Haziran 2012 - Başkent Organize Sanayi Bölgesi

Transkript

Haziran 2012 - Başkent Organize Sanayi Bölgesi
l
Yıl:8
l
Sayı: 29
l
Haziran 2012
l ÜCRETSİZDİR
Ankara’da bir ilk
Yenilikçilik
Merkezi
kuruluyor
Başkan’dan
Aklın yolu bir
B
ilindiği üzere yeni teşvik paketi
Başbakan sayın Recep Tayyip
Erdoğan tarafından açıklandı.
Şunu hemen belirtmeliyim
ki, birkaç nokta dışında yeni
teşvik paketini ülkemizin
ekonomisi açısından umut
verici buluyorum. 3’te
Küçük yatırımcı da imalathane ve ticarethane sahibi olacak
Büyük ve orta ölçekli sanayi tesislerinin yer
aldığı Başkent Organize Sanayi Bölgesi’nde
gelen yoğun talepler üzerine küçük
girişimcilere de yatırım yapma olanağı
sağlanıyor. Başkent OSB yönetimi,
küçük imalathaneler ve ticarethaneler
için Başkent OSB’de 61.272
metrekarelik bir alan ayırdı. Bu alan
üzerinde 48 adet imalathane ve
ticarethane binası yapılacak. 6’da
“Dünden bugüne, bugünden yarına, sevgi, saygı ve güven taşıyoruz”
İçindekiler
Başkan’dan
Şa­di TÜRK
Aklın yolu bir
üzere yeni teşvik paketi Başbakan sayın
Bilindiği
Recep Tayyip Erdoğan tarafından açıklandı.
“Hep önde, hep ilk”
Başkent OSB Genel Kurulunda konuşan Şadi Türk:
“Başkent OSB, insanlar düşünürken biz yaparız, insanlar
düşünmezken de biz düşünürüz ilkesiyle ilerliyor.”
38
sayfa
Başkent
Yatırım
hedef
büyüttü
Başkent Yatırım A.Ş’nin yapılan genel kurulunda şirketin
daha büyük ihalelere girmesine olanak sağlamak amacıyla
sermayesi 1 milyon liradan 6 milyon liraya çıkartıldı.
12
sayfa
FIXA Yapı
hizmete
girdi
Başkent OSB’de ardarda
faaliyete geçen tesislere FIXA
Yapı Kimyasallar da katıldı.
4
sayfa
Kentsel alanda yapılacak ticari merkez için ilk adım
Bankalara özel merkez 7
sayfa
BAŞKENT
OGANİZE SANAYİ BÖLGESİ
Sahibi: Başkent OSB Yönetim Kurulu Adına Başkan Şadi TÜRK
Yayın Koordinatörü: Cavat KÖMÜRCÜ
Yayın Kurulu: Av. Abidin ŞAHİN, Cavat KÖMÜRCÜ
Burhan AKKOÇ, Mehmet ERGİN ve Nihat ÖRNEK
Yayına Hazırlayan: CEGAM
Tel: 0.312. 441 37 23 Faks: 0.312. 441 37 26
e-mail: [email protected]
Baskı: ERTEM MATBAACILIK
Başkent Organize San. Bölgesi 22. Cadde No: 8
Malıköy - Temelli / ANKARA
Tel: 0.312. 640 16 23 Faks: 0.312. 640 16 24
e-mail: [email protected]
Bölge Müdürlüğü: Malıköy/Temelli/ANKARA
Tel: 0.312. 640 11 00 (8 Hat) Faks: 0.312. 640 11 11
e-mail: [email protected]
Şunu hemen belirtmeliyim ki, birkaç nokta dışında
yeni teşvik paketini ülkemizin ekonomisi açısından
umut verici buluyorum.
Öncelikle paketin olumlu bulduğum yönlerini
belirttikten sonra, özellikle Ankara sanayisi için
yaşamsal bulduğum bazı noktalara dikkat çekmek
istiyorum.
Yıllardan beri yatırımların OSB’lere yapılmasının
gerekliliğini savunan Başkent OSB’nin Başkanı olarak,
bu yönde atılan adımları bazı yönleriyle yetersiz
bulmakla beraber, bütünü açısından olumlu bir adım
olarak değerlendiriyorum. Teşviklerde OSB’lere
mutlaka öncelik verilmelidir, hatta bazı bölgelerde
teşvik yapmanın koşulu OSB’lerde yatırım olmalıdır.
Büyük ölçekli ve stratejik yatırımlara ayrı bir
önem atfedilmesi yerinde bir saptamadır. Bu
uygulama, yabancı yatırımcıların Türkiye’yi tercih
etmesini sağlayacak; ithalatı azaltarak, ihracatı
arttırarak ülkemiz ekonomisine mutlaka önemli katkı
getirecektir.
Tabii ki, yeni teşvik paketinin getirdiği
olumluluklar bununla sınırlı değildir. Teröre gerekçe
gösterilen kalkınmışlık farklılıklarının giderilmesi
için bölgeye sağlanan olağanüstü destekleri ve eğitime
verilen teşvikleri de unutmamak gerekir.
Teşviklerin illerin kalkınmışlıklarına göre bölgelere
ayrılarak belirlenmesi yerinde bir uygulama olmakla
birlikte, bunun beraberinde bazı olumsuzlukları da
getirdiğini belirtmeden geçemeyeceğim. Örneğin;
“Sanayinin de başkenti” olma iddiasıyla kıyasıya
bir mücadelenin içine giren Ankara’nın, İstanbul ve
Kocaeli gibi sanayi yatırımları açısından çok gelişmiş
iller ile aynı kategoride değerlendirilmesi haksızlıktır.
Henüz iş işten geçmiş değildir. Beklentimiz,
hükumetimizin Başkentimize yapılan haksızlığı
ortadan kaldırmasıdır. Bu, gerçekten Ankara’yı
“Sanayinin de Başkenti”yapmak yönünde olumlu bir
adım olacaktır.
Özetle 2004 yılı ve
sonrasında teşviklerdeki bazı
düzenlemelerle yavaşlayan
yatırımlar, yeni paketle hız
kazanacaktır.
Aklın yolunun bir olduğu,
bir kez daha görülmüştür.
Geç de olsa bu noktaya
gelinmesi ise bölgemiz
ve ülkemiz adına
sevindirdirici bir
gelişmedir.
HABERLER
Yeni bir baca tütüyor
Başkent OSB’de
kurulan FIXA Yapı
Kimyasalları Fabrikası
törenle hizmete girdi.
B
aşkent OSB’de ardarda faaliyete geçen tesislere FIXA
Yapı Kimyasalları da katıldı.
Fabrikanın açılış töreninde
konuşan Başkent OSB Başkanı
Şadi Türk, her zaman girişimcilerin yanında olduklarını söyledi.
FIXA Yapı Kimyasalları Fabrikası
Genel Müdürü Ali Murat Ekin
de desteklerinden dolayı başta
Başkent OSB Başkanı ve Yönetim
Kurulu Üyeleri olmak üzere herkese teşekkür etti.
Ekin’in konuşması
FIXA Yapı Kimyasalları Fabrikası
Genel Müdürü Ali Murat Ekin, açılışta yaptığı konuşmada Başkent
OSB’de kurdukları fabrikanın
Türkiye’de kurdukları üçüncü fabrikaları olduğunu söyleyen Ekin, “Şu
anda tam kapasiteye yakın çalışan bu
fabrika 10 yıllık bir çabanın ürünlerinden biri. Buralara gelmemizde
emeği geçen herkese çok teşekkür
ederim’’ diye konuştu.
Genel Müdür Ali Murat Ekin’in
ardından konuşan Başkent OSB
Başkanı Şadi Türk, Ekin’in sözlerine değinerek, on yılda alınan mesafenin muazzam olduğunu söyledi. Türk ekonomisine katkı için
4
4
gösterilen çabanın önemine dikkat çeken Türk, Başkent OSB olarak sanayicinin yanında olduklarını söyledi ve şöyle konuştu:
“Ülkemizin gelişmesinde sanayinin büyük bir rolü var. Üreten bir
ülke olmak, üreten insanlara üreten
firmalara sahip olmak bir ülke için
çok önemli. Bunlara destek olmaksa hepimizin boynunun borcudur.’’
Konuşmaların ardından fabrikanın açılış kurdelesi Başkent OSB
Başkanı Şadi Türk tarafından kesildi.
Başkent OSB’ye Hollanda’dan
Dev Yatırımcı: De Meeuw
Türk: “Yabancı şirketler
diğer bölgelerde yaşadıkları
sorunları bizim bölgemizde
yaşamıyorlar.”
De Meeuw temsilcileri: “Başkent
OSB ile ilk görüşmelerden
itibaren işlerin çok verimli ve
hızlı bir şekilde yürümesinden
dolayı memnunuz.”
B
aşkent OSB ülke sınırlarını aşmaya devam ediyor. Geçmişte Rusya
da dahil olmak üzere yurt dışından bir çok önemli misafiri ağırlayan Başkent OSB yönetimi, bu sefer
Hollanda’nın köklü firmalarından De
Meeuw’un temsilcilerini, bölgemizde
gerçekleştirdikleri yatırımları sebebiyle konuk etti.
Ali Saraç’ın sahibi olduğu
Intro2Turkey isimli Hollanda menşeli
yatırım danışmanlığı firmasının aracılığında gerçekleşen ziyarette firma temsilcileri Şadi Türk başkanlığındaki Başkent
OSB yetkilileri ile görüştü. Ziyaretçiler,
bir taraftan Başkent OSB hakkında bilgi
alırken diğer taraftan firma aktiviteleri
ve hedefleriyle ilgili Başkent OSB yetkililerini bilgilendirdiler.
De Meeuw, tarihi 90 yıl öncesine
dayanan ve dört kuşaktır aile şirketi olarak işletilen, prefabrik yapı konusunda
uzmanlaşmış bir firma. De Meeuw’un
Hollanda, Belçika, İsviçre gibi Avrupa
ülkelerinde yatırımları bulunuyor.
Firma, Türkiye pazarına yönelik yatırım çalışmalarına ise bir sene önce baş-
lamış ve bu süreçte gördükleri misafirperverlikten son derece memnun kalmış. Özellikle Türkiye’nin dinamizminin kendilerini etkilediğini ifade eden
De Meeuw temsilcileri, bu sebeple yerli
bir firma olan ABC Prefabrik’in çoğunluk hisselerini alarak Türkiye’de yatırım
kararı aldı. Prefabrik yapı işinde 10 yıllık
tecrübesi olan ABC Prefabrik ile yaptıkları ortaklığın ardından Başkent OSB’de
25000 metrekare bir alanda fabrika
kurma yoluna giden De Meeuw, gelecek vadeden bir pazar olarak gördükleri Türkiye pazarının yanı sıra buradaki
tesislerindeki üretimleriyle çevre ülkelerdeki ve geniş bölgedeki diğer pazarlara da erişim hedefliyor. 400 kişiyi istihdam etmesiyle ve yıllık 120 milyon avro
cirosuyla sektöründe önemli bir ekonomik güç olan şirket, aynı zamanda bu yatırım sayesinde Türkiye tarihinde topraktan girip fabrika kuran ilk
Hollandalı şirket olma unvanını kazanacak.
Başkent OSB Başkanı Şadi Türk, De
Meeuw temsilcilerinin kabul edildiği
görüşmede bu yatırım ile ilgili şunları
söyledi: “Yabancı şirketler diğer bölgelerde yaşadıkları sorunları bizim bölgemizde yaşamıyorlar. Her aşamada arkadaşlarımız gereken ilgiyi ve yardımı gösteriyorlar, bundan sonra da göstereceklerdir.”
Bu sözlerin üzerine De Meeuw
firması temsilcileri ise Başkent OSB
ile ilk görüşmelerinden itibaren işlerin çok verimli ve hızlı bir şekilde yürümesinden dolayı duydukları
memnuniyeti dile getirdiler. Ayrıca
Başkent OSB Başkanı Şadi Türk’ün
yapılması planlanan lojistik merkezi
hakkında kendilerine aktardıklarının
sonrasında bu merkezin kendileri
açısından çok yararlı olacağını belirten temsilciler, Başkent OSB hakkında da övgü dolu sözler sarf ettiler. Genel olarak samimi bir havada
geçen görüşmenin sonunda taraflar
birbirlerine iyi dilek ve temennilerini ileterek ayrıldılar.
5
KÜÇÜK YATIRIMCI DA İMALATHANE
VE TİCARETHANE SAHiBi OLACAK
Küçük yatırımcılar için
yapılacak imalathane ve
ticarethanelerin
inşaatına başlandı.
Aşama aşama tamamlanacak olan imalathane
ve ticarethaneler küçük
yatırımcılara kiralanabileceği
gibi ayrıca satılabilecek.
İnşaatlara yeni başlanmasına
karşın, talepler yoğunlaştı.
Küçük yatırımcı ve tedarikçilere
binaları satın almaları halinde
kolaylık sağlanarak, vadeli
satış yapılabilecek.
üyük ve orta ölçekli sanayi
B
tesislerinin yer aldığı Başkent
Organize Sanayi Bölgesi’nde gelen
yoğun talepler üzerine küçük
girişimcilere de yatırım yapma
olanağı sağlanıyor. Başkent OSB
yönetimi, küçük imalathaneler ve
ticarethaneler için Başkent Organize
Sanayi Bölgesi’nde 61.272 metrekarelik
bir alan ayırdı. Bu alan üzerinde 48
adet imalathane ve ticarethane binası
yapılacak.
6
Başkent Yatırım A.Ş tarafından
yapımına başlanan binaların her biri
847 metrekare olarak planlandı. Zemin
ve asma kattan oluşan iş yerlerinin
zemin katında üretim bölümü ve
işçiler için yemekhane, soyunma, duş
bölümleri yer alacak. 180m²’k asma
katta ise idari personelin kullanacağı
ofisler yer alıyor.
Dörtlü bloklar şeklinde planlanan
imalathane ve ticarethaneler
istenildiğinde birleştirilerek kullanım
alanı büyütülebilecek. Ayrıca her
imalathane ve ticarethanenin ön
cephesinde 10 metrekarelik açıkta
çalışma alanı yer alıyor.
Binaların ön kısımlarında ise her
iş yerinin gereksinimini karşılayacak
ölçekte otopark yapılıyor.
İnşaatlarına Mayıs 2012’de
başlanan imalathane ve ticarethane
binaları, talepler dikkate alınarak
aşama aşama tamamlanacak. Bu arada
yapılan bu binalar kiralanabileceği
gibi, satışı da yapılabilecek. Küçük
yatırımcıların bu iş yerlerinin
mülkiyetine sahip olmaları için
kolaylık sağlanacak, satışlar vadeli de
yapılabilecek.
Kentsel alanda yapılacak ticari merkez için ilk adım
Bankalara özel merkez
Kentsel Merkezde planlanan
Bankalar Caddesi’nde14 adet
banka ve ticarethane binasının
yapımına başlandı. Bölgeye,
başta Ziraat Bankası olmak
üzere birkaç banka gelmek
için başvurdu.
H
er gün bir adım daha öne
çıkan Başkent OSB’de Kentsel
alanda kurulması planlanan ticaret
merkezinin yapımı için ilk adım
atıldı.
Başkent OSB Yönetimi,
Üç bin
kişilik cami
B
aşkent OSB’de üç
bin kişinin aynı anda
namaz kılabileceği
cami projesini yönetim
onayladı, bu yıl yapımına
başlanıyor.
Kentsel merkezde yer
alacak tesisler arasında
olan Başkent OSB
camisinin çevresiyle
birlikte projesi
tamamlandı. Bu yıl
içinde ihaleye çıkarılarak
yapımına başlanacak
olan camide üç bin
kişi aynı anda namaz
kılabilecek.
Kentsel Merkezde bankalar
ve ticarethaneler için 27.415
metrekarelik bir alan ayırdı.
Bu alanda bulunan Bankalar
Caddesi’nde bankalar ve
ticarethaneler için ilk aşamada
14 adet bina yapılacak. Binaların
her biri 465 metrekare olarak
planlandı. Bodrum, zemin ve
birinci kattan oluşan binaların
bodrum katında depolama alanı,
zemin katta gişe işlemleri, birinci
katta ise bireysel bankacılık
işlemleri yapılacak. Her bankanın
önünde personel ve müşteriler için
ayrı bir açık otopark yer alacak.
İkiz bloklar şeklinde planlanan
binalar istenildiğinde birleştirilerek
büyütülebilecek ve farklı amaçlarla
da kullanılabilecek.
Söz konusu tesislerin inşaat
çalışmalarına Mayıs 2012’de
başlandı ve aşama aşama
tamamlanacak.
Bu arada, bölgede faaliyet
göstermek için başta Ziraat
Bankası olmak üzere bir çok banka
başvuruda bulundu.
II. Etapta
dökümcülere
özel yer
O
rta ve büyük ölçekli
sanayi tesislerinin yer
aldığı Başkent OSB’de, küçük
sanayilerden sonra, dökümcüler
için de özel bir bölge kuruldu.
Başkent OSB’de yatırımcı
yelpazesi her geçen gün
genişliyor. Orta ve büyük
ölçekli sanayi tesislerinin
yer aldığı Başkent OSB’de,
küçük sanayiciler için
yer ayrılmasından sonra,
dökümcüler için de özel bir
bölge kuruldu. Dökümcüler için
II. Etapta 151.600 metrekare yer
tahsis edildi.
7
II. etabın alt yapısı tam yol...
Haziran 2011’de yapımına
başlanan pis su, yağmur
suyu ve kullanma suyu
şebeke hatlarının yüzde
ellisi tamamlandı.
I
. etabın alt yapısını tümüyle tamamlayan Başkent OSB’de II. etabın alt
yapı çalışmaları tüm hızıyla ile sürüyor.
2011 Haziran’ında yapımına başlanan II. etabın pis su, yağmur suyu ve
kullanma suyunun alt yapısının yüzde
ellisi tamamlandı. II. Etabın yol ve tretuvar işlerine de bu yıl içinde başlanacak. Yol ve tretuvar yapımının 2013 yılı
sonunda tamamlanması bekleniyor.
Katılımcıya ucuz elektrik
Aynı şekilde Bilim Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı’nın kredisiyle II.
Etabın AG-YG elektrik şebekesinin
yüzde 45’i yapıldı, elektrik şebekesinin tümü 2012 yılı içerisinde tamamlanacak.
Bu arada I. Etabın elektrik dağıtım tesisinin yeraltına alınması karar-
laştırıldı. Bu amaçla hazırlanan projeler tamamlandı ve ilgili kuruluşlarca onandı.
Katılımcıların daha ucuz elektrik
kullanmalarına olanak sağlamak amacıyla bir yandan I. Etabın şebeke kompanzasyon sistemi tamamlanarak devreye alınırken, diğer yandan tedarikçilerden daha ucuz elektrik almak için
yapılan görüşmelerde olumlu sonuç
alındı. Elektrik için en uygun fiyatı
veren Yüksel Enerji ile sözleşme imzalandı.
Daha ucuz su, daha ucuz doğalgaz...
Başkent OSB katılımcıları,
Ankara’daki diğer OSB’lere
göre yüzde 75 daha
ucuz su kullanıyor.
B
aşkent OSB katılımcılarının diğer
Organize Sanayi Bölgelerine göre
8
avantajları suda da belirgin bir şekilde
kendini gösteriyor.
Başkent OSB’nin 2011 yılı Faaliyet
Raporu’nda yer alan bilgilere göre,
Başkent OSB katılımcıları, Ankara’da
kurulu bulunan diğer OSB’lere oranla
suya yüzde 75 daha az para ödüyor.
Katılımcısına suyun metreküpünü
1.40TL+KDV’ye satan Başkent OSB’de
su tüketimi 2010 yılına göre yüzde 11
artarak 358.417 metreküp oldu.
Doğalgaz yüzde 18 daha ucuz
Bu arada, Başkent OSB’de doğalgaz
kullanımında adeta patlama oldu. 2011
yılı doğalgaz tüketiminde 2010 yılına
göre yüzde 137 artış yaşandı. 2011
yılında doğalgaz tüketimi 3.411,10
metreküp oldu.
Bölgemizde doğalgaz için
Serbest Tüketici Fiyatı uygulanıyor.
Katılımcılara serbest tüketici fiyatı
0,579TL/Smetreküp +KDV olarak
uygulandı. Böylece Başkent OSB
katılımcıları, doğalgaz abone tarifesine
göre yüzde 18 daha ucuza doğalgaz
kullandı. Bunun 2011 yılında
katılımcılara yarattığı katma değer
440.291,32 TL+KDV oldu. Bu hususta
hiçbir kar amacı gütmeyen Başkent
OSB, doğalgaz ve elektriği aldığı fiyata
katılımcısına satıyor.
“En demokratik OSB’yiz”
Başkent OSB Başkanı
Türk, Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı heyetine
Başkent OSB’yi anlattı:
“Farklılıklarımızdan biri de
kendi kendimizi yönetmek.”
B
ilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı heyeti Başkent
Organize Sanayi Bölgesi’ne
ziyarette bulundu. İncelemeler
yapmak bölgede yapılan
çalışmalarla ilgili görüş alış
verişinde bulunmak üzere gelen
heyet bölgeyi gezerek çalışmaları
yerinde gördü.
Heyete daha sonra bölge
idare binasında Başkent OSB’nin
kuruluşundan bugüne yaptığı
çalışmalar ve hedefleri slayt
gösterisi eşliğinde anlatıldı.
