Mustafa ÖSELMİŞ

Transkript

Mustafa ÖSELMİŞ
www.mustafaoselmis.com.tr
www.mustafaoselmis.com.tr
YÜCE YARATAN’A KULLUK 2
Mustafa ÖSELMİŞ
Kitap Ġçeriği
I.BÖLÜM
BESMELE-Ġ ġERĠF
II. BÖLÜM
EZAN-I ġERĠF VE CAMĠ
III.BÖLÜM
ABDEST
IV.BÖLÜM
GUSÜL ABDESTĠ
V.BÖLÜM
ĠBADET – NAMAZ VE SORULAR
VI.BÖLÜM
ĠBADETLERDE KOLAYLIK – ÖZÜR – KEFARET VE CEZA
VII.BÖLÜM
KALBLER ANCAK ALLAH‘I ANMAKLA HUZURA KAVUġUR
VIII.BÖLÜM
KUR‘AN-I KERĠM
YÜCE YARATAN’A KULLUK 3
Mustafa ÖSELMİŞ
IX.BÖLÜM
ORUÇ ĠBADETĠ
X.BÖLÜM
ĠSLÂM‘IN BEġ TEMEL ġARTINDAN ZEKAT
XI.BÖLÜM
ĠSLÂM‘IN BEġĠNCĠ ġARTI HAC
XII.BÖLÜM
HAC HATIRALARI
XIII.BÖLÜM
KurtuluĢ Yolu DUA ETMEK
XIV.BÖLÜM
GÜNAHLARA TEVBE GEREKĠR
YÜCE YARATAN’A KULLUK 4
Mustafa ÖSELMİŞ
I.BÖLÜM
BESMELE-Ġ ġERĠF
EUZUBĠLLAHĠMĠNEġġEYTANĠRRACĠM
BĠSMĠLLAHĠRRAHMANĠRRAHĠM
―LânetlenmiĢ, kovulmuĢ Ģeytanın Ģerrinden alemlerin Rabbi olan Allah‘a sığınırım.‖
―Rahman ve rahim olan Allah‘ın adı ile baĢlarım.‖
Rahman : Dünyada durumu ne olursa olsun bütün canlılara rızık veren, onlara acıyan
anlamına gelir.
Rahim : Kıyamet gününde sadece mü‘minlere rahmet eden ve onları bağıĢlayan manasına
gelir.
Dinimizde müslüman, bir iĢ yapacağı zaman önce besmele çeker. Böylece Ģeytanın Ģerrinden,
evanelerinin Ģerrinden ve Ģerlilerin Ģerrinden aynı zamanda her türlü Ģeytani duygu ve
düĢüncelerden Allah‘a sığınmıĢ ve Allah‘a güvenini belirtmiĢ olur.
Besmele çekerek bir iĢe baĢlamakla müslüman yardım istemiĢ olur.
Besmelesiz baĢlanan iĢten hayır hasıl olmaz. ĠĢlerinin hayırla baĢlaması ve hayırla
sonuçlanmasını isteyen her müslüman, önce besmele çekecektir.
Besmele her hayrın da anahtarı olduğundan; besmele ile hayır kapıları açılıverir. Bunun için
bir iĢe baĢlamadan, bir Ģey yiyip içmeden, yerimizden kalkmadan ve yatağımıza yatmadan,
kitabımızı açmadan, iĢimize, okulumuza gitmeden, evimizin, arabamızın kapısını açmadan
önce besmele çekmeliyiz. Çünkü herĢeyin baĢı besmeledir. Besmelesiz iĢin hayrı yoktur.
Besmele her hayrın baĢıdır.
Besmelesiz hayat, insanın sonunu inançsız noktalıyor ve fatihasız mezarlarda yatırıyor. Bu
sonuçtan Allah korusun. Ağzı dualı, ağzı besmeleli kimselerden etsin, inĢallah.
Bugün mezarlıkta çok besmelesiz hayat yaĢadığı için fatihasız mezarlarda yatan çok insan var.
Gelip gidenin okuduğu fatihalardan da istifade edemiyorlar.
ĠĢte bu en büyük kayıptır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 5
Mustafa ÖSELMİŞ
A.
Kur’an’da Besmele
Besmele, 19 harftir ve sırlarla doludur.
Kur‘an‘da ;
1- Sûrelerin baĢında besmele vardır. (Tevbe sûresi hariç, Tevbe Sûresini, Enfâl Suresinin
devamı kabul edenler olduğundan baĢına besmele konmamıĢtır.)
2-
Neml sûresinin 30. ayetindeki besmele,demek ki besmele ayettir.
Sûrelerin baĢındaki besmeleyi, ġafi mezhebi her sûrenin, bir ayeti kabul ederken,
Hanefi mezhebi sûreden saymaz. Onun için namazda Fatiha sûresinin baĢında içten okunur,
Fatihadan sonraki sûrelerin baĢında okunmaz. Her rekatta Fatihanın baĢında içten okunur.
Çünkü ; Peygamberimiz (s.a.) gizli okumuĢtur.
Ġlk vahiy geldiğinde : ―Seni yaratan Rabbinin adı ile oku‖ mealindeki ayetin nazil
olması, her Ģeyin baĢında Allah‘ın adının anılması, besmele çekilmesi gerektiği belirtilmiĢtir.
Nahl sûresinin 98. ayetinde Cenab-ı Allah Ģöyle buyurur : ―Kur‘an okuduğun zaman, o
kovulmuĢ Ģeytandan Allah‘a sığın.‖
Bu sığınma, ancak ―EûzubillahimineĢĢeytanırracim‖ demekle olur. ―O kovulmuĢ
Ģeytandan Allah‘a sığınırım‖ demekle olur.
Büyüklerimizden gelen bilgiye göre ; ―EûzubillahimineĢĢeytanırracim, le havle vele
kuvvete illa billahil aliyyil azim‖ demenin sığınma duası olduğu bildirilmiĢtir.
Sevgili peygamberimiz : ―Besmele Kur‘an ayetlerindendir‖ buyurmuĢtur. (Ramuz El
Hadis:57/15)
Allah Rasulü bir sahabeye de Ģöyle demiĢtir :
―Süleyman peygamberden baĢkasına nazil olmayan bir ayet öğreteyim. Namazına ve
okunana ne ile baĢlarsın?‖ deki : ―Bismillahirrahmanirrahim‖ (Ramuz El Hadis:470/4)
Demek ki, besmele bir ayettir. Kur‘an okurken, namaz kılarken ve diğer
ibadetlerimizde, iĢlerimizde çekilmesi emredilmiĢtir. Besmele çekerek Allah'a sığınıp,
korunmamız da istenmiĢtir.
Ġsteyen besmele çeker korunur. Euzu besmele çekerek yüce Allah‘a sığınır. Lüzum
hissetmeyen de Allah‘ın korumasına ihtiyaç duymaz, sıkıntıya düĢer.
Bir genç kardeĢim anlatıyordu. Kâbus görmüĢ, korkmuĢ. Görüp, korkar, korkuturlar.
Çünkü Allah‘a sığınmayana, Allah‘ın koruması altına girmeyene Ģeytan musallat olur. Kim de
Allah'a sığınırsa Allah onu Ģeytanın eline bırakmaz. Kur‘an‘da ―Allah‘a sığınana Ģeytanın
hakimiyeti yoktur.‖ (Nahl:98-100)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 6
Mustafa ÖSELMİŞ
―Ġhlaslı kullar üzerinde Ģeytanın ağırlığı olmayacaktır. Onları koruyucu olarak Rableri
yeter.‖ (Ġsra:65)
―Allah‘ı zikretmekten gafil olana Ģeytanı musallat ederiz.‖ (Zuhruf:36)
Müslüman, Allah‘a dayanıp, Allah‘a güvenecektir. Allah müsaade etmedikten sonra
Ģeytan hiçbir zarar veremez. (Mücadele Sûresi:10)
B.
Ġlk Söz Besmele Olmalıdır
Hz. peygambere gelen vahyin ilki ―Allah‘ın adıyla oku‖ olmuĢtur. Öyleyse ilk önce
Allah‘ın adı zikredilecektir.
KonuĢurken önce besmele çekilecektir. Besmele çekmek, Allah'la olmak, Allah‘ın
korumasına sığınmak demektir.
Peygamberimiz : ―Cebrail bana vahiy getirdiği zaman ilk olarak
<Bismillahirrahmanirrahim> derdi‖ demiĢtir. (Selsebil pınarından Z. Damlaları:23)
Cebrail, vahiy meleğidir. Onun böyle yapması da bize bir vahiydir.
Allah Rasulü baĢka hadislerinde de Ģöyle buyurmuĢtur : ―Allah‘a hamd ile baĢlamayan
her söz eksiktir.‖ (Ġ. Canan, Hadis Ans:8/362)
―Bismillahirrahmanirrahim‖ ile baĢlamayan her hayırlı iĢ, güdüktür. (Yani hayrı
eksiktir.) (Age:8/362)
Bir Ģeyin baĢında besmele çekilince o iĢ hayırlı olur, bereketli olur, konuĢma ise,
yerini bulur. En önemlisi de iĢler besmele çekilince ibadete dönüĢür. Ġbadet sevabı kazandırır.
Peki, her yerde her konuĢmada mı besmele çekeceğiz? Meselâ; telefonda mı besmele
çekeceği? Uygun olan yerde, yadırganmayacak yerde besmele çekeriz. Açık çekilmesinde
sakınca olan yerde de içimizden çekeriz. ―Ben her yerde çekerim, kim ne karıĢır‖ denirse, bu
olmaz, dinimize de aykırıdır. Toplumla uyum sağlayamamıĢ insan, dıĢlanır. Ġçinde yaĢadığı
topluma, beraber olduğu kimselere en önemli görevlerini bile yapamaz. Yol yordam bilmek
lâzım, metod bilmek lâzım. Her Ģeyi yerinde kullanmak lâzım.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 7
Mustafa ÖSELMİŞ
C.
Ġçten Besmele Çekilir mi?
Okumak denince, nefesin gırtlaktan ses olarak çıkmasıdır.
Meselâ; namazda içten okumak olmaz. Kendi kulağı duyacağı kadar sesli okunacaktır.
Besmele çekmek de böyledir. Biraz duyulmalı. ġeytan da duymalı, etraftakilerde
duymalı ki, faydası olsun.
Süleyman Çelebi Mevlid Adlı eserinde Ģöyle diyor:
Allah adını zikredelim evvelâ
Vacib oldur cümle iĢde her kula
Allah adın her kim evvel ana
Her iĢi âsan ide Allah ona
Allah adı olsa her iĢin öni
Hergiz ebter olmaya onun son;
Her nefeste Allah adın di müdam
Allah adıyla olur her iĢ tamam
Bir kez Allah dise aĢk ile lisân
Dökülür cümle günah misl-i hazân
Ġsmi pâkın pâk olur zikreyleyen
Her murada iriĢür Allah diyen
YÜCE YARATAN’A KULLUK 8
Mustafa ÖSELMİŞ
D.
HerĢeyin BaĢında Besmele
ĠĢine besmele ile baĢlayanı, besmele ile yatıp kalkanı Allah âciz de bırakmaz, yalnız da
bırakmaz.
Her iĢe besmele ile baĢlamak, Allah‘ın adını anmak güzel bir davranıĢtır.
Besmele sadece duvarları süslememelidir. Dilleri, kalbleri, gönülleri de süslemelidir.
Ġnancımızda bir iĢe baĢlarken mutlaka : Euzu Besmele çekilmelidir. ĠĢ bittikten sonra
―ġükür Elhamdülillah‖ denmelidir.
Allah Rasulü Ģöyle buyurur :
1-
―Besmele ile baĢlamayan her iĢ bereketsizdir. ―(Müsned:2/259)
2- ―Abdestli olmayanın namazı yoktur. Allah‘ın adını anmadan abdest alanın abdesti,
abdest değildir.‖ (Hadis Ans:10/3648)
3- ―Kim abdest alırken Allah‘ı zikrederse, bütün vücudu temizlenir. Kim de zikretmezse
sadece abdest organları temizlenir.‖ (Age:10/3650)
Demek ki, her zaman, her iĢimizde besmele çekmenin faydaları çok.
E.
Her ĠĢte Besmele Her Zaman Besmele
Kur‘an‘da : ―AkĢam sabah Rabbinin adını an‖ (Ġman:76) buyruluyor.
Besmele ile yapılan iĢte hayır vardır. Besmelesiz iĢte de hayır yoktur. ġu anda Mimar
Sinan‘ın diğer eserleri gibi E-5 karayolunda çalıĢan köprüleri var. Demirin, betonun
kullanılmadığı bu eserlerde iman harcı var. Çünkü her bir taĢ abdestsiz ve besmelesiz
konmamıĢtır.
ġöyle anlatırlar :
―Bir zamanlar, her iĢini Besmele ile yapan sâliha bir kadın vardı. Kadın Besmele‘nin önemini,
faziletini bildiği için, bir iĢe baĢlarken,bir yere bir Ģey koyarken mutlaka Besmele çekerdi.
Besmele ile yapılan iĢten zarar gelmeyeceğini bilirdi. Bu kadının kocası da hanımının bu
hâline çok kızardı.
‖Hanımını mahcûb duruma düĢürmek için, bir gün içine para doldurduğu, keseyi vererek;
Bunu al, iyi bir yere sakla! Lâzım olduğu zaman senden isterim, dedi. Hanımı
Besmele çekerek, keseyi yerine koydu.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 9
Mustafa ÖSELMİŞ
Adam, hanımını ta‘kib ederek, keseyi nereye koyduğunu öğrendi. Birkaç gün sonra, hanımı
olmadığı bir zamanda,keseyi yerinden alıp,evin bahçesindeki kuyuya attı.
-
Hanım, para lâzım oldu. ġu bizim keseyi koyduğun yerden getiriver, dedi.
Hanımı ihlâsla gidip, keseyi koyduğu yere Besmele çekerek elini uzattı. Kocası ona bakıp kıs
kıs gülüyordu. Fakat netice umduğu gibi olmadı. Hanımı elinde kese ile geri döndü. Kendi
kendine Ģöyle söylüyordu:
-
Allah Allah!.. Koyduğum yerde su yoktu. Bu nerede ıslandı acaba?
Allahü Teâlâ, Besmele‘ye hürmeti sebebiyle bu kadını mahcûb etmedi.‖
Besmele çekmeyi ihmal etmememiz lâzım. Ġhmal edersek, maddi manevî kayba uğrarız.
Eğer bir baba temas esnasında besmele çekerse, çocuk doğarken Ģeytanın müdahalesinden ya
tamamen ya da kısmen kurtulur. Çünkü herkesin bir Ģeytanı vardır. Ve her doğan çocuğa
Ģeytan temas eder.
Eğer baba besmele çekmezse Ģeytan o çocuğun mânevî hislerini köreltir. Demek ki;
Besmele çekilmezse : ―besmelesiz evlât‖ dedikleri çocuk doğar.
Bir atasözü var : ―Besmelesiz evlat, ya seni döver ya da beni döver‖ derler. Ana da tanımaz,
baba da tanımaz. Kimseye merhamet etmez.
Bir de : ―Sütü sümüğü bozuk‖ derler. Besmele çekilmez, helal süt emzirilmezse, sütü sümüğü
bozuk olur.
Birde çocuk emzirirken bacılarımız, sakın besmele çekmeyi ihmal etmeyin, çocuğu yatırıp
kaldırırken, banyo yaptırırken besmelesiz bu iĢi yapmayın.
-
Banyoya, tuvalete girmeden Euzu Besmele çekin.
Kızgın su dökerken, bulaĢık suyu dökerken besmele çekin. Unutmayın sizin dıĢınızda
birçok canlı var.
Besmele ile yatırılıp kaldırılan çocuğa Ģeytan dokunamaz, onu değiĢtiremez ve zarar veremez.
Onun için analar babalar çocuklarını emzirirken, yatırıp kaldırırken besmele çekmeyi ihmal
etmemelidir.
Besmele ihmal edilmediği gibi Besmeleye saygı gösterilmelidir. ġöyle anlatılır :
BiĢr-i Hâfi bir gün sarhoĢ olarak evine dönerken yolda üstünde Besmele yazılı bir kağıt buldu.
Ġçi sızlayıp yerden aldı. Öpüp, çamurlarını silerek, temizledikten sonra, güzel kokular sürüp,
evinin duvarına astı.
O gece âlim ve bir zâta, rüyada ; “Git BiĢr’e söyle! Ġsmimi temizlediğin gibi seni
temizledim. Ġsmimi büyük tuttuğun gibi, beni büyütürüm. Ġsmimi güzel kokulu yaptığın
YÜCE YARATAN’A KULLUK 10
Mustafa ÖSELMİŞ
gibi, seni güzel ederim. Ġzzetime yemin ederim ki, senin ismini dünyada ve ahirette temiz
ve güzel eylerim. ” dendi.
O zât sabah BiĢr-i Hâfi‘yi arayıp meyhanede buldu. Mühim haberim var diye içerden çağırdı.
BiĢr geldiğinde; “Kimden haber vereceksin?” dedi. “Sana Allahü Teâlâ’dan haber
vereceğim” deyince, ağlamaya baĢladı. “Bana kızıyor mu, Ģiddetli azap mı yapacak?”
dedi. Rüyayı dinleyince arkadaĢlarına; “Ey arkadaĢlarım! Beni çağırdılar, bundan sonra
bir daha beni buralarda görmeyeceksin” dedi. O zâtın yanında hemen tövbe etti.
Bu anda ayağında ayakkabı bulunmadığı için, hiç ayakkabı giymedi. Yalınayak gezdiği için
Hâfi lâkabı ile anıldı. Sebebini soranlara, ―Allahü Teâlâ‘ya tövbe ettim, günah iĢlememeye
söz verdiğim zaman yalın ayaktım. O zaman giymediğim ayakkabıyı Ģimdi giymeye haya
ederim‖ derdi.
Bu konuda peygamber (s.a.) birkaç uyarısına kulak verelim:
―Ailesine yaklaĢan Bismillah deyip <Allahım biz ve bize nasip edeceğin evladımızı
Ģeytandan uzaklaĢtır> derse o evlada Ģeytan zarar veremez.‖ (Ramuz el Hadis:356/3)
-
―Ġnsanın soyunurken besmele çekmesi cinlerin bakıĢına perde olur.‖ (Age:297/9)
―ġeytanlar sizin elbiselerinizden istifade ederler. Sizden biri elbisesini çıkarınca
dürüp katlasın öyle koysun. ġeytan besmele ile dürülüp konmuĢ elbiseyi kullanamaz.‖
(Age:216/13)
ki:
―Ġnsanlar üzerine bir zaman gelecek Ģeytan onların evlatlarına ortak olacaklar. Denildi
-
Buda mı olacak ya Rasulülallah?
-
Evet.
-
Bizim evlatlarımızı onların evlatlarından nasıl ayırt edeceğiz?
-
Haya ve merhamet azlığından.‖ (Age:504/4)
―ġeytan daha çok çocuklara ve ay hali hayızlı olan kadınlara musallat olur‖
buyurmuĢtur.
Benim bir hocam vardı. Camide abdest alacak, fakat çeĢmenin baĢında köpek yatıyor, bastonu
ile iteliyor gitmiyor. Besmele çekip vuruyor. Köpek mızıklayıp gidiyor. AkĢam değiĢik
kıyafette birileri gelip hocayı götürüyor. Bir mağarada ince uzun genç yatıyor, ayağı kırılmıĢ.
BaĢlıyorlar neden vurdun, neden kırdın? Hoca : ―Ben besmele çektim‖ diyor. Çekti mi diye
gence soruyorlar. ―Evet‖ diyor. Özür dileyerek hocayı bırakıyorlar.
Ders çalıĢırken, elbise çıkarıp, giyerken besmele çekelim. Besmele çekilmeden çıkarılan
elbiseyi Ģeytan giyer.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 11
Mustafa ÖSELMİŞ
F.
Cin ve ġeytan Besmeleden HoĢlanmaz
Hz. peygamber (s.a.) Ģöyle buyurur : ―Cinler insanlara ait eĢya ve elbiselerini kullanırlar. Siz,
besmele çekin, besmele mühürdür‖ (Selsebil Pınarından Damlalar:2/25)
Cinden, Ģeytandan, bunların zararlarından besmele çekerek uzak kalınır.
Atalarımız : ―Besmelesiz iĢe Ģeytan karıĢır‖ demiĢlerdir. Bir ata sözünde : ―Besmelesiz çıkma
yola‖ Ģeklindedir.
ġeytan, besmeleden, besmele çekilen yerden, besmele çekenden kaçar. Eğer besmele
çekilmezse o iĢe müdahale eder, besmele çekmeyen ile uğraĢır. ġeytan, besmelesiz evlerde,
besmelesiz iĢ yerlerinde eğleĢir. Oralarda hükmü geçer.
Kur‘an‘da : ―Allah‘ın dininden yüz çevirenlere Ģeytanı musallat ederiz.‖(Zuhruf : 36)
buyrulmuĢtur.
ġunu burada açıkca ifade edeyim ki, kimse cin ve Ģeytana mahkum değildir. Cin ve Ģeytanın
eline bırakılı verilmemiĢtir. Her insanın elinde ―Euzu Besmele‖ gibi silah vardır. Ġsteyen
onunla korunur. Euzu besmeleyi terk eden, kendini Ģeytanın eline bırakmıĢ olur. Onun
zararından korunamaz. ġeytan onu sever, onun dostu olur.
G.
Çocuklara Ġlk Öğretilecek ġey Allah’tır, Besmeledir
Yerken, içerken, oturup kalkarken, yatarken, kalkarken, ders çalıĢırken, okuluna giderken
besmele çekmesi öğretilmeli, ihmal ettiği zaman besmele çekmesi telkin edilmelidir. Onun
yanında dıĢtan besmele çekilip ona iyi örnek olunmalıdır. Bazen de : ―Sen besmele çekmesini
unuttun mu?‖ gibi espiriler yapılmalıdır.
Çocuğu dini duygularla yetiĢtirmenin, maddi manevi olduğu gibi dünyevi ve uhrevi faydaları
da çoktur. Besmele çeken bir evlat, ana babayı zılgıt çekmez. Eğer bir evlat, ana babasının
cenaze namazını kılmazsa, burada suçlu ana babadır. Mezarın baĢında bir fatiha okumuyorsa
burada kaybeden ana babadır.
Geçen programların birinde Babadağ‘dan çanlı yayına katılan babaanne, Kur‘an Kursuna
gidip hafız olan torunu yüzünden damadının nasıl kurtulduğunu, torununun rüyası ile bize
anlatmıĢtı. Çocuk hiç görmediği babasını ilk defa rüyasında görüyor. ġimdiye kadar sen
neredeydin diyor. Baba : ―Ben bugüne kadar iyi durumda değildim. Sen hafız olunca o kötü
durumdan kurtuldum‖ diyor.
Hz. peygamber (s.a.) : ―Bir çocuğa besmele öğreten hocaya, çocuğa ve babasına
cehennemden berat yazılır.‖ buyurur.
Neysaburi‘nin Geraibl‘il Kur‘an adıl tefsirinde Ģu rivayet kaydedilmektedir:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 12
Mustafa ÖSELMİŞ
―Hz. Ġsa bir kabrin yanından geçerken kabir sahibinin azab çektiğini görür. Daha sonra ikinci
bir defa aynı kabre uğrayınca, kabir sahibinin nur içinde ve rahmet melekleriyle beraber
olduğunu görür. Hz. Ġsa bu duruma hayret eder. Namaz kılıp, dua eder. Cenab-ı Hakk
vahyeder:
Bu kulum asi idi. Ölürken hanımı hamileydi. Sonra doğurdu çocuğunu terbiyeye baĢladı.
Çocuk büyüyünce öğretmene teslim etti. Öğretmen ona <Bismillahirrahmanirrahim>‘i
öğretince, ben yeryüzünde ismimi zikr eden bir çocuğun yer altındaki babasına ta‘zip
etmekten hâyâ ettim.‖
Evet görülüyor ki, besmele çeken evlat, dinini öğrenen evlat anne babasına Ģefaatçi oluyor.
Hesabının nasıl olacağını merak eden, evlatlarına baksın, yeter.
H.
Besmelenin Gücü
Besmele çok faziletli bir Ģeydir. Besmele çeken Allah‘ı zikretmiĢ, Allah‘a sığınmıĢ, Allah‘tan
yardım istemiĢ olur. Böyle bir kimsenin iĢini de Allah kolaylaĢtırır.
Hendek savaĢında hendek kazılırken, büyük bir kaya çıkmıĢtı. Hendeği kazanlar, onu
kıramadılar. Durumu peygambere bildirdiler. Hz. peygamber, balyozu eline aldı : ―Bismillah‖
dedi, kayaya vurdu, kaya parça parça oldu. (Bak. Mek. Medi. Müb. Ziyaretleri, S.Yazıcı,
S.121)
Halit bin Velid bazı kimseler Ġslâm‘a davet edince, ondan davasının hak olduğuna dair bir
delil istediler. O da onlardan zehir getirmelerini istedi. Halit bin Velid ellerinden zehir tasını
alarak Bismillahirrahmanirrahim deyip hepsini içti ve Allah‘ın izniyle hiçbir Ģey olmadı.
Bunu gören mecusiler, ―Bu din haktir‖ dediler. Ancak besmelenin tesirinde kiĢinin niyeti ve
durumu çok önemlidir.
Es Suyuti ―ed-Dur-ul Mensur‖ tefsirinde Hz. Ali‘nin Ģöyle dediğini kaydetmektedir.
―Bir sıkıntıya düĢtüğün zaman, <<Bismillahirrahmanirrahim la havle velâ kuvvete illa billahil
aliyyil azim>> de. Allah bununla senden belanın her çeĢidinden dilediğini uzaklaĢtırır.
Yukarıda adı geçen tefsirde Ġbni Mesud (r.a.) un Ģu rivayetine de yer verilmektedir : Kim ki,
Allah‘ın, kendisini on dokuz cehennem zebanisinden kurtarmasını istiyorsa,
Bismillahirrahmanirrahim desin ve her bir harfi bir zebaniye karĢı kalkan olsun.‖
Besmelenin bir mucizesi de Ģöyle tesbit edilmiĢtir :
30 Profesörden oluĢan bir araĢtırma grubu ġam‘da üç sene süre ile Besmele ile kesilen hayvan
etleriyle besmelesiz kesilen hayvan etleri arasında deneyler yapmıĢlardır.
―Bismillahi Allahü Ekber‖ sözünün etler üzerindeki etkisi tam bir mucize denilecek durumda
olduğu görülmüĢtür.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 13
Mustafa ÖSELMİŞ
Grup adına Prof. Dr. Halid Havale, açıklama yapmıĢ, besmelesiz kesilen hayvanların et ve
dokularında pıhtılaĢmıĢ kan, çoğalmaya müsait bakteri ve mikroplar tesbit edildiğini, Besmele
ile kesilen hayvan etlerinde ise kan, mikrop ve bakterilere rastlanmadığını ifade etmiĢtir.
Kur‘an‘da : ―Allah‘ın adı zikredilmeden kesilen hayvandan yemeyin‖ (En‘am:121)
buyrulmuĢtur. (2 Haz. 2003 Yeni Asya Gaz.)
ĠĢte besmele ile gelen sağlık…
Ġ.
Her Yere Besmele Yazılır mı?
Rabbim, çekirdeklere, meyvalara ağaçlara bizleri ikaz için yazılar yazıyor; Bu ―Allah‖ oluyor,
―Besmele‖ oluyor.
Buraya kadar besmele çekmenin öneminden bahsettim. Besmele çekmek çok önemli diye her
yere, besmele, ayet, Hadis yazılmamalıdır.
Gazeteye, takvime, deftere, kitaba, yere konan eĢyalara, çiğnenen kağıtlara, çöpe atılan
kaplara, ambalaj kağıtlarına yani hürmetsizliğe sebep olacak yerlere besmele yazılırsa günaha
sebep olunur, günaha girilir.
Bir zamanlar bir kardeĢimiz çay ambalajına ―La ilahe illallah Muhammedûn Rasûlallah‖
yazdırmıĢ. YanlıĢ olduğunu anlatmaya çalıĢtım, kısa süre sonra yakınındaki bir çöplükte
kendisine çay kutusunu gösterdiğimde bu ona iyi bir ders olmuĢtu.
Ömer bin Abdülaziz anlatır:
Peygamber (s.a.) yerde bir kağıt gördü. Yanında bulunan, o kağıdı yere atan adama sordu.
-
O kağıtta ne var?
-
Besmele var.
Peygamber o kağıda yazanı ve yere atanı kınadı ve ―Allah‘ın ismini yakıĢan yere koyun‖
buyurdu. (Ebu Davut, Merasil:239)
Allah‘ın Rasulü der ki : ―Sizden biriniz üzerinde besmele yazılı kağıdı çiğnemesin.
Çiğnenecek yerde görürse, yerden kaldırsın. Böyle yapan iyilerden yazılır.‖
ġöyle anlatırlar : ―Zunnun-i Mısri besmele yazılı bir levha bulur, alıp götürür, yüksekçe bir
yere koyar. Rüyasında, Ey Zunnun! Sen benim adımı aziz kıldın, bende seni dünya ve ahirette
aziz kıldım‖ diye bir ses duyar.
Yazılan, asılan besmeleler hürmetsizliğe sebep olmamalıdır. Yani rastgele yerlere ve alçaklara
asılmamalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 14
Mustafa ÖSELMİŞ
Bu tür yazılarla tuvalete girilmez.
Vasıtalara, dükkanlara, evlere besmele asılmalıdır, hatırlatıcı olur, çekilmesine neden olur,
bizi ikaz eder, bizim dini duygularımızın geliĢmesine neden olur, çekmeyi akla getirir. Fakat
aĢağılara asılmamalı, ayak uzatılıp hürmetsizlik yapılacak hizalara asılmamalıdır.
En önemliside; dünya menfaati sağlamak için oraya buraya da asılmamalıdır. ĠĢyerlerindeki
besmelenin asılsın da, müĢteri düĢünüldüyse, dindar görünümü kazandırmak için asıldıysa,
onu asan okumasını bile bilmiyorsa, bu istismar olur. O besmelenin ona hiçbir faydası olmaz.
Günaha girer.
Adam iĢyerine besmele asmıĢ, davranıĢlarının besmele ile alakası yok.
J.
Besmele Bereket Getirir
Her iĢe besmele çekilerek baĢlanırsa, o iĢte bereket olur.
Peygamberimiz : ―Besmele ile baĢlamayan her iĢ bereketsiz ve neticesiz kalır‖ (Camius-sağır
V.13) diyor.
Bazıları, yiyoruz ama doymuyoruz diye peygambere Ģikayet ediyor. Peygamber : ―Besmele
çekerek yiyin‖ diyor.
Bir hadislerinde de : ―Besmele hangi Ģeyin üzerine okunursa, o Ģeyde bereket yaratacağına
dair Allah izzet ve celaline yemin etti‖ buyurur. (Selsebil P. Z. D. 24)
Nice nice az kazanan, tek maaĢlı olanlar vardır ki, besmeleli bir hayat yaĢadıkları,
―Bismillahirrahmanirrahim‖ deyip, parayı kasalarına, keselerine koydukları için, Allah azı
çoğaltır, bereketlendirir, huzur içinde yedirir, içirir. Çoğu zaman çok kazananlar böylelerini
gıbta eder. Hatta ona muhtaç olur. Ben tek maaĢımla yaĢadım. Bana nasıl yetiriyorsun?
Derlerdi…
K.
Besmelesiz Yiyip Ġçmek
En çok dikkat edeceğimiz husus, besmelesiz yiyecek hazırlamamak, besmelesiz yemek
piĢirmemek, besmelesiz sofra kurmamaktır. Yoksa bereket de olmaz, karnımızda doymaz. Bir
bakıma da, o yenilip içilen helal olmaz.
Huzeyfe (r.a.) Ģöyle anlatıyor :
―Peygamberle yemek yerken kimse peygamberden önce elini uzatmazdı. Bir gün
sofrada bir kız çocuğu geldi, elini yemeğe uzattı. Peygamber hemen elini tuttu. Bir bedevi
YÜCE YARATAN’A KULLUK 15
Mustafa ÖSELMİŞ
geldi elini yemeğe uzattı. Onun da elini tuttu ve dedi ki, ġeytan Allah‘ın ismi zikredilmeyen
yemeği kendine helal addedir. Bu iki kiĢiyi, bu yemeği kendine helal kılmak için getirdi.
Yemin olsun ki Ģeytanın eli ikisinin eli ile birlikte avucumdadır. Bundan sonra peygamber,
besmele çekip yemeğe baĢladı.‖ (Kıssite:10/398) + (B. Hadis Külliyatı:3/85)
Demek ki, besmele Ģeytanın nasibini kesiyor, yemeği bereketli kılıyor.
Peygamber Ģöyle buyuruyor :
1-
―Bismillah de, sağ elinde ye ve önünden ye.‖ (Riyaz üs Salihın:731)
2- ―Yemek yediğinizde, Allah‘ın adını anınız eğer yemeğin evvelinde besmeleyi
unutursanız, Bismillahi ala evvelihi ve ahirihi deyiniz.‖
3-
―Bir adam eve girerken ve yemek yerken Allah‘ı anarsa Ģeytan evanelerine Ģöyle der:
- Burada sizin için barınacak yer, yiyecek yemek yok, der.
Eğer o kimse Allah‘ı zikretmezse Ģeytan evanelerine:
- Barınacak yer buldunuz.‖ Eğer yemek yerken Allah‘ı zikretmezse, yiyecek yemek
buldunuz, der. (R. Salihın:733)
4- Hz. AiĢe (r.a.) anlatıyor : ―Peygamber altı kiĢi ile yemek yiyordu. Biri gelip iki
lokmada yemeği bitirdi. Bunun üzerine peygamber:
- Eğer besmele çekmiĢ olsaydı hepimize yeterdi.‖ buyurdu. (Riyazus Salihın:746) +
(Kıssite:10/400)
5-
‖Besmele çekiniz, yemeğiniz bereketli olsun. (Riyazus Salihın:746)
Besmeleyi unutmadığımız gibi, sofrada, bir iĢi yaparken dıĢtan çekmekte büyük fayda vardır.
Bu bir hatırlatma olur, unutan, çekme alıĢkanlığı olmayan da çekme alıĢkanlığı kazanır.
Yemekten sonra sofra duası yapılmalıdır.
L.
Besmelesiz Kesilen Hayvanın Eti Yenir mi?
Kur‘an‘da : ―Kesim sırasında Allah‘ın adı zikredilmeyen hayvanın etini yemeyiniz.‖
(En‘am:121) buyrulur.
Hac sûresinde (ayet:34) : ―Her ümmet için Allah‘ın kendilerine rızık olarak verdiği kurbanlık
hayvanların üzerine O‘nun adını anarak kurban kesmeyi meĢru kıldık.‖ Buyrulur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 16
Mustafa ÖSELMİŞ
Besmele çekilmeden kesilen hayvanın eti yenmez, kurban ise kurban olmaz. Fakat burada iki
durum vardır. Eğer hayvanı kesen, ihmal, unutkanlık veya heyecandan dolayı, ―Bismillahi
Allahü Ekber‖ demeyi unutursa o hayvanın eti yenir. Çünkü kasıt yoktur. Eğer kasıt varsa
bilerek, kasten veya inançsızlıktan dolayı bir kimse ―Bismillahi Allahü Ekber‖ demezse, o
hayvanın eti de yenmez, kurban da olmaz.
Sık sık sorulan bir soruyu cevaplandırmak ve açıklık getirmek isterim :
―Kasaptan aldığımız ete besmele çekilip çekilmediğini bilmiyoruz, yenir mi?‖ deniyor.
Biz islâm ülkesindeyiz. Böyle bir durumda, ―Müslüman, kesmiĢtir‖ diye hüsnü zanda bulunur.
Besmeleyi çeker yeriz.
Bilgi eksikliği, bilgi yokluğu, yenmesi için delil sayılır. Fetva budur. Ama : ―Ben bilmediğimi
yemem‖ diyen olursa o da takvadır. Fakat takva yolunu seçen kimsenin, ona buna kimin
kestiğini bilmiyoruz, yemeyin demesi doğru değildir.
Bugün daha çok tavuk için dedikodu oluyor. Bu durumda; önce güvenilir yerden alacaksın,
besmele ile piĢirip, besmele çekerek yiyeceksin, afiyet olsun.
Ġbni Abbas (r.a.) Ģöyle demiĢtir :
―Hayvanı keserken bir kimse besmele çekmeyi unutmuĢ ise bunun mahsuru yoktur. Ancak
kasten terk ettiyse kesilen hayvanın eti yenmez.‖ (Hadis Ans:6/126)
Besmele, bir Ģeyi helal kılıyor. Besmelesizlik ve besmele çekmeyi bilerek terk, helali,
haramlaĢtırıyor.
ġöyle toparlayalım :
Hayvan keserken Besmele çekmenin manası ne demektir?
Putperestler hayvan keserken putların adını anar, anlar için keserlerdi. Ġslâm da,
besmele, putperestliğe tepkidir.
Bir de : ―Hayvanın canını almadan Besmele çekmek Allah‘tan izin almaktır. Çünkü canı
Allah verir, Allah alır. Besmele, Ben Allah‘ın izni, Allah‘ın adı ile bu iĢi yapıyorum manasına
gelir.‖
M.
Besmele Çekmeyi Unutan Ne Yapar?
Ġnsan, nisyandan gelir yani insan unutkandır, unutur. Neleri unutmuyor ki, unuttuklarının
arasında besmeleyi de unutuyor.
Yerken içerken bir iĢ yaparken besmele çekmeyi unutan ne yapmalıdır? Bazı Ģeyler hariç
hemen hemen her Ģeyin telafisi vardır.
Unuttuk, o zaman besmele çekeceğiz. Nasıl?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 17
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamberimiz Ģöyle diyor :
―Sizden kim bir Ģey yerse <Bismillahirrahmanirrahim> desin. BaĢta söylemeyi unutmuĢ ise
sonunda <Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi> desin.‖ (Hadis Ans:10/398)
Bir sahabe anlatıyor : ―Bir adam Besmele çekmeden yemek yiyordu. Bir lokma kalmıĢtı, onu
ağzına götürürken < Bismillahi fi evvelihi ve ahirihi > dedi. Bunun üzerine peygamber güldü
ve dedi ki, Ģeytan onunla birlikte yemeğe devam etti. O ne zaman ki, Allah‘ın adını zikretti, o
zaman Ģeytan yediklerini kustu.‖ (Hadis Ans:10/399)
Elindekini Ģeytana yediren, onu güçlendirmiĢ olur. Sonrada onunla baĢedemez.
N.
Besmele Her Zaman Her Yerde Çekilir mi?
Besmele her zaman her yerde çekilmez. YanlıĢ bir Ģey yaparken, kötü bir iĢ iĢlerken, yenilip
içilmesi gereken bir Ģeyi, yer içerken besmele çekilmez. Meselâ;
-
Tuvalete banyoya girerken besmele çekilir, içerde çekilmez.
-
Münasebetten önce çekilir, münasebet anında çekilmez.
Cünüpken Euzu Besmele çekilir, çünkü dua ve sığınma içindir. Bu hayız ve nifas
halleridir. Diğer cünüp halinde iken ayet okunmaz. O, bir an önce yıkanır.
Mekruh olan haram olan veya Ģüpheli Ģeyleri yiyip içerken besmele çekilmez.
Herhangi bir günah besmele çekilerek iĢlenmez. Çekilirse haramdır, günahtır.
-
Sigara içerken besmele çekilmez.
-
Ġçki içerken, domuz eti yerken çekilmez.
-
Kumar ve kumara götüren oyunlara baĢlarken çekilmez.
ġarkı, türkü, eğlence için çalgı âleti çalarken, müstehcen konuĢmalar için besmele
çekilmez.
Bir de besmele alaya alınmaz, besmele çekenle alay edilmez. Allah korusun insanı imandan
eder. (Çünkü ayettir.)
Besmele çekilmeyecek yerde dil alıĢkanlığının dıĢında kasti, bile bile besmele çeken imandan
çıkmıĢ olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 18
Mustafa ÖSELMİŞ
O.
Ġstiaze (Sığınma) Duası Nedir?
Ġnsanın korunmaya sığınmaya ihtiyacı vardır. Çünkü peĢinde koĢan, ensesinde duran
Ģeytandan korunamazsa, onun tuzağına düĢer. DüĢmemek için kul, Allah‘a sığınmalıdır.
Çünkü Allah‘ın koruduğuna kimse zarar veremez.
Kul, Allah‘a sığınmayı da Ģöyle yapar : ―Euzu BillahimineĢĢeytanirracim. Lâ havle vele
kuvvete ille billahil aliyyil azim.‖
Veya : ―Rabbim, insan Ģerrinden Ģeytan Ģerrinden ve Ģerlilerin Ģerrinden sana sığınıyorum‖
diyebilir.
Hz. peygamber, hicret sırasında ve mağarada Allah‘a sığındı da Allah onu göstermedi,
korudu.
Göremediğimiz, bilemediğimiz kaza ve belâlardan da Rabbimize sığınırsak, Allah, emaneti
iyi korur, emanete ihanet etmez.
―Malımla, canımla ırzım namusumla sana sığınıyorum, sana emanetim‖ denirse, çok faydasını
görürsünüz.
Sevdiklerimizden ayrılırken ―Allah‘a emanet ol‖, ―Allah Ismarladık‖ deriz. Buda bir Allah‘a
havale etmedir. Allah‘a sığınmadır. ―Hadi baybay, kendine iyi bak‖ demekten çok çok iyidir.
P.
ĠnĢallah Demek…
Bir konuda ―inĢallah‖ deme konusudur. Bir iĢ yapılacağı veya yapılması düĢünüldüğü zaman,
Allah adı anılmalı, ―Allah izin verirse, müsaade ederse‖ anlamına gelen inĢallah denmelidir.
Allah, Kur‘an‘da : ―Herhangi bir Ģey için, Allah‘ın dilemesi dıĢında, <Ben onu yapacağım>
deme, unuttuğun zaman Rabbini an ve Ģöyle de, Umulur ki Rabbim beni doğruya daha yakın
olana eriĢtirir.‖ (Kehfi:23-24)
Kalem Sûresinin 17. ve 20. ayetlerinde de: ―Vaktiyle bahçe sahiplerini denedik. Daha sabah
olmadan bahçelerinin mahsulünü devĢireceklerine, istisna payı bırakmadan yemin etmiĢlerdi.
Ama onlar daha uykuda iken bir salgın o bahçeyi kapkara etmiĢti.‖
―ĠnĢallah demek, insanı birçok sıkıntı ve vebalden kurtarır. Bir Ģey kararlaĢtırılırken, söz
verilirken inĢallah denirse o iĢ olmasa, söz yerine gelmese de, insan yalancı olmaz.‖
Kesin iĢte de inĢallah denmelidir. Çünkü iĢler Cenab-ı Allah‘ın dilemesiyle olur. Yaratmasıyla
olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 19
Mustafa ÖSELMİŞ
Bazılarının görüĢüne göre : ―inĢallah‖ denilerek yemin edilirse yemin olmaz. Talakta da
―inĢallah‖ talak olmaz. Ġnsanlar arasında bir Ģey kararlaĢtırılırken ―inĢallah‖ denirse ve söz
yerine getirilmezse, yalancı olunmaz.
―ĠnĢallah‖ demek bir zikirdir. Allah‘ı anmaktır. Allah‘tan izin almaktır.
Fetih sûresinin 27. ayetinde Allah gidileceğini bildirdiği halde ―inĢallah gideceksiniz‖
buyrulmuĢtur.
Saffat sûresinin 102. ayetinde de ―Ġsmail Aleyhisselama: Babacığım sana emredileni yap!
ĠnĢallah beni sabredenlerden bulursun‖ denmiĢtir.
Ömrünün son anlarında peygamber (s.a.) mezarlığa gitmiĢ. Orada : ―ĠnĢallah biz de yakında
yanınızda olacağız‖ denmiĢtir.
Bazıları ―iĢe Allah karıĢmazsa― diye söze baĢlıyor. Allah'ın karıĢmadığı, yaratmadığı bir iĢ mi
var. Kur'an'da : ―Allah'ın izni olmadan bir yaprak bile düĢmez‖ denilmektedir.
Her sözümüz, her vaadimiz için ―inĢallah‖ demeliyiz.
Peygamberimiz (s.a.) : ―Yecüc Mecüc Seddi ancak inĢallah yarın aĢarız‖ dedikleri gün
aĢabileceklerdir, der. (Ġ. Canan, Hadis Ans:17/571)
Yahudilerin teĢviki ile bir grup insan, peygamber (s.a.) ‗a Ruh, Ashab-ı Keyf ve Zülkarneyn
hakkında sorular sormuĢlardı. Peygamber (s.a.) : ―Yarın cevap veririm‖ buyurdu. ĠnĢallah
demediği için vahiy gelmedi. ġöyle anlatırlar :
Adamın bir eĢek satın almak için çarĢıya çıkar. Yolda arkadaĢla karĢılaĢır. ArkadaĢı nereye
gittiğini sorunca ―EĢek almak için çarĢıya gidiyorum‖ der. ArkadaĢı ‖ĠnĢallah de‖ deyince
―Canım Ģimdi inĢallahın yeri değil; dirhemlerim cebimde, eĢekse çarĢıda.‖ ÇarĢıda eĢek
ararken paraları çalınır. Eli boĢ dönerken aynı arkadaĢıyla tekrar karĢılaĢır. ArkadaĢı ―Ne
yaptın?‖ diye sorunca ―Paralar çalında inĢallah‖ der. Bunun üzerine arkadaĢı onun dediğini
tekrar eder ve ―ġimdi inĢallahın yeri değil‖ der.
Bir günde N. Hoca hanımına
-
Yarın eĢeği hazırla oduna gideceğim, der. Hanımı :
-
ĠnĢallah de bey! Deyince. Hoca:
-
ĠnĢallahı MaaĢallahı yok. Gideceğim iĢte, der.
Hoca oduna gider, koruluğa girmiĢtir. EĢeğini alırlar, döverler. AkĢam eve sürüne
sürüne gelir. Geç vakit kapıyı çalar.
-
Kim o? Diyen hanımına:
-
ĠnĢallah ben geldim hanım! Der.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 20
Mustafa ÖSELMİŞ
Q.
“MAġALLAH” Demek…
Ġnsan, güzel bir Ģey gördüğünde güzel bir çocuk gördüğü zaman, beğenilen, hoĢa geden bir
konuda ―MaaĢallah‖, ―Bârek Allah‖, ―Allah nazardan saklasın‖ demelidir. Bu Ģekilde de
Allah'ı anmalıdır.
Nazarı değdiğini bilen bir insanın, güzellik karĢısında ―MaaĢallah‖ dememesi günahtır. Çünkü
insana bile bile zarar vermek günahtır. Ġnsan, organlarının iĢlediği günahtan mesuldür.
Meselâ; Göz zinası nasıl haramsa gözle bir Ģeye ve bir insana zarar vermek de haramdır.
Nazarı dokunan biri, bakarken maaĢallah, Bârekellah diyerek bakarsa zarar büyük oranda
veya tamamen önlenmiĢ olur.
Erkeğe gümüĢten, kadına altından ―MaaĢaallah‖ takılabilir.
SONUÇ
Her yerde, her iĢte, her sözde Allahü Teâlâ‘nın adını anmalıyız. Biz onu anarsak o da
bizi, daha hayırlı yerler ve kimseler yanında anar.
KarĢılaĢtığımıza Allah'ın adıyla selam vermeliyiz, evimize girdiğimiz zaman veya
birbirimizden, evden ayrılırken selam vermeliyiz.
Bir Ģey yiyip içtiğimizde, baĢta besmele çekmemeliyiz, sonunda Ģükretmeliyiz, dua
etmeliyiz.
Yanımızda biri aksırır da ―ġükür Elhamdülillah‖ derse ―Yer hamükellah‖ demeliyiz.
O da : ―Yehdina Yehdikümüllah‖ demelidir. Bu müslümanın müslümana olan
borçlarındandır.
-
Sık sık istiaze duası ile Allah'a sığınmalıyız.
-
Bize yardım eden faydası dokunanlara ―Allah razı olsun‖ demeliyiz.
-
Bir iĢe ve bir vaad için ―inĢallah‖ demeliyiz.
-
Telefonda ―önce selâm sonra kelâm‖ kuralını uygulamalıyız.
Her iĢ için hayırlısını dilemeliyiz. ―Hayırlısını ver Ya Rabbi‖ diye dua etmeliyiz. Ġyi
günler değil, hayırlı günler demeliyiz. HerĢeyin iyisinden hayırlısı daha iyidir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 21
Mustafa ÖSELMİŞ
Nasılsın denince ―Ehbe iyiyiz‖, ―Allah bundan beter etmesin‖, ―Ġyiyiz diyelim‖ gibi
ifadeler, Ģikayetler yerine ―Ģükür Elhamdülillah‖ diyeceğiz.
Bir toplantıdan, misafirlikten ayrılırken Allah'ın adını anarak kalkmalıyız. Hz.
peygamber Ģöyle buyurur : ―Bir toplantıdan dağılırken, Allah'ın adı anılmaz ve benim
üzerime salavat getirilmezse o kimseler merkep leĢinden dağılan kargalar gibidir‖
Hz. peygamber : ―Ya hayır söyle ya da sus‖ buyurmuĢ. Yani söz söylediğimiz zaman,
hayır söylemeliyiz. Ġyi alıĢkanlıklar kazanmalı ve çocuklara da iyi alıĢkanlıklar
kazandırmalıyız.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 22
Mustafa ÖSELMİŞ
II. BÖLÜM
EZAN-I ġERĠF VE CAMĠ
A)
EZAN NEDĠR?
Ezan, namaz vakitlerini bildiren, ilan Ģeklidir. KurtuluĢa
oluĢumumuzun, bu diyarın Ġslâm beldesi oluĢunun ilanıdır. Semboldür.
davettir.
Ġslam
Ezan Allah‘ın varlığını birliğini ve Hz. Peygamberin onun kulu ve elçisi olduğun ilan
eder.
Cenab-ı Allah Ģöyle buyurur ―Ey iman edenler Cuma günü namaza çağrıldığınız
zaman, hemen Allah‘ın zikrine, zikri olan namaza koĢun. AlıĢ veriĢi bırakın. Bilirseniz bu
sizin için daha hayırlıdır.‖ (Cuma:9)
Hz. Peygamber de ―Namaz vakti gelince ezan okuyunuz.‖ (Buhari Ezan:17) buyurur.
Ezanın ġartları ġunlardır:
-
Vakit girmiĢ olmalıdır.
-
Arapça okunladır. (BaĢka bir dilde mezhebimize göre okunmaz.)
-
Aslı, tertibi bozulmamalıdır.
-
Okuyanın erkek olması gerekir. Peygambere vahyolunduğu Ģekilde okunacaktır.
Ezan okumak sünnettir. Erkeklere vacip
derecesinde sünnettir. Hele bugün önemi daha büyüktür. Kaza namazlarında önce gamet,
vaktin değil namazın sünnetindendir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 23
Mustafa ÖSELMİŞ
B)
EZANIN DĠNLENĠP TEKRAR EDĠLMESĠ LAZIMDIR
Ezan okunurken, dinlenir, müezzinle aynı anda tekrar edilir. Yalnız müezzin ―Hayye
alas-salah ve Hayye aleh Felah‖ derken ―la havle vela kuvvete illabillah‖ denir. Sabah
ezanında ―Essalatü Hayrum minen-nevm‖ yerine ―sadakte ve bererte‖ denmelidir. (Bak. K.
Sitte 8/224)
Hz. Peygamber (a.s.) ―Ezanı iĢittiğiniz zaman, müezzinin söylediklerini aynen
söyleyin‖ buyurmuĢtur. (Buharı Ezan:7)
Ezanın sonunda da Allah‘a hamdedilir, salavat getirip dua edilirse, o zaman duaların
kabul olunacağı zamandır. Ezan bitiminde salavat getiren ve dua edene peygamberimiz,
Ģefaatinin vacip olacağını müjdelemiĢtir.
(Bak. K. Sitte:7/2437)
-
Ezan okurken iĢi konuĢmayı bırakmak gerekir. Sigara içilmez.
-
Ezan okuyana, ezan dinleyene selam verilmez.
Ezan bir davettir, icabet edilmesi gerekir. Çünkü ezanda ―Haydin namaza gelin,
kurtuluĢa gelin‖ daveti vardır. Allah‘ın bu davetine icabet farzdır. Namazı geciktirmek, tevbe
istiğfar etmeyi gerektirir. Namazı terk ise, isyandır. Namaz, keffareti olmayan bir ibadettir.
Ezan okuyanın alacağı sevap büyüktür. Kur‘an‘da Ģöyle buyrulur ―Ġnsanları Allah
çağıran, iyi iĢ yapan‖ ve ―ben müslümanlardanım) diyenden kimin sözü daha
güzeldir?―(Fussilet:33)
Allah‘a çağıran ses, insanın kulluğunu hatırlatır. Kendine gelmesini sağlar. En
önemlisi de insanın hidayetine vesile olur.
C)
EZAN DUASI
Ezan, huĢu ile dinlendikten sonra dua yapılacaktır.
Peygamber (s.a.) bir hadislerinde Ģöyle buyurur:
―Kim ezandan sonra:‖
―Allahümme Rabbe h‘azihid dâvetit temma. Vessalatil kâime eti Muhammeden‘il
vesilete vel-fazılete vebashü mekâmen Mahmüden illezi va‘adtehü inneke Iâ tüflihul miad‖
derse yani:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 24
Mustafa ÖSELMİŞ
―Ey bu ezanın ve kılınacak olan namazın sahibi olan Allah! Peygamberin olan
Muhammed‘e vesileyi ve fazileti ver. Onu vaad ettiğin makamı mahmûd üzere dirilt‖ derse
―ona kıyamet günü mutlaka Ģefaatim helal olur‖ demiĢtir.(Buhari Ezan:8)
Bu duayı bilmeyen, FATĠHA SÜRESĠNĠ okur. Salavat getirir.
Yeni doğan çocukların adları konurken sağ kulağına ezan, sol kulağına kamet
getirilerek ismi ile çağrılır, hayırlı insan olması, hayırlı bir ömür yaĢaması için dua edilir.
Göbeğin cami temeline, cami avlusuna gömülecek diye bir Ģey yok. Tabii ayak altına
da, çöplüğe de atılmaz. Çocuğun camiye bağlılığı böyle Ģeylerle değil, iyi bir eğitim, güzel bir
terbiye ile gerçekleĢir., içkiyi bıraksın diye camiye su koyup içirmek de manasızdır.
D)
EZANDAN ÜCRET ALINIR MI?
Dini hizmetlerden ücret alınmaz. Ama o iĢi baĢka yapacak yoksa ücretle müezzin,
ücretle imam tutulabilir. Sebebi de tutulmaz, ücret ödenmezse, o iĢ aksar veya ehil
olmayanlara kalır.
Bu durumda para ile ezan okuyan müezzin, para ile namaz kıldıran imama kardeĢimiz,
çok çalıĢmalı, namaz vakitlerinin dıĢında da tebliğ, cihad, iyiliği emredip kötülükten
sakındırma görevine devam etmeli ki, aldığını hak etsin. Ayrıca görev yaptığı camiyi,
avlusunu pırıl pırıl yapmalı, cami cemaatine, mahallenin çocuklarına dinlerini öğretmeye
çalıĢmalı ki, aldığı maaĢ helal olsun.
Namazın, ezanın dıĢında ―benim görevim değil‖ derse maaĢı helâl olmayacağı
düĢüncesindeyim. Genel kanaat da budur.
Hz. Peygamber ―Müezzinlik yaptığın zaman ezandan dolayı ücret alma‖ (Ġslâm Fıkhı
Ans.: 1 /428)
Ġslâm‘da Ruhban sınıf yoktur. Ezan memuru, namaz memuru olmamak gerekir. Bu
görevlerin dıĢında gösterilecek gayret, alınan parayı helal kılacaktır.
E)
ALLAH EZAN SESĠSNE HASRET BIRAKMASIN
Ezan, müslüman olduğumuzu ilan eder. Namaz vakitlerini haber verir, müslümanları
camiye çağırır. Müslüman olmayan, Ġslâm‘a soğuk bakanlar üzerinde de derin izler bırakır.
Bugüne kadar dinledikleri ezan sesinin tesirinde kalarak, Ġslâm‘a ısınmıĢ, müslüman olmuĢ
sayısız yerli, yabancı, sanatçı, müzisyen ve ilim adamı vardır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 25
Mustafa ÖSELMİŞ
Minareye, camiye bugüne kadar Rusya‘da, Bulgaristan‘da, Yunanistan‘da ve Ġslâm
düĢmanı, müslüman Türk düĢmanı ülkelerde karĢı olunmuĢtur. Yıktırmak, müsaade etmemek,
ezan okutmamak, cami kapatmak Ģeklinde sürüp gelmiĢtir. Ama bugün dünyada dinlere
özgürlük tanınmasıyla, Rusya‘nın Kızıl meydanında büyük bir cami, Roma‘nın göbeğinde
otuz dönüm üzerinde bir cami yapılmıĢ, bütün Avrupa‘da kiliseler satın alınıp, havralar satın
alınıp camiye çevrilmiĢ, bazı bölgelerde, hoparlörle ezan okunmasına müsaade edilmiĢken,
bizde ezan sesinden rahatsız olanlar vardır. Camiye, içine sığdıramayanlar vardır. Ölülerinin
oraya geleceğini unuturcasına düĢman olanlar vardır.
Ezandan rahatsız olup, Ģikayet ederek hoparlörle ezan okutmayan yerler vardır.
Zaman zaman ―camiye sıra koyalım‖ teklifinde bulunanların yanında ―ezanı Türkçe
okuyalım‖, ―Namaz Türkçe kılınsın‖ diyen kimseler, ezanımıza, camimize, namazımıza
hülasa dinimize göz dikmiĢlerdir.
Atalarımız ―Ezandan Ģeytan rahatsız olur‖ derlerdi. Onun yanı sıra demek ki,
insanlarda rahatsız oluyor. Böyleleri için:
Allah Kur‘an da : ―Namaza çağrıldığınız zaman onu eğlenceye alaya alırlar.‖
buyurmuĢtur. (Maide:58)
Büyüklerimiz, bizim önce kulaklarımıza ezan okudular, hayatları boyunca ezanın
davetine icabet ettiler, sonra da:
“ġu ezanlar ki Ģehadetleri dinin temeli,
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli” düĢüncesiyle, memleketi istila eden
düĢmanla savaĢtı, sonra da Ģeflik dönemi .uygulamaları ile zulüm gördü, eziyet gördü ezan
sesini, dalga dalga bu semalarda okunmasını sağladı.
Bu ülke ezandan rahatsız olanların yeri değil, % 99‘u müslüman olan ülke. Ezan sesi
duymak isteyenlerin, ezan sesi ile uyanmak isteyenlerin, ezanı duyup namaza kalkmak
isteyenlerin ülkesi bu ülke. Cepheye çocuğunu gönderirken : ―Bak oğul Ģu ezan sesi susacak
olursa, emdiğin süt haram olsun‖ diye yavrusunu ölüme gönderenlerin kem iğini
sızlatmayalım.
O veya bu nedenle, ezan sesinin kısılması doğru değildir. Bu milleti gönülde yaralar.
Ġnananları gönülden incitir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 26
Mustafa ÖSELMİŞ
Ne Ģarkıdır ne de gazel
Bu ses ile sancak sancak
Bir ilahi nidadir o!
Dalgalanır imanımız.
Okunuyor, bak ne güzel
Bu ses ile yavrum ancak
Ruhumuza gıdadır o!
Temizlenir vicdanımız.
Cemal Oğuz ÖCAL
CAMĠLER MÜSLÜMAN TÜR
VARLIĞININ TEMĠNATIDIR
Cami, AlIah‘ın huzuruna çıkıp O‘na secdeye vardığımız yerdir. Hz. Peygamber Ģöyle
buyurmuĢtur:
―Camiler yeryüzünün en kutsal yerleridir.‖ (Ramuz el-Ehadis:76/10)
―Yer yüzünde Allah‘ın evleri, mescidlerdir.― (Ramuz el-Hadis:121/6)
Yeryüzünde, Mescid-i Haram, Mescid-i Nebevi ve Mescid-i Aksa, sonra da camiler en
kutsal yerlerdir.
Cami, müslümanlar için bir sığınaktır, bunca dert ve sıkıntının içinde bir huzur evidir.
Cami, isteklerin, dua ve ibadetlerin, yüce Allah‘a arz edilip yükseldiği kutsal
mekanlardır.
Cami, müslümanların buluĢtuğu, kaynaĢtığı ibadetlerine derecesi yüksek sevaplar
aldığı, huzur duyulan yerlerdir.
Cami, müslüman olduğumuzun simgesidir. Günlük hayatımızın vazgeçilmez
parçasıdır.
Cami, vatanın tapusudur. Atalarımız, gittikleri, fethettikleri her yere ilk iĢ cami
yapmıĢlardır.
Rus — Ermeni iĢbirliği ile Erzurum‘da yapılacak katliam, ve baskını haber alan bir
müezzinin vakitsiz okuduğu ezan feryâdı ile önlenmiĢtir.
Sütçü Ġmam, Mehmet Akif, Ahmet Hulusi Efendi gibi büyüklerimiz milli mücadele
ruhunu camilerden tutuĢturmuĢlardır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 27
Mustafa ÖSELMİŞ
Lozan görüĢmelerinde Edirne, Yunan‘a verilmiĢti. Bir Ġngiliz delegesinin, ―Bu Ģehrin
minarelerini nereye koyacaksın‖ sözü üzerine Edirne, bizim sınırlarımız içerisinde kalmıĢtır.
F)
CAMĠ YAPIMINDA ĠNANÇSIZ BĠR KĠMSE ÇALIġABĠLĠR MĠ?
Cami yapılırken kim olursa olsun yaptığı yardım alınabilir. Cami hepimizin, dirisi
gelmeyenin ölüsü gelir. ―Camiye gelmiyorsun senin yardımın geçersizdir, alamayız‖
denemez.
Camiye saygı gerekir. Camiye saygı bakımından Caminin yapımında, plan projesinde,
inançsız kimseler çalıĢabilirse de gene de camiye saygı duyacak kimselerle iĢ yapılırsa, daha
uygun olur. Geçen cami plânı çizen bir mühendisin giriĢi tarif ederken ―ġöyle eĢek semeri
gibi diyerek tarif ettiğini anlattılar.
Cenab-ı Allah Ģöyle buyurur:
―MüĢriklerin küfürlerine kendileri Ģahit olurlarken, Allah‘ın mescidlerini imar etmeye
onların ehliyeti yoktur. Onların hayır diye bütün yaptıkları boĢunadır. Ve onlar ebedi olarak
ateĢte kalıcıdırlar.‖ Allah‘ın mescidlerini ancak Allah‘a ve ahiret gününe iman eden, namaz
kılan, zekat veren, Allah‘tan baĢkasından korkmayan kimseler imar eder. ĠĢte hidayet üzere
oldukları umulanlar bunlardır. (Tevbe:17-18)
Camiye kıyafeti uygun olmayan ve ay hali gören kadın ve yıkanmayı kabul etmeyenin
girmesi uygun değildir.
Camiye ait kısımda alkol, alkol ve domuz katkılı maddelerin satıĢı da caiz değildir.
Yeryüzü mescid olmasına rağmen Hz. Peygamber Hicret esnasında Küba camiini
kendi eliyle yapmıĢ, cami yapılmasını teĢvik etmiĢtir. Çünkü bir yer cami ile, minare ile
ezanla güzelleĢir. Bakın köylerimize, kerpiç evlerin yanında taĢtan betondan camiler ve
gökyüzüne yükselen minareler görürsünüz.
G)
CAMĠ YAPMAK CAMĠLERĠ ĠMAR EDĠP AYAKTA TUTMAK
Millet olarak biz, camilere düĢkün bir milletiz. Anadolu‘ya açıldığınız zaman, toprak
damların, kerpiç evlerin arasında taĢtan betondan kubbeleri ve minareleri görürsünüz.
Ġnsanımız namaz kılmasa da, camiye gitmese de camiye düĢkündür. Cami yaptırmadan ölen
Türk büyüğü çok azdır. Bugün de yardım istenince insanımız boĢ geçmiyor Elhamdülillah.
Tuğrul Bey ―Kendime saray yapıp da yanında bir cami inĢa etmezsem, Allah‘tan
utanırım.‖ demiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 28
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamberimiz (s.a.) ―Bir kimse Allah rızası için bir cami yaparsa, Allah ona cennette
onun gibi bir bina hazır eder.‖ (Ramız 411/11 ve Buhari 1/116) (Kısitte 16/121) buyurmuĢtur.
Cenab-ı Allah bir kutsi hadiste ―Ben yeryüzü halkına azap etmeyi murat ettiğimde
mescidlerini tamir, tanzim ve tenvir edenleri, benim rızam için birbirini sevenleri ve seher
vaktinde istiğfar edenleri görünce, onlara azap etmekten vazgeçerim. ―diyor. (Ġlahi Hadisler
S.30)
Bir hadiste de ―Mescidleri bina edin, onların toz toprağını temizleyin. Her kim Allah
için mescid bina ederse, Allah da ona cennette bir mescid hazırlar.‖ (Ramuz el-Hadis:9/5)
buyrulmuĢtur.
Herkes cami mescid yapamaz, yaptıramaz. Ama yardım edebilir, katkıda bulunabilir.
Elinden ne geliyorsa onu yapabilir. 3 tuğla veren kadının derecesi, cami yaptırandan üstün
olduğu nakledilir. Çünkü niyet, çok önemlidir.
Sadece yapı olarak yapılmasında değil, korunmasında, içinin dolmasında da hassas
olunması lazımıdır. Cami yapmakla olmaz, içine cemaat lazım. Cami, gücünü kaybetmiĢ
ihtiyarların yeri değil, bilakis gençlerin yeri olmalı. Huzur arayan kurtuluĢ arayan herkes
camiye gitmelidir.
Cami temizlenmemiĢ, avlu darmadağın, tuvalet pis, böyle cami olmaz. Camide
zevksiz, Ģevksiz, görev yapılmaz. Kiliseler tertemiz iken, cami kirli olmamalı. Cami görevlisi
sadece namaz memuru değildir.
Hz. Peygamber cami yapımında kerpiç taĢımıĢtır. Hizmet etmiĢtir.
Sultan Ahmet Camisi yapılırken padiĢah iĢçi gibi çalıĢmıĢtır. Rahatsızlanıp yatağa
düĢmüĢ, ilk ezan okununca da, fırlayıp kalkmıĢ, Hocası:
- Nereye padiĢahım, deyince
―TaĢ taĢımaya gidiyorum‖ hocam, cevabını vermiĢtir.
Hz. Peygamber, Camiye ilk gaz lambası getirip aydınlatana:
- Sen bizim mescidimizi nurlandırdın, Allah‘da seni nurlandırsın.
Zenci bir kadın camiyi temizlermiĢ, bir ara görünmemiĢ. Peygamber sormuĢ:
- ―öldü‖ demiĢler. <<Bana haber vermeniz gerekmezmiydi>> deyip mezarına gitmiĢ,
namaz kılıp dua etmiĢtir.
Camilerimizi bakıp, temizleyip, gözümüz gibi korumamız gerekir.
Cimriliği ile ünlü biri camiye epeyce yardım eder. Ona:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 29
Mustafa ÖSELMİŞ
- ―Sen nasıl oldu da camiye bu kadar yardımda bulundun? Senin parayı çok sevdiğini
söylüyorlar.‖ derler. Oda;
- ―Evet parayı çök seviyorum. Onun için camiye verdim. Paramı ahirete götürebilmek
için‖ der.
Kayseri‘de gördüm. Camide duvarda üç tuğla dıĢta. Dediler ki, bu cami, yapılırken dıĢtan
yardım alınmaması için çalıĢanlara tembih edilir. Bir yaĢlı kadın önce ayran getirir.
Ardından da tuğlaları uzatır, yalvarır. Usta koymak zorunda kalır. Camiyi yaptıran
rüyasında kendisinin üstünde onu görür. Sebebini sorar. Ona bu durum anlatılır.
Allah herkesin gücüne göre değerlendirecektir.
Cami ayrımı yapılmaması lâzımdır. Niçin olursa olsun camiye küsülmemesi lazımdır.
Kur‘an da Ģöyle buyrulur:
―Camiler, mescidler Ģüphesiz Allahındır. 0 halde Allah ile birlikte kimseye
yalvarmayın, kulluk etmeyin.‖ (Cin:18)
Rasülüllah Ģöyle buyurmuĢtur:
-
―Allah‘ın yardımı, hayır için toplanan cemaattedir.‖ (KeĢfü‘l-Hafa, C.2,s.391)
Bu hadise göre cami cemaati bol sevap alırken bir de Allah‘ın yardımını görecektir.
Bir okul müdürü emekli olacak oğlu:
-
―Babam nasıl vakit geçirecek?‖ dedi.
-
―Ne var, yeni cami yakın, orada çay bahçesi de var.‖ dedim.
-
DüĢündü, ĢaĢkın bir halde Ģöyle dedi:
-
―Bana namaz kıl‖ derse...
H)
CAMĠLERĠN SADE OLMASI LAZIMDIR
Camiler, ibadet yerleridir. Ġbadetin huzur ve huĢu içinde olması lazımdır. Dikkat
dağılırsa, zihin baĢka Ģeylerle meĢgul olursa, insan o namazda yanılır, o namazdan zevk
alamaz. Cami, namaz kılanı meĢgul etmemelidir.
Günümüzde camilerin, içinde dıĢında her tarafı çok masraflı ve çok süslü
yapılmaktadır. Hatta mahalleler güzel olması konusunda birbirleriyle yarıĢ yapmaktadır. Ġçini
doldurma yarıĢı değil, süs ve masraf yarıĢı yapmaktadır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 30
Mustafa ÖSELMİŞ
Cami biraz süslü olacak biraz gösteriĢli olacak, ama aĢırı derecede süslemenin,
haddinden fazla masraf etmenin sünnete uygun tarafı yoktur. Peygamberimiz, camileri çok
sade yapmıĢtır.
Camilerdeki masraflı avizelere, yüksek ses çıkaran çalar saatlere yer olmasa gerek.
Çünkü son devrin müslümanı özü bırakıp kabukla uğraĢıyor. Bugün altın yaldızlı Kuranlar
var, okuyan yok. Süslü, nakıĢlı camiler var içine giren yok. Yahudi ve Hıristiyanlar, ibadet
yerlerini süslediler ibadeti terk ettiler. Kutsal kitaplarını değiĢtirdiler, onlarla amel etmediler.
Bir hadiste haber verildiğine göre:
Hz. Peygamber ―Bir zaman gelecek Yahudi ve Hıristiyanlar gibi sizde camilerinizi
süsleyeceksiniz.‖ (Ebu Davud Salat: 12/4) demiĢtir.
Caminin süslenmesi kıyamet alametidir. Camiyi ziynetlendirmek o camiyi doldurmak,
oralara saygı göstermekle olur. Cami, mütevazi olur, sade olur, temiz olur, cıvıl cıvıl olur.
Hz. Peygamber (s.a.) : ―Ġnsanlar cami yapımında gösteriĢ ve gururlanmaya
düĢmeyinceye kadar kıyamet kopmaz.‖ (NeĢei Mesacid:2) buyurarak camiyi süslemek
kıyamet alameti sayılmıĢtır.
Hz. Peygamber : ―Ameli bozulan her kavim, mescitlerini süslemeye yönelmiĢlerdir.‖
(Kısitte 16/6215) diyor.
Caminin yapılıĢ gayesi, Allah‘a kulluktur. Allah'a kulluk olan bir yerde israf olmaz.
Cami diye verilen yardımın lüzumsuz yerlere harcamanın vebali vardır.
Peygamberimiz : ―GösteriĢli süslü camiler inĢa etmenin ve bununla övünmenin
kıyamet alametlerinden olduğunu haber vermiĢtir.‖ (Ebu Davud Salat:12/7)
Aydın yolu üzerinde bir camide durduk namaz vaktiydi, cemaatle namaz kılalım
dedik. Caminin minaresi varken bir minare daha yapmıĢlar. Biri yerde ezan okudu. Ġki
ihtiyarla beraber namaz kıldık. Caminin karĢısındaki iki kahvede, yüzün üstünde insan vardı.
Ben dedim ki ―Bu minareyi harcanan para Ģu insanları camiye getirmek için harcansaydı,
daha iyi olurdu. Onlar nasıl olsa minare yaparlardı.‖ Yapılan minare bir iĢe yaramıyordu.
Ġ)
CAMĠDE TĠCARET OLUR MU?
Aslında cami denilince; altı, üstü, yanı, bitiĢiği cami hükmündedir. Tuvalet, iĢyeri,
lojman yapmak doğru değildir. (H. Günenç GMF:1/1 94)
Fakat bugün gelir getirsin, cami giderlerini karĢılasın düĢüncesiyle dükkan, iĢyeri ilave
ediliyor ki, bu caizdir. Ne maksatla caizdir? Oralarda meĢru iĢ, meĢru ticaret yamakla. Çünkü
cami, maksadın dıĢında kullanılamaz. Cami altında, alkol, alkollü maddeler satılamaz. Cami
avlusu, camiye dahildir. ĠĢ sahipleri tavla oynuyor. Uygunsuz davranıĢları oluyor. Bunlar
olmamalıdır. Uygun olana kiraya verilmelidir. Adam camiyi tanımıyorsa uygun olmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 31
Mustafa ÖSELMİŞ
Caminin bir kısmı mutlaka Kur‘an kursu olmalı, orada Kur‘an öğrenilmeli, Kur‘an
okunmalı, dini kitaplar bulunmalı. Orası okuma odası olmalı. Hz. Peygamber, sahabeyi
camide eğitmiĢtir. Hz. Peygamber camide suffada insan yetiĢtirdi. Bu bize bir mesajdır.
Camide çocuklar yetiĢecek, cemaat yetiĢecektir.
Türkiye‘de yılda 5 bin cami yapılıyor. Camiye devam edenlerin sayısı düĢük. Bu sayı
artmalıdır.
Camilerin bir köĢesinde çay ocağı açılıyor. Burası kahve gibi park gibi
kullanılmamalıdır.
Cami avlusu, camiye dahildir. Cuma günü orada namaz kılınıyor. Bayramlarda avluya
taĢıyor.
- ―Her kim, mescidde bir yitik araĢtıran kimseyi iĢitirse, (Allah onu sana iade etmesi
<bulamaz ol>)‖ deyin. Çünkü mescidler bunun için yapılmamıĢtır. (K. Salihın:1 728)
- ―Mescidde alıĢveriĢ eden kimseyi gördüğünüz de (Allah ticaretine kazanç bırakmasın)‖
deyin. Mescidde yitik araĢtırması gördüğünüz de : ―Allah aradığını iade etmesin‖ deyiniz.
(Age:1 730)
Hz Ömer bir müslümana taĢ atar, onu çağırır.
-
―ġu iki kiĢiyi çağır‖ der. oda çağırır.
Hz. Ömer onlara:
―Siz nerelisiniz?‖
- ―Taiften.‖
- ―Eğer Medineli olsaydınız, sizi incitecektim‖,
der.
-
―Neden?‖ derler.
―Her ikinizde mescidde sesinizi yükseltiyorsunuz.‖ buyurdu. (Age:1732)
Cami giriĢinde de avlusunda da satıĢ olmaz. Ama Takke, tesbih, koku, seccade, dini
kitap satıĢları cami avlusunda ve cami giriĢinde yapılabilir. Yalnız, yolu daraltmamalı, gelip
geçene sıkıntı vermemeli, camiye yakıĢmayan görünüm arz etmemelidir.
Cami giriĢ ve avlusunda alıĢ veriĢ yapılabilir. Satanın sadece para kazanmak değil
hizmet düĢüncesi olursa, yapılan iĢ de uygun bir iĢ olursa o zaman sakıncası yoktur.
Bir de camide okunan hutbelerde olur olmaz konuların iĢlenmemesine dikkat
edilmelidir.
Bir önemli husus da; camileri ölüm ilan merkezleri haline getirmemek gerekir. Adam
camiye hiç gitmemiĢ, ölüsünü getirmiĢler, minarelerden ölüm haberi veriliyor:
―Denizli‘nin eĢrafından...‖ diye.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 32
Mustafa ÖSELMİŞ
J)
HAVRA – KĠLĠSE CAMĠYE ÇEVRĠLĠR MĠ?
Ġslam‘da yer yüzü, Allah‘ın mescididir. Hz. Ömer, Kudüs‘ün fethinde kilisede
namaz kılmamıĢtır. Bu kılınmayacağından değil, daha sonra müslümanlar, Hz. Ömer burada
namaz kıldı diye, kiliseyi Hıristiyanların elinde alır diye kılmamıĢtır.
Ecdadımız fethettikleri yerde sembol olarak fetih hatırası olarak en büyük kiliseyi
camiye çevirmiĢ ve diğerlerine dokunmamak kaydı ile orada namaz kılmıĢlardır. ĠĢte
Ayasofya Camisi böyle olmuĢtur. Fatihin fetih armağanıdır.
Son zamanlarda, Hıristiyanlığa, kiliseye, havraya, duyulan ilginin azalmasıyla,
kiliseler ve havralar, iĢçilerimiz tarafından satın alınarak camiye dönüĢtürülmektedir.
Kilisenin tatmin etmemesiyle, gidenlerin sayısı her geçen gün azalıyor. Kiliselere de
kilit vuruluyor. Müslümanlar, bu hazır binaları, büyük fedakârlıklarla satın alıp, içinde
gereken değiĢikliği yaparak cami olarak kullanıyor. Bunda hiçbir sakınca yoktur.
Bugün Almanya‘da 1800, Fransa‘da 1600 kadar cami vardır.
Burada bir dua edelim:
Allah camilerimizi kiliseye, Havraya dönüĢtürülmekten korusun. Caminin dıĢında
kullanmak isteyenlere de müsaade etmesin inĢallah. Fakat böyle giderse korkulur. Cemaat az
gençler camiye barıĢık yetiĢmiyor.
Camide Müzik Olur Mu?
Geçen kandilde Sirkeci Hoca PaĢa Cami avlusunda kadın erkek karıĢık müzisyenler
tasavvuf müziği konseri verdi. (06/09/2003 - Türkiye) Kandiller Mevlid okunarak, ilahiler
söylenerek, ihya edilirken camiye müzik sokulmuĢtur.
Batıda kiliseye ilgi azalınca kiliseye adam toplamak için kilise müziği girmiĢtir.
Kilisede sergiler açılmıĢtır.bizim böyle bir Ģeye ihtiyacımız yoktur.
Böyle bir hareket, camiye ―ġunu da sokalım, bunu da sokalım‖ demeye yol açacaktır.
Camiler, kiliseye çevrilmeye baĢlanacaktır. En azından benzetilmeye baĢlanacaktır.
BozulmuĢ dinlerin hemen hemen hepsinde müzik, ibadetin bir parçası haline gelmiĢtir.
Camiye müziğin girmesi felaket olur. Çünkü baĢka Ģeylere sıra gelecektir. Tef çalıp,
ney çalıp zikredenler olacaktır.
Camide müzik, ibadetteki huĢuyu bozacaktır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 33
Mustafa ÖSELMİŞ
Daha önce ―camiye sıra koyalım‖ diyenler kilisedeki sıralara bakıp, camileri de onlara
benzetmek istemiĢlerdi.
―Ezan Türkçe okunsun, namaz Türkçe kılınsın‖ diyenler bu isteklerinde baĢarılı
olmayınca isteklerini sıra koyalım, müzik olsun diyerek sürdürmektedirler.
GeçmiĢte ilahi müziği koyan Amerika daha önce karĢı çıktığı Rock müziği ile gençleri
kiliseye çekmeye çalıĢıyor. Rock konserleri verdiren papazlar gençleri kiliseyi sevdirmeye
çalıĢıyor. (02/10/2003 - Zaman)
Camiye yakıĢmayan bir Ģey sokulmamalıdır.
K)
CAMĠYE KARġI OLMAK
Yeniye kadar Yunanın, Bulgarın, Rusun, velhasıl Ġslâm, müslüman düĢmanlarının
hedefi hep cami olmuĢtur. Bosna‘da, Azerbaycan‘da, Çeçenistan‘da topların ilk hedefi
minarelere ve camiler olmuĢtur. Ġstanbul‘un Anadolu‘nun istilası sırasında da ilk cami ve
minarelerimiz zarar görmüĢtür.
Ebrehe muazzam ordusu ve müthiĢ filleri ile Kâbe‘nin üzerine düĢmanlığından
yürümüĢtür...
Ebrehe‘den, Bulgar‘dan, Yunan‘dan aldıkları mirası devam ettiren, din, cami, minare
ve ezan düĢmanları günümüzde de mevcuttur.
Ġstanbul‘un iĢgalinde, Ayasofya‘nın kapısına dayanan Fransız ordusuna karĢı padiĢah,
kendi korumasını BinbaĢı Tevfik komutasında Ayasofya‘yı koruması için göndermiĢtir. Fatih,
bugünkü durumu tahmin ettiği için Ayasofya‘yı camiye çevirip, Fetih armağanı olarak
vakfederken, Ģöyle vasiyet etmiĢtir:
- ―Camimi camilikten çıkaranlara Allah'ın, Meleklerin ve bütün müslümanların lâneti
üzerine olsun, yüzlerine bakan ve Ģefaat eden olmasın‖
- ―Camimi camilikten çıkaranlara Allah‘ın isminin anılmasını men eden ve mescitlerin
harap olmasına çalıĢandan daha zalim kim vardır? ĠĢte o zalimler yok mu, onların mescitlere
korka korka girmekte baĢka hakları yoktur. Bunları yapan o zalimlere, dün ya da büyük bir
felaket ve mahrumiyet, ahirette de pek büyük bir azap vardır.‖ (Bakara: 114) Allah diyerek
cami düĢmanlarının acıklı halini haber vermiĢtir.
Peygamberimiz (s.a.) zamanında münafıklar,bölmek parçalamak ve zarar vermek için
Mescid-i Dirar-ı yaptırdılar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 34
Mustafa ÖSELMİŞ
Cenab-ı Allah Tevbe suresinin 107 ve 108. ayetlerini indirdi. Allah : ―onların bu
niyetle yaptırdığı mescidde namaz kılma‖ diye emretti. ―Mescid-i Küba‘da kıl‖ buyurdu.
Çünkü Küba mescidi takva üzerine kurulmuĢtu. Ayrıca camide temizlenmek isteyenlerin
bulunduğunu, Allah‘ın çok temizlenenleri sevdiğini bildirdi.
Batı insanı, kiliseye gitmese de kilise düĢmanı olmaz. Ölülerin camiye getirileceğini
bile bile cami düĢmanlığını alıĢkanlık haline getirmiĢ kimseler vardır.
Bir zamanlar camileri ahır yapan zihniyet 1930‘lu yıllarda birçok camiyi Yahudilere
satmıĢtır. 20 KrĢ, 50 KrĢ karĢılığı camiler Yahudilere teslim edilmiĢtir. (25.6.95 Milli gazete)
ayni zihniyetin mirasını sürdüren bir parlamenter ―camiye gidenlerden vergi alınsın‖
önerisinde bulunmuĢtu. Bir Bakan da ―Artık Türkiye‘de cami fazlalığı vardır, cami yapmaya
gerek yok. Onun yerin uçak alalım‖ demiĢtir.
30.10.1994 Türkiye gazetesinin haberine göre Süleymaniye Camii‘ne bomba koymak
isterken bir militanın bomba üzerinde patlamıĢ ve belasını bulmuĢtur. Affedersiniz cami
duvarına iĢenmez.
Eskiden köyümüzde düğün alayı dolaĢırken, caminin önünden geçinceye kadar, davul,
zurna, sesi kesilir, hiçbir kimse konuĢmaz öylece geçilirdi. ġimdi bu saygı gösterilmiyor.
-
Havra, kilise restore edenler, yıkılacak camiler göremiyor.
-
Ruhsatsız gerekçesiyle camiler yıkılıyor.
-
Yeni yapılan mahallelerde camiye yer ayrılmıyor. Cami düĢünülmüyor.
-
Arsa bağıĢlayan vatandaĢlara müsaade verilmiyor.
-
Cami denilince güçlük çıkarılıyor.
-
Ata yadigarı camiler içler acısı, ne olacak bu halimiz? Hani %98 imiz müslümandı?
L)
CAMĠYE AĠT MALLAR KULLANILABĠLĠR MĠ?
Cami, umuma aittir. Yapımında herkesin az veya çok emeği geçmiĢtir. Katkısı
olmuĢtur.
Cami sadece ibadet mekanı olarak yapılmıĢtır. Amacının dıĢında kullanılması ve
kullandırılması manen sorumluluk getirir.
Camiye ait ne varsa her Ģey, eskide olsa, yeni de olsa, camiye aittir ve kutsaldır.
Zorunluluk olmadan hiçbir Ģeyine dokunulamaz. Hiçbir Ģeyi özel olarak kullanılmaz. Eski
kilim dahi olsa, kutsaldır. Rastgele atılıp, satılamaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 35
Mustafa ÖSELMİŞ
Kütahya‘nın Gazi Mahallesi‘nde bir caminin Ģifalı bir su kuyusu vardır. 1940 yılında
depo olarak kullanılmaya baĢlanınca suyu kesilmiĢtir. Geçenlerde de restore edilmek için
cami ibadete kapanınca 656 yıllık su kuyusu tekrar kurumuĢtur. YaĢlı mahalle sakinleri,
caminin ibadete açılmasıyla tekrar suyun geleceğini beklediklerini söylemiĢler 1 dir. (30.09.
2003 Vakit)
Cami malını çalana, özel iĢinde kullanan hiçbir kimseye cami malı fayda
sağlamamıĢtır.
Cami‘nin suyu, elektriği, hoparlörü, hasırı, halısı ve bahçesi kullanılmak zorunda
kalınırsa, camiye önemli bir miktarda bağıĢ yapılmalıdır.
Camilerde olur olmaz Ģahsi ilanlar yapılmamalıdır.
Camilerde düğün törenleri toplantıları da uygun değildir. çünkü kadın olsun, erkek
olsun girmesi uygun olmayanlar da camiye girebiliyor.
Cami avlusunda yetiĢen meyvalar öncelikle o camide görev yapanlarındır. Tabi ki
onlar da baktı, suladı ve koruduysa helâldir.
Cami avlusunda yetiĢen meyve, odun, ot gibi Ģeylerin satılma durumu varsa, ancak
cami için satılır ve gelir camiye harcanır.
Camide bulunan çini, bakır, tarihi levhalar, iĢlemeler büyük bir itina ile korunmalıdır.
Caminin bakım ve tamirine özen gösterilmelidir. Cami‘nin akmasına, sıvaların dökülüp
eskiyip gitmesine müsaade edilmemelidir.
Önemli bir husus da abdest bozulan, abdest alınan yerlerin dinimizin emrettiği Ģekilde temiz
tutulmasından, bahçedeki ağaçların, güllerin bakımından baĢta görevli olmak üzere her
müslüman sorumludur.
M)
CAMĠ ADABI NELERDĠR?
Cin suresinde 18. ayetinde ―Bütün mescidler Allah‘a mahsustur. Siz mescidlere
girdiğiniz zaman Allah‘la beraber hiçbir kimseye ibadet etmeyin‖ yani bit‘at
karıĢtırmayın,yalan yanlıĢ, yabancı Ģeyleri camiye sokmayın, buyrulmuĢtur.
- Camide,dindenmiĢ gibi bazı davranıĢlar yaparak, sünnetten ayrılmamak gerekir. Çünkü
Bit‘at girerse, sünnet çıkar.
- Camiye sağ ayakla girilir sol ayakla çıkılır. Süfyan-ı Seyri bir gün sol ayakla girer.
Hafiften bir ses ―Ya sevr‖ der. (Sevr=öküz demektir) süfyanın adı ondan sonra Süfyan-ı Seyri
kalır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 36
Mustafa ÖSELMİŞ
Cami avlusu, camiye dahildir, tükürmek, sigara içmek, pislik atmak gibi hataya
düĢülmemelidir.
- Sarımsak, soğan, sigara kokusu ile kirli elbise, kirli çorapla camiye gidilmez. Güzel
kokular sürülür, temiz gidilir. Araf 31. ayetinde güzel, temiz elbiselerle camiye gelinmesi
emrediliyor.
- Camide konuĢulmaz, iki de bir: ―YaklaĢın, ilerleyin, sıkıĢın‖ denmez, sessiz olunur.
Peygamber camide Ģiir okumayı yasaklamıĢtır. Camide bir Ģey iIân edilmez. HuĢu içinde
namaz beklenir, zikredilir.
- Sonradan gelenler omuzlara basarak öne geçmez. Hz. Peygamber : ―Cuma günü, kim
cemaatin omuzlarını yararak ilerlerse cehenneme bir köprü ittihaz olunur‖ buyrulmuĢtur.
(K.Sitte:8/2887)
- Çıkarken de namaz kılanların önünden geçilmez. Çünkü müslümanlara eziyet verme
haramdır. Ayrıca günahtır.
-
Ceket omuzda,kollar, ayaklar sıvalı, sular aka aka camiye girilmez.
-
Otururken de saygılı oturulur. Uyunmaz.
-
Çocuklar basit Ģeyler yüzünden camiden kovulmamalıdır.
- Cami için de musafaha yapılmamalı, el hareketleriyle selâmlaĢılmamalı. KonuĢmaya yol
açmayacaksa, musafaha yapılmalıdır.
-
Sandalyede namaz kılanlar oluyor. Yatıp kalkmaya gücü olan kılamaz.
-
Bacılarımız tam tesettüre uymayan giyimleri ile camiye gelmemelidir.
-
Camiler münakaĢa, kavga yeri değildir.
-
Kirli, yağlı, iĢ elbiseleriyle camiye girilmemelidir.
-
Hasta olanların camiye gitmemesi gerekir.
-
Temizliğe, düzgünlüğe dikkat edilmelidir.
- Camide ayni köĢe, aynı direğin dibi gibi aynı yeri sahiplenip orada namaz kılınması
mekruhtur.
- Camilerimiz, kutsal mekanlardır. Orda eğlenmek, bulunmak, zikretmek, vaaz dinlemek,
tefekkür etmek ibadettir. Çünkü oralar, hayırlı mekanlardır.
- Camiye giren, vakit müsaitse iki rekat mescid namazı kılar. Eğer vakit müsait değilse
Ģöyle denmelidir:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 37
Mustafa ÖSELMİŞ
―Sübhanellahi velhamdülillahi vela ilahe illallahü vallahü ekber.‖ Yani : ―Allah‘ım seni her
türlü noksanlıklardan tenzih ederim. Hamd Allah‘a mahsustur. Allah‘tan baĢka hiçbir ilah
yoktur. Allah herĢeyden yücedir.‖ demiĢ olur.
Hz. Peygamber ―Mescide uğradığınızda iki rekat namaz kılın.‖ (Ramuz:40/5)
buyurmuĢtur.
Ebu Zere de ―Ey Ebu Zer! Mescide girdiğinde selam ver.
―Biri :
―Mescide nasıl selam verilir? diye sorar. O da:
-
―Girince iki rekat namaz kılarak‖ buyurur. (K.Sitte 3/862)
-
Bir hususta inançsız, yıkanmayan, açık saçık turistlerin camilere girmesi uygun değildir.
-
Hayızlı, nifaslı kadın, abdestsiz kimselerinde camiye girmeleri uygun değildir.
N)
CAMĠYE
KĠMLER GĠRER KĠMLER GĠREMEZ?
Camiler, Allah yanında en sevimli yerlerdir. Burulara Rastgele girilmez. Ġster
müslüman olsun, ister baĢka dinden olsun, müzeye girer gibi camiye girilmez. Herkes saygı
göstermek zorundadır. Cami müze değildir.
Cünüp, hayızlı, lohusalı olanların camilere girmeleri dört mezhebe göre haramadır. Bu
konuda Peygamberimizin kesin talimatı vardır.
Bir müslüman, abdesti yoksa, saygı yönü ile camiye giremez. Abdestsiz bir müslüman
zorunluluk varsa camiye girebilir. Oturabilir, vaaz dinleyebilir, çalıĢabilir.
Gayri müslimlerin camiye girmemesi lazımdır. Çünkü gusül abdesti almadıkları için
temiz değillerdir. Müslüman olmayanın camiye girmeleri konusunda ihtilaf vardır. Ġmam-ı
ġafi, müslüman olmayan camiye girebilir der. Ġmam-ı Azam ise müslümanlardan yetkililerden
izin alarak girebilir, der. Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre giremez haramdır, derler.
Mescid-i Harama ittifakla giremez derler.
Eğer etkilenmesi ve müslüman olması ihtimali varsa uygun bir kıyafetle görmesine,
girmesine müsaade edilir. Saygısızlık yapacaksa giremez.
Camiye Turistlerin çırıl çıplak, cünüp ve inançsız halleriyle girip çıkmaları uygun
değildir.
Bazı kardeĢlerimin düğün, nikahlarında camide sohbet düzenleniyor. Buraya giren
bacılarımız, uygun Ģekilde, uygun kılık-kıyafette girip çıkmalıdır.
Fıkıhcılarımıza ve fıkıh kitaplarına göre hayızlı ve nifaslı kadın camiye giremez.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 38
Mustafa ÖSELMİŞ
Büyüklerimiz, evin bir odasının bir bölümünün mescid yapmamızı tavsiye etmiĢtir.
Her evde namaz kılınan ayrı bir yer olmalıdır. Evdeki bu yerler mescid hükmünde değildir,
oralara abdestsiz girilebilir. Oraları ev hükmündedir.
Bir müslüman için ezan bir davettir. Ezan okununca, her erkek müslüman camiye
gitmek
durumundadır. Musalla taĢına yatmadan ölüsünden önce dirisinin camiye gitmesi,
müslümanlığın niĢanesidir. Camide olana melekler dua eder.
Mazeretsiz camiye gitmeyen için Peygamberimiz:
1- ―Odun toplayıp evlerini yakasım geliyor‖ demiĢtir.
2- ―Sabah ve akĢam camiye giden kimseye her gidip geliĢinde Allah cennetini hazırlar‖
(Buhari:C.1 sh.161)
3- ―Bir kimse evinde güzelce temizlenir ve Allah‘ın farzlarından birini ödemek maksadıyla
mescidlerden birine giderse, attığı adımlardan biri, küçük günahlarını siler; diğeri de onun
derecesini yükseltir‖ (Müslim: C.1 sh.462)
4- ―Camiye giden üç Ģey kazanır:‖
-
Dindar bir kardeĢini dost olarak kazanır ya da,
-
Hikmetli söz öğrenir ya da
-
Sevap kazanır. (Ramuz:272/3) buyurmuĢtur.
Gitmeyeceğim diye her davete, ―hayır diyen‖ gitmemekte direnen birini, birgün
camide görürler... YeĢil elbiseli... Ama musallat taĢında... kulağına hani gelmeyecektin?
dediler.
Görülüyor ki, camiye bazılarının dirisi gelir. Bazılarının da ölüsü gelir. Herkese
camiye gitmek nasip olmuyor.
Camiye gitmekten alıkoyan özürler nelerdir?
-
Hayızlı, lohusalı,
-
Ġlim öğrenen, öğreten, araĢtırma yapan,
-
Aciz, ihtiyar, uygun elbisesi olmayan,
-
Hasta, Âmâ, hastaya bakan, sakat olan, görünür yarası olan,
-
Mal, can, namus emniyeti olmayan,
-
ġiddetli yağmur, çamur, soğuk, sıcak, karanlık varsa,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 39
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Soğan, sarımsak yiyen,
-
Pis sigara kokusu olan. Bunlar için Peygamberimiz ―gelmesin‖ diyor. Kur‘an‘da:
―Allah güçlük dilemez‖ (Hac 78) buyrulmuĢtur.
Hz. Peygamber de Ģöyle buyurur:
―KolaylaĢtırınız, güçleĢtirmeyiniz. Müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz‖
Cami topluma yaĢama dinamizmini kazandıran yerlerdir. Camide yapılan ibadetin
sevabı bunun için fazladır. Camiye gitmek bunun için gereklidir.
Hz. Peygamber : ―Camide gördüğünüzün iyiliğine Ģehadet edin‖
―Cemaatte rahmet vardır‖ buyurur.
Camiye giderken çocuklarımızı, gençlerimizi de unutmayalım. Onlar bizim ya
cennetimiz ya da cehennemimiz olacak. Onlar kurtulmadan biz kurtulamayız.
Cami adamı cemaat adamı yetiĢtirilmelidir.
O)
KADIN CAMĠYE GĠDER MĠ?
Hz. Peygamber: ―Sizden biri hanımı mescide gitmek için izin isterse ona mani
olmasın‖ (Ramuz:29/6)
- ―Kadın mescide gitmek için çıktığında cünüplükten yıkandığı gibi kokudan
yıkansın.‖ (Ramuz:43/1 0) buyurmuĢtur.
Ġzdiham yoksa, fitne söz konusu değilse, dikkat çekmeyecek, günaha girmeyecek bir
biçimde kadın, camiye gidip gelebilir. Yalnız kadının gece namazlara gitmesi mekruhtur.
Babası, kardeĢi, kocası ile teravih namazlarına gidip gelebilir.
―YaĢlı kadınların camiye gitmesi caiz, genç kadınlar için mekruhtur‖ (Hamdi
Döndüren, Ġslam Ġlmihali:294)
Hanefi alimleri, zamanın bozulması, fitnenin çoğalması nedeniyle ne maksatla olursa
olsun kadının camiye gitmesini pek uygun görmez. ġafi ve Hanbelilere göre: ilgi uyandıracak,
kadının camiye gitmesi mekruhtur. Hz. Peygamber, kadının evdeki ibadetinin daha faziletli
olduğunu bildirmiĢtir. ġöyle demiĢtir : ―Kadınları mescidlerden alıkoymayın, evleri ise onlar
için daha hayırlıdır bir hadiste : ―Kadınların en hayırlısı:mescidi evlerinin içi olanıdır.‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 40
Mustafa ÖSELMİŞ
Hz. Peygamber: ―Benim için yer yüzünün tamamı mescid kılındı.‖ Bir hadisinde :
―Cemaatle kılınan namaz tek baĢına kılınan namazdan 27 derece daha faziletlidir.‖ (Buhari
Ezan:30) buyurur.
Kadın için evde kılarsa 27 derece daha faziletlidir.
Vaaz nasihat dinleyecekse, cami adabına uyacaksa, yakınları ile gidebilir.
Ö)
KADIN ĠMAM OLUR MU?
Ġmamlığın Ģartlarından biri erkek olmaktır.
Kadın, asla erkelere imam olamaz. Kadınlara imam olursa sahihtir. Yalnız öne
çıkmaz, nafile namazları kıldırabilir.
Bir erkek hanımı, anası, kız kardeĢi, kızı gibi yakını olmadan bir evde kadınlara
imamlığı mekruhtur. Camide olabilir. Prof. Dr. Hamdi Döndüren : Teravihde olsa kadının
imamlığı caiz değildir. Eğer kadınlar cemaatle namaz kılacaklarsa, imam olacak kadın
aralarında durur, öne çıkmaz tesbih namazında olduğu gibi mekruh olmasına rağmen kıldırır.
(Ġslâm Ġlmihali:301) demiĢtir.
Sonuç Olarak:
Ġslâm toplumunda caminin yeri ve önemi büyüktür. Cami, sadece ibadet yapılan bir
mekân değil aynı zamanda her Ģeyin öğrenildiği bir okuldur.
Peygamberimiz, hicret sırasında Küba‘da ilk iĢi mescid yapmak olmuĢ, Medine‘ye
varınca da vakit kaybetmeden Mescid-i Nebevi‘yi yaptırmıĢtır. Kendisi de iĢçi gibi
çalıĢmıĢtır. Allah Rasülü, Mescide bitiĢik olarak yaptığı odalarda cahiliye toplumundan
gökteki yıldızlara eĢ Sahabe-i Güzini yetiĢtirmiĢtir.
Anadolu Fatihleri de peygamber sünnetine uyup ilk gittikleri yere çınar dikmiĢler ve
cami yapmıĢlardır.
Ruhunu camiden almayan nesil, kimliksizdir, faydasızdır, hayırsızdır. Her ne kadar
göbeğini cami temeline atsak da, Cami avlusuna gömsek de cami ile barıĢık yetiĢtirmezsek
kendine de, bize de millete de faydası olmaz.
Bunun için camiye giden, çocuğunu torununu unutmasın...
Misyonerler bile gençleri ilk önce ailelerinden, camiden koparmaya çalıĢıyorlar, sonra
da kendi dinlerini telkin ediyorlar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 41
Mustafa ÖSELMİŞ
DüĢmanın ilk hedefi neden cami, hiç düĢündük mü? Cami, bu vatanın tapusu,
minareler Ġslâm dinin ġehadeti, müslüman Türk milletinin de geleceğinin teminatıdır, ondan.
Her tarafta kavga görmüĢsünüzdür. Soruyorum camide kavga, sövüĢme, dövüĢme
gördünüz mü? Camiler huzur yerleridir.
Varlığımızı birlik ve beraberliğimizi koruyacak olan Vali ile iĢçiyi, müdürle memuru
omuz omuza, bir arada eĢit ve kardeĢ olduğunu belgeleyen camilerimize sahip çıkalım.
Ġstiklal MarĢımızda bakın Mehmet Akif nasıl haykırıyor:
―Ruhumun senden, iIâhi, Ģudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne na-mahrem eli.
Bu ezanlar ki - Ģehadetleri dinin temeli
Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.‖
Bizde hep böyle dua ve niyaz edelim.duamızın kabul olması için her türlü gayreti de
gösterelim.
Yeni neslin yetiĢmesinde de Camilerin oynayacağı rol büyüktür.
Allah bizi camisiz, ezansız bırakmasın.
Ölümüz getirilmeden camiye dirimiz gelirse caminin o zaman faydasını görürüz.
Rabbım camiden, Ġslâm cemaatinden ayırmasın.
ġimdi cami yapan, yaptıran ve yapılmasına yardım edenlerin, camilerin ayakta durmasını
sağlayanların, camiye adam yetiĢtirenlerin öldüyse ruhları Ģâd olsun. Hayatta ise, Allah
onlardan razı olsun. Onlar için bir Fatiha okuyalım. Konuyu bir Ģiirle bitirelim.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 42
Mustafa ÖSELMİŞ
CAMĠYE GEL
Engelleri aĢalım gel
Nasuh tevbesine bürün
Gel kardeĢim camiye gel
Sen Allaha temiz görün
Seller gibi taĢalım gel
Söz dinlersen Cennet yerin
Gel kardeĢim camiye gel
Gel kardeĢim camiye gel
Ufkumuza güneĢ doğsun
Hak Nebiye muhabbet et
Ġçimize huzur dolsun
Hak bildiğin yolunda git
Hep insanlar kardeĢ olsun
Güzel yaĢa, güzeli güt
Gel kardeĢim camiye gel
Gel kardeĢim camiye gel
Kur‘an bize nurlu ilaçMuhammed
baĢımıza taç
PaylaĢalım derdimizi
Yüceltelim dinimizi
Mazlumlara kanadın aç
Bırakalım kinimizi
Gel kardeĢim camiye gel
Gel kardeĢim camiye gel
Dünya ahret düzeni kur
IĢığa gönül verelim
Ġnsanların halini sor
Hak kata varıp girelim
Hayır iĢe kafanı yor
Cemalulahı görelim
Gel kardeĢim camiye gel
Gel kardeĢim camiye gel
YÜCE YARATAN’A KULLUK 43
Mustafa ÖSELMİŞ
Usta — çırak olsan da gel
Gönül O‘nu bulalım gel
Eğri yolda gitsen de gel
AteĢine yanalım gel
BoĢa inat etsen de gel
Rahmetine batalım gel
Gel kardeĢim camiye gel
Gel kardeĢim camiye gel
Cami hayat yeridir bil
O‘nu bulan bulmuĢ zaten
Ağla inle günahın sil
Arif olup doymuĢ zaten
Damarında kanın asil
Kalbe iman koymuĢ zaten
Gel kardeĢim camiye gel
Gel kardeĢim camiye gel
Ye—iç—yaĢa sonu ölüm
BoĢa içip olma sarhoĢ
Hiç kimseye yapma zulüm
Dünya fani ahiret hoĢ
Günahkarın halı elim
ġerre değil hayıra koĢ
Gel kardeĢim camiye gel
Gel kardeĢim camiye gel
BeĢ vakitte dirilirsin
Ah edip ağlayalım
Zinde olup gerilirsin
Sineleri dağlayalım
Sevap ile erilirsin
Sular gibi çağlayalım
Gel kardeĢim camiye gel
Gel kardeĢim camiye gel
Cami inananı sıkmaz
Vakit saat dolmadan gel
Abid namazlardan bıkmaz
Ömür harab olmadan gel
Yapılanı asla yıkmaz
Saçın baĢın yolmadan gel
Gel kardeĢim camiye gel
Gel kardeĢim camiye gel
YÜCE YARATAN’A KULLUK 44
Mustafa ÖSELMİŞ
Masivayı terkette gel
Ölüm gelip çatmadan gel
Doğruluğa bürün de gel
TeneĢire yatmadan gel
Bugün, yarın, her günde
gel
Aklı baĢtan atmadan gel
Gel kardeĢim camiye gel
Gel kardeĢim camiye gel
AHMET YÜTER
YÜCE YARATAN’A KULLUK 45
Mustafa ÖSELMİŞ
III.BÖLÜM
ABDEST
GiriĢ:
Abdest, yüce Allah‘ın emirlerini yerine getirmek için huzuruna çıkmaya hazırlıktır.
Namaz için, Kur‘an-ı okumak için, tavaf için hazırlıktır.
Abdest, bazı organların yıkanması gibi sadece dıĢ temizlikten ibaret değildir, maddi ve
manevi kirlerden arınmadır. Ġnsan genellikle günahları, abdest alırken yıkanan organları ile
iĢler. Abdest alan hem bu organları yıkar hem de o organlarla ilgili dua eder. Maddi manevi
temizlikten sonra namaz için Cenab-ı Allah‘ın huzuruna çıkar, Allah‘la konuĢmak için
Kur‘an-ı Kerimi önüne alır, temizlenmiĢ olarak Allah‘ın evi mesabesinde olan Camiye girer
ve Kâbe‘yi tavaf eder.
Not: Ġçerden kalp, manevi kirlerden arınmadan melekler o kimsenin etrafında eğleĢmez.
Allah da o kalbe girmez. ġairin dediği gibi
―PadiĢah konmaz saraya hane mâmur olmadan.‖
Beden maddi kirlerden temizlenmeden namaz kabul olmadığı gibi ruhta
temizlenmeden manevi Ģeyler olmaz.
Yunus Ģöyle diyor:
―Tanla durup baĢın kaldır, ellerini suya daldır.‖
Hem Ģeytanın boynunu vur, hem nefis dahi ölse gerek.‖
Abdest nurlanma demektir. Arınma demektir. Bunu için abdest ten sonra kul ancak
Rabbına yaklaĢır. Cenab-ı Allah Kur‘an‘da Ģöyle buyurur:
“Ey iman edenler! Namaz için kalktığınız zaman yüzlerinizi, dirseklerinize kadar
ellerinizi, baĢınızı mesh edip, topuklara kadar ayaklarınızı yıkayınız. Eğer cünüp olduysanız,
boy abdesti alın. Hasta yahud yolculuk halinde bulunursanız veya ihtiyaç giderdikten sonra
veya kadınlara dokunduysanız ve bu hallerde su bulamazsanız, temiz toprakla teyemmüm
edin. Yüzünüzü ve dirseklerinize kadar ellerinizi mesh edin.‖ (Maide:6)
Ayette geçen abdest, gusül ve teyemmüm ibadetler için gereklidir. Su bulunamadıysa
veya özür varsa, teyemmüm, hem abdest, hem de gusül yerine geçeceği bildirilmiĢtir.
Nisa süresinin 43. ayetinde de ―abdestsiz namaza yaklaĢmayın‖ buyrulmuĢtur.
Görülüyor ki abdest ibadetler için ön Ģarttır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 46
Mustafa ÖSELMİŞ
A)
TEMĠZLĠK VE TUVALET ADABI
HerĢeyin edebi ve adabı vardır. Buna uyulursa, iĢin doğrusu yapılmıĢ olur. Tuvalet
ihtiyacını giderecek olan nelere dikkat etmelidir:
-
Önce paçalar, Sıçramalardan ve yere sürtünmekten korunmalıdır.
- Girerken:‖Pislikten ve pis Ģeylerden sana sığınırım Rabbım‖ denir, sonra : ―Yazelcelal‖
der girer. Çıkarken de : ―Gufraneke‖ denir.
-
Girerken sol ayakla girilir, çıkarken sağ ayakla çıkılır.
- Özür yoksa, erkekler ayakta yapmaz. Prostata neden olur. Küçük abdestten sonra sol
elle ıslak olarak üç defa silinir.
-
Temizlik, sırf kağıtla silmekle olmaz. Su ile yıkanmalıdır.
- Temizlik için sol el kullanılır. Sağ el temizlik için kullanıldığından sol elle çeĢme açılıp
kapatılmaz.
- Banyo tuvalet için ―Ģeytan evi‖ denmiĢtir. Oralarda fazla eğleĢilmez. Bir Ģey yenilip
içilmez. Bir Ģey okunmaz. Ġçerde Kur‘an okunmaz, hadis okunmaz, dua edilmez.
Tuvalete ―Allah‖, ―Muhammed‖ ve ayet yazılı kağıt, kolye ve rozetle girilmez.
Peygamber (a.s.) ―Muhammed Rasülüllah‖ yazılı mührü vardı, onunla hiçbir zaman tuvalete
girmemiĢtir.
-
Açıkta abdest bozulmaz.
-
Suya, yola, gölgeliklere abdest bozulmaz.
-
Tuvalette kıbleye dönülmez.
-
Çıkarken tuvalet iyice temizlenir, öyle çıkılır.
-
Tuvaletten sonra eller çok iyi yıkanır, öyle çıkılır.
-
Herkesin kullanıldığı havlu kullanılmamalıdır.
-
Tuvaletten çıkar çıkmaz abdest alınmamalıdır.
-
Bir müddet yürünür, oturulur, öksürülür veya zıplanır ondan sonra abdest alınır.
Akıntı ve sıçramalardan sakınılmazsa, kabir azabına sebep olacağını peygamberimiz
haber vermiĢtir. Sıçramaların toplamı biraz fazla ise namaza da manidir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 47
Mustafa ÖSELMİŞ
Akıntı nedeniyle özürlü olanlar elinden geldiği kadar pamuk koyar, tampon yapılır.
Kesebildiği kadar akıntıyı keser. O halde ibadetlerini yapar.
B)
ABDEST NASIL ALINIR?
Abdest için önce temizlik esastır.
Peygamberimiz: ―Temizlik imanın yarısıdır.‖ (Müslim Taharet:1) buyurur.
- ―Allah temizdir, temizliği sever.‖ (Tırmizi Edep:41) buyurmuĢtur.
Temizlik yapılacak olan suda temiz olacaktır. Kısaca suyun tadı, rengi ve kokusu
bozulmamıĢ, içine pis kabul edilen herhangi bir Ģeyin karıĢmamıĢ olması ve suyun kullanılmıĢ
su olmaması gerekir.
Abdest almadan, katı ve sıvı pisliklerin iyece giderilmesi gerekir. Ġdrar yollarından
gelen damlaların iyece kesilmesi lazımdır.
Bunun için neler yapılmalıdır?
-
En az yedi adım yürünür.
-
Bir müddet oturulur.
-
Zıplanır.
-
Öksürülür.
Küçük abdest bozarken ayakta ihtiyaç görülmez. Son damla ve sıçramalara dikkat edilmesi
gerekir.
Çünkü Peygamber (a.s.) kabir azabının çoğunun idrar sıçramalarından olacağını
bildirmiĢtir.
Büyük abdest bozduktan sonra da temizliğe dikkat etmek gerekir. Susuz temizlik
olmaz. Kağıtla veya defalarca kullanılmıĢ bezle silmek temizlik değildir. Bu temizlikler sol
elle yapılır. Bir bardak temizlenince nasıl gıcır gıcır ses çıkarıyorsa, yıkanmada da
temizlenilip temizlenilmediği böyle belli olur.
Tuvalet kağıdının kullanılıp kullanılmayacağı konusunda tereddütler oluyor. Adı üstünde
tuvalet kağıdıdır. Özel o iĢ için yapılmıĢtır, kullanılmasında herhangi bir sakınca yoktur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 48
Mustafa ÖSELMİŞ
C)
ABDESTĠN FARZLARI
Abdestle ilgili ayete göre abdestin farzları Ģunlardır:
1- Yüzü yıkamak.
2- kolları dirseklerle birlikte yıkamak.
3- BaĢı meshetmek.
4- Ayakları topuklarla birlikte yıkamak.
Bu organlar hiçbir kuru yer kalmadan yıkanmalıdır. Suyun deri ile temasını önleyen
maddeler giderildikten sonra abdest alınmalıdır. (Boya, kir, yağ, oje, ruj ve krem gibi)
-
Su varken sünnetleri terk etmek mekruhtur. Peygamberimiz (s.a.) Ģöyle buyurur:
Kim emrolunduğu gibi abdest alır ve emrolunduğu gibi namaz kılarsa, geçmiĢ
günahları bağıĢlanır.‖ (Buhari Vüdu:28)
Bu hadislerinde de güzel bir Ģekilde abdest alınırsa, o organla iĢlediği günahlar su ile
beraber akıp gideceğini bildirmiĢtir. Güzel abdest nasıl alınır:
-
Adabına göre tuvalete girilir, çıkılır.
-
Mümkünse kıbleye doğru dönülür.
-
Yıkanacak yerler güzel bir Ģekilde sıvanır.
- Abdest organlarında suyun vücuda ulaĢmasını engelleyen herhangi bir Ģey varsa, o Ģey
giderilir.
- Ġbadetlerde niyet esas olduğundan ―Niyet ettim Allah rızası için abdest almaya‖ denir,
niyet edilir.
-
Besmele çekilir, besmele temizleyici olur diyor Peygamberimiz.
-
Eller bileklere kadar üç defa yıkanır, yüzük oynatılır.
-
Abdest alırken su israf edilmez ve sıçratılmaz.
-
Üç defa ağza su alınır çalkalanır, ağız temizlenir.
Üç defa burna su alınır burun sol elle temizlenir. Oruçlu olan kimse ağzından ve
burnundan su kaçırmamaya dikkat etmelidir. Ağza, burna su sağ ile alınır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 49
Mustafa ÖSELMİŞ
- Üç defa yüz yıkanır. Su yüze çarpılmaz. Yüzün sınırı, saç bitiminden çene altı ve kulak
diplerine kadardır. Sakal varsa, sakalın altına, kaĢların ve bıyıkların altına suyun ulaĢması
gerekir. Göz kenarında çapak varsa, oğuĢturulup altına suyun gitmesi sağlanmalıdır.
Kollar dirseklerle beraber yıkanır. Önce sağ kol yıkanır. Dirseklerde kir, tabaka
oluĢturmuĢ ise, kiri çıkarmak gerekir. Çünkü altına su geçmez. kollarda üç defa kuru yer
kalmayıncaya kadar yıkanır.
- Islak ve bir yere sürülmemiĢ elle baĢın dörtte biri meshedilir. Saçların altına suyun
geçmesi gerekmez. BaĢa giyilen herhangi bir Ģeyin üzerinden mesh olmaz. Kulaklar ve
boyunda meshedilir.
Sağ ayaktan baĢlanarak ayaklar yıkanır. Ayaklar parmak uçlarından baĢlanarak
topuklarla beraber yıkanır. Parmak aralıkları kuru kalmayacak Ģekilde yıkanır.
-
Bu sıraya göre yıkamak sünnettir.
-
Abdest alırken konuĢulmaz.
-
Herhangi bir özür yoksa, abdest alırken baĢkasından yardım istenmez.
- Abdest alırken Ģuurlu alınırsa, baĢka Ģeyler düĢünülmezse, yıkadım mı, yıkamadım mı
vesvesesi olmaz.
-
Abdest aldıktan sonra üç yudum su içmek sünnettir.
-
Kerahet vakti değilse, iki rekat abdest namazı kılınır.
Abdest Alırken Neler Okur ve Ne Diye Dua Edebiliriz:
-
Önce Euzu-besmele çekilir. Niyet edilir.
- Elleri yıkarken ―Ya Rabbi ellerimle günah iĢlemekten ve sana isyan sayılan
davranıĢlardan beni koru .―
-
Ağza su alırken ―Ya Rabbi, çirkin söz söylemekten ve haram yemekten sana sığınırım.‖
- Burna su çekerken ―Allah‘ım, beni cennetin güzel kokularını duymaktan mahrum
etme.‖
- Yüzü yıkarken ―Allah‘ım, yüzümü nurlandır. Bazı yüzlerin kararacağı günde yüzümü
ak et. Dünyada da, ahirette de yüzümü güldür.‖
- Sağ kolu yıkarken ―Ya Rabbi! Amel defteri sağ tarafından verilenlerden et. Hesabı
kolay görülenlerden eyle.‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 50
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Sol kolu yıkarken ―Allah‘ım, amel defteri sol tarafından verilenlerden etme.‖
- BaĢı mesh ederken ―Ya Rabbi, üzerime rahmetini indir. Beni arĢın gölgesinde
gölgelenenlerden eyle. Beni kabir azabından, cehennem azabından koru.‖
- Kulakları meshederken : ―Allah‘ım, kötü söz duymaktan sana sığınırım. Beni hak söz
dinleyenlerden eyle.‖
- Boyna mesh ederken ―Allah‘ım, günahlarımın boynuma dolanmasından san sığınırım.
Beni cehennem ateĢinden koru.‖
- Ayakları yıkarken ―Ya Rabbi sıratta ayağımı kaydıma. Sıratı kolay geçen kullarından
eyle‖ diye dua edilir.
Abdestten sonra Ģehadet getirilir ve kadr süresi okunur.
D)
ABDESTĠN MEKRUHLARI
Abdest alırken mekruh olan Ģeyler vardır. ġöyle özetlenebilir:
-
Abdest alırken bol su kullanmak.
-
Suyu yüzüne çarpmak.
-
Abdest alırken konuĢmak.
-
BaĢkasından yardım almak.
-
Temiz olmayan ortamda abdest olmak...
E)
ABDESTĠ BOZAN ġEYLER
-
Önden arkadan çıkan Ģey. (Kurt çıkarsa oda bozar.)
-
Vücuttan çıkan kan, irin ve herhangi bir akıntı.
-
Kulaktan gelen akıntı.
-
Ağızdan gelen kan (Tükrüğün yarısı ve daha fazlası)
-
Yaradan akıntı, çatlaktan çıkan kan.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 51
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Ağız dolusu kusmak.
-
Uyumak, bayılmak, sara nöbetleri
-
EĢi ile iliĢki, cinsel organdan gelen akıntı.
-
Namazda hafif de olsa gülmek.
-
AĢırı derecede dünya için ağlamak ve gülmek.
-
Kıl kurdu, çıkan hava baloncukları abdesti bozar.
-
Mesh müddeti mukım için 24 saat, seferi için 72 saattir. Bu müddetin geçmesi,
-
Ayağa giyilen meshin yırtılması veya çıkması.
-
Özür sahibi için vaktin çıkması.
-
Teyemmüm alan için su bulunması. Özrün geçmesi.
-
Dövme, tabaka oluĢturur, abdeste manidir.
Abdesti bozmayan bazı Ģeyler :
Vücuttan çıkan kan ve akıntının etrafa dağılmaması, vücuttan deri, yaradan kabuk
kalkması, biraz kusmak, sümük, balgam, süt, tükrük, burundan kan pıhtısı gelmesi (çünkü
kanama önce olmuĢtur.) sivrisineğin kan emmesi, tırnak kesmek, meslek sahibinin abdest
organından çıkmayan boya, zamk gibi Ģeyler, zayıf Ģüphe abdesti bozmaz.
Eğer yara üzerinde sargı varsa, su değmesi zararlı ise, meshedilir. Sargı çıkarılırsa,
abdest bozulur.
Eğer su bulunamadıysa, su uzaklarda ise veya abdest organlarına suyun değmesi zarar
verecekse, o zaman teyemmüm abdesti alınır.
Kuran‘da ―Eğer hasta olur veya yolculukta bulunursanız veya tuvaletten sonra veya
eĢi ile iliĢkiden sonra su bulamazsanız, o zaman temiz toprağa teyemmüm edin. Ve onunla
yüzlerini ellerinizi meshedin.‖ (Nisa:43) buyrularak teyemmüm etme müsadesi verilmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 52
Mustafa ÖSELMİŞ
F)
TEYEMMÜM NASIL YAPILIR?
-
Besmele çekilir.
-
Niyet edilir.
- El parmakları birleĢtirilmeden temiz toprak veya toprak cinsinden taĢ, tuğla, duvar
sıvasına vurulur.
-
Ellerin dıĢı baĢ parmaklarla birbirine vurulur.
-
Eller yüze sürülür.
-
Eller tekrar toprağa baĢlamak üzere dirsekler dahil meshedilir.
-
Teyemmüm namaz için ise vakit girdikten sonra alınmalıdır.
-
Adet ve loğusa sonrası yapılıyorsa, kanın kesilmiĢ olması gerekir.
Abdesti bozan Ģey teyemmümü de bozar. Mazeretin kalkması teyemmümü bozar.
F) ABEDSTSĠZ NELER YAPILMAZ?
Peygamberimiz (a.s.) abdestsiz bir iĢ yapmamıĢtır. Bazı ibadetleri yapabilmek için
abdest ön Ģarttır.
Abdest almak, abdestsiz durmamak, abdestsiz iĢ yapmamak, güzel bir alıĢkanlıktır.
Abdest koruyucu olur. Mü‘minin silahıdır.
Abdestsiz yapılamayan iĢler Ģunlardır:
1- Namaz kılınamaz.
2- Tilavet secdesi yapılmaz.
3- Kâbe tavaf edilmez.
4- Kur‘an ellenemez. (Ancak bir bezle, bir kılıfla tutulabilir. Abdestsiz elle tutmadan
bakarak okunabilir. Cünüp ise elleyemez bakamaz ve okuyamaz)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 53
Mustafa ÖSELMİŞ
Vakıa süresinin 79. ayetinde Kur‘ana ancak temizlenenler dokunabilir‖ buyrulmuĢtur.
ABDEST
ALIRKEN
NELER DĠKKAT EDĠLMELĠDĠR:
-
Tuvaletten çıkar çıkmaz abdest alınmaz.
-
HerĢeyin baĢı besmeledir. BaĢta besmele çekilir.
-
Niyetsiz ibadet olmaz. Niyet unutulmamalıdır.
- ―Namaz ölü gibi, abdest diri gibi alınır‖ derler. Abdest alırken acele edilmemeli ve kuru
yer bırakılmamalıdır.
-
Zorunluluk yoksa tuvalette abdest alınmamalıdır.
-
Namaz vakti girmeden abdest alınmalıdır.
-
Kadınlar, baĢkalarının göreceği yerde abdest almamalıdır.
-
Abdestten önce, abdeste mani yağ, kir, boya, oje, su geçirmeyen krem vs. giderilmelidir.
-
Burun temizlenirken, ayaklar yıkanırken sol el kullanılmalıdır.
-
Su ne çok, ne de az kullanılmalıdır.
-
Tırnak kenarları ovuĢturularak su gitmesi sağlanmalıdır.
Ġyi bilinmelidir ki, güzel bir abdest alınacak olursa, hem abdest alınmıĢ olur hem de abdest
organları kirden ve günahtan temizlenmiĢ olur.
-
Besmelesiz, duasız olursa, sadece abdest alınmıĢ olur.
Güzel bir abdest almak;
-
Ġbadetlerin kabulüne sebep olur, bol sevap kazandırır.
-
Vesveseyi önler.
-
Ġbadetten zevk almayı sağlar. GevĢek davranan abdesti güzel almalıdır.
-
Yüzü nurlandırır. Ġnsana rahatlık Sağlar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 54
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġ)
ABDEST
ALMANIN ÖNEMĠ VE FAYDALARI
Abdest, temizlik, güzellik manalarına gelir.
Abdest, Yüce dinimiz de bazı ibadetlerin yerine getirilmesi için yapılan maddi ve
manevi temizlenme Ģeklidir.
Sevgili Peygamberimiz (a.s.) Ģöyle buyurur:
- ―Kim emrolunduğu gibi abdest alır, emrolunduğu gibi namaz kılarsa, geçmiĢ (küçük)
günahları af olunur.‖ (Buhari Vüdu:28)
Bir baĢka hadislerinde de Ģöyle buyurmuĢtur:
―Evinizin önünden akan bir nehir olsa, günde beĢ defa bu nehirden yıkansanız,
üzerinizde kirden pastan bir eser kalır mı? ĠĢte günde beĢ vakit abdest ve namaz da böyledir;
günahları siler süpürür.‖
Abdestli kimse kendini baĢka hisseder. Korunduğuna inanır. Peygamber (a.s.) ―Abdest
mü‘minin silahıdır‖ buyurmuĢtur.
Ġnsan abdestli ise, yalan söylememeye çalıĢır. ―Abdestim var yalan söyleyemem‖
sözünü çık duymuĢuzdur. Abdestli insan günah iĢlememeye çalıĢır. ―Abdestimle söylüyorum‖
deyip, günahtan kaçınanlar çok görmüĢüzdür. Peygamber (a.s.), abdestsiz iĢ yapmamıĢtır.
Devamlı abdestli bulunmuĢ, abdestli yatmıĢ, abdestsiz evinden çıkmamıĢtır. Abdestli
bulunmayı ümmetime tavsiye etmiĢtir.
Kur‘an‘da abdest alma emredilmiĢtir. Bu bir emirdir. Abdestli iken abdest alma güzel
görülmüĢ ve ―Nurun alâ nûr‖ yani nur üstüne nur olarak nitelendirilmiĢtir. Kur‘an‘a göre
abdest almak, nurlanmaktır. Abdest alanın eli yüzü nurlu olur.
Bir zamanlar kozmatikciler reklam yapacaklardır. Bir yüz, röportaj yapacak bir bayan
ararlar. Gözlerini kestirdikleri 70 yaĢındaki AyĢe nineye sorarlar:
-
Bunca yıllık güzelliği neye borçlusun, hangi kozmetiği kullandın?
AyĢe nine cevap verir:
-
Ne kozmetiği evlat, biz günde beĢ defa abdest alır ve yüzümüzü seccadeye süreriz.
Bugün ayni yaĢta, iki yaĢlı insan, biri abdestli namazlı yaĢamıĢ, diğeri kozmetikler
kullanmıĢ, özel bakım yaptırmıĢ ve estetik ameliyatlar olmuĢ... ikisi arasında abdest nurunu
fark etmemeniz mümkün değildir.
Bir gün Peygamber (a.s.) a sormuĢlar:
-
―Kıyamet gününde ümmetini nasıl tanıyacaksın. Ey Allah‘ın Rasülu?‖ demiĢler. 0 da:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 55
Mustafa ÖSELMİŞ
- Bir kimsenin birbirine benzer atları arasında alnı ve üç ayağı ak bir atı olsa, onu
tanıyamaz mı? demiĢ.
Oradakiler:
-
―Evet tanır, Ey Allah‘ın elçisi‖ demiĢler.
Bunun üzerine Allah Rasulü Ģöyle buyurur:
―Öyle ise ümmetim el, yüz ayakları abdest nuru ile parlak olarak geleceklerdir.‖
(R.Salihın:1033)
Bir günde peygamberimiz (a.s.) ashabına:
―Allah‘ın hataları silmeye ve dereceleri yükseltmeye vesile kıldığı Ģeyleri size
söyleyeyim mi?‖ demiĢ, onlar da:
-
―Evet söyle ya Rasülallah ― demiĢler.
Peygamberimiz:
-
Zahmetine rağmen abdesti tam almak.
-
Mescide çok adım atmak.
- ―Bir namazdan sonraki namız beklemek.‖ buyurmuĢtur. (Prof. Dr. 1. Canan Hadis
Ans:3578)
Peygamber (a.s.)‘ın abdestle ilgili birkaç hadisinde Ģöyledir:
-
―Abdestli olan abdestli olduğu müddetçe namazda sayılır.‖ (Ramuz el-Had is:3578)
- ―Kulun ilk hesap verecek olduğu Ģey abdestidir. Eğer abdesti güzel olursa, namaza sıra
gelir.‖
- ―Abdestli olarak uyuyan kimse, gece ibadet eden ve gündüz oruç tutan kimse gibidir.‖
(Age:259/12)
-
BeĢ Ģey oruç ve abdestte hayır bırakmaz:
a)
Yalan,
b)
Gıybet,
c)
Söz taĢıma,
d)
ġehvetle haram bakmak,
e)
Yalan yere yemin etmek. (Age:279/7)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 56
Mustafa ÖSELMİŞ
- ―Abdest aldığınız zaman el ve parmaklarının arasını iyice ovuĢturup temizleyiniz.‖
Taharet:30)
- ―Abdest aldığın zaman, gözlerinize abdest suyundan içiriniz. Ellerinizin ıslaklığını da
silkmeyiniz.‖ (Ramuz el-Hadis:40)
- Kim güzelce abdest alıp sonra iki rekat namaz kılar Allah‘a yönelirse, ona cennet vacip
olur. (Buhari, Vüdu:24)ayak (Tırmizi―Sizden biri uyuduğu zaman Ģeytan onun ensesine
üç düğüm atar ve ―uyu‖ der. O kiĢi uyanıp Allah‘ın adını anınca düğümlerden biri çözülür.
Abdest aldığında ikicisi çözülür. Namaz kıldığında üçüncüsü de çözülürü, sabah neĢeli kalkar,
değilse, morali bozuk olarak kalkar.‖(Ramuz el Hadis:289/4)
- ―Namaz için güzelce abdest alanın o gün ayaklarını yürüdüğü, ellerinin tuttuğu, gözlerin
baktığı, kulaklarının dinlediği, dilinin söylediği ve nefsinin arzuladığı kötü Ģeyler af olunur.‖
(Age:376/3)
-
―Bir kimse abdestli yatar ve o gece ölürse, Ģehid olarak ölür.‖ (Age:41 1/1)
- ―Abdestli olarak yatanın yanında bir melek bulunur. O melek o gece durmadan Ģöyle
der: (Allah‘ım affet. Zira o abdestli yattı) der, dua eder.‖
(Age:41 0/13)
- ―Kim benim aldığım gibi abdest alır ve iki rekat vesvesesiz namaz kılarsa, geçmiĢ
günahları af olunur.‖ (Age:41 4/9)
Bir kimse abdest aldıktan sonra kadir sûresini okursa sıddıklardan olur.Ġki kere
okuyan Ģehitler dîvanındadır. Üç kere okuyan Peygamber gibi haĢrolunur. (Age:438/7)
Abdestin maddi ve manevi faydaları vardır. Abdest insanın abdest, organlarındaki
kirleri temizlediği gibi, günah kirlerinden de temizler. Abdest, organlarının nurlanmasına
neden olur.
-
Abdestli olana devamlı sevap yazılır.
-
Abdestli olan gece gündüz koruma altında olur. Melekler onun için dua eder.
-
Abdeste önem verenin ölümü kolay olur.
-
Abdest insanın derecesinin yükselmesine vesile olur.
-
Abdestsiz yapılan bir iĢin hayrı ve bereketi yoktur.
-
Cenab-ı Allah Musa Peygambere Ģöyle vahyetmiĢtir:
―Ya Musa! Abdestsiz iken baĢına belâ gelirse, suçu baĢkasında değil, kendinde ara‖
-
Demek oluyor ki, abdest belâ ve musibetlere karĢı koruyucudur.
-
ġöyle denmiĢtir:‖Devamlı abdestli bulunanlara Cenab-ı Allah altı haslet verir.‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 57
Mustafa ÖSELMİŞ
1- Melekler onun için devamlı sevap yazar.
2- Uykuda iken insan ve cin Ģerrinden melekler korur.
3- Bütün azaları Allah‘ı zikreder.
4- Cemaatle kılınan namazda iftidah tekbirini kaçırmaz.
5- Abdestli iken Allah‘ın korumasında olur.
6- Ölümü kolay olur.
Abdestsiz bir iĢin hayrıda olmaz, bereketi de olmaz. Çünkü; abdestsiz insan manevi yardım
görmez.
Bir harisinde peygamberimiz çok abdest almayı tavsiye ediyor ―Ümmetim kıyamet
gününde abdest nurlarından yüzleri, el ve ayakları parlak olduğu halde çağrılır. Yüzünün
parlaklığını arttırmak isteyen kimse elinden geldiği kadar abdest alsın‖ buyuruyor. (R.Salihın:
1028)
- ―Özenerek abdest alanın abdest suyu ile günahları dökülür‖ (Age:1030) müjdesi de
vardır.
Büyüklerimiz abdestli bulunmaya, abdestsiz yatmamaya, abdestsiz evden çıkmamaya
ve abdestsiz iĢ yapmamaya gayret göstermiĢlerdir.
Analar yavruların abdestsiz emzirmemek için gayret göstermiĢlerdir. Bazı analar gece
abdest almıĢ öyle emzirmiĢlerdir. Bazı hallerde ―Ben ona haram yedirmedim‖, ―Ben ona
abdestsiz süt emzirmedim‖ sözlerini duymuĢsunuzdur.
ġöyle anlatırlar : Ahmet ve Mehmet Binan kardeĢler vardır. Birgün Ahmet Bican,
camide sohbet etmektedir. Cami kalabalıktır. KardeĢi Mehmet gelir ayakkabılıktan döner
gider. Ahmet, kardeĢinin bu tavrından gücenir. Annesine durumu anlatır. Annesi Ahmet‘e :
―Neden kardeĢini üzdün?‖ deyince o, meleklerden yer bulmadığını, bu sebeple çıktığını
söyler. Durumu annesi Ahmet‘e anlatınca, Ahmet kendisinin neden melekleri göremediğini
sorar. Annesi de ona Ģu olayı anlatır:
- ―Yavrum Ahmed! Sen küçüktün, ben namaz kılıyordum. Ağlamaya baĢladın, komĢu kadın
seni aldı süt verdi. Hemen seni aldım, ama birkaç yudum emmiĢtin, o kadın da abdestsizdi...‖
Bugün demirsiz, çimentosuz yapılan Mimar Sinan‘ın camileri, minareleri, köprüleri,
han, hamam ve sarayları hâlâ dimdik ayaktadır. Neden? bir tek taĢı abdestsiz ve besmelesiz
koydurmadığı söylenir.
Bu konuda dünyanın en uzun ömürlü ve en huzurlu Ġmparatorluğu olan Osmanlı
Ġmparatorluğunu yöneten padiĢahlar da çok hassas davranmıĢlardır.
―Mekke‘den Medine‘den gelen hiçbir mektubu abdestsiz ve besmelesiz ellerine alıp
okumamıĢlardır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 58
Mustafa ÖSELMİŞ
Memleket için kararlar alırken abdestsiz bir karar almamıĢlardır. Hatta abdestsiz imza
bile atmamıĢlardır.‖
Abdülhamid Han, acil durumlarda gece uyandırılmasını istermiĢ, milletin iĢi yarına
kalmasın dermiĢ. Bu konuda BaĢkatibi Esad Bey Ģöyle bir hatıra anlatır:
- Bir gece yarısı önemli bir imza için Sultanın kapısını çaldım. Bir müddet sonra açıldı.
Sultan elinde havlu ile yüzünü ve kolların kuruluyordu. Gülümseyerek ―Bu vakitte mühim bir
iĢ için geldiğini anladım. Abdest aldım. Onun için geciktim. Kusura bakma. Ben bu kadar
zamandır bu milletin hiçbir evrakına abdestsiz imza atmadım.‖ ―Getir imzalayayım‖ dedi.
―Besmele çekerek imzaladı ve haydi güle güle‖ dedi.
Gazneli Mahmud‘un Vezirinin oğlunun adı ―Muhammed‖tir. Onu hep bu adla çağırır.
Ama bir gün babasının adı ile çağırır. ―Falancanın oğlu‖ der. delikanlı çok müteessir
olmuĢtur. Bu olayı babasına anlatır. Vezir Gazneli Mahmud‘a oğlu için neden kendi adıyla
çağırdığını sorara. Bunun üzerine Mahmud Ģöyle der ―Ben onu hep Muhammed adi ile
çağırırken abdestli idim. Ama o anda abdestim yoktu, senin adınla çağırdım.‖
Olayları çoğaltmaya gerek yok. Büyük ve sağlam iĢ yapanlar hep böyle
davranmıĢlardır.
Ġbadetlerde dünya kaygısı olmaz. Maddi menfaat düĢünülmez. Sağlık için yapılmaz.
Ġbadetler, dinin emri ve gereği olduğu için yapılır. Diğer faydaları da görülür.
Abdestin maddi faydaları da vardır. Ġnsan sağlığı için önemli yararları da vardır.
Bunlardan bazılarını Ģöyle sıralayabiliriz:
-
Abdestin Ģartı, temiz sudur.
-
Abdest alırken en çok dıĢla temas eden organlar yıkanır.
Abdest vücuda rahatlık verir. Sinir sistemini rahatlatır. Peygamber (a.s.) : ―Sizden
biriniz sinirlendiği zaman abdest alsın.‖ demiĢtir. (Ebu Davut, Edep:4784)
Üzerinde ağırlık olan, uykusu gelen kalkıp abdest alacak olursa, üzerinden ağırlık
gidecek ve kendine gelecektir. Üzerinde yorgunluk belirtileri olan elini, yüzünü ayaklarını
yıkayacak baĢını ve boynunu mesh edecek olursa, kan dolaĢımı normale dönecektir.
- Ġslâm‘da her Ģeyin bir hikmeti vardır. Faydasız bir Ģey emredilmemiĢtir. Mesela; abdest
nedir? Temizlik demektir. Temizlik de sağlı k demektir.
- Abdest alırken ayak, baĢ el gibi vücudun uç noktalarının yıkanması, kan dolaĢımının
düzelmesi gibi bir yarar sağlar. Suyun deriye dokunmasıyla damarlar açılıp kapanarak
esneklik kazanır ve damar tıkanıklıkları önlenmiĢ olur.
- Günde beĢ defa abdest alan kimsenin trahom hastalığına yakalanmayacağı doktorların
ifadesidir. Ġngiliz doktor bir müslümana : ―Bu hastalığın sizde olmaması lâzım demiĢ ve
abdest alıp almadığını sormuĢtur.‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 59
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamber (a.s.) Hz. Enes‘e Ģu tavsiyede bulunmuĢtur:
-
―Ey Enes abdest al! Çünkü abdest sağlığı korur.‖ (Ġbni Kesir:6195)
- Her yere temas eden ellerin, ayakların yıkanıĢı, açık olan ağzın, burnun ve kulakların
temizlenmesi en güzel korunmadır. Ağız, burun ve kulak hatta göz temizlenmese mikroplar
içeriye girecektir.
- Vücut yıkanınca yorgunluk gider. Yüz yıkanmakla deri kuvvetlenir. Devamlı abdest
alanlar ileri yaĢlarda bile yüz güzelliklerini korurlar.
Vücutta statik (durgun) elektrik vardır. Bu giderilmezse, deri altındaki kaslar gerilir.
Sonunda da çalıĢmaz ve erken buruĢma olur. Devamlı abdest alanın nur yüzlü olması
bundandır.
Peygamber Efendimizin düĢündüren bir hadisin de Ģöyledir:
―Öfke Ģeytandandır, Ģeytan ateĢten yaratılmıĢtır. AteĢ ancak su ile söndürülür, o halde
öfkelendiğiniz zaman onu yenmek için abdest alınız.‖ (Ebu Davut, Edep:3)
Bir yabancı doktorun ifadesine göre ―Yakında doktorlar abdest ve namazı reçeteler
yazacaklardır.‖
Görülüyor ki abdestin diğer ibadetler gibi büyük faydaları vardır. Ġlmin geliĢmesiyle
daha nice nice hikmetler görülecektir.
Hatırlatmak istediğimiz bir husus da abdestli duracağım diye ihtiyaç gidermeyi
geciktirmemek gerektiğidir. Sağlık için zararlıdır. Bu konuda Hz. Peygamber (a.s.) da ―Allah
hamalın namazını kabul etmez‖ buyurmuĢtur.
J)
KONU ĠLE ĠLGĠLĠ SORULAR
Soru: Kadın dıĢarıda çorapla abdest
alabilir mi?
Cevap : DıĢarıda kadının görünme tehlikesi varsa, çorabını çıkarmadan abdest alabilir.
Yalnız parmak araları dahil hiçbir kuru yer kalmaması gerekir. Çorapla abdest alması dikkat
çekecek olursa, o zaman abdesti geciktirir.
Soru : Abdestsiz çocuk emzirilecekse, nasıl emzirilir?
Cevap : Abdestsiz çocuk emzirilebilir. Abdestli emzirmek çocuk ve aile açısından çok
önemlidir. Eğer adetli, lohusalı ve cünüp çocuk emzirilecekse, ana, meme uçlarını yıkayarak
emzirmelidir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 60
Mustafa ÖSELMİŞ
Soru : Çocuk emzirmek ve süt çıkması abdesti bozar mı?
Cevap : Çocuk emzirme abdesti bozmaz. Süt çıkması da abdesti bozmaz. Ter, süt kan
ve irin gibi değildir. Ġdrar gibi değildir. yani necis sayılmaz.
Soru : SarhoĢluk abdesti bozar mı?
Cevap : Bozar. Çünkü alkol alan kiĢi Ģuurunu kaybeder, akli dengesi bozulur.
Kur‘an‘da ―Ne dediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaĢmayın.‖ buyrulmuĢtur.
Soru : Abdestsiz dini kitap okunup sohbet yapılabilir mi?
Cevap : Abdestsiz sohbet yapılır. Abdestli olursa, manevi tesiri daha çok olur. Ġçinde
ayet ve hadis bulunan kitap abdestsiz ellenmez. El değmeden okunabilir.
Soru : Göz yaĢı abdesti bozar mı?
Cevap : Ağlamak, esnerken gözden gelen yaĢ, abdesti bozmaz. AĢırı bir Ģekilde dünya
için ağlanırsa abdest yenilenir. Göz rahatsızlığı olanın gözden gelen akıntı, nezle akıntısı
abdesti bozmaz. Hangi akıntı abdesti bozar?
1- Ġdrar, meni, mezi akıntısı,
2- Yaradan gelen akıntı,
3- Kulaktan, göbekten, arka ve önden gelen akıntı abdesti bozar.
Soru : BaĢkasına ait su ile abdest, namaz olur mu?
Cevap : Eğer abdest alınan su baĢkasının özel bağ bahçesinden çıkıyorsa veya su
parasını o ödüyorsa, izin almak gerekir. BaĢtan izin alınmadıysa, ―Ben senin su ile abdest
aldım helal et‖ deyip helallaĢmak gerekir.
Bir iĢ yerinde abdest, namaz izni yoksa, farz olan namaz için abdest alınır. Bir miktar
sadaka verilir: ―Bu haktan beni koru ya Rabbi‖ denir.
Soru : Kaçak su ile abdest alınır mı?
Cevap : Haramla ibadet olmaz. Kaçak su, elektrik, helal değildir. baĢkalarının hakkını
gasptır. Aynı zamanda zulümdür. Kaçak su ile abdest olmaz. 0 abdestle namaz kılınmaz.
BoĢuna olur. Dinimizde bir lokma haram yiyenin, üzerindeki elbisenin onda biri haram olanın
kırk gün duası ve namazı kabul olmaz.
Soru : Boy abdesti ile namaz kılınır mı?
Cevap : Abdest alıp yapılan her ibadet, gusül abdesti ile de yapılır. Hem de boy
abdesti ile daha sevap olduğu bildirilmiĢtir. Mesela; Cumaya boy abdesti ile gitmek vaciptir.
Büyüklerimiz çok önemli iĢleri ve önemli duaları için boy abdesti almıĢlardır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 61
Mustafa ÖSELMİŞ
Soru : ĠĢyerinde namaz kılan bayan, iĢine geçerken baĢını açtığında abdesti bozulur
mu?
Cevap : Bozmaz. BaĢın açılması, abdesti bozan Ģeyler arasında yoktur. BaĢ, namaz
içinde açılırsa, namaz bozulur. Veya baĢı açık kadın namaz kılarsa, o namaz olmaz.
Soru : ġüphe ile abdest olur mu?
Cevap : ġüphe ile vesvese ile amel edilmez. Eğer sünnet üzere abdest alınırsa, alınan
abdestte Ģüphe kalmaz. Yapılan bir Ģeyden onu yapan, emin olması lazımdır. ―Abdestim oldu
mu, olmadı mı, acaba baĢımı mesh ettim mi?‖ demekle abdest olmaz. Abdestim var mı, yok
mu Ģüphesi ile nasıl namaz kılınmaz, Kur‘an okunmazsa, oldu mu olmadı mı Ģüphesi ile
ibadet yapılmaz. Abdestte Ģüphe varsa, Ģüphe giderilir. Galip zanna göre amel edilir.
Soru : Seçimlerde oy kullananlar parmağına sürülen boĢa abdeste ve gusle mani
midir?
Cevap : Herhangi bir maddenin abdeste ve gusle mani olabilmesi için
1-
Tabaka oluĢturup altına su geçirmemesi
gerekir.
2-
Ġyice yağlı olup üzerinden suyu kaydırması gerekir.
AraĢtırmamıza
bilinmemektedir.
göre
parmağa
sürüle
ithal
boyanın
oluĢumu
tam
olarak
1- Tabaka oluĢturmadığı, sertlik meydana getirmediği,
2-
Yağlı bir madde olmadığı,
3Kına gibi mürekkep gibi olduğu söylenebilir. Buna rağmen Ģüphe ve tereddütleri
gidermek için çıkarılabildiği kadar çıkarılır, abdeste ve gusle mani olmadığı düĢünülür. Her
söylenilene kulak asılmamalıdır.
Soru : Ġğne yaptırmak abdesti bozar mı?
Cevap : Ġğne yapılan yerden kan çıkar, etrafa yayılırsa abdest bozulur.
Soru : Abdest konusunda vesveseden nasıl kurtulabiliriz?
Cevap : Biz güzel bir Ģey yapacağımız zaman Ģeytan bizi o iĢten vazgeçirmeye çalıĢır.
Vazgeçiremezse yaptığımız iĢin sevabını azaltmaya çalıĢır. Bunun için vesvese verir. Kulağa
fısıldar. Olmadı, eksik oldu, yanlıĢ oldu, der durur.
Ancak Ģeytan imanı tam, teslimiyeti tam, amellerini güzel ve düzgün yapan ve Allah‘a
iltica etmiĢ mü‘min kullarına vesvese veremez, zarar da vermez.
ġeytan en çok abdest ve namaz konusunda vesvese verir. Kul, vesveseyi nasıl önler?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 62
Mustafa ÖSELMİŞ
1- Abdesti güzel almak.
2- Vesveseyi önlemek için sünnet üzere okuya okuya abdest almak.
3- Sağlam ve tam olarak Ġslâmı bilmek.
4- Helal lokmaya dikkat etmek.
5- Nas ve Felak sürelerini çok okumak.
6- Vesveseyi itibar etmemek.
7- Allah‘ım bizi Ģeytanın eline bırakma ve onun zararından bizi koru diye dua etmek.
Soru : BaĢın tamamı nasıl meshedilir?
Cevap : ―BaĢın dörtte birini meshetmek farzdır. Diğer mezheplere göre baĢın bir
kısmını mesh etmek yeterlidir.‖ BaĢın tamamını mesh etmeğe kaplama mesh denir. YapılıĢı
da Ģöyledir:
-
Eller ıslatılır.
-
Ellerin baĢ parmakları ile iĢaret parmakları hariç üç parmak uçları birleĢtirilir.
-
BirleĢtirilen parmak uçları baĢın ön tarafından açılarak enseye kadar götürülür.
-
Eller kaldırılmadan öne kadar çekilir. Böylece kaplama mesh tamamlanmıĢ olur.
Kulaklar ve ensede mesh edilir. Küçük parmaklar kulak deliklerine sokulur, baĢ
parmaklarla da kulak arkası mesh edilir. Parmakların üst kısmı ile de boyun mesh edilir.
Soru : Günah iĢlemek abdesti bozar mı?
Cevap : Her günah abdesti bozmaz. Bazı günahlar vardır ki insanın imanını bile
götürür. Bazı günahlar da abdesti bozar. Mesela; içki içmek, abdesti bozar.
Kuran‘da : ―SarhoĢ iken ne söylediğinizi bilinceye kadar namaza yaklaĢmayın.‖
buyrulmuĢtur. (Nisa:43)
Mesela; kumar oynamak. Peygamberimiz ―Tavla oynayan ‗elini domuz kanına
batırmıĢ gibi olur.‖ buyurmuĢtur. (Halil Günenç G.M.F. 2/197)
Ġçki, kumar ve diğer kumara götüren oyunlar Kur‘an da Ģeytan iĢi pislik olduğu
bildirilmiĢtir.
Abdesti götüren günahlar çoktur. Peygamberimiz (a.s.) ―Yalan, gıybet, söz taĢıma,
Ģehvetli harama bakma ve yalan yere yemin abdestte hayır bırakmaz‖ buyurmuĢtur. (Ramuz
el-Hadis:279/2)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 63
Mustafa ÖSELMİŞ
Günah ve haram sayılan iĢlerle iman bile çoğu zaman bir arada durmaz. Böyle olunca
her kalbi karartan, gönlü kirleten günahtan kaçınmak gerekir. Çünkü hem günah hem de
ibadet olmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 64
Mustafa ÖSELMİŞ
IV.BÖLÜM
GUSÜL ABDESTĠ
Gusül, yıkanmak demektir. Belirli durumlardan sonra bedeni yıkamak demektir.
Önce Besmele çekilir, Niyet edilir, eller yıkanır, avret yeri yıkanıp temizlenir, sonra
güzelce normal abdest alınır, daha sonrada bütün beden yıkanır.
Kur‘an‘da Ģöyle buyrulur. ―Cünüp olduysanız boy abdesti alınız‖ (Maida:6)
A)
Kimler Gusül Abdesti Alır?
1-
EĢi ile cinsi temasta bulunan,
2-
Rüya görüp ihtilam olan,
3-
Elle boĢalan yani inzal vaki olan herkes,
4-
Hayız ve nifas kanının kesilmesinden sonra,
5-
Ölen (Dinen Ģehit ise o elbisesi ile yıkanmadan gömülür.)
6-
Ġslâm‘a yeni giren küfür kirinden temizlenmek için,
7- Cuma günü erkekler,(Hz.Peygamber(a.s): ―Her Cuma beliğ olan müslümana gusül
vaciptir‖ buyurur.(Ramuz el Hadis :225/9)
8-
Erkek doktora muayene olan kadın,
9-
Koku sürünerek kendisine baktıran kadın,
10- Hac‘da ihrama girmek için gusül abdesti alınır.
Cünüp olan insan yıkanması lâzımdır. Çünkü cünüplük kirliliktir. Cünüp gezilmez.
Cünübe bastığı toprak lânet eder. GüneĢ, cünüp göreceğim diye titreyerek doğar derler. Cünüp
rızık aranmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 65
Mustafa ÖSELMİŞ
B)
Nasıl Yıkanılır?
Guslün farzı üçtür:
Ağzı gargara etmek, burna su çekmek, Hanefilere göre ağız ve burun vücutla beraber
yıkanması gereken yerlerdir. Onun için ağzın çok iyi gargar edilmesi gerekir. Yabancı bir
madde varsa altına su geçirilmesi lâzım der. Ağızda diĢ çıkıyorsa mutlaka çıkarılır.
Çıkmıyorsa, kaplama ve dolgu varsa bunların üzerlerinin ıslanması yeterlidir. Mesh ve yara
üzerine meshetmek gibidir.
Ayrıca burna su çekilip, sümkürülerek burnun içinin ıslanması gerekir.
Ağza burna su sağ elle alınır. Burun sol elle temizlenir.
Bir de bütün vücudu yıkamaktır.
Peygamber (s.a.) : ―Her kıl altında cünüplük vardır‖ buyurmuĢtur. Böylece bütün
bedenin yıkanması gerektiğini belirmiĢtir. (Tırmizi Taharet:77)
Bir hadislerinde de Ģöyle buyurur :
―Cünüplükten yıkanının bedeninde kıl yeri kadar kuru yer kalsa, cünüplük devam
eder, azabı da çoğalır. (Ramuz El Hadis:412/2)
Guslederken ;
-
Göz, kulak, göbek gibi çukurlukların içi yıkanacaktır. Kuru yer kalmayacaktır.
-
Takma diĢ çıkıyorsa, çıkarılacaktır.
-
Küpe delikleri ıslanacaktır.
-
Su geçirmeyen bir Ģey varsa, giderilecektir.
-
DiĢ aralarındaki kırıntılar ağza yapıĢmıĢ kabuk gibi Ģeyler giderilecektir.
Oruçlu olunca herhangi bir Ģekilde ağızdan burundan kulaktan, göbekten ön ve
arkadan vücudun içine su gitmemesine dikkat edilmelidir.
BaĢta saç diplerine suyun ulaĢması dikkat edilecektir. Hz. peygamber (s.a.) Ģöyle
buyurur : ―Erkek gusülde saçını dağıtsın, ama kadına örgüsünü sökmek borç değildir. Saçın
diplerini yıkaması yeterlidir.‖ (Ramuz El Hadis:82/10)
-
Sakal, bıyık ve kaĢ içlerine su gitmesi için iyice ovuĢturulacaktır.
-
Tırnak aralıklarına da suyun gitmesi sağlanmalıdır.
-
Sünnet olmamıĢ olan, kabuğun iç kısımlarını yıkamalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 66
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamber (s.a.) : ‖Yıkanılan yerde bevl etmeyiniz‖ buyurur. (Age:489/9) Banyoda
ihtiyaç giderilmemelidir.
-
Banyoda fazla kalınmaz, oyalanılmaz.
-
Banyoda Ģarkı, türkü söylenmez ve konuĢulmaz.
-
Çok su kullanılmaz. BaĢkasından yardım istenmez.
-
Kıbleye dönülmez.
-
Yıkanmadan yiyip içmek zorunlu ise, el ve ağız yıkanır öyle yenir veya abdest alınır.
-
Evin içinde de olsa açık gezilmez. Çabuk giyinilir.
-
Umuma ait yerlerde avret yerleri açılmaz. BaĢkasının avret yerlerine bakılmaz.
Hz. peygamber (s.a.) : ―Çıplak olarak yıkananları melekler lanet eder‖ buyurmuĢtur.
(Nesai, Gusül:2)
-
Parmaktaki yüzüklerin altı kuru kalmamalıdır.
Cünüp iken uyunacaksa abdest alınarak uyunmalıdır. Yoksa melekler onun etrafında
eğleĢmezler.
Cünüplükten yıkanırken illa çamaĢırlarıyla yıkanacağım diye ısrar edilmemelidir.
Çünkü; çamaĢır kirli olabilir. Yıkanırken çamaĢırı ile yıkandı diyelim onu biraz sonra nasıl
olsa çıkarmayacak mı? Sonra her gün defalarca tuvalete girilmiyor mu? En uygunu banyo
yapılan yerin perde ile veya kabinle daraltılmasıdır.
C)
Sünnet Üzere Gusül Nasıl Alınır?
Bize önder ve rehber olarak gönderilen peygamber (s.a.) Efendimiz gusül abdestini
Ģöyle almıĢtır:
Önce Euzu Besmele çekilir. Peygamberimiz bir
hadislerinde Ģöyle buyurmuĢtur : ―Bütün hallerde Allah zikredilir.‖ (Prof. Dr. V. Zuhayli
Ġslâm Fıkhı Ans:1/288)
Her Ģeyin baĢı besmeledir. Besmelesiz iĢin hayrı yoktur. Banyoda Euzu besmele
çekilir. Çünkü; sığınmadır.
Niyet etmek : Niyetsiz amel olmaz. Bir hadis de : ―Ameller
niyete göredir‖ buyrulur. Yıkanmak da sevaplı bir iĢtir. Oda ibadettir. Kur‘an‘da : ―Yıkan
emri‖ vardır. Yıkanmamak günahtır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 67
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Eller yıkanır. Avret yerleri yıkanır. Beden de baĢka pislik varsa giderilir.
Normal abdest alınır. Peygamberimiz : ―Abdest gusülden önce alınır‖ buyurur.
(Ramuz El Hadis:415/1)
Abdest alırken ağza alınan su iyice gargara edilir. Burna çekilen suda iyice çekilip temizlenir.
Bunlar üçer defa yapılır. Çünkü; peygamberimiz : ―Temizlik üçtür‖ buyurur.
BaĢtan sağ omuzdan ve sol omuzda üçer defa su dökülüp bütün vücut iyice kuruyer
kalmayıncaya kadar ovulur.
Ayakların bastığı yerde su bulunuyorsa ve sıçramıĢsa en son ayaklar durulanır. Fazla
eğleĢmeden çıkılır.
-
Su ölçülü kullanılır. Ne az ne de çok kullanılmaz.
-
Soyunurken, giyinirken acele edilir. Açık gezilmez.
-
Gölde, nehirde yıkanan bir örtü içinde yıkanır.
-
Yıkanılırken kıbleye dönülmez.
-
Yıkanırken konuĢulmaz ve baĢkasından yardım istenmez.
-
Yıkanırken iĢenmez.
Nasıl yıkanılmıĢ olur?
Yıkanan yıkandığından emin olmalıdır. Vücudunda kuruyer kalmadığına inanmalıdır.
D)
Sünnet Olan Gusüller
1-
Cuma günü, üzerine Cuma farz olan erkeklere gusül abdesti almak sünnettir.
2-
Bayram namazı üzerine vacip olan erkeklere gusül abdesti alması sünnettir.
3-
Hacta ve umrede ihrama girmeden önce gusül abdesti almak sünnettir.
4-
GüneĢ ve ay tutulmasında 2 rekat namaz kılmadan önce gusül abdesti almak sünnettir.
5- Hanefi mezhebinin dıĢındaki üç mezhebe göre müslüman ölüyü yıkayanın abdest
alması sünnettir. Hanefi mezhebine göre müslümanın dirisi de ölüsü de necis değildir. Çünkü
peygamber (s.a.) : ―Ölüyü yıkamaktan dolayı gusül yoktur‖ buyurmuĢtur. (Ġslâm Fıkhı
Ans:1/292) Ölü boy abdesti aldırılır. Sebebi de dünya kirinden arınmak için.
6-
Delilikten sonra gusül abdesti almak,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 68
Mustafa ÖSELMİŞ
7-
Baygınlıktan sonra gusül abdesti almak sünnettir.
8-
SarhoĢluktan sonra gusül abdesti alınır.
9-
Mübarek gecelerde gusül abdesti almak sünnettir.
10- Yağmur duasına çıkmadan önce gusül abdesti almak sünnettir.
11- Ġsyan ve günahtan sonra piĢmanlık duyup tevbe istiğfar etmeden önce gusül alıp tevbe
etmek sünnettir.
E)
Cünüp Ġken Yıkanmak Geciktirilebilir mi?
Kendinizi çağdaĢ kabul eden bazı yarı aydın kimseler, yıkanmayı gereksiz
bulduklarını söylüyorlar.
Bazılarının tutumu sırf inançsızlık temeline dayanıyor. Aslında yıkanmak kadar güzel
bir Ģey olabilir mi? hele sağlıkçıların tavsiyesi varken, inat etmenin bir manası olamaz.
Yıkanmak asla anlamsız değildir.
Yıkanması gerekenin yıkanmayı inanmasa bile sırf sağlık açısından geciktirmemelidir.
BirĢeyi Cenab-ı Allah emrettiyse, Hz. peygamber (s.a.) yaptıysa, yapın dediyse onda büyük
hikmetler ve faydalar vardır.
Büyüklerimiz yıkanmadan iĢ yapmamaya, uyumamaya, bir Ģey yiyip içmemeye gayret
göstermiĢlerdir. ―Abdestsiz yapılan iĢin hayrı yoktur‖ demiĢlerdir.
Yıkanmayı terk etmek veya geciktirmek asla doğru değildir. Velilerin, evliyaların ve
salih kimselerin, insanlığa hizmet eden, baĢkalarına hayrı dokunan kimselerin geçmiĢi
araĢtırıldığında bazı farklılıklar görülecektir. Bunların baĢında ana babasının helal süt
emzirdiği, abdestli ve besmeleli büyüttüğü görülecektir.
GeçmiĢte besmeleli ve abdestli yapılan iĢlerin sağlam ve uzan ömürlü olduğu
görülmüĢtür.
Üç kıtaya hükmeden Osmanlı ordularının en önünde hamam çadırları gitmiĢtir. Hiçbir
asker cünüp olarak cepheye gitmemiĢtir. Hakimiyetin uzun oluĢunu, zaferden zafere
koĢulmasının sebeplerinden bir budur.
Selimiye Camii yapılırken iĢçinin sırtındaki taĢı koymayıp getirip, tekrar götürdüğünü
gören Mimar Sinan, inĢaatı durdurur, önce hamam yaptırır.
Cünüplükten kurtulmak için acele edilmelidir. Ġlk fırsatta yıkanılmalıdır.
Dinimizde ölçü Ģudur: Bir namaz vakti geçmeden yıkanılacaktır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 69
Mustafa ÖSELMİŞ
Yıkanmayı geciktirmenin hem sağlık yönü vardır, hem de manevi yönü vardı.
Ġslâm peygamberi (s.a.) Ģöyle buyurur :
―KiĢi iĢlediği günahlardan dolayı rızkından mahrum olur.‖ Buna göre yıkanmayı
geciktirmemek gerekir. Çünkü yıkanmamak fakirliğe sebep olur.
Ġ.Gazali derki : ―Cünüp olan çabuk yıkanmalıdır. Çünkü insanın yanında bulunan
hafaza melekleri ve Kiramen Katibin melekleri incinir.‖
Peygamberimiz (s.a.) hadislerinde Ģöyle der :
―Melekler, cünüp, köpek ve resim bulunan eve girmezler.‖ (Büyük Hadis
Külliyatı:1/131)
Hz. AiĢe (r.a.) Ģöyle der : ―Allah Rasulü cünüp yemek ve uyumak isteyince avret
yerlerini yıkar, namaz abdesti gibi abdest alırdı.‖ (Age:1/129)
Bir soru üzerine de : ―Abdest al, uyu, sabaha gusledersin‖ buyurmuĢtur. (Ramuz el
Hadis:259/2)
Bu hadislere göre bir Ģey yemek zorunda kalan ve uyumak zorunda kalan, yıkaması
gereken yerini yıkayacak, abdest alacak ondan sonra yiyip içecek ve uyuyacaktır.
Keyfi yıkanma geciktirilmemelidir. Aksi halde maddi ve manevi zararı olacaktır.
F)
Yıkanması Gerekene Haram Olan ġeyler
Cünüp olana, Ay hali görene ve nifastan sonra yıkanılmadan bazı Ģeyler haram
kılınmıĢtır. Bunlar Ģunlardır:
1- Namaz Kılamaz : Hangi namaz olursa olsun, namaz kılamaz. Tilavet secdesi yapamaz.
Kur‘an‘da : ―Namaz kılmak için cünüp iseniz boy abdesti alın. Su bulamazsanız
teyemmüm edin‖ emri vardır. (Mâide:6)
―Gusül edinceye kadar namaza yaklaĢmayın.‖ (Nisâ:43) buyrulur. Çünkü cünüplük
kirliliktir, o halde Allah‘ın huzuruna çıkılmaz.
2- Kâbeyi Tavaf Edemez : Kâbe yüce Allah‘ın evidir. Onu tavaf da Allah‘ın huzuruna
çıkmaktır. Allah‘ın huzuruna kirli çıkılmaz.
3- Kur‘an‘ı Elleyemez : Kur‘an‘da : ―O Kur‘an‘a ancak iyice temizlenmiĢ olanlar el
sürebilir.‖ (Vakıa:79) buyrulur. Ancak onu bir yere taĢımak, ortadan kaldırmak isteyen, bir
bezle tutabilir, bir çantada veya torbada taĢıyabilir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 70
Mustafa ÖSELMİŞ
Cünüp olan, Kur‘an‘ı elleyemez, bakamaz, okuyamaz, okunan Kur‘an‘ı isteyerek
dinleyemez.
Hayızlı ve nifaslı olan kadın, kuranın elleyemez, bakabilir ve ancak dua olan âyetleri
okuyabilir. Bir de Kur‘an öğreticisi ise, o vazifeyi yapacak yoksa, o zaman âyetleri bölerek
veya kelimeleri atlayarak öğretir, öğrenmenin geri kalmaması için böyle yapılır.
Sadece Maliki Mezhebindeki zayıf bir görüĢe dayanarak diğer üç mezhebin saliklerine
: ―Hayızlı ve nifaslı olan Kur‘an okuyabilir‖ denirse yanlıĢ olur. Dinde kolay yolu
gösteriyorum düĢüncesiyle müsamaha kapısını aralamak olmaz. Bu taviz olur. Dini
kolaylaĢtırmak bizim görevimiz değildir.
Dua âyetlerini okuyabilir, ama dua ayeti ile dua ayeti olmayan ayetleri kaç kiĢi ayırt
edebilecek? Bir çoğu Ayetel Kursiyi okumaya kalkıyor. Fatiha sûresini okumaya kalkıyor.
Okuyan temiz değilse sevap kazanmaz, günaha girer.
Kur‘an‘a saygı duymak lazım. Kur‘an‘a saygı duyan aziz olmuĢtur. Saygı
duymayanlarda zelil olmuĢtur. Cünüp olan, içinde ayet ve hadis olan bir kitabı bile elleyemez
ve okuyamaz. Bir hadiste : ―Kur‘an‘a temiz olan dokunur.‖ (Büyük Hadis Kül:1/129)
Bu konuda islâm peygamberi Ģöyle buyurmuĢtur :
―AybaĢı olan, cünüp olan Kur‘andan herhangi bir Ģey okuyamaz.‖ (Prof. V. Zuhayli,
Ġslâm Fıkhı Ans:1/357+Prof. Dr. Ġ. Canan, Hadis Ansiklopedisi:10/28)
Ġbn-i Abidin de (s.112) ―Hayızlı Kur‘an hocası tam bir ayet okuyup öğretemez.
Öğretmeye mecbursa yarımĢar ayet öğretir.‖ denmektedir.
Halil Gönenç Hoca Efendi de : ―Hayızlı Kur‘an Kursu hocası yardımcısı varsa, görevi
yardımcısına bırakır. Eğer görev aksayacaksa, kendi göreve devam eder. Kelime kelime veya
yarımĢar ayet öğretebilir‖ der. (G.M.F.:1/137)
Prof. Dr. Ġbrahim Canan : ―Hayızlı ve nifaslı olan kimse, Kur‘an okuyamaz. Okunan
Kur‘an‘ı dinleyebilir.‖ Hz. AiĢe (r.a.) : ―Ben adetli iken Allah Rasulü bana yaslanır Kur'an
okurdu. Ben de dinlerdim‖ der. (Buhari Hayz:2) ―Hayızlı olan cünüp olan Kur'an okumanın
dıĢında Allah'ın adını anabilir.‖ (Hadis Ans:10/300) der. Çünkü; Allah'ı içinden çıkarıp atmak
mümkün değildir.
Ġslâm‘da her Ģey yerine oturmuĢtur. DeğiĢtirmek, yeni Ģeyler ortaya atmak bize
düĢmez. Bir Ģey söylemek, basit bir Ģey değildir. Ona uyanların vebâli ne olacak? Kötü çığır
açılırsa, ana uyanların günahı kadar çığır açana yazılır.
Hayızlı ve nifaslı kadına Kur'an okuyamaz demek, kadını küçültmek değildir. Hor
görmek asla değildir. Dinin koyduğu kuralları kimse değiĢtiremez. Çünkü din değiĢmez
esaslardır. DeğiĢirse din bozulur. Hıristiyanlık ve Yahudilik böyle bozulmuĢtur.
Adetli, doğum sonrası kanın Kur'an okuyup ibadet edememesi, onun kirli
oluĢundandır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 71
Mustafa ÖSELMİŞ
4- Camiye Giremez : Bu konuda Peygamberimiz (s.a.) Ģöyle buyurmuĢtur :
―Hayızlı ve cünüp olana mescide girmesini helal kılmıyorum‖ (Ġslâm fıkhı ans:1/360)
+ (Prof. Dr. H. Döndüren, Ġslâm Ġlm:171)
Ümmü Seleme (r.a.) : ―Allah Rasulü Mescidin avlusuna girerek, yüksek sesle <ġurası
mescid, cünüp ve hayızlıya helal değildir> dedi‖ der. (Prof. Dr. Ġ. Canan, Hadis Ans:16/195)
Cami içinde uyuyup ihtilam olan, dıĢarıya çıkabilmek için teyemmüm abdesti alır.
Cünüp hayızlı ve nifaslı camide sohbet edemez. Camide sohbet dinleyemez.
Önemli bir husus da müslüman olmayan necistir. Camiye giremez. Ancak etkilenip
müslüman olma ihtimali varsa, uygun kıyafetle, izin alarak camiye girer diyenler vardır.
Kur'an da müslüman olmayan necis kabul edilir. (Tevbe:28)
5- Hayızlı ve Nifaslı Oruç Tutmaz : Cünüp olursa, oruç tutar. Hayız ve nifaslı orucunu
kaza eder. Kan geldiği müddetçe eĢi ile iliĢkiye giremez. (Ö.N. Bilmen Büyük Ġslâm Ġlm:77)
G)
-
Gusletmesi Gereken Neler Yapabilir :
Dua ayetlerini okuyabilir.
Zikreder, tesbih çeker, salavat getirir, tekbir getirir, Kelime-i ġehadet getirir, Kelime-i
Tevhit getirir, Euzu Besmele çeker.
-
Selâm verir, selâm alır.
-
Yıkanma sakıncalı ise geciktirebilir.
-
Su bulamazsa teyemmüm eder.
Gusülden önce yasak olan Ģeyler gusülden sonra helâl olur.
H)
Gusül Abdestinin Ne Gibi Faydaları Vardır?
Guslü gerektiren haller sonunda damarlarda sarsıntı olur. Vücutta yorgunluk ve
gevĢeklik meydana gelir. Vücutta yeniden denge sağlamak için yıkanmak gerekir. AybaĢı –
YÜCE YARATAN’A KULLUK 72
Mustafa ÖSELMİŞ
lohusalık hallerinde kalp, organlar ve kan dolaĢımı yorgunlukları ancak yıkanmakla dinlenir.
(H. Döndüren, Ġslâm Ġlm:172)
Ġnsanda boĢalma sırasında vücut büyük bir enerji harcar. Kalb hızlı atar, kan dolaĢımı
hızlanır, solunum hızlanır. Ancak vücudun yıkanması ile normale döner.
Vücudun statik elektriği ancak yıkanarak dengelenir. Çünkü suyun insan vücudunu
temizleme, yumuĢatma özelliği vardır. Ayrıca ter attığımız deliklerin tıkayan yağlardan
temizlenmesi, ancak yıkanmakla olur.
Gusül, vücuda zindelik verir. Ağzın, borunun temizlenmesini sağlar. Kirli ortamlarda
çalıĢanlar için hava kirliliği olan yerlerde yaĢayanlar için yıkanmanın önemi büyüktür.
YıkanmamıĢ vücutla insan kendini iyi hissetmez. Üzerinde kirlilik psikolojisi
hisseder. Yıkanan, psikolojik açıdan ve fiziki yönden rahatlar.
Bugün cünüp anlarda çekilen fotoğraflarda yoğun statik elektriğin etkisi açıkca
görülmektedir. Yıkanması gereken, yıkanmayınca, fotoğrafları koyu kırmızı olduğu
görülmektedir.
Cilt sağlığı açısından da yıkanmanın önemi büyüktür. Bir hadiste : ―Her kıl altında
cünüplük vardır.‖ (Ebu Davut, Taharet:248) buyrulmuĢtur. Tıp alimlerinin açıklamalarına
göre yıkanmayı gerektiren hallerde vücut yağ salgılar, bu yağ her kıl deliğine hücum eder.
Kısa zamanda katılaĢır. Eğer kısa sürede yıkanılırsa yağ erir. Değilse insana sıkıntı verir.
Bir hadislerinde de peygamber (s.a.) derki : ―Allah‘tan korkun ve guslü güzel yapın.
Zira gusül size yükletilen emanet ve tevdi edilen sırlardır.‖ (Ġ. H. El Heytemi, Ġslâm‘da Haram
Helâller, Sayfa:347) Evet yıkanmakta çoklarının bilmediği faydalar vardır. Hiç baĢka bir bilgi
olmasa bile kirlilik anında çekilen fotoğraflarla yıkandıktan sonra çekilen fotoğrafların farkı
yeterlidir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 73
Mustafa ÖSELMİŞ
SORULAR VE CEVAPLAR
1- Ağız Ġçinde Kuruyer Kalırsa Ne Olur?
Normal abdest alırken ağız içinde kuruyer kalırsa, abdeste mani değildir. Fakat gusül
abdestinde ağızda kuruyer kalırsa, gusle manidir. Hanefilere göre ağız içinin yıkanması
farzdır.
Ağızdaki
çıkarılmalıdır.
yemek
artıkları, yapıĢan
meyve kabukları iyice
gargara
yapılıp
DiĢ dolgusu ve diĢ kaplaması böyle değildir. Dolgunun altına veya kaplamanın altına
su gitmesi mümkün değildir. Kaplamanın ve dolgunun üzerinin ıslanması yeterlidir. Bu
meshin üzerine veya sargının üzerine mesh gibidir.
Eğer takma diĢ çıkıyorsa çıkarılır, çıkmıyor veya zor çıkıyorsa, çıkarılmadan ağız
gargara edilir.
DiĢ kaplatılırken veya doldurulurken temiz olunursa, her hangi bir Ģüphe de kalmaz.
Bugün nice hoca efendilerin ağzında dolguda vardır, kaplamada vardır.
ġüphe ve vesveseye kapılmamak lâzım.
2- Gusülden Sonra Gelen Akıntı Olursa Ne Yapılır?
Gusülden sonra gelen akıntılar guslü bozmaz, abdesti bozar. ġöyle bir kural vardır.
Guslü bozan herĢey abdesti bozar, abdesti bozan Ģey guslü bozmaz.
ĠliĢkiden ve ihtilamdan hemen sonra yıkanılacak olursa, akıntı gelebilir. Bunun için bir
müddet beklenmelidir. Ama bu beklemede uzatılmamalıdır. Uzun süre beklemek insana
sıkıntı verir, huzursuz eder.
Dinde yıkanmayı geciktirmenin sınırı Ģöyledir. Bir namaz vaktidir. Yani vakit
geçmeden yıkanılacaktır.
Yıkanmadan akıntı varsa, onun gelmesi sağlanmalıdır. Bu nasıl olur?
1-
Biraz yatılabilir.
2-
Bir müddet yürünebilir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 74
Mustafa ÖSELMİŞ
3-
Önce tuvalete gidildikten sonra yıkanılabilir.
Peygamber (s.a.) Ģöyle buyurur:
―Menide gusül, mezi de abdest vardır.‖ (Ġslâm Fıkhı Ans:1/271) Gusül yaptıktan
sonra gelen akıntı sadece abdesti bozar, gusül abdestinin yenilenmesi gerekmez.
Bir hadiste : ―Birinizin gusül aldıktan sonra zekerinden bir Ģey çıkarsa, sadece abdest
alsın‖ buyurmuĢtur. (Büyük Hadis Külliyatı:1/131)
3- Göze Takılan Lens Gusle Manimidir?
Göz içi, yıkanması gereken bir yer değildir. Lens takana : ―Gusle manidir, sen cünüp
geziyorsun‖ demek mümkün değildir.
Lens kısaca abdeste de gusle de mani değildir. Göz kanalının ve kapakların dıĢ
kısmının yıkanması yeterlidir.
4- Büluğ Çağı Hangi YaĢtır?
Bu durum erkek ve kadına göre değiĢir. Kadın daha erken kan görebilir. Bir de herkese
göre değiĢir.
Kadınlar 9 yaĢından itibaren kan görebilirler.
Erkek çocuklarda ihtilam olmaları ile Büluğ çağına girerler. Büluğ yaĢı, Ģu yaĢtır
denemez. Eğer 15 yaĢından önce bir belirti varsa o yaĢ büluğ yaĢıdır. Değilse 15 yaĢına gelen
kız ve erkek belirti olmaza da büluğa ermiĢ sayılırlar. Yani dinde mükellef olurlar.
5- Özür Kanı Ġnsanı EĢi Ġle Olmasına Mani midir? Hangi Kan Özür Kanıdır?
Özür kanı iliĢkiye mani değildir. Ama hangi rahatsızlıktan geldiği bilinmediği için
dikkatli olmak gerekir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 75
Mustafa ÖSELMİŞ
ġu kanlar özür kanıdır :
1-
Aylık rahatsızlıklarda 3 günden az gelen kan,
2-
On günden fazla gelen kan,
3-
Ġki âdet arasında 15 gün geçmeden gelen kan,
4-
Doğumdan sonra 40 günden fazla gelen kan,
5-
Dokuz yaĢından küçük kızlarda gelen kan,
6-
Âdetten kesildikten sonra yaĢlı kadından gelen kan,
7-
Hamilelerden gelen kan özür kanıdır,
8-
Ġçten devamlı gelen kan özür kanıdır.
6- Misafirlikte Ġhtilam Olursa Ne Yapılır?
Misafirlikte veya eve misafirler geldiği zaman eğer karĢı tarafta Ģüphe uyandıracak bir
durum olursa, yıkanması gereken, fitneye sebep olmamak için yıkanmaz. Yemek yemesi
gerekiyorsa, ellerini ve ağzını yıkar yer. Fırsat buluncada hemen yıkanır.
Kötü zan ihtimali zayıf da olsa böyle yapılır.
Hatta bazıları, Ģüpheye sebep olmamak için abdest alıyor, namaz kılıyormuĢ gibi
yapılır, diyor.
Eğer Ramazan ayında ise, sahura kalkar, yer içer ve oruca niyetlenir. O hali ile oruç
tutabilir.
7- Rahme Alet Koydurmak Guslü Gerektirir mi?
Kadın, önce ehil bayan doktor aramalıdır. Eğer ciddi bir rahatsızlık var ve ehil kadın
doktor yoksa o zaman erkek doktora gidebilir.
Erkek doktorun rahmi görmesi, dokunması nedeniyle gusül gerektirir.
Bir husus da kadın koku sürünerek sokaklarda kendine baktırırsa, o kadının da gusül
abdesti alması gerekir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 76
Mustafa ÖSELMİŞ
Hz. peygamber (s.a.) : ―Her göz zanidir. ġurası muhakkak ki, kadın, koku sürünerek
erkeklerin cemaatine uğrarsa o da zaniyedir.‖ (Ġ. Canan Hadis Ans:7/2145) buyurmuĢtur.
Kadının koku sürünerek erkek cemaate uğraması, bir nevi zina olarak
vasıflandırılmıĢtır. Çünkü bu hal erkeklerin Ģehvetini tahrik edecek ve onların bakıĢlarını
kendisine çekecektir.
Nur Sûresinin 31. ayetinde erkeğinde kadının da gözlerini harama bakmaktan
sakındırmaları emredilmiĢtir.
Bir hadiste de üzerinde koku olan kadının namaza camiye gelmemesi emredilmiĢtir.
(Age:7/2146)
Herhangi bir fitneye sebep olunmaması esastır.
Kadının camiye gitmesi yasak değildir. Ama bugünkü izdihamda kadının camiye
gelmesinden ne beklenmektedir? Yarın biri de kadın imam olsun derse ne olacak?
Sonra Cuma kadına farz değildir. Bu tür istekler nereye kadar gider?
Kadının edep dairesinde camide vaazlardan yararlanacak ise, gitmesinde fayda vardır.
Ġzdiham varsa, dikkat çekilecekse ve günaha girilecekse, kadının camiye gelmemesi daha
uygundur. Kadının mescidi evidir.
Kadın erkeklerin kahvesine de gelsin demekte nasıl iyi niyet yoksa, bu günkü ortamda
camiye gelsin demekle de iyi niyet olduğunu zannetmiyorum.
8- Cünüpken TıraĢ Olunur Mu, Tırnak Kesilir mi?
Tırnak ve kıllar insanın bir parçasıdır. Bunlar pis yerlere atılmayacağı gibi, cünüp
olarak da kesilip atılması uygun görülmemiĢtir. Çünkü insan kutsaldır. Ġnsana ait ne varsa
kutsaldır. Ġ. Gazali yıkanmadan insana ait bir parçanın atılmasını uygun görmez.
Temizlenmeden tırnak kesmek ve tıraĢ olmak haram kılınmamıĢtır. Ahirette vücutla
beraber o parçada geri dönecektir. O parça da döndüğünde cünüp olarak geri dönecektir.
Uygun görülmemesinin sebebi budur.
9-
Kadın da Erkek de Ġhtilam Olur mu?
Olur. Rüya görür, meni dıĢarı çıkabilir de çıkmaya bilir de. Eğer çamaĢırda ıslaklık
görülürse gusül abdesti gerekir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 77
Mustafa ÖSELMİŞ
Rüya gören kadın, ekseriyete göre ıslaklık görsün görmesin yıkanması uygundur.
Çünkü kadında meni içerde kalabilir. Bir hadiste : ―Kadın elbisesinde ıslaklık görse gusül
gerekir. Oda erkek gibidir‖ buyrulmuĢtur. (Ġ.Canan, Hadis Ans:10/277)
10- Gusül Abdesti Ġle Namaz Kılınır mı?
Abdestte önemli olan abdest organlarının kuruyer kalmayacak Ģekilde yıkanmasıdır.
Abdest alınmasa bile gusül abdesti alındı ve baĢa da mesih edildiyse abdestli sayılır. Namaz
kılınır, Kur'an okunur, Kâbe tavaf edilir.
Gusül abdesti normal abdest gibidir.
11- Tuvalette Gusül Yapılır mı?
Gusülde esas olan bedende kuruyer kalmayacak Ģekilde bedenin yıkanmasıdır.
BaĢka uygun bir yer yoksa tuvalette de yıkanılabilir. Çünkü bir an önce cünüplükten
kurtulmak gerekir.
Tuvalette yıkanan, ayaklarını iyi durulamalıdır. Çünkü pis su sıçramıĢ olabilir.
12- Âdetli Kadın Sohbet Yapabilir mi?
Adetli kadın, cünüp kadın gibi değildir. O mazeretlidir. Sohbet yapabilir. Ayet meali
söyleyebilir. Hadis meali söyleyebilir.
Âdetli olan Kur'an Kursu öğretmeni, Yardımcısı yoksa, yerini dolduracak biri yoksa,
görevine devam eder. Kelime atlayarak veya ayetler bölünerek görevini yapar, Kur'an
öğrenimi durmaz. Akaid, fıkıh, hadis, siyer dersleri okutabilir.
Âdetli kadın camiye giremez, camide görev yapamaz.
Âdetli kadın, dua eder, zikir yapar, ilâhi okur, mevlid okur, tekbir getirir, salavat
getirir, Euzu besmele çeker, Kur'an okuyamaz. Namaz kılamaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 78
Mustafa ÖSELMİŞ
13- Cünüp Çocuk Emzirilir mi?
Abdestli çocuk emzirmek güzel birĢeydir. Ancak bu ―cünüp çocuk emzirilmez‖ demek
değildir. Emzirilir. Yıkanma imkanı yoksa normal abdest alınabilir, değilse teyemmüm
alınabilir. Ama çocuk emzirilecekse, meme ucu yıkanarak emzirilir.
Cünüp insan kirlidir. Kanı kirlidir, sütü kirlidir, imkan varsa mutlaka yıkanılmalıdır.
14- Cünüp Kadın, Hayızlı Kadın Ev ĠĢi Yapabilir mi?
Gusül abdesti alması gereken kadın, ev iĢi yapabilir, ağzını yıkamak Ģartı ile yiyip
içebilir ve çocuk emzirebilir. Ancak gusül yapma imkanı varsa hemen gusül yapmalı, guslü
tehir etmemelidir.
Atalarımız cünüpken iĢ yapmamaya, üzerlerine güneĢ doğdurmamaya dikkat
etmiĢlerdir. Mimar Sinan‘ın abdestsiz ve besmelesiz taĢ taĢ üstüne koymadığı nakledilir.
Osmanlı Ordusunda hamam olarak kullanılan çadır en önde gider ve hiçbir asker, cünüp,
düĢmanla savaĢmamıĢtır. Tabi bunun çok büyük faydalarının görüldüğünü büyüklerimiz
anlatır.
Besmelesiz abdestsiz iĢin hayrı olmaz. Bereketi de olmaz.
Eğer mazeret yoksa, abdestsiz ve cünüp çocuk emzirmemeye dikkat edilirse iyi olur.
Cünüp olan anne o hali ile emzirme durumunda kalırsa meme uçlarını yıkamalıdır. Ondan
sonra emzirmelidir.
15- Ayhali Ġle Ġlgili Temel Hükümler Nelerdir?
―Ay hali süresi, 3 günden az 10 günden fazla olamaz.‖ Az veya çok olursa özür kanına
girer. Bu üç ve on gün arasında devamlı da gelmeyebilir. Âdet kaç günse o kadar beklenir.
Kan kesilmezse bile gusledilip ibadete devam edilir.
Kanın rengi ne olursa olsun muayyen günler gelen kan âdet kanıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 79
Mustafa ÖSELMİŞ
16- Muayyen Günler Ġbadet Etmediği Ġçin Kadın Sorumlu Olur mu?
Olmaz. Çünkü âdet kanı gelince ibadeti bırakmak da Allah'ın emridir. Allah'ın emrine
uyulur, manevi sorumluluk olmaz. Âdet bitince yıkanıp ibadete dönmek de Allah'ın emridir.
17- Ay Hali Geciktirilebilir mi?
Oruç tutmada, Bayrama bir iki gün kalmıĢ veya keffaret orucunu ard arda tutması
lazım, bir de hacta tavaf edecek, etmezse haç görevi olmayacak, o haliyle tavaf edemez.
Kadın hapla, iğne ile hayız kanını geciktirebilir mi?
Bir kadının hayızlı duruma gelmesi için kan görünmesi lazım, günün gelmiĢ olması
esas değildir.
Ramazan orucunu tamamlamak, yolculuk halinde, hacta yani kadın isterse ay halini
geciktirebilir.
Yalnız, keffaret orucunu, ay hali ile ara vermekte bir sakınca yoktur. Çünkü bunda
zaruret vardır. Ay halinin bitiminden itibaren hemen oruç tutmaya devam etmelidir. Bir günde
olsa ara verirse baĢtan tutması gerekir. 60 + 1 gün bir kadın ay halini geciktiremez,
geciktirmesinde sakınca vardır. Çünkü hayız kanı pistir. Vücuttan atılması lazımdır ki, uzun
süre vücutta tutulursa, vücuda sağlık açısından baĢka etkileri olabilir.
Yemin keffareti 3 gündür. Ard arda tutulması gerekir. Bunu rahatsızlığı olmayan
günlere göre ayarlar.
18- Hayızlı Kadınla ĠliĢkiyi Kesmek Doğru mu?
Enes Bin Malik Ģöyle anlatır:
―Yahudilerde bir kadın âdet gördüğü zaman, onu evden çıkarırlardı. Onunla beraber
yenilip içilmez. Oturulup kalkılmaz, onun yaptığı yenmez. Hatta onun dokunduğu Ģeyin pis
olduğuna inanılırdı.‖
Bu durum peygamberimize hatırlatılınca Bakara Sûresinin 222. ayeti nazil oldu.
Ayette sadece cinsel yönden yaklaĢmak yasaklanıyordu. Hz. peygamber de:
―Âdet gören kadınlarla yiyiniz, içiniz, onlarla beraber bir evde oturup kalkınız, cinsi
münasebette bulunmayınız‖ buyurdu.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 80
Mustafa ÖSELMİŞ
Bilindiği gibi âdet kanı pistir. Cinsi iliĢkide bulunulacak olursa,kadın ve erkekte
hastalığa neden olur. Ayrıca dinen haram iĢlenmiĢ, günaha girilmiĢ olur.
Bir hadiste : ―Her kim eĢi ile ay hali devam ederken cinsi iliĢkide bulur ve bu iliĢki
sonucu kendisi veya doğacak çocuk cüzzam hastası olacak olursa, o kimse kendisinden
baĢkasını suçlamasın‖ (Tıbb-ı Nebevi Ans:1/30-31)
Âdetli kadının temiz olmayan sadece âdet kanıdır. Teri, tükrüğü, âdet kanı gibi
değildir. PiĢirdiği yenir, artığı temizdir. Hz. AiĢe, hayızlı durumda lokmayı ısırıp peygambere
verdiği onun da yediğini anlatır. Aynı kaptan su içtiklerini söyler. (Delilleriyle Ġslâm Ġlh.179,
H. Döndüren)
Cünüp insan müslümansa, necis (pis) değildir.
Peygamberimiz bir gün Ebu Hureyre (r.a.) rastlar. O peygamberi görünce yol
değiĢtirmiĢtir. Peygamber ona sen ne yaptın? Diye soruncu ―Cünüp iken sizinle olmak
istemedim Ey Allah'ın Rasulü‖ cevabını vermiĢtir.
Bunun üzerine peygamberimiz (s.a.) Ģöyle demiĢtir : ―Sübhanellah, Müslüman pis
olmaz‖ (Büyük Hadis Külliyatı:1/130)
19- GüneĢ Enerjisi Ġle Isınan Su Ġle Abdest Gusül Olur mu?
Bazı fetvalarda güneĢle ısıtılan sudan abdest olmak tenzihen mekruh olduğu ifade
edilmiĢtir.
―Mekruhtur‖ diyebilmek için su kabı paslanabilecek ve oksitlenecek durumda olması
lazımdır. Birde o yerde sıcaklık fazla ise, su fazlaca ısınıyorsa o zaman mekruh olur. Çünkü
sıcaklık fazla ve kap paslanır, oksitlenirse, suyun özelliği bozulur. Hatta zararlı hale gelir.
ÇeĢitli cilt hastalıklarına sebep olur.
Kap paslanmaz cinsten ise oksitlenme yoksa sıcaklık da normalse, o sudan abdest
alınması mekruh olmaz. Abdest de alınır, gusülde alınır.
Demir,tunç, bakır cinsi paslanır, oksitlenir. Sıcak olan bölgelerde ise, o suyu
kullanmak mekruh olur.
Hz. AiĢe validemiz peygamberin kullanacağı suyu güneĢte ısıtmıĢtı. Hz. peygamber :
―Öyle yapma çünkü güneĢte ısınan su alaca hastalığına sebep olur‖ demiĢtir.‖
Kap, ağaç, toprak, cam, gümüĢ gibi küf ve pas olmayan kap ise, bu kap da ısınsa da
kullanmakta hiçbir sakınca yoktur. Bizim ülkemizde sıcaklık fazla sayılmaz.
Meselâ gölde, nehirde, havuzda, boruda, ısınmıĢ suyu kullanmakta da hiçbir sakınca
yoktur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 81
Mustafa ÖSELMİŞ
20- Kına, Oje, Ruj, Lens Gusle Manimidir?
Yıkanması gereken organda azıcık da olsa kuruyer kalırsa,abdeste de olmaz, gusülde
olmaz.
Altına su geçirmeyen ne olursa olsun sakız olur, oje olur, ruj olur, boya olur. Hepsi
abdeste ve gusle manidir.
Oje, ruj tabaka oluĢturur, altına su geçirmez.
Gözdeki lens gusle mani değildir. Rahme konula alet de böyledir. Göz yıkanması
gereken yer değildir.
Yıkanacak olan, önce tırnaklarındaki ojeyi, dudaklarındaki ruju temizlemesi gerekir.
Ayrıca rujda domuz yağı da vardır.
Saçın boyanmıĢ olması da gusle mani değildir. Çünkü saç diplerinin yıkanması
yeterlidir.
21- Elbise Ġle Yıkanılır mı?
Açıkta yıkanılmaz. Yıkanırken görünmemek esastır. Açıkta yıkanılıyorsa ve herkesin
yıkandığı hamamda, havuzda, nehirde, gölde yıkanılıyorsa, avret yerlerini örten peĢtamal gibi
bir örtü ile yıkanılır.
Evimizde yıkanırken banyo çok geniĢse, yıkanılan yer çevrilir daraltılır.
Peygamberimiz yıkandığı yeri çevirip daraltmıĢtır. Yıkanırken de hanımına ―arkanı dön‖
demiĢ öyle yıkanmıĢtır. (Ġ. Canan, Hadis Ans:10/295)
Yıkanırken kimse yok denmemelidir. Ġnsandan ayrılmayan melekler vardır. Peygamberimiz :
―Allah haya sahibidir. Hayayı sever. Onun için sizden biri yıkandığında kapalı yerde
yıkansın‖ buyurur. (B. Hadis Külliyatı:1/128) Bir baĢka hadiste : ―Açık yerde gusletmeyin siz
kimseyi görmeseniz de, görülürsünüz‖ demiĢtir. (Ġ.Canan Hadis Ans:16/580)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 82
Mustafa ÖSELMİŞ
V.BÖLÜM
ĠBADET – NAMAZ VE SORULAR
ĠBADET VE DĠNĠN DĠREĞĠ NAMAZ
1.
ĠBADET
Yaratıcı olan Cenab-ı Allah, yarattığı insanı baĢı boĢ kendi haline bırakmamıĢtır.
Ġnsanın mutluluğu ve iki cihan saadeti için yol göstermiĢ, emirler ve yasaklar koymuĢtur.
Ġnsanın mutlu olup olmaması, yüce Allah‘ın talimatına uyup uymamasına bağlıdır.
Sahte gülücükler, geçici zevkler, insanın mutlu olması demek değildir. Böyle aldatıcı
zevklerin verdiği geçici zevklerin ardından gelen yıkım, insanın iç dünyasını, ruh sağlığını
mahvetmiĢtir.
Buna karĢılık islamla tanıĢan insan mutludur. Mutsuz görünsede mutludur. Sahte
mutluluk sergileyenlerden daha mutludur. Nefsine, Ģeytana hatta köpeğe kul olup, gururla
köpek gezdirenlerden daha mutludur.
Son zamanlarda dünyada yükselen değer, dindir. Ġlmin ve ilim adamının buluĢları,
kur‘an-ın ve islamın, ilmin gerçekleri ile örtüĢmesi islâmâ yöneliĢi hızlandırıyor. Ġnançsız
kesim hurafelerle uğraĢırken, gerçek ilim adamları tespitleriyle dünyayı sarsıyor. Ġslamı ön
plana çıkarıyor.
Ġnsan yapısı dine meyyal yaratılmıĢtır. Yüce yaratana kulluk yaparak tatmin olacak
Ģekilde yaratılmıĢtır. Ġnsanın manevi doyumu ve insani olgunluğu ancak yaratanın koyduğu
kurallarla mümkündür. ‗‗dua ve ibadet olmasaydı çıldırırdım‘‘ diyenler bunun delilidir. Dine
iltifat etmeyip ruh hastası olanlar ve çıldıranlar da bunun delilidir.
Ġbadet, Cenab-ı Allah‘a kulluk yapmak, itaat etmek ve buyruklarına boyun eğmek
demektir.
Ġbadet, insanı Allah‘a yaklaĢtıran, yapılmasında sevap olan iĢlerdir. Yani Allah‘ın razı
olduğu Ģeyi yapmaktır.
Ġbadet, yaratıcıya gösterilen saygı ve sevgidir.
Ġbadet, insanın varlık sebebidir. Çünkü yüce yaratan Kur‘an‘da : ‗‗Cinleri ve insanları
ancak bana ibadet etsinler diye yarattım‘‘ buyurmaktadır. (Zariat:56)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 83
Mustafa ÖSELMİŞ
Böylece ibadet, Allah‘ın rızasını kazanmak için yapılan iĢ demektir. Görev demektir.
Birinci derecede ibadet, yüce Allah‘a yapılır.
Önce Allah‘a iman, sonra sevmek, sonra da emirlerini seve seve hiçbir Ģart koĢmadan
yerine getirmek ve yasaklarından da kesin olarak kaçınmakla olur.
Ġkinci derecede kulluk Allah‘ın gönderdiği Peygambere inanmak, gönülden sevmek,
sünnetini yerine getirmeyi gerektirir.
Üçüncü olarak da; Allah‘ın sevdiklerini sevmek, ehl-i sünnet çizgisinde olanların
yolundan gitmektir. ĠĢte Allah‘a kulluk ancak böyle gerçekleĢir.
Ġnsanın hayatının güzel, ölümünün güzel, ahiretinin güzel, amellerinin güzel, kalbinin
ve yüzünün güzel olması Allah'a kulluk derecesine bağlıdır.
Ġbadet ve kulluk, müslümanın bütün hayatını kapsamalıdır. Kul, her zaman rabbini
düĢünür, O‘nu sever, O‘nu anar, Ģükreder, sabreder Allah‘a kul olur.
Müslüman, kıble istikametli bir hayat yaĢarsa, kulluk yapmıĢ olur. Çünkü; kıble yönlü
hayat, Allah‘ın razı olacağı bir hayattır. Dünyada kıbleye dönenin ancak mezarda kıbleye
döndürülmesi fayda verir. Yoksa mezardaki yatıĢ ona hiçbir fayda sağlamaz.
Yüce Allah : ―Yoksa insan baĢı boĢ bırakılacağını mı sanıyor.‖ (Kıyamet: 36) ―yoksa
insanoğlu imtihana tabi tutulmadan sadece iman ettik demekle bırakılıvereceğini mi sanıyor?‖
(Ankebut:2) buyurarak ikaz ediyor.
Ġnsanın Allah katında değeri, yaptığı ibadetlere bağlıdır. Kur‘an‘da: ―Ġbadetiniz
olmasa Rabbiniz size ne diye değer versin?‖ (Furkan:177) buyrulmuĢtur.
Sevgili Peygamberimiz, kendisine ―Allah‘ın kulu‖ denmesinden çok hoĢlanırdı.
―Abdullah‖ ismini de çok severdi. O‘nun için Allah‘a kulluk çok önemliydi. Çünkü insan
Allah‘a kul olmazsa, nefsine kul olur. Nefsine kul olan, Ģeytana kul olur. O‘na göre Allah‘a
kulluk yapanla yapmayanın durumu diri ile ölü gibiydi.
Kur‘an‘da : ―Allah‘a kulluk edin, Ģeytana kulluk etmeyin‖ buyruluyor. (Nahl:36) Bir
kul ne kadar Allah‘a yakın olursa, o kadar Ģeytandan uzak kalır. Onun tuzaklarına düĢmez. Ne
kadar Ģeytana yakın olursa da o kadar Allah‘tan uzaklaĢır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 84
Mustafa ÖSELMİŞ
Kul Allah’a niçin ibadet etmelidir ?
Kulu yaratan, yaĢatan Allah‘tır. Kulun Allah‘a minnet borcu vardır. Kul, kendisine
verdiği nimetlere karĢılık Ģükretmekle mükelleftir.
Kul, ibadet etmekle yükümlüdür. Çünkü ibadeti Allah emretmiĢtir. O‘nun emrini
yerine getirecektir.
Kulun Allah‘ın rızasını kazanmaya ihtiyacı vardır. Allah‘ın rızasını kazanmadan,
sevgisini kazanmadan dünyada ve ahirette mutlu olamaz. Allah‘a yapılan ibadetler, insanı
Allah‘a yaklaĢtırır ve O‘nun rızasını kazandırır.
Kul, günahlarının, hatalarının bağıĢlanması için ibadet eder. Ancak ibadetle arınır.
Ġbadetler, kula hayat verici davetlerdir. Ġbadetler, kulu kötülüklerden uzaklaĢtırır. Nasıl imanla
küfür bir arada bulunamazsa, ibadetlerle kötülükler bir arada olmaz. Eğer bir ibadet insanı
kötülüklerden uzaklaĢtıramıyor, arındıramıyorsa o ibadette bir eksiklik vardır. O ibadet, ibadet
değildir.
Göz ardı edilemeyecek bir husus da insan vücudunun ibadet etmeye ihtiyacı vardır.
Ġnsan vücudunun ve insan ruhunun sağlık açısından ibadete ihtiyacı vardır. Bunun için de
ibadet edilmelidir.
En önemlisi asıl olan ahiret hayatıdır. Ahirette saadet ve huzurun sağlanabilmesi,
ancak ibadet etmekle mümkündür. ġeytanın ve bazı insanların dıĢında herĢey Allah‘a itaat ve
ibadet ediyor.
Kulun aczini bilmesi, yüce yaratana kullukla gerçekleĢir. Ezanın davetine uymak,
Allah‘ın huzuruna çıkmak, divan durmak, rükuya varmak, secdeye varmak, kulluğu ne güzel
hatırlatır. Aksine bu insanı küçültmez. Yüceltir, Allah yanında derecesini yükseltir.
Ġbadet, herĢeyin baĢıdır, ruhi olgunluğa eriĢmenin adıdır. Ona buna kul olmaktan
insanı kurtarır, insanı taĢtan, leĢten medet bekletmez.
Ġbadet, bir bakıma Müslüman olmanın Ģartıdır. Ġslam‘ın Ģartlarının her biri Müslüman
olmanın Ģartıdır. ġartlar yerine getirilirse insan, Müslüman olma noktasına gelir.
Ġbadetler insan ruhunu geliĢtirir ve olgunlaĢtırır. Ġnsanı da faydalı yapıcı hale getirir,
kötü alıĢkanlıklardan kurtarır, manevi hastalıkları iyileĢtirir. Ġbadetlerdeki hikmetlerden biri
de iĢte budur.
Yapılan bir araĢtırmaya göre ibadet edenlerle ibadet etmeyenler arasında büyük farklar
olduğu ortaya çıkmıĢtır. Mesela;
YÜCE YARATAN’A KULLUK 85
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġbadet edenin daha düzenli bir aile hayatı, toplum hayatı olduğu,
a.
Sigara, alkol, uyuĢturucu, fuhuĢ, kumar gibi kötü alıĢkanlıklardan uzak yaĢadığı,
b.
ĠĢinde, mesleğinde daha düzenli ve baĢarılı olduğu,
c.
Daha sağlıklı olduğu,
d.
Daha karakterli ve kiĢilik sahibi olduğu,
e.
Moralinin daha yüksek olduğu,
f.
g.
Daha saygılı olduğu,
Geleceğe daha güvenle baktığı tespit edilmiĢtir.
Müslüman Cenab-ı Allah‘a kulluk görevini yaparken çok dikkatli olmalıdır. BaĢta
Ģirke düĢmeden ibadet etmelidir. Kime, niçin, neden ibadet ettiğini bilmelidir. Kul, ibadet
ederken Ģuurlu ibadet etmelidir. Sırf Allah rızası için ibadet etmelidir. Yoksa ibadet etmenin
bir faydasını göremez, yerinde durur. Yapar eder, ama zevk almaz. Peygamber (AS) Ģöyle
buyurur:
―Yüce Allah, kendi rızası dıĢında yapılan ameli kabul etmez‖.(Nisa; Cihad:24)
Ġbadetin bir özelliği de devamlı olmalıdır. Az da olsa devamlı olan ibadetin Allah
yanında daha sevimli olduğu bildirilmiĢtir.
Kul ibadet ederken vesvesesiz ibadet etmeye de dikkat etmelidir.
Ayrıca zahmetli olan ibadetin sevabının da çok olduğu bilinerek, mazeretsiz, zahmetle
ibadet edilmeye çalıĢılmalıdır. Yani ibadet hiçbir Ģekilde terk edilmemelidir. Zorluk içinde
yapılan ibadetin sevabı çok olur.
Kul, ibadetin sevabını bol almak istiyorsa, ibadet ederken Allah görüyor, Allah biliyor,
Allah soracak düĢüncesiyle ibadet etmelidir. Kendini huzurda bilmelidir.
Ġbadet öncesi yaĢantı ile ibadet sonrası yaĢantı da çok önemlidir. Mesela; yediğine
içtiğine dikkat etmeyenin günahlardan uzaklaĢmayanın duası, ibadeti Allah‘a yükselmez.
Ġbadet, sağlıklı olayım, dünya menfaati elde edeyim hatta cennete gireyim
düĢüncesiyle yapılmaz. Ġbadeti Allah emretti, benim kulluk borcum diye yapılır. Kul, ibadet
etmekle mükelleftir.
Ġbadet yaptırmamaya çalıĢan, ibadetten caydırmaya çalıĢan veya ibadetin sevabını
azaltmaya çalıĢan, ibadetlerde Ģüphe verip duran Ģeytana dikkat etmek gerekir. ġeytanın
YÜCE YARATAN’A KULLUK 86
Mustafa ÖSELMİŞ
telkinine ve vesvesesine kulak asmadan ibadet etmek lazımdır. Çünkü Ģeytan en çok
ibadetlerde vesvese verir.
2.
DĠNĠN DĠREĞĠ NAMAZ
Namaz, Ġslam‘ın Ģartlarından, dinin direği ve temelidir. Namaz, miraçta 50 vakit
sevaba denk 5 vakit olarak emredildi. Kur‘an‘da:
- ‗‗Kur‘an‘ı oku, namazı dosdoğru kıl. ġüphesiz namaz insanı fuhuĢ ve kötülüklerden
alıkoyar‘‘ (Ankebut:45)
-
―Namazlarında huĢu içinde olanlar muhakkak ki kurtuluĢa ermiĢlerdir‘‘ (Mü‘minun:1 -2)
―Namazla Allah‘tan yardım isteyin. ġüphesiz namaz, Alah‘a boyun eğenlerden
baĢkasına ağır gelir‘‘ (Bakara:45)
-
―Namaza devam edin.Allah‘a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın‘‘ (Bakara:238)
-
―Namazı dosdoğru kılın‘‘(Nisa:103)
‗‗Ailene namazı emret. Kendin de ona devam et ‘‘ (Taha:132) buyrularak namaz
emredilmiĢtir. Daha birçok ayette namaz emredilmiĢtir.
Peygamber (AS) da namaz kılmıĢ ve namaz kılmayı tavsiye etmiĢtir: ‗‗ BeĢ vakit
namaz sebebiyle Allah hataları affeder‘‘ buyurmuĢtur. (Ramuz el Ehadis:219/4)
-
Ġslam beĢ temel üzerine kurulmuĢtur:
1- Allah‘tan baĢka ilah olmadığına ve Muhammed‘in Allah‘ın elçisi ve Resulü olduğuna
Ģehadet etmek,
2-
Namaz kılmak,
3-
Zekat vermek
4-
Hac etmek
5Ramazan da orucunu tutmak, (Buhari, Ġman:1) Bunlar Ġslamın olmazsa olmaz
Ģartlarıdır.
Bir gazaya gidecek sahabe,Peygamber (AS) den tavsiye istedi. Peygamber (AS) :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 87
Mustafa ÖSELMİŞ
-
―Sen az secde edilen yere gidiyorsun, secdeleri ve namazları çoğalt‘‘ buyurmuĢtur.
Namaz Allah‘ın huzuruna çıkmaktır. Allah‘ın huzurunda divan durmaktır. Allah
huzurunda rüku ve secde yapmaktır.
Namaza, Allah‘tan af dileyerek ‗‗ Allah en büyüktür‘‘ diyerek baĢlarız. Fatiha
suresini okuruz. ‗‗ Rabbim yalnız sana ibadet eder, ancak senden yardım bekleriz‘‘ diyerek
rükuya varırız, secde yaparız. Gururu, kibiri ayaklar altına alırız. Benliği yok ederiz. Böylece
nefis engelini aĢarız.
Açıkça ifade etmek gerekirse, çoğumuzun din ve ibadet bilgisi, dedemizden,
ninemizden duyduğumuz bilgilerdir. Halbuki, herkesin üzerine dinini öğrenmesi farzdır.
Kimse ‗‗inandım‘‘ demekle bırakılıvermeyecek, amel istenecek, imanını amelle
ispatlayıp koruyacak. Bilecek ki, Ģeytan secde etmediği için imandan oldu, lanetlenip
kovuldu.
Her Müslüman, kıyamet günü ilk önce namazdan hesaba çekilecek. Namaz yoksa
diğer iĢlerin hesabına geçilmeyecek.
Kur‘ana baktığımız zaman görürüz ki, Allah‘ın vaadi, namaz kılanlaradır. Namaz
kılmayanlara Allah‘ın ve Resul‘ün vaadi yoktur.
Namazı hafife almamalıyız. Zaman zaman ―bilmediği beĢ vakit namaz: onu da yatıp
kalkıyor‖ sözünü duymuĢuzdur. Namaz yatıp kalkmakla olmaz.
Dini, ibadetleri bilmek, öğrenmek çok önemlidir. Ġman ve ibadet taklidi olmaz. Bilgi,
ibadetten önce gelir.
Bilhassa son zamanlarda en büyük hatamız, herĢeyi bildiğimizi zannetmemizdir. Bu
halimiz, yanlıĢın düzelmesini, eksikliğin tamamlanmasını ve öğrenmeyi engelliyor.
Bir baĢka yanlıĢımız da herkesin bir Ģeyler söylemesi ve herkesin dinde fikir yürütüp
fetva vermesidir.
Hatanın büyüğü de, herkesin dinlenmesi ve dinin kaynağından, ehlinden
öğrenilmemesidir.
Müslüman, öğrenmenin de ibadet olduğunu bilmelidir. Gururu ve ― ne derler‖ i bir
tarafa bırakarak, bilerek doğru bir Ģekilde ibadet etmeyi öğrenmelidir. Çünkü eksik ve yanlıĢ
ibadetin sevabı olmaz. Ġbadet borcu da düĢmez. YanlıĢ,Ģuursuz kılınan namazların, alıĢkanlık
olarak kılınan namazın geri çevrileceği bildirilmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 88
Mustafa ÖSELMİŞ
3.
NAMAZIN ÖNEMĠ
Namaz, Yüce Allah‘a karĢı güçsüzlüğün, acizliğin ve kulluğun en güzel ifadesidir.
Namaz, dua etmek, hayır duada bulunmak demektir.
Namaz her Müslüman‘a farz olan en önemli ibadettir. Cenab-ı Allah‘ın kullarından
istediği bir ibadettir.
Namaz, en güzel Ģekilde Allah‘a yaklaĢtıran ve kulu yücelten bir ibadettir.
Peygamber (s.a.) : ―Çocuklarınıza yedi yaĢında namaz kılmalarını öğretin ve emredin.
Eğer on yaĢına gelince namaz kılmazlarsa, dövün. Ve yataklarını artık ayırın‖ buyurur. ( Ebu
Davut, Salat: 26) Ne derler: ―Çocuktu kıyamadım, büyüdü baĢ edemedim. Her Ģey
zamanında‖
Kur‘an‘da da: ―Ailene namazı emret, kendinde sabırla devam et‖ (Taha: 132)
buyrularak, küçük büyük namazın herkes tarafından kılınması gerektiği belirtilmiĢtir.
Peygamber (s.a.) namazın önemini Ģöyle ifade etmiĢtir:
- Namaz dinin direğidir. Kim onu ayakta tutarsa, dinini ayakta tutmuĢ olur. Kim onu terk
ederse, dinini yıkmıĢ olur.‖
Namazla Allah günahları affeder. Namaz mü‘minin nurudur.‖ (Ramuz el Hadis:
202/17, 219/4)
-
Kulun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği Ģey namazdır.‖ (Age: 158/6)
-
Amellerin en hayırlısı namazdır.‖ (B. Hadis Külliyetı: 1/923)
-
Kıyamet günü kulun ilk bakılacak ameli namazdır.
- Eğer kabul edilirse, geri kalan amallerine bakılır. -Eğer namazı kabul edilmezse, diğer
amellerin hiç birine bakılmaz.‖ (Ġ.Canan Hadis Ans.: 14/5067)
Namaz her türlü Ģükrü bir araya toplayan ibadettir. Kıyamet günü Peygamber (AS)
mü‘minleri abdest ve namaz nurlarından tanıyacaktır.
Yunus Emre:
Müslüman‘ın diyen kiĢi Ģartı nedir bilse gerek,
Allah buyruğunu tutup, beĢ vakit namaz kılsa gerek‖ der.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 89
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamber (AS)‘ın bildirdiğine göre: beĢ vakit namazı kılana Allah beĢ haslet ikram
eder:
1-
Ondan geçim sıkıntısını kaldırır.
2-
Ondan kabir azabını kaldırır.
3-
Kıyamet günü amel defterini sağından verir.
4-
Sıratı kolay geçmesini sağlar.
5-
Hesabı kolay olur ve cennete koyar.
Namaz kılmayanı da Allah cezalandırır:
1- Dünyadaki cezası Ģunlardır:
- Ömrünün bereketi olmaz.
- Yüzünde salihler siması olmaz.
- Amellerinin sevabı ona verilmez.
- Duası kabul olmaz.
2- Ölüm anındaki cezası Ģöyle olur:
- Aç ölür.
- Susuz olarak ölür.
- PeriĢan olarak ölür.
- Kötü ölümle ölür.
3- Kabirdeki cezası da Ģunlar olur:
- Kabir onu sıkar, kaburga kemikleri birbirine geçer.
- Kabrinde devamlı ateĢ olur.
- Kabrinde ona korkunç ejderha musallat olur.
4- Kabrinden kalkarken ki cezası da Ģöyledir:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 90
Mustafa ÖSELMİŞ
- Hesabı çetin olur.
- Allah‘ın gazabına uğrar.
- Cehennem ehlinden olur.
5- Namazı hafife alıp kılmayanın kıyamet günü alnında üç satır yazılı olduğu halde gelir.
- Ey Allah‘ın hakkını zayi eden,
- Allah‘ın gazabına uğrayan,
- Allah‘ın rahmetinden mahrum olan,
Bir gün Hz. Osman‘ın hizmetini gören Hars (ra.) Hz. Osman‘dan su ister abdest alır ve
Ģöyle der: ―Bir kimse beĢ vakit namazı kılarsa, Allah‘ın namazlar arasındaki günahını
bağıĢlayacağını Allah Resulünden iĢittim.‖
Namaz günahları affettirir. Ebu Hüreyre (ra.) Ģöyle anlatıyor: Allah resulü Ģöyle
buyurdu: ―Sizden birinizin kapısının önden bir nehir aksa ve nehirde her gün beĢ defa yıkansa,
acaba üzerindeki kirden bir Ģey kalır mı? Oradakiler ―Kalmaz‖ dediler. Peygamber (AS): ―ĠĢte
beĢ vakit namaz da hataları, günahları siler süpürür‖ buyurdu. (Müslim Mesacit: 282)
Enes (ra.) Ģöyle bir olay anlatır:
Biri Peygamber (s.a.) ‘a dedi ki:
-
Ben had suçu iĢledim, cezamı ver.
Peygamber (s.a.) ona bir Ģey sormadı o anda ezan okundu. Beraber namaz kıldık.
Namazdan sonra o adam yine geldi, aynı Ģekilde sözlerini tekrar etti. Peygamber ona sordu:
-
Sen bizimle beraber namaz kıldın mı? Adam:
-
―Evet, Ya Resulallah‖ dedi. Bunun üzerine:
-
―Öyleyse git, Allah seni affetti‖ buyurdu. (Müslim, Tevbe:44)
Nakledildiğine göre bir genç Peygamber (s.a.) ile birlikte namaz kılar, aynı zamanda
bazı kötülükleri de yapardı. Durum Peygambere anlatılınca buyurdu ki:
-
―Onun namazı onu kötülüklerden vazgeçirecektir‖
Kısa zamanda o genç tevbe etti, iyi hal sahibi oldu.
Kur‘an‘da: ― Namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar‖ buyrulmuĢtur.
(Ankebut:45)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 91
Mustafa ÖSELMİŞ
BeĢ vakit abdest alıp namaz kılan, hiçbir kötülüğe fırsat bulamayacaktır...
Bir hadislerinde Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
-―Kim namazı vaktinde ve tam olarak kılarsa, Allah ona dokuz ikramda bulunur:
1-
O kimseyi katında sevgili kılar.
2-
Ona sıhhat ve sağlık verir.
3-
Melekler onu korur.
4-
Evine bereket verir.
5-
Yüzünü nurlandırır.
6-
Kalbine yumuĢaklık verir.
7-
Sırattan kolay geçer.
8-
Cehennem azabından kurtarır.
9- Cennette korkusu ve üzüntüsü olmayanlara komĢu eder.‖ (Z. Kandehlevi, Müslüman
ġahsiyeti sayfa:269)
Namaz kılanlarla ilgili güzel müjdeler vardır.
Kur‘an‘da : ―secde et Allah‘a yaklaĢ‖ (Alak:19) buyrularak Allah‘a en kolay
yaklaĢmanın yolu gösterilmiĢtir. Ġnsan Allah‘a en çok rüku ve bilhassa secde anında yakın
olur.
Peygamberimizin verdiği müjdeye göre;
-
Sabah namazını kılanın ölümü kolay olur.
-
Öğle namazını kılanın mizanı ağır olur.
-
Ġkindi namazını kılan sıratı kolay geçer.
-
AkĢam namazını kılanın kabri geniĢ olur.
-
Yatsı namazını kılanın suali kolay olur.
-
Namazda gevĢeklik gösteren, ölürken Kelime-i ġehadeti zor getirir. ġöyle denmiĢtir:
-
Sabah namazını terk edene melek: ― Ey facir = büyük günah iĢleyen‖ der.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 92
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Öğle namazını terk edene: ―Ey HaĢır = hüsrana uğrayan‖ der.
-
Ġkindi namazını terk edene: ―Ey asi‖ der.
-
AkĢam namazını terk edene: ― Ey nankör‖ der.
-
Yatsı namazını terk edene: ―Ey kaybeden‖ der.
- Namaz nuru, abdest nuru olmadan peygamber Ģefaati yoktur. Çünkü onu peygamber
tanıyamaz.
Mü‘min Allah‘a kullukla mutlu olur.
Allah‘a itaat edene herĢey itaat eder. Etmeyene organları, evlatları bile isyan eder.
Herhangi bir mazeretle Allah‘a itaat etmeyene, namaz kılmayana uydurduğu
bahaneler Ģeytanın telkinidir. ġeytan Ģöyle kandırır:
-
―Kıla kıla biter mi? Der. Senin iĢin çok, vaktin yok‖ der.
-
―Daha gençsin, sonra kılarsın‖ der.
-
―Senin kalbin temiz, senin namaza ihtiyacın yok‖ der.
-
―Allah‘ın namaza ihtiyacı mı var ki, kılacaksın‖ der.
-
Namaz kılanlardan kötü örnekler gösterir.
ĠĢte bu telkinlerde bulunan Ģeytan ― secde et‖ emrine uymadığı için cennetten
kovulmuĢ, lanetlenmiĢtir. Bununla da bize namaz kılmayanın cennette yerinin olmadığı
bildirilmiĢtir.
4.
NAMAZI TERK
Namaz kılmanın sevabı ne kadar büyükse, terketmenin cezası ondan daha büyüktür.
Namazı terk, Cenab-ı Allah‘a isyandır.
Peygamber Efendimiz: ―Altı Ģey gelmeden önce ibadet ve hayırlı iĢlere koĢunuz‖
buyuruyor ve sıralıyor: ―
1-
Kendini unutturacak fakirlik,
2-
Azdıracak zenginlik,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 93
Mustafa ÖSELMİŞ
3-
PeriĢan eden hastalık,
4-
Ne söylediğini farkettirmeyecek ihtiyarlık,
5-
Ansızın gelecek ölüm,
6- Kıyametteki piĢmanlık ve acı.‖ Evet bunlardan önce insan tedbirini alacak ve
kurtulmanın çaresine bakacaktır.
Namaz kılınmayan ev kabir gibidir. Ġçindekiler de ölü gibidir. O evde darlık olur,
sıkıntı olur, huzursuzluklar, geçimsizlikler olur.
Namazı terk eden, namazdan yüz çeviren için Allah: ―Onun sıkıntılı bir hayatı olur.
Onu kıyamet günü kör olarak yaratırız‖ buyuruyor. (Taha: 124) Bu, Allah‘ın buyruğuna
kulak asmama ve namaz kılmama cezasıdır. Birkaç ayette de Ģöyle buyrulur:
-
―Cennettekiler cehennemdekilere: sizi buraya sürükleyen nedir?‖ diye sorarlar. Onlar:
-
―Biz namaz kılanlardan değildik‖ diye cevap verirler. (Müddessir: 40-43)
- ―Ġbrahim peygamberin soyundan gelenler iyi kimselerdi. Allah‘ın ayetleri okunduğu
zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. Onların peĢinden öyle bir nesil geldi ki, bunlar namazı
bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının cezasını
çekeceklerdir.‖ (Meryem: 58-59)
- ―Dininizi alay konusu edinenleri ve kafirleri dost edinmeyin. Allah‘tan korkun. Eğer
mü‘minler iseniz. Namaza çağırıldığınız zaman alaya alırlar, eğlenirler. Bu onların
düĢünmeyen bir topluluk oluĢundandır.‖ (Maide: 57-58)
―Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allahı anmaktan ve namazdan
alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, iĢte onlar ziyana uğrayanlardır.‖ (Münafıkun:9)
-
―Namaz, Allah‘a boyun eğenlerden baĢkasına ağır gelir.‖ (Bakara: 45)
Namazı kasti terk, namazla alay etmek, namaza, namaz kılana karĢı olmak, insanı
küfre götürür. Mezhebimize göre namaz kılmayan, inkar etmedikçe küfre girmez. Gü nahkar
sayılır. Namazı kılmayanın tevbe istiğfar etmesi gerekir.
Bir Ġslam alimine sormuĢlar:
Namaz kılmayan kafir olur mu?
Olmaz, olmaz, ama kafir de namaz kılmaz demiĢ. Bir insanın görünüĢüyle, yaĢayıĢıyla
kime benzediği çok önemlidir. Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
-
―KiĢi ile Ģirk arasında namazın terki vardır.‖ (R.S.1082) (B.H. Külliyatı: 1/983)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 94
Mustafa ÖSELMİŞ
- ―Kim namazı kasten terk ederse, Allah‘ın ve peygamberin zimmetinden çıkmıĢ olur.‖
(Ramuz el Hadis: 467/5)
Namazı unutan veya tembellik eden kimse, namazı kaza eder. Peygamberimiz der ki:
- ―Kim uyuyarak veya unutarak namazını kılmamıĢ olursa, hatırladığında hemen kılsın.‖
(Ebu Davut, Salat: 11) Namazı vaktinde kılamayanın tevbe istiğfar etmesi lazımdır.
Dünya iĢleri, iĢin çokluğu, ihmal, insanı kulluk görevinden alıkoymamalıdır. Çünkü
diğer her ibadetin keffareti vardır da namazın keffareti yoktur.
Bir evin lise mezunu, 19 yaĢındaki genci kıblenin nerede olduğunu bilememesi beni
çok üzmüĢtü.
Bir Müslümanın namaz alıĢkanlığı olmalı, cebinde sigara çakmak yerine, takke tesbih,
duman yerine imanı olmalı. Evinin bir odası namaz odası, iĢyerinde bir köĢe namaz yeri
olmalıdır.
Bir hanımefendinin:
- ―Evlendim, yıllarca mutsuz yaĢadım. Namazı kılmamanın cezasını çekiyordum. Namaza
baĢladık. ġimdi çok mutluyuz, çok huzurluyuz. Bu namazın bereketi. Eskiden kavga eder,
küsüĢür dururduk‖ demesi ne kadar manidardır.
Namaz terk edilmemelidir.
Ġmran ibn-i Husayn rahatsızdı. Nasıl yapacağını Peygamberden sordu. Peygamber ona
Ģöyle dedi:
- ―Namazını ayakta kıl. Buna gücün yetmezse oturarak kıl, buna da gücün yetmezse yan
yatarak kıl.‖ (Buhari, Taksir:19) Evet namaz terk edilmeyecektir. Her halde kılınacaktır. Bu,
namazı Allah‘ın mutlaka istediğini gösterir.
Ebu Derda (ra.) Ģöyle demiĢtir:
- ―Peygamber (s.a.) bana Ģöyle dedi:― paramparça edilsen de, ateĢte yansan da namazı terk
etme. Bile bile namazı terk eden Allah‘ın himayesinden uzak kalır.‖ (Ġbni Mace, Fiten: 23)
Yeni müslüman olan sakif kabilesinden bir grup geldi. Allah Resulüne dediler ki: ―
ġart olarak bizden öĢür almayın. Bizi cihada çağırmayın. Namaz bize farz olmasın, namaz
kılmayalım.‖
Peygamber onlara :
-
―Namaz olmayınca dinim olur mu‖ cevabını verir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 95
Mustafa ÖSELMİŞ
(Ebu Davut, Harac: 25)
Bu konuda Peygamber (s.a.) Ģöyle buyurur:
- ―Her namaz vakti bir melek nida eder: Gelin kendi aleyhinize yaktığınız ateĢi kalkın
namazla söndürün‖ der. (B. Hadis külliyatı: 1/933)
- ―Kim üç cumayı önemsemeyerek terk ederse, Allah onun kalbini mühürler.‖ (Tirmizi,
Cuma: 7)
ġeytan namazı terk ettirmek için ne lazımsa yapar. Bazılarını da namaza kaldırdığı
olmuĢtur. Tabi onun da sebebi vardır. Bir gün Muaviye (ra.) ı Ģeytan namaza kaldırır.
Muaviye ĢaĢkınlıkla sorar:
-
―Beni niye namaza kaldırdın?‖ Ģeytan Ģu cevabı verir:
Geçen gün senin gibi biri sabah namazını kaçırdı. Kalkınca öyle bir of etti ki, onun
üzüntüsüne karĢılık Allah onu affediverdi. Seninki de öyle olmasın diye kaldırdım. ġeytan,
herkesi kaldırmaz. Bizim sırtımızı sıvazlar ― yat, yat‖ der, ağırlık verir, ninni söyler böyle
uyutur. Gaflete düĢmemek gerekir, tembellik ve ihmalkarlık göstermemek gerekir.
Namaza izin verilmiyor gerekçesi ile de namaz asla terk edilmez. Ġzin verilmiyorsa
önce münasip bir Ģekilde anlatılır. Değilse baĢka bir rızık kapısı aranır, buluncaya kadar
ihtiyaç varsa kerhen çalıĢılır. Eve dönüĢünde kılmadığı namazları kaza eder. Bu durumda
namaz kaza edilirse günah olmaz. Eğer memur ise nakil düĢünür.
ÇalıĢan, o iĢe muhtaç ise baĢka geliri ve imkanı yoksa, vebal zalime aittir. Cuma
kılmayan da o günün öğle namazını kılar.
Samimi olarak bir insan mazeret beyan etmeyi bırakır da çare ararsa, mutlaka bir çıkıĢ
yolu bulacaktır. Allah ona mutlaka bir kolaylık sağlayacaktır.
Eğer bir insan kılmamak için yol ararsa, Ģeytan ona büyük çapta yardım edecektir.
Çünkü bu durum Ģeytanın çok hoĢuna gider.
Allah kimseyi nefsinin ve Ģeytanın eline bırakmasın. Çünkü rehberi Ģeytan olan
kendini Ģüpheden, günahtan ve haramdan kurtaramaz. Sonunda da Allah‘ın gazabına uğrar.
PiĢman olur, geri dönmek, telafi etmek talebinde bulunur, ama fırsat ona verilmez.
Hayat, nimetler herĢey imtihandır. Bütün mesele imtihanı kaybetmemektir. Sonra
piĢmanlık fayda vermez.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 96
Mustafa ÖSELMİŞ
NAMAZ ÇEġĠTLERĠ
5.
Namazlar dört madde halinde özetlenebilir:
1- Farz Namazlar: Farz namazlar da ikiye ayrılır:
a-Farz-ı Ayın: Mükellef olan her müslümana farz olan namazlardır. Bunlar: beĢ vakit
namazın farzları ve Cuma namazının farzıdır.
b- Farz-ı Kifaye: Bazı mükelleflerin kılması ile diğerlerinden düĢen cenaze namazı
gibi.
2- Vacip Namazlar: Vitir namazı, Kurban Bayramı namazı ve Ramazan Bayramı namazı,
Tilavet Secdesi, Sehiv Secdesi, bozulan nafile namazın iadesi, adak namazı gibi insanın
kendine vacip kıldığı namazlardır.
3- Sünnet Namazlar: BeĢ vakit namazların evvelinde ve sonunda peygamberimizin
kıldığı ve kılın dediği namazlardır. Müekket, gayr-i müekket, diye ikiye ayrılır. Yatsının ilk
sünneti ile ikindinin sünneti gayr-i müekket sünnettir. Diğer sünnetler müekkettir. Bir de
teravih namazı müekkettir.
4- Nafile Namazlar: DeğiĢik zamanlarda, çeĢitli vesilelerle, sevap kazanmak ve Allah‘a
yaklaĢmak maksadıyla kılınan namazlardır. Teheccüt namazı, KuĢluk namazı, Evvabin
namazı, mescid namazı, Abdest namazı, hacet namazı, Ġstihare namazıtesbih namazı, tevbe
namazı gibi.
Bu namazları biraz açıklayalım:
6.
BEġ VAKĠT NAMAZ
Farz, vacip, sünnet namazlar için vakit Ģarttır. Kur‘an‘da namazların vakit vakit
emredildiği bildirilmiĢtir.
Vaktinde kılınamayan namaz kaza olarak eda edilir.bir namaz, özürsüz olarak
vaktinde kılınmayacak olursa, günah iĢlenmiĢ olur ve tevbe istiğfar gerekir.
Farz, vacip ve sünnet olan namazlar Ģu vakitlerde kılınır.
1- Sabah
2- Öğle
3- Ġkindi
4- AkĢam
5- Yatsı
A.
SABAH NAMAZI
Sabah namazının vakti: Ġkinci fecrin doğmasından güneĢin doğmasına kadar olan
zaman içinde kılınır.
Sabah namazı dört rekattır. 2 farz, 2 sünnet. Sünnet önce kılınır, farzı sonra kılınır.
Sabah namazı vaktinde uyanamayıp, kılınamayan sabah namazı, öğle namazına 1
saat kalaya kadar hem sünneti hem farzı kılınır.
ġöyle niyet edilir: ―Ya Rabbi bugün vaktinde kılamadığım sabah namazının sünnetine
(veya farzına) niyet ettim‖ denir. Çünkü sabah namazının sünneti, farza yakın bir sünnettir.
Sabah namazı vaktinde baĢka namaz yoktur. Peygamber (s.a.) birini ayrı namaz
kılarken görünce ona:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 97
Mustafa ÖSELMİŞ
- ―Sen bir namaz daha mı kılıyorsun?‖ demiĢ, o da:
―Hayır ben sabah namazı kılıyorum‖ demiĢtir. Bunun üzerine Peygamber (s.a.)
―Öğleyse sakınca yok‖ demiĢtir. (Ġ.Canan Hadis Ans.:8/429)
Sabah namazı vaktinde nafile de kılınmaz, baĢka bir namaz da kaza edilmez.
Sabah namazını bile bile kuĢluğa bırakmak da olmaz. Bu mazeret olmaz.
Kur‘an‘da: ―Sabah vakti namaz kıl, zira sabah namazına melekler Ģahit olur‖
(Bakara:44) buyurularak sabah namazının önemine iĢaret edilmiĢtir.
Sabah namazından sonra Kur‘an okumak, zikretmek, dua etmek sevabı bol olan
iĢlerdir.
Peygamber (s.a.) sabah ve akĢam namazlarından sonra 7 defa ―Allahümme ecirna
minennar‖ deyiniz buyurmuĢtur.
Ayrıca 11 Ġhlas okunması tavsiye edilmiĢtir.
Namazlardan sonra tesbih duası yapılırsa, ardından da Kur‘an‘dan bir bölüm okunursa
sevaptır.
B.
ÖĞLE NAMAZI
Öğle namazının vakti: GüneĢ tam tepe noktasını geçmesinden, gölgenin iki misli
olmasına kadarki vakit içinde kılınır.
Öğle namazı 10 rekattır. 4 ilk sünnet, 4 farz, 2 son sünnet sırasına göre kılınır.
Sünnet-i müekket olan öğle namazının son sünneti ile nafile namaz birlikte kılınmaz. 2
rekat sünnetten sonra selam verilir, nafile kılmak isteyen iki rekat daha kılar.
Ġbadetlerin kalıbının, Ģeklinin değiĢmemesi çok önemlidir.
Farklı görüĢlere göre ibadet edilmez. Hz. Peygamber (AS): ― Benim nasıl namaz
kıldığımı gördüyseniz öyle namaz kılınız.‖ BuyurmuĢtur.
Eğer Cuma üzerini farz olan, mazereti nedeniyle Cuma kılamadıysa, cumadan
çıkıldıktan sonra öğle namazı kılar.
C.
ĠKĠNDĠ NAMAZI
Ġkindi namazının vakti; öğle namazının çıktığı andan güneĢin batmasına 45 dakika
kalıncaya kadar kılınır.
GüneĢin sararma vaktine kadar geciktirilmez. Geciktirilirse, buna Peygamber (s.a.)
:―Münafık namazı‖ demiĢtir.
Ġkindi namazı 8 rekattır. 4 sünnet, 4 farzdır. Ġkindi namazının sünneti, sünnet-i gayri
müekket olduğundan farzından sonra kılınmaz.
Ġkindi namazı için kur‘an‘da: ― Orta namaza devam edin‖ (Bakara:238) buyrularak
dikkat çekilmiĢtir.
Peygamber (s.a.)‘da: ―Ġkindi namazının sünneti dünya ve dünyadakilerden hayırlıdır‖
buyurmuĢtur.
Mecburiyet yoksa, ikindi ile akĢam arası namaz kılınmaz. Devamlı kaza kılınıyorsa bu
vakitte de kılınır. Ancak nafile namaz kılınmaz.
Öğle ile ikindiyi cem ancak hanefilere göre hacda caizdir. ġafilere göre zorunlu
mazeret halinde caizdir.
Ġkindi namazının sünnetini terke alıĢmamak gerekir. Gayr-i müekket sünnetlerin terk
edilmesi, sünnetsizler ve sünneti sevmeyenlerin iĢidir.
Namazı ilk vaktinde sünneti ile beraber kılmak çok sevaplıdır ve Peygamberin
sünnettir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 98
Mustafa ÖSELMİŞ
D.
AKġAM NAMAZI
AkĢam namazının vakti, güneĢin tam olarak batması ile baĢlar ve Ģafağın kaybolması
ile biter. AkĢam namazının vakti kısadır. Namazı geciktirmek doğru değildir. AkĢamın
vaktinde kılınabilmesi için ezanı çabuk okunur. Namazda kısa sureler okunur. Vakit dar diye
tesbih duası terk edilmez. Vaktin darlığı, namaz içindir. Tesbih ve dua için değildir.
AkĢam namazının sünneti de 4 rekat kılınarak uzatılmamalıdır. AkĢam namazının
sünneti 2 rekattır. Nafile kılmak isteyen selam verir, istedi kadar nafile kılar. Vaktin darlığı
nafile için söz konusu olmaz.
AkĢam namazı 5 rekattır. Önce 3 rekat farzı kılınır. Daha sonra da 2 rekat sünneti
kılınır.
Sünnet evvabinle birlik niyetlenilmez. Çünkü her namazın ayrı niyeti vardır.
BirleĢtirilirse hepsi nafile olur.
E.
YATSI NAMAZI
Yatsı namazının vakti, akĢam kızıllığının iyice kaybolmasından sabah fecrin
doğmasına kadar devam eder.
Yatsı namazı 10 rekattır. 4 rekat ilk sünnet, 4 rekat farz ve 2 rekat son sünnet olarak
kılınır. 3 rekat da vitir namazı kılınır. Bu namaz vaciptir. Daha sonra zor gelir, uyku nedeniyle
kılamama tehlikesinden dolayı son sünnetten sonra kılınır.
Vitir namazı Ramazan aylarında teravihten sonra ve cemaatle kılınır. Son rekatta
okunan Kunut duaları sırasına göre okunmalıdır.
F.
CUMA NAMAZI
Kur‘an‘da:‖ Ey iman edenler, Cuma günü namaz için çağırılınca, Allah‘ın zikrine
koĢun. AlıĢ-veriĢi bırakın. Bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.‖ (Cuma:9) buyurulmuĢtur.
Hz. Peygamber de: ― Cuma günü ezanı iĢitene Cuma namazı farzdır‖ buyurmuĢtur.
Cuma namazı, buluğ çağına gelen erkeklere farzdır. Üç cumayı özürsüz terk eden
münafıklar listesine yazılır‖ demiĢtir. Cuma namazı, öğle namazı vaktinde kılınır.
16 rekat olarak kılınır. 4 rekat cumanın ilk sünneti, 2 rekat farz, 4 rekat son sünnet
kılındıktan sonra 4 rekat son kazaya kalmıĢ öğle namazının farzına, 2 rekat da son kazaya
kalan sabah namazı diye niyet edilirse hem tereddütler giderilmiĢ olur hem de kaza borcu
ödenmiĢ olur.
G.
BAYRAM NAMAZI
Kurban ve Ramazan bayramlarında kılınır. Bayram namazları vaciptir. GüneĢin
doğmasından 45 dk. Sonra kılınır. Ġki rekattır.
Cuma ve bayram namazlarının kazası olmaz.
H.
NAFĠLE NAMAZLAR
Mezhebimize göre kiĢinin kaza borcu da olsa sünnetler de terk edilmez, nafileler de
terk edilmez. Çünkü kurtulabilmek için çok sevaba muhtacız.
Birkaç hadiste Ģöyle buyurulur:
1- ―Ölenlerden kimse yoktur ki, sözü ile ameli tartılmasın. Sözü amelinden ağır gelenin
ameli kabul olmaz. Eğer ameli sözünden ağır gelirse, ameli kabul edilir.‖ ( Ramuz el Hadis:
397/11)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 99
Mustafa ÖSELMİŞ
2- ―Kıyamet günü önce namaza bakılır. O tamamsa, diğer Ģeylerin hesabına geçilir.
Namazlar kurtuluĢu için yeterli olmazsa, Allah Ģöyle buyurur:
- ― Kulumun nafile namazları var mı? Eksiklikler nafilelerle tamamlanır.‖ (Tirmizi,
Salat:188) (R.Salihin:2/398)
3- ―Kulum bana farz namazlarından sonra nafile ibadetlerle yaklaĢır‖ (Buhari Rikak:38)
4- ―Günde 12 rekat nafile kılan için Allah cennete bir köĢk hazırlar.‖ (Müslim,
Misafirin:103)
Nafile ibadetler bol sevaplıdır. Allah‘a yaklaĢtırır. Çünkü diğer ibadetler bizim
borcumuzdur. Borcumuzu ödemiĢ oluruz.
Nafile Namazlar ġunlardır:
a- KuĢluk Namazı: GüneĢin doğmasından bir saat sonra ve öğle namazına bir saat
kala zaman içinde kılınır.
Nafile namazlar ikiĢer rekat olarak kılınır. Ġki-iki vakti olan arttırır.
Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
- ―Kim kuĢluk vaktinde iki rekat namaza devam ederse, günahları deniz köpüğü kadar da
olsa mağfiret olunur.‖
―Ebu Derda (RA): ―Canımdan daha fazla sevdiğim Peygamber (AS) bana yaĢadığım
müddetçe terk etmemek üzere her ay üç gün oruç tutmamı, kuĢluk namazını kılmamı tevsiye
etti‖ (Age:25) der.
- ―Bir kimse güneĢ yükseldiğinde güzelce abdest alıp iki rekat namaz kılarsa, günahları
mağfiret olunur veya anadan doğma gibi olur.‖ (Ramuz el Hadis: 436/8)
―KuĢluk namazından iki rekat, nafile hac ve umreye bedeldir.‖ (Age: 291/10)
buyrularak kuĢluk namazının önemi belirtilmiĢtir.
b- Evvabin Namazı: AkĢam namazından sonra kılınır. Evvab‘ın, tevbe edip Allah‘a
yönelen demektir. Kur‘an‘da Allah‘ın evvabinleri bağıĢlayacağı bildirilmiĢtir. (Ġsra: 25)
Bir hadiste: ― AkĢam namazından sonra namaz kılın evvabinden sayılır.‖ Buyurulur.
c- Tesbih Namazı: Sevabı bol olduğu bildirilen bir namazdır. Ġki rekat, iki rekat
olarak dört rekattır.
300 defa: ― sübhanallahi velhamdülillahi velailahe illallahü vallahü ekber vela havle
vela kuvvete illa billahil aliyyil azim‖ denir.
d- Hacet Namazı: Bir isteği, dileği olan kimse güzelce abdest alır, iki rekat hacet
namazı kılar ve dua eder.
e- Ġstihare Namazı: Herhangi bir iĢten önce nasıl hareket edeceğimizi, neyin daha iyi,
neyin daha doğru olduğunu anlamak için iki rekat namaz kılınır, istihare duası okunur yatılır.
Peygamber (AS) Ģöyle buyurmuĢtur:
- ―Kimin Allah‘tan bir dileği olursa iki rekat namaz kılsın sonra Allah‘a dua etsin‖ (Tirmizi,
vitir: 17)
f- Tevbe Namazı: Tevbe etmeden önce kılınan namazdır. Eğer 2 rekat namaz
kıldıktan sonra tevbe ederse, Allah‘ın onu affedeceğini bildirmiĢtir Peygamberimiz. (Ramuz
el Hadis:384/6)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 100
Mustafa ÖSELMİŞ
g- Mescid Namazı: Camiye giren kerahat vakti değilse Rabbine selam vermek
maksadıyla iki rekat namaz kılar.
Kerahat vakti değilse.
h- Abdest Namazı: Abdest aldıktan sonra, gusul yaptıktan sonra vakit ve durum
müsaitse, 2 rekat namaz kılınır. Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
- ―Kim güzelce abdest alıp sonra 2 rekat namaz kılar ve Allah‘a yönelirse, ona cennet vacip
olur.‖
- ―Kim abdest alıp benim gibi 2 rekat namaz kılarsa, günahları affolunur.‖
i- Yolcu Namazı: Yola çıkmadan önce 2 rekat namaz kılıp: ―Ya Rabbi yolumu açık
et. Kaza belalardan koru, iĢimi kolaylaĢtır, hayırlı kimselerle karĢılaĢtır, beni sağ salim evime,
yakınlarıma kavuĢtur‖ diye dua edilir.
DönüĢte de Ģükür namazı kılınır ve: ―Sana
Ģükürler olsun Allah‘ım, beni evime, yakınlarıma kavuĢturdun‖ denir.
k- Korku Namazı: Korku veren olaylar ve gelmesi muhtemel olan tehlikeler için 2
rekat namaz kılınır ve Allah‘a dua edilir.
Afet ve felaketler için de böyle yapılır.
l- Teheccüt Namazı: Gece yarısından sonra imsak vaktine kadar kılınan namazdır.
Bölünen uykunun doyurucu ve dinlendirici olduğu, çok uykunun zararlı olduğu ilim
adamlarının ifadesidir.
Teheccüde kalkan, sabah daha zinde kalkar.
Gece namazı herkese nasip olmaz. Bir Ġslam büyüğünün Ģöyle bir ifadesi vardır: ―
ĠĢlediğim bir günah yüzünden 7 ay gece ibadetinden mahrum edildim.‖
Yunus Ģöyle demiĢtir:
― Yatma seherde / uğrarsın derde
söyle her yerde / Elhamdülillah.‖
Bir hadiste: ― sabaha kadar uyuyanın kulağına Ģeytan bevl etmiĢtir.‖ BuyurulmuĢtur.
(R. Salihin: 2/451)
- ―Bahtiyar kullar için pek az uyurlar, seher vaktinde istiğfar ederler‖ buyurulur. (Zariyat:
17-18)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 101
Mustafa ÖSELMİŞ
Bir kutsi hadiste de seher vakti istiğfar edenler yüzünden Allah gazap etmekten
vazgeçeceğini bildiriyor. ( Ġlahi hadisler s: 30)
Gecenin bereketi, gece uyanık olanlar içindir. Büyükler akĢamdan uyuyup sabaha
karĢı uyanık olan koyunların üremesini, akĢamdan uyumayıp seherde uyuyan köpeklerin
sayısının artmamasını buna delil gösterirler.
Peygamberimiz gök kapılarının gece açıldığını: ― yok mu bir Ģey isteyen, yok mu dua
eden, yok mu af isteyen‖ denilir buyurur. ( Ramuz el Hadis: 64/8)
Gece uyanan dua ederse duası kabul olur. Gece kalkan eĢini de kaldırırsa
Peygamber‘in ona hayır duası vardır. (Age: 290/1) ― Allah onun hayrını versin‖ der.
Allah‘ın bir kulu sevip sevmediğini nasıl anlarız? Eğer Allah bir kulunu gece
huzuruna çağırıyorsa, onu seviyor demektir. Kalkıp ibadet ettiriyorsa, o kulunu çok seviyor
demektir.
Gece namazına kalkanların yüzleri neden nurlu olur? Diye bir Allah dostuna sorarlar.
O da Ģu cevabı verir:
-
―Onlar, Allah‘la baĢbaĢa kalmıĢlardır da ondan‖ der.
Namazlar Allah‘ın kul üzerinde hakkıdır. Gece eda edilmesi gereken hakkını, gündüz
kabul etmez. Gündüz eda edilmesi gereken hakkını, gece kabul etmez.
Kur‘an‘da :
―Allah‘ın has kulları geceleyin Rablerine secde ederek, kıyam durarak geçirirler‖
(Furkan: 64) buyrulur.
Peygamber (s.a.) da:
- ―Allah‘ın rahmetinin kendisiyle olmasını isteyen, gece kalkıp iki rekat namaz kılsın.‖ (
Ġhya: 1/1023)
―Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kalkarak kılınan namazdır.‖ ( Müslim,
Sıyam: 202)
- ―Sizden biri uyuduğu zaman Ģeytan onun ensesine 3 düğüm atar ve ―uyu‖ der. O uyanıp
Allah‘ın adını anınca düğümlerden biri çözülür. Abdest aldığında ikincisi çözülür. Namaz
kıldığında da üçüncüsü çözülür, sabah neĢeli kalkar, değilse morali bozuk kalkar‖
buyurmuĢtur.
Gece ibadetine mani olan bazı Ģeyler vardır. Bunlardan bazıları Ģunlardır:
-
Helalinden kazanmamak,
-
Çok uyumak çok yemek,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 102
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Günahlara tevbe etmemek, günaha devam etmek,
-
Televizyonu sevmek,
-
Dünyaya düĢkünlük,
-
Kur‘an okuma, zikr etme alıĢkanlığının olmaması gibi...
Peygamber (s.a.) der ki:
- ―Gece namaz kılma alıĢkanlığı olan eğer kalkamazsa, Allah ona namaz kılmıĢ gibi
sevap verir. Uykusu da ona ikram edilen bir sadaka olur.‖ (Usve-i Hasene, s. 139)
Mevlana da: ― Ey halk aĢığı, geceleri az uyuyanlardan, seher vakitleri günahlarının
bağıĢlanmasını isteyenlerden ol‖ der.
Nafileler ikiĢer rekat olarak kılınır. Birinci rekatta Fatiha‘dan sonra Kafirun suresi,
ikinci rekatta Fatiha‘dan sonra Ġhlas suresi okunur. Veya Felak ve Nas sureleri de okunur.
I.
NAMAZIN ġARTLARI (FARZLARI) NELERDĠR?
Bir namazın kabul olabilmesi için 12 Ģartı vardır. Bunların bir kısmı namaza
baĢlamadan gereklidir. Bir kısmı da namaz kılarken gereklidir.
Namazın dıĢındaki Ģartları Ģunlardır:
1-
Hadesten Temizlenme:
Bedende, elbisede ve namaz kılınacak yerdeki pis sayılan Ģeyin temizlenmesi gerekir.
Abdestsizlik varsa abdest alınacaktır.
Cünüplük varsa, ay hali ve nifas halinden
kurtulduysa, o da gusül abdesti alacaktır.
Eğer su bulunamadıysa, teyemmüm alınacaktır.
Namazdan önce manevi kirlerden de temizlenmek esastır. Günahlar için tevbe
edilecektir. Bunun için namazdan önce ― estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah‖
denilecektir. Çünkü maddi temizliğin yanında manevi temizlik olmadan namaz olmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 103
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġbadet için kalp temiz olacak, kafa temiz olacak ve mide temiz olacaktır. Haram lokma
ile, haram elbise ile, haramla yapılan evde ibadet olmaz. Bir de günah ortamlarında namaz
kılmamak mümkünse namaz kılınmaz.
2-
Necasetten temizlenmek:
Dinen pis sayılan kan, idrar, dıĢkı, alkol gibi
maddelerin giderilmesidir. Namaz kılınan yerde, üzerimizde bulunan pislik giderilmezse,
namaz kabul olmaz.
Hayvan pisliği de namaza manidir.
Kur‘an‘da : ―elbiseni temizle‖ emri vardır. (Müddessir: 4)
Ġdrar sıçramalarına da dikkat edilecektir.
Kirli çorapla, yerlerde sürünen pardesü ile, alkol katkılı yumuĢatıcılarla durulanmıĢ
elbise ile namaz kılınmaz.
3-
Örtülmesi gereken yerlerin örtülmesi:
Erkeklerin göbek ile diz arasını örtmeleri
gerekir. Kadınlar ise yüz ve ellerinin dıĢıda bütün vücudu örtmeleri gerekir.
Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
- ―Allah buluğa ermiĢ kadının namazını baĢörtüsüz kabul etmez.‖ ( Tirmizi, Salat: 60)
-
―Kadın buluğ çagına erince elleri ve yüzü
dıĢındaki yerlerini göstermesi helal olmaz.‖ ( Ebu Davut, libas: 31)
- Namaz kılanın örtülü yerinin isteği dıĢında açılması, bile namazın bozulmasına neden
olur. Bunun ölçüsü de o organın dörtte biridir.
Kadın çorapsız namaz kılamaz, ince örtü, ince elbise ile de namaz kılamaz. Çok dar
elbise ile de kadın evinde de olsa namaz kılamaz, üzerinde resim bulunan elbise ile de kadın
olsun erkek olsun namaz kılamaz. Erkekler ipek elbise ile namaz kılamaz. Ġpek ve altın erkeğe
haramdır. Erkek altın yüzükle sünnete uymadığı için namaz kılmamalıdır.
Elbisenin temiz olmasına, haramdan olmamasına dikkat etmek gerekir. Peygamber
(AS) Ģöyle buyurur:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 104
Mustafa ÖSELMİŞ
- ― Her kim on dirheme elbise satın alır, bir dirhemi haram olursa, bu elbise ile kıldığı
namaz kabul olmaz.‖ ( V. Zuhayli, Ġslam fıkhı ans: 1/455)
Ten rengindeki içini göstermeyen çorapla bir kadın namaz kılar, ince çorapla namaz
kılamaz.
4-
Kıbleye yönelmek:
Kur‘anda: ― Yüzünü Mescid-i Harama çevir.‖ ( Bakara:144) buyurulmuĢtur.
Kıbleye dönmeden namaz olmaz. Secdede , cenaze namazı da kabul olmaz. Bile bile
Kabe‘den baĢka yere yönelmek küfürdür.
Bilmeden baĢka tarafa doğru kılınan namazın iadesi gerekir.
Binek üzerinde kıbleden ayrılma durumu varsa namaz kılınmaz.
Kıblenin tam yönünü bilmeyen sol tarafını güneĢin doğduğu yöne, sağını da battıgı yöne
çevirirse, kıbleyi bulmuĢ olur. Peygamber (AS): ― Doğu ile batı arası kıbledir.‖ (Tirmizi,
Salat: 139) buyurmuĢtur.
5-
Vakit içinde kılmak:
Vakit, namazın farzlarındandır. Kur‘an‘da : ―Namaz mü‘minler üzerine vakti
belirlenmiĢ olarak farz kılınmıĢtır.‖ BuyurulmuĢtur.(Nisa: 103)
Hiçbir namaz vakit girmeden kılınmaz. Farz ve vacip olan vitir namazları vaktinde
kılınamazsa kaza olarak kılınır. Sünnet namazlar, Cuma namazı, bayram namazları vaktinde
kılınamazsa kazaya kalmaz.
Namaz kılınmayan vakitler vardır. Hiçbir namazın kılınamayacağı vakitler Ģunlardır:
1. GüneĢin doğmasından 45 dk. sonrasına kadar.
2. GüneĢin tam tepe noktasında olduğu zaman yani öğle ezanına 45 dk. kalan zaman
içinde.
3. GüneĢin batma zamanı yani sarardığı zaman.
4. Sabah namazı vaktinde sabah namazının sünnet ve farzından baĢka namaz kılınmaz.
Nafile namaz kılınmayan vakitler de Ģöyledir:
1. Sabah namazı vaktinde,
2. GüneĢ doğarken, batarken ve tepe noktasında iken,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 105
Mustafa ÖSELMİŞ
3. Ġkindi namazı ile akĢam namazı arası,
4. AkĢam namazının farzından önce,
5. Bayram namazından önce ve hemen sonra,
6. Farz namazın vaktinin daraldığında,
7. Farz namaz için kamet getirilirken,
bu vakitlerde nafile namaz kılınmaz.
Vakit namazları, vaktin sonuna bırakılmamalıdır. Ġlk vakitte kılmanın sevabı ve
fazileti kaçırılmamalıdır.
6- Niyet etmek:
Niyetsiz amel olmaz. Peygamber (AS): ― Ameller niyete göredir.‖ buyurmuĢtur. (
Buhari vahy:1)
Hangi namazın kılınacağına niyet etmek farzdır. Niyet etmeden namaz kılınmaz.
Niyet ederken 2 rekat, 4 rekat gibi rekat sayısını belirtmek gerekmez.
Birden fazla namaza aynı anda niyet edilemez. Çünkü her namaz baĢlıbaĢına bir
ibadettir. Farzla sünnete, sünnetle nafileye bir anda niyet edilip ikisi beraber kılınamaz.
Niyet, namaza bitiĢik olarak yapılmalıdır. Araya konuĢma girmemeli, niyetten sonra
beklenmemelidir.
Cemaat halinde namaz kılarken, kadınlarda katıldıysa kadınlara da imamlık etmeye
niyet edilmelidir.
ġöyle niyet edilir: ― Niyet ettim bana uyan kadın ve erkeklere namaz kıldırmaya‖
denir. Kadınlar için niyet edilmediyse namazları olmaz.
Bir niyetle bir namaz kılınır ve her namazın niyeti ayrı yapılır. Mesela; akĢamın
sünneti ile nafileye birden sünnet olmaz.
Niyet açık ve kesin olur.
Namazda ve ibadetlerde Allah rızasından baĢka bir Ģeye niyet olmaz. Mesela; hacca
gidenin ticaret ve gösteriĢ tarafı ağır basarsa, hac sevabı olmaz. Namaza duran Allah‘ın emri
değil de beden hareketi olsun derse, o namaz namaz olmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 106
Mustafa ÖSELMİŞ
Niyet ederken: ― Ģu vaktin farzına veya sünnetine, Ģu namazı kılmaya‖ diye açıkça
belirtilmeli, kılan da hangi namazı kıldığını bilmelidir.
Kaza namazı kılınıyorsa, hangi namaz olduğu bilinmiyorsa, ilk kazaya kalan Ģu vaktin
farzına veya son kazaya kalan Ģu vaktin farzına Ģeklinde niyet edilir.
Niyet içten yapılabileceği gibi dil ile söylenmesi daha uygundur.
Namazın içindeki farzları da Ģunlardır:
1. BaĢlama tekbiri:
3 defa ― estağfirullah‖ deyip niyet ettikten sonra ― ALLAHÜEKBER‖ denir. A yı
uzatarak, beeer diye uzatarak tekbir alınmaz.
Tekbir, kıyam halinde alınır. Rükuda olan imama uyacak olan tekbiri mutlaka ayakta
almalıdır.
BaĢka dilde tekbir olmaz. ― Allah büyüktür‖ ―Tanrı uludur‖ demek olmaz.
Ġçten tekbir getirilmez, dil ile söylenir.
Cemaatle namaz kılan, imamdan önce tekbir almamalıdır.
Tekbir alırken erkeğin baĢparmakları kulak memelerine değecektir. Kadın ise ellerini
omuz hizasına kadar kaldıracaktır.
Tekbir alırken baĢ ― hayır‖ der gibi geri götürülmemelidir. Eller de arkaya atılır gibi
yapılmamalıdır.
Ayakta tekbir alamayacak olan oturarak tekbir alır. Ayakta durmaya gücü yetenin,
oturarak tekbir alması caiz değildir.
2. Kıyam: (Ayakta durmak):
Gücü yeten mutlaka ayakta duracaktır. Ancak mazeret varsa oturarak kılınabilir.
Peygamberimiz Ģöyle buyurur: ― Namazı ayakta kıl, gücün yetmezse oturarak kıl,
oturmaya da gücün yetmezse, yaslanarak kıl. Allah kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını
yüklemez.‖ ( Buhari, Taksir: 19)
Yaslanmaya da gücü yetmeyen yatarak kılar, göz ucu ile de kılar. Namaz mutlaka istenen bir
ibadettir, onun için bu kadar kolaylık gösterilmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 107
Mustafa ÖSELMİŞ
Tekbiri ayakta alacak gücü olan, ayakta alır, sonra oturur. Ayakta namaza baĢlayan
rahatsızlanırsa, oturarak namazını tamamlar.
Farz namazlar mecbur olmadıkça binit üzerinde kılınmaz. Ebu Hanife‘ye göre vacip
namaz ve sabah namazının sünneti de böyledir.
Ayakta dururken ayak parmakları hanefilere göre 4 parmak aralıklı olur. Gözler secde
yerine bakar. Kadınlar ise ayak topuklarını birleĢtirir.
Ayakta iken yorgun atlar gibi ayak değiĢtirilmez.
Ayakta duramadığı zaman yastık üzerine secde edilmez oturulur. Ġmkan ölçüsünde
eğilinir.
Ayakta durabilenin sandalyeye oturması uygun değildir. O zaman yere oturacaktır.
Ayağını uzatacaktır.
Açıklıkta insanlar iyice yanında değilse, kadın, kıyam farzını terk etmez. Çünkü
kadının namaz kılması ve görülmesi, kötü de değildir ayıp ta değildir. O durumda nefis de söz
konusu olmaz. Eğer arkadan gelip geçenler varsa, arkasına bir siper koymak gerekir.
Ancak nafile sünnetlerde açık yerlerde oturmak icap ediyorsa oturulur. Çünkü nafilede
kolaylık vardır.
Göz kararması, baĢ dönmesi olursa oturulabilir. Aynı zamanda gözler yumulabilir.
Gözler devamlı yumulmaz.
3. Kıraat: ( Okumak) :
Namaz kılanın, namazın her rekatında fatiha suresini ve Kur‘an‘dan ayet ve sure
okuması farzdır.
Ġmamla kılan, okumaz. Eğer seferi, imama uyulduysa 3. ve 4. rekatlarda hanefiler
fatihayı okumaz, Ģafiler okur.
Kur‘an‘da : ―Kur‘an‘dan kolayınıza gelen ayeti okuyunuz‖ buyurulmuĢtur.
(Müzzemmil:20)
Bir hadiste de: ― Kıraatsiz namaz yoktur‖ buyurulur. ( Müslim, Salat: 42) buna göre
Kur‘an‘dan okunacaktır. Peygamber (AS) : ― fatihasız namaz yoktur‖ demiĢtir. Her rekatta
fatiha suresi okunacaktır. Fatiha suresi tam olmazsa, namaz olmaz. Mesela; namazda
esnenirse, bir kelime eksik olursa namaz olmaz. Esnenirse o zaman okumayı durdurmak daha
uygun olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 108
Mustafa ÖSELMİŞ
Kıraat, dudaklarla okunmalıdır. Lafız olarak çıkmalıdır. Ġmama uyan tekbirlere katılır
ve oturuĢlarda okur. BaĢta da sübhaneke‘yi okur. Euzu besmele çeken dinler.
Ġmam yanılacak olursa, arkasındaki ― sübhanellah‖, ―
Elhamdülillah‖ der, namazı bozulmaz. Kadın elini eline vurur.
Allahü Ekber‖, ―
Besmele, hanefilere göre fatihadan bir ayet olmadığından sesli okunmaz. Besmele
Nemil suresinin 30. ayetidir.
Kur‘an‘dan okunurken, açık anlaĢılır okunmalıdır. Kur‘an‘da: ― Kur‘anı tane tane
oku‖ emri vardır. ( Müzzemmil: 4)
Sureler okunurken sıra takip edilmelidir. Uzun sureler önce okunmalıdır. Tek sure
atlanmamalıdır. Ayetten sonra sure okunmamalıdır. Kur‘an‘daki dur geç iĢaretlerine dikkat
edilmelidir.
Okunurken Kur‘an‘a bakarak okunmaz.
Eğer mana bozulacak Ģekilde okunursa, namaz bozulur. 3 sübhanellah demekten daha
çok sükut etmek namazı bozar.
Ġmam okurken cemaat takip eder. Hangi sure okunuyor, biliyorsak, manası ne
düĢünülür.
Kur‘an meali ile namaz kılınmaz.
Namaz topluca kılınacaksa, okuyuĢu güzel olan namaz kıldırmalıdır. YaĢayıĢı güzel
olan namaz kıldırmalıdır. Helal yiyip içen namaz kıldırmalıdır.
4. Rüku: ( Eğilmek):
Ellerin dizlere konularak belin düz bir Ģekilde eğilmesine rüku denir. Rükuda iken sırt
düz olacaktır. Su dolu bardağın durabileceği Ģekil olarak tarif edilmiĢtir. BaĢ ta düz olacaktır;
çok eğilmeyecek dik de durmayacaktır. Sırt hizasında olacaktır. Gözler iki ayak ucunun
ortasına bakacaktır. Ayaklar dizlerden bükülmeyecektir. Kollarda düz olacaktır.
Kur‘an‘da: ―Ey iman edenler! Rüku edin‖ (Hac:77) buyurulduğu için rüku etmek
namazın farzlarındandır.
Ġmama rükuda yetiĢen kimse, onunla beraber bir defa ― Sübhane Rabbiyel azim‖ derse
o rekatı kılmıĢ olur. Tabi tekbiri ayakta alması gerekir.
Ġmamdan önce rükuya varılmaz, ondan önce de kalkılmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 109
Mustafa ÖSELMİŞ
Rükuda 3 defa ― Sübhane Rabbiyel azim‖ denir. 7 defa da denilebilir. Cemaatle
kılarken 3 defa denir.
Rükudan doğrulunca tam dik duruncaya kadar doğrulmak gerekir ve ― Sübhane
Rabbiyel azim‖ diyecek kadar da durmak gerekir. Daha tam kalkmadan secdeye gidilmez.
Cemaate yetiĢilmeyen rekat hangisi ise selam‘dan sonra o kılınır. KılınıĢ Ģekline göre
kılınır. Mesela; 1. rekata yetiĢemeyen, en son o rekatı kılar, fatiha ve sure okur.Çünkü o rekat
kazaya kalmıĢtır.
Rükudan kalkarken belini tam doğrultmayan ve hiç eğleĢmeden secdeye giden birine
Peygamber (AS) Ģöyle demiĢtir:
-
Rahatsız mısın?
-
Hayır.
-
Eğer bu hal üzerine ölecek olursan,
sünnetime muhalefet üzerine ölmüĢ olursun‖ demiĢtir. (Prof. Dr. Ġ.Canan Hadis Ans. 7/521)
Çabuk çabuk namaz kılan birine de Hz. Peygamber (AS):
―Sen namaz kılmadın‖ demiĢtir. O adam dönmüĢ tekrar namaz kılmıĢtır. Daha sonrada
Peygamber (AS) ona nasıl namaz kılacağını öğretmiĢtir. (Age:8/95)
5. Secde ( Yere kapanmak ) :
Kur‘an‘da : ―Ey iman edenler ! Secde edin.‖ (Hac : 77 ) buyrulduğu için namaz da
secde etmek farzdır.
Secde halinde iken alın, burun, iki elin içi, iki diz ve iki ayak parmak içleri aynı anda
yere değecektir. Yani yedi kemik üzerine secde edilecektir. ( Ramuz el Ehadis : 49 / 14 + 443
/3)
Ayaklarının üst kısmı yere değmeyecektir. Ayaklar kalkmayacaktır. ( Bir anlık kalkma
namazı bozmaz ) Dirsekler yere konmayacaktır. Peygamber ( AS) ―kollarınızı köpeklerin
ayaklarını yere koyduğu gibi koymayın‖ buyurmuĢtur. Erkekler kollarını vücutlarından ayrı
tutar. Kadınlar ise vücutlarına yapıĢtırır, yere yakın tutar. Peygamber ( AS ) : ―Secdede ta‘dili
erkana riayet edin, kollarınızı köpeklerin yayıĢı gibi yaymayın‖ buyurur. (Ġ.Canan Hadis
Ans:8/30)
Secdeden imamdan önce kalkılmaz. Aniden kalkıverdiyse tekrar secdeye varır. Hz.
Peygamber ( AS ) : ―Sizden biri imamdan önce baĢını kaldırırsa, Allah onun baĢını eĢek baĢı
etmesinden korkmaz mı ?‖ ( Ramuz el Ehadis : 82 / 5 ) diyor.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 110
Mustafa ÖSELMİŞ
Secde edilen yer 20 cm. den fazla yüksek olmamalıdır. Cemaat çok kalabalıksa
öndekinin üzerine secde edilir. Sehba, yastık gibi Ģeyler üzerine secde edilmez. Mümkün
mertebe eğilinir. YumuĢak yere secde edilmez. Pis yere secde edilmez. Secde edilen yer sert
olacaktır.
Secde ederken alın kapalı olmamalıdır. Takke, sarık, baĢörtüsü alnın yere değmesine
mani olmamalıdır.
Secde hali kulun Allah‘a en çok yakın olduğu bir andır. Bunu bilerek secde
edilmelidir. En önemli Ģey, Allah‘tan baĢkasına secde edilmez.
Secde, iki defa yapılır. Tek olursa namaz bozulur.
Secdede gözler kapatılmaz.
Secdede iken üç defa : ―Sübhane Rabbiyel E‘gla‖ denir. Bu tek baĢına kılıyorsa yedi
defa da söylenebilir. Cemaatle kılarken 3 defa söylenmelidir.
Ayağa kalkarken mazeret yoksa, eller yere konmaz.
Ġki secde arasında ―Sübhane Rabbiyel E‘gla‖ diyecek kadar durulur.
6.Son OturuĢ :
Namazın sonundaki oturuĢ farzdır. Hanifi mezhebine göre Ettehiyyatüyü okuyacak
kadar oturulur. Diğer mezheplere göre; Salli, Bariki de okuyacak kadar oturulur.
Son oturuĢta unutarak kalkılırsa ve bir rekat daha kılındıysa, bir rekat daha kılınır,
secde ile tamamlanır. Eğer bir rekat kılındıysa, secde edilmediyse o namaz nafile namaz olur.
Namazın son oturuĢunda düzgün bir Ģekilde oturulur. Gözler iki diz arasına bakar,
eller dizler üzerine konur. Sağ ayak dikilir, dıĢı yere değmez. Hanımlar ayaklarının üzerine
oturmazlar, sağ tarafa yatırırlar, kalçalarının üzerine otururlar.
Ettehiyyatü, Salli, Barik ve Rabbena duaları okunur. Önce sağ tarafa, sonra da sol
tarafa selam verilir, gözler omuza bakar.
Namazlarda farzın gecikmesi ve vacibin terki halinde, yani yanılma durumunda
eksikliği tamamlamak için yanılma secdesi demek olan sehiv secdesi yapılır. Farzın terki
halinde secde, eksikliği tamamlamaz, namaz bozulur.
Sehiv secdesi yapması gereken, Ettehiyyatüyü, Salli ve Barik dualarını okur selam
verdikten sonra iki defa secde eder. Peygamber (AS) : ―Yanılan iki secde daha yapsın‖
buyurur.
(Buhari, Salat : 31)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 111
Mustafa ÖSELMİŞ
Son oturuĢta parmak kaldırma nasıl olur ?:
Ettehiyyatüyü okurken sıra La ilahe illallah‘a gelince sağ elin parmakları yumulur,
―La ilahe‖ derken, Ģehadet parmağı kaldırılır. ―La‖ derken biraz uzatılır. ―Ġllallah‖ derken de
parmak indirilir. Uzun süreli tutulmaz. Parmak kaldırılırken de Allah‘ın bir olduğu baĢka bir
ilah, tanrı olmadığı düĢünülür. Bu sünnettir. Bilmeyenlerin yapmaması uygundur. ( Ġ. Caran,
Hadis Ans : 8 / 8384 )
J.
