Hizmet Dergisi`nin 83`üncü Sayısını Okumak İçin Tıklayınız

Transkript

Hizmet Dergisi`nin 83`üncü Sayısını Okumak İçin Tıklayınız
2 Ayda bİr yayınlanır
EYLÜL - EKİM 2015
Sayı: 83
Endüstriyel Temizlikte Tedarik
Zincirinin Önemi
Ticari gayrimenkul
sektöründe yabancı
yatırımcının ilgisi
hız kesmedi
Dosya konusu:
Dünyada temizlik sektörü
110 yılı aşkın bir geçmişe
sahiptir
“Hijyen eksikliği
hepatitlerin
yayılmasına zemin
hazırlıyor”
Gecko Sistem yenilikçi çözüm arayan profesyonel kullanıcılara yönelik
geliştirilmiş bir sistemdir. Hastaneler, AVM’ler, okullar, iş merkezleri ve fabrikaların
temizliğinde gerçek hijyenik ortamlar oluşturulmasını sağlar.
Gecko Sistem
50 litre su kullanarak
1.600 metrekarelik bir alanı temizler.
Standart Çift Kovalı Paspas Arabası
Mopu kovada sürekli temizlemek suretiyle,
50 litre su kullanarak
500 metrekarelik bir alanı temizler.
50 lt su = 1.600 m2
50 lt su = 500 m2
Mop Yıkama makinesi ile
*Kaynak ISS Türkiye
Gecko Moplar kaç
yapışmaya dayanıklıdır
ve yıkandıkça yapışma
özellikleri biter mi?
Gecko Moplar 500 yıkama
garantilidir. Yapışma
özelliklerini ise kesinlikle
kaybetmezler.
Gecko Sistem ile hem kullandığınız su ve enerji miktarını azaltarak çevreye
verdiğiniz zararı minimuma indirebilir, hem de harcanan iş gücü ve zamandan
tasarruf edebilirsiniz!
Mop veya bezler Schulthess mop
yıkama makinelerinde özel
olarak hazırlanmış yıkama
programında yıkanır. Yıkama
işlemi bittikten sonra makine
kimyasallama ve nemlilik
ayarını yaparak kullanıma
hazır moplar ve bezler çıkarır.
Tüm alan bu şekilde
temizlendikten sonra
kirli mop ve bezler
tekrar yıkamaya
gönderilir.
Nemli ve kimyasalı
hazır olan bezler
8 kullanım
Çıkan moplar ve
bezler renk kodlarına
göre ayrılır. Moplar
Gecko hijyen
kutularına cırt
kısmı üst tarafa
gelecek şekilde,
bezler ise 6 lt
kovalara yerleştirilir.
kuralına göre
kullanılır ve
kirli kısmına
atılır.
Gecko
Sistem
(Saniter Alan)
Bir mopla yaklaşık
35-40 m2 alanın
temizliği gerçekleştirilir.
Kirlenen moplar
kirli kısmına atılır.
Hijyen kutuları uygun
kat arabasıyla
temizliğe hazır hale
gelir. (görselde
Gecko Mobil 1
kullanılmıştır)
Gecko aparat kullanılarak, mop
el değmeden kutu içerisinden
alınır.
(Genel Alan)
ermop.com.tr
02
MART 2015
4
YIL
YATAY FIRÇALI - KURU SİTEM
TEMİZLİK MAKİNELERİ
NTİ
GARA
at Hatalarına (
( İmal
Halı ve Sert Zeminlerde, özellikle
“DUVARDAN DUVARA HALILARDA”
mükemmel temizlik.
Karşı
10
YIL
İ
GARANT
vis
Parça ve Ser
(
(İhtiy
açlarına Karşı
Tüm tozları, kirleri ve
allerjen bakterileri
%100 emer, %100 muhafaza eder,
Kolay ve Hızlı
Otomatik
Fırça Ayarlı
Sebo X-5
Sebo X-4
İki motorlu
Sebo 470
Sebo 370
Almanya’dan ithaldirler.
OTOMATİK FIRÇA AYARI : Halıdaki tüy
uzunluğuna göre, makine fırçasının
otomatik olarak alçalıp yükselmesidir.
Bu ayarlamayı X5-X4'lerde sensör
motoru sağlar.
470
İki Motorlu
1200+200W/Fırça:46cm
370
İki Motorlu
1200+175W/Fırça:36cm
X5
Otomatik Fırça Ayarlı
1300W/Fırça:37cm
Temizlik Firmaları, Halı Yıkamacılar,
Kamu Kurumları, Eğitim Kurumları,
İbadethaneler... ve Halı Serili Tüm
Geniş Mekanlara...
TAM PROFESYONELLER İÇİN!..
TÜRKİYE DİSTRİBÜTÖRÜ :
X4
Otomatik Fırça Ayarlı
1300W/Fırça:31cm
DART-1
İki Motorlu
1300+175W/Fırça:31cm
*OTELLERE,
*OFİSLERE,
*EVLERE...
duo-M
750W/Fırça:36cm
duo-P
Poşet:500gr.
Koli:10 poşet,5 kg.
SEBO duo-M - Temizlik Tozunu
YEDİRME MAKİNESİ’ dir.
SEBO duo-P - Kir, leke çıkarıcı ve
dezenfekte edici, özel üretim
TEMZİLİK TOZU’dur.
Halıları kaldırmadan, yerinde
temzilik. Uygulaması kolay.Halıda
kalış süresi kısa (45/60dk.) Sonuç
mükemmel!..
Ankara Tel - 0 312 318 16 96
Fax - 0 312 316 66 94
İstanbul Tel - 0 212 659 33 60
DART-3
İki Motorlu
1300+200W/Çap:30cm
2000 devir/dk.
Kombi Başlığı
28cm.
SEBO DART-3
Zemin parlatma ve bakım makinesi.
Parke, Ahşap, PVC, Fayans,Mermer,
Granit, Doğal Taş vb. zeminler için...
EYLÜL - EKİM 2015
03
BAŞKANDAN
Rekabet
koşullarını iyi
okumak
gerekiyor
TESHİAD Yönetim Kurulu Başkanı
Bülent DOĞRU
S
ektörümüz açısından baktığımızda rekabet koşuları ağır geçtiğini söyleyebiliriz. Son dönemlerde sektörümüzde bazı firmalarda yaşanan
mali krizler sektörümüzü olumsuz etkilemiştir. Umut
ediyorum işletmelerimiz ülke olarak geçirmekte olduğumuz sıkıntılı dönemi daha dikkatli ve duyarlı geçirirler.
Rekabettin sektörümüzün gelişmesi ve kaliteyi
artırmak açısından önemli olduğunu düşünüyorum.
Tabi ne zaman gerekli, ne zaman zararlı olduğunu
ayırt etmek de çok önemli. Küreselleşmeyle beraber,
ülkeler arasındaki ticari sınırlar ortadan kalkmaya
başlamıştır. Bu durum, işletmelerin hem ulusal rakipleriyle hem de uluslararası rakipleriyle sürekli
rekabet içinde olmalarına zemin hazırlamıştır. Dolayısıyla işletmeler günümüzde daha sıkı ve zorlu bir
rekabet ortamı içinde gelişimlerini ve devamlılıklarını
sürdürmek zorundadırlar. İşletmelerin başarılı olmaları için küresel rekabet stratejilerini etkin bir şekilde
kullanabilmelerinin yanı sıra aynı zamanda sürekli bir
yenilik ve gelişim içinde olmaları gerekmektedir. Hız,
standartlaşma, ortaklaşa rekabet gibi yeni kavramların ve yaklaşımların değer kazanmasıyla işletmelerin
küresel rekabet ortamında başarılı olmaları da zorlaşmıştır. İşletmeler karlarını, pazar paylarını arttırmak ve devamlılıklarını sürdürebilmek için bu hızlı
değişime ayak uydurabilmeleri gerekir.
TESHİAD’ın sektörün çatı örgütü olduğu, bu alanda sektör ve ülke yararına olacak şekilde üye firmalarla güçlerini birleştirerek temizlik sektörünü dünya
standartlarında ve kalitesinde bir yapıya kavuşturmak
için çalışmalarını hızla sürdürmekteyiz. TESHİAD tesis yönetimi adı altında alt işveren gurubu yani sektö-
04
EYLÜL - EKİM 2015
re tedarik sağlayan birkaç sektöre de çatı görevi yapmaktadır. Olaya sadece bir temizlik gibi bakmamak
lazım. Çok farklı dinamikleri bünyesinde barındıran
bir endüstriden bahsediyoruz. Oto yıkamacıları, kimyasal madde üreticileri, temizlik makineleri üreticileri, halı yıkamacılar, dış cephe cam siliciler ve daha
pek çok iş kolu bizim sektörde yer alıyor. TESHİAD’ın
asli görevi, bu alanda faaliyet gösteren işletmeleri bir
arada tutabilmek, sektörün sorunları ve gelişimini bu
çatı altında yürütmek, kamuoyu oluşturup bilinçlendirmektir.
Tabi ülkemizde birçok sektörde olduğu gibi derneklere de çok iş düşüyor. Sektörde var olan sıkıntılara çatımız altında çözüm bulmaya çalışıyoruz.
TESHİAD olarak, Türkiye’nin ve dünyanın geleceğini
önemsiyoruz. Daha verimli eleman çalışma modelini
nasıl oturtabiliriz. Dünyada gelişen teknolojileri takip
edip kurumlarımız ile nasıl paylaşabiliriz gibi asıl görevimiz olan hijyen ve verimlilik konusunda tüm konulara kafa yoruyoruz diyebiliriz.
Temizlik sektörü bugün hayatımızın her alanında; gerek birey olarak gerekse işletme olarak ihtiyaç
duyduğumuz mecburi bir ihtiyaçtır diyebiliriz. Tabi
ezelden bu yana hayatımızda var olan bu ihtiyaca sektör olarak, yani profesyonel kişiler tarafından hizmet
verilmesi, 1980’ler ve 1990’larda hayatımıza girdi diyebiliriz. Sektörün kendi dinamiklerini oluşturması
özelikle yurt dışı orijinli markaların da ithal edilmeye
başlanması ile sektör bir endüstri haline geldi diyebiliriz.
Ayrıca kamu kurumlarının yanı sıra, özellikle çok
uluslu otel, AVM, perakende marketleri ve endüstri kuruluşlarının, kendi hizmet satın alma kültürleri
doğrultusunda yapmaya başladığı hizmet satın almelerimiz ve insan gücü birikimimiz var.
Ülkemiz açısından baktığımızda sektörün önemi
maları da sektör geneline pozitif baskı unsuru olarak
büyük. Son dönemlerde gerek siyasi belirsizlik, gerekyansımış ve endüstriyel temizlik sektörünün sistem
ve hizmet kalitesi bakımından gelişmesine neden olse dış pazarlarda ekonomik düşüşler sektörümüzü etmuştur.
kilese de, gelişmeye açık bir sektörüz. Bugün hizmet
Temizlik sektörü 2000’li yıllarda, özellikle yabancı
verdiğimiz alanları topladığımızda yüzde 30 gibi bir
orijinli temizlik kuruluşları ve FM kuruluşlarının, şiralana hizmet vermekteyiz. Asıl hedefimiz işletmeleriket evlilikleri ya da satın alma yöntemi ile ülkemize
mizin hizmet verdikleri alanları daha da çoğaltmasıdır.
gelmeye başlamasıyla farklı bir boyuta gelmiştir.
Yavaş yavaş evlere profesyonel hizmet veren işletmeTemizlik sektörün asıl görevi hijyeni sağlamaktır.
lerimiz kurulmaya başladı. Bu da sektörümüzün önüYani bir nevi insanların sağlığını korumak açısından ve
nün ne kadar açık olduğunu göstermektedir. Dernek
rahat bir ortamda çalışıp yaşamalarından direk kenolarak TESHİAD TV ve HİZMET dergimiz aracılığı ile
sunduğumuz hizmetin önemini ve bilincini kamuoyu
dimizi sorumlu görmekteyiz. Bugün bir AVM veya bir
nezdinde artırmaya çalışıyoruz.
hastane gibi binlerce insanın günlük kullandığı ortak
alanlarda iyi bir hijyen sağlayamadığınız zaman, toplum sağlığı açısından
ciddi sorunlar oluşabilir. Bununla
beraber işletmenin veya kamu kuruKURULUŞ
munun asıl görevini yapmasını, daha
www.teshiad.org.tr
1992
rahat ve sorunsuz verimli çalışma olanağını sağlıyoruz.
Sektörümüzde hizmet veren firmalarımızın hizmet verdikleri gerek
firmalar açısından gerekse kamu nezdinde tanınan hakların iyileştirilmesi
daha iyi bir ortamda rekabet etmelerini ve daha kaliteli işi kendilerine
sunmalarını sağlayacaktır. Devlet nezdinde ilgili bakanlığın sektörümüzü
istidam yaratmakta önemli bir sektör
olarak görmesi ve var olan sorunları ortadan kaldırması işletmelerimiz
açısından daha iyi bir çalışma ortamı
sağlayacaktır.
Dernek olarak hedeflerimiz, uzun
vadede olmakla beraber, daha önce
belirttiğim gibi sektörümüze daha iyi
bir çalışma ortamı sağlamaktır. Ülkemizin coğrafi konumu olarak baktığımızda önemli bir noktadayız. Dünyaya
açılan bir pencereden bakıyoruz diyebiliriz. 2014 yılında düzenlediğimiz
ISSA/İNTERCLEAN Fuarı’nda baktık ki
dünya çapında birçok uluslararası firSilen Temizlik
ma ülkemizi pazar olarak görmekte ve
bu konularda direk TESHİAD’ı muhatap almakta. İyi bir pazar payı ve karlılık elde edeceklerine eminim. Türkiye
gelişen bir ülke ve geliştikçe ihtiyaçüyesidir
ları artmaktadır. Yenilikçi çalışmalara
ve ürünlere açık pazar olan ülkemiz
Türkiye’nin ve dünyanın geleceğini önemseyen, toplumsal sorumluluklarının farkında olan
üzerinden gerek Ortadoğu gerek Türki
Temizlik ve Tesis Hizmetleri Yönetimi sektörünün temsilcisi TESHİAD’ın üyeleri olarak,
sorumluluğunu üstlendiğimiz tüm proje uygulamaları ve ürün satışında; çevreye
duyarlı, yasalara ve insan
Cumhuriyetler gibi alanlara ulaşılabiAĞUSTOS 2014
19
kaynağına saygılı, global düzeyde teknolojik gelişmeleri takip ederek çözüm ve verimlilik sağlarız.
lir. Ülkemizde bunu sağlayacak işletEYLÜL - EKİM 2015
05
İÇİNDEKİLER
TESHİAD Adına İmtiyaz Sahibi
Bülent DOĞRU
Yayın Koordinatörü
Abdurrahman Çınar
Avrupa Yakası Temsilcisi
Ruşen Tanrıverdi
Yazı İşleri Müdürü
Zafer Mumcular
Editör
Cengiz Tepebaş
Tasarım ve Uygulama
Ozan Gürel
Yayın Kurulu
Bülent DOĞRU (Başkan)
Zafer MUMCULAR
Umut DELİKANLI
Yayın Türü
Yaygın, süreli, 2 ayda bir
Yönetim Yeri
Libadiye Cad. Tahralı Sok. Kavakyeli Plaza
A Blok No:7 D:30 Ataşehir / İSTANBUL
(Soyak Migros Karşısı)
Tel: 0216 291 22 58
Faks: 0216 291 22 59
E-mail: [email protected]
Web: www.teshiad.org.tr
Yapım
Ekonomi Ajans Yayıncılık, Paz.ve Danışmalık Hizmetleri
Adres: Fevzi Paşa Cad. No 2 Sarı Ap.D:6 34750
Küçükbakkalköy – Ataşehir – Istanbul
Tel: +90 (0) 216 572 60 69
Faks: +90 (0) 216 576 89 96
Basım: İstanbul Basım Ltd.Şti
Tel: 0212 603 26 21
Hizmet Dergisine Ulaşmak için:
[email protected]
[email protected]
Her hakkı saklıdır. Yayımlanan yazı ve fotoğrafl ar kaynak gösterilerek
özet alıntı olarak kullanılabilir. Basılan ilanların sorumluluğu tamamıyla
ilan sahiplerine aittir. Yazılarla ilgili her türlü hukuki ve etik sorumluluk
yazarlarına aittir.
