Kadın Korteji

Transkript

Kadın Korteji
29.10.16
Saat: 14:00 Jakobsplatz Nürnberg
Göçmen ve Mülteciler dairesi BAMF‘a karşı
Büyük Yürüyüş
Enternasyonal
Kadın Korteji
Göç e Ned en Olan ları Tanı
Day anı şma yı Örg ütle !
Hemen hemen hergün dünyanın her yerinde korkunç haberler, savaşlar, saldırılar, doğa
olayları ve göç yollarında yaşamlarını yitiren binlerce ceset görüyoruz. Dünya yanıyor ve biz
kadınlar bu ateşin tam ortasındayız.
Uluslararası kapitalist rekabet hergün yeni savaşlar yaratıyor. Egemenler kendi kârlarına
kâr katarken, diğer taraftan milyonlarca insan açlık, yoksulluk, savaş ve doğa olaylarının
yıkımını yaşıyorlar. Bir tarafta kâr, öbür taraftan sürgün, ailelerin dağılması, travma yaşayan
çocuklar ve tecavüz.
Toplumlar inanç ve etnik olarak birbirine karşı kışkırtılıyor, toplumlara korku veriliyor.
Birçok ülkede militarist işgaller ve ekonomik sömürü güçlendiriliyor. Doğa kaynakları
acımasızca sömürülürken, doğa katlediliyor, insanlar yaşam kaynaklarını kaybediyor.
Dünya Bankası, IMF ve Avrupa Birliği gibi kapitalist kurumlar pazar politikaları sonucu
bir çok ülkenin ekonomik gelişmesine engel oluyor ve milyonlarca insanın, yaşam perspektiflerini yok ediyor. Küreselleşen emperyalist sömürü milyonlarca insanın göç yollarına
düşmesine neden oluyor. Bu yüzden milyonlarca insan herşeyi geride bırakıp güvenlikli bir
yaşam için risk alarak göç yollarına düşüyor. Onlar evlerini, sahip oldukları herşeyi, ailelerini, arkadaşlarını geride bırakıyor. Göç korku ve travma bu durumdan en çok yine kadın
ve çocuklar etkileniyor.
Dünyanın her yerinde çelişkiler büyüyor. Almanya‘da en büyük emperyalist güçlerden biri
ve burdada bir çok insan yoksullukla karşı karşıya. Düşük ücretli iş sektörü büyürken bir
çok insan güvencesiz çalışıyor. Yine bundan en çok etkilenen kadınlar oluyor. Yarım günlük
iş alanında çalışyor yada çok daha kısa süreli işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Bir çok
kadın devlet yardımı almadan yaşamlarını sürdüremiyor. Konut kiralarında yaşanan spekülasyonlarla yükselen kiralardan dolayı çok sayıda ev boş iken insanlar yüksek fiyatlardan
dolayı kiralıyamıyor. İnsanların yaşamı rekabet ve korku üzerine kuruluyor. Özellikle mülteciler üzerinde halklararası rekabet derinleştiriliyor. Egemen güçler ezilenleri karşı karşıya
getirerek gündemi değiştiriyor öbür taraftan kimse farkında olmadan, iş, konut, sosyal
hakları yeniden kendi çıkarları için düzenliyor. Bunu yapıyorlar çünkü biz ezilenlerin ortak
çıkarları için yanyana gelmesini, egemen güçlere karşı olabilecek mücadeleyi durdurmaya
çalışıyorlar. Böylelikle işçi sınıfının mücadelesini engellemek istiyorlar.
Dünyanın her yerinde kadınlar erkek egemen kapitalist sistem tarafından sömürülüyor
eziliyor. Bizleri bölmelerine izin vermeyelim.
Tüm kadınları dayanışmayı büyütmeye, erkek egemen kapitalist sömürüye karşı mücadeleye çağrıyoruz.
Kadınlara özgü göç nedenleri!
Bugün göçe zorlanan göçmenlerin büyük bir çoğunluğunu kadın ve çocuklar oluşturuyor.
Kadınlar, baskılardan, politik nedenlerden, inançlarından dolayı sürgün ediliyor. Kadınlar
zorla evlendirme, kölelik, namus adına şiddet ve sünnet gibi her türlü şiddetten kaçıyorlar.
LGBTİ‘li mülteciler cinsel tercihlerinden, cins seçimlerinden dolayı ülkelerini terk etmek
zorunda bırakılıyor. Özellikle savaş ve işgal atındaki topraklarda kadınlar sistematik olarak
şiddete uğruyor ve ataerkil sistem tarafından ezilmeye devam ediyor. En yakın tarih 2014
yılının Ağustos ayında Şengal‘de Ezidi kadınların katledilmesidir. Beş binin üzerinde Ezidi
kadın ve çocuk faşist ISID katilleri çeteleri tarafından kaçırıldı, tecavüze uğradı, köle olarak
satıldı yada katledildi. Kadın katliamları Kürdistan‘da devam ettiği gibi dünyanın bir çok
yerinde yaşanıyor. Kongo‘da yüzün üzerinde kadın, askerlerin saldırılarını UNO ya bildirerek, Kongo ve Fransız barış güvercinleri adlı askerlerin kadınlara sistematik olarak tecavüz
ettiğini belirtiyor.
Kadına yönelik şiddet dünyanın her yerinde özellikle savaşlarda stratejik ve sistematik
olarak yapılıyor.
Kadına özgü göç nedenleri kesinlikle tanınmalı. Göçmen kadınların hakları her türlü
yöntemle savunulmalıdır.
Savaş kadınları özgürleştirmiyor,
savaş kadınları göçe zorluyor!
Bugüne kadar savaş ve işgallerle, barış ve özgürlük getireceklerini söyleyerek bahane eden
emperyalistler, şimdiye kadar hiç bir yerde insanlara ne barış nede kadınlara özgürlük
getirmemişlerdir. Biliyoruz ki niyetleri kadınları özgürleştirmek değil, onu bahane göstererek sadece savaş politikası yürütmektir.
Emperyalist işgallerin nedeni doğa kaynaklarının sömürüsü, ticari pazarlarınında güç
sahibi olma, piyasada yer alıp söz sahibi olma ve uluslararası jeopolitik niyetleridir. Alman
devleti de kadınların haklarını savunmak için değil, silah pazarlarını gerici erkek egemen
sistemin güçlü olduğu Suudi Arabistan ve Katar gibi ülkelere satıyor. 2015 yılında Alman
silah ihracatı geçmiş yıllara göre yükseldi. Dünyanın her yerinde silah ticareti yüksekliyor.
Silah ticaretinin aktörleri Diehl, Krauss-Maffeı, Heckler , Koch ve Simens Alman kapitalistleridir. Bunlar işgal ettikleri topraklarda kendilerini konumlandırıyor, fabrikalar açarak
sömürü düzenini güvenceye almaya çalışıyorlar.
Savaş kadınları her yönüyle eziyor. Savaş bir taraftan erkek egemen sistemi, diğer
taraftan kadına yönelik basklıları güçlendiriyor. Savaş kadınları göçe zorluyor.
Göç yollarında kadın olmak!
Göç yollarında kadınları bırakmayan en güçlü duygu korku. Ne zaman biteceği bilinmeyen
göç yolları, hertürlü şiddet, cinsel saldırılar, açlık, hastalık, herşeyi arkada bırakma, korkusu
mülteci kadınların en çok yaşadığı durum. Kadınlar yaşadıkları topraklardan ayrılırken
çocuk ve yaşlıların bakımını da üzerine alıyor, zor göç koşullarında onların güvenliklerinden sorumluluk almak zorunda kalıyorlar. Mülteci kadınlar son çare olarak güvenliklerini
kaçakçıların inisiyatifine bırakmak zorunda kalıyor. Kadınlar kaçakçılar, insan tacirleri
tarafından kaçırılıyor, sex endüstürisi için zorla çalıştırılıyorlar. BM mülteci kamplarında
dahi kadınlar tecavüze uğruyor ve seks için zorla kullanılıyor.
Kadınlar Almanya‘da erkek egemen sisteminin şişdetinden
korunmuyor.
Almanya‘nın mülteci kamplarında hemen hemen hergün ve hergün bunları yaşıyor;
kamplar fazlasıyla doldurulmuş durumda, kilitlenemeyen odalar mültecilerin özel yaşam
alanlarını yok ediyor. Çoğu kamplarda hijyen olmayan ortak tuvalet ve duşlar mevcut. Öze
llikle yalnız göç eden kadınlar için hiç bir güvenlik yok. Erkek egemen zihniyet kadınları
bu kamplarda buluyor ve aynı ülkelerden gelen erkekler burdaki kadınların sahibiymiş gibi
onları kontrol etmekte ve baskı uyguluyor. Geleneksel kuralları aşan kadınlara yönelik bu
zihniyet aynı zamanda her türlü şiddetide beraberinde getiriyor. Kadınlar aynı zamanda
bu kamplarda güvenlik görevlisi, danışmanlık vb. gibi çalışanlar tarafından sürekli taciz ve
cinsel saldırıya maruz kalıyorlar. Sözde güvenlikli ülke olarak geçen Almanya devleti de
kadınlar için güvenlikli değil. Mülteci kadınlar hala güvencesiz ve güvenliği sağlanmamış
yerlerde zorla tutuluyorlar. Kısıtlı oturum haklarından dolayı çalışamıyor buda çoğu
kadını düşük ücretli, sigortasız, kendi ve ailesini geçindiremiyecek kadar güvencesiz iş
alanlarına yönlendiriliyor. Ya da kadınlar yaşamlarını sürdürebilmek için zorunlu olarak
ev temizliği, hizmet sektörü yada seks endistürüsüne yöneliyor.
Kadınlar için güvenliklerini sağlayan kurumlar güçlendirilmeli, mülteci kadınlar da
bu kurumlara başvurmaları önündeki tüm engeller kaldırılmalı. Güvenceli konut ve
yalnız yaşamak istiyen kadın ve çocuklar için engeller kaldırılmalı.
Kadınlar için sözde değil gerçekte güvenlik istiyoruz – heryerde!
Kadınların mülteci kamplarına yerleştirilmesine hayır!
Tüm mülteci kampları kaldırılsın!
Göçe neden olanları teşhir et-mücadele et!
Emperyalist- Kapitalist erkek egemen sistem zorla göçün, Avrupa sınır kapılarında onbinlerce mülteci cesedin ve yüzbinlerce kadının cinsel şiddete uğramasından sorumludur.
Sorumlular kar hırsıyla gelen bankalar, şirketler ve savunma sanayilerine hakim olan politiktir. Sigmar Gabriel Silah ihracatçıları öncülüğünde 2015 yılında karlarını iki katına
çıkarttılar. Savunma bakanı Ursula von der Leyen askeri kampanyalar yürüterek toplumda
yeni profesyonel ordu kurmakla meşgul. Horst Seehofer gerici Katar ve Suudi Arabistan
gibi diktatörlükler le kur yaparken öbür taraftan ırkçı ve önyargıları sürdürüyor. Merkel
yüz yüzbinlerce mültecinin kaderi üzerine Türkiye ile kirli bir pazarlık yapıyor. Fakat öbür
taraftan diktatör, saray cuntacısı AKP rejimi yıllardır Kürt halkına yönelik katliamlarına,
binlerce muhalif güçlerin, gazeteciler, avukatlar ve akademisyenlerin tutuklanmasını görmemezlikten geliyor. Gauk, Schauble, de Maizière, Göring-Eckardt- gibi CSU‘sundan
Yeşiller Partisi‘ne kadar herbiri daha fazla savunma, daha fazla güvenlik ve dünya çapında
daha fazla sorumluluk çağrısı yapıyor. Aslında hepsinin istediği şey aynı; Daha fazla Savaş!
Bunlar mülteciliğin asıl nedenlerini gizliyor ve mültecilere yönelik antisosyal bir politika
uyguluyorlar. Mültecilere karşı ırkçılığı kışkırtıyorlar ve göçmenlerin hepsini kirminal
göstermek için tüm silahlarını kullanıyorlar. Her saldırıyı, her bomba saldırısının
ardından tüm araç ve gereçleriyle ırkçılığı kışkırtıyorlar, insanları aşağlıyor ve bununla
beraber hem mülteci yasasını sertleştiriyor hemde her yeri askerileştirmeyi amaçlıyorlar.
Mülteciler tarafından her hangi bir cinsel saldırı olduğunda bir anda kendilerini en büyük
kadın hakları savunucuları olarak gösteriyorlar. Sanki Almanya‘da kadınlar cinsiyetçi
şiddete uğramıyormuş gibi mülteciler yasasını sertleştirmek için böyle gerekçeler öne
sürüyorlar, öbür taraftan aylarca süren tartışmaların sonucunda göstermelik Alman cinsel
şiddet yasasında küçük değişiklik yaparak işin içinden çıkıyorlar. Sanırsınız Almanya‘da
kadınlar cinsel şiddete uğramıyor. Yalan söylüyorlar, gizliyorlar, kışkırtıyorlar, kadına
yönelik hertürlü şiddeti meşrulaştırıyorlar. Onlar bizi ayrıştırmak için, bölmek için yalan
söylüyorlar, kışkırtıyorlar, kadınlara yönelik şiddeti meşrulaştırıyorlar, nedenlerini gizleyerek ırkçı ve cinsiyetçi söylemlerini sürdürüyorlar.
Bizi, ırkçılığı kullanarak ‚Alman‘ yada ‚ Alman olmayanlar‘ olarak bölmelerine izin
verme!
Sağcı kışkırtmalar, gerici hareketler ve ataerkilliğe geri dönüş,
Avrupa‘nın heryerinde faşist hareketler ve partiler bu kışkırtmalardan dolayı hergeçen
gün büyüyorlar güç kazanıyorlar. Bunlar sadece kendi ‚kültür çevresi‘ ne ait olmayan insanlara yönelik gericiliği savunmuyor aynı zamanda kadın hakları ve kadının toplumsal
rolü üzerine kadına yeniden rol biçiyorlar.
Parti programlarında kadın haklarını geriye götürüyor ve klasik gerici aile rolü üzerinden
kadını yeniden kurguluyorlar. Kadına özgü haklar geri alınıyor. Cinsel tercih hakkını kullanmak onların gözünde suç olarak görülüyor. Bu ataerkil gericiliği sadece bu gelişen ırkçı
ve faşist hareket ve partilerde görmüyoruz.Bu gericilik anayasa da yeniden ‚erkek hakları‘
ya da Bavyera bakım ödeneği gib yeni düzenlemelerle getirildi. Bütün gücümüzle bunlara
karşı durmalıyız!
Irkçılığı ve cinsiyetçiliği durdur!
Hep beraber ilerleyen ataerkil gericiliği durduralım!
Kadınlar dünyanın heryerinde özgürlük mücadelesi veriyor.
Kapitalizmde kadınlar hem kadın olmaktan, hem de ekonomik olarak iki kez sömürülüyor, eziliyor. Ezilme ve aşağılanma. Kadınlar için bugünde durum ayndır. Fakat böyle
devam etmesine izin vermeyeceğiz!
Erkek egemen sistem hala devam ediyor, gelin beraber bugün bu mücadeleyi örgütleyelim.
Biz kadınlar her gün şiddeti ve sonuçlarını yaşamaya devam ediyoruz.
Gelin örgütlenelim tüm bu saldırılara karşı mücadeleyi büyütelim çünkü onlar haklarımızı
bize hediye olarak vermeyecek. Biz kadınlar özsavunmaya geçmeli gücümüzü toplamalı
ve sömürüsüz özgür bir yaşam için mücadele etmeliyiz.
Gelin güçlerimizi birleştirelim! Gelin Emperyalist- Kapitalist erkek egemen sömürü sistemine karşı kadın dayanışmasını büyütelim!
Biz kadınlar kızkardeşlerimizle dünyanın heryerinde ortak mücadeleyi büyütelim!
Kadın dayanışması enternasyonaldir.
Dayanışma demek göç nedenlerine ve emperyalist politikalara saldırmaktır!
Hiçbir insan illegal değildir.
Ne kapitalizm ne de erkek egemen sistem!
Özgür bir toplum için!
BILILLEE - Oromo Frauen, Feministische Perspektiven,
Internationales Frauencafé, Interventionistische Linke
Nürnberg, Medya Volkshaus Nürnberg - Frauenkollektiv,
organisierte autonomie (OA), Revolutionär Organisierte
Jugend Aktion (ROJA), SKB - Bund Sozialistischer Frauen,
Women in Exile, Yeni Kadın, Young Struggle
fr au en ka m pf ta gn
bg .b lo gs po rt .d e
Destekliyenler:
BILILLEE - Oromolu Kadınlar, Feministische Perspektiven,
Internationales Frauencafé, Interventionistische Linke
Nürnberg, Medya Volkshaus Nürnberg - Kadınkomünü,
organisierte autonomie (OA), Revolutionär Organisierte
Jugend Aktion (ROJA), SKB - Sosyalist Kadınlar Birliği,
Women in Exile, Yeni Kadın, Young Struggle
Kadın Kortejini destekliyenler:
Fantifa Nürnberg
V.i.S.d.P.: S. Gül, Sonnenstr.72, München
www.fluchtursachen.tk
facebook.com/fluchtursachen
www.redside.tk

Benzer belgeler