadır. Çok sayıda kaya mezarı (kaya yerleşimi) in,
mağara, kale kalıntısı ve jeolojik oluşum olarak peri
bacaları vardır.
Köy İçi Kaya Mezarlar: Köye girişte İnler (Kaya
Mezarları) görkemli bir şekilde göze çarpan ve kaynağını batıdaki Aydos dağından alan Orta, Kurşunlu
ve Ilgaz ilçe sınırlarından geçerek 211 km yol kat
ettikten sonra, Kızılırmak’a karışmak üzere Çankırı
sınırlarını terk eden Devrez Çayı vadisi boyunca kaya
mezarları yer alır. Sakaeli köyünden başlayan kaya
mezarları vadi boyunca Ilgaz’a kadar bazı yerlerde
yoğun bazı yerlerde seyrek olarak devam eder. Köyün
sırtını dayadığı kuzey yönündeki sarp kayalar içinde
yer alan kaya mezarlarının 125 adedin üzerinde
olduğu tahmin olunmaktadır. Çoğu evlere bitişik ve
evlerin birer parçası halinde olup kesin rakam verilememektedir. Dik kayaların zeminine yakın kısımlar
depo, ahır, kiler ve benzeri amaçlarla kullanılmaktadır. Tortul ve çakıl taşı bileşiminde olan sarp kayalar
oyularak mezarların yapımı gerçekleştirilmiştir. Birkaç adette doğal in vardır. Yükseklik ve yüzey ölçüleri 2.0x5, 1.5x1.5, 10.00x10.00 metreler arasında
değişmektedir. İçinde 500 koyun alabilecek genişlikte
inler vardır. Kaya mezarlarının toprak seviyesine
yakın olanlarına ulaşmak olası ise de diğerlerine
181
ulaşım zordur. Merdiven gerektirir. Bunların arasında Dokuz inler ve Sulu in görülmeye değer yerlerdir.
Dokuz İnler örneğinde görüldüğü gibi, tek olanlar
olduğu gibi birbirine geçmeli olanlarda mevcuttur.
Odaların bir kısmında merdiven ve ışıklandırma pencereleri bulunur. Kare, dikdörtgen, yuvarlak düztabanlı, kubbeli, oval tavanlı yapı şekilleri ile dikkati
çeker. Duvarlarda istirahat ve cenaze törenleri için
oyularak yapılmış muhtelif büyüklükte nişler, bazılarında kemerli giriş ve ölü sediri vardır. Dokuz İnler
oldukça tipiktir.
Sulu İn: 40 basamaktan oluştuğu söylenen ve 27
basamağı sayılabilen, su haznesine inen yolu olan
in vardır. Sarp kayanın iç yüzeyine oyulmuş ve dibe
doğru merdiven yapılarak çay seviyesine ulaşılarak
burada meydana gelen su haznesinden faydalanılmıştır. Buzdolabının olmadığı dönemlerde suyunun
soğuk olması nedeniyle Ramazan ayında köylüler bu
inden içme sularını temin etmişlerdir. Sulu İn’e atılan
bir elmanın Devrez çayından çıktığı rivayeten anlatılmaktadır.
Bölük Kaya Ve Dere Bölgesi İnleri:
Pehlivanoğlu dağı : Devrez vadisi boyunca kuzey
doğuya doğru gidildikçe, köye on, on beş dakika
mesafede Devrez çayının önceleri sol daha sonraları
sağ tarafında çok sayıda in yer alır. Üç adet yıkık
değirmen geçildikten sonra Pehlivanoğlu dağına
ulaşılır. Yol dar olup vasıta geçemez, yayan gitmek
gerekir. Pehlivanoğlu dağı eski bir yerleşim yeri olup,
tarım amaçlı tarla açılmış ise de, amacın kaçak kazı
olduğu bir gerçektir. Yaklaşık 1700 metre yükseklikteki ören yerinin temel toplanarak bir yere yığılmış,
yığılamayanlar ise çukur yerlere doldurulmuş vaziyettedir. Bu dağ Müslüman kalesi olarak bilinmektedir. Aradan Devrez çayının geçtiği karşı dağ ise Gavur kalesi olarak adlandırılmaktadır. Dumanlı köyü
sınırları içinde kalan Gavur Kalesinin kale duvarları
ayaktadır. M.Ö 1.500 yılına tarihlenen bir Hitit Kalesi
olduğu Prof. Robert Matthews tarafından belirtilmiştir. Hitit Kalesinin sağ tarafında ise Peri Bacası olu-
182
şumları ve bu oluşumların içinde inler yer alır. Bölge
üzerinde 1952 li yıllarda inceleme yapan Ahmet
Gökoğlu bölgedeki kaya mezarlarının Paflagonlar
döneminde yapıldığını belirtmiştir. İlk kilise kayıtlarında ise Çankırı, Ilgaz ve Sakaeli adları geçmektedir.
Dolayısiyle kaya mezarları Hıristiyanlığın ilk dönemlerinde yoğun olarak iskan edilmiştir. Paflagonların
bölgeye gelmeleri İÖ 1.100 yıllarına rastlamaktadır,
halbuki tespit edilen Hitit Kalesi ise İÖ 1500 e tarihlenmektedir. Sakaeli kaya mezarlarının 3.500 yıldan
daha fazla bir geçmişi vardır. Toplayıcı, avcı olarak
geçinen ilkel toplulukların ilk barınaklarından biri
olması Taş Devrinden bu tarafa iskan ediliyor olmasını ileri sürmek hiçte abartılı bir yaklaşım değildir.
Köy içinde çıkarılan sütunlar ise bölgenin Roma ve
Bizans dönemi yerleşim yeri olduğunun kanıtıdır.
Oluklu pınar Çeşmesi: Köyün karşı kıyısında yer
alır. Köy içinden Devrez çayına paralel yürünür ve
taş pabuçlu tarihi köprüden geçildikten sonra karşınıza çıkar. Üç kurnası vardır. Geçmişte her üç kurnada akmaktaydı. Günümüzde sadece birinin suyu
akmaktadır. İki kurna yan yana, diğer küçük kurna
oluğun güneyinde yer alır, eskiden suyunun şifalı
olduğuna inanılırdı. Çeşme üzerinde Osmanlıca bir
yazıt ve muhtemelen Roma dönemine ait olan parçalar vardır.
Peri Bacaları, Gelin Kayaları: Peri bacası oluşumuna yerel olarak Gelin Kayaları adı verilmektedir.
Anlatılan efsaneye göre gelmekte olan gelin alayının
önüne Hızır Aleyhisselam çıkar ve gelin alayına katılanlardan ekmek ister, onlarda vermezler, bunun
üzerine taş olun der ve bütün alay taş olur. Peri bacaları oluşumu içinde de çok sayıda kaya yerleşimi
bulunmaktadır.
183
Sakaeli kaya yerleşimleri, peri bacalarn
184
İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR
Köylerde bulunan Türbe ev Yatırlar: Orta-Osman
Dede türbesi, Yuva-(Orta’ya 4 km) Evliya yatırı,
Derebayındır-(Orta’ya 13 km) Evliya yatırı, İncecik(Orta’ya 23 km) Elaman yatırı, Kayıören-(Orta’ya 21
km) Ahir Şerafettin ve Gökşin türbeleri, Kırsakal(Orta’ya 6 km) Yukarıerenler ve Ziyaret türbeleri,
Salur-(Orta’ya 5 km) Üç türbeler, Sakaeli-(Orta’ya 7
km) Sakababa türbesi,
Yaylakent-(Orta’ya 4 km) Desturun ve Dedeoğlu
türbeleri
Dodurga: (Orta’ya 7 km) Malazgirt Gazilerinden
olan Hasan Dede’nin türbesi beldenin kuzey yamacında yer alır.
185
Elmalık: (Orta’ya 12 km) Selçuklu Döneminden
bu tarafa yapılmış olan türbelere rastlanır. Bunlardan bilineni ve en önemli olanları Elmalık kasabasındaki Elvan Seydi Yenice (Orta’ya 14 km) köyde
Paşasultan türbesidir.