KADIN VE ERKEĞĠN NAMAZI AYNI MIDIR ?
Kadınla erkeğin namazı arasında bazı farklar vardır.
Hanımlarla erkeklerin namazdaki farklılıkları nelerdir ?
1- Erkek namaz öncesi ezan okur, kamet getirir. Bu erkeklere sünnettir. Vacip diyenlerde
vardır.
2- Ġftitah tekbirinde erkekler ellerini kulak yumuĢağına değirirler, kadınlar omuz hizasına
kadar kaldırırlar.
3-
Erkekler ellerini göbeğini altına bağlarlar,
hanımlar göğüslerinin üzerine koyarlar, parmakları ayırmazlar.
4- Rükuda erkekler sırtlarını düz tutarlar, hanımlar hafifçe eğilirler, elleri diz kapaklarını
kavramaz. Diz kapağı yukarısına koyarlar, parmaklar açılmaz.
5- Secdede erkekler kollarını yukarıda tutarlar. Kadınlar yere yakın tutar. Vücuda bitiĢik
vaziyette tutarlar.
6- Secdede ayakları erkekler diker, kadınlar ayak sırtını yere koyarlar. Erkekler oturunca
sağ ayağın baĢ parmağını dikerler .
7- Otururken erkekler iki dizi üzerine oturur, hanımlar ayaklarını sağ tarafa doğru çıkarır,
sol yanlarına meylederek otururlar.
8- AkĢam, yatsı ve sabah namazlarında hanımlar
erkekler gibi sesli okumazlar, içlerinden okurlar.
9- Kıyamda, rükuda, secdede hanımlar ayaklarını toplu tutarlar, erkekler kıyamda, rükuda
ayaklarını dört parmak aralıklı tutarlar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 112
Mustafa ÖSELMİŞ
10-Kadın, imam olamaz. Olursa erkeklere haram , kadınlara mekruhtur.
Farz, vacip ve sünnetlerde kadın erkek pek farklı değildir. Hanımların tesettürü
açısından bu gibi farklar vardır.
Kadın, adet ve nifas hallerinde namaz kılmaz, kazada etmezler. Bundan dolayı bazı
alimler Ģöyle takdirde bulunmuĢlardır:
-
Ne mutlu hanımlara namazlarını kılarlar
sevap alırlar, kılamazlar yine sevap alırlar! Çünkü ikisini de Ġlahi emir gereği olarak yaparlar.
- Kadın, açık yerlerde bazen oturarak rükusuz, secdeye varmadan ima yoluyla namaz
kılar.
Kadın, özürlü iken namaz kılamadığı gibi camiye de giremez. ―Cünüp ve hayızlıya
mescidi helal kılmıyorum‖ hadisi vardır. Nisa: 43. de ―Cünüp iken namaza yaklaĢmayın‖ Bu,
namazda kılmayacak, camiye de girmeyecek manasındadır.
Bir de kadın, evinde namaz kılarsa daha sevaptır.
Ayrıca kadına Cuma, bayram, cenaze gibi namazlar emredilmemiĢtir. Bu kadının
lehine olan bir durumdur.
K.
NAMAZIN VACĠPLERĠ:
1―Allahü Ekber‖ diyerek baĢlamak.
2- Farzların ilk iki rekatında, vitir ve nafile namazların her rekatında Fatiha suresini
okumak ve bir sure veya enaz üç ayet okumak. Ayet uzun olursa bir ayet yeterlidir.
3Fatiha‘yı, sureden önce okumak.
4Secdede alınla beraber burnun da değmesi.
5Namazın kurallarına uymak.
6- Üç-dört rekatlı namazların ikinci rekatından sonra oturmak.
7- Oturunca Ettehıyyatü okumak.
8- Sabah, akĢam, yatsıda imamın 1. ve 2. rekatta sesli okuması. Ġmama uyanın dinlemesi.
9- Vitir namazının 3. rekatında Kunut dualarını sıra ile okumak.
10- Namazın sonunda selam vermek.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 113
Mustafa ÖSELMİŞ
NAMAZIN SÜNNETLERĠ:
L.
Namazın sünnetleri Ģunlardır:
1-
BaĢta sübhaneke okumak,
2-
BaĢta Euzubesmele çekmek,
3-
Namazın içindeki tekbirleri almak,
Secde, rükuda tesbihleri çekmek,
4-
Kıyamda ayakları dört parmak geniĢliğinde tutmak,
5-
Secdeye varırken önce dizleri, sonra elleri, sonra alnı ve burnu koymak ,
6-
Son oturuĢta Salli, Barik dualarını okumak,
7-
Esselamü aleyküm diyerek selam vermek.
M.
NAMAZIN MEKRUHLARI
1-
Özürsüz bir yere dayanmak, esnemek, gözleri kapamak,
2-
Rüku, secdeleri acele yapmak, baĢka yerlere bakmak,
3-
AteĢe karĢı durmak, sıkıĢık abdestle kılmak, resme karĢı durmak,
4-
KaĢınmak, ter silmek, elbise çekmek,
5-
Rekatlarda aynı sureyi okumak, sûre bitmeden rükuya varmak
6-
Namazı baĢkasına ait yerde izinsiz kılmak,
7-
Bir sure atlayarak kılmak veya sıraya uymamak, önceki sureyi okumak,
8-
Köpek bulunan yerde namaz kılmak,
BaĢ açık, paçalar, kollar sıvalı namaz kılmak mekruhtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 114
Mustafa ÖSELMİŞ
NAMAZI BOZAN ġEYLER
N.
1-
KonuĢmak, yemek, içmek, gülmek (sesli gülmek abdesti de bozar )
2-
Kıbleden dönmek, özürsüz öksürmek, baĢka bir Ģeyle meĢgul olmak,
3-
Sıcak diye üflemek,
4-
Ayeti yanlıĢ okumak(Anlamın bozulması , bayılmak,
5-
Kadın erkek yan yana durmak, vücudun açılması,
6-
Ġmamdan önce yatıp kalkmak,
7-
Bakan biri ―Bu adam namaz kılmıyor‖ derse namazı bozulur.
O.
SEHĠV SECDEYĠ GEREKTĠREN HALLER
1-
Sureyi Fatiha‘dan önce okumak,
2-
Fatiha‘dan sonra sure ve ayet okumayı unutmak,
3-
Birinci oturuĢu unutmak,
4-
Vitr namazında Kunut dualarını okumamak, sırayı bozmak,
5-
OturuĢlarda Ettehiyyatü‘yü okumamak,
6Birinci oturuĢta gayrimüekket sünnetin dıĢında Salli, Barik‘i okumak, sadece
―Allahümme Salli‖ demesi secdeyi gerektirmez. Bir kelime daha söylerse secde gerektirir.
NOT : Yanılma secdesi yapması gereken yapmayı unutursa, namazı eksik olur,
bozulmaz. Secdeyi bilerek yapmazsa namaz bozulur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 115
Mustafa ÖSELMİŞ
P.
NAMAZI ĠNKAR VE ALAY
Osmanlı alimlerinden Ömer Nesefi‘nin Ġslam Ġnancının Temelleri AKAĠD adlı kitabın
215. sayfasında insanı küfre götüren hallerden bahsedilirken, namaz ile ilgili Ģunlar yer
almıĢtır :
Kendisine ―namaz kıl‖ denildiğinde ―kılmayacağım‖ namazla emredilmedim. ―namaz
neymiĢ‖ gibi sözlerle namazın farziyetini inkar etmek.
Kendisine ―namaz kıl‖ denildiğinde ―bir ömür boyu bu emri kim yapabilir‖ veya
―Ramazan gelsin, kılarız‖ , ―Namaz insana ne kazandırır‖ demek,
-
Bilerek alay olsun diye Kabe‘den baĢka bir yöne namaza durmak,
- Abdestsiz olarak bilerek namaza durmak, imanı götürür, giden iman nikahı da götürür.
Bundan baĢka ;
- ―Namaz insanı temizlemek içindir. Onu kalbi kötü olanlar kılsın benim kalbim temiz‖
demek,
-
―Ben namaz kıldım, faydasını görmedim. Kim faydasını görmüĢ‖
-
―Namaza Allah‘ın ihtiyacı mı var da kılayım?‖
-
Daha gencim, vakit var kılarım,
-
Kıla kıla biter mi ? demek Allah korusun insanı imandan eder.
Osmanlı Alimlerinden Hamza Efendi Bey‘i ve ġira Risalesin‘de Ģöyle der :
On Ģey, son nefeste imansız gitmeye sebep olur :
1-
Allah‘ın emirlerini, yasaklarını öğrenmemek,
2-
Ġmanını ehl-i sünnet itikadına göre düzeltmemek,
3-
Allah‘a ve iyilik gelmesine sebep olanlara Ģükretmemek,
4-
Ġmansız olmaktan korkmamak,
5-
BeĢ vakit namazı vaktinde kılmamak,
6-
Faiz alıp, vermek,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 116
Mustafa ÖSELMİŞ
7-
Dinine bağlı olan Müslümanları aĢağı görmek ve kötü sözler sarf etmek,
8-
FuhuĢ sözleri söylemek, yazıları yazmak, resimleri yapmak,
9-
Ġnsanlara, hayvanlara ve kendine zulmetmek,
10- Dünya malına, rütbesine ve Ģöhretine düĢkün olmak.
Hakkında ayet ve hadis bulunan konularda son derece dikkatli olmak gerekir.
Namazı Allah emretmiĢtir. Ġslam‘ın beĢ temel Ģartından ikincisidir. Allah emrettiği ve
Ġslam‘ın Ģartlarından olduğu için kılınır. Dünya menfaati celbetmek veya beden sporu için
namaz kılınmaz. Allah rızasının dıĢındaki ameller için Allah, mükafat vermeyecek ―git
karĢılığını falancadan al‖ diyecektir.
R.
NAMAZIN KILINIġI :
Buluğ çağına ermiĢ, akıllı bir Müslüman, namaz kılmak için önce güzel bir Ģekilde
abdest alır. Gusletmesi gerekiyorsa, gusleder, teyemmüm etmesi gerekiyorsa, teyemmüm alır.
Ondan sonra kıbleye döner. Hangi namazı kılacaksa, o namaza niyet eder. Ellerini kaldırarak
tekbir getirir. Yani ―Allahü Ekber‖ der. Ellerini bağlar. Kadınlar sağ ellerini sol ellerinin
üzerinde göğüslerinin üstüne koyarlar. Erkekler ise göbeklerinin altında tutarlar. Sırasıyla :
Sübhaneke okunur.
-
Euzu besmele çeker.
-
Fatiha süresini okur ve ―Amin‖ der
-
Besmele çekmeden sure veya ayet okunur.
-
―Allahü Ekber‖ der, rükuya varır.
-
En az üç defa ―Sübhane Rabbiyel Azim‖ der.
-
Doğrulurken ―Semiallahülimen hamide‖ der.
-
Doğrulunca ―Rabbena lekel hamd‖ der.
- ―Allahü ekber‖ diyerek secdeye varır. Önce dizlerini sonra ellerini yere koyar. BaĢını
yere koyar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 117
Mustafa ÖSELMİŞ
-
En az üç defa ―Subhanerabbiyel a‘la‖ der.
-
―Allahü ekber‖ der oturur, bir müddet bekler.
-
―Allahü ekber‖ der ikinci secdeye varır.
En az üç defa ―Subhanerabbiyel a‘la‖ der. ―Allahü ekber‖ diyerek ayağa kalkar.
Birinci rekat tamamlanmıĢtır.
- Ġkinci rekatı da aynen birinci rekat gibi kılar. Ġkinci rekatta eller kulaklara kaldırılmaz
ve Subhaneke okunmaz. Euzu çekilmez. Sadece ―Bismillahirrahmanirrahim‖ der Fatiha‘yı
okur ―Amin‖ der. Sure veya ayet okur. Birinci rekatta olduğu gibi rükû ve secde yapar.
Oturur, Ettehiyyatü‘yü okur, Salli, Barik, Rabbena okur. ( Birahmetike ya
erhamerrahimin, Allahümmeğfirli velivalideyye velil mü‘mine yevme yegumu‘l – hısap‖
derse güzeldir dua etmiĢ olur.) selam verir, bu iki rekat namazın kılınıĢıdır. Eğer kılacağı
namaz akĢam namazının farzı ise Ettehiyyatü‘yü okuduktan sonra ―Allahü ekber‖ der ayağa
kalkar. Fatiha suresini okur. ( Farzların üçüncü ve dördüncü rekatlarında sure okunmaz)
Rüku, secde yapar, oturur. Ettehiyyatü, Salli, Barik ve Rabbena duasını okur. Önce sağına
sonra soluna selam verir. ( Sünnetlerin nafilelerin ve vitr namazının her rekatında Fatiha
suresinden sonra ayet veya sure okunur.)
Vitir namazı Ramazan‘da cemaatle kılınır. Üçüncü rekatta Fatiha ve sure okunduktan
sonra ―Allahü ekber‖ denir. Eller kaldırılır, tekrar bağlanır, sırasıyla Kunut duaları okunur.
Eğer kıldığı namaz dört rekatlı ise, üçüncü rekattan sonra dördüncü rekata kalkılır.
Kılınan namaz farz ise üçüncü ve dördüncü rekatlarda yalnız Fatiha okunur. Eğer sünnet
namaz ise, Fatiha‘dan sonra sure veya ayet okunur. Ġkindi ve yatsının ilk sünnetinde birinci
oturuĢta Salli, Barik de okunur. Kalkınca Sübhaneke okunur.
Namaza baĢka dilden bir söz karıĢırsa namaz bozulur. Peygamber (AS) ―namazda
insan kelamı uygun olmaz‖ buyurur. (müslim, mesacit: 35)
Namazın içinde dünya kelamı konuĢulmaz.
Namaz kılındıktan sonra :
Üç defa ―Estağfirullah‖ denir. (Farz namazlardan önce de üç defa estağfirullah
denirse, günahların bağıĢlanmasına sebep olur) bir hadislerinde Peygamber (AS) sabah ve
akĢam namazlarından sonra üç defa ―Estağfirullah‖ deyip, yedi defa da ―Allahümme ecirna
minennar‖ denmesini tavsiye etmiĢtir. Birde namazdan sonra on bir Ġhlas okunması tavsiye
edilmiĢtir.
Farz namazları kılarken erkek ezan okuması ve kamet getirmesi müekket sünnettir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 118
Mustafa ÖSELMİŞ
Namazdan sonra; ―Allahümme entesselam, veminkesselam teberakte ya ze‘l-celali
ve‘likram‖ dedikten sonra da:
-
―Ala Resuline salavat‖ denir. Peygamber (AS)‘a salavat getirilir.
- Subhanallahi velhamdülillahi vela ilahe illahü vallahü ekber. Vela havle vela kuvvete
illabillahilaliyyilazim. denir, Ayet-el Kürsi okunur.
―Zülcelali sübhanallah‖ denir; otuzüç defa ―Sübhanallah‖ denilerek tespih çekilir.
-
Zülkemali elhamdülillah denir. Otuz üç defa ―Elhamdülillah‖ çekilir.
-
Zülkudreti allahüekber denir; otuz üç defa Allahüekber çekilir. Sonra da ;
- Lailahe illallahü vahdehüla Ģerikeleh, lehül mülkü velahül – hamdü ve hüve ala külli
Ģey‘in kadir denir. Eller kaldırılır dua edilir.
Peygamberimiz (AS), ―esma-ül hüsna sayısı kadar Allah‘ı kim tesbih eder, hamd eder
ve Allah‘ı tekbir ederse, denizin köpükleri kadar günahı olsa bağıĢlanır.‖ buyurmuĢtur. (
Müslim, mesacit : 144)
Namazdan sonra Tüncina duası okunursa, çok sevaptır.
Ayrıca Kur‘an‘dan sure veya birkaç ayet okunması tavsiye edilmiĢtir. Bilhassa yatsı
namazından sonra Bakara suresinin son iki ayetini, akĢam ve sabah namazından sonra HaĢr
suresinin son ayetlerini okumak sünnettir.
S.
NAMAZDA HUġU :
Ta‘dili erkana riayet edilmeyen namaz iade edilmelidir. Namazda acele edilmemeli,
hızlı okunmamalı, oraya buraya bakılmamalı, baĢka Ģeylerle meĢgul olunmamalı, namazın
hakkı verilmelidir.
Hz. Peygamber : ―Beni nasıl namaz kılar gördüyseniz öylece kılınız‖ (Buhari Ezan :
18)
―Namazda Allah'ı görmüĢ gibi ibadet ediniz.‖ (Müslim Ġman:57) buyurur.
-
Namazda öksürmemeye, esnememeye dikkat edilmelidir.
Uyuyarak, uyuklayarak namaz kılınmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 119
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Orasını burasını kaĢımak, düzeltmek mekruhtur.
-
Erkeklerin kollarını secdede yere koymaları mekruhtur.
- Gözleri uzun süreli yummak, parmak kıtlatmak, ter silmek, yanan ateĢe karĢı namaz
kılmak, insanın yüzüne ve resimlere karĢı namaz kılmak, sıkıĢık abdestle, kirli elbiselerle,
kirli çorapla, kokan ağızla namaz kılmak, erkeklerin ipek elbise, altın yüzükle namaz
kılmaları, baĢı açık kılmak, resimli elbiselerle kılmak doğru değildi.
-
Sureler, ayetler doğru ve tam ezberlenmelidir.
Namaz gaflet içinde kılınmamalıdır. ―ġu namaz kılanların vay haline ki, onlar
namazlarından gafildirler, onlar gösteriĢ yaparlar‖ ( Maun suresi: 4 )
Namazda hırsızlık yapılırsa, avcılık, acelecilik yapılırsa böyle bir namazın eski bohça
gibi ―Al bu senin namazın‖ denilip, suratına çarpılacağını, Peygamberimiz haber vermiĢtir.
HuĢu içerisinde namazlarını kılanlara Kur‘an da müjde vardır. Mü‘minun : 1 – 2
ayetlerinde ―HuĢu ile namaz kılan müminler ahiret azabından kurtuldular‖ buyrulmuĢtur.
-Hz. Peygamber : ―Namazda ölümü hatırla!‖ demiĢtir. ( Ramuz 67 / 3 )
-Namazda rabıta kurulmalıdır. Cennet düĢünülmeli, cehennem düĢünülmeli, ölüm
düĢünülmeli, Allah, Peygamber hatıra getirilmeli. Okunan surelerin anlamaları
düĢünülmelidir.
-Birisi ile konuĢurken nasıl dikkatli oluyorsak kelimeleri özenle seçiyorsak ne dediğimizi
nasıl biliyorsak, namazda da öylece dikkatli olmalıyız. Ne okuduğumuzu bilmeliyiz.
-Namazda Rabıta kiĢi ile değil Allah‘la olur. Çünkü : namaz Allah‘ın emridir, Allah için
kılınır. -Hele karĢıya resim konulup öyle namaz kılınıyorsa, bu Ģirktir.
-Hz. Peygamber : ―Allah‘ı görüyormuĢ gibi ibadet edin‖ buyurmuĢtur. Ardından da ―Siz
onu görmeseniz de O,sizi görür‖ demiĢtir. Hz. Ali (RA), savaĢta vücuduna saptanan okun
acısını duymamak için namazda çıkarılmasını istemiĢtir.
-Namazda dünya iĢleri düĢünülmemeli, dünya hesapları yapılmamalıdır.
-Namazdan zevk almayan, Allah‘a yönelmelidir. Peygamber(AS) ―KiĢi sevdiği ile beraber
olur‖ demiĢtir.
Bir de helal lokma yemelidir.
Namaz kılan kimse Allah‘ın huzurunda ve Allah‘la olduğunu düĢünmelidir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 120
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur‘an da münafıkların namaza üĢenerek kalktıkları ve insanlara gösteriĢ yaptıkları
bildirilmiĢtir. ( Nisa: 142 )
Bir ayette de ―Gerçek mü‘minler namazlarını huĢu içinde kılarlar‖ buyurulur.
(Müminun : 1-2 )
Müslümanın bir özelliği de namazını, son namazmıĢ gibi kılmasıdır.
Kur‘an‘ın emrine göre namaz dosdoğru kılınacaktır. Kötülüklerden uzaklaĢtıracak
Ģekilde kılınacaktır. (Ankebut: 45 )
Ġbn-i Meleki Hz.‘leri namaz kıldığı mescidde otuz sene hep ayın yerde durarak namaz
kılmıĢtı.
Bir gün bir cenaze sebebiyle, mescid çok kalabalık olmuĢ, Ġbn-i Meleki de, her zaman
cenaze durduğu yerde namaz kılmaya imkan bulamamıĢtı. Kalbinden :
Seni bugün her zaman namaz kıldığın yerde göremeyecekler, diye geçirmiĢti. Bu
düĢünce, kalbine gelir gelmez, birden ayılmıĢ.
- Ey riyakar nefsim! Demek sen otuz senedir, insanların 1seni görmesi için, namaz kıldın
ha!... diyerek nefsini ithama baĢlamıĢtı. Daha sonra, Ġhlassız kabul ettiği bu otuz yıllık
ibadetini, yeniden kılmıĢtır...
ĠĢte Ġslam büyüklerinin ihlas anlayıĢları, böylesine ince ve yüksekti. Kendi
nefislerinden, Allah rızasına aykırı gördükleri en küçük bir hali bile affetmezlerdi.
Hz. Peygamber : ―kıyamete doğru, namaz kılan çok olacak, fakat namazı kabul olan az
kimse olacak‖ demiĢtir.
ġeytanın ve nefsimizin tuzağına düĢüp amelleri boĢa çıkartmayalım.
ġeytan, insanı ibadetten alıkoymak için, soğutmak için vesvese verir durur.
ġeytan, insana daima nasihatçı gibi yaklaĢır, kiĢiyi suça razı edemediyse, Ģüphe verir,
vesvese verir.
ġeytan, unutmayın insanı yanıltmak için yeminlidir. Verdiği tereddütle ibadetin
zevkini kaçırır. Çare nedir ?
ġeytana iltifat etmemek gerekir. O ne derse desin önemli değildir. ġüpheyi, vesveseyi
terk etmek gerekir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 121
Mustafa ÖSELMİŞ
T.
ÖZET OLARAK
NAMAZDA DĠKKAT EDĠLECEK BAZI HUSUSLAR :
-
Kerahat vakitlerinde namaz kılınmaz.
-
Yanan ateĢ, heykel ve resim karĢısında namaz kılmayalım.
-
Sureleri kendi duyacağımız kadar sesli okuyalım. Ġçten okuma, okuma değildir.
-
Namazı ta‘dili erkan üzerine kılalım. Namazlarımız boĢuna gitmesin.
Namaz kılan, önüne sütre denilen engel dikmelidir. Namaz kılanın önünden
geçilmemelidir.
- Namaz ciddiyet ister, bilgi ister. Oraya buraya bakılmaz, baĢka Ģeyler düĢünülmez,
esnenmez, mümkünse öksürülmez, saç, baĢ, örtü düzeltilmez, uygun olmayan kıyafetle namaz
kılınmaz.
- Ondan bundan duyulan her Ģey, bilmeden uygulanmaz. Allah‘ın, Peygamber‘in, mezhep
imamlarının ve din büyüklerimizin koyduğu kurallara ek yapılamaz, azaltılamaz.
-
O, bu, oturuĢlarda parmak kaldırıyor diye rasgele bilmeden parmak kaldırılmaz.
-
Ne okuduğunu, kaç rekat kıldığını bilmeden yatıp, kalkılmaz.
- Tesettüre son derece dikkat edilmelidir. Erkek kardeĢimiz gömlek kollarını, pantolonun
paçaları sıvamamalıdır. Hz. Peygamberimiz, baĢı açık çok az namaz kılmıĢtır, bu bakımdan
baĢı açık kılmamaya çalıĢılmalıdır. Bacı da, kısa etekle, saçlar dıĢarıda veya örtüden görünür
durumda, çorapsız ayaklarla namaz kılmamalıdır.
-
Temizliğe son derece dikkat edilmelidir. Maddi ve manevi temiz olunmalıdır.
-
Olur olmaz Ģeyler için sehiv secdesi yapılmaz, namazın çok iyi öğrenilmesi lazımdır.
Secde de ayakların yerden kalkmamasına, dirseklerin yere değmemesine dikkat
edilmelidir.
-
Namaza riya karıĢtırılmamalı, huĢu içinde acele etmeden kılınmalıdır.
-
Vaktinde kılınmayan namazlar en kısa sürede kaza edilmelidir.
- Farz, vacip, sünnet namazlardan sonra kuĢluk, evvab‘ın ve teheccüd gibi sevabı bol
nafile namazlar kılınmalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 122
Mustafa ÖSELMİŞ
Farz, vacip namazlar bizim üzerimize borçtur. Allah‘a nafilelerle yaklaĢabiliriz.
Sünnetleri kılarak da Allah Resulü‘nün Ģefaatine nail oluruz inĢallah.
- Namazda askerin komutanının karĢısında durduğu gibi duralım. Allah‘ın huzurunda
olduğumuzu unutmayalım. Sonra Allah‘ın huzuruna yatak kıyafetiyle çıkmayalım.
Bacılarımızın namaz kıldığı çorap, namaz eteği, erkek kardeĢlerimizin de namazda giydikleri
pantolon ayrı olursa, takvalı bir davranıĢ olur.
Maun suresinde namaz kılanları ikaz eden bir ayet var : ―Yazıklar olsun, o namaz
kılanlara ki, namazlarını ciddiye almazlar‖
Namaza ciddiye almayan birine Peygamber (AS) ―git namazını yenile‖ demiĢtir.
Bir hadislerinde de : ―En büyük hırsız, namazından çalandır‖ buyurur. Nasıl çalar
denince: ―Rükusunu, secdesini tam yapmaz, böylece namazından çalmıĢ olur‖ buyurur.
Alelacele namaz kılana Hz. Ömer ikaz eder:
-
Bu nasıl namaz böyle der. Ve namazı yenilemesini söyler.
Birgün Peygamber (AS) der ki;
-
―Kim namaza dikkat ederse, Allah ona beĢ büyük ikramda bulunur :
1- Allah ondan geçim sıkıntısını kaldırır
2- Kabir azabını ondan kaldırır.
3- Amel defterini sağ tarafından verir.
4- Sıratı kolayca geçirir.
5- Sorgusuz, sualsiz cennete koyar.‖ (2. Kandehlevi Müslüman ġahsiyeti, S:265)
U.
NAMAZ VE SAĞLIK :
Namaz ibadeti birçok yönden insan için büyük yararlar sağlar. Bu ibadet her zaman
her yerde yapılabilir. Onun için her Müslüman bu ibadeti yapmakla mükelleftir. Çünkü
namazını kılmayan dinini ayakta tutamaz.
-
Namazda 400 kadar hareket vardır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 123
Mustafa ÖSELMİŞ
Bütün eklemler namazda oynar. Namaz kılan 24 saat içinde devamlı ve düzenli
hareket etmiĢ olur.
-
Camiye gidip gelirken yürüyüĢ yapılmaktadır.
-
Namazda surelerin okunması, dua ederken beyni de çalıĢtırır.
-
Namaz, ruhun gıdasıdır. Ġnsanı Allah‘a yaklaĢtırır.
-
Namaz insanı kötülüklerden alıkoyar.
-
Namaz kılan kılmayana göre daha huzurludur, daha sağlıklıdır.
Bugünün yaĢayıĢı içinde insan vücudunda statik elektrik birikimi olmaktadır. Bu,
abdest almak ve namaz kılmakla boĢalmakta ve gerilim yok olmaktadır.
Beyne rükuda ve secde de daha iyi oksijen gitmektedir. Aynı zamanda secde ve rüku
ile kalp basıncı değiĢir. Böylece kalp de egzersiz yapmıĢ olur.
Yüksek tansiyonlu, devamlı ve düzenli namaz kılarsa kan basıncı normale
dönmektedir.
Namaz insana sinir sistemi bakımından faydalıdır. Dr. Thomas Hysloub bu konuda
der ki:
―Uzun senelerden beri görgü ve tecrübelerimden edindiğim bilgiye göre, uykuyu
tanzim eden en mühim unsur namazdır. Ben bir Dr. olarak, ruha ve sinirlere itminan, huzur ve
sukunet vermekte bugüne kadar bilinen en ehemmiyetli vasıtanın namaz olduğu görüĢünü
ortaya atıyorum.‖
Tıpta Nobel Ödülü kazanmıĢ olan ve halen ABD‘nde Rockefeller AraĢtırma
Komisyonu‘nun baĢkanlığını yapan ünlü psikolog Dr. Alex Carreyl de namazı Ģöyle anlatıyor
:
―Namaz, vücudun sistem ve organlarında bir hayatiyet peyda eder. Hatta bu,
günümüze kadar bilinen en muazzam bir zindelik kaynağıdır. Bir Dr. sıfatıyla birçok hastalar
gördüm ki, mütehassıs doktorlar tedavilerini baĢaramadı. Tıp aciz olarak elini çekince namaz
iĢe karıĢtı ve onları hastalıktan kurtardı. Namaz radyum cevheri gibi bir ıĢık kaynağı ve hayat
membaıdır.‖
Namaz kılmanın kemik erimesini önlediği bildirildi. SSK. Erzurum Hastanesi
Nöroloji Kliniği doktoru Mehmet Yavuz, namazda yapılan hareketlerin kemikleri
güçlendirdiğini vurgulayarak, ― 11 yıl içerisinde, 10 bin hasta üzerinde gerçekleĢtirilen kemik
erimesi ile ilgili araĢtırmada, namaz kılanlarda kemik zayıflığı ve erimesi hastalığına
rastlamadık‖ dedi. Dr. Yavuz, namaz kılmak için yapılan hareketlerin kemik mineral
YÜCE YARATAN’A KULLUK 124
Mustafa ÖSELMİŞ
yoğunluğunu arttırdığını, ayrıca abdest almanın da kemik zayıflığını önleyen bir meditasyon
olduğunu söyledi. ( 21-03-1996 Türkiye Gazetesi )
Son zamanlarda teknolojik geliĢme insan vücudunu pek çalıĢtırmamaktadır. Namaz
kılan için bu problem olmaz. Çünkü namazda oynamayan bir organ ve eklem yoktur.
Özellikle bel ve diz eklemleri hareket halinde olur.
-
Namaz kılanların kasları daha esnektir.
-
Dr. Vural Kavuncu : ―Namaz, sağlığımızın sigortasıdır‖ der.
-
Namaz insanı müthiĢ bir disipline sokar. BeĢ vakit de gafletten kurtulur.
-
Namaz, cenab-ı Allah‘a görevini yapmanın huzur ve mutluluğunu verir.
Ġnsanı bunalıma
psikolojisinden kurtarır.
düĢmekten,
karamsar
olmaktan,
kötüyüm,
günahkarım
Namaz en iyi meĢguliyettir. Can sıkıntısını önler, insanı manevi yönden derecesini
yükseltir. Ayrıca insanlar arasında da itibarlı, sevimli bir kimse yapar.
Namaz insanın hayatını güzelleĢtirir, güzel bir ölümle bu dünyadan ayrılmasını
sağlar.
En önemlisi namaz, insanın ebedi hayatını kurtarmasını sağlar. Peygamber (AS)
Efendimiz buyuruyorlar ki :
―Namaz vakti olunca güzelce abdest alıp, namazını kılan bir Müslümanın iki namaz
vakti arasında yapmıĢ olduğu günahları Cenab-ı Hak affeder, bağıĢlar. Tekrar namaz vaktine
hazırlanıp, namazını o iki namaz arasında yapmıĢ olduğu günahlar mağfiret olunur.‖
(Müslim No:227)
Peygamber (AS) baĢka bir hadis-i Ģerifinde Ģöyle buyurmuĢlardır: ―BeĢ vakit namaz,
kapınızın önünde akıp giden ve içinde yıkandığınız bol sulu temiz bir ırmak gibidir. Artık bu,
kirden ne bırakır?‖ (Riyazü‘s Salihin, 2 / 374 ) Evet günde 5 vakit namaz kılan bir
müslümanda da manevi kirden bir Ģey kalmaz.
Demek ki, namaz, maddi ve manevi kirlerden insanı temizler. Ġslamı seçen Ġsveçli
komutan : ―Namaz hayatıma, hayat kattı‖ demiĢtir. Çünkü namazla kötülükler iyiliklere
çevrilir.
Kütahya‘nın Dönenler Camisi ne zaman ibadete kapatıldıysa bahçesindeki kuyu
suyunun kesildiği görülmüĢtür. (30–9–2003 Vakit Gazetesi ) Allah‘ın kendisine yönelenlere
ihsanı, ikramı bol olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 125
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur‘an da namazdan yüz çevirenin sıkıntılı hayatı olacağı bildirilmiĢtir. (Taha 124)
Namaz insandan sıkıntıları giderir, stresi azaltır. Hz. Peygamber (AS) sıkıntılı
anlarda Hz. Bilal‘e :
- Ey Bilal! Kalk ezan oku, namaz kılıp rahatlayalım, der.
Ġnsan dine, ibadete muhtaç yaratılmıĢtır. Eğer dine meyledecek olursa, ancak o zaman
vücut tatmin olacaktır. Peygamber (AS) : ―namaz gözümüzün nurudur‖ demiĢtir. Ayrıca
―namaz gönlümün süruru‖ buyurmuĢtur. Birde ―namaz mü‘minin miracıdır‖ diyerek, namazın
kılanı yücelterek Allah‘a yaklaĢtırdığını ifade etmiĢtir.
Allah (CC) hepimize makbul olan namaz kılmayı nasip etsin inĢallah.
―Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle: Ey Rabbimiz !
duamı kabul et‖ (Ġbrahim:40)
NAMAZ ĠLE ĠLGĠLĠ SORULAR VE CEVAPLAR
1.
Soru : Namaz Kimlere Farzdır ?
Namaz önce Müslüman olana farzdır.Yani Müslüman namazdan mükelleftir. Ġkinci
olarak; buluğ çağına girene farzdır. Bayanlarda kan görmek, erkeklerde ihtilam olmak veya
15 yaĢına girmiĢ olmak gerekir. Üçüncü olarak akıllı olanlara farzdır.
Çocuklar için o daha çocuk aman uyusun, aman oynasın denilerek dünya merhameti
gösterilmez. Bu merhamet değil, merhametsizliktir. Küçüktü kıyamadım, büyüdü hakkından
gelemedim oluyor.
Ġnsan aile fertlerinden sorumludur.
Kuranda; ‗Ailene namazı emret, aile fertlerini cehennem ateĢinden koru emirleri vardır.‘
Hz. Peygamber de ‗ çocuklarınıza yedi yaĢına geldiklerinde namaz kılmalarını emredin, on
YaĢına girince kılmayacak olurlarsa dövün ve yataklarını ayırın‘ (Ebu Davut, Salat: 26 )
buyurmuĢtur.
2.
Soru: Namazda Namaz Kılanın Önünden Geçilmesi, Namazını Bozar mı?
Bozmaz, ama huzuru bozar. Geçen için günahtır.
Evlerde küçük çocuklara mani olmak mümkün değildir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 126
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamberimiz; ― Sizden biri namaz kılanın önünden geçmekte nasıl bir günah
olduğunu bilseydi, o adımı atmaktansa yüzyıl yerinde kalmak onun için daha hayırlı olurdu‖. (
K. Sitte 17/ s:18 ) diyor.
Namazda kılanın önüne bir engel konulmalıdır. Çünkü bazı hallerde namaz
bozulabilirde. ( Bak. K. Sitte 8/s. 171)
Namaz kılanın önünden geçmek ciddi bir konu, Hz. Peygamber, namaz kılana
müdahale etme yetkisi vermiĢtir.
Sütre, ince bir Ģey olabileceği gibi yarım metre yüksek bir Ģey de olabilir. Camide
sütre koymak mümkün değildir. Bu bakımdan erken çıkacak olanlar, arka saflara durmalı.
Sonradan sonradan namaza duranlar da önünden geçilmeyecek Ģekilde tedbir almalıdır.
Hasan ile Hüseyin, Peygamberimizin namaz kılarken üstüne de çıkmıĢ, önünden de
geçmiĢtir. Çocukların bu hali namazı bozmaz.
3.
Soru: Sünnet ile Farz Arasında KonuĢmak Namazı Bozar mı?
Farz ile sünnet arasında aslında dünya kelamı konuĢulmaz. Eğer bir mazeret varsa,
durum önemli ise konuĢulur. Çünkü namaz içinde değildir. Dolayısıyla namazı bozmaz.
Ancak namazın sevabı az olur.
4.
Soru: Nerelerde Namaz Kılınmaz?
Hz. Ömer (ra) der ki: ‗Hz. Peygamber (s.a.) yedi yerde namaz kılınmasını yasaklamıĢ.
1-
Çöplüklerde,
2-
Hayvan kesilen yerlerde,
3-
Kabristanda (türbelerde, caminin bir bölümü kabir ise kabir bölümünde kılınmaz)
4-
Yol kenarlarında,
5-
Hamamda,
6-
Deve ağıllarında,
7-
Beytullah‘ın üzerinde,
8-
Kilise, havra camiye çevrilirse, orada namaz kılınır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 127
Mustafa ÖSELMİŞ
9-
Bir de baĢkasına ait mülkte izinsiz namaz kılınmaz.
10- Gasp edilen yerlerde namaz kılınmaz. Hile ile alınan yerlerde, mirasçıların hakkının
verilmediği evde namaz tam olmaz.
Aslında Müslümanlar için yeryüzü mescittir. Fakat namaz maddi ve manevi temizlik ister.
5.
Soru: Yatsı Namazı ile Vitir Namazı Arasında Namaz Kılınır mı?
Vitir kapanıĢ namazıdır. Önce ve sonra namaz kılınmaz‘ deniyormuĢ.
Aslında vitir namazı yatsı namazından hemen sonra kılınmaz. Ama kalkamama endiĢesiyle
ümmetine güçlük olmasın diye Peygamber (AS) yatsıdan sonra hemen kılmıĢtır.
Ramazan‘da teravihten sonra kılınır. Vitir‘in önünde sonunda kaza namazı kılınabilir.
Gece namazı, nafile namaz ve teheccüt namazı kılınabilir.
6.
Soru: Süre bitmeden Rükûya Varılır mı?
Sûre bitmeden rükuya varılmaz. Sürenin bitiminde ‗Allahü Ekber‘ denilerek rükuya
hareket edilir.
Rükuda üç defa ‗Sübhane rabbiyel azim‘ dedikten sonra doğrulmaya baĢlanır.
Peygamber (AS): ‗Rükuda ve secdede ayet okumaktan men edildim‘ buyuruyor. Buna göre
Fatiha‘nın ve surenin bir kısmı rükuda okunmayacaktır.
7.
Soru: Allah Kimin Namazını Kabul etmez?
Peygamber (s.a.): ‗ Allah üç kiĢinin namazını kabul etmez:
1-
Kendisini sevmeyenlere imam olanın,
2-
Vaktin dıĢında namaz kılanın,
3-
Azad ettiğini tekrar köle edinenin‘ buyurmuĢtur. (Ġ. Canan, Hadis Ans: 8/279)
4-
Kocası haklı olarak dargın geceleyen kadının,
5-
Allah‘tan baĢkası için namaz kılanın,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 128
Mustafa ÖSELMİŞ
6-
Haram yiyenin, hak yiyenin namazını Allah kabul etmez.
8.
Soru: Namazı DüĢüren Özürler Nelerdir?
Namazı düĢüren özürler Ģunlardır:
1-
Adetli ve nifaslı olmak,
2-
Akıl hastası olmak,
3-
Bayılma ve koma hali, (beĢ vakiti geçerse namaz düĢer) bunlar sonra kaza da etmezler.
4-
Ġslama yeni girenin önceki namazları,
5- Kendini bilmez bir ihtiyarın ve hastanın namazı düĢer. Kendini bilen ihtiyar göz ucuyla
da olsa kılacaktır.
SarhoĢluk mazeret olmaz, kalbim temiz iddiası, bizim namazımız kılındı diyenden
namaz düĢmez.
9.
Soru: Namazda Kıyafet Nasıl Olmalıdır ?
Ġslamda temizlik esastır. Elbise temiz olacaktır.
Erkek kısa kollu ise öyle namaz kılar, kollarını sıvar da kılarsa mekruh olur.
Elbisede boya, harç gibi Ģeyler olabilir. Ama necis sayılan Ģeyler olursa o elbise ile namaz
kılınmaz.
Namaz Allah‘ın huzuruna çıkmak olduğundan düzgün ve temiz kıyafetle çıkılmalıdır.
Pijama ve eĢofmanla eğer temiz iseler namaz olur.
Kadın elleri, yüzü hariç bütün vücudu örtülü olarak namaz kılar. Dar, ince elbiseyle, içini
gösteren örtüyle evinde de olsa namaz kılamaz.
Kadın ayakları görünüyorsa çorapsız namaz kılamaz.
Takkesiz namaz erkeğe mekruhtur.
Resimli elbiseyle namaz kılınmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 129
Mustafa ÖSELMİŞ
10.
Soru: Seferilik Nedir?
90 Km.den fazla yere giden, orada on beĢ günden az kalacaksa seferi olur.
Ġnsan kendi evinde, eĢinin evinde, ana babanın evinde, yazlığında seferi olmaz.
90 Km.den fazla da olsa her gün gidilip gelinen yerde, seferilik olmaz. Yolda geçen
süre içinde seferilik olur.
Seferilikte 4 rekat olan farzlar iki rekat kılınır. Sünnet terk edilmez.
ġehirlerarası Ģoför veya görev yapan evine dönünceye kadar seferi sayılır.
Seferi olan bayram, Cuma namazından mesul değildir. Kurban üzerine vacip değildir.
Namazlar tam kılınırsa son iki rekatı nafile olur.
Mekke‘nin fethinde Peygamber (AS): ‗biz seferiyiz‘ demiĢtir. (H. Döndüren, Ġslam
ilmihali:386)
11.
Soru: BaĢı Açık Namaz Kılınır mı?
Erkeğin baĢı avret değildir. Takkesiz namaz kılana ‗namazın olmadı‘ denemez. Belki
bir sünneti ihmal etmiĢ olur. Bunun için sevabı az olur.
Başı açık namaz kılmak erkeğe mekruhtur.
BaĢa giyilen takke veya sarık alnı örtüp yere değmesine mani olmamalıdır.
Takke Yahudi takkesi gibi küçük olmamalıdır.
Bir husus da takke üzerinde baĢka bir inancın sembolünü taĢımamalıdır.
12.
Soru: Namazdan Sonra Tesbih Çekmek Bidat mıdır?
Namazdan sonra çekilen tesbih baĢka dinlerden geçmemiĢ ve Peygamber (AS) dan
sonra da icat edilmemiĢtir.
Peygamber(AS) her namazdan sonra ‗Sübhanelleh, Elhamdülillah, Allahüekber‘ denmesini
tavsiye etmiĢtir. ( Müslim Mescit: 146)
Peygamber (AS) parmakları ile çekmiĢ, sahabe, zeytin, hurma çekirdeklerini dizerek tesbih
yapmıĢlardır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 130
Mustafa ÖSELMİŞ
Namazdan sonra tesbih çekmek sünnettir.
Namazı bir alıĢkanlık olarak kılan veya üĢene üĢene kılan tesbihi ihmal eder.
Bir hadiste: ‗Size tesbih, tehlil, tekbir çekmenizi tavsiye ederim. Bunları parmaklarla sayın.
Zira parmaklar nerelerde kullanıldıklarından sorulacaklardır ve konuĢacaklardır. ( Ġ. Canan,
Hadis Ans: 16/ 115 ) buyrulmuĢtur.
Vasiyet durumunda olan bir hadislerinde de Peygamber(s.a.) Ģöyle demiĢtir:
Namazlardan sonra dua ve tesbihleri sakın terk etmeyin. 33 defa Sübhanellah, 33 defa
Elhamdülillah, 33 defa Allahüekber deyin‘. ( M.Kapcı, Peygamberin vasiyetleri: 53)
Birgün fakir Müslümanlar hep zenginlerin sevap kazandığını dile getirince
Peygamberimiz: ‗ Bende size bir sır vereyim, sizde çok sevap kazanın‘ demiĢ ve namazlardan
sonra 33‘er defa Sübhanellah, Elhamdülillah ve Allahüekber deyin‘ diye eklemiĢtir.
13.
Soru: Namaz Nasıl Kılınmalıdır?
Namaz yatıp kalkmakla olmaz. Peygamber (s.a.) nasıl namaz kıldı ve nasıl tarif ettiyse
öyle kılınmalıdır. Allah‘ın huzurunda Allah‘ı görüyormuĢ gibi, veda namazıymıĢ gibi
kılınmalıdır.
Hangi vaktin namazını kıldığını, ne kadar kıldığını, ne okuduğunu, kimin için, niçin
namaz kıldığını bilerek namaz kılınmalıdır.
Önem verilmeden kılınan namazların eski bir bohça gibi dürülerek kılana ‗ al bunlar
senin namazların‘ denilerek suratına çarpılacağını Peygamber (AS) haber vermiĢtir.
Namaz kılarken Allah‘ı, ahireti, ölümü, kabri, mahĢeri, cenneti, cehennemi, sıratı
düĢünerek veya surelerin manasını düĢünerek, vesvesesiz namaz kılınmasını sağlayacaktır.
14.
Soru: Kerahet Vakitleri Hangileridir?
Üç vakit vardır ki hiçbir namaz kılınmaz: GüneĢ doğarken, batarken ve tam ortada
iken.
Sabah namazı vakti, sabah namazının sünneti ve farzından baĢka namaz kılınmaz. (Ramuz:
310/5+481/1+ D.Ġs.Ġlm: 209)
Ġkindi ile akĢam arası nafile kılınmaz.
Mekruhluk ve yasak sadece namaz içindir, diğer ibadetler yapılır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 131
Mustafa ÖSELMİŞ
15. Soru: Vesveseye DüĢen Ne Yapmalıdır?
Şeytan, abdestte namazda çok vesvese verir.
Peygamber(sa) ‗vesvese Ģeytandandır‘ buyurur.Onun için vesveseye itibar
edilmemelidir.
Namazdaki vesvese anında galip zanna göre hareket edilir.
Vesveseye çare olarak namazdan baĢka bir Ģeyle meĢgul olunmamalıdır. Allah‘ın
huzurunda olunduğu unutulmamalıdır. Allah, ölüm, ahiret, kabir düĢünülmeli, surelerin
anlamı düĢünülmelidir.
Kuran‘da ‗kuĢkulananlardan olma‘ (Bakara:147)
‗ġüphelenenlerden olma‘ (Ali imran:60) buyurulur.
Peygamber(s.a.) ‗namazda ölümü hatırla. Namazda ölüm hatırlanırsa, namaz Allah‘ı
görüyormuĢ gibi kılınmaya çalıĢılır. Namazı son namazınmıĢ gibi kıl‘ buyurur. (Ramuz el
Hadis: 67/3)
16. Soru: Telefon Çalınca Namaz Bozulabilir mi?
Olur olmaz Ģeyler yüzünden namaz bozulmaz. Hele kimden geldiği bilinmeyen telefon
için namazı bozmak uygun olmaz. Ama önemli bir telefon bekleniyorsa, acil bir durum varsa,
namaz bozulur telefona bakılır.
Anne baba çağırıyorsa, çocuğa bir Ģey olduysa, yangın varsa, böyle acil durumlarda
namaz bozulur, gereken yapıldıktan sonra tekrar baĢlanır.
Namazdan çıkmak içinde hemen selam verilir çıkılır.
Telefon çalınca, telefona kafa yorulmaz. Kimdi, ne vardı diye düĢünülmez. Çünkü
Allah‘ın huzurundadır.
Sık sık çalan telefonlar, meşgul bırakılabilir.
Cafer-i Sadık (r.a.) ın ahırdan atını çalmıĢlar. Bunu gören çocuklar bağırmıĢlar: ‗‗atını
çalıyorlar‘‘ diye. Cafer-i Sadık hemen çıkmaz bir müddet sonra çıkar. ‗ Duymadın mı ? Sana
seslendik‘ demiĢler.ġöyle cevap vermiĢ:
―Namaz kılıyordum, aldığım tat atımın kaybından daha büyüktü, namazımı bunun için
bozmadım‖.
Bir husus da telefon çok çaldırılmaz. 3 defa çaldırılması yeterlidir. Telefonda ‗efendim‘
denmemelidir. Çünkü efendiliğe layık olan vardır, olmayan vardır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 132
Mustafa ÖSELMİŞ
17.
Soru: Namazda Sure Ayrımı Yapılır mı?
Namazda sureler sıra ile okunur. Tek sure atlanmaz. Uzun sure daha önce okunur.
Namazda sure ve ayet okunurken manasına göre okunmaz. Ġlmihallerde Ģöyle bir
örnek var. Allah‘a imanı red eden birine karĢı Ġhlas suresi okuyanın namazı bozulur.
Kuran‘dan kolay olan, hatasız bilinen sure okunur. ġu ayet Ģu sure okunmaz diye bir
ayrım yapılmamıĢtır.
Nafile namaz kılarken fatihadan sonra birinci rekatta kafirun, ikinci rekatta ihlas veya
Felak, Nas sureleri okunması tavsiye edilmiĢtir.
ġu azap ayeti Ģu sure Ģunu lanetliyor namazda okunmaz denilemez. Çünkü namazda sure ve
ayet manasına göre okunmaz.
Sure ve ayetler arasında ayrım yapılmaz.
18.
Soru: Gözden Akan yaĢ Namazı Bozar mı?
Namazdayken hastalıktan veya esnemekten gelen gözyaĢı namazı bozmaz.
Allah sevgisi, Allah korkusundan dolayı ağlamak namazı bozmaz. Peygamber (AS)
secde ettiği yeri ıslatacak kadar ağlamıĢtır.
Dünya üzüntüsünden dolayı ağlanırsa namazı bozar.
Namazda süt akıntısı, ter, gözyaĢı, burun akıntısı abdesti de, namazı da bozmaz.
19.
Soru: Sehv Secdesi Niçin Yapılır?
Namazı ne kadar kıldığını bilmeyen kimse yanılma secdesi ile durumu düzeltemez.
Çünkü rekatlar farzdır. Onun için rekatların tam olması lazımdır.
Namazın farzlarından biri terk edilirse, yine namaz bozulur, secde yapmak, durumu
kurtarmaz.
Sünnet terk edilirse secdeye gerek yoktur.
Ġmama uyan, kendi hatasından dolayı cemaatten ayrılıp secde yapamaz. Ġmama
uymuĢtur.
Ne zaman secde yapılır? Farzın öne alınması, sonraya bırakılması ve vacibin terki
halinde yanlıĢlık, secde ile düzeltilir, namaz tamamlanmıĢ olur. Buna sehv secdesi (unutma
secdesi) denir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 133
Mustafa ÖSELMİŞ
Son oturuĢta yanılma secdesi yapılacaksa, Hanefilere göre ettehıyyatü okuyacak kadar
farzdır. Diğer üç mezhebe göre salli, barik‘i de okumak, okuyacak kadar oturmak farzdır.
Sehv secdesi yapacak olanın ettehıyyatü, salli, barik dualarını okuduktan sonra selam
verip secdeye varması uygundur. Sadece sağına selam verse de olur.
Cemaatle namaz kılınıyorsa sadece sağa selam verilir, secdeye varılır. Namaz bitti
diye namazdan çıkanlar olmasın diye tek tarafa selam verilir.
20.
Soru: Seccadedeki ġekiller Namaza Mani midir?
Seccade üzerinde Kabe, mescid-i nebevi, cami gibi resimler namaza mani değildir.
Ayrıca mahsuru da yoktur. Çünkü seccade, yer sergisi gibi ayaklar altına serilmiyor. Hakaret
maksadıyla serilip üzerine .çıkılmıyor.
Mü‘minin miracı olan namaz maksadıyla Allah‘ın huzuruna çıkılıyor, namaz bitince
de dürülüp kaldırılıyor. Dürerken de ayak basılan yerle secde edilen yer üst üste getirilmiyor.
Seccadede tabiat resmi; ağaç, dağ, nehir gibi manzaralar da namaza mani değildir.
Seccadede insan, hayvan resmi veya kötü, islama, ahlaka uymayan bir görüntü olursa
namaza manidir.
Seccade çok süslü olup insan zihnini meĢgul etmemelidir. Seccade, sade olursa daha
uygun olur.
Üzerimizdeki paradaki, kimliklerdeki resimler, cüzdandaki resimler de namaza mani
değildir. Çünkü kapalıdır. Eğer resim odada varsa kaldırılır, kaldırılamazsa üzeri örtülür.
Değilse resimsiz odada kılınır.
21. Soru: ĠĢyerinde Namaz Kılınır mı?
Bir tarlada, bahçede, özel mülkte namaz kılabilmek için, özel bir sudan abdest
alabilmek için sahibinden izin alınır.
ĠĢyerinde de abdest alıp namaz kılabilmek için iĢ sahibinden izin alınır.
ĠĢ sahibi, ibadet etme imkanını sağlamakla sorumludur.
Farz, vacip ibadetlere yasak konamaz. Namaz kıldırmamak, oruç tutturmamak,
Cuma‘ya salmamak yüce Allah‘a isyana ve din düĢmanlığına girer.
Fıkıhta bir kural vardır. ‗Allah‘a isyan edene itaat edilmez‘ diye. Eğer ibadete
müsaade edilmiyorsa baĢka bir iĢ arayıĢı içinde olunur. Ġhtiyaç varsa, iĢ buluncaya kadar
çalıĢılır. Kılınamayan namazlar kaza edilir.
ÇalıĢan da iĢi aksatmaz, aldığını hak eder. Çabuk kılar, hemen iĢine döner veya ibadet
için çalıĢmadığı zamanı telafi eder.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 134
Mustafa ÖSELMİŞ
22.
Soru: Cuma Namazı ile Ġlgili Kısa Bilgi Verir misiniz ?
Cuma, bayram namazlarından kadın sorumlu değildir.
Cuma‘nın Ģartları Ģunlardır:
1-
Erkek olmak,
2-
Hür olmak,
3-
Misafir, yolcu olmamak,
4-
Hasta, ihtiyar olmamak.
Cuma‘yla ilgili Kur‘an‘da sure vardır. Özürsüz üç Cuma‘yı terk edenin kalbinin
mühürlendiği bildirilmiĢtir.
Cuma saati erkeğe alıĢveriĢ, iĢ haramdır.Ezan okununca iĢ, güç, alıĢveriĢ
bırakılacaktır. Camiye gitmekle mükellef olmayan çocuk, özürlü ve kadın iĢ yapabilir.
Cuma mü’minin bayramıdır. Temizlik esastır.
Cuma darül harpte bile olsa üç kiĢi bir araya gelince mezhebimize göre kılınır. ‗Devlet
baĢkanı kıldırmıyor veya darül harpteyiz‘ diyerek baĢkalarının Cuma kılmasına mani olmak,
sevap olan bir iĢ değil, büyük vebali olan iĢtir.
Cuma namazı, 4 sünnet+2 farz+4 sünnet = 10 rekattır. Cuma‘nın kabul olmaması
halinde, zuhruahir ve 2 rekat vakit sünneti kılınır. Farzı kılıp kaçmamak lazım. Hz.
Peygamber ‗‗Sizden biri Cuma‘yı kıldı mı 4 rekat daha kılsın‘‘(K.Sitte 8/S:449)
Zuhruahir kılmak, tedbirdir, takvadır. Eğer Cumamızdan emin isek, yine zuhruahiri
kılmakta fayda var, kaza borcu ödemiĢ olunur. Son iki rekatı da son kazaya kalmıĢ Sabah
namazı olarak niyetlenebilinir.
Kerahat vaktinde ve hutbe okunurken namaz kılınmaz. Mescid namazı kılanlar, saatin kaç
olduğuna dikkat etmelidir.
Erken çıkanlar namaz kılanların önünden geçmemelidir. Bunun için arka saflarda
namaz kılarlarsa daha uygun olur.
Camid
e uyumak, konuĢmak, herhangi bir yolla rahatsızlık vermemek gerekir.
Cuma‘ya gidemeyen özür sahibi, o günün öğle namazını kılar.
Eğer iĢ sahibi Cuma‘ya salmazsa, çalıĢanın, iĢi bırakıp Cuma‘ya gitmesi caiz değildir.
Bu durumda izin isteyecektir, vermezse münasib bir dille meseleyi anlatacaktır. Değilse
uygun bir iĢ arayacaktır. ĠĢ bulamazsa, çalıĢmaya da mecbur ise uygun iĢ buluncaya, Allah‘ın
kendisine çıkar bir yol gösterinceye kadar orada çalıĢır. Cuma‘nın yerine de öğle namazı kılar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 135
Mustafa ÖSELMİŞ
Cuma günleri bacılarımızla bir araya gelip kur‘an okumalı, dua etmeli, zikretmeli yani
Cuma‘yı değerlendirmelidir. Analık, kadınlık gibi kutsal görevlerin aksamaması için
Cuma‘nın kendilerine farz kılınmadığı için bir eksiklik hissetmemelidirler.
Bacılarımız, Cuma‘yı bayram bilir, temizlik yapar, yakınlarını hazırlayıp camiye
gönderir, kendi de Cuma‘ya saygılı olur, cumalaĢırsa Cuma sevabı olacaktır.
23.
Soru: Cuma Namazı Kaç Rekattır?
Bazıları Cuma namazı 2 rekattır diyor, izah etmiyor, kafa karıĢtırıyor.
Cuma namazının farzı iki rekattır. Ama önce 4 rekat sünnet, sonra da 4 rekat son
sünnet vardır. Hz. Peygamber, sahabe, tabiin ve bugüne kadar hep böyle kılınmıĢtır.
Mezhepsiz ve sünnetsiz bazı kimseler peygamberlere ve mezheplere itibar etmediği
için Cuma 2 rekattır deyiveriyor.
Peki 10 rekat kılan Cuma namazını kılmıĢ olur mu? Olur, ama Hz. Peygamber ve
sahabe devrini değilde günümüzü ve insanımızın durumunu düĢünerek hareket edersek,
mezhep imamlarının görüĢüne de itibar edersek, isabet etmiĢ oluruz.
Ġslam‘ın yayılması ile bazı haller değiĢmiĢ, mezhep imamlarımızda açıklık getirmiĢtir.
Bugün 10 rekat Cuma kılan çıkıp gitmezse daha iyi olur, konmuĢ tedbirlere uyarsa kendi
lehinedir.
Diyelim ki; altta üstte, yolda, bahçede sıkıĢ tepiĢ kılınan Cuma eksik oldu. O zaman son
kazaya kalmıĢ öğlen namazı kılınacak olursa, Cuma yerine öğlen namazı kılmıĢ oluruz. Cuma
kabul olduysa, bir öğle namazı borcu ödemiĢ oluruz. Son iki rekatı da kazaya kalmıĢ sabah
namazı olarak niyetleniriz.
Bu konuda hiç münakaĢaya gerek yok.
Bundan iki üç ay önce bir camide cereyan kesiliverdi, hoca yattı, cemaat kalktı, cemaat yattı,
hoca kalktı.Ne oldu Ģimdi? Bana sordular. Zuhru ahir kıldınız mı? Evet diyenler oldu, hayır
diyenler oldu.
Bir kardeĢimizde cemaat kalabalıktı, yolun öbür tarafında bir binada Cuma kılmıĢ,
oldu mu? diye sordu.
Bizden önce bazı Ģeyler boĢuna düĢünülmemiĢ, boĢuna tedbir alınmamıĢtır. Bazı
konuları tartıĢmakta yarar yoktur. Bize de sorumluluk getirir.
Bazı konuların ısıtılıp ısıtılıp temcit pilavı gibi gündeme getirilmesi yanlıĢlıklara yol
açar.
Bir husus da Cuma namazı cemaatle kılınır, evde kılınmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 136
Mustafa ÖSELMİŞ
24. Soru: Kadın Camiye Gidebilir mi?
Fıkıh kitaplarında ‗‗herhangi bir fitne yoksa kadın gündüz camiye gidebilir. Gece ise
yanında mahremi olmadan camiye gidemez‘‘ denilmektedir.
Kadın camiye uygun elbise ile gidebilir. Koku sürünemez.
Peygamberimiz (AS) kadına görevleri açısından mescidinin evi olmasını tavsiye
etmiĢtir.
Erkek camiye giderse 27 derece fazla sevap, kadın evinde namaz kılarsa 27 derece
fazla sevap alacağı bildirilmiĢtir.
Kur‘an da Nur suresinde kadınlar için ‗‗Evlerinizde oturun‘‘ buyrulmuĢtur. Peygamber
(s.a.)da; ‗‗ kadınların namazgahı evleridir‘‘ buyurur.
Kadının iĢi, çocukların bakımı, eğitimi ve kadının asli vazifesine göre yeri evidir.
25.
Soru: Kadın – Erkek Aynı Hizada Namaz Olur mu?
Kadının öne geçip erkeklere namaz kıldırması haramdır. Hepsinin namazı bozulur.
Kadının kadınlara imamlığı mekruhtur. Nafile namaz kılarken mesela; tesbih namazı için
biraz öne çıkar veya safta kalır. O dıĢından okur, diğerleri tekrar eder.
Kadınla erkeğin yakınlığı ne olursa olsun aynı hizada namaz kılamazlar. Ġkisinin de
namazı bozulur. Kadının geride kılması gerekir.
Kadın-erkek birbirine yabancı ise arada mutlaka bir perde bulunması lazımdır.
Ġmam olan erkeğin eĢi, anası, kızı gibi yakını olmazsa, erkeğin kadınlara imamlığı mekruhdur.
Erkek cemaat varsa o zaman mekruh olmaz.
Ramazan, cuma ve bayramlarda kapalı yerlerden imama uyulmaz. Hoparlör olsa da uyulmaz.
Mutlaka bir açıklığın olması gerekir.
Kadınlar erkek çocuklarla da aynı hizada namaz kılamaz. Önce erkekler, arkada erkek
çocuklar ve arkada da kadınlar saf tutmalıdır.
26.
Soru: Hoparlörle Ezan ve Namaz Olur mu?
Hoparlörden gelen ses yankı değildir. Hoparlör, sesi taĢıyıcı ve yükseltici bir alettir.
Hoparlörden çıkan ses makinenin sesi değildir. Hoparlörle ezan okunur. O sese uyup namaz
kılınır.
Yalnız radyodan, televizyondan gelen sese uyulup namaz kılınmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 137
Mustafa ÖSELMİŞ
27.
Soru: Camiye Gitmemek Ġçin Özürler Nelerdir ?
Erkeklerin namazı camide kılmaları kuvvetli bir sünnettir. Peygamber (AS) Ģöyle
buyurur:
‗‗Ezan okuyayım da gelmeyenlerin evini yasım geliyor.‘‘ Namazı camide kılan erkeğe
27 derece fazla sevap olduğu bildirilmiĢtir.
Cemaate katılmamak için Ģu özürler geçerlidir.
1-
Gidemeyecek kadar ihtiyarlık ve yaĢlılık,
2-
Sağlık açısından tehlike mevcutsa,
3-
Malın çalınma tehlikesi varsa,
4-
Hava Ģartları müsait değilse,
5-
Cami çok uzaksa,
6-
Çocuk, hasta bakıyorsa,
7-
Görev yönünden müsait değilse,
8-
Özür sahibi ise,
9-
BaĢkalarına rahatsızlık verecek bir hal varsa,
10- Ġlmi çalıĢmalar yapıyorsa o kiĢi camiye gitmeyebilir.
ġeyhülislam Mevlana ġemseddin-i Fanari cemaate katılmıyor diye Yıldırım
Bayezid‘in Ģahitliğini kabul etmemiĢtir.
Bir hadiste: ‗‗Camiye gidenin her attığı adıma karĢılık Allah onun bir günahını
affeder, onu bir derece yükseltir. O kiĢi camide olduğu müddetçe namazda sayılır. Melekler
onun için dua eder‘‘ buyrulmuĢtur. (Buhari, Salat:87)
Hz. Ömer (r.a.) oğlu Abdullah‘la çarĢıyı dolaĢırken ezan okununca, halkın iĢini bırakıp
camiye koĢtuğunu görünce Ģöyle der: ‗‗ Bunlar hakkından ayet nazil olmuĢtur.‘‘
28.
Soru: Kutuplarda Namaz Nasıl Kılınır?
Bazıları bilmesi gerekeni bilmez, yapması gerekeni yapmaz. Kendini ilgilendirmeyen
Ģeylerle uğraĢır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 138
Mustafa ÖSELMİŞ
Üzerinde bir sürü kaza namazı borcu vardır. Normal namaz kılmaz. Mesela; kerahat
vakitlerini bilmez, kıbleyi bilmez. Cuma, bayram namazları nasıl kılınır merak etmez. Ama
kutuplarda nasıl namaz kılınır ? bunu merak eder. Merakının sebebi, islamda eksik bulmak,
islamın çözemediği bir konu aramaktır.
Sorsak: - Kutuplara gittin mi? Cevap ‗‗Hayır‘‘ gidecek misin? Hayır. Seni oraya
götürseler orada namaz kılar mısın? Hayır olacaktır.
Ġslamda cevabı olmayan bir soru yoktur. Yani islamın çözemediği bir problem yoktur.
Bu sorunun cevabı da Ģöyledir:
Kutuplarda oruç tutan ve namaz kılan en yakın ülke ve namaz vakitleri belirlenen yere
göre hareket eder. Yani en yakın yerin takvimi esas alınır.
Uçakla bir yere giden kimse nerede niyetlendiyse, o yerin saatine göre orucunu bozar.
Ġsterse güneĢ batmamıĢ olsun.
Ġslam, kıyamet dinidir. Çağlar üstü bir dindir. Çağları arkasından sürüklemeye devam
edecektir.
29.
Soru: Namazda Göz Kapatılır mı?
Dikkatim dağılmasın diye göz kapatılmaz. Kapatılırsa, insanın gözünün önüne bir çok
Ģey gelir.
Gözün ara sıra kapanmasında sakınca yoktur, ama devamlı kapatmak mekruhtur.
Körün imamlığının mekruh oluĢu, gözünün kapalı oluĢundandır.
Göz ayakta secde yerine, otururken iki dizin arasına bakacaktır. Rükuda da ayak
uçlarına bakacaktır.
30.
Soru: Namazda Herhangi bir ĠĢaret Verilebilir mi?
Namazda gözle, kaĢla, elle, ses yükselterek, ayetin anlamı ile, öksürükle herhangi bir
iĢaret manasına gelen bir hareket namazı bozar.
Birisi ile haberleĢme gibi, ben buradayım manasında ses çıkarmak gibi Ģeyler namazı
bozar.
Bakkal namaz kılarmıĢ, biri dükkana girince ‗‗ben buradayım, namaz kılıyorum‘‘ diye
öksürürmüĢ... Bu Ģekilde kılınan namazlar kabul olmaz.
31.
Soru: Türkçe Namaz Olur mu?
Cenab-ı Allah ibadetleri emrederken Kur‘an dili ile emretmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 139
Mustafa ÖSELMİŞ
Cihan Ģumül olan islam‘da ibadet aynı dilde yapılır.
‗‗Türkçe ezan, Türkçe namaz‘‘ diyenler sanki ‗‗Haydi namaza!‘‘ diye ezan okunsa
koĢup namaz kılacaklar.
Ezan ve namaz vahiy yolu ile gelmiĢtir, değiĢmez.
Hz. Peygamber (s.a.): ‗‗Beni nasıl namaz kılar görürseniz öyle namaz kılın‘‘
buyurmuĢtur.
Kur’an dilinden başka bir dille namaz olmaz.
Kıraat yani okumak namazın farzlarındandır. Allah da: ‗‗Namazda Kur‘andan kolay
geleni okuyun‘‘ buyurur.
Tercüme Kur‘an değildir.
Hz. Peygamber‘e çeĢitli dilde insanlar geldi, Müslüman oldu. Peygamber (s.a.) onlara
Arapça namaz öğretti. Kendi dilinde namaz kılabilirsin demedi.
Bir insan ancak kendi dilinde dua eder, Ģükreder, tevbe eder, ama namaz kılamaz.
Bir ayette: ‗‗Kur‘andan tane tane oku‘‘ buyurarak Kur‘andan okunması emredilmiĢtir.
Namazın Arapça‘dan baĢka bir dil ile kılınamayacağına dair Din ĠĢleri Yüksek
Kurulu‘nun fetvası vardır.
Kolaylık olur, daha fazla insan namaz kılar gibi masumane düĢünceler gibi göstererek
Ġslam‘a yönelen bu sinsi düĢmanlıklara asla kulak asılmamalıdır.
Peygamber (s.a.) Ģöyle buyurur:
‗‗Kur‘andan okumadan namaz olmaz‘‘ (Müslim, Salat:11)
‗‗Fatiha okumayanın namazı sahih değildir.‘‘ (Buhari, Salat:95)
‗‗Beni nasıl namaz kılar görürseniz öyle namaz kılınız‘‘ (Buhari, Ezan:18)
‗‗Bizim iĢimiz Kur‘an‘la‘‘ deniyor. Sünnet red ediliyor. ‗‗Okuduğumuzu anlamadan
namaz olur mu?‘‘ deniliyor. Namaz, Kur‘an-ı anlamak için değildir. Kur‘an-ı anlamak isteyen
Kur‘an-ın tercümeleri vardır, açar okur. Mesele üzüm yemek değil. Bunlar iyi niyetli kimseler
değildir. ĠĢleri güçleri kafa karıĢtırmaktır.
32.
Soru: Ölenin Namaz Borcu Nasıl Ödenir?
Namaz için gerekli her türlü kolaylık gösterilmiĢ, her durumda herkesin kılması için
fırsat verilmiĢtir. Bu bakımdan diğer ibadetler gibi namazın kefareti yoktur.
Kasten terk edilmiĢ, bile bile kılınmayan namazlar için kefaret olmaz. Ancak
hastalığın ağırlaĢtığı, iyice acizliğin olduğu anlardaki kılınamayan namazların hesaplanıp
fidyesi verilir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 140
Mustafa ÖSELMİŞ
Bu konuda vasiyet varsa, o yılın fıtır sadakası kadar her vakit için verilir. Kabulü için dua
edilip affı umulur.
Aciz düĢmüĢ bir insanın vasiyet etmesine de gerek yoktur. Malın üçte birinden 6 vakit
için 6 fidye verilir.
Ölüm olayı olmadan fidye verilmez.
Keyfi ve ihmalden dolayı kılınmayan namazlar için fidye verilmez.
Az bir paranın elden ele dolaĢtırılması gerekli değildir. Ancak ‗‗Ġyilikler kötülükleri götürür‘‘
ayetine göre sadaka verilir, kabulü için dua edilir.
Namaz borcu, baĢkası tarafından kılınıp ödenemez. En güzeli imkan varken kılmaktır.
33.
Soru: Namazın Kazası Olur mu?
Vaktinde kılınamayan namaz kazaya kalır. (Cuma, bayram namazları kazaya kalmaz)
kazaya beĢ vaktin farzları ve vitir namazı kalır.
Sabah namazının sünneti vaktinde kılınmadıysa, o gün kuĢluk vakti kılınır.
BaĢlandıktan sonra bozulan sünnet ve nafileler, sonra kaza edilir.
Namazı geciktirmek tevbe gerektirir, terk ise günahtır. Ġslam‘da ancak unutma ve
uyuyakalmak mazeret sayılır. Unutmak ve uyuyakalmakta günah yoktur.
Namazı vaktinde kılmayan için kaza kılma izni bir fırsattır.
Hendek SavaĢı‘nda 4 vakit namaz kılınamamıĢtı. AkĢam topluca kaza edildi.
Namaz, eğer kaza ile ödenirse, borç ödenmiĢ olur. Sevabı az olur.
Kaza borcu olan sayısını tam bilemezse, kanaat getirinceye kadar kılar.
Kaza namazları kerahat vaktinin dıĢında her zaman kılınır.
Kaza borcu olanlar hiç zaman kaybetmeden kazaya kalmıĢ namazları hesap etmeli,
ettirmeli bir an önce kılmaya baĢlamalıdır. Çünkü ölüm her an gelebilir. Borcunu gözünde
büyütmemelidir. Bir an önce baĢlamalıdır. Kılamasa, bitiremese bile Allah niyetine göre
muamele edeceğine inanıyorum.
34.
Soru: Bir Namaz Kılarken BaĢka Namaza da Niyet Edilebilir mi?
Ġki namaz birden kılınamaz, aynı anda iki namaza birden niyet edilmez.
Farz ayrı, sünnet ayrı, nafile ayrıdır. Ayrı ayrı emredilmiĢtir. Zamanları farklıdır,
emredenleri farklıdır, kılınıĢı farklıdır. Ayrıca her ibadet, baĢlı baĢına bir ibadettir. Her
ibadetin niyeti farklıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 141
Mustafa ÖSELMİŞ
Namazlarda çift niyet olmaz.
Niyet, namazın farzlarındandır. Bu niyet, kesin ve açık yapılmalıdır. Ne kılınıyorsa niyet
onadır. Bir hadiste: ‗‗Ameller niyete göredir‘‘(Buhari, Vahiy:1) buyrulmuĢtur.
Niyette namazın türünün belirtilmesi ve ona göre niyet edilmesi Ģarttır. (H.Döndüren,
Ġslam Ġlmihali:236)
Kimse kılmadığı namazı kılmıĢ sayılmaz.
Sünnet kılarken, geçmiĢ kaza namazına da niyetlenenin bir anda ikisini de kılanın içine
sinecek midir? Aklı buna ‗‗Evet‘‘ diyecek midir?
ġüphe ile ibadet olmaz. Kimsenin içine sinmeyecektir. Kimse böyle kılınan namazlardan zevk
de almayacaktır.
35.
Soru: Sünnet Namazlar Terk Edilir mi?
ġafi mezhebine göre kaza borcu olan, kaza borcunu ödemeden sünnet ve nafile kılmaz.
Bir an önce borcunu öder.
Hanefi mezhebine göre bir insanın kaza borcu da olsa, sünnetleri terk edemez. Hatta
nafileleri bile kılar. Kaza da kılınır, sünnet de kılınır, nafileler de kılınır.
Kaza borcu olan kaza kılacağım diye sünnetleri terk etmemelidir. Zaten kazaya
bırakmakla günah iĢlemiĢtir. Bir de sünneti terk ederek ikinci bir günah iĢlememelidir.
Sünnet de bir emirdir. Müslüman sünnetten de sorumludur. Sünneti yapan nasıl sevap
alırsa, terk edende günah iĢlemiĢ olur.
Sünneti terk eden peygamberi hoĢnut edemez ve Ģefaatinden mahrum olur.
Kur‘an da Cenab-ı Allah 50 kadar ayette Peygamber‘e uymayı emrediyor. Buna göre;
Muhammet ümmeti Peygamber‘inin Ģefaatine vesile olacak sünneti terk etmemelidir.
Kur‘an da: ‗Allah‘a ve Resulüne uyun ki, amelleriniz boĢa gitmesin‘ (Muhammet: 33)
buyurularak Peygambere uymayanın amelinin boĢa gideceği haber verilmiĢtir.
Sünneti terk, Peygamberi terktir. Sünnetten uzaklaĢan Peygamber‘den de uzaklaĢır.
Peygamber de ondan uzaklaĢır.
Bazı sünnetler vardır ki, farza yakındır, nasıl terk edilir?
Peygamber‘i seven sünneti de sever. Sünnetine uymakla ancak onun sevgisini kazanır.
Unutmayalım Ebucehiller, Ebulehebler Peygamberlere uymadıkları için Allah‘ın düĢmanı
oldular.
Hakkında ayet ve hadis olan bir namazı terk etmek asla doğru değildir.
BeĢ vakit namazın her vaktine iĢaret eden ayet vardır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 142
Mustafa ÖSELMİŞ
Sünnet ve nafile namazlar için de Hz. Peygamber‘in hadisleri vardır. Mesela; Hz.
Peygamber(s.a.) Ģöyle buyurur:
‗Sabah namazının iki rekat sünneti dünya ve dünyadaki her Ģeyden hayırlıdır‘.(Müslim
Salat:96)
‗Öğleyin 4 rekat sünnet, 4 rekat farz ve 2 rekat sünnet vardır‘. ( Tirmizi, Cuma: 66)
‗‗Ġkindinin sünnetini kılana Allah merhamet etsin. Dünya ve dünyadakilerden
hayırlıdır. (Tirmizi, Salat:201)
‗‗AkĢamın iki rekat sünneti farzla beraber yükseltilir ve Allah‘a arz olunur.‘‘
Peygamber yatsının son sünnetini asla terk etmemiĢtir.
Teravih müekkeh sünnettir. Yılda bir ay kılınır.
Ayrıca kuĢluk, evvab‘ın, teheccüt ve tesbih namazlarını Peygamber terk etmemiĢtir.
Kılın diye tavsiye etmiĢtir.
Allah‘ın bir veli kulu der ki:




Rızkın bereketini kuĢluk namazında,
Kabrin ıĢığını teheccüt namazında,
Kabir sorgusunun cevabını Kur‘an okumakta,
Kıyametteki kurtuluĢu Allah‘ı zikirde bulduk
Sünnet de efal-i mükellefindendir.
ġimdi nasıl terk edeceğiz bunları ?
36.
Soru: Namaz Kılmaya BaĢladım, Zevk Almadım Ne Yapayım?
Namaz, Müslüman olmanın Ģartlarındandır. Onsuz olmaz. Dinin de direğidir. Dinini
ayakta tutmak isteyen namazlarını kılacaktır.
Namazın ihmali isyandır. Geciktirilmesi ise tevbe istiğfarı gerektirir.
Namaz, bizi yaratan Allah‘ın emri olduğu için kılınır. Zevk almak için, sağlık için ve
baĢka bir maksatla kılınmaz.
Namaz, günahlardan, haramlardan uzak sırf Allah rızası için kılınmalıdır.
Ebu cehil, Peygamber (s.a.) namaz kılarken ona saldırmak üzere harekete geçince,
aniden arkasını dönmüĢ, ellerini kaldırarak korunmuĢtu. Ne oldu? Dediler: ‗‗aramızda ateĢten
bir engel oluĢtu‘‘ cevabını verdi. Ve Alak suresinin 10-19 uncu ayetleri nail oldu.
‗‗Sakın sen ona uyma, sen secde et, rabbine yaklaĢ‘‘ buyuruluyordu.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 143
Mustafa ÖSELMİŞ
37.
Soru: Alkol ve Kolonya Elbisemize Dökülse, Tuz Döksek Alkol Tuzu Kırar
mı?
Alkol ve kolonya dökülen elin, yüzün ve elbisenin yıkanması gerekir. Yıkanmadan
namaz kılınmaz.
Peygamber (s.a.) ‗‗temizlik üçtür‘‘ demiĢtir. Üç defa yıkamak gerekir.
Yıkamayıp da tuz dökülmesi alkolün necisliğini gidermez. Haramlığını helale
döndürmez.
38.
Soru: Bile Bile Haram Yiyenin Namazı Kabul Olur mu?
Olmaz. Peygamber (s.a.) ‗‗kırk gün kabul olmaz diyor, bir lokma haram için‘‘.
Mesela; faiz Kur‘an‘da, sünnette haram. Faiz yiyenin de namazı kabul olmaz.
39.
Soru: Namazda Zorlama Dlur mu?
Ġmanda zorlama olmaz. Ġnandıktan sonra mutlaka namaz kılınacaktır.Aile reisi, önce
eĢine, çocuklarına namazı öğretecek, sonra da kılmalarını isteyecek, kılmazlarsa görünecek,
zorlayacak, hatta çocuğunu gerekiyorsa dövecek bile.
40.
Soru: Ġçki Ġçiren Bir Lokantanın veya Bir Otelin Bir Yerinde Namaz Kılınabilir
mi?
Lokanta yemek yenmek, otel yatıp kalkmak için yapılmıĢtır. Buralarda çalıĢanlar veya
otelde kalanlar temiz bir köĢede namaz kılar.
41. Soru: Namazla Alay Edene, Namaza KarĢı Gelene Susmak mı Gerekir, Yoksa Bir
ġey Söylemek mi Gerekir?
Namaz Allah‘ın emri. Hakkında ayet var, hadis var. Ġnkar eden, alay eden küfre girer.
Böyle bir durumda uzun uzun tartıĢılmaz. Hata yaptığı söylenir. Uygun bir dille
uyarılır.
Susmak doğru olmaz. Çünkü Peygamber (s.a.): ‗‗haksızlık karĢısında susan dinsiz Ģeytandır.‘‘
buyurmuĢtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 144
Mustafa ÖSELMİŞ
Hakikat karĢısında susunca karĢı tarafın üstünlüğü ve haklılığı kabul edilmiĢ olur.
Dinimizde tepki göstermek ve iyiliği emredip kötülükten men etmek, aynı zamanda
tebliğ etmek müslümanın üzerine farzdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 145
Mustafa ÖSELMİŞ
VI.BÖLÜM
ĠBADETLERDE
KOLAYLIK – ÖZÜR – KEFARET VE CEZA
ÖNSÖZ
Ġslâm‘da ibadetten önce bilgi gelir. Kur‘an‘da bildirildiğine göre bilenle bilmeyen bir
olmaz. Bilerek yapılan ibadetler bilmeden yapılan ibadetlerden üstündür.
Kur‘anın ilk inen ayeti okumayı, öğrenmeyi emreder. Ġnsan önce dinini ve dinin
emirleri öğrenecek yanlıĢ yapmayacaktır, noksan yapmayacaktır.
Peygamber (a.s.) Ģöyle buyurur : ―Bilmek, öğrenmek, kadına da erkeğe de farzdır.‖
Ġslâm‘da bilmek, bilerek yapmak çok önemlidir. Ġbadetler eksik veya yanlıĢ yapılırsa,
ameller boĢa gider. Yapılan amellerin sevabı da olmaz.
Ġbadet nedir? Sağlanan kolaylıklar nelerdir? Özür nedir? Kefaret nedir? Bunları
bilmeden biz Allah‘a yaklaĢtıran ve bizi borçtan kurtaran ibadet yapamayız.
Ayrıca haramın, günahın ve yanlıĢ yapmanın cezasını ve bu cezadan kurtulmayı
bilirsek, bizim için caydırıcı olacaktır. Daha dikkatli yaĢama imkânı elde edilecektir.
―Bilmediğimizi Allah affeder‖ diyerek öğrenmeyi ihmal etmek de yanlıĢtır. Ġnsan
bilmediğini hemen öğrenmelidir. YanlıĢ yaptığını düzeltmelidir. Eksik yaptığını da
düzeltmelidir.
Ġnsanın dinini öğrenmesi ibadettir, ibadet sevabı kazandırır. Çünkü; dinin öğrenilmesi,
ibadetten önce gelir. Bilgisizce yapılan ibadetler, insana zevk vermez ve Allah‘a da
yükselmez.
Ayrıca eksik ve yanlıĢ yapılan ibadetler için kefaret ve telafi yolları bilinirse, ameller
boĢa gitmez.
Bir de rahatsızlık hallerinde nasıl ibadet edilecek bilinirse, Ģüpheler giderilmiĢ olur ve
ibadetten soğunmaz. Kulluk borcunun yerine getirilmiĢ olduğuna inanılır ki, bu da insana
mutluluk verir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 146
Mustafa ÖSELMİŞ
ġuurlu ve ihlaslı bir ibadet ancak bilgi ile olur. Bilgimiz olmazsa, kafamız karıĢık olur.
Kafa karıĢıklığı ise Ģeytanın arayıp bulamadığı bir haldir. Devamlı Ģüphe ve vesvese verir
durur.
DĠNĠ VE FIKIH ĠLMĠNĠ BĠLMEK
Bir müslümanın üzerine dinini bilmesi, nasıl ibadet edeceğini bilmesi, nasıl inanması
gerektiğini bilmesi, ayrıca emir ve yasakları tam olarak bilmesi üzerine fardır.
Bu bilgilerin bilinmesi, ibadetlerden önce gelir. Çünkü; ibadetler bilinmeden yapılırsa
kabul olmaz, bazen de sevabı olmaz. Ġbadet ederiz-ederiz hepsi boĢa gider.
Düzgün bir Ģekilde inanmaz ve ibadetleri bilmeden yaparsak, yaptığımız Ģeylerden
sevap da alamayız sevk de alamayız, dolayısıyla uzun süreli ibadet edemeyiz, haramlardan
günahlardan sakınamayız. Yaptığımız bilinçsizce ibadetler bizi kötülüklerden alıkoyamaz.
YanlıĢ yapmamanın yolu, bilmektir, doğrusunu öğrenmektir. Bunun için dinimiz,
öğrenmeyi ve bilmeyi herkesin üzerine farz kılmıĢtır.
Hz. Ömer (Ra) Ģöyle der:
―Oruç tutmaktan yay gibi olsanız, namaz kılmaktan çivi gibi olsanız, bilginiz yoksa,
imanınız düzgün değilse, amelleriniz boĢa gider‖
Birde biz ne ile amel ederiz? Kendi aklımıza, kendi kafamıza göre mi? Hayır. Ya neye
göre amel ederiz? Mezhep imamlarının görüĢlerine ve günümüzün güvenilir din alimlerinin
görüĢlerine göre amel ederiz. O zaman mezhep imamlarının görüĢlerine göre amel edebilmek
için onların görüĢlerini de bilmek zorundayız.
ġu hususlar çok önemlidir. Bunlar çok iyi bilinmelidir:
-
Din vahye dayanır. Vahiy nasılsa din odur.
-
Dine bizim müdahale hakkımız yoktur.
-
Dinde herkes konuĢamaz, tartıĢamaz, fikir beyan edemez.
-
Din değiĢmez, değiĢtirilemez.
-
Dinin emir ve yasaklarını yerine getirirken Ģekil değiĢtirilmez.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 147
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Bidat dinin emriymiĢ gibi kabul edilemez.
-
Ortaya konulan görüĢ ve fetvaların dıĢında hareket edilemez.
-
Dinde bilmemek, yanlıĢ bilmek insanı günahtan kurtarmaz.
-
Bilmemezin, yanlıĢ yapmanın suçu ona buna atılamaz.
-
Dini öğrenmek, ibadettir.
-
Bilmediğimiz, yaĢamadığımız din bize fayda vermez.
DĠN BĠLĠNMEZSE NELER OLUR?
Dini bilmek her Ģeyden önce gelir. Eğer din, gerektiği gibi bilinmezse:
1- Ġman, geliĢtirilip kuvvetlendirilemez, hatta korunamaz.ardından imana bağlı olan nikâh
bile gider.
2-
Ġnsan, yanlıĢ iĢler yapar, sevap kazanacağım derken günaha girer.
3- Ġnsan vebâlden, günaha düĢmekten ve haram yemekten korkmaz olur. Din konusunda
cesur olur. Din alır, din satar.
4-
Dünyasını dini ile değiĢir. Yani dünya önplana çıkar.
5-
Sünnetleri terk eder. Sünnetsiz, mezhepsiz olmaktan korkmaz.
6- Hem ibadet eder, hem günaha devam eder. Haramla ibadet eder. Ettiği ibadet ona zevk
vermez. Kötülükten alıkoyamaz.
7- Kendi aklına göre hareket eder: ―benim mantığıma göre böyle‖ der çıkar, yanlıĢta ısrar
eder.
8-
Vücut, haramla beslendiği için iĢe yaramaz. Organları isyan eder.
9-
Dini bilmeyen, kötü örnek olur. Kötü çığır açar. Günaha girer.
10- Onun için küfre açılan kapılar çoğalır. Çünkü her günahta küfre giden bir yol vardır.
11- Sık sık Ģeytanın tuzağına düĢer. ġeytan ona durmadan vesvese verir. Azıcık ameline
güvendirir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 148
Mustafa ÖSELMİŞ
12- Dini bilmeyenin dünyasıda mahvolur, ahireti de mahvolur.
13- Dini bilmeyen harama çabuk düĢer, günahla sık sık tanıĢır, kendini günahlardan
kurtaramaz.
14- Dünyada yaptıklarının sevabını ahirette alamaz.
15- Allah‘a isyan edilir. Dinsiz gibi yaĢanır. Hayatın hedefi, gayesi olmaz.
Öyleyse, dinimizi bilelim. Dinini bilen kendini bilir, haddini bilir. Haddini bilen
Allah‘ı bilir, kulluğunu bilir.
Kabirde ki suallerden biri ―Dinin nedir?‖ olacak. Dünyada dinini bilen, yaĢayan,
―Ġslâm‖ cevabını verecek. Dinini burada bilen, orada da bilecek. Dinini bilmeyen kabir azabı
çekecek.
A-
1.
ĠBADETLERDE KOLAYLIK
NAMAZDA KOLAYLIK
Cenab-ı Allah, kulun yerine getiremeyeceği bir Ģeyi emretmemiĢ ve yasaklamamıĢtır.
Yani gücünün üstünde sorumluluk yüklememiĢtir.
Fakire zekât farz değildir, hac farz değildir.
Kadına Cuma, bayram ve cenaze farz değildir. BeĢ vakit namaz içinde camiye gitme
sorumluluğu yoktur.
Namazda herhangi bir rahatsızlığı olup da ayakta duramayan, oturarak veya yatarak
namaz kılabilir. Rükûya varamayan, secdeye varamayan gözü ile baĢı ile, hatta imâ ile namaz
kılar.
Namaz için abdest alamayan, teyemmüm abdesti alır.
Namazı vaktinde kılamayan, kaza kılar.
Yani Cenab-ı Allah her türlü kolaylığı göstermiĢtir. Bu ne demektir? Allah kulundan
namaz ibadetini illâ istiyor da ondan. Bunun için ibadet etme fırsatını her kuluna vermiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 149
Mustafa ÖSELMİŞ
Namazın baĢka ödeme yolu yok. Mükellef kendisi kılacak.
2.
NAMAZIN KAZASI
Vaktinde kılınamayan namazın sonradan edâ edilmesine namazın kazası denir.
Mazeretsiz terk, isyandır. Tembellik ve ihmal nedeniyle kılınmayan namaz için tevbe
istiğfar gerekir.
Peygamber (A.S.): ―Biriniz uyuya kalır veya unutur da bir namazı vaktinde kılamaz
ise, hatırladığı vakit o namazı kılsın‖ (DivantaĢ Ġlmihal:1/335)
Namazı vaktinde kılmamak günahtır. Kaza olarak namazı ödemek, vaktinde kılmama
günahını kaldırmaz. Ancak borç ödenmiĢ olur. Sevabından mahrum olur. Eğer mazeret varsa
namazın vaktinde kılınamamasında günah yoktur.
Kazaya kalan namazın farzları kılınır, sünnetleri kılınmaz. Vitirde kılınır. Sabah
namazı vaktinde kılınamazsa, kuĢluk, sünneti ile beraber kılınır.
Hendek savaĢında dört vakit namaz kazaya kalmıĢtı, akĢam hep beraber kaza edildi.
Peygamber Bilal‘e : ―Ezan oku‖ dedi.
olmaz.
Hayızlı, nifaslı, geçen namazları kaza etmez.
Ameliyat yapan doktorun, ameliyat olan hastanın namazları kazaya kalınca günah
Akıl hastası, koma halinde bitkisel hayat yaĢayan, Saralı, kaza etmez. BeĢ vakitten
fazla ise kaza etmez. Az ise kaza eder.
-
Yeni Müslüman olan, geçmiĢ namazlarını kaza etmez.
Dinden dönen tekrar dönerse, geçmiĢ namazları kaza etmez, hac görevini yaptıysa
yeniler.
Ölüm döĢeğinde kılma imkânı olmayan, namazlar için Iskat-ı Salat vardır.
Mirasçılar, miras malının üçte birinden hesap edip, her bir vakit için o yılın fıtır sadakası
verilir. Kabulü için dua edilir. Kabul olması umulur. Çünkü namazın fidyesi yoktur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 150
Mustafa ÖSELMİŞ
Kaza namazları kerâhat vaktinin dıĢında her zaman kılınır. ―Sadece sabah namazı
vaktinde baĢka namaz yoktur‖ diyor Peygamberimiz.
NAMAZI TERKĠN CEZASI
-
Kurân‘da Cennettekiler, Günahkârlara sorarlar:
Sizi Ģu yakıcı azaba sokan nedir?
Cehennemdekiler Ģöyle cevap verirler:
-
Biz namaz kılanlardan değildik (Müddesir:40-43)
- ―Öyle bir nesil ki, bunlar namazı bıraktılar. Nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden
ileride sapıklıklarının cezasını çekecekler.‖ (Meryem:59)
Peygamberimiz (a.s): ―Namazı terk eden, Allah‘ın ve Resûlünün zimmetinden
(korumasından) çıkmıĢ olur.‖ buyurmuĢtur.
Namazı inkâr, küfre götürür. Geciktirmek ise günahtır.
Ġhmâl eden, günaha girer.
Ancak uyuya kalmak ve unutmak mazeret sayılır.
Namazın ıskatı yoktur. Ama son anlarında, zor durumlarda kalıp hastalığı ve yaĢlılığı
nedeniyle kılamadığı namazların fidyesi verilir. Affı için de Allah‘a dua edilir.
Rabbimiz : ―Ġyilikler, kötülükleri yok eder‖ buyurmuĢ.(Hud:114)
Özürsüz Cuma namazını terk edenin cezasını da Peygamberimiz (a.s) Ģöyle ifade
etmiĢtir:
―Üç cumayı terk eden münafıklar listesine yazılır. Kalbine mühür vurulur.‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 151
Mustafa ÖSELMİŞ
3.
SEFERĠLĠK
Üç günlük yola, 18 saatlik mesafeye yola çıkan kiĢi seferidir. Uzaklığın 90 km.den az
olmaması gerekir. Bu mesafe gidiĢ dönüĢ değil sadece gidiĢ 90 km olmalıdır. Zamanda, 15
günden az olmamalıdır. Bu yolculuk, ne amaçla, hangi vasıta ile olursa olsun…
Atalarımız : ―Misafirlik üç gündür‖ diye boĢuna dememiĢlerdir.
Yolculuk, oturulan yerin mezarlığı, bağ ve bahçeliği, iĢyerlerinin bitiminden baĢlar,
gene orada biter.
Yolculuk için meĢakkat çekilip çekilmemesi önemli değildir. Bu seferilik, Cenab-ı
Allah‘ın ikramıdır. Bir bakıma ruhsattır. Ruhsat da emirdir. Tam kılarsa ne olur? Ġki nafile
olur.
MeĢakkat çekilmese de evden, yakınlardan bir ayrılık vardır. Yer yabancıdır, insanlar
yabancıdır, psikolojik olarak bir yolculuk vardır. Ayni memleketinde ki gibi olunmaz.
Namazın kısa tutulması yalnız farzlardadır. Vitir aynen kılınır, dört rekatlı farzlar iki
olarak, akĢam aynen kılınır. Sünnetlerin terkine dair hiçbir kayıt yoktur. Sünnetler, Ģartlar
elverirse terk edilmez, hatta müsaitse nafile bile kılınır. Peygamberimiz, Mekke‘nin fethi
günün kuĢluk namazı kılmıĢtır.
Namazı cemaatle kılan, imama uyar, tam kılar ikisi nafile olur. Misafir imam olursa,
iki rekatta selâm verir, cemaat dörde tamamlar.
Yolcu, cuma, bayram kılmak, kurban kesmekle mükellef değildir.
-
Oruç için serbesttir, tutarsa sevaptır.
-
Zorunlu hallerde iki vakit cem edilebilir.
-
Yolculukta mesh müddeti 72 saattir.
Peygamberimiz, Umrede yolculuk için, savaĢta namazları kısaltmıĢtır. Medine‘ye yerleĢince
Mekke‘ye gelmiĢ: ―biz seferiyiz‖ demiĢtir. (Prof. Dr. H. Döndüren Ġslâm Ġlm:386)
Ġnsanın doğup büyüdüğü, ana baba ocağı, ana baba sağ, teĢkilat tamam ise, öğrenci için
geçici, dıĢarıda çalıĢan için asli vatandır, misafirlik olmaz.
Yazlık gibi, çobanın çadırı, asli vatandır. Ġkinci ikametgah olur. Çünkü orada
ikâmetgah vardır. (DivantaĢ Ġlmihal: 1/328)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 152
Mustafa ÖSELMİŞ
Ancak bu yerler 90 km‘den fazla ile yolculukta misafirlik olur. Gelip giderken geçen
zamanda seferilik olur.
4.
SEHĠV SECDESĠ (Yanılmanın telafi edilmesi)
Peygamberimiz (a.s.)‖Namazı için Ģüpheye düĢen, doğrusunu araĢtırsın. Sonra selâm
versin, sehiv secdesi yapsın, yani yanıldığı için iki secde daha yapsın.‖(H. Döndüren Ġslâm
Ġlh:336) buyurur.
―Sizden biri dört mü, üç mü kıldı Ģüpheye düĢerse, Ģüpheyi atsın namazı ona göre
tamamlasın ve sonunda iki secde etsin.‖ (Age:387)
sehiv secdesi, Farzın gecikmesi ve vacibin terkinden dolayı yapılır.
Mesela:
-
Sûreyi Fatihadan önce okumak,
-
Fatihadan sonra sûre okumayı unutmak,
-
Birinci oturuĢu unutmak,
-
Vitirde kunutları okumamak,
-
Son oturuĢta ettehıyatüyü okumamak,
-
Birinci oturuĢta Salli Barik okumak gayri müekketlerde okumamak…vb.
Not : Secde etmeyi unutanın, namazı bozulmaz, sevabı az olur. Kasten terk edenin
namazı bozulur, bu unutulmamalıdır.
5.
TĠLÂVET SECDESĠ
Kur‘anda 14 secde âyeti vardır. Bunları okuyan, dinleyen secde eder.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 153
Mustafa ÖSELMİŞ
Secde için kıbleye dönülüp, niyet edilir, tekbirle secdeye gidilir. Üç defa: ―Sübhane Rabbiyel
a‘la‖ der ayağa kalkılır.
Secde tek yapılır.
Kalkarken de ―Gufraneke ve ileykel masır‖ denir. Okuduğunun farkına varmayan
secde etmediği için sorumlu olmaz. Dinleyen içinde böyledir.
Bu secdeler farz, vacip ve sünnet olanları vardır.
Peygamber (a.s.) Ģöyle buyurur:
―Ademoğlu secde ayetini okuyup secde edince Ģeytan ağlar: <vay benim halime!
Ademoğlu secde etmekle emrolundu hemen secde etti; cenneti hak ettim. Ben secde etmedim;
cehennemi hak ettim der. >‖ (Müslim, Ġman:35)
Secde ayetlerinde:
1-
―Secde et‖ emri vardır. Ya da;
2-
Her Ģeyin Allah‘ı secde ettiği bildiriliyor. Veya;
3-
Ġnançsızların secde etmekten kaçındığından söz ediliyor
Bunun için secde ayetini okuyan veya duyan abdestli ise hemen secde eder. Abdesti yoksa
abdest alınca secde eder. Hayız ve nifaslı olan, temizlenince secde eder. Böylece secde
emrine itiat etmiĢ olur. Secde edenlerden olur. En önemlisi de secde etmeyenlere muhalif
hareket etmiĢ olur.
Namazda secde ayetini okuyan, namazın bitiminde secde eder.
KADINLARA ĠBADETLERDE TANINAN KOLAYLIKLAR
Cenab-ı Allah, kadına da erkeğe de emir ve yasaklardan sorumlu tutmuĢtur. Fakat
kadın, erkeğe nazaran daha nazik yaratılmıĢ olması ve görevlerinin farklı oluĢu yönü ile
ibadetlerde bazı kolaylıklar tanınmıĢtır.
Her Ģeyden önce kadının analık gibi kutsal bir görevi vardır. Evlenirken mehir, evin
geçimini temin, boĢanma halinde nafaka erkeğe aittir. Yani evin yöneticisi erkektir. (Nisa:34)
―Erkek evin idarecisidir.‖ (Buhari:2/146)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 154
Mustafa ÖSELMİŞ
Bu durum kadının lehinedir.
Ġslâm‘da kadın erketen sorumlu değildir. Erkek kadından sorumludur. Erkek, yeme,
içme, giyim, barınma sağlık ve zorunlu giderlerden sorumludur. Hatta kadın çocuğunu isterse
emzirmeme yetkisi vardır. (Talak:6)
Kadına ibadetlerde tanınan kolaylıklar da Ģöyledir:
Gusül abdesti alırken kadın saçlarını yıkaması gerekemez. Suyun saç diplerine
ulaĢması yeterlidir.
Kadının namaz için camiye gidip cemaate katılma, Cuma, bayram ve cenaze namazı
kılması mecburiyeti yoktur.
Namaz kılarken ezan okuması, kamet getirmesi gerekmez.
Hayızlı ve nifaslı iken namaz kılmaz. Sonra da kılamadığı namazları kaza etmez.
Hayızlı ve nifaslı iken oruç tutmaz. Hamile iken ve çocuk emzirirken oruçlarını
sonraya bırakabilir. (Bakara:184)
Yanında mahremi olmadan kadın hacca gitmez. Vekil gönderir. Hacda ihram
giymez. Safa – Merve arası koĢmaz.
Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre ziynet eĢyasının zekatını vermez. Mezhebimize
göre dul ve boĢanmıĢ kadın bir yıllık giderini düĢer zekatını öyle verir.
Hanefi mezhebinin dıĢındaki mezheplere göre eĢi kurban kesen kadının kurban
kesme mecburiyeti yoktur. Evin reisinin kesmesi yeterlidir.
-
Farzlardan olan cihada katılma kadına Ģart değil o, çevresine bu görevi yapacaktır.
Görülüyor ki, kadına güç yetiremeyeceği ve zorlanacağı bir Ģey emredilmemiĢtir. Bazı
Ģeyleri yapmazken bazı Ģeylerde kolaylaĢtırılmıĢtır. Bu durum, Cenab-ı Allah‘ın hanım
bacılarımıza ikramıdır, ihsanıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 155
Mustafa ÖSELMİŞ
B)
ĠBADETLERDE BAZI KOLAYLIKLAR
Bir insanın, ne durumda olursa olsun namaz kılabilmesi için gereken kolaylıklar
gösterilmiĢtir.
Zaten Allah, yapılamacayacak bir Ģeyi emretmemiĢtir. Gücü olmayana, yapamayana
emir de yoktur. Sorumluluk da yoktur.
Dinin emir ve yasakları konusunda yapılamayacak bir emir de yoktur. Yasak da
yoktur. Her Ģey insanın gücü dahilindedir.
Namaz gibi, oruç gibi ibadetler, kaza olarak yerine getirme imkânı tanınmıĢtır.
Namazda, oruçta vekalet olmaz. Yani kimse kimsenin namazını kılıp, orucunu
tutamaz.
Zekât, Kurban, Sadaka da vekâlet caizdir. Hasta ve acz halinde hac için vekil caizdir.
(Osmanlı padiĢahlarının hiçbiri hacca gitmemiĢtir. Sebebi de o zamanın fetva makamı olan
Ģeyhülislamlar, milleti, milletin iĢlerinin sırt üstü bırakılmaması, baĢsız kalmaması için izin
vermemiĢlerdir.) Hac için vekaleti, çok ihtiyar, iyileĢmeyecek kadar hasta ve mahremi
olmayan kadın verebilir.
Ġbadeti keyfi terk olmaz. Mazereti nedeniyle oruç tutamayan hasta, yolcu, hayız ve
nifaslı, birde tedavi gören, ve çocuk emziren, hamile olan orucu kazaya bırakır.
Kadına Cuma, bayram, cenaze ve cemaatle namaz zorunlu değil. Hayız ve nifaslı,
orucunu kaza eder. Namazını kaza etmez.
Dul ve bekâr kadın, haceti asliyeyi (bir yıllık gideri) zekât dıĢı bırakır.
1-
Mesh Giyme
Mesh giyme de bir kolaylıktır. BeĢ vakit ayaklarını yıkayamayan, abdest alır, meshi
giyer 24 saat üzerine mesh eder. Yolcu 72 saat mesheder.
Mesh, elin üç parmağı ile yapılır. Mesh etme ayağın ucundan baĢlar.
Mesh, toputları örtmeli, sağlam olmalı, delik,
çıkıvermemelidir. 6 km. yürümeye dayanıklı olmalıdır.
sökük
olmamalı,
ayaktan
YÜCE YARATAN’A KULLUK 156
Mustafa ÖSELMİŞ
2-
Sargı Üzerine Mesh
Yara devam ettiği müddetçe, meshetme de devam eder.
Suyun değmesi Ģart değildir.
Cünüp, Hayızlı anda sarılsa bile mesh edilir, abdeste mani değildir. Alçı, sargı açılırsa
abdest de bozulur.
Cünüplüğün giderilmesi içinde meshetmek yeterlidir. DıĢ dolgusunda abdestsiz
doldurulsa veya kaplansa onun da zararı yoktur. Sargı üzerine meshetme gibidir. Suyun
üzerinden geçmesi yeterlidir.
3-
Çorap Üzerine Mesh
Çorabın altı deri, pençe vurulmuĢ, örgüsü gayet sıkı, su almıyorsa, mesh olur. Çorap
5,5 km den fazla yürümeye dayanıklı olmalıdır.
Adi çorap üzerine mesh olmaz.
Ayaktaki çorapla kadın abdest alır mı? Açıkta ise kadın ayağını göstermemek için
çorapla abdest alır. Tabii ki kuru yer kalmamalıdır.
4-
DıĢ Dolgusu ve DiĢ Kaplama
DiĢ kolayca çıkıyorsa çıkarılır. Zor çıkıyor veya çıkmıyorsa, suyun diĢin üstünden
geçmesi yeterlidir. Bu mesh gibidir.
DiĢ doldurulmuĢ ise, sargı üzerine mesh gibidir.
Yenilen bir Ģeyin kabuğu diĢe yapıĢmıĢ ise suyun üzerinden geçmesi, cünüplüğü
gidermez. Bunun için ağız iyece çalkalanmalıdır. Çünkü Hanefilere göre ağız içinin
yıkanması farzdır.
C)
ÖZÜRLER VE ÖZÜRLÜLER
Özür nedir? KiĢiye gücünün üstünde yük yüklenmemiĢtir. Ġslâm, kolaylık dinidir. Hz.
Peygamber: ―ZorlaĢtırmayınız, KolaylaĢtırınız, müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz‖ buyurur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 157
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġslâm özürlüye de ibadeti emretmiĢ ve bu fırsatı da ona vermiĢtir.
Kimdir Özürlü?
1-
Adet hali üç günden az, on günden fazla devam eden kadın,
2-
Loğusa hali kırk günden fazla devam eden kadın,
3-
Dokuz yaĢından küçük kan gören kız,
4-
Elli beĢ yaĢından büyük âdet gören kadın,
5-
Vücudundan kan ve iltihab akıntısı devam eden kiĢi,
6-
Sık sık burun kanaması olan,
7-
Devamlı ishalli olan,
8-
Ġdrarını tutamayan,
9-
Devamlı yellenmesi olan,
10- Devamlı kulak, göbek, meme ve göz akıntısı olan kiĢi, özürlüdür.
Özürlü sayılmak için, o halin en az bir namaz vakti devam etmesi lâzımdır.
Özürlü, her namaz vakti yeniden abdest alır, ikinci namaz vaktine kadar namaz kılar,
ibadet olan iĢleri yapar. Tabii ki baĢka nedenle abdesti bozulmazsa.
Ġmam-ı ġafi, ―abdestli olan özürlü, bir namaz kılınca abdesti bozulur‖ der. Hanefi
mezhebine göre de her beĢ vakit namaz için özürlü kimse, abdestini yeniler. Aldığı abdest ile
namaz kılar, Kur‘an okur, tilavet secdesi yapar, camiye girer. Kâbe‘yi tavaf eder. Zikir yapar
ve eĢi ile beraber olur. Özürlü olması, buna mani değildir.
Özürlü kimse, elinden geldiği kadar akıntıyı durdurmaya çalıĢır. Tamamen
durduramazsa, o zaman özürlülük hali olur.
Hiçbir kimse kendini özürlü ilân edemez. Ya ne yapar? Önce dini yönden fetva alır.
Bir de inançlı bir doktordan bilgi alır. Ondan sonra özürlü olup olmadığına karar verir.
Ġslâm dini özür sahibini göz ucu ile namaz kılmazına bile müsaade eder. Ama
namazda ayakta durabilenin oturarak tekbir almasına müsaade etmez. Secde yapabilecek bir
kimsenin sandalyede oturarak namaz kılmasını caiz görmez. Ayağını kıvıramayan, oturur
veya ayağını uzatır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 158
Mustafa ÖSELMİŞ
BAZI ÖZÜRLÜLÜK HALLERĠ ġÖYLEDĠR:
1-
Cünüp Ayhali ve Hayızlı olan kimse neler yapamaz?
1-
Namaz kılamaz.
2-
Oruç tutamaz. (Cünüp oruç tutar.)
3-
Kur‘an okuyamaz, elleyemez.
4-
Tilavet secdesi yapamaz.
5-
Mescide giremez.
6-
Kabeyi tavaf edemez.
7-
Ayhali-hayızlı eĢi ile iliĢkiye giremez.
Ancak dua eder, Kuran‘ı dinler, dua âyetini okur. Zikir yapar, salavat getirir, tekbir
getirir. Besmele çeker.
2-
Namazı düĢüren özürler Nelerdir?
1-
Hayız, nifas hali,
2-
Akıl hastası olmak,
3-
Bayılmak, komaya girmek (beĢ vakit geçerse)
4-
Ġslâm‘a yeni girenin önceki namazları,
5-
Kendini bilen, bunamıĢ ihtiyarın ve hastanın namazları,
6-
Kendini bilen, âciz, ihtiyardan düĢmez. O özürlü sayılır,kılar.
7-
SarhoĢluk mazeret değildir.
8-
Kalbim temiz diyenden, Ģeyhten, Namazım kılındı diyenden namaz düĢmez.
Namaz iman sahibi, aklı baĢında her insana farzdır.
31-
Cuma namazını düĢüren özürler nelerdir?
Camiye gidemiyecek kadar ihtiyar ve hasta olmak.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 159
Mustafa ÖSELMİŞ
2-
Körlük, kötürümlük.
3-
Yolcu olmak, kılarsa olur. Ayrıca öğle namazı kılması gerekmez.
4-
Hava Ģartlarının uygun olmaması.
5-
Mal, can korkusunun ciddi olması.
6-
Ağır hasta bakıcılığı, eĢi doğum yapacak olandan.
7-
Mesafenin çok uzak oluĢu nedeniyle.
8-
Hapislik hayatı yaĢaması.
9-
Ġzin verilmemiĢ olması.
10- Nerede olursa olsun bize göre 3 kiĢi ġafilere göre 40 kiĢi bir araya gelince Cuma kılar.
4-
Camiye gitmeme özürleri nelerdir?
1-
Ağır hastalık.
2-
Aciz bırakan ihtiyarlık.
3-
Hava Ģartlarının uygun olmaması.
4-
Abdesti tutamaması.
5-
Soğan sarımsak yeme, sigara kokusunun çokluğu.
6-
Uygun elbisenin olmayıĢı.
7-
Ġlmi araĢtırma yapmak.
8-
Ciddi hastanın baĢında olmak.
9-
BaĢka kimse yoksa doğum anı yakınsa onu beklemek.
10- Küçük çocuk bakmak.
Bu halende camiye gidilmeyip, bulunulan yerde namaz kılınabilir. Camide kılınan
namazın sevabı çoktur. Peygamber (a.s.): ―Camiye gelmeyenin evini yakasım geliyor‖
demiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 160
Mustafa ÖSELMİŞ
Özürlünün abdesti nasıl olur?
51-
Su bulamayan teyemmüm eder.
2-
Yarası olan mesheder.
3- Özürlü olan abdest alır, abdesti bozan baĢka bir durum olmazsa o vakit içinde istediği
kadar namaz kılabilir. Vakit çıkınca da abdesti bozulmuĢ sayılır.
4-
Ġ.ġafi: ―Her namaz için abdest alın‖ der.
5- Ġdrar, akıntı elbiseye, bedene bulaĢsa da abdestli sayılır.özürlü olan uygunsa, camiye
de gidebilir. Abdest aldığı yerde namaz kılar diye bir Ģey yoktur. Evde abdest alıp istediği
camiye gidebilir. Tabi her özürlü için değil.
D)
-
KEFFARETLER
Kefaret nedir? Telafi yoludur. Hatanın telafi yoludur.
Kefaret, ceza demektir, ceza ödemek demektir. Suçtan kurtulmaktır. Kefaret hatadan
dönüĢtür.
-
Kefaret, günahın affı için yapılan Ģey demektir.
Bazı ibadetlerin kefareti Ģöyledir:
1-
ORUCUN KEFFARETĠ
Orucun kasten, bile bile bozulması, kefareti gerektirir. Kefaret de 60+1 gündür.
PeĢpeĢe tutulur. Mazeret nedeniyle ara verilirse, mazeret biter bitmez ara vermeden oruca
baĢlanır.
Tutulamayan oruç, kazaya kalır, adak orucu, baĢlanıp bozulan nafile oruçların kazası
olur, kefareti olmaz. Birde istemeyerek bozulan orucun kazası olur. Kefareti olmaz.
ġafilere göre, diğer Ramazana kadar tutulamayan farz orucun hem kazası hem de
fidye gerekir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 161
Mustafa ÖSELMİŞ
Hastalar, yolcular, hamile, emzikli, hayız ve nifaslı mazereti olan, sonra kaza eder.
Sonra tutamayacak kadar ihtiyar ve iyileĢmeyecek kadar hasta olanlar, kalp, tansiyon
ağır derecede ġeker hastası onlalar, devamlı mazereti olanlar bir fakiri sabah akĢam
doyururlar veya o miktarda parayı fakirlere verirler.
Hasta için, inançlı bir doktorun görüĢü ve ifadesi esastır.
Sağlığında ödeyemeyen vasiyet eder. Vasiyeti varsa, malının üçte birinden fidye
verilir. Üçte bir yetmezse mirasçılar teberru eder, o Ģekilde ödenir.
Tedavi için, hata ile ve unutarak bozma, bir gün kaza etmeyi gerektirir. Bir de
Ramazan dıĢındaki orucu bozmak bir kazayı gerektirir.
Ramazan orucunu kasten bozan, hem kaza eder, hem de 60 gün kefaret orucu tutar.
Tutamayan, fakir doyurur veya bedelini ihtiyaç sahibine verir.
ORUÇ TUTMAMAYI MÜBAH KILAN ÖZÜRLER
1-
Yolculuk.
2-
Hastalık.
3-
Hamilelik.
4-
Çocuk emzirme.
5-
Tutamayacak kadar yaĢlılık.
6-
Yiyecek bir Ģeyi olmaması.
7-
Adet görme.
8-
Nifaslılık hali
Bu hallerle tutulamayan oruç için ne yapılır?
1-
Oruç kaza edilir.
2-
Kaza edemiyecekse, aç birini doyurur veya fidye verir.
3-
Kimseyi doyuramayacak ve fidye veremeyecekse, o zaman tevbe istiğfar eder.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 162
Mustafa ÖSELMİŞ
2-
HATA ĠLE BĠR MÜSLÜMANI ÖLDÜRMEK
Kur‘an‘da : ―YanlıĢlıkla olması dıĢında bir müminin biri mümini öldürmeye hakkı yoktur.
YanlıĢlıkla bir mümini öldüren kimsenin, mümin bir köle azat etmesi ve ölenin ailesine diyet
vermesi gerekir. Meğer ki ölünün ailesi o diyeti bağıĢlamıĢ ola. Bu takdirde diyet vermez.‖
(Nisa:92) buyrulmuĢtur.
YanlıĢlıkla bir mümini öldüren ne yapar?
Bir köle azad eder.
Diyet verir. (Bunu bilir kiĢi veya mahkeme belirler)
PeĢ peĢe 60 gün oruç tutar
Bunları yapacak gücü olmayan tevbe istiğfar eder.
3-
ZIHAR
Hanımını anasına benzetme yolu ile boĢayan; PeĢ peĢe 60 gün oruç tutar veya
60 fakiri doyurur.
4-
ĠHRAMLI iken suç iĢleyen, iĢlediği suça keffaret öder.
5-
YEMĠN
Yemin bozulmadan keffaret olmaz.
Yemin, Allah‘ın adı ile olur.
Yalan yere yapılan yemin ise büyük günahtır.
Yeminini bozan ne yapar?
On fakiri sabah akĢam doyurur veya,
On fakiri giyindirir. Değilse;
YÜCE YARATAN’A KULLUK 163
Mustafa ÖSELMİŞ
PeĢ peĢe üç gün oruç tutar.
Yemin nasıl olur? ġöyle olur:
Vallahi, billahi, tallahi,
Allah Ģahid, Allah adına and olsun,
Allah adına yemin ederim,
Yemin ederim,
ġöyle yaparsam kâfir olayım,
Kuran çarpsın gibi örf de yemin bilinen söz,
KarĢıdakinin yemin olarak kabul edeceği söz.
Kur‘an‘da : ―Allah kasıtsız olarak ağzınızdan çıkıveren yeminlerinizden dolayı sizi sorumlu
tutmaz...‖ (Mâida:89) buyrulur.
Nahl 91-92 de : ―Yemin maksadı yokken alıĢkanlık olarak ağızdan çıkan yemin için keffaret
olmaz.‖
Ağzı yemine alıĢtırmamak lazım. Olur olmaz Ģeye de yemin etmemek lazım.
6-
ADAK
Adak, yapmak zorunda olmadığı birĢeyi yapmaya söz vererek üzerine vacip kılınmasıdır.
VerilmiĢ söz tutulur. Adağı yerine getirmek vaciptir.
Kur‘an‘da : ―O kullar, Ģiddeti her tarafa yayılmıĢ olan bir günden korkarak verdikleri sözü
erine getirirler.‖ (Ġnsan:7)
- ―Adak, sevap kazandırmaz, kaderi değiĢtirmez. Ancak Cimri‘den bu sayede bir Ģeyler
çıkmıĢ olur.‖ (Buhari, Kader:2064)
Adak, Allah rızası için olursa, sevaba vesiledir. Allah rızası için oruç adamak, fakire
para vermeyi adamak gibi. Dünya için adak, Ģu iĢim olursa... gibi sözler ihlasla bağdaĢmaz.
Allahı aldatamayız, rüĢvet de veremeyiz.
Peygamber (a.s.) : ―Kim Allah‘a itaat edeceğini adarsa itaat etsin. Kimde isyan edeceğini
adarsa Allah‘a âsi olmasın.‖
Adağın Ģartları Ģunlardır :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 164
Mustafa ÖSELMİŞ
1- Farz vacip cinsinden olmalıdır. (Namaz kılacağım, kurban keseceğim gibi)
2- Cuma kılacağım, gibi yapmak zorunda olduğu Ģey olmaz.
3- Ġbadet cinsinden olmalıdır.
4- Dinen yasak bir Ģey olmamalı (Yatıra Ģunu yapacağım gibi, içki içeceğim gibi olmaz.)
5- Adayanın maddi gücünün üstünde olmamalıdır.
6- Adak sadece Allah rızası için olmalı. Allah‘tan baĢkası için adanan Ģey, yiyecek, içecek
olunca tamamı fakire verilir. Adayan ve yakınları yiyip içemez.
CEZALAR
1. ZĠNANIN CEZASI
Kur‘an‘da : ―Zinaya yaklaĢmayın. Zira o bir hayasızlıktır ve çok kötü bir yoldur.‖ (Ġsra:32)
-
―O kullar zina etmezler. Bunu yapan, günahın cezasını bulur.‖ (Furkan:68)
-
―Mümin erkeklere söyle gözlerini harama dikmesinler.― (Nur:30)
-
―Mümin kadınlara da söyle, gözlerini harama bakmaktan korusunlar.‖ (Nur:31)
- ―Zina eden kadın ve zina eden erkekten her birine yüz sopa vurun. Allah‘a ve ahiret
gününe inanıyorsanız, acımanız tutmasın.‖ (Nur:2) buyrulmuĢtur.
-
―Bekar için 100 sopa vurulur.‖
-
―Evliler için recm cezası uygulanır.‖
Peygamberimiz : ―Öldürme müslüman kimsenin üç durumundan biri ile helal olur :
1-
Zina eden dul ve evli
2-
Cana karĢılık can
3-
Dinden dönen.‖ (Buhari Diyât:12) buyurmuĢtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 165
Mustafa ÖSELMİŞ
2. ZĠNA ĠFTĠRASININ CEZASI
―Namuslu kadınlara zina isnadında bulunup, ispat için dört Ģahit getirmeyenlere
seksener sopa vurun ve onların Ģahitliğini bir daha kabul etmeyin. Onlar günahkârlardır.‖
(Nur:4) buyrulmuĢtur.
Peygamber (a.s.) : ―Helak edici yedi Ģeyden biri namuslu kadına zina iftirasında bulunmaktır.‖
der.
3. LĠVATANIN CEZASI
Livata yapanların durumları da recimdir. Peygamber : ―Yapanı da yaptıranı da
recmediniz.‖ (H. Döndüren Ġslâm Ġlm:120) EĢine ters yaklaĢan ceza olarak küçük altın verir.
Ġki tarafın isteği ile olmuĢsa da ikisi de verir. Bu dünyadaki cezadır. Ahirette Allah yüzlerine
bakmaz.
4. HAYIZLI ĠLĠġKĠNĠN CEZASI
Hayızlı eĢi ile iliĢkiye giren 4.25 gr. Altını keffaret olarak verir der, fıkıhcılar. Ġki tarafta istek
ve rıza ile bu iliĢkiye girdiyse ikisi de ayrı ayrı verir.
Kur‘an‘da : ―Sana kadınlara ay halini sorarlar.‖
Deki : ―O bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun.
Temizleninceye kadar onlara yaklaĢmayın...‖ (Bakara:222)
5. ÖLÜYE YAKLAġMANIN CEZASI
Bu bir tecavüzdür. Sapıklıktır. Ölüye saygı gösterilmesi gerekir. Peygamber : ―Ölünün
kemiğini kırmak, dirinin kemiğini kırmak gibidir.‖ der. Ölüye yaklaĢana sopa cezası
uygulanır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 166
Mustafa ÖSELMİŞ
6. HAYVANA YAKLAġMANIN CEZASI
Hayvana yaklaĢan bütün mezheplere göre cezalandırılır. Hayvanın eti yenmez. Hayvan kesilip
atılır. Çünkü kirletilmiĢtir. YaĢarsa ona bakan, o iĢi hatırlayacaktır. Sahibi ayıplanacaktır.
Peygamberimiz : ―Kim hayvana cinsi temasta bulunursa, ikisini de öldürün.‖ (Ġslâm Fıkıh
Ans:10/366) der.
Kıyamet gün hayvan, hak alacak, kendisine yapılanı aynen yapacaktır. Ondan sonrada yok
olacaktır.
7. ELĠ ĠLE TATMĠN (MASTÜRBASYON, ĠSTĠMNA)
Peygamber (a.s.) : ―Elle boĢalan lânetlidir.‖ (Ġslâm Ġlmihali:121) demiĢtir.
Bu sırf zinaya düĢmemek içinse, günah yoktur diyenler vardır.
Zevk için haram ve günahtır.
KarĢı cinse bakarak, sürtünerek boĢalmak zina hükmündedir.
Demek ki zevk için istimna günahtır. Duruma göre zina hükmündedir. Günahtan korunmak
içinse caizdir, denmiĢtir.
8. HIRSIZIN CEZASI
Kur‘an‘da : ―Hırsızlık eden erkek ve kadının yaptıklarına karĢılık bir ceza ve Allah‘tan bir
ibret olmak üzere ellerini kesin. Allah izzet ve hikmet sahibidir.‖ (Maide:38) buyrulmuĢtur.
(Cezanın ağırlığı caydırıcı olmasındandır. Ufak tefek hırsızlıklar için ve açlık nedeniyle
yapılırsa, böyle bir ceza uygulanmaz. Mahkemeye verilir, tevbe eder, malı iade ederse veya
mal sahibi bağıĢlarsa, had cezası uygulanmaz. Cezayı da devlet verir.)
Kur‘an‘da : ―Allah ve Rasülüne karĢı savaĢanların ve yer yüzünde hak düzeni bozmaya
çalıĢanların cezası, ya acımadan öldürülmeleri, ya asılmaları yahud el ve ayaklarının
çaprazlama kesilmesi, yahud da bulundukları yerden sürülmeleridir. Bu onların dünyadaki
rüsvaylığıdır. Onlar için ahirette de büyük azap vardır.‖ (Maida:33) buyrulur.
Peygamber (a.s.) : ―Canlarınız, mallarınız birbirinize haramdır. Kim bir malı zulüm yolu ile
elde ederse, Allah kıyamet gününde yedi kat toprağı onun boynuna tasma gibi takar.‖ (Buhari,
Bed ül hak:2)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 167
Mustafa ÖSELMİŞ
Gasb da hırsızlık olduğundan Gasbcıya hırsıza verilen ceza verilir.
9. BORCUNU ÖDEMEYENĠN CEZASI
Kur‘an‘da : ―Eğer borçlu, darlık içinde ise eli geniĢleyinceye kadar ona mühlet vermek
gerekir. Durum böyle ise alacaklı bağıĢlarsa, sadakaya veya zekata sayarsa bu onun için daha
hayırlıdır.‖ (Bakara:280)
Durumu iyi de ödemiyorsa, zalimdir, hak yiyordur. Peygamberimiz : ―Zenginin borcun
geciktirmesi zulümdür‖ demiĢtir. Zalimin hasmı Allah‘tır.
10. ADAM ÖLDÜRMENĠN CEZASI
―YanlıĢlıkla olmasının dıĢında müminin mümini öldürmeye hakkı yoktur. YanlıĢlıkla
öldürenin köle azad etmesi ve diyet vermesi gerekir...‖ Kur'an'ın hükmü budur.
Kasten öldürenin cezası kısastır.
11. ĠÇKĠ ĠÇENĠN CEZASI
Ġçki içene Peygamberimiz ve halifeleri döneminde had cezası (Seksen değnek) uygulanmıĢtır.
(V. Zuhayli, Ġslâm Fıkhı Ans:435)
Peygamber (a.s.) : ―ġarap içeni sopa ile vurunuz‖ (Age:7/433) buyurmuĢtur.
12.
BÜYÜCÜNÜN CEZASI
―Ġslâm Fıkhı Ansiklopedisinde kâfir gibidir, cezası ağırdır, denilmiĢtir.‖ (7/463) Hz. Ali (ra)
büyücüleri sürgün etmiĢtir. Büyücülük yedi büyük günahtandır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 168
Mustafa ÖSELMİŞ
13.
ZIHARIN CEZASI
Zıhar, bir kimsenin hanımını anasına, kaynanasına ve süt anasına benzetmesidir.
Mücadele suresinin 2-3-4. ayetlerine göre zıhar yapanın cezası hanımıyla birleĢmeden önce
yapacağı Ģey Ģudur:
1- Köleyi hürriyetine kavuĢturmak,
2- Ard arda iki ay oruç tutmak, buna gücü yetmeyen
3- 60 fakiri doyurur.
Zıhar, boĢama yöntemidir. Keffaret verilmeden cinsel iliĢki caiz olmaz.
Zıhar, kocanın karısına sen bana annemin sırtı gibisin yani haramsın, deyip haram kılma
yoludur.
14. ĠLÂ’NIN CEZASI
Kur‘an‘da : ―Kadınlara yaklaĢamamaya yemin eden için dört ay bekleme vardır. (Bakara:226)
buyrulmuĢtur.
Ġlâ, evliliği sona erdirmek için yapılan yemindir. Kocanın Ģartlı olarak kendisini iliĢkiden men
etmesidir.‖
―Allah‘a yemin olsun ki, Ģu kadar zaman sana yaklaĢamayacağım‖ demesidir veya ―sana
yaklaĢırsam boĢ olayım‖ demektir.
Yemin, 4 ay 10 gün sürerse kesin olarak boĢanır. ―Döndüm― demekle ve iliĢki ile yemin
bozulur. Keffaret gerekir. Keffaret nedir?
1- On fakiri doyurmak (sabah-akĢam) veya
2- On fakiri giydirmek veya
3- Üç gün peĢ peĢe oruç tutmaktır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 169
Mustafa ÖSELMİŞ
15.
HAD CEZASININ DÜġMESĠ
EĢkıyalığın dıĢında içki içen, zina eden, hırsızlık eden, tevbe etse de ceza düĢmez.
Peygamber, zina ettim diyen Mâiz‘in günahına tevbe etmesine rağmen cezasını uygulamıĢtır.
(Ġslâm Fık. Ans:7/452)
Hırsız için tevbe eder, çaldığını iade ederse, had düĢer, diyenler vardır.
Günahın affı Allah‘a aittir. Had, caydırıcı olsun, örnek olsun diye uygulanır.
Ġslâm‘da zanla, Ģüphe ile iĢ yapılmaz. ġüphe varsa, had uygulanmaz. Zinada Ģahid gerekir.
Dört Ģahit olmadan ceza uygulanmaz.
16. EVLENĠLMESĠ HARAM OLANLAR
Kur‘an‘da Ģöyle buyrulur:
-
Analarınız,
-
Kızlarınız,
-
Kız kardeĢleriniz,
-
Halalar,
-
Teyzeler,
-
KardeĢ kızları,
-
Süt bacılarınız,
-
Üvey kızlarınız size haram kılındı,
-
Öz oğullarınız eĢleri,
-
Ġki kız kardeĢi birden almak da size haram kılındı (Nisâ:23)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 170
Mustafa ÖSELMİŞ
17. EVLENME YASAĞI OLANLAR
1- Kan hısımlığı olanlarla,
2- Evlenme yolu ili hısımlık doğanlarla,
3- Süt hısımlığı olanlarla,
4- Geçici evlenme yasağı (iman etmeden putperest kadın,
5- iman etmedikçe putperest erkeklerle) (Bakara:230)
6- Üçlü boĢamadan doğan engel (Kadın baĢka bir erkekle evlenmedikten sonra helal
olmaz. Kocası ölürse, veya boĢanırsa, tekrar evlenebilirler. Hile olmaz) (Bakara:230)
7- Kocanın ölümü veya boĢanma halinde kadın 4 ay 10 gün evlenemez. Buna iddet denir.
(Bakara:234)
8- ―Zina eden erkek, zina eden veya müĢrik olan bir kadından baĢkası ile evlenemez. Zina
eden kadınla da ancak zina eden veya müĢrik olan erkek evlenir. Bu müminlere haram
kılınmıĢtır‖ (Nur:3)
9- Nisa Sûresi : 3‘e göre 4 sınırını aĢamaz. Aslında bu ayette ―Adalet Ģartı konmuĢ,
haksızlık yapılmaması Ģartı konmuĢtur ve birle yetinin‖ emri vardır.
10- Kadın baĢkası ile evli ise, boĢanmamıĢsa evlenilemez. Kur‘an‘da : ―Evli kadınlar size
haram kılındı‖ (Nisa:24) buyrulmuĢtur.
Müslümanın cinsel hayatı, meĢru biçimde sürdürülecektir. Bunun içinde meĢru evlilik
yapacaktır.
SONUÇ
Müslüman, helal haram çizgisine dikkat etmezse, günaha düĢer. En önemli Ģey, neyin günah,
neyin sevap olduğunun bilinmesidir.
Ġslâm kurallar koymuĢtur. Müslüman bu kurallara göre hareket edecektir. Asla kendine göre
hareket edemez.
Dinde bilmemek mazeret değildir. Bilmiyordum, beni yanılttılar, demek insanı kurtarmaz.
Müslüman öğrenecek ve bilecektir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 171
Mustafa ÖSELMİŞ
Suç iĢleyip iĢlememek insanın iradesi dahilindedir. Ġnsan kiĢiye suç atamaz. Zorla yaptırılan
iĢlerden zaten Cenab-ı Allah insanı sorumlu tutmaz. Unutarak veya istemeyerek yaptığı
iĢlerden de sorumlu tutmaz.
Cenab-ı Allah insanı cennete de cehennem de koymaz. Herkes için Cennetde de cehennemde
de yer ayırmıĢtır. Herkes kendi yerini kendi seçer; nereye gitmek isterse, oraya gider. Neresi
için hazırlık yaparsa, orası onun olur. Allah ne cehennemde ateĢ yaratmıĢ ne de cennette gül
yaratmıĢtır. Ġnsan ateĢini de gülünü de kendisi götürür.
Bazı suçların cezası ahirete kalmaz, dünyada da görülür. Bazı suçlar vardır ki, onlar için
dünyada da keffaret konmuĢtur. Bu günahtan, suçtan caydırıcı olması içindir. Bir de cezanın
hafiflemesi içindir.
Bu dünya ceza yeri de değildir. Cezayı Allah verir. Dilerse affeder, dilerse cezalandırır.
Kendini affettirme fırsatı da insana verilmiĢtir.
Ġnsan yaptığından piĢman olur, günahı terk eder, hayır iĢler ve candan tevbe eder, cezadan
kurtulur.
Ġslâm‘da her suçun mutlaka bir cezası vardır. Müslüman, günahtan korunmak isterse, cezayı
göz önüne getirecek olursa kendini korumuĢ olacaktır.
Yüce dinimiz her suç sayılan davranıĢları bildirmiĢtir. Bunun yanında günaha düĢmemenin
yollarını da göstermiĢtir. Günah iĢleyen içinde kurtulma yollarını bildirmiĢtir.
Ġslâm‘ın bir özelliği de kolaylık din oluĢudur. Ġnsanın yapamayacağı bir Ģey ondan
istenmemiĢtir. Herkes durumuna göre sorumlu tutulmuĢtur. Gücünün üstünde kimseye yük
yüklenmemiĢtir.
Buna göre Ġslâm‘da yapamayacağımız bir emir ve herhangi bir yasak yoktur. Öyle ise her
müslüman Cenab-ı Allah‘ın emirlerine boyun eğmek mecburiyetindedir. Bu mecburiyet onu
hem dünyada hem de ahirette mutlu kılacaktır. Rabbım kendisine layıkı ile kul olmak nasip
etsin.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 172
Mustafa ÖSELMİŞ
VII.BÖLÜM
KALBLER ANCAK ALLAH’I
ANMAKLA HUZURA KAVUġUR
A.
ZĠKĠR NEDĠR?
Zikir hatırlamak demektir. Zıddı da unutmak demektir.
Zikrullah : Allah'ı hatırlamak, Allah'ı anmak, unutmamak demektir. Allahla konuĢmak
demektir. Allahla olmak demektir.
Bizi yaratan, yaĢatan, nimetlendiren Yüce Rabbimiz, her zaman hatırlanacaktır,
zikredilecektir, Ģükredilecektir. Bu en baĢta gelen kulluk borcudur.
