YDG Sayı: 140 (2009) - Yeni Demokrat Gençlik
Transkript
YDG Sayı: 140 (2009) - Yeni Demokrat Gençlik
Ayl›k Siyasi Gençlik Dergisi * Say›: 140 *Ocak 2009 *Fiyat›: 1.50 YTL * ISSN: 1302-7506 ‹ddia ve cüretimizi kararl›l›kla kuflanal›m DEVR‹MC‹ GENÇL‹K HAREKET‹N‹ YÜKSELTEL‹M! Yeni Demokrat Gençlik 3. Konferans Belgeleri Konferans üzerine yorumlar… Kararlara hayat verelim YDG 3. Konferans›’n›n –süre azl›¤›n› da göz önünde bulundurursak- baz› teknik sorunlar d›fl›nda oldukça olumlu geçti¤ini söyleyebilirim. Özellikle geçmifl konferanslarda gözlemlenen, demokrasinin yeterince iflletilememesi, merkezi yönün a¤›r basmas› vb. de¤erlendirmeleri bu konferansla birlikte yerini; alan inisiyatifinin öne ç›kt›¤›, canl› tart›flmalarla beslenen bir konferans›n yap›ld›¤› de¤erlendirmelerine b›rakm›flt›r. Bu aç›dan 3. Konferans YDG’nin kurumsallaflmas› noktas›nda ileriye do¤ru at›lan bir ad›m olmufltur. Bizlere düflense, konferansta al›nan kararlar› tüm alanlarda hayata geçirmek ve bu olumlulu¤u daha da ileriye tafl›mak olmal›d›r. Amed’ten bir YDG’li nun kurulmas› gerçekten önemli bir karard›. Yine kad›n komisyonunun kurulmas› ve bu komisyonlara gönüllü arkadafllar›n olmas› çok güzel bir süreç yaflayaca¤›m›z›n en büyük kan›t›d›r. Konferans›n yap›lmas›na destek sunan arkadafllara ve alanlara teflekkür ediyoruz. Önümüzdeki sürecin daha iyi ve daha etkin geçmesi için konferans›m›z› selaml›yor ve 4. Konferans›m›z›n daha güçlü bir flekilde örgütlenece¤i dile¤iyle fiAN OLSUN YDG 3. KONFERASIMIZA diyoruz. Sivas YDG Devrimci gençlik hareketi için bir ad›m ileri! Öncelikle 3.Konferans›m›z›n coflkusuyla merhaba… Amed’ten kat›lan bir YDG’li olarak konferansa iliflkin duygu ve düflüncelerimi paylaflmak istiyorum. Tekrara düflülmemesi olumluluktur Merhaba arkadafllar, Devrimci harekette girilen pasifist ve tasfiyeci yaklafl›m›n artt›¤› bu süreçte YDG 3. Konferans›’n›n devrimci harekete ve YDG’li arkadafllar›m›za pek çok fley katt›¤›n› belirtmeliyiz. YDG’nin 3. Konferans›’n›n 1. ve 2. Konferanslara göre farkl› bir içerikte yap›lmas› konferanslar›n tekrara düflmemesi aç›s›ndan gerçekten büyük bir olumluktur. Pek çok harekette görülen ve zaman zaman bizim de etkilendi¤imiz geliflmeler karfl›s›nda h›zl› karar alamaman›n ve h›zl› refleks gelifltirememenin etkisinin artt›¤› bir süreçte konferans›m›zda önümüzdeki süreç vurgusunun yap›lmas› YDG’lilerdeki çeflitli soru iflaretlerini giderdi. Konferans›m›zda tart›flmalar gerçekten çok verimliydi. Hep beraber karar al›rken sayg› düzeyinde tart›flmalar›n yaflanmas› ve demokratik karar alma bilincinin geliflmesi büyük bir olumluluktur. Konferansta önümüze çok yo¤un bir süreci getirip tart›flt›k. Kad›n buluflmas› ve liseli buluflmas›n›n önemine vurgular yap›ld› ve bunlarla ilgili kararlar al›nd›. Enternasyonal dayan›flma vurgusunun yap›lmas› ve bir komisyo- Örgütümüzün kurumsallaflma yönünde att›¤› ad›mlar›n s›klaflt›¤›n› belirtmekle beraber, 3.Konferans›m›z, YDG’nin faaliyet yürüttü¤ü birçok alanda 2. Konferans ›fl›¤›nda al›nan kararlar›n pratikte karfl›l›k buldu¤unu göstermifltir. Her ne kadar bir bütün olarak önerge, alan raporu haz›rlama vb konularda deneyimsizlikler yaflasak da konferans an›nda herkesin mütevaz›, samimi bir ortamda prati¤e dönük tart›flmas› oldukça olumluydu. Kurulan merkezi komisyonlarla (kad›n komisyonu, uluslar aras› iliflkiler komisyonu) beraber bir ad›m daha ileriye ç›kt›¤›m›z› söyleyebilirim. 2.Konferans’ta komisyonlar›, kitle örgütlerinde çal›flma yürütmeyi tart›fl›yorken 3.Konferans’ta, bu tart›flmalar›n yetersiz olmakla beraber hayat buldu¤unu görmüfl olduk. Deneyim aktar›m› ile beraber somut gerçekli¤imizi, olumluklar› ve olumsuzluklar› aç›k bir flekilde görmüfl olduk. Önümüzdeki süreçte var olan eksiklerimizi alanlarda tespitini yaparak “devrimci bir gençlik hareketi için bir ad›m ileri” fliar› ile kitlelerle kucaklaflabilmeliyiz. Amed’ten bir YDG’li 3 KRAT YEN‹ DEMO GENÇL‹K l›k’ta gerçeklefltirdiler. Komisyon raporlar› dergimiz yay›na haz›rlan›rken elimize ulaflmad›¤› için önümüzdeki say›da yay›nlayaca¤›z. Ancak genel bafll›klarla al›nan kararlar›n bir k›sm›n› ifade etmek gerekirse; SUNU Merhabalar, YDG 3. Konferans›’n›n ard›ndan bu say›m›zda konferans belgelerini bir arada, bir dosya olarak devrimci demokrat kamuoyuna sunuyoruz. Belgelerin içeri¤inin ve belirlenen yönelimin ilgiyle ve dikkatle okunaca¤›na ve daha da gelifltirilip somutlanaca¤›na inan›yoruz. Geçen say›m›zda dergimizde yay›nlad›¤›m›z konferans taslak belgelerinin kabul edilmesi ve önergelerle gelifltirilmesi nedeniyle, konferans›n bütünlüklü olarak de¤erlendirilebilmesi için geçmifl ve gelecek süreç üzerine yaz›lar› yeniden yay›nl›yoruz. Konferans belgelerinin içeri¤i ve boyutlar› nedeniyle bu say›m›zda köflelerimize yer veremiyoruz. Konferans belgelerinin haricinde özellikle Yunanistan’daki geliflmelerle ilgili yaz›lar›n da ilgi görece¤ini umuyoruz. Konferansta al›nan karar do¤rultusunda kurulan Kad›n Buluflmas› Örgütleme Komisyonu ve Uluslararas› ‹liflkiler Komisyonu olarak kurulan ancak ilk toplant›s›nda ismini Enternasyonal ‹liflkiler Komisyonu olarak de¤ifltiren komisyonlar›m›z ilk toplant›lar›n› 28 Ara- www.ydg-online.org ‹ Ç ‹ N D E Kad›n Buluflmas› Örgütleme Komisyonu, genel gündemleri göz önüne alarak 2. Kad›n Buluflmas›’n›n Nisan ay› içerisinde Ankara’da örgütlenmesini ve net tarihin alanlar›n görüflleri al›nd›ktan sonra belirlenmesini kararlaflt›rm›flt›r. Bu süre zarf›nda yerellerde kad›n komisyonlar›n›n kurulup hareketlenmesi için çaba harcanacak, 8 Mart’a etkin flekilde kat›l›p kitle çal›flmas› yap›lacak, kad›n buluflmas›n›n içeri¤i konusunda yaz›lar ve önergeler haz›rlan›p alanlarda tart›fl›lacak ve belirli konularda özel araflt›rmalar yap›lacak. Enternasyonal ‹liflkiler Komisyonu ise konferans tan›t›m›n› yapan bir yaz›y› di¤er ülkelerdeki dost ve kardefl örgütlere gönderecek, YDG-gençlik ve ülke gündemleriyle ilgili olarak 2 ayda bir ‹ngilizce bir bülten haz›rlayacak. Esas olarak da ülkemizde ILPS Gençlik çal›flmalar›n›n yeniden canland›r›lmas› için hem ILPS’yi içinde yer ald›¤›m›z kitle örgütlerinde tan›tmak hem de gündemlere iliflkin ILPS Gençlik olarak tek bafl›na veya di¤er DKÖ’lerle eylem birli¤i ile çeflitli pratik çal›flmalara katk› sunacak. Çok say›da karar›n al›nd›¤› ve verimli geçen toplant›lar hakk›nda daha genifl bilgiyi önümüzdeki say›da verece¤iz. Dergimizin ilgiyle takip edilece¤ini umuyoruz, tüm okurlar›m›za yeni mücadele y›l›nda baflar›lar diliyoruz… yenidemokratgenclik.blogspot.com bolognasureci.blogspot.com K ‹ L E R ‹syan ................................................................................ 4-5 Haluk Zorusevmez ................................................. 47-48 3. Konferans dosyas› ................................................ 6-42 Film tan›t›m›: Sonbahar ......................................... 49-50 Kolektifin Sesi .......................................................... 43-46 Yunanistan ve ‹talya’dan geliflmeler..................... 58-61 UMUT YAYIMCILIK VE BASIM SANAY‹ LTD. fiT‹ Yönetim yeri: Gureba Hüseyin A¤a Mah. ‹mam Murat Sok. No: 8/1 Aksaray-Fatih/‹STANBUL Tel: (0212) 521 34 30 Faks: (0212) 621 61 33 Sahibi ve Yaz›iflleri Müdürü: Çilem ÖNSEL Bask›: Yön Matbaac›l›k Davutpafla Cd. Güven San. Sit. B Blok, No: 366 Tel: (0212) 544 66 34 e-mail: [email protected] ISSN. 1302-750 Yeni Demokrat Gençlik’in e-mail adresleri: [email protected] [email protected] BÜROLAR ➧ Kartal: ‹stasyon Cd. Dörtler Ap. No: 4/2 Kartal, Tel: (0216) 306 16 02 ➧ Ankara: S›hh›ye Mh. Süleyman S›rr› Sk. Yunt Ap. No: 19/7 Çankaya Tel: (0312) 432 23 01 ➧ ‹zmir: 856 Sk, No: 48/203 Kemeralt› Konak, Tel: (0232) 446 78 07 Cep: 0 555 561 04 03 ➧ Malatya: Dabakhane Mh. Turgut Temelli Cd. Bar›fl ‹flhan› No: 3 Cep: 0 542 216 48 00 ➧ Erzincan: Ordu Cd. Ordu ‹flhan› Kat: 3 Tel: (0 446) 223 67 18 Cep: 0 536 697 94 19 ➧ Bursa: Selçuk Hatun Mh. Ünlü Cd. Sönmez ‹flsaray› Kat 2 No: 185 Heykel, Tel: (0224) 224 09 98 ➧ Mersin: Silifke Cd. Çavdaro¤lu ‹flhan› Kat: 3 No: 118 Cep: 0 545 685 25 27 ➧ Avrupa Merkez Büro: Weseler Str 93 47169 As-druck Dusburg-Almanya Tel: 0049 203 40 60 958 BANKA HESAP NUMARALARI Selma fiahin Ziraat Bankas› ‹stanbul/Aksaray fib. Euro Hesab›: 48209849-5001 TL Hesab›: 48209849-5002 Yeni Demokrat Gençlik 4 Bir ad›m ileri! YDG 3. Konferans›, ülkemizde ekonomik krizin etkilerinin daha net flekilde görülmeye baflland›¤›, kitlesel iflten ç›karmalar›n bafllad›¤›, buna karfl›n kendili¤inden veya sendikalar öncülü¤ünde iflçi emekçi eylemlerinin yayg›nlaflt›¤›, iflçilerin Unilever direnifli örne¤inde oldu¤u gibi kazand›¤›, DESA örne¤inde oldu¤u gibi direndi¤i bir dönemde gerçekleflti. YDG 3. Konferans›, Marmara Üniversitesi ve ‹TÜ örneklerinde görüldü¤ü gibi sivil faflist bask› ve sald›r›lara karfl› kitlesel tepkilerin verildi¤i, Ankara, ‹nönü ve Ege Üniversitesi örneklerinde oldu¤u gibi yemekhane-ulafl›m-yurt vb konularda kitlesel ö¤renci eylemlerinin ve iflçi-ö¤renci dayan›flmas›n› gösteren birliktelerin yafland›¤› bir dönemde örgütlendi. YDG 3. Konferans›, e¤itim masraflar›n› karfl›lamak için asistan ö¤renci statüsünde çal›flan ö¤rencilerin bu haklar›n›n gasp edilip e¤itim hayatlar›n›n da tehlikeye at›ld›¤› ve kitlesel tepkilerin de verildi¤i bir ortamda hayat buldu. YDG 3. Konferans›, Kürt ulusunun anadilde e¤itim mücadelesinin yo¤unluk kazand›¤›, Alevilerin Ankara ve Adana’da gerçeklefltirdikleri büyük mitinglerle demokratik hak taleplerini yükseltti¤i bir dönemde somutland›. YDG 3. Konferans›, yerel seçimlerin de yaklaflmas›yla birlikte Anayasa Mahkemesi’nin kendi içinde ve Dan›fltay Mahkemesi ile iliflkilerinde ve rektör atamalar› üzerinden yarg› ile Cumhurbaflkanl›¤› üzerinden somutlanan egemen s›n›flar aras› klik çat›flmalar›n›n yeniden gündemde a¤›rl›k kazanmaya bafllad›¤› bir dönemde örgütlendi. YDG 3. Konferans›, ülke içinde polis-asker bask›s›n›n yo¤unlaflt›¤›, iflkence ve kötü muamele olaylar›n›n artt›¤› bir dönemde hayat buldu. YDG 3. Konferans›, Yunanistan’›n devlet bask›s›na ve ekonomik-demokratik hak gasplar›na karfl› gençli¤in öncülü¤ünde genifl halk kesimlerinin de dahil oldu¤u büyük isyanlarla günlerce çalkaland›¤›, ‹talya ve Fransa’da yüz binlerce ö¤rencinin ve iflçinin gerici yasalara karfl› sokaklar› doldurdu¤u, Filistin’in ‹srail’in vahfli sald›rganl›¤› karfl›s›nda onurlu direniflini kan ve can bedeli sürdürdü¤ü ve Irakl› gazetecinin Bush’a f›rlatt›¤› ayakkab›da simgeleflen Irak direniflinin ›srarla sürdü¤ü bir dönemde gerçekleflti. YDG’nin, mücadelenin ülkemizde ve dünya genelinde geliflmeye, halk›n ilgisinin ve kat›l›m›n›n yükselmeye bafllad›¤›; sistemin ise sald›r›lar›n dozaj›n› artt›rd›¤› bir dönemde devrimci gençlik hareketini yükseltme, bu geliflime cevap olma, kitlelerin artan öfkesine paralel örgütlülüklerini gelifltirme perspektifi ile 3. Konferans›n› 6-7 Aral›k’ta baflar›yla örgütlemesi önemli bir kazan›md›r. Gündemine yaln›zca ve yaln›zca kitlelerin örgütlenmesi meselesini alan, geliflme dinamiklerini ba¤r›nda ta- fl›d›¤›n› net flekilde gösteren, coflkusunu ve moral motivasyonunu tart›flma süreçlerine yönelik ilgisinde ve kolektif duruflunda somutlayan YDG 3. Konferans›, flayet YDG’liler taraf›ndan genifl ö¤renci kesimlerine ›srarla ve çeflitli araçlarla tafl›nd›¤› takdirde, özellikle ileri kitleyi bire bir ilgilendiren çeflitli konularda sundu¤u politik aç›l›mlar›n sahiplenilmesi ve hayat bulmas› olas›l›¤›n›n yüksek oldu¤u, hareketin genel gerçekli¤i göz önüne al›nd›¤›nda YDG’nin küçümsenmesi mümkün olmayacak bir potansiyele sahip oldu¤unu gösteren verilerle doludur. ‹flte bu süreçte ülkemizde demokrasi ve özgürlük mücadelesini yükseltmemizin önemini ve bu sistemin köhne, gerici karakterini a盤a ç›karak geliflmeler de ard› s›ra yaflanmaktad›r. CHP Yeni Demokrat Gençlik 5 Bask›lar›n, sald›r›lar›n ve ikiyüzlü politikalar›n yo¤unluk kazand›¤›, bunun karfl›s›nda ise gerek ülkemizde gerekse de dünyan›n birçok yerinde kitlesel hareketlenmelerin yaflanmaya baflland›¤› bir dönemde somut politika ve yönelimleri ve mücadeledeki ›srarl›, iddial› ve cüretli durufluyla YDG 3. Konferans›na hayat veren iradeye çok ifl düflmektedir. Kararlara hayat vermek ve kitlelere büyük bir coflku ve istekle gitmek; gelece¤e tafl›d›¤›m›z gelene¤imizin, halk›m›za durdu¤umuz sevgi ve ba¤l›l›¤›n, devrime olan inanc›m›z›n ve mücadeledeki kararl›l›¤›m›z›n mütevaz› bir ifadesi olacakt›r. vekili Canan Ar›tman’›n A. Gül’ün Ermeni oldu¤unu hakaret olarak ileriye sürmesi, A. Gül’ün de bu ifadeyi hakaret olarak kabul edip dava açmas› ve soy a¤ac›n› aç›klayarak Türklü¤ünü “kan›tlamas›”, bunun karfl›l›¤›nda ise DNA testinin istenmesi, daha öncesinde M. Savunma Bakan› Vecdi Gönül’ün Ermeni ve Rum halklar›n›n ülkelerinden zorla sürülmesini aç›kça övmesi nas›l çirkef, ›rkç› ve halk düflman› bir rejim alt›nda yaflamaya mecbur kald›¤›m›z› bizlere yeniden göstermekte ve mücadelemizin hakl›l›¤›n› farkl› bir aç›dan da olsa kan›tlamaktad›r. ‹çinden geçti¤imiz dönem ayn› zamanda temel konularda t›kanan rejimin Kemalist ideolojisinin de güncele uyarlanmas› yönlü çabalar›n artt›¤› ve bu yönlü sistem içinde farkl› ç›kar gruplar›n›n aralar›nda çeliflkilerin de keskinleflti¤i bir dönemdir. Yak›n zamanda Genelkurmay›n gizli arflivlerinin kendisine özel olarak aç›ld›¤› Can Dündar’›n haz›rlad›¤› “Mustafa” filmiyle Kemalizme yeni bir bak›fl aç›s› kazand›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Bununla birlikte kendisini ABD’nin ülkemizle ve bölgeyle ilgili politikalar›n› kamuoyuna aç›klamakla yükümleyen ve yaz›lar›nda s›kça “istihbaratç› arkadafllar›yla” yapt›¤› görüflmelerden bahseden Yasemin Çongar’›n metnini haz›rlad›¤› ve Bask›n Oran gibi çok say›da Kemalist ve Mahçupyan gibi liberal ayd›n›n öncülük etti¤i “Ermeni halk›n›n ac›s›n› paylafl›yorum ve özür diliyorum” kampanyas› ve ne tesadüftür ki ayn› dönemde CNN Türk’te “Ortak Ac›” adl› programlar›yla meseleye benzeri bir bak›fl aç›s›yla “sa¤”dan yaklaflan Taha Akyol’un çabalar› dikkate de¤erdir. Bu çabalar›n ortak özelli¤i ise tüm dünyan›n kabul etti¤i soyk›r›m gerçekli¤ini aç›k flekilde inkar ederek devam etmesi mümkün olmayan Kemalist yaklafl›m› yenileyerek soyk›r›m›n yine kabul edilmedi¤i ancak yaflan›lanlar›n taraflar›n birbirini (“sa¤” taraftan sürece dahil olanlar›n da katk›s›yla d›fl güçlerin oyunlar›yla) karfl›l›kl› vurdu¤u ac› bir dönem olarak kabul etmek ve böylece ‹ttihat Terakki yöneticilerinin ve ayn› yönetici ve komutanlar›n›n görev ald›¤› Cumhuriyet rejimini hedefe almamak, planl› bir fle- kilde gerçekleflen sald›r›larla milyonlarca Ermeni ve Rum’un ülkelerinden ç›kar›lmas› gerçekli¤inin üstünü örtmek ve sistemi dolayl› yoldan aklayarak soyk›r›m gerçekli¤ini reddetmektir. Yine bu minvalde de¤erlendirilmesi mümkün olan ve yerel seçimlerin yaklaflmas›n›n etkisinin de bariz flekilde görüldü¤ü bir di¤er aldatmaca da Kürt dili, kültürü üzerinde yasaklar›n ve Kürt ulusunun inkar›n›n h›z kesmeden devam etti¤i, x-w gibi harfler yüzünden davalar›n aç›ld›¤›, Kürtçe konufltu¤u için cezalar›n verildi¤i bir dönemde uzun y›llard›r rafta duran Kürtçe TV’nin bir anda devreye sokulmas›d›r. Gündelik yaflam›nda tekrar tekrar maruz kald›¤› fliddet, inkar ve ayr›mc›l›k devam etti¤i müddetçe Kürt halk›n›n bu tarz Osmanl› oyunlar›yla kand›r›lmas› mümkün olmayacakt›r. Ancak dikkat etmemiz gereken bir konu da gerek Ermeni meselesi ve bunun üzerinden Ermenistan’la iliflkiler gerekse de Kürtçe TV ve bunun üzerinden PKK’nin tasfiyesi ve Irak ve Irak Kürdistan› ile iliflkiler konusunda ABD’nin yeni dönemde izleyece¤i politikalara uyumlu haz›rl›klar›n hayat buluyor olmas›d›r. Tüm bu çabalar mevcut statükonun korunmas› ve güçlendirilmesi perspektifi ile hayat buldu¤u için gerçekleri halka aç›klamak, faflizmin insanl›¤a karfl› iflledi¤i suçlar›n teflhirini yapmak ve devrimci mücadeleyi yükseltmek bizlerin omuzlar›nda durmaktad›r. ‹flte bask›lar›n, sald›r›lar›n ve ikiyüzlü politikalar›n yo¤unluk kazand›¤›, bunun karfl›s›nda ise gerek ülkemizde gerekse de dünyan›n birçok yerinde kitlesel hareketlenmelerin yaflanmaya baflland›¤› bir dönemde somut politika ve yönelimleri ve mücadeledeki ›srarl›, iddial› ve cüretli durufluyla YDG 3. Konferans›na hayat veren iradeye çok ifl düflmektedir. Kararlara hayat vermek ve kitlelere büyük bir coflku ve istekle gitmek; gelece¤e tafl›d›¤›m›z gelene¤imizin, halk›m›za durdu¤umuz sevgi ve ba¤l›l›¤›n, devrime olan inanc›m›z›n ve mücadeledeki kararl›l›¤›m›z›n mütevaz› bir ifadesi olacakt›r. Yeni Demokrat Gençlik 6 YDG 3. Konferans Belgeleri Geride b›rakt›¤›m›z 3. Konferans›m›z, mevcut bu sorunlar› fazlas›yla irdeledi¤imiz bir sürecin ard›ndan, önümüzdeki döneme güvenle bakmak ve iddial› olmak için bize önemli veriler sunmaktad›r. Politik yönü daha güçlü ve daha örgütlü olma konusunda att›¤›m›z ad›mlar›n do¤rulu¤unu, geliflimimizin pozitif e¤ilimini göstermektedir. Yeni Demokrat Gençlik 7 Yeni Demokrat Gençlik 3. Konferans›n› 6-7 Aral›k tarihlerinde ‹stanbul’da baflar›yla gerçeklefltirdi 2. Konferans’ta YDG’nin örgütlülüklerini güçlendirmesi ve geliflmelere daha etkili flekilde müdahale edebilmesi için en üst iradesinin daha etkin biçimde hayat bulmas› ve demokratik denetimin sa¤lanmas› aç›s›ndan konferanslar›n y›lda bir örgütlenmesi ve esasen öncesinde alanlarda seçilen delegelerin kat›l›m› ile daha dar gerçekleflmesi karar› al›nm›flt›. Bu do¤rultuda 8 Kas›m’da Ankara’da örgütlenen divan toplant›s›nda alanlardan gelen temsilciler konferans gündemlerini belirlemifller ve haz›rl›k sürecini ayr›nt›lar›yla ele alm›fllard›. Zaman süresinin az olmas›na ve bayram tatilinin bafllang›c›na denk gelmesine karfl›n daha sonras›nda üniversitelerde s›navlar›n yo¤unluk kazanmas› ve genel gündemlerin fazla olmas› nedeniyle konferans›n 6-7 Aral›k’ta örgütlenmesi kararlaflt›r›lm›flt›. Divan toplant›s›ndaki tart›flmalar›n yo¤unlu¤u, alanlar›n haz›rl›¤› ve ilgisi konferans›n nas›l bir ortamda gerçekleflece¤inin ipuçlar›n› da vermekteydi. Yo¤un geçen 6 Kas›m sürecinin ard›ndan 9 Kas›m YÖK eylemine ve Büyük Alevi eylemine kat›l›m sa¤layan, ard›ndan da 29 Kas›m’daki büyük emekçi eyleminde coflkusu ve kararl›l›¤›yla yerini alan YDG’liler hem bu merkezi eylemlerin coflkusunu hem de alanlar›ndaki pratik faaliyetten ç›kan deneyimlerini 3. Konferans’›n gerçekleflti¤i salona da tafl›d›lar. Konferans öncesinde dergimizde yay›nlanan konferans taslaklar›n› alanlar›nda inceleyen, tart›flan YDG’liler elefltiri ve önerilerini netlefltirmifl ve seçtikleri delegeler arac›l›¤›yla konferansta gündemleflmesini sa¤lam›fllard›r. Ancak gerek maddi yetersizlikler gerekse de farkl› nedenlerden kaynakl› bilhassa farkl› alanlardan liseli YDG’liler kendi aralar›ndan delege gönderememifl ve üniversiteli delegeler üzerinden öneri ve elefltirilerini iletmifllerdir. Yine benzeri nedenlerle baz› alanlar konferansa kat›l›m sa¤layamam›fl, baz› alanlar›m›z ise kendi gerçekliklerine nazaran daha az delege say›s›yla temsil edilmifltir. Ancak alanlar›n büyük ço¤unlu¤u konferansta delegeleri arac›l›¤›yla yerini alm›fl, temsil edilebilmifltir. Konferansa farkl› alanlarda faaliyet yürüten yoldafllar›m›zla delege seçilmeyen YDG’liler de misafir olarak kat›l- m›flt›r. Gün içinde konferansa çok say›da misafir gelmifl ve belirli bir süre gündemleri takip etmifltir. Ancak özel flekilde davet edilmesine karfl›n di¤er devrimci gençlik örgütlerinin temsilci göndermemesi kat›l›mc›larca elefltirilmifltir. ‹lk gün Divan toplant›s›nda seçilen konferans divan›n›n ça¤r›s›yla 6 Aral›k günü saat 10.30’da devrim ve demokrasi flehitleri için yap›lan sayg› durufluyla konferans bafllad›. Sayg› duruflunun ard›ndan konferans›m›za dayan›flma mesaj› gönderen Tekirda¤ F Tipi’nden Tutsak Partizanlar›n mesaj› ve baflar› dilekleri coflkuyla karfl›land›. Yine Yunanistan’dan Militan Ö¤renci Hareketi’nin gönderdi¤i mesaj da özetlenerek okundu. Konferanslar›m›zda bizleri yaln›z b›rakmayan ve ilgiyle takip edip katk› sunan AT‹K-YDG ad›na konferans›m›za kat›lan 2 yoldafl da konferans›n bafl›nda dayan›flma ve iyi dilek mesajlar›n› do¤rudan iletmifltir. Konferans›n ilk gündemi geçmifl sürecin de¤erlendirilmesiydi. Bu bölümde görev alan arkadafl›m›z dergimizde ç›kan taslak yaz›s›ndan hareketle YDG’nin son bir y›ll›k sürecini politik ve örgütsel aç›dan ve somut örnekler vererek aç›klad›. ‹lgiyle dinlenen geçmifl süreç de¤erlendirmesinin ard›ndan yemek aras› verildi. Aradan sonra farkl› bölgelerden alan raporlar›n› haz›rlayarak gelen alanlar raporlar›n› okudular ve 2. Konferans’tan bu yana alanlar›ndaki geliflmeleri ve karfl›laflt›klar› sorunlar› politik ve örgütsel aç›dan izah ettiler. Alan raporlar›nda özelefltirel bir yaklafl›m›n egemen olmas›n›n yan› s›ra bir di¤er olumluluk ise genel olarak bir geliflimin oldu¤unun tespit edilmesiydi. Ancak at›lan ad›mlar yetersiz bulunmakta ve daha ileriye gitmek için hangi sorunlar›n üzerine gidilmesi gerekti¤i vurgulanmaktayd›. Alan raporlar›nda görülen bir di¤er önemli nokta da farkl› kitle örgütlerindeki çal›flmalar›n belirli bir aflama kat etti¤inin net olarak görülmesiydi. Her alan raporunda içinde faaliyet yürüttü¤ümüz kitle örgütleri hakk›nda bilgi verilmesi, olumlu geliflmelerin ve yaflan›lan s›k›nt›lar›n belirtilmesi deneyim aktar›m› aç›s›ndan faydal› olmufltur. Bu anlamda 2. Konferans’ta karar alt›na al›nan her Yeni Demokrat Gençlik 8 YDG’linin bir kitle örgütünde faaliyet yürütmesi karar›n›n hayata uygulanmas›nda olumlu ad›mlar at›ld›¤› daha net flekilde anlafl›lm›flt›r. Alan raporlar›nda ayr›ca 2. Konferans’ta karar alt›na al›nan dergi da¤›t›m›ndan aidat sistemine kadar çeflitli konularda her bir alanda yap›lanlar ve yap›lamayanlar da ifade edildi. Baz› alanlar›n raporlar›n›n belirlenen süreyi aflmas› nedeniyle birçok delege raporunu özetleyerek aç›klamak zorunda kald›. Alan raporlar›n›n okunmas›n›n ard›ndan serbest kürsü bölümüne geçildi. Bu bölümde delegeler ve misafirler raporlardan ve kendi gözlemlerinden yola ç›karak YDG’nin olumlu ve olumsuz yanlar›n› ifade ettiler. Eksik gördükleri yönlerin daha fazla aç›lmas›n› sa¤lad›lar, katk›lar›n› sundular. Bu bölüm daha özel konularda daha ayr›nt›l› flekilde deneyim aktar›lmas› aç›s›ndan da olumlu geçti. Örne¤in bir alanda E¤itim-Sen’in ö¤renci biriminde faaliyet yürüten yoldafllar›m›z›n yaflad›¤› sorunu aktarmas› üzerine benzeri sorunu yaflayan ancak farkl› bir yöntemle sorunu çözen baflka bir alandan yoldafl›m›z deneyimini aktararak yard›mc› olmaya çal›flt›. Yine, bilhassa Amed’den gelen YDG’lilerin son süreçte Amed’de gerçekleflen serh›ldanlara, okul boykotlar›na ve di¤er eylemlere daha etkin ve örgütlü flekilde kat›ld›klar›n› belirterek gözlemlerini ve kazan›mlar›n› aktarmas› konferansta ilgiyle ve coflkuyla dinlendi. Ankara ve ‹zmir’den kat›lan YDG’lilerin 6 Kas›m sürecindeki çal›flmalar›, Sivas’tan YDG’lilerin yaz sürecinden bu yana imza att›klar› olumlu etkinlikler, Mersin’deki liseli çal›flmas› deneyimi, ‹stanbul’da mesleki örgütlenmelerin ö¤renci birimlerindeki çal›flmalar›n aktar›lmas›, yetersizliklerin belirtilmesi geçmifl süreç de¤erlendirilmesinin verimli geçmesine hizmet etmifltir. Bu bölümde ayr›ca Sincan F Tipi’nden yeni tahliye olan bir yoldaflla Belediye-‹fl Sendikas› 2 No’lu fiube Baflkan› Hasan Gülüm de söz ald›. Serbest kürsünün canl› geçmesi ve çok say›da kat›l›mc›n›n söz almas› nedeniyle 6 Aral›k gününün son gündemi olan ekonomik kriz sunumu di¤er güne b›rak›ld›. Ço¤unlu¤u uzun yoldan gelen kat›l›mc›lar yorgunluklar›na ra¤men konferans›n verimli geçmesi için ellerinden geleni yapt›lar. Konferans›n ilk günü akflam 8 civar›nda sona erdi. ‹kinci gün Konferans›n ikinci günü sabah 9.30’da ekonomik kriz üzerine bir arkadafl›m›z›n yapt›¤› sunumla bafllad›. Slayt gösterimi efli¤inde yap›lan sunumda emperyalizmin özellikleri, kapitalizmde krizlerin nedenleri ve son krizin geliflim evreleri ve içeri¤i aktar›ld›. Sunumun ard›ndan önümüzdeki süreç gündemine geçildi. Bu gündemde de görevli arkadafl›m›z dergimizde ç›kan taslaktan yola ç›karak önümüzdeki süreçte farkl› alanlarda nas›l bir hat izlememiz gerekti¤i üzerine aç›klamalarda bulundu. 2. Konferans’tan bu yana att›¤›m›z olumlu ad›mlar› büyütmemiz ve kitlelerle geliflen iliflkilerimizin daha da güçlendirmemiz ve çeflitlendirmemiz gerekti¤inin vurguland›¤› konuflmada yaflad›¤›- m›z s›k›nt›lar› nas›l aflabilece¤imiz üzerine de bir yönelim sunuldu. Önümüzdeki süreç üzerine aç›klaman›n bitmesinin ard›ndan önergeler bölümüne geçildi. Önergeler bölümü YDG konferanslar›nda ilk kez baflvurulan bir yöntemdi ve divan toplant›s›nda amac› ve biçimi üzerine bir anlay›fl belirlenmiflti. Buna göre önümüzdeki süreç yaz›s›na katk› sunmak, yaz›da belirtilen vurgular›n somutlanmas›n› ve derinlefltirilmesini sa¤lamak, belirtilmeyen çeflitli konularda aç›l›m sunmak vb amac›yla herhangi bir konuda haz›rlanan önergeler alanlar veya kifliler taraf›ndan sunulabilirdi. Önergeler bu anlam›yla konferans›n iki esas belgesini güçlendiren ve gelifltiren içerikte ek belgelerdi. Konferansa 16 önerge sunuldu. Bu önergelerin büyük k›sm› kabul edildi. Baz› önergeler ufak de¤ifliklerle kabul edilirken baz› önergelerin birlefltirilmesi karar› al›nd›, az say›daki önerge ise reddedildi. Önergelerin biçimsel yan› konusunda deneyimsizlikten Yeni Demokrat Gençlik kaynakl› farkl›l›klar yafland›. Önergelerin k›sa bir aç›klaman›n ard›ndan somut bir yaklafl›m sunmas› ve bu yaklafl›m›n tart›fl›l›p oylanmas› gerekmektedir. Ancak baz› önergeler YDG’nin konu hakk›nda yaflad›¤› s›k›nt›lar› ve eksikleri aflmak amac›yla kapsaml› bir araflt›rma-de¤erlendirme niteli¤inde haz›rlanm›fl ve bir önergeden çok sunum niteli¤i kazanm›flt›r. Bu tarzdaki önergeler farkl› konular› bir arada iflledi¤i için de¤erlendirmede, tart›flmada ve oylama esnas›nda çeflitli s›k›nt›lar›n yaflanmas›na sebep olmufltur. Fakat bu belgeler, alanlar›n verdikleri emek ve konular›n önemi nedeniyle önerge olarak kabul edilmifl ve gündeme al›nm›flt›r. Bu nedenle farkl› boyut ve biçimlerde önergeler arka arkaya konferans iradesine sunulmufltur. Önergelerde çeflitli önerilerin sunulmas› nedeniyle canl› tart›flmalar yaflanm›fl, bunun sonucunda da serbest kürsü bölümüyle önergeler gündemi birleflmek zorunda kalm›flt›r. YDG’lilerin önergeleri dikkatli flekilde dinleyip elefltirmeleri, görüfllerini savunmas›, görüfllerinin kabul görmesi için çaba harcamas› YDG’nin önümüzdeki 1 y›ll›k sürecine yönelik beklentilerini, iddias›n›, kararl›l›¤›n› ve mücadeledeki ›srar›n› göstermesi aç›s›ndan oldukça olumluydu. Ayn› zamanda tart›flmalar›n karfl›l›kl› sayg› esas›na göre yap›lmas›, sözlerin kesilmemesi, çok farkl› düflüncelere sahip olan yoldafllar›n birbirlerine tepkiselleflmeden, dikkatle, birbirini anlamaya çal›flarak dinlemesi yoldafll›k bilincinin ve YDG’nin sahip oldu¤u devrimci tart›flma kültürünün hayat bulmas› ve içselleflmesi aç›s›ndan etkili olmufltur. Tart›flmalar›n yeterince ele al›nmadan kesilmemesi ve söz alan herkesin kendisini rahatl›kla ifade etmesi de demokrasi bilincinin geliflmesine katk› sunmufltur. Bu bölümde lise ve genç kad›n gündemleri daha keskin ve yo¤un flekilde tart›fl›ld›. Birçok alan›m›zdan lise çal›flma- 9 s›n›n geliflmesi ve ülke genelinde liselilerin mücadeleye daha çok ilgi göstermesi nedeniyle bu geliflimin daha örgütlü bir halde sürdürülmesi ve daha etkili çal›flmalar yürütülmesi aç›s›ndan lise çal›flmas› ayr›nt›lar›yla ele al›nd›. Lise çal›flmalar›n›n ileriye tafl›nmas› ve somut politikalar›n belirlenmesi aç›s›ndan yerellerde forum-etkinlik-kurultay gibi etkinliklerin yap›lmas›n›n öneminde ortaklafl›lmas›na karfl›n merkezi bir liseli buluflmas›n›n örgütlenip örgütlenemeyece¤i üzerine görüfl ayr›l›¤› yafland› ve bu konudaki karar›n alanlardaki liseli arkadafllar›n onay›yla belirlenmesi karar› al›nd›. Genç kad›n konusunda da geçen sene at›lan ad›m olumlanmas›na karfl›n gerisinin getirilmemesi elefltirildi ve genç kad›n çal›flmas›n›n önemi vurgulanarak önümüzdeki dönemde bu konuda daha etkili ve daha özgün çal›flmalar›n yap›lmas›n›n gereklili¤i üzerinde duruldu. Ancak bunun nas›l olaca¤› konusunda farkl› görüfller kendisini ifade etti ve bu tart›flman›n sonucunda kurulan kad›n komisyonunun ifllevi somutland›. Önergeler bölümünden sonra farkl› konularda görüfl bildirmek isteyenler için serbest kürsü ve gündem d›fl› konuflmalar bölümüne geçildi. Umut Yay›mc›l›k, Munzur Çevre Derne¤i, Bursa Tuncelililer Derne¤i, PfiTA gibi kurumlar dayan›flma ve destek mesajlar›n› do¤rudan ilettiler. Delege ve misafirler 2 günlük konferans üzerine yorum ve elefltirilerini sundular. Yine çeflitli konularda iletmek istediklerini aktard›lar. Söz alanlar›n büyük ço¤unlu¤u konferans›n verimli geçti¤ini belirterek emek harcayanlara teflekkürlerini sundular ve konferans kararlar›na hayat vermenin önemi üzerinde durdular. Konferans gündemleri akflam 7 civar›nda sona erdi. Ard›ndan müzik dinletisi verildi. Bu bölümde önce Grup ‹syan Atefli flark›lar ve marfllarla yerini ald›. Ard›ndan YDG’li bir arkadafl›m›z saz›yla sahneye ç›karak türküler söyledi. En son da bir baflka arkadafl›m›z saz›yla türküler ve halaylar söyledi. Konferans›n verimli ve coflkulu geçmesi nedeniyle YDG’liler bu bölümde ayr›lmadan önce son kez kavga türkülerini hep beraber söyleyerek, omuz omuza halaylar çekerek konferans›n güzel görüntüler efli¤inde sona ermesini sa¤lad›. Art›k görev 3. Konferans’a hayat veren iradenin kolektif flekilde ald›¤› kararlar›n etkili flekilde yaflama uygulanmas› ve halk gençli¤inin genifl kitlelerine tafl›narak somut bir güç haline gelmesidir. Yeni Demokrat Gençlik 10 Geçmifl sürecin de¤erlendirmesi A) Örgütsel durumumuz: ‹kinci konferans›m›zda görece uzun uzad›ya de¤indi¤imiz örgütsel durumumuzda, geride kalan bir sene süresince çeflitli geliflmelere paralel baz› de¤iflikliklere gitti¤imiz görülmektedir. YDG’nin sa¤l›kl› merkezileflmesi karar›m›z kapsam›nda zamana yayd›¤›m›z bu sorunun esasta güçlenmifl ve sa¤l›kl› iflleyen birim-alan faaliyetleriyle çözülebilece¤ini 2. Konferans’ta belirtmifltik. Birimde kurumsallaflma konusunda henüz oldukça deneyimsiz oldu¤umuz aç›kken, her fleyden fazla kendi pratik deneyimlerimizle bu sorunu aflmaya çal›fl›rken, politik durum kapsam›nda da belirtece¤imiz tasfiyecili¤in etkileri gibi nedenlerle zorland›¤›m›z, alan çal›flmalar›nda çok da yarat›c› olamad›¤›m›z aç›kt›r. 1. ve 2. Konferanslar aras›nda kendisini gereklilik olarak dayatan YDG toplant›lar› konusunda 2. Konferans sonras› daha da uzmanlaflt›¤›m›z›, s›kl›kla birbirini tekrar eden statik biçimleri pratik içerisinde de¤ifltirdi¤imizi ve birçok alan›m›zda asgari düzeyde de olsa YDG toplant›lar›n› prati¤e hizmet edecek flekle çevirebildi¤imizi söyleyebiliriz. Bu süreçte, ihtiyaç ürünü olarak ortaya ç›kan YDG toplant›lar›n›n kimi dönem verimsizleflmesi, statüko haline gelmesi, daha do¤rusu demokratik çal›flman›n adeta tek biçimi haline getirilmesi, bu konuda yaflad›¤›m›z temel s›k›nt› olmufltur. ‹flte bu sorun karfl›s›nda ihtiyaç ürünü olarak ortaya ç›kan YDG toplant›lar›n›n verimlilefltirilmesi için prati¤e dönük, alan politikalar›na yo¤unlaflm›fl biçimler gündeme girmifl, baz› alanlar›m›zda periyotlar seyreklefltirilmifl, toplant›lar›n merkezilefltirilmesinin zor oldu¤u alanlarda da toplant›lar daha da birimlefltirilmifltir. Bu deneyimler ›fl›¤›nda hiçbir birimin dogma olmad›¤›n›, biçimlerin verimli ve demokratik bir çal›flma için var oldu¤unu ve ihtiyaçlara göre de¤ifltirilebilece¤ini bir kere daha görmüfl olduk. 