DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri Kur. 2007/639 E.N , 2008/753 K.N.

Transkript

DANIŞTAY Vergi Dava Daireleri Kur. 2007/639 E.N , 2008/753 K.N.
DANIŞTAY
Vergi Dava Daireleri Kur. 2007/639 E.N , 2008/753 K.N.
İlgili Kavramlar
MOTORLU TAŞITLAR VERGİSİ
Özet
1- RESEN YAPILAN DÜZELTMEYE KARŞI DAVA AÇILMADIĞINDAN TAHAKKUK EDEN VERGİ ÜZERİNDEN
VADESİNDE ÖDENMEMESİ NEDENİYLE GECİKME ZAMMI HESAPLANMASI 6183 SAYILI YASAYA
DAYANDIĞINDAN, 213 SAYILI YASANIN DÜZELTME YOLUNUN KAPSAMI DIŞINDA KALAN GECİKME
ZAMMINA KARŞI ŞİKAYET YOLU İZLENMEDEN DAVA AÇILAMAYACAĞI YOLUNDAKİ İDDİANIN BOZMAYI
GEREKTİRİR NİTELİKTE GÖRÜLMEDİĞİ,
2- VERGİ İDARESİNİN HATASINDAN KAYNAKLANSA DAHİ TAHAKKUK ETTİĞİ HALDE VADESİNDE
ÖDENMEYEN KAMU ALACAĞI İÇİN GECİKME ZAMMI HESAPLANMASININ YASAYA DAYANDIĞI VE
KUSURSUZLUK İDDİASININ GECİKME ZAMMI TATBİKİNE KARŞI AÇILAN BU DAVADA HÜKME ESAS
ALINAMAYACAĞI HAKKINDA.
İçtihat Metni
Temyiz Eden: Yeğenbey Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf: ... Limited Şirketi
Vekili: Av....
İstemin Özeti : Davacı şirkete ait ... plaka numaralı 1998 model 1810 kg ve 5200 cc. silindir hacimli
arazi taşıtının motorlu taşıtlar vergilerinin eksik ödenmesi nedeniyle hesaplanan gecikme zammına
karşı dava açılmıştır.
Davayı inceleyen Ankara 3.Vergi Mahkemesi, 2.7.2004 günlü ve E:2004/236, K:2004/670 sayılı
kararıyla; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 51'inci maddesinin Vinci
fıkrasında; amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına vadenin bitim tarihinden
itibaren her ay için ayrı ayrı Kanunda tespit edilen oranda gecikme zammı tatbik olunacağının hükme
bağlandığı, 1810 kg olduğu çekişmesiz olan taşıtın ağırlığının 1800 kg'ın altında değerlendirilerek
verginin bu ağırlığa göre ödendiği, eksik ödemenin vergi idaresi tarafından vergi miktarının eksik
hesaplanmasından kaynaklandığı, bu suretle verginin eksik tahakkuk ettirilerek tahsil edilmesinden
dolayı davacıya atfedilecek bir kusur bulunmadığından, eksik tahsil edilen vergi tutarı üzerinden
gecikme zammı tahakkuk ettirilmesinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle gecikme
zammının kaldırılmasına karar vermiştir.
Vergi idaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi, 28.12.2006 günlü ve E:2004/3932,
K-.2006/4262 sayılı kararıyla; gecikme zammının, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanun kapsamında bulunması nedeniyle, 213 sayılı Vergi Usul Kanununda düzenlenen
düzeltme ve şikayet yoluna konu olmaması karşısında, davalı tarafın başvurunun düzeltme başvurusu
niteliği taşıdığı, başvurunun reddi üzerine Maliye Bakanlığına şikayet başvurusu yapılmadan dava
açılamayacağı yolundaki iddiasının yerinde olmadığı, 6183 sayılı Kanunun 51'inci maddesindeki
düzenlemeden söz ederek, vadesinde ödenmeyen kamu alacakları için maddede açıklanan biçimde
gecikme zammı hesaplanmasının zorunlu olduğu, gecikme zammının, Anayasa Mahkemesinin
21.9.1988 günlü ve E:1988/7, K:1988/27 sayılı kararında, Vergi Usul Kanununun 112'nci maddesinde
düzenlenen gecikme faizi için söylenildiği gibi, Devlete ait paranın mükellef tarafından kullanılması
sonucu, enflasyonun üzerinde veya en az o oranda sağlanan yararın asıl sahibi olan Devlete geri
verilmesi niteliğinde bulunduğu, yine aynı kararda belirtildiği üzere, bu şekilde kamu borçlusundan
tahsil edilen faiz veya gecikme zammı, ceza niteliği taşımadığından; tahsilinin, borçlunun kusurlu
iradesinin varlığı koşuluna da bağlı olmadığı, vergi mahkemesince davacının, ayrıca adli yargı yerinde
açacağı sebepsiz zenginleşme davasının maddi dayanağını oluşturabilecek nitelikteki kusurunun
bulunmadığı iddiasının, gecikme zammı tahakkukuna ilişkin idari işlemin iptali istemiyle açılan bu
davada incelenerek karar verilmesinde hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle kararı bozmuştur.
Bozma kararına uymayan Ankara 3.Vergi Mahkemesi, 29.6.2007 günlü ve E-.2007/901, K:2007/1140
sayılı kararıyla; vergi dairesi tarafından vergi miktarının eksik hesaplanması ve bu durumun tahsilatı
yapan bankalara da aynı şekilde bildirilmiş olması nedeniyle davacının, verginin eksik ödendiğinden
haberdar olmasına olanak bulunmadığı, davacının yanıltıldığı ve eksik vergi ödemesine sebebiyet
verildiği sabit olan bu işlemden dolayı gecikme zammı istenmesinin hakkaniyet ilkelerine uygun
düşmediği gerekçesiyle gecikme zammının kaldırılması yolundaki ilk kararında ısrar etmiştir.
Vergi dairesi müdürlüğü, vadesinde eksik ödendiği sabit olan davacı şirketin aktifinde kayıtlı motorlu
araca ait motorlu taşıtlar vergisi için hesaplanan gecikme zammının, 6183 sayılı Kanunun 51'inci
maddesi gereği olduğunu ileri sürerek ısrar kararının bozulmasını istemiştir.
Savunmanın Özeti: Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi Abdurrahman GENÇBAY'ın Düşüncesi : Temyiz isteminin kabulü ile ısrar
kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararındaki esaslar doğrultusunda bozulması gerektiği
düşünülmüştür.
Danıştay Savcısı H.Hüseyin TOK'un Düşüncesi : İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların
temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu
maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine
uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme ısrar kararının onanmasının uygun olacağı
düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği
görüşüldü:
Davacı şirketin aktifine kayıtlı motorlu taşıta ait motorlu taşıtlar vergisini eksik ödemesi nedeniyle
tahakkuk ettirilen gecikme zammını kaldıran vergi mahkemesi ısrar kararı temyiz edilmiştir.
Davacının aktifine dahil olan ... plaka numaralı, 1998 model 5200 cc. silindir hacimli arazi taşıtının
ağırlığı 1998 yılı araç katalogunda 1810 kg olarak gösterilmiş iken, davalı idarenin sicil kayıtlarında
sehven 1800 kg'ın altında değerlendirilmiş ve bu model, hacim ve ağırlığa göre tahakkuk ettirilen
vergi vadesinde ödendikten sonra taşıtın ağırlık değerinde idare tarafından yapılan hatanın; tescil
tarihinden geçerli olmak üzere 13.5.2003 tarihinde re'sen düzeltildiği ve eksik tahakkuk ve tahsil
edilen tutarlar için gecikme zammı tahakkuk ettirildiğinde çekişme bulunmamaktadır, Davacı
tarafından düzeltilen vergiye karşı bir ihtilaf yaratılmadığı da anlaşılmaktadır.
Davalı idare, davacı tarafından yapılan başvurunun düzeltme başvurusu niteliği taşıdığı, reddi üzerine
Maliye Bakanlığı'na şikayet başvurusu yapılmadan dava açılamayacağını iddia etmekte ise de; Vergi
Usul Kanununun 123'üncü maddesinde, mükelleflerin vergi muamelelerindeki hataları düzeltme
istemine konu yapabilecekleri düzenlenmiştir. Vergi hatalarının düzeltilmesi ve reddiyat, Vergi Usul
Kanununun Birinci Kitabı olan "Vergilendirme" adı altında ve bu Kitabın "Vergi Alacağının Kalkması"
başlıklı Altıncı Kısmında yer almaktadır. Ödeme, zamanaşımı ve terkine ilişkin düzenlemelerin de yer
aldığı Altıncı Kısmın Üçüncü Bölüm hükümleri gibi "Vergilendirme" kitabında yer alan ve vergi
muamelelerindeki hataların giderilmesini amaçlayan düzeltme, mükelleflerin başvurusu üzerine
yapılabileceği gibi idarece re'sen düzeltme yapılması da olanaklıdır. Nitekim, 213 sayılı Kanunun
121'inci maddesinde; idarece tereddüt edilmeyen açık ve mutlak vergi hatalarının re'sen
düzeltileceği, aleyhlerine düzeltme yapılan kimselerin, düzeltmeye karşı vergi mahkemesinde dava
açma haklarının mahfuz olduğu düzenlemesine yer verilmiştir. Taraflar arasındaki ihtilaf, eksik
ödendiği saptanan motorlu taşıtlar vergisinin ek tahakkukla idarece tamamlanması nedeniyle eksik
ödenen tutar için gecikme zammı tahakkuk ettirilmesinden doğmuştur. Davacı, motorlu taşıtlar
vergisinin noksan tahakkuk ettirilmesi nedeniyle bu tahakkukun re'sen düzeltilmesinde hukuka
aykırılık bulunduğu değil, düzeltmeden doğan fark üzerinden gecikme zammı hesaplanmasının
hukuka uygun düşmediği iddiasıyla dava açılmıştır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü
Hakkında Kanunun 51 inci maddesinde/amme alacağının ödeme müddeti içinde ödenmeyen kısmına
vadenin bitim tarihinden itibaren her ay için ayrı ayrı gecikme zammı hesaplanması öngörülmüştür.
Gecikme zammı, tahakkuk etmiş ve vadesi geçtiği halde ödenmemiş kamu alacakları üzerinden
hesaplandığından, tahsilat aşamasında yapılan işlemlere konu oluşturmaktadır. Tahakkuk eden
verginin Vergi Usul Kanununun 121'inci maddesi uyannca re'sen düzeltilmesine karşı dava açılmaması
halinde bu vergi dava süresinin bittiği tarihe tahakkuk edecektir. Gecikme zammın tatbik süresinin
başlangıcı ise tahakkuk eden verginin ödeme süresinin bittiği tarihtir. Ödeme süresi biten vergi, aynı
tarihte kamu alacağı niteliğini de kazanmakta ve 6183 sayılı Yasanın uygulama alanına girmektedir.
Kamu alacaklarının tahsili amacıyla tahsil dairelerince 6183 sayılı Yasa uyannca yapılan işlemler Vergi
Usul Kanununun vergilendirmede yapılan hataların düzeltilmesine olanak tanıdığı düzeltme yolunun
kapsamı dışında kalmaktadır. Bu nedenle, vergi idaresinin, şikayet başvurusu yapılmadan dava
açılamayacağı yönündeki temyiz iddiası bozmayı gerektirecek durumda görülmemiştir.
Vergi idaresinin hatasından kaynaklanmış dahi olsa, dava konusu gecikme zammının üzerinden
hesaplandığı ... plaka numaralı motorlu taşıta ait motorlu taşıtlar vergisinin, 1800 kg'ın altında
bulunan ağırlık değerine göre eksik hesaplanıp, tahakkuk ettirildiği ve tahsil edildiği sabittir. Bu
nedenle vadesinde eksik ödendiği anlaşılan verginin, noksan ödenen kısmı için gecikme zammı
hesaplanması, 6183 sayılı Yasanın 51'inci maddesindeki düzenlemeden dolayı zorunludur.
Belirtilen nedenlerle davanın, gecikme zammının tatbik süresi de gözetilerek, hesaplanan gecikme
zammı miktarının hukuka uygunluğu incelendikten sonra karara bağlanması gerekirken, motorlu
taşıtlar vergisinin eksik tahakkuk ettirilmesinde davacıya izafe edilebilecek bir kusur bulunmaması gibi
idarenin sorumluluğuna dayanılarak açılacak tazminat davasında ileri sürülebilecek kusursuzluk
iddiasının, bu davada hükme esas alınması suretiyle verilen karar hukuka uygun düşmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, Ankara 3.Vergi Mahkemesinin 29.6.2007 günlü ve
E:2007/901, K:2007/1140 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda
karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına,
26.12.2008 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY X- Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, temyiz istemine konu yapılan kararın dayandığı
hukuksal nedenler ve gerekçe karşısında istemin kabulünü ve ısrar kararının bozulmasını gerektirecek
nitelikte bulunmadığından, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyoruz.