NİN SESİ
Transkript
NİN SESİ
’NİN SESİ MAYIS 2013 SAYI: 369 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Yayın Organı UND Arama Konferansı’nda lojistik sektörünün geleceği planlandı Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Arama Konferansı, 3-5 Mayıs 2013 tarihleri arasında, “Ulaştırma ve Lojistikte Ortak Akıllı 2023 Tasarımı” temasıyla İzmir Çeşme’de gerçekleştirildi. Konferansta, Türkiye’nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefine katkıda bulunma ve 2023’te Dünya Bankası Küresel Lojistik Performans Endeksi’nde ilk 10 ülke arasına girme konuları ele alındı. veya www.dkv-ecotaxe.com Bülent Aymen: Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Başkanı “İhracatta ilerleme lojistik sektörüne bağlı” Ali Sedat: MNG Havayolları Genel Müdürü “Havacılık sektöründeki ikinci devrim kargo taşımasından gelebilir” İŞ DÜNYASI #[TĎPVĎNĎDKNIKKÃKP+90 (0) 216 468 28 10 BAKIŞ AÇISI (TCPUCoFC'MKOKVKDCTK[NGVQPXGØ\GTKPFG[ØMVCķĎ[CPVĎTNCTKÃKP 'EQVCZGÃGXTGXGTIKUKW[IWNCOCUĎDCķNC[CECM*GO'EQVCZGJGO6+52.KÃKP IGÃGTNKQNCPXG[Ø\FGoGXCTCPKPFKTKOUCþNC[CP&-8$QZnĎPĎ\ĎDWIØPFGP C[ĎTVĎPEC\KRʏ[CVCXCPVCLĎPFCP[CTCTNCPĎP AYIN KONUĞU Ecotaxe ve TIS PL için tek DKV Box Eco [CMĎP taxe FCDC ķNĎ[QT (ĎTUCVNC TĎķKO [CMCNC FKFGP [ĎP Kani Emekçi,: Papağan Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı “Ekonomideki dinamizmle nakliye sektörü olağanüstü bir gelişim gösterdi” 9 36 leştirildi cisi gerçek . Dönem Toplantısı, larının 12’n 12 tı ) an EK (K pl u to sisi ya KEK ik Komisyon hatlarının te Karma Ekonom Türkiye-Rus Ro-Ro yolcu 6 rarası arasında a Hükümetle ülke limanları ştırıldı. Türkiye-Rusy plantıda, iki To . di lması kararla en pı nl ya ze a dü m lış da a’ ça la ıy ac Antaly am i es rın belirlenm için ihtiyaçla endi at’ta düzenl başkent antısı Aşkab -17 Nisan 2013 tarihlerinde pl to K K U 16 K ı. a n ıld nr ta tır so is ya an a en ad ay l ar km mas 8 Tür ar tısı, 11 yı şadığı sorunl KUKK toplan şımacıların ya Türkmenistan Toplantıda ta . di en nl ze Aşkabat’ta dü 22 e’nin rüne bağlı” jistik sektö leştirmeyi hedefleyen Türkiy Akdeniz ilerleme lo ek en rç ta ey ge at yl t sö ca ac i ra in hr ih “İ ar dolarlık vam edeceğ kısa 500 mily maya de adına en ı olarak artır 2023 yılı için i hızlandırmak ktörüne bağl se men, gelişim tik Ay jis lo nt ı le uladı. rg Bü . vu M i ı ihracatın in an iğ şk kt gere kleri (AKİB) Ba hazırlanması İhracatçı Birli master plan zında lojistik ba ke ül de re sü 26 da Konferansı’n ND Arama U da, en en nl ı ze rihleri arasın ği planland İzmir’de dü Mayıs 2013 ta leştirildi. nün gelece nferansı, 3-5 ek rü rç Ko tö ge a k de am se e’ Ar ) k Çeşm (UND lojisti masıyla İzmir 23’te iler Derneği 20 Nakliyec Tasarımı” te bulunma ve Uluslararası k Akıllı 2023 ele fine katkıda Lojistikte Orta rme konuları ihracat hede gi k ve a a rlı ın la ırm as do şt ar la ar ke “U ül mily 0 10 50 ilk n ni de e’ i’n iy Türk s Endeks Konferansta, tik Performan ı Küresel Lojis Dünya Bankas alındı. 30 lebilir” asından ge argo taşım k t da im Se vr i Al de n i ikinci lebilir” diye sektöründek vrim kargo taşımasından ge rinin siparişine “Havacılık manda müşte ci de in n za ktöründeki ik ma ve istenile “Havacılık se çleme, depola tını çiziyor. an malın elle al şın ın ta ın , ığ nç şıd za Özka k önem ta masının büyü uygun dağıtıl 38 yük e katkısı bü isin ülke ekonom Merkezi’nin unu jistik mda bulunduğ “Mersin Lo emli bir konu ön k n ço kı aş da ni ın bi am hramanlı, 10 ridorları kaps olacak” Müdürü Ali Ka le de ülke rası taşıma ko iy lara Pazarlama ımcıyı çekmes Mersin’in ulus p Lojistik ve yabancı yatır amanlı Grou Merkezi’nin tik jis Lo söyleyen Kahr sin er m sağlayan M getiriyor. kişiye istihda olacağını dile ciddi katkısı ne isi om on ek 40 “Ekonomideki üstü yılda olağan e sektörü 10 liy k na le m dinamiz an de, yüks Ürünlerinin arını vurgulay iye sektörün a sahip oldukl . le gelen nakl organizasyon ığını söylüyor la entegre hâ ld ay nı ny lla dü ku çi, in ojin Emek ve son teknol Başkanı Kani ni ği di ril ve hizmet standartlarda 57 2 mmaries English Su r kliyede iyi bi klarını ve na erdi” lu destek aldı gelişim göst esinde lojistik firmalarından ğan Kuruyemiş Yönetim Kuru Papa ek nakliy bir 9 Mayıs ’NİN SESİ 30 Uluslararası Nakliyeciler Derneği Taşımacılık Organizasyonu İktisadi İşletmesi Adına Sahibi Ömer Çetin Nuhoğlu Genel Yayın Yönetmeni Fatih Şener Yazı İşleri Müdürü Melike Tümen Yazı işleri Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 8 6 Yayın Kurulu Ali Çiçekli, Şerafettin Aras, Nagihan Soylu, Banu Damla Alişan Yazı Kurulu Alper Özel, Evren Bingöl Muammer Ünlü, Elif Sevim Haber Merkezi Nazlı Karpat, Alpdoğan Kahraman Berkalp Kaya, Erman Ereke Meriç Katman, İbrahim Çolak, Burak Çığa Mali İşler Müdürü Salih Koca 26 Reklam Sorumlusu Hatice Hacısalihoğlu 0212 359 26 00 / 208 Yayına Hazırlık Genel Yönetmen Gürhan Demirbaş Genel Yönetmen Yrd. Eser Yıldız 40 Görsel Yönetmen Yavuz Karakaş Editör Nihan Çetin 22 Grafik Tasarım Şahin Bingöl Düzeltmen Editör Ersel Ergüz Fotoğraflar Damla Salor, Murat Güney İletişim Yazı işleri: (0212) 440 27 83 Pazarlama: (0212) 440 27 65 [email protected] Baskı Dünya Yayıncılık A.Ş. Globus Dünya Basınevi 100. Yıl Mahallesi 34240 Bağcılar/İstanbul Tel: 0212 440 24 24 3 Türkiye ve Bulgaristan birbirleri açısından transit ülke oldukları kadar, kendi aralarında 4.5 milyar dolarlık ticaret olan iki komşu ülke. Türkiye Bulgaristan’a yılda 1.7 milyar dolar mal ihraç eder ve Bulgaristan’dan 2.75 milyar dolarlık mal ithalatı yapıyor. İki ülke arasındaki bu ticaret, yıllık 12 bin taşıma ile Türk taşımacıları, 62 bin taşıma ile Bulgar taşımacıları tarafından taşınıyor. Türk taşımacıları aynı zamanda yılda 165 bin sefer Bulgaristan üzerinden transit geçerek haftada yarım milyar doları aşan Türk ihraç mallarını Avrupa ülkelerine taşıyor. Bu transit taşımalar her iki ülkenin de üye olduğu Dünya Ticaret Örgütü’nün GATT Anlaşmasının V. Maddesine istinaden gerçekleştiriliyor. V. Madde, GATT’ın akit taraflarına, toprakları üzerinden geçen ticaretin en elverişli güzergâhtan, ülkeler arasında ayrımcılık yapmadan, daha az elverişli hale getirmeden, serbestçe transitine izin verme yükümlülüğü getiriyor. Türkiye ile Avrupa Birliği arasında Gümrük Birliği Tesis Eden 1/95 sayılı Ortaklık Konseyi Kararında da Türkiye ile Avrupa Birliği arasında malların serbest dolaşımı öngörülüyor. Ayrıca Avrupa Ulaştırma Bakanları (ECMT) ülkeler arasındaki taşıma kurallarını net bir şekilde tanımlıyor. Türkiye ve Bulgaristan da bu anlaşmaya taraf. Tüm bu anlaşmalar temel olarak; ikili taşımaların eşit şartlarda rekabete göre gerçekleşmesini taraflardan bekler. Transit taşımalarda da tam serbestlikle en etkin ve verimli taşımayı garanti altına alır. Bunu açıklamak gerekirse; bir Bulgar aracı hangi şartlarda Bulgaristan’da taşıma yapıyorsa bir Türk aracı da o şartlarda taşıma yapmalıdır. Bulgar aracı bir ihlal karşısında ne ceza ödüyorsa Türk aracı da onu ödemelidir. Bu anlaşmalar üçüncü ülke taşımalarını da tanımlıyor. Burada temel olan, hiç bir ülkenin kendi ülkesi ile ilgili olmayan ticarette taşımacılık yapmaması. Türk ihraç malı Almanya’ya gidiyorsa veya Alman ihraç malı Türkiye’ye gelecekse, bu taşımayı sadece Alman veya Türk taşımacıları yapar. Üçüncü bir ülke, mesela Bulgar taşımacıları, eğer UBAK belgeleri yok ise bunu yapamaz. Aynı şekilde Bulgar ihraç malı Almanya’ya gidiyorsa veya Alman malı Bulgaristan’a geliyorsa bunu da ya Almanlar ya da Bulgarlar taşır. UBAK belgesine sahip olmayan Türk taşımacıları da bu malı taşıyamaz. UBAK belgesi sahibi olma ve bu belge ile taşıma yapma kuralları tanımlıdır ve tüm taraflar buna uymak zorunda. 4 ÖMER ÇETİN NUHOĞLU BAfiYAZI Değerli dostlarım, Denetimleri de ülkelerin Ulaştırma Bakanlıkları tarafından gerçekleştirilir. İki ülke arasında son zamanlarda yaşanan sorunlara bu açıdan bakmalıyız. Bulgaristan’da transit geçiş hakkımızı engellemek için diğer AB ülkelerinin çok üzerinde cezalar kesiliyor. Aynı hata veya ihlali yapan bir Bulgar aracına ise hiçbir ceza uygulanmıyor, Türkiye’de ise Bulgar araçlarına ceza uygulanamıyor. Mütekabiliyet esasına göre Türkiye de bu konudaki çalışmalarına başladı. İkili taşımalarda da eşit şartlarda rekabet söz konusu değil, devamlı bir korumacılık ve ayrımcılık söz konusu. Üçüncü ülke taşımalarında ise sadece birkaç firma UBAK kurallarına uymadan taşıma yapıyor ve bunu da sürdürmek istiyor. Aslında bu taşımalar öncelikle kurallara uyan Bulgar taşımacılara karşı haksızlıktır. Kuralsız bu taşıma Türk Ulaştırma Bakanlığı tarafından denetlenmeye başladı, kuralsız çalışan bu birkaç firma kanunsuz bir hareketle 16-17 Mayıs 2013 tarihlerinde sınır kapılarını kapattı ve mal giriş çıkışını engelledi. Şaşırılan ise buna Bulgar yetkili makamlarının göz yummuş olması. İki komşu ülke arasındaki bu tatsız olayın bir daha gerçekleşmemesini umuyoruz. Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, 18 Mayıs 2013 Cumartesi günü acil olarak Kapıkule’ye gitti. 12 km araç kuyruğuna çözüm olarak sorunların görüşülmesi için 31 Mayıs 2013 tarihine kadar süre verip, kontrolleri erteledi. 27 Mayıs 2013 Pazartesi günü iki ülke dernekleri UND ve AEBTRI yan yana geldi. Meslektaşlarımıza, hem Türk hem de yabancı araçların ülkemize/ülkemizden gerçekleştirdiği tüm taşımaların uluslararası anlaşmalar GATT, Gümrük Birliği ve UBAK kurallarına uygun şekilde yapılması gerekliliği anlatıldı. Türkiye’nin bu çerçevede iç gümrüklerde evrak kontrolü, yükleme noktalarında gönderici tarafından evrak kontrolü, yol kenarı denetim istasyonlarında evrak kontrolü ve yabancı taşımacıları da kapsayan bir ceza sistemi hazırlığı yaptığı konusunda bilgi verildi. Toplantıda UND-AEBTRI arasında bir çalışma grubu kurulması ve yaşanan sorunların tespiti amacıyla 1 Haziran 2013 sonrasında Kapıkule ve Hamzabeyli’de süreç çalışması yapılması da görüşüldü. Bakanlıklar arasındaki Teknik Toplantı da 28 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul’da yapıldı. Türkiye verdiği karar ve uygulamalarının arkasında durdu. Kurallara uyan Bulgar ve Türk taşımacılar bu bölgede birlikte haksız rekabete karşı mücadele edecek. Saygılarımla, 5 Mayıs 2013 UND’DEN Türkiye-Rusya KEK toplantılarının 12’ncisi gerçekleştirildi Türkiye-Rusya Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı, Antalya’da düzenlendi. Toplantıda, iki ülke limanları arasında Ro-Ro yolcu hatlarının tesisi için ihtiyaçların belirlenmesi amacıyla çalışma yapılması kararlaştırıldı. TÜRKİYE-Rusya Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu (KEK) 12. Dönem Toplantısı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ve Rusya Federasyonu Enerji Bakanı Aleksandr Novak eş başkanlığında Antalya’da yapıldı. Uzun süren müzakereler sonrasında ulaştırma alanındaki önemli konuların görüşüldüğü toplantıda, iki ülke arasındaki karayolu taşımacılığı hacimlerinin artışı ele alındı. Ayrıca Türk-Rus Kara Ulaştırması Karma Komisyon Toplantısı’nın Moskova’da 2013 yılının Haziran ayı başında düzenlenmesine ve iki ülke limanları arasında Ro-Ro yolcu hatlarının tesisine ilişkin ihtiyaçların tespiti amacıyla bir çalışma yapılmasına karar verildi. Görüşmede Türk tarafı, uluslararası ikili karayolu taşımacılığının gerçekleştirilmesi için geçiş belgesi kotasının yükseltilmesini talep etti. Toplantılar sırasında UND Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ergün Bilen, Bakan Taner Yıldız ile bir araya gelerek sektörün taşımacılık alanında yaşadığı sorunları aktardı. Yıldız, karayolu taşımacılığında Türk taşımacılarının yaşadıkları sorunlardan haberdar olunduğunu, çözmek üzere sektöre destek verileceğini belirtti. Toplantı sonrasında bir konuşma yapan Rusya Federasyonu Enerji Bakanı Aleksandr Novak, Rusya’ya sebze ve meyve ihracatı ile ilgili basında çıkan Türkiye’den ihraç edilen çileklerin Rus gümrükleri tarafından durdurulması haberlerinin doğru olmadığını söyledi. Kavkaz limanında kurulması planlanan lojistik üsse de değinen Novak, iki ülke arasında hedeflenen 100 milyar dolarlık dış ticaret hacmine ulaşılmasının mümkün olduğunu dile getirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız ise birçok sektörün ele alındığı toplantıda, enerjiden ulaştırmaya, tarımdan sanayiye, ekonomik ve stratejik iş birliklerini destekleyen bütün konulara değinildiğini ifade etti. Türkiye ile Rusya arasında 34 milyar dolarlık ticaret hacmi bulunduğunu vurgulayan Yıldız, kullanılabilecek potansiyelin daha fazla olduğunun 6 altını çizdi. Yıldız, ayrıca Türk menşeli bitkisel ürünlerin Gürcistan üzerinden Rusya’ya sevkiyatına da yeniden başlanacağını ifade etti. Konuşmasında lojistik sektörüne de değinen Taner Yıldız, iki ülke arasındaki kara ulaşım alanlarıyla ilgili geçiş belgesi uygulamalarının kalıcı ve sürdürülebilir olmasına çalışıldığını ifade etti. Toplantının ulaştırma bölümüne Ekonomi Bakanlığı Daire Başkanı Fatih Turhan, Rus tarafına ise Rusya Federasyonu Ulaştırma Bakanlığı Direktör Yardımcısı Gribanova Marina Viktorovna başkanlık yaptı. Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığını temsilen Ulaştırma Antalya Bölge Müdürü Erdal Şahin, UND’yi temsilen Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ergün Bilen, Yönetim Kurulu Üyesi Nagihan Soylu ve Uzman Alpdoğan Kahraman katıldı. Mayıs 2013 UND’DEN Türkmenistan KUKK toplantısı Aşkabat’ta düzenlendi ÖZELLİKLE 2007 yılından sonra ivme kazanan TürkiyeTürkmenistan ilişkileri, iki ülkenin devlet ve hükümet başkanları arasında yoğun bir ziyaret trafiği ile gelişmeye devam ediyor. Son beş yıl içinde Cumhurbaşkanı Abdullah Gül üç kez, Başbakan Tayyip Erdoğan da bir kez Türkmenistan’a giderken; Türkmenistan Devlet Başkanı Berdimuhamedov ise beş kez Türkiye’yi ziyaret etti. Bunların yanı sıra, bakanlar düzeyinde de sıklıkla bir araya geliniyor. Bu durum ticari ilişkilere yansırken bölgeye yapılan taşımalar da artıyor. 2007 yılında Türk araçların yapmış olduğu ihraç taşıma sayısı 7002 iken, 2012 yılında bu rakam 24 bin 543’e ulaştı. Özellikle Türk müteahhitlik sektörü, 2013 yılında 2 milyar 253 milyon dolar tutarındaki Türkmenistan Aşkabat Havalimanı Projesi’ni üstlendi. Türkmenistan’da sürdürülen yatırım programları çerçevesinde Türk firmaları tarafından teklif verilen projeler arasında Hazar Denizi kıyısında inşa edilecek liman tesislerinin, Türkmenistan karayolu ağının yenilenmesinin ve yeni konut projelerinin olması bu ülkeye yönelik taşımaların daha da artacağını gösteriyor. Türkmenistan’a yapılan uluslar arası eşya taşımaları ile müteahhitlik sektörü, Türkmenistan’da aldığı projeler paralelinde sürekli büyüyor. Ancak, Türk sürücülerinin vize temininde yaşadığı davetiye sorunu taşımalarda performansımızı etkileyen en önemli unsurların başında geliyor. Vize alınmasındaki zorluklar, vize süresinin en fazla 6 ay olması, oturum süresinin kısıtlı olması, Artuk Sınır Kapısı’ndaki beklemeler ve diğer sorunlar nakliyecileri zor durumda bırakıyor. Bu gelişmeler paralelinde, Türkiye-Türkmenistan KUKK Toplantısı, 11 yıl aradan sonra, 16-17 Nisan 2013 tarihlerinde Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’ta gerçekleştirildi. Söz konusu toplantıda Türk heyeti, Aşkabat Büyükelçisi Şevki Mütevellioğlu ve büyükelçilik yetkilileri ile bir araya geldi. Türkmenistan Dışişleri Bakanlığı Siyasi İşler Genel Müdürü, Türkmenistan Ulaştırma Bakanı, Türkmenistan Bakanlar Kurulu Başkan Yardımcısı ile gerçekleştirilen toplantılarda taşımacıların yaşadığı sorunlar görüşüldü. Ayrıca Artuk Sınır Kapısı’na ziyaret gerçekleştirilerek gümrük yetkilileri ile görüşme yapıldı. Türkmen tarafı yaşanan sorunları, ilgili mercilerle görüşüp sorunların çözümü konusunda destek olacaklarını ifade etti. Toplantıda Türk heyetine Karayolu Düzenleme Genel Müdürü Ali Rıza Yüceulu, Türkmenistan tarafına Ulaştırma Bakan Yardımcısı Oraz Khurtiyev başkanlık etti. Toplantıya UND’yi temsilen Yönetim Kurulu Üyesi Ercan Arslan, İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Alper Özel ve Gaziantep Bölge Çalışma Grubu Üyesi Ökkeş Ciro katıldı. 8 Mayıs 2013 UND’DEN UND-KAZATO Toplantısı 15 Nisan’da Kazakistan’da gerçekleşti UND ve Kazak Derneği KAZATO arasında 15 Nisan’da Kazakistan’da yapılan toplantıda iki ülke arasında taşımacılık alanında yaşanan sorunlar ve gerçekleştirilmesi planlanan iş birliklerine yönelik görüşme yapıldı. TÜRKİYE-Kazakistan arasında yapılan 1-2 Kasım 2012 tarihli KUKK toplantısında, Türk ve Kazak makamları geçiş belgeleri ve beklemeler gibi iki ülke arasında taşımacılık alanında yaşanan sorunların, dernekler arası iş birliği ile çözüme kavuşturulması yönünde karar alınmıştı. KUKK protokolünde UND’ye verilen görev doğrultusunda Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Çetin Nuhoğlu’nun da katıldığı UND ve taşımacılardan oluşan 43 kişilik heyet, Kazak Derneği KAZATO ile görüşmek amacıyla Kazakistan’a gitti. 15 Nisan’da Çetin Nuhoğlu ve KAZATO Genel Sekreteri Teodor Lazarevic Kaplan başkanlığında iki ülke nakliyecileri bir araya geldi. Yapılan toplantıda iki ülke arasında taşımacılık alanında yaşanan sorunlar, kurulması gereken iş birlikleri masaya yatırıldı. Toplantıya, Türk ve Kazakistan nakliyecilerine yük veren konumunda olan Kazakistan Türkiye İşadamları Derneği (KATİAD) Başkanı ve Dünya Türk İş Konseyi Avrasya Bölge Komitesi Başkanı Zeki Pilge de konuk olarak katıldı. Pilge, toplantıda dış ticaret açısından iki ülke taşımacılarından beklentilerini aktardı. UND-KAZATO toplantısında, sektörün Kazakistan’a olan taşımalarında yaşanan sorunlar için inisiyatif almak, iş geliştirmek ve çözüm önerileri sunmak amacıyla iki ülke nakliyecilerinden oluşan toplam 10 kişilik bir çalışma grubu da kuruldu. İki ülke nakliyecilerinin bir sonraki toplantısının ise mayıs ayında Türkiye’de gerçekleştirilmesine karar verildi. Toplantısı sonrası Çetin Nuhoğlu ve Yönetim Kurulu üyeleri organizasyona destek olan ve toplantıya katılan Ticaret Müşavirleri Derviş Ender Öztürk ve Osman Elgün ile Almatı Başkonsolosu Sadin Ayyıldız’la görüştü. Heyet, görüşmede toplantı sonuçlarını ve Kazakistan’a yapılan taşımalarda yaşanan sorunlarla ilgili görüşlerini paylaştı. 10 Rusya, Kazakistan ve BDT Ülkeleri Çalışma Grubu toplantısı UND-KAZATO toplantısı öncesinde 14 Nisan’da Rusya, Kazakistan ve BDT Ülkeleri Çalışma Grubu üyeleri bir araya geldi. Kazakistan’a gerçekleşen taşımalarda yaşanan temel sorunları ve bu sorunların çözümlerini bulabilmek amacıyla görüşme yapıldı. Bu çerçevede tüm çalışma grubu üyelerinden alınan fikirler doğrultusunda hazırlanan rapor, Almatı’da resmi ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya gelen UND Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Çetin Nuhoğlu’na sunuldu. Mayıs 2013 A UND’DEN Bolu Çalışma Grubu, 11 Mayıs’ta bir araya geldi BOLU Çalışma Grubu toplantısı, 11 Mayıs 2013’te UND Bolu Temsilciliği’nde gerçekleştirildi. Toplantıda, UND Yönetim Kurulu Üyesi Fethi Çapar, 3-5 Mayıs 2013 tarihleri arasında, İzmir Çeşme’de “Ulaştırma ve Lojistikte Ortak Akıllı 2023 Tasarımı” temasıyla gerçekleştirilen Arama Konferansı ile ilgili bir konuşma yaptı. Toplantının gündeminde Bulgaristan Kapitan Andrevo’da yol kapatma eylemi, Rusya’nın UBAK kotasını kaldırmaktan vazgeçmesi, Bulgaristan’da kesilen cezalar, Kazakistan ve Rusya üçüncü ülke taşımaları vardı. ÖKOMBİ’de Türkçe konuşan personel görevlendirilmesi, Avusturya KUKK Toplantısı, Maribor Ro-La terminalinde yapılan eylem, Türkmenistan KUKK Toplantısı, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu da toplantıda görüşülen konular arasındaydı. Bunların yanı sıra, Türk aracı kullanılan ihracat taşımalarında zaman devlet tarafından destek verilmesi, Rusya Geçiş belgesi tükendiğinde yeni belgeler gelene kadar Rus aracı yükleyen firmalara bonus belge verilmesi gibi konular da toplantıda masaya yatırıldı. Toplantıya İbrahim Türker (Abant), İbrahim Kaya (Alibey), Fethi Çapar (Martı Trans), Metin Çapar (Bolu Güneş), Hayati Tasalıoğlu (Kay-Naş), Ömer Gülen (Bolubeyi), Turgut Türk (Trans 14), Fatih Tut (Kartal Lojistik), Selçuk Hitit (Hitit Global), Şaban Özcan (Türkcan), İbrahim Çelikbaş (Köroğlu), Kenan Demirel (Atabey), Engin Ergin (Özay), Erol Çilli (Çillioğlu) katıldı. İzmirli lojistik öğrencileri, “ADR Bilgilendirme Semineri”nde buluştu TÜRKİYE ’nin ADR Anlaşması’na taraf olması ile birlikte tehlikeli maddelerin karayolu ile taşınması konusu daha çok gündeme gelmeye başladı. UND de, kamu ve özel sektörde tehlikeli madde taşımacılığı alanındaki istihdam açığının kapatılması, aynı zamanda, ilgili alanlarda eksikliklerin giderilmesi amacıyla bilgilendirme seminerleri düzenlemeye devam ediyor. Bu kapsamda UND İzmir Bölge Temsilciliği’nin Yaşar Üniversitesi ile ortaklaşa düzenlediği ADR Bilgilendirme Semineri’nde, Yaşar Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Ekonomi Üniversitesi ve Gediz Üniversitesi Lojistik Bölümü öğrencileri bir araya geldi. Yaşar Üniversitesi Konferans Salonu’nda yaklaşık 70 öğrencinin katılımıyla gerçekleştirilen seminerde, UND Eğitim Merkezi ADR Eğitmeni ve Güvenlik Danışmanı Burak Ciğa tehlikeli maddelerin sınıflandırılması, etiketlenmesi, paketlenmesi, ambalajlanması, karayoluyla taşınması, araç türleri ve kazalarda alınması gereken önlemlerle ilgili olarak detaylı bilgi sundu. Soru-cevap bölümü ile tamamlanan seminerin sonunda katılımcılara sertifika verildi. 