genç işsizliği - WordPress.com

Transkript

genç işsizliği - WordPress.com
MARMARA ÜNİVERSİTESİ
GENÇ İŞSİZLİĞİ
Genç İşsizliğinin Nedenleri-Eğitimle Olan ilişkisi
pc
02.06.2014
HAZIRLAYAN: CANSU ERGÜDER NO: 237312030
GİRİŞ
Ülkelerin gelişmelerine katkı sağlayan en önemli şeylerden biri tam
istihdama ulaşmaktır. İnsanlar ülkelerinde cari ücretlerle çalışıp, kendilerine en
uygun işi bulabilmelidirler. Bu ortamlar olduğunda ekonomik bir kayıp olması
söz konusu değildir. Doğal olarak işsiz nüfusun az olması daha huzurlu bir
toplumun olacağı anlamına gelir. Huzurlu toplum huzurlu gençlerin ileriye
dönük beklenti ve kazançlarıyla tamamlanır.
Dinamik yapılı ülkelerin ilgi odakları genç nüfus olmalıdır. Çünkü genç
nüfusu o ülkeyi geleceğe taşıyan en önemli unsurudur. O halde ülkenin kazanç
sağlayacağı yatırımı da gençlere yönelik olmalıdır. O zaman şu soruyu
sorabiliriz. Bu yatırım ne şekilde olur? Bunun cevabını ileride yaptığımız
analizlerde göreceğiz. Şimdiden söylemek gerekirse ülkenin gençlerine
yaptıkları en büyük yatırım eğitimdir. Devletler harcamalarını bu yöne doğru
yapmalıdır. Kaliteli eğitim kaliteli bir yaşam demektir. Çalışmamda Türk Eğitim
sistemini değerlendirirken bu konuya açıklık getireceğim.
Çalışmamın konusunu daha demin bahsettiklerimden anlaşılacağı gibi
‘genç işsizliği’ oluşturur. Genç işsizliğinin nedenlerini sorgulayıp eğitimle olan
ilişkisine değineceğiz. İlk olarak işsizlik kavramını sorgulayacağız. Daha sonra
ise işsizlikte en önemli problemlerden biri olan genç işsizliği kavramı hakkında
bilgiler sunup asıl konu bağlamımıza geçeceğiz. Diğer yandan genç işsizliğinin
nedenlerini, Dünyadaki ve Türkiye de ki genç işsizliğinin boyutlarını gerekli
tablolarla analiz edeceğiz. En son olarak Türkiye de eğitim sistemini ve genç
işsizliğini ilişkilendireceğiz.
GENÇ İŞSİZLİĞİNİN NEDENLERİ, EĞİTİMLE
OLAN İLİŞKİSİ
İŞSİZLİK
Ülkemizde ve dünyada en temel küresel problemlerden biri işsizliktir.
Hükümetler her geçen gün artan işsizliğe çözüm önerileri aramakta bu probleme
gerekli cevaplar bulmaya çalışmaktadırlar. Günümüzde dinamik nüfusa sahip
gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler de güncel tartışmaların ana başlığını
oluşturan konu genç nüfustaki işsizlik oranlarıdır. Bu işsizliğin ne boyutlarda
olduğu neler yapılması gerektiği düşünülmekte bununla ilgili projeler üzerine
çalışılmaktadır. İlk olarak işsizliğin tanımını yapmak faydalı olacaktır. İşsizlik
kavramı, herhangi bir ekonomik toplumda çalışmak istediği halde iş bulamayan
yetişkinlerin bulunduğu durumuna verilen addır.1İşsiz kişi ise referans
dönemi(yani başvuru dönemi) içinde istihdam döneminde, istihdam halinde
olmayan kişilerden iş aramak amacıyla son üç ay içinde iş arama kanallarından
en az birini kullanmış ve on beş gün içinde iş başı yapabilecek durumda olan
kimseye denir.2 Çalışma çağındaki tüm kişiler ifadesinde, aslında işsiz sınıfına
dahil edilen bireylerden bahsediliyor. Tanımda istihdam halinde olmamadan
kastedilen, ücretli-ücretsiz hiçbir işte çalışmayan kişilerin durumudur. O halde
gündelik hayatta da sürekli çalışma çağındaki kişiler dediğimiz kimseler hangi
yaş aralığını kapsar ve her ülkede aynı aralıkta mı yer alırlar?
Gençlik ifadesinin herkes tarafından kabul gören bir tanımı olmasa da
birçok uluslar arası kuruluş genç olgusunu genel olarak şöyle tanımlıyor; insan
1
2
^ Who is not in the labor force? United States Departmen of Labor. Bureau of Labor Statistics.
^ Who is not in the labor force? United States Departmen of Labor. Bureau of Labor Statistics.
yaşamının bir evresi, çocukluktan yetişkinliğe adım olarak ifade etmekte ve
somut bir yaş gurubu belirlemektedir.3
Ülkemizde genç nüfus tanımlamaları kalkınma dönemlerinde şu şekilde
belirtilmiştir:
İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında 14-24 yaş arası,
Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında 14-22 yaş arası,
Dördüncü ve Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planında 12-24 yaş arası
Altıncı, Yedinci, Sekizinci ve nihayetinde Dokuzuncu Kalkınma
Planında 15-24 yaş arası olarak genç nüfus belirlenmiştir.4
Yani Türkiye için, çalışma çağındaki nüfus, kurumsal olmayan sivil
nüfus içerisindeki on beş ve daha yukarı yaştaki nüfustur. Belirlenen yaş unsuru
ülkeden ülkeye değişmekle birlikte bazı ülkelerde on altı yaş ve üzeri nüfus
çalışma çağı olarak nitelendirilir. Bu ülkelerden birkaçına örnek olarak İngiltere,
İspanya, İzlanda ve Norveç ülkelerini verebiliriz.
