6. Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi

Transkript

6. Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi
KONGRE’YE HAZIRLANIYORUZ
Değerli Meslektaşlarım,
Türkdöküm Dergimizin 23. sayısı ile sizlere seslenebiliyor olmanın mutluluğu içindeyim.
Üç aylık periyotlarla, yayınlamaya ve her geçen gün içeriğini geliştirmeye çalıştığımız dergimiz, sektörümüzdeki iç iletişimi sağlaması açısından çok önemli bir işlevi yerine getiriyor. Dergimize göstermiş olduğunuz ilgi de bizleri fazlasıyla mutlu ediyor. İçinde bulunduğumuz 2012 yılının ilk yarısı sektörümüz için tam bir etkinlikler dönemi olarak geçti. Dergimizin içeriğinde bu etkinlikleri detayları ile okuyabileceksiniz. Yılın ikinci yarısının da aynı yoğunlukta geçeceğini beklemekteyiz. Dergimizin önümüzdeki sayılarında da
sektörümüzde yaşanan gelişmeleri sizlerle paylaşmayı sürdüreceğiz.
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği olarak sektörümüz mensuplarını kaynaştırma, birlik ve dayanışma ruhu ile üyelerimiz arasında ortak bir kültür geliştirmek amaçlarıyla çeşitli organizasyonlar düzenleyerek tüm meslektaşlarımızı biraya getirmeye çalışmaktayız. Bu bağlamda 21 Haziran akşamı Şanzelize teknesiyle İstanbul Boğazı’nda verdiğimiz
“Yaza Merhaba Yemeği” mizde, siz meslektaşlarımızla bir araya gelerek hem özlem giderdik hem de sektörümüzün ortak sorunlarını, güncel konularını paylaşma imkanı bulduk.
İstanbul’un ve dünyanın incisi boğazımızın her iki yakasındaki eşsiz güzellikleri hep beraber bir kere daha görmenin keyfini yaşadık. Bu faaliyetimize gösterilen ilginin geçen
seneden daha fazla olması bizi ziyadesiyle mutlu etti. Aramızda göremediğimiz, katılamayan üyelerimizle ise daha sonraki etkinliklerimizde buluşmayı temenni ediyoruz. Önümüzdeki yıllarda da tekne turu yapmaya devam edeceğiz.
Döküm sanayicilerimiz Almanya’nın fuarlar kenti Hannover’de 23- 27 Nisan tarihlerinde düzenlenen Hannover Fuarı’nda buluştu. Dernek olarak biz de 32 üyemizle birlikte bu önemli organizasyonda yer aldık. Ülkemizi başarıyla temsil ettiğimize inanıyorum. Dernek olarak 2000 yılından beri bu fuarda yer alan üyelerimize güçlü
bir destek vermekte, diğer katılamayan üyelerimizi ise temsil etmekteyiz. Firmalarımızın bu fuara göstermiş olduğu ilgiyi, döküm sanayimizin geleceği ile ilgili umutlarımızda yanılmadığımızın bir kanıtı olarak görüyoruz. Fuarlar, firmalarımıza ihracatla ilgili işbirliği olanaklarını yakalayabilme ve sektörümüzdeki gelişen teknolojileri takip edebilme fırsatlarını veriyor. Hannover fuarına katılan tüm meslektaşlarımın da bu
açılardan istedikleri neticeyi alabildiklerini ve başarılı bir fuar geçirmiş olduklarını umut ediyorum. Dernek olarak şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da sektörümüzün ihracatına katkı sağlayacak
tüm yurtdışı fuar etkinliklerine, üyelerimizin yurtdışı fuar katılımlarına destek olmaya çalışacağız.
Sektörümüz için önemli buluşmalardan biri de geçtiğimiz Nisan ayında Meksika’da gerçekleşti. Üyesi bulunduğumuz Dünya Dökümhaneler Birliği (WFO) tarafından organize edilen 70. Dünya Döküm Kongresi ve
Genel Kurulu ise 27 Nisan 2012 tarihinde Meksika’da
“Değer Yaratmak İçin Teknolojik Gelişme” ana teması
ile düzenlendi. Dünya Dökümhaneler Birliği’nin Genel
Kurulunda ise katılan ülkelerin 2011 yılı sektör raporları sunuldu. Dergimizde konu ile ilgili detaylı bilgileri okuyabileceksiniz.
Bildiğiniz üzere derneğimiz bünyesinde yer alan Çevre
Komite’miz sektörün çevre sorunlarıyla ilgili faaliyetleri yürütmektedir. Geçtiğimiz Nisan ayında Çevre komitemizle birlikte İzmit Atık ve Artıkları Arıtma Yakma
ve Değerlendirme A.Ş. (İZAYDAŞ)’ı ziyaret ettik. Ekim
ayında İZAYDAŞ’ın düzenleyeceği “Döküm Sektöründe
Atık Yönetimi” konulu Bölgesel Atık Çalıştayı’nda sektörümüzü temsil edeceğiz ve döküm proseslerinden
çıkan katı atıkların yönetimi, çevre mevzuatı ve atık
yönetimi ekonomisi konularında hazırlayacağımız sunumlarla İZAYDAŞ’ın bu etkinliğine katkıda bulunacak
aynı zamanda sektörümüzü çevre camiasına daha iyi
tanıtabilme imkanı da sağlayacağız.
6. Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi çalışmalarımız
hızla devam ediyor. Kongre sunuş programı ve etkinlik programını belirledik, önümüzdeki haftalarda siz
değerli üyelerimizle internet sitemizden paylaşacağız.
Sizlerle daha önce paylaştığım gibi kongremize olan
ilgiyi daha da artırmak için bu sene ilk defa bize tahsis edilen fuar alanında yapılacak sunuş ve panellerle kongremizi gerçekleştireceğiz. Döküm ve sanat temalı sergilerimiz, Döküm pratiği: “Dökümü yakından
tanıyalım” başlıklı etkinliğimiz ve dökümhane gezilerimiz katılımcıların ilgi odağı olacaktır. Aynı zamanda 2010 yılında ilkini gerçekleştirdiğimiz Döküm’ün
Fotoğrafları Sergisi’nin bu yıl ikincisini gerçekleştire-
ceğiz. Sergimize göstermiş olduğunuz ilgi için şimdiden teşekkürlerimizi sunarız. Kongre ve fuar süresince devam edecek bu tür aktivitelerin etkinliklere canlılık ve heyecan getireceğine ve sizlerin ilgisini çekeceğine inanıyoruz. Bütün bu etkinliklerde üye firmalarımızın temsilcilerini aramızda görmekten mutluluk duyacağımızı tekrar ifade etmek istiyorum.
Ankiros Döküm Kongremizle eş zamanlı yapılan Ankiros/Annofer/Turkcast fuarları 13-16 Eylül 2012 tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi’nde
düzenlenecek. Fuarların bu yıl da çok başarılı geçeceğini öngörüyor, yerli ve yabancı döküm alıcılarının
derneğimiz tarafından davet edildiklerini, bu fuarda
daha fazla sayıda yabancı döküm alıcısı ziyareti beklediğimizi hatırlatmak istiyorum. Meslektaşlarımızın
Turkcast fuarına gösterdikleri ilgi gelecek adına bizi
daha da umutlandırıyor. Fuarda Derneğimize tahsis
edilen alanda küçük bir dökümhane kurulmasına çalışılacak ve burada dökülecek olan döküm parçalar fuarın anısına ziyaretçilere hediye edilecektir.
Titizlikle yürüttüğümüz envanter çalışmamızda bir
hayli aşama kaydettik. Çalışmalarımızın olumlu seyri
ve başarıya ulaşabilmesi için internet sitemizden duyurduğumuz ve sizlere ulaştırdığımız soru formlarını doldurarak derneğimize ulaştırmanızı önemle rica
ediyoruz. Envanter çalışmasının sektörümüz için çok
önemli olduğunu buradan bir kez daha vurgulamak
istiyoruz. Sektörümüzün bugününe ve yarınına projeksiyon tutacak bu çalışma aynı zamanda gelecekte
atacağımız adımlar içinde yol gösterici olacaktır. Bu
konuda yürütülen çalışmalara vereceğiniz desteğin
çok önemli olduğunu takdir edersiniz.
Avrupa’daki ekonomik krizle ilgili tartışmaların yapıldığı ve Suriye ile ilişkilerimizin gerildiği bu dönemde
Türk ekonomisinin sürdürülemez bir cari açıkla yaşadı-
ğı gerçeği, adeta unutuldu. Büyüme oranımızdaki düşüş, beraberinde dış ticaret açığımızın ve cari açığımızın azalmasını sağlıyor. Bu istatistiki verileri kullanarak,
Türkiye’nin mevcut durumunun Avrupa’nın bazı ülkelerine kıyasla ne kadar iyi olduğunu anlatarak kendimizi avutuyor ve yapısal sorunlarımızı tartışmayı erteliyoruz. Oysa, Türkiye ekonomisinin küresel rekabette
söz sahibi olması için çalışmalı ve ekonominin süreklilik arz eden bir gelişme eğilimine girmesinin yollarını araştırmalıyız. Pazarladığımız katma değeri düşük
ürünleri üretmeye devam ederek, farklı bir sonuç almaya çalışmanın bugünkü küresel ekonomide geçerli
olamayacağını artık idrak etmeliyiz.
Teknoloji ve pazar imkânı getirecek, istihdam ve ihracata katkı sağlayacak ve kalıcı olacak doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının destekleneceği bir yatırım ortamının oluşturulması önceliklerimiz arasında
yer almalıdır. Yabancı sermayenin özellikle Türkiye’nin
rekabet gücünü arttıracak alt yapı yatırımlarına yönlendirilmesi için çaba sarf edilmelidir. Limanlar, demiryolu ve enerji yatırımlarına yabancı sermayenin ilgisini çekebilmek amacımız olmalıdır.
İthalatımızın yüzde 54’ü dolayısıyla dış ticaret açığımızın ana kaynağı enerji ürünlerinin ithalatıdır. Bu nedenle ülkemizde enerji politikalarının da gözden geçirilmesi büyük önem arz etmektedir. Türkiye’nin önümüzdeki dönemde ortaya çıkacak enerji açığının karşılanabilmesi ciddi bir sorun olacaktır. Nükleer enerjinin giderek önemli hale gelen geçerli çözümlerden
biri olacağı düşünülmelidir. Bu nedenle başta enerji
verimliliği olmak üzere, milli kaynakları harekete geçirmek de öncelikler arasında olmalıdır.
Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçişin gözlendiği günümüz dünyasında, teknoloji ve inovasyonun,
sürdürülebilir bir ekonomik büyümenin ve dolayısıyla
toplumsal refahın, günümüzde ve gelecekteki temel
anahtarı olma özelliğini koruyacağı açıkça görülmektedir. Gelecekte geleneksel sanayilerin yaşam şanslarının azalacağı buna karşılık, bilgi temelli endüstrilerin, ağırlık kazanacağı öngörülmektedir. Artık, bilgi ve
teknoloji üretip, bunu kabul edilebilir kalitede ürüne
dönüştürebilmenin yollarını aramayı hedeflemeliyiz.
Bu çerçevede, Sanayi – Üniversite işbirliğine çok önem
vermeliyiz. Yine bu bağlamda gençlerin inovasyon kabiliyetlerinin desteklenmesi için bu amaca dönük bir
öğrenim sisteminin tasarlanması ve geliştirilmesi gerekmektedir. Ayrıca ülkemizde mesleki ve teknik eğitim programlarına devam eden öğrencilerin de yükseköğretime yönlendirilmeleri sebebiyle, ara kademe insan gücü ihtiyacımız karşılanamaz hale gelmiştir. Bu nedenle meslek okullarının, küresel ekonominin
tanımladığı bilgi ve beceri düzeyinde eleman mezun
edilebilmelerini temin edebilmek için bir “memleket
meselesi” olarak ele alınması gerekmektedir.
Değerli meslektaşlarım yaklaşmakta olan mübarek
Ramazan Ayı’nın memleketimize ve insanlık alemine hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, Ramazan
Bayramı’nızı şimdiden kutluyorum. Sağlıklı, mutlu ve
başarılı bir yaz sezonu diliyorum.
M. Niyazi Akdaş
TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı
İÇİNDEKİLER
HAZİRAN / 2012
4
BAŞKANDAN
10
DERNEKTEN HABERLER
rTÜDÖKSAD Çevre Komitesi Çevre İçin Kolları Sıvadı
rTÜDÖKSAD 6. Uluslararası Ankiros Döküm
Kongresi’ne Hazırlanıyor
r2. Dökümün Fotoğrafları Sergisi
16
ENİS DİLEK
İLE EZBERDIŞI
“Mayam hurda ile yoğrulduğu için en
sevdiğim iş hurda işi” diyen Hursan
Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı
Enis Dilek, Ezber Dışı’nın konuğu...
16
EZBERDIŞI
rEzber Dışı’nın Bu Sayıdaki Konuğu Enis Dilek
22
ÜYELERDEN HABERLER
r Bobin Tamirlerinden Kurtulmak İçin Üç Öneri
rTrakya Döküm’de İkinci İşleme Fabrikası da Faaliyete Başladı
r HWS’den Yeni Hat Yatırımları
r Murat Tokel: “Türkiye Zengin Bentonit Yataklarına Sahip”
r Yazkan Mühendislik DISA Teknolojisini Tercih Etti
rEges’ten Dual Frekans ve IGBT Teknolojisi
r Dökümhanelerde Boya İşlemi Kolaylaşıyor
40
HANNOVER MESSE
r Hannover Messe 2012’de TÜDÖKSAD Rüzgarı
46
DÜNYA DÖKÜM KONGRESİ
rDünya Döküm Kongresi ve
2011 Döküm Üretim Rakamları
10
TÜDÖKSAD Çevre Komitesi’ den
İzaydaş’a ziyaret
52
METALURJİ ŞÖLENİ
rAnkiros/Annofer/Turkcast Fuarlarına Geri Sayım Başladı
60
TEKNİK MAKALE
rZamak Pres Döküm Kusurları - Sebepleri ve Giderilmesi
65
NEDEN DÖKÜM?
KÜNYE
TÜRKDÖKÜM / TURKCAST DERGİSİ İMTİYAZ SAHİBİ: Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği adına Yönetim Kurulu Başkanı M. NİYAZİ AKDAŞ
SORUMLU YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ: KUBİLAY DAL (Genel Sekreter) YAYIN KURULU: UMUR DENİZCİ - MEHMET ATİK - UĞUR DEMİRCİ - PROF. DR. E. SABRİ KAYALI - M. ERHAN İŞKOL
YÖNETİM YERİ: Yasemin Sok. Birlik Apt. No: 7 / 3 34349 Gayrettepe - İSTANBUL Tel: 0212 267 13 98 Faks: 0212 213 06 31 www.tudoksad.org.tr
YAYINA HAZIRLAYAN: TEMATİK MEDYA Yayıncılık ve Ajans Hiz. Ltd. Şti. www.tematikmedya.com
BASKI: Promat Basım Yayın San. ve Tic. A.Ş. Sanayi Mah. 1673 Sok. No:34 Esenyurt/İSTANBUL Tel: 0212 622 63 63
YAYIN TÜRÜ: Yerel - Süreli / TÜRKDÖKÜM - TURKCAST dergisi 3 ayda bir yayınlanır. Dergimizdeki yazılar kaynak gösterilerek kısmen veya tamamen yayınlanabilir.
52
METALURJİ ŞÖLENİNE
GERİ SAYIM BAŞLADI
66
HAMMADDE PİYASALARI
rTÜDÖKSAD Hammadde Fiyat Endeksi
68
FOSECO
rDamarlaşma ve Fin Hatalarının Uygun
Maliyetle Eliminasyonu
73
CAEF – FISI Endeks
74
İÇİMİZDEN BİRİ
rHalil Gazi Varol
74
TANITIM
rDöküm Fabrikalarında Yaş Kalıp Kumundan
12
Kazanılan Rejerene Silis Kumu Kullanımı
ANKİROS DÖKÜM KONGRESİ
80
ÜYE LİSTESİ
82
YAYINLARIMIZ
Bu yıl 6’ncısı düzenlenecek olan
Uluslararası Ankiros Döküm
Kongresi, içeriği ve eş zamanlı
yapılacak etkinliklerle fark
yaratıyor.
İNDEKS
ANKIROS.......... .............................................arka kapak içi
EVREN...................................................................................15
INDUCTOTHERM.................................................................7
AVEKS....................................................................................33
FERROTRADE....................................................arka kapak
KALORİ KÖMÜR..................................................................45
BES MÜHENDİSLİK............................................................21
FOSECO................................................................................27
LMA..................................................................................58,59
DİRİNLER MAKİNA.............................................................49
HERAEUS.............................................................................37
META-FOR......................................................................38,39
EGES......................................................................................25
HİDROSER......................................................................50,51
TOSÇELİK .........................................................ön kapak içi
DERNEKTEN
TÜDÖKSAD
Çevre Komitesi
Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği, Çevre Komitesi’nin çalışmaları kapsamında çevre dostu
döküm üretimi için İZAYDAŞ ile el ele verdi. TÜDÖKSAD çevre faaliyetleri çerçevesinde İZAYDAŞ’ı
ziyaret eden TÜDÖKSAD Yönetim Kurulu Başkanı Niyazi Akdaş ve Çevre Komitesi Başkanı
Erdoğan Nas önderliğinde 13 Nisan’da gerçekleştirilen ziyaret ortak projelerin de başlangıcı oldu.
İ
zmit Entegre Çevre Projesi kapsamında Büyükşehir Belediyesi tarafından, 1996 yılında Çevre
Kanunu’na uygun olarak kurulan İzmit Atık ve Artıkları Arıtma Yakma ve Değerlendirme A.Ş. (İZAYDAŞ), evsel ve endüstriyel atıkların bertarafını sağlıyor.
Türkiye’deki ilk atık bertaraf tesisi olma özelliği taşıyan
İZAYDAŞ, aynı zamanda enerji üretiyor. Klinik ve tehlikeli atıkların, düzenli depolama alanlarının ve hafriyat
sahalarını bertarafı gibi pek çok alanda çalışan İZAYDAŞ, döküm proseslerinin bertaraftı konusunda da TÜDÖKSAD ile iş birliği içinde yer alıyor. TÜDÖKSAD’ın
İZAYDAŞ’a yapmış olduğu ziyaret gerek bu iş birliğini
gerekse iki kurum arasında gerçekleştirilecek olan ortak çalışmaları konuşmak açısından verimli bir şekilde
değerlendirildi.
İZAYDAŞ ile TÜDÖKSAD’ın birlikte yer alacağı projelerden biri Bölgesel Atık Çalıştayı olacak. İZAYDAŞ’ın Ekim
ayı içinde gerçekleştireceği Bölgesel Atık Çalıştayı’nda
döküm sektöründe atık yönetimi üzerine sektörü tem-
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
silen yer alacak olan TÜDÖKSAD, Çalıştay’da, döküm
proseslerinden çıkan katı atıkların yönetimi, çevre
mevzuatı ve atık yönetimi ekonomisi gibi önemli çevre
başlıklarında hazırlanacak sunumlarla İZAYDAŞ’ın faydalı etkinliğine katkı sunacak.
TÜDÖKSAD’ın İzaydaş’ı ziyareti sonrasında Ferrodöküm
A.Ş.’de gerçekleştirilen TÜDÖKSAD Çevre Komitesi Toplantısında ise tüm dökümcülerin ortak çevre sorunları üzerine görüşülüp sektöre dair gelişmeler konusunda değerlendirmelerde bulunuldu. Komite toplantısında masaya yatırılan konu başlıkları ise çevre yönetiminde sektörel uygulama örnekleri, atıkların bertarafındaki gelişmeler ve uygulamalar, çevre mevzuatlarında
beklenen değişiklikler, yürürlüğe girecek yeni kanunlar
ve tasarıları, mahalli idareler ve il çevre bürokratları ile
olan ilişkiler, pik talaşlarının hammadde olarak değerlendirilmesi projesinin ardından, alüminyum talaşının
dökümhanelerde ergitilmesi projesinin de Çevre Bakanlığı tarafından onaylanması oldu.
DERNEKTEN
TÜDÖKSAD Çevre Komitesi Faaliyette
TÜDÖKSAD bünyesinde oluşturulan Çevre Komitesi
sektörün çevre sorunlarına çözümler üretmek için bir
araya gelen üye firmaların çevre temsilcilerinden oluşuyor. TOBB Döküm Meclisinde ve Çevre Bakanlığı ile yürütülen ortak çalışmalarda yönlendirici olan TÜDÖKSAD
Çevre Komitesi belirli zamanlarda yaptığı toplantılar ile
çevre sorumlularının bir araya gelerek güncel değerlendirmeler yapmalarına imkan yaratıyor.
TÜDÖKSAD Çevre Komitesi, Çevre Bakanlığı ile ortak
çalışmalar yaparak çevre sempozyumları ve seminerle-
rinde döküm sektörünün çevre ilişkisinin tüm yönleriyle değerlendirilmesini ve sektöre özgü bilgilerin paylaşılmasını sağlıyor. Çevre Bakanlığı uzmanlarına döküm
sektörü yakından tanıtılarak prosesler hakkında bilgiler
veriliyor. Ayrıca Bakanlık ile ortak çalışmalar neticesinde
hazırlanan Döküm Sektörü Rehber Dökümanı’nın yayınlanıp teşkilata ve sektöre dağıtılması da Komite’nin
yaptığı hizmetler arasında yer alıyor. Aynı zamanda
2012 yılı başında güncellenen IPPC Direktifi’nin yönetici
özeti Çevre Bakanlığı ve TÜDÖKSAD Çevre Komitesi’nin
ortak çalışması olarak tercüme edilerek yayınlandı.
İZAYDAŞ’IN İŞLETTİĞİ TESİSLER
Klinik ve Tehlikeli Atık Yakma ve Enerji Üretim Tesisi
Endüstriyel tehlikeli atıkların yakılarak bertaraf edildiği tesis, 35 bin ton/yıl yakma kapasitesine sahip.
Tesisin çalışma prensibi, endüstriden kaynaklanan yanabilir nitelikteki tehlikeli atıklar ile klinik atıkların yakılarak bertaraf edilmesine dayanıyor. İZAYDAŞ tesislerine, patlayıcı maddeler, radyoaktif maddeler, mezbaha atıkları, piller ve aküler kabul edilmiyor. Yanma sonucu 5,2 MW buhar türbini ile elektrik enerjisi üretiliyor.
Düzenli Depolama Alanları
Düzenli depolama alanlarında, Kocaeli bölgesindeki evlerden kaynaklanan evsel atıklar ile sanayiden
kaynaklı evsel ve depolanabilir nitelikteki tehlikeli atıklar depolanarak bertaraf ediliyor. Düzenli depolama sahasına kabul edilen evsel ve tehlikeli atıklar, atığın cinsine göre uygun olan lottaki çalışma alanına aktarılıyor. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi tarafından Dilovası ilçesinde yapılan lotun da işletimi,
2007 yılı itibari ile İZAYDAŞ’a verildi. Evsel düzenli depolama alanlarında 1.500 ton/gün evsel atık depolanıyor.
Hafriyat Sahaları
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin hafriyat atıkları ile ilgili tüm sorumluluklarını İZAYDAŞ’a devretmesiyle birlikte Kocaeli genelinde hafriyat sahalarının işletimini de bünyesine kattı. Gebze Muallimköy,
Körfez İlimtepe ve İzmit Üçtepeler bölgelerindeki hafriyat sahalarını işleten İZAYDAŞ Kocaeli’nin farklı bölgelerinde de yeni alanlar oluşturmak için çalışmalarına devam ediyor.
Atık Alım Gemileri
İZAYDAŞ, 5216 sayılı Büyükşehir Belediye Kanunu yedinci maddesinde belirtilen “ Deniz araçlarının
atıklarını toplamak, toplatmak, arıtmak ve bununla ilgili gerekli düzenlemeleri yapmak ” hükmü gereğince Kocaeli Büyükşehir Belediyesi deniz sınırları dâhilinde gemi atıklarını da toplatıyor. Toplanan
atıklar, ayrıştırma işlemi sonrasında yakma tesisinde yakılmakta ve elektrik enerjisi elde ediliyor. Bu sayede gemilerden kaynaklanan atıklar nedeni ile İzmit Körfezi’nin kirlenmesinin önüne geçilmeye çalışılıyor.
Tıbbi Atık Sterilizasyon Tesisi
Kocaeli ili sınırları içerisindeki tüm sağlık kuruluşlarından çıkan tıbbi atıklar İZAYDAŞ tarafından bertaraf ediliyor.
Devam Eden Projeler
Düzenli depolama alanlarında oluşan metan gazında elektrik enerjisi üretim tesisi projesi (LFG)
Çöp sızıntı suları arıtma ve geri kazanım tesisi projesi
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, TÜBİTAK MAM ve araştırmacı kurum olarak 4 üniversite tarafından
2007 yılında başlatılan “Bitkisel ve Hayvansal Atıklardan Biyogaz Üretimi ve Entegre Enerji Üretim
Sistemlerinde Kullanımı” projesi,
Evsel atık bertaraf ve enerji üretim tesisi projesi,
İZAYCAN sosyal sorumluluk projesi (ilköğretim okullarına yönelik),
İZAYDAŞ Akademi projesi,
Kocaeli Üniversitesi ve sanayi işbirliği eğitim projesi.
7UNG|NP
KONGRE
TÜDÖKSAD Döküm
Bu yıl 6’ncısı düzenlenecek olan Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi, içeriği ve eş zamanlı
yapılacak etkinliklerle fark yaratıyor. Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarıyla birlikte eş zamanlı ve
aynı yerde yapılacak olan Kongre’de daha da aktif katılım sağlamak için sunumlar fuar alanına
taşınıyor. TÜDÖKSAD, Kongre ile birlikte birçok etkinliği de birlikte düzenliyor. Bu etkinlikler;
Dökümün Fotoğrafları Sergisi, Sanayi atıkları = Sanat” Sergisi, Döküm
Çapaklarından Dokuma Tablo ve Heykeller Sergisi, Döküm
Pratiği -Dökümü Yakından Tanıyalım, Akşam Buluşmaları
ve Dökümhane Gezileri. Kongrede temel oturum
başlıkları Döküm Teknolojisi, Alüminyum Döküm
Teknolojisi, Döküm Endüstrisinde Otomasyon ve
Simülasyon, Dökümhane Yönetim Sistemleri ve
Yazılım Teknolojileri, Dökümhanelerde Enerji
Verimliliği, Döküm ve Çevre, Risk Yönetimi ve
İhracat Kredileri olarak belirlendi.
6
. Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi
Türkiye’de döküm sektörü sürekli değişen ve
gelişen bir yapı kazanmıştır. Sektörde sürekli büyümeyi yakalamak, gelişme adına atılan tüm adımları izleyerek her zaman döngünün içinde yer almak ancak sürekli uyumun sağlanması; yeni
teknoloji ve uygulamaların öğrenilmesi, paylaşılması sayesinde mümkün olabilir. Bu hedefler doğrultusunda 6. Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi, sizleri
çeşitli temalardaki oturum, sunum ve panellerle buluşturuyor. Temel oturum başlıkları; Döküm Teknolojisi, Alüminyum Döküm Teknolojisi, Döküm Endüstrisinde Otomasyon ve Simülasyon, Dökümhane Yönetim Sistemleri ve Yazılım Teknolojileri, Dökümhanelerde Enerji Verimliliği, Döküm ve Çevre, Risk Yönetimi ve İhracat Kredileri olarak belirlendi. Kongredeki bir diğer ilgi çekici nokta ise dökümhanelerde günlük deneyimlerle yıllar boyu biriken tecrübelerin sektörün kalbi diyebileceğimiz bu etkinlikte katılımcılar
tarafından karşılıklı paylaşılması.
TÜDÖKSAD, sizleri bu güzellikleri birlikte yaşamak
ve son gelişmeleri ilk ağızdan paylaşmak üzere,
Avrupa’nın en önemli sektörel etkinliklerinden biri
haline gelen ve coğrafyamızdan önemli katılımcıları olan Ankiros, Annofer ve Türkcast fuarları ile eş zamanlı gerçekleştirilecek bu etkinliğe davet ediyor.
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
KONGRE
Fuar alanında aktif sunuş ve poster sunuş alanı
Daha önceki yıllarda bildiğiniz gibi kongre oturumları fuar alanında bulunan kapalı salonlarda gerçekleştiriliyordu. TÜDÖKSAD bu yıl ilk defa bu geleneği
bozarak, daha fazla katılım, aktif bir sunuş seyri gibi
hedeflerle fuar alanına taşıyor. Fuar alanında gerçekleştirilecek sunumların katılımcı kitlesini artıracağına,
daha kalabalık ve aktif bir atmosferi bizlere yaşatacağına inanıyor.
Yine bu formatın destekçisi bir diğer çalışma da
TÜDÖKSAD’a ulaşan tüm bildirilerin değerlendirilerek sözlü oturumların yanı sıra poster sunuşu ile katılımcıların ilgisine sunulması olacak. Bu sayede görsel
anlamda da bilgi paylaşımı arttırılacak.
2. Döküm’ün Fotoğrafları Yarışması ve Sergisi
2010 yılında ilki gerçekleşen ‘Döküm’ün Fotoğrafları Sergisi’ne gösterilen ilgi bu etkinliğin 2’ ncisi gerçekleştirmek ve bu etkinliğin gelenekselleşmesi için
çalışmaları artırmak yönünde etkileyici oldu. Fotoğraf sanatına ilginiz dahilinde yakaladığınız Döküm ve
Dökümcü konulu fotoğraf karelerinizi TÜDÖKSAD’a
gönderebilir, hem bu tatlı yarışta hem de sergi alanında yer alabilirsiniz.
DÖKÜM VE SANAT SERGİLERİ
“Sanayi Atıkları = Sanat” Sergisi
6. Ankiros Uluslararası Döküm Kongresi kapsamında
bir diğer sergi ise “Sanayi atıkları = Sanat” Sergisi olacak. Selen ve Tulya Efe’nin babalarının demir fabrikasındaki sanayi atıklarını kullanarak ürettikleri eserlerden oluşan ‘Sanayi Atıkları = Sanat’ sergisi fuar boyunca katılımcıların ziyaretine açık olacak.
“Döküm Çapaklarından Dokuma
Tablo ve Heykeller” Sergisi
Türkiye’de bir ilke imza atan Naciye Özdemir, dökümcü eşi Nizamettin Özdemir’in eve getirdiği döküm çapaklarından meydana gelen eserlerle bir tablo ve heykeller sergisi oluşturdu. Döküm çapaklarının bu şekilde değerlendirilmesi sayesinde doğaya
da büyük bir katkıda bulunduğunu belirten Naciye
Özdemir’in bu önemli sergisi fuar süresince katılımcıların ziyaretine açık olacak.
DİĞER ETKİNLİKLER...
“Döküm pratiği “Dökümü yakından tanıyalım”
TÜDÖKSAD tarafından bu ilki gerçekleştirecek olan
bir diğer etkinlik ise dernek standına ayrılan alanda
“Dökümü yakından tanıyalım” adı verilen etkinlik olacak. Üyelerin de desteğiyle kurulacak platformda fuar
ve kongre ziyaretçilerinin aktif yer alarak döküm yap-
maları sağlanacak. Bu sayede katılımcılar, işin inceliklerini yaşayarak öğrenecek, bu aynı zamanda fuar alanında renkli görüntüler de ortaya çıkaracak.
Dökümcüler Akşam Buluşmaları
Kongrenin ikinci günü itibariyle her akşam gerçekleştirecek bu etkinliğin amacı, teknik anlamda dökümcülerin paylaşımlarını oldukça yüksek tutan kongre
programını aynı zamanda sosyal anlamda da desteklemek. TÜDÖKSAD standı fuar süresince her akşam
eski yeni tüm dökümcülerin bir araya gelmesine olanak sağlayacak.
Dökümhane Gezisi
Kongrenin geleneksel etkinliklerinden bir diğeri de
her yıl farklı konseptlerdeki dökümhanelere düzenlenen geziler. Bu yıl da bu etkinlik 15 Eylül Cumartesi
yani fuarın 3. günü gerçekleştirilecek.