Osman Dede Türbesi, İlçe merkezindeki İmam Hatip Lisesinin doğusundadır aradan bir yol geçer. Türbe yanında Osmanlı döneminde şehzade Cem tarafından yaptırılıdığı bilinen caminin taşları bulunmaktadır. Türbede yatan zatın Cem Sultan döneminde
yaşamış, cami ile yakından ilgilenmiş bir kişi olduğu
zannedilmektedir.
Elvanseydi Türbesi: Horasan Erenlerinden olan ve
Eldivan Seydiköy’de yatmakta olan Hac-ı Murad-ı
Velinin oğullarından biri olan Elvan Seydi, çevre
halkını irşad için bölgeye gelmiş ve yerleşmiştir. Doğum ve ölüm tarihleri hakkında bilgi olmamakla
beraber XIII. Yüzyılın ilk yarısında yaşadığını söyleyebiliriz.
Elvanseydi türbesi
Paşasultan Yatırı: Basit yapılı türbe hakkında bilgi yoktur. Yığma taş üzeri örtülü binanın herhangi
bir kitabesi bulunmamaktadır. Yatan zatın ve türbenin yapılış tarihi bilinmemektedir. Höyük ve Yenice
köyleri arasında Kışla mevkiinde bulunur. Halk arasında anlatılan söylenceye göre Timur ile Yıldırım
186
Beyazıt arasında yapılan Ankara Savaşında şehit
düşen bir paşaya ait olduğu anlatılmaktadır. Türbe
yakınında çıkan ve adı Ağlarkaya olan suyun , şehit
düşen paşa ile kızının gözyaşlarından meydana geldiğine inanılır. Adak yeridir. Türbe yakınında bulunan çam; anıt ağaç olarak tescillenmiştir.
Doğanlar: (Orta’ya 11 km) Çerkeş Tarihi adlı
yazma eserde, Horasan Erenlerinden olan ve 1227’de
Anadolu’ya gelen Mehmed Abdal Dede 1270’de
Avreten’e yerleşmiş 1287’de burada vefat etmiştir
şeklinde kayıt vardır.
CAMİLER
Cambazzade Ahmet Efendi Camii: 1802’de
Cambazzade Ahmet Efendi tarafından yaptırılmıştır.
Cami, kare planlı ve sekizgen kasnak üzerine oturtulmuş düz tavanla örtülüdür. Çatısı ahşap üstü
kiremit örtülüdür. Mihrab sade, cami basit yapılı
hiçbir mimari özelliği yoktur
Cambazzade Ahmet efendi camisi
Dodurga Camii: (Orta’ya 7 km) Yapım tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Yanında bulunan çeşmenin kitabesine ve caminin mimari tarzına bakılarak
XIX. Yüzyıl ortalarında (1854) yapılmış olduğu varsayılmaktadır. Dikdörtgen planlı caminin üstü ahşap
çatı üzeri kiremitle örtülüdür. Tavanın etrafın Kuran’dan alınmış Ayetler ile bezenmiştir. Mimari özel187
liği bulunmamaktadır. Düz ahşap tavan ve kiremit
çatılıdır. Duvarlar kesme taştır. Ortada ahşap göbek
ve tavanı dolaşan yazı şeridi yer alır.
Dodurga camisi
Bayındır Köyü Camii: 1889’de Ortaköy’lü Mustafa Usta tarafından yapılmıştır. Cami kare planlı, yüksek kasnak üzerine oturtulmuş çatı ile örtülüdür.
Caminin ikinci katında merdivenle çıkılan kadınlar
mahfili yer alır. Mevcut galeri camiyi çepçevre dolanır. Caminin herhangi bir mimari özelliği yoktur.
Şifalı sular-Termal kaynaklar
Bayındır; Hışıldayık adı verilen kükürt ve gazca
zengin basura iyi gelir.
Buğuören: (Orta’ya 8 km) Asit karbonikçe zengin, acı lezzetli, soğuk ve asitli hazmı kolaylaştıran
maden suyu
Kalfat: (Orta’ya 4km)
ılıca bulunur.
jeotermal kaynak olarak
Balıklı Hamamı: (Orta’ya 7 km) Dodurga’da yapım tarihi bilinmeyen kışları sıcak yazları soğuk
suyu bulunan bir hamam ve güney tarafında Hışlak
adı verilen sıcak su kaynağı vardır.
Mesire yerleri:
Güldürcek Barajı, Dumanlı Dağı, Sanı Yaylası,
Aydoslar başlıca gezilecek yerlerindendir
188
Güldürcek Barajı: Dar olan Devrez vadisindeki
arazileri sulamak amacıyla yapılan, sulama sistemleri tamamlanan fakat işletmeye açılmayan baraj, Orta,
Eldivan ve Çankırı’nın içme suyu temini amacıyla
kullanılacaktır. Barajın rakımı 1590 m. dir. Olta balıkçılığı yapılabilir.
Güldürcek barajı
Anıt Ağaç: Orta-Şabanözü ilçe sınırına yakın olup
ilçeye 14 km. uzaklıkta bulunan çam ağacına Yenice
köyden gidilebilir. Çam ağacı Paşasultan türbesinin
yakınında bulunmaktadır.
189
Yemek kültürü.
Yemekler: Tarhana çorbası, un helva, bandırma,
çimçük hamuru, toyga, baklava, sarımburma, dövme
hamuru, muhallebi, aside, sütlaç, aşure gibi daha
ziyade un ağırlıklı yemekler ile şeker ağırlıklı tatlılar
yapılır.
Yemek âdabı: Yaygı üzerine serilen bağdaş kurulduğunda yerden bir dizin altına girebileceği tahta
tabla üzerine yemek konur ve herkes ortaya konan
yemekten yer. Sofraya kadınlar oturmaz, hatta hizmeti erkekler yapar. Büyükler başlamadan küçükler
yemeğe başlamaz. Misafirler için özel yemekler yapılır. Bazlama, gartalaç adları verilen ekmek evde yapılırdı. Kanlıca mahallesinde, özel günlerde, bayramlarda, asker uğurlamada, su böreği, bandırma, toyga
aşı, ekşili köfte, höşmerim, kötü kız hamuru, şebit,
bazlama,çota altı gibi yemekler yapılır.
Etkinlikler: Orta Çoyder derneğince düzenlenen
Orta Çocuk Festivalidir.
İlçe pazarı Cumartesi günleri kurulur.
ULAŞIM
Ankara-Çubuk-Şabanözü-Orta veya Gerede-ÇerkeşOrta karayolundan ulaşım sağlanmaktadır. Düzenli
otobüs seferleri vardır. Telefon 0 376 615 1057
KONAKLAMA
Belediye oteli 0 376 615 18 64
Öğretmenevi 0 376 615 11 66
YEME-İÇME
Lokanta ve pastane vardır
190
ŞABANÖZÜ
Şabanözü ilçe haritası
Taze fasulyesi, barbunyası ile ünlü Şabanözü kuzeyinde Korgun ve Orta, batısında Orta, doğusunda
Eldivan, güneyinde Ankara ile komşudur. Yüzölçümü
605 km² rakımı 1 115 m. Çankırı’ya 44 km. uzaklıktadır. Toplam nüfusu 8763 olup, bunun 3 673’ü ilçe
merkezinde yaşamaktadır (2007) Çankırı-EldivanŞabanözü-Çubuk-Ankara yolu ilçenin güneyinden,
Orta-Çubuk- Ankara yolu batısından geçer. Çubuk’a
40 km. Ankara’ya 85 km, Orta’ya 26 km, Eldivan’a
36 km. uzaklıktadır. Ulaşım, Ankara-Şabanözü-Orta
arası sefer yapan firmalar tarafından sağlanır. İstanbul yönünden gelecekler Gerede-Çerkeş-Orta yolunu
takip etmelidirler. İklim yönünden step özelliği gösteriri. Kışlar soğuk, karlı, yazlar ise kurak ve sıcak
geçer. Bahar mevsimi çok kısa sürer. Yazın ısı 36 Cº
ye kadar çıkar , kışın ise ortalama 7ºC civarında
seyreder. Gezmek için kış mevsimi hariç diğer zamanlarda gidilebilir.