06
EYLÜL - EKİM 2015
08
12
16
18
24
29
Ticari gayrimenkul sektöründe
yabancı yatırımcının ilgisi hız kesmedi
32
“Hizmet kalitesi ve
maliyetlerini düşürebilmek için tüm
yeniliklere açık olmalıyız”
34
36
37
38
“Önce Güvenlik,
Sonra Temizlik” dedi
AİLE ŞİRKETLERİNİN
AÇMAZI
“Wilco Group, Yenilikçi ve
üretken bir kurum”
Dünyada temizlik sektörü 110 yılı
aşkın bir geçmişe sahiptir
Endüstriyel Temizlikte
Tedarik Zincirinin Önemi
Burcu Işıksaçar
TESHİAD Üyelik Hizmetleri
Koordinatörlüğüne başladı
Türkiye
online temizliği çok sevdi
ISAF SHF FUARI’NDAN
SEKTÖRE MERHABA
Elektrikli Süpürgelere
Enerji Etiketi Zorunluluğu Geliyor
39
40
41
Tanıtım harcama değil,
yatırımdır
42
ISSA/INTERCLEAN Kuzey Amerika
20 – 23 Ekim 2015, Las Vegas
Tesis Çözümleri için Tek Show!
44
TESHİAD TV İzlemekten keyif
alacağınız programlaRLA
sektörün sesi olmaya devam ediyor
46
47
Türkiye’de
AVM gelişim hızı yavaşlıyor
48
49
50
52
‘Temiz Tuvalet Konvoyu’
Türkiye yollarında
Oasis Clean Serisi ile
Çevreye Duyarlı Ürünler
3M Türkiye’nin
yöneticileri 3M’in global
yapılanmasında üst düzey
roller üstleniyor
Prof. dr. Mustafa Altındiş:
“hijyen eksikliği hepatitlerin
yayılmasına zemin hazırlıyor”
OKUL DÖNEMİNDE
HİJYEN CEPTE
Üretimin geleceği
kişiselleştirmede saklı
Unilever Türkiye Tarihi kitabı, iş
dünyasına rehber niteliği taşıyor
53
54
55
56
57
58
60
62
64
65
Henkel, ikinci çeyrekte güçlü
bir performans sergiledi…
Plastik ambalaj sektörü
ihracatla büyüyor
HOSTECH BY TUSID 2-5 Kasım
2016’da CNR EXPO Yeşilköy’de
düzenlenecek!
Günümüz İş Dünyasının En
Önemli Sorunlarından Biri
“Nitelikli İşsizlik”
Türkiye’li Çalışan
‘Maaş’ından Kaygılı
Eğitim sektörüne
13 bin kişilik işe alım
Katı Atık’da
yeni tesis yatırımlarımı
Çevre Duyarlılığı
için elele
AZİZ Kocaoğlu,
Yamanlar çöp bertaraf tesisi
için odalarla görüştü
Temizlik İşleri Müdürlüğü,
Bolu’daki kamu çalışanlarını
bilgilendiriyor
EYLÜL - EKİM 2015
07
AYIN KONUĞU
Ticari gayrimenkul sektöründe
yabancı yatırımcının
ilgisi hız kesmedi
JLL Türkiye, perakende, ofis, lojistik ve otel sektörlerindeki gayrimenkul pazarını değerlendirdiği ‘Türkiye Ticari Gayrimenkul Pazarı Görünümü’ raporunu yayınladı. Sektördeki gelişmelere ışık
tutan raporda, ülkedeki siyasi belirsizliğin olumsuz etkilerine rağmen Türkiye pazarına girmek
isteyen uluslararası markaların ilgisinin yılın ilk yarısında güçlü bir şekilde devam ettiği ve yatırım faaliyetlerinde herhangi bir yavaşlama görülmediği vurgulandı.
K
08
urumsal gayrimenkul danışmanlığı alanında
faaliyet gösteren JLL Türkiye, her altı ayda bir
hazırladığı ‘Ticari Gayrimenkul Pazarı Raporu’nu açıkladı. Rapora ilişkin bilgi veren JLL Türkiye
Ülke Başkanı Avi Alkaş, siyasi
gündemde yaşanan hareketliliğin ekonomi üzerindeki etkisine
dikkat çekti. Bu hareketliliğin
Türkiye ekonomisine ilişkin yakın
gelecekteki başlıca risk faktörlerinden biri olmaya devam edeceğini söyleyen Avi Alkaş, “Ancak
siyasi belirsizliğin yatırım pazarını ve genel ekonomiyi geçmişte olduğu kadar etkilemediği de görülüyor.
Kapsamlı raporumuz, devam eden işlemlere ilişkin
herhangi bir aksama olmadığını ve yatırımcıların özellikle siyasi duruma ilişkin endişelerinin bulunmadığını
gösteriyor” dedi.
Perakendede normale dönülecek
Avi Alkaş, perakende pazarı özelinde değerlendirildiğinde Türk Lirası’nda yaşanan değer kaybının kiralama işlemlerini yavaşlattığını belirterek, “Bununla
birlikte, Türkiye pazarına girmek
isteyen uluslararası markaların
ilgisinin yılın ilk yarısında güçlü
bir şekilde devam ettiği ve yatırım faaliyetlerinde herhangi bir
yavaşlama olmadığı görüldü.
TL’deki aşağı yönlü baskının, siyasi belirsizliğin son bulmasıyla
birlikte belli bir ölçüde azalması bekleniyor. Bu durum
perakende pazarının da normale dönmesini sağlayacaktır” dedi.
Şeffaflık artırılmalı
JLL Küresel Gayrimenkul Şeffaflık Endeksi’nin
önceki iki araştırmasında en çok gelişme kaydeden
ülkelerden birinin Türkiye olduğuna dikkat çeken
Alkaş, “Türkiye, 2014 yılında yayınlanan sekizinci
araştırmada ne yazık ki düşüş kaydetti. Gayrimenkul
sektöründe şeffaflık kavramını güçlendirecek somut
adımların atılmasının, yatırım ivmesini korumak
adına zorunluluk haline geldiğini söyleyebiliriz” diye
konuştu.
Perakende pazarı
• Seçim döneminden kaynaklanan siyasi belirsizlik nedeniyle oluşan kur dalgalanmaları ve TL’nin
değerindeki sert düşüş, 2015’in ilk yarısı boyunca
uluslararası ve yerel perakendecilerin ana gündem
maddesi oldu.
• TL’nin değer kaybetmesinin, özellikle perakendecilerin operasyonel maliyetleri içinde önemli bir yer
tutan kira giderleri üzerinde olumsuz bir etki yarattığı,
dolayısıyla da kiralama işlemlerinin yavaşladığı göz-
EYLÜL - EKİM 2015
Ticari Gayrimenkul Pazarı Raporu’nda
öne çıkan noktalar
lemlenmektedir.
• Bununla birlikte, Türkiye pazarına girmek isteyen uluslararası markaların ilgisinin güçlü bir şekilde
devam ettiği ve yatırım faaliyetlerinde herhangi bir yavaşlama olmadığı görülmektedir.
Kurdaki dalgalanmalar
• Kurlarda yaşanan dalgalanmalar, Türkiye’de
halihazırda faaliyet göstermekte olan uluslararası
perakendecileri, pazara girmeyi planlayan fakat daha
faaliyete geçmemiş markalara göre daha fazla etkilemektedir.
• TL’deki aşağı yönlü baskının, siyasi belirsizliğin
son bulmasıyla birlikte belli bir ölçüde azalması beklenmektedir ve bu durum pazarın normale dönmesine
neden olacaktır.
• Alışveriş Merkezleri ve Yatırımcıları Derneği
tarafından yayınlanan Alışveriş Merkezi Endeksi, perakende talebi bakımından pozitif bir görünüm sergilemektedir. 2014 yılının aynı dönemiyle karşılaştırıldığında, Nisan 2015 için ciro değerlerinde %20 oranında
bir artış görülmektedir.
• Oxford Economics projeksiyonuna göre, Türkiye
2015 ve 2017 yılları arasında Avrupa’nın olgunlaşmış
piyasalarından daha yüksek olan %5’lik perakende
satış büyüme oranına ulaşacaktır.
• Birincil kiraların yılın ilk yarısı boyunca, 2014 yıl
sonuna göre sabit kaldığı ve EUR 90 m2/ay seviyesinde
olduğu görülmektedir.
Perakende yoğunluğu arttı
• 2014 yıl sonunda her 1.000 kişi başına 129 metrekare kiralanabilir alan olarak ölçülen Türkiye’nin
perakende yoğunluğu, 2015’in ilk yarısı itibariyle artış
göstererek, her 1.000 kişi başına 132 metrekare seviyesine ulaşmıştır.
• Her 1.000 kişi başına düşen 198 metrekare kiralanabilir alan seviyesinde olan Avrupa ortalaması ile
karşılaştırıldığında, Türkiye’nin alışveriş merkezi gelişimi açısından potansiyel sunduğu gözlemlenmektedir.
AVM geliştirme projeleri sürecek
• 2015’in ilk yarısı itibariyle, Türkiye’deki alışveriş merkezlerinin toplam kiralanabilir alanı (TKA),
350 merkezde 10,3 milyon metrekareye ulaşmıştır.
• 2015-2018 dönemi boyunca alışveriş merkezi
geliştirme projelerinin güçlü bir şekilde devam etmesi ve 2018 yıl sonu itibariyle toplam stokun 420
alışveriş merkezinde 12,8 milyon metrekareye ulaşması beklenmektedir. İnşaat halindeki stokun ağırlıklı olarak dördüncü kuşak üst bölgesel merkezlerden oluştuğu görülmektedir.
Ofis pazarı
• Raporda, talep, arz ve yeni eğilimler bakımından
Türkiye’nin en gelişmiş ofis pazarı olan ve ülke çapındaki yüksek kalitede modern ofis arzının yaklaşık yüzde 80’ini sağlayan İstanbul incelenmiştir.
• Kiracı taleplerinde siyasi belirsizlik nedeniyle 2014 son çeyrekte başlayan yavaşlama sürecinin,
2015’in ilk yarısı boyunca da devam ettiği görülmektedir. USD kurlarında yaşanan dalgalanma da azalan
talebi etkilemektedir. Ofis kullanıcıları temkinli davranmakta ve mal sahipleri ile kiracılar arasındaki pazarlık süreçleri uzamaktadır.
• Ofis arayışında olan şirketlerin daha çok metro
hattına yakın ofis binalarını tercih etmeye devam ettikleri ve metro hattına yakın olmanın kullanıcı tercihlerinde giderek daha belirleyici bir etken olduğu gözlemlenmektedir.
• İstanbul’daki mevcut A sınıfı ofis stoku yılın ilk
yarısı itibariyle, 2014 yıl sonu ile karşılaştırıldığında,
129.000 metrekarelik bir artış göstererek, 4,1 milyon
metrekareye ulaşmıştır. İnşaat halindeki arzın tamamlanması ile toplam A sınıfı ofis arzının 2018 yıl
sonunda 6,6 milyon metrekareye ulaşması beklenmektedir.
EYLÜL - EKİM 2015
05
AYIN KONUĞU
Kiracı dostu koşullara yönelim
• 2016 yılında tamamlanması beklenen inşaat halindeki stokla birlikte, İstanbul ofis pazarı daha “kiracı
dostu” koşullara doğru yönelim göstermektedir.
• Yılın ilk yarısında, ofis kullanıcılarına perakende
alanı, restoran, kültürel aktivite ve spor kulüpleri gibi
olanaklar sunan prestijli ofis binalarına yönelik talebin yoğun olduğu gözlemlenmiştir.
• Merkezi İş Alanı’nda 2015’in ilk yarısında yaklaşık 77.000 metrekare ofis arzı sunulmuştur. 2014 yıl
sonunda %16,5 seviyesinde olan boşluk oranı, %15,2
seviyesine gerilemiştir.
• Bütün bu gelişmelere rağmen 2015 yılının ikinci çeyreğinde bazı önemli performans ölçütlerinde
olumlu gelişmeler gözlemlenmiştir.
• Ayrıca İstanbul, dünyadaki başlıca kongre destinasyonlarından biri olarak konumunu güçlendirmiş
ve Uluslararası Kongre ve Konvansiyonlar Birliği’ne
(ICCA) göre, 2014 yılında 130 uluslararası toplantı ile
dokuzuncu sırada yer almıştır.
• İstanbul’a gelen yabancı ziyaretçi sayısının 2015
yılı Ocak-Mayıs döneminde, 2014 yılının aynı dönemine göre %5,5 artış göstererek 5,7 milyona ulaştığı görülmektedir.
Lojistik pazarı
• Rapor, İstanbul ve Kocaeli’ni kapsayan Marmara
Bölgesi’ndeki lojistik sektörünün dinamiklerini arz ve
talep yönünden incelemektedir.
• Uluslararası yatırımcıları çekmenin önündeki
en büyük engellerden biri olan yüksek arsa fiyatları,
lojistik getiri oranları üzerinde de olumsuz bir etkiye
sahiptir. Kira seviyelerinin beklenen getiri oranlarını
karşılayamadığı görülmektedir.
• 3. Köprü, 3. Havalimanı, Organize Liman Bölgesi
ve Liman Kent Projesi gibi önemli altyapı projelerinin
lojistik pazarı üzerindeki olumlu etkilerinin önümüzdeki iki sene içinde görülmesi beklenmektedir.
• E-ticaretin lojistik pazarında gelişmeyi tetikleyen
başlıca eğilim olması beklenmesine rağmen, Türkiye’de e-ticaretin piyasa performansı beklenen ivmeyi
yakalayamamıştır ve durgunluk göstermektedir.
Üç sektör başı çekiyor
• 2015’in ilk yarısında perakende ve gıda şirketleri
gibi son kullanıcıların pazarda aktif olduğu ve son kullanıcı talebinin 5.000 ile 10.000 metrekare arasındaki
daha küçük alanlarda yoğunlaştığı görülmektedir. Perakende, hızlı tüketim ve otomotiv Türkiye’de lojistik
pazarını taşıyan başlıca sektörler olarak sıralanmaktadır.
• 2015’in ilk 6 ayı boyunca 377.000 metrekarelik
lojistik kiralama işlemi gerçekleşmiştir ve kiralama
işlem hacmi 2014 yılının aynı dönemine göre küçük bir
düşüş göstermiştir.
• İstanbul ve Kocaeli alt pazarlarını kapsayan Marmara Bölgesi’ndeki toplam lojistik arzı, 2014 yıl sonunda 7,8 milyon metrekare seviyesindeyken 2015’in
ilk yarısı itibariyle 8,1 milyon metrekareye ulaşmıştır.
Doluluk oranları arttı
• Otel doluluk oranları bir önceki yılın Ocak-Mayıs
dönemine göre %3,2 artarak %66,8 olurken, ortalama
günlük oda fiyatlarının %5,7 azalarak EUR 123,54 seviyesine indiği ve oda başına düşen gelirin %2,6 azaldığı olduğu gözlemlenmiştir.
• Seçim sonrası sürece bağlı olarak, pazardaki belirsizliğin 2015 yılının ikinci yarısında da devam edeceği öngörülmektedir.
• İstanbul Finans Merkezi, 3. Köprü, hızlı tren ve
Kuzey Marmara Otoyolu gibi projelerin yanı sıra gelişmekte olan ofis alt pazarlarına bağlı olarak İstanbul’un Anadolu Yakası’nın otel yatırımcıları ve operatörleri için daha cazip bir hale geldiği görülmektedir.
Asya Yakası’nda yer alan oteller, İstanbul’daki toplam
otel arzının %13’ünü oluşturmaktadır.
• Son dönemde hızla devam eden otel yatırımlarının, var olan talebin üzerinde bir artış eğiliminde olduğu görülmektedir. İnşaat halinde ve planlanmakta
olan tüm otel projelerinin tamamlanmasıyla, İstanbul’daki toplam otel arzının 2016 yılı sonu itibariyle
%13 artması beklenmektedir.
• Yerli ve yabancı yatırımcıların İstanbul turizm ve
konaklama sektörüne yönelik artan yatırım iştahı ve
sektörün sunduğu fırsatlardan faydalanmak istemeleri, İstanbul pazarının çekiciliğinin devam edeceğini
göstermektedir.
Otel pazarı
• İstanbul turizm ve otel sektöründe 2013 ve 2014
yıllarında, küresel ve bölgesel jeopolitik sebeplerden
kaynaklanan bir yavaşlama eğilimi görülmüştür. Seçim sonrası süreci ile pazardaki belirsizliğin 2015 yılının ikinci yarısında da devam etmesi beklenmektedir.
10
EYLÜL - EKİM 2015
EYLÜL - EKİM 2015
11
İŞ GELİŞTİRME
Umut Delikanlı
TESHİAD Yön-Kur Üyesi,
TESHİAD Genel Sekreteri
EKİPMAN MARKET
Kurucusu ve Yöneticisi
www.ekipmanmarket.com
www.formaxgiyim.com
AİLE ŞİRKETLERİNİN AÇMAZI
Ü
lkemizde aktif faaliyet halinde 1.5 milyon şirket (işletme) bulunuyor. Bunların %98’den
fazlasını aile şirketleri oluşturuyor. Yüzde
ikisine karşılık gelen sadece 30.000 adet civarı işletme ise aile şirketi kapsamına girmiyor. Kimdir
bu aile şirketi kapsamına girmeyen işletmeler?
Şöyle açıklayalım, kamuya ait şirketler, halka açık
şirketler, yabancı sermayeli şirketler ya da yönetimi profesyoneller tarafından üstlenilmiş kurumsal büyük şirketler. Peki ülkemizdeki aile şirketleri
iyi yönetiliyor mu, verimli çalışıyor mu? Ya da aile
şirketlerini daha büyütmek, yurt dışına açılmak ve
ikinci üçüncü kuşaklara devretmek mümkün mü?
Bunları tartışmadan önce aşağıdaki özet tabloya bir göz atalım. Bu tablo bugün itibariyle faaliyet
halindeki işletmeleri, bünyelerindeki çalışan sayılarına göre sınıflandırmaktadır:
Çalışan sayısı
1-9
10-49
50-99
100-999
1000+
Toplam
Şirket sayısı
1.300.000
170.000
20.000
9.650
350
1.500.000
Tablodan da görüldüğü üzere, faaliyetteki işletmelerin çok büyük kısmı, küçük işletmeler.
Her biri 100’den az istihdam sağlayan, çoğunlukla kurucunun bilfiil çalıştığı ve tamamen kurucuya bağımlı şekilde faaliyet gösteren şirketler.
Bizimse bu yazıda tartışmak istediğimiz bu tablonun son iki satırı. Yani 100’den fazla çalışanı olan,
belli bir büyüklüğe erişmiş, ancak kurumsallaşması eksik, yurt dışına açılmada yetersiz kalmış,
12
EYLÜL - EKİM 2015
marka olamamış bununla birlikte umut vadeden
aile şirketleri.
Burada şunun altını çizelim, işletmeleri var
eden birkaç temel unsur var: girişimci (kurucu),
sermaye, iş fikri bu üçü bu işin olmazsa olmazı. Elbet işletme büyüme yoluna girdiğinde ilave
istihdam, piyasa kredibilitesi, makine-ekipman
parkı, hammadde, pazarlama vs gibi unsurlar da
devreye girecek. Ancak onları şimdilik bir kenara
bırakalım ve ülkemizde aile şirketlerinin neden
gelişip büyüyemediğini, dışa açılamadığını, şubeleşemediğini, yönetimin profesyonellere devredilemediğini ve nihayet kurucudan sonraki kuşaklara aktarılamadığını konuşalım. Bunun için
de büyük ve kurumsal şirket olmak için gereken
temel kriterlerde ne gibi eksiklerimizi var birer
birer gözden geçirmemiz gerekiyor:
1) Girişimci (kurucu): Bu söyleyeceğim birçok kişiyi mutlu etmeyecek ancak bizim bir realitemiz, o da şudur, ne yazık ki ülkemizde, alınan
eğitimle girişimcilik arasında bir ters orantı var.
Yani öğrenciyken dersleri iyi olup okumaya meyilli çocuklar ve gençler, kendi işini kurmaya teşvik
edilmiyor; hatta ne hikmetse, kendi işini kurma
ve bir yer açma fikri (özellikle dar ve orta gelirli
ailelerde) istenmeyen adeta küçümsenen bir şey.
Böyle olunca eğitim almış diplomalı, hatta bazısı yabancı dil bilen, vizyon sahibi ve potansiyeli
yüksek birçok genç hiç bir şekilde girişimcilik
faaliyetine bulaşmadan, beyaz gömleği giyip bir
şirkette masa kapma derdine düşüyor. Bu kesim
risksiz bir çalışma hayatı, düzenli maaş ve kariyer peşinde yürüyor; kendi işimi kurayım diye
düşünmüyor.
Öte yandan, gençliğinde okumaya meyilli olmayanlar ise (ya da buna imkanı olmayanlar)
genellikle kendi işini kurma yoluna gidiyor. İşte
bizim mevcut girişimci sınıfımızı çoğunlukla böyle kısıtlı imkanlarla ekmeğini taştan çıkartmaya,
işini büyütmeye gayret eden bu kesimden oluşturuyor. Bu girişimci sınıf kendi vizyonu, kapasitesi
ve imkanları kadar işini büyütme çabasına giriyor. Ancak gelin görün ki, diplomalı, dil bilen ve
dünyaya açık gençliğe güvenmiyor; onları bünyesinde istihdam etmiyor. Bu nedenle parlak yeni
mezunlara da tek seçenek kalıyor, yabancı şirketlere kapağı atmak. Böylece, yabancı şirketler
en iyi yetişmiş parlak beyinleri kapıp, zaten 1-0
öndeyken 2-0 öne geçiyorlar. Bununla birlikte
hakkını yemeyelim, çok başarılı birçok diplomalı
girişimcimiz de var, aynı şekilde diplomasız olup
da işini çok büyüten işadamlarımız da var. Ancak
kabul edelim onlar istisna.
2) Sermaye: bu konuda fazla bir şey söylemeye gerek yok. Hepimiz durumun farkındayız.
Ülkemizde sermaye olanakları kısıtlı, krediler
pahalı, tasarruf eğilimi düşük, borçla tüketen bir
milletiz. Bu durum, atıl birikimlerin reel sektöre
cazip koşullarda aktarılmasının ve üretken alanlarda kullanılmasının önüne geçiyor. Girişimci
bankadan korkuyor, krediden kaçıyor, faizden
uzak duruyor. Bankaya borcum olmasın, şirket de
büyümeyiversin eğilimi haklı olarak ağır basıyor.
Hatta bir taraftan da işini büyütmeye çalışmak, bizde açgözlülükle paraya düşkünlükle eş
tutulup, neredeyse ayıplanıyor. Girişimci de kendi
içinde bu ikilemi yaşıyor çoğunlukla ve yatırımdan
büyümekten geri duruyor; kanaatkar yaklaşıyor.
3) İş Fikri: küçüklüğünden beri “fazla konuşma, çok soru sorma” diye özgür düşünmesi engellenen bir kuşağız biz. Evde, okulda, sokakta,
askerde ya da iş yerinde fikrine müracaat edilmeyen ya da fikir üretmesi beklenmeyen birey,
25-30 yaşından sonra parlak iş fikirleriyle bir
atılım gerçekleştiremiyor haliyle. Girişimciler ise
çoğunlukla yabancı bir şirketin distribütörlüğünü
alma derdinde. Özgün iş fikirleri nadiren çıkıyor.
Bakın en büyük firmalarımıza, tamamına yakını
yabancılarla ortak iş yaparak büyümüştür; ya da
yurt dışında gördüğü bir fikri getirip burada hayata geçirmiştir. Zincir market işinde dahi bu böyle.
Yani kimse kusura bakmasın ama, ne yazık ki tek
başına bir market zinciri dahi kurmakta zorlanan
ve bunu ancak yabancılarla ortak yapabilen bir
girişimci sınıfımız var.
Bu üç hayati konudaki aksaklıklar, aile şirket-
lerinin büyümesinin önündeki temel engellerdir.
Bundan da ötesi, şunun da altını çizmemiz lazım,
işletmenin kurucusu kimseye güven duymuyor ve
bin bir zorlukla kurup büyüttüğü şirketinin yönetimini başkalarıyla paylaşmak istemiyor. Kendi
hemşerisini ya da akrabasını istidam etme yoluna gidiyor. Küçük olsun benim olsun diye düşünüyor. Hatta bu gerilimli ve güvensiz yapıdan dolayı,
bazen kendi çocukları dahi babalarının şirketine
girip çalışmak ve işi büyütmek konusunda çoğunlukla isteksiz duruyorlar. Dışarıdan yeterli taze
kan girmiyor; bu nedenle o işletme, kurucusunun
vizyonu, tecrübesi, kapasitesi ve imkanları ne kadarsa o kadar büyüyebiliyor. Kurucu, bir ortaklığa
gitmeye de çekiniyor, çünkü ortak demek baş ağrısı demek, çok başlılık demek (!).
Avrupa’da birçok orta ve büyük ölçekte aile
şirketi var, 100 yaşına yaklaşmış ve üçüncü dördüncü kuşak yönetimi devralmış. Bu işletmeler
zamanla kendi pazarlarında belli bir büyüklüğe erişip, sonrasında farklı ülkelerde iştirakler
kurmuşlar, hatta birçoğu global marka olmuşlar. Birçok Avrupalı aile şirketi biliyoruz, milyar
Euro mertebesine erişmiş ama hala aile şirketi
olmakla övünüyor; ancak her şeyi tamamen aile
bireylerin inisiyatifine bırakmamışlar tabi. Hem
yönetim kadrolarında iyi yetişmiş profesyonelleri
istihdam etmiş ve onlara yetkiler vermişler; hem
de tecrübeli isimlerden oluşan güçlü ve yetkin
yönetim kurulları, danışma kurulları, denetim
kurulları vs oluşturmuşlar. Mesela bu kurullarda
pekala başka şirketlerin yöneticilerini de görebilirsiniz, akademisyenleri görebilirsiniz. Bu çok
yaygın, ama emekli general pek göremezsiniz,
emekli siyasetçi hiç göremezsiniz.
Bizde bu anlayış pek yok maalesef. Hani bazı
işyerlerinin vitrininde yazar ya, “Başka yerde şubemiz yoktur” diye. İşte bu anlayışın “biz ancak bu
kadar yapabildik, ikinci bir şube açabilirdik fakat
kasaya oturtacak güvenebileceğimiz birini bulamadık ya da bizim firma sahibi ustalığını kendine
sakladı kimseyle paylaşmadı adam yetiştirmedi”
anlamına geldiğini artık görmemiz gerek. Aile
şirketleri büyümek için şubeleşmek gerektiğini,
markalaşmak gerektiğini, dışa açılmak gerektiğini fark etmeli; bunun için de profesyonel kadroları istihdam etmekten korkmamalı. Diplomalı
profesyoneller de kendi işini kurmaktan bu kadar kaçmamalı. Mucize beklenilmemeli ancak
unutulmamalı ki, şirketlerin büyümesi emekle,
yatırımla, insanla ve nihayetinde zaman ve tecrübeyle olur.
EYLÜL - EKİM 2015
13
RÖPORTAJ
14
MAYIS -2015
EYLÜL
EKİM 2015
EYLÜL - EKİM 2015
15
ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK
“Wilco Group, Yenilikçi ve
üretken bir kurum”
Wilco Group Genel Müdürü Mehmet Avcı, her zaman yenilikçi bir vizyona sahip kurumsal
yapısıyla ilerleyişini sürdüren grubumuz; Türkiye’de hizmet verdiği alanlar içinde çok önemli
bir konuma gelmiş ve iş yaptığı kurumlar tarafından çalışmaları takdirle bir yapıda olduklarını
söyledi. Mehmet Avcı, “Grubumuz Türkiye ve Yurt Dışında Temizlik, Katı Atık Yönetimi, Güvenlik,
İnşaat ve Yardımcı Personel hizmetleri vermektedir” şeklinde konuştu.
T
emeli 1991 yılında Yönetim Kurulu Başkanı Rıfat
Avcı tarafından atılan Wilco Group, Rıfat Avcı’nın
sınıf öğretmenliği yaparken Van ilinde, bu alandaki ihtiyacı görerek, ev ve işyerlerine temizlik hizmeti
vermek amacıyla Van-Tem Temizlik Ltd. Şti.’ni kurdu.
Kısa sürede başarı yakalayan firma, hizmet ağını
genişleterek bünyesine başka şirketleri kattı ve bunları Avcı Şirketler Grubu altında birleştirdi. Bünyesindeki şirketler; İlgi Sosyal Hizmetler, İlgi Tedarik Hizmetleri ve Avcı İnşaat.
16
bir Ar-Ge departmanımız var. Bu departman ticari
temizlikte hizmet, sistem ve ürün kalitesini arttırmak
için çalışıyor. Örneğin epey bir zamandır okul temizliği
üzerine araştırmalar yapıyor. Yaptığımız araştırmalarda bu konudaki eksiklikleri, tüketicilerin beklentilerini ve görüşlerini tespit ettik ve bu doğrultuda Alman
Arqora grubu ile iş birliği yaparak X Line Okul adlı yepyeni bir temizlik sistemi geliştirdik.
Öncelikle firmanız ve Endüstriyel temizlik sektöründe sunduğu hizmetlerden bahseder misiniz?
Wilco Group, ofis temizliği, toplu taşım araçları temizliği, AVM temizliği, hastane temizliği, okul temizliği ve katı atıkların toplanması ve açık alanların genel
temizliğinde yarım asırlık bir tecrübeye sahip. Bugün,
ticari temizlik denildiğinde, Türkiye’de ilk akla gelen
birkaç firmadan biridir Wilco Group. Bu noktaya gelmemiz kolay olmadı. Biz kazandığımızı kendi işimize
yatırdık. Bu alanda ilerledik ve büyüdük. Bu nedenledir ki Wilco Group’un Hizmet kalitesi ve standartları,
istikrarlı biçimde yükseldi. Nitekim bunu, hizmet verdiğimiz kurumlardan da anlayabilirsiniz.
Türkiye’nin en prestijli, en titiz ve başarılı firmaları
Wilco Group’un müşterisi. Karsan, Otokar, Mercedes
Benz, İETT, Ziraat Bankası ve Devlet Tiyatroları, Wilco
Goup ile çalışmayı tercih ediyor. İyi bir firma değilseniz
iyilerle çalışamazsınız.
2 - Teknolojiye yatırım yapıyoruz
Wilco Group, temizlikte, klasik yöntemler ve araçlarıyla yetinen bir kurum değil. En yeni gelişmeleri yakından takip ediyor ve bunları hiç vakit kaybetmeden
kendi işimize transfer ediyoruz. Örneğin çalışanlarımızın sağlığı bizim açımızdan çok önemli, onlar bizim
her şeyimiz. Bu nedenle, örneğin şu günlerde, ergonomik temizlik araçları üzerinde çalışıyoruz. Ar-Ge
ekibimiz, bu konuda sık sık yurt dışına giderek yenilikçi şirketlerle temaslarda bulunuyor. Fuarları çok sık
takip ediyoruz. İnsan fiziğini en az yoran, en az fiziki
güçle ve kolayca kullanılabilen temizlik teçhizatlarını
araştırıyoruz.
Yine hijyen konusunda, nano teknoloji ile üretilmiş,
insan sağlığına zarar vermeyen, daha kalıcı ve koruyucu temizlik maddelerini araştırıyoruz. Çok kullanımlı,
kalabalık mekanlarda, uzun süreli ortam sterilizasyonunu sağlayan bu maddeleri kullanmak, maliyetli. Ancak bunu yapmak hem bizim rekabet gücümüzü arttırıyor, hem de kurumsal saygınlığımıza güç katıyor.
Sektöre sunduğunuz hizmet anlayışı ve farklılıklarınız nelerdir?