Bölge Müdürü İsmet
Üstündağ’ın istatistiki
verilerle bölge hakkında heyeti
bilgilendirmesinin ardından
Başkent OSB Başkanı Şadi Türk,
Başkent OSB’nin kuruluşundan
bugüne kadar geçirdiği
aşamaları anlattı. Sadece
kendi kaynaklarını kullanarak
kurulan Başkent OSB’nin diğer
OSB’lerden çok farklı olduğunun
altını çizen Türk, en önemli
özelliklerinden birinin de “kendi
kendilerini” yönetmedeki
demokratik yapıları olduğunu
vurguladı.
Türk, şöyle devam etti:
“Kurulduğumuz andan itibaren
genel kurulunu her sene yapan
tek OSB‘ yiz. Demokrasiyi
istemek başka bir şey, yaşamak
başka. Her üyenin seçme ve
seçilme hakkı mevcut. Hesap
verilebilirlik var. Bütçemiz
açıkça ortaya konuyor. İki yılda
bir seçim yapıyoruz. Bunları
yapan tek OSB biziz.’’
Heyet, sanayi bölgesinde yeni
açılan FIXA Yapı Kimyasalları
fabrikasının açılışına katıldıktan
sonra bölgeden ayrıldı.
9
OSBÜK Çevre Grubu
I. Toplantısı Başkent
OSB’de gerçekleşti
O
rganize Sanayi Bölgeleri Üst Kurulu (OSBÜK) Çevre Grubu
I. Toplantısı 11 Nisan’da Başkent OSB Bölge Müdürlüğü’nde
yapıldı. Türkiye’nin bir çok yerinden çeşitli OSB’lerin çevre
sorumlularının ve bölge müdürlerinin katıldığı toplantıda “OSB’lerde
yaşanan çevre sorunları ve çözüm önerileri” değerlendirildi.
III. OSB Çevre Zirvesi öncesinde gerçekleşen değerlendirme
toplantısı sonlandırılırken, toplantının zirveyi yönlendirme ve
sorunlara getirilen çözüm önerilerinin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı
Bürokratları ile paylaşılarak yasalaşması yönünde etkileri olacağı
düşünceleri iletildi. Gün boyu süren toplantıda ayrıca konuklara
Başkent OSB’yi tanıtan bir sunum yapıldı.
10
Yeni Türk Ticaret Kanunu ve Türkiye Finansal
Raporlama Standartları semineri yapıldı
“Y
eni Türk Ticaret Kanunu ve Türkiye Finansal
Raporlama Standartları” konulu seminer
Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Barış
Sipahi tarafından verildi. Yaklaşık iki saat süren
seminere Başkent OSB’de yer alan katılımcı firmalar
büyük ilgi gösterdi.
Prof. Dr. Barış Sipahi tarafından hazırlanan
sunumu görmek isteyen okuyucularımız, Başkent
OSB internet sitesinin (www.baskentosb.org)
haberler bölümünden “Yeni Türk Ticaret Kanunu
ve Türkiye Finansal Raporlama Standartları
semineri yapıldı” başlıklı haberin altında yer
alan linke tıklayarak 51 sayfalık sunum dosyasını
indirebilirler.
Kutlama ziyareti
B
aşkent OSB Yönetimi, Bilim
Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı
Müsteşar Yardımcılığı görevine
atanan Ramazan Yıldırım ile
Yıldırım’dan boşalan Küçük
Sanatlar, Sanayi Bölgeleri ve Siteleri
Genel Müdürlüğü’ne vekaleten
atanan Yaşar Öztürk’ü makamında
ziyaret ederek kutladı.
Ziyarete Başkent OSB Başkanı
Şadi Türk’ün başkanlığında
Yönetim Kurulu üyeleri Burhan
Akkoç, Nihat Örnek, Hukuk
Danışmanı Av. Abidin Şahin, Bölge
Müdürü İsmet Üstündağ ve Bölge
Müdür Yardımcısı Sevda Güvenç
katıldılar.
Türk, ziyaret sırasında bölgeyle
ilgili bilgiler verdi, Yıldırım ve
Öztürk’ü bölgeye davet etti.
Bölge Müdürü
İsmet Üstündağ oldu
B
aşkent OSB Bölge
Müdürlüğü’ne bu görevi bölge
müdür yardımcısı olarak sürdüren
İsmet Üstündağ atandı.
Uzun zamandan beri Başkent
OSB’de çeşitli kademelerde görev
yapan inşaat mühendisi Üstündağ
Genel Kurul kararıyla bu göreve
getirildi.
11
Başkent Yatırım
hedef büyüttü
Başkent Yatırım A.Ş’nin
yapılan genel kurulunda
şirketin daha büyük ihalelere
girmesine olanak sağlamak
amacıyla sermayesi
1 milyon liradan 6 milyon
liraya çıkartıldı.
Yatırım A.Ş’nin Başkanlığına
Ergin yeniden seçildi.
B
aşkent Yatırım A.Ş’nin 2011
Yılı Olağan Genel Kurul Toplantısı, 17 Nisan 2012 tarihinde yapıldı.
Hisselerinin yüzde 51’i Başkent
OSB’de bulunan Başkent Yatırım
A.Ş’nin açılışı, İstiklal Marşı ve saygı duruşuyla başladı. Ardından Başkanlık divanı oluştu. Divan Başkanı seçilen Başkent OSB Başkanı Şadi
Türk, Başkent OSB’nin kurulmasının ardından bölgenin ihtiyaçları
göz önünde bulundurularak öngörülen kurumsal projelerden birinin de
Başkent Yatırım A.Ş. olduğunu ifade etti. Başkent Yatırım A.Ş.’nin Başkent OSB’nin geniş kapsamlı yükünü
kar amacı da güderek kaldırmaya çalıştığına dikkat çeken Türk, Başkent
12
Yatırım A.Ş.’nin Yönetim ve Denetim Kurullarına gösterdikleri gayretli çalışmalarından dolayı teşekkür etti.
Yatırım A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ergin ise genel kurula
dağıtılan Yönetim Kurulu Raporu’na
ek olarak şirket faaliyetleri ile ilgili bilgi verdi. Ergin, şirketin sahip
olduğu kantar, beko loader ve kilit
parke taşı tesisinin yoğunluklu olarak Başkent OSB’nin taleplerine yanıt vermek üzere çalışmalara devam
ettiğini belirtti. Bu faaliyetlere ilişkin
üretim ve ciro rakamlarını detaylı biçimde aktaran Ergin, kilit parke taşı
tesisinin Başkent OSB’nin ihtiyaçları çerçevesinde özellikle Başkent
OSB’de kurulan fabrikaların ve tesislerin önlerindeki kaldırım alanlarının ve yeni açılan yolların döşenmesine yönelik üretim yaptığını açıkladı. 2011 yılında Başkent OSB’den
alınan taahhüt işleriyle ilgili de bilgi veren Başakent Yatırım A.Ş Başkanı Mehmet Ergin, ana giriş kapı-
sının çelik konstrüksiyon olarak yapılıp teslim edildiğini, yine Başkent
OSB’nin Sincan tarafındaki ikinci giriş kapısının bağlantı yolunun açılması taahhüt işinin 2011 yılı içinde
Başkent Yatırım tarafından gerçekleştirildiğini ifade etti. Ergin, Başkent
Yatırım A.Ş.’nin Başkent OSB’de üstlendiği hizmet işlerine de değinerek,
2011 yılında bu konuda en önemli faaliyetlerinin ağaçlandırma alanlarının bakımı olduğunu ifade etti.
Denetim Kurulu raporunu okuyan Denetici Levent Soral, Denetim
Kurulu olarak ayda bir kez asgari olmak suretiyle şirket merkezinde düBu arada genel kurula Yatırım
zenli olarak yapılan Yönetim Kurulu
A.Ş’nin 1 milyon TL
toplantılarına katılarak,
olan sermayesinin 6
çalışmalarının yakından
milyon TL’ye çıkartılizlendiğinin altını çizması önerildi. Yatırım
di. Yönetim Kurulu’nun
A.Ş Başkanı Mehmet
gündemli olarak 11 kez
Ergin, şirketin gelecetoplandığını ve kararlaği için bu yılı bir atılım
rın oy birliğiyle alındığıyılı olarak düşündüklenı ifade eden Soral, derini ve bu amaçla ürenetim faaliyetleri sıratilen yatırım projelerisında muhasebe ve diğer
nin finansmanı amacıyyasal kayıtların mevzula bu sermaye arttırımıata uygun olarak tutulnı talep ettiklerini beduğunun görüldüğünü
lirtti. Mehmet Ergin’in
söyledi.
ön gördükleri projelerin
Mehmet Ergin
Ergin ve Soral’ın koiçeriği hakkında yaptığı
nuşmalarının sonrasında yönetim ve detaylı bir sunumun ardından Yödenetim kurulu yapılan oylamanın netim Kurulu’nun teklifi Divan Başardından aklandı.
kanı Şadi Türk tarafından tartışma-
ya açıldı ve tartışmaların ardından
oy birliğiyle kabul edildi. Bu arada,
2011 yılı karının dağıtılmayarak sermayeye eklenmesi de benimsendi.
Yeni yönetim
Başkent Yatırım A.Ş’nin yeni yönetimi de genel kurulda belirlendi.
Buna göre, verilen önergenin kabulüyle Başkent OSB’yi temsilen Mehmet Ergin, Burhan Akkoç, B grubu hisselerin temsilcisi Abidin Şahin, Mehmet Fatih Sönmez, C grubu
hisselerini temsilen de Soner Hasçelik seçildi. Denetim Kurulu üyeliğine
ise Nevzat Elibüyük ve Levent Soral
getirildi. Oy birliği ile seçilen Yönetim ve Denetim kurulu üyeleri bir yıl
görev yapacak.
13
Teşvikte yeni model
n Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, yeni teşvik
sistemini açıkladı.
n Yeni teşvik sistemi “Genel
teşvik uygulamaları, bölgesel
teşvik uygulamaları, büyük ölçekli
yatırımların teşviki ve stratejik
yatırımların teşviki” olmak üzere
dört ana bileşenden oluşacak.
n Teşvik destek bölgeleri,
bölgesel yerine illerin sosyoekonomik durumları dikkate
alınarak 6 bölge olarak belirlendi.
n Yatırım OSB’lerde yapılıyorsa
yatırımcı, ilinin bulunduğu bölgenin bir altında olan bölgedeki
teşviklerden yararlanabilecek.
n Yeni teşvik sistemi kapsamında
yatırımcılara, katma değer
vergisi istisnası, gümrük vergisi
muafiyeti, vergi indirimi, sigorta
primi işveren hissesi faiz desteği,
yatırım yeri tahsisi, gelir vergisi
stopajı desteği ve KDV
iadesi desteği gibi birçok
alanda teşvik öngörülüyor.
n Başbakan Erdoğan, yeni
teşvik sisteminin “Türkiye
genelinde yatırımı daha da
özendireceğini” vurguladı ve
3, 4, 5 ve 6. bölgelerde
uygulanacak faiz desteğinin
azami destek tutarlarını da
arttırdıklarını söyledi.
n Başbakan Erdoğan, azami faiz
destek tutarlarını 500 bin TL ile
900 bin TL arasında değişecek
şekilde yükselttiklerini bildirdi.
B
aşbakan Recep Tayyip
Erdoğan, yeni teşvik sistemini
açıkladı. Başbakan Erdoğan’ın
açıkladığı teşvik sistemi “4 ana
bileşenden” oluşuyor. Bu bileşenler,
“Genel teşvik uygulamaları, bölgesel
teşvik uygulamaları, büyük ölçekli
yatırımların teşviki ve stratejik
yatırımların teşviki” olarak sıralanıyor.
Başbakan Erdoğan, yeni teşvik
sistemi kapsamında yatırımcılara
katma değer vergisi istisnası, gümrük
vergisi muafiyeti, vergi indirimi,
sigorta primi işveren hissesi faiz
desteği, yatırım yeri tahsisi, gelir
vergisi stopajı desteği ve KDV iadesi
14
desteği gibi birçok alanda teşvik desteği
sağlanacağını açıkladı.
Söz konusu desteklerin
tamamından veya bir bölümünden,
yatırımın büyüklüğüne, bölgesine
ve konusuna göre değişen oran ve
sürelerde yararlanma olanağı olacağını
anlatan Erdoğan, yeni teşvik sistemiyle
sanayinin yapısal dönüşümüne katkı
sağlayacaklarını ve stratejik yatırımları
özellikle destekleyeceklerini söyledi.
Erdoğan “Böylece, ithal etmek zorunda
kalınan malların Türkiye’de üretimini
teşvik etmiş olacağız” dedi.
Stratejik yatırımlar
Getirilen teşviklerle yatırım
yapılacak yere yatırımcının karar
vereceğini söyleyen Başbakan
Erdoğan, bu çerçevede stratejik
yatırımların hangi ilde yapılırsa
yapılsın aynı oranda ve aynı koşullar
altında destekleneceğini açıkladı.
Başbakan Erdoğan’ın verdiği
bilgiye göre, yeni teşvik sistemiyle
stratejik yatırımlara sağlanacak
destekler şöyle:
“Yatırım malı ithal makine ve
teçhizat için gümrük vergisi muafiyeti.
Makine ve teçhizat için KDV
istisnası. Yatırımın tamamlanmasını
müteakiben 7 yıl süre ile sigorta
primi işveren hissesi desteği. Yatırım
tutarının yüzde 50’sine tekabül eden
miktarda vergi indirimi. Yatırımcıların
kullanacakları yatırım kredileri için
50 milyon TL’ye ulaşan faiz desteği.
Yatırım yeri tahsisi. Asgari 500 milyon
TL tutarındaki yatırımların bina,
inşaat harcamaları için KDV iadesi.”
Stratejik yatırımların 6. bölgede
yapılacak olması durumunda, diğer
desteklere ilave olarak işçilerin asgari
ücretleri üzerinden hesaplanan
gelir vergisi stopajını da devlet
karşılayacak. Teşviklerden yerli
yatırımcı gibi uluslararası yatırımcı da
yararlanabilecek.
geliştirilen ürünün üretimine yönelik
yatırım yaparsa bir alt bölgede
uygulanan teşvik oran ve sürelerinden
yararlanabilecek.
Başbakan Erdoğan, bu sistemi şu
örnekle açıkladı:
“Örneğin, Çorum 4. bölgede
bulunuyor. Eğer yatırımcı Çorum’da
OSB’de yatırım yaparsa 4. bölgenin
değil, 5. bölgenin imkanlarından
yararlanacak.”
Lokomotif sektörlere destek
Yeni teşvik sisteminde
bazı lokomotif sektörleri de
destekleyeceklerine dikkat çeken
Başbakan Erdoğan, bu çerçevede belirli
büyüklükteki savunma, havacılık
ve uzay alanındaki yatırımlarla
otomotiv, uzay veya savunma sanayine
yönelik test merkezleri ve rüzgar
tüneli yatırımlarına, yatırım yerine
bakılmaksızın 5. bölge desteklerinden
yararlanılması imkanı getirildiğini
açıkladı. Eczacılık ürünleri olan biyoteknolojik ve onkolojik ilaçlarla kan
ürünleri üretimine yönelik yatırımlar
ile eğitim yatırımları da hangi ilde
yapılırsa yapılsın bölgesel teşvik
uygulamaları kapsamında 5. bölge
desteklerinden yararlanacak. Demir
yolu ve deniz yolu ile yük ve yolcu
taşımacılığına yönelik yatırımlar,
madencilik yatırımları, kültür ve
turizm koruma ve gelişim bölgelerinde
yapılacak turizm yatırımları da aynı
şekilde nerede olursa olsun 5. bölge
desteklerinden yararlanacak.
Teşvikler illere göre
Bölgesel teşvik uygulamasına esas
teşkil eden bölgesel haritayı yeniden ele
aldıklarını söyleyen Başbakan, illerin ve
bölgelerin sosyo-ekonomik gelişmişlik
sırasının araştırma çalışmasının
yenilendiğini belirtti.
Sosyo-ekonomik gelişmişlik
düzeylerine göre illeri 6 ayrı bölgede
sınıflandırdıklarını söyleyen Başbakan
Erdoğan, yeni teşvik uygulamasında
bölgesel sistem yerine il bazlı bölgesel
teşvik sistemine geçildiğini açıkladı.
İllerin yeri değişebilecek
Başbakan Erdoğan, illerin bölgesel
En büyük destek 6. bölgeye
dağılımdaki yerlerinin daha sonra
TÜİK’in periyodik çalışmaları
sonucunda elde edilecek veriler
çerçevesinde gözden geçirilebileceğini
ve bir değişim varsa, illerin listedeki
yerinin de ona göre değişebileceğini
açıkladı. Erdoğan, “Bu sabit değildir,
değişkendir. Sınıf atlayacaktır, belki
düşecektir” dedi.
OSB’deki yatırımlara daha fazla destek
Yatırım OSB’lerde yapılıyorsa
yatırımcı, ilinin bulunduğu bölgenin
bir altında olan bölgedeki teşviklerden
yararlanabilecek. Aynı sektörde faaliyet
gösteren en az 5 yatırımcı bir araya
gelerek, AR-GE projeleri kapsamında
Yeni sistemde en az gelişmiş
olarak belirlenen 6. bölgedeki illere
yapılacak yatırımlara daha fazla teşvik
sağlanacak.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
bu illere sağlanan avantajları şöyle
sıraladı:
“Bu illerde asgari sabit yatırım
tutarının üzerinde gerçekleştirilecek
yatırımlar, sektör ayrımı yapılmaksızın
bölgesel desteklerden yararlanacak.
Sigorta primi işveren hissesinin
asgari ücrete tekabül eden tutarı 10
yıl süreyle, yatırımların OSB’lerde
yapılması halinde ise 12 yıl süreyle
devlet tarafından karşılanacak.
İstihdam edilen işçilerin asgari
ücretleri üzerinden hesaplanan gelir
vergisi stopajına 10 yıl süre ile terkin
sağlanacak.
Vergi indirimi desteği diğer
bölgelere göre daha yüksek oranda
uygulanacak.
Bölgede yatırım yapacak firmalar,
yatırımlarının yüzde 50’sine, aynı
bölgede OSB’de yapılacak yatırımlar
için ise yüzde 55’ine tekabül eden tutar
kadar vergi ödeme yükümlülüğünden
muaf tutulacak. Yatırımlar için
öngörülen faiz desteği tavanları
yükseltilecek.
15
On yıl sigorta primi desteği
Başbakan Erdoğan, sigorta
primi işveren hissesinin destek
sürelerini bölgeler itibariyle yeniden
belirlediklerini, ayrıca bu destekten
yararlanabilecek azami destek
tavanlarını yükselttiklerini ifade etti.
Erdoğan, “Örneğin 6. bölgede 31
Aralık 2013 tarihine kadar başlanacak
yatırımlarda sigorta primi desteği 10
yıl süre ile uygulanacak. Bu süre bu
tarihten sonra başlanacak yatırımlarda
ise 7 yıl olacak” dedi.
Kurumlar veya Gelir Vergisi
indirim oranlarıyla yatırıma katkı
oranlarını bölgeler itibariyle yeniden
belirlediklerini ve arttırdıklarını
söyleyen Erdoğan, arttırılan bu
oranların 2013 yılı sonuna kadar
başlayan yatırımlar için geçerli
olacağını açıkladı.
6. Bölgeye yatırım yapanın tüm
faaliyetlerine vergi indirimi
Yatırımcının vergi indirimi
desteğini, yatırım döneminde
tüm faaliyetlerinden elde ettiği
kazançlarına da uygulayabileceğini
belirten Başbakan Erdoğan,
“Örneğin Kocaeli’nde yatırımı olan
yatırımcı, gidip Muş’a da yatırım
yaparsa, yatırıma katkı oranının
yüzde 80’ini Kocaeli’nden elde ettiği
kazancın vergisinden düşebilecek.
Yeni düzenleme, değişen
oranlarda uygulanacak ve birinci
bölge haricindeki tüm bölgeleri
kapsayacaktır” diye konuştu.
da inşallah hedefleri tutturacağız.
Bütün bunların ötesinde, bölgeler ve
iller arasındaki gelişmişlik farklarını
daha da indireceğiz. Yani batı ve doğu
arasındaki farklılık, kuzey ve güney
arasındaki farklılık atılan bu adımlarla
çok daha farklı noktada giderilmiş
olacak.”
Enerjiye destek
Enerji yatırımlarına ilişkin bir
soruya da Erdoğan, “Bir diğer konu
stratejik yatırımlarda kullanılan enerji
üzerinde, biz o desteği vereceğiz.
Bizim daha önceki teşviklerde enerjiye
yönelik desteğimiz olmamıştır. Ama
burada stratejik yatırıma, orada
kullanılan enerji ne ise yatırımda
kullanılan enerji ne ise orada desteği
vermiş olacağız. Yoksa kalkıp da
enerjinin kendisine verilmiş bir
yatırıma destek vermeyeceğiz” yanıtını
verdi.
Azami destek tutarları arttı
Başbakan Erdoğan, 3, 4, 5 ve
6. bölgelerde uygulanacak faiz
desteğinin azami destek tutarlarını
da arttırdıklarını söyledi. Erdoğan,
“Örneğin 5. bölgede yatırım yapan
bir yatırımcının alacağı Türk
lirası kredi için 5 puan, döviz
kredisi için 2 puan faizi devlet
tarafından ödenecek. Azami faiz
destek tutarlarını da 500 bin TL ile
900 bin TL arasındaki rakamlara
kadar yükselttik. Sadece 6. bölgede
düzenlenecek teşvik belgeleri
kapsamındaki yatırımlarla sağlanan
istihdam için asgari ücret üzerinden
hesaplanacak gelir vergisi stopajı 10
yıl boyunca terkin edilecek. Bunların
yanında tersanelerin gemi inşa
yatırımları kapsamında ödenmesi
gereken sigorta primi; işveren
hissesinin asgari ücrete tekabül
eden kısmı yine devlet tarafından
ödenecektir” şeklinde konuştu.
16
16
Yatırım daha da özendiriliyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan
yeni teşvik sisteminin 1 Ocak 2012
tarihinden itibaren geçerli olacağını
söyledi. Yeni teşvik sisteminin
Türkiye genelinde yatırımı daha da
özendireceğini vurgulayan Başbakan
Erdoğan, yeni sistemin üretim,
istihdam ve ihracat noktasında
Türkiye’yi farklı bir boyuta taşıyacağını
ifade etti. Erdoğan şu açıklamalarda
bulundu:
“Önceki teşvik uygulamalarında
olduğu gibi, bu teşvik uygulamasında
Tarım ve hayvancılığa destek
Tarım ve hayvancılık alanlarında
üretime yönelik yatırım tesisleri
kurulması halinde teşvik kapsamında
destek verileceğini belirten Başbakan
Tayyip Erdoğan, “Tarımsal sanayi
yatırımları da aynı şekilde teşvik
edilecek ama şu anda bizim Gıda,
Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın
verdiği ayrıca destekler var. Bunlar
şu anda devam ediyor. 7 milyar 600
milyon TL karşılıksız olarak verilmiş
destek var. Ayrıca 1 milyar TL faiz
desteği var” diye konuştu.
Stratejik yatırım
Başbakan Erdoğan, bir gazetecinin
stratejik yatırımlara hangi ilde yapılırsa
yapılsın aynı teşvikin verilmesini
anımsatması üzerine, “Stratejik yatırım
bizim cari açıktaki en etkin minimize
edecek politikayı oluşturuyor. Nerede
yaptığı önemli değil, önemli olan
yatırım yapmak. Böyle bir yatırıma biz
destek veririz” dedi.
Yatırıma katkı yüzde 60
Başbakan Erdoğan, bir soru üzerine
de yeni teşvik sistemi çerçevesinde 31
Aralık 2013’e kadar yapılacak bölgesel
teşvik kapsamındaki yatırımlara
uygulanacak katkı oranının yüzde 15
ile 50 arasında değişeceğini söyledi.
Bu oran 2013 sonuna kadar yapılacak
büyük ölçekli yatırımlarda ise yüzde 25
ile yüzde 60 arasında olacak. 1 Ocak
2014 itibariyle başlanacak yatırımlara
uygulanacak yatırıma katkı oranı
ise yüzde 20 ile yüzde 45 arasında
değişecek.
Başbakan açıklamasını şöyle
sürdürdü:
“Sigorta primi işveren hissesi
desteği bölgelere ve yatırımın başlangıç
tarihine göre değişiklik gösterecek.
31 Aralık 2013’e kadar 1. bölgede
yapılacak yatırımlara 2 yıl, 2. bölgede
yapılacak yatırımlara 3 yıl sigorta primi
işveren hissesi desteği verilecek. Bu
bölgelerde 1 Ocak 2014’ten itibaren
yapılacak yatırımlarda söz konusu
destek uygulanmayacak.
2013 yılı sonuna kadar 3. bölgede
yapılacak yatırımlara 5 yıl, 4. bölgede
6 yıl, 5. bölgede 7 yıl, 6. bölgede 10 yıl
sigorta primi işveren hissesi desteği
verilecek. 1 Ocak 2014’ten itibaren
3, 4, 5 ve 6. bölgelerde yapılacak
yatırımlarda sigorta primi işveren
hissesi desteği sırasıyla 3 yıl, 5 yıl, 6 yıl
ve 7 yıl olacak.
TL cinsi veya döviz cinsi kredilere
verilecek faiz destekleri bölgelere
göre değişiklik gösterecek. 1 ve 2.
bölgelerde alınan kredilere faiz desteği
verilmeyecek. 3. Bölgede azami 500
bin TL’ye kadar TL cinsi kredilerde 3
puan, döviz cinsi kredilerde 1 puan faiz
desteği verilecek. 4. Bölgede azami 600
bin TL’ye kadar TL cinsi kredilere 4
puan, döviz cinsi kredilere 1 puan faiz
desteği uygulanacak.”
vergisi muafiyeti getiriliyor. Bölgesel
teşvik uygulamaları kapsamında KDV
istisnası, gümrük vergisi muafiyeti,
vergi indirimi, sigorta primi işveren
hissesi desteği, yatırım yeri tahsisi ve
faiz desteği öngörülüyor. Yeni teşvik
sisteminin 3. ayağı olan büyük ölçekli
yatırımlarda, KDV istisnası, gümrük
vergisi muafiyeti, vergi indirimi,
sigorta primi işveren hissesi desteği,
yatırım yeri tahsisi öngörülüyor.
Sistemin 4. temel ayağını ise stratejik
yatırımların teşviki oluşturuyor.
Stratejik yatırımlara bölge ayrımı
yapılmaksızın KDV istisnası, gümrük
vergisi muafiyeti, 7 yıl süreyle Sigorta
Primi İşveren Hissesi Desteği (6.
bölgede ise 10 yıl), yatırıma katkı
oranı yüzde 50 olmak üzere yüzde
90 vergi indirimi, faiz desteği (sabit
yatırım tutarının yüzde 5’ini aşmamak
kaydıyla azami 50 milyon TL olacak),
yatırım yeri tahsisi, 500 milyon TL
ve üzeri yatırımlar için bina inşaat
harcamalarına KDV iadesi, Gelir
Vergisi Stopajı Desteği (sadece 6.
Bölgedeki yatırımlar için 10 yıl olarak)
uygulanacak.
Hedef cari açığı azaltmak
Yeni teşvik paketinin hedefleri
arasında cari açığın azaltılması
amacıyla ithalat bağımlılığı yüksek
olan ara malı ve ürünlerin üretiminin
arttırılması ilk başta yer alıyor. En az
gelişmiş bölgelere sağlanan yatırım
desteklerinin arttırılması, bölgesel
gelişmişlik farklılıklarının giderilmesi,
destek unsurlarının etkinliğinin
artırılması, kümelenme faaliyetlerinin
desteklenmesi, teknolojik dönüşümü
sağlayacak yüksek ve orta-yüksek
teknoloji içeren yatırımların
desteklenmesi yeni sistemin temel
hedefleri arasında bulunuyor.
Stratejik yatırımların teşviki
Ekonomi Bakanlığı tarafından
üzerinde çalışılan Girdi Tedarik
Stratejisi (GİTES) çerçevesinde,
cari açığın azaltılması amacıyla
ithalat bağımlılığı yüksek ara malları
ve ürünlerin üretimine yönelik,
uluslararası rekabet gücünü artırma
potansiyeline sahip AR-GE içeriği
yüksek, yüksek teknolojili ve yüksek
katma değerli stratejik önemi olan
yatırımlar teşvik ediliyor.
Teşvik sistemine göre bölgeler
Yeni teşvik sistemi 6 bölgeden
oluşuyor.
1- Bölge: Ankara, Antalya, Bursa,
Eskişehir, İstanbul, İzmir, Kocaeli ve
Muğla.
2.Bölge: Adana, Aydın, Bolu,
Çanakkale, Denizli, Edirne, Isparta,
Kayseri, Kırklareli, Konya, Sakarya,
Tekirdağ ve Yalova.
3.Bölge: Balıkesir, Bilecik, Burdur,
Gaziantep, Karabük, Karaman,
Manisa, Mersin, Samsun, Trabzon,
Uşak ve Zonguldak.
4.Bölge: Afyonkarahisar, Amasya,
Artvin, Bartın, Çorum, Düzce, Elazığ,
Erzincan, Hatay, Kastamonu, Kırıkkale,
Teşvikler dört ana temele oturuyor
Yeni teşvik sistemi 4 ana temele
oturuyor. Genel teşvik uygulamaları
kapsamında KDV istisnası ve gümrük
17
Kırşehir, Kütahya, Malatya, Nevşehir,
Rize ve Sivas.
5.Bölge: Adıyaman, Aksaray,
Bayburt, Çankırı, Erzurum, Giresun,
Gümüşhane, Kahramanmaraş, Kilis,
Niğde, Ordu, Osmaniye, Sinop, Tokat,
Tunceli ve Yozgat.
6. Bölge: Ağrı, Ardahan, Batman,
Bingöl, Bitlis, Diyarbakır, Hakkari,
Iğdır, Kars, Mardin, Muş, Siirt,
Şanlıurfa, Şırnak ve Van.
OSB’lere ayrıcalık
Yeni teşvik sistemi çerçevesinde
OSB’lerde yapılacak yatırımlar, aynı
sektörde faaliyet gösteren firmaların
birlikte gerçekleştireceği ve faaliyet
gösterilen yatırım konusuna dikey
veya yatay entegrasyon sağlayacak
yatırım konuları, yatırımın bulunduğu
bölgenin bir alt bölgesine sağlanan
destek unsurları ile desteklenecek.
Ayrıca yatırımın bulunduğu bölgenin
bir alt bölgesine sağlanan destek
unsurlarıyla teşvik edilecek yatırım
konuları arasında Türkiye Bilimsel
ve Teknolojik Araştırma Kurumu
(TÜBİTAK) tarafından desteklenen
Ar-Ge projeleri neticesinde geliştirilen
ürünlerin üretimine yönelik yatırımlar
da yer alacak.
6 bölgede sektör ayrımı yapılmadan destek
6. bölge illerinde asgari sabit yatırım
tutarının üzerinde gerçekleştirilecek
yatırımlar, sektör ayrımı yapılmaksızın
bölgesel desteklerden yararlandırılacak.
Bu çerçevede, söz konusu bölgede
yatırım yapacak yatırımcıların, tüm
destek unsurlarından azami miktarda
yararlanmaları sağlanacak.
Bölgede yapılacak yatırımlar
ile sağlanan istihdam kapsamında
ödenmesi gereken sigorta
primi işveren hissesinin asgari
ücrete tekabül eden tutarı 10
yıl, yatırımların organize sanayi
bölgelerinde yapılması halinde ise
12 yıl süreyle devlet tarafından
karşılanacak. Sadece 6. bölgede
uygulanmak üzere, işçilerin asgari
ücreti üzerinden hesaplanan gelir
vergisi stopajı, 10 yıl süreyle terkin
edilecek.
Sigorta primi işveren hissesi desteği
Sigorta primi işveren hissesi desteği
bölgelere ve yatırımın başlangıç tarihine
göre değişiklik gösterecek. Sigorta primi
işveren hissesi desteği 31 Aralık 2013’e
kadar 1. bölgede yapılacak yatırımlarda
2 yıl, 2. bölgede yapılacak yatırımlarda
3 yıl olarak uygulanacak. 3. bölgede
31 Aralık 2013’e kadar yapılacak
yatırımlarda 5 yıl, 1 Ocak 2014
tarihinden sonra başlanılan yatırımlarda
3 yıl sigorta primi işveren hissesi
desteği uygulanırken, 4. bölgede 2013
sonuna kadar yapılacak yatırımlar için
6 yıl, 1 Ocak 2014 sonrası başlanılacak
yatırımlar için 5 yıl destek verilecek.
2013 sonuna kadar 5. bölgede
uygulanacak yatırımlarda 7 yıl, 6.
bölgede 10 yıl sigorta prim desteği
verilirken, 1 Ocak 2014 sonrasında
başlanacak 5. bölge yatırımlarda süre
6 yıl, 6. bölge yatırımlarında ise 7 yıl
olacak.
İşveren hissesi
Yeni teşvik sistemiyle uygulanacak
işveren hissesi desteği:
31.12.2013 tarihine 01.01.2014 tarihinden
kadar başlanılan sonra başlanılan
yatırımlar
yatırımlar
Bölgeler
1
2 yıl 2
3 yıl
3
5 yıl
3 yıl
4
6 yıl
5 yıl
5
7 yıl
6 yıl
6Bölgelere10göre
yıl katkı
oranları 7 yıl
18
18
Yeni teşvik sistemi çerçevesinde
verilecek yatırım katkı oranları da
bölgelere göre değişecek. 31 Aralık
2013 tarihine kadar başlanılan
bölgesel yatırımlar için 1. bölgede
yatırıma katkı oranı yüzde 15, 2.
bölgede yüzde 20, 3. bölgede yüzde
25, 4. bölgede yüzde 30, 5. bölgede
yüzde 40, 6. bölgede yüzde 50 olacak.
1 Ocak 2014 sonrasında başlanılacak
bölgesel yatırımlar için uygulanacak
yatırıma katkı oranı 1, 2, 3, 4, 5 ve 6.
bölgelerde sırasıyla yüzde 10, yüzde
15, yüzde 20, yüzde 25, yüzde 30,
yüzde 35 olacak.
2013 yılı sonuna kadar başlanılan
büyük ölçekli yatırımlardan 1.
bölgede olanların yatırıma katkı oranı
yüzde 25 olacak. 2. bölgede yatırıma
katkı oranı yüzde 30, 3. bölgede yüzde
35, 4. bölgede yüzde 40, 5. bölgede
yüzde 50, 6. bölgede yüzde 60 olarak
uygulanacak. Ocak 2014 sonrasında
başlanılacak büyük ölçekli yatırımlar
için uygulanacak yatırıma katkı oranı
1, 2, 3, 4, 5 ve 6. bölgelerde sırasıyla
yüzde 20, yüzde 25, yüzde 30, yüzde
35, yüzde 40, yüzde 45 olacak.
Yatırıma katkı oranı
Yatırıma katkı oranlarının bölgelere
göre değişimi:
Vergi indirimi desteği
Yeni teşvik sisteminde vergi
indirimi desteği, münhasıran teşvik
belgesine konu yatırımdan elde
edilecek kazançlara uygulanmakla
birlikte, 2, 3, 4, 5 ve 6. bölgelerde
yatırım yapan firmalar için,
yatırıma katkı oranının belirli
yüzdesine ulaşıncaya kadar yatırım
döneminde tüm faaliyetlerinden
elde ettiği kazançlara da
uygulanabilecek.
Bölgeler 1
2
3
4
5
6
Faiz desteği
Yeni teşvik sisteminde
TL cinsi veya döviz cinsi
kredilere verilecek faiz
destekleri bölgelere göre
değişiklik arz edecek. Buna göre 1
ve 2. bölgelerde alınan kredilere faiz
desteği uygulanmayacak. 3. bölgede
TL cinsi kredilerde 3 puan, döviz
cinsi kredilerde bir puan faiz desteği
verilecek, azami destek tutarı ise 500
bin TL olacak.
4. bölgede TL cinsi kredilere 4
puan, döviz cinsi kredilere 1 puan faiz
desteği verilirken, azami destek tutarı
600 bin TL olarak uygulanacak.
5. bölgede azami 700 bin TL’ye
kadar olan TL cinsi kredilerde 5
puan, döviz cinsi kredilerde 2 puan,
Yatırıma katkı oranı (%)
Bölgesel Teşvik Uygulamaları
Büyük Ölçekli Yatırımların Teşviki
31.12.2013 tarihine 01.01.2014
31.12.2013 tarihine 01.01.2014
kadar başlanılan tarihinden sonra kadar başlatılan tarihinden sonra
Bölgeler 1
2
3
4
5
6
Yatırımlar 15
20
25
30
40
50
Baş. Yatırım 10
15
20
25
30
35
Yatırımlar
25
30
35
40
50
60
6. bölgede azami 900 bin TL’ye kadar
olan TL cinsi kredilerde 7 puan,
döviz cinsi kredilerde 2 puan destek
verilecek.
Kredilere verilecek faiz desteği
Yeni teşvik sisteminde TL cinsi
veya döviz cinsi kredilere verilecek faiz
destekleri:
Destek Oranı
Azami Destek Tutarı
TL Cinsi Kredi Döviz Cinsi Kredi 3 Puan
1 Puan
4 Puan
1 Puan
5 Puan
2 Puan
7 Puan
2 Puan
(Bin TL)
500
600
700
900
Gelir vergisi stopajı desteği
Yeni teşvik sistemi çerçevesinde 6.
bölgede düzenlenecek teşvik belgeleri
kapsamındaki yatırımlarla sağlanan
istihdam için asgari ücret üzerinden
hesaplanacak gelir vergisi stopajı 10
yıl süreyle terkin edilecek.
Tersaneler ve gemilere de destek
Tersanelerin gemi inşa yatırımları
kapsamında istihdam edilen işçiler
için ödenmesi gereken sigorta primi
işveren hissesinin asgari ücrete
tekabül eden kısmı, devlet tarafından
karşılanacak.
Başlatılan yatırımlar
20
25
30
35
40
45
19
Ankara’da bir ilk
Yenilikçilik
Merkezi
kuruluyor
Başkent OSB’de ardarda gerçekleştirilen toplantılar sonucunda
hazırlanan Fizibilite Raporu’nda “Ülkemizde de diğer
ülkelerde olduğu gibi, ülkemizin koşullarına uygun,
sanayicimizin ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak bir
yenilikçilik merkezi kuruluşu gerçekleştirilmelidir” denildi.
Başkent OSB’de yürütülen Yenilikçilik Merkezi çalışmalarının
önemi ve yararına vurgu yapan Türk, “Başkent Organize
Sanayi Bölgesinde Yenilikçilik Merkezi’nin temelini
atacak ve kurluşunu gerçekleştireceğiz” dedi.
20
A
nkara sanayisin öncülüğünü üstlenen
ve her zaman ilkleri gerçekleştiren
Başkent OSB, hedeflenen “yaşanabilir, çalışılabilir, üretilebilir, rekabet edilebilir”
bir organize sanayi bölgesi olma yönünde
kararlı adımlarla ilerliyor. Kurulduğu günden
bugüne sürekli gelişen ve yenilenen Başkent
OSB, “Ankara Yenilikçilik Merkezi” ile yaptığı hizmetlere bir yenisini eklemek yolunda önemli bir aşamayı daha geride bıraktı.
Ankara Kalkınma Ajansı tarafından desteklenen ve Gazi Üniversitesi ile işbirliği içerisinde gerçekleştirilecek olan bu projenin öncelikli hedefleri, başta Başkent OSB olmak üzere
Ankara’nın yenilikçilik potansiyelini harekete
geçirmek ve buna bağlı sürdürülebilir rekabet gücünü arttırmak yolunda izlenecek politika ve stratejileri belirlemek.
Bu amaçla başta, Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı, Ankara Valiliği, Ankara Sanayi
Odası, Gazi Üniversitesi ve Ankara Kalkınma
Ajansı olmak üzere sanayi ile ilgili Ankara’nın
önde gelen kuruluş temsilcilerinin katılımıyla
gerçekleştirilen “Açılış”, “Değerlendirme” ve
“Kapanış” toplantıların ardından Ankara’da
bir Yelilikçilik Merkezi’nin kurulması yönünde
fikir birliği oluştu.
“Proje Başlangıç Toplantısı”
Yenilikçilik Merkez ile ilgili gerekli bilgileri paylaşmak amacıyla ilk olarak “Proje
Başlangıç Toplantısı” düzenlendi. Toplantıya,
Kalkınma Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan,
CHP Genel Başkan Yardımcısı Yakup Akkaya,
Ankara Vali yardımcıları Şentürk Uzun ve
Mahmut Yıldırım, Gazi Üniversitesi Rektör
Yardımcısı Prof. Dr. Duran Altıparmak, ASO
Başkanı Nurettin Özdebir, KOSGEB Başkan
Yardımcısı Hüseyin Tüysüz, Ankara Kalkınma
Kurulu Başkanı Mustafa Lale, Ankara Çevre
ve Şehircilik İl Müdürü Kasım Kayıhan, OSTİM
Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu
Başkanı Orhan Aydın katıldılar.
Toplantı, konuyla ilgili bilgi almak
isteyen katılımcılar için aydınlatıcı olduğu kadar, konuşmacıların deneyimlerini
ve temennilerini paylaştıkları bir platform
oluşturmasıyla da ayrıca önemli bir işlevi
yerine getirmiş oldu.
21
21
Türk: “Yeniliklere ve
farklılık yaratmaya
önem veriyoruz.”
Ö
zelde bölgemizi, genelde ise
Türkiye ekonomisini yakından
ilgilendiren bir konunun masaya yatırıldığı toplantının açılış konuşmasını,
Başkent OSB Başkanı Şadi Türk yaparken sözlerine Başkent OSB yönetimi
olarak yeniliklere ve farklılık yaratmaya verdikleri önemi vurgulayarak başladı. Farklı olmayı temel bir ilke olarak
benimsediklerini anlatan Türk, sözlerine şöyle devam etti: “Şu anda bölge olarak bir yenilikçilik merkezi olma iddiasına soyunduk. Burada önemli olan;
bizim ya da bir başkasının olması değildir. Önemli olan Ankara’nın gereksinim duyduğu böyle bir merkeze sahip
olmasıdır. Sanayimizin gelişme sürecini
yaşamadıkça rekabet etme gücünü kaybedeceğine inanıyoruz.”
Başkent OSB’nin savunma sanayi
alanında ODTÜ işbirliği ile başlayan
süreçte üstlendiği öncü rolü hatırlatan
Şadi Türk, Başkent OSB’nin kat ettiği mesafe ile ilgili olarak “1,014 hektar
alanla Ankara’nın birinci, Türkiye’nin 8.
büyük sanayi bölgesiyiz. Toplam sanayi
yeri anlamında Ankara’da 1. Türkiye’de
9. sıradayız” dedi. Konuşmasının devamında bölgenin ileriye yönelik projelerine değinen Türk, özellikle lojistik
merkezinin tamamlanması sonrasında
Başkent OSB’nin ve Ankara sanayicisinin bundan sağlayacağı faydalara dikkat çekerek Ankara’nın bir liman kenti
olmasının herkesin vizyonu olması
gerekliliğini ifade etti.
Başkent OSB’nin çevre düzeniyle
ve sosyal donatı alanlarıyla “Geleceğin
Sanayi Kenti” olma iddiasını her süreçte taşıdığının bir göstergesi olan “yaşanabilir şehir” projesine de değinen
Türk, “Burada, lojistik destek kapsamında üniversiteler, kamu kuruluşla-
22
rı, araştırma kuruluşları, mesleki dernekler, teknoloji ve tıp merkezleri, bankalar, sigorta şirketleri, eğitim - sağlık
ve sosyal kuruluşlar, lojistik kurumların tamamını içine alacak bir yatırım
planlaması yaptık” diyerek konuşmasına devam etti.
Sürekli iyileşme ve yenilikçiliğin,
rekabet edebilirliğin ön koşulu olduğunu vurgulayan Şadi Türk, bu inancın sadece kendilerine ait olmadığını,
Sanayi Bakanlığı’nın isminin Teknoloji
ve Sanayi Bakanlığı olarak değiştirilmesinin bu inancın paylaşıldığına dair
bir işaret olduğunu belirtti. Kalkınma
Ajansı’nın kuruluşunun ardından bu
konuyu ciddiyetle ele aldığını, buna
rağmen bu projenin aslında çok geç
kaldığını ve hızla yönetime sokulması
gerekliliğini ifade eden Türk yenilikçilik ilkesine atfen “Bununla ilgili, baktığımız zaman 1790’lı yıllarda Amerikan
Anayasası’nda konulmuş hüküm-
ler görüyoruz. O yıllardan bu yıllara
Avrupa bu hükümleri alıp uygulamaya sokmuş ve yenilikçilik İngiltere ve
Finlandiya’nın gelişmesinde itici güç
olmuştur” dedi. Geç kalınmışlığın bir
sonucu olan bu aranın kapatılmasının ancak sanayicilerin, üniversitelerin, kamunun, devlet yönetiminin topyekun bir mantık birliğine ulaşması ile
başarılabilecek bir çalışma olduğunun
üzerinde duran Türk, konuşmasının
devamında şöyle konuştu:
“Bu toplumsal bir iddaa olmak
zorunda ve bizim kamu yöneticilerimizin ve siyasetçilerimizin inanarak bu
konuya yüklenmeleri ve çok da hızlı
hareket etmeleri gerekiyor. O kadar
hızlı gelişen bir teknoloji var ki, ürettiğimiz ürünler çok hızlı eskiyor. Bunu
mutlaka beyin gücüyle iyileştirmeli ve
iyileştirmenin farkını da pazarlarda
elde etmemiz lazım”.
Şadi Türk, bu farkın kapatılmasının
çok da zor olmadığının, Türkiye’nin
bunun benzerlerini daha önce de başardığının ve Türkiye’nin özelliğinin bir
kez koşmaya başladığında hızlı koşması olduğunun altını çizerek konuşmasını sürdürdü. Konuşmasının sonraki bölümünü “yenilikçilik” ilkesinin
bir mantık değişikliği olarak kabul edilmesinin ve her kurumda öncelik haline
getirilmesinin önemine ayıran Türk, bu
husustaki görüşlerini şöyle dile getirdi:
“Bu konuda biz Ankara olarak, özellikle Sayın Valimizin göreve başladığı ilk andan itibaren diğer illere göre
büyük bir ivme kazandık. Demek ki
biz buna yürekten inanıyoruz. Tabi bu
arada, inovasyonun sadece malda değil,
gerektiğinde hizmette, pazarlama yöntemlerinde, iş uygulamalarında, iş yeri
organizasyonlarında aşama aşama yaygın hale getirilmesi gerekmektedir diye
düşünüyoruz.”
Şadi Türk’ün konuşmasının son
bölümü ise AR-GE, Teknopark ve
Yenilikçilik Merkezlerinin farklılıklarını
açıklamaya yönelikti. Türk, kimilerinde
AR-GE ve Yenilikçilik Merkezlerinin
aynı görevi ifa ettiği algısının oluştuğunu ancak bunun yanlış bir algı olduğunu, AR-GE faaliyetlerinin parayı fikirlere, yenilikçilik faaliyetlerinin ise fikirleri paraya dönüştürdüğünü ifade etti.
Şadi Türk konuşmasını “Bizim mutlaka, inovasyon dediğimiz ve dünyanın
bugün bizi şaşırtan bir hızla uyguladığı bu farklılığı hayata geçirmemiz gerekiyor. Bu projemizi hayata geçirmede desteklerini esirgemeyen Kalkınma
Ajansımıza Gazi Üniversitesine tekrar
teşekkür ediyor; işbirliğimizin bundan
sonra da sürmesi dileğiyle saygılarımı
sunuyorum. Kamunun da aynı inançla
bu konuya kaynak yaratma konusunda
özellikle Sayın Bakanımızın bu konudaki mantığını bildiğim için desteklerini
esirgemeyeceklerine olan inancım sonsuz” sözleriyle tamamladı.
Ceylan: “Bu kararlı ve
cesur adımlar ülkemizi
üst seviyelere
çıkaracaktır.”
K
alkınma Bakan Yardımcısı Mehmet
Ceylan konuşmasına yenilikçilik
merkezinin ilk adımının atılmasından
duyduğu memnuniyeti aktararak başlarken, projeyi hayata geçirenleri, destekleyenleri ve paydaş kuruluşları tebrik
etti. Ceylan, projenin önemine dikkat
çekti: “Türkiye bir çok alanda değişim
ve dönüşüm yaşıyor. Ve sanayi alanında önemli bir değişimi ve dönüşümü
gerçekleştirebilecek olan merkezlerden bir tanesindeyiz. Günümüzde bilimin teknoloji ve yenilik yapma yeteneği, özellikle AR-GE faaliyetleri rekabet
üstünlüğünün ve sürdürülebilir sosyoekonomik gelişmenin en önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir.”
Türkiye’nin kalkınma hedefleri arasında AR-GE ve yenilikçilik bilincinin,
üniversite-sanayi işbirliğinin geliştirilmesinin önem taşıdığını ifade eden
Ceylan, 2007-2013 yıllarını kapsayan
9. kalkınma planı da dahil olmak üzere
bugüne kadarki bilim ve teknoloji politikalarının temel amacının da özel sektörün AR-GE ve yenilik yeteneğini arttırmak, bilim ve teknolojide yetkinleştirmek ve bu yetkinliği ekonomik
ve sosyal faydaya dönüştürmek olarak belirlendiğini anlattı. Son on yıllık
dönemde Türkiye’de bilim ve teknoloji
alanında bir kapasite oluşturma yönün-
Mehmet Ceylan
de çok önemli adımların atılmış olduğunun altını çizen Mehmet Ceylan, bu
alana ayrılan kaynakların nasıl arttırıldığını ise şu örnekle gösterdi: “AR-GE
ve yenilikçilik faaliyetlerinin desteklenmesine yönelik kamu yatırımları 2003
yılındaki 238 milyon TL düzeyinden
2012 yılında 7,5 kat artışla 1,8 milyar TL
seviyesine yükseltilmiştir. AR-GE yatırımlarının sonuçlarının orta ve uzun
vadede gerçek etkilerini gösterdiği göz
önüne alınırsa atılan bu kararlı ve cesur
adımlar ülkemizi önümüzdeki dönemde çok daha üst seviyelere çıkaracaktır.”
Hükümetin 2023 vizyonuna da
değinen Ceylan, 2023 yılında dünyanın
en gelişmiş ilk on ekonomisinden birisi
olma yolunda ihracatı 500 milyar dolara çıkartma hedefinin belirlendiğini, bu
hedefin gerçekleştirilmesinde özellikle bilim ve teknoloji alanında bilgiyi
faydaya dönüştürebilen bir ekonomi
olmanın gerekliliğine değindi. “AR-GE
için ayrılan kaynakları GSYH içinde-
ki payının 2010 yılı içindeki yüzde 0.84
seviyesinden 2023 yılında yüzde 3’e
yükseltilmesi ve kaynakların da üçte ikisinin özel sektörce karşılanması hedeflenmektedir. Aynı zamanda bilimsel ve
teknolojik gelişmeden en önemli kaynak olan insan kaynağının geliştirilmesi amacıyla tam zamanlı çalışan AR-GE
personeli sayımızın da 2010 yılındaki 74 binden , 2023 yılında 300 bine
çıkarılması hedeflenmektedir.” sözleriyle bu hedefin yakalanması için yapılanları detaylandıran Mehmet Ceylan,
konuşmasının devamında üniversitelerin, araştırmacıların yetiştirilmesinde çok önemli bir role sahip olduklarını ve bu çerçevede 2002 yılında 76 olan
üniversite sayısının günümüzde 165’e
çıkarıldığını ifade etti. Bakanlık tarafından kamu araştırma kurumlarına
ve üniversitelerin büyük ölçekli araştırma altyapılarının desteklenmeye devam
edildiğinin, bu altyapılar ile kamu ve
özel sektörün ihtiyaçlarını göze alan ve
23
çok disiplinli araştırma faaliyetlerinin
yürütüleceği araştırma merkezlerinin
oluşturulmasının hedeflendiğini anlatan Ceylan sözlerine şöyle devam etti:
“2012 yatırım programında üniversitelerin AR-GE projelerine yaklaşık 454
milyon TL ,TÜBİTAK’ın AR-GE projelerine ve diğer kuruluşların projelerine yaklaşık 1,3 milyar TL ödenmiştir. Böylece kamu kesiminde toplam
AR-GE yatırımları 2012 yılı itibariyle
1milyar 754 milyon TL’dir.”
Üniversitelerde ve kamu araştırma
kurumlarında desteklenen bu merkezlerin üniversite-sanayi işbirliği yoluyla katma değeri yüksek ürünler üretilmesine önemli katkılarda bulunduğunu vurgulayan Mehmet Ceylan,
bu merkezlerin verimliliğinin zaman
zaman sorgulanabildiğini, bu maksatla
da merkezlerin daha etkin ve sürdürülebilir olmasına yönelik Bilim, Sanayi ve
Teknoloji Bakanlığı ve TÜBİTAK başta
olmak üzere ilgili kurumlarla, üniversitelerle işbirliği içerisinde yeni bir yönetim modeli oluşturma çabalarının son
aşamaya geldiğini belirtti.
“Planladığımız modelle AR-GE
merkezlerinin özel sektörle işbirliği
içinde kurulabilmesi, merkez yönetimlerinde özel sektörün yer alması ve bu
merkezlerin özel sektörle işbirliği içinde işletilmesi mümkün olabilecektir.
Yine bu modelle izleme ve değerlendirme sistemiyle merkezlere performansa dayalı kaynak aktarımı yapılacaktır.
Dolayısıyla performansı yüksek olan
merkezler daha fazla kamu desteği kullanma imkanı bulabilecektir” sözleriyle verimlilik konusunu biraz daha açan
Mehmet Ceylan, AR-GE çalışmalarının
üretime çevrilmesi konusunun önemi
üzerinde durarak bu merkezlerde gerçekleştirilen projelerin ürüne dönüştürülmesi, ticarileştirilmesi ve seri üretime alınması konusundaki etkinliğinde
en önemli aktörün özel sektörde olduğunu söyledi. Özel sektör AR-GE harcamalarının toplam içerisindeki oranının 2003 yılında yüzde 23.2’den 2009
yılında yüzde 47.4’e çıktığını hatırlatan
Ceylan, son dönemde sağlanan desteklerin de etkisiyle özel sektör AR-GE
yatırımlarında ve üniversite-sanayi
işbirliğinde önemli gelişmeler görülmekle birlikte bu alanda sağlanacak
desteklerin ve yapılacak çalışmaların
büyük önem taşıdığını, hedeflere ulaşabilmek için sanayinin bir sıçrama
yapması gerektiğini vurguladı.
Öncelikli hedefin üniversiteler ve
sanayiciler arasındaki bağın güçlendi24
rilmesi olduğunun altını çizen Ceylan,
bu kapsamdaki görüşlerini şu sözlerle iletti: “Sanayiciler ve üniversiteyi bir
araya getiren Başkent OSB yenilikçilik
merkezi projesini Bakanlığımız olarak
da takdir ve tebrik ediyoruz. Kalkınma
Bakanlığı olarak bizler de sanayicilerimizin teknolojik kapasitelerinin ve
yenilikçilik seviyelerinin arttırılması için daha esnek, sanayici ile birebir
iletişim kurabilen bu tür ara yüzlerin
oluşturulmasına inanmaktayız.”
Mehmet Ceylan sözlerini sonlandırırken yenilikçilik merkezi gibi alanların yokluğunun hissedildiğini, bu tip
projelerin bu boşluğu dolduracağını
ifade etti ve projeye destek veren kişi
ve kurumlara teşekkürlerini sundu.
Mahmut
Yıldırım
Yıldırım: “
Tarım kentinden
sanayi kentine”
A
nkara Vali Yardımcısı Mahmut
Yıldırım da yaptığı konuşmada,
dünya şartlarında rekabet edebilmenin
sanayileşme ve sanayileşmedeki yeniliklere bağlı olduğunu söyledi. “Ankara
‘nın OSB’leri Ankara’yı geleneksel bir
tarım kenti olmaktan çıkardılar diyen
Yıldırım, şunları söyledi:
“Sanayide dünya ile rekabet edebilecek bir büyük sanayi merkezi haline getirdiler. OSTİM’den İvedik’ten
Sincan OSB’den Başkent OSB’ye kadar
tüm sanayi bölgeleri Ankara ‘yı sana-
yinin de başkenti yaparlar diye düşünüyorum. Eskişehir – Polatlı yönüne
geldiğimizde gerçekten çok büyük bir
heyecan yaşıyoruz.” Kurtuluş Savaşı’nın
bu topraklar üzerinde verildiğini hatırlatan Yıldırım, Kurtuluş Savaşı’nı veren
yiğit kahramanların ayaklarıyla uçakların inmesi ve kalkması için yaptıkları pistlerde bugün büyük bir sanayi
şehrinin ortaya çıkması, büyük sanayi
üretim merkezinin kurulduğunu söyledi. Mahmut Yıldırım, “Türkiye’nin
kendi bölgesinde ve dünyada yükselen bir ekonomik güç olarak ortaya çıkması hepimizi gururlandırıyor. Burada
emeği geçen OSB’lere, Başkanlarımıza,
sanayicilerimize yürekten teşekkürlerimizi borçluyuz”dedi.
Yıldırım konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Kalkınmamızda çok önemli bir
yer tutacak olan inovasyon merkezinin Başkent OSB’de açılmış olması ve
bu konuda ilk gayretlerin ve çalışmaların bu salonda yapılmış olması ve
buna bizim de katılmamız bizi gerçekten sevindirmiştir.
Ankara Valiliği olarak sanayi ve
yatırım bölgelerimizin gelişmesini
her anlamda yürekten destekliyoruz.
Teşekkür ediyoruz. İnovasyon merkezinin Ankara sanayisine ve ülkemize hayırlar getireceğini ve yeni ufuklar
açacağını diliyor ve hepinizi yürekten
selamlıyoruz.”
Lale: “Ankaralı
firmaları bu yarışta
daha başarılı yapmak
hepimizin görevidir.”
T
oplantıda konuşma yapan isimlerden Kalkınma Kurulu Başkanı
Mustafa Lale, yenilikçilik merkezi projesine katkıda bulunan kişi ve kurumlara teşekkür ederek giriş yaptığı konuşmasının ilk bölümünde çağımızın
adeta baş döndürücü bir hızla yenilikleri getirdiğine, toplumun bu hızlı gelişme içerisinde bilgi toplumuna evrildiğine ve artık yarışın sanayi toplumu sonrası uygarlığa kimin biçim vereceği üzerine olduğuna işaret etti.
Mustafa Lale, sözlerinin devamında şunu ekledi: “Dünya adeta bir bilgi
çöplüğüne de dönüşmüş durumda.
Bu durumun içerisinde bilgiyi, katma
değer bilgiye dönüştürürsek o zaman
inovasyon yapmış oluruz. Bu şekilde
bilgiyi faydalı hale dönüştürmüş oluyoruz ki, yapılması gereken odur. Bugün
dünyada bunu başaran ülkeler kalkınmada başarılı oluyorlar.”
Türkiye’nin sanayi evriminin kısa
bir özetiyle devam eden konuşmasında Lale, 1960’lar, 1970’ler ve 1980’ler
Türkiye sanayisinin ve bunun bugüne evrilişinin sonucu geldiğimiz noktaya değinerek “Bugün sanayi sektörü;
ekonomimizi ayakta tutan, uluslararası
rekabette yarışmayı sağlayan ana aktörlerimizdendir. 2023 yılındaki 500 milyar dolarlık ihracat hedefimizde sanayi
bu amacın ana gövdesidir. Ancak önümüzdeki dönemde bilgiye dayalı yeni
bir uygarlığın gelişine şahitlik edeceğiz.
Bu nedenle bir yandan hızlı bir şekilde
yapısal reformlarımız yapmaya devam
ederken diğer yandan da sanayi politikamızı inovasyona dayalı olarak yeniden şekillendirmemiz gerekmektedir.”
dedi.
Türkiye’nin gelecekte dünya piyasalarında ucuz iş gücü üzerinden rekabet edemeyeceğini, bu sebepten artık
bilgimiz ve yenilikçiliğimizi kullanarak
rekabet edebileceğimiz öngörüsünde
bulunan Kalkınma Kurulu Başkanı, bu
sözlerinin içeriğini şöyle açtı: “Sizden
daha ucuza üretenler var. bunlarla rekabet edemiyorsunuz. Bu yoğun uluslararası rekabet ortamında gerektiği şekilde AR-GE’ye ve inovasyona eğilmeyen ülkeler, kalkınmada ne yazık ki
istedikleri noktaya gelemiyor ve istedikleri gelişmişliği yakalayamıyorlar.
İnovasyon kısaca, bilginin toplumda
ekonomik bir faydaya dönüştürülmesi ise günümüzde uluslararası rekabet
güçlerinin de vazgeçilmez yegane anah-
Mustafa
Lale
tarı haline gelmiştir”.
Türkiye’nin girişimci karakterde
insanlara sahip olmasına rağmen, kobilerin halen düşük katma değer oluşturan işletmeler olarak kalmalarının
sebebini inovasyon bilincinin yaygınlaşmaması olarak gören Mustafa Lale,
“Bir firmanın üretim noktasında yaptığı teknolojik inovasyonlar, hizmet ve
pazarlama alanında inovasyon yapması sonucu verimliliğini, karını ve pazar
payını arttırıyor. Ancak kobilerimizin
eğitim ve danışmanlık hizmetlerinden
faydalanamadıkları ve uzman eksikliği nedeniyle yenilikçi ürünler üretme
bilgi ve becerisinden yoksun oldukları
bir gerçek.” diyerek bu alandaki eksik-
liklerin doğurduğu sonuçlara işaret etti.
Yenilikçilik Merkezi’nin kobilerin
ve firmaların önünü açacak bir proje
olduğunun, bu nedenle burada Ankara
Kalkınma Ajansı’nın desteği ve başta
Gazi Üniversitesi işbirliği içerisinde
yürütülecek yenilikçilik merkezi projesinin tanıtımı için bir araya gelindiğini vurgulayan Lale, merkezin kuruluş
amaçlarından birisinin de yerel potansiyeli harekete geçirmek olduğunu ifade
etti ve ekledi: “Ankaralı firmaların bu
yarışta daha başarılı olmaları hepimizin görevidir.”
Ankara’da bulunan üniversitelere de değinen Mustafa Lale:
“Üniversitelerimiz içerisinde kaliteli ve dünya çapında rekabet edebilecekler var. Bu üniversitelerimizin en
büyük handikaplarından birisi yaptıkları çalışmaların inovasyona aktarılamamasıdır. Yüzlerce yayın yapabilirsiniz, makale ve yazı üretebilirsiniz ama
bunları eğer katma değer üreten ticari
bir hale getiremezseniz bunların hiçbir değeri yoktur. Sanayi ve sanayiciyle buluşturamıyorsanız bir şey ifade
etmiyordur.” dedi. Teknoparkların
üniversite-sanayi işbirliği kurma noktasında son yıllarda Türkiye’nin ciddi
bir atılım yapmasına aracı olduğunu, aktif 29 adet teknoparkın 4000
adet proje üzerinde çalıştıklarını ve
10000’den fazla AR-GE elemanı istihdam ettiklerini anlatan Lale, yenilikçilik merkezinin sanayinin içine direkt
inovasyonu yerleştirme ve sanayi ile iç
içe olma vasfıyla ayrı bir önem arz ettiğini ekledi.
25
25
Mustafa Lale, Başkent OSB’nin bu
anlamda üstlendiği role atıfta bulunarak söylediği, “Başkent OSB bu merkeze yönelik arazi tahsisinde bulunmuş ve bölgemizin ve ülkemizin ihtiyaçlarını karşılayabilecek bir yapılanmayı yerine getirmeyi planlamıştır. Adeta sanayimize bir kıvılcım
çakmıştır. Bu yenilikçilik merkezinin kuruluşu için Ankara Kalkınma
Ajansı da verdiği desteği devam ettirecektir.” sözlerinin ardından bu projeden sadece Başkent OSB’nin değil,
Ankara’nın tüm OSB’lerinin ve sanayicilerinin yararlanacağını belirtti ve bu
projenin gerçekleşmesinde katkı sağlayan Başkent OSB ve Gazi Üniversitesi
başta olmak üzere herkese teşekkürleri-
26
ni ileterek konuşmasını bitirdi.
Özdebir: “Türkiye’de
ilk ve çok önemli”
A
nkara Yenilikçilik Merkezi dolayısıyla proje ile ilgili bilgileri paylaşmak ve yenilikçilik üzerinde fikir alışverişinde bulunmak amacıyla düzenlenen “Proje Başlangıç Toplantısı”nda
konuşan Ankara Sanayi Odası (ASO)
Başkanı Nurettin Özdebir, konuşmasına OSB’lerin yararlarından söz ederek başladı. OSB’lerin üyelerine ve çalışanlarına daha çok yakışan bir hakikat yaratmak için giriştiği tatlı rekabet ortamına değinen Özdebir sözleri-
ne “Bütün OSB’ler ciddi bir inovasyon
çalışması içerisinde ve hepsinde yeni
yeni fikir ve uygulamalar doğmakta. Bu
çalışmalardan dolayı çok mutluyum”
diye devam etti.
OSB’lerin Türkiye’nin 50 yıldır
sürdürdüğü bu alanda şimdiye kadar
uygulanmış en güzel proje olduğunu
ifade eden Özdebir, OSB’lerin gelişimi sürecinde Türkiye’nin çevreyle barışık, insanlara yaşanabilir bir yer sunan
ve sürdürülebilir kalkınmanın temeli olan üretim gücünün disiplinli bir
şekilde gelişmesini sağlayan son derece modern bir uygulamaya sahip olduğunu söyledi. Bu uygulamayı ihraç eder
hale gelinmesinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Nurettin Özdebir,
Rusya ve Kazakistan’ı örnek göstererek,
bu ülkelerin Türkiye’deki gelişmeleri ve
mevzuatı benimsemelerinden duyduğu
gururu anlattı. “Başarılar devam ediyor
ve bu başarıyı kimsenin inkar etmeye
hakkı yok” diyerek de OSB’lerin kendilerini ilgilendiren her mevzuda sorumluluktan kaçınmadığını vurgulayan
Özdebir, mevcut kanunlarla ilgili eleştirilerini de şu şekilde seslendirdi: “Ama
tabi kanunumuz da değişen koşullar
altında bir takım değişikliklere uyarlanmalıdır. Bunların başında da OSB’lerin
hükmi şahsiyeti geliyor.” OSB’ler için
kanun yapılırken kamu kurumu niteliğinde meslek örgütü tanımını istediklerini, ancak son anda genel kurulda bir
takım müdahalelerle özel hukuk tüzel
kişiliğe çevrildiğini hatırlatan Özdebir,
bunun sonuçlarının yarattığı bir takım
mağduriyetlere de değindikten sonra
konuşmasına şöyle devam etti:
“Tüm Türkiye’deki OSB’ler
için derin ve tehlikeli bir durum.
Bakanımızdan da rica ettik, burada
OSB’lerin arkasında olduklarının kuvvetli şekilde gösterilmesi lazım.”
Bakanlardan bu konuya müdahil
olunmasını ve kamulaştırmaları bakanlıkların yapmasının istendiğini belirten Nurettin Özdebir, Bakanlık’tan bu
öneriye getireceği yük sebebiyle sıcak
bakılmadığını, ASO olarak kendilerinin
mevcut mevzuata göre kamulaştırmalara devam etmek zorunda olduklarını
söyledi. OSB’lerin işlerliğinin geliştirilmesi açısından kanunun tekrar gözden
geçirilmesinin önemine vurgu yapan
Özdebir, Bakan Nihat Ergün’ün bu
konudaki yardımları için, “sağ olsunlar programlarına koydular ve hallettiler. Seçim döneminde bu konuda önümüz daha da açıldı. Daha da açılmasını
bekliyoruz.” dedi.
Kamuya yük olmadan, üyelerinin
maliyetlerini düşürmek ve rekabet güçlerini arttırmak için iyi niyetle çalışmalar yaptıklarını anlatan Nurettin
Özdebir, Ankara sanayicisinin karşılaştığı güçlüklerin başında gelen taşıma maliyetiyle ilgili verdiği bir örnekte “Sadece iki firmamızın 2007 yılında ambarlı yaptıkları navlun ödemelerin fatura tutarı 7 milyon liraydı. Bu
7 milyon liraya iki fabrikanın binasını yapmak mümkün. Böylece nakliye masrafları sıfırlanabilirdi.” diyerek bu konunun önemine dikkat çekti.
Yaptıkları çalışmalar sonucu demir
yolu taşımacılığıyla yüzde elliyi aşan
bir tasarruf sağlayabileceğinin ortaya
çıktığını belirten Özdebir, “Her şeyimiz hazır ama bir senedir tren kaldıramıyoruz. Çünkü DDY’nin verdiği
fiyatlar kamyon fiyatlarından yukarıda” diye sitemde bulundu. Bu hususta mücadelelerini sürdüreceklerini ve
yetkililerle birlikte alternatif çözümler
arayacaklarını belirten Özdebir, çözüme ilişkin etkin tedbirler alınacağına
inandığını ifade etti.
Konuşmasının sonraki bölümünde Türkiye’nin gösterdiği büyüme
performansına değinen ve gelecekte de bu büyüme oranlarının devam
ettirilmesi konusundaki inancı paylaştığını belirten Nurettin Özdebir,
insan kaynağı sorununun ise halen
ekonominin büyümesinin önünde bir engel yarattığından bahsetti. Söze “İşsizlik oranlarımız hızla
düşüyor, seviniyoruz. İşletmelerimiz
de nitelikli eleman arıyorlar. Her
seviyede nitelikli eleman. Ama çalışacak insan bulamıyoruz.” diyerek
devam eden Özdebir, bir diğer taraftan güzel gelişmelerin de yaşandığını
meslek lisesi seviyesinin yüzde otuzdan yüzde kırk dörde yükselmesi
örneğini vererek anlattı. Türkiye’nin
en büyük sıkıntısının insan kaynağı
niteliği olduğunu söyleyen Özdebir,
belgenin beceriyle örtüşmesi gerektiğinden, bunun yıllarca göz ardı edildiğinden yakındı. Gençlerin istihdamın olduğu alanlara yönlendirilmesini isteyen Özdedir, “Bu anlamda
bakış açılarını da değiştirmek gerekiyor. Tabularımızı yıkmamız gerekiyor” dedi.
İlk ve çok önemli
Türkiye’de ilk defa bir inovasyon
merkezinin temelinin atılmasının kendisi için çok sevinçli bir durum olduğunu belirten Nurettin Özdebir, inovasyon kavramının tüm insanlarımıza zerk edilmesi gerektiğini, aksi halde
dünyadaki hızlı değişim ve rekabet şartlarının Türkiye’deki firmaların büyük
bir bölümünü önümüzdeki on yıl içinde kapanma noktasına getireceğini söyledi. Rekabete ayak uyduramayanların
ayakta kalamayacağını, bu sebeple bu
projeyi çok önemsediğini ve Başkent
OSB Başkanı Şadi Türk’ü ve çalışanlarını tebrik ettiğini söyleyen Özdebir, inovasyon merkezlerinin gerekliliğine yurt
dışındaki örneklerini görünce inandığını ifade etti. Nurettin Özdebir konuşmasını şöyle tamamladı:
“Bu merkezlerle insanların inşallah
daha kolay iletişim yolları kullanarak
ihtiyaçlarını karşılayacaklarını düşü-
27
nüyorum. Bunda emeği geçenlere çok
teşekkür ediyorum.”
Tüysüz: “ Ancak
yenilikçiler yollarına
devam eder”
“Proje Başlangıç Toplantısı”nda
konuşma yapanlar arasında KOSGEB
Başkan Yardımcısı Hüseyin Tüysüz de
vardı. Tüysüz, konuşmasına başlarken
bu önemli ve anlamlı meselenin tartışılmasından duyduğu memnuniyeti
iletti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bir
ülkenin zenginleşmesinin, zaman içinde gayri safi milli hasılasının yükselmesinin temel iki kaynağı vardır, derler. Bunlardan biri üretim faktörlerinin miktarının artışı, diğeri, asıl önemlisi üretim faktörlerinin niteliğinin arttırılması.”
Bu nitelik artışının ancak bilgiyle ve kobilerin bu bilgiyi işlemesiyle mümkün olacağının, kobiler için
kurulmuş olan KOSGEB’in rekabetin artması, pazar paylarının arttırılması ve ülkemizin zenginleşmesi için
gösterdiği çabada inovasyon bilginin
üretilmesinin önemli olduğunun altını çizen Hüseyin Tüysüz konuşmasını
şöyle sürdürdü: “Kobilerimizin istihdamdaki payları ve katma değerdeki payları, ihracat ve yatırıma katkıları
inovasyon, AR-GE bilgi kullanımı ve
özellikle inovasyonun hizmeti konusunda çok önemli roller üstlendi, üstlenecek.”
28
Hüseyin Tüysüz
Tüysüz, bu manada KOSGEB
olarak 2009’da başlattıkları değişim
ve dönüşümde bu bilginin ışığında
hareket ettiklerini, inovasyonu her
alana yansıtmaya çalıştıklarını belirtti. Ekonominin ihtiyaç duyduğu bilginin üretilmesin gerekliliğine dikkat
çeken KOSGEB Başkanı, bu bilgilerin
talep olarak üniversitelere yansıtılması ve bu arz-talebin bir şekilde oluşturulması gerektiğini ifade etti. Sözlerine
“İnovasyon merkezinin de bu mana-
da bilgi tedariki için üniversite, sanayi
ve kamu kurumlarının ortaklığı ile bir
mekanizma oluşturacağını düşünüyorum. Bu anlamda inovasyon üretmek
hepimizin misyonu olmalı.” ifadesiyle devam eden Hüseyin Tüysüz, kobileri öğrenen organizasyonlar olarak
gördüklerini, bugünün kuruluşlarının
inovasyon odaklı olamamaları halinde
ayak uyduramayıp geride kalacaklarını, yenilikçilerin ise yollarına devam
edeceklerinin üzerinde durdu.
Konuşmasının sonraki bölümünü inovasyon konusunda KOSGEB’in
yürüttüğü çalışmalara ayıran Hüseyin
Tüysüz, KOSGEB’in birçok ilde kobilere yüz yüze hizmet sunma hedefi bağlamında KOSGEB Hizmet Merkezleri
açtığını, AR-GE üretimine katkı sağlayan çalışmalar yaptığını, kapsamını
genişlettiğini ve Türkiye’de ilk kez inovasyon destek programı hazırladıklarını anlattı. Daha sonra uluslararası bir
çok önemli figürün inovasyonun öneminin üzerinde durdukları örnekleri
tek tek sıralayan Tüysüz, OECD Genel
Sekreteri’nin şu sözlerinden de alıntı
yaptı: “Günümüzde ülkelerin para ve
ekonomik politikaları, artık bir politika
aracı olmaktan çıktı. Elimizde tek bir
politika aracı var. O da inovasyondur.”
Dünyanın bu kadar önemsediği bir
meselede ara yüzler oluşturarak ekonominin ihtiyaç duyduğu bilgiyi yaratmanın ve inovasyona dönüştürmenin,
bunun için ekosistemler oluşturmanın ve bunların iktisadi değere dönüştürülmesinin bir yenilik olarak algılanması hususuna eğilen Hüseyin Tüysüz,
konuşmasının devamında KOSGEB
olarak AR-GE ve inovasyon çalışmalarına verdikleri destekleri anlattı: “Tüm
kobileri hedefe alan bir KOSGEB yaratınca her türlü inovasyon çalışmasını destekleyen bir yapı olduk. AR-GE,
inovasyon çalışmalarını destekleyen yaklaşık 500000 liralık bir kaynak
ayırdık. Biz inovasyonu gündemimize aldıktan sonra yepyeni bir açılım
sağladık. Bugün 70’in üzerinde üniversitede hem bilgi üretimi ve değere
dönüştürülmesi, pratik anlamda sanayiye uyarlanması konusunda çalışmalarımız devam ediyor.”
Sözlerini tamamlarken Başkent OSB
İnovasyon Merkezi’nin KOSGEB’e
gelecek olan inovasyon projelerinde
önemli katkıları olacağını düşündüğünü belirten KOSGEB Genel Başkanı,
inovasyonla çok daha hızlı gelişebileceğimizin görüldüğünü ifade etti.
Altıparmak: “Üniversite
olarak üzerimize
düşeni yapacağız”
P
roje başlangıç toplantısının
bir başka konuşmacısı da Gazi
Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Duran Altıparmak’tı. Konuşmasına
toplantıda bulunmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti ifade ederek başlayan
Altıparmak, üniversiteler toplantıda
konuşulan meseleleri ne şekilde değerlendirmeli, karşılamalı ve bu çalışmaların neresinde durmalı? Soruları üzerinde durdu.
Duran Altıparmak, üniversitelerin
yüksek öğrenim ve bilimsel araştırmalar
yapan yerler olarak bilindiğini, ancak
bu misyonlarının yanı sıra artık sanayicilerin ihtiyacı olan girişimciliğe yatkın,
inovasyona eğilimli insan gücü oluşturma talebini de karşılamaları gerektiğini vurgulayarak, Gazi Üniversitesi olarak AR-GE ve inovasyon çalışmalarına
katkı sağlamak amacıyla 46 araştırma
ve uygulama merkezi bulundurduklarını söyledi. 11 meslek yüksek okulunun
nitelikli iş gücünün bir yanını oluşturan mesleki eğitimle ilgili önemli birer
kurum olduğuna işaret eden Prof. Dr.
Altıparmak, “Sanayiciyle iç içe bir çalışma yapıyoruz. Değişimlere ayak uydurmak başta üniversitelerin işi olmalı. Biz
yine klasik mühendislik eğitimi dışında farklı bir mühendislik eğitiminin
de gerekliliğine inanan bir kurum olarak Teknoloji Fakültesi’ni kurduk.”
sözleriyle üniversitelerin sanayi üretimi sürecinde üstlenmesi gereken rollerle ilgili düşüncelerini aktardı. Prof. Dr.
Prof. Dr. Duran Altıparmak
Duran Altıparmak, teknoloji fakültesinin klasik mühendislik eğitimi dışında
elinden iş gelen, proje üreten, teknoloji
gelişimine katkı sağlayan ve uygulayıcısı olan insanları yetiştirmek için kurulduğunu anlattıktan sonra konuşmasına, Türkiye üniversitelerinin dünya
ölçeğinde olduklarını, bu yıl itibariyle
bazı bağımsız derecelendirme kurumlarının Türkiye’den 6 üniversiteyi dünyanın ilk 500 üniversitesi arasında gördüklerini ve Gazi Üniversitesinin bunlardan biri olduğunu ifade ederek
devam etti. Mühendislik alanında ilk
300’de olduklarını ve sanayicilerin faaliyetleri doğrultusunda üzerlerine düşeni
yapmaya çalıştıklarını aktaran Prof. Dr.
Altıparmak, bu bilgi birikiminin inovasyona ne kadar yansıdığının ise tartışılır olduğunu dile getirdi.
Sözlerine “Kalkınma Ajansı”nın
katkılarından bahsederek devam eden
Altıparmak, “Bu yıl itibariyle Kalkınma
Ajansımızın katkıları büyük faaliyetlere
kapı açacak nitelikte. Bu projeler içinde on projeden dokuzu kabul edildi. Bu
projelerden biri de Başkent OSB’de bir
yenilikçilik merkezi oluşturulmasıyla
ilgilidir. Güncel bir proje olan bu projede görevimizi en iyi şekilde yapacağız.”
dedi. Yenilikçilik Merkezi’ni gördükten sonra yaşanabilir, çalışılabilir, üretilebilir bir mekan olduğuna inandığını
ifade eden, ancak yine de rekabet edilebilirlik hususunun bir süreç olduğu
ve zaman alıcı olduğuna dikkat çeken
Gazi Üniversitesi Rektör Yardımcısı
Prof. Dr. Altıparmak, üniversitenin
Gölbaşı’nda sahip olduğu Teknoparka
da değindi: “Burada üniversitemiz içinde Gölbaşı’nda teknoparkımız vardır.
Ankara Kalkınma Ajansı gibi kuruluşu yeni bir teknoparktır. Orada
yüzün üstünde firmamız oluştu. Bu, şu
demektir: Artık öğretim üyeleri sanayicilerimizin gayretli görüntüsüne ayak
uydurmaya başladı.”
Konuşmasının sonunda İngiltere’deki üniversite sanayi işbirliğine
dair bilgiler veren Altıparmak, bu ülkede sanayicinin mesleki eğitime verdiği 16 milyar paoundluk desteğin ancak
bir güven ortamı ile sağlanabileceğinin,
üniversite tarafından geçerliliği kanıtlanmış bilgiyi talep eden ve bu bilgiyi
rekabeti arttırmak için kullanan, öncü
olan tarafın sanayici olması gerektiğinin altını çizdi, inovasyon merkezi’ni
gerçekleştiren sanayicileri kutlayarak
sözlerine son verdi.
29
Strateji belirleme
ASO ile Başkent OSB’nin
önderliğinde yapılan ve
sanayicilerin, iş adamlarının,
akademisyenler ve
bürokratların katıldığı
toplantıda, Yenilikçilik
Merkezi’nin kuruluşunda
izlenecek politika ve
stratejiler tartışıldı.
A
nkara Sanayi Odası ile Başkent
Organize Sanayi Bölgesi’nin
öncülüğünde gerçekleştirilen toplantıda Bölgemizde kurulması planlanan “Yenilikçilik Merkezi”nin
hayata geçirilmesinde izlenecek politika ve strateji tartışıldı. ASO Başkanı
Nurettin Özdebir başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya, Kalkınma
Kurulu Başkanı Mustafa Lale, Ankara
Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Asım
Balcı, Yıldırım Beyazıt Üniversitesi
Rektörü Prof. Dr. Metin Doğan, Gazi
Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof.
Dr. Duran Altıparmak, Yıldırım
Beyazıt Üniversitesi Dekan Yardımcısı
Prof. Dr. Erdal Kadere, ODTÜ
BİLTİR Başkanı Mustafa İlhan Gökler,
KOSGEB Kobi Uzmanı Kürşat Emre
Donay, OSBÜK Genel Sekreteri Ali
Yüksel, Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığı, Kalkınma Bakanlığı, Sanayi
Komisyonu, TCDD, Ankara Kalkınma
Ajansı, TTGV gibi çeşitli kurumların
temsilcileri ve Ankara’daki OSB’lerin
yönetim kurulu başkanları, üyeleri,
bölge müdürleri katıldı..
Toplantıda, aşağıdaki konular ele
alındı:
n Ankara Yenilikçilik Merkezi’nin
organizasyon ve yönetim yapısına ilişkin önerileriniz?
n Yelilikçilik Merkezi’nde kimler
yer almalı?
n Nasıl bir organizasyon ve yönetim
yapısı olmalı?
n Merkez bünyesinde hangi birimler yer almalıdır?
n Ankara Yenilikçilik Merkezi’nin
yürütmesini istediğiniz görev ve hizmetler
n Merkezin finansal destek yapısına
ilişkin öneriler,30
Nürettin Özdebir
n Kurumsal olarak finansal desteğiniz olabilir mi?
n Kurumsal olarak yapı içerisinde
nasıl yer alabilirsiniz?
n Kurumsal olarak Ankara
Yenilikçilik Merkezi kuruluş ve işletilmesinde görev alabilmeniz için yasal
düzenlemeye ihtiyacı var mı? Varsa
hangi yasalarda düzenleme yapılmalıdır?
Özdebir: OSB’ler
örnek proje
T
oplantıda konuşmasına toplantıya katılan katılımcı ve konuşmacılara selamlarını ileterek başlayan
Nurettin Özdebir, sözlerini OSB’lerin
Türkiye’deki geçmişi ve bugününe
dair kısa bir özet yaparak sürdürdü.
Özdebir, çizdiği tabloda 1960’lardan
bugüne kadar gelen süreçte OSB’lerin
örnek bir proje olarak önümüze çıktığını, bütün OSB’lerin tatlı bir rekabet içinde fark yaratmak, sanayicisine daha iyi hizmet verebilmek ve bölgenin kalkınmasına katkıda bulunabilmek adına bir yarış içerisinde olduğunu anlattı. Konuşmasının sonraki
bölümünde rekabet konusuna değinen Nurettin Özdebir, rekabetin sürekli arttığına, zorlaştığına ve ayakta durabilmek için farklılaşmak ve başkalarından öne çıkabilmenin gerekliliğine işaret etti. Özdebir sözlerine şöyle devam
etti: “Kısacası buna inovasyon diyoruz. İnovasyon, bilginin paraya dönüşmesi veya şu anda üretmekte olduğunuz bir ürünü, yapmakta olduğunuz
bir süreci, üretim tarzınızı, pazarlama şeklinizi, yani kısacası bir işletmenin bütün fonksiyonlarını kapsayan,
bunlarda fark yaratacak, katma değerini arttıracak bir kavram. Ben şahsen
inovasyonu AR-GE’den daha önemli
buluyorum.”
ASO Başkanı Nurettin Özdebir,
inovasyonu AR-GE’den daha önemli bulmasının sebeplerini ise şu şekilde açıkladı: “Bir, paraya dönüşmesi daha hızlı. İki, AR-GE bilgi üretmektir. Düşündüğünüz, hayal ettiğiniz
her şeyin olumlu bir sonuca ulaşması
yüzde yüz değildir.”
Özdebir, inovasyon kavramının topluma benimsetilmesi ve güzel
örneklerinin arttırılması gerektiğini ifade ettiği sözlerinin ardından bu
amaçla dünyada inovasyon merkezlerinin kurulduğunu, bu inovasyon
merkezlerinin sanayicilerin hayatını kolaylaştırmak, daha yüksek katma
değer yaratabilmek ve işletmelere daha
fazla fayda sağlamak için düşünüldüğünü belirtti. Özdebir, daha sonra
İspanya’nın Katalonya bölgesine yaptıkları gezi sonucunda bu bölgede
kurulan inovasyon merkezleri hakkında edindikleri izlenimleri aktardı. 17 adet inovasyon merkezi olan
bölgedeki gezilerinin kendisi açısın-
dan çok faydalı olduğunu ifade eden
Özdebir ayrıca bu husustaki gayretlerinden dolayı Başkent OSB Başkanı
Şadi Türk’ü, “tebrik ediyorum, benden
hızlı davrandılar” sözleriyle kutladı.
Yenilikçilik Merkezi çalışmasının
inovasyon kavramının Türkiye’ye yerleştirilmesinde ve bunun güzel örneklerinin sunulmasında yararlı olacağının
altını çizen Nurettin Özdebir konuşmasına şöyle devam etti: “Dünyadaki
bu yarış karşısında işletmelerimizin şu
haliyle çok uzun bir süre devam edebilmesi mümkün değil. Bu süreç içerisinde kendimizi çağa uydurmamız, işletmelerimizi buna göre uyarlamamız,
iyileştirmeleri yapmamız, ürünlerimizde farklılıklar sağlamamız ve bu dünya
rekabetiyle uyum içerisinde bu yarışa
devam etmemiz lazım.”
Konuşmasının ilerleyen aşamasında İspanya’daki deneyimlerinden yola
çıkarak bir Türkiye kıyaslaması yapan
Özdebir, hem dinleyicilere inovasyon
merkezlerinin işleyişi hakkında bilgi
verdi, hem de ziyaret ettiği iki inovasyon merkezinde karşılaştığı somut
örnekler üzerinden bu sürecin kazanımlarını anlattı. Nurettin Özdebir
konuşmasını, “Bizim de işletmelerimizi, iş yapış şekillerimizi, pazarlamamızı,
yönetim tarzımızı, hepsini içinde kapsayacak, hepsini tekrar gözden geçirecek, farkındalık yaratacak bir projeyi
başlattıkları için Şadi beye çok teşekkür
ediyorum. Böyle bir fırsatı bize sağladıkları için de Kalkınma Ajansımıza
çok teşekkür ediyorum.” sözleriyle
noktaladı.
Türk: “Bir ilki daha
birlikte gerçekleştireceğiz”
T
oplantının açılış konuşmasını yapan Başkent OSB Başkanı
Şadi Türk, sözlerine konuşmacılara
ve katılımcılara teşekkürlerini sunarak başladı. Daha önce yapılan yenilikçilik merkezi toplantısınıı hatırlatan
Türk, mevcut toplantının ise bu hususta oluşturulmasına çabalanan “Bölgesel
Yenilikçilik Diyaloğu”nun başlatılması ayağını oluşturduğunu belirtti ve
konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Başkent OSB olarak, önce kendi
sanayicimiz, daha sonra Ankara sanayisi ve Türkiye sanayisine katkı koymak için kendi kıt kanaat imkanlarımızla da olsa elimizden gelen çabayı
göstermeye çalışıyoruz.”
Şadi Türk, gösterilen bu çabanın
nedenlerini açıklarken dünyanın geçtiği değişim sürecine, bu süreçte sanayileşmenin tek başına yetersiz kaldığına, sanayinin çeşitlenmesi, sanayileşmenin diğer sanayileşen ülkelere göre
fark oluşturmasının gerekliliğine dikkat çekti. Türkiye’nin bu süreci kimi
ülkelere göre daha ileri kimi ülkelere
göre de daha gecikmeli safhada yakaladığını söyleyen Türk, bu sebepten
zamanı iyi kullanan bir çalışma temposu içerisinde olmaları gerektiğini ifade
etti. Sözlerinin devamında, “inovasyon” kelimesinin son yıllarda herkesin yoğun kullandığı bir tarif olduğunu
belirten Türk, bunun oluşabilmesi için
gösterilecek çabanın üniversitelerin,
ASO ve Ankara Kalkınma Ajansı gibi
sanayiye direk destek veren kurumların öncelikleri içinde olduğuna işaret
etti: “Biz de böyle bir projeyi Ankara
Kalkınma Ajansı’nın maddi ve Gazi
Üniversitesi’nin bilimsel destekleriyle
başlatmış bulunuyoruz. İnşallah, hem
bölge, hem Ankara, hem de Türkiye
sanayisi için bir ilki daha birlikte gerçekleştireceğiz.”
Görevimiz ülkemizi geliştirmek
Şadi Türk, konuşmasının devamında Ankara’nın sanayi dönüşümünün kısa bir özetini çıkarırken Başkent
OSB’nin gelişim süreciyle Ankara sanayisinin gelişim süreci arasındaki paralelliklere dikkat çekti ve son dönemde Başkent OSB’de yükselen modern
fabrikaların kendisini gururlandırdığını ifade etti. Bu süreçte ASO’nun,
Üniversitelerin ve Ankara Kalkınma
Ajansı’nın desteklerine yönelik teşekkürlerini sunan Türk, bu ortak çaba
sonucunda Ankara sanayisinin son 10
yıl içerisinde büyük bir atağa kalktığının, kısa süre içerisinde rekabet
gücünün artmasıyla mesafenin kapatılma noktasına getirildiğinin altını
çizdi. Türk sözlerine şöyle devam etti:
“Sonuç olarak topyekun yaşadığımız
şehri ve ülkeyi geliştirmek ve rekabet gücünü arttırmak bizim görevimiz.
Bizim öncelikle içinde bulunduğumuz
çevreyi yukarı çekmemiz gerekiyor ki,
ülkemizle birlikte herkesin ve bizlerin de kalkınması söz konusu olsun.
Toplumsal çalışmalarda başarı mutlaka grup çalışmasıyla ortaya çıkıyor. Bir
ekonomi yukarı çıkıyorsa en başarısız
şirket de onun içinde parlayabiliyor.
Bu sadece ekonomide değil diğer alanlarda da böyle, onun için el birliğiyle toplumsal kalkınmanın bayraktarlığını yapmak toplumun belli görevle-
rini üstlenmiş kişiler olarak bizim asli
görevimiz.”
Bölgemiz dünyada örnek olacak
Konuşmasının son kısmını Başkent
OSB’yi ilk defa ziyaret eden katılımcılara bölgenin geçmişi ve bugünü hakkında bilgi vermeye ayıran Şadi Türk,
sözlerini şöyle tamamladı: “Bölgemiz
gelecekte Ankara’da, Türkiye’de ve
hatta daha ileri giderek dünyada örnek
alanlardan birisi haline gelecektir
çünkü bu gelişme tamamlandığında
Ankara’nın beş ciddi organize sanayi bölgesi birbiriyle fiziki ilişki içinde inanılmaz bir sanayileşme bölgesini herkese sunma şansına sahip olacağız. Bunun bayraktarlığını yapmaktan dolayı da biz onur ve gurur duyuyoruz. Değerli katkılarınızdan dolayı
ve toplantımıza verdiğiniz destekten
dolayı hepinize teşekkür ediyorum.”
Babacan: “Amaç
yenilikçilik potansiyelini
harekete geçirmek”
B
aşkent OSB Başkanı Şadi Türk’ün
konuşmasının ardından Proje
koordinatörü Selami Babacan, katılımcılara Yenilikçilik Merkezi projesi hakkında detaylı bir sunum gerçekleştirildi.
Babacan, ilk toplantının ardından
fizibilite raporunun içerik başlıklarının oluşturulduğunu ve bunlar üzerine katılımcıların görüş ve önerilerini almak amacıyla bir anket hazırladıklarını anlattı. Proje kapsamına ilişkin o güne kadar yapılanlar hakkında bilgi veren Selami Babacan, ilk olarak Ankara’nın bir yenilikçilik merkezine kavuşturulması hususunda bir
yol haritası belirleneceğini ifade etti.
31
Selami Babacan, fizibilite raporu ile bu
işin yapılabilirliğinin ortaya konacağını ve merkezin kuruluşu için gerekli olan politika ve stratejilerin önerileceğini söyledi.
rak güçlendirildiğini ve bu kuruluşlar
arasında çalışanların hareketliliğinin de
bölgenin gelişimine çok katkı sağladığının altını çizdi. Babacan, Avrupa’da
ise yenilikçilik üzerine kalkınmış ülkelerde yapılan analizlerin ortaya koyduklarını ise şu faktörlere dayandırdı:
“Firmaların birbirleriyle, üniversitelerle ve kamu araştırma kurumlarıyla kurdukları ağlar ve yapılandırılmış işbirlikleri, kendi kendilerine organize olan
bölgesel ve yerel aktörler, yenilikçiliğe
dayalı kurulan yeni şirketler, uluslararası bir ağa sahip bilgi üreten lider şirketler, mükemmel bir altyapı...”
Yenilikçilik potansiyelini
harekete geçirmek
Babacan, projenin amaçlarını şöyle
anlattı:
“Projemizin genel amacı Ankara’nın
yenilikçilik potansiyelini harekete
geçirmek ve buna bağlı sürdürülebilir rekabet gücünü arttırmayı hedefleyen Yenilikçilik Merkezi’nin gerçekleştirilmesine katkıda bulunmaktır. Gazi
Üniversitesiyle ortak bir çalışma içerisinde gerçekleştirmekte olduğumuz
projenin bu vesileyle üniversite-sanayi
işbirliğine katkı sağlamasını ve bu katkının süreklilik kazanmasını hedeflemekteyiz. Projemizin özel amacı ise merkezin kuruluşu için Ankara’nın özel şartlarını dikkate alarak, öncelikle bölge ihtiyaçlarına yönelik yenilikçilik potansiyelini harekete geçirmek üzere merkezin
kuruluşunda izlenecek adımları belirlemektir.”
Yapılan toplantının, bu projeyle başlatılması hedeflenen “Bölgesel
Yenilikçilik Diyaloğu”na bir örnek oluşturduğunu söyleyenn Babacan, projenin
diğer hedeflerini “Bölgesel Yenilikçilik
Sistemi”nin ana aktörlerinin belirlenmesi, bölgesel yenilikçilik ihtiyaç alanlarının analizi, eylem planlarının oluşturulması ve pilot projelerin hazırlanması
ve organizasyonel yapılanma ihtiyaçlarının belirlenmesi olarak sıraladı. Proje
kapsamında bu güne kadar yaptıkları ve yapmayı planladıkları çalışmaların
bir özetini yapan Selami Babacan, gerçekleştirilenler kapsamında bir literatür
taraması yaptıklarını, mülakat ve anket
formları geliştirdiklerini, çeşitli sivil toplum örgütleri ve kamu kuruluşları ile
değerlendirme toplantıları planladıklarını anlattı. Babacan, bunlar arasında
toplanan verilerin saklanması ve güncellenebilmesi için bir veritabanı oluşturmak, Ankara Yenilikçilik Merkezi
kuruluş fizibilite raporunun hazırlanmasının da yer aldığını ifade etti.
Babacan şöyle devam etti:
“Bilindiği gibi, ürün ve hizmet
çeşitliliği günden güne artmaktadır.
Firmalarımız da bu çeşitliliğin getirdiği ortamdaki rekabet yarışına, ürün ve
hizmetlerindeki kaliteyi sürekli arttırarak veya yeni ürün ve hizmetler geliştirerek katılmaktadırlar. Bu yarışta fark
32
Selami Babacan
yaratmamız, en az bir adım öne geçebilmemiz ürün kalitemizin yüksek, yeniliklerimizin sürekli olmasına bağlıdır.
Yeni teknolojiler ve ürünler rekabet
üstünlüğünü kazanmak ve sürdürebilmek için gereklidir. Rekabet edebilirliğin ön koşulu beklentileri aşabilmektir
ki bunun da adı kısaca yeniliktir.”
Yenilikçilik şemsiyesi altında uygulama ve katma değer oluşturmanın iki
önemli unsuru bulunduğunu, sürecin
fikirlerin hayata geçirilmesi ve ortaya
ürün, hizmet veya iş yapma yönteminin çıkarılmasıyla başladığını anlatan
Selami Babacan, sürecin yenilikçiliğe
dönüşmesinin ise bu ürün ve hizmetlerin satılmaya veya iş yapma yöntemlerinin uygulanmaya başlamasıyla olduğunu ifade etti.
Babacan açıklamasına şunları ekledi:
“Yenilikçilik süreci bir anlamda bilginin ekonomik ve toplumsal faydaya dönüştürülmesidir ve teknik, ekonomik ve sosyal süreçlerin oluşturduğu
bir bütün olarak değerlendirilmektedir.
Kısaca yenilikçilik, yeni fikirlerin ticari bir yarara dönüştürülmesi sürecidir.
Yenilikçi firmalarda ve ülkelerde insanların yaşam kalitesi ve refahında belirgin
iyileşmeler görülmekte, buna bağlı olarak insanların kendine güveni artmakta,
motivasyonu yükselmektedir.”
Kendilerini ilgilendiren yenilikçilik modelinin bölgesel çapta olduğunu, bunun da önemli örneklerinden
biri olan Amerika’daki silikon vadisi
üzerinden değerlendirilebileceğini söyleyen Babacan, temelleri 1930’lara dayanan silikon vadisinde üniversite-sanayi
işbirliğinin devlet destekleri de katıla-
Ülkemizde yenilikçilik
Daha sonra ülkemizde yenilikçiliğin tarihine de değinen Selami
Babacan, bu konudaki çalışmaların ilk
olarak 1962 yılında Devlet Planlama
Teşkilatı’nın kuruluşu ve beş yıllık kalkınma plan dönemleriyle başladığına işaret etti ve birinci beş yıllık kalkınma planıyla beraber 1963 yılında
TÜBİTAK’ın, 1983 yılında Bilim ve
Teknoloji Yüksek Kurulu’nun kurulduğunu hatırlattı. Günümüzde ise bu alandaki çalışmaların özellikle teknoparklar üzerinden yürütüldüğünü, kurumsal bazda bazı üniversitelerin ve sanayi kuruluşlarının kendi bünyelerinde AR-GE çalışmaları sürdürdüğünü
ifade eden Babacan, projenin konusunu oluşturan bölgesel bazlı yenilikçilik
merkezlerine ise bugüne kadar rastlanmadığını belirtti. İnovasyon Aktarım
Merkezleri ve Kuluçka Merkezlerine de
değinen Babacan, Ankara’da AR-GE,
Teknopark ve Kuluçka Merkezleri
bulunmasına karşılık özellikle sanayi sektörüne yönelik yenilikçilik merkezi adı altında bu fonksiyonları yerine getirecek bir merkez bulunmadığını söyledi. Babacan, bundan hareketle Ankara Kalkınma Ajansının, Ankara
Yenilikçilik Merkezi’nin fizibilite çalışması yapılmasını destek kapsamına
aldığını anlattı ve “Başkent OSB, kendi
imkanlarını seferber edip bu çalışmanın
yapılmasını üstlenmiştir. Ayrıca fizibilite çalışması sonucu yapılanma ve organizasyona da destek verme niyetini şimdiden ilan etmektedir” dedi.
Babacan,
Başkent
OSB’nin
Yenilikçilik Merkezi’nde yürütülmesini önerdiği faaliyetleri ise şöyle sıraladı:
Farkındalık oluşturma, veri ve bilgi toplama ve yayınlama, eğitim ve danışmanlık hizmeti verme, yenilikçilik ortaklıkları oluşturma, laboratuvar hizmetleri
ve ortak altyapı kullanımı.
Türk: “Yeni fabrikalar kadar
mevcutları koruyup
geliştirmek de çok önemli...”
Başkent OSB Başkanı Türk,
Türkiye’de genelde fabrikalar
kurulduğunu belirterek, “Ama
en zor ve en önemlisi teknolojiyi yakalamak, rekabet
edilebilir ürün üretmektir”dedi.
Y
enilikçilik Merkezinin üçüncü ve son toplantısında merkezin kuruluşuna ilişkin fizibilite raporu ele alındı. Toplantıya,
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan
Yardımcısı Davut Kavranoğlu, Ankara
Milletvekili Emrullah İşler, Ankara
Vali Yardımcısı Şentürk Uzun,
ASO Başkanı M. Nurettin Özdebir,
Kalkınma Ajansı Genel Sekreteri Asım
Balcı, TSKGV Başkanı Hayrettin Uzun
ve HAVELSAN Yönetim Kurulu
Başkanı Mehmet Taş ile konuyla ilgili
kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri katıldı.
Toplantının açılış konuşmasını
yapan Başkent Organize sanayi Bölgesi
Başkanı Şadi Türk, yeni fabrikalar kadar
mevcut olanların korunup geliştirilmesi gerektiğni ifade etti. Türk, “Ama işin
zor ve önemli yanı teknoloji yakalamak,
rekabet edebilir ürün üretmektir”dedi.
Başkent OSB İdari Binası’nda gerçekleştirilen toplantının açılış konuşmasını
yapan Türk, rekabet edebilir ve yüksek
teknolojiye dayalı ürün üretmek için
Yenilikçilik Merkezi çalışmalarını başlattıklarını hatırlatarak, şöyle konuştu:
“ Bunun için de inovasyon adı altında Avrupa ve Amerika’da yıllar önce
başlayan ve bana göre de çok başarılı olan çalışmaların ülkemizde olmayışının avantajlarından yoksun kalışımızı
gördük. Kalkınma Ajansımızın da desteğiyle bunun Türkiye’de nasıl bir formülle, nasıl bir yapılanmayla ve nasıl
bir organizasyonla ülke sanayisine katkı
sağlayabilecek duruma getireceğimizin
fizibilite çalışmasını yaptık.”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı,
Kalkınma Bakanlığı, Kalkınma
Ajansımız ve Ankara Valiliğinin desteğiyle inovasyon merkezlerinin bir an
önce kurulması gerektiğini belirten Şadi
Türk, invasyonun Türkçe’de karşılığı
üzerinde yaptığı çalışmalara da değinerek, bu kelimenin karşılığının daha
çok ‘yenileşim’ ile bire bir örtüştüğünü söyledi.
Türk şöyle konuştu:
“Bizim yaptığımız çalışma, yenileşim merkezi adı altında açılacak merkezlerin nasıl konumlandırılacağını,
kamu bürokrasisinden uzak, daha çok
sanayicinin direkt ulaşabileceği ve nasıl
daha hızlı hizmet alabileceğini ortaya
koyma ile ilgili bir çalışmadır. Ama bu
çalışma her şeyin bitimi değil, başlangıcıdır diye düşünüyoruz. İlgili kurum ve
kuruluşlardan şahsım ve sanayici arkadaşlarım adına ricam bu işi sahiplenmeleridir. Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakanlığımız olsun diğer kamu kurum
ve kuruluşlarımız olsun, zaten Ankara
Valiliğimiz ve Kalkınma Ajansımız
bizlere bu desteği veriyor. ASO’nun bu
konudaki çalışmalarını da daha yoğunlaştırarak bunları birlikte hızla devreye
sokmamız gerekiyor.”
Fabrika tarlası
dönüştüğünü söyleyen Başkent OSB
Başkanı Türk, konuşmasını “Yeni fabrikalar açmak ve açtırmak tabi ki bizlerin görevi, ama mevcut fabrikaların
çalışmasını sağlamak ve devamlılığını
sürdürebilir hale getirmek de asli görevlerimizden bir tanesidir. Çünkü kaynağı çok bol olan bir ülke değiliz. Yapılmış
her tesisimiz bizim için çok kıymetli ve
değerli olmak zorunda. Bunlar patron
tesisleri gibi görünse de yaşayabilen ve
sürdürülebilen imkanlarına bakıldığında, patronların hayatları Allah’ın verdiği ömürle kısıtlı ama sanayi tesisinin ömrü bir çok kuşağa yansıyabildiği
için aslında bunlar ülkenin değerleridir.
Onun için el birliği ile bu projeye sahip
çıkıp, ürün çeşitliliğini, AR-GE’leri arttırıp, gerekiyorsa mevcut yönetim tekniklerini geliştirip her zaman piyasanın içinde aktör halinde tutmamız, yeni
fabrika kurmaktan da daha önemli gibi
duruyor” şeklinde sürdürdü.
Özdebir: “On yılda
işletmelerimizin yarısı kapanacak.”
Ankara Sanayi Odası (ASO)
Başkanı Nurettin Özdebir de Başkent
OSB bünyesinde yürütülen inovasyon
(Yenileşim) projesinin çok önemli bir
Nurettin
Özdebir
Türkiye’nin fabrikalar tarlasına
33
iş çalışma olduğuna inandığını belirterek, “ OSB’lerin gerçek ihtiyacı inovasyon merkezleridir. Mutlaka AR-GE ve
inovasyon merkezlerinin olması gerekir. Şirketlerin sorunlarını çözebilecek
yer sadece inovasyon merkezidir. Bunu
yapmazsak, önümüzdeki on yıl içinde işletmelerimizin yarısı kapanacak”
dedi.
Bugün bir çok işletmenin AR-GE
çalışmaları için TÜBİTAK’ın prosedürleriyle uğraşmak istemedikleri için
kendi bünyelerinde yapmış oldukları
çalışmaları bir kenara koymak zorunda
kaldıklarını anlatan Özdebir, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu merkezlerin bize hızlı sonuç
ve hızlı bilgi vermesi gerekiyor. Bizim
sadece iş yapmamıza olanak sağlaması gerekiyor.
İşletmelerin amacı para kazanmak
olmalı, kar etmek olmalı, yeni yatırımlar, yeni istihdamlar çok önemli.
Bunları yaparken bize destek olan, yol
gösteren yerler olması lazım.”
İşler: Derisini değiştirmeyen
yılan ölmeye mahkumdur
Toplantıya katılan AKP Ankara
Milletvekili Emrullah İşler de Türk’ün
“İnovasyon yerine, yenileşim” sözcüğünü önermesini yerinde bulduğunu
ifade ederek “Sayın Başkan da söylediler. Bu ‘inovasyon’ kelimesi yerine
‘yenileşim’ kelimesini kullanmasından
dolayı teşekkür etmek istiyorum. Bazı
kavramları Türkçe’mizde kullanmak
zorundayız. Bundan sonraki çalışmalarda dikkate alınmasının yararlı olduğunu düşünüyorum”dedi.
Her alanda işin özünün istikrar olduğunu “Siyasi istikrarın olduğu
yerde, ekonomik istikrarının da olduğunu” anlatan İşler, şöyle konuştu:
“Başkanımızın anlattığı OSB tarihinde çok önemli bir gelişme süreci var.
2003’ten bu yana kısa zamanda buralara getirmişler. Bu ekonomik ve siyasal istikrarla olan bir şey. 2023 hedefimiz beş başlıktan oluşuyor, bunlardan
biri de güçlü ekonomi ve güçlü sanayi. Türkiye kendi bölgesinin lider ülkesi olması güçlü ekonomi ile gerçekleşecektir. Burada biz siyasilere ve siz sanayicilere çok önemli görevler düşüyor.
Bir söz vardır: Derisini değiştiremeyen
yılan, ölmeye mahkûmdur. Buradaki
kastım yenileşimdir. Dolayısıyla siz
sanayiciler çağın gereklerine ayak
uydurmak zorundasınız. Bunu başarırsanız çok güçlü yatırımlara imza ata34
Emrullah
İşler
“Kısa sürede önemli işler yaptık.
Bunların içinde yenilikçilik merkezlerine çok önem verdik. Bilişim ve sağlık teknolojilerinde yaklaşık 15 milyonluk bütçeyi yenilikçilik başlığı altında
kullandırdık. Şu anda yaklaşık 70 tane
yenilikçilik projesi Ankara’da hayata
geçiriliyor. Bu projede bundan sonra
da üzerimize düşen görevleri yapmaya
devam edeceğiz.”
Uzun: “Proje rafta kalmasın”
caksınız. 2023 hedeflerimize birlikte ulaşmamızda önemli katkıda bulunacaksınız. Başka bir söz daha vardır:
Dünyada değişmeyen tek şey değişimin
kendisidir. Dolayısıyla bu yenileşmeyi yakalamamız gerektiğini düşünüyorum ve sizlere bu yöndeki katkılarınızdan dolayı da çok teşekkür ediyorum.”
Asım Balcı
Balcı: “Başkent OSB Başkanı
Şadi Bey heyecanımızı arttırıyor”
Ankara Kalkınma ajansı Genel
Sekreteri Asım Balcı, konuşmasına,
“Başkent OSB Başkanı Şadi Bey heyecanımızı arttırıyor. O bakımdan çok sık
gelmeyi ben de arzu ediyorum”diyerek
başladı. Proje ile ilgili çok kısa sürede olağanüstü bir performans ortaya
konulduğunu anlatan Balcı, konuşmasını “Üç ay gibi kısa bir sürede mütevazı bir bütçeyle bizim çok önem verdiğimiz bir konuda önemli bir çıktı ortaya konuldu. Tabi bize düşen bundan
sonra ortaya konulmuş olan bu fizibilite
raporunu nasıl hayata geçirebileceği ve
bunun çalışmalarını yürütmektir. Emin
olun ki hepimizin görevidir”şeklinde
sürdürdü.
Ankara Kalkınma Ajansı’nın çalışmalarına da değinen Asım Balcı, şunları söyledi:
Ankara Vali Yardımcısı Şentürk
Uzun, hem Türkiye’deki, hem de
Ankara’daki bütün OSB’ler için önemli olan bir merkezin kuruluşunun fizibilite çalışması için bir araya geldiklerini
söyledi. “Mecelle’de bir hüküm vardır:
Usul esastan önce gelir” diyen Uzun,
“Türkiye’de de biz usulü atlayıp esasa
geçiyoruz. Sonra da dar boğazlar yaşıyoruz. Usule çok riayet etmek lazım.
Burada da bu çalışma aslında kurulacak olan yenileşim merkezinin bilimsel
verilere göre nasıl kurulması gerektiğini
araştırmak için yapıldı” dedi.
Başkent OSB’nin proje için Ankara
Kalkınma Ajansı’ndan almış olduğu
her kuruşun hakkını verdiğini söyleyen
Şentürk Uzun, konuşmasında şu görüşlere yer verdi:
“Biz kendilerine teşekkür ediyoruz.
Bu bilimsel çalışmayı usule uygun olarak yaptıkları için. Gazi Üniversitesi
gibi çok güçlü bir akademik kurumun
da desteğini aldılar bu çalışmada. Bu
yapılan çalışmanın tozlu raflara atılıp
kalmaması lazım. Üzerine vazife düşen
tüm kurumların desteğiyle bir an önce
hayata geçirilmesi lazım. Ben bunun
bir an önce hayata geçirilmesi dileğiyle, proje yürüten Başkent OSB Yönetim
Kurulu üyelerine tekrar teşekkür ediyorum”.
Şentürk Uzun
“Hedefiniz dünya olsun...”
Bilim, Sanayi ve Teknoloji
Bakan Yardımcısı Davut
Kavranoğlu: “Sadece
Ankara’nın ihtiyaçlarına
göre değil, dünyaya
açılan bir sanayi yaratmak
zorundayız”dedi.
Kavranoğlu’ndan
önemli mesajlar:
n Bütün dünyayı tek bir pazar
olarak görüp, adımlarımızı
buna göre atmamız gerekir.
Dünyanın gelişmiş ülkelerinde
bilim ve teknoloji ataşelikleri
kuruyoruz.
2023 yılı hedeflerin;
bilime, teknolojiye,
yenileşmeye vereceğimiz
önemle, bunları öne
çıkartarak ancak varabiliriz.
n
İnovasyon üniversitelerdeki
çıktının, sanayici tarafından
ürünleştirilmesidir.
n
B
ilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan
Yardımcısı Davut Kavranoğlu
da toplantıda hazır bulunarak
kapsamlı bir değerlendirme yaptı.
Çalışmadan dolayı öncelikle Başkent
OSB ve Ankara Valiliği’ne teşekkür
eden Kavranoğlu, Türkiye çok inişli
çıkışlı yollar yaşadığını, 1980’li yılların başında Türkiye’nin yaptığı ihracatın 1,5-2 milyar dolar civarında olduğunu hatırlatarak, “Krom madeni, üzüm,
fındık üç beş tane Allah’ın bize verdiği yurdumuzda çıkan ürünleri ihraç
ederdik”dedi. O dönem sanayisi neredeyse hiç olmayan bir Türkiye olduğunu anlatan Bilim Sanayi ve Teknoloji
Bakan Yardımcısı Davut Kavranoğlu,
şunları söyledi:
“Tabi demokrasimizin yaşadığı
kesintiler, istikrar eksiği bunların hepsinin Türkiye’ye ödettiği çok büyük
bedeller oldu. En son rahmetli Özal’ın
çabalarıyla Türkiye’de insanlarımızda
global düşünme, ihracatçı olma bilinci
gelişti. Ve bu vizyonla ASELSAN kuruldu. TSK’nin 1974’te yaşadığı ambargo krizleri bizlere çok büyük dersler
verdi. Ordumuz disiplinli, yüksek sayıda askere sahip, güçlü bir ordu ama
teknik anlamda dışarıya bağımlı bir
yapıya sahipti. İşte böyle bir durumda
olan Türkiye büyük çabalarla ve vizyonel liderlerle büyük ilerlemeler katetti. Bu ilerlemelerin sonucunda ihracat miktarını 135 milyar dolara getirdiğimizde büyük sevinç duyduk. Sonra
Türkiye bir ekonomik yıkım yaşadı.
Türkiye’deki şirketlerin %40’ı kapandı.
Adeta Türkiye bir ümitsizlik çukurunun içine sürüklendi. Yaşadığımız 2001
ekonomik krizinin etkileri çok farklı olmuştu.”
2002 yılında siyasi istikrarın demokratikleşme ve kalkınmada da istikrar
sağladığını, bununla birlikte gösterilen çabanın sonucunda Türkiye’nin
150 milyar dolarlık ihracat yapan bir
ülke haline geldiğini söyleyen Davut
Kavranoğlu, şunları söyledi:
“2023 yılı hedeflerimiz de
Türkiye’nin, dünyanın ilk on gelişmiş
ülkesinden birisi olmasını arzuluyoruz. Bunun anlamı, Kanada, Hindistan,
Meksika, Kore’yi geçmemiz demek. Bu
söylemesi kolay ama yapması o kadar
kolay bir iş değil. Var olan bu gidişimizle, sanayimiz, teknolojimizle 2023
yılındaki hedeflerimize tabi ki varama-
yız. Ekonomiyi temelden dönüştürmemiz gerekiyor. Üniversiteler, sanayiler vb. tümünün değişmesi gerekiyor.
İş yapma şeklimizi ıslah etmemiz gerekiyor.
Geçtiğimiz yıl Bilim, Teknoloji ve
Sanayi Bakanlığı olarak isim değiştirdik. İsmimizi yenilemekle kalmadık;
bakanlığımızın kurulması 2023 yılı
hedeflerinin açıklanması ile eş zamanlıdır. Dolayısıyla bakanlığımızın amacı
hükumetimizin 2023 yılı hedeflerine
nasıl varılacağına dair vizyonunu da
yansıtmaktadır. Yani 2023 yılı hedeflerinde bilime, teknolojiye, yenileşime
vereceğimiz önemle, bunu öne çıkartarak varabiliriz.”
Yenileşme konusunda üniversite ile sanayicinin farklı konumlarda
olduklarını, yenileşim konusuna üniversiteler yukarıdan baktıklarını söyleyen Kavranoğlu, “Üniversitenin görevi, bilgiyi üretmek ve geliştirmektir.
Sanayici ise vatandaşa dünya pazarına
mal satan ve mal üreten etkileşen bir
konumdadır. Yani iki ayrı uçtadırlar.
Bunların ortasında da inovasyon var.
Üniversiteler için sanayi ile etkileşim
çok önemli. Üniversitelerdeki çıktının,
sanayici tarafından ürünleştirilmesi için
bir çabayı gösteriyor” dedi.
35
Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı
Davut Kavranoğlu, Türkiye’de yapılan üretimin düşük katma değerli olduğunu, bunu nasıl yüksek katma değere çevrileceğinin önem taşıdığını ifade
ederek, konuşmasına şöyle devam etti:
Dünyaya açılan sanayi
“Başkent OSB ve diğer sanayicilerimiz için ise, düşük katma değerli, babadan deden kalma usullerle üretilen mallardan, yüksek katma değerli ürünlere
nasıl geçeriz. İşin tamamına bakarsak,
iş adamı demek; para kazanan demek.
Artık Ankara’nın ihtiyaçlarına göre
bir sanayi ve inovasyon merkezi oluşturmak değil, dünyaya açılan bir sanayi yaratmak zorundayız.”
“Gerekirse bu konuda yurt dışında
çalışan uzman bilim adamları ve sanayicilerle de sizleri buluştururuz”diyen
Kavranoğlu, konuşmasını şu sözlerle
sürdürdü:
Dünyayı tek pazar görme
“Yani yapılan bu çalışmayı taçlandırmak için bunu global bir vizyona
mutlaka oturtmamız lazım. İnovasyon
merkezi ile yurt dışındaki pazarlar arasında entegrasyonun nasıl sağlanacağını araştırmamız gerekiyor. Ankara vizyonu ile başlarsak bu iş istediğimiz yere
ulaşmaz. Bizim bütün dünyayı tek bir
pazar olarak görüp, atacağımız adımları
buna göre atmamız gerekir. Başlangıçta
harcanan zaman çok zorludur, ancak
sonradan sürprizlerle karşılaşmamak adına bunların en ince ayrıntısına kadar düşünülmesi de zorunludur.
Biz de bakanlık olarak bilhassa yüksek
sanayi oluşturulmasına çok önem veriyoruz. Bunun için teknoparklar kuruyoruz, AR-GE merkezleri kurulması ile
ilgili kanuna destekler veriyoruz.
36
Biz sanayici değiliz, bizim varoluş
amacımız sanayicimizi 2023 yılı vizyonuna ve daha ötesine ulaşmak için atması gereken adımları ve gerekli mevzuat düzenlemelerini yapmaktır bizim
asli görevimiz. Hep ileriye bakmamız
lazım ve en ileri ülke olabileceğimize inanıyoruz, bunun için çalışmamız
gerekiyor.
Bilim ve teknoloji ateşilikleri
Ekonomiye global baktığımızın bir
kanıtı olarak bakanlığımız yeni kurulduğunda, biz dünyanın gelişmiş ülkelerinde bilim ve teknoloji ataşelikleri kuruyoruz. Şu anda 10 tane ataşemiz var. Bu ataşeler bulundukları ülkelerde nam salmış kişiler, bunun yanında bir tane fahri bilim elçimiz olacak ve o ülkeden önemli üniversiteler ve bilim teknoloji şirketlerinden 20
tane konsey üyemiz olacak böylece biz
Türkiye’deki herhangi bir sanayicinin
o ülkedeki bütün önemli bilim ve teknoloji odaklarına doğrudan ulaşmasını sağlayacağız.
OSB’lere özel önem
Yeni Teşvik Paketi’nde sanayi bölgelerine özel bir önem verdik.
Bir ilde yeni yapılacak yatırım eğer
OSB’lere yapılırsa, biz onun daha iyi
imkânlardan yararlanmasını teşvik
edeceğiz. İstiyoruz ki her ilde OSB’ler
sanayinin toplandığı, kümelenmelerin
oluştuğu, alt yapısı sanayiye uygun olan
OSB’lerde toplansın. Denetimsizlik,
istikrarsızlık ve haksız rekabetle mücadele de bakanlığımızın dikkate aldığı
önemli konulardan biridir.
Bugün yaptığımız gibi hep birlikte ve ortak akıl ile daha iyi bir Türkiye
ve dünya için çalışmaya devam edelim. Sadece bugünün problemleriyle değil, olması gerekenle de ilgilenelim. Burada tüm kamu kurum ve
kuruluşlarına, STK’lara büyük görev
düşüyor. Geleceğin ileri ve lider ülkesi vizyonuna yönelik bir toplantı için
bizleri bir araya getiren Başkent OSB
yönetimine ve çalışmada katkısı bulunan tüm dostlarımıza teşekkür ediyorum.”
Yenilikçilik Merkezi ile ilgili öneriler
Toplantıda Ankara Yenilikçilik
Merkezinin kuruluşu için aşağıdaki
stratejiler önerildi:
n Ülkemizde de diğer ülkelerde
olduğu gibi, ülkemizin koşullarına
uygun, sanayicimizin ihtiyaç ve
beklentilerini karşılayacak bir
yenilikçilik merkezi kuruluşu
gerçekleştirilmelidir.
n Ankara için Sayın
Valimizin öncülüğünde ve
hamiliğinde “Ankara Yenileşim
İşbirliği ve Koordinasyon
Kurulu” kurulmasında yarar
görülmektedir. Ankara Yenilikçilik
Merkezi kuruluş öncesi ve sonrası
çalışmalar bu kurul marifetiyle
koordine edilmelidir.
n Ankara Yenileşim İşbirliği ve
Koordinasyon Kurulu ilgili taraf
temsilcilerinden oluşturulmalıdır.
n Ankara Yenileşim İşbirliği
ve Koordinasyon Kurulu’nun
sekretarya hizmetlerini, fizibilite
raporunun hazırlanmasına da
öncülük eden, Başkent Organize
Sanayi Bölgesi üstlenebilir.
n Ankara Yenilikçilik Merkezi,
bürokrasiden ve karmaşık
prosedürlerden uzak, sanayici
ile birebir ilişki temelinde,
akademisyen-uzman kişilerle
sanayicileri buluşturan, dinamik
bir organizasyon yapısına sahip,
basit bir arayüz, danışmanlık,
bilgilendirme, izleme ve koordine
merkezi şeklinde olmalıdır.
n Öncelikli işlerin başında;
yenilikçilik bazında hazır
bulunuşluğun sağlanması
gelmektedir. Bu sebeple
farkındalık oluşturma ve
kurumsal bazda organizasyonel
yapılanmaların oluşturulması için
çalışmalar yapılmalıdır.
n Kuruluş öncesi ve
sonrasında, sekretarya
hizmetlerinin TÜBİTAK tarafından
yürütüldüğü Bilim ve Teknoloji
Yüksek Kurulu’nun kararlarının
bölgesel bazda uygulamaya
dönüştürmek için TÜBİTAK ile
işbirliğine gidilir.
n Başkent Organize Sanayi
Bölgesi bünyesinde kurulacak olan
sekretarya için çekirdek personel
görevlendirilir, paydaşların ortak
ekonomik katkısı sağlanır.
n Sektörde yenilikçilik kültürü
oluşturma amaçlı planlama yapılır
ve uygulanır.
n Avrupa ve diğer gelişmiş
ülkelerdeki bu yöndeki çalışmalar
ve yenilikçilik merkezleri yerinde
yapılan ziyaretlerle incelenir,
karşılaştırmalar yapılarak güçlü ve
zayıf yönler belirlenir.
n Sektörler bazında ürünler,
üretim süreçleri, organizasyon
biçimleri, üretim teknolojileri
vb. konularda mevcut durumu
belirleme amaçlı envanter çıkarılır.
n Sektörün organizasyonel
bazda hazır bulunuşluk durumu
belirlenir, belirlemelere göre hazır
bulunuşluğu sağlama maksatlı
planlama yapılır ve uygulanır.
n Mevcut akademik ve
uzman kişi analizi yapılarak
envanter hazırlanır. Bu amaçla
güncellenebilir, üyelik sistemi
bulunan veri tabanı oluşturulur.
n Yenilikçilik kapsamında
eğitim ihtiyaç analizi yapılır, bu
analize dayalı eğitim-bilgilendirme
uygulama planı hazırlanır.
n Yenilikçilik uygulamaları için
bölgenin mevcut durum envanteri
çıkarılır, alt yapı ihtiyaçları
belirlenir, ihtiyaçları karşılama
planı hazırlanır.
n Mevcut alt yapıların ortak
kullanım usul ve esasları belirlenir,
kullanım sitemi oluşturulur,
protokoller hazırlanır.
n Ankara Yenilikçilik
Merkezi’nin kuruluşu, yönetimi,
tüzel kişilikleri, yenilikçilik
çalışmalarına verilecek destekler
gibi hususları kapsayan yasal
düzenleme için taslaklar
hazırlanır.
n Çalışmaların yansıtıldığı,
gerekli görüş ve önerilerin
paylaşımını gerçekleştirmeye
uygun güncel WEB sayfası
oluşturulur.
n Yasal alt yapı da dikkate
alınarak finans sistemi
oluşturulur.
n Bu fizibilite raporunda
yer alan veriler ve sıralanan
stratejilerin uygulama sonuçları
da dikkate alınarak mimari ve
buna dayalı inşaat projeleri
hazırlanır ve uygulanır.
Yenilikçilik Merkezi,
Teknopark’ta değerlendirildi
Başkent OSB’de Yenilikçilik Merkezi projesinin
koordinatörlüğünü yapan Selami Babacan, Teknopark temsilcileri
ile bir toplantı gerçekleştirdi.
Gazi Üniversitesi Teknopark ile ortak organize edilen toplantıya,
proje ekibiyle birlikte Hacettepe Teknoloji Transfer Merkezi, TTGV
(Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı), ODTÜ Teknopark ve Bilkent
Cyberpark temsilcileri katıldı.
Toplantıda Başkent OSB tarafından hazırlanan taslak fizibilite
raporu değerlendirildi.
37
“Hep önde, hep ilk”
Başkent OSB Genel Kurulunda konuşan Şadi Türk: “Başkent OSB, insanlar
düşünürken biz yaparız, insanlar düşünmezken de biz düşünürüz ilkesiyle ilerliyor.”
B
aşkent Organize Sanayi
Bölgesi’nin 8. Olağan Genel
Kurulu, 14 Nisan 2012 tarihinde
bölge idare binasında gerçekleşti.
Genel kurulda, tüm kararlar oy
birliğiyle alındı. Kararların oy birliği
ile alınması katılımcıların yönetimin
çalışmalarından memnuniyetin bir
sonucu olarak değerlendirildi.
Genel Kurul çalışmalarına İstiklal
marşı okunması ve saygı duruşuyla
başladı. Ardından başkanlık divanı
oluşturuldu. Başkanlık divanına oy
birliği ile Türel Poyraz, Gürel Gencer
ve Burak Kocaman seçildiler. Türel
Poyraz’ın başkanlık yaptığı divan
yerini aldıktan sonra açılış konuşması
için Başkent OSB Başkanı Şadi Türk’e
söz verdi.
Türk, yapılan çalışmalarla
ilgili ayrıntılı bir konuşma yaptı.
2011 yılının bölge için yine yoğun
faaliyetlerle geçtiğini anlatan Türk,
Bölgede her geçen gün hızlı bir yatırım
çabası olduğunun altını çizdi.
38
38
Türk Şöyle konuştu:
“Bir şeyleri ifade ederken özellikle
yapmaya çalıştığımız mümkün
olduğu kadar bölgemizin görülmesini
sağlamak. Bizim görevimiz bu; tabii
doğru ve iyi bir planlamayla yapmak.
Şanssız ve şanslı olduğumuz alanlar
var; birincisi, şehrin merkezinden
uzak olmamız, ikincisi ana arterlerden
görünebilir bir bölge olmamız. Bu
nedenle kendimizi tanıtmakta bazı
zorluklar çekiyoruz. Yönetim kurulu
olarak bu dezavantajımızı gidermek
için mümkün olduğu kadar çok fazla
aktivite düzenleyip, devlet büyüklerini,
bürokratları, sanayicileri bölgemizde
ağırlıyoruz.
Böylelikle bölgemizin hem
Ankara’da hem Türkiye’de
tanınmasını sağlamaya çalışıyoruz.”
Sosyal yatırımlara öncelik
Şadi Türk, yıllardır belli planlar
içinde çalışmaların yürütüldüğünü,
bölge gelişim planlarını kaynakları
gözününde bulundurarak
yönettiklerini anlattı. “Tabi bu
çok kolay olmadı, biz de kolaya
kaçmadık”diyen Türk, şunları söyledi:
“Elimizde oluşmuş kaynakları, arsa
satışından gelen gelirleri kullanmaya
çalıştık. Bu bize geçmiş yıllarda
oldukça sıkıntılı durumlar yarattı.
Yine de özellikle alt yapı başta olmak
üzere sanayiciye verilen hizmetlerde
bir aksamamız olmadı. İlk defa 2011
yılında Sanayi Bakanlığı tarafından
bölgemize verilen krediyle ikinci
etabımızın alt yapısının finansmanını
sağladık. Böylece elimizdeki imkânları
daha çok sosyal alanlara aktarmaya
başladık. Yapmaya çalıştığımız her
yatırım mümkün olduğu kadar
kusursuz olmalı. Böyle bir idari binaya
sahip olduk, bu bizi onurlandırıyor.
Her gelen misafirimiz, bu yapıdan
beğeniyle söz ediyor.”
Çünkü çevremizdekiler bizim çok
gerimizde ve onların hayal ettiklerinin
ötesinde biz yaşıyoruz”şeklinde
sürdürdü.
Kamu görevi yapıyoruz
Yatırımlar hızlandı
Kriz sonrası başlayan durgunluğun
aşıldığını, yatırırmların artmaya
başladığını anlatan Başkent OSB
Başkanı Türk, “Artış aynı zamanda
bölgemizdeki genel giderlerin
paylaşımını da rahatlatıyor; kullanılan
elektrik, su gibi giderlerin maliyetini
azaltıyor” dedi.
I. etapta rezerv alanlar dışında
satışı yapılacak parseli kalmadığını,
var olan parsellerin de bir takım
ihtiyaçların düşünülerek bırakıldığını
söyleyen Türk, II. etabın parsel
tahsislerinin ise devam ettiğini anlattı.
Türk konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Hedefimiz mümkün olduğu
kadar büyük sanayi gruplarını bu
bölgeye çekebilmek. 2005’den bu
yana bu bölgenin kümeleşmesi ve üst
düzey sanayi yapılarının oluşması için
gayret ediyoruz. Yapmak istediğimiz,
teknoloji ürünlerini üreten ana
firmaların bölgemizde kurulması idi.
Büyük sanayilerin burada oluşması
yan sanayinin gelişmesini de sağlar.”
Hayallerimizin de ötesinde
“İlk başladığımız günlerde hayal
ettiğimizin de ötesinde bir bölgeye
sahip olduk”diyen Şadi Türk,
konuşmasını “Şu anda biraz daha fazla
sosyal alanların inşasına yöneldik. Bir
cami projemiz var. Altyapı ve bütün
sosyal imkanların buraya gelmesini
sağlayacak ilk bölge biz olmalıyız.
Sadece Başkent OSB için değil, bir
anlamda tüm bölge için kamu görevi
üstlendiklerini anlatan Türk, şunları
söyledi:
“Şöyle bir sıralama yaptığımızda,
örneğin, bu bölgede bizin dışımızda
itfaiye yok. Diğer bölgelerin kurma
niyetleri de yok. Sağlık ocağımız
vardı; yeni yasal düzenlemeyle
kaldırıldı, yerine 112 acil servisi
kurduk. İdari binamız tüm bölgenin
hizmetinde. İlk banka, ilk cami
vb. sosyal alanların tamamı bizim
bölgemizde olmak zorunda. Bunların
tümünden doğal olarak henüz bu
noktaya gelmemiş olan tüm bölge
yararlanmış olacak.”
Bölgemizde 37 tane yangın
gerçekleştiğini, itfaiyenin anında
müdahale ettiğini ifade eden Başkent
OSB Başkanı, “İtfaiye kurmanın ne
kadar önemli olduğunu daha iyi
anlaşılıyor. Eğer kendi itfaiyemiz
olmasaydı, yaşanacak felaketi
düşünemiyorum”dedi. Katılımcıların
personelinin yangınla mücadele
konusunda eğitilmeye devam
edildiğini belirten Türk, “İdari
binamızın 28 Nisan 2011 tarihinde
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı
sayın Nihat Ergün’ün açılışını
39
39
“Bu proje Türkiye’de son yıllarda
çok konuşuldu. Biz bunun somut
bir adımını attık. Bunu uygulamış
olan bir yapı yoktu. Personelimizle
böyle bir projeye aday olduk ve
kalkınma ajansının finansmanıyla
da gerçekleştiriyoruz. İnovasyonun
ne olduğunu ve sanayiye ne
katacağının iyi anlaşılmasını
istiyoruz. Sanayici bu imkânlardan
faydalansın diyoruz. Ankara’da
bunu başlattık. Fizibilitesini
tamamladık. Ardından kuruluş
aşamasına geçeceğiz. İnşallah bunu
gerçekleştirmek de bize nasip olur.
Kendi bölgemiz açısından bunu
hedefliyoruz. Başkent OSB içindeki
sanayicinin inovasyon merkezine
sahip olmasını istiyoruz. Sanayicinin
kendi becerisini geliştirmesi için bir
danışma merkezi niteliğinde olacak
inovasyon alanı.”
Tanıtıma özel önem
yapmasından bu yana, ziyaretçi
sayımız arttı, eğitim faaliyetlerimiz
yoğunlaştı” ifadesi kulandı.
Şadi Türk, OSB’lerin çeşitli
hizmetler konusunda Ankara
Büyükşehir Belediyesi ile protokol
imzalandığını ancak protokolün sözde
kaldığını anlattı. “Bizim kamudan
tek beklentimiz yol sorunuydu, o
da çözülemedi” diyen Başkent OSB
Başkanı, sözlerini şöyle sürdürdü:
“ Artık bu kaosu anlatmaktan
dilimizde tüy bitti. Bu konuda hala
bir aşama kaydedemedik. Feryadımız,
isyanımız bir işe yaramadı. Bizim
bağlantı yolumuz ile ilgili herhangi bir
çalışma yapılmıyor. Sincan Belediye
Başkanı tarafından ve Sayın Vali’nin
de ilgileriyle Sincan Belediyesi,
Sincan-Başkent OSB bağlantı yolu
40
projelendiriliyor. Hedefimiz 2012
yılında akışı sağlayacak bir yol
yapmaktı, ama bürokratik engeller
bunu da geciktirdi.”
Kimse düşünmezken biz yapıyoruz
Türk, Yenilikçilik Merkezi’nin
kurulması ile ilgili bir proje
başlattıklarını söyledi. Projenin
Ankara Kalkınma Ajansının
finansmanı ve Gazi Üniversitesi’nin
bilimsel katkılarıyla başladıklarını
belirten Şadi Türk, “Başkent
OSB, insanlar düşünürken biz
yaparız, insanlar düşünmezken de
biz düşünürüz ilkesiyle ilerliyor.
Bu proje de bu anlayışımızı
yansıtıyor”dedi.
Türk, konuşmasına şöyle devam
etti:
Şadi Türk, tanıtıma önem
verdiklerini, bu amaç ile bir dergi
yayınladıklarını hatırlatarak,
“Dergimiz yıllık olarak 2 ay
veya 3 ayda bir çıkıyor. Burada
biz hedefimize ulaştığımızı
düşünüyoruz. Bölgenin
sanayi gelişimi ve yapılanların
duyurulması açısından önemli bir
faaliyet”diye konuştu.
Yönetim kurulunun bölgeyi
tanıtmak, sorunlarını anlatarak
çözüm üretmek amacıyla
olağanüstü bir çaba gösterdiğini
ifade den Türk,” O nedenle
mümkün olduğu kadar çok
ziyaretler yapıyoruz”dedi.
Lojistik merkezi
Lojistik Merkezin kuruluşu ile
ilgili çalışmaları yoğunlaştırdıklarını,
bu amaçla Eskişehir’de kurulmakta
olan benzeri bir merkezde
incelemelerde bulunduklarını
belirten Başkent OSB Başkanı,
konuşmasını “Orada bizimkine
benzer çok güzel bir kamu yatırımı
gördük. O bölgede yaptığımız
incelemeler yatırımın ne olduğunu
görmek için çok faydalı oldu.
Bu inceleme gezimizde gerekli
bilgileri aldık. Biz burayı 20 yıl
önce planlarken lojistik merkezini
inşa etmeyi düşündük. Şimdi bunu
yapmak için belli bir yoğunluğa
ulaşmak gerekiyor. Yaklaşık
100 milyon lira civarında bir
yatırım gerekiyor. Sonuç olarak
Eskişehir’den sonra olaya en yakın
bizim projemiz”şeklinde sürdürdü.
Her zaman olduğu gibi Başkent
OSB çalışınlarına taktirlerini ve
teşekkürlerini ifade eden Şadi
Türk, personelin büyük özveriyle
çalıştığını, yönetim kurulu
çalışmalarına önemli destek
sunduklarını söyledi.
Arıtma tesisi ve doluluk oranı
Bölge toprağının kıraç olması
nedeniyle dikilen ağaçlandırmada
bazı zorluklarla karşılaşıldığnı,
buna karşın 15 bin ağaç dikildiğini
söyleyen Türk, şunları söyledi:
“Çevre birimimiz atık su
numunelerini alarak kimyevi
analizlerini yapabiliyor. Arıtmayı
hayata geçirmemiz gerekiyor, ancak
yeterli işletme sayısı olmadığından
bunu gerçekleştiremiyoruz. Bu
yüzden arıtma ertelenen bir proje
olarak kaldı.”
Türk’ün konuşmasından sonra
faaliyet raporu okunarak, oya sunuldu
ve oybirliği ile kabul edildi.
Daha sonra Denetim Kurulu üyesi
Şemsettin Özdemir: Denetim kurulu
raporunu okudu. Oya sunulan rapor
oybirliği ile kabul edildi.
Sorulara yanıt
Şadi Türk, sorulan bir soru üzerine
de II. etap alçak ve yüksek gerilim
elektrik dağılım şebekesi, yol, su,
kanalizasyon ve doğalgaz şebekesinin
yapımı ile I. etabın eksik kalan yol,
tretuvarlar, kaldırım ve parke taşı
döşenmesi çalışmalarının devam
ettiğini söyledi.
Bir katılımcının, “Faaliyet
raporunda Başkent Enerji A.Ş’nin
faaliyetlerine neden yer verilmediği”
sorusuna da Türk şu yanıtı verdi:
“Başkent OSB her projesinde iyi
niyetlidir. Enerji projesi de böyledir.
Kıt enerji imkânlarından bölgemize
bir fayda sağlamak için yola çıktık. Bu
amaçla Enerji A.Ş Arhavi’de bir Hidro
Elektrik Santrali kuracaktı. Ancak
çevrecilerin açtığı davalar nedeniyle
bizim proje de dahil, bir çok proje yargı
tarafından durduruldu.”
Bir başka katılımcının da, atık
sorununu tekrar gündeme getirmesi
üzerine, konuyu yakından takip eden
Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet
Ergin söz alarak “Yeterli işletme
sayısı olmadığı için arıtmanın
karakterizasyonu hakkında yeterince
işlem yapılamamaktadır. Bu
sorunu en kısa zamanda çözmeyi
planlıyoruz”yanıtını verdi..
Şadi Türk, kendisine yöneltilen
“Şadi Bey az evvelki konuşmanızda
yolla ilgili sıkıntılar olduğunu
belirttiniz. Bu konuda bir önerim var.
İşletme sahipleri olarak hep beraber
araçlarımızla belediyenin önündeki
yolu kapatalım” şeklindeki öneriye şu
yanıtı verdi:
“Haklıyken haksız konuma düşmek
olur bu. Bence daha demokratik
yollarla sorunu çözmek daha yararlı
olur.”
41
BASINDA BİZ
Başkent OSB’ye medya ilgisi
Başkent Organize Sanayi Bölgesi çalışmalarıyla
medyanın dikkatlerini, üzerine çekmeye devam
ediyor. Kurma çalışmalarını başlattığı “Yenilikçilik
Merkezi” ve genel kurul çalışmaları başta olmak
üzere yürüttüğü faaliyetler birçok konuda medyada
geniş yer buldu. Hürriyet, Milliyet, Hürses, Sanayi,
Kırmızı Beyaz gazeteleri ile bazı haber siteleri
“Yenilikçilik Merkezi” ile ilgili çalışmaları ön plana
çıkartırken, Cumhuriyet Gazetesi Başkent OSB’nin
yapılmayan bağlantı yoluna dikkat çekti.
42
Baflkent Yat›r›m
Çevreyi
Renklendirir
Ya¤mur Olu¤u Tafl›
Boyutlar (cm)
Genifllik
Yükseklik
30
18
A¤›rl›k
Uzunluk
30
kg/adet
24
Baklava Kilitli Parke Tafl›
Boyutlar (cm)
Genifllik
Yükseklik
19
6
Uzunluk
kg/adet
19
4
KULLANIM
AVANTAJLARI:
Kilit Parke Tafl›
Boyutlar (cm)
A¤›rl›k
A¤›rl›k
Genifllik
16.3
Yükseklik
8
Uzunluk
kg/adet
19.8
4.8
Karayollar› Tipi Bordür Tafl›
Boyutlar (cm)
A¤›rl›k
Genifllik
Yükseklik
18
30
Uzunluk
70
kg/adet
78
Döflemesi kolay
Sa¤lam, Dayan›kl› ve
Ekonomik
Dekoratif ve Renkli
Ortamlar Oluflmas›n›
Sa¤lar
Donmaz-Kaymaz
Altyap› Onar›mlar›
‹çin Sökülüp tekrar
kullan›labilir
Bahçe Bordürü
Boyutlar (cm)
Genifllik
Yükseklik
12
20
A¤›rl›k
Uzunluk
50
kg/adet
29
Baflkent Yat›r›m ‹flletim ‹nflaat Emlak Tafl›mac›l›k Madencilik ARGE San.ve Tic.A.fi.
Baflkent Organize Sanayi Bölgesi
Mal›köy - Temelli - Sincan / ANKARA
Tel : 0312 640 13 73 - 74 - 75 Faks: 0312 640 13 76
43
SOSYAL ETKİNLİKLER
Başkan Şadi
Türk’ün kızı Miray
Türk nişanlandı
Esma Sultan Yalısı’nda
yapılan nişana katılan
davetliler arasında Başkent
OSB yönetimi de yerini alarak
evliliğe ilk adımını atan
gençleri mutlu günlerinde
yalnız bırakmadı.
A
nkara’nın başarılı sanayicilerinden
ve Başkent Organize Sanayi Bölgesi
Başkanı Şadi Türk’ün kızı Miray
Türk, evliliğe ilk adım atarak Aydın
Kocabaş ile nişanlandı.
7 Nisan 2012’de Esma Sultan Yalısı’nda
yapılan nişan törenine seçkin bir davetli
grubu katıldı. Başkent OSB Yönetim
Kurulu üyeleri Cavat Kömürcü, Burhan
Akkoç, Mehmet Ergin, Nihat Örnek
ve hukuk danışmanı Av. Abidin Şahin
eşleriyle birlikte nişan törenine katılarak
evliliğe ilk adımını atan gençleri bu mutlu
gününde yalnız bırakmadılar.
Türk ailesinin en mutlu günü
olan nişan töreninde Başkent OSB
yöneticilerinin yanısıra yakınları, tanınmış
sanayiciler ve Türk’ün yakın çalışma
arkadaşları hazır bulundu. Gençlerin nişan
yüzüklerini ise Muhittin Uçun taktı.
44
44
Başkent OSB Yönetim Kurulu Üyeleri ile Hukuk Danışmanı Av. Abidin Şahin eşleri ile birlikte
Miray Türk ve Aydın Kocabaş’ın nişan törenine katılarak, Türk ailesinin bu mutlu gününü birlikte paylaştılar.
Esma Sultan Yalısı’nda yapılan nişan töreninde Türk ve Kocabaş
aileleri Miray ve Aydın ile birlikte objektif karşısına geçerek, bu anı kalıcı kıldılar.
45
Başkent OSB
ailesinin
yeni üyesi:
FİXA
B
aşkent OSB ailesi, Fixa yapı
kimyasalları fabrikasının
açılışıyla bünyesine yeni bir üye
daha kattı. Fixa firmasının üçüncü
fabrikası olma özelliğini de taşıyan
tesisin açılışı sebebiyle firma sahibi
ve Genel Müdürü Ali Murat Ekin ile
konuştuk, yeni fabrikaları ve Başkent
OSB hakkındaki görüşlerini aldık.
n Fabrikanızı ne zaman
kurdunuz?
Fabrikanın arsasını 2010 yılında
aldık ve 2010 yılı Aralık ayında
inşaatına başladık. İnşaatı 2011
yılının Haziran ayında bitirdik. Fixa
yapı kimyasalları olarak bu üçüncü
fabrikamız, İstanbul Avcılar’da ve
Adana Organize Sanayi Bölgesi’nde
de birer fabrikamız mevcut.
Amacımız Türkiye’nin her bölgesine
bir fabrika kurmak. Dolayısıyla
kısa zamanda fabrika sayımızı beşe
çıkarmaya çalışıyoruz.
n Ne üzerine üretim
yapıyorsunuz?
ise sırasıyla derz dolguları, onarım ve
güçlendirme ürünleri, harç katkıları,
zemin sistemleri, su yalıtım sistemleri,
cephe sistemleri, mastikler ve köpükler,
pvc yapıştırıcıları ile temizlik ürünleri
olarak özetlemem mümkün. Fakat şu
anda Başkent OSB’deki tesisimizde
sıvı üretimimiz yok, bu aşamada
sadece çimento bazlı kuru harç üretimi
yapılıyor.
n Kaç metrekarelik alanda
faaliyettesiniz?
Tesisimiz 5400 metrekare üzerine
kurulu. 4800 metrekaresi kapalı alan,
geri kalanı da açık alan olmak üzere
değerlendiriliyor.
n Yıllık
kapasiteniz ne kadar?
120 bin ton üretim yapmaktayız.
Yapı kimyasalları üretiyoruz.
On temel ürün grubunda hizmet
veriyoruz. Bunların ilki seramik
yapıştırıcıları, diğer ürün gruplarını
n Tam kapasiteyle çalışır
durumda mısınız?
Henüz ilk senemiz olmasına
rağmen tam kapasiteye ulaşacak kadar
sipariş alıyoruz. Yakın bir zamanda üç
vardiyaya geçmeyi düşünüyoruz.
n Kaç kişiye istihdam
sağlıyorsunuz?
Yaklaşık 25-30 kişiye istihdam
sağlamaktayız. Yakın bir zamanda 50
kişi olacağız.
n İhracat
yapıyor musunuz?
Bu tesiste ihracat yapmamız için
demiryolları sorununun çözülmesi
lazım. Eğer Başkent OSB bu sorunu
çözerse ihracat yapabiliriz. Ankara,
Türkiye’nin merkezi, yani ortasında
olduğundan nakliyede sıkıntı oluyor.
Firma olarak diğer tesislerimizden,
mesela Adana’dan İran, Suriye, Irak
vb. ülkelere ihracatımız var.
n Başkent OSB’ yi neden tercih
ettiniz? Yatırım yapmak isteyenlere
tavsiyeleriniz nedir?
Biz bu yatırımı yapmadan önce
Ankara etrafındaki birçok yeri
araştırdık. Kırıkkale, Bala önemli
yerlerdi. Fakat hem Ankara’nın batıya
46
doğru büyümesi hem de bölgenin
Ankara’ya çok yakın olmasından
dolayı, fiyatlarının da uygunluğunu
göz önüne alarak burayı seçtik. Polatlı,
Ankara’ya uzak olduğu için tercih
etmedik. Sincan OSB’de ise fiyatları
fazla bulunca en uygun yerin Başkent
OSB olduğuna karar verdik.
Başkent OSB Ankara’da yatırım
yapmak isteyenler için çok uygun bir
yer. Çünkü önünden hem demiryolu
hem de karayolu geçiyor. Ayrıca diğer
organize sanayi bölgeleri de buraya
gelecek. Önümüzdeki on yıl içinde
buranın bir hayli ilerlemiş olacağını
düşünüyorum. Bu yüzden buraya
gelmelerini tavsiye ediyorum.
n Yatırım konusunda bundan
sonraki hedefiniz nedir?
Şu anda üç tesisimiz var.
Türkiye’nin her yerine hizmet etmek
için iki tesis daha kurmamız gerekiyor.
Biri, tercihen Ege ve Akdeniz’e hizmet
edecek bir diğeri de Karadeniz ve Doğu
Anadolu’ya hizmet verecek.
47
47

Benzer belgeler

Ağustos 2012 - Başkent Organize Sanayi Bölgesi

Ağustos 2012 - Başkent Organize Sanayi Bölgesi FIXA Yapı Kimyasalları Fabrikası Genel Müdürü Ali Murat Ekin, açılışta yaptığı konuşmada Başkent OSB’de kurdukları fabrikanın

Detaylı