GENÇ İŞSİZLİĞİ
Genç işsizliğini,15-24 yaş arasındaki dinamik nüfusun çeşitli olumluolumsuz etkiler ve nedenler ile ülkelerindeki işgücü piyasalarının dışında
kalması olarak ifade edebiliriz. Toplumların işsizliğe bakış açısını şu şekilde
açıklayabiliriz. .Bir toplumun her ferdi ülkesi için katkıda bulunmalı ve
vatandaşlık görevini yerine getirmelidir. Temel amaçları gelecek nesillere
önemli katkılar sağlayacak bir düzen sağlamaktır. Önem verdikleri diğer şeyler
3
United Nations, 2005; ILO, 2008; World Bank, 2006
4
ILO(2010)
ise ülkelerindeki genç nüfusa yaşanılabilir bir dünya bırakmak ve bu genç
nüfusun mutlu bir şekilde yaşamaları için çabalamaktır. Bunun için ne
yapmalıdırlar?
İlk olarak gelecek kaygısı olmayan bir gençlik için, onların eğitimleri ve
yetenekleri doğrultusunda düzgün iş alanları yaratmalılardır. Eğer bu düzgün iş
alanlarını oluşturamazlarsa genç nüfustaki işsizlik akıl almayacak boyutlara
ulaşır ve bu durum ülkenin içinden çıkamayacağı ekonomik krizlere, eksik
istihdama ve toplumsal kargaşaya sebep olur. Tüm bunların maliyetini yine ülke
ekonomisi karşılamak zorunda kalır. Eğitim seviyesi yüksek olan genç kendi
seviyesinin çok azındaki düşük ücrete razı olmak durumda kalır.
Genç işsizliği sorununun nedenlerinden bahsetmek gerekirse, yeni işler
yaratılamaması, eğitime katılan genç nüfusunun artması, tecrübe eksikliği(İlk iş
deneyimi sürecinde karşılaşılan sorundur),aranılan niteliklere sahip olamama
hali gibi birçok neden sıralayabiliriz.
GENÇ İŞSİZLİĞİNİN NEDENLERİ
Türkiye’de işsizlik oranlarını yaş gruplarına göre sıralayarak başlayalım.
Bu sıralama yapıldığında en yüksek işsizlik oranını 20-24 yaş grubunda görürüz.
Bu oran daha sonra 15-19 yaş grubunda azalırken en düşük seviyesini 25-29 yaş
aralığındaki bireylerde görürüz. Yaş gruplarına göre işsizlik oranı bize ters U
harfini anımsatır. Bu ters U şeklindeki işgücü piyasasına ve genç işsizlik
oranının yetişkin işsizlik oranından yüksek olması başka ülkelerde de
rastlanabilir bir durumdur.5
5
O’Higgins, N. (1997), O’Higgins, N. (2001).
Neden 20-24 yaş aralığındaki işsizlik oranı(genç işgücü),15-19 yaş aralığından
yüksek çıktı? Bu durumda genç işsizliğinin nedenlerinden bahsedebiliriz.
Nedenlerden biri okuldan yeni mezun olan bireyin tecrübesizlik süreci, eğer lise
mezunuysa mesleki eğitim eksikliği, fakültelerden yeni mezunların ücret
beklentisinin çok olması, kendi yeteneklerine uygun ve istedikleri işleri
bulmalarının uzun sürmesi olarak ifade edebiliriz.6
Genç işsizlik oranları birçok ülkede toplam işsizlik oranlarının üzerinde
yer alır. Hatta bu oran bir kattan daha fazla olduğu gözlemlenmektedir.
7
Daha
sonrada gerekli tablolarla bu durumu göstereceğim. İlk olarak her ülkenin
sorunu olan bu durumun nedenlerini sorgulamamız gerekir.
Genç işsizliğinin yüksek olması,
 Ekonomik gelişmenin yavaş olması
 Ekonomideki dönemsel daralmalar
 Asgari ücretler
 Genç işgücünün niteliğindeki eksiklikler8
 Genç nüfusun hızlı artması…
Bu nedenler ülkelerde yaşanılan koşullara uygun olarak değişebilir.
Genelleme yaptığımızda bu nedenlerin belirtilmesi uygun olmuştur.
Genç işsizliğinin nedenleri hakkında yapılan bir araştırma vardır. Bu
araştırma Avrupa ülkelerine yönelik genç işsizliğin nedenlerini ortaya
koymaktadır. Aşağıda belirtelim:
 Gençlerin,
işçilerin çıkarıldığı ve ücretlerin dondurulduğu, ekonomik
daralma dönemlerinden güçsüz kişiler olmaları,
6
Sayın, F. (2009). Türkiye’de eğitim ve büyümenin genç işsizliğine etkisi.
Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi,
7
Gündoğan, Naci (1999), Genç İşsizliği ve Avrupa Birliği‟ne Üye Ülkelerde Uygulanan Genç İstihdam
Politikaları, Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi,
8
Freeman, (1980)” (Gündoğan
1999’den)
 Genç nüfusun aileleri tarafından destek almaları
Birincisinden kastedilen, gençlerin kısa dönemli sözleşmeli çalışma
eğilimi göstermeleridir. Dolayısıyla bu kişilerin işten çıkarılma riskleri fazladır.
Bununda nedeni bu gençlerin özellikle daha büyük ve tecrübe sahibi olan
gençler olmasıdır. İkincisi ise aileleri tarafından finansal destek alan genç
insanların genellikle doğru mesleği edininceye kadar beklemeleridir. Bu
açıklananlarda Martine göre daha yüksek işsizlik gerçekte gençler için
ekonomik zayıflığı belirtmektense ekonomik gücün olduğunu yansıtmaktadır.
Tabi ki bu açıklamalar Avrupa ülkeleri için geçerlidir.9 Türkiye’de bu durum
ekonomik gücü belirtmemektedir. Türkiye’de genç işsizliğin kaynağı istihdam
yaratmadaki zayıflıktır.(Düzgün iş alanlarının oluşturulamaması)
Günümüzde gençlerin işsiz kalmalarının başka nedenlerinden bahsetmek
gerekirse, genç işgücünün yetişkinlere göre daha fazla sosyal risk altında olduğu
düşüncesini söyleyebiliriz. Fırsatlar gençler arasında belirsiz ve düzensizdir.
Gençlerin yalnızca ilk işi elde etmedeki zorluklarını diğer gerekçeleriyle
düşünmek daha doğru olacaktır.
Diğer gerekçeler olarak ifade ettiğim meslek gruplarının kısa dönem
özelliği taşımaları ve istikrarsız olma özellikleridir.10 Bu gerekçe de özel olarak
değerlendirilmelidir. Sorunu diğer parçalarıyla düşünüp ona göre çözüm
yöntemleri geliştirilmelidir.
Günümüzde
gençler
hiç
olmadıkları
kadar
yüksek
eğitime
sahiplerdir.Sürekli kendilerini geliştirmekte,araştırmakta ve bütün fırsatları
değerlendirmek için çabalamaktadırlar.Artık onlar işte ve toplumda emellerine
9
Martin, Gary (2009). “A Portrait of the Youth Labor Market in 13 Countries”. 19802007. Labor Review Online, 132(7).
10
Goede, M. vd. (2000) “Family Problems and Youth Unemployment”,
Adolescence, Vol.: 35, No: 139, p. 587-601.,
Russell, H. ve O’Connel, P. J. (2001)
daha net sahiptirler, kişisel özerkliklerine sahip olup vatandaşlık olgusuna
erişimde bütün fırsatları kollamaktadırlar. Gençler, ekonomilere enerji, kabiliyet
ve verimlilik getirmekte ve geleceğin gelişiminin temellerini atmaktadırlar.11
İşte bu noktada bu gençlerin yeteneklerine, özelliklerine uygun iş
alanları oluşturulmalı, istihdam yaratmada sıkıntıların olmamasını sağlamaya
çalışmaktır. Sonuçta eksik istihdam durumunda bunun tüm maliyetini yine o
toplum karşılamak durumunda kalacaktır.
GENÇ İŞSİZLİĞİ HAKKINDA LİTERATÜR İNCELEMESİ
Genç işsizliği günümüzde önemli sorunlardan biridir. Toplam işsizlik
oranlarındaki payı oldukça yüksektir. Ülkelerin geleceği için önemli bir
problemdir. Bu konu hakkında dünyada yapılmış çalışmalar vardır. Türkiye’de
bu alanda yapılan çalışmalar yok denecek kadar azdır. Dünyadaki çalışmalardan
bahsedeceğim.
O’Higgins, geçiş ve gelişmekte olan ülke ekonomilerinde genç işgücü
piyasasının özelliklerini araştırmış ve incelemiştir. Ülkelerde çalışan nüfus
içerisinde gençlerin payının az olduğunu vurgulamış, gençlerin işgücü piyasası
koşullarından ve ülkelerinin demografik özelliklerinden çok etkilendiğini açığa
kavuşturmuştur. Çoğu ülkedeki uzun dönemli işsizlerin içinde genç nüfusun
payının fazla olduğunu belirtmiştir. Bunları eğitimli işsiz olarak ifade etmiştir.12
OECD, Avustralya’da işgücü piyasasının özelliklerini incelemiştir. Bu
ülkedeki gençlerin çalışmasını konu almıştır. Avustralya’da 1980’lerden sonra
11
12
ILO (2008)
O’Higgins, N. (2003).
düşüşe geçen genç işsizliği ile artan büyüme oranlarını ilişkilendirerek
araştırmasını oluşturmuştur. Ayrıca büyük bir problem olan genç işsizliği ile
ilgili mücadele politikalarına çözüm yöntemlerine de araştırmasında yer
vermiştir.13
Green, Loon ve Mangan çalışmalarında, Kuzey Avustralya işgücü
piyasasını incelemişlerdir. Logit model kullanarak cinsiyet, eğitim, yaş, din ve
deneyim faktörlerinin genç nüfus üzerindeki etkilerini araştırmışlardır. Tam
zamanlı çalışma ve eğitim düzeyinin bu gençlerin standart veya standart
olmayan işçi ayrımında belirleyici olduğu sonucuna varmışlardır.14
Perugini ve Signorelli, Avrupa Birliğini incelemişlerdir. Genç işgücü
piyasasındaki bölgesel değişiklikleri ve farklılıkları,1999-2006 yılları arasında
araştırmışlardır. Bölgelerin doğu-batı alt örneklerini, erkek ve kadın genç
işsizliğinin belirleyiciliği için incelemişler ve belirli farklılıklar bulmuşlardır. 15
Dünyada Genç İşsizliğinin Boyutları
ILO (Uluslar arası çalışma örgütü )nun ‘Küresel İstihdam Eğilimleri
2008’ raporuna göre 2007 yılında dünyada ki büyüme devam etmiş ve
dünyadaki toplam gelir %5,3oranında artmıştır. Fakat 2007 yılındaki artışta,
verimlilik artışı istihdam seviyesindeki artıştan daha fazla olmuştur. Sonuçta
ekonomik büyümenin nedeni istihdam artışı değil verimlilik artışı olmuştur ve
2006 yılındaki küresel işsizlik oranı 2007 yılı içinde aynı olmuştur. Bu veriler
13
Organisation For Economic Co-operation and Development (OECD).
(2009). Jobs for Youth (Des Emplois Pour LEs Jeunes) Australia.
14
15
Green, C., Loon, A. ve Mangan, J. (2000).
, C. ve Signorelli, M. (2010).
son on yıl içinde tekrarlanmıştır. Ekonomik büyüme işsizliğe dünya çapında
cevap verememiştir.16
Tablo 1 e baktığımızda dünya ve dünyadaki bölgelere göre toplam
işsizlik, genç işsizlik ve bunların oranları hakkında bilgi edinebiliriz. Bu tablo
1997-2007 yılları arasını kapsar. Tablo 1 i açıklarken ilk olarak dünyada toplam
işsizlik oranının %6 olduğunu(2007), genç işsizlik oranının %11,9 olduğunu
görüyoruz.2007 yılında genç işsizlik oranı toplam işsizlik oranının iki katıdır.
Tablo 1 i açıklarken ikinci olarak yine aynı yıl olan 2007 yılında genç işsizliğin
yetişkin işsizliğe oranı 2,8dir. Buradan görüyoruz ki dünyadaki işsizlik
sorununun çoğunu genç işsizler oluşturur. Tablo 1 i açıklarken üçüncü olarak
şunu söyleyebiliriz. Genç işsizliğin yetişkin işsizliğe oranı gelişmiş ülkede dahil
2,4tür. İster gelişmiş ister az gelişmiş olsun her toplumda genç işsizliği sorunu
vardır
Tablo 1 i açıklarken dördüncü olarak şuna da değinmek doğru olacaktır.
Gelişmiş ekonomiler ve AB gurubunda toplam işsizlik oranı 7,4 den 5,7 ye
düşerken genç işsizliğin yetişkin işsizliğe oranı aynı kalmıştır 2,4 olarak. (19972007)
Dünyadaki genç işsizliğin genel durumuna ek olarak ILO nun 2008
raporuyla(Gençler İçin Küresel İstihdam) ilgili bilgi verebiliriz. Buradan elde
edilecek sonuçlar sorunun ciddiyetinin anlaşılmasını sağlayacaktır. Bu raporda
gençlerin önemini vurgulayan önemli küresel eğilimler ortaya konmuştur.17
Bunlardan biri, dünyadaki genç işgücü 1997-2007 yılları arasında 577
milyondan 602 milyona çıkmıştır. Aynı yıllarda gençlerin işgücüne katılma
oranı %55,2den 50,5 e düşmüştür.18
16
ILO (2008a), p. 9.
ILO (2008b), pp. 2–3.
18
ILO (2008b), p. 3.
17
Tablo:1 DÜNYADA VE BÖLGELERE GÖRE ÇEŞİTLİ İŞSİZLİK ORANLARI(1997-2007
YILLARINDA)
TOPLAM İŞSİZLİK
GENÇ İŞSİZLİK
GENÇ İŞSİZLİĞİNİN
ORANI (%)
ORANI(%)
YETİŞKİN
İŞSİZLİĞE
ORANI(%)
1997
2007
1997
2007
1997
2007
DÜNYA
6,1
6,0
10,9
11,9
2,6
2,8
SABRA ALTI
8,5
8,2
12,0
11,5
2,0
1,8
GÜNEY AFRİKA
11,7
7,9
25,3
23,8
3,2
3,4
ORTADOĞU
13,0
9,4
23,6
20,4
3,2
3,1
LATİN AMERİKA
8,0
7,2
14,0
14,5
2,6
2,8
DOĞU ASYA
3,7
3,5
7,3
6,7
2,8
2,8
GÜNEY DOĞU
4,0
5,5
9,8
15,8
4,4
5,0
GÜNEY ASYA
4,7
5,3
6,7
10,8
3,7
3,0
ORTA VE
10,7
8,5
21,2
18,0
2,3
2,5
7,4
5,7
14,8
12,4
2,4
2,4
AFRİKA
VE KARAYİPLER
ASYA VE PASİFİK
GÜNEYDOĞU
AVRUPA
GELİŞMİŞ
EKONOMİLER VE
AB
Kaynak Kaynak: ILO (2008b), Global Employment Trends For Youth 2008; ILO
(2009), Global Employment Trends 2009, http://www.ilo.org
Peki buradan anlaşılması gereken nedir? Genç işgücü genç istihdamdan
daha fazla artmaktadır. Piyasaya yeni katılan gençlerin daha önceden
bahsettiğim üzere gençler için düzenli iş alanları oluşturulmamıştır böylece genç
istihdam yeteri kadar artamamıştır. 2015 yılında dünyada genç işgücünün
artacağı bilinmektedir. Bu miktarın 657 milyon civarı olacağı tahmin
edilmektedir.19 Bu da dünyada, yeni iş arayışlarının olacağının şimdiden
habercisidir. Yeni politikalar ortaya konulacaktır. Bu politikalardan beklide en
önemlisi eğitimle ilgili olanlarıdır. Daha sonra değineceğiz.
TÜRKİYEDE GENÇ İŞSİZLİĞİNİN BOYUTLARI
Türkiye de genç işsizlik oranı toplam işsizlik oranından daha yüksektir.
Daha önce genç işsizliğin dünyada ki boyutlarını açıklarken gördüğümüz gibi
ister gelişmiş ülke olsun ister az gelişmiş ülke olsun yine de genç işsizlik
problemi her ülkenin sorunudur ve toplam işsizlik oranından daha yüksek bir
orana sahiptir. Türkiye de genç işsizlik oranının toplam işsizlik oranından daha
büyük olmasının en önemli nedenlerinden biri gençlerin büyük kısmının ilk kez
iş aramasıdır. 20
Türkiye genç nüfus açısından, diğer ülkelerde görülmeyen ve diğer
ülkelerden ayırt edici bir özelliğe sahiptir. Demografik fırsat penceresi adlı
kavram bu ayırt edici özelliği yansıtır. Bu kavram Türkiye’nin önemli bir genç
nüfus potansiyelinin varlığı gösterir. Demografik fırsat penceresinin 2040
yılında kapatılacağı ve o zamana kadar gençler iyi eğitilerek üretime
odaklandırıldığı takdir de Türkiye de işsizlik sorunun çözülebileceği ve ciddi bir
ekonomik büyüme yaşayabileceği belirtilmektedir.21 Bunun nedeni şöyle
açıklanmaktadır. Türkiye 2023 tarihine kadar, çalışma çağındaki nüfusu git gide
19
ILO (2006a), p. 2
Gürsel, Seyfettin ve Ulusoy, Veysel (1999
21
UNDP(2008)
20
Tablo:2 TÜRKİYEDE ÇEŞİTLİ İŞSİZLİK ORANLARI(1999-2009)
İş gücüne
1
2
2
2
2
2
1999
2001
2003
2005
2007
2008
2009 *
52,7
49,8
48,3
48,3
47,8
44,4
45,8
4
4
4
4
4
3
45,6
43,2
43,3
43,1
39,3 38,7
7
8
1
1
9
8,4
10,5
10,3
5
6
8
6,3
8,7
1
1
2
1
1
16,2
20,5
19,3
19,6
21,2 27,9
2
2
2
2
2
2,6
2,4
katılma
oranı(%)
İstihdam
oranı(%)
48,6
Toplam işsizlik
oranı(%)
7,7
Yetişkin
işsizliği
oranı(%)
5,5
Genç işsizliği
oranı(%)
15,0
Genç işsizliğin
yetişkin
işsizliğe
2,7
9,9
8
8,3
2,3
11,0 15,5
7
7,8
2,5
1
7,0
3,0
oranı(%)
Kaynak :TÜİK, İşgücü İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr
7
9,4
2
3
3,0
artarak %70lere varacak ve bu tarihten 2040 yılına kadar hızı azalarak artmaya
devam edecektir.2040 yılından sonra demografik fırsat penceresi kapanacaktır.22
Türkiye bu fırsat penceresini dikkate alıp yeni çözüm yöntemleriyle
işsizlik sorununu azaltmalıdır. Biz biliyoruz ki bu fırsat penceresinde ileriki
yıllarda genç işsizlik oranı yine toplam işsizlik oranından fazla olacaktır.
Gençlere düzgün iş alanları oluşturulmalı ve eğitimlerine destek verilmelidir.
Tablo 2 ye baktığımızda Türkiye de genç işsizliği sorununu
tekrar yıllara göre hazırlanan verilerle görmekteyiz. Tablo 2 de 19992000 yılları arasında Türkiye de iş gücüne katılma oranının %52,7 den %45,8 e
düştüğünü ifade etmektedir.. İstihdam oranının ise %48,6 dan %38,7 ye
düştüğünü ve doğal olarak ülkedeki toplam işsizlik oranın %7,7den %15,5e
yükseldiğini ve bunlara ilave olarak ülkedeki yetişkin işsiz oranının %5,5den
%9,4 e yükseldiğini ve genç işsiz oranının %15,0dan %27,9a çıktığını
görüyoruz.23 Dikkat edilmesi gereken bir diğer hususta tablo 2 de 2009* yılı için
ocak ayı verileri girilmiştir.
1)EĞİTİM VE GENÇ İŞSİZLİĞİ ARASINDAKİ
BAĞLANTI
Ülkelerdeki okullaşma oranları, eğitime yapılan harcamalar o ülkenin
gelişmişlik seviyesine birçok katkı sağlar. Özellikle genç nüfus yoğunluğu fazla
olan
ülkelerde
ekonomik
büyümelerini
bu
dinamik
yapılarıyla
gerçekleştirebilmeleri için eğitime önem vermeli ve gerekli politikalar
uygulamalılardır. Bir toplumda işsizliğin mümkün olduğu kadar az olması o
toplumun yararınadır. İşsizlik, maddi manevi birçok kayba neden olur.
22
23
UNDP, p. 87.
TÜİK, İşgücü İstatistikleri
Toplumun
önceden
yapacağı
harcamalar
gelecekte
kayba
uğramasını
engelleyebilir. Yaptığı harcamalar eğitime yönelik olduğunda,-özellikle
gelişmekte olan ve genç nüfusu çok olan ülkede- o ülkede boşuna harcanan
emek gücü olmayacaktır. Üretim devam edecek ve ekonomi istikrara
kavuşacaktır.
1.1)Türk Eğitim Sistemi
Türk milli eğitim sistemi, örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üzere
ikiye ayrılır. Örgün eğitim; okul öncesi eğitimi, ilköğretim, ortaöğretim,
yükseköğretim kurumlarını kapsar. Yaygın eğitim ise örgün eğitimin yanında
veya dışında gerçekleşen eğitim faaliyetlerini kapsar.24 Türk eğitim sisteminin
genel esasları ve işleyişi, 14 Haziran 1973 tarihinde kabul edilip, 24 Haziran
1973 de Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 1739 Sayılı Milli Eğitim
Temel Kanunu ile belirlenmiştir. Türkiye 4306 yasası ile 1997/98 yılından
itibaren 8 yıllık kesintisiz zorunluluğu eğitime geçmiştir. Ancak yeni
düzenlemelerle sekiz yıllık zorunlu eğitim sona ererek ‘ 4+4+4 ‘ kademeli
şekilde on iki yıllık eğitim uygulanmaya başlamıştır. Liseler 2012-2013 eğitim
ve öğretim yılı itibaren zorunlu olmuştur. Türkiye de yeni düzenlemelerde on iki
yıllık zorunlu kademeli eğitim, üç kademeye ayrılmıştır. Birinci kademe 4 yıl
süreli ilkokul (1.2.3.ve 4.sınıf), ikinci kademe 4 yıl süreli ortaokul (5.6.7.ve 8.
sınıf) ve üçüncü kademe 4 yıl süreli lise (9.10.11.ve 12.sınıf)olarak
düzenlenmiştir. Yapılan değişiklik ile ilköğretim çağı 6-13 yaş olarak
değiştirilmiş ve Eylül ayı sonu itibarıyla beş yaşını doldurmuş, altı yaşına girmiş
çocuklara ilköğretime girme şansı verilmiştir. 25
24
25
14.02.2006 tarihinde Resmi Gazete’de yürürlüğe giren madde.
http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular2012/12yil_soru_cevaplar.pdf
Diğer ülkelerdeki zorunlu eğitime başlama yaşı ise Avusturya, Belçika,
Kıbrıs,
Çek
Cumhuriyeti,
Danimarka,
Fransa,
Almanya,
Yunanistan,
Macaristan, İzlanda, İrlanda, İtalya, Lüksemburg, Norveç, Portekiz, Romanya,
Slovakya, Slovenya ve İspanya da altı yaştır. İngiltere ve Hollanda’da beş
yaşından, Bulgaristan, Finlandiya, Letonya, Polonya ve İsveç’te ise yedi
yaşından itibaren zorunlu eğitim başlamaktadır.26
.2)Türk Eğitim Sistemindeki Sorunlar
Türkiye de ilköğretim düzeyinde okullaşma oranı son on yılda artış
göstermektir. Ancak Türk eğitim sisteminin, ülkenin refahı yönünde hatasız
işlediğini söylemek yanlış olacaktır. Bazı problemler vardır ve bunları
belirtmemiz gerekmektedir. Bu problemleri şöyle sıralayabiliriz. Türkiye de
eğitim kalitesinde, bölgeler arası okullaşma ve okur-yazar oranlarında, okullar
arası önemli farklılıkların gözlemlenmesinde, ortalama sınıf mevcudunun OECD
ülkelerine göre yüksek olması –Türkiye için sınıf mevcudu ortalaması 27 iken
OECD ülkelerinde 21,7dir- ,öğretmen başına düşen öğrenci sayısının çokluğu
gibi ciddi problemlere sahibiz. Öğretmen başına düşen öğrenci çokluğunda,
Türkiye ve Meksika hariç OECD ülkelerinde en yüksek orana yine biz sahibiz.
Gelişmiş şehirlerimizde sınıf mevcutlarının 50-60 sularında olurken daha az
gelişmiş bölgelerimizdeki şehirlerde sınıf mevcutları 10-20 arasındadır.27 Bu da
bölgeler arası farklılığımızın bir kanıtını oluşturur. Bazı bölgelerimizde emek
talebi fazlayken bazı bölgelerimizde bırakın emek talebini, iş gücü piyasasının
etkin olduğu iş alanlarının olmamasından kaynaklanan sorunlar nedeniyle
işsizlik hat safhadadır. Hayatlarına eğitim sorunlarıyla başlayan gençlerimizin
birçok
neden
ile
emeklerini
26
arz
edecekleri,
Eurydice at NFER (2009) Compulsory Age of Starting School in
European Countries,
27
Gür, B. S. ve Çelik, Z. (2009)
ülkenin
refahına
katkı
sağlayabilecekleri ayrıca kendi yeteneklerine göre iş bulup hayatları boyunca
mutlu olabilecekleri fırsatlarının olmaması şaşırmamız gereken bir konu
değildir.
1.3)Türkiye de Eğitim ve Genç İşsizliği
Eğitim düzeyi işsizliğin temel nedenlerinden biridir. Her ülkede geçerli
olan bu olgu en nihayetinde Türkiye içinde kaçınılmaz olarak geçerlidir.
Türkiye’de işgücü piyasasında nitelikli işgücü arayışı vardır. Diğer bir ifadeyle
kalifiyeli işgücü demek doğru olacaktır. Nitelikli işgücü talebi varken aynı
zamanda işgücü arasında bir uyuşmazlık ortaya çıkmaktadır. Nitelikleri
uymayan bir işgücü arzı ve işgücü talebinden bahsetmekteyiz. Bu durumda
mevcut iş alanlarında çalışanlarını bekleyen işler varken hala gençlerimiz neden
işsiz sorusuna da bir nevi cevap vermiş olduk. Bu durumda eğitim faktörü iş
arama ve işsizlik sürecini uzatmaktadır. Türkiye’de gençler işsiz iken
işverenlerde nitelikli eleman bulamadıkları gerekçesiyle yakınmaktadırlar. Bunu
şu şekilde açığa kavuşturabiliriz. Ülkemizde eğitimdeki tartışmalarda önemli bir
sorunda meslek liselerinin azlığıdır.( Önceden bahsettiğimiz 12 yıllık kademeli
eğitim sistemine geçişte de sıkça bu konu üzerinde tartışılmış ve kimileri bu yeni
eğitim sisteminin ülkemizde meslek liselerine olan ilgiyi arttıracağını
savunmuştur.) Ancak mevcut meslek liselerimiz kaliteli eğitim verememekte ve
talebi karşılayamamaktadır. Tekrar hatırlatmak gerekirse bu problemler ve
tartışmalardan anlaşılacağı üzere istihdam ve işsizlik arasındaki bağlantının
kurulması çok önemlidir.28
Tablo 1 e baktığımızda diğer AB üyelerine kıyasla meslek lisesine
giden öğrenci oranımız çok azdır. AB üyesi ülkelerinin genel lise oranına
baktığımızda Türkiye’de çoğunlukla genel lise oranının fazla olduğunu
görmekteyiz.(2007 yılı için) Genel liseye giden öğrenci oranının en çok üç
28
Gürsel, S, (2005)
TABLO:1 BAZI AB ÜYESİ ÜLKELERİ VE TÜRKİYE’DE GENEL-MESLEK
LİSELERİNE GİDEN ÖĞRENCİ ORANLARI (%) (2007 YILI)
ÜLKELER
GENEL LİSE
MESLEK LİSE
Belçika
30,4
69,6
Çek cum.
24,7
75,3
Danimarka
52,3
47,7
Finlandiya
33,3
66,7
Fransa
56,2
43,8
Almanya
42,6
57,4
İtalya
40,2
59,8
Lüksemburg
37,7
62,3
Hollanda
32,4
67,6
İngiltere
58,6
41,4
İsviçre
35,2
64,8
İspanya
56,6
43,4
Türkiye
63,3
36,7
Kaynak: OECD (2009) Education at a Glance 2009: OECD Indicators, Paris:OECD
Pub.
ülkeye baktığımızda başta Türkiye %63,3 ile sonrasında %58,6 ile İngiltere
gelmektedir. Son olarak ise %56,6 ile İspanyadır. Meslek lisesine giden öğrenci
oranlarına baktığımızda en çok %75,3 ile Çek Cumhuriyeti sonrasında %69,6 ile
Belçika gelmektedir. Son olarak %67,6 ile Hollanda gelmektedir. Tabloda da
kaşımıza çıkan ülkeler arası gelişmişlik farkından da anlaşılabileceği üzere genç
işsizliği ve eğitim yetersizliği arasında güçlü bir ilişki vardır.
Genç işsizliği ve eğitim arasındaki bu güçlü ilişkinin Türkiye’ye
yansımalarını bir başka tablo ile açıklayacağım. Ama ilk önce ülkenin genel
olarak işsizlikle eğitim arasındaki bağlantısını görmek daha akılcı olacaktır.
1997 ve 2010 yılları arasında, okuryazar olmayanlar, lise altı eğitimliler, lise ve
dengi meslek lise eğitimliler ve son olarak yükseköğretimde okuyanların işsizlik
oranlarının verildiği tabloyu inceleyelim. Tablo 2 de yeni mezun, lise ve
yükseköğretim mezunlarının istihdam oranının ne kadar düşük olduğunu
görmekteyiz. 2000 Kasım,2001 Şubat ayı ve 2008 Küresel ekonomik kriz
sonucunda tabloda gösterilen bütün kategoriler -yani eğitim düzeyleri
sonucunda- işsizlik oranının arttığını ve tam istihdam ifadesinden uzaklaşıldığını
da görüyoruz. Özellikle bir başka ilgi çekici olan şey 2000 Kasım krizinde
işsizlik oranındaki en çok artışı yükseköğretim mezunlarında görüyoruz.2001
Şubat krizi içinde aynı şeyi söyleyebiliriz. En çok %7,8 den %11,1lik artışla
yükseköğretim kurumlarındaki işsizlik oranında değişiklik görüyoruz.2008 krizi
içinde bariz şekilde görünen lise altı eğitimliler ve lise dengi meslek eğitimliler
kategorisinde işsizlik oranında artış görüyoruz. Tablo 3 e baktığımızda yüksek
öğretimden mezun olanların payının yıldan yıla artış gösterdiğini ve genç
nüfusta eğitim seviyesi yükseldikçe işsizlik oranının arttığını görüyoruz. Buna
nereden vardığımı soracak olursanız şöyle yanıtlayabilirim. Basit şekilde
düşünüldüğünde yüksek öğrenim görmek isteyen birey ileride iş olanaklarına
erişebilmek için yüksek eğitim seviyesinin maliyetlerine katlanır. Yani eğitim
seviyesi yükseldikçe iş gücüne katılma oranı artar…
TABLO:2 EĞİTİM DÜZEYLERİNE GÖRE İŞSİZLİK ORANLARI(%) (1997-2010)
YILLAR
OKUR -YAZAR
OLMAYANLAR
LİSE ALTI
EĞİTİMLİLER
LİSE VE DENGİ
YÜKSEK
MESLEK
ÖĞRETİM
1997
2,4
5,9
15,3
7,2
1998
1,9
5,2
14,2
9,7
1999
2,3
6,6
12,8
8,5
2000
3,4
5,7
10,6
7,0
2001
3,1
7,8
13,3
7,8
2003
7,0
10,2
12,8
11,1
2004
3,7
9,1
15,2
12,4
2005
4,5
9,6
13,8
10,2
2006
4,4
9,3
12,9
9,5
2007
5,0
9,3
13,0
9,6
2008
6,3
10,7
12,9
10,3
2009
8,0
13,9
16,8
12,1
2010
6,0
11,6
14,6
11,0
Kaynak: TÜİK İşgücü İstatistikleri Veri Tabanı.
TABLO:3
TÜRKİYE’DE
EĞİTİM
DÜZEYLERİNE
GÖRE
GENÇ
İŞSİZLİK
ORANLARI(%) (1997-2009)
Okuma-
YILLAR
Yazma
Yüksek Okul
Okuma-
Lise-dengi
Yazma Bilen
Meslek Okul
veya Fakülte
Fakat
Okul
İlkokul
Ortaokul
Genel lise
Bitirenler
Bitirenler
Bitirmeyen
Bilmeyenler
1997
5,6
8,7
7,9
15,3
29,3
27,5
29,4
1998
6,6
8,5
7,4
15,7
26,9
26
31,6
1999
6,7
9,3
10
13,9
26,3
24,1
30
2000
5
11
8,3
13,7
20,6
20,8
28,3
2001
8,7
14,4
10,6
17,7
24
25,5
30,7
2002
11,5
15,7
12,4
20,7
26,8
28
38,3
2003
18,1
30,2
15,3
19,7
25,9
23,8
38,8
2004
9,6
13
13,4
19,6
26,6
29,3
39,8
2005
11,3
16,3
14,1
19,2
25,3
25,6
30,5
2006
12,5
15,3
14,7
17,9
25,2
21,1
27,2
2007
16,7
17,3
14,7
19,3
23,5
22,6
28,5
2008
11
19,8
14,3
18,7
25
20,8
29,8
2009
19,5
23
17,9
21,6
30,6
27,6
33,2
Kaynak: TÜİK İşgücü İstatistikleri Veri Tabanı.
SONUÇ
İşsizlik oranları her ülkede farklıdır. Bu oranları ülkelerin stratejileri
belirlemektedir.
Genel
olarak
işsizlik
yeni,
düzgün
iş
alanlarının
oluşturulamamasından kaynaklanmaktadır. İşsizlik oranlarına baktığımızda genç
işsiz oranlarının, toplam işsizlik oranlarından neredeyse iki kat fazla olduğunu
gördük. Bu oranlar işsizliğin, özellikle genç işsizliğinin ciddi bir sorun olduğunu
anlamamızda yardımcı oldu. Aynı zamanda genç işsizliğinin nedenlerini
sorgulamamıza da sebep olmuştur. Genç işsizliğinin nedenlerine baktığımızda
ekonominin yapısından kaynaklanan sorunların büyük bir etken olduğunu
görüyoruz. Ayrıca genç işsizlik artışı ve benzeri nedenleri de çalışmamıza
ekledik.
Avrupa da yapılan araştırmayı ele alarak diğer ülkelerdeki genç işsizliği
nedenleri ile Türkiye de ki nedenleri karşılaştırarak Türkiye deki asıl sorunun
istihdam yaratmadaki zayıflık olduğu sonucuna vardık. Belirttiklerimizi
kanıtlamak amacıyla genç işsizliğinin dünyadaki boyutlarına ve ülkemizdeki
boyutlarına baktık. Buradan da genç işgücünün genç istihdamdan daha fazla
arttığı sonuçlarına vardık. Bunun neden olduğunu sorgulayarak eğitimin genç
işsizlikte önemli bir etken olduğu konusuna yöneldik. Genç nüfusta eğitim
seviyesi yükseldikçe işsizlik oranının arttığını gözlemledik. Türkiye için genç
işsizliği ve eğitim arasındaki ilişkiyi özel olarak inceledik Ayrıca çalışmama
genç işsizliği hakkında literatür incelemesi yaparak küresel bir sorunu küresel
bir şekilde yorumladık.
Sonuç olarak ülkelerin en büyük problemlerinden biri olan genç
işsizliğinin nedenlerinin, yine o ülkenin eğitim sistemi ile yakından ilişkili
olduğu kesindir.
KAYNAKLAR
1-2) Who is not in the labor force? United States Departmen
of Labor. Bureauof Labor Statistics. Erişim: 26 Mart 2012
3) United Nations, 2005; ILO, 2008; World Bank, 200
4) ILO(2010:63)
5)O’Higgins,
N.(1997).
The
challenge
of
youth
unemployment employment and Trainin papers 7, Geneva: Employment
and Traning Department International labour office
http://www.ilo.org/public/english/employment /
O’Higgins, N. (2001).Youth unemployment and employment
policy:
a
global
perspective.
Geneva:
International
Labour
Office,
MunichPersonalRepecArchive(MPRA).http://mpra.ub.unimuenchen.de/23698/1/MPRA_paper_ 23698.pdf(10.10.2011)
OECD 2009 yılı kaynakları
6) Sayın F.(2009).Türkiyede eğitim ve büyümenin genç
işsizliğine etkisi. Celal Bayar Üniversitesi Sosyal bilimler Dergisi, 6(1):3553.
7) Gündoğan, Naci (1999), Genç İşsizliği ve Avrupa Birliği‟ne
Üye Ülkelerde Uygulanan Genç İstihdam Politikaları, Ankara Üniversitesi
Siyasal Bilgiler Fakültesi Dergisi, Cilt:54, Sayı:1
8)Freeman, (1980)” (Gündoğan 1999 ‘dan)
9) Martin, Gary (2009). “A Portrait of the Youth Labor
Market, in 13 Countries”. 198. 2007. Labor Review Online, 132(7).
10)
Goede,M.
vd.
(2000)
“Family
Problems
and
Youth
Unemployment, Adolescence, Vol.: 35, No: 139, p. 587-601.,
Russell, H. ve O’Connel, P. J. (2001) “Getting A Job in Europe: The
Transition From Unemployment to Work Among Young People in
Nine
European Countries”, Work, Employment; Society, Vol.: 15, No: 1, p.
1-24.
11)
ILO (2008) Global Employment Trends For Youth 2008,
Geneva: ILO Pub
12)O’Higgins, N. (2003). Trends in the youth labour market in
developing and transition countries. Social Protection Unit Human
Development Network The World Bank, Social Protection Discussion Paper
Series,
0321.
http://siteresources.worldbank.org/SOCIALPROTECTION/Resources/SPDisc
ussionpapers/Labor-Market-DP/0321.pdf, (10.10.2011).
13)
Organisation
For
Economic
Co-operation
and
Development (OECD). (2009). Jobs for Youth (Des Emplois Pour LEs
Jeunes) Australia.
http://www.iadb.org/intal/intalcdi/PE/2009/03432.pdf, (10.10.2011).
14) Green, C., Loon, A. ve Mangan, J. (2000). Youth labour
markets,
education and employment destination: result from the queensland
survey of youth.Labour Market Research Unit Department of Employment
and Training, 2000 (1).
http://training.qld.gov.au/resources/employers/pdf/wp1-youth-labourmarket.pdf
(05.03.2011).
15) Perugini, C. ve Signorelli, M. (2010). Youth labour market
performance in european regions. Economic Change and Restructuring, 43
(2): 151-185.
16) 10 ILO (2008a), p. 9
17) ILO (2008b), pp. 2–3.
18) ILO (2008b), p. 3.
19) ILO (2006a), p. 2
20) , Seyfettin ve Ulusoy, Veysel (1999), Türkiye‟de İşsizlik
ve İstihdam, Yapı kredi yayınları
21)UNDP(2008), turkey human development report youth in
turkey,p.2 http://www.undp.org.tr.
22)17 UNDP, p. 87.
23)=TÜİK, İşgücü İstatistikleri, http://www.tuik.gov.tr
24)
yürürlüğe
14.02.2006
giren
Milli
tarihinde
Eğitim
Resmi
Bakanlığı
Gazete’de
Yaygın
yayınlanarak
Eğitim
Kurumları
Yönetmeliği’nin 4. Maddesine göre yaygın eğitim, “örgün eğitim sistemine
hiç
girmemiş
ya
da
herhangi
bir
kademesinde
bulunan
veya
bu
kademelerden çıkmış bireylere; ilgi, istek ve yetenekleri doğrultusunda
ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte, çeşitli
süre ve düzeylerde hayat boyu yapılan eğitim-öğretim, üretim, rehberlik ve
uygulama etkinliklerinin tümüdür” Şeklinde tanımlanmaktadır.
25)
http://www.meb.gov.tr/duyurular/duyurular2012/12yil_soru_cevaplar.pdf
26)Eurydice at NFER (2009) Compulsory Age of Starting
School
inEuropean Countries,
http://eacea.ec.europa.eu/education/eurydice/documents/diagrams/1
08EN.pdf,
(05.02.2010).
27)Gür, B. S. ve Çelik, Z. (2009) Türkiye’de Milli Eğitim
Sistemi: Yapısal Sorunlar ve Öneriler, SETA Rapor, No: 1.
28)Gürsel, S, (2005). İşsizliği Yenmek İçin (3), Vatan Gazetesi,
02.01.2005.

Benzer belgeler