1 - Yenilikçi ve üretken bir kurumuz: Yukarıda işimize yatırım yaptığımızı söyledim. Örneğin bizim
3 - Mobil bir yapımız var, kolay adapte oluyoruz
Halen Wilco Group olarak, Türkiye’nin 65 il ve 450
ilçesindeki müşterilerimize hizmet veriyoruz. Bu bizim için büyük bir avantaj, bizimle çalışmak isteyecek
EYLÜL - EKİM 2015
potansiyel müşterilerimiz için de önemli bir avantaj.
Dolayısıyla, İstanbul ve Ankara merkezli kurumsal
firmalara sağladığımız hizmet kalitesini, Anadolu’nun
her iline ve ilçesine rahatlıkla transfer edebiliyoruz.
Her yerde şirket örgütlenmesi sağladığımız için ülkenin en uç noktasına bile temizlik hizmeti götürmemiz,
bizim için çok kısa bir zaman alıyor. Mobilitemiz sayesinde, kolay adapte oluyoruz. Bu da hizmet kalitemizi
yukarıya çeken bir özelliğimiz.
Türkiye endüstriyel temizlik sektörünü nasıl
değerlendiriyorsunuz?
Mehmet Avcı: Türkiye’nin, Hizmet sektörü içerisinde bana göre en önem verilmesi gereken hizmet
grubu temizlik hizmetidir. Bu gün temizlik şirketlerini bir akademi gibi görebilmek gerekir, bunun nedeni
şirketler çalıştırdığı personellerin kriterlerini belirlerken her kriteri en alt seviyeden belirlemek zorunda,
hatta bazı şirketler kriter olarak sadece 18 yaşını doldurmasının yeterli olduğunu belirlemektedir. Temizlik
şirketleri, bir personel işe aldığı zaman kimyasal ve
makine kullanımı, iş yeri çalışma disiplini, kılık kıyafet, hijyen, iş güvenliği, davranış, sosyal hakları gibi bir
çok konuda eğitim vermektedir, ayrıca istihdam yaratarak işsizlik sorununu ciddi oranda düşürmekle birlikte ekonomiye çok ciddi katkı sağlamaktadır. Firmalar bu katkıları sağlarken hizmet sektörü ile ilgili çıkan
yasalara herhangi bir şekilde müdahil olamamaktadır
ve bu nedenle bir çok firma bu yasalara uyum sağlayamayarak ve sadece iş alma mantığı ile zarar etmeyi
göze alarak iflas etmek zorunda kalmaktadır. Bunun
nedeni firmaların bir araya gelememesidir. Bu gün bir
çok temizlik şirketleri dernekleri var ama bence hiç
biri bir araya getirici girişimlerde bulunmamış. Beklentim daha büyük çapta bir federasyon oluşturulup
Türkiye’de bulunan tüm temizlik şirketlerini bir arada tutmak. Hizmet kalitesi, karlılık anlamında büyük
adımlar atarak Türkiye’nin en prestijli Federasyonu
olup söz sahibi olabiliriz.
Önümüzdeki dönem sektör ve firma olarak
beklentileriniz nelerdir?
Mehmet Avcı: Temizlik sektörünün yıldızlarından
biri olan Wilco Group, sürekli büyümeyi hedef alan
bir kurum. Hızlı değil, yeterli ve sağlıklı büyümeden
yanayız. Yatırımlarımızı temizlik ve ilintili alanlarda
yapmak istiyoruz. Bizim, Batının gelişmiş ülkelerinde
de bu işi yapma gibi bir hayalimiz var. Bu nedenle çok
stratejik adımlar atıyor ve global firmalarda olduğu
gibi kurumsal bir yapıya kavuşmak istiyoruz. Kurumsallaşarak, sağlam bir sistem kurmak, bu sektörde
ölümsüz bir firma olabilmenin anahtarı bence.
Türkiye, ara ara politik krizler ve buna bununla
bağlantılı olarak ekonomik dalgalanmalar yaşasa da
sürekli ilerleyen bir ülke. Bugün Dünya Bankası istatistiklerine baktığınızda, dünyada hiçbir şeyin geriye
gitmediğini, aksine iyiye gittiğini görürsünüz. Bu anlamda Türkiye’de ileriki yıllarda hizmet sektörü daha
da gelişecek. Hizmet sektörünün gelişmesi demek,
ticari temizlik sektörünün daha da canlanması ve pazarın büyümesi demek. Wilco Group daha şimdiden
kendisini o günlere hazırlıyor.
EYLÜL - EKİM 2015
17
ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK
Dünyada temizlik sektörü 110
yılı aşkın bir geçmişe sahiptir
D
ünyada ve Türkiye’de hizmet sektörünün çok
eski tarihçesi olmasına rağmen temizlik hizmetlerinin bir sektör olarak tanımlanması özellikle Avrupa’da 1900’lü, yılların başlarına rastlamaktadır.
Kentleşme ve sanayileşmedeki hızlı ilerlemeler de
eklenince, gerek profesyonel yaşamda gerekse bireysel yaşamda bazı hizmetlerin dışarıdan alınması kaçınılmaz olmuştur.
Almanya’da 1902 yılında başlayan sektörle ilgili ilk
gelişmeler, günümüz dünyasındaki hızlı değişimlere
kısa sürede uyum sağlamak ve diğer işletmelerle rekabet etmek tüm işletmelerin en önemli sorunu haline gelmiştir.
Bu kapsamda son yıllarda Brezilya pazarı ABD ve
Batı Avrupa pazarını aşarak dünyanın en hızlı büyüyen
pazarı halini almıştır.
Söz konusu pazar büyüklüğünün büyük bir kısmını
yükselen ülke pazarları oluşturmaktadır. Gelişen pazarlarda lider firmalar Unilever ve Procter and Gamb-
18
EYLÜL - EKİM 2015
le olmuştur.
Kalıp sabun sektörü ise, son yıllarda Batı Avrupa
ve Kuzey Amerika’da duş jelleri ve sıvı sabun kullanımının artması nedeniyle pazar kaybına uğrarken satışlar gelişmekte olan ülkelere yönelmeye başlamıştır.
Sektörün önde gelen üretici beş firması olan Procter and Gamble, Unilever, Reckitt Benickser, SC Johnson and Son ve Henkel 2011 yılında küresel satıştan
toplamda % 50’den fazla pay almışlardır.
Procter and Gamble firması dünya deterjan sektöründe Areil ve Tide ürünleri ile liderliğini sürdürmektedir.
Sabun ve temizlik ürünleri sektöründe faaliyet
gösteren uluslararası firmalar, son yıllarda özellikle
Latin Amerika (Şili, Brezilya gibi), ÇHC (Çin) ve Hindistan gibi gelişmekte olan pazarlarda büyümeyi hedeflemişlerdir.
Avrupa Birliği Sabun, Deterjan, Koruyucular ve Temizlik Maddeleri Üreticileri Birliği verilerine göre ise
sabun ve temizlik maddeleri sektörünün değeri, 2011
yılı itibariyle Avrupa genelinde 34,2 Milyar Euro olarak gerçekleşmiştir.
Hane halkı kullanımı itibariyle ise
27,4 Milyar Euro olan pazar değerinin %
48’ini çamaşır deterjanları, % 21’ini sert
yüzey temizleyicileri, % 15’ini ise bulaşık
deterjanları oluşturmuştur. Dünyanın en
büyük sabun üretici, ihracatçı ve ithalatçıları Avrupa Birliği (AB) üyesi ülkelerdir.
Dünya temizlik maddeleri ihracatında ilk
15’te yer alan ülkeler toplam ihracatın
yaklaşık olarak % 74‘ünü, ithalatın ise %
56’sını gerçekleştirmektedir.
Dünya temizlik maddeleri ihracat
ve ithalatında ilk sırada Almanya yer
almakta olup, Almanya’ya ülke olarak
ihracatımız 2011 yılında 35 Milyon ABD
Doları olarak gerçekleşmiştir. Bu ülkenin ithalatındaki payımız ise % 0,8’dir.
İkinci sırada yer alan Çin’e yönelik
ihracatımız ise yaklaşık olarak 687 Bin
ABD Doları olup, söz konusu pazar içerisindeki payımız % 0,02 olarak gerçekleşmiştir.
Çin’in sektördeki tedarikçileri Japonya, ABD, Almanya, Tayvan ve Malezya’dır.
Üçüncü sırada yer alan Fransa’ya
yönelik ihracatımız ise 2,7 milyon ABD
Doları seviyesinde gerçekleşmiş olup,
söz konusu ülkenin ithalatı içerisindeki
payımız % 0,1’dir.
Fransa’nın söz konusu sektördeki
tedarikçileri ise Almanya, Belçika, İtalya, İngiltere ve İspanya’dır.
Türkiye Temizlik
Ürünleri Sektörü
Ülkemizde temizlik sektörü, 1955
yılında hizmete giren İstanbul Hilton ve
daha sonrasında açılan Kuşadası Fransız Tatil Köyü, İstanbul Sheraton, İstanbul Intercontinental gibi uluslararası
konaklama işletmelerinde 60’lı yıllarda
başlamış, kurumsal ilk eğitim kurumu Alman Eğitim
Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortak projesi olarak 1962’de eğitime başlayan Ankara Otelcilik
Okulu’dur.
1983’e kadar kendi bünyelerinde istihdam edilen,
“müstahdem” veya “hademe” gibi kadrolarla yerine
getirilmeye çalışılan temizlik hizmetleri, bu tarihten
sonra hızla çoğalmaya başlayan özel temizlik şirketlerince yerine getirilmeye başlandı.
Bu anlamda 1980’ler ve 90’lar, sektörün kendi
dinamiklerini oluşturma ve özelikle yurt dışı orijinli
markaların da ithal edilmeye başlanması ile uluslararası uygulamaları tanıma süreci olarak tanımlanabilir. Ayrıca Kamu Kurumlarının yanı sıra, özellikle çok
uluslu otel, AVM, perakende marketleri ve endüstri
kuruluşlarının, kendi hizmet satın alma kültürleri
doğrultusunda yapmaya başladığı hizmet satın almaları da sektör geneline pozitif baskı unsuru olarak
yansımış ve Endüstriyel Temizlik Sektörü’nün sistem
ve hizmet kalitesi bakımından gelişmesine neden olmuştur.
EYLÜL - EKİM 2015
19
ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK
Sektör, 2000’li yıllarda, özellikle yabancı orijinli
Temizlik Kuruluşları ve FM Kuruluşlarının şirket evlilikleri ya da satın alma yöntemi ile ülkemize gelmeye
başlamasıyla farklı bir boyuta gelmiştir.
Bazı uluslararası markaların franchising sistemi ile
girdiği ülkemize, bazı Avrupa orijinli kuruluşlar ise şirket
evlilikleri veya satın alma yöntemi ile geldiler. Böylece,
2002 yılı sonrası dönem uluslararası markaların kalite
ve sistem yönünden rekabetine sahne olmaya başladı.
Yine bu dönemde, özellikle gayrimenkul konusunda faaliyet gösteren yerel büyük kuruluşlar, başta
kendi yatırımlarını doğru ve ekonomik yönetebilmek
adına FM Sektörü konusunda kendi örgütlerini kurarak geliştirmek ve bazen de yabancı markalarla iş birliği tesis etmek yönünde çalışmalar başlattılar.
2009 yılında etkisini ülkemizde de iyice hissettirmeye başlayan global ekonomik kriz döneminde, Avrupa’ya oranla çok yüksek denilebilecek kar marjları
ile hizmet vermekte olan kuruluşlar, özellikle büyük
sermaye grupları bünyesinde bulunan hizmet firmalarının, kar marjlarını ve vadeleri rekabet enstrümanı
olarak kullanmaya başlaması ile zor bir döneme girdiler ve sektörde dengeler de hızla değişmeye başladı.
2009 global krizi sonrası, temizlik hizmeti veren
kuruluşların profili operasyon gücü-yeteneği ve kalitesi ile kontrat alanlar ve finansman gücü ile kontrat
alanlar olarak şekillenmiştir.
Sektörün ülkemizde kurumsallaşmaya başlamasının 30. Yılında yaşanan olumlu gelişmelere karşın,
gelişmeyen tek unsur işgücü kavramı olmuştur.
Nitelikli ve Eğitimli İş Gücü kavramı, hep söylenip
ama hiç yatırım yapılmayan tek unsur olarak kalmıştır.
Temelde, kamu ihale uygulamalarında görülen,
“En Ucuz Teklif, En İyi Tekliftir” mantığının yansıması
olarak, ucuz ve niteliksiz iş gücü ile hizmet alımı, özel
sektörde de bariz şekilde kendisini göstermektedir.
Teknolojinin gerekliliğine inanan birçok kuruluş,
müşterisinin ucuz hizmet beklentisi nedeni ile maalesef nitelikli iş gücü gerekliliğinin, henüz farkına
varamamış gibi davranmaktadır.
20
EYLÜL - EKİM 2015
Günümüzde Türkiye Endüstriyel Temizlik Sektörünün durumu; yerli/yabancı tüm unsurların kabul ettiği
hali ile gelecek vaat eden, gelişime açık ve yatırım yapılabilir olarak tanımlanmaktadır.
Gelecek dönemde bu nedenle yabancı firmalar ile
evliliklerin artacağı düşünülmektedir.
Türkiye’de Temizlik Sektörü; 1 milyondan fazla çalışana sahip, bu sayıdan yola çıkarak toplam hacmi +2
Milyar TL/Ay ciroya ulaşmış bir endüstridir.
Ancak, kamu kurumlarına hizmet vermekte olan
kuruluşlar ile küçük ölçekli kuruluşlar açısından her
hangi bir sektörel standarttan söz etmek neredeyse
imkansızdır.
Sektörün Geleceği
Türkiye’de Endüstriyel Temizlik Sektörü’nün gelecekteki gelişiminin, salt büyüyen inşaat sektörü, gelişen konaklama endüstrisi ya da özel sağlık kurumları
gibi potansiyel gelişmeye bağlanamayacağı bir gerçektir.
Hali hazırda bu hizmeti dış kaynak kullanımı ile
almayan büyük bir potansiyelin olduğu bilinmektedir.
Yani yeni üretilecek tesislerden önce var olan tesislere bu hizmeti satabilmenin çözümleri bulunduğunda
sektör mevcut cüssesinin çok üzerinde bir potansiyele
ulaşacaktır.
Bu kapsamda:
• Sürekli büyüme trendindeki pazar,
• Çok fazla yeni yatırım ve büyük projeler (Özellikle
Devlet Yatırımları),
• Genç nüfus (nüfusun % 60’ı 30 yaşından genç),
• Düşük maliyet (brüt asgari ücret $500/Ay),
• Yeni marka ve yeni ürünlere açık genç ve dinamik
bir tüketim pazarı ,
• Dünyanın 16. büyük ekonomisi ve dünya ticaret
hacminin % 1,2’si,
• Bölgesinin büyüyen ekonomik ve politik gücü,
• Doğu ve Batı Ticareti arasında önemli bir buluşma ve dağıtım Merkezi (Türkî Devletler, Orta Doğu,
Asya ve Afrika Pazarı bakımından),
• Ülkenin büyük ekonomik potansiyeli (18 milyon konut, 30 milyon 2050 yılı için tahmin edilen)
• Endüstri, otomotive, inşaat,
madencilik, turizm, perakende, enerji sektörleri sürekli yükselen bir çizgiye sahip, (20 milyon kayıtlı araç,
32 milyon/yıl turist)
• Ekipman kullanımında her yıl görülen artış,
• Devletin yeni ve yabancı yatırımcılara sağladığı
yardım ve teşvikler,
• Günümüzde yaklaşık 3.000 firma, 2 Milyar € ciro/
yıl ve 1 milyon çalışanıyla dev bir sektör olması,
• Pazarın sadece % 10-15’lik bölümünün temizlik
hizmetlerinden faydalanması, pazarın gelişmeye çok
açık olduğunu gösteriyor.
Bugün sektörün güçlü yanları
aşağıdaki gibi özetlenebilir:
• Tesisler modernleştirme yatırımlarını büyük
çapta tamamlamışlardır. Son on yılda sektör firmaları
üretim tesislerini modern teknolojiyle yenilemişlerdir.