2. Konferansla birlikte farkl› DKÖ’lerin daha fazla gündemimize girmifl olmas›, “Peki, YDG’yi nas›l örgütleyece¤iz?” sorusunu daha da fazla tart›fl›l›r k›lm›flt›r. Örgütsel bileflimimizin DKÖ çal›flmalar›nda deneyim kazan- mas›yla ve her yoldafl›m›z›n DKÖ çal›flmalar›na yo¤unlaflmas›yla YDG çal›flmas›n›n hem daha kolay yürütülece¤ini hem de komplike bir özellik kazanaca¤›n› iddia edebiliriz. Daha öncesinde de sorulmufl olan “YDG çal›flmas› m› esas ö¤renci derne¤i çal›flmas› m›?” sorusunun önümüzdeki süreçte tekrar karfl›m›za ç›kaca¤› aç›kt›r. Kendi özgül çal›flmalar›m›z›n yan› s›ra YDG çal›flmas›n›n zaten kitleler ve kitle örgütleri içerisindeki çal›flma oldu¤unu söyleyerek bu soruyu cevapland›rabiliriz. Çal›flmalar›m›zda öne ç›kan baz› sorunlar›n önem s›ras›na göre dizilimi: Bu konu, örgütsel durum kapsam›nda ifllenmekle birlikte ayn› zamanda politik çal›flmalar›m›z› da ayn› düzeyde ilgilendirmektedir. 1. Politik niteli¤in yetersizli¤i 2. Kitleler içerisinde örgütlenme sorunu 3. Da¤›n›k çal›flma tarz› 1. Politik Nitelik Sorunu: Örgütümüzün politik sorununun çal›flmalar›m›z› bir bütün engelledi¤ini söylemek do¤ru de¤ildir. Son y›llarda kitlelerin gerçek gündemi olan, can al›c› politikalar› belirlemede örgütümüzün bir sorunu yoktur. Tali onlarca sorun, merkezi esas sorunlarla teorik belirleme baz›nda do¤ru flekilde birlefltirilse de bu politikalar› uygulamada, gündemlefltirmede, yerellefltirmede oldukça önemli s›k›nt›lar yaflad›¤›m›z aç›kt›r. Do¤al olarak bu durum politikli¤imizle ilgilidir ve di¤er iki sorunla ayr›lmaz bir biçimde alakal›d›r. Konunun esas› olmamakla beraber alt bafll›k olarak flu sorunlara de¤inilebilir: - Teorik eserlerin düzenli ve prati¤e hizmet edecek flekilde okunmamas› - Güncel geliflmelerin takip edilmemesi, güncele müdahalenin zay›fl›¤› - Politik alg›lar›m›z› ve düflünce sistemati¤imizi gelifltirecek tart›flmalar›n, forumlar›n yeterince yap›lmamas› Yeni Demokrat Gençlik ve bu konulara ilgisizlik - Örgütsel konular›n politik konulardan daha fazla tart›fl›lmas› - Geliflmelerin birbiriyle ilgisini kuramama, parçaya odaklanma 2. Kitleler ‹çerisinde Örgütlenme Sorunu: Bu dönemde, bahsi geçen bafll›k içerisinde özellikle eksik kald›¤›m›z konu, sistematik bir yaklafl›m olan “kitlelerden kitlelere” formülasyonunu pratikte kullanmam›zla ilgilidir. Son dönemde vurgulanan “konuflmadan önce ›srarla dinleme”, “kiflilerin de¤il, kitlelerin görüflüne yo¤unlaflma”, “kitlelerin görüfllerini sistemli olarak inceleme ve düflünmeden karar vermeme/konuflmama”, “kitleleri tan›ma” ve bu kapsamda gündemleflen “halka hizmet et!” fliar› hem eksikliklerimizi hem çözümlerini ifade etmektedir. Bunun yan› s›ra 2. Konferans’ta karar alt›na ald›¤›m›z, her YDG’linin baflka bir DKÖ’de örgütlenmesi karar›na, önemli geliflmeler olsa da tam olarak uyabildi¤imiz söylenemez. Yine DKÖ çal›flmalar›nda bir seviyeye geldi¤imiz alanlarda da YDG’yi örgütleme konusunda s›k›nt› yaflad›¤›m›z bu seneki pratiklerde görülmüfltür. Bunun nedenlerini flu bafll›klar alt›nda s›ralayabiliriz: - Kitleleri tan›mama - Kitleleri dinlememe - Kitleleri dinlemeden politika oluflturma - DKÖ çal›flmalar›na uzakl›k - Kitlelere güvensizlik - YDG’ye ve politikalar›na güvensizlik 3. Da¤›n›k Çal›flma Tarz›: Politik duruflumuzun bir sonucu olarak ortaya ç›kan çal›flma tarz›ndaki hatal› yaklafl›mlar›m›z› bu sene, önceki seneye oranla daha fazla hissetti¤imiz söylenebilir. Çal›flma tarz› kapsam›nda do¤rudan politik niteli¤imizle ilgili “planlama” sorununun esas oldu¤unu vurgulayal›m. Hedefi belli olmayan bir kiflinin nereye nas›l gitti¤inin bir önemi yoktur. Bu nedenle da¤›n›kl›¤›m›z›n nedenini hedeflerimizi de belirlemeyi içeren bir planlamadan, bunu detayland›ran bir prosedür (yöntem) çal›flmas›ndan yoksunlu¤umuza ba¤layabiliriz. Her ne kadar içerisinde eksiklikler 11 bar›nd›rsa da konferanslar›m›z, bir senelik genel planlamam›za iflaret eden örneklerden birisi olarak verilebilir. Ancak alanlar›m›zda, örne¤in 1 ay, 6 ay, 10 ay ya da 3 y›l sonra neyi hedefledi¤imizi bilmedi¤imizi yani k›sa, orta ve uzun vadeli hedefler belirlemedi¤imizi hepimiz biliyoruz. Bunun olmad›¤› bir çal›flma tarz›, günü, haftay› en iyi ihtimalle de ay› planlayan; ancak bunu da üzerine durmadan yapan, esasta kendili¤indenci bir çal›flma tarz›d›r. Asgari, k›sa ve orta vadeli, 6 ayl›k, 1 y›ll›k örgütsel ve politik plan haz›rlamak, bu planlar› gerekti¤inde müdahaleye aç›k halde esnek tutmak gereklidir. - Zaman›, amac›, genel olarak araçlar› belirlenmifl, - anlafl›l›r, - bir örgütsel yap›ya dönük, - genel programa ve plana uygun, - iflbölümü ve kolektivizme dayal›, - periyodik olarak denetlenebilir, - gerçekçi ve uygulanabilir planlar haz›rlamak, her alan›m›z›n gündeminde olmal›d›r. Çal›flma tarz›m›zda bu konu kapsam›nda esneklik ve denetlenebilirlik ilkelerini de irdelemek gerekmektedir. Gönüllülü¤ü esas alan ve hiyerarflik olmayan, demokratik merkeziyetçilik ilkesinin demokrasi k›sm›na a¤›rl›k veren YDG, bu tarz›yla esnek bir örgütlenme olmakla birlikte, ifl yapmamay›, sürekli bahane üretmeyi ve denetlenmekten kaçmay› asla benimseyemez YDG’nin esnekli¤i çal›flma tarz›n›n gevflekli¤ini derinlefltirmek için belirlenmemifltir ve hiçbir örgütte de gevfleklik, tembellik kutsanamaz. YDG’nin esnekli¤i, gönüllü ifl yapmama tavr›na maddi bir müdahalede bulunmamas›ndan kaynakl›d›r. Disiplin kapsam›nda de¤erlendirilmesi gereken bahanesiz ifl yapmama, yalanc›l›k, yozlaflma gibi konular›nda “nas›l olsa YDG esnek” anlay›fl›yla hareket edilemeyece¤i aç›kt›r. Çal›flma tarz›na da etki eden bu gibi sorunlarda alanlar›m›z gereken kararlar›n› vermektedir. Bunun d›fl›nda YDG’nin maddi yapt›r›m›ndan çok manevi bask›lar›n›n oldu¤unu biliyoruz (elefltiri, tav›r alma vb.) Bu konularda bir senede yaflanan örnekler, hatt›m›z›n do¤rulu¤unu göstermektedir. Faaliyetçilerin özdenetimi ve kolektif denetimi de merkezi bir zorlaman›n konusu olamaz. Olsa da bugün baz› alanlar›m›zda örnek oldu¤u gibi yoldafllar›m›z›n 12 istemleriyle yaflama geçirilmelidir. Ayl›k harcamalar›m›z, pratik faaliyetlerimiz, ne okudu¤umuz gibi konular› içeren yaz›l› denetim raporlar›, 1. Otokontrolün 2. Kolektif kontrolün ve do¤al olarak fleffaf çal›flman›n arac› haline getirilmifltir. Bu bafll›k kapsam›nda son olarak mali sorunlar›m›za yaklafl›mlar›m›za da de¤inmek gerekmektedir. 2. Konferans’ta karar alt›na ald›¤›m›z 20 YTL’lik ayl›k ba¤›fl karar›n› tam olarak uygulayamad›¤›m›z ortadad›r. Alanlar›m›z sürekli olarak mali sorunlar yaflamakta ve dahas› yay›n›m›z da mali sorunlarla bo¤uflmaya devam etmektedir. B) Politik Durum De¤erlendirilmesi: 2007’nin sonunda gerçeklefltirdi¤imiz 2. Konferans›m›zdan bu yana geçen bir y›ll›k süreç, fazlas›yla incelenmeyi hak etmektedir. Ard› ard›na yaflanan geliflmelere cevap olma noktas›nda eksikliklerimizin öne ç›kt›¤› bu süreçte de etkisi fazlas›yla hissedilen tasfiyecili¤in sonuçlar›yla bo¤ufltu¤umuz söylenebilir. 2. Konferans›m›zda önümüzdeki süreç tart›flmalar›nda e¤itimdeki emperyalist yasalardan yola ç›karak antiemperyalizm vurgusunun öne ç›kmas› gerekti¤ini belirtmifltik. Daha önceki süreçlerle karfl›laflt›rd›¤›m›zda kitlelere yönelik teflhir çal›flmalar›m›z›n ve onun öncelindeki anti-emperyalizm vurgular›m›z›n yetersizli¤i bu süreçte dikkat çekilmesi gereken sorunlar›m›z›n bafl›nda gelmifltir. Konferans›m›z›n anti-emperyalizm vurgusunun yan› s›ra örgütümüzün yapt›¤› çal›flmalar neticesinde ve kitle hareketlenmelerinin niteli¤i de¤erlendirilerek bafllat›lan örgütlenme kampanyas›, 2. ile 3. Konferanslar›m›z aras›nda belki de en fazla de¤erlendirilmesi gereken yönelim olmufltur. 2007-2008 döneminde Ulusal Sorun konusunda da önemli geliflmelerin yafland›¤›, toplumsal hareketlenmenin bu çerçevede s›n›fland›¤› aç›k bir gerçektir. fiovenist histerinin resmi ellerle yayg›nlaflt›r›lmaya çal›fl›ld›¤›n›, savafl›n önceki senelere nazaran daha fazla gündeme girdi¤ini, bu konuda ibretlik tav›rlar›n al›nd›¤›n› söyleyebiliriz. Kitlelerin artan memnuniyetsizlikleri, kendili¤inden eylem ve örgütlenmelerin tekrar yaflanmaya baflland›¤›, takvimsel süreçlere ilginin artt›¤› bu süreçte devrimci hareketin durgunlu¤u, iradesizli¤i, iddias›zl›¤›, çözümün Yeni Demokrat Gençlik ve alternatifin umut olarak kitlelerin kafas›nda belirginleflmesini engellemifltir. Geliyorum diyen ekonomik krizin geçti¤imiz aylardan itibaren fazlas›yla etkisini hissettirdi¤i bu süreçte alternatif aray›fllar›n artaca¤›n› söylemek de yanl›fl olmayacakt›r. ‹flte genel hatlar›yla belirtti¤imiz bu geliflmelere örgütümüzün nas›l tav›r ald›¤›n›, eksik kald›¤› noktalar›n neler oldu¤unu de¤erlendirmek, önümüzdeki süreci planlarken bize önemli katk›lar sunacakt›r. ABD öncülü¤ünde emperyalistlerin Irak’ta ve Afganistan’da gerçeklefltirdikleri iflgaller, anti-emperyalist tepkinin dünya genelinde oldu¤u gibi, hem sosyo-ekonomik nedenlerle hem de co¤rafi nedenlerle Türkiye’de de fazlas›yla artmas›na vesile olmufltur. Bu dönemleri kapsayan anti-emperyalist yönelimlerimizin devaml›l›¤› tart›flmal› olsa da kazand›¤› baflar›lar› bugün hepimiz biliyoruz. Emperyalizmin sald›r›lar›n›n askeri içerikli oldu¤unda daha fazla hissedilmesi anlafl›l›r olsa da di¤er yönlü sald›r›lar›n, özünde askeri sald›r›larla ayn› amaçlar› tafl›mas› gerçekli¤i ekseninde, benzeri bir duyarl›l›¤›n sa¤lanmas› gerekmektedir. Emperyalist patentli yasalarla kuflat›ld›¤›m›z bu dönemde, kitlelerle birlikte belirgin bir tepki gösteremedi¤imiz aç›kt›r. Elbette ki bu durumun nesnel ve öznel nedenlerini birlikte de¤erlendirmek gerekmektedir. Son iki senedir gündemimizde olan e¤itimde emperyalist yasalar politikas›, di¤er devrimci ve ilerici öznelerin gündemine girmedi¤i için adeta sadece bizim kampanyam›z, sadece bizim yönelimimiz olarak kalm›flt›r. Bunun d›fl›nda faaliyet yürüttü¤ümüz di¤er DKÖ’lerde de bu yasalara karfl› aktif çal›flma yürütmeyi gündeme alamam›fl olmam›z, yaflad›¤›m›z s›k›nt›lar›n bafl›nda gelmektedir. Ülke genelinde kitlelerin kendili¤inden duyarl›l›¤›n›n parçal› ve s›n›rl› olmas› da bu politikan›n etkisini k›s›tlam›flt›r. Bunlar›n yan› s›ra örgütümüzün, kampanya bafllad›¤› dönemde özellikle de üniversitelerin genelinde etkin bir politik özne durumunda olmamas›, kampanyan›n da özelde üniversiteli halk gençli¤ine ulaflmay› hedeflemesi kampanya ve sonras›nda yönelimimizin genifl bir hareketlenme yaratmas›na engel olmufltur. Üniversitelerde kampanyan›n bafllad›¤› dönemlerde var olan örgütlülük düzeyimiz say›ca az olmakla beraber, kitle çal›flmas› konusunda da deneyimsizdi. Kampanyan›n bafllad›¤› 2006 bafllar›na kadar örgütümüzün görece uzun bir süre kitlelere dönük politika oluflturma Yeni Demokrat Gençlik konusunda yetersiz kald›¤›n› 2. Konferans›m›zda belirtmifltik. ‹flte bu sorun, halen tam olarak çözümleyemedi¤imiz ancak gelinen aflamada önemli geliflmeler de kaydetti¤imiz bir konudur. Aradan geçen neredeyse 2 sene sonunda üniversitelerde tekrar kendimizi var etti¤imiz, YDG d›fl›nda da çeflitli DKÖ’lerde çal›flmaya bafllad›¤›m›z aç›k bir gerçektir. Ancak sorun, sadece kendimizi var etme sorunu de¤ildir. Kampanyan›n yo¤unluklu olmas›na yap›lan atfa ra¤men 2007 Kas›m ay›nda gerçekleflen Ankara’daki merkezi eyleme kat›l›m›n, örgütümüz taraf›ndan yeterince sa¤lanamamas› düflündürücü olmufltur. Belirli bir düzey yakaland›ktan sonra gündeme gelen örgütlenme kampanyas›, hem bu soruna at›fta bulunan hem de kitlelerin ihtiyaçlar›n› gözeten bir kampanya olarak planlanm›flt›r. Ancak bu kampanyan›n öncesinde 2. Konferans›m›z süresince YDG’nin nas›l çal›flaca¤› konusunda yap›lan tart›flmalar ve fikir ayr›l›klar›yla zenginleflen bir konferans geçirdi¤imiz bilinmektedir. YDG toplant›lar›n›n nas›l olaca¤›, YDG’de disiplin, mali sorunlar, yay›n anlay›fl›m›z, kad›n sorununa bak›fl›m›z, di¤er DKÖ’lerde çal›flman›n gereklili¤i gibi konularda yap›lan tart›flmalar ve bu tart›flmalar›n 3. Konferans›m›za gelirken bize sa¤lad›¤› birikimler önemlidir. Örgütümüzün çal›flma ilkelerinin nas›l olaca¤›n›n belirlenmesi, kitle çal›flmas›ndaki verimlili¤imizi de etkileyen önemli bir konudur. ‹flte 2. Konferans›m›zla birlikte bu konuda önemli geliflmeler kaydetti¤imizi rahatl›kla söyleyebiliriz. YDG’nin hedef kitlesine ulaflma sorunu ve dahas› YDG’de kararlar›n nas›l al›naca¤› meselesinde yaflanan kafa kar›fl›kl›klar›n›n bu süreçte önemli düzeyde giderildi¤ini söylersek abartm›fl olmay›z. Elbette ki bu konuyu tam olarak çö- 13 zümleyebildi¤imiz söylenemezse de bu sorunun zaten pratik ve politik deneyimimizin geliflmesine paralel olarak çözümlenece¤i aç›kt›r. 2008 bafl›nda bafllat›lan örgütlenme kampanyas› hangi ihtiyac›n ürünüydü? Emperyalist yasalara karfl› yürüttü¤ümüz kampanya ve yönelim sürecinde, halk gençli¤ini harekete geçirme noktas›nda yaflad›¤›m›z s›k›nt›lardan bahsetmifltik. Bu süreçte benzeri bir yönelim içerisinde olan baflka ülkelerde ö¤renci, ö¤retim görevlisi ve yasalardan etkilenen iflçilerin öz örgütlülükler nezdinde kitlesel bir biçimde gerçeklefltirdikleri karfl› durufllar, Türkiye’de eksik olan en önemli konulardan birisinin ne oldu¤unu da bize gösterdi. Esasta gençli¤in mesleki ve özlük haklar›na yönelik böylesine kapsaml› bir sald›r› dalgas›n›n adeta sessizlikle karfl›lanmas› flafl›rt›c›yd›. Biraz geriye gitti¤imizde TMMOB’a ba¤l› gençlik komisyonlar›n›n Yetkin Mühendislik uygulamas›na karfl› kitlesel bir karfl› durufl sergiledi¤ini, örgütsüz olmakla birlikte ö¤retmenlerin ve ö¤retmen adaylar›n›n sözleflmeli ö¤retmenlik uygulamas›na karfl› ç›kt›klar›n› vb. görebiliriz. Ancak bir bütün olarak e¤itimde emperyalist yasalar gündeminin ele al›nmad›¤›n› ve paket biçimde gerçekleflen sald›r›lar›n parçalar›na, parçal› ve özde kendili¤inden s›n›rlar içinde karfl› ç›k›ld›¤›n› gördük. Uzun sessizlik sürecinin akabinde kendili¤inden gelen bu tepkiler asla küçümsenemeyecek nitelikte olmas›na ra¤men süreklili¤inin ayn› coflkuda sa¤lanamamas› ve alternatiflerin güçsüzlü¤ü düflündürücüydü. ‹flte bu k›p›rdan›fl ve halk gençli¤inin her alanda örgütsüzlü¤ünden dolay› susturulmufllu¤una karfl› “söz-yetki-karar hakk› ve örgütlenme özgürlü¤ü” fliarl› kampanyam›z oldukça önemli bir yerde duruyordu. Amac›m›z, her alanda halk gençli¤ini kendisini ifade edece¤i öz örgütlülüklere ve di¤er DKÖ’lere seferber etmenin, bu örgütleri, kendi alanlar›nda karar yetkisi olan örgütler haline getirmenin önemini vurgulamakt›. Ancak, önümüzde önemli bir sorun bulunuyordu. Bizler halk gençli¤ini örgütlenmeye ça¤›r›yorduk ama bizzat bizlerin de yeterince örgütlü oldu¤unu söylemek zordu ve hala zor. Kampanyan›n henüz haz›rl›k aflamas›nda kitlelerin nabz›n› ölçmek için yapt›¤›m›z anket çal›flmas›, merkezi araç kullanmada, yani bir örgüt olmada s›k›nt›lar yaflad›¤›m›z› gösterdi¤i kadar, kitlelerin “kendilerini ifade et- 14 me” konusunda sorunlar yaflad›¤›n› ve tüm anti-propagandaya ra¤men “örgütlenmekten” o kadar da korkmad›klar›n› naçizane anlatmaya yetti. Kitlelerle, daha do¤rusu genifl kitlelerle temas›m›z›n dahi ne kadar k›s›tl› oldu¤unu, en ilkel biçimleriyle bu anket çal›flmas› esnas›nda fark ettik ve her alan›m›zda esasta çal›flmas›n› yapaca¤›m›z araçlar› belirlemeye bafllad›k. Maalesef bu süreç, deneyimimizin ama özelikle politik deneyimimizin sand›¤›m›zdan daha az oldu¤unu bir kere daha bizlere gösterdi. Kampanyan›n nedeni, amac› netleflmiflken ve kitlelerin de bu yönlü bir talebinin oldu¤unu asgari anlam›flken, oldukça garip nedenlerle baz› alanlar›m›zda araç, yani kitleleri yönlendirece¤imiz örgüt bulmakta zorlanmam›z iflte bu deneyimsizli¤imizi bizlere gösteriyordu. Baz› alanlar›m›zda bu kampanya bafllayana dek YDG d›fl›nda bir kitle örgütünü gündemimize almad›¤›m›z›, bu örgütlerde çal›flmad›¤›m›z›, bu nedenle de ifle nereden bafllayaca¤›m›z› bilemedi¤imizi “birden bire” fark ettik. Evet, 2. Konferans sonras› YDG’nin nas›l çal›flaca¤› konusunda asgari de olsa netleflmifltik. Ancak ö¤renci derne¤i, Genç-Sen, TMMOB, E¤itim-Sen, iflçi-köylü sendikalar› ve dernekleri, semt dernekleri gibi örgütler bizim, geçmifli saymazsak deneyimsiz oldu¤umuz, teoride az-çok bilgimiz olsa da pratikte cahil kald›¤›m›z örgütlerdi. Örne¤in bir alan›m›zda bu bilgi eksikli¤iyle beraber konuyu yeterince önemsememenin sonucu olarak, kampanyan›n sonuna dek hiçbir fley yapmad›¤›m›z› üzülerek itiraf etmeliyiz. Her YDG toplant›s›nda gündemleflmesine ra¤men bahsi geçen alan›m›zda yeterince gücümüz, dahas› kitlelerin yeterince ilgisi varken ö¤renci derne¤i kuramamam›z, e¤itim fakültesinde varl›¤›m›za ve bizzat E¤itim-Sen’den teklif gelmesine ra¤men E¤itim-Sen’in gençlik örgütünü oluflturamam›fl olmam›z yani kampanyay› koskoca bir s›f›rla tamamlamam›z ne demek istedi¤imizi anlatmaktad›r. Yine deneyimsizli¤in bize zaman kaybettirdi¤i bir alan›m›zda çal›flma yürüttü¤ümüz örgütlerden GençSen’e mi, kulübe mi, bir baflkas›nda Genç-Sen’e mi TMMOB’a m› öncelik verece¤imizi netlefltiremememiz, kampanya süresince yaflad›¤›m›z s›k›nt›lardan baz›lar›d›r. Örgütlenme kampanyas›n› bir kampanya gibi ele ald›¤›m›z› söylemek zor olsa da bize çok önemli deneyimler katt›¤›n› hiç birimiz inkâr edemeyiz. Evet, kafa kar›fl›kl›klar›n› yaflad›k, ama bu- Yeni Demokrat Gençlik nun baz› nedenleri vard› ve bu nedenler, bahsi geçen örgütlerin düzgün çal›flmamas›, geri tart›flmalar ekseninde bo¤ulmas› ve zaman›m›z›n verimsizli¤i gibi nedenlerdi. Örne¤in ö¤renci gençli¤in öz örgütlülü¤ü olma iddias›yla kurulan Genç-Sen’in siyasetler birlikteli¤i görünümü, taban inisiyatifini hiçe saymas› ve dahas› gençli¤in özlük haklar› için etkin bir çal›flma yürütmemesi, baz› birimlerinde mant›kl› önerilerimizin mant›ks›zca reddedilmesi can s›k›c›yd›. Tüm bu gerçeklere ra¤men, do¤ru görüfllerin muhalefette kalabilece¤ini ve bizim usanmadan kitleleri örgütlememiz gerekti¤ini, onlar›n özne olmas›yla bu sorunun önemli oranda giderilebilece¤ini, örgütlenme kampanyas› sayesinde ö¤rendik. Kampanya süresince her yönüyle olmasa da büyük oranda baflar›l› oldu¤umuz alanlar da oldu. Tüm politik derinlik eksikli¤ine ra¤men Mersin LÖB ve Musalla Kültür Dayan›flma Derne¤i pratikleri buna örnektir. Kitlelere temas etmenin yan› s›ra onlarla birlikte hareket edebilme konusunda önemli deneyimler kazand›¤›m›z bu çal›flmalarda, örgütlenme kampanyas›n›n YDG aya¤›nda s›k›nt›lar yaflad›k ve MKDD’de çal›flmam›z›n devaml›l›¤›n› sa¤layamad›k. Bunun d›fl›nda bizim d›fl›m›zdaki politik öznelerin etkinli¤ini, do¤rular›n› ve yanl›fllar›n›, kitle örgütlerine yaklafl›mlar›n› görebildi¤imiz bir bütün ‹stanbul Üniversiteliler, Ankara Cebeci, Diyarbak›r Dicle süreci, yeni olmakla beraber ‹zmir’de ve ‹stanbul’da tart›fl›lan LÖB-Lise çal›flmas› süreçlerinin ö¤reticili¤ini reddetmemiz mümkün de¤ildir. 2 sene öncesine göre kitleyi ve kitle örgütlerinin tart›fl›yor olmam›z›n yan› s›ra beklemeksizin bu çal›flmalar›n içinde, pratik içinde olmam›z›n da kendi gerçekli¤imiz düflünüldü¤ünde baflar› oldu¤unu söylemeliyiz. Bu süreci ayn› sorunlarla karfl›lad›¤›m›z di¤er devrimci ve ileri örgütlerle birlikte uzun bir süre kelimenin tam anlam›yla “durdu¤umuzu”, “bekledi¤imizi” itiraf ederken art›k harekete geçti¤imizi ve kitleleri yeniden gündemimize ald›¤›m›z› müjdeleyebiliriz. Genç kad›n çal›flmas› ve YDG Kad›n Buluflmas› Ülkenin sosyo-ekonomik yap›s› nedeniyle fazlas›yla hissedilen kad›n sorununun, YDG taraf›ndan yeterince gündeme getirilmemifl oldu¤u yani yeterince önemsenmedi¤i aç›kt›r. Maalesef YDG’nin bu sorunu duyumsamas›, genel belirlemeler ve ön bilgileri saymazsak daha Yeni Demokrat Gençlik 15 fazla kad›n yoldafllar›m›z›n çabalar›yla olmaktad›r. Geçti¤imiz sene, süreklili¤i sa¤lanmam›fl olsa da baz› alanlar›m›zda kurulan Kad›n Komisyonlar›, bu sorunu gündemlefltirme, gündeme müdahale etme ve özgün örgütlenme amaçlar›n› hedeflese de farkl› konular›n öne ç›kmas› neticesinde gündemden düflmüfltür. Oysa bu, söz konusu olan konularla k›yasland›¤›nda do¤ru de¤ildir. Sorunun neden önemli oldu¤unu burada anlatamasak da Mart ay›nda gerçeklefltirilen Kad›n Buluflmas›n›n kazan›mlar› reddedilemez. Bu konuda örgütümüzün deneyimsizlikleri bulunsa da farkl› co¤rafyalardan ve kültürlerden gelen genç kad›nlar›n örgütledi¤i buluflmam›z baflar›l› olmufltur. Zaman s›k›nt›s› ve konu geniflli¤i, “keflke biraz daha zaman›m›z olsa” söylemlerine neden olmufl olsa da, kad›n buluflmas›n›n, birikmifl ve konuflulmas› geren konular›n ne kadar çok oldu¤unu gösterdi¤ini söyleyebiliriz. Merkezi e¤itim çal›flmas› Öncesinde var olan ancak eksikli¤i fazlas›yla bu süreçte hissedilen genel olarak politikaya, özelde mücadelemizin bilimsel dayanaklar›na karfl› ilgisizlik sorununa ilk müdahale olmas› amac›yla örgütledi¤imiz Merkezi E¤itim Çal›flmas›, çal›flmaya kat›l›m, tart›flmalar ve ö¤reticilik konular›n›n yan› s›ra kolektivizm konusunda da oldukça baflar›l›yd›. Bilimsel Sosyalizm, Ekonomi-Politik, Felsefe ve Kitle örgütleri-Kitle çal›flmas› ana bafll›klar›n›n yan› s›ra gençlik ve emek mücadelesi, ulusal sorun ve gençlik tart›flmalar›n›n yap›ld›¤› çal›flma, bu konulara ilgili yoldafllar›n kat›l›m›yla gerçekleflti. “Genelde devrimci hareketin, özelde YDG’nin etkisi alt›nda bulundu¤u tasfiyecilik sald›r›s›n›n güvensizli¤e, tembelli¤e, kitlelerden uzak kalmaya, araflt›rmaya ve uzakl›¤a sürükledi¤i bizler, sistemin sald›r›lar›na karfl› gücümüzü, mücadelemizin bilimselli¤inden ve hakl›l›¤›ndan al›yoruz!” diyebilmek için en temel konular› tart›flarak ifllememiz anlaml› bir yerde durmaktayd›. Yaz çal›flmalar› Merkezi e¤itim çal›flmas›n›n sonras›nda kitle çal›flmas›na isteksizli¤in, yaz sürecinin de etkisiyle kendisini daha fazla hissettirdi¤i bir dönemde gerçeklefltirdi¤imiz Munzur Festivaline kat›l›m ve Mersin Yaz Çal›flmas› pratikleri de incelenmeyi hak etmektedir. Örgütlenme kampanyas› süresince kitlelere uzakl›¤›m›z›n fark›ndal›¤›yla bu çal›flmalara “halka hizmet et!” anlay›fl› ekseninde gidilmesi ve bu çal›flmalardan elde etti¤imiz deneyimler oldukça de¤erli bir yerde durmaktad›r. Yi¤it, emekçi ve mücadelemizin destekçisi Dersim halk›yla buluflmam›z›n coflkusu, kitle çal›flmas›n›n çeflitli araçlar›n› verimlilikle kullanmam›z, disiplinimiz çal›flman›n nas›l verimli geçti¤ini bizlere kan›tlamaktad›r. Dostdüflman ayr›flmas›n›n netleflti¤i, savafl gerçekli¤inin fazlas›yla hissedildi¤i bu bölgede, bölge halk›na olan uzakl›¤›m›z›n bir nebze de olsa giderilmifl oldu¤unu rahatl›kla söyleyebiliriz. Festival süresince kitle çal›flmas›na yo¤unlaflman›n ve disiplinin en güzel örneklerini vermifl olmam›z, çal›flmadan morallerin yüksek dönülmesine de vesile olmufltur. Festivalden hemen sonra düzenlenen ve özgünlükler düflünülerek planlanan Mersin Yaz Çal›flmalar› prati¤i, dönemin özellikleri göz önünde bulunduruldu¤unda önemli deneyimlerin ve kavray›fllar›n ö¤renildi¤i bir çal›flma olmufltur. Her ne kadar 2. Konferans›m›z›n kara- “Genelde devrimci hareketin, özelde YDG’nin etkisi alt›nda bulundu¤u tasfiyecilik sald›r›s›n›n güvensizli¤e, tembelli¤e, kitlelerden uzak kalmaya, araflt›rmaya ve uzakl›¤a sürükledi¤i bizler, sistemin sald›r›lar›na karfl› gücümüzü, mücadelemizin bilimselli¤inden ve hakl›l›¤›ndan al›yoruz!” diyebilmek için en temel konular› tart›flarak ifllememiz anlaml› bir yerde durmaktayd›. 16 r›yla merkezi bir ça¤r› yap›lm›fl olsa da örgütümüzün nesnel gerçekli¤i, nicel aç›dan çal›flmaya yo¤unlaflmam›za engel olmufltur. Kat›l›m›n s›n›rl› oldu¤u, hiçbir örgütün tabiri caizse hareket etmedi¤i bir dönemde Mersin Yaz Çal›flmalar›, etkisi hissedilen tembelli¤e, düzensizli¤e, politikas›zl›¤a karfl› kazand›¤›m›z/kazand›¤›m›z› düflündü¤ümüz bir irade savafl› halinde sürmüfltür. Havalar›n çok s›cak olmas› gibi bir etkeni de ekledi¤imizde kimi zaman düzenimiz bozulmufl olsa da kimi zaman ç›kard›¤›m›z plan› uygulamam›fl olsak da çal›flma boyunca kitlelere güven, politikay› somutlama konular›nda s›k›nt› yaflasak da bu sorunlar›n üstesinden kolektif bir biçimde gelebildi¤imiz ve çal›flmay› sürdürme konusunda çabalad›¤›m›z gerçe¤i, “hangi irade savafl›” sorusuna cevapt›r. Mersin’de bir ay süresince gerçeklefltirdi¤imiz 4. Yaz Çal›flmalar›n›n geneli özelle birlefltirme, hedefleri netlefltirme, kitleleri dinleme konular›nda bize belki daha öncesinden de bildi¤imiz, ama pratikte bu kadar net yaflad›¤›m›z bir deneyimi kazand›rd›¤›n› rahatl›kla iddia edebiliriz. Mersin’de Türkiye genelinin üzerinde bir oranda oldu¤unu bildi¤imiz iflsizlik sorunu, halk›n etkisini son süreçte fazlas›yla hissetti¤i ekonomik sorunlar, çal›flma yapaca¤›m›z alan itibariyle ayr› bir yerde duran ulusal sorun ve alana özgü y›k›m sorunu ve il genelinde o dönem ortaya ç›kan orman yang›n› ile Mersin Akkuyu’da yap›lmas› planlanan nükleer santral gerçe¤i ilk elden bilgimiz olan sorunlard›. Ancak bu sorunlar›n nas›l ifllenece¤ini, halk›n bu sorunlara karfl› tepkisini, beklentilerini net olarak bilmedi¤imizi düflünerek, kitleleri dinleme, onlardan ö¤renme gündemiyle bir etüt çal›flmas› yapma karar› al›nm›flt›. Gerek bu etüt çal›flmas› esnas›nda gerekse yo¤unlaflt›¤›m›z y›k›m sorununda, önemli yetmezliklerimizin oldu¤unu pratikte gördü¤ümüz aç›kt›r. Çal›flman›n bafl›nda k›sa, orta ve uzun vadeli planlar›m›z›n olmamas›ndan tutal›m da “y›k›mlara karfl› alternatifimiz ne, ne yapmay› planl›yoruz?” sorular›na net bir cevab›m›z›n olmamas› ve daha da ötesi alana indirgedi¤imizi sand›¤›m›z politik yönelimin asl›nda oldukça genel bir söylem oldu¤unu fark etmifl olmam›z, bu konuda nas›l bir deneyim kazand›¤›m›z› da bizlere göstermektedir. fiimdi tüm bu süreçleri de¤erlendirdi¤imizde ve hem birbirine benzeyen hem de detayda farkl›laflan alan çal›flmalar›yla geride b›rakt›¤›m›z 6 Kas›m çal›flmalar› göz önünde bulunduruldu¤unda geçen seneye oranla farkl›, daha do¤rusu ileri bir noktada bulundu¤umuz ortadad›r. Yeni Demokrat Gençlik Mersin yaz çal›flmalar› özelinde gördü¤ümüz ve zaten bildi¤imiz tasfiyecili¤in saflar›m›zdaki etkisinin fark›nday›z. Kendine güven, kitlelere güven, örgüte güven konusunda tekrarlaya geldi¤imiz sorunlar›n belki de en fazla bu süreçte hissedilmesi tesadüf de¤ildir. Mücadeleden uzaklaflan arkadafllar›m›z›n kendine, kitlelere ve örgüte güven konular›nda yaflad›¤› s›k›nt›lar› bu süreçte daha iyi anlayabiliriz. Yine bu süreçte kitle çal›flmas›ndan daha fazla “baflka” fleylere zaman ay›rd›¤›m›z reddedilmeyecek bir gerçektir. Tüm dünya ve ülke genelinde etkisi hissedilen tasfiyecili¤in önemli örneklerini kendi alan pratiklerimizde de gördü¤ümüz ve önümüzdeki süreçte de çözmek için daha fazla u¤raflaca¤›m›z ortadad›r. Politikaya olan ilgimizin henüz hedefledi¤imiz seviyede olmad›¤› aç›kt›r. Geride b›rakt›¤›m›z bir senede bu konuda önemli mesafeler kat etmifl olsak da geliflen gündemlere cevap olman›n yan› s›ra kendi gündemimizi yani halk›n gerçek gündemini egemenlerin sahte gündemlerinin üzerine ç›karabildi¤imizi söyleyemeyiz. Adeta bir f›rt›na gibi esen Ergenekon gündemi, baflörtüsü, laiklik tart›flmalar›nda kafas› kar›flt›r›lmaya çal›fl›lan milyonlara gerçe¤i göstermek, sadece bu konularda do¤ru belirlemeler yap›larak gerçeklefltirilemez. Ergenekon davas› nezdinde kontrgerillan›n temizlendi¤i masal›na karfl› gerçe¤i kitlelere anlatabildi¤imizi, bu gündemi, halk›n gündemi ile parçalayabildi¤imizi söyleyememek bir yana, asgari, yeterli bir çaba gösterdi¤imizi de iddia edemeyiz. Ulusal sorunun son dönemde bir “kutuplaflmaya” dönüfltü¤ü aç›kt›r. Özelde son senelerde flovenizmin, milliyetçili¤in, imha sald›r›lar›n›n artmas›na karfl›, program›m›z nezdinde etkin bir karfl› durufl sergileyebildi¤imizi söyleyemeyiz. Kürt ulusuna yönelik bu sald›r›larda pasif, beklemeci bir siyaset izlemek ve inkârc›l›kla flovenizm dalgalar› aras›nda bo¤uflan halk›m›z› “kaderine” terk etmek do¤ru bir politik hat olarak görülemez. Bu konular›n yan› s›ra daha onlarca irili ufakl› konuda son bir senede etkin ya da belirgin bir pratik-tepki verebildi¤imiz, bu konular› ayn› zamanda örgütlenme arac› olarak kullanabildi¤imiz söylenemez. Tüm geçmifl dönem de¤erlendirmesi, önümüzdeki süreçte her fleyden fazla çal›flma tarz›m›z konusunda nelere dikkat etmemiz gerekti¤ini bizlere göstermektedir. Yeni Demokrat Gençlik 17 Önümüzdeki süreç üzerine yönelim Ö⁄RENC‹ GENÇL‹K A) Üniversiteli Gençlik Bu alanda iki senedir politik gündemimiz olan emperyalist yasalar-Bologna Süreci anlay›fl›m›z devam etmelidir. Geçti¤imiz faaliyet dönemi bir kampanya olarak ele ald›¤›m›z gençli¤in örgütlenmesi konusu da kampanya olarak olmasa da ana yönelim olarak ifllenmelidir. Uzun süredir tekrar etti¤imiz üzere bu politik gündem, farkl› siyasi hareketlerin gündemine girmemektedir. Salt bu nedenle emperyalist yasalar gündemini ifllememek do¤ru bir karar de¤ildir. Üniversiteli halk gençli¤inin mesleki haklar›na ve gelece¤ine yönelik kapsaml› bir sald›r› olan yasalara karfl› sessiz kalmak ve bunu örgütlenme sürecinin ana parças› haline getirmemek kabul edilemez. Bu konuda esas olan tek bafl›m›za da olsak yapaca¤›m›z çal›flmalard›r. Ayn› zamanda di¤er örgütlerle bu konuyu tart›flmak ve onlarla ortaklaflmaya çal›flmak zorunda oldu¤umuz unutulmamal›d›r. Üniversitelerde bu sene daha iyi bir niceli¤e ve niteli¤e sahip oldu¤umuz aç›kt›r. Bu nedenle üniversitelerde birim çal›flmalar›n› oturtmak ve devaml›l›¤›n› sa¤lamak, temel örgütsel hedefimizdir. Verimli, prati¤e dönük, kitlelere aç›k toplant›larla ama sadece toplant›larla de¤il her fleyden fazla pratikle çal›flmalar›m›za yo¤unlaflmal›y›z. Hiç de küçümsenmeyecek deneyimler edindi¤imiz Genç Sen, kulüp, oda çal›flmalar›n›n yan› s›ra üniversite çal›flmalar›nda esas›m›z olan Ö¤renci Derne¤i çal›flmalar›na a¤›rl›k vermek zorunday›z. Anlay›fl›m›z›n yay›n›m›zda da vurguland›¤› Genç Sen’in adeta bir siyasetler birlikteli¤i halinde ifllemesinin yan› s›ra beklemedi¤imiz kadar geri tart›flmalar ekseninde dönmesi, bu örgüte yaklafl›m›m›zda dikkat etmemiz gerekti¤ini göstermektedir. fiunu unutmamak gerekiyor ki etkin muhalefet ve kitle örgütlenmesi anlay›fl›yla yo¤unlaflt›¤›m›z/yo¤unlaflaca¤›m›z Genç Sen çal›flmalar›n›n çok verimsiz oldu¤u ve yinelenen müdahalelere ra¤men düzeltilemedi¤i alanlarda esas›m›z› bu örgüte vermek yanl›fl olacakt›r. Üniversite çal›flmalar›nda Ö¤renci Derneklerinin yeri, di¤er tüm araçlar›n üzerindedir. Bu nedenle dernek çal›flmalar›, özgünlükleri saymazsak araç ve kitle örgütlenmesi ba¤lam›nda esas çal›flmam›z olmal›d›r. Birinci olarak tabandan merkeze örgütlenme, ikinci olarak da kitle inisiyatifini temsil etme koflullar›n› sa¤lamay›, olmazsa olmaz sayarak dernek çal›flmalar›na yo¤unlaflmal›y›z. Yak›n dönemde dernek kurulmas›n›n söz konusu olmad›¤› alanlarda da kurulmas› için gerekli çal›flmalar› farkl› araçlar›n yard›m›yla sürdürmeliyiz. 