Zikir, Allah'ı sevmenin alâmetidir. Ġnsan, sevdiğini anar.
Zikre, zikredene karĢı olma, ―Hû‖ çekiyorlar gibi ifadelerle küçümsemek,karĢı olmak,
Allah'a karĢı olmak demektir. Bir insan Allah'ı hatırlayamıyorsa, Allah onu terk etmiĢ
demektir. Allah o kimseyi sevmiyor demektir. Onu Allah'ın zikrinden alıkoyan bir fitne var
demektir. Bu engeli aĢamazsa o kul, Allah'ı anamaz.
Peygamber Efendimiz :‖Bir kimse, Allah yanındaki itibarını, derecesini öğrenmek
isterse, Allah'ın kendi yanındaki derecesiNE baksın‖ buyurmuĢlardır.
Kısaca zikir, Allah'ı anmaktır, ona yalvarıp yakarmaktır, bağıĢlanmak için ilticadır.
Zikir, Kur'an'da Allah'ın emridir. Allah : ―Fezkiru = Zikrediniz‖ buyuruyor.
Unutmayalım ki, kalbler ancak Allah'ı anmakla huzur bulur. Zikir, Ģükür bir vazifedir,
kulluk borcudur.
B.
1olur.
ALLAH‘l ANMAK ÜÇ ġEKĠLDE OLUR
Dil ile : Besmele çekmek, dua etmek, tesbih çekmek, Kur‘an okumak, Ģükretmek ile
2Kalb ile : Allah'ı gönülden anmak, Allah'ın verdiği nimetleri düĢünmek, Allah'ı
hatırdan çıkarmamakla olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 173
Mustafa ÖSELMİŞ
3- Bedenle : Namaz kılmak, oruç tutmak, hacca gitmek, cihad etmek, organları kötüye
kullanmamak, bedeni helal Ģeylerle beslemekle olur.
Ġnsan sevdiğini anar. Allah'ı seven de O‘nu anar. Peygamber : ―KiĢi sevdiği ile
beraberdir‖ buyurmuĢ. Allah da Bakara Suresi‘nin 152. ayetinde : ―Beni anın bende sizi
arayayım‖ demiĢtir.
Müslimde bir hadiste ―yeryüzünde Allah Allah diyenlerin kalmayıĢı, kıyametin
kopmasıyla irtibatlandırılmıĢtır.‖ (Müslim Ġman : 234) Ayrıca :‖Allah, Allah diyen bulunduğu
sürece kıyâmet kopmaz.‖ buyurmuĢtur peygamberimiz. (Ġbn Mâce, Edeb, 53; Tırmizi,
Deavât,6)
Zikir, ayet ve hadislerde bildirilen, yapmamız istenen bir ibadettir. Zikri hafife almak,
alay etmek insanı küfre götürür. (Ömer Nesefi, Akaid:215) Çünkü ayet hükmü, hadis
hükmüdür.
Birde ―zikir, tesbih çekip durmak değildir, zikir düĢünmektir‖ diyenler oluveriyor.
Zikir ayrı fikir ayrıdır. Tabii ki Allah'ı düĢünmeyi bir kenara bırakamayız. Çünkü
peygamberimiz (s.a.) Ģu kadar Ģunu, Ģu kadar bunu diyen, diye ifadeler kullanmıĢtır. Kur'an'da
da:‖HerĢeyin zikrettiği bildirilip bizim de zikretmemiz istenmiĢtir.‖
DüĢünmek, akıl etmek, herĢeyin baĢıdır. Neler düĢünülüp hatırlanacaktır? Allah,
kulluk, hayat, ölüm, kabir, mahĢer, hesap, cennet, cehennem düĢünülmeden bazı Ģeyler körü
körüne olur. Ama hayat da hep düĢünmekle olmaz.
C.
ZĠKĠR EN BÜYÜK ĠBADETTĠR
Ankebut Suresi 45. ayetinde : ―Allah‘ı, zikretmek en büyük Ģeydir‖ buyrularak Allah'ı
zikretmenin en büyük,en güzel ibadet olduğu bildirilmiĢtir.
Zikir, cihaddan da üstündür. Peygamber Efendimize :
-
Zikir cihaddan üstün müdür?
Peygamber (s.a.) :
-
Evet, cevabını vermiĢtir.
Zikir, değiĢik hadis-i Ģeriflerde ―zikreden kimseyle zikretmeyen, diri ile ölüye teĢbih
edilmiĢtir.‖ (Buhari, Deavât:67) Bu konudaki hadislerden birkaçı Ģöyledir:
―Size amellerinizin en hayırlısını haber vereyim mi? Allah'ı zikretmektir.‖
(Buhari, Deavât:6)
―Bir topluluk oturup Allah'ı zikrederse melekler onları kuĢatır, rahmet onları
kaplar...‖ (Müslim, Deavât:8)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 174
Mustafa ÖSELMİŞ
Bir baĢka hadislerinde de Peygamber:
―Yedi sınıf kiĢi vardır ki, hiçbir gölgeliğin olmadığı mahĢer yerinde Allah'ın
gölgeliğinde gölgeleneceklerdir. Onlardan biri de Allah'ı zikreden ve gözlerinden yaĢ
akanlardır‖ buyurmuĢtur.
Abdestsiz, cünüp olanların, hayız ve loğusa olanların dahi zikir etmesine, dua da
bulunmasına alimlerimiz izin vermiĢlerdir.
Zikir, her kula vacibtir. Allah'ı hatırlayıp zikretmek, insanın en önemli vazifelerinden
biridir. Ġnsan, rahat zamanında Allah'ı anarsa, Allah da onu darda kaldığı, muhtaç olduğu anda
anacaktır.
Cenab-ı Allah Ģöyle buyurur:
―Sen Rabbini hamd ile tesbih et. Ve secde edenlerden ol. Sana ölüm gelinceye kadar
Rabbine ibadet et.‖ (Hıcır:98-98)
Kays bin Haccac:
―Bana Ģeytanım göründü‖ ve:
―Ben sana geldiğim zaman deve gibiydim. ġimdi ise serçeye döndüm, beni zikrullah
ile erittin, dedi‖ der.
Mevlâna‘dan sordular:
GeçmiĢte yaĢamıĢ Ģeyhlerin muhtelif zikirleri vardı. Meselâ, ―Lâilahe illallah‖, ―Hû,
hû‖, ―Lâ havle velâ kuvvete illa billahil aliyyil azîm‖, ―Sübahanallah‖, ―Sübhanallah-ilazîmi
ve bihamdih‖ gibi. Siz efendimizin zikri nedir?
Mevlâna cevap verdi:
Bizim zikrimiz ―Allah, Allah, Allah ‖tır. Çünkü biz Allah'a aitiz. O‘ndan geliyor ve
yine O‘na gidiyoruz.
Mevlâna Ģu konularda Ģu duâları sık sık okuyun demiĢtir.
1-
Her korku için, ―Lâilahe illallah‖
2-
Bütün elem ve kederler için ―MaĢallah‖
3-
Her niyet için ―Elhamdülillah‖
4-
Her nimet bolluğu için ―EĢ-Ģükrü lillah‖
5-
Her ĢaĢılacak Ģey için ―Sübhanallah‖
6-
Her günah için ―Estağfurullah‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 175
Mustafa ÖSELMİŞ
7-
Her darlık için ―Hasbiy‘allah‖
8-
Her kaza ve kader için ―Tevekkültü al Allah‖
9-
Her musibet için ―Ġnna Lillahi ve inna ileyhi raciûn‖
10- Her günah için ―Lâ havle velâ kuvvete illa billahil aliyyil azim‖
Zikir mi üstün Kur‘an okumak mı?
Peygamber : ―Kul kendini, Allah'ın azabından kurtarmada zikrullahtan daha müessir
bir amel iĢlememiĢtir.‖ (K.Sitte:6/206) buyurmuĢtur.
Ankebut 45. ayetinde : ―Allah'ı zikretmek en büyük Ģeydir.‖
Burada Kur‘an okuması gerekene Kur‘an okumak üstündür. Peygamber : ―Ümmetimin
en faziletli ibadeti, Kur'an tilavetidir.‖ buyurur.
Kur'an‘ı içine sindirmiĢ Kur‘an‘î bir hayat yaĢayana zikrullah üstündür.
Ayrıca Kur'an okumak da bir zikirdir. Meseleyi uzun uzun tartıĢmamak gerekir.
Allah Rasulü (s.a.) bir gün ashab-ı kirâma hitâben :
―Amellerinizin Allah katında en temizini, dereceklerinizin en yükseğini, altın ve
gümüĢ sadaka vermenizden daha hayırlısını, düĢmanlarınızla karĢılaĢıp boyunlarını
vurmanızdan ve onların da sizin boynunuzu vurmasından daha hayırlısını haber vereyim mi?‖
diye sordu.
Onlar da,
-
―Haber ver, ey Allah'ın rasulü‖ dediler.
Bunun üzerine hazret-i Peygamber (s.a.) :
-
―Allah'ı zikretmektir.‖ buyurdu. (Tırmizi, Deavât:6)
Bir gün Ebu Hüreyre (ra) çarĢıya girer:
-
―Sizi burada görüyorum, halbuki Rasulallah‘ın mirası mescidde taksim ediliyor‖ der.
Bunun üzerine halk çarĢıda iĢini bırakarak hemen mescide koĢar. Fakat ortada bir Ģey
göremeyince, Ebu Hüreyre‘ye:
-
―Bizi mescidde taksim edilen bir Ģey göremedik.‖ Derler. Ebu Hüreyre (ra) onlara:
-
―Ne gördünüz?‖ diye sorarlar. Onlar da:
-
―Allah'ı zikreden bir topluluk gördük‖ derler. Bunun üzerine Ebu Hüreyre (ra.) :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 176
Mustafa ÖSELMİŞ
-
―ĠĢte Rasulallah‘ın mirası budur‖ buyurur.
Zikir, Allah'ı sevmenin alâmetidir. Çünkü kiĢi, sevdiğini anar. KiĢinin dilinde sevdiği
olur. Ġnsan sevmediğini değil anmak, görmek bile istenmez.
Zikir Cenab-ı Allah'ın bir lütfudur. Peygamberimiz (s.a.) : ―Allah'ın kuluna tasadduku,
ona zikrini ilham etmesidir.‖ (Marifet Name:407) buyurur. Zikredememek cezadır. Zikredip
değiĢememek noksanlıktır.
Kur'an'da da : ―ġüphesiz ki (kötü ahlaktan) arınmıĢ olan ve Rabbini anıp zikreden,
sonrada namaz kılan, kurtulmuĢ ve saadete ermiĢtir.‖ (A‘lâ:14-15) buyrularak zikredebilene
ikramda bulunulduğu bildirilmiĢtir.
Zikir, çok önemli bir ibadettir. Peygamberimiz (s.a.) bir hadislerinde : ―Zikir
sadakadan da oruçtan da hayırlıdır‖ buyurmuĢtur. (Ramuz El Hadis:208/13) Bir baĢka
hadislerinde de : ―Cennete girenler hiçbir Ģeye üzülüp piĢmanlık göstermeyecekler, ancak
dünyada iken Allah'ı zikretmeden geçirdikleri saatlere üzülecekler‖ (Zekeriya Kandehlevi,
Müslüman ġahsiyeti S:432) buyrulur.
D.
ZĠKRĠN FAYDALARI
Zikrin pek çok faydaları vardır. Bunlardan bazılarını Ģöyle sıralayabiliriz :
Peygamberimiz : ―Allah'ı zikir kalblerin Ģifasıdır‖ demiĢtir.
Zikir, insanın derecesini yükseltir; Ģehitler, salihler derecesine ulaĢtırır.
―Ġnsanı kabir azabından kurtaracak, Allah'ı zikretmekten daha üstün bir ameli
olmaz.‖ (Age:439)
―Zikir, Ģeytanın gücünü kırar, Allah'ın rızasına neden olur, kalbten üzüntüyü siler,
kalpte huzur, sükun meydana getirir, kalbi ve yüzü nurlandırır. Zikir, sahibine sevimlilik
kazandırır, Allah'ın sevgisini kazandırır. Zikir, insanı hatta etmek, günah iĢlemekten
uzaklaĢtırır. Zikir, azabtan kurtarır.‖ (Age:452)
Zikir, insanın kalp gözünü açar, insanı Allah'a yaklaĢtırır. Zikir, insanı sıkıntıdan
kurtarır, Ģeytanı defeder. Zikir, rızkın artmasına da neden olur. Gaflete düĢmekten alıkor,
vaktin boĢa gitmesini önler, kötü Ģeyler düĢünmekten alıkor, gıybet iftira gibi günahların
iĢlenmesini önler.
Zikir, bir bakıma tevbedir, Ģükürdür, hamdtir, ibadettir. Allah'a zikirle yaklaĢılır,
zikirle ulaĢılır.
Zikir,kulun azabtan kurtulup affedilmesine neden olur.
Bir Kutsi Hadis‘te Rabbimiz Ģöyle buyurur:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 177
Mustafa ÖSELMİŞ
―Kulum beni andığı ve dudakları benim için kıpırdadığı an, Ben kulumla beraberim‖
(K. Sitte:17/505)
―Ademoğlu kendisini Allah'ın gazabından kurtaracak zikirden daha üstün bir amel
iĢlemedi.‖ (Altınoluk Sohbetleri:1/71)
Zikirden yüz çevirenler için ise Kur'an'da Ģöyle buyurur:
1-
―Münafıklar, Allah'ı pek az anarlar‖ (Nisa:142)
2-
―Kim benim zikrimden yüz çevirirse, ona dar geçim vardır‖ (Tâhâ:124)
3- ―Kim Rabbini zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir Ģeytanı ona musallat
ederiz.‖ (Zuhruf:36)
Hz. Peygamberin ifadesiyle :
1―Zikretmek, cihaddan da üstündür. Zikir Kur'an okumaktan da üstündür―
(K.Sitte:6/208)
2- ―Kulun Allah'ın azabından kendini kurtarmada zikirden müessir bir amel yoktur.‖
(K.Sitte:6/1947)
3―Sabah akĢam Allah'ı zikretmek Allah yolunda kılıç kırmaktan hayırlıdır.‖
(Ramuz:346/12)
4-
―Cihadda kılıç kırılsa da, zikir daha hayırlıdır.‖ (Ramuz : 376/8)
5- ―Allah'ı zikreden bir kavim yoktur ki, melekler onları sarmasın ve rahmet kaplamasın,
onlara sekinet inmesin ve Allah onları meleklerin arasında yâd etmesin, olmaz.‖
(Ramuz:386/9)
6―Hiçbir kavim yoktur ki, Allah rızasını talep ederek, Aziz ve Celil olan Allah'ı
zikretsinler de, semadan bir münâdi onlara Ģöyle nidâ etmesin:Mağfur olarak kalkınız,
seyyiatınız hasenata tebdil edilmiĢtir.‖ (Ramuz:386/10) (Günahlar sevaba çevrilmiĢtir.)
7-
―Zikrin en faziletlisi (Lâilâhe illallah) demektir.‖ (Ġbn-i Mace Edep:55)
8-
―Son sözü (Lâ ilâhe illâllah) olan kimse cennete girer.‖ (Buhâri, Cenaiz:1)
Bir müslüman için Allah'ı zikredebilmek en büyük Ģeydir, mükafatı da büyüktür.
9-
―Allah'ın zikredenleri araĢtıran özel melekleri vardır.‖ (K.Sitte:6/195)
10- ―Günde yüz defa (Sübhanallah) diyene bin iyilik yazılır. Bin günahı bağıĢlanır.‖
(Müslim, Zikir:37)
Görülüyor ki; zikir, nefsin ve Ģeytanın gücünü kırar. Ġnsana huzur verir ve insanı
Allah'ın sevgili kulu haline getirir.kalbi ve gönlü uyanık ve diri tutar. Allah'ın gazabını
söndürür. Kalbin pasını siler,kalbi güzelleĢtirir, yüzü nurlandırır. Zikredenin ölümü kolay
YÜCE YARATAN’A KULLUK 178
Mustafa ÖSELMİŞ
olur. Ġmanla gitmesine neden olur. Çünkü Kelime-i ġehadeti ve Kelime-i Tevhidi söylemekte
zorluk çekmez.
Tesbihin strese çare olduğu, sabırlı olmayı sağladığı da bir gerçektir.
Hele köĢesinde oturan yaĢlılar için tesbih, zikir ilâç gibidir. Canları sıkılmaz, canda
sıkmazlar, etrafına ―Allah razı olsun‖ der dururlar. Dil alıĢkanlığı olduğundan son anda
Kelime-i Tevhid ve Kelime-i ġehadet getirmekte zorlanmazlar, güzel bir ölümle bu dünyadan
ayrılırlar.
E.
ALLAH'I ANANLARA BÜYÜK MÜKAFATLAR VARDIR
Rabbimiz Kur'an'da : ―Allah'ı zikreden erkeklere ve kadınlara büyük mükafat
hazırladık.‖ (Ahzab:35) buyurur.
Ebu Hureyre (ra.) anlatıyor:
Rasulallah (s.a.) buyurdu ki : ―Allah'ın yollarda dolaĢıp zikredenleri araĢtıran
melekleri vardır. Allah'ı zikreden bir cemaate rastlarlarsa, birbirlerini : (Aradığınıza gelin,
buradalar) diye çağırırlar. Hepsi gelip onları kanatları ile kuĢatarak dünya semasına kadar
arayı doldururlar.‖
Allah herĢeyi en iyi bildiği halde meleklere sorar:
-
Kullarım ne diyorlar? Melekler:
-
Seni tesbih ediyorlar,sana tekbir okuyorlar, derler.
-
Onlar beni gördüler mi?
-
Hayır!
-
Ya görselerdi ne yaparlardı?
Eğer seni görselerdi ibadette çok daha ileri giderlerdi. Çok daha fazla tesbihde
bulunurlardı.
-
Onlar ne istiyorlar?
-
Cennet istiyorlar.
-
Peki onlar Cenneti gördüler mi?
-
Hayır, Ey Rabbimiz.
-
Ya görselerdi ne yaparlardı?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 179
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Eğer görselerdi cennet için daha çok hırslanırlardı.
-
Neden kaçınıyorlar?
-
Cehennemden Ya Rabbi!
-
Onu gördüler mi?
-
Hayır görmediler.
-
Ya görselerdi ne yaparlardı?
Eğer cehennemi görselerdi daha çok kaçarlardı. Bunun üzerine Cenab-ı Allah
Meleklere:
-
Sizi Ģahit kılıyorum, onları affettim, buyurur. Peygamberimiz devamla :
Bir melek der ki : ―Bunların arasında falanca günahkâr kimse var. Bu onlardan değil.
BaĢka bir maksatla uğramıĢtı?‖ Cenab-ı Allah :
-
Onu da affettim. Onlar öyle bir cemaat ki, onlarla oturanlarda kurtulurlar, buyurur.
Peygamber Aleyhisselâm bir gün Ashabına :
―Cennet bahçesine uğradığınızda ondan faydalanın‖ der. Ashab : ―Cennet bahçesinden
muradınız nedir?‖ Ya Rasulallah derler :
Peygamber : ―Ehl-i zikrin toplandığı zikir meclisidir.‖ cevabını verir.
Bir gün Peygamber Ashabı ile mescid de otururken :
Üç kiĢi gelir. Biri döner gider, biri arka tarafa oturur, biri de halkayı yarar, aralarına
oturur.
Peygamber : ―Bu üç kiĢi hakkında size haber vereyim mi?‖ der.
-
Biri Allah'a iltica etti, Allah da onu barındırdı.
-
Biri eza vermekten utandı, Allah da ondan utandı.
-
Üçüncü de meclisimizden yüz çevirdi, Allah da ondan yüz çevirdi. (R. Salihın:1449)
1450 nolu hadiste de Allah'ın zikir için bir araya gelenlerle iftihar ettiği bildiriliyor.
Buradan anlıyoruz ki, zikredilen yerler ve zikir meclisleri cennet bahçesi
mesafesindedir. Zikredenleri Allah'ın affedeceği vaadi vardır. Zikretmeyenlerden Cenab-ı
Allah yüz çevirecektir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 180
Mustafa ÖSELMİŞ
F.
KALBLER ZĠKĠRLE HUZURA KAVUġUR MU?
Allah'ı çok anmak, her iĢte Allah'ı hatırlamak kalbin feyz almasına, ruhun
gıdalanmasına vesile olur.
Cuma Sûresinde : ―Allah'ı çok anın ki, Saadete eriĢesiniz‖ (Âyet:10) buyrulmuĢtur.
Kalbler ancak zikrullah ile temizlenir ve huzur bulur.
Ehli sünnet çizgisinde olmadan zikir tesir etmez, kalbi temizlemez. Bid‘at ehline
mânen tesir etmez.
Peygamber Aleyhisselam‘ın ―Ölmeden önce ölün‖ buyurması da bundandır.
Allah Ģöyle buyurur :
―ĠnanmıĢ olanlar, kalbleri Allah'ı anmakla huzura kavuĢmuĢtur. Dikkat edin, kalbler
ancak Allah'ı anmakla huzura kavuĢur‖ (Rad:28)
Allah Rasulü :
―Allah'ın zikri Ģifadır‖ buyurmuĢtur. (Ramuz:122/7)
―Üzüntüsü, kederi bol olan (Lâ havle velâ kuvvete illâ billahil aliyyil azim) desin‖
(Müslim, Zikir:13) buyurmuĢtur.
ġöyle denmiĢtir : Temiz kalbe sahip olabilmek için Ģunlara dikkat etmek gerekir:
1-
Helâl gıda ile beslenmek.
2-
Ġstiğfar ve dua etmek.
3- Kur'an okumak ve emrine uymak. Kur'an okumanın insan beynini ve kalbini zinde
tutuğu, hafıza kaybını önlediği,kalbin ölmesini önlediği ifade edilmiĢtir.
4-
Ġbadetleri huĢu ile yapmak.
5-
Gece ibadetlerini yapmak
6-
Her an Allah'ı zikretmek.
7-
Hz. Peygambere salavat getirmek ve selâm göndermek.
8-
Ölümü düĢünmek, Kabri, Sıratı, Cenneti ve Cehennemi düĢünmek.
9-
Allah'ın sevgili kulları ile beraber olmak.
10- Ahlâkını güzelleĢtirmek.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 181
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġnsanın kalbi ve beyni zikre ve ibadetlere elveriĢli yaratıldığı, dua ve zikirlerin
tekrarlanmasından kalbin ve beyninin mutlu olduğu huzura kavuĢtuğu yabancı ilim
adamlarının ifadesidir. (21.05.2001, Zaman)
Ġnsanın bedeni ibadete meyyal yaratılmıĢtır, ibadetle tatmin olur. Ġbadet edenin mutlu
ve huzurlu olmasının sebebi budur.
Rivâyete göre Ġsâ aleyhisselâm, teninde alacalar bulunan ve iki Ģakağı da çökmüĢ bir
Ģahsa rastladı. O Ģahıs, üzerindeki hastalıklara aldırmayarak :
―Ya Rabbi! Sana sonsuz hamd ü senâlar olsun ki, mahlûkatın pek çoğunu müptelâ
kıldığın dertten bana sıhhat ve âfiyet verdin...‖
Buna teaccüb eden Ġsa aleyhisselâm, ona :
―Ey kiĢi! Allah'ın senden giderdiği hangi dert var ki?‖ dedi.
Hasta Ģöyle cevap verdi :
―Ey Ġsâ! En fecî hastalık ve belâ, kalbin Hakk‘dan gâfil ve mahrûm olmasıdır.
ġükürler olsun ki Allah Teâlâ, beni bundan muhâfaza buyurmuĢtur. Zirâ ben Cenab-ı Hakk‘ın
kalbime verdiği marifetullah lezzeti ve neĢesi içindeyim. Onun dıĢındakileri görmüyor ve
hissetmiyorum.‖
Ġtikadı düzgün helâl lokma yiyenin zikri sadece dil ile olmaz. Kalbi ile de olur. Onun
kalbi ―Allah allah‖ diye atar. Kendi de hisseder. Sonsuz huzur duyar.
Kur'an'da Ģöyle bir uyarı var :
―Ġman edenlerin Allah'ı anma ve Kur'an sebebiyle kalplerinin ürpereceği zaman
gelmedi mi?‖ (Hadid:16)
Kur'an'da müslümanlardan bahsedilirken ―Allah anılınca kalpleri ürperir, kalpleri
titrer‖ diye tanımlanmıĢtır. (Enfal:2)
G.
ZĠKĠR, KULU ALLAH‘A YAKLAġTIRIR
Kul, Allah'a bağlandığı ölçüde, Allah ona ilgi gösterir. Allah onunla olur. Allah hiçbir
yere sığmadığı halde o, kendisini seven zikreden kulun kalbine sığar.
Allah Kur'an da : ―Beni anın bende sizi anayım‖ (Bakara:152)
Kutsi hadislerde Ģöyle buyrulur :
-
―Kulum beni nasıl sanıyorsa, ben öyleyim ve onunla beraberim‖ (Müslim, Zikir:6)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 182
Mustafa ÖSELMİŞ
―Kulum beni andıkça ve dudakları beni anmak için kıpırdadıkça ben onunla
beraberim‖
―Ben kulumun zannına göreyim; kulum beni anınca, ben onunla beraberim. O, beni
anarsa, bende onu anarım. O beni bir toplulukta anarsa, bende onu o topluluktan daha hayırlı
bir topluluk içinde anarım. Kulum bana bir karıĢ yaklaĢırsa ben ona bir kulaç yaklaĢırım.
Kulum bana bir kulaç yaklaĢırsa, ben ona bir arĢın yaklaĢırım. O bana yürüyerek gelirse, ben
ona koĢarak giderim.‖ (Müslim)
Görülüyor ki, kul Allah'a en kolay ve daha çabuk Allah'ı anmakla yaklaĢır.
Kur'an'da : ―Siz Allah'ı unutanlar gibi olmayın ki, bu unutmaları onlara, kedi
nefislerini unutturmuĢtur.‖ (HaĢr:19) buyrulmuĢtur. Allah unutulunca insan kendini, hatta
görevlerini bile unutur.
Enes B. Malik (ra.) ın annesi Ģöyle demiĢtir:
-
―Bir gün peygambere dedim ki :‖
-
―Ey Allah'ın Rasulü! Bana bir vasiyette bulun.‖ Bana :
―Günahları terk et. Günahı terk, en faziletli hicrettir. Farzları terk etme. Farzları
yerine getirmek, en faziletli cihattır. Allah'ı çok zikret,. Allah'ı zikretmek kadar Allah'ın
hoĢuna giden baĢka bir iĢ yoktur.‖ (M. Kapca, Peygamberin Vasiyetleri:19)
H.
HERġEY ALLAH‘I ZĠKREDER
Gökte ve yerde ne varsa, hiçbir Ģey Allah'tan gafil değildir. Kur'an'da :
―Hiçbir Ģey yoktur ki, Allah'ı tesbih etmesin. Fakat siz onların tesbihlerini
anlayamazsınız.‖ (Ġsra:44) buyrularak herĢeyin Lisan-ı Hâli ile Cenab-ı Allah'ı zikrettiği
bildirilmiĢtir.
Enbiya Sûresinin 20. ayetinde de :
―HerĢey bıkıp usanmaksızın, gece – gündüz Allah'ı tesbih ederler‖ buyrulmaktadır.
Ġsra suresi 44. ayette Ģöyle buyrulur :
―Yedi gök, yer ve bunlarda bulunan her Ģey O‘nu zikreder. O‘nu övgü ile tesbih
etmeyen hiçbir Ģey yoktur. Siz onların tesbihini anlamazsınız.‖
Büyük Hak dostu Aziz Mahmûd Hüdâyi Hazretleri‘nin Ģu kıssası, bitkiler âleminde de
zikrullah ile meĢgul bulunduklarını ne güzel ifade eder :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 183
Mustafa ÖSELMİŞ
―Bir gün Üftâde Hazretleri, müridleriyle beraber bir kır sohbetine çıkmıĢtı. Emri
üzerine bütün derviĢler kırın en güzel yerlerini dolaĢarak hocalarına bir demet çiçek
getirdiler.ancak Kadı Mahmud Efendi‘nin elinde sapı kırılmıĢ, solgun bir çiçek vardı sadece...
Diğerlerinin neĢeyle elindekileri hocalarına takdiminden sonra Kadı Mahmûd, boynunu
bükerek bu kırık ve solmuĢ çiçeği Üftâde Hazretleri‘ne takdim etti. Üftâde Hazretleri diğer
müridanın meraklı bakıĢları arasında sordu :‖
―Evladım Mahmûd! Herkes demet demet çiçek getirdikleri halde sen niçin sapı
kırık,solgun bir çiçek getirdin?‖
Kadı Mahmûd edeple baĢını önüne indirerek
cevap verdi :
―Efendim! Size ne takdim etsem azdır. Ancak hangi çiçeği koparmak için elimi
uzattıysam, onu (Allah, Allah) diyerek Rabbini tesbih eder bir halde buldum. Gönlüm onların
bu zikirlerine mani olmaya razı olmadı. Çaresiz ben de elimdeki, tesbihine devam edemeyen
Ģu çiçeği getirmek zorunda kaldım.‖
Mezarların baĢ ucuna ağaç, gül dikilmesi de bundandır.
Her canlı Allah'ı zikreder. Bitki de olsa, ağaç da olsa, yaĢken zikirdedir.
HerĢey Allah'ı zikrederken, herĢey emrine ve istifadesine sunulan, yeryüzünü halifesi
olduğu bildirilen insan neden Allah'ı zikretmesin?
Kur'an bize Ģöyle hitap eder :
1- ―Kendi kendine, yalvararak, ürpererek yüksek olmayan bir sesle, sabah – akĢam
Rabbini an. Gafillerden olma.‖ (A‘raf:205)
Ġman sahiplerinin bir özelliği de sabah akĢam Allah'ı zikretmeleridir. Allah Ģöyle
buyuruyor :
2- ―Ey Ġman Edenler! Allah'ı çok zikredin. O‘nu sabah akĢam tesbih edin.‖ (Ahzab:4142) Zikirde devamlılık esastır.
3-
―Onlar Allah'ı ayakta, oturarak, hatta yan gelip yatarak anarlar.‖ (Âl-i Ġmrân:191)
Büyük bir zata : ―Ġyi bir kimseyi nasıl tanırız?‖ diye sormuĢlar. O da : ―Allah'ı çok
anan kimsedir‖ cevabını vermiĢtir.
Allah'tan gafil olan ve Allah'ı anmayan için Kur'an'da :
4-
―ġeytan onları kaplamıĢ ve Allah'ı anmayı unutturmuĢtur.‖ (Mücadele:19)
5―Ey Ġman Edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sakın sizi Allah'ı anmaktan
alıkoymasın‖ (Münafikun:9) uyarı ve ikazında bulunulmuĢtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 184
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġ.
ZĠKRETMEYEN, BĠRÇOK ġEYDEN MAHRUM KALIR
Cenab-ı Allah : ―Kim beni zikrimden yüz çevirirse ona dar geçim vardır‖ (Ta Ha:124)
buyurmuĢtur.
Bir baĢka ayette de : ―Münafıklar Allah'ı pek az anarlar.‖ (Nisa:142) Az zikretmek
münafıklık alameti sayılırken Ya hiç zikretmezsek, o zaman ne oluruz?
―Ey Ġman Edenler, sizi mallarınız, çocuklarınız Allah'ı anmaktan ve ibadetten
alıkoymasın. Malları veya çocukları Allah'ın zikrinden alıkoyduğu kimse, hüsrana düĢen
kimsedir.‖ (Münafikûn:9) denmiĢtir.
Sevgili Peygamberimiz de Ģöyle buyurur :
1―Bir kimse bir yerde oturur da Allah'ı zikretmeden kalkarsa, Allah'a karĢı
eksik iĢ yapmıĢ olur. Bir kimse yatağa yatarda orada Allah'ı zikretmezse, yine eksik iĢ yapmıĢ
olur.‖ (R.Salihın:822)
2―Herhangi bir toplulukta bir mecliste oturup da Allah'ı zikretmez,
peygambere salavat getirmezse, bu meclis onlar için bir eksiklik olur. Allah dilerse onları
azab eder, dilerse mağrifet eder.‖ (R. Salihın:839)
3―Bir toplantıdan Allah'ın adını zikretmeden kalkanlar merkep leĢinin
etrafından dağılan kargalar gibi dağılmıĢ olurlar.‖ buyrulmuĢtur.
Allah'ın adı anılmadan kesilen hayvanın eti yenmez. Allah'ın adını anmadan yapılan
iĢin hayrı yoktur.
J.
ĠÇĠNDE ALLAH ZĠKREDĠLEN EVLE ZĠKREDĠLMEYEN EVĠN FARKI
Peygamberimiz Ģöyle buyurur :
1―Ġçinde Allah zikredilen evlerin misali ile, içlerinde Allah zikredilmeyen evlerin
misali, diri ile ölünün misali gibidir.‖ (Buhari Deavat:66)+(Ramuz:391/2)
2- Bir hadislerinde Peygamberimiz : ―Cennet bahçelerini gördüğünüz zaman onlardan
istifade ediniz. Cennet bahçeleri, zikir meclisleridir.‖ (Tırmizi, Deâvat:82)
3- ―Bir cemaat, oturup Allah'ı zikrederse mutlaka melekler etrafını sarar, Allah'ın rahmeti
iner, Allah onları melekleri yanında anar.‖ (K. Sitte:1943)
4- ―Gafiller arasında Allah'ı zikreden kimse, cephede arkadaĢları kaçtığı halde sebat eden
gibidir.‖ (Ramuz:285/4)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 185
Mustafa ÖSELMİŞ
5―Rabbinizi zikredenle etmeyenin hali ölü ile diri arasındaki fark gibidir.‖ (R.
Salihın:1463) + (K.Sitte:6/1944)
Kur'an'da da :
1- ―Kim Rabbine zikirden yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe artan bir azaba uğratır.‖
(Cin:17)
2- ―Kim Allah'ı anmaktan yüz çevirirse, biz ona bir Ģeytan musallat ederiz.artık o Ģeytan
her zaman onunla beraberdir.‖ (Zuhruf:36) buyrulmuĢtur.
Demek ki, zikir azaptan kurtarıyor, Ģeytanın zarar vermesinden koruyor.
K.
ZĠKRĠN ÇEġĠTLERĠ
Zikir Allah'ı anmak, Allah‘la beraber olmaktır. Allah'ı dil ile zikrederken, Allah'tan
gafil olmamalıdır. Kalp ve dil birlikte zikretmelidir. Elde 99‘luk tesbih, gözü gönlü orda
burda olmaz.
Zikrin özü, ―Allah‖ demektir. Esmâül Hüsna‘yı anmak zikirdir. Namaz zikirdir. ―Beni
anmak için namaz kıl‖ (Taha:14) buyruluyor. Her namazın ardından 33‘er defa tesbih çekmek
zikirdir. (R. Salihın:3/28-59)
Ebu Hureyre (ra.) :
Fakir muhacirler bir gün peygambere (s.a.) gelip:
―Zenginler yüce dereceleri, ebedi nimetleri kazandılar‖ dediler.
Rasulü ekrem (s.a.) :
―Ne yaptılar?‖ deyince
―Onlar bizim gibi namaz kılıyor, bizim gibi oruç tutuyor fazla olarak sadaka
veriyorlar,biz veremiyoruz.‖
Bunun üzerine Rasulü ekrem (s.a.) :
- ―Size bir Ģey öğreteyim mi ki, bu sayede sizden önde gidenlere yetiĢirsiniz. Hatta ileri
de geçersiniz.‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 186
Mustafa ÖSELMİŞ
―Sizden sonra sizin yaptıklarınız gibi yapmadıkça sizden faziletli olamazlar‖
buyurdular. Onlar da :
―Evet öğretiniz Ya Rasulallah‖ dediler.
Rasulallah (s.a.) :
―Her namazın sonunda otuz üç kere <Sübhanallah>, <Elhamdülillah>, <Allahü
Ekber>‖ dersiniz‖ buyurdular.
-
Haramdan sakınan, sakındığı ölçüde zikirdedir.
-
Ticari hayatta dürüst olan, zikirdedir.
-
Hayatını Ġslâm‘a göre düzenleyen, zikirdedir.
-
Peygamberin sünnetine uyan, zikirdedir.
-
Hayırlı faydalı iĢ iĢleyen, zikirdedir.
-
Tevbe etmek, Ģükretmek, zikirdir. Dua eden, zikirdedir.
-
Besmele zikirdir. Kur'an'da : ―Ulu Rabbinin adını tesbih et.‖ (Vak‘a:74) buyrulur.
Hz. Peygamber :
1- ―Yâ Hafsa, çok sözden sakın. Zira zikrullahsız çok söz kalbi öldürür ve Allah'ı çok
zikreden sözde kalbi ihya eder.‖ (Ramuz:496/11) demiĢtir.
2―Sizden biri, ailesi ile beraber olunca <Bismillah> derse ve <ġeytanı bizden
uzaklaĢtır> derse, ondan olan çocuğa Ģeytan zarar vermez.‖
Kur'an okumak zikirdir. Kur'an, kendini okuyan için Ģefaatçi olacaktır. Peygamber
Ģöyle der:
3- ―Kıyamet günü Kur'an, rengi uçuk bir adam gibi gelir, okuyana, <Seni gece uykusuz,
gündüz susuz bırakan benim> der.‖ (K.Sitte:17/504) Ģefaat eder.
Peygambere salat ve selâm bir zikirdir. Kur'an'da : ―Allah ve Melekleri Peygambere
çok salavat getirirler. Ey Müminler, sizde ona salavat getirin ve tam bir teslimiyetle selâm
verin‖ buyrulmuĢtur. (Ahzab:56)
ġükür, zikirdir. Cenab-ı Allah, bir kutsi hadiste Ģöyle buyurur : ―Beni zikrettikçe
Ģükürdesin, unuttukça küfürdesin.‖ (Ramuz:327/4) Yani günahtasın.
Ġstiğfar etmek zikirdir. Allah Rasulü Ģöyle buyurur : ―Kim amel defterinin kendisini
sevindirmesini isterse, istiğfarı çok etsin.‖ (Ramuz:396/14)
―Ben günde yüz kere Allah'a istiğfar ediyorum.‖ (K. Sitte:17/512)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 187
Mustafa ÖSELMİŞ
Dua zikirdir. Allah : ―Bana dua edin, duanızı kabul edeyim‖ buyuruyor. Hz.
Peygamber de Ģöyle buyurur :
1-
―Allah katında duadan daha kıymetli bir Ģey yoktur.‖ (Büyük Hadis Külliyat)
2-
―Dua ibadetin özüdür.‖ (Age:5/235)
3- ―Kime dua kapısı açılırsa, Ona rahmet kapıları açılır. Dua, belâya karĢı koyar,kazayı
önler; onun için duaya sarılın.‖ (Age:5/235)
4-
―Dua, müminin silahıdır.‖ (Age:5/235)
5-
―Allah, kendisinden istemeyene gazab eder.‖ (Age:5/239)
L.
HER ZAMAN ZĠKĠR
Cenab-ı Allah'ın bizim için yaratması ve ihsanı, ikramı devamlı olduğuna göre, bizim
zikrimizin de, Ģükrümüzün de devamlı olması gerekir.
Kur'an da :
1Ġmran:191)
2-
―Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken her vakit Allah'ı anarlar.‖ (Âl-i
―Allah'ı çok zikret ve gece – gündüz onu tesbih et.‖ (Âl-i Ġmran:41)
Hz. AiĢe (ra.) : ―Abdestli iken de, abdestsiz iken de Peygamber Allah'ı zikrederdi‖ der.
(R. Salihın:3/41)
Abdullah (ra.) : ―Hz. Peygamber bana:Ya Abdullah akĢam sabah üç kere Ġhlas, Felâk,
Nâs surelerini oku. Bu senin herĢeyine kifayet eder.‖ (R.Salihın:3/57)
Hayızlı olan, ayhali olan ve normal abdesti olmayan kimse zikredebilir, besmele çeker,
dua eder, Esmâül Hüsna‘yı okur.
Kur'an'da :
―Öyle erler vardır ki, onları ne bir ticaret ne de bir alıĢ-veriĢ zikrullahtan, namaz
kılmaktan, zekât vermekten alıkoyamaz.
Onlar gönüllerin ve gözlerin halden hâle döneceği günden korkarlar. (Nur:37)
Gerçek müminler o kimselerdir ki, Allah zikredilince kalpleri titrer.(Enfal:2)‖
buyrulur.
Allah'ın zikrinden yüz çevirenlere Kur'an'da Ģöyle bir uyarı vardır :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 188
Mustafa ÖSELMİŞ
―Kim beni anmaktan yüz çevirirse, Ģüphesiz onun sıkıntılı bir hayatı olacak ve biz onu
kıyamet günü kör olarak haĢredeceğiz‖ (Taha:124)
―Otururken ve yan yatarken daima Allah'ı anın.‖ (Nisa:103) buyurmuĢtur.
―Gece gündüz zikredenin,
Yardımcısı Rahman olur.
Her yerde ―Allah‖ diyenin
Hakk derdine derman olur.‖
Peygamber (s.a.) Ģöyle dua ederdi : ―Ya Rabbi! Seni zikredebilmem, Ģükredebilmem
ve kulluk yapabilmem konusunda bana yardım et.‖
Allah'ı anmak terk edilmez. Bir yerden ders alıp da aksatmak veya bırakıvermek
olmaz. Bir taahhütte bulunulmuĢtur. Bir sözleĢme yapılmıĢtır. Terki manevi sorumluluk
gerektirir. Verilen sözden cayılmaz. Bir mazeret dolayısıyla verilen tesbihat çekilmeyince
telafi gerekir. Fazla geliyorsa bildirilir. Büyüklerimiz Ģöyle derdi : ―Görev alan, nafileyi
vacipleĢtirmiĢ olur.‖
Allah ancak zikirle hatırda tutulur. Zümer suresini 22. ayetinde : ―Allah kimin gönlünü
Ġslâm‘a açmıĢsa, o Rabbimden bir nur üzerindedir. Allah'ı anmak konusunda kalpleri
katılaĢmıĢ olanlara yazıklar olsun! ĠĢte bunlar apaçık sapıklık içindedirler‖ buyrulmuĢtur.
Peygamber (s.a.) der ki :
―Kim bir yerde oturur ve orada Allah'ı zikretmez ve zikretmeden kalkarsa, Allah'tan
ona bir noksanlık vardır. Kim bir yerde yatar, orada Allah'ı zikretmezse, ona Allah'tan bir
noksanlık vardır. Kim bir müddet yürür ve Allah'ı zikretmezse, Allah'tan ona bir ceza vardır.
(Noksanlık vardır ne demek? Allah'tan ona bir ceza vardır, demek.)‖ (K.Sitte:6/201) Demek
ki her halde Allah zikredilecektir.
Cenab-ı Allah : ―Beni anın ben de sizi anayım‖ diyor. (Bakara:152)
anmalıdır.
-
Bir müslüman günlük hayatında her an, her iĢ için Besmele çekerek Allah'ı
Her namazdan sonra tesbih çekerek Allah'ı anmalıdır.
Her sabah ismi azam duası okumalı, Esmaül Hüsna ile Allah'ı Yâd etmelidir.
Kur'an'da : ―En güzel isimler Allahındır. O halde ona güzel isimlerle dua edin.‖ (A‘raf:180)
Her ismi söylediğimiz zaman Rabbimiz : ―Buyur kulum‖ der.
Her günün baĢlangıcında, Yasin, Tebareke, Fatih surelerini okumalıdır. Zikrin
belirli bir vakti yoktur, ama sabah namazdan sonra yapılan zikrin, okunan Kur'an‘ın, yapılan
duanın karĢılığı büyüktür.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 189
Mustafa ÖSELMİŞ
Her mümin evinden çıkarken Fatiha, Ayetel Kursi‘yi, Ġhlâs, Felâk ve Nâs
surelerini okuyarak kendini Allah'a emanet etmelidir. DönüĢüne kadar Allah onu
koruyacaktır.
Yatarken de Allah'ı anarak yatmalıdır. Abdestli yatmalıdır. Peygamber : ―Sünnete
uyarak yatan müminin uykusu ibadettir.‖ (K.Sitte:6/251) buyurmuĢtur.
Müslüman yatarken sağ tarafına yatacak, abdestli yatacak, okuyarak yatacak ve
zikrederek uyuyacaktır. Böyle yapmayan, rahat bir uyku uyuyamaz.
M.
ÇOKÇA ZĠKĠR GEREK
Allah'ı sıkça ve çokça anmamız lâzım. Çünkü Rabbimiz öyle istiyor. Kur'an da :
1-
―Müminler, Ancak Allah anıldığı zaman kalbleri titreyen kimselerdir.‖
2-
―Allah'ı çokça anın ki, baĢarıya eriĢesiniz.‖ (Enfal:45)
3- ―Sabah akĢam yalvararak ve korkarak Allah'ı zikredin. Allah'ı anan ki, gafillerden
olmayın.‖ (A‘raf:205)
4-
―Allah'ı çok anan ki, kurtuluĢa eriĢesiniz.‖ (Cuma:10)
5- ―Allah'ı çok zikreden erkekler ve kadınlar varya; iĢte Allah bunlar için mağfiret ve
büyük bir mükafat hazırlamıĢtır.‖ (Ahzab:35)
6-
―Ey Ġman Edenler! Allah'ı çok zikredin.‖ (Ahzab:42)
7-
―O (Allah'ı) sabah akĢam tesbih et.‖ (Ahzab:42)
Ayrıca az anma konusunda da:
8-
―Münafıklar Allah'ı pek az hatıra getirirler.‖ (Nisâ:142)
9- ―Kim Rabbini zikretmekten gafil olursa, yanından ayrılmayan bir Ģeytanı ona musallat
ederiz.‖
10- ―Furkan Suresinin 18. ayetinde Allah'ı az anmanın helâk sebebi olacağı haber
verilmiĢtir.‖
Peygamber Efendimiz de Ģöyle buyurur:
1-
―Allah'ı o kadar çok zikredin ki, mecnun desinler.‖ (Ramuz:80/9)
2-
―Halk size deli deyinceye kadar Allah'ı zikredin.‖ (Büyük Hadis Külliyatı:5/234)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 190
Mustafa ÖSELMİŞ
3-
―Bir kimse Allah'ı çok zikrederse, münafıklıktan kurtulur.‖ (Ramuz:408/7)
4- ―Size amellerin en hayırlısını, en temizini, derecesi yüksek olanı, altın gümüĢ infak
etmekte daha hayırlısını söyleyeyim mi? Allah'ı çok zikredin.‖ (Ramuz:164/7)
Bu konuda Hz. Osman (ra.) ında güzel bir sözü vardır : ―Kalbler temiz olursa, Allah'ı
zikretmekten usanmaz‖ der. Demek ki, zikirde de, fikrin, düĢüncenin yeri olan kalb temizliği
esastır. Tabii ki helâl lokmada çok önemlidir.
Hasan Basri Ģöyle der : ―Mânevi zevki üç Ģeyde arayın:Namazda, zikirde ve
Kur'an'da‖
Allah'ı anmada O‘nunla olmada ısrar edersek, zamanla çok büyük haz alırız, zevk
alırız.
Kur'an'da Ģöyle buyrulmuĢtur :
1- ―Rasulüm deki : Kulluk ve yalvarmanız olmasa Rabbim size ne diye değer versin?‖
(Furkan:77)
2- ―Gecenin bir kısmında O‘na secde et; gecenin uzun bir bölümünde de O‘nu tesbih et.‖
(Ġnsan:26)
3- ―Sabah akĢam Rablerine, Onun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte candan sebat
et. Dünya hayatının süsünü isteyerek gözlerini ondan çevirme. Kalbini bizi anmaktan gafil
kıldığımız, kötü arzularına uymuĢ ve iĢi gücü aĢırılık olan kimseye boyun eğme.‖ (Kehf:28)
Evet Allah anılacaktır, çokça anılacaktır, devamlı anılacaktır. Ġslâm‘da aĢırılık yoktur.
Orta yol tutulacaktır. ġeriati bilmeden nasıl tarikat olmazsa, Ġslâm‘i içine sindirmeden, Ġslâm‘ı
yaĢamadan istenilen zikir yapılamaz. Yapılsa da zevk alınmaz.
N.
ZĠKĠR ALLAH‘IN SEVDĠĞĠ BĠR ĠBADETTĠR
Kur'an'da ve Kutsi Hadislerde Cenab-ı Allah kendisini zikretmemizi istiyor. Ayrıca
teĢvik de ediyor.
Peygamber Efendimiz de hayatı boyunca Allah'ı zikretmiĢ ve bize de tavsiye etmiĢtir.
ġöyle buyurur:
1-
―Size cennet kapılarından birine delâlet edeyim mi?‖der. Kays:
-
―Evet Ya Rasulallah!‖ deyince:
-
―Lâ havle velâ kuvvete illa billah‖ demiĢtir. (Celal Yıldırım, Amellerin Fazileti:45)
Bir hadislerinde de :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 191
Mustafa ÖSELMİŞ
2- ―Zikrin en üstünü Lâilâhe illallahtır.‖ Duanın en üstünü de ―Elhamdülillah‖tır buyurur.
(Age:38)
3- Sevgili peygamberimiz : ―Allah'ı sevmenin alâmeti, Allah'ı zikretmeyi sevmektir‖
buyurur.
ġairin ifadesiyle :
İkililik yok, birlik var;
Şu münafık karanlık;
Yalnız bunda dirlik var;
Sona erecek artık,
Yalnız bundadır felâh;
Sabah olacak, sabah!
Lâilâheillâllah!
Lâilâheillâllah!
Bir aşk için gönüller;
Her türlü nimet bunda,
Çırpınırken beraber,
Beklenen cennet bunda;
İkiye tapmak günah!
Yalnız bir din, bir ilâh!
Lâilâheillâllah!
Lâilâheillâllah!
O. Seyfi ORHON
Cenab-ı Allah'ı zikredenler övülmüĢtür. Allah Rasulü de Allah'ı zikredene müjdeler
vermiĢtir. Ayrıca teĢvik de etmiĢtir. Bir hadislerinde Ģöyle buyurur :
―Allah sizden birini geceleyin uyandırırsa, Allah'ı tesbih etsin. Mağfiret dilesin. Allah
onu bağıĢlar. ġayet o kalkar abdest alır, namaz kılar ve Allah'ı zikrederse, dua ederse, kabul
olunur.‖ (Ramuz El Hadis:48/5)
Birgün peygamberimize:
-
―Allah yanında derecesi en yüksek amel hangisidir?‖ derler. Allah Rasulü:
-
―Allah'ı çok zikredenlerin ameli‖ der. (Tırmizi Deavet:6)
Gece gündüz zikredenin
Yardımcısı Rahman olur
Her yerde Allah diyenin
Hakk derdine derman olur
YÜCE YARATAN’A KULLUK 192
Mustafa ÖSELMİŞ
4- ―Kul, yatağına abdestli olarak yatıp, uyuyana kadar Allah'ı zikrederse, o gece ne isterse
Allah ona verir.‖ (B.H. Külliyatı:5/233)
5- ―Bir toplantıda kim Allah'ı zikretmeden oturup kalkarsa Allah'tan nasibini almamıĢ,
Allah'ın lütfuna nâil olmamıĢtır.‖ (B.H. Külliyatı:5/233)
6―Herhangi bir topluluk, eğer oturdukları meclisten Allah'ı zikretmeden kalkarlarsa,
eĢek leĢi bulunan bir meclisten kalkmıĢ gibi olurlar. Kazançları da piĢmanlık olur.‖ (Age:232)
Allah'ı zikrederek her isteyen Allah'ın sevgili kulu olabilir.
Ö.
ALLAHI ANMAKTAN ALIKOYAN ġEYLER
Kur'an'da : ―Allah'ı anmak en büyük ibadettir.‖ (Ankebut:45) buyrulmuĢtur. Bu büyük
ibadetten alıkoyan Ģeylere de Ģu Ģekilde dikkat çekilmiĢtir. Rabbimiz buyurur ki:
1- ―Ey Ġman Edenler! Mallarınız ve çocuklarınız, sizi Allah'ı anmaktan alıkoymasın. Kim
bunu yaparsa iĢte onlar, ziyana uğrayanlardır.‖ (Münafikûn:9)
2- ―Kalbleri Allah'ın zikrine karĢı katılaĢanların vay haline. ĠĢte onlar apaçık bir sapıklık
içindedir.‖ (Zümer:22)
3- ―ġeytana dikkat edilecektir. ġeytan kumar ve içki ile aranıza düĢmanlık ve kin sokmak,
sizi Allah'ın zikrinden ve namazdan alıkoymak ister.‖ (Mâide:91)
4- ―Öyle kimseler vardır ki, onları ne bir ticaret ne de bir alıĢveriĢ, Allah'ı anmaktan
alıkoyamaz.‖ (Nur:37)
Peygamberimiz :‖KiĢi sevdiği ile beraberdir‖ buyurmuĢtur.evet, kiĢi Allah'ı seviyorsa,
Allah'la beraber olur.
YanlıĢ bilgi, nasipsizlik ve hidayetsizlik insanı zikirden alıkoyan en büyük engeldir.
P.
BAZI YANLIġLIKLAR
Zikirde dikkat edilmesi gereken bazı hususlar vardır :
-
Önce helâl lokmaya, temiz kalbe sahip olmaya çalıĢmalıdır.
-
Zikir dil alıĢkanlığı olarak yapılmamalıdır.
Zikir devamlı olmalıdır. Peygamberimiz : ―Az da olsa amellerin devamlı olanı
makbuldür‖ der.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 193
Mustafa ÖSELMİŞ
Zikir, bağıra çağıra, hoplaya zıplaya olmaz. Allah : ―hafif sesle, içinden Rabbini
zikret‖ diyor. (A‘raf:205)
Hiçbir dünya meĢguliyeti Allah'ın zikrinden alıkoymamalıdır. (Bak Nur:37) ve
(Münafikun:9)
Zikirden haz duyulmuyorsa temiz bir hayat yaĢanmalı, az yenilip, az uyunmalı,
salihlerle beraber olunmalı, günah ortamlarından uzak durulmalı, dünyaya fazla
meyledilmemeli, Hak‘tan uzak durulmamalıdır.
Zikirde ne dediğinin farkında olunmalıdır.
konuĢulamayacağı gibi Allah'tan gafil halde o zikredilemez.
Uzak
bir
insanla
vasıtasız
Riyadan uzak durulmalıdır. Peygamberimiz: ―En hayırlı zikir, hafi (gizli) olan
zikirdir.‖ (B.H.Külliyatı:5/234) Meryem suresinin 3. ayetinde gizli bir sesle niyaz edilmesi
gerektiğine iĢaret vardır.
Yolda belde dikkat çekecek Ģekilde tesbihle baĢkalarını günaha sokacak fitneye sebep
olacak Ģekilde zikredilmez.
Ġslâm da orta yol esastır. Takatın üstünde sıkıntı gelir, soğumaya neden olur. Tikler
baĢlar. Titremeler bağırmalar olur.
TutmamıĢ yoğurt gibi çalkalanıp durmaktansa kerpiç gibi tutmuĢ yoğurt daha
makbuldür. Olgun, durgun olmak gerekir.
Kur'an'da vücutları titrer demiyor, kalpleri titrer deniliyor. Zikir kalp iĢidir. Gönül
iĢidir.
Aksi halde dikkat çekmek olur. Ġnsanı riyaya sevk edebilir. ―Benim için... Ģöyle,
Ģöyle...‖ diye akla geliverirse bizi de gururlanmaya sevk edebilir.
Önemli bir olayda Ģöyle :
Ebu Musa ,el-EĢa‘ri Ģöyle anlatıyor : ―Hz. Peygamber, Hayber gazasına çıktığında,
hak her bir vadiye yöneldiğinde ‗Allahü Ekber, lâ ilâhe Ġllallah‘ diye yüksek sesle tekbir ve
tevhid getirmeye baĢladı.‖ Hz. Peygamber : ‖Nefislerinize Ģefkat ve merhamet ediniz.
Kesinlikle siz sağır ve gaib bir kimseyi çağırmıyorsunuz. ĠĢiten, yakın olan ve sizinle beraber
bulunan bir zatı kibriyayı çağırıyorsunuz‖ dedi.
Peygamber Efendimiz : ―En hayırlı zikir, gizli olan zikirdir‖ buyurmuĢ. (Büyük Hadis
Külliyatı:5/234)
Ömer Nefesi (Akaid:215) adlı eserinde Ģöyle der :
―Zikirle alay etmek, Ģarap içerken veya haram olan bir Ģeyi yerken yahut yaparken
‗Bismillah‘ diye Allah'ın adı ile baĢlamak küfre götürür‖ der.
Tef, dümbelek çalarak, çalgı aletiyle zikir olmaz. Zikir eğlence değildir. HuĢu içinde
olmalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 194
Mustafa ÖSELMİŞ
Sokaklarda alenen zikir olmaz. Bir Ģey ibadetle olsa fitneye sebep duruyorsa
terkedilir veya tehir edilir.
-
Cenazelerde, toplantı ve yürüyüĢlerde tekbir getirilmez.
Önemli bir yanlıĢlık da bilmeden, anlamadan zikir düĢmanlığı ve cemaat düĢmanlığı
yapılmasıdır. Tarikat düĢmanlığı yapılmasıdır. Buraya kadar gördük ki, zikir Allah'ın emridir.
KarĢı çıkan Allah'a karĢı çıkmıĢ olur. Allah korusun alay ve hakaret yapılırsa küfrede girilir.
Peygamber (s.a.) bir gün ashabına :
-
Münafıklık konusunda Allah'a sığının, der.
-
O nedir? derler.
Kalpte huĢu olmamasına rağmen bedende huĢu görünmesidir, buyurur. (Kitab‘üzZühd Ve‘r –Rekaik:42)
Bir hadislerinde de : ―Kim insanlara amelini iĢittirirse, Allah da onu halkın kulağına
duyurur ve onu hakir kılar, küçük kılar‖ buyurmuĢtur. (Age:42) Böyle amelin sevabı olmaz.
Alacağını kuldaĢ almıĢtır.
-
Tesbihi havaya atmak.
-
Bağırmak, çağırmak.
-
Kendini yerden yere atmak.
-
Vücudunu titretmek.
-
Orada burada zikrettiğini fark ettirmeye çalıĢmak, yanlıĢtır.
Zikir, Allah'ı karĢısında görüyormuĢ gibi, o‘nunla konuĢuyormuĢ gibi yapılırsa, bir
değiĢiklik olur. Kur'an'da : ―rabbinin adını an ve bütün varlığınla O‘na yönel‖ (Müzzemmil:8)
buyrulmuĢtur.
Allah sadece sıkıntı anlarında değil, her zaman anılmalıdır. Yunus Suresinin 12.
ayetinde Ģöyle bir uyarı yapılıyor :
―Ġnsana bir zarar geldiği zaman yan yatarak, oturarak veya ayakta (o zararın
giderilmesi için) bize dua eder. Fakat biz ondan sıkıntısını kaldırınca, sanki kendisine
dokunan bir sıkıntıdan dolayı bize dua etmemiĢ gibi geçip gider...‖
Bir Ģey elde edebilmek için ve sadece sıkıntı anında anmanın bir faydası yoktur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 195
Mustafa ÖSELMİŞ
SONUÇ OLARAK
Zikir konusu ile siz kardeĢlerime çok önemli,dünyamızı ve ahiretimizi değiĢtirecek bir
konuyu anlatmaya çalıĢtım.
Zikir, en baĢta gelen kulluk görevimizdir. Ne yazık ki, bazıları, bazı Ġslâmi
terimlerden deyimlerden koparılıp, uzaklaĢtırıldığı gibi zikir konusunda da yanlıĢ bilgilere
sahiptir. ―Müslümanım‖ dediği halde, Ġslâm‘a, müslümana dil uzatılıyor, rencide ediliyor.
Allah'ın, peygamberin emirlerine karĢı çıkılarak arza da, arĢa da hırlanıyor.
Ġslâm‘ı bilmemenin acı faturası, samimi müslümanlara çıkarılıyor.
Bugüne kadar Allah'ı anmaktan gafil bir hayat süren kardeĢlerime inĢallah zikrin ne
olduğunu anlatabilmiĢimdir. Onlarında dünya sıkıntılarından kurtulup, iki cihan saadetine
kavuĢmalarını isterim.
Ġnsanın hem cennette hem de cehennem de yeri vardır. Ġnsan nereyi ister,nereye uygun
yaĢarsa, oraya gider.
Bu dünyada Allah'ın terk ettiği bir insan olmamak için Allah'ın rızasına uygun bir
hayat yaĢanmalıdır.
Nasıl zikredebiliriz. Günlük neler söyleyebiliriz?
Önce ibadetlerde sayı vardır. Namazda vardır, Zekâtta vardır, hacta vardır, tavafta,
say‘da Ģeytan taĢlamakta, tesbihatta sayı vardır.
33 Sübhanellah + 33 Elhamdülillah + 33 Allahü Ekber.
Peygamberimiz : ―Namazlardan sonra 33‘er defa Sübhanellah, Elhamdülillah ve
Allahü Ekber deyiniz‖ buyurmuĢtur. Ayrıca bunu yatarken de tekrar edilmesini tavsiye
etmiĢtir.
Ebu Talibin kızı Ģöyle anlatır :
Peygamber birgün evime geldi. Ben :
―Ey Allah'ın elçisi! Artık yaĢlandım, zayıfladım, bana oturduğum yerden
yapabileceğim bir amel tavsiye etseniz‖ dedim. ġöyle buyurdu :
―100 kere Sübhanellah, 100 kere Elhamdülillah, 100 kere Lâ ilâhe Ġllallah‖ de.
(Müsned:6/344)
100‘er defa :
-
Estağfirullah
YÜCE YARATAN’A KULLUK 196
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Ya Allah
-
Lâ ilâhe illallah
Sıkıntı anlarında :
-
La havle vela kuvvete illa billahil aliyyil azim
-
Hasbünellahü ve niğmel vekil niğmel mevlâ ve niğmen nasır.
-
Sübhanellahi vebihamdihi Sübhanellahi esteğfurullah el azim.
Peygamberimiz :
-
―Allah yanında en sevimli zikir‖ (R.S:1412) buyurur.
―Günde yüz defa diyen günahları dökülür velev ki deniz köpüğü kadar da olsa‖ (R.
Salihın:1410)
-
―Günde yüz defa diyene ahirette bir hurma ağacı dikilir.― (R.S.:1439)
Miraçta Ġbrahim Peygamber Muhammed ümmetine bu zikri tavsiye etmiĢtir.
Tesbih namazı da 300 defa bu zikrin tekrarı ile kılınır.
Sübhanellahi velhamdülillahi vela ilâhe illallahü vallahü ekber vela havle vele
kuvvete illâ billahilaliyyil azim.
-
Allahümme inneke afüvvün kerimün tuhibbul affefeğfuanni
-
Allahüm mağfirli velivaldeyye velilmüminine yevme yeğumül hisâb
-
Rabbena atina füddünya haseneten vefilahîreti haseneten vegına azabennâr.
Lâ ilâhe illallühü vahdehûla Ģerkeleh. Lehülmülkü velehülhamdü ve hüve ala külli
Ģeyin kadir.
Peygamberimiz :
1-
―Günde yüz defa diyene 10 köle azad etmiĢ sevabı verilir.‖
2-
―Yüz iyilik yazılır.‖
3-
―Yüz kötülüğü silinir.‖ (R. Salihın:1410) buyurmuĢtur.
-
Zikir insanın amellerini, yüzünü kalbini, ölümünü, kabrini güzelleĢtirir.
-
BoĢ durmayalım, boĢluk günahı çoğaltır, hastalık üretir. Kalbi karartır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 197
Mustafa ÖSELMİŞ
Yolda yürürken, sıra beklerken, iĢ yaparken strese girmemek için zikirle zaman daha
çabuk ve daha huzurlu geçer.
-
Yatağında yatan hastalar ve ihtiyarlar için en güzel meĢguliyet zikirdir.
Sonuç olarak :
Alemlerin Rabbi olan Cenab-ı Allah'ı Ģükreder, zikredersek, Rabbimiz nimetini, ihsan
ve ikramını arttırır. Ġki cihanda aziz eder. Sever, sevdirir.
―Siz beni zikrederseniz bende sizi zikrederim‖ buyuruyor. (Bakara:151) Biz Allah'ı
anarsak, Allah da bizi anar. Bizi yalnız bırakmaz ihtiyacımıza çabuk cevap verir.
Ġbadetlerimizi, dualarımızı kabul eder. Derecemizi yükseltir.
M. Necati Bursalı‘nın bir Ģiiri ile bitirelim:
Gösterip Yâre vefa,
Ne hoĢtur Yâr sevdası,
ġükre, zikire gel, gel!..
Yunus‘un var sevdâsı,
Erenlerle bir defa,
ĠĢte dîdar sevdâsı,
ġükre, zikire gel, gel!..
ġükre, zikire gel, gel!..
Dostluğun tek adı bu,
Olur yüzün kardan ak,
Gönüller cihadı bu,
Sever Nebi, sever Hak,
Nur bu, Hakk‘ın yâdı bu,
KuĢ gibi çırpınarak,
ġükre, zikire gel, gel!..
ġükre, zikire gel, gel!..
Ne dert, ne de bir gam Akıl ermez nasıl bu,
var,
Bir Ġlâhi, fasıl bu,
Huzur ve dostluk tam var,
Vefâ, kulluk, asıl bu,
Sabah akĢam selâm var,
ġükre, zikire gel, gel!..
ġükre, zikire gel, gel!..
YÜCE YARATAN’A KULLUK 198
Mustafa ÖSELMİŞ
ĠĢte gül, iĢte gülĢen,
Çağlar gönülde pınar,
Burda dîdeler rûĢen,
Artık dokunamaz nâr,
Herkes mutlu, herkes Ģen,
BaĢına melek konar,
ġükre, zikire gel, gel!..
ġükre, zikire gel, gel!..
Eser bir tatlı nesîm,
Dünya edildi talan,
Hep Yâre dir hevesim,
Gayri ne varsa yalan,
Kalsın altın,kalsın sîm,
Sen Allah'a sevdalan,
ġükre, zikire gel, gel!..
ġükre, zikire gel, gel!..
Saraylara Ģah gerek,
AĢıklara var cemâl,
Ya bir padiĢah gerek,
Gösterecek Yâr Cemâl,
Hep tevbe, hep âh gerek,
Ġstiyorsan sen kemâl,
ġükre, zikire gel, gel!..
ġükre, zikire gel, gel!..
Ceylan, keklik,kuĢ, kuğu,
Ay‘ı kimden gecenin.
Bir sevdâ buğu buğu,
Nasıl can bulur cenin,
Ġstersen mutluluğu,
Toprak olmadan tenin,
ġükre, zikire gel, gel!..
ġükre, zikire gel, gel!..
YÜCE YARATAN’A KULLUK 199
Mustafa ÖSELMİŞ
VIII.BÖLÜM
KUR’AN-I KERĠM
Kur‘an, Yüce Allah tarafından Cebrail aracılığı ile Muhammet (s.a.) ‗a Arapça olarak
indirilen son kutsal kitaptır.
Cenab-ı Allah, kullarının hem dünyada hem de ahirette iki cihan Saadetine
kavuĢmaları için peygamberler göndermiĢ, onlara da vahiy yolu ile kitablar göndermiĢtir. Bu
kitabların sonuncusu da Kur‘an‘ı Kerim dir.
Kur‘an, Allah‘ın vahyettiği son kutsal mesajlardır. Ġhtiyaca göre, 23 yılda
vahyolunmuĢtur. 6666 Ayet, 30 cüz, 114 sûredir.
Hz. Peygamberin en büyük mucizesidir. Lafzı ile de manası ilede mûcizedir.
Kur‘an, insanlara mutluluk yolunu gösteren yüce Allah‘ın talimatıdır.
Kur‘an, Ġslâm dininin esasıdır. Müslümanlar için faziletin kaynağıdır. Hasta gönüllere
reçetedir.
Yerli olsun yabancı olsun gerçek ilim sahipleri Kur‘an‘a hayranlıklarını her zaman
dile getirmiĢler, eĢsiz kitap olduğunu ifade etmiĢlerdir.
Kur‘an çağların gerisinde kalmamıĢ, aksine çağları ardından sürüklemiĢtir.
Her gün geliĢen ilim karĢısında Kur‘an'ın sesi kısılmamıĢ, aksine daha iyi
anlaĢılmasına neden olmuĢtur. Ġlim, kıyamete kadar Kur‘an'ı yalanlayamayacak asla ilimle
Kur‘an birbirine ters düĢmeyecektir. Gün geçtikçe Ġslâm yayılacak, Kur‘an gönülleri
fethedecektir. Tıpkı; ―EĢeğim mûslüman olsa ben müslüman olmam‖diyen Ömer‘in gönlünü
fethettiği gibi Kur‘an, bütün insanlığın gönlünü fethedecektir. Çünkü Cenab-ı Allah onu bütün
insanlığa göndermiĢtir. ―O hakkı batıldan ayıran kitaptır‖(Bakara:185)
Senin kitabın Kur‘an, benim kitabım Kur‘an, bütün insanlığın kitabı Kur‘an'dır.
Ġnsanlığın Kur‘an‘ı iyi anlaması, Kur‘an‘la iliĢkilerini, sağlam bilgilere dayandırması
lazımdır.
Hepimiz Kur‘an‘a muhtacız. Onun için Kur‘an‘ı iyi tanımalıyız.
Bu bölümde konumuz Kur‘an-ı Kerim. Sizlere kutsal kitabımız Kur‘an‘la ilgili bilgiler
vermeye çalıĢacağım. Bu konuda çok büyük eksikliklerimizin olduğu kanaatindeyim.
Kur‘an devrindeki Ģiir ve belagatı sıfırlamıĢtır. Kur‘an‘ı dinleyen Ģairler, Ģiirlerini
Kabe duvarından kendi elleriyle indirmiĢlerdi.
Kur‘an‘ın, sizde bir süre meydana getirin daveti cevapsız kalmıĢtı. (Bakara:23)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 200
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur‘an, bütün insanlığın kıyamete kadar muhtaç olduğu mucizeler kitabıdır. O, çağlar
üstü bir kitaptır.
1.
Kur‘an-ı Kerim ġifa Kaynağıdır
Kur‘an, hakla batılı ayıran bir kitaptır. Kur‘an‘a sarılan kurtulur. Çünkü Kur‘an,
beĢeriyetin kurtuluĢ reçetesidir.
Kur‘an, ruhlara gıda, mü‘minlere Ģifadır. Doktorun verdiği reçeteyi uygulamayanın
iyileĢemeyeceği gibi, Allah‘ın reçetesi olan Kur‘an –ı okumayan ve onunla amel etmeyen de,
beĢeri hastalıklardan korunamaz, kurtulamaz.
Cenab-ı Allah Ģöyle buyurur:‖Kur‘an bir öğüttür kalplerdeki hastalıklar için Ģifadır.
Ġman edenler için hidayet ve rahmettir.‖ (yunus:57)
Ġsra sûresinin 82. ayetinde de : Kur‘an‘ın inananlar için Ģifa ve rahmet olduğu
bildirilmiĢtir.
Hz.Peygamberin ifadesiyle : ―Ġlaçların en hayırlısı Kur‘an‘dır.‖ (Ġ.Canan, K.Sidde
17/1054)
―Kur‘an ve oruç, ikiside Ģefaat edecekler. Oruç diyecek ki; Ya Rabbi!, ben ona
gündüz yiyip içmekten alıkoydum, benim ona Ģefaatimi kabul et. Kur‘an da: Ya Rabbi!, ben
onu gece uykusundan alıkoydum, benim ona Ģefaatimi kabul buyur.‖(Müslüman
ġahsiyeti:395)
―Kıyamet günü derece olarak Kur'an‘dan daha üstün mertebede Ģefaat edici
olmayacaktır.‖(Age:397)
Kur'an, insanın hem dünyada hem de ahirette insanlığın hidayet rehberidir. Ona
sarılan kurtulur.
Kur'an, ruhlara ıĢık tutan aydınlık kaynağıdır. BaĢtan sona hakikat nurudur.
Kur'an‘da : ―Allah onunla birçok kimseyi saptırır, bir çoklarını da doğru yola
yöneltir…‖(Bakara:26)
Yine bir baĢka âyet Ģu mealdedir: ― Biz Kur'an‘dan öyle bir Ģey indiriyoruz ki o,
mü‘minler için Ģifa ve rahmettir, zâlimlerin ise yalnızca ziyânını arttırır.‖(Ġsra:82)
Kur'an‘a dil uzatanlar, Kur'an‘ı hafife alanlar, Kur'an‘a uymayanlar hep zarar
görmüĢtür. Kur'an‘a sarılanları da Allah hep mükafatlandırmıĢtır. Nuh‘a, Lût‘a uyanların
kurtulduğu, uymayanların helâk olup gittiği gibi.
Kur'an‘ın hidayet kaynağı oluĢu, her iyi ve faydalıyı emretmesindendir. ġifa olması da
her türlü zararlıyı ve faydasızı yasaklamasındandır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 201
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur'an hak yolunu gösterir. Kur'an‘ın davetine uyanlara Kur'an Ģifa olur ve Ģefaat eder.
Allah Resulü: ―Kur'an-ı okuyun. Zira Kur'an kendini okuyanlara kıyamet günü Ģefaatçi
olacaktır.‖ buyurmuĢtur. (Müslim Müsafirin:252)
2.
Kur'an‘ı Öğrenmek, Okumak ve Öğretmek
Kur'an okumak sünnet, okunan Kur'an‘ı dinlemek vaciptir. Hz.Peygamber :
1-
―ġüphesiz insanlardan Allah‘a yakın olanlar vardır.‖ buyurunca :
-
Kimdir Bunlar? denilir. Hz.Peygamber (as) :
-
Onlar Kur'an ehlidir ve Allah‘ın has kullarıdır.‖ buyurur. (K.Sitte :16/513)
2- ―Evlerinizi Kur'an okuyarak nurlandırın. Bir evde Kur'an okunduğunda, melekler
hazır olur. ġeytanlar çekilir. Ev halkına geniĢlik hasıl olur, hayır çoğalır, Ģer azalır. Bir evde
Kur'an okunmadığında orada Ģeytanlar hazır olur, melekler bulunmaz, ev halkına darlık gelir,
hayır azalır, Ģer çoğalır. ― (Ramuz : 196/2)
3- ― Kur'an‘ı ya öğrenen, ya öğreten yada dinleyen ol. Bunların dıĢında kalma helâk
olursun.‖
4- ―Hafızasında Kur'an‘dan hiç ezberi olmayan kiĢi, harap olmuĢ ev gibidir. ―(K.Sitte :
2/139)
5-
―Kur'an okuyan müminin misali, portakal gibidir. Kokusu güzel tadı hoĢtur.‖
Kur'an‘ı okumayan müminin misali, hurma gibidir tadı hoĢtur, kokusu yoktur.
Kur'an‘ı okuyan facirin misali reyhan otu gibidir. Kokusu güzel, tadı acıdır.
Kur'an‘ı okumayan facirin misali Ebu Cehil karpuzu gibidir. Kokusu yok, tadı acıdır.‖
(K.Sitte 2/139)
6- ―Kur'an‘ı bilen bir kimse, Kur'an okumayı terk eder ve unutursa, Kıyamet günü
cüzzamlı olarak Allah‘ın huzuruna çıkar. ― (K.Sitte 2/140)
7-
―Bir zat Hz.Peygamber‘e :
-
Allah‘ın en çok sevdiği amel hangisidir? diye sorar.
-
Konup göçendir‖ cevabını verir.
-
Konup göçen kimdir? diye sorulur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 202
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur'an‘ı baĢtan sona okuyan, bitince tekrar baĢlayandır. ― (Tırmizi: Kıraat : 4/2948)
cevabını verir.
8―Kalbinde Kur'an‘dan bir Ģey bulunmayan kiĢi, harap bir ev gibidir. ― (Tırmizi:
5/3079)
9- ―Ey Ebuzer! Senin evden çıkıp Allah‘ın kitabından bir âyet öğrenmen, senin için yüz
rekat (nafile) namaz kılmandan hayırlıdır.‖ (Kısitte: 16/514)
10―Sizin hayırlınız Kur'an‘ı öğrenen ve öğretendir. ― (Buhari Tecrid-ı Sarih
11/1775) buyurmuĢtur peygamber (as).
Bostan gülistan‘da okumuĢtum:
Biri, gösteriĢ yaparak yalan yanlıĢ Kur'an okurken, biri ona:
-
Sen ne yapıyorsun? Der. Oda :
-
Allah rızası için Kur'an okuyorum ― der. Bunun üzerine:
-
Sen Allah rızası için bu Kur'an‘ı okuma‖ der.
11- Kur'an okurken güzel okumamız lâzım. Peygamber Ģöyle der: ―Kur'an okumakta
yetenekli olan, Kerim ve muti meleklerle beraber olacaktır. Kur'an‘ı kekeleyerek zorlukla
okuyana, iki sevap vardır.‖ (K.Sitte 2/136)
12- ―Kur'an okuyan hata ederse, melekler onu düzeltir.‖ (Ramuz: 57/13)
13- ―Bir gurup Kur'an‘ı okumak ve ders almak için bir araya gelecek olurlarsa onların
üzerine Allah‘ın rahmeti iner. Melekler kanatları ile onları kuĢatır. Allah onları o topluluktan
daha hayırlı topluluk içinde anar.‖ (K.Sitte 2/118)
14- Kur'an okumak, zikirden, duadan üstündür.Kutsi Hadiste: ― Kim Kur'an‘la meĢgul
olurken bana dua ve zikretmeye fırsat bulamazsa ona dua eden, zikredenden daha fazlası
verilir.‖ (Müslüman ġahsiyeti :368)
15- ―Kalpler, su değen demir gibi paslanır ― buyuran peygambere:
-
Cilası nedir? Diye sorulur. O da:
-
Ölümü anmak, Kur'an okumaktır.‖ (Age: 382) der.
16- Kur'an okuyanı Allah dinler, melekler dinler. Hz. Peygamber: ―Kim Allah‘la konuĢmak
isterse Kur'an okusun ― buyurur.
Kur'an‘ı okuyabilmek, Allah‘ın kuluna bir lütfü, bir ihsanıdır. Kur'an okumasını bilenler
bunun kıymetini bilsin okumaya, öğrenmeye baĢlayan da Allah‘ın kendisini sevdiğini bilsin.
Unutmayalım insanın güzel Ģeylerle uğraĢabilmesi hidayet iĢidir. Aynı zamanda Allah‘ın
lütfüdür.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 203
Mustafa ÖSELMİŞ
17- Hz. Peygamber(a.s.) : ―Müminin niyeti amelinden hayırlıdır.‖(K.Sitte:3/344)
Kur'an‘ı okumasını bilenler, Kur'an‘ı çokça okumalıdır.
Kur'an‘ı okumasını az bilenler, güzel okuyabilmek için büyük gayret göstermelidir.
Kur'an‘ı okumasını bilmeyenler, zaman kaybetmeden ev halkı ile beraber, bugünden
tezi yok Kur'an öğrenmeye karar vermelidir.
Sakın Allah‘ın huzuruna Kur'an cahili olarak çıkmayın. Bilmiyorsanız hemen öğrenin.
Çocuğunuz bilmiyorsa hemen öğretin. Öğretmezseniz öldükten sonra size bir Ģey
okuyamaz. Çok beklersin hediye gönderemez.Bir de çocuğuna Kur'an öğretmezsen Allah
yanında mesul olursun, görevini yapmamıĢ olursun.
Bundan baĢka Kur'an okuyanlara okutanlara yardımcı olmalısın. Maddi manevi destek
olmalısın ki Allah sana rahmet etsin.
MeĢguliyetimiz Kur'an olmalı çoluk çocuğumuz Kur'an‘la dost olmalı, diğer kitapları
okuduğu gibi Tercüme, tefsir okumalıdır.
Allah Kur'an‘da her Ģeyi bize öğretmiĢ, okumadığımızdan haberimiz yok.
Altın yaldızlı Kuran‘lar alıyoruz. Ama okumuyoruz. Müslümanız diyoruz, Kur'an
öğrenmiyor, Kur'an‘la amel etmiyoruz.
Kur'an‘ı bilmeyen, ona uymayan, Kur'an‘ın Ģefaatinden mahrum olur.
Kur'an dili Allah‘çadır., ibadet dilidir. Kur'an en büyük Ģefaatçidir.
Müslümanın, Kutsal kitabını okuyamaması kendisi için hoĢ bir Ģey değildir, büyük bir
eksikliktir. Peygamber (a.s.) derki:
―Kur'an ehli, cennete girdiği zaman kendisine ―oku ve
yüksel‖ denilir. O da okur ve yükselir. Kendisine her ayet için bir derece verilir. Böylece o her
bildiği her okuduğu ayet için bir derece alır.‖(K.Sitte:17/489)
Bir büyüğümüz de Ģöyle der:
―Kim, Kur'an‘dan amel edilmesi vacip olan bir ayeti amel dıĢı bırakır veya kıraatini
terk ederse küfre düĢer. Kur'an‘ın yüceliğine inanmadığı halde ihmal sebebiyle kasıt olmadan
kıraati terk eden sevaptan mahrum kalır.‖ (K.Sitte:2/117)
Evet Kur'an‘ı okumak sünnet, dinlemek vacip, Kur'an‘la amel etmek farzdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 204
Mustafa ÖSELMİŞ
3.
Kur'an‘a Saygı
Bugün Kur'an‘a önem vermeyenlerin, Kur'an‘ı tanımadıklarına inanıyorum.
Kur'an‘a saygılı olamamak, ―müslümanım‖ diyenler için en büyük eksikliktir.
Osman Gazi, ġeyh Edipaâlinin evinde, Kur'an bulunan odada ayaklarını uzatıp
yatmadığı için mükafat olarak 6 asırlık en uzun ve en huzurlu imparatorluk nasip olmuĢtur.
Yavuz Sultan Selim, Hırka-i Saadet devresinde aralıksız Kur'an okunmasının bitmesi
ile imparatorluk yıkılmıĢtır.
Kur'an, huzur ve saadetin kaynağıdır. Bunun için Kur'an okumak, onunla amel
etmek en büyük saygıdır.
Güzel bir Ģekilde okumasını öğrenmek, öğretmek, hepimizin görevidir.
Torbaya koyup duvara asmak, rafa kaldırmak, güzel güzel bohçalara sarmak saygı
değildir. Kur'an'a sadece ölü kitabı gözü ile bakamayız.
Kur'an, herhangi bir kitap değildir. Cenab-ı Allah‘ın bize mesajlarıdır, talimatıdır. O
mesajları iyi anlayalım, yaĢayalım.
Kur'an, abdestsiz ellenemez, rasgele yerlere konulamaz. Saygıda kusur etmemek
gerekir.
Bir yerden bir yere götürüp getirmede değersiz gibi davranılmamalıdır.
Zaman zaman soruyorlar: Kur'an‘ı, kapağı var, abdestsiz tutamaz mıyız? diye.
Hayır, tutulamaz kapak Kur'an‘a bağlı, Kur'an‘a bitiĢiktir. Kur'an‘dan sayılır. Ayrı bir
Ģey olursa onunla Kur'an tutulabilir.
Abdullah b. Mes‘ud :
―Bir kimse kendisinin iyi veya kötü bir insan olduğunu öğrenmek istiyorsa Kur‘an‘a
müracaat etsin. Kur'an‘ı seviyorsa, Allah ve Resûlü‘nü seviyor demektir‖ sözüyle Allah ve
Rasûlullah sevgisinin ölçüsünü Kur'an‘ı
sevmeye bağlamıĢtır. Kur'an‘ı sevmek, onu okumak, mânalarını anlamak, hükümleriyle amel
etmek, Hz. Peygamberin sünnetlerine tâbi olmak ve onun emirlerini yerine getirmek suretiyle
olur.
Bu konuda Kur'an Ģöyle diyor:
―Ġnkâr edenler: Bu Kur'an‘ı dinlemeyin, okunurken gürültü yapın.Umulur ki
bastırırsınız, dediler.‖(Fussilat:26)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 205
Mustafa ÖSELMİŞ
Buna karĢılık müslümanlar olarak Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki,
size merhamet edilsin‖ (A‘raf:204)
Kur'an‘ı dinlemek, anlamak ve yaĢamak için olacaktır.
―Müminler ancak Allah anıldığı zaman yürekleri titreyen, kendilerine Allah‘ın
ayetleri okunduğu zaman imanlarını arttıran ve yalnız Rablerine dayanıp güvenen
kimselerdir.‖(En fal:2)
Rablerinden korkanların Kur'an‘ın etkisinden tüyleri ürperir. Bedenleri ve gönülleri
Allah‘ın zikrinden ısınıp, yumuĢar. Kur'an, hidayet rehberidir.‖ (Zümre :23)
―Müminler, Allah‘ın ayetleri hatırlatıldığı zaman, sağır ve kör gibi davranamazlar,
ilgisiz kalamazlar.‖(Furkan:73)
Zaman zaman soruluyor:
-
Yatarken sûreler okunabilir mi?
-
Okunabilir ama oturarak okunursa, daha saygılı olunur.
-
Banyo Tuvalet‘de, pis yerde Kur'an okunur mu?
-
Hayır, Kur'an temiz yerde okunur.
-
Kur'an okuyana selam verilir mi?
-
Kur'an okuyan ibadet halindedir ona ve dinleyenlere selam verilmez.
-
Küçük sûrelerin sonunda ―Allahüekber‖ denir mi?
-
Evet küçük sûrelerin sonunda ―Allahü ekber‖ demek sünnettir.
-
Kur'an‘ı öpmek caiz mi?
Kur'an saygı duyduğumuz, kutsal kitabımızdır. Saygıdan dolayı Allah kelamı olduğu
için öpülebilir.
-
Kur'an‘da hangi sureleri okumak daha sevaptır?
Kur'an okumak sevaptır. Ama bazı sûreler anlamları yönü ile okunursa, dua
durumunda olduğundan daha sevaptır. Bunlar:
1-Fatiha
2-Ġhlas
3-Kâfirun
4-Felâk
YÜCE YARATAN’A KULLUK 206
Mustafa ÖSELMİŞ
5-Nâs
6-Ayet-el Kürsi
7- Emanerrasulü(Bakara sûresinin 52.ayeti)
8-Tebareke
9-ve Kur'an‘ın kalbi olan Yasin gibi…
Peygamberimiz Hz. Ali‘ye :
-
Ey Ali, yasin oku onda on bereket vardır:
1- Aç okursa, doyar.
2- Susuz okursa, suya kanar.
3- Çıplak okursa, giydirilir.
4- Bekâr olursa, evlenir.
5- Korkan olursa, emniyete kavuĢur.
6- Hapis okursa, kurtulur.
7- Yolcu okursa varacağı yere varır.
8- Yitiği olan okursa, yitiğine kavuĢur.
9- Hasta olursa, Ģifa bulur.
10Ölü için okunursa günahı azalır, kolay ölür. Yani YASĠN ne maksatla
okunursa o yönde faydası görülür.
4.
Ġnsanlık Kur'an‘a Muhtaçtır.
Kur'an, Cenab-ı Allah‘ın insanlığa son mesajıdır.
Kur'an‘ı çoğaltan, sürekli Kur'an okuyan ve Kur'an okurken Ģehit olan Hz. Osman
Ģöyle demiĢtir:
―Bu, Rabbimizin kitabıdır. Yani kullarına gönderdiği mektuptur. Efendisinden mektup
alan bir kulun vazifesi ise, her gün o mektubu okuyarak, efendisinin dediklerini yapmaktır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 207
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur'ansız hayat, cahiliye hayatı olur. Ġnsanlık olarak Kur'an‘a açız, muhtacız Kur'an,
geçmiĢimizde toplumumuzu ayakta tutan dinamiklerden olmuĢtur. Bugünkü baygın gönüllere
de Ģifa verecek ve diriltecek durumdadır.
Hz. Peygamber(a.s.) Ģöyle buyurur:
―Evlerinizde çok Kur'an okuyun. Kur'an okunmayan evde hayır az, Ģer çok olur, ev,
içindekileri sıkar‖(Ramuz:80/10)
-
―Bir evde Kur'an okununca melekler hazır olur, Ģeytan çekilir‖ (Ramuz:196/3)
―Kim Kur'an‘ı önüne alırsa, Kur'an onu cennete götürür. Kim de arkasına alırsa, oda
onu cehenneme götürür‖ (Ramuz:227/9)
-
Cebrail Peygambere gelecek fitnelerden haber verir. Ona:
-
Ey Cibril fitnelerden kurtuluĢ nedir? Cebrail:
-
Allah‘ın kitabı Kur'an‘dır.(Müslüman ġahsiyeti:399)der.
Günümüz insanı, büyük ölçüde maddi ve ekonomik imkânlara kavuĢmuĢtur. Buna
rağmen sıkıntıdan, bunalımdan kurtulamamıĢtır.
Tüyler ürpertici doyumsuzluk, büyük boyutlara varan ahlaksızlık, korkutan çılgınlık,
ruhi sıkıntılar insanın yakasını bırakmıyor.
Ġnsan, dinin Kur'an‘ın vereceği huzura muhtaçtır.
Kur'an çağlar üstü bir kitaptır. Ġnsanlık tarihi boyunca derin izler bırakmıĢtır. GeliĢen
ilim ve teknoloji, Kur'an‘ın sesini kısamamıĢtır. Nasa yetkilileri: ―Kur'an‘ın açıkladığı
gerçekleri, ilim ancak çözüyor ― demiĢtir.(13-06-1989-Sabah)
Kur'an kıyamete kadar insanlık tarihine ıĢık tutacaktır. Ona gönül verenler ondan
istifade edecek, ahirette de Ģefaatine hak kazanacaklardır.
Kur'an‘a uyan sahabe, asr-ı saadet yaĢamıĢ, Selçuklu ve Osmanlıda asr-ı saadetten sonra
huzurlu, mutlu dönemler yaĢamıĢ ve yaĢatmıĢlardır.
Bugüne kadar birçok ilim adamına Kur'an ilham kaynağı olmuĢtur. Bundan sonrada
rehber olacak, ıĢık tutacaktır.
Kur'an-ı tanıyan nice ilim adamı, sanatçı, misyoner müslüman olmuĢtur. ―Kur'an‘da
hayat buldum‖, ―Kur'an‗la dirildim‖ sözleri ile itiraf etmiĢlerdir.
Kur'an, insan fıtratı ile çeliĢmez. Ebu Cehil ve adamları bile gizli gizli Kur'an
dinlemiĢtir.
Kur'an, insanın hayatının her anında vardır.Doğumda ölümde, evlenmekte, sünnette…
Kur'an vardır.Ġnsanın Kur'an‘a olan ilgisi fıtratında vardır.Ama bilgi noksanlığı, Kur'an‘la
tanıĢmayı, barıĢmayı ve konuĢmayı, Kur'an‘ı hayata taĢımayı engellemektedir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 208
Mustafa ÖSELMİŞ
5.
Kur'an‘a uymayan zelil olur
Cenab-ı Allah, Kur'an-ı amel etmemiz, okuyunca rahatlamamız için göndermiĢtir.
Kur'an, ilahi kanun, ilahi nizamdır.
Kur'an‘ı okumak sünnet, Kur'an‘ın emirlerini yerine getirmek farzdır.
Bugüne kadar bizi hep Kur'an‘dan koparmaya, Kur'an dıĢı bir hayat yaĢatmaya
çalıĢılmıĢtır.
Hz. Peygamber:
-
Allah Kur'an‘a uyanları yüceltir, uymayanları alçaltır‖ (Müslim:2/817)
―Allah, Kur'an dolayısıyla nice toplumları yüceltmiĢ ve nicelerini de zelil kılmıĢtır.‖
(Müslüman ġahsiyeti: 371) buyurmuĢtur.
Cenab-ı Allah :
―Kim zikrimden yüz çevirirse, ona dar bir geçim verir. Kıyamet günü de onu kör
olarak hasrederiz‖ (Taha:124)
―Kur'an‘a sımsıkı sarılan ve namaz kılan ve iyiliğe çalıĢanların mükafatını biz asla
zayi etmeyiz.‖ (A‘raf:170)
Bugün sıkıntılarımızın, baĢımıza gelen âfet ve belaların mutlaka sebeplerini
araĢtırmamız lâzımdır.
Neden? Niçin? Sorularını sorup, cevap bulmamız gerekir.
6.
Yatak Odasına Kur'an Asılır Mı?
Kur'an, yatak odasında da bulundurulabilir. Sarılı veya güzel bir torbanın içinde
yüksekçe bir yere asıldıysa olur.
Duvara asılan Kur'an, ayak hizasında olmaması gerekir.
Önemli olan, saygısızlık yapılmamasıdır, rasgele yerlere konmaması gerekir. Göbek
hizasından yukarda olması gerekir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 209
Mustafa ÖSELMİŞ
Bugünkü apartmanlar içinde alt katta Kur'an‘ın oluĢunda, sakınca yoktur. Ayrı
bölümdür. Bir önemli husus da Kur'an‘ın üzerine çıkılmıĢ değildir, saygısızlık yoktur. Alt
kattaki, üstte insan var diye evine Kur'an sokmasın mı? Bu bir zarurettir.
Ev taĢırken, kutularda taĢınabilir. Bir yerden bir yere satıĢ için nakil için çantada,
kutularda taĢınabilir. Yere konan Kur'an değil, çanta veya kutudur.
Fetvalar böyle olsa da, Kur'an‘a ne kadar saygı göstersek azdır. Onu, Allah Kelamı
olduğu için göbekten aĢağı tutmamak oraya buraya bırakmamak gerekir. Ona saygı gösteren
yücelir. Osman Gazi, odada Kur'an var diye ayağını uzatıp yatmamıĢ, Allah‘da ona uzun
ömürlü imparatorluk nasip etmiĢtir.
Kütüphanede Kur'an, en üste konmalıdır. Hürmetsizlik olmamalıdır, üzerine mealini
bile koymamalıdır. Birde Fatiha sûresi üste gelecek Ģekilde konur.
Hiç okunmadan bazı evlerde, bohçaya konup, torbaya konup asılmasıda doğru
değildir. Okunmalıdır, Onunla amel edilmelidir.
Müslüman Olmayan Ülkeye Kur'an Götürmek
Kur'an‘ın bilinmesi, tanınması için, orada hakarete uğramayacaksa, götürmekte fayda
varsa, götürülür. ĠĢçimiz götürebilir.
Sadece ticari maksat düĢünülür, mahsurları düĢünülmezse, götürülmemelidir.
Kur'an‘ın yeniden tekrar tekrar bısımı için para ile satılmasında sakınca yoktur, para
ile okunmaz o kadar.
Çantada bavulda kutuda taĢınabilir, götürülebilir.
Hz. Ömer(r.a.) : ―Beraberinizde Kur'an olduğu halde düĢman topraklarına yolculuk
etmeyin‖ (Ġs.Fik.Ansiklopedisi 1/215) derken mahsurları varsa, Kur'an hakarete uğrayacaksa
götürülmez.
Bugün islâmın yayıldığı günümüzde Kur'an‘ın her dile çevrilip tanıtılmasına büyük
ihtiyaç vardır.
Bugün körler için kabartma Ġncil‘in Türkçesi var. Ama Kur'an meali yok. Bu bir
eksikliktir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 210
Mustafa ÖSELMİŞ
7.
Kur'an Nasıl Okunur
Kur'an , kütüphanede en üst raflara konur. Tefsir tercüme de olsa alta konmaz.
Kur'an‘ın, hatta içinde ayet yazılı kitabın üzerine baĢka bir kitap konmaz. Hatta
Tercüme, tefsir, sade Kur'an‘ın üzerine konmaz.
Kur'an, fatiha sûresi üste gelecek Ģekilde konur.
Kur'an, uzun süre açık bırakılmaz.
Kur'an, göbekten aĢağı konmaz, tutulmaz.Kur'an okunmuĢ kasette,
hükmündedir, saygısızlık edilmemesi lâzımdır. Yerlere konulmamalıdır.
Kur'an
Kur'an, tercüme, tefsir ve Kur'an kasedi, oturulup kalkılan yerlere konmaz.
Kur'an okurken diz çökülür, kıbleye dönülür, huĢu içinde okunur.Duyanlarda sessizce
dinler.
8.
Kur'an‘a Kimler Dokunamaz
Yıkanması gerekenin bir ayet dahi olsa kısmen Kur'an‘a el sürmek haramdır.
(Vakıa:79) ―Ona ancak çokça temizlenmiĢ olanlar dokunur‖ Peygamberde : ―Kur'an‘a ancak
abdestli olan bir kimse el sürer.‖ Buyurur. Kur'an‘a saygı göstermek vaciptir. Abdestsiz
dokunmak ise, saygısızlıktır.
Öğrenmek için mükellef olmayan çocuk abdestsiz dokunabileceği, ve abdesti
olmayanın dokunmadan bakabileceği, caiz görülmüĢtür. Fakat abdest almak daha uygundur.
Maliki ve ġafi mezheplerinde, abdesti olmayan herhangi bir çubukla bile dokunamaz,
haramdır. Hanefi ve Hambelilerde bezle çubukla abdestsiz dokunulabilir.
Müslüman olmayanın dokunması ise, ne Ģekilde olursa olsun caiz değildir.‖ (Ġslam
Fıkhı.Ansa 1/212)
Hz. Ömer (r.a) Müslüman olmadan Kız kardeĢine:
-
―ġu okuduklarını versene bakayım‖ der: O da:
-
Sen kirlisin ona sadece temizler dokunur‖ der (K.Sitte:3/171)
―Kur'an, Ģerefli bir Kur'an‘dır.‖ (Vakıa:77) O Kur'an bir nurdur. (Nisa:174) Bu
ayetlere göre Kur'an, faziletli ve kutsal bir kitaptır. Bu bakımdan ona bakan, onu okuyan ve
ona dokunan temiz olacaktır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 211
Mustafa ÖSELMİŞ
Daha açık ifadeyle:
-
Abdestsiz olan, Kur'an‘ı elleyemez, yüzüne bakabilir ezber okuyabilir.
-
Cünüp olan kiĢi, Kur'an‘a dokunamaz, bakamaz, okuyamaz. Hemen yıkanmalıdır.
- Hayızlı kadın Kur'an‘a dokunamaz, bakamaz ancak dua olan ayetleri okuyabilirler.
Kur'an dinleyebilir. Bir ayette olsa Kur'an‘dan okuyamaz. Kur'an‘ın yüzüne bakamaz. Ayet
hadis bulunan kitap okuyamaz. Ayet yazılı bir Ģeyi kullanamaz. Mezhebimize göre çantada
Kur'an‘ı taĢıyabilir.
Hafızlık yapanlar, ihtiyatlı görüĢe göre hafızlığa ara vermelidir. Öğrencilik yapanlar
ise, her iki kelimeden birini atlayarak öğrenir veya ayeti böler, yarım yarım öğrenir. Öğreten
de ya görevi bırakır veya kelime kelime veya yarımĢar ayet öğretir, o da yerine bakan baĢkası
yoksa öyle göreve devam eder.
9.
Kur'an‘a El Basılır, Yemin Edilir Mi?
Kur'an‘a el basarak yemin etmek, ona buna ―Kur'an‘a el bas, yemin et‖ demek doğru
değildir.
Ona dokunacak el, abdestli olacak, ona dokunan kimse, inançlı olacaktır.
Kur'an, kimsenin paspası değildir.
Allah korusun, yalan yere Kur'an‘a el basarak yemin etmek, anam babam yok
demeye benzemez imana zarar verir.
Allah : ― Ona temiz olmayandan baĢkası el süremez‖ buyurur.(Vakai:79)
Kur'an, yemin kitabı değildir.,
Kur'an, dünyalık çıkarlara alet edilemez. Bazıları Kur'an‘ın arkasına sığınarak;
yalanlarını, kötülüklerini gizlemeye çalıĢıyor. Bu günah üstüne günahtır.
Hz. Peygamber :‖ Kim Kur'an‘dan bir sûre üzerine yemin ederse, ona her ayet için bir
kefâret lazım gelir. Ġster doğru, ister yalan söylesin.‖ (Ramuz:417/10) buyuruyor.
―Kur'an‘a el basmak, el basarım‖ denmez, ―Kur'an‘a inanmamıĢ olayım‖ diyerek
yemin edilmez. Böyle bir yemin, Kur'an‘a inanmamıĢ olmayı kabul etmektir. Kur'an‘a
inanmamayı rıza göstermek demektir.
Haklıda olursa kimse Kur'an‘a el basarak yemin etmemelidir.
Bu tür yemini daha çok haksız olanlar ve yalancılar yapar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 212
Mustafa ÖSELMİŞ
10-
Üzerinde Ayet Yazılı Elbise Ve EĢyanın Durumu
Üzerinde ayet yazılı elbise giyilmez. ÇarĢafın üzerinde ayet varsa üzerine yatılmaz.
Seccadenin üzerinde ayet yazılı ise üzerinde namaz kılınmaz. Üzerinde ayet yazılı örtü,
namazda örtünülebilir, takke giyilebilir. Yere konmaması ve onunla tuvalete girmemek Ģartı
ile .
Ayet yazılı kağıtla tuvalete girilmez.
Para üzerinde ayet varsa onunla da girilmez. Ancak paranın üzerinde Allah,
Muhammed yazılı ise, bu paraya kutsallık verip, maddenin üzerinde mana ağırlığı arttırır. O
parayı üzerimizde taĢıyabiliriz. Zira hakaret ve saygısızlık manasına gelmez.
Seccadede âyet varsa, yere serilmez ancak duvara asılabilir. Seccadede Kabe, Mescid-i
Nebebi, Mescid-i Aksa resmi varsa üzerinde namaz kılınabilir. Üzerine secde edilir, ama
ayakla basılamaz, namaz biter bitmez kaldırılmalıdır. Ayak altına serilmediği,saygısızlık
yapılmadığı için üzerinde namaz kılmanın sakıncası yoktur.
Takvime gazeteye dergiye ayet yazmak caiz değildir. Ancak anlamı yazılabilir.
Yüzükte ayet, Allah, Muhammed yazılırsa tuvalete girilemez. Peygamberin
yüzüğünde ―Muhammed Rasulullah‖ yazılıydı onunla hiç tuvalete girmemiĢtir.
Eğer tesbihte ―Allah‖,‖Muhammet‖ yazılı ise çekilir, yere konmaz, cepte taĢınıp
tuvalete girilmez.
―Allah ― yazılı rozet, takmak da doğru değildir. Çünkü onunla tuvalete girilmez.
Üzerinde ayet yazılı kağıt, paket kağıdı olarak kullanılamaz. Hürmetsizlik olur.
Çöplüğe atılacak kutu olarak da kullanılamaz. Üzeri ayet yazılı kutu varsa, yakılır temiz bir
toprağa görülür.
Ayet-el Kürsi yazılı tasların yıkanarak rasgele yerlere dökülmesi doğru değildir.
Bunların silinerek tozları alınabilir.
Üzerinde besmele, ayet olan, hadis olan takvim yaprağı gazete dergi ne yapılır?
-Yerlere atılmaz, çiğnenmez, çöpe atılmaz. Ayaklar altına atılma durumu varsa, yakılır
temiz bir yere gömülür.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 213
Mustafa ÖSELMİŞ
11.
YıpranmıĢ Kur'an Ne Yapılır?
YıpranmıĢ Kur'an, önce bakım yapılmalıdır. Okunamayacak, tamir yapılamayacak
kadar iyi değilse, çiğnenmeyecek temiz bir yere gömülür.
YıpranmıĢ Kur'an‘ı yakmayı bazı alimlerimiz hoĢ görmemiĢlerdir.Ayet yazılı dini
kitapların da yakılabileceğini küllerinin de temiz çiğnenmeyecek bir araziye gömülebileceğini
söylemiĢlerdir.
Kur'an‘ı okunmayacak kadar küçük yazmak doğru değildir. Çünkü Kur'an okunması
ve amel edilmesi için inmiĢtir. Ayrıca bohçalanıp sarılıp bir yerlere de konmamalıdır.
Kur'an‘ı kimse okumuyorsa evlerde hapsetmemek gerekir. Okunacak yerlere ve
okuyacak kimselere verilmelidir.
Okunmayan Kur'an‘ları haftada bir açıp güneĢe gösterme iĢi doğru değildir. O okumak
için açılır. Bu müslümanın vazifesi değil.
12.
Kur'an ‗ın Hükmü Geçer Mi?
Kur'an, son kitaptır. Kıyamete kadar hükmü bakidir. Zamana göre, bölgeye göre,
kiĢiye göre, olaylara göre Kur'an‘ın hükmü değiĢmez. Ne diyorsa, müslüman için o‘dur.
Kur'an, çağa uymaz, çağ Kur'an‘a uyacaktır.
Hakkında nâs bulunan bir konuda ictihad yapılamaz. Ne olursa olsun, hiçbir Ģey ,
Kur'an‘ın hükmünü değiĢtirmez. Mesela; enflasyon faizi helâl kılmaz. BaĢkalarının islamı
yaĢamaması veya değiĢik yorum yapması, dine zarar vermez, bize de delil olmaz.
Kur'an‘ın hükmü geçmiĢtir, ―Onlar eskidendi‖ denilemez. Kur'an‘ın hükmünü red
eden, razı olmayan kafir olur.
Kur'an‘ın emrini yerine getirmeyen, inkâr etmediği müddetçe günahkârdır, küfre
girmez.
Dini konularda niyet çok önemlidir. Bilmemek ise mazeret değildir.
Unutmayalım ki, bazı Ģeylerin Ģakası olmaz.
Ayetlerin anlamı değiĢtirilemez, farklı yorum yapılmaz. Kur'an‘ın hükmünü
değiĢtiren, dini değiĢtirmiĢ olur.
Müslüman, her zaman, her yerde müslümandır. Rabbbimizin gönderdiğini kabül
etmemiz gerekir. O, emanettir, aynen muhafaza etmemiz icab eder.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 214
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Kur'an bozulmaz, bozulan biziz.
-
Din mezarlık dini haline gelmez, değiĢen biziz.
-Düzelecek din değil, değiĢmesi düzelmesi gereken biziz.
Hadis Ġmamlarından Beyhakî (ölm.1065) anlatıyor.
Abbasî halifelerinden Me‘mun zamanında bir Yahudi, halifenin huzuruna girer, güzel
sözler söylerdi. Pek çok kiĢinin takdir ettiği bir insandı. Halife bu kiĢiyi Ġslâm‘a davet etmiĢ,
adam hemen cevap vermemiĢ, oradan çıkıp gitmiĢti.
Aradan bir yıl geçti. Yahudî, Halife Me‘mun‘un huzuruna girerek Müslüman
olduğunu söyledi. Halife, Ġslâmı kabul ediĢinin sebebini sorunca Ģöyle anlatmıĢtı:
Geçen sene sizin huzurunuzdan ayrıldıktan sonra bir deneme yapayım dedim. Üç tane
Tevrat yazdım. Bölümlerini birbirine kattım. Eklediklerim ve çıkardıklarım da oldu. Onları
alıp Havra‘ya götürdüm, hepsini de satın aldılar. Bu sefer Ġncil aldım. Üç Ġncil‘i de bozdum,
karıĢtırdım, ilaveler yaptım, çıkarttıklarım oldu. Aldım kiliseye götürdüm. Onlarda hemen
satın aldılar. Sıra Kur‘an‘a gelmiĢti. Kur'an‘ı aldım. Ayetlerin yerlerini değiĢtirdim, diğer iki
kitaba yaptığımı buna da yaptım. Sonra da aldım kitapçıya götürdüm. Ele alıp baktılar, Ģöyle
bir karıĢtırdılar, eksiklik fazlalık olduğunu görünce benim yazdığıma hiç rağbet etmediler, bir
kenara bıraktılar. Anladım ki Kur'an korunuyor. Tahrif edilmesi mümkün değil. Hemen
Müslüman oldum. ĠĢte sebep budur dedi.
Allah Teâlâ buyurur ki; ―Doğrusu Kur'an‘ı kesinlikle Biz indirdik, elbette onu yine biz
koruyacağız.‖(Hicri,9)
Bir ayette de : ―Ona (O Kur'an‘a) önünden de ardından da batıl (sapıklık) gelemez.‖
(Fussılat: 42)
13.
Kur'an‘ı Arapça Okumanın Faydası Yok Mu?
Bazıları, Kur'an okuyanlara ― Ne anladınız okuduklarınızın ne manaya geldiğini
biliyor musunuz?‖ gibi sorular sorarak aldığı cevaplar karĢısında ― Bu okumanın size hiçbir
faydası yok‖ diyerek kafa karıĢtırmakta ve insanımızı Kur'an‘dan soğutmaya çalıĢmaktadır.
Bazıları da (Yusuf:2) (,fuzzımaü:44) ayetlerini delil olarak gösterip ―Anlamadan
Kur'an okunmaz‖ diyor.
Allah, Kur'an‘ı Arapça olarak indirmiĢtir. Namazı ―Kur'an‘dan okuyarak‖ kılınız
buyurmuĢtur. Hiçbir mezhep imamı hiçbir âlim, Kur'an‘ı anlayarak okumak gerektiğini
belirtmemiĢtir.
Kur'an‘ın emirleri ile amel etmenin üstünde biz Kur'an okumayı ibadet sayan
müslümanlarız. Kur'an okumak sevaptır. Zikirden ve duadan daha üstün bir ibadettir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 215
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur'an okumak Allah‘la konuĢmak gibidir. Kur'an okuyan, dinlenir, huzur duyar.
Amerika‘da Kur'an‘ı bilmeyen, ayrı dilde ayrı dinde değiĢik milletlerden insanlara karĢı
Kur'an okutturulmuĢ ve elektironik cihazlarla dinleyenler üzerinde tesbitler yapılmıĢtır. Bu
tespitte %97‘si üzerinde, anlamını bilmedikleri halde olumlu etki görülmüĢtür.
Birde, anlamını bilmediği halde, Kur'an sesine müslüman olanlardaki etkiyi nasıl
açıklayabiliriz?
Artist Sümeyya. Ġngiltere ve Ġrlanda‘da büyüyen Sümeyya, bir manastırda tahsil
gördükten sonra, mankenlik yapmıĢ ve kokteyl salonlarında çalıĢmıĢ. Likör içmiĢ ve
uyuĢturucu kullanmıĢ.
Sonra Arap Emirlikleri‘nde baĢĢehir Dubai‘ye giden Sümeyya, orada Ġslâmiyet‘i
tanıma fırsatını bulmuĢ. ArkadaĢlarının verdiği kitaplarla Ġslâmiyet hakkında malumat sahibi
olmuĢ.
O Ģöyle anlatıyor; ―Sahile denize girmek için gider, orada Kur'an dinlerdim. Bir gün
gene bir Pakistanlının taksisiyle sahile gidiyordum. Radyoda Kur'an okunuyordu. Kur'an‘ı
dinlerken duygulandım. ―Beni geri eve götür, artık denize girmek için soyunamam‖ dedim.
Ayrıca ―Türkçe Kur'an ― ifadesi de yanlıĢtır. Namazda Kur'an‘ın anlamı okunamaz.
Kur'an‘ın Türkçecine, meal denir, tercüme denir. Tercüme Kur'an yerine konmaz. Kur'an,
Ġslâm‘ın ana kaynağıdır.
Kur'an‘ın meali de okunmalıdır. Arapça sı da okunmalıdır. Kur'an okumak insan
beynini zinde tutar. Bunamayı önler. Kur'an‘la meĢgul olanların, yaĢıtlarından ruhen ve
bedenen daha sağlıklı olduğu görülür.
-
Kur'an rahmettir,
-
Berekettir.
Yunus:
―Kur'an okumayan kiĢi müĢkildir onun her iĢi ― demiĢtir.
Müslümanın
gerekir.
Kur'an ikliminde yaĢayabilmesi için Kur'an‘ı okuması ve anlaması
Kur'an, Ģifadır; lafzıda manasıda Ģifadır.
Biz müslümanlar, buna rağmen Kur'an‘ı yüzünden okumakla yetinmiyoruz. O,.
Allah‘ın bize emirleridir. Biz onu bilip yerine getirmekle görevliyiz. Kur'an‘ı bilmeden islâm
yaĢanır mı?
Peygamberimiz, Ashabına ayetleri onların anlayabileceği Ģekilde öğretirdi.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 216
Mustafa ÖSELMİŞ
Her müslüman Kur'an‘da Cenab-ı Allah‘ın kendine verdiği mesajları bilmek ve yerine
getirmekle mükelleftir. Onun için diyorum ki bir evde mutlaka Kur'an tercümesi bulunmalı ve
okunmalıdır. Türkçe‘sini okumak da, Kur'an‘ın kendisini okumak kadar sevaptır. Bu iki
sevabı birden kazanalım.
―Tercüme bize yeter, biz bunu okuyoruz‖ diyenlerde yanlıĢ söylüyor.
Kur'an okumak, Hz. Peygamberin en önemli sünnetlerindendir. Kur'an‘ın, ne dediğini
bilmeden de olmaz.Hem Kur'an‘ı okuyacağız, hem de anlayıp hayata geçireceğiz.
―Manasını anlamadan Kur'an okumanın faydası yoktur‖ diyenler, samimi ve inanmıĢ
kimseler değildir. Hayatlarında Kur'an da yoktur.
14.
Kur'an‘ın Tefsir Ve Tercümesini Okumak Küfür Müdür?
Allah kelâmının tam olarak tercüme ve tefsir yapılamayacağı gerekçesiyle; Tercüme
ve tefsir okumanın küfür olduğunu iddia edenler vardır. Hatta tercüme okuyan bir gence :
―Sen ne yaptığını biliyor musun, o kitabı senin kafanda parçalarım‖ diyen ham yobazlar
vardır.
Bu misyoner oyunudur. Bir zamanlar: ―Anlamadan olur mu? Meal okuyun‖ diyenler,
Ģimdi okumayın‖ diyor. Ġncilin körler için bile Türkçe‘sini bilgisayarlara geçenler sağıra, köre
Ġncil sunanlar, Ģimdi Kur'an‘ın mesajlarının alınmasını engelliyor. Kur'an‘ı okusunlar, bir Ģey
öğrenilmesin isteniyor.
Tercüme tefsir okumak, küfre sokan hal değildir. Bir kimse Kur'an‘ı anlamamakta
ısrar ederse küfre girer.
―Osmanlılar zamanında tercüme hareketi baĢlamıĢ, Ġslam alimleri caiz görmüĢtür. 4
Mezhep de de uygun görülmüĢtür.‖(H.Gönenç,GMF 1/83)
Prof.Dr.Vehbi Zuhayli, Ġslâm Fıkhı.Ans.2/212 : ―Kur'an‘ın tefsiri caizdir‖ der.
- Nahl:44 : ―Habibim biz sana Kur'an‘ı indirdik ki insanlara ne indirildiğini açıklayasın‖
ayeti Kur'an‘ı anlamayı gerekli kılar.
-
Muhammed:24 : ―Kur'an‘ı düĢünmüyorlar mı? Yoksa kalplerinin üzerinde kilit mi var‖
-
Kamer:17: ―Anlamak için Kur'an‘ı çok kolay kıldık.‖
-
Maida:75: ―Ayetleri apaçık açıklıyoruz‖ buyrulmuĢtur.
Peygamber (a.s.) : ―Size iki Ģey bırakıyorum Kur'an ve sünnetim‖ demiĢ.
Bedi uzzaman Hz.leri : (ĠĢaret-ül icaz:39) ―Bütün insanlar bu ilahi kitaba muhtaçtır ve
Rahmaniyet eczanesinden ilâç almaya hakları vardır.‖ demiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 217
Mustafa ÖSELMİŞ
Ayrıca sözler:383 Kur'an‘ın anlaĢılabileceğine dair ihlas sûresi ile Ahzab sûresinin
40.ayetini örnek gösterir.
Ġmam-ı Birgüvi Hz.leri :‖Kuran‘daki müteĢabih ayetlerin açıklanması uygun değildir.
Kur'an açıklanmayacak olsa kimse Kur'an‘dan delil getiremezdi. Ehil olanların Kur'an‘ı tefsir
yetkileri vardır. (Fıkhın pençesinden sosyal hayatımız :ll/9-19,Faruk BeĢer)
―Müslümana dinini Kur'an‘ını öğrenmek farzdır. Herkesinde Arapça bilmesi
imkansızdır. Kur'an‘ın bütün insanlığa ulaĢtırılması ancak baĢka dillere tercümesinin
yapılmasıyla mümkündür. Dünya da bir çok insan, Kur'an‘ı dinleyerek ve tercümelerini
okuyarak müslüman olmaktadır.‖(Diyaret Meal: SunuĢ:9)
Kur'an‘ın ilk tercümesini Selmanı Farisi, Ġranlılara Fatiha sûresinin tercümesini
yazıvermesi ile baĢlar. Bunu peygamber duymuĢ ve men etmemiĢtir.(Nüzûlünden Günümüze
Kur'an-ı Kerim Bilgileri: 212.(Osman Keskioğlu)
―4- Mezhep imamı da tercümeyi caiz görür(Age:213)
Caiz olmayan tercüme ve tefsirler Ģunlardır :
1- Ehil olmayan, itikadı, ameli düzgün olmayanın,
2- Ġlâve ve eksik tutularak yapılan,
3- Anlamı değiĢtirerek yapılan,
4- Müslüman olmayanların ve samimi olmayanların yaptığı tefsir ve tercümelerdir
Tam manasıyla noksansız tercüme ve tefsir imkansızdır. Ama böyle diyerek
anlaĢılmasını, yaĢanmasını engelleyemeyiz.
Kur'an Allah‘çadır.
Tercümeler, farklı farklı da denemez ifade ve kullanılan kelimelerin aynı olması
mümkün değildir. Almanca bir kitabı üç beĢ kiĢiye tercüme edin desek, motamot, hepside
aynı olur mu?
Bugün misyonerler, her önüne gelenin eline Türkçe Ġncil tutuĢtururken, ücretsiz
verirken, bazıları ne yapmak istiyor? Ġslamın anlaĢılacağı endiĢesini taĢıyanlara yardımcı mı
olmak istiyorlar?
Efendim bilmeyen bilene sorsun denirse:
-
Denizli‘de kaç kiĢi bu ortamda Kur'an‘dan kime ne soracak?
- BaĢörtüsü Kur'an‘da yok diyene bacım, Nur Suresini açıp: ―ĠĢte bak‖ dese mi iyi, yoksa
bilmese, sussa mı daha iyi?
- Namazda vesveseye düĢen baĢka Ģey düĢüneceğine, okuduğunun manasını düĢünse,
daha iyi değil mi?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 218
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Kur'an, manası bilinirse hayatımıza ıĢık tutar.
- En önemliside bugün dini bir konuyu anlatmak isteyen Kur'an ayetinin ve hadisin
anlamını söylüyor. Tercümeye karĢı olursak dini nasıl anlatacağız?
Tekrar ediyorum bunlar oyundur. Müslüman dini, güdümlü, müsaade edildiği ölçüde
yaĢasın. Kur'an‘da ne emrediliyor bunu bilmesin mi isteniyor dersiniz?
15-
Kur'an Okuma Secdesi
Kur'an‘ın 14 yerinde secde ayeti vardır. Bunlardan birini okuyan, duyan, Radyo, TV
dende duysa, secde gerekir. Buna Tilavet Secdesi denir.
Secdeyi vacip kılan ayetler:
1- Bazı ayetlerde Rabbimiz secde etmemizi emrediyor.
2- Bazı ayetlerde Peygamberimizin secde ettiği bildiriliyor.
3- Bazı ayetlerde Kafirlerin secde etmediğinden bahsediliyor.
Kur'an okuyan bu ayetlerden birini okursa secde eder. ĠĢiten de secde eder.
Neden Secde vacip olur?
1- ―Secde edin‖ emrini veren ayeti okuyunca secde vaciptir. Çünkü emirdir.
2- Peygamberin secde ettiği haber verilince, peygambere uymak vaciptir.
3- Kafirlerin secde etmediğini bildiren ayeti okuyunca, kafirlere muhalefet için secde
vaciptir.
Kerahat vakitlerinde secde edilmez. 3 kerahet vaktinin dıĢında secde edilir.
Namazda bile okunca secde edilir. Secde ayeti okunur okunmaz secdeye gidilirse,
tilavet secdeside yapılmıĢ olur.
Tilavet secdesi nasıl yapılır? ―Niyet ettim tilavet secdesine‖ denir. Eller kaldırılmadan,
tekbir alınır, secdeye varılır, üç defa ―Sübhane Rabbiyel‘a‘lâ‖denir.Tekbirle kalkılır
ve:‖Semiğna ve edağne gufraneke Rabbena ve ileykel masîr‖ denir.
Hanife mezhebine göre secde vacip,
Diğer 3 mezhebe göre sünnettir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 219
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur'an okuyanlar dikkat etsin, kenarda secde iĢaretleri vardır. Okuyan, dinleyen
herkes secde yapmalıdır.Bunları bilemeyen, hatim bitince 14 defa secde etmelidir,.
16.
Hatim Nedir?
Kur'an‘ın aslını baĢtan sona okumak sünnettir. Hz. Peygamber Hatim yapmayı teĢvik
etmiĢ kendiside hatim etmiĢtir.
Ebu Hanife Hazretleri ise, en nihai ölçüyü Ģöyle tespit etmiĢtir:
―Kur'an okumasını öğrenmiĢ kimse, en azından senede iki defa hatmetmelidir.
Nitekim, Resulüllah (s.a.s) da öyle yapmıĢtır. Vefatlarından önceki senede Cebrail (a.s.)‘le iki
defa hatim yapmıĢtır. Böylece altı ayda bir hatim indirmek en nihaî sünnet olmuĢtur.‖
BaĢı açık Kur'an okunmaz ve dinlenmez. Çünkü Kur'an okumak bir ibadettir. Allah‘la
olmaktır. Allah‘la konuĢmaktır. Onun için kadınlar baĢlarını örtmelidir.
Arap harfleri ile değil Türk harfleri ile okusak olmaz mı? Kur'an dili, cennet dili
Allahca ve peygamber dilidir. Arapça, inancımızın, kültürümüzün dilidir.
Hadisler, ayetler ve önemli kitaplar o dille yazılmıĢtır.
DüĢmanlık ve unutturma oyununa, islamı zayıflatmak planlarına dikkat edilmelidir.
Dinimizde emirler, yasaklar, haramlar, helaller hep Arapça ile ifade edilmiĢtir.
Türkçe harflerle, arab harfleri arasında ifade ve söyleniĢ farklılıkları vardır. Kur'an‘ın
yüzüne bakmak da sevaptır.
Zannederim, dünyada kutsal kitabını okuyamayan baĢka bir millet yok, öğrenmeliyiz.
Türkçe harflerle yazılmıĢ, okuyuĢ yanlıĢ olur. Ben böyle okuyorum diye aslını
öğrenmek terk edilemez. Ancak öğreninceye kadar Türkçe yazılmıĢ Kur'an okunabilir.
Meâl okumakla hatim olmaz. Ancak bir Ģeyler öğrendiği, okuduğu için tabii ki sevap
kazanır. O sevap da meal okuma sevabı ve Allah‘ın emirlerini okuma sevabı olur. Meal, hatim
için değil dinin öğrenilmesi için okunur. Elmalı Tefsirinde :‖Hatim Kur'an‘ın aslı ile
olur‖der.(Cilt: e1/286)
TV ve Radyodan hatim: Kur'an‘ı okuyan, radyo veya televizyon değildir. Dinleyen iyi
niyetle saygı içinde, ihlas la dinliyor, takip ediyorsa, o ölçü de sevap vardır. Camide de hoca
okuyor biz dinlemiyor muyuz. Niceleri radyo televizyondan dinleyerek Kur'an‘ı öğrenmiĢtir.
Kendimiz okusak da huĢu ile dikkatle okumazsak sevap alamayız. Ama dikkatle
dinleyip öğrenen ve mealinden istifade eden için, faydası inkar edilebilir mi?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 220
Mustafa ÖSELMİŞ
Hasta olan kadın Kur'an‘a bakamaz, dokunamaz, okuyamaz amma Radyo
televizyondan dinleyebilir ve eksik kalan hatmini böylece dinleyip tamamlar.
Radyoyu, TV‘yi baĢkaları dinleyip, seyredip günaha girerken, bizde Kur'an dinleyerek
sevaba girelim. Artık inkârı ve reddi mümkün olmayan bu aletlerin iyiye kullanılabileceğini
gösterelim.
A‘raf:204:‖ Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size rahmet edilsin‖
buyurmuĢtur.
Özet olarak;
Kur'an‘ı radyo ve Televizyon yayınlarından dinlemek takip etmek sevaptır. Kendisi
takip ederse hatim yapmıĢ olur.
Ayrıca sevabını dilerse, ölmüĢlerine de bağıĢlayabilir.
Takip etmek ve dinlemekle hatim olur. Kur'an‘ın yüzüne bakmak bile sevaptır.
Ekranda takip ederek de hatim sevabı alınır.
Unutmayalım Cebrail okumuĢ, Hz.Peygamber dinlemiĢtir. Peygamber(a.s):
Bazılarına :‖Kur'an okuda dinleyelim‖ demiĢtir.
17.
Kur'an‘dan Okumadan Namaz Olur Mu?
Kur'an, Arapça inmiĢtir(Yusuf:2) ve ibadet dilinin de Arapça olduğu bildirilmiĢtir.
Cenab-ı Allah:‖ Namazda Kur'an‘dan okuyunuz‖ buyurur ve her rekatta fatiha okunacaktır.
Fatiha sûresinin bir kelimesi tam okunmazsa namaz olmaz.
Hz.Peygamber, sahabe ve bugüne kadar hiçbir topluluk Arapça‘dan baĢka bir dille
ibadet etmemiĢlerdir. Namaz Arapça yani Kur'an dili ile olur. Ancak dua ve tövbe,Ģükür gibi
görevler kendi dilimizde olur.
Türkçe meal okumak cevap kazandırır, ama Türkçe namaz kılınmaz çünkü meâl
Kur'an değildir. Namaz ancak, Allah kelamı ile kılınır.
Hayatlarında alınları secdeye gelmemiĢ kimseler, Türkçe ezan, Türkçe namaz istiyor.
Sanki Türkçe ezan okunsa,‖Haydin namaza‖ dense koĢup gelecekler. Bunlar, samimi değildir.
Ġslam‘a zarar vermek isteyen islâm düĢmanlarıdır. Yeryüzündeki islâm birliğini, ibadet
birliğini bozmak istemektedirler.
Dünyanın her yerinde islâm‘da ibadet dili aynıdır.
Al-i Ġmran 113: ―Onlar geceleri secdeye kapanarak Allah‘ın ayetlerini okurlar‖
buyrulmaktadır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 221
Mustafa ÖSELMİŞ
Sözün özü; Kur'an dilinden baĢka dille namaz kılınmaz.
18.
Para Ġle Kur'an Okunur Mu?
Hz. Peygamber, Kur'an okumamızı, Kur'an‘la amel etmemizdi ve Kur'an‘dan uzak
kalmamamızı tavsiye etmiĢtir.
Kur'an para ile okunmaz, okutturulmaz. Kur'an ancak, manevi faydasını görmek ve
Allah rızası için okunur.
Para ile Kur'an hatmi, para ile yasin okutturup, ölenlerin ruhuna bağıĢlanmaz.
Ölü yakını, kendisi Kur'an okunmasını bilmiyorsa, fatihayı okusun, ölenin ruhuna
bağıĢlasın. Bunu ayakta da okuyabilir. Oturup kıbleye dönerek okumak sünnettir. Kabrin
neresinde duralım? Bu hiç fark etmez. Bizim okuyuĢumuzu ölü dinler ve sevinir. Ruhuna
bağıĢlanınca da faydalanır.
Kur'an okunuĢunda, öğretilmesinde para alınmaz, para verilmez. Vebâl iki tarafadır.
Din büyüklerimiz Ģöyle der:
-
Hiçbir ücret ve menfaat almadan Kur'an okumak, öğretmek peygamber mesleğidir.
Hiçbir Ģey beklemeden Kur'an okuyana, öğretene verilen ikram ca‘izdir. Zira
peygamber ikramı ret etmemiĢtir.
-
Ücretle ve menfaat karĢılığı okuyan ve öğretenlerin aldıkları helâl değildir.
Ücret ödemeden bu hizmet sürmeyecek, Kur'an Kursu Öğretmeni bulunamayacaksa, o
zaman maaĢ ödenmesinde günah yoktur. Bugün Ġmam ve müezzine ücret ödenmezse o
görevler sürdürülemez. Nasıl geçinecek?
Kur'an‘ın kitapçıda satılması da böyledir. Gaye para kazanmak olmadan alım satımı
yapılır. Yoksa piyasada Kur'an bulamazsınız.
Bu konu ile ilgili ayet ve hadislere bakalım:
1-―Ayetlerimizi az bir karĢılık ile satmayın.‖(Bakara:41)
2-―Allah‘ın indirdiği kitaptan bir Ģeyi gizleyip, onu az bir para ile değiĢenler yok mu, iĢte
onların yiyip de karınlarına doldurdukları, ateĢten baĢka bir Ģey değildir. Kıyamet günü Allah,
ne kendileri ile konuĢur ve nede onları temize çıkarır. Orada onlar için can yakıcı bir azab
vardır.‖(Bakara 174) buyrulmaktadır.
Hz.Peygamber (a.s) hadislerinde Ģöyle buyurur:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 222
Mustafa ÖSELMİŞ
1- ―Kim Kur'an okursa, isteyeceğini Allah‘tan istesin. Zira bir takım insanlar zuhur edecek,
onlar Kur'an okuyup karĢılığını halktan isteyecekler.‖(K.Sitte:2/141)
2- Ubey ibni Ka‘b: ―Bir adama Kur'an öğrettim, bana bir yay hediye etti. Bunu
peygambere söyledim: ―Eğer onu alırsan ateĢten bir yay almıĢ olursun‖ buyurdu. Ben de geri
iade ettim.‖ (K.Sitte: 17/252)
3- ―Kur'an‘ın okunmasında ve açıklanmasında haddi aĢmayın. Onun karĢılığında ücret alıp
vermeyin. Onunla dünya malınızı çoğaltmak istemeyin.‖(Ahmed b.Hanbel, Müsned:11/428)
Kur'an okumak bir ibadettir. Bu ibadetin karĢılığı diğer ibadetler gibi kuldan
istenmez. Dünyalık için, menfaat için Kur'an okunmaz.
―Ücretle Kur'an okumanın, okuyana da, ölüye de sevabı dokunmaz‖ demiĢtir.
Menfaat temin için Kur'an okunmaz. Ücretle okumayı okutmayı hiçbir mezhep imamı
uygun görmez.‖(Hz.Kur'an S.63.Tayyar Altıkulaç)
Ġmam-ı Birguvi, para ile Kur'an okumak haramdır der. Çünkü Allah rızası yoktur.
Akif Ģöyle der:
―ĠnmemiĢtir hele Kur'an bunu hakkıyla bilin
Ne mezarlıkta okunmak ne de fala bakmak için ―
Sonuç olarak; Kur'an okuyana, hatim edene, yasin, hatim okunan yayın organına baĢta
pazarlık yapılmamak Ģartı ile ikramda bulunulmasında veya elektrik ücreti gibi bir ücretin
verilmesinde sakınca yoktur.
19.
Ölüye Kur'an Okumanın Faydası Yok mu?
Kur'an Ģifadır. Diriye de ölüye de faydası vardır. Ölüye fayda veren ibadetlerden biri
de Kur'an okumaktır.
Hz.Peygamber definden sonra ölü için dua ve istiğfar etmiĢtir. Ölünün ardından yasin
suresinin okunmasının faziletinden bahsedilmiĢtir.
Mezhep imamlarına göre; ölenin ardından okunan Kur'an ölüye fayda verir. Ama sırf
bu maksatla okutmakta caiz değildir. Çünkü Kur'an ölü kitabı değildir.
Dua etmek, Kur'an okuyarak ölenlere bağıĢlamak, geride kalanların görevidir.
Dua etmek, Kur'an okuyarak ölenlere bağıĢlamak, geride kalanların görevidir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 223
Mustafa ÖSELMİŞ
Ölüye, iyi Ģeylerde ulaĢır, kötü Ģeylerde. Meselâ, ölenin çocuğu kötü Ģeyler yapsa
kemiği sızlar mı? Evet.
Fakir fukaraya dağıttığımız hayır ona ulaĢır mı? Evet
Ölenin borcu olsa ödeyiversek düĢer mi? Evet. Okunan Kur'an niye ulaĢmasın?
Öyleyse…
Yoksa mezar taĢlarındaki ―Fatiha‖ boĢuna mıdır?
Peygambere salavat getirdiğimizde ulaĢmaz mı? UlaĢır.
Ehli sünnet uleması, kiĢi namaz oruç sadaka Kur'an tilaveti v.s. gibi amellerin
sevabını baĢkasına bağıĢlayabilir ve ―Allahım bu iĢin sevabını falana ver‖ demiĢtir.
Hz.Peygamber, ümmetinin ruhuna koç kurban etmiĢtir. Ġnsan ibadet edip, hayır
hasenatta bulunup ölmüĢlerin ruhuna bağıĢlayabilir.
Hz.Peygamber: ―Ölülerinizi hayırla yad ediniz‖ buyurmuĢtur. Ölünün borcu ödenince
nasıl borcu düĢüyorsa, bağıĢlanan ibadetlerin sevabı da ona ulaĢır. Ölünün ardından bağırıp
çağırmak bile ölüye zarar verir. Peki, okunan Kur'an neden ölüye fayda vermesin?
―Okunan Kur'an‘ın faydası yokmuĢ‖ denilerek Kur'an‘a pamuk ipliği ile bağlı olanları
Kur'an‘dan koparma gayretleri bunlar. Bunlar, Kur'an‘dan dirilerin de ölülerinde istifade
etmesine engel olmak için gayretlerdir.
Atalarımız, ölmüĢ kimsesizler için yasin okutan, hatim indirten vakıflar kurmuĢlardı.
O zaman onların arasında âlim yok muydu?
Mezarlığı ziyaret için gidenin, 3 ihlas bir Fatiha okumasının, mezar taĢlarındaki
―Fatiha ― yazısının hiç mi anlamı yok. Peygamberimize salavat getiremeyecek miyiz? Ezan
duası etmeyecek miyiz?
Böyle fitnecilere itibar etmeyin. Faydası olmasaydı, peygamber okumazdı. Bizden
önceki ölenler, bizim göndereceğimiz dua ve Kur'an‘a muhtaçtırlar.
Hz.Peygamber:‖Ölü için yasin okunursa azabı hafifler.‖(Ramuz 79/4) Hastaya
okunursa, ruhunu kolay teslim eder, rahat ölür. Ölü yıkanmadan, gusletmesi gerektiğinden
baĢında okunmaz, baĢka bir odada okunur.
Hz.Peygamber:‖Ġnsan öldüğü zaman üç Ģey dıĢında ameli kesilir.Devam eden sadaka,
faydalanılan ilim ve kendisi için dua eden Salih Evlat ―(Ġslam Fıkhı Ans. 3/428) buyurmuĢtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 224
Mustafa ÖSELMİŞ
20.
Kur'an‘a KarĢı Görevlerimiz:
Hz.Peygamber: ―Bir zaman gelecek ümmetimin içinde Kur'an okuyanlar çoğalacak,
ama onu anlayanlar azalacak. Ġlim yok olacak, her kafadan bir ses çıkacak. Daha sonra benim
ümmetimden bir takım insanlar, Kur'an okuyacaklar, ama okudukları boğazlarından aĢağı
geçmeyecek‖ (Hz.Kur'an :79,Tayyar Altıkulaç) demiĢtir.
Kur'an‘a karĢı en belirgin görevlerimiz Ģunlardır:
-
Saygıda kusur etmemek, korumak, ezberlemek,
-
Güzel bir Ģekilde okumak,
-
Doğru olarak anlamak,
-
Ve Allah‘ın emir ve yasaklarını gönülden yerine getirmek, yaĢamak,
-
Abdestsiz ellememek.
Hz.Peygamber : Bir toplantıdan Allah‘ı anmadan, salavat getirmeden kalkılırsa,
oradan ayrılanlar, leĢten ayrılmıĢ kargalar gibidir‖ buyurur.Kur'an‘dan bir Ģey okumadan
toplantılardan ayrılmayalım. Ashap Asr sûresini okuyarak birbirinden ayrılırdı.
-
Hz.Peygamber(a.s.) Ģöyle demiĢtir:
―En hayırlınız Kur'an‘ı öğrenen ve öğreteninizdir‖ buyurarak Kur'an okuyanı öğrenen
ve öğreteni övmüĢtür.
- Sad:29.ayetinden anlaĢıldığına göre; Kur'an ayetleri üzerinde düĢünmek, ibret almak
görevimizdir.
- En büyük görev; Kur'an‘ı anlamak ve hayata uygulamaktır. Bir de Kur'an‘ın baĢkaları
tarafından tanınmasını sağlamaktır.
- Hz.Peygamber(a.s.): ―Kur'an‘ı okuyunuz! Çünkü sizlere Kur'an‘ın her bir harfi için on
sevap verilir.(Riyâzu‘s-Sâlihin Trc. C.ll. 1003) demiĢtir.
Kadı Beyzavi, tefsirinin birinci cildini yazdıktan sonra rahatsızlanmıĢ ve
etrafındakilerde onu öldü sanmıĢlar,. Teçhiz ve tekfini yapıldıktan sonra mezara konmuĢ.
Gece olunca Kadı uyanmıĢ ve bağırmaya baĢlamıĢ. Yan mezardaki birisi ― Ne bağırıyorsun,
bu gece yarısı kimse seni duymaz‖ demiĢ. Kadı da ― Sen gece olduğunu nereden biliyorsun?‖
diye sormuĢ. Adam da ― Ben geceleri Yasin gündüzleri Tebareke okurdum. ĠĢte onların nuru
sayesinde biliyorum‖ cevabını vermiĢ. Gündüz olunca da ―ġimdi bağır‖ demiĢ. Mezarlıktan
geçenler sesleri duyunca gelip Kadıyı çıkarmıĢlar.
Bundan
dolayıdır ki Kadının tefsirinin ikinci cildinin daha ruhani olduğu söylenir.
Kur'an okuyanlar ve hafızlar:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 225
Mustafa ÖSELMİŞ
1- Muhammed ümmetinin en Ģereflileridir.
2- Cennet ehlinin bayraktarlarıdır.
3- Allah‘la konuĢan insanlardır.
4- Hafızlar, cehenneme girmeyi hak eden on kiĢiye Ģefaat eder.
5- Kur'an okumak zikirden duadan üstün bir ibadettir.
Eğer Kur'an‘a karĢı görevlerimizi yaparsak Kur'an‘da bildirildiği gibi rahmete nail
oluruz.
Müzzemmil 4:‖Kur'an‘ı tane tane oku‖
Araf 204 : ―Kur'an okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size merhamet edilsin‖
buyrulmuĢtur.
Bir görevimizde, Kur'an ahlakı ile ahlaklanmakdır.
Yahudi ve Hıristiyanlar Tevrat‘ı ve Ġncil‘i okudukları halde içindeki ile amel
etmedikleri için dinlerini ve kitaplarını kaybettiler.
Müslümanlara yakın görünen Almana :
-
Neden müslüman olmuyorsun? Derler. Oda:
Size bakıyorum, Kur'an‘a bakıyorum; Kur'an‘ın dedikleri, sizin hayatınızda yok.
Müslüman olsam Kur'an‘daki hayatı yaĢamam lazım‖ diyor.
Müslüman olarak Kur'an‘ı yaĢayıp hayata geçirmemiz lazım.
Allah : Kur'an‘dan yüz çeviren bilsin ki, onun geçimi dar olur, onu kıyamet günü
gözleri kör olarak haĢrederiz. O kiĢi ―Ya Rabbi ben kör değilim‖ der. Ona : ―Sen bizim
ayetlerimizden yüz çevirdin. Bizde senden yüz çeviririz ―denir. (Taha:124-126) buyuruyor.
En‘am sûresinde (115-34) : ―Allah‘ın ayetlerini değiĢtirecek bir Ģey yoktur‖ buyurulur.
ġeytan, Kur'an‘a müdahale edemez. Kur'an‘a saldıranlar, bugüne kadar ona en ufak bir
zarar verememiĢlerdir. Kur'an indiği gibi muhafaza edilmiĢtir. Mufassal Kur'an olmaz.
Alternatif Kur'an olmaz.Kur'an‘a nazire yapılamaz.
Kur'an‘ı indiren Allahdır. Koruyacak olan da Allahdır. Bize düĢen, Kur'an‘a yönelik
hareketlere karĢı uyanık olmak. KarĢı koymak ve Kur'an‘ı tebliğ etmektir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 226
Mustafa ÖSELMİŞ
21.
Kur'an‘la Alay Edenlere Tavrımız Ne Olmalı?
Ġnsanın içinde yaĢadığı ortam çok önemlidir.
Cenab-ı Allah bize Ģöyle emrediyor:
―Allah‘ın ayetlerinin inkar edildiğini ve onlarla alay edildiğini iĢittiğiniz zaman, tövbe edip
dönmedikleri müddetçe o kafirlerle oturmayın. Aksi halde sizde onlar gibi olursunuz.‖(Nisa:
140)
Enam 68‘de böylelerinden yüz çevrilmesi, onlarla oturulup kalkılmaması emredilmiĢtir.
Bizim
cezamız, vurup öldürmek değildir. Biz tepki gösteririz, gerçeği
anlatırız. Kalben buğ zederiz. Islahı için dua ederiz. Islah olmayacaksa Allah‘a havale ederiz.
Ġslamın ilk yıllarında Ģöyle bir olay olmuĢtur:
Abdullah Ġbni Mes‘ud (r.a) Mekke‘de müĢriklere Kur'an‘ı açıktan ilk defa okuyup
dinleten bir kahramandır. Bir gün o ashab-ı kiramla otururken aralarında: ―Rasulullah
(s.a)‘den baĢka Ģu KureyĢ‘e Kur'an‘ı açıktan okuyan bir kimse olmadı. Kim gider de onlara
açıktan Kur'an okuyup dinletebilir? Diye konuĢuldu. Ġbni Mes‘ud arkadaĢlarına ―Ben
dinletirim?‖ dedi. Ashab-ı kiram: ―Biz onların sana zarar vermelerinden korkarız. Öyle bir
kimse olsun ki gerektiğinde kendini müĢriklerden koruyabilecek bir kavmi ve kabilesi
bulunsun‖ dediler. Ġbni Mes‘ud (r.a) : ―Bırakın gideyim Allah Teâlâ beni korur‖ dedi.
Ertesi gün kuĢluk vakti Ka‘bede oturan müĢriklere karĢı Makam-ı Ġbrahim‘de Besmele
çekerek ―Rahman‖ suresini okumaya baĢlar. MüĢrikler Ġbn Mes‘ud‘un üzerine saldırırlar.
BaĢına, gözüne vurmaya baĢlarlar. Yumruk, tekme, tokat altında Kur'an‘ı yüksek sesle
okuyabildiği kadar okur ve müĢriklere dinletir. Yüzü gözü yara içinde arkadaĢlarının yanına
döner. Bu hadise karĢısında ashab ―ĠĢte biz senin bu akıbete uğrayacağından korkuyorduk‖
diye üzüntülerini belirtirler. Ġbni Mes‘ud (r.a)‘da sanki hiçbir Ģey olmamıĢ gibi imanından
aldığı güçle:‖Vallahi Allah‘ın düĢmanları hiçbir zaman yanımda Ģu andaki kadar daha zayıf
olmamıĢlardır. Ġsterseniz yarın sabah onlara o kadar daha Kur'an dinletebilirim…‖ der.
Evet aslında Ġslam, Kur'an karĢıtı olanlar zayıftır. Onlar kuvvetli görüp de korkmamak
lâzım.
22.
Kur'an‘la Ġlgili Küfre Götüren Haller:
Osmanlı alimlerinden Ömer Nesefi, Ġslam inancının Temelleri Akaid Adlı eserinin
insanı küfre götüren haller bölümünde Kur'an‘la ilgili Ģunlar yer alır.(S. 214-215):
-
Kur'an‘dan bir tek ayeti inkar ve Kur'an‘la alay etmek,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 227
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Kur'an‘ın bir hükmünü ayıplamak veya yanlıĢ olduğunu söylemek,
-
Kur'an‘ı çalgı aleti çalarak okumak,
-
Kur'an‘ı pis yerlere atmak, yere atmak,çiğnemek,
-
Kur'an‘a ilâveler yapmak, değiĢtirmek,
-
Kur'an‘ı insan sözü saymak,
-
Kur'an‘ın Arapça değil baĢka dilde olduğunu söylemek,
-
ġaka da olsa kendi konuĢmasının yerine Kur'an ayetlerini söylemek,
-
Çok Kur'an okudum, benden günahları kaldırmadı demek,
-
Kur'an‘a dil uzatmak, sövmek,
-
Ayetlerin anlamını değiĢtirmek,
-
Kur'an‘ı peygamber yazdırdı demek,
-
Kur'an‘ı küçük düĢürücü tavır takınmak, saygısızlık etmek.
Kur'an‘a karĢı uygun olmayan Ģekilde davrananlar oluyor. Meselâ; Ham Mimler
okunurken, ip düğümleyip, dilekte bulunmak, dileği olunca düğümleri açmak gibi.
Kur'an‘ı sadece ölüler için açıp okumak, onun dıĢında duvara asmak, Kur'an‘ı
yaĢamamak gibi.
Bir konuya da değinmek isterim. Kur'an‘a yazı yazılmaz, iĢaret konmaz. Bu dua
ayetidir. Bu ayet Ģu kadar okunursa diye yazılmaz. Kur'an‘a böyle de müdahale edemeyiz.
Kur'an not defteri değildir.
Her önüne gelen bir iĢaret kor ve yazı yazarsa, ne hale gelir?
-
Kur'an, isim kitabı değildir. Onda fala bakar gibi açıp isim aramak yanlıĢtır.
-Kur'an büyü kitabı da değildir. Kur'an‘la büyü yapmak küfre götürür.
- Kur'an Ģifre kitabı da değildir. Ondan rast gele bilen, bilmeyenin manalar çıkarması
uygun değildir.
- Kur'an‘ı yemin kitabı gibi kullanmak da doğru değildir. Kur'an‘a her isteyen el basamaz.
Basmamalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 228
Mustafa ÖSELMİŞ
23.
Sonuç
Kur'an‘ı Allah : ―Biz indirdik, onun koruyucusu da biziz‖ buyuruyor.(Hıcr :9)
Vakıa suresinin 78.ayetinde de ġüphesiz ki, ―Kur'an korunmuĢ bir kitaptır‖
buyruluyor.
Bu ayetlerden anlaĢılıyor ki, Kur'an‘ın koruyucusu Allahtır. Bu konuda kimsenin
endiĢesi olmasın. Onu koruma görevi bize verilmemiĢ, bize verilen görev Kur'anî bir hayat
yaĢamaktır. Zira Kur'an bizim için inmiĢtir. Bunun için Kur'an‘ı hayatımıza taĢımalıyız.
Kur'an hayatımız da olmazsa, Kur'an‘ın bize faydası olmaz. Kur'an‘a uyarsak o bize can verir,
kan verir, huzur verir. ġifa verir, rahmet olur. ġefaatçi olur.
Kur'an, insanlığı kurtaracak tek kitaptır.
Alternatif Kur'an yoktur olmamıĢtır, olmayacaktır. Ankebut sûresinde : ―Ayetlerimizi
ancak kafirler inkâr ederler ― buyrulmuĢtur.
Bugüne kadar Kur'an‘a çok saldırılar yapıldı. Salman RüĢtü, Teslime Nesrin gibi
çokları geldi geçti…
Alternatif Kur'an diye kitap yazanlar oldu. Bana vahiy geliyor diyenler, sûreler
uyduranlar oldu. Ama güneĢi balçıkla sıvayamadılar. Kıyamete kadar buna kimsenin gücü
yetmeyecek. Çünkü Kur'an bir mucizedir, çağlar üstü bir kitaptır. Gelecek asırlar, Kur'an asrı
olacaktır. Kur'an çağları arkasından sürükleyecektir.
Önemli bir husus da; Kur'an, sünnetin inkârına alet edilmemelidir. Sünnet olmadan
Kur'an anlaĢılmaz ve yaĢanmaz, sünnetsiz ümmet olunmaz.
Bazen ―Bize Kur'an yeter‖ diyenler, bunu Kur'an‘a ve Ġslâma bağlılıklarından dolayı
demiyor. Kur'an‘a bağlı olan,‖Kur'an‘ın :‖ Peygambere uyun, onu örnek alın, uymayanın
ameli boĢa gider.(Muhammed: 33) ayetini bilir.
Hz.Peygamber, son anlarında müslümanlara Ģunu vasiyet etmiĢtir: ―Size iki Ģey
bırakıyorum, Kur'an ve sünnetim. Onlara uydukça yolunuzu ĢaĢırmazsınız.‖
Evet sapıtmamanın yolu Allah‘ın ve peygamberin talimatına uymaktır.
Allah, sizleri ve bizleri Kur'an‘dan ve peygamberin yolundan ayırmasın. Kur'an ahlakı
ile bizleri ahlaklandırsın inĢallah. Amin.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 229
Mustafa ÖSELMİŞ
IX.BÖLÜM
ORUÇ ĠBADETĠ
Oruç, Ramazan ayına mahsus bir ibadettir. ĠsIâm‘ın beĢ temel Ģartından biridir.
Oruç, insana birçok yönden faydalı olduğu için emredildiği bildirilmiĢtir.
Hz. Ömer (r.a)in ifadesiyle oruçlu cahiller gibi davranmayacaktır. Yani her türlü
cahillikten uzak duracaktır.
Peygamberimizin bildirdiğine göre; bir melek bütün Ramazan boyu ―Ey hayır isteyen!
Allah‘ına dön. Ey Ģer peĢinde koĢan, tövbekar ol, kötülüklerden ayrıl‖ der, durur.
Bir hadisi Ģerifde de : ―Her kim Ramazanın faziletine inanarak ve sadece Allah rızası
için oruç tutar ve Ramazanı oruçla geçirirse, geçmiĢ küçük günahları bağıĢlanır.‖ müjdesi
verilmiĢtir.
Oruç sırf Allah rızası için tutulduğu için Allah‘la kulun arasındaki perdeyi kaldırır.
Sevilmesine ve bağıĢlanmasına neden olur.
Peygamberimiz: ―Her Ģeyin zekatı vardır. Bedenin zekatı da oruçtur‖der. (Ġ.Canan,
Hadis Ans:17/551)
―Oruç tutanın duası red olunmaz.‖ (Age:55) buyurarak orucun çok önemli bir ibadet
olduğunu bildirmiĢtir.
A.
KUR’AN DA ORUÇ
- Cenab-ı Allah Ģöyle buyurur : ―Oruç benim içindir. Mükafatını da ben veririm.‖ (R.
Salihın:21484)
―Ey iman edenler! Oruç sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı.
Umarım ki,
korunursunuz.‖ (Bakara:183)
- ―Sayılı günler olarak oruç size farz kılındı. Zorluğa rağmen oruç tutmak sizin için daha
hayırlıdır.‖ (Bakara: 184)
- ―Ramazan ayı, hidayet rehberi Kur‘an‘ın indirildiği aydır. Ramazan ayına idrak edenler
onda oruç tutsun.‖ (Bakara: 185)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 230
Mustafa ÖSELMİŞ
Bu ayetlere göre; oruç farzdır. Sevabı bol bir ibadettir. Güçlüğe rağmen tutulursa, daha
çok sevap alınacaktır.
B.
Hz. PEYGAMBERĠN DĠLĠNDEN ORUÇ
Oruçla ilgili Peygamberimiz Ģöyle buyurmuĢtur:
- ―Kim mazeretsiz olarak Ramazandan bir gün orucunu tutmazsa, bütün bir ömür oruç
tutsa da onu ödemiĢ olmaz.‖
-
―Oruç, kıyamet günü kula Ģefaat edecektir.‖
-
―Oruçlunun duası red olunmaz.‖
-
―Orucun dengi yoktur.‖
-
―Oruç tutun ki, sıhhat bulasınız.‖
-
―Nice oruç tutanlar vardır ki, yanlarına açlık ve susuzluktan baĢka bir Ģey kalmaz.‖
-
―Kötülüklerden uzaklaĢmayanın aç susuz kalmasına Allah‘ın ihtiyacı yoktur.‖
―Ramazan da Cennetin kapıları açılır, cehennemin kapıları kapatılır.‖ (Riyaz‘üs
Salihın:2/488)
- ―Kim inanarak, sevabını Allah‘tan bekleyerek Ramazan da oruç tutarsa, onun geçmiĢ
günahları bağıĢlanır.‖ (Age:2/489)
-
―Kim yalan sözü, yalan iĢi bırakmazsa yanına açlık ve susuzluk kalır.‖ (Age:2/502)
- ―Oruçlu iken çirkin söz söylemeyin, kimse ile çekiĢmeyin. ġayet biri kötü söyler ve
sataĢırsa, (ben oruçluyum) desin.‖ (Age:2/501)
Evet oruç tutulacaktır. Fakat dikkatli tutulacaktır. Bütün organlarla ve güzel
duygularla tutulacaktır. Yani oruç, oruç gibi tutulacaktır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 231
Mustafa ÖSELMİŞ
C.
ORUÇ ÇEġĠTLERĠ
Orucun çeĢitleri vardır. Bunlar:
1- FARZ ORUÇ : Ramazan orucu, Ramazan orucunun kazası ve keffaret oruçları farz
oruçlardır.
2- VACĠP ORUÇ : Adak oruçları vaciptir.
3- NAFĠLE ORUÇ : Allah rızası için belirli günlerde tutulan oruçlardır. En faziletlisi gün
aĢırı tutmaktır. Hz. Peygamber : ―En faziletli oruç, Davut (a.s.) orucudur. 0 bir gün tutar
birgün tutmazdı.‖ (Prof. Dr. H.D. Ġslâm Ġlmihali:418) buyurur.
a)
Her ay üç gün oruç tutmak : Hz. AiĢe (ra) Peygamberin her ay üç gün oruç
tuttuğunu haber vermiĢtir. Cenab-ı Allah amellerimize 1‘e 10‘dan 700 misline kadar sevap
verdiği için her ay en az üç gün oruç tutmak sevaptır.
b)
Her hafta pazartesi, perĢembe günleri oruç tutmak da sevaptır. Hz. Peygamber bu
iki günü tercih etmesinin sebebini Ģöyle izah etmiĢtir: ―Ameller bu iki günde Allah‘a arz
olunur. Ben amelimin oruçlu iken Allah‘a arz olunmasını severim.‖ buyurmuĢtur. (Age:41 8)
c)
Kandilleri oruçla karĢılayıp uğurlamak sevaptır.
d)
ġevval ayında altı gün oruç tutmak da sevaptır. Bayramdan sonra 6 gün ard arda
tutulur. Aralıklarla da tutulabilir. Hatta adak veya keffaret borçları Ģevval ayı içinde
tutulursa daha sevap olur.
Hz. Peygamber: ―Her kim Ramazanı oruçla geçirir de ardından altı gün ilave ederse,
bütün yılı oruçlu geçirmiĢ olur.‖ Kur‘an‘da (Enam:160) : ―Kim iyi bir amel iĢlerse ona bu
amelinin on katı ecir verilir‖ buyurmuĢtur.
e)
Arefe günü oruç tutmak da sevaptır. Hac‘ta olmayanların Arefe günü oruç tutması
çok sevaptır.
Hz. Peygamber: ―Arefe günü tutulan orucun bundan önce ve sonra birer yıllık
günahları eriteceği Allah‘tan umulur.‖ der. ―Allah Arefe günü daha çok insanı cehennemden
azad eder.‖ buyurmuĢtur.
f) Muharremin 9-10-11. günleri oruç tutmak sünnettir. Peygamber, Yahudileri Medine‘de
oruçlu gördü. ―Bu ne?‖ dedi. ―Musa‘nın Firavunun zulmünden kurtulduğu gündür.‖ dediler.
Peygamberimiz : ―Musa‘ya ben sizden daha yakınım!‖ dedi ve üç gün oruç tutulmasını
emretti. tek onuncu günü oruç tutulmasını yasakladı.
Yalnız bu ve bunun gibi sevaplar Farz, vacip, sünnetten sonra gelir. Bunları bırakarak
nafilelere yönelen kardeĢlerimiz oluyor. Bunlara o nafilenin sevabı da yoktur, denecek kadar
azdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 232
Mustafa ÖSELMİŞ
D.
SORULARLA VE CEVAPLARLA ORUÇ
Soru : Oruç ne zaman baĢlar ne zaman biter?
Cevap : Ġbadet niyeti ile imsak vaktinden güneĢin batmasına yani AkĢam ezanına kadar
yeme içme ve orucu bozan Ģeylerden uzak durmakla oruç ibadeti yerine getirilmiĢ olur.
Soru : Oruç kime farzdır?
Cevap : Bir Müslüman, akıllı, buluğ çağına girmiĢ, hasta, yolcu olmayan, aybaĢı ve
loğusa olmayan kimseye farzdır. Sağlık, yolculuk ve bir mazereti nedeniyle tutulamayan oruç
Ramazan sonrası kaza edilir.
Soru : Ne zaman ve Nasıl niyetlenilir?
Cevap : Orucun sahih olabilmesi için niyet Ģarttır. KuĢluk vaktine kadar niyet yapılabilir.
Niyet Ģöyle yapılır:
―Yarın oruç tutmaya veya yarının orucunu tutmaya niyet ettim‖ demekle yapılabilir.
Bu niyet, Ramazanın her günü için ayrı ayrı yapılırsa, daha uygun olur. Çünkü her
günün orucu kendi baĢına bir ibadettir.
ġartlı niyet olmaz. ġöyle olursa tutarım, Ģöyle olursa bozarım denmez. Ġbadetlerde
ciddiyet esastır. Cenab-ı Allah‘ın emri hafife alınamaz. Oruç nafile de olsa, Allah‘a söz
verilerek baĢlanmıĢtır. Dönüvermek olmaz. Hele bir ikramla oruç bozuluvermez.
Soru : Ramazanda oruç tutamayan ne yapar?
Cevap : Kur‘an‘da : Sayılı günler olmak üzere oruç size farz kılındı. Sizden her kim hasta
veya yolcu olursa, tutamadığı günler kadar, Ramazan sonrası kaza eder. Ġhtiyarlık veya iyi
olma ümidi kalmamıĢ hasta veya devamlı mazereti olan, bir fakir doyurarak fidye verir. Eğer
güçlüğe rağmen oruç tutmanız sizin için daha hayırlıdır.‖ buyrulmuĢtur (Bakara: 184)
Eğer bir insan fidye veremeyecek kadar fakirse, Cenab-ı Allah‘a dua eder, tevbe
istiğfar eder, affını diler. Çünkü Allah kimseye gücünün yetmeyeceği yükü yüklemez.
Fidye, sabah akĢam fakir doyurmak olabileceği gibi nakit para da olabilir. Yalnız
herkes kendi imkanına ve sofrasına göre verir.
Oruç, kazaya kaldıysa, Ramazan sonrasındaki günlerde tutulmalıdır. Mezhebimize
göre imkân varken diğer Ramazana kadar tutulmazsa, ―hem fidye hem de kaza gerekir‖
görüĢü vardır.
Ramazan orucunu bilerek, özürsüz bozan, iki ay peĢ peĢe oruç tutar, birde bozduğu
oruç 61 gün oruç tutar. Buna sağlığı imkân vermezse, fidye verir, 60 fakiri sabah akĢam
YÜCE YARATAN’A KULLUK 233
Mustafa ÖSELMİŞ
doyurur. Veya bir fakiri 60 gün doyurur. Bozduğu orucu da tutamayacaksa, onunda fidyesini
verir.
Ramazan dıĢında oruç bozulursa, tek gün kaza eder. Keffaret, Ramazan içinde,
Ramazan orucu için geçerlidir.
Soru : Bilmeden oruç bozanın ne yapması gerekir?
Cevap : Oruçlu kimse, bilmeyerek yer içerse, orucu bozulmaz. Hatırlayınca hemen
yemeyi içmeyi bırakır, tevbe istiğfar eder ve oruca devam ederse, orucu bozulmaz.
Orucum bozuldu diye yer içerse, keffaret gerekir. Hata ve zorlama ile oruç bozulursa,
sadece bir gün kaza gerekir.
DiĢ aralarında kalan kırıntı, mercimek büyüklüğünde olur ve yutulursa oruç bozulur.
Birgün kaza gerekir.
Orucu bilerek bozan, keffaret öder.
Soru : Vücuttan, kıl yolmak orucu bozar mı?
Cevap : TıraĢ olmak, kıl yolmak ve tırnak kesmek orucu bozmaz.
Soru : Abdest alırken guslederken boğazdan su gitse oruç bozulur mu?
Cevap : Bu durumda oruca devam edilir. Ġstemeyerek bozulduğu için bir gün olarak kaza
eder.
Guslederken göbek gibi çukurluklardan suyun girmemesine dikkat edilir.
Soru : Ġmsak vaktinden sonra yiyip içen, vakit geldi zannı ile yiyip içen ne yapar?
Cevap : Oruca devam eder. Ġstemeyerek olmuĢtur. Ramazandan sonra bir gün kaza orucu
tutar.
Soru : Yıkanmak orucu bozar mı?
Cevap : Yıkanmak orucu bozmaz. Fakat yıkanırken vücudun içe açılan deliklerinden su
girmemesine dikkat edilir. Su giderse o günkü oruç bozulur. Birgün kaza gerekir.
Soru : Yıkanması gereken, sahurda vakit dar ise ne yapar?
Cevap : Yıkanmaya vakit yoksa, ellerini, yüzünü yıkar, ağzını çalkalar yemeğini yer sonra
yıkanır. Yıkanmadan yiyip içmiĢ olması, oruca mani değildir, yiyip içmek için abdest de alıp
yiyebilir. Sonra gusleder. Çünkü cünüplük oruca mani değildir.
Soru : Oruçlu iken iğne vurulmak orucu bozar mı?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 234
Mustafa ÖSELMİŞ
Cevap : Bu konuda az da olsa görüĢ ayrılığı var. ġüpheden kurtulmak için oruçlu iken
gerekmiyorsa iğne vurdurulmamalı. Ġftardan sonraya bırakılmalıdır. Acil bir durum varsa
iğne vurdurulur, o günkü oruç kaza edilir. keffaret gerekmez.
Hz. AiĢe(ra) bir ölçü ortaya koymuĢtur: ―Vücuda giren her Ģey orucu bozmaz, çıkan
bozmaz.‖ Buna göre hareket edilirse, farklı görüĢlere ve kaynaklara bakılmazsa,
Ģüpheden uzak takvalı ibadet edilmiĢ olur.
Soru : Sigara dumanı orucu bozar mı?
Cevap : Ġstemeyerek dumanı teneffüs etmek orucu bozmaz. Eğer isteyerek duman çekildi
ise oruç bozulur. Hatta keffaret bile gerekir. Tiryakilerin sigara içilen ortamlardan uzak
durması gerekir.
Soru: Kimler oruç tutmayabilir?
Cevap : ġunlar oruç tutmayabilir;yani mükellef değillerdir.
1- Buluğ çağına gelmeyen çocuklar. Bunlar oruca alıĢmaları bakımından tutarlarsa, nafile
sevabı alır, Allah‘ın rızasını da kazanır.
2- Orucu tutamayacak durumda yaĢlılar.
3- Ayhali olan, loğusa olan kadınlar veya hasta olanlar. Bunlar da iyileĢince oruçlarını
tutarlar. Hastalık devamlı ve iyileĢme ümidi yoksa fidye verilir.
4- Emzikli kadınlar, süt azalacaksa, emmek çocuğun hakkıdır.
5- Hamileler, bunlarda orucu geri bırakabilir. Tabi bu, keyfi olmaz, sakınca varsa bu
ruhsat kullanılır.
6- 90 Km‘den uzağa giden yolcu da izne tabidir. Ama zorluğa rağmen tutulursa daha
hayırlı olduğu bildirilmiĢtir.
Ruhsatı kullanmada ölçü nedir? Rahatsızlık, sıkıntı ve güçlüktür.
Soru : Adet gören kadın oruçlu iken kan görürse ne yapar?
Cevap : O günün orucu bozulmuĢtur. Oruca devam eder. Hürmeten yiyip içmez. Onunda
bir sevabı vardır. O günkü orucu kaza eder. Oruç baĢlanmıĢ bir ibadettir ve saygı ve ciddiyet
gerekir. Açıktan yiyip içme günahına girmemek gerekir. Yiyip içen içinde nasıl olsa oruç
bozulmuĢtur. Günaha girmez.
Soru : Krem ve ilâç orucu bozar mı?
Cevap : Vücuttaki yara, yarık ve çatlaklara sürülen ilaç, göze, kulağa damlatılan damla
vücudun iç kısımlarına giderse, oruç bozulur. Ġftarla sahur arası sürüldü ve emildi ise onun
zararı yoktur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 235
Mustafa ÖSELMİŞ
Soru: BaĢlanmıĢ oruç hangi hallerde bozulabilir?
Cevap : niyetlenilen bir oruç hastalanma halinde inançlı bir sağlıkçının önerisi ile
bozulabilir.
Bir kararla 90 km‘lik ve daha fazla uzak yola çıkan, mecburiyet varsa bozabilir.
Hamilelikte annenin ve çocuğun zarar görmesi söz konusu olursa, oruç bozulabilir.
Ölüm tehlikesi meydana getiren açlık, susuzluk halinde oruç bozulabilir.
Ġhtiyarın çok aciz düĢmesi durumunda orucu bozabilir. Cebir halinde oruç bozulabilir.
Mecburiyet söz konusu olduğundan oruç bozulabilir. Keffaret gerekmez. Güne gün kaza
edilir. Ancak cebir ciddi ise, iĢin Ģakası yoksa bozulur.
Soru : Oruç bozmayan haller nelerdir?
Cevap : Unutarak yiyip içmek.
-
Ġstek dıĢı istifra etmek.
-
Deri altına geçmeyen krem, boya kullanmak.
-
Ağızdaki küçük kırıntıları yutmak.
-
Ġstemeyerek duman, toz yutmak.
-
Gül koklamak. AĢırı olmaması gerekir.
-
DiĢ fırçalamak.
-
DiĢ çektirmek.
-
Kan vermek. Kan Ģekerini ölçmek.
Soru : Orucu bozmayan ama mekruh olan Ģeyler nelerdir?
Cevap:
-
Zorunlu ise bir Ģeyin tadına bakıp tükürmek.
-
Çok yemek yemek.
-
Tükrüğü ile boğaz kuruluğunu gidermek.
-
ġekersiz sakız çiğnemek.
-
Bir Ģey koklamak.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 236
Mustafa ÖSELMİŞ
-
DiĢ fırçalamak.
-
Ağzı gargara yapmak.
-
Serinlemek için duĢ alma, suya girmek.
-
Islak bez ve buz kullanmak.
-
Kan vermek, dayanıklılığı giderirse mekruhtur.
-
Oruçluyum diye görevi aksatmak.
Soru Orucu bozan keffaret gerektiren haller nelerdir?
Cevap:
-
Bilerek yiyip içmek.
-
EĢiyle iliĢkiye girmek.
-
Ağza giren kar, yağmur ve abdest suyunu bilerek yutmak.
-
Sigara içmek, dumanı isteyerek çekmek.
-
Orucunu nasıl olsa bozuldu diyerek yiyip içmek.
-
Keffaret, Ramazan da Ramazan orucu için geçerlidir.
Soru : Radyo ve TV de erken okunan ezanla veya yanlıĢ atılan top, yanlıĢ okunan ezanla
oruç bozan ne yapar?
Cevap : Bu hata ile oruç bozmaya girere ki, bir gün olarak kaza eder. Yiyip içmeye devam
etmezse tabii. Sahurda geç kalanda, yiyip içmez o da birgün kaza eder. Abdest alırken,
guslederken, diĢ fırçalarken ağza su kaçsa oruç bozulur. Birgün olarak kaza eder. Ama nasıl
olsa bozuldu diye yer içerse 61 gün keffaret orucu tutar.
Soru: Ramazan geliyor diye üzülen günaha girer mi?
Cevap : Ramazan ve oruç kitap ve sünnetle sabittir. Red, alay, istememek, Ramazan geldi
çattı, ticaretimiz aksayacak gibi ifadeler ciddi olursa, küfre bile götürür. Bir ibadeti
yapamamak, yapmamak baĢkadır. Kabul etmemek baĢkadır. BirĢeyi Allah emrediyorsa,
Allah‘a karĢı durulmaz.
Soru: Günah iĢlemek orucu bozar mı?
Cevap : Bu günaha ve iĢleniĢ biçimine göre değiĢir. Niyet çok önemlidir. Orucu bozacak
günah vardır. Orucun sevabını giderecek günah vardır. Oruç, zaten günahtan alıkoymuyorsa,
oruç değildir. gerçek oruç tutuluyorsa, günah söz konusu olmaz. Peygamberimiz : ―Nice oruç
tutanlar vardır ki, yanına sadece açlık, susuzluk kalır.‖ (Ġ. Canan Hadis Ans:17/1 63) Ayrıca
YÜCE YARATAN’A KULLUK 237
Mustafa ÖSELMİŞ
gece ibadetle gündüzü oruçla geçiren, fakat dedikodu yapan kadının yerinin cehennem olduğu
haber verilmiĢtir. Orucun sevabı boldur. Emredildiği gibi tutulmazsa günahı da boldur.
Soru : Kaza orucu tutan, keyfi oruç bozsa 61 gün ceza orucu tutar mı?
Cevap : Bu Ramazan içinde keyfi oruç bozma ile ilgilidir. Ramazan dıĢında bozulan oruç
için bir gün kaza gerekir.
Soru : Kadın beyinden izinsiz oruç tutabilir mi?
Cevap : Kadın, nafile oruç için izin alması gerekir. Ramazan orucu için, kaza orucu için
ve keffaret orucu için beyinin rızasına gerek yoktur. Ġzin verse de vermese de tutar.
Koca oruç tutmuyorsa, kadın kocasına sofra hazırlamak zorunda değildir, ancak
özründen dolayı tutamıyorsa, o zaman hizmetini aksatmaz.
Kocanın kasten oruç tutmaması, Allah‘a isyandır. Allah‘a isyan edene itaat olmaz.
Eğer evlilik bozulacak olursa, istemeyerek eĢine sofra hazırlar. Çünkü yuvanın yıkılması,
Allah‘ın sevmediği bir iĢtir.
Peygamberimiz: ―Kocası yanında iken izinsiz kadının nafile oruç tutması helal olmaz.‖
buyurur. (H. Döndüren,Ġslam ĠIm:421) Beyi ihtiyarsa, hasta ise, sabah gidip akĢam geliyorsa,
izne gerek olmaz. Nafile orucu tutabilir.
ĠĢ sahibi de nafile oruca müsaade etmeyebilir. Ama Ramazan orucunu kimse
karıĢamaz.
ÇalıĢan, aldığının karĢılığını vermek zorundadır.
Soru: Niyet edilmese olur mu?
Cevap : Peygamberimiz ―Ameller niyete göredir.‖ buyurmuĢtur. Buna göre amellerde
niyet çok önemlidir.
Niyet orucun sahih olması için Ģarttır. Niyet nasıl olur? ―Yarın Allah rızası için oruç
tutmaya veya yarının orucun tutmaya niyet ettim‖ demek yeterlidir.
Ramazan için toptan niyet de edilebilir. Ama her günün orucu baĢlı baĢına bir ibadettir.
Ayrı ayrı niyet edilirse daha güzel olur. Niyet, o gün kuĢluğa kadar yapılabilir. Niyet etmek,
unutulursa, sahura kalkma da niyet sayılır. Allah niyete göre kabul eder. ĠnĢallah diye
düĢünülür.
Soru : Oruçlu iken eĢini öpmek orucu bozar mı?
Cevap : Evli olmayan iki cinsin birbirini öpmesi sorulunca Peygamberimiz ―Ġkisinin
orucu da bozulur‖ demiĢtir. (Ġ. Canan, Hadis Ans:17/1 62)
EĢini Ģehvetle olmayan öpme orucu bozmaz. ―Allah ısmarladık‖, ―HoĢcakal‖, ―HoĢ
geldin‖ gibi usulen öpmeler orucu bozmaz. EĢini Ģehvetle öpmek orucu bozar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 238
Mustafa ÖSELMİŞ
Soru : Oruç tutmanın haram olduğu günler var mı?
Cevap : BeĢ günde oruç tutmak tahminen mekruhtur. Bunlar; Ramazan bayramının ilk
günü, Kurban bayramı günleri. Yalnız tek Cuma günü tutmak tenzihen mekruhtur. Tek Pazar,
tek cumartesi günleri de Hıristiyanların ve Yahudilerin ibadet günü olduğu için oruç tutmak
tenzihen mekruhtur.
• Muharremin orucu günü tek gün oruç tutmak tenzihen mekruhtur.
Soru : Kazaya kalan oruç nasıl tutulmalıdır?
Cevap : Ġbadet borçlarını geciktirmek doğru değildir. zaten kazaya bırakılmasıyla hata
edilmiĢtir.
Kazaya kalan oruç diğer Ramazana bırakılırsa, hem kaza hem de keffaret gerekir,
görüĢü vardır.
Kazaya kalan oruç, Ramazan sonrası hemen tutulmalıdır. Ölüm ansızın gelebilir.
Geciken ibadet için tevbe istiğfar gerekir. Eğer kazaya kalan oruca özürden ve
hastalıktan dolayı fidye verilecekse bekletilmeden verilmelidir. Tutulacaksa vakit
geçirilmeden tutulmalıdır.
ĠyileĢme ümidi yokken fidye verilse, ardından da iyileĢse o oruçları tutması gerekir.
Oruç gününden önce fidye verilmez.
Fidye, sabah akĢam karnı doyuracak miktardır. Bu kiĢinin varlık durumuna ve kendi
yeme içmesine göre değiĢir.
Soru : Oruç keffareti var mıdır?
Cevap : Keffaret nedir? Ramazan orucun bilerek bozanın 61 gün oruç tutma cezasıdır. Bu
iki ay oruç peĢ peĢe tutulur. PeĢ peĢe tutamayan yeni baĢtan baĢlar.
Oruç tutamayacak kadar ihtiyar ve iyileĢmesi mümkün olmayan hasta, fidye verir.
Kasten orucu bozan keffaret öder. 2 ay oruç tutar.
Hata ile adam öldüren 2 ay oruç tutar.
Hanımının mahrem yerini anasına benzeten (zıhar yapan) iki ay oruç tutar.
Haçta ihramlı iken yasak çiğneyen üç gün oruç tutar.
Kur‘an‘da : ―Oruç keffareti ile ilgili somut bir hüküm yok. Sünnette ise, Ebu
Hureyre‘nin rivayet ettiği bir hadis var. Gündüz oruçlu iken ailesi ile cinsel münasebette
bulunan bir zat gelir Efendimiz‘e ve durumunu anlatır. Allah Rasulü de ona sırasıyla bir
köleyi hürriyete kavuĢturmasını, 60 gün oruç tutmasını ve 60 fakiri doyurmasını emreder. Her
teklife (gücüm yok, fakirim) diye karĢılık veren sahabeyi, Hz. Peygamber o ara getirilen bir
sepet hurmayı verir. (Bunları dağıt) der. o kiĢi (Medine de benden daha fakiri yok!) karĢılığını
YÜCE YARATAN’A KULLUK 239
Mustafa ÖSELMİŞ
verince, Hz. Peygamber tebessüm ederek, (Haydi git, ailenle birlikte bunu ye)‖ buyurur.
(Buhari ġavm:38)
Yemin keffaretinde on yoksulu doyuracak gücü olmayan üç gün oruç tutar. (yemin
bozulmadan keffaret olmaz.)
Soru : Kim fidye verir?
Cevap : Çok yaĢlı aciz kimse, iyileĢemeyecek hasta fidye verir. Oruç tutmaya gücü olan,
fidye veremez, tutması gerekir.
Oruç tutmayan ihtiyaç sahibi ise fidye vermez, istiğfar eder. ―Beni affet Allah‘ım‖ der.
çünkü Allah kimseye gücünün üstünde yük yüklemez.
Soru : Özürlü ibadet eder mi?
Cevap : Kürtaj olan, düĢük yapan ve dinen özürlü sayılan kimseler, özürleri devam ettiği
müddetçe ibadete devam ederler.
Her vakit namaz için ayrı abdest alırlar. O abdestle her ibadeti yaparlar.
Kan gelen, akıntısı olan da özürlüdür. Ġbadet için baĢka bir sebeple oruç bozulmazsa,
akıntıya rağmen ibadet eder. Akıntı mümkün mertebe azaltılmaya çalıĢılır.
DüĢük yapan, kürtaj olan, çocuk Ģekillenmediyse; saç, tırnak belirmediyse, iki aydan
önce olduysa, kan gelse de lohusalık olmaz. Özürlü sayılır ibadet eder.
Soru : Yola çıkanın oruç tutması doğru olur mu?
Cevap : Yola çıkan seferi olunca Allah ona oruç tutma mecburiyeti getirmemiĢ. Tutamaz
mı, isterse tutar. Kur‘an‘da ―zorluğa rağmen oruç daha hayırlıdır‖ buyrulmuĢtur. (Bakara:184)
185. ayetinde yolcu olunca tutmama ruhsatı verilmiĢtir. Ġstenirse bu ruhsat kullanılır.
Yolcu ―Daha çok sevap kazanayım, tutayım‖ derse, daha çok sevap kazanır.
Nefse eziyet olmaz. Sıkıntı olacak, baĢkalarına sıkıntı verecek ise oruç tutmaz.
Misafir kaldığı yerde Sahur da, iftarda sıkıntı verecekse, misafir oruç tutmaz. Ġbadet
de olsa baĢkalarına eziyet verilmeyecektir. (Bak:Ġ. Canan, Hadis Ans: 17/558)
Soru : Ġlaç kullananın orucu bozulur mu?
Cevap : Vücutta yara, yarık yoksa vücudun dıĢından sürülen ilaç orucu bozmaz. Vücuttaki
kıl diplerinden giren de orucu bozmaz. Merhem de sürülse, banyoda yapılsa bozmaz.
Ġğne orucu bozar. Hz. AiĢe (ra.) ―Vücuda giren orucu bozar, çıkan bozmaz‖ demiĢ bir
ölçü koymuĢtur.
Kulağa, göze akıtılan ilaç, vücudun içine gittiği için orucu bozar. Fitil orucu bozar.
Film çektirmek için içilen ilaç orucu bozar. Dudağa sürülen ruj içeriye giderse, orucu bozar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 240
Mustafa ÖSELMİŞ
Nefes darlığı çekenler için Sprey, besleyen ve zevk veren bir Ģey değildir. nefes almak
için astımlının pompaladığı hava hayati ihtiyaçtır. Eğer sadece yoğunlaĢtırılmıĢ oksijen ise
orucu bozmaz. Yok tedavi edici ilaç katıldıysa, boğazda ilaç tadı ve kokusu hissediliyorsa, o
zaman orucu bozar. Zorunlu kullanıldıysa bir gün kaza eder.
Tansiyon hastası 24 saat tesirli tansiyon ilacı kullanıyorsa sahurda ilacını alır orucunu
tutar. Sık ilaç kullanması gerekiyorsa, o zaman inançlı bir doktorun tavsiyesine göre hareket
eder.
ġeker hastası, sabah akĢam hep alıyor veya Ġnsülin kullanıyorsa, inançlı bir doktorla
konuĢarak oruç tutar.
Tansiyon ve Ģeker hastaları için ön yargı ile hareket edilmemelidir. Sık sık Ġnsülin
kullanma, hap alma durum yoksa, rahat bir Ģekilde oruç tutulabilir.
Ġnsan tutma niyeti taĢırsa Allah ona kolaylık ve rahatlık verecektir.
Oruç tutunca rahatsızlanacak ve rahatsızlığı arttıracak olursa, o özür sahibidir. Oruç
tutmaz, fidye verir.
Soru : Toz, duman ve buharın yutulması orucu bozar mı?
Cevap : Bozmaz. Çünkü sakınılması mümkün değildir. fakat sigara dumanı, yemek buharı
isteyerek çekilirse orucu bozar. Hem de keffaret gerektirir.
Soru : Sakız çiğnemek orucu bozar mı?
Cevap : Sakız Ģekersiz ve katkı madde yoksa orucu bozmaz. Gene de çiğnememek en
güzelidir.
Soru : Kocası huysuz olan kadın yemeğin tadına,tuzuna bakar mı?
Cevap : Problem çıkacağı endiĢesi varsa, yemeğin tadına bakar, yutmaz, tükürür. Beyi bu
konuda titiz biri değilse, yemeği tadamaz.
Soru : Ölenin oruç borcu ödenebilir mi?
Cevap : Yakınları fidye vererek ödeyebilirler. Onun yerine oruç tutamazlar. Ancak nafile
oruç tutup, sevabını bağıĢlayabilirler.
Soru : Oruçlu iken bayılmak orucu bozar mı?
Cevap : Bozmaz.
Soru : Kusmak orucu bozar mı?
Cevap : Midesi bulanıp kusanın orucu bozulmaz. Ġsteyerek kusanın ağız dolusu kusması
orucu bozar.
Soru : Orucu bölmemek için Ayhali geciktirilip hap kullanılabilir mi?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 241
Mustafa ÖSELMİŞ
Cevap : Orucu kazaya bırakmamak, Ramazan sevabını kaçırmamak için ayhali
geciktirilebilir. Oruç sahihtir. Çünkü ayhali kanın görülmesiyle baĢlar, kanın kesilmesi ile
sona erer.
Vücuttan atılması gereken o kanı üst üste uzun süreli geciktirmek doğru değildir.
baĢka rahatsızlıklara sebep olabilir.
Oruçlu iken kanı gören kadının orucu bozulur. Fakat hürmeten yiyip içmez.
Keffaret orucu tutan kadın ayhali olursa, oruca ara verir. kanın kesilmesi ile beraber
temizlenir. Hemen oruca baĢlar.
DüĢük yapanın orucu ‗bozulur. Çocuk organları belirdi ise, 60 günden fazla ise
lohusalık baĢlar 40 gün devam eder daha azda sürebilir.
Soru : Çocuğun oruç tutturmaya ana baba sorumlu mudur?
Cevap : Cenab-ı Allah ana babaları evlatlarından sorumlu tutmuĢtur. Evlat ana babanın ya
cenneti ya da cehennemi olacaktır.
Kur‘an‘da “Ey iman edenler! Yakacağı insanlar ve taĢlar olan cehennem ateĢinden
aile fertlerini koruyun‖ buyurur: (Tahrim:6)
Peygamberimiz de : ―Çocuğunuza yedi yaĢında namazı emredin, on yaĢında
kılmazlarsa, dövün‖ buyurur.
Çocuk iyi yetiĢtirilince, nasıl ana babanın sevap kaynağı oluyorsa, kurtuluĢunu
sağlıyorsa, yetiĢmeyen çocuk içinde sorumluluk doğar.
Her vesile ile çocuklar ibadet hayatı içine çekilmelidir.
Soru : Damla orucu bozar mı?
Cevap : Bazı konular tartıĢmalı oluyor, Ģüphe meydana geliyor. Ġslam‘da Ģüpheden
kaçınmak ve takva yoluna gitmek esastır. Ġlâç kullanma zorunlu değilse iftardan sonraya
bırakılmalıdır.
Vücudun çukurluklarından su giderse, ilaç giderse oruç bozulur. Yara, yarıklardan
içeri giren ilaç orucu bozar. Göze, kulağa ve burna damlatılan damlada orucu bozar.
Göz kanalları boğaza iner. Burun tıkanır nefes sıkılırsa, göz kanallarından hava
kabarcıkları belirecektir.
Kim ne derse desin, fetvadan ziyade takvalı ibadet insana zevk verir, lezzet verir. Her
konuda herkes konuĢtuğu için takva ile yaĢanacak bir zamandayız.
ġunu da ilave edelim; ön ve arkadan konulan pamuk vücudun içine giderse orucu
bozar. Taharetlenirken parmakların girmesi, su girmesi de orucu bozar.
Soru : BaĢı açık olanın orucu kabul olur mu?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 242
Mustafa ÖSELMİŞ
Cevap : Örtünmeden namaz olmaz. Ama örtünmeden oruç olur. Nasıl olur? Sevabı eksik
olur.
Orucu bozan Ģeyler arasında baĢ örtüsü yoktur.
Ahiretteki durum ise Ģöyle olur: öğrenci her dersten geçer not alınmazsa, öğrenci sınıf
geçemez.. Diploma alamaz. Ahirette de eksiklik varsa,sırat geçilmez, hesap kapatılmaz. Eksik
muamele görür.
Soru : DiĢ çektirmek orucu bozar mı?
Cevap : DiĢ çekilince kan giderse, diĢ aralarındaki artıklar mercimek büyüklüğünde olur
ve yutulursa, oruç bozulur.
Soru : DiĢi ağrıyan diĢine ilaç koysa, karanfil koysa orucu bozulur mu?
Cevap : Ġlaç ve karanfil tadı ve parçaları boğazdan giderse oruç bozulur. Karanfil ve ilaç
kokusunun içeri gitmesi orucu bozmaz.
Soru : DiĢ dolgusu orucu bozar mı?
Cevap : DiĢ dolgusu orucu bozmaz. Ancak diĢin içine zevk edilen ilaç beyne ulaĢırsa,
mezhebimize göre oruç bozulur.
Vurulan morfin mezhebimize göre orucu bozar.
DiĢ doldurmak ve kaplatmak süs içinse caiz değildir. acil değilse diĢ çektirmek, kaplatmak,
doldurmak Ramazan sonrasına bırakılırsa, daha uygun olur. En azından Ģüpheyi önler.
DiĢ dolgusu ve diĢ kaplatma zaruret varsa, caizdir. Ve bunun için mezhep takdine,
mezhep değiĢtirilmesine gerek yoktur.
Soru : DiĢ fırçalamak orucu bozar mı?
Cevap : DiĢ fırçalamak, misvak kullanmak orucu bozmak. Ancak ağza alınan macun, tuz,
sodanın tadı boğaza giderse oruç bozulur.
Misvak parçaları buğday tanesi kadar boğaza giderse, gene oruç bozulur.
DiĢ kanayınca kan boğaza giderse oruç bozulur. Böyle durumlarda istemeden olduğu
için bir gün kaza gerekir.
Ġsteyerek bozma durumunda 61 gün keffaret orucu tutar. Unutarak bozmada bir Ģey
gerekmez. Karnını bile doyursa oruç bozulmaz. Yalnız hemen yeme içme terk edilecek, nasıl
olsa oruç bozuldu denmeyecektir. Oruca devam edecektir.
Abdest alırken, guslederken vücudun içine su gitmemesine dikkat edilmelidir.
Soru : Terleyenin, ağlayanın orucu bozulur mu?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 243
Mustafa ÖSELMİŞ
Cevap : Terlemek, ağlamak, çocuk emzirmek, vücuttan kıl yolma, tırnak kesmek gibi
Ģeyler orucu bozmaz.
Soru : Kan vermek orucu bozar mı?
Cevap : Kan vermek orucu bozmaz, kan almak orucu bozar.
SONUÇ
Oruç, islamın beĢ temel Ģartından biri, önemli bir ibadet. Yılda bir ay. Ama sevabı pek
çok. Ġçinde bir aydan daha hayırlı kadir gecesi var. Orucun sevabı çok, Cenab-ı Allah ―Oruç
benim içindir. Sevabını ben veririm‖ buyuruyor.
Tabi bu bol sevabı alabilmek için orucu kusursuz tutmak gerekir. Her organla tutmak
gerekir. Sevabını kaçıracak her türlü zevk ve lezzetten uzak, sırf Allah rızası için oruç
tutulmalıdır.
Oruçla ilgili bilgiler güvenilir kiĢi ve kaynaklardan elde edilmelidir, kesin bilinmeyen
Ģeyler sorularak öğrenilmelidir.
Ramazanda tutulamayan oruçlar, diğer Ramazana bırakılmadan kaza edilmelidir.
Bir de Ramazan sonraki ay içerisinde altı gün ġevval orucu vardır. Peygamberimizin
30 Ramazan orucuna 6 gün ilave edilerek bütün seneyi oruç tutmuĢ sevabı alınacağı müjdesi
vardır. Çünkü ibadetlere bire ondan bire yedi yüz misline kadar sevap olduğu bildirilmiĢtir.
En‘am süresinin 160. ayetinde ―kim Allah‘ın huzuruna iyilikle gelirse, o sadece getirdiğinin
on katı vardır, kim de kötülükle gelirse, o sadece getirdiğinin dengi ile cezalandırılır. Onlar
haksızlığa uğratılmaz.‖ buyrulmuĢtur.
Oruç tutmanın nasıl sevabı kat katsa, tutmamanın cezası da kat kat olacaktır. En azından
oruca oruçluya gösterilirse, insanı incitmemenin de elbette bir mükafatı olacaktır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 244
Mustafa ÖSELMİŞ
X.BÖLÜM
ĠSLÂM’IN BEġ TEMEL ġARTINDAN ZEKAT
Cenab-ı Allah insanları her yönden farklı farklı yaratmıĢtır. Farklı Ģeyler vermiĢtir.
Bazılarını bazılarına muhtaç etmiĢtir. Bazılarını da bol ihsanlarda bulunup, sorumluluklar
vererek imtihana tabi tutmuĢtur.
Cenab-ı Allah, bol nimet verdiği kimselerin malında hak olduğunu bildirmiĢtir.
Mal verilen kimselerin de Ģükretmesi istenmiĢtir.
Zekat, Ġslâm‘ın beĢ temel Ģartından biridir. Birçok faydalarının olduğu bildirilmiĢtir.
Ġslâm‘da paylaĢmak esastır.
Zekat, malın sigortasıdır. Verenin sigortasıdır. Alanında sigortasıdır.
Zekat, malı temizler. Haktan arındırır.
Zekat, insanlar arasındaki uçurumu kaldırarak, insanları birbirine yaklaĢtırır. Aradaki
düĢmanlıkları dostluğa ve kardeĢliğe dönüĢtürür.
Atalarımız : ―Biri yer biri bakar, kıyamet ondan kopar‖ demiĢlerdir.
Zekât, ihtiyaç sahibinin yüzünü güldüren, kinini söndüren bir ibadettir.
Zekât, toplumda yokluk ve yoksulluktan dolayı iĢlenen bir çok kötülüğün de
kalkmasına neden olur. DayanıĢmanın olduğu, ihtiyaç sahiplerinin düĢünüldüğü toplumlarda
hırsızlık, dilencilik, zina, intihar gibi kötülükler azalır. Bunun için zenginin görevini
yapmamasından doğan günahlar iĢleniyorsa, bundan o varlık sahipleri mesuldur.
Zekat, verildiği zaman bir çok faydaları ve çok sevabı vardır. Verilmediği zamanda
sorumluluk ve cezayı gerektirir.
Müslüman, üzerine düĢen Ģartları, farzları yerine getirmeyi taahhüt etmiĢ insandır. Ne
ile emrolunduysa, yapmakla mükellefdir.
Peygamberimiz Ģöyle bildirir : ―Kıyamet günüde bazılarına kanatlar verilecektir. Onlar
kanatlarını çırpa çırpa cennete gireceklerdir.‖ Melekler onlara :
―Siz sırattan geçtiniz mi, hesap verdiniz mi, Cehennemi gördünüz mü?‖
derler. Onlar da:
―Hayır‖ deyince melekler:
-
―Siz hangi peygamberin ümmetisiniz?‖ diye sorarlar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 245
Mustafa ÖSELMİŞ
―Biz Muhammed Aleyhisselâm‘ın ümmetindeniz‖ derler.
-
―Peki sizin nasıl bir ameliniz vardı ki,böyle sorgusuz, sualsiz cennetlik oldunuz?‖
diye sorarlar.
Onlar da Ģöyle der:
―Ġki özelliğimiz vardı. Birincisi dindarlığımız devamlı idi. Her zaman dinimizi
yaĢardık. Ġkincisi de uğradığımız belâ ve musibete sabrederdik, halimize Ģükrederdik.‖
Melekler onlara : ―Öyleyse siz mükafata lâyıksınız, girin cennete‖ derler.
Samimi ve yaĢayan müslüman olursak, kurtulacağımız müjdesini alıyoruz bu olaydan.
Evet müslüman, islâmı yaĢamadan, sorumluluklarını yerine getirmeden hesabını verip
kurtulamaz.
A.
KUR‘AN‘DA ZEKÂT
Zekât Kur‘an‘ın Ģu ayetlerinde geçmektedir:
1-
―Müslümanlar gibi namaz kılın, onlar gibi zekat verin, rükû edin‖ (Bakara:43)
2- ―Namazı gereği gibi kılın, zekatı verin. Daha önceden hayır için ne yaparsanız, Allah
yanında onun sevabını bulursunuz.‖ (Bakara:110)
3- ―Ey iman Edenler! Kazandıklarınızın ve elde ettiğiniz mahsüllerin helal ve iyisinden
zekât, sadaka olarak verin. ĠĢe yaramayanı vermeye kalkmayın.‖ (Bakara:267)
4- ―Ġman edip de iyi ameller iĢleyen, namazı kılan ve zekatı veren kimselerin Rableri
yanında mükafatı büyüktür. Onlara korku yoktur. Onlar mahsun da olmayacaklardır.‖
(Bakara:277)
5―Namazı erkanı üzere kılanlar, zekatı verenler, Allaha ve ahiret gününe
inananlardandır.‖ (Nisa:162)
6- ―Mahsül ürün verdiği zaman ondan yiyin, Hasat günü zekatını, sadakasını verin. Ġsraf
etmeyin, Allah israf edenleri sevmez.‖ (En‘am:141)
7- ―Gerçek mü‘minler, birbirinin yardımcılarıdır. Ġyiliği emrederler, fenalıktan alıkorlar,
namazı gereği gibi kılarlar, zekatı verirler...‖ (Tevbe:71)
8- ―Altını ve gümüĢü biriktirip, Allah yolunda harcamayan kimseler için acıklı bir azabı
haber ver.‖ (Tevbe:34)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 246
Mustafa ÖSELMİŞ
9- ―Kıyamet günü o biriktirilen altın gümüĢ (zekâtı verilmeyen mal) kızdırılacak da
sahipleri onunla dağlanacak ve onlara:iĢte bu zekatını vermediğiniz mallardır, acısını
tadın‖denilecek. (Tevbe:35)
10- ―Onların mallarından zekât al ki, onları temize çıkarmıĢ, mallarını bereketlendirmiĢ
olasın.‖ (Tevbe:103)
11- ―Namazı gereği üzere kılın, zekatı verin, peygambere itaat edin ki, rahmete
kavuĢasınız.‖ (Nur:56)
12- ―O müĢrikler ki, zekatı vermezler ve onlar ahireti de inkâr ederler.‖(Fussilat:7)
Zekatı verilmeyen mal temiz ve helal değildir. Zekatı verilmeyen mal, vermeyenin
boynuna dolanacaktır. Zekatı verilmeyen mal, telef olur.
Zekatı vermeyen de ahirete inanmamıĢtır. Gerçek mü‘min olamaz, Namazının da
faydasını göremez.
Özet olarak, kur‘an‘da zekat veren övülmüĢ zekat vermeyen de yerilmiĢtir.
Müslümanın vasıfları sayılırken ―namaz kılarlar, zekat verirler‖ denilmiĢtir.
B.
Hz. PEYGAMBERĠN DĠLĠNDEN ZEKAT
Peygamberimiz (s.a) Ģöyle buyurmuĢtur:
1- ―Malının zekatını verdiğinde onun Ģerrini kendisinden gidermiĢ olursun.‖ (Ramuz el
Hadis:26/4)
2- ―Hastalıklarınızı sadaka ile tedavi edin, mallarınızı Zekât ile koruyun. Zira onlar sizden
kötülükleri ve hastalıkları def eder.‖ (Age:283/1)
3- ―Allah faiz yiyene, yedirene, senedi yazana ve malının zekâtını vermeyene lânet etsin.‖
(Age:283/1)
4- ―Bir kavim mallarının zekatını vermezse, bu sebepten rahmetten mahrum edilirler.‖
(Age:351/10)
5- ―Telef olan mal, zekatı verilmediği için telef olmuĢtur. Onun için malınızı zekatla
koruyun.‖ (Age:189/27, 374/2)
6- ―Bütün hataların aslı,dünya sevgisidir. Bütün fitne ve karıĢıkların temeli de zekat ve
öĢürleri vermemektir.‖ (Ġslam Ġlmihali, Fikri Yavuz:144)
7- ―Ġslâm beĢ temel üzerine kurulmuĢtur. Bunlardan biri de zekat vermektir.‖ (BuhariĠman:1)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 247
Mustafa ÖSELMİŞ
Bir hadislerinde de Ģöyle demiĢtir:
8-
―Ez-zekâti kantaratü‘l-Ġslâm‖ Manası : ―Zekat Ġslâm‘ın köprüsüdür.‖
9- ―Örtünecek bir elbise, açlığınızı giderecek yiyecek ve sıcaktan soğuktan korunacak bir
evden baĢka herĢeyden sorulacaksınız.‖
10- ―Zekatı verilmeyen mal, yılan Ģekline girip, o kiĢinin boynuna dolanacak ve ben, senin
biriktirdiğin malınım‖ diyecek.
Kıyamet günü zekatı verilmemiĢ mal, halka yapılıp sahibinin boynuna geçirilecek‖
(Buhari Zekat:3)
Demek ki Allah Rasülünün ifadesine göre Zekât:
- ġerri def eder,
-Zekat
lanetlenmiĢtir.
vermeyen
- Malı korur,
- Azaptan kurtarır,
- Malı haktan temizler,
-Zekat verilmeyince rahmet
yağmaz.
-Zekat verilmeyince mal
telef olur.
-Malın artmasına neden
-Zekat verilmeyince fitneye
olur,
sebep olur.
- Malın Ģükrü eda edilmiĢ
-Zekat verilmeyince yılan
olur,
olup vermeyenin boynuna
dolanır.
- Toplumda kini önler.
C. ZEKÂT NEDĠR?
Zekât, Ġslâmın beĢ Ģartından biridir. Haçtan önce gelir.
Zekât, temizlenmek, büyümek, çoğalmak anlamına gelir.
Zekât, mal ile yapılan bir ibadettir. Kur‘an da 82 ayette zekâttan bahsedilmiĢtir. 27
ayette de namazla birlikte zekattan bahsedilmektedir.
Hz. Peygamber : ―Namaz kıldığı halde zekat vermeyenin namazının hayrı yoktur‖
buyurmuĢtur. (O.N. TopbaĢ, Vakıf, Ġnfak Hizmet:51)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 248
Mustafa ÖSELMİŞ
Zekât, dayanıĢmanın, yardımlaĢmanın en güzel örneğidir. Zekât, mal ile yapılan bir
ibadettir. Belirli bir malın, belirli bölümünün,belirli zaman sonra belli kiĢilere verilmesidir.
Hanefilere göre borç ve asli ihtiyaçlar düĢüldükten sonra nisap miktarı para ve malın
kırkta biri Allah‘ın emriyle ihtiyaç sahiplerine verilir. Borç ve ihtiyaç mal, yok gibidir. (Prof
Dr. V. Zuhayli Ġslâm Fıkhı Ans:3/263)
Zekatta niyet Ģarttır. Her ibadet için niyet Ģarttır. Zekât da önemli bir ibadettir.
Peygamberimiz : ―Ameller niyete göredir.‖ buyurmuĢtur.
Verenin alana zekât olduğunu bildirmesi, ―aldın mı, kabul ettin mi‖ demesi gerekmez.
D. ZEKÂTIN FAYDALARI
Zekât, yüce Allah‘ın emridir. Bundan herkes faydalanır. Bu ibadetin bir çok yararları
vardır. Nedir bunlar:
-
Kulun Allah‘a bağlılığını pekiĢtirir.
-
Dünya malına olan hırsı kırar.
-
Zekat malı temizler, haramdan arındırır.
Zekât, Allah‘ın emrinin yerine getirilmesi ile sevap kazandırır, Allah‘ın rızasını
kazandırır.
Zekât, zenginle fakirin arasını bulur, aralarındaki kini, sevgiye saygıya dönüĢtürür.
Zekât, malın bir bakıma sigortasıdır.
-
Zekât malın artmasını sağlar.
-
Yoksulluk nedeniyle suç iĢlenmesini önler.
-
Varlık sahibinin itibarını arttırır.
-
Zekat, insanın nefsini olgunlaĢtırır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 249
Mustafa ÖSELMİŞ
E.
ZEKAT KĠMLERE FARZDIR?
1-
Müslüman olana,
2-
Akıllı olana,
3-
Erginlik çağına girene,
4-
Hür olana,
5-
Nisap miktarı mala sahip olana (80 gr. Altını ve bu değerde parası olana)
6- Sahip olunan nisabın üzerinden bir yıl (Kameri aya göre 354 gün) geçmiĢ olan mala
zekât farzdır.
Zenginlik sınırın tesbitinde; kiĢi kendisinin ve bakmakla mükellef olduğu kimselerin
bir yıllık zorunlu giderleri düĢürülür, geride kalana veya mal nisab miktarına ulaĢırsa ve
üzerinden bir yıl geçtiyse o miktarın kırkta biri zekât olarak verilir.
Yılı dolmadan, gelecek yılın zekâtı da verilebilir. (Bak:Prof Dr. V. Zuhaylı Ġslâm Fıkhı
Ans:3/268)
Zekât, mal ile ilgili bir ibadettir. Mal kimde ise çocuk da olsa, dulda olsa, yaĢlı da olsa,
mirasçı da olsa zekât mükellefidir.
F.
ZEKÂT KĠMLERE VERĠLĠR?
Kur‘an‘da : ―Malda muhtaç ve yoksullar için bir hak vardır.‖ (Zariyat:19)
buyrulmuĢtur.
Zekât Allah‘tan bir farz olarak ancak:
1-
Yoksullara,
2-
DüĢkünlere,
3-
Zekat toplayan memurlara,
4-
Gönülleri Ġslâm‘a ısındırılacak kimselere,
5-
Hürriyetine kavuĢturulacak kölelere,
6-
Borçlulara,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 250
Mustafa ÖSELMİŞ
7-
Allah yolunda cihad edene,
8-
Yolda kalanlara mahsustur. (Tevbe:60)
Ölçü, fakirliktir, yoksulluktur, ihtiyaçtır, insanın korunmasıdır ve Allah yolunda
hizmetin sürmesidir.
Verme iĢi, yakınlardan ve çevreden baĢlayacaktır. Evi, sofrası ayrı kardeĢe, damada,
geline, kayın valideye, kayın pedere, ihtiyaç sahibi iseler zekât verilir.
Anaya, babaya, dedeye, nineye, eĢe, çocuklara muhtaç olsalar da zekât verilmez.
Çünkü onları bakmak zorundadır.
Ġhtiyacı olmayanlara, gayri müslimlere ve gayri meĢru yerlerde harcayacak, onunla
günah iĢleyecek olanlara zekât verilmez.
Öğrenciye zekât vermek, sevabı daha çok olduğu bildirilmiĢtir. Çünkü ilim öğrenmek
önemli bir konudur.
Damat, gelin öz evlat değildir.
Kayın valide, kayın peder, öz ana baba değildir.
Yeğenler, amca, dayılar, onların çocukları, hala, teyze ve onların çocukları ihtiyaç
sahibi ise, zekât verilir.
Hasta olan, ameliyat olacak olanlar zor durumda ise onlara verilir.
Zekâti, ihtiyaç sahiplerine ulaĢtırılmasından Ģüphe edilirse ―Ģu zekâtımı veri ver‖
denmez.
Zekâtı baĢka yerlere göndermek pek uygun görülmemiĢtir ama o bölgede yakın ihtiyaç
sahibi varsa gönderilir.
Kendilerine zekât emanet edilenler çok dikkatli olmalıdır. Tam olarak yerini
buldurmaya çalıĢmalıdır. Oraya buraya harcanmaz, ancak ihtiyaç sahibi insana harcanır.
Değilse, zekât verilmemiĢ olur ve vebâl vardır.
Zekât, illa Ramazan ayında verilecek diye bir Ģart yoktur.
Zekât verecek kimse Ģunlara dikkat etmelidir:
1-
Malına haram karıĢtırmamalıdır. Haramın zekâtı olmaz.
2-
GösteriĢ yapmamalıdır.
3-
Önce yakınlarından ve çevresinden iĢe baĢlamalıdır.
4-
Onur kırıcı davranmamalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 251
Mustafa ÖSELMİŞ
5-
Gizli ihtiyaç sahiplerini arayıp bulmalıdır.
6-
Zekâtını güzel hesaplamalıdır.
G.
ZEKÂT KĠMLERE VERĠLMEZ
Zekât ibadetinin Ģartları vardır. Verilmemesi gereken kimselere ve yerlere verilirse,
zekât verilmemiĢ olur.
Zekât kimlere ve nereler verilmez:
Müslüman olmayana verilmez. Çünkü ideolojik kutuplaĢma olmuĢtur. Dinler arası
mücadele vardır.
-
Varlıklı olana verilmez.
-
Devamlı dilenene verilmez.
Ġçki içene, kumar oynayana, sigara içene yani o parayı kötü yolda kullanacak olana
verilmez.
-
Bakmak zorunda olunan kimselere verilmez.
Zekât kul hakkıdır. Camiye Kur‘an kursuna, hastaneye, okula, Kurum KuruluĢlara
zekât verilmez.
Ancak vakfa ve Kur‘an kursuna, fakir çocuk barınıyor ve yoksul kimseler, istifade
ediyorsa o zaman verilir. Ġhtiyacı olmayan kimselere davetler veriliyor, yedirilip içiriliyorsa o
yerlere de verilmez.
- Dağıtılan fitre – zekât zarflarına konulan fıtır sadakası ve zekât verilmemiĢ olur.
Burda fakirin hakkını gasp vardır.
Fıtır sadakasından ve zekâttan % alanlar varsa, sadakada zekât da eksik verilmiĢ olur.
Geri kalan da ihtiyaç sahibi kimseye bizzat ulaĢmadıysa, baĢka yerde ve baĢka amaçla
kullanıldıysa, sadaka ve zekât borcu düĢmez.
- Topla zekâtı, kap % 10‘u,
- Cepten mesaj gönder, fitreni öde,
- Kredi kartı ile zekât ve sadak-i fıtır toplama gibi yollarla üzerimize dinen borç olan sadaka
ve zekât asla verilmiĢ olmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 252
Mustafa ÖSELMİŞ
―Diyanet ĠĢleri BaĢkanlığı Din iĢleri Yüksek Kurul 02.08.1979 tarihli kararına göre
Hava kurumuna fitre ve zekât caiz değil‖ (01.01.1998, Zaman)
Muhtarların % 10 aldığı toplama yolu ile de borç ödenmiĢ sayılmaz. Ne zekât olur, ne
de fitre olur. Bunlar yoksulun hakkıdır. Toplayan da toplatan da sorumluluk altına girer.
Verenin de zekâtı, fitresi olmaz.
H.
ZEKÂT NELERDEN VERĠLĠR?
1- Altından verilir. 80.18 gr. Ġhtiyaç dıĢı altını olan zekât verir. Altın 12 ayardan düĢükse
zekâta tabi değildir.
2- GümüĢten 560 gr. GümüĢü olan zekât verir.
3- Ticaret malından verilir.
4- Nakit paradan verilir.
5- Koyun keçiden; 40 adede eriĢince 1‘i zekât verilir.
6- Sığır ve mandadan 30 adet olunca biri zekât verilir.
7- Deveden; 5 adet olunca 1‘i zekât olarak verilir.
8- Topraktan kalkan mahsülden 653 kiloya eriĢince öĢür verilir. Cinsler birleĢtirilmez.
9- Dövizden verilir.
10- Finans kurumundaki paradan verilir. Hem ana paranın hem de kârın zekâtı verilir.
11- Alınan kiralar nisap miktarına ulaĢır ve bir yıl geçerse zekâtı verilir.
12- Kıymetli antika eĢyası ve sanat eserinin değeri üzerinden zekât verilir. Gramına
bakılmaz.
13- Herhangi bir Ģey için biriktirilen paranın zekâtı verilir.
14- Zekât para olarak da verilir, mal olarak da verilir. Mal olarak verilecekse, en kötü ve en
iyisinden değil ortasından zekât verilir.
Hz. Peygamber (s.a) : ―Devenin zekâtı vardır, sığırdan zekât vardır. Bezden zekât
vardır. Ticaret malından zekât vardır.‖ (H. Döndüren Ġslâm Ġlmihali:517) buyurmuĢtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 253
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġ.
NELERDEN ZEKÂT VERĠLMEZ
1- Oturulan evden,
2- Kullanılan eĢya ve aletten,
3 Binekten,
4- Bir yıllık temel ihtiyaçtan,
5- Borç karĢılığı paradan,
6-
Motordan, fabrikadan,
7-
Ticaret malı dıĢında tarla, arsa, ev, dükkandan,
8-
Nisab miktarına ulaĢmayan maldan, paradan, altından,
9-
Çalıntı maldan, gasb edilen mal ve paradan, haramdan, faizden zekât olmaz.
10- MaaĢın zekatı olur mu? MaaĢ da bir gelirdir. ġartlar tamamsa zekâtı verilir. Çünkü maaĢ
da kazançtır. Eğer birikim, nisab miktarını aĢarsa zekât verilir.
Her ay alınan maaĢtan bir miktar yoksullara ayrılması tavsiye edilmiĢtir.
11- Düğün için, haç için, ev almak için biriktirilen para, Ģartlara uyuyorsa, zekâtı verilir.
12- Temel ihtiyaç maddeleri nelerdir?
KiĢinin hayatını devam ettirebilmesi için ihtiyaç duyduğu Ģeylerdir. Bunlar, ev
eĢyaları, elbise, kitap, binek, bir yıllık yiyecek içecek, borç karĢılığı biriken para temel ihtiyaç
sayılır. Bunların zekâtı olmaz.
J.
ALTINI OLUP PARASI OLMAYAN
ZEKÂT NASIL VERĠR?
Bir kimsenin ticaret malı olabilir, altını olabilir, satılık evi, arsası olabilir, parası
olmayabilir. Bu durumda ne yapar?
Zekât ona borçtur. Eline para geçince o borcunu öder. Yoksa, elindeki altının, malın
bir kısmını satıp zekât vermez.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 254
Mustafa ÖSELMİŞ
Elinde çeki, senedi olan da eline para geçince verir. Yani çek ve senedi tahsil edince
verir.
Altının zekâtı, mutlaka altından olacak, altın olarak verilecek diye bir Ģey yoktur.
Bilezik bozdurulup da zekât verilmez.
K.
GAYRĠ MENKUL MALIN ZEKÂTI
Ticaret malı olmayan malın, değerinden zekât verilmez. Kirasından, ürününden yani
gelirinden zekât verilir.
Adamın evi var zekât vermiyor, kiracısı zekât veriyor. Tarla sahibi zekât vermiyor
ama o tarlayı kiralayan zekât veriyor. Bu adaletsizlik midir? Hayır. Ġslâm‘da para çalıĢacaktır.
O zaman kimse ev yapmaz, kiracı da kiralık ev bulamaz.
Böyle konular zaman zaman istismar konusu oluyor.
-
Bir yerde hissesi olan yıllık kârından zekât verir.
-
ĠĢyerindeki demirbaĢların zekâtı olmaz.
-
Borçla mal alan kimse o ticaret malının zekatını borcu ödedikten sonra verir.
-
Satmak için alınan ev, arsa zekâta tabidir. Çünkü; ticaret malıdır.
-
Kiradaki malın değerinden değil, getirisinden zekât verilir.
- Finans kurumdaki parada zarar varsa düĢülür, kâr ana para ile birleĢtirilir öyle zekât
verilir.
L.
TĠCARET MALININ ZEKÂTI
Ticaret malı zekâta tabidir. Alındığı veya satılacağı fiyattan değil,Ģartlar tamam olunca
ki değerinden zekât-ı verilir.
Satılmayan mal, her sene zekâta tabiidir.
Alacağın zekâtı, kesin gelecekse verilir, Ģüpheli ise tahsil edildikten sonra verilir.
Çek keserek, senet vererek zekât verilebilir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 255
Mustafa ÖSELMİŞ
Borcunu ödemeyene o borç zekât olarak tutulabilir mi? Hanefilere göre o mal elinde
ise olur.
ÇalınmıĢ, kaybolmuĢ, ödenmemiĢ bir mal yıllar sonra bulunsa önceki yıllara ait zekâtı
verilmez.
Geçimini zor temin eden küçük esnaf zekât vermez.
Borcu olan esnaf, borcu kadar mal düĢer kalanın zekâtını verir.
Batak mal zekât olarak tutulmaz.
Ticaret malı, diğer, para ve mallarla birleĢtirilir, zekât tamamından verilir.
Zekât, mal olarak verilecekse, verilen kiĢinin o mala ihtiyacı olması lâzımdır.
Zekâtta hile olmaz. Sene dolmadan baba oğula, oğul babaya malı devrederek zekâtten
kurtulunmaz.
Zekât, mal olarak da verilir. En kötüsü, satılmayanı zekât olarak verilmeye kalkılırsa,
zekât olmaz. Ortasından verilecektir. ĠĢe yarayan verilir.
Malının zekâtını hesaplamak da Ģüphesi olan tereddüde düĢen ne yapar? Ġki bilir kiĢi
tayin eder, benim Ģunum, Ģunum var. Benim zekâtımı hesap ediverin, der.
Bankadaki paranın zekâtı olur mu? Para bankaya yatırılmakla hata edilmiĢtir. Bu
konuda Finans Kurumları tercih edilmelidir.
Bankaya yatırılan da maldır. Fakat faizi müslümanın malı değildir. Bir an önce elden
çıkarılması gereken maldır. Haramın zekâtı olmaz. Önce paranın temizlenmesi gerekir.
Büyüklerimiz : ―Haramdan hayır olmaz. Haramdan hayır beklenmez, beklenirse günah
olur.‖ demiĢlerdir. Bir de haramla ibadet yapılmaz.
MeĢru olmayan malın zekâtı olmaz. Mal çalıntı malı ise, kumardan, faizden, fuhuĢtan,
içkiden elde edilen malın zekâtı olmaz.böyle malla hacca da gidilmez. Peki ne yapılır? Ġhtiyaç
sahiplerine dağıtılır, sevap beklenmez.
Birde Ģu husus var ki, böyle paralar helal parada karıĢtıysa, o paranın zekâtı verilir.
BaĢkasına ait malın, paranın zekâtı da olmaz. O hak mutlaka iade edilmelidir.
Piyango gibi yollarla gelen parada kumar parasıdır. Zekâtı olmaz, onunla camide
yapılmaz. Hayırda olmaz.
Ancak helal ve meĢru kazancın, alınterinin zekâtı vardır. Çünkü zekât ibadettir. Ġbadet
de helal para ile olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 256
Mustafa ÖSELMİŞ
M.
VERGĠ ZEKÂTTAN SAYILIR MI?
Devlet aldığı vergiyi aynen fakirlere ulaĢtırsa, böyle bir fon kursa olur, ama baĢka yerlere
harcadığı için vergi zekâtten sayılmaz zekât tamamen fakir kiĢinin hakkıdır.
Vergi, devletin talebidir. Zekât, Allah‘ın talebidir.
Zaten zekât hesap edilmeden zorunlu vergiler çıkarıldıktan sonra verilir. Çünkü vergi
borç durumundadır. Zorunlu giderdir.
Vergi zekâtten değil, maldan düĢülür. Zekât ondan sonra hesap edilir.
N.
ZEKÂT BEKLETĠLEBĠLĠR MĠ?
Zekât hesap edilip ayrıldıktan sonra veya birine : ―ġu benim zekatımı verirver‖
dedikten sonra, zekât vermeye lâyık olan birini buluncaya kadar zekât bekletilir.
Zekât bekletilecekse, farklı kiĢilerin zekâtı ayrı ayrı tutulur, karıĢtırılmazsa, daha
uygun olur.
Zekât borcu olan, veremeden ölse, o zekât mirasçılar tarafından verilir. Çünkü o kula
borçtur. Zekât, mala bağlıdır.
Ev alma, düğün ve hac gibi nedenlerle biriktirilip bekletilen paraların her yıl zekâtı
verilir.
Ele geçmeyen malın zekâtı bekletilir.
Borç ödemek için biriktirilen ve bekleyen paranın zekâtı olmaz.
Birde gelecek yıl ödenecek borç, bu yılın zekâtından düĢülmez.
O.
ZEKAT NASIL VERĠLĠR NĠYET
ġART MIDIR?
Zekât bir ibadettir. Her ibadet için niyet Ģarttır.
Zekât, yoksula verilirken kalben niyet edilir. Yoksula zekât olduğunu söylemek Ģart
değildir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 257
Mustafa ÖSELMİŞ
Zekâtı hesap etmek ve ayırmak niyettir. Her veriĢte niyet etmeye gerek yoktur.
Zaman zaman ona buna verilen paralar zekât niyeti olmazsa, zekâttan sayılmaz.
Ġhtiyaç sahibindeki alacak da veremedi diye zekâttan tutulmaz. Ancak bulup öderse,
―geri al bunu ben sana iade ediyorum‖ denilip zekâtten tutulabilir.
Zekâtı açıktan vermek, sadakayı gizli vermek sevaptır. Çünkü zekât, farz olan bir
ibadettir. Riya olmaz.
Zekât, açıktan verilince teĢvik olur. Ayrıca zekâtını kim veriyor, kim vermiyor
bilinmiĢ olur. AlıĢ veriĢte zekâtını veren tercih edilir.
Ö.
ALACAĞIN ZEKATI
Ġki türlü alacak vardır. Kesin gelecek olan alacak ki, bunun zekâtı almadan verilebilir.
Birde gelmesi Ģüpheli alacak ki, bunun zekâtı ödenince verilir.
Ümit kesilmiĢ alacak yıllar sonra ödense, geçmiĢ yılların zekâtı verilmez. Ha geldi ha
geliyor diye geç kalan alacağın ödenmesi durumunda geçmiĢ yılların zekâtı verilir.
Günümüzde çek, senetler bile ödenmiyor, değil söz. Bunun için alacak tahsil edilince
zekâtı verilirse, daha uygun olur.
P.
NĠSAP TAMAMLAMA OLUR MU?
Zekât verecek kimse, zekâta tabi mallarını toplar, hepsinin zekâtını verir. Altını ayrı
değerlendirmez. Parayı ayrı değerlendirmez. Dövizi ayrı değerlendirmez.
Altınla gümüĢ bir maddede karıĢık bulunuyorsa, o Ģey altın çoksa altın olarak, gümüĢü
çoksa, gümüĢ olarak zekâtı verilir.
Birde evde çocuktaki bilezik ona aitse, baba zekâtına dahil edemez. Hanımın ziyneti
hanıma aitse, bey zekâtına dahil edemez. Çünkü mal kimde ise kime aitse onundur.
Zekâtından o sorumludur.
Altın çocukta veya hanımda, ama aile reisi her an alabilir, bozdurabilir ve kullanabilir
durumda ise, aile reisi onun zekâtını da kendi malına dahil ederek verir.
Evladını everecek halı, buzdolabı vs. aldı evde fazlalık olarak bulunuyor. Onun zekâtı
olmaz. Onlar çocuğa aittir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 258
Mustafa ÖSELMİŞ
Ortada niĢan yok düğün yok, çocuk evlenecek yaĢta ve durumda değilse, hazırlık olsun
diye alınıp konulan ne varsa zekâtı verilir. Meselâ; ilerde lâzım olur, düğün için diye bozulan
altının zekâtı verilir. Alınan halının,beyaz eĢyanın zekâtı verilir.
R.
ZĠYNET EġYASININ ZEKÂTI
Ziynet eĢyası, Altın, gümüĢ tabak, çatal, çakmak, kalem ve buna benzer Ģeyler, zekât
miktarına ulaĢınca değeri üzerinden zekâtı verilir.
Ġnci, elmas, yakut gibi ziynetlerden zekât verilmez.
Zekâta tabi ziynet eĢyası bozdurularak zekât verilmez. O anda parası yoksa eline
geçince verir.
Bu konuda Ģöyle bir olay ceyran ediyor : ―Yemenli bir kadın, kızı ile beraber
Peygamber (s.a) in yanına geliyor.peygamberimiz kızın kolundaki bilezikler için‖ :
-
―Bunların zekâtını veriyor musun?‖ Diyor. Kadın :
-
―Hayır‖ diyor. Peygamberimiz :
―Kıyamet gününde bu iki bileziği Allah‘ın senin koluna ateĢten bilezik olarak
takmasını ister misin?‖ diyor. (Nesâi Zekât:69)
Demek ki, ziynet eĢyası nisab miktarına ulaĢırsa zekâtı verilecektir.
S.
ZEKÂTI VERĠLMEMĠġ MĠRAS MALI
―Ölüm hak miras helâl‖ denmiĢtir. Eğer mirasçı, kendisine intikal eden malın zekâtının
verilip verilmediğin bilmiyorsa o malı alır, bir Ģey lazım gelmez.
Eğer zekâtı verilmemiĢ, kul hakkı olduğunu bilirse, zekâtını vermek zorunda değildir.
Mesuliyet vermeyene aittir. Ama haramlı bir malı, parayı kullanmak istemezse, zekâtını verir,
malını temizlemiĢ olur. Yani zekâtı vermesi daha uygundur. Çünkü; malın baĢkasından gelmiĢ
olması, o malın haramlığını ve hakkı gidermez. Zekâtını da düĢürmez. Zekât mala bağlıdır.
Ölenin vasiyeti varsa, vasiyet yerine getirilir. Vasiyet yoksa, zekât verilir, ölen borçtan
kurtarılmıĢ olur.
Görülüyor ki, malın zekâtı verilmeyince, o malı toplayan mirasçıya bırakan sorumlu
oluyor.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 259
Mustafa ÖSELMİŞ
Mal, Allah‘ın bir emanetidir. Mal, imtihan sebebidir, fitnedir. Onun için insan, malı
biriktirme ve mirasçılara çok bırakma sevdasına kapılıp, aldanmamalıdır. Bu yolla nice nice
kimseler helâk olmuĢtur. Çünkü bir çok mirasçı kavgaya tutuĢuyor, mirası bırakanın borcunu
bile ödemiyor. Hayrını bile yapmıyor. Zekâtını nasıl versin.
ġ. TARIM ÜRÜNLERĠNĠN ZEKÂTI – ÖġÜR
HerĢeyin zekâtı vardır. Tarım ürünlerinin zekâtına öĢür denir. Kur‘an‘da Ģöyle
buyrulmaktadır:
-
―Hasat günü ürünün hakkını, zekâtını verin‖ (En‘am:141)
―Ey Ġman Edenler! Kazandıklarınızın helâl olanından ve sizin için yerden
çıkardıklarımızdan verin‖ (Bakara:267)
Bu ayetlere göre toprak ürünlerinden öĢür verilecektir.
Peygamberimiz (s.a.) da Ģöyle buyuruyor:
―BeĢ Ģeyin zekâtı vardır:Buğday, Arpa, Hurma, Üzüm ve Darı‖ (Ġ. Canan, Hadis
Ans:17/181)
―Yağmur veya kaynak suyu ile sulanan veya kendiliğinden sulu olan toprakların
ürünlerinden onda bir. TaĢıma su ile sulanan topraklardan yirmi de bir zekât verilir. Nehir ve
yağmur suyunun suladığı topraklardan onda bir. Develer yardımı ile sulanan topraklardan
yirmide bir zekât verilir.‖ (Prof. Dr. H. Döndüren, Ġslam Ġlmihali:552)
Hem yağmurla, hem de taĢıma ile sulanandan on beĢte birdir.
Hangi Ürünlerden ÖĢür Verilmez :
-
Elma, armut, Ģeftali gibi dayanıksız malların,
-
Domates, biber, patlıcan, bamya gibi sebzelerin,
-
MeĢe, çam, kavak, ot gibi ürünlerden öĢür verilmez.
Tütünün ekilmesi caiz değildir, öĢür de verilmez. Bunların satıĢından elde edilen
paradan zekât verilir.
Bir sahabe Peygamber Efendimize :
-
―Ya Rasûlallah benim arılarım var‖ dedim. Bana :
-
―Onun öĢrünü ver, dedi‖ der.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 260
Mustafa ÖSELMİŞ
Sütde bala kıyas edilebilir. (Ġ. Canan Hadis Ans:17/182)
Aslında Ġmam-ı Azama göre toprağın bitirdiği herĢeyin öĢürü verilir, nisab yoktur.
ÖĢürü verilen bir malın birde zekâtı verilmez.
Masrafların düĢülerek öĢürün verilmesi, adalete daha uygundur. (Prof Dr. Hayrettin
Karaman Altınoluk Ağustos Sayı:90)
ÖĢür, ihtiyaç sahiplerine verilir.
Bir görüĢe göre; 653 kg. ürünün öĢrü verilir. Birden fazla ürü alan, ne olursa olsun her
biri için 653 kg olunca öĢür verilir.
ÖĢürde bir yıl geçme Ģartı yoktur.hasat zamanında verilir.
Zekâtta olduğu gibi mahsuller toplanmaz. Her biri ayrı ayrı hesap edilir.
Evin bahçesinde yetiĢtirilen meyve ve sebzelerin öĢürü olmaz.
ÖĢür malın cinsinden de verilir, değeri para olarak da verilir.
ÖĢüre tabi malın dayanıklı olması gerekir.
Kiralanan arazinin öĢrü olmaz. Çünkü kira ile öĢür birleĢmez. Elde edilen gelirin
Ģartlara uygunsa zekâtı verilir.
T.
ÖġÜRÜ VERMEMENĠN CEZASI
ÖĢürü verilmeyen malın yenilip içilmesi, tasarrufu mezhebimize göre haramdır.
ġafi mezhebine göre de öĢürü verilmeyen mahsülden yenmez.
Bir hadiste peygamberimiz : ―Kim sadaka malından bir Ģey çalarsa, Kıyamet günü o
Ģey sırtına yüklenmiĢ olarak gelir.‖ buyurmuĢtur. (Ġ. Canan Hadis Ans:17/181)
Kalem sûresinin 17-26. ayetlerinde Ģöyle bildirilmiĢtir:
―Biz bahçe sahiplerine belâ verdik. Onlar, sabah kimse görmeden mahsülleri
devĢireceklerine kavilleĢmiĢlerdi. Fakat onlar uykuda iken bir âfet, ateĢ bahçeyi sardı. Bahçe
yanarak kapkara oluverdi. Onlar birbirine, (Haydi bizi hiçbir fakir görmeden erkenden
gidelim) dediler. Fakirlere görünmeden yola koyuldular.‖
Yoksullara yardıma güçleri yettiği halde, onları yardımdan mahrum edeceklerdi. Fakat
bahçenin halini gördüklerinde ―Biz yanlıĢ yere geldik‖ dediler. Dikkatle baktıktan sonra
hatalarını anladılar. ―Biz mahrum bırakıldık, cezalandırıldık‖ dediler.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 261
Mustafa ÖSELMİŞ
Evet bazı afatlar boĢuna değildir.
U.
ZEKÂT VERMEYENĠN HALĠ
Ġbadetleri yapmanın mükafatı vardır. Yapmayıp terk etmenin de cezası vardır.
Dünya malı bize imtihan için verilmiĢtir ve Kur‘an‘da Ģöyle bir uyarı yapılmıĢtır.
―Sakın dünya ve dünya hayatı sizi aldatmasın.‖ (Fatır:5)
-
―Mallarında, muhtaç ve yoksullar için hak vardır‖ (Zariyat:19)
―O inançsızlar zekâtı vermezler. ĠĢte onlar ahireti inkâr edenlerin ta kendileridir.‖
(Fussılat:7) buyrulmuĢtur.
Zekât vermeyen, Allah‘a isyan etmiĢ, yoksula zulmetmiĢ, kendine de yazık etmiĢ olur.
ġükrü edâ edilmeyen maldan hayır gelmez.
Zekâtı verilmeyen mal, temiz ve helal mal değildir.
Peygamberimiz kızının kolundaki iki bileziğin zekâtını vermeyen yemenli kadına:
―Kıyamet gününde Allah bu bilezikleri senin koluna ateĢten bilezik olarak takmasını
ister misin?‖ demiĢtir.
Miraçta mallarının zekâtını vermeyenler, peygamberimize azap içinde gösterilmiĢtir.
Peygamberimizin bildirdiğine göre Ahirette zekât vermeye Ģöyle denilir:
-
Senin Ģu kadar malın olsa, bu azaptan kurtulmak için onu verir miydin?
-
Evet, verirdim, der. Bunun üzerine o da:
-
O mal dünyada sana verilmiĢti ve senden sadece az bir kısmı istenmiĢti, denilir.
Hadislerinde Peygamber (s.a.) Ģöyle buyurur:
1-
―Namaz kıldığı halde zekât veremeyen kimsenin namazının hayrı yoktur.‖
2- ―Malın zekâtını verdiğin zaman fakirin sendeki hakkını ödemiĢ olursun.‖ (Tırmizi,
Zekât:2)
3- ―Zekâtı ödenmeyen deve, sığır ve koyunlar kıyamet gününde güçlü ve büyük olarak
gelip, sahiplerini boynuzları ile süserler ve ayakları ile tepelerler. Bu iĢkenceyi sıra ile
yaparlar tekrar tekrar süsme, çiğneme devam eder. Kıyamete kadar sürüp gider.‖ (ĠbniMâcc,
Zekât:2)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 262
Mustafa ÖSELMİŞ
4- ―Malın zekâtını vermeyenin malı kıyamet gününde dehĢetli, zehirli yılan olup adamın
boynuna dolanır. Ağzı ile çenesini yakalar. Ben senin dünyadaki malınım der.‖ (Buhari,
Zekât:3)
5- ―Ala tenli, kel ve kör üç kıĢı vardı. Ġmtihan için gönderilen melek bu kimselere teker
teker ne istediklerini sordu. Her bireri mal istedi, zengin oldular. Melek, teker teker onlara
uğrayıp, seni iyileĢtiren ve bolca ihsanda bulunan Allah için biraz birĢeyler verir misin, çok
ihtiyacım var‖ dedi. Ġkisi, bize bu mal babamızdan kaldı, onu biz kazandık, deyip yardımı red
etti. Ancak kör iken Allah‘ın iyileĢtirip mal verdiği adam:
Bu malı bana Allah verdi. Beni iyileĢtiren bana mal ihsan eden Allah‘tır. Git ihtiyacın
kadar al, dedi.
Allah‘ın ihsanı ona devam etti. Kel ile ala tenli, eski haline döndü ve fakirleĢtiler. (R.
Salihın 65 nolu hadis)
Ġbni Abbas (ra) derki : ―Zekât vermeyen biri için beĢ ayrı mezar kazıldı, hepsinden
yılan çıktı. BeĢinci mezara yılanla beraber gömüldü.‖
Hz. Ebubekir (ra) : ―Namazlarını kılmayan, zekâtlarını vermeyenlere savaĢla
emrolundum‖ demiĢtir. (Hadis Ans:6/368)
Zekâtı veren değil, vermeyen kaybeder.
Zekât, onu verene Ģükürdür, vermemek nankörlüktür.
Zekât, malın sigortasıdır, malı korur. Zekât, veren için Ģefaatçidir. Alan içinde
sigortadır.
Zekât asla malı eksiltmez, bilakis arttırır, budama iĢlemi gibidir.
Zekât vermeyenlere ibret olsun diye Salebe olayı yaĢanmıĢtır.
Medineli Salebe, mescid kuĢu Salebe, zengin olmak istedi. Peygamberine dedi ki:
-
―Benim için dua et zengin olayım fakirlikten bıktım, fakirlere yardımcı olayım.‖
Peygamberde ona:
- ―Ey Salebe, haline Ģükret. ġükrünü eda ettiğin az mal, Ģükrünü eda edemeyeceğin
çok maldan hayırlıdır.‖ dedi.
Salebe dinlemedi, ısrar etti.
Peygamber onun için:
-
―Ya Rabbi, Salebeye istediğini ver!‖ deyiverdi.
Salebe zengin oldukça, namaza gelmemeye baĢladı. Namaza vakti kalmadı, iĢi çoktu,
namaza vakit kalmamıĢtı.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 263
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamber onu aradı, camide göremedi. Nerede diye sordu. ―Salebe zengin oldu,
koyunları sinek kurdu kadar çoğaldı, buralara sığmaz oldu‖ dediler. Peygamberimiz çok
üzüldü ve
-
―Salebeye yazık oldu!..‖ dediler.
Nihayet zekât ayeti vahyedildi. Kendisinden zekât istenen Salebe :
- ―Bu haraçlıktır. Benim verecek haracım yok‖ dedi. Peygamberimiz sözünü tekrarladı
:
-
―Yazık oldu Salebeye yazık!...‖
Salebe ―Zengin olursam, fakirlere yardım edeceğim‖ sözünü bile unutmuĢtu.
ġu ayet nazil oldu : ―Münafıklardan bazıları mal, mülk verip zengin ettiği takdirde
fakir fukaraya yardım edeceklerine dair söz verirler, ne zamanki Allah onlara istediklerini
ihsan eder, zengin olurlarsa; o zaman Allah‘a verdikleri sözü unuturlar, Cahillik edip
fakirlerin hakkını vermezler.‖
Ne oldu zekât vermeyen Salebe, bu ayete göre münafıklardan oldu. Durumu öğrenen
Salebe, zekâtını peygamber Efendimize getirdi. Ama peygamberimiz:
-
―Senin getirdiğini alamam artık‖ buyurdu.
Salebe peygamberden sonra halifelere getirdi. Onlar da ―Allah Rasülünün almadığını
alamayız‖ dediler. Salebe piĢman olmuĢtu ama, geç kalmıĢtı. O mallarını bırakıp bu
dünyadan ayrılırken her halde kulaklarına Allah Rasülünün : ―Ya Salebe! ġükrünü eda ettiğin
az mal, Ģükrünü eda edemediğin, çok maldan hayırlıdır.‖ Sözü yankılanmıĢtır.
Kur‘an diyor ki :
- ―Onlardan bazıları, eğer Allah lütuf ve kereminden bize verirse, mutlaka sadaka vereceğiz
ve salihlerden olacağız, diye and içti.
Fakat Allah zenginlik verince, onda cimrilik edip Allah‘ın emrinden yüz çevirerek,
sözlerinden döndüler.
Nihayet Allah‘a verdikleri sözden döndüklerinden ve yalan söylediklerinden dolayı
Allah kendisiyle karĢılaĢacağı güne kadar onların kalbine münafıklık soktu.‖ (Tevbe 75 -7677)
Sözün özü zekât vermemenin cezası ağırdır. Ġnsanın imanına bile zarar verir. Sonu
piĢmanlıktır.
Dünya hırsı insanı bu ibadetten alıkor.
Kur‘an‘da : ―Sevdiğiniz Ģeylerden harcamadıkça cennete giremezsiniz.‖ (ÂliĠmran:92)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 264
Mustafa ÖSELMİŞ
- ―Mallarınızı Allah yolunda harcayın. Cimrilik ederek kendinizi tehlikeye atmayın. Allah
iyilik ve ihsanda bulunanı sever.‖ (Bakara:195) buyrularak, dünya hırsının önüne geçilmesi
emredilmiĢtir.
Ġnancımıza göre; mülk ne senin, ne de benim. Mülk Allah‘ındır. Biz emanetçiyiz.
Onun için hiçbir kimse : ―mal benim, istediğim gibi harcarım, onu ben kazandım. Onda
baĢkalarının ne hakkı var‖ diyemez. Salebe dedi de ne oldu. Münafıklardan oldu ve kendine
yazık etti.
Malda ihtiyaç sahiplerinin hakkı vardır. Zekâtını veren, yoksulun hakkını ödemiĢ olur.
Peygamber (s.a) Ģöyle buyurmuĢ :
-
―Ġnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydalı olandır.‖
-
―KomĢusu açken tok yatan olgun müslüman değildir.‖
- ―Ġnsanlara merhamet etmeyene merhamet olunmaz.‖
Kolay mı müslüman olmak, kolay mı kurtulmak? Ayağına kadar gelenlere vermedi
demesinler diye bir Ģeyler vermekle görev bitmiyor.
ĠĢe yaramayanı vermek infak değildir.
Herkes düĢünecek. Kendi verdiği ile Allah‘ın verdiği denk mi? Ġhsan, Allah‘ın verdiği
ölçüde olur.
Yunus Ģöyle demiĢ :
Mal sahibi mülk sahibi
Hani bunun ilk sahibi?
Oda yalan bu da yalan
Ver biraz da sen oyalan
Kur‘an‘da bildirildiğine göre; bazı fakir müslümanlar, ―Allah bize verirse, bizde
veririz‖ diye ant içtiler. Allah onlara verdi, fakat onlar cimrilik ettiler, fakirlerden yüz çevirip,
sözlerinden döndüler ve münafıklardan oldular. (Tevbe75-77)
Kur‘an‘da bir uyarıda Ģöyle yapılmıĢtır:
- ―Allah‘ın kereminden kendilerine verdiklerini infakta cimrilik gösterenler, sanmasınlar
ki o, kendileri için hayırlıdır. Aksine bu onlar için çok fenadır. Cimrilik ettikleri Ģeyde
kıyamet gününde boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin sahibi Allah‘tır. Allah bütün
yaptıklarınızdan haberdardır.‖ (Âli-Ġmran:180)
Diğer ayetlerde de :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 265
Mustafa ÖSELMİŞ
- ―Altın ve gümüĢü yığıp da onları Allah yolunda harcamayanlar yok mu, iĢte onlara elem
verici bir azabı müjdele‖ (Tevbe34)
―Bu biriktirilenler, cehennem ateĢinde kızdırılıp onların alınları, yanları ve sırtları
dağlanacağı gün onlara, iĢte bu kendiniz için biriktirdiğiniz servettir. Artık yığmakta
olduğunuz Ģeylerin azabını tadın!‖ denilir (Tevbe:35)
-
―Ġyiliğin karĢılığı iyiliktir‖ (Rahman:60)
-
―Siz hayıra ne harcarsanız. Allah onun yerine baĢkasını verir.‖ (Sebe:39)
-
―Allah faizli malın bereketini giderir. Sadakaları ise bereketlendirir.‖ (Bakara:276)
―ġükrederseniz nimetimi arttırırım.nankörlük ederseniz, azabım Ģiddetli olacaktır.‖
(Ġbrahim:7) uyarıları yer almıĢtır.
Bu konuda sevgili peygamberimiz de Ģunları söylemiĢtir :
-
―Zenginliğin fitnesinden sana sığınırım Ya Rabbi!‖ (Müslim Zikir:49)
- ―Hergün iki melek iner. Biri, verene ver Allah‘ım der, diğeri vermeyenin malını telef et
Allah‘ım‖ der (Müslim Zekât:57)
-
―Zekât vermeyen, Rahmetten mahrum olur.‖ (Ramuz el Hadis:351/10)
―Zekâtı verilmeyen mal, kıyamet gününde o kiĢinin boynuna dolanacaktır.‖ (Buhari
Zekât:3)
-
―Malın zekâtını veren, onun Ģerrini gidermiĢ olur.‖ (Ramuz el-Hadis:26/4)
―ġeytan der ki, Zengin üç Ģeyin birinden kurtulamaz. Ya ben onun malını gözünde
süslerim, böylece onun zekâtını vermez. Veya onun için israfı kolaylaĢtırırım, malını boĢ yere
harcar. Ya da kalbine öyle bir sevgi veririm ki, haram kazanç yoluna düĢer.‖ (Altınoluk
Sohbetleri:4/140)
Zekât, müslüman olmanın Ģartlarındandır.
Ġnancımızda zekât haçtan önce gelir. Zekâtı verilmemiĢ para ile haç bile olmaz.
Peygamberimizin ifadesiyle namaz kılıp zekât vermeyenin namazı fayda vermez.
Ü.
FITIR SADAKASI
Ramazan ayında verilen bir sadakadır. Asli ihtiyaçlarının dıĢında nisap miktarı mala,
paraya sahip olan her müslümanın Ramazan Bayramından önce vermesi gerekli olan
sadakadır. Buna fitre de denir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 266
Mustafa ÖSELMİŞ
Fitrenin verilmesi vaciptir.
Fitreyi verirken, fitre olduğuna niyetlenilir, ama alana fitre olduğunun söylenmesi
gerekmez.
Aile reisi, bakmakla mükellef olduğu kimselerin de fitresini verir. Oruç tutanda verir
tutmayan da verir.
Ġhtiyaç sahiplerine verilir. Uzakta çok fakir varsa, oraya gönderilir. Ama bayramdan
önce ele geçmeyecekse, gönderilmez.
Fıtır sadakası, bir bakıma baĢın, gözün sadakasıdır. Kazayı, belâyı def eder. Zaman
zaman ―verilmiĢ sadakan varmıĢ‖ denir. Kazanın zararsız ve ucuz atlatıldığı ifade edilir. Bu
sadakayı verebilen hatta alan bile vermelidir.
Kime verilir?
-
Ġhtiyaç sahibine
-
Borçluya
-
Öğrenciye
-
Hastaya verilir.
Geline, damada ihtiyaç sahipleri olsalar da fıtır sadakası verilmez. Bakmakla mükellef
olunan kimselere verilmez.
Arefe günü doğan çocuğun bile fitresi verilir.
Nelerden verilir?
Fitrenin üzüm, hurma, buğday, arpa gibi Ģeylerden verilmesi Ģart değildir. Bunların
değeri para olarak da verilir.
Fıtır bölünmez. Bir fakire birkaç fitre verilebilir. Ġhtiyaç sahibine verilmezse,
verilmemiĢ olur.
Oruç tutamayan özür sahibi, her oruç için bir fitre verir.
Fitre ne kadar verilir?
Fitrenin miktarı kiĢinin kazancına ve yediği içtiğine göre değiĢir. Herkes sofrasında
yediğine göre vermelidir. Yani Allah‘ın ihsanı ölçüsünde verilmelidir.
Çok sevap kazanmak ve korunmak isteyen çok verir.
Fitrenin miktarı her sene değiĢir, fiyatlara göre ayarlanır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 267
Mustafa ÖSELMİŞ
SONUÇ
Ġnsan kutsaldır. Ġnsana ait ırz, namus, can, Ģeref de kutsaldır. Eğer bir insan yokluk
nedeniyle kutsallığını koruyamıyorsa, bundan varlık sahipleri mesuldür.
Ġnsanların ellerinden tutulmazsa, top yekün sosyal felâketlere uğrarız.
Günümüzün bütün meselesi kâr, Euro, dolar değildir. Biraz da Allah‘ın emrine kulak
verilmelidir.
Kullandığımız elektriğin, suyun ücretini yatırmayınca nasıl kesiliyorsa, Allah‘ın
kullarına hakları verilmeyince de Allah‘ın lütfu, ihsanı kesilir, eksilir veya verse de kahrından
verir.
Hz. Peygamber : ―Kul mümin kardeĢine yardım ettikçe, Allah da ona yardım eder‖
der.
Halka hizmet, hakka hizmettir.
Atalarımız : ―Ya Rabbi! Çok verip azdırma, az verip bezdirme‖ diye dua etmiĢlerdir.
DayanıĢmacı bir kültüre, yardımı emreden dine sahipken, son zamanlarda bencil bir
toplum olduk, sadece maddi çıkarlarımızı düĢünür olduk. Varlık sahipleri, köĢeleri dönmekle
meĢguldür.
Zekât, sadaka, yardım, bu dünyada yoksulun sigortası, ahirette de zenginin
sigortasıdır.
Hz. Peygamber : ―Yarım hurma ile de olsa ateĢten korununuz.‖ buyurmuĢtur.
Diyelim ki, önemli bir rahatsızlık, önemli iĢimiz var. O anda daha önce yardım
ettiğimiz biri karĢımıza çıkıyor, bizi sıkıntıdan kurtarıyor. ĠĢte ahirette de yardımlar,
sadakalar, zekâtlar karĢımıza çıkacak bizi böyle kurtaracaktır.
Dünyada malın hakkını, hak sahiplerine vermeyen için Cenab-ı Allah : ―Cehennem
çukuruna düĢünce, onu malı kurtarmayacak.‖ diyor. (Leyl:11)
Zenginin malında, isteyen, istemeyen fakirin hakkı vardır. Bu hak sahiplerini bulmak,
zenginin görevidir. AraĢtıracaktır...
Allah‘ın has kulları,dünya nimetlerine aldanmaz, hırslanmaz. Ölünce de geride hesabı
verilmeyecek mal bırakan, onun hesabını vermeden hiçbir yere kımıldamayacaktır.
Ama bakın birçoklarına ki, yarın endiĢesi taĢıyor, mal biriktiriyor, fakat ahiret endiĢesi
taĢımıyor, Ahireti düĢünmüyor, hesabı, kitabı düĢünmüyor. Hatta öleceğini bile dü Ģünmüyor.
Ama unutmayın, ölümü düĢünsek de, düĢünmesek de bir gün ağzımızın tadı bozulacak, Azrail
canımızı alacak ve biz sevdiklerimizden, her Ģeyin üstünde tuttuğumuz mallarımızdan
istemeyerek ayrılıp, karanlık mezara gireceğiz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 268
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah sonumuzu hayretsin. ―KeĢke yaĢamasaydım‖ diyerek piĢman olanlardan
etmesin.
Rabbim zekâtını veren herkesin zekâtını kabul etsin. Sadaka ve yardımlarının sevabını
bol bol versin.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 269
Mustafa ÖSELMİŞ
XI.BÖLÜM
ĠSLÂM’IN BEġĠNCĠ ġARTI HAC
ÖNSÖZ :
Hz. Peygamber : ―Din nasihattir‖ buyurmuĢ ve her fırsatta dini tebliğ etmiĢ. Bu görev
Ģimdi hepimizde.
Bugüne kadar bir çok Ģeyimize sahip çıkmadık, birçok iĢimiz sulandırıldı. Dinin kesin
emirleri bile tartıĢılır hale getirildi.
ĠĢlerimizi iyi yapmak, en iyisini yapmak hayra vesile olabilecek Ģekilde yapmak
zorundayız. Yoksa amellerimiz boĢa gider.
Dünyevi iĢlerimizi yaparken istiĢareye, talimatlara uymaya âzamî gayret gösterirken,
dinî iĢlerimizde, bilhassa dinimizin emir ve yasaklarında ayni hassasiyeti göstermezsek
olmaz.
Günümüzde hacca gitmek bazıları için temizlenmek, isim kazanmak için bir fırsat,
bazıları Seyahat bazıları içinde ticaret için fırsat görülüyor.
Has bel kader hacca gitmiĢ, sonrada ―Hem hacca giderim, hem içkimi iç er, hem de
denize girerim‖ diyen nasipsiz bazı kimseleri hatırlıyorum.
Geçen gün, bir müslümanın endiĢesine Ģahit oldum. ―Hacca gitmek istiyorum, ama ya
orada ölürsem‖ diyordu. Ġyi niyetle giden bir kimse keĢke hac yolunda ölse. Hac yolunda ölen
için, günahlarının af olunacağına dair peygamberimizin müjdesi vardır.
Ġslâm‘da günlük, haftalık ve ömür boyu bir defa yapılacak ibadetler vardır. Ayrıca,
bedenle, malla, hem beden, hem de malla yapılan ibadetler vardır. Bunlar herkesin ibadet
yapma imkânını bulması içindir.
Sevgili peygamberimiz : ―Ġslam beĢ temel üzerine bina edildi. Allah‘tan baĢka ilâh
yoktur. Muhammed Allah‘ın peygamberidir, diye Ģehadet etmek, namaz kılmak, zekât
vermek, oruç tutmak ve hac etmektir.‖ buyuruyor. (R. Salihın:2/1276)
Demek ki hac, müslüman olmanın temel Ģartlarından biridir.
Çok iyi bilmek gerekir ki, bilgi ibadetlerin önünde gelir. Bilmeden öğrenmeden hiçbir
iĢi yapamayız. Bu yüzden önce dinimizi öğrenmekle baĢkalarına öğretmek boynumuzun
borcudur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 270
Mustafa ÖSELMİŞ
1.
KUR‘AN‘DAKĠ HAC ĠLE ĠLGĠLĠ AYETLER
Kur‘an‘da Ģöyle buyrulur :
1- ―Haccı ve umreyi Allah için tam yapın. Hacta kurban kesmeyen kimse, hac günlerinde
üç, memleketine döndüğü zaman yedi olmak üzere on gün oruç tutsun.‖ (Bakara:196)
2- ―Hac, bilinen aylardadır. Kim o aylarda hacca niyet ederse, hac esnasında kadına
yaklaĢmak, günah sayılan davranıĢlara yönelmek, kavga etmek yoktur. Ne hayır iĢlerseniz
Allah onu bilir...‖ (Bakara:197)
3- ―Hac ibadetinizi bitirince, babalarınızı andığınız gibi, hacta ondan daha kuvvetli bir
Ģekilde Allah‘ı anın. Ġnsanlardan öyleleri var ki, Ey Rabbimiz ! Bize dünyada ver, derler.
Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur.‖ (Bakara:201)
4- ―Onlardan bir kısmı da, Ey Rabbimiz ! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver.
Bizi cehennem azabından koru, derler.‖ (Bakara:201)
5- ―ĠĢte onlar için kazandıklarından büyük bir nasib vardır. ġüphesiz Allah‘ın hesabı çok
süratlidir.‖ (Bakara:202)
6- ―Ġnkâr edenler, bütün insanlara eĢit kıldığımız Mescid-i Haramdan alıkoymaya kalkanlar,
bu zulmü iĢlerse onlara acı azaptan tattırınız.‖ (Hac:25)
7- ―ġüphesiz âlemlere bereket ve hidayet kaynağı olarak insanlar için kurulan ilk ev (mâbet)
Mekke‘deki Kâbedir.‖ (Âli-Ġmran:96 )
8- ―Orada apaçık niĢâneler. Ayrıca Ġbrahim‘in makamı vardır. Oraya giren emniyette olur.
Yoluna gücü yetenlerin O evi hac etmesi, Allah‘ın insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr
ederse, bilmelidir ki, Allah bütün âlemlerden müstağnidir.‖ (Âli-Ġmran:97)
2.
PEYGAMBERĠMĠZĠN DĠLĠNDEN HAC
Hz. Peygamber Ģöyle buyurur :
1- ―Bir kimse, hacceder ve hac esnasında fena söz söylemez ve büyük günahlardan kaçınır,
küçük günahları iĢlemekte ısrar etmezse, o kimse, günahlarından arınarak annesinden
doğduğu günkü gibi hacdan döner.‖ (Riyaz-üs-Salihın:2/1279)
2- ―Makbul haccın mükafatı, ancak cennettir.‖ (R. Salihın:2/1280)
3- ―Kurallarına uygun biçimde günahlardan sakınarak, hac yapan kimseler doğduğu günkü
gibi günahlardan arınır.‖ (Buhari, Hac:756)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 271
Mustafa ÖSELMİŞ
4- ―Hz. Peygambere (s.a.) a:
-
Hangi amel daha üstündür? diye soruldu
-
Allah‘ın Rasülü <Ġman etmek> dedi.
-
Sonra nedir? dediler
-
Allah yolunda cihattır, dedi.
-
Sonra nedir? dediler
-
Kusursuz hactır.‖ Cevabını verdi. (Riyaz üs Salihın:2/521)
5- ―Ara vermeden benim mescidimde 40 vakit namaz kılan kimse cehennem azabından
berat yazısı alır.‖
3.
HAC KĠMLERE FARZDIR?
1-
Müslüman olanlara,
2-
Akıllı olanlara,
3-
Erginlik çağına girmiĢ olanlara,
4-
Hür olanlara,
5-
Haccın farz olduğunu bilenlere,
6-
Yeterli vakti bulunanlara, kudreti olanlara
7- GidiĢ geliĢ masraflarını ve ailesinin bu süre içindeki masraflarını sağlamıĢ olanlara
farzdır.
Ġnsan hacca çağrılır. Bu davet değiĢik olur.
-
Allah çağırır.
-
Peygamber çağırır.
-
Azrail çağırır.
-
ġeytan çağırır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 272
Mustafa ÖSELMİŞ
KAÇ ÇEġĠT HAC VARDIR?
4.
Hac üç çeĢittir.
1-ĠFRAT HACCI : Umresiz yapılan hac, Kurban vacip değildir.
2-TEMETTU HACCI : Umre ve haccı ayrı ayrı ihramlarla eda etmektir. Kurban vacibtir.
3-KIRAN HACCI : Ġkisine birden niyetlenerek umre ve haccı bir ihramda birleĢtirmektir.
Kurban vaciptir. Bu en faziletli hactır.
5.
HACCIN FARZLARI NELERDĠR?
1- ĠHRAM : Helal olan Ģeyleri haram kılmak demektir. (Ayrıca dikiĢsiz elbiseye de ihram
denir.)
Niyet edilerek ihrama girilir. Ġhram süresince telbiye getirilir. (Telbiye : Lebbeyk
Allahüme lebbeyk. Lebbeyke la Ģerike leke lebbeyk. Ġnnel hamde vennigmete leke velmülke
lâ Ģerike leke) demektir.
2- ARAFAT‘TA VAKFE DURMAK : Arefe günü zeval vaktinden Kurban bayramının
birinci günü fecrin doğuĢuna kadar durmaktır.
3- KABEYĠ TAVAF ETMEK : Vakfeden sonra bayramın birinci günü fecrin doğuĢundan
sonra Kâbe‘yi ziyaret edip etrafında dönmektir.
6.
HACCIN VACĠPLERĠ NELERDĠR?
1-
Ġhrama Mikad edilen yerde girmek,
2-
Ġhramlıya yasak Ģeyleri terketmek,
3-
Arafatta güneĢ batıncaya kadar durmak,
4- Birinci bayramdan tan yerinin ağarmasından, güneĢ doğuncaya kadar Müzdelifede
durmak.
5-
Farz olan dört ziyaret tavafını yediye tamamlamak,
6-
Ziyaret tavafını bayram günleri yapmak,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 273
Mustafa ÖSELMİŞ
7-
Tavafa Hacer‘ul Esved‘ten baĢlamak ve Kâbe‘yi sola alarak tavaf yapmak,
8-
Tavafı Hatim denilen yerin dıĢından yapmak, abdestli olmak,
9- Her tavaftan sonra iki rekat namaz kılmak ve safa ile merve arasında koĢmak, Buna
Sa‘y denir. (4 gidiĢ, 3 geliĢ)
10- Minada Ģeytan taĢlamak (Birinci bayram 7, ikinci 21, üçüncü 21 taĢ atmak),
11- Kurban kesmek,
12- Haremde saçları tıraĢ etmek,
13- Ayrılırken veda tavafı yapmak.
7.
HACCIN SÜNNETLERĠ NELERDĠR?
1-
Ġhrama girmeden abdest almak,
2-
Ġhram niyetiyle iki rekat namaz kılmak,
3-
Ġhramlıyken telbiye getirmek, güzel koku sürünmek,
4-
Mekke‘ye varınca kudüm (VarıĢ) tavafı yapmak,
5- Tavafta erkeklerin ridalarını sağ koltuk altından geçirip, sol omuz üstüne örterek
bağlamaları,
6-
ġeytan taĢlamayı sırasıyla (küçük, orta, büyük) yapmak,
7-
Bayram gecelerini minada geçirmek,
8-
Müzdelife‘den Mina‘ya güneĢ doğmadan gitmek,
9-
Peygamberin kabrini ziyaret etmek,
10- Zemzem içerken Kabe‘ye dönmek,
11- Kabe örtüsüne yapıĢarak dua etmek.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 274
Mustafa ÖSELMİŞ
8.
ĠHRAMLIYA YASAK OLAN ġEYLER
1-
EĢi ile iliĢkide bulunmak,
2-
Erkeklerin dikiĢli elbise giymesi,
3-
Koku sürünmek,
4-
Av avlamak,
5-
TraĢ olmak, vücudun kıllarını yolmak,
6-
Tırnak kesmek,
7-
Harem‘de bitkileri koparmak.
9.
HACCIN ÖNEMĠ VE HĠKMETLERĠ
Hac ibadeti, Ġslâm‘ın Ģartlarından biridir. Hem mal, hem bedenle yapılan bir ibadettir.
Allah‘ın kulları üzerinde hakkıdır.
Hac, nefis enâniyetini kıran bir ibadettir. Çünkü kefene benzeyen, ayni elbise ile
insanları eĢit yapar, bir çok Ģeyin boĢ olduğunu ortaya koyar. Ġnsan üzerinde silinmeyen izler
bırakır.
Bütün dünya müslümanlarını, bir araya toplayan kongredir.
Hac, öncesi ve sonrası ruhen ve bedenen temizliği sağlar.
Hac, diğer dinlerde de vardır. Ama hiçbiri Ġslâm dinindeki gibi bir anlam
kazanmamıĢtır.
Hz. Peygamber : ―Hac ve umre yapanlar, Allah‘ın misafirleridir. O‘ndan bir Ģey
isterlerse, onlara cevap verir. Af isterlerse, onları af eder.‖ (H. Döndüren Ġ. Ġlmihali:561)
buyurmuĢtur.
Hıristiyanlık propagandası yapan misyonerler gençlere ve din bilgisi zayıf olanlara
Efese gidersen hacı olursun diyor.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 275
Mustafa ÖSELMİŞ
10.
EFESE GĠDEN HACI OLUR MU?
Hiçbir dinde Efes hacılığı ve Efese gidenin hacı olacağı bilgisi yoktur. Bu, Efesi ele
geçirmek isteyen Hıristiyan Batı‘nın oyunudur.
Efesin Hıristiyanlıkla ilgili, kutsal bir dini ve tarihi yönüde yoktur. Meryem ananın
Efes‘te olduğu da yalandır.
Efes‘te Ģifalı suda yoktur. Hepsi bir propagandadır.
Bir müslüman, Efes‘e gitmenin yarım hacı veya hacı olacağı yalanına inanır ve bu
niyetle oraya giderse Kur‘an‘daki ayetleri ve peygamberin hadislerini inkâr etmiĢ solur ki,
küfre girer.
Efes, bir turizm merkezi olabilir, ama hac merkezi olamaz.
11.
HAC DÖVĠZ KAYBI MIDIR?
Hac, Ġslâm dininin temel Ģartlarından biridir.
Haccın olumlu taraflarını görmeyip, haccı döviz kaybı olarak görmek ve göstermek
insafsızlıktır. Neden baĢka ülkelere gitmek döviz kaybı değil de, Allah‘ın emrettiği bir ibadet,
döviz kaybı olsun? Bir hacının harcadığı para, Avrupa Seyahatine gidenin harcadığı paradan
daha fazla mıdır?
Bazı insanlar, kendilerine hak olarak gördüklerini, asla baĢkaları için görmüyorlar. Bu
nasıl anlayıĢ?
Sonra hacca ömründe bir defa giderler, oda bir aydır. Ama turistik geziler, eğlence
merkezlerine sık sık gidildiğini görüyoruz. Birde hacca vurgun vurarak gidilmez, helâl para
ile gidilir. Avrupa‘dan köpek maması getirildiği gibi, haçtan lüzumsuz, önemsiz bir Ģey
getirilmez.
Hacca gitmeden sosyal görevler yapılır, dönüĢde de hacılığı korumak için dürüst
yaĢanır.
Hac suresinin 25. ayetinde insanları hacdan alıkoymaya kalkanlar için açıklı bir azab
olduğu bildiriliyor.
Avrupa‘nın eğlence merkezlerinde harcanan para, nasıl döviz kaybı olmuyorsa, hac
yolunda harcanan para asla döviz kaybı olarak değerlendirilemez.
ġu anda bizim için üzücü bir durum dolarla hacca gidilmesidir. Dolarla hacca
gidilmeyinceye kadar inanana çalıĢmak düĢüyor, demek.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 276
Mustafa ÖSELMİŞ
Kısacası, küfre sarkan sözlerden kaçınalım. Çünkü hac düĢmanlığı insanı küfre
götürebilir.
12.
HAC GÖREVĠ DĠĞER AYLARDA YAPILABĠLĠR MĠ?
Ġbadetlerde vakit ve zaman Ģartı vardır. Hac tarif edilirken : ―Ġbadet maksadıyla
Arafatta belirli bir vakitte bir süre durmak, daha sonra Kâbe‘yi ziyarettir‖ denir.
Hz Peygamber belirli ay ve günlerde yapmıĢtır.
Meselâ; Ziyaret tavafı, Kurban bayramı sabahı, Arafatta vakfe ise Arefe günü zevalden
Kurban bayramı sabahı Ģafak sökünceye kadar yapılır. Bu Ģarttır.
Kur‘an‘da : ―Hac belirli günlerdedir‖ buyrulmuĢtur. (Bakara:197)
Haccın farzları arasında vakit Ģartı vardı. Her zaman hac görevi yapılamaz.
Yılın her ayında yapılabilen umre ile, haccı birbirine karıĢtırmamak gerekir.
Birde ―Hacca gitmeyin o parayı kriz var evlenemeyeni evlendirin, fakirleri doyurun,
devlet borçlu devlete verin‖deniyor.
Hac, Ġslâm‘ın beĢ temel Ģartındandır. Müslüman olmanın gereğidir mutlaka yapılması
lâzımdır.
Hacca giden zaten sosyal görevlerini yerine getiriyor geldikten sonrada fakir fukarayı
onun kadar gözeten olmuyor.
Devlete karĢıda vergisini veriyor.
13.
HAZIR OLMADAN HACCA
GĠDĠLĠR MĠ?
Bir yere giderken maddi ve manevi nasıl hazırlık yapıyorsak, hacca giderken de
mutlaka hazırlık gerekir. Çünkü bu, mukaddes bir yolculuktur.
Ġslâm‘ın Ģartı, haçtan ibaret değildir. Namazı vardır, oruç vardır, zekât vardır. Namaz
yoksa, oruç çoksa, zekât verilmediyse, haç ibadeti bunlardan sonra gelir. Namaz, oruç, zekât
tamam olacak ki, hac olsun.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 277
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġnsanın namaz, oruç borcu olabilir. Ancak bunları hesab eder, kılmayı, ödemeyi
Allah‘a söz verir, ondan sonra yola çıkabilir. Yani sıra hacca geldiyse, bizde, ruhen, ahlâken
ve helal rızık ile, hazırsak hac gereklidir. Yoksa birçoklarını değiĢtiremiyor. O hac onlara
eziyet oluyor.
―Hacca gidip temizlenip gelivereyim‖ diyenler, hacca temiz olarak gitmelidir.
Gerçekten temizlenmek ve değiĢmek niyetiyle gitmelidir ki, temizlensin. Hacı adayı, elinin
kirini yıkmazsa Allah Onun kalbini temizlemez.
Sigara alıĢkanlığı olanlar bile onu bırakıp öyle gitmelidir. Çünkü bugün sigara içmek
ihtiyaç olmadığı, israf olduğu, eziyet verdiği, pis koktuğu için haramdır.
Eskiden, samimi iki arkadaĢ sigara münakaĢası yaparak hacca gitmiĢler. Kâbe‘ye
varınca içmeyen, zemzemi içmiĢ, arkadaĢına ―sende bir sigara iç‖ demiĢ. ArkadaĢı : ―Burada
olur mu?‖ diye çıkmıĢ. Öbürüde : ―Burada olmazsa diğer yerlerde neden olsun?‖ demiĢ.
Ġçi yanmayan, hazır olmayan gitmemeli.
Çoklarımız sadece maddi hazırlık yapıyor, manevi hazırlık yapamıyoruz. Ahiret
hazırlığı olarak mezar, kefen satın almak gibi yapıyoruz.
14.
HAC ĠÇĠN ENGELLER NELERDĠR?
- Ana babanın ağır hastalığı ve çok yaĢlı, bakıma muhtaç olmaları, (Farz hacca değil,
nafile hac ve umreye engeldir.)
- Kocanın rızasının olmaması, (ġafilere göre koca izin vermeyebilir. Cumhura göre farz
oruca engel olamaz. KardeĢi, babası ile gidebilir.
-
Esaret,
-
Hapis,
-
Borçlu olmak,
-
Yol emniyetinin olmaması,
-
Hastalık,
-
Genç kadının mahreminin bulunmaması,
Dünya iĢi engel değildir. ġu iĢimi yoluna katayım, daha gencim yaĢlanınca giderim
olmaz.
Önce ibadetler terk edilmez, sonra ibadetler gecikmez, geciktirmek tevbe istiğfar
gerektirir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 278
Mustafa ÖSELMİŞ
Hacılığımı koruyamam gibi bir mazeret de olamaz. Hacılık insanı korur. Ġnsan da
hacılığını korur.
15.
HACCI GECĠKTĠRMEK DOĞRU MU?
Hac, zamanında gücü, takatı yerinde iken yapılmalı, farz olduğu andan itibaren
hazırlık yapılıp o yıl gidilmelidir.
Gücü olmayan dahi, hacca niyet etmeli, bir yol bulabilmesi içinde Cenab-ı Allah‘a
yalvarmalıdır. Ve hazırlık iç inde olmalıdır.
Elde olmayan nedenlerle gidilmemesinde vebal yoktur. Mâzeret varsa da ertelenebilir,
bu da elde olmayan birĢeydir.
Hz. Peygamber Ģöyle buyurur :
1-
―Hac yapmak isteyen acele davransın‖ (Kıssite:4/218)
2- ―Kim hac yapmak isterse acele etsin. Olur ki, insan hastalanır, gitmesine mani bir iĢ
zuhur eder.‖ (Kıssitte17/381)
3- ―Hac murad eden acele etsin zira bir hastalığa yakalanabilir. Bir sapık onu saptırabilir
veya bir hacet onu yolundan alıkoyabilir.‖ (Ramuz:400/13)
―Mezhebimize göre; üzerine hac farz olup da geciktiren, fasık olur ve Ģahidliği
reddedilir. Çünkü haccı geri bırakmak, küçük masiyettir. Bunda ısrar etmek, kiĢiyi fıska
götürür. Böyle birinin, hac yapmadan malı telef olsa, haç borcu düĢmez.‖ (Prof Dr. Hamdi
Döndüren, Delilleriyle Ġslâm Ġlmihali:565)
4- ―Bir kimseyi hastalık açık bir ihtiyaç, bir sıkıntı veya zalim bir sultan alıkoymaksızın
hac yapmazsa ister Yahudi, isterse Hıristiyan olarak ölsün‖ (Age:565)
Haccı geciktirmek doğru olmadığı gibi, terk etmek asla caiz değildir.
5―Kim kendisini Kâbeye ulaĢtıracak kadar azık ve bineğe sahip olduğu halde
haccetmemiĢ ise, onun Yahudi veya Hıristiyan olarak ölmesi arsında fark yoktur. Zira Allah
Ģöyle buyurur, Oraya yol bulabilen insana, Allah için Kâbe‘yi hac etmesi gerekir.‖ (ÂliĠmran:97) (Kısitte:4/216)
Cenab-ı Allah, Adem (s.a)‘a : ―Ölmeden beytimi haccet buyurmuĢtur.‖
Bize de : ―Ey Ġman Edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah‘ı anmaktan
alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, iĢte onlar ziyana uğrayanlardır.‖ (Münafıkın:9) diye
buyurmuĢtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 279
Mustafa ÖSELMİŞ
―Efendim, genç yaĢta gitme hacılığını koruyamazsın‖ diyenler oluyor. Bu doğru
değildir. Hacca genç gidilmelidir. Sonra koruyamamak ne demek? Bazen hacılık insanı korur,
bazen de insan hacılığını korur. Gidip geldikten sonra değiĢilmeyecekse, rezaletlere,
kepazeliklere devam edilecekse, o kimse bu haliyle zaten hacca gitmemelidir.
ġeytan evanemlerine hac mevsimi gelince Ģöyle dermiĢ:
- Hacca gidecekleri caydırın; gençsin deyin, iĢin çocukların ne olacak deyin, hacılığını
nasıl koruyacaksın deyin, demiĢ.
Hac,mali durumu yetenlere ömründe bir defa farzdır. Kendi gidemez, vekil gönderir.
Terk ederse, ceza görür.
Hacca giden Cenab-ı Allah‘ın davetine icabet ettiği için Allah‘ın huzuruna çıkma
Ģerefine mahzar olur.
16.
BULAġICI HASTALIĞI OLAN
NE YAPAR?
Hz. Peygamber, bulaĢıcı hastalıklar için karantina uygulamıĢtır. ―Oradan kimse
çıkmasın, oraya da kimse girmesin‖ demiĢtir.
Ġslâm‘da insanlara zarar vermemek vaciptir.