7UNG|NP
(=%(5',û,
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
Hurda deyince çoğu insanın aklına sokak
aralarında el arabasıyla gezen ve metal parçalar
toplayan hurdacılar gelir. Kimileri için “basit” bir
iş gibi görünen hurda işinde de büyük düşünmek
ve işini profesyonelce yapmak dev bir firmaya
dönüşmeyi mümkün kılabiliyor. Hurda işi yaparak
iş dünyasına adım atan Hursan, bugün Hursan
Paslanmaz Çelik, Anadolu Döküm ve Hursan
Lojistik olmak üzere üç grup şirketini ana çatısı
altında birleştiriyor. “Mayam hurda ile yoğrulduğu
için en sevdiğim iş hurda işi” diyen Hursan Şirketler
Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Enis Dilek, 18
yaşında başladığı iş yaşamında hurdaya verdiği
kıymetin karşılığında paha biçilmesi zor olan başka
şeyler kazanmış olacak ki “Şimdi kar zamanı değil
ar zamanı” diyor. Enis Dilek, iş yaşamındaki kırılma
noktalarını Ezber Dışı’nda anlatıyor…
!
Sizden yola çıkarak öncelikle Hursan’ı tanıyabilir miyiz?
Biz grup şirketleriyiz. Geçmişine bakacak olursak rahmetli babam Fahrettin Dilek’in 1969 yılında hurda ticareti yapmasıyla Hursan’ın temelleri atılıyor. O zamanlar paslanmaz çelik yok, bildiğimiz kara-siyah hurda
ticareti yapılıyor. Bu oluşum zaman içindeki gelişme
ve büyümeyle 1979 yılında şirketleşerek kurumsal bir
yapı haline dönüşüyor ve Hursan firması kuruluyor. Bu
çalışmalarla birlikte 1983 yılında ihracatın önünün açılıp Avrupa’dan ve diğer yurtdışı ülkelerden taleplerin
gelmesiyle firma İstanbul merkezli bir paslanmaz çelik
hurda tesisi haline geliyor.
Şu anda kaç tane tesisiniz var?
Hursan olarak 4. depomuzu açmak üzereyiz. İstanbul
merkez olmak üzere Ankara ve İzmir’de depolarımız,
şubelerimiz vardı. 4. depomuzu ise Mersin’de açıyoruz.
Geçmişle bugün arasında sektörde sizin konumunuza dair ne tür bir farklılık var?
Büyük gelişme kaydettik. Bunun en büyük sebebi de Avrupa’yla çalışmamız ve Avrupa kültürünü almış olmamız. 1983 yılında ihracata başladık ve sürekli Avrupa’yla irtibat halinde olup Avrupa’ya gidip gelmek, oradaki tesisleri görüp makineleşmek çok büyük
bir tecrübe oldu bizim için. Kurumsallaşmak anlamında hep bir adım önde olduk. Türkiye’de şu an paslanmaz çelik hurdanın senelik 100 bin ton civarında kapasitesi var. Biz de bu avantajlarımız sayesinde bu kapasitenin yaklaşık 40 bin tonunu işliyoruz.
Bu oldukça yüksek bir rakam. Peki pazarda sahip olduğunuz pay süreç içinde nasıl bir seyir izliyor?
Biz kendi pazar payımızı artırmadan, paylaşım anlayışıyla pazarda yer alıyoruz. Bir taraftan ekonomi böyle
yönlendiriyor, bir taraftan da yüzde 40’lık payın pastanın yeterli bir kısım olduğunu düşünüyorum. 60-70
milyon dolarlık ihracat yapıyoruz. Bu Türkiye’ye döviz
girdisi anlamına gelir, böylece ülkemize katkıda bulunuyoruz.
Toplam üretiminizde ihracatın payı nedir?
Üretimimizin yüzde 90’ı ihracata, geri kalan yüzde 10’u
da bizim grup şirketimiz Anadolu Döküm fabrikamıza ve diğer döküm fabrikalarına veriliyor. Yurtdışında
malzeme ve ürün olarak İtalya’ya gidiyor. Türkiye’de
bununla ilgili sac fabrikası ve üretim yok maalesef. Sadece çelik döküm fabrikalarında üretim oluyor, bu da
çok düşük bir kapasitede. Söylediğim 100 bin tonun
sadece yüzde 10’u Türkiye’de işlenebiliyor. Biz temelde yurtdışındaki büyük trader ve çelik fabrikalarına çalışıyoruz.
Çocukluğumuzda da hep hurdacılar olurdu, ama
sektörel anlamda işin aslı çok daha geniş. Hurda nedir diye size sorsak?
Türkiye ekonomisinin yüzde
70’i, ithalatta da ihracatta
da Avrupa’ya dayalı. Türkiye
Avrupa’daki krizi geçen
seneye kadar absorbe etti, bu
sene itibariyle hissedilen bir
daralma var. Avrupa piyasası
çok durgun, yalnızca Almanya
ve Fransa’yla ilerliyor
Hurda ekonomik özelliğini yitirmiş malzemelerin geri
dönüştürülebilir haline deniyor. Daha ziyade metallerden geri dönüştürülebilir bir malzeme elde ediliyor. Malzeme temini ise üretimde olan fabrikalardan
yapılıyor. Sonuçta üretimden çıkan artıkları alıp dönüştürüyoruz ve izabe fabrikalarına veriyoruz. Paslanmaz çelik üretimi yapan, sac, levha ya da boru türünde
üretim yapan fabrikalara tekrar dönüştürülmek üzere
gönderiyoruz. Bunun dışında parça dökümleri de işlenmesi için çelik fabrikalarına gönderiyoruz.
Hurda, çevreye verilen önemden dolayı ve bu iş de
çevreyle ilgili olduğu için sektör olarak çok önemli
olan bir duruma geldi. Aynı zamanda yer altı kaynaklarının azalması, tükenmesi anlamında da çok önemli bir
sektör halini almış durumda. Sektörde malzeme olarak
çok çeşitlilik var; siyah hurda, paslanmaz çelik, bakır,
alüminyum, kurşun gibi malzemelerin hurdası kullanılmakta. Biz ise sektörün paslanmaz çelik tarafındayız.
Türkiye’de hurda sektöründe malzeme sıkıntısı yaşanıyor mu?
Sıkıntı senelerdir devam eden bir şey. Aslında Türkiye
hatırı sayılır bir çelik üreticisi haline geldi. Aynı zamanda her ne kadar yavaş da gitse kentsel dönüşümle ilgili Türkiye’deki çalışmaların yarattığı bir üretim-tüketim
şekli var. Ama temelde Türkiye’de üretim yetersizliği
bulunuyor. 2011 verilerine göre 30 milyon ton civarında hurda kullanımı olmuş. Bunun 20 milyon tonu
yüzde 50’si Avrupa, yüzde 30’u ABD, geri kalanı da
Rusya’dan olmak üzere yurtdışından ithal ediliyor. Neden ithal ediliyor; çünkü Türkiye’deki üretim ve sanayi bu kadar. Hurdalar üretimden çıkan artıklar olduğu
için, tamamen üretime bağlı kaynaklar. Bunun dışında
ömrünü tamamlamış fabrikaların sökümlerinden çıkan malzemelerden de hurda elde edilebilmekte fakat
Türkiye’de bu da yeterli olmuyor. Bu yüzden hatırı sayılır bir miktar ithal ediliyor.
Hurdanın sınıflandırması neye göre yapılıyor?
Bizim alanımız olan paslanmaz çelik çok çeşitli bir malzeme. Piyasadaki tedarikçilerimiz malzemeleri bize kalitelerine göre sunuyor ve ona göre fiyatlandırma ya-
7UNG|NP
!
pılıyor. Bu malzemeler depolarımızda analiz ve radyasyon kontrollerinden geçtikten sonra fiziksel şekil
ve konumlarına göre, fabrikaların istedikleri ölçülerde
presleme işlemleri, plazma kesim işlemlerine tabi tutuluyor ve üreticilere veriliyor. Bizde farklı kaliteler bulunuyor; krom ve nikel ihtiva eden bütün malzemeleri alıyoruz, her malzemeye göre de müşterimiz var. Sınıflandırma kriteri bizde kalitedir ama siyah hurda tek
tip malzeme olduğu için o sektörde kriter kalite değildir. Siyah hurda, yüzde 98 demir içeren bir elementtir.
Paslanmaz çelik ve siyah hurda nasıl yapılıyor?
İkisi de çok farklı materyaller. Paslanmaz çelik dediğimiz zaten bir element değil; krom, nikel, demir alaşımlarından elde edilen bir metal. Bunun yanında bazen
molibden denilen, ısıya ve aside dayanıklı elementler
kullanılmakta. Paslanmaz çelik çok özellikli bir malzeme ve bu bize de keyif veriyor çünkü biz normal hurda
statüsünde düz mal alıp satmıyoruz. Siyah hurda, bakır, alüminyum hurdalarının kendi içlerinde kalite farkları olsa da içlerindeki oran hep aynı olduğundan tek
tip hurdalardır. Biz alaşımlı malzeme satışı yaptığımız
için daha farklı bir konumdayız. Malzemeleri oranlarına, kalitelerine, çelik tesislerinin normlarına göre sınıflandırarak satış yaptığımızı düşünürsek aslında burada
kimyayla da uğraşıyoruz.
1983 yılında ihracata
başlayan ve sürekli
Avrupa’yla irtibat
halinde olan Enis
Dilek, oradaki tesisleri
görerek makineleşme
yönünde büyük adımlar
attı. Kurumsallaşmak
anlamında hep bir adım
önde oldu. Türkiye’de
şu an paslanmaz
çelik hurdanın senelik
100 bin ton civarında
kapasitesi var ve firma
bu avantajları sayesinde
kapasitenin yaklaşık 40
bin tonunu işliyor.
Dökümde sakat veya hurdaya çıkan malların da geri
dönüştürmesini yapıyor musunuz?
Dökümcülerden çıkan çatlak, bozuk malzemeleri içindeki alaşıma, elemente bağlı olarak az miktarda da
olsa alabiliyoruz. Tabii şimdiki teknoloji sayesinde eskisi gibi sakat ürün ve geri dönüşler çok sık olmuyor.
Paslanmaz çeliğin Türkiye’deki dökümhanelerde
kullanımı ne ölçüde yaygın?
Çok yaygın değil, paslanmaz çeliği hurda halinde alan
en fazla 10 tane firma vardır. Diğer firmalar daha çok
pik, manganlı çelik, demir çelik türünde malzemeleri
tercih ediyor. Bizim çalıştığımız firmalar 5 bin tonluk
üretim için senede aşağı yukarı 1000-1500 ton paslanmaz çelik alıyorlar.
Peki, neden “Büyük çelikhaneler olunca hurda sıkıntısı da arttı” gibi bir şikayet var?
Bu arz-talep meselesi. Talep çok olduğu için hurda fiyatları yukarıya çıkıyor. Dünyadaki hurda fiyatı neredeyse Türkiye’de belirleniyor diyebiliriz. Çünkü çok talep oluyor. Yurtdışından 20 milyon ton hurda geliyor
ve bu da çok büyük bir rakam.
Hurda fiyatları tamamen arz-taleple mi belirleniyor?
Genel hurdaya baktığımızda, arz-talep çok önemli bir
şey. Londra Metal Borsası’ndaki fiyatlarla hareket ediyoruz. 2008’deki ekonomik kriz sürecine kadar metal
borsasındaki fiyatlarla hurda fiyatları veya üretilen fiyatlar birebir giderdi. Eskiden fiyatlar biliniyordu; bakır piyasası bakır borsasının yüzde 90’ını alırdı, paslanmaz çelikte yüzde 95’i alınırdı, ona göre hesap yapılırdı. Fakat kriz sonrasında özellikle paslanmaz çelikte bu fiyatlar tamamen ayrıldı. Borsadaki fiyatlar
hiç hareket etmiyor. Bakır, alüminyum gibi diğer hurdalar daha piyasa malı ve sanayi tipi malzeme olduğu için borsadaki fiyatlara orantıda daha yakın. Siyah
hurdanın hakikaten talebi var ve fiyatları yükseldi,
bizlerde ise şu an böyle bir talep yok.
Paslanmaz çelikte fiyatlar yüksek mi şu anda?
Hayır, fiyatlar bayağı düşük seyrediyor. Bu
da talebin olmadığını gösteriyor. Sonuçta
Avrupa’daki ekonomik kriz her tarafa yansıdı.
2-3 sene içerisinde Çin ve Hindistan’daki üretimler de doyma noktasına geldi ve haliyle fiyatları aşağıya çekti. Yanlış hatırlamıyorsam
2006-07 yıllarında nikelin tonu 50 bin dolardı,
şu anda 16 bin dolar. O da kısa süren sanal bir
dönemdi, nitekim krizle beraber rüyadan uyanıldı. Metallerin fiyatlarının yüksek seyretmesinden sonra, krizle beraber fiyatlar inanılmaz şekilde
aşağıya düştü.
Tüm hammadde fiyatlarında böyle mi oldu?
Evet, büyük bir çöküş oldu. Bunlar biraz da
spekülatif hareketler; borsa varsa spekülas-
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
!
yon vardır zaten. Malzemeye o kadar fazla talep olması mümkün değildi ve malzemeyi yok hale getirdiler.
Dolayısıyla onun da çöküşü yaşandı. Bu durum da piyasayı ekonomik olarak çok etkiledi. Çok firmanın canı
yandı.
Sektörün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Avrupa’daki krizden çıkılması fiyatları yükseltir mi?
Ekonomik olarak hurda metallerde 2008 gibi bir dibe
vuruş olacağını tahmin etmiyorum. Bundan sonra şimdiki seviyelerde seyreder diye düşünüyorum. Türkiye ekonomisinin yüzde 70’i, ithalatta da ihracatta da
Avrupa’ya dayalı. Türkiye Avrupa’daki krizi geçen seneye kadar absorbe etti, bu sene itibariyle hissedilen bir
daralma var. Avrupa piyasası çok durgun, yalnızca Almanya ve Fransa’yla ilerliyor.
Döküm sektöründe 2008’deki krizle herkesin kapasiteleri düştü, 2010’da ise yükselmeye başladı. Ama şu
anda tekrar kapasiteler yüzde 20-30 oranında düşmüş
durumda. Biz durum tam netleşmeden neden kapasite yükseldi diye sorduğumuzda ise “O zaman talep
vardı ve bunu değerlendirmek için yatırım yaptık” denilmişti. O durumda güçlü olan, alt yapısı sağlam olan
kazanır, her zaman ayakta kalabilir. Ama maalesef bazıları bocaladı. İş gelince herkes kredilerle yatırım yaptı, sonra da işler terse döndü. Bizim çelik döküm fabrikamız olan Anadolu Döküm’e baktığımızda ise durum bayağı iyi gidiyor. Büyük firmalarla ve genellikle
Almanya, Fransa gibi güçlü ekonomiye sahip ülkelerle çalışmamız bize avantaj sağladı. Bu sayede bir daralmamız olmadı ve hala yatırımlarımıza devam ediyoruz.
Hurda sektöründe yaşadığınız en büyük sıkıntı nedir?
Yaşadığımız en büyük sıkıntı merdiven altı firmalarla
uğraşmak. Biz o kadar yatırım yapmışız, tesisler kurmuşuz, kurumsallaşmışız ama hala daha merdiven altı
birçok firma var ve onlarla mücadele etmek zor oluyor.
Çünkü bu sektör el arabasına kadar inen bir sektör. Bu
firmalar vergi vermiyorlar ve resmi olmayan işler yapıyorlar. Bu da bizlere zarar veriyor. Bu tip firmalara fiyattan kaynaklanan bir talep oluyor. Fiyatlarda yükselme
olduğu için biz de alımlarda problem yaşıyoruz. İhracat yapan, her şeyi resmi olan, vergi veren, bir sürü sigortalı çalışanı olan bir firmayız; merdiven altı firmaların ise hiçbir masrafları yok ve biz onlarla rekabet ediyoruz. Bu da hiç kolay bir şey değil. Hurda sektörüne
baktığınız zaman sektördeki insanlarda da bir kültürel
altyapı eksikliği görebilirsiniz. Başlangıçta kolay gibi
gözüken, bir yerden hurda alıp başka bir yere satmaktan ibaret bir iş gibi görünebilir ama bunu legal şekilde
yapmayan yüzlerce insan var ve bu insanlar da bize sıkıntı yaratıyor. Ama bu açıdan hükümetin hareketlerini
çok beğeniyorum, özellikle yeni gelen Türk Ticaret Kanunu gibi yasaların oluşması bizler için büyük bir katma değer. Çok sıkıntılı ve sancılı olacak ama siyahla beyazın da ayrılması gerekiyor biraz.
İhtiyaçların fazlalaşması ve yeraltı kaynaklarının
azalmasından bahsettik. Öte yandan geri dönüşüm
bilinci de gittikçe yaygınlaşıyor. Genel olarak baktığımızda hurdanın sanayi için önemi hakkında neler
söyleyebiliriz?
7UNG|NP
!
Hurda, bütün çelik
üreticilerinin hammaddesidir
ve geri dönüştürülebilir bir
malzemedir. Hurda kullanımının
oranlamasına bakacak
olursanız bu yüzde 50-70
civarlarına kadar çıkıyor
Bununla ilgili belediyelerin de çalışmaları var; plastik,
cam gibi çöplerin ayrılmasında tüketiciyi bilinçlendirmeye çalışıyorlar. Bu çok önemli bir konu. Çünkü dünyadaki bütün değerler yavaş yavaş azalmakta, bunları da dönüştürülebilir hale getirebilmek lazım. Kurumsallaşmak da burada devreye giriyor. Biz bu tesisleri kuruyoruz, bu kadar malzemeyi tekrar üretime geri
kazandırıyoruz. Hem doğal dengeler bozulmuyor hem
de dünyada sınırlı olan kaynaklar korunmuş oluyor.
Bu hakikaten gurur verici bir şey. Tabii Türkiye’de hurda konusunda daha çok yol almak gerekiyor. Ülkede
hurda konusunda bizim gibi kurumsal, tecrübeli, profesyonel olarak iş yapan firmalar en fazla 5-10 tanedir.
Paslanmaz çelik konusunda ise ihracat yapan 10-12
tane firma olsa da bizim gibi tecrübe ve altyapıya sahip, malzeme kalitesinden ödün vermeyen bir firma
yoktur diyebilirim.
Anadolu Döküm firmasının geçmişinden bahsedebilir miyiz?
Anadolu Döküm aslında eski bir fabrika. Biz ise 1994
yılında satın aldık ve grubumuza kattık. Sektörün ticari
ve ihracat kısmında olan firmamız dışında sektörün sanayi tarafına da girdik. Satın almadan önce de bu fabrikaya hurda veriyorduk. Ancak fabrikada zamanla bir
takım çöküşler oldu ve fabrika satışa çıktı, biz de tamamını satın aldık. Şu anda sektörde ilk 4’ün içinde olan
bir fabrika ve Türkiye’de yapılmayan çok özellikli malzemeler yapan bir ihtisas dökümhanesi. Avrupa ağırlıklı olarak ciddi fabrikalara döküm döküyoruz ve bu
fabrikadan çıkan ürünlerle, yüzde 65-70 oranında ihracat yapıyoruz. Türkiye’de savunma sanayisinde her
zaman biz tercih ediliyoruz. Bu bizim için çok önemli, çünkü savunma sanayisiyle ilgili yurtdışından getirilen tank ve diğer malzemelerle ilgili parçalar hep tarafımızdan yapıldı.
Çelik dökümhanelerinde hurdanın önemi nedir?
Hurda, bütün çelik üreticilerinin hammaddesidir ve
geri dönüştürülebilir bir malzemedir. Hurda kullanımının oranlamasına bakacak olursanız bu yüzde 50-70 civarlarına kadar çıkıyor. Tabii artık fire oranı ve hassasiyet ne kadar azsa o kadar daha rekabet edebilir duruma geliniyor. Makineleşme, teknoloji ve rekabetin geldiği noktada işinizi iyi yapmadığınız zaman isminiz ze-
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
delenir ve bunun da tamiri olmaz. O yüzden insana,
teknolojiye, makineye yatırım yapan kazanıyor. Biz de
Anadolu Döküm’ü bu şekilde buralara getirdik.
Diğer yatırımlarınızdan kısaca bahsedebilir misiniz?
Biz grup olarak da aile şirketiyiz. Hursan Paslanmaz Çelik ve Anadolu Döküm dışında bir de Ambarlı
Limanı’nda kurulan Hursan Lojistik ile 2009 yılında hizmet sektörüne girdik. Lojistik sektörünün depolama
tarafındayız. Türkiye’de bir ilk olarak liman statüsünde,
geçici depolama ruhsatlı, gümrüklü, kapalı ve açık depolarımız var. Ekonomilere bakacak olursanız çok hareketli düşüşler ve çıkışlar var, sektörel olarak farklılıklar gösteriyor. Bu sebeple; bir sektör durursa diğer sektördeki firmamız çalışmaya devam etsin diye düşünerek farklı sektörlere girdik.
Bu üçü içinde kişisel olarak sizin en sevdiğiniz sektör hangisi?
Mayamız bu olduğu için en çok sevdiğim sektör hurda
sektörü. Grubumuzun lokomotif firması hurda firması
olan Hursan Paslanmaz’dır. Ben 18 yaşında Hursan’da
işe girdim. 1983 yılında paslanmaz çelik tesisine dönüştü, ihracatımız başladığında ben lise 3’teydim.
Yeşilköy’de iyi bir çevrede oturuyorduk ve ben babamın hurda işi yaptığını söylemeye bile utanırken bir
anda hurda çok ilginç bir şekilde bana cazip ve enteresan gelmeye başladı. Paslanmaz’da çok değişik ürünler, ayrıştırmalar ve farklı malzemeler olduğundan çok
heyecan verici geldi ve bu işi yapmaya karar verdim.
Liseyi bitirir bitirmez, işe başladım. Mayam da hurdayla yoğrulduğu için bu konuya daha çok sempati duyuyorum. Ama diğer yandan da işin sanayi tarafındayız, orada da yaptığımız işleri heyecan ve gururla anlatıyorum. Öte yandan lojistik de heyecanlı bir iş. Hursan Lojistik yurtdışından gelen ithal malzemelerin depolandığı ve işlemlerin yapıldığı bir tesis. 3. şahıslara
bağlı bir iş yapıyorsunuz, insanlara hizmet veriyorsunuz ve her şeyin düzgün olması gerekiyor. Firmamız
henüz 2009 yılında kuruldu ve yeni yeni oturuyor. Lojistikte depo tarafında olduğumuz için, depoları genişletme hedefimiz var. Şu an 3 bin metrekare daha ilave
bir kapalı depo alanı yaptık ve Ambarlı Limanı’nda yatırımımızı tamamladık. Buna bağlı olarak diğer limanlarda da depolama alanları yaratabiliriz.
Bunun dışında başka yatırım planlarınız var mı?
Başka yok, bu zamanda yatırıma girmek de hakikaten
kolay değil. Eskiden daha kolay para kazanılıyordu, kâr
daha yüksekti, biz de yatırım yapabiliyorduk. Eskiden
maliyetler düşüktü, nüfus yoğunluğu bu denli değildi. Ama şimdi öyle değil. Bir de artık herkes her işi yapıyor. Türkiye’de hangi sektör iyiyse o işe giriliyor, işi bilip bilmemek önemli olmuyor. Bu yüzden şimdi kâr zamanı değil ar zamanı. Önemli olan da ayakta kalabilmek. O yüzden biz de mevcutları koruyup sürdürmeyi hedefliyoruz.
(*
"
#$
%&%$'
()
Inductotherm bobinlerini uzun yıllardır
kullanan Metaltec firması üretim hattında
sürdürülebilir verimliliği yakalıyor. Metaltec’in
başkanı Gary Stevers çelik üretiminde sermaye
yatırımından en yüksek verimi nasıl aldığını
anlatıyor.
İ
ndüksiyon ergitme ocağının bobin ömrünü önemli ölçüde uzatmanın ve durma süresini azaltmanın 3
temel yolu var. Birincisi, uygulamanız için en iyi ergitme ekipmanını temin edin, ikincisi doğru refrakter astar malzemesi seçin, uygulayın ve dikkatlice sinterleyin, üçüncüsü ise ocak ve refrakter bakımını düzgün bir şekilde planlayarak, doğru bir şekilde uygulayın.”
Bunlar Metaltec Metal Aşındırıcı firmasının başkanı Gary
Stevers’ın aklında tutması gereken tavsiyeler arasında
yer alıyor. 1998 yılında Metaltec fabrikasında devreye
alınan ocak, 133 bin ton sıvı metali herhangi bir bobin
değişimine ve tamirine gerek duymaksızın alındı. Buna
benzer bir hikaye Metaltec’in diğer 2 ocağı için de geçerli. Bir tanesi sorunsuz bir şekilde 7 yıl çalışıp 117 bin 32
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
ton çelik ergitti, en yeni olan ise 21 bin 180 ton sıvı metal verdi ve ocaklarda beklenmedik bir aksama yapmadı.
Metaltec, şimdilerde Canton, MI, 3 adet 5000kW güç
üniteli Inductotherm üretimi 6 ton çelik kapasiteli çelik
gövdeli ocaklar kullanıyor. Her ocak titreşimli şarj arabası ile beslenerek beynitik çelik bilye imalatı yapıyor. Her
hafta boyunca, Metaltec 8 saatlik 2 vardiyalı çalışma yaparken çoğu zamanda hafta sonları 12 saatlik 2 vardiya
ile çalışıyor. Ortalamaya bakıldığında ise Metaltec günlük 134 ton çelik bilye üretiyor. Her bir yüklemede çelik 42 dakika gibi bir sürede 3 bin 100 °F sıcaklığa ulaşıyor ve hemen sıvı metal bilye üretimi için döküme alınıyor. Döküm süresi 24 dakika sürüyor. Stevers firmanın
iş temposuna ilişkin bilgi verirken çok yoğun bir imalathane olduklarını, bobin tamiri ve değişimi ile zaman ve
para kaybetmek istemediklerini söylerken aynı zamanda bobinlerin tüketilebilir elemanlar olmadığına dikkat
çekiyor. Bu sebeple Metaltec’in dayanıklı ve güvenilir indüksiyon ocaklarına sahip olduğunu dile getiriyor. Stevers dayanıklı bakır bobinlere, bobin için Inducto-flex
kullanımına ve ocağın güçlü yapısına özellikle dikkat çekiyor: ‘’Güçlü bobin destekleri ile bakır bobin tam olarak pozisyonunda sabitlendi ve çelik gövdeli ocak yapısı tarafından etrafı sarıldı. Bu yapı bobinin esnemesine
(*
ve şeklini kaybetmesine engel oluyor. Ayrıca bobine uygulanan yalıtım malzemesi ark yapmayı engelliyor.” Stevers iş süreçlerine ilişkin şu bilgileri veriyor; ‘’En iyi indüksiyon ocakları ile işe başladığınızda, ocakların formunu
en iyi seviyede tutmamız için refrakter astar malzemesinin düzgün bir şekilde değiştirilmesi, uygulanması ve
sinterlenmesi gerekir. İşlem kısa yoldan halledilmeye çalışılmamalıdır. Metaltec’te refrakter astar vibratörü kullanıyoruz astarda dövülmemiş kısım kalmamasını sağlıyoruz. Bu yöntem bizim adımıza çok iyi iş çıkarıyor. Astar
yenileme işlemini kim yaparsa yapsın aynı sonuçlar elde
edilebilir.’’
Her refrakter değişimi ile birebir ilgilenerek uygulamanın doğru yapıldığından ve aceleye getirilmediğinden
emin olmak gerektiğini düşünen Stevers ‘’ Şu anki refrakter malzemelerimizin sinter hızı saatte 400 °F’ tır ve
bu uygulama için güç ünitelerimize Melt-Manager bilgisayar kontrol sistemi kuruludur. Bu bize eksiksiz olarak sinterleme uygulamasını takip etmemize olanak veriyor. Termokupıl ölçümleri içinde üç farklı yer kullanıyoruz. Uygulama başladığında en düşük termokupıl ölçümü monitörlenmekte ve sinter sıcaklığı kontrol altında tutuluyor” diyor. Stevers ekliyor; ’’İlk termokupıl ergidikten sonra merkez için olanı, oda ergiyene kadar kullanıyoruz ve ortadan veri topluyoruz. Üçüncü ise astar
malzemesi ile ocak bobininin üst soğutma sarımlarının
birbirine bitişik olduğu noktadan alınır. Buradaki sıcaklık el yardımı ile ölçülerek üstte kalan malzemenin yeterli sertleşme için gerekli sıcaklığa çıktığından emin oluyoruz. Bu noktadaki yoğun bir soğuma var. Gerekli özelliklere uygun çok iyi bir sinter ile bitiriyoruz.’’
Termal şok sebebiyle oluşan astar problemlerini çözmek
için Metaltec her gün dikkatlice ocak astarına ön ısıtma
yapıyor. Stevers, ocağın dörtte üçünün doldurulduğunu
ve rölanti güçte (ön ısıtma gücü) vardiya değişiminden 2
saat kadar önce bu işleme başlandığını, vardiya başlangıcında ocağın sıcak ve tam güç için hazır hale geldiğini söylüyor. Ocak ve refrakter günlük bakımları da bobin
ömrünü uzatmada üçüncü önemli etken. Stevers’ın günlük bakımlar konusunda da paylaşacağı bilgiler var. ‘’Her
vardiya başlangıcında bütün ocakların görsel incelemelerini yapıyoruz. Bağlantı elemanlarını görsel incelemede ihtiyaç duyulması durumunda sıkılaştırıyoruz. Günlük incelemelerde en çok dikkat ettiğimiz nokta, ocak
üstü refrakterinde meydana gelen değişimdir. Bu değişim bize bağlantı elemanlarında oluşan bir gevşemeyi
görmemize olanak sağlıyor. İncelemelerimizde anladık
ki eğer üst döküm halka belli bir noktada tutulursa, bobin sabit kalma eğilimi gösteriyor ve bobinin sağlamlığı
bu durum etkileniyor.’’
Şönt bağlantı cıvatalarının ocak sesinde kayda değer bir
değişim olduğunda incelendiğini ve gerekiyorsa sıkılaştırıldığını aktaran Stever ekliyor; “Daha sık yapılan incelemelerin harcanan zamana değmediğini düşündük. Hortumlar ile ilgili çok problem yaşamadık. Başlangıçta sızdırmadılarsa zaten devamında da bir problem yaratmıyorlar.’’ ‘’Haftada bir defa, yaptığımız kontroller bize astar malzemesine yama yapmamız gerektiğini gösteriyor.
Yüzde 85 alümina içerikli bir malzeme ile yamanması gereken yerler tadilat oluyor. Pota ağzı refrakterini haftada
iki defa yeniliyoruz. Pota ağzı alt kısmı ise uzun süren döküm zamanlarından dolayı aşınmış olabiliyor ve bu bölgede tekrardan yenileniyor’’ diyen Stevers, günlük olarak
yaptıkları refrakter ve ocak bakımlarıyla elde edilen ocak
rijitliği ve bobin dayanımı sayesinde, astar başına 145
döküm alabildiklerini, bu çelik içinse 3 bin 100°F çalışma sıcaklığının iyi bir değer olduğunu ifade ediyor. ‘’Astar malzemesinde oluşan aşınmayı hem gözle hem de
ölçerek yaptığımız incelemelerde takip ediyoruz” diyen
Stevers, astarın homojen olarak ya da bir noktada daha
yoğun olarak aşınıp aşınmadığını bu şekilde söyleyebildiklerini, genel anlamda astarın normal ömrünü tamamladıktan sonra değiştirildiğini ekliyor.
Metaltec’in ocakları otomatik astar itme sistemi ile donatılmış. Astar itme sistemi, astar değişim işlemini hızlandırıyor ve bobin sıvasına zarar verme olasılığını azaltıyor.
Stevers’ın verdiği bilgilere göre, bu sistemin kullanımında, ocak üstü refrakteri ve döküm ağzı refrakteri çıkarılır
ve astar malzemesi en üst soğutma bobinlerinin hemen
altına geldiğinde kırılır. Geriye kalan astar malzemesi itici blok ile dışarı alınır. Refrakter astar dörtte üçü oranında ocak dışına alınınca, tel halat ile bağlanır ve geri kalan kısmı dışarı alınır.
‘’Düzenli bakım yapmamız ve otomatik astar itme sistemi sayesinde, ocaklarımızın toplam durma oranı
yüzde 1’in altında’’ diyen Stevers, açıklamasında her şeye rağmen Metaltec’in orijinal Inductotherm bobinleri ile 271 bin ton’dan fazla çelik bilye ürettiğini söylüyor. Birbirini takip eden 47 bin dökümü orijinal
ocak bobinleri ile yaptıklarını vurgulayan Stevers, bunun 88 milyon dolar değerinde olduğunu ve bobinlerin hala yeni gibi performans ortaya koyduğunu dile getiriyor.