6 Kas›m süreci, YDG aç›s›ndan genel olarak önceki senelere nazaran iyi bir kitle çal›flmas› deneyimi oldu¤u kadar, d›fl›m›zdaki nedenlerle birçok alanda verimsiz siyasetler aras› toplant›lar süreci de olmufltur. Saatlerce süren bu toplant›lardan mümkün oldu¤unca uzak durmak, toplant›lar›n amac›n› sorgulamak önemli bir gereklilik haline gelmifltir. Bizim aç›m›zdan 6 Kas›m gibi süreçler için örgütlenen toplant›lar, kitle çal›flmas›n› örgütlemek amac›yla al›nan, prati¤e dönük, verimli ve k›sa süreli toplant›lar olmal›d›r B) Liseli Gençlik Lise çal›flmalar›nda geçen sene edindi¤imiz deneyimler oldukça önemlidir. Bu sene de daha fazla alanda yürütece¤imiz lise çal›flmalar› aç›s›ndan ortak bir anlay›fl oluflturmak gerekmektedir. Paral› e¤itim karfl›t› ana politik yönelim ekseninde son y›llarda daha da boyutlanan onlarca sorun bulunmaktad›r. Üniversitelere girifl s›navlar›, zorunlu ba¤›fl ve aidatlar, gerici-faflist disiplin yönetmeli¤i, yozlaflma ve çeteleflme, anti-bilimsel e¤itim, zorunlu polis denetimi, liselere kamera kurulmas› gibi daha da sayabilece¤imiz sorunlara karfl› liseli gençli¤in büyük oranda örgütsüz olmas›, bu sald›r›lar›n daha da kolay uygulanmas›n› beraberinde getirmektedir. Liseli halk gençli¤inin öz örgütlülü¤ü olan LÖB’lerin birçok alanda olmad›¤›n› ve oldu¤u alanlarda da çok etkin olmad›¤›n› biliyoruz. Bunun kimi nedenleri, d›fl›m›zdaki etkenlerden kaynaklansa da LÖB’lerden uzak kalmak do¤ru bir anlay›fl de¤ildir. Liseli halk gençli¤inin inisiyatifini temsil eden ve do¤al olarak onlar›n özlük haklar›na sahip ç›kan LÖB’lerin içinde yanl›fl anlay›fllarla etkin flekilde mücadele etmemiz gerekmektedir. Tüm yollar›n t›kand›¤› alanlarda ise kitlelerle birlikte LÖB’leri yeniden kurmal›y›z. Liselerde yönetimin tan›d›¤› Ö¤renci Temsilcili¤i ve Ö¤renci Meclisi gibi araçlara kitle inisiyatifini yans›tma konusunda eksik kalmas› ve müdahale yollar›n›n k›s›tl› olmas› nedeniyle mesafeli yaklaflmam›z gerekirken hem içinden geçti¤imiz dönemin özellikleri (kitlelerin hareketlenmesi ve kendili¤inden tepkilerin artmas›) hem de LÖB’lerin temeli- 18 Yeni Demokrat Gençlik ni oluflturmak amac›yla ve hem de bu araçlar›n asl›nda çok etkin olmad›¤›n› göstermek için çal›flmalar›na kat›lmay› gündemimize almal›y›z. Yaflanan geliflmelere paralel olarak ivmelenen liseli gençlik mücadelesinin bu sene de art›fl gösterece¤ini söyleyebiliriz. Alan özgünlükleri, “Paral› E¤itim” bafll›¤› ekseninde de¤erlendirilerek, ivmelenen mücadele örgütlü hale getirilmelidir. Bunun d›fl›nda di¤er liseli gençlik örgütleriyle ba¤lar›m›z canl› olmal›, geçti¤imiz senelerde rastlad›¤›m›z, bu örgütlerdeki yanl›fl anlay›fllara karfl› da tav›r almal›, bu örgütleri uyarmay› kendimize görev bilmeliyiz. Lise çal›flmalar›nda anda alternatifimizin ne oldu¤unu içeren çal›flmalar›m›z›n olmamas›, önemli bir eksikliktir. Bu konuda lise çal›flmalar›ndaki yoldafllar›m›z›n görev alarak ve uzmanlar›n da yard›m›yla çal›flmalar yapmas› faydal› olacakt›r. SEMT ÇALIfiMALARI Ülke genelinde belli alanlarda yürüttü¤ümüz semt çal›flmalar›n›n esas›n› iflçi ve iflsiz gençli¤i örgütlemek olarak belirlemeliyiz. Sürecin özgünlükleri nedeniyle bugün semt çal›flmalar›ndaki yoldafllar›m›z yetiflkinlerle de ba¤ kuruyorlarsa da esas›m›z›n gençlik çal›flmas› oldu¤u unutulmamal›d›r. ‹flsiz gençlik konusunda hedefimiz sadece vas›fs›z veya teknik iflgücü kapsam›nda iflsiz kalan gençlik olmamal›d›r. Geçmiflten bu yana zaten önemli bir sorun olan ancak son y›llarda daha fazla hissedilen üniversite mezunu iflsizler de örgütlenme hedefimiz içerisinde yer almal›d›r. Özellikle atanma bekleyen ö¤retmen adaylar›n›n niceliksel çoklu¤u ve tepkilerini daha fazla dile getirmeleri mutlaka dikkatimizi çekmelidir. ‹flçi gençlik konusunda semt çal›flmas›ndaki yoldafllar›m›z›n etkin bir plana ihtiyaçlar› bulunmaktad›r. 1. Tamam› zaten iflsiz faaliyetçilerle, 2. Ön etüt çal›flmas› yap›lmadan, 3. Çözüm araçlar› ve mücadele yöntemleri belirlenmeden baflar›l› bir iflçi gençlik çal›flmas› yürütmek mümkün de¤ildir. Özellikle de iflçi gençli¤in örgütsüzlü¤ü, da¤›n›kl›¤› ve kendisi gibi olmayanlara uzakl›¤› bilinen gerçeklerdir. Genel olarak semt çal›flmalar›nda önümüzdeki dönemde seçim gündeminin öne ç›kaca¤› aç›kt›r. Bunun d›fl›nda genel olarak kriz ve zamlar, y›k›mlar, flovenizm konular› da gündemimizde olmal›d›r. Özellikle kriz olgusunun semtlerde daha fazla gündem olaca¤› aç›kt›r. GENÇ KADIN Geçti¤imiz sene örgütümüzün gündemine daha fazla giren kad›n sorununa yönelik baz› çal›flmalar yapm›fl olsak da bunun yeterli oldu¤unu söylemek bir yana devaml›l›¤›n›n sa¤lanmam›fl olmas› da düflündürücüdür. Geçmifl süreç de¤erlendirmesinde de belirtti¤imiz gibi ek olarak ülkenin sosyo-ekonomik yap›s› dolay›s›yla da daha önemli bir yerde duran kad›n sorununa yönelik daha aktif bir çal›flma yürütmek gerekmektedir. Mevcut durum, birçok hareketin kad›n sorununa sadece genel olarak de¤indi¤ini ve salt protestocu bir anlay›flla hareket etti¤ini göstermektedir. Örgütümüz ise protestocu dahi olamamakta, baz› genel yaz› ve haberler d›fl›nda bu konuya adeta sessiz kalmaktad›r. Bu gerçekli¤e ra¤men geçti¤imiz faaliyet döneminde onlarca gündem ve k›s›tl› zaman gerçe¤iyle örgütledi¤imiz Kad›n Buluflmas›n›n olumlu oldu¤unu belirtmifltik. Mutlaka ayr› bir gündem olarak ele al›nmas› gereken kad›n sorunu konusunda alternatiflerimizin neler oldu¤unu belirlemek, çerçevesini y›llar önce çizdi¤imiz yaklafl›m›m›z› geniflletmek ve içeri¤ini doldurmak zorunday›z. Bugün, baz› alanlar›m›zda kurulu olan kad›n komisyonlar› çal›flmalar›n›n yayg›nlaflt›r›lmas› ve ifllevli hale getirilmesi, geçti¤imiz dönem gerçeklefltirdi¤imiz kad›n buluflmalar›n›n süreklilefltirilmesi k›sa vadede hedeflerimiz olmal›d›r. Tüm bunlar›n yan› s›ra Pippa Bacca’n›n öldürülmesi, Hüseyin Üzmez vakas›, daha ak›llar›m›zdan silinmeyen Güldünya ve bu sene de fazlas›yla yaflanan benzeri olaylardan birisinde öldürülen 19 yafl›ndaki Özlem Arslan, Gebze’de kad›n tutsaklara yönelik sald›r› ve gözalt›larda taciz, tecavüz, iflkenceye maruz kalan kad›nlar›n yaflad›klar›na tepki verme konusunda yeterli düzeyde duyarl› olamad›¤›m›z aç›kt›r. Örgütümüzün kad›n sorununa yaklafl›m›n›n daha olumluya gitmesiyle eflgüdümlü olarak, tepki verme reflekslerimizin de artmas› gerekmektedir. Çeflitli kad›n örgütlerinin, di¤er siyasetlerin ve bu örgütlerin yay›nlar›n›n takip edilme- Yeni Demokrat Gençlik si, kad›n sorunu kapsam›nda özgün çal›flmalar›n yap›lmas› hedeflenmelidir. BAHAR SÜREC‹ Emperyalist-kapitalist sistemin mali krizinin damgas›n› vurdu¤u 2008 y›l› bitmek üzere. Gerek iktisatç›lar›n belirlemeleri gerekse de s›n›f mücadelesi tarihinin bilimsel analiz ve deneyimleri mevcut krizin 2009 y›l›nda da artarak devam edece¤ini göstermektedir. Çeflitli zaman ve yerlerde halk›m›z›n kendili¤inden gösterdi¤i tepkilerin son dönemde art›fl gösterdi¤ini düflünerek, 2009 y›l›n›n bu anlamda daha da hareketli geçece¤ini rahatl›kla söyleyebiliriz. Görece uzun bir sessizlik döneminin akabinde özellikle SSGSS yasas›na karfl› emekçilerin kitlesel protestolar düzenledi¤i 2008 bafl›ndan bu yana kendili¤inden hareketlenmede art›fl oldu¤unu vurguluyorduk. Maalesef bu tespitlere ra¤men devrimcilerin bahsi geçen süreçte ve sonras›nda etkisiz kald›¤›n› belirtmek gerekiyor. Kendili¤inden içeri¤iyle karfl›t s›n›flar›n aras›ndaki mücadelenin artaca¤› 2009 y›l›nda haz›rl›kl› olmak (asgari de olsa) ve kitle çal›flmas›na yo¤unlaflarak örgütsüz tepkileri örgütlü güce dönüfltürmek ana görevimiz olmal›d›r. Yerel seçimlerle bafllayan bahar sürecinde bu çerçevede planlar›m›z› haz›rlayarak zorlu ve yo¤un bir sürece girmeliyiz. Kendi eksikliklerimizi giderme kapsam›nda teorik-politik seviyemizi artt›rmak ve beklemecili¤e, kendili¤indencili¤e, rehavete kap›lmadan kitle çal›flmas›na yo¤unlaflmal›y›z. Ülkede devam eden ulusal ve s›n›fsal karakterli savafllara egemenlerin ac›mas›zca yaklaflt›¤›n›, tüm teknik donan›m›n›n yan› s›ra uluslararas› savafl kurallar›n›n d›fl›nda uygulamalara da baflvurdu¤unu biliyoruz. 2009 y›l›nda bu gerçe¤in daha fazla gündem olaca¤›n› tahmin etmek zor de¤ildir. Yine, kitlelerin artan memnuniyetsizli¤ine karfl›n aç›ktan ve saklanmadan artt›r›lan bask›n›n, iflkencenin, katliamlar›n damgas›n› vurdu¤u bu sürecin devam edece¤i de aç›kt›r. Kendi süreklili¤ini sa¤lamak için, bunal›mlar› döneminde rahats›zl›¤›n› ifade eden herkesi düflman› olarak gören sisteme karfl› halk gençli¤inin nefes alabilece¤i, kendisini ifade edebilece¤i ve hakl› mücadelesini verebilece¤i en önemli örgütlerden birisi olan YDG’yi ›srarla adres olarak göstermeliyiz. Bunlar›n yan› s›ra uluslararas› plandaki etkinli¤imizi artt›rmak, 3. Konferans›m›z›n hedefi olmal›d›r. Bilefleni oldu¤umuz ILPS’nin çal›flmalar›na kat›l›m›m›z, haz›rl›¤›m›z ve bu konudaki yetkinli¤imiz oldukça yetersizdir. ILPS bünyesinde çal›flmalar›m›z› organize etmek ve yetkinleflmek için bir Gençlik Komisyonu kurmak, daha önce de tart›flt›¤›m›z bu konuda ad›m atmak, 2009 hedeflerimiz aras›nda olmal›d›r. Tüm önümüzdeki süreç yönelimi kapsam›nda özetle, 19 4. Konferans›m›za Kadar 1. Üniversite çal›flmalar› kapsam›nda, tüm yoldafllar›m›z DKÖ çal›flmalar›na kat›lmal›, çal›flt›klar› örgütleri kitlesellefltirmeli, ö¤renci gençli¤in özlük haklar› mücadelesine, bu örgütler arac›l›¤›yla kat›lmal›d›r. 2. Üniversite çal›flmalar›nda YDG’nin politik hatt›, mesleki ve özlük haklara yönelik sald›r› kapsam›ndaki emperyalist yasalar-Bologna Süreci’ne karfl› örgütlenme gündemidir. 3. Lise çal›flmalar› kapsam›nda, tüm yoldafllar›m›z ilk etapta olabilirlik kapsam›nda öncelik s›ras›na göre kendi liselerinde ve sonras›nda il-ilçe genelinde LÖB kurma, LÖB’leri bu tarzda etkinlefltirme göreviyle karfl› karfl›yad›r. Yerelden merkeze örgütlenme hatt›, çal›flma tarz›m›z aç›s›ndan önemlidir. LÖB gündemini k›sa vadede de¤erlendiremeyece¤imiz alanlarda farkl› flekillerde ve farkl› araçlarla kitleleri örgütlemek, özlük haklar› kapsam›nda harekete geçirmek hedefimizdir. 4. Liselerde ana politik gündemimiz, paral› e¤itim karfl›tl›¤›d›r. Alan sorunlar›, bu genel politika eflli¤inde ifllenmelidir. 5. Lise çal›flmalar› kapsam›nda anda alternatifimizin ne oldu¤u belirlenmeli, bu konuda uzmanlardan ve uzman kurumlardan da yard›m al›nmal›d›r. 6. Semt çal›flmalar› ekseninde iflçi ve iflsiz gençlikle ba¤ kurmak, onlar› tan›mak ve örgütlemek ana gündemimizdir. Yan› s›ra önümüzdeki süreçte yerel seçimler, kriz ve zamlar, kentsel dönüflüm ve y›k›mlar ve flovenizm konular› öne ç›kmaktad›r. 7. Kurulmas›n›n faydal› olaca¤› alanlarda örgütlenme ve geniflleme anlay›fl› ekseninde kad›n komisyonlar›n›n kurulmas› önemlidir. Her YDG biriminin öncelikli görevi, s›kl›kla tespit yapmaktan ziyade örgütlenmektir. Kültür Sanat, Tarih Araflt›rma vb birimler de bu anlay›flla kurulmal›d›r. 8. Konu önceli¤i tart›fl›larak belli konu veya konulara yo¤unlaflm›fl bir biçimde 2. Genç Kad›n Buluflmas› örgütlenmelidir. 9. Uluslararas› planda etkinli¤imizin artmas› ve kardefldost örgütlerin gündemini, çal›flma tarz›n› ö¤renmek, deneyim paylafl›m›n› artt›rmak amac›yla ILPS Gençlik Komisyonu çal›flmalar›na bafllanmal›d›r. 10. Alanlarda-yerellerde YDG çal›flmalar›n› kurumsallaflt›rma görevimiz devam etmelidir. 11. Mali konuda 2. Konferans’ta al›nan kararlar etkin hale getirilmelidir. 12. Yaz çal›flmalar› üretim ve kitle çal›flmas› diyalekti¤i sa¤lanarak geçen seneden daha farkl› gerçeklefltirilmeli ve alan özgünlükleri göz önünde tutularak karar al›nmal›d›r. Yeni Demokrat Gençlik 20 Ö¤renci derne¤i üzerine önerge Ö¤renci dernekleri esas yönelimimizdir Ö¤renci gençli¤e dönük sald›r›lar›n hem e¤itim alan›nda hem de mesleki yaflamda yo¤unlaflarak artt›¤› tespitinden s›kça bahsetmekteyiz. Dönemin öznel koflulu olan ekonomik krizle beraber düflündü¤ümüzde üniversiteli gençli¤i daha yo¤un sald›r›lar›n bekledi¤i ise su götürmez bir gerçekliktir. bir örgütlenmenin alternatifi de¤ildir ve bizim taraf›m›zdan da böyle alg›lanmamal›d›r. Fakat tüm bunlar içerisinde merkezi ve yerel politikalar›m›z dâhilinde esas ve tali ayr›m› yapmak daha sa¤l›kl› bir faaliyet gelifltirmemizin önünü açacakt›r. Ö¤renci örgütlenmeleri aras›nda yukar›da s›ralad›¤›m›z bu örgütlerden ö¤rencilerin akademik demokratik talepleri üzerinden en genifl kesimin ç›karlar›na seslenen örgütlenmeler Ö¤renci Dernekleri ve Genç-Sen’dir. GençSen’in somut durumu ve örgütlenme biçimi göz önüne al›nd›¤›nda bir ö¤renci öz örgütlülü¤ü olmaktan uzak bir flekillenifl içerisinde oldu¤u ortadad›r. Geçmiflten bu yana belirtti¤imiz gibi Ö¤renci Dernekleri mevcut durumda üniversiteli gençli¤in öz niteliörgütü olma misyonunu korumaktad›r. Bu durumla beraber ö¤rencilerin kendili¤inden hareketlenmesinin de artaca¤›n› belirtmek için kahin olmaya ihtiyaç yoktur. Nitekim son dönemde ODTÜ’den Ankara Üniversitesi’ne, Dicle Üniversitesi’nden Gaziantep Üniversitesi’ne, Cumhuriyet Üniversitesi’nden Ege Üniversitesi’ne Örgütün ve ‹nönü Üniversitesi’ne kadar yaflanan birçok yemekhane, yurt ve ¤inin güçlenmeulafl›m boykotlar› yaflanan ve yaflasi ad›na örgütnacak geliflmeleri gözler önüne sersel mekanizmamektedir. Yerellerden merkeze do¤ru örgütlenmesi, en genifl kesimin ç›karlar›n› savunmas›, ba¤›ms›z ve ö¤rencilerin inisiyatifi üzerinden örgütlenmesi itibariyle ö¤renci dernekleri bizler aç›s›ndan öz örgütlülük olarak tan›mlanmaktad›r. Üniversiteler toplumun emekçi lar›n kurulmas› kesimleriyle beraber daha yo¤un bir ve ifllerli¤inin hareketlili¤in yaflanaca¤› günlere geSon dönemde kitle örgütlerinde çal›flbedir. Bu durum yine ülkemizin tüm kaza nd›r›lmas› ma noktas›nda belli bir istikrardan bahsetdi¤er kesimlerinde oldu¤u gibi ünivermek YDG aç›s›ndan mümkünse de bu örsitelerde de kitle örgütlerinin, bunla- önemlidir. gütlerdeki faaliyetimizin öz örgütlülük r›n içinde ise kitlelerin ekonomik deperspektifiyle ele al›nmas› noktas›nda ekmokratik talepleri üzerinden mücadele sikliklerimiz mevcuttur. Üniversitelerde ö¤renci özöryürüten öz örgütlüklerinin önemini artt›racakt›r. gütlülükleri kurmay› hedeflememiz 3. Konferans›m›z›n Bu gerçeklik ›fl›¤›nda bakt›¤›m›zda üniversiteonay›yla bir kez daha netleflmelidir. lerde YDG hangi kitle örgütlerini esasa alan bir Ö¤renci topluluklar›, çeflitli mesleki örgütlenmelerin faaliyet içerisinde olmal›d›r? ö¤renci kollar›, Genç-Sen vb. örgütlenmelerdeki faaliyeBu sorunun cevab›na geçmeden önce ö¤renci örgüttimiz bu örgütleri gereksizlefltirmeden, merkezi bir planlerinin somut durumunu göz önüne almakta fayda olala birlikte ö¤renci derne¤ini kurma perspektifine yönelik cakt›r. ele al›nd›¤›nda üniversiteli ö¤renci gençlik somut kazaÇeflitli mesleki örgütlenmelerin ö¤renci kollar›, ö¤n›mlar elde etmeye daha fazla yak›nlaflacakt›r. renci topluluklar›, Genç-Sen, ö¤renci kulüpleri ve ö¤ren3. Konferans›m›z bu noktadaki anlay›fl aç›kl›¤›m›z›n ci dernekleri üniversite ö¤rencilerinin bir bütün kitle örderinleflmesine dönük olarak bu konferans arac›l›¤›yla gütleridir. Ve YDG flu veya bu oranda bu örgütlere ilgi ö¤renci gençli¤e kendi örgütlerini kurma ça¤r›s›nda bugöstermektedir, göstermelidir. Öte yandan tüm faaliyet lunmal›, YDG’nin bu konudaki somut hedefleri üniversialanlar›m›zda bu örgütler içerisinde merkezi hedefleriteli halk gençli¤iyle birlefltirilmelidir. mize uygun bir flekillenifl içerisine girmek önemli bir ko‹zmir YDG nudur. Bahsi geçen bu örgütlenmelerden hiçbirisi baflka (Oy Çoklu¤u) Yeni Demokrat Gençlik 21 Meslek oda ve sendikalar›n gençlik birimleri üzerine önerge 2. Konferans›m›zda her YDG’linin en az bir DKÖ’de faaliyet yürütmesini genel bir yönelim olarak belirlemifltik. Bunu biraz daha özellefltirerek mesleki örgütlere ve sendikalar›n gençlik birimlerine de¤inmek önümüzdeki süreç aç›s›ndan yararl› olacakt›r. ‹ki y›ld›r üzerinde yo¤unluklu durdu¤umuz emperyalist yasalar zinciri olan Bologna Süreci kapsam›nda özellikle mesleki haklar›m›z gasp edilmeye çal›fl›lmaktad›r. Ücretli ve sözleflmeli ö¤retmenlik, mesleki yeterlilik, yetkin mühendislik, ücretli avukatl›k, aile hekimli¤i gibi uygulamalarla gençler geleceksizlefltirilmeye çal›fl›lmaktad›r. Sistemin bu sald›r›lar›na karfl› mücadele edebilece¤imiz en do¤ru yerler de mesleki örgütlülükler ve sendikalar›n gençlik birimleri olarak karfl›m›zda durmaktad›r. Bizimle ayn› sorunlar› yaflayan farkl› okullardan farkl› s›n›flardan ö¤rencilerle birlikte mücadele etmek veya kolektif ifller yapmak da bu tarz örgütlerin bize sunaca¤› katk›lardan olacakt›r. Ancak bu örgütlenmelerdeki YDG’liler sadece kendi alanlar›ndaki mücadeleleri yeterli görmemeli ve gençli¤e yönelik bu kapsaml› sald›r›lara karfl› ayn› kapsamda mücadele yürütülmelidir. Bu noktada arkadafllar›- m›z›n di¤er üniversite ve mesleklerdeki gençlerin sorunlar›na da duyarl› yaklaflmas› önemli bir yerde durmaktad›r. Ayr›ca bu örgütler bize ileride çal›flaca¤›m›z meslekten insanlarla bir araya gelme flans› sunarak faaliyet içerisinde ufkumuzu geniflletmemize yard›mc› olmakta ve mesle¤e ad›m atmadan belli fleyleri görmemizi de sa¤lamaktad›r. En önemlisi de mesleki örgütler ve sendikalar genifl bir kitleye hitap etmekte ve bu sayede bizler için daha yo¤un bir kitle faaliyeti yürütebilece¤imiz yerler de olmaktad›rlar. Ancak tüm bunlar›n yan› s›ra bu örgütlenmelerdeki oturmufl bürokratik yap›n›n da karfl›m›za bir sorun olarak ç›kabilece¤i unutulmamal› ve sadece d›fla dönük de¤il zaman zaman içe dönük de mücadele etmemiz gerekebilece¤inin fark›nda olunmal› ve bu örgütlülüklere emek vermekten kaç›n›lmamal›d›r. Tüm bu sebepler göz önüne al›n›p de¤erlendirildi¤inde; mesleki örgütlerde ve sendikalar›n gençlik kollar›nda faaliyet yürütmek YDG’lilerin genel bir yönelimi olmal›d›r. ‹stanbul YDG (Oy Birli¤i) Genç-Sen önergesi Yaklafl›k bir y›ld›r içerisinde faaliyet yürüttü¤ümüz Genç-Sen’e dair birçok deneyimimiz oldu. Halk gençli¤inin örgütsüz oldu¤u bir dönemde, öz örgütler yaratman›n, DKÖ’lerde faaliyet yürütmenin öneminin bilincindeyiz. Genç-Sen ise kimi yerellerde mütevaz› de olsa önemli ad›mlar atm›fl, kimi yerellerde ise kendisini k›s›r tart›flmalardan koparamam›fl, nitelikli bir çal›flma yürütememifltir. K›s›r tart›flmalar›n yaflanmas›n›n temel nedenleri bu yerellerin neredeyse siyasetler platformuymufl gibi çal›flmas› ve bu siyasi gençlik örgütlenmelerinin DKÖ anlay›fllar›ndaki farkl›l›k ve bu eksende yaflanan çat›flmalard›r. Bu farkl›l›klardan kaynakl› birçok yerelde çal›flmalar›n önü t›kanm›fl, pratik ad›na neredeyse en ufak bir ad›m at›lmam›fl, alana dair politikalar tart›fl›lamaz duruma gelmifltir. Baflta da ifade etti¤imiz gibi kimi alanlarda belirli ileri ad›mlar at›labilmifltir. Elbette biz YDG’liler olarak böylesi alanlarda Genç-Sen faaliyeti yürütmeliyiz. Çal›flmalar›n önü aç›k ya da aç›labilecek, alana dair politikalar› tart›flabildi¤imiz ve ifllerli halde olan veya olabilecek alanlardaki lise ve üniversitelerde Genç-Sen faaliyeti yürütmemiz oldukça önemli bir yerde durmaktad›r. Ancak politik tart›flmalardan uzak, toplant› yapmaktan baflka bir ifllevi olmayan, k›s›r tart›flmalara bo¤ulup kalan alanlarda, farkl› DKÖ’lerin çal›flmalar› daha ileri ve daha etkinse, çal›flmalar›n›n önü aç›ksa veya ö¤renci derne¤i kurma zeminimiz varsa böylesi alanlarda bizi geriletecek olan Genç-Sen faaliyetinde ›srarl› olmam›z ve esas›m›z› buraya almam›z anlaml› olmayacakt›r. Genç-Sen faaliyetlerine önem vermeli, geliflimini takip etmeliyiz ancak yerel birimlerin özgünlü¤üne ve kendi gerçekli¤imize uygun olarak Genç-Sen’in her bir alandaki yerini belirlemeliyiz. ‹stanbul’dan Bir YDG’li (Oy Çoklu¤u) Yeni Demokrat Gençlik 22 YDG lise politikas› önerge 1 Egemenlerin tüm örtbas etme çabalar›na ra¤men bugün daha fazla gözler önüne serilen, ekonomik krizle birlikte halk›n kendili¤inden tepkiselli¤inin artt›¤› ve daha da artaca¤›d›r. Bu kendili¤inden tepkileri kitlelerin örgütlü gücüne dönüfltürme; anda geliflen ekonomikdemokratik hak alma aray›fllar›n› sürekli siyasi mücadeleye çekmek gibi önemli ve zor bir görev önümüzde durmaktad›r. Halk›n hemen her kesimi aç›s›ndan aç›k bir flekilde gözler önünde olan bu durum siyasi yaflam›n en dinamik ve bu yüzden sistem için en korkulur yerde duran gençlik kitleleri için de apaç›k geçerlidir. E¤itimin daha fazla paral›laflt›¤›, iflsizli¤in 盤 gibi büyüdü¤ü, anti-demokratik, faflist uygulamalar›n daha fazla yo¤unlaflt›¤› günler yaflamam›z tesadüf olmad›¤› gibi gittikçe gelece¤i ellerinden al›nan gençli¤in politikaya daha duyarl› hale gelmesi, sokaklara ç›k›p hakk›n› aramaya çal›flmas› da tesadüf de¤ildir. Dikkat çekici bir durum olarak sokaklara dökülen, devrimci mücadeleye daha çok yaklaflan ö¤renci kitleleri içinde son dönemde büyük oranda lise ö¤rencilerinin yo¤unlu¤u görül- mektedir. Nitelik olarak tüm devrimci gençlik hareketine yay›lm›fl bulunan s›k›nt›lar liseli gençlik için geçerli olsa da 1 May›slarda, Ankara’da gerçeklefltirilen 6 May›s anmas›nda ve baflka birçok eylemlilikte liseliler kitleselli¤i ile göze çarpm›flt›r. Sisteme karfl› yürüttü¤ümüz mücadelemizde her zaman önemli bir yer tutan liseli gençli¤in önümüzdeki yak›n süreçte öneminin artaca¤› aç›kt›r. Yeni Demokrat Gençlik olarak bizlerin de daha ciddiyetle ele al›nan, daha merkezi ve daha sistemli bir liseli gençlik politikas›na ihtiyac›m›z vard›r. Bu çerçevede liseli gençli¤in sorunlar›n› son dönemde emperyalizmin artan sald›r›lar›n› da göz önünde bulundurarak belki de bir kez daha tahlil etmek bir gerekliliktir. S›nav Sistemi Liseli gençli¤in hepimizin bildi¤i gibi önünde duran en önemli, en yak›c› sorun eleme s›nav› veya s›navlar›d›r. Her kesimden her insan bu s›nav sisteminden flikâyet etmekte, her gelen veya gelecek olan hükümet bu sistemi de¤ifltirece¤ini iddia etmektedir. fiafl›rt›c› olmayan bir durum olarak yap›lan de¤ifliklikler biçimsel de¤iflikliklerin ötesinde de¤ildir. Hatta söz konusu de¤iflikliklerle gittikçe karmafl›klaflan, gittikçe daha fazla cebimizden para soyan s›nav sistemleri karfl›m›za ç›kmaktad›r. En son yap›lan de¤ifliklikle güya daha “nitelikli” ö¤rencilerin üniversiteye girmesi ve okul derslerine ilginin daha fazla artt›r›lmas› için s›nava bilgi sorular› daha fazla dâhil edilmifl, katsay›lar de¤iflmifl, müfredat geniflletilmifltir. Ancak bu yöntem tabiî ki de ö¤rencilere daha büyük bir stres, daha büyük bir karmafla getirmekten baflka bir ifle yaramam›flt›r. Ortaya ç›kan tabloda ö¤rencinin daha fazla ezberlemekten baflka bir durumu kalmam›flt›r. Liseler- Yeni Demokrat Gençlik de ö¤renci yine bir fley ö¤renemedi¤i için dershanelere ilginin yo¤un olmas› gereklili¤i de yeni sistemle ortadan kalkmam›flt›r. Son olarak MEB’in 2009 Bütçesi’nde belirtti¤i daha önce de tart›flma konusu olan çok aflamal› s›nav sistemi gündeme gelmifltir. Bu sistemin de bize bir getirisinin olmayaca¤› dahas› götürece¤i aç›kt›r. Lise hayat›m›z›n son y›l›nda yo¤unlaflan stres art›k her y›l yo¤un bir biçimde yaflanacakt›r. Yine lise y›llar›n›n genelde sonlar›nda dershaneye giden ö¤renci daha uzun zaman para ak›tacakt›r. Zaten gelir da¤›l›m›n›n bu kadar adaletsiz oldu¤u ülkemizde adaletli bir üniversiteye girifl mekanizmas›n›n oluflturulamayaca¤› gerçe¤i karfl›m›zdad›r. Eflit flartlarda olmayanlara eflit bir s›nav sistemi uyguland›¤› sürece sonuç yine ayn›d›r. Sistem bu eflitsiz durumdan flikâyetçi de¤il bizzat durumun yürütücüsüdür. Çarp›k s›nav sistemi hem gençli¤i apolitize etmenin, sosyal meselelere duyars›zlaflt›rman›n hem de büyük parasal rantlar elde etmenin bir arac›d›r. Uzun y›llar aileler dershanelere tonlarca para ak›tmakta ya da iflsizli¤in, yoksullu¤un bu kadar artt›¤›, b›rak›n dershane paras›n›, ekmek paras›n›n bile bulamad›¤› Türkiye’de dershanelere gidemeyen, özel ders alamayan ö¤rencilere üniversite kap›lar› daha bafl›ndan kapanmaktad›r. Sadece s›nava girmek için bile birçok emekçi aile büyük denecek paralar ödemek zorunda kalmakta, sistem için tam bir parasal getirim alan› olan liseli gençlik psikolojik travmalar alt›nda da ezilmektedir. Gelecek kayg›s› ile en güzel zamanlar› heba edilmektedir. En yak›n arkadafl› ile aras›na rekabet duvar› örmek zorunda b›rak›lan gencin kimi zaman aile iliflkileri bile bozulmaktad›r. Liselerde E¤itim Sistemi Gelir da¤›l›m›n›n bu kadar adaletsiz oldu¤u ülkemizde adaletli bir üniversiteye girifl mekanizmas›n›n oluflturulamayaca¤› gerçe¤i gibi liselerde mevcut olan müfredat ve e¤itim teknikleri ile de do¤ru bir sistem oturtulamayaca¤› da bir gerçekliktir. E¤itim sistemi, içinde bulundu¤u düzenin çok önemli bir parças› olarak; mevcut sosyo-ekonomik yap›dan, hâkim ideolojiden ba¤›ms›z olamaz; hatta bizzat hakim ideolojisinin propagandas›n› yapabilece¤i en ifllevsel araçt›r. Bu anlamda liseler de ülkemiz egemenlerinin gerici-faflist anlay›fllar›n› dayatt›klar›, sisteme kendi anlay›fllar›na uygun; bireyci, 23 rekabetçi kalifiye eleman yetifltirdikleri yerlerdir. Liselerde ö¤renciler hiçbir fley ö¤renememekte, tam tersine ö¤rencinin yorum yapma, fikir yürütme, ö¤rendiklerini prati¤e aktarma, üretme yetenekleri köreltilmektedir. Çünkü e¤itimsizlik, cehalet ve amaçs›zl›k sistemin hedefi, üretimsizlik ve karmafla sistemin varl›k zeminidir. Sorgulayan ö¤renci, düflünen ö¤renci zararl›d›r, ö¤renci dedi¤in ne verirsen sorgusuz sualsiz kabullenmelidir. Resmi tarih anlay›fl› bugün müfredatlar›m›z›n iliklerine kadar ifllemifltir. Tamamen Kemalist-faflist ideolojiyle donanm›fl ders kitaplar›m›zda hurafeler arac›l›¤› ile gericilikten baflka bir fley propaganda edilmemektedir. Zorunlu din dersleri ile devlet tek din tek mezhep politikas›n› dayatmakta, di¤er inançlar/inançs›zl›klar ve mezhepler her zamanki gibi inkâr edilmektedir. Faflist-flovenist anlay›fl›n hedef tahtas›nda en önde gelen yerini koruyan Kürt ulusuna mensup ö¤renciler inkâr ve asimilasyon politikas›ndan okullar›nda da kendilerine düflen pay› almakta, kendilerini en iyi ifade edebilecekleri dil olan anadillerinde e¤itim görmekten mahrum b›rak›lmaktad›rlar. Liselerde uygulanan bu sayd›¤›m›z ve daha sayaca¤›m›z ekonomik, demokratik sald›r›lara karfl› duran ö¤rencilerin kafas›ndan ise balyoz eksik olmamaktad›r. Boyun e¤miyorsan yok olacaks›n diyen sistem liselerde disiplin soruflturmalar›yla ve faflist-gerici idarecilerle tüm muhalif unsurlar› sindirmek istemektedir. Anti-demokratik uygulamalar Lise ö¤rencilerini sindirme çal›flmalar›n›n bir parças› olarak en baflta gelen uygulama ö¤rencilerin söz-yetki-karar-örgütlenme özgürlü¤ünün yok say›lmas›d›r. Liseliler kendilerini do¤rudan ilgilendiren kararlar da bile söz sahibi de¤ildir. Baflkalar› onlar ad›na karar vermekte ve uygulamaktad›r. Kendilerine karfl› uygulanan bu politikalara karfl› ç›kan, örgütlenme çabas› içinde olan ö¤rencilere karfl› ise hemen örgütlenme yasa¤› devreye girmekte, disiplin soruflturmalar› ile ö¤renci y›ld›r›lmak istenmektedir. Arama terörü ile ö¤rencilerin yaflamlar›na do¤rudan müdahale edilmekte, çantas›nda b›rak›n da¤›tmay›, siyasi yay›nlar sadece bulundu¤u için bile ö¤rencilere cezalar verilmektedir. Oysa ço¤u lisede her zamanki gibi egemen olmaya çal›flan sivil faflist unsurlar›n ise örgütlenmesine b›rak›n engel olmay› bizzat idareciler bu unsurlarla birlikte hareket etmektedir. Yeni Demokrat Gençlik 24 Liselerde temsilcilikleri taraf›ndan bu durulamam›fl, güya ö¤rencinin sözcüsü olan ö¤renci oluflturulmufltur. Ço¤u zaman idareciler temsilcilikler yok say›lmaktad›r. Alt› dolamac› belirsiz bir kurum olan temsilcilik- lere genelde idarecilerin kuklas› olan temsilciler gelmektedir. Temsilciler temsil ettiklerinin haklar›n› aramaktan ziyade birkaç flenlik düzenlemekten öteye gidememektedir. Gerek anti-demokratik uygulamalardan gerek gerici e¤itim anlay›fl›ndan liseli kad›n da nasibini almaktad›r. Her alanda oldu¤u gibi liselerde de kad›n bir meta olarak görülmekte, haklar› iki kat ipotek alt›na al›nmaktad›r. Korunmaya muhtaç bir varl›k olarak görülen liseli kad›n bir yandan tacizlere maruz b›rak›l›rken bir yandan baba, a¤abey, ö¤retmen, idareci bask›s› görmektedir. Bugün liseli kad›nlar›n porno filmlere malzeme oldu¤u gerçe¤i karfl›m›zda dururken, bir yandan bir erkekle yan yana görüldü¤ü için bile liseli kad›nlar hakaretlere, bask›lara, fliddete maruz kalmaktad›r. Yoz kültür ve liselerdeki hâkimiyeti Özellikle 12 Eylül sonras› gençlik üzerinde daha fazla hakim k›l›nabilen yoz kültür bugün belki de en çok liselerde hakimiyetini ilan etmifl durumdad›r. Hayat›n›n belki de en hassas döneminde olan, kiflili¤i yeni yeni oturan lise ö¤rencisi medyan›n da çok büyük etkisiyle büyük bir abluka ile sar›lm›flt›r. Dinledi¤i müzikten, arkadafl iliflkilerine, giyimine kadar tüm flekillenifli sistem taraf›ndan gerçeklefltirilen liseli gençlik yanl›fl özgürlük aray›fllar› içindedir. Bizzat devlet eliyle yayg›nlaflt›r›lan uyuflturucu kullan›m›, afl›r› alkol tüketimi, çeteleflme, fuhufl, art›fl gösteren fliddet bugün gençlik taraf›ndan özgürlük olarak alg›lanmaktad›r; oysa sisteme esaretten baflka bir fley de¤ildir. Derinleflen krizle birlikte son y›llarda uyuflturucu kullan›m›n›n ilkokul s›ralar›na kadar düflmesi, yayg›nlaflmas›, liselerde fuhuflun daha çok özendirilmesi tesadüf de¤ildir. Uyuflturucu kullan›m›n›n ve çeteleflmenin bugün devlet eliyle daha çok emekçi mahallelere sokulmas› ise hiç tesadüf de¤ildir. Sistem kendi korkular› büyüdükçe karfl›s›na ç›kabilecek unsurlar› çeflitli araçlarla bast›rmak istemektedir. Karfl›s›nda dinamik, cüretli, bilinçli bir halk gençli¤i görmek istemeyenler gençli¤i büyük bir umutsuzluk, amaçs›zl›k ve bireycileflme çukuruna atmaktad›r. Liseli gençli¤in kültürel flekillenifli tamamen hakim ideolojiye, emperyalist sömürü sisteminin ihtiyaçlar›na göre flekillenmektedir. Ortaö¤retimde Piyasalaflma Emperyalistlerin ihtiyaçlar› ve politikalar› çerçevesinde, ülkemizde son dönemde e¤itimin daha paral› hale getirilmesi politikas›n›n uyguland›¤›n› ve bunun AB’ye uyum süreci ad› alt›nda yap›ld›¤›n› biliyoruz. “Ne kadar paran varsa o kadar e¤itim” anlay›fl›n›n hakim k›l›nmaya, e¤itimin bir hak olmaktan ç›kart›l›p bir pazar malzemesi haline getirilmeye çal›fl›ld›¤› bu süreçten liseler de nasibini almaktad›r. ‹lkokul s›ralar›ndan meslek hayat›m›za kadar bizi soyma üzerine kurulu düzen her y›l kay›t paras›, spor paras›, karne paras› ad› alt›nda bizlerden haraç kesmektedir. Üstelik bir y›l daha haraç kesmek için ortaö¤retim süresi 4 y›la ç›kar›lm›flt›r. Mevcut e¤itim sistemi ile “ne kadar çok y›l okursan o kadar ö¤renirsin” anlay›fl›ndan ziyade “ne kadar çok y›l okursan o kadar soyulursun” anlay›fl› bir gerçekliktir. AKP hükümeti ücretsiz ders kitab› uygulamas› bafllatmas›yla emekçi halk›m›z›n gözünü boyamaya çal›fl›rken bir yandan da ayn› hükümet döneminde neo-libe- Yeni Demokrat Gençlik ral politikalar›n bir parças› olarak özel liselerin e¤itim hayat›ndaki pay› çok büyük oranlarda artm›flt›r. Özel okullar›n pay› artt›kça devlet okullar›n›n kalitesinin yükselece¤i hikayesi söylene dursun; devlet okullar›nda kalite gittikçe düflmekte yani düflürülmekte ve özel okullar özendirilmektedir. En son yay›nlanan MEB 2009 bütçesinde bu daha net görülmektedir. Buna göre dershanelerin özel okula dönüfltürülmesi planlanmaktad›r. Yani hayat›m›z› gittikçe daha fazla özel okul saracakt›r ve paras› olamayana lise kap›lar› da kapanacakt›r. Lise kap›s›ndan girmifl ö¤renciye lisede olmazsa üniversitede, orada olmazsa ifl hayat›nda emperyalist yasalar kendini dayatacakt›r. Bugün meclisten bir bir geçirilen mesleki dönüflüm yasalar›, YÖK’ün üniversiteleri paral› hale getirme planlar›, GSS ile uygulanan sosyal y›k›mlar lise ö¤rencisini çok yak›ndan ilgilendirmektedir. Bu ekonomik sald›r›lar bütün bir gençli¤in gelece¤ini ellerinden alman›n toplam›d›r. Ortaö¤retimdeki piyasalaflma kapsam›nda meslek liselerinin daha farkl› bir durumu göze çarpmaktad›r. Meslek lisesi ö¤rencileri genel ekonomik sald›r›lar›n yan›nda bir de staj sömürüsü ile karfl› karfl›yad›r. Bu liselerde okuyan ö¤rencilerin eme¤i komprador burjuvazinin k›sa ve orta vadeli ihtiyaçlar› do¤rultusunda peflkefl çekilmektedir. Staj dedikleri sömürü arac› ile ö¤renci bir alanda üretim yapmakta, patronu kendisine not vermektedir. Ö¤renciler not bask›s› ile adeta patronlara köle edilmektedir. Elinde büyük kozlar bulunan patron ö¤rencinin mesle¤ini ö¤renmesi kayg›s›ndan çok uzakt›r ve mesle¤i d›fl›nda bir sürü ifl yapt›rmaktad›r. Üstelik çal›flma ücretleri çok düflüktür ve staj süresince ö¤rencinin hiçbir sosyal güvencesi de yoktur. Ne Yapmal›? Liselilerin bugün gelinen noktada, bu derece artm›fl sald›rganl›k karfl›s›nda sorunlar›n›n esas çözüm anahtar›n›n örgütlenmede oldu¤u aç›kt›r. Zaten liselilerin son dönemde yaflanan ç›k›fl› sadece eylemliliklerde alanlarda olmakla kalmamakta birçok ö¤renci örgütlenme aray›fl› ile devrimci mücadeleye kat›lmak istemektedir. Bir taraftan liselilerin büyük bir k›sm› ise 12 Eylül AFC’sinin ürünü bir gençlik olarak korkmakta, kayg›lar duymakta, üniversitede örgütlenece¤inden bahsetmektedir. Burada YDG olarak bizim yapmam›z gereken as›l fley liseliler için alternatif olabilme özelli¤imizi ortaya koyabilmemizdir. Yukar›da da bahsetti¤imiz gibi daha 25 ciddiyetle ele al›nm›fl, daha merkezi bir liseli gençlik politikas› bir ihtiyaç olarak kendini dayatm›flt›r. Liseli kesim arkadafl çevresi ile daha s›k› iliflki içindedir ve hatta ço¤u ile ayn› semti paylaflmaktad›r. Bu, liselinin kendini ve baflkalar›n› örgütleyici olmas› için avantajl› bir durumdur. Liselilerin yafl› küçüktür; bu durum liselilerin örgütlenme sürecinin bafl›nda biraz s›k›nt›lar yarat›rken do¤ru politikalarla avantaja çevrilebilir. Liseli gencin ayaklar› daha az yere basar, somut koflullar›n somut tahlilini yapmada zorluk çeker, duygusal bakmaya meyillidir. Ancak yeni flekillenen bir bünye olarak do¤ru müdahaleler ve örgütlenme tarz› ile mücadelenin en ön saftaki savunucusu olabilir. Aileye daha ba¤›ml› olma, üniversite ortam›na göre örgütlenmeye yönelik sald›r›lar›n yo¤unlu¤u liselerde örgütlü olman›n dezavantajlar› olarak karfl›m›za ç›kmaktad›r. Liselilerin kendi özgüllükleri ve liselerdeki olanaklar ve olanaks›zl›klar da göz önünde bulundurularak hem genelde hem de yerellerde liseli gençli¤e gitmenin en do¤ru araçlar› bulunmal› ve sürekli gelifltirilmelidir. Y›llard›r YDG olarak da savundu¤umuz gibi liseli gençli¤in sorunlar›n›n çözüm mekanizmas› olma anlam›nda LÖB’leri kurma ve ifllevsel hale getirme önemli bir görev olarak önümüzde durmaktad›r. Bilindi¤i gibi “devrim kitlelerin eseri olacakt›r” ve bu yüzden Yeni Demokrat Gençlik demokratik mevziler, kitle inisiyatifinin a盤a ç›kart›labilece¤i özörgütlülükler oluflturmay› veya mevcut olanlar›n› antifaflist anti-feodal, anti-emperyalist bir hatta çekmeyi hedefler. LÖB’ler de yine bildi¤imiz gibi lise ö¤rencilerinin sorunlar› etraf›nda bir araya gelerek birlikte düflündükleri, sorgulamaya yöneldikleri, ürettikleri ö¤renci özörgütlülü¤üdür. Lise ö¤rencisi bu DKÖ’ler arac›l›¤› ile kolektif hak arama bilincini edinmelidir. LÖB’ler iflleyifl olarak da DKÖ’lerin genel iflleyifline tabidir: yani demokratik taraf› a¤›r basmakla birlikte demokratik merkeziyetçilik iflleyifle hakim olmal›d›r. Dar grup ç›karlar›n›n her DKÖ’de oldu¤u gibi LÖB’lerde de devreye girmesi bizler için flafl›rt›c› olmayacakt›r. Hatta di¤er gençlik örgütlerinde son dönemde bolca rastlad›¤›m›z bu furyaya bizim de kendimizi kapt›rabilece¤imiz olas›l›¤› da önümüzde durmaktad›r. Ancak biz YDG’liler bu konuda en do¤ru anlay›fl olarak LÖB’lere ne YDG’nin ne de baflka bir gençlik 26 Yeni Demokrat Gençlik örgütünün yeriymifl mant›¤›yla, ya da LÖB’leri bir siyasetler platformu olarak görme anlay›fl› ile hareket etmemeliyiz. LÖB’lerdeki en önde gelen amac›m›z›n LÖB’leri kitlenin sorunlar›n› çözebilecek yerler haline getirmek, kitle inisiyatifini a盤a ç›karmak, kitlelerden ö¤renmek, kitlelerle hareket etmek oldu¤unu gözden kaç›rmamam›z gerekmektedir. LÖB’ler içinde faaliyet yürütülüyorsa en baflta lise ö¤rencisi yani kitlenin bir parças› olma kimli¤imizle ve bak›fl aç›m›zla orada bulunmal›y›z. Bizim gerçek alternatif oluflumuzu anlatmam›zda DKÖ’lerde do¤ru bir çizgi izlememizin de etkisinin çok büyük olaca¤› aç›kt›r. LÖB’lerin kuruluflundan iflleyifline bizler demokratik mekanizmay› iflletmenin kayg›s›yla hareket etmeli, karar sürecinden pratik faaliyete kadar tüm kitleyi sürece katmak için u¤rafl vermeliyiz. En baflta yeni bir LÖB kurma görevi ve koflulu önümüzde duruyorsa en baflta gözetmemiz gereken nokta yerellerde LÖB’leri kurmak olmal›d›r. Meselenin ta bafl›ndan bir lise ö¤rencisi olarak yaflad›¤›m›z sorunlardan rahats›z olan ö¤rencilerle meseleyi tart›flmak büyük önem tafl›makta, daha bafl›nda do¤ru bir anlay›flla hareket etmemize yol açmaktad›r. Liselerde yürütece¤imiz çal›flmalar sadece LÖB’ler içinde faaliyet yürütmekle s›n›rl› de¤ildir elbette. YDG faaliyetçisi olarak da liselerde koflullar do¤rultusunda ve do¤ru araçlarla faaliyet yürütmemiz gerekmektedir. Bunun için de en önce yapmam›z gereken içinde faaliyet yürüttü¤ümüz liselerde durum de¤erlendirmesi yapmak, o okuldaki kitlenin durumunu, en yak›c› sorunlar›n›, ö¤retmenlerin görüfllerini, sendikal mücadele içinde olanlar›n› tespit etmektir. Bu koflullar› tahlil ettikten sonra faaliyetimizin en do¤ru araçlar›n› kavramak mümkün olacakt›r. Bu araçlar› belirledikten sonra hem lise yerelinde yaflanan sorunlar› gündemlefltirmek hem de YDG’nin genel politikalar›n› yerele indirmek amac›m›z olmal›d›r. Liseli gençli¤in önünde duran sorunlar›n› sürekli teflhir etmek gibi bir durum zaten önümüzde mevcuttur. Bunun için en baflta duran arac›m›z da yay›n da¤›t›m›, YDG lise toplant›lar› almak vb araçlard›r. Koflul varsa olabildi¤ince ö¤renci temsilciliklerine girmek ve bu kurumlar› olmas› gereken gerçek ifllevlerine kavuflturmak da gündeme al›nabilir bir konudur. Ancak bunlar yeterli olmamaktad›r. Kitlenin hem genelde hem de alanda karfl›laflt›¤› en yak›c› sorunlar do¤rultusunda küçük çapl›, daha yerele özgü kampanyalar örgütlenmeli, bunun yan›nda genelde tüm liseli gençlik hatta ö¤renci gençli¤in gündemine girebilecek kampanyalar›n her alandaki lise aya¤› iyi örülmelidir. Bu y›l ÖSS her y›l oldu¤u gibi medyan›n ve devletin de etkisiyle çok da tart›flmal› olarak liseli, dershaneli gençli¤in gündemine girecektir. Bizlerin gelece¤i hakk›nda egemenler yine bizlerden ba¤›ms›z tart›flmalar yürüteceklerdir. Bu anlamda May›s-Haziran aylar›nda egemenlerin de¤il liselilerin gelece¤inin ellerinden al›n›fl›n› tart›flmas› önemlidir. ÖSS sürecinde geçen y›l oldu¤u gibi bu y›lda ciddiyetle ele al›nan tart›flmalar ve YDG’nin de içinde bulundu¤u eylemlilik süreçleri yaflanacakt›r. Ancak bu süreç daha yayg›n araçlar›n kullan›ld›¤›, gidilebilecek en genifl kesime s›nav sisteminin teflhir edildi¤i bir süreç olarak da ele al›nabilir. Hem bu sürece daha ayr›nt›l› flekil vermek hem de daha ortaklaflm›fl, daha sistemli bir lise faaliyetini, liselerde örgütlenme sorununu tart›flmak, önümüze somut hedefler koymak için a¤›rl›kl› olarak liseliler olmak üzere tüm alanlar› bir araya getirmek gerekti¤ini düflünüyoruz. Bu yüzden Ankara’da bahar döneminde 1 günlük merkezi bir YDG liseli buluflmas› gerçeklefltirmeyi öneriyoruz. Ankara YDG (Oy Çoklu¤u) Yeni Demokrat Gençlik 27 Lise çal›flmalar› üzerine önerge deneyim yoktur demek haks›zl›k olur. Var olanlar yeterli de¤ildir ve de b›rak›lan noktadan itibaren gelifltirilmesi gereklidir. Daha genel düflünürsek her çal›flman›n deneyimi kendi somut flartlar›yla bire bir alakal›d›r. Ama önceki deneyimleri edindi¤imiz flartlar›n büyük bir k›sm› de¤iflmifltir, bunlardan hiçbir yarar gelmez diye düflünülmemelidir. Gençlik içerisinde faaliyet yürütürken gençlik örgütümüzün anti-faflist, anti-emperyalist ve anti-feodal bir yap›ya sahip oldu¤unu belirtiriz. Gençli¤in yozlaflt›¤›, olaylar› sorgulamad›¤› gibi birçok tan›m s›ralar›z. Ama unutulmamal› ki bizler de bu tan›mlar› yap›lan gençlik kitlesinin bir parças›y›z ve bütün bu özelliklerle YDG saflar›na kat›l›yoruz. Yani YDG’li olan birisi bütün bu özelliklerinden s›yr›lm›yor. Durum böyle olunca bizler de bütün bu eksikliklerimizi çal›flmalar›m›z›n ve faaliyetimizin içerisine istemeden tafl›yoruz. Okumuyoruz, araflt›rm›yoruz, sorgulam›yoruz, tart›flm›yoruz, yarat›c› olam›yoruz vb… Gençli¤e giderken kulland›¤›m›z söylemlere flöyle bir bakal›m, yoksa biz olmayan, yaflanmayan hayal ürünü olaylardan bahsedip örgütlenmelerini mi istiyoruz? Acaba böylesi sorunlar yok da biz mi abart›yoruz? Ya da hobi olarak m› u¤rafl›yoruz? Gençlik üzerine yazd›¤›m›z makalelerde belirledi¤imiz baz› tespitlerimiz vard›r. “Gençlik hareketlidir, çabuk toplan›r, çabuk da¤›l›r, dinamiktir, sorgulamayan araflt›rmayan bir ço¤unluk var” vb belirlemeleri kullan›r›z. Ancak bu belirlemeleri ifade ederken kendimizi ve çal›flmalar›m›z› bu belirlemelerin içerisinde pek hissetmeyiz. Yani bizler de bir çal›flmay› yaparken, bu çal›flman›n materyallerini olufltururken edindi¤imiz bilgileri yarat›c› ve sorgular tarzda uygulamay›z ve hatta yapt›¤›m›z çal›flmalar›n iyi ve kötü sonuçlar›n› gelecekte deneyim aç›s›ndan kullan›lmas› için aktarma yolunu seçmeyiz. Oysaki çabuk geliflebilen ve içerisindeki bireyler çabuk de¤iflebilecekken gençlik çal›flmas›n›n her yeni gelen bireylerle ayn› sorunlar› ve çözümleri yaflayarak m› ö¤renmesi gerekir? Ya da bütün bu sorunlar› çözmüflken bunlar› neden aktarmay›z? Tabii bütün bunlar› yazarken bize geçmiflten hiçbir fley b›rak›lmam›flt›r ya da yararlanabilece¤imiz hiçbir Gençlik geleceksizdir diyoruz. Asl›nda pek tabii gençlik bir gelece¤e sahiptir ama nas›l bir gelecek oldu¤u-olaca¤› bizler taraf›ndan bilinen bir gerçektir. Ülkemizde bir ö¤rencinin okula bafllad›¤› andan itibaren karfl›laflt›¤› sorunlardan, e¤itim sisteminin karakterinden vb. konulardan bahsetmeyece¤iz. Ortaya koydu¤umuz sorunlar› ve bu sorunlara yaklafl›m tarz›m›z›, ele al›fl tarz›m›z›, eksikliklerimizi, yanl›fl düflüncelerimizi tart›flmaya çal›flaca¤›z. Bu konudan fazla uzaklaflmadan “geleceksizlik” söylemimiz üzerine biraz de¤inelim. Özü itibariyle biz gençlik geleceksizdir derken; gençli¤in kendi gelece¤i hakk›nda söz söyleme, karar alma, kendi gelece¤ini yaratma çabas›ndaki eksikli¤i ve sistemin sald›r›lar›na karfl› yan›t olamamas›ndan bahsediyoruz. Bunlar›n böyle oldu¤u su götürmez bir gerçek. Ama sorun bizim gençlik içerisinde “geleceksizlik” muhtevas›n› ifllerken izledi¤imiz yöntemde. Gençli¤e giderken kullan›lan geleceksizlik materyali biraz soyut 28 kalmaktad›r. Yani hedef kitlemize flöyle bir göz att›¤›m›zda, birilerinin gelip sizin gelece¤iniz yok denildi¤i anda harekete geçip kendi gelece¤ini yaratacak kadar bilinçli, sorumlu bir kitle mi gözlemliyoruz? Bunun böyle olmad›¤›n› sebepleriyle birlikte biliyoruz. Gençlik için biraz genelleme yaparsak; futbolkolik, futbol sohbetleri yapan, internette saatlerini geçiren, k›z-erkek iliflkilerinde yozlaflm›fl, aile ebeveynlerine karfl› yozlaflm›fl (toplumu da içine alarak), kitap, dergi, yaz›nsal ürünler takip etmeyen, y›k›p-dökme, mafya-çete özentilerini bar›nd›ran ve çeflitlendirebilece¤imiz birçok olumsuz özellikler mevcuttur. Bizim bu sorunlar› yaflayan kitleye giderken kulland›¤›m›z argümanlar genel kal›rken, iflaret etti¤imiz hedefe kitle ad›m atamamaktad›r. Herkesin bu sorunlara kendili¤inden duyarl› olup ad›m atmas› gibi uç bir beklentimiz de yok. Ancak bizler bu hedefle aram›zdaki mesafeye kendi koflullar›m›za özgün basamaklar, destekler koyabiliriz. En az›ndan sistemin toplum ve parças› olan gençlik üzerinde yaratt›¤› devrimci söylemler üzerindeki marjinalli¤i, ön yarg›y›, yabanc›l›¤› bir nebze olsun de¤ifltirebiliriz. Basit hak alma, bunlar› yaparken beraber emek harcayarak yapma, örgütlülü¤ün maddiyat›n› ve maneviyat›n› hissederek ifli baflarman›n bilincinin tafl›nd›¤› giriflimler yap›labilinir. Kitle en az›ndan hak alma ve örgütlenme bilinci aç›s›ndan bir ad›m öne tafl›n›r. Bu tür çal›flmalar yaparken hedef kitlenin somut flartlar› ve sorunlar› hakk›nda daha iyi bilgi edinebilece¤imiz gibi, sorunlarla bir avuç belli bir kesimin ilgilenme sorunu çözülürken, sistemin de marjinal gösterebilecek sald›r›lar› bertaraf edilir ya da daha rahat teflhir edilebilir. Buna somut bir örnek verecek olursak; her hangi bir okulda ö¤rencilere yemek veren bir yemekhane var diyelim. Ve bu yemekhanenin yemekleri kötü ç›k›yor olsun. Biz de okulda bu hoflnutsuzluk üzerinden bir çal›flma bafllatt›¤›m›z› düflünelim. Bu çal›flman›n baflar›l› ya da baflar›s›z olma gibi iki yönü görünüyor olabilir. Aksine böylesi bir prati¤in o okul özgülünde ve genelde yap›lacak çal›flmalara muazzam katk›lar› vard›r. Ö¤renciler ortak sorunlar› için bir arada bulunman›n gücünün fark›na var›rlar, kendi haklar› çerçevesinde mücadele ettiklerinde egemenler taraf›ndan sal›k verilen yaftalamalar›n ne kadar da haks›z oldu¤unu görürler. Daha da önemlisi böylesi bir çal›flman›n içerisinde; bu tür çal›flmalar› daha sa¤l›kl› bir tarzda yapabilmenin araçlar›n›n eksikli¤ini hissedebilirler yada biz faaliyetçilerin kendi sorunlar›m›za karfl› biraz daha derli toplu mücadele edebilmenin araçlar› olan öz örgütlülükleri- Yeni Demokrat Gençlik mizin tart›flt›r›lmas› olana¤›n› sa¤lar. Ama bizler böylesi bir hat izlemeyerek liseli gençli¤in öz örgütlülü¤ü oldu¤unu iddia etti¤imiz LÖB (Liseli ö¤renci birlikleri) arac›m›z› okulda yaflama geçirirken aksine okulda genifl bir kitleden ziyade ilk elden de¤iflik siyasi yap›lardaki ö¤renciler ile LÖB’ümüzü kuruyoruz. Devam›nda ise birçok ö¤renciye ra¤men ve onlar›n ad›na çal›flmalara bafll›yoruz. Tabii ki bu çal›flmalarda klasik materyallerle ve de genel kalabilecek, sistem taraf›ndan y›prat›lm›fl söylemlerle yol al›n›yor. Durum böyle olunca da kendi sorunlar›na karfl› mücadele eden ö¤renciler üzerinde yarat›lan izlenimler da¤›t›lam›yor ve çevrelerini saran koflullara temelden bir darbe indirilemiyor. Dolay›s›yla LÖB do¤ru fleyleri söylese de, niyetten ba¤›ms›z olarak baflar›l› sonuçlar alam›yor. Tabii ki istisna olarak faaliyeti sürdüren kiflilerin kiflilik özelliklerine göre bazen anl›k toparlanmalar yaflanabiliyor ya da ö¤renciler ve ailelerinin sosyoekonomik koflullar› itibari ile de anl›k geliflmelerin yafland›¤› örnekler varken, kurumsallaflmada baflar›s›z sonuçlar elde edilebiliyor. Ya da komisyon kurma karar› ç›k›yor. Biz komisyonu tart›flmadan, ifllevini ve amaçlar›n› yeterince kavramadan o konu üzerinden komisyonu kuruyoruz. Sonra bu komisyonlar›n sonu hüsranla sonuçlan›yor. Ama buradan bu materyaller yanl›fl ya da bu kitleden bir fley olmaz sonucu ç›kmamal›d›r. Zaten bizim tart›flmaya çal›flt›¤›m›z konu da tam bu nokta. Yap›lacak çal›flma kendi alan›m›z›n koflullar›yla ne ölçüde uyum içerisinde? De¤ilse biz bunlar› ne kadar yarat›c› bir flekilde uyarl›yoruz ya da bizler kitle örgütü çal›flmalar›ndaki anlay›fl›m›z› ne ölçüde ve nas›l kavram›fl›z. Yani merkezi olarak belirlenen bir sorunun, politikan›n her alana uymas›n› beklemek olanaks›zd›r. Her alan›n kendine özgü koflullar› vard›r. Bu konu özelinde bir örnek verecek olursak; merkezi olarak her alanda içerisinde insanlar›n oturabilece¤i apartmanlar yap›lmas› hedeflendi ve böyle bir kampanya bafllad› diyelim. Biz de tüm samimiyetimizle bahsedilen çal›flmay› kendi alan›m›zda yapmaya koyuluyoruz. Tabii ki kendi alan›m›zda bu apartmanlar yap›l›r m› yap›lmaz m› diye hiçbir araflt›rma yapm›yoruz. Ya da yap›yoruz ve binan›n yap›lamayaca¤› kan›s›na ulafl›yoruz. Ya da binay› yapmaya çal›fl›yoruz ama bitmiyor. Oysa bizim alana bakt›¤›m›zda flöyle bir sonucu ç›karabiliyoruz: burada yüksek bir apartman yap›lam›yor. Peki, biz bu durumda hiçbir fley yapmayacak m›y›z? Tabii ki hay›r. Biz de ayn› ifllevi görecek ama üst üste de¤il de yan yana gelecek flekilde Yeni Demokrat Gençlik daireler yaparak kampanyan›n hedeflerine ulaflabiliriz. Bu sonuca var›lmad›¤›nda faaliyetçiler, ilk olarak merkezi politikay› sorguluyor. “ya kardeflim bizim burada apartman falan yap›lmaz” diyor. Ya da biz yapam›yoruz diyoruz. Ya da daha farkl› olarak “dergide bina nas›l yap›l›r diye teorik yaz› ç›km›yor, her hangi bir taktik yok” diyerek; her fleyi yapmakla yükümlü, makineden oluflan ve kendimizi onun bir parças› olarak görmedi¤imiz “ulu merkezimize” topu at›yoruz… Oysaki LÖB’lerde nas›l çal›fl›l›r diye belki özelde yaz›lar son zamanlarda ç›kmam›fl olabilir ancak kitle örgütlerinde nas›l çal›flmal›y›z üzerine anlay›fl›m›z› belirleyen birçok çal›flma ç›kmaktad›r ve sürekli güncellenmektedir. Ama biz mekanik anlay›fl›m›z yüzünden yar›n liseli ö¤renci toplulu¤u kursak bununla ilgili yaz› bekleriz. Bir di¤er nokta ise özelde bir konuyla ilgili dergimizde yaz›lar›n ç›kmas› o alanda ne kadar çal›flma yürütüldü¤ü ve faaliyetçilerin bulunmas›yla do¤ru orant›l›d›r. Bizim lise faaliyetindeki durumumuz incelendi¤inde bunun dergimize yans›mas› çok da sürpriz de¤ildir. Peki, bizler koflullar›n esiri olup bu kitleden bir fley ç›kmaz m› diyece¤iz. Öncelikle her faaliyetçi kendi alan›n›n koflullar›n› masaya yat›rmal›d›r. Ve geçmifl faaliyeti gözden geçirmelidir. Bunlar aras›ndan olumlu sonuçlar› almal› ve yükseltmeli, olumsuzluklar›n ise neden ve sonuçlar›n› araflt›rmal›d›r. Ve bütün bu bilgileri yay›nlar›m›za yans›tmal›d›r. 3. Konferans›m›zda önümüzdeki süreç tasla¤›n›n li- 29 se faaliyetine iliflkin bölümündeki “paral› e¤itim” eksenindeki ana yönelime kat›lmakla beraber ek olarak ÖSS karfl›tl›¤›n› eklemek istiyoruz. Ancak az önce bahsetti¤imiz gibi bu sorunlar genel kalabilmektedir. Di¤er dezavantaj›m›z ise karfl› oldu¤umuz bu sorunlara iliflkin somut bir alternatifimiz olmad›¤› için mücadele araçlar›ndan verim alamamaktay›z. Yani “paral› e¤itim” yönelimine bakt›¤›m›zda ülkemizde paral› e¤itim bir gerçek iken biz bundan muzdarip olan kitleyi neden etkileyemiyoruz ya da örgütleyemiyoruz. Bir lisede bu konu üzerinden gözlem yapt›¤›m›zda paral› e¤itimi ö¤renci sadece okulda istenen paraya indirgeyerek böyle bir sorunun olmad›¤›n› çok rahat dile getirebiliyor. Ya da para isteseler bile ailesinin bunu karfl›lad›¤›n› vb… söyleyebiliyor. Ya da baflka bir okulda ö¤renci para isteme yoluyla rencide edilebilmekte. Böylesi bir tabloda liseli gençli¤e paral› e¤itimin ülkemizde nas›l yaflam buldu¤unu yeterince anlatamad›¤›m›z› görüyoruz. ÖSS’ye hay›r diyoruz, ö¤rencinin kafas›nda “ÖSS kalks›n peki alternatifi ne olacak?” soru iflareti olufluyor. Yani ÖSS karfl›tl›¤› ö¤renci nezdinde pek somutlanm›yor. Di¤er bir deyim ile ÖSS’ye karfl› yürütülen mücadelede umutsuzlu¤a kap›l›n›yor ve ö¤renci çözümü bireysel olarak çal›flmaya indirgiyor. Ama bizler ÖSS karfl›tl›¤› ana bafll›¤› alt›nda “okul puanlar› adaletsizli¤i kald›r›ls›n” fliar›n› bir alt basamak olarak koyabiliriz. Okul puanlar› nedeniyle birçok ö¤renci haks›z yere bu s›nava daha bafl›ndan geride bafll›yor. Böylesi bir 30 talep en az›ndan ö¤rencilerin ÖSS’ye karfl› yürüttükleri mücadelede baflarabilme umudunu yaratabilir. Ya da bunun kayna¤›n› sorgulamalar›na yol açabilir. Ö¤renci böylesi bir sorgulaman›n sonucunda paras› olan ö¤rencilerin özel okullara giderek, dershanelere giderek, Anadolu liselerini kazanmas›n› sa¤layarak, zenginin daha zengin fakirin daha fakir olmas› misali bu liselerde okuyan ö¤renciler ve okumayan ö¤renciler aras›nda her geçen gün büyüyen bir uçurum olufltu¤unun fark›na varmas›n› sa¤layabilir. Güzel Sanatlar Lisesinde okuyan ö¤rencilerde durum biraz daha farkl›. Bu türdeki liselerde di¤er liselere oranla e¤itim program› farkl›l›k göstermektedir. Ezberden çok yetene¤in hâkim oldu¤u bu liselerde kendi yetenekleri için yüksek okula gidebilmeleri için ÖSS baflar›s› aranmaktad›r. Ve ÖSS s›nav›n›n puan› yeteneklerini gölgelemektedir. ‹flte ÖSS karfl›tl›¤› böylesi alanlarda bu flekle bürünebilmektedir. Ö¤renci bu adaletsizli¤in karfl›s›nda tabii ki paras› var ise müfredatta görmedi¤i dersleri özel dersler ve dershane arac›l›¤› ile telafi ederek soruna çözüm bulmaya çal›flmaktad›r. Yeni Demokrat Gençlik Yaz›m›z› biraz toparlayacak olursak; liseli gençlik içerisinde bu sorunlar›m›z›n gerçekçi oldu¤unu, liseli gençli¤in geçti¤imiz y›ldaki devrimci önderlerin anma törenlerindeki kat›l›mlar›n yüksek olmas› ve bir sempatinin oluflmas› gerçekli¤i, birço¤unun sistemden bir beklentisinin olmad›¤›n› ama da¤›n›k ve örgütsüz oldu¤unu, okullarda düzenlenen törenlere bile disiplin yapt›r›mlar› ile hizaya getirilerek kat›l›mlar›n sa¤land›¤›n› vs… birçok gerçekten bahsedebiliriz. Ancak biz gençli¤e giderken politikalar›m›z› kendi alan özgülümüze uyarlamada, yarat›c› olmada, kitle örgütlerinde çal›flma anlay›fl›m›zda, sorunlar› genel tutarak özel somut araçlar haline getiremememizde vb… koflullardan dolay› verimli sonuçlar alamamaktay›z. Ayr›ca çal›flmalar›m›zda edindi¤imiz deneyimlerimizi yaz›ya dökmede, paylaflmada eksikliklerimiz vard›r. Beklemeci bir tarz izleyerek birilerinin bizlere politika sunmas›n› ve bizim söylenenleri mekanik tarzda yapmaya çal›flmam›zdan kaynakl› ve ayr›ca kendimizi sorunun bir parças› olarak görmememizden kaynakl› baflar›s›zl›¤›m›z söz konusudur. Yine ülkemizdeki Alevi, H›ristiyan, Yezidi, inanmayan ve di¤er din-mezheplere mensup olan gençler okullarda devletin bir politikas› olan zorunlu din dersi uygulamas›na maruz kalmaktad›r. “Zorunlu din dersine hay›r” talebi üzerinden din dersinin seçmeli ders olarak konulmas› fliar› ile bir çal›flma bafllat›labilir. Genel taleplerimizi s›ralayacak olursak: Ayn› benzer özelliklere sahip Milli Güvenlik dersleri de ayn› gerekçeler ve talepler ile ön plana ç›kart›labilir. - Din dersi seçmeli ders olarak konulsun! Yine ›rkç›-faflist-gerici e¤itimden nasibini alan Kürt halk gençli¤i aç›s›ndan “anadilde e¤itim istiyoruz” fliar› bafll›¤› alt›nda çal›flmalar›m›z› sürdürmeliyiz. * Staj sömürüsüne son! Ayr›ca e¤itim sisteminin ö¤retmenler üzerindeki uygulad›¤› politikalara karfl› liseli gençlik içerisinde “sözleflmeli ö¤retmen, ücretli ö¤retmen istemiyoruz” talepleri ve çal›flmalar› yap›labilir. Ailelere dönük olarak da aile çeliflkisini aflmak amaçl› bildiriler kaleme alarak çocuklar›na en iyisini sunmak için kendisini feda ederek bireysel çözümler bulmalar› yerine her yerde farkl›laflan bu taleplerimize duyarl› olmalar›n› iflleyen verimli çal›flmalar yap›labilir. Bütün bu çal›flmalar›n ortak paydas›na bakt›¤›m›zda örgütlenme özgürlü¤ü fliar›n›n oldu¤unu ve do¤rudan bu talebi dile getirmeden bu çal›flmalar›n buna olanak sa¤lad›¤›n› görebiliyoruz. Bütün bu örneklemeler ço¤alt›l›p çeflitlendirilebilir. * Paras›z e¤itim istiyoruz! * ÖSS’ye hay›r! * Okul puanlar› adaletsizli¤i kald›r›ls›n! * Zorunlu din dersi kald›r›ls›n! * Milli Güvenlik dersi kald›r›ls›n! * Ana dilde e¤itim istiyoruz! - Kendi alanlar›m›zda staj görme olana¤› sa¤lans›n! - Angarya ifllere son! - Staj sürelerinde sigorta primleri ödensin! * Sözleflmeli ö¤retmen istemiyoruz! * Ücretli ö¤retmen istemiyoruz! * Okullarda kameralara hay›r! * Cinsel tacize son! * K›l›k k›yafet yönetmeli¤i kald›r›ls›n! * Disiplin yönetmeli¤i kald›r›ls›n! Bu talepler çerçevesinde kendi alan›m›za hatta kendi alan›m›zda bile de¤iflik okullarda farkl› özgün talepleri ön plana ç›kararak çal›flmalar yapabiliriz. ‹zmir YDG (Oy Çoklu¤u) Yeni Demokrat Gençlik 31 Kürt ulusal sorununa pratikte yaklafl›m›m›z Bugün aç›s›ndan içinde bulundu¤umuz durum, Kürt Ulusal Sorununa yaklafl›m›m›z› hiç olmad›¤› kadar önemli k›lmaktad›r. Var olan ekonomik krizle beraber, egemenler aç›s›ndan kayg› verici olan yönetememe krizi, karfl›l›¤›nda, bir bütün daha fazla katliam›, daha fazla bask›y› getirmektedir. Özellikle son dönem daha da belirginleflmekle birlikte, TC ordusu gerilla karfl›s›nda acze düflmüfl, bunun karfl›l›¤›nda s›n›r içi-d›fl› operasyonlarla gerilla üzerindeki katliam› boyutland›rmaya çal›flm›flt›r. Bununla birlikte Kürt Ulusal Hareketine ya da genel olarak Bat› illerinde yaflayan Kürtlere yönelik, -devlet eliyle gelifltirilen- linç giriflimlerinde bulunarak ve en son Ulusal Hareketin önderi A. Öcalan’a yap›lan fiziksel sald›r›yla beraber bask›n›n dozaj› artmaktad›r. Bir paragrafta dile getirmeye çal›flt›¤›m›z bu geliflmeler, asl›nda hepimizin haberdar oldu¤u olaylard›r. Fakat as›l olan yaflanan sald›r›lar› bilmemiz ve sonucunda öfke duygular›m›z›n kabarmas› de¤il bilincimizi faflizme olan öfkemizle harmanlayarak, kendimizi toplumsal prati¤in tek tek parçalar›na kat›lmakla s›n›rlamadan, sald›r›lara politikalar gelifltirerek cevap olabilmemizdir. Bu bir zorunluluktur. Fakat sergiledi¤imiz pratik bu zorunlulu¤u yerine getirmekten uzaktad›r. Öcalan’a yönelik fiziksel müdahaleden sonraki eylemler baflta olmak üzere bir bütün ulusal temelli eylemlere kat›l›m›m›z›n zay›fl›¤›n›n nedenleri sorgulanarak a盤a ç›kar›lmal›d›r. Bu muhakeme yap›l›rken sadece son birkaç y›lda yap›lan sald›r›lara bakmak ve bizim bu sald›r›lar karfl›s›ndaki tutumumuzu irdelemek yeterli olacakt›r. Birkaç örnekle somutlarsak; Alt›nova ve akabinde Adana’da devlet eliyle gelifltirilen ›rkç› sald›r›lar, Sakarya’da bir kiflinin ölümü ile sonuçlanan faflist sald›r› karfl›s›ndaki tutumumuz, 2006’ da “ölen her Türk askerine karfl›l›k, bir DTP’ li öldürülmeli” diyen faflist köfle yazar›n›n ifadelerini düflünce özgürlü¤ü olarak de¤erlendiren savc›n›n tespitlerini isabetli bulan mahkemenin ya da bir bütün adalet sisteminin teflhiri… Gerillaya yönelik yap›lan operasyonlar ve yaflanan her gerilla katliam› sonras› kan›ksam›fl ruh halimiz… Kürtlerin anadilinde konuflma, e¤itim görme vb. hakk›na devletin yaklafl›m›… Ve son olarak da R. T. Erdo¤an’›n T. Kürdistan› ziyaretinde kolluk güçlerinin bir kiflinin katledilmesiyle sonuçlanan sald›r›lar› ve “ya sev, ya terk et” diyerek düflüncelerini “özlü” bir flekilde dile getiren R. T. Erdo¤an’›n aç›klamalar›na cevap olamamak… Bu birkaç örnek ve bizim pasif kalmam›z, ne demek istedi¤imizi net olarak ortaya koymaktad›r. Vurgulamak istedi¤imiz sorun genel bir sorun olmakla beraber, sorunu çözerken nedenlerini irdelememiz gerekiyor. Bu nedenler aras›nda Kürtlere yap›lan sald›r›lar› kendimize yap›lm›fl olarak görmemek, yani sorunu tam anlam›yla hissedememek bir neden olarak baflta gelir san›rsak. Bir baflka aç›dan de¤erlendirirsek, sorunun çözümünü tek bafl›na, var olan eylemlere kat›lmakta görmemek gerekiyor. Elbette ki kat›lmak, gözlemlemek önemlidir fakat daha da önemlisi, sald›r›lar sonras› refleks gelifltirip, politikalar›m›z› kitlelerle ete kemi¤e büründürmektir. 3. Konferans›m›zla birlikte, ulusal sorunla ilgili var olan teorik görüfllerimizin ›fl›¤›nda, bu konuya olan duyarl›l›¤›m›z› art›rarak, eksikliklerimizi kapatmaya yönelik çabalamal›y›z. Amed YDG (Oy Birli¤i) KÜRT ULUSAL SORUNUNA YÖNEL‹K ÖNERGE Son dönemlerde sistemin dozunu iyice artt›rd›¤› faflist sald›r›lara maruz kalan Kürt ulusuna yönelik bak›fl aç›m›z net olmakla birlikte alanlar›m›zda bu anlay›fl›m›z do¤rultusunda yeterince çaba göstermedi¤imiz aç›kt›r. Anti-faflist bir gençlik hareketi olarak bu konuda alanlar›m›zdaki Ulusal Hareketin kurumlar›yla daha fazla iletiflim halinde olmal›y›z. Böylelikle onlar›n yapt›klar› çal›flmalardan daha fazla haberdar olabiliriz. Onlar›n çal›flmalar›na kat›larak destek olsak da konu ile ilgili yaklafl›m›m›z› aktiflefltirerek, Kürt ulusunun hakl› taleplerini sahiplendi¤imizi ve bunun için mücadele etti¤imizi somut olarak gösterebiliriz. ‹stanbul YDG (Oy Birli¤i) Yeni Demokrat Gençlik 32 Kad›n sorununda anlay›fl›m›z› derinlefltirelim 2. Konferans›m›z›n ard› s›ra gelifltirdi¤imiz bir y›ll›k prati¤imiz göz önüne al›nd›¤›nda birçok konuda önemli ad›mlar atsak da bunlar› süreklilefltirmek ve gelifltirmek noktas›nda çok yönlü eksikliklerimiz mevcuttur. ‹ki konferans›m›z aras›nda att›¤›m›z bu en önemli ad›mlardan bir tanesi flüphesiz tarihimizde ilk olarak gerçeklefltirdi¤imiz Kad›n Buluflmas›’d›r. bir durumdan uzaktay›z henüz. Kad›n sorununun di¤er bir ifadeyle ezilen cinsiyet sorununun büyüklü¤ü bu soruna do¤ru bir flekilde e¤ilmenin gereklili¤i ve devrimci mücadelede kad›n›n rolü tart›fl›lmaz önemdedir. Bu cümlede ifadelendirmeye çal›flt›¤›m›z gibi biz bu sorunun büyüklü¤ünün fark›nday›z. Evet, ortada bir ezilen cinsiyet sorunu var ve biz bunun çok büyük bir sorun oldu¤unu, buna karfl› mücadele edilmesi gereklili¤ini, genç kad›nlar›n saflar›m›zda örgütlü mücadelesini yükseltmesi gereklili¤ini vs. biliyoruz. “YDG tarihi boyunca bu konuda do¤ru bir anlay›fla sahip olmas›na ra¤men do¤ru politikalar üretememifltir, pratikte eksik davranmaktay›z” gibi ifadeler asl›nda kad›n sorununu kavray›fl›m›zdaki yüzeyselli¤in en somut ifadeleridir. Bu nedenle 3. Konferans›m›z, bu konuda bugüne kadar att›¤›m›z ve atmaya çal›flt›¤›m›z ad›mlar›n sentezleri üzerinden yeni pratik ad›mlar› hayata geçirmelidir. Ve bu konudaki anlay›fl›m›z›n derinleflmesine hizmet edecek bir yönelim çizmelidir. Özcesi devrimci mücadele aç›s›ndan önemini teorik olarak tan›mlayabildi¤imiz böyle bir soruna pratik müdahalelerimizin yetersizli¤i do¤all›¤›nda anlay›fl›m›z›n do¤ru olmas›n› önemsiz k›lmaktad›r. Elbette yukar›da t›rnak içerisinde belirtti¤im ifadelere ben de kat›l›yorum. Ama do¤ru bir anlay›fla sahip olmak yeterli de¤ildir. Gideremedi¤imiz birçok problemimizin temelinde politik yönelimimizi hayata geçirememekten, anlay›fl›m›za hayat verememekten bahsetmekteyiz. Bunun birçok nedeni olabilir, fakat her fleyden önemlisi, sorunlar› giderecek olan bizleriz ve kad›nlar› örgütlemede, kad›n sorununa müdahalede eksiklikleri yo¤un olan örgütümüzün hem bu noktadaki anlay›fl›n› derinlefltirmeye hem de pratik ad›mlar›na hayat vermeye ihtiyaç duymal›y›z. Evet, kad›n sorununda do¤ru bir anlay›fl›m›z var… Ama nedir bu do¤ru anlay›fl? Nas›l bir anlay›fl bu? Di¤er baflka anlay›fllardan fark› nedir? Bu anlay›fla ne üzerinden, nas›l hayat veriyoruz? Bu sorulara verece¤imiz cevaplar bu konudaki niteli¤imizin yans›mas› olacakt›r. Ve biz bu sorular›n her birini ayr› ayr› olumlu cevaplayacak Teorik çerçevede yüzeysel belirlemelerde bulunabilece¤imiz bu sorunun temeline inmek ve oradan do¤ru bir kavray›fl gelifltirmek ancak gücümüz ve somut durumumuz oran›nda ataca¤›m›z nitelikli ad›mlarla mümkündür. Ve at›lacak bu ad›mlar›n ise esas olarak kad›n yoldafllar›m›z›n üzerinden flekillenece¤i ortadad›r. Yukar›da belirtmeye çal›flt›¤›m gibi 2. Konferans›m›z›n ard› s›ra bu konuda at›¤›m›z en önemli ad›m Merkezi Genç Kad›n Buluflmas›’n›n örgütlenmesi olmufltur. Bu konudaki bir di¤er ad›m ise örgütümüzün merkezi yönelimi dâhilinde çeflitli esas komisyonlar›n yan›nda YDG kad›n komisyonlar›n›n kurulmas› görevi idi. Kad›n sorununa yaklafl›m›m›zda ve ataca¤›m›z ad›mlarda hemen pirupak bir seviye yakalayamayaca¤›m›z ortadad›r. Fakat bu konuda ad›m ad›m daha ileri bir seviye yakalamak için çabalamam›z ise bu konuya verdi¤imiz önemin bir yans›mas› olacakt›r. 2. Konferans›m›z›n ard› s›ra bu konuda atm›fl oldu¤umuz pratikler incelendi¤inde çok zengin dersler ç›karmam›z mümkündür. Buluflmaya haz›rl›k sürecinde kad›n sorunu do¤al olarak gündemimize girmifl, birçok alan›m›zda bu konuda somut ad›mlar at›larak kad›n komisyonlar› kurulmaya çal›fl›lm›fl ve buluflma esas olarak ‹stanbul YDG Kad›n Komisyonu üzerinden örgütlenmifltir. Fakat buluflma sonras›nda neredeyse bütün alanlar›m›zda kad›n komisyonlar› kurulma görevi unutulmufl ve konu YDG’nin gündeminde hak etti¤i yerden düflmüfl, kurulan kad›n komisyonlar› ise da¤›lm›flt›r. Bu durumun birçok nedeni vard›r. Merkezi kad›n buluflmas›n› örgütlemifl olmam›z çok olumluyken bu yönlü çal›flmalar› sonras›nda devam ettirmeyiflimiz kad›n sorununa yüzeysel yaklafl›m›m›z›n somut bir ifadesi olmufltur. Kurulan komisyonlar›n amac› buluflmay› örgütlemenin ötesine geçememifltir. Ve bu durum, örgütümüzün bu konudaki eksikli¤inin hemen giderilemeye- Yeni Demokrat Gençlik 33 Son olarak kurultay›n amaçlaflt›r›lmas›n› da engellemek ve bu konuda örgütümüzün yerellerden merkeze do¤ru kurulacak kad›n komisyonlar›n›n önünü açaca¤›ndan ötürü Kad›n Kurultay›n›n örgütleme sürecini baflar›l› k›lmas› durumunda konferans›m›zda seçilecek bu komisyonun Kad›n Buluflmas›n›n da onaylamas› halinde merkezi bir YDG komisyonu haline getirilmesi gereklidir. ce¤i gerçe¤inin ifadesidir. Bir di¤er yandan bütün YDG’lilerin esas komisyonlar›n yan›nda di¤er komisyonlarda örgütlenmesi diyalekti¤ini iyi bir flekilde kuramamam›z bu durumun nedenleri aras›nda say›labilir. Kad›n komisyonlar›n›n daha ifllevli hale gelmesi getirilmesi, kad›n yoldafllar›m›z baflta olmak üzere örgütümüzün bu konudaki anlay›fl›n› derinlefltirmesi gerekli ve elzem bir yerde durmaktad›r. Bu dersler ›fl›¤›nda; ‹htiyac›n› hissetti¤imiz bir konu olarak dergimizi kad›n sorununda zenginlefltirmeliyiz. Önümüzdeki süreç yönelimimiz dâhilinde tart›flt›¤›m›z kad›n buluflmalar›n›n örgütlenmesinin süreklilefltirilmesi sa¤lanmal›d›r. Ve ilk olarak bu y›l böyle bir buluflman›n örgütlenmesinin karar› YDG 3. Konferans› taraf›ndan al›nmal›d›r. Geçen y›ldan farkl› olarak bir alan›m›z›n kad›n komisyonu üzerinden de¤il, konferans irademizin seçece¤i bir merkezi komisyon arac›l›¤›yla kad›n buluflmas› örgütlenmelidir. Bu durum buluflman›n daha kolektif örgütlenmesini sa¤layacakt›r. Öte yandan seçilecek böylesi bir komisyon YDG kad›n komisyonlar›ndan farkl› olarak sadece kad›n yoldafllar›m›zdan oluflmal›; örgütlenecek kad›n buluflmas›nda YDG’li kad›nlar›n daha yo¤un bir inisiyatif hayata geçirmeleri sa¤lanmal›d›r. Bu komisyon buluflmay› örgütleyinceye kadar gelifltirece¤i birçok toplant› ya da farkl› iletiflim yollar›yla sürekli alanlar aras› koordinasyon ve buluflmada tart›fl›lacak konular› belirleyebilir. Bu duruma kad›n buluflmas›nda son halinin verilmesi, kad›n yoldafllar›m›z›n iradesinin daha fazla harekete geçmesini sa¤layacakt›r. Öte yandan bu komisyonun yöneticilik misyonu olmamal›d›r. Bu komisyon arac›l›¤›yla ayr› alanlardaki kad›n yoldafllar›m›z›n ve örgütümüzün kad›n faaliyetine bir bütün olarak daha yak›ndan e¤ilmesi sa¤lanacakt›r. Komisyon çeflitli konularla ilgili bildiriler kaleme alabilir, dergimizi bu konuyla ilgili besleyebilir ve kad›n sorununa dair çeflitli araflt›rmalar arac›l›¤›yla örgütümüzün bu konuda daha somut politikalar üretmesini sa¤layacakt›r. Di¤er yandan iflleyifl biçimiyle bu komisyon esas olarak bir koordinasyon komisyonu niteli¤inde olmal›d›r. Yukar›da belirtti¤im gibi Kad›n Buluflmas›n› örgütlemekle görevlendirilecek bu komisyonun merkezi bir komisyon olarak devam edip etmeyece¤inin tart›fl›lmak üzere konferans irademizce kad›n buluflmas›na b›rak›lmas› oylanmal›d›r. Kad›nlar gö¤ün yar›s›d›r anlay›fl›n› hayata geçirmek bizim ellerimizdedir ve cesaretle eksikliklerimizin üzerine gitme iradesini ortaya koydu¤umuzda bunlar› gerçeklefltirmenin ellerimizde oldu¤unu görece¤iz. Yeter ki bu mücadelede, özelde genç kad›nlar›n genelde ise bütün emekçi kad›nlar›n yarat›c›l›¤›na sonsuz bir inançla güvenelim… ‹zmir’den bir YDG’li Konferans iradesinin verdi¤i etkiyle Konferans Divan› taraf›ndan ‹stanbul YDG’nin önergesiyle birlefltirilmifltir. Yeni Demokrat Gençlik 34 Türkiye Kürdistan›’nda kad›n... Sosyo-ekonomik yap›s›n›n etkisiyle ülkemizde yak›c›l›¤› daha da hissedilen kad›n sorunu, özellikle T. Kürdistan›’nda y›llard›r süren savafl›n da kad›n üzerinde birçok etkisini bar›nd›rmas›ndan dolay›, özgün de¤erlendirmelerin yap›lmas›na zemin oluflturmaktad›r. Zorunlu göçün etkileri Ülkemizde 90’l› y›llarda ivmelenen ve 20 y›l› aflk›n süredir devam eden savafl ortam›nda güvenlik gerekçe gösterilerek 4000’e yak›n köy boflalt›lm›fl, 3 milyona yak›n insan zorla göç ettirilmifltir. Zorunlu göçle beraber köy ve kent kültürü aras›na s›k›flman›n ve yaflanan depresyonun faturas›n› birçok aç›dan kad›nlar ödemifltir. Göçle paralel artan ev içi fliddet, kad›n›n en fazla karfl›laflt›¤› sorunlar›n bafl›nda gelmektedir. Göçün ekonomik taraf› ele al›nd›¤›nda, özellikle tar›m ve hayvanc›l›kla yaflam›n› sürdürenler flehirde iflsiz kalm›fl; bu olgu ise evde kad›n› cephe alan bir fliddete dönüflmüfltür. Göç süreci öncesi kad›n, tar›m ve hayvanc›l›k alan›nda “üretici” bir konumdayken; göç sonras›nda bu durum Zorunlu göçle beraber köy ve kent kültürü aras›na s›k›flman›n ve yaflanan depresyonun faturas›n› birçok aç›dan kad›nlar ödemifltir. de¤iflmifl, kad›n›n üretimden kopmas›na neden olmufltur. Köyde kendisine ait s›n›rl› da olsa bir sosyal ortam› olan kad›nlar, flehirlere göç ettikten sonra sosyal yaflamlar›n› sürdürebilecek bir alan bulamam›fl, sosyal yaflam› evin duvarlar› ile s›n›rl› kalm›flt›r. Bu olgu, kad›n›n kendisini bedensel ve ruhsal aç›dan yetersiz ve hasta hissetmesine de neden olmufltur. Anadilini konuflamamas›, gitti¤i yerlerde kendisini ifade edememesine neden olmufltur. Zorunlu göç nedeniyle ‹stanbul’a tafl›nan Lawin, ‹stanbul’u yaln›zl›k olarak tan›ml›yor ve ekliyor: “Türkçe bilmedi¤im ilk günler çok zordu. Soka¤a ç›kamazd›m, okulda Kürtçe yasak oldu¤u için Kürtlerle bile arkadafll›k edemezdim. Derin bir sessizlik. Hala sessiz rüyalar görürüm bazen.” Kad›nlar aç›s›ndan, zorunlu göçün ruhsal ve toplumsal sonuçlar›na göre; 1. Türkçe bilmedi¤i için flehir ortam›na uyum sa¤layamama: % 65, 2. Sosyal çevrelerini kaybetmeden, aile ve akraba çevresinden uzak kalmadan yak›nma: % 80, Yeni Demokrat Gençlik 35 T . Kürdistan›’nda kad›nlar; toplu tecavüze u¤rayarak, iflkence görerek, öldürülerek, evlat ve efl ac›s› çekerek savafl›n i¤renç uygulamalar›na maruz kal›yorlar. 3. Hanedekiler d›fl›nda hiç kimseyle iletiflimin bulunmamas›: % 75, 4. Psikolojik sorunlar›n artmas›, gerginlik ve bafl a¤r›s›: % 90. Yap›lan araflt›rmalarda köye dönmeyi en çok kad›nlar›n istedi¤i gözlemlenmifltir. Taciz ve Tecavüz T. Kürdistan›’nda kad›nlar; toplu tecavüze u¤rayarak, iflkence görerek, öldürülerek, evlat ve efl ac›s› çekerek savafl›n i¤renç uygulamalar›na maruz kal›yorlar. Birçok kad›n›n gözalt›nda taciz ve tecavüzlere u¤rad›¤› hepimizce bilinen bir gerçeklikken, bunun yan› s›ra köy ve ev bask›nlar›nda eflinin, çocuklar›n›n ve hatta köylülerin gözü önünde askerlerin, kontrgerillan›n taciz ve tecavüzüne maruz kalan kad›n say›s› hiç de az de¤ildir. Diyarbak›r Büyükflehir Belediyesi bünyesinde çal›flan bir kurumun yapt›¤› saha çal›flmalar›ndan birinde ….. adl› kad›n›n sürekli elbiselerini y›kad›¤› görülmüfl, bunun üzerine yap›lan konuflmalarda kad›n›n, geçmiflte bir askerin tecavüzüne u¤rad›¤› ve bu s›rada üstünde olan elbiselerinin “kirlendi¤ini” gördü¤ü için sürekli “temizlenme” ihtiyac› hissetti¤i anlafl›lm›flt›r. Bu yönlü verilecek örnekler hiç de az de¤ildir. Ayn› zamanda, bu durumu yaflayan ve psikolojik etkilerini atlatamayan birçok kad›n›n intihar etti¤i de bilinmektedir. Bölgede son y›llarda art›fl gösteren intiharlar›n nedenlerine bak›ld›¤›nda görülmektedir ki; göçle birlikte yeni yaflam alanlar›nda yaflanan uyum sorunu, savaflta yaflananlar, kay›plar ve beraberinde oluflan travmalar, aile içi fliddet, gözalt›lar, taciz, tecavüz ve ekonomik sorun gibi birçok etken say›labilmektedir. Kayna¤›n› bu sorun- lardan alan intiharlar, “kendi istemiyle yaflam›na son vermek” olarak tan›mlanmakta ve intiharlar›n asl›nda bir “cinayet” oldu¤u gerçe¤i görülmek istenmemektedir. Tüm bu etkenler göz önünde bulunduruldu¤unda T. Kürdistan›’nda süren savafl›n, Kürt halk› üzerinde fiziksel ve psikolojik birçok iz b›rakt›¤› görülmektedir. Bu izlerden en çok nasibini alansa yine kad›nlar olmufltur. Savafl ve sonuçlar›, ülkemizde cinsel ve s›n›fsal anlamda sömürülen kad›nlar›n sömürüsünü katmerlefltirmifl, buna bir de ulusal sömürü eklenmifltir. Bu nedenle bizler; YDG Program›nda bulunan “Yeni Demokrat Gençlik; cinsiyet ayr›mc›l›¤›na, cinsel sömürüye, kad›n bedenine yönelik metalaflt›rma sald›r›lar›na, erkek egemen anlay›fla ve onun yans›mas› olan geleneksel kad›n kiflili¤inin halk gençli¤i içindeki izdüflümlerine karfl› mücadele yürütür….” ibaresine, “Yeni Demokrat Gençlik; cinsiyet ayr›mc›l›¤›na, cinsel ve ulusal sömürüye, kad›n bedenine yönelik metalaflt›rma sald›r›lar›na…” fleklinde bir eklemenin yap›lmas› gerekti¤ini düflünüyoruz. Amed YDG Kad›n Komisyonu (Oybirli¤i) Kaynaklar: Selis Kad›n Dan›flmanl›k Merkezi Héviya Jiné Dergisi Kad›n›n Sesi Dergisi Yeni Demokrat Gençlik 36 ILPS önergesi ILPS yani Türkçe ifadesiyle Halklar›n Uluslararas› Mücadele Ligi, 2001 y›l›nda Hollanda’da gerçekleflen kongre ile 40 ülkeden 218 kitle örgütünün kat›l›m› ile kurulmufl anti-emperyalist bir oluflumdur. Tüzü¤ünde yer alan ifade ile ILPS; “anti-emperyalist ve demokratik bir oluflumdur. Emperyalizm ve gericili¤in ideolojik, politik, askeri, ekonomik, sosyal ve kültürel bask› ve sald›r›lar›na karfl› dünya halklar›n›n-iflçilerin, köylülerin, kad›nlar›n, gençli¤in, çal›flanlar›n ve toplumun di¤er tabakalar›n›n anti-emperyalist ve demokratik mücadelelerini yükseltir, destekler ve gelifltirir. Genifl kitle karakterdedir ve herhangi bir politik parti, hükümet veya kilisenin güdümünde de¤ildir”. fiu anda ILPS içerisinde çok daha fazla say›da kitle örgütü ve temsilcisi bulunmaktad›r. Bizler de Yeni Demokrat Gençlik olarak ILPS’ye üye olan örgütlerden biriyiz. Bu çerçevede geçti¤imiz aylarda Hong Kong’da gerçekleflen 3. Kongre’ye de kat›l›m gösterdik. Bunun d›fl›nda da pek çok alanda çal›flma gruplar› olarak faaliyetler yürütülmekte, ortak ifller yap›lmaktad›r. Ayr›ca ILPS Gençlik Komisyonu 2010 y›l›nda Dünya Halklar› Gençlik Konferans›’n› gerçeklefltirecektir ve bizim de YDG olarak örgütleyicisi oldu¤umuz bu konferans sürecine aktif flekilde kat›lmam›z hem dost örgütleri tan›mak aç›s›ndan hem de YDG’yi Yerel seçimlerdeki politikam›z Önümüzdeki dönem ülke gündemini meflgul edecek en önemli gündemlerden bir tanesi 2009 Mart’›nda yap›lacak olan yerel seçimlerdir. Yerel seçimler genel seçimlerin aksine halka hizmet olanaklar›n›n a盤a ç›kt›¤› seçimlerdir. Bu anlam›yla ülkemiz gerçekli¤inde yerel seçimlere iliflkin tavr›m›z genel seçimlere göre farkl› olmal›d›r. Önümüzdeki dönem yerel seçimlerde her alanda boykot tavr› yerine belirli alanlarda oy kullanmay› gündemimize almam›z mümkündür. Karfl›-devrimci, faflist, gerici partiler ve adaylar aktif fle- uluslararas› alanda tan›tmam›z aç›s›ndan önemli bir yerde durmaktad›r. Her ne kadar ILPS içerisinde yer al›yor olsak da hem ülkemizde hem uluslararas› alanda ILPS çal›flmalar›nda çok zay›f kald›¤›m›z aflikârd›r. Ülkemizde içersinde faaliyet yürüttü¤ümüz DKÖ’lere de ILPS’yi tan›tmak, onlar› da bu çal›flmalara katmak, YDG’yi uluslararas› alanda etkin hale getirmek ve di¤er ülkelerdeki antiemperyalist anti-faflist gençlik örgütleriyle irtibat kurmak amac›yla ILPS faaliyetlerimize ivme kazand›rmam›z bir ihtiyaçt›r. Bu amaçla dil bilen, DKÖ’lerde faaliyet yürüten ve bu konuda çal›flmak üzere istekli ve gönüllü olan YDG’li arkadafllar›m›zla merkezi bir komisyon kurmam›z olumlu olacakt›r. Kurulacak merkezi komisyon ILPS’yi alanlar›m›zda nas›l tan›tabilece¤imizi, ILPS Gençlik konusunda yurt içi ve yurt d›fl›nda nas›l bir hat izlememiz gerekti¤ini tart›flacak, YDG’nin yapt›klar›n› uluslararas› alanda duyurabilmek ad›na çal›flmalar yapabilecek (örne¤in uluslar aras› bülten ç›karabilecek) ve di¤er ülkelerdeki dost örgütlerle veya ülkemizdeki çeflitli DKÖlerle ne gibi ortak ifller yapabilece¤imizi araflt›r›p prati¤e dökebilecektir. ‹stanbul YDG (Oy Çoklu¤u) kilde teflhir edilmeli, halka bu partilere oy vermemesi ça¤r›s› yap›lmal›d›r. Devrimci-demokrat, yurtsever, ilerici adaylara veya partilere yönelik ise alanlar›m›z›n gerçekli¤i göz önüne al›narak destekleme karar› verilebilir. Destekledi¤imiz adaylara sadece oy vermek görevimiz olmamal›d›r. Deste¤imiz aktif bir flekilde olmal›d›r. Aktif destek de; hem kendi A/P araçlar›m›zla adaylara deste¤imizi aç›klamal›y›z hem de seçim bürolar›nda ve desteklenecek aday›n kendi çal›flmalar›nda aktif olarak yer almal›y›z. Hangi alanda hangi aday› destekleyece¤imiz ise adaylar daha aç›klanmad›¤›ndan her alan›n kendi inisiyatifine b›rak›lmal›d›r. Amed YDG (Oy Birli¤i) Yeni Demokrat Gençlik 37 Konferans taslaklar›na iliflkin önerge ve düflünceler A- Faflist gerici e¤itimin somutlanmas› üzerine, Önerge- YDG dergisinde bir bölüm ayr›larak, bu konu düzenli olarak ifllenmelidir. (Oy Birli¤i) B- AT‹K-YDG ile paylafl›mlara iliflkin Aç›klama – S›n›f mücadelesine dönük hareket ve kavray›fl›m›zdaki yak›nl›k bilinmektedir. Merkezileflmifl bir kurum olma perspektifiyle 3. Konferans sürecine gelen YDG ve 18. y›l›ndaki AT‹K-YDG aras›ndaki paylafl›m daha kurumsal olmay› dayatmaktad›r. Karfl›l›kl› faaliyetler, fiziki ve düflünsel boyutuyla daha koordineli desteklenmeyi gerektirmektedir. Bu sebeple (YDG Yaz Çal›flmalar›, AT‹K-YDG festivali, 5 Kas›m ö¤rencilerin Uluslarars› Eylem Günü vb), ortaklaflmalar›n yarat›lmas› mant›¤›yla, ön haz›rl›k sürecinden itibaren karfl›l›kl› kurumlar›n gündeminde yer edinmelidir. Bu y›l, birçok AT‹K-YDG’linin yaz tatili süreçlerinde Türkiye’de olmas›na karfl›n, var olan yaz çal›flmalar›na yönlendirilememesi, keza ayn› kavray›fltan kaynakl› AT‹K-YDG Kültür Sanat Festivalimize, Türkiye’de yaz›nsal dallarda katk› sunabilecek onlarca gencin olmas›na karfl›n bunu yaratamamam›z dikkat çekici bir örnektir. Bu ve benzeri ‘küçük’ ortaklaflmalar›n, ileriye dönük kazan›mlar› görülerek, koordinasyonumuzu yeniden ele almal›y›z. Önerge- ‹ki kurum aras›nda, diyalog ve sürecin takibi için Enternasyonal çal›flma komisyonu alt›nda somut görevli belirlenmelidir. (Oy Birli¤i) C- Farkl› geliflmelere dönük, Önerge-YDG’nin, din ve esasta ‹slam’a yaklafl›m›, Kemalizm, Kürt ulusu, Alevilik gibi konulardaki programatik düflünceleri bilinmektedir. Yay›n ve etkinliklerle derinlefltirilen bu konulardaki kavray›fl›n›z, her dönem ele al›nmay› gerektiren (Dergide, bildirilerde yapt›¤›n›z gibi) temel bir durumdur. Devrimci bir kurum olma yönüyle YDG’nin bu temel konulardaki yaklafl›m›, her an ihitiyaç duyulabilece¤i ön görüsüyle kal›c› broflür/kitapc›k haline getirilmelidir. Programda yer alan analizlerin derinlefltirildi¤i ve siyasal olarak zay›f gençlik kitlesi baz al›narak haz›rlanmas› gerekli oldu¤unu düflündü¤ümüz broflür/kitapç›k, ihtiyaç an›nda h›zla ulaflt›r›lacak genel bir A/P malzemesi olarak kavranmald›r. (Oy Çoklu¤u) 18. DÖNEM AT‹K-YDG MYK’SI Yeni Demokrat Gençlik 38 Kültür-sanat üzerine önerge “Her kültür belli bir toplumun siyasi ve ideolojik bir yans›mas›d›r… Emperyalist kültür ile yar›-feodal kültür yap›fl›k kardefllerdir… Böyle bir gerici kültür emperyalistlere ve feodal s›n›flara hizmet eder, dolay›s›yla da ortadan kald›r›lmas› zorunludur… Eski kültür ile yeni kültür bir ölüm kal›m mücadelesi içindedirler. Yeni kültür ise hizmet etmeyi amaçlad›¤› yeni siyaset ve yeni ekonominin bir ideolojik yans›mas›d›r.” diyor Baflkan Mao Ocak 1940’daki Yeni Demokratik Kültür bafll›kl› makalesinde. Ayn› bafll›kl› makalede Mao eski kültür ile yeni kültür aras›ndaki mücadelenin devrim ile karfl› devrim aras›ndaki mücadele oldu¤unu belirtiyor. Bugün Baflkan Mao’nun söylediklerine yar› feodal yar› sömürge ülkemizde ayan beyan tan›k oluyoruz. Sanat ve kültür ad› alt›nda emperyalizmin kölelefltirici kültürünün dayat›ld›¤›n› görüyoruz. Özellikle gençlik bugün ciddi bir sald›r› alt›ndad›r. Sanat ad›na, kültür ad›na gençli¤e afl›lanan tüketim kültürüdür, amaçs›zl›k, umutsuzluktur. Bir yandan Ortaça¤dan kalma hurafelerden töre cinayetlerine kadar e¤itimden aile içi iliflkilere kadar feodal kültür dayatmas›na maruz kal›rken bir yandan Mao’nun belirtti¤i gibi bu kültürün ikiz kardefli olan emperyalist kültür modernlik ad› alt›nda dayat›lmaktad›r. Bugün 12 Eylül gençli¤i ak›n ak›n popüler kültürün etkisinde bir “sanat” anlay›fl›na koflmaktad›r. Bugün “Recep ‹vedik” adl› hepimizin maalesef bilmek zorunda kald›¤› filme 4 milyonu aflk›n insan›n gitti¤i bir ülkede yafl›yoruz. Ayn› flekilde tiyatrolar›n devlet taraf›ndan kapat›l›p al›flverifl merkezlerine döndürüldü¤ü, özel tiyatrolara olan devlet deste¤inin gittikçe yok oldu¤u bir ülkede yafl›yoruz. Birçok yörenin halk oyunlar›n›n, türkülerinin yok oldu¤u, unutuldu¤u/unutturuldu¤u; bir taraftan da disko kültürünün özendirildi¤i bir ülkede yafl›yoruz. Ev kad›nlar›n›n feodal hapsolmuflluklar›na her gün televizyonlarda izledikleri saçma sapan kad›n programlar› ile daha bir hapsedildi¤i, çarp›k, yoz kad›n-erkek iliflkilerinin bir taraftan da kad›na yönelik fliddetin meflrulaflt›r›lmaya çal›fl›ld›¤› bir ülkede yafl›yoruz. Nas›l çürümüfl bir kültürün bizlere dayat›ld›¤›na dair daha yüzlerce örnek sayabiliriz. En k›sa haliyle emperyalizme göbekten ba¤l› ülkemizde sistemin kültürü ve sanat› çok iyi bir silah olarak kulland›¤› bir ülkede yafl›yoruz. Peki, dayat›lan bu yoz kültürün karfl›s›nda bizler yani yeni kültürün yani devrimin savunucular› ne yap›yoruz? Biz YDG’liler anti-faflist, anti-emperyalist ve anti-feodal anlay›fl›m›z›n kültür aya¤›n› ne kadar örebiliyoruz? Bugün için bu meselede çok yetersiz oldu¤umuz ortadad›r. Hem bu konuda at›l bir durumday›z, hem de kültür sanata bak›fl›m›z dogmatik ve yanl›fl anlay›fllar›n zaman zaman furyas›na kap›lmakta. Sanat genelde bizler için yeterli derecede ciddiye al›nmayan, önemsenmeyen bir olgu. Kitle faaliyetimizin en önde gelen arac› olan dergimizde bile kültür sanata iliflkin sürekli yaz›lar ç›kam›yor. Kültür sanat faaliyetlerinin ayn› zamanda bir örgütlenme arac› oldu¤u da göz önünde yeterince bulundurulmuyor. ‹çerik olarak ise sanata ve edebiyata daha genifl bir cepheden bakam›yoruz. Örne¤in roman seçerken do¤rudan politik mesajlar vermeyen romanlardan bahis aç›l›nca o da neymifl diyebiliyor, protest müzikten baflka müzik dinlemeyi küçümseyebiliyoruz. Halk›n öz birikimi yan›nda dünyan›n di¤er halklar›n›n sanat birikiminden de yararlanmay› hemen ön yarg›larla de¤erlendiriyoruz. Yeni Demokratik Kültür, genifl halk y›¤›nlar›n›n antiemperyalist, anti-feodal kültürüdür. “Devrimci sanat ve edebiyat halk›n hayat›n›n devrimci yazar ve sanatç›lar›n kafalar›ndaki yans›malar›n›n ürünüdür.” Halk›n yaflay›fl› güçlü ve önemli bir ilham kayna¤› olmal›d›r. Ancak bizim kültür sanat anlay›fl›m›z di¤er tüm halklar›n yeni demokratik kültürüyle de birleflmelidir ve hiçbir ulusun gerici emperyalist kültürüyle birleflmemelidir. Sürekli bize sunulan, içine do¤du¤umuz toplumda var olan bak›fl aç›lar›n› elefltiri süzgecinden geçirmeliyiz. Sanata genifl bakma amac›yla yaklafl›rken bu arada sanat için sanat yapma veya sanat için sanat› takip etme, s›n›flar üstü bir sanat› yani olmayan bir sanat› yaratmaya çal›flma gibi farkl› uçtaki anlay›fllara da set koymal›y›z. Sanat›n- kültürün- edebiyat›n özünde halka hizmet etmesi gerekti¤ini gözden kaç›rmamal›y›z. Bu arada estetik de¤eri de önemsemeli, sanatsal anlamda da niteli¤imizi yükseltmeliyiz. Kültür sanata önem vermeliyiz çünkü unutmamal›y›z “devrimci kültür genifl halk y›¤›nlar› için güçlü bir silah- Yeni Demokrat Gençlik 39 Halk›n en dinamik kesimi olan, sistem için en tehlikeli unsur olarak bizler gençlik olarak bu silaha gereken önemi vermeliyiz, kültür ordusu yaratmay› önümüze hedef olarak her zaman koymal›y›z. Bize gittikçe daha fazla dayat›lan burjuva feodal kültürü elefltirerek teflhir etmenin de mücadele yöntemlerinden biri oldu¤unu unutmamal›y›z. Latin Amerika filmleri seçildi. t›r”. Halk›n en dinamik kesimi olan, sistem için en tehlikeli unsur olarak bizler gençlik olarak bu silaha gereken önemi vermeliyiz, kültür ordusu yaratmay› önümüze hedef olarak her zaman koymal›y›z. Bize gittikçe daha fazla dayat›lan burjuva feodal kültürü elefltirerek teflhir etmenin de mücadele yöntemlerinden biri oldu¤unu unutmamal›y›z. Örne¤in dergimizde bu konuda sürekli elefltirilerin olmas› için çaba gösterebiliriz. Karfl›-devrimci kültürün sanat-edebiyat anlay›fl›n› sanatsal niteli¤ini de gözden kaç›rmadan sürekli takip ederek elefltirmeli, devrimci kültürün sanat›n›n ürünlerinin takip edilmesini ise sürekli olarak yayg›nlaflt›rmaya çal›flmal›y›z. Biraz somut araçlardan bahsetmek gerekirse yaflanm›fl bir örnek üzerinden konuflaca¤›z; ancak maalesef Ankara YDG’nin pratiklerinden olmayacak bu örnekler. AÜ Hukuk Fakültesi Ö¤renci Derne¤i bu y›l›n bafl›ndan beri kültür sanat atölyeleri kurdu. Sinema, halk oyunlar›, edebiyat ve müzik atölyesi olmak üzere 4 atölye var. Sinema atölyesi olarak ayl›k tematik yani konu belirleniyor ve haftada en az bir gösterim yap›l›yor; gösterimlerden sonra film hakk›nda hem sanatsal yönü hem de filmin konusu üzerine söylefliler de oluyor. ‹lk konu Çingeneler ve Çingene filmleri idi. Bir de bülten ç›k›yor. Çingeneler konusu kapsam›nda söyleflilerde ve bültende uzun uzun Çingenelerin yaflay›fl›ndan bahsettik, konu Engels’in Ailenin Devletin Özel Mülkiyetin Kökeni kitab›nda anlat›lanlara kadar geldi. ‹kinci ay›n konusu olarak Halk oyunlar› atölyesi olarak haftada bir gün çal›fl›l›yor ve Diyarbak›r-Artvin yöreleri ö¤reniliyor. Halk oyunlar› hocas› s›k s›k dillerin kültürlerin unutturuldu¤undan, bazen oyunlar›n bile ekonomik kökeni oldu¤undan bahsediyor. Edebiyat atölyesi olarak Ö¤renci Derne¤inin tan›flma toplant›s› için bir fliir ve öykü dinletisi yap›ld›. Ahmed Arif’ten, Kemal Burkay’dan fliirler okundu. Bir arkadafl›n yazd›¤› öykü dile getirildi. Bunun yan›nda Kafka’n›n Dönüflüm roman›n› okuyup insan›n kendine olan yabanc›laflmas›n› tart›flma karar› al›nd›. Müzik atölyesi yeni olufltu, flimdilik ilk faaliyetleri Kaz›m Koyuncu anmas›na ön ayak olmak oldu. Ayn› anmada edebiyat atölyesi fliir dinletisi, sinema atölyesi film gösterimi yapt›. Bütün bu HFÖD atölye faaliyetlerini biraz da ayr›nt›l› bir biçimde anlat›lmas›n›n -anlat›m›n bafl›nda da söyledi¤imiz gibi-bir nedeni vard›r. HFÖD YDG’den farkl› yap›da bir demokratik kitle örgütü olsa da buna benzer çal›flmalar yapabilir. Alanlarda gerçekten ifllevsel bir biçimde faaliyet yürüten kültür sanat komisyonlar›n›n hatta alanlardaki faaliyetçilerin ve okurlar›n ilgi alanlar›na göre alt komisyonlar kurulabilir. Dergimizde düzenli olarak bir Genç kad›n sayfas› oluflturuldu¤u gibi düzenli kültür sanat sayfalar› oluflturulmal›d›r. Ankara YDG (Oy Çoklu¤u) Yeni Demokrat Gençlik 40 Hapishaneler üzerine önerge Tarih boyunca süren ezen ezilen mücadelesinde her türlü bask› ve zor araçlar›n› ellerinde bulunduran egemenler; sömürü ve talanlar›n› devam ettirmek, ezilenlerin eflitlik, özgürlük mücadelelerini bast›rmak için infla etmifltir hapishaneleri. Yoksunluk ve sömürü koflullar›na bafl e¤meyen insanl›¤›n yar›nlara dair tüm umutlar›n›n bask› ve zorla yok edilmek istendi¤i yerler olan hapishanelerin ilk elden hedefinde bulunanlar da daima toplumun ilerici, devrimci, muhalif güçleri olmufltur. Emperyalizm eliyle savafllar›n ve iflgallerin yafland›¤› dünyan›n pek çok bölgesindeki uygulamalara bakt›¤›m›zda en ön s›ralarda hapishaneler oldu¤unu, Guantanamo, Ebu Garip, uçak hapishaneleri, gemi hapishaneleri derken özgürlükleri ipotek alt›na al›nmak istenen halklara insanl›k d›fl› uygulamalar›n bu mekanlarda yap›ld›¤›n› rahatl›kla görebiliriz. Egemenlerce “suçlu” olarak görülen bireylerin kapal› mekanlarda tutulmas› uygulamas› esas olarak tarihin ilk dönemlerine kadar uzanmaktad›r. Bu dönemde uygulanan hapsetmeler ifllenen suçla ilgili de¤il, verilen idam vb. cezalar›n uygulanaca¤› güne kadar kifliyi al›koyma fleklindedir. Ancak, toplumsal yap›n›n geliflimi ve de¤iflimine paralel olarak hapsetmenin amac› da de¤iflmifl ve kapal› yerde tutma uygulamas› bireyin “›slah edilmesi” için uygulanan bir ceza uygulamas› halini alm›flt›r. Hapis cezalar› bir ceza yöntemi olarak s›n›fl› toplumun ortaya ç›k›fl› ile birlikte uygulanmaya bafllam›flt›r. Hapishaneler tarih sahnesinde yerini ald›¤› günden bu güne hakim s›n›f›n mahpuslar› “›slah etme” “kimliksizlefltirme” amac›yla kulland›¤› alanlar olagelmifltir. Ve egemenler bu “›slah etme” yolunda bask› ve fliddet uygulamalar›ndan da hiçbir zaman geri durmam›flt›r. ABD, muhalifleri hapishanelerde tecrit ederek yaln›zlaflt›rmak, bu yolla kifliliklerini yok ederek itaate zorlamak için ilk büyük laboratuar› Kore’de kurmufltur. Ve Psikiyatrist Doktor Edgar Schein burada asker psikolog olarak görev yaparken daha sonra hava kuvvetlerine ve CIA’ya aktaraca¤› deneyimler edinmifltir. Bu deneyimleri hapishanelerde de kullan›lm›fl ve Schein yirmi dört maddelik özel bir program haz›rlam›flt›r. Bu program›n özü: karakter zay›flat›lmas› için teknikler uygulanmas›, sert hapishane yöntemleriyle arada bir düzenli olarak iflkence yap›lmas›d›r. Almanya’da 1940’l› y›llarda Hitler’in psikolog ve sosyologlar› toplama kamplar›n› ve hücreleri keflfetmifl, bu yaln›zlaflt›rma laboratuar›nda itaat ve korku Harlow’un deneyimlerindeki gibi maymunlara de¤il insanlara ö¤retilmifltir. Almanya’da 1970’li y›llar›n bafl›nda hücre tipi uygulamalar› ilk olarak RAF üyelerine uygulanm›flt›r. Laboratuarlar teknolojinin de deste¤iyle daha da gelifltirilerek bu sistem yetmiflli y›llarda bütün dünyada yayg›nlaflm›flt›r. ‹ngiltere’de IRA’ya, Latin Amerika’da, ABD’de BLA’ya, ‹talya’da K›z›l Tugaylar’a, Kore’de, Vietnam’da kullan›lm›flt›r. Almanya’da Stammheim Cezaevinde, ‹ngiltere’de Özel Güvenlik Ünitelerinde, ABD’de H Bloklar›nda, Güney Asya’da kaplan kafeslerinde birçok insan hücrelerin sessizli¤ine b›rak›ld›lar. Sonuç: tutuklu ve hükümlülerin beden ve ruh sa¤l›klar›nda ciddi, kimi zaman geri dönülmez hasarlar›n yaflanmas› oldu. Sisteme muhalif olanlar› kendi hukuku ile yarg›layan, eflitsizli¤in ve yoksullu¤un faturas›n› da onlara kesen egemenler tutsak ald›¤› bedenlere fliddet ve bask› uygularken; esasta tutsaklar›n düflüncelerini teslim alma çabas›ndad›r. Örne¤in, ilk olarak Hitler faflizminin keflfetti¤i hücre cezas› uygulamas›, hemen hemen ayn› dönemde Türkiye’de de hücre ve tabutluklar olarak uygulanmaya bafllam›fl ve buralara ilk konulanlar siyasi tutsaklar olmufltur. Eflit, insanca, özgür bir gelecek mücadelesi içinde olan devrimci tutsaklar bu sald›r›larda daima ana hedefe konulmufltur. Hapishaneleri iflkencehaneye çeviren, buralarda komünist ve devrimci tutsaklar› katleden, 12 Eylül askeri faflist darbesinde bir milyona yak›n insan› hapse atan, iflkenceden geçiren anlay›fl›n temelinde bu yatmaktad›r. Devrimci düflünceyi yok etmek, kimliksiz hale getirmek amac›yla dünden bu güne onlarca hapishane katliam› yap›lmas› da bu amaca hizmet etmek içindir. Toplumun teslim al›nmas› ve susturulmas›, sokaklar›n “ölükent”e dönüfltürülmesi için Buca, Diyarbak›r, Ümraniye ve Ulucanlar hapishanelerinde insanl›k d›fl› katliamlar yap›lm›fl, Burdur’da kepçe ile kol kopart›lm›fl, Ulucanlar’da “hamam iflkencesi” ad› alt›nda devrimci düflünceye olan kin ve tahammülsüzlük ortaya serilmifltir. Hapishanelerde süren tüm bu zindanc›, insanl›k d›fl› katliam ve iflkence uygulamalar› egemenlerin, ezenlerin ç›karlar›na ters düflen tüm sesleri bo¤maya çal›flma çabas›n›n bir sonucudur. Egemenlerin, hapishaneleri daha etkili bir “imha ve sindirme” arac› haline getirme, devrimci düflünceyi kitlelerden yal›tma ve devrimci iradeyi teslim alma yolunda att›¤› en büyük ve korkunç ad›mlar›ndan biri de 19 Aral›k 2000 Hapishaneler Katliam› olmufltur. Kurflunlar, bombalar ve kimyasal silahlar ile 20 hapishaneye efl zamanl› gerçeklefltirilen bu operasyon toplumsal muhalefeti sindirmek için infla edilen F tipi tecrit hapishanelerinin aç›l›fl› için gerçeklefltirilmifl ve 28 devrimci tutsa¤›n katledilmesine ra¤men ad›na “hayata dönüfl operasyonu” denebilmifltir. 19 Aral›k katliam›nda “B‹Z‹ D‹R‹-D‹R‹ YAKTILAR” diyen kad›n tutsa¤›n yanm›fl yüzü hâla haf›zalar›m›zdad›r. Her ç›kan ambulans›n önüne kendini atan analar, Adli T›p morgundan yükselen feryatlar haf›zalar›m›zdad›r. Yi- Yeni Demokrat Gençlik ne bu ölüm gününde halaylara duran devrimci irade, zafere türkü ça¤›ldayan devrimci düflünce yan› bafl›m›zda ve yüreklerimizdedir. Katliam ve iflkence ile hayata geçirilen F tipi hapishane uygulamas›n›n bafllad›¤› o günden bu güne 8 y›l geçmifl ve bafll› bafl›na bir iflkence politikas› olan tecrit etmenin üzerine nice yeni uygulamalar eklenmifltir. Bu süreçte yaflanan direnifl ve ölüm oruçlar›nda 122 devrimci ölümsüzlü¤e u¤urlanm›flt›r. F tipi hapishanelerin hayata geçirilmesiyle birlikte tutsaklar zaten birer yal›t›m alan› olan hapishaneler içersinde ayr› bir yal›t›ma, tecrit içerisinde ayr› bir tecride maruz kalm›fllard›r. F tipi hapishanelerde tutsaklara yönelik uygulamalar onlar› sadece tecrit etme ile de s›n›rl› kalmamaktad›r. Bugün art›k ülkenin hapishaneleri 12 Eylül koflullar›n› dahi geçecek doluluktad›r. Ekim ay› sonu itibariyle hapishanelerde bulunan tutuklu ve hükümlü say›s› 100 bin 599 olmufltur ki Türkiye`deki 458 ceza ve infaz kurumunun toplam kapasitesi 78 bin 318 kifliyle s›n›rl›d›r. Her gün yenileri aç›lan bu hapishanelerde tecrit ve her türlü iflkence sürdürülmektedir. Ölümlerin ve intiharlar›n ola¤an hale getirildi¤i, yaflam›n› yitirenlerin bas›n haberlerine konu olmaktan dahi ç›kar›ld›¤› ülkede hapishanelerde yaflanan ihlallerin sonu gelmemektedir. Hapishanelerde durum böyleyken d›flar›da tutsaklar›n sesini-sorunlar›n› duyurmak isteyenler de her türlü fliddete u¤ram›fl, içerde ve d›flar›da tecride karfl› mücadelenin büyümesinden daima korkulmufltur. Tekli-üçlü hücrelerde toplumdan izole edilen tutsaklar›n öncelikle görüflçü say›lar› s›n›rlanm›fl, görüfl süreleri azalt›lm›fl, mektuplar› imha edilmifl, d›flar›ya dönük tüm yüzleri sessizce yok edilmeye çal›fl›lm›flt›r. Emek-demokrasi güçlerine, devrimci-sosyalist güçlere “tehdit-susturma-korkutma” unsuru olarak sürekli yenilenen hapishane uygulamalar›na bakt›¤›m›zda: * Hapishanelerde ve d›flar›da F Tipi hapishaneleri protesto amac›yla sürdürülen ölüm oruçlar›n›n sona ermesini sa¤layan Adalet Bakanl›¤› Genelgesi keyfi olarak uygulanmamaktad›r. * ‹mral› Hapishanesi’nde tek kiflilik hücrede tutulan Kürt Ulusal Hareketinin önderi Öcalan’›n en temel insan haklar› gasp edilmekte ve Öcalan üzerinden sistem Kürt ulusuna ve demokratik kamuoyuna sald›rgan mesajlar vermektedir. * Hapishane içinde ayakkab› aramas› dayatmas› nedeniyle tutsaklar›n hastane, mahkeme ve revire ç›k›fllar› engellenmektedir. * Sevklerde, hastane ve mahkeme gidifllerinde tutsaklara sald›r› ve temel ihtiyaçlar›n karfl›lanmamas› “geleneksel” hale getirilmifltir. * Her türlü temel ve insani ihtiyac›n “dilekçe” ile temini dayatmas› nedeniyle zorluklarla karfl›lafl›lmaktad›r. * Yaflamsal konularda: tutsaklar›n su-›s›nma-beslenme ve 41 sa¤l›kl› ortamda kalma olanaklar› yoktur. Su kesintileri, kantin k›s›tl›l›klar›, fahifl fiyat ve kalitesiz ürün uygulamalar›, d›flar›dan g›da getirilmesi yönündeki engeller bunu yaratmaktad›r. * Verilen yemeklerin kalitesiz-az-kötü oluflu nedeniyle tüm ihtiyaçlar›n› kantinden para ile almak zorunda kalan tutsaklar “paral› mahpusluk” statüsündedir. * Tutsaklar›n dava arkadafl› ya da kendi talebi ile birlikte olmak istedi¤i hücre arkadafl› talebine olumsuz yan›t verilmektedir. Böylece tecrit katmerli hale getirilmektedir. * Bask›lar ve sald›r›lara karfl› ortak durufllar›n karfl›s›nda devlet ikinci bir ceza olarak “hücre cezas›” vermekte, demokratik ve insani talepler bu yolla bast›r›lmaya çal›fl›lmaktad›r. Art›k otomatik hale getirilen bu hücre cezalar› y›llara vard›r›lmakta, bu süre içinde tutsaklara görüfl ve mektup haklar› kulland›r›lmamaktad›r. * Üç hücre cezas› alan hükümlülerin infaz› yak›lmakta, bu yolla hapishaneden ç›k›fl umudu da azalt›lmaktad›r. * A¤›rlaflt›r›lm›fl müebbet cezas› alanlar›n tek kiflilik hücrelerde tutulmas› ve görüfl, havaland›rma k›s›tlamalar› sonucu “tek kiflilik a¤›rlaflt›r›lm›fl tecrit” uygulamas›na bafllanm›fl, infazda eflitsiz koflullar nedeniyle hukuksuzluk meflru hale getirilmifltir. * Tutsaklar›n hapishanelerde yaflad›¤› ihlal ve sald›r›lar› flikayet konusu yapt›¤› dilekçeler kaybedilmekte, ‹nfaz Hakimliklerine ulaflanlar ise hep ayn› flekilde “takipsizlikle” sonuçlanmaktad›r. * Hapishaneler idareleri, tutsaklar›n “bireysel baflvuru ve bilgi edinme hakk›nda yararlanma” haklar› engellemektedir. * Anadilde konuflma hakk› engellenmektedir. Kürtçeden baflka dil bilmeyen tutsak ve yak›nlar› görüflememekte ve zorluklarla karfl›laflmaktad›r. * Haklar›nda mahkemelerce verilmifl toplatma ve yasaklama karar› olmamas›na ra¤men Kürtçe ve baz› muhalif yay›nlar, cezaevi idaresince keyfi olarak el konulmakta ve tutsaklara verilmemektedir. * Tutsaklar›n içme ve temiz su ihtiyac› karfl›lanmamakta, s›cak su 15 günde bir verilmektedir. * Tutsaklar›n odalar›nda 3 kitaptan fazlas›n› bulundurmas›na izin verilmemektedir. * Tutsaklar›n spor yaparken boyunlar›n›n alt›na koyduklar› gazeteler, gardiyanlarca ‘amaç d›fl› kullan›lamaz’ gerekçesiyle verilmemektedir. * Tutsaklar›n TV sehpas› veya çöp kovas› olarak kulland›¤› pet fliflelere cezaevi yönetimince, ‘amac› d›fl›nda kullan›lamaz’ gerekçesiyle el konulmufltur. * Hapishane yönetimince sadece siyah, beyaz ve gri renk iç çamafl›r› giyilmesine izin verilmektedir. * Hapishanelerde yaflanan di¤er en can yak›c› sorun ise: HASTA TUTSAKLARDIR. Sa¤l›ks›z koflullarda ve yetersiz beslenme, yetersiz tedavi koflullar›nda kalan tutsaklar yaflam- 42 la ölüm aras›ndaki en ince çizgide yaflam savafl› sürdürmektedir. Hastane sevkleri zaman›nda yap›lmayan, hastanelerde en insanl›k d›fl› uygulamalara maruz kalan, teflhis ve muayene s›ras›nda kelepçe ile ve doktorun yan›nda gardiyan›n da bulundu¤u ortamlarda muayene dayat›lan tutsaklar ço¤unlukla muayene dahi olmadan geri dönmektedir. Hastanelerdeki mahkum ko¤ufllar›nda ise kendi ihtiyaçlar›n› karfl›layamayacak durumdaki tutsaklar›n ça¤r›lar› bofllukta as›l› kalmakta, yata¤a kelepçeli tutsa¤›n tuvalet ihtiyac› için bile onlarca prosedür iflletilmektedir. Dünden bugüne yüzlerce tutsa¤›n bu insani olmayan koflullar ve tedavi engelleri nedeniyle yaflam›n› yitirdi¤i hapishanelerdeki revirlerde ise tek tedavi ilac› “aspirin “ olarak görülmekte, hastal›k teflhis ve tedavileri geciktirilerek yap›ld›¤› için yaflamlar solmaktad›r. Murat Dil, Polat ‹yit, Han›m Baran, Salih Sevinel ve 77 yafl›ndaki Ali Çekin gibi onlarcas› bu ihmalin sonucunda yaflama veda etmifltir. Hasta tutsaklara yönelik tüm ça¤r›lar› yan›ts›z b›rakan egemenler bu ölümlerin alt›na da imzalar›n› atm›fllar›d›r. Art›k isimlerini hepimizin ezbere sayd›¤›, baflta 20 ameliyat geçiren mesane kanseri Erol Zavar olmak üzere, Aynur Epli, Gazi Da¤, ‹nayet Mete, Memduh K›l›ç, Afyon Korkmaz, Mesut Deniz gibi onlarca a¤›r hasta tutsak için yap›lan ça¤r›lar da yan›ts›z b›rak›lmakta, yeni ve sessiz ölümlere davetiye ç›kar›lmaktad›r. 100 binin üzerinde tutuklu ve hükümlü bulunan hapishanelerde sadece 67 hekimin olmas› “hapishane ve sa¤l›k sorununa” hakim anlay›fl›n asl›nda “asmayal›m da besleyelim mi” diyen 12 Eylülcü anlay›fla tekabül etti¤ini göstermektedir. Bu y›l hapishanelerde sa¤l›k ve sald›r›lar sonucu yaflanan 18 can yitimi bu anlay›fl›n en aç›k kan›t›d›r. Yine hapishanelerden 2000’in üzerinde ihlal ve hak gasp› baflvurusu yap›lmas› egemenlerin “iflkenceye s›f›r tolerans “ yalanlar›n› a盤a ç›karmaktad›r. Hapishanelerde sadece siyasi tutsaklara de¤il adli tutsaklara da önemli bask›lar uygulanmaktad›r. ‹nsanl›k onurunu hiçe sayan iflkence, kötü muamele uygulamalar›n›n yayg›nl›¤›, sistemin hapishaneler yaklafl›m›n› gözler önüne sermektedir. Yine hapishanelerdeki yasaklar listesine bakt›¤›m›zda ise insani olan her fleyin bu kapsamda oldu¤unu görürüz. Hapishanelerde; • Gazete arflivi tutmak • Siyah üzüm istemek • Sabun ve deterjan› pencere kenar›na koymak • Kantin günü d›fl›nda al›flverifl yapmak istemek • Kantinden oda arkadafllar› için al›flverifl yapmak • D›flar›dan yiyecek almak • Ziyaretçilerin getirdi¤i giysileri giymek • Ajanda ve spiralli defteri içeri sokmak • Voleybol oynarken konuflmak • Mektuplarda moral verici cümlelere yer verilmesi Yeni Demokrat Gençlik • Walkman ile müzik dinleme • Cezaevi idaresinin tutumuna iliflkin d›flar›ya mektup göndermek • Görüfllerde anadilde (Kürtçe) konuflmak • Kürtçe yay›n almak •Sosyalist ve muhalif yay›n almak YASAKTIR!.. Son dönemde artan faflist ve flovenist histeri ile yükselen sald›r›lar da yine en çok hapishanelere yans›m›flt›r. Engin Ceber sosyalist bir dergi da¤›t›m›nda kurflunla felç edilen Ferhat Gerçek ile ilgili bas›n aç›klamas›na kat›ld›¤› için hapsedilmifl ve hapishanede iflkence ile katledilmifltir. Gebze’de yurtsever kad›n tutsaklara adli tutsaklar b›çak ve sat›rlar ile sald›rm›fl, ancak o meflhur “yüksek güvenlik” bu sald›r›da ifllememifltir. Karatafl Kad›n Kapal› Hapishanesinde görüfle ç›kan tutsaklar›n kollar›na zorla “tek bayrak-tek dil-tek vatan” mührü bas›lmak istenmifl, itiraz edenlerin görüflleri engellenmeye çal›fl›lm›flt›r. K›r›kkale F Tipi’ne sürgün sevk yap›lan Sincan F Tipi’ndeki tutsaklar yerlerde sürüklenmifltir. K›r›klar F Tipi’nde hastane sevkinde tutsaklar ölesiye dövülmüfl, yine son hastane sevkinde devrimci bir tutsak boynuna ip geçirilerek bo¤ulmaya çal›fl›lm›flt›r. Sokakta polis yetkilerinin artt›r›lmas› sonucu yap›lan katliamlar içerde sald›r› ve iflkencelerle devam etmektedir. Hepimiz biliyoruz ki hapishaneler özgürlü¤ün insan elinden al›nmas›d›r, eflitlik ve özgürlük mücadelesi yolunda, yar›nlar için, düfller ad›na ödenen bir bedeldir. Tecrit, yaflam alan›n›n darac›k bir hücrede insan sesine, yüzüne, maviye, yeflile hasret b›rak›larak s›n›rland›r›lmas›d›r. Ve devrimci-komünist tutsaklar tüm bu koflullara, sald›r›lara, yasaklar denizine karfl› direnifllerinden hiçbir zaman vazgeçmemifl, kavgan›n, mücadelenin, devrimci kararl›l›¤›n miras›na her zaman sahip ç›km›fllard›r. Fakat ne yaz›k ki bugün art›k ad› iflkence, sald›r›, hak gasplar› ile özdeflleflmifl olan hapishaneler sorunu toplumun gün geçtikçe daha fazla kan›ksad›¤› bir sorun halini alm›flt›r, hapishanelerde yaflananlar birçok insan› üzmekle beraber art›k flafl›rtmamaktad›r. Fakat yaflanan her fleyin bilincinde olan bizler asla bu kan›ksamadan pay›m›za düfleni almamal› ve 3. Konferans›m›z arac›l›¤›yla anlam›n›n ve öneminin fark›nda oldu¤umuz devrimci dayan›flman›n yaflam bulmas› için elimizden geleni yapaca¤›m›z›, hapishaneler sorununa karfl› duyarl›l›¤›m›z› artt›raca¤›m›z› buradan bir kez daha duyurmal›y›z. Çünkü gene hepimiz biliyoruz ki hapishanelerde yaflanan tüm sald›r› ve bask›lara karfl› d›flar›daki mücadelenin en önemli ad›m› devrimci ve komünist tutsaklar ile dayan›flmak ve onlara dün oldu¤undan daha fazla sahip ç›kmakt›r. Ek olarak, özellikle devlet taraf›ndan hapishanelerde yaln›zlaflt›r›lan tutsaklarla dayan›flma artt›r›lmal›, tutsaklarla elden geldi¤ince kitap, dergi, makale paylafl›m› yap›lmal›d›r. ‹zmir YDG (Oy Birli¤i) Yeni Demokrat Gençlik 43 KOLEKT‹F‹N SES‹ ‹ddialar›m›za hayat vermede cüretli olal›m Geride kalan bir y›ll›k faaliyet süresi boyunca ele ald›¤›m›z politikalar› ve prati¤imizi de¤erlendirdi¤imiz ve önümüzdeki sürecin genel politik yönelimlerini karar alt›na ald›¤›m›z konferanslar›m›z›n üçüncüsünü 6-7 Aral›k’ta gerçeklefltirdik. Konferans süresince genel hatlar›yla de¤inilen birçok konu, kendi öznel durumumuz kapsam›nda de¤erlendirildi¤inde daha iyi anlafl›lacakt›r. Peki, YDG’nin ve içinden geçilen sürecin öznel durumu nedir? Gerek konferans esnas›nda gerekse de önceki de¤erlendirmelerde, devrimci hareketi bir kabus gibi saran tasfiyecilik dalgas›n›n etkilerinden fazlas›yla bahsetti¤imiz bilinmektedir. Özelde devrimci ve ilerici güçlerin “politikas›zl›k” ve güven sorunu (kitlelere, kendine ve devrime) yaflad›¤› bu sürecin hareketsizli¤i ve iddias›zl›¤› revaç hale getirmesi flafl›rt›c› de¤ildir. ‹ddias›zl›¤a, güvensizli¤e ve hareketsizli¤e karfl› iradeyi ön plana ç›karmak, mücadelenin bilimsel dayanaklar›na hakim olarak kitlelere ve devrime sars›lmaz bir güvenle ba¤lanmak, (bunlar›n sonucu olarak) aral›ks›z bir çal›flma temposu içerisinde olmak, her anda örgütlenme perspektifini esas almak olmas› gereken ancak içinden geçti¤imiz aflamada hedeflememiz ve baflarmam›z gereken özelliklerdir. Geride b›rakt›¤›m›z 3. Konferans›m›z, mevcut bu sorunlar› fazlas›yla irdeledi¤imiz bir sürecin ard›ndan, önümüzdeki döneme güvenle bakmak ve iddial› olmak için bize önemli veriler sunmaktad›r. Politik yönü daha güçlü ve daha örgütlü olma konusunda att›¤›m›z ad›mlar›n do¤rulu¤unu, geliflimimizin pozitif e¤ilimini göstermektedir. SSGSS sald›r›s›na karfl› emekçi kitlelerin verdi¤i mücadelenin tüm pasiflefltirme giriflimlerine ra¤men göz dol- duran içeri¤i, 2008 boyunca say›ca da art›fl gösteren grev ve direnifllerin varl›¤›, gençlik kesimleri içerisinde artan hareketlenmeler ve tüm bunlar›n esasta kendili¤inden bir çerçeve içerisinde oldu¤u gerçekli¤i, “devrimci özne” gereksinimini ve devrimci öznelerin neye yo¤unlaflmas› gerekti¤ini gösteren geliflmeler olmufltur. Tüm bu göstergeler ›fl›¤›nda basitten karmafl›¤a, azdan ço¤a do¤ru bir mücadele hatt›n› infla et- mek için kendi öz sorunlar›m›z› da görmezden gelmeden bir çal›flma yürütmemiz kaç›n›lmazd›r. ‹flte bu kapsamda geride kalan üç konferans›m›z birbirine devretti¤i deneyimlerle ve geliflme dinamikleriyle umut vericidir. Devrimci örgütlerin önemli sorunlar›ndan birisi olan deneyim birikimi konusunda bilhassa 2000 sürecinin ard›ndan olumlu bir hat tutturabildi¤imizi, birikimimizi politik tespitlerimize yans›tabildi¤imizi söyleyebiliriz. Bu birikime ra¤men mevcut pratikten uzaklaflma tarz›n›, tasfiyecili¤in saflar›m›zdaki etkisini k›rabildi¤imiz iddia edilemese de daha fazla iradi müdahale ile politikleflmede ataca¤›m›z her ad›mla bu sorunu bertaraf edebilece¤imizi 44 biliyoruz. Örgütümüzün, merkezi en önemli araçlar›ndan birisi olan konferanslar›n öneminin a盤a ç›kmas›nda tutturdu¤umuz ivme ve konferanslara verilen önem de alt bir bafll›k olarak bu konuda de¤erlendirilmelidir. ‹lk konferans›m›z, bilinen bir arac›n örgütümüz taraf›ndan ilk kez kullan›l›fl›ndan daha öte bir anlam ifade etmekteydi. YDG program›n›n belirlenmesinin yan› s›ra k›s›tl› zaman süresince esas ve temel konularda çal›flma tarz›m›z›n detayland›r›ld›¤› bu konferans›n ard›ndan öznel nedenlerden kaynakl› merkezi bir irade oluflturmak için bir sene sonras›nda yeniden konferans örgütleyemememiz bir olumsuzluk olsa da 2007 y›l›nda tekrar kendisini ihtiyaç olarak dayatan konferans›n gerçeklefltirilmesi önemlidir. ‹lk konferans›m›z, YDG’nin 2000’li y›llar›n bafl›ndan itibaren süreklilefltirmek için u¤raflt›¤› kitle çal›flmas› vurgular›n›n toplam›ndan tutal›m da birçok konuya dair perspektif sunma hedefiyle örgütlenmifltir. Y›llarca sürdürdü¤ü çal›flmalarla devrimci gençlik örgütleri aras›nda yads›namayacak bir yer edinen YDG’nin program›n›, anlay›fl›n›, ilkelerini oluflturma çabas› birinci konferansta öne ç›km›flt›r. Farkl› ülkelerden dost ve kardefl örgütlerin deneyimlerinin al›nd›¤›, Türkiye’den dost örgütlerin k›s›tl› da olsa ilgi gösterdi¤i bu konferans, YDG için “baflar›baflar›s›zl›k” de¤erlendirmesinin geri planda kalmas› gereken bir konferanst›. Geriye dönüp bakt›¤›m›zda 1. Konferans›n baflar›l› olmas›ndan öte bize ne gibi deneyimler kazand›rd›¤›n›n öne ç›kmas› da iflte bu nedenledir. Ne kadar sistemli ele ald›¤›m›z bir yana farkl› örgütlerin bu süreci nas›l ifllettiklerini anlama çabas›n›n 1. Konferansla ortaya ç›kt›¤›n› ve bu sene gerçeklefltirdi¤imiz 3. Konferans sürecinde bu analiz çabas›n›n senteze dönmeye bafllad›¤›n› söyleyebiliriz. Art›k birçok aç›dan YDG’nin örgütlenmesi sürecinde neyin do¤ru neyin yanl›fl oldu¤unu ve hiçbir biçimin dogma olmad›¤›n› daha iyi biliyoruz. 2. Konferans da konferans konusunun YDG aç›s›ndan özelleflmeye bafllad›¤›n› gösteren yeni bir örnek olmufltur. YDG’nin kendi tarz›n›, kendi ihtiyaçlar› do¤rultusunda oluflturdu¤unu/oluflturmaya bafllad›¤›n› gösteren bu konferans, tart›flmalar, haz›rl›k, de¤erlendirmeler ve a¤›rl›kl› olarak prati¤e dönük tarz›yla dikkat çekicidir. Büyük oranda ilk konferans sürecinde tamamlad›¤›m›z “YDG nedir?” sorusundan öte örgütlenme sürecinde ortaya ç›kan eksikliklerin tart›fl›ld›¤›, kitle ve farkl› kitle örgütleri konular›n›n daha fazla öne ç›kt›¤› 2. Konferans yukar›da de¤indi¤imiz YDG’nin kendi özgünlü¤ü konusundaki tarz›n göstergesidir. Geride kalan konferanslar›n tamam›nda teknik haz›rl›¤›n, biçimlerin de¤il de içeri¤in ön plana ç›kmas›, verimlili¤in prati¤e dönük olarak Yeni Demokrat Gençlik sorgulanmas› büyük bir olumluluktur. Kitle konusunun sürekli ayn› düzeyde gündemleflmedi¤i gerçekli¤iyle birlikte YDG’nin nas›l bir örgüt oldu¤u konusunun netleflmeye bafllad›¤› bu süreçte bir durgunlu¤un etkilerinden bahsetmek gerekmektedir. Kitlelerin gündemlerinin ve dolay›s›yla kitle çal›flmas›n›n “unutuldu¤u” süreçler yaflad›¤›m›z düflünüldü¤ünde ve genel devrimci hareketin de bu sorundan etkilendi¤i gerçekli¤iyle asl›nda ilk konferanstan bu yana u¤raflt›¤›m›z aç›kt›r. 2. Konferans sürecinde kendisini tam olarak hissettirmeyen durgunlu¤un bu seneki etkisi de düflünüldü¤ünde 2008 y›l›n›n nas›l geçirildi¤i ve 3. Konferans›n nas›l örgütlendi¤i sorular› daha fazla ön plana ç›km›flt›r. Geçmifl süreç de¤erlendirilmesinde de belirtildi¤i üzere durgunlu¤un damgas›n› vurdu¤u 2008, bizim aç›m›zdan da adeta bir irade savafl› halinde geçmifltir. Ne bu irade savafl›n›n kazan›ld›¤›n› ne de irade savafl›n›n sonland›¤›n› söylemek mümkündür. Sistemin kriziyle paralel geliflen tasfiyecilik sald›r›s›yla daha da u¤raflaca¤›m›z aç›kt›r. Ancak örgütümüzün bu konuda yapt›¤› belirlemeler ve kat etti¤i mesafe daha önce de belirtti¤imiz gibi umut vericidir. 2008, kitlelere ra¤men devrimcilerin “durgunlaflt›¤›” bir y›l olsa da kitle çal›flmas› konusunun kronik bir sorun olmas›na izin vermemek için gerçeklefltirdi¤imiz çal›flmalar dikkat çekicidir. 3. KONFERANS ÖNCES‹ ÇALIfiMALAR ÜZER‹NE Uzun uzad›ya de¤erlendirerek genel bir yaklafl›m oluflturdu¤umuz bu konuda tekrarlar yapmak yerine k›sa bir vurgu yapmak istersek 6 Kas›m 2008 sürecinin ve sonras›ndaki çal›flmalar›n etkilerini 3. Konferansa yans›malar› ekseninde de¤erlendirebiliriz. Toplumsal de¤iflmelerin do¤ru yorumlanmas› ve kitleleri ilgilendiren esas sorunlar ekseninde politik hatt›n belirlenmesi, devrimci-ilerici güçler aç›s›ndan olmazsa olmaz bir konudur. Örgütümüz, üniversite çal›flmalar› aç›s›ndan önemli bir gün olan 6 Kas›m sürecini bu sene daha merkezi bir yaklafl›mla ele almaya çal›flt›. Biz de dahil herkesin “kitle çal›flmas›” vurgulu tespitler yapt›¤› 6 Kas›m süreçleri, yap›lan tespitlerin aksine darlaflt›r›lm›fl günler olarak ele al›nmaktad›r. Keza 6 Kas›m 2008 de bu anlay›fl›n damgas›n› vurdu¤u bir tarih olarak haf›zalar›m›za yerleflti. Tekrar bunun nedenlerine de¤inmek ve elefltiriler sunmak yerine örgütümüzün bir bütün durumdan rahats›zl›¤›n›n ön plana ç›kt›¤›n› ve bu durumu de¤ifltirmek için özel bir yo¤unlaflman›n sa¤land›¤›n› belirtmek istiyoruz. Yeni Demokrat Gençlik Geçmifl y›llar›n aksine “genel ça¤r›”lar›n dahi yap›lmad›¤›, yani afifllerin dahi as›lmad›¤›, bildirilerin dahi da¤›t›lmad›¤› 2008 6 Kas›m›’na daha fazla kitle çal›flmas› perspektifiyle haz›rlanmam›z önemli bir olumluluktur. Her ne kadar “hareketsizlik”, “kitlelerden kopukluk”, “güvensizlik” gibi sorunlar›n bizi de etkiledi¤i ortadayken örgütümüzün genelinin bu sorunlara ra¤men kitle çal›flmas›na yo¤unlaflma gereklili¤ini bilince ç›karmas› ve prati¤e girmesi ve dahas› bu konuda bir anlay›fl birli¤inin sa¤lanabilmesi konferansa da yans›yan dirili¤in nedenlerinden birisi olmufltur. Keza 6 Kas›m sürecinde farkl› alanlarda/bölge- lerde verimli çal›flmalar›n yap›lm›fl olmas› bu önermenin de kan›t› niteli¤indedir. Örgütümüzün 6 Kas›m sürecindeki merkezi eylemde duruflu ve divan toplant›s›nda farkl› alanlardan gelen yoldafllar›n faaliyete iliflkin aktar›mlar›ndaki ortakl›klar, bir bütün örgütümüzün kayg›s›n›n daha fazlas›yla kitleler oldu¤unu göstermektedir. 9 Kas›m’da gerçekleflen merkezi 6 Kas›m eylemi, Büyük Alevi Mitingi ve 29 Kas›m’daki yaklafl›k 100 bin kiflinin kat›ld›¤› emekçi eylemi bu kapsamda de¤erlendirilmelidir. YDG, gerek kitleselli¤i, gerek disiplini ve gerekse de bu eylemlere haz›rl›¤›yla konferansa yaklafl›rken anlay›fl birlikteli¤ini de yans›tabilmifltir. Divan toplant›s›nda gerçekleflen tart›flmalar da gerek çok yönlülü¤üyle gerekse de canl›l›¤›yla olumlu olarak de¤erlendirilmelidir. Senede bir kez gerçeklefltirilse de konferans için biriken konular›n fazlal›¤› ve YDG kitlesinin konulara ilgisi divan toplant›s›nda gözlemlenmifltir. Öznel nedenlerden kaynakl› divan toplant›s›ndan itibaren 1,5 ay içerisinde gerçeklefltirilmesi hedeflenen konferans›n salt zaman sorunuyla aç›klanamayacak problemleri de a盤a 45 ç›km›fl olmas› ö¤reticidir. Pratik faaliyetin ve daha baflka baz› gündemlerin daha öncelerinde de bizi politik yo¤unlaflma, analiz, inceleme vb konulardan uzaklaflt›rd›¤›na flahit olmufltuk. Mevcut politiklik düzeyimizin, ayn› anda çok yönlü ifl yapma konusunda bizi engellemesi de ayn› flekliyle konferansa haz›rl›k döneminde de bir sorun olarak karfl›m›za ç›km›flt›r. S›navlar, pratik “yo¤unluk(!?)” gibi gerekçelerle divan toplant›s›nda al›nan kararlar her alanda ayn› biçimiyle yaflam bulamam›flt›r. S›navlar vb nedeniyle toplant› yapamayan baz› alanlar›m›z önergelerini haz›rlayamam›fl, alan tart›flmalar›n› yapamam›flt›r. ‹flte konferans sürecinde de ortaya ç›kan bu sorun, politikli¤imizle birebir ilgili olarak andaki en önemli sorunumuzdur. Güncel geliflmelere zaman›nda tepki vermek, daha ötesi bunlar eflli¤inde kitle çal›flmas› yürütmek, politik de¤erlendirmeler yapmak gibi konularda bize “zaman yok”, “s›navlar vard› toplanamad›k”, “haber izleyemiyorum, gazete okuyam›yorum, çok yo¤unum” dedirten fley, zaman s›k›nt›s› de¤il bizzat politiklik düzeyimizdir. Bu politiklik sorunu, konferansa haz›rl›kta daha fazlas›yla “toplant› yap›p tart›flamad›k” bahanesinin duyuldu¤u bürokratlaflma e¤ilimi biçiminde ortaya ç›km›flt›r. Oysaki ifllerimizi zaman›nda yapmam›z için mutlaka toplant›ya ihtiyaç duydu¤umuz asla iddia edilemez. Keza divan toplant›s›nda tart›fl›lan onlarca konudan baz›lar› hakk›nda hiç önerge yaz›lmam›fl olmas›, önergelerin zaman›nda yetifltirilememesi, alanlar›n tart›flma konular›na yeterince haz›rl›kl› olmamas› ve baz› alanlarda konferans›n kitle çal›flmas› için araç olarak ele al›namamas› bu politiklik sorununun yans›malar› olarak karfl›m›za ç›km›flt›r. 3. KONFERANS VE TARTIfiMALAR Konferans ve örgütlenmesi sürecine iliflkin en belirgin aksakl›k bu politiklik meselesiyle ilgili olarak ç›km›fl olsa da konferans›n genel düzeyi, beklentilerin üzerinde olumlu olmufltur. Konferans›n, aç›k ve ça¤r›l› bir konferans olmas›na ra¤men hiçbir gençlik örgütünün ilgisini çekmemifl olmas› düflündürücüdür. Burada bahsi geçen ilgisizli¤in de genel politik durumla do¤rudan ba¤lant›l› oldu¤unu söylemek yanl›fl olmayacakt›r. Konferans›n gerçekleflti¤i tarihin kat›l›m› olumsuz etkilemesi kaç›n›lmaz olmas›na ra¤men YDG kitlesinin önemli bir ihtiyaç olarak hissetti¤i konferansa kat›l›m› dikkat çekicidir. 46 Yeni Demokrat Gençlik YDG, mevcut düzeyiyle küçümsenemeyecek bir kitle örAlanlar›n tamam›n›n planl› bir irade birli¤iyle kat›lmagütü olarak art›k “yapamay›z” tart›flmalar›ndan, iddias›z m›fl olmas› gerçekli¤ine ra¤men tüm yoldafllar›n konferans de¤erlendirmelerden uzak kalmakla yükümlüdür. gündemlerine iliflkin bir haz›rl›k yapm›fl oldu¤u gözlemlenKonferans ayn› zamanda 2. Konferans’ta karar alt›na mifltir. O halde konferans›n kolektif haz›rl›¤›nda bir sorun al›nan “her YDG’li farkl› bir DKÖ’de de çal›flmal›d›r” koolmas›na ra¤men, YDG kitlesinin bir ihtiyaç olarak hissetnusunda önemli ad›mlar at›ld›¤›n› göstermifltir. Kitle örti¤i konferansa baz› alanlarda teker teker baz› alanlarda gütü konusundaki bilgisizli¤imizin deneyime döise alan olarak haz›rland›¤› tespitini söyleyebiliriz. nüflüyor olmas› ve yukar›da de¤indi¤imiz “prati¤e Bu konferansta da ortaya ç›kan YDG’nin en dönük sorgulama”, politikalar›m›z›n kitleleri ilgiönemli özgünlü¤ü, prati¤e dönük tart›flmalar yülendirip ilgilendirmedi¤inin sürekli düflünülmesi rütmek olmufltur. Konferanstaki her tart›flma ve önemli olumluluklard›r. her kayg›, pratikte uygulanabilirlik üzerine olmuflArt›k önümüzde yeni bir çeliflkinin oldu¤unu konfetur. Kad›n, lise, ILPS, Kültür-Sanat gibi konularda gerçekransta da ifade etti¤imiz hat›rlan›ld›¤›nda ne demek istedileflen yo¤un tart›flmalarda hep bu kayg›n›n öne ç›kmas›, ¤imiz daha iyi anlafl›lacakt›r. Kiflilerin bu konularda al›nan kararlar›n örgütlenyan› s›ra kitleleri örgütleme, kitlelemeye nas›l hizmet edece¤inin sorgulanrin diliyle konuflabilme, kitle örgütmas› önceki iki konferanstan da daha 3. Konferans içerilerinde çal›flma yürütme, esas-tali olumlu bir düzeyde gerçeklemifltir. ayr›mlar›n› yapabilme, farkl› örgüt¤iyle alanlar aç›3. Konferansta soyut, belirsiz kavlerle do¤ru tarzda iliflki kurabilme ram tart›flmalar› öne ç›kmam›fl, salonun s›nda deneyim gibi konular›n daha fazla önümüze bas›kl›¤›na ve uzun sunumlara ra¤men paylafl›m› konuç›kmas› da bu kapsamda de¤erlendiönemli bir dikkat da¤›lmas› yaflanmam›flsunda ö¤retici olrilmelidir. t›r. du¤u kadar, ileri Çal›flma tarz›m›zda ortaya ç›kan Yeni biçimlerin ihtiyaçlar do¤rultueksikliklerin dikkatle irdelendi¤i 3. sunda gündemleflmesine bir örnek de kitlenin de ilgisini Konferans›m›z, plans›zl›¤›, politikaönergeler ve bunlar›n ele al›n›fl› üzerine çekecek kararlas›zl›¤› ve bireysel çal›flma biçimlerini olmufltur. 2. Konferans’ta sunulan genel r›yla kitle çal›flmaelefltirmifltir. Hemen hemen tüm politik yönelim ve bunun ele al›n›fl›n›n s› için önemli bir alanlar›m›zda görülen bu sorunlara akabindeki deneyimlerden yararlan›laaraç olarak de¤erkarfl› konferans›n akabinde ad›mlar rak 3. Konferans’ta genel politik yöneliat›lm›fl olmas› da dikkat çekicidir. min detayland›r›lmas›na hizmet eden bu lendirilmelidir. 3. Konferans içeri¤iyle alanbiçim olumlu olmufltur. Daha öncesinde lar aç›s›ndan deneyim paylafl›denenmemifl biçimlerin ele al›n›fl›nda m› konusunda ö¤retici oldu¤u kadar, ileri kitlenin baz› aksakl›klar›n olabilece¤i gerçe¤inden hareketle önerde ilgisini çekecek kararlar›yla kitle çal›flmas› için ge kapsam›nda de¤erlendirilemeyecek sunumlar yap›lm›fl önemli bir araç olarak de¤erlendirilmelidir. Konfeolsa da bu sunumlar›n dahi ihtiyaç olarak görülerek haz›rrans›n tan›t›m›n› yapmak bu anlam›yla önemli bir yerde lanm›fl oldu¤unu söyleyebiliriz. durmaktad›r. Ancak unutmamak gerekiyor ki konferans›n Gerek geçmifl süreç de¤erlendirmelerinde getan›t›m›n› yapmak sadece bu anla s›n›rl› de¤ildir. Konferekse de genel politik yönelimin kararlaflt›r›lmaransta ald›¤›m›z kararlar›n ve çizdi¤imiz yönelimin kapsas›nda oluflan tarz, tart›flmalar ve yorumlamalar m› uzun erimlidir. O halde konferansta tart›fl›lan konulaYDG kitlesinin politik konulara ilgisini gösterr›n kitle çal›flmas› kapsam›nda sadece 1-2 haftaya s›¤d›r›lmektedir. 3. Konferans›n önümüzdeki dönem için madan ele al›nmas› gerekmektedir. umut verici olmas›n›n nedeni de iflte bu anlay›flta Geçti¤imiz ay öne ç›kan Yunanistan’daki eylemler, cisimleflmektedir. ekonomik krizin genelde ve üniversitelerdeki etkileri gibi Konferans de¤erlendirmesi kapsam›nda de¤inilmesi konularda beklemeci-seyirci kalmak, kendi ald›¤›m›z kagereken baz› sonuçlar oldu¤unu da düflünüyoruz. YDG, 3. rarlara uymamak anlam›na gelmektedir. Önümüzdeki ayKonferans’ta da görüldü¤ü gibi önemli bir anlay›fl birliktelar›n seyirci kalmamam›z gereken daha onlarca gündemi li¤ini yakalayabilmifltir. Gerek politik konulara ilgimiz gekarfl›m›za ç›karaca¤›n› unutmadan konferans›m›z›n coflkurekse de prati¤e dönük bak›fl aç›m›z, önümüzdeki dönemsuyla kitle çal›flmas›na yo¤unlaflmal›y›z. de daha iddial› olmam›z gerekti¤ine iflaret etmektedir. ! Yeni Demokrat Gençlik 47 Platonik aflk Merhaba sevgili gençler, Geçti¤imiz ay baz› “teknik” nedenlerle sizlerle buluflamad›k. Yaz›m› merakla bekleyen düzenli okurlar›m›n geçti¤imiz ay boyunca ilgilerine mazhar olmak da flahs›m› oldukça k›vançland›rd›. Dergi çal›flan› arkadafllar›n ayr›nt› vermedi¤i baz› “teknik” sorunlar nedeniyle geçti¤imiz say›da sizlerle buluflamad›k. fiimdi bunun üzerine ben ne demeliyim bilmiyorum aç›kças›. Asl›nda beni bilirsiniz bu konularda açar›m a¤z›m› yumar›m gözümü lakin bu dönemde biraz daha sessiz kalmay› tercih ediyorum. De¤erli taraftarlar›m› da buradan bir süre daha sakin olmaya davet ediyorum. Efendim, malum gündem yo¤un ve konular birikti. K›s›tl› yer içerisinde bu konulardan en önemlilerine de¤inmeye çal›flaca¤›m. Geçti¤imiz ay gerçeklefltirilen YDG Konferans›na flöyle bir bakt›m da pek öyle tat alamad›m aç›kças›. fiimdi kimse k›zmas›n ama senelerdir ayn› fleyler. Ben dinlemekten s›k›ld›m siz bunlar› konuflmaktan, anlatmaktan b›kmad›n›z. Gerçi benden baflka s›k›lanlar da yok de¤ildi asl›nda. Bakt›m da konferans esnas›nda benim gibi düflünen baz›lar› hafifçe uyukluyordu. Bir de böyle koltuklar›nda yay›lanlar falan vard›. Eminim o arkadafllar da y›llard›r ayn› fleyleri dinlemekten s›k›lm›fllard›r. De¤erli gençler, birazc›k yöntemlerinizi de¤ifltirmeniz gerekti¤ine inan›yorum. Konferans boyunca “kitleleri örgütlemek”ten dem vurdunuz ama daha insanlar›n sizden haberi bile yok. Peki, El Zayid öyle mi? Misal YDG’li bir kifliyi ele alal›m. Hakk› ya da fiükriye diyelim. Bu Hakk› ve fiükriye y›llard›r “politiklik, kitle, önemli sorunlar, çok ilkeli bir fleyler”den bahsediyor ama El Zayid, haya- t›m›zda daha önce görmedi¤imiz bir gazeteci olarak iki ayakkab›s›n› birden ABD Baflkan› George W. Bush’un üzerine f›rlat›yor. Bak›n›z dünyada insanlar Hakk› ve fiükriye’den mi bahsediyor yoksa El Zayid’den mi? Geçtim dünyay› Türkiye’de bile El Zayid, Hakk› ve fiükriye’den daha fazla tan›n›p sevilmiyor mu? Bu ayakkab› olay›n›n hemen ertesi günü onlarca internet oyunun yap›lmas›, dünyada çeflitli yerlerde insanlar›n destek eylemleri gerçeklefltirmesi de bu tezin kan›t›d›r. Efendim, devir globalleflme devri. Öyle fleyler yapacaks›n›z ki dünyan›n öbür ucunda haber, olay olacak. Vallahi yoksa siz böyle kalmaya devam edersiniz. Bak›n mesela baz› gençler, Yunanistan’daki olaylara destek olmak için ka¤›ttan uçak yap›p polislere f›rlatm›fllar. Ertesi gün herkesin haberi oluyor. Siz konferans yap›yorsunuz, özel davet haz›rl›yorsunuz, ne dost dedi¤iniz bir örgüt geliyor ne de gazetelerde haber oluyor. Hay›r, bir de hâlâ kad›n komisyonunda erkek olur mu, olursa kaç kifli olur? gibi konular› tart›fl›yorsunuz. Hiç mi ders ç›karmad›n›z Mart’ta yap›lan Kad›n Buluflmas›ndan? Ben kad›nlarla ilgili kararlar› neden kad›nlar›n almas› gerekti¤ini bir türlü anlayam›yorum. Efendim belli ki kad›n arkadafllar bu konuda karar alam›yorlar o halde erkekler als›n kararlar› de¤il mi ama? Konferans esnas›nda genç kad›n arkadafllar›n ›srarla “komisyonda erkek olsun, biz bu ifli yapam›yoruz, erkekler YDG’nin dire¤idir” yönlü yak›nmalar› aç›kça yok say›lm›fl ve komisyonda erkek olmas›na erkek delegelerce izin verilmeyerek YDG’de kad›nlar yine yok say›lm›fllard›r. fiahsen ben çok üzüldüm bu karara. O komisyona girmek de istiyordum aç›kças›, malum kad›nlar›n gözlerine bakama- 48 yan erkeklerin o komisyonda temsil edilmesi gerekiyordu. Yani gerçekten bir kad›n sorunu varsa o sorunu as›l biz erkekler yafl›yoruz. Neyse konuyu fazla da¤›tmayal›m de¤il mi? Nitekim tüm bunlardan ç›kan sonuç, YDG’li Hakk› ve fiükriye’nin daha çok ifli oldu¤udur. Öyle “politik olmak laz›m”, “kitleyi sevmek, sayg› duymak gerekir”, “bu sene az uyuyup çok çal›flaca¤›z vallahi” demekle olmaz bu ifller. Sevgili Hakk›, üzülmece, dar›lmaca yok yani sen 3 saat de uyusan 10 saat de uyusan gerçek de¤iflmeyecek. Yani senin kitlelere olan sevgin üzgünüm ama tek tarafl› kalmaya devam edecek. Eh, bu platonik sevgi de¤iflmeyece¤ine göre ben senin yerinde olsam 10 saat uyumay› tercih ederim. Hiç de¤ilse uykunu flöyle doya doya al›rs›n. Bak Irakl› gazeteci kardeflimin kaç saat uyudu¤unu merak bile etmiyoruz de¤il mi? fiimdi sevgili YDG’liler bugünden itibaren anlay›fl›n›z› de¤ifltirmenizi sal›k veriyorum sizlere. Hay›r, salt protestocu olmakla bir g›d›m yürünemez. Geçtim onu protesto yöntemleriniz bile o kadar itici ki. Mesela tüm dünyan›n umutla bekledi¤i adam olan Obama ABD Baflkan› seçildi siz hâlâ “Obama ile bir fley de¤iflmez” havalar›ndas›n›z. Adam› tan›d›¤›n›z da yok ama ezberlemifliniz bir kere, hemen papa¤an gibi: “Obama’n›n fark› yok” diyorsunuz. Peki, Hakk›’n›n fark› ne, Hakk›’n›n ne fark› var yahu Obama’dan? Bu Obama aylarca u¤raflm›fl, didinmifl ve oldukça güzel laflar eflli¤inde baflkan seçilmifl. Tamam, Bush’u sevmediniz anlar›m. Konuflmalar› da öyle iyi de¤ildi ama Obama öyle mi? Adam hatip yahu resmen, konufltukça mest ediyor insanlar›. Tüm dünya sevinç gösterileri yap›yor flahs›nda. Siz ne yap›yorsunuz? Daha bir icraat›n› dahi görmeden “biz Obama’y› sevmedik” diyorsunuz. O zaman siz Hakk› ve fiükriye’yi sevmeye devam edin ne diyeyim. Yeni Demokrat Gençlik Yar›n bir gün bu dediklerimi hat›rlay›p piflman olmazsan›z ama ne âlâ. O zaman da ifl iflten geçmifl olacak. Asl›nda biraz beni dinleseniz siz de hak vereceksiniz. 3 tane konferans yapt›n›z bu güne kadar. Bu 3 konferansa da kat›ld›m hep ayn› fleyler “flunu yapamad›k”, “bunu iyi gördük ama pratikte olmad›”, “istedi¤imiz performans› tutturamad›k”, “kitleyi sevdik o bizi sevmedi”. Yahu olmuyor demek ki sizin yöntemlerinizle. Bu YDG’yi bana b›rak›n bir de benim yöntemlerimi deneyelim var m›s›n›z? AKP bile sizin kadar ›srarc› olmuyor yahu ayn› yöntemlerde. Bak hemen ne güzel de¤ifltiriyorlar olmayan, yürümeyen fleyleri. Biriniz takip ediyor musunuz bilmiyorum ama 2009 bütçe tart›flmalar› esnas›nda daha genel kurulda bütçe tart›fl›l›rken kendi haz›rlad›¤› bütçeyi önergelerle de¤ifltiren baflka hükümet var m› TC tarihinde? Yok tabii ama kötü niyetli muhalefet hemen yaftalad› AKP’yi. Yok, efendim IMF kamu harcamalar›n› k›s›n demifl de AKP o nedenle bütçede de¤iflikli¤e gitmiflmifl de falan da filan da. Neyse sevgili gençler, ben bana ayr›lan k›sm›n sonuna geldim. Asl›nda hakk›mda ileri geri konuflan baz›lar›na cevap da vermek istiyordum ama art›k baflka sefere diyerek bu ayki yaz›m› noktalamak istiyorum. 2009 y›l› hepinize sa¤l›k, mutluluk ve baflar› getirir umar›m. Y›lbafl› gecesi hepinize de iyi e¤lenceler dilerim. NOT: fiimdi baz›lar› örnek verirken Hakk› ve fiükriye diye neden iki kifliyi örnek verdi¤imi sorabilir. Malum kad›n buluflmas› yap›lacak yak›nda. Sadece Hakk› desem YDG’li erkek arkadafllar k›zacaklar. Sadece fiükriye desem YDG’li kad›n arkadafllar beni feminist olmakla elefltirecekler. Ben de en iyisi mi ikisini birden kullanay›m dedim. Biriniz takip ediyor musunuz bilmiyorum ama 2009 bütçe tart›flmalar› esnas›nda daha genel kurulda bütçe tart›fl›l›rken kendi haz›rlad›¤› bütçeyi önergelerle de¤ifltiren baflka hükümet var m› TC tarihinde? Yeni Demokrat Gençlik 49 Künye: Yönetmen: Özcan Alper Senaryo: Özcan Alper Görüntü Yönetmeni: Feza Çald›ran Oyuncular: Megi Kobaladze, Nino Lejava, Onur Saylak, Raife Yenigül, Serkan Keskin, Sibel Öz Tür: Dram Yap›m: Türkiye mez F tipleriyle gelirler. 19 Aral›k katliam›yla gelirler… Böylece devlet kustu¤u terörüyle üstüne gelir ama yok edemez bir türlü düflman›n›. Olsa olsa kifliler yenilir, kimlik sorunu yaflar. ‹flte 19 Aral›k direniflinde de yenilen asla ve asla do¤ru düflünceler, ölenler de asla ve asla do¤ru düflünenler olmam›flt›r. Bir siyasinin sonbahar›... Ülkemizde sanat icra edenlerin ya da “sanat” icra edenlerin siyasi konulardan esinlenirken hangi cepheden bakt›¤›na göre sanat eseri farkl› mesajlar verebiliyor. 19 Aral›k gibi “hassasiyetle pek dokunulmamas› icap eden” bir konuyu filminde ifllemifl Özcan Alper de. fiu yaflad›¤›m›z ülkede siyasetle az çok ilgilenen, az çok devlet taraf›ndan kirlenen beyinlerine ra¤men gerçekli¤in fark›na varan insanlar bir flekilde devletin ›zd›rap çektirme uygulamalar›na maruz kalmayla, yani bedel ödemeyle karfl› karfl›ya kal›rlar. Sadece siyasetle ilgilenmek gerekmiyor tabii ki de. Ayr›cal›kl› do¤mufl ya da yaflarken ayr›cal›kl› olmufl bir grup insan d›fl›nda hangimiz rahat yafl›yoruz ki, hangimiz gözle görünmeyen elle dokunulmayan duvarlara sahip de¤iliz ki? Hepimizin zincirleri var, hepimiz birer F tipinde de¤il miyiz? Film 90’larda devrimci mücadelede yer alm›fl, hapse girmifl, açl›k grevi/ ölüm orucu sürecine kat›lm›fl bir siyasinin hapisten ç›kt›ktan sonraki hayat›n›, kimlik aray›fl›yla sessizce ölümü bekleme aras›ndaki karars›zl›klar›n›, iç çekiflmelerini anlat›yor. Yaflad›¤› zor süreçlerde ci¤erleri iflas etmifl bir flekilde Yusuf hapisten ç›k›yor ve memleketi Artvin’e dönüyor. Sadece yafll› annesini ve birkaç eski arkadafl›n› buluyor. Yusuf’un burada gelece¤e dair bir plan› ya da amac› yok, geçmiflin etkisi ise fazlas›yla üzerinde. Hem fiziksel olarak hem de psikolojik olarak Yusuf’u katliamlar, F tipi rahat b›rakm›yor. Az›c›k duvarlar›m›z› afl›nd›rmaya çal›flsak hatta yok yok elimizi ile dokundurmadan “flu duvarlar olmasa zincirler k›r›lsa” diye sadece akl›m›zdan geçiverse “yüce devletimiz” tepemize balyozunu vurmuyor mu? Hele bir de sen “bu duvar› devirmek için mücadele edece¤im” demeye kalkarsan bak bafl›na neler geliyor. Tabii, “efendiler hakl›”, bizim rahat›m›z onlar›n rahats›zl›¤›, bizim özgürlü¤ümüz onlar›n duvar›. Korkuyorlar bu yüzden… Sen onlara karfl› olursan onlar da yürür üstüne; iflkenceler, katliamlar, hapisler, o da yet- Filmin ilerledi¤i süreçte yavafl yavafl hem hapisten ç›km›fl olsa da Yusuf’un hem de Yusuf’la birlikte herkesin asl›nda sürekli olarak hapiste oldu¤unu fark ediyoruz. Filmin bir bölümünden sonra Yusuf afl›k oluyor. Afl›k oldu¤u kad›n hayat kad›nl›¤› yapan, ülkesinde bir k›z› olan Gürcü bir kad›n. Yusuf sadece bu insan üzerinden gelecek plan› yap›yor, sadece bu aflk onun gerçek hayatla ba¤›n› kurabiliyor. Sessizce ölümü bekler gibi annesiyle yaflad›¤› dünyadan yavaflça bafl›n› ç›kar›yor. Afl›k oldu¤u kad›nla yurt d›fl›na gitmeye Yeni Demokrat Gençlik 50 karar veriyor. Ama bu da gerçekleflemiyor; elinde bofluna ç›kartt›¤› pasaportuyla evine geri dönüyor ve bekledi¤i ölüm geliyor. yor. Geçmiflinde direnifle, mücadeleye omuz vermifl biri hayat›n›n sonbahar›nda kabu¤una çekilmifl, sadece iyi bir izleyici olarak sonunu bekliyor. Film izlerken belki de filmi en izlenesi yapan Artvin’in do¤al güzellikleri, Do¤u Karadeniz’in muhteflem renkleri filmin neredeyse her karesinde var. Ahflap evler, yemyeflil vadiler, gelen k›flla birlikte karlanmaya bafllayan yemyeflil heybetli da¤lar, tüm do¤al güzellikleriyle Karadeniz karfl›m›zda. Do¤a sadece tek bafl›na güzellik katmak için kullan›lmam›fl, Yusuf’un ölüme gidiflini, içinden kurtulamad›¤›, ç›kamad›¤› hapishaneyi bize diyaloglardan, oyuncular›n ifadesinden çok do¤a anlat›yor, özelde de mevsimin de¤iflen yüzü anlat›yor. Mevsim k›fla döndükçe Yusuf hem düflünsel hem de fiziksel anlamda daha çok ölüyor. Bir sahnede h›rç›n dalgalar›, bir baflka sahnede sakin çarflaf gibi bir Filmde müzikler çok yerinde kullan›lm›fl, abart›l› de¤il. Özellikle son sahnedeki a¤›t filmin b›rakt›¤› tüm etkiyi topluyor, bir ad›m öteye tafl›yor. Filmin durgun yönü zaman zaman s›kabilir ama ortam›n ve insanlar›n ruhunu aktarmak ad›na özellikle filmin durgun olmas› tercih edilmifl. Çünkü filmde zaten bir bekleme hali var. Oyunculuklar genel olarak iyi. Özellikle Yusuf rolündeki Onur Saylak umutsuz, durgun bekleyiflte eski bir siyasinin ifadesini her sahnede çok iyi veriyor. Yusuf’un annesi rolünü oynayan kad›n yöre halk›ndan Raife Yenigül. Dondurmam Gaymak filminde yöre halk›n›n sergiledi¤i muhteflem oyunculu¤u burada göremiyoruz. Çok Sonbahar sanatsal olarak durgun filmlerden rahats›z olmayacak izleyiciler için gerçekten iyi bir film. Politik olarak ise bir kifli özelinde hem y›lg›nl›¤›n hem de devletin tecrit ve katliam politikalar›n›n b›rakt›¤› etkinin somutlaflt›¤›n› görüyoruz. ‹zleyiciyi bulundu¤u yaflam› sorgulamaya iterken bir yan›yla da bireyler nezdinde y›lg›nl›¤›, umutsuzlu¤u, bekleme ve seyretme halini s›radanlaflt›r›yor -hatta bak›fl aç›s›na göre hakl›laflt›rabiliyor. denizi görmemiz, karl› tepelerde gezmemiz tesadüf de¤il. Yönetmen her sahnede do¤ay› da katarak bir fleyler anlatmay› seçmifl. Bunu anlat›rken metaforlar› da çok iyi kullanm›fl. Örne¤in Yusuf hapisteyken ölen babas›n›n bahçedeki mezar›n›n bafl›na sürekli karga geliyor ve bu ölümün habercisi olarak alg›lan›yor. Filmde do¤rudan Yusuf’un politik durumunu, ne düflündü¤ünü anlayam›yoruz. Sadece geçmiflte ne düflündü¤ünü biliyoruz. Emin olabildi¤imiz iki fleyden biri Yusuf’un geçmiflinin etkisinin hayat›nda büyük oldu¤u. Bu bizim gözümüzle alg›lanan bir durum. Di¤er bir ifade edilen fley ise daha çok Yusuf’un gözünden görünüyor: yukar›da da dedi¤imiz gibi Yusuf hâlâ hapiste, etraf›ndakilerle birlikte tabi ki. Örne¤in Yusuf’un arkadafl› Mikail hapisli¤i çoktan benimsemifl, hayallerini çoktan çöpe atm›fl, boyun e¤mifl. Bir nevi içinde bulundu¤u F tipinin etkileriyle birlikte Yusuf hem fiziksel olarak hem de zihinsel olarak sistemin istedi¤i noktaya geliyor, yani yok olu- abart›l› ve yapmac›k bir oyunculuk sergilenmifl. Sürekli yak›nan, bunu da pek iyi yapamayan bir anne var gözümüzün önünde. O¤lundan y›llarca ayr› kalm›fl, ac› çekmifl o¤lunun bundan sonras› için kayg›lanan bir anne örne¤i var ama bu samimiyeti kötü oyunculuktan kaynakl› bulam›yoruz. K›sacas› Sonbahar sanatsal olarak durgun filmlerden rahats›z olmayacak izleyiciler için gerçekten iyi bir film. Politik olarak ise bir kifli özelinde hem y›lg›nl›¤›n hem de devletin tecrit ve katliam politikalar›n›n b›rakt›¤› etkinin somutlaflt›¤›n› görüyoruz. ‹zleyiciyi bulundu¤u yaflam› sorgulamaya iterken bir yan›yla da bireyler nezdinde y›lg›nl›¤›, umutsuzlu¤u, bekleme ve seyretme halini s›radanlaflt›r›yor -hatta bak›fl aç›s›na göre hakl›laflt›rabiliyor. Yönetmenin ilk uzun merajl› filmi olarak birçok ödül alan ve almaya devam eden film görülmeye de¤er. Ankara YDG Yeni Demokrat Gençlik 51 19-22 Aral›k direnifl ruhunu alanlara tafl›yal›m! edildi. “19–22 Aral›k hapishane katliamlar›n› unutmayaca¤›z/ Tecrite son” yaz›l› pankart›n aç›ld›¤› bas›n aç›klamas›na “Sevk- sürgünlere son”, “Devrimci tutsaklar onurumuzdur” yaz›l› ve Partizan imzal› dövizlerle kat›ld›k. Mersin Malatya YDG Erzincan 19–22 Aral›k katliam›n› k›namak amaçl› Mersin’de YDG Lise Komisyonu olarak etkinlik örgütlemeye karar verdik. Hapishanelerde binlerce kurflun ve bombalarla katledilen 22 flehidi anmak ve d›flar›da bizlerin neler yapmas› gerekti¤ini içeren bir etkinlik amaçl›yorduk. Bayram tatili sonras›na denk gelmesi ve insanlara ulaflabilece¤imiz zaman kesitinin k›salmas›ndan kaynakl› h›zl› ve planl› bir flekilde liselerde ö¤rencilere ulaflmaya çal›flt›k. 19 Aral›k 2000 hapishaneler katliam›n›n ve 1978 Marafl katliam›n›n y›ldönümleri nedeniyle Erzincan YDG ve ‹flçi-Köylü okurlar› olarak bir anma etkinli¤i düzenledik. Etkinlik sayg› durufluyla bafllad› ard›ndan bu katliamlar›n neyi amaçlad›¤›n› anlatan bir metin okundu. Daha sonra Marafl ve hapishanelerdeki vahfleti anlatan bir sinevizyon gösterimi yap›ld›. Son olarak da 19Aral›k sürecini yaflayan bir arkadafl›m›z anlat›mda bulundu. Erzincan YDG Sivas Burada yaflad›¤›m›z en önemli sorun çevremizdeki insanlar› harekete geçirme ve böylece nicelik anlam›nda daha iyi bir say›ya ulaflmam›z noktas›nda oldu. Çevremizdeki insanlara etkinlik içerisinde görevler vererek örgütlenme zeminini oluflturduk. Mümkün oldu¤unca kolektif ve ortaklafla flekilde örgütledi¤imiz etkinlikte birçok arkadafl›m›z›n görev almas› bir olumlulukken, kitleye gitme noktas›nda bu olumlulu¤u sürdüremedik. Etkinli¤e yaklafl›k olarak 40 liseli ö¤renci kat›ld›. Etkinlikte19–22 Aral›k katliam› ve hapishanelerin durumu üzerine iki arkadafl›m›z konuflma yapt›. Daha sonras›nda fliir ve müzik dinletileriyle etkinli¤i sonland›rd›k. fiimdi önümüze koydu¤umuz hedef etkinli¤e kat›lan tüm arkadafllarla bir ad›m daha ileriye gitmek ve örgütlenme do¤rultusunda hareket etmektir… Mersin YDG Lise Komisyonu Malatya Bu y›l 19- 22 Aral›k Katliam› Partizan, DHF, ESP, DTP taraf›ndan bir bas›n aç›klamas›yla protesto 19-22 Aral›k hapishaneler katliam›n› protesto amaçl› Sivas E¤itim-Sen’de 20 Aral›k günü YDG, DGH ve SGD’nin ortak örgütledi¤i etkinlikte “Unutmad›k Unutturmayaca¤›z” fliar› vurguland›. Sayg› duruflunun ard›ndan “Hapishaneler katliam› ve günümüzde tecrit” bafll›kl› sunumlar yap›ld›. Sunumda tecridin sadece tutsaklar›n de¤il toplumun bir sorunu oldu¤u ve tecrit koflullar›na toplumsal olarak maruz kald›¤›m›z ve buna karfl› ç›k›lmas› vurgusu genel olarak hakimdi. Etkinlik serbest kürsü ve belgesel ile noktaland›. Sivas YDG Yeni Demokrat Gençlik 52 Ankara Üniversitesi’nde boykot, iflgal, polis/gözalt› terörü... nifl e r i d Daha önce dergimizin sayfalar›nda nifl dire anlatt›¤›m›z gibi Ekim ay›ndan beri okulumuzda iflçilerin sorunlar› gündemde. Yazdan itibaren okulumuzdaki yemekhane iflçileri iflten at›l›yor, haks›z uygulamalara maruz kal›yor, maafllar›n› alam›yordu. Bunun üzerine iflçilerle ö¤renciler bir direnifl bafllatt›lar. Boykotla bafllayan süreç greve dönüfltü. Çok say›da ö¤renci sürece destek verdi. Ankara Üniversitesi’nde yemek üretimi durdu ve patron iflas›n efli¤ine geldi. Kamuoyunda gittikçe daha fazla gündemleflen direnifli sonland›rmak ad›na rektörlük iflçilere ve ö¤rencilere yalan söyledi. Taleplerin kabul edilece¤ini bildiren rektör boykotun bitmesinin ard›ndan sözünü tutmayaca¤›n› bildirdi. Üstelik bu kez yasal yükümlülüklerinden de kurtulmufltu. Tadal tafleron flirketiyle ihaleyi feshetti ve baz›lar› 10 y›l› aflk›n süredir üniversite yemekhanesinde çal›flan iflçilere “siz Tadal flirketinin iflçilerisiniz” diyerek kap›y› göstermek istedi. Bunun üzerine ö¤renciler “yemekhanemize sahip ç›k›yoruz”; iflçiler “iflimize sahip ç›k›yoruz” diyerek yemekhaneyi iflgale bafllad›lar. ‹flçiler ve ö¤renciler y›lmadan, usanmadan gece gündüz yemekhaneyi beklediler. Özellikle ilk gün oyunlarla, türkülerle, halaylarla çok keyifli ve coflkulu bir iflgal günü yafland›. Sonras›nda zaman zaman y›lg›nl›¤a düflülse de film gösterimleri, söylefliler, dinletilerle coflku hiç sönmedi. Bu arada E¤itim-Sen’li ö¤retim üyeleri de sürece destek verdiler. Hocalar› ve ö¤rencileri kapsayan bir imza kampanyas› bafllat›ld›. Yüzlerce ö¤renci imzalar›yla iflçilere destek verdi. Yemekhanede ekonomik durumu kötü olan ö¤rencilerin rektörlükten kaynaklanan ma¤duriyetlerini azaltmak için yemek üretimi de yap›ld›. Birçok insan hem s›cak yemek için hem de iflçilere destek olmak için iflgal yerinde yemek yedi, iflçilerle sohbet etti, destek verdi¤ini belirtti. ‹flgalin bafllad›¤› ilk hafta Ankara Üniversitesi Tando¤an Kampüsü yani Rektörlük önünde iflçiler ve ö¤renciler kitlesel bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Genel olarak coflkulu geçen eylem s›ras›nda polis önümüzü kapatarak okulumuza girmemizi engelledi. Polisin bu dayatmas› baz› reformist unsurlar›n da emrivaki yapan tav›rlar›yla birlikte kabul edilmifl oldu ve eylem okulun giriflinde bas›n aç›klamas›n›n okunmas›yla son buldu. ‹flçilerin ve ö¤rencilerin boykottan iflgale evirilen güçlü direnifline daha fazla tahammül edemeyen Rektörlük 5 Aral›k günü için saat 9’da Ankara Üniversitesi Meclisi’ne nifl dire randevu verip “taleplerinizi kabul edece¤im” demesine karfl›n yine 5 Aral›k sabah› saat 5.40’da kolluk güçlerini devreye soktu. Özellikle iflçilerin de ö¤rencilerin de az say›da oldu¤u günü ve yemekhanede bekleyenlerin en yorgun oldu¤u saati seçmiflti. Bir de isim koyup fiafak Operasyonu dedikleri bir operasyonla polis yemekhaneye girerek ö¤rencileri ve iflçileri gözalt›na al›p Terörle Mücadele’ye götürdü. Ayn› gün ifadeleri al›n›p serbest b›rak›lan iflçi ve ö¤renciler kararl›l›klar›na devam edecekleri mesaj›n› verdiler. Bu gözalt› terörünü protesto etmek için E¤itim-Sen’li hocalar, ö¤renciler ve iflçiler Yüksel Caddesi’nde 5 Aral›k günü bir bas›n aç›klamas› gerçeklefltirdi. Bas›n aç›klamas›nda mücadeleye devam vurgusu yap›ld›. Ard›ndan Cebeci’ye geçen kitle, ö¤retim üyelerinin öncülü¤ünde bir eylem yapt›. Okula girifli engellemeye çal›flan polis yine eylemcilerin önüne geçti ancak ö¤retim üyelerinin de kararl› durufluyla öfkeli kalabal›k barikat› aflarak okula girip baflar›l› bir biçimde eylemini sonland›rd›. Araya bayram tatilinin girmesini de f›rsat olarak gören okul idaresi direnifli bitirdi¤ini san›yordu ancak yan›ld›. Tatilden sonra ö¤renci ve iflçiler boykot yapma karar› ald›lar ve direnifllerine devam ettiler. Süreçle birlikte yeterince tedirgin olmufl olan okul yönetimi ve yeni tafleron flirket “Tam Sofra” iflçileri ifle alaca¤›n› aç›klad›. Ancak bafl›ndan beri tüm iflçilerin ifline geri dönmesi için mücadele edilirken, Tam Sofra’n›n “iflçileri ifle alaca¤›m ancak üçü hariç” demesine boyun e¤ildi ve bu öneri kabul edildi. fiirketin özellikle sürece önderlik eden iflçileri ifle almak istemedi¤i aç›kt›. Ancak yine de boykot bitirildi. Ard›ndan 23 Aral›k günü iflçilerle dayan›flma gecesi düzenlendi. Gecede konuflmalar, sinevizyon gösterimi, müzik dinletileri yap›ld›. Gece genel olarak güzel ve coflkuluydu. Ankara YDG Çok say›da ö¤renci sürece destek verdi. Ankara Üniversitesi’nde yemek üretimi durdu ve patron iflas›n efli¤ine geldi. Yeni Demokrat Gençlik Örgütlenmekten baflka çare yok! Merhaba, Biz Meslek Lisesi Elektrik Bölümü’nde okuyoruz. Bizler haftan›n iki günü okulda di¤er günleri ise iflte çal›fl›yoruz. Birinci s›n›ftan beri staj ad› alt›nda maddi ve manevi olarak sömürülmekteyiz. Fiziki yönden büyük bir insan›n yapaca¤› iflleri bize yapt›r›yorlar ve karfl›l›¤›nda çok az bir ücret veriyorlar. Hatta baz› arkadafllar›m›za Lise’deyken çal›flt›r›l›yor fakat karfl›l›¤›nda ücret vermiyorlard›. Üstelik yukar›da da vurgulad›¤›m›z gibi büyük bir insan›n bile zor yapaca¤› iflleri, elektrik iflinden çok farkl› iflleri bile bizlere yapt›r›yorlar. Bizler buna karfl› ç›kt›¤›m›zda ise “ifline geliyorsa çal›fl, gelmiyorsa çek git” cevab›n› al›yoruz! Güya önce bize ifli ö¤retiyorlar (!) ifli ö¤rendikten sonra ise her türlü ifle bizi koflturuyorlar, ustan›n yapt›¤› iflleri bile bize yapt›r›yorlar. Usta sadece basit bir iki iflin ucundan tutuyor fakat ustan›n ald›¤› ücretin yar›s› bile bize verilmiyor. Geçen sene usta iflten ç›kar›ld› ve art›k iflin kenar›ndan tutacak bir usta da yok, tüm ifllere biz kofluyoruz. Ustaya verilen ücret nereye gitti diye düflünmeye gerek yok çünkü sistemin çirkefli¤i burada da karfl›m›za ç›k›yor ve ustan›n alaca¤› ücret patronun cebine gidiyor Okulda ise bize çok az e¤itim veriliyor sanki ö¤renci de¤il iflçiymifliz gibi davran›l›yor. Her okulda oldu¤u gibi bizim okulumuzda da gerici ö¤retmen ve gerici ö¤renciler ço¤unlukta oldu¤u için devrimci-demokrat bir kuruma gitti¤imizde, devrimci-demokrat dergi, gazete okudu¤umuzda okuldan at›lmakla tehdit ediliyoruz ve baz›lar›m›z at›l›yor da! Tabii ki at›lmayanlar da ö¤renci ve ö¤retmenler taraf›ndan tecrit edilmeye çal›fl›l›yor. Yukar›da yazd›klar›m›z bize gösteriyor ki bu sistemde sömürülmek için köylü olmaya, fabrika iflçisi olmaya gerek yok. Yeter ki bu sisteme bir halkayla ba¤l› olal›m. Ancak bizim bilincinde oldu¤umuz; bu haks›zl›klardan ve sömürüden kurtulabilmek için örgütlü mücadele etmekten baflka bir flans›m›z yok! Bundan dolay› da bizler gençli¤in özörgütlüklerinde örgütlenmesi için çaba sarf etmeliyiz! Erzincan Lise YDG 53 Boyun e¤meyelim, direnelim S›nav sistemi her geçen gün kötüye gidiyor. Bizlere hiç bir fley sorulmadan haz›rlanan faflist e¤itim sistemi için sormadan, sorgulamadan boyun e¤ip kabul etmemiz isteniyor. Özellikle ortaö¤retim ve ilkokulda verdikleri ders kitaplar›yla gençleri bilgilendirmek, gelifltirmek yerine yalan yanl›fl bilgilerle faflizmin zehrini kan›m›za ifllettirmeye çal›fl›yorlar. Okulda verdikleri ders kitaplar›ndan baflka, de¤iflik fikirlerden kitap ald›rtm›yorlar. Verdikleri tarih kitaplar›nda ise anti bilimsel, gerçek d›fl› bilgiler yer almaktad›r. Bu sene verilen tarih kitaplar›nda faflist cuntalar› destekleyecek içerikte bilgiler yer almaktad›r. Bizler okula bafllad›¤›m›z ilk günden beri tek bir ideolojiyle yani Kemalizm’le yetiflelim istiyorlar. Tabii bu ideolojinin ne yapt›¤›n› ve bizleri flu an hangi konuma getirdi¤ini ise iliklerimize kadar yaflayarak görüyoruz. Sadece tarih kitaplar›nda de¤il di¤er tüm kitaplar da bizleri ezberci bir e¤itime sürüklüyor. Araflt›rmadan sorgulamadan yaz›lanlar› ezberlememizi, uygulamam›z› istiyorlar. Uygulamad›¤›m›z zaman da disiplin yönetmenlikleriyle cezaland›r›l›yoruz. Bunlar yetmezmifl gibi 4 y›ll›k ezberci, faflist, floven bir e¤itimle 3 saatlik bir s›nava tabi tutuluyoruz. Asl›nda bu kadar dayat›lan i¤renç bir e¤itim sisteminin de baflka bir nedeni ise bütün üniversiteleri özellefltirip e¤itimi tamamen paral› hale getirmektir. Böylece ülkemizdeki en iyi okullar›n en iyi bölümlerine hak eden ö¤renciler yerine zengin çocuklar› girebiliyor. Bizler buras› maalesef Türkiye diyerek yapt›klar›na boyun e¤meyece¤iz ve sonuna kadar direnece¤iz… ‹zmir’den Liseli bir YDG’li Marafl’›n katili patron-a¤a devleti 21 Aral›k Pazar günü Adana’da Marafl katliam›nda katledilen insanlar›m›z› anmak için tüm kurumlar›n genifl çapl› kat›ld›¤› bir miting gerçekleflti. Bizler de Partizan olarak “Marafl’›n katili, patron a¤a devleti” pankart› ile alanda yerimizi ald›k. Yaklafl›k olarak 20 bin kiflinin kat›ld›¤› mitingde Barikat ve DHF polis taraf›ndan engellenmeye çal›fl›ld›. Buna karfl› devrimci yap›lar bu durumu protesto etmek için oturma eylemi yapt›. S›k s›k sloganlarla ve alk›fllarla devam eden eylem Emekçi’nin parçalar›yla son buldu. Çukurova YDG 54 Yeni Demokrat Gençlik SSGSS ma¤duru asistan ö¤renciler Sistemin halka yönelik en kapsaml› sald›r›lar›ndan biri olan SSGSS yasas› bu kez asistan ö¤rencileri ma¤dur ediyor. Asistan ö¤rencilerin tek ma¤duriyeti bu yasayla birlikte gelen sa¤l›k haklar›n›n gasp› de¤il; ayn› zamanda ifllerinin ellerinden al›nmas›yla daha fazla tehlikeye giren e¤itimlerini sürdürme olanaklar›. 20 binin üzerinde asistan ö¤rencinin iflten ç›kar›lma nedeni; SSGSS’nin 5510 say›l› kanununun 4. maddesinde, daha önce kabul edilen ve “YÖK’te K›smi ‹stihdam” adl› belge türünün 1 Ekim’de kabul edilen son halinde kald›r›lmas› ve bu belge türünün yerine normal bir sigortal›dan istenen belge türünün zorunlu k›l›nmas›d›r. Hemen flunu belirtmeliyiz ki normal bir sigortal›n›n asgari ücret üzerinden maafl› kesiliyor ancak asistan ö¤rencilerin ald›¤› ayl›k 180-250 YTL ücret, asgari ücret muamelesi görüyor ve onun üzerinden ifllem yap›l›yor. Yani asgari ücret (527 YTL) alan bir sigortal› ile 180- 250 YTL alan asistan ö¤renciden yap›lacak kesinti (% 33,5) ayn› oluyor. Bu asistan ö¤rencinin eline hiç para kalmamas› demektir. Biraz daha açarsak; SSGSS’ye göre e¤er asistan ö¤renci bu % 33,5’lik kesintiyi öderse bir nevi iflçi, kamu emekçisi statüsüne girecek ve tam sigortal› say›lacak. Bu ne anlama gelir? Asistan ö¤renci e¤er burs veya kredi al›yorsa bunlar kesilir öncelikle. Sonra ailesinden gelen sosyal güvenlik haklar› elinden al›n›r. Daha bitmedi asistan ö¤rencinin çilesi! Yine bu 5510 say›l› kanun gere¤i iflçi statüsündekiler sa¤l›k hizmetlerinin kesilmemesini istiyorlarsa ayda befl gün, on gün bile çal›flm›fl olsalar 30 günlük sigorta primi ödemek zorundalar. Bu 30 günlük sigorta primi, asgari ücretliler ve asgari ücretin alt›nda maafl alanlar için asgari ücretin yani 527 YTL’nin % 33,5’i olan 176,55 YTL’ye denk geliyor. Bu da zaten asistan ö¤rencinin bir ayda kazand›¤› para. Asl›nda flu an onlar› bunlar pek ilgilendirmiyor. (!) Çünkü onlar art›k asistan ö¤renci olarak bile çal›flm›yorlar. Bu durumdan asl›ndan üniversite yönetimi de rahats›z asl›nda çünkü bu asistan ö¤renciler, onlar›n bir nevi elleri ayaklar›… Birçok ifllerinin yüz üstü kald›¤›n› ifade eden üniversiteler bu durum için gerekli kurumlara baflvurduklar›n› ve YÖK’ün ve SGK’n›n görüflmeler ald›¤›n› ifade ediyorlar. Ne yaps›nlar! Bütün ifllerini asistan ö¤rencilere y›¤d›klar› için onlar olmad›¤›nda da tüm ifller yüz üstü kal›yor. Yoksa bu asistan ö¤renciler için parmaklar›n› bile k›p›rdatmazlard› yani! Dikkat ederseniz bu yasa Ekim bafl› yürürlü¤e girdi. Buna ra¤men s›rf asistan ö¤rencilerden daha fazla faydalanmak için onlar› iki, üç ay uyarmayarak çal›flt›rmalar› baflka ne anlama gelebilir ki! fiu an asistan ö¤rencilerin alamad›¤› paralara üniversite el koymufl de¤il, üniversite yaln›zca bu ö¤rencilerin hizmetine el koymufltur. Al›namayan paralarsa SGK taraf›ndan bu ö¤rencilerin sigorta primi olarak istenmektedir. Sonuç olarak ald›klar› para yaln›zca sigorta paras›na giden asistan ö¤renciler için e¤itimlerini devam ettirmek imkâns›z hale gelecek tabii e¤er zengin de¤illerse! Zaten kaç zengin ö¤renci 200 YTL için böylesi bir eziyete katlan›r ki! Bu para için çal›flanlarsa bu paray›; barlarda sabahlara kadar e¤lenmek, her ay iki- üç kat elbise almak gibi niyetlerle de alm›yorlar. Yaln›zca e¤itimlerini sürdürürken temel ihtiyaçlar›n› (ki bunlar›n, “sosyal devlet” oldu¤unu iddia edenler taraf›ndan zaten karfl›lanmas› gereken ihtiyaçlar oldu¤u malum.) karfl›lamaya çal›fl›yorlar. SSGSS, halk üzerinde hâlâ hak gasplar›n› ac›mas›zca sürdürerek güncelli¤ini korurken gerek bizim gerekse de di¤er siyasal hareketlerin bu konuyu gündemden düflürmüfl olmam›z, sene bafl›nda yapt›¤›m›z eylemliliklerle yetinmemiz düflündürücüdür. SSGSS’yi, asistan ö¤rencilerin iflten ç›kar›lmas› mevzusuna daha duyarl› hale gelerek tekrar gündemlefltirmeliyiz. Marmara Üniversitesi’nden bir YDG’li Yeni Demokrat Gençlik 55 Terörle Mücadele’den Liselerde “Zavall›” Seminerler Dünya genelindeki ekonomik krizle beraber dünyada oldu¤u gibi bulundu¤umuz co¤rafyada da iflçi, emekçi ve ö¤renci hareketlenmeleri artm›flt›r. Bu hareketlenmelere karfl›l›k olarak egemen sistem de halk kitleleri üzerinde bask›s›n› daha fazla artt›rmaktad›r. sorduklar› sorular› elefltiri olarak alg›lay›p cevap vermemeleri yetmezmifl gibi, kendi görüfllerini dayatmaktalar. Egemen sistemin bugünkü argümanlar›na bakt›¤›m›zda (ya sev ya terk et, en iyi Kürt ölü Kürt’tür vb…) görmekteyiz ki kitleleri parçalayan bir zihniyete sahipler. Biz liselilerin üzerinde aileyi ve okul yönetimini bir bask› arac› olarak kullan›yorlar. Özellikle demokratik taleplerimiz (ÖSS, paral› e¤itim, 1 May›s vb.) için kat›ld›¤›m›z eylemler, yürüyüfller ve mitingler nedeniyle okullarda soruflturmalar açarak ve eylem sonras› ailelerimizi tehdit ederek bizleri duyars›zlaflt›rmaya çal›fl›yorlar. Sadece bunlarla s›n›rl› kalmay›p arkadafl çevremizden de soyutlamay› amaçl›yorlar. Günümüzde bu uygulamay› hem okullarda bulunan rehberler ve ailelerimiz üzerinden ve son olarak da “Terörle Mücadele” ad› alt›nda verilen seminerler yoluyla yapmaktalar ve demokratik talepleri için mücadele yürüten her kesimi terörist olarak ilan etmekteler. Seminerlerde de¤inilen bir di¤er vurgu ise devrimci kimli¤in onlar›n deyimiyle terörist kimli¤e sahip olan insanlar›n tek tiplefltirilip, robotlaflt›r›larak kullan›lmas›d›r. Bilindi¤i gibi günümüzdeki e¤itim sisteminin insanlar› tek