12 Alırken de Kullanırken de Kazandırır Filo oluşturmak ciddi yatırım. Dorse üreticinizden en iyi treyler aydınlatma setini talep edin. Garantili Trailight setleri, uluslararası kalite onayı ve uzun ömrüyle kazandırır; hasarlı unsur değişiminde ekonomi sağlar. Trailight’ın en yüksek otomotiv standartlarında test edilmiş ürün grupları, Çin’den ABD’ye, Almanya’dan Brezilya’ya kadar seçkin OEM firmaları ve en kaliteli treyler ve dorse üreticilerinin tercihi. ADR bir markasıdır. Sa-ba ENDÜSTRİYEL ÜRÜNLER İMALAT VE TİCARET A.Ş. Birlik Organize Sanayi, 5.Sokak, No:2, Tuzla 34953 İstanbul Tel: 0216 593 19 55 Faks: 0216 593 14 40 www.sa-ba.com.tr Mayıs 2013 UND’DEN Kapıkule Gümrük Kapısı’nda geçici belge uygulaması GÜMRÜK ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, tır kotası nedeniyle oluşan 12 kilometrelik kuyruğa çözüm bulmak amacıyla 18 Mayıs’ta Kapıkule Gümrük Kapısı’nı ziyaret etti. Bulgar taşımacıların eylemleri nedeniyle Kapıkule ve Hamzabeyli sınır kapılarının 36 saat kapalı kalması sebebiyle oluşan tır kuyrukları ile ilgili sorunu yerinde tespit eden Yazıcı, Bulgaristan’da kurulan yeni hükümet henüz tam oturmadığı için belge yenilenmesinin yapılamadığını ve taşıma belgesi olmayan tırların geçişine izin verilmediğini ifade etti. Bu nedenle geçici belgeye ihtiyaç olduğunu vurgulayan Yazıcı, yabancı taşımacılara 3. ülke taşımaları için mayıs ayı sonuna kadar geçici süre verdiklerini söyledi. Böylece kuyrukları 3 gün içinde eriteceklerini belirten Yazıcı, “3. ülke belge zorunluluğunu yerine getirmeye başladık. Bulgaristan’da hükümet tam oturmadığı için uyum gecikti. Talimat verdim, mayıs sonuna kadar geçici süre verdik, belge zorunluluğu aramayacağız” dedi. UND, Erciyes Üniversitesi etkinliklerindeydi “ERCİYES Üniversitesi Develi Hüseyin UND üyeleri ile Şahin Meslek Yüksekokulu VI. Paylaşım Etkinlikleri”, birlikte “Erciyes UND üyeleri ve Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Çetin Üniversitesi Develi Nuhoğlu’nun katılımı ile gerçekleşti. Etkinlikte Hüseyin Şahin Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Meslek Yüksekokulu Yardımcısı Talat Aydın, UND Başkan Yardımcısı Ergun VI. Paylaşım Bilen, Ankara Lojistik Üssü Yönetim Kurulu Başkanı Etkinlikleri”ne Erhan Gündüz, Başkan Vekili Hakan Bezginli, Maltepe katılan Yönetim Üniversitesi İİBF Yard. Doç. Dr. Muhammed Bamyacı, Kurulu Başkanı Kayseri’de faaliyet gösteren UND üyesi 25 firma Ö. Çetin Nuhoğlu, temsilcisi ve UND Kayseri Temsilcisi Tolga Taşkıran da “lojistiğin dünü, yer aldı. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın, etkinlik kapsamında bugünü ve geleceği” yaptığı konuşmada, bakanlığın çalışmalarını, lojistik konulu sunum yaptı. köy projelerini, karayoluyla yapılan taşımaların önemini vurguladı. Üniversite mezunu, kendini yetiştirmiş kişilerin Türkiye’nin geleceği için çok önemli olduğunu söyleyen Talat Aydın’ın, üniversite öğrencilerine yönelik konuşmasının arkasından Çetin Nuhoğlu, “lojistiğin dünü, bugünü ve geleceği” konulu sunum yaptı. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşabilmesi için AR-GE ve inovasyon çalışmalarının önemine vurgu yapan Nuhoğlu, lojistik bölümü 14 öğrencilerine gelecek planlaması konusunda önemli tavsiyelerde bulundu. Lojistik bölümünden mezun olan başarılı öğrencilerin, İstanbul’da ağırlanmasına ve önemli lojistik firmalarını ziyaret etmelerine de öncülük eden Çetin Nuhoğlu, bu yıl lojistik bölümü birinci sınıf öğrencilerinin de bu projeye dâhil edileceğini ifade etti. Etkinliklerin ardından, UND üyesi ve Kayseri Ticaret Odası (KTO) Başkan Adayı Hüseyin Tekin’in, “sektörde dayanışma ve birlik yemeğine” katılan Çetin Nuhoğlu, yaptığı konuşmada Kayseri’nin dış ticaret rakamlarının her yıl arttığını ve sektör için birlik beraberliğin büyük önem taşıdığını söyleyerek, KTO Başkan Adayı Hüseyin Tekin’e seçimlerde başarı diledi. Kayserili UND üyesi firma temsilcileri ile görüşen Çetin Nuhoğlu, UND Yönetim Kurulu faaliyetleri, sektörün geçmişi, bugünü ve geleceği ile ilgili konuşma yaptı. Mayıs 2013 UND’DEN UND ve Okan Üniversitesi iş birliğinde sektöre özel yüksek lisans programı OKAN Üniversitesi ile UND arasında yapılan iş birliği kapsamında dernek üyesi firma çalışanlarına yönelik ”Lojistik Yönetimi Yüksek Lisans Programı” protokolü 21 Mayıs’ta imzalandı. UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ile Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Targan Ünal tarafından imzalanan anlaşma ile dernek üyeleri, Okan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’ndeki Lojistik Yönetimi Yüksek Lisans Programı’ndan indirimli yararlanabilecek. Yüksek lisans programı, öğrenilenleri hem desteklemek hem de makro düzeyde bakış açısı oluşturmak amacıyla zengin içerik ve alanında yetkin öğretim görevlileri ile oluşturuldu. Programda, tedarik zinciri yönetimi, üretim ve stok yönetimi, lojistikte planlama ve modelleme, lojistikte bilişim sistemleri, taşımacılık yönetimi, depo ve dağıtım merkezleri yönetimi, lojistik ve tedarik zinciri yönetim stratejileri ve lojistik yönetimi gibi ana dersler yer alıyor. İş birliği protokolü ile UND üyesi firma çalışanları yüksek lisans programı için çok özel indirimlerden de faydalanabilecek. Yılnak, 40. yılında filosunu ve taşıma ağını büyütüyor 16 SEKTÖRE 1973 yılında giriş yapan ve bu yıl itibarıyla Türkiye’deki en geniş filo ve taşıma ağlarından birine sahip olan Yılnak, sektördeki 40. yılına özel bir etkinlik düzenledi. 13 Mayıs’ta JW Marriott Otel’de gerçekleşen geceye çok sayıda iş adamı, akademisyen, bürokrat ve sivil toplum örgütlerinin temsilcileri katıldı. Yılnak yönetim kademesindeki diğer isimler ile birlikte gecenin ev sahipliğini yapan İcra Kurulu Başkanı Dursun Gece, sektörde 40 yılı geride bırakmanın gururunu yaşadıklarını dile getirdi. Firma olarak tecrübelerini kazanca, kazancı ise yatırıma dönüştürdüklerini vurgulayan Gece, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Yüksek müşteri memnuniyetinde sürekliliği sağlama misyonuyla hareket ettik. Yurt içi ve yurt dışı birimleri kanalıyla taşımacılık sektöründe aldığımız işleri gününden önce yerine getirerek büyük bir güven sağladık. Ulusal ve uluslar arası birçok önemli firmanın taşımacılık işini geniş bir araç filosuyla büyük bir özenle yerine getirdik. Kriz dönemlerinde dâhi yatırımlarımıza ara vermeyerek, büyümemizi sürdürdük. Bugün sektörde 40 yılı geride bırakmayı başardıysak bunu uyguladığımız bu politikalara borçluyuz.” Mayıs 2013 UND’DEN Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu’na imzalar atıldı Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı önderliğinde hazırlanan Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu’na, özel sektör kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve meslek birliklerinin temsilcileri imza attı. TRAFİK güvenliği konusunda sürdürülebilir çözümler geliştirmek için çok sayıda kurum ve kuruluşun iş birliği içinde ortak çalışmalar yürütmesi gerekiyor. Bu doğrultuda, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın koordinasyonunda ve TÜVTÜRK’ün desteğiyle yürütülen Trafikte Sorumluluk Hareketi ve İçişleri Bakanlığı ile Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın iş birliğinde hayata geçirilen Trafik Güvenliği Platformu kapsamında Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu hazırlandı. Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu, kamu kurumları, özel sektör kuruluşları, üniversiteler, meslek örgütleri, sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle iş birliği içinde geliştirildi. Bu kapsamda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı önderliğinde hazırlanan Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu’na, özel sektör kuruluşları, sivil toplum örgütleri ve meslek birliklerinin temsilcileri imza attı. Deklarasyonla, kurumların trafik güvenliğinin artırılması amacıyla gönüllü olarak üstlenebilecekleri rollerin çerçevesini ve kurumların trafik sorununun çözümünde ele alabilecekleri öncelikleri belirlemek amaçlanıyor. Deklarasyonu imzalayan kurumların gönüllü taahhütte bulunarak trafik güvenliği konusunda faaliyetlerde bulunmalarını teşvik etmek yine hedefler arasında yer alıyor. Bu amaçlar doğrultusunda geliştirilen Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nın önderliğinde, 18 4. Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu ve Sergisi’nin 8 Mayıs’taki açılış töreninin ardından, gönüllü kurum ve kuruluşların imzasına açıldı. Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu’nu imzalayan kuruluşların, deklarasyon metninde yer alan konular nezdinde yaptıkları çalışmaları, her yıl raporlamaları bekleniyor. Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) adına İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener’in imza attığı Kurumsal Trafik Güvenliği Deklarasyonu’nu imzalayan diğer kurum ve kuruluşlar arasında, Aviva Sigorta, BP, Brisa, Ford Otomotiv, Goodyear, Mercedes-Benz Türk, Michelin, Pirelli, Renault, Shell, Tüm Otobüsçüler Federasyonu (TOF), Türkiye Otobüsçüler Federasyonu (TOFED), Toyota Türkiye, Tüm Özel Halk Otobüsleri Birliği Derneği (TÖHOB), Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) ve Vodafone bulunuyor. Gönüllü her kurum ve kuruluşa açık olan deklarasyonu imzalamak isteyen kurumların, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü ile irtibata geçmeleri yeterli. *h9(1/ç.9(7$6$558)81 ç'($/.20%ç1$6<218 FORMULA STEER Üstün kilometre performansı ile tüm lastik ömrü boyunca güvenlik ve kararlılığın șampiyonu. FORMULA DRIVE C B 72 dB 1222/2009 - C3 Tüm kullanım ömrü boyunca mükemmel yol tutuș: Her türlü bölgesel kullanımda efektif ve yüksek performans. FORMULA TRAILER B Yanal kuvvetlere karșı direnci, dayanıklılığı ve verimliliği garanti eden treyler lastiği. A 72 dB 1222/2009 - C3 B D 74 dB 1222/2009 - C3 Mayıs 2013 ITF 2013, “Taşımacılığın Fonlanması” başlığı altında gerçekleştirildi Birçok ülkeden kamu ve özel sektör kuruluşlarının katıldığı Uluslararası Taşımacılık Forumu (ITF) 2013, 22-24 Mayıs tarihlerinde Almanya’nın Leipzig şehrinde yapıldı. Bu yıl “Taşımacılığın Fonlanması” başlığı altında yapılan forumda, üç gün boyunca seminer ve paneller düzenlendi. 20 LOJİSTİK U luslararası Taşımacılık Forumu (ITF) bu yıl, 22-24 Mayıs 2013 tarihlerinde Almanya’nın Leipzig şehrinde yapıldı. Taşımacılık sektörü aktörlerini bir araya getiren ITF’de, yine birçok ülkeden kamu ve özel sektör kuruluşu yer aldı. Her yıl farklı konuda yapılan forum, bu yıl “Taşımacılığın Fonlanması” başlığı altında düzenlendi. Forumda, üç gün boyunca seminer ve paneller yapıldı. Katılımcı ülkelerin ulaştırma bakanları ülkeler arası iş birliklerinin güçlendirilmesi amacıyla yuvarlak masa toplantılarında bir araya geldi. Türk heyetinin başkanlığını Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım yaptı. Forumda, UND tarafından özel olarak hazırlanan “Avusturya’nın Türk araçlarına uyguladığı haksız Ro-La zorunluluğu” içerikli broşür dağıtıldı. Bilgilendirme amaçlı broşürler, UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener ve İcra Kurulu Üyesi Meriç Katman tarafından başta Almanya, Norveç ve Bulgaristan ulaştırma bakanları olmak üzere forum katılımcılarına sunuldu. Bakan Binali Yıldırım, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın ile birlikte Avusturya Geçiş Problemi’nin çözümü için Alman Ulaştırma Bakanı Peter Ramsauer ve müsteşarından destek sözü aldı. Türk taşımacılarına yapılan bu haksızlıkla ilgili olarak Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın, Avusturya Ulaştırma Bakanlığı ile görüşerek, yapılan bu ayrımcılığın kabul edilemeyeceğinin altını çizip en kısa sürede bu haksızlığa son verilmesi gerektiğini ifade etti. Avusturya, 90’lı yıllardan bu yana çevre kaygısı ile Türk araçlarını Ro-La trenlerine binmeye zorluyor. Bu yıl mod zorlama konusunu daha da ileri bir boyuta taşıyan Avusturya, Türk taşımacısının bir transit güzergâhını kapatarak, karayolundan daha uzun süren ve daha maliyetli iki güzergâha zorlamaya başladı. Uzun yıllardır ülkesi üzerinden yapılan transit taşımalar (20 milyar dolarlık ihracat) için Türkiye’ye sadece 15 bin adet geçiş belgesi tahsis eden Avusturya, bu kotanın yetersiz kaldığı 100 binin üzerinde transit geçiş için Türk araçlarının Maribor (Slovenya), Fernetti (İtalya) ve Szeged (Macaristan) olmak üzere üç ayrı tren yolu hattı ve bu kullanımlardan elde edilen ödül belgeler ile ülkesini geçmesine izin veriyordu. 2012 yılı sonunda Szeged (Macaristan)-Wels (Avusturya) Ro-La hattının kapanması ile Avusturya’dan geçerek Almanya ve ardı ülkelere gidilebilecek güzergâh sayısı üçten ikiye düştü. Bu nedenle Bulgaristan, Romanya, Macaristan, Avusturya, Almanya güzergâhını kullanan yıllık 25 bin Türk aracına Macaristan’dan geçebilseler dahi Avusturya kapıları kapandı. Dolayısıyla araçların karayolundan kalan tek güzergâh olan Maribor-Wels’e yönlenmesi sonucu dört güne varan beklemeler başladı. Bir zamanlar Avusturya’da Ro-La sisteminin kurulmasına neden olan yüz binlerce araç, zamanla Avrupa Birliği (AB) üye sayısının artması ile her geçen gün azaldı. Bugün Türk araçları Ro-La şirket taşımalarının yüzde 90’ını oluşturuyor ve bu şirketi ayakta tutuyor. Türk ve Bulgar bakanlar, Bulgaristan taşımalarında yaşanan sorunları görüşmek üzere bir araya geldi Türk heyetinin öncelikli gündem maddelerinden bir diğeri ise özellikle son günlerde gittikçe daha da büyüyen Bulgaristan taşımaları sorunu oldu. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı ile Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nın ortak çalışması neticesinde yabancı plakalı araçlara uygulanan kontrollerin etkinleştirilmesi sebebiyle Bulgar taşımacılara tepki olarak Türkiye’nin AB’ye açılan kapılarından Kapıkule ve Hamzabeyli sınır kapıları kapatılarak tüm tır kamyonlarının geçişi engellendi. Bulgar taşımacıların ikili taşıma adı altında aslında ülke yükünü alarak başka ülkelere taşıma yaptığını ve her geçen gün 3. ülke taşıma payını artırdığını tespit eden Türkiye, bu kontrollere devam edeceğini açıkladı ve 28 Mayıs’a kadar bir geçiş süresi tanındı. Türkiye ile Bulgaristan arasında yaşanan bu sorunu görüşmek üzere iki ülkenin bakanları bir araya geldi. İkili ve 3. ülke taşımaları ile UBAK izin belgesi kullanımına ilişkin teknik konuların görüşülerek çözüme kavuşturulabilmesi amacıyla 28 Mayıs 2013 tarihinde İstanbul’da bir toplantı yapılması görüşüldü. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım ve Türk heyeti, taşımacıların yaşadığı iki ana sorunu bakanlar toplantısına taşıyıp çözüm odaklı ikili görüşmeler gerçekleştirerek dernek çalışmalarına büyük destek verdi. 21 Mayıs 2013 M. BÜLENT AYMEN Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Başkanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lojistik Konseyi Üyesi 22 AYIN KONUĞU “İhracatta ilerleme lojistik sektörüne bağlı” 2023 yılı için 500 milyar dolarlık ihracat gerçekleştirmeyi hedefleyen Türkiye’nin ihracatını lojistik sektörüne bağlı olarak artırmaya devam edeceğini söyleyen Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Başkanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lojistik Konseyi Üyesi M. Bülent Aymen, gelişimi hızlandırmak adına en kısa sürede ülke bazında lojistik master plan hazırlanması gerektiğini vurguladı. M. BÜLENT AYMEN Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Başkanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lojistik Konseyi Üyesi T ürkiye’de lojistik sektörü ile ilgili bir master planı olmamasını büyük bir eksiklik olarak nitelendiren Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Başkanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lojistik Konseyi Üyesi M. Bülent Aymen, ülke bazında yapılacak master planla, geçiş güzergâhlarında kurulacak lojistik köy ve merkezlerin havayolu, demiryolu, karayolu ve gümrük bağlantılarının sağlanması gerektiğini söyledi. Aymen, TİM Lojistik Konseyi olarak ilk adımı atarak Lojistik Strateji Belgesi hazırladıklarını ancak Master Plan ile ilgili çalışmaya henüz başlamadıklarını dile getirdi. Master plan için Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan onay beklendiğini söyleyen Bülent Aymen, konuyla ilgili şöyle konuştu: “Lojistik master planı yapılmadan sektörün ilerlemesi mümkün değil. Bu durum 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin gerçekleştirilmesinde büyük sıkıntıya neden olur. Türkiye’nin büyümesinde ihracatın payı yüzde 2 civarında. İhracatın bire bir bağlı olduğu sektör de lojistik. Dolayısıyla, ihracat artışı da lojistiğe bağlı. Ayrıca hâlâ lojistik sektörünü düzenleyici bir kanun bulunmuyor. Bunu da sektör açısından çok büyük bir eksiklik olarak görüyorum. Master plandan sonra bu konuyu da gündemimize aldık. Umuyorum ki bütün bu konularda ilerleme sağlanması için kamu otoriteleri ve sivil toplum kuruluşları birlik içinde çalışır.” Sektörü rekabette zayıflatan vize, kota ve gümrüklerde yaşanan sorunlara da değindiğimiz röportajda Bülent Aymen, ihracat ve dış ticaret hacmindeki artış sürerken vize ve kota probleminin mantık dışı olduğunu söyledi. Aymen, Çin, Almanya ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerle rekabet eden Türkiye’de, taşımacıların bu konuda büyük sorun yaşadığını dile getiriyor. Ayrıca sektörün ihraç taşımalarında yüzde 40-45 ile başlayan gümrük duvarı ile karşılaştığını da vurgulayan Aymen, “Bu çözülmesi güç bir problem. Çünkü bu konuda AB geri adım atmıyor. Tüm engellemelere rağmen hâlâ ihracatımızı artırmaya devam ediyoruz. 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize kitlenmiş durumdayız” dedi. Türkiye’nin ihracatı 151 milyar dolara ulaştı. Bu performansı nasıl değerlendiriyorsunuz? İhracatımız 2002 yılından beri artışını sürdürüyor. 2009 yılında, Cumhuriyetin 100. yılı olan 2023 planları çerçevesinde ihracatçılar için bir hedef belirledik. Tabii bu Türkiye’nin ortak hedefi oldu. Yüksek Planlama Kurulu tarafından da kabul edildi. Hedef 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat, 1,2 trilyon dolarlık da dış ticarete ulaşmak. 2008 yılında başlayan küresel ekonomik kriz nedeniyle 2009 yılında ihracat rakamlarında bir düşüş yaşandı ve hedefin biraz gerisinde kalındı. Ancak 2009 yılından sonra 2010 ve 2011 yıllarında ihracat toparlandı ve orta vadedeki hedefin de üzerine çıktı. Geçen yıl itibarıyla ihracatımız 151 milyar dolara ulaştı. Bu seneki hedef 161 milyar dolar. 1 Mayıs’ta açıklanan nisan ayı ihracat rakamlarına göre yine aylık olarak 11 milyar dolar civarında ihracata ulaştık. Umuyorum, bu yılın sonunda 161 milyar dolar ihracat gerçekleştiririz. Bu hedef için bütün ihracatçılar ellerinden geldiği ölçüde çalışıyor. Hükümet de bu konuda ihracatçılara destek oluyor. Finansal olarak baktığımızda ise Merkez Bankası (MB) bizim tüm çabalarımızın karşılığında faiz indirimine gitti. Bu konuda biraz geç kalındı. Tabii bu gecikme de ihracata negatif olarak yansıdı. Bu durum sektörü yatırım anlamında engelliyor. Çünkü MB faizleri yüksek olduğunda kredi faizleri de o oranda seyrediyor. Bu da ihracatta yatırım finansmanını büyük ölçüde etkiliyor. Türkiye 2023 yılında 500 milyar dolar ihracata ulaşılabilir mi? Bunun için şu an ne gibi çalışmalar yürütülüyor? 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize doğru hızla ilerliyoruz. İhracat rakamlarımız her yıl yükseliyor. Dolayısıyla, 2023 yılında 500 milyar dolar ihracata ulaşma konusunda kararlıyız. Ayağı yere basan bir hedef belirlediğimizi söyleyebilirim. Bunun için alt sektör kırılımlarına göre bir değerlendirme yaptık. Buna göre her alt sektör için mikro hedefler belirledik. Bu çalışma kapsamında sadece 2023 yılı için değil; 2015, 2019 ve 2023 yıllarını kapsayan 23 Mayıs 2013 M. BÜLENT AYMEN Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) Başkanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lojistik Konseyi Üyesi hedefler belirlendi. Yaptığımız çalışmanın alt kırılımlarına göre hedeflerimizi gerçekleştirme yolunda emin adımlarla ilerliyoruz. Şu andaki gidişata göre hedeflerin altına düşmeyeceğimiz kanaatindeyim. Yeni bir ekonomik kriz olmazsa ya da ülke içinde bir karışıklık yaşanmazsa hedefimizi gerçekleştireceğimize inanıyorum. Ancak bazı beklenmedik gelişmeler de yaşanabilir. Özellikle ihraç pazarlarımızdaki birtakım olumsuz gelişmeler bizi doğrudan etkiler. Son dönemde ihracatımızı artırmak amacıyla AR-GE çalışmalarına ağırlık veriliyor. Ayrıca büyük çaplı inovasyon çalışmalarına da hız verildi. Geçen yıl Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla büyük bir İnovasyon Kongresi düzenlendi. Bunun gibi birçok çalışmamız oluyor. TİM bünyesinde şu an sekiz tane AR-GE proje pazarı çalışması yapılıyor. Sekizincisi, mayıs ayında başkanı olduğum proje pazarı çalışması olan mobilya ile ilgili yapıldı. Sektörlerle ilgili tasarım çalışmaları ve yarışmalar yapılıyor. Tüm bu faaliyetler, 2023 yılı ihracat hedefinin gerçekleşmesi ve markalaşma yolunda büyük önem taşıyor. İhracatta başı çeken sektörler hangileri? İhracatta en büyük paya sahip olan sektörlerden ilki otomotiv. Arkasından hazır giyim, kimyevi mamuller ve demir çelik sektörleri geliyor. Bu sektörler bir şekilde ithalata da bağlı. Yani ara mamul ve ham maddeleri ithalatla temin ediliyor. Hükümet bu dışa bağımlılığı azaltmak için 2011 yılında Türkiye’de üretilmeyen ürünlerle ilgili yatırımlara büyük teşvik verdi. Bunların devreye girmesi ve uygulanması için zaman gerekiyor. AKİB ve TİM olarak en büyük amacımız bu süreci hızlandırmak. Bunun için plan ve program yapıyoruz. Yalnızca ihracat değil, ülke gelişimi için ve dışa bağımlılığın azaltılmasında gerekli çalışmaların en kısa sürede devreye girmesinin yanı sıra sanayicinin hassasiyet göstermesi de önemli. Sizce Türkiye ihracatının önündeki en büyük engel nedir? Bu konuda en büyük sorunumuz ihraç ürünlerinde kilogram fiyatı. Bu fiyatı dünya standartlarında, gelişmiş ve yoğun ihracat yapan ülkelerin seviyesine çıkarmaya çalışıyoruz. Türk ihraç ürünlerinin kilogram fiyatı şu an 1,5 dolar civarında. Gelişmiş ülkelerde bu rakam 4,5 dolar civarında. Kilogram fiyatını yükseltmek için markalaşma, tasarım, AR-GE ve inovasyon çalışmalarına ağırlık verilmeli. Bu konuda Güney Kore’yi örnek alıyoruz. Çünkü Güney Kore de bizim geçtiğimiz yollardan geçti. AR-GE çalışmalarına 1970’lerde hükümet programı olarak başladı. Bunun sonucunda bugün Güney Kore, LG, Samsung, Kia gibi büyük markalara sahip oldu. Bizim de bu gelişimi bir an önce sağlamamız gerekiyor. 24 Türkiye’nin ihraç pazarlarındaki son durumu değerlendirir misiniz? İhracatçıların özellikle yeni pazar açılımlarına baktığımızda Avrupa Birliği (AB) ülkelerinde sıkıntı olduğu görülüyor. Avrupa henüz krizin etkilerinden kurtulamadı. Türkiye’nin ihraç taşımalarının yüzde 47’lik bir bölümü Avrupa pazarına gerçekleştirildiği göz önüne alındığında ekonomik krizden büyük ölçüde etkilendiğimizi söyleyebilirim. 2006 ve 2007 yıllarında başlayan yeni pazar açılımı ile ilgili çalışmaların meyvelerini topluyoruz. Özellikle Afrika pazarlarında birçok ülkede pazar hâkimi konumuna geldik. Hedefimiz Güney Amerika pazarına açılmak. Orta Doğu’da ise bir kriz yaşanıyor. İhracatımız açısından büyük önem taşıyan İran’da ambargo var. Yine önemli pazarlarımızdan biri olan Irak’a baktığımızda Kuzey ile bir sorun yaşamıyoruz ancak Güney tarafında güvenlik nedeniyle ihracatımız durdu. Bu şartlar altında yeni pazar açılımlarıyla ihracatta hedeflerimizin altına düşmemeye çalışıyoruz. İhracatın lokomotifi sayılan lojistik sektörü ile ilgili master plan hazırlıkları ne aşamada? Türkiye’de lojistik sektörü ile ilgili bir master planının olmaması büyük bir eksiklik. Cumhuriyet tarihinden beri taşımacılık yapılıyor. 1920’lerde demiryolu taşımacılığı ağırlıktayken daha sonraki yıllarda karayolu, denizyolu ve havayolu taşımacılığı yavaş yavaş gelişti. Ancak bu gelişim henüz gerektiği kadar sağlanamadı. Şu anda Türkiye’de lojistik sektörü, ihracatçılar gibi, hiçbir altyapı olmadan kendi imkânlarıyla işlerini yürütmeye çalışıyor. Sektördeki bu işleyiş, 1,1 trilyon dolarlık dış ticaret hacminin gerçekleştirilmesi için Türkiye’de lojistik kapasitesinin minimum 300 milyar dolar civarında olması gerektiği düşünüldüğünde yetersiz kalıyor. 300 milyar dolar için gerekli altyapının sağlamasına yönelik iller bazında lojistik köyler kurulması planlanıyor. Türkiye’nin ülke bazında lojistik master planı olmadan iller bazında yapılan master plan yeterli olmaz. Çünkü ülke bazında makro plan yaptığınızda geçiş güzergâhlarında konumlandıracağınız lojistik köyler ve merkezlerle ilgili havayolu, demiryolu, karayolu ve gümrük bağlantılarını gerçekleştirmeniz gerekiyor. Ayrıca limanlar yeterli hâle getirilmeli ve liman yolu güzergâhları lojistik açıdan daha aktif olmalı. AYIN KONUĞU Konuyla ilgili ne yapılması gerekiyor? TİM Lojistik Konseyi olarak, en kısa sürede bu durumun çözülmesi gerektiğini düşündüğümüz için geçen yıl Lojistik Strateji Belgesi hazırladık. Master Plan ile ilgili henüz çalışmaya başlamadık. Çünkü Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’ndan hâlâ onay bekliyoruz. Bunu bir kamu otoritesinin yapması gerekiyor. Maalesef konu şu an beklemede. Lojistik master planı yapılmadan sektörün ilerlemesi mümkün değil. Bu durum 500 milyar dolarlık ihracat hedefinin gerçekleştirilmesinde büyük sıkıntıya neden olur. Türkiye’nin büyümesinde ihracatın payı yüzde 2 civarında. İhracatın bire bir bağlı olduğu sektör de lojistik. Dolayısıyla, ihracat artışı da lojistiğe bağlı. Ayrıca hâlâ lojistik sektörünü düzenleyici bir kanun bulunmuyor. Bunu da sektör açısından çok büyük bir eksiklik olarak görüyorum. Master plandan sonra bu konuyu da gündemimize aldık. Umuyorum ki bütün bu konularda ilerleme sağlanması için kamu otoriteleri ve sivil toplum kuruluşları birlik içinde çalışır. Sektörde vize ve kotalarla ilgili de sıkıntı gündemde. Bu konuyla ilgili düşüncelerinizi alabilir miyiz? 21. yüzyılda vize ile ilgili problemlerin insanlık dışı olduğunu düşünüyorum. İhracatımız ve dış ticaret hacmimizdeki artış sürerken bu durum çok üzücü. Dünyanın her yerinde bizim malımız satılıyor ve her yerinden mal almaya gidiyoruz. Bu durumda taşımalarımızda hâlâ vize problemi yaşanması mantık dışı. Çin, Almanya ve Fransa gibi gelişmiş ülkelerle rekabet ediyoruz. Tabii bu ülkelerde ne vize ne kota problemi var. Türkiye’den acil bir ülkeye taşıma yapılması gerekse vize çıkış süresinin beklenmesi gerekiyor. Bu küçük gibi görünen problemler sektörün rekabet gücünü de etkiliyor. Bununla birlikte geçiş kotaları da ihraç taşımlarında büyük sıkıntı yaratıyor. ABD, Avrupa ülkeleri malını rahatça taşıyabiliyorsa bizim de taşımamız gerekiyor. Maalesef bu sorun önümüzdeki en büyük engellerden biri ve çözülemiyor. Kısa vadede çözüme kavuşacağını düşünmüyorum. Bunun için üst düzey bir lobi çalışması yapılması gerekiyor. Gümrüklerde yaşanan sıkıntı ne boyutta? Önümüzdeki en büyük engellerden biri, Avrupa Gümrük Birliği. Gümrük Birliği Anlaşması günlük yapılan bir anlaşma. Bu anlaşma, yapıldığı tarihte büyük bir başarı olarak lanse edildi. Ama bence şu an Türkiye’nin önündeki en büyük engellerden biri. Çünkü bazı ülkelerle serbest ticaret anlaşması yapamıyoruz. AB, üçüncü dünya ülkeleriyle serbest ticaret anlaşması yaptı. Biz o anlaşmanın içinde yer almadık. Örneğin, ülkemiz açısından çok büyük bir potansiyel taşıyan Cezayir ile yüzde 40’tan başlayan gümrük duvarı var aramızda. Ama Avrupa ülkeleri sıfır gümrükle mallarını taşıyabiliyor. Güney Afrika ile AB ülkeleri anlaşma yapıyor ve mallarını sıfır gümrükle gönderiyor. Biz yüzde 40-45 ile başlayan gümrük duvarı ile karşı karşıyayız. Bu çözülmesi güç bir problem. Çünkü bu konuda AB geri adım atmıyor. Tüm engellemelere rağmen hâlâ ihracatımızı artırmaya devam ediyoruz. 500 milyar dolarlık ihracat hedefimize kilitlenmiş durumdayız. Suriye konusu da hem taşımacılarımızı hem de ülke ihracatını büyük oranda etkiledi? Bu konuda önümüzdeki süreçte sektörü ne bekliyor? Bizim Arap Körfezi’ne ihracatımız 13 milyar dolar seviyesinde. Bu ihracatın karayolu ile tek kapısı ise Suriye. Suriye’deki politik krizden önce 2,5 milyar dolarlık dış ticaret hacmimiz, 1.5 milyar dolarlık ihracatımız vardı. Bunun yüzde 33’ü Hatay, Mersin, Adana, Kayseri yani Akdeniz Bölgesi’nden gerçekleşiyordu. Krizin ardından ihracatta yüzde 80 oranında düşüş yaşandı. Bu durumdan dış ticaretimiz, çok olumsuz etkilendi. Geçiş kapandı ve Ro-Ro seferleri başladı. Ancak bu da geçici ve pahalı bir çözüm. Nitekim Ro-Ro geçişlerinde de büyük sıkıntı yaşanıyor. Bu seferler Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın çalışmaları ve katkılarıyla gerçekleşti. Bu sorunun en kısa sürede çözülmesi gerekiyor. Çünkü sadece Suriye değil, o bölgeye yapılan ihracatımızda da gerileme oluyor. Bu nedenle rekabet etmekte güçlük çekiyoruz. Suriye bizim büyük pazarlarımız arasında, bu konuda elimizden bir şey gelmiyor. Hükümetin de yapabileceği bir şey yok. Bu sorunu, tüm dünya ülkelerinin birlik içinde hareket ederek halletmesi gerekiyor. Umarım Libya, Mısır ve Arap Baharı’nın yaşandığı diğer ülkeler gibi bu sorun da en kısa sürede çözüme kavuşur. Yeni UND yönetiminin taşımacıların yaşadığı tüm bu problemlere büyük hassasiyet göstereceğini biliyorum. UND Başkanı Çetin Nuhoğlu, göreve geldiği günden itibaren sektörle ilgili gerekli konularda çalışma yapmak için adım attı. Hem ihracatçı hem tedarikçi konumunda olan taşımacılarla iş birliği yaparak lojistik sektöründe yaşanan problemleri çözeceğimize inanıyorum. TİM bünyesinde kurulan Lojistik Konseyi’nin sektöre yönelik faaliyetlerinden bahseder misiniz? Lojistik sektörü, dış ticaretin önemli bir paydaşı. Lojistik olmadan ithalat ihracat olmaz. Lojistiğin taşıdığı önem paralelinde 2009 yılında TİM Lojistik Konseyi kuruldu. Lojistik Konseyi bünyesinde de hem kamu hem özel sektör hem de sivil toplum kuruluşları yer alıyor. TİM Lojistik Konseyi ev sahipliği altında Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND), Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD), Demiryolu Taşımacıları Derneği (DTD) gibi sivil toplum kuruluşları ve Ulaştırma Bakanlığı, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı, Ekonomi Bakanlığı gibi kamu sektörü yer alıyor. 2023 hedefini gerçekleştirmek için lojistik sektöründe belli bir altyapının sağlanması lazım. Yani sektörün gelişmiş ülkelerin sahip olduğu altyapıya erişmesi gerekiyor. TİM Lojistik Konseyi olarak bütün çalışmalarımızı bunu gerçekleştirmek amacıyla yapıyoruz. 25 Mayıs Mayıs M y s 2013 20 2013 3 Uluslararası Nakliyeciler Derneği (UND) Arama Konferansı, 3-5 Mayıs 2013 tarihleri arasında, “Ulaştırma ve Lojistikte Ortak Akıllı 2023 Tasarımı” temasıyla İzmir Çeşme’de gerçekleştirildi. Konferansta, Türkiye’nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefine katkıda bulunma ve 2023’te Dünya Bankası Küresel Lojistik Performans Endeksi’nde ilk 10 ülke arasına girme konuları ele alındı. İzmir’de düzenlenen UND Arama Konferansı’nda lojistik sektörünün geleceği planlandı 26 2 6 GÜNDEM İ zmir Çeşme’de 3-5 Mayıs 2013 tarihleri arasında düzenlenen Arama Konferansı’nda UND, bu yıl bir önceki yılın devamı niteliğinde büyük bir organizasyona daha imza attı. Geçen yıl 400’ün üzerinde üyenin aktif katılımıyla gerçekleşen “Vizyon 2023 Arama Konferansı”nda üyelerin mevcut sorunları ve beklentileri ele alınarak, kısa, orta ve uzun vadede sektörün daha da güçlenmesi için öncelikli yapılması gereken çalışmalar belirlendi. 2012 Arama Konferansı sonuçlarını tüm boyutlarıyla inceleyip, sektörün küresel rekabette ileri seviyelere taşınmasını sağlayabilecek projelere dönüştüren UND, bu çalışmalarını “Sektörel Ortak Akıllı Değişim Gündemi” başlığı altında gerekçe ve kanıt analizleri ile birlikte sundu. Sabancı, İTÜ ve Doğuş üniversitelerinden gelen akademisyenlerden oluşan “Arama Katılımlı Yönetim Danışmanlığı” ekibi moderatörlüğünde İzmir Çeşme’de bir araya gelen katılımcılar, “Ulaştırma ve Lojistikte Ortak Akıllı 2023 Tasarımı” temalı Arama Konferansı’nda, Türkiye’nin 500 milyar dolarlık ihracat hedefine katkıda bulunma ve 2023’te Dünya Bankası Küresel Lojistik Performans Endeksi’nde ilk 10 ülke arasına girme temel amaçlarına odaklandı. Bu amaçlara hizmet edecek olan hedefler, Küresel Lojistik Performans Endeksi kriterleri paralelinde saptandı. Bu hedefler, sevkiyatların izlenebilirliği, rekabetçi fiyatlarla sevkiyat, tam zamanında sevkiyat, altyapı kalitesi, gümrük verimliliği, lojistik hizmet yetkinliği olarak belirlendi. Katılımcılar tarafından puanlanarak, bu altı temel hedefe katkı sağlayacak toplam 40 sektörel proje planlandı. Etkinliğin ikinci ve üçüncü günlerinde “nekim-nasıl-süre” çalışmasıyla, her bir projenin sorumlu kuruluşunun ortaklaşa belirlendiği, uygulama planları oluşturuldu. Arama Konferansı’na bu yıl Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın, Ekonomi Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Bülent Uğur Ecevit, Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Sezai Uçarmak ve ekipleri, ulaştırma ve lojistik ile ilgili kamu ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ile UND Yönetim Kurulu Üyeleri ve İcra Kurulu’ndan oluşan 70’in üzerinde sektör temsilcisi katıldı. Konferansta, açılıştan sonra bir sunum yapan UND İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener, artan küresel rekabet karşısında sektörün durumuna ilişkin değerlendirmelerini paylaştı. Tüm kamu otoritelerinin, stratejik bir sektör olarak kabul etiği lojistik sektörüne dair gelecek stratejilerini aktaran Şener, özel sektörün operasyonel sorunlarının da çözülmesi gerektiğinin altını çizdi. Konferansın en önemli konuları “Lojistik Master Planı ve Mevzuatının Hazırlanması” ve “Mevzuat Konusunda Bakanlıklar Arası Eşgüdümün Artırılması” projeleri oldu. Mevzuat yayınlama süreci konusunda katılımcılar, mevzuat taslaklarının görüşe sunulmasında çok kısa süre verilmesi ve acil yanıt beklenmesi konusunda sıkıntı yaşandığını dile getirdi. “Etki analizi birimleri kurulmalı” Konferansta “sektörel düzenleyici etki analizi” çalışmalarının önemine değinen Avrupa Birliği ve Dış İlişkiler Daire Başkanı Nurhan Tüfekçi, “AB’de hiçbir mevzuat yok ki, yayınlanmadan önce sektörel düzenleyici etki analizi yapılmış olmasın. Her mevzuat yayınlanmadan önce bu çalışmanın gerçekleştirilmesi gerekiyor” dedi. Tüfekçi, bu doğrultuda bakanlıklar bünyesinde “etki analizi birimlerinin” kurulmasını önerdi. UND Yönetim Kurulu AB Danışmanı Can Baydarol da konuyla ilgili sektörel düzenleyici etki analizlerinin objektifliğinin garanti altına alınması ve kamunun yönlendirmesinden uzak olarak gerçekleştirilmesi gerektiğini belirtti. Bu kapsamda, AB’de olduğu gibi, herhangi bir yasa yayımlanmadan önce ilgili olduğu sektöre ilişkin düzenleyici etki analizleri yapılması ve ilgili kişilere danışılması konusunda ortak karar alındı. Bunun yanı sıra, lojistik merkez/köy projelerinin koordinasyonu ve sektörel mevzuatın güncelliğinin sağlanması konularında bakanlıklar arası ve özel sektörün katılımına açık diyalog platformlarının oluşturulması ve devamlılığının sağlanması gerektiği de konferansta gündeme getirildi. 27 Mayıs 2013 Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Ulaştırma ve Lojistik Meclisi, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Lojistik Konseyi, Lojistik İstişare Konseyi gibi kamu-özel sektör arasında istişareleri öngören farklı mekanizmaların etkinleştirilmesi, teşvik edilmesi ve ilgili “icracı bakanlıkların” daha fazla entegre edilmesinin de ele alındığı konferansta, UND’den bu konularda “liderlik ve farkındalık yaratma” görevini üstlenmesi talep edildi. “Kombine Taşımacılık Daimi Platformu gibi oluşumlar desteklenmeli” Mevzuat düzenleme sürecinde kamu ve özel sektörün bir araya getirilmesi konusunda Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından sunulan “yeni Kombine Taşımacılık Mevzuatı taslağı” konusu, konferansta gündeme gelen bir diğer konuydu. Yeni mevzuat uyarınca, kamu veya özel ilgili tüm sektörlerin katılımıyla kombine taşımacılığı teşvik etmek üzere, Tehlikeli Mal ve Kombine Taşımacılık Düzenleme Müdürlüğü aracılığıyla kurulması planlanan “Kombine Taşımacılık Daimi Platformu” gibi oluşumları özel sektörün de desteklemesi gerektiğine dikkat çekildi. Sektörde yeterince araç olduğunu vurgulayan Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Talat Aydın, en büyük sıkıntılarından birinin bu araç fazlalığı olduğu için araç alım teşvikinin olmayacağını dile getirdi. Sektörel mevzuat çalışmalarında izlenen temel prensibin “firmalar arasında haksız rekabetin önlenmesi” olduğunu söyleyen Aydın, yasa çıkarma süreci ile ilgili olarak da şunları söyledi: “Araç sayısı fazla olunca, taşımacılığın fiyatı da düşüyor. Yaptığımız düzenlemeler ile insani, ekonomik ve ticari gelişmelerin belirli nitelik ve standartlarda gerçekleşmesini ve sektörde 28 faaliyet gösteren çalışanların yeteri kadar para kazanmasını sağlamaya çalışıyoruz. Bunu yaparken de amacımız, yetersiz firmaların, sektörün tümünü aşağıya çekerek batırmasını önlemek. Tüm yasa çıkarma işlemlerimiz bu şekilde özetlenebilir.” Tehlikeli madde taşımacılığı konusundaki mevzuat hazırlama (ADR Konvansiyonu’na uyum) süreci hakkında da bilgi veren Aydın, “ADR’li araç ihtiyacı daha çok yarı-römork ve römork düzenlemeleriyle bağlantılı ve sektörde tam uyum için en az 8-10 milyar dolarlık büyük bir dönüşüm gerekiyor. Özellikle gaz ve petrol taşıyan tankerler başta olmak üzere tüm bu dönüşümü sektörün sırtına birden bindirmek doğru değil. Yeni düzenlemeler somutlaşınca ilgili sektör kuruluşlarıyla ankete, görüşe çıkacağız” diye konuştu. Müsteşar Yardımcısı Aydın, organizasyonda elde edilen çıktıların ve özel sektör önerilerinin mevzuat çalışmalarında dikkate alınacağını ifade etti. UND Yönetim Kurulu AB Danışmanı Can Baydarol, “Türkiye-AB hukuku kapsamında taşıma kotaları sorunu” hakkında bilgi verirken; İcra Kurulu Başkanı Fatih Şener “Avusturya’da Ro-La karşıtı lobi çalışmaları” konusunda gelinen noktayı anlattı. Oturumda Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Genel Sekreteri Mustafa Mente ise kota sorununun çözümüne yönelik çalışmalarda nakliyecilere destek vermeye hazır olduklarını belirtti. Arama Konferansı’nın “iç gümrükler ve sınır gümrüklerinin etkinliği” konusunda yaşanan sorunların görüşüldüğü bölümünde UND Yönetim Kurulu Başkanı Ö. Çetin Nuhoğlu, yaklaşık 10 yıl önce yine UND tarafından gerçekleştirilen kamu-özel sektör arama ve karar konferanslarına değinerek o dönem ile kıyaslandığında ticaretin büyük oranda geliştiğini ifade etti. Ancak gümrüklerdeki personel kapasitesinin bu artışı karşılamakta yetersiz kaldığını belirten Nuhoğlu, “İhracatımız o günden bugüne beş kat büyüdü ama Halkalı yine aynı Halkalı, Erenköy yine aynı Erenköy. O zaman gümrüklerimizde çalışan personelin sayısı 8-9 bin civarındaydı, şu anda kapasitesi 12-13 bin kişi. Sektör büyük bir fedakârlıkla hizmet vermeye çalışıyor. Ama 2023 yılı hedeflerine de bakarsak, bu kapasitenin artması şart” dedi. “Gümrüklerde yaşanan sorunların çözümü için mevcut durum analizi yapılmalı” Gümrüklerde yaşanan sorunların çözümü için mevcut durum analizinin bir an önce yapılması gerektiğini belirten Çetin Nuhoğlu, şunları söyledi: “Benzer süreç çalışmasını o tarihte Habur’da yaptık ve gerekli iyileştirmeleri birlikte çok kısa sürede hayata geçirdik. UND’nin mevcut projelerinden biri de gümrüklerimizde süreç analizi yapmak. İyileştirme amaçlı çalışmalara süreç analizi ile başlayalım. Dört temel güzergâh seçerek, beklemeleri-fazla mesai sürelerini ölçebiliriz. Bu süreç analizi çalışmalarına Ekonomi Bakanlığı, Gümrük Müşavirleri Derneği, TOBB, TİM, UND, Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği (UTİKAD) katılsın. UND, bu çalışmayı koordine etmeye hazır.” Gümrük alanındaki gelişmelere değinen TOBB Ticaret ve Tır Dairesi Başkanı Sançar Sefer Süer de “Çok taze bir uygulama olan Yetkilendirilmiş Gümrük Müşavirliği uygulaması gündemde, önümüzdeki günlerde bunun önemli etkileri olacak. Bu tür uygulamalar sonuçlanıyorsa bunları hızla yaygınlaştırmak lazım. Gümrüğün iş yükü azaltılıyor” dedi. Park alanları konusunda da gelişmeler olduğunu söyleyen Süer, İnternational Road Transport Union’un (IRU) gündemindeki Avrupa çapında güvenli ve konforlu tır park alanlarının yapımı ve bunların derecelendirilmesi projesi kapsamında, Türkiye’de de bu tür çalışmaların yapılması ve kriterlere uygun olarak derecelendirilmiş park alanlarının oluşturulması gerektiğini belirtti. Üst düzey kamu yetkililerinin organizasyona katılımından dolayı duyduğu memnuniyetini dile getiren Çetin Nuhoğlu, konferansı kapatırken, “Bu üç günde, müthiş bir sahiplenme yaşadık. Biz ne yaparsak yapalım kamunun etkin sahiplenmesi olmadan gerçekleşmesi mümkün değil. Hepimiz, 500 milyar dolarlık ihracat hedefine odaklandık, şimdi gerçekten bunu yapabilmek için lojistik yetkinliğimizi sorguluyoruz” dedi. Nuhoğlu, UND’nin, bu konferansın sonuçlarını haziran ayında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme, Gümrük ve Ticaret ile Ekonomi bakanlarına sunacağını ifade etti. 29 BAKIŞ AÇISI Mayıs 2013 30 “Havacılık sektöründeki ikinci devrim kargo taşımasından gelebilir” BAKIŞ AÇISI Türkiye’deki hava kargo trafiğinde 2016’ya kadar yıllık yüzde 5’lik artış beklendiğini söyleyen MNG Havayolları Genel Müdürü Ali Sedat Özkazanç, hava kargo pazarındaki büyüme trendinin devam edeceğini dile getiriyor. “Havacılık sektöründeki ikinci devrim kargo taşımasından gelebilir” diyen Özkazanç, taşınan malın elleçleme, depolama ve istenilen zamanda müşterinin siparişine uygun dağıtılmasının büyük önem taşıdığının altını çiziyor. ALİ SEDAT ÖZKAZANÇ MNG Havayolları Genel Müdürü H ava kargo taşımacılığının, transit sürelerin kısalması, değerli malzemelerin güvenli nakledilmesi gibi özellikleri sayesinde, posta hizmet sektörü, otomotiv, gıda ve tekstil sektörlerindeki kullanım oranının arttığını belirten MNG Havayolları Genel Müdürü Ali Sedat Özkazanç, hava kargo pazarındaki büyüme trendinin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini söylüyor. Dünya havayolu kargo taşımacılığı pazarında Türkiye’nin 19’uncu olduğunu hatırlatan Özkazanç, taşıma modları arasında payı düşük olan havayolunun büyüme hızının, dünya genelindeki artıştan daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği verilerine göre, 2016 yılına kadar Türkiye’de hava kargo trafiğinde yıllık yüzde 5’lik artış beklendiğini aktaran Sedat Özkazanç, gelecek dönemde bu alanda yaşanması beklenen gelişmeleri şöyle özetliyor: “Türkiye ciddi anlamda ‘multimodal taşımacılık’ ve ‘kombine lojistik’ çözümlerle Uzak Doğu’dan Avrupa, Afrika ve Rusya bölgelerine taşınan yükün çok büyük bir kısmını kendi üssüne döndürebilir. Bu yolcu taşımacılığında yapılmış olanın bir benzerinin kargo taşımacılığı için de yapılması anlamına geliyor. Böylece Türkiye’de havacılık sektöründeki ikinci devrim kargo taşımasından gelebilir. Önemli olan hava kargonun sadece taşımacılığı değil, taşınan malın elleçlenmesi, depolanması, istenilen zamanda müşterinin siparişine göre Avrupa, Afrika, Rusya ve Orta Doğu gibi yakın bölgelere dağıtımının sağlanması gerekiyor.” Türkiye’de hava kargo taşımacılığını değerlendirir misiniz? Uluslararası pazarlarda rekabet düzeyi açısından sektörü yeterli seviyede görüyor musunuz? Dünya havayolu kargo taşımacılığı piyasasında 19’uncu sırada yer alan Türkiye’de, taşıma modları arasında havayolunun payı hâlâ diğer ülkelere oranla daha az. Ancak buna rağmen bu alandaki büyüme hızının dünya genelindeki artıştan daha yüksek olduğu görülüyor. Türkiye hava kargo pazarındaki bu yükseliş trendinin önümüzdeki yıllarda da devam edeceğini düşünüyorum. Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (International Air Transport Association - IATA) açıkladığı istatistiklere baktığımızda 2016 yılına kadar Türkiye’nin hava kargo trafiğinde yıllık yüzde 5 oranında artış öngörülüyor. Türkiye ekonomisinin dikkat çeken büyüme rakamları ve istikrarlı bir yapı sergilemesinin yanı sıra dünya ticaretindeki olası artış ile Doğu’nun Batı’ya ulaşımında avantajlı coğrafi konuma sahip 31 Mayıs 2013 BAKIŞ AÇISI taşınan yükün çok büyük bir kısmını kendi üssüne döndürebilir. Bu yolcu taşımacılığında yapılmış olanın bir benzerinin kargo taşımacılığı için de yapılması anlamına geliyor. Böylece Türkiye’de havacılık sektöründeki ikinci devrim kargo taşımasından gelebilir. Önemli olan hava kargonun sadece taşımacılığı değil, taşınan malın elleçlenmesi, depolanması, istenilen zamanda müşterinin siparişine göre gününde Avrupa’ya, Afrika’ya, Rusya’ya ve Orta Doğu gibi yakın bölgelere dağıtımının sağlanması gerekiyor. Bölgede Türkiye’den daha güvenli, bu anlamda daha gelişkin, iş gücü kabiliyeti olan başka bir ülke yok. Gümrük mevzuatlarının kolaylaştırılması, transit rejim uygulamalarına basit usuller getirerek hız kazandırılması, kargo elleçleme alanlarının ve kargo tesislerinin hava kargo sektörünün büyüyen trendine karşılık verebilecek şekilde düzenlenmesi önemli adımlar olacak. Belirtilen gerekli altyapı ve düzenlemelerle, Türkiye’nin kargo üssü haline gelmemesi için hiçbir sebep yok. olması bu beklentileri artırıyor. Türkiye, 2023 yılında 500 milyar dolarlık ihracat hedefi olan iddialı bir ekonomiye sahip bir ülke. Ülkemiz gerek coğrafi konumunun avantajı ile gerekse ekonomide yakaladığı büyümeyle dünyanın hâlihazırda yükselen pazarlarından biri olmayı başardı. Bu hedef ve mevcut büyüme trendini dünya ekonomisinde makro sorunlara rağmen koruyacağını düşünüyorum. Dolayısıyla, Türk kargo pazarının da dünyadaki örneklerine göre daha canlı ve şanslı olduğu kanaatindeyim. Türkiye’nin dünya hava kargo sektöründe gelişmesi için neler yapılması gerekiyor? Türkiye, ciddi bir lojistik üs olma özelliğine sahip bir ülke. Ancak burada biz bunun ne kadarını kullanabiliyoruz sorusu önemli. Türkiye gibi, Avrupa Birliği’nin (AB) yanında Gümrük Birliği’ne tabi çok uygun olanakları ile Avrupa ülkelerine servis yapabilecek ama AB regülasyonlarının tamamına tabi olmayan (çevre koşulları, insanların yaşam tarzı ve benzeri etkenler) dünya üstünde başka bir ülke yok. Yolu kısaltmanın bir yöntemi Türkiye’yi ara geçiş noktası yapmak. Türkiye ciddi anlamda “multimodal taşımacılık” ve “kombine lojistik” çözümlerle Uzak Doğu’dan Avrupa, Afrika ve Rusya bölgelerine 32 Ağırlıklı olarak hangi sektörler havayolu taşımacılığına yöneliyor? Havayolu taşımacılığı zaman, hız ve güvenli hizmet sunan taşıma modeli. Dolayısıyla hızlı hava kargo, kurye ve posta hizmet sektörü, otomotiv, gıda, tekstil sektörleri havayolu taşımacılığını sıklıkla kullanıyor. Transit sürelerin kısalması, değerli malzemelerin güvenli nakledilmesi gibi sebepler bunda temel unsurları oluşturuyor. Hava kargo taşımacılığının yanı sıra karayolu taşımacılığının önemini değerlendirir misiniz? Sizce sektörün artı ve eksi yönlerini nedir? Günümüzde işletmelerin ve dolayısıyla ülkelerin “rekabetçi üstünlüğü”nü belirlemede en önemli stratejik unsurlardan biri lojistik hizmet satın alınan tedarikçinin doğru seçilmesi. Küresel birçok markanın uluslararası pazarlarda kalıcı olmasının ardında “müşteri tatmini” ve “düşük maliyetleri” hedefleyen etkin bir lojistik yönetiminin olduğu biliniyor. Yapılan araştırmalar bu tür işletmelerin, lojistik etkinliğe öncelik verdiğini ve ürünlerini/hizmetlerini müşterilerine “elverişli” kıldıklarını gösterdi. Biz MNG Havayolları olarak bu prensipten yola çıkarak, multimodal taşımacılık kapsamında Doğu BAKIŞ AÇISI Avrupa’ya ve yakın komşu ülkelere havayolu devamı karayolu taşımacılığı ve gümrüklü/gümrüksüz antrepo ve depolama hizmetlerimizi entegre ederek müşterilerimize rekabetçi üstünlük sağlıyoruz. Lojistik hizmet üreten firma anlayışına sahip olmak misyonuyla müşterilerin ilk tercihi olmak ve o düzeyde kalmak bizim için çok önemli. hedeflerimiz ölçüsünde gerçekleşti. 2012 yılında filomuza dâhil ettiğimiz A330-200F uçağımız ile kargo kapasitemizi ve uçuş ağını genişletip, mevcut tarifeli seferlerin sayısını artırdık ve artırmaya da devam edeceğiz. Bunun yanı sıra charter seferlerinde de yeni pazarlar ve projelerle bu yılı da başarılı bir şekilde tamamlayacağımıza inanıyorum. 1988 yılından bu yana MNG ailesinin içinde pek çok görev üstlenmiş bir yönetici olarak, MNG Havayolları’nın katettiği gelişim ile sunduğu hizmetler ve filo yapısı hakkında bilgi verir misiniz? 1996 yılının Şubat ayında yüzde 100 yerli sermaye ile kurulan MNG Havayolları, Kasım 1997’de orta menzilli Airbus A300 ile Hahn (Almanya) ve Stansted (İngiltere) tarifeli kargo seferleri ile hizmet vermeye başladı. Bugün dört Airbus A300 B4-200F, iki Airbus A300-600, iki Boeing 737-400 ve bir A330-200 F uçağından oluşan filosuyla operasyonlarına devam eden MNG Havayolları, Türkiye’deki hava kargo kapasitesinin büyük kısmını elinde bulunduruyor. Hâlihazırda tarifeli seferler (Luton, Köln, Leipzig, Paris, Lagos, Ekaterinburg) ve charter seferlerimiz var. Bunların yanı sıra uzun dönem ACMI anlaşmaları ile uluslararası lojistik hizmet veren hava kargo acentaları, broker firmaları ile hızlı kargo taşımacılığı yapan firmaların taşımacılık işlerinde gerek uçak gerekse kapasite sağlayarak önemli bir çözüm ortağı oluyoruz. Taşımacılık hizmetlerimizin yanı sıra kendi uçaklarımıza yer ve ramp hizmetleri, ihracat geçici depolama, ithalat antrepo hizmetleri (İstanbul, Ankara, İzmir) ve yurt içi gümrüklü aktarma hizmetleri de sunarak çözüm ortaklığında fark yaratıyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz tüm bu esnek çözümlerle ve hizmetlerle sadece ülkemizde değil uluslararası arenada da pazar oluşturmayı başardık. MNG olarak, hava kargo taşımacılığı alanında bugüne dek pek çok çalışmaya imza attınız. Önümüzdeki dönemde hayata geçirmeyi planladığınız filo değişikliği, yeni hizmet ve uygulamalar var mı? 2013 yılı içinde mevcut filodaki uçaklarımıza ek olarak, üç adet Airbus 300-600 uçağını, filo yenileme kapsamında kapasitemize dâhil etmeyi planlıyoruz. 2013-2016 yılı içinde Airbus tarafından teslimi planlanan diğer üç adet Airbus 330200F kargo uçaklarının filoya dâhil edilmesiyle MNG Havayolları güçlenerek büyümeye devam edecek. Kargo kapasitesini artırırken beraberinde hedeflediğimiz ve üzerinde çalıştığımız yeni hatlarla müşterilerimize esnek çözümler sağlamayı sürdürmeyi hedefliyoruz. MNG Havayolları açısından 2012 yılı nasıl geçti? 2012 yılının sonuna yaklaşırken ihracat ve ithalat değerleri Hava kargo, global ekonomik krizden en fazla etkilenen sektörlerin başında yer alıyor. MNG Havayolları bu krizden nasıl etkilendi ve bu süreci en optimal şekilde aşmak için nasıl bir yol izledi? MNG Havayolları’nı piyasadaki rakiplerinden ayıran en önemli özelliği, çözüm odaklı çalışma isteğidir. Her konuya proje olarak bakıp ona göre çözümler sunuyoruz. Biz uçak pazarlıyoruz, uçağın yarısını pazarlıyoruz, kilo bazında satıyoruz, hizmet satıyoruz. Gelebilecek her türlü talebe esnek çözümler sağlıyoruz. Hem mali hem de operasyonel olarak avantajlarımızı bilip ona uygun şartlarda çözüm üretebilme kabiliyetimiz var. Çalışanlarımız, müşterilerimiz, piyasa koşulları, imkânlarımızın hepsini tek bir potada harmanlayarak krizleri aşmaya çalışıyoruz. Airbus firmasından dördüncü kez “A300/A310 Kargo Filosu Operasyonel Mükemmellik Ödülü” aldınız. Bu başarının sırrı nedir? Gerek operasyonel, gerek filo, gerekse insan gücüne yaptığımız yatırımlar ve deneyimlerimizle müşterilerimize ve diğer uluslararası havayolu ve lojistik şirketlerine esnek çözüm ortaklığı, hizmet ve servis kalite farkımız ile değerimizi her geçen gün artırıyoruz. Müşterilerimizin de marka değerlerini korumak, taahhüt ettiğimiz hizmet kalitesini verebilmek adına kendimizi sürekli geliştirerek onların ilk tercihi olmaya çalışıyoruz. Örneğin, tüm uçaklarımızın zamanında operasyonları gerçekleştirme performansı şu an yaklaşık yüzde 98’e ulaştı. Her geçen yıl çalışanlarımız, servis sağlayıcılarımızla ortak, ulaşılabilir hedeflere koşarak operasyonel mükemmelliğimizi sürekli mercek altında tutup, performansımızı artırarak bugünlere ulaştık. Bu gösterdiğimiz gayret ve başarı, dördüncü kez Airbus’ın “A300/A310 Kargo Filosu Operasyonel Mükemmellik Ödülü”ne layık görülmemizi sağladı. 33 RİZE Mayıs 2013 34 Çayın ana vatanı, sanayisini güçlendirerek ihracatını artırıyor Çay üretim, paketleme ve ambalaj fabrikalarının yanı sıra un, kereste, döküm, balık unu ve balık yağı fabrikaları gibi birçok sanayi kuruluşunun bulunduğu Rize’de, ihracattaki büyüme trendi de sürüyor. İl, Sarp Sınır Kapısı avantajı ile Türk Cumhuriyetleri, Ermenistan, Gürcistan ve Azerbaycan pazarında üstünlüğünü giderek artırıyor. fiEH‹R VE EKONOM‹ Ekonomisinin bel kemiği olan çay üretimi ile tüm dünyada iddialı olan Rize’de, 40 bin hektarlık alanda yıllık ortalama 400 bin ton çay üretimi gerçekleştiriliyor. Tarım alanlarının yaklaşık yüzde 90’lık bölümü çay üretimine ayrılan Rize, bu oranla Türkiye’deki çay üretiminin yarıdan fazlasına imza atıyor. Ülke ekonomisine çay üretimiyle damgasını vuran ilde, çay paketleme ve ambalaj fabrikaları, un, kereste, döküm, balık unu ve balık yağı fabrikaları gibi sanayi kuruluşları ekonominin can damarını oluşturuyor. Sanayinin gelişimini sürdürdüğü il, ihracattaki payını da artırıyor. Sarp Sınır Kapısı avantajı sayesinde Rize’den ağırlıklı olarak Ermenistan, Gürcistan, Azerbaycan ve Türk Cumhuriyetleri’ne ihraç taşımaları gerçekleştiriliyor. Uluslararası nakliye hizmetleri veren Rize Limanı ise hinterlandı dar olmasına rağmen, doğusunda karayolu ile Hopa ve Gürcistan, kuzeyinde tarifeli Ro-Ro hattıyla Gürcistan’ın Poti limanı, güneyinde ise Erzurum Ovit Dağı geçidi ve en yakın İran transit yolu olması nedeniyle ihraç taşımalarında stratejik açıdan büyük önem taşıyor. İran karayolu bağlantısı Samsun-Sarp karayolu üstgeçit viyadüğü limanın yanından geçiyor. Tarım arazilerinin dağlık ve ormanlık olması, yeterli seviyede güneş ışığı alamaması nedeniyle ekilebilen elverişli tarım arazisi az olan ilde, sebze ve meyve yetiştiriciliği kısıtlı oranda yapılabiliyor. Bir diğer önemli geçim kaynağı olan fındığın yanı sıra, Rize’de ağırlıklı olarak mısır, fasulye, patates, armut, elma ve mandalina yetiştiriliyor. Son yıllarda kivi üretimi ile de adından söz ettiren ilde ayrıca hurma, nar, dut, erik, kiraz, şeftali, vişne, elma, armut, muşmula, ceviz, kestane, limon, portakal üretimi de mevcut. Yörenin dağlık olması tarım gibi hayvancılığı da olumsuz etkiliyor. İlde bugün halk kendi ihtiyacını karşılayacak ölçüde hayvancılık yapıyor. Diğer önemli geçim kaynakları olan arıcılık ve balıkçılık da ilin ekonomisinde önemli bir yer tutuyor. İlde hem tatlı su balıkçılığı hem de deniz balıkçılığı yapılıyor. Rize kıyıları hamsi, kefal, istavrit, palamut, barbunya, kalkan, zargana, izmarit, mezgit, lüfer, kırlangıç, torik, karagöz, tirsi ve levrek gibi zengin bir balık potansiyeli taşıyor. Bölgenin alabalık yetiştiriciliğine çok uygun olan dere ve ırmakları sayesinde ise ilde çok sayıda alabalık üretme çiftliği yer alıyor. Arıcılık ise ilin birçok bölgesinde yapılıyor. Özellikle Çamlıhemşin ve İkizdere yaylalarında kaliteli bal üretiliyor. İkizdere ilçesindeki Anzer Yaylası’nda yetiştirilen Anzer balı ise dünyaca ünlü. 35 Mayıs 2013 36 Hakan Kut Katırcıoğlu Grup Genel Müdürü Asim Çillioğlu Riport Rize Limanı İşletmesi Yönetim Kurulu Başkanı “Taşımacılıkta Sarp Sınır Kapısı avantajına sahibiz” “Rize’de yıllık yaklaşık 7 milyon ton yük taşınıyor” “Merkezi Rize’de olan ve bünyesinde üç firma bulunduran firmamız faaliyetlerine 1989 yılında kıyı-sınır ticaretiyle başladı. İlerleyen yıllarda teknolojinin, ticaretin gelişmesi ihracat çalışmalarımıza da yansıdı. Bünyemize kattığımız araçlarla uluslararası taşıma faaliyetlerine başladık. Böylece kısa zamanda Rize ve Türkiye’de hak ettiği yere gelen firmamız büyümeye devam ediyor. Katırcıoğlu Uluslararası Nakliyat firması olarak Sarp Sınır Kapısı güzergâhını kullanarak Gürcistan, Azerbaycan ve Türk Cumhuriyetleri’ne temizlik ürünleri ile temel bakım ürünleri taşıması gerçekleştiriyoruz. Bunun yanı sıra, gümrük ve vize işlemleri faaliyetlerimiz de mevcut. Sarp Sınır Kapısı’nın ilimize olan yakınlığı büyük bir avantaj oluşturuyor, yedi sekiz ülkeye ihracat yapabiliyoruz. Sınır ticareti Rize ekonomisi açısından büyük öneme sahip. Ancak ilimizin ekonomisinin başında vazgeçilmez tarım ürünü olan çay ve onun yanında alternatif olarak da kivi üretimi geliyor. Bunların yanı sıra, halk arasında doğal klimalı ürün olarak adlandırılan Rize bezleri de ekonomide önemli rol oynuyor. Bölgede C2 belgeli yedi sekiz firma faaliyet gösteriyor. İlimizden ağırlıklı olarak temizlik ve bakım ürünleri, sebze meyve, gıda maddesi ve inşaat malzemeleri taşıması gerçekleştiriliyor. İlimizin Sarp Sınır Kapısı güzergâhına yakın olması avantajından dolayı genelde Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan ve Türk Cumhuriyetleri’ne taşıma yapılıyor. Ancak taşımalarda kullandığımız Sarp Sınır Kapısı’nda özellikle yaz aylarındaki kalabalık yolcu geçişinden kaynaklanan yoğunluktan dolayı oluşan uzun kuyruklar nakliyecilere büyük zaman kaybı yaşatıyor. Bu durum bazı zamanlarda müşterilerimiz ile sorunlar yaşamamıza neden oluyor. Bunun yanında ülke ekonomisinin kalbi olan İstanbul’a uzak olmamız sebebiyle yurt dışından gelen bir araç, İstanbul’a gidecek kadar mazot alabilmeli. Artan akaryakıt maliyetinin altında ezilen kara nakliyecisine yurt dışı akaryakıt çıkarmasında daha ılımlı davranılması ya da gümrüksüz, vergisiz akaryakıt alımlarında kara nakliyecisine avantaj sağlanması gerektiği kanaatindeyim. Gürcistan ve Azerbaycan’da yaşanan UBAK defterlerindeki sorunların giderilmesi de taşımalarımız açısından büyük önem taşıyor. Yaşanan sorunlara yönelik olarak önceki yıllara göre epey yol alındığını düşünüyorum. Ancak uçak, tren ve gemi taşımaları gibi alternatiflerin çoğaldığı bu dönemde, maliyetleri her geçen gün daha da artan kara nakliyecisinin ana maliyet kalemi olan akaryakıt konusuna en kısa zamanda bir çözüm getirilmeli. Bu konuda yetkililerden destek bekliyoruz.” “Rize öncelikli olarak çaya dayalı ekonomisi ile dikkat çekiyor. Madencilik, lojistik, tarım, ormancılık, gelişen ağır sanayisi, oto ve mobilya imalatı da yapılan Rize’de turizm de son dönemde parlamaya başladı. Rize’de yıllık yaklaşık olarak 7 milyon ton yük taşınıyor. Rize ilinde uluslar arası taşımada çalışan ve çadır dorse treyler araca sahip olan yaklaşık bine yakın firma faaliyet gösteriyor. Zengin granit ve bazalt ocaklarının bulunduğu ilimizde taşımacılarımız ağırlıklı olarak çelik damper kamyonlara sahip. Rize’de ayrıca, Ünye Çimento dolum ve aktarma depolarının Çayeli’nde bulunması nedeniyle çok sayıda silobaz dorse de mevcut. Rize’deki nakliye sektörü, Trans Kafkasya ülkeleri olan Gürcistan, Azerbaycan, Ermenistan’ın yanı sıra Orta Asya ülkeleri başta olmak üzere pazarda ağırlığını artırıyor. Rize’de uluslar arası taşımaların yanı sıra çay, sebze, meyve, inşaat malzemeleri, bakır cevheri ağırlıklı ihracat, ithalat ve transit taşımacılık yapılıyor. Rize Limanı işletmesinin 1997 yılında özelleşmesiyle Riport doğdu. Doğu Karadeniz bölge merkezli bir firma olan Riport, Doğu ve Güneydoğu pazarı başta olmak üzere karayolu ile Kafkaslara, denizyolu ile Rusya, Tuna Nehri üzerinden Avrupa’ya hizmet veren bir deniz hudut kapısıdır. 2023 yılında ülke olarak hedeflediğimiz yıllık 500 milyar dolar ihracat hedefinden Rize’nin de pay fiEH‹R VE EKONOM‹ alabilmesi için bölgemize Rizeport Lojistik firmasını kurma gereği duyduk. Rizeport Lojistik ve Antrepo İşletmesi, tüm unsurları ile lojistik imkânlarına sahip bir firma. Ülke ve bölge ekonomisinin ticari hareketliliği ve gelişen milli gelirin etkisiyle bu hedefe ulaşacağımıza inanıyorum. Firmamızda limancılığın yanı sıra her türlü yük taşıma, transfer, serbest depolama, gemi kiralama ve acenteliği, A tipi genel antrepo, depo, liman esaslı vinç, bopcat genel satış bayiliği, bopcat hizmet kiralaması ile garantili servis, sigorta acenteliği, gümrük komisyonculuğu hizmetlerimiz bulunuyor. Bölgemizde en derin liman olmanın (-12 draft) verdiği avantajla 12 bin metrekare kapalı ve 120 bin metrekare açık alanımızla ileriye dönük yatırım yapan bir şirketiz. Öncelikli olarak serbest bölge işletmeciliği hedefleyen, istihdama açık, güven esaslı politikalar ile geleceği planlıyoruz. İlimizin ve bölgemizin önemli dinamiklerinden olan taşıma sektörünün sorunlarının çözümü amacıyla Rize’de uluslararası bir nakliyeciler derneği kurmak üzere çalışmalarımıza başladık. GAP’ın pazara ulaşmasında öncü olacak olan bölgenin lojistik ihtiyacını karşılayacak ve ilimiz sınırlarından başlayan İyidere-Of Vadisi ile Ovit Güney çıkışı olan İspir-Pazaryol-Erzurum Çoruh Vadisi’ni kapsayacak lojistik üs, kara limanı yapılmasında görev alacak olan dernek kurma hedefimizi en kısa sürede gerçekleştirmek istiyoruz. Ayrıca uygun bir alanda ambarlama, depolama ve dağıtım yapabilecek olan Rize ambar, kargo, depolama ve kurye merkezi kurma hedefimizi hayata geçirmek üzere plan yapıyoruz.” Bilal Bülbül Köksal Nakliyat firması sahibi “Rize, ihracatta öncü şehirlerden biri olma yolunda ilerliyor” “Firmamız 1993 yılında Rize’de ihracat faaliyetleriyle hizmet vermeye başladı. O yıllarda ihracata yönelik araç sıkıntısı olduğu için nakliye sektörüne açıldık. Almanya’dan getirmiş olduğumuz 10 adet tır ile nakliye sektörüne adım attık. Şu an 18 özmal ve dokuz kiralık taşıtla yaş sebze ve meyve başta olmak üzere Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan’da sorunsuz bir şekilde deneyimli personelle faaliyet gösteriyoruz. Rize ekonomisine baktığımızda daha çok çay üretiminin ağırlıklı olduğunu söyleyebilirim. İlimiz ihracatta da öncü şehirlerden biri olma hedefine doğru hızla ilerliyor. Rusya, ihracatımızda stratejik ülkelerden biri. Ancak Rusya’ya açılan bir sınır kapımız bulunmuyor. Sınır kapısı açılırsa Rusya Federasyonu, bizim için önemli bir ihracat potansiyeline sahip olacak. Böylece ilimizin ekonomisi daha çok büyüyecek. Şu an Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan’a narenciye ve gıda maddesi taşıması yapılıyor. Taşımalarda Türkiye’nin çeşitli illerinde Gelik, Sarp ve Posof sınır kapılarından çıkarak Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan güzergâhları kullanılıyor.” 