TARİH
Şabanözü (İnalözü) Adı: Yerel olarak ‘’öz’’ sözcüğü, dere yatağı anlamında kullanılmaktadır.
Rivayeten anlatılanlara göre Şaban Koca adlı şahıs
buraya gelerek yerleşmiş o nedenle de Şaban Koca’nın özü anlamında Şaban ve öz sözcüklerinin
191
birleşmesiyle Şabanözü adını almış. Şağbanözü olarak da söylenmektedir.
Tarihi: Çankırı’ya bağlı ilçelerden bir kaçı dışında
arkeolojik kazı yapılan yoktur Şabanözü gibi araştırma yapılmayan, belge temin edilemeyen ilçelerin
tarihini yazarken bu noktadan hareketle, yüzey buluntularından, var olan harabelerden, söylencelerden
hareketle bir çıkış yolu bulmaya çalıştık.
Ödek, Karaören, Çaparkayı, Mart, Gürpınar, İlçe
merkezinde Ören ve Akyazı, Saraycık bölgeleri ile
Büyük ve Küçükyakalı köylerinde var olan harabeler
ve elde olunan yüzeysel buluntular ilçe tarihini
Paleolitik dönemlere kadar götürmektedir. Örneğin,
Mart köyünde Asalar bölgesinde bulunan kale ile
orman arasında gözetleme yeri olarak yapılan mağaralar, Sanı’da bulunan Hortakale ayrıca Çaparkayı
köyünde Anadolu’ya yerleşen Oğuz boylarının değişik amaçlarla kullandıkları mağaraların mevcudiyeti
ilçe tarihinin derin bir geçmişinin olduğunu kanıtlamaktadır. Hititler öncesinden başlayarak Lidyalılar,
Phyrigler, Medler, Persler, Paflagonyalılar, Galatlar;
Romalılar ve Bizanslılar ile birlikte kısa süreli de olsa
değişik kavimler bölgeye egemen olmuşlar ve yönetmişlerdir.
Oğuz boylarının Anadolu’ya gelmeleri ile birlikte
Danişmentlilere bağlı Karatekin Beyliği sınırları içinde yönetilen Şabanözü bölgesi (1082) , bir ara Bizanslıların eline geçmişse de 1127’de tekrar Danişmentlilerin yönetimi altına girmiştir. Bir ara Ankara’yı merkez yapan Ahi Cumhuriyeti tarafından da
yönetilen bölge, beylikler döneminde en son
İsfendiyaroğlu Kasım Bey’in yönetiminde iken Fatih
Sultan Mehmet döneminde Osmanlı toprakları içine
katıldı (1461). 1913 yılında bucak, 1944 yılında ilçe
olmuştur.
192
GEZELİM GÖRELİM
KALELER: İlçe içinde üç adet kale harabesi bulunmaktadır. (Şabanözü’ne 6 km) Büyük ve (Şabanözü’ne 5,5 km) Küçükyakalı köyleri arasında bulunan Doruk adı verilen bölgede Çanak, çömlek parçaları bulunmuş, üç adet küp çıkarılmıştır, küpler Hititler ve Roma dönemlerine ait olabilir ancak tarihlemesi yapılamadığından dönemi hakkında bilgi edinilememiştir. Çanak, çömlek kullanımının Hititlerden
bu tarafa var olduğu gerçeğinden hareketle bu parçaların Hititler veya Phyriglere ait olabileceği düşünülmektedir. Ödek kalesi en bilinenidir. Mart köyünde
Asalar mevki olarak bilinen yerde kale ve kale ile
orman arasında gözetleme yeri olarak yapılan mağaralar vardır. Ayrıca Sanı Yaylasında Horatakale harabeleri bulunmaktadır.
KİLİSE HARABESİ: Aydos dağında, GümerdiğinKüçükyakalı köyleri arasında (Şabanözü’ne 5,5 km)
doğu yönünde Kilise tepe adı verilen yerde karşılıklı
yapılmış iki adet kilise harabesi vardır.
NEKROPOL: Küçükyakalı köyünün batı tarafında
bulunan Kör mevkiinde ve Aydos dağının doğu
yönünde bulunan Ortaklar veya Orta Koru bölgesinde yapı temelleri ve mezarlık kalıntıları vardır. Mezarlıklardan, süs eşyası, madeni para, kulplu toprak
kaplar çıkarılmıştır.
ANTİK YERLEŞİM: Aydos, Küçük ve Büyükyakalı
köyleri (Şabanözü’ne 6 km) civarında bina temellerinden süslemeli, yontulmuş, düzgün ve hafif yapıda
taşlar çıkarılmış, köylüler tarafından cami, çeşme ve
diğer
yapılarda
kullanılmıştır.
Küçükyakalı,
Kumsöğüt mevkinde de çanak çömlek parçalarına
rastlanmaktadır. Aydos’un doğu yakasında Ortaklar
bölgesinde ev temelleri , (Şabanözü’ne 9,6 km)
Kutluşar köyünda harabeler vardır. Bakırlı (Şabanözü’ne 12 km)
İnderesi bölgesinde kayalara oyulmuş mağaraların varlığı tarih öncesinden buralarda
yaşanmış olduğunu kanıtlamaktadır. Yayla bölgesinde Hititler dönemine ait küp, Ahlatlı Çukur’da çanak,
çömlek, çam eşya parçaları bulunmuştur
193
MAĞARA: (Şabanözü’ne 6,3 km) Çaparkayı köyünde, Oğuz Türkleri tarafından yapıldığı tahmin
olunan VE çeşitli maksatlar için kullanılan yer altı
mağaraları vardır
YER ALTI ŞEHRİ. (Şabanözü’ne 9,6 km) Kutluşar
köyünde. Kızıldeli bölgesinin yaklaşık 1.5 km. doğusunda yer altı şehri vardır. Ortaya çıkarıldıktan sonra tekrar toprakla kapatılmıştır.
İNANÇ TURİZMİ-KUTSAL MEKANLAR
Türbe-Yatır-Ziyaretgahlar:
Bakırlı (Şabanözü’ne 12 km) Hay Hay Dede, Bulgurcu’da (Şabanözü’ne 6,9 km) Yağmur duası ve
adak kurbanlarında ziyaret edilen Ergayıp ve Sarıkız
yatırları,
Gümerdiğin (Şabanözü’ne 3,3 km) Şeyh İbrahim,
Gündoğmuş Sarıkız, Gürpınar Paşasultan,
Kamışköy (Şabanözü’ne 9,1 km)
türbeleri.
Cami Tepesi
Kutluşar. (Şabanözü’ne 9,6 km) Kutluşar’da türbenin olduğu yerdeki meşe ağaçlar kutsal olarak
kabul edilmekte ve kesilmemektedir yaşlarının 500
yıl olduğu tahmin olunmaktadır
Martköyü: Köy, Ahmet Yesevi’nin oğlu Kutbettin
Haydar komutasında 1205’de Anadolu’ya gelen
ordunun sancaktarı Ali Türabi tarafından kurulmuştur. (Teberoğlu,1999).
Camiler
Ulu Camii: Şabanözü ilçe merkezinde Yukarı cami olarak da bilinir. Cami XIII. Yüzyılda yapılan ahşap direkli Beylikler Dönemi camiler grubundandır.
Cami uzunlamasına dikdörtgen planlı, üç sahınlıdır.
Orta sahın diğer sahınlardan daha yüksektir. Ahşap
tavanı üç adet ahşap direk ve direklere bağlı olan
kirişler taşır. Kuzey güney yönünde atılmış ikişerli
kirişler mihrap yönüne dik , her birinde iki sıra ahşap
sütun tarafından taşınır. Kirişler üzerinde konsollar
194
yer alır. Konsollar üzerinde yer alan kirişler üzerinde
ise doğu-batı yönünde atılmış ahşap direkler tavanı
meydana getirir.Cami içinde herhangi bir bezeme
bulunmamakta ve mimari bir özellik taşımamaktadır.
1977’de Camiye ikinci bir ibadet yeri eklenmiştir.
Tarihi köy camileri: Çerçi, Bakırlı, Bulduk,
Büyükyakalı, Çaparkayı, Gümerdiğin, Gündoğmuş,
Küçükyakalı, Mart, Ödek, Karahacı.
Özbek. 600 yıllık tarihi geçmişe sahip bir mescit
bulunmaktadır
Çerçi köyü camisi : (Şabanözü’ne 7,4km) Kırma
çatılı, Marsilya kiremit örtülü olan cami, kareye yakın dikdörtgen planlıdır. Zemin yapısına göre meyilli
bir alanda yer alan caminin küçük bir avlusu vardır.
Sanatsal değeri yüksek ahşap tavanlı kagir bir camidir.
Giriş kapısının yer aldığı doğu duvarında aynı
zamanda 4 adet ahşap direkle taşınan etrafı açık,
üstü ahşap tavanlı bir son cemaat yeri bulunur. İçten
ve dıştan çimento sıvalı olan camii badanalı boyalı
olup, köşelerde yer alan taşıyıcılar düzgün kesme
taşlıdır. Son cemaat yerine açılan yuvarlak kemerli
iki penceresi bulunan camiye kuzey-doğu köşesinde
yer alan yuvarlak kemer formundaki basit ahşap
kapıdan girilir. Girişin hemen sağından merdivenlerle
taşınan kadınlar mahfiline çıkılır. Basit ahşap korkuluklu mahfelin tavanı da ahşaptır.
Cami harimi kare planlı olup, mihrabın iki yanında birer adet pencere mihrabın hemen üstünde yuvarlak bir pencere vardır. Batı duvarında da bir adet
pencere ile cami aydınlatılır. Bitkisel ve geometrik
desenlerle süslü zarif bir alçı mihrabı olan caminin
basit birde ahşap minberi bulunur. Ahşap işçiliğinin
oldukça güzel uygulandığı yöre mimarisine uygun
oldukça sekizgen göbeğin içinde merkezden yayılan
çok kollu yıldız yer alır. Göbeğin etrafında bulunan
alanlar renk kullanımı ile de hareketlendirilmiş ortada kare formlar ve kareleri çevreleyen altıgenlerle
bölümlenmiştir. Tavanın etrafını çevreleyen alçı bölümün üzerinde Arapça yazılar mevcuttur. Bu bor195
dürden sonra taşıyıcı duvarlara kadar devam eden
bölüm yine ahşap kafesleme tekniğinde yapılmıştır.
Çerçi köyü camisi
TAŞ MEKTEP: Şabanözü ilçe merkezindedir. Osmanlı son dönemi eserlerinden olup orijinal yapısı
oldukça kaybolmuş, dış mimari kısmen korunmuş ise
de iç kısım tadilattan geçirilmiştir. Binanın orijinal
hali su basman üzeri iki katlı olup kat bölmesi tahtadan yapılmış ise de daha sonraları tadilata uğramıştır. Bina bakımlı olup okul olarak kullanılmaktadır.
196
ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR
Çapar köyünün (Şabanözü’ne 6,3 km) kuzeyinde
şifalı olduğuna inanılan karbonatlı içme suyu kaynağı vardır.
Kutluşar. (Şabanözü’ne 9,6 km) sıtmaya iyi geldiğine inanılan kutsal su
Karakoçaş. soda, kükürt karışımı romatizma ve
kaşıntıya iyi gelen su
Göl ve göletler: Göldağı ve Çaparkayı’da doğal
göl, Kamış, Gümerdiğin ve Karaören’de gölet vardır.
Gümerdiğinde iki, Şabanözü, Kararören ve Mart köylerinde sulama amaçlı göletler ile Sanı çayı üzerinde
Kamış göleti bulunmaktadır.
Karaören göleti
197
AVCILIK
Göletlerde olta ile balık avcılığı ve mevsiminde
izin verile aylarda avcılık yapılabilir.
PİKNİK alanları: Mevsim bahçesi (Güreş Sahası),
Karaören ve Gümerdiğin'de bulunan göletler ve Bakırlı yaylasıdır. Etrafı çam ve meşe ağaçlarıyla kaplı
olan Karaören göleti ve mesire yeri, Şabanözü’ne 6
km uzaklıktadır.
YEREL ETKİNLİKLER
Geleneksel güreş ve Eylül ayında hasat sonu alın
teri festivali düzenlenir.
İlçe pazarı: Pazartesi günleri kurulur. Mevsiminde
taze sebze ve meyve ile bakliyat gibi yerel üretimler
yönünden çeşit yanında fiyatı da oldukça elverişlidir.
Mart köyü: Haziran ayında yayla şenliği düzenlenmektedir)
ULAŞIM
Ankara-Çubuk-Şabanözü karayolu ile sağlanır.
Ankara Aşti’den kalkan otobüsler düzenli sefer yapmaktadır. Telefon. 0376 518 20 50-0 376 518 1764
KONAKLAMA
Şabanözü Öğretmenevi 0376 518 16 00
Belediye misafirhanesi
YEME-İÇME
Konak Lokantası
Merkez Lokantası
Piknik kebap Lokantası
198
YAPRAKLI
Yapraklı ilçe haritası
Küpecik peyniri ile ünlü plan Yapraklı güneyi ve
batısı merkez ilçe ile sınırdır. Kuzeyinde Ilgaz ve
Kastamonu, Çorum ile komşudur.
yüzölçümü 719 km² ve rakımı ortalama 1 000 m
. Toplam nüfusu 10 813 bunun 1 682 kişisi ilçe merkezinde yaşamaktadır. Çankırı il merkezi içinden
doğuya ayrılan yol, Yüklü köyde ikiye ayrılır. Güneye
giden İkizören’e, kuzey doğuya gidende Yapraklı
ilçesine ulaşır. Yapraklı’nın il merkezi ile olan tek
bağlantı yoludur. İl merkezi Çankırı’ya 29 km,
İkizören’e 20 km. uzaklıktadır. Ayrıca Tosya bağlantılı orman yolu vardır. Ulaşım Çankırı-Yapraklı arasında işleyen minibüslerle sağlanır. Yolculuk süresi
yaklaşık yarım saattir. Karasal iklim hakimdir. Yaz
ayları sıcaklık 15-30, kış ayları 10 ila -20 dereceler
arasında değişir. Gezmek için bahar ve yaz ayları
uygundur.
YAPRAKLI ADI : 1806 yılı kayıtlarında Tuht kazası olarak geçmektedir. Adının hangi sözcükten geldiği
kesinlik kazanmamış olmakla beraber,Tuht sözcüğünün Farsça but sözcüklerinin karşılığı olduğu, toplanma yeri anlamına geldiği ifade olunmaktadır.
Bilindiği gibi Yapraklı panayırı çeşitli yerlerden gelen
alıcı ve satıcıların ticaret yaptığı toplanma yer idi.
199
Osmanlı İmparatorluğu döneminde ilçede bulunan kilisede put muhafaza edilmesi nedeniyle But
adı zamanla Tuht veya Toht şeklini almıştır. Eskiden
Anadolu’da kullanılan elli dirhemlik çekiye tuht adı
verilirdi. Ermenice Tuht kağıt anlamındadır adı buradan geldiği söylenir. Tuht sözcüğünün anlam ve
açıklamasını dil bilimcilere bırakalım.
YAPRAKLI TARİHİ: İlçe sınırları içerisinde bulunan nekropol alanları ve kaya mezarlarından ilçenin
ve bağlı köylerin, Hititler döneminden de önce yerleşim alanı olduğu ortaya çıkmaktadır. Kaçak kazılarda bulunan eserlerin müsadere edilmesi ve Çankırı
müzesine teslim edilmesi sonucu eserler üzerinde
yapılan incelemelerden, ayrıca yapılan yüzey araştırmalarından elde edilen sonuçlar ve höyüklerin
mevcudiyeti de bunu kanıtlamaktadır.
Çeşitli dönemlere ait höyükler, düz yerleşimler ve
nekropol alanları ve çevresinden elde edilen çeşitli
eserler ve seramik parçalarından Yapraklı ilçesinin
tarihine ışık tutulmaya çalışılacaktır.
Genelde Çankırı bölgesi Paleolitik dönemden bu
tarafa iskan edilen yerler arasındadır. Günümüzden
12 bin yıl ve daha öncesini kapsamaktadır. Kıvçak
köyü ve İkizören kaya mezarları, Topuzsaray’da
bulunan Phyrigler dönemine ait süs eşyaları bu yerleşimlerden günümüze kadar gelebilmiş eserlerdir.
Eski Hitit seramiğinin bulunduğu yerleşimler yanında, Eski Tunç Çağı seramik tipleri ile İÖ. 1. bin yıl ve
daha sonrasına ait yoğun Roma yerleşimleri ve mezarlıkları ile karşılaşılmaktadır.
Çevrecik köyünde bulunan Maltepe höyüğü define
avcıları tarafından tahribata uğratılmış ve etrafa
kırıp dökerek saçtıkları seramik parçalarının Eski
Tunç Çağı’na ve İÖ. II. bin yılına ait olduğu tespiti
yapılmıştır. Bölgede soyulmuş Roma dönemi mezarları da bulunmaktadır. Şıhosman köyü Tuzdamınkaşı
bölgesinden Eski Hitit Dönemine ait çanak çömlek
parçaları derlenmiştir. İkizören Alakır Nekropolu ve
Alakır Höyüğü alanlarında bulunan İÖ. III. Binyıl
sonu II. Bin yıl başlarına tarihlenen testiler Çankırı
200
müzesinde sergilenmektedir. Define avcılarınca kaçak
kazılarda çıkarılan madeni eserlerin varlığından
bahsedilmekte olup, elde edilemedikleri için dönem
tespiti yapılamamıştır. Höyük çevresinde de tahrip
edilmiş İÖ. III. Bin yıl sonu ve II.bin yıl başlarına ait
seramik parçaları toplanmıştır.
İkizören’de yer alan kubbemsi kaya mezarları
Phyrig mimari özelliklerini taşımaktadır. Topuzsaray
başta olmak üzere çevrede bulunan heykel, idol ve
süs eşyalarının Phyrigler dönemine ait olduğu belirtilmektedir. Çankırı bölgesini egemenlikleri altında
bulunduran Hititler ve sonrası kavimlerden:
Phyrigler, Kimmerler, Lidyalılar, Persler, Makedonyalılar, Paflagonyalılar, Romalılar, Bizanslılar değişik
sürelerde Yapraklı’da hüküm sürmüşlerdir.
M.T.A’ca yapılan araştırmalarda Armutluyelet,
Panayırtepe, Dipyurt, Dedeköy, Karatepe, Kaş yaylası
bölgelerinde elde olunan curuflardan bin yıl ve daha
öncesinde bakır işlendiği tespiti yapılmıştır.
Anadolu’nun Türkleşmesi ve Oğuz boylarının bölgeye gelmeleri Çankırı’nın genel tarihi ile paralel
olarak gelişmiştir. Yapraklı: Karatekin beyliği,
Candaroğulları beyliği ve Osmanlı İmparatorluğu
yönetimleri içinde yer aldı.
Osmanlı İmparatorluğu Döneminde Yapraklı. Moğol istilası sırasında Horasan Erenlerinin bölgeye
gelerek
yerleştikleri
anlaşılmaktadır.
Nitekim
Tatlıpınar köyünün kurucusu ve türbesi orada bulunan Şıh Osman bir Horasan Ereni’dir. 1300’lü yıllarda köyde cami yaptırmıştır. Aynı şekilde Akyazı köyünde bulunan Benli Muhiddin, Gürmeç köyünde
türbesi bulunan Cami Dede’de Horasan Ereni’dir.
Sultan II. Beyazıd’ın annesi Gülbahar Hatun
1482 tarihli vakfiyesinde Büyük Yayla ve civarını
Yapraklı halkının faydalanması için vakfetmiştir.
Gülbahar Hatun’un Çankırı’nın başka ilçelerinde de
vakfiyeleri vardır. 1953 yılında nahiye ve 1957’de
ilçe yapıldı.
201
GEZELİM-GÖRELİM
ANTİK YERLEŞİMLER
KAYA MEZARLARI: Çakırlar (Yapraklı’ya 25 km) ,
Kıvçak (Yapraklı’ya 20 km) (Kızılyer ve Malkayası),
İkizören (Yapraklı’ya 20 km) (Sivritepe) , Çevrecik ,
Gürmeç (Yapraklı’ya 45 km) köylerindedir.
Çevrecik kaya mezarları: Köyde bulunan kaya
mezarları nedeniyle Phyriger döneminden bu tarafa
yerleşimin olduğunu doğrulamaktadır. Kaya Mezarları Doğal bir tepenin oyulması ile yapılmıştır. Fazla
tahrip edilmiş olup girişi batı yönündendir. İçinde ölü
sediri ve oyuklar bulunur. İç kısımda göçük vardır.
Odalar, değişik boyutta ve yarım kubbe şeklindedir.
Göçmüş durumda ikinci bir mezar daha vardır.
Kaya mezarları
Subaşı / Kırzeyve: Nekropol ve kaya mezarları
vardır. (Yapraklı’ya 25 km) Paflagonlar döneminden
bu tarafa iskân edilmektedir . Gavur evi olarak bilinen kaya mezarları: Köyün doğusundaki tepede olup
içinde ölü sediri ve niş bulunur. Ayrıca lahit tipi mezarlara da rastlanılmaktadır. Buradan Phyrigler ve
Romalılar döneminde de buranın iskan edildiği ortaya çıkmaktadır. Maalesef kaya mezarları kaçak kazılar sonucu, define avcıları tarafından tahrip edilmiş
202
olup sadece birkaç tanesi hasarlı da olsa günümüze
kadar gelebilmiştir.
Nekropol alanları: Topuzsaray, Kirliakçe, ikizören,
Kullar, Bademçay, Subaşı, Davutlar, Yüklü köylerinde nekropol alanları bulunur.
İkizören nekropolü : İkizören’in kuzeyinde, Gavur Evleri denilen mevkide yer almaktadır. 1/1000 ve
1/5000 ölçekli haritalarda “Tarihi Eski Mezarlık”
olarak adı geçen bu antik mezarlık, kuru bir dere
yatağının yanında, doğal mermer yatakları oyularak
meydana getirilmiştir. Paphlagonia’nın iç iskan bölgelerinde yer alan İkizören’e en yakın antik kent
Gangra-Germanicopolistir. Çankırı yöresinde Erken
Bronz Çağı, Hitit, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu,
Osmanlı uygarlıklarına rastlanılmıştır. Prof.Dr. V. M.
Ramsay, bu yöreyi Paphlagonia sınırı içinde göstermektedir. Galatlardan sonra bölge Roma egemenliğine geçmiştir. Justinien döneminde kent metropolis
olmuştur. Nekropol alanında kaya mezarı (oda mezar) ve sanduka biçimli ölü gömme mimarisi saptanmıştır. Oda mezarlar tonozlu olup, kemerli bir
girişe sahiptir. Tavanları tonozlu olan bu mezarlar iki
odadan oluşmaktadır. Diktörtgen planlı ön odaya bir
dromosla ulaşılmaktadır. İçi toprak dolduğundan
mezarlardaki ölü sedirleri görülmemektedir. Bunun
dışında alanda doğal mermere oyulmuş sanduka
biçimli gömütler yoğunluktadır. Dikdörtgen görünümlü bu gömütlerde yön birliği bulunmamaktadır.
Defineciler ve eski eser kaçakçıları tarafından soyulan nekropol alanında dağınık durumda çok iyi pişirilmiş, ince cidarlı parlak kırmızı astarlı, terrasigillata türü Roma Dönemi seramik ele geçmiştir.
Kaleler : İkizören’in güneyinde, kale mevkiinde
3 km. uzağındadır. Karlas deresi üzerinde, oldukça
sarp bir tepe üzerinde yer alan kale tamamen yıkılmış durumdadır. Ancak Karlas Deresine bakan surların bir kısmı ayakta kalabilmiştir. İki kuru dere yatağı arasına kurulan kalenin doğu yamacındaki surlar,
sağdaki dereyi geçerek küçük bir tepeyi de içine almaktadır. Buradaki surlar moloz taş örülü duvarlardan oluşmaktadır. Kale üzeri tarım amacıyla düzel203
tilmiştir. Batı yamacında bir amphi çukuru görülmektedir. Tepe üzerinde ve eteklerinde bol miktarda Geç
Roma-E.Bizans seramiği ele geçmiştir.
Antik yerleşimler: Topuzsaray Phyrig-Bizans yerleşimi, Şıh Osman (Tatlıpınar) Tuzdamın kaşı Hitit
yerleşimi, İğdir Asar tepe mevki. Yüklü köy
Höyükler: Çevrecik
ikizören Alakır höyüğü
köyü
Maltepe
höyüğü,
Mağara: Mağara kaşı bölgesinde büyük bir mağara vardır.
İNANÇ TURİZMİ
Türbe-Yatır-Ziyaretgahlar: İlçe merkezinde Fethiye
türbesi, Güzelev, Hacı Mustafa Efendi Kabri, Hacı
Hafız Efendi Kabristanı, Namazgah Tepesi . Akyazı’da Benli Muhittin, Sazcağız’ da Şeyh İsmail Rumi
Kullar’da Tahta Kılıç, Buluca’da Hatip Ali Efendi,
tekke ve türbeleri ayrıca Bademçay’da Dede Çamı ve
Hasan Dede, Sarıkaya’da Dikmen ve Yağlı, İkizören:
Oyuk Dede, Gürmeç Çam dede, Tatlıpınar Şıh Osman , Doğanbey, Yukarıöz yatır veya türbeleridir.
Fethiye Türbesi: Yapraklı ilçe merkezindedir, XVII.
yüzyılda yapıldığı tahmin edilmektedir. Türbe iki
katlı ve kare planlıdır. Yol seviyesinin bir kat altında
türbe, yol seviyesinin üstünde kalan kısımda da kütüphane vardır. Türbeye giriş alçak tavan ve dik bir
merdivenle sağlanmaktadır. Türbenin üstü doğu-batı
yönünde uzanan beşik tonozla örtülüdür. Türbeye ve
kütüphaneye kuzey cephesindeki yoldan girilir. Türbe
üzeri tromp geçişli ve tuğla kubbe ile örtülüdür. Kubbe dıştan sekizgen kasnaklı ve üzeri ahşap çatı üstü
alaturka kiremit ile kaplıdır. Türbe ve çevresi onarılarak inanç turizmine açılması için çalışmalar yapılmaktadır.
204
Fethiye türbesi
205
Akyazı, Benli Muhiddin türbesi: Doğum ve ölüm
tarihleri tespit edilemeyen, Hacı Bayram Veli’nin
halifelerinden olan ‘’Benli Muhiddin’’ in türbesi bulunmaktadır. XVI. yy’da yaşamış olması muhtemeldir. 1262 sayfalık 2 ciltten oluşan Tuhfe-i Naili adlı
eseri vardır. Buradan hareketle XV. yy’da Akyazı
köyünün var olduğunu görüyoruz.
Gürmeç. Çam Dede Türbesi: Horasan Erenlerinden
olduğu söylenmekle birlikte kimliği hakkında bilgi
yoktur. Köy üzerinde bulunan tepede iki çamın altına
defnedilen Çam Dede’nin geyikler tarafından ziyaret
edildiği, çamın birini kesen köylünün beş yıl hasta
olduktan sonra öldüğü rivayeten anlatılmakta ve
çama kimse dokunmamaktadır.
Kullar; Karadede türbesinde tahta kılıç vardır.
Tahta kılıcın türbede yatan Karadede’ye ait olduğu
söylenmektedir. Yağmur yağmadığı zamanlarda,
tahta kılıç suya yatırılır ve sonra yağmur duasına
çıkılır. Bundan sonra yağmurun yağacağına inanılır.
Karadede’nin, at sırtında tahta kılıç ile savaşlara
katıldığı ve savaştığı rivayeten anlatılır.
Tatlıpınar / Şıhosman / Şeyhosman: Moğol istilası
döneminde Horasan’dan Anadolu’ya gelen ve Horasan Erenlerinden olan Şıh (Şeyh) Osman tarafından
kurulmuştur. Kendi adına 1301 yılında bir cami yaptırmış ve türbesi de buradadır.
Horasan Erenleri: Tatlıpınar’da Şıh Osman, Akyazı’da Benli Muhittin, Gürmeç’de Cami Dede Türbeleri
CAMİLER
Tarihi Köy Camileri: Tatlıpınar (Yapraklı’ya 25
km), Kirliakça, Subaşı(Yapraklı’ya 25 km) , Yenice
(Yapraklı’ya 25 km) (1800 tarihli), Badiğin ve Yüklü(Yapraklı’ya 9 km) .
Müsellim: Duvar kalınlığı 90 cm ve 9.90m X 7.87
m boyutundaki ahşap malzemeden yapılan Caminin
yapım tarihi bilinmemektedir
206
ŞİFALI SULAR-TERMAL KAYNAKLAR
Kullar’da (Yapraklı’ya 35 km) böbrek taşı düşürmeye iyi gelen suyun sertlik derecesi sıfrıdır
Akyazı içmesi: (Yapraklı’ya 26,5 km) Hazma iyi
gelen karbonatlı su kaynağı vardır
Kavak/Kavakköy:
(Yapraklı’ya
10
km).
Kavakkköy’ü çeşmesi suyu ekşimsi, bikarbonatlı
hazmı kolaylaştırır. Dalak suyu adlı birde içmesi
vardır
Aşağıöz /Aşağıbadiğin: Köyde bulunan Yel Suyu
romatizmaya iyi gelmektedir.
ANIT AĞAÇ: Koca (Kaba) Meşe: (Yapraklı’ya 3,7
km) Çankırı yönünden Yapraklı’ya gelirken Yüklü
köyü ayırımından sola sapıldığında Karacaözü köyünün alt tarafında ve yakınında yolun sağında kuru
dereyi geçtikten sonra korumaya alınmış Kaba meşe
ile karşılaşırsınız. Yapraklı ilçe merkezine 3 km Çankırı il merkezine 25 km. uzaklıktadır. Çevresi 12 m.
çapı 4.4 m. boyu 12 m. tahmini yaşı 400-500 yıllık
olan Koca Meşe halk tarafından kutsal sayılır, geceleri ışık saçtığı söylenir.
Koca meşe
BÜYÜK YAYLA. Sarıçam, karaçam köknar ve ardıç
ağaçlarıyla kaplı 1600-1700 m. Rakımlı Büyük Yayla
ilçenin kuzeyinde geniş bir alanı kaplar. Yaylada alt
yapı tesisleri mevcut olup, ilçeye 13 km. uzaklıkta
207
45 yayla evi yapılmıştır. Eko turizm için çok elverişli
olan yaylada; kamping, trecking, fotosafari, atlı yürüyüş, bisiklet, karavan, manzara seyri, kara avcılığı,
yapmak mümkündür.
Yayla içinde Güllüalan,
Gökçedere, Akyol, Muşgöl, Dedeköy ve Yüklüköy
yaylaları günübirlik piknik yapılabilecek yerlerdir.
Küçük (Teknekaya) yayla ilçeye 5 km uzaklıkta orman altı bitkiler ve kekik ile kaplıdır.
Büyük yayla
GÜRGENDERE GÖLETİ. DSİ tarafından sulama
amaçlı olarak yapılmış gölet ilçeye 1 km. uzaklıktadır. Günübirlik piknik ihtiyacını karşılayacak
masabank, çeşme, wc gibi alt yapı tesisleri vardır.
AYSEKİ KÖYÜ GÖĞEM TEPESİ. (Yapraklı’ya 22
km) Köyün 1 km. yakınında bulunan göl çevresi
günü birlik piknik yapılabilecek yerlerdendir. Bunlardan başka Sarıkaya ve Karakaya ormanlık alanlarının içinde de piknik yapmak mümkündür.
Yapraklı Subaşı Düdeni, Zindan Dipsizi Obruğu ,
Eshab-ı Kehf, diğer görülecek yerlerdir.
208
Gölet
ETKİNLİKLER
BAĞBOZUMU: Bağ bozumu geleneği Rumlardan
Türklere geçmiş bir gelenektir. Her yıl Eylül sonu ve
Ekim ayının başında pazar gününe rastlayan bir gün
tespit edilir. Tespit edilen günde bağ bozumu yapılır.
Bağ bozumu günü için kuşluk vakti davetliler özel
arabalarla bağlara götürülür. En taze ve en iyi üzüm
salkımları ile kahvaltı yapılır. Ondan sonra üzümlerin toplanmasına başlanır.
YAĞLI GÜREŞLER: Her yıl üç gün süre ile ilçeye
8 km. uzaklıktaki Büyükyayla Büyükdüz mevkiinde
Yapraklı Yağlı Güreşleri-Kültür ve Yayla Festivali adı
altında yapılır, Güreşin yapıldığı yerde panayır kurulur ve Yapraklı halkı tarafından ilgi ile karşılanır.
209
Güreşlerin ne zaman yapılacağı Yapraklı belediyesinden öğrenilebilir.
Yapraklı, Yayla kültür ve turizm festivali, Kültür
ve yağlı güreş festivali.Kullar köyü, Tatlı su şenliği.
Gürmeç köyü şenliği. İkizörennliler, Kaynaşma dayanışma günü. Yukarıöz , Kültür ve yağlı güreş festivali. Aşağıöz Köy şenliği. Karacaözü, Koca Meşe şenliği. Kavakköy, Dalak suyu dağ eteği şenliği. Yenice
köy şenliği
İLÇE PAZARI, Cuma günleri kurulur.
SİVİL MİMARİ: Geleneksel sivil mimari örneği evler, iki katlı, içleri ahşap oyma örnekleriyle bezenmiş,
kapı, tavan süslemeleri sanatsal olarak işlenmiştir.
Geleneksel mimariyle beraber ilçe merkezinde Değirmendere’nin her iki yamacında çok az örneği kalmış
bağ evlerine rastlanır. Bağ evlerine ‘’köşk’’ adı verilir.
Su basman taş duvar, üst kısım ahşaptır. Genelde iki
odalı, önünde yazlık adı verilen geniş balkonludur.
Yapraklının görülmeye değer İlginç mimarisiyle
henüz yıkılmamış eski evlerinde kapı ve tavan süslemeleri, ender ağaç oyma işçiliği örnekleri göze
çarpmaktadır. El sanatlarına dayalı ağaç oymacılığı,
eskiden çok olduğu halde, yavaş yavaş yok olmaya
başlamıştır .
210
Tatlıpınar Köyünde 1650’li yıllarda yapıldığı
tahmin edilen Zaim Zade İbrahim Ağa Konağı vardır.
Konak kısmen tahrip olmuşsa da ana yapı olarak
ayaktadır. Konağın içinde bulunan yazılar ve süslemeleri kayda değer nitelikte sivil mimari örneğidir.
(Not: yıkılmış olabilir)
YAPRAKLI’DA YÂREN: Uzun kış gecelerinin vazgeçilmez toplantısı yaren; güzel ahlak, saygı, disiplin ve
iyi bir eğitimle birlikte eğlencenin iç içe olduğu Çankırı’ya özgü bir toplantı çeşididir. Yapraklı köyleri de bu
toplantılardan nasibini almış ve Yâren geleneği ni
devam ettirmektedir. Çankırı merkez dahil hemen hemen birkaç ilçe hariç Yâren toplantıları gerçekleştirilir.
Toplantılar özde aynı olmakla beraber farklı ilçelerde
uygulamalarda değişiklikler göze çarpar.
Toplantıları seçilen bir başağa yönetir. Başağa
toplantılarda başköşeye oturur. Başağanın yerine
kimse oturamaz. Toplantı boyunca misafirlere yemek, çörek, börek, çay, kahve ikram edilir. Yemek
bitiminden sonra eğlenceye geçilir. Eğlence sırasında
saz eşliğinde fidayda, misket. Genç Osman gibi oyunlar oynanır. Oyun ve türkülerden sonra sıra yüzük
oyunu gibi şakalı ve eğlendirici oyunlara gelir.
ULAŞIM
Ulaşım, Ankara-Çankırı-Yapraklı karayolu ile sağlanır.Her saat başı ilçeye ulaşımı sağlayan servisler
mevcuttur.Bu servisler Çankırı otogarından kalkmaktadır
KONAKLAMA
Yapraklı Belediye Oteli
Yapraklı Öğretmenevi :0 376 361 20 50
YEME-İÇME
Gözde Lokantası. Terminal Meydanı
CA-FE-RA
Piknik. Terminal İçi
Yeşilgöl Dinlenme Tesisleri. Gölet Mevkii
Sevil Pastanesi. Belediye İşhanı No:2/16
211
DEVREZ VADİSİ
İlin batısında bulunan Orta İlçesi topraklarından
kaynaklanan Devrez çayı, doğuya doğru uzanan
çöküntü oluğunun içinde yer alır. Vadinin oluşumu,
kırılma ve çökme olayları sonucu gerçekleşmiş ve
Dumanlı dağı, Ilgaz Dağları ile aynı dönemde oluşmuştur. Oluğun bir yamacı daha diktir, OrtaKurşunlu arasında ve Ilgaz’ın doğu sınırlarına doğru
iyice daralarak bir boğaz haline gelir. Bu yapıdan
ayrılmayan faylar boyunca, kuzeydeki bölüm, güneye
oranla daha fazla doğuya doğru kayıp çökmüş, dolayısıyla bu alan, yurdumuzun en faal ve tahripkâr
deprem kuşağı haline gelmiştir. Devrez Vadisi aynı
zamanda Kuzey Batı Anadolu fay hattının tabanını
oluşturmaktadır. Birinci derecede deprem kuşağı
üzerinde yer alır.
Devrez vadisi
Devrez çayına karışan akarsuların açtıkları vadiler yamaçtaki eğim nedeniyle genellikle "V" profillidir.
Yamaçtan sonra eğim birden azalır ve bu nedenle sel
karakterli derelerin taşıdığı malzeme yığılarak birikinti konilerini oluşturur. Bitki örtüsünün de zayıf
olmasının etkisiyle erozyon fazlaca olur ve çok malzeme taşınır. Aynı zamanda yamaç döküntülerine de
rastlanır. Eğime bağlı olarak yerleşen kısa boylu
dereler içinde fay çizgileri boyunca yer alanları da
vardır. Vadi boyunca yer yer genişleyen alanlara
rastlanır.
212
Vadinin daralan kısmı Orta ilçesi Sakaeli köyünden başlar ve yer yer genişleyerek Ilgaz ilçesini de
içine alacak şekilde devam eder. Vadi kanyon özelliği
gösterir. Geçit vermeyen dar boğazlar vardır. Jeolojik
yapıya bağlı olarak peribacaları oluşumu meydana
gelmiştir. Vadide çok sayıda mağara, in, kovuk, kaya
yerleşimi, kaya mezarları yer alır. Bunların bir kısmı
doğal bir kısmı da insan yapımıdır. Ulaşımın olmadığı yerlerde vadi oldukça vahşidir. Yaban hayatınca
zengindir. Trecking ve balık avcılığı için çok elverişli
olup fotosafari için bulunmaz bir ortamdır. Orta girişli ve Kurşunlu çıkışlı bir yürüyüş 8 saat gibi bir zaman alır. Ayrıca vadi boyunca mağara meraklıları
için çok sayıda mağara vardır. Kaya yerleşimleri ise
ayrı bir özellik taşır. Vadide yaban domuzu olabileceğinden çok dikkat edilmesi gerekmektedir.
GEREDE-MELAN-SOĞANLI ÇAYI VADİSİ
Çerkeş ilçe sınırının batısından başlayarak Atkaracalar ilçe sınırının kuzeyinden devam ederek
Bayramören ilçesinden Kastamonu sınırına ulaşır.
Vadi dar olmakla birlikte kuzey tarafında ÇerkeşBayramören arasında vadi boyu uzanan yol vardır.
Güney taraftaki yol ise vadiden gittiği gibi iç kısımlara uğramaktadır. Vadi, trecking ve balık avcılığı, oto
safari için bulunmaz yerlerden biridir. Ayrıca mağara,
tarihi köprüler ve köyler vadinin güzelliğine güzellik
katmaktadır. Vadiye ulaşım Çerkeş, Atkaracalar ve
Bayramören ilçeleri üzerindendir. Dar vadi boyunca
eski su değirmenleri yanında ekili dikili alanlar vardır. Yeşillik olan vadide su seven söğüt, kavak ağaçları yanında meyve ve yabani meyveler yetişmektedir. Köyler arası mesafe fazla olduğu için gideceklerin tedbirli olmaları gerekmektedir.
213
Resim: Melan vadisi
KIZILIRMAK VADİSİ
İl içinde 30 km. lik bir yol kat eden Kızılırmak
nehri balık tutmak ve kenarlarında piknik yapmak
için çok uygundur. Gidecek olanların ihtiyaçlarını
karşılamış ve tedbirlerini almış olmaları gerekmektedir.
POTANSİYEL TURİZM AKTİVİTELERİ
İlçe ve köylerde özellikle ilkbahar ve yaz ayları
değişik kutlamalar ve anmalar yapılmaktadır. Bu
yerel etkinlikler ile birlikte turizme katkısı olabilecek
potansiyel yerler vardır. Örneğin,
Eko Turizm, Yapraklı, Eldivan, Orta, Çerkeş ilçelerine bağlı köylerde korumaya alınmış anıt ağaçlar
vardır.
İnanç Turizmi, İlçe ve köylerde türbe, tarihi değerde olan camiler Horasan Erenlerine ait türbeler,
yatırlar bulunmaktadır.
Kış Turizmi, Şimdilik alt yapısı tamamlanmış Kış
turizmine yönelik tesisler sadece Ilgaz dağında bulunmaktadır. :(Ilgaz, Çerkeş, bu konuda Ilgaz dağında bazı yatırımlar yapılmış ve tesisler kurulmuştur.
Işıkdağı’da (Çerkeş) önemli bir kış turizm alanı olabi-
214
lir. Dağ turizmi yönünden Dumanlı, Aydos, dağları
potansiyel durumdadır
Yayla Turizmi, Ilgaz, Eldivan, Şabanözü ve Çerkeş
ilçeleri yayla turizmine çok müsait olup henüz değerlendirilme aşamasına gelmemiştir. Eldivan’da Eldivan yaylası, Ilgaz’da Kırkpınar yaylası, Şabanözü’nde Bakırlı yaylası, Yapraklı’da Büyük yayla.
Av Turizmi. Kara ve tatlı su avcılığı amatör olarak
meraklılarınca yapılmaktadır. Av turizmi: (Kara ve
su), Bölgede başlıca av hayvanlarından tilki, kurt,
çakal, yaban domuzu,, tavşan, keklik, bıldırcın, yaban ördeği bulunmaktadır. Kızılırmak, Devrez, Soğanlı, Melan, Terme çayda ve göletlerde alabalık, tatlı
su kefalı, aynalı sazan, çay balığı, levrek. yayın balığı
bulmak mümkündür.
Termal Turizmi, Kurşunlu ilçesine bağlı Çavundur’da bulunan tesis dışında alt yapısı olan başka
tesis henüz yoktur.
Kültür Turizmi: Ahilikten kalma Yâren toplantılarının halka tanıtılması çalışmaları varsa da çok yetersizdir. Çankırı Yâren kültürü ve Halkoyunları,
Çankırı mutfağı önemli kültürel unsurlardır
Kongre Turizmi : Kongre turizminin gereksinimlerini sağlayacak alt yapı ve tesis mevcut değildir.
Arkeolojik sit alanları, Çok sayıda arkeolojik sit
alanı olmakla beraber henüz ziyarete açılmamış,
açılması yönünde çalışmalar vardır.
Dağcılık, Çankırı’nın bütün ilçeleri dağcılık yönünden cazibeli olmakla beraber hiçbir aktiviteye
rastlanmamaktadır.
Sağlık turizmi: (İçme, kaplıca)Çok sayıda hamam,
ılıca, içme mevcut olup, sadece KurşunluÇavundur’da
tesisi vardır. İlde çok sayıda ılıca, içme ve hamam
bulunmaktadır.
Mağara, Soğanlı ve Melan Çay ile Devrez Vadisi,
Yapraklı, Ilgaz, Orta, Çankırı Merkez köylerinde çok
sayıda mağara vardır. Zaman zaman amatör ekiplerce ziyaret edilmektedir.
215
Trecking turları, bu konuda hiçbir etkinlik yoktur.
Zaman zaman yürüyüş turları yapılmakta ise
Sağlık: Devlet Hastanesi ve bir özel hastane faaliyettedir. İlçelerde Devlet hastanesi bulunur.
Enformasyon
GEZİ GÜZERGAHLARI
KENT ROTASI Ankara-Çankırı-Ankara
MELAN ROTASI Ankara-Kızılcahmam-ÇerkeşBedil-Aktaş-Bayramören-Kurşunlu-Orta-ŞabanözüÇubuk-Ankara
AYDOS ROTASI Ankara-Çubuk-Yukarı ÇavundurElmalık-Orta-Güldürcek Barajı-Güvem-KızılcahamamAnkara
DUMANLI ROTASI Ankara-Çubuk-ŞabanözüHöyük-Sakaeli-Kalfat-Çerkeş-Kıılcahamam-Ankara
SANI ROTASI Ankara-Çubuk-Şabanözü-OrtaDumanlı-Taşkaracalar-Kurşunlu-Atkaracalar-ÇerkeşKızılcahamam-Ankara
DERVREZ ROTASI (Devres Boyu Trecking) Ankara-Çubuk-Şabanözü-Orta
(Başlangıç)
KırsakalSakaeli-Dumanlı-Kapaklı-Köpürlü-Kurşunlu
yakını
köprü (Çıkış)-Kurşunlu-Atkaracalar-Orta-ŞabanözüÇubuk-Ankara
ILGAZ ROTASI Ankara-Çankırı-Korgun-Ilgaz-Ilgaz
Dağı-Ilgaz-Korgun-Çankırı-Ankara
SANI ROTASI Ankara-Çubuk-Şabanözü-OrtaDumanlı-Taşkaracalar-Kapaklı-Korgun-ÇankırıAnkara
ELDİVAN
ROTASI
Eldivan-Çankırı-Ankara
Ankara-Çubuk-Şabanözü-
E-80 KARAYOLU ROTASI Anakara-KızılcahamamÇerkeş-Atkaracalar-Çavundur-Kurşunlu-Ilgaz-KorgunÇankırı-Ankara
216
ACI ÇAY ROTASI Ankara-Kızılırmak-ÇankırıYapraklı-İkizören-Çankırı-Eldivan-Şabanözü-ÇubukAnkara
TUZ ROTASI Ankara-Kızılırmak-Tuz mağarasıİkizören-Yapraklı-Çankırı-Ankara
BAYRAMÖREN ROTASI Ankara-KızılcahmamÇerkeş-Atkaracalar-Kurşunlu-Bayramören-BoyalıKurşunlu-Atkaracalar-Orta-şabanözü-Çubuk-Ankara
217

Benzer belgeler

çerkeş lsv doğal yaşam merkezi

çerkeş lsv doğal yaşam merkezi mevcuttur. Odalarda bulunan ocaklıklar en gösterişli yerlerdir. Ocak üstünde bacak başı olarak adlandırılan raf, kenarlarda gözgere denilen ahşap küçük gözler, mum koymak için şinanay adı verilen y...

Detaylı