tiplefltirip, robotlaflt›r›p kullan›lmas›ndan baflka bir fleye hizmet etmedi¤i ortadad›r. O halde kendi çirkefliklerini biz devrimcilere mal ederek asl›nda kendi uygulamalar›n› karalamaktalar. Özellikle bu “Terörle Mücadele” seminerleri ile biz liseli ö¤rencileri duyars›zlaflt›rmay› hedeflemekte ve karfl› devrimci düflünceleri yayg›nlaflt›rmay› amaçlamaktalar. Verdikleri seminerlerde demokratik talepleri için eylem, miting ve yürüyüfl yapan (1 May›s, iflçi grevleri, Newroz vb…) iflçi, köylü ve ö¤rencileri terörist olarak yans›tmalar› ve bu eylemlerde uygulanan fliddetin bir gereklilik olarak gösterilmesi sistemin kendini meflrulaflt›rma çabas›ndan baflka bir fley de¤ildir. Seminerlerde sunucu olan polislerin soruya aç›k ancak elefltiriye kapal› tutumlar› kendi uygulamalar›n›n hakl›l›¤›na bile inanmad›klar›n› göstermektedir. Özellikle ö¤rencilerin eylemlerde uygulanan fliddet hakk›nda Daha sonras›nda yap›lan bir vurgu da biz devrimcilerin okullardaki çal›flmalar›m›za yöneliktir. Okullarda da¤›tt›¤›m›z dergilerin, broflürlerin, bildirilerin ve benzeri araçlar›n terör örgütlerine hizmet etti¤ini ve kendilerinin eylemlerde uygulad›klar› fliddetin ise demokrasiye hizmet etti¤ini dile getirmekteler. Bizler ö¤rencilere hak alma ve demokrasi bilincini tafl›rken demokrasiye hizmet ad› alt›nda fliddete maruz kal›yoruz. Bizlerle hareket etmek isteyen insanlar da bu durumla yüzlefliyor. Faflist sistem her daim bu fliddet eylemlerini devam ettirecektir. Bizlere burada çok ifl düflmektedir. Sistemin her zaman teflhirini yapmal› ve demokrasi bilincini yayg›nlaflt›rmal›, bulundu¤umuz alandaki tüm insanlara aktarmaya çal›flmal›y›z. Ne kadar kitleselleflir, ne kadar hak alma bilincini gelifltirirsek sistemin sald›r›lar› karfl›s›nda o kadar net dururuz. Egemen sistem bizi kitlelerden koparmaya ve yaln›zlaflt›rmaya çal›flmaktad›r. Bu durumda var olan tecrit sald›r›s›na karfl› daha çok kitlelerle buluflmay› ve toplumsal sorunlara daha duyarl› olmay› amaçlamal›y›z. Kitleler aras› kopuklu¤u ve devrimci örgütler aras› kopuklu¤u gidermek için iflçilerin, köylülerin eylemlerini desteklemeli ve di¤er devrimci örgütlerle ortak hareket etmeyi hedeflemeliyiz. Aksi takdirde sistemin sald›r›lar›n› bofla ç›karamaz kendimizi tasfiye rüzgârlar›na kapt›r›r›z… Mersin YDG Lise Komisyonu Yeni Demokrat Gençlik 56 Ülkücü, polis ve rektör iflbirli¤i ile faflist sald›r› Marmara Üniversitesi’nde 19 Aral›k Cuma günü, “solcu” oldu¤u gerekçesiyle okuldan bir arkadafl›m›z Göztepe Kampüsü’nün önündeki Kuyubafl› Dura¤›’nda faflist bir grup taraf›ndan b›çakl›, sat›rl› bir sald›r›ya u¤rad›. Bu sald›r›y› protesto etmek için bu arkadafl›n üyesi oldu¤u TKP’nin öncülük etti¤i bir eylem düzenlendi. Amaç; sald›ran canilerin bulunmas› ve cezaland›r›lmas›yd›. Bu sald›r›y› lanetlemek amac›yla 100-150 kifliyle okul yemekhanesi önünde buluflarak sloganlar eflli¤inde yürüyüflümüze bafllad›k. Ancak hemen bizim arkam›zda toparlanan 25-30 kadar siyah tak›m elbiseli faflist ö¤renci de “Allahs›z köpekler vatan sizden ne bekler”, “Komünistler Marmara’dan defolun!” vb sloganlarla yürüyüfle geçtiler. Ard›ndan sat›r ve döner b›çaklar›n› ortaya ç›kararak kitlenin üzerine sald›rd›. Befl arkadafl›m›z›n yüzlerinde, kafalar›nda, s›rtlar›nda derin yaralar açm›fllard›. Biz arkadafllar›m›z›n yaralar›n› tedavi etmeye çal›fl›rken sald›ranlar› yakalamas› gereken polis binaya sald›rarak kap›lar› zorlad›. Fakat karfl›laflt›klar› direnifl sonucu geri çekildiler. Bu arada d›flar›da tekrar toparlanan arkadafllar›m›z sloganlarla binan›n önüne geldiler. Biz de yaral› arkadafllar›m›zla birlikte binadan ayr›larak onlara kat›ld›k. Yar›m saat kadar ambulans bekledik, okulun dibinde hastane olmas›na ra¤men. Bu arada eyleme destek verenler giderek art›yordu. Fakültenin önünde oturma eylemi- Eczac›lar “Art›k yeter” dedi Bir süredir muayene ücretleri, kurum ›skontosu, avans ödemesi, zincir eczane gibi uygulamalardan kaynakl› hükümetle görüflmeler yapan Türk Eczac›lar› Birli¤i (TEB), 21 Aral›k Pazar günü Ankara’da, son dönemde iyice yo¤unlaflan e¤itim ve mesleki hak gasplar› için miting düzenledi. TEB’e ba¤l› 51 eczac› odas›n›n ve eczac›l›k ö¤rencilerinin kat›l›m gösterdi¤i mitinge yaklafl›k 30 bin kifli kat›ld›. Mitinge Türk Tabipleri Birli¤i, Sa¤l›k ve Sosyal Hizmet Emekçileri ne geçilerek rektörün gelmesi için sloganlar at›ld›. Önce sekreterini gönderen rektör, ›srarl› tav›r karfl›s›nda kendi gelmek zorunda kald›. Daha önce ilk sald›r›y› kendisine aktaran ö¤rencilere okulun d›fl›nda olan olaya müdahale edemeyece¤ini ve ölsek de bir fley yapamayaca¤›n› söyleyen rektör, bu lakayt tavr›n› bu sefer de sürdürdü. Ancak ö¤rencilerin kendisine sordu¤u “ülkücü-ÖGB-polis iflbirli¤i”, “sald›ranlar›n kimliklerinin verildi¤i takdirde okuldan at›l›p at›lmayaca¤›” ile ilgili sorular karfl›s›nda köfleye s›k›fl›nca konuyu baflka yerlere çekmeye çal›flt›. Rektör ve bir ö¤renci arkadafl›n okula ça¤r›lan bas›na birlikte yapt›¤› aç›klaman›n ard›ndan okulun ç›k›fl kap›s›na do¤ru yaklafl›k 500-600 kifliyle “Marmara faflizme mezar olacak!”, “Okulda katil istemiyoruz!” sloganlar› eflli¤inde geçen hafta arkadafl›m›z›n yaraland›¤› dura¤a gitme amac›yla yürüyüfle geçildi. Ancak kap›da barikat kuran çevik kuvvet buna izin vermedi. Ö¤rencilerle çevik kuvvet aras›nda k›sa süreli bir arbede yafland›. Okulun kap›s›nda sloganlarla eyleme son verildi. Marmara Üniversitesi YDG Sendikas›, Türk Difl Hekimleri Birli¤i, Türk Hemflireler Derne¤i ve Devrimci Sa¤l›k-‹fl Sendikas› da destek verdi. Ankara YDG ‘Krizin faturas›n› ödemeyece¤iz’ Sivas’ta DKÖ’ler, partiler ve köy dernekleri ile uzun bir süredir devam eden toplant›lar sonucunda bir eylem takvimi haz›rlanmas› ve bu eylemlerin en genifl kitleye ulafl›lmas› ile bir miting yap›lmas› karar› alm›flt›. Bu karar›n ilk eylemlili¤i olan do¤algaz zamm› protestosu 20 Aral›k günü saat 13’de C›b›llar Park›’nda yap›ld›. Yap›lan bas›n aç›klamas›nda krizin faturas›n›n emekçilere ödettirilemeyece¤i vurgusu hakimdi. Bas›n aç›klamas› s›ras›nda getirilen sobada do¤algaz faturalar› yak›ld›. Genel olarak halk›n ilgi gösterdi¤i eylemde önümüzdeki haftalarda bu protestolar›n devam edece¤i vurgusu yap›ld›. Sivas YDG Yeni Demokrat Gençlik 57 ‹TÜ’de faflist sald›r› 2 Aral›k Sal› günü ‹TÜ Maçka Yerleflkesi Yabanc› Diller Yüksek Okulu binas›nda masa açm›fl olan devrimci demokrat ö¤renciler d›flar›dan gelen ve ço¤u okul ö¤rencisi olmayan bir grup taraf›ndan sat›rl› sald›r›ya u¤rad›lar. Üçü sat›rla ve birinin durumu a¤›r olmak üzere 4 devrimci-demokrat ö¤rencinin yaralanmas›yla sonuçlanan sald›r› sonras›nda, sorumlular›n serbestçe ortal›kta dolaflmas›na göz yuman polise karfl› ö¤renciler öfke doluydu. Her zaman kilitli olan orta kap› her nas›lsa o gün aç›k b›rak›lm›flt› ve befl dakika önce sat›rlarla arkadafllar›m›z› yaralayanlar bizlere karfl›dan el sallayabilecek kadar rahatlard›. Normal flartlarda kimlik verilmeden geçilmesi mümkün olmayan kap›dan bir grup faflistin Sancak dergisi satmak bahanesiyle nas›l olup da elini kolunu sallayarak okula girebildi¤i ise hâlâ bir muamma. Olaylar›n ard›ndan ayn› gün Maçka Yerleflkesinde ‹TÜ ö¤rencileri taraf›ndan yaklafl›k 300 kiflilik bir bas›n aç›klamas› yap›ld›. 3 Aral›k günü ise okulumuzda gerçekleflen bu faflist sald›r›y› k›namak için Maçka’da bir saatlik ders boykotu yo¤un kat›l›mla gerçekleflti. Be florefl kurdistan nabe Di dîroka dûnyayê da gelek netewe, çap, qedexe, û sömürgeye dücar maye le qet netewe wan îskenceya wek gele Kurd neditîye. Kurd bi hezarsalan di diroka xweda tim azadî ye dûr û pir çapûn bindestiyen gelen serdest maye. Li her deren dünyayê qedexe buna ser Kurda zeded›be Le gele Kurd wek egidan li berxwed›de. Ti m›llet diroka xwe wek Kurda bi serh›ldan rumet tije nekirîye. Ji Kawa heta sey›t r›za ji seyit r›za heta fleyh sait ji fleyh sait heta mazlum do¤an gelek agit li ser axa Kurdistanê ji bo azadîya gelê Kurd floreflgeri dayê û îrojî ciwanên Kurd ji bo mafên xwe berxedan d›de. Di dîroka Kurda da wek kû zilma Dehaq’› kirîye irojî axa û sermiyanên komprador pektinin, wan axa û sermiyanên komprador ji bo xelazîyen xwe li ser xelkên meyû bindest zilm dikin û pefliyâ tekofliname digr›n, zimanê me qedexe dikin. Çend’ên xwe emperyalist û feodal bime pozberdikin. Wana çend’e me hinek xerakirîye lê tekoflina xelkême nah+ele ramanen Ayn› saatlerde Maslak Kampüsünde de 400’e yak›n ö¤renci rektörlü¤e yürüyerek bas›n aç›klamas›nda bulundu. Aç›klaman›n ard›ndan yüzleri aç›k flekilde belirlenmifl olan sorumlular için gere¤inin yerine getirilmesi için imzalanan dilekçeler rektörlü¤e verildi. Yürüyüfl esnas›nda at›lan “‹TÜ’de faflist istemiyoruz”, “katil polis üniversiteden defol”, “YÖK, polis, medya bu abluka da¤›t›lacak” sloganlar›n›n gür bir sesle hep bir a¤›zdan hayk›r›lmas› da yaflananlara karfl› ö¤rencilerin öfkesini fazlas›yla kan›tlar nitelikteydi. ‹TÜ bugüne dek masa açma, afifl yapma, bildiri da¤›tma konusunda en rahat üniversitelerden biri iken bu olay›n ard›ndan durumun tamamen tersine dönmesi ve tüm bu haklar›n elimizden al›nm›fl olmas› ve her gün okulun içine çevik kuvvetlerin gelerek ve yemekhanelerimizin içine dek girerek müdahalelerde bulunmalar› yaflananlar›n planl› bir provokasyon olmas› düflüncesini zihinlerde uyand›rmaktad›r. Ancak ‹TÜ ö¤rencisi mücadelesinden vazgeçmemifltir, vazgeçmeyecektir. ‹TÜ YDG wan pek be. Qedexe buna li ser zimanên me pir nel pafle. Tekoflina xelken Kurd qedexe buna li ser zimanen Kurd rakir. Wan mafan me bi xwin û can me stand. ji bo azadiya Kurda gerek qu xelken Kurd tekoflina xwe herî pefltir bibe. Le wan mafan ê heri bindest’e sazûman (xelken Kurd û T›rk) berxedan buna wana anca peflkeve. We telkoflina bi rumet xelken T›rk û Kurd piflk›riya hev qu bikin ewe peflkewe. Be kurd florefl nabe Be florefl kurdistan nabe. Wan YDG Yeni Demokrat Gençlik 58 Hiçbir fley zor de¤ildir, Enginleri fethetme cesaretin varsa! Yunanistan’daki Gençlik Hareketini Selaml›yoruz! 15 yafl›ndaki bir gencin Yunan polisleri taraf›ndan öldürülmesiyle k›v›lc›m›n› bulan yang›n komflumuz topraklar›nda günden güne daha da k›z›la bulanarak büyüyor. 6 Aral›k gecesi Atina’da bir sokak ortas›nda lise ö¤rencisi Aleksis Grigoropulos’un katledilmesine karfl› halk›n tepkisi isyana dönüflmüfl durumda. ‹flçiler, iflsizler, emekliler, ö¤renciler hep bir a¤›zdan polis ve devlet terörüne karfl› Yunanistan sokaklar›na direnmenin ve mücadelenin 盤l›klar›n› kaz›makta. Son y›llarda özellikle Bologna süreci kapsam›nda Yunanistan’da da -ayn› ülkemizde oldu¤u gibi- mesleki alanda ve e¤itim alan›ndaki haklar›m›z› gasp etmeye yönelik ç›kar›lmaya çal›fl›lan/ç›kar›lan yasalara karfl› gençli¤in yo¤unlaflan bir tepkisi mevcuttu. Bununla birlikte devlet, emekçilerin çal›flma saatlerinden sosyal güvenlik haklar›na kadar kazan›lm›fl olan pek çok hakk›na karfl› sald›r›lar›n› yo¤unlaflt›rmaktayd›. Halk bir yandan bu hak gasplar›na karfl› edilgen kal›rken bir yandan da öfkelerini biriktirmekteydi ve yaflanan bu olay 40. y›l›nda gencinden yafll›s›na tüm halk›n sokaklara ak›n ederek 68 ruhunu bir anlamda diriltmesine neden oldu. Öldürülen gencin lise ö¤rencisi olmas›n›n da etkisiyle yaln›zca üniversite gençli¤i aras›nda de¤il flafl›lacak ölçüde lise gençli¤inde ve ö¤retmenlerde de mücadeleye kat›l›m oldu¤u görüldü. Ö¤retmen sendikalar›, ö¤renciler, gençler, iflçi sendikalar›, demokratik ve devrimci kurumlar bir araya gelerek Aleksis’in katledilmesinin ard›ndan geliflen süreçte pek çok gösteri düzenlediler. Neredeyse her gün Atina sokaklar› baflta olmak üzere ülkenin tamam›na yak›n›nda protestolar ve eylemler gerçeklefltirildi. Bu eylemlere binlerce insan kat›ld›. ‹lk gösteriden itibaren çeflitli oyunlarla polis istisnas›z her gösteride eylemcilere sald›rd›. Ancak bu halk› y›ld›rmak bir yana daha da güçlendirdi. Çevik kuvvetin müdahalesinin oldu¤u ve çat›flman›n gerçekleflti¤i bir gösterinin ertesi günü düzenlenen protesto bir öncekinden bile kalabal›k bir kitleyle karfl›land›. 9 Aral›k’ta flehrin bir yan›nda yaflananlar› protesto etmek için gösteriler düzenlenirken bir di¤er yan›nda Aleksis’in cenaze töreni binleri ayn› çizgide buluflturmaktayd›. Polis burada da bofl durmayarak provoke etme çal›flmalar›n› sürdürdü ve havaya atefl açt›. 10 Aral›k’ta gerçeklefltirilen 24 saatlik genel grev inan›lmaz boyutlara ulaflt› ve Yunanistan son zamanlar›n en büyük grevini yaflam›fl oldu. Yaflananlar›n ard›ndan özellikle polis merkezlerine gençler taraf›ndan üst üste sald›r›lar düzenlendi. Öyle ki; 11 Aral›k günü yaln›zca Atina’da 21 karakol tafllarla sopalarla sald›ran ve polis terörünü lanetleyen gençlerin sald›r›s›na u¤rad›. Her ne kadar çevik kuvvet baflta karfl› sald›r› teflebbüsünde bulunsa da halk›n gençlere olan yo¤un deste¤i üzerine savunmaya çekilmek zorunda kald›lar. Ay›n 12’sinde gerçeklefltirilen eylemlerde yafllar› 13 ile 15 aras›ndan de¤iflen çocuklar›n çat›flma sonucunda gözalt›na al›nmalar› üzerine halk›n öfkesi daha da artt›. Mahkemede çocuklar›n serbest b›rak›lmas› için ö¤retmenler, ö¤renciler, mahkemedeki seyirciler hatta gazeteciler bile çaba gösterdi. 13 Aral›k günü ertesi günün flafa¤›na dek parlamento önünde üniversite ö¤rencileri taraf›ndan oturma eylemi düzenlendi. Polis sald›rganl›¤›n› burada da sokaklar›n bofl olmas›n› f›rsat bilerek bir kez daha gösterdi. Ö¤renciler ile çevik kuvvet güçleri aras›nda ç›kan olaylar Politeknik Üniversitesi’nde ancak son buldu. Ayn› günün ö¤le saatlerinde binlerce insan spontane bir flekilde Yeni Demokrat Gençlik Aleksis’in katledildi¤i yerde topland›. Ülkenin de¤iflik yerlerinde de¤iflik zamanlarda gerçeklefltirilen bu eylemlerin iki ortak yani vard›; birincisi her defas›nda polisin artan vahflili¤iyle yüz yüze gelmek, ikincisi halk›n devlet ve polis terörüne karfl› biraz daha aç›lan gözleri ve artan öfkeleri! Takvimler 15 Aral›k’› gösterdi¤inde 350’si Atina’da olmak üzere 600 okul, 150 üniversite fakültesi ve teknik kolej, ö¤renciler taraf›ndan iflgal edilmifl durumdayd›. Devrimciler bu hareketin neresinde? Yunanistan’da yaflananlar halk y›¤›nlar›n›n sabr›n›n son haddesine gelmesi ile kendili¤inden geliflmifltir. ‹tici bir güç olmadan halk hemen her gün sokaklara dökülmüfl, gösteriler-protestolar düzenlemifl, karakollar› basm›fl ve gençlerine sahip ç›km›flt›r. Ancak ne yaz›k ki flu ana dek Yunanistan’daki devrimci örgütler bu hareketlilik içinde ancak kat›l›mc›-destekleyici olarak yer alabilmifllerdir. Bu sebeple halk›n bu hareketlili¤i anarflizan bir e¤ilim tafl›maktad›r. Bunlara ek olarak Yunanistan Komünist Partisi kitlelerden kopuk bir eylemlilik içine girmifl reformist bir tav›r tak›narak zaman zaman hükümetle a¤›z birli¤i yaparak liberalleflmifltir. Di¤er devrimci örgütler ise olaylara yeterince müdahil olamam›fllard›r. Oysa ki devrimci hareket böylesi bir durumda kitleyi yönlendiren örgütleyici bir güç olabilmelidir. Komünist önder ‹brahim Kaypakkaya’n›n da belirtti¤i gibi devrimcilerin en büyük korkusu kitle hareketinin gerisinde kalmak olmal›d›r ve Yunanistan’daki bu güç örgütlü bir güç haline getirilemezse ancak sistemin kendini yenilemesine neden olunabilecektir. Türkiye’de ise… Yunanistan’da tüm bu yaflananlara sebebiyet veren olay ve benzerleri bizim ülkemizde her gün yaflanmaktad›r. Bizim ülkemizde her gün Aleksis Grigoropuloslar, U¤ur Kaymazlar, Engin Ceberler, Baran Dursunlar sokak ortalar›nda, evlerinde yada katillerin iflkencehanelerinde katledilmekte; “Dur” ihtar›na uyulmad›¤› ya da yeren düflen tabancalar›n atefl almas› sonucu “yanl›fll›kla” 17 yafl›nda gençler vurulmakta; 1 May›slar polislerin orant›l› güç gösterilerine dönüflmekte; Newroz kutlamalar› bizzat polisler taraf›nda kana bulanmakta ve bunlar gitgide s›radan bir hal almaktad›r. 59 Öyle ki geçti¤imiz günlerde gayet kalabal›k bir mekandan saç›ndan sürüklenerek ç›kar›lan ve tecavüze u¤rayan bir kad›na kimsenin yard›m etmemesi kad›n› götüren kiflilerin üzerinde “polis” k›yafeti bulunmas›yla aç›klanmakta ve kimse bu “polis” görünümündeki kiflilere kimlik soramamaktad›r. Çünkü bizim ülkemizin gerçek polislerine kimlik sormak can›na susamakla efl de¤erdir, yürek ister! Bizim ö¤rencimiz de yetkin mühendislik, mesleki yeterlilik, ömür boyu e¤itim, aile hekimli¤i, sözleflmeli ö¤retmenlik-avukatl›k gibi uygulamalarla karfl› karfl›yad›r. Bizim ülkemizin gençleri de geleceksizlik tehlikesini en derinden hissetmekte, yaflamaktad›r. SSGSS bizi, bizim ailemizi, bizim halk›m›z› etkilemektedir. Kriz bu ülkenin topraklar›nda yaflayanlar› çok daha derinden etkilemektedir. Her gün yüzlerce kifli iflsiz kalmakta, insanlar›n al›m gücü gitgide düflmekte ve bizler halen ancak hem komflu ülkemizde olanlara seyirci kalmakta hem de “kaderimiz”e boyun e¤mekteyiz. Oysa ki iki ülkede yaflananlar aras›nda büyük farklar bulunmamaktad›r. Ancak flu da görülmelidir ki bizim ülkemizde de halk›n kendili¤inden yükselen bir hareketlili¤i mevcuttur. Kriz koflullar›, hem gençleri hem emekçileri, yaflam alanlar›na girerek sistemin boyunduru¤u alt›na almaya çal›flt›kça, kitlelerdeki öfke de o derece büyümektedir. Ancak sistemin artan sald›r›lar›na karfl› tak›nd›¤›m›z sessiz tavr›m›z› var olan birkaç eylemlilik karfl›s›nda da de¤ifltirmemekteyiz. Ülkemizde haklar›m›z için mücadelenin koflullar› mevcuttur ve bizlerin cüretimizi kuflanmam›z›n vaktidir! Çünkü bizler kendimizi dünyay› temellerinden sarsacak bir davaya adad›k! Enternasyonal ‹liflkiler Komisyonu 60 Yeni Demokrat Gençlik Sistem katlediyor! Öfkemizi siyasi yan›ta dönüfltürelim!* Genç Alexis Gregoropoulos’un vahflice katlinin ard›ndan derdimiz de¤ildir ancak Sol’daki güçlerin gerçek bir çözüm gençli¤in ve Yunan halk›n›n öfkesi bir volkan gibi patlad›. Ayiçin ne bir önerileri ne de istekleri mevcuttur. n› zamanda, (halk) herhangi bir kuflkuya yer vermeden elleriCinayetin ard›ndan ülke çap›nda binlerce insan›n öfkesi ni h›zl›ca kald›r›p gerçek suçlular› iflaret etti. kitlesel flekilde a盤a ç›kt›. Bunlar aras›nda Sol güçler de buSuçlu hükümettir, devlettir, halka karfl› katilleri besleyen lunmaktad›r: ‹kiyüzlülük ve hayalcilik. Bu durumun belirli seve silahland›ran sistemdir. Ülke çap›nda gerçekleflen ayaklanbepleri bulunmaktad›r: mada binlerce liseli ve üniversiteli ö¤rencinin ve iflçinin köyBirincisi, yukar›da belirtti¤imiz sisteme karfl› duyulan öflerde, semtlerde ve ülkenin dört bir yan›ndaki flehirlerde öfkedir. kelerini ortaya koymalar› flafl›rt›c› de¤ildir. ‹kincisi, Sol halka gerçek yolu gösterme gücüne ve isteGencin katledilmesi halka ve gençli¤e yönelik sistemin ¤ine sahip de¤ildir. Bunun nedeni de geliflme sa¤layabilecek sald›r›lar›na, hak gasplar›na, geleceklerinin çal›nmas›na ve tüm yetene¤e, prestije ve sorumlulu¤a sahip olmamas›d›r.... Yani engellere karfl› y›llar›n biriktirdi¤i öfkenin ve nefretin fünyesiözel durumlar› ve siyasi durufllar› ile Sol’un -kendi gerçekli¤i ni patlatt›. içinde- gençli¤in sorunlar›na çözüm bulacak bir yol bulamaVe ayn› zamanda, sistemin gerçek çapulculu¤una karfl› mas›d›r. Bu da esas sorundur. aya¤a kalk›ld›. Bu çapulculuk bas›n›n yans›tt›¤› gibi de¤ildir. Siyasi mesele Onlarca y›ld›r iflçilere ve ezilenlere yönelik gerçekleflen ya¤Bu sorunla ilgili olarak çok say›da ciddi (hatta kritik) yön mad›r. Bu, emeklerinin az say›da kiflinin zenginli¤ine dönüflvard›r. Siyasi sorunun çok öncesinde sistemin kendi çerçevemesini provakatif flekilde yoksullu¤a mahkum edilen iflsizlere si içinde ortaya konuldu¤unu ve iflçilere gösterenlerin ya¤hat›rlatmakta fayda var. Uzun mas›d›r. Sol halka gerçek yolu gösterme güzamand›r Karamanlis’i (baflbaDi¤er yandan, daha genel kanl›ktan ve ND –Yeni Demokaç›dan, uluslararas› alanda emcüne ve iste¤ine sahip de¤ildir. rasi- Partisinin liderli¤inden) peryalist müdahalelere, halklaBunun nedeni de geliflme sa¤lauzaklaflt›rmak ve sosyal demokr›n katledilmesine, ülkelerin y›yabilecek yetene¤e, prestije ve rat partiyi -PASOK- ilerletmek k›lmas›na ve son krize yönelik sorumlulu¤a sahip olmamas›d›r. ve Papandreou’yu desteklemek halk›n öfkesidir. için bir çaba oldu¤una inan›yoTüm bu verili gerçekler ruz. Bu mevcut skandallarla ilgili de¤ildir. Her gündemde orhalk›n ve gençli¤in cinayete karfl› tepkisinin alt›ndaki s›n›fsal taya ç›kan skandal siyasi yaklafl›mlarla ilgilidir. karakteri de tan›mlamaktad›r. Ve bunun içinde umut veren Bu siyasi yaklafl›mlar ABD’ye karfl› (ve kendili¤inden Avönemli boyutlar› da görülmektedir. fiimdiden tüm bir nesil rupal› emperyalistlerce deste¤in çekilmesi ile) gaz hatlar› ve sistemin “de¤erlerini” reddetmekte, onlara karfl› ç›kmakta, askeri ürünlerle ilgili olarak Karamanlis hükümetini seçmesi isyan etmekte, kavgaya kat›lmaktad›r. Bu tepkinin ikincil önenedeniyle güçlü muhalefet sergileme amac›n› tafl›maktad›r. Bu me sahip olan bir di¤er özelli¤i de siyasi aç›dan olgunlaflmanedenle hareketin öncelikli hedefi olarak “hükümetin düflmem›fl olmas›, gereksiz veya gericilerce kullan›labilecek eylemlesi” slogan›n› kabul etmiyoruz. (bu slogan farkl› koflullarda iler rin de hayat bulabilmesidir. Ancak esas konu tüm bir neslin sürülebilir.) isyan etmesi ve kendi yolunu aramas›d›r ve bunu da bulacakBu, sa¤c› Karamanlis hükümeti için bir “tercih”in olmas› lard›r. anlam›na gelmemektedir. Aksine, flimdiden gerici burjuvalar Olaylar›n koflullar› ve nedenleri aras›-emperyalistler aras› oyun haline dönen harekete kat›lGeliflmelerin do¤as›, boyutlar›, geniflli¤i ve karakteri siyamay› reddediyoruz. Ve gördü¤ümüz oportünizm aç›s›ndan si bir meseleyi ortaya ç›karmaktad›r. Bunun cevab› ve çözüm (özellikle seçimlerle ilgili olarak) bu bak›fl aç›s›n› da yok sayayolu da bu nedenle siyasidir. Sorun öznel aç›dand›r. Cevab›n may›z. genel bak›fl aç›s›ndan ele al›nd›¤›nda sistem için ç›k›fl yolu sa¤Bu nedenle meselenin tümünün temel unsurunu flu flekilc› (ND), sosyal demokrat (PASOK), baz› “yeni” burjuva siyade aç›klayabiliriz. Halka ve gençli¤e yönelik sald›r›lar her alansi oluflumlar veya soldaki güçlerdir. Burjuva seçenekler bizim da daha sert ve vahfli bir hal alacakt›r. Bu ülkemizin emper- Yeni Demokrat Gençlik 61 yalistler aras› düflmanl›klara dahil olmas›d›r. Yaln›zca ‹ran Körfezindeki bir gemiyi ve Kosova ve Afganistan’daki askerleri kastetmiyoruz. Halk ve ülke için daha tehlikeli bir geliflmeden bahsediyoruz. Krizle ba¤lant›l› olarak mevcut durumun iki alanda daha da keskinleflece¤ine inan›yoruz: halka karfl› sald›r›lar ve derinleflen emperyalistler aras› çeliflkiler ve bunlar›n yarataca¤› sonuçlar ve tehlikeler. Bu tehlikeler burjuvazinin ve siyasetçilerinin zay›fl›¤›yla daha da büyümektedir. Solun sorumluluklar› Mevcut soruna çözümün cevab› yine Sol’da bulunmaktad›r ancak bu h›zl› flekilde cevaplanamayacakt›r. Ancak Sol, en az›ndan teorik bazda, koflullar› oluflturmak ve zaman içinde cevaplar› verebilecek seviyeye gelebilmek için bir yönelim izleyebilir. Kuflkusuz YKP (KKE) bu güçler içinde en güçlü ve en örgütlü oland›r. Sorun ise KKE önderli¤inin bu rolü üslenmeye iste¤i olmamas› ve geliflmeye her türlü güncel müdahaleden vazgeçmesidir. Kendine koruma ad› alt›nda bir durufla kendilerini gömmekte ve daha uygun koflullar›n geliflmesini umarak beklemekteler. Tek kayg›lar› ise euro-komünizm özellikleri olan SYN-SYRIZA (Radikal Sol Koalisyon- SYN ve radikal sol örgütlerin koalisyonu) taraf›ndan geçilmemektir. Geliflen ise gerçek politikan›n gerçek çabalar›d›r ve hiçbir “takviye” ifle yaramayacakt›r. SYN-SYRIZA ise KKE’ye karfl›t flekilde harekete geçmifl, harekete dahil olmufl, siyaseti uygulamakta ve bir çözüm yolu aramaktalar. Sorun ise arad›klar› çözümün sistem içinde olmas›d›r. Sistem güçleri ile sistem için iflbirli¤i yapmaktalar. Her fley bu mant›¤a ve yönelime hizmet etmektedir. ... Ayr›ca anarflizm-otonomi hakk›nda da birkaç fley söyleyece¤iz. Hareket Yunan halk›n›n büyük ço¤unlu¤unun güçlü destek ve dayan›flmas›n› kazanm›flt›r. Hareketin deste¤e temel bulabilmesi için bu ba¤› sürdürmesi gerekti¤ini ekleyebiliriz. Ancak baz› eylemler bu deste¤i engellemekte ve hatta halk›n bir k›sm›n›n harekete karfl› ç›kmas›n› sa¤layarak hareketin perspektifini yok etmek isteyen sisteme malzeme sunmaktad›r. Uyum ve do¤ru siyasi anlay›fl ve yönelimle karakterize olan Sol güçler aç›s›ndan bir süredir mücadelenin kaderini belirleme yetene¤i ve kapasitesi s›n›rl›d›r. Perspektifimiz ve görevlerimiz Geliflmeler çok iyimser olmasa da bir baflka yön daha bulunmaktad›r ve bu temel yöndür. “De¤iflim” yaln›zca bugün hayat bulmamaktad›r, uzun bir süredir görülmektedir. Gerçek, y›llar içinde halk›n sistemin gelece¤e yönelik hedeflerini ve do¤as›n› görmeye bafllamas›- d›r. Gerçek, genç iflçilerin ve ö¤rencilerin tüm neslinin sistemin etkisinden kurtulmas› ve arkas›n› dönmesidir. Ayn› zamanda uzlaflmac› ve bar›flç›l Sol’un mant›¤›n› da reddetmesidir. On y›llard›r mevcut Sol’un özellikleri nedeniyle yetersizlikler ve zay›fl›klar bulunmaktad›r. Ancak buradaki esas unsur gelece¤in tohumlar›n›n mevcut olmas›d›r. Bu koflullarda savaflç›lar ortaya ç›kacak ve geliflecek ve mücadele içinde rollerinin ve sorumluluklar›n›n fark›na varacak ve harekete önderlik edecektir. Solun mevcut siyasi öznelerinin rolü aç›s›ndan sürecin geliflimi için kararl› flekilde katk› sunan ve bu yönde hareket edenler süreci anlayacak, isteyecek ve baflaracakt›r. Bugünlerde gerçekleflen; öfkenin, mahkum ediflin ve katilleri silahland›ran politikan›n teflhirinin hareketidir. Daha ileriye giderken kapasite ve ihtiyaç için baz› önkoflullar gereklidir. Bu, hareketin halkla ve gençlikle onlar›n çoktand›r karfl› karfl›ya kald›klar› özel sorunlar temelinde iliflki kurup kuramayaca¤›d›r. Sorun hareketin bu sorunlarla, mevcut direnifllerle ve daha da geliflecek direnifllerle ba¤ kurabilmesi sorunudur. Sorun bu çabalar›n bütün bir Direnifl Cephesine dönüflmesi ve halk›n ve gençli¤in karfl›laflt›¤› sorunlara karfl›, öldüren sisteme, sermayeye, emperyalizme karfl› mücadeleye dönüflmesi sorunudur. Mevcut koflullarda bu kolay olmayacakt›r. Ancak gerçekte olanlar hakk›nda daha iyi bir kavray›fla ulaflmam›z daha kararl› ilerlememizi ve politik yönelimimize güvenimizin artmas›n› sa¤layacakt›r. Daha do¤ru ve daha kararl› hareket etmemiz gelecek için koflullar› gelifltirmemizi sa¤layacakt›r. Henüz en ciddi geliflmeler yaflanmad›. * Vasilis Samaras Yunanistan Komünist Partisi (Marksist-Leninist) Genel Sekretesi Bu makale KKE (m-l)’nin yay›n organ› Proletaryan›n Bayra¤› gazetesinde 13 Aral›k’ta yay›nlanm›flt›r. Yeni Demokrat Gençlik 62 ‹talya gençli¤i ‹talya’da geçti¤imiz Ekim ay›nda “E¤itim Reformu” ad› alt›nda haz›rlanan yasa tasar›s› büyük eylemliliklere sahne oldu. Haz›rlanan tasar› ile e¤itim alan›nda pek çok hak gasp› amaçlan›yordu. Zira bu tasar› ile; ilkokullarda çal›flan yaklafl›k 150 bin e¤itim emekçisi iflini kaybedecek, ilkokullarda tek ö¤retmenli sisteme dönülecek ve 29-31 saat olan ö¤retim zaman› 24 saate düflürülecek, liselerde disiplin kurallar› sertleflecek, üniversitelerde 20092011 y›llar›nda e¤itim bütçesinde 9 milyar euroluk kesintiye gidilecek, Yüksek Ö¤renim Kurumlar›n›n özellefltirilmesi kolaylaflacakt›. 20 Ekim’de üniversitelerde, liselerde, ilkokullarda bafllayan eylemlilikler Roma, Bologna, Milano, Floransa, Napoli, Palermo ve ülkenin her yan›nda yank› buldu. Yasa tasar›s›n› protesto amac›yla üniversitelerde gerçeklefltirilen boykot ve iflgallerle birlikte dersler aç›k alanlarda yap›ld›. Ö¤retim üyeleri kentin meydanlar›nda ö¤rencilerin örgütledi¤i alternatif derslere kat›larak protestolara destek verdiler. Yasa tasar›s›n›n görüflüldü¤ü günlerde ve yasa tasar›s› kabul edilene kadar ülkenin dört bir taraf›nda boykot, iflgal, yürüyüfl, miting, oturma eylemi fleklinde gerçekleflen çeflitli eylemlere liseliler de destek verdi. ‹talya’n›n e¤itim alan›ndaki sendikalar› olan CGIL, CISL ve UIL 30 Ekim’de ilkö¤retim okullar›nda, liselerde ise 14 Kas›m’da grev ça¤r›s› yapt›lar. Geliflen muhalefeti engelleyemeyen ‹talya hükümeti azg›nca sald›r›lar›nda h›z kesmemifl, gaz bombalar› ve coplar›n› kullanmaktan her defas›nda oldu¤u gibi geri durmam›flt›r. 9 Ekim’de mecliste onaylanan “E¤itim Reformu” yasa tasar›s›, 29 Ekim’de Senatodan da onay alarak yasalaflt›. Yasa tasar›s›n›n kabulünden sonra E¤itim Bakan›n›n yapm›fl oldu¤u flu konuflma her fleyi özetlemektedir: “Yasayla birlikte e¤itim de¤ifliyor. Okullara art›k ciddiyet gele- isyanda cek.” Yasay› haz›rlayan sistem temsilcilerinin e¤itim hakk›n› ne kadar “düflündüklerini”, daha önce de bilindi¤i gibi, polis sald›r›lar›nda ve yasan›n içeri¤inde bir kez daha net olarak görüldü. Yasa tasar›s›n›n kabulüyle birlikte 30 Ekim günü baflta Roma’da olmak üzere ülkenin her yerinde e¤itimin ticarilefltirilmesine karfl› mitingler düzenlendi. Roma’da yaklafl›k 1 milyon ö¤renci, ö¤renci aileleri, e¤itim emekçileri eyleme kat›ld›. Sendikalar›n ça¤r›s›yla gerçeklefltirilen greve yaklafl›k % 90 kat›l›m sa¤land›. Ö¤renciler Milan’da trafi¤i gün boyunca durdururken, Torino’da 50 bin kifli Venedik’te lagünü anakaraya ba¤layan geçidi iflgal etti. Bologna Süreci’ne bafl›ndan beri dahil olan ‹talya, sürece dahil olan di¤er ülkeler gibi, “e¤itimin ticarilefltirilmesi”, “Yüksek ö¤renim alan›n›n pazar haline getirilmesi”, “Yaflam boyu ö¤renim” için gerekli emperyalist yasalar› bir bir ç›karmaktad›r. Bologna Süreciyle ülkemizde de kendini gösteren e¤itim ve mesleki hak gasplar›, sürece dahil tüm ülkelerde paralellik arz etmektedir. Ancak, ne yaz›k ki ülkeler aras›nda yap›lan görüflmeler, anlaflmalar, at›lan imzalara ra¤men devrimci veya reformist siyasetler taraf›ndan Bologna Süreci görmezden gelinmekte ya da at›l kal›nmaktad›r. Yaz›lan haberlerde dahi ç›kar›lan/ç›kar›lacak olan yasalar›n baz› ülkelerde benzerlikler gösterdi¤ine de¤inilmemektedir. Yak›n zamanda gündeme gelen Eczac›-Eczac› Ortakl›¤› yasa tasar›s›nda da gördü¤ümüz gibi e¤itim ve mesleki hak gasplar›nda s›n›r tan›nmamaktad›r. Bir kez daha söylemek gerekirse; - Emperyalist yasalar geri çekilsin! - E¤itim ve mesleki hak gasplar›na son verilsin! - Bologna sürecinden ç›k›ls›n! Enternasyonal ‹liflkiler Komisyonu Yeni Demokrat Gençlik 63 Çizgi-yorum 11 Kas›m günü ‹flçi-köylü eski çal›flanlar›na yönelik tutuklamalar ve gazetenin kapatl›lmas› çeflitli eylemlerle protesto edildi. M. E¤itim Bakan› H. Çelik, Konya’da kat›ld›¤› bir törende so¤uktan dolay› sahlep içerken, güzel görüntü olsun diye ö¤rencilerin montlar› ç›kart›ld›. Amed’den Atina’ya bu kavga bizim!