37 Mayıs 2013 ALİ KAHRAMANLI Kahramanlı Group Lojistik ve Pazarlama Müdürü “Mersin Lojistik Merkezi’nin ülke ekonomisine katkısı büyük olacak” Mersin’in uluslararası taşıma koridorları kapsamında çok önemli bir konumda bulunduğunu söyleyen Kahramanlı Group Lojistik ve Pazarlama Müdürü Ali Kahramanlı, 10 bini aşkın kişiye istihdam sağlayan Mersin Lojistik Merkezi’nin yabancı yatırımcıyı çekmesiyle de ülke ekonomisine ciddi katkısı olacağını dile getiriyor. M ersin’in bankacılık ve finans sektöründeki kuruluşların gelişmiş olması, dış ilişkilerdeki deneyimi, limanı, serbest bölgesi ve Organize Sanayi Bölgesi (OSB) ile ticari açıdan güçlü bir altyapıya sahip olduğunu vurgulayan Kahramanlı Group Lojistik ve Pazarlama Müdürü Ali Kahramanlı, şehirdeki bu yapının lojistik hizmetlerinin gelişmesi açısından da itici güç olduğunu söyledi. Mersin’in, özellikle ulaştırma alanında yapılan kamu yatırımlarının önemli bir merkezi olduğunu belirten Kahramanlı, “Mersin’in uluslararası taşıma koridorları kapsamında hem kuzey-güney hem de doğu-batı akslarında coğrafi konumu itibarıyla çok önemli bir yeri bulunuyor. İlimizin sınır kapılarına ve Orta Doğu ile Yakın Doğu ülkelerine en yakın liman kenti olması özelliği sayesinde ilerleyen yıllarda dünya çapında bir aktarma limanı olabileceğini düşünüyorum” dedi. Mersin Lojistik Merkezi’nin 10 binden fazla kişiye sağladığı istihdamla şehrin ekonomisine katkıda bulunduğunu belirten Ali Kahramanlı, lojistik merkezinin yabancı yatırımcıyı çekmesiyle de ülke ekonomisine büyük katkısı olacağının altını çizdi. Firma olarak bölgesinde tek kara limanı statüsü taşıyan geçici depolama sahası dry port (kara limanı) yatırımına imza attıklarını söyleyen Ali Kahramanlı, dry port kavramını Türkiye’de hayata geçiren ilk firma olduklarını vurguladı. Böylece Mersin Limanı’na en yakın gümrüklü konteyner sahası olma avantajını kullanarak terminal hizmetleri sunduklarını belirten Kahramanlı, şöyle devam etti: “Kahramanlı Group, dry 38 port, ihracat, ithalat ve transit gümrük işlemleri de dâhil olmak üzere bir limanda aldığınız hizmetin tamamını sağlıyor ve hız açısından firmalara güvenilir bir alternatif sağlıyor. Müşterilerin isteği doğrultusunda Mersin Limanı’nda gemiden tahliye ve gemiye yükleme yapılacak konteynerler, tarafımızca taşınıyor ve herhangi bir ek ücret talep edilmiyor. Gümrük Müsteşarlığı memurlarının bulunduğu sahamızda emtianın gümrükleme işlemleri de yapılabiliyor. Özetlemem gerekirse, herhangi bir limandaki iş sürecinin bire bir aynısı, Kahramanlı Dry Port’ta sunuluyor.” Kahramanlı Group olarak, sunduğunuz hangi hizmetlerle sektörde fark yarattığınızı düşünüyorsunuz? Firma olarak yıllardır edindiğimiz tecrübe ile zamanında araç ve hizmet tedariki sağlayabiliyor ve müşterilerin olası taleplerini RÖPORTAJ önceden belirleyebiliyoruz. Böylece gerekli altyapı çalışmalarını önceden kestirip hazırlayabiliyoruz. İntermodal hizmet sunmamız ve yurt içinde de dağıtım yapabilmemiz sayesinde müşterilerimize tek elden hizmet verebilme avantajına da sahip bir firmayız. Gümrüklü ve gümrüksüz sahalarımızda depolama ve antrepo hizmetlerimiz mevcut. Ayrıca müşterilerimize konteyner ve araç, iç yükleme, boşaltma ve aktarma hizmeti sunuyoruz. Gümrük tespit ve muayene, tartı, araç üstü muayene, reefer konteyner ve araç sahası, soğuk hava depoları, yurt içi ve yurt dışı komple ve parsiyel taşımacılık konularında da hizmet veriyoruz. Asya ve Avrupa’nın önemli liman kentlerinde mevcut olan dry port (kara limanı) hizmetini de vermeye başladınız. Bu yatırımınızla ilgili bilgi alabilir miyiz? Bölgesinde tek kara limanı statüsü taşıyan geçici depolama sahası olan Kahramanlı Dry Port, satüsü ve işleyişi ile Mersin Uluslararası Limanı’na alternatif bir geçici depolama sahası oldu. Türkiye’de çeşitli yerlerde geçici depolama alanları bulunsa da, liman standartlarında, konteyner elleçlemeye vakıf tek geçici depolama alanı olup, toplamda 55 bin metrekarelik bir alanda bulunuyor. Bu alanın 6500 metrekarelik kısmını kapalı ambar oluşturuyor. Bu yatırımla dünyada örnekleri çok olduğu halde Türkiye için bir ilk olan dry port kavramını hayata geçirmiş olduk. Dry Port hizmetinizin sağladığı avantajlar nedir? Mersin Limanı’na en yakın gümrüklü konteyner sahası olma avantajını kullanarak yurt dışı ve yurt içindeki müşterilerimize terminal hizmetleri sunuyoruz. Yani Kahramanlı Dry Port, ihracat, ithalat ve transit gümrük işlemleri de dâhil olmak üzere bir limanda aldığınız hizmetin tamamını sağlıyor ve hız açısından firmalara güvenilir bir alternatif oluşturuyor. Müşterilerin isteği doğrultusunda Mersin Limanı’nda gemiden tahliye ve gemiye yükleme yapılacak konteynerler, tarafımızca taşınıyor ve herhangi bir ek ücret talep edilmiyor. Gümrük Müsteşarlığı memurlarının bulunduğu sahamızda emtianın gümrükleme işlemleri de yapılabiliyor. Özetlemem gerekirse herhangi bir limandaki iş sürecinin birebir aynısı, Kahramanlı Dry Port’ta sunuluyor. Bu özellikleri sayesinden en büyük avantajlarından birinin zamandan tasarruf sağlaması olduğunu söyleyebiliriz. Önümüzdeki dönemde yeni yatırımlarımız da bu yönde devam edecek. Mersin Lojistik Merkezi’nden ve sektöre olan katkısından bahseder misiniz? Olması gereken yere geldiğinde sektörün toparlanmasına katkısı olacak. Kentte 10 bin kişiden fazla istihdam sağlıyor. Bu anlamda şehrin ekonomisinin büyümesine katkıda bulunması, bölge ekonomisini olumlu etkilemesi, yabancı yatırımcıyı çekmesi ile ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayacağını düşünüyorum. Türkiye’nin gelecekte bölgesinin lojistik üssü olma hedefinde Mersin’in stratejik açıdan önemi nedir? Mersin, gerek sanayi gerekse tarımsal üretimde verimlilik göstergeleri açısından Türkiye ortalamalarının üstünde seyreden bir il. Bankacılık ve finans sektörü ile ticari ve mali kuruluşların gelişmiş olması, dış ilişkilerdeki deneyim, Mersin Limanı, Serbest Bölge ve OSB’nin varlığı, Mersin’in ticari açıdan güçlü bir altyapıya sahip olduğunun en büyük göstergesi. Bu yönüyle ilimiz, gerek Türkiye dış ticaretine gerekse de iç pazara sağladığı lojistik hizmetleriyle de ekonomiye önemli katkı sağlıyor. İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde bulunan firmaların dünyaya açılan kapısı niteliğinde bulunan Mersin, özellikle ulaştırma alanında yapılan kamu yatırımlarının önemli bir merkezi. Mersin’in uluslararası taşıma koridorları kapsamında hem kuzeygüney hem de doğu-batı akslarında coğrafi konumu itibarıyla çok önemli bir yeri bulunuyor. İlimizin sınır kapılarına ve Orta Doğu ile Yakın Doğu ülkelerine en yakın liman kenti olması özelliği sayesinde ilerleyen yıllarda dünya çapında bir aktarma limanı olabileceğini düşünüyorum. Son yıllarda lojistik sektöründe yaşanan değişim sürecini nasıl değerlendiriyorsunuz? Sahip olduğu stratejik konumuyla, hareketlenen Orta Doğu ekonomisinin köprüsü konumunda olan Türkiye, lojistik anlamda kabuk değiştiriyor. Geçişler daima sancılı olur; ancak bu geçiş sayesinde olması gereken olumlu değişimlerin gerçekleşeceği kanaatindeyim. Ancak yaşadığımız bazı sorunlar sektör gelişimi önünde büyük engel. Bu sorunlardan biri firma sahiplerinin şoför bulma konusunda zorlanması. Bir diğer önemli sorun ise taşımalar için vize alma konusunda yaşanıyor. Vize işlemleri için geçen süre nakliye sektörü açısından çok büyük sorun teşkil ediyor. Bu sorunun, ilerleyen süreçte daha fazla büyüyeceği kanaatindeyim. Vize sorunu için de hükümetten çözüm bekliyoruz. Ayrıca, küçük ölçekli bazı firmaların fiyatları aşağı çekme politikaları da ciddi bir sorun teşkil ediyor. Bu şekilde bu firmalar uzun vadede varlıklarını sürdüremiyor. 39 3 yıs Ma 201 “Ekonomideki dinamizmle nakliye sektörü 10 yılda olağanüstü bir gelişim gösterdi” Ürünlerinin nakliyesinde lojistik firmalarından destek aldıklarını ve nakliyede iyi bir organizasyona sahip olduklarını vurgulayan Papağan Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı Kani Emekçi, dünyayla entegre hale gelen nakliye sektöründe, yüksek standartlarda hizmet verildiğini ve son teknolojinin kullanıldığını söylüyor. P aketlenmiş ay çekirdeği, fındık, fıstık, kuru üzüm, kabak çekirdeği, yer fıstığı ve leblebi ürünleri ile yurt dışında da adından söz ettiren Papağan Kuruyemiş, Almanya, İsviçre, İngiltere, Avusturya, Kanada, Makedonya, Irak, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan’ın da aralarında bulunduğu 18 ülkeye ihracat yapıyor. Papağan Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı Kani Emekçi, ürünlerinin nakliyesinde kendi araçlarının yanı sıra, lojistik firmalarından da destek aldıklarını belirterek, “Yurt çapına yayılmış 50 bayimizde 250’ye yakın araçla ürünlerimizi son kullanıcılara ulaştırmak için tüm satış noktalarına dağıtım yapıyoruz. Nakliye konusunda oldukça iyi bir organizasyonumuz var” dedi. Türkiye’de son yıllarda ekonomideki gelişmeye bağlı olarak nakliye konusunda büyük bir ilerleme sağlandığını vurgulayan Emekçi, dünyayla entegre hale gelen sektörde, yüksek standartlarda hizmet verildiğinin ve son teknolojinin kullanıldığının altını çiziyor. Emekçi’ye göre, tüm bu gelişmeler ışığında rekabette giderek gücünü artıran nakliye sektörü, önümüzdeki dönemde uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olacak. 40 İŞ DÜNYASI Papağan üretim tesisleri ile ürünleriniz hakkında kısaca bilgi verir misiniz? Papağan ay çekirdeğinden fındığa, fıstıktan kuru üzüme, kuru kayısıdan kabak çekirdeğine, yer fıstığından leblebiye kadar zengin bir yelpazede paketlenmiş kuruyemiş ürünleri sunuyor. Emekçioğlu Grubu bünyesinde faaliyet gösteren Papağan, Tekirdağ Çorlu’da 40 bin metrekare açık ve 9 bin 500 metrekare kapalı alana sahip, en yeni teknoloji ile donatılan modern tesisinde Avrupa standartlarına uygun, hijyenik ortamda üretim gerçekleştiriyor. Temel tesis yatırımını tamamlayan firmamız son iki yıldır hem kapasite hem de satış ve pazarlama ağının genişletilmesine yönelik yatırımlara ağırlık veriyor. Tesisimize yönelik yeni makinelerin alımı, bayi ağının genişletilmesi, buna yönelik ekipman ve eğitim giderleri gibi konularda geçen yıl 5 milyon TL’lik yatırım gerçekleştirdik. Bu yıl için de yaklaşık yine aynı miktarda ve benzer konularda yatırım yapmayı hedefliyoruz. Yurt dışına yönelik de çalışan bir firma olarak, ürünlerinizi ağırlıkla hangi ülkelere ihraç ediyorsunuz? 2010 yılında sekiz ülkeye ürünlerimizi ihraç ediyorduk. Bu yıl itibarıyla Almanya, İsviçre, İngiltere, Avusturya, Belçika, Fransa, Kanada, Kosova, Arnavutluk, Makedonya, Irak, Libya, Birleşik Arap Emirlikleri, Suudi Arabistan, Afganistan, Türkmenistan, Tacikistan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olmak üzere 18 ülkeye ihracatımız var. Önümüzdeki dönemde bu ülkelerdeki hacmimizi daha da artırmayı hedefliyoruz. Ürünlerinizin nakliyesini nasıl sağlıyorsunuz? Firma olarak kendi araçlarımızın yanı sıra, lojistik firmalarıyla da çalışarak, ürünlerimizin bayilerimize ulaştırılmasını sağlıyoruz. Ayrıca kargo firmalarından da destek alıyoruz. Yurt çapına yayılmış 50 bayimizde 250’ye yakın araçla son kullanıcılara ulaştırmak üzere ürünlerimizin tüm satış noktalarına dağıtımını yapıyoruz. Nakliye konusunda oldukça iyi bir organizasyonumuz var. Dolayısıyla ürünlerimizin nakliyesinde büyük sorunlar yaşadığımızı söyleyemem. Çok nadir olarak nakliye sırasında koli deformasyonları yaşayabiliyoruz. Ancak bu çok fazla görülen bir durum olmadığı için sıkıntıya neden olmuyor. standartlarda hizmet veren ve son teknolojiyi kullanan bir sektör gözlemliyoruz. Bu bizi de çok gururlandırıyor. Tüm bu gelişmeler ışığında rekabette giderek gücünü artıran sektörün, önümüzdeki dönemde uluslararası arenada daha fazla söz sahibi olacağı kanaatindeyim. Kani Emekçi Papağan Kuruyemiş Yönetim Kurulu Başkanı Son dönemde gıda sektöründe nasıl bir değişim yaşanıyor? Avrupa Birliği standartlarının daha özenle uygulanması, denetim mekanizmasının çalışması ve tüketicinin giderek daha çok bilinçlenmesi gibi unsurlar, Türkiye’de gıda sektöründe kalite çıtasının yükselmesini sağladı. Artık gıda sektörünün her kategorisinde dünya ile yarışabilecek düzeyde ürünlerimiz var. İhracat pazarlarının genişlemesiyle bu kalite, yurt dışı pazarlara da taşınıyor. Ancak yine de ülke olarak dikkatli olmamız gerekiyor. Halen çok fazla sayıda merdiven altı firma ve denetimden kaçan gıda üreticisi var. Bu firmaların en kısa sürede tamamen engellenmesi gerekiyor. Türkiye’de nakliye sektörünün bugün geldiği noktayla ilgili ne düşünüyorsunuz? Türkiye’nin son yıllardaki ekonomik dinamizmine paralel olarak nakliye sektörü de son 10 yılda olağanüstü bir gelişim gösterdi. Özellikle son dönemde dünyayla entegre, yüksek 41 Mayıs 2013 SIKÇA SORULAN SORULAR Gümrük idarelerinin bulunmadığı veya kapatıldığı yerlerde gümrük işlemleri nasıl gerçekleştirilir? Kapatılan gümrük idarelerinin bulunduğu yerleşim merkezlerinde sınırlı da olsa gümrük hizmetine ihtiyaç duyulması halinde, bu ihtiyacın mobil gümrük ve gümrük muhafaza ekiplerince karşılanmasına karar verildi. Bu çerçevede yapılacak işlemler 5 Eylül 2001 tarihli, 2001/21 sayılı ve 1 Ağustos 2006 tarihli, 2006/17 sayılı genelgeler ile belirlendi. Genelge uyarınca, kapatılan gümrük idaresinin iç gümrük olması durumunda ihracat işlemleri, liman gümrüğü olması durumunda ise sadece deniz yoluyla gelen eşyanın ithal ve ihracat işlemleri mobil gümrük ekiplerince yürütülecek. Bunun için de talep sahibinin istemi, bulunduğu yer mülki idare amirliği, bağlı bulunduğu ihracatçı birlikleri, ticaret ve sanayi odaları gibi kişi ve kurumlar tarafından işlemin yapılmasından 1 gün önce yazılı olarak (faks dâhil) ilgili bölge müdürlüğüne iletilecek. Bölge müdürlüğü tarafından en yakın gümrük idaresinden yeterli sayıda personel sağlanarak gümrük işlemleri yürütülecek. Antrepo ve antrepo rejimi ne demektir? AETR Konvansiyonu nedir? Üyeleri hangi ülkelerdir? Antrepolar, gümrük gözetimi altında bulunan eşyanın konulması amacıyla kurulan ve kuruluşunda aranılacak koşulları ve nitelikleri yönetmelikle belirlenen yerlerdir. Antrepo rejimi, eşyanın antrepoya gümrük mevzuatında düzenlenen şekilde konulması halinde süresiz kalabildiği ve eşyanın antrepoda kaldığı süre içinde eşya için gerekli vergilerin ödenmediği bir gümrük rejimidir. Serbest bölgelerde faaliyette bulunabilmek için öncelikle faaliyet ruhsatı alınması gerekiyor. Faaliyet ruhsatları, Ekonomi Bakanlığı tarafından veriliyor. A.TR Dolaşım Belgesi nedir? serbest dolaşımda A.TR Dolaşım Belgesi, Gümrük Birliği ye-Avrupa Topluluğu rki Tü , nın ya eş an lun bu esini sağlamak rejimden yararlanabilm çerçevesinde tercihli ndan yetki verilmiş e ya da bu idare tarafı inc res ida ük mr gü , üzere n belgedir. idaresince vize edile ük mr gü nip nle ze dü kuruluşlarca Belgesi eşliğinde elerden A.TR Dolaşım ülk i es üy AB ya eş Yani, uygulanır. gulanan vergi oranları uy re ele ülk 3. ya ya gelmezse eş sındaki sanayi Avrupa Topluluğu ara ile ye rki Tü , lge be Bu de kullanılan tarım ürünleri ticaretin ürünleri ve işlenmiş rbest rupa Topluluğu’nda se eşyanın Türkiye ve Av gösteriyor ve o eşyanın dolaşımda olduğunu lanmasını tercihli rejimden fayda sağlıyor. 42 AETR Konvansiyonu, uluslararası karayolu taşımacılığı yapan taşıtlarda çalışan personelin çalışmalarına ilişkin Avrupa anlaşmasıdır. Karayoluyla uluslararası yolcu ve yük taşımacılığının geliştirilmesi, iyileştirilmesi, karayolu trafiğinin güvenliğini artırmak, uluslararası karayolu taşımacılığı alanındaki çalışma koşullarını, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) ilkeleriyle uyumlu hale getirmek ve düzenlemelere uyulmasını temin etmek üzere bazı önlemleri birlikte almak amacı ile hazırlandı. AETR Konvansiyonu’na taraf olan 51 ülke bulunuyor. Bunlar; Almanya, Andorra, Arnavutluk, Avusturya, Azerbaycan, Belçika, Fransa, Hollanda, İtalya, İspanya, Lüksemburg, Portekiz, Danimarka, Finlandiya, Birleşik Krallık, Yunanistan, İsveç, İrlanda, Kıbrıs Rum Kesimi, Beyaz Rusya, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Gürcistan, Macaristan, Malta, Karadağ, Kazakistan, Kırgızistan, Litvanya, Letonya, Liechtenstein, Makedonya, Moldova, Polonya, Romanya, Rusya, Slovakya, Slovenya, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan, Ukrayna, Özbekistan, Norveç, Sırbistan, İsviçre, San Marino, Ermenistan. Mayıs 2013 DÜNYADAN DB Schenker, İsviçre’de lojistik merkezi inşaatına başladı Lojistik hizmetleri sağlayıcısı DB Schenker, İsviçre Zürih Pfungen’de yeni bir lojistik merkezi yapımına başladı. Merkez, 38.500 metrekarelik alan üzerinde Schenker Schweiz tarafından inşa ediliyor. Merkezin 11.600 metrekarelik binasında depolama, üretim tedarik ve diğer katma değerli hizmetler sağlanacak. 66 rampalı ve düşük enerji yapılı olarak tasarlanan 2.400 metrekarelik ofis alanına sahip olan lojistik merkezinin taşıma alanı 4.600 metrekare, lojistik alanı ise 7 bin metrekare olacak. Ayrıca merkezi bir erişim yetkilendirme sistemi, kapalı devre kamera güvenlik sistemi ve yağmurlama sistemi de bulunacak. 2014 yılında tamamlanması planlanan tesisin kontrat lojistiği, kara taşımacılığı, hava ve deniz taşımacılığı, endüstriyel ve ticari müşteriler için gümrükleme hizmetleri tek elden sunulacak. Böylece Pfungen merkezinin dünya çapında DB Schenker ağına optimum bağlantı sağlaması hedefleniyor. DHL, ikinci Çin-Avrupa çok modlu hattını kurdu Avrupa ve Asya’nın önde gelen hava, kara ve deniz nakliye aracısı DHL Global Forwarding, bugün Avrupa ve Asya arasındaki mevcut çok modlu kara/demiryolu hizmetlerinden faydalanmak isteyen müşterilerine ikinci bir rota seçeneği getirdi. Özellikle Chengdu merkezli müşteriler artık DHL’in haftada bir kez cuma günü gerçekleştirdiği seferlerle Kazakistan üzerinden Çin’in batı koridoru boyunca ve DHL’in Polonya Małaszewicze’deki modlar arası merkezi aracılığıyla Chengdu’dan Avrupa’ya hareket edebilecek. Bu yeni haftalık sefer, DHL’in hâlihazırda devam eden 8 güne kadar transit farklı günlük seferine ilave olarak geliyor . Bu yeni sefer, ayrıca maliyet ve karbon salınımlarını daha fazla azaltıyor. Elektronik, makine, ecza ürünleri, kimyasallar, metalurji ve işlenmiş gıda üretimi anlamında üstlendiği merkezi rol düşünüldüğünde Chengdu, batı Çin’deki en önemli dağıtım merkezlerinden birisi. Şehrin, önümüzdeki on yıl içinde Çin’in en etkin güçlerinden birisi olması bekleniyor. 44 DÜNYADAN Arap dünyasında karayolu taşımacılığı daha güvenli hale geliyor İslami Kalkınma Bankası (IDB), Arap Karayolu Taşımacıları Birliği (AULT) ve Uluslararası Karayolu Taşımacılığı Birliği (IRU) arasında oluşturulan ve Arap dünyasında güvenli ve verimli karayolu taşımacılığı hizmetlerini geliştirmeyi hedefleyen kamuözel ortaklığı çerçevesinde, sürücüler IRU Akademisi eğitim programlarından yararlanabilecek. Bu programla filo yöneticileri ve sürücülerin profesyonelliklerini artırmak ve yol güvenliğinde daha yüksek performansa ulaşmalarının sağlanması amaçlanıyor. Geçtiğimiz 18 ay içinde, IRU uzmanları IRU Akademisi’nin CPC (Profesyonel Yetkinlik Sertifikası) Yöneticiliği ve ADR (Tehlikeli Madde Taşımacılığı) eğitim programlarını uluslar arası standartlarda uygulamaları ve sunmaları için gerekli olan bilgi birikimini ve becerileri Arap eğitimcilere aktarırken IRU Akademisi Sürücü kontrol listeleri de Arapça diline tercüme edildi. Bununla birlikte, özel sektörden ve kamu sektöründen paydaşlar arasında yol taşımacılığı alanında profesyonel kalifikasyon çerçevelerinin erişilebilirliğine ilişkin farkındalığı artırmak amacıyla ulusal çalıştaylar da düzenlendi. ABD’nin en iyi 5 lojistik pazarı ABD’nin, doğrudan dağıtım ya da merkeze bağlı dağıtım noktalarından oluşan ve en iyi hizmet verilebilecek doğru konumda bulunan ilk beş lojistik pazarı sırasıyla Illinois, California, Teksas, Georgia ve Florida olarak kabul ediliyor. Birinci sırada yer alan İllinois, ABD’nin Chicagoland bölgesindeki en büyük üçüncü büyükşehir alanı olan ve ülke içinde dağıtım yapmak için ideal olan merkezi bir yerde bulunuyor. Chicago, ülkenin en büyük demiryolu ara aktarma terminali olan Belt Demiryoluna ev sahipliği yapıyor ve ticari kamyon taşımalarında yüzde 60’lık trafik payına sahip olan Illinois şehrinde bulunan 23 eyaletler arası otoyoluyla kamyon taşımaları için merkezi bir konuma kavuşmasını sağlayan kapsamlı bir otoyol alt yapısını içinde barındırıyor. İkinci California ise Los Angeles ve Long Beach limanlarına, birçok havayolu yük taşımacılığı tesisine ve Los Angeles’ın yanı sıra San Fransisco gibi birçok büyükşehir alanına ideal erişim sağlıyor. Okyanus taşımacılığında ABD’nin en yoğun ikinci limanı olan Houston Limanı ve hem ulaştırma hem de demiryolları anlamında iddialı olan Dallas’ı da içinde bulunduran Teksas, Meksika’ya ve eyaletler arası sistemin büyük bir bölümüne olan yakınlığı ile dağıtım merkezleri için talep ediliyor. Georgia Atlanta ise ABD’de üç büyük eyaletler arası otoyoldan faydalanan toplam beş şehirden birisi. İçinde bir havalimanı terminali bulunuyor ve hızlı tren istasyona sahip. Atlanta ayrıca, 75 A sınıfı tarifeli karayolu nakliye şirketi ve 2 binin üzerinde bağımsız eyaletler arası çalışan nakliye şirketi, sözleşmeli çalışan nakliyeci ve ticari nakliyeciye de ev sahipliği yapıyor. Beşinci Florida, ülkedeki en önemli lojistik merkezlerden birisi olma potansiyelini taşıyor. Kamuya ait 15 limanı üzerinden gerçekleştirilen taşımacılık faaliyetleri, Florida’nın GYH’sinin neredeyse yüzde 9’una karşılık geliyor. 45 Mayıs 2013 H‹ZMET SEKTÖRÜ Brisa yeni nesil lastikleri ile ürün gamını genişletiyor Bu yıl 25. kuruluş yıl dönümünü kutlayan lastik üreticisi Brisa, Bridgestone ve Lassa markası altında yeni nesil lastiklerini piyasaya sundu. Firma, yeni nesil lastikleri ve Bandag markasıyla sunduğu uzun yol taşımacılığında büyük önem taşıyan kaplama hizmetleriyle Türkiye’de lastik sektörünün gelişimine destek veriyor. Lastiklerdeki güçlü karkas yapısının aynı zamanda lastiğin kaplanabilirliğini de artırdığının bilinciyle üretimlerini gerçekleştiren Brisa, kendi bünyesinde yer alan ve sektörün en kaliteli ve güvenilir kaplama markası olan Bandag sayesinde, üretmiş olduğu lastiklerin ömrünü üç kat uzatıyor. Araç altına takılan lastik ömrünü tamamladıktan sonra, iki kere daha kaplanarak aynı karkas üzerinde 3 ömrü Bandag markası ile sunan Brisa, kamyon ve otobüsler başta olmak üzere filo araçları için toplam lastik maliyetlerinde yüzde 40’a varan tasarruf sağlıyor. Brisa ayrıca, kurduğu izleme, takip etme ve raporlama sistemleri ile araç sahiplerinin kullanımındaki gerek yeni lastiklerin gerekse kaplama lastiklerin düzenli aşınmasını, sağlıklı ve yüksek performanslı olmasını sağlıyor. Tırsan Treyler ve Gelecek Otomotiv, Malatya’da sektörle buluştu Tırsan Treyler, Diyarbakır, Erzurum ve Malatya bölgeleri bayisi Gelecek Otomotiv ile birlikte Malatya’da nakliye sektörü ile bir araya geldi. Malatya ve çevresinde faaliyet gösteren nakliye firmaları yetkililerinin hazır bulunduğu organizasyona Malatya Valisi Vasip Şahin de katıldı. Organizasyonda sektörün gelişimi ve yeni lojistik projeleri hakkında karşılıklı fikir alışverişinde bulunuldu. Ayrıca Malatya ve çevre illerde artan lojistik çalışmaları hakkında değerlendirme yapıldı. Aynı gün Ersan Transport Uluslararası Taşımacılık’ın Kuzey Irak’a akaryakıt taşıma projesi nedeniyle satın aldığı Tırsan çelik akaryakıt tankerlerinin teslimat töreni gerçekleştirildi ve firma yetkililerine plaket dağıtıldı. Teslimat öncesi Malatya Valisi Vasip Şahin, Tırsan Yönetim Kurulu Başkanı Çetin Nuhoğlu, Gelecek Otomotiv Yönetim Kurulu Başkanı Hekim Toloğ ve Ersan Transport Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Mesut Erdoğan, taşımacılığın ve bölgeye katkı sağlayacak taşıma projelerinin önemi ile ilgili birer konuşma yaptı. 46 H‹ZMET SEKTÖRÜ Mercedes-Benz Türk bayi toplantısı, Aksaray Kamyon Fabrikası’nda yapıldı Mercedes-Benz Türk, satış ve satış sonrası hizmet ekipleri ile Türkiye’nin dört bir yanında bayi toplantıları düzenliyor. Bu kapsamda Mercedes-Benz Türk Kamyon pazarlama ve satış ekibi, 1986’dan beri faaliyet gösteren Aksaray Kamyon Fabrikası’nda, Mercedes-Benz bayi teşkilatı ile bir araya geldi. Türkiye’deki 31 Mercedes-Benz kamyon bayisinden ve Mercedes-Benz Türk pazarlama ve satış ekibinden 52 kişinin katıldığı toplantıda satış ekipleri, Aksaray kamyon fabrikasında düzenlenen tur ile Axor, Actros, Atego ve Unimog üretimini yerinde görüp inceledi. Fabrika ziyareti ve 2013 hedeflerinin konuşulduğu toplantı sonrasında bayi ekipleri, her türlü arazi ve hava şartına uygun olarak tasarlanan çok amaçlı kamyon Mercedes-Benz Unimog ile test sürüşü yaptı. Kaan Taşımacılık, filosuna 25 adet Scania G400 ekledi Kaan Taşımacılık, yeni Scania G400 LA 4x2 HNA model araç yatırımı ile filosunu büyütüyor. Filosunda 97 adet Scania bulunan firma, 25 adet yeni Scania G400 aracını, Doğuş Otomotiv ve Konya ağır vasıta yöneticilerinin de katıldığı törenle teslim aldı. Doğuş Otomotiv ve Doğuş Otomotiv Yetkili Satıcısı Konya ağır vasıta yetkililerinin katılımıyla düzenlenen teslimat töreni sırasında açıklama yapan şirket kurucusu Mustafa Deliral, “Misyonumuz her türlü ticari mal ve eşyayı en hızlı ve ekonomik şartlarda alıcılarına ulaştırmak. Yaptığımız bu yeni yatırımla müşterilerimize daha iyi hizmet verebilmeyi ve rekabet gücümüzü daha da artırmayı hedefliyoruz. Scania’dan aldığımız performans bizim için önemli bir referans noktası” dedi. 47 Mayıs 2013 Toshiba WT310 tablet, hareket özgürlüğü sağlıyor TOSHIBA, profesyonel tablet kullanıcılarının taşınabilirlik ve esneklik ihtiyaçlarına cevap veren Windows 8 Pro özellikli WT310 modelini tanıttı. Bu güçlü tablet, hızlı ve verimli bir mobil çalışma deneyimi için en yeni Intel işlemci teknolojisi ve dayanıklı SSD depolama birimine sahip. Menüler arası geçiş yöntemleri, geniş bağlantı seçenekleri, on parmak el yazısı tanıma gibi özellikleri bu ultra-taşınabilir cihazın çok yönlülüğünü tamamlıyor. Yansımasız 29.5 cm (11.6”) Full HD on parmak dokunmatik ekranı sayesinde, WT310 tablet evde, ofiste veya hareket halindeyken her an göreve hazır. WT310 günlük yoğun kullanım için Toshiba’nın yüksek kalite ve güvenilirlik standartları testlerinden geçirildi. WT310’un sağlam kasası sayesinde kaza sonucu düşmelerden, darbelerden, yoğun basınçtan korunuyor. LG Pocket Photo ile fotoğraflar cepte LG Electronics tarafından geliştirilen mobil yazıcı LG Pocket Photo ile anında baskı fırsatı. Cihazla polaroid fotoğraf makinelerinde olduğu gibi fotoğrafların baskısı alınabiliyor. Android ve İOS telefonlar için ücretsiz olarak indirilen uygulama ile kullanıcılar, kolaylıkla Pocket Photo’ya bağlanabiliyor ve istedikleri fotoğrafları çıkarılabiliyor. LG Pocket Photo, Bluetooth ve Near Field Comminication’u (NFC) desteklerken Zero Ink kartuşsuz baskı teknolojisi ile kartuşa ihtiyaç duymadan anında yüksek kaliteli fotoğraf yazdırılabiliyor. Böylece kullanıcılar, fotoğraflarını uzun süre saklama imkânına sahip oluyor. Yazıcı 5.1x7.6 cm boyutlarında fotoğraf basabiliyor. Tüm bu özelliklerinin yanı sıra LG Pocket Photo ile sanal ortamda fotoğraf paylaşımı da mümkün. 48 Nokia, yeni modeli Lumia 925’i tanıttı NOKIA, amiral gemisi Lumia 920’nin yeni versiyonu Nokia Lumia 925’i teknoloji meraklılarının beğenisine sundu. Metal tasarımlı yeni Nokia, önümüzdeki aylar içinde dünyayla aynı anda Türkiye’de satışa sunulacak. Nokia Lumia serisine ilk metal dokunuşu taşıyan Nokia Lumia 925’in arka yüzü, beyaz, gri ya da siyah renklerde üretildi. Kablosuz şarj kapağı, Nokia’nın ileri kablosuz şarj aksesuarlarından ve ekosisteminden faydalanmak için telefonun arkasına takılabiliyor. Siyah, sarı ve kırmızı renklerde kapaklar ayrıca aksesuar olarak satılıyor. Nokia Lumia 925, 16 GB ve 32 GB olmak üzere 2 farklı hafıza seçeneğiyle 2013’ün ilerleyen aylarında aynı anda Türkiye’de satışa sunulacak. Nokia ayrıca Nokia Lumia akıllı telefonlara gelecek olan, kullanıcıların Facebook, Twitter, Foursquare ve Instagram gibi sosyal ağlarda yüksek kalitedeki fotoğraflarını paylaşmalarını sağlayan Hipstamatic’in de tanıtımını yaptı. TEKNOLOJ‹ Pentax’ın yeni fotoğraf makinesi WG-10, 10 metreye kadar su geçirmiyor DAYANAKLI PENTAX WG serisinin giriş seviyesi bir modeli olarak geliştirilen WG-10, dış mekân ve su altı çekimleri artık daha kolay ve keyifli. Kompakt ve hafif bir gövdeye sahip olan yeni model, 10 metreye kadar su geçirmezlik ve 1,5 metre darbeye dayanıklılık özellikleri ile dikkat çekiyor. WG-10 bu özellikleri ile fotoğrafçılığı ve video çekimlerini daha az zahmetle daha keyifli hale getiriyor. Küçük ve hafif gövdesine rağmen zorlu dış mekân koşullarında güvenilir ve üstün performans gösteren yeni WG-10 modeli, 2 saate kadar kesintisiz çekim ve -10 dereceye kadar soğuğa dayanıklılık özelliklerine de sahip. WG-10 ayrıca, objeyi büyütüp çıplak gözle çoğunlukla görülemeyen mikroskobik bir dünyanın büyütülmüş görüntüsünü yakalayarak fotoğraflar çekebilmesine imkân veren orijinal Pentax Dijital Mikroskop modu özelliğine sahip. WG-10 dış mekân çekimlerinden, günlük çekimlere ve iş amaçlı kullanımlara uygun geniş bir özellik yelpazesi ile donatılmış olarak sunuyor. Samsung’un yeni tableti 7 inç’lik Galaxy Tab 3 SAMSUNG ELECTRONICS, 7 inç’lik yeni tableti Galaxy Tab 3’ün tanıtımını yaptı. Samsung, Galaxy Tab 3 ile kullanıcılarına daha küçük ve taşınabilir tablet sunuyor. Galaxy Tab 3, kullanıcılarının ürünü hareket halindeyken diledikleri zamanda okuma ve eğlenme için ceplerinde veya küçük bir çanta içinde taşıyabilmeleri avantajı sağlıyor. 1.2 GHz çift çekirdekli işlemciyle çalışan cihazla daha hızlı indirme ve paylaşım yapılabilirken video, uygulama, oyun ve web erişimi de daha kolay hale geliyor. 8 GB iç bellek artı genişletilebilir bellekle satışa çıkarılan 7 inç’lik Galaxy Tab 3, 1.3 megapiksel ön kamerasıyla da cazibesini artırıyor. Sennheiser DW kablosuz kulaklıklar hareket rahatlığı sunuyor SENNHEISER DW serisi gün boyunca ofiste telefon görüşmesi yapan ve görüşme süresince hareketlerinin kısıtlanmasını istemeyenler için ideal. Sennheiser Communications üç farklı kablosuz kulaklık modelinden oluşan Sennheiser DW serisi, hem masa telefonları hem de internet telefonları ile birlikte kullanılabiliyor. Göz alıcı tasarımı ve benzersiz konforunu HD ses kalitesi ile destekleyen DW Serisi’nin geniş kapsama alanı, kullanıcılara ofis içinde özgürce hareket edebilme olanağı sağlıyor. DW Office ve DW Pro1/Pro2 olmak üzere üç farklı modelden oluşan Sennheiser DW Serisi, HD ses kalitesini kablosuz olarak sunuyor. DW Office hem taçlı hem de kulak üstü olarak kullanılabilirken, DW Pro1/Pro2 sadece taçlı olarak kullanılabiliyor. DW Serisi, hem masa telefonları hem de ‘softphone’ olarak bilinen internet telefonları ile tam uyumlu olarak çalışıyor. Bu sayede geleneksel telefon hatlarının yanı sıra internet üzerinden yapılan görüşmelerde de DW serisinden sorunsuz olarak yararlanılabiliyor. 49 Alicia Keys, 2 Temmuz’da Küçükçiftlik Park’ta Mayıs 2013 BU yıl 20. yılını kutlayan İstanbul Caz Festivali kapsamında Alicia Keys, 2 Temmuz’da Küçükçiftlik Park’ta hayranlarıyla buluşacak. “Falling”, “No One”, “If I Ain’t Got You” gibi şarkılarıyla dünyada adından söz ettiren 14 Grammy ödüllü Amerikalı şarkıcı, Garanti Bankası sponsorluğunda, 2 Temmuz’da Küçükçiftlik Park’ta Türkiye’deki ilk konserini vermeye hazırlanıyor. Şarkılarında klasik piyanoyu caz, R&B ve soul ile harmanlayan Alicia Keys, dünya çapında 40 milyonun üzerindeki albüm satışıyla son dönemin en çok satan kadın müzisyenleri arasında yer alıyor. Ayrıca şarkı yazarlığı da yapan Keys, son albümü ‘Girl On Fire’ ile müzik gündemindeki yerini koruyor. Çıktığı hafta listelere 1 numaradan giriş yapan albüm için düzenlenen “Set The World On Fire” turnesi kapsamında Avrupa’yı dolaşacak olan Alicia Keys, Londra, Paris, Viyana, Monaco, Münih gibi şehirlerdeki konserlerinden sonra, Türkiye’ye geliyor. Datascape, Borusan Contemporary’de sanatseverleri bekliyor KÜRATÖRLÜĞÜNÜ Benjamin Weil’in yaptığı Datascape sergisi, Borusan Contemporary ev sahipliğinde sanatseveri ağırlıyor. Teknolojinin, gerçekliğin dönüşümüne yaptığı katkının sanata yansımasını ele alan sergi, Perili Köşk’te sanatseverleri bekliyor. Borusan Contemporary, yine ses getirecek ilginç bir sergiyi sanatseverlerle buluşturuyor. Küratörlüğünü Benjamin Weil’in yaptığı “Datascape” adlı sergide, teknolojinin, gerçekliği nasıl dönüştürdüğü, dünyaya ve manzaralara bakışımızı nasıl değiştirdiği sorgulanıyor. Çıplak gözle görebildiğimizin ötesindeki gerçeklikleri, olup bitenleri irdeleyen “Datascape” sergisinde Burak Arıkan, Angela Bulloch, David Claerbout, Ryoji Ikeda, MichaelNajjar, Enrique Radigales, Thomas Ruff, Karin Sander, Charles Sandison ve Pablo Valbuena adlı sanatçıların eserleri yer alacak. Datascape, 1 Eylül’e kadar ziyarete açık kalacak. Hızlı ve Öfkeli 6 Yönetmen: Susan Fletcher Justin Lin Oyuncular: Vin Diesel, Paul Walker, Dwayne Johnson, Michelle Rodriguez, HIZLI VE ÖFKELİ Rio Soygunu’nun dünya çapındaki gişe başarısının ardından, ‘Hızlı ve Öfkeli 6’da vizyonda. Justin Lin’in dördüncü kez yönetmenlik koltuğuna oturduğu filmin senaryosu Chris Morgan’a ait. Vin Diesel ve Paul Walker’ın başrollerini paylaştığı ünlü serinin son halkası olan filmin çekimleri İspanya ve İngiltere’de yapıldı. Filmde Dom (Vin Diesel) ve Brian’nın (Paul Walker) Rio’da yaptıkları hırsızlıkla devirdikleri Kingpin Krallığından sonra kendilerine 100 milyon dolar kalır. Bu soygundan sonra eve dönemedikleri için kaçak yaşamaya başlarlar. Ne kadar çok paraları olsa da, aileden uzak hayat bir süre sonra onları zorlamaya başlar. Bu arada Hobbs dünyada 12 ülkeye yayılmış bir suç organizasyonu araştırır. Paralı askerlerden oluşan bu örgütün ikinci lideriyse Dom’un öldüğünü sandığı eski aşkı Letty’dir. Adalar Müzesi’nde “Balık Ağ(a)lara Takıldı” sergisi ziyaretçilerini bekliyor MARMARA Denizi ve Karadeniz’de kontrolsüz avcılığın canlı yaşamı üzerinde yarattığı tahribat, foto muhabiri Kadir Can’ın objektifinden ve kaleminden sunuluyor. Balık yaşamının nasıl yavaş yavaş yok olduğunu gösteren “Balık Ağ(a)lara Takıldı” sergisi 26 Mayıs Saat 15.00’te Heybeliada’da açılıyor. Sergi 30 Ekim tarihine kadar Heybeliada İskele Açık Sergi Alanı’nda ücretsiz ziyaret edilebilecek. Marmara Denizi ve Karadeniz’de deniz canlı yaşamının yok olma süreci Balık Ağ(a)lara Takıldı sergisinde tüm dünyaya yansıyor. Doğal yaşamın eski dengesine kavuşmasına dair bilinç oluşturmayı amaçlayan sergi, Adalar Müzesi Heybeliada İskele Açık Sergi alanında ziyaret edilebiliyor. 50 Gümüş Karası Deniz Yazar: Susan Fletcher Yayınevi: Can Yayınları İNGİLİZ yazar Susan Fletcher’ın şiirsel anlatımıyla biçimlenen Gümüş Karası Deniz, en beklenmeyen anda yaşamın bizden neler alabileceğini, neler verebileceğini ve hangi biçimde olursa olsun, sevginin en büyük armağan olduğunu anlatıyor. Fletcher yitirilenler, yalnızlık, suçluluk ve sır saklamanın insanların ruh sağlığını nasıl etkilediği temalarını işleyen ödüllü bir yazar. Kişilik özelliklerini, acıları, çocuklukta deneyimlenen acımasızlığı, gizli sığınma yerlerini ve adanın dağlarını, denizini, dalgaların yükselip alçalmasını öylesine inceden inceye anlatıyor ki, adayı avucunuzun içi gibi bildiğiniz, adalıları yakından tanıdığınız duygusuna kapılıyorsunuz. Denizin hikâyenin başından sonuna kadar parıltısıyla yaşama ışık tuttuğu Gümüş Karası Deniz, lirik, insanları arındıran, etkileyici bir roman. Son İnsan İlaçsız Yaşam Yazar: Mary Shelley Yayınevi: Can Yayınları MARY SHELLEY’in “Son İnsan” adlı romanı Can Yayınları’ndan çıktı. Bugün sıradan sayılacak kadar yaygınlaşmış bir konuyu, insanlığın yok oluşunu ele alan roman, yazarın kendi deyimiyle “seçkinler” diye adlandırdığı çevresini kaybetmekten duyduğu acıyı ve dünyanın anlamsızlığını, bireyin tarihi yönlendirme gücünden yoksun oluşunu anlatıyor. Shelley, bir salgının Batı dünyasındaki etkilerini romantik dönemin akıcı biçemiyle dramatize ediyor ve gerçek kişilerin yansıması olan zıt karakterler eksenindeki bir kurguyla aktarıyor. Romandaki başlıca karakterler kısmen ya da tamamen Shelley’in çevresindeki kişilerden esinlendi. Yazar: Dr. Ümit Aktaş Yayınevi: Hayykitap DR. ÜMİT AKTAŞ’ın, hastalanmamanın yollarını göstermek, vücudun en önemli kalkanı olan bağışıklık sistemini savaşa hazırlamayı öğretmek amacıyla kaleme aldığı İlaçsız Yaşam, Hayykitap Yayınevi’nden çıktı. Bu kitap, bir hastalanmama ve hastalıklardan kurtulma kitabı. Kitapta yer alan tüm bilgiler, bilimin süzgecinden geçirildi. Bilimsel kanıtı bulunmayan hiçbir öneriye yer verilmedi. Sağlığını akıllıca yönetmek isteyenler için İlaçsız Yaşam, sistem eleştirisiyle teorik, kurtuluş reçeteleriyle sonuna kadar pratik bir başucu kitabı olma özelliği taşıyor. Majesteleri Kral Yazar: Thomas Mann Yayınevi: Can Yayınları THOMAS Mann tarafından kaleme alınan Majesteleri Kral, XX. yüzyılın başlarında Alman topraklarında bir yerlerde kendi içine kapanmış, hayali bir grandükalığın hızla değişmekte olan dış dünyaya ayak uyduramayışını Orta Çağ’a özgü bir masal diliyle anlatıyor. Yerleştiği arka plan açısından ele alındığında, açıkça Wilhelm Almanyası’ndan (1890-1918) izler taşıdığı görülen Majesteleri Kral, Thomas Mann okurlarının 1924 tarihli Büyülü Dağ’da karşılaşacağı düşünsel eğilimlerin habercisi olarak da yorumlanıyor. 51 Mayıs 2013 UAR TAKVİMİ Haziran ayı yurt içi fuar takvimi 52 Organizatör Fuar Adı Tarih Yer HKF Fuarcılık VIV TÜRKİYE 2013, Tavukçuluk Teknolojileri Uluslararası İhtisas Fuarı 13-15 Haziran İstanbul Platform Beauty Eurasia 9. Uluslararası Kozmetik ve Güzellik Kuaför Fuarı 13-15 Haziran İstanbul İFO REW İstanbul 2013, 9. Uluslararası Geri Dönüşüm, Çevre Teknolojileri ve Atık Yönetimi Fuarı 13-16 Haziran İstanbul MBA Grup Afyon Mermer Fuarı 13-16 Haziran Afyonkarahisar DLG Fuarcılık DLG-ÖÇP Tarla Günleri 2013 13-16 Haziran Konya Efem 25. Uluslararası Anne Bebek Çocuk Ürünleri Fuarı 13-16 Haziran İstanbul Devajans Fuarcılık 12. Eczacılık Fuarı 14-16 Haziran İstanbul Boyut Fuarcılık Türkiye Madencilik Show 2013 18-19 Haziran İstanbul Globus Fuar İTVF- İstanbul TV Forum ve Fuarı 20-22 Haziran İstanbul Art Fuar 29. Konya Ayakkabı Yan Sanayi ve Moda Fuarı 20-23 Haziran Konya İZFAŞ Ayakkabı Kış "34. İzmir Ayakkabı, Çanta ve Aksesuar Fuarı" 20-23 Haziran İstanbul Akort TRIKONFEX 3. Triko, Triko İpliği, Konfeksiyon ve Teknolojileri 20-23 Haziran Gaziantep Meridyen İstanbul Beyaz Eşya, Elektrikli Ev Aletleri, İnnovatif Ev Teknolojiler ve Yan Sanayileri Fuarı 26-29 Haziran İstanbul Meridyen İstanbul Beyaz Eşya, Elektrikli Ev Aletleri, İnnovatif Ev Teknolojiler ve Yan Sanayileri Fuarı 26-29 Haziran İstanbul FUAR TAKVİMİ Haziran ayı yurt dışı fuar takvimi Organizatör Fuar Adı Tarih Yer Sibico Ecwatech 2013, tesisat sistemleri ve Yalıtım Ürünleri Fuarı 1-30 Haziran Moskova Reed Exhibition FEIMAFE 2013, 14. Uluslar arası El Aletleri Makineleri ve Entegre İmalat Sistemleri Fuarı 3-8 Haziran Sao Paulo IIR Exhibition Hospital Build, Hastane Yapı Teknolojileri ve Makineleri, İç İnşaat Fuarı 3-5 Haziran Dubai Askan Total Processing & Packaging: Ambalaj Ürünleri ve Baskı Makinaları Fuarı 4-6 Haziran Birmingham Antique Tage Antique & Art: Antikalar ve Sanat Ürünleri 4-6 Haziran Nürnberg UK Media&Events European Automotive Components 4-6 Haziran Stuttgart RFL& Media Globe CTT 2013: 14. Uluslar Arası İnşaat Makine, Ekipman ve Teknolojileri Fuarı 4-8 Haziran Moskova DMG World Chemspec Europe: Genel ve Özellikli Kimyasallar Fuarı 5-6 Haziran Münih Mesallworld Oga 2013: Petrol Fuarı 5-7 Haziran Kualo Lumpur UBM Asia Entech Pollutec - Renewable Energy 5-8 Haziran Bangkok Ukraine Agro Expo Equiworld : At Yetiştiriciliği ve Atlı Spor Sergisi 5-8 Haziran Kiev Clarion Events Summer Olympia : Ev Dekorasyonu, Halı Fuarı 6-16 Haziran Londra CICGF China International Consumer Goods 8-11 Haziran Ningbo Messe Frankfurt Guangzhou Lighting: Aydınlatma Fuarı 9-12 Haziran Guangzhou Messe Frankfurt Techtextil +Material Vision 11-13 Haziran Frankfurt BITEC ProPak Asia 2013: 21. Paketleme ve İşleme Fuarı 12-15 Haziran Bangkok 53 Mayıs 2013 İSTATİSTİKLER 2011 KAPILARA GÖRE TOPLAM İHRAÇ-İTHAL-TRANSİT TAȘIMALAR ve GRAFİĞİ İHRAÇ PAZAR PAYI İTHAL TRANSİT İHRAÇ İHRAÇ PAZAR PAYI İTHAL TRANSİT TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI BATI KAPILARI 325,752 163,215 67% 33% 270,058 130,066 24,633 22,784 336,890 169,409 67% 33% 259,968 126,752 23,568 27,132 KAPIKULE 132,528 86,383 61% 39% 100,430 67,058 