• Sektördeki firmalar dünyadaki gelişmeleri yakından izlemekte, en son teknolojik gelişmeleri takip
etmekte ve modern ve kaliteli ürün üretebilmektedir.
• Esnek üretim yapabilen küçük ve modern tesisler vardır.
• Üretim çeşitliliği mevcuttur.
• Yeterli mevcut, yetişmiş eleman vardır.
• İhracat yapabilme sayesinde ölçek ekonomisi yakalanabilmiştir.
• Rekabet edebilir üretim maliyetleri yakalanmıştır.
• AB Mevzuatı ile uyum açısından oldukça mesafe
alınmıştır.
Sektörün zayıf yanları ise
aşağıdaki gibi özetlenebilir:
• Hammaddede dışa bağımlılık mevcuttur.
• AR-GE’ye ayrılan bütçe çok düşüktür.
• Markalaşmada sıkıntılar mevcuttur, patent çalışmaları azdır.
• Kurumsallaşmada yeterli düzey yakalanamamıştır.
• İstihdam maliyeti rakip ülkelere göre yüksektir.
• Bazı ürünlerde kayıt dışı üretim olasılığının yarattığı haksız rekabet yaşanmaktadır.
• Piyasa gözetim ve denetim eksikliği, kayıt dışı
ekonomiyi yüreklendirmekte ve sektörü zorlamaktadır.
Türkiye’de Dış Ticaret
İhracat
Sabun ve temizlik malzemeleri alt sektörleri ihracatımız itibariyle 2012 yılı rakamlarına bakıldığında,
ilk sırada yer alan ürünlerin 34.01 GTİP kodlu sabunlar ve yüzey aktif organik maddeler (% 53 pay),
34.02 GTİP kodlu yıkama ve temizle müstahzarları
(% 36 pay) ve 34.05 GTİP kodlu ayakkabı, mobilya,
döşeme temizleyen cila vb. ürünler (% 7 pay) olduğu
görülmektedir.
Sektör ihracatımız firma bazında incelendiğinde,
yerli firmalarımızın yanında uluslararası firmaların
da önemli paya sahip oldukları görülmektedir. Sektörde faaliyet gösteren ilk yirmi firmanın toplam ihracatımız içerisindeki payı 2012 yılında % 64’tür.
EYLÜL - EKİM 2015
21
ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK
Sektörde 2012 yılı itibariyle en çok ithal edilen
ilk üç ürünün 34.02 GTİP kodlu yıkama ve temizleme
müstahzarları (pay %60), 34.03 GTİP kodlu yağlama
müstahzarları, pas önleyiciler (pay % 18) ve 34.01 GTİP
22
EYLÜL - EKİM 2015
kodlu sabunlar ve yüzey aktif organik maddeler (pay %
9) olduğu görülmektedir.
Sabun üretiminde kullanılan hammaddeler (donyağı, palm, koko yağı, vb.) ile boya ve parfüm gibi katkı
maddeleri büyük oranda ithalata dayanmaktadır. Sadece sabunun yapımında kullanılan kostik soda ve diğer bazı maddeler ve kısmen de olsa parfümler yerli
piyasadan temin edilebilmektedir.
Temizlik maddeleri sektörünün hammadde açısından dışa bağımlı olduğu söylenebilir. Önemli girdilerden lineer alkil benzen (LAB), sodyum tripoli fosfat
(STPP), enzim, optik ağartıcı ve parfüm ithalata dayalıdır. Bunların dışında ambalaj olarak yerli üretim
kullanılmakla beraber bunun hammaddesi de önemli
ölçüde dışarıdan ithal edilmektedir.
Gelişme evresinde olan sektörle ilgili yasal düzenleme açısından pek çok eksik bulunmaktadır.
Türkiye’de endüstriyel temizlik sektörü, genel cari
yasal uygulamalar dışında hiçbir yasal düzenleme ile
desteklenmemektedir. Bu anlamda denetim eksikliği
de mevcuttur.
Bu da finans kuruluşları gözünde kredibilitesi en
düşük sektörlerden biri olmasına neden olmaktadır.
Özellikle 2013 yılına kadar yaşanan iflaslar nedeni ile sektör, belki de dünyada tek örneği olmak üzere
yeni bir ekonomik forma kavuşturuldu.
Temizlik Hizmeti Kuruluşları, sektörün tüm diğer unsurlarına “teminat” sağlamakla yükümlü hale geldiler.
Kredi Kuruluşlarının yanı sıra, müşteri sözleşmede teminat mektubu isterken, şu anda tedarikçi firmalar da hizmet firmalarından geçerli teminatları almadan, makine ekipman ve kimyasal satmamak gibi bir
refleks geliştirdiler.
Ancak tüm bunlar sektörde istikrarlı bir yapının
oluşturulması açısından yeterli değildir.
Bu alanda pek çok düzenleme yapılması gerekiyor.
Devlet tarafından yapılması gereken düzenlemeler;
• Emek yoğun nitelikteki sektörde istihdamın arttırılabilmesi için genel bir teşvik politikası belirlenmelidir.
• Temizlik firmalarının kuruluşu ile ilgili disiplinler
kurulmalıdır.
• Belgelendirme sürecini hızlandırarak mesleğe
dair kimlik oluşturulmalıdır.
• Kamu İhale Kanununda gerekli düzenlemeleri
yaparak, temizlik hizmetinin ruhuna uygun bir düzenleme gerçekleştirilmelidir.
Endüstriyel Temizlik Kuruluşlarının Yapması
Gerekenler;
• Fiyatla/kar marjında rekabetten önce sistem ve
hizmet kalitesinde rekabet anlayışına dönülmelidir.
• Teknolojiye ve eğitime yatırım yapılmalıdır. Hizmet Satın Alanların Yapması Gerekenler;
• “Çakılı Adam Sayısı” ısrarından vazgeçip, oluşturulacak efektif temizlik programları ile part time
çalışmaya olanak sağlanmalıdır.
• Temizlik Firmalarının, Esnek Kadrolar ile gerektiği gün ve saatte gereken hizmeti vermesine olanak
sağlanmalıdır.
KAYNAKLAR
• International Trade Center (ITC) Trade-Map (www.trademap.net)
• T.C. Ekonomi Bakanlığı
• TOBB 2008 Türkiye Kozmetik ve Temizlik Ürünleri Raporu
• Euromonitor Sektör Raporları.
• Avrupa Birliği Sabun, Deterjan, Koruyucular ve Temizlik
Maddeleri Üreticileri Birliği.
• Ahmet YETİM, Temizlik ve Güvenlik Sektörü, Ar&Ge
EYLÜL - EKİM 2015
23
ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK
Endüstriyel Temizlikte
Tedarik Zincirinin Önemi
Bugün temizlik firmaları hayatta kalıp kendilerini geliştirmelerini sağlayacak yeterli kar
marjından uzaktır. Personel maliyeti günden güne artmakta, ancak personel kalitesi aynı hızla
artmamaktadır. Personel eğitimi için firmaların ciddi kaynaklar aktarması gerekmektedir.
E
konomik anlamda ülkeler arasındaki sınırların
ortadan kalkması, işletmelerin ulusal boyuttan
çıkıp uluslararası hale dönüşmesi ve dolayısıyla
rekabetin artan önemi, modern işletmecilik alanında değişim ve gelişimleri beraberinde getirmiştir.
Mamul üretip müşteriye sunan işletmeler, rakipleriyle
rekabet edebilmek için artık sadece mamulleri üretip
pazara sunmakla yetinmeyip, üretim öncesi maliyetlere ve üretim sonrasında müşterilerine sundukları
hizmetlerin maliyetlerine de odaklanmaya başlamışlardır.
Dolayısıyla üretim öncesi ve sonrası faaliyetleri
kapsayan tedarik zinciri yönetimi, işletmelerin rekabet avantajı elde etmek için üzerinde durması ve incelemesi gereken bir alan olmuştur.
Günümüzde, başarılı bir tedarik zinciri kurmak
ve yönetmek, işletmelerin pazarda rekabetçi üstünlük elde edebilmeleri için göz ardı edilemeyecek bir
unsurdur. Ancak, tüm işletmelerin rekabet avantajı
elde etmek istemeleri ve bu doğrultuda mamullerini ve satış öncesi-sonrası hizmetlerini farklılaştırma
çabaları, giderek birbirine benzemektedir. Yoğun rekabet ortamının sürdüğü, işletmelerin farklılaştırma
çabalarının dahi zaman geçmeden rakipler tarafından
da uygulandığı günümüz piyasasında, en ufak farklı
bir çabanın bile işletmeye katkısı oldukça önemlidir.
Bu noktada işletmelerin, diğer işletmelerden farklılaşmak için tedarik zinciri faaliyetleri de dahil olmak
üzere tüm iş süreçlerinin fayda ve maliyetlerini çok iyi
analiz etmeleri, bu süreçlerin maliyetlerini düşürebilmek için tüm yeniliklere açık olmaları gerekmektedir.
Bu nedenle, yönetim, maliyet, üretim ve pazarlama
alanlarında ortaya çıkan yeni yaklaşımlar büyük bir
hızla geniş kitlelere yayılmaktadır.
Son yirmi yılda popüler hale gelen ve günümüzde
her alanda uygulanmaya başlanan, işletmelerin sade-
24
EYLÜL - EKİM 2015
ce en iyi yaptıkları işe odaklanmaları ve diğer işleri o
konuda uzman olan işletmelere devretmeleri anlamına gelen “dış kaynak kullanımıdır. ”
İşletmeler, önceleri sadece yemek, güvenlik, temizlik gibi rutin faaliyetleri dış kaynağa devrederken;
şimdilerde sahip oldukları temel yetenek hariç tüm
faaliyetlerde dış kaynak kullanımı yoluna gitmektedirler. Dış kaynak kullanılan önemli alanlardan biri
de tedarik zinciri yönetimidir. Tedarik zincirindeki bazı
faaliyetler, bu konuda uzmanlaşmış lojistik firmalara devredilebileceği gibi, tüm faaliyetler de devredilebilmektedir. Bu sayede işletmeler belli bir alanda
uzmanlaşarak verimlilik artışı ve rekabet üstünlüğü
sağlayabilmekte, diğer işletmelerin uzmanlıklarından
yararlanarak süreçlerin kalitesini artırabilmekte ve
maliyet avantajı elde edebilmektedir. Ancak, tedarik
zinciri faaliyetlerini dış kaynağa devretme noktasında,
işletmelerin bu faaliyetlerin maliyetleri ile ilgili olarak
bilgi sahibi olmaları gerekmektedir. Çünkü, dış kaynağa devretme ya da işletme içinde gerçekleştirme
kararının doğruluğu buna bağlı olmaktadır.
Bu noktadan hareketle bu çalışmada, tedarik zinciri faaliyetlerinin işletmenin kendisi tarafından gerçekleştirilmesi ya da dış kaynağa devredilmesi arasında maliyetler bazında ne gibi farklılıklar olabileceği
incelenmektedir.
Temizlik firmaları açısından konuya bakarsak,
profesyonel temizlik firmaları da böyle bir ihtiyaçtan
dolayı hayat buldu ve yarım yüzyıldır gelişimini sürdürüyor; onlar için de birçok konuda dış kaynak kullanımı artık bir ihtiyaç haline gelmiştir.
Temizlik firmalarına ürün ve hizmet sağlayan tedarik firmalarının da bu ihtiyacı görerek, kendilerini
yeniden yapılandırmalarının zamanı geldi diye düşünüyoruz. Temizlik firması; müşterisine sunduğu asıl
ürünü olan temizlik ve hijyen konusunda gerekli per-
sonel, bilgi ve ekipmanların bir araya gelmesiyle kendi hizmetini üretir.
Projelerde ihtiyaç duyulan deterjan, kağıt ve diğer
sarf malzemelerin tüketiminin doğru planlanamaması sonucu ihtiyacın üstünde stok satın alınması ve
depolanması için fazladan harcanan para ve fazladan
işgal edilen alanları çok az kar verdiği hizmetten gider
olarak görmesi gerekir. Sektörün sorunlarını doğru
analiz ederek, sağlıklı bir tedarik zinciri oluşturmak
zorunluluğunu görmezden gelemeyiz.
Bugün temizlik firmaları hayatta kalıp kendilerini geliştirmelerini sağlayacak yeterli kar marjından
uzaktır. Personel maliyeti günden güne artmakta, ancak personel kalitesi aynı hızla artmamaktadır. Personel eğitimi için firmaların ciddi kaynaklar aktarması
gerekmektedir. Personel maliyetinin artması, makine-ekipman ihtiyacını arttırmakta ancak, iyi işleyen
ekonomik bir tedarik zinciri sağlanamadığı için doğru
makine-ekipman yatırımı yapmak yerine, eksik ya da
kayıt dışı personel kullanımı gibi sorunlar sektörün
ileri adım atmasından ziyade sektördeki var olan sorunları daha da çoğaltmaktadır.
Temizlik firmalarına, iyi işleyen bir
tedarik zinciri sunabilmek için
nelere ihtiyaç var?
Teknik bilgi ve uzmanlık. Tedarik firmaları, nitelikli
ve eğitimli personel istihdam ederek, projelerde ihtiyaç duyulan teknik bilgi ihtiyacını karşılamalı; yenilikler ve yeni uygulama alanları ile ilgili düzenli eğitim
ve tanıtım faaliyetleri yürütmelidir. Projeler için ihtiyaç
duyulan doğru ekipmanın tespitinde doğru yönlendirme ile destek sağlanmalıdır.
Bol ve esnek ürün çeşitliliği. Makine ekipman
kullanımında önceki projelerden gelen bir alışkanlık
sonucu, bazı markaları ya da modelleri özellikle tercih
eden operatörler ya da satın alma yetkilileri tedarikçiyi
şaşırtmamalı; tedarikçi bol çeşit ve alternatif markaları bir arada sunabilmelidir. Böylelikle en ekonomik,
kullanımı en kolay en pratik ekipmanı tespit etmek ve
EYLÜL - EKİM 2015
25
ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK
maliyet avantajı sağlamak mümkün olabilir. Tedarikçi
firma yetkililerine ve tabi ürünlere erişim ve bilgi almak çok kolay olmalıdır. Sağlanacak müşteri destek
hattı, donanımlı bir internet sayfası ya da iyi tasarlanmış bir katalog gibi olanaklarla çeşitli ürünleri teknik
özellikleri ve fiyatlarıyla kolayca inceleme ve karşılaştırma yapma imkanı sağlanmalıdır.
Doğru zamanlama. İyi bir tedarik zincirinin en temel saç ayağı hızlı ve doğru bir lojistik akışıdır. Zamanında sağlanamamış ürün, ekonomik değerini kaybeder. O nedenle tedarik firması stok, araç, depo vs gibi
unsurları en optimum şekilde koordine edebilmelidir.
Bunun için bilgi-işlem altyapısı ve eğitimli personel
gibi yatırımlardan kaçınılmamalıdır. Temizlik firması,
tedarikçinin iyi işlemeyen lojistik akışını telafi etmek
adına fazladan ürün, depo ya da atıl personel istihdamına gitmek durumunda kalmamalıdır. Tedarikçinin
doğru zamanda ve doğru miktarda temin edemediği
her ürün, temizlik firması için zaman ve para kaybıdır.
Ekipman kiralama ve ikinci el ekipman pazarı.
Kısa ya da uzun süreli kiralama dünyada artık çok yaygın. Kısa süreli projeler için pahalı makine yatırımına
gitmek ekonomik açıdan hiç doğru değil. Bu nedenle
ekonomik ve esnek kiralama seçenekleri bir zorunluluk olmuştur. Kısa vadeli kiralama temizlik firmasına
maliyet avantajı sağlarken; uzun vadeli kiralama ise
finansman avantajı yaratacaktır. Tedarikçi, kiralama
seçeneği ile ikinci el pazarının oluşmasında da ön
ayak olmalıdır. Kullanılmış makineler yeniden ayağa
kaldırılarak ekonomik bir değer yaratılmalıdır.
Satış sonrası teknik servis. Mükemmel bir teknik
servis, temizlik işinin kesintisiz yürümesi için kaçınılmaz. Temizliğin olduğu her yerde ve her zaman,
teknik servis hazır ve ulaşılabilir olmalıdır. Biliyoruz
ki, servis ve bakımlar ertelenemez; ihmal edilemez.
Aksi daha büyük kayıplara yol açabilir. Tedarik firması,
iyi işleyen bir servis ağı oluşturmalı; periyodik bakım
sözleşmeleri ve ekonomik yedek parça tedariği ile de
bu hizmetini desteklemelidir.
TEDARİK ZİNCİRİ FAALİYETLERİ
Tedarik, işletmelerin ihtiyacı olan hammadde ve
malzeme, makine teçhizat veya nihai mamullerin sağlanmasıyla ilgili süreç, faaliyet ya da sorumlulukları
ifade eder. Tedarik zinciri ise; hammadde malzeme
tedariki, hammadde ve malzemelerin ara mamullere
ve mamullere dönüşümü ve mamullerin dağıtım kanalı aracılığıyla müşterilere dağıtımını içeren bir ağdır.
Tedarik zinciri, tedarik kaynağından başlayıp müşteriye kadar uzanan kanal içerisinde mamul ya da hizmetlerin akışı ile ilgili birçok faaliyeti içermektedir .Bu
faaliyetler, işletmeden işletmeye değişir. İşletmenin
organizasyon yapısına, yönetimin kendi işletmesinin
26
EYLÜL - EKİM 2015
tedarik zincirinin nasıl olacağı konusundaki fikrine
bağlıdır.
Bu faaliyetler çeşitli kaynaklarda farklı şekillerde
sıralanmışlardır. sınıflamasına göre tedarik zinciri
faaliyetleri; müşteri hizmeti, talep tahmini, stok yönetimi, lojistik, materyal aktarımı, sipariş süreçleme,
paketleme, servis desteği, tesis ve depo seçimi, tedarik, iade edilen mamullerin taşınması, tersine lojistik,
depolama. Tedarik zinciri faaliyetlerini temel ve destek faaliyetler şeklinde iki gruba ayırmıştır. Buna göre,
temel faaliyetler; müşteri hizmetleri, taşıma, stok yönetimi, sipariş süreçlemedir. Destek faaliyetler ise;
depolama, satın alma, materyal aktarımı, paketleme,
üretim planlama ve bilgi yönetimidir.
Tedarik zinciri yönetimi; sipariş süreçleme, satın
alma, materyal aktarımı, üretim planlama, stok yönetimi, taşıma, depo yönetimi ve müşteri hizmetlerini
kapsar.
Temel faaliyetler ve destek faaliyetler şeklinde yapılan başka bir sınıflamaya göre ise; temel faaliyetler;
taşıma, stok yönetimi, müşteri hizmetleri, sipariş süreçleme ve talep tahminidir. Destek faaliyetler ise paketleme, yerleştirme, depolama, satın alma ve üretim
planlamasıdır.
Başka bir sınıflamaya göre ise tedarik zinciri faaliyetleri; talep tahmini, tedarik planlaması ve kontrol,
üretim planlaması ve kontrolü, dağıtım planlaması ve
kontrolü, stok yönetimi, taşıma yönetimi, sipariş süreçleme, tedarik zincirindeki ilişkilerin yönetimidir.
Sipariş süreçleme, stok yönetimi, depolama, taşıma, materyal aktarımı, paketleme ve bilgi yönetimi
şeklinde de sınıflama yapılmıştır. Tedarik zinciri faaliyetleri ile ilgili yukarıda yapılan sınıflamalar ışığında
ve maliyetler bazında daha kapsamlı açıklamalar yapabilmek amacıyla bu çalışmada, tedarik zinciri faaliyetleri birincil ve ikincil faaliyetler olarak şu şekilde
sınıflanmıştır:
• Birincil faaliyetler
• Depolama
• Taşıma
• Stok Yönetimi
• İkincil Faaliyetler
• Müşteri Hizmetleri
• Talep Tahmini
• Materyal Aktarımı
• Paketleme
• Tesis ve Depo Seçimi
• Tersine Lojistik
Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı bilgi işlem ve haberleşme tekniğindeki gelişmeler
ve internet üzerinden satışın artışı, küresel pazarlarda faaliyet gösteren işletme sayısındaki artış, tedarik
zinciri yönetiminin önemini bilinenin çok üstüne çıkar-
mıştır. İşletmeler, tedarik zincirlerini geliştirmeye veya
yeniden tasarlamaya yönelmişlerdir. Bu aşamada da
uzman kuruluşlardan yararlanma konusu gündeme
gelmiş ve her işi uzmanına yaptırma fikri giderek yaygınlaşmıştır. Bu gelişmelerle beraber tedarik zinciri
faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı ortaya çıkmıştır.
Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı tedarik zinciri içindeki temel faaliyetlerden ardışık
olarak en az üçünün konusunda uzman işletmelere
yaptırılması şeklinde tanımlanmaktadır.
Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanma, üçüncü parti lojistik olarak da adlandırılmaktadır.
Bu hizmeti sunan uzman firmalara ise üçüncü parti
lojistik firmaları denmektedir.
Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, özellikle işletmelerin temel yeteneklerine odaklanmaları ve temel yetenekleri olmayan işleri başka
işletmelerden almaları ve sonuçta rekabetçi avantaj
elde etmek istemeleri sebebiyle uygulanmaktadır.
Alanda dış kaynak kullanımının artışı, taşımacılıktaki sınırların ortadan kalkması,stok kontrolünün
öneminin artması ve tedarik zinciri yönetimi ile ilgili
bilgisayar programlarının gelişmesi ile de ilgilidir Bir
işletmenin hammadde alıp, üretim yapıp, depolama,
taşıma ve nakliye işlerini de aynı anda sorunsuz yürütmesi oldukça zor olduğundan; bu durumu fark edip
temel yeteneklerine odaklanan, diğer hizmetler konusunda ise dış kaynaklardan yararlanan işletmeler,
maliyet ve dolayısıyla da rekabet avantajı elde edebilmektedirler.
Zaten tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynaklardan yararlanmayı tercih eden işletmeler, dış kaynak
hizmeti sunan işletmelerden hem tedarik sürecini iyi
yönetmelerini istemekte hem de maliyet avantajı elde
etmeyi beklemektedir. Tüm faaliyetlerde çok iyi bir
maliyet takip sistemine, analiz becerisine ve altyapıya
sahip olan hizmet sağlayıcılar, aynı araçla birden fazla
müşterinin Tedarik Zinciri Faaliyetlerinin Maliyetleri
ve Dış Kaynak Kullanımı İlişkisi mamullerini daha kısa
sürede taşıyıp, bunları aynı depoda muhafaza edebilir.
Dolayısıyla buradan elde edeceği maliyet tasarrufunu müşterilerine de yansıtabilir. Böylece; dış kaynak
kullanan işletmenin depolama, stok yönetimi ve bu
konuyla ilgili olarak personel maliyetleri azalır. Bununla birlikte taşıma ve depolama sırasında oluşabilecek çalınma, hasar görme gibi olumsuz durumlar,
üçüncü parti lojistik firmasına devredilmektedir
Böylelikle işletmeler, üçüncü pati lojistik firmasının kaynağına, kullandığı kadar ödeme yapacağından
sabit maliyetini değişkene çevirme olanağı bulmuş
olur.
Çünkü üçüncü parti lojistik kullanılması; depo,
kamyon, forklift gibi ekipmanlar, işgücü ve tedarik zinciri yazılımlarına kaynak aktarılmaması, sermayenin
EYLÜL - EKİM 2015
27
ENDÜSTRİYEL TEMİZLİK
bağlanmaması anlamına gelmektedir.
Dış kaynak hizmeti alınan işletmenin kaynaklarından yararlanmak, maliyeti kesin olarak saptanamayan
hizmetlere kaynak aktarmaktan daha iyi bir yoldur.
Küçük ve orta büyüklükteki işletmelerde tedarik
zinciri faaliyetleri ile ilgili kararların sayısı tam zamanlı bir uzman çalıştıracak kadar çok değildir. Bu
işletmelerde taşımayla ilgili kararları satın alma yöneticisi verir. Ancak satın almacının teslim şekilleri,
rota seçimi, nakliye türü, hazırlanması gereken dokümanlar gibi konularda tüm bilgilere sahip olması çok
zor olacağından tedarik zinciri süreci ile ilgili kararların doğru olabilmesi açısından bu faaliyetlerin uzman
işletmelere devredilmesi daha doğru olmaktadır.
Uluslararası pazarlara açılan günümüz işletmeleri için daha karmaşık tedarik zincirleri, daha
28
EYLÜL - EKİM 2015
karmaşık taşımacılık ve dağıtım yönetimi söz konusu olmaktadır.
Bu işletmeler, yeni pazarın koşulları ve
düzenlemeleri hakkında da yeterli bilgiye
sahip olamadıklarından farklı ülkelerdeki
altyapı ve gümrük bilgilerinin eksikliğini
tedarik zinciri faaliyetleri konusunda dış
kaynaklardan yararlanarak gidermektedirler ve böylece rakipleriyle uluslar arası
pazarlarda rekabet edebilmektedirler.
Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, işletmelerin sermaye yatırımlarını korumalarına ve böylece finansal
risklerini azaltmalarına da katkı sağlamaktadır. Fiziksel dağıtım merkezleri ve
bilgi ağları gibi lojistik varlıklara yatırım,
genellikle finansal risk içeren büyük ve
yığın toplam maliyet yaratmaktadır. İşletmeler bu riski üçüncü parti lojistik firmalarıyla paylaşırken, üçüncü parti lojistik
firmaları da, bazı işleri taşeronlara devrederek riski onlarla paylaşmaktadırlar.
Tedarik zinciri faaliyetlerinde dış kaynak kullanımı, tam zamanında üretim yapan işletmeler için de uygun bir yöntemdir. Üçüncü parti lojistik
sağlayıcı sayesinde hammaddeler zamanında teslim
alınabilir ve mamuller zamanında teslim edilebilir.
Hammaddelerin zamanında tedariki üretimdeki aksamaları ortadan kaldırırken, mamullerin zamanında
teslimi, mamul stok miktarlarını azaltır, yöneticilere
sevkiyat zamanını tam olarak bilme imkanı sağlar ve
işgücünü optimize edip işgücü maliyetlerinin azalmasına imkan tanır. Aynı zamanda mamulleri, müşterinin
istediği zamanda teslim ederek bir taraftan satış maliyetini düşürmekte ve diğer taraftan müşteri memnuniyetini artırmaktadır.
Kaynaklar: Prof.Dr.Durmuş ACAR
HABER
Burcu Işıksaçar
TESHİAD Üyelik Hizmetleri
Koordinatörlüğüne başladı
B
urcu Işıksaçar, 1997 yılında sağlık sektöründe
hizmet veren Nassetti Tıbbi Cihazlar firmasında
çalışma yaşamına başladı. 17 yıllık bu süreçte;
Lojistik – Satın alma, Satış ve Operasyon Departmanları’nda uzmanlıktan müdürlüğe uzanan bir deneyim
kazandı. Hastanelere yurtdışından medikal cihaz temin eden, aynı zamanda hastane altyapısında çalışan
ekipleri ile medikal gaz sistemleri ve ekipmanları
üretim ve montajını yapan Nassetti’nin 2005 yılında
Simed International BV firmasına satılmasıyla birlikte WorldBank, Hermes gibi yurtdışı kredi projelerde
çalışma olanağı buldu. Burcu Işıksaçar, vizyonunun
gelişmesinde bu deneyimlerin çok etkili olduğunu
düşünüyor. Acıbadem Hastaneler Grubu’nun Lojistik Koordinasyon Müdürlüğü’nü yaptığı dönemde ise
katıldığı hastane oryantasyon programı ve daha sonra
üstlendiği tüm medikal, non-medikal ve İlaç merkez
depolar müdürlüğü ile malzeme yönetimi konusunda
kendisini geliştirme olanağı buldu. Bu noktada İşletme master projesi olan “Hastanelerde ameliyathane - steril depolarında malzeme yönetimi” başlığına
odaklandı.
Haziran 2015’te Üyelik Hizmetleri Koordinatörü
olarak katıldığı TESHİAD’ın tesis yönetimi ve temizlik sektöründeki liderlik rolüne sağlık sektöründe,
özellikle yurtdışı kökenli çalıştığı projelerde edindiği
tecrübelerle - katkılar sağlayacağıma inanan Burcu
Işıksaçar, sektörün standartlarının oluşması, hizmet
ve personel kalitesinin optimum seviyeye ulaşması
için bilgi ve deneyim paylaşımının artması gerektiği
düşüncesinde. Derneğimizin düzenlediği ve içinde yer
aldığı fuar ve organizasyonlar en iyi buluşma noktaları
kuşkusuz. MYK ile devam eden protokole bağlı olarak
oluşturulan, üzerinde otoritelerin anlaştığı meslek
standartlarının derneğin sektöre sunduğu kalıcı işlerin içinde önemli bir payı olduğunu görüyor.
Derneğin mevcut üyeleri ve dernek arasındaki
bağları güçlendirmek, sinerji yaratmak ve bu sinerjinin desteği ile derneğe yeni üyeler kazandırmak
görevlerinin başında yer alacağını söyleyen Burcu
Işıksaçar, bu misyona paralel olarak üye ziyaretlerine
başladığını ve her toplantıdan sonra sektöre ait güveninin pekiştiğini belirtti. Derneğe katma değerleri ayrı
ayrı çok yüksek olan Hizmet Dergisi, TESHİAD web sitesi ve TESHİAD TV çalışmalarında da aktif rol almak
ve bu kanallarla uluslararası kuruluşların güncel sektörel bilgilerini üyelerimizle paylaşmanın hedeflerinin
başında yer aldığını belirtti.
Burcu Işıksaçar, “Üye firmalarımız ve sektör mensuplarını TESHİAD ’ın aktivite ve çalışmalarında görmekten memnuniyet duyacağımızı, katkılarınıza her
daim gereksinim duyduğumuzu belirtmek isterim”
dedi.
EYLÜL - EKİM 2015
29
DOSYA KONUSU
“artı değer katar...”
E-Plus ‘ın güvenlik hizmetleri markası
olan 2 A Özel Güvenlik Hizmetleri
Ltd. Şti. yasal olarak alınması gerekli
tüm belgeler alınmış olup ayrıca ISO
9001 KALİTE SİSTEMLERİ BELGESİ de
alınmıştır.
Fabrika ve Üretim Tesisleri Güvenliği
Eğitim Kurumları Güvenliği
Site ve Yaşam Alanları Güvenliği
Otel Güvenliği
Alış Veriş Merkezi Güvenliği
Perakende Mağazalar Güvenliği
Akaryakıt Sektörü Güvenliği
Özel Organizasyon ve Fuar Güvenliği
30
EYLÜL - EKİM 2015
Cumhuriyet Cad. Babil Sok. No:2 Kat:3 Elmadağ - Şişli / İSTANBUL
E-Plus geçmiş yıllardaki sektör tecrübeleri ile kurulmuş olup şu anda
Türkiye’nin 7 bölgesinde hizmet vermektedir.
Yeniliklere açık dinamik yapısı, uzman kadrosu ve sağlam çözüm ortakları ile
tüm yaşam ve hizmet alanlarında yüksek kalite ile hizmet vermeyi hedeflemekteyiz.
Periyodik Temizlik
Dış Cephe ve Cam Temizliği
Hastane Temizliği ve Hijyeni
Site ve Yaşam Alanı Temizliği
İnşaat ve Tadilat Sonrası Temizlik
Endüstriyel Temizlik
Kent Temizliği E-Plus ‘ın Tesis Yönetimi hizmetleri markası olan 2 A Yönetim Hizmetleri Ltd. Şti. tüm iş,
sosyal ve yaşam alanlarının kalitesini arttırmaya yönelik tüm hizmetleri vermektedir.
Hastane ve Sağlık Tesisleri
Fabrika ve Endüstriyel Tesisler
Alışveriş Merkezleri ve Plazalar
Site ve Residence
Depo ve Lojistik Tesisler
Mağazalar
EYLÜL - EKİM 2015
Tel: +90 212-230 75 71 pbx Faks: +90 212-230 75 72 E-Mail: [email protected]
31
DOSYA KONUSU
“Hizmet kalitesi ve
maliyetlerini düşürebilmek için
tüm yeniliklere
açık olmalıyız”
E-Plus Yönetim ve Güvenlik Hizmetleri şirketinin kurucu müdürü Emin Yıldız, kendileri için en
önemli konunun hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti olduğunu;hizmet kalitesi ve
maliyetlerini düşürebilmek için tüm yeniliklere açık olma gerektiğini belirti.
E
min Yıldız; Yoğun rekabet ortamının sürdüğü, işletmelerin farklılaştırma çabalarının
dahi zaman geçmeden rakipler tarafından da
uygulandığı sektörümüzde piyasasında, en ufak
farklı bir çabanın bile işletmeye katkısı oldukça
önemlidir. Bu noktada işletmelerin, diğer işletme-
32
EYLÜL - EKİM 2015
lerden farklılaşmak için tedarik konusunda, projelerde ihtiyaç duyulan deterjan, kağıt ve diğer sarf
malzemelerin tüketiminin doğru planlanamaması
sonucu ihtiyacın üstünde stok satın alınması ve depolanması için fazladan harcanan para ve fazladan
işgal edilen alanları çok az kar verdiği hizmetten
gider olarak görmesi gerekir. Sektörün sorunlarını
doğru analiz ederek, sağlıklı bir tedarik oluşturmak zorunluluğunu görmezden gelemeyiz; daha
kaliteli hizmet sunmak için tüm iş süreçlerinin fayda ve maliyetlerini çok iyi analiz etmek, bu süreçlerin maliyetlerini düşürebilmek için tüm yeniliklere
açık olması gerekmektedir. Temizlik firması; müşterisine sunduğu asıl ürünü olan temizlik ve hijyen
konusunda gerekli personel, bilgi ve ekipmanların
bir araya gelmesiyle kendi hizmetini üretir, dedi.
Türkiye genelinde 7 bölgede faaliyet gösteren
E-Plus Yönetim ve Güvenlik Hizmetleri, uzman ve
dinamik kadrosuyla kaliteden ve müşteri memnuniyetinden ödün vermiyor.
Ülke çapında 7 bölgede faaliyet gösteren
E-Plus Yönetim ve Güvenlik Hizmetleri şirketinin kurucu müdürü Emin Yıldız, kendileri için en
önemli konunun hizmet kalitesi ve müşteri memnuniyeti olduğunu kaydetti. Yıldız, “Bizim yürüttüğümüz faaliyetlerin kalitesi TSE ve İSO standartları
belgeleriyle belgelenmiş durumdadır. Bu belgelerin dışında bizim çevre sağlığı ve en son çıkan İş
Sağlığı ve Güvenliği kanunu çerçevesinde tüm belgelere sahibiz” dedi.
Yıldız, “Bizim bünyemizde 1000’in üzerinde temizlik ve güvenlik mesleğinde yetişmiş ve kalifiye
bir eleman portföyümüz var. Biz eğitime ve kalifikasyona son derece önem veren bir firmayız. Çünkü gönderdiğimiz eleman firmamızı temsil ediyor
ve orada karşılaşılan her hangi bir sorun direk
bizim adımıza geçmiş oluyor. O yüzden portföyümüzdeki çalışanlarımıza düzenli eğitimler vererek
her zaman üst düzey bir hizmet sunmak için çalışmalarımız sürdürüyoruz”. Sunduğumuz hizmetlerde en uygun maliyeti en efektif çalışma ile Türkiye
genelindeki hizmetlerimizle müşterilerimize her
zaman yakın ve omuz omuza çalışmaktayız.
“Sektör gelişecek”
Bizim sektörümüz ülkemizde son 3-5 yıldır
oturmaya başladı diyen Yıldız, “Verdiğimiz hizmetler ve sektörümüz daha da oturmuş olacak. Bu
oturumdan kastım, Resmi kurumlarla ilgili 4734
Sayılı Kanun çerçevesinde bir takım kriterler getirildi. Bir şirketin mali yapısının güçlü olması, bir
şirketin iş bitirmelerini olması, banka mevduatının
istenilen düzeyde olması gerekecek. Bu gereksinimleri sağlayamayan firmalar sıkıntı yaşayacaklardır. Özel sektör de bir takım kriterler istiyor. Bu
durumda firmaların sizi tercih etmesi içinde bazı
noktalarda çıtayı yükseltmeniz bekliyorlar. Bu açıdan baktığımızda, önümüzdeki dönemde kaliteli
hizmet veren firmalar her zaman ön planda olacaklar”
“Kalite olarak gelişmiş ülkelerden öndeyiz”
Türkiye’deki hizmet sektörünü gelişmiş ülkelerle kıyaslarsak, birkaç sene önce onlar bizden
öndeydiler diyen Yıldız, “Makine ve ekipman konusunda gelişmiş ülkelerdeki firmalar birkaç yıl önce
bizden daha avantajlıydılar. Ancak iş gücü konusunda çalışanlar çok fazla çalışkan değiller. O yüzden bazı noktalardan sıkıntılar yaşayabiliyorlar. Bu
döneme geldiğimiz zaman artık bizde de onlardaki
gibi hatta bazı noktalardan onlardan daha iyi ekipmanlara sahibiz. Bir de buna bizdeki iş gücünün
kalitesi ve çalışkanlığı eklenince rahatça diyebiliriz
ki, biz onlardan öndeyiz”. Yurt dışına hizmet verecek duruma geldik. Özelikle orta doğu ülkelerine
hizmet veren firmalarımız mevcut bunun daha da
artacağını düşünüyorum dedi.
Sektörde bir takım sıkıntılar var diyen Emin Yıldız, “Biz mal alıp satmıyoruz. Biz hizmet verdiğimiz
için personelin performansı burada ön plana çıkıyor. Bizim sektörde en çok zorlandığımız konulardan biri personelin yeterli oranda çalıştığı zamanın
karşılığını alamamasıdır. Sektördeki rekabet koşulları bunu zorunlu hale getiriyor. Personel yıpranıyor ama yasalar çerçevesinde baktığımız zaman
bu yıpranmanın karşılığını tam olarak alamıyor. Bu
yeni yapılan düzenlemeyle umarım bu eksiklikte
giderilmiş olacak” eksik ya da kayıt dışı personel
kullanımı gibi sorunlar sektörün ileri adım atmasından ziyade sektördeki var olan sorunları daha
da çoğaltacaktır.
“Bizi arayıp kaç eleman
istediklerini söylesinler”
Verdikleri hizmetle firmalara sundukları faydalardan bahseden Yıldız, “Biz firmalara bu hizmetleri verirken, firmaların bu işler için harcayacağı
zamanın kendilerine kalmaları sağlıyoruz. Gönderdiğimiz kalifiye elemanlarla onların işlerini yaparken, onları bu çalışanların kendilerine yüklediği
iş yükünden ve herhangi bir kaza sonucu oluşacak
tazminattan uzak tutmuş oluyoruz. Çalışanların
sosyal güvenceleri bizde olduğu için de her türlü
sorunlarıyla direk biz ilgileniyoruz. Yani firmanın
tek yapması gereken şey, bizi arayıp kaç tane eleman istediğini söylemek. Gerisi biz onlar için yapıyoruz. Onlarda, bizde, çalışan da kazanıyor.” Türkiye ekonomisine ve istihdam artışına katma değer
üretmeye devam edeceğiz, şeklinde konuştu.
E-Plus ‘un güvenlik ve yönetim hizmetleri markası olan 2 A’nın, 2010 yılında kurulduğu belirten
Yıldız, “2 A Özel Güvenlik Hizmetleri Ltd. Şti. yasal
olarak alınması gerekli tüm belgeler alındı. Ayrıca ISO 9001 Kalite Sistemleri Belgesi de mevcut”
dedi.
EYLÜL - EKİM 2015
33
DOSYA KONUSU
“Önce Güvenlik,
Sonra Temizlik” dedi
Cam silmek, yüksek binalarda oturan kadınların korkulu rüyası olmaya devam ediyor. Yılda
700 kişinin cam silerken düşmesi sonucu geliştirilen, “temizlikçi emniyet kemeri” bu korkuyu
ortadan kaldırıyor.
T
ürkiye’nin kanayan yarası olan, iş ve can güvenliğinin hiçe sayıldığı kadınların korkulu rüyası ‘cam
silerken düştü’ haberleri artık tarih oluyor.
Kimyasal gıda ve işçi eldivenlerinin güvenilir markası FABA tarafından geliştirilen ve düşme riskini sıfırlayan dünyada bir ilk oluşuyla da dikkat çeken; ‘Temizlikçi Emniyet Kemeri’, “Önce Güvenlik, Sonra Temizlik”
sloganıyla ev, işyerleri, tüm kamu ve özel alanlarda
pratik kurulum ve kullanım kolaylığıyla, cam silmeyi
keyifli hale dönüştürüyor.
Düşme Riskinizi Sıfırlayan Emniyet Kemeri…
Televizyon ve gazete sayfalarında sıkça yer alan
“Cam Silerken Düştü” haberlerinden etkilenerek yola
çıkılan ve bunun önlenebilir bir sorun olduğuna inanan
FABA Genel Müdürü Fatih Akıllı tarafından geliştirilen
‘Temizlikçi Emniyet Kemeri’ sayesinde cam silme anındaki düşme riski tamamen sıfırlanabiliyor. Ar-Ge ve
imalat sürecinin bir yıldan fazla sürdüğü ve 2015 yılı itibariyle de CE sertifikasının yanı sıra ISO 9001 standartlarını da tamamlayarak Çalışma Bakanlığı’nca da beğenilen ‘Temizlikçi Emniyet Kemeri’ sadece evlerde değil,
iş yerleri, plazalar, okular, hastaneler başta olmak üzere
tüm kamu ve özel binalarda rahatlıkla kullanılabiliyor.
34
EYLÜL - EKİM 2015
Kurulumu ve Kullanımı Çok Pratik…
Tekstil malzemelerin %100 polyesterden; metal
aksamlarınınsa çelikten üretildiğini belirten Fatih
Akıllı, bel bölgesini olası düşme anlarında destelenerek tasarlandığına dikkat çekerek ayak, omuz ve
bel bölgesi kolonları sayesinde emniyet kemerinin
cam silme anında kişiye tam bir konfor sağlandığını
da vurguluyor. Kullanımı kadar kurulumunun da son
derece pratik ancak pratik olduğu kadar da güvenli olduğunun altını çizen Fatih Akıllı, pencere önlerindeki
zemine uygulanan ankraj sistemi ( Kimyasal dübel ile
çeliği betona yapıştırma sistemi) sayesinde dübelin
yüzeyden fiziken çıkartmak mümkün olmadığını ve
yüksek tonaj ağırlığı taşıyabilecek bir güçte olduğunu
da belirtiyor.
Dünya’da Bir İlk…
%100 yerli sermaye ve üretimi olan “Temizlikçi
Emniyet Kemeri’ nin her zemine uygulanabildiğine
ve dünyada bir ilk olduğuna vurgu yapan Fatih Akıllı,
sonu travmatik ve üzücü biten cam silme düşmelerine
yönelik böylesi bir ürünü başta Türkiye’ye ve dünyaya
kazandırdıkları için son derece mutlu ve gururlu olduklarını da belirtiyor. 2015 yılı için 10 bin adet satış
hedefi belirlediklerini söyleyen Fatih Akıllı, sektöre
ve can güvenliğine sağladığı katkıyı göz önünde tutarak 2016 yılında hedeflerinin önce 50 sonraki yıllarda
da 100 binli rakamlara ulaşmak olduğunu belirtiyor.
Fatih Akıllı, geliştirdikleri ürünün önemi ve katkıları
hakkında; “Her şey bir televizyon haberiyle başladı.
Cam silerken vefat eden bir kadının haberini dinledikten sonra, bunun çözülebilir olduğuna inandım. bir
yıl çalıştıktan sonra ürünümüzü geliştirdik. İş güvenliği konusunda çok gerilerde olan ülkemize özellikle
bu tür bir ürünü kazandırdığımız için çok mutluyum.
İş güvenliği yaptırımları desteklendiği sürece kısa bir
zaman içerisinde Avrupa Standartlarına taşıyacağımıza inanıyorum” dedi.
EYLÜL - EKİM 2015
35
DOSYA KONUSU
Türkiye
online temizliği çok sevdi
Tüm temizlik ihtiyaçlarının hızlı ve güvenilir bir şekilde karşılanması için online sipariş
sistemiyle çalışan Temizlikyolda.com yedi ildeki 35 bin siparişi inceleyerek temizlik karnesini
açıkladı.
T
ürkiye’de İstanbul, Ankara, İzmir, Aydın, Antalya, Eskişehir ve Bursa olmak üzere yedi şehirde
hizmet sunan Temizlikyolda.com 20 bin kullanıcının 35 bin siparişini inceledi. İstanbul’da ev temizliği
talebi en çok Kadıköy’den, kuru temizleme talebi en
çok Ataşehir’den gelirken Maltepe ise en çok halı yıkama talebinin alındığı ilçe oldu. Online temizlik hizmetini en çok üniversite öğrencileri talep ederken,
çalışan kadınlar ikinci sırada yer aldı. Temizlik için en
çok tercih edilen gün Cumartesi olurken, ay sonlarında temizlik talebi artıyor.
Cumartesi gününü temizliğe ayırıyoruz
Temizlikyolda.com Genel Müdür’ü Hakan Kibar,
kuru temizlemeden, ev ve ofis temizliğine, halı yıkamadan çamaşırhane hizmetine kadar birçok temizlik
hizmetine online ulaşma imkanı sunduklarını belirtti. Bugüne kadar site üzerinden aldıkları 35 bin üzeri
siparişten yola çıkarak Türkiye’nin temizlik karnesini
çıkardıklarını söyledi. Kibar, 20 bin kullanıcı ve 3 milyon 500 bin TL’lik sipariş hacmine ulaşarak hızlı bir
büyüme sergilediklerini ancak Türkiye’de ve Kıbrıs’ta
sadece kuru temizleme sektörünün yıllık 500 milyon
Euro, ev temizliği ve halı yıkama, pazarları gibi diğer
temizlik kategorilerinde dahil olduğunda toplamda
Türkiye genelinde yıllık 7 milyar Dolar üzerinde bir
pazar olduğu düşünüldüğünde henüz yolun başında
olduklarını dile getirdi. Hakan Kibar, İstanbul, Aydın,
Ankara, İzmir, Antalya,, Eskişehir, Bursa ve Kıbrıs’ta
hizmet verdiklerini, 2015 sonuna kadar 15 ilde hizmet
vermeyi hedeflediklerini söyledi.
Ev temizliği artık online sipariş veriliyor.
Siteden talep edilen en popüler beş hizmeti ev temizliği, koltuk yıkama, kuru temizleme, halı yıkama ve
çamaşır temizlik hizmetleri olarak açıklayan Hakan
Kibar, şu ana kadar 1,2 milyon metrakarelik ev ve ofis
temizliği yaptıklarını, 50 binden fazla kuru temizleme
36
EYLÜL - EKİM 2015
ve 33 bin metrekare halı temizliği gerçekleştirdiklerini
belirtti.
Üniversite öğrencileri ve
çalışan kadınlar için ideal
Sistemlerine kayıtlı 500 üzeri iş ortaklarına şimdiye kadar 35 bin üzerinde sipariş gönderdiklerini söyleyen Hakan Kibar, en çok ev temizliği talebinin Kadıköy’den, en çok kuru temizlebe talebinin Ataşehir ve
en çok halı yıkama talebini ise Maltepe’den aldıklarını
ekledi. Özellikle yüzde 25 oranı ile üniversite öğrecileri
ve yüzde 20 oranı ile çalışan kadınların Temizlikyolda.
com’a yoğun ilgi gösterdiklerini söyleyen Kibar, verdikleri hizmetlerin yoğun iş temposu olanlar için ideal
olduğunun altını çizdi.
Aldıkları yatırım
büyümelerini ikiye katladı...
2015 senesi başında BIC Angel Investments’dan
500 bin TL’lik yatırım aldıklarını söyleyen Kibar, sadece
maddi yatırım almadıklarını bunun yanında özelikle
online pazarlama, satış stratejisi, iletişim danışmanlığı ve insan kaynakları gibi alanlarda destek aldıklarını
da sözlerine ekledi.
BIC Angel Investments yatırımcılarından aldıkları
mentörlük hizmetinin hızlı ve olumlu bir geri dönüşü
olduğunu aktaran Kibar, yatırım aldıktan sonra yüzde
200’lük bir büyüme gerçekleştirdiklerine dikkat çek-
ti. Üye iş yerleri ve müşterilerini artırmayı ve hizmet
alanlarını genişletmeyi hedeflediklerini söyleyen Hakan Kibar, sürdürülebilir büyüme için gerekli adımları
attıklarını dile getirdi.
Temizlikyolda.com, internet ve teknoloji sektörlerine damga vuran Webrazzi Ödülleri’nde 2014 yılı “Yılın Yeni Web Girişimi” kategorisinde birincilik ödülüne
layık görülmüş ve 2015 başında da BIC Angel Investments’dan yatırım almıştı. Yatırımcılar arasında Yusuf
Azoz, Joachim Behrendt, Ömer Erkmen ve Sina Afra
bulunuyordu.
ISAF SHF FUARI’NDAN SEKTÖRE MERHABA
4.
Uluslararası Safety&Health ve 19. Uluslararası
Fire&Rescue Fuarı olarak
ISAF SHF çatısı altında gerçekleşen dev organizasyon, düzenlendiği
ilk günde sektörün yoğun ilgisi ile
karşılandı. İş sağlığı ve güvenliği
sektörü ile yangın, acil durum ve
arama-kurtarma sektörlerini İstanbul Fuar Merkezi’nde (İFM) bir araya getiren ISAF SHF
Fuarı, sektörlerinde öncü firmaların katılımlarının
yanı sıra, birçok kamu kurumu ve sivil toplum örgütünün ilgi çekici stant kurulumu ve simülasyonlarıyla
ziyaretçilerin ilgi odağı oldu.
6331 sayılı kanunun yürürlüğe girmesiyle giderek
büyüyen bir sektör haline gelen iş sağlığı ve güvenliği
sektörü ile kendi alanındaki etkinliklerden farklı olarak 19. kez bu fuarla bir araya gelen yangın, acil durum ve arama-kurtarma sektörleri bu dev organizasyonda buluştu. Marmara Tanıtım Fuarcılık tarafından
düzenlenen Safety&Health ve Fire&Rescue Fuarları,
gerek ziyaretçilerine sunduğu görsel şovlar, gerekse
stantlarda düzenlenen ücretsiz eğitimlerle ziyaretçi-
lerden büyük ilgi gördü.
Özel sektör, kamu kurumu
ve sivil toplum örgütleri olarak
toplamda 202 katılımcının olduğu fuarda, 300’den fazla yeni
ürün ve teknoloji tanıtıldı. Yapılan simülasyonlarla izleyicilerin bizzat içinde yer aldığı acil
durum senaryoları üretilerek,
ziyaretçileri bilinçlendirmeye yönelik aktiviteler de
düzenlendi.
ISAF SHF Fuarı, açılış gününde beklenilenin üstünde ziyaretçi sayısını yakalarken konuyla ilgili değerlendirmede bulunan Marmara Tanıtım Fuarcılık
Genel Müdürü Feridun Bayram; “Önceleri farklı fuarlarla birlikte düzenlediğimiz, 2015 yılında ise sektörden gelen talepler doğrultusunda başlı başına tek bir
organizasyon olarak düzenlemeye başladığımız ISAF
SHF Fuarı’nda, bugünkü yaşadığımız yoğunluk, aldığımız kararın doğruluğunu kanıtlar nitelikte. Fuarın
ikinci ve üçüncü günleri de aynı yoğunluğu yaşayacağımızı düşünüyor ve hazırlıklarımızı bu doğrultuda
gerçekleştiriyoruz” diye belirtti.
EYLÜL - EKİM 2015
37
DOSYA KONUSU
Elektrikli Süpürgelere
Enerji Etiketi
Zorunluluğu Geliyor
T
emizliğin başrol oyuncusu elektrikli süpürgeler
için “enerji etiketi” dönemi başladı. Yeni Enerji Verimliliği Yasası gereği, 01 Eylül 2015’ten
itibaren enerji tüketimini gösteren etiketi olmayan
süpürgeler satılamayacak. Değişim sadece etiketle
de sınırlı değil. Yasa ile birlikte 1600 Watt üzerindeki
süpürgelere veda zamanı… Uygulama ile enerji harcamaları azalacak tüketicilerin fatura yükleri de hafifleyecek. Süpürge pazarının lideri Fakir Hausgerate,
Almanya’da bir yıl önce başlattığı enerji etiketi uygulamasına Türkiye’de hızlı bir geçiş yaptı.
Artık tüketiciler elektrikli süpürge alırken fiyatı,
modeli ve motor gücünden önce etiketine bakacak.
Süpürgelerin ne kadar enerji harcadığını gösteren
“enerji etiketi” aynı zamanda sınıfını da belirliyor.
38
EYLÜL - EKİM 2015
Enerji harcamalarını minimum düzeye çekmeyi hedefleyen uygulama ile tüm elektrikli süpürgeler tıpkı
beyaz eşyalar gibi A’dan G’ye sınıflandırılıyor.
Bir süpürgenin gerçek performansını motor gücünden çok emiş gücü ve filtreleme belirliyor. Sürdürülebilir teknolojiye uzun yıllardır yatırım yapan Fakir
Hausgerate’nin ürün gamında pek çok enerji verimli
süpürge bulunuyor. Marka enerjiyi verimli kullanan
aynı zamanda yüksek performanslı ürünleri ile yeni
dönemde de süpürge pazarı liderliğinde iddialı.
Tasarım ve üretim üssü Almanya’da bulunan Fakir
Hausgerate’nin yeni uygulamaya bir yıl önceden hazır
olduğunu söyleyen Saruhan Şirketler Grubu Yönetim
Kurulu Üyesi Necati Saruhan, “Elektrikli süpürgelere
çevreci standartlar getiren yeni enerji etiketi uygulaması markamızın sürdürülebilirlik anlayışıyla birebir
örtüşüyor. Yeni yasa ile birlikte süpürgelerin motor
gücü 1600 Watt’ın üzerine çıkamayacak ve yıllık enerji
tüketiminin yanı sıra, sert zemin ve halı üzerinde toz
toplama performansı, ses seviyesi ve filtreleme gibi
kriterleri etiketinin üzerinde gösterilmek zorunda
olacak. Zaten Fakir Hausgerate olarak Almanya’da
geçtiğimiz yıl bu uygulamaya başlamıştık. Türkiye’de
de bu uygulamaya geçerken zorlanmayacağız” dedi.
Elektrikli süpürgelere yönelik enerji etiketi uygulamasının tüketiciler için son derece faydalı olduğunu belirten Saruhan, “Yeni dönem ile birlikte tüm
elektrikli süpürgeler şeffaflaşacak. Tüketiciler; enerji
verimliliği, yıllık enerji tüketimi, temizlik performansı,
ses seviyesi, filtreleme özelliklerine bağlı emisyona
göre A’dan G’ye kadar sınıflandırılan ürünler arasından ihtiyaçlarına en uygun seçimi yapma fırsatı yakalayacak. Çevreci bir uygulama olmasının yanı sıra
ekonomik özelliği ile de dikkat çeken enerji etiketli
süpürgeler enerji harcamalarını azaltarak faturaları
düşürecek. Enerji verimliliğinde yeni bir dönem başlıyor. Süpürgeler bunun ilk adımı. AB’ye uyum çerçevesinde önümüzdeki süreçte tüm elektrikli ev aletleri
için enerji etiketi zorunlu hale gelecek ” diye konuştu.
Abdurrahman ÇINAR
Hizmet Dergisi Yayın Koordinatörü
Tanıtım harcama değil,
yatırımdır
T
anıtımın aslında üretici firma için bir yatırımdır. Fakat harcama olarak algılandığı sürece
geri dönüşünün çok zordur. Bu tip çalışmaları bir yatırım olarak görüp sürekli ve tutarlı bir
şekilde devam ettiren şirketlerin kazancı daha
yüksek olacaktır. Türkiye’de tanıtım yatırımlarının
oranı aslında oldukça düşüktür. Çünkü önemli olan
bu yatırımları milyar dolar olarak telaffuz etmek
değil, bu rakamın GSMH’ YA oranını yükseltmektir.
Batı ekonomilerinde ya da gelişmiş ülkelerde yüzde 1,5–2 civarında olan tanıtım yatırımlarının oranı
Türkiye’de bugün binde 4 civarındadır. Türkiye’de
bu oran yüzde 1’lere çıktığı andan itibaren sadece
bu sektör değil, tüm ülke ekonomisi kazanacaktır.
Türkiye’de bir iletişimsizlik çukuru var. Ülkemizde
birçok meslek gurubunun iletişim eğitimi almaları
gerektiğini belirtmek isterim. Ağızdan ağıza pazarlama iletişimi en etkili iletişim, tüketici için arkadaş tavsiyesi her zaman ilk sıralardadır. Özellikle
bizim ülkemizde ağızdan ağıza pazarlama iletişimi
ağırlığını koruyor. Dijital ve diğer medya tanıtımları
ağızdan ağıza iletişimi yaygınlaştırıyor.
İflas Eden Yunanistan Bile Reklam’da
Türkiye’den Önde
Türkiye müteahhitlik, finans, tekstil, turizm ve
tarım gibi birçok sektörde dünyanın ya da Avrupa’nın ilk 10 ülkesi arasında yer almasına karşın
reklam konusunda batılı ülkelerle kıyaslanamayacak kadar gerilerde. Reksan verilerine baktığımızda Yunanistan dâhil batılı ülkeler gayri safi milli hâsılalarının yüzde 2’sini reklam ve tanıtımlara
ayırırlarken, bu oran Türkiye’de binde 4’ler seviyesinde. Türkiye’de kişi başına tanıtım harcamasının yaklaşık 20 Euro’dur. Ancak bu rakam pek çok
Avrupa ülkesinin gerisindedir. Örnek verecek olursak, ortalama olarak kişi başı tanıtım harcamasının iflas eden Yunanistan’da 230 Euro, Almanya’da
ise 244 Euro civarında olduğunu söyleyebiliriz.
Holdingler Her Gün, Kobiler Özel Günlerde
Türkiye, 2011’de 4 milyar 320 milyon TL olan
reklam bütçesini, 2012’de 4 milyar 652 milyon TL,
2013’te 5 milyar 80 milyon TL, 2104’te ise 5 milyar
938 milyon TL olarak gerçekleştirdi. Yıllara göre
bakıldığında her sene ortalama yüzde 10’luk bir
artış gözlenmektedir. Türkiye’de şirketlerin reklam
bütçelerini ise, ciro, karlılık, sektördeki; yeri, bilinirliği, gücü ve sürekliliği gibi kriterlerin belirlediği
holdinglerin 365 gün reklam yapabilme kapasitesine karşın KOBİ’ler daha çok açıkta kalan fırsatları değerlendirmeye gayret ediyor. Her ikisi için
ayrı ayrı bir tahminden ziyade ikisi arasında ciddi
bir fark olduğunu belirtmek daha doğru olacaktır.
Holdinglerin onda biri ya da yüzde biri kadar reklam harcaması yapan KOBİ’ler mevcut sektörde.
Reklam Liderliğinde Sektörler
Sürekli Değişiyor
Reklam verenler sektörel olarak incelendiğinde, Finans, Gıda, İletişim, İçecek, Otomotiv,
Elektronik Ev Eşyaları, Kozmetik-Kişisel Bakım,
Ev Temizlik Ürünlerinin başı çeken sektörler. Mecra bazlı incelendiğinde mecranın özelliğine göre
ve elbette dönemsel olarak liderlik bir sektörden
diğerine geçiyor dedi. Reklamın önemini bilen
şirketlerin yıllık cirosunun yüzde 10-15’i kadarını
reklama ayırırken, reklamı masraf olarak gören
firmalarda bu oranın yüzde 5 oranını bile bumlamamaktadır.
EYLÜL - EKİM 2015
39
DOSYA KONUSU
Oasis Clean Serisi ile
Çevreye Duyarlı Ürünler
S
ürdürülebilirlik günümüzde önemini her
geçen gün arttıran bir kavram olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm
yaşam döngüsü düşünüldüğünde
küresel sistem, ekoloji, ekonomi,
enerji gibi kavramların korunması
toplumsal olarak hepimizin sorumluluğundadır. Ecolab olarak
bu sorumluluğun farkındayız ve
attığımız her adımda bu sorumluluk bilinci ile hareket ediyoruz.
Sürdürülebilirlik ürün, sistem ve
hizmetlerimizin özünde vardır. Müşterilerimizin çevreye olan etkilerini
asgariye indirmelerine yardımcı olmak
için geliştirdiğimiz programlarda güçlü bir tarihe sahibiz ve çevresel tasarruflar
önümüzdeki yeni ürün geliştirme süreçlerinde
ana hedefimiz olmaya devam edecektir. Tüm ürünlerin çevreye bazı etkileri vardır – kimi geliştirilme sürecinde, kimi kullanımı esnasında, kimi ise bertaraf
edilirken. Biz Ecolab olarak ürünlerimizin tüm yaşam
döngüsünü optimize ederiz. Konsantre sıvılardan ve
katı formülasyonlardan yenilikçi ambalaj ve dozaj sistemlerine kadar portföyümüz, müşterilerimizde güvenliği arttırmaya, su ve enerji tüketimini düşürmeye,
çevreye salınan kimyasal ve atıkları azaltmaya yardım
etmektedir.
Ecolab Clean Serisi ürünler tam da bu bağlamda
ortaya çıkmaktadır. Clean serisi ürün grubumuz bağımsız sertifikasyon kuruluşlarından Avrupa Birliği
Ecolabel veya Nordic Swan tarafından onaylıdır.
Bu yaz palete aldığımız Clean serisi ürün grubumuzdan Oasis Clean ürünleri ile etkinlikten ödün
vermeden çevreye duyarlı temizlik anlayışımızı ortaya
koyuyoruz. Oasis Clean ürün portföyü Avrupa Birliği
Ecolabel etiket sisteminin gerekliliklerini yerine getiren ürünler içerir. 1992 yılında kurulmuş olan Avrupa
Ecolabel sistemi, işletmelerin çevreye duyarlı ürün ve
hizmet üretmeye ve pazarlamaya teşvik etme amacında olan gönüllü bir etiketlendirme ve standart programıdır.
Oasis clean ürünleri arzu edilen temizliği sağlarken aynı zamanda sürdürülebilirlerdir, çünkü
40
EYLÜL - EKİM 2015
• Ambalaj atığı %98 oranında azalır
• Dozaj ünitesi ile fazla tüketim önlenir
• Kapalı sistem olması nedeniyle konsantre kimyasallarla teması önleyip çalışan güvenliğini arttırır.
Kısaca bu ürünlerden bahsedersek;
Oasis Clean 10 S konsantre çok amaçlı temizleme ürünüdür. Çalışma yüzeyleri, masalar, sandalyeler
gibi suya dayanıklı tüm yüzeylerdeki yağ ve kirleri hızlı
ve zahmetsizce çıkarır. Yüzeylere karşı nazik bir ürün
olmasına rağmen temizlik performansı açısından son
derece güçlüdür.
Oasis Clean 32 S konsantre, durulama gerektirmeyen zemin temizleme ürünüdür. Özellikle parlak
zeminlerde kullanımı idealdir. Mükemmel malzeme
uyumluluğuna sahip Oasis Clean 32 S zeminlerdeki
yağ ve kirleri derinlemesine temizler, düzenli kullanımda kir birikimini önler. Temizlikten sonra ferah bir
koku bırakır.
Oasis Clean 40 S iz bırakmayan ve hızlı kuruyan
formülüyle camlar ve yüzeyler için ideal bir temizleme
ürünüdür ve temizlikten sonra ferah bir koku bırakır.
Oasis Clean 40 S mükemmel temizlik sağlar, nötr pH’ı
ile cilt ve yüzeyler için nazik bir üründür.
Oasis Clean 61 S saniter alanlar için konsant-
re asidik temizleme ürünüdür. Asitler ve yüzey aktