renkli dünyası ve

Transkript

renkli dünyası ve
DEKO TASARIM
“Biliyorum ki dekoratör sözcüğü bugün pek de popüler değil, hatta
modası geçmiş bir ifade fakat yine de kendimi dekoratör olarak
tanımlamak bana daha doğru geliyor. Dekoratörlüğün çok daha
‘kişisel’ olduğu kanaatindeyim.”
Senem ÖZTÜRK / [email protected]
KIRILL
ISTOMIN’in
renkli dünyası ve
sımsıcak kı bahçesi
Mevsim kışa dönerken Kış Bahçeleri de gündemimize
girmeden olmazdı. Biz de projelendirdiği Kış Bahçesi örneğiyle
Rus dekoratör Kirill Istomin’i sayfalarımıza taşımaya karar verdik.
Istomin ile hem dekorasyona bakışı hem de bizimle
paylaştığı projesi hakkında konuştuk.
K
66
DEKORASYON
irill Istomin, merkezi NewYork’da bulunan ve kendi
adıyla anılan iç mimarlık şirketinin başkanı.
Amerika’nın dışında İtalya, Fransa, Birleşik Arap
Emirlikleri, İngiltere ve ana vatanı olan Rusya’da pek
çok başarılı projeye imza atmış bir isim. Bugüne dek
yaptığı projelerle Decorators Club of New York ve
Association of Architects of Moscow gibi kuruluşların
çeşitli ödüllerine de layık görülmüş olan Istomin ile hem
dekorasyona bakışı hem de bizimle paylaştığı Kış
Bahçesi projesini konuştuk.
Istomin kendisini iç mimardan ziyade dekoratör olarak
tanımlamayı tercih ettiğini belirtiyor. “Biliyorum ki
dekoratör sözcüğü bugün pek de popüler değil, hatta
modası geçmiş bir ifade fakat yine de kendimi dekoratör
olarak tanımlamak bana daha doğru geliyor.
Dekoratörlüğün çok daha ‘kişisel’ olduğu
kanaatindeyim” diye ekliyor. NewYork’ta aldığı iç
mimarlık eğitimin ardından Amerika’nın köklü
dekorasyon firmalarından olan Parish-Hadley’de
kariyerine başlamış Istomin. Bugün artık sektörde
bulunmayan firmanın müşterileri arasında Jacqueline
Kennedy, Brooke Astor, Oscar De la Renta ve
Rockefeller ailesi gibi isimler geçiyor. Istomin burada
kazandığı deneyimiyle de kendi markasını oluşturarak
kariyerine devam etmiş.
2012
Müşterilerinizin kişiliği işlerinizi etkiliyor mu?
Her projenin farklı olduğunu düşünüyorum. Ve her
müşteri de farklı. Müşterilerimle yakın iletişime
geçiyorum her zaman. Dekorasyonunu yapacağımız bir
evde, o evin sahibine çok özel sorular sorabiliyoruz ki
ihtiyaçları ve isteklerini netleştirebilelim. Dekoratörlüğün
mimariden ziyade çok daha kişisel bir iş olduğunu
düşünüyorum, bu yüzden de müşterilerimin de beni
tutmasının sebebi ‘ben’ oluşum diyebilirim. Bundan
kastettiğim; onlar zaten benim yaklaşımımı, tarzımı,
fikirlerimi ve vizyonumu istedikleri için beni tutuyorlar.
Bu nedenle müşterilerimin kişilikleri işimi pek de
etkilemiyor, daha ziyade benim kişiliğim onların işlerini
etkiliyor diyebilirim.
Daha önce çeşitli ödüllere layık görüldünüz. Peki,
başyapıtım diyebileceğiniz, ya da sizin için özel bir
yeri olan projeniz var mı?
Bu soruya, henüz yapmadığım ama hala yapmamı
bekleyen proje diyebilirim. Ve umarım başyapıtım olarak
tanımlayabileceğim bu projeyi bir gün yapabilirim. Fakat
elbette benim için özel bir yeri olan projeler oldu. Örneğin
Fransa’da bir proje yapmıştım. Bu çalışma biraz 50’ler,
biraz 70’ler havası taşıyan, James Bond tarzı bir
çalışmaydı. İtalya’da deniz kenarındaki başka bir proje de
denizden esinlenmiştim. Bir çeşit ‘deniz fantazyası’ diye
Daniele Venturelli/Contour by Getty Images/Getty Images Turkey
DEKORASYON
2012
67
“Tüm odayı aynı temayı taşıyan
duvar kağıdı ve dokumalarla dekore
etmeyi seviyorum. Bu, mimari bir
tutumdan ziyade dekorasyona
yönelik bir tutum. Ve oldukça görsel
bir yaklaşım.”
“Duvarların, renklerin ve genel çevrenin yanı sıra müşterinin klasik mi, İngiliz stili mi,
Country mi yoksa başka bir şey mi istediği de elbette etkili oluyor projede. Sonuç
olarak da uyumun yanı sıra heyecan katılmış bir ortam bekliyorum.”
“Zaman zaman müşterinin hâlihazırda sahip olduğu bir takım öğeler
üzerinden çalışmak gerekiyor. Örneğin bir mobilya ya da hâlihazırda orada
bulunan bir eşya olabiliyor bu… Ben de eğer bu ortama uyum sağlayacağını
düşündüğüm bir dokuma ya da motif varsa onu müşteriye sunuyorum.”
de tanımlayabilirim bu projeyi. En son işim en iyisi demek
isterim aslında, insan doğası böyle ve bunu beklerim.
Genellikle bir projeye başlarken ilk yaptığınız ne
oluyor ve sonuç olarak neyi hedefliyorsunuz?
Bu durum yine projeye göre değişir. Zaman zaman
müşterinin hâlihazırda sahip olduğu bir takım öğeler
üzerinden çalışmak gerekiyor. Örneğin bir mobilya ya da
hâlihazırda orada bulunan bir eşya olabiliyor bu… Ben de
eğer bu ortama uyum sağlayacağını düşündüğüm bir
dokuma, ya da motif varsa onu müşteriye sunuyorum.
Böylece tüm odayı aynı temaya sahip dokuma üzerinden
dekore ediyorum. Duvarların, renklerin ve genel çevrenin
yanı sıra müşterinin klasik mi, İngiliz stili mi, Country mi
yoksa başka bir şey mi istediği de elbette etkili oluyor
68
DEKORASYON
2012
projede. Sonuç olarak da uyumun yanı sıra heyecan
katılmış bir ortam bekliyorum.
Duvar kağıtları, kumaşlar ve döşemeler
dekorasyonlarınızın ana temalarını oluşturuyor hep.
Biraz bundan bahseder misiniz?
Tüm odayı aynı temayı taşıyan duvar kağıdı ve dokumalarla
dekore etmeyi seviyorum. Bu, mimari bir tutumdan ziyade
dekorasyona yönelik bir tutum. Ve oldukça görsel bir
yaklaşım. Bolca desen ve renk üzerinde çalışmayı
seviyorum ve bunların asla sıkıcı olmamalarına dikkat
ediyorum. Örneğin bej rengi çok hoş olabiliyor ve sıkça da
tercih edilebiliyor ama her oda bej olmamalı. Ben renklere
inanırım. Zengin renkler bulunmalı. Elbette tüm seçimler
odaya, lokasyona ve projeye bağlı olarak, gerek ortamla
gerekse birbiriyle uyum içinde bulunmalı. Mobilyaların da
döşemelerini aynı tema üzerinde kurgulamayı seviyorum.
Bazen evde hâlihazırda bulunan, bazen de proje için özel
olarak seçtiğimiz ya da yaptığımız mobilyaların
döşemelerini değiştirerek, sadece oraya ait özel bir mobilya
haline getiriyorum. Duvarlar, dokumalar ve mobilyaları
uyum içinde kullanıyorum. Mobilyaları bazen kendim
tasarlıyorum, döşemelerinde kullanılacak dokuma ve
motifleri de örneğin eski bir kitapta gördüğüm siyah beyaz
fotoğraftan esinlenerek yapıyorum. Ve bu da odaya hem
özellik hem de heyecan katıyor diyebilirim.
Mobilya tasarımı da yapıyorsunuz öyleyse…
Evet, çok sayıda özel mobilya yapıyoruz. Şu sıralarda bir
mobilya firmasıyla da anlaşma yaptık.
DEKORASYON
2012
69
“Mobilyaların da döşemelerini aynı tema üzerinde kurgulamayı
seviyorum. Bazen evde hâlihazırda bulunan, bazen de proje için özel
olarak seçtiğimiz ya da yaptığımız mobilyaların döşemelerini
değiştirerek, sadece oraya ait özel bir mobilya haline getiriyorum.”
70
DEKORASYON
2012
DEKORASYON
2012
71
“Doku ve motif olarak seçtiğimiz ana tema
üzerinden tüm mobilya döşemelerini ve minderleri
yaptık. Odanın renk paleti üzerine kuruldu aslında
her şey. Tüm dokumalar, döşemeler ve mobilyalar
buna göre renklendirildi.”
72
DEKORASYON
2012
DEKORASYON
2012
73
Müziğin eksik olmadığı villa daha ilk bakışta
birolan
yuva
“Antikahuzurlu
değerleri
olduğunun sinyalini veriyor. Abartıdan uzakeşyalar
bir dekorasyonun
hakim
seçmedik, çünkü
olduğu villada heykeller, maskeler ve şıkburadaki
detaylar ana
dikkat
çekiyor.
amacımız
pahadan ziyade
görünümle ilgiliydi.
Sonuçta bu bir Kış
Bahçesi… Fotoğrafta
görülen sarı konsolun
orijinali daha büyüktü.
Onu keserek küçülttük
ve çeşitli değişikliklerle
farklı bir havaya
soktuk.”
74
DEKORASYON
2012
“Burada gördüğünüz
Kış Bahçesi projemizde
ilhamımızın ana kaynağı
18. yüzyıl tipi bahçeli yapılardı.
Yine bu döneme ait Fransız
ahşap işlemeciliğine
öykündük. Bir diğeri ise
kumaşlarla oluşturduğumuz
renk ve dokulardı.”
Kış Bahçesi projenizde ilham kaynağınız ne oldu,
biraz bahsedebilir misiniz?
Doku ve motif olarak seçtiğimiz ana tema üzerinden tüm
mobilya döşemelerini ve minderleri yaptık. Odanın renk paleti
üzerine kuruldu aslında her şey. Tüm dokumalar, döşemeler ve
mobilyalar buna göre renklendirildi. İlhamımızın ana kaynağı
18. yüzyıl tipi bahçeli yapılardı. Yine bu döneme ait Fransız
ahşap işlemeciliğine öykündük. Bir diğeri ise kumaşlarla
76
DEKORASYON
2012
oluşturduğumuz renk ve dokulardı. Ana olarak iki fikir üzerine
kuruldu diyebilirim: 18. yüzyıl ve kumaşlar…
Bu projede kullanılan eşyalar ve mobilyalardan biraz
bahseder misiniz?
Sadece küçük bir kısmı müşterimin hâlihazırda sahip
olduğu eşyalardı. Bunların dışında bizim topladığımız
eşyaların hepsi Vintage. Antika değerleri olan eşyalar
seçmedik, çünkü buradaki ana amacımız pahadan ziyade
görünümle ilgiliydi. Sonuçta bu bir Kış Bahçesi… Bu
nedenle göze hoş gelen, estetik eşyalar seçtik ve bir
kısmını da biz yaptık. Örneğin burada kullandığımız sarı
konsolun orijinali daha büyüktü. Onu keserek küçülttük ve
çeşitli değişikliklerle farklı bir havaya soktuk. Merkezde,
19. yüzyıl dört direkli Fransız yatağı, aslında daha çok bir
divan havasında kullandık. Vintage lambalar ve avizelerle
de ortamı daha şık bir havaya soktuk.