15,078 12,364 135,223 87,593 61% 39% 103,792 65,533 13,937 14,839 HAMZABEYLİ 42,352 51,550 45% 55% 36,294 39,841 1,257 4,327 42,297 55,819 43% 57% 33,549 39,399 1,188 4,547 İPSALA 40,067 18,242 69% 31% 23,560 14,619 749 4,030 35,333 18,039 66% 34% 21,700 12,175 737 4,308 PENDİK-TRİESTE 52,051 3,009 95% 5% 60,764 3,871 1,990 1,281 59,397 3,250 95% 5% 50,935 2,997 1,491 1,580 AMBARLI-TRIESTE 9,731 764 93% 7% 5,751 849 316 86 8,942 786 92% 8% 1,924 1,646 1,237 159 ÇEȘME-TRİESTE 21,156 245 99% 1% 16,461 336 127 71 22,140 445 98% 2% 17,910 412 92 15 MERSİN-TRİESTE 13,309 637 95% 5% 10,685 861 4,290 263 16,689 252 99% 1% 13,714 144 3,470 135 224 9 0% 0% 158 9 0 0 0 0 0% 0% 0 0 0 0 0 0 0% 0% 0 0 0 0 4,645 783 86% 14% 5,084 905 0 0 PENDİK/AMB-MARS/TOULON 14,334 2,376 86% 14% 15,955 2,622 826 362 12,224 2,442 83% 17% 11,360 3,541 1,416 1,549 DOĞU KAPILARI 206,034 40,637 84% 16% 25,406 21,795 1,810 13,545 206,927 56,090 79% 21% 30,926 35,512 2,747 18,227 SARP 82,755 10,224 89% 11% 3,968 650 725 2,079 96,818 15,520 86% 14% 4,704 1,187 827 2,105 TÜRKGÖZÜ 1,438 41 97% 3% 24 11 25 215 2,623 111 96% 4% 116 36 626 678 DİLUCU 44,228 0 100% 0% 337 0 0 0 41,110 0 100% 0% 323 0 0 0 GÜRBULAK 75,589 30,372 71% 29% 20,727 21,134 1,009 11,251 65,308 40,457 62% 38% 25,496 34,289 916 15,444 ESENDERE 2,024 0 100% 0% 350 0 51 0 1,068 2 100% 0% 287 0 378 0 GÜNEY KAPILARI 645,466 32,342 95% 5% 21,425 19,244 6,736 13,462 632,816 34,880 95% 5% 15,283 7,669 3,423 5,905 HABUR 522,642 16,574 97% 3% 7,251 61 511 63 608,228 23,818 96% 4% 11,349 7 173 186 NUSAYBİN/MERSİNMISIR/S.ARABİSTAN (2012) 1,578 0 100% 0% 580 0 0 0 1,944 37 0% 0% 1,287 23 40 0 AKÇAKALE 55,245 351 99% 1% 127 2,816 6 6,641 0 0 0% 0% 0 0 0 0 ÖNCÜPINAR 10,266 7,542 58% 42% 1,750 2,897 305 5,018 2,216 4,624 32% 68% 276 402 125 1,450 CİLVEGÖZÜ 55,735 7,875 88% 12% 11,717 13,470 5,914 1,740 16,820 6,224 73% 27% 2,286 7,149 2,937 4,167 0 0 0% 0% 0 0 0 0 3,608 177 95% 5% 85 88 148 102 KARADENİZ KAPILARI 11,513 6,606 64% 36% 9,339 3,138 1,627 1,238 12,375 9,152 57% 43% 9,610 4,223 1,503 811 ZONGULDAK-UKRAYNA 5,925 4,854 55% 45% 5,467 2,426 1,242 1,137 7,264 5,685 56% 44% 7,036 2,807 1,277 734 SAMSUN-RUSYA 2,822 669 81% 19% 2,187 201 322 90 1,371 187 88% 12% 1,020 71 105 14 TRABZON-RUSYA 15 0 100% 0% 0 0 0 0 0 0 0% 0% 0 0 0 0 HAYDARPAȘA-UKRAYNA 2751 1083 0.717527387 0.282472613 1685 511 63 11 3,740 3,280 53% 47% 1,554 1,345 121 63 KIBRIS KAPILARI 3,114 14,973 17% 83% 532 4,077 15 17 3,513 14,173 20% 80% 641 3,578 0 0 844 5,758 13% 87% 275 2,318 2 9 1,060 6,605 14% 86% 347 1,894 0 0 2,270 9,215 20% 80% 257 1,759 13 8 2,453 7,568 24% 76% 294 1,684 0 0 1,191,879 257,773 82% 18% 326,760 178,320 34,821 51,046 1,192,521 283,704 81% 19% 316,428 177,734 31,241 52,075 İSKENDERUN-MISIR PENDİK -KÖSTENCE/TEKİRDAĞ-TOULON TAȘUCU-LÜBNAN MERSİN-TAȘUCU KKTC İSKENDERUN-HAYFA TOPLAM 54 İHRAÇ 2012 İSTATİSTİKLER 2012 (Ocak-Mart ) KAPILARA GÖRE TOPLAM İHRAÇ-İTHAL-TRANSİT TAȘIMALAR ve GRAFİĞİ İHRAÇ İHRAÇ PAZAR PAYI 2013 ( Ocak-Mart) İTHAL TRANSİT İHRAÇ İHRAÇ PAZAR PAYI İTHAL TRANSİT TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI TÜRK YABANCI BATI KAPILARI 77,515 35,498 69% 31% 59,981 28,161 5,760 6,512 78,306 39,694 66% 34% 61,025 33,321 4,742 6,137 KAPIKULE 32,418 18,342 64% 36% 23,974 14,229 3,440 3,772 29,320 17,768 62% 38% 23,914 15,154 2,787 3,181 HAMZABEYLİ 7,629 12,324 38% 62% 6,602 8,738 249 1,032 12,725 15,898 44% 56% 9,630 12,088 284 1,235 İPSALA 8,211 3,687 69% 31% 5,102 2,873 123 925 8,402 5,211 62% 38% 5,635 4,257 219 800 PENDİK-TRİESTE 13,715 476 97% 3% 14,050 808 370 346 10,926 454 96% 4% 10,728 515 138 446 AMBARLI-TRIESTE 2,518 13 99% 1% 183 616 270 63 2,035 12 99% 1% 570 201 326 25 ÇEȘME-TRİESTE 5,201 84 98% 2% 4,107 88 48 2 5,403 108 98% 2% 4,320 106 14 2 MERSİN-TRİESTE 3,984 18 100% 0% 2,884 18 887 30 3,828 70 98% 2% 2,114 46 831 39 İSKENDERUN-MISIR 0 0 0% 0% 0 0 0 0 1,706 0 0% 0% 1,112 0 0 3 PENDİK -KÖSTENCE/TEKİRDAĞ-TOULON 0 0 0% 0% 0 0 0 0 0 0 0% 0% 0 0 0 0 PENDİK/AMB-MARS/TOULON 3,839 554 87% 13% 3,079 791 373 342 3,961 173 96% 4% 3,002 954 143 406 DOĞU KAPILARI 41,067 11,591 78% 22% 7,105 8,659 503 3,554 48,596 11,980 80% 20% 8,703 10,058 531 4,081 SARP 20,068 2,747 88% 12% 1,085 209 183 516 21,586 3,473 86% 14% 1,320 372 243 437 504 13 97% 3% 3 2 0 49 323 18 95% 5% 15 56 45 123 DİLUCU 3,857 0 100% 0% 80 0 0 0 12,731 16 100% 0% 40 0 6 0 GÜRBULAK 16,303 8,830 65% 35% 5,831 8,448 157 2,989 13,956 8,473 62% 38% 7,328 9,630 104 3,521 ESENDERE 335 1 100% 0% 106 0 163 0 0 0 0% 0% 0 0 133 0 GÜNEY KAPILARI 155,526 9,271 94% 6% 2,597 3,508 1,815 3,724 161,814 3,559 98% 2% 14,809 24 300 79 HABUR 148,943 4,744 97% 3% 1,022 1 39 71 147,478 3,538 98% 2% 12,657 9 56 3 NUSAYBİN/MERSİNMISIR/S.ARABİSTAN (2012) 0 0 0% 0% 0 0 0 0 2,353 11 0% 0% 1,506 6 17 4 AKÇAKALE 0 0 0% 0% 0 0 0 0 0 0 0% 0% 0 0 0 0 ÖNCÜPINAR 682 1,490 31% 69% 173 211 66 877 3,953 2 100% 0% 482 9 2 0 CİLVEGÖZÜ 5,901 3,037 66% 34% 1,402 3,296 1,710 2,776 7,232 8 100% 0% 102 0 0 0 0 0 0% 0% 0 0 0 0 798 0 100% 0% 62 0 225 72 KARADENİZ KAPILARI 2,735 1,754 61% 39% 2,127 1,048 558 215 8,091 3,037 73% 27% 7,285 1,569 109 193 ZONGULDAK-UKRAYNA 1,109 1,056 51% 49% 1,270 632 485 190 2,719 2,109 56% 44% 2,892 1,133 54 153 SAMSUN-RUSYA 459 80 85% 15% 265 38 51 12 195 4 98% 2% 0 0 0 0 TRABZON-RUSYA 0 0 0% 0% 0 0 0 0 0 0 0% 0% 0 0 0 0 1,167 618 65% 35% 592 378 22 13 5,177 924 85% 15% 4,393 436 55 40 KIBRIS KAPILARI 792 3,140 20% 80% 147 1,089 0 0 1,222 3,823 24% 76% 364 1,622 0 22 MERSİN-TAȘUCU KKTC 792 3,140 20% 80% 147 1,089 0 0 831 3,769 18% 82% 159 1,622 0 0 0 0 0% 0% 0 0 0 0 391 54 88% 12% 205 0 0 22 277,635 61,254 82% 18% 71,957 42,465 8,636 14,005 298,029 62,093 83% 17% 92,186 46,594 5,682 10,512 TÜRKGÖZÜ TAȘUCU-LÜBNAN HAYDARPAȘA-UKRAYNA İSKENDERUN-HAYFA TOPLAM 55 56 Mayıs 2013 May 2013 leading article ÖMER ÇETİN NUHOĞLU CHAIRMAN OF THE UND BOARD OF DIRECTORS Agenda FUTURE OF THE LOGISTICS SECTOR GETS PLANNED AT THE UND SEARCH CONFERENCE HELD IN İZMIR guest of month M. BÜLENT AYMEN CHAIRMAN OF THE MEDITERRANEAN REGION EXPORTERS UNION (AKIB) “ADVANCEMENT IN EXPORTS DEPENDS ON THE LOGISTICS SECTOR” Perspective ALİ SEDAT ÖZKAZANÇ GENERAL DIRECTOR OF MNG AIRLINES “THE SECOND REVOLUTION OF THE AIRLINE SECTOR MAY AS WELL COME OUT OF CARGO TRANSPORTS” Valuable friends, Turkey and Bulgaria are not only a transit country for one another but they are also neighbouring countries with a reciprocal trade of $4.5 billion. Turkey exports $1.7 billion worth of goods to Bulgaria and imports $2.75 billion of goods from it per year. The trade between two countries is carried by 12 thousand transports by the Turkish carriers and 62 thousand transports by Bulgarian carriers annually. Transiting Bulgaria for 165 thousand times per year, the Turkish carriers also carry the Turkish export goods valuing more than half billion dollars to the European countries weekly. These transit transports are performed pursuant to Article V of GATT Agreement of World Trade Organization to which both countries are member. Article V imposes the obligation to permit transit through the territory of each contracting party, via the routes most convenient for international transit without any discrimination and inconvenience. Decision No. 1/95 of Association Council establishing Customs Union between Turkey and European Union provides for free circulation of goods between Turkey and EU. Also European Conference of Ministers of Transport (ECMT) defines the transport rules among countries clearly. Turkey and Bulgaria are a party to this agreement. Pursuant to all of these agreements, the parties are primarily required to realize the reciprocal transports in accordance with competition under equal terms. In transit transports, the most efficient and effective transport is ensured via full freedom. To clarify it, a Turkish vehicle should perform its transports under the same conditions with those of Bulgarian vehicles in Bulgaria. In the event of a violation, a Turkish vehicle should pay the same penalty with that of a Bulgarian vehicle. These agreements define also third party transports. The essential point is that none of countries performs transports in a trade non-relevant to its country. If the Turkish export goods are destined to Germany or the German export goods are to be carried to Turkey, this transport is realized by only German or Turkish carriers. A third country, i.e. Bulgarian carriers, can’t perform this transport if they don’t have ECMT licences. Likewise, if the Bulgarian export goods are destined to Germany or the German goods are to be carried to Bulgaria, this transport is realized by only German or Bulgarian carriers. The Turkish carriers lacking ECMT license also can’t carry these goods. The rules for obtaining UBAK licence and realizing transports with this license are evident and all parties have to comply with them. The monitoring of them is performed by the Ministry of Transport of the countries. The problems experienced between two countries recently should be considered from this perspective. In order to hinder our transiting right in Bulgaria, the penalties higher than those of EU countries are imposed. In the event of the same fault or violation, a Bulgarian vehicle isn’t imposed any penalty. Turkey doesn’t impose any penalties on Bulgarian vehicles, either. According to reciprocity principles, Turkey started its studies in this respect. A fair competition doesn’t exist in the reciprocal transports. Rather, there is always protectionism and discrimination. As to third country transports, only a few firms perform transports without complying with ECMT rules and desire to continue it. These transports are in fact injustice against the Bulgarian carriers conforming to the rules. The Turkish Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communications started to monitor these irregular transports. 58 ÖMER ÇETİN NUHOĞLU Leading article Those firms carrying on irregular transports closed their border gates on May 16-17, 2013 illegally and hindered the entrance-exit of goods. The fact that Bulgarian competent authorities overlooked it is really surprising. We hope that this unpleasant incident will never occur between the two neighbouring countries again. Mr. Hayati Yazıcı, Turkish Minister of Customs and Trade went to Kapıkule urgently on May 18, 2013 Saturday. In order to address the problems regarding 12km-tailback, he granted time by May 31, 2013 and delayed the controls. On 27 May 2013, Monday, UND and AEBTRI, the associations of two countries met. Our colleagues were informed about the requirement to perform all transports by the Turkish and foreign vehicles from/to our country in accordance with the international agreements GATT, Customs Union and ECMT rules. Our colleagues were also informed that Turkey is preparing a penalty system covering document control at internal customs, the loading points by consignor and wayside monitoring stations and covering also foreign carriers. The meeting addressed establishment of a UND-AEBTRI working group and implementation of a study on the process in Kapıkule and Hamzabey after June 1, 2013 in order to define the experienced problems. The ministerial technical meeting was held on May 28, 2013 in Istanbul. Turkey sticked to its decisions and practices. The Bulgarian and Turkish carriers complying with the rules will struggle against unfair competition together in this region. Best regards, Agenda Future of the logistics sector gets planned at the UND Search Conference held in İzmir The Search Conference of the International Transporters Association (UND) was carried out in Çeşme, İzmir, on May 3-5, 2013, based on the theme of ‘Common Minded 2023 Design for Transport and Logistics’. Contributing to Turkey export goal of 500 billion Dollars and being listed among the top 10 countries of the World Bank Global Logistics Performance Index by 2023 were the topics discussed at the conference. The Search Conference held in Çeşme, İzmir, on May 3-5, 2013, was a great UND event which was a continuation of the previous year’s occasion. Last year, the current problems and expectations of the attending members were heard and what should be done to empower the sector in the short, mid and long term was determined during the ‘Vision 2023 Search Conference’, which was actively attended by over 400 members. Having considered all aspects of the results from the Search Conference 2012 and converted them into projects that can drive the sector forward in global competition, UND presented these studies under the title of ‘Sectoral Common Minded Change Agenda’ together with justifications, proof and analyses. The attendants gathered together in Çeşme, İzmir, under the moderation of the ‘Participative Search Management Consultancy’ team, which comprised academicians from Sabancı, ITU and Doğuş universities. They focused on the basic goals of contributing to Turkey export goal of 500 billion Dollars and being listed among the top 10 countries of the World Bank Global Logistics Performance Index by 2023 during the Search Conference, themed ‘Common Minded 2023 Design for Transport and Logistics’. Objectives to serve these purposes were laid out within the framework of the Global Logistics Performance Index criteria. The determined objectives were traceability of shipments, shipment on competitive prices, timely deliveries, infrastructural quality, customs efficiency and logistics service competence respectively. Based on the scores given by the attendants, a total number of 40 sectoral projects were planned to reinforce these objectives. Application plans were formed during the second and third days of the event in line with a ‘what/ who/how/when’ exercise, in which corporations to be held responsible for each project were commonly determined. This year, attendants of the Search Conference included more than 70 sectoral representatives including Talat Aydın, Vice Undersecretary of the Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communication; Bülent Uğur Ecevit, Vice Undersecretary of the Ministry of Economy; Sezai Uçarmak, Vice Undersecretary of the Ministry of Customs and Trade, and his associates; representatives of transport and logistics and relevant public and non-governmental organizations; and Members of the UND Board of Directors and the Executive Board. Fatih Şener, Chairman of the UND Executive Board delivered a presentation at the conference following the opening and shared his thoughts about the status of the sector before the increasing global competition. Explaining their future strategies for the logistics sector, which he recognizes as a strategic sector, Şener underlined the fact that operational issues of the sector needed to be addressed. The most important topics of the conference were ‘Issuing a Logistics Master Plan and Legislation’ and ‘Enhancing Inter-Ministerial Coordination for Drafting of the Legislation’. With regards to the process of adopting 59 Guest of month legislations, attendants stated that there were problems as to little time being allowed for submission of draft legislations for review and urgent response being expected. Impact analysis units should be formed Nurhan Tüfekçi, Head of the Department of European Union and Foreign Relations, stressed the importance of ‘sectoral regulatory impact analysis’ work: “There are no legislations adopted in the EU without having undergone a sectoral regulatory impact analysis first. This has to be done prior to adopting each and every legislative regulation.” Tüfekçi suggested forming ‘impact analysis units’ to operate under ministries in this regard. Can Baydarol, EU Advisor to the UND Board of Directors, noted the necessity of guaranteeing the objectivity of sectoral regulatory impact analyses and avoiding prompting influence of the public during this process. In this context, a common decision was made to carry out sectoral impact analyses and consult the relevant people before adopting any legislation just as it is done in the EU. Additionally, other topics mentioned at the conference were forming inter-ministerial dialogue platforms open to participation of the private sector for coordination of logistics center/village projects, and ensuring continuity. UND was asked to undertake the responsibility of ‘leadership and awareness raising’ during the conference, where other discussions included encouraging and activating different mechanisms of consultation between the public and private sectors through structures like the Transport and Logistics Council of Turkish Union of Chambers and Commodity Exchanges (TUCCE) and the Logistics Advisory Council of the Turkish Exporters Assembly (TIM) and integrating ‘executive ministries’ to these mechanisms better. Stressing the fact that the instruments in the sector were already sufficient in number, Talat Aydın, Vice Undersecretary of the Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communication, noted that vehicle purchases would not be promoted as one of the biggest issues was this excessive number of vehicles. Aydın said that the basic principle followed during studies on sectoral legislations was ‘prevention of illicit competition among firms’ and added the following about the process of adopting laws: “When the number of vehicles is too high, the price of transports goes down. The regulations we put in place are aimed at ensuring that humane, economic and commercial developments remain at specific qualities and standards and that those who operate in the sector can earn sufficient amounts of money. In doing so, we hope to prevent inadequate firms from dragging down and eventually drowning the rest of the sector. All of our lawmaking efforts can be summarized to this.” Aydın provided information about the process of issuing legislations for transport of dangerous goods (adaptation to the ADR Convention) and said: “A transformation of the scale of at least 8-10 billion Dollars is required for full sectoral adaptation and meeting the need of ADR-conforming vehicles, regarding mainly regulations on semi-trailers and trailers. It is not appropriate to lay all of this transformation to the shoulders of the sector all at once, especially when it comes to oil and gas tankers. We will be 60 running questionnaires and consulting opinions of relevant organizations of the sector as soon as the new regulations become concrete. Vice Undersecretary Aydın stated that the output obtained from the organization would be taken into account in legislative work. “An analysis of the current status should be performed in order to resolve the problems encountered at customs” Recording that a current status analysis should be run as soon as possible in order to resolve the problems encountered at customs, Çetin Nuhoğlu said: “We carried a similar process study for Khabur back in the time and realized it within a very short period of time together with the necessary improvements. One of the current projects of UND involves conducting a process analysis at our customs. We may pick four basic routes and measure the waiting intervals and overtime periods. The Ministry of Economy, TUCCE, TIM, UND and Association of International Forwarding and Logistics Service Providers (UTIKAD) could take part in this process analysis work. UND is ready to coordinate it.” Sançar Sefer Süer, Head of the Department of Trade and Truck Transport of TUCCE, said: “A very fresh application, Authorized Customs Brokerage is on the agenda now. In the upcoming days, this will bring in some very important impacts. If such applications can be concluded, we should rapidly spread them. The workload of customs is being reduced.” Süer noted that there were some developments regarding parking areas as well. He said that within the scope of the Europewide project of building and ranking safe and reliable truck parking areas, which is on the agenda of the International Road Transport Union (IRU), such projects should be realized in Turkey as well and parking areas should be formed and ranked in line with the respective criteria. Çetin Nuhoğlu stated his gladness for participation of senior-level public authorities in the event and said the following as he closed the conference: “We witnessed a great level of embracement within these three days. Whatever we might do, it is not possible to realize what we have in mind without the public proactively embracing it. We are all focused on the export goal of 500 billion Dollars. Now, we are questioning our logistics competence in order to do it for real.” Nuhoğlu reported that UND was going to present the output of the data to the Ministry of Economy, Ministry of Customs and Trade and Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communication in June. Guest of month M. Bülent Aymen, Chairman of the Mediterranean Region Exporters Union (AKIB) and Member of the Logistics Council of the Turkish Exporters Assembly (TIM) “Advancement in exports depends on the logistics sector” Stating that the lack of a logistics master plan is a big deficiency for Turkey, M. Bülent Aymen, Chairman of the Mediterranean Region Exporters Union (AKIB) and Member of the Logistics Council of the Turkish Exporters Assembly (TIM), reports that relevant airway, railway, road and customs connections need to be established for logistics villages and centers to be established on transit routes with such a master plan of national scale. Aymen informs us that the TIM Logistics Council has actually drafted a Logistics Strategy Letter but not started studying on a Master Plan yet. Bülent Aymen adds that they still await the approval of the Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communication for the master plan: “It is not possible for the sector to advance without issuing a logistics master plan. This will truly create hitches on the road to achieving the export goal of 500 billion Dollars. The share of export in Turkey’s growth is around 2 percent. And exports are directly connected to the logistics sector. This is to say that increasing export volume depends on logistics. Meanwhile, we still lack a regulatory law in place for the logistics sector, which is a an immense deficiency for the sector in my opinion. This specific issue is on our agenda second only to the master plan. I hope public authorities will cooperate with non-governmental organizations to achieve improvement in all of these issues.” Could Turkey achieve an export figure of 500 billion Dollars by 2023? What efforts are being made for this purpose at the moment? We are rapidly advancing towards our export goal of 500 billion Dollars. Actually, our export figures are steadily rising each year. Therefore, we are determined to achieve an export level of 500 billion Dollars by 2023. It is safe to say that we have set a tangible goal. We conducted an analysis covering all relevant subsectors for this purpose. In line with it, we have set micro goals for each subsector. Within the framework of this study, goals were set not only for 2023 but also for 2015, 2019 and 2023. We are taking sound steps towards realizing the respective goals set down for the relevant breakdown of our analysis. The current course we follow indicates that we are not going to fall behind. As long as a new recession or national stir does not occur, we will be meeting our goal. Still, there might be some unexpected developments. Especially adverse happenings in export markets are bound to have a direct impact on us. Recently, concentration has been on research and development work in order to boost our exports. Large-scale innovation studies have also speeded up. A big Innovation Congress was held last year and it was attended by Prime Minister Recep Tayyip Erdoğan. We engage in many efforts like that. At the moment, there are 8 R&D project market studies going in within TIM. The 8th project market study was about furniture. I was assigned as the lead of this study on May 11. Sectoral contests and design work are being carried out. All of these activities have primary significance in terms of branding and realizing the export goal set for 2023. What about the progress of the master plan for logistics, the driving force of exports? The lack of a logistics master plan is a big deficiency for Turkey. Transport operations have been sustained since the foundation of the Republic. While railway transport stood out during the 1923’s, road, maritime and airway transport modes gradually improved. However, the development is not at the desired level yet. At present, the logistics sector of Turkey, just like exporters, is trying to keep its operations together based solely on its own efforts without any infrastructure in place. This manner of sectoral functioning seems to be inadequate considering the fact that logistics capacity of Turkey needs to be around 300 billion at minimum Dollars in order to realize the foreign trade volume of 1.1 trillion Dollars. Logistics villages are planned to be established on the basis of provinces in order to furnish the infrastructure required to reach the level of 300 billion Dollars. Still, a master plan drafted on the basis of provinces will not suffice without coming up with a national macro plan in the first place, because when you issue such a national macro plan, you have to put in place the necessary airway, railway, road and customs links to logistics villages and centers to be positioned on transit routes. In the meantime, harbors should be improved to live up to the expected capacities and harbor routes need to be logistically more active. What should be done for this purpose? As the TIM Logistics Council believes that a solution has to be introduced as soon as possible, we drafted the Logistics Strategy Letter last year. We have not started working on the master plan yet, because we still await the approval of the Ministry of Transport, Maritime Affairs and Communication. A public authority has to stand behind this effort. Unfortunately, the issue is currently on hold. It is not possible for the sector to advance without issuing a logistics master plan. This will truly create hitches on the road to achieving the export goal of 500 billion Dollars. The share of export in Turkey’s growth is around 2 percent. And exports are directly connected to the logistics sector. This is to say that increasing export volume depends on logistics. Meanwhile, we still lack a regulatory law in place for the logistics sector. I believe that this is a great deficiency for the sector. This specific issue is on our agenda second only to the master plan. I hope public authorities will cooperate with non-governmental organizations to achieve improvement in all of these issues. Visa and quota woes of the sector are on the agenda now. What do you think about these? I opine that that the specific visa issues we face are inhumane in the 21st century. The entire situation is quite sad at a time we continue to increase our export and foreign trade volumes. Our goods are being sold in and we purchase goods from everywhere around the world. In this case, the fact that we still experience visa issues during our transports is irrational when are competing against developed countries like China, Germany and France. Well, those countries do not have to deal with visa or quota issues anyway. When we are to conduct an urgent transport from Turkey, we have to reluctantly wait till a visa granted. Seemingly small, these problems hugely impair our export-oriented transports. On the other hand, transit quotas restrain our export-oriented transports vastly. If countries of America and Europe are able to transport their goods freely, so should we. Sadly, this is still one of the biggest obstacles before us and it simply cannot be eliminated. I do not believe there is a solution underway in the short term. We certainly need some senior-level lobbying to tackle it. 61 Perspective “The second revolution of the airline sector may as well come out of cargo transports” Ali Sedat Özkazanç, General Director of MNG Airlines, reports that the use of airline cargo transportation has increased in the field of postal carriage and in sectors like automotive, foodstuff and textile due to the briefer transit periods and safer shipment of valuable goods. Adding that the trend of growth will be sustained in the upcoming years, Özkazanç reminds us that Turkey ranks 19th in global airline cargo transport market and stresses that the growth rate of airlines, which have relatively lower share among all modes of transport, is higher than the global average. Sedat Özkazanç records that an annual increase of 5 percent is expected in Turkey’s airline cargo traffic by 2016 according to the data kept by the International Air Transport Association, and summarizes the expect developments to emerge in the upcoming period as follows: “Turkey may shoulder a great majority of the entire volume of freight transported from the Middle East to Europe, Africa and Russia by coming up with serious ‘multimodal transport’ and ‘combined logistics’ solutions. This equals making efforts for cargo transports just as it was done for passenger transportation. Thus the second revolution of the airline sector in Turkey may as well come out of cargo transports. It is of essence, however, not to confine the scope of service merely to airline cargo transports but also to handling, storage and timely delivery of the transported goods exactly in line with customer orders, followed by distribution to regions of close proximity like Europe, Africa, Russia and the Middle East.” Could you please evaluate airline cargo transports in Turkey? Do you believe that the sector is adequately competitive in international markets? In comparison to other countries, the share of airlines is still smaller in Turkey, which ranks 19th in global airline cargo transports. Despite this, however, it is observed that the growth rate established in this sector is higher than the global average. I am of the opinion that the trend of growth observed in the Turkish airline cargo market will be sustained in the years to come as well. Statistics announced by the International Air Transport Association (IATA) indicate that an annual growth rate of 5 percent is estimated for Turkey’s airline cargo traffic by 2016. In addition to the striking growth figures and stable structure of Turkish economy, possible increases in global trade and our country’s advantageous geographic positioning in between the East and the West consolidate these expectations. Turkey is a country that aims for an export goal of 500 billion Dollars by 2023. In terms of both geographical location and economic growth rate reassured, our country has achieved to step up as one of the currently rising markets of the world. I believe that this goal will continue to be sought and the current growth trend will be maintained despite the macro issues in global economy. Therefore, I opine that the Turkish cargo market is more vibrant and has better chances than its counterparts around the world. What needs to be done in order for the Turkey to advance in the global airline cargo sector? Turkey has the characteristic of being a sound logistics base. Nevertheless, the more important point is how much of this potential we are able to exploit. There are no other countries in the world like Turkey which are also able to serve European countries thanks to their close proximity to the European Union (EU) and convenient facilities that come with Customs Union, yet are not fully subject to the entire EU regulations (environmental conditions, lifestyles of citizens and similar factors). Another way of shortening the route is to benefit from Turkey as an intermediate transition point. Turkey may shoulder a great majority of the entire volume of freight transported from the Middle East to Europe, Africa and Russia by coming up with serious ‘multimodal transport’ and ‘combined logistics’ solutions. This equals making efforts for cargo transports just as it was done for passenger transportation. Thus the second revolution of the airline sector in Turkey may as well come out of cargo transports. It is of essence, however, not to confine the scope of service merely to airline cargo transports but also to handling, storage and timely delivery of the transported goods exactly in line with customer orders, followed by distribution to regions of close proximity like Europe, Africa, Russia and the Middle East. There are no countries which have the required work power capacity and are more advanced than Turkey in the 62 ALİ SEDAT ÖZKAZANÇ General Director of MNG Airlines region. Introducing facilitations in the customs legislations, speeding up transit regime practices through the implementation of simple methods and rearranging cargo handling areas and cargo facilities so as to live up to the growth trend of the airline cargo sector would surely be significant steps to take. Nothing will prevent Turkey from becoming a cargo base as long as the specified infrastructure and regulations are put in place. What are the sectors that primarily lean towards airline transports? Airline transport is a transport model which offers timely, fast and reliable service at all times. Therefore, airline transport is frequently used by express air cargo firms, courier companies, postal organizations and the sectors of automotive, foodstuff and textile. Factors like briefer transit periods and reliable shipment of valuable materials constitute the basic underlying reasons. Could you assess the importance of airline cargo transports and road transports? What do you think are the pros and cons of the sector? Direct selection of suppliers which provide logistics services is currently one of the most strategic elements determining the ‘competitive superiority’ of businesses and, naturally, countries. It is a known fact that a proactive manner of logistics management that concentrates on ‘customer satisfaction’ and ‘lower costs’ leads various global brands to establishing persistent presence in international markets. Research conducted has proven that such businesses prioritize logistics efficiency and render their products/services ‘convenient’ for their customers. As MNG Airlines, we are motivated by this principle and ensure competitive superiority before our customers integrating our airline and road transport, dutiable/duty-free warehouse and storage services to Eastern Europe and neighboring countries in close proximity within the scope of multimodal transport. On the basis of the mission of being a firm that produces logistics services, it is essential for us to become the first choice of our customers and remain in that position. Interview Ali Kahramanlı, Marketing Director of Kahramanlı Group Logistics and Marketing “Mersin Logistics Center will make huge contributions to national economy” Ali Kahramanlı, Marketing Director of Kahramanlı Group Logistics and Marketing, stresses that Mersin has developed banking and finance institutions, high level of experience in foreign relations, an active harbor, a free trade zone and organize industrial zone, which all constitute a highly powerful infrastructure of trade. He notes that this infrastructure is driving power for the development of logistics services in the city. Kahramanlı records that Mersin is a focus of public investments made in transport in particular: “Mersin has a notable position in terms of both north-south and east-west geographical axes of international transport corridors. I believe that our province may become a transfer harbor of global scale in the upcoming years thanks to its characteristic of being a harbor city located in close proximity to border gates and nations of the Middle and Near East.” Ali Kahramanlı informs us that Mersin Logistics Centers offers employment to more than 10 thousand people and fuels the city’s economy, underlining the fact that it will also contribute greatly to national economy by attracting foreign investors. He reminds us that his firm has invested in a dry port, which will stand as the only land harbor in the region to be used as a provisional storage area. With this investment in place, the firm has become the pioneer to realize the ‘dry port’ concept in Turkey for the first time. Thus, Kahramanlı notes, they offer terminal services by exploiting the advantage of being a dutiable container area closest to Mersin Harbor: “Kahramanlı Group Dry Port provides firms with a reliable and express alternative and undertakes the entire scope of services you would normally receive from a harbor, including export, import and transit customs clearance services. Upon request by customers, we undertake carriage of containers to be unloaded from or loaded to vessels at Mersin Harbor without any additional charges whatsoever. Customs clearance processes of the relevant commodities can also be carried out in our area where officers of the Undersecretariat of Customs are located. To summarize, the service procedure practiced by Kahramanlı Dry Port is entirely the same as what happens in any harbor.” Which services offered by Kahramanlı Group distinguish it in the sector? As a firm, we are able to provide vehicles and offer services in a timely manner in addition to foresee possible demands of customers thanks to our years of experience. Thus we estimate in advance all required infrastructural work and get prepared. As we offer intermodal service and are capable of undertaking distribution on domestic level, we have the advantage of serving our customers through a single channel. So, firms save time and comfortably rely on us. All of these features, I believe, take us one step ahead in the sector. What terminal services do you offer to your customers domestically and abroad? We provide storage and warehousing services in our dutiable and duty-free areas. Also, we provide our customers with vehicles and containers as well as internal loading, unloading and transfer services. Our other services include customs valuation and inspections, check weighing, vehicle inspection, designated areas for reefer containers and vehicles, cold storage houses, full and partial transport domestically and abroad. You now offer dry port services, which are readily available in important harbor cities of Asia and Europe. Can you inform us about this investment? The only provisional storage area with the status of a land harbor in its region, Kahramanlı Dry Port was put into service on March 18, 2013. With its status and function, it is a provisional storage area that is an alternative to Mersin International Harbor. Although there are provisional storage areas located in various regions around Turkey, ours is the only one that meets the standards of a harbor and is capable of container handling. It covers a total area of 55 thousand square meters. Of this entire area, the enclosed warehouse section is established on 6.500 square meters. Whilst there are numerous examples to this investment around the world, we happen to have realized the dry port concept in Turkey for the first time. What are the advantages of your dry port services? As it prevents monopolization, I think it is an affiliate that should be taken into serious consideration in the sector. We view it as an effort that might become a solution partner to Mersin Harbor thanks to its strategic positioning. In the upcoming periods, we believe that we will not be regarded as competitors but as such solution partners to Mersin Harbor. By exploiting the advantage of being the dutiable container area in the closest proximity to Mersin Harbor, we offer to our customers terminal services (storage, internal unloading and loading, inspection and check weighing) domestically and abroad. This means that Kahramanlı Dry Port undertakes all services you normally receive from a harbor, including import, export and transit customs clearance services, and constitutes a reliable and express alternative for firms. Upon request by customers, we undertake carriage of containers to be unloaded from or loaded to vessels at Mersin Harbor without any additional charges whatsoever. Customs clearance processes of the relevant commodities can also be carried out in our area where officers of the Undersecretariat of Customs are located. To summarize, the service procedure practiced by Kahramanlı Dry Port is entirely the same as what happens in any harbor. Considering all of these advantages, it could be said that the biggest advantage it has is saving on time. We will continue to invest in this field in the future as well. is supposed to reach, it will assist the recovery of the sector greatly. It employs more than 10 thousand people in the city. In this sense, I think it will make huge contributions to national economy with its positive impact on regional and urban economy and by attracting foreign investors. 63