7UNG|NP
(*
#'+',$-
'
./$0"'
0&/
“Sürekli yatırım ve yeni teknoloji” felsefesiyle hareket eden Trakya Döküm, yatırımını tamamladığı
5 bin metrekare kapalı alanda ve en son teknoloji donanımına sahip yeni işleme fabrikasında
müşterilerine hizmet vermeye başladı.
T
rakya Döküm kuruluşunun ilk yıllarından itibaren yürütmekte olduğu boru ekleme parçalarının işlenmesi faaliyetini, 2004 yılında yapmış olduğu 2 bin metrekarelik işleme atölyesi yatırımı ile otomotiv, beyaz eşya ve diğer sektörlere
de taşıyan Trakya Döküm, bugün itibariyle, bu atölyesinde 30 adet CNC işleme merkezi ile müşterilerine hizmet veriyor.
2012 yılında ise yeni inşa edilen 5 bin metrekare kapalı alana sahip yeni işleme atölyesi yatırımı ile hedeflerini büyüten Trakya Döküm, yeni yatırımında iklimlendirme, ortam nemi, merkezi bor yağ sistemi, ölçüm laboratuvarı gibi konularda günümüzün en son gelişmiş
teknolojileri kullandı.
Yeni işleme atölyesinde, parçaya özel, verimliliği yüksek
ve rekabetçi CNC işleme ünitelerinin seçimini ön planda tutan Trakya Döküm, yapmış olduğu bu yeni yatırım kapsamında toplamda 50 adet CNC işleme merkezi
ile müşterilerine en iyi hizmeti sunmaya devam ediyor.
Trakya Döküm Stratejik hedeflerinde yer alan “ Döküm
kapasitesinin yüzde 40’ı işlenmiş olarak satılacaktır ” hedefi, her iki imalat atölyesinin devreye girmesi ile, kısa
sürede gerçekleşmeye doğru emin adımlarla ilerliyor.
Trakya Döküm Stratejik hedeflerinde yer alan “ Döküm kapasitesinin yüzde 40’ı işlenmiş olarak satılacaktır ” hedefi, her iki imalat atölyesinin devreye girmesi
ile, kısa sürede gerçekleşmeye doğru emin adımlarla ilerliyor.
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
(*
1-
*
&
*&$
Heinrich Wagner SINTO (HWS) Konya, Ankara ve İzmir’de yeni SEIATSU kalıplama hatları
kuruyor. Koçak Metalürji, Ekdöksan/Büyük Eker Bijon, Atik Metal ve Ekstra Metal’e
kalıplama hatları kuran firma Ankiros 2012’de de özel ürünlerini sergileyecek.
K
alıplama hattı yatırımında SEIATSU HSP-2D’yi
tercih eden Koçak Metalurji bu yatırımla büyüme hedeflerini destekliyor. Koçak Metalurji için hazırlanan 870x700x250+50/250 mm
derece ebatlı ve 60 kalıp/saat kapasiteli yeni kalıplama
hattı 2012 yılının ilkbahar aylarında kurulmaya başlandı. Kalıplama hattı temmuz ayında faaliyete geçmiş olacak. Bundan bir kaç yıl önce de Koçak Metalürji ilk tercihini HSP-1 tipi kalıplama hattından yana kullanmıştı. Koçak Metalürji’nin bu tercihinde, mevcut kalıplama
hattının sunmuş olduğu teknik avantajlarla elde edilen
kaliteli dökümlerden duyulan memnuniyet yatıyor. Bu
memnuniyetin getirisi olarak firmanın yine bir HWS kalıplama hattını seçtiği biliniyor. Koçak Metalürji gittikçe
artan döküm kalitesinden dolayı, ürünlerinin büyük bir
kısmını Avrupa ülkelerine ihraç ediyor. Büyük Eker Bijon firması da kendi bünyesinde bulundurduğu kardeş
firması Ekdöksan için 850x850x350±50/350 mm derece ebatlı ve 120 kalıp/saat kapasiteli EFA-SD 4,5 tipi SEIATSU kalıplama hattı kurulması yönünde yatırım kararı aldı. Bu kalıplama hattı ve HWS P10 tipi bir döküm
makinası 2013 yılının başlarında tamamen yeni inşa
edilen bir döküm fabrikasında kurulacak. Bu yeni döküm fabrikasında tüm tanınmış ticari araçlar için kampana ve fren diskleri üretilecek. Bir diğer yeni yatırım
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
ise İzmir Aliağa OSB’de bulunan Atik
Metal’de gerçekleştirilecek. Atik
Metal’de kurulacak olan bu 3. HWS
kalıplama hattı ile birlikte firma hedeflediği kapasiteye ulaşmış olacak.
900x750x300/300 mm derece ebatlı ve 120 kalıp/h kapasiteli olan EFASD 4,5 tipi SEIATSU kalıplama hattı 2012 yazında kurulmaya başlanacak. Atik ailesine ait bu döküm fabrikasında Avrupalı müşterileri için
otomobil ve makine endüstrisinde
kullanılan parçalar (kısmi olarak bitmiş halde) üretiliyor. Bu yatırım, Atik
ailesinin SEIATSU kalıplama hattı kullandığı 5. yatırımı olacak. Bunun yanında Ekstra Metal firması da
HSP-2D tipi yeni SEIATSU kalıplama
hattı yatırımıyla birlikte Ankara’daki fabrikasının kapasitesini arttırmaya hazırlanıyor. Bu yatırım daha önce alınmış HSP-1 tipi SEIATSU kalıplama hattından sonra yapılan ikinci yatırım olacak. 870x700x300/300 mm derece
ebatlı olan bu kalıplama makinesi 2012 yılının ilkbahar
aylarında kurulmaya başlandı. Özgüven Döküm Makina
San. Ltd. Şti mevcut HSP-1D tipi SEIATSU kalıplama hattını 2009 yılında yapmış olduğu kalıplama presi, kontrol
ve kumanda modernizasyonundan sonra daha da geliştirmeyi planlıyor. Böylece, 60 kalıp/saat kapasiteli bir kalıplama hattına ulaşılmasının yanında yeni HSP-1D tipi
bir SEIATSU kalıplama makinesi ile mevcut kalıplama
tesisi firmanın gelecek senelerde daha yüksek kapasiteli bir kalıplama hattına sahip olmasına imkan verecek.
Türkiye’nin önemli dökümhanelerine verilen kalıplama
hatlarının yanında Heinrich Wagner Sinto’nun (HWS) bir
etkinliği daha bulunuyor. Heinrich Wagner Sinto (HWS)
ve Türkiye umumi mümessili Ekspert Mümessillik Turizm ve Tic. Ltd., 13 -16 Eylül tarihleri arasında düzenlenecek olan Ankiros 2012’de farklı tip makinelerini sergileyecek. Fuarda sergilenecek ürünler arasında Ekdöksan
ve Özgüven’e ait olan SEIATSU kalıplama makineleri de
yer alacak. Heinrich Wagner Sinto, Ekspert Mümessillik
Turizm ve Tic. Ltd. ile şimdiye kadar Türkiye’de 40’i aşan
kalıplama hattı yatırımına imza attı.
(*
2#,'
&
&
*&'
345
Amcol, Türkiye’de 2007 yılında Bensan firmasının hisselerini satın alarak
faaliyetlerine başladı. Enez’deki bentonit fabrikasıyla birlikte, Edirne, Tekirdağ,
Malkara, Balıkesir ve Karadeniz’de bentonit ocaklarına sahip olan Amcol’ün
Türkiye’deki faaliyetlerini ve hedeflerini Genel Müdür Murat Tokel’e sorduk.
A
mcol’un çalışma alanları nelerdir?
Ana firmamız Amcol International, bentonit
konusunda dünyada lider konumda olan
firmalardan birisi. New York borsasında da
ACO olarak gösterilen bir firma. Amcol International’ın
2010 yılı toplam satışları 852 milyon dolar; 2011 yılı satışlar ise 943 milyon dolar mertebesinde.
Firmada 4 tane ana iş bölümü bulunuyor. Bunlardan
bir tanesi bizim de parçası olduğumuz “Minerals &
Materials” bölümü. Bir tanesi “Enviromental”, yani çevre gurubu. Diğeri petrol sahalarına hizmet sağlayan
grubumuz. Sonuncusu ise “Transportation”, yani nakliye grubumuz. Amcol 1920’li yıllarda ABD’de kurulmuş bir firma, dolayısıyla ABD’de yayılımı oldukça geniş. Ama 2000’li yıllara doğru ABD dışına da açılmaya
başladı. Şu anda 65 farklı ülkede üretim operasyonları
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
bulunuyor. Farkı bölgelerde hem farklı ürünler üzerine
hem de yine bentonit bazlı üretimlerine devam ediyor. Çin’de, Güney Kore’de, Tayland’da, Avustralya’da,
Hindistan’da fabrikalarımız var. Avrupa’ya baktığımızda ise İngiltere, İspanya, Polonya, Türkiye’de yine farklı sektörlere hitap eden bentonit üretim fabrikaları ve
bunlara bağlı olarak hammadde tedariki yapan bentonit ocakları var.
Amcol Türkiye hakkında bilgi verebilir misiniz?
Amcol Türkiye’de 2007 yılında kuruldu. 2007’de Bensan firmasının hisselerini Amcol Minerals Europe firmasının devralmasıyla başlayan faaliyetler o zamandan beri İstanbul’daki ofisimiz ve Edirne-Enez’deki
fabrikamızda devam ediyor. Edirne, Tekirdağ, Malkara, Balıkesir ve Karadeniz illeri gibi farklı illerde bento-
(*
nit ocaklarımız var. 2007 ile 2011 yılları arasında bizim
yalnızca yatırıma yönelik bir harcamamız oldu. Fabrikamızı, ocaklarımızı, rezervlerimizi geliştirmeye yönelik harcamalar gerçekleştirdik. Şu anda toplam 125 çalışanımız ve sürekli artış trendinde olan bir satış grafiğimiz bulunuyor.
Amcol açısından Türkiye’nin önemi nedir?
Tabii Türkiye bentonit yatakları açısından zengin bir
ülke. Ama bunların neye yaracağını ve ne amaçla kullanılacağını iyi değerlendirmek gerekiyor öncelikle. Ülkenin farklı bölgelerinde farklı rezervler bulunuyor. Ama hangi rezervin hangi noktada, hangi amaca yönelik kullanıma uygun olduğuna dair bir bilgi
eksikliği var. Bugüne kadar insanlar bir şekilde ellerindeki imkânları seferber ederek bu bentonitleri çıkarmışlar ve işlemişler. Ama bentonitin daha derinlemesine araştırılması çok fazla yapılmamış. Amcol ise
Türkiye’de 2001-2002 yıllarından beri farklı rezervlerin
araştırması içerisinde. 2007’de Bensan hisselerini devraldığında Amcol’un bilgi haznesinde neredeyse 150
farklı ocak yerinin ve buralardaki malzemenin neye
yarayacağının bilgisi vardı. Yani firmanın Türkiye’den
malzeme tedariki konusundaki çalışmaları ve rezerv
araştırmaları sürekli devam etmiş zaten. Türkiye’nin
hem bentonit açısından zenginliği, hem de Bensan’ın
bu alanda belli bir yol kat etmiş olması Amcol’un dikkatini çekince 2007 Mayıs’ında sözleşme imzalanmış
oluyor. Bu yatırım yapılırken, olumlu değerlendirildiği takdirde Türkiye’deki bentonitlerin endüstri anlamında iyi bir noktaya çekilebilecek konumda olması
önemli bir parametre görevi görüyor.
Firmanız o tarihten bu yana nasıl bir seyir izledi?
O dönemden bugüne değin çok ciddi bir yükseliş
var. Amcol olarak elimizdeki veri ve değerlendirmeleri uygun kullanarak satışlarımızı artırdık. 2007 yılında
Bensan’ın döküm sektöründeki faaliyeti sıfırken şimdi
Amcol olarak döküm sektöründe söz sahibi ve firmaların güvendiği bir kuruluş konumunda. Hem teknik servis sağlayan hem de firmaların isteğine göre malzeme
verebilen bir firma haline geldi. Bu diğer ürün gruplarında, örneğin ağartma toprağına ya da sondaj grubuna baktığınızda da aynı şey geçerli. Biz elimizdeki bilgi birikimini çok iyi bir şekilde değerlendirdik. 2009-10
yıllarında 2 yıl üst üste İMMİB’in değerlendirilmesinde
Türkiye’de endüstriyel mineral grubunda 5. olduk. Endüstriyel mineral grubu dediğiniz zaman bunun içine
feldspat, manyezit gibi yüksek tonajlarda satılan malzemeler giriyor. Son verilere göre aynı değerlendirmede bu sene de 4. sıraya çıktığımızı öğrendik.
Bu başarıyı neye bağlıyorsunuz?
Amcol’un en genç ekiplerinden birisi Türkiye’de. Çok
teknik bir satış ekibimiz var. Ayrıca pazar bilgisini de
iyi değerlendirdiğiniz zaman yurtdışına açılmada çok
daha rahat hareket edebiliyorsunuz. Geçtiğimiz 3 yıl
Amcol’un toplam
bilgi birikimini
global olarak nasıl
dağıtabiliriz, düşüncesini
projelendirdik. Amcol’da
global çapta herkes
deneyimlerini birbiriyle
paylaşır. Döküm de
bizde global olarak
değerlendirilen bir kısım
içerisinde Türkiye’nin toplam bentonit satışlarının neredeyse yüzde 45’ini ihracat bazında biz yaptık. Bizim
getirdiğimiz anlayışın en önemli hususlarından birisi
de şu: Dökümhanelerden yola çıkacak olursak; biz bir
dökümhaneye gittiğimiz zaman bentonit satalım diye
gitmiyoruz. Tabii ki satış yapmak istiyoruz ama öncelikle, siz burada ne yapıyorsunuz, biz size ne katabiliriz, sorusunun cevabını arıyoruz. Bu arayışa paralel
olarak, gördüğümüz kadarıyla gerçekten de dökümhaneler katma değer yaratabilecek bir noktada durduğumuzu biliyoruz. Amacımız daha düşük maliyetli bir malzeme satmak değil, toplam maliyeti nasıl düşürürüz diyerek ulaşıyoruz müşteriye. Diğer ürünlerde
de faaliyetlerimiz benzer yönde. Sabit kalite, iyi servis,
müşteri size ulaştığında onun sorununa eğilmeyi bilebilen bir anlayış. Örneğin sondaj bentoniti satıyorsanız sondaj yapmanın ne olduğunu bilen bir personelle bu işi yapmanız lazım. Biz de bilgi birikimimizi buna
göre geliştirdik.
Döküm sektöründeki yenilik organizasyonunuzdan bahseder misiniz?
Minerals & Materials kısmı firmanın yüzde 50’sini oluşturuyor. Bunun da yarısı, yani Amcol’un çeyreği ise
döküm üzerine. ABD zaten döküm sanayisi ve teknik bilgi birikiminin çok yoğun olduğu bir ülke. Biz
de Amcol’un toplam bilgi birikimini global olarak nasıl dağıtabiliriz, düşüncesini projelendirdik. Amcol’da
global çapta herkes deneyimlerini birbiriyle paylaşır.
Döküm de bizde global olarak değerlendirilen bir kısım. Örneğin bir kişinin Tayland’da bir dökümhanede
yaşadığı bir deneyimi ve bundan aldığı dersleri öğrenip kendi içinde bulunduğumuz koşulları buna göre
değerlendirebiliyoruz.
Bu sayede iş bentonitin de dışına çıkıp, içinde bentonit tedariki de olan teknik bir servis hizmetine dönüşüyor. Bentonite de yalnızca bentonit olarak değil,
toplam bir paket olarak bakıyoruz. Herkesin kendi sis
temine bağlı olarak, sistemde nasıl iyileştirme bekle-
7UNG|NP
(*
Bentonitkömür+karbon
donör karışımı
geliştirdik. O
da farklı bir
teknik yaklaşım
gerektiren
bir konu ve
sonuç itibariyle
dökümhanelere
farklı kazanımlar
sağlayan bir
yenilik
niyorsa buna göre çözümler getiriyoruz. Önemli bir nokta da bu iyileştirmelerin öyle kalmasını sağlamak. Biz de çalıştığımız firmaların sistemlerini sürekli
takip ediyoruz, numuneleri alıyoruz, laboratuvarımızda düzenli olarak analiz
ediyoruz. Müşteriye bunlara göre farklı öneriler de getiriyoruz. Burada da teknik servis ön plana çıkıyor.
Müşterileriniz genellikle ne tip dökümhaneler?
Baktığınızda bentonitin maliyeti bir metal maliyetinin
yanında çok büyük bir meblağ değil. Öte yandan insanların alışkanlıklarını değiştirmek de zordur, o yüzden belli bir sistemi bulunan insanlar, böyle bir değişikliğe girişmenin bir anlamı yok, diye düşünebilir. Bu yüzden daha büyük kuruluşlarda yeni bir sistemi oturtmak daha çok zaman alıyor. Ama bizim büyük ya da küçük dökümhaneler arasında özel bir tercihimiz yok. Küçük ölçekli firmalarla da çok büyük ölçekli firmalarla da çalışıyoruz. Aynı servisi herkes alıyor. Biz Türkiye’nin her yerine de gideriz. Tabii ki büyük
dökümhaneler daha çok satın alma yapar ama herkesin prosesi ve sattığı malzeme kendine özeldir. Sonuçta en küçük dökümhanenin sattığı malzeme de belki
kullandığımız otomobillerde çok kritik bir parça olarak takılıyor. Dolayısıyla o firmanın sattığı malzeme de
ciddi kontrollerden geçiyor. Onlara bu çözümü sağladığınız zaman bu sizi de bir adım öne taşıyor. Teknik
konularda anlaştıktan sonra diğer konularda da hızla
ilerleyebiliyorsunuz. Bizim için temel olan şey teknik
yaklaşım.
Firma olarak geliştirdiğiniz en güncel yeniliklerden örnek verebilir misiniz?
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
Örneğin bir bentonit-kömür+karbon donör karışımı
geliştirdik. O da farklı bir teknik yaklaşım gerektiren
bir konu ve sonuç itibariyle dökümhanelere farklı kazanımlar sağlayan bir yenilik. Sanıldığı üzere sadece
bir bentonit ve kömür tozunun standart karışımı değil,
malzeme kalitesi, oransal yapıları ve içerisine uygulamaya özel ilave ettiğimiz ve parlak karbon oranını arttırıcı özel donörler ile oluşturulan ve dökümhane özellinde tasarlanan bir üründür. Biz bentonit ile birlikte ithal kömür kullanma yoluyla ve artı olarak eklediğimiz
çok özel katkı maddeleriyle parlak karbon oranlarını
ayarlayabilecek bir teknoloji geliştirdik. Bir dökümhanenin bu konudaki beklentilerini net olarak anlayabildiğimiz zaman daha iyi bir karışım sağlayabilme şansımız oluyor. Bu da karşımızdaki firmaya farklı faydaları farklı yerlerden edinmek yerine bir arada tedarik
etme fırsatı veriyor. Bunun yanı sıra uçucu karbon isteklerinizi de gerçekleştirmiş oluyorsunuz. Bu her firmayla ayrı bir proje çalışması olarak sürdürdüğümüz
bir teknoloji. “Bende böyle bir ürün var, bir de bunu
dene” yöntemiyle değil, tamamen dökümhanenin isteğine göre ayarladığımız bir proje bu.
Bu karışımın kullanım alanları nelerdir?
Yine asıl amaç döküm kalitesini çok üst düzeye çekerken bunu daha ekonomik bir proses ile başarabilmek.
Yani daha iyi bir dökümü daha ucuza maledebilmek.
(*
Bu anlamda ürünün asıl kullanılma amacını ülkemizde
mevcut kullnılan kömürtozu ve bentonit ürünlerinin
kalite yetersizliğinden dolayı oluşturduğu yüksek döküm maliyetleri geliyor. Normalde yerli kömür tozlarımız maalesef yüksek kül ve düşük parlak karbon oranına sahiptir. Bu da mevcut kömürtozlarını yüksek ilave oranlarında kullanmamızı gerektiren ancak sadece
bununla kalmayıp bu yüksek kullanım oranının da birtakım teknik problemlere neden olduğu aşikar. Bu durumda yüksek uçuculuk, parlak karbon ve düşük kül
oranı ile tasarladığımız karışımlar, çok daha düşük kullanım miktarı ile kullanılırken, yüksek niteliklerinden
dolayı öncelikle yüzey kalitesini arttırmakta ve birçok
kum sakatının engellenmesinde önemli fayda sağlamaktadır. Tüm bu faydalar birleştiğinde tabiî ki çok
daha yüksek kaliteli bir döküm parçası, sorunsuz ve
daha düşük bir maliyet ile üretilebilmektedir.
Karışımın en önemli özelliklerinden biri de , firmaların
ayrı ayrı alıp sonradan dozladıkları bir malzeme grubunu paket halinde verirken o karışıma bir şeyler daha
katıyorsunuz. Dolayısıyla totalde sistemdeki kum kalitesini de artırmış oluyorsunuz. Biz toplam satışlarımızın yüzde 30-35 kadarını bu yöntemle gerçekleştirir konumdayız.
Bunun dışında Amcol bünyesinde geliştirilen diğer
ürünleri de müşterilerin deneme ve hizmetlerine sunuyoruz. Bunlar yalnızca bentonit bazlı ürünler değil;
örneğin kalıp ayrıcı ürünler veya lovox gibi özel tip reçine projelerimizde de olduğu gibi çalışmalar sürdüğü
müddetçe müşterilerimizle paylaşıyoruz. Örneğin kalıp ayrıcı alışması Türkiye’den çıkmış ve şu anda da devam eden bir çalışma. Belki de bir ya da birkaç yıl sonra üzerine bol bol konuşacağımız bir çalışma olacak.
Türkiye’deki döküm sektörünü nasıl görüyorsunuz?
Bence Avrupa ile rekabet şartlarında Türkiye bir adım
önde. Ama döküm kalitesinde Avrupa ile rekabet edebilecek ürünlere sahip olduğu için böyle. Farklı ülkelerdeki dökümhaneler arasında çok daha düşük kalitelerde çalışan tesisler de mevcut. Ama Türkiye de dökümhanelerin çoğu ihracat ve otomotiv sektörü ağırlıklı çalıştıkları için kaliteye son derece özen gösteren firmalar olmak durumundalar. Avrupa’ya baktığınızda örneğin İngiltere’de döküm sektörü hemen hemen bitmiş durumda. Almanya ve Fransa sabit bir çizgide ilerliyor. Ama Türkiye’ye baktığınız zaman büyük
dökümhanelerde sürekli bir ilerleme, üstüne koyma,
yeni hat kurma gibi bir durum var. Bu da şunu gösteriyor; bizim dökümhanelerimiz yurtdışı pazarlarını büyütmek konusunda kendilerinden emin. Çünkü
kimse durduk yerde bir hat yatırımı yapamaz, bunlar
çok büyük çaplı yatırımlar. Avrupa’da yapılan girişimlere baktığınızda Türk dökümünü tercih etmeye yönelik bir eğilim olduğunu görüyorsunuz. Yeni yatırım olduğu zaman bu aynı zamanda yeni teknoloji anlamına geliyor.
Ama öte yandan örneğin İtalya gibi Avrupa ülkeleri
belli bir kriz aşaması yaşıyorlar. Sektörlere baktığınız
zaman eskiden, ‘bize her şeyin en kalitelisi gelsin’ diyenler şimdi ‘en ucuzu gelsin’ diyebiliyorlar. Bir süre
sonra örneğin Almanya’da da böyle bir şey söz konusu
olabilir. Bu tip kriz dalgaları yayıldığı zaman belki bizde de bir gerilemeye sebep olabilir. Ama bu da geçicidir, bunlar aşıldığı zaman normale dönecektir diye düşünüyorum.
Türk dökümünün ilerlemesi ve satış ile miktarlar giderek artıyor. Bu da rekabeti getiriyor. Özellikle konvansiyonel malzemelerin satışında ciddi bir rekabet var.
Burada teknolojisini geliştirmiş olan firmalar bir adım
öne çıkmaya hak kazanıyorlar. Biz bentonitte bu anlayışla çalışıyoruz. Çok gelişmiş bir sanayi olarak Türk
dökümünde diğer firmaların da böyle yaklaştıklarını
düşünüyorum. Nitekim onlar da bu yatırımları yapıp
yurtdışındaki rakiplerine karşı ayakta kalabiliyorlar.
Yoksa Amcol için de çok büyük bir pazar olan Çin’de
de çok sayıda dökümhane var. Ama bizim firmalarımız
Çin’le de Avrupa ve Ortadoğu’daki dökümhanelerle
de iyi bir rekabet ortamı yaratmış durumda.
Rezervler konusunda yakın geleceği nasıl görüyorsunuz?
Tabii hiçbir rezerv sonsuz değil. Ama biz çalışma tarzımız gereği rezerv tespitine yönelik yatırımlarımızı
çok önceden yapıyoruz. Dolayısıyla, en azından 5-10
yıl önümüzü görmediğimiz zaman o rezerv bizim için
geçerli bir rezerv değil. 3, 5, 10 yıllık planlarımız oluyor. Örneğin bu sene yapacağımız eksplorasyon çalışması belki 7 sene sonra kullanacağımız bentonitin tespitiyle alakalı.
Bu işi yaparken kendinize ait çalışma alanlarınız ve
ruhsatlarınız vardır. Bu ruhsatlarda sizin için tanımlanmış alanlarda çalışırsınız. Bunlar anlık olarak çalışmayı
sağladığınız yerlerdir. Ama ileriye baktığınızda bu yine
ruhsatlarınız çerçevesinde titiz ve kapsamlı bir çalışma
ister. Sondaj çalışması ile yerin 20-30 metre altına inerek bentonit kalıntılarını çıkartırsınız. Bu yolla nerede,
nasıl bir bentonit seviyesi olduğunu ortaya çıkartırsınız. Sonrasında bunların analizlerini yapıp üç boyutlu bir yer altı haritası oluşturursunuz. Bu harita da o
aşamadan itibaren bizim anayasamız gibi bir şey olur
adeta.
Amcol’un gelecek vizyonu nedir?
Gelecek adına Türkiye’de 2 tane önemli bölüm görüyoruz, kendi firmamız için de böyle. Bunlardan birisi döküm, diğeri ise nitelikli killer dediğimiz bölümümüz. Her 2 bölümde de çok hızlı bir ilerleme eğilimimiz var. Dökümde sektörü daha iyi bir noktaya getirecek bir gelişim sağlayacağız. Nitelikli killer konusunda
ise katma değeri yüksek ürünler alanında planladığımız farklı projelerimiz bulunuyor. Bu yatırımlarla birlikte farklı kollardan Türkiye’de hızla yayılmayı planlıyoruz.
7UNG|NP
(*
*'
6,3
'
#'
7
#.3&&
Ankara 2. Organize Sanayi Bölgesi’nde
12 bin metrekare alanda 7 bin 800
metrekare kapalı alan üzerine kurduğu
yeni fabrikasında hizmet vermeye başlayan
Yazkan Mühendislik, mevcut reçineli sürekli
kalıplama hattına ek olarak Disamatik
kalıplama hattı yatırımı yaptı.
Y
aptığı yeni yatırımlarla hedef büyüten Yazkan Mühendislik mevcut otomatik reçineli kalıplama hattına ilave olarak Disamatik
kalıplama hattı ile aşama kaydediyor. Üretimini ve kalitesini artırmak için DISA ile yoluna devam edecek olan Yazkan Mühendislik’in kalıplama
hattı DISA MATCH 20/24’ün kalıp ebatları 508x610x
200x200 mm, kalıp hızı ise 160 kalıp/saat’dir. Kalıplama makinesini sıkıştırma teknolojisi 50 yıllık deneyim
sonucu mükemmel hale getirilmiş DISA dikey kalıplama teknolojisi ile aynıdır. Kalıplama makinesinde kullanılan yazılım programı DISA dikey kalıplamanın aynısı olup, model verileri, yönetici takip bilgileri gibi
kullanım kolaylığı sağlayan bir programdır. Kalıplama
hattından sonra otomatik soğuma hattı, ceket değiştirme ve ağırlık koyma ekipmanları da DISA tarafından
sağlanacak.
Yazkan Mühendislik, DISA’nın vereceği çizimlere göre
ağırlık ve ceketleri imal edecek. Döküm parçalarının
ve kumun soğutulması için DISACOOL 2900 kullanılacak. 12.5 metre uzunluğunda ve 2.9 metre çapındaki DISACOOL’un saatte 50 ton kum ve metal kapasitesi mevcut. Kum hazırlama sisteminin dizaynı, Yazkan
Mühendislik ve DISA’nın bilgi ve tecrübelerini birleştirmesiyle hazırlandı. Komple kum hazırlamanın kontrol ekipmanı DISA tarafından sağlanacak. Kum hazırlamanın kalbi olan mikser SAM 3-40 ve kum kontrol
sistemi SMC’de DISA tarafından verilecek.
Meta-Mak’ın döküm sektöründe temsilciliğini yaptığı, dökümhaneler için gerekli olan kalıplama hatları, maça makinaları, komple kum tesisleri ve yüzey
temizleme makinaları üreticisi olan DISA, dört ülkede üretim yapan fabrikaları ile dünya çapında hizmet
ağına sahip üretici bir firma. Müşterilerine, sunduğu
uygulama/mühendislik hizmeti sayesinde, minimum
malzeme tüketimi ile maksimum ürün çıktısı almanın yollarını aktarmayı başlıca hedefleri arasına koyan
DISA’yı yaklaşık 18 yıldır temsil eden Meta-Mak, DISA
ile birlikte, dünyanın önde gelen pek çok üretici firması ile yerli üretici arasında bir köprü görevi görüyor.
Meta – Mak bu sayede, gelişen teknolojiyi son kullanıcıya aktarıyor.
DISA MATCH 20/24 Kalıplama Makinesi,
13 - 16 Eylül tarihlerinde düzenlenecek ANKIROS/ ANNOFER / TURKCAST fuarında Meta-Mak H2 - C110
standında sergilenecek.
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
(*
-&
%0'
8##'
7
Eges Satış Müdürü Emre Sezgin, Eges’in dual frekans indüksiyon ocakları, DSP (Dijital Sinyal
İşlemcisi) Kontrollü IGBT teknolojili indüksiyon ocağı sistemleri ve Samsun Makina’da
devreye alınan ilk 30 tonluk indüksiyon ocağı hakkında bilgi verdi.
D
ual Frekans İndüksiyon Ocakları
Normalde bir endüksiyon ocağının çalışma
frekansı ergitilecek metale ve de ocağın kapasitesine göre seçilir. Örneğin çelik ergitmede gaz emilimini minimize etmek ocağın karıştırma etkisini azaltmak istenir. Buna mukabil dökme demir ergitmede gaz emiliminden daha önemlisi ergimiş
banyonun içindeki ısı dağılımının üniform olmasıdır.
Bu nedenle de çeliğe göre daha düşük frekansta çalışmak gerekir. Benzer şekilde alüminyum ve talaş ergitirken de daha düşük frekanslar tercih edilir.
Günümüzde endüksiyon ocakları tasarlandıkları bir
frekans bandında çalışır. Genellikte de metal banyo
oluştuğu andaki frekansla anılırlar. Örneğin 1000Hz’lik
bir endüksiyon ocağının banyo oluştuğundaki çalış-
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
ma frekansı 900Hz ile 1000Hz arasında bir değerdedir. 500Hz lik ocağın frekansı da banyo oluştuğunda
400Hz ile 500Hz arasındadır.
Üniversal çalışmak isteyen özellikle küçük veya orta ölçekli dökümhaneler, gerektiğinde çelik gerektiğinde
dökme demir, hatta gerektiğinde bakır alaşımları dökmek isteyebilirler. Bu durumda tek bir frekans bandında çalışan endüksiyon ocağı istenen ihtiyaç için yetersizdir. Böyle tasarlanan endüksiyon ocağında frekansı değiştirmek için yapılacak modifikasyonlar sistemin
hem performansını hem de verimin kötüleştirir.
Bu nedenle Eges dual frekansta aynı verim ve performansla çalışabilen endüksiyon ocağı geliştirdi. İlkini Çorum’da Görpe Döküm firmasında uyguladıklarını belirten Eges Satış Müdürü Emre Sezgin, Görpe
(*
Döküm’ün çelik ergiteceği zaman ocağın frekansını
2000Hz’e ayarladığını ve dökme demir ergiteceği zamanda da frekansı 1000Hz’e ayarladığını söylüyor. Her
iki frekansta da ocağın verimi ve performansı aynı kalıyor.
DSP (Dijital Sinyal İşlemcisi) Kontrollü IGBT Teknolojili Endüksiyon Ocağı Sistemleri
Türkiye’de 1992 yılından itibaren IGBT teknolojisini kesintisiz güç kaynaklarında ilk kullanan firma olan Eges,
IGBT teknolojisinin gelişmesiyle beraber endüksiyon
ergitme sistemlerinde de IGBT teknolojisini Türkiye’de
ilk kullanan firma oldu.
Eges, IGBT teknolojisini kullanmaya karar verdiğinde
yeni bir kontrol elektroniği tasarımı uygulamaya da
karar vererek bütün kontrol tekniğini dijital platforma taşıdı. Tasarımı daha karmaşık olmakla beraber dijital kontrol tekniğinin kendine göre bazı avantajları
olduğunu söyleyen Sezgin, bu avantajları şöyle sıralıyor. “Birinci avantajı sistemden sisteme değişen ayarların yalnızca bir bilgisayar vasıtasıyla gerçekleşmesidir. Diğer bir avantaj, kontrol tekniğinde yapılacak bir
iyileştirmenin yazılım ile sağlanmasıdır. Bu avantajların
müşteriye faydası, müşterinin satın alacağı yedek kartın cihazda ayarlanmasına gerek olmamasıdır. Bilgisayarla parametreleri asıl kartın parametrelerine ayarlandığında, yedek kart asıl kartın performansını gösterir.”
Ayrıca yeni tasarımla beraber, cihaz üzerinde kullanılan elektronik kart sayısında da bir azaltmaya gidildiğini belirten Sezgin, “bu sayede hem cihaz daha basit
hale geldi hem de olası bir arıza durumunda müdahale kolaylığı sağlandı” diyor.
IGBT kullanılan Eges Endüksiyon Ergitme Sistemi’nde
reaktif problemi yok. Minimum güçlerde dahi güç faktörü 0.98’den büyük. Bu sayede müşterinin ayrıca bir
kompanzasyon panosu yatırımı yapmasına gerek kalmamakta.
IGBT teknolojili sistemin kullanımı ile mevcut cihaz
kullanımı arasında hemen hemen hiç fark olmadığını
belirten Sezgin, bu
sayede mevcut endüksiyon ocağı kullanıcılarının yeni sisteme kolayca alışacaklarını söylüyor.
Emre Sezgin, “Özellikle 600KW’a kadar
sistemlerde güç ünitesi (konvertör) platform üzerinde daha
Eges Satış Müdürü
az yer kaplamakta
Emre Sezgin
bu nedenle de ocaklar için daha geniş şarj alanı kalmaktadır” diye ekliyor.
30 Ton 15MW İndüksiyon Ocağı
Son Irak savaşından sonra yükselip bir daha düşmeyen
petrol fiyatları özellikle petrol üreten ülkelerde bir likidite fazlalığı yarattığını, bu nedenle inşaat sektörünün
hızla büyüdüğünü dolayısıyla piyasada inşaat demirine aşırı bir talep oluştuğunu söyleyen Sezgin, bu talebe cevap vermek üzere son yıllarda “mini çelikhane”
olarak adlandırabileceğimiz bir sektörün doğduğunu söylüyor. Bu çelikhaneler hurdayı ark ocakları yerine daha düşük yatırım maliyeti olan endüksiyon ocaklarında ergitip Sürekli Döküm Makineleri’nde dökerek kütük ürettiklerini belirten Sezgin, bunun için yüksek kapasiteli endüksiyon ocaklarına da ciddi bir talep
oluştuğunun altını çiziyor.
Gerek mini çelikhaneler için gerekse yüksek kapasitede döküm yapan dökümhaneler için Eges’in, 15MW
gücünde 30 ton kapasiteli endüksiyon ocağı sistemi geliştirdiğini vurgulayan Sezgin, bu ocaklarda çelik ergitildiğinde kapasitenin 40 ton’a kadar çıkabildiğini söylüyor. Ürettikleri bu ilk sistemin; 15MW ergitme, 1MW tutma konvertörü ve 2 adet 30 ton ocak ile
Samsun Makine Sanayi’nde devreye alındığını ve Şubat 2012’den itibaren sorunsuz çalıştığının bilgisini veriyor.
7UNG|NP
(*
+',$3
$/$
/
Dökümhanelere özel çözümler sunan ASK Chemicals’ın yeni ürünü refrakter boyası SOLITECTM DI
su bazlı yapısı ile uygulandıktan sonra boyanın kuruma sürecini renk değişimi ile gösteriyor. Boya,
içindeki özel katkı malzemeleri sayesinde, nemlilik durumuna göre renk değiştirerek kullanıcıya
boyanın tam kuru olup olmadığı veya ne kadar nemli olduğunu gösteriyor.
İ
ş sağlığı ve güvenliği ile çevre koruma, diğer yandan ekonomik kaygılar, boya üreticilerini yeni arayışlara sürüklüyor. Artık alkol bazlı refrakter boyaların kullanımı giderek azalıyor.
Günümüzde su bazlı, çevre dostu ve sürdürülebilir çözümlerin geliştirilmesi, solventler gibi petrokimya ürünlerini geride
bırakacak boyalar geliştirmek tüm boya
üreticilerinin odak noktası olmayı sürdürüyor. ASK Chemicals, alkol bazlı boyalarda elde ettiği bilgi birikimini ve bu boyaların avantajlı yönlerini su bazlı boyalara aktararak yeni geliştirdiği su bazlı boya
teknolojisi ile dökümanelere yenilik getirmeyi hedefliyor. Dökümhanelerin yararına yeni teknolojiler ve ürünler geliştiren
geliştirdiği ürünlerin ve proseslerin çevre
dostu olmasına özen gösteren ASK CheŞekil 1 – SOLITECTM DI boyanın kuruma sürecini görsel olarak tesbit etmemize yardımcı olarak boya
micals, SOLITECTM DI ile de bu hedefini bir
kurutma işleminin tam ve güvenilir olarak yapılmasını sağlar.
adım öteye taşıyor. Uygulandıktan sonra boyanın kuruma sürecinde belirgin renk değişikliklesu bazlı boya, SOLITECTM DI ile dolacağına inanıyor. Eğer
ri göstererek boyanın kuruluk durumu ve tam olarak kumaça ve kalıplarda iyi sıkışmamış, zayıf kalan bölgeler varruyup kurumadığına dair görsel bilgi verebilen yeni ürün,
sa, bu bölgeler, iyi sıkışan bölgelere nazaran, daha fazla
su bazlı boya teknolojisinin bir ürünü. Boyaların tam kuru
oranda nem emer ve bunun doğal sonucu olarak da daha
olması; döküm sırasında boya tabakasının kabuk halinde
geç kururlar. Böylelikle maça yapımı veya kalıplama sırauygulandıkları yüzeyden kopmasına neden oluyor. Aynı
sında gözden kaçmış bu tür hatalar, SOLITECTM DI sayesinzamanda gaz, cüruf inklizyonu, porozite veya pürüzlü yüde çok kolay fark edilerek, döküme geçilmeden önce bu
zey gibi döküm hatalarının oluşmaması için boyanın tam
tür hataların ortadan kaldırılması veya bu tür hataların fikuru olmaması önem taşıyor. Boyaların yetersiz kuruması
reli parça üretimine neden olmalarına mani olunmuş olur.
sonucu ortaya çıkan döküm hataları ise ya dökümün taSOLITECTM DI, dökümhanelerde hali hazırda başarılı bir şemamen fire olmasına ya da temizleme ve taşlama işçilikilde kullanılmakta, bilhassa su bazlı boya olarak çelik ve
ğinin uzamasına neden oluyor. Boyaların aşırı kurutulmasfero parça üreten dökümhanelerde çok yaygın olarak
sı yüksek enerji maliyetlerine yol açıyor. Her iki durum da
kullanılmakta ve kabul görmektedir; bu da iyi kontrol ediüretkenliği azaltıyor ve verimliliği düşürüyor. ASK Chemilebilen ve güvenilir proseslerin dökümhanlere sağladığı
cals yetkililerinin verdiği bilgilere göre, bu güne kadar döreddedilemez maliyet avantajlarının en önemli kanıtıdır.
kümhanelerin kullanabileceği basitlikte, boyaların tam
Yaş/kuru renk göstergeli su bazlı refrakter boya, standart
olarak kuruyup kurumadığını tespit etmek üzere geliştibir ürün ile çevresel faktörleri ve yüksek seviyedeki bir işrilmiş analitik bir yöntem yoktu. Firma bu boşluğun, artık
levselliği birleştiren yaratıcı bir yaklaşımdır.
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
0>
9:
6;<=;-
#(),&
Endüstriyel teknoloji konusunda dünyanın sayılı fuarları arasında yer alan Hannover Messe
2012, 23- 27 Nisan tarihleri arasında Almanya’nın fuarlar kenti olarak bilinen Hannover
kentinde düzenlendi. 2000 yılından bu yana TÜDÖKSAD’ın destek verdiği fuara bu yıl dernek
çatısı altında 32 firma katıldı.
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
0>
S
anayi ürünleri, elektronik, elektrik, endüstriyel
ürünler, mühendislik, kontrol ve ekipmanları,
robot, factory automation, mikro teknolojisi,
dijital teknolojiler, enerji sistemleri gibi farklı konu başlıklarında 8 ayrı fuarın birleşiminden oluşan
Hannover Messe 2012, katılımcıların ve ziyaretçilerin
beklentilerini karşılamayı başardı. Fuar katılımcıların
hedefi ise en üst seviyede endüstriyel AR-GE çalışmaları, yan sanayi çözümleri, üretim teknolojileri ve hizmetleri, enerji ve çevre teknolojileri ile üretim ve işlemede
otomasyon çözümlerini tanıtmak oldu.
2000 yılında Hannover Messe Fuarı’na katılımcı olarak
destek vermeye başlayan Türkiye Döküm Sanayicileri
Derneği (TÜDÖKSAD) bu yıl da üye 32 firması ile 1.300
metrekare üzerindeki sergileme alanında yer aldı. 3
numaralı holde ziyaretçilerle buluşan TÜDÖKSAD üyesi firmalar derneğin stand tasarımı ile de ziyaretçilerin
ilgisini çekti. 2012 yılı Hannover Messe Fuarı katılımcıları arasında TÜDÖKSAD üyelerinden; Adöksan, Akdaş,
Anadolu, Ardemir, Ardöksan, Arpek, Ayhan Metal, Boran, Burdöksan, Çemaş, Çimsataş, Demisaş, Denizciler,
Dirinler, Emin Teknik, Entil, Ergin Model, Ferro, Gedik,
Gürmetal, Hema, İğrek, Kağan, Koçak, Körfez, Pınar, Silvan, Sümer, Şenkaya, Toprak, Torun Bakır ve Yazkan firmaları yer aldı. TÜDÖKSAD’ın yanı sıra fuarda İstanbul
Ticaret Odası (İTO) standlarında grup katılımları, Makine İmalatçıları Birliği (MİB) ile münferit katılımcılar
da Türk sanayinin temsilcileri olarak yerlerini aldı. Fuarı değerlendiren TÜDÖKSAD üyeleri geçen yıla kıyasla bir nebze durgun geçen fuarda en çok ilgiyi teknoloji ürünlerinin sergilendiği hollerin gördüğü konusunda hem fikir. TÜDÖKSAD’ın üyeleri ile katılım göstereceği bir sonraki Hannover Messe fuarı 8-12 Nisan 2013
tarihlerinde düzenlenecek.
Hannover Messe 2012’de neler yaşandı?
Endüstriyel otomasyon fuarında 1.040 katılımcı firma
üretim ve işleme tesislerinde ve ekipmanlarında geniş
bir çizgide otomasyon çözümlerini ortaya koydu. Bu
bölümde endüstriye otomasyonda verimlilik ve enerji optimizasyonu çözümleri dikkat çekti. Robotik, otomasyon uygulamaları ile endüstriyel IT (veri transferi)
çözümlerinin sergilendiği fuar alanı bu yıl iki katı büyüme gösterdi.
7UNG|NP
0>
40 bin metrekare alanda gerçekleştirilen Enerji fuarı,
dünyanın lider ve sektöre yön verici teknoloji gösterilerinden biri oldu. 1.100 katılımcı ile enerji üretimi, iletim ve dağıtımından, depolama ve transformasyonuna kadar tüm enerji sektörünü bir araya toplayan fuar,
alternatif enerji kaynaklarının geldiği noktayı da gözler önüne serdi. Alman devletinin enerji konusundaki yönlendirmeleri ve yenilenebilir enerjinin artan üretim hedefleri çerçevesinde rüzgar, bioenerji, fotovoltaik, güneş ve jeotermal enerji alanlarında güvenilir ve
sürdürülebilir enerji teknolojileri de enerji fuarının dikkat çeken bölümlerindendi.
MobiliTec fuarı, 140 katılımcı firma ile geleceğin elektrikli araçlar dünyasında gelinen son teknolojiyi gözler
önüne serdi. Uluslararası katılımcılar hibrit ve elektrikli tahrik sistemleri, mobil enerji depolama çözümleri ve
alternatif mobilite teknolojileri bu bölümde sergiledi.
Açık alanda elektrikli bisikletler, motosikletler, otomobiller, kamyonlar, hafif ticari araçlar ile elektrikli forklift
gibi araçların gelişmiş örnekleri ziyaretçilerin beğenilerine sunuldu. Fuardan dikkat çeken bir diğer konu ise
elektrikli araçların yaygınlaşmasının yanında bu araçlar için kullanılan enerjinin depolanması zorunluluğu
ve bunun karşılığında sunulan çözümlerdi.
5 bin metrekare sergileme alanında üretim otomasyonu çerçevesindeki proses entegrasyonu ve bilişim çözümlerini ön plana çıkaran Sayısal Fabrikalar fuarında ziyaretçiler, işletmelerin bilişim entegrasyonları ve
IT otomasyonu çözümlerine ilgi gösterdi. Ana temalar
Ürün Ömür Yönetimi (PLM), Üretim Yönetimi Sistemleri
(MES) ve İşletme Kaynak Planlaması (ERP) çerçevesinde
gelişti. Verimlilik ve yeşil üretim ise bu fuarda “greentelligence/yeşilzeka” teması altında yer aldı.
TÜDÖKSAD’ın yer aldığı ve 33 bin metrekare ile fuarın
en geniş alanlarından olan Endüstriyel Tedarik fuarında
bireysel ve ülke katılımlarından oluşan 1.600’den fazla firma yer aldı. Fuarda yer alan TÜDÖKSAD üyesi firmalar fuarı destekleyici nitelikteki oturumlar ve temalı sergilerin doyuruculuğundan etkilendiklerini bildirdi. Lightweight Construction teması bu yıl da özellikle
kompozit ve alüminyum alaşımlarının yaygınlaştığı uygulamaların sergilendiği bölüm oldu.
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
0>
Fuarın bir diğer bölümü ise CoilTechnica’ydı. Elektrik
enerjisinin verimli üretimi ve kullanımı bobin teknolojindeki yenilikler bu bölümde sergilendi.
Son dönemde Hannover Messe portföyüne eklenen ve
katılımcı ve ziyaretçilerin beğenisini kazanan en başarılı fuarlardan biri de Endüstriyel Yeşil Teknolojiler ( Industrial GreenTec) oldu. 120’den fazla katılımcı yaklaşık
3 bin metrekarelik bir alanda endüstriyel değer zincirinin tamamına hitap eden çevre teknolojilerini sergiledi. İki gün süren Uluslararası GreenTec Konferansı’nda
uzmanlar sektörde yeşil teknolojilerin görücüye çıkmasını tartıştı. Temiz üretim, suyun ve havanın saflığını koruma teknolojileri ve geri dönüşüm sektörü gibi konularsa konferansın ilgi gören konu başlıkları arasındaydı.
Araştırma ve Teknoloji fuarı 400’den fazla katılımcısı ile
ziyaretçilerden yoğun ilgi gördü. En çok ilgi gören sergi
alanları ise teknoloji transferi konusuna eğilen stantlardı. Hannover Messe 2012’de “Teknoloji Transferi – Yeniliğe Giden Yol”, konulu oturum programı, Yeni Fikirler ve Yenilik Yöneticilerinin Günü ve Teknoloji İşbirliği Günleri konu başlıkları sayesinde canlı geçti. Yaklaşık 9 bin metrekarelik alan yeni araştırma projelerine,
teknolojik yeniliklere ve araştırma ve sanayi dünyaları arasında işbirliğine ayrıldı. Katılımcılar özellikle kaynakların sürdürülebilir kullanımına, yenilikçi enerji kavramlarına ve elektromobilite kavramlarını ilgi gösterdiler. İlham kaynağı doğa olan mühendislik çözümlerini gösteren Bionics standları, Nano Dünyası, Adaptronics, ESA Uzay Uygulamaları ve Tekstil Çözümleri de
ziyaretçilerin beğenisini kazandı. Yenilikler Gecesi’nde
panel tartışmasının konusu “Yeşil Zeka – Proje Dünya,
Geleceğimiz”idi.
Metropolit Çözümler geçmiş yıllara göre çıtasını yükselten bir diğer fuar oldu. 2 bin 800 metrekarelik alanda 70 katılımcıyla Metropolit Çözümler geçtiğimiz yılın sonuçlarını ikiye katladı. Kentsel altyapılar için konsept fikirler ve teknolojiler ve geleceğin mega şehirleri sergilenen ve oturumlarda ele alınan konular arasındaydı. Fuarın açılışı AB İklim Komiseri Connie Hedegaard tarafından yapıldı. Sergilerde akıllı kentsel altyapı
çözümleri, su tedariki, atık su bertarafı ve mobilite konuları üzerine odaklanıldı.
7UNG|NP
0>
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
7UNG|N
7UNG|NP
P
109
,
+',$
,
Döküm Üretim
'$
TÜDÖKSAD’ın da üyesi olduğu Dünya Dökümhaneler Birliği (WFO)
tarafından organize edilen 70. Dünya Döküm Kongresi, Meksika’da
gerçekleşti. Dünya Dökümcüler Birliği’nin Genel Kurulunda ise katılan
ülkelerin 2011 yılı Sektör raporları sunuldu.
“
Innovate to create value”, “Değer yaratmak için
teknolojik gelişme” ana temasıyla 27 Nisan 2012
tarihinde Dünya Dökümhaneler Birliği (WFO) 70.
Dünya Döküm Kongresi ve Genel Kurulu Meksika Monterrey’de gerçekleştirildi. 400 temsilcinin katılımıyla sürdürülen Kongre, sektörün büyümesi ve gelişmesinin teknolojik yeniliklere dayandığını vurguladı. Kongre’de sunulan teknik makalelere yakın bir zamanda WFO’nun web sitesinden şifre ile ulaşılabilecek. Kongre’de Türkiye’den Prof. Ergin Kısakürek “On The
Austempering Behaviour and Toughness of Austempered Enginering Grade Ductile Iron Castings” başlıklı bir bildiri sundu. Kongre sergisinde ise Dernek üyesi 5M Elektromekanik Türkiye’den tek katılımcı olarak yer aldı.
Dünya Döküm Kongrelerinde geleneksel
olan En İyi Tebliğ ödülleri bu yıl da delegeler arasında yapılan değerlendirme ile sonuçlandı. Seçilen tebliğ
sahiplerine kapanış töreninde
Hüttenes-Albertus sponsorluğunda ödülleri verildi. 70.
Dünya Döküm Kongresinin en iyi sunuları;
“Optimization of Chemically
Bonded
Sand Moulds” - Julian Izaga of Azterlan, İspanya;
“Estimation of
Fatigue Limit
of Ductile Iron
Weakened
by V Shaped
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
Notches” - Giovanni Meneghetti, Padua Üniversitesi,
İtalya ve “Development of a Career Path Framework for
the Foundry Industry in South Africa” - Lucky Juganan,
Johannesburg Üniversitesi, Güney Afrika 71. Dünya Döküm Kongresi 19–21 Mayıs 2014 tarihinde, İspanyolca ve Bask dilleri konuşulan Bilbao şehrinde İspanya’da
yapılacak. Teknik konferansın ana teması: “Geliştirilmiş
sürdürülebilir döküm” olacak.
Bask bölgesinde üretilen döküm ürünleri İspanya rakamlarının yüzde 60’ını kapsamakta. Önemli bir dönüşüm geçiren Bilbao şehrinin, böyle bir önemli uluslararası organizasyon için mükemmel şartları sunduğu belirtildi. Organizasyon komitesi organizasyon hazırlıklarının yapılması için destek de verecek. Tanıtıcı video 71.
WFC davetiyeleri ile birlikte katılımcılara dağıtıldı. 71.
Dünya Döküm Kongresi detayları netleştikçe TÜDÖKSAD tarafından gerekli duyurular yapılacak.
Dünya Dökümcüler Birliği’nin Genel Kurulunda ise katılan ülkelerin 2011 yılı Sektör raporları sunuldu. Bu raporların özetini sizlerle paylaşıyoruz.
ABD : 2011 yılında 6,1 milyon ton
demir (pik, sfero, çelik: çelik dökümün 1 milyon ton olduğu ve 2012
yılında daha fazla beklendiğini) ve
1,4 milyon ton demirdışı döküm üretilmiş. Tüm sektörlerde büyüme trendi gözlenmekte.
AFS’nin ABD döküm üreticileri arasında yapılan anket
çerçevesinde firmaların yüzde 50’si ürettiği dökümün
satışını gerçekleştirebilmiş, bu üreticilerin yüzde 17’si
kadar kapasite artışlarına ve yüzde 50’si insan gücünün
arttırılmasına yatırım yapmakta. Hammadde fiyatlarının
önemli sıkıntı teşkil ettiğini, atık kumun tekrar kullanımı da çözüm bekleyen konular olarak gündeme geldi.
109
Brezilya: 2011 yılında 270 bin ton
çelik, 275 bin ton alüminyum döküm üretilmiş. 2012 yılı ihracat rakamı üretimin yüzde 15’i oldu.
Üretim rakamlarında ise yüzde 10 artış beklenmekte.
Sektörde 65 bin çalışan istihdam edilmekte. Önümüzdeki 4 yılda 4 milyar dolar yatırım planı öngörülmekte.
Çin: Sektör açısından 2011 yılı iyi
geçti ve 2008 krizden etkilenmedi.
Demirdışı ve basınçlı döküm iyi bir
hızla gelişmekte ve bu konuda uzman ekipler çalışmaya hazır bulunmakta.
Mısır: 2011 yılında 350 bin ton
üretim yaptı. Bunun yüzde 50’si
pik, yüzde 40’ı sfero ve yüzde 5’ i
ise çelik döküm. 2011 yılında sektörde yüzde 10–15 düşüş tespit edilmiş. Rüzgâr türbini
gibi gelecek vaat eden projeler, ülkenin politik durumlarından dolayı askıya alınmış.
Finlandiya: 2011 yılında 100 bin
ton üretim yapılmış. Öngörülenden 50 bin ton düşük olduğu tespit edilmiş. Çelik döküm üretimi
büyük bir sürprizle yüzde 40 artmış olup, döküm ürünlerin değerin toplamı ise 309 milyon Euro’dur.
Japonya: 2011 yılında tsunami
ve deprem felaketinden etkilenen
ülke, tüm ülkelerin iyi dileklerinden dolayı teşekkür etti. Üreticileri
eski rakamlara ulaşmaya hedefleyerek, büyümekte. Felaketlerin etkisi döküm sektöründe birkaç yıl daha sürecek. 2016 yılında Japonya’da yapılması planlanan WFC
hazırlıkları şimdiden başlamış bulunuyor.
Güney Kore: 2011 yılında 2,6 milyon ton (yüzde 60 pik döküm, yüzde 10’dan daha az miktarı demirdışı) üretilmiş. Sektör açısından her
yıl üretim artmakta, 2011’de bir önceki seneye göre yüzde 50 artış yaşanmış.
Meksika: 2011 yılında 1,8 milyon ton üretilmiş. Üretimin yüzde 50’den fazlası Monterrey/ Coahuilla Bölgesinde bulunmakta.
2012 yılı içinde otomotiv sektöründe yatırımlardan dolayı sektörde yüzde 5–8 arası artış beklenmekte. Sektörde bin 500 üretici bulunmakta ve 100 bin kişi istihdam
edilmekte. Döküm sektörü ağırlıklı olarak otomotiv sektörüne üretim yapmakta (yüzde 78), diğer yüzde 22 ise:
yüzde 8,3 tarım makinelerine, yüzde 3,9 genel, yüzde
1,8 boru üretimine, yüzde 3 makine üretimine ve yüzde
5 diğer sektörlere ürün vermekte.
Norveç: 2011 yılında 70 bin ton
üretim yapılmış. Yüzde 40 kadar
düşüş (ağırlıklı demirdışı üretiminde) gözlenmekte. Açık denizcilik
ve petrol endüstrisi dışındaki döküm üreticilerinin işleri
başarılı gitmemiş, 3 firma kapanmış.
Hindistan: 6 bin kayıtlı döküm üreticisi bulunan Hindistan’da 2011 yılında yüzde 24 artış öngörülmüşken, otomotiv sektöründe (ağırlıklı
demirdışı dökümde) hafif durgunluktan dolayı bu artış
yüzde 16 olarak gerçekleşmiş. Havacılık sanayi 2011’de
iyi gelişmişti. Hindistan döküm sektörü yüzde 60 otomotiv sektörüne üretim yapmakta.
Birçok döküm firması kapasitelerini iki katına çıkarmış,
fakat en büyük sorunları enerji kaynağı. Altı otomatik
nükleer enerji reaktörün önümüzdeki altı yıl içinde devreye girmesi planlanmakta. Enerji sorunları bu reaktörler devreye girene kadar devam edecek.
Dış kaynaklı yatırımları mevcuttur, fakat sektörde kalifiye insan gücü en büyük sorun olarak görülmekte. Tüm
ülkede enerji tasarrufu seminerleri düzenlenmekte. Eğitimli işgücünü çekmek için eğitim merkezleri kurulmakta ve geliştirilmekte. Eleman yetiştirilmesinde desteğe
ihtiyaç duyan bir ülke.
ADI büyümekte, birçok sfero üreticileri bu konuda faaliyetlerini genişlemektedir.
Macaristan: 2011 yılında genel
sektör üretim rakamlarında yüzde 8’e kadar büyüme kaydedilmiştir. Demirdışı üretiminde ise yüzde 20–30 kadar büyüme kaydedilmiş. 2011 yılında 166
bin ton üretimi yapılmış: 55 bin ton pik, 6 bin ton çelik,
100 bin ton alüminyum, 5 bin ton diğer olarak verilmiş.
Sektörde işgücü sayısı 7 bin olup, dolaylı olarak sektörde çalışan sayısı 20 bin olarak belirtilmiş. Üretimin yüzde 80’i ihracat olarak tespit edilmiş.
İngiltere: Sektörün genel durumu
iyimser görünmekte. Ülke bazında
endüstriyel anlamda negatif büyüme ve durgunluğa rağmen dökümcüler karlı ve yoğun çalışmakta. Üretim ve ekipman
yatırımları devam etmekte. Kapanan döküm üreticisi firma bulunmamakta. Önemli bir sorun kalifiyeli personel
çalıştırmak, birçok döküm firması çırak, yeni eleman ve
diğer sektörlerden mezunlar ( metod mühendisliği gibi)
istihdam ediyor.
Almanya: Sektörün durumu iyi
olup, kriz öncesi rakamlarına geri
dönmüş. 2011 yılında yüzde 16 büyüme ile 4,5 milyon ton demir(pik,
sfero, çelik) ve biraz daha az büyüme ile 1 milyon ton
kadar demirdışı döküm üretilmiş. Otomotiv sektörü ve
7UNG|NP
109
bu sektörde çalışan dökümhanelerin işleri iyi gitmekte.
2012 yılı için küçük bir büyüme bekleniyor. Yeni kalıplama hatlara yatırım ise devam ediyor. Enerji ve malzeme fiyatları çözülmesi gereken konular olarak gündemde ve hep beraber çözüm aranmakta.
Fransa: 2011 yılı ülke için iyi geçmiş. Yüzde 16 toplam artış ile yüzde 18’e kadar boru döküm artışı,
yüzde 22 çelik döküm artışı ve yüzde 12 demirdışı artışı tespit edilmiş. Genel döküm üretimindeki artışlar otomotiv ve ağır döküm sektörlerde olmuştur. 2011’in son çeyreğinde ve 2012 yılının ilk çeyreğinde yavaşlama gözlenmekte.
İspanya: 2008–2010 krizden sonra sektörün gelişimi iyi olduğu, ülkenin makroekonomik durumuna
göre iyi bir sene geçirdiği belirtiliyor. Otomotiv sektöründe iyi gelişmelerden dolayı bu
sektöre ürün veren dökümcüler yoğun çalışmakta, fakat müşterilerin fiyat baskısı çok yoğun olarak gözlenmektedir (döküm firmaların kendi içinde uzmanlaşmaları rekabetçi güç katmaktadır).
İsveç: 2011 yılında sektörde genel
üretim yüzde 26 artışla kapanmıştır. Demirdışı artışı yüzde 21, yüksek basınçlı döküm artışı yüzde 30,
pik döküm artışı yüzde 30 olarak verilmiştir. 2012 yılında hafif bir düşüş beklenmektedir. CGI, ADI’da araştırma
ve geliştirme yapılmaktadır ve hafif döküm ve alaşımlarla ilgili döküm projeler üretilmektedir. Enerji tasarruf konusunda yatırımlar devam etmektedir ve en önemli öncelik olarak atıkların yarattığı çevre kirliliğine olumlu çözüm bulmaktır.
Güney Afrika: Artış tüm sektörlerde gözlenmektedir. Otomotiv sektörün yerel satışları iyi olup, ihracat
rakamları beklentilerin altındadır.
Ülkede maden sektörü canlı olduğundan dolayı bu sektöre çalışan dökümhaneler iyi gitmektedir.
Gündem konuları olarak enerji, çevre ve hurda ihracatı,
eğitim ve yetişmiş personel görülmektedir ve sektörün
canlılığı için bu konuların çözümü olmazsa olmaz olarak
görülmektedir. Alman Üniversitesi ile değişim programı
uygulanmaktadır ve bu değişimin dört adayı da kadındır.
Slovenya: 2011 yılında ilk yarısında gözlemlenen artış 2011 yılının
ikinci yarısında görülmemiştir ve
durgunluğa dönüşmüştür. Fakat
diğer endüstriyel alanlara göre döküm sektörü daha iyi
performans göstermiştir. 2011 yılında 181 bin ton üretilmiştir, 2010 yılına göre yüzde 10 artış olarak kayde-
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
dilmiştir. Pik döküm’de yüzde 4, sfero döküm’de yüzde
29, çelik döküm’de yüzde 3, alüminyum’da yüzde 11,
çinko’da yüzde 19 artış öngörülmüştür. Otomotiv sektörüne çalışan dökümcüler karlı olarak işlerini büyütmektedir. Hammadde ve enerji fiyatların yüksekliği sektöre
yatırım yapmak için engel teşkil etmektedir.
Romanya: 2011 yılında 130 bin
ton üretim gerçekleştirmiş ve 2010
yılı rakamlarına göre yüzde 30 miktarında artış tespit edilmiştir: yüzde 36 pik döküm’de , yüzde 20 çelik döküm’de ve yüzde 44 kadar demirdışı döküm üretiminde (alüminyum
demirdışı’nın yüzde 40’ı kadardır). Alüminyum döküm
üretiminin büyük kısmı otomotiv endüstrisine üretilmektedir, kalan kısmı ise genel mühendisliğe yöneliktir.
Yetişmiş genç mühendislerin sektöre çekmek en önemli sorunlarından biri olarak görülüyor. Bu sorun tüm ülkeler için sorun olarak gözükmekte. Beraber çözüm aramak ile en doğru yol bulunabilir.
İtalya: İtalya’da işçilik maliyeti çok
yüksek olup, gelişmekte olan ülkelere göre 10 kat daha fazla pahalı gözükmektedir. Enerji fiyatların çok yüksek olması sektörde sıkıntı yaratmaktadır.
Dökümcülerin işlerini sürdürmesi için sektörde spesifik
uzmanlıklarla ancak olabilmektedir. İtalyan üreticileri
müşterilerine karşı teknolojilerini geliştirme konusunda
diğer ülkeler ile işbirliği yapmak istiyorlar. Araştırma ve
geliştirme, özellikle ürünün sağlamlığı konusunda geliştirilmesi gereken alanlardır. Rekabetçi ve istikrarlı olabilmek için, çevre ve iş güvenliği konusunda kalifiye çalışanlar istihdam edilmeli ve yeni mezun genç mühendislere döküm sektörü cazip hale getirmeli. Hammadde
ve enerji fiyatların yüksek olması sektör açısından büyük bir yük olarak görülmektedir. İtalyan üreticileri her
yıl kendi aralarında konsorsiyum oluşturup, enerji konusunda devlet ile pazarlık yapmaktadır.
71. Dünya Döküm Kongresi
19–21 Mayıs 2014 tarihinde,
İspanyolca ve Bask dilleri
konuşulan Bilbao şehrinde
İspanya’da yapılacak.
Teknik konferansın ana
teması: “Geliştirilmiş
sürdürülebilir
döküm” olacak
Hol: 6 Stand No: 110
ANKIROS FUARI'ndayız.
13-16 Eylül 2012'de
'g.h07(.12/2-ú/(5ú
'(5(&(6ñ='ñ.(<.$/,3/$0$+$77,
.XPDQGD3DQHOL(NUDQ*ÐUÖQWÖVÖ
0RGHO%R\XWODUÜ 400 X 500 ile 850 X 1200 mm
.DOÜSODPD6ÖUHVL
0RWRU*ÖFÖ
+LGUROLN6LVWHP (OHNWURQLN6LVWHP!"#$'%
%%%!%&%
6HQNURQL]DV\RQ $()
!
.80+$=,5/$0$0ñ.6(5ñ
.XPDQGD3DQHOL(NUDQ*ÐUÖQWÖVÖ
.XP+D]ÜUODPD0LNVHUL
*(+,-!!!
/-$3676!7$9(:!7!%!
(OHNWURQLN6LVWHP!"#$#%
%%!%&%
.8062ï870$6ñ67(0ñ
? *($*(
? (!=!"#((
? %!-&$(((!((
<$7$<'°.¶0+$77,
;6!<=-(%<(&!6%>3-$>&!
%$$)&!!
+ñ'526(5+ñ'52/ñ.31°0$7ñ./7'ì7ñ
Beşevler Küçük San. Sit. 18. Blok No: 1-2-3 16120 Nilüfer / BURSA
7HO 0 224 441 23 23 - 0 224 441 37 84 )D[ 0 224 441 34 91
(0DLO [email protected]
0>
6&%7!+
8$/
Metalurji endüstrisinin iki yılda bir heyecanla
beklediği Ankiros / Annofer / Turkcast
fuarlarına geri sayım başladı. 13-16 Eylül
2012 tarihleri arasında İstanbul Tüyap Fuar
ve Kongre Merkezi’nde Hannover Messe
Ankiros Fuarcılık tarafından organize
edilecek olan fuar üçlüsü her zamanki gibi
beklentileri karşılayacak. Fuarlar, kongreler
ve çeşitli etkinliklerle iki yılda bir yaşanan
bu “Metalurji Şöleni” ile ilgili çalışmaları,
beklentileri, katılımı, kısacası ziyaretçilerin
2012 fuarlarında ne ile karşılaşılacağını
Hannover Messe Ankiros Fuarcılık Genel
Müdürü İbrahim Anıl anlatıyor. Kuşkusuz
bu yıl fuarda ilgi çekecek en önemli
etkinliklerden biri TÜDÖKSAD’a ayrılmış
alanda kurulacak “Mini Dökümhane olacak.”
K
üresel Metalurji endüstrisini bir araya getiren Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarına artık bir “Marka” diyebiliriz. Bu başarı nasıl geldi?
Tarihimiz epey eskilere, 1991 yılına kadar uzanıyor.
1991 - 2001 yılları arasında tamamen yerli ortaklarla fuar organize ediliyorken, Ankiros isminin çok fazla öne çıkmış olmasından dolayı yeni bir şirket kuruldu ve Ankiros Fuarcılık adını aldı. Ankiros Fuarcılık
2002 yılında Alman Deutsche Messe ile şirket evliliği
yaptı. Şirketin yüzde 50’si satıldı. Deutsche Messe adına Hannover Messe şirkete ortak oldu ve şirket ismi
Hannover Messe Ankiros Fuarcılık A.Ş. olarak değişti. Ankiros’un açılımını da merak edenler vardır. Ankiros, adını; Ankara’nın ‘ANK’sı, iron’un ‘IRO’su ve steel’in
‘S’ sinden alıyor. Fuarı ilk önce Ankara’da organize ettik. 1990’lardan sonra döküm sektöründeki ilerleme
çok büyük oldu, sektör ivme kazandı. Bu durum fuarın İstanbul’a taşınmasına da etki etti. Bütünlük sağlamak için metalurji sektörünün tamamını fuara katmak gerekiyordu. Ayrıca döküm sadece demir - çelikten oluşmuyordu. Diğer metallerden de döküm yapıldığından, demir dışı metallerin de fuarda yer alma-
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
sı önemliydi. Dolayısıyla bunu sağlamak adına Annofer fuarını ekledik. Bu fuar da adını Ankara’nın ‘AN’si ve
non ferrous’un ‘NOFER’inden alıyor. Bu dönemlerde
Türkiye, döküm konusunda dünya çapında bir tedarikçi konumuna geldi. Türk döküm sektörünün yegâne
temsilcisi Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği ile Ankiros fuarlarının başlangıcından beri iyi ve güçlü ilişkilerimiz vardı. Dünyadaki fuarlara dökümhanelerle birlikte gidiyorduk. Oralarda standlar açılıp ürünler sergileniyordu. Döküm sektörünün katıldığı bu fuarlara alternatif bir döküm fuarı yapılabilir mi diye düşünceler gelişti. Bu düşüncelerin olgunlaşmasıyla da Turkcast fuarını organizasyonumuza ekledik ve bu yıl beşincisini gerçekleştiriyoruz. Bu süre içerisinde Turkcast fuarı
çok ciddi katılımlara ulaştı. Turkcast yapıldığı ilk yıldan
başlayarak döküm alıcılarının dikkatini çekti ve bu alıcılar sürekli fuarı ziyaret edip anlaşmalar yaptılar. Özellikle 2010 yılında yapılan Turkcast fuarına ciddi sayıda döküm ürünleri alıcıları ziyareti gerçekleşti ve fuara katılan dökümhaneler bundan oldukça memnun
kaldılar.
Bu şirketin tek bir işi var; o da metalurji sektörüne yönelik fuar organize etmek; bu alan dışında fuar orga-
0>
ANKİROS
Demir-Çelik, haddehane ve döküm sektörünün
kullandığı her türlü teknoloji, makina, fırın, refrakter malzemeleri, laboratuvar ekipmanları ve
benzer konularda sektöre tedarikçi konumundaki firmaların sergileme yaptıkları ve bu sektör
elemanlarının ziyaret ettikleri fuar.
nize edilmiyor. Sektörün zihninde metalurji kelimesi
ile Ankiros/Annofer/Turkcast fuarları özdeşleşmiş durumda.
13-16 Eylül 2012 tarihleri arasında yapılacak olan
fuarlara az bir zaman kaldı, çalışmalarınız şu an
hangi yönde yoğunlaşıyor?
Şu an bizim konsantre olduğumuz tek konu ziyaretçi. Daha önce söylediğim gibi bu fuarlar metalurji sektöründe zaten çok iyi tanınan ve sektör profesyonellerince ziyaret edilen bir organizasyon. Ama bu konuda işi şansa bırakmıyoruz ve bizim için ziyaretçi potansiyeline sahip ülkelerdeki sektörel yayınlarda yıl boyunca reklamlarımızı çıkartıyor, o ülkelerdeki sektörel derneklerle işbirliği içinde delegasyonlar organize ediyoruz. Bu delegasyonların belirli bir kısmını biz
finanse edip fuara gelmelerini teşvik ediyoruz. Ayrıca
2 yıl boyunca sektördeki önemli boyuttaki tüm fuarlara katılıp, fuarımızın bilinirliliğini arttırmaya çalışıyoruz. Her fuarımızda olduğu gibi Ekonomi Bakanlığı tarafından alım heyeti destek programına alınan fuarlarımıza 15 ülkeden alım heyetlerinin oluşturulması konusunda ilgili makamlarla ortak çalışmaları da sürdürüyoruz. Ayrıca, yıllardır süregeldiği gibi komşu ülkelerde Ankiros/Annofer/Turkcast Fuarlarının tanıtılması amaçlı bilgilendirme toplantıları ve yurtiçi ve yurtdışı sektörel dergilerde reklam çalışmaları yapıyoruz.
Bunların yanısıra, sektörün fuarlarımızı ziyaretini kolaylaştırmak amacıyla, yurt genelinde, özellikle üretimin yoğun olduğu sanayi bölgelerinden gelecek firmalara ücretsiz ziyaretçi otobüsleri de tahsis ediyoruz.
Turkcast fuarının tanıtımı için ise farklı yöntemlerimiz
var. Bu konuda yine dünya çapında dağıtımı olan dergilerde reklamlarımızı yayınlıyoruz ve özellikle döküm
alıcısı konumundaki ülkelerdeki derneklerle işbirliği
yaparak seçtiğimiz sektörlerdeki üyelerini fuarı ziyaret etmeleri konusunda bilgilendiriyoruz. Bunlara ek
olarak bu konudaki çok önemli bir etkinlik olan Hannover Messe – Subcon fuarının ziyaretçilerini özel olarak bu fuara davet ediyoruz. Ayrıca uzun süreli çalışmalarla kendi oluşturduğumuz, seçilmiş sektörlerdeki
firmalardan oluşan kapsamlı bir veri bankamız var. Tamamını fuara davet ediyoruz.
lı bir organizasyon geçirdiklerini söylemişlerdi. Bu
hemen hemen herkesin ortak görüşüydü, 2012 yılında bu başarı devam edecek mi, geçmiş fuarlardan bu yılın farkı ne olabilir?
Haklısınız, 2010 yılında oldukça başarılı bir organizasyon geçirdik. Bunun sonucu olarak da 2012 fuarımız kapladığı alan açısından ciddi bir şekilde büyüdü.
Önce 7 numaralı holü mevcut alana ekledik, daha sonra 10 numaralı holü. Şu anda boş kalmış herhangi bir
stand alanımız yok. Bütün bu olumlu gelişmeler, fuarın tanıtılmasına ve fuar için yapılan hazırlıklara yansıyor. Katılan firmalar ciddi bir şekilde fuara hazırlanıyor. Biz de bahsettiğim gibi ziyaretçilere yönelik çalışmalarımıza hız vermiş durumdayız. Bu çalışmalar sırasında bize gelen geri dönüşler çok olumlu. Çok geniş bir coğrafyadan organize edilen delegasyonlar var.
Çok başarılı bir fuar geçireceğimize eminim. Bu senenin farkı her şekilde fuarın kapsamının artmış olmasıdır. Daha çok sayıda firma, daha büyük bir alanda daha
fazla ziyaretçi ile buluşacak.
ANNOFER
Metalurji sektörünün demir dışı kısmını kapsamakta. Yani demir dışı metal sektörünün kullandığı her türlü teknoloji, makina, fırın, refrakter
malzemeleri, laboratuvar ekipmanları ve benzeri
konularda sektöre tedarikçi konumundaki firmaların sergileme yaptıkları ve bu sektör elemanlarının ziyaret ettikleri fuar.
Fuar katılımcı ve destekçileri 2010 yılında başarı-
7UNG|NP
0>
TURKCAST
Ankiros ve Annofer fuarlarından farklı bir yapıya
sahip Turkcast fuarında Türk dökümhaneleri sergileme yapmakta ve döküm alıcıları ziyaretçi kısmını oluşturmakta.
Ülkemiz metalurji konusunda oldukça önemli bir konumda. Bu konum devam ettikçe dünyanın fuarlarımıza verdiği önem artacak. Şu anda zaten sektörel fuar
olarak dünyanın ilk üç fuarı arasında sayılabiliriz. Hedefimiz elbette daha üst sıralara yükselmek.
2010 yılı fuarlarının vurucu noktası “Çevre ve Enerji konularıydı. 2012 yılında ana tema ne olacak?
Sınırlı kaynaklardan elde edilen enerjinin verimli kullanılması konusu epey gündemde kalacağa benziyor.
Bu yıl da “Enerji Verimliliği” ana konularımızdan biri
olacak. Elbette üretimde verimlilik ve çevre konuları
da bol bol konuşulacak.
Ankiros/Annofer/Turkcast 2012 fuarlarına katılım
ile ilgili bilgi alabilir miyiz? 2010 yılana göre stand
katılımı genişledi mi?
2010 yılında fuar üçlememiz 800 firmanın katılımıyla
15 bin148 metrekare net stand alanı üzerinde gerçekleştirilmişti. Bu sene ANKIROS/ANNOFER/TURKCAST
fuarlarımız geçen yıllardaki büyüme trendini daha da
arttırarak metalurji sektörünün en ideal buluşma platformu olduğunu bir kez daha kanıtlayacak. Bu sene
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
net stand alanımız 7 Holde 20 bin metrekareye ulaştı.
40’a yakın ülkeden 840’dan fazla katılımcı bu sektörün
en gelişen bölgesinden gelecek ziyaretçilere ulaşacaklar. Yerli yabancı 15bin’den fazla sektör ilgilisinin fuarlarımızı ziyaret etmesini beklemekteyiz.
Yabancı katılım bu yıl hangi düzeyde, geçmiş fuarlarda olduğu gibi ülke katılımları olacak mı?
Bu sene yabancı firmaların özel bir ilgisi var. Bir çok
sektörel dünya devi kendi standlarını oluşturarak hem
Türkiye, hem bölge hem de fuarımıza verdiği önemi kanıtlamış durumda. 530’u aşkın yabancı katılımcı fuarda boy gösterecek. Her sene gördüğümüz Alman, Çin, İspanyol, İtalya, İran ülke pavyonlarına bu
sene Kore pavyonu da eklendi. Bu sene ziyaretçilerimiz uluslararası firmaların varlığını çok daha iyi hissedecekler.
Türkiye döküm endüstrisinin beklediği Turkcast
fuarına katılım nasıl? Sektör yeteri kadar ilgi gösteriyor mu?
Turkcast Fuarımıza ilgi bu senede oldukça yoğun. Sektörümüzden, başta TÜDÖKSAD üyeleri olmak üzere
70’ in üzerinde döküm üreticisi fuarda ürünlerini dünyanın dört bir yanından gelen döküm alıcılarının beğenisine sunacak ve Türk döküm sanayisinin gücünü
bir kez daha vurgulayacaklar.
TURKCAST 2010 bildiğiniz gibi 5 numaralı holde gerçekleştirilmiş, alan yetmediği için 4 numaralı holün bir kısmı da bu amaca yönelik kullanılmıştı. Bu
sene Turkcast fuarı 7 numaralı salona alındı. Diğeri-
nin 2 katı büyüklükte olmasına rağmen Hol 7 de tamamen doldu hatta yer veremediğimiz dökümhanelerimiz kaldı. Bu sene bu salonda bir ilk gerçekleştirilecek ve TÜDÖKSAD’a tahsisi edilen alan içinde mini bir
dökümhane kurulacak. Bu dökümhanede fuarın anısı olabilecek küçük parçalar dökülecek ve ilgilenen ziyaretçilere dağıtılacak. Bu aktivitenin çok ilgi çekeceği kanısındayız.
Fuar ziyaretçileri için ne tür çalışmalar yapıyorsunuz?
Şu an bizim konsantre olduğumuz tek konu ziyaretçi.
Bu doğrultuda daha önce belirttiğim aktiviteleri zaten
başlatmış durumdayız. Ankiros/Annofer için Avrasya
ve Balkanlar, Turkcast için ise başta Avrupa olmak üzere tüm dünya bizim hedefimiz.
Ankiros/Annofer / Turkcast fuarlarıyla eş zamanlı yapılan Ankiros Döküm Kongresi ve Metalurji ve
Malzeme Kongreleri fuarlara nasıl bir güç katıyor?
16. Uluslararası Metalurji ve Malzeme Kongresi
TMMOB – Metalurji Mühendisleri Odası tarafından, 6.
Uluslararası Ankiros Döküm Kongresi ise Türkiye Döküm Sanayicileri Derneği tarafından senelerdir başarı ile organize edilmektedir. Bu kuruluşlarla sürekli dayanışma içerisindeyiz. Biz fuarların mutlaka bu tür etkinliklerle desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Sektörel olarak insanlar bir araya toplanmışken konunun
bilimsel ve pratik taraflarının tartışıldığı, mevcut tecrübelerin paylaşıldığı oturumların büyük yararı olduğunu düşünüyoruz.
Ankiros/Annofer için Avrasya
ve Balkanlar, Turkcast için ise
başta Avrupa olmak üzere
tüm dünya bizim hedefimiz
ALIM HEYETLERİ
Bilindiği gibi T.C. Ekonomi Bakanlığı daha çok
yurt dışında yapılan fuarlara katılan firmalara
maddi destek verir, ancak Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarında içinde olduğu seçili fuarlar Ekonomi Bakanlığı tarafından alım heyeti organizasyonu ile destekleniyor. Bu konuda Ekonomi
Bakanlığı’nın yurtdışındaki ticaret müşavirlikleri
vasıtasıyla 15 ülkeden alım heyeti organize edilecek. Azerbeycan, Almanya, Bulgaristan, Cezayir, İran, İtalya, Kazakistan, Mısır, Pakistan, Romanya, Rusya, Sudan, S.Arabistan, Ukrayna, Yunanistan ve Tayvan’dan Ankiros/Annofer/Turkcast fuarlarına alım heyetleri gelecek.
FUAR ZİYARET SAATLERİ
Tarih
Açılış - Kapanış
13 Eylül 2012
11:00 - 18:30
14 -15 Eylül 2012 09:30 - 18:30
16 Eylül 2012
09:30 - 17:30
FUARLARA NASIL ULAŞIM SAĞLANIR?
Ücretsiz Servisler
Bakırköy Deniz Otobüsü İskelesi
13-16 Eylül
Kalkış: 09:30 12:30 14:30
Dönüş: 15:00 16:30 18:00
DES Sanayi Bölgesi - İdari Binası Önü
13-15 Eylül
Kalkış: 09:30
Dönüş: 18:30
Imes Sanayi Sitesi - Ümit Döküm Önü D-Blok 401.
Sokak
13-15 Eylül
Kalkış: 10:00
Dönüş: 18:30
Yıldız Teknik Üniversitesi Davutpaşa KampüsüMetalurji ve Malz. Müh. Bölümü
13-14 Eylül
Kalkış: 09:00
Dönüş: 18:30
İ.T.Ü Maslak Kampüsü - Metalurji ve Malz. Müh.
Bölümü
13-14 Eylül
Kalkış: 09:00
Dönüş: 18:30
7UNG|NP
13-16 EYLÜL /2012, Tüyap, İstanbul
ANKİROS/ANNOFER / TURKCAST FUARI
ANKİROS/ANNOFER YERLEŞİM PLANI
TURKCAST YERLEŞİM PLANI
FİRMA ADI
AFS BIÇAK VE KALIP SAN. DIŞ TİC. LTD. ŞTİ
AKDAŞ DÖKÜM SAN. VE TİC. A.Ş.
AKDÖKÜM SANAYİ A.Ş.
AKIŞOĞLU DÖKÜM SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
AKPINAR DÖKÜM MAKİNA SANAYİ A.Ş.
ALFA DÖKÜM VE MAKİNA İML. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SANAYİ VE TİC. A.Ş.
ARYA METAL SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
AYDÖKÜM MAKİNA SAN. VE TİC. A.Ş.
AYZER DÖKÜM SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
BORAN ÇELİK DÖKÜM SAN. VE TİC. A.Ş.
BURDÖKSAN DÖKÜM SAN. LTD. ŞTİ.
CAN METAL DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
CANER DÖKÜM SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ.
CEMAL METAL ALAŞIMLARI DÖKÜMCÜLÜK VE TİCARET
ÇEMAŞ DÖKÜM SAN. A.Ş.
ÇETİN DİŞLİ VE MAKİNA SANAYİ TİCARET A.Ş.
ÇORUM TEKNİK ÇELİK DÖK. MAK. LTD.
DALOĞLU DÖKÜM MAKİNA SANAYİ VE TİCARET LTD. ŞTİ.
DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAMÜLLERi SAN. A.Ş.
DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş.
EKSTRA METAL DÖKÜM VE İZABE SAN. LTD. ŞTİ.
EMEK ÇELİK DÖKÜM SAN. LTD. ŞTİ.
ENTİL END. YAT TIC. A.Ş.
ERGİN MAKİNA MODEL VE DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ
ERKON DÖKÜM İNŞ. TURZ. TİC. VE SAN. LTD. ŞTİ.
FERRO DÖKÜM SAN. VE DIŞ TİC. A.Ş.
GEDİK DÖKÜM VANA SAN. TİC. A.Ş.
GÜR METAL HASSAS DÖK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
GÜRSETAŞ DÖKÜM SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
HEYBETLİ METALURJİ MAKİNA SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.
İMPRO METAL METALURJİ DÖK. MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ
KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş.
KAYDÖKSAN KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
KIZILIRMAK DÖKÜM SAN. VE TİC. A.Ş.
KOÇAK METALURJİ MAKİNA SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.
KONYA DÖKÜM KÜMESİ
KONYA HASSAS DÖKÜM NANO TEK. TİC. LTD. ŞTİ.
KÖRFEZ SANTRİFÜJ BORU DÖKÜM SAN. VE TİC.LTD.ŞTİ
MAKİM MAKİNA TEK. SAN. VE TİC. A.Ş.
MEDAŞ MET. DÖK. MAK. SAN. VE TİC. A.Ş.
ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. VE TİC. A.Ş.
ÖZGÜVEN DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
PINAR DÖKÜM SAN.TİC. A.Ş.
SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş.
ŞİRVANLI ALÜMİNYUM DÖKÜM VE METAL İŞLETME SAN. A.Ş
TOPRAK DEMİRDÖKÜM SAN. VE TİC. A.Ş.
TRAKYA DÖKÜM SAN. VE TİC. A.Ş.
TÜDÖKSAD, TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
TÜMSER DÖKÜM A.Ş.
ÜNİMETAL HASSAS DÖK.MAK. VE YEDEK PARÇA SAN. A.Ş.
ÜNLÜ DÖKÜM MAK. MÜH. TAAHÜT SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
YAZKAN MÜHENDİSLİK DÖKÜM MAKİNA SAN.TİC.LTD.ŞTİ.
STAND NO
H7-B190
H7-C100
H7-B120
H7-C155
H7-D160
H7-A120
H7-D120
H7-C130
H7-A180
H7-B100
H7-E190
H7-A130
H7-E170
H7-E210
H7-E150
H10-A110
H7-D100
H7-D180
H7-E100
H7-E200
H7-B130
H7-B135
H7-B170
H7-E220
H7-B140
H7-E130
H7-D140
H7-A160
H7-A110
H7-C110
H7-B150
H7-E140
H7-D110
H7-A170
H7-A140
H7-E250
H7-E110
H7-C135
H7-C140
H7-E230
H7-C115
H7-E180
H7-D150
H7-C150
H7-D130
H7-A150
H7-A100
H7-D170
H7-B160
H7-B115
H7-C160
H7-A125
H7-C120
H7-E120
H7-B180
6
$'?
+',$%%
@"4
8$
John Titley
The Brock Metal Company Ltd.
[email protected]
ÖZET
Türkiye temsilciliğini Zirkon Ltd. Şti. yaptığı,
Avrupa’nın bağımsız çinko alaşım ve külçe tedarikçilerinden The Brock Metal Company Ltd.’nin müdürü John Titley tarafından yazılmış teknik bir makaleyi bu sayımızda okuyucularımızla paylaşıyoruz.
Zamak Pres Döküm Kusurlarının
Sebepleri ve Giderilmesinde
Alaşımların ve Ergitme İşlemlerinin Rolü
Çinko alaşım pres dökümlerin seçilmesinin sebebi,
işlem-malzeme kombinasyonunun, çok geniş bir alandaki son işlemleri kabul eden kusursuz net biçimler
üretmesidir. Büyük üretim miktarlarında hem kalıcılık
hem de maliyet verimliliği açısından çok yüksek kalite
standartlarına erişilebilir.
Bu durum, mevcut bulunan fiziksel ve mekanik özellikler alanı ve oldukça verimli üretim süreci ile birlikte, çinko alaşım pres döküm parçasını elektronik cihazlardan
kilitlere, kapılar ve pencereler için güvenlik ürünleri ve
donanımına, hidrolik ve pnömatikler için bağlantı aparat ve aksesuarlarından otomotiv endüstrisi için dekoratif amaçlı parçalara kadar kapsamlı bir yelpazeyi içeren kitle üretim bileşenlerinin ziyadesiyle geniş bir alanı için ilk seçilecek malzeme haline getirmiştir. Tüm bu
uygulamalar çinko alaşım basınçlı pres dökümden elde
edilen özelliklerin birden fazlasını kullanır.
Bununla birlikte bu çeşitlilik, yanında bir cereme de taşır ki tasarımcı yeni bir parçanın üretimini üstlenirken
bunu göz önünde bulundurmalıdır. Yüksek kaliteli dekoratif son işlemler, son işlem kriterlerinin sürekli olarak daha önemli bir hale dönüştüğü anlamına gelir ve
bu, göz önüne alınması gereken daha yüksek ret oranları olasılığını getirerek maliyeti etkiler.
Bu da, yüksek kalitede yüzey son işlemleri gerektiren
üretim parçalarında yüzey kusurlarının giderilmesini
temel bir gereklilik haline getirir. Küçük yüzey bozuklukları bile redde sebep olabilir ve üretim süreci sırasın-
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
da gerçekleşebilir. Bu nedenle pres dökümcüsü aşağıdakilerden herhangi birini muhtemel döküm kusurları
sebebi olarak değerlendirmelidir.
Bunlar herhangi bir önem sıralaması olmaksızın şöyledir:
Alaşım kimyası: Haddinden fazla demir, kurşun, kalay,
kadmiyum, manganez ve ara metalik/oksit varlığı yüzey
kusurlarının muhtemel sebebidir.
Metal sıcaklığı/metal işlemesi: Makine pota sıcaklığı ve sıcaklık değişimleri döküm kalitesini değiştirecektir.
Külçe ya da parçanın makine ocağına yanlış zaman ya da
yanlış koşullarda verilişi döküm kalitesini etkileyecektir.
Döküm dizaynı: Döküm kusurlarının tahriğinde büyük
bir denetleyici faktörüdür. Döküm dizaynı, onaylanmış
dizayn ilkelerine uygun olmadığı takdirde; kesit kalınlığı
değişimleri, dolgu yarıçaplarının eksikliği, yüzey doku ve
profilleri yüzey kusur problemlerini destekleyebilir.
Kalıp dizaynı: Yolluk ve akaç boyutlarının hesaplanması, makine performansının hesaba katılması, döküm
geometrisiyle ilişkili akaç konumu, kalıp sıcaklığının artış/azalışı, taşma kuyularının ve hava tahliyesinin kullanımı da dâhil olmak üzere, ayrıntılara dikkat etmek çok
önemlidir.
Çıkartım: Uygun çıkartım yapılması, çıkartım pimlerinin boyutu ve konumları, çıkartım için kesit kalınlığı, kalıptan robotla çıkarma, çıkartım döngüsü sırasında ya da
nakledicilerin üzerindeyken mekanik hasar/çarpmaların
azaltılması vs.
Kalıp yağlama: Uygulanan miktarın kontrolü, yağlama
türü, kalıp yüzeyi tortularına/koklaşmasına/mumlanmasına dair temayüller.
İkincil işlemler: Kırkım/koparım, raspalama ve cilalama, titreşimli parlatma gibi kitlesel araç son işlemleri
vb.’nin etki ve gereksinimleri döküm/kalıp dizaynı aşamasında dikkate alınmalıdır.
Pres dökümcünün, ne tür kusurlar meydana gelebileceğini anlaması ve bunun sebebini belirlemeye muktedir olması ve bu sorunları çözmek için mümkün olan
yolların ulaşılabilir olması önemlidir. Bu çözüm yollarının bazılarını uygulamak amacıyla pres dökümcünün
makine performansı hakkında tam bir kavrayışa sahip
olması ve ilgili döküm işlemleri ve oyuk doldurma teorilerine aşina olması gerekecektir.
Pres döküm alaşımları:
Avrupa pres döküm endüstrisi EN 1774 – 1998 standartlarına uygun olarak üretilmiş alaşım külçelerini kullanır. 1998 yılında yürürlüğe girişinden bu yana
külçe şartnamesi, Avrupa topluluğu içerisindeki ülkelerin tüm ulusal şartnamelerinin yerini almış ve onları
geçersiz hale getirmiştir. Çoğu durumda pres dökümcüler, birbirine benzer döküm karakteristikleri olan ve
çoğunlukla aynı işlem ve kalıp içerisinde kullanılabilen
ZnAl400 (ZL3) ya da ZnAl410 (ZL5) alaşımlarını kullanıyor olacaktır. Her iki alaşım da %0,05 magnezyum ile
birlikte %4 alüminyum ilavesi içerir, ama ZL5 ek olarak
6
%1 nominal bakır ilavesi içerir ki bu da ZL3’e oranla biraz daha iyi mekanik özellikler sağlar. Bununla birlikte,
bu AB düzenlemesi dahilinde basınçlı pres dökümlenebilecek diğer alaşımlar da listelenmiştir – bunların bazıları daha üstün mekanik özellikler sunar.
Eğer dökümlerde yüzey kusurlarını tetikleyebilecek
olan metalurjik değişimlere ve dökümdeki hangi elementlerin metalurjinin değişmesine neden olabileceğine bakılacak olursa, bu alanın ciddi döküm sorunları ya da yüzey kusurlarına yol açma ihtimalinin en az olduğu açık bir şekilde görülecektir.
Herhangi bir çinko alaşım basınçlı pres dökümün yüzey pürüzlülüğü çeşitli faktörler tarafından belirlenir –
kalıp sıcaklığı, oyuk doldurma sonundaki metal sıcaklığı, oyuk doldurma süresi, oyuk doldurma modeli ve
akış hızı. Alüminyum ve magnezyum içeriğindeki değişiklikler bu faktörlerden bazılarını etkileyecektir. En
az olarak belirlenmiş oranın altındaki bir alüminyum
içeriği, her biri döküm parçalarının yüzey pürüzlülüğünde büyük etkiye sahip olan iki faktörü etkileyerek,
yani oyuk koşullarını değiştirip doldurma süresini artırarak, alaşımın akışkanlığını kayda değer biçimde düşürecektir. Pres dökümcünün yanlışlıkla alaşım içindeki alüminyum seviyesini artırması pek muhtemel değildir. Bu tip sık görülmeyen bir durumun gerçekleşmesi
halinde, alüminyum içeriği %4,5 - %5,5 olduğunda, alaşımın mekanik özellikleri önemli ölçüde kötüleşecektir.
%8 alüminyuma doğru yeniden geliştirilerek, pres dökümcünün sıcak kamara basınçlı pres döküm makinesinde daha fazla sürünme dirençli ZnAl8Cu1 (ZL8) kullanmasına izin verilir.
xx alaşıma eklenen magnezyumun sertliği geliştirdiğini ifade etmek önemlidir, böylece belirli kirliliklerin
aşınma etkileri kontrol edilmiş olur; ama haddinden
fazla miktarda kullanılan magnezyum yüzey pürüzlülüğüyle ilgili olarak yalnızca hasar verici etkilere sahiptir,
akışkanlığı düşürür ve oyuk doldurma koşullarına engel olur. Magnezyumla ilgili sorunların üstesinden gelebilmek için düşük magnezyumlu bir çinko alaşımı
olan ZL7 piyasaya sunulmuştur. Yürürlükteki EN standardına dâhil değildir ancak daha geleneksel çinko alaşımlarıyla ilgili yüksek yüzey tanımını korurken tasarımcıya daha ince kesitlerde (0,5mm’ye kadar) döküm
yapma olanağı tanıyan bir alaşım sunar. (Çinko alaşımlardaki kirlilik etkileri, Brock internet sitesinde Teknik
Kaynaklar bölümünde bulunan “Çinko döküm alaşımlarının kimyası” isimli teknik makalede daha detaylı bir
şekilde incelenmiştir).
Demir, pres döküm süreci içerisinde en sık rastlanan
kirletici maddedir. Pek çok sıcak kamara pres döküm
makinesi, dökme demir veya demir tabanlı eritme/
bekletme fırınlarını kullanır. Çinko alaşım, fırınla doğrudan temas halindedir ve zamanla demire hücum ederek alaşımda demir kirlenmesine sebep olacaktır. Alaşımdaki alüminyum mevcudiyeti ise aşırı demir alımına engel olacak, aynı zamanda ergitme sıcaklığının yakın kontrolü de demirden mamûl haznenin aşırı şekilde
Pres dökümcünün yanlışlıkla
alaşım içindeki alüminyum
seviyesini artırması pek
muhtemel değildir
aşınmasını engelleyecektir. Bununla birlikte, eğer aşırı ısınma meydana gelirse, hücum oranı 450°C üzerindeki pota sıcaklıklarında çarpıcı biçimde yükselecektir.
Aşırı demir bulaşması, demir alımını şiddetlendirerek
ve alaşımda ara metalik parça oluşumuna sebep olarak alaşımın alüminyum içeriğini tüketecektir. Bunların
başlıcaları AlFe3 ya da AlFe5 partikülleridir. Ciddi durumlarda ara metalik, parlatma işleminin ardından parlak yüzey üzerinde yıldız biçimli görünümler olarak belirecektir. Ara metalik partikül elmas sertliğindedir ve
bu da sert partikülün etrafında yıldız biçimli parlayan
dalgalanmalar oluşturarak parlatma çarkını yönünden
saptıracaktır. Bu sorunun varlığı genelde benek biçiminde sert lekeler ya da kalıntılar olarak anılır ve bunları raspalama ya da parlatma ile yok etmek neredeyse olanaksızdır.
Ayrıca dikkate alınmalıdır ki bu durum kaplama ya da
boyama sonrasında döküm yüzeyinde genelde keskin
kum tanesi şeklinde belirecektir. Bu kusura sahip dökümleri yeniden ergitirken dikkatli olunmalıdır ergitme sonrasında ısı kaynağının kaldırılması ve maden cürufu ve oksit kaldırılmadan önce eriyiğin durmasına ve
kabul etmesine izin verilmesi önerilir. Süren ısı uygulaması pota içerisinde metali hareket ettirerek partiküllerin ısının oluşturduğu akım içerisinde devridaim olmasına sebep olur ve ara metalik partikülleri çoğaltır. ‘Köknar ağacı’ şeklindeki bir konfigürasyon onların eriyik
içinde demir ve alüminyumla birbirlerine bağlanmasına izin vererek, sonrasında alüminyumu tüketir ve demir pota üzerinde hücum oranını yükseltir.
Bazı elementler çok küçük düzeylerde bile döküm kalitesi üzerinde ciddi etkilere sahip olur ve alaşımların
uzun vadeli performansını etkileyebilir. Kurşun, kalay
ve kadmiyum bunların en tipikleridir; çinko alaşımlarda en fazla 50ppm ya da daha az oranda kalacak şekilde kontrol altında tutulurlar. Çinko alaşımın tane yapısı
bu elementlerin tane sınırlarında oturmasına izin verir.
Bu elementlerden biri ya da daha fazlası standart olarak belirlenen maksimum sınırın üzerinde bulunduğu
takdirde belirli koşullar (yüksek rutubete sahip sıcaklık)
döküm içerisinde taneler arası korozyona önayak olacaktır. Bu, tane sınırlarında kendini feda etmesi için çinkoyu uyaran küçük bir galvanik hücrenin oluşumu tarafından vücuda getirilmiştir. Ciddi durumlarda bunun
etkileri çok yıkıcı olabilir, dökümün etkin bir şekilde oksit toza dönüşmesi şeklinde döküm yapısının tamamen
çökmesi gözlenebilir.
Daha az ciddi durumlarda korozyon gerilim çatlakları, çalışma sırasında zamansız parça iş görmezliğine
7UNG|NP
6
neden olacak şekilde biçimlenir. Bu kirliliklerin varlığı
genellikle döküm sırasında sıcak kısalık çatlamalarıyla
görülür. Bu çatlaklar işlem tabanlı diğer sorunlar tarafından da meydana getirilebilir, bu nedenle harekete
geçmeden önce her zaman tüm muhtemel sebeplerin
araştırılması tavsiye edilir. Tüm durumlarda, tanınmış
bir çinko alaşım tedarikçisinin yardımıyla metal kimyası kontrolü ve iyi bir bakım ve temizlikle birlikte düzenli makine pota analizleri yapmak riski azaltacaktır. Pres
dökümcü, dökümhane personelinin uygun bir biçimde
eğitilmiş ve bu tip kirliliklerin varlığıyla bağlantılı risklerin farkında olduğundan da emin olmalıdır.
Ergitme uygulaması:
Bakım ve temizliğin ve ergitme işlemlerinin iyi bir şekilde uygulanması, alaşım kimyasından kaynaklanabilecek her türlü döküm yüzeyi kusurunu neredeyse tamamen ortadan kaldıracaktır. Çinko alaşım basınçlı pres
döküm süreci, tüm süreç özellikleri istikrarlı olduğunda
mümkün olan en iyi şekilde sonuçlanır. Bu özellikle ergitme sıcaklıkları için geçerlidir. Düşük ergitme sıcaklıkları, ergitme sıcaklıklarındaki büyük değişimler ve makine potalarındaki düşük metal seviyeleri, süreç kontrol
prosedürleri uygulanarak ortadan kaldırılması gereken
potansiyel döküm kusuru nedenleridir. ZL3 ya da 5 kullanırken pres dökümcü pota sıcaklığını en az 415°C’de
tutmaya özen göstermelidir (ZL2 435°C’ye ihtiyaç duyacaktır).
Aşırı değişimlere engel olmak için pres dökümcü uygun fırın teknolojisini kullanmalı, külçeleri doğrudan
makinenin içine boşaltmaktan kaçınmalı ve döküm yapılırken en yüksek seviyedeki metalin her zaman mevcut bulunduğundan emin olmalıdır. Bu son nokta metal cürufunun kaz boyun içine girişine engel olur ve sıcaklığı sabit tutmaya yardım eder.
Pres dökümcü, makine fırını potasında sabit seviyede alaşım tutmaya çaba göstermelidir. Düşük seviyeler pota sıcaklığının yükselmesine neden olur ve eritme sıcaklığını olumsuz bir şekilde etkileyeceği açık
olan muhtemelen daha soğuk materyalin geniş ölçüde girişini gerekli kılar. Bu koşullar dizisi optimum çalışma şartlarına ulaşmak için gereken zamanı artırır ve
süreç içerisindeki dengesizliği ve kararsızlığı yükseltir. İki hücreli makine potalarının kullanımı bu problemi tamamen ortadan kaldırır, fakat pres dökümcü her
zaman için makine fırın işletimiyle bağlantılı sorunların
farkında olmalıdır.
Tekli fırın potaları kullanımdayken pres dökümcü metal
parçalarını, yağlı sürgünleri ve yollukları doğrudan gerisin geriye makine fırın eriyiğine atmaktan kaçınmalıdır. Sıcak yağlı sürgün ilavesi yeniden ergitme enerji tasarrufu yönünden çekici gelebilir, ancak döküm kalitesi bakımından tam tersi bir durum söz konusudur. Yağlı sürgünler ve yolluklar kalıp yağının yüzey tortusuna
sahip olabilirler ki bu da cüruf seviyesini yükseltecek ve
bir miktar dumana da sebep olacaktır. Daha da önemlisi, makine potasına yağlı sürgün eklemek, alaşım hac-
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
minin yüzey alanına oranı nedeniyle, eriyikte bulunan
oksit oranını artıracaktır. Bu durum da yağlı sürgünler
ergidikçe, eriyikteki cüruf miktarının artmasına neden
olacaktır.
Erimiş yağlı sürgünler tarafından salınan oksidin bir kısmı eriyiğe katılmış hale gelerek döküm kusurlarına yol
açacak ve döküm kırıkları/çatlakları vs. oluşma riskini
arttıracaktır. Eriyiğe katılmış hale gelen bu oksit aynı
zamanda parçaların yüzeyinde küçük oksit kıvrımları
olarak görünecektir – bunların cilalamayla ortadan kaldırılması mümkün değildir ve yüzey kaplaması boyunca görüneceklerdir. Bu kıvrımlar ve döküm yapısı arasındaki ara yüzey, kaplama işlemi sırasında kaplama
çözeltilerini absorbe edebilir. Bunlar kaplamanın hemen ardından, bakır alt katmanın yapışmasını bozarak
ve kaplama yüzeyin kabarıp soyulmasına neden olarak
ortaya çıkar. Bu kabarcıkların soyulması genellikle bakır
yüzeyin görünmesine neden olarak kabarcığın alt tarafı ile birlikte temiz çinko döküm yüzeyin görünmesine
sebep olur.
Kötü oyuk akışı
Şekil. 1.
Kötü Oyuk Akışı
(20 Kat Büyütülmüş)
Çinko alaşım döküm yüzeyi, soğuk akış ve kötü oyuk
doldurmanın dökümün kenarındaki tipik etkilerini gösteriyor.
Bu kusur aşağıda sıralananlardan biri ya da birkaçı tarafından kaynaklanmış olabilir (en muhtemelden en az
muhtemel olana doğru).
Çok düşük kalıp sıcaklığı – oyuk doldurmadan önce
alaşımın kısmi olarak donmasına sebep olur.
Yapılması önerilenler:
Kalıp soğutmasını azaltın, kalıp ısı düşürme aralığını yükseltin, kalıp sıcaklığını 160 - 180°C’de optimize edin. Eğer
döküm ince duvar ise kalıp devir süresini azaltın. Unutmayın ki bu, kalıplama çalışma başlangıcı sırasındaki çok
yaygın bir hatadır!
Çok düşük metal sıcaklığı – doldurmadan önce alaşımın vakitsiz donmasına sebep olur.
Yapılması önerilenler:
Makine potasındaki metal sıcaklığını en fazla 425°C’ye
(ZL3 ve 5) yükseltin, metal sıcaklığını yükseltmeden önce
termokuplun doğru bir biçimde ölçtüğünü kontrol etmeniz önerilir.
Kalıp yüzünün soğumasına neden olan aşırı kalıp
yağlayıcı kullanımı
Yapılması önerilenler:
Uygulanan kalıp spreyi miktarını azaltın, su-yağ oranının
doğru olduğunu kontrol edin, asgari sprey buğu uygula-
6
masında değişiklik yapın.
Çok uzun oyuk doldurma süresi – piston enjeksiyon
hızının düşüklüğü, yetersiz akaç, yolluk ya da nozül alanı nedeniyle oyuğa metal ulaşımının azalmış olmasından kaynaklanabilir.
Yapılması önerilenler:
Makine piston enjeksiyon hızlarının 1’inci ve 2’nci aşamalarının düzgün bir şekilde ayarlandığından emin olun,
ikinci aşamada piston hızını arttırın. Son olarak yolluk ve
akaç hesaplamalarının doğru olduğunu kontrol edin, döküm ağırlığını tahmin edilen karşısında kontrol edin, kalıp yapıcının hesaplamalarda belirtilen boyutlarda yolluk
kesiğine sahip olduğunu doğrulayın. Yolluğu modifiye etmeyi yalnızca en son çare olarak düşünün!
Makine pistonu, parçayı doldurmaya uygun miktarda
metal iletmek için çok küçük.
Yapılması önerilenler:
Piston boyutunu ya da eğer piston mümkün olan maksimum boyuttaysa makine boyutunu arttırın. Eğer piston
çok küçükse enjeksiyon hızını yükseltmek durumu düzeltmeye yetmeyebilir.
Oyuk içerisindeki döküm ağırlığı ya da akış mesafesi olduğundan az tahmin edilmiş ve oyuk doldurma süresini uzatıyor.
Yapılması önerilenler:
Uygun hale getirmek için akaç alanını arttırın, akaç alanının yolluk alanlarına kadar taşmadığından emin olmayı unutmayın. Piston hızında değişiklik gerekebilir.
Kabarcıklanma (1)
Şekil. 2.
Kabarcıklanma
(5 Kat Büyütülmüş)
Siyah toz kaplı otomotiv parçasının yüzeyi, döküm yüzeyinin altında sıkışıp kalmış gaz nedeniyle bir kabarcıklanma (çember içinde) geliştirmiş. (Çember içine
alınmış alanın sağındaki yüzey hasarı, kuruma tamamlanmadan önce toz boyada oluşan mekanik hasardır).
Kabarcıklanma (2)
Şekil. 3.
Kabarcıklanma
(20 Kat Büyütülmüş)
Resim kabarcık boyunca bir kesiti gösteriyor. Döküm
yüzeyinin altındaki oyuk açık bir şekilde görünüyor.
Doğrudan boyanın altında bulunan çinko levhanın kalınlığı yaklaşık 0,45mm. Çember içine alınmış alanlar
katmanlı kabarcığın iç yüzeyi ile temel döküm alt tabakası arasındaki ayrılma çatlaklarını gösteriyor.
Kabarcıklanmalar pek çok nedenden kaynaklanabilir, örneğin vernik ya da boyanın kuruma aşamasında,
ve bu problemin yalnızca parçaların döküm sonrası ısıya maruz kaldığında meydana geldiği yanlış bir fikirdir. Yine de belirtilmelidir ki dökümlere uygulanan ısı,
problemin ciddiyetini ya da miktarını arttırır.
Kabarcıklanmalar aşağıda sıralananlardan biri ya da
daha fazlası tarafından kaynaklanmış olabilir (en muhtemelden en az muhtemel olana doğru).
Orta derece sıcaklıktaki bir kalıba uygulanmış çok
fazla kalıp yağlaması
Öneriler: Kalıp spreylemesini uygun kalıp işlemi için
gereken en az miktara indirin. Parçaların birbirine yapışabileceği alanlar, yağlama tıkaçları ve oyuktaki soğuk noktalar için kalıbı kontrol edin. Gazlaştırılmamış
ya da buharlaştırılmamış kalıp yağlamasının döküm
içerisinde gaz cepleri oluşturacağını unutmayın ki bu,
fotoğrafta da gösterildiği gibi, geniş izole kabarcıkların
en çok rastlanan çeşididir. Bu tip kabarcıklanmalar genellikle, gazın oyuk doldurma bağlantısı tarafından o
noktada sıkıştırıldığını gösterir şekilde, döküm üzerinde aynı yerde ortaya çıkarlar. Fotoğrafta da görüldüğü
gibi dökümün geri kalan kısmının nispeten gözeneksiz
olması mümkündür.
Oyuk doldurma bağlantısı ve/veya döküm geometrisinden kaynaklanan metal içindeki hava sıkışması
Gözlemler; Sıkışmış hava cepleri normal olarak yuvarlak görünürler ve eğer oyuk doldurma bağlantısı ya da
döküm geometrisi kaynaklı bir durum söz konusuysa
genellikle birbirini izleyecek şekilde aynı noktada belireceklerdir. Bir döküm doldurma bağlantısı bir kere
akaç/yolluk boyutu ve konumu tarafından belirlenmişse, kalıpta ya da döküm geometrisinde çarpıcı bir değişiklik olmadığı sürece her bir seferinde aynı örüntüyü
verecektir. En çok rastlanan sebepler döküm kesitlerindeki çok geniş farklılıklardır. Kabarcıklanmalar ince kesitlerde (dökümün içinde ve dışında), ince kesitlerdeki
izole kör kabartmalarda, konik teğetsel yolluklar kullanılarak doldurulan oval ya da yuvarlak köşeli parçalarda (merkez etkili bir şekilde oyuğu kapatmadan önce
dış kenarı doldurmak suretiyle), konik teğetsel yolluklar kullanılarak kenar üzerinden doldurulan kutu biçimli parçalarda (parça çizgisi üzerindeki kenarın etrafını doldurarak – kaynak yeri oyuğu), kötü dizayn edilmiş yolluk akaç doldurma parçalarında görülür ancak
parçanın bir kesitindeki havanın tutulmasıyla diğer tarafa geçer.
Çok yavaş akış hızı (40M/sn.’den az)
Öneriler: Makine ayarlarının, yolluk ve akış boyutunu
tesis etmek için kullanılmış olanlarla uyumunu kontrol
edin. Aynı amaçla piston ve nozül boyutunu da kontrol edin. Mantıksız görünebilir, ancak makinenin yolluk akış hesaplamalarında belirtildiği şekilde kullanıldığından emin olun. İlk aşama enjeksiyon hızını azaltın, ikinci aşama enjeksiyon hızını arttırın – yavaş dol-
7UNG|NP
6
durma etabını uzatmak için 1inci ve 2nci aşamaların
oranını değiştirin. Optimum dolgulamaya ulaşıldığından emin olmak üzere donma/gerilim zamanını arttırın. Kenar doldurma/oyuk kapatma riskleriyle ilgili söylenenleri unutmadan hava tahliyesi olanaklarını araştırın. Metal akışı izole kabarcıklanmaların meydana geldiği alanlara ulaşmadan önce taşma cepleri ekleyip ya
akış genişliğini arttırarak ya da akışı kalınlaştırmak suretiyle dolum bağlantısını değiştirin. Ekstra hacim, sıkışmış havayı yerinden oynatarak metal akış hızı ve yönünü değiştirecektir. Taşma kuyusundan dökümün içine daha fazla hava girişine engel olmak için gerekli
özen gösterilmelidir.
Boya kurutma sıcaklığı çok yüksek ya da son işlem yüklenicisinin işlemleri kontrol sınırlarının dışında veya kesintili bir şekilde çalışma, operatör hatası
ya da arıza kontrol ekipmanı vs. sebebiyle değişikliğe uğruyor.
Öneriler: Son kullanıcı tarafından tanımlanan boyanın
Çinko alaşımlar için maksimum 210°C olan ancak 180°C
olarak önerilen uygun sıcaklık aralığıyla uyum sağladığından emin olun. Bu sıcaklıklarda Çinkonun kendi sürünme sınırlarında olduğunu ve ince levha kaplamanın bir kabarcıklanma oluşturarak bozulmasına izin verecek kadar yumuşak olacağını unutmayın – oluşmuş
bir kabarcıklanma için bir önceki fotoğrafa bakın. Ayrıca belirtilmelidir ki kabarcıklanmalar bazı dökümlerin
“ham döküm yüzleri” üzerinde son işlemler tamamlandıktan sonra neyin beklenebilir olduğunu gösterir şekilde oluşurlar. Eğer takip edecek üretim süreçlerinde
herhangi bir ısı uygulaması beklenmiyorsa bu durum
su verme işlemiyle ortadan kaldırılabilir.
SATILIK DÖKÜMHANE EKİPMANLARI
İhtiyaç fazlası makine ve ekipman satış listesi;
Gebze
Hilger Spectrometre 26 element ölçme, disket ile kalibrasyon
Dijital sertlik ölçme cihazı
İndiksiyon ocağı, Yüksek frekanslı 1000 Hz, 600 kW VIP güç ünitesi 1000 + 600 Kg ocak kapasitesi
Pnömatik / Hidrolik kalıplama (DMS) 30 derece/saat kapasite, 630x500x120 mm derece ebadı, 3 ton/
saat kum kapasiteli tesis
Elektrikli LPG ve Elk. Isıl işlem Fırını 900kW, 3000x2000x1500 mm (Hassas ısı kontrolü ve stabilitesi)
Omega reçineli kum mikseri 4 ton/saat + geri dönüşüm sistemi (hiç kullanılmamış)
Kumlama makinası
Vinçler 3 tonluk + 5 tonluk
Jeneratör
Bilgi için: (0212) 280 50 51
Sincan Ankara
1992 model Eges 1 tonluk indüksiyon ocağı, 2001’de ocakta trafosu ile birlikte revizyonu yapılmıştır, fiya
tı 54.000,TL.
Röperwerk marka 1982 model 25 lt cold boks maça makinesi, sandık bağlama ölçüsü 700*800*650 çift
gazlama jeneratörü var fiyatı 53.000.TL
Aydöküm Mak. San. ve Tic. AŞ
1. O.S.B. Karamanlılar cad. No 2 Sincan / Ankara
A C I
Tel: (0312) 267 04 57 Fax: (0312) 267 04 56
Yetkili E-mail: [email protected]
K AY B I M I Z
Sefer Döküm Sanayi Kurucusu ve Derneğimizin 234 No’lu Onur Üyesi Sn. NUSRET SEFER (Sefer Usta)
09.05.2012 tarihinde vefat etmiştir.
Merhuma Allah’tan rahmet, ailesine, yakınlarına ve camiamıza sabır ve başsağlığı diliyoruz.
TÜRKİYE DÖKÜM SANAYİCİLERİ DERNEĞİ
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
)(6
+',$,
#.3&$B
Pres Filtre Gövdesi
Üretim Verilerinin Karşılaştırılması
Eskiden
Üretim Yöntemi
Malzeme
Ağırlık
İlave işlemi maliyeti
Üretim maliyeti
Günümüzde
Kaynak Konstrüksiyon
(13 parça)
Döküm
(tek parça)
St 37 Sac
EN-GJL-250 (GG-25)
110 kg
110 kg
+
-
100 %
~50 %
Döküm üretim yöntemi ile daha sert ve dayanıklı geometri ile (AB ve CD kesitlerinde) daha iyi hidrolik özellik elde edilmiştir.
Kaynak: DGV
7UNG|NP
66?*
#()$$0&
'
Hammadde fiyat endeks tablosu, her ayın ilk haftası güncellenmekte ve TÜDÖKSAD’ın web sitesi www.tudoksad.org.tr ‘den yayınlanmaktadır.
Hammadde fiyatları TL / ton
Dönem
2005 ORT/AVE
2006 ORT/AVE
2007 ORT/AVE
2008 ORT/AVE
2008 / 12
2009 / 01
2009 ORT/AVE
2009 / 12
2010 / 01
2010 ORT/AVE
2010 / 12
2011 / 01
2011 / 02
2011 / 03
2011 / 04
2011 / 05
2011 / 06
2011 / 07
2011 / 08
2011 / 09
2011 / 10
2011 / 11
2011 / 12
2011 ORT/AVE
2012 / 01
2012 / 02
2012 / 03
2012 / 04
2012 / 05
Hurda (1)
SferoPiki (2) Hematit Pik (3) Çelik Piki (4)
Ort
Max
Ort
560
910
510
543
639
543
565
708
770
845
900
820
792
830
840
845
880
880
900
900
950
865
944
940
950
960
970
472
515
589
978
960
880
698
880
700
842
924
962
980
1008
996
1058
1059
1072
1203
1202
1228
1110
1162
1087
1159
1090
1152
1130
1167
373
407
487
612
460
497
502
497
545
651
715
818
806
800
771
817
810
798
852
863
860
848
918
830
931
895
881
889
918
Max
717
1605
1605
1340
897
1340
780
929
1016
1030
1152
1065
1065
1090
1130
1182
1275
1350
1300
1260
1300
1183
1275
1280
1355
1412
1450
Hurda Fiyatı (1)
Çolakoğlu Metalurji A kalite fiyatı ve Türkiye genelindeki dökümhanelerce satın alınan paketli veya dökme, kaplamasız,
DKP sac hurdalarının maliyet fiyatlarının günlük hesap edilmiş
ağırlıklı aylık ortalaması
Sfero Piki (2)
İthal kaynaklardan temin edilen Sfero pikinin güncel fiyatlar
ve bağlanan sözleşmeler ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
Hematit Piki (3)
İsdemir, Kardemir ve ithal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
ümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
Ort
594
982
975
822
656
822
692
834
906
1002
980
966
972
999
1042
1127
1102
1210
1208
1106
1146
1072
1141
1082
1058
1035
1057
Max
Ort
641
1416
1010
992
992
992
725
878
939
1030
1040
1014
1014
1028
1053
1190
1190
1260
1260
1250
1260
1132
1230
1220
1177
1165
1160
428
462
521
859
765
678
564
678
675
779
848
875
898
901
893
912
962
1059
1059
1120
1130
1015
1017
987
1005
930
980
994
1007
Max
592
1227
840
840
840
940
747
847
905
960
970
970
973
942
1020
1055
1102
1270
1280
1150
1100
1066
1098
1100
1170
1150
1150
Sfero
Pik
Çelik
Döküm Döküm Döküm
(5)
(6)
(7)
423
461
535
795
710
689
600
689
623
746
820
890
893
904
884
938
935
1028
1028
1033
1044
979
1040
966
1045
993
1017
1010
1043
515
766
665
624
556
624
614
729
796
878
873
867
852
886
906
966
966
1014
1015
954
1000
931
1002
951
950
952
975
Çelik Piki (4)
İsdemir, Kardemir ve ithal kaynaklı pikin güncel fiyatlar ile dökümhanelere maliyet fiyatlarının ortalaması
Sfero Döküm Hammadde Maliyeti (5)
Sfero Döküm Hammadde Maliyeti
Ortalama % 50 sfero piki ve % 50 hurda ile hesaplanan malzeme maliyeti
Pik Döküm Hammadde Maliyeti (6)
Ortalama % 50 hurda ile % 25 hematit ve %25 çelik piki ile hesaplanan malzeme maliyeti
Çelik Döküm Hammadde Maliyeti (7)
% 100 hurda ile hesaplanan malzeme maliyeti
CAEF Avrupa
Endeksi (Euro/ton)
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
373
407
483
612
460
497
502
497
545
651
715
818
806
800
771
817
810
798
852
863
860
848
918
830
931
895
881
889
918
66?*
Çolakoğlu Metalurji
Hurda Fiyat Değişimleri (TL/kg)
Aylık Ortalama - A Kalite DKP
31%
0%
11/11
01/12
03/12
07/11
09/11
8%
01/11
03/11
05/11
09/10
11/10
03/10
05/10
07/10
09/09
11/09
01/10
05/09
07/09
11/08
01/09
03/09
07/08
09/08
01/08
03/08
05/08
09/07
11/07
03/07
05/07
07/07
11/06
01/07
Çolakoğlu Metalurji
Hurda Fiyat Değişimleri (%)
05/12
07/12
17%
17%
Eurofer Avrupa hurda endeksi (euro: 2001=100)
1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2010 2011 2012
January
February
March
April
May
June
July
76
74
76
75
76
80
79
96
96
97
98
99
101
96
103
99
98
100
103
103
102
99
99
107
108
110
114
114
130
135
139
137
125
110
113
163
178
205
203
190
167
202
251
252
231
213
178
150
172
182
187
200
211
214
227
229
221
232
247
247
237
238
239
259
264
269
343
428
439
445
227
194
163
166
178
157
173
219
221
255
319
306
289
279
364
339
339
326
327
340
335
August
79
95
100
114
123
247
194
218
231
398
186
300
337
September
78
100
101
112
139
259
214
212
230
302
200
311
327
October
78
103
100
113
138
275
181
220
228
238
179
277
312
November
79
103
95
116
138
273
186
218
223
182
173
296
294
December
82
105
96
121
148
254
183
213
224
228
195
325
301
Average Index
78
99
100
111
131
218
200
211
233
316
183
283
3328
319
309
322
320
319
EUROFER Avrupa
Hurda Endeksi
(Euro:2001=100)
EUROFER Avrupa
Hurda Endeks
Değişimi
(Euro:2001=100)
7UNG|NP
6
$/$0
&
>%
6&$
%
Otomotiv sektörünün daha karmaşık, yüksek performanslı dökümlere artarak ve sürekli bir
gereksinimi vardır. Bu tip dökümler için maçalar artarak silika kum ve poliüretan soğuk kutu
bağlayıcılarından üretilmektedir; bu fin hatalarını tetikleyen bir kombinasyondur ve bertaraf
edilmesi zor ve maliyetlidir. Geleneksel olarak, bu tip hataları göreceli olarak pahalı olan antifin ve boya kombinasyonu kullanılarak minimize edilir. Katkı malzemesi uygulamasına ihtiyacı
olan maçalar için yeni bir boya geliştirildi ve maçanın tümüne uygulanan katkıların yerine maça
yüzeyinde anti-fin performansa ihtiyacı olan yerlere odaklanıldı.
Resim 1. Dizel silindir kafasında fin hataları
Tüm dünya perspektifinden bakıldığında, silika kum bir
çok dökümhane bağlayıcı sistemi ile uyumlu, kolay ulaşılabilir ve az maliyetli olmasından dolayı sıvı metalin dökümünde kullanılan kalıp ve maça üretiminde tercih edilir. 1960’ların sonunda amin ile sertleşen poliüretan soğuk kutu maça üretim prosesinin lansmanından sonra
kullanımı oldukça yaygınlaşmış ve yüksek üretimli demir
dökümhaneleri için silika kumlu maça üretiminde kum
bağlayıcısı olarak kullanımı dominant hale gelmiştir. Silika kum kombinasyonu ve PUCB bağlayıcılar yüksek üretim oranlarında yüksek mukavemetli ve karmaşık geometrili maçaların üretimi için ve döküm prosesi sürecinde ölçüsel hassasiyete sahip ve bunda süreklilik sağlayan
ayrıca maçanın göreceli olarak katılaşan metalden rahatlıkla bertaraf edildiği bir proses sağlar. Bununla birlikte
bu proseste direk olarak silika kumuna bağlı olan çeşitli
sakıncalar vardır. Silika kum özellikle PUCB reçine ile kullanıldığında bu tip döküm yüzey hatası ile karşılaşılır ve
yaygın olarak ‘’fin’’ hatası olarak bilinir. (Bakınız resim 1.)
Fin hatası maça yüzeyindeki küçük yüzey çatlaklarından
içeri giren sıvı metalin meydana getirdiği bu hata silika
kumun lineer olmayan termal genleşmesi ile PUCB reçine sisteminin düşük sıcak mukavemetinin kombinasyonu olarak atfedilir.
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
Damarlaşma hatalarının formasyonu
Döküm prosesi boyunca sıvı metal boyanmamış maçayı
çevrelerken, maça yüzeyi sıcaklığı hızla ve aniden artar ve
sonradan bu ısı maça iç yüzey derinliğine doğru diffüze
eder. Bu ısı transfer oranı da bir çok faktör dahilinde yönetilir:
Maça alt katmanının termal iletkenliği
Maça yüzeyi ile sıvı metal arasındaki ısı transferi
Resim 2. Tipik dökümhane kumunda termal genleşme
Bu ısı etkisinden dolayı maça alt katmanı resim 2’de gösterildiği çizgideki gibi lineer genleşme ile hızla genleşecektir, birçok dökümhane kumunda olduğu gibi. Resimde gösterildiği üzere, silika kumun genleşmesi diğer dökümhane kumlarından önemli derecede yüksek ve daha
hızlıdır. Kuvarzın 573 C’deki alfa/beta faz değişiminden
dolayı sergilediği lineer olmayan genleşmede bu durum
artmaktadır.
Sıcaklık değişiminden dolayı bu genleşme maça alanı boyunca uniform olmayacaktır. Silikanın genleşmesinden
dolayı sıkışma kuvveti oluşacağından başlangıç faz bo-
6
yunca maça yüzeyi çatlağı riski yoktur.
600 oC’nin aşıldığı sıcaklıklarda silika madde kasılmaya
başlar. Bu kasılma maça yüzeyinde başlayacaktır ve maçanın içinde derinlerde genleşme kuvvetlerinin sıkıştırması ile gerilim kuvvetleri ortaya çıkacaktır. Eğer bağlayıcı mukavemeti bu kuvvetleri karşılayacak yeterlilikte değil ise maça yüzeyinde kum taneleri arasında ayrılmalar
başlar ve küçük yüzey çatlakları oluşur.
Bilindiği üzere PUCB reçinelerin sıcak dayanımları düşüktür ve bu reçine sisteminin kullanımı fin hatalarının riskini
artıran bir durumdur. Bu çatlakların oluşumu mutlaka bir
damar hatasıyla sonuçlanacak anlamına gelmez, bu sıvı
metalin maça yüzeyinde mevcudiyetine bağlıdır ve maça
yüzeyi metalin katılaşma çizgisinin üstündeki sıcaklıktadır.
Bu çok basit model oldukça karışık bir hal almıştır:
Silika kumun saflığı – empüriteler maçanın termal genleşme profilini önemli derecede etkiler.
Maça boyası kullanımı metal/maça arayüzeyinde ısı
transferini etkiler ve maça yüzeyinde oluşacak metal penetrasyonuna bariyer özelliği sağlar.
Kum katkılarının kullanılması, silika kumun termal genleşmesinin modifikasyonu sayesinde ve rijit kum/ reçine
matriksi içinde oluşan stresi plastisite sağlayıcılarla düşürücü etkisi ile fin hatasına karşı çeşitli koruma metodları sağlar.
Damar formasyonuna model geliştirme
Üstlenilen çalışma fin formasyonunun eğilimini anlamak
için bir model geliştirmiştir. Faydalı ölçümler şöyledir;
Boya dolgu malzemesinin termal iletkenlik ve yayılma
gücü
Kumun ve katkıların genleşme ölçümü
Kumların termal iletkenliği(katkılı ve katkısız)
Kum ve boya için eğilme stresi / gerilme eğrisi
Sonuçlar gösteriyor ki çeşitli fin formasyonları oluşturmak için basitçe dizayn edilmiş test dökümünde boyanmamış maçada 9 mm derinliğinde finlerin oluşabileceği
veya mevcut olacağı öngörülmüştür. Aynı şekilde yüksek
performanslı, yüksek izolasyon karakterli, anti-fin boyayla (RHEOTEC XL) boyanmış maçalarda bu ciddi durum 3
mm derinliğe inecektir.
Son test gösteriyor ki maça kumu içine %8 oranında kum
katkı materyali katıldığında fin eğilimi bu riskli periyod
boyunca basınç altında iken bile güvenli bir şekilde elimine edilebilir. Oluşacak fin modeli, tahmini test dökümleri ile ilintilidir ve sonuçlar Resim 3’te gösterilmiştir. Bu
çalışmalardan çıkanların sonucunda fin hatası için gerekli şartlar maçanın üst tabakasında yaklaşık 10 mm derinlikten az kısımda oluşmaktadır, veya izolasyon karakterli boya kullanıldığında önemli derecede daha az bölgede oluşur.
Buna ek olarak, yüksek izolasyon karakterli boyalar tamamen fin hatalarını elimine edemese de sıvı metalin yüzey
çatlak formasyonu alması için gerekli kritik zamanı oldukça azaltır. Bu durum sonradan fin hatalarını tamamen elimine etmek için gerekli anti-fin kum katkı materyalinin
kullanımını azaltmada önemli etken olmaktadır.
Resim 3. Değişik tip boya ve katkı ile değişik şiddet ve formasyondaki fin
hatalarının test dökümde gösterilişi.
Anti-damarlaşma kum katkı materyalleri
Anti-fin kum katkıları yüksek saflıkta silika kumları ve
PUCB reçineleri ile birlikte kullanıldığında etkili ölçüde fin
tipi hataları azalttığı bilinmektedir. Bununla birlikte, antifin kum katkılarının birkaç sakıncası da vardır:
Anti-fin kum katkı materyali göreceli olarak silika kumdan pahalıdır. Tipik ilave oranı % 2 – 8 arasında katkı tipine bağlı olarak değişir ve elimine edilecek fin hatasının
güçlüğü de bu oranın seçiminde etkilidir.
Birçok katkı materyali silika kumla ağırlık olarak karşılaştırıldığında önemli derecede yüksek yüzey alanına sahiptir. Bu durum ayni mukavemeti sağlamak adına daha fazla reçine kullanımına sebep olup sadece ekstra maliyet
dışında döküm esnasında daha fazla gaz yayımına da sebep olur.
Katkı materyalinin kullanımı maçanın plastisitesini artırır
ve döküm prosesi boyunca deformasyona sebep olur ve
ölçüsel kesinliği azaltır.
Bu sebeple, anti-fin katkı materyalini minimumda tutmak
anahtar noktadır ve fin hatasının yüzey bölgesinde gerçekleştiğini gözönünde tutarsak maçanın tümüne gereksiz bir şekilde katkı materyalinin ilave edilmiş olduğu
görülmektedir. İdeal olarak kum katkı materyali sadece
maça yüzey tabakasına eklenmelidir. Katkı materyalinin
maliyetini düşürmek, minimum reçine sarfiyatı ve dokum
prosesi boyunca sinirli maça distorsiyonu için önemlidir.
Resim 4’de fin hata formasyonuna karşı oluşturulan dirençli yapı gösterilmektedir. Bu ihtiyaç pratik olmayan
kum katkı materyalinin mevcut kullanım yönteminden
dolayı oluşmuştur. Hacimli maça imali ile karşılaştırıldığında farklı geometrili özel imalli maçalarda problemli
bir durumdur.
Resim 4. Konvansiyonel anti-fin kum katkısının toplam maça içine uygulaması ile maça yüzeyine yapılan özel uygulamanın karşılaştırılması.
7UNG|NP
6
Aktif içerik emilimi
Bir aktif anti fin katkı materyalinin maça yüzeyinin içine
özel takdimi maça üretiminden sonra gerekli katkı materyalinin yüzeye emilimi ile başarılabilir. Bu proses ince taneli anti-fin kum katkı materyali ve yüzey aktif maddeleri içeren boyanın aplikasyon boyunca maçanın alt yüzey
alanına emilimi ile yapılır.
Bununla birlikte bu basit çözüm maça üretim prosesine ekstra bir adim daha ekler, geleneksel olarak maça
yüzeyine uygulanan koruyucu boyaya ilave gerekliliktir. Pratikte, alt yüzeye nüfuz eden boyanın üstüne yeni
bir boya tabakası oluşturmak bir karmaşıklığı beraberinde getirir. Bu durum maçanın üzerindeki boyanın döküm
sırasında ayrılma riskini doğuracaktır, potansiyel olarak
‘scabbing’(kabuklanma) hatasının oluşumu riskini arttırır. Bu sebeple yüzey altı ve yüzey boyalarının her ikisi de
aynı anda tek aplikasyon ile yapılmalıdır, geleneksel olarak refrakter dolgulu boya yüzeyde bir film tabakası oluştururken anti-fin katkısı alt maça yüzeyine absorbe etmelidir. Resim 5’te bunun etkisi gösterilmiştir; anti- fin katkısı maça yüzeyinden yaklaşık 5 mm aşağıya absorbe etmiş ve yüzey film tabakası yaklaşık 0,3 mm olarak yüzeye
uygulanmıştır. Resim 6’da karşılaştırmalı olarak geleneksel boyalı uygulama ile emilimli boyalı uygulama gösterilmiştir.
Resim 5. Tek boya uygulaması 0,3mm kuru film tabakası sağlar ve yüzey altına penetrasyon yaklaşık 5 mm’dir.
Resim 6. Geleneksel boya sadece boyanın yüzeyine uygulanışı (sol) ile yüzeye ve anti-fin katkısının yüzey altına absorbe edilişinin kıyaslaması
Emilim boyaların denetlenmiş uygulamaları
Boya teknolojisinin gelişimi için üstlenilen bu önemli çalışma 5 mm derinliğe ulaşan yüzey altı anti-fin katkılı emilim boyası ile geleneksel yüzey boyasının aplikasyonuna izin verir. İlave olarak, tercih edilen refrakter kombinasyonlu dolgu materyalleri hatasız yüzeyli döküm parça
elde edilmesini sağlarken fin hataları da minimuma inecek şekilde baskı altına alınmıştır.
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
Kararlaştırıldığı gibi ince partiküller maça alt yüzeyine absorbe ettirilmiştir ve kaba materyaller yüzeyde kullanılmıştır. Sonuçta elde edilen boya boyama prosesinde ayrı
partiküllerin karışmasına izin vermez ve ince partiküllerin maça yüzeyine penetrasyonu engellenir. Resim 7’de
maça yüzeyindeki boyasız poroz yüzey gösterilmiştir ve
resim 8’de bu poroz yapı boyanın içindeki büyük partiküllerle nasıl kapatıldığının ve kaba taneler arasındaki boşlukların nasıl bloke edildiğinin detayı verilmiştir.
Resim 7. Boyanmamış yüzeyin açık yapısı
Resim 8. Kaba boya partiküllerinin kum taneleri arasını bloke etmesi, ince partiküllerin
penetrasyonunu engellemesi.
Büyük partiküller öncelikle kum taneleri arasındaki poroziteyi bloke eder. Örneğin, küçükler yeteri kadar boşlukların arasına girer. Önemli derecede geniş partiküller yüzeyde kalır ve boşlukları doldurur ve daha küçük partiküller rahatça iç yüzey derinliğine doğru ilerler.
Örneklerin analizleri göstermiştir ki 38μm-58 μm arasındaki partiküller kum maçanın porozite blokajında en
efektif katkıyı sağlayıp çökelmiştir (bakınız resim 9), ve
eğer bu kritik ölçüdeki partiküller bertaraf edilirse prozite
blokajında ciddi azalmalar olup küçük partiküllerin (<38
μm) engellenmeden absorbe edilmesi kolaylaşmaktadır.
İlave olarak, küçük partiküller geniş partiküllerin arasından ayrılıp içeri doğru penetre ettiğinde geniş partiküller
(<53 μm) yüzeye daha rahat yerleşmekte ve yüzeyde bir
yapı oluşturmaktadır. Eğer refrakter dolgu materyalinin
tane boyutunun 38μm-58 μm arasındaki kritik partiküllerin oranı %10’dan az olursa ince partiküllerin maça alt yüzeyine penetrasyonu optimum kontrolle sağlanabilmektedir ve bu durum anti-fin katkı materyali kullanmadan
fin hatalarını engellemektedir.
6
Resim 9. Kritik boyutlu partiküllerin kum
taneleri arasında küçük partiküllerin penetrasyonunu engelleyecek şekilde blokaja sebep olması.
Resim10. Kritik ölçüde partiküllerin uzaklaştırılması ile küçük partiküllerin kum taneleri arasına penetrasyonu.
Aktif içerikli emilim boyalarının anti-damarlaşma
performansları
Boyayı geliştirmek için çeşitli ağırlık yüzdelerinde ve kaba
ile ince oranlarında refrakter dolgu materyali hazırlanmış,
benzer boyalar çeşitli yüzde varyasyonu ile kritik ölçüde partiküllerle yapılmıştır. Sırasıyla 1.21% [A], 1.14% [B],
1.07% [C] and 9.1% [D] toplam refrakter dolgu materyali
oluşturulmuştur. Ayrıca 2 standart boya kıyaslama için seçilmiştir. Birincisi konvansiyonel anti-fin boyası [E] ve ikinci ise basit refrakter boyasıdır [F].
Bir kaç döküm test bloğu performans ölçümü için üretilmiştir. Maçaların 6’sı silika kum ile PUCB reçine kullanılarak üretilmiştir ve A’dan F’ye kadar boyalar kullanılarak
boyanmıştır. 7. maça silika kum ve %4 anti-fin ilavesi üretilmiş ve E boyası ile boyanmıştır. Tüm boyalara kuruduktan sonra eşit boya kalınlığı sağlanacak şekilde boyama
işlemi uygulanmıştır.
Dökümden sonra, test bloklarında fin hatalarının şiddeti
finlerin taban boşluklardaki yüzeyde ve yan duvarlardaki
(bakın resim 3) oluşan toplam fin boyaları ölçülerek belirlenmiştir. Sonuçlar tablo 1’de gösterilmiştir.
Basit refrakter boyasının fin hatalarını az direnç gösterdiği
tüm yüzeylere bakıldığında tabanda dairesel bir fin oluştuğu ve yan duvarlarda ilave 6 fin olduğu ve toplamda
30 cm uzunluğunda fin oluştuğu gözlemlenmiştir. Konvansiyonel anti-fin boyası kullanıldığında yan yüzeylerde
ciddi fin azalması görülmüş ve toplam fin boyu 3,5 cm olmuştur. Fakat taban yüzeyde bu etki azdır. Anti-fin ilaveli
konvensiyonel anti-fin boya pratik olarak yan duvar finlerini elimine etmiştir ve taban yüzey finlerinin % 80 orandan boylarının azaldığı gözlenmiştir. Üç aktif içerikli emilim boya formülasyonları [A, B, C] çok düşük kritik partikül oranlarında geleneksel boyadan ve anti-fin katkılı
kum formülasyonundan daha iyi performans sergilemiştir, B ve C formülasyonlu boyalar test bloklarındaki tüm
fin hatalarını elimine etmiştir. Yüksek kritik partikül içerikli
[D] boyası konvansiyonel anti-fin boyasının anti-fin katkılı
kuma dökümüyle aynı sonucu vermiştir. Bu durum boyanın anti-fin komponentlerinin kritik partiküllerin seviyesinin boyanın maça yüzeyinden içeriye doğru emilimindeki etkiyi göstermektedir. Boya D içindeki yüksek kritik partikül seviyesi emilimin 2,4 mm ile sınırlamıştır. B tipi boyada ise bu seviye 3,9 mm’dir. Anti-fin içerikli emilim derinliğinin yüksekliği süper fin hata engelleyici etki yapmaktadır. Resim 11’de B ile F boyalarının performans kıyaslaması görsel olarak gösterilmiştir.
Resim 11. Aktif içerikli emilim
boyasının [B] basit refrakter
boyası [F] ile fin hatasını baskılamada kıyaslaması.
*Maça %4 anti-fin katkı içerir.
Tablo1. Aktif içerikli emilim boyasının anti-fin performansının kum katkılı ve katkısız
konvansiyonel boyasına karşı karşılaştırması.
Kum tane yapısının boyanın emilim özelliğine etkisi
Kum maçaların emilim özellikleri değişik tane boyutlarına
sahip saf silika kum kullanılarak yapılan maçada değişik
partikül boyutlu emilim boyası kullanılarak kıyaslanmıştır.
Halern kum h31-h33 (afs numarası 42-52 arasında ve ortalama tane boyutu 367 ile 276 μm arasında) ve frechner
kum f31-f33 ( afs numarası 46 ile 62 arasında ve ortalama
tane boyutu 322 ile 231 μm arasında). Absorbsiyon boyaları %8 1,7 wt dolguları içerir sabit kompozisyonda şöyledir (%77,5 ince d < 10 μm ve 22.5 % kaba d > 106 μm), ve
% 18,3 wt kritik partiküller içerir. Kritik partiküller dolgu
malzemesinin elek bölümünde sırasıyla d < 25 μm, 25 < d
< 38 μm, 38 < d < 53 μm, 53 < d < 63 μm, 63 < d < 75 μm
and d > 106 μm şeklindedir. Emilim derinliği gözenek tıkama derecesi için iyi bir ölçüdür (resim 12).
7UNG|NP
6
na doğru gösterilmiştir.
Tablo 2 döküm deneyinden alınan sonuçları göstermektedir.
Penetrasyon derinliğinin anti-fin performansındaki güçlü etkisi görülmektedir. Penetrasyon derinliği 3 mm’den
az olduğunda fin formasyonuna hassasiyet artmaktadır çünkü bununla birlikte penetre olan kalınlıkta partikül konsantrasyonunda azalma olmaktadır. Penetrasyon
derinliği ve penetre olan partiküllerin kontrasyonundaki
azalmanın kombine etkisi bu noktada göz ardı edilememektedir.
Resim 12. Emilimin ortalama derinliği, emilim boyasının kritik bölümünde ortalama
partikül genişliği(üst) veya kum tanesinin ortalama partikül boyutu (en alt)
Açıkçası, minimum emilim derinliği kritik partiküller 30 –
60 μm arasında olduğunda Resim 12’de gözlemlenmiştir. En ince ve en kaba ortalama partikül boyutu en derin
emilime izin verir. Uzun matlaşma zamanı ve maça içindeki düşük konsantrasyon en fazla emilim engellemesini
göstermekte ayrıca emilim minimumda gözlenmiştir. Çeşitli kum taneleri arasındaki emilim farkının sınırlı olduğu
ve emilim derinliği grafiğinin fonksiyon olarak düz olduğu gözlemlenmiştir. Bu durum gösteriyor ki emilim özelliği kumun tane boyutundan göreceli olarak bağımsızdır.
Resim 13. Toplam kati parçacıklı refrakter dolgusunda
38<d<53 μm arasındaki kritik partikül miktarının değişik penetrasyon derinliğindeki fonksiyonu maça kesitlerinde gösterilmiştir
Sonuç
Eski çalışmalar döküm prosesi sırasında maça yüzeyinde
hızlı genleşme ve sonraki silika kum geriliminden dolayı çatlak formları oluştuğu ve bu durumda sıvı metalin bu
çatlaklara girdiği ve fin tipi hataların oluşumuna sebep olduğu anlaşılmıştır. Konvansiyonel anti-fin boyalar çeşitli
korumlar sağlar fakat bir çok durumda tamamen bu hataları engellemez ve bu tip hataları engellemek veya azaltmak için önemli ölçüde kum katkı materyalleri kullanmak
gerekliliği olmuştur. Bununla birlikte bu tip kum katkıları pahalıdır. Maça kalitesini etkiler ve reçine sarfiyatını arttırır, maçanın tüm bölgesine fin hata formasyonunun çözümünde herhangi bir katkı sağlamamasına rağmen gereksiz bir şekilde eklenir. Bu tip boyaların sağladığı mekanizma ile fin engelleyiciler, kullanılan geleneksel daldırma boyama aplikasyonu ile maça içine yüzeyden penetre ederler. Aktif içerikli emilim boyaları finsiz döküm sağlamakla birlikte kum katkı maliyetini elimine eder ve ilave tamamlama (taşlama vb.) Gerekliliklerini azaltarak bağıl maliyetleri düşürür.
Referanslar:
Ashby, G., “The Future for Mineral Sands in the Foundry
Industry”, Proceedings of the 5th Industrial Minerals International Congress, Madrid 1982; Birch, T., Bell, D., “Improved Iron Casting Quality Through Application of Advanced Coating Technology”, Foundry Practice 243;
Smith, R.M., Traeger, W.R., “Veining – A Literature Review
and Laboratory Investigation”, AFS Transactions, 1989 vol.
97 pp. 233-244; Haanepen, M.J., von Piekartz, F.W., European Patent Application (EP 2364795 A1)
Tablo 2. Penetrasyon derinliğinin fin formasyonundaki etkisi
Emilim derinliğinin döküm performansındaki etkisi
Sabit kuru film kalınlığına sahip çeşitli emilim derinliğinde boyalarla (g-n) bir seri dökümler yapıldı. Kritik boyutlu kısmı 38<d<53 μm toplam refrakter dolgusunda 0 (G)
ve %12,1 (n) olan boyalarla değişik penetrasyon derinliğine ulaşılmıştır. Kaba taneler yüzdesel d>63 μm olarak yüzeyde sabit bir film tabakası oluşturmak için tüm formülasyonlara eklendi.
Maça kesitleri g-n boyaları için resim 13’te gösterilmiştir
ve ortalama penetrasyon derinliğindeki değişimler 3,9
mm ile 1,7 mm arasında sırasıyla G boyasından N boyası-
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
C0
C0F0
%4+',$
H$8+&
CAEF tarafından Avrupa ülkeleri dökümhanelerinden alınan bilgiler ile hazırlanan göstergelerde sektörün mevcut
durumu ve altı ay sonrası için beklentileri değerlendirilerek grafik hale getirilmektedir.
FISI
Avrupa Döküm Sanayi Eğilim Göstergeleri (Demir Grubu) Mayıs 2012
FISI
Avrupa Döküm Sanayi Eğilim Göstergeleri (Demirdışı Grubu) Mayıs 2012
7UNG|NP
údú0ú='(1%ú5ú
8:
Yaklaşık 50 yıl önce dökümle tanıştığında sektör ayakta
kalabilmek adına kısıtlı imkanlarla yoğun çaba sarf ediyordu.
Türk dökümcülüğünde ayrı bir yere sahip “Perşembe Pazarı”na da
tanık oldu Bayrampaşa’daki yüzlerce dökümhaneye de. Şimdi 18
yıldır Başkanlığını yaptığı İstanbul Pik Dökümcüler Odası ile küçük
dökümhanelerin kaybolmaması için mücadele veriyor. Bu sayımızda
“İçimizden Biri”nin konuğu Halil Gazi Varol.
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
6
Öncelikle sizi tanıyalım. Dökümcülükle ilişkiniz nasıl
gelişti?
Öncelikle mesleğimi bana öğreten Babam Ali Varol’la
başlamanın uygun olacağını düşünüyorum. Genç Cumhuriyetimizin kurulduğu yıllarda diğer meslekler gibi döküm mesleğini de gayrimüslim vatandaşlarımız yapıyordu. İstanbul’da Karaköy Perşembe Pazarı Çeşme Meydanı denilen küçük bölge Osmanlı ve sonraki Türkiye
Cumhuriyeti’nin sanayi merkeziydi. Bu bölgede tek Türk
döküm ustalarından olan Heykel Dökümcüsü 60’lı yaşlardaki Heykelci Yusuf Bey, (Cumhuriyetimizin ve onun kurucusu Atatürk’ün heykellerini dökmekteydi.) 1940 yılında 9
yaşında İstanbul’a akrabasıyla gönderilen kimsesiz ve yetim Babam Ali Varol’u yanına çırak olarak almış. Ona evlat gibi sahip çıkmış, işyerinde kalmasına izin vermiş. Döküm sanatını Ahilik kültürü ile öğretirken bu sanatı çok çabuk kavrayan babamdan çok memnun kalmış ve babam
14 yaşındayken ona ciddi sorumluluk vermiş ve usta başı
yapmış. Babam Ali Varol makina parçaları da döken ek
bölümde de çalışarak tecrübesini artırmış. Askerlik sonrası döndüğünde kısa bir süre daha orada çalışmış ve kendi işyerini açmaya karar vererek oradan ayrılmış. İlk işyerinin temelini ortak olarak yine aynı bölgede atmış. Daha
sonra 1959 yılında Topkapı Maltepe’de Temizel Döküm
Evi’ni kurarak döküm mesleği ve ulusal sanayiye hizmete devam etmiş. 1965 yılında ise İstanbul’da kurulan ilk tüzel kimlikli İstanbul Dökümcüler Sitesi’ndeki kendi işyerine geçmiş.
Dökümcülükte ilk yıllarınızı ve o zamanki koşulları nasıl anımsıyorsunuz?
Benim mesleğimizle tanışmam ise çok küçük yaşlarda dönemin Ustalarından Babam Ali Varol’un okul öncesi ilginç
oyun ve kandırmacalarıyla başladı. Dökümhanede kumlar el elekleriyle çıraklar tarafından elenerek inceltilmekteydi. “Babam ben 3 yaşlarındayken kumun içine gizlice
para atar kürekle o kumu eleğe atar ve o kumu bana eletirdi. Kumu eledikten sonra elekte kalan kum tortularının
arasında ortaya çıkan paraları gördükçe dökümcülükte
kum eleyip para çıkıyor kandırmacasına inandırılmıştım”.
İleri yaşlarda ilk orta ve lise yıllarında okullarımın ve evimizin işyerimize yakınlığı nedeniyle işyerimizde otoriter ve
disiplinli biri olan Babam ve aynı zamanda Ustam tarafından meslekte Ahilik kültürü ile yetiştirildim. Usta çırak ilişkisi dışında hiçbir taviz ve kayırma olmuyordu. Tam aksine
işçilerimiz tarafından da aynı disiplinle tavizsiz bir disiplin
içinde çalışarak mesleğimi öğrendim ve sevdim. Çok genç
yaşta da firmanın yönetimine geçtim. Kardeşimle bir süre
sonra firmamızı kurumsallaştırarak Temizel Döküm Sanayi Tic. Ltd. Şti. adıyla ulusal sanayimize katkıya onurla devam ettik. Kuruluşumuzun 50. yılında 3. kuşak olan çocuklarıma işi devrettim. Büyük bir onur yaşadım. Daha sonra CDV Metal adı ile kurduğumuz firmamızla çap torna ve
metal işleme sektörüne girerek kendi döktüğümüz işleri
işlemeye başladık. Daha sonra dışarıya fason olarak işleme ve sonrada taahhüt ve imalat sektöründe hizmete devam etmekteyiz.
Temizel Döküm olarak
toplam 56 yıllık bir firmayız.
Zaman içinde kapasite ve
hacmimize göre kendimizi
çok zorladık ve büyük işler
yaptık
Bahsettiğiniz yıllarda bu bölgede Dökümcülük nasıldı?
O zamanın Perşembe Pazarı’nı hatırlıyorum. Daracık sokaklar, at arabaları, bir yerden bir yere taşınan malzemeler… Çok az imkanla verilen bir yığın emek. Orada sacdan
çevrilmiş 2 metrekare ve küçücük bir ocaktan ibaret bir dökümhane gördüğüm bile oldu. Tabii o zamanlar çok farklı bir renk vardı, kişilerin birbirine saygısı çoktu. Türkiye’de
kurulan ilk dökümcüler sitesi olan Bayrampaşa’da da, o
dönemlerde esnafların birbirlerine olan saygılarına hayran olurdum. Örneğin komşu komşunun işini almaz, müşterisine gitmezdi. İlginç bir anımdır; Bir gün bir müşteri kapımıza geldi selam verdi bagajı açtı babama bazı kalıplarım var döküm döktüreceğim dedi. Babam kalıplara
baktı ve buyurun bir çay içelim dedi, ben çay alıp geldim.
Kalıpların kullanılmış olduğunu gören babam “Daha önce
kime döktürüyordunuz” diye sordu. Müşteri, Erol Usta’yla
çalıştığını ama bıraktığını söyledi. Babam da “Erol usta iyi
bir esnaftır, neden bıraktınız, sizi görüştürelim, uzlaştıralım” diye cevap verdi. Erol ustayı aradı ve kısa süre sonra
Erol usta geldi. Aralarında kırgınlıkları olan Sabri Bey ve
Erol ustayı müşterisiyle uzlaştırdı. Tabii şimdi bu ahilik ahlakı yitirilmiş durumda. Bir esnafın komşu işyerinden bir
müşteri çıkmışsa o esnaf arabaya atlayıp komşusunun peşinden gidiyor, çeviriyor, kart veriyor.
Aslında bu ahlakın çöküşü ülke ekonomisiyle birebir ilgilidir. Ülkedeki gelir dağılımındaki eşitsizlik, işsizlik, krizler,
banka borçları, vergi borçları ve kredi kartı borçları bu durumun oluşmasında etkilidir. Nüfus çoğaldıkça ekonomi
kalkınmak yerine daha eksilere düştüğü için insanlar da
ahlaki değerlerini giderek yitiriyorlar.
Halil Bey, başkanı olduğunuz kuruma gelirsek; İstanbul
Dökümcüler Odası ne zaman kuruldu ve sektörün sorunları nelerdir?
1956 yılında İstanbul Pik Döküm Sanatkârları Derneği
adıyla kuruldu. 80’li yıllarda meslek odası statüsüne geçti. 1980’li yılların sonunda kayıtlı bini aşan üyemiz vardı.
Kayıtsız ve diğer sarı ve alüminyum dökümcülerle 2 bini
bulacak sayılardaydı. Zamanla yaşanılan ciddi sorunlar bir
dönem kok sorunu bir dönem ihtihsal vergisi sorunu bir
dönem sonra başlayan yerel yönetimlerin baskıların en
ağır olduğu ve mühür fekkinden 120’şer gün hapis yattıkları dönemde çaresiz üyelerimizin, arkadaşlarımızın da teveccühüyle İstanbul Dökümcüler Odası’nda Yönetim Kurulu Başkanlığı’na getirildim. Başkan yardımcım ve çıraklık
arkadaşım Osman Yıldırmış ile birden büyük bir sorumluluk altına girmiştik. Ki üyelerimizin sorunları çok büyüktü.
7UNG|NP
6
Devamlı yerel yönetimler çevre baskıları ve bölgeden bölgeye göçe zorlanmaları herkesi çok zorluyordu.
Sürece baktığımızda çok acı durumlar yaşandı. O kadar
acıdır ki; Perşembe Pazarı’ndan sonra ağırlıklı olarak Hasköy, Maltepe, Topkapı, Topçular ve Bayrampaşa sanayi
bölgelerinde iskanı olan legal dökümcüler sitesinde dahi
barındırılmadık. Esnaflarımız Bağcılar, Sultançiftliği bölgelerinde kurdukları toplu işyerlerine kaçtılar. Bu bölgeler
zamanla ciddi rant oluşturan yerlere dönüşünce buralarda da baskılara maruz kalan üyelerimiz bu defa da Kayabaşı ve Habibler’e göç etti. Çok acı bir olay vebalı gibi oradan oraya sürülen üyelerimiz büyük acılar yaşadılar. 1984
yılında kurucusu olduğum ve gördüğüm ciddi yanlışlar
yüzünden ayrıldığım İkitelli Organize Sanayi Sitesi’ndeki
Pik Dökümcüler Sitemizin inşasının yanlış ve rant peşinde koşan yöneticiler sayesinde 20 yılda bitmemesi ve 20
yıl sonunda yüzde 25 kaba inşaatla üyelere teslim edilmesi kalan yüzde 75 inşaatın yine üyelerin sırtına yüklenmesi de büyük bir ayıp olarak tarihe kazındı. Bu 20 yıllık
süreçte kooperatif üyesi olan gerçek meslektaşlarımızın
ağır ödemeler yüzünden üyelikten ayrılmalarını gerektirdi. Şu anda yaklaşık 238 bina ve 700 kadar bağımsız bölümü olan Pik Döküm Sanatkarları Sitesi’nde yaklaşık 30
dökümhane çalışmaktadır. Bu organize sanayi sitesinde
de sektörümüzü iyi bir gelecek beklememektedir. Bin 500
derece ateşin karşısında alınteri ve emeği ile çalışan asil
dökümcülerin vebali çok ağırdır. Meslektaşlarımızın hakkını yiyen rantiyeciler bunun bedelini ödediklerini ödeyeceklerini mutlaka hissedeceklerdir..
Ülkemizin gözbebeği sanayimizin merkezi olan
İstanbul’da sanayinin temeli olan mesleğimize uygun bir
bölgeyi bizlere göstermeyen, nereye giderseniz gidin, diyen anlayışla senelerce mücadele ettim. Fakat hiçbir şekilde esnafımıza sahip çıkan ne yerel yönetici nede bir hükümet yetkilisi oldu. Ankara’da meslektaşlarımıza 2 bin
500 dönüm sanayi bölgesi ayrılmasına çok sevindik. Fakat aynı yöneticilerin bizlere bir metrekare dahi arsa tahsis etmemesi İstanbul’da mesleğimizi yok saymaları tuhaf
değil mi? Bu mücadeleden artık çok yoruldum. Bu davranışı ne insani ne hukuki ne ekonomi nede sanayi mantığıma sığdıramıyorum..
Bu süreçte yalnız İstanbul’da değil İzmir ve Ankara’da da
sorunlar hala çözülmüş değil. İzmir’de çevre il müdürlüğünden yüklü cezalar kesilmekte, Ankara’da katı atıkla ilgili sorunlar had safhada. Buna birde hammadde kum sorunlarını ekleyince bizlerin ciddi bir vebalı olduğumuzu
düşünmeden yapamıyorum. Döküm sektöründe uluslararası sıralamada iyi bir konuma gelmemize büyük katkıları olan istihdam ihracat ve katma değer yaratan işletmeler ise yatırım yaparak büyümek isterken destek göremeyip köstek görünce yatırımlarını durdurmuş durumdalar.
Bu sebeple kapasite artırımına gitmeyip ithalata yönelmeye başlayan işletmelerimizi ithalata zorlayarak cari açığı ve işsizliği artıran bu yanlış yönetimler değil mi?
Giden firmalardan bahsettiniz, bu kuruluşlara ne oldu?
Dökümhanelerin kapasiteleri azaldı. Ciddi teknoloji yatırı-
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
mı gerekirken bunu yapamayan dökümhaneler daha küçük çaplı çalışmaya başladılar. Çekirdekten yetişmeyen,
dökümcü olmayan ama sermayesi olup teknolojiye yatırım yapan azınlık bir kesimde büyük sanayici olmaya başladı. Esnaf ve sanatkârlar ise hükümet krizleri, banka kredileri, kredi kartı ve vergi borçları ile yıprandı. Onlar da bu
sıkıntılardan ve baskılardan ithalata yöneldiler, ithal ürünler kullanmaya başladılar. Devletin yaptırımları, belediyelerin ve Çevre Bakanlığı’nın baskıları çoğunu mesleği bırakmaya itti. Pek çoğu iflasın eşiğine geldi. Artık çocuklarını da bu meslekte yetiştirmeyi bıraktılar.
Emekli olanlar maaşlarıyla varsa kiralarıyla olmayanlar ise
seyyar satıcılıkla geçinmeye başladılar. Çok sevip saydığım ustam bir ağabeyim 80’li yıllarda 30 kişilik istihdam
yaratırken şimdi el arabasıyla seyyar satıcı.
Yaşanan bu süreç sanayiyi nasıl etkiledi?
Ülke içindeki imalat durma noktasına geldi. Talep edilen
ama arz edilemeyen ürünler başka yerlerden karşılanmaya başlandı. Önceden küçük işletmeler ülke içindeki imalatçılara çalışıyorlardı. İmalatçılarda ithal bitmiş ürünlere
yönelince 1 ayda yaklaşık 30 ton döküm yapan işletme 1
yılda 30 ton üretemez duruma geldi. Bir kısım ihracat yapanlar da belli bir istihdam var, yoksa ülke içinde bir üretim yok. İhracat yapmayan firmanın çalışma şansı da yok
bu yüzden. Tabii ihracat yapan arkadaşlarımız da çok ciddi problemler yaşadı. Yarattıkları katma değerin karşılığı
olarak ciddi yaptırımlar uygulandı. Bu olumsuzluklar sonucu merdiven altı tabiriyle şehir dışında köylerde ahırları tavuk çiftliklerini dökümhane olarak kullanmaya başlayan gayri yasal kayıt dışı işletmeler oluştu. Bu da rekabet
şansını ve kaliteyi iyice azalttı. Ekonomisi güçlü yasal işletmelerin bir kısmı Uzakdoğu’da çok daha ucuza dökümler
dökülüyor, malzemeler yapılıyor diyerek ithalata yöneldiler. Örneğin ülkemizde üretilen rediktörler bitmiş olarak
uzak doğudan geliyor. Vana ve su tesisat ürünleri bitmiş
olarak yine geliyor. Bu ürünlerin yüzde 80 – 90’ı dökümdür. Bunlar gibi yüzlerce binlerce ürün ithal edilmektedir.
Bu nedenle İhracat ve ithalat arasındaki uçurum artmaktadır. Ülke bu alandaki cari açığı kendi kendine yaratmıştır. Ben küçük aklımla cari açığın 200 milyar dolarları aştığına ve gerçek ihracatın da ithalata dayalı olduğuna bu
gerçek ihracatında üç haneli rakama asla ulaşamadığına
inanmaktayım.
Sektörde yaşanan bu erimenin önüne nasıl geçilebilir?
Bu süreçte dökümcülükte bazı firmaların büyümesi de
söz konusu oldu ama makineleşmeye geçen, teknolojiye yatırım yapanların ihracata yönelik çalışmaları olmasa
bugün daha büyük bir kriz yaşanır. İstanbul’daki sanayiye
engel olmak, göçe zorlamak yerine buradaki insanlara bir
yer gösterilmesi gerekirdi. Bir toplantıda Sanayi Bakanımıza sorunlarımızı şifai anlatıp yazılı olarak verdiğimde gayri ciddi cevap almıştım “Sizi Ankara’ya alalım” dedi. Ben de
dedim ki; “Sayın Bakanım, biz İstanbul Dökümcüler Odasıyız, Ankara Dökümcüler Odası değiliz ki.” Görevde bulunduğum sürelerde dönemin sanayi bakanlarımızın hepsiy-
6
le görüştüm. Son bakanlarımızın tümü ilgileneceğine dair
bana bizatihi söz verdi. Ne yazık ki hiçbir gelişme olmadı. Ankara’da organize sanayide döküm sektörüne 2 bin
500 dönüm yer ayrıldı ve biz buna oradaki arkadaşlarımız
adına çok sevindik. Ama aynı şekilde sanayinin ve ticaretin merkezi İstanbul’da sektörümüze yer gösterilmemesi, sektörümüzün yok sayılması bizi derinden etkilemektedir. Esnaf ve sanatkârlar kapasitelerinin yüzde 10’uyla
bile çalışmıyorlar. Biz küçücük işyerinde 18 kişi çalıştırırdık, şimdi ise 3 kişi var. Yalnız bizler değil, imalat sanayisinin tümünde problem var. Ankara’da, İzmir’de, Konya’da
da durum tozpembe değil. Bunun önüne geçebilmenin
yolu örgütlenmeden geçiyor.
Kalifiye eleman sorununu ne boyutta görüyorsunuz?
Geçmişte meslekte çırak yetiştirilmezken birde meslek
okullarındaki bölümlerimiz iyice azalmıştı. Son olarak da
SEML Döküm Bölümü’nün kapanmaması için de mücadele ettik, ama başarılı olamadık. Kalifiye eleman yetişmesi dökümcülük sektörünün devam edebilmesi anlamına gelir. İşverenlerin çocukları dökümcü olmasalar da burada yeniden işyeri açacak bir kesimi oluştururlardı. Ama
bizden sonraki nesil bu işi yapmayacaksa biz de kapıyı kilitleyip gitmek zorunda kalırız. Bu açığı da şimdi ağırlıklı şekilde Anadolu’dan göçle gelen vatandaşlarımız, akrabaları çocuklarıyla birlikte kayıt dışı olarak da olsa dökümhanelerinde ucuz ve boğaz tokluğuna çalışanlar kapatıyor. Bir dilim ekmekle de olsa yaşamlarını idame ettirmek
onlara mutluluk veriyor, bu olmasa daha büyük sıkıntılar
yaşayacaklardı.
TÜDÖKSAD ile olan ilişkileriniz nasıl?
İlişkilerimiz oldukça iyi. Tabii TÜDOKSAD’daki arkadaşlarımızın durumu biraz daha farklı, çoğunluğunun daha çok
ihracata yönelik çalışmaları bulunuyor. Bu konuda ciddi
başarıları olan arkadaşlarımız da var, hepsini tebrik ediyorum. İyi bir yol kat ediyorlar. TÜDÖKSAD Başkanımız Saygın Ağabeyim Niyazi Akdaş ve Yönetim Kurulunu başarılı
çalışmalarından dolayı kutluyorum.
Avrupa’nın yavaş yavaş döküm sanayisini bırakması ve
teknolojik yatırımını yapan işletmelerin cevap verecek
durumda olması, TÜDÖKSAD üyelerimizin ihracat yaparak ülke ekonomisine katkıda bulunmasını sağlamıştır.
Bu işletmelerin ülke yöneticilerinden ciddi ödüller alması
gerekirken, ciddi sorunlarla karşılaşmaya başlamaları düşündürücüdür. Katı atıklarla ilgili onlara da ciddi bir sıkıntı yarattılar. Üstüne bir de hammadde sıkıntısı yaşanıyor.
Örneğin Şile’deki kum ocakları ülkedeki en büyük madenimiz. Döküm kumu olarak da oldukça kaliteli. Bu ocakların 2014 yılına kadar ruhsatları var ve o tarihten sonra
dökümcüler kum bulamayacak. Bunların değerlendirilmesi gerekiyor. Döküm kumu olmadan dökümcülük olmaz.
kemiz önemli demir cevheri yönünden zengin rezervlerine sahip. Ereğli Demir-Çelik, Kardemir, İskenderun DemirÇelik Türkiye’de bulunan tüm ithal ürünleri aslında en iyi
şekilde üretme kapasitesine sahip. Demir cevheri bizde,
fabrika bizde ama hep ithal ürün kullanıyoruz. Sektörü ithalata zorlayan sebepler araştırılmalı. Bunun sebebini sorguladığınızda sebep bulamıyorsunuz. Böylece bizim rekabet şansımız kalmıyor. Bir an önce kendimize gelip bu
hayati sektörü ayağa yeniden kaldırmamız gerekiyor. Dökümcü olmadan sanayinin de olmayacağı kesindir, ispatlıdır. İnsan yaşamında olmazsa olmaz’dır döküm. Ekmeğin,
suyun üretiminde, sağlıkta, gıdada, tekstilde, inşaatta, savaşta ve barışta tüm ürünlerin üretiminde sektörümüz olmazsa olmazdır. Ameliyat aletlerinden silaha kadar stratejik öneme haiz her yerde demir eritme vardır.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?
Birkaç önemli tespitlerimle sözlerimi bitirmek istiyorum.
“Cihan harbinde bitmiş olan sanayimizin kalkınmasına
katkısı olan iki sektör vardı biri kumaş dokuma sektörü diğeri ise küçük pik döküm atölyeleriydi”
“ İstanbul’un fethini; dökümcülüğü kendine meslek seçmiş Fatih Sultan Mehmet Han’a, sonrada o büyük topları
döken dökümcü atalarımıza uustalarımıza ve bu mesleğe
vefa borcumuzun olduğunu unutmayalım.”
“İnsanın varoluşundan bugüne yaşamının olmazsa olmazı demir ve dolayısıyla dökümdür. Hadid Suresi 25 . ayette
Tanrı sözü olarak da sabittir.”
Sektör olarak, ulusal sanayimize ve insanlığa asırlardır nesilden nesile onurla hizmettttik. Nice asırlarda onurlu hizmete devam edilmesi dileklerimle…
Cihan harbinde
bitmiş olan
sanayimizin
kalkınmasına
katkısı olan iki
sektör vardı biri
kumaş dokuma
sektörü diğeri ise
küçük pik döküm
atölyeleriydi
Hammadde sorunu nasıl giderilebilir sizce?
Hammadde sorunumuz olduğu halde hala
ithal ve kalitesiz malzeme kullanıyoruz. Ül-
7UNG|NP
##6
+',$0"'
*/4%$%
7
%$%%
$
İlhan ERKUL
LMA Motif Döküm LTD. Genel Müdür Yar.(Teknik)
Çevrenin korunması çalışmalarının ön plana çıktığı günümüzde döküm sektöründe atık kum maliyeti önemli bir harcama kalemidir. Ayrıca ülkemizde
Silis kumu yataklarının işletilmesi ile ilgili çevresel
kısıtlamalardan dolayı, silis kumu temininde önümüzdeki senelerde sıkıntılar yaşanabilecektir.
LMA silis kumunun geri kazanımı ile ilgili öncelikle NoBake sistemler için NO2 gazının çevreye salınımının olmadığı mekanik, termik rejenerasyon ve toz alma üniteleri üretiyor. Bu üniteleri
Ankiros 2012 fuarında sergilenecek. Yaş kalıp kumu geri
kazanımı ile ilgili dizayn çalışmaları ise sonuçlanmak
üzeredir.
Bir ton döküm parça üretiminde yaklaşık 0,6 ton ile 0,8 ton arası atık oluşuyor. Bu atığın 0,4 ton ile 0,6 ton arasını silis kumudur. Döküm fabrikalarının atıklarının yaklaşık yüzde
65’ini kum oluşturuyor.
Döküm fabrikalarının ana girdilerinden olan silis kumunun gün geçtikçe artan maliyetinden dolayı bu
kumun tekrar kullanılabilir hale getirilmesi kaçınılmazdır. Bu çerçevede yapılan çalışmada mekaniktermal-mekanik rejenerasyon sistemi ile rejenere edilen yaş kalıp ve maça kumu karışımında oluşan silis
kumunun tekrar kalıp ve maça kumu olarak kullanılmasının üretimde ve dökülen parçaların temizleme
işlemine olan etkisi ve maliyet yönünden analizi yapıldı. Bu çalışma 45000 ton/yıl gri ve sfero döküm kapasiteli bir döküm fabrikası baz alınarak hazırlandı.
Döküm fabrikasında yılda toplam 30.043 ton silis
kumu kullanılmış. Kullanılan silis kumunun maliyeti
3 milyon 122 bin TL olmuştur. Ayrıca kullanılmış kumun fabrikalardan uzaklaştırılmasının maliyeti ise
496 bin sekizyüz TL olmuştur. Bu nedenle silis kumunun tekrar geri kazanımı ile ilgili araştırma yapılmış
olup mekanik ve termal reklamasyon sistemlerinden
geri kazanılan silis kumunun maça yapımında daha
uygun olduğu tespit edilmiştir.
Yanda mekanik, termal rejenerasyon sistemlerinin tanıtımı ve elde edilen kum ile yapılan laboratuvar ve
numune üretim çalışmaları özetlenmiştir.
1LVDQ0D\ÖV+D]LUDQ
t,BM‘QLVNVNFLBOƌLWFUFSNBMSFKFOFSBTZPO
sistemi tanıtımı:
Kalıp kumu rejenerasyon sistemleri genellikle mekanik ve termal rejenerasyon ünitelerinden oluşmaktadır. Aşağıda iki ayrı sistemin şematik resimleri ve tanıtımları verilmiştir.
Mekanik, Termal kum rejenerasyon sistemi-1
Birinci sistemde kalıp kumu öncelikle dört hücreli mekanik rejenerasyondan geçirilir. Aynı anda toz arıtması da yapılan kum siloya gönderilir. Daha sonra kalıp
kumu 800-900 °C sıcaklıkta ve akışkan yatak prensibi
ile çalışan termal reklamasyon ünitesinden geçirilerek
kum soğutucusuna gönderilir. Burada kalıp kumu soğutulurken tozundan ayrıştırılır.
Son olarak iki hücreli mekanik reklamasyon ünitesinden geçirilen ve tekrar tozundan ayrıştırılan kalıp
kumu yeniden kullanıma hazırdır.
Mekanik, Termal kum rejenerasyon sistemi-2
##6
İkinci sistemde öncelikle kalıp kumu birinci mekanik rejenerasyondan geçirilirken 300 °C sıcak hava ile
de kurutulur, daha sonra toz filtresinde bentonit ve
kömürtozu ayrıştırılarak sisteme geri gönderilebilir.
Termal rejenerasyondan geçen kum iki farklı mekanik rejenerasyona girerek oolit tabakasından ayrıştırılır. Son kez elekten geçirilerek maça ve kalıp kumu
olarak kullanılmak üzere pnömatik gönderici ile sevk
edilir. Rejenerasyon sistemine giren kalıp kumunun
işlem sonrası % 70’i tekrar özellikle maça yapımında
kullanılırken % 30’u atık olmaktadır.
t.FLBOƌLWFUFSNBMSFKFOFSBTZPOEBOHFÎƌSƌMFOTƌMƌT
kumunun özeliklerinin tespiti:
A-pH karşılaştırması :
Kumun pH derecesi maça üretiminde kürleşme hızını
belirler. Düşük pH dereceli kum ile maça kürleşme hızının fazla olması nedeni ile maça üretilemez.
- Kalıp kumu pH: 8.94
- Silis maça kumu pH: 7.21
- Rejenere silis kum pH: 7.0
- Rejenere silis kumunun pH değeri uygundur.
değişim kabul edilebilir seviyededir.
Yapılan mukavemet çalışması sonucunda rejenere silis
kumu kullanımının maça üretim proseslerinde olumsuzluğa yol açmadığı tespit edilmiştir.
C-Bench life (kullanım süresi) deneyi:
Laboratuar koşullarında % 100 silis kumu ve % 100 rejenere silis kumu kullanılarak sabit Cold-Box reçine (%
0,8 Part A ve % 0,8 Part B) miktarında iki kum karışımı hazırlanmıştır. Hazırlanan kum karışımları amin gazı
verilmeden laboratuar ortamında bekletilerek zamana
karşı mukavemet değerleri ölçülmüştür.
Bench life deneyine göre % 100 rejenere silis kumu
mukavemet değeri alt sınırına 105. dakikada ulaşırken
% 100 silis kumu 90. dakikada mukavemet değerinin
alt sınırına gelmiştir.
Rejenere kum bench life süresi deneyinde daha iyi sonuç vermiştir.
B-Mukavemet karşılaştırması:
Laboratuvar çalışmalarında %100 rejenere silis kumu,
%100 silis kumu, %10 rejenere + %90 silis ve %90 rejenere + %10 silis kumu ile Cold-Box ve Hot-Box sistemleri yapılan mukavemet değerleri aşağıda grafik
halinde verilmiştir.
Maça mukavet değerlendirmesinde cold-box sistemde mukavemet değişimi yoktur. Hot-box sistemde ise
COLDBOX MAÇA MUKAVEMETLERİNİN ZAMANA GÖRE DEĞİŞİMİ
D- Rejenere kumun temizleme işlemine etkisi:
Seri üretim koşullarında bir dişli kutusunun kanal
maçasında yapılan çalışmada rejenere kum ile üretilen parçanın temizleme süresi % 100 yeni silis kumu
ile üretilen parçalara göre %17 daha kısa sürede temizlenmiştir.
HOTBOX MAÇA MUKAVEMETLERİNİN ZAMANA GÖRE DEĞİŞİMİ
Rejenere silis kumu ve silis kumu maliyet
karşılaştırması:
- Silis kumu maliyeti: 43,3 €/ton
- Rejenere silis kumu maliyeti: 10 €/ton
Rejenere kum kullanıldığında kum maliyeti:
- Rejenere silis kumu maliyet (70%)’i: 10 €/ton
- Silis kumu maliyeti (30%) : 13 €/ton
- Toplam kum maliyeti: 23 €/ton
- Fark : 20,3 €/ton
Yılda 30.000 ton kum kullanımına göre mekanik ve
termal rejenerasyon sistemi kurulduğu takdirde yıllık
kazanç 609.000 €/yıl olacaktır.
Ayrıca kullanılmış atık kumun fabrikalardan uzaklaştırılması maliyeti 207.000 €/yıl‘dan ~62.100 €/yıl’ye düşecektir.
- Toplam yıllık kazanç : 753.900 €/yıl olacaktır.
7UNG|NP
#(*)(6*CI(*06
FİRMA ADI
ŞEHİR
ADARAD DÖKÜM ÜRÜNLERİ SAN. TİC. A.Ş.
BURSA
0224 714 82 00
0224 714 87 49
www.adarad.com.tr
AKDAŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 18 80
0312 267 18 88
www.akdas.com.tr
AKDÖKÜM SANAYİ A.Ş.
İZMİR
0232 478 18 20
0232 478 18 96
www.akdokum.com.tr
AKMAN DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 689 04 33
0212 689 01 57
www.akmandokum.com
AKMETAL METALURJİ ENDÜSTRİSİ A.Ş.
İSTANBUL
0216 593 03 80
0216 593 03 82
www.akmetal.com
AKPINAR DÖKÜM ve MAKİNA SAN. A.Ş.
ANKARA
0312 267 04 50
0312 267 04 51
www.akpinardokum.com
ANADOLU DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
KOCAELİ
0262 527 23 51
0262 527 28 76
www.anadoludokum.com.tr
ARAL DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 567 51 66
0212 612 90 33
www.araldokum.com.tr
ARDEMİR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
KONYA
0332 248 25 00
0332 249 40 40
www.ardemir.com
ARDÖKSAN SFERO KAL. PİK DÖK. SAN. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 871 00 49
0212 873 00 49
www.ardoksan.com
ARPEK ARKAN PARÇA ALUM. ENJ. KALIP SAN. TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 658 97 44
0262 658 97 49
www.arpek.com.tr
AS ÇELİK DÖKÜM İŞLEME SAN. TİC. LTD. ŞTİ
SAMSUN
0362 266 88 47
0362 266 67 46
www.ascelik.com
AY DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 04 57
0312 267 04 56
www.aydokum.com
AYHAN METAL PRES DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 751 21 94
0262 751 21 98
www.ayhanmetal.com.tr
AYZER DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 771 51 00
0212 771 51 02
www.ayzerdokum.com
BİLGE DÖKÜM MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 565 60 65
0212 565 61 70
www.bilgedokum.com
BMC SANAYİ TİCARET A.Ş.
İZMİR
0232 477 18 00
0232 477 18 77
www.bmc.com.tr
BORAN ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 640 11 66
0312 640 11 77
www.borancelik.com
BURDÖKSAN DÖKÜM MAD. NAK. TİC.SAN.LTD.ŞTİ.
BURSA
0224 493 26 06
0224 493 26 09
www.burdoksan.com
CEVHER DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
İZMİR
0232 478 10 00
0232 478 10 10
www.cevherdokum.com
CMS JANT ve MAKİNA SAN. A.Ş.
İZMİR
0232 399 10 00
0232 399 10 10
www.cms.com.tr
COMPONENTA DÖKÜMCÜLÜK TİC. SAN. A.Ş.
BURSA
0224 573 42 63
0224 573 42 73
www.componenta.com
ÇELİK GRANÜL SANAYİ A.Ş.
İSTANBUL
0212 771 45 55
0212 771 20 57
www.celikgranul.com
ÇELİKEL ALÜMİNYUM DÖKÜM İML. SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 311 14 42
0216 311 10 67
www.celikel.com
ÇEMAŞ DÖKÜM SANAYİ A.Ş.
KIRŞEHİR
0386 234 80 80
0386 234 83 49
www.cemas.com.tr
ÇUKUROVA-İNŞAAT MAK. SAN. TİC. A.Ş.
MERSİN
0324 221 84 00
0324 221 50 20
www.cimsatas.com
DALOĞLU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ADAPAZARI
0264 275 48 07
0264 275 14 11
www.daloglu.com
DEMİSAŞ DÖKÜM EMAYE MAM. SAN. A.Ş.
KOCAELİ
0262 677 46 00
0262 677 46 99
www.demisas.com.tr
DENİZCİLER DÖKÜMCÜLÜK SAN. TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 376 72 80
0232 376 72 83
www.denizcast.com
DİRİNLER DÖKÜM SAN. TUR. LİMAN İŞL. TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 376 87 87
0232 376 85 67
www.dirinlerdokum.com
DOĞRU DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
BURSA
0224 482 29 35
0224 482 29 39
www.dogrudokum.com
DOĞU DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ELAZIĞ
0424 255 50 77
0424 255 56 56
www.dogudokum.com.tr
DÖKÜMAŞ MALATYA METAL İŞLEME MERKEZİ SAN. TİC. A.Ş.
MALATYA
0422 237 50 62
0422 237 50 47
www.dokumas.com.tr
DUDUOĞLU ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ÇORUM
0364 254 90 01
0364 254 90 04
www.duduoglu.com.tr
DUYAR VANA MAKİNA SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 668 18 08
0212 594 73 42
www.duyarvalve.com
EKSTRA METAL DÖKÜM İZABE MAK. SAN. İTH. İHR. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 267 05 56
0312 267 05 59
www.ekstrametal.com.tr
EKU FREN KAMPANA DÖKÜM SAN. A.Ş.
KOCAELİ
0262 658 10 01
0262 658 10 00
www.eku.com.tr
ELBA BASINÇLI DÖKÜM SAN. A.Ş. ODÖKSAN OSMANELİ ŞB.
BİLECİK
0228 461 58 30
0228 461 58 36
www.odoksan.com.tr
ENTİL END. YAT. TİCARET A.Ş.
ESKİŞEHİR
0222 237 57 46
0222 237 26 79
www.entil.com
ER DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 377 01 42
0216 377 01 47
www.erdokum.com
ERGENEKON ÇELİK SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 280 86 97
0312 280 86 99
www.ergenekon.com.tr
ERGİN MAKİNA MODEL DÖKÜM SAN. TİC.LTD.ŞTİ.
KAYSERİ
0352 327 27 38
0352 327 29 45
www.erginmodel.com
ERKUNT SANAYİ A.Ş.
ANKARA
0312 397 25 00
0312 397 25 07
www.erkunt.com.tr
FERRO DÖKÜM SANAYİ DIŞ TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 653 42 60
0262 653 41 60
www.ferrodokum.com.tr
FORMMET METALURJİ MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
TEKİRDAĞ
0282 746 10 98
0282 746 11 00
www.formmet.com.tr
GEDİK DÖK. VANA SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 307 12 62
0216 307 28 68
www.gedikdokum.com.tr
GÜRMETAL HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 394 33 31
0216 394 32 88
www.gurmetal.com.tr
GÜVEN PRES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 365 94 34
0216 365 29 82
www.gpdpress.com
HAYTAŞ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 365 10 56
0216 314 19 80
www.haytas.com.tr
HEKİMOĞLU DÖKÜM SAN. NAK. TİC. A.Ş.
TRABZON
0462 325 00 25
0462 325 00 72
www.hekimogludokum.com
HEMA OTOMOTİV SİSTEMLERİ A.Ş.
TEKİRDAĞ
0282 758 10 40
0282 758 10 90
www.hattatholding.com
HİSAR ÇELİK DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 464 70 00
0216 464 70 20
www.hisarcelik.com
İĞREK MAKİNA SAN. TİC. A.Ş.
BURSA
0224 243 16 06
0224 243 13 20
www.igrek.com.tr
İSTANBUL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
KOCAELİ
0262 728 13 00
0262 728 13 08
www.istanbuldokum.com
KARAMAN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
DÜZCE
0380 537 52 67
0380 537 54 58
www.karamandokum.com
KARDÖKMAK – KARDEMİR DÖKÜM MAKİNA A.Ş.
KARABÜK
0370 418 22 34
0370 424 36 81
www.kardokmak.com.tr
KAYDÖKSAN – KAYSERİ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
KAYSERİ
0352 321 12 57
0352 321 11 94
www.kaydoksan.com.tr
KIZILIRMAK DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
ÇORUM
0364 235 03 16
0364 235 03 20
www.kizilirmakdokum.com
KÖRFEZ DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
KOCAELİ
0262 754 51 77
0262 754 51 80
www.korfezdokum.com
MEDAŞ METALURJİ DÖK. MAK. SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 45 75
0312 267 57 02
www.me-das.com.tr
#(*)(6*CI(*06
FİRMA ADI
ŞEHİR
MENSAN OTOMOTİV MAK. AKS. SAN. TİC. A.Ş.
MANİSA
0236 213 02 30
0236 213 02 29
www.mensanotomotiv.com.tr
MERT DÖKÜM MAKİNA İNŞ. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 364 32 12
0216 415 74 51
www.mertdokum.com.tr
MES DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 886 90 00
0212 886 54 57
www.mesdokum.com.tr
MESA MAKİNA DÖKÜM A.Ş.
KONYA
0332 239 18 72
0332 239 18 76
www.mesamakina.com.tr
MOTUS OTOMOTİV MAK. MET. SAN. TİC. A.Ş.
KONYA
0332 239 12 41
0332 239 12 43
www.motusdokum.com
NORMSAN TİCARET METAL İML. SAN. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 593 11 61
0216 593 05 15
www.normsan.com
ÖNMETAL DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 485 48 74
0212 485 48 73
www.onmetal.com.tr
ÖZGÜMÜŞ DÖKÜM SAN. TİC. A.Ş.
ADANA
0 322 441 07 07
0322 441 14 14
www.ozgumus.com.tr
ÖZGÜR DÖKÜM MAD. MAK. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 267 12 10
0312 267 12 11
www.ozgurdokum.com.tr
ÖZGÜVEN DÖKÜM MAK. SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 267 41 61
0312 267 51 61
www.ozguvendokum.com
PINAR DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 479 03 53
0232 479 05 16
www.pinardokum.com.tr
RUBA PRES DÖKÜM SAN. A.Ş.
MANİSA
0236 213 08 86
0236 213 08 08
www.rubapresdokum.com
SAMSUN MAKİNA SANAYİ A.Ş.
SAMSUN
0362 266 51 60
0362 266 51 62
www.samsunmakina.com.tr
SERPA HASSAS DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 394 23 52
0216 394 23 55
www.serpahassasdokum.com
SİLVAN SANAYİ A.Ş.
İSTANBUL
0216 399 15 55
0216 383 31 38
www.silvansanayi.com
SÜPERPAR OTOMOTİV SAN. TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 877 02 12
0232 877 02 17
www.superpar.com
ŞAHİN DÖKÜM SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İZMİR
0232 437 01 83
0232 437 01 85
www.sahindokum.com
ŞENKAYA ÇELİK DÖKÜM VE YEDEK PARCA FABR.
İZMİR
0232 877 21 23
0232 877 21 24
www.senkaya.com
TAN ÇELİK DÖKÜM MAK. SAN. TİC. A.Ş.
ELAZIĞ
0424 255 55 60
0424 255 55 63
www.tancelik.com
TOSÇELİK GRANÜL SAN. A.Ş.
İSTANBUL
0216 544 36 00
0216 544 36 06
www.toscelikgranul.com.tr
TRAKYA DÖKÜM SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 315 52 40
0212 274 01 12
www.trakyadokum.com.tr
ÜMİT DÖKÜM TİCARET SANAYİ LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 499 46 46
0216 499 46 50
www.umitcasting.com
ÜNİMETAL HASSAS DÖKÜM MAK. YED. PAR. A.Ş.
İSTANBUL
0216 591 08 70
0216 591 08 79
www.unimetal.com.tr
YAZKAN MÜH. DÖKÜM MAK. SAN. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 641 32 10
0312 641 31 82
www.yazkan.com.tr
İSTANBUL PİK DÖKÜMCÜLER ESNAF VE SANATKARLAR ODASI
İSTANBUL
0212 576 60 10
0212 576 80 75
[email protected]
ANKARA MADENİ DÖKÜMCÜLER ESNAF VE SANATKARLAR ODASI
ANKARA
0312 267 13 93
0312 267 04 97
www.ankaradokumculerodasi.org.tr
İZMİR BİLUMUM DÖKÜMCÜ KÜÇÜK ESNAF VE SANATKR. ODASI
İZMİR
0232 437 02 43
0232 437 01 46
SİNAN DÖKÜMCÜLER TEMİN TEVZİ KOOPERATİFİ
KAYSERİ
0352 326 80 00
0352 326 89 69
5M ELEKTRO MEKANİK İML. İNŞ. TUR. DAH. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 527 83 54
0216 527 85 24
www.5mtr.com
ACARER METAL SANAYİ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 280 50 50
0212 280 50 51
www.acarermetal.com
AMCOL MİNERAL MAD. SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 414 96 16
0216 414 96 20
www.amcol.com.tr
AVEKS İÇ VE DIŞ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 410 00 60
0216 410 00 90
www.aveks.com.tr
BİLGİNOĞLU ENDÜSTRİ MALZ. SAN. VE TİC. A.Ş.
İZMİR
0232 433 72 30
0232 457 37 69
www.bilginoglu-endustri.com.tr
ÇELİKTAŞ SINAİ KUMU MADEN SAN. NAK TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 275 57 13
0212 347 87 07
www.celiktassilis.com
ÇUKUROVA KİMYA END. A.Ş.
MANİSA
0236 233 23 20
0236 233 23 23
www.cukurovakimya.com.tr
EGES ELEKTRİK&ELEKTRONİK GER. SAN. TİC. A.Ş
İSTANBUL
0212 446 41 21
0212 447 36 00
www.eges.com.tr
EVREN İTH. İHR. PAZ. A.Ş.
İSTANBUL
0212 325 96 60
0212 283 77 78
www.evren.ws
EXPERT MÜMESSİLLİK TURİZM TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 573 38 88
0216 573 06 28
www.expert.com.tr
FERROMET MÜMESSİLLİK TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0212 275 33 00
0212 275 11 42
www.ferromet.com.tr
FOSTEMA METALURJİ SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
ANKARA
0312 440 82 28
0312 439 66 84
www.fostema.com
HANNOVER-MESSE ANKİROS FUARCILIK A.Ş.
ANKARA
0312 439 67 92
0312 439 67 66
www.ankiros.com
HERAEUS ELECTRO-NİTE TERMO TEKNİK SAN. TİC. A.Ş.
ANKARA
0312 267 08 88
0312 267 08 87
www.electro-nite.com
INDUCTOTHERM İNDÜKSİYON SİST. SAN. A.Ş.
KOCAELİ
0262 646 34 24
0262 646 29 62
www.inductotherm.com.tr
KADIOĞLU MADENCİLİK SAN. TİC. A.Ş.
KARABÜK
0370 424 10 50
0370 415 66 50
www.kadioglumaden.com.tr
KUMSAN DÖKÜM MALZEMELERİ SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 593 09 57
0216 593 09 59
www.kumsandokum.com.tr
LMA MOTİF ALÜM. DÖKÜM SAN. MÜM. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 593 13 61
0216 593 13 62
www.lma.com.tr
MAGMA BİLİŞİM TEKN. HİZM. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 557 64 00
0216 557 50 26
www.magmasoft.com.tr
MARMARA METAL MAM. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 447 29 55
0216 447 29 69
www.marmarametal.com
META-MAK METALURJİ MAK. MÜM. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0212 270 07 08
0212 270 08 88
www.metamak.com.tr
METKO HÜTTENES ALB. KİMYA SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 411 69 11
0216 369 64 59
www.metkoha.com
SİLTAŞ SİLİS KUMLARI SAN. TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 335 70 09
0216 335 71 57
www.siltas.com.tr
SİLVAN DIŞ VE İÇ TİC. A.Ş.
İSTANBUL
0216 380 36 18
0216 416 91 59
www.silvanticaret.com
UNİKON METALURJİ VE KİMYA SAN. TİC. LTD. ŞTİ.
İSTANBUL
0216 399 98 68
0216 442 11 90
www.unikon.com.tr
VESUVIUS İSTANBUL REFRAKTER SAN. TİC. A.Ş. FOSECO
KOCAELİ
0262 677 10 50
0262 677 10 60
www.foseco.com.tr
YILKAN MAÇA SUP. ÜRETİM PAZ. SAN. TİC. A.Ş.
BURSA
0224 573 88 72
0224 573 74 93
www.yilkanchaplet.com
BÖLGESEL KURULUŞLAR
KATILIMCI ÜYELER
Teknik Seminer Kayıtları:
-CGI Teknolojisi, Sfero ve Aşılama Teknolojileri,
Türbin Döküm Teknikleri
Dr.Milan Lampic ve Dr. Torbjorn Skaland
- Yolluk ve Besleyiciler, iyi dökümün 10 kuralı
Prof. John Campbell

Benzer belgeler