Hz. Ömer (ra), Kâbe‘yi tavaf eden Cüzzamlı bir kadını gördü :
-
―Ġnsanlara eza verme, sen evinde otur‖ dedi. Kadın öyle yaptı.
Hz. Ömer ölünce, biri o kadına :
-
―Seni hactan men eden o adam öldü. Evinden çıkabilirsin‖ deyince Kadın :
- ―Allah‘a yemin olsun ben ona sağ iken itaat edip, ölünce isyan edecek kimse değilim‖
dedi. (Kısitte:4/418)
17.
YALNIZ KADIN HACCA GĠDEBĠLĠR MĠ?
Dinin emirlerinin hemen hemen hepsine yakın bölümünde, kadın da erkek gibi
sorumludur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 280
Mustafa ÖSELMİŞ
Kadın zenginse, yani hac üzerine farz ise, kocası ile kardeĢi ile babası ile veya sütoğlu
ile hacca gidebilir.
Eğer yanında mahremi olmazsa, o zaman vekil gönderir, borcunu öder. Yalnız
gidemez.
ġafilere göre kadın, güvenilir yol arkadaĢları olunca hacca gidebilir.
Hanefilere göre; eĢi, oğlu, torunu, babası, dedesi, damadı, kayın babası, ve süt oğlu
yoksa gidemez.
Hz. Peygamber : ―Kadın yanında mahremi olmadan yolculuk yapmasın‖ deyince, bir
adam :
―Karım hac yolculuğuna çıktı, ben ise savaĢa yazıldım‖ demiĢ, peygamber :
―Git hanımınla beraber hac et‖ (Döndüren Ġ. Ġlmihali:571) buyurmuĢtur.
18.
KOCASI FAKĠR OLAN KADIN KENDĠ PARASI ĠLE HACCA GĠDER MĠ?
Hac üzerine farz olan kadın, kendi parası ile hacca gider. Kadın mahremi fakir ise,
onunda masrafını karĢılayarak onunla beraber hacca gider.
Böyle baĢka birinin masrafını karĢılayacak kadar gücü yoksa o zaman yerine vekil
gönderir.
Zengin kadın vekil gönderirse, borçtan kurtulur. Bu imkânı bulamayan zengin kadın
hac için vasiyet eder. Mirasçılarının ya biri gider veya vekil gönderirler.
19.
KADININ HACCA GĠDEBĠLMESĠ ĠÇĠN KOCASININ RIZASI ġART MI?
Üzerine hac farz olan kadının babası, kardeĢi kendisiyle gidecekse, kocası mani
olamaz. Hatta damadı veya sütoğlu ile de gidebilir.
Bu, farz olan Haç içindir. Nafile Haç için kocanın izni gerekir. Umre içinde kocanın
izni gerekir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 281
Mustafa ÖSELMİŞ
20.
TEK BAġINA KADIN HACCA GĠDEBĠLĠR MĠ?
Mahremsiz kadın, bir günlük de olsa mahremi olmadan yola çıkamaz, seyahat edemez,
hacca gidemez. (Bak. K. Sitte:7/108)
―Mezhebimize göre; kadının hacca gidebilmesi için bir mahremin yanında olması
gerekir veya güvenilir birkaç kadının yanında gitmesi lâzımdır. Her ne kadar emniyet olsa da
yalnız gidemez.‖ (Halil Gönenç GMF:1/270)
ġafi mezhebine göre; birkaç kadın mahremsiz hacca gidebilir. ―Kur‘an‘da mahremi
olan olmayan ayrım yapılmamıĢtır.‖ Derler. ―Yol bulabilenler üzerinde Allah‘ın hakkıdır‖
derler.
Hanefi ve Hanbelilere göre; mahreminin bulunması Ģarttır.
―Bir defa hac veya umre yapan, ikincisinde mahremsiz hiçbir mezhebe göre gidemez.‖
(Hanımlara Özel Fet:1/57, Faruk BeĢer)
Peygamber Ģöyle buyurur:
- ―Allah‘a ve ahiret gününe inanan bir kadının, yanında mahremi yokken sefere çıkması helal
değildir.‖ (Buhari Savm:67)
- ―Bir erkek, yanında mahremi bulunmayan yabancı bir kadınla yalnız kalmasın‖ buyurdu.
Biri :
- ―Ey Allah‘ın elçisi! EĢim hac için yola çıktı. Ben falan gazveye yazıldım‖ dedi. Peygamber :
- ―Git hanımına yetiĢ, onunla hac yap‖ dedi. (Kısitte7/109)
Birde kadının hacca gidebilmesi için boĢanma veya kocasının vefatından sonra iddet
bekleyen kadın olmaması lâzımdır. Buna ―BoĢandığınız kadınları evlerinizden çıkarmayın,
kendileri de çıkmasınlar‖ (Talak:1) ayeti delilidir.
21.
KADIN HAC DA HAP KULLANIP ÂDET HALĠNĠ GECĠKTĠREBĠLĠR MĠ?
Kadın, âdet hali sırasında bazı ibadetleri yapamaz. Bunlardan biri de Kâbe‘yi tavaf
edemez.
Ay hali, kanı görülmesi ile baĢlar. Hap, kanın gelmesini geciktirir. Sağlık açısından bir
zararı yoksa hap kullanıp, ay halini geciktirebilir. Fakat uzun süreli o pis kanın vücutta
kalmaması lâzımdır.
Haccını tamamlamak için kadın, hap kullanıp ay halini geciktirebilir. ġöyle denmiĢtir :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 282
Mustafa ÖSELMİŞ
―Hanımlarda vaki olabilecek muayyen hal, haccın hiçbir hükmünü yerine getirmeye
mani olmaz. Sadece Kâbe‘yi tavafa engel teĢkil eder. Bunun için bekler, muayyen hal
bittikten sonra tavafını yapar. Yahut da, bu hali ile de tavafını yaparsa bir ceza kurbanı keser.
Daha kolay ve emniyetli olan ise, bir hekime danıĢarak belli bir ilaç alıp muayyen hali
bir ay için geciktirme yoluna gitmektir. Bu, daha salim ve sağlam olanıdır. Bunu Sahabe
efendilerimiz zamanında da tatbik etmiĢler, <arak suyu> denen bir sudan içerek temiz
günlerini uzatmıĢlar, buna engel olan da çıkmamıĢtır.‖
22.
OSMANLI PADĠġAHLARI NĠÇĠN HACCA GĠTMEDĠ
Elbette onlarda biliyordu ki, hacca gitmek dinî bir vazifedir. Onlarda bir müslüman olarak
hacca gitmekle görevliydiler. Fakat onlar hacca gitmediler. Onlar hacca gitmedi diye yakın
zamana kadar kimsede onları itham etmemiĢtir.
Osmanlı padiĢahları dindardı. Her iĢlerini Ġslâm‘a uyup uymadığı konusunda ġeyhülĠslama sorarlar, öyle iĢ yaparlardı. Hatta Kanunî, Ebu Süd Efendiden aldığı fetvaları bir küçük
sandıkta toplamıĢ kendisiyle beraber gömülmesini istemiĢti. Gömülürdü, gömülmezdi
münakaĢalar yapılırken, kutu düĢmüĢ, fetvalar görünmüĢtü. Orada Ebus Süd efendi:
―PadiĢahım, sen kendini kurtarmıĢsın, ben nasıl kurtulurum‖ deyip ağlamıĢtır.
Her iĢlerini ġeyhül Ġslama soranlar, elbette bu hususu da sormuĢlardır.
Dinî meselelerde bu kadar hassas olan bu kimseler Ġslâm‘ın beĢ temel Ģartında
gevĢeklik mi gösterir.
Fatih, tekbir alınca Kâbe-i Muazzamayı görebilen bir göze sahipken, Abdülhamid,
kerametler gösterirken neden hacca gitmedi?
Bu soruya cevap ararken, o zamanın Ģartlarını göz önüne almak gerekir. O zaman hac
yolculuğu, aylar boyu sürüyordu. Kıtlara hükmeden Ġmparatorluğun padiĢahı, aylarca
milletinden, ordudan, saraydan ayrılması en büyük tehlike olurdu. Onlar ki, Anadolu‘dan çok
Mekke – Medine‘ye, hac yoluna suyuna, oraların bakımına önem vermiĢlerdir.
Milleti, devleti düĢünen ġeyhül Ġslâmlar, padiĢahların hacca gitmelerini uygun
görmemiĢlerdir.
Ġbni Abidin de ―Sultan ve sultan vazifesi gören emirler, padiĢahlar, sultanlık halleri
devam ettiği müddetçe hacca gitmezler, yerlerine bedel gönderirler‖ denir.
Sürü çobansız bırakılırsa, sürüyü kurt girer.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 283
Mustafa ÖSELMİŞ
Devlet yönetimi, süreklilik ister.
Bunun için Osmanlı padiĢahları yerlerine vekil gönderirlermiĢ.
23.
BORÇLU OLAN HACCA GĠDER MĠ?
―Gidipte dönmemek var‖ derler. HelalaĢa helallaĢa kul hakkını ödeyerek hacca gitmesi
gereken bir insanın, borçlu olarak hacca gitmesi uygun değildir. Geride ödeyecek varsa, o
zaman gidebilir.
Peygambere biri gelip :
- ―Ya Rasulallah! Bana haç farz oldu. Borcumda var, ne yapayım?‖ diye sorar.
Peygamberimiz (sa):
-
―Önce borcunu öde‖ demiĢtir. (Kısitte:5/10)
Gerçek hacca gidiliyorsa borçlar ödendikten sonra gidilmelidir. Çünkü her günah af
olsa da kul hakkı af olmuyor.
24.
HACCA GĠDECEK DURUMU OLMAYAN NE YAPSIN?
Bazı müslümanların hacca gidecek maddi imkânları olmaya biliyor. Böyleleri gözyaĢı
döküyor, rüyalar görüyor. Can atıyor. Bazıları o mikâna kavuĢur gibi oluyor. Ama bir engel
çıkıyor. Ölüm var, kalım var, gene gidememe var, bu imkânı bir daha elde edememe var...
basıyor bir üzüntü. Ne yapayım? Ne yapsın?
Burada elden gelen yapılmıĢtır. Fazla üzüntüye yer yoktur. Vebâlde yoktur. Burada
isteyerek tehir yoktur.
Zengin olsun fakir olsun, hacca herkes niyetlenmeli, hazırlanmalı, ilk fırsatta gitmeye
çalıĢmalıdır.
Fakir olanda, her zaman gitme niyetini taĢımalı ve yol bulabilmek için, Allah‘ın
kendisine nasip etmesi için dua etmelidir. Çünkü niyet çok önemlidir. Bazıları hacca
gidemese bile hac sevabı kazandıracak niyet ve hac sevabı kazandıracak iĢler iĢleyerek, hac
sevabı kazanmıĢ olurlar. ĠnĢallah, hacca niyetlenen, gitmek arzusu taĢıyan bir fakir, bu niyetle
ölse Allah hac sevabı verir, inĢallah.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 284
Mustafa ÖSELMİŞ
25.
VEKĠL NASIL GÖNDERĠLĠR?
Hacca gitme imkânı bulamayan mükellef, yerine vekil gönderir. Bunun içinde bazı
Ģartlar vardır:
1- Vekil gönderen iyileĢemeyecek kadar hasta ve aciz olmalı,
2- Mahremi olmamalı,
3- Vekile masraflar tam verilmeli,
4- Vekil ayrıca ücret istememeli,
5- Vekile hac farz olmuĢ olmamalı,
6- Vekil, niyeti hac sahibi adına yapmalı, telbiyeyi onun adına getirmeli,
7- Vekil baĢka birine görevi devredemez.
8- Vekil tek hac için niyet edebilir. Kendi içinde niyet edemez.
9- Hacca gitmemiĢ, haç görevini yapmamıĢ kiĢi vekil gönderilemez.
Peygamberimiz (s.a.) : ―Kendi yerine hac yapmayanın baĢkasının yerine hac yapması
yoktur‖ buyurur. Böyle bir hac yapıldıysa mezhebimize göre Sahih, ġafiye göre caiz değildir.
(Bak. Halil Gönenç, GMF 1/271)
Burada kesin gönderilemez değil, tecrübeli olursa daha iyi olur. Mezhebimize göre
dürüst iyi insan olmalıdır. ―Gitmediyse onun haccı olur‖ deniyorsa da o vekildir. Hac
sahibinin yerine o görevi yapmıĢtır. Kendi yerine yapmıĢ olmaz.
26.
HACCA GÖREVLĠ GĠDENĠN HACCI KABUL OLUR MU?
Hacca Ģoför olarak, sağlıkçı, kasap ve baĢka görevlerle giden kardeĢlerimiz oluyor.
Hacca gidenler ne görevle giderlerse gitsinler, haclarına mani değildir. Oraya gidenler,
haccın farzlarını yerine getirme imkânı bulurlarsa, hac görevlerini yapmıĢ, borçlarını ödemiĢ
olurlar.
Hacca giden kim olursa olsun, ne maksatla orada bulunursa bulunsun, ihram giyer,
arafatta Vakfede bulunur ve Kâbe‘yi tavaf ederse, hacı olur. Bu kiĢi üzerine hac farz olmayan
fakirde olsa hacı olur. Sonradan zengin olsada hac görevini tekrarlaması gerekmez. Çünkü
hac hayatta bir defa farzdır.
Yalnız oraya görevli olarak gittiği ve maaĢ aldığı için aldığı parayı hak etmesi ve
görevini aksatmaması lâzımdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 285
Mustafa ÖSELMİŞ
27. KAÇ DEFA HACCA GĠDĠLĠR?
Hac, ömürde bir defa farzdır. Bir kere hacca giden, hac borcunu ödemiĢ olur.
Hz. Peygamber‘e :
-
―Hac her sene mi?‖ diye soruldu.
-
―Bir keredir. Fazlasını yapmak nafiledir.‖ buyurdu. (Ramuz:245/12)
Ebu Hureyra anlatır:
-
―Birgün Peygamber bize hutbe irad etti‖ ve
-
―Ey Ġnsanlar! Allah size haccı farz kıldı onu ifâ edin‖ biri:
-
―Her senemi?‖ diye sordu. Peygamber sükut etti. Üç defa soruldu.
- ―Evet deseydim, her sene yapmanız gerekirdi. Söylemediğim Ģeyleri olduğu gibi
bırakın. Zira sizden öncekilerin helak sebebi peygamberlerine çok soru sormaları ve bu
yüzden ihtilafa düĢmeleridir.‖ buyurdu. (Riyaz Ġs-Salıhin:2/1277)
Hac, müslüman zengine ömründe bir defa farzdır. Ġmam-ı Gazali meĢhur ―Ġhya‖ isimli
eserde Ģöyle der:
―Bir kısım aldanmıĢlar servetlerini hac yolunda harcamaya düĢkündürler. Bunlar çok
zaman komĢularının aç açık olmasına aldırıĢ etmezler de peĢ peĢe hacca giderler. Ahir
zamanda üzerine farz olmadığı halde hacca gidenler çoğalır. Bunlara yolculuk kolay gelir.
Kazançları da artar. Fakat ecir ve sevaptan mahrum olarak geri dönerler.‖
Ġslâm‘ın Ģartı beĢtir. Ama zekâtla hac zengin müslümanların üzerine borçtur. Üzerine
hac farz olmayan kimsenin, çocuklarının ihtiyacı olan Ģeyi ve kullandıkları malı satarak, borç
alarak, borç bırakarak hacca gitmesi doğru değildir.
BiĢr Hafi‘ye talebesi:
-
―Bu sene tekrara hacca gitmek istiyorum‖ der, BiĢr Hafi:
- ―Evladım, hayır hasenat yap, yoksullara, düĢkünlere, yetimlere,dullara bak‖ der, izin
vermez.
Talebesi her fırsatta arzusunu tekrarlar. Hocası ona:
- ―Yavrum, sen bu malı meĢru yoldan kazanmamıĢsın,münasip olmayan bir Ģekilde
harcamadan rahat etmeyeceksin anlaĢılan, haydi istediğin yere git‖ demiĢtir. (Tezkiret‘ül
evliya:132)
Gönül her yıl gitmek ziyaret etmek ister. Ama Ġslâm‘ın tek emri hac değildir. Hactan
önce gelen görevlerin de olduğu unutulmamalıdır.
Hele hak gasbı varsa, farz ibadeti önlemek, hele bir daha gidemezse, veballi iĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 286
Mustafa ÖSELMİŞ
28.
NAFĠLE HAC MI? SADAKA MI? VERMEK MAKBÜLDÜR
Peygamberimiz birden fazla haccın nafile olduğunu bildirmiĢtir. (Ramuz:245/12)
Unutulmamalıdır ki, Ġslâm‘ın Ģartlarında zekât, hactan önce gelir.
Hiçbir mezhep, kadının mahremsiz ikinci hac veya umresini hoĢ görmez. O parayı
hayırlı bir Ģeklide harcamasını tavsiye ederler. ġöyle derler:
―Nafile hactan, sadaka vermek daha efdaldir. Çünkü hac, insanın kendine aittir.
Sadaka ise, hem kendine hem de baĢkasına aittir.‖ (Mehmet Değirmenci 1001 Fetva:88)
ġöyle bir soru zaman zaman soruluyor:
Ayrıca hacca gitmiĢ gelmiĢ, farz borcunu ödemiĢ müslümanların gittiklerini gizlemek
sûretiyle tekrar yazılmaları doğru mudur?
- ―Bu durumda, önceden gitmemiĢ, farz borcu olan kimselerin gitmelerini engelleme
günahı vardır. Ya o ölür veya bir daha gidemezse ne olacak? O kiĢinin nafile haccı bu vebali
karĢılar mı? Elbette hayır.‖
- ―Veya kuraya girmeden herhangi bir yolla giden biri, hiç gitmeyeni gitme hakkını
engellemiĢ olur. Bu, hakka tecavüzdür, bu zulümdür.‖
- ―Birde iĢin içine yalan karıĢmaktadır. Hele iĢin içine hediye rüĢvet gibi bir Ģey
karıĢtıysa, bunu vebali, o kiĢini nafile hac sevabının üstündedir, sanırım.‖
-
―Hac yolunda hile, yalan dolan, Ġslâm‘ın ruhuna ibadet Ģuuruna uygun değildir.‖
29.
ZENGĠN ĠKEN HAC GÖREVĠNĠ YAPMAYAN FAKĠR OLSA HAC BORCU
DÜġER MĠ?
Üzerine haç farz olan kimse, hacca gitmese, sonrada fakir düĢse hac borcu düĢmez.
Hac yapan kiĢi, dinden çıksa, tekrar iman tazelese, haccı yenilmesi gerekir.
30.
KUL HAKKI ĠLE VE HARAM PARA ĠLE HACCA GĠDĠLĠR MĠ?
Hac, bir ibadettir, Allah‘ın önemli bir emridir. Ġslâm‘ın beĢ temel Ģartından biridir.
Böyle bir ibadet, hak hukuka riayet etmeden, haram para ile yapılmamalıdır.
Hz. Peygamber : ―KiĢi helal olmayan bir para ile hacca gittiğinde, lebbeyk Allhümme
leb beyk‖ dediğinde ona : ―Sana leb beyk yok‖ der, bu ibadetin geri çevrildiği bildirilir,
buyrulur. (Ramuz El Hadis:41/3)
Ömer Nasuh ı Bilmen Hoca‘da :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 287
Mustafa ÖSELMİŞ
―Hac yolculuğunda bulunacak kimselerin tam helal bir mal ile hac etmeleri gerekir.
Çünkü helal olmayan bir mal ile hac yapılması haramdır.‖ (Büyük Ġslam Ġlmihali:387)
Zaman zaman soruyorlar : ―DıĢ ülkelerde kazanılmıĢ bir para ile hacca gidilebilir mi?‖
Tabi helal ise neden gidilmesin?
BaĢkasının hakkı ile faiz parası ile,meĢru olmayan ticaret kazancı ile, gasb edilmiĢ,
yalanla elde edilmiĢ, hileli kazanç ile, hatta zekâtı verilmemiĢ para ile, çalıntı, buluntu para ile
hacca gidilmez.
Hacca gitmeden kul hakkı varsa helallaĢılarak gidilmelidir. HelallaĢırken, ―Helal
olsun‖ diyen, hangi hakkını helal ettiğini bilmelidir. Bilmediği bir hakkı için ―Helal olsun‖
demesi, o hakkın affını sağlamaz.
Bilindiği gibi Allah, kul hakkını affetmiyor.
Yunus : ―Aksakallı bir koca, hiç bilmez mi ki hal nice; Emek vermesin hacca, bir
gönül yıkar ise‖ demiĢ.
Bir insanı, helallaĢmak için borçlu olduğu kimseyi bulamazsa veya ölmüĢ ise
mirasçılarını bulacak, hakkı aynen iade edecek, onları da bulamazsa o miktarı fakirlere
dağıtacak, affı içinde dua edecektir. O kiĢi, bundan menfaat bekleyemez. Alacaklı için
verdiğini düĢünür.
Birde evde bıraktığı çoluk çocuğun dönüĢüne kadar zorunlu ihtiyaçlarını onlara
bırakmıĢ, baĢkalarına borçlarını ödemiĢ olacaktır.
Zekât borcu varsa, onu da ödeyecek çünkü o da kul hakkıdır.
Ayrıca, gidiĢ geliĢ süresince kimsenin gönlünü kırmayacak, yediğine içtiğine dikkat
edecektir.
Gıybet, iftira gibi haklar, tevbe istiğfar ettikten sonra, durum hak sahibine anlatılır ve
hakkını helal etmesi istenir. Eğer bu açıklama, fitneye sebep olacaksa, o zaman biraz sadaka
dağıtılır, sevabı hak sahibine bağıĢlanır, HelallaĢma yoluna gidilir. Allah sadaka ile beraber
affeder, diye umulur.
Gördünüz mü ne kadar zor hacca gitmek. Apar topar hacca gidilirse, insan hacı değil
acı olur. Turistik bir gezi yapar gelir.
31.
HACCA GĠDEN HERKES AFFOLUR MU?
Hz. Peygamber : ―Ġslâm, kendinden önceki günahları yok eder. Hicret, kendinden
önceki günahları yok eder. Haç, kendinden önceki günahları yok eder‖ buyurmuĢtur.
(Müslim:1/78)
Bir kutsi hadiste de Cenab-ı Allah : ―yanıma kul ve hayvan hakkı ile gelmeyin‖ diye
bildirmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 288
Mustafa ÖSELMİŞ
Buna göre¸hacca gidecek olan, üzerindeki bütün kul borçlarını ödemelidir. Laf olsun
diye helallaĢma olmaz. Gizli kalmıĢ haklar, ―helal et, helal olsun‖ demekle helal olmaz.
Hacca gitmeden birçoklarında bir inanç var. ―Hacca gider gelirim, günahlardan
arınırım, cennete giriveririm.‖ diye düĢünülüyor.
Kul, Ģehidde olsa, hacca da gitse gelse, üzerinde kul hakkı varsa, günahlardan
kurtulamaz. Ġnsan temizlenmeden, haç insanı temizlemez.
Eğer hacca iyi niyetle, temiz para ile kul hakkını ödedikten sonra, namaz oruç gibi
borçları ödedikten sonra veya ödemeyi söz verdikten sonra layıkı ile hac yapılırsa, o kiĢinin
günahlarının affolacağı müjdesi vardır.
Hacı adını alma, ticaret, gezi ve gösteriĢ gibi maksatlarla da hacca gidilirse, bu hac,
insana günah kazandırır.
Her hacca giden hacı olmaz, her hacda, günahları affettirmez. Hacca giden insan,
niyetine ve durumuna göre muamele görür; ya seyyah, ya tüccar ya da hacı diye anılır. Niçin
gittiyse ona göre değiĢik deftere yazılır.
Kul hakkının, namaz, oruç borcunun af olacağını söyleyen bir alim yok. Onun için
Allah‘a karĢı olan borçlar da ödenmelidir. Ya da ödemek için hesap edilip karar verilmeli,
Allah‘a söz verilmeli, ―Rabbim, ödemek nasip et diye de dua edilip öyle yola çıkılmalıdır.‖
32.
HACCIN EN ÖNDE GELEN ADAPLARI
-
Ġyi niyet,
-
Helal Kazanç,
-
HelallaĢmak,
-
Riyasız, gösteriĢsiz niyet,
-
Kul hakkına, Allah hakkına riayet,
-
Ġyi arkadaĢ,
-
Sabır, sabır, sabır,
-
Yola çıkarken ve dönüĢte ikiĢer rekât namaz kılmak.
―Yolculuk namazı diye niyet edilip birinci rekatta kâfirun ikinci rekâtte ihlas suresi
okunur, dua edilir.‖
33.
HACCA NE MAKSATLA GĠDĠLĠR?
Haccın insan üzerinde ve toplumda büyük yararları vardır. Meselâ; hacca gitmeden
helal kazanca, hak hukuka, ibadetlere dikkat edilecektir. Sosyal görevler yerine getirilecektir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 289
Mustafa ÖSELMİŞ
Ziyaretler, ikramlar, hediyeleĢmeler, kazanılan ahlaki olgunluk, kötü söz ve davranıĢlardan
kaçınmak, toplumun havasını değiĢtirir, insanı ailesine baĢkalarına karĢı faydalı hale getirir.
Hac görevini yerine getiren bir insan Ģahsi hatalardan kaçınan, örnek insan olacaktır.
Yalanı, dolanı bırakacak, dürüst bir hayat yaĢayacaktır.
Onun için içi yanmayan değiĢmeyecek olan, hacılığa layık yaĢamayacak olan, hacca
gitmemelidir.
Hz. Peygamber : ―Bir zaman gelecek ki, zenginler gösteriĢ için orta halliler ticaret için,
onların seçkinleri riyâ için, fakirler ise dilenmek (para kazanmak) için hac ederler.‖
buyurmuĢtur. (Ramuz El-Hadis:503/8)
Ġmam-ı Gazali de : ―Ahir zaman olunca, devlet adamları seyahat, zenginler ticaret,
fakirler dilenmek, ham sofular gösteriĢ için hacca giderler.‖ der. (Ġhyâ:1/269)
Niyetlerine göre; hacca gidip gelen bir kimse, üç defterden birine yazılır:
1- Seyyah defterine,
2- Tüccar defterine,
3- Hacı defterine,
Bir husus da üzerine hac farz olmadığı halde veya hacca hazır olmadığı halde değiĢik
maksatlarla hacca gidilmesidir. Bir müslüman Allah‘ın rızasının dıĢında baĢka bir maksatla
hacca gitmemelidir. Hele hele ―Hacı‖ desinler diye hacca gidilmemelidir. Kartlara, levhalar
―Hacı‖ yazdırılmamalıdır.
Müslüman, hacı olmalı, acı olmamalıdır. Kendisine ―hacı‖ denmesini istememelidir.
Ya kazanılmamıĢ bir unvan ise...
34.
HANGĠ HAÇ MAKBÜLDÜR.
1- Ġyi niyetle Allah rızası için yapılan,
2- Helal para ile gidilen,
3- Kul hakkı ödenerek gidilen,
4- Allah‘a olan borçların ödenerek veya ödemeye söz verilerek gidilen,
5- Hac boyunca her türlü çirkin söz ve davranıĢtan kaçınılan,
6- Haccın Ģartlarına uyularak yapılan hac makbuldür.
35.
HAC SEVABI OLAN ĠġLER NELERDĠR?
Hacca gitmeye yol bulamayan kardeĢlerimiz, hacca gidemedikleri için fazla
üzülmemelidir. Çünkü hac sevabı kazandıran davranıĢlarda vardır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 290
Mustafa ÖSELMİŞ
Hz. Peygamber : ―Küçüğün, büyüğün, zayıfın, kadının cihadı hac ve umredir.‖
buyurur. (K. Sitte:4/210)
Kur‘an‘da ve hadislerde, çok büyük sevabı olan iĢlerden bahsedilir. Meselâ: durumuna
göre farz olan hac, cihaddan üstündür, ama ortalık karıĢıksa cihad, nafile hactan üstündür.
Ġslâm‘ın Ģartlarına baktığımız zaman, zekâtın hactan önce gelmesi düĢündürücüdür.
ArkadaĢları ile hacca giderken gördüğü rüya üzerine geri dönüp, dul ve kösüz
komĢuları ile ilgilenen demircinin hikayesini anlatırlar. ArkadaĢları ile Kâbe‘de tavaf etmiĢ,
namaz kılmıĢtır.
Bir baĢka olay da : ―Genç hacca gidecektir. Babasının elini öpüp ısrarla ne istediğini
sorar. ―Adam, hayırlısıyla git gel‖, dediyse de genç, ―ısrarla ne istiyorsun?‖ adam :
-
―Oğlum madem ki ısrar ediyorsun söyleyeyim‖,
-
―Orada ne kadar ekmek kırıntısı görürsen al getir‖ der.
Genç, hacta çuvalla topladığı ekmekle vapura biner. Akdenizin ortasında fırtına nedeniyle
gemi demir atar, haftalarca kalır. Yolcular o ekmeklerle kurtulur. Babasına dönen genç,
ekmekleri getiremediği için özür diler, durumu anlatır. Baba:
-
―Kim bilir kaç haç sevabı kazandın oğul!‖ der.
Hz. Peygamber (s.a.) : ―Cumaya erken gitmek ümmetimin fakirlerin haccıdır‖ (Ramuz
El Hadis:198/2)
―Ġki rekât makbul olan kuĢluk namazı, Allah yolunda kabul olmuĢ (nafile) hac ve umre
sevabına denktir.‖ (Age:291/10) buyurmuĢtur.
Sırf Allah rızası için hac niyetiyle yola çıkıp, hac yapamadan ölene Allah hac sevabı
verir.
Bir hadiste de : ―Ramazanda umre yap. Zira Ramazan da umre tıpkı hac gibidir‖
buyrulmuĢtur. (Hadis Ans:4/207)
Rabbim her iyi niyetle yaptığımız amelimize hac sevabı versin inĢallah.
36.
BAġKASININ YERĠNE HAC
OLUR MU?
Hacca gidemeyen,bir baĢkasını yerine gönderebilir. Bir evlat, hac görevini yapamamıĢ
ana babasını yerine hac yapabilir. Veya hac yapıp sevabını ana babasının ruhuna
bağıĢlayabilir.
Biri peygambere : ―Babamın hac borcu var, ödeyebilir miyim?‖ demiĢ, peygamber
ona:
-
―Babanın bir borcu olsa ödersen düĢer mi?‖ deyince, o:
-
―Evet, demiĢ‖. Peygamber ona:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 291
Mustafa ÖSELMİŞ
-
―Babanın yerine hac et‖ buyurmuĢtur. (Ramuz El Hadis:68/2)
Ana babanın vasiyeti varsa, zaten vasiyet yerine getirilir. Yani ana babanın yerine hac
yapılabilir. (Bak. K. Sitte :17/381-384) (Ġslâm Fıkhı Ans:3/98)
Haccı baĢkası adına yapacak; vekil giden, vasiyet yerine getirecek olan veya hac yapıp
sevabını bağıĢlayacak olan kimse hac niyetini ona göre yapmalı ve tavaf ederken o kiĢi için
niyetlenmelidir.
37.
HACTAKĠ KURBAN BURADA KESĠLEBĠLĠR MĠ?
Bazıları, orada kurban telef oluyor, oradaki kurbanı burada havale etsek olmaz mı?
diyor.
Önce oradaki kurbanla, buradaki kurbanı birbirine karıĢtırmamak gerekir.
Burada Bayramda kestiğimiz kurban, vacip olan zenginlik kurbanıdır.
Hacda kesilen kurban ise hac nasibeden Allah‘a Ģükür kurbanıdır. Bu harem hudutları
içinde kesilir.
Yani oradaki kesilecek Ģükür kurbanı burada kesilemez. Birde temettü ve Kıran haccı
yapanın Kurban kesmesi gerekir. Bu Ģükür Kurbanıdır.
ġöyle denmiĢtir :
―Gerçekten de hacdaki insan seferidir. Seferi halde bulunan kimseye kurban vacib
olmaz. Yani kurban kesmekle mükellef tutulmaz.
Bu itibarla, hacda bulunan yolcu adına kurban kesmeye mecbur olmaz buradaki
yakınları.
ġayet keserse ne olur?
Nafile kurban kesmiĢ, nafile kurban sevabı almıĢ olur. Yoksa günaha girme gibi bir
yanlıĢlık söz konusu değildir.
Hacının hacda kestiği kurbana gelince:
Hacıların kestiği kurban, bayram gününde zenginlere vacib olan kurban değildir.
Hacıların kestiği kurban, hac ve umreye muvaffak kılan Rabb‘e Ģükür kurbanıdır. Bayram
günü evinde kesilen kurbanla yakından uzaktan alakası yoktur.‖
Hz. Peygambere sordular :‖Hangi haç efdaldir?‖
- ―Yüksek sesle telbiye getirilen ve Kurban kesilen hactır.― cevabını vermiĢtir. (Hadis Ans.
:5/109)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 292
Mustafa ÖSELMİŞ
ZEMZEM ĠÇERKEN NASIL ĠÇĠLĠR?
Abdestten sonra üç yudum su içmek sünnettir. Oturmak için müsait değilse ayakta
içilir.
Zemzemi peygamberimiz oturarak da içmiĢ ayakta da içmiĢtir. Kıbleye dönerek, üç
yudum içmek âdet olmuĢtur, ayni zamanda sünnettir.
Kaynaklarda peygamberimiz ayakta içti deniliyor. (Bak. K. Sitte:5/103)
Hz. Peygamber : ―Zemzem ne maksatla içilirse o yönde faydalı olur.‖ buyurur.
(Kısitte:17/399) bunu için Ģifa niyeti ile içilir.
38.
HACERÜ‘L ESVED
Bu taĢın cennetten gelmiĢ bir taĢ olduğu nakledilir.
Hz. Peygamber : ―Hacerü‘l-Esved süt gibi bembeyazdı. Onu insanların günahı kirletti‖
der. Bilindiği gibi Ģuanda siyah bir taĢtır.
Tavaf yaparken bu taĢı öpmek Ģart mı? zaman zaman bu taĢı öpmek için büyük
izdihamlar yaĢanıyor, hatta ölümler bile oluyor. Çünkü, sıkıĢma, izdihamdan bazıları kendini
kurtaramıyor.
Bazı hacılarımız, Hacerü‘l Esvedi öpmekle bütün günahlarından kurtulup cennete
girivereceklerini zannetmemelidir. Çünkü bu taĢı öpmek sünnettir. Biz, peygamber öptü diye
öperiz.
Hz. Ömer (ra) Hacerü‘l-Esvedin karĢısına geçmiĢ, Ģöyle demiĢtir : ―Ey karataĢ, bilirim
ki, senin elinde ne bir fayda ne de bir zarar verme imkânı vardır. Ancak seni Rasülüllah
öptüğü için öpmek istiyorum‖ der.
Hz. Peygamber, iltifat etmeseydi, bizde ona iltifat etmezdik.
Hacerü‘l Esvedi mutlaka öpme mecburiyeti yoktur. Ġzdiham varsa, insanlar zarar
görecekse, bu sünnet terk edilir. Çünkü insanlara zarar vermemek vaciptir. O zaman geriden
onu selâmlarız, yeterlidir. Bu selâm Ģeklide eğilerek olmaz. Elle olur. Eller açılarak
selâmlanır.
Peki Hacerü‘l Esvedi öpmek bazıların iddia ettiği gibi Ģirk midir?
Hacerü‘l-Esvedi öpmek Ģirk değil, sünnettir. Çünkü onu öpenler tapınma maksadı ile
öpmüyor, taĢa saygı ile değil, peygamber öptü diye, peygambere saygıdan öpüyor. Öpenin
taĢtan bir beklentisi olmuyor. O taĢa birĢeyler arz edip, ondan bir Ģey istemiyor. Peygamber
öptü diye öpüyor.
Peygamber (s.a.) Hacerü‘l-Esvedi öpmüĢ ve ağlamıĢtır. BaĢka bir harekette de
bulunmamıĢtır. (K. Sitte:17/388)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 293
Mustafa ÖSELMİŞ
39.
HAC DÖNÜġÜ HAYATIMIZ NASIL OLMALIDIR?
Önce insan, hacca gösteriĢ için, isim almak için, ticaret için veya gezip gelme, görme
için gitmemelidir. Çünkü her hacca giden hacı olmaz, hacı olarak dönmez. Bazıları da
hacılıklarını koruyamazlar.
Bazıları hacca gitmiĢ gelmiĢ, namaz kılmıyor, oruç tutmuyor. Alkol bile alanlar
oluyor. Bazıları yalanı, faniyi, kötü sözleri bırakıp Allah‘a yönelemiyor. Yani değiĢmiyor. Bu
haller haccın kabul olmadığını gösterir. Bunlara ―hacı‖ demek doğru değildir.
ġair : Ġnsan hacı olur mu hacca gitmeyle,
EĢek derviĢ olur mu Kâbe‘ye taĢ çekmeyle
demiĢtir.
Ġnsan hacca gitmeden arınmalı, değiĢmeli, Allah‘ın, Peygamberin huzuruna çıkmaya
hazır olmalı, ondan sonra yola çıkmalıdır. Yoksa Kâbe‘ye gidip gelmek insanı değiĢtirmez.
Bu turistik ziyaret olur.
Bir gün belediye otobüsünde bir ses ―Hacı inelim‖, ―Olur hacı inelim‖ dedi. 55-60
yaĢlarında bir çift. Paraları varmıĢ, herkes gidiyor, bizde gidelim, demiĢler gitmiĢ gelmiĢler.
Baktığımda hiç de hacıya benzemiyorlardı. Kadının elbisenin kolu bile yoktu, ayağında çorap
bile yoktu, baĢıda açıktı.
Hacı uğurlamasında Ģahit oldum. Bir hacı adayı, bacı, orada kim varsa hepsiyle
tokalaĢtı, hareket etmek üzere olan arabaya bindi, gitti.
Bir üzüldüğüm husus da Ģu oldu : ―Bir kardeĢimize hac dönüĢü hoĢ geldine gittik.
Adet üzere bir hediye sarmıĢlar. Paket yapılan gazete tam sayfa çırıl çıplak fotoğraflar taĢıyan
gazete...‖
Lütfen biraz daha Ģuurlu olalım.
Hacca gitmek kolay, hacı olmak zor, Hacılığı korumak zor.
Hacca gidip gelen, değiĢmeli, örnek bir hayat yaĢamalıdır. Örnek olmalıdır. Dikkat
etmelidir. Çünkü günümüzde Ġslâm, Ģahıslarda değerlendiriliyor.
Hac, gidip gelmekle olmaz. Hac, yaĢanır. Lâyık ve mübarek olunursa, hacı olunur.
Hac, para ile satın alınmaz. Hac, biraz da gönül iĢidir.
- Beyazid-i Bistami hac yolundaydı, gözleri görmeyen birine rastladı kendisine o ihtiyar
sordu:
-
―Nereye gidiyorsun?‖
-
―Hacca gidiyorum.‖ O ihtiyar Ģöyle dedi:
- ―Önce muhtaçlara gariplere, biçareler biraz dünyalık ver sonra da önce gönlünü hac
ettir.‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 294
Mustafa ÖSELMİŞ
- Hacta kefene benzeyen ihram giymenin anlamanı, mahĢer yeri gibi toplanmanın
manasını iyi kavramalıyız.
- ġeytan taĢlamanın manası, taĢ atmak değildir. Her türlü pisliği, ahlaksızlığı, Ģeytanı ve
Ģeytani iĢleri gönlümüzden, hayatımızdan kovmaktır.
Denizli lisesine ilk geldim. Biri Mekke ve Medine‘de yaptığı pislikleri anlatıyordu.
-
―Ne iĢin vardı senin orda?‖ dedim.
-
―ġoför olarak gittim‖ dedi. Ben :
-
―Oraları da kirlettin.‖
- ―Tilkinin kurnazlığı ile övüneyim derken hırsızlığını ortaya koyduğu gibi sende
edepsizliğini ortaya koyduğunun farkında mısın?‖ dedim.
Eskiden gemiyle gidilirdi. Bir vatandaĢ beraber gittiği komĢu köyden bir aile beraber
yemek yermiĢ. Kadın, dönüĢte onun yağından yemek piĢirmiĢ. VatandaĢ güverteye
çıkıvermiĢ:
- ―Benim yağı alanında, almıĢın da...‖ demiĢ sövmüĢ. Gemidekiler :
-
―Sen nerden geliyorsun?‖ demiĢler.
40.
UMRE YAPANA HAC FARZ MIDIR?
Umre nedir? Belirli bir zamana bağlı olmadan Kâbe‘yi ziyaret etmektir.
Ġhram ve tavaf umrenin farzıdır.
Say yapmak, traĢ olmak, saçları kısaltmak vaciptir.
YapılıĢı :Ġhrama girilir, Kâbe tavaf edilir, iki rekât namaz kılınır, safa ve merve arası
say yapılır, tıraĢ olarak ihramdan çıkılır. ―Kabul et Ya Rabbi‖ denir, dua edilir.
Hac mı Umre Mi?
Mali durumu müsait olana hac farzdır. Umre ise sünnettir. Farzı yerine getirmeden
sünnetle yetinilmez. Ġnsan ne kadar umreye giderse gitsin hac yapmıĢ hac borcunu ödemiĢ
olmaz.
Umreyi hafife almıyoruz, oda küçük hactır. Ama borçtan kurtarmaz.
―Efendim hac zahmetli, ben umre yapıversem olmaz mı?‖ deniliyor. Hayır. Hac ayrı
umre ayrı. Sonra ibadetlerin sevabı çekilen zahmete göredir.
Hele Ramazan ayındaki umre hac gibidir. Hz. Peygamber Ģöyle buyurur:
-
―Ramazan ayındaki umre hacca muadildir.‖ (K. Sitte:17/392)
Bir gün bir kadın peygambere sorar:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 295
Mustafa ÖSELMİŞ
- ―Ben, hac etmek için hazırlık yapmıĢtım. Bana bir mani arız oldu, ne yapayım?‖ Hz.
Peygamber (s.a.):
- ―Ramazanda umre yap. Zira o ayda umre tıpkı hac gibidir.‖ cevabını vermiĢtir.
(K.Sitte:4/207)
Hac görevini yaptıktan sonra umre sünnetini de yerine getirmek, her müslümanın
isteği ve hakkıdır. Ama baĢka görevleri bırakıp da her sene umre yapmak da sünnet değildir.
Birde bazı kardeĢlerimiz umreye gitmek istiyorum, ama umre yapana hac farz
oluyormuĢ, benim hacca gücüm yetmez. Hac görevimi yapamaya bilirim, diyor.
Evet hac günlerinde umre yapana hac farz olur. Hac mevsiminin dıĢında umre yapan
fakire hac farz olmaz.
Hacca gidip gelmekle kendini bütün günahlardan arınmıĢ, tertemiz görenler, kabul
edenler oluyor. Hele mevlid de okuttu, birde hac yemeği verdi mi, kendi adını unutuyor,
unutturuyor. ―Gel hacı‖, ―Git hacı‖ oluyor.
Bütün sorumluluklardan, sosyal görevlerden ve dünyadan elini eteğini çekiyor,
kirlenmekten korkuyor. Daha çok çalıĢması gerekirken kefenini sardırıyor, mezarını satın
alıyor köĢesine oturuyor, ölüp cennete gitmek için bekliyor.
En önemli hususlardan biri de dönüĢte, karĢılamalar da, ziyaret ve törenlerde günaha
girilmemelidir.
Hayvan kesilirse, bu ancak Allah için kesilmeli. Mevlid okuturken, Kur‘an okuturken,
din ticareti yapılmamalıdır. Basılan davetiyeler de, yemekler de israftan kaçınılmalıdır.
Ziyaretler, inancımıza, kültürümüze uygun olmalı, açık saçık, kadınlı, erkekli, kimin kimi
öptüğü, kimin kimin elini tuttuğu belli olmayan ziyaretlerden son derece kaçınılmalıdır.
Hac görevini sırf Allah rızası için yapan müslüman, her haliyle hacılığını korumalıdır.
Hacılığını korumazsa, ―acı‖ olur.
Peygamberimiz Hacerü‘l-Esvedin bembeyazken insanların günahı yüzünden
karadığını belirtmiĢtir. Cenab-ı Allah amellerimizi boĢa çıkamasın kalplerimizi karartmasın.
Hz. Peygamber, son veda hacında, Veda Hutbesini irad ederken bize Ģu mesajı
vermiĢtir:
―ġeytan, sizin küçümsediğiniz iĢlerden hoĢlanır, onu sevindirmeyin‖
―Size iki emanet bırakıyorum, onlara sarılırsanız, yolunuzu ĢaĢırmazsınız. Onlar;
Kur‘an ve Sünnetimdir.‖
Cenab-ı Allah her müslümana makbul olan hac nasip etsin.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 296
Mustafa ÖSELMİŞ
SONUÇ
Hac yolunda temiz para, temiz bir kalple çıkılmalıdır. Çünkü haç yolculuğu ahiret
yolculuğu gibidir.
Hac, Ġslâm‘ın beĢ Ģartından sonuncusudur. Hem mal, hem bedenle yapılan bir
ibadettir. Zengine farzdır ama, fakir olsun zengin olsun, herkes hacca niyet etmeli ve Allah‘ın
fırsat vermesi içinde Allah‘a dua etmelidir. Bir yandan madden hazırlanmalı, bir yandan da
Allah‘ın kendisine bir yol göstereceğine inanmalıdır. Gidemese bile bu niyetle ölmelidir.
Umulur ki, böyle bir niyet taĢınırsa Allah hac sevabı verecektir.
Ġçi yanmayan, orada gözyaĢı dökmeyecek olan, yola çıkmamalıdır. Yani hazır
olmayan gitmemelidir. Kılık kıyafetine bile düzeltemeyene, Peygamber dönüp bakmaz.
Kul hakkı olan, namaz, oruç borcu olan, ödedikten sonra yola çıkmalıdır. Namaz,
oruç, zekât ödenmediyse, hesap kitap yapılıp, ödemek için söz verip, ―Ya Rabbi bana
borçlarımı ödemek nasip et‖ diye dua ettikten sonra yola çıkmalıdır.
Ġnsan adını değiĢtirmeden kendini değiĢtirmelidir. Hatta hacca gitmeden, birbirine
‖Hacı‖ ‖Hacı‖ diye hitap edilmemelidir. ―Hacıyım‖ demenin bir manası vardır. Kefene benzer
ihram giymenin bir manası vardır. Safa ile merve arasında say ederken; kimden neden,
kaçıldığının, kime koĢulduğunun bilinmesi lâzımdır. ġeytan taĢlamanın, tavaf etmenin,
―lebbeyk‖ demenin bir manası vardır, bunlar mutlaka bilinmelidir.
Ġnsan, hazır gitmeyince, orada gözü , görülmemesi gerekenleri görür, sıkıntı çeker
sabredemez. Allah‘ın misafiri olduğunu, Allah Rasülünün huzurunda olduğunu düĢünemez.
Yediğine içtiğine bile dikkat edemez.
Birçok iĢimiz gibi, hac da külfet haline getirilmiĢ, israf, sipariĢler, zemzemle
yıkanacak kefenler, yemekler, mevlidler, hali vakti zayıf kardeĢlerimizi korkutuyor.
Hac adayı, sabır imtihanına tabi tutulacağını asla unutmamalıdır. Hac, meĢakkatli bir
ibadettir. Hz. Peygamber, her iĢinde : ―Ya Rabbi! Bunu bana kolaylaĢtır‖ diye dua ettiği halde
hac için böyle bir dua etmemiĢtir.çünkü zahmet kadar sevap vardır.
Hac, Ģeytanın en çok sataĢtığı ibadettir. Kazanılacak sevapları önlemek için,
zahmetleri boĢa çıkarmak için her gayreti gösterir. Umulmadık yerde ve zamanda insanın
karĢısına çıkar. Yapmadığı, yatırmadığı kalmaz.
Sabrı esas almayan kimse, devamlı görülmemesi gerekeni görür, söylenmemesi
gerekeni söyler,kızar, köpürür. Çevrenin eksikliği ile uğraĢır ve ibadetlerini aksatır.
Unutulmamalıdır ki, hacta çekilen meĢakkat oranında sevap vardır.
Rabbım, hacca gidecek olanlara kolaylık versin. Sabır versin, Ģeytanın sataĢmalarından
korusun,sağlık sıhhat içinde makbul olan hac yapıp gelmek nasib etsin.
Ayrıca gitmek için can atan, göz yaĢı döken, peygamber âĢıkı kardeĢlerime de Cenab-ı
Allah en kısa zamanda hac nasib etsin.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 297
Mustafa ÖSELMİŞ
Hiç gidemeyen ve gitme ümidi, imkânı olmayan kardeĢlerime de hayırlı iĢler yapmak,
yaptıkları hayırlı iĢler karĢılığında Allah hac sevabı versin. Allah‘ım bu dua ve niyazımı kabul
et.
Hac mevsimi geldi mi herkes.
- ―Allah Rasülüne misafir gidecek olanlarla Allah Rasülüne göndermek üzere hediye
hazırlasın. Selâm göndersin, salavat göndersin.‖
-
―Ayrıca Cenab-ı Allah‘a misafir gidenlerle zikirler hazırlasın. Hatimler hazırlasın.‖
―Kâbe‘de, Mescid-i Nebevi de, Arafat da ve diğer kutsal mekanlarda dua isteyenler
de hazırlansın. Herkes birĢeyler göndersin.‖
Geçtiğiniz yollara,
Girenler aĢk bağrına,
Bizden selâm götürün!
DüĢmez gaflet ağına,
Hak dost diyen kullara,
O güzel Nur Dağı‘na,
Bizden selâm götürün!
Bizden selâm götürün!...
Varın haccı ifâya,
Girip kalb-i Hatim‘e
Erin sonsuz safâya,
Secde edin Rahim‘e
Muhammed Mustafa‘ya
Makam-ı Ġbrahim‘e
Bizden selâm götürün!...
Bizden selâm götürün!...
Mekke ile Medine,
Hak‘tan gelen berâta,
Ġki eĢsiz hazine,
Açılan her kanata.
Cihâr yar-i güzine,
Mina‘ya, Arafat‘a
Bizden selâm götürün!...
Bizden selâm götürün!...
YÜCE YARATAN’A KULLUK 298
Mustafa ÖSELMİŞ
XII.BÖLÜM
HAC HATIRALARI
Cenab-ı Allah‘ın rahmet ve bereketi üzerinize olsun. Sevgili Rasülüne de salat ve
selâm olsun.
Rabbım af ve rahmetinden, ayni zamanda sevgili Rasülünün Ģefaatinden bizleri
ayırmasın, mahrum etmesin, inĢallah.
Peygamberimiz (s.a.) Ģöyle buyurur:
―Hac ve umre yapanlar, Allah‘ın misafirleridir. Allah‘tan bir Ģey isterlerse onlara cevap verir,
af isterlerse, onları af eder.‖ (H. Döndüren, Ġs. Ġl:561)
Mekke‘ye Cenab-ı Allah‘ın evine gidenler O‘na misafir olurlar, Medine‘yi
Münevvere‘ye gidenler de Allah‘ın sevgili Rasülüne misafir olurlar.
Bir hadiste : ―Kim beni öldükten sonra ziyaret ederse, Ģefaatim ona hak olur‖
buyurmuĢtur. (Usve-i Hasene:473)
Rabbimiz buyurur ki;
―Kulum bana bir karıĢ yaklaĢırsa ben ona bir arĢın yaklaĢırım. O bana bir arĢın
yaklaĢırsa ben ona bir kulaç yaklaĢırım. O bana yürüyerek gelirse ben ona koĢarak gelirim.‖
Demek ki, istek ve yöneliĢ kuldan baĢlarsa, Rabbimiz kabule hazır... Kul ―Allah‖
diyecek, Rabbi ona ―Buyur Kulum‖ diyecek.
Rabbimiz, Hz. Ġbrahim‘e :
―Kullarımı hacca çağır, uzaklardan gelsinler ve menfaatlerine Ģahit olsunlar,
nasiplerini alsınlar‖ buyurmuĢtur.
Hac yoluna düĢen, malını Allah yolunda harcayarak, kurban kesecek ve sabır
imtihanına tabi tutulacaktır. Hacdan önce ihtiyaç sahibi kimselerin ihtiyacını giderecektir.
Allah‘ın kendisine verdiği imkânlardan, baĢkalarını faydalandırmadan yola çıkmayacaktır.
Hac yoluna düĢen:
-
Maddi hazırlıkların yanında mânevi hazırlıklar yapmalıdır.
-
Hakla yola düĢmemelidir.
-
Allah‘ın kullarına dargın ayrılmamalıdır.
-
Ahiret yolculuğuna çıkar gibi çıkmalıdır.
-
Her meĢakkatle sabır imtihanına tabi tutulduğunu bilmelidir.
-
ġeytanın çokça önüne çıkacağını unutmamalıdır.
-
Yol arkadaĢlarından kimseyi incitmemeye çalıĢmalıdır.
-
Hacta kavga yok, sövüĢme, dövüĢme yoktur. Ayette Ģöyle buyrulur :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 299
Mustafa ÖSELMİŞ
―Kime hac farz olursa, bilsin ki, orada itiĢip kakıĢma, sövüĢüp sataĢma yoktur.‖
O izdihamda, Ģeytan taĢlamada, tavafta, say‘da, vasıtalara binip inerken... imtihan
olunuyor.
Kusur arayana, eksiklik görmek isteyene çok Ģey görünecek. Bunları normal
görmedikçe, günahtan hacı adayı kendini alıkoyamaz.
Hac yolunda güzel huy ve hasletler kazanmalıdır. BaĢkalarının eksik ve kusurları ile
uğraĢmamalıdır. Orada ibadet edenleri, göz yaĢı dökenleri görmelidir.
-
ÇarĢı Pazar tavafından çok Kâbe‘yi tavaf etmelidir.
-
Orada yapılan ibadetlerin kat kat sevabının olduğunu unutmamalıdır.
Hac iman tazelemedir. Hac günahlardan arınmadır. Makbul olan haccın karĢılığı
cennettir.
Cenab-ı Allah hac yoluna düĢenlere makbul olan hac nasip etsin, değiĢmek nasip
etsin inĢallah.
Hac, yüce Allah‘ın Ġbrahim (s.a.) dan buyara müslümanlara yüklediği dini
sorumluluktur.
Hac, Ġslâm dininin beĢ temel Ģartından biri. Yani müslüman olmanın gereği yapılan bir
ibadet. Demek oluyor ki, müslümanım diyen:
1- ―EĢhedü enlâ ilâhe illallah ve eĢhedü enne Muhammeden abdühû ve Rasûluh‖ diyecek,
Allah‘ın varlığını birliğini Hz. Muhammed‘in O‘nun peygamberi olduğunu Ģeksiz Ģüphesiz
kabul edecek, peygamberine de kayıtsız Ģartsız teslim olacaktır.
2- Namaz kılacaktır.
3- Oruç tutacaktır.
4- Zekât verecektir.
5- Hacca gidecektir.
Hac, hem mal, hem de bedenle yapılan bir ibadettir.
Hac, islâm‘ın Ģartlarından olduğu için her müslüman niyet etmeli, hac hazırlığı
yapmalı,maddî ve manevi yönden kendini hacca hazırlamalı ve Cenab-ı Allah‘ın kendisine
gitme imkânını vermesi için dua etmelidir. Gidemese bile bu durumda Cenab-ı Allah‘ın
kendisine gitmiĢ, hac görevini yapmıĢ sevabı vereceğine inanmalıdır. Çünkü; Ġslâm‘da niyet
çok önemlidir. HerĢeyde niyet esastır. Arzu eden herkese Allah nasip etsin inĢallah.
Ben Ģunu gördüm ki, her türlü maddi hazırlık yapılıyor, hiçbir Ģey eksik bırakılmıyor
ama, manevi hazırlık pek yapılmıyor.
Bir ay değil aylarca yetecek yiyecek, para ve diğer eĢyalar büyük bir itina ile
hazırlandığı halde, gerçek hazırlık yapılmıyor. Meselâ;
- EĢden, dosttan, evlattan, maldan, mülkten ayrılırken dökülen göz yaĢlarının damlası
Mescid-i Nebevi de ve Beytullah da dökülmüyor.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 300
Mustafa ÖSELMİŞ
- Ġkinci sıradaki namaz borçları, üçüncü sırada olan oruç ve dördüncü sırada olan zekât
borçları hiç düĢünülmemiĢ, Allah‘a kılmaya, tutmaya, vermeye söz verilmemiĢ, çantalar ve
bavullar dolusu hazırlık yapılmıĢ...
Bazı Ģeyleri söylememiz zorlaĢtırma değildir...
Hacca giderken sadece maddi hazırlık yeterli değildir. Manevi hazırlık da gerekir. O
olmadan hac etmenin zevki olmaz.
Hac beĢinci sırada, diğer Ģartlar yerine getirilmeden veya yoluna konmadan hacca sıra
gelmez.
-
Ruhen, ahlâken hazır olmak lâzımdır.
―Hacca gideyim temizleneyim‖ diyen, önce bazı temizlikler yapmalıdır. Hac adayı
elini yıkmazsa, Allah onun kalbini günah kirlerinden arındırmaz.
Bağımlı olduğu bazı alıĢkanlıklardan da kurtulmalıdır ki, hac onun için kurtuluĢ
olsun.
Ben değiĢeyim kararı alınmamıĢ, adıma hacı desinler, adıma birde hacı adını
ekleyeyim düĢüncesi ile yola çıkılmıĢ, daha hac görevi yapılmadan buraya gönderdiği
çuvalların üzerine hacı bilmem kim yazılıyor. Daha Türkiye‘de iken birbirlerine hacı, hacı
demeye baĢlıyorlar. Ama bazılarının hacıya benzeyen yanları da olmuyor.
Bazıları için hac, gövde gösterisi oluyor.
Ġsmet bey kardeĢimiz anlatıyordu. Hacılığını ön plâna alan birinin önünde boy boy
çıplak resimlerin bulunduğu gazete için :
- ―Kendine mi alıyorsun birine mi veriyorsun?‖ diyor.
- ―Kendime alıyorum.‖ Cevabını veriyor.
- ―Bu resimlere bakıyor musun?‖ diyor.
- ―Ben hiç onlara bakmıyorum‖ cevabını veriyor.
Bir adam da kendisine hacı demeden selâm verene ve bir Ģey sorana cevap
vermiyormuĢ.
Emin Bey hocam anlattı:
Biri birine ―Osman Amca‖ demiĢ.
Osman Bey, çok kızmıĢ ve:
- ―EĢek, hayvan sen benim hacı olduğumu bilmiyor musun? Neden Hacı Osman Amca‖
demiyorsun demiĢ.
Bu olaylar gösteriyor ki, bazı yolculuklar boĢuna oluyor.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 301
Mustafa ÖSELMİŞ
ġair :
―Ġnsan hacı olur mu hacca gitmeyle
EĢek derviĢ olur mu Kâbeye taĢ çekmeyle‖ demiĢ.
Her giden hacı olmuyor.
Hacca hazır olunca hac gecikmez. Hac en büyük ibadetlerdendir. Hac kabul oluverirse,
o kiĢi kurtuldu demektir.
Onun için maddi imkânı olanda olmayanda hazırlık yapmalıdır. Yol bulabilmek için
de ―Rabbim bana hac nasib et‖ diye dua etmeli, her zaman hac niyeti taĢımalı ―gidemezsem
hac sevabı kazandıracak iĢler nasib et Allah‘ım!‖ demelidir.
ÇeĢitli bahanelerle hac gecikmez.
-
Hazır değilim, daha var, eğer kara yolu açılırsa gideceğim.
-
Hacca giderim, ama ya yolda ölürsem...
Hacca giderim, ama ya koruyamazsam. Denmez. Bazen sen onu korursun bazen de o
seni korur.
Ben biraz yaĢlanayım da giderim. Ya yaĢlanmadan ölür kalırsan. Peygamber : ―Hac
yapmak isteyen acele etsin‖ buyurmuĢ. (Ebu Davud, Menasik:6)
Haccı geciktirmekte tehlike vardır. Ġnsan hastalanır, ölür, mâni çıkar, Ģeytan insanın
önüne mazeretler çıkarır, durur. Hatta öyle ki, terk bile ettirir. ġeytan insana:
-
―Dünya iĢlerine bak, yoluna koy‖ der.
-
―Çocuklar Ģöyle böyle‖ der. Sünnet der, düğün der.
―Hac yerine Ģu hizmeti gör‖ der, birini evlendir, fakire yardım et der, devlet borçlu
ona ver der. Yani haccı terk ettirir. Ġnsanı hactan alıkor ve o kimseye hac nasip olmaz.
- Hacca Allah çağırır, Peygamber çağırır, Azrail çağırır, bir de Ģeytan çağırır. Her halükarda
Ģeytana kulak asmamak gerekir.
Hz. Peygamber :
―Hac murad eden kimse acele etsin. Zira bir hastalığa yakalanabilir. Bir sapık onu
saptırabilir veya bir ihtiyaç onu yolundan alıkoyabilir.‖ (Ramuz El Hadis:400/13) buyuruyor,
ümmetini uyarıyor.
Müslüman hac nasip olması için Allah‘a dua etmelidir. Nasip olan sevinmelidir.
Ayrıca hac nasip olmamasından da korkmalıdır. Çünkü gidememek bir cezadır,
mahrumiyettir.
Sözü fazla uzatmadan ben size hac yolculuğundan anlatmaya çalıĢacağım. Fakat Ģunu
baĢtan ifade edeyim ki, haccı, hac yolculuğunu o kutsal mekanları oradaki duygu ve
düĢünceleri lâyıkı ile anlatmak mümkün değil. Hac, anlatılacak bir olay değil, yaĢanacak bir
olay. O yerler anlatılacak yerler değil gidip görülecek yerler. Yol çok meĢakkatli. Allah için
yola çıkmıĢsın, Allah için katlanacaksın.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 302
Mustafa ÖSELMİŞ
Buradan uçakla hava alana iniyorsunuz. Yer değiĢik, insanlar değiĢik, iklim değiĢik,
hayat değiĢik. Buradaki problemlerden, çekiĢmelerden ve görüntülerden ayrılıyorsunuz, insan
fıtratına daha uygun bir ortama giriyorsunuz.
Cidde‘den göz yaĢı döke döke ―Sana geliyorum Ya Rasülüllah‖ diyerek salavatlarla,
tekbirlerle 7 saatlik Medine yolculuğuna baĢlıyorsunuz.
Allah Rasülüne : ―HoĢ geldin. Buyur ya Rasulallah!‖ diyen Ensarin sıcak davetini,
samimiyetle kucak açmasını hissediyorsunuz...
Allah Rasülü, Medine‘ye geldiği zaman Medineliler kucak açtılar. O, onları sevdi,
onlar da Allah Rasulünü sevdi. Ġlk Ebu Eyyübel Ensari‘nin evinde kaldı. ―Ziyaretime gelenler
olur alt katta kalayım‖ dedi. Kendisine bir ev yapılıncaya kadar burada kaldı. Ebu Eyyübel
Ensari, Allah Rasulü alt katta diye yatıp uyumamıĢtır.
Hz. Peygamber, Medine‘de ilk iĢ Mescid-i Nebevi‘yi yapmıĢtır. Kendisi bir iĢçi gibi
çalıĢmıĢtır.
Mescidi Nebevi, son haliyle insana gurur veriyor. Osmanlının eserleri ikinci bir gurur
kaynağı. Öyle ihlasla yapılmıĢ ki, mânevi güzellikler sergiliyor.
Osmanlı, Peygamber mescidini yaparken ustaların taĢ kırdığı yerlerin altına ―Allah
Rasulü rahatsız olmasın diye keçe döĢemiĢ.. Rayların altına keçe koymuĢ...‖
Mescidin içine giren kuĢlar bile öyle edepli, öyle saygılı davranıyor ki, edepsizlik edip
içeriye pislemiyorlar.
Etrafta yüzlerce tuvalet var. Peygamber (s.a.)‘ın seviyesinden aĢağıda yapılmıĢ, kat kat
yürüyen merdivenler sizi indiriyor, çıkarıyor, koku yok, tertemiz, suda hiç kesilmiyor. Ücret
yok.
Mescidin o güzelliği, o düzen, o nizam insanı mest ediyor. Oradaki görevliler öyle
halim selim ki ―Sen su dök, biz temizleyelim, sen kirlet, biz temizleyelim dercesine bekliyor.
Neden döktün, neden kirlettin?‖ diyen olmuyor.
Mescidin içinde Allah Rasulü yatıyor. Yanında Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer var. Hz.
Peygamberin dayanıp hutbe okuduğu, daha sonra minber yapılınca ağlayan küçük var, âdeta
bir insan gibi defnedilmiĢ.
Mescidin içinde Allah Rasulü'nün sıcaklığını hissediyorsunuz. Sanki oda arkadaĢınız.
Selâm veriyorsunuz, selâm alıyorsunuz. Adeta bunu hissediyorsunuz...
Size Ģunu söylüyorum : Peygamberi çok sevin, O‗na uyun, O‘na çokça salavet getirin,
O‘ndan Ģefaat isteyin. Çünkü o, sizi çok seviyor, ümmetini çok veriyor. ―Elemru Meamen
Ehabbe= KiĢi sevdiği ile beraberdir,‖ demiĢ. Onu seven, ondan bir Ģeyler alıyor. Orada bir
Ģeyler hissediyor kendini tutamıyor...
Hz. Peygamber, cesedini çalmak isteyenlere karĢı kendisini sevenlerden imdat istemiĢ.
Olay Ģöyle olmuĢ :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 303
Mustafa ÖSELMİŞ
―Ġki Hıristiyan, Hz. Peygamberin vücudunu çalmak, Avrupa‘ya götürmek üzere
görevlendirilir. Bunlar, Koyu Müslüman kıyafetine girerler, Medine‘de Mescid-i Nebevi‘ye
yakın bir eve yerleĢirler ve O evden tünel kazarlar...
Hz. Peygamber Selçuklu hükümdarı Zengi Aksungur‘un rüyasına giriyor. Teheccüt
namazını kılıp yatmıĢ olan hükümdar, peygamberi görüyor. Peygamber rüyasında ona iki
sarıĢın adamı gösterip : beni bunlardan kurtar, diyor.‖derhal uyanıyor iki rekat daha namaz
kılıp yatıyor. Gene peygamber ona: ―Beni bu iki sarıĢından kurtar, diyor. Üç defa ayni rüyayı
görünce, hemen Medine‘ye hareket ediyor ve 16 günde varıyor. Mescide giriyor, iki rekat
namaz kılıp, Peygamberi edep dairesinde ziyaret ediyor, selâmlıyor.‖
Veziri, hükümdarın hediye dağıtacağını ilân edip herkesin gelip hediyesini almasını
duyuruyor. Herkes geliyor. Ama o iki sarıĢın yok.
Hükümdar : ―Bu kadar mı, baĢka kimse yok mu?‖ diyor. Medineliler, ―iki kiĢi var ama
onlar ihtiyaç sahibi değil, bilakis çok hayır dağıtıyorlar, sürekli ibadet ediyor.‖ Diyorlar.
Evlerine gidiliyor.
Hükümdar odaları dolaĢıyor, birinde bir hasır serilidir. Hasırı kaldırıyor, Peygamberin
mezarına iyice yaklaĢmıĢ olan tüneli görüyor.o kiĢileri cezalandırıyor. Ve peygamberin
kabrinin etrafını hendek kazdırıp, kurĢun eriterek dolduruyor. Yıl 1162 idi. Hz. Peygamber
kendisini çok seven Nurettin Zengi den imdat istemiĢti. Sevgi karĢılıklıdır. Seversen karĢılık
görürsün.
Her yerde her vesile ile dua ediniz. Her yerin bir özelliği vardır. Manevi yönü vardı.
Oralarda Peygamberin izi var. O oralarda dua etmiĢ.
Bugün hacca gidenler 40 vakit namaz kılmak ve Hz. Peygamberi ziyaret emek için
Medine‘ye giderler. Çünkü Hz. Peygamber Ģöyle buyurur:
- ―Benim mescidim de 40 vakit namaz kılan kimse için, Cehennem ateĢinden ve nifaktan
kurtuluĢ beratı yazılır.‖
- ―Kim sevap kazanmak niyetiyle Medine‘de beni ziyaret ederse, O benim komĢum olur.
Kıyamet günü de ona Ģefaat ederim.‖
-
―Benim kabrimi ziyaret eden kimse Ģefaatimi hak etmiĢ olur.‖
-
―Kim beni vefatımdan sonra ziyaret ederse, o beni hayatımda ziyaret etmiĢ gibidir.‖
Mescide varan müslüman, tertemiz duygularla Allah Rasulünü ziyaret eder. Evi ile
minberi arası Ravza-i Mutahhare‘dir. Allah Rasulünün kabri önünden geçip ―Essalâmü
Aleyke Eyyühennebiyyü ve rahmetullahi veberekâtüh‖ diyerek selamlar.
Peygamber Efendimize sağlığında nasıl hürmet edilmiĢ, saygı gösterilmiĢse,
vefatından sonrada bu hürmet ve saygı devam etmiĢtir. Allah Rasulü ziyaret edilirken huĢu ile
saygı ile ziyaret edilmelidir. Derli toplu olunmalı, Ģuurlu hareket edilmelidir. Sessiz
olunmalıdır.
Ziyaret sırasında tevessül ederken yani vasıta kılarken dikkatli olunmalıdır. Oraya
buraya yüz sürülmemeli, duvar ve demirler öpülmemelidir. Allah‘tan isterken Allah‘ın sevgili
YÜCE YARATAN’A KULLUK 304
Mustafa ÖSELMİŞ
kulu Peygamberimizi vesile kılarız. Peygamberimizin hatırına, onun yüzü suyu hürmetine
deriz, dua ederiz.
Bu ziyaret selâmlamayı yaparken edepli davranmak gerekir. Ġmam-ı Azam,
Peygambere ziyarete gelmiĢ, 7 adım kala durmuĢ, yanaĢamamıĢ, ne zamanki müsaade
edilmiĢ, o zaman yanaĢmıĢ. Paldır küldür girmemek, yanaĢmamak lazım. Biz biraz saygısızlık
mı ettik bilmem ama, yanaĢı verdik. Bu sevgimizin çokluğundan ve heyecanımızın
fazlalığındandı, sanırım.
Unutmamak lazım Ġmam-ı Azam Medine‘de Allah Rasülü yatıyor diye ayağını uzatıp
yatmamıĢ, Ġmam-ı ġafi atına binmemiĢ. Allah, bu Ģuurla Peygamberi ziyaret eden kullarından
etsin.
Allah Rasulünün huzurunda samimi müslüman, heyecanlanıyor, kendini tutamıyor,
titriyor, ağlıyor. Sorulara muhatap olmuyor. Huzurda : ―Ne istiyorsun? Niye geldin‖ sorusuna:
-
―ġefaatini istiyorum ya Rasulallah‖ deyiveriyor.
Medine‘de bulunduğumuz zaman içinde Hz. Peygamberin hicret sırasında yaptığı, bir
iĢçi gibi çalıĢtığı ilk cami olan KUBA MESCĠDĠ ni ziyaret ettik. Bu mescid Tevbe Suresinin
108. ayetinde takva mescidi olarak adlandırılmıĢtır.
Ġnananlar arasına ayrılık sokmak için Mescid-i Dırar yapılmıĢtı. Cenab-ı Allah : ―Onun
içinde asla namaz kılma. Kuba Mescidinde namaz kılman daha uygundur...‖ buyurdu.
Hz. Peygamberin ilk Cuma kıldırdığı CUMA MESCĠDĠ ni ziyaret ettik.
Daha sonra kıblenin Kâbe‘ye döndürüldüğü ĠKĠ KIBLELĠ MESCĠD-Ġ ziyaret ettik.
Bu mescidleri ziyaret ederken, Hz. Peygamberin o günlerde yaĢadığı hayatı, sıkıntıları
hatırlıyorsunuz, duygulanıyorsunuz.
Mecsid-i Nebevi‘nin yanında 10 bin sahabenin Hz. Osman, Hz. AyĢe‘nin yanında
aĢere-i mübeĢĢerden bazılarının ve peygamberimizin yakınlarının yattığı CENNET‘ÜL BAKĠ
=Baki Kabristanına ziyaret ettik. Burası Allah Rasulü'nün sık sık ziyaret edip gözyaĢı döktüğü
yerdi. Burada donduğumu hissetim. Ancak Fatiha ve 11 Ġhlas okuyabildim.
Bir günde UHUD SAVAġI‘nın olduğu yere gittik. Bu savaĢ da 3000 kiĢilik düĢman
ordusu ile 1000 kiĢilik islâm ordusu savaĢmıĢtı. Hatta 300 münafık yolda ayrılmıĢ 700 kiĢi
kalmıĢlardı.
Burada azıcık bir gurubun iman gücü ile nasıl düĢmana karĢı koyduğunu
düĢünüyorsunuz.
-
Allah Rasulü‘nü dinlemeyen 50 okçunun yenilgisini...
-
Münafıklara asla güvenilmeyeceğini
-
Hz. Peygamberin kırılan diĢini, kanayan yüzünü ve çektiği acıları hatırlıyorsunuz.
Kendisini Hz. Peygambere siper eden Ebu Dücâne‘yi Gene kendini Allah Rasulüne
siperden çolak k alan Hz. Talha‘yı, Allah Rasulü‘nün etrafında pervane gibi dolaĢan Hz. Ali,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 305
Mustafa ÖSELMİŞ
su dağıtmakla görevli olduğu halde peygamberin durumunu görünce su kabını bırakıp eline
kılıç alarak peygambere yapılan saldırıları önlemeye çalıĢan Nesibe (ra.) ı hatırlıyorsunuz.
SavaĢ sırasında vücudu delik deĢik olmuĢ : ―Allah Rasulüne selâm söyleyin cennetin
kokusunu alıyorum diyerek ruhunu teslim eden Ģehitleri hatırlıyorsunuz.‖
Bayrağı taĢıyan iki kolu da doğranan, yarım kalan kollarıyla bayrağı bağrına basıp :
―Allah Rasulünü gereği gibi koruyamadım‖ diyerek utancından yere bakan Mus‘ab (ra.) ve
islâm uğruna 80 süngü mızrak yarası almıĢ tanınamayan Ġbn-i Nadir (ra.) ı hatırlıyorsunuz...
Hint tarafından kiralanan VahĢi tarafından kalleĢçe Ģehid edilen, kulakları
kesilen,burnu kesilen, karnı yarılan, ciğerleri parçalanan Hz. HAMZA (ra.) ı hatırlıyorsunuz.
Onunla beraber Ģehid olan 70 sahabeyi hatırlıyorsunuz. Fatiha ve 11 ihlas okuyorsunuz. ―Ya
Rabbi! Uhud Ģehidlerinin Ģefaatinden bizi ve islâm yolunda cihad edenleri ayrıma‖ diye dua
etmek geliyor içinizden.
-
Allah Rasulü : ―Uhut Ģehitleri ile beraber keĢke bende Ģehid olsaydım‖ demiĢtir.
Cenab-ı Allah Al-i Ġmran suresinin 169-170. ayetlerinde Uhut Ģehitlerini övmüĢtür.
Uhut da okçuların dağılmasıyla düĢman saldırıya geçti. Müslümanlar çabuk toplandı.
DüĢman geri çekilmek zorunda kaldı. SavaĢ alanını terk ederken Ebu Süfyan :
- ―Ey Muhammed! Önümüzdeki yıl Bedir de seninle tekrar karĢılaĢacağız‖ tehdidini
savurdu. Hz. Peygamber de : ―ĠnĢallah‖ demiĢti.
ġehid olanlar için Cenab-ı Allah Ģöyle buyurmuĢtur:
―Allah yolunda öldürülenleri ölü sanmayın. Bilakis onlar diridirler. Allah'ın lütfu ile
sevinçli bir Ģekilde Rableri yanandı rızıklara mahzar olmaktadırlar. Onlara katılacak Ģehidler
de hiçbir korku ve üzüntü olmadığı müjdesi ile de sevinç içindedirler.‖
Hz. Peygamber (s.a.) Uhut Ģehitlerinin Ģöyle dediğini nakleder. ―Bizim cennetteki
halimizi, dünyadaki kardeĢlerimiz bilse cihad etmekten çekinmeseler, gevĢek, korkak
davranmasalar...‖
HENDEK SAVAġI‘nın yapıldığı yere geliyorsunuz. Burada :
-
Günlerce aç susuz karınlarına taĢ bağlayarak hendek kazılmıĢtı.
Çıkan büyük kayayı kimse parçalayamamıĢtı da Hz. Peygamber ―Bismillah‖ deyip
balyozu kayaya vurdu. Kaya parça parça olmuĢtu.
-
Hz. Ali gençti. Hendeği atlayan güçlü kuvvetli düĢmanı bir hamlede yere sermiĢti.
KuĢatma 27 gün sürdü. Müslümanlar, bunalmıĢtı.açtı, susuzdu, sayı azdı, yeterince
malzeme de yoktu. Ümitler kesildiği bir sırada sevgili Peygamberimiz Allah‘a Ģöyle yalvardı:
―Allahım! Kur‘an‘ı gönderen, düĢmanın hesabını tez gören Rabbim! ġu düĢman
topluluğunun hesabını gör...‖ O sırada:
Bir rüzgar bir fırtına herĢeyi alt üst etti. Kumları düĢmanın yüzüne çarpıyor, çadırları
söküp atıyor, yiyecek içeceklerini oraya buraya saçıp savuruyordu. Cündullah (Allah'ın
orduları) düĢmanla savaĢıyordu. Bu durumda düĢman orduları çekip gitmek zorunda kalmıĢtı.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 306
Mustafa ÖSELMİŞ
Medine‘de 40 vakit geçiyor, 8 gün doluveriyor. Bu arada Medine‘de bir okuldan ve
öğrencilerinden bahsettiler. Bir miktar yardım ettim. Burada : ―ArkadaĢlarımdan da toplayıp
size vereyim ne zaman gelirsiniz?‖ dedim. Bana : ―Biz sizin paranızı aldık. Ama baĢkasının
parasının kaynağını bilemediğimiz için alamayız‖ dediler.
Mekke‘de tüp, yiyecekleri verelim dedik aynı durumla orada da karĢılaĢtık. Yani
kaynağı bilinmeyen, helalliğinden tam emin olunmayan Ģey kabul edilmiyordu. Medine‘ye
gelirken göz aĢı dökenler, Medine‘den Peygamberden ayrılırken de göz yaĢı döküyordu.
Gözler ağlıyor, gönüller ağlıyordu. ―Allah ısmarladık‖, ―HoĢca kal Ya Rasülallah‖ diyordu.
Medine‘nin o sıcak havasından ve Peygamber (s.a.) den ayrılmak çok zor oluyor.
Medine‘de nefse hitap eden ne bir resim, be bir ses, ne bir görüntü olmuyor. Ġnsanın
kötü yönde etkileneceği hiçbir Ģeye rastlamıyor.
Mecsid-i Nebevi‘den ayrılırken, dönüp dönüp bakıyorsun. Kendini tutamıyorsun.
Oralar unutulacak gibi değil.
Ġmkân olsaydı, bana fırsat verilseydi Peygamber Mescidinde hizmetçi olmak isterdim,
diye aklına geliyor.
Ġhrama girerek Medine‘den ayrıldık, mikat mahallini geçmiĢtik. Arabayı durdurdular.
Arabada kaç kiĢi olduğunu sordular. Herkese birer paket verdiler. Ġçinde iki öğünlük zengin
yiyecek vardı. Paketin üzerinde de ―Medineli müslümanların ikramıdır, lütfen kabul edin‖
yazılı idi.
Mekke‘ye yaklaĢtık. Arabaları durdurdular, birer buçuk litrelik zemzem verip biraz
istirahat etmemizi istediler. Bir müddet sonra bir rehber verip bizi uğurladılar.
Telbiye, tekbir ve salavat getirerek dualar ederek içinde Beytullah‘ın bulunduğu
peygamberin doğup büyüdüğü Mekke‘ye ulaĢtık.
Mekke, Hz. Ġbrahim‘in Ģehri, Hz. Ġsmail‘in Ģehri ve sevgili peygamberimizin ve
Ashabının izlerini taĢıyor. ĠĢte böyle bir yerde bulunmak, insana manevi bir heyecan veriyor.
ġükrediyorsun, Ģükür namazı kılıyorsun, dua ediyorsun : ―ġükür Rabbim beni buralara
gelmek, buraları görmek nasip ettin‖ diyor, Ģükürler ve dualar ediyorsun.
Bundan sonra gelelim Mekke ve Mekke‘deki kutsal yerleri size anlatayım.
BaĢta müslümanların kıblesi olan, yeryüzünün ilk mabedi KÂBE var. Bir adı da
BEYTULLAH yani Allah'ın evin.
Kâbe‘yi ilk gören Ģu duayı yapmalıdır. Çünkü Kâbe‘yi ilk görenin duası red olmaz.
―Ya Rabbi! Bugüne kadar yaptığım ve bundan sonra yapacağım dua ve ibadetlerimi kabul et.‖
Kâbe'de Allah'ın misafiri oluyorsunuz. Kapısından içeri girerken tüyleriniz ürperiyor.
Ġçeri girince o güzellik, o hava o haĢmet ―Rabbim evin güzelmiĢ‖ demekten kendinizi
alamıyorsunuz.
Kâbe'nin etrafında dönerken, kelebeğin kendini helak edercesine lambanın etrafında
döndüğü gibi aĢkla, Ģevkle, sevgi ile dönüyorsunuz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 307
Mustafa ÖSELMİŞ
Tavafa Hz. Peygamberin öptüğü HACERÜ‘L EVSED‘in hizasından ―Bismillahi
Allahü Ekber‖ diyerek selâmlayarak baĢlıyorsunuz. 24 saat hiç eksilmeden insan seli akıyor.
KÂBE‘yi yapması için Allah Ġbrahim (s.a.) a emretti. Hz. Ġbrahim oğlu Ġsmail ile
Kâbe'yi yaptı. O günden bu güne dünyanın manevi cazibe merkezi oldu. Her yıl dünyanın her
yerinden akın akın insanlar buraya akın etmektedir.
Bir zamanlar bu ilgiyi Ebrehe kıskandı, yıkıp, yok etmek istedi. Filleriyle, kalabalık
ordusuyla harekete geçti. O zaman Ebrehe‘ye karĢı koyacak bir güç yoktu.
Ebrehe‘nin beyaz fili Kâbe‘ye yaklaĢınca yere çöktü yürümedi. BaĢka tarafa yürüyor,
Kâbe'ye doğru yürümüyordu. Bu sırada gökte Ebabil kuĢları göründü. Ayaklarına ve
ağızlarına aldıkları küçücük taĢları ordunun üzerine bıraktılar.
Filler ve ordu çiğnenmiĢ ekin gibi oldu. Ebrehen‘nin bir hesabı vardı ama Allah'ın da
bir hesabı vardı. TaĢlardan biri Ebrehe‘ye isabet etti. Ebrehe yaralandı. Çok geçmeden öldü..
Ebrehe‘ye kılavuzluk eden Mekkeli iki kiĢi de feci Ģekilde ölmüĢ, fili çeken iki kiĢide kör ve
kötürüm olmuĢ, daha sonra Mekke‘de dilenerek hayatlarını sürdürmüĢlerdir.
Cenab-ı Allah Kâbe'nin yıkılmasına müsaade etmemiĢ Onu düĢmandan korumuĢtur. O
zaman Kâbe'yi koruyan, savunan Ebabil kuĢları, 24 saat Kâbe'nin üzerinde uçuyor. Nöbet
bekliyor. Hangi sahabenin hangi evliyanın ruhudur bilinmez. Kâbe'yi tavaf edip duruyorlar.
Fakat hiçbir zaman Kâbe'nin tam üzerinden uçup saygısızlık yapmadıkları gibi, asla o bölgeye
de pislemiyorlar. Birde o bölgeye gelen sinekleri, böcekleri ve çekirgeleri temizliyorlar.
24 saat devam eden kalabalık ve izdihamdan Hacer-i Esved‘i öpemedik, sadece
selâmladık, Allah Rasulü öptü diye saygı gösterdik.
Ġbrahim (s.a.) ın ayak izlerini taĢıyan Makam-ı Ġbrahim adı verilen taĢı gördük
yakınında defalarca namaz kıldık.
Altın oluğun altında, Hatim denilen yerde Hz. Ġsmail ve annesi Hacer‘in defnedildiği
nakledilir. Hz. AiĢe : ―Kâbe'de namaz kılmak istedim Peygamber Hatime gir kıl dedi‖ der.
Mecsid-i Nebevi‘de kılınan namazın 1000 kat sevabı olduğunu Kâbe'de kılınan
namazın 100 bin kat sevabı olduğunu peygamberimiz bildirmiĢtir. Kâbe'de namaz kılana,
tavaf edene hatta Kâbe'yi seyredene büyük sevap vardır. Mecsid-i Haram‘da Kâbe'yi
seyrederek namaz kılınır.
Bir de Mecsid-i Haram‘ın içinde ZEMZEM var. Ġsmail (s.a.) dan bugüne eksilmeden
bol aktığı için zemzem denmiĢtir. Zemzem, yeryüzünün sularının en faziletlisidir. Zem zemle
abdest alınır, ama pisliklerin temizlenmesinde kullanılmaz. Hz. Peygamber Ģöyle buyurur:
―Zemzem hangi maksat ve niyetle içilirse o maksat içindir.‖
Büyüklerimiz, Kıyamet günü susuzluk çekilmemesi niyetiyle içilmesini tavsiye
etmiĢtir.
Safâ ve Merve tepeleri arasında yedi defa koĢmanın, ―sa‘y‖ in tarihi hatırasıyla alâkalı
olarak anlatılanlar Ģunlardı: Rivayete göre, Hz. Ġbrahim karısı Hacer‘i küçük bebeği Ġsmail ile
birlikte Mekke‘nin o zamanlar çöl olan bu bölgesine bırakıp gitmiĢti. Çok geçmeden
YÜCE YARATAN’A KULLUK 308
Mustafa ÖSELMİŞ
yanlarındaki su bitince , Hz. Hâcer yavrusuna su bulmak için, annelik sevgisi ve Ģefkatiyle
sağa sola koĢturup durdu. Bereketli Zemzem suy iĢte o zaman ortaya çıktı.
Hacer‘e ve Ġsmail (s.a.)‘a Ģifa olduğu gibi bugüne kadar da Ģifa kaynağı olmuĢtur.
ġöyle anlatırlar:
Çocuk çok hastaymıĢ ümit kesilmiĢ.
Haçtaki bana anne telefonda sormuĢ:
-
―Oğlum nasıl demiĢ,‖ cevap:
-
―Ümit yok demiĢler.‖
-
―Kargo ile zemzem gönderdim. Ġçirinde midesinde bulunsun‖ demiĢ.
Bir bardak içirmiĢler, biraz kendine gelmiĢ, gözlerini açmıĢ, biraz daha içmiĢ
iyileĢmiĢ...
―Doktoru görmüĢ hayret etmiĢ. Ġlâçlara cevap vermedi, ne verdiniz?‖ demiĢ.
―Zemzem içirdik‖ demiĢler.
-
Doktor laboratuarda tahlil ediyor. Hayretle diyor ki:
―Bu su bizim serumlardan daha güçlü‖ diyor.
-
Zemzem içerken ―ġifa niyetine Ya Rabbi! ‖ denirse, zemzem Ģifa olur. Bol rızık için
içilir, niyetin yerine gelmesi için içilir.
Zemzem, kana kana içilmeli ve içerken dua edilmelidir. Adam alkolik, kanına iĢlemiĢ
bırakamıyor. Adam, zemzem kanına iĢlemiĢ oda bırakamıyor.
Bazıları, kutsal beldelere gittiği halde zemzem içmiyor. Bazıları da ikram edilen
zemzemi, ben dilime sahip olamıyorum; ara sıra sövüyor, yalan söylüyorum, sigara içiyorum
veya içki içebilirim gibi gerekçelerle içmiyor. Bu çok yanlıĢtır. Bilakis zemzem içip ―Ben
zemzem içtim‖ deyip kötü alıĢkanlıklardan vazgeçmeye çalıĢılmalıdır. Eğer bir insan zemzem
içmekten kaçınıyorsa, bilsin ki zemzeme layık değil, zemzem ona layık değildir. Birde Cenabı Allah ona zemzem nasip etmeyecek. Çünkü herkes nasibini yer içer.
-
Zemzem Ģifadır.
-
Zemzem idrar olmaz.
Ter olarak çıkan zemzem kokmaz, bozulmaz. Normal su özelliğini yitirir de
zemzem, yıllar sonra gene özelliğini yitirmez.
Mecsid-i Haramın içinde, Ġbrahim (s.a.) ın ayrılmasından sonra su ve yiyeceklerin
bitmesiyle, Ġsmail (s.a.) ın susuzluktan ölüm tehlikesiyle karĢı karĢıya kalması durumunda,
Hacer‘in bir tepeden bir tepeye yardım edecek birini aramak için koĢtuğu SAFA – MERVE
tepeleri var. Burada say yaparken Ġsmail (s.a.) ın ağlamasını, Annesi Hacer‘in feryadını ve
imdât seslerini hissederek göz yaĢları ile koĢuyorsunuz. Ġki tepe arası 400 metre. Bir o tepe bir
bu tepe koĢuyorsunuz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 309
Mustafa ÖSELMİŞ
Duaların kabul olduğu kutsal yer ARAFAT‘a çıktık. Arafat, Cennetten çıkarılan Âdem
ile Havva‘nın yeryüzünde buluĢtukları yer, duaların kabul olduğu yerdir.
―Haccın en önemli rükünlerinden biri olan Arafat‘ta vakfeye sahne olan mekânla ilgili
Ģunlar anlatılır: Hz. Âdem ile Havva, Cennet‘ten uzaklaĢtıkları zaman kaybolmuĢlardı,
birbirlerini arıyorlardı. Yalnızlık içindeydiler, nihayet Allah'ın lütfuyla Arafat‘ta buluĢtular,
hasretle kavuĢtular. Müslümanlar Âdem‘le Havva‘nın torunları olarak Arafat‘taki vakfe
sırasında, sanki o günleri hatırlarcasına, Allah‘a minnet ve Ģükranlarını sunarlar. Dua ve
niyazlarda bulunurlar, O‘na daha içten yönelirler ve âdeta ilâhi varlıkta kaybolmak isterler.‖
Bazıları ibadetle meĢgul olurken bazıları bid‘atlerle uğraĢıyor.
-
Arafatta ağaçlara çaput bağlamak,
-
Kumdan ev yapmak,
-
Falanda gelsin diye kum yığmak gibi bit‘atler iĢleniyor.
-
Bazıları da yatıyor, bol bol uyuyor. Bunlar da hoĢ olmayan Ģeyler oluyor.
Arafat, Peygamberimizin ümmeti için af istediği ve af müjdesi aldığı yerdir.
Allah Rasulü Vedâ Hutbesini bu kutsal mekânda okumuĢtur.
―Bugün size dininizi kemâle erdirdim. Üzerinize nimetimi tamamladım ve sizin için
din olarak Ġslâmı beğendim.‖ Ayeti (Maida:3) burada nazil olmuĢtur.
Burada herkesin üzerinde kefene benzeyen ihram ve kıyamet sahnelerini andıran
mahĢeri bir kalabalık...
Burada kendimiz için, Müslümanlar için, milletimiz için ve insanlık için dualar
yapılıyor, tesbihler çekiliyor,namazlar kılınıyor. Burada duygulanmamak mümkün değil.
Arefe günü akĢamı Arafat‘tan ayrılıyorsunuz ve hüzünle Müzdelife‘ye geliniyor.
Burası da âdeta bir MahĢer yeri.(Bak taĢ yok gibi. Parmağınla bir karıĢtır aynı boy 5-10 taĢ,
herkes için öyle. Asırlardan beri herkes taĢ bulmuĢ.) Sabah kurbanların kesileceği, Ģeytan
taĢlanacağı MĠNA‘Ya hareket ediliyor.
Ġbrahim (s.a.) ında, Ġsmail (s.a.) ında imtihan edildiği yer. ġeytanın Ġbrahim (s.a.) ı ve
Ġsmail (s.a.) ı kandıramadığı yer. Burada Ġbrahim (s.a.) Ģeytanın isteklerini red edip Ģeytanı
taĢlamıĢtır. Biz de üç gün MĠNA‘da Ģeytan taĢladık. Her taĢı, atarken Ģeytana
uymayacağımızı, her türlü Ģeytani düĢünce ve davranıĢlardan uzak duracağımızı, Ģeytanın
peĢinden gitmeyeceğimizi düĢünerek atıyorsunuz.
Küçük, Orta ve büyük Ģeytanı taĢlarken, onu bütün hayatımızdan, benliğimizden
kovarak atıyorsunuz.
Ayrıca burada önemli bir husus insanın aklına geliyor. Hacer‘in ġeytana : ―Eğer
Rabbi! Ona emrettiyse Allah'ın emrine uyması gerekir‖ demesi, Ġbrahim (s.a.) ın tereddüt
etmeden Allah'a verdiği sözü tutması, Ġsmail (s.a.) ın boynunu uzatarak ―Baba beni yüzü
koyun yatır, yüzümü görüp vazgeçmeyesin‖ diyerek teslimiyet göstermesi, Allah'a itaatin
derecesini gösterir. Bize de mesaj verir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 310
Mustafa ÖSELMİŞ
Burada Ģeytanı iyi taĢlayamayanı Ģeytan hemen yakalıyor, Ģemsiyesini attırıyor,
terliğini attırıyor, onu bunu ittirip kaktırtıyor. Kavga ettiriyor.
Sıra, Sevgili Peygamberimizin doğup büyüdüğü evine ziyarete gelmiĢti. Çok
heyecanlıydın. Alemlerin hayırlısı burada doğmuĢtu. Yerdekilerin ve göktekilerin övdüğü
Muhammed o evde büyümüĢtü. Anasız babasız çileli bir çocukluk ve gençlik devresi
geçirmiĢti.
Vardığımızda kendi mi tutamadım, ağladım. Ev haraptı, bakımsızdı, yarısını yol almıĢ
acınacak durumdaydı. Kral gökdelenler yaptırırken Allah Rasulü‘nün doğduğu evi unutmuĢtu.
Kapısında küflü bir kilit, etrafı çör çöp dolu, nasıl duygulanmazsın, nasıl ağlamazsın. Ama
elden ne gelir.
Peygamberin evini ziyaret edip etrafını dolaĢtıktan sonra Ebu Cehil'in evini sordum.
Gösterilen yere baktığım da birçok insan giriyor, birçok insan çıkıyordu. Ayrıca yürüyen
merdivenler bile vardı; biri aĢağıya iniyor biri yukarıya çıkıyordu. Tam Ebu Cehil‘e layık bir
yerdi. Ebu Cehil‘in evi tuvalet olmuĢtu. Ziyaretçisi de çoktu.
Ebu Cehil öldüğü zaman öyle bir kokmuĢ ki. Oğlu yanına girememiĢ, evi üzerine
yıkıvermiĢ...
Ebu Cehil, bu duruma din düĢmanlığından, Peygamber düĢmanlığından ve müslüman
düĢmanlığından düĢmüĢtür. Ölünce leĢ gibi kokmuĢ, evide tuvalet olmuĢtur. Bu durum
bazıları için ibret olmalıdır.
Birgün Ġlk vahyin geldiği NUR DAĞI‘na gittik. Allah Rasulü bir miktar azık alır,
uzak, yüksek Nur (Hira) mağarasına girer, orada ibadet eder, toplumun kötülüklerinden uzak
tefekkür ederdi.
610 yılının Ramazan Ayında ―Yaratan Rabbi‘nin adıyla oku‖ diye baĢlayan ayet nazil
oldu.
Allah Rasulü o zaman çektiği çileleri hep bizim için çekmiĢti. Bir gaye uğruna
oralarda sevgili peygamberimiz dolaĢmıĢ durmuĢtu. Çektiği sıkıntıları hatırladım.
Daha sonra Hz. Peygamberi barındıran SEVR DAĞI ve SEVR MAĞARASI‘na
uğradık. Burası hicret sırasında Allah Rasulü‘nü barındırmıĢtı. Mağarada mûcizeler görüldü.
DüĢman mağaranın ağzına kadar gelince
-
―Geldiler Ya Rasulallah‖ diyen Hz. Ebu Bekir‘e Allah Rasulü :
- ―Korkma Allah bizimle beraberdir‖ diyerek Allah'a sonsuz güvenini gösterdi. Rabbim
de bu teslimiyet karĢısında onları korudu.
BaĢka birgün Cinlerin Hz. Peygamberden Kurân dinlediği ve müslüman oldukları CĠN
MESCĠDĠ‘ne uğradık.
Burada müslüman olan cinler, diğer cinlerle görüĢünce, cin heyetleri Allah Rasulü ile
birkaç defa görüĢmüĢtü.
Bir gün bir grup cin dediler ki:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 311
Mustafa ÖSELMİŞ
―Senin Allah'ın Rasulü olduğuna kim Ģahidlik eder?‖ yakında bir sakız ağacı vardır,
Peygamber o ağaca iĢaret ederek cinlere:
-
―ġu ağacı gördünüz mü, o Ģahitlik ederse iman eder misiniz?‖ deyince onlar:
-
―Evet dediler.‖ Ağaç sürünerek geldi. Peygamber (s.a.) ona:
-
―Benim Allah'ın Rasulü olduğuma Ģahadet eder misin?‖ diye sordu. Ağaç :
―ġahadet ederim ki sen Allah'ın Rasulü‘sün ‖ dedi. Ankebut (29-31.) ayetlerinde
bildirildiğine gör; cinler birbirine ‖susun‖ diyerek Kur‘an‘ı dinlediler. Uyarıcı olarak
topluluklarına döndüler. Milletlerine Ģöyle dediler:
―Ey Milletimiz! Allah'a çağıran Muhammed‘e uyun ve Ona inanın da Allah da sizin
günahlarınızı bağıĢlasın ve sizi can yakıcı azabtan korusun.‖
*
*
*
En son Hz. Hatice‘nin kabrinin bulunduğu Cennetü‘l Muallâ‘ya ziyaret ettik. Burada bir çok
sahabe ve islâm büyüğü yatıyor. Buralarda insan dünyadan kopuyor. Onların ruhuna hediyeler
göndererek dua ediyor ve Allah'ın izniyle Ģefaat edip kurtuluĢumuza vesile olmaları dileğinde
bulunuyor.
*
*
*
Veda tavafı yapıp ayrılırken; ayaklar gitmiyor, ağızlar susuyor, gözler ağlıyor. ―Allah
Ismarladık‖ diyorsunuz. Beytullahi vedâ ediyorsunuz. Allah'ın evindeki misafirlik bitiyor.
Ayrılmak kolay değil. Medine‘den nasıl zor ayrıldıysak, Mekke‘den de ayrılmak çok zor oldu.
ġimdi Mecsid-i Nebevi, Mecsid-i Haram, gözümde tütüyor. Rüyalarıma giriyor.
Rabbim tekrar nasib etsin. Gitmek isteyen herkese gidip, görmek, makbul olan hac yapmak
nasip etsin inĢallah.
NELERE ÜZÜLDÜM
Mekke ve Medine‘de bütün güzelliklerin arasında üzüldüğüm Ģeylerde oldu.
Önce müslümanlar bilgili ve Ģuurlu olarak hac yoluna düĢmüyor. Bunun için daha
çok Kâbe tavafı değil çarĢı tavafı yapıyor. Kâbe'de, peygamber mescidinde namaz kılacağı,
Kur‘an okuyacağı, zikir yapacağı yerde dünya sohbeti yapıyor. Çoğunun cebinde 99‘luk
tesbih yok, çoğu da Kur‘an‘ı bilmiyor. Ablalarımız, teyzelerimiz ön plânda yemek içmek
düĢünüyor, tesettür nedir bilmiyor.
Birçoklarında buradaki hal ile oradaki hal arasında bir fark olmuyor. DeğiĢme
olmuyor. Çokları tahammülsüz oluyor; diline sahip olamıyor, tavaf sırasında bile vuruyor.
Kırıyor,bağırıp çağırıyor. Bazıları mübarek yerlerde hanımı dövüyor.
Üzüldüğüm bir husus da Allah Rasulü‘nün sünnetine itibar edilmemesi oldu.
Namazların farzları kılınıyor tamam sünnet namazları yok, dua yok, tesbih yok. Nafile
ibadetler yok.
Bir tutmuĢtur. Ama bugün son ilaveler bilhassa yapılan oteller Kral‘ın misafir
haneleri Kâbe‘den yukarıda yapılmıĢtır.
Bir üzüntü kaynağı da hac için toplanan müslümanların birbirine yakın olmamasıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 312
Mustafa ÖSELMİŞ
Bizim hacılarımız din hakkında fazla bir Ģey bilmedikleri için orada gördüğü
yanlıĢlıkları benimseyiveriyor, baĢkalarına uyuveriyor, onlar gibi yapmaya baĢlıyor. Sebebi
de Arapları dini en çok bilen ve yaĢayan kimseler olarak görmesidir. ġunu açıkça bilmeliyiz
ki, onlar dört mezhebin dıĢında Ġngilizler tarafından özellikle kurdurulan Vahhabi
mezhebindendir. Sünnete itibar etmezler.
Araplarda Türk düĢmanlığı aĢılanmak için çok çalıĢılmıĢtır. Osmanlı‘nın eserleri yok
edilmiĢtir. Hatta Kâbe‘nin korunması için yapılan Ecyat Kalesi bile yıkılmıĢtır.
YAPILAN BAZI YANLIġLIKLARA GELĠNCE
Orada dört mezhepten müslüman var, mezhep nedir bilmeyenler var, mezhepsizler
var, Vahhabiler var. Bir de bunlara bakıp da köklü bilgisi olmadığı için yanlıĢ yapanlar var.
Bu durum da:
Sünneti terk edenler oluyor.
Kerahat vakti namaz kılanlar oluyor.
Namaz kılanların önünden rahatça geçenler oluyor.
Namazların sonunda dua ve tesbih terk ediliyor.
Kur‘an yere konabiliyor.
Peygamberin yattığı yere, Kâbe'ye veya kıbleye ayak uzatıp saygısızca yatanlar
oluyor. (Halbuki, ölüyü bile bu Ģekilde yatırmayız, tuvalette kıbleye dönmeyiz.)
Birçokları niçin geldiğinden nerede olduğundan habersiz, vaktin çoğunu çarĢı –
pazarda geçiriyor. Uyuduğu vakitler, uyanık olduğu vakitten daha çok oluyor.
Bazılarının bir elinde sigara bir elinde kola. Kolada alkol, kafain, kokain olduğunu
öğrenememiĢ.
Mecsid-i Nebevi‘nin avlusunda Mecsid-i Haram‘ın en üst katında sigara izmaritleri
gördüm. Buralarda sigara içenler oluyor.
Camide köy sohbeti, dünya sohbeti yapanlar.(Halbuki camide dünya kelamı
konuĢulmaz, dünya kelâmı konuĢulacaksa, musafaha bile yapılmaz. Peygamberimiz :
―Camide yitik sorana Allah yitiğini buldurmasın‖ demiĢtir.)
Bazıları izdiham varken tavafta, Hacer-i Esvedi öpmede, namaz kılmada, zemzem
içmede eziyet görüyor, eziyet veriyor. Bu doğru değil. Bu hali gören bazı kardeĢlerimiz kadın
hacca gitmez deyiveriyor, bu da yanlıĢ. Çünkü Cenab-ı Allah gücü yetenlere kadın olsun
erkek olsun haccı farzı kılmıĢ. Ayrıca Ġslâm'ın Ģartlarından biri. Kadının değmesi ile abdesti
bozulan Ģafiler bile Hanefileri taklide ederek hac yapar.
Hac suresinin 25. ayette : ―Birilerini Mecsid-i Haram‘dan alıkoymaya kalkanlar, bu
zulmü iĢlerlerse, onlara acı azaptan tattırız‖ buyurmuĢtur.
Kadın ne yapacak? Biraz dikkat edecek. Sonra o Allah'ın evinde mümkün mü nefsi
duygu olsun. Yarın mahĢerde toplanınca nefsi duygu olur mu? Nefsini aĢamayanın zaten
orada iĢi ne?
Hz. Peygamber (s.a.) ―Ġmkanı olup da hac yapmayanın ister Yahudi ister Hıristiyan
olarak ölmesinde bir fark yoktur.‖ buyurmuĢtur (K. Sitte:4/216)
Ayrıca Al-i Ġmran suresinin 97. ayetinde ―Hacca yol bulabilen hac etmesi gerekir. Hac
onun üzerinde Allah'ın hakkıdır‖ buyrulmuĢtur.
Bazıları Ģu veya bu nedenle zemzem içmiyor. Allah nasip etmiyor.
Bazıları, kendi attığı çöpleri görüyor, görülmemesi gerekenlere gözü takılıyor, iyi
Ģeyleri göremiyor, ihlaslı davranamıyor. Ġlk yakınlarından ayrılırken döktüğü göz yaĢının bir
damlasını oralarda dökemiyor. Neden?
1- Para, faiz parası da ondan
2- Vücutta haram lokmalar var.
3- Kul hakkı var. Ne yapsa olmuyor. Tat alamıyor, değiĢemiyor.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 313
Mustafa ÖSELMİŞ
Bazıları daha haç görevini yapmadan :―Hacı, hacı‖ diye bir birine hitap ediyor.
Gönderdiği eĢyaların üzerine büyük harflerle ―HACI ‖ yazıyor, adını adresini küçücük
yazıyor. Bunlar yanlıĢ...
Ġnsan hacılığı kullanmamalı. O Allah'ın emri. Müslüman namaz kıldığı, oruç tuttuğu
ve zekât verdiği gibi hacca da gider. Ne var bunda...
Müslüman korku ile ümit arasında olmalıdır. ―Acaba hacı oldum mu?‖ inĢallah
olmuĢumdur. ―Ya Rabbi! Hac ibadetimi kabul et‖ diye niyazda bulunmalıdır. Kendisine
―hacı‖ denmesini istememeli,, dendiği zamanda riyaya düĢmekten sakınmalıdır. Çünkü
riyanın Ģirke giden yönleri vardır.
Diğer bazı yanlıĢlıklarda Ģunlardır:
DönüĢte hacı için kurban kesip kanını hacının alnına bindiği arabaya sürmek. (Allah
için kesilmeyen hayvan leĢ hükmündedir, bu hayvanın eti bile yenmez.)
Hacının elinin içini öpmek, ayrıca karĢı cinse el öptürmek veya el öpmek.
Kartlara, levhalar ―HACI‖ yazdırmak.
Kendini günahsız addetmek. Temizlendim, kurtuldum, demek.
Dünya ve dünya iĢlerinden elini eteğini çekmek.
Hele yanlıĢlıklar yapıp kötü örnek olmak.
Birde mevlid okutup cennetin kapıların kendine açıldığını sanmak.
Hacdan gelenin avuç içinin, yüzünün, gözünün ve ayak altının öpülmesi, öptürülmesi.
ĠĢin özüne değil de teferruatla uğraĢılması, bazı bit‘atlar karıĢtırılması
Hac iĢini hediyeye dönüĢtürmek.
Mevlid okutmayı haccın Ģartı imiĢ gibi anlamak.
*
*
*
Hz. Peygamber (s.a.) bir hadislerinde Ģöyle buyuruyor:
―Kıyamet günü ümmetime Ģefaat edeceğim. Bu arada Zebaniler gelip ümmetimden bazılarını
benden önce kapıp Cehenneme götürecekler. Ben (Ya Rabbi! Bunlar benim ümmetimden)
diyeceğim. Rabbim bana (Onların senden sonra neler icat edip, neler yaptığını bir bilsen)‖
diyecek.
Hac da en çok dikkat edilmesi gereken Ģey Ģeytana fırsat vermemektir. Çünkü o her an
fırsat kolluyor. Ġnsanları birbirine düĢürüyor. Ġnsanı dünyaya meylettiriyor. Ġnsanı Allah'a
isyan ettiriyor. Allah korusun insanı Ģirke düĢürecek iĢler yaptırıyor.
Mecsid-i Nebevi de Kâbe'de, kabristanlıklarda, ziyaret edilen kutsal yerlerde; insanları
yanlıĢ düĢünce ve davranıĢlara sürüklüyor. Allahü Teala‘dan istenmesi gerekeni
peygamberden, mezarda yatandan, taĢtan, topraktan ağaçtan istetiyor. Sevap kazanılacak
yerde günah kazandırıyor, Allah korusun Ģirke sürüklüyor.
Peygamber Efendimiz: ―Ya Rabbi! Kabrimi tapınılan yer yapma‖ diye dua etmiĢtir.
Hz. Ömer, Peygamber bu ağacın altında eğleĢti diye o ağaca iltifat edenleri görünce,
ağacı kökletmiĢtir.
Adam, kafasını Kâbe'nin kapısına vuruyor,kapının halkasını yalıyor, yüz sürüyor.
Oraya buraya el sürüyor, mendil sürüyor, örtüsünü sürüyor. Eğilerek iki büklüm selâm
veriyor... Ģeytan hiç boĢ durmuyor.
ġeytan taĢlamayla ilgili tarihi olarak anlatılan Ģudur:
―Hz. Ġbrahim Allah'tan baĢka kimseyi sevmediği iddiasına sahipti. Aslında bu
düĢünce güzel ve her müminde bulunması gereken bir tavırdır. Ama insanoğlu beĢerdir, iyi
niyetine rağmen her zaman istenen olgunluk seviyesini tutturamaz. Mutlak kemal Allah'a
mahsustur. Peygamber de olsa yüce Allah, Hz. Ġbrahim‘i söz konusu iddiasında imtihan etmek
üzere, kendisinden sevgili oğlunu boğazlamasını istedi. Onlar ailece bu çetin imtihandan
baĢarı ile çıkmasını bildiler.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 314
Mustafa ÖSELMİŞ
ġeytan, kararından caydırmak üzere ilkin Hz. Ġbrahim‘e geldi, sonra kocasını
vazgeçirsin diye Hz. Hacer‘e gitti ve son olarak da, kurban olmayı reddetmesi için çocuğun,
yani bizzat Hz. Ġsmail‘in yanına vardı. Her biri de onu taĢlayarak yanlarından kovdular. ĠĢte
bu olayın Minâ‘da cereyan ettiği söylenir. Onun için bu hareketler, hayattaki Ģeytani dürtülere
karĢı, her birimiz içimizdeki kendi Ģeytanımıza karĢı bir kararlılık gösterisi olarak, orada
sembolik bir Ģekilde tekrarlanır.‖
ġeytan hacda kazandığını kaybettirmek için gelen hacılarla çok meĢgul olur. Hatta en
zayıf yanları kibirlerini artırır. Sen hacca gitmiĢ bir büyük adamsın, falan filan ise hacca
gitmemiĢ, senden aĢağıdadırlar, diyerek hacıyı kibir tuzağına düĢürür. Gururlandırır,
övündürür.
Hacta Ģeytan taĢlamanın manası, her türlü Ģeytani iĢleri söküp atmaktır. ġeytanın
tuzağına düĢmemek için Rabbe sığınmaktır.
Hac ibadetindeki hareketlerin iç anlamı ve kiĢiye kazandırması gerek mânevi haller
konusunda tasavvuf tarihinde ilginç bir konuĢma yer alır. Cüneyd-i Badadi isimli Hak dostu
ve ârif kiĢi, hacca gidip gelen adama sorar:
Haccetmek için ne yaptın?
Guslettim, ihrama girdim, iki rekât namaz kıldım ve telbiye ettim.
Bunlarla haccı akdettin mi?
Evet.
Peki, yaratıldığından beri bu ahdine aykırı bütün akitleri bozdun mu?
Hayır.
Sen akdetmemiĢsin.
Sonra ihram için elbisesini çıkardın mı?
Evet.
Sen elbisesini çıkarmamıĢsın.
Sonra yıkandın mı?
Evet.
Bu temizlenme sendeki her illeti, mânevi kirleri giderdi mi?
Hayır.
Sen temizlenmemiĢsin.
Hareme (Kâbe'nin çevresine) girdin mi?
Evet.
Hakeme girmenle her haramı terketmeğe söz verdin mi?
Hayır.
Sen Hareme girmemiĢsin.
Kurban kestin mi?
Evet.
AĢırı isteklerini ve iradeni Hak‘ın rızâsında yok ettin mi?
Hayır.
Sen kurban kesmemiĢsin.
ġeytana taĢ attın mı?
Evet.
Sendeki cehaleti attın mı, böylece sende bilgi göründü mü?
Hayır.
Sen taĢ atmamıĢsın, kovmamıĢsın.
Kâbe'yi ziyaret etin mi?
Evet.
Bu ziyaret sebebiyle ilâhi-mânevi ikramları arttığını gördün mü? Çünkü Hz.
Peygamber Ģöyle buyurur : ―Ziyaret edilenin, kendisini ziyaret eden ikram etmesi bir haktır.
Sen bu ikramı fark edebildin mi?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 315
Mustafa ÖSELMİŞ
Hayır.
Sen ziyaret etmemiĢsin. Sen hac etmemiĢsin diyor.
Böylece haccın bütün hareketlerinin taĢıması gereken iç anlamlara, soru-cevap
Ģeklindeki iĢaret edildikten sonra, haccın bu bilinç ve anlayıĢ içinde yapılması gerektiği
belirtilir.
Yani hacca gönülden niyet etmeliyiz.
Üzerimizdeki elbise ile beraber, dünya kirlerinden de yıkanmalıyız.
Yıkanırken günah ve haram kirleri de yıkamalıyız.
Harem‘e girince bütün haramları terke söz vermeliyiz.
Kurbanla beraber nefis belâsını da kurban etmeliyiz.
ġeytanı taĢlarken, Ģeytanı hayatımızdan kovmalıyız.
Kâbe'yi ziyaretle, sahibinin ikramına nâil olmalı ve bunu hissetmeliyiz.
-
SONUÇ
Tam yapılan hac için güzel müjdeler var. ―Makbul haccın mükafatı cennettir‖ diyor
Allah Rasulü.
Makbul hac için:
Madden ve mânen hazır olmadan hacca gidilmemelidir.
Hactan önce kötü alıĢkanlıklar birbir terk edilmelidir.
Helal para ile hacca gidilmelidir.
Hacca sırf hac maksadıyla gidilmelidir. Hangi maksat üstün gelirse o olur derler.
Böylece insan, Ya seyyah, Ya tüccar, Ya da hacı defterinden birine yazılır.
Hacca gidemeyende hac niyeti taĢımalı ve o niyetle ölmeli ki, rabbim umulur ki, hac
sevabı verir.
Hacca gitmek kolaydır. Ama hacı olmak ve hacı olarak kalmak zordur. Önemli olan
bu zor olanı baĢarmaktır. Her hacca giden hacı olmaz. Hac görevini yapan arınmalı, değiĢmeli
ve örnek bir insan olmalıdır. Ġslama müslümanlara laf getirmemelidir.
Hac ibadeti para ile satın alınmaz. Hac gönül iĢidir, içi yanmayan, göz yaĢı dökmeyen
biraz daha manen hazırlanmalıdır. En önemli husus da Ģudur:
ġeytan hacca gidip gelenin peĢine düĢer. Çok dikkat edilmeli, ona fırsat
verilmemelidir.
Hacca gidip gelen, yediğine, içtiğine dikkat etmelidir. Birde boĢ Ģeylerle
uğraĢmamalıdır.
Hz. Peygamber Ģöyle uyarır:
―Allah'ın kulunu terk ettiğinin alameti, kulun boĢ Ģeylerle uğraĢmasıdır.‖
Bir hadislerinde de Efendimiz : ―Nasıl yaĢarsanız öyle ölür, nasıl ölürseniz, öyle
haĢrolunurusunuz‖ buyurmuĢtur.
Allah Rasulü Ģöyle buyuruyor:
―KiĢi helal olmayan bir mal ile haç ettiğinde (Lebbeyk Allahüme lebbeyk) dediğinde
Allahü Teala cevaben: sana lebbeyk yok, haccın geri çevrilmiĢtir‖ buyurur. (Ramuz:41/13)
Bir hadislerinde de helal para ile giden için: ―Telbiye getirirken etraftaki taĢ, toprak,
ağaç ne varsa onlarda iĢtirak eder, onlarda getirir‖ buyurur. (Hadis Ans:4/1164)
Sözün özü: hactan her türlü Ģey getiriyoruz, ama mânevi Ģeyleri unutuyoruz. Hactan
maneviyat yükü ile dönmeliyiz, ibadet sevabı ile hac sevabı ile dönmeliyiz.
Hacca gidecek olan kardeĢlerim, hac bir sevdadır. Gönüllerde yer eden bir aĢktır. Her
an Cenab-ı Allah'ın huzurunda olma halidir. Gitmek gibi dönmek de nasip olursa, Allah
YÜCE YARATAN’A KULLUK 316
Mustafa ÖSELMİŞ
Rasulü‘ne ve Kâbe'ye ―Elvada‖ demeyin, ―HoĢçakal‖ demeyin. Orada kalın. Gönlünüz orada
kalsın, benliğiniz orada kalsın. Veda tavafını bile yakında tekrar gelecekmiĢ gibi yapın.
Hacca gidecek kardeĢlerimize hayırlı yolculuklar diliyoruz. Allah sağ salim makbul
olan hac yapıp gelmek nasip etsin, inĢallah...
―Kime ki Kâbe nasip olsa Hüdâ rahmet eder,
Her kiĢi hanesine sevdiğini davet eder.‖
Konumuzu Cengiz Numanoğlu‘nun sesleniĢi ile bitirelim.
EY BEYTULLAH YOLCUSU...
Ey! Beytullah yolcusu, Ey! Fazilet zengini;
Meleklere vermedi, Rabbim senin dengini
Ah! Bir görsen yüzünü, o nuranî rengini;
Ne mutlu ki, en karlı ticaret şimdi senin;
Karşılığı yüz bindir, Kâbe'de bir secdenin...
Ey! Beytullah yolcusu, Ey! Davetli misafir;
Nebiler sana yoldaş, Peygamberler müzahir.
Darlık yüzü yok artık, sana dünya ve ahir;
Arafat müjdesinden,şüpheye düşme sakın;
Yeniden doğmuş gibi, olacağın gün yakın...
Bekliyor şimdi seni, bir sabır imtihanı;
Önce kendi içinde gizlenen nefsi tanı.
Öfke ve isyan ile sevindirme şeytanı;
Kazanmak istiyorsan, Mina’daki savaşı;
İbrahim gibi fırlat elindeki her taşı...
Yakında giyeceksin, beyaz ihramlarını;
Çözeceksin ölümün, ölümsüz sırlarını!
Bıraktın... Gidiyorsun, işte bütün varını;
Sana hüzün vermesin, çoluk çocuk ve eşin,
Beytullah’ta bekliyor, milyonlarca kardeşin...
YÜCE YARATAN’A KULLUK 317
Mustafa ÖSELMİŞ
Kâbe'yi ilk gördüğün, o muhteşem anda sen;
Nasıl bir vecd içinde, ürpereceksin bilsen.
Ne tende can kalacak, ne dünyada bir hissen;
Unutmam ki; makbuldür, o anda tüm dilekler,
Etrafında pervane misalidir melekler.
Kalkınca gözlerinden, asırların perdesi;:
Bir yanda çınlayacak, Bilal’in yanık sesi,
Bir yanda sahabenin,meleklerle secdesi,
Resul’ü göreceksin, mihrabında Kâbe'nin,
Şahidi olacaksın, daha nice sahnenin...
YÜCE YARATAN’A KULLUK 318
Mustafa ÖSELMİŞ
XIII.BÖLÜM
KurtuluĢ Yolu
DUA ETMEK
Son zamanlarda maddi mânevi sıkıntı içerisine düĢtük. HerĢey bizi sıkıyor, üzüyor.
Ġnsanımız bunaldı. Teselli bulamayan, çıkıĢ kapısı bulamayan, bunalıma düĢüyor ve mânen
ölüyor. Ana babasını öldürüyor, eĢini öldürüyor, çocuklarını öldürüyor, ardından kendisini de
öldürüyor.
Mânevi güç, mânevi destek olmayınca maddi sıkıntılar çekilmez hale geliyor. Aileler
yıkılıyor.
Diğer yandan bir kesim var ki, Allah'ın ipine sarılmıĢ, hamd ediyor, sabrediyor,
Ģükrediyor, dua ediyor, rahatlıyor, acıları hafifliyor, dua ona Ģifa oluyor.
Mağara hadisinde anlatıldığı gibi, mağaradakiler nasıl dua ile kurtulduysa, onlar da
öyle kurtuluyor.
Duaya önem vermeyen, duayı elden bırakan yalnız kalıyor, desteksiz kalıyor, çaresiz
kalınca da baĢka Ģeylerden medet bekliyor.
Dua etmek, dua edebilmek, kabul olacak dua etmek bilgi iĢidir. Bu konuyu okuyan bir
çok kardeĢimiz diyecek ki, ―Biz dua etmesini bilmiyor muĢuz‖
HerĢey inanıyoruz ki, Cenab-ı Allah'ın takdiri ile olur. Allah izin vermeden hiçbir Ģey
olmaz.
Ġnsana derdi veren Allah‘tır. Dermanı da veren Allah'tır.
Allah insanı imtihan için sıkıntıya sokar. Bakalım sabredecek mi, Ģükredecek mi,kaza
kaderime inanacak mı, tevekkül edecek mi, bana yönelecek mi, bana sığınacak mı ve dua
edecek mi, der.
Adem (s.a.) dua ile sıkıntılardan kurtulmuĢ, Havva‘nın duasıyla
kavuĢmuĢlardır.
birbirine
Yunus (s.a.) dua ile sıkıntılardan kurtulmuĢ,balığın karnından da kurtulmuĢtur.
Eyyüp (s.a.) kalbine siyaret etmek üzere olan kurtlardan yaptığı dua ile kurtulmuĢtur.
Ġbrahim (s.a.) dua ile ateĢten kurtulmuĢtur.
Yakup (s.a.) ın acıları dua ile dinmiĢtir.
Peygamberimiz (s.a.) sıkıntılarından dua ile selâmete çıkmıĢtır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 319
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah'ın birçok sevgili kulları, veli kulları dua ederek derecelerini yükseltmiĢtir.
Bizde size, dua ile nasıl rahatlarız, sıkıntılardan nasıl kurtuluruz, duamız nasıl kabul
olur, bunu açıklayacağız.
1.
Dua Nedir?
Dua, çağırmak, sığınmak, istek ve yalvarıĢta bulunmak demektir.
Dua, Allah'ın gazabından rahmetine sığınmaktır. Zayıf kuldan güçlü yaratıcıya
ilticadır. Dua Allah'la konuĢmaktır, kapısını çalmaktır.
Dua, yaratan ile yaratılan arasında mânevi köprüdür.
Allah Rasulü'nün ifadesine göre : ―Dua, ibadettir. Dua, ibadetin özüdür. Dua, ibadetin
ta kendisidir.‖
―Dua, belâ ateĢini söndürür.‖ Belayı def eder. Kulu Allah'a yaklaĢtırır.kutsi hadiste
Allah : ―Kulum bana dua edince onunla beraber olurum‖ buyurmuĢtur.
Ġ. Gazali de : ―Kur‘an‘dan sonra zikir ve dua ile meĢguliyetten Allah nezdinde daha
hayırlı bir iĢ yoktur‖ demiĢtir.
―Dua, ibadetin özüdür.‖ Çünkü ibadetin kabulü için bile, duaya ihtiyaç vardır. Dua,
aynı zamanda kulluk borcudur. Dua kabul olmasa bile, Cenab-ı Allah'a kulluk borcu yerine
getirilmiĢ olur. Onun için hiçbir dua boĢ ve anlamsız değildir. Bugüne kadar karĢılığını
alamadığı duayı kimse yapmamıĢtır.
Allah'a olan yakınlığını kaybetmemek için kul, duayı elden, dilden düĢürmemelidir.
Duayı unutan, Rabbini unutmuĢ olur.
Peygamberimizin bildirdiğine göre : ―Dua, müminin silahıdır.‖ Dua, belayı önler.
Allah, kendisinden istemeyene, dua etmeyene gazab eder.
Cenab-ı Allah Ģöyle buyurur : ―Bana dua edin ki, size icabet edeyim‖. ―Bana dua edin
ki size karĢılık vereyim. Bana kulluk etmeyi büyüklüklerine yediremeyenler, alçalmıĢ olarak
Cehenneme gireceklerdir.‖ (Mümin:60)
―Dualarınız olmasaydı Allah nazarında hiçbir kıymetiniz olmazdı.‖ (Furkan:77)
Evet ibadetlerimiz dua ve yalvarıĢlarımız olmasaydı, Allah yanında ne değerimiz
olurdu ki.
Allah : ―Ey Rasulüm! Kullarım beni senden sordukları zaman deki : Ben onlara
yakınım. Bana dua edenlerin dualarını kabul ederim. Onlarda benim davetime uysunlar ve
imanda sebat etsinler ki, o sayede doğru yola ilerleyebilsinler.‖ (Bakara:186) buyrulmuĢtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 320
Mustafa ÖSELMİŞ
Dua kime olur : Dua ancak Allah'a olur. Yunus 106. ayetinde ―Sana fayda ve zarar
vermeyecek Allah'tan baĢkasına dua etme.‖
Nisa suresinin 79. ayetinde ―Sana iyilik gelirse, Allahtandır. Sana kötülük gelirse
nefsindendir― buyrularak yalnız Allah'a dua edileceği, Allah'tan isteneceği bildirilmiĢtir.
Bize dua etmek düĢer. Çünkü kula dua yaraĢır.
Cenab-ı Allah, kendisine dua etmeyeni ve kendisinden istemeyeni sevmez.
Duaya Nasıl BaĢlanır?
-
Önce helâl lokma gerek. Duadan önce bir miktar sadaka verilir.
-
Allah'a hamd, Rasulüne salat okunmadan yapılan dua boĢlukta kalır.
-
Günahlardan dolayı istiğfar edilir.
Hamd etmeyen, salavat getirmeyen ve istiğfar etmeden dua eden birini Hz.
Peygamber görür ve çağırır, der ki :
―Acele ettin, Allah'a hamd et, salavat getir, istiğfardan sonra istediğini iste‖
(K.Sitte:5/1772)
-
Allah'a ancak güzel sözler ve salih ameller yükselir.
-
Dua edecek kimse, vakit kollamalı, kıbleye huĢu ile yönelmeli, öyle dua etmelidir.
2.
Dua Allah'ın Emridir
Cenab-ı Allah :
1- ―Bana dua edin‖ diyor. Buna göre dua etmek vaciptir.
2―Rabbinize yalvararak, gizlice dua edin.yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.
Azabından korkarak, rahmetini umarak Allah'a dua edin.‖ (A‘raf:55-56) buyruluyor. Hz.
Peygamber de Ģöyle demiĢtir :
1-
―Sizlere dua etmenizi tavsiye ederim.‖
2- ―Rabbimiz her gece gecenin üçte biri kaldığı zaman der ki : Yok mu dua eden duasını
kabul edeyim, yok mu benden affını isteyen onu af edeyim‖ (Büyük Hadis Külliyatı:5/9226)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 321
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah kendisine dua etmeyeni sevmez, gazap eder. Allah birĢeyler isteyeni sever.
Onun istediğini de verir.
3.
Dua Kuvvet Kaynağıdır
Dua, insan için mânevi bir ilâçtır. Dua, insan ruhunu besler,insanı kötü düĢüncelerden
alıkor.
Dua eden insan, her zaman kendini güçlü hisseder, geleceğe ümitle bakar, Allah'ın
kendisine yardım edeceği düĢüncesi, ona her an güven verir.
Dua etmeyen, karamsar olur, hayatı çekilmez olur.
Dualı bir hayat ise her zaman huzurlu bir hayattır.
Duanın psikolojik yönü bir tarafa, Tıbbın bittiği yerde dua vardır. Tıbbın çaresiz
kaldığı, Ģifa bulmaz denilen, kendisine ömür biçilen nice kimseler dua ile Ģifa bulmuĢtur.
Selçuklularda, Osmanlılarda hastanelerde dua ile tedavi bölümleri vardır. Bugün de
Fransa‘da, doktorun değil papazın meĢgul olduğu hastalar vardır. Ġlâç yok doktor yok. Dua
vardır.
Dua, en tesirli bir ilâçtır. Mahatna Gandi : ―dua ve ibadet olmasaydı çıldırırdım‖ diye
bir gerçeği ifade etmiĢtir. Niceleri : ―Dua ettim, rahatladım‖ diyor.
Cenab-ı Allah, Kur'an‘ın Ģifa olduğunu bildirmiĢtir. Duanın verdiği sükunet, iyileĢme
sağlar. Dua, sahibine moral verir,güç kazandırır.
Nazar, dua ile tedavinin en güzel örneğidir. Dua, en tesirli tedavi yoludur. Dua etme
alıĢkanlığı olanlar, ümidini yitirmez, moralini bozmaz. Dua ettikçe güçlenir, güçlendikçe dua
eder.
4.
Dua‘nın Önemi
Duanın hayatımızda büyük bir önemi vardır. Duasız hayat, fatihasız mezara götürür.
Bir hadislerinde peygamberimiz : ―Kim Allah'a dua etmezse, Allah ona gazab eder‖
buyurmuĢtur.
Dua, insana kulluğunu hatırlatır. Allah'ın yardımını sağlar, insanı baĢarılı kılar. Ayrıca
kiĢiyi belalara karĢı korur. Ġnsan üzerinde olumlu etki yapar. Ġnsanı baĢı boĢluktan
sahipsizlikten korur. Dua, stresin ilâcıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 322
Mustafa ÖSELMİŞ
Cenab-ı Allah : ―Dua edin icabet edeyim, kabul edeyim‖ buyurarak dua etmemizi
istemiĢ ve duanın cevapsız kalmayacağını bildirmiĢtir.
Peygamber Efendimiz de : ―Dua, müminin silahı, dinin direği, yer ve göklerin
nurudur‖ (Hâkim Dua:1/492) buyurarak duanın önemini bildirmiĢtir.
Üzüntü, korku, telaĢ, hiçbir Ģeyi değiĢtirmediği gibi daha da olumsuzluklara ve
kayıplara neden olur. Dua ise, bir türlü sığınma ve koruma altına girmedir, belâya siperdir.
Ayrıca dua, bir nevi yardımlaĢmadır. Çünkü; insan yalnız kendi için dua etmez, yakınları için,
bütün din kardeĢlerinin selameti için de dua eder. Ve etmelidir. Nasıl kendi çocuğunuz veya
bir yakınımız,bir sıkıntıya düĢtüğü zaman, çare ararsak,dünyanın dört bir yerinde zulüm gören
müslümanlar var, müslüman Türkler var. Onlar içinde aynı sıkıntıyı hissetmemiz ve dua
etmemiz gerekir.
Peygamberimizin bildirdiğine göre; baĢkası için yapılan dua, daha makbul ve
dualarımızın kabulüne vesile olacaktır.
Yürekten yapılan dualar insanı rahatlatır.
Amerika‘da yapılan bir araĢtırmaya göre:
―Dua ederek arzularına kavuĢan bir bölüm Amerikalı ise bunun sadece bir tesadüf
olduğunu düĢünüyor ama yine de dua etmeye devam ediyor. Bir kısmı ise sadece rahatlamak
ve kirli duygulardan arınmak için dua ettiğini söylüyor.
Duanın hastalar üzerinde inanılmaz derecede etkileri olduğunu söyleyen Georgetown
Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Dale Matthews (Romatizmal kireçlenmesi olan
hastalar üzerinde yapılan deneyler bunu doğruladı. Romatizması olan hastaların acıları çok
Ģiddetli oluyor ve eklemleri de ĢiĢmiĢ olduğundan deneyin sonuçları daha iyi görülebiliyor.
Hastaları iki gruba ayırdık. Ġlaçlı tedavinin yanı sıra düzenli olarak dua eden gruptaki
hastaların daha hızlı iyileĢtiği ve ağrılarından kısa zamanda kurtulduğunu gördük) Ģeklinde
konuĢuyor...
Dua için internetten de istifade ediliyor.
ABD BaĢkanı Clinton‘un gittiği Washington‘daki Methodist kilisesinde Cuma
akĢamları özel uda seansları düzenleniyor. (26.03.1997 - Türkiye)
5.
Dua Ġbadetin Özüdür
Hz. Peygamber Ģöyle buyurmuĢtur:
―Dua ibadettir‖ (R.Salihın:3/1494) dedikten sonra Ģu ayeti okumuĢtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 323
Mustafa ÖSELMİŞ
―Bana dua edin ki size icabet edeyim. Bana dua etmeyi gururlarına yediremeyenler var
ya, onlar alçalmıĢ ve hakir olarak cehenneme gireceklerdir‖ (Mümin:69) (K.Sitte:2/464)
Kur'an'da da : ―Duanız olmasaydı Allah yanında hiçbir kıymetiniz olmazdı.‖
(Furkan:77) buyruluyor.
Duasız ibadet olmaz. Duasız dua bile olmaz. Dua ibadetin özüdür.
Dua olmadan hidayete eriĢilemez.
Duaların kabulü için dua Ģart. Tevbelerin kabulü içinde dua gerekir.
6.
Dua Belâ AteĢini Söndürür
Hz. Peygamber (s.a.) Ģöyle bildirmiĢtir :
1-
―Dalga dalga gelen belâ ve musibetlere karĢı Allah'a dua edin.‖
2-
―Belaya dua ile karĢı koyun.‖
Dua, belâ ateĢini söndürür. Kaza belâyı def eder.
3-
―Duanın nazil olan olmayan belâya faydası vardır.‖ (Ramuz:97/10)
4-
―Dua belâyı karĢılar.‖ (Ramuz:207/16)
SıkıĢan, daralan, zulme uğrayan dua etmelidir. Allah'a sığınmalı, Allah'a havale
etmelidir. Felâk-Nâs surelerini okumalı, birde : ―Lâ ilâhe illa ente sübhaneke inni küntü
minezzalimin‖ demelidir.
Hiçbir dua karĢılıksız kalmaz. Bunun için kimse ―benim duam kabul olmadı‖
dememelidir. Dua vardır ibadet olur, dua vardır sevap kazandırır, dua vardır, gelecek kaza
belâları önler. Bu bakımdan dua etmeyen insan, hayırdan mahrum olur.
Nemil suresi 62. ayetinde : ―Dua sıkıntıyı giderir‖ buyrulmuĢtur.
7.
Dua Müminin Silahıdır
Hz. Peygamber (s.a.) : ―Duanın dua edene üç faydası vardır‖
1-
Dua edenin Ya günahı af olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 324
Mustafa ÖSELMİŞ
2-
Ya hayrı artar.
3-
Veya sevap kazanır. (Ramuz:104/8) buyurur.
Duayı elden bırakmamak gerekir. ―Dua müslümanın silahıdır‖ demiĢ peygamberimiz.
Bir kutsi hadiste : ―Kulum bana dua edince onunla beraber olurum‖ buyurmuĢtur.
Dua eden kul,düĢmanın fitnesinden, kötülerin kötülüğünden emin olur, Ģeytanın
Ģerrinden korunur.
Cenab-ı Allah kendisine teslim olan kulları için; gören gözü, tutan eli, yürüyen ayağı
olurum, diyor.
Sabah evden çıkarken, bir iĢe baĢlarken, bir yere giderken, akĢam yatağa yarken, dua
etmeliyiz. Allah'a sığınmalıyız, kendimizi Allah'a emanet etmeliyiz.
Ġstiaze
(sığınma)
duası
olan
―EuzubillahimineĢĢeytanırracim
Bismillahirrahmanirrahim, lâ havle velâ kuvvete illabillihil aliyyil azim‖ duasını çok
okumalıyız.
Ayetel kürsi, Ġhlas, Fatiha, Felak, Nâs surelerini sürekli okumalıyız.
-
Rabbena atina fiddünya haseneten ve fil ahireti haseneten vegına azanbennar.
-
Lâ ilâhe illa ente sübhaneke inni küntü minez zalimin
Duaların eksik edilmemeliyiz. Zira kulun duaya ve Allah'a ihtiyacı vardır. Kur'an'da :
―Allah'a yalvara yakara dua edin‖ (A‘raf:55) ‖Siz Allah'a muhtaçsınız‖ (Fatır:15)
buyrulmuĢtur.
8.
Dua Ġle Tedavi
Dua eden kim olursa olsun : ―Ben duanın faydasını görmedim‖ diyemez.
HerĢeyden önce, kulun dua etmeye ihtiyacı vardır. Bu ihtiyacı gidermiĢ olur. Dua
ibadettir. Dua eden ibadet etmiĢ olur.
Dua eden kimse, ―Ben Allah'a yalvardım, uda ettim‖ rahatlığı için huzur duyar.
Diğer taraftan dua kalbin cilasıdır, kalbin kararmasını önler. Dua sükûnet sağlar, dua,
ümit ve kudret kaynağıdır.
Duanın tedavide ve Ģifada büyük rolü vardır. Tedavi ile beraber dua, büyük etki yapar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 325
Mustafa ÖSELMİŞ
Meselâ; ―Dua edeni melekler korur‖ denir. Sadece dua edilir. Ġman zayıf amel yok,
abdest yok, besmele yoksa, korumaz. Tedavisiz duanın da pek faydası olmaz. Allah sebeplere
yapıĢmamızı istiyor. Hapı atacaksın, yaraya ilâcı süreceksin. ―Allahım iyileĢtir‖ diye de dua
edeceksin.
―Bu dua, herĢeydir. Okuyana hiçbir Ģey zarar veremez veya Ģöyle Ģöyle olur‖ demek
yanlıĢ olur.
Yalnız haramlarda tedavi olmaz. Peygamberimiz : ―Derdi veren Allah dermanı da
vermiĢtir. Her derdin bir devası vardır. Öyleyse tedavi olun ve haram bir Ģeyle de tedavi
olmayın‖ (Ebu Davut, Tıp:11) demiĢtir.
Tedavi, hem Allah'ımızın hem de peygamberimizin emridir. ġifa istemek de aynıdır.
Hz. Peygamber hastalara Ģöyle dua ederdi : ―Ey Alemlerin Rabbi! ġu hastalığı gider, Ģifa ver.
ġifa veren ancak sensin. Senin Ģifandan baĢka Ģifa yoktur.‖ (K.Sitte:11/136)
Ġlaçla tedavide âciz kalındığı yerde dua, imdada yetiĢir ve birçoklarını da
ĢaĢırtmaktadır. Hele bazı hastalıklarda en Ģifalı ilâç dua olmaktadır. BaĢka çaresi kalmayan,
ömür biçilenler, duaya ibadete sarılmakta ve etrafını ĢaĢırtmaktadır.
Bugün Avrupa‘da, Osmanlı ve Selçuklular da olduğu gibi Doktorların yerine
papazların girdiği hastaneler vardır. Avrupalı iĢyerlerine yol üzerlerine ibadet yerleri, dua
kulübeleri açmıĢtır. Buraları birer sığınak olarak görmektedir.
Bugünkü Ģartlarda tahammül gücü ve moral kazanarak, ayakta durabilmek için duaya
son derece ihtiyaç vardır. Stresin panzehiri duadır. Son araĢtırmalara göre; duanın insana
huzur, genel bir iyilik hali verdiği anlaĢılmıĢtır.
Duanın hiçbir zararı yoktur. Aksine dua iyileĢmeyi kolaylaĢtırır.
Kur'an bir Ģifadır. Ġsra 82. ayetinde ―Kur'an müminler için Ģifa ve rahmettir.‖
buyrulmuĢtur.
Maddi hastalıkların ilâcı vardır. Hastalık mikrobikse, doktora gider muayene olur,
eczaneden ilâç alır kullanır ve Rabbimizin izni ile iyileĢiriz. Ya hastalık mânevi ve ruhi ise ne
yaparız o zaman da duaya sarılırız.
Mânevi hastalıkları ilâçla tedaviye kalkıĢmak, hastanın derdini arttırmak olur.
Tıp dünyasında yapılan iki araĢtırma sonuçlarını sizlere sunmak istiyorum.
―American Heart Journal dergisinin haberine göre, Duke Üniversitei Tıp Merkezi
bilim adamlarından Mitch Krucoff ve ekibi tarafından yapılan araĢtırmada, hasta için dua
edilip edilmediğini, ne hasta ne de doktorlar biliyordu.
Bilim adamları, ameliyata alınacak 150 kalp hastası üzerinde yaptıkları araĢtırmada,
hepsi standart tedavi gören hastalrı gruplara ayırdılar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 326
Mustafa ÖSELMİŞ
Hastalardan bazılarına, tedaviye ek olarak, stresten kurtulma ve (elle Ģifa) seansları
uygulandı. Bunun yanı sıra, Budist, Yahudi, Katolik ve diğer inançlara mensup din adamları,
bazı hastaların iyileĢmeleri için dua ettiler.
AraĢtırma sonunda, en büyük iyileĢmeyi kaydedenlerin, kendileri için dua edilen
hastalar olduğu görüldü.
Bilim adamları, stresten kurtulma ve (elle Ģifa) seanslarının hastaların rahatlamasını
sağladığını ancak duanın bu ilginç etkisini açıklayamadıklarını söylediler.
Bilim adamları, bu fenomenleri yeni araĢtırmalarla mercek altına alacaklarını
kaydettiler.‖ (03.11.2003, Zaman)
―Kansas St. Luke‘s Hastanesi, San Francisco Hastanesi ve Neq York‘taki Columbia
Üniversitesi‘nin yaptığı araĢtırmalar, dua okutmanın hastaların iyileĢmesi sürecini
hızlandırdığını ortaya çıkardı. St. Luke‘s Hastanesi‘nde yapılan araĢtırmada 5 din adamı, 990
kalp hastasının 466‘sına dua okudu. Din adamları, hastalır tanımıyor, sadece isimlerini
biliyordu. Ayrıca hastalar kendileri için dua edildiğinden haberdar değildi. 28 gün süren seans
sonunda, dua okunan hastaların yüzde 11 oranında daha hızlı iyileĢtiği ve hastalık
belirtilerinin daha az görüldüğü ortaya çıktı. Aynı çalıĢma San Francisco Hastanesi‘nde 393
kalp hastası üzerinde de yapıldı. Sonuç yien aynı: Dua edilen 150 hasta daha çabuk iyileĢti.
Columbia Üniversitesi de üreme sorunları yaĢayanlar üzerinde bir araĢtırma yaptı. Dua
okunanlarda, döllenmenin baĢarı oranı yüzde 8‘den 16‘ya çıktı. Embriyonun rahimde sağlıklı
büyüme Ģansı ise yüzde 25‘ten 50‘ye yükseldi. Ġngiltere Ulusal Psikiyatri Enstitüsü‘nün
uzmanı doktor Peter Fenwick‘e göre bu araĢtırmaların sonuçları, insan enerjisinin gücüne ıĢık
tutuyor. Enerji, dua yoluyla tek bir yönde yoğunlaĢıyor ve sonuçta çok istenen Ģey elde
ediliyor.‖ (13.09.2003, Vakit)
dua eden veya dua edilen mânevi yardım görür. Ġ. Rabbani Ģöyle demiĢtir : ―Bir savaĢ,
iki ordunun ittifakı ile kazanılır. Biri serhat ordusu, diğeri dua ordusu‖
Ġslâm orduları sefere çıkarken suffa ehlinden dua ister, dua alır. Peygamber (s.a.) dua
eder öyle çıkılırdı.
9.
Duanın Kabülünün ġartları
Duanın kabulü için Ģartlardan biri, yapılan duanın yaĢanması ve duaların hayatımıza
taĢınmasıdır. Sadece el ve dudak hareketleriyle yapılan duaların kabulü zordur.Çünkü duada
kalb, gaflet içinde olmayacaktır. Sadece ağızdan gazel okunmayacaktır.
Duayı dinlemek, tekrarlamak, dudaktan yapmak, dua metnini üzerimizde taĢımak
yerine, içten dua eder ve duamızı yaĢarsak, hayatımıza taĢırsak ancak böyle bir dua bize fayda
verecektir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 327
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġbrahim Ethem‘e Irak halkı, ibadet ediyoruz, zevk almıyoruz, dua ediyoruz duamız
kabul olmuyor, neden? diye sorar. Ġbrahim Ethem, bir müddet onları izledikten sonra Ģöyle
der:
1- Allah‘a inandığınızı söylüyorsunuz O‘na itaat etmiyorsunuz.
2- Peygamberi sevdiğinizi söylüyorsunuz sünnetini yapmıyorsunuz.
3- BaĢkaları ile uğraĢırken, kendinizi unutuyorsunuz.
4- Ölülerinizi ellerinizle gömüyor ders almıyorsunuz.
5- Allah‘ın nimetlerini yiyor, Ģükretmiyorsunuz.
6- Kur'an okuyorsunuz, O‘na uymuyorsunuz.
7- ġeytanı düĢman biliyorsunuz. Fakat ona uymakta sakınca görmüyorsunuz.
8- Cennet‘e girmek istiyorsunuz, sizi oraya götürecek iĢ yapmıyorsunuz.
9Cehenneme
vazgeçmiyorsunuz.
gitmek
istemiyorsunuz,
fakat
sizi
oraya
götürecek
iĢlerden
10- Ölümü hak biliyorsunuz ama ölüm ötesine hazırlanmıyorsunuz. Nasıl ibadetiniz duanız
kabul olsun? demiĢtir.
Yapılan bir duanın kabulü için, yapılması gereken bazı iĢler vardır, uyulması gereken
kurallar vardır. Rastgele dua edilmez.
Dikkat edilecek bir husus vardır :‖Allah benim duamı kabul eder diye tam emin olmak
da yanlıĢtır. Korku ile ümit arasında olunacaktır. Ġslâmda Allah‘tan ümit kesmek küfürdür.
Tamamen ümit var olmak da aynıdır.
Duanın adabı vardır. Edepten mahrum olan, ilahi lütuftan da mahrum olur.
Rabbim açılan elleri boĢ çevirmez. Bu demek değildir ki her duayı kabul eder. Allah
yapılan bir duayı kabul edeceği gibi, sevaba da dönüĢtürebilir veya bir belâyı o yüzden
defedebilir. Veya rızkı arttırır. Bu Ģekilde duanın yararı görülür.
Allah, anne babanın, oruçlunun, mazlumun, misafirin duasını reddetmez. Umuma
yapılan duayı, karĢılıksız yapılan duayı da reddetmez. Evladın anne babası için yaptığı duayı
Rabbimiz hoĢ karĢılar, boĢ çevirmez.
Dua edecek kiĢi, haramdan Ģüpheli Ģeylerden, haktan, riyadan kaçınmalıdır. Kazancına
dikkat etmelidir. Parasının nereye gittiğine de dikkat etmelidir. Cenab-ı Allah‘tan olacak Ģey
istemelidir.
Herkes, dualarının kabul edilmesini ister ama, duanın kabulü için dua adabına
uymazsa duası kabul olmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 328
Mustafa ÖSELMİŞ
Duanın kabulü için :
-
Zaman iyi seçilmeli (Kutsal günler, geceler, saatler fırsat bilinmeli)
-
Abdestli olunmalı,
-
Allah‘a hamd Resûlüne salavat getirilmeli,
-
Ġstenilen, açık net ifade edilmeli,
-
Riyadan kaçınılmalı, kaĢ göz hareketlerinden kaçınılmalı,
-
Doğru söz ve helâl lokmaya dikkat edilmeli,
-
Kıbleye dönülmeli,
-
Bağırıp çağırılmamalı, yapmacıktan ağlanmamalı,
-
Resûlüllahı ve salih kulları vesile ederek dua etmeli,
-
Kalbi baĢka meĢguliyetlerden temizlemeli, huĢu içinde olunmalı,
Duada cimri, bencil davranmamalı kendisi için istediğini, anababası ve diğer
müslümanlar içinde istemeli,
-
Dine uygun olmayan bir Ģey istenmemeli,
-
Duayı ısrarlı, devamlı yapmalı,
-
Bedduadan, baĢkalarının kötülüğünü istemekten kaçınılmalı,
Farz namazların sonunda, nafile namazların sonunda sadaka dağıttıktan sonra dua
yapılmalıdır.
Hz.Enes(r.a) anlatıyor: Bir adam Ģöyle dua etmiĢti: ―Ey Allah‘ım hamdlerim sanadır,
nimetleri veren sensin, senden baĢka ilah yoktur. Sen semâvat ve arzın celâl ve ikram sahibi
yaratıcısısın. Hayy ve Kayyûmsun (Kâinatı ayakta tutan hayat sahibisin) bu isimlerini Ģefaatçi
olarak senden istiyorum! (Bu duayı iĢiten) Rasûlullah (s.a) sordu:
-―Bu adam neyi vesîle kılarak dua ediyor biliyor musunuz? Nefsimi kudret elinde
tutan Zat‘a yemin ederim ki, O, Allah‘a Ġsm-î Âzam‘ı ile dua etti. O ismi âzam ki onunla dua
edilirse Allah icâbet eder, onunla istenirse verir.‖ buyurdu.
-Hata ve günahlar itiraf edilip, piĢmanlık duyulmalı,
-Peygamberlerin ve salih kulların yaptığı duaların yapılması için gayret gösterilmeli,
-Ey Allah‘ım verir misin, lütfen istersen, dilersen ver. ġeklinde değil, kesin ifadeler
kullanılmalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 329
Mustafa ÖSELMİŞ
-Duanın kabul olacağını ümit ederek, elleri yüze sürmek gibi duanın adabına uymak gerekir.
-Dua alıĢkanlık halinde yapılmamalı,
-Ġhlastan uzak gaflet içinde yapılan duaların faydası olmaz. Ancak gönülden yapılan duaları
Cenab-ı Hakkı geri çevirmez.
10-
Dua Ederken Ellerin Durumu Nasıl Olmalı?
Dua ederken eller kaldırılmalıdır. Dua bitiminde de eller yüze sürülmelidir.
Peygamberimiz :‖Rabbiniz kerimdir. Kulu dua ederek elini kaldırdığı zaman, O elleri
boĢ çevirmekten haya eder.‖(Tirmizi Davat : 118) buyurur.
Peygamberimiz, bazen ellerini omuz hizasına, bazen de biraz daha yukarıya kaldırmıĢ,
bazen de ellerini kavuĢturarak dua etmiĢtir. Mesela; Cehennemden korunmak için dua
ederken ellerini ters çevirerek dua etmiĢtir. Yağmur duasında, kötülüklerden korunmak için
dua ederken de avuç içine yere çevirmiĢtir.
ġekil o kadar önemli değildir. ġekile takılıp kalmamalıyız. Bu yüzden bir müslüman
kardeĢimiz kınanmamalıdır ve ayrım da yapılmamalıdır.
11-
Kimin Duası Kabul Olur?
Dua, temiz bir dille yapılmalı, karĢılıklı olmalıdır.
Duayı okuyan ağız, önemlidir. Hz.Peygamber : ―Bir lokma haram yiyenin kırk gün
duası kabul olmaz‖ demiĢtir.
Bir de organları kendine isyan edenin duası kabul olmaz. Yani kendini günahlardan
alıkoyamayanın duası kabul olmaz.
Peygamber (a.s) Ģöyle buyurur:
1-―Üç kiĢi vardır duası kabul olur:
1-Adil yöneticinin,
2-Zulme uğrayanların,
3-Ġftar vakti oruçlunun.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 330
Mustafa ÖSELMİŞ
2-―Dört dua ret olunmaz:
1-Evine dönünceye kadar hacının duası,
2-Evine dönünceye kadar gazinin duası,
3-Ġyi oluncaya kadar haline sükreden, sabreden hastanın duası,
4-KardeĢin kardeĢi için ardından yapacağı dua ―(Ramuz 68/9) Çünkü bu duaya bir
melek ―Amin‖der.(K.Sitte:5/S.503)
3-Dört duaya icabet olunur, ret olmaz:
1-Allah yolunda saf bağlandığı zaman,
2-Yağmur yağarken,
3-Namazdan önce ve sonra,
4-Kâbe görüldüğü zaman.(Ebu Davut, Davût :553)
4-―Üç kiĢi vardır ki, Allah onların duasını ret etmez:
1-Allah‘ı çok zikredenin,
2-Mazlumun,
3-Adil yöneticinin.
5-―Üç kiĢi vardır duası kabul olur:
1-Mazlumun,
2-Misafirin,
3-Ana babanın evladına duası, ―(Tirmizi Birr:7) buyurur.
Ayrıca :‖Mazlumun duasından sakının, kâfir bile olsa mazlumun duasının önünde
perde yoktur.‖ buyurmuĢtur.
12-
Hangi Dua Kabul Olur?
Her dua kabul olmaz. Peygamberimizin Amcası Ebu Talib‘e Nuhun oğluna, Ġbrahim
(a.s)‘ın babası Azer‘e, Lüt‘un hanımına yaptığı dualar kabul olmamıĢtır. Kafire hayrı için dua
yapılmaz, hidayeti için yapılır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 331
Mustafa ÖSELMİŞ
Cenab-ı Allah, Bakara 186‘da ― Bana dua edenin duasını kabul ederim‖ buyuruyor.
Kimse ben dua ettim kabul olmadı dememelidir. Çünkü duanın kabulü, Ya açık ögörülür yada ahirette sevap olarak görülecektir. Veya günahlara keffaret olur, günahları af
ettirir. Peygamber : ―Dua ettim, duam kabul olmadı‖ demedikçe duanız kabul olur‖
buyurmuĢtur.
13-
Kimin Duası Kabul Olamaz?
Peygamberimiz(a.s) Ģöyle der:
1- ―Üç adam vardır, Allah‘a dua ederler, duaları kabul olmaz:
1-Kötü kadını nikahı altında tutanın, Kızını fasıkla evlendirenin,
2-Alacağı, vereceğine Ģahit tutmayanın,
3-Sefih kimseye malını verenin.‖ (Ramuz: 266/8)
2- ―Allah‘a yemin ederim ki: Ya iyiliği emredip kötülükten men edeceksiniz, yada Allah
size azabını gönderecek. Dua edecekseniz duanız kabul olmayacaktır.‖(Ramuz 459/7)
-
Haram yiyenin duası kabul olmaz.
-
Duaya önem vermeyenin duası kabul olmaz.
3- ―Allah paktır, pak olanları kabul eder. Ey inanlar! Pak ve helâl olan Ģeylerden yiyin.
―Allah yolunda sefer yapmıĢ, üstü baĢı tozlanmıĢ birk adam ellerini gökyüzüne kaldırarak :
―Ya Rabbi! Ya Rab! diye yalvarıyor. Halbuki onun yediği haram, içtiği haram, giydiği haram,
gıdası haramdır. Böylesinin duası nasıl kabul olur‖ (R.Salihın 3/1883)
14-
Nasıl Dua Edelim, Ne Ġsteyelim?
Duada ne istendiği, nasıl isteneceği bilinmelidir. Peygamberimiz: Bir kimse evine
geldiği zaman melek de, Ģeytan da gelir. Melek:
-―Hayır söyle‖ der
ġeytan :
-―ġer söyle‖ der. ―Buyurarak Ģer söylemenin, kötü konuĢmanın Ģeytanın iĢi ve isteği
olduğunu haber vermiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 332
Mustafa ÖSELMİŞ
-Dinimizde kötülük istenmez, baĢkalarına beddua edilmez.YanlıĢ dua eden sahabiyi
Peygamber Ģöyle uyarmıĢtır:
Enes b. Malik (R.A) Ģöyle anlatıyor:
―Allah‘ın Resulü (sav) yakalandığı hastalık yüzünden takatsiz düĢerek derisi yeni tüylenen bir
kuĢ yavrusunun derisine dönen bir adama:
-
Allah‘tan bir Ģey istemedin mi? dedi. Adam:
- Allah'ım, eğer yakalandığım bu hastalıktan dolayı beni âhirette cezalandırmayacaksan
dünyada onu çekeyim, diye dua ediyordum, dedi.
Bunun üzerine Hz.Peygamber(a.s):
―Allah‘ım, bize dünyada ve ahirette iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru‖ diye dua
etmiyor musun? Dedi.
Adam böyle dua etti ve Ģifa buldu.
Dünyada ve ahirette iyilik istenmeli, herkesin iyiliği istenmeli, baĢkaların helâkı, kahrı
istenmemelidir.
Dua, hayır dua olmalı ve geniĢ tutulmalıdır.
Yunus Sûresi 106.ayetinde :‖Sana fayda ve zarar vermeyecek Allah‘tan baĢkasına dua
etme‖ buyrularak istenilen bir Ģeyin sadece Allah‘tan istenmesi, yalnız Allah‘a dua edilmesi
emredilmiĢtir.
-
―Rabbımız, iki cihanda iyilik ver, bizi ateĢten koru deyiniz ― (Bakara: 201)
Sevgili Peygamberimiz dua konusunda bizi Ģöyle uyarmıĢtır: ―Sizden her birinizin
duası, acele etmediği müddetçe kabul olur.‖ (Riyanûs Salihin :1528)
A‘raf Suresi 55.ayette bir uyarı daha var:
―Rabbinize gönülden ve gizlice dua edin. Doğrusu Allah(bağırıp çağırarak haddi
aĢanları sevmez.‖
Dua için; amel temiz, niyet halis olmalı, dua, gönülden yapılmalıdır. Böyle yapılan
dualara melekler ―Âmin‖ diyeceklerdir.
Duada baĢkasının kötülüğü istenmemelidir. Bizin peygamberimiz lânet peygamberi
değil, rahmet peygamberidir.
Devs kabilesinden ilk iman eden kiĢi, Tufeyl bin Amr‘dır. Peygamberimizin Mekke‘de
Ġslâmiyet‘i açıktan yaymaya baĢladığı yıl içinde gelip Allah Resulü ile görüĢmüĢ, ondan
Kur'an dinlemiĢ duyduklarından etkilenerek Ġslâmiyet‘i kabul etmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 333
Mustafa ÖSELMİŞ
Tufeyl Müslüman olduktan sonra kabilesine döndü. Onları Ġslâma davet ettiyse de,
sözünü kimseye dinlettiremedi.
ÇalıĢmaları bu Ģekilde neticesiz kalınca Allah Resulüne gelerek kavmini Ģikayet etti:
-Ya Resulüllah! Devsliler Allah‘a isyan içindeler. Ġslâma girmeleri için yaptığım
daveti kabul etmediler. Onlara beddua et de helak olup layıklarını bulsunlar, dedi.
Peygamberimiz bu istek üzerine kıbleye döndü. Ellerini kaldırdı.Bu hali görenler:
Devs kabilesinin iĢi bitti artık, dediler. Ancak Allah Resulünün ağzından Ģu kelimelerin
döküldüğü duyuldu:
-
Allah‘ım, Devs kabilesine hidayet ver, onları doğru yola ilet,
-
Allah‘ım Devs kabilesine hidayet ver, onları doğru yola ilet.
-
Allah‘ım Devs kabilesine hidayet ver, onları doğru yola ilet.
Peygamberimiz, bu beklenmedik duadan sonra, Tufeyl‘e hitaben de:
Kavmine dön. Onları güler yüz ve tatlı dille Ġslamiyet‘e çağırmaya devam et.
Kendilerine yumuĢak davran, buyurdu.
Ma‘rûf Kerhî hazretleri, bir gün talebeleriyle hurmalıkta oturuyordu. Bu esnada Dicle
nehrinden bir kayık geliyordu. Kayıktaki birkaç genç, içip içip nâralar atıyorlardı. Bu hoĢ
olmayan manzara karĢısında talebeleri:
Efendim, duâ edin de Allahü teâlâ bu kendini bilmezleri nehrinde boğsun, insanlar da
böyle zararlı kimselerden kurtulsunlar, dediler.
Bunun üzerine kayıktakilere Ģöyle duâ etti:
-
Yâ Rabbî! Sen bu kullarını dünyada neĢelendirdiğin gibi âhirette de neĢelendir.
Talebeler bu duâya bir ma‘nâ veremediler. Kendisine sordular:
-
Efendim, böyle duâ etmenizin hikmetini anlayamadık.Îzah eder misiniz?
-
Bekleyiniz söylediklerimin sırrı Ģimdi ortaya çıkar.‖ dedi.
Talebeler dikkatle kayıktakileri takip etmeye baĢladılar. Kayıktakiler, kıyıya çıkınca,
Ma‘rûf-i Kerhî hazretlerini gördüler. Birden ne yapacaklarını ĢaĢırdılar. Daha O, kendilerine
bir Ģey söylemeden, ellerindeki sazı kırdılar, içkileri attılar. Huzûruna gelip tövbe ettiler.
Ma‘rûf Kerhî hazretleri talebelerine dönüp:
Gördüğünüz gibi, herkesin istediği oldu. Ne onlar boğuldu. Ne de kimse onlardan
rahatsız oldu, buyurdu.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 334
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Dua, 3 defa tekrar edilirse uygundur.
-
Beddua yapılmamalıdır.
-
Dua kalıplaĢmıĢ cümleler, aynı tekrarlar olmamalıdır.
-
Dua teslimiyet içinde olmalıdır.
-
Dua ederken bütün azalar dua ile meĢgul olmalıdır.
-
Duada haram ve günah istek yer almamalıdır.
-
Duada fiili dua ihmal edilmemelidir.
-
Duada acelecilik olmamalıdır.
-
Dua, ―Allah‘a yapılmalı, beklenilen Ondan beklenmeli,
Yardım edilene:‖Benim için dua et‖ denir, o da dua ederse, mükafatı alınmıĢ olur.
Allah‘tan sevap beklenmez. Ġstenmeden yapılırsa, ne güzel olur.
15.
Dua Ne Zaman Kabul Olmaz
Ġnsan çoğu zaman ne isteyeceğini, ne zaman isteyeceğini bilmiyor. Çocukken ―
Hayatın refahını, ömrün mesudunu ve uzununu‖ isterdim. 40 yaĢını geçtikten sonra
:‖Dünyanın sıkıntılarından, ihtiyarlık hastalığından, ölümün acılarından, kabir azabından,
cehennem azabından sana sığınırım ―Ya Rabbi!‖ diye dua etmeye baĢladım.
Hz.Ali (r.a) Ģöyle demiĢtir:
―Allah‘ın, darlık ve sıkıntı zamanında imdadına yetiĢmesini isteyen kimse, bolluk
zamanında çok dua etsin‖(Taç 5/110)
- Dua, devamlı yapılmalı; sıkıĢınca, bela anında bencillik olur. Sıkıntı ve felaketten önce
bela ateĢini söndürmek, belayı def etmek için yeterlidir
- Dualarımızın kabulü için dualı bir hayat yaĢamalıyız, baĢkalarının dualarını almalıyız.
Bize iyilik yapanlara dua ile karĢılık vermeliyiz.
- Cenab-ı Allah, ara sıra, ihtiyaç duyunca yapılan dualara değil, sürekli yapılan dualara
iltifat eder. Ölümü ensesinde hissedince, imanı bile kabul etmezken, sadece sıkıntı halinde ki
duayı nasıl kabul edecektir.?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 335
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur'an‘da :
- ―Ġnsan, bir nimet verdiğimiz zaman bizi hatırlamaz. Fakat ona bir Ģer dokununca,
yalvarıp durur.‖ (Fussılat : 51)
- ―Ġnsana bir zarar geldiği zaman, o zararın giderilmesi için dua eder, ondan sıkıntıyı
kaldırılınca sanki ona bir Ģey olmamıĢ gibi geçip gider‖ (Yunus : 12) buyrularak bu konuda
insan uyarılmıĢtır.
ġunu bilin ki Allah kalbi gâfil ve boĢ, anlamsız aynı zamanda kötü iĢlerle meĢgul olan
kimsenin duasını kabul etmez.
Sad bin Ebi Vakkas hazretleri dedi ki:
-
Ya Resûlallah, duâ buyur da, Allahü teâlâ, benim her duâmı kabûl etsin!
Cevabında buyurdu ki:
- Duânızın kabûl olması için helâl lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve
giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabûl olunur?
Kuraklığın hüküm sürdüğü bir mevsimde,
Allah‘a yalvaran Musa Aleyhisselâm:
―Ya Ġlâhi, mahlukatın susuzluktan kırılmakta, kullarının günlerdir yaptıkları dualarına
bir icabet vaki olmamaktadır. Bunun hikmeti nedir?‖
Allah Teâlâ Ģöyle cevap verir:
―Ya Musa! Bana dua edenlerin içinde bir gammaz vardır. Bu gammaz bunların içinde
bulunduğu müddetçe onların dualarını kabul etmem.‖
Hazret-i Musa Aleyhisselâm heyecanla sorar:
―Ya Rabbi! O gammaz kimse haber ver de, derhal içimizden kovalım!‖
Hazret-i Musa, bu dileğine Ģu cevabı alır:
―Ya Musa, o gammazın kim olduğunu söylersem ben de gammazlık etmiĢ olmaz
mıyım? Ben azimüĢsan gammazlık ve gammazlığı asla sevmediğim halde onu nasıl
yaparım?‖
Hazret-i Musa mahcubiyetle baĢını aĢağı eğerek susar:
Aradan geçen kısa bir müddet sonra yine vahy-i ilâhi gelir:
―Ya Musa o gammaz öldü. Falan yerde cenazesi kalkacak, git onun cenazesini kaldır!‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 336
Mustafa ÖSELMİŞ
Günlerdir yaptıkları duaların reddine sebep olan gammazın kim olduğunu merak eden
Hazret-i Musa Aleyhisselâm koĢa koĢa gider, bir de bakar ki, ortalıkta birkaç tane cenaze
hazır beklemekte, bunların içinde gammazın kim olduğu yine bilinmemektedir.
Tekrar yalvaran Hazret-i Musa:
―Ya Rabbi, bu kadar cenazenin içinde o gammazın kim olduğunu yine bilemedim!‖
Bu defa yine Ģu ibretli cevabı alır:
―Ya Musa! Benim bir sıfatım da ‗Settar‘dır. Ayıpları örtücüdür. O gammaz kulumun
ayıbını senin yanında örtmek için bu cenazelerin içinde kendisini sakladım. BoĢuna araĢtırma,
bulamazsın!‖
16.
Duada Acele Edilmez
Hz.Peygamber(a.s) :
―Sizden birinizin duası, acele etmediği müddetçe kabule mazhar olur. Acele ederse, o
zaman duam kabul olmadı ― der.(R.Salihin 3/1528)
Peygamberimiz, üç kere duayı tekrarlardı. Acele dua ederse de duasını yenilemesini
istemiĢtir.
Kur'an‘da Cenab-ı Allah:
―Yapmadığını niye söylüyorsun? ―(Syf:2) diyor. Kavli duadan önce fiili dua
yapmamızı istiyor.
ÇalıĢan kazanır. ÇalıĢan rızık elde eder. Ahirete hazırlanan kurtulur. Yuvada
uyuklayan kuĢu Allah doyurmaz. Bunun için çalıĢacağız, elden geleni yapacağız, ondan sonra
iyi, hayırlı olmasını isteyeceğiz.
17.
Duada Bağırılıp Çağrılmaz
Kur'an'da : ―Rabbinize yalvararak, gizlice, kendi duyacağınız kadar bir sesle dua edin,
çünkü Allah haddi aĢanları sevmez.‖ (A‘raf:55)
Peygamber : ―Dua ettiğin Allah, sana bineğinden daha yakındır.‖ (Buhari Deavat:50)
Bağırıp çağıran birine Peygamber : ―Sen sağıra mı sesleniyorsun?‖ demiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 337
Mustafa ÖSELMİŞ
Buna göre dua gönülden samimi ve sessiz yapılacaktır. Zira Allah bize uzak değildir.
TaĢkınlık, bağırıp çağırmak duanın adabına uygun değildir.
18.
Beddua Etmek
Allah‘tan iyilik istenir, belâ istenmez.
Nasıl dua yapılacağını Allah :‖ Rabbimiz, bize dünyada, ahirette de iyilik ver ve bizi
ateĢten koru ―(Bakara:201) dememizi istemiĢtir.
-―Ġnsanlar, iyiliğin gelmesine dua ettiği gibi, kötülüğün gelmesine de dua eder,
insanoğlu acelecidir.‖ (Ġsra:11) buyurur.
Peygamberimiz (a.s) da Ģöyle buyurur.
1- ―Kendi aleyhinize, evlatlarınızın ve mallarınızın aleyhine sakın beddua etmeyin‖
(R.Salihin 3/1526)
2- ―Nefsiniz, çocuklarınız, beraber çalıĢtıklarınız, mallarınız aleyhine dua etmeyin. Ola ki,
Allah‘ın duaları kabul ettiği saate rastlar.‖
3- ―Kendiniz için hayır dileyin. Zira melekler dualarınıza ―amin‖ der.(K.Sitte :5/S.525)
4- ―Kim kendine zulmedene beddua ederse, ondan intikâmını dünyada almıĢ olur.‖ (K.Sitte
5/S.529)
KonuĢurken ―Kör olayım, Allah canımı alsın, Allah belamı versin, kâfir olayım,
çocuklarımın ölüsünü göreyim‖ veya öpeyim gibi kelimelerden kaçınılmalıdır.
Ġslâmda sabır Ģükür vardır. HoĢgörü, af vardır. Ġyiliği istemek vardır. Her Ģey insan
için imtihandır.
Resûlüllah Efendimiz Faydalı ĠĢ Yapan Gayri Müslimlere Bile Dua EtmiĢtir
Ashab-ı kiramdan Enes (r.a) anlatıyor:
―Bir Yahûdi berber vardı. Resûl-i Ekrem (s.a.v)‘in bir gün, sakalını düzeltti. Allah
Resulü ona Ģu duâyı yaptı: ―Allah‘ım! Bunu güzelleĢtir!‖ Bu duâdan sonra, Yahûdi berberin
beyazlaĢmıĢ bulunan saç ve sakalları simsiyah kesildi. YaĢından daha genç görünmeye
baĢladı.‖(Beyhakî)
Katâde (r.a)‘den gelen rivâyette Ģöyle anlatılmıĢtır:
―Bir Yahûdi Resûl-i Ekrem (s.a.v) Efendimiz‘in devesini sağdı. Allah Resulü, onun bu
iyiliğine karĢılık, ‗Allah‘ım! Bu adamı güzelleĢtir!‖ diye dua etti. Bunun üzerine Yahû dinin
YÜCE YARATAN’A KULLUK 338
Mustafa ÖSELMİŞ
beyaz saçları siyahlaĢtı. Kendisi 90 sene yaĢadığı halde, saçları hep siyah, kendisi delikanlı
gibi dinç kaldı.(Sünenü Ebi Dâvud)
Bir inançsız namaza dil uzatmıĢtı:
Allah Resulü‘nün Uhud‘da bedduaya kalkmayan eli, iĢte bu sırda semaya yükselmiĢ
ve Ģöyle dua etmiĢti:
-
Allah‘ım! Bunların karınlarını ateĢlerle doldur!…
Resulüllah bu defa Uhud‘daki sabır ve tahammülü göstermemiĢ, namazına mani olan
müĢrikler için ellerini kaldırıp karınlarının ateĢle dolmasını istemiĢtir.
- Resulüllah, Uhud‘da kendi yüzüne indirilen darbeye tahammül etti. Amma Medine‘de
dinin yüzüne vurulan darbeye tahammül etmedi. Zira dinin yüzü namazdır. Namaz bir Allah
hakkıdır, kendi hakkından vazgeçti, yüzünü kanatanlara, diĢini kıranlara sabretti. Amma Allah
hakkından vazgeçmedi, ona mani olanları affetmedi, bedduaya baĢvurdu…
Uhud da:
- Ya Resulâllah! Görüyorsunuz ki müĢrikler iĢi azıttı. Ġnsaf ve iz‘an tanımaz oldular.
Mübarek ellerini kaldırıp beddua etseniz onların iĢi biter, her türlü bela ve musibete ma‘ruz
kalırlar.
Bunun üzerine Resulüllüh ellerini kaldırdı, fakat beddua için değil dua için…ġöyle
yalvarıyordu:
Allah‘ım! Yüzümü kanatıp, diĢimi kıran kavmim ne yaptığını bilmiyor sen onlara
hidayet eyle!..
Bundan sonrasını da Ģöyle devam ettiriyordu:
- Ben lanet okuyup, beddua etmek için gönderilmedim. Ben, insanları hidayete sevk
etmek için gönderildim. Umulur ki, onlardan hidayete erenler, nesillerinden Ġslam‘a girenler
çıkar.
19.
Yapılan Duadan Emin Olunmalıdır
―Çok dua ettim, Allah‘tan istemeye yüzüm yok, dua ettim, neticesini alamadım ― gibi
nedenlerle dua terk edilmeyeceği gibi, duam acaba kabul olur mu? Oldu mu? Gibi düĢünceler
de taĢınmamalıdır.
Dua, devamlı ve ısrarla yapılmalıdır. Peygamber: ―Duada ısrar edenleri Allah sever‖
demiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 339
Mustafa ÖSELMİŞ
Demek ki, ―oldu mu, olmadı mı, benim duam kabul olmaz‖ denmemelidir. ―Allah
kabul etmeyeceği duayı yaptırmaz‖ denmeli sürekli dua edilmelidir.
Duadan kalp gafil olmamalı, insan ne istediğini,niçin, kime dua ettiğini bilmelidir.
Dua ederken kalp, gönül baĢka Ģeylerle meĢgul olmamalıdır.
Dua inanarak güvenerek yapılmalıdır. Peygamberimiz: ― Allah‘tan bir Ģey istediğiniz
zaman, icabet edeceğinden emin olarak isteyin‖ buyurur.
Hadislerde ―Kim inanarak güvenerek‖ ifadesi yer alır.Peygamber (a.s)bir hadislerinde:
-―Yeryüzünde hiçbir müslüman yoktur ki, her hangi bir dua ile dua etsin de Allah ona
istediğini vermesin. Veya o duaya karĢılık bir kötülüğü ondan men etmesin.‖(R.Salihin:1530)
20.
Dua Bilinmeyen Sözlerle Olur Mu?
Bir Ģey isterken, dua ederken insan ne dediğini ne istediğini bilmelidir. Ağız
alıĢkanlığı ile dua olmaz. Anlamadığı, bilmediği sözlerle de dua olmaz. Dua, istemektir.
-
Dua eden, ne dediğini ne istediğini mutlaka bilmelidir.
-
Ismarlama dua olmaz.
-
Dua metni aranmaz. Nasıl dua edeyim diye sorulmaz.
Duada ifade, niyet çok önemlidir. Peygamberimiz: ―Sizden biri dua edince Ya Rabbi!
Dilersen beni affet, dilersen rahmet et‖ demesin, kesin ifade kullansın. ―Affet ver, merhamet
et‖ desin buyurmuĢtur. (Buhari Davât :21)
Kur'an‘da Rabbimizin yapmamızı istediği dualar var Peygamberimizin ve
peygamberlerin yaptığı dualar var. Büyüklerimizin yaptığı dualar var onlarla dua edersek
daha iyi olur.
Dua da durumumuzu Cenab-ı Allah‘a arz etmek ve ne ihtiyacımız varsa, açıkça kendi
dilimizle ifade edersek bu daha samimi olur.
Arapça dualar yaparken anlamını bilirsek daha güzel olur. Ayrıca kendi dilimizle içten
gelen duygularla da yalvarabiliriz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 340
Mustafa ÖSELMİŞ
21.
Dua Ne Zaman Yapılmalı?
Hz.Peygamber(a.s)‘a:
-
Hangi dua kabule Ģayandır? diye sorulunca:
Gecenin sonunda ve farz namazlardan sonra yapılan dua? (Tirmizi Davât :80+
R.Salihin 3/1529) buyurdular.
-
―Ezanla kamet arası yapılan dua ret olunmaz‖ (Tirmizi Salat: 46)
―Kul Rabbine en ziyade secdede iken yakın olur. Öyle ise secdede dua edin‖ (Müslim
Salat:215)
―ġiddetli ve sıkıntılı hallerde duasının kabul edilmesini isteyen, rahat haldeyken çok
dua yapsın‖(Büyük Hadis Kulliyatı 5/9234)
-
Cuma günü, kandillerde çok dua edilmelidir.
Peygamberimiz : ―Duanın en faziletlisi ―Elhamdülillah‖ demektir.‖ buyurmuĢtur.(Ġbni
Mace, Edep:55)
Yemek yedikten sonra Ģükretmek, elhamdülillah demek ihmal edilmemelidir. Sofra
duası yapılmalıdır.
Duanın Kabul Olduğu Zamanlar ġöyledir:
-
Seher vakti,
-
Cuma günü ve gecesi,
-
Kandillerde,
-
Bayramlarda,
-
Ezan okunurken ve sonunda,
-
Farz namazların ardında,
-
Kur'an okuduktan sonra,
-
Ġsmi azam, Esma-ül Hüsna‘yı okuduktan sonra,
-
Kalpte mânevi bir hal hissedilince,
-
Kabeyi ilk görünce,
-
Hasta iken,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 341
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Oruçlu iken,
-
Cemaat halinde iken dua edilmelidir.
-
Gıyabî dua,
-
Ana babanın evlâdı için yaptığı dua,
-
Umuma yapılan dua,
-
Ġslâm uğruna saçını ağartanların duası alınmaya çalıĢılmalıdır,
Ayrıca;
-
Selâmlayarak dualaĢmalıyız,
-
Telefon konuĢmasında,
-
Aksırma anında,
-
Hal hatır sorarken dualaĢmalıyız,
-
Ġyilik yapıp karĢı tarafın dualarını almaya,
-
Ziyaret ederek dua almaya çalıĢmalıyız.
-
Ayrılırken : ―Allah‘a emanet ol demeliyiz,
Hayırlı günler hayırlı geceler‖ diyerek, hayırlı iĢler diyerek her Ģeyin hayırlısını
dilemeliyiz.
22.
Duada Vesile Kılmak
Cenab-ı Allah her Ģey için bir vesile kılmıĢtır. Meselâ; bulutsuz yağmur yağmaz.
Kur'an‘da :‖ Allah‘a yaklaĢmak için vesile arayın‖ (Maida:35) buyruluyor.
―Ya Rabbi, falanın yüzü suyu hürmetine, sevgili kulların aĢkına‖ denilebilir. Bu aracı
yapmak değildir.
Hacerül esved‘i niçin öperiz? Peygamber öptü diye öperiz, o siyah taĢtan bir Ģey
beklediğimiz için mi öperiz? Hayır
Meselâ; peygamber vasıta kılınırken, Allah‘ı unutma yoktur.Hidayet Allah‘tandır.
Kurtarıcı Allah‘tır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 342
Mustafa ÖSELMİŞ
Hz.Peygamber Ģefaat edecektir. Ama Allah izin verirse, Ģefaat edecektir. Kurtulanı
kurtaran, peygamber değil Allah‘tır Peygamber vasıtadır.
Arapların putları, Allah‘la kul arasına koyduğu gibi koymayız.O zaman Ģirk olur.
Bir büyük de, peygamberin önüne geçirilmez. ―Sevgili kullarının hatırına― denirse,
―Bu ondan bir Ģey istemek değildir. Onu vesile kılmaktır.‖ der.
―Kâbe‘de , Arafat‘ta, Mescid-i Nebevide yapılan dualar gibi duaları mı kabul et‖
denilebilir.
―Dualarımı mübarek zamanlarda yapılan dualar gibi kabul et…‖ denilebilir.
Vesile aramak, vesile kılmak Ģirk değildir.
Kur'an‘da Ģöyle bir uyarı var:
―Sakın Allah ile beraber baĢka tanrıya kulluk edip yalvarma. Sonra azab edilenlerden
olursun‖ (ġuara :213)
Buna müslümanın cevabı Fatiha sûresindedir. Namaz da:
-
―Rabbim! Ancak sana kulluk ederiz ve yalnız senden medet umarız.‖
23.
Dua Kimlere Yapılır?
Dualarımızla, dua edenlere yardımcı olmalıyız.
Ġnsan, gıda gibi duaya muhtaçtır. Duasız bir Ģey olmaz.
a-)
Ġnsan önce kendisi için dua etmelidir.
Peygamberimiz Ģöyle dua etmemizi istemiĢtir:
- ―Allah‘ım, beni affet, doğru yola ulaĢtır bana afiyet ver, helâlinden beni rızıklandır.‖
(R.Salihin 3/1498)
- ―Allah‘ım fena huylardan ve fena amellerden nefsimin arzularından sana sığınırım‖
(R.Salihin: 3/1511)
- ―Allah‘ım, gözümün, kulağımın, dilimin kalbimin, fercimin Ģerrinden sana sığınırım.‖
(R.Salihin 3/1512)
- ―Allah‘ım, cehennem azabından, kabir azabından, Deccal fitnesinden, hayat ve ölüm
fitnesinden sana sığınırım.‖(K.Sitte: 17/3840)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 343
Mustafa ÖSELMİŞ
―Allah‘ım, üzüntüden, kederden, acizlikten, tembellikten, cimrilikten korkaklıktan,
borçtan, düĢmanların galip gelmesinden yaĢlılık hastalığından sana sığınırım.‖ (Nesei istiaze
8/257)
-
―Allah‘ım, delilikten, cüz zamdan, kötü hastalıklardan sana sığınırım.‖ (Age: 8/270)
- ―Ey Allah‘ım; verdiğin nimetin yok olmasından, sıhhat ve afiyetin bozulmasından,
gazabının gelmesinden sana sığınırım.‖(Müslim Zikir: 9) demiĢtir.
Rabbim bizi güzelleĢtirsin, iĢlerimizi güzelleĢtirsin, hayatımızı güzelleĢtirsin,
sözümüzü güzelleĢtirsin, yüzümüzü güzelleĢtirsin, ölümümüzü güzelleĢtirsin inĢallah.
b-)
Aile fertleri için dua etmek:
―Ey iman edenler! Kendinizi ve aile fertlerini, yakacağı insanlar ve taĢlar olan
cehennem ateĢinden koruyun.‖ (Tahrim:6) buyrulur.
―Ya Rabbi! Bize zevcelerimizden ve çocuklarımızdan gözlerimizin nuru mü‘minler
olacak iyi kimseler ihsan et.‖ (Furkan:74)
―Ey Rabbim! Beni namaza devam edenlerden kıl, zürriyetimden de namaza devam eden
kimseler yarat. Ey Rabbim, Hesap günü beni; anamı babamı ve bütün mü‘minleri
bağıĢla.‖(Ġbrahim:40-41)
―Ey Rabbim! Bizi yalnız sana boyun eğen müslümanlar yap ve soyumuzdan yalnız sana
boyun eğen bir ümmet yarat.‖(Bakara:128)
Peygamber(a.s)‘ın ağzından:
―Ey Allah‘ım, beni affet, anamı babamı affet ve bütün müslüman kardeĢlerimi affet.‖
diye dua etmeliyiz.
c-)
Sonrada umuma dua etmek:
Kur'an‘da :
-―Ey Rabbimiz! Kafirleri baĢımıza musallat etmek suretiyle bizleri imtihan etme.
Günahlarımızı bağıĢla‖ (Mümtehıne:5)
-
―Ey Rabbim! Bizi, bizden önceki iman eden kardeĢlerimizi mağfiret et.‖(HaĢr:10)
―Ey Rabbim! Kıyamet günü beni, ana babamı ve bütün müslümanları affet‖
(Ġbrahim:40)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 344
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamberimiz(a.s)‘ın ifadesiyle:
-
―Mü‘minin mü‘mine duası müstecaptır(kabul olur) (K.Sitte: 11/S.136)
―Allah‘ım, bize dünya ve ahirette iyilik güzellik ver. AteĢ azabından bizi koru‖
(R.Salihin:3/1496)
Allah dua eden, duası kabul olan, duasını hayatına taĢıyan, ağzı dualı kullarından etsin
inĢallah.
Maneviyat büyüklerinden Fudayl ben Ġyaz Ģöyle buyurmuĢtur:
- ―Eğer kabul edilir –müstecap- bir duam olsa, hemen devlet reisi için dua ederdim.‖
Ona sordular:
-
Niçin kendinden önce devlet baĢkanını düĢünüyorsun?
Cevaben Ģöyle dedi:
- Kendime dua edersem, baĢkasına faydam dokunmaz. Sadece kendim için iyilik istemiĢ
olurum. Ama devlet baĢkanına, bizi yönetenlere dua edersem, ülkem, onun adaletiyle ve
imarıyla kalkınır, bayındır hale gelir.
Gerçekten de tarih boyunca milletimizin kültüründe devlet baĢkanlarına yöneticilere
hayırlı olmaları için dua esas olmuĢtur. Beddua ve kahır okumalar, hiçbir zaman haklı bile
yapılsa fayda getirmemiĢ, yönetimin daha fazla bozulmasına yol açmıĢtır.
Bir baba Hanbeli mezhebinin kurucusu Ahmed bin Hanbel‘e oğlunun kötü halinden,
bozuk davranıĢlarından Ģikayet eder. Ne yapması gerektiği hususunda Ġmamdan akil sorar.
Ġmam Ahmed bin Hanbel, müĢteki babaya sorar:
-
Sen oğluna hiç beddua ettin mi?
Adam;
-
Elbette der, bu kötü hallerini her gördüğünde bastım bedduayı…
Ahmed bin Hamel‘in kaĢları çatılır. Oğlundan Ģikayet eden babaya;
-
Oğlunu baĢkası değil, sen bozmuĢsun der.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 345
Mustafa ÖSELMİŞ
Konuyu J.Azam Hazretlerinin duasıyla bitirelim:
Ya Rabbi yaşantımızı belasız sürdür
Dinde boş şeylerle uğraştırma
İbadetlerimizi riyasız eyle
Azap etmeden af eyle
İkapsız (sitemsiz) mağfiret eyle
Hesapsız cennetini nasip eyle
Perdesiz cemalini göster
Ya Rabbi! Ölmeden tövbemi kabul eyle
Ölürken rahmetini esirgeme
Öldükten sonra azab etme
Ölüm anımızı kolay eyle yarabbi
Ey merhametlilerin merhametlisi Allah’ım
Amin
YÜCE YARATAN’A KULLUK 346
Mustafa ÖSELMİŞ
XIV.BÖLÜM
GÜNAHLARA TEVBE GEREKĠR
Zaman zaman günahlarımız, hatalarımız yüzünden ilahi ikazlar, ilahi uyarılarla karĢı karĢıya
kalıyoruz. Bunun için günahlarımızı hatırlamaya, piĢman olmaya ve esaslı bir tevbe etmeye
ihtiyacımız var.
Cenab-ı Allah Kur'an'da :
-
―Ey mü‘minler, Allah'a topyekün tevbe edin. Umulur ki, kurtulursunuz,‖ buyuruyor.
Necip Fazıl Kısakürek‘in ifadesiyle :
―Ağlayın su yükselsin,
Belki kurtulur gemi,
Anne seccaden gelsin,
Bize dua et emi.‖
Peygamberi günde 70 kere – 100 kere tevbe eden Muhammed ümmeti, neden tevbe
etmez, neden irkilip günahlardan vazgeçmez, neden biatı yenilemez, neden imanı tazelemez?
Tevbe, organları, abdest aldırmak, temiz hale getirmektir. Elin, dilin, kalbin, gözün,
kulağın mânen yıkanmasıdır.
Tevbe, Allah'a hicrettir. Günahlardan Allah'a yöneliĢtir. Ortada Ģeytan ve Ģeytanî
insanlar, kol geziyor. Her köĢe baĢında tuzak kurmuĢ, avını bekliyor.
Böyle bir dünyada müslüman : ―Her günah içinde küfre giden bir yol vardır.‖
Uyarısına kulak vererek, küfre girmekten korunmalıdır.
Günahkârlar, ―günahkârım‖ diyenler, tevbe etmeye yönelip, günah kirlerinden
arınmalıdır.
Günahları yüzünden baĢı belâdan kurtulmayan mutsun insanlar, günahlardan arınarak,
huzur ortamına kavuĢmalıdır.
Kur'an'da : ―BaĢınıza gelenler iĢlediğiniz günahlar yüzündendir‖ buyrulmuĢtur.
BaĢımıza gelen her sıkıntı için, her musibet için sormalıyız, araĢtırmalıyız. Acaba ne
hatam, ne günahım oldu ki bu Ģekilde muamele görüyorum demelidir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 347
Mustafa ÖSELMİŞ
1.
Tevbe Nedir?
Tevbe, piĢmanlık duymak ve günahlardan dönüĢtür. Söz vermedir.
Hz. peygamber (s.a.) :
―PiĢmanlık tevbedir.‖ (Ramuz el Hadis:238/1)
―Tevbe, günahlardan sonra o günahı bir daha yapmamaktır.‖ (Age:198/15)
Tevbe; duadır, tevbe yalvarıĢtır.
Tevbe, kulun aczini bilmesi ve günahlarını af edecek bir Allah'ının olduğunu
hatırlamasıdır.
Tevbe kapısı, kurtuluĢ kapısıdır.
Tevbe, Allah'a dönüĢü sağlar ve insanın kurtuluĢunu gerçekleĢtirir.
Tevbe, piĢmanlık, günahı terk ve bağıĢlanmak için Allah'a yalvarıĢtır.
Tevbe, göz yaĢıdır.
Kimse mâsum değildir. Herkes günah iĢler. Önemli olan, piĢman olup tevbe etmektir.
Günah, iĢleyinceye kadar caziptir. ĠĢlenince piĢmanlık baĢlar. Rahatsızlık baĢlar. ĠĢte
bu sırada günahlara bir daha dönmemek üzere veda etmektir, tevbe.
2.
Niçin Tevbe Edilir?
Kul, bilerek veya bilmeyerek günah iĢlerse, kalbinde siyah bir nokta oluĢur. Eğer tevbe
edilemeyecek olursa, o siyahlık büyür. Günah iĢlemeye devam edilecek olursa o siyahlık,
kalbi karartır. O zaman insanın hayatı da kararır.
Tevbe etmeyen, temizlenmediği için günahlardan kopamaz. Ġbadetlere devam edemez.
Ġbadet etse de zevk alamaz. Mânevi bir periĢanlık, o kiĢiyi hayattaki çirkin Ģeylerden
uzaklaĢtırır.
Günahkâr ve kötü psikolojisinden kurtulabilmek için tevbe edilir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 348
Mustafa ÖSELMİŞ
Tevbe eden, rahatlar, rahatlamak için tevbe etmek gerekir.
Bugünkü Ģartlarda insanın günaha bulaĢmaması çok zor, büyük dikkat ister. Ġnsan ne
kadar dikkatli olursa olsun olaylar, Ģartlar insanı günaha bulaĢtırabilir. Bu yüzden herkes, her
zaman tevbe ve istiğfar etmelidir.
Küfürle iman çizgisi arasındayız. Küfre giden yola düĢmemek için tevbe etmeliyiz.
Günahlardan korunmak için tevbe etmeliyiz.
Kur'an'da :
-
―Ey Ġman Edenler! Hepiniz Allah'a tevbe
edin ki, kurtuluĢa eresiniz.‖ (Nur:3)
―Samimi tevbe ile Allah'a dönün.‖ (Tahrim:8) emri vardır. Bunun için tevbe etmek
her müslümana vaciptir.
Hz. peygamber : ―Allah'a tevbe edin, ondan af dileyin. Ben günde yüz kere tevbe
ediyorum.‖ (Müslim, Zikr:12) buyurur.
3.
Kimler Tevbe Etmelidir?
Hatasız kul olmadığına göre, her Allah'ın kulu tevbe etmelidir. Hz. peygamber günde
70 defa bir rivayete göre de günde 100 defa tevbe ettiğini söylemiĢtir.
-
Her günahkâr tevbe etmelidir.
-
Nefsine uyan herkes tevbe etmelidir.
-
Allah'ın yap dediğini yapmayan, yapma dediğini yapan her insan tevbe etmelidir.
-
Namaz kılmayan kul, tevbe etmelidir.
-
Allah'a isyan eden, tevbe etmelidir.
-
Gaflete düĢen, tevbe etmelidir.
-
Kafasından yanlıĢ düĢünceler geçen,tevbe etmelidir.
-
Tevbe etmeyen, tevbeyi geciktiren, tevbe etmelidir.
Sözün özü, kul tevbe etmelidir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 349
Mustafa ÖSELMİŞ
Tevbe edememek cezadır. Tevbe edemez hale gelmeden tevbe edilmelidir.
4.
Günahsız Kul Olur mu?
Hatasız kul olmadığına göre, günahsız kulda yoktur. Günah, insana mirastır. Günahsız
yaĢamak zordur.
Günahsız denilen insanların günahının kokusu olsaydı, yanına yanaĢılmaz, rengi
olsaydı yüzüne bakılmazdı.
ġair : ―Ġnsan beĢer, durmaz ĢaĢar, Eyler hata üçer beĢer‖ demiĢtir.
Atalarımız : ―DüĢmez kalkmaz bir Allah'tır‖ demiĢlerdir.
Hz. Ġsa, birini recmetmek için toplanan kalabalığa vazgeçmelerini ister, kalabalık
vazgeçmez. Hz. Ġsa : ―Öyleyse ilk taĢı günahsız olanınız atsın‖ der. Elindeki taĢı yavaĢça yere
bırakan gider,bırakan geder. Nihayet meydanda kimse kalmaz.
Kusur ve acz, insan içindir.
Câhız : ―Herkesin eksiklikten nasibi ve bir miktarda günahı vardır. Ġnsanlar ancak
iyiliklerinin çokluğu, hatalarının azlığı ile birbirinden üstün olurlar‖ der.
Allah'ın korumasıyla ancak peygamberler hatasızdır. Ashab-ı Kiram bile kendini
günahsız görmemiĢtir. Cennetle müjdelendiği halde AĢere-i MübeĢĢere bile korku ile ümit
arasında olmuĢ, her an tevbe istiğfar etmekten geri kalmamıĢtır. Günah iĢleyen kendini Tevbe
sütununa bağlar, af olunduğunu hissedinceye kadar kendini çözmezdi.
Kusursuzluk, Allah'ın sıfatıdır.
Günahını, hatasını inkar eden Ģeytandır. ġeytan : ―benim günahım yok‖ der ve tevbe
kapısını kendine kapatır.
Peygamberimiz Ģöyle buyurur : ―Mü‘min günahını üzerine yıkılacak dağ gibi görür.‖
(Büyük Hadis Külliyatı:5/331)
―Hata iĢleyenlerin en hayırlısı, tevbekâr olandır.‖ (Age:332)
―Günahların gökyüzünü dolduracak kadar da olsa, af dilediğinde seni affederim‖
(Age:5/333)
Kulun kendisini hatasız, günahsız görmesi, çok günahının olduğundandır. Kendini
hatasız ve günahsız görmek, büyük günahlardandır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 350
Mustafa ÖSELMİŞ
Efendim ―kul, hatasız olmaz‖ diyerek hata iĢlenmez. Böyle hatalar ise af olmaz. Hata,
kasden iĢlenirse, büyük günah olur. Cenab-ı Allah yanılarak veya unutarak iĢlenen hataları af
eder. Bilerek günah iĢlemek isyandır.
Hata iĢlemek, kulun aczinin ifadesi, af etmek ise Allah'ın büyüklüğünün niĢânesidir.
Kimse, ―günahım çok‖ demesin. Allah beni af etmez, demesin. Unutmasın ki, Allah'ın
affı, kulun günahından daha büyüktür.
Kimse, günahlarından dolayı kötümser olmasın. Tekrar tekrar günah iĢlese de,
tevbesini defalarca bozsa da yine tevbe etsin.
Hz. peygamber (s.a.) : ―Günahı olmayan insan yoktur. Fakat günahkârların en iyisi
tevbe edenlerdir‖ demiĢlerdir.
Bedbin olanlara da peygamberimiz :
―Eğer siz günah iĢlemeseydiniz, Allah sizi helâk eder ve yerinize günah iĢleyecek,
sonra da tevbe edecek kimseler yaratırdı.‖ buyurmuĢtur. (Ġ. Canan, Hadis Ans:11/285)
bazı hatalar vardır ki, insanın Allah'a yaklaĢmasına vesile olur. Nasıl mı? öyle bir
dönüĢ döner ki, Allah‘la arasındaki günah perdesi kalkıverir.
Bir de tevbe, iyiliklerini artırır ki, sevaplar günahları gideriverir. Hûd sûresi 114.
ayette bildirildiği gibi sevaplar günahları yok ediverir.
Öyleyse her gün günahlara karĢı iyiliklerimizi arttıralım. Ġyilikler yaparak günahlardan
kurtulalım.
5.
Günah Nedir?
Günah, insanın dünyada ve ahirette zarar görmesine neden olan ve Allah'ın ―yapmayın‖
dediği Ģeydir. Bunlar faydasız çirkin Ģeylerdir.
Bazı hatalar, insanın Allah dönüĢünü ve yöneliĢini sağlarken bazı hatalarda vardır ki,
insanın helâkına sebep olur. Hele bunlar bile bile iĢlendiyse, diğer yandan büyük günah
olduğu bildirilen davranıĢlardansa ve bunda ısrar ediliyorsa, Allah korusun.
Ġmam-ı Gazali‘ye göre Günah ve günahkârın durumu :
1-
Israrla ve günahlara aldırıĢ etmemekle, küçük günahlar büyür.
2- Günahı küçük görmek ve günahı iĢlemekten çekinmeyip, iĢlemeye devam etmek,
insanı küfre kadar götürür.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 351
Mustafa ÖSELMİŞ
3-
Günahlardan kaçınmayıp, iĢlediği günahları övünmek insanın kalbini karartır.
4- Gizlice iĢlediği günahı gizlemeyip ona buna yaymak anlatmak, o günahın yayılmasına,
meĢrulaĢmasına neden olur.
5- Günahı açıktan iĢlemek, insandan utanıp, Allah'tan korkmamak, Allah'ın okulu terk
etmesine neden olur.
6-
Ġyi tanınan birinin günah iĢlemesi, kötü çığır açılmasına neden olur.
Günah ÇeĢit ÇeĢittir:
Farz ve vacipleri terk eden, dönüĢ yapıp bunları ödeyebilir. Namaz kılmıyorsa
namaza baĢlar, kaza eder.
Ġçki, faiz, zina, kumar gibi günahlar, bir daha yapmamak Ģartı ile ter edilir, tevbe
edilir, dönülür.
-
Kul hakkı, iade edilir, helallaĢılır. Yeter ki Ģirk koĢulmasın, her günahın çaresi vardır.
Ġnsan, Hıristiyanlıkta olduğu gibi dinimizde günahkâr doğmaz. Müslüman günah
iĢlerse günahkâr olur, tevbe ederse de günah kirinden temizlenir.
Günah iĢlemek alın yazısı da değildir.
Kur'an'da : ―Allah kimseye zulmetmez. Ġnsanlar kendi kendine zulmeder.‖ Buyrulur.
(Yunus:44)
ġair : ―Hiç kuluna zulmeder mi Hûdası,
Kulun çektiği kendi cezası‖ demiĢtir.
Kul : ―Ya Rabbi! Sen, benim için günah iĢleyeceksin‖, yazmıĢsın bende günah iĢledim
diyemez. Kul günah iĢlemekte de, sevap iĢlemekte de serbesttir. Ġradesini isterse hayra, isterse
de Ģerre kullanır. Bunda zorlama ve yönlendirme olmaz.
Ġyi insan, iyilikten zevk alır,iyilik yapar. Kökü insanda kötülükten zevk alır, tevbe
etmeyi de düĢünmez.
Bu konuda dikkat edeceğimiz hususlar vardır:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 352
Mustafa ÖSELMİŞ
1- Günah iĢleyen ayıplanmamalıdır. Günahı yüzüne vurulmamalıdır. BaĢkalarına da
anlatılmamalıdır.
Peygamberimiz : ―Günahından dolayı kimseyi ayıplamayız. BaĢkasını ayıplayanın, o
hal baĢına gelmeden ölmez‖ buyurur.
2- Günah iĢleyene, günahından dolayı ―Sen küfre girdin‖ diye, küfürle itham
edilmemelidir.
3- Günahkâra : ―Allah seni af etmez, senin günahın çok‖ diyerek Allah'ın iĢine
karıĢılmaz. Allah‘la kul arasına girilmez. Ġslâm‘da aforoz yoktur. Günah itirafı da yoktur.
4- Bir de günah iĢleyenin günahından konuĢulmaz, günahı anlatılmaz, anlattırılmaz.
Ancak tevbe etmesi, günahı terk etmesi tavsiye edilir.
Yapılacak Ģey Ģudur : Günah ortamlarında günahkârlarla yaĢamaya razı olmamak, o
ortamı ve günahkârı terk etmektir.
6.
Günahlardan Kaçınmak Nasıl Olur?
Günah iĢlemek, bir Ģeyin günah olup olmamasına aldırıĢ etmemek, günah iĢlerken Allah'tan
korkmamak, kuldan utanmamak, ―inandım diyen bir kimsenin yapabileceği Ģey değildir.
Günah iĢleyen, Allah'a isyan, peygambere muhalefet etmiĢ olur.
Kulun Allah'a borcu Ģöyle özetlenebilir :
1-
Allah'ın farz ve vaciplerini yerine getirmek.
2-
Günahlardan kaçınmak.
Allah'a muhalefet, Ģeytanın iĢidir. Adem Âleyhisselam günah iĢlediği için cennetten
kovulmuĢtur.
Cenab-ı Allah her kulu, Kiramen Katibin denilen yazıcı melekleri vasıtasıyla fiĢliyor.
Kıyamet günü yaptığı herĢey, önüne konulacak ve nisanın organlarına sorulacak : ―Sen ne iĢle
meĢguldün‖ denilecek. O da Ģahitlik edecek.
Peygamberimiz : ―Hacer‘ul Esved bembeyazdı, Onu insanların günahı kirletti‖
demiĢtir. (Kıssite:12/4577, Ġ.Canan)
Günahlar, insanıda kirletir. Günah, manevî huzuru, manevî yüceliĢi ve Allah'a yaklaĢmayı
engeller. Ama günahtan sonra yapılacak her içten, samimi tevbe de insanın derecesini
yükseltir. Bazen günah, sevap kazandırmaya vesile de oluverir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 353
Mustafa ÖSELMİŞ
Önemli olan husus; kasten günah iĢlenmez. Allah kötülüğü bilmeyerek yapıp yanılan,
sonrada hemen tevbe eden kullarının tevbelerini kabul eder. Fakat, ―Allah af edicidir‖ diyerek
günah da iĢlenmez. Samimi müslüman bilerek günah iĢlenmez.
Günahları küçük de olsa unutmamak gerekir. Hz. peygamber, Hz. AiĢe‘ ye : ―Ya AiĢe
ehemmiyetsiz gibi görülen iĢlere aman dikkat et‖ demiĢtir. (Age:17/626) Günahın azı, küçüğü
olmaz.
Günahın küçüklüğü, büyüklüğü tevbe için fark etmez. Tevbe edilip vazgeçilmezse,
küçük günahlarda insanın helâkına sebep olur.
Günah kirlerinden tevbe ederek temizlenmezsek, küçük de olsa o günah insanı hayırlı
hizmetlerden alıkor, Haktan, Hakikatten uzaklaĢtırır.
Bir kutsi hadiste Cenab-ı Allah bizi Ģöyle uyarıyor :
―Ey Ademoğlu! Dünya zevkleri karĢına gelince ölümü hatırla, günah iĢlemeyi
kasdettiğinde tevbeyi hatırla‖
Kötüden, kötülükten, bize zarar verecek pisliklerden kaçınmazmıyız? Kaçınırız.
Öyleyse günahlardan, haramlardan da son derece kaçınmalıyız.
Günahlardan kaçınmadan mânevi huzura eremeyiz.
Kur'an'da :
―Ey Ġnsanlar! Rabbinize karĢı gelmekten sakının. Babanın evladı, evladın babası için
bir Ģey yapamayacağı günden kaçının. Sakın Ģeytan Allah'ın affına güvendirerek sizi
kandırmasın.‖ (Lokman:33)
Seni Allah affeder, Allah büyük der, insana günah iĢletir.
―Gaflet içinde oyalanıyor, gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz‖ (Necm:60-61) Ģeklinde
uyarı var. Günah iĢleniyor, tevbe edilmiyor. Bunun sonucu azap var.
―Artık kazanmakta olduklarının cezası olarak az gülsünler, çok ağlasınlar‖ (iĢlenen
günahların cezası ahirette Ģiddetlidir, onun için gülmeleri değil, ağlamaları gerek.)
buyruluyor. (Tevbe:82)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 354
Mustafa ÖSELMİŞ
Günahlardan UzaklaĢma Yolları Nelerdir?
Günahlardan uzaklaĢmak isteyen herkes için mutlaka bir yol vardır. Günahtan uzak kalmak
isteyen :
1-
Allah'ın gazabını ve cehennemi düĢünmelidir.
2-
Günahları sebebiyle helak olanları hatırlamalıdır.
3-
Günahların ferdî, ailevî ve sosyal felâketlere neden olduğunu düĢünmelidir.
4Günah iĢleyenlerle ilgili, günahtan uzak kalanlarla ilgili Allah'ın ve Rasulü‘nün
buyruklarını hatırlamalıdır.
5-
Birde günahkâr olanları ve tertemiz yaĢayanları gözünün önüne getirmelidir.
6-
Her günahta Allah'ı inkara giden bir yol olduğunu düĢünmelidir.
Ġnanıyorum ki bu yollar akıl sahibi müslümanları günah iĢlemekten, günah iĢlemeğe
devam etmekten alıkoyacaktır.
Bundan BaĢka Günaha DüĢmemek Ġçin Neler Yapılmalıdır:
1- Ġbadetteki ihmale son verilmeli, az ve eksik olan ibadetlere devam edilmelidir. Çünkü
amellerin devamlı olanı makbuldür.
2-
Günahlara tevbe edildiği gibi, günaha düĢmemek için dua edilmelidir.
3-
ġüpheli Ģeylerden, anlamsız boĢ Ģeylerden kaçınılmalıdır.
4- Ġyi arkadaĢ, iyi çevre edinilmeli ve iyi ortamlarda yaĢanmalıdır. Utanma duygusu
taĢınmalıdır.
5-
Ġyi insanlar örnek alınmalıdır.
6-
Her an Allah anılmalı, hiç hatırdan çıkarılmamalıdır.
7-
Günaha düĢmek istemeyen, günaha düĢme korkusu taĢımalıdır.
8-
Bir gün Allah'ın mutlaka herĢeyin, iğneden ipliğe hesabını soracağı unutulmamalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 355
Mustafa ÖSELMİŞ
9- Önemli bir hususda insanın nefsinin arzularına karĢı ve Ģeytanın fitnesine karĢı uyanık
olmasıdır. Böylece günaha düĢülmemiĢ olunur.
10- Bana yapılsa razımıyım düĢüncesi taĢınmalıdır. Hz. peygamber : ―BaĢkasının iffetine
dokunmayın ki, kendi kızınız, eĢiniz iffetli kalsın‖ buyurmuĢtur.
11- Allah biliyor, Allah görüyor, Allah soracak ―inancı, insanı günah iĢlemekten, kötü
davranmaktan alıkor‖
7.
Günahta Israr Etmek
Günahta ısrar, en büyük günahtır. Ġnsan hata edebilir ama hatasında ısrar etmez. Hatadan
dönmek en büyük fazilettir. Günahta ısrar, insanı küfre bile götürebilir.
Ġnsanın hataya düĢmesi bir cezadır. Hatadan dönüp tevbe edemiyorsa, bu ona en büyük
cezadır.
Hz. peygamber :
―Günahlarına tevbe edip, bir daha o günahı iĢlemeyenler, günah iĢlememiĢ gibidir‖
der.
Bir HabeĢli müslüman Peygambere sordu :
―Ey Allah'ın Rasulü, ben kötü Ģeyler iĢledim, bir daha iĢlememek üzere tevbe etsem,
kabul olur mu?‖ dedi.
Hz. peygamber ona :
-
―Evet‖, buyurdu.
-
―Ey Allah'ın Rasulü, ben kötü iĢ iĢlerken Allah beni görür mü?‖ diye sordu.
Peygamber :
-
―Evet‖, buyurdu.
Bunun üzerine O HabeĢli müslüman,bir çığlık attı ve orada ruhunu teslim etti.
Hiç Allah görüp dururken, Allah'ın yazıcı melekleri yazıp dururken günahda ısrar edilir mi?
Sonra Allah'a ne deriz?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 356
Mustafa ÖSELMİŞ
Polis görüp dururken kim suç iĢlemeye cesaret edebilir? Polis herĢeyi göremeyebilir. Ama
Allah herĢeyi görür ve bilir.
Rabbimiz bir kutsi hadiste Ģöyle buyurur :
―Mağfiret dileyin, günah iĢlemekte ısrar etmeyin; Çünkü günahlarda ısrar ederek af istemek
yalancıların tevbesidir.‖ (Fikri Yavuz, 40 Kutsi Hadis:31)
Hz. Enes‘in annesi Ģöyle der :
-
―Ey Allah'ın Rasulü! Bana bir vasiyette bulun‖
Hz. peygamber :
―Ey Enes‘in Annesi! Günahları terk et. Zira günahları terk etmek, en faziletli
hicrettir.‖ (Peygamberin Vasiyetleri, S:59)
Hz. Ömer (r.a.) Ģöyle demiĢtir :
―Günahtan sakınmak, tevbe ile uğraĢmaktan çok daha kolaydır.‖ Öyleyse ilk iĢ, günahtan
sakınmak, günah iĢlemekten korunmaktır.
8.
Zorla ĠĢletilen Günahtan Sorumluluk Doğar mı?
Zaman zaman soruluyor : Ġnsan, zorla iĢletildiği günahtan sorumlu olur mu? Ve böyle bir
günaha tevbe gerekir mi?
Meselâ; tecavüze uğrayan, zorla içki içirilen imana ve nikaha zarar veren söz söyleyen
veya bilmeden bir günaha bulaĢtırılan günahkâr olur mu?
Cebir ve zorlama ile veya aldatarak tuzağa düĢürülerek iĢletilen günahtan sorumluluk
olmaz. Zorlayan, kandıran günahkârdır. Tecavüze uğrayan zina etmiĢ olmaz, mazlum
durumundadır. Ama bir Ģey var, o da tecavüze uğrayan karĢı tarafı ümitlendirici, tahrik edici
Ģekilde giyinmemiĢ ve davranmamıĢ olmalıdır. Zorla içki içirilen, bütün direnmesinin
sonunda sarhoĢ olduysa ne söylerse söylesin, ne yaparsa yapsın imanıda, nikahı da zarar
görmez.
Yalnız bu zorlamalarda, tehdit ciddi olmalıdır. Gerekli tepki ve direniĢ gösterilmiĢ
olmalıdır.
Birde istemeden iĢlenilen hatalar vardır veya bilmeden yaptığımız yanlıĢlıklar vardır
ki, bunlarında fazla üzerinde durup, geçmiĢe dönüp dönüp üzülmeye gerek yoktur. Çünkü
YÜCE YARATAN’A KULLUK 357
Mustafa ÖSELMİŞ
kasıt yok. Sonra Cenab-ı Allah bilerek, isteyerek, iĢlediğimiz günahlardan dolayı sorumlu
tutacaktır.
Unutmayalım ki, bilmeden veya istemeyerek iĢlenen günahla,bile bile ve isteyerek
iĢlenen günah bir değildir.
Gelelim bütün bunlara tevbe gerekir mi?
Her günaha tevbe gerekir. Bilinmeyen küçük hatalarımıza da tevbe gerekir. Çünkü
kula tevbe etmek yaraĢır. Tevbe, kulluk borcudur. Tevbe etmek, kulun aczinin ifadesidir.
Tevbe, Allah'a yalvarıĢ ve duadır. Ayrıca tevbe eden, sevap kazanır ve Allah'a yaklaĢır. Onun
için her halükârda tevbe etmek gerekir.
Ayrıca bir günahtan tevbe edeni Cenab-ı Allah baĢka bir günaha daha düĢmesini
önler, ona yardım eder.
Günah iĢlenmeye devam edilecek olursa, Allah o kulunu terk eder. Duasını ve
ibadetini de kabul etmez. Kulluk defterinden siler.
9.
Tevbeden BaĢka Çare Yoktur
Yahudi, akĢam dükkanı kapatmıĢ :
-
―Eyvah gene zarar ettik‖, demiĢ.
Bir sürü alıĢ veriĢ ettiğini gören komĢuları :
-
―Ne zarar etmesi‖ demiĢler.
Yahudi :
-
―O değil‖ demiĢ ―Ömürden birgün daha gitti, hayattan zarar ettik‖ demiĢ.
Her gün ömür sermayesinden zarar ediyoruz. Zararla kapatmadığımız gün çok az.
―Allah'a sunabileceğimiz gün ise hemen hemen yok gibi‖ Herkes kendi kendine sorsun. ―Ya
Rabbi! Bugünümü senin için geçirdim‖ diyebileceğimiz kaç günümüz var?
Hz. peygamber :
―Günah iĢleyenin kalbinde siyah bir nokta oluĢur, tevbe etmezse, o siyahlık, bütün
kalbi karartır‖ buyurmuĢtur. Günah iĢlendikten sonra hemen tevbe etmezsek, kalbimiz
kararacaktır. Onun için tevbe de ihmal ve ümitsizliğe düĢmemek gerekir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 358
Mustafa ÖSELMİŞ
Mevlana :
―Gel, gel, kafir olsan da gel,
Putperest olsanda gel,
Tevbeyi yüz defa,
BozmuĢ olsan da gel.
Bizim kapımız ümitsizlik kapısı değil.‖ demiĢtir.
Tevbe etmeyen günahkârların bulunduğu toplumun duası kabul olmaz, Allah'ın
rahmeti o toplum üzerine inmez. Musa Âleyhisselam kıtlık yüzünden yağmur duasına çıkar
bir türlü yağmaz.
Musa (s.a.) :
-
―Ya Rabbi! Neden yağmur yağmıyor?‖ der. Allah:
-
―Ġçinizde isyankârlar var‖ diye vahyeder.
Lokman (s.a.)‘a :
-
―Dünyanın en zelili kimdir?‖ diye sorarlar. O:
―Günahlarını hatırlayınca üzülmeyen ve tevbe etmeyendir. Günahı da gülerek
iĢleyendir‖ demiĢtir.
Hz. Ali (r.a.) insanı iki Ģey mahveder :
1-
Tevbe ederim ümidiyle günah iĢlemek
2-
Sonra yaparım diye tevbeyi geciktirmek, demiĢtir.
Ġnsan, günahkâr psikolojisinden bir an önce kurtulmazsa, sağlığı bozulur, huzuru
kaçar, hem dünyada hem de ahirette helâk olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 359
Mustafa ÖSELMİŞ
10.
Tevbenin ġartları
Tevbe etmenin Ģartları vardır. Bunları Ģöyle sıralayabiliriz :
1-
Önce piĢmanlık duyulmalıdır.
2-
Günah kesin olarak terk edilmelidir.
3- Bir daha o günahı iĢlememeye kesin karar verilmelidir. Peygamberimiz : ―Günahı terk
etmeden tevbe eden Allah‘la alay ediyor demektir‖ buyurur. (Ramuz El Hadis:197/2) Sonra
kötülükler terk edilmeden Allah'ın affına sığınılmaz.
4-
Günah kula karĢı iĢlendiyse hak iade edilip helallaĢılır.
Peygamber : ―HerĢeyin tevbesi vardır. Ama kötü ahlak sahibinin tevbesi yoktur. Zira o
kimse günahtan tevbe etmez, vazgeçmez de günah iĢlemeye devam eder‖ buyurarak ahlaken
düzelmeden tevbesinin kabul olmayacağını bildirmiĢtir. (Age:128/10)
Tevbe Etmeden Önce Neler Yapılmalıdır?
1- Bir miktar sadaka vermek,
2- Abdestli olmak,
3- Mübarek zaman gözetmek, mübarek mekân seçmek,
4- Ġki rekat nafile namaz kılmak (Evvabin, kuĢluk, teheccüt namazlarından sonra tevbe
etmek)
5- Tevbeden önce istiğfar etmek, ―Estağfirullah‖ demek.
6- Peygamberimizi, Evliyaullahı vesile kılmak,
7- Haram lokmayı bırakmak.
8- Ġbadetlere sıkı sarılmak gerekir.
Cenab-ı Allah bir kutsi Hadiste :
―Ġnsanları cezalandırmak istediğimde; camilerle ilgilenenleri, rızam için birbirini
sevenleri ve seher vakti istiğfar edenleri görünce onları cezalandırmaktan vazgeçerim‖ diyor.
(H.H. Erdem, Ġlahi Hadisler:43)
Kur'an'ı Kerim‘de Ģöyle buyrulur :
―Rabbini hamd ile tesbih et ve bağıĢlamasını dile! Muhakkak ki, o çok bağıĢlayandır.‖
(Nasr:3)
Önce Allah'a hamd, Rasulüne salat getirilecek dua ve tevbeye ondan sonra
geçilecektir.
Bir Ģartta Allah'ın kullarını sevmek ve sevindirmektir. Hasta ve fakir aileler ziyaret
edilebilir; Ġhtiyaç sahiplerinin ihtiyacı giderilebilir.
Hz. Ali (r.a.) Ģöyle diyor :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 360
Mustafa ÖSELMİŞ
Tevbenin 6 Ģartı vardır :
1- GeçmiĢ günahlar üzerine piĢmanlık.
2- Kazaya kalmıĢ farzları iade.
3- Kul hakkı varsa, iade edip helallaĢmak.
4- Günahı, hatayı yapmamaya kararlı olmak.
5- Nefsi itaat ve ibadete boyun eğdirmek.
6- Vücutta haramdan oluĢan et varsa, onu eritmek.
Suç kime karĢı iĢlendiyse, af etme hakkı ona aittir. Ondan özür dilenmelidir. Hak ona
iade edilmelidir.
Günah kula karĢı iĢlendiyse, kul ile helallaĢılmalıdır. Kul hakkını Allah affetmiyor.
Kul ile helâllaĢma ―helâl et‖, ―helâl olsun‖ ile olmaz. Önce ne helâl edilecek bilinmelidir.
Sonra da hakkın iadesi gerekir.
Hacca giden bile makbul haç yapabilmesi için üzerinde kul hakkı olmaması lâzım.
Allah Ģehidin üzerindeki kul hakkınıda helâl etmiyor.
Bu ne demek : ―Kul hakkı ile Allah'ın karĢısına çıkılmayacaktır.‖
11.
Nasıl Tevbe Edelim
Cenab-ı Allah : ―Ey Ġman Edenler! Nasuh (ciddi,samimi) dönüĢü olmayan bir Ģekilde tevbe
edin‖ buyuruyor. (Tahrim:8)
Hz. Ömer (r.a.) : ―Memeden çıkan sütün geri dönmediği gibi tevbe edeninde günaha
dönmemesi nasuh tevbesidir.‖ diyor.
Bir büyüğümüz de :
―Nasuh tevbe, insanın dili ile tevbe ederken, kalbi ile piĢmanlık duyması, bedeni ile de
günahlardan uzak durması ile olur‖ demiĢtir.
Bugün bazılarının taptığı öğle tevbeler var ki, tevbeye muhtaç. Hem günah iĢliyor hem de
tevbe ediyor. Günahlarından dolayı piĢmanlık duymuyor, üzülmüyor, ve bir damla göz yaĢı
dökmüyor, güle oynaya tevbe etmeye çalıĢıyor. ġuursuzca dua ediyor.
Tevbe, yalnız sözle değil, tevbe gönülle olur. Gözle beraber gönülde ağlamalıdır.
Tevbe ederken, tevbenin Ģartlarını yerine getirdikten sonra tevbe etmek gerekir. Hele
oruçlu olunur ve günahı silecek iyilik yapılırsa, Allah o günahı af eder inĢallah.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 361
Mustafa ÖSELMİŞ
12.
Tevbe Etmek Her Kula Vaciptir
Cenab-ı Allah Kur'an'ı Kerim de :
-
―Rabbınızdan af dileyin, sonra O‘na tevbe edin‖ (Hûd:3)
―Ey Mü‘minler! Hepiniz Allah‘a tevbe edin. Ta ki korktuğunuzdan emin ve
umduğunuza nâil olasınız.‖ (Nur:31) buyurur.
Hz. peygamber :
―En hayırlınız, tekrar tekrar günah iĢlediği halde tevbe edendir.‖ (K.Sitte:11/280)
buyurmuĢ, bütün günahlarının af olunduğu bildirilmesine rağmen günde 100 defa tevbe
ettiğini bildirmiĢtir.
Günah iĢlese de iĢlemese de günahı küçük olsa da büyük olsa da kula tevbe etmek
vaciptir. Allah : ―Tevbe edin‖ diyor.
Ayrıca tevbe edeyim diye günah iĢlenmez. Günah iĢlemeden de tevbe edilir. ĠĢte o
zamanda Allah onu günah iĢlemekten korur. ―Günah iĢleyince tevbe edeyim‖ demek Allah'a
kulluk edebine yakıĢmaz. ―Benim günahım yok, niye edeyim‖ demek, büyük günahtır. Çünkü
günahsız kul olmaz.
Ne Diyelim? Ne Yapalım?
1- Mübarek yerlerde, mübarek zamanlarda bilhassa namazlardan sonra ve hayırlı bir iĢ
yaptıktan sonra günahlar hatırlanıp tevbe edilmelidir.
2- Ağzı dualı Allah'ın sevgili kullarının duaları alınmalıdır. Peygamberimiz ve
Evliyaullah vesile kılınmalıdır.
Kur'an'da : ―Allah'ın rahmetine yaklaĢmaya yol arayın‖ buyruluyor. (Maida:35)
Büyüklerimiz vesile kılınabileceği ifade ediliyor. Yalnız türbelere koĢup oralarda istekte
bulunulmaz.
3- Birde hayır hasenet yapıldıktan sonra, sadaka dağıtıldıktan sonra tevbe edilmelidir.
Çünkü Cenab-ı Allah ―ġüphesiz iyilikler, kötülükleri yok eder‖ (Hud:114) buyuruyor.
4- Namazlardan önce ve sonra 3 defa ―Estağfirullah‖ denmelidir. 3 defa da ―Allahümme
ecirna minennar‖ yani : ―Allah‘ım beni Cehennem ateĢinden koru‖ denmelidir.
5-
―Allahümme inneke afüvvün kerimun tuhubbul affe fağfuanni‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 362
Mustafa ÖSELMİŞ
6- ―Allahümme mağfirli velivalideyye velil mü‘minine yevme yegumul hisab‖ denilerek,
Allah'tan af istenmelidir.
Ben bunları biliyorum dersen allahım beni affet demesini demi bilmiyorsun. ―Affet
beni Allah‘ım‖ dersin.
Tevbe, devamlı olmalıdır. Ġp kuyu taĢını biçer. Damlalar mermeri deler, neden?
Kuvvetli olduğundan mı? Hayır. Devamlı olduğundan.
Ġbadette az da olsa devamlılık esastır. Duada tevbe de devamlılık esastır.
13.
Günahtan Sonra Hemen Tevbe Edilmelidir
Ġslâm‘da tevbe için günah itirafına, papaza, merasime, kiliseye gitmeye ihtiyaç yoktur. Tevbe
etmek isteyen isterse, hemen Allah'a yönelebilir.
Furkan Sûresinin 70. ayetinde buyrulduğu gibi ―Tevbe edip, ameli salih iĢleyenlerin,
Allah kötülüklerini iyiliklere çeviriverir.‖
Tevbe edilmeyecek, tevbe geciktirilecek olursa, tevbe edilmeyen günah, baĢka
günahlara neden olur. Bir büyüğümüzün ifade ettiği gibi günah, ıslak elbise gibidir. Ġlk anda
ürperti verir, sonra çıkarılmayacak olursa, insan o ıslak elbiseye alıĢır gider.
Ġnsan hata yapar, yapmaz değil. Ġnsan hata yapmaktan değil, hatadan dönmekte
gecikmekten korkmalıdır.
Lokman (s.a.) oğluna :
-
―Sakın tevbeyi geciktirme! Zira ölüm ansızın gelir‖ demiĢtir.
Bugün dünyanın cazibesi, günahların çokluğu ve sürekli iĢlenmesi, içine düĢtüğümüz
gaflet, birde; sonra tevbe ederim düĢüncesi, insanı tevbe etmekten alıkoymaktadır.
Sevgili peygamberimiz Ģöyle der :
―Günah iĢleyince hemen abdest alarak iki rekat namaz kılan, sonrada Allah'a tevbe
eden her insan mağfiret olunur‖ buyurmuĢ ve Al-i Ġmran Sûresinin 135. ayetini okumuĢtur.
Mealen : ―Onlar fena bir Ģey yaptıklarında veya zulme uğradıklarında Allah'ı zikrederler,
günahlarının affını isterler, günahlarını Allah'tan baĢka bağıĢlayan kim vardır‖ (Ġ. Canan, K.
Sitte:6/120)
Allah'ın ve peygamberimizin buyruğuna göre; günahtan sonra hemen tevbe edilecek
ve tevbe sürekli yapılacaktır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 363
Mustafa ÖSELMİŞ
Bazıları : ―Günah iĢlemiyorum, niye tevbe edeyim‖ diyor. Bu düĢünce doğru değildir.
Bu bile tevbe etmeye nedendir. Bazıları da günahları için ―Ben o günah için tevbe ettim‖
diyor. Bu da son derece yanlıĢtır. Tevbe bırakılıvermez. Zira; tevbenizin kabul olup
olmadığına Allah'tan cevap mı geldi ki, bırakıyorsun? Tevbenin devamlı olanı makbuldür.
Ashab-ı Kiram bir hata iĢlediği zaman Allah kendilerini af edinceye kadar tevbe
sütunu denilen bir direğe bağlarlar tevbe ederlerdi.
Biri, Hz. Ali‘ye sorar :
-
Günah iĢledim ne yapayım? Hz. Ali:
-
Tevbe et, der. O zat :
-
Tevbe ettim gene günah iĢledim, deyince, Hz. Ali :
-
Gene tevbe et, der. O zat sorar :
-
Ne zamana kadar tevbe edeyim? Hz. Ali :
-
ġeytan yenik düĢünceye, senden ümidini kesip vazgeçinceye kadar tevbe et, der.
14.
Allah'ın Rahmetinden Ümit Kesilmez
Rabbimiz Ģöyle buyurur :
―Ey Günah iĢlemekte haddi aĢanlar! Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyiniz.
Çünkü Allah tevbe edenlerin günahlarını af eder.‖ (Zümer:53) buyurur.
Allah, af edeceğim deyip dururken, ümit kesmek niye?
Allah, kabul etmeyeceği tevbeyi zaten yaptırmaz. Tevbe edebilmek, Allah'ın bir
lütfüdür, tevbenin kabul olacağına iĢarettir.
―Allah beni af etmez, Allah onu af etmez, Allah falanı af etmez‖ demenin inancımızda
yeri yoktur. Allah af edicidir, dilediğini af eder. Adam 99 kiĢiyi öldürmüĢ, sonra Allah af
etmez diyen peĢin hükümlü papazı da öldürmüĢ, ama Allah onu af etmiĢ. (Büyük Hadis
Külliyatı:5/9752)
Ümitsizlik, battım, günahkârım, kötüyüm düĢüncesi ile daha da kötü olunur. Bugün
intiharın sebepleri araĢtırıldığında bir çoğunun altında günah ve ümitsizlik yatar, çünkü
ümitsizlik, insanı karamsarlığa götürür, daha çok günah iĢlemesine neden olur. Ayrıca
ümitsizliğe düĢen, kendine kurtuluĢ kapısını kapamıĢ olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 364
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah Kur'an'da Kafirlerden baĢkasının ümit kesmeyeceğini bildirmiĢtir. Demek ki,
Allah'ın rahmetinden tamamen ümit kesen kafir olur. Bir de Allah'ın rahmetinden tamamen
ümit var olanın durumu da kötüdür.
15.
Kimler Af Olmaz?
Peygamber : ―MüĢrik olarak ölenle, bir müslümanı haksız yere öldüren hariç Allah
bütün günahkârları bağıĢlar‖ demiĢtir. (K. Sitte:11/294)
Nisa sûresinin 93. ayetimde : ―Kim bir mü‘mini kasten öldürürse, onun cezası ebedî
kalacağı cehennemdir‖ buyrulur.
Ġmam-ı Azama der ki : ―Allah'a eĢ koĢmaktan ve küfürden baĢka iĢlenen
kötülüklerden, sahibi tevbe etmiĢ de, mü‘min olarak ölmüĢse, onun durumu, Allah'ın
dilemesini bağlıdır.‖ (Fıkhı Ekber:149)
Bediuzzaman : ―Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol vardır. Onun için çabuk
tevbe istiğfar edilmeli küfre götürecek yola bir sed çekilmelidir‖ denmiĢtir.
Hz. peygamber (s.a.), Tevbe etmediği takdirde affa uğramayanların kimler olduğunu
Ģöyle sıralamıĢtır:
-
Allah Ģirk koĢan,
-
Müslüman kardeĢine kin besleyen,
-
Zina eden, hırsızlık yapan,
-
Akraba iliĢkisini kesen,
-
Hayat ve ihtiĢamına mağruru olan,
-
Ana babaya meĢru olan bir konuda isyan eden,
-
Haksız yere müslüman kanı döken,
-
Faiz yemekte sakınca görmeyen,
-
Ġçki düĢünü olan. (Tergib ve Terhip:4/359)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 365
Mustafa ÖSELMİŞ
Kimse Allah'ın Rahmetinden Ümit Kesmemelidir
Adam yıllarca yaptığı yanlıĢlıklardan sonra, günah iĢlemenin manasızlığını anlamıĢ
dönmüĢtü. Fakat düĢünüyordu.
Hiç Allah benim gibi bir günahkârı kabul edip affedermi ki… Ardından da devam
ediyordu:
Beni Allah affetmez. Çünkü ben haddi aĢtım, belki Allah'ın kulluk defterinden
silindim.
Bu ümitsizlik içinde Musa peygambere gitti ona : ―Beni kulluk defterinden sildi mi,
silmedi mi?‖ soruver, der.
Musa (s.a.) : ―Ya Rabbi! O kuluna ne cevap vereyim?‖ dedi.
Cenab-ı Allah : ―O, defterden silinmedi ama cehennemliklerin defterinde‖ diye
bildirdi. Musa (s.a.) :
- ―SilinmemiĢsin.‖ Cehennemlikler defterindeymiĢsin‖ deyince adam, bir nâra atar ve
Ģükür secdesine kapanır.
Musa (s.a.) yanlıĢ anladı zanneder, tekrar adama : ―Sen cennetlilerin değil,
cehennemliklerin defterindeymiĢsin‖ der. Adam :
Bende onun için sevindim ya. Önemli olan kulluk defterinden silinmemiĢ olmam.
Bundan sonra cehennemliklerin defterine beni yazdıran iĢleri bırakıyorum, tevbe ediyorum,
Allah'ın beni iyi kullarının arasına yazar umuyorum. Ya kulluk defterinden silinseydim, ya
Rabbim beni terk etseydi, ne olurdum diye sevinç yaĢları döker.
O sırada Cebrail (s.a.) gelip : ―Ya Musa! Rabbim o kuluna, niyetine göre muamele
etti. Cehennemlikler defterinden sildi. Bundan sonra ona düĢen, cennetlikler defterine
yazdıracak iĢ yapmaktır.‖ der ve ilave eder : ―Birde o defterde kalabilmek için gayret
sarfetmektir.‖
Kur'an'da : ―Allah kuluna verdiği nimeti değiĢtirmek, kul kendi halini
değiĢtirmedikçe‖ buyruluyor. (Rad:11) Demek ki, Allah'ın bize tavrının değiĢmesi, bizim
yaĢantımızın değiĢmesine bağlıdır.
Rasulallah hastalanan bir Yahudiyi ziyaret edip ona Ġslâm Dini‘ni anlattı. O da Ġslâm
Dini‘ni kabul etti. Sonra öldü.
Onun yanından çıkınca Ģöyle buyurdu :
-
―Vasıtamla bir nefsi cehennemden azât eden Allah'a hamd olsun.‖
Hz. Ömer b. Hattab (r.a.) Ģöyle anlattı :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 366
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Rasulallah, can vermekte olan bir Hıristiyanın yanına gitti. Ona :
-
―Allah'a tevbe et‖ Buyurdu ama o Hıristiyanın dili dönmedi.
Gözleri ile tevbesini ima etti. Bunun üzerine, Rasulallah tebessüm etti. Dediler ki :
-
Neden tebessüm ettin, ya Rasulallah?
-
―O gözleri ile tevbesini imâ edince‖, allahü Teâlâ Ģöyle buyurdu :
Ey Meleklerim! ġahit olun. Onun imâsını kabul ettim. Onun imanını boĢa
çıkarmayacağım.
Bakın bunlar bize birer örnek olmalıdır. Ġnsanın cennete de cehennemde de yeri vardır.
Nereye gitmek isterse, oraya gider.
16.
Göz YaĢları Ġle Tevbe Edilmelidir
Ġnsan, hem ağlayan hem de gülen bir varlıktır. Ağlamanın da gülmenin de ölçüsünü
ayarlamalıdır.
Peygamber (s.a.) çok gülmeyi hoĢ görmemiĢtir, ―Çok gülmeyin. Çok gülmek kalbi
öldürür‖ demiĢtir.
Dengeli gülünür ve dengeli ağlanırsa, insan vücudu için ikisininde faydası vardır.
Ağlanmazsa, yağmursuz toprak gibi insan çoraklaĢır. Kuru göz rahmeti önler.
Gözün yaĢlılığı salihlerin alametidir. ―Bir göz yaĢarırsa, Allah o bedeni ateĢe atmaz‖
diyor peygamberimiz.
Kalbin karalığını ağlamak giderir. Günahlar ise ağlamaya manidir. Eğer günahlardan
dolayı ağlanırsa, cehennem ateĢini söndürür.
Kibir, göz yaĢı ile kırılır, kalp göz yaĢı ile yumuĢar. Onun için vakit geçmeden
ağlanmalıdır. Ağlayarak Allah'a yalvarılmalıdır.
Dünyada ağlamayan, ahirette ağlar. Mevlana : ―Akıllılar önceden ağlar, ahmaklar
sonradan ağlar‖ der.
Yunus :
―GözyaĢı siler günahı
YÜCE YARATAN’A KULLUK 367
Mustafa ÖSELMİŞ
Hakka aĢıkım vallahi‖ demiĢtir.
Ağlamaya ihtiyacımız var. Ağlarken kalp de ağlamalı, gözle beraber ağlamayan kalp
hastadır. Bulut ağlarsa rahmet yağar. Mum ağlarsa etraf aydınlanır.
Ashabtan biri peygamber (s.a.)‘a : ―Cehennemden ne ile korunayım?‖ deyince,
peygamber (s.a.) : ―göz yaĢı ile. Zira Allah korkusundan ağlayan gözü Cehennem ateĢi
yakmaz‖ demiĢtir. (Ramuz el Hadis:243/16) herkes ağlamalı, dualar, tevbeler, göz yaĢları ile
yapılmalıdır.
Gökten inen damlaların bitkilere hayat verdiği gibi, dirilttiği gibi, gözden inen
damlalarda, ölü gönülleri diriltir ve günah kirlerini temizler.
17.
Tevbe Eden Günahsız Gibidir
Hz. peygamber (s.a.) : ―Günahlarından dolayı tevbe eden, günahsız gibidir.‖ (Ramuz
el Hadis:196/12) buyurur.
―Tevbe, günahları yıkar, iyilikler kötülükleri giderir. (Age:96/10)
Kur'an'da : ―Elbette Allah çokça tevbe edenleri ve temizlenenleri sever.‖ (Bakara:222)
buyrulur.
Peygamberimiz : ―Günahlarınız semaya ulaĢacak kadar çok da olsa, arkadan tevbe
etmiĢ iseniz günahınız mutlaka affedilir.‖ (K. Sitte:17/627) der.
Bir ateistin, bir kafirin, tevbesi ve Ġslâm oluĢu ile bütün günahları af olunur. Anasından
doğmuĢ gibi olunur.
Peygamberimizin bir müjdesini daha burada zikredelim :
―Kim la ilâhe illallhü vahdehula Ģerikeleh lehül mülkü velehül hamdü ve hüve ala
külliĢeyin kadir diye günde 100 defa derse, ona on köle azat etmiĢ sevabı verilir. Ayrıca
lehine 100 sevap yazılır. 100 günah da silinir. Bundan baĢka Ģeytanın Ģerrinden üç gün
muhafaza olunur.‖
Kim günde 100 defa : ―Sübhanellahi velhamdülillahi velailâhe illallahü vallahü ekber
vele havle vele kuvvete illa billahil aliyyil azim‖ derse, hataları deniz köpüğü kadarda olsa af
olunur. (K. Sitte:6/121) buyurmuĢtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 368
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah Rasulü günah iĢleyen bir kadından bahseder. Kadın, piĢman olmuĢ, cezasını
çekmiĢtir. Cenaze namazı kılındıktan sonra ―Meleklerden ayak basacak yer yoktu. O öyle bir
piĢmanlık duymuĢ, öyle bir tevbe etmiĢti ki, 70 Medineli müslümanı kurtaracak halde idi‖
demiĢtir.
Hz. Ömer (r.a.) öyle bir tevbe etmiĢti ki, herĢey değiĢiverdi.
18.
Allah Tevbe Edeni Sever
Bakara sûresi 222. ayette : ―Allah tevbe edenleri sever‖ buyrulur. Eğer günah iĢleyen,
tevbe ederse, Allah onu af eder; o, Allah'ın sevgili kulu oluverir. Kutsal zamanlarda ―Yok mu
tevbe eden‖ diye melekler nida eder durur.
Kur'an'da : ―Kim kötülük yapar ve kendine zulmeder de sonra Allah'tan af dilerse,
Allah'ı çok bağıĢlayıcı ve merhametli bulur.‖ (Nisa:110)
Eğer kul, Allah'ın bol olan rahmetinden istifade edememiĢse, suç kulundur.
Kul Allah'ı af edici olarak bilmelidir. Bir kutsi hadiste : ―Kulum beni nasıl bilirse öyle
muamele ederim. Ben kulumun zannına göreyim‖ buyrulur. (K. Sitte:3/289)
ġeytan kovulunca yemin ederek Allah'a :
-
―Kullarını saptıracağım‖ demiĢtir. Allah da :
-
―Tevbe ettikleri takdirde ben de kullarımı affedeceğim‖ buyurmuĢtur.
Kutsi hadiste : ―Ellerini bana kaldırıp yalvaran kulumun ellerini boĢ çevirmekten
haya ederim‖ diyor Allah. (H. H. Erdem Ġlahi Hadisler:14)
―Bana bir karıĢ yaklaĢana, ben bir arĢın yaklaĢırım. Bir arĢın yaklaĢana bir kulaç
yaklaĢırım. Bana yürüyerek gelene, koĢarak varırım‖ (Age:25) buyurur.
Ġki günahkârdan biri, günahları ter ederek tevbeye koyulur. ArkadaĢı :
―Seni tanıyorum, yaĢadığın hayatı biliyorum. Bu kadar günahtan sonra Allah sen nasıl
af edecektir?‖ der. O da:
―Öyle deme. Allah'ın rahmeti boldur. Bir dilenci kapını defalarca çalsa ne yaparsın?
Bir Ģeyler verip hiç olmazsa gitmesini sağlamaz mısın?‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 369
Mustafa ÖSELMİŞ
―Sonra
dilenci senin kapından, alamasa baĢka kapıya gider. Ya ben nereye
giderim? Benim kapım tek‖ der.
19.
Tevbe Kapısı Her Zaman Açıktır
Ölüm gelinceye kadar tevbe etmeyenlerle, kafir olarak ölenler af olmaz.
Kur'an'da : ―Allah'ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin; doğrusu kafirlerden baĢkası
Allah'ın rahmetinden ümidini kesmez‖ (Yusuf:87)
-
―Sapıklardan baĢkası, Rabbinin rahmetinden ümidini kesmez.‖ (Hicr:56)
―Ey kendine kötülük edip aĢırı geden kullarım! Rahmetimden umudunuzu kesmeyin.
Rabbinize yönelin. Azab size gelmeden önce ona teslim olun‖ (Zümer:53-54) buyrulur.
Hz. Peygamberde :
―Kim güneĢ batıdan doğmadan önce tevbe ederse, Allah O‘nun tevbesini kabul eder.‖
(Büyük Hadis Külliyatı:5/9749)
―Allah kulunun tevbesini can gırtlağa gelmedikçe kabul eder.‖ (Tırmizi Daavat:99) +
(Kısitte:17/629)
-
―Tevbe kapısı açıktır.‖ (Ramuz:242/2)
Demek oluyor ki, ölüm döĢeğine yatmadan, can boğaza gelmeden Azraili ensende
hissetmeden yapılan tevbeleri Cenab-ı Allah kabul edecektir. Firavun, suların arasında ―Ya
Rabbi!‖ dedi ama, tevbesi kabul olmadı. Çünkü ölmü ona yaklaĢmıĢ, o da onu hissetmiĢti.
Geç kaldı.
Hal böyle iken kurtulmak için çalıĢmayana ĢaĢılır. Allah'ın rahmetinden ümit kesen,
kendine yazık etmiĢ olur. Müslüman ümit kesmez.
Ġnsan uzun süre yaĢayacağını zanneder. Uzun vadeli plânlar kurar, ölümü, ölmeyi hiç
düĢünmez. Nasıl olsa tevbe ederim diye tevbeyi geciktirir. Ama ölüm ansızın geliverir. ĠĢte en
büyük yanılgı budur. Ölüm anındaki çırpınma fayda vermez.
20.
En Güzeli Korku Ġle Ümit Arası YaĢamaktır
Ümit kesmek, ―Allah affetmez‖ demek küfürdür. Tamamen ümit var olmak, Allah beni
mutlaka af edecektir demek de çok yanlıĢtır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 370
Mustafa ÖSELMİŞ
Öyle ise korku ile ümit arasında yaĢanacaktır.
―Allah beni af etmez‖ diye günahı ter etmemek ne kadar yanlıĢsa, Allah'ın affına
güvenerek günah iĢlemek de o kadar yanlıĢtır.
Hz. peygamber : ―Mü‘min Allah'ın gazabını bilseydi asla cenneti ümit etmezdi.
Kafirde Allah'ın rahmetini bilseydi asla ümit kesmezdi‖ buyurmuĢtur.
Günahımız ne olursa olsun, bize düĢen,dönüĢ yapmak istiğfar edip göz yaĢı dökmek,
gönülden ağlamak, göz yaĢlarıyla günah kirlerini yıkamaktır.
Günahkârın biri, bir din büyüğüne demiĢ ki:
―Ben tevbe edeceğim ama Allah'ın af edeceğinden ümidim yok. Çünkü günahım,
büyük‖ o da ona:
-
―Hangisi büyük dersin senin günahın mı Allah'ın affı mı?‖
-
―Elbette Allah'ın affı büyük‖ demiĢ. Bunun üzerine :
―Öyle ise neden ümidini kesiyorsun? Ümit keseceğine tevbene devam et‖ demiĢ.
BaĢka ne yapılabilir ki? Tevbe, tevbe… Gene tevbe…
21.
Tevbenin Kabul Olup Olmadığı Belli Olur mu?
Kul, gönülden duyacağı piĢmanlıktan sonra günahlardan tamamen elini ayağını
çekebilmiĢse, artık ufak tefek Ģeytanın tuzaklarına düĢmüyorsa, kesin olmamakla beraber af
olunduğuna ümit edebilir.
Tevbenin kabul olduğuna dair bazı iĢaretler de vardır :
1-
Bir daha günah iĢlemeye kalbinde bir meyl bulunmaz.
2-
Kalbinde bir geniĢlik, bir huzur hisseder. Kalbi daralmaz.
3-
Ġyi iĢ iĢlemekten, iyi insanların yanında bulunmaktan zevk duyar.
4-
Hırs, tamah göstermez, az da olsa meĢru ve helâl ile yetinir.
5-
Ġbadetten ve Allah'a kulluktan zevk alır.
6-
Eline, beline, diline sahip olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 371
Mustafa ÖSELMİŞ
7-
Mübarek bir insan olur, ona bakan Allah'ı hatırlar.
8-
Ġnsanlar ondan zarar görmez.
Günaha soğuk bakıyorsa tevbesi kabul olmuĢtur, demektir.
22.
Tevbenin Faydaları
Tevbenin olumlu etkileri inkâr edilemez.
Tevbe eden, rahatlar, günah kirlerinden temizlenir, karamsarlıktan, stresten bunalıma
düĢmekten korunur.
Tevbe, kötülükleri sona erdirir. ―Ben Allah'a tevbe ettim‖ ―Allah'a söz verdim‖ der,
kötülüklerden uzak durur. Allah'a yönelmek insanı kötülüklerden uzaklaĢtırır.
Tevbeden sonra, af olma ümidi, insanı rahatlatır. Bir günahtan baĢka bir günaha
düĢmekten korur.
Tevbe etmek, kimlik kaybını önler, Ģahsiyetinin geliĢmesini sağlar. Çünkü, yaptığı
hatadan dolayı yüzü kızarmaz. Aksine alnı açık, Ģahsiyetli bir insan olarak yaĢar.
―Günahkârım‖ psikolojisinden kurtuluru; Eksiklik, eziklik duymaz.
Tevbe, insanı manen yüceltir. Allah'a yaklaĢtırır. Ġnsanın iyi yönde geliĢmesini sağlar.
Tevbe eden insan, Allah'ın razı olacağı bir hayat yaĢar. Allah'ın yasaklarına
meyletmez.
Tevbe eden, affolur.
Tevbe eden, Allah'ın rahmetine kavuĢur ve kurtulur.
Biz ne yapacağız? GeçmiĢ için tevbe istiğfar edip, ibadet hayatına ve Allah'a kulluğa
yöneleceğiz. Bize bu düĢer, bize bu yakıĢır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 372
Mustafa ÖSELMİŞ
ġairin dili ile Ģöyle yalvaracağız:
Benden kaçıp sana geldim Yâ Rabbi,
Bağışla kulunun hatalarını,
Dert oldum dermana geldim Yâ Rabbi,
Bağışla kulunun hatalarını,
Kabul et ne olur dualarını…
Senden başka bir ilaha tapmadım,
Eğri, bozuk, yanlış yola sapmadım,
Helâl sayıp hiçbir günah yapmadım,
Bağışla kulunun hatalarını,
Kabul et ne olur dualarını…
Bilemedim çok sızlanıp dövündüm,
Gafletimle, nisyânımla övündüm,
“Sebekat rahmeti” dedin sevindim,
Bağışla kulunun hatalarını,
Kabul et ne olur dualarını…
Benimçün onları nârına atma,
Rahmet et, mücrimler safına katma,
Seninim! Mahşerde beni ağlatma…
Bağışla kulunun hatalarını,
Kabul et ne olur dualarını…
Hak aşkıyla yanan sîne yanar mı?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 373
Mustafa ÖSELMİŞ
Kevser’i özleyen suyla kanar mı?
Bu dil senden başkasını anar mı?
Bağışla kulunun hatalarını,
Kabul et ne olur dualarını…
Hâbib-i Edîb’in nûru aşkına,
Ashâb-ı Güzîn nûru aşkına,
Alperen, müridin nûru aşkına
Bağışla kulunun hatalarını,
Kabul et ne olur dualarını…
YÜCE YARATAN’A KULLUK 374
Mustafa ÖSELMİŞ
NAMAZ ĠLE ĠLGĠLĠ SORULAR VE CEVAPLAR
1. Soru : Namaz Kimlere Farzdır ?
Namaz önce Müslüman olana farzdır.Yani Müslüman namazdan mükelleftir. Ġkinci
olarak; buluğ çağına girene farzdır. Bayanlarda kan görmek, erkeklerde ihtilam olmak veya
15 yaĢına girmiĢ olmak gerekir. Üçüncü olarak akıllı olanlara farzdır.
Çocuklar için o daha çocuk aman uyusun, aman oynasın denilerek dünya merhameti
gösterilmez. Bu merhamet değil, merhametsizliktir. Küçüktü kıyamadım, büyüdü hakkından
gelemedim oluyor.
Ġnsan aile fertlerinden sorumludur.
Kuranda; ‗Ailene namazı emret, aile fertlerini cehennem ateĢinden koru emirleri
vardır.‘
Hz. Peygamber de ‗ çocuklarınıza yedi yaĢına geldiklerinde namaz kılmalarını
emredin, on
YaĢına girince kılmayacak olurlarsa dövün ve yataklarını ayırın‘ (Ebu Davut, Salat: 26 )
buyurmuĢtur.
2. Soru: Namazda namaz kılanın önünden geçilmesi, namazını bozar mı?
Bozmaz, ama huzuru bozar. Geçen için günahtır.
Evlerde küçük çocuklara mani olmak mümkün değildir.
Peygamberimiz; ‗ Sizden biri namaz kılanın önünden geçmekte nasıl bir günah
olduğunu bilseydi, o adımı atmaktansa yüzyıl yerinde kalmak onun için daha hayırlı olurdu‘. (
K. Sitte 17/ s. 18 ) diyor.
Namazda kılanın önüne bir engel konulmalıdır. Çünkü bazı hallerde namaz
bozulabilirde. ( Bak. K. Sitte 8/s. 171)
Namaz kılanın önünden geçmek ciddi bir konu, Hz. Peygamber, namaz kılana
müdahele etme yetkisi vermiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 375
Mustafa ÖSELMİŞ
Sütre, ince bir Ģey olabileceği gibi yarım metre yüksek bir Ģey de olabilir. Camide
sütre koymak mümkün değildir. Bu bakımdan erken çıkacak olanlar, arka saflara durmalı.
Sonradan sonradan namaza
duranlar da önünden geçilmeyecek Ģekilde tedbir almalıdır.
Hasan ile Hüseyin, Peygamberimizin namaz kılarken üstüne de çıkmıĢ, önünden de
geçmiĢtir. Çocukların bu hali namazı bozmaz.
1-
Soru: Sünnet ile Farz arasında konuĢmak namazı bozar mı?
Farz ile sünnet arasında aslında dünya kelamı konuĢulmaz. Eğer bir mazeret varsa,
durum önemli ise konuĢulur. Çünkü namaz içinde değildir. Dolayısıyla namazı bozmaz.
Ancak namazın sevabı az olur.
2-
Soru: Nerelerde namaz kılınmaz ?
Hz. Ömer (RA) der ki: ‗Hz. Peygamber (SAV) yedi yerde namaz kılınmasını
yasaklamıĢ.
1-
Çöplüklerde,
2-
Hayvan kesilen yerlerde,
3-
Kabristanda (türbelerde, caminin bir bölümü kabir ise kabir bölümünde
kılınmaz)
4-
Yol kenarlarında,
5-
Hamamda,
6-
Deve ağıllarında,
7-
Beytullah‘ın üzerinde,
8-
Kilise, havra camiye çevrilirse, orada namaz kılınır.
9-
Bir de baĢkasına ait mülkte izinsiz namaz kılınmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 376
Mustafa ÖSELMİŞ
10- Gasp edilen yerlerde namaz kılınmaz. Hile ile alınan yerlerde, mirasçıların
hakkının verilmediği evde namaz tam olmaz.
Aslında Müslümanlar için yeryüzü mescittir. Fakat namaz maddi ve manevi temizlik
ister.
3-
Soru: Yatsı namazı ile Vitir namazı arasında namaz kılınır mı?
‗Vitir kapanıĢ namazıdır. Önce ve sonra namaz kılınmaz‘ deniyormuĢ.
Aslında vitir namazı yatsı namazından hemen sonra kılınmaz. Ama kalkamama
endiĢesiyle ümmetine güçlük olmasın diye Peygamber (AS) yatsıdan sonra hemen kılmıĢtır.
Ramazan‘da teravihten sonra kılınır. Vitir‘in önünde sonunda kaza namazı
kılınabilir. Gece namazı, nafile namaz ve teheccüt namazı kılınabilir.
4-
Soru: Süre bitmeden rükuya varılır mı?
Süre bitmeden rükuya varılmaz. Sürenin bitiminde ‗Allahü Ekber‘ denilerek rükuya
hareket edilir.
Rükuda üç defa ‗Sübhane rabbiyel azim‘ dedikten sonra doğrulmaya baĢlanır.
Peygamber (AS): ‗Rükuda ve secdede ayet okumaktan men edildim‘ buyuruyor.
Buna göre Fatiha‘nın ve surenin bir kısmı rükuda okunmayacaktır.
5-
Soru: Allah kimin namazını kabul etmez?
Peygamber (AS): ‗ Allah üç kiĢinin namazını kabul etmez:
1-
Kendisini sevmeyenlere imam olanın,
2-
Vaktin dıĢında namaz kılanın,
3-
Azad ettiğini tekrar köle edinenin‘ buyurmuĢtur. (Ġ. Caran, Hadis Ans: 8/279)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 377
Mustafa ÖSELMİŞ
4-
Kocası haklı olarak dargın geceleyen kadının,
5-
Allah‘tan baĢkası için namaz kılanın,
6-
Haram yiyenin, hak yiyenin namazını Allah kabul etmez.
8-Soru: Namazı düĢüren özürler nelerdir?
Namazı düĢüren özürler Ģunlardır:
1-
Adetli ve nifaslı olmak,
2-
Akıl hastası olmak,
3-
45-
Bayılma ve koma hali, (beĢ vakiti geçerse namaz düĢer) bunlar sonra kaza da
etmezler.
Ġslama yeni girenin önceki namazları,
Kendini bilmez bir ihtiyarın ve hastanın namazı düĢer. Kendini bilen ihtiyar göz
ucuyla da olsa kılacaktır.
SarhoĢluk mazeret olmaz, kalbim temiz iddiası, bizim namazımız kılındı diyenden
namaz düĢmez.
9- Soru: Namazda kıyafet nasıl olmalıdır ?
Ġslam‘da temizlik esastır. Elbise temiz olacaktır.
Erkek kısa kollu ise öyle namaz kılar, kollarını sıvar da kılarsa mekruh olur.
Elbisede boya, harç gibi Ģeyler olabilir. Ama necis sayılan Ģeyler olursa o elbise ile
namaz kılınmaz.
Namaz Allah‘ın huzuruna çıkmak olduğundan düzgün ve temiz kıyafetle
çıkılmalıdır.
Pijama ve eĢofmanla eğer temiz iseler namaz olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 378
Mustafa ÖSELMİŞ
Kadın elleri, yüzü hariç bütün vücudu örtülü olarak namaz kılar. Dar, ince elbiseyle,
içini gösteren örtüyle evinde de olsa namaz kılamaz.
Kadın ayakları görünüyorsa çorapsız namaz kılamaz.
Takkesiz namaz erkeğe mekruhtur.
Resimli elbiseyle namaz kılınmaz.
10.Soru: Seferilik nedir?
90 Km.den fazla yere giden, orada onbeĢ günden az kalacaksa seferi olur.
Ġnsan kendi evinde, eĢinin evinde, ana babanın evinde, yazlığında seferi olmaz.
90 Km.den fazla da olsa her gün gidilip gelinen yerde, seferilik olmaz. Yolda geçen
süre içinde seferilik olur.
Seferilikte 4 rekat olan farzlar iki rekat kılınır. Sünnet terk edilmez.
ġehirlerarası Ģoför veya görev yapan evine dönünceye kadar seferi sayılır.
Seferi olan bayram, Cuma namazından mesul değildir. Kurban üzerine vacip
değildir.
Namazlar tam kılınırsa son iki rekatı nafile olur.
Mekke‘nin fethinde Peygamber (AS): ‗biz seferiyiz‘ demiĢtir. (H. Döndüren, Ġslam
ilmihali, 386)
11. Soru: BaĢı açık namaz kılınır mı?
Erkeğin baĢı avret değildir. Takkesiz namaz kılana ‗namazın olmadı‘ denemez.
Belki bir sünneti ihmal etmiĢ olur. Bunun için sevabı az olur.
BaĢı açık namaz kılmak erkeğe mekruhtur.
BaĢa giyilen takke veya sarık alnı örtüp yere değmesine mani olmamalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 379
Mustafa ÖSELMİŞ
Takke Yahudi takkesi gibi küçük olmamalıdır.
Bir husus da takke üzerinde baĢka bir inancın sembolünü taĢımamalıdır.
12. Soru: Namazdan sonra tesbih çekmek bidat mıdır?
Namazdan sonra çekilen tesbih baĢka dinlerden geçmemiĢ ve Peygamber (AS) dan
sonra da icat edilmemiĢtir.
Peygamber(AS) her namazdan sonra ‗Sübhanelleh, Elhamdülillah, Allahüekber‘
denmesini tavsiye etmiĢtir. ( Müslim Mesacit: 146)
Peygamber (AS) parmakları ile çekmiĢ, sahabe, zeytin, hurma çekirdeklerini dizerek
tesbih yapmıĢlardır.
Namazdan sonra tesbih çekmek sünnettir.
Namazı bir alıĢkanlık olarak kılan veya üĢene üĢene kılan tesbihi ihmal eder.
Bir hadiste: ‗Size tesbih, tehlil, tekbir çekmenizi tavsiye ederim. Bunları parmaklarla
sayın. Zira parmaklar nerelerde kullanıldıklarından sorulacaklardır ve konuĢacaklardır. ( Ġ.
Canan, Hadis ans: 16/ 115 ) buyrulmuĢtur.
Vasiyet durumunda olan bir hadislerinde de Peygamber( AS) Ģöyle demiĢtir:
Namazlardan sonra dua ve tesbihleri sakın terk etmeyin. 33 defa Sübhanellah, 33
defa Elhamdülillah, 33 defa Allahüekber deyin‘. ( M.Kapcı, Peygamberin vasiyetleri: 53)
Birgün fakir Müslümanlar hep zenginlerin sevap kazandığını dile getirince
Peygamberimiz: ‗ Bende size bir sır vereyim, sizde çok sevap kazanın‘ demiĢ ve namazlardan
sonra 33‘er defa Sübhanellah, Elhamdülillah ve Allahüekber deyin‘ diye eklemiĢtir.
13. Soru: Namaz nasıl kılınmalıdır?
Namaz yatıp kalkmakla olmaz. Peygamber (AS) nasıl namaz kıldı ve nasıl tarif
ettiyse öyle kılınmalıdır. Allah‘ın huzurunda Allah‘ı görüyormuĢ gibi, veda namazıymıĢ gibi
kılınmalıdır.
Hangi vaktin namazını kıldığını, ne kadar kıldığını, ne okuduğunu, kimin için, niçin
namaz kıldığını bilerek namaz kılınmalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 380
Mustafa ÖSELMİŞ
Önem verilmeden kılınan namazların eski bir bohça gibi dürülerek kılana ‗ al bunlar
senin namazların‘ denilerek suratına çarpılacağını Peygamber (AS) haber vermiĢtir.
Namaz kılarken Allah‘ı, ahireti, ölümü, kabri, mahĢeri, cenneti, cehennemi, sıratı
düĢünerek veya surelerin manasını düĢünerek, vesvesesiz namaz kılınmasını sağlayacaktır.
14. Soru: Kerahet vakitleri hangileridir?
Üç vakit vardır ki hiçbir namaz kılınmaz: GüneĢ doğarken, batarken ve tam ortada
iken.
Sabah namazı vakti, sabah namazının sünneti ve farzından baĢka namaz kılınmaz.
(Ramun: 310/5+481/1+ D.Ġs.Ġlm: 209)
Ġkindi ile akĢam arası nafile kılınmaz.
Mekruhluk ve yasak sadece namaz içindir, diğer ibadetler yapılır.
15. Soru: Vesveseye düĢen ne yapmalıdır?
ġeytan, abdestte namazda çok vesvese verir.
Peygamber(AS) ‗vesvese Ģeytandandır‘ buyurur.Onun için vesveseye itibar
edilmemelidir.
Namazdaki vesvese anında galip zanna göre hareket edilir.
Vesveseye çare olarak namazdan baĢka bir Ģeyle meĢgul olunmamalıdır. Allah‘ın
huzurunda olunduğu unutulmamalıdır. Allah, ölüm, ahiret, kabir düĢünülmeli, surelerin
anlamı düĢünülmelidir.
Kuran‘da ‗kuĢkulananlardan olma‘ (Bakara:147)
‗ġüphelenenlerden olma‘ (Aliimran:60) buyurulur.
Peygamber(AS) ‗namazda ölümü hatırla. Namazda ölüm hatırlanırsa, namaz Allah‘ı
görüyormuĢ gibi kılınmaya çalıĢılır. Namazı son namazınmıĢ gibi kıl‘ buyurur. (Ramun el
Ehadis: 67/3)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 381
Mustafa ÖSELMİŞ
16. Soru: Telefon çalınca namaz bozulabilir mi?
Olur olmaz Ģeyler yüzünden namaz bozulmaz. Hele kimden geldiği bilinmeyen
telefon için namazı bozmak uygun olmaz. Ama önemli bir telefon bekleniyorsa, acil bir
durum varsa, namaz bozulur telefona bakılır.
Anne baba çağırıyorsa, çocuğa bir Ģey olduysa, yangın varsa, böyle acil durumlarda
namaz bozulur, gereken yapıldıktan sonra tekrar baĢlanır.
Namazdan çıkmak içinde hemen selam verilir çıkılır.
Telefon çalınca, telefona kafa yorulmaz. Kimdi, ne vardı diye düĢünülmez. Çünkü
Allah‘ın huzurundadır.
Sık sık çalan telefonlar, meĢgul bırakılabilir.
Cafer-i Sadık (Ra) ın ahırdan atını çalmıĢlar. Bunu gören çocuklar bağırmıĢlar:
‗‗atını çalıyorlar‘‘ diye. Cafer-i Sadık hemen çıkmaz bir müddet sonra çıkar. ‗ Duymadın mı ?
Sana seslendik‘ demiĢler.ġöyle cevap vermiĢ:
‗ Namaz kılıyordum, aldığım tat atımın kaybından daha büyüktü, namazımı bunun için
bozmadım‘.
Bir husus da telefon çok çaldırılmaz. 3 defa çaldırılması yeterlidir. Telefonda
‗efendim‘ denmemelidir. Çünkü efendiliğe layık olan vardır, olmayan vardır.
17. Soru: Namazda sure ayrımı yapılır mı?
Namazda sureler sıra ile okunur. Tek sure atlanmaz. Uzun sure daha önce okunur.
Namazda sure ve ayet okunurken manasına göre okunmaz. Ġlmihallerde Ģöyle bir
örnek var. Allah‘a imanı red eden birine karĢı Ġhlas suresi okuyanın namazı bozulur.
Kuran‘dan kolay olan, hatasız bilinen sure okunur. ġu ayet Ģu sure okunmaz diye bir
ayrım yapılmamıĢtır.
Nafile namaz kılarken fatihadan sonra birinci rekatta kafirun, ikinci rekatta ihlas
veya Felak, Nas sureleri okunması tavsiye edilmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 382
Mustafa ÖSELMİŞ
ġu azap ayeti Ģu sure Ģunu lanetliyor namazda okunmaz denilemez. Çünkü namazda
sure ve ayet manasına göre okunmaz.
Sure ve ayetler arasında ayrım yapılmaz.
18. Soru: Gözden akan yaĢ namazı bozar mı?
Namazdayken hastalıktan veya esnemekten gelen gözyaĢı namazı bozmaz.
Allah sevgisi, Allah korkusundan dolayı ağlamak namazı bozmaz. Peygamber (AS)
secde ettiği yeri ıslatacak kadar ağlamıĢtır.
Dünya üzüntüsünden dolayı ağlanırsa namazı bozar.
Namazda süt akıntısı, ter, gözyaĢı, burun akıntısı abdesti de, namazı da bozmaz.
19. Soru: Sehv secdesi niçin yapılır ?
Namazı ne kadar kıldığını bilmeyen kimse yanılma secdesi ile durumu düzeltemez.
Çünkü rekatlar farzdır. Onun için rekatların tam olması lazımdır.
Namazın farzlarından biri terk edilirse, yine namaz bozulur, secde yapmak, durumu
kurtarmaz.
Sünnet terk edilirse secdeye gerek yoktur.
Ġmama uyan, kendi hatasından dolayı cemaatten ayrılıp secde yapamaz. Ġmama
uymuĢtur.
Ne zaman secde yapılır? Farzın öne alınması, sonraya bırakılması ve vacibin terki
halinde yanlıĢlık, secde ile düzeltilir, namaz tamamlanmıĢ olur. Buna sehv secdesi (unutma
secdesi) denir.
Son oturuĢta yanılma secdesi yapılacaksa, Hanefilere göre ettehıyyatü okuyacak
kadar farzdır. Diğer üç mezhebe göre salli, barik‘i de okumak, okuyacak kadar oturmak
farzdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 383
Mustafa ÖSELMİŞ
Sehv secdesi yapacak olanın ettehıyatü, salli, barik dualarını okuduktan sonra selam
verip secdeye varması uygundur. Sadece sağına selam verse de olur.
Cemaatle namaz kılınıyorsa sadece sağa selam verilir, secdeye varılır. Namaz bitti
diye namazdan çıkanlar olmasın diye tek tarafa selam verilir.
20. Soru: Seccadedeki Ģekiller namaza mani midir ?
Seccade üzerinde kabe, mescid-i nebevi, cami gibi resimler namaza mani değildir.
Ayrıca mahsuru da yoktur. Çünkü seccade, yer sergisi gibi ayaklar altına serilmiyor. Hakaret
maksadıyla serilip üzerine .çıkılmıyor.
Mü‘minin miracı olan namaz maksadıyla Allah‘ın huzuruna çıkılıyor, namaz bitince
de dürülüp kaldırılıyor. Dürerken de ayak basılan yerle secde edilen yer üst üste getirilmiyor.
Seccadede tabiat resmi; ağaç, dağ, nehir gibi manzaralar da namaza mani değildir.
Seccadede insan, hayvan resmi veya kötü, islama, ahlaka uymayan bir görüntü
olursa namaza manidir.
Seccade çok süslü olup insan zihnini meĢgul etmemelidir. Seccade, sade olursa daha
uygun olur.
Üzerimizdeki paradaki, kimliklerdeki resimler, cüzdandaki resimler de namaza mani
değildir. Çünkü kapalıdır. Eğer resim odada varsa kaldırılır, kaldırılamazsa üzeri örtülür.
Değilse resimsiz odada kılınır.
21. Soru: ĠĢyerinde namaz kılınır mı?
Bir tarlada, bahçede, özel mülkte namaz kılabilmek için, özel bir sudan abdest
alabilmek için sahibinden izin alınır.
ĠĢyerinde de abdest alıp namaz kılabilmek için iĢ sahibinden izin alınır.
ĠĢ sahibi, ibadet etme imkanını sağlamakla sorumludur.
Farz, vacip ibadetlere yasak konamaz. Namaz kıldırmamak, oruç tutturmamak,
Cuma‘ya salmamak yüce Allah‘a isyana ve din düĢmanlığına girer.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 384
Mustafa ÖSELMİŞ
Fıkıhta bir kural vardır. ‗Allah‘a isyan edene itaat edilmez‘ diye. Eğer ibadete
müsaade edilmiyorsa baĢka bir iĢ arayıĢı içinde olunur. Ġhtiyaç varsa, iĢ buluncaya kadar
çalıĢılır. Kılınamayan namazlar kaza edilir.
ÇalıĢan da iĢi aksatmaz, aldığını hak eder. Çabuk kılar, hemen iĢine döner veya
ibadet için çalıĢmadığı zamanı telafi eder.
22. Soru: Cuma namazı ile ilgili kısa bilgi verir misiniz ?
Cuma, bayram namazlarından kadın sorumlu değildir.
Cuma‘nın Ģartları Ģunlardır:
1-
Erkek olmak,
2-
Hür olmak,
3-
Misafir, yolcu olmamak,
4-
Hasta, ihtiyar olmamak.
Cuma‘yla ilgili kur‘anda sure vardır. Özürsüz üç Cuma‘yı terk edenin kalbinin
mühürlendiği bildirilmiĢtir.
Cuma saati erkeğe alıĢveriĢ, iĢ haramdır.Ezan okununca iĢ, güç, alıĢveriĢ
bırakılacaktır. Camiye gitmekle mükellef olmayan çocuk, özürlü ve kadın iĢ yapabilir.
Cuma mü‘minin bayramıdır. Temizlik esastır.
Cuma darül harpte bile olsa üç kiĢi bir araya gelince mezhebimize göre kılınır.
‗Devlet baĢkanı kıldırmıyor veya darül harpteyiz‘ diyerek baĢkalarının Cuma kılmasına mani
olmak, sevap olan bir iĢ değil, büyük vebali olan iĢtir.
Cuma namazı, 4 sünnet+2 farz+4 sünnet = 10 rekattır. Cuma‘nın kabul olmaması
halinde, zuhruahir ve 2 rekat vakit sünneti kılınır. Farzı kılıp kaçmamak lazım. Hz.
Peygamber ‗‗Sizden biri Cuma‘yı kıldı mı 4 rekat daha kılsın‘‘(K.Sitte 8/S.449)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 385
Mustafa ÖSELMİŞ
Zuhruahir kılmak, tedbirdir, takvadır. Eğer Cumamızdan emin isek, yine zuhruahiri
kılmakta fayda var, kaza borcu ödemiĢ olunur. Son iki rekatı da son kazaya kalmıĢ Sabah
namazı olarak niyetlenebilinir.
Kerahat vaktinde ve hutbe okunurken namaz kılınmaz. Mescid namazı kılanlar,
saatin kaç olduğuna dikkat etmelidir.
Erken çıkanlar namaz kılanların önünden geçmemelidir. Bunun için arka saflarda
namaz kılarlarsa daha uygun olur.
Camide uyumak, konuĢmak, herhangi bir yolla rahatsızlık vermemek gerekir.
Cuma‘ya gidemeyen özür sahibi, o günün öğle namazını kılar.
Eğer iĢ sahibi Cuma‘ya salmazsa, çalıĢanın, iĢi bırakıp Cuma‘ya gitmesi caiz
değildir. Bu durumda izin isteyecektir, vermezse münasib bir dille meseleyi anlatacaktır.
Değilse uygun bir iĢ arayacaktır. ĠĢ bulamazsa, çalıĢmaya da mecbur ise uygun iĢ buluncaya,
Allah‘ın kendisine çıkar bir yol gösterinceye kadar orada çalıĢır. Cuma‘nın yerine de öğle
namazı kılar.
Cuma günleri bacılarımızla bir araya gelip kur‘an okumalı, dua etmeli, zikretmeli
yani Cuma‘yı değerlendirmelidir. Analık, kadınlık gibi kutsal görevlerin aksamaması için
Cuma‘nın kendilerine farz kılınmadığı için bir eksiklik hissetmemelidirler.
Bacılarımız, Cuma‘yı bayram bilir, temizlik yapar, yakınlarını hazırlayıp camiye
gönderir, kendi de Cuma‘ya saygılı olur, cumalaĢırsa Cuma sevabı olacaktır.
23.Soru: Cuma namazı kaç rekattır ?
Bazıları Cuma namazı 2 rekattır diyor, izah etmiyor, kafa karıĢtırıyor.
Cuma namazının farzı iki rekattır. Ama önce 4 rekat sünnet, sonra da 4 rekat son
sünnet vardır. Hz. Peygamber, sahabe, tabiin ve bugüne kadar hep böyle kılınmıĢtır.
Mezhepsiz ve sünnetsiz bazı kimseler peygamberlere ve mezheplere itibar etmediği
için Cuma 2 rekattır deyiveriyor.
Peki 10 rekat kılan Cuma namazını kılmıĢ olur mu? Olur, ama Hz. Peygamber ve
sahabe devrini değilde günümüzü ve insanımızın durumunu düĢünerek hareket edersek,
mezhep imamlarının görüĢüne de itibar edersek, isabet etmiĢ oluruz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 386
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġslam‘ın yayılması ile bazı haller değiĢmiĢ, mezhep imamlarımızda açıklık
getirmiĢtir.
Bugün 10 rekat Cuma kılan çıkıp gitmezse daha iyi olur, konmuĢ tedbirlere uyarsa
kendi lehinedir.
Diyelim ki; altta üstte, yolda, bahçede sıkıĢ tepiĢ kılınan Cuma eksik oldu. O zaman
son kazaya kalmıĢ öğlen namazı kılınacak olursa, Cuma yerine öğlen namazı kılmıĢ oluruz.
Cuma kabul olduysa, bir öğle namazı borcu ödemiĢ oluruz. Son iki rekatı da kazaya kalmıĢ
sabah namazı olarak niyetleniriz.
Bu konuda hiç münakaĢaya gerek yok.
Bundan iki üç ay önce bir camide cereyan kesiliverdi, hoca yattı, cemaat kalktı,
cemaat yattı, hoca kalktı.Ne oldu Ģimdi? Bana sordular. Zuhru ahir kıldınız mı? Evet diyenler
oldu, hayır diyenler oldu.
Bir kardeĢimizde cemaat kalabalıktı, yolun öbür tarafında bir binada Cuma kılmıĢ,
oldu mu? diye sordu.
Bizden önce bazı Ģeyler boĢuna düĢünülmemiĢ, boĢuna tedbir alınmamıĢtır. Bazı
konuları tartıĢmakta yarar yoktur. Bize de sorumluluk getirir.
Bazı konuların ısıtılıp ısıtılıp temcit pilavı gibi gündeme getirilmesi yanlıĢlıklara yol
açar.
Bir husus da Cuma namazı cemaatle kılınır, evde kılınmaz.
24. Soru: Kadın camiye gidebilir mi?
Fıkıh kitaplarında ‗‗herhangi bir fitne yoksa kadın gündüz camiye gidebilir. Gece ise
yanında mahremi olmadan camiye gidemez‘‘ denilmektedir.
Kadın camiye uygun elbise ile gidebilir. Koku sürünemez.
Peygamberimiz (AS) kadına görevleri açısından mescidinin evi olmasını tavsiye
etmiĢtir.
Erkek camiye giderse 27 derece fazla sevap, kadın evinde namaz kılarsa 27 derece
fazla sevap alacağı bildirilmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 387
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur‘an da Nur suresinde kadınlar için ‗‗Evlerinizde oturun‘‘ buyurulmuĢtur.
Peygamber (AS)da; ‗‗ kadınların namazgahı evleridir‘‘ buyurur.
Kadının iĢi, çocukların bakımı, eğitimi ve kadının asli vazifesine göre yeri evidir.
25. Soru: Kadın – Erkek aynı hizada namaz olur mu?
Kadının öne geçip erkeklere namaz kıldırması haramdır. Hepsinin namazı bozulur.
Kadının kadınlara imamlığı mekruhtur. Nafile namaz kılarken mesela; tesbih namazı
için biraz öne çıkar veya safta kalır. O dıĢından okur, diğerleri tekrar eder.
Kadınla erkeğin yakınlığı ne olursa olsun aynı hizada namaz kılamazlar. Ġkisinin de
namazı bozulur. Kadının geride kılması gerekir.
Kadın-erkek birbirine yabancı ise arada mutlaka bir perde bulunması lazımdır.
Ġmam olan erkeğin eĢi, anası, kızı gibi yakını olmazsa, erkeğin kadınlara imamlığı
mekruhdur. Erkek cemaat varsa o zaman mekruh olmaz.
Ramazan, cuma ve bayramlarda kapalı yerlerden imama uyulmaz. Hoperlör olsa da
uyulmaz. Mutlaka bir açıklığın olması gerekir.
Kadınlar erkek çocuklarla da aynı hizada namaz kılamaz. Önce erkekler, arkada
erkek çocuklar ve arkada da kadınlar saf tutmalıdır.
26. Soru: Hoperlörle ezan ve namaz olur mu?
Hoperlörden gelen ses yankı değildir. Hoperlör, sesi taĢıyıcı ve yükseltici bir alettir.
Hoperlörden çıkan ses makinenin sesi değildir. Hoperlörle ezan okunur. O sese uyup
namaz kılınır.
Yalnız radyodan, televizyondan gelen sese uyulup namaz kılınmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 388
Mustafa ÖSELMİŞ
27. Soru: Camiye gitmemek için özürler nelerdir ?
Erkeklerin namazı camide kılmaları kuvvetli bir sünnettir. Peygamber (AS) Ģöyle
buyurur:
‗‗Ezan okuyayım da gelmeyenlerin evini yasım geliyor.‘‘ Namazı camide kılan
erkeğe 27 derece fazla sevap olduğu bildirilmiĢtir.
Cemaate katılmamak için Ģu özürler geçerlidir.
1-
Gidemeyecek kadar ihtiyarlık ve yaĢlılık,
2-
Sağlık açısından tehlike mevcutsa,
3-
Malın çalınma tehlikesi varsa,
4-
Hava Ģartları müsait değilse,
5-
Cami çok uzaksa,
6-
Çocuk, hasta bakıyorsa,
7-
Görev yönünden müsait değilse,
8-
Özür sahibi ise,
9-
BaĢkalarına rahatsızlık verecek bir hal varsa,
10- Ġlmi çalıĢmalar yapıyorsa o kiĢi camiye gitmeyebilir.
ġeyhülislam Mevlana ġemseddin-i Fanari cemaate katılmıyor diye Yıldırım
Bayezid‘in Ģahitliğini kabul etmemiĢtir.
Bir hadiste: ‗‗Camiye gidenin her attığı adıma karĢılık Allah onun bir günahını
affeder, onu bir derece yükseltir. O kiĢi camide olduğu müddetçe namazda sayılır. Melekler
onun için dua eder‘‘ buyrulmuĢtur. (Buhari, Salat:87)
Hz. Ömer (RA) oğlu Abdullah‘la çarĢıyı dolaĢırken ezan okununca, halkın iĢini
bırakıp camiye koĢtuğunu görünce Ģöyle der: ‗‗ Bunlar hakkından ayet nazil olmuĢtur.‘‘
YÜCE YARATAN’A KULLUK 389
Mustafa ÖSELMİŞ
28. Soru: Kutuplarda namaz nasıl kılınır ?
Bazıları bilmesi gerekeni bilmez, yapması gerekeni yapmaz. Kendini
ilgilendirmeyen Ģeylerle uğraĢır.
Üzerinde bir sürü kaza namazı borcu vardır. Normal namaz kılmaz. Mesela; kerahat
vakitlerini bilmez, kıbleyi bilmez. Cuma, bayram namazları nasıl kılınır merak etmez. Ama
kutuplarda nasıl namaz kılınır ? bunu merak eder. Merakının sebebi, islamda eksik bulmak,
islamın çözemediği bir konu aramaktır.
Sorsak: - Kutuplara gittin mi? Cevap ‗‗Hayır‘‘ gidecek misin? Hayır. Seni oraya
götürseler orada namaz kılar mısın? Hayır olacaktır.
Ġslamda cevabı olmayan bir soru yoktur. Yani islamın çözemediği bir problem
yoktur. Bu sorunun cevabı da Ģöyledir:
Kutuplarda oruç tutan ve namaz kılan en yakın ülke ve namaz vakitleri belirlenen
yere göre hareket eder. Yani en yakın yerin takvimi esas alınır.
Uçakla bir yere giden kimse nerede niyetlendiyse, o yerin saatine göre orucunu
bozar. Ġsterse güneĢ batmamıĢ olsun.
Ġslam, kıyamet dinidir. Çağlar üstü bir dindir. Çağları arkasından sürüklemeye
devam edecektir.
29. Soru: Namazda göz kapatılır mı?
Dikkatim dağılmasın diye göz kapatılmaz. Kapatılırsa, insanın gözünün önüne bir
çok Ģey gelir.
Gözün ara sıra kapanmasında sakınca yoktur, ama devamlı kapatmak mekruhtur.
Körün imamlığının mekruh oluĢu, gözünün kapalı oluĢundandır.
Göz ayakta secde yerine, otururken iki dizin arasına bakacaktır. Rükuda da ayak
uçlarına bakacaktır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 390
Mustafa ÖSELMİŞ
30. Soru: Namazda herhangi bir iĢaret verilebilir mi?
Namazda gözle, kaĢla, elle, ses yükselterek, ayetin anlamı ile, öksürükle herhangi bir
iĢaret manasına gelen bir hareket namazı bozar.
Birisi ile haberleĢme gibi, ben buradayım manasında ses çıkarmak gibi Ģeyler
namazı bozar.
Bakkal namaz kılarmıĢ, biri dükkana girince ‗‗ben buradayım, namaz kılıyorum‘‘
diye öksürürmüĢ... Bu Ģekilde kılınan namazlar kabul olmaz.
31. Soru: Türkçe namaz olur mu?
Cenab-ı Allah ibadetleri emrederken Kur‘an dili ile emretmiĢtir.
Cihan Ģumül olan islam‘da ibadet aynı dilde yapılır.
‗‗Türkçe ezan, Türkçe namaz‘‘ diyenler sanki ‗‗Haydi namaza!‘‘ diye ezan okunsa
koĢup namaz kılacaklar.
Ezan ve namaz vahiy yolu ile gelmiĢtir, değiĢmez.
Hz. Peygamber (AS): ‗‗Beni nasıl namaz kılar görürseniz öyle namaz kılın‘‘
buyurmuĢtur.
Kur‘an dilinden baĢka bir dille namaz olmaz.
Kıraat yani okumak namazın farzlarındandır. Allah da: ‗‗Namazda Kur‘andan kolay
geleni okuyun‘‘ buyurur.
Tercüme kur‘an değildir.
Hz. Peygamber‘e çeĢitli dilde insanlar geldi, Müslüman oldu. Peygamber (AS)
onlara Arapça namaz öğretti. Kendi dilinde namaz kılabilirsin demedi.
Bir insan ancak kendi dilinde dua eder, Ģükreder, tevbe eder, ama namaz kılamaz.
Bir ayette: ‗‗Kur‘andan tane tane oku‘‘ buyurarak Kur‘andan okunması
emredilmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 391
Mustafa ÖSELMİŞ
Namazın Arapça‘dan baĢka bir dil ile kılınamayacağına dair Din ĠĢleri Yüksek
Kurulu‘nun fetvası vardır.
Kolaylık olur, daha fazla insan namaz kılar gibi masumane düĢünceler gibi
göstererek islam‘a yönelen bu sinsi düĢmanlıklara asla kulak asılmamalıdır.
Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
‗‗Kur‘andan okumadan namaz olmaz‘‘ (Müslim, Salat:11)
‗‗Fatiha okumayanın namazı sahih değildir.‘‘ (Buhari, Salat:95)
‗‗Beni nasıl namaz kılar görürseniz öyle namaz kılınız‘‘ (Buhari, Ezan:18)
‗‗Bizim iĢimiz Kur‘anla‘‘ deniyor. Sünnet red ediliyor. ‗‗Okuduğumuzu anlamadan
namaz olur mu?‘‘ deniliyor. Namaz, Kur‘an-ı anlamak için değildir. Kur‘an-ı anlamak isteyen
Kur‘an-ın tercümeleri vardır, açar okur. Mesele üzüm yemek değil. Bunlar iyi niyetli kimseler
değildir. ĠĢleri güçleri kafa karıĢtırmaktır.
32. Soru: Ölenin namaz borcu nasıl ödenir?
Namaz için gerekli her türlü kolaylık gösterilmiĢ, her durumda herkesin kılması için
fırsat verilmiĢtir. Bu bakımdan diğer ibadetler gibi namazın kefareti yoktur.
Kasten terk edilmiĢ, bile bile kılınmayan namazlar için kefaret olmaz. Ancak
hastalığın ağırlaĢtığı, iyice acizliğin olduğu anlardaki kılınamayan namazların hesaplanıp
fidyesi verilir.
Bu konuda vasiyet varsa, o yılın fıtır sadakası kadar her vakit için verilir. Kabulü
için dua edilip affı umulur.
Aciz düĢmüĢ bir insanın vasiyet etmesine de gerek yoktur. Malın üçte birinden 6
vakit için 6 fidye verilir.
Ölüm olayı olmadan fidye verilmez.
Keyfi ve ihmalden dolayı kılınmayan namazlar için fidye verilmez.
Az bir paranın elden ele dolaĢtırılması gerekli değildir. Ancak ‗‗Ġyilikler kötülükleri
götürür‘‘ ayetine göre sadaka verilir, kabulü için dua edilir.
Namaz borcu, baĢkası tarafından kılınıp ödenemez. En güzeli imkan varken
kılmaktır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 392
Mustafa ÖSELMİŞ
33. Soru: Namazın kazası olur mu?
Vaktinde kılınamayan namaz kazaya kalır. (Cuma, bayram namazları kazaya
kalmaz) kazaya beĢ vaktin farzları ve vitir namazı kalır.
Sabah namazının sünneti vaktinde kılınmadıysa, o gün kuĢluk vakti kılınır.
BaĢlandıktan sonra bozulan sünnet ve nafileler, sonra kaza edilir.
Namazı geciktirmek tevbe gerektirir, terk ise günahtır. Ġslam‘da ancak unutma ve
uyuyakalmak mazeret sayılır. Unutmak ve uyuyakalmakta günah yoktur.
Namazı vaktinde kılmayan için kaza kılma izni bir fırsattır.
Hendek SavaĢı‘nda 4 vakit namaz kılınamamıĢtı. AkĢam topluca kaza edildi.
Namaz, eğer kaza ile ödenirse, borç ödenmiĢ olur. Sevabı az olur.
Kaza borcu olan sayısını tam bilemezse, kanaat getirinceye kadar kılar.
Kaza namazları kerahat vaktinin dıĢında her zaman kılınır.
Kaza borcu olanlar hiç zaman kaybetmeden kazaya kalmıĢ namazları hesap etmeli,
ettirmeli bir an önce kılmaya baĢlamalıdır. Çünkü ölüm her an gelebilir. Borcunu gözünde
büyütmemelidir. Bir an önce baĢlamalıdır. Kılamasa, bitiremese bile Allah niyetine göre
muamele edeceğine inanıyorum.
34. Soru: Bir namaz kılarken baĢka namaza da niyet edilebilir mi?
Ġki namaz birden kılınamaz, aynı anda iki namaza birden niyet edilmez.
Farz ayrı, sünnet ayrı, nafile ayrıdır. Ayrı ayrı emredilmiĢtir. Zamanları farklıdır,
emredenleri farklıdır, kılınıĢı farklıdır. Ayrıca her ibadet, baĢlı baĢına bir ibadettir. Her
ibadetin niyeti farklıdır.
Namazlarda çift niyet olmaz.
Niyet, namazın farzlarındandır. Bu niyet, kesin ve açık yapılmalıdır. Ne kılınıyorsa
niyet onadır. Bir hadiste: ‗‗Ameller niyete göredir‘‘(Buhari, Vahiy:1) buyrulmuĢtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 393
Mustafa ÖSELMİŞ
Niyette namazın türünün belirtilmesi ve ona göre niyet edilmesi Ģarttır.
(H.Döndüren, Ġslam Ġlmihali:236)
Kimse kılmadığı namazı kılmıĢ sayılmaz.
Sünnet kılarken, geçmiĢ kaza namazına da niyetlenenin bir anda ikisini de kılanın
içine sinecek midir? Aklı buna ‗‗Evet‘‘ diyecek midir?
ġüphe ile ibadet olmaz. Kimsenin içine sinmeyecektir. Kimse böyle kılınan
namazlardan zevk de almayacaktır.
35. Soru: Sünnet namazlar terk edilir mi?
ġafi mezhebine göre kaza borcu olan, kaza borcunu ödemeden sünnet ve nafile
kılmaz. Bir an önce borcunu öder.
Hanefi mezhebine göre bir insanın kaza borcu da olsa, sünnetleri terk edemez. Hatta
nafileleri bile kılar. Kaza da kılınır, sünnet de kılınır, nafileler de kılınır.
Kaza borcu olan kaza kılacağım diye sünnetleri terk etmemelidir. Zaten kazaya
bırakmakla günah iĢlemiĢtir. Bir de sünneti terk ederek ikinci bir günah iĢlememelidir.
Sünnet de bir emirdir. Müslüman sünnetten de sorumludur. Sünneti yapan nasıl
sevap alırsa, terk edende günah iĢlemiĢ olur.
Sünneti terk eden peygamber‘i hoĢnut edemez ve Ģefaatinden mahrum olur.
Kur‘an da Cenab-ı Allah 50 kadr=ar ayette Peygamber‘e uymayı emrediyor. Buna
göre; Muhammet ümmeti Peygamber‘inin Ģefaatine vesile olacak sünneti terk etmemelidir.
Kur‘an da: ‗Allah‘a ve Resulüne uyun ki, amelleriniz boĢa gitmesin‘ (Muhammet:
33) buyurularak Peygambere uymayanın amelinin boĢa gideceği haber verilmiĢtir.
Sünneti terk, Peygamberi terktir. Sünnetten uzaklaĢan Peygamber‘den de uzaklaĢır.
Peygamber de ondan uzaklaĢır.
Bazı sünnetler vardır ki, farz‘a yakındır, nasıl terk edilir?
Peygamber‘i seven sünneti de sever. Sünnetine uymakla ancak onun sevgisini
kazanır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 394
Mustafa ÖSELMİŞ
Unutmayalım Ebucehiller, Ebulehebler Peygamberlere uymadıkları için Allah‘ın
düĢmanı oldular.
Hakkında ayet ve hadis olan bir namazı terk etmek asla doğru değildir.
BeĢ vakit namazın her vaktine iĢaret eden ayet vardır.
Sünnet ve nafile namazlar için de Hz. Peygamber‘in hadisleri vardır. Mesela; Hz.
Peygamber(AS) Ģöyle buyurur:
‗Sabah namazının iki rekat sünneti dünya ve dünyadaki her Ģeyden
hayırlıdır‘.(Müslim Salat:96)
‗Öğleyin 4 rekat sünnet, 4 rekat farz ve 2 rekat sünnet vardır‘. ( Tirmizi, Cuma: 66)
‗‗Ġkindinin sünnetini kılana Allah merhamet etsin. Dünya ve dünyadakilerden
hayırlıdır. (Tirmizi, Salat:201)
‗‗AkĢamın iki rekat sünneti farzla beraber yükseltilir ve Allah‘a arz olunur.‘‘
Peygamber yatsının son sünnetini asla terk etmemiĢtir.
Teravih müekkeh sünnettir. Yılda bir ay kılınır.
Ayrıca kuĢluk, evvab‘ın, teheccüd ve tesbih namazlarını Peygamber terk etmemiĢtir.
Kılın diye tavsiye etmĢtir.
Allah‘ın bir veli kulu der ki:
- Rızkın bereketini kuĢluk namazında,
- Kabrin ıĢığını teheccüd namazında,
- Kabir sorgusunun cevabını Kur‘an okumakta,
- Kıyametteki kurtuluĢu Allah‘ı zikirde bulduk
Sünnet de efal-i mükelefindendir.
ġimdi nasıl tek edeceğiz bunları ?
YÜCE YARATAN’A KULLUK 395
Mustafa ÖSELMİŞ
36. Soru: Namaz kılmaya baĢladım, zevk almadım ne yapayım?
Namaz, Müslüman olmanın Ģartlarındandır. Onsuz olmaz. Dinin de direğidir. Dinini
ayakta tutmak isteyen namazlarını kılacaktır.
Namazın ihmali isyandır. Geciktirilmesi ise tevbe istiğfarı gerektirir.
Namaz, bizi yaratan Allah‘ın emri olduğu için kılınır. Zevk almak için, sağlık için ve
baĢka bir maksatla kılınmaz.
Namaz, günahlardan, haramlardan uzak sırf Allah rızası için kılınmalıdır.
Ebucehil, Peygamber (AS) namaz kılarken ona saldırmak üzere harekete geçince,
aniden arkasını dönmüĢ, ellerini kaldırarak korunmuĢtu. Ne oldu? Dediler: ‗‗aramızda ateĢten
bir engel oluĢtu‘‘ cevabını verdi. Ve Alak suresinin 10-19 uncu ayetleri nail oldu.
‗‗Sakın sen ona uyma, sen secde et, rabbine yaklaĢ‘‘ buyuruluyordu.
37. Soru: Alkol ve kolonya elbisemize dökülse, tuz döksek alkol tuzu kırar mı?
Alkol ve kolonya dökülen elin, yüzün ve elbisenin yıkanması gerekir. Yıkanmadan
namaz kılınmaz.
Peygamber (AS) ‗‗temizlik üçtür‘‘ demiĢtir. Üç defa yıkamak gerekir.
Yıkamayıp da tuz dökülmesi alkolün necisliğini gidermez. Haramlığını helale
döndürmez.
38. Soru: Bile bile haram yiyenin namazı kabul olur mu?
Olmaz. Peygamber (AS) ‗‗kırk gün kabul olmaz diyor, bir lokma haram için‘‘.
Mesela; faiz kur‘anda, sünnette haram. Faiz yiyenin de namazı kabul olmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 396
Mustafa ÖSELMİŞ
39. Soru: Namazda zorlama olur mu?
Ġmanda zorlama olmaz. Ġnandıktan sonra mutlaka namaz kılınacaktır.Aile reisi, önce
eĢine, çocuklarına namazı öğretecek, sonra da kılmalarını isteyecek, kılmazlarsa görünecek,
zorlayacak, hatta çocuğunu gerekiyorsa dövecek bile.
40. Soru: Ġçki içiren bir lokantanın veya bir otelin bir yerinde namaz kılınabilir
mi?
Lokanta yemek yenmek, otel yatıp kalkmak için yapılmıĢtır. Buralarda çalıĢanlar
veya otelde kalanlar temiz bir köĢede namaz kılar.
41. Soru: Namazla alay edene, namaza karĢı gelene susmak mı gerekir, yoksa
bir Ģey söylemek mi gerekir?
Namaz Allah‘ın emri. Hakkında ayet var, hadis var. Ġnkar eden, alay eden küfre
girer.
Böyle bir durumda uzun uzun tartıĢılmaz. Hata yaptığı söylenir. Uygun bir dille
uyarılır.
Susmak doğru olmaz. Çünkü Peygamber (AS): ‗‗haksızlık karĢısında susan dinsiz
Ģeytandır.‘‘ BuyurmuĢtur.
Hakikat karĢısında susunca karĢı tarafın üstünlüğü ve haklılığı kabul edilmiĢ olur.
Dinimizde tepki göstermek ve iyiliği emredip kötülükten men etmek, aynı zamanda
tebliğ etmek müslümanın üzerine farzdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 397
Mustafa ÖSELMİŞ
ĠBADET VE DĠNĠN DĠREĞĠ NAMAZ
1-
ĠBADET
Yaratıcı olan Cenab-ı Allah, yarattığı insanı baĢı boĢ kendi haline bırakmamıĢtır.
Ġnsanın mutluluğu ve iki cihan saadeti için yol göstermiĢ, emirler ve yasaklar koymuĢtur.
Ġnsanın mutlu olup olmaması, yüce Allah‘ın talimatına uyup uymamasına bağlıdır.
Sahte gülücükler, geçici zevkler, insanın mutlu olması demek değildir. Böyle aldatıcı
zevklerin verdiği geçici zevklerin ardından gelen yıkım, insanın iç dünyasını, ruh sağlığını
mahvetmiĢtir.
Buna karĢılık islamla tanıĢan insan mutludur. Mutsuz görünse mutludur. Sahte
mutluluk sergileyenlerden daha mutludur. Nefsine, Ģeytana hatta köpeğe kul olup, gururla
köpek gezdirenlerden daha mutludur.
Son zamanlarda dünyada yükselen değer, dindir. Ġlmin ve ilim adamının buluĢları,
kur‘an-ın ve islamın, ilmin gerçekleri ile örtüĢmesi islama yöneliĢi hızlandırıyor. Ġnançsız
kesim hurafelerle uğraĢırken, gerçek ilim adamları tespitleriyle dünyayı sarsıyor. Ġslamı ön
plana çıkarıyor.
Ġnsan yapısı dine meyyal yaratılmıĢtır. Yüce yaratana kulluk yaparak tatmin olacak
Ģekilde yaratılmıĢtır. Ġnsanın manevi doyumu ve insani olgunluğu ancak yaratanın koyduğu
kurallarla mümkündür. ‗‗dua ve ibadet olmasaydı çıldırırdım‘‘ diyenler bunun delilidir. Dine
iltifat etmeyip ruh hastası olanlar ve çıldıranlar da bunun delilidir.
Ġbadet, cenab-ı Allah‘a kulluk yapmak, itaat etmek ve buyruklarına boyun eğmek
demektir.
Ġbadet, insanı Allah‘a yaklaĢtıran, yapılmasında sevap olan iĢlerdir. Yani Allah‘ın
razı olduğu Ģeyi yapmaktır.
Ġbadet yaratıcıya gösterilen saygı ve sevgidir.
Ġbadet, insanın varlık sebebidir. Çünkü yüce yaratan Kur‘anda: ‗‗cinleri ve insanları
ancak bana ibadet etsinler diye yarattım‘‘ buyurmaktadır. (Zariat: 56) Böylece ibadet,
Allah‘ın rızasını kazanmak için yapılan iĢ demektir. Görev demektir.
Birinci derecede ibadet, yüce Allah‘a yapılır;
Önce Allah‘a iman, sonra sevmek sonra da emirlerini seve seve hiçbir Ģart koĢmadan yerine
getirmek ve yasaklarından da kesin olarak kaçınmakla olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 398
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġkinci derecede kulluk Allah‘ın gönderdiği Peygambere inanmak, gönülden sevmek,
sünnetini yerine getirmeyi gerektirir.
Üçüncü olarak da; Allah‘ın sevdiklerini sevmek, ehl-i sünnet çizgisinde olanların
yolundan gitmektir. ĠĢte Allah‘a kulluk ancak böyle gerçekleĢir.
Ġnsanın hayatının güzel, ölümünün güzel, ahiretinin güzel, amellerinin güzel,
kalbinin ve yüzünün güzel olması Allah'a kulluk derecesine bağlıdır.
Ġbadet ve kulluk, müslümanın bütün hayatını kapsamalıdır. Kul, her zaman rabbini
düĢünür, O‘nu sever, O‘nu anar, Ģükreder, sabreder Allah‘a kul olur.
Müslüman kıble istikametli bir hayat yaĢarsa, kulluk yapmıĢ olur. Çünkü; kıble
yönlü hayat, Allah‘ın razı olacağı bir hayattır. Dünyada kıbleye dönenin ancak mezarda
kıbleye döndürülmesi fayda verir. Yoksa mezardaki yatıĢ ona hiçbir fayda sağlamaz.
Yüce Allah: ―yoksa insan baĢı boĢ bırakılacağını mı sanıyor.‖ (Kıyamet: 36) ―yoksa
insanoğlu imtihana tabi tutulmadan sadece iman ettik demekle bırakılıvereceğini mi sanıyor?‖
(Ankebut:2) buyurarak ikaz ediyor.
Ġnsanın Allah katında değeri, yaptığı ibadetlere bağlıdır. Kur‘anda: ―Ġbadetiniz
olmasa Rabbiniz size ne diye değer versin?‖ (Furkan:177) buyurulmuĢtur.
Sevgili Peygamberimiz, kendisine ―Allah‘ın kulu‖ denmesinden çok hoĢlanırdı.
―Abdullah‖ ismini de çok severdi. O‘nun için Allah‘a kulluk çok önemliydi. Çünkü insan
Allah‘a kul olmazsa, nefsine kul olur. Nefsine kul olan, Ģeytana kul olur. O‘na göre Allah‘a
kulluk yapanla yapmayanın durumu diri ile ölü gibiydi.
Kur‘anda ―Allah‘a kulluk edin, Ģeytana kulluk etmeyin‖ buyuruluyor. (Nahl:36) Bir
kul ne kadar Allah‘a yakın olursa, o kadar Ģeytandan uzak kalır. Onun tuzaklarına düĢmez. Ne
kadar Ģeytana yakın olursa da o kadar Allah‘tan uzaklaĢır.
Kul Allah’a niçin ibadet etmelidir ?
Kulu yaratan, yaĢatan Allah‘tır. Kulun Allah‘a minnet borcu vardır. Kul, kendisine
verdiği nimetlere karĢılık Ģükretmekle mükelleftir.
Kul, ibadet etmekle yükümlüdür. Çünkü ibadeti Allah emretmiĢtir. O‘nun emrini
yerine getirecektir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 399
Mustafa ÖSELMİŞ
Kulun Allah‘ın rızasını kazanmaya ihtiyacı vardır. Allah‘ın rızasını kazanmadan,
sevgisini kazanmadan dünyada ve ahirette mutlu olamaz. Allah‘a yapılan ibadetler, insanı
Allah‘a yaklaĢtırır ve O‘nun rızasını kazandırır.
Kul, günahlarının, hatalarının bağıĢlanması için ibadet eder. Ancak ibadetle arınır.
Ġbadetler, kula hayat verici davetlerdir. Ġbadetler, kulu kötülüklerden uzaklaĢtırır. Nasıl imanla
küfür bir arada bulunamazsa, ibadetlerle kötülükler bir arada olmaz. Eğer bir ibadet insanı
kötülüklerden uzaklaĢtıramıyor, arındıramıyorsa o ibadette bir eksiklik vardır. O ibadet, ibadet
değildir.
Göz ardı edilemeyecek bir husus da insan vücudunun ibadet etmeye ihtiyacı vardır.
Ġnsan vücudunun ve insan ruhunun sağlık açısından ibadete ihtiyacı vardır. Bunun için de
ibadet edilmelidir.
En önemlisi aslolan ahiret hayatıdır. Ahirette saadet ve huzurun sağlanabilmesi,
ancak ibadet etmekle mümkündür. ġeytanın ve bazı insanların dıĢında herĢey Allah‘a itaat ve
ibadet ediyor.
Kulun aczini bilmesi, yüce yaratana kullukla gerçekleĢir. Ezanın davetine uymak,
Allah‘ın huzuruna çıkmak, divan durmak, rükuya varmak, secdeye varmak, kulluğu ne güzel
hatırlatır. Aksine bu insanı küçültmez. Yüceltir, Allah yanında derecesini yükseltir.
Ġbadet, her Ģeyin baĢıdır, ruhi olgunluğa eriĢmenin adıdır. Ona buna kul olmaktan
insanı kurtarır, insanı taĢtan, leĢten medet bekletmez.
Ġbadet, bir bakıma Müslüman olmanın Ģartıdır. Ġslam‘ın Ģartlarının her biri
Müslüman olmanın Ģartıdır. ġartlar yerine getirilirse insan, Müslüman olma noktasına gelir.
Ġbadetler insan ruhunu geliĢtirir ve olgunlaĢtırır. Ġnsanı da faydalı yapıcı hale getirir,
kötü alıĢkanlıklardan kurtarır, manevi hastalıkları iyileĢtirir. Ġbadetlerdeki hikmetlerden biri
de iĢte budur.
Yapılan bir araĢtırmaya göre ibadet edenlerle ibadet etmeyenler arasında büyük
farklar olduğu ortaya çıkmıĢtır. Mesela;
-
Ġbadet edenin daha düzenli bir aile hayatı, toplum hayatı olduğu,
-
Sigara, alkol, uyuĢturucu, fuhuĢ, kumar gibi kötü alıĢkanlıklardan uzak
-
ĠĢinde, mesleğinde daha düzenli ve baĢarılı olduğu,
-
Daha sağlıklı olduğu,
-
Daha karakterli ve kiĢilik sahibi olduğu,
yaĢadığı,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 400
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Moralinin daha yüksek olduğu,
-
Daha saygılı olduğu,
-
Geleceğe daha güvenle baktığı tespit edilmiĢtir.
Müslüman Cenab-ı Allah‘a kulluk görevini yaparken çok dikkatli olmalıdır. BaĢta
Ģirke düĢmeden ibadet etmelidir. Kime, niçin, neden ibadet ettiğini bilmelidir. Kul, ibadet
ederken Ģuurlu ibadet etmelidir. Sırf Allah rızası için ibadet etmelidir. Yoksa ibadet etmenin
bir faydasını göremez, yerinde olur durur. Yapar eder, ama zevk almaz. Peygamber (AS)
Ģöyle buyurur:
―Yüce Allah, kendi rızası dıĢında yapılan ameli kabul etmez‖ ;(Nisa; Cihad:24)
Ġbadetin bir özelliği de devamlı olmalıdır. Az da olsa devamlı olan ibadetin Allah
yanında daha sevimli olduğu bildirilmiĢtir.
Kul ibadet ederken vesvesesiz ibadet etmeye de dikkat etmelidir.
Ayrıca zahmetli olan ibadetin sevabının da çok olduğu bilinerek, mazeretsiz,
zahmetle ibadet edilmeye çalıĢılmalıdır. Yani ibadet hiçbir Ģekilde terk edilmemelidir. Zorluk
içinde yapılan ibadetin sevabı çok olur.
Kul, ibadetin sevabını bol almak istiyorsa, ibadet ederken Allah görüyor, Allah
biliyor, Allah soracak düĢüncesiyle ibadet etmelidir. Kendini huzurda bilmelidir.
Ġbadet öncesi yaĢantı ile ibadet sonrası yaĢantı da çok önemlidir. Mesela; yediğine
içtiğine dikkat etmeyenin günahlardan uzaklaĢmayanın duası, ibadeti Allah‘a yükselmez.
Ġbadet, sağlıklı olayım, dünya menfaati elde edeyim hatta cennete gireyim
düĢüncesiyle yapılmaz. Ġbadeti Allah emretti, benim kulluk borcum diye yapılır. Kul, ibadet
etmekle mükelleftir.
Ġbadet yaptırmamaya çalıĢan, ibadetten caydırmaya çalıĢan veya ibadetin sevabını
azaltmaya çalıĢan, ibadetlerde Ģüphe verip duran Ģeytana dikkat etmek gerekir. ġeytanın
telkinine ve vesvesesine kulak asmadan ibadet etmek lazımdır. Çünkü Ģeytan en çok
ibadetlerde vesvese verir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 401
Mustafa ÖSELMİŞ
2. DĠNĠN DĠREĞĠ NAMAZ
Namaz, Ġslam‘ın Ģartlarından, dinin direği ve temelidir. Namaz, miraçta 50 vakit
sevaba denk 5 vakit olarak emredildi. Kur‘an‘da:
-‗‗Kur‘an‘ı oku, namazı dosdoğru kıl. ġüphesiz namaz insanı fuhuĢ ve kötülüklerden
alıkoyar‘‘ (Ankebut:45)
-‗‗ Namazlarında huĢu içinde olanlar muhakkak ki kurtuluĢa ermiĢlerdir‘‘
(Mü‘minun:1-2)
-‗‗ Namazla Allah‘tan yardım isteyin. ġüphesiz namaz, Alah‘a boyun eğenlerden
baĢkasına ağır gelir‘‘ (Bakara:45)
-‗‗ Namaza devam edin.Allah‘a saygı ve bağlılık içinde namaz kılın‘‘ (Bakara:238)
-‗‗ Namazı dosdoğru kılın‘‘(Nisa:103)
-‗‗ Ailene namazı emret.Kendin de ona devam et ‘‘ (Taha:132) buyurularak namaz
emredilmiĢtir. Daha birçok ayette namaz emredilmiĢtir.
Peygamber (AS) da namaz kılmıĢ ve namaz kılmayı tavsiye etmiĢtir: ‗‗ BeĢ vakit
namaz sebebiyle Allah hataları affeder‘‘ buyurmuĢtur. (Ramun el Ehadis:219/4)
-Ġslam beĢ temel üzerine kurulmuĢtur:
1Allah‘tan baĢka ilah olmadığına ve Muhammed‘in Allah‘ın elçisi ve Resulü
olduğuna Ģehadet etmek,
2-
Namaz kılmak,
3-
Zekat vermek
4-
Hac etmek
5Ramazan da orucunu tutmak, (Buhari, Ġman:1) Bunlar Ġslamın olmazsa
olmaz Ģartlarıdır.
Bir gazaya gidecek sahabe,Peygamber (AS) den tavsiye istedi. Peygamber (AS) :
‗‗ Sen az secde edilen yere gidiyorsun, secdeleri ve namazları çoğalt‘‘ buyurmuĢtur.
Namaz Allah‘ın huzuruna çıkmaktır. Allah‘ın huzurunda divan durmaktır. Allah
huzurunda rüku ve secde yapmaktır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 402
Mustafa ÖSELMİŞ
Namaza, Allah‘tan af dileyerek ‗‗ Allah en büyüktür‘‘ diyerek baĢlarız. Fatiha
suresini okuruz. ‗‗ Rabbim yalnız sana ibadet eder, ancak senden yardım bekleriz‘‘ diyerek
rükuya varırız, secde yaparız. Gururu, kibiri ayaklar altına alırız. Benliği yok ederiz. Böylece
nefis engelini aĢarız.
Açıkça ifade etmek gerekirse, çoğumuzun din ve ibadet bilgisi, dedemizden,
ninemizden duyduğumuz bilgilerdir. Halbuki, herkesin üzerine dinini öğrenmesi farzdır.
Kimse ‗‗ inandım‘‘ demekle bırakılıvermeyecek, amel istenecek, imanını amelle
ispatlayıp koruyacak. Bilecek ki, Ģeytan secde etmediği için imandan oldu, lanetlenip
kovuldu.
Her Müslüman, kıyamet günü ilk önce namazdan hesaba çekilecek. Namaz yoksa
diğer iĢlerin hesabına geçilmeyecek.
Kur‘ana baktığımız zaman görürüz ki, Allah‘ın vaadi, namaz kılanlaradır. Namaz
kılmayanlara Allah‘ın ve Resul‘ün vaadi yoktur.
Namazı hafife almamalıyız. Zaman zaman ―bilmediği beĢ vakit namaz: onu da yatıp
kalkıyor‖ sözünü duymuĢuzdur. Namaz yatıp kalkmakla olmaz.
Dini, ibadetleri bilmek, öğrenmek çok önemlidir. Ġman ve ibadet taklidi olmaz.
Bilgi, ibadetten önce gelir.
Bilhassa son zamanlarda en büyük hatamız, herĢeyi bildiğimizi zannetmemizdir. Bu
halimiz, yanlıĢın düzelmesini, eksikliğin tamamlanmasını ve öğrenmeyi engelliyor.
Bir baĢka yanlıĢımız da herkesin bir Ģeyler söylemesi ve herkesin dinde fikir yürütüp
fetva vermesidir.
Hatanın büyüğü de, herkesin dinlenmesi ve dinin kaynağından, ehlinden
öğrenilmemesidir.
Müslüman, öğrenmenin de ibadet olduğunu bilmelidir. Gururu ve ― ne derler‖ i bir
tarafa bırakarak, bilerek doğru bir Ģekilde ibadet etmeyi öğrenmelidir. Çünkü eksik ve yanlıĢ
ibadetin sevabı olmaz. Ġbadet borcu da düĢmez. YanlıĢ,Ģuursuz kılınan namazların, alıĢkanlık
olarak kılınan namazın geri çevrileceği bildirilmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 403
Mustafa ÖSELMİŞ
3-NAMAZIN ÖNEMĠ
Namaz, Yüce Allah‘a karĢı güçsüzlüğün, acizliğin ve kulluğun en güzel ifadesidir.
Namaz, dua etmek, hayır duada bulunmak demektir.
Namaz her Müslüman‘a farz olan en önemli ibadettir. Cenab-ı Allah‘ın kullarından
istediği bir ibadettir.
Namaz, en güzel Ģekilde Allah‘a yaklaĢtıran ve kulu yücelten bir ibadettir.
Peygamber (AS): ―Çocuklarınıza yedi yaĢında namaz kılmalarını öğretin ve
emredin. Eğer on yaĢına gelince namaz kılmazlarsa, dövün. Ve yataklarını artık ayırın‖
buyurur. ( Ebu Davut, Salat: 26) Ne derler: ―Çocuktu kıyamadım, büyüdü baĢ edemedim. Her
Ģey zamanında‖
Kur‘an‘da da: ―Ailene namazı emret, kendinde sabırla devam et‖ (Taha: 132)
buyurularak, küçük büyük namazın herkes tarafından kılınması gerektiği belirtilmiĢtir.
Peygamber (AS) namazın önemini Ģöyle ifade etmiĢtir:
Namaz dinin direğidir. Kim onu ayakta tutarsa, dinini ayakta tutmuĢ olur.
Kim onu terk ederse, dinini yıkmıĢ olur.‖
Namazla Allah günahları affeder. Namaz mü‘minin nurudur.‖ (Ramuz el
Hadis: 202/17, 219/4)
-
Kulun kıyamet günü ilk hesaba çekileceği Ģey namazdır.‖ (Age: 158/6)
-
Amellerin en hayırlısı namazdır.‖ (B. Hadis Külliyetı: 1/923)
Kıyamet günü kulun ilk bakılacak amali namazdır. Eğer kabul edilirse, geri
kalan amallerine bakılır. Eğer namazı kabul edilmezse, diğer amellerin hiç birine bakılmaz.‖
(Ġ.Canan Hadis Ans.: 14/5067)
Namaz her türlü Ģükrü bir araya toplayan ibadettir. Kıyamet günü Peygamber (AS)
mü‘minleri abdest ve namaz nurlarından tanıyacaktır.
Yunus Emre:
Müslüman‘ın diyen kiĢi Ģartı nedir bilse gerek,
Allah buyruğunu tutup, beĢ vakit namaz kılsa gerek‖ der.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 404
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamber (AS)‘ın bildirdiğine göre: beĢ vakit namazı kılana Allah beĢ haslet ikram
eder:
1-
Ondan geçim sıkıntısını kaldırır.
2-
Ondan kabir azabını kaldırır.
3-
Kıyamet günü amel defterini sağından verir.
4-
Sıratı kolay geçmesini sağlar.
5-
Hesabı kolay olur ve cennete koyar.
Namaz kılmayanı da Allah cezalandırır:
1- Dünyadaki cezası Ģunlardır:
-
Ömrünün bereketi olmaz.
-
Yüzünde salihler siması olmaz.
-
Amellerinin sevabı ona verilmez.
-
Duası kabul olmaz.
2- Ölüm anındaki cezası Ģöyle olur:
-
Aç ölür.
-
Susuz olarak ölür.
-
PeriĢan olarak ölür.
-
Kötü ölümle ölür.
3- Kabirdeki cezası da Ģunlar olur:
-
Kabir onu sıkar, kaburga kemikleri birbirine geçer.
-
Kabrinde devamlı ateĢ olur.
-
Kabrinde ona korkunç ejderha musallat olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 405
Mustafa ÖSELMİŞ
4- Kabrinden kalkarken ki cezası da Ģöyledir:
-
Hesabı çetin olur.
-
Allah‘ın gazabına uğrar.
-
Cehennem ehlinden olur.
5- Namazı hafife alıp kılmayanın kıyamet günü alnında üç satır yazılı olduğu halde
gelir.
a-
Ey Allah‘ın hakkını zayi eden,
b-
Allah‘ın gazabına uğrayan,
c-
Allah‘ın rahmetinden mahrum olan,
Bir gün Hz. Osman‘ın hizmetini gören Hars (RA) Hz. Osman‘dan su ister abdest alır
ve Ģöyle der: ―Bir kimse beĢ vakit namazı kılarsa, Allah‘ın namazlar arasındaki günahını
bağıĢlayacağını Allah Resulünden iĢittim.‖
Namaz günahları affettirir. Ebu Hüreyre (RA) Ģöyle anlatıyor: Allah resulü Ģöyle
buyurdu: ―Sizden birinizin kapısının önnden bir nehir aksa ve nehirde her gün beĢ defa
yıkansa, acaba üzerindeki kirden bir Ģey kalır mı? Oradakiler ―Kalmaz‖ dediler. Peygamber
(AS): ―ĠĢte beĢ vakit namaz da hataları, günahları siler süpürür‖ buyurdu. (Müslim Mesacit:
282)
Enes (RA) Ģöyle bir olay anlatır:
Biri Peygamber (AS)‘a dedi ki:
-
Ben had suçu iĢledim, cezamı ver.
Peygamber (AS) ona bir Ģey sormadı o anda ezan okundu. Beraber namaz kıldık.
Namazdan sonra o adam yine geldi, aynı Ģekilde sözlerini tekrar etti. Peygamber ona sordu:
-
Sen bizimle beraber namaz kıldın mı? Adam:
-
―Evet, Ya Resulallah‖ dedi. Bunun üzerine:
-
―Öyleyse git, Allah seni affetti‖ buyurdu. (Müslim, Tevbe:44)
Nakledildiğine göre bir genç Peygamber (AS) ile birlikte namaz kılar, aynı zamanda
bazı kötülükleri de yapardı. Durum Peygambere anlatılınca buyurdu ki:
-
―Onun namazı onu kötülüklerden vazgeçirecektir‖
YÜCE YARATAN’A KULLUK 406
Mustafa ÖSELMİŞ
Kısa zamanda o genç tevbe etti, iyi hal sahibi oldu.
Kur‘an‘da: ― Namaz, hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar‖ buyurulmuĢtur.
(Ankebut:45)
BeĢ vakit abdest alıp namaz kılan, hiçbir kötülüğe fırsat bulamayacaktır...
Bir hadislerinde Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
-
― Kim namazı vaktinde ve tam olarak kılarsa, Allah ona dokuz ikramda
1-
O kimseyi katında sevgili kılar.
2-
Ona sıhhat ve sağlık verir.
3-
Melekler onu korur.
4-
Evine bereket verir.
5-
Yüzünü nurlandırır.
6-
Kalbine yumuĢaklık verir.
7-
Sırattan kolay geçer.
8-
Cehennem azabından kurtarır.
bulunur..
9- Cennette korkusu ve üzüntüsü olmayanlara komĢu eder.‖ (Z. Kandehlevi,
Müslüman ġahsiyeti sayfa:269)
Namaz kılanlarla ilgili güzel müjdeler vardır.
Kur‘anda: ―secde et Allah‘a yaklaĢ‖ (Alak: 19) buyurularak Allah‘a en kolay
yaklaĢmanın yolu gösterilmiĢtir. Ġnsan Allah‘a en çok rüku ve bilhassa secde anında yakın
olur.
Peygamberimizin verdiği müjdeye göre;
-
Sabah namazını kılanın ölümü kolay olur.
-
Öğle namazını kılanın mizanı ağır olur.
-
Ġkindi namazını kılan sıratı kolay geçer.
-
AkĢam namazını kılanın kabri geniĢ olur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 407
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Yatsı namazını kılanın suali kolay olur.
Namazda gevĢeklik gösteren, ölürken Kelime-i ġehadeti zor getirir. ġöyle denmiĢtir:
-
Sabah namazını terk edene melek: ― Ey facir = büyük günah iĢleyen‖ der.
-
Öğle namazını terk edene: ―Ey HaĢır = hüsrana uğrayan‖ der.
-
Ġkindi namazını terk edene: ―Ey asi‖ der.
-
AkĢam namazını terk edene: ― Ey nankör‖ der.
-
Yatsı namazını terk edene: ―Ey kaybeden‖ der.
Namaz nuru, abdest nuru olmadan peygamber Ģefaati yoktur. Çünkü onu
peygamber tanıyamaz.
Mü‘min Allah‘a kullukla mutlu olur.
Allah‘a itaat edene herĢey itaat eder. Etmeyene organları, evlatları bile isyan eder.
Herhangi bir mazeretle Allah‘a itaat etmeyene, namaz kılmayana uydurduğu
bahaneler Ģeytanın telkinidir. ġeytan Ģöyle kandırır:
-
―Kıla kıla biter mi? Der. Senin iĢin çok, vaktin yok‖ der.
-
―Daha gençsin, sonra kılarsın‖ der.
-
―Senin kalbin temiz, senin namaza ihtiyacın yok‖ der.
-
―Allah‘ın namaza ihtiyacı mı var ki, kılacaksın‖ der.
-
Namaz kılanlardan kötü örnekler gösterir.
ĠĢte bu telkinlerde bulunan Ģeytan ― secde et‖ emrine uymadığı için cennetten
kovulmuĢ, lanetlenmiĢtir. Bununla da bize namaz kılmayanın cennette yerinin olmadığı
bildirilmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 408
Mustafa ÖSELMİŞ
4- NAMAZI TERK
Namaz kılmanın sevabı ne kadar büyükse, terketmenin cezası ondan daha büyüktür.
Namazı terk, Cenab-ı Allah‘a isyandır.
Peygamber Efendimiz: ―Altı Ģey gelmeden önce ibadet ve hayırlı iĢlere koĢunuz‖
buyuruyor ve sıralıyor: ―
1-
Kendini unutturacak fakirlik,
2-
Azdıracak zenginlik,
3-
PeriĢan eden hastalık,
4-
Ne söylediğini farkettirmeyecek ihtiyarlık,
5-
Ansızın gelecek ölüm,
6- Kıyametteki piĢmanlık ve acı.‖ Evet bunlardan önce insan tedbirini alacak ve
kurtulmanın çaresine bakacaktır.
Namaz kılınmayan ev kabir gibidir. Ġçindekiler de ölü gibidir. O evde darlık olur,
sıkıntı olur, huzursuzluklar, geçimsizlikler olur.
Namazı terk eden, namazdan yüz çeviren için Allah: ―Onun sıkıntılı bir hayatı olur.
Onu kıyamet günü kör olarak yaratırız‖ buyuruyor. (Taha: 124) Bu, Allah‘ın buyruğuna
kulak asmama ve namaz kılmama cezasıdır. Birkaç ayette de Ģöyle buyurulur:
― Cennettekiler cehennemdekilere: sizi buraya sürükleyen nedir?‖ diye
sorarlar. Onlar:
-
― Biz namaz kılanlardan değildik‖ diye cevap verirler. (Müddessir: 40-43)
― Ġbrahim peygamberin soyundan gelenler iyi kimselerdi. Allah‘ın ayetleri
okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı. Onların peĢinden öyle bir nesil geldi ki,
bunlar namazı bıraktılar; nefislerinin arzularına uydular. Bu yüzden ileride sapıklıklarının
cezasını çekeceklerdir.‖ (Meryem: 58-59)
―Dininizi alay konusu edinenleri ve kafirleri dost edinmeyin. Allah‘tan
korkun. Eğer mü‘minler iseniz. Namaza çağırıldığınız zaman alaya alırlar, eğlenirler. Bu
onların düĢünmeyen bir topluluk oluĢundandır.‖ (Maide: 57-58)
YÜCE YARATAN’A KULLUK 409
Mustafa ÖSELMİŞ
―Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allahı anmaktan ve
namazdan alıkoymasın. Kim bunu yaparsa, iĢte onlar ziyana uğrayanlardır.‖ (Münafıkun:9)
-
― Namaz, Allah‘a boyun eğenlerden baĢkasına ağır gelir.‖ (Bakara: 45)
Namazı kasti terk, namazla alay etmek, namaza, namaz kılana karĢı olmak, insanı
küfre götürür. Mezhebimize göre namaz kılmayan, inkar etmedikçe küfre girmez. Günahkar
sayılır. Namazı kılmayanın tevbe istiğfar etmesi gerekir.
Bir Ġslam alimine sormuĢlar:
-
Namaz kılmayan kafir olur mu?
Olmaz, olmaz, ama kafir de namaz kılmaz demiĢ. Bir insanın görünüĢüyle,
yaĢayıĢıyla kime benzediği çok önemlidir. Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
-
― KiĢi ile Ģirk arasında namazın terki vardır.‖ (R.S.1082) (B.H. Külliyatı:
1/983)
― Kim namazı kasten terk ederse, Allah‘ın ve peygamberin zimmetinden
çıkmıĢ olur.‖ (Ramuz el Hadis: 467/5)
Namazı unutan veya tembellik eden kimse, namazı kaza eder. Peygamberimiz der
ki:
―Kim uyuyarak veya unutarak namazını kılmamıĢ olursa, hatırladığında
hemen kılsın.‖ (Ebu Davut, Salat: 11) Namazı vaktinde kılamayanın tevbe istiğfar etmesi
lazımdır.
Dünya iĢleri, iĢin çokluğu, ihmal, insanı kulluk görevinden alıkoymamalıdır. Çünkü
diğer her ibadetin keffareti vardır da namazın keffareti yoktur.
Bir evin lise mezunu, 19 yaĢındaki genci kıblenin nerede olduğunu bilememesi beni
çok üzmüĢtü.
Bir Müslümanın namaz alıĢkanlığı olmalı, cebinde sigara çakmak yerine, takke
tesbih, duman yerine imanı olmalı. Evinin bir odası namaz odası, iĢyerinde bir köĢe namaz
yeri olmalıdır.
Bir hanımefendinin:
- ―Evlendim, yıllarca mutsuz yaĢadım. Namazı kılmamanın cezasını çekiyordum.
Namaza baĢladık. ġimdi çok mutluyuz, çok huzurluyuz. Bu namazın bereketi. Eskiden kavga
eder, küsüĢür dururduk‖ demesi ne kadar manidardır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 410
Mustafa ÖSELMİŞ
Namaz terk edilmemelidir.
Ġmran ibn-i Husayn rahatsızdı. Nasıl yapacağını Peygamberden sordu. Peygamber
ona Ģöyle dedi:
- ―Namazını ayakta kıl. Buna gücün yetmezse oturarak kıl, buna da gücün yetmezse
yan yatarak kıl.‖ (Buhari, Taksir:19) Evet namaz terk edilmeyecektir. Har halde kılınacaktır.
Bu, namazı Allah‘ın mutlaka istediğini gösterir.
Ebu Derda (RA) Ģöyle demiĢtir:
- ― Peygamber (AS) bana Ģöyle dedi: ― paramparça edilsen de, ateĢte yansan da namazı
terk etme. Bile bile namazı terk eden Allah‘ın himayesinden uzak kalır.‖ (Ġbni Mace, Fiten:
23)
Yeni müslüman olan sakif kabilesinden bir grup geldi. Allah Resulüne dediler ki: ―
ġart olarak bizden öĢür almayın. Bizi cihada çağırmayın. Namaz bize farz olmasın, namaz
kılmayalım.‖ (Ebu Davut, Harac: 25)
Bu konuda Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
- ― Her namaz vakti bir melek nida eder: Gelin kendi aleyhinize yaktığınız ateĢi
kalkın namazla söndürün‖ der. (B. Hadis külliyatı: 1/933)
- ― Kim üç cumayı önemsemeyerek terk ederse, Allah onun kalbini mühürler.‖
(Tirmizi, Cuma: 7)
ġeytan namazı terk ettirmek için ne lazımsa yapar. Bazılarını da namaza kaldırdığı
olmuĢtur. Tabi onun da sebebi vardır. Bir gün Muaviye (RA) ı Ģeytan namaza kaldırır.
Muaviye ĢaĢkınlıkla sorar:
- ― Beni niye namaza kaldırdın?‖ Ģeytan Ģu cevabı verir:
- Geçen gün senin gibi biri sabah namazını kaçırdı. Kalkınca öyle bir of etti ki,
onun üzüntüsüne karĢılık Allah onu affediverdi. Seninki de öyle olmasın diye kaldırdım.
ġeytan, herkesi kaldırmaz. Bizim sırtımızı sıvazlar ― yat, yat‖ der, ağırlık verir, ninni söyler
böyle uyutur. Gaflete düĢmemek gerekir, tembellik ve ihmalkarlık göstermemek gerekir.
Namaza izin verilmiyor gerekçesi ile de namaz asla terk edilmez. Ġzin verilmiyorsa
önce münasip bir Ģekilde anlatılır. Değilse baĢka bir rızık kapısı aranır, buluncaya kadar
ihtiyaç varsa kerhen çalıĢılır. Eve dönüĢünde kılmadığı namazları kaza eder. Bu durumda
namaz kaza edilirse günah olmaz. Eğer memur ise nakil düĢünür.
ÇalıĢan, o iĢe muhtaç ise baĢka geliri ve imkanı yoksa, vebal zalime aittir. Cuma
kılmayan da o günün öğle namazını kılar.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 411
Mustafa ÖSELMİŞ
Samimi olarak bir insan mazeret beyan etmeyi bırakır da çare ararsa, mutlaka bir
çıkıĢ yolu bulacaktır. Allah ona mutlaka bir kolaylık sağlayacaktır.
Eğer bir insan kılmamak için yol ararsa, Ģeytan ona büyük çapta yardım edecektir.
Çünkü bu durum Ģeytanın çok hoĢuna gider.
Allah kimseyi nefsinin ve Ģeytanın eline bırakmasın. Çünkü rehberi Ģeytan olan
kendini Ģüpheden, günahtan ve haramdan kurtaramaz. Sonunda da Allah‘ın gazabına uğrar.
PiĢman olur, geri dönmek, telafi etmek talebinde bulunur, ama fırsat ona verilmez.
Hayat, nimetler herĢey imtihandır. Bütün mesele imtihanı kaybetmemektir. Sonra
piĢmanlık fayda vermez.
5- NAMAZ ÇEġĠTLERĠ
Namazlar dört madde halinde özetlenebilir:
1Farz Namazları: Farz namazlar da ikiye ayrılır:
a-Farz-ı Ayın: Mükellef olan her müslümana farz olan namazlardır. Bunlar: beĢ
vakit namazın farzları ve Cuma namazının farzıdır.
b- Farz-ı Kifaye: Bazı mükelleflerin kılması ile diğerlerinden düĢen cenaze
namazı gibi.
2- Vacip Namazlar: Vitir namazı, Kurban Bayramı namazı ve Ramazan Bayramı
namazı, Tilavet Secdesi, Sehiv Secdesi, bozulan nafile namazın iadesi, adak namazı gibi
insanın kendine vacip kıldığı namazlardır.
3- Sünnet Namazlar: BeĢ vakit namazların evvelinde ve sonunda peygamberimizin
kıldığı ve kılın dediği namazlardır. Müekket, gayr-i müekket, diye ikiye ayrılır. Yatsının ilk
sünneti ile ikindinin sünneti gayr-i müekket sünnettir. Diğer sünnetler müekkettir. Bir de
teravih namazı müekkettir.
4- Nafile Namazlar: DeğiĢik zamanlarda, çeĢitli vesilelerle, sevap kazanmak ve
Allah‘a yaklaĢmak maksadıyla kılınan namazlardır. Teheccüt namazı, KuĢluk namazı,
Evvabin namazı, mescid namazı, Abdest namazı, hacet namazı, Ġstihare namazıtesbih namazı,
tevbe namazı gibi.
Bu namazları biraz açıklayalım:
6- BEġ VAKĠT NAMAZ
Farz, vacip, sünnet namazlar için vakit Ģarttır. Kur‘an‘da namazların vakit vakit
emredildiği bildirilmiĢtir.
Vaktinde kılınamayan namaz kaza olarak eda edilir.bir namaz, özürsüz olarak
vaktinde kılınmayacak olursa, günah iĢlenmiĢ olur ve tevbe istiğfar gerekir.
Far, vacip ve sünnet olan namazlar Ģu vakitlerde kılınır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 412
Mustafa ÖSELMİŞ
12345-
Sabah
Öğle
Ġkindi
AkĢam
Yatsı
a- Sabah Namazı
Sabah namazının vakti: Ġkinci fecrin doğmasından güneĢin doğmasına kadar olan
zaman içinde kılınır.
Sabah namazı dört rekattır. 2 farz, 2 sünnet. Sünnet önce kılınır, farzı sonra kılınır.
Sabah namazı vaktinde uyanamayıp, kılınamayan sabah namazı, öğle namazına 1
saat kalaya kadar hem sünneti hem farzı kılınır.
ġöyle niyet edilir: ―Ya Rabbi bugün vaktinde kılamadığım sabah namazının
sünnetine (veya farzına) niyet ettim‖ denir. Çünkü sabah namazının sünneti, farza yakın bir
sünnettir.
Sabah namazı vaktinde baĢka namaz yoktur. Peygamber (AS) birini ayrı namaz
kılarken görünce ona:
―Sen bir namaz daha mı kılıyorsun?‖ demiĢ, o da:
―Hayır ben sabah namazı kılıyorum‖ demiĢtir. Bunun üzerine Peygamber
(AS) ―Öğleyse sakınca yok‖ demiĢtir. (Ġ.Canan Hadis Ans.:8/429)
Sabah namazı vaktinde nafile de kılınmaz, baĢka bir namaz da kaza edilmez.
Sabah namazını bile bile kuĢluğa bırakmak da olmaz. Bu mazeret olmaz.
Kur‘an‘da: ―Sabah vakti namaz kıl, zira sabah namazına melekler Ģahit olur‖
(Bakara:44) buyurularak sabah namazının önemine iĢaret edilmiĢtir.
Sabah namazından sonra Kur‘an okumak, zikretmek, dua etmek sevabı bol olan
iĢlerdir.
Peygamber (AS) sabah va akĢam namazlarından sonra 7 defa ―Allahümme ecirna
minennar‖ deyiniz buyurmuĢtur.
Ayrıca 11 Ġhlas okunması tavsiye edilmiĢtir.
Namazlardan sonra tesbih duası yapılırsa, ardından da Kur‘an‘dan bir bölüm
okunursa sevaptır.
b- Öğle Namazı
Öğle namazının vakti: GüneĢ tam tepe noktasını geçmesinden, gölgenin iki misli
olmasına kadarki vakit içinde kılınır.
Öğle namazı 10 rekattır. 4 ilk sünnet, 4 farz, 2 son sünnet sırasına göre kılınır.
Sünnet-i müekket olan öğle namazının son sünneti ile nafile namaz birlikte
kılınmaz. 2 rekat sünnetten sonra selam verilir, nafile kılmak isteyen iki rekat daha kılar.
Ġbadetlerin kalıbının, Ģeklinin değiĢmemesi çok önemlidir.
Farklı görüĢlere göre ibadet edilmez. Hz. Peygamber (AS): ― Benim nasıl namaz
kıldığımı gördüyseniz öyle namaz kılınız.‖ BuyurmuĢtur.
Eğer Cuma üzerini farz olan, mazereti nedeniyle Cuma kılamadıysa, cumadan
çıkıldıktan sonra öğle namazı kılar.
c- Ġkindi Namazı
Ġkindi namazının vakti; öğle namazının çıktığı andan güneĢin batmasına 45 dakika
kalıncaya kadar kılınır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 413
Mustafa ÖSELMİŞ
GüneĢin sararma vaktine kadar geciktirilmez. Geciktirilirse, buna Peygamber (AS):
―münafık namazı‖ demiĢtir.
Ġkindi namazı 8 rekattır. 4 sünnet, 4 farzdır. Ġkindi namazının sünneti, sünnet-i gayri
müekket olduğundan farzından sonra kılınmaz.
Ġkindi namazı için kur‘an‘da: ― Orta namaza devam edin‖ (Bakara:238) buyurularak
dikkat çekilmiĢtir.
Peygamber (AS)‘da: ―Ġkindi namazının sünneti dünya ve dünyadakilerden
hayırlıdır‖ buyurmuĢtur.
Mecburiyet yoksa, ikindi ile akĢam arası namaz kılınmaz. Devamlı kaza kılınıyorsa
bu vakitte de kılınır. Ancak nafile namaz kılınmaz.
Öğle ile ikindiyi cem ancak hanefilere göre hacda caizdir. ġafilere göre zorunlu
mazeret halinde caizdir.
Ġkindi namazının sünnetini terke alıĢmamak gerekir. Gayr-i müekket sünnetlerin terk
edilmesi, sünnetsizler ve sünneti sevmeyenlerin iĢidir.
Namazı ilk vaktinde sünneti ile beraber kılmak çok sevaplıdır ve Peygamberin
sünnettir.
d- AkĢam Namazı
AkĢam namazının vakti, güneĢin tam olarak batması ile baĢlar ve Ģafağın kaybolması
ile biter. AkĢam namazının vakti kısadır. Namazı geciktirmek doğru değildir. AkĢamın
vaktinde kılınabilmesi için ezanı çabuk okunur. Namazda kısa sureler okunur. Vakit dar diye
tesbih duası terk edilmez. Vaktin darlığı, namaz içindir. Tesbih ve dua için değildir.
AkĢam namazının sünneti de 4 rekat kılınarak uzatılmamalıdır. AkĢam namazının
sünneti 2 rekattır. Nafile kılmak isteyen selam verir, istedi kadar nafile kılar. Vaktin darlığı
nafile için söz konusu olmaz.
AkĢam namazı 5 rekattır. Önce 3 rekat farzı kılınır. Daha sonra da 2 rekat sünneti
kılınır.
Sünnet evvabinle birlik niyetlenilmez. Çünkü her namazın ayrı niyeti vardır.
e- Yatsı Namazı
Yatsı namazının vakti, akĢam kızıllığının iyice kaybolmasından sabah fecrin
doğmasına kadar devam eder.
Yatsı namazı 10 rekattır. 4 rekat ilk sünnet, 4 rekat farz ve 2 rekat son sünnet olarak
kılınır. 3 rekat da vitir namazı kılınır. Bu namaz vaciptir. Daha sonra zor gelir, uyku nedeniyle
kılamama tehlikesinden dolayı son sünnetten sonra kılınır.
Vitir namazı Ramazan aylarında teravihten sonra ve cemaatle kılınır. Son rekatta
okunan Kunut duaları sırasına göre okunmalıdır.
f- Cuma Namazı
Kur‘an‘da:‖ Ey iman edenler, Cuma günü namaz için çağırılınca, Allah‘ın zikrine
koĢun. AlıĢ-veriĢi bırakın. Bilirseniz bu sizin için daha hayırlıdır.‖ (Cuma:9) buyurulmuĢtur.
Hz. Peygamber de: ― Cuma günü ezanı iĢitene Cuma namazı farzdır‖ buyurmuĢtur.
Cuma namazını, buluğ çağına gelen erkeklere farzdır. Üç cumayı özürsüz terk eden
münafıklar listesine yazılır‖ demiĢtir. Cuma namazı, öğle namazı vaktinde kılınır.
16 rekat olarak kılınır. 4 rekat cumanın ilk sünneti, 2 rekat farz, 4 rekat son sünnet
kılındıktan sonra 4 rekat son kazaya kalmıĢ öğle namazının farzına, 2 rekat da son kazaya
YÜCE YARATAN’A KULLUK 414
Mustafa ÖSELMİŞ
kalan sabah namazı diye niyet edilirse hem tereddütler giderilmiĢ olur hem de kaza borcu
ödenmiĢ olur.
g- Bayram Namazı
Kurban ve Ramazan bayramlarında kılınır. Bayram namazları vaciptir. GüneĢin
doğmasından 45 dk. Sonra kılınır. Ġki rekattır.
Cuma ve bayram namazlarının kazası olmaz.
7- NAFĠLE NAMAZLAR
Mezhebimize göre kiĢinin kaza borcu da olsa sünnetler de terk edilmez, nafileler de
terk edilmez. Çünkü kurtulabilmek için çok sevaba muhtacız.
Birkaç hadiste Ģöyle buyurulur:
1- ―Ölenlerden kimse yoktur ki, sözü ile ameli tartılmasın. Sözü amelinden ağır
gelenin ameli kabul olmaz. Eğer ameli sözünden ağır gelirse, ameli kabul edilir.‖ ( Ramuz el
Ehadis: 397/11)
2- ―Kıyamet günü önce namaza bakılır. O tamamsa, diğer Ģeylerin hesabına geçilir.
Namazlar kurtuluĢu için yeterli olmazsa, Allah Ģöyle buyurur:
- ― Kulumun nafile namazları var mı? Eksiklikler nafilelerle tamamlanır.‖ (Tirmizi,
Slat:188) (R.Salihin:2/398)
3- ― Kulum bana farz namazlarından sonra nafile ibadetlerle yaklaĢır‖ (Buhari
Rikak:38)
4- ―Günde 12 rekat nafile kılan için Allah cennete bir köĢk hazırlar.‖ ( Müslim,
Misafirin:103)
Nafile ibadetler bol sevaplıdır. Allah‘a yaklaĢtırır. Çünkü diğer ibadetler bizim
borcumuzdur. Borcumuzu ödemiĢ oluruz.
Nafile Namazlar ġunlardır:
a- KuĢluk Namazı: GüneĢin doğmasından bir saat sonra ve öğle namazına bir saat
kala zaman içinde kılınır.
Nafile namazlar ikiĢer rekat olarak kılınır. Ġki-iki vakti olan arttırır.
Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
- ―Kim kuĢluk vaktinde iki rekat namaza devam ederse, günahları deniz köpüğü
kadar da olsa mağfiret olunur.‖
- ― Ebu Derda (RA): ―Canımdan daha fazla sevdiğim Peygamber (AS) bana
yaĢadığım müddetçe terk etmemek üzere her ay üç gün oruç tutmamı, kuĢluk namazını
kılmamı tevsiye etti‖ (Age:25) der.
- ― Bir kimse güneĢ yükseldiğinde güzelce abdest alıp iki rekat namaz kılarsa,
günahları mağfiret olunur veya anadan doğma gibi olur.‖ (Ramuz el Ehadis: 436/8)
- ― KuĢluk namazından iki rekat, nafile hac ve umreye bedeldir.‖ (Age: 291/10)
buyurularak kuĢluk namazının önemi belirtilmiĢtir.
b- Evvab’ın Namazı: AkĢam namazından sonra kılınır. Evvab‘ın, tevbe edip
Allah‘a yönelen demektir. Kur‘anda Allah‘ın evvab‘ınleri bağıĢlayacağı bildirilmiĢtir. (Ġsra:
25)
Bir hadiste: ― AkĢam namazından sonra kılınan evvab‘ınden sayılır.‖ Buyurulur.
c- Tesbih Namazı: Sevabı bol olduğu bildirilen bir namazdır. Ġki rekat, iki rekat
olarak dört rekattır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 415
Mustafa ÖSELMİŞ
300 defa: ― Sübhanallahi velhamdülillahi velailahe illallahü vallahü ekber vela havle
vela kuvvete illa billahil aliyyil azim‖ denir.
d- Hacet Namazı: Bir isteği, dileği olan kimse güzelce abdest alır, iki rekat hacet
namazı kılar ve dua eder.
e- Ġstihare Namazı: Herhangi bir iĢten önce nasıl hareket edeceğimizi, neyin daha
iyi, neyin daha doğru olduğunu anlamak için iki rekat namaz kılınır, istihare duası okunur
yatılır.
Peygamber (AS) Ģöyle buyurmuĢtur:
- ― Kimin Allah‘tan bir dileği olursa iki rekat namaz kılsın sonra Allah‘a dua etsin‖
(Tirmizi, vitir: 17)
f- Tevbe Namazı: Tevbe etmeden önce kılınan namazdır. Eğer 2 rekat namaz
kıldıktan sonra tevbe ederse, Allah‘ın onu affedeceğini bildirmiĢtir Peygamberimiz. ( Ramuz
el Ehadis:384/6)
g- Mescid Namazı: Camiye giren kerahat vakti değilse Rabbine selam vermek
maksadıyla iki rekat namaz kılar. Kerahat vakti değilse.
h- Abdest Namazı: Abdest aldıktan sonra, gusul yaptıktan sonra vakit ve durum
müsaitse, 2 rekat namaz kılınır. Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
- ―Kim güzelce abdest alıp sonra 2 rekat namaz kılar ve Allah‘a yönelirse, ona
cennet vacip olur.‖
- ―Kim abdest alıp benim gibi 2 rekat namaz kılarsa, günahları affolunur.‖
i- Yolcu Namazı: Yola çıkmadan önce 2 rekat namaz kılıp: ―Ya Rabbi yolumu açık
et. Kaza balalardan koru, iĢimi kolaylaĢtır, hayırlı kimselerle karĢılaĢtır, beni sağ salim evime,
yakınlarıma kavuĢtur‖ diye dua edilir.
DönüĢte de Ģükür namazı kılınır ve: ―Sana
Ģükürler olsun Allah‘ım, beni evime, yakınlarıma kavuĢturdun‖ denir.
k- Korku Namazı: Korku veren olaylar ve gelmesi muhtemel olan tehlikeler için 2
rekat namaz kılınır ve Allah‘a dua edilir.
Afet ve felaketler için de böyle yapılır.
l- Teheccüt Namazı: Gece yarısından sonra imsak vaktine kadar kılınan namazdır.
Bölünen uykunun doyurucu ve dinlendirici olduğu, çok uykunun zararlı olduğu ilim
adamlarının ifadesidir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 416
Mustafa ÖSELMİŞ
Teheccüde kalkan, sabah daha zinde kalkar.
Gece namazı herkese nasip olmaz. Bir Ġslam büyüğünün Ģöyle bir ifadesi vardır: ―
ĠĢlediğim bir günah yüzünden 7 ay gece ibadetinden mahrum edildim.‖
Yunus Ģöyle demiĢtir:
― Yatma seherde / uğrarsın derde
söyle her yerde / Elhamdülillah.‖
Bir hadiste: ― sabaha kadar uyuyanın kulağına Ģeytan bevl etmiĢtir‖ buyurulmuĢtur. (
R. Salihin: 2/451)
- ― Bahtiyar kullar için pek az uyurlar, seher vaktinde istiğfar ederler‖ buyurulur. (
Zariyat: 17-18)
Bir kutsi hadiste de seher vakti istiğfar edenler yüzünden Allah gazap etmekten
vazgeçeceğini bildiriyor. ( Ġlahi hadisler s: 30)
Gecenin bereketi, gece uyanık olanlar içindir. Büyükler akĢamdan uyuyup sabaha
karĢı uyanık olan koyunların üremesini, akĢamdan uyumayıp seherde uyuyan köpeklerin
sayısının artmamasını buna delil gösterirler.
Peygamberimiz gök kapılarının gece açıldığını: ― yok mu bir Ģey isteyen, yok mu
dua eden, yok mu af isteyen‖ denilir buyurur. ( Ramuz el Ehadis: 64/8)
Gece uyanan dua ederse duası kabul olur. Gece kalkan eĢini de kaldırırsa
Peygamber‘in ona hayır duası vardır. ( Age: 290/1) ― Allah onun hayrını versin‖ der.
Allah‘ın bir kulu sevip sevmediğini nasıl anlarız? Eğer Allah bir kulunu gece
huzuruna çağırıyorsa, onu seviyor demektir. Kalkıp ibadet ettiriyorsa, o kulunu çok seviyor
demektir.
Gece namazına kalkanların yüzleri neden nurlu olur? Diye bir Allah dostuna
sorarlar. O da Ģu cevabı verir:
-― Onlar, Allah‘la baĢbaĢa kalmıĢlardır da ondan‖ der.
Namazlar Allah‘ın kul üzerinde hakkıdır. Gece eda edilmesi gereken hakkını,
gündüz kabul etmez. Gündüz eda edilmesi gereken hakkını, gece kabul etmez.
Kur‘an‘da:
― Allah‘ın has kulları geceleyin Rablerine secde ederek, kıyam durarak geçirirler‖ (
Furkan: 64) buyurulur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 417
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamber (AS) da:
-― Allah‘ın rahmetinin kendisiyle olmasını isteyen, gece kalkıp iki rekat namaz
kılsın.‖ ( Ġhya: 1/1023)
-― Farzlardan sonra en faziletli namaz, gece kalkarak kılınan namazdır.‖ ( Müslim,
Sıyam: 202)
- ― Sizden bir uyuduğu zaman Ģeytan onun ensesine 3 düğüm atar ve ―uyu‖ der. O
uyanıp Allah‘ın adını anınca düğümlerden bir çözülür. Abdest aldığında ikincisi çözülür.
Namaz kıldığında da üçüncüsü çözülür, sabah neĢeli kalkar, değilse morali bozuk kalkar‖
buyurmuĢtur.
Gece ibadetine mani olan bazı Ģeyler vardır. Bunlardan bazıları Ģunlardır:
-
Helalinden kazanmamak,
-
Çok uyumak çok yemek,
-
Günahlara tevbe etmemek, güne devam etmek,
-
Televizyonu sevmek,
-
Dünyaya düĢkünlük,
-
Kur‘an okuma, zikr etme alıĢkanlığının olmaması gibi...
Peygamber (AS) der ki:
― Gece namaz kılma alıĢkanlığı olan eğer kalkamazsa, Allah ona namaz
kılmıĢ gibi sevap verir. Uykusu da ona ikram edilen bir sadaka olur.‖ (Usve-i Hasene, s. 139)
Mevlana da: ― Ey halk aĢığı, geceleri az uyuyanlardan, seher vakitleri günahlarının
bağıĢlanmasını isteyenlerden ol‖ der.
Nafileler ikiĢer rekat olarak kılınır. Birinci rekatta Fatiha‘dan sonra Kafirun suresi,
ikinci rekatta Fatiha‘dan sonra Ġhlas suresi okunur. Veya Felak ve Nas sureleri de okunur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 418
Mustafa ÖSELMİŞ
Ġ.
NAMAZIN ġARTLARI (FARZLARI) NELERDĠR?
Bir namazın kabul olabilmesi için 12 Ģartı vardır. Bunların bir kısmı namaza
baĢlamadan gereklidir. Bir kısmı da namaz kılarken gereklidir.
Namazın dıĢındaki Ģartları Ģunlardır:
1-
Hadesten Temizlenme:
Bedende, elbisede ve namaz kılınacak yerdeki pis sayılan Ģeyin temizlenmesi gerekir.
Abdestsizlik varsa abdest alınacaktır.
Cünüplük varsa, ay hali ve nifas halinden
kurtulduysa, o da gusül abdesti alacaktır.
Eğer su bulunamadıysa, teyemmüm alınacaktır.
Namazdan önce manevi kirlerden de temizlenmek esastır. Günahlar için tevbe
edilecektir. Bunun için namazdan önce ― estafirullah, estafirullah, estafirullah‖ denilecektir.
Çünkü maddi temizliğin yanında manevi temizlik olmadan namaz olmaz.
Ġbadet için kalp temiz olacak, kafa temiz olacak ve mide temiz olacaktır. Haram lokma
ile, haram elbise ile, haramla yapılan evde ibadet olmaz. Bir de günah ortamlarında namaz
kılmamak mümkünse namaz kılınmaz.
2-
Necasetten temizlenmek:
Dinen pis sayılan kan, idrar, dıĢkı, alkol gibi
maddelerin giderilmesidir. Namaz kılınan yerde, üzerimizde bulunan pislik giderilmezse,
namaz kabul olmaz.
Hayvan pisliği de namaza manidir.
Kur‘an‘da : ―elbiseni temizle‖ emri vardır. ( Müddessir: 4)
Ġdrar sıçramalarına da dikkat edilecektir.
Kirli çorapla, yerlerde sürünen pardesü ile, alkol katkılı yumuĢatıcılarla durulanmıĢ
elbise ile namaz kılınmaz.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 419
Mustafa ÖSELMİŞ
3-
Örtülmesi gereken yerlerin örtülmesi:
Erkeklerin göbek ile diz arasını örtmeleri
gerekir. Kadınlar ise yüz ellerinin dıĢıda bütün vücudu örtmeleri gerekir.
Peygamber (AS) Ģöyle buyurur:
- ―Allah buluğa ermiĢ kadının namazını baĢörtüsüz kabul etmez.‖ ( Tirmizi, Salat: 60)
-
―Kadın buluğ çagına erince elleri ve yüzü
dıĢındaki yerlerini göstermesi helal olmaz.‖ ( Ebu Davut, libas: 31)
- Namaz kılanın örtülü yerinin isteği dıĢında açılması, bile namazın bozulmasına neden
olur. Bunun ölçüsü de o organın dörtte biridir.
Kadın çorapsız namaz kılamaz, ince örtü, ince elbise ile de namaz kılamaz. Çok dar
elbise ile de evinde de olsa namaz kılamaz, üzerinde resim bulunan elbise ile de kadın olsun
erkek olsun namaz kılamaz. Erkekler ipek elbise ile namaz kılamaz. Ġpek ve altın erkeğe
haramdır. Erkek altın yüzükle sünnete uymadığı için namaz kılmamalıdır.
Elbisenin temiz olmasına, haramdan olmamasına dikkat etmek gerekir. Peygamber
(AS) Ģöyle buyurur:
- ― Her kim on dirheme elbise satın alır, bir dirhemi haram olursa, bu elbise ile kıldığı
namaz kabul olmaz.‖ ( V. Zuhayli, Ġslam fıkhı ans: 1/455)
Ten rengindeki içini göstermeyen çorapla bir kadın namaz kılar, ince çorapla namaz
kılamaz.
4-
Kıbleye yönelmek:
Kur‘anda: ― Yüzünü Mescid-i Harama çevir.‖ ( Bakara:144) buyurulmuĢtur.
Kıbleye dönmeden namaz olmaz. Secdede , cenaze namazı da kabul olmaz. Bile bile
Kabe‘den baĢka yere yönelmek küfürdür.
Bilmeden baĢka tarafa doğru kılınan namazın iadesi gerekir.
Binek üzerinde kıbleden ayrılma durumu varsa namaz kılınmaz.
Kıblenin tam yönünü bilmeyen sol tarafını güneĢin doğduğu yöne, sağını da battıgı yöne
çevirirse, kıbleyi bulmuĢ olur. Peygamber (AS): ― Doğu ile batı arası kıbledir.‖ (Tirmizi,
Salat: 139) buyurmuĢtur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 420
Mustafa ÖSELMİŞ
5-
Vakit içinde kılmak:
Vakit, namazın farzlarındandır.
Kur‘anda:―namaz mü‘minler
BuyurulmuĢtur. ( Nisa: 103)
üzerine
vakti
belirlenmiĢ
olarak
farz
kılınmıĢtır.‖
Hiçbir namaz vakit girmeden kılınmaz. Farz ve vacip olan vitir namazları vaktinde
kılınamazsa kaza olarak kılınır. Sünnet namazlar, Cuma namazı, bayram namazları vaktinde
kılınamazsa kazaya kalmaz.
Namaz kılınmaya vakitler vardır. Hiçbir namazın kılınamayacağı vakitler Ģunlardır:
1. GüneĢin doğmasından 45 dk. sonrasına kadar.
2. GüneĢin tam tepe noktasında olduğu zaman yani öğle ezanına 45 dk. kala zaman
içinde.
3. GüneĢin batma zamanı yani sarardığı zaman.
4. Sabah namazı vaktinde sabah namazının sünnet ve farzından baĢka namaz kılınmaz.
Nafile namaz kılınmayan vakitler de Ģöyledir:
1. Sabah namazı vaktinde,
2. GüneĢ doğarken, batarken ve tepe noktasında iken,
3. Ġkindi namazı ile akĢam namazı arası,
4. AkĢam namazının farzından önce,
5. Bayram namazından önce ve hemen sonra,
6. Farz namazın vaktinin daraldığında,
7. Farz namaz içim kamet getirilirken,
bu vakitlerde nafile namaz kılınmaz.
Vakit namazları, vaktin sonuna bırakılmalıdır. Ġlk vakitte kılmanın sevabı ve fazileti
kaçırılmamalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 421
Mustafa ÖSELMİŞ
6- Niyet etmek:
Niyetsiz amel olmaz. Peygamber (AS): ― Ameller niyete göredir.‖ buyurmuĢtur. (
Buhari vahy:1)
Hangi namazın kılınacağına niyet etmek farzdır. Niyet etmeden namaz kılınmaz.
Niyet ederken 2 rekat, 4 rekat gibi rekat sayısını belirtmek gerekmez.
Birden fazla namaza aynı anda niyet edilemez. Çünkü her namaz baĢlıbaĢına bir
ibadettir. Farzla sünnete, sünnetle nafileye bir anda niyet edilip ikisi beraber kılınamaz.
Niyet, namaza bitiĢik olarak yapılmalıdır. Araya konuĢma girmemeli, niyetten sonra
beklenmemelidir.
Cemaat halinde namaz kılarken, kadınlarda katıldıysa kadınlara da imamlık etmeye
niyet edilmelidir.
ġöyle niyet edilir: ― Niyet ettim bana uyan kadın ve erkeklere namaz kıldırmaya‖
denir. Kadınlar için niyet edilmediyse namazları olmaz.
Bir niyetle bir namaz kılınır ve her namazın niyeti ayrı yapılır. Mesela; akĢamın
sünneti ile nafileye birden sünnet olmaz.
Niyet açık ve kesin olur.
Namazda ve ibadetlerde Allah rızasından baĢka bir Ģeye niyet olmaz. Mesela; hacca
gidenin ticaret ve gösteriĢ tarafı ağır basarsa, hac sevabı olmaz. Namaza duran Allah‘ın emri
değil de beden hareketi olsun derse, o namaz namaz olmaz.
Niyet ederken: ― Ģu vaktin farzına veya sünnetine, Ģu namazı kılmaya‖ diye açıkça
belirtilmeli, kılan da hangi namazı kıldığını bilmelidir.
Kaza namazı kılınıyorsa, hangi namaz olduğu bilinmiyorsa, ilk kazaya kalan Ģu vaktin
farzına veya son kazaya kalan Ģu vaktin farzına Ģeklinde niyet edilir.
Niyet içten yapılabileceği gibi dil ile söylenmesi daha uygundur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 422
Mustafa ÖSELMİŞ
Namazın içindeki farzları da Ģunlardır:
1. BaĢlama tekbiri:
3 defa ― esteğfirullah‖ deyip niyet ettikten sonra ― ALLAHÜEKBER‖ denir. A yı
unutarak, beeer diye uzatarak tekbir alınmaz.
Tekbir, kıyam halinde alınır. Rükuda olan imama uyacak olan tekbiri mutlaka ayakta
almalıdır.
BaĢka dilde tekbir olmaz. ― Allah büyüktür‖ ―Tanrı uludur‖ demek olmaz.
Ġçten tekbir getirilmez, dil ile söylenir.
Cemaatle namaz kılan, imamdan önce tekbir almamalıdır.
Tekbir alırken erkeğin baĢparmakları kulak memelerine değecektir. Kadın ise ellerini
omuz hizasına kadar kaldıracaktır.
Tekbir alırken baĢ ― hayır‖ der gibi geri götürülmemelidir. Eller de arkaya atılır gibi
yapılmamalıdır.
Ayakta tekbir alamayacak olan oturarak tekbir alır. Ayakta durmaya gücü yetenin,
oturarak tekbir alması caiz değildir.
2. Kıyam: (Ayakta durmak):
Gücü yeten mutlaka ayakta duracaktır. Ancak mazeret varsa oturarak kılınabilir.
Peygamberimiz Ģöyle buyurur: ― Namazı ayakta kıl, gücün yetmezse oturarak kıl,
oturmaya da gücün yetmezse, yaslanarak kıl. Allah kimseye gücünün yeteceğinden fazlasını
yüklemez.‖ ( Buhari, Taksir: 19)
Yaslanmaya da gücü yetmeyen yatarak kılar, göz ucu ile de kılar. Namaz mutlaka istenen bir
ibadettir, onun için bu kadar kolaylık gösterilmiĢtir.
Tekbiri ayakta alacak gücü olan, ayakta alır, sonra oturur. Ayakta namaza baĢlayan
rahatsızlanırsa, oturarak namazını tamamlar.
Farz namazlar mecbur olmadıkça binit üzerinde kılınmaz. Ebu Hanife‘ye göre vacip
namaz ve sabah namazının sünneti de böyledir.
Ayakta dururken ayak parmakları hanefilere göre 4 parmak aralıklı olur. Gözler secde
yerine bakar. Kadınlar ise ayak topuklarını birleĢtirir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 423
Mustafa ÖSELMİŞ
Ayakta iken yorgun atlar gibi ayak değiĢtirilmez.
Ayakta duramadığı zaman yastık üzerine secde edilmez oturulır. Ġmkan ölçüsünde
eğilinir.
Ayakta durabilenin sandalyeye oturması uygun değildir. O zaman yere oturacaktır.
Ayağını uzatacaktır.
Açıklıkta insanlar iyice yanında değilse, kadın, kıyam farzını terk etmez. Çünkü
kadının namaz kılması ve görülmesi, kötü de değildir ayıp ta değildir. O durumda nefis de söz
konusu olmaz. Eğer arkadan gelip geçenler varsa, arkasına bir siper koymak gerekir.
Ancak nafile sünnetlerde açık yerlerde oturmak icap ediyorsa oturulur. Çünkü nafilede
kolaylık vardır.
Göz kararması, baĢ dönmesi olursa oturulabilir. Aynı zamanda gözler yumulabilir.
Gözler devamlı yumulmaz.
3. Kıraat: ( Okumak) :
Namaz kılanın, namazın her rekatında fatiha suresini ve Kur‘an‘dan ayet ve sure
okuması farzdır.
Ġmamla kılan, okumaz. Eğer seferi, imama uyulduysa 3. ve 4. rekatlarda hanefiler
fatihayı okumaz, Ģafiler okur.
Kur‘an‘da : ―Kur‘an‘dan kolayınıza gelen ayeti okuyunuz‖ buyurulmuĢtur.
(Müzzemmil:20)
Bir hadiste de: ― Kıraatsiz namaz yoktur‖ buyurulur. ( Müslim, Salat: 42) buna göre
Kur‘an‘dan okunacaktır. Peygamber (AS) : ― fatihasız namaz yoktur‖ demiĢtir. Her rekatta
fatiha suresi okunacaktır. Fatiha suresi tam olmazsa, namaz olmaz. Mesela; namazda
esnenirse, bir kelime eksik olursa namaz olmaz. Esnenirse o zaman okumayı durdurmak daha
uygun olur.
Kıraat, dudaklarla okunmalıdır. Lafız olarak çıkmalıdır. Ġmama uygun tekbirlere
katılır ve oturuĢlarda okur. BaĢta da sübhaneke‘yi okur. Euzu besmele çeken dinler.
Ġmam yanılacak olursa, arkasındaki ― sübhanellah‖, ―
Elhamdülillah‖ der, namazı bozulmaz. Kadın elini eline vurur.
Allahü Ekber‖, ―
Besmele, hanefilere göre fatihadan bir ayet olmadığından sesli okunmaz. Besmele
Nemil suresinin 30. ayetidir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 424
Mustafa ÖSELMİŞ
Kur‘an‘dan okunurken, açık anlaĢılır okunmalıdır. Kur‘an‘da: ― Kur‘anı tane tane
oku‖ emri vardır. ( Müzzemmil: 4)
Sureler okunurken sıra takip edilmelidir. Uzun sureler önce okunmalıdır. Tek sure
atlanmamalıdır. Ayetten sonra sure okunmamalıdır. Kur‘an‘daki dur geç iĢaretlerine dikkat
edilmelidir.
Okunurken Kur‘an‘a bakarak okunmaz.
Eğer mana bozulacak Ģekilde okunursa, namaz bozulur. 3 sübhanellah demekten daha
çok sükut etmek namazı bozar.
Ġmam okurken cemaat takip eder. Hangi sure okunuyor, biliyorsak, manası ne
düĢünülür.
Kur‘an meali ile namaz kılınmaz.
Namaz topluca kılınacaksa, okuyuĢu güzel olan namaz kıldırmalıdır. YaĢayıĢı güzel
olan namaz kıldırmalıdır. Helal yiyip içen namaz kıldırmalıdır.
4. Rüku: ( Eğilmek):
Ellerin dizlere konularak belin düz bir Ģekilde eğilmesine rüku denir. Rükuda iken sırt
düz olacaktır. Su dolu bardağın durabileceği Ģekil olarak tarif edilmiĢtir. BaĢ ta düz olacaktır;
çok eğilmeyecek dik de durmayacaktır. Sırt hizasında olacaktır. Gözler iki ayak ucunun
ortasına bakacaktır. Ayaklar dizlerden bükülmeyecektir. Kollarda düz olacaktır.
Kur‘an‘da: ―Ey iman edenler! Rüku edin‖ (Hac:77) buyurulduğu için rüku etmek
namazın farzlarındandır.
Ġmama rükuda yetiĢen kimse, onunla beraber bir defa ― Sübhane Rabbiyel azim‖ derse
o rekatı kılmıĢ olur. Tabi tekbiri ayakta alması gerekir.
Ġmamdan önce rükuya varılmaz, ondan önce de kalkılmaz.
Rükuda 3 defa ― Sübhane Rabbiyel azim‖ denir. 7 defa da denilebilir. Cemaatle
kılarken 3 defa denir.
Rükudan doğrulunca tam dik duruncaya kadar doğrulmak gerekir ve ― Sübhane
Rabbiyel azim‖ diyecek kadar da durmak gerekir. Daha tam kalkmadan secdeye gidilmez.
Cemaate yetiĢilmeyen rekat hangisi ise selam‘dan sonra o kılınır. KılınıĢ Ģekline göre
kılınır. Mesela; 1. rekata yetiĢemeyen, en son o rekatı kılar, fatiha ve sure okur.Çünkü o rekat
kazaya kalmıĢtır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 425
Mustafa ÖSELMİŞ
Rükudan kalkarken belini tam doğrultmayan ve hiç eğleĢmeden secdeye giden birine
Peygamber (AS) Ģöyle demiĢtir:
-
Rahatsız mısın?
-
Hayır.
-
Eğer bu hal üzerine ölecek olursan,
sünnetime muhalefet üzerine ölmüĢ olursun‖ demiĢtir. (Prof. Dr. Ġ.Canan Hadis Ans. 7/521)
Çabuk çabuk namaz kılan birine de Hz. Peygamber (AS):
-―Sen namaz kılmadın‖ demiĢtir. O adam
dönmüĢ tekrar namaz kılmıĢtır. Daha sonrada Peygamber (AS ) ona nasıl namaz kılacağını
öğretmiĢtir. ( Age : 8 / 95 )
5. Secde ( Yere kapanmak ) :
Kur‘an‘da : ―Ey iman edenler ! Secde edin.‖ (Hac : 77 ) buyrulduğu için namaz da
secde etmek farzdır.
Secde halinde iken alın, burun, iki elin içi, iki diz ve iki ayak parmak içleri aynı anda
yere değecektir. Yani yedi kemik üzerine secde edilecektir. ( Ramun el Ehadis : 49 / 14 + 443
/3)
Ayaklarının üst kısmı yere değmeyecektir. Ayaklar kalkmayacaktır. ( Bir anlık kalkma
namazı bozmaz ) Dirsekler yere konmayacaktır. Peygambir ( AS) ―kollarınızı köpeklerin
ayaklarını yere koyduğu gibi koymayın‖ buyurmuĢtur. Erkekler kollarını vücutlarından ayrı
tutar. Kadınlar ise vücutlarına yapıĢtırır, yere yakın tutar. Peygamber ( AS ) : ―Secdede ta‘dili
erkana riayet edin, kollarınızı köpeklerin yayıĢı gibi yaymayın‖ buyurur. ( Ġ.Canan Hadis Ans
: 8/ 30 )
Secdeden imamdan önce kalkılmaz. Aniden kalkıverdiyse tekrar secdeye varır. Hz.
Peygamber ( AS ) : ―Sizden biri imamdan önce baĢını kaldırırsa, Allah onun baĢını eĢek baĢı
etmesinden korkmaz mı ?‖ ( Ramun el Ehadis : 82 / 5 ) diyor.
Secde edilen yer 20 cm. den fazla yüksek olmamalıdır. Cemaat çok kalabalıksa
öndekinin üzerine secde edilir. Sehba, yastık gibi Ģeyler üzerine secde edilmez. Mümkün
mertebe eğilinir. YumuĢak yere secde edilmez. Pis yere secde edilmez. Secde edilen yer sert
olacaktır.
Secde ederken alın kapalı olmamalıdır. Takke, sarık, baĢörtüsü alnın yere değmesine
mani olmamalıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 426
Mustafa ÖSELMİŞ
Secde hali kulun Allah‘a en çok yakın olduğu bir andır. Bunu bilerek secde
edilmelidir. En önemli Ģey, Allah‘tan baĢkasına secde edilmez.
Secde, iki defa yapılır. Tek olursa namaz bozulur.
Secdede gözler kapatılmaz.
Secdede iken üç defa : ―Sübhane Rabbiyel E‘gla‖ denir. Bu tek baĢına kılıyorsa yedi
defa da söylenebilir. Cemaatle kılarken 3 defa söylenmelidir.
Ayağa kalkarken mazeret yoksa, eller yere konmaz.
Ġki secde arasında ―Sübhane Rabbiyel E‘gla‖ diyecek kadar durulur.
6.Son OturuĢ :
Namazın sonundaki oturuĢ farzdır. Hanifi mezhebine göre Ettehiyyatüyü okuya cak
kadar oturulur. Diğer mezheplere göre; Salli, Bariki de okuyacak kadar oturulur.
Son oturuĢta unutarak kalkılırsa ve bir rekat daha kılındıysa, bir rekat daha kılınır,
secde ile tamamlanır. Eğer bir rekat kılındıysa, secde edilmediyse o namaz nafile namaz olur.
Namazın son oturuĢunda düzgün bir Ģekilde oturulur. Gözler iki diz arasına bakar,
eller dizler üzerine konur. Sağ ayak dikilir, dıĢı yere değmez. Hanımlar ayaklarının üzerine
oturmazlar, sağ tarafa yatırırlar, kalçalarının üzerine otururlar.
Ettehiyyatü, Salli, Barik ve Rabbena duaları okunur. Önce sağ tarafa, sonra da sol
tarafa selam verilir, gözler omuza bakar.
Namazlarda farzın gecikmesi ve vacibin terki halinde, yani yanılma durumunda
eksikliği tamamlamak için yanılma secdesi demek olan sehiv secdesi yapılır. Farzın terki
halinde secde eksikliği tamamlamaz, namaz bozulur.
Sehiv secdesi yapması gereken, Ettehiyyatüyü, Salli ve Barik dualarını okur selam
verdikten sonra iki defa secde eder. Peygamber (AS) : ―Yanılan iki secde daha yapsın‖
buyurur.
(Buhari, Salat : 31)
Son oturuĢta parmak kaldırma nasıl olur ?:
Ettehiyyatüyü okurken sıra La ilahe illallah‘a gelince sağ elin parmakları yumulur,
―La ilahe‖ derken, Ģehadet parmağı kaldırılır. ―La‖ derken biraz uzatılır. ―Ġllallah‖ derken de
parmak indirilir. Uzun süreli tutulmaz. Parmak kaldırılırken de Allah‘ın bir olduğu baĢka bir
ilah, tanrı olmadığı düĢünülür. Bu sünnettir. Bilmeyenlerin yapmaması uygundur. ( Ġ. Caran,
Hadis Ans : 8 / 8384 )
YÜCE YARATAN’A KULLUK 427
Mustafa ÖSELMİŞ
J.
KADIN VE ERKEĞĠN NAMAZI AYNI MIDIR ?
Kadınla erkeğin namazı arasında bazı farklar vardır.
Hanımlarla erkeklerin namazdaki farklılıkları nelerdir ?
1-
Erkek namaz öncesi ezan okur, kamet
getirir. Bu erkeklere sünnettir. Vacip diyenlerde vardır.
2-
Ġftitah tekbirinde erkekler
ellerini kulak yumuĢağına değirirler, kadınlar omuz hizasına kadar kaldırırlar.
3-
Erkekler ellerini göbeğini altına bağlarlar,
hanımlar göğüslerinin üzerine koyarlar, parmakları ayırmazlar.
4- Rükuda erkekler sırtları düz tutarlar, hanımlar hafifçe eğilirler, elleri diz kapakları
kavramaz. Diz kapağı yukarısına koyarlar, parmaklar açılmaz.
5- Secdede erkekler kollarını yukarıda tutarlar. Kadınlar yere yakın tutar. Vücuda bitiĢik
vaziyette tutarlar.
6- Secdede ayakları erkekler diker, kadınlar ayak sırtını yere koyarlar. Erkekler oturunca
sağ ayağın baĢ parmağını dikerler .
7- Otururken erkekler iki dizi üzerine oturur, hanımlar ayaklarını sağ tarafa doğru çıkarır,
sol yanlarına meylederek otururlar.
8- AkĢam, yatsı ve sabah namazlarında hanımlar
erkekler gibi sesli okumazlar, içlerinden okurlar.
9- Kıyamda, rükuda, secdede hanımlar ayaklarını toplu tutarlar, erkekler kıyamda, rükuda
ayaklarını dört parmak aralıklı tutarlar.
10- Kadın, imam olamaz. Olursa erkeklere haram , kadınlara mekruhtur.
Farz, vacip ve sünnetlerde kadın erkek pek farklı değildir. Hanımların tesettürü
açısından bu gibi farklar vardır.
Kadın, adet ve nifas hallerinde namaz kılmaz, kazada etmezler. Bundan dolayı bazı
alimler Ģöyle takdirde bulunmuĢlardır:
YÜCE YARATAN’A KULLUK 428
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Ne mutlu hanımlara namazlarını kılarlar
sevap alırlar, kılamazlar yine sevap alırlar! Çünkü ikisini de Ġlahi emir gereği olarak yaparlar.
- Kadın, açık yerlerde bazen oturarak rükusuz, secdeye varmadan ima yoluyla namaz
kılar.
Kadın, özürlü iken namaz kılamadığı gibi camiye de giremez. ―Cünüp ve hayızlıya
mescidi helal kılmıyorum‖ hadisi vardır. Nisa: 43. de ―Cünüp iken namaza yaklaĢmayın‖ Bu,
namazda kılmayacak, camiye de girmeyecek manasındadır.
Bir de kadın, evinde namaz kılarsa daha sevaptır.
Ayrıca kadına Cuma, bayram, cenaze gibi namazlar emredilmemiĢtir. Bu kadının
lehine olan bir durumdur.
K.
NAMAZIN VACĠPLERĠ:
1- ―Allahü Ekber‖ diyerek baĢlamak.
2- Farzların ilk iki rekatında, vitir ve nafile namazların her rekatında Fatiha suresini
okumak ve bir sure veya enaz üç ayet okumak. Ayet uzun olursa bir ayet yeterlidir.
3- Fatiha‘yı, sureden önce okumak.
4- Secdede alınla beraber burnun da değmesi.
5- Namazın kurallarına uymak.
6- Üç-dört rekatlı namazların ikinci rekatından sonra oturmak.
7- Oturunca Ettehıyatü okumak.
8- Sabah, akĢam, yatsıda imamın 1. ve 2. rekatta sesli okuması. Ġmama uyanın dinlemesi.
9- Vitir namazının 3. rekatında Kunut dualarını sıra ile okumak.
10- Namazın sonunda selam vermek.
L.
NAMAZIN SÜNNETLERĠ:
Namazın sünnetleri Ģunlardır:
1-
BaĢta süphaneke okumak,
2-
BaĢta Euzubesmele çekmek,
3-
Namazın içindeki tekbirleri almak,
4-
Secde, rükuda tesbihleri çekmek,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 429
Mustafa ÖSELMİŞ
5-
Kıyamda ayakları dört parmak geniĢliğinde tutmak,
6-
Secdeye varırken önce dizleri, sonra elleri, sonra alnı ve burnu koymak ,
7-
Son oturuĢta Salli, Barik dualarını okumak,
8-
Esselamüaleyküm diyerek selam vermek.
M.
NAMAZIN MEKRUHLARI
1-
Özürsüz bir yere dayanmak, esnemek, gözleri kapamak,
2-
Rüku, secdeleri acele yapmak, baĢka yerlere bakmak,
3-
AteĢe karĢı durmak, sıkıĢık abdestle kılmak, resme karĢı durmak,
4-
KaĢınmak, ter silmek, elbise çekmek,
5-
Rekatlarda aynı sureyi okumak,
6-
Namazı baĢkasına ait yerde izinsiz kılmak,
7-
Bir sure atlayarak kılmak veya sıraya uymamak önceki sureyi okumak,
8-
Köpek bulunan yerde namaz kılmak,
9-
BaĢ açık, paçalar, kollar sıvalı namaz kılmak mekruhtur.
N.
1-
NAMAZI BOZAN ġEYLER
KonuĢmak, yemek, içmek, gülmek ( sesli gülmek abdesti de bozar )
2-
Kıbleden dönmek, özürsüz öksürmek, baĢka bir Ģeyle meĢgul olmak,
3-
Sıcak diye üflemek,
4-
Ayeti yanlıĢ okumak ( Anlamın bozulması ), bayılmak,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 430
Mustafa ÖSELMİŞ
5-
Kadın erkek yan yana durmak, vücudun açılması,
6-
Ġmamdan önce yatıp kalkmak,
7-
Bakan biri ―Bu adam namaz kılmıyor‖ derse namazı bozulur.
O.
SEHĠV SECDEYĠ GEREKTĠREN HALLER
1-
Sureyi Fatiha‘dan önce okumak,
2-
Fatiha‘dan sonra sure ve ayet okumayı unutmak,
3-
Birinci oturuĢu unutmak,
4-
Vitr namazında Kunut dualarını okumamak, sırayı bozmak,
5-
OturuĢlarda Ettehiyyatü‘yü okumamak,
6Birinci oturuĢta gayrimüekket sünnetin dıĢında Salli, Barik‘i okumak, sadece
―Allahümme Salli‖ demesi secdeyi gerektirmez. Bir kelime daha söylerse secde gerektirir.
NOT : Yanılma secdesi yapması gereken yapmayı unutursa, namazı eksik olur,
bozulmaz. Secdeyi bilereke yapmazsa namaz bozulur.
P.
NAMAZI ĠNKAR VE ALAY
Osmanlı alimlerinden Ömer Nesefi‘nin Ġslam Ġnancının Temelleri AKAĠD adlı kitabın
215. sayfasında insanı küfre götüren hallerden bahsedilirken, namaz ile ilgili Ģunlar yer
almıĢtır :
Kendisine ―namaz kıl‖ denildiğinden ―kılmayacağım‖ namazla emredilmedim.
―namaz neymiĢ‖ gibi sözlerle namazın farziyetini inkar etmek.
Kendisine ―namaz kıl‖ denildiğinde ―bir ömür boyu bu emri kim yapabilir‖ veya
―Ramazan gelsin, kılarız‖ , ―Namaz insana ne kazandırır‖ demek,
-
Bilerek alay olsun diye Kabe‘den baĢka bir yöne namaza durmak,
YÜCE YARATAN’A KULLUK 431
Mustafa ÖSELMİŞ
Abdestsiz olarak bilerek namaza durmak, imanı götürür, giden iman nikahı da
götürür. Bundan baĢka ;
―Namaz insanı temizlemek içindir. Onu kalbi kötü olanlar kılsın benim kalbim temiz‖
demek,
-
―Ben namaz kıldım, faydasını görmedim. Kim faydasını görmüĢ‖
-
―Namaza Allah‘ın ihtiyacı mı var da kılayım ?‖
-
-
Daha gencim, vakit var kılarım,
Kıla kıla biter mi ? demek Allah korusun insanı imandan eder.
Osmanlı Alimlerinden Hamza Efendi Bey‘i ve ġira Risalesiz‘de Ģöyle der :
On Ģey, son nefeste imansız gitmeye sebep olur :
1-
Allah‘ın emirlerini, yasaklarını öğrenmemek,
2-
Ġmanını ehl-i sünnet itikadına göre düzeltmemek,
3-
Allah‘a ve iyilik gelmesine sebep olanlara Ģükretmemek,
4-
Ġmansız olmaktan korkmamak,
5-
BeĢ vakit namazı vaktinde kılmamak,
6-
Faiz alıp, vermek,
7-
Dinine bağlı olan Müslümanları aĢağı görmek ve kötü sözler sarf etmek,
8-
FuhuĢ sözleri söylemek, yazıları yazmak, resimleri yapmak,
9-
Ġnsanlara, hayvanlara ve kendine zulmetmek,
10- Dünya malına, rütbesine ve Ģöhretine düĢkün olmak.
Hakkında ayet ve hadis bulunan konularda son derece dikkatli olmak gerekir.
Namazı Allah emretmiĢtir. Ġslam‘ın beĢ temel Ģartından ikincisidir. Allah emrettiği ve
Ġslam‘ın Ģartlarından olduğu için kılınır. Dünya menfaati celbetmek veya beden sporu için
Allah, mükafat vermeyecek ―git karĢılığını falancadan al‖ diyecektir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 432
Mustafa ÖSELMİŞ
R.
NAMAZIN KILINIġI :
Buluğ çağına ermiĢ, akıllı bir Müslüman, namaz kılmak için önce güzel bir Ģekilde
abdest alır. Gusletmesi gerekiyorsa, gusleder, teyemmüm etmesi gerekiyorsa, teyemmüm alır.
Ondan sonra kıbleye döner. Hangi namazı kılacaksa, o namaza niyet eder. Ellerini kaldırarak
tekbir getirir. Yani ―Allahü Ekber‖ der. Ellerini bağlar. Kadınlar sağ ellerini sol ellerinin
üzerinde göğüslerinin üstüne koyarlar. Erkekler ise göbeklerinin altında tutarlar. Sırasıyla :
-
Sübhaneke okunur.
-
Euzu besmele çeker.
-
Fatiha süresini okur ve ―Amin‖ der
-
Besmele çekmeden sure veya ayet okunur.
-
―Allahü Ekber‖ der, rükuya varır.
-
En az üç defa ―Sübhane Rabbiyel Azim‖ der.
-
Doğrulurken ―Semiallahülimen hamide‖ der.
-
Doğrulunca ―Rabbena lekel hamd‖ der.
―Allahü ekber‖ diyerek secdeye varır. Önce dizlerini sonra ellerini yere koyar. BaĢını
yere koyar.
-
En az üç defa ―Subhanerabbiyel a‘la‖ der.
-
―Allahü ekber‖ der oturur, bir müddet bekler.
-
―Allahü ekber‖ der ikinci secdeye varır.
-
En az üç defa ―Subhanerabbiyel a‘la‖ der. ―Allahü ekber‖ diyerek ayağa kalkar.
Birinci rekat tamamlanmıĢtır.
Ġkinci rekatı da aynen birinci rekat gibi kılar. Ġkinci rekatta eller kulaklara kaldırılmaz
ve Subhaneke okunmaz. Euzu çekilmez. Sadece ―Bismillahirrahmanirrahim‖ der Fatiha‘yı
okur ―Amin‖ der. Sure veya ayet okur. Birinci rekatta olduğu gibi rükü ve secde yapar.
Oturur, Ettehiyyatü‘yü okur, Salli, Barik, Rabbena okur. ( Birahmetike ya
erhamerrahimin, Allahümmeğfirli velivalideyye velil mü‘mine yevme yegumu‘l – hısap‖
derse güzeldir dua etmiĢ olur.) selam verir, bu iki rekat namazın kılınıĢıdır. Eğer kılacağı
YÜCE YARATAN’A KULLUK 433
Mustafa ÖSELMİŞ
namaz akĢam namazının farzı ise Ettehiyyatü‘yü okuduktan sonra ―Allahü ekber‖ der ayağa
kalkar. Fatiha suresini okur. ( Farzların üçüncü ve dördüncü rekatlarında sure okunmaz)
Rüku, secde yapar, oturur. Ettehiyyatü, Salli, Barik ve Rabbena duasını okur. Önce sağına
sonra soluna selam verir. ( Sünnetlerin nafilelerin ve vitr namazının her rekatında Fatiha
suresinden sonra ayet veya sure okunur.)
Vitr namazı Ramazan‘da cemaatle kılınır. Üçüncü rekatta Fatiha ve sure okunduktan
sonra ―Allahü ekber‖ denir. Eller kaldırılır, tekrar bağlanır, sırasıyla Kunut duaları okunur.
Eğer kıldığı namaz dört rekatlı ise, üçünü rekattan sonra dördüncü rekata kalkılır.
Kılınan namaz farz ise üçüncü ve dördüncü rekatlarda yalnız Fatiha okunur. Eğer sünnet
namaz ise, Fatiha‘dan sonra sure veya ayet okunur. Ġkindi ve yatsının ilk sünnetinde birinci
oturuĢta Salli, Barik de okunur. Kalkınca Sübhaneke okunur.
Namaza baĢka dilden bir söz karıĢırsa namaz bozulur. Peygamber (AS) ―namazda
insan kelamı uygun olmaz‖ buyurur. (müslim, mesacit: 35)
Namazın içinde dünya kelamı konuĢulmaz.
Namaz kılındıktan sonra :
Üç defa ―Estağfirullah‖ denir. (Farz namazlardan önce de üç defa estağfirullah
denirse, günahların bağıĢlanmasına sebep olur) bir hadislerinde Peygamber (AS) sabah ve
akĢam namazlarından sonra üç defa ―Estağfirullah‖ deyip, yedi defa da ―Allahümme ecirna
minennar‖ denmesini tavsiye etmiĢtir. Birde namazdan sonra on bir Ġhlas okunması tavsiye
edilmiĢtir.
Farz namazları kılarken erkek ezan okuması ve kamet getirmesi müekket sünnettir.
Namazdan sonra; ―Allahümme entesselam, veminkesselam teberakte ya ze‘l-celali
ve‘likram‖ dedikten sonra da:
-
―Ala Resuline salavat‖ denir. Peygamber (AS)‘a salavat getirilir.
Subhanallahi velhamdülillahi vela ilahe illahü vallahü ekber. Vela havle vela kuvvete
illabillahilaliyyilazim. denir, Ayet-el Kürsi okunur.
-
―Zülcelali sübhanallah‖ denir; otuzüç defa ―Sübhanallah‖ denilerek tespih çekilir.
-
Zülkemali elhamdülillah denir. Otuz üç defa ―Elhamdülillah‖ çekilir.
-
Zülkudreti allahüekber denir; otuz üç defa Allahüekber çekilir. Sonra da ;
Lailahe illallahü vahdehüla Ģerikeleh, lehül mülkü velahül – hamdü ve hüve ala külli
Ģey‘in kadir denir. Eller kaldırılır dua edilir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 434
Mustafa ÖSELMİŞ
Peygamberimiz (AS), ―esma-ül hüsna sayısı kadar Allah‘ı kim tesbih eder, hamd eder
ve Allah‘ı tekbir ederse, denizin köpükleri kadar günahı olsa bağıĢlanır.‖ buyurmuĢtur. (
Müslim, mesacit : 144)
Namazdan sonra Tüncina duası okunursa, çok sevaptır.
Ayrıca Kur‘an‘dan sure veya birkaç ayet okunması tavsiye edilmiĢtir. Bilhassa yatsı
namazından sonra Bakara suresinin son iki ayetini, akĢam ve sabah namazından sonra HaĢr
suresinin son ayetlerini okumak sünnettir.
S.
NAMAZDA HUġU :
Ta‘dili erkana irayet edilmeyen namaz iade edilmelidir. Namazda acele edilmemeli,
hızlı okunmamalı, oraya buraya bakılmamalı, baĢka Ģeylerle meĢgul olunmamalı, namazın
hakkı verilmelidir.
Hz. Peygamber : ―Beni nasıl namaz kılar gördüyseniz öylece kılınız‖ (Buhari Ezan :
18)
-
Namazda öksürmemeye, esnememeye dikkat edilmelidir.
-
Uyuyarak, uyuklayarak namaz kılınmaz.
-
Orasını burasını kaĢımak, düzeltmek mekruhtur.
-
Erkeklerin kollarını secdede yere koymaları mekruhtur.
Gözleri uzun süreli yummak, parmak kıtlatmak, ter silmek, yanan ateĢe karĢı namaz
kılmak, insanın yüzüne ve resimlere karĢı namaz kılmak, sıkıĢık abdestle, kirli elbiselerle,
kirli çorapla, kokan ağızla namaz kılmak, erkeklerin ipek elbise, altın yüzükle namaz
kılmaları, baĢı açık kılmak, resimli elbiselerle kılmak doğru değildi.
-
Sureler, ayetler doğru ve tam ezberlenmelidir.
Namaz gaflet içinde kılınmamalıdır. ―ġu namaz kılanların vay haline ki, onlar
namazlarından gafildirler, onlar gösteriĢ yaparlar‖ ( Maun suresi: 4 )
Namazda hırsızlık yapılırsa, avcılık, acelecilik yapılırsa böyle bir namazın eski bohça
gibi ―Al bu senin namazın‖ denilip, suratına çarpılacağını, Peygamberimiz haber vermiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 435
Mustafa ÖSELMİŞ
HuĢu içerisinde namazlarını kılanlara Kur‘an da müjde vardır. Mü‘minun : 1 – 2
ayetlerinde ―HuĢu ile namaz kılan müminler ahiret azabından kurtuldular‖ buyrulmuĢtur.
-
Hz. Peygamber : ―Namazda ölümü hatırla!‖ demiĢtir. ( Ramuz 67 / 3 )
Namazda rabıta kurulmalıdır. Cennet düĢünülmeli, cehennem düĢünülmeli, ölüm
düĢünülmeli, Allah, Peygamber hatıra getirilmeli. Okunan surelerin anlamaları
düĢünülmemelidir.
Birisi ile konuĢurken nasıl dikkatli oluyorsak kelimeleri özenle seçiyorsak ne
dediğimizi nasıl biliyorsak, namazda da öylece dikkatli olmalıyız. Ne okuduğumuzu
bilmeliyiz.
Namazda Rabıta kiĢi ile değil Allah‘la olur. Çünkü : namaz Allah‘ın emridir, Allah
için kılınır. Hele karĢıya resim konulup öyle namaz kılınıyorsa, bu Ģirktir.
Hz. Peygamber : ―Allah‘ı görüyormuĢ gibi ibadet edin‖ buyurmuĢtur. Ardından da
―Siz onu görmeseniz de O,sizi görür‖ demiĢtir. Hz. Ali (RA), savaĢta vücuda saptanan okun
acısını duymamak için namazda çıkarılmasını istemiĢtir.
-
Namazda dünya iĢleri düĢünülmemeli, dünya hesapları yapılmamalıdır.
Namazdan zevk almayan, Allah‘a yönelmelidir. Peygamber(AS) ―KiĢi sevdiği ile
beraber olur‖ demiĢtir.
-
Bir de helal lokma yemelidir.
Namaz kılan kimse Allah‘ın huzurunda ve Allah‘la olduğunu düĢünmelidir.
Kur‘an da münafıkların namaza üĢenerek kalktıkları ve insanlara gösteriĢ yaptıkları
bildirilmiĢtir. ( Nisa: 142 )
Bir ayette de ―Gerçek mü‘minler namazlarını huĢu içinde kılarlar‖ buyurulur.
(Müminun : 1-2 )
Müslümanın bir özelliği de son namazmıĢ gibi kılmasıdır.
Kur‘an‘ın emrine göre namaz dosdoğru kılınacaktır. Kötülüklerden uzaklaĢtıracak
Ģekilde kılınacaktır. (Ankebut: 45 )
Ġbn-i Meleki Hz.‘leri namaz kıldığı mescidde otus sene hep ayın yerde durarak namaz
kılmıĢtı.
Bir gün bir cenaze sebebiyle, mescid çok kalabalık olmuĢ, Ġbn-i Meleki de, her zaman
durduğu yerde namaz kılmaya imkan bulamamıĢtı. Kalbinden :
YÜCE YARATAN’A KULLUK 436
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Seni bugün her zaman namaz kıldığın yerde göremeyecekler, diye iç geçirmiĢti.
Bu düĢünce, kalbine gelir gelmez, birden ayılmıĢ.
- Ey riyakar nefsim! Demek sen otuz senedir, insanların seni görmesi için, namaz kıldın
ha!... diyerek nefsini ithama baĢlamıĢtı. Daha sonra, Ġhlassız kabul ettiği bu otuz yıllık
ibadetini, yeniden kılmıĢtır...
ĠĢte Ġslam büyüklerinin ihlas anlayıĢları, böylesine ince ve yüksekti. Kendi
nefislerinden, Allah rızasına aykırı gördükleri en küçük bir hali bile affetmezlerdi.
Hz. Peygamber : ―kıyamete doğru, namaz kılan çok olacak, fakat namazı kabul olan az
kimse olacak‖ demiĢtir.
ġeytanın ve nefsimizin tuzağına düĢüp amelleri boĢa çıkartmayalım.
ġeytan, insanı ibadetten alıkoymak için, soğutmak için vesvese verir durur.
ġeytan, insana daima nasihatçı gibi yaklaĢır, kiĢiyi suça razı edemediyse, Ģüphe verir,
vesvese verir.
ġeytan, unutmayın insanı yanıltmak için yeminlidir. Verdiği tereddütle ibadetin
zevkini kaçırır. Çare nedir ?
ġeytana iltifat etmemek gerekir. O ne derse desin önemli değildir. ġüpheyi, vesveseyi
terk etmek gerekir.
T.
ÖZET OLARAK
NAMAZDA DĠKKAT EDĠLECEK HUSUSLAR :
-
Kerahat vakitlerinde namaz kılınmaz.
-
Yanan ateĢ, heykel ve resim karĢısında namaz kılmayalım.
-
Sureleri kendi duyacağımız kadar sesli okuyalım. Ġçten okuma okuma değildir.
-
Namazı ta‘dili erkan üzerine kılalım. Namazlarımız boĢuna gitmesin.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 437
Mustafa ÖSELMİŞ
Namaz kılan, önüne sütre denilen engel dikmelidir. Namaz kılanın önünden
geçilmemelidir.
Namaz ciddiyet ister, bilgi ister. Oraya buraya bakılmaz, baĢka Ģeyler düĢünülmez,
esnenmez, mümkünse öksürülmez, saç, baĢ, örtü düzeltilmez, uygun olmayan kıyafetle namaz
kılınmaz.
Ondan bundan duyulan her Ģey, bilmeden uygulanmaz. Allah‘ın, Peygamber‘in,
mezhep imamlarının ve din büyüklerimizin koyduğu kurallara ek yapılamaz, azaltılamaz.
-
O, bu, oturuĢlarda parmak kaldırıyor diye rasgele bilmeden parmak kaldırılmaz.
-
Ne okuduğunu, kaç rekat kıldığını bilmeden yatıp, kalkılmaz.
Tesettüre son derece dikkat edilmelidir. Erkek kardeĢimiz gömlek kollarını,
pantolonun paçaları sıvamamalıdır. Hz. Peygamberimiz, baĢı açık çok az namaz kılmıĢtır, bu
bakımdan baĢı açık kılmamaya çalıĢılmalıdır. Bacı da, kısa etekle, saçlar dıĢarıda veya
örtüden görünür durumda, çorapsız ayaklarla namaz kılmamalıdır.
-
Temizliğe son derece dikkat edilmelidir. Maddi ve manevi temiz olunmalıdır.
-
Olur olmaz Ģeyler için sehiv secdesi yapılmaz, namazın çok iyi öğrenilmesi lazımdır.
Secde de ayakların yerden kalkmamasına, dirseklerin yere değmemesine dikkat
edilmelidir.
-
Namaza riya karıĢtırılmamalı, huĢu içinde acele etmeden kılınmalıdır.
-
Vaktinde kılınmayan namazlar en kısa sürede kaza edilmelidir.
Farz, vacip, sünnet namazlardan sonra kuĢluk, evvab‘ın ve teheccüd gibi sevabı bol
nafile namazlar kılınmalıdır.
Farz, vacip namazlar bizim üzerimize borçtur. Allah‘a nafilelerle yaklaĢabiliriz.
Sünnetlileri kılarak da Allah Resulü‘nün Ģefaatine nail oluruz inĢallah.
Namazda askerin komutanının karĢısında durduğu gibi duralım. Allah‘ın huzurunda
olduğumuzu unutmayalım. Sonra Allah‘ın huzuruna yatak kıyafetiyle çıkmayalım.
Bacılarımızın namaz kıldığı çorap, namaz eteği, erkek kardeĢlerimizin de namazda giydikleri
pantolon ayrı olursa, takvalı bir davranıĢ olur.
Maun suresinde namaz kılanları ikaz eden bir ayet var : ―Yazıklar olsun, o namaz
kılanlara ki, namazlarını ciddiye almazlar‖
Namaza ciddiye almayan birine Peygamber (AS) ―git namazını yenile‖ demiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 438
Mustafa ÖSELMİŞ
Bir hadislerinde de : ―En büyük hırsız, namazından çalandır‖ buyurur. Nasıl çalar
denince: ―Rükusunu, secdesini tam yapmaz, böylece namazından çalmıĢ olur‖ buyurur.
Alelacele namaz kılana Hz. Ömer ikaz eder:
- Bu nasıl namaz böyle der. Ve namazı yenilemesini söyler.
Birgün Peygamber (AS) der ki;
-
―Kim namaza dikkat ederse, Allah ona beĢ büyük ikramda bulunur :
1- Allah ondan geçim sıkıntısını kaldırır
2- Kabir azabını ondan kaldırır.
3- Amel defterini sağ tarafından verir.
4- Sıratı kolayca geçirir.
5- Sorgusuz, sualsiz cennete koyar.‖ (2. Kandehlevi Müslüman ġahsiyeti, S:265)
U.
NAMAZ VE SAĞLIK :
Namaz ibadeti birçok yönden insan için büyük yararlar sağlar. Bu ibadet her zaman
her yerde yapılabilir. Onun için her Müslüman bu ibadeti yapmakla mükelleftir. Çünkü
namazını kılmayan dinini ayakta tutamaz.
-
Namazda 400 kadar hareket vardır.
Bütün eklemler namazda oynar. Namaz kılan 24 saat içinde devamlı ve düzenli
hareket etmiĢ olur.
-
Camiye gidip gelirken yürüyüĢ yapılmaktadır.
-
Namazda surelerin okunması, dua ederken beyni de çalıĢtırır.
-
Namaz, ruhun gıdasıdır. Ġnsanı Allah‘a yaklaĢtırır.
-
Namaz insanı kötülüklerden alıkoyar.
-
Namaz kılan kılmayana göre daha huzurludur, daha sağlıklıdır.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 439
Mustafa ÖSELMİŞ
Bugünün yaĢayıĢı içinde insan vücudunda statik elektrik birikimi olmaktadır. Bu,
abdest almak ve namaz kılmakla boĢalmakta ve gerilim yok olmaktadır.
Beyne rükuda ve secde de daha iyi oksijen gitmektedir. Aynı zamanda secde ve rüku
ile kalp basıncı değiĢir. Böylece kalp de egzersiz yapmıĢ olur.
Yüksek tansiyonlu devamlı ve düzenli namaz kılarsa kan basıncı normale
dönmektedir.
Namaz insana sinir sistemi bakımından faydalıdır. Dr. Thomas Hysloub bu konuda
der ki :
―Uzun senelerden beri görgü ve tecrübelerimden edindiğim bilgiye göre, uykuyu
tanzim eden en mühim unsur namazdır. Ben bir Dr. olarak, ruha ve sinirlere itminan, huzur ve
sukunet vermekte bugüne kadar bilinen en ehemmiyetli vasıtanın namaz olduğu görüĢünü
ortaya atıyorum.‖
Tıpta Nobel Ödülü kazanmıĢ olan ve halen ABD‘nde Rockefeller AraĢtırma
Komisyonu‘nun baĢkanlığını yapan ünlü psikolog Dr. Alex Carreyl de namazı Ģöyle anlatıyor
:
―Namaz, vücudun sistem ve organlarında bir hayatiyet peyda eder. Hatta bu,
günümüze kadar bilinen en muazzam bir zindelik kaynağıdır. Bir Dr. sıfatıyla birçok hastalar
gördüm ki, mütehassıs doktorlar tedavilerini baĢaramadı. Tıp aciz olarak elini çekince namaz
iĢe karıĢtı ve onları hastalıktan kurtardı. Namaz radyum cevheri gibi bir ıĢık kaynağı ve hayat
membaıdır.‖
Namaz kılmanın kemik erimesini önlediği bildirildi. SSK. Erzurum Hastanesi
Nöroloji Kliniği doktoru Mehmet Yavuz, namazda yapılan hareketlerin kemiklerini
güçlendirdiğini vurgulayarak, ― 11 yıl içerisinde, 10 bin hasta üzerinde gerçekleĢtirilen kemik
erimesi ile ilgili araĢtırmada, namaz kılanlarda kemik zayıflığı ve erimesi hastalığına
rastlamadık‖ dedi. Dr. Yavuz, namaz kılmak için yapılan hareketlerin kemik mineral
yoğunluğunu arttırdığını, ayrıca abdest almanın da kemik zayıflığını önleyen bir meditasyon
olduğunu söyledi. ( 21-03-1996 Türkiye Gazetesi )
Son zamanlarda teknolojik geliĢme insan vücudunu pek çalıĢtırmamaktadır. Namaz
kılan için bu problem olmaz. Çünkü namazda oynamayan bir organ ve eklem yoktur.
Özellikle bel ve diz eklemleri hareket halinde olur.
-
Namaz kılanların kasları daha esnektir.
-
Dr. Vural Kavuncu : ―Namaz, sağlığımızın sigortasıdır‖ der.
-
Namaz insanı müthiĢ bir disipline sokar. BeĢ vakit de gafletten kurtulur.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 440
Mustafa ÖSELMİŞ
-
Namaz, cenab-ı Allah‘a görevini yapmanın huzur ve mutluluğunu verir.
Ġnsanı bunalıma
psikolojisinden kurtarır.
düĢmekten,
karamsar
olmaktan,
kötüyüm,
günahkarım
Namaz en iyi meĢguliyettir. Can sıkıntısını önler, insanı manevi yönden derecesini
yükseltir. Ayrıca insanlar arasında da itibarlı, sevimli bir kimse yapar.
Namaz insanın hayatını güzelleĢtirir, güzel bir ölümle bu dünyadan ayrılmasını
sağlar.
En önemlisi namaz, insanın ebedi hayatını kurtarmasını sağlar. Peygamber (AS)
Efendimiz buyuruyorlar ki :
―Namaz vakti olunca güzelce abdest alıp, namazını kılan bir Müslümanın iki namaz
vakti arasında yapmıĢ olduğu günahları Cenab-ı Hak affeder, bağıĢlar. Tekrar namaz vaktine
hazırlanıp, namazını o iki namaz arasında yapmıĢ olduğu günahlar mağfiret olunur.‖
(Müslim No:227)
Peygamber (AS) baĢka bir hadis-i Ģerifinde Ģöyle buyurmuĢlardır: ―BeĢ vakit namaz,
kapınızın önünde akıp giden ve içinde yıkandığınız bol sulu temiz bir ırmak gibidir. Artık bu,
kirden ne bırakır?‖ (Riyazü‘s Salihin, 2 / 374 ) Evet günde 5 vakit namaz kılan bir
müslümanda da manevi kirden bir Ģey kalmaz.
Demek ki, namaz, maddi ve manevi kirlerden insanı temizler. Ġslamı seçen Ġsveçli
komutan : ―Namaz hayatıma, hayat kattı‖ demiĢtir. Çünkü namazla kötülükler iyiliklere
çevrilir.
Kütahya‘nın Dönenler Camisi ne zaman ibadete kapatıldıysa bahçesindeki kuyu
suyunun kesildiği görülmüĢtür. (30–9–2003 Vakit Gazetesi ) Allah‘ın kendisine yönelenlere
ihsanı, ikramı bol olur.
Kur‘an da namazdan yüz çevirenin sıkıntılı hayatı olacağı bildirilmiĢtir. (Taha 124)
Namaz insandan sıkıntıları giderir, stresi azaltır. Hz. Peygamber (AS) sıkıntılı
anlarda Hz. Bilal‘e :
- Ey Bilal! Kalk ezan oku, namaz kılıp rahatlayalım, der.
Ġnsan dine, ibadete muhtaç yaratılmıĢtır. Eğer dine meyledecek olursa, ancak o zaman
vücut tatmin olacaktır. Peygamber (AS) : ―namaz gözümüzün nurudur‖ demiĢtir. Ayrıca
―namaz gönlümün süruru‖ buyurmuĢtur. Birde ―namaz mü‘minin miracıdır‖ diyerek, namazın
kılanı yücelterek Allah‘a yaklaĢtırdığını ifade etmiĢtir.
YÜCE YARATAN’A KULLUK 441
Mustafa ÖSELMİŞ
Allah (CC) hepimize makbul olan namaz kılmayı nasip etsin inĢallah.
―Ey Rabbim! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle: Ey
Rabbimiz ! duamı kabul et‖ (Ġbrahim:40)

Benzer belgeler