T Ü RK İY EOSB
Transkript
T Ü RK İY EOSB
O S B TÜRKİYE GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERGİSİ OSB Yönetmeliğinin Demokratik Değerlerle Eleştirisi (2) Adil Kanıöz Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Türkiye’nin parlayan yıldızları Organize Sanayi Bölgeleri Nurettin Özdebir Ankara Sanayi Odası ve OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Türk sanayisinin duayeni Vehbi Koç Avrupa Kalite Büyük Ödülü Sahibi Bilim İlaç “Termal başkent Afyon” Hüsnü Serteser Afyon Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölge Müdürü Ali Ulvi Akosmanoğlu: “Afyonkarahisar marka şehirlerden birisidir”” MART 2012 SAYI: 27 Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu İÇİNDEKİLER 20 28 47 36 50 GOSBSAD Mesajı İş Dünyası 6 28Yeni TTK büyüklere karşı OSB Yönetmeliğinin Demokratik Değerlerle Eleştirisi (2) KOBİ’leri korumuyor Adil Kanıöz Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı 30Yürürlüğe Giren Diyalog 8 Türkiye’nin parlayan yıldızları Organize Sanayi Bölgeleri Nurettin Özdebir “Yeni Çek yasası” Mükemmellik 34EFQM: KOBİ´ler için Mükemmellik Modeli Ankara Sanayi Odası ve OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı 36Avrupa Kalite Büyük Ödülü OSB Haberler Sahibi Bilim İlaç 17Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu Sanayi Tarihi 38Türk sanayisinin duayeni OSB Gündemi Vehbi Koç 20OSB'ler neler bekliyor? OSB Tanıtım Konuk Yazar 24Ciro primlerine ilişkin yeni mali 47Afyonkarahisar Organize idari görüş ve etkileri Sanayi Bölgesi Ar-Ge Ülke Araştırması 25Ar-Ge ile Başarılıyor 50Doğu Afrika’nın en büyük pazarı GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 3 GOSB DERGİDEN 4 Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yayın Organı Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı İdare Merkezi: Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği GOSB Kemal Nehrozoğlu Cad. Teknopark, High Tech Bina 1. Kat A8 Gebze 41480 Kocaeli Tel: 0 262 677 11 77 Faks: 0 262 677 11 78 [email protected] Sorumlu Yazı İşleri Müdürü: Baskı: GOSBSAD Adına İmtiyaz Sahibi: Adil Kanıöz Özgün Ofset Tic. Ltd. Şti. Tunçer Gömeçli Yeşilce Mah. Aytekin Sok. No: 21 4. Levent - İstanbul Tel: 0 212 280 00 09 GOSBSAD Genel Sekreteri Yayın Kurulu: Necmi Sadıkoğlu Ayşe Serra Sayman Ünal Öz Teknik Yönetmen: Fırtına Arısoy [email protected] Editör: Burçin Yeşiltepe Yazıların sorumluluğu yazarlarına aittir. Yayınlanan yazılardan kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz. [email protected] Reklam Koordinatörü: Bike Ayça Ekim Tel: 0262 677 11 79 [email protected] GOSBSAD Yapım: GOSB Dergi, Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği tarafından aylık yayınlanır. Mavi Tanıtım ve İletişim Rasim Paşa Mah. Ayrılıkçeşme Sok. No: 122 Kadıköy-İstanbul Tel: 0 216 418 59 31 Yerel-Türkçe-İlmi GOSB DERGİ 2012 YILI REKLAM FİYATLARI Frekans 1-3 Sayı 4 Sayı 6 Sayı 12 Sayı Arka Kapak 3.500.- TL 2.950.- TL 2.600.- TL 1.750.- TL Ön Kapak İçi 3.000.- TL 2.550.- TL 2.250.- TL 1.500.- TL Ön Kapak Karşısı 3.000.- TL 2.500.- TL 2.250.- TL 1.500.- TL Arka Kapak İçi 2.500.-TL 2.100.- TL 1.850.- TL 1.250.- TL Arka Kapak Karşısı 1.500.- TL 1.250.- TL 1.100.- TL 750.- TL İç Sayfa 1.000.- TL 850.- TL 750.- TL 500.- TL İç İki Sayfa 1.750.- TL 1.500.- TL 1.300.- TL 850.- TL 650.- TL 550.- TL 450.- TL 350.- TL İç 1/2 Sayfa MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ BU SAYIDA Tunçer Gömeçli GOSBSAD Genel Sekreteri G ebze Organize Sanayi Bölgesi bir hasretini sonlandırmak üzere... Mayıs ayı, Müteşebbis Heyet yönetiminden Genel Kurul yönetimine geçiş ayı olacak. Şu anda çalışmalar çok yoğun, gelişmelerle ilgili haberleri önümüzdeki sayıda vereceğiz. Bu sayımızın konuğu, Ankara Sanayi Odası ve OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir. Başkana, “Türkiye’nin parlayan yıldızları” olarak tanımladığı Organize Sanayi Bölgeleri ile ilgili görüş ve çözüm bekleyen ortak acil sorunlar için çözüm önerilerini sorduk. Ocak ayı sayımızda, dergimiz “Türkiye GOSB”u tüm OSB’lere ve KOBİ’lere hitap eden, yurt çapında ulaşılır bir dergi haline getirme hedefimizi vurgulamıştık. Bu duyurumuzdan sonra çıkan elinizdeki üçüncü sayımız, değişik Organize Sanayi Bölgelerinin haberleri ve değişik bölgelerde geliştirilen proje örnekleri bir hayli yoğun. Hedeflerimizden biri de, herhangi bir bölgede hayata geçirilen ve katma değer yaratan yenilikler ile başarılı projeleri tüm okuyucularımıza ulaştırmak ve “bakın onlar yapmış, siz de yapabilirsiniz” mesajını iletmek. Bu sayıda iki başarı öykümüz var. Biri “Avrupa Kalite Büyük Ödülü”nü kazanan Bilim İlaç’a, diğeri de “Rüzgar türbin kanatlarının üretiminde kullanılabilen epoksi esaslı infüzyon sistemi”ni Türkiye’de bir ilk olarak geliştiren, genellikle Ar-Ge çalışmaları ile “niş” ürünler üreten bir GOSB firması olan Duratek A.Ş.’ye ait. Hissedarlarınızın, müşterilerinizin, çalışanlarınızın, toplumun ve tüm paydaşlarınızın istek ve beklentilerini dengeli bir şekilde karşılayan, onları memnun eden sürekli gelişerek iyileşen mükemmel sonuçlar elde etmek istiyor musunuz? Cevabınız “evet”se, sayfalarımızda yer alan “EFQM: KOBİ´ler için Mükemmellik Modeli” size bu amacınıza ulaşmanın ana yollarını gösteriyor. Biz sadece dikkatinizi çekiyoruz. Bu konuda size her türlü desteği verecek kuruluş KALDER. Bu sayımızdan itibaren “Sanayi Tarihi” başlığı altında bir yeniliğimizi daha sizlere sunuyoruz. Ülke sanayimizin bugünlere gelmesinde büyük emeği geçen duayenlerin, ilginç hikâyelerini ilgi ile okuyacaksınız. Bu bölümümüzü, yaşamında birçok oluşuma öncülük etmiş bir duayen olan, herkesin adını saygı ile andığı Vehbi Koç ile başlatıyoruz. Sizin isteklerinize uygun, daha okunası bir dergi olmak için okuyucu katkınızı beklediğimizi bir kez daha hatırlatırız. Saygılarımızla... GOSBSAD MESAJI OSB Yönetmeliğinin Demokratik Değerlerle Eleştirisi (2) Adil Kanıöz 6 Gebze Organize Sanayi Bölgesi Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Devamı 7. Madde de; özetle (a) fıkrasında, müteşebbis heyetin 15 kişiden oluşacağından başlayarak, müteşebbis heyetin! oluşumu detaylandırıyor. 8. Madde ise; (b) yönetim kurulunu, müteşebbis heyetin en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere seçeceği beş asil üyeden oluşur, diyor. Ve devamında yönetim kurulunun oluşumunu detaylandırıyor. Kanunun bu maddesi, Müteşebbis heyet döneminde yönetim kurulu üye sayısını 5 kişi olarak tespit ediyor. Buraya kadar her şey normal, şantiye yıllarında, 15 kişiden oluşan müteşebbis heyet döneminde, yönetim kurulları beş kişiden oluşacak. Bunu OSB kanunumuz kesin bir şekilde belirlemiş. Pekiyi…! İşletme döneminde yüzlerce katılımcının oluşturduğu Genel Kurul döneminde, OSB yönetim kurulunu, kaç kişiden oluşturacağız. B ir önceki yazımızda, katılımcıların genel kurullarda oy kullanma kriterlerinin, OSB kanunda yanlış tarif edildiğini, demokratik değerler açısından özel veya tüzel aynı kişinin, aynı OSB’de, kaç parseli olursa olsun, tek oy kullanması gerektiğini vurgulamıştık. Genel kurullarımızda fikirlerimiz oylanıyor, bir özel veya tüzel kişinin bir konuda bir fikri olur, bir konuda iki fikri olursa Nasrettin hoca fıkrası olur demiştik. Bu konuda olumlu ve somut geri dönüşler aldık. Önemli bir OSB’mizin değerli yönetim kurulu başkanımız aradı; Birkaç katılımcının, kurulu tesisleri olmamasına ve tesis kurmaya niyetleri de olmamasına rağmen, birkaç (küçük) parselleri olması sebebiyle, 5 kişinin 12 katılımcıymış gibi genel kurul toplamaya kalktıklarını ve bu kişilerle mahkemelik olduklarını anlattı. Kötü niyetli uygulamaların somut sonuçlarını da öğrendik. Demokrasi yolculuğumuzda ‘Bir fikir bir oy’ vizyonumuz doğrulanmış oldu. Bu yazımızda ise yine demokratik değerlerimizle çelişen ve OSB’lerimizin katılımcı ve çoğulcu yönetilmelerinin önünü tıkayan, OSB kanunumuzun yanlış uygulanmasına yol açan, OSB yönetmenliğinin 37. maddesini gündeme getirmek istiyorum. Şantiye yılları yönetimi olan Müteşebbis heyet dönemini aşıp, Genel Kurul (işletme dönemi) yönetimine geçen OSB’lerimizin, yönetim kurulu üye sayısına (çoğulculuk ve katılımcılık adına) kanun, üst sınır getirmezken, OSB yönetmenliği, kanuna aykırı olarak 5 kişi olarak üst sınır koymaktadır. Bakın nasıl? 4562 sayılı OSB kanunu Madde-6 Organize Sanayi Bölgelerimizin yönetimini (organlarını) a) fıkrasında, Şantiye yılları, (1)Müteşebbis heyet ve işletme yılları (2) Genel Kurul yönetimi olarak, iki aşamalı olarak konumlandırmış. Madde -6 OSB’nin organları; Bu sorunun cevabını OSB kanunumuz, Genel kurul oluşumunu tarif ettiği Madde 25 (özetle); “Genel Kurulun teşkilini müteakip bu Kanunda aksine bir hüküm bulunmadığı takdirde, OSB’lerin organları (genel kurul, yönetim kurulu,denetim kurulu, bölge müdürü) ile ilgili olarak Türk Ticaret Kanununun Anonim şirketlerin organları ilgili hükümleri kıyasen uygulanır” diyor. Buraya kadar her şey güzel… On üç yıl önce, 2000 yılında yürürlüğe giren 4562 sayılı OSB Kanunumuz, Genel kurul aşamasındaki OSB’lerimiz Türk Ticaret Kanununa kıyasen , organlarını (genel kurul, yönetim kurulu, denetim kurulu, bölge müdürlüğü) oluşturmasını emrediyor. Diğer taraftan 4562 sayılı OSB kanunun iskeletini Türk ticaret kanunun oluşturduğunu, yeri gelmişken vurgulayalım. Kanunumuz gerçekten demokratik değerlerimize katkı yapan, bunların da ötesinde çağdaş yönetim kriterlerini referans alan bir vizyonla hazırlanmış. Ancak Yönetmeliğin 37. Maddesinde, kanuna aykırı hüküm kurularak, demokratik ve çağdaş yönetim anlayışının önü tıkanmaktadır. Yönetmenlik Madde 37; “Yönetim kurulu, müteşebbis heyetin ( 15 kişi) veya genel kurulun (100 ila 300 kişi) en az dördü kendi üyeleri arasından olmak üzere 5 asil üyeden oluşur” şeklinde yazılmış Genel kurul kelimesi yönetmeliğe, kanunda olmamasına rağmen monte edilmiştir. Görüldüğü gibi, 15 kişilik müteşebbis heyetin yönetim kurulunu 5 kişiden oluştururken, 300 katılımcı sanayicimizi de aynı torbaya koyarak 5 kişiden oluşan bir yönetim kurulu yönetsin denmiştir. Kanunda olmayan, çoğulculuk ve katılımcılık gibi, halka açık şirketlerin olmazsa olmaz değerlerini dikkate almamıştır. Hukuk acısından ise yanlışlığın en büyüğü yapılmakta, OSB kanununa aykırı hüküm kurulmaktadır. Sadece Anayasamızı demokratikleştirerek, demokratik toplum yürüyüşümüzde başarılı olamayız. Kanun ve yönetmenliklerimizi de hızlı bir şekilde gözden geçirmemiz gerekir. b) Yönetim kurulu 13 yıl önce yapılan ve gözden kaçan, daha önceki yönetimlerin yaptığı bu yanlışlığın düzeltilmesini, OSB’lerimizin önünün açılmasını, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımızın değerli üst bürokrasinin dikkatine sunuyorum. c) Denetim kurulu Ülkemizin demokrasi yürüyüşünün önünü açalım! d) Bölge müdürlüğüdür. Saygılarımla... a) Müteşebbis heyet (işletme aşamasında genel kurul) MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ DİYALOG 8 Ankara Sanayi Odası ve OSBÜK Yönetim Kurulu Başkanı Nurettin Özdebir Türkiye’nin parlayan yıldızları Organize Sanayi Bölgeleri MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ 264 OSB’nin Fiziki Aşamalarına Göre Dağılımı İşletme Aşaması 150 Adet % 57 DİYALOG Kamulaştırma Aşaması 29 Adet % 11 Yer Seçimi Aşaması 25 Adet %9 9 Altyapı Çalışmaları Aşaması 39 Adet % 15 Planlama Aşaması 21 Adet %8 264 OSB’nin Çeşitlerine Göre Dağılımı 41 Karma OSB'ler İhtisas OSB'ler Özel OSB'ler Kamulaştırma Aşaması Planlama Aşaması Altyapı Çalışmaları Aşaması İşletme Aşaması 220 2 Yer Seçimi Aşaması 1 Islah OSB'ler 2011 ve 2012 değerlendirmesi 2 011 yılı Organize Sanayi Bölgeleri (OSB) için özel bir yıl olmuştur. 2011 yılında ülkemizde kurulan ilk OSB’nin 50 nci kuruluş yıldönümünü kutladık. Organize Sanayi Bölgeleri Cumhuriyet tarihimizinin en önemli projelerinden birisidir. Ülkemizde OSB’ler planlı sanayileşmenin en önemli unsurlarından biri olmuştur. Çevreyle barışık, planlı sanayi alanları üreten OSB’ler dünyanın çeşitli ülkeleri tarafından da model olarak alınmıştır. OSB’ler ülkemizin vazgeçilmez üretim merkezleri haline gelmiş ekonominin ve toplumun bir parçası olmuştur. Bu sebeple, ülkenin genel havası OSB’leri, OSB’lerin durumu da ülkemizin ekonomik ve sosyal durumunu etkilemektedir. Türkiye ekonomisinde yaşanan olumlu gelişmenin en önemli aktörlerinden biri de OSB’lerdir.. Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşmasını sağlayacak en önemli unsurlardan biri de yine OSB’ler ve OSB yatırımcıları olacaktır. Dünyadaki ve özellikle Avrupa da ki ekonomik sıkıntı bu ülkelere ihracat yapan sanayicilerimizi biraz etkilemiş olsa da müteşebbis Türk insanı hedef değiştirerek yeni pazarlar bularak bu olumsuzluktan etkilenmeme gayreti içine girmiş ve yoluna devam etmiştir. Bedelsiz arsa teşviki ve ıslah OSB’ler konusunda yasal düzenlemeler ve OSB Uygulama Yönetmeliğinde ihtiyaç duyulan bazı teknik düzeltmeler yapılmış olsa da, OSB’lerin genel ve önemli sorunlarına çözüm bulacak iyileştirmeler ve OSB’leri yatırımcılar için cazibe merkezi haline getirecek taleplerimiz konusundaki girişimlerimiz sürmektedir. OSB’ler ülkemiz ekonomisinin vazgeçilmez temel taşlarıdır.Temel ne kadar sağlam olursa üzerine kurulacak tesisler de o kadar sağlam olur. OSB’lerin yasal ve tek sivil toplum kuruluşu olan OSBÜK kuruluşundan itibaren OSB’lerin birçok sorununun çözülmesine katkı sağladı. Ancak şu anda üzerinde durduğumuz çok önemli bir konu var. Özellikle kentsel dönüşüm projelerinin hayata geçirilmeye çalışıldıGEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 39 150 Toplam Parsel Tahsis Edilen Parsel Rezerv Parsel Adet Adet Adet 42.759 32.736 7.466 OSB Brüt Alanı 69903,18 264 ğı ve bunun için büyük kaynakların ayrıldığı bu dönemde bunu çok önemsiyoruz. Bu da; “Kapalı alanı 2.000 m2’den küçük olan ve Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından özel izin almış olanlar hariç, bütün sınai üretim tesislerinin organize sanayi bölgelerinde kurulmasının zorunlu hale getirilmesi” önerimizdir. 2012 yılında da en önemli tezimiz ve beklentimiz bu olacaktır. OSB’lerin yapmış olduğu pek çok kamu görev yetkisinin diğer kanunlarla ters düşmeden uygulayabileceği geniş kapsamlı bir yasal düzenlemeye ihtiyacımız ve beklentimiz mevcuttur. Bu sebeple, ülkenin her yerindeki OSB’ler ayırım gözetmeksizin teşvik edilmeli ve OSB’lerin kapasitesin aşan büyük ölçekli entegre yatırımlar hariç OSB dışındaki yatırımlar teşvik kapsamına alınmamalıdır. OSB’lerin çözüm bekleyen ortak acil sorunları nelerdir? Sizin bunlara çözüm önerileriniz ve beklentileriniz nedir? 4562 sayılı OSB Kanunun 12.04.2000 tarihinde yasalaşmış ve üzerinden 11 yıl geçmiştir. Geçen süre içerisinde 11 ayrı yasa ile küçük ilaveler veya değişiklikler yapılmışsa da söz konusu kanunun kapsamlı bir şekilde yeniden hazırlanması gerektiğini düşünüyoruz. Bu sayede ülkemiz ekonomisinin en önemli kalkınma araçlarından olan OSB’lerin anayasal bir kuruluş haline getirilerek kamu hizmeti yapan “Özel Hu- "Ülkenin her yerindeki OSB’ler ayırım gözetmeksizin teşvik edilmeli ve OSB’lerin kapasitesin aşan büyük ölçekli entegre yatırımlar hariç OSB dışındaki yatırımlar teşvik kapsamına alınmamalıdır." MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Parsel Doluluk Oranları 21 İşletme 29 Altyapı İnşaat Planlama 25 Kamulaştırma DİYALOG 10 Yer Seçimi 264 OSB’nin Rakamlarla Durumu 76,52 OSB'lerdeki Fabrika Sayısı Faaliyette İnşaa Halinde Kapalı 50.907 3.689 1.790 56.386 kuk Tüzel Kişiliği” olması sebebiyle meydana gelen sorunların giderilmesi, devlet idari yapısında hak ettiği yeri alması ve çok sayıdaki yasada OSB’den bahsedilmemesi sebebiyle yoğun olarak yaşanan bürokratik engellerin kaldırılması gereklidir. OSB’ler Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının yer seçimi ve izni ile sanayicilerin bir araya gelerek Devlete yük olmadan sanayicinin öz varlığı ile her türlü altyapı ve sosyal tesislerinin donatılmış, ilgili mevzuat ve devletin denetimi altında faaliyet gösteren kanun ile kurulmuş özel üretim alanlarıdır. OSB’lerde kayıt dışı ekonomi ve istihdam sıfır noktasındadır. İş ve çevre mevzuatına uygun çalışma azami derecede yüksektir. İlgili mevzuat gereği titizlikle seçilen yer tespiti dolayısıyla OSB’ler tarıma elverişli alanların korunmasında da büyük öneme sahiptir. Buna karşılık, özelikle Belde ve İlçe Belediyelerinin planladıkları sanayi lekelerinde veya çeşitli yollarla tarım alanlarının ortasına, dere ve yol kenarlarına yapılan sanayi tesisleri altyapı, sosyal tesis, çevre tedbirleri ve yakından takip edilememe gibi sorunlara sebep olmaktadır. Bu sebeple; kapalı alanı 2.000 m2’den küçük olanlar ile Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığından özel izin alanlar hariç, bütün sınai üretim tesislerinin organize sanayi bölgelerinde kurulmasının zorunlu ve/veya cazip hale getirilmesi ülkemizin kalkınması ve insanımızın mutluluğu için gerekli ve önemli görülmektedir. OSB’lerin sayısı 264’ü, büyüklüğü 70.000 hektarı bulmuştur. OSB’lerin kısa sürede dolması ve sanayi tesislerinin OSB’lerde kümelenmesi amacıyla, her türlü yatırım teşviklerinin yalnızca OSB’lerde kurulan tesislere verilmesi veya teşvik enstrümanlarının OSB’lerdeki yatırımcılar için yüzde 50 avantajlı uygulanması OSB’leri daha cazip hale getirecek, böylece öncelikle kurulmuş OSB’ler kısa sürede dolacak ve yeni yeni OSB’ler kurularak planlı sanayi yapılanması ülkemizin dört bir yanına yayılacaktır. Ülkemiz sanayi sektöründe kullanılan elektrik ve doğal gazın tüketiminin %50’ si OSB’lerde faaliyet gösteren sanayiciler tarafından tüketilmektedir. OSB’lerin cazibe merkezi haline gelmesi ve sanayicilerimizin en önemli maliyet unsuru olan enerji fiyatlarını makul seviyelere indirebilmek amacı ile OSB yatırımcılarının kullandığı doğal gaz fiyatı içerisindeki özel tüketim vergisinin, Elektrik fiyatı içerisindeki yüzde 1 "OSB’lerde kayıt dışı ekonomi ve DİYALOG istihdam sıfır noktasındadır. İş ve çevre mevzuatına uygun çalışma azami derecede yüksektir. İlgili mevzuat gereği titizlikle seçilen yer tespiti dolayısıyla OSB’ler tarıma elverişli alanların 11 korunmasında da büyük öneme sahiptir." enerji fonunun, yüzde 1 belediye payının, yüzde 2 TRT payının, kaldırılması veya OSB Katılımcılarına iade edilmesi. OSB’lerin yabancı sermaye için cazibeleri nelerdir ve nasıl arttırılabilir? Yerli veya yabancı fark etmez şu anda bir yatırımcının OSB’yi tercih etmesi için somut ve cazip bir teşvik enstrümanı yoktur. Nisan 2011 de yapılan yasal bir düzenleme ile kısmen veya tamamen bedelsiz arsa teşviki çıktı ise de genellikle arsanın ucuz olduğu kırsal bölgelerde uygulanan bu teşvikin toplam yatırım ve işletme giderleri payı içerisindeki oranı çok düşüktür. Uluslararası sermeye bu teşviki dünyanın diğer ülkeleri ile karşılaştıracağından daha somut ve cazip teşvikler sunmalıyız. Ülkemizde yıllar önce uygulanan ve daha sonra kaldırılan yatırım indirimi cazip bir teşvik unsuru olabilir. Her zaman söylediğimiz gibi OSB’ler dışındaki yatırımlar teşvik kapsamına girmemelidir. Coğrafi Bölgelere Göre OSB’lerin Dağılımı Marmara Bölgesi 63 OSB İç Anadolu Bölgesi 46 OSB Karadeniz Bölgesi 43 OSB Akdeniz Bölgesi 22 OSB Doğu Anadolu Bölgesi 21 OSB Ege Bölgesi 49 OSB Güney Doğu Anadolu Bölgesi 22 OSB OSB’lerin enerji piyasasında aktör olmaları açısından mevcut durum nedir ve neler talep edilmektedir? 2001 yılında henüz OSBÜK gibi bir oluşum yok, her OSB kendi yağı ile kavrulmaya çalışırken Ülkemizde enerji piyasasının özelleştirilmesi çalışmaları gündeme getiriliyor ve bu amaçla yapılan yasal düzenlemeler sırasında maalesef OSB’ler yok sayılıyor. Bu konuda ileriyi gören birkaç OSB’nin sesi çıktı ise de maalesef bu sese kulak asılmıyor. Hatta bu seslere “Aman OSB’ler uyanmasın, uyanırlarda özelleştirme kapsamı dışında kalırlarsa ihalelere kimse girmez” düşüncesiyle OSB’ler peşkeş çekiliyor. OSB’lerin kapsam içinde olup olmadıkları belli olmayan şartnamelerle ihale yapılıyor ve daha OSB’ler de kapsam dahilinde şeklinde yorum yapılarak ihale fiyatlarının yüksek değerlere çıkması sağlanıyor. 2002 yılında OSBÜK’ün kuruluşu ile güç birliği yapan OSB’ler gerekli girişimlerde bulunuyor ve 2005 yılında 428 sayılı Elektrik Piyasası Kanununa bir madde eklenerek OSB’ler elektrik piyasasında aktör oluyor. Piyasaya sonradan girdiğinden bir türlü kabul görmeyen OSB’ler yasal düzenlemeye rağmen çok zorluklar yaşıyor ve çeşitli yorumlarla adeta piyasa dışına itilmeye çalışılıyor. Arzumuz aynı düzenlemenin doğal gaz piyasasında da yasal düzenleme yapılmasıdır. Bunun için de çalışmalarımız devam etmektedir. Bu gün itibariyle sanayide kullanılan elektrik ve doğal gazın yarısını tüketen OSB’lerin kendi doğal gazını kendisinin ithal ederek üreticiye daha cazip fiyatlarla doğal gaz ve elektrik sunması temel ve vazgeçilmez hedefimizdir. n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 Malatya İkinci OSB'nin çevre dostu projesi OSB HABERLER 14 Malatya 2. OSB'nde yapımına başlanan Evsel ve Endüstriyel Atık Su Tesisi hizmete girdi. İ kinci Organize Sanayi Bölgesi'nde yaptırılan Arıtma Tesisi, 1 yıllık bir sürede bitirilerek işletmeye alındı. Arıtma Tesisi'nin faaliyete geçmesi nedeniyle yapılan incelemeye Vali Ulvi Saran Mustafa Şahin, Belediye Başkanı Ahmet Çakır, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri İrfan Kaya, TSO Başkanı Hasan Hüseyin Erkoç, MESOB Başkanı Şevket Keskin, İl Genel Meclisi Başkanı Naci Şavata ile birlikte kalabalık bir topluluk katıldı. Arıtma Tesisi ile ilgili olarak idare bina da katılımcılara brifing veren Özben Firması'nda görevli Çevre Mühendisi Mustafa Türk, tesisin dünyada ve Türkiye'de kullanılan son teknoloji ve ekipmanlara sahip olduğunu belirterek, bu özelliği ile sayılı tesislerden birisi olduğunu ifade etti. Türk, 24 ayda bitirilmesi gereken tesisin 1 yıl içerisinde tamamlandığını belirterek, tesisin fiziksel, kimyasal ve biyolojik arıtma yapacağını söyledi. Fabrikalardan gelen kirli suyun tesiste yüzde 95 oranında temizlenerek çıktığını anlatan Türk, bu suyun tarımda kullanılamayacağını, ancak buna kararın Çevre Bakanlığı'nın verebileceğini söyledi. Vali Ulvi Saran inceleme sonrasın da yaptığı açıklama da, tesisin 24 bin metreküp / gün kapasitesine sahip olduğunu belirterek, Türkiye'nin en son teknolojisini kullanan bir tesis olduğunu kaydetti. Vali Saran, "Şimdiye kadar Organize Sanayi Bölgesi'nden çıkan suyun yüzde 100 kirli olduğunu biliyorduk. Yüzde 100 kirli su çıkıyordu. Şuanda yüzde 95 oranında temiz su çıkıyor. Yüzde 100 kirli olan suyun yüzde 95'i temiz olarak çıkıyor. Bu hem en ileri teknolojinin kullanıldığı ve hem de 1. ve 2. Organize Sanayi Bölgesi'nin entegre olarak bir birine bağlı olduğu bir yapı. Şuan da Türkiye'de bundan daha ileri bir teknolojiye Dr. Ulvi Saran Malatya Valisi sahip olan model tesis yoktur. Bu yönüyle yıllardan beri tartışa gelen kirlilik iddiaları ve serzenişlerin ortadan kaldırıldığını gösteriyor. Bu su tarım da kullanılabilir mi? Su tarımda kullanılabilir. Çünkü daha önce yüzde 100 kirli olduğun da bile tarımda kullanılıyordu, ne kadar engel olsak bile. 1. Organize Sanayi Bölgesi Arıtma Tesisi ile 2. Organize Sanayi Bölgesi’ndeki arıtma tesisi bir biriyle bağlantılı çalışacak. Elektrik israfı da ise, bu tesis diğer tesislere göre 10 kat daha tasarruflu" dedi. n ESO’dan yeni bir proje başarısı daha Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı BEBKA tarafından geçtiğimiz yıl açılan “2011 Yılı Mali Destek” programından Eskişehir Sanayi Odası (ESO) projesi ile destek almaya hak kazandı. Toplam 368 proje başvurusu içerisinden destek almaya hak kazanan proje, yeni yatırımların kente gelmesi konusunda da cazibe unsuru olacak. ESO üyesi 10 firmada destek aldı BEBKA tarafından açılan 2011 yılı Mali Destek Programları kapsamında destek almaya hak kazanan projelerden 25 tanesi Eskişehir’den oldu. Bunun yanında ESO üyesi 10 firmada destek almaya hak kazanan kar amacı güden kuruluşlar arasına girmeyi başardı. E skişehir sanayi için önemli bir merkez olacak olan “Kaynak Teknolojileri Araştırma ve Uygulama Merkezi” proje sayesinde yapılacak. Yaklaşık 1 milyon liralık yatırım tutarına sahip olan ESO projesiyle, bölgede faaliyet gösteren KOBİ’lerin kaynak teknolojileri alanındaki ihtiyaçlarının karşılayacak ve Organize Sanayi Bölgesi içerisinde uluslararası DVS yani Alman Kaynak Cemiyeti standartlarına uygun bir merkez kurulacak. Merkezde eğitim alanlar uluslararası tanınırlığı olan sertifikaya da sahip olacak. Kurulacak olan merkez ile Eskişehir sanayinin yaklaşık yüzde 50’sini temsil eden makine imalat ve metal eşya Savaş M. Özaydemir Eskişehir Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı sektörleri için tasarımda ve üründe yenilikçilik, üretimde verimlilik ve insan kaynağında kalifiye gibi unsurların geliştirilmesi ve bu yolla il sanayinin rekabet gücünün artırılması hedeflenmekte. MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Üç ili kapsayan destek programında; kar amacı güden kuruluşlara yönelik Çevre ve Enerji Mali Destek Programı kapsamında 12 proje, kar amacı gütmeyen kuruluşlara yönelik Çevre ve Enerji Mali Destek Programı kapsamında 17 proje, Ar-Ge ve Yenilikçilik Mali Destek Programı kapsamında 29 proje ve Sosyal Kalkınma Mali Destek Programı kapsamında 18 proje olmak üzere toplam 76 proje destek almaya hak kazandı. n TEKNE 6600A (1000*1200*760h mm) KAMASAN KALIP MAKİNE SANAYİ VE TİCARET ANONİM ŞİRKETİ 0 212 548 34 18 (3 Hat) [email protected] - www.kamasan.com OSB HABERLER Kayseri OSB'de Elektrik Tüketimi Arttı Yozgat Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi Öğrencileri Meslek Sahibi Yapıyor Yozgat Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencileri bir taraftan eğitim öğretimlerini sürdürürken diğer taraftan da meslek ediniyor. 16 Y Ahmet Hasyüncü Kayseri Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı K ayseri Organize Sanayi Bölgesi’nde (OSB), üretim yapan firmaların aylık elektrik tüketimleri arttı. Geçen yılın 12 aylık dönemine göre yapılan hesaplamada, firmalar aylık ortalama 69 milyon kilovat saat elektrik harcadı. Yıllık tüketilen elektrik miktarının ise 830 milyon kilovat saati geçtiği belirtildi. Elektrik abonesinin bin 20 olduğu bölgede doğalgaz abonesinin 608, su abonesinin de 990’a ulaştığı bildirildi.n Deprem Bölgesine Yatırımdan Vazgeçmediler Deprem öncesinde Van’ın Organize Sanayi Bölgesi (OSB) yönetiminden yer tahsisinde bulunan 148 yatırımcı, deprem sebebiyle sanayi yatırımlarından vazgeçmedi. V an Valisi Münir Karaloğlu başkanlığında toplanan OSB Müteşebbis Heyeti, 148 yatırımcı içinden 45'ine arsa tahsisinde bulunacak. Vali Karaloğlu, OSB'de 44 hektarlık alanda oluşturulan 51 parselin dağıtımını yapmak üzereyken meydana gelen deprem sebebiyle bu dağıtımın yapılamadığını bildirdi. OSB'deki 44 hektarlık alandaki 51 parselde 6 parseli daha önce acil olarak yatırımcılara tahsis edildiğini ifade etti. n ozgat OSB'de 2009-2010 eğitim öğretim yılında hizmete açılan Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi, sanayi bölgelerinde çalışabilecek teknik elaman yetiştiriyor. Yozgat Milli Eğitim Müdürü Saim Kuş, 2009 yılında Osb'de hizmete açılan Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde bir kısmı yatılı olmak üzere 250 öğrencinin eğitim gördüğünü belirterek, "Bu okulun Osb'de açılmasının mantığı, öğrencilerin sanayi ile içi içe olması uygulama alanının bulunmasıdır. Aynı zamanda buradan mezun olan çocukların en azından istihdam edilecekleri alanları tanımış olmalıdır." dedi. Atatürk Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi'nde plastik, giyim, tesisat ve iklimlendirme olmak üzere üç bölüm bulunduğunu ifade eden Milli Eğitim Müdürü Kuş, "Bu üç bölümümüz son yıllarda gelişen alanlardaki istihdam açığını kapatmaya yönelik öğrenci yetiştiriyor. Bu sebeple, buradan mezun olan çocuklarımızın, iş bulma konusunda sıkıntı yaşamayacaklarını düşünüyoruz. Özellikle plastik ve iklimlendirme bölümü diye adlandırdığımız doğalgaz ve sıhhi tesisat döşeme bölümlerinden mezun olan öğrencilerimiz istihdam konusunda bir sıkıntı yaşanmayacaklardır. Çünkü bu alanlar çağın meslek alanlarıdır ve sürekli gelişen bir meslek dalı." diye konuştu. n Yeni Teşvik Uygulamasıyla İlgili Sektörel Talepler Giresun Ticaret ve Sanayi Odası (GTSO) Yönetim Kurulu Başkanı Hasan Çakırmelikoğlu, yeni teşvik uygulamasıyla ilgili sektörel talepleri belirleyerek, bir rapor hazırladıklarını söyledi. Ç akırmelikoğlu yaptığı açıklamada, raporda yer alan sektörel talepler hakkında bilgiler verdi. Giresun'da faaliyet gösteren sanayiciler ile sektörel taleplerle ilgili görüşmeler yaptıklarını aktaran Çakırmelikoğlu, görüşmeler doğrultusunda belirlenen talepleri içeren rapor hazırladıklarını belirtti."Mevcut teşvik kapsamında, bölge bazında desteklenecek sektörler TR90 kriterinde İndirimli Kurumlar Vergisi uygulamasının yeni yatırımlar ya da ek yatırımların dışında elde edilen gelirleri kapsamaması mevcut teşvik uygulamasının amacını zedelemiştir." diyen Çakırmelikoğlu, MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ "Bölgemiz KOBİ yoğunluklu sanayi altyapısı olduğu unutulmamalıdır."Özellikle kalkınmada öncelik bu yörelerde yeni yatırım ile aktif yatırımcılar arasında ayrım yaşanması, mevcut yatırımların aynı şartlarda teşvik kapsamına alınmaması,mevcut yatırımcıları hayal kırıklığına uğratmıştır. Bu uygulama aynı piyasa koşullarında rekabet eden işletmeler arasında adaletsizliğe neden olmuştur. Bölgemize tahsis edilecek indirimli kurumlar vergisi yeni eski ayrımı yapmaksızın bölgemizde tüm yatırımları kapsayacak şekilde uygulanmalıdır. Bir çok yatırımın teşvikten faydalanabilmesi için belirlenen asgari yatırım tutarlarının bölge şartlarına uygun revize edilmesi şarttır. Ülkemizin sanayi bölgelerinde uygulanabilecek yüksek kriterlerin bölgemizin imkanlarına ve altyapısına uygun olmadığı bilinmelidir." dedi.n OSB HABERLER Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Prof. Dr. Davut Kavranoğlu Yalova Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Davut Kavranoğlu, ilk Bakan Yardımcısı oldu. Kavranoğlu, Bilim ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün yardımcılığına 1 Ağustos 2011'de atanmıştı. 17 P rof. Dr. Davut Kavranoğlu, 1962 yılında Rize Gündoğdu'da doğdu. Orta okul ve liseyi İstanbul Suadiye Lisesi'nde okudu. 1984 yılı yaz döneminde İstanbul Teknik Üniversitesi, Elektronik ve Haberleşme Mühendisliğinden fakülte ikincisi olarak mezun oldu. California Institute of Technology'de (Caltech, Pasadena, CA) 1986 yılında master ve 1989 yılında doktorasını elektronik mühendisliği alanında tamamladı. Doktoradan sonra Suudi Arabistan'da bulunan King Fahd University of Petroleum and Minerals'da 1989 yılında yardımcı doçent, 1993 yılında doçent oldu. Osmaniye'de 20 İşletmeye Enerji Desteği Osmaniye Vali Yardımcısı Hüseyin Nail Anlar, ildeki 20 işletmeye 1 milyon 231 bin 944 TL enerji desteği verileceğini bildirdi. H üseyin Nail Anlar, Osmaniye Valililiği Toplantı Salonunda yapılan Enerji Desteği Komisyonu toplantısında işletmelere enerji desteği kararı çıktığını belirtti. Toplantıya Bilim, Sanayi ve Teknoloji İl Müdürü Mustafa Taşdemir, Vergi Dairesi Müdürü Mehmet Pehlivan, SGK İl Müdürü Mehmet Korkmaz, Toroslar EDAŞ İl Müdürü M. Tayyar Irmak, Osmaniye Osb Müdürü Turgut Çalışkan, Kadirli OSB Müdürü Ali Karadana ve Raportör Yılmaz Aksoy katıldı. Komisyon başkanı Vali Yardımcısı Dr. Mehmet Hüseyin Nail Anlar, toplantıda Osmaniye sınırları içinde faaliyet gösteren 20 işletmeye toplam 1 milyon 231 bin 944 TL enerji desteği verilmesi kararı alındığını bildirdi.n 2006-2007 yılları arasında İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde doçent olarak kısmi statüde görev yaptı. Ağustos 2009'dan itibaren Yalova Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümüne Profesör olarak atandı. Profesör Kavranoğlu'nun yayınlanmış çok sayıda makale ve diğer yayınları bulunuyor. Kavranoğlu, 1997-2009 yılları arasında Mobil, Uydu Haberleşmesi, GPS teknolojileri ve Internet uygulamaları konusunda teknoloji geliştiren, üreten şirketler kurdu ve yönetti. Davut Kavranoğlu, evli ve 7 çocuk babası. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün, bakan yardımcısı olarak Davut Kavranoğlu'nun atama kararnamesini imzalanmak üzere, 3 Ağustos 2011 tarihinde Başbakanlığa gönderdi. 61. Hükümetin, ilk bakan yardımcısı olarak duyuruldu.. n Burdur OSB'de elektrikte yüzde 17 indirim Burdur Organize Sanayi Bölgesi (OSB) Yönetim Kurulu Başkanı Feyzi Oktay, üyelerine yüzde 17 elektrik indirimi yapılacağını bildirdi. İ ndirimli tarifeden kullanımın, 1 Mart itibari ile geçerli olacağını söyleyen Başkan Fevzi Oktay, “OSB, toplam fatura bedelini aylık ortalama 80 bin TL daha az ödeme yapacak. Sağlanan bu indirim, firmaların faturalarına yansıyacak.” dedi. arayışı içinde olduk. Rekabet ve maliyet konusundaki çabalarımız devam edecektir.” Maliyetin sanayici için önemini vurgulayan Birinci OSB Başkanı Feyzi Oktay, konuya ilişkin şunları söyledi: “Günümüzde iç ve dış ticarette rekabet, yatırımcının en büyük handikapıdır. Rekabet şansını artıran kalitenin yanında maliyet, en önemli konudur. Elektrik gideri ise firmaların en büyük gider kalemlerinden biridir. Bu nedenle OSB’de göreve geldiğinden bu yana, diğer konuların yanında ‘enerji maliyetleri’ konusunda hep iyileştirme TEDAŞ Genel Müdürlüğü'nün kararı ile Burdur Trafo Merkezi ve OSB arasındaki enerji nakil hatlarının mülkiyetinin OSB’ye alındığını vurgulayan Oktay, “TEİAŞ Genel Müdürlüğü ile Bağlantı ve Sistem Kullanım Anlaşması yapılmıştır. Mart’ın başından itibaren OSB’nin elektrik ihtiyacı yeni üzerinden karşılanmaya başlamıştır.” ifadelerini kullandı. Yeni tarifeye sevinen iş adamları ise Burdur’da yeni işletmelerin önünün açıldığını belirtti. n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 Düzce OSB Yönetim Kurulu Başkanı Selim Yirmibeşoğlu: OSB GÜNDEMİ "OSB’lerde yatırım yapmaya özendirecek düzenlemeler yapılmalı" 20 T ürkiye genelinde 253 adet OSB kurulmuş olduğunu biliyoruz. Bunların 147 tanesinin altyapısı tamamlanmış fakat bir çoğu yatırımcı beklemektedir. OSB’lerin yüzde 100 doluluk oranını yakalamak üzere yatırımcıyı OSB’lerde yatırım yapmaya özendirecek birtakım ayrıcalıklar verilmesi gerekmektedir. Yeni açıklanacak teşvik sisteminde bu yönde çalışmalar olduğunu basın aracılığıyla öğrenmekteyiz ve çok doğru bir yaklaşım olduğunu ifade etmek isterim. OSB’lerde boş yer olduğu sürece OSB dışında sanayi alanları oluşturulması ve yatırıma izin verilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. OSB kanunu ve diğer mevzuatları OSB’lere muafiyetler ve birçok yetki vermektedir. Fakat bazı kurumlar tarafından farklı yaklaşımlar olduğu muafiyet ve yetkilerin kullanılmasında problemler yaşandığını da görüyoruz. OSB yetki ve muafiyetlerinin her kesim tarafından kabul edilebilir duruma getiren yasal düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. OSB’ler enerji tesisleri ve enerji nakil hattı yatırımlarını kendi imkanları ile yaparak dağıtımını gerçekleştirdikleri halde Belediye tüketim vergisi ödemektedirler bu uygulamanın da artık yeni bir düzenleme ile kaldırılması gerekmektedir. Küçük ve orta ölçekli OSB’lerin temel sorunlarından biri de Ocak 2011 de yapılan tarife değişikliği ile 1. sıra tarife dışındaki kullanıcıların KK (kayıp katsayısı) ödemek zorunda kalmasıdır. Dağıtıma gömülü ve müstakil hatta sahip olmayan OSB’lerin 1.sıra tarifeye geçmek için büyük yatırımlar yapması gerekmektedir. 1. sıra tarife tanımında OSB’lerin yer almasının sağlanması bu sorunun çözümü olacaktır. n Düzce 2. OSB’de nöbet değişimi Düzce 2. Organize Sanayi Bölgesi'nin yönetimi iş adamlarına devir edildi Kurulduğu günden bugüne kadar içerisinde Düzce Valisi, Düzce Belediye Başkanı, Beyköy Belediye Başkanı başta olmak üzere İl Özel İdaresi, TSO ve OSB Müdürlüğü gibi kurumların temsilcilerinin bulunduğu Düzce 2. OSB yönetimi iş adamlarına devir edildi. Yapılan ilk genel kurulda yeni yönetim oluşturuldu. Düzce Valisi Vasip Şahin, 2. OSB'nin kurulmasından itibaren çok çalıştıklarını ifade ederek “Biz elimizden geleni yaptık. Bundan MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ sonra emek harcayan ve OSB'nin içinde olan iş adamlarımız kendi sorunları ile yakından ilgilenecekler ve daha iyi bir yönetim sergileyeceklerdir. Biz kendilerine destek olmaya devam edeceğiz. Göreve gelecek arkadaşlarımıza şimdinden başarılar diliyorum” dedi. Konuşmanın ardından tek liste ile yapılan seçimlerde Kasım Aktaş, Şahin Beköz, Özhan Olcay, Çetin Çakmakçı, Serdar Çatalay asil üye, İlhan Başaydın, İsmail Hakkı Güler, Cahit Caycaktı, Birsen Aktaş, Levent Yüksek Sezik ise yedek üyeler arasında yer aldı. Bu isimler daha sonra yapılacak bir toplantı ile görev dağılımını yapacaklar. n P OSB Yönetim Kurulu Başkanı Muzaffer Sevinçel, çağrı, istek ve önerilerini şöyle sıraladı. POSB Anadolu’nun bu kıraç bozkırında her gün daha çok üreten bir sanayi şehri olarak yükselecektir. Bu vesile ile üretimleri için uygun tesis alanı arayan tüm girişimcilerimizi Polatlı’ya davet ediyor. OSB'lere KDV muafiyeti sağlansın • Bölgemizin bütün OSB’leri ilgilendiren genel sorunları dışında fazla bir sorunu olduğu söylenemez. Organize sanayi bölgeleri içinde yatırım yapmanın mutlaka özendirilmesi gerekiyor. Bölgenin kuruluşunda ve işletme döneminde, bakım ve onarım hizmetleri başta olmak üzere altyapı iyileştirmelerinde mal ve hizmet alım harcamalarında Katma Değer Vergisi muafiyeti sağlanmalıdır. Aynı şekilde sanayicilerin ilk tesis kurma aşamasında yapacakları proje, inşaat ve benzeri mal ve mal ve hizmet alımlarında KDV muafiyeti ya da indirimleri sağlanmalıdır. Bölgelerde boş parseller varken OSB dışı alanlara sanayi tesisi kurmanın önüne geçilmelidir. • Bölgelerde kullanılan enerjinin mutlak surette ucuzlatılması enerji maliyetlerine bindirilen TRT payı ÖTV, belediye payı vb. bütün yüklerden arındırılmalı, sanayicinin daha ucuz maliyetlerde üretim yapabilmesi sağlanmalıdır. • 4562 Sayılı Kanun ile OSB’lere verilen onaylı sınırları içinde altyapı tesis ve işletim yetkisi ilgili diğer kurum ve kuruluşlarca budanmamalıdır. Örneğin aynen elektrik dağıtımında olduğu gibi doğalgazda da OSB’lerce tesis edilmiş iletim hatları ve RSM-A istasyonları OSB’lere devredilmeli ve yerel yerel dağıtım şirketlerinin bölge üzerinden yükleri kaldırılmalıdır. Her hangi bir şekilde dağıtım şirketlerinin varlığı kaldırılamıyorsa doğalgaz taşıma bedellerinin yüzde 50’sinin tesisleri kuran ve bölge içi işletmesini gerçekleştiren OSB’lere bırakılması sağlanmalıdır. • Organize sanayi bölgeleri gibi özel hükümlerle düzenlenmiş ve özel mevzuatları olan yerlerde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın planlama ve ruhsatlandırma yapması yasalar arasında yetki çatışmalarını getirecektir. Umuyoruz ki uygulamada OSB yasasının ve ilgili mevzuatın bölgeler için yaptığı düzenlemelere aykırılıklar oluşmaz.n Edirne OSB Bölge Müdürü Fuat Yapalak: "Bürokrasi en büyük engellerden biri" E dirne Organize Sanayi Bölgesinde 1. kısım imar planına göre 107 hektarlık bir alanda 41 fabrika üretime geçecektir. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı tarafından onaylanmış 153 hektarlık büyüme alanı 2013 yılında imara açılacaktır. 120 fabrika daha ilave edilerek toplam 161 sanayi parseline ulaşılacaktır. Halen 14 fabrika inşaat halinde olup 6 fabrikamız üretime başlamış bulunmaktadır. Bölge ilk etapta 3500 kişiye direkt olarak iş ve istihdam sağlayacak olup 2. kısım büyüme alanı ile birlikte direkt 10 bin kişiye iş ve istihdam sağlayacaktır. Sanayicileri bölgemize teşvik etmenin ilk adımı alt yapısı tamamlanmış ve avantaj imkanları olan bir OSB olmaktır. Buradaki firma sayısının artması bölgede yaşayan insanlar için iş imkanları doğuracak, bölgenin kalkınmasını sağlayacak ve ülke ekonomisine de büyük katkı sağlayacaktır. Organize Sanayi Bölgelerindeki sorunları 3 grupta toplamak mümkündür; Alt yapı; Doğalgaz, elektrik, su, pis su, yol, telefon gibi olmazsa olmazların tamamlanmasıyla oluşur. Bölgemize doğal gazın gelmesiyle bu eksiklik giderilecek ve tercih edilebilir bir OSB olacaktır. Üst yapı; Su deposu, elektrik trafoları, fotoselli aydınlatma sistemi, yönetim binası, sosyal donatı alanları (banka, cami, çıraklık eğitim okulu….) ve arıtma tesisinden oluşur. Bölgemizde arıtma tesisi maliyeti yüksek oluşu nedeniyle henüz kurulamamamıştır. Firmalar kendi bünyelerinde ön arıtma tesisi kurmaktadırlar. Sosyal donatı alanları da henüz mevcut değildir. Bürokratik sorunlar; Bürokratik sorunlar; genelde tüm OSB’lerde mevcut olan sorunlardır. Teknik personel kadrosunun yetersizliği, firmaların bürokrasiye karşı olan isteksizlikleri, yan sanayinin bölgede bulunmayışı, OSB’ye gelen-giden yolların tır intikaline müsait olmayışı, OG/ENH’nın ham araziden (16 km) gelmiş olması ,tamir ve bakım zorluğu arzetmektedir.n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 OSB GÜNDEMİ OSB’lere yatırımı özendirecek teşvik ve düzenlemeler yapılmalı 21 OSB GÜNDEMİ 22 Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi MTOSB Kalite Politikası: Ulusal, kültürel ve ekonomik stratejiler doğrultusunda, sanayicilerimizin memnuniyetini ön planda tutmak, çalışanların tümünün bilinçli katılımı ve verilere dayalı yönetim ile sürekli gelişimini sağlamaktır. Toplumsal sorumluluk içerisinde her zaman, doğru işleri en uygun maliyet ve çevreye saygı anlayışı ile yapmaktayız. Çalışmalarımızı durağan çalışma anlayışı yerine yüzyılımızın sürat ve hareket kavramı ile yapmaktayız. MTOSB Çevre Politikası: Faaliyetlerimiz kapsamında; atık yönetiminde geri dönüşüm, doğal kaynakların optimum kullanımı, tehlikeli atık ve diğer atıkların bertarafı; hava, su, toprak kalitesinin korunması ile ilgili yönetim sistemini mevzuatlar çerçevesinde uygulamaktayız. Çevre kirlenmesiyle ilgili gerekli tedbirlerin alınması; çevre yönetim sistemini sürekli iyileştirerek doğal hayatın dengesini korumayı amaç edindik. Fiziki Mekan: Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi 380 hektarlık alan üzerinde faaliyet göstermektedir. Bölgedeki istihdam 7000’dir. Bölge tam kapasite çalıştığında istihdamın 10000 olacağı tahmin edilmektedir. 157 sanayi parseli üzerinde bulunan işletmelerimizden 108’i üretimde olup, 16 tanesi inşaat, 3 firma ise proje aşamasındadır. Bölgede ağırlıklı sektör olarak demir çelik, gıda, plastik, kimya, makina ve cam sanayi bulunmaktadır. Hizmetler ve Faaliyetler: OSB uygulama yönetmeliğinde yapılan değişiklikle MTOSB Müdürlüğünce yapı ruhsatı ve yapı kullanma izni ve gayri sıhhi işyeri açma ve çalışma ruhsatı (GSM) belgeleri verilmektedir. Bölgede yatırım yapan girişimcilere ve hizmet talep eden kurum ve kuruluşlara daha iyi hizmet sunabilmek, hizmet verimliliğini ve sürati arttırmak amacıyla Mart 2007’de TSE’den ISO 9001-2008 kalite belgesi alınmıştır. Ülkemizin en yeşil, en doğaya saygılı, en çevreci OSB’si olmak hedefiyle hareket ederek, yine TSE’den ISO 14001: 2004 Çevre Yönetim Sistemi Belgesini alarak MTOSB çevre duyarlılığını da belgelemiş oldu. Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi ve Mersin Üniversitesi işbirliği ile MTOSB içerisinde Mersin Üniversitesine bağlı Meslek Yüksekokulu, gıda teknolojileri alanında eğitim vermeye devam etmektedir. Türkiye’de ilk kez bir OSB içerisinde üniversiteye bağlı bir meslek yüksekokulu eğitim vermeye başlamıştır. Program 2009 yılında ilk mezunlarını vermiştir. Yine Türkiye'de bir ilk olma niteliği taşıyan ve bu yıl içerisinde eğitim-öğretim yılına merhaba diyen Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi ile de farkını bir kez daha ispatlamıştır. Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi öğrencilerin eğitimi teorik olarak okulda alıp uygulamayı MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ üretim yapan sanayicilerimizin üretim yaptığı fabrika ve işyerlerinde sunan tek örnek. OSB’lerdeki diğer endüstri ve meslek liseleri kendi atölyeleriyle üretim yaparak eğitimlerini sürdürüyorlar. İtfaiye teşkilatı: MTOSB İtfaiye Teşkilatı, 15 Ekim 2009 tarihinden itibaren kuruluş çalışmalarını tamamlamış olup, 10 itfaiye eri ve bir itfaiye amiri ile her türlü cihaz ve donanıma sahip olarak 24 saat görev esasına dayalı faaliyetine başlamış bulunmaktadır. İtfaiye teşkilatımıza tam teşekküllü bir itfaiye aracı ve bir adet su arozözü ile hizmet vermektedir. Bu kapsamda, bölgemizde faaliyet gösteren firmalara yangın eğitim ve seminerleri verilmektedir. Onaylı sınırlarımız içerisinde faaliyet gösteren firmalarımızda yangın ve patlamalara karşı tedbirlerin alınmasını sağlamak, gerekli denetimleri yapmak üzere, mevzuata uygun olarak itfaiye ile ilgili her türlü belgelendirme uygulamaları yürütülmektedir. Güvenlik teşkilatı: Güvenlik Hizmetleri, üç vardiya halinde ve 24 saat kesintisiz olarak MTOSB’de giriş çıkışların kontrolünü yapmakta; bölgede meydana gelebilecek trafik kazaları için gerekli önlemleri almakta; MTOSB yönetim binasının güvenliğini sağlamakta; bölgede bulunan Spor kompleksi: Bölgemizde, içinde futbol sahası, basketbol sahası, tenis kortu, soyunma ve duş kabinleri bulunan bir adet spor kompleksi hizmet vermektedir. Alış-veriş merkezi: Sanayicilerimizin en önemli ihtiyaçlarından olan banka hizmetleri için bölgemizde İş Bankası faaliyettedir. Ayrıca, içinde kargo, market, PTT, hırdavatçı ve fastfood cafe gibi iş yerlerinin bulunduğu bir iş merkezimiz vardır. Organize Sanayi Bölgesi 2. Bölge (Gelişme Alanı) Talebin yoğun olması ve sanayicilerimizin beklenti ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek adına hızla inşaat çalışmaları devam etmektedir. MTOSB’nin 3 km batısında yer alan gelişme alanı, limana ve Serbest Bölgeye yakın olması itibariyle sanayiciye büyük avantaj sağlayacaktır. MTOSB gelişme alanınındaki 278 hektarlık arazide, 5000 m2 ile 200.000 m2 arasında bulunan 43 adet sanayi parselinin tamamının tahsisi gerçekleştirilmiştir. Gelişme alanında toplam 14.722 m yolun ana arterler dahil tamamı ham yol olarak açılmıştır. Gelişme alanı uygulama projeleri Bakanlıkça onaylanarak altyapı yapım ihalesi tamamlanmış olup çalışmalarda son aşamaya gelinmiştir. Lojistik İhtisas OSB ile MTOSB Gelişme Alanı’na ait bağlantı demiryolu projeleri TCDD tarafından onaylanmış, inşai çalışmaları önhazırlığı yapılmaktadır. Gelişme Alanı ile otoban bağlantısı güzergah çalışmalarına devam edilmektedir. Gelişme alanının son teknoloji ile donatılan altyapısında scada (uzaktan otomasyon) sistemi bulunacaktır. OSB GÜNDEMİ diğer kuruluşların kendilerine ait güvenlik, teşkilat ve görevlileri ile haberleşme içinde olmakta ve onlara destek vermekte; MTOSB itfaiyesi ile bölge içinde meydana gelebilecek olaylarda koordineli çalışarak hizmet vermektedir. MTOSB’nin sunmuş olduğu hizmetler • Talep edilen ölçülerde, uygun fiyat ve şartlarda arsa temini, • Bölgede doğalgaz, elektrik, su, kanalizasyon, yol ve yağmur suyu hatlarının mevcut olması, 23 • Atıksu arıtma tesisinin mevcut olması, • Kesintisiz ve ekonomik enerji imkanı, • Nitelikli ve bol işgücü, • Ana ve yan sanayinin bir arada üretim yapmasını sağlayarak işbirliğinin gelişimine yardımcı olmak, • Birbirini tamamlayan sektörel gelişim, • Türkiye ve Mersin’de gereksinin duyulan materyallerin doğru analizi ve bu materyallerin üretilmesi için işletmelerin özendirilmesi, • Yeni hedeflerin üretilerek sanayicinin önünün açılması ve sürekliliğe sahip bir rekabet avantajı yakalamak için yatırım yapılması, • Bünyesinde Teknopark’ın olması, • Bölgede yatırım yapacak kuruluşlara hizmet vermek, • Çevreye saygılı, modern bir sanayi bölgesinin gelişimini sağlamak, • İlin ekonomik gelişimine ve istihdamın arttırılmasına katkı sağlamak, • Sanayi tesislerinin bir araya toplanmasına öncülük ederek; ekonomik, kaliteli ve verimli çalışma koşullarının yaratılmasını temin etmek. Bölgemizde 7/24 İtfaiye, ambulans, Atıksu Arıtma Tesisi , Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi gibi hizmetlerimizle uygun çalışma ortamı sağlandığı gibi bölgemizde çalışanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere Kreş, küçük sanayi sitesi, cami gibi hizmete yönelik ihtiyaçları karşılamak adına çalışmaların ön hazırlıkları yapılmaktadır. Bölgemizde ayrıca, çalışanların iş saatleri dışındaki zamanlarını veya hafta sonu tatillerini sportif faaliyetlerle değerlendirebilmelerine imkan tanınması amacıyla bölgemiz içinde futbol sahası, basketbol sahası, tenis kortu, soyunma ve duş kabinleri bulunan spor kompleksi bulunmaktadır. İlimizin 2013 Akdeniz Oyunları'na ev sahipliği yapacak olmasının yanı sıra, Mersin İdman Yurdu’nun Süper Lig’de mücadeleye devam edecek olmasıyla birlikte kentin; lojistik, tarım, sanayi gibi önem arz eden dinamiklerine spor da eklenmiş oldu. Tüm bunlara ek olarak devletimizin desteği ile de Tarsus-Kazanlı Sahil Bandı Projesi, Çukurova Uluslararası Havalimanı gibi projelerle de doğrudan ve dolaylı olarak onbinlerce kişiye istihdam imkanı yaratılacaktır. Sanayi'nin de istihdama doğrudan ve dolaylı katkıları da göz önünde bulundurulduğunda Gelişme Alanı'nın da devreye girmesiyle istihdama katkı sağlama noktasında büyük katkı sağlanacağı beklenilmektedir. Özellikle gelişme alanı ve 2. Sanayi Bölgesinin altyapısı konusundaki çalışmalarımız devam ediyor. Lojistik İhtisas Bölgesi’nin hizmete girmesi, Serbest Bölge’nin büyümesi ve Limanın genişlemesi ile devam eden büyüme süreci, Organize Sanayi Bölgesi’ni de etkileyecek ve bölgemiz, önümüzdeki dönemde yerel, ulusal ve uluslararası alanda doğru yatırımın adresi olacaktır. Talebin yoğun olması ve sanayicilerimizin beklenti ve ihtiyaçlarına cevap verebilmek adına 3.OSB çalışmalarımız hızla devam etmektedir.3. OSB için Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na başvuru yapılmış olup incelenme aşamasındadır. n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 KONUK YAZAR 24 Ciro primlerine ilişkin yeni mali idari görüş ve etkileri M aliye İdaresi ciro primlerinin vergilendirmesine ilişkin 1987 yılından beri sürdürdüğü görüşünü, 10.01.2012 tarihinde çıkartmış olduğu 116 No’lu KDV Genel tebliği ile değiştirdi. Yıl sonlarında, belli bir dönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında satış primi, yıl sonu ıskontosu, hasılat primi ve benzeri adlarla yapılan ve genel olarak “ciro primi” olarak ifade edilen ödemeler, işletmeler arasında oldukça yaygın olarak uygulandığından, vergilemeye ilişkin Mali İdarenin görüş değişikliği çok sayıda mükellefi ilgilendiriyor. Bu nedenle, bu yazıda eski ve yeni görüşlere ve görüş değişikliğinin etkilerine kısaca değineceğiz. larına intikal ettirilecekti. Diğer bir deyişle stok maliyet hesapları ile ilişkilendirilmeyecekti. YENİ GÖRÜŞ: Maliye İdaresi yayımlamış olduğu 116 No’lu KDV Genel Tebliği ile 10.01.2012 tarihinden itibaren ciro primlerini verilen bir hizmet olarak değil fiyat farkı olarak yorumlamaya başlamıştır. Söz konusu tebliğin 6.2 bölümünde ciro primi faturasında ilk teslim veya hizmetin yapıldığı tarihte bu işlem için geçerli olan KDV oranının uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Bu görüş değişikliğine göre; ciro primleri müstakil olaErdinç Angın rak verilen bir hizmetin karşılığı değil, daha önce satın alınmış mal veya hizmet bedelinin değişmesi ( fiYeminli Mali Müşavir ESKİ GÖRÜŞ: yat farkı) olarak kabul edileceği için o mal veya hizEski Baş Hesap Uzmanı metin tabi olduğu oranda KDV’ye tabi olması geMaliye İdaresinin eski görüşünü temel olarak 26 rekir. Yukarıdaki örneğimizde söz konusu ettiğimiz No’lu KDV Genel Tebliğinin L/2 bölümünde görmekteyiz. Bu bölümürünün teslimleri yüzde 8 oranında KDV’ye tabi ise ciro primi faturade özet olarak; ciro primi olarak adlandırılan, yılsonlarında, belli bir sında da yüzde 18 değil, yüzde 8 oranında KDV hesaplanması gerekedönem sonunda ya da belli bir ciro aşıldığında satış primi, yılsonu ıscektir. Ayrıca ciro primi fatura bedellerinin alıcı tarafından satış ıskonkontosu, hasılat primi vb. adlarla ifade edilen ödemelerin katma detosu, ciro primi faturasını düzenleyen tarafından ise prime esas teşkil ğer vergisine tabi olduğunu, bu tip ödemelerin doğrudan satılan maleden malın satılmış olması halinde gelir yazılması, halen stokta yer alla ilgili olmadığını, ödemeyi alan firmanın yapmış olduğu ek bir çabaması halinde ise ilgili stok hesabından çıkışının yapılması gerekmeknın ürünü olduğundan bahisle, yapılan işin ana firmaya karşı verilen tedir. Ciro priminin farklı KDV oranlarına tabi mal ve hizmetlere ilişbir hizmet olduğu belirtilmiştir. Diğer bir deyişle, Mali idare primi elde kin olması halinde ise işlem hacimlerinin oranına göre ayrıştırılmasınedenin primi ödeyene ayrıca bir hizmette bulunduğunu ve bu hizmetin da yarar bulunmaktadır. de genel oranda KDV’ye (yüzde 18) tabi olduğunu hükme bağlamıştır. Örnek vermek gerekirse, üretici ile satıcısı arasında yılsonu itibariyle 1 Milyon TL satış yapılması durumunda yüzde 1 ciro primi ödeme anlaşması olduğunu varsayalım. Eski idari görüşe göre üretici, satıcısına yılsonunda bu cironun aşılması halinde 10.000 TL ciro primi faturası düzenleyecek ve bu tutar üzerinden yüzde 18 oranında ayrıca KDV hesaplayacak, ayrıca ciro primi faturası bağımsız bir hizmet karşılığı düzenlendiğinden alıcı ve satıcı tarafından gider veya gelir olarak kayıt- MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Son olarak, yıllık olarak belirlenmesi ön görülen ciro primlerinin Aralık ayı itibariyle faturaya bağlanmasının, fatura kesiminde gecikildiği ve KDV ve diğer vergiler bakımından vergi kaybı meydana geldiği şeklindeki iddiaları ortadan kaldırması bakımından çok önemli olduğunu hatırlatmak isteriz.n Ar-Ge ile Başarılıyor AR-GE Ar-Ge çalışmaları ile “niş” ürünler üreten bir GOSB firması olan Duratek’le Türkiye’de bir ilk olarak geliştirdikleri “Rüzgar türbin kanatlarının üretiminde kullanılabilen epoksi esaslı infüzyon sistemi” ve Ar-Ge çalışmalarını görüştük. Genel Müdür Yardımcısı Kerem Paksoy başarılarını aktarıyor. 25 R üzgâr Enerji Santralleri yenilenebilir enerji kaynaklarının kullanımı konusunda küresel olarak büyük öneme sahip ve rüzgâr da yinelenebilir ve dışa bağımlı olmayan tamamen yerli bir kaynak. Türkiye 2023 yılına kadar 20.000 MW’lık bir kapasite kurulumunu hedeflemiş durumda. Bu kadar iddialı bir hedefle yola çıkıldığında, rüzgâr enerjisi teknolojisinin yerlileştirilmesi, dışa bağımlılığı azaltmak ve cari açığı düşürmek açısından çok önemli. Ülkemizde öncelikle türbin kanatları olmak üzere, kule, alternatör ve donanım konusunda yeterli teknolojik alt yapı ve bilgi birikimi var ama bu parçaların “yerli” tanımında olmaları için kullanılacak hammaddelerin de (Türkiye’de üretilebildikleri takdirde) yerli üretilmesi gerekli. Kompozit rüzgâr türbin kanatlarında temel hammaddeler cam veya karbon elyaf kumaşlar ile epoksi reçine sistemleri. Cam ve karbon elyaf kumaşlar ülkemizde yerli olarak üretiliyor. Epoksi reçineler de Duratek olarak bizim konumuz. Bu konuda yaklaşık üç yıl gerekli hammaddelerin ArGe’si ve üretimi üzerinde çalıştık ve sektörün ihtiyaçlarına cevap verecek yapısal epoksi reçine sistemi DURATEK 1200’i ortaya çıkardık. Ürünümüz uluslararası kabul gören Germanischer Lloyd (GL) standartlarında sertifikalandırıldı ve “yerli” olarak üretilmeye başlandı. Bu sertifikaya sahip bir kuruluş olarak sadece Türkiye’de bir ilki gerçekleştirmekle kalmadık, aynı zamanda dünyanın da sayılı epoksi esaslı laminasyon sistemi üreticileri arasına girdik. üreticilere sunduğumuz sistem, onlara geniş bir çalışma aralığı da sağlıyor. Üreticilere sadece ürün sunmakla kalmıyoruz. Gereksinimlerini, tüm fiziksel ve kimyasal testleri gerçekleştirebilen, tam donanımlı bir laboratuar ve ekibi ile karşılıyor, ayrıca “Atölye Teknik Ekibi” ile uygulama desteği veriyoruz. Günümüzde ürün kalitesi ve üretim hızı göz önüne alındığında türbin kanat imalatında vakum infüzyonu en tercih edilen üretim yöntemi. Bu yöntemde kuru elyaf paketleri bir vakum sistemi altında düşük vizkoziteli reçineler kullanılarak doyuruluyor, böylece düşük boşluk oranına sahip yüksek mukavemetli laminatların üretimi de mümkün oluyor. Bu yöntemde, kullanılan reçine sisteminin elyafları ıslatılabilirlik özelliğinin çok iyi ve mukavemetinin de çok yüksek olması çok önemli. Ürettiğimiz düşük viskoziteli epoksi reçine sistemini öncelikle vakum infüzyon yöntemi için tasarladık. Sistemin oda sıcaklığındaki karışım viskozitesi 300 – 350 mPas ve düşük ekzotermisi ile ana kuşakların sahip olması gereken kalınlığa kadar laminatların infüzyonuna son derece uygun. Çeşitli üretim teknikleri kullanılarak daha kalın laminatları da imal etmek mümkün. Oda sıcaklığında da kürlenebilen sistem, 60 – 70oC gibi sıcaklıklarda kürlendirildiğinde, standartlarda istenilen değerlerin üzerinde HDT ve Tg değerlerine ulaşılabiliyor. Hızlı ve yavaş olmak üzere iki farklı sertleştirici ile Rüzgâr türbin kanatlarının üretiminde kullanılabilen epoksi esaslı infüzyon sistemimiz ve almış olduğumuz Germanischer Lloyd sertifikası, tarihimizdeki ilk “ilk” değil. Ar-Ge çalışmalarına son derece önem veren bir firma olarak her zaman “niş” olarak tabir edilen ürünlere yöneldik. Hemen hemen her sektörden müşterilerimizin bize tarif ettikleri sorunlara hammaddeden itibaren çalışarak çözümler ürettik. Bu politikamız sayesinde de, dev boyuttaki rakiplerimiz arasında kendimize saygın bir yer edindik. Donanmamıza ait tüm gemilerin zeminlerinde kullanılan alev geciktirici ve alev aldığı zaman da zehirli gaz yaymayan zemin kaplama malzemesi, iskele ayağı gibi yüzeyler veya temel bohçalama gibi amaçlar için suyun altında dahi uygulanabilen ve bu ortamda kürlenebilen boya ve macunlar, bugün Marmaris Bozburun’da inşa edilmekte olan dünyanın en büyük (141 metre) yelkenli ve ahşap gemisinin yapımında kullanılan yapıştırıcı ve laminasyon reçineleri gibi ürünler, sahip olduğumuz ileri teknoloji ürün paleti içindekilerden birkaçı.n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 İŞ DÜNYASI 26 Yeni Türk Ticaret Kanunu “Devrim mi, hayal kırıklığı mı?” Bu konuda yapılan değişik değerlendirmeler içinde en çok ses çıkaranlar yasanın küçük ve orta büyüklükteki işletmeler için hayal kırıklığı olduğunu söyleyenler. Büyük ölçekli kuruluşlar ise yasanın getirilerinden memnun gözüküyorlar. GOSB Dergi olarak daha çok KOBİ’leri ilgilendiren görüşlere yer vermeyi uygun bulduk. İşte onlardan biri… Kanun Ticari Sır Kavramını Ortadan Kaldırıyor İş dünyasında büyük tedirginlik yaratan 1535 maddeyi kapsayan Yeni TTK KOBİ’leri korumaya çalışırken büyük şirketler karşısında savunmasız bırakıyor. Denetimde ölçüyü kaçıran kanun ticari sır kavramını ortadan kaldırıyor, rakip firmaların elini güçlendiriyor. Y eni Türk Ticaret Kanunu (TTK) 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek. 1 Temmuz yaklaştıkça kanunun iş şirketler üzerinde yaratacağı riskler iş dünyasında büyük tedirginlik yarattı. Türkiye’de hiçbir kanun toplam 1535 maddelik TTK kadar tartışılmamıştı. Hazırlık ve yasalaşma sürecinde çok gündeme gelmeyen ve tartışılmayan TTK hakkındaki gürültü pek de yersiz değil. Kanunda pratikte uygulaması imkansız denecek maddeler de var, kendi içinde çelişen maddeler de… Kanunun şeffaflık ve denetime ilişkin düzenlemelerinde problemli yerler var. Kanunun ceza ve cezalandırma anlayışı da bir başka temel tartışma noktası. Kayıt dışılığı önlemek üzere yola çıkılmış ama... Yeni TTK’nın temel hedeflerinden birisi, ticaret hayatı ve şirketlerin şeffaflaşması ile kayıtdışı işlemlerin önünün tıkanması. Kanun ile geçmiş dönemin kayıtdışı ve keyfi yönetim biçimlerine tepki olarak yeni kurallar ve sistemler oluşturulurken, sıkıntı yaratacak bazı uygulamalar da yürürlüğe konmuş. Kanun küçük ortaklar ve alacaklıların kollanmasına gayret ederken, şeffaflık adına şirketlerin mahremiyet sınırını, denetim adına da şirket yöneticilerinin inisiyatif alanlarını iyice daraltmış. Bu yaklaşım, ceza tarafında da kabahat düzeyindeki yanlışların bile yolsuzluk gibi cezalandırılması ile tamamlanmış. Küçük büyük tüm şirketler aynı kategoride ele alınmış Şeffaflık adına şirket bilgilerinin internet sitesinde yayınlanması zorun- MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ luluğu, küçük şirketler için de, tek ortaklı şirketler içinde fark gözetilmeden yasaya konmuş. Üstelik internet sitesine konulması zorunlu bilgilerin sınırı çok geniş tutularak, şirketlere hacimli ve hantal bir ek iş yükü yaratılmış. Şirketlerin mahremiyet sınırlarını oldukça daraltan ve rekabet açısından soru işaretleri taşıyan bu uygulamada, internete konulacak bilgilerin sınırının bu kadar geniş tutulmasının nedeninin ikna edici bir açıklaması da yok. Denetçilere büyük yetkiler veriliyor Yeni düzen, bağımsız denetimi güçlendirerek kayıtdışılığı ve istismarı önlemeyi amaçlıyor ama bunu yaparken denetim ayağında aşırı bir güç birikimi yaratıyor. Bu güç birikimi, yönetim kurulları ile denetçiler arasında şirket faaliyetlerini tıkayacak çatışmalar yaratabilecek durumda. Denetçiler, sadece muhasebe işlemlerinin kurallara uygun olup olmadığını denetlemekle sınırlı kalmıyor, yönetim kurulu faaliyetlerini denetleyen, dahası bu konuda görüş bildiren bir üst pozisyon kazanıyorlar. Örneğin; denetçinin, yönetim kurulunun yıllık faaliyet raporu hakkında olumsuz görüş bildirmesi, yönetim kurulunun istifasını ve genel kurulun hemen toplanmasını gerektiriyor. Bağımsız denetimin işlevinin mevzuata ve gerçeklere uygunluk alanının dışına taşınarak stratejik yönetim kararları alanına sızması, şirket yönetimlerini çatışma alanı haline getirme potansiyelini taşıyor. Ceza alanında ise yasaya, oldukça küçük kusurların bile hapisle cezalandırıldığı, terazisi bozuk bir yaklaşım egemen. Herhangi bir belgeyi internet sitesine koymamış olmak bile, dolandırıcılık muamelesi görüyor ve hapis cezasıyla karşılaşıyor. Belgelere sülalenin adını yaz... Yasada pratikte nasıl uygulanacağı anlaşılmayan hükümler de var. Bunun en çarpıcı örneklerinden birisi, tüm şirket belgelerinde bulunması gereken bilgi listesi. Yasa “Tacir, işletmesiyle ilgili kullandığı her türlü kağıt ve belgede tacirin sicil numarası, ticaret unvanı, işletmenin merkezi, tacir sermaye şirketi ise taahhüt edilen ve ödenen sermaye, internet sitesinin adresi ve numarası gösterilir. Anonim, Limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerde, sırasıyla yönetim kurulu başkan ve üyelerinin, müdürlerin ve yöneticilerin ad-soyadları gösterilir” diyor. Buna göre şirketin bütün kâğıtlarında bu bilgilerin tamamı basılı olacak. İnsanın aklına hemen şu sorular geliyor: Bir yazar kasa fişine de bu kadar bilgi yazılacak mı? Her müdür değişikliğinde veya sermaye değişikliğinde şirketteki tüm belge ve kâğıtlar yeniden mi basılacak? Buna benzer bir hüküm de şirket yöneticilerinin ve eşlerinin üçüncü dereceden hısımlarına kadar yakınlarının şirkete borçlanmasının ya- Başkana izin yok, üyeye var Bir başka ilginç örnek ise yönetim kurulu başkanının kendisinin yapma yetkisi olmayan bir şey için diğer yönetim kurulu üyelerine izin verme yetkisine sahip olması. Yasaya göre “Yönetim kurulu üyesi, yönetim kurulu başkanının izniyle, yönetim kurulu toplantıları dışında da görevlendirilen kişilerden işlerin gidişi hakkında bilgi alabilir ve gerekliyse başkandan şirket defterlerinin ve dosyalarının incelemesine sunulmasını isteyebilir.” Ama yönetim kurulu başkanının kendisi, yönetim kurulunun izni olmadan, yönetim kurulu toplantıları dışında şirket defter ve dosyalarını inceleyemez. Yönetmelikler çıkmadı saklanması. Bu, yöneticinin söz konusu yakınlarının şirketten taksitli alış-veriş yapmasını yasaklıyor. Buna göre örneğin bir beyaz eşya bayiinin akrabaları, o bayiden mal alamayacaklar. KOBİ’ler korunuyor mu, dövülüyor mu? Hayata ters hükümlerden biri de KOBİ’leri korumayı hedefleyen, ama tam tersine KOBİ’lerin aleyhine olabilecek bir uygulama. Yasa satıcının bir küçük ve orta ölçekli işletme, tarımsal veya hayvansal üretici olduğu, alıcının ise büyük işletme olduğu durumda taksitli satış yapılmasını yasaklıyor. Bu durumda ödeme vadesinin en fazla 60 gün olmasına izin veriliyor. Ayrıca ödeme vadesi için yasal temerrüt faizinden en az 8 puan daha fazla, yani en az yüzde 17 temerrüt faizi uygulanmasını şart koşuyor. Büyük işletmeler karşısında küçük ve orta işletmeleri korumayı amaçlar gibi görülen bu düzenlemeler, tam tersine KOBİ’lerin aleyhine çalışabilir. Rakipleri daha uzun ödeme vadeleri ile ve taksitli satış yapabilirken ve daha düşük temerrüt faizi talep ederken, KOBİ’lerin yasanın çizdiği sınırların altına inememesi, rekabette dezavantaj haline dönüşebilir. KOBİ satış için talep edeceği şartları, yasanın belirlediği sınırlardan daha düşük düzeye çekemediği için, rekabette iş kaybı ile karşılaşabilir. Kendi içinde çelişen maddeler var Bunlara ilaveten yasada alelacele hazırlanmış bir metinde olabilecek türde kendi içinde çelişen maddeler de var. Örneğin yasanın şirketlerin internet sitelerine ilişkin konuları düzenleyen 1524. maddesinin 4. fıkrasında 2. fıkrada bulunduğu söylenen bir yönetmeliğe atıfta bulunuluyor. Oysa 2. fıkrada herhangi bir yönetmelikten bahsedilmiyor. Bu konudaki bir başka örnek de suçlar ve cezaları düzenleyen 562. Madde. Bu maddede internet sitesi kurmakla ilgili yükümlülüklerini kanunun yürürlüğe girmesinden üç ay sonrasına kadar yerine getirmeyenlerin cezalandırılacağı belirtiliyor. Yasa 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe gireceğine göre 30 Eylül 2012’ye kadar internet düzenleme- Kanunun yürürlüğe girmesine yalnızca 4-5 ay kalmış olmasına rağmen yönetmeliklerin büyük çoğunluğu hala çıkarılmadı. Bu da uygulamada sıkıntı yaratacak noktalardan birisi. Örneğin küçük ve orta işletmeleri tanımlayan ölçütler yasada yer almasına rağmen bakanlar kurulunun bunlarda değişiklik yapabileceği hükmü de yer almakta. Demek ki kesin tanımlamanın bir yönetmelikle belirlenmesi gerekiyor. Bu ayrımın nasıl yapılacağı uygulamada çok önemli çünkü yasaya göre küçük işletmeler için ayrı, büyük işletmeler için ayrı muhasebe standardı uygulanacak. Dolayısıyla hangi şirketin finansal raporlarını hangi standarda göre düzenleyeceği, bakanlığın yapacağı KOBİ tarifine göre değişecek. Şirketler finansal raporlarını yeni yasaya göre düzenlemeye 1 ocak 2013’te başlayacaklar. Ama 2013 finansal raporlarının 2012 yılıyla karşılaştırmalı olması da zorunlu. Bu yüzden aslında şirketlerin finansal raporlarını yeni sisteme göre hazırlamaya bu yıldan itibaren başlamış olmaları gerekiyor. Bakanlık KOBİ tarifini hala belirlemediği için, şu anda şirkeler hangi raporlama standardına uyacaklarını bilemiyorlar. Hangi muhabese standardı? Doldurulması gereken bir diğer boşluk da yeni TTK’nın mali raporlarda uyulmasını istediği Türkiye Muhasebe Standartları ile maliyenin istediği Tek Düzen Hesap Planı arasındaki uyumun sağlanması. Yeni TTK’nın ihtiyaca cevap verebilir şekilde uygulanabilmesi için Vergi Usul Kanununda (VUK) bunlarla uyumlu düzenlemelerin yapılması ve Türkiye Muhasebe Standartları’nda yer alan düzenlemelerin ne şekilde uygulanacağının netleştirilmesi gerekiyor. TTK’da öngörülen Türkiye Muhasebe Standartları, vergi matrahına esas olan mali karı hesaplamaktan ziyade ticari karın tespitine yönelik. Türkiye Muhasebe Standartları’nda vergiden çok finansal tablolara yönelik düzenlemeler yer alıyor. Düzenlemelerin birçoğunun ise VUK’da yer alan hükümlerle kıyaslandığında vergi matrahını azaltıcı nitelikte olduğu anlaşılıyor. Standartların bu haliyle uygulanması durumunda şirketlerin birden fazla sayıda bilanço çıkarmaları söz konusu olabilecek. Tüm bunlar alt alta toplandığında yeni TTK yürürlüğe girmeden önce ciddi bir balans ayarına tabi tutulması gerektiği ortaya çıkıyor. Bu arada hükümetin çıkartması gereken yönetmelikleri de bir an önce yayınlaması da uyum süreci açısından önem taşıyor. n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 İŞ DÜNYASI lerini yapmayanlar cezalandırılacak. Yürürlükleri düzenleyen 1534. Madde’de ise internet zorunluluğunun, yasanın yürürlüğe girmesinden bir yıl sonra yani 1 Temmuz 2013’te uygulamaya gireceği belirtiliyor. 27 OSBDER Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay: İŞ DÜNYASI 28 Yeni TTK büyüklere karşı KOBİ’leri korumuyor Yeni Türk Ticaret Kanunu ile KOBİ’lere ek külfetler getirildiğini belirten Tuncay, “Kanun çıkarılmadan önce KOBİ etki analizi yapılmalıydı. Büyüklere karşı KOBİ’leri korumayan bu kanunun gözden geçirilmesi gerekir. Şirketlerin bütün ticari sırlarını açığa vuracak yeni TTK, meslek kuruluşları tarafından KOBİ’ler yönünden ayrıntılı bir incelmeye tabi tutulmalıdır” uyarısında bulundu. O rganize Sanayi Bölgeleri Derneği (OSBDER) Başkanı Hüseyin Kutsi Tuncay, 1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek yeni Türk Ticaret Kanunu’na (TTK) ilişkin endişelerini açıkladı. Tuncay, bir yandan yatırım ortamı iyileştirilip mali yükler azaltılırken bir yandan da KOBİ’lere yeni külfetler getirildiğini belirtti. “TTK çıkarılmadan önce KOBİ’lere etkisi konusunda analiz yapılmalıydı” diyen Tuncay, şirket bilgilerinin internet sitesinde açıklanmasına ilişkin zorunluluğun Türkiye’de büyük kısmı aile şirketi olan KOBİ’lerde sorunlara yol açabileceğini ifade etti. Ekonominin lokomotifine ek yük getiriliyor TTK’ya ilişkin değerlendirmelerini açıklayan OSBDER Başkanı Tuncay, ülkemizdeki işletmelerin yaklaşık yüzde 99’unu ve istihdamın yaklaşık üçte ikisini oluşturan KOBİ’lerin ekonomik ve sosyal yönden Türkiye’nin lokomotifi olduğunu belirtti. Tuncay, AB Müktesebatı’nın 20. Faslı’nın İşletme ve Sanayi politikalarına ayrıldığını, Türk Ticaret Kanunu’nun da bu faslın yükümlülüklerini yerine getirmek için çıkarıldığını belirtti. Çeşitli toplantı ve sunumlarda Kanunun temel amacının işletmeleri güçlendirmek ve dünya ile rekabete hazır hale getirmek olduğuna özel vurgu yapıldığını ifade eden Tuncay, Kanunun işletmelere getirdiği yükler ve maliyetler konusuna hiç değinilmediğini anlattı. Bunlardan ilkinin şirketlerin denetimi ve muhasebe standartları olduğunu, düzenleme gereği her şirketin bağımsız denetçi ve işlem denetçisi tayin edeceğini belirten Tuncay, denetimin işletmelere yeni mali yükler getireceğini söyledi. Raporlamada farklılık yaratılsın Kanunda, sektör ve büyüklüklerine bakılmaksızın tüm işletmelere Uluslararası Finansal Raporlama Standartları (UFRS’ye) ile uyumMART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ lu olarak hazırlanacak Türkiye Muhasebe Standartları’na uygun şekilde defter tutma ve finansal rapor hazırlama yükümlülüğünün getirildiğini belirten Tuncay, bu düzenleme ile işletmelerin rekabete açık ve krizlere dayanaklı hale geleceğinin ifade edildiğini fakat raporlamanın KOBİ’lere getireceği mali külfetin göz ardı edildiğini anlattı. Tuncay, “AB’ye üye ülkelerde de, ölçek farkı gözetilmeksizin Uluslararası Finansal Raporlama Standartları bütün işletmelere uygulanmakta mıdır? İşlem denetçisi, bağımsız denetçi, muhasebe kayıtları için muhasebeci veya mali müşavir yahut yeminli mali müşavir; Bütün bunların KOBİ’lere maliyeti nedir? KOBİ’lerin rekabet yetenekleri bu mevzuat uyumundan nasıl etkilenecektir. Olumlu mu? Olumsuz mu? Bu ortaya konmamış, bir KOBİ etki analizi yapılmamıştır. Eğer olumsuz etkilene- cek ise ya muafiyet sağlanmalı ya da KOBİ’lerin rekabet yeteneklerini geliştirirci tedbirlere başvurulacağı kabul edilmelidir” dedi. Özel ve ticari sırlar ortaya saçılacak Kanuna göre, işletmelerden internet sitesi açmalarının ve bu sitelerde çok özel ve ticari sır niteliğinde birçok bilginin paylaşılmasının istendiğini, buna uymayanlara hem hapis hem adli para cezası verilmesinin öngörüldüğünü belirten Tuncay, kabahat niteliğindeki bir fiilin suç sayılması ve adli yaptırıma bağlanmasının çağdaş ceza hukukuna da aykırı olduğunu söyledi. İnternet sitesinde açıklanması istenen bilgilerin bir kısmının ticari sır niteliğinde olduğu ve bir kısmının da vergi mahremiyeti ile çelişki oluşturduğunun uzmanlar tarafından dile getirildiğini ifade eden Tuncay, “Bir şirketin, yönetim kurulu başkan ve üyeleri ile yöneticilerine yaptığı ödemelerin, herkes tarafından bilinmesi, bazı sakıncalar yaratabilir. Aynı şekilde şirketin finansal tabloları, özel amaçlarla çıkarılan bilançoları ve diğer finansal tabloları, bunların dip notlarının açıklanması, rakip şirkete ait özel ve sır niteliğindeki bilgilerin verilmesi sonucunu da doğurur. Bu hüküm borsada işlem gören halka açık şirketler için getirilmiş olmalıydı. Tüm şirketleri kapsaması isabetli olmamış- KOBİ’lere gelecek yük analiz edilmemiş Bir yandan yatırım ortamı iyileştirilip, işletmeler üzerindeki mali ve idari külfetlerin minimum düzeye indirilmesi ile idari ve hukuki süreçlerin basitleştirilmesi konusunda çalışmalar yapılırken diğer yandan yeni Türk Ticaret Kanunu’nun işletmelere getireceği yükün analiz edilmemiş olmasını en büyük eksiklik olarak gördüklerini ifade eden OSBDER Başkanı Tuncay, bir diğer önemli konunun da “işletmeler ile işletmeler”, “işletmeler ile kamu kurumları” arasındaki mal ve hizmet tedarikinden doğan vadesi geçmiş para borçlarının ödenmesi olduğunu söyledi. Yeni TTK ile özellikle ticari mal ve hizmet tedarikinde geç ödemelerin işletmeler üzerinde yarattığı finansman baskısını yok etmek ve bu alanda mevzuatı AB Müktesebatı’na uyumlaştırmak amacıyla 2000/35/EC ve 2011/7/EU sayılı AB Yönergesi’nde yer alan bazı hükümler Kanuna eklenirken bazılarının kanun dışında bırakıldığını belirten Tuncay, AB Yönergesinin temel hedefinin mal ve hizmet tedarikinde genellikle tedarik eden konumunda olan ve müzakere aşamasında sözleşmenin zayıf tarafını oluşturan KOBİ’leri büyük işletmelerin dayattığı sözleşme şartlarına karşı korumak olduğunu anımsattı. Tuncay, şu görüşlere yer verdi: “AB Yönergesinin uyumlaştırılması amacıyla getirilen, 1530 nolu maddenin gerekçesinde “(…)Yönergenin (2011/7/EU) kamu kurumlarının ödemeleriyle(…) ilgili düzenlemeleri”nin metne yansıtılmadığı açıkça belirtilmiştir. Hukukumuzda idarenin mal ve hizmet alımı sözleşmeleri, idarenin özel hukuk sözleşmeleri olarak adlandırılmakta olup, çıkan uyuşmazlıklarda özel hukuk hükümlerine göre çözülmektedir. Bu sebeple idarenin özel hukuk sözleşmelerinin kapsam dışında bırakılması, alacağına zamanında kavuşamayıp mali sıkıntıya giren işletmeleri korumaktan çok geç ödeyen kamu kurumlarını korur niteliktedir. Yine 1530’uncu maddenin son fıkrasında, Yönerge’ye uygun olarak her bir taksit tutarının ödenmeyen kısmının maddede düzenlenen temerrüt faizine tabi olacağı, ancak alacaklının KOBİ, borçlunun büyük ölçekli işletme olduğu hallerde taksitli ödemeyi öngören sözleşme hükümlerinin geçersiz kabul edileceği belirtilmiştir. Söz konusu hüküm, KOBİ’lerden taksitle mal ve hizmet tedarik edemeyecek olan büyük işletmeleri ihtiyaçlarını diğer işletmelerden karşılamaya itebilecektir. Bu açılardan da düzenlemenin gözden geçirilmesi ve Yönerge’ye uygun hale getirilmesi daha uygun olacaktır. Tuncay, ayrıca, bunların ilk anda görülebilen olumsuzluklar olduğunu, yeni TTK’nın KOBİ’ler yönünden ayrıntılı bir incelemeye tabi tutulması ve kamuoyuyla paylaşılması gerekliliğini ve bunun da meslek kuruluşları yönünden bir görev olduğunu dile getirdi. n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 İŞ DÜNYASI Şirketin finansal tabloları, özel amaçlarla çıkarılan bilançoları ve diğer finansal tabloları, bunların dip notlarının açıklanması, rakip şirkete ait özel ve sır niteliğindeki bilgilerin verilmesi sonucunu da doğurur. Bu hüküm borsada işlem gören halka açık şirketler için getirilmiş olmalıydı. Tüm şirketleri kapsaması isabetli olmamıştır. Türkiye’deki şirketlerin çok büyük bir kısmı aile şirketi olduğu için, herkes tarafından bilinmesi sorunlar yaratabilir. tır. Türkiye’deki şirketlerin çok büyük bir kısmı aile şirketi olduğu için, herkes tarafından bilinmesi sorunlar yaratabilir. Bu nedenle, Yeni Türk Ticaret Kanunu’nda yer alan “internet sitesi” ile ilgili düzenleme gözden geçirilmelidir. İnternet sitesi yapım maliyeti çok önemli olmayabilir, ancak bu istenin ve sitede yer alması gereken içeriğin, bilgi ve verinin güvenliğinin sağlaması sürekli bir hizmet satın alınmasını gerektiriyor. Sanırım bu konuda hizmet sunacak bilişim firmalarına, yeni bir hizmet sunma olanağı getirilmiştir” diye konuştu. 29 İŞ DÜNYASI 30 Yürürlüğe Giren “Yeni Çek yasası” Y azılı ve görsel medyanın sıcak gündeminde yer alan, TBMM tarafından, 5941 sayılı Çek Kanununda yapılan değişikliklere ilişkin 6273 sayılı Kanun, 03.02.2012 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girdi. Bu kanunda yapılan değişikliklerde amaç, AB normları gereğince “ekonomik suça ekonomik ceza ilkesi”ne uyum ve adliye yükünü azaltmak. Çek Kanununda yapılan temel değişiklikler şöyle: • Karşılıksız çek keşide eden kişiye artık, karşılıksız çıkan çek tutarı kadar adli para cezası ve buna bağlı olarak hapis cezası uygulanamayacak. İşlenen bu suçun karşılığında “Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı” şeklinde bir idari yaptırım kararı uygulanabilecek. Yani daha önceki kanunda yer alan, “karşılıksız çek keşide etme suçundan yargılanan ve hüküm giyen sanıklar hakkında adli para cezası ve hapis cezası” kalkıyor, sadece çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı kararı devam ediyor. • Karşılıksız çek keşide eden kişi hakkında idari yaptırım kararı verilebilmesi için Savcılığa talepte (eski kanunda “şikayet” deniliyordu) bulunma süresi, eskiden olduğu gibi yine 6 ay ile sınırlı. Ancak, eski Ticaret Kanunun’da 6 ay ile sınırlanmış olan, karşılıksız çek düzenleyene ve diğer borçlulara karşı icrai yollara başvurma süresi, yeni kanunda 3 yıla uzatılmış. • Yeni Kanun uyarınca, çek defterinin her bir yaprağına banka tarafından, çekin basıldığı tarih eklenecek. Bankalar karşılıksız işlemi gören çeklerin, eğer çek 1.000 TL altında ise çek bedelini, 1.000 TL ve üzerinde ise 1.000 TL’sini ödemekle yükümlü. Bu ödeme yükümlülüğü de çekin basıldığı tarihten itibaren 5 yıl süreyle geçerli. Bu sebeple çekin basıldığı tarihi bankanın sorumluluğu açısından çok önemli. • Karşılıksız çek keşide etme nedeniyle verilecek çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı şeklindeki idari yaptırım kararları, karşılıksız çek düzenleme suretiyle dolandırıcılık, belgede sahtecilik veya başka bir suçun işlenmesi halinde de verilebiliyor. • Kanunun yürürlüğe girmesinden önce düzenlenen çeklerin hukuki geçerliliği devam edecek. Ancak Kanunun yürürlüğe girmesiyle bankalar yeni çek defterleri bastıracak, ayrıca 31.12.2012 tarihine kadar müşterilerine yeni çek defterlerini verip, eski çek defterlerini imha edecekler. Bankaların, eski çek defterleriyle ilgili ödemekle yükümlü oldukları tutara ilişkin sorumlulukları (çek bankaya ibraz edilmedikçe veya ibraz edilip de kısmi tutarın ödenmesi talep edilmedikçe) 30.06.2018 tarihinde sona erecek. • Çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumu T.C. Merkez Bankası kayıtlarınca tutulacak. Çek muhatapları Merkez Bankası’ndan alacakları şifre ile çek sahiplerinin güvenilirlik durumunu öğrenilebilecekler. Çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı, borcun faiziyle ödenmemesi veya talebin geri alınmaması hallerinde 10 yılın sonunda Merkez Bankası’nca resen silinecek. • Karşılıksız çek keşide etme nedeniyle çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağına ilişkin idari yaptırım kararları, eskisi gibi Mahkemeler tarafından değil, talepte bulunulan Savcılık makamınca verilecek ve Merkez Bankası’na bildirilecek. Şu anda Yargıtay’da olan dosyalar ise yeni kanun değişikliği sebebiyle hükmü veren mahkemelerine geri gönderilecek. Yerel mahkemeler de, duruşma yapmaksızın, sanıklar hakkında sadece (çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı şeklinde) idari yaptırım kararı verecek. Bu durumda; halen karşılıksız çek keşide etmek nedeniyle adli para cezası ve buna bağlı olarak hapis cezası almış herkes bu durumdan kurtulmuş olacak. MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ • İleri tarihli olarak düzenlenmiş hiçbir çek, 31.12.2017 tarihine kadar vadesinden önce bankaya ibraz edilemeyecek. Bu durumda çek, artık “görüldüğünde ödenmesi gereken bir ödeme aracı” olarak değerlendirilmiyor. Eskiden beri bilinen “çekte vade olmaz” kuralı artık ticari hayatımızdan çıkıyor. • 5941 sayılı Çek Kanunu uyarınca, bankalar “nama” ve “hamiline” olarak farklı çek türleri düzenlemekteydiler. Ayrıca çek keşide edenler tarafından hataen hamiline çek yaprağı kullanmaksızın hamiline çek düzenleyen kişi hakkında da 1 yıla kadar hapis cezası uygulanıyordu. Yeni kanunla bir çok mağduriyete yol açan bu durum düzeltildi ve bu konularla ilgili olarak Mahkemelerce verilen 1 yıla kadar hapis cezası, 300 TL’den 3.000 TL’ye kadar idari para cezasına değiştirildi. n Güney Amerika’ya İhracat Arttı, Yeni Hedef Pakistan ve Bangladeş Ç elik İhracatçıları Birliği (ÇİB), yeni pazar arayışlarına devam ediyor. Daha önce Şili, Peru ve Kolombiya’yı kapsayan Güney Amerika ülkelerine yönelik ticaret heyeti düzenleyen ÇİB, 6 -12 Mart tarihleri arasında hedef Pazar olarak belirlediği Pakistan ve Bangladeş’e gidiyor. ÇİB Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci, Ekonomi Bakanlığı’nın “Uluslararası Rekabetçiliğin Geliştirilmesinin Desteklenmesi” tebliği kapsamında düzenlenen ticaret heyetinin gelişen Türk çelik sanayinin üretimine yeni pazarlar açmak amacıyla yapıldığını söyledi. 31 Güney Amerika ziyareti ihracatı yüzde 160 artırdı Geçen yıl Ekim ayında Şili, Peru ve Kolombiya’ya bir çelik ticaret heyeti ziyareti gerçekleştirildiğini ifade eden Ekinci, “Bu üç ülkeye olan ihracatımız, heyet öncesi 3 aylık dönemde toplam 30 milyon dolardı. Heyet sonrası 3 aylık dönem değerlendirildiğinde ise ihracatımız yaklaşık yüzde 160 oranında artarak 79 milyon dolara ulaştı. Sektör içerisinden oluşturulan ticari komite istatistikleri ve pazar analizlerini inceleyerek hedef pazarları belirliyor. Buna göre yeni hedef ülkeler ise Pakistan ve Bangladeş” dedi. Namık Ekinci, “Pakistan ve Bangladeş’le tarihten gelen kuvvetli bağların ticarete pek yansımadığına dikkat çekerek şöyle konuştu: “Bu ülkelerin ithalatlarına bakarsanız, payımızın çok düşük olacağını göreceksiniz. Hedefimiz, 2010 yılı çelik ithalatının sadece yüzde 2.52’sini Türkiye’den yapan Pakistan ve Bangladeş’in ithalat pastasından daha büyük pay almaktır. Dünyanın her yerinde rekabet edebilen Türk çelik sanayi, bugüne kadar ihmal edilmiş bu ülkelerde de son derece rekabetçi olacaktır.” Sektör ihracatı 2012’de artışa devam etti. Öte yandan Türkiye’nin çelik ihracatı Güney Amerika pazarına Türk Çelik İhracatı (Peru, Şili ve Kolombiya) 2011-2012 Güney Amerika* Toplam İhracat Ağustos-Eylül-Ekim Miktar (ton) Değer (1000$) 38,831 30,546 KÜRESEL EKONOMİ Çelik İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Namık Ekinci: Kasım-Aralık-Ocak Değişim Miktar (ton) Değer (1000$) Miktar (ton) 112,174 79,011 yüzde 188.88 2012’nin ilk iki ayında, 2,6 milyar dolara ulaştı. Çelik İhracatçıları Birliği verilerine göre, geçen yılın aynı dönemine kıyasla ihracat miktar açısından yüzde 14,3 artışla 3,25 milyon tona, değer açısından ise yüzde 16,1 artışla 2,62 milyar dolara yükseldi. Ocak-Şubat ihracatında, ilk sırayı 423 bin ton ile S. Arabistan alırken, bu ülkeyi 322 bin ton ile ABD ve 294 bin ton ile Irak izledi. Geçen yıla kıyasla ilk iki aylık dönemde en büyük artışın yaşandığı ülkeler S. Arabistan, ABD ve Irak olurken, en fazla düşüş sırasıyla Birleşik Arap Emirlikleri, İtalya ve İspanya’da yaşandı. Bu arada Şubat ayında ise Kolombiya’nın da aralarında bulunduğu Güney Amerika ülkelerine yapılan ihracatın artması dikkat çekti.n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 ÇEVRE YÖNETİMİ 32 Kimyasal Atıkların Bertarafı A tık yönetiminde “temel esas” atığı kaynağında azaltmaktır. Bu anlamda, endüstriyel tesisler, öncelikle kendi bünyelerinde geliştirdikleri yöntemler ile tesisten çıkan atık miktarını azaltan tedbirler uygulamaktadır. Bununla beraber, tesislerin oluşumunu engelleyemediği ve özellikle tehlikeli olarak sınıflandırılan atıklar için yasal sorumluluklar çerçevesinde bertaraf ya da geri kazanım çözümleri üretmiş lisanslı firmalardan hizmet almaları gerekmektedir. Bertarafa gönderilen atıklar fiziksel özelliklerine göre üç ayrı kategoride değerlendirilebilir: 1. Katı atıklar (kimyasallar ile kontamine olmuş atıklar, ilaç atıkları, atık yapıştırıcı, atık boya, imhalık ürünler vb.) doğrudan yakılarak imha edilmesi. 2. Sıvı atıklar (asitler, bazlar, atık işleme yağları, laboratuvar kimyasalları, atık proses sıvıları, imhalık ürünler vb.) 3. Çamurumsu atıklar (endüstriyel arıtma tesislerinden çıkan arıtma çamurları, proses çamurları vb.) Kimyasal atıkların bertaraf yöntemleri: Kimyasal atıkların sıvı ve katı formda ortaya çıktığı durumlarda ağırlıkla aşağıdaki bertaraf ve enerji geri kazanım metotları uygulanmaktadır: Yakma 1. Doğrudan yakma: Kimyasal atıkların kalorifik değer ve nem oranları da dikkate alınarak, lisanslı yakma tesislerinde Onur Taş Bu yazı, Recydia A.Ş. Sürdürülebilir Kaynak Yönetimi İş Geliştirme Müdürü Onur TAŞ tarafından hazırlanmıştır. Recydia A.Ş. nin atık grubu iştirak şirketlerinden olan Süreko Atık Yönetimi A.Ş., Manisa ili Kula ilçesinde kurulu Entegre Atık Bertaraf Tesislerinde, çimento tesisleri için RDF - ek yakıt hazırlamakta olup, kalorifik değeri düşük sıvı atıkların bertarafı için “entegre kimyasal ön işlem yatırımı” planlarını hayata geçirmek üzere mühendislik tasarım çalışmalarına devam etmektedir. MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ 2. Alternatif yakıt olarak yakma: Kimyasal atıkları doğrudan yakmak yerine ayrı bir proses ile bir değer haline dönüşmesini sağlayarak “birlikte yakma” kapsamında yakmak. Bu prosesin adı RDF olup tanım olarak kısaca farklı kalorifik değere sahip atıkların Çimento tesislerinin yakabileceği standard değerlere ve içerik kalitesine getirilmesi amacı ile, RDF - Refuse Derived Fuel yani “ATY - Atıktan türetilmiş yakıt” üretim tesislerinde işlenmesi sürecidir. Bu işlem sonucunda, farklı atıklar ile karıştırılan kimyasal atıklar, yüksek kalorifik ve düşük nem oranı değeri olan yeni bir ürün (ATY) haline dönüştürülmektedir. Atıklardan oluşturulan nihai ürün için, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafınca belirlenmiş, “Atıkların mekanik işlenmesinden kaynaklanan tehlikeli maddeler içeren diğer atıklar (karışık malzemeler dahil) atık kodu” kullanılmaktadır. Bu atıklar, çimento tesislerinde, alternatif yakıt kapsamında ve enerji geri kazanımı statüsünde değerlendirilmektedir. Entegre Kimyasal Ön İşleme Sıvı formda bulunan kimyasal atıklar için “nötralizasyon”, “seperasyon” 1. Asit ve Baz atıkların nötralizasyonu Sülfürik asit, hidroklorik asit, nitrik asit, kromik asit gibi asitlerin işlenerek nötralize edilme sürecinde atık alkaliler, atık alkali tedarik edilememe durumunda da kireç kullanılmaktadır. Nötralizasyon işleminde asit ve baz atıkların kullanılması, “atığın atık ile zararsız hale getirilmesi” için ideal bir uygulama olma yanında maliyetlerin minimize edilmesi açısında da kıymetli bir bertaraf yöntemidir. Amonyak atıkları sodyum hipoklorit kullanılarak okside edilirler. Kimyasal ön işlem tesislerinde operasyonlar sonunda açığa çıkan her tür asit buharı ve nitrojen gazı, atmosfere yayılımı önlemek üzere ıslak gaz temizleyiciler ile tutulurlar. 2.Yağlı suların seperasyonu Yağlı sıvı atıkları, su muhteviyatlarından ayrıştırdıktan sonra, elde edilen yağın kalitesine göre, yağ geri kazanım tesislerine ya da alternatif yakıt olarak kullanılmak üzere çimento fabrikalarına gönderilirler. “Soğuk çatlatma” yöntemi ile atıktan, atığın yağ içeriğine bağlı olarak ortalama yüzde 5 oranında yağ elde edilebilmekte, bu proses sonucunda oluşan yüzde 10 oranında yağ içeriği olan çamur da, çimento tesislerine alternatif yakıt olarak kullanılmaya gönderilebilmektedir. Proses sonucunda oluşan atık su da, “Su Kirliliğinin Kontrolü Yönetmeliği ve Tehlikeli Maddelerin Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliği Deşarj Standartları” dahilinde kalmak şartı ile alıcı ortama deşarj edilebilmektedir. Yağlı su seperasyon işleminde açığa çıkan buhar ise, karbon filtrasyona sahip havalandırma sistemi ile kontrol altına alınır. Kimyasal atıkların işlenmesi sonucu oluşan her tür atık su, tesis deşarj limitlerini yakalayacak şekilde, gerekli durumlarda ek arıtma işlemine tabii tutulmakta, işlemler sonucu oluşan çamurlar da çimento tesislerinde alternatif yakıt olarak kullanılmaktadır. n Türkiye en çevreci OSB’sini arıyor OSBÜK ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın iş birliği ile Türkiye’nin en çevreci OSB’si seçilecek. OSBÜK Genel Sekreteri Ali Yüksel, yarışmaya katılmak isteyen OSB’lerin en geç 10 Mayis 2012 tarihine kadar OSBÜK’e başvurması gerektiğini ifade etti. Ç evre ve Şehircilik Bakanlığı ile OSBÜK’ ün işbirliği sonucu; çevrenin korunması, iyileştirilmesi, temizlenmesi, her türlü çevre kirliliğin önlenmesi ve çevre bilincinin yaygınlaştırılması için çalışan, çevreye ve kanunlara uyumlu faaliyet gösteren, atık su arıtma tesislerini tamamlayarak faaliyete geçirmiş ve düzenli atık depolama tesisleri ile bertaraf tedbirlerini almış OSB’lerin ödüllendirilmesi amacıyla yapılan “EN ÇEVRECİ OSB YARIŞMASI”nın 2008 ve 2009 yıllarında yapılmış olduğu malumunuzdur. Adı geçen Bakanlık ile görüşülerek konu tekrar gündeme taşınmış ve ilgili Bakanlık tarafından uygun bulunmuştur. Yarışmaya katılmak isteyen OSB’lerin, OSBÜK web sitesinde fotokopisi sunulan Usul ve Esaslara göre “En Çevreci Organize Sanayi Bölgeleri Değerlendirme Formu”nu doldurarak ekleri ile birlikte en geç 10 Mayıs 2012 tarihi mesai bitimine kadar OSBÜK’ e göndermeleri gereklidir. n Çevre Bakanı: Türkiye'de emisyon gazı ortalama 5 ton, Avrupa'da ise 10 ton Ç evre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, Türkiye'nin doğanın kirlenmesinde fazla bir payı olmadığını vurguladı. Bayraktar, "Dünyayı kirleten esasında gelişmiş ülkelerdir. Bakın, Türkiye'de emisyon gazı ortalama 5 ton iken; OECD ülkelerinde 15 ton, Avrupa Birliği ülkelerinde 10 ton, ABD'de 19 tondur." dedi. Çevre ve Şehirclik Bakanı Bayraktar, Türk Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD)'nin 'Düşük Karbon Ekonomisinde Rekabet Gücü: 2012 Ve Sonrası İçin Beklentiler' başlıklı konferansa katıldı. Bayraktar, burada yaptığı konuşmada, "Şu an enerjinin yüzde 40'tan fazlası konutlarda tüketiliyor. Konut stoğumuzun enerjiyi savurduğu malum. Ciddi enerji kayıplarmız var. Ama 2011 Ocak ayından bu yana uyguladığımız Enerji Kimlik Belgesi'ni hakiki manada hayata geçirirsek konutlarda yüzde 40 hatta 50 tasarrufa imkan tanınacak. Bu da toplamda yüzde 20 tasarruf demektir." ifadelerini kullandı. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın karbon salınımını en aza indirme adına önemli faaliyetlerde bulunduğunu anlatan Bayraktar, şöyle devam etti: "Biz, gelişmekte olan bir ülkeyiz, gelişeceğiz, kalkınacağız; ama atmosferi kirletmeyeceğiz. Karbon salınımını önemli oranda kısacağız. Doğanın kirletilmesinde bizim fazla bir payımız günahımız yok çünkü yeni gelişiyoruz. Dünyayı esasında gelişmiş ülkeler kirletti. Bakın, Türkiye'de emisyon gazı ortalama 5 ton iken; OECD ülkelerinde 15 ton, Avrupa Birliği ülkelerinde 10 ton, ABD'de ise 19 ton. Biz, dünyayı kirletmede gerilerdeyiz. Birleşmiş Milletler ve Kyoto kararlarına uyuyoruz. Yine Durban'da alınan kararlara da aynen uyduk, uyacağız da. Tabii burada bizim ortaya koyduğumuz duyarlılığa mukabil gelişmiş ülkelerden yardım bekliyoruz. Türkiye olarak çevre konularında üzerimize düşeni yapacağız. Emisyon azaltımını, karbon salınımını azaltmada tedbir alacağız." Erdoğan Bayraktar, Türkiye'nin çevreyi koruyarak zenginleşmek, ihracatı artırmak durumunda olduğunun altını çizdi. "Biz, uluslararası toplumun çevre ve iklim ile ilgili kararlarını uyguluyoruz, ama ABD Çin ve Hindistan da uysun. Nihayetinde çevre dostu dünya oluşsun." çağrısında bulundu.n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 ÇEVRE YÖNETİMİ gibi alternatif bertaraf yöntemler de uygulanmaktadır. 33 GİRDİLER MÜKEMMELLİK Liderlik SONUÇLAR Çalışanlar Süreçler, Ürünler ve Hizmetler Çalışanlarla İlgili Sonuçlar Strateji Müşterilerle İlgili Sonuçlar İşbirlikleri ve Kaynaklar Toplumla İlgili Sonuçlar Temel Sonuçlar 34 Öğrenme, Yaratıcılık ve Yenileşim EFQM: KOBİ´ler için Mükemmellik Modeli Modern yönetim modellerinde göze ilk çarpan konu, kaliteden taviz verilmemesi ve kurumsal yapının bir bütün olarak tüm işlevleri, iş süreçleri ve birimlerinin kaliteli bir işleyişe sahip olmasıdır. Kalite, modern iş dünyasında rekabet gücü ve yönetimsel etkinlik açısından üzerinde en çok durulan ve tartışılan konu haline gelmiştir. Ü lkemizde de hem akademik anlamda hem de iş dünyasına yönelik profesyonel kalite araştırmaları, bu konularda hizmet veren kurumlar tarafından yürütülmekte. Kalite yönetimi konusunda yapılan çalışmalardan biri de EFQM* Mükemmellik Modeli olarak tanımlanan kalite geliştirme metodlarıdır. Ayrıca bu model aracılığıyla hem büyük hem de küçük işletmelerin katılabileceği "Ulusal Kalite" ödülü yarışması** için de yararlanılmaktadır. Büyük işletmeler için sunulan modelin yanında Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için Mükemmellik Modeli de vardır. Aradaki bir fark yoktur, sadece KOBİ´ ler için geliştirilmiş olan model büyük işletmeler için kullanılan modele oranla daha basit olup, temel anlayış ve uygulamalar aynıdır Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler için EFQM Mükemmellik Modeli Bu model 9 kriterden oluşmuştur. Bu 9 kriter, 5´i girdiler, 4´ü de sonuçlar olmak üzere 2 ana yapıya ayrılmıştır. (Ayrıca bu 9 kriter 22 alt kritere de ayrılmıştır) Esnekliği ve gelişmeye açık yapısı hem modelin uygulanabilirliğini arttırmakta hem de bu model gibi esnek ve manevra yeteneği yüksek olan KOBİ bünyesine uyum MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ sağlamaktadır. Model, girdiler ve sonuçlar olarak 2 bölüme ayrıldığını belirtmiştik. 2 bölüm halinde ayrılması hem anlaşılmayı ve yorumlamayı kolaylaştırmakta, hem de değerlendirme sürecini basitleştirmektedir. Modelin merkezinde ise, bu kriterlerden elde edilen sonuçların değerlendirilmesi sonucu, kurumun iş süreçleri ve konumlanması yönünden yaklaşım (yani kurumun hedeflerini, planlarını içeren tüm konular), yayılım (yaklaşımların yaşama geçirilmesi başarısı) düzeyleri belirlenir. Bununla birlikte, bu iki boyuta (yaklaşım ve yayılım), sonuçlar ve gözden geçirme boyutları da eklenerek, kurumsal yapının kalite anlamında mükemmellik değeri ortaya çıkarılır. Modelin girdiler ve sonuçlar olarak 2´ye ayrılan yapısındaki girdiler tarafındaki öğelerde, yönetimin ve çalışanların işleri yapma biçimi, teknik anlamda iş süreçlerinin tanımlanması, yani işin nasıl yapıldığı ve sonuçlara ulaşma esnasındaki süreçler tanımlanır. Sonuçlar tarafında ise, yukarıda bahsi geçen ® Buradan bakarak EFQM Mükemmellik modelindeki bu 9 kriteri ve tanımlamalarını sıralarsak; Girdi kriterleri 1. Kriter - Liderlik: Mükemmel kuruluşlar geleceği şekillendiren ve gerçekleştiren, kuruluşun değerleri ve etik anlayışı doğrultusunda örnek olan ve sürekli güven aşılayan liderlere sahiptir. Mükemmel kuruluşların liderleri esnektir, kuruluşun sürekli başarısını sağlayacak biçimde gerekenlerin zamanında öngörülmesini ve gerçekleştirilmesini güvence altına alır. 2. Kriter - Strateji: Mükemmel kuruluşlar misyon ve vizyonlarını paydaş odaklı bir strateji oluşturarak gerçekleştirir. Stratejiyi yaşama geçirmek üzere politikalar, planlar, amaçlar ve süreçler oluşturulur ve uygulamaya alınır. biçimde, süreçlerinin etkili çalışması doğrultusunda planlar ve yönetir. Çevre ve topluma etkilerinin etkili bir biçimde yönetilmesini güvence altına alır. 3. Kriter - Çalışanlar: Mükemmel kuruluşlar çalışanlarına değer verir; bireysel ve kurumsal amaçların karşılıklı yarar sağladığı bir kültür yaratır. Çalışanların yeteneklerini geliştirir, adalet ve eşitliği destekler. Çalışanlarını gözetir, onlarla iletişim kurar, onları motive edecek biçimde tanır ve takdir eder, katılımlarını sağlar, yetenek ve bilgi birikimlerini kuruluşa yarar sağlayacak yönde kullanmalarına olanak verir. 5. Kriter - Süreçler: Ürünler ve Hizmetler: Mükemmel kuruluşlar müşterilerine ve diğer paydaşlarına artan bir değer üretmek üzere süreçler, ürünler ve hizmetler tasarlar, bunları yönetir ve iyileştirir. 4. Kriter - İşbirlikleri ve Kaynaklar: Mükemmel kuruluşlar kuruluş dışı işbirliklerini, tedarikçilerini ve iç kaynaklarını strateji ve politikalarını destekleyecek 2. Kriter - Çalışanlarla İlgili Sonuçlar: Mükemmel kuruluşlar çalışanlarıyla ilgili olarak kapsamlı ölçümler yapar ve olağanüstü sonuçlar gerçekleştirir. Sonuç kriterleri 1. Kriter - Müşterilerle İlgili Sonuçlar: Mükemmel kuruluşlar müşterileriyle ilgili olarak kapsamlı ölçümler yapar ve olağanüstü sonuçlar gerçekleştirir. 3. Kriter - Toplumla İlgili Sonuçlar: Mükemmel kuruluşlar toplumla ilgili olarak kapsamlı ölçümler yapar ve olağanüstü sonuçlar gerçekleştirir. YAKLAŞIMLAR YAYILIM SONUÇLAR 4. Kriter - Temel Sonuçlar: Mükemmel kuruluşlar politika ve stratejilerinin temel unsurlarıyla ilgili olarak kapsamlı ölçümler yapar ve olağanüstü sonuçlar gerçekleştirir. DEĞERLENDİRME VE İYİLEŞTİRME RADAR® Mükemmelliğe doğru gerekli adımlar: n Stratejinin bir parçası olarak gerçekleştirilmesi gereken Sonuçları belirlemek Kriterlerden de görüldüğü gibi, kalite mükemmelleştirme açısından bu modelde bütüncül bir yaklaşım söz konusudur. Yani, kaliteyi sadece iş süreçlerinde ya da üretim sürecinde değil, kurumsal tüm işlev, yapı ya da organizasyonlarda düşünmek kurumsal mükemmelliğin kapısını açacaktır anlayışı egemendir. Eksiksiz bir kalite anlayışının temeli de zaten budur. Kalite yönetimi ve anlayışları salt sayısal ya da salt anlamsal olarak değerlendirmek hatalı sonuçlar verebilmektedir. EFQM Mükemmellik modeli gibi metod ve çalışmalar, konuya her açıdan ve işlevsel bakabilme olanağı vermekte, kurumsal yapıların kalite yaratma, sürdürme ve dolayısı ile rekabet ve verimlilik hedeflerine ulaşmalarına büyük katkı sağlamaktadır. n n Gerekli sonuçları hem mevcut durumda hem de gelecekte gerçekleştirmek amacıyla bütünleşik ve sağlam temelli Yaklaşımlar planlamak ve oluşturmak * EFQM: European Foundation of Quality n Uygulamayı güvence altına almak üzere yaklaşımları sistematik olarak Yaymak Management (Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı) n Sonuçların izlenmesini, analizini ve süregelen öğrenme faaliyetlerini esas alarak, uygulamaya alınmış yaklaşımları Değerlendirmek ve İyileştirmek ** Ulusal Kalite ödülü yarışması için ayrıntılı bilgi: Kalite Derneği KalDer http://www.kalder.org. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 MÜKEMMELLİK girdilerdeki faaliyetler sonucunda neler elde edildiği değerlendirilip, hangi sonuçlara ulaşıldığı bulunur. 35 MÜKEMMELLİK 36 Avrupa Kalite Büyük Ödülü Sahibi Bilim İlaç Bilim İlaç, son 3 yıldır Avrupa'da başvuran hiçbir firmanın alamadığı Avrupa Kalite Büyük Ödülü'ne layık görülen ''ilk şirket'' ve ''ilk ilaç firması'' oldu. EFQM (Avrupa Kalite Yönetimi Vakfı) Mükemmellik Modelinden yola çıktığımızda, kazanmış olduğunuz “Avrupa Kalite Büyük ödülü”nü, şirketinizin örnek alınması gereken bir kuruluş olduğunun belgesi ve mükemmellik yolunda ilerlemek arzusunda olan Avrupa kuruluşlarına EFQM’nin; “Bilim İlaç A.Ş.'de nelerin nasıl yapıldığını ve arzulanan sonuçların nasıl elde edildiğini inceleyin ve kendinize örnek alın.” şeklinde bir seslenişidir diyebilir miyiz? Şüphesiz EFQM tarafından yapılmış olan bu değerlendirme bizim için çok kıymetli ve önemli. Ayrıca bu ödülü sadece ilaç sektörü değil, tüm sektörlerde son 3 yıldır başvuran firmalardan hiçbirinin alamamış olması, EFQM tarihinde hiçbir firmanın 1 büyük ödül ve 4 kategoride birden başarı ödülünü kulvarda alınabilecek en büyük ödül. Kalite Başarı ödülü ile arasında ne gibi bir fark var? Cengizhan Nas Bilim İlaç İşletme Direktörü birlikte alabilme başarısını gösterememişken bizim başarmış olmamız, ilaç sektöründe hiçbir firmanın bu ödülü daha önce alamamış olması ödülün ifade ettiği değeri daha da anlamlı kılıyor. EFQM Avrupa Kalite Büyük Ödülü, bu MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Avrupa Kalite Büyük Ödülü 1998 yılında başlattığımız stratejik plan çerçevesinde uyguladığımız ve Avrupa’da 55 ülkede 30.000’den fazla kuruluş tarafından kullanılan EFQM Mükemmellik Modeli’nde firmamızın geldiği seviyeyi bize göstermesi, aynı zamanda Avrupa iş dünyasının takip ettiği en saygın ödül olması nedeniyle şirketimiz için büyük önem taşıyor. Türkiye’de aldığımız 2006 “Ulusal Kalite Büyük Ödülü” ve 2010 “Mükemmellikte Süreklilik Ödülü” Avrupa Kalite Büyük Ödülü’ne giden yolda bize ışık tutmuş, doğru yolda gerekli adımları attığımızı bize göstermişti. Avrupa Kalite Büyük Ödülü’nü alarak bu zirveye ulaşmış olmamız da kalite yolculuğunda sürdürülebilirliğe verdiğimiz önemi ortaya koyuyor. EFQM Mükemmellik Modeli, 55 ülkede 30.000’den fazla kuruluş tarafından kullanılıyor. Bunların arasında dünya devi markalar var. Tüm dünya çapında uygulanan en iyi kurumsal yönetim modellerinden biri kabul ediliyor. Kısacası bu ödül Avrupa’nın “Kurumsal Mükemmellik” konusunda en saygın ödülü ve gerçekten uygulamalarına en çok güvenen şirketler bu yarışta varlık gösterebiliyor. Son üç yıldır Avrupa Kalite Ödülü’ne layık görülen hiçbir firma olmaması da sürecin zorluğunun en iyi göstergesi… EFQM Avrupa Kalite Büyük Ödülüne ulaşma süreciniz ne kadar sürdü, nasıl başladınız ve hangi aşamalardan geçtiniz? Daha önce de belirttiğim gibi Bilim İlaç’ın mükemmellik yolculuğu 1998 yılında başladı. Bu kapsamda uygulamaya başladığımız stratejik planlama çalışmalarımız bu sürecin başlangıcıdır diyebilirim. Temellerini attığımız yapılanmalar sonrasında EFQM Mükemmellik Modeli çerçevesinde, çağdaş yönetim odaklı çalışmalar başlattık. Kullandığımız bu mükemmellik modeli sadece firmanın değil; toplumun, çalışanın, müşterilerin, tedarikçilerin yani tüm paydaşlarının faydasını önemseyen bir model. Bu modeli benimsemek, stratejik planlarımızı yapmak, uygulamak, diğer sektörlerdeki “iyi uygulamaları” incelemek, firma içinde yaygınlaştırmak ve öğrenen bir organizasyon kurarak değişime liderlik etmek ile bugün bulunduğumuz seviyelere geldik. Hayata geçirilen başarılı çalışmalar neticesinde; 2004 yılında EFQM Mükemmellikte Yetkinlik Onayı, 2006 yılında TÜSİAD KalDer tarafından verilen “Ulusal Kalite Büyük Ödülü” ve 2010 yılında TÜSİAD KalDer tarafından verilen “Mükemmellikte Süreklilik Ödülü”ne layık görüldük. Her iki ödül de Türk ilaç sektöründe alınan ilk ve tek ödül olma özelliğini taşıyor. 2011 yılında da layık görüldüğümüz Avrupa Kalite Büyük Ödülü’nün yanı sıra Müşteriler İçin Değer Katma, Süreçlerle Yönetim, Vizyoner, Esin Veren ve Bütünsel Liderlik, Dengeli Sonuçlar Gerçekleştirme olmak üzere dört kategoride birden Başarı Ödülü de yine ilk kez Bilim İlaç’a verildi. 1992 yılından bu yana verilmekte olan Avrupa Kalite Ödülü’nde bugüne kadar büyük ödülün yanında 4 ayrı kategoride birden Başarı Ödülü’ne layık görülen hiçbir kuruluş olmamıştı. Bu ödülü ülkemize ve sektörümüze kazandırmış olmaktan dolayı büyük gurur duyuyoruz. Mükemmellik yolculuğuna çıktığınızdan bu yana Bilim İlaç’ta neler değişti? EFQM Mükemmellik Modeli’ni benimseyip yeni yönetim modeline geçmeye karar verdiğimizde, bunu uygulamaya almanın en iyi yolunun şirket bünyesine yaymak olduğunu tespit ettik ve stratejik planımızı buna göre şekillendirdik. Avrupa Kalite Büyük Ödülü’nü kazanmamızda 2000’den fazla çalışanımızın bu modeli benimseyip uygulamalarının ve değişime liderlik etmelerinin büyük payı olduğunu her zaman vurguluyorum. Kendilerini yönetim modelinin bir parçası olarak gören çalışanlarımız yapılan iyileştirmelere yönelik yaratıcı fikirlerini bizimle paylaştılar. Bu sayede işi sahiplendiler ve başarıya giden yolda önemli bir adım atmış olduk. Bu süreçte, çalışanlarımız ve yöneticilerimiz yurtiçi ve yurtdışı olmak üzere çok çeşitli eğitimler aldılar. Yönetim ve karar alma mekanizmalarında köklü değişiklikler yaptık. Kurullarımız aracılığıyla katılımcılığı esas alan yönetim yapısına geçtik. Bilim İlaç, Avrupa’daki tüm sektörlerde “Büyük Ölçekli İşletmeler” kategorisinde, 2008’den bu yana “Büyük Ödül”e değer firma bulunamayan bu prestijli platformda; yüzde yüz yerli sermayeli bir Türk şirketi olarak “Büyük Ödül”ü Türkiye’ye kazandırdı. Bunlara ek olarak ailelerimizi de her zaman şirketimizin bir parçası olarak gördük. Çalışanlarımızın başarısının arkasındaki stratejik başarı faktörünün ailelerimiz olduğunu düşünüyorum. Çalışanlarımız ailelerinin desteğiyle en zorlu süreçlerin üstesinden gelmeyi bildiler. Aldığımız başarı ödüllerinin arkasında bu ve buna benzer Bilim’e özgü uygulamalar yattığını görmekten büyük mutluluk duyuyoruz. Tüm bu ödülleri alarak Avrupa’da örnek şirket olmamızın, diğer firmalardan farklılığımızı ortaya koymamız açısından önemli olduğunu düşünüyorum. Avrupa’nın önde gelen firmalarından çok sayıda kıyaslama talebi alıyoruz. Hem yurtiçinden hem yurtdışından başarı hikayemizle ilgili bilgi talepleri geliyor. Bunlar çok gurur verici gelişmeler… Yalnızca Türk İlaç sektörü için değil Türkiye’deki tüm sektörler için başarılı bir kurumsal uygulama örneği olduğumuzu düşünüyoruz. Toplam Kalite Yönetimi anlayışı ile mükemmellik yolculuğuna yeni çıkmış veya henüz çıkmamış ama çıkmayı düşünen kuruluşlara ne gibi tavsiyeleriniz olabilir? Mükemmellik yolculuğu uzun ve zorlu bir yolculuk… Bu yolculuğa çıkmak isteyenler her şeyden önce yönetim kadrolarına, ekiplerine, çalışanlarına güvenmeli; onları da bu değişim sürecine dahil etmeli. Bu modeli gerçekten benimseyerek şirketin tüm fonksiyonlarına uyumlu hale getirmezlerse ve çalışanları sürece dahil etmezlerse başarı ihtimali çok zayıf. Bilim İlaç olarak biz bu süreçte danışmanlarımızdan aldığımız destekten de çok faydalandık. Stratejik planlarımızı oluşturmamız ve sabırla uygulanmasını sağlamamız sürecinde tarafsız bir gözün görüşlerini almanın da önemli olduğunu düşünüyorum. Kısacası bu yolculuğa çıkacak olan firmaların zorluklar karşısında yılmamaları ve hedeflerinden asla vazgeçmemeleri gerekiyor. n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 MÜKEMMELLİK EFQM Avrupa Kalite Büyük Ödülü sürecinde rakipleriniz kimlerdi? 37 Türk sanayisinin duayeni SANAYİ TARİHİ Vehbi Koç 38 V ehbi Koç, 1901 yılında Ankara'nın Çoraklık semtinde doğar. Babası Koçzade Hacı Mustafa Efendi, annesi Kütükçüzade Hacı Rıfat Efendi'nin kızı Fatma Hanım’dır. Baba tarafından üç asırlık, anne tarafından altı asırlık Hacı Bayram-ı Veli soyuna dayanan bir aileden gelir . 1906 yılında henüz 5 yaşındayken mahalle mektebine başlayan Koçzade Ahmet Vehbi, Hacı Bayram Camii’nin yanındaki "Topal Hoca’nın Mektebi"nde ilk tedrisini alır. Daha sonra sonra yine Hacı Bayram Camii’nin yanında kiralık bir evde ders görülen ilkokula gider. Bu okulu birincilikle bitirir. 1914 yılında, bugünkü Tıp Fakültesi İhtisas Hastanesi’nin yerinde olan "Taş Mektep" denilen Ankara İdadi’sine (lise) yazılır. Ancak idadi hayatı uzun sürmez. Derslerine çalışan, okulun, okumanın tadını almış bir öğrenci olmakla birlikte anne babasının bütün ısrarlarına rağmen bir tasdikname alarak ortayı bitirmeden 1916 yılında okuldan ayrılır. Vehbi Koç’un babası Koçzade Hacı Mustafa Efendi ile Aktarbaşı Mehmet Efendi, İsmet Beyzade Nazif Bey ve Kütükçüzade Fevzi Bey bir araya gelerek buğday ticareti yapmak üzere bir ortaklık kurmaya karar verirler. Yapacakları iş; At Pazarı’nda bir dükkan tutup, köylüden buğday, arpa alıp, bunları Ankara’da buğday işiyle meşgul olan büyük Hristiyan tüccarlara satmaktır. Vehbi Koç, bir süre babasının yanına gider gelir, MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ yaptıklarını izler, bu işin basit ancak kârının az olduğunu görür. Daha sonra Vehbi Koç’un isteği üzerine, babası onu bacanağı Aktarzade Sadullah Efendi’nin ortak olduğu manifaturayla uğraşan bir ticarethaneye gönderir. Bu mağaza At Pazarı’nda Çengel Han’ın içindedir. Vehbi Koç, yaz tatilinde bu mağazada beş ay kadar çalışır. SANAYİ TARİHİ Manifatura işi hoşuna gider, fakat büyük para isteyen bir iş olduğu için bu işe giremez. Babasıyla evlerinin altında 120 lira sermaye ile bir dükkan açarlar. 1917’de Karaoğlan Çarşısı’nda kurulan bu firmanın adı “Koçzade Hacı Mustafa Rahmi”dir. Koçzade Hacı Mustafa Efendi İstanbul’a gidip 120 lira karşılığında bir sandık ayakkabı lastiği, bir sandık şeker, bir sandık kaşar peyniri, zeytin ve makarna gibi mallar alıp getirir. 39 “Bismillah” dedik işe başladık. Benim görevim dükkanı açmak, süpürmek, tozlanan malları temizlemek, müşterilerin aldığı malları tartmak veya saymak, mangalı yakmak, camekanları temizlemek, kısaca hademe, satıcı ve muhasebecinin görevlerini birarada görmekti.” Zaman geçtikçe ve piyasada iş yapanları gördükçe ustalaşırlar. Çeşidi çoğaltarak güzel mallar getirmeye ve satmaya başlarlar. “İşi çok iyi götürdüm. Ama yine de yeni iş sahaları aramaya başladım. Yıl 1918’di. Bizim Karaoğlan Çarşısı’nda ‘Aktariye’ denilen hırdavat satan birçok Musevi vardı. Bu işi de yapmayı kafama koymuştum. Babam kösele dükkanının i şlerine bakarken ben de ev kapısının sağındaki iki dükkanı birleştirdim. Kundura hırdavatını da bu yeni açtığım aktariye dükkanına getirerek tam hırdavatçılığa başladım. Her çeşit iplik, makara, baharat, bardak, fincan, tabak, çeşitli aynalar, boncuklar satıyordum.” 23 Nisan 1920’de Büyük Millet Meclisi’nin açıldığı yıl Vehbi Koç, Meclis Genel Sekreteri Recep Peker’e bir dilekçe vererek Meclis’te bir memuriyet ister ve1920 yazında matbaada musahhih yardımcısı olarak göreve başlar. O yıllarda Meclis’te ve Meclis Matbaası’nda memuriyet de askerlik görevine sayılır. Karaoğlan Çarşısı’ndaki ev ve altındaki dükkan caddenin genişletilmesi dolayısıyla yıkılınca yerine Ulus Meydanı’ndaki Merkez Ticaret Şirketi’nin bulunduğu Koç Han’ı yaptırarak altındaki iki mağazaya taşınırlar. Ankara’nın başkent ilan edilmesiyle bayındırlık ve yapı işleri de canlanır. Vehbi Koç da bakkaliye, kösele ve hırdavat işinden yapı malzemeleri işine girer. Getirttiği malzemelerden birisi de Marsilya kiremitidir. “Marsilya tipi kiremitten dükkana birkaç tane örnek koymuştum. O sırada büyük bir fırtına koptu. Çarşıdan geçen insanlar hemen dükkanlara sığındılar. Benim dükkanıma da Rüştü Bey adında bir bey girdi, kiremitleri gördü. Bu bey, Büyük Millet Meclisi daire müdürüymüş. Fırtına Meclis çatısının bir köşesini de uçurmuştu. Rüştü Bey ertesi gün bizim dükkana geldi. Elimde olan kiremitleri aldıktan sonra yeni sipariş verdi, iyi kar ettim. Yapı malzemesinde kiremit işine de bu şekilde başlamış olduk.” O sıralarda Belediye tarafından Yenişehir’de konut yapımına karar verilmiş ve müteahhitlere ihale edilmeye başlanmıştır. Vehbi Koç bu dönemde Ankara’nın en ünlü müteaahitlerinden Nafiz Kotan Bey ile çok büyük işler yapar, iyi kazanır. Böylece, yapı malzemeleri satışının yanında müteahhitliğe de başlamış olur. 1920’lerde benzin tüketimi hemen hemen yok gibidir. Memleketin ihtiyacı olan bütün gaz dışarıdan teneke ve sandıklar içinde gelir. Mobil kumpanyasının adı o zamanlar Standard Oil Company, gaz yağının markası da ‘develi’dir. Büyük bakkalların hepsi müşterilerine gaz satmakta, sattıkları gazı da bu petrol firmalarının acentelerinden almaktadırlar. “Bu işi biraz inceledim. Ankara’nın gaz acenteliğini almak istiyordum. İstanbul’da Steaua Romana adında (şimdiki BP) bir firma vardı, bunun mallarını iki Rus satıyordu. Galata’da bir handa yazıhanelerine gittik, bunlarla tanıştık. Bir vagon gaz aldık. Gazı Ankara’ya getirdim, Belediye gazhanesine koyduk, sandık sandık satmaya başladık.” Vehbi Koç Standart Oil’in Türkiye müdürü ile bir anlaşma imzalar ve acentelik alır ve eski Standart Oil şimdiki Mobil Oil ile ilişkisi böylece 1928’de başlar. Aynı yıl Ford şirketi memurlarından Mr. Chent otomobil acentası bulmak için Ankara’ya gelmiştir. Vehbi Koç, otomobil acenteliği işinin gelecekte büyük başarı getireceğini düşünmekte ve bu işe girmeyi çok arzulamaktadır. Babası bu işin, oğlunun sermayesini batıracağını düşünmekte ve rıza göstermemektedir. Vehbi Koç bir hayli uğraştıktan sonra babasının onayını alır ve1928 yılında Ford ile ilk acentelik anlaşmasını yapar. Bu anlaşma ile Ankara, Çankırı ve Polatlı’da satış bayilikleri alınır. 1932 yılında Ankara Numune Hastanesi’nin çeşitli işleri ihaleye çıkarılır. İhaleyi Vehbi Koç kazanır, Refik Saydam’ın isteği üzerine Alman bir firma (Yehliski Tekilman) ile işbirliği yapar. Geceli gündüzlü çalışarak Numune Hastanesi’ni Cumhuriyetin onuncu yılına yetiştirir. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 SANAYİ TARİHİ “Önce buzdolabı malzemesinin hemen hemen yüzde yüzü dışarıdan gelirken, Ereğli Demir Çelik Fabrikası’nın tamamlanıp buzdolabında kullanılabilir güzel sac yapması, General Electric firmasıyla imzalanan bir anlaşmayla Türkiye’de motor ve kompresör fabrikası kurulması, yan sanayinin gelişmesi sonucu bugün bir buzdolabı için dışarı çıkan döviz 7 ila 9 dolar gibi pek küçük bir rakama inmiştir. Türkiye’de yapılan buzdolabının niteliği milletlerarası standartlara yükselmiştir.” 40 “1933 yılı Cumhuriyet Bayramı’nda hastaneyi bitirdik. Açılışı yapıldı. Cumhuriyet’in 10. yıldönümüydü, Soyyetler’den Mareşal Varoşilov davetliydi, geldi. Tören de Refik saydam çok memnun kaldığı için yanaklarımı, gözlerimi öptü. Bütün yorgunluğum o anda geçti.” Ankara’daki işleri iyi giden Vehbi Koç, daha da ilerlemek ve yükselmek için İstanbul’da bir mağaza açmak ister. Ancak başarılı olamazsa çevresine karşı mahcup olmaktan korkmaktadır. İstanbul’daki işlerini çevirecek güvenilir birine de ihtiyacı olduğundan birlikte çalıştığı Emin Güraç Bey’e kuracağı şirkete ortak olmasını teklif eder. Emin Bey bu teklifi kabul ederek İstanbul’a taşinır. Böylece 1937 yılında “Koçzade Ahmet Vehbi” firmasının İstanbul şubesi “Vehbi Koç ve Ortakları Kollektif Şirketi” adıyla Galata -Fermeneciler’de kurulur. “İki yıl sonra ilk korkum kalmadı, başarılı olmaya başladım. İstanbul’un büyük firmalarını tanıdıkça hergün yeni yeni bir şeyler öğreniyor, hergün işlerin içine daha fazla giriyordum.” Yeni iş sahalarına adım atan ve “Koçzade Ahmet Vehbi” firması daha da büyüyen Vehbi Koç, şahıs firmalarının varlıklarını uzun süre devam ettiremediğini görür ve bir anonim şirket kurmaya karar verir. Çalışmalar tamamlanır, 29 Haziran 1938’de 300.000 lira sermaye ile “Koç Ticaret Anonim Şirketi” kurulur, “Vehbi Koç ve Ortakları Kollektif Şirketi” olan Galata Grubu da Koç Ticaret A.Ş.’nin Galata şubesi olur. II. Dünya Savaşı’nı Amerika ve müttefiklerinin kazanacağını ve ardından ticaretin serbest olacağını öngörerek Amerikan firmalarının temsilciliklerini almayı kafasına koyan Vehbi Koç, 1943’te Vecihi Karabayoğlu’nu çalışmalar yapması için Amerika’ya gönderir. Vecihi Bey, General Electric, U.S. Rubber, Olivre Burroughs, York gibi büyük firmaların temsilciliklerini almayı başarır. 1946 yılında ilk Amerika yolculuğuna çıkan Vehbi Koç’un kafasında, temsil ettiği firmaların yetkilileri ile tanışmanın yanı sıra Türkiye’de bir ampul ve lastik fabrikası kurmak da vardır. General Electric genel müdürü Mr. Reed ile görüşerek birlikte Türkiye’de bir ampul fabrikası kurulması kararını alırlar. Çalışmalar tamamlanır, 1948 yılında General Electric Ampul fabrikası üretime başlar. Lastik fabrikası teklifini ise US Rubber şirketine yapar ancak kabul ettiremez. 1953’te ikinci endüstri şirketi Arçelik’in kurulma çalışmaları başlar. Demir mobilya ticareti yapan Burla Biraderler ve Devlet Malzeme Ofisi ile ortaklık yapılır; İsrail firması Amcor’dan alınan kompresörler ile buzdolabı üretimine geçilir. MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Ankara başkent ilan edildikten sonra Cumhuriyet’in kurumlarının da inşa süreci hızla devam eder. Bu kurumların kalorifer tesisatı işinde çoğunlukla Alman ve Macar işçiler çalışır. Vehbi Koç, Numune Hastanesi gibi inşaat işleri ile ilgilenirken ortaya çıkan radyatör ihtiyacını Alman Hilden firmasından karşılar. Bu alandaki eksikliği gidermek isteyen Vehbi Koç 1956’da Almanya’ya gidip Hilden ile teknik yardım anlaşması imzalar. 1958 yılında demir döküm fabrikasının yapımına başlanır. Önce radyatör, döküm soba daha sonra fırın ve şofben üretimi başlar; ardından otomotiv endüstrisi için döküm işleri yapılır. Türk Demir Döküm Fabrikaları A.Ş. 1967’den itibaren radyatör ihracatına başlar. 1928, İlk Yabancı Temsilcilikler... Cumhuriyetin ilk yıllarında başlayan sanayi ve imar hamleleri ile birlikte Vehbi Koç, geniş ufku, vizyonu ile yabancı firmalarla temaslar kurdu ve Türkiye Temsilcilikleri aldı. Koçzade Ahmet Vehbi firması, ülkemizin o dönemdeki dış ticaret ilişkilerini geliştirerek 1928 yılından itibaren başlıca Avrupa ve Amerika şirketlerinin Türkiye distribütörü oldu. Vehbi Koç henüz 28 yaşındayken Ford ve Standard Oil (şimdiki Mobil) temsilciliklerini aldı. O yıllarda ülkemizin gelişme ve kalkınma çabaları dikkate alınırsa Vehbi Koç'un girişimleri ayrı bir nitelik kazanmaktaydı. Vehbi Koç Türkiye’nin gelişimi için turizmin çok önemli olduğunu ve bu alanda yatırım yapmanın gerekliliğini her fırsatta dile getirir. O dönemde İstanbul’da kalınabilecek nitelikte otel bulmak oldukça zordur. Vehbi Koç, bir arsa alarak konaklama hizmeti verecek bir işletme açmak ister. O sıralarda İstanbul’da Hilton’un temeli atılmaktadır. Üç yıllık yoğun bir çalışmanın ardından prensipleriyle yönetilmelerini ve en önemlisi sürekliliklerini sağlamak istiyordum.” Vehbi Koç bu düşüncelerini yakın iş arkadaşlarına açar ve çeşitli görüşmeler yapar. Yurt dışındaki büyük şirketleri inceler, yöneticilerinden fikirler alır. “İlk aşamada topluluğun yurda mal olmuş büyük şirketlerinin sürekliliklerini sağlamak için bunları gerçek anonim şirketler halinde geliştirmekle beraber bir holding şirketi çevresinde toplamak ve holdingin bir kısım hisselerinin ailenin şahsi tesirinde kalmayacak bir vakfa mal etmek bana en çıkar yol gözükmüştü.” halk ve hükümet Koç Holding’I tutacak, bunlardan daha mühimi bizden sonra geleceklere örnek olacak ve birçok holding kurulacak ve bu memleket ileri gidecektir. Ben 17 yaşımdan itibaren 46 sene geceli gündüzlü çalıştım, bu hale getirdim şimdi sizlere teslim ediyorum. Eğer bizlerin, benim ilelebet huzur içinde kalmamı istiyorsanız, bu müesseseyi devam ettiriniz. Vehbi Koç’un hedeflerinden birisi de Siemens’in Türkiye’de bir yatırım yapmasıdır. Bu amaçla Siemens Grubu Başkanı Ernst Von Siemens’ı Türkiye’ye davet eder. 1964 yılında Alman Siemens firması ortaklığıyla Türkiye’nin ilk kablo fabrikası olan Türk Siemens kurulur. Fabrika, Türkiye'deki enerji, otomotiv ve telekomünikasyon kablolarına yönelik büyük talebin karşılanmasına yardımcı olur. 1946 yılında yaptığı ilk Amerika yolculuğunda meyve suyu satan mağazaları gören Vehbi Koç’un kafasında Türkiye’de meyve suyu üretme düşüncesi oluşur. Ancak Türkiye’de meyvenin pahalı olmasından dolayı projenin verimli olmayacağı anlaşılır. Bu düşüncesi daha sonra domates konsantresi üretip ihraç etmeye dönüşür. 1967’de Heinz firmasının teknik desteği, İsviçreli Migros, Türkiye Şeker Fabrikaları ve Şeker Sigorta ortaklığıyla Tat Konserve Sanayi kurulur. bazı eksikliklerine rağmen Hilton ile aynı yıl (1956) Divan Oteli de hizmete açılır. Büyük şehirlerde nüfus hızla arttıkça yakacak ihtiyacı da büyür. Mobil şirketinin Mersin’de büyük bir rafineri kurmaya başlaması ve hammadde kaynağının daha da gelişmesi sonucunda Vehbi Koç 1961’de likit petrol gazı işine girmeye karar verir. 1962’de Gazal, 1963’te de Aygaz kurulur. “Yıllar geçtikçe teşkilat büyüyordu. Artık adına Koç Topluluğu dediğimiz şirketlerimize her yıl yenileri katılıyordu. Bunların hepsi bağımsız birer şirketti, ben yönetim kurullarının başkanıydım. Koç Grubu daha fazla büyümeden temelini sağlamlaştırmak, şirketlerin birbiriyle bağlantısını güçlendirmek, modern sevk ve idarecilik 1963’te Hulki Alisbah holding projesini hazırlar. Proje iktisatçı ve hukukçuların da bulunduğu bir danışma kurulunda tartışılır. Kurul, holdingin kurulması kararını alır. 20 Kasım 1963 günü Divan Oteli’nde kurucular tarafından esas mukavele imzalanır. İlk umumi heyet 24 Şubat 1964’te Beyoğlu, İstiklal Caddesi’ndeki Merkez Han’da toplanır. Toplantıda Vehbi Koç şu konuşmayı yaparak kayıtlara geçmesini ister: Şahsen bu Holding’i kurmakla çok mesudum. Bugün şu binada 48 kişilik kurucu ortaklardan teşekkül eden umumi heyetin, yarın binlerce azası olacaktır. Koç Holding çok ilerleyecek, Türkiye’de hususi sektörü temsil eden en büyük müessese olacak, memlekete faydalı olduğunu gören 1938, 1938 İlk Anonim Şirket... Koç Topluluğu'nun gelişmesinde en önemli aşamalardan biri kurumlaşma çabasıydı. 1938 yılında Vehbi Koç şahıs firmalarının uzun ömürlü olmadığını gördü ve Koç Ticaret Anonim Şirketi'ni kurdu. Bu şirket zamanla Koç Topluluğu'nu meydana getiren girişimlerin temeli ve gelişme merkezi oldu. Şirketlerin bir özelliği de Koç Topluluğu'nun ana ilkelerinden yönetici ve çalışanların yönetime ortak olmaları hususunun ilk kez bu kuruluşta uygulamaya konulmasıydı. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 SANAYİ TARİHİ “Türk Demir Döküm, bu alanda hem grubumuzun, hem de memleketin en büyük döküm fabrikasıdır. 1935 yıllarında başlayan radyatör ve boru fabrikası düşüncesinin sonunda bu fabrikanın kurulup başarılı olmasından da çok mutluyum.” 41 SANAYİ TARİHİ 42 kurumlaştırmak ve böylece bunların benden sonra da sürekliliğini sağlamaktı. Bu ikinci amacım Vehbi Koç Vakfı’nı kurduğum zaman gerçekleşti.” Otomotiv endüstrisi geliştikçe piyasada sac karoserli araba talebi de hızla artar. 1968 yılında İtalyan FIAT firması ile Bursa’da bir otomobil fabrikası kurma çalışmalarına başlanır. 1971’de TOFAŞ fabrikası açılır. Bu fabrikada üretilen Türkiye’nin ilk sac karoserli arabası jüri kararıyla “bir araba alma muradı” sözünden hareketle Murat ismini alır. 1984 yılında Vehbi Koç fiili iş hayatından çekilerek Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı oğlu Rahmi Koç’a devreder. Genel Kurul’da verilen bir önergeyle Vehbi Koç’a Şeref Başkanlığı unvanı verilir. Küçük bir bakkal Yaşamı boyunca topluma katkı konusuna büyük önem verir. Babasının ve dedelerinin daha 19. yüzyılda Ankara'da vakıflarda hayır işlerinde çalışması, O'nun için önemli bir göstergedir. 'İşe başlayıp, biraz para kazandıktan sonra mahallesinde, çarşısında, halk arasında yardıma muhtaç olanlara yardım etmekten büyük keyif aldığını' hatıralarında anlatan Vehbi Koç, yıllar geçip de ülkenin önde gelen işadamlarından biri olduğunda, bu çabalarını sistemli bir sosyal hizmete dönüştürmenin yollarını aramaya başladı. "Gençliğin yetişmesine hizmet, bir insanlık ve vatan borcudur" diyen Vehbi Koç, yaptığı yardımların kendisinden sonra da topluma faydalı olacak şekilde devam etmesini istiyordu. Bu yüzden vakıflar kurar ve birçok vakfın kurulmasına öncülük eder: Yurdun hızla gelişmesinde eğitimin büyük önemine her zaman inandım. Okumak isteyen fakat okumak için maddi desteğe ihtiyacı olan gençlere bu yardımı sağlamak gerekir. Gerçi devletin verdiği pek çok burs var. Fakat herşeyi devletten beklemek de bence yanlıştır. Bu düşünceyle yüksek öğrenim gençlerine burs sağlayacak bir tesisin kurulması üzerinde durdum.” 1967 yılında bir tesis olarak kurulan TEV, 1973, Halka Açık İlk Şirket... 1973 yılında 180 milyon TL sermaye ile kurulan olan Koç Yatırım ve Sanayi Mamulleri Pazarlama A.Ş. halk tasarrufları ile halka açık olarak oluşturulan ilk ciddi özel sektör kuruluşudur. Kalkınmakta olan ülkemizdeki halk tasarruflarını harekete geçirebilmek üzere yola çıkan Vehbi Koç gerekli çalışmalardan sonra şu sonuca varmıştı: "Yatırım ve ticaret şirketi kurarak, halkı, Koç şirketlerinden birine ortak etmek yerine, Koç Grubu'na dahil birçok şirkete hissedar olan bir şirkete ortak etmek, halkın nazarında riski azaltarak güvenlik unsurunu artıracak ve Koç Topluluğu halka açılacaktır". 1970, İlk Dış Ticaret Şirketi... Vehbi Koç'un gerçekleştirdiği bir olgu da Türk ekonomisindeki köklü değişikliklerle ihracatın giderek önem kazanacağını çok önceden sezinleyerek Ram Dış Ticaret Şirketi'ni kurmuş olmasıydı. Koç Topluluğu bünyesindeki şirketlerin dış ticaret faaliyetlerini bir merkezde toplamak amacıyla kurulan Ram Dış Ticaret, dış satımın hız kazandığı günümüzde çeşitli ülkelerde kurduğu şirketlerle uluslararası bir kuruluş haline geldi. 1982, İşyerinde Eğitim Veren İlk Kuruluş... "Ürün ve hizmetlerimizin kalitesi çalışanlarımızın kalitesiyle başlar" ilkesini benimseyen Vehbi Koç, 1982 yılında, Türkiye'nin işyerinde eğitim veren ilk merkezi Koç Holding Eğitim ve Geliştirme Merkezi'nin kurulmasına öncülük etti. İnsan gücü kaynaklarının bilgi birikimini sağlayan, yenilikleri öğreten ve onlara takım ruhunu aşılayan KOGEM, büyüyen bir öğretim kadrosu ile sürdürdüğü çalışmalarla Topluluğun vasıflı insan gücü kaynaklarına sahip olmasını sağlamaya devam ediyor. Koç'un 15 yıl önce yaptığı bu "stratejik yatırımın önemi" bugün birçok kuruluşun aynı yolu izlemesiyle ortaya çıkmış bulunuyor. Vakıf kanunu çıkınca bugünkü şeklini alır. Hayatımda elde edebildiğim başarıyı Allah’a, yurduma, değerli çalışma arkadaşlarımın işbirliğine ve çalışma sevgime borçluyum. Kurduğumuz Koç grubu şirketleri gelişirken kafamda iki büyük amaç olgunlaşmıştı. Bunların biri uzun yıllar emeği olan şirketlerimizi sürekli ve verimli çalışmayı sağlayacak şekilde yeniden düzenlemekti. Bu amaçla holding şirketimizi kurduk. İkinci amacım da sosyal hizmet ve bağışlarımızı MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ dükkanından bir dünya şirketi yaratma başarısına ulaşan bir müteşebbis olan Vehbi Koç, 95 yıllık ömrünün her anını çalışarak dolu dolu geçirmiştir. Nitekim bayram tatilini geçirmek üzere gittiği Antalya'da 25 Şubat 1996 günü akşam saatlerinde Migros mağazasını gezmiş, yeni projelerle ilgili bilgiler almış ve Talya Oteli'ne döndükten sonra da fenalaşarak yaşama veda etmiştir. O'nun ölümüyle, Türkiye, Türk insanı "Cumhuriyet Çınarı"nı yitirmiştir. n On yılı aşkın bir süredir dünya ekonomisinin yükünü BRIC ülkeleri, yani Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin çekiyordu. Alman uzmanlara göre artık bu dönem sona eriyor. çeşitlendirilmesi gerekiyor. Ancak yolsuzluk ve devletin iş hayatına sürekli müdahalesi yatırımcıyı ürkütüyor. Zengin Rus parasını yurt dışına kaçırıyor. Sadece 2011 yılında Rusya’dan 85 milyar dolar çıkarıldığı tahmin ediliyor. Buna bir de kalkınmışlığın eşiğindeki ülkelerin Batı’nın borç krizinden nasiplerini almış olmaları ekleniyor. BRIC ülkeleri kriz ülkelerine eskisi kadar ihracat yapamıyor ve yurtiçi talep de bu açığı kapatmaya yetmiyor. Dünya ekonomisinin lokomotifi B undan on yıl kadar önce Amerikalı bir finans uzmanı BRIC kısaltmasını markalaştırmıştı. Bu ülkelerden Brezilya ve Rusya zengin hammadde kaynakları sayesinde küresel yatırımcının ilgisini çekerken, nüfusu bir milyarın üzerinde olan Çin ve Hindistan ucuz işgücü, dolayısıyla da düşük üretim maliyeti vaat ediyordu. Aradan beş yıl geçtikten sonra genç sanayi ülkelerinin global büyüme hızına katkıları klasik sanayi ülkelerini geride bırakmıştı. Ancak son zamanlarda büyüme motoru teklemeye başladı. Çin’in ticaret bilançosu yıllardır ilk kez açık veriyor. Diğer BRIC ülkelerinin de ekonomik sorunları büyüyor. Üretimleri düşüyor. Deutsche Bank’ın genç sanayi ülkeleri uzmanı Maria Laura Lanzeni durumu abartmamak gerektiği görüşünde. “Açıklanan rakamlar 2011 yılına ait. Görebildiğimiz kadarıyla 2012 yılının ikinci yarısında büyüme hızlanacak. Yılları bir önceki ya da bir sonraki yılla kıyaslamak doğru değil. ‘Kriz öncesi’, ‘kriz sonrası’ ile kıyaslanmalı. Bu durumda Çin ve Hindistan başka olmak üzere sanayileşmişliğin eşiğindeki ülkelerin dinamik gelişmelerini sürdürecekleri görülecektir.” Büyümeyi frenleyen faktörler Çin ve Hindistan 2012 yılı tahmini büyüme hızını yüzde7 ila yüzde7,5’a indirdi. Klasik Bu dört ülkeyi tek bir kısaltmaya sığdırmanın doğru olup olmadığı ise tartışmalı bir konu. Dünya nüfusunun yüzde 40'ını barındıran ve dünya yüzölçümünden de dörtte birlik pay alan BRIC ülkelerinin ekonomik bakımdan homojen bir görüntü arz ettikleri söylenemez. sanayi ülkelerine kıyasla astronomik sayılabilecek bu rakamlar çift haneli büyüme oranlarının kaydedildiği dönemlere göre ise nispeten düşük kalıyor. Büyümeyi frenleyen faktörlerin başında, Çin ve Hindistan’ın yüksek miktarlarda ithal etmek zorunda oldukları hammaddelerin pahalanması. Brezilya ise, yüksek oranlarda artan ücret maliyeti, enflasyon ve yurt dışından bol sermaye alması nedeniyle parasının değerlenmesinden muzdarip. Batılı yatırımcı, kriz nedeniyle paranın ucuzlatılıp faizlerin düşürüldüğü ülkesinde kar etme imkanı göremediği için sermayesini bu ülkelerde değerlendiriyor. Rusya’nın gelişmesini ise, ham petrole olan tek yanlı bağımlılık engelliyor. Rus ekonomisinin acilen modernize edilip Maria Laura Lanzeni ise genç sanayi ülkelerinin bundan böyle de dünya ekonomisine itici güç olacağı kanaatinde. “Bütün sanayi ülkelerinin resesyona sürüklendiği küresel ekonomik kriz sırasında da genç sanayi ülkeleri pozitif büyüme hızını yakaladı. Sanayi ülkeleriyle BRIC ülkeleri arasındaki büyüme hızı farkının olduğu gibi kalacağını tahmin ediyoruz. BRIC ülkelerinin dünya ekonomisine lokomotif olup olamayacağı ise ayrı bir konu. Çin ve Hindistan dışındaki ülkelerin bu rolü üstlenebileceğini sanmıyorum. Çünkü henüz yeterli ekonomik büyüklüğe sahip değiller.” BRIC ülkeleri zaaf geçirirken gözler sanayileşmişliğin eşiğindeki diğer ülkelere çevriliyor. Uzmanlara göre bu ülkelerin küresel büyümedeki payları yüzde25'i buluyor. Bu oran 2050'ye kadar yüzde40'a çıkacak. Deutsche Bank uzmanı Lanzeni hangi ülkelerin bu potansiyele sahip olduğunu şöyle anlatıyor: “Ekonomileri büyük olup dinamik büyüme kaydeden altı ila sekiz ülke var. Örneğin Endonezya, Polonya, Meksika ve Kore. Tabii ki bu ülkelerin büyüme oranları farklı. Ama hepsi, büyük potansiyeli olan, kısmen son derece gelişmiş cazip pazarlar. Heterojen ülkeler olmakla birlikte her biri şirketler ve yatırımcılar açısından büyük cazibeye sahip.” n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 KÜRESEL EKONOMİ BRIC devri kapanıyor mu? 43 OSB TANITIM 44 Ege Bölgesi’nin Akdeniz’e ve İç Anadolu Bölgesi’ne açılan kapısı Afyonkarahisar Afyonkarahisar ekonomisinde termal turizminin; mermer, et ürünleri, un, yem, yağ, tuğla ve lastik imalat sektörünün; geleneksel lezzetler olan sucuk, lokum, kaymak ve haşhaşın önemli bir yeri vardır. Organize Sanayi Bölgesi de Afyonkarahisar'ın kara ve demiryollarının kesişim noktasında bulunan konumu nedeniyle hızlı bir gelişim göstermektedir. A fyonkarahisar, ülkemizdeki coğrafî konumuna rağmen yıllarca sanayileşme sürecine girememiştir. Son yıllarda Afyonkarahisar, özel sektörün de yatırımlara yönelmesiyle sanayileşmede yeni bir döneme girmiştir. Afyonkarahisar'da büyük bir gelişme gösteren geçim kaynaklarından biri de imalât sanayidir. Eskiden beri bilinen kaymak ve kaymaklı şeker üretimi ile birlikte sucuk üretimi, şehir ekonomisinde önemli bir yer tutmaktadır. Özellikle İscehisar ve çevresinde çıkarılan mermer ise farklı biçimlerde işlenmek suretiyle yurt içine ve yurt dışına satılmakta, yörenin geçim kaynağı özelliğini korumaktadır. Bunun yanında makarna, un, yem, tuğla, yağ ve lâstik ve benzeri imalât sektöründeki yatırımlar sanayileşme sürecini belirgin olarak ortaya koymaktadır. Başlangıçta tarıma dayalı olarak gelişme gösteren sanayi sektörü, günümüzde çeşitlilik göstererek gelişimini sürdürmektedir. Afyonkarahisar ilinde 460 hektarlık organize sanayi bölgesi alanı mevcuttur. 270 hektarını sanayi parselleri kaplamaktadır. 190 hektarlık kısmı ise yollara, yeşil alanlar, ticaret ve sosyal tesis alanlarına ayrılmıştır. Ayrıca Afyonkarahisar merkez ve ilçelerinde çeşitli büyüklükte de organize sanayi bölgeleri ve küçük sanayi siteleri bulunmaktadır. Afyonkarahisar ilinde ticarî hareket oldukça fazladır ve ilin ticarî önemi giderek artmaktadır. Bunun başlıca sebepleri coğrafî konum ve ulaşım MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ imkânlarının elverişli olmasıdır. Mevcut durumda Afyonkarahisar ekonomisinin lokomotifi, yerel kaynaklara dayalı üretim yapan KOBİ'lerdir. Ayrıca Termal Turizm yatırımlarının da hızlanması, İl ekonomisinin sektörel düzeyde çeşitlenmesine ve zenginleşmesine katkı sağlamaktadır. Afyonkarahisar sanayii yapısına baktığımızda, kamu ve özel sektöre ait kuruluşların sayısal dağılımı şu şekildedir : 335 mermer tesisi, 125 gıda tesisi, 30 toprak tesisi, 13 yem ve katkı tesisi, 5 ambalaj tesisi, 4 dokuma tesisi, 8 orman ürünleri tesisi ve 29 diğer tesisler. Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölgesi, fiziken hizmetlerini 1984 yılından itibaren yoğunlaştırarak, çalışmalarına hız vermiş, şehir merkezinden takriben 4 km mesafede, Beyyazı Kasabası, eski Ankara yolu ve yeni çevre yolu üzerinde bulunan, mülkiyeti Hazineye, Belediye'ye ve kısmen şahıslara ait olan Çapak Kırı mevkiinde kurulmuştur. Afyonkarahisar, konumu itibariyle karayolları ve demiryolu ulaşımının merkezi yerinde bulunduğundan organize sanayi bölgesi hızla gelişmektedir. n Afyon Sanayi ve Ticaret Odası Başkanı Hüsnü Serteser Afyonkarahisar'ın sanayi ve ticaretinin bugünkü durumunu özetler misiniz? 45 D oğaltaş ve Mermer 1980’lerden itibaren ilimizin önemli bir sanayi dalı olma özelliğini korumaktadır. Türkiye işletilebilir mermer rezervinin yüzde 35-40'ına sahip olan ilimizde, Türkiye mermer ihracatının yaklaşık yüzde16'sı yapılmaktadır. İlimizde mermercilik alanında 288 adet firma faaliyette olup, mermer üretim kapasitesine bakıldığında; dekoratif doğal taş üretimiz yılda 1.022.906 ton, blok üretimiz yılda 684.959 tondur. İlimizde en fazla ihracatı yapılan ürün özelliğini taşıyan madencilik sektöründe, ihraç kayıtlı satışlarımız haricinde 2011 yılında yüzde10'luk bir artış olarak ihraç kayıtlı satışlar dahil 206 milyon 663 bin 739 Dolar ihracat gerçekleştirilmiştir. Afyon'un Sanayi Dağılımı 1 % 40 Mermer Blok, Plaka, Dekoratif Ürünler 2 % 30 Gıda Sektörü 3 % 11 Diğer İnşaat Sektörleri 4 %7 Döküm, Muhtelif Makine ve Metal Ürünleri 5 %4 Mobilya, Kereste 6 %3 Plastik, Tekstil 7 %5 Diğer Sektörler OSB TANITIM “Termal başkent Afyon” 2010 ve 2011 yıllarında en fazla ihracat yapılan ürünler 1 Mermer ve Doğaltaş Ürünleri 2 Yumurta 3 Haşhaş 4 Konveyör Band ve Malzemeleri 5 Sanayi Mamülleri (Emaye Mutfak Eşyası, Kesici Taş, kapı İspanyoleti ve benzerleri) İlimiz Konveyör Band ve Malzemeleri üretiminde en önemli üreticilerin içinde yer almaktadır. Diğer önemli sanayi mamülleri ise “Emaye Mutfak Eşyası, Kesici Taş, Kapı ispanyoleti”dir. Ayrıca ilimiz önemli bir tuğla üreticisi olup, 2011 yılında 593.014 m3 blok tuğla üretimi gerçekleşmiştir. üretilerek sadece yurtiçine değil yurtdışına da pazarlanarak ülke ve bölge ekonomisine katkıda bulunmaktadır. Bölgemize ve ülke ihracatına çok fazla katkısı olan “Gıda Sektörü”nde, Şekerleme-lokum, Et ve Et ürünleri, un ve unlu mamüller ile Yumurta ağırlıkta olup, teknolojik gelişmeleri yakında takip etmektedirler. Gıda sektöründe; bakliyat,küp şeker,toz şeker ve sargılı şeker imalatı da yer almaktadır. Modern altyapıya sahip tesislerde üretilen ürünler yurdun her tarafında satışa sunulmaktadır. 2011 yılında 68.728.707 Amerikan Doları yumurta, et ve sucuk ihracatı gerçekleştirilmiştir. İlimizde yumurta üretimi yapan 29 adet firma olup Gıda sektöründe lokum-sucuk-kaymakhaşhaş başta olmak üzere marka olmuş çok önemli değerlerimize ek olarak son yıllarda yumurta üretimi ve yeni gelişmekte olan seracılık ile de olumlu bir gelişme sağlanmıştır. Afyonkarahisar’a özgü geleneksel gıdalar entegre tesislerde GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 ATSO, uçak yan sanayisi için teknoloji ağırlıklı OSB projesini hızlandırdı OSB TANITIM 46 Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası(ATSO), Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eloğlu'nun işadamlarından havacılıkla ilgili yan sanayi kurulması için çalışma yapma çağrısı üzerine harekete geçti. Askeri Fabrika da 60 milyon dolarlık zırhlı araçlar için kompozit başlık yatırımına girmesinin ardından milli proje olan Atak helikopterlerinin de üretimi için büyük bir yatırıma gireceğini duyurmuştu. Afyonkarahisar Ticaret ve Sanayi Odası(ATSO), Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eloğlu'nun işadamlarından havacılıkla ilgili yan sanayi kurulması için çalışma yapma çağrısı üzerine harekete geçti. ATSO, bu yıl içinde açılması planlanan Zafer Havalimanı yakınına teknoloji ağırlıklı bir OSB kurulması ve buraya hafif raylı sistemle ulaşım sağlanması için başlattığı proje çalışmalarını hızlandırdı. Bakan Eroğlu,"Türkiye'de hızlı trenden sonra milli teknoloji ile yapılacak Atak helikopterlerinin üretimi konusunda büyük bir atılım yapılacak. Ben de diyorum ki; Afyonkarahisar'ı bir yan üretim merkezi olarak düşünelim bunun planlayalım. . Afyonkarahisar için bu biçilmiş bir kaftan. Zafer Havalimanımız açılıyor, askeri havaalanımız var. Burada mutlaka helikopter ve uçak yan sanayi ve savunma sanayi için bir çalışma yapılmasını bekliyoruz." ifadelerini kullanmıştı. Geçtiğimiz haftalarda yaptığı ziyarette Bakan Eroğlu, Savunma Sanayi Müsteşarlığı'nın yakın bir zamanda Afyon ATSO Başkanı Hüsnü Serteser, Bakan Eroğlu'nun gösterdiği hedef doğrultusunda çalışmalara başladıklarını söyledi. 2011 yılında yaklaşık 1.043.824.280 adet yumurta üretimi yapılmış ve 54.172.907 dolar yumurta ihracı gerçekleştirilmiştir. 2011'de, süt ve süt ürünleri ile birlikte hayvancılık mamülleri ihracatı 14.555.800 Amerikan Doları olmuştur. Yumurtadan sonra 3. İhracat kalemi olan ve ilimize adını veren haşhaş ve haşhaş ürünlerinin 2011 yılında 365 ton üretimi yapılmış ve 25.155.369 dolar ihracat gerçekleştirilmiştir ki bu rakamlara ihracat yapan Alkoloid fabrikasının üretimi dahil edilmelidir. Şekerleme ürünlerine baktığımızda ise; lokum, reçel, tahin helvası, helva, pişmaniye ve kaymak şekeri önemli yer tutmaktadır. Kesişen yollar üzerinde olmamız ile yol üstü konaklama tesislerinde önemli bir nicelik ve nitelik zenginliğine sahip olduk. Son yıllarda artan AVM yatırımları da, ticari hayata hareketlilik getirdi. Büyüyen üniversitemiz de, artan öğrenci sayısı ile hizmet sektörümüzü ve ticaretimizi olumlu etkilemekte. Turizm sektöründe, Gecek-Ömer, Gazlıgöl, Sandıklı ve Bolvadin termal turizm Afyonkarasihar’ın gelişecek yatırım alanları Geleceğin sektörü olarak, jeotermal zengin kaynakların değerlendirilmesi ile, başta Turizm (kültür, tarih, inanç ve SPA) önemli bir yatırım alanı olarak gözükmekte. Hızlı tren ve bölge havaalanı ile turizm önemli ölçüde hareketlenecek. Jeotermal seracılık-organik tarım, Jeotermal enerji dikkat çekmektedir. Gıdanın bu kadar önemli olduğu yerde, ambalaj sektörü mutlaka olmalıdır. Ayrıca modern gıda ve hayvancılık, lojistik, inşaat – gayrimenkul geliştirme ile yeni perakende ticaret konseptleri de gelişme potansiyeli yüksektir. Bakanımızın işaret ettiği şekilde savunma sanayi ve havacılık sektörlerinde yatırım fırsatları değerlendirilmelidir. MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Afyonkarahisar'da kurumlar arasında ciddi bir uyum olduğunu söyleyen Serteser, bir heyetle birlikte yakın bir zamanda Ankara'ya çıkartma yapacaklarını belirtti. Burada Bakan Eroğlu ve diğer yetkililerle tekrar görüşeceklerini ve neler yapılabileceğini masaya yatıracaklarını ifade eden Serteser, "Bakanımız bizi yönlendiriyor. '2023 yılında 7 milyar Dolar ihracat' diyor, 'hedeflerinizi büyük tutun' diyor. Bizim şu andaki 300milyon dolarlık ihracatı nasıl çıkartacağız. Aynı sektörlerde kalacaksak en fazla bu 2 milyar dolarda olur. Yeni sektörler olursa örneğin savunma sanayi bu rakamları yakalamamız mümkün. Bu durum Afyonkarahisar'ı çağ atlatır. Biz elimizden gelen desteği vereceğiz. İlerleyen aylarda bir gelişme olması halinde iş adamlarımızı bu konuda yönlendirmeye hazırız." dedi. merkezlerimizdeki hizmete açılan 5 yıldızlı yeni Otellerimiz, termal tatil köylerimizin faaliyete geçmesi, halen devam eden yatırımlar da “Termal Başkent” olmamızı pekiştirmiştir. Afyonkarahisar'ın ileriye yönelik potansiyellerinden söz edebilir misiniz? İlimizde yükselen değerin uzmanlaşmış teknikle mermer işletmeciliği ve bunun yan sektörleri olacağı tahmin ediyorum. Gıda sektöründe süt ve et ürünleri ile yerel ürünlerde yapılacak teknik desteklerle canlanacağını tahmin ediyorum. Kırsal kalkınmada desteklenen il olmamız, tarım ve hayvancılık potansiyelimiz, değerli yeni markalar çıkartacaktır. Kentimizde bulunan termal su ile yapılmaya başlayan seracılık konusunda artan yatırımlar da devam etmektedir. Teknolojik seracılık ile sebze ve çiçekçilikte güçlü potansiyele sahibiz. Ayrıca ilimizde termal ve biogaz başta olmak üzere yenilenebilir enerji imkanları ve ucuz enerji yatırımları olacaktır. Hızlı tren projesi ile iç turizm ve bölge havaalanı projesi ile de dış turizmin daha da artacaktır. n Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölge Müdürü Ali Ulvi Akosmanoğlu: 47 Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölgesi'nin kuruluşundan bugüne kilometre taşlarını anlatmanızı istesek neler söylersiniz? A fyonkarahisar Organize Sanayi Bölgemiz, 1984 yılında Çapakkırı Mevkiinde kurulmuştur. Organize Sanayi Bölgemiz ilk kurulduğunda kapladığı alan 230 Hektardı. Planlanan alanın Batısında kalan Sulama Kanalı, Mevcut Plandaki şekliyle aynen korunmuş ve Planlama çalışmasında sınır oluşturulmuştur. Bölge içerisinde kalan 1 derecedeki Sit alanında kalan Çapak Höyüğü, Park olarak bırakılmıştır Afyonkarahisar’ın coğrafi yeri ve öneminin artması ve Afyonkarahisar’da sanayi bilincinin oluşmaya başlamasıyla, mevcut sınırlar dar gelmeye başlamış ve 1 İlave Alan dediğimiz, Mevcut Organize Sanayi Bölgesi ile Akçin Köyü arasında kalan, organize Sanayi Alanının Güney Doğusunda 62 Hektarlık alan, 1997 senesinde Organize Sanayi Alanına dahil edilmiştir. Bu alanda yer alacak yeni tesislerin küçük parsellere olan yoğun talep nedeniyle bu bölgede parsel büyüklüğü 5.000 m2 olarak düzenlenmiştir. Organize Sanayi Bölgesinin doğusunda küçük sanayi alanları ile bağlantısını sağlamak amacı ile Kuzey Güney doğrultusunda ve alanın ortasından geçen alanın Ana aksi niteliğini taşıyan yol Güneyde Akçin Köyünün Kuzeyi’nden devam ettirilerek mevcut Ankara Yolu ile bağlantısı sağlanmıştır. Mevcut Bölgedeki İmar Planındaki Yapılaşma Şartları, 1.İlave Kısımdaki parsellere de uygulanmıştır. Afyonkarahisar’da, sanayinin sürekli gelişmesi neticesinde, Organize Sanayi Bölgemizi şartlar elverdiği ölçüde 2004 OSB TANITIM “Afyonkarahisar marka şehirlerden birisidir”” senesinde tekrar genişletmeye çalıştık, Neticede, 2 İlave Alan dediğimiz, mevcut Organize Sanayi Bölgesinin Kuzeyinde, Afyon Kocatepe Üniversitesinin Doğusunda, Erenler Köyünün Güney Doğusunda, 173.2 hektar olarak planlaması yapılan alan, bölgemiz sınırlarına dahil edilmiştir. Şuan itibariyle, ilave alanlar dahil Bölgemiz, 465 Hektar alana yayılmış durumdadır. 326 parselimizin tamamı tahsis edilmiş olup, tahsis edilecek parselimiz bulunmamaktadır.326 Parselde, 307 firma faaliyet göstermekte olup, İnşa halinde 12 adet, proje safhasında 7 adet sanayicimiz bulunmaktadır. Bu rakam, 5084 sayılı yatırımları ve istihdamın teşvik edilmesi hakkındaki Kanunun yayınlanmasından önce, 203 iken, 5084 sayılı kanundan sonra kısa süre içerisinde 278 e çıkmıştır. Bugün geldiğiniz noktayı nasıl değerlendirirsiniz? Altyapı çalışmalarımız tamamlanmış durumdadır. Günlük revizyon çalışmalarımız bulunmaktadır. Parke Yol çalışmalarımız ile daha modern ve kullanışlı yollar inşa etme çalışmalarımız devam etmektedir. Afyonkarahisar, Lokumuyla, sucuğuyla, kaymağıyla, mermeriyle markalaşmış bir şehirdir. Bunların yanında, 5084 sayılı kanun çerçevesinde yatırımların ve istihdamın teşvik edilmesine başlanmasıyla, tekstil sektörü de önemli bir gelişme kaydetmiş, bölgemizdeki istihdamın %15 ini tekstil sektörü tarafından karşılanmaktadır. Son 10 yıllık zaman diliminde, istihdamda ve ihracatta kayda değer bir artış sağlamış bulunmaktayız. 2002 senesinde bölgemizde GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 OSB TANITIM 48 203 firmada yaklaşık 3500 kişi istihdam edilirken 2012 senesine geldiğimizde 304 firmada 7500 kişi istihdam edilmektedir. İhracatımız da son 10 yılda iki kat artarak 110 milyon dolara çıkmış bulunmaktadır. Bölgemizdeki sanayicilerimiz ilk zamanlarda, toprağa dayalı hammaddeyi işleme yöntemiyle üretimlerini gerçekleştirirken, dünyada özellikle doğaltaş sektöründe yaşanan teknolojik gelişmeler ışığında arge ve inovasyon çalışmalarına ağırlık vermiş bulunmaktadırlar. Biz de enerji, güvenlik, çevre ve altyapı hizmetlerimizin yanında sanayicilerimizin talepleri ve ihtiyaçları doğrultusunda eğitim konusunda çalışmalar yapmak için tabiri caizse kollarımızı sıvadık. Bu kapsamda eğitim merkezi, meslek lisesi ve tasarım merkezi hakkında çalışmalarımıza başladık. Sanayicilerimizin kesintisiz ve düşük maliyetle üretimlerini gerçekleştirmelerine olanak sağlayacak şekilde elektrik dağıtım şirketleri ile kıyasıya bir müzakere içerisine girdik. Nihayetinde yüzde 10’a yakın indirimle sanayicilerimize elektrik sağlayabiliyoruz. Sanayicilerimizin altyapı maliyetlerini azaltmak amacıyla başladığımız faaliyetlerimize, sanayicilerimizin rekabet güçlerini arttırmayı yönelik eğitim, enerji, çevre hizmetlerimizi de eklemiş bulunmaktayız. Afyonkarahisar OSB’nin hedefleri Faaliyetlerimizin ve hizmetlerimizin temelinde, sanayicilerimizin rekabet güçlerini arttırmalarına yönelik üstümüze düşen vazifelerimizi yerine getirerek bölgesel ve ulusal sürdürülebilir kalkınmaya katkı sağlamak hedefimiz bulunmaktadır. Bu kapsamda, sanayicimizin maliyetlerini düşürmelerine nasıl katkı sağlayabilir, kesintisiz üretim için neler yapmamız gerekir, nitelikli eleman istihdamı için neler yapabiliriz, ihracatın arttırılmasında nitelikli eleman istihdamının yanı sıra tanıtım için neler yapabiliriz soruları hedef ağacımızın önemli parçalarıdır. Malumunuz üzere, Başbakanımızın önümüze koyduğu bir hedef var, 2023’te 500 milyar Dolar İhracat. Bu kapsamda bizim de bir takım ödevlerimiz bulunmaktadır. İhracat için nitelikli üretim, nitelikli üretim için nitelikli eleman önemli bir gerekliliktir. Bu kapsamda, meslek lisesi, eğitim merkezi fizibilite hazırla çalışmalarımız devam etmektedir. Bu hedeflerimizi gerçekleştirirken göz önünde bulunduracağımız en önemli kaynağımız çevredir. Çevreye zarar vermeden üretim yapılmasını sağlamak bizim varoluş amacımızdır. Çevre kirliliğinin önlenmesine yönelik yatırımlarımız devam etmektedir. Çevreye yönelik yapılan harcamalar, sürdürülebilir kalkınmanın gerçekleşmesi için yapılan en önemli yatırımlardır. Ayrıca çevre yatırımlarının rekabet edebilirliğin arttırılmasına yönelik katkısı da büyüktür. Bölgemizi önümüzdeki 10 yıl içerisinde En Çevreci OSB kategorisine yükselteceğiz. Birlikten kuvvet doğduğunu bütün iş kesimleri tarafından kabul görmektedir. Bu kapsamda, lokomotif sektörlerimiz olan Mermer ve Gıda sanayilerinde kümelenmeye yönelik çalışmalarımıza hızlandıracağız. 2015 senesine kadar mermer ve gıda sanayilerinde kümelenme çalışmalarını tamamlamayı hedeflemekteyiz. MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Verdiğiniz hizmet ve faaliyetleri özetler misiniz? Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölge Müdürlüğümüzde, Elektrik, Güvenlik, Doğalgaz, Altyapı, Çevre birimlerimiz ile sanayicimizin kesintisiz üretim yapmalarına katkı sağlamaktayız. Ayrıca, KOSGEB, TÜBİTAK, Avrupa Birliği Proje Duyurularını, Zafer Kalkınma Ajansı desteklerini sanayicimize zamanında, kısa mesajla, eposta ve yazı ile duyurmakta, desteklerden yararlanmaları için teşvik edici ve farkındalık yaratmaya yönelik çalışmalarımız bulunmaktadır. Elektrik Birimimiz: Elektrik İşletme ve Bakım servisi olarak ilkemiz sanayicimize sürekli kesintisiz ve ucuz enerji vermektir. Nisan 2006 tarihinden itibaren Afyonkarahisar Organize Sanayi Bölgesi (AOSB) sınırları içerisinde bulunan sanayicilerimizin elektrik faturaları AOSB tarafından tahakkuk ettirilip tahsilatı da AOSB tarafından yapılmaktadır. AOSB Elektrik İşletme ve Bakım Servisi, 3.08.2007 tarihinde EPDK’dan Dağıtım Lisansı almıştır. 2009 yılı sonlarında, Tedarikçi Firmalar, Serbest Tüketicilerin enerji ihtiyaçlarını karşılama kanunundan faydalanarak AOSB Serbest Tüketici kimliğine sahip olduğu için çeşitli tedarikçilerden alınan teklifler değerlendirilerek en uygun teklifi veren Tedarikçi Firmalardan enerji satın alınmıştır. Bu sayede sanayicilerimize yüzde10’luk bir indirimle 1.8.2010 tarihinden itibaren uygun fiyatlı elektrik enerjisi temin etmekteyiz. 6 adet basınç düşürme istasyonu mevcut olup bölgemiz içersinde bulunan A- Tipi istasyondan 19 bar basınç da çelik dağıtım şebekesinden almış olduğu Doğalgazı 4 bar basınca düşürerek PE hat vasıtasıyla sanayicimizin parsellerine kadar getirilerek take off vanalarla kullanıma hazır hale getirilmiştir. Bu sayede Bölgelerimiz içerisinde doğalgazı olmayan parsel kalmamıştır.Organize Sanayi bölgemizin kurulu kapasitesi 41.000 m3/saattir. Elektrik İşletme ve Bakım Servisimiz tarafından, AOSB’ de faaliyet gösteren sanayicilerimize Elektrik Enerjisi konusunda gerekli bilgi ve Teknik destek verilmektedir. Organize Sanayi Bölgemizde meydana gelen arızalar ve Doğalgaz Abonelik işlemleri, Aylık faturalandırma işlemleri müdürlüğümüzün Doğalgaz Birimine bağlı olan personelleri tarafından yapılmaktadır. Güvenlik Hizmetlerimiz: 2008 Senesinde Organize Sanayi Bölge Müdürlüğü bünyesinde kurulan Özel Güvenlik Birimi, 3’lü vardiya sistemiyle, 7/24 görev yapmaktadır. OSB Özel Güvenlik Biriminin temel ilkesi Suçun İşlenmeden Önlenmesidir. 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine dair kanun çerçevesinde; Kişilerin, binaların ve ikametlerin güvenliklerini sağlamak, suçlulara karşı caydırıcı olmak, yardım çağrılarına daha hızlı bir şekilde cevap vermek, diğer güvenlik görevlileri ile bilgi akışını arttırmak amacıyla devriye atmak; herhangi bir olay anında Emniyet Güçlerine yardımcı olmak; koruma sağlamak ve alarm ikazlarını yanıtlamak şeklinde görevleri bulunmaktadır. Çevre ve Arıtma Birimimiz: Organize Sanayi Bölgemize gelen işletmelerimizin İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatları alınması için geçen yazışma ve evrak düzenlenmesi, Çevre ve Orman Bakanlığının ön gördüğü Çevre Görevlisinin tüm görev ve sorumluluklarının yerine getirilmesi, Organize Sanayi Bölgemizde oluşan atık suların Ön Arıtma tesisimizde arıtılarak Afyonkarahisar Belediyesi Atıksu Arıtma tesisinde arıtılması, Organize Sanayi Bölgemiz Kanalizasyon Şebekesinde meydana gelen tıkanıkların giderilmesidir. Doğalgaz ve Su Bakım ve İşletme Hizmetlerimiz: Organize Sanayi Bölgemiz doğalgaz Altyapı şebekesi Sanayicimizin katılımlarıyla müdürlüğümüz tarafından yaptırılarak devreye alınmıştır. Bölgemizde Organize Sanayi Bölgemizde mevcut Sanayici AOSB'ye neden gelmeli? Organize Sanayi Bölgemizin, altyapısı tamamlanmış haldedir. Bölgemize gelen yatırımcı bir metre altyapı çalışması yapmak zorunda değildir. Bütün parsellerde atıksu, içme suyu, doğalgaz hattı bulunmaktadır. 2012 senesi içerisinde Türk Telekom ile yapmış olduğumuz protokol kapsamında fiber optik kablolar da çekilecektir. İlimiz, lojistik konumu itibariyle, kuzeyi güneye, doğuyu batıya bağlayan bir noktadır. 4 tane ana demiryolu hattının geçtiği, çevre illere ve limanlara demiryolu ve karayolu ile 4 saat gibi bir sürede ulaşım imkanı olan bir mevkidedir. İzmir limanı 330 km, Antalya limanı 300 km mesafede bulunmaktadır. Türkiye’nin herhangi bir yerinde temin edeceğiniz hammaddeyi düşük nakliye ücretleri ile bölgemize getirip, düşük maliyetlerle bölgemizde işledikten sonra ihracata sunma olanağınız bulunmaktadır. Bölge, 1. İlave ve 2. İlave Kısım İçme suyu tamamen bitirilmiş olup, Afyonkarahisar Belediyesi Şehir Suyu Şebekesine bağlanmıştır. 2008 yılına kadar su şebekesinin arıza bakım abonelik işlemleri Afyonkarahisar Belediyesi tarafından yapılmaktaydı. 2008 yılı başından itibaren Bölgemizle Afyonkarahisar Belediye Başkanlığı ile yapılan sözleşmeyle Abonelik işlemleri ve faturalandırılması Bölge Müdürlüğümüz tarafından yapılmaktadır. Organize Sanayi Bölgemizde meydana gelen şebeke arızaları ve Abone sayaçlarının takılması, arıza şüphesi olan sayaçların sökülmesi, bakımlarının yaptırılması, sayaç okumaları müdürlüğümüzün Su Birimine bağlı olan personelleri tarafından yapılmaktadır. İnşaat ve Altyapı Hizmetlerimiz: Büz döşenmesi, kepçe ile düzeltme işleri, Asfalt Yama yapılması, kar ile mücadele, yaya kaldırımlarının düzenlenmesi,yapı ruhsatları ve yapı kullanma belgelerinin tanzimi ve onaylanması, imar çaplarının düzenlenmesi, kanalizasyon ve yağmur suyu kanalarının yapımı bakım işleri, Bölge içerisinde yapılan altyapı çalışmalarının projelendirilmesi, sözleşmelerinin düzenlenmesi ve ihale edilmesi ve benzeri hizmetlerimizi, 1 Kepçe, 1 Kamyon, 1 Kanal Açma Makinesi, 1 Traktör ve benzeri araçlarla kendi personellerimizce yerine getirmekteyiz.n Ayrıca 3'ncü teşvik bölgesinde yer almaktadır. Bu kapsamda, sigorta primi işveren hissesinde, vergi indirimi, faiz desteği konularında komşularımıza nazaran daha avantajlı konumdayız. GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 OSB TANITIM Sürekli, kesintisiz enerji verebilmek için Elektrik İşletme ve Bakım Servisimiz, 3’ lü vardiya olarak çalışmakta olup günün her anında görevinin başındadır. Enerji Nakil Hatlarında (ENH) meydana gelebilecek geçici ve kalıcı arızaların sadece kendi bölgesini etkilemesi ve arızanın kısa sürede giderilmesi için sürekli olarak Kabin ve ENH bakımları servisimiz tarafından yapılmakta olup arızalı veya arıza neden olabilecek malzemeler anında değiştirilmektedir. 49 ÜLKE ARAŞTIRMASI 50 Doğu Afrika’nın en büyük pazarı Kenya Doğu Afrika’nın en büyük pazarı olan Kenya, özellikle son yıllarda büyüyen özel sektörüyle dikkat çekiyor. Ülke ekonomisinde tarımın yerini giderek sanayi alıyor. Pazar girişimciler için pek çok olanak sunuyor. Nüfus 39,8 milyon kişi (2009, tahmin, EIU) Dil İngilizce (resmi), Kisvahili (resmi), çeşitli yerel diller Din Protestan yüzde 38, Katolik yüzde 28, yerel inanışlar yüzde 24, Müslüman yüzde 9 Başkent Nairobi Yüzölçümü 569.259 km2 Başlıca Şehirleri Nairobi (1,4 milyon), Mombasa (465bin), Kisimu (185 bin), Nakuru (163 bin) Etnik Yapı Kikuyu yüzde 21, Luhya yüzde 14, Luo yüzde 13, Kalenjin yüzde 11, Kamba yüzde 11, Kisii yüzde 6, Meru yüzde 6, diğer Afrika yüzde 15, Asya-Avrupa-Arap yüzde 1 MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Ekonomik Yapı K enya Doğu Afrika’daki en büyük ekonomidir. Kenya bölge içi rekabet ile karşılaşmakta olup, bu rekabet son yıllarda önemli ekonomik büyüme gösteren Uganda ile piyasa ekonomisi yolunda ekonomik reformlar yapan Tanzanya’dan gelmektedir. Ancak, Doğu Afrika Topluluğu (EAC) üyesi bu üç ülke ekonomileri 1 Ocak 2005 tarihli gümrük birliği nedeniyle birbirlerine daha bağımlı hale gelmektedir. Tarım sektörü 2009 yılı tahminlerine göre GSYİH’nın yüzde 21,4’ünü oluşturmaktadır. Tarım doğrudan ve dolaylı olarak istihdamı sağlamaktadır. Kenya’nın verimli tarım alanları ülkenin orta ve batı kısmında yer almaktadır. Hayvancılık ise ülkenin yarı kurak kuzey ve doğu bölgelerinde yoğunlaşmıştır. Kenya'da Sanayi Yolun Başında Enerji ve su sektörlerinin GSYİH’daki payı yüzde 4, madencilik sektörünün GSYİH’daki payı ise yüzde 0.5 oranında. Sanayi sektörü üç büyük kent olan Nairobi, Mombasa ve Kisumu’da yoğunlaşmış durumda. İmalat sanayinde değirmencilik, bira üretimi, süt ve şeker rafinasyonu gibi gıda işleme sanayileri ön planda. Sanayileşme yönetimin önemli hedeflerinden birisi olmakla birlikte, ülke bağımsızlığından beri bu alanda önemli bir ilerleme sağlanamamıştır. Enerji ve su sektörlerinin GSYİH’daki payı yüzde 4, madencilik sektörünün GSYİH’daki payı ise yüzde 0,5 oranındadır. Sanayi sektörü üç büyük kent olan Nairobi, Mombasa ve Temel Ekonomik Göstergeler 2006 2007 2008a 2009b 2010c 2011c GSYİH (milyar dolar) 22,7 27,5 29,1 31,9 34,5 37,1 Reel büyüme (yüzde) 6,1 7,0 1,7 2,0 3,4 5,3 Kişi başına GSYİH (dolar) 1.462 1.568 1.586 1.596 1.630 1.694 Tüketici enflasyonu (yüzde) 15,6 9,6 27,7 16,9 6,2 6,0 Döviz kuru (Kenya Şilini: 1 Dolar) 69,40 62,68 77,71 76,00 78,00 81,00 İhracat (fob-milyon dolar) 3.502 4,132 5.040 4.471 5.047 5.509 İthalat (fob- milyon dolar) 6.768 8.388 10.689 9.031 9.708 10.641 Cari işlemler dengesi (milyon dolar) -526 -1.134 -1.978 -1.579 -1.663 -1.911 Dış borç (milyon dolar) 6.534 7.355 7.847 8.143 8.435 8.631 ÜLKE ARAŞTIRMASI Ülkede 2009 yılı tahmini verilerine göre GSYİH içinde sanayinin payı yüzde16,3 ve hizmetlerin payı da yüzde 62,3 şeklindedir. Ekonomideki bu yapıda Kenya’nın diğer Afrika ülkelerinin tersine doğal zenginlikleri arasında madenlerden ziyade verimli toprakların bulunması ve turizm sektörünün canlı olması önemli rol oynamaktadır. Hizmetler sektörünün payının büyük oluşunda önemli rolü olan iki alan iletişim ve bankacılık sektörü şeklindedir. Ticaret ve taşımacılık da yine hizmetler sektörüne katkı sağlayan önemli alt sektörlerdir. 51 a Gerçekleşen, b Tahmin, c Projeksiyon, d EIU tahmini Kaynak: The Economist Intelligence Unit Kenya Country Report 2010, CIA-The World Factbook GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 ÜLKE ARAŞTIRMASI Kisumu’da yoğunlaşmıştır. İmalat sanayinde değirmencilik, bira üretimi, süt ve şeker rafinasyonu gibi gıda işleme sanayi ön plandadır. Kenya Mombasa’da rafineri yoluyla petrol ürünleri üretmekte olup, önemli bir çimento üretim kapasitesine de sahiptir. Hizmetler sektöründe ise; ticaret, taşımacılık, turizm ve haberleşme hizmetleri önemli yer tutmaktadır. 52 Kenya`daki Yatırım ve İş Fırsatları Müteahhitlik ve İnşaat Sektörü: KuzeyGüney Koridoru Projesi: Kuzey-Güney Koridoru geleneksel Durban ve Dar es Salam Koridorlarının birleşmesinden oluşmakta; Güney Afrikanın başta Durban olmak Türkiye ile Ticaret Türkiye ile Kenya arasında ticaret dengesi ülkemiz lehinedir. İkili ticaretimiz fasıllar itibariyle ele alındığında, ihracatımızın daha çok sanayi ürünlerinden teşekkül ettiğini, ithalatımızın ise, yağlı tohumlar gibi üretiminde geleneksel olarak açık verdiğimiz ve gıda sanayimizin ihtiyaç duyduğu ürün gruplarından oluştuğu görülmektedir. Deri sanayimizin ihtiyacı olan ham postlar ve derilerin yanı sıra, kahve ve kimi minerallerin çok ciddi meblağlarda olmayan miktarlarda bu ülkeden karşılandığı görülmektedir. Kenya Pazarının Özellikleri Piyasaya giriş için fiyat önemli bir unsurdur. üzere limanlarını Doğu Afrikadaki Dar es Salam limanına bağlamaktadır. Durban Koridorunun ayrıca, Beira, Maputo, Walvis Bay, Benguela ve Lobito koridorlarına da doğrudan bağlantısı bulunmaktadır. Söz konusu Koridorlar ile Dar es Salam Limanından Merkezi Afrika’ya; Tunduma sınır kapısından ise Tunduma (Tanzanya)-Moyale (Kenya) koridorlarına bağlanılmaktadır. Kuzey Koridoru ise Mombasa Limanını Uganda ve Ruanda yolu ile Demokratik Kongo Comhuriyeti’nin doğusuna bağlamaktadır. Böylece, Doğu ve Güney Afrika arasında fiziki bağlantı sağlanmaktadır. Yüz yüze görüşmelere önem verilmektedir. Malın zamanında teslim edilmesi ve satış sonrası hizmetler önem arz etmektedir. Ülkeye girerken sarıhumma ve menenjit aşısının yapılması zorunlu olup, aşı kartı gereklidir. Ayrıca, Kenya’ya girerken çok sıkı güvenlik ve gümrük kontrolü yapılmaktadır. İklim ve Giyim Kıyı kesimlerdeki sıcaklık 20 C – 32 C arasında değişirken, deniz seviyesinden 1500 metre yükseklikteki iç kesimlerde sıcaklık 7 C – 27 C arasında değişmektedir. Genelde bahar havası hüküm süren ülkeyi ziyaret eden işadamlarının her mevsim ani yağışlar için gerekli giysileri yanlarında bulundurmaları yararlı olur. Türkiye – Kenya İkili Ticareti (Değer: milyon ABD doları) Yıllar İhracat İthalat Denge Hacim 2000 7,98 2,67 5,31 10,65 2001 10,44 3,04 7,41 13,48 2002 8,08 2,03 6,06 10,11 2003 13,13 1,99 11,14 15,13 2004 17,84 1,60 16,24 19,44 2005 50,60 1,72 48,88 52,32 2006 85,42 3,99 81,43 89,41 2007 98,04 12,33 85,72 110,37 2008 233,05 12,58 220,48 245,63 2009 70,62 5,81 64,81 76,43 MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Kuzey-Güney Koridoru yük hacmi ve değeri bakımından bölgedeki en yoğun koridor olduğundan Ticaret için Yardım pilot programına seçilmiştir. Bölgedeki zayıf kara ve demir yolu altyapısı ile sınır ve limanlarda uzun bekleme süreleri maliyetleri artırmakta ve bölgesel üreticilerin bölgesel ve uluslararası pazarlara girişini engellemektedir. Dünya Bankası, Afrika Kalkınma Bankası, Avrupa Birliği Komisyonu, Birleşik Krallık, Japonya, Hollanda, Fransa ve Finlandiya’dan oluşan kalkınma ortakları ile Doğu Afrika Topluluğu (EAC), Doğu ve Güney Afrika Ortak Pazarı (COMESA) ve Güney Afrika Kalkınma Topluluğu (SADC), Doğu ve Güney Afrika bölgesinde ticareti kolaylaştırıcı önlemlerin desteklenmesi ile kara - demir yolları ve limanların altyapısının geliştirilmesine 1,3 Milyar ABD Doları katkıda bulunma taahhüdünde bulunmuşlardır. Ortak girişim ile, Kuzey-Güney Koridoru yaklaşımı altında yolların bakımı ve iyileştirilmesi, motorlu taşıtların dingil ağırlıklarını daha etkili kontrol edecek bir sistemin kurulması, sınır kontrol noktalarındaki beklemelerin azaltılması ve koridor boyunca uzanan demir yolu hattının iyileştirilmesi hedeflenmektedir. Sınırdan geçişlerin daha hızlı yapılması, liman imkanları ile kara ve demir yollarının geliştirilmesi ile özellikle denize kıyısı olmayan ülkelerdeki üreticilerin ve iş adamlarının mallarını bölgesel Planlanan projeler kapsamında 8000 kilometrenin üzerinde yolun bakımı, 600 kilometrelik demiryolu hattının iyileştirilmesi, Dar es Salam limanının alt yapısının geliştirilmesi, kısa ve uzun vadede bölgenin elektrik üretim ve dağıtım kapasitesinin artırılması öngörülmektedir. Kenya ile Uganda Arasında Ortak Demiryolu Projesi: Kenya’nın liman şehri Mombasa ile Uganda’nın başkenti Kampala’yı birbirine bağlayacak demiryolu hattının maliyetinin 3 Milyar Kenya Şilini’ni (37,5 Milyon ABD Doları) aşacağı tahmin edilmektedir. Sözkonusu hattın Kenya ve Uganda arasındaki ticaret hacmindeki artışa önemli katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Mombasa Limanı sadece Kenya’nın değil, Uganda, Ruanda, Kongo Demokratik Cumhuriyeti ve Güney Sudan’ın da kalkınmasında stratejik öneme haizdir. Mombasa Limanını daha büyük gemilerin girmesini sağlayacak şekilde genişletme planı gündemdedir, diğer taraftan limanda gerçekleştirilen otomasyon çalışmalarının gümrük işlemlerini kolaylaştırması beklenmektedir. Lamu Liman Projesi: Kenya Ulaştırma Bakanlığı tarafından, deniz dibini tarama/ ıslah etme işi, 100.000 DWTs konteyner kargo, 30.000 DWTs genel kargo ve Pazar ile ilgili ipuçları 1 Kültürel yakınlık, devlet destekleri büyük avantaj. Her ülke ithalat yaparken bir takım kısıtlamalar yapıyor. Kenya'da bunlar yaşanmıyor. Ticari süreçlerde herhangi bir sorunla karşılaşılmıyor. Ödemeler, gümrük süreçleri gayet sorunsuz hallediliyor. Bölgedeki pazarlar gelişiyor ve gelişim hep benzer bir seyir izliyor. Kenya etkileşimi yoğun olan bir pazar. Türkiye’nin itibarı birçok Afrika ülkesinde olduğu gibi Kenya’da da oldukça yüksek Bu nedenle Türk markalarının şansı pazarda yüksek. 100.000 DWTs büyük hacimli kargo gemilerin yanaşacağı limanın inşaası ve bunların alt yapıları (yol, demiryolu bağlantıları, ambar-antrepo, binalar vs.) inşaası planlanmaktadır. Nairobi Havalimanının Yap-İşlet-Devret Modeli Çerçevesinde Genişletilmesi: Halihazırda yıllık 6 milyon yolcu kapasiteli Nairobi Havalimanının 9 milyonluk kapasiteye çıkarılması yönündeki proje. Sosyal Konut İnşaatı: Kenya dünya nüfus hızı artışının ve şehirleşme oranın yüksek olduğu ülkelerden biridir. Ülkede her yıl 150.000 yeni sosyal konuda ihtiyaç duyulmaktadır. Lüks Konut İnşaatı: Sosyal konutların yanısıra özellikle Nairobi ve Mombasa’da lüks konuta olan talep artmaktadır. İnşaat Malzemeleri: Konut üretiminden dolayı tüm inşaat malzemeleri, briket fabrikası, beton santralleri konusunda yatırım potansiyeli bulunmaktadır. Düz Cam Üretimi: Ülkede hızla gelişen inşaat sektörünün düz cama yönelik büyük bir talebi mevcuttur, halihazırda yerli üretim talebe cevap verememekte, verilen düz cam siparişlerinin teslimi aylar alabilmektedir. Enerji Sektörü Yenilenebilir Enerji (jeotermal, rüzgar ve güneş): Enerji talebi sürekli artan ve tam olarak karşılayamayan ülke bu alanda önemli projeler geliştirmektedir. Özellikle yap-işlet modelleri çerçevesinde somut imtiyazlı projeler mevcuttur. Ayrıca sondaj makine ve ekipmanları, güneş enerjisi panel sistemleri, jeneratör, trafo, kablo gibi alanlarda büyük talep ve ihracat potansiyeli bulunmaktadır. Tekstil ve Deri Ev Tekstili: Ülkenin şehirleşme hızı ile turizm gelirleri ve yatırımlarının artışı ev tekstili talebinde artışa yol açmaktadır. Deri İşleme Tesisi: Ülkede önemli düzeyde hayvancılık yapıldığından deri sanayi konusunda, özellikle kesimhane ve derinin ilk işlenmesi alanlarında iş imkanları mevcuttur. Tarım, Hayvancılık Gıda İşleme Sanayi Mısır ve Ayçiçeği yağı: Ülkede önemli miktarda mısır üretimi ve ihracatı mevcuttur, halihazırda mısır ve ayçiçek yağı tesisi talep edilmektedir. Çay ve Kahve Paketleme Tesisi: Çok önemli bir çay ve kahve üreticisi olan Kenya, dünya piyasalarına çıkaracak ambalaj ve kalitede üretim yapılmasını hedeflemektedir. Organik Tarıma dayalı sanayi: Ülkenin iklimi ve verimli toprakları organik tarım açısından potansiyel barındırmaktadır. Tavuk ve Yumurta Üretim Tesisi: Ülkededeki mevcut üretim talebi karşılayamaktadır . Vanilya İşleme Tesisi: Ülkede vanilya üretimi olmasına karşılık işleme tesisleri konusunda yatırıma ihtiyaç vardır. Mobilyacılık: Ülkede özellikle ev mobilyası ve mutfak sistemleri üretimi yapacak küçük-orta ölçekli işletmelere ihtiyaç duyulmaktadır. İlaç ve Eczacılık Ürünleri Tıbbi Malzeme, İlaç ve Hijyenik Ürünler: Temel ilaçlar, eczacılık ürünleri, tibbi malzeme konusunda ihracat imkanları mevcuttur. n GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 ÜLKE ARAŞTIRMASI ve uluslararası pazarlara daha hızlı ulaştırabilmeleri, böylece ekonomik kalkınma ve yatırımların da ivme kazanması sağlanacaktır. 53 Dokunmadan algılayan akıllı telefon TEKNOLOJİ 54 Sony'nin yeni telefonu Xperia Sola parmağınızı ekran dokunmadan algılayarak internet sayfalarında dolaşmanızı sağlıyor. Sony, Ericsson olmadan devam ettiği Xperia serisine Xperia Sola’yı ekledi. 3,7 inçlik ekranıyla Sony Xperia Sola daha önce satışa sunulan 3,5 inçlik Xperia U ile 4 inçlik Xperia P modeli arasında kalıyor. EOS sistemi 25 yaşında Yeni iPad, LTE’li Telefonları Coşturacak Tayvan merkezli akıllı telefon üreticilerine göre LTE destekli yeni iPad ve 2012'nin 2.yarısında duyurulması beklenen yeni iPhone'un kuvvetle muhtemel LTE'yi desteklemesi diğer üreticilerin amiral gemisi akıllı telefon modellerini etkileyerek LTE desteğiyle üretilmesini sağlayacak. Tayvanlı üreticilerin tahminlerine göre Apple'ın bu hamlesiyle 25 milyon ila 50 milyon adet arasında değişebilecek LTE destekli akıllı telefon üretilebilir. Google gözlüğün detayları! 1987 yılında ilk kez piyasaya sunulan EOS Sistemi yıllar içinde dünyanın dört bir yanındaki fotoğrafçıların takdirini toplayan dijital tek lensli refleks (SLR) kameralar, değiştirilebilir lensler ve aksesuarlardan oluşan kapsamlı bir seri haline geldi. Canon’un EOS sistemi çıkışını 1987 yılının Mart ayında EOS 650 SLR kamerası ve EF35-70mm f/3.5-4.5 dahil üç farklı değiştirilebilir lensle yaptı. EOS bu ay, uzun ve büyük gelişmelere tanık olan tarihinde geride bırakmış olduğu 25 yılı kutluyor. Epson Z8000 ile evde sinema keyfi! Epson’ın renk ve parlaklık sihirbazı yeni projektör serisi EB-Z8000 pazarda yerini aldı. Dünyada bir ilk olan “ikili lamba teknolojisi” ile üretilen bu yeni seri, ev ve ofis uygulamalarında harikalar yaratıyor. Dijital görüntüleme ve baskı teknolojileri alanının öncü markası Epson, 20 yıllık teknoloji birikimini yüksek parlaklıktaki eşsiz projektör ailesiyle taçlandırıyor. Dünyanın ilk ikili lambalı WUXGA (Widescreen Ultra Extended Graphics Array - bir geniş ekran görüntü sistemi) projektör serisi Epson EB-Z8000, geliştirilmiş güçlü 6000 lümen parlaklığı ve öncü 3LCD teknolojisi ile en iyi görüntü kalitesinin tadını çıkarmanızı sağlıyor. MART 2012 I GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ Google’ın çok gizli projeler üzerinde çalışıldığı X laboratuarlarında geliştirilen en son teknoloji gözlükler hakkındaki detaylar belirmeye başladı. Projeyle bağlantısı olan Google çalışanlarının New York Times’a verdiği bilgiye göre, Google gözlükleri kullanıcının gözleri önündeki bilgi perdesi görevini görecek. Aynı kaynaklar, 250-600 dolar fiyat arasına olması tahmin edilen gözlüklerin bu yıl sonunda piyasaya sürülebileceğini ifade etti.Google gözlükler Android işletim sistemiyle çalışacak, kullanıcının gözünden birkaç santim mesafede duracak küçük bir ekran içerecek. 3G veya 4G özelliği bulunacak gözlüklerde GPS’de yer alacak. Google, söz konusu proje hakkında açıklama yapmadı. Gözünüz arkada kalmayacak! Ev, işyeri veya ofisinizin istediğiniz bir yerinde kullanabileceğiniz Aztech WIP302, kablosuz bağlantı ve gece görüşü özellikleriyle ön plana çıkıyor. Internet tabanlı bir IP kamera olarak geliştirilen Aztech WIP302, size daha güvenli bir yaşamın kapılarını açıyor. Ofis, işyeri, depo veya fabrikanızdan çıktığınızda neler olup bittiğini merak ediyorsanız Aztech WIP302’den daha iyisiyle karşılaşmanız biraz zor. Ürün kablosuz ağ desteğine sahip olup kullanabilmek için sadece güç bağlantısının yapılması yeterli. NİSAN 2012 TARİH FUARIN ADI KONUSU BAŞLICA ÜRÜN HİZMET GRUPLARI 3 Nisan 12 8 Nisan 12 12. MODEF 2012 Mobilya ve Dekorasyon Fuarı Mobilya ve Dekorasyon Modern, Klasik ve Modüler Mobilya Yemek ve Yatak Odası Grupları,Sandalye Bebej ve Genç Odası, Mobilya Aksesuarları İfor Fuarcılık Ltd. Şti. Bursa YER 4 Nisan 12 8 Nisan 12 Bursa 24. Yapı ve Yaşam Fuarı ve Kongresi Yapı Malzemeleri Yapı Malzemeleri Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş. - Bursa 4 Nisan 12 8 Nisan 12 IHS BURSA 2012 7.Isıtma, Soğutma, Havalandırma ve Doğalgaz Teknolojileri Fuarı Isıtma, Soğutma, Havalandırma, Doğalgaz Isıtma, Soğutma, Havalandırma, Doğalgaz Ve Sistemleri Tüyap Bursa Fuarcılık A.Ş. - Bursa 6 Nisan 12 8 Nisan 12 Farmavizyon 2012 6.Farmavizyon Eczacılık Fuarı Eczacı ve Eczane Ekipmanları, Hizmet ve Ürünleri İlaç, Optik, Her Türlü Bitkisel Ve Tıbbi Ürünleri, Bebek, Ortopedik, Diyabetik Ürünleri Ve Eczane Ekipmanları İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy - İstanbul 6 Nisan 12 8 Nisan 12 İstanbul Pencere 2012 13.Uluslararası Pencere Fuarı Pencere, Panjur, Cephe Profil, Üretim Makineleri, Aksesuar, Yalıtım, Tamamlayıcı Ürünler Pencere ve Panjur Sistemleri, Profil, Üretim Teknolojileri ve Makineleri, Aksesuar, Ham Madde ve Tamamlayıcı Ürünler Tüyap Fuar ve Kongre Merkezi - İstanbul 12 Nisan 12 14 Nisan 12 Uluslararası Solarex Güneş Enerjisi ve Teknolojileri Fuarı Güneş Termal ve PV Teknolojileri Güneş Enerjisi Fotoelektrik Mamulleri ve Güneş Enerjisi Su Isıtıcı ve Ürün Teçhizatları İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy - İstanbul 12 Nisan 12 15 Nisan 12 9.DECOYAP Ege İnşaat Grup Fuarı İnşaat Malzemeleri, Banyo, Mutfak, Seramik, Nalburiye İzolasyon, Prefabrik Ürünler, Çatı Sistemleri, Banyo, Mutfak, Kapı Ve Pencere Sistemleri, Zemin Kaplama, Mobilya, İnşaat Ve Makinalar EGS Fuar ve Kongre Merkezi - Denizli 12 Nisan 12 15 Nisan 12 Çukurova Gıda / Gıda-Tek Fuarı 2012 (6.) Gıda, İçecek Ürünleri, Gıda İşleme, Unlu Mamuller Teknolojileri, Depolama, Soğutma, Taşıma ve Mağaza -Market Ekipmanları Gıda, İçecek Ürünleri, Gıda İşleme, Unlu Mamuller Teknolojileri, Depolama, Soğutma, Taşıma ve Mağaza -Market Ekipmanları Tüyap Adana Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi - Adana 12 Nisan 12 15 Nisan 12 BUSWORLD TURKEY Otobüs Endüstrisi ve Yan Sanayi Otobüs, Midibüs-Minibüs Üreticileri, Yedek Parça, Aksesuar Ve Ekipman İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy - İstanbul 25 Nisan 12 27 Nisan 12 ICCI- 18.Uluslararası Enerji ve Çevre Fuarı ve Konferansı Yenilenebilir ve Fosil Yakıtlı Enerji Üretimi ve Çevre Teknolojileri Yenilenebilir Enerji Teknolojileri ve Fosil Yakıtlı Enerji Üretim Teknolojileri, Kojenarasyon, Çevre Teknolojileri, Enerji İletim, Dağıtım, Otomasyon Sistemleri İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy - İstanbul 25 Nisan 12 27 Nisan 12 Makine, Metal İşleme, Otomasyon Fuarı Her Türlü Metal İşleme ve Otomasyon Makineleri ile Bunların Aksamı Her Türlü Metal İşleme ve Otomasyon Makineleri ile Bunların Aksamı ANFA Altınpark Fuar Merkezi - Ankara 26 Nisan 12 29 Nisan 12 KONMAK 2012 Konya Uluslar arası 9.Metal İşleme Makineleri, Kaynak, Delme, Kesme Teknolojileri, Malzemeler, El Aletleri, Hidrolik, PnömatikFuarı Metal İşleme, Kaynak, Delme, Kesme Teknolojileri Metal İşleme, Kaynak, Delme, Kesme Teknolojileri, El Aletleri, Hidrolik, Pnömatik KTO Tüyap Konya Uluslararası Fuar Merkezi - Konya 26 Nisan 12 29 Nisan 12 KONELEX 2012 Konya 7.Elektrik, Elektronik, Elektromekanik, Enerji Üretimi, Otomasyon ve Aydınlatma Fuarı Elektronik, Elektronik, Elektromekanik, Enerji Üretimi, Otomasyon ve Aydınlatma Elektronik, Elektronik, Elektromekanik, Enerji Üretimi, Otomasyon ve Aydınlatma, Kablo KTO Tüyap Konya Uluslararası Fuar Merkezi - Konya 26 Nisan 12 29 Nisan 12 İSKON 2012 Konya 7.İstifleme, Depolama, Taşıma, Vinç ve Lojistik Fuarı İstifleme, Depolama, Taşıma ve Lojistik İstifleme, Depolama, Taşıma, Vinç ve Lojistik KTO Tüyap Konya Uluslararası Fuar Merkezi - Konya 26 Nisan 12 29 Nisan 12 Alanya Tarım 2012 Tarım, Seracılık, Tohumculuk, Zirai İlaçlar, Sulama Tarım, Seracılık, Tohumculuk, Zirai İlaçlar, Gübre, Sulama Sistemleri, Makine ve Ekipmanları, Fide, Fidan, Peyzaj, Süs Bitkileri Alanya Park Fuar Merkezi 2 Mayıs 12 5 Mayıs 12 ISK-SODEX 2012 Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma, Havuz ve Güneş Enerji Sistemleri Isıtma, Soğutma, Klima, Havalandırma, Yalıtım, Pompa, Vana, Tesisat, Su Arıtma, Havuz ve Güneş Enerji Sistemleri İstanbul Fuar Merkezi Yeşilköy - İstanbul 2 Mayıs 12 6 Mayıs 12 35.Uluslararası Yapı Fuarı İstanbul 2012 Yapı, İnşaat Malzemeleri ve Teknolojileri Hizmetler, Altyapı, Kaba Yapı, İnce Yapı, Bitirme İşleri, Tesisat, Elektrik-Elektronik, Bina Donanımı, Mutfak-Banyo, Çevre Düzenleme Tüyap Fuar Merkezi İstanbul 10 Mayıs 12 Plastech 13 Mayıs 12 Plastik, Ambalaj ve Teknolojileri Plastik, Ambalaj ve Teknolojileri Uluslararası İzmir Fuar Alanı 10 Mayıs 12 Kalıp Avrasya 2012 13 Mayıs 12 Bursa 6.Kalıp Teknolojileri ve Yan Sanayiler Fuarı Kalıp Teknolojileri ve Yan Sanayi Kalıp Teknolojileri ve Yan Sanayi Bursa Uluslararası Fuar ve Kongre Merkezi GEBZE ORGANİZE SANAYİ BÖLGESİ SANAYİCİLERİ DERNEĞİ I MART 2012 FUARLAR TAKVİMİ Yurt İçi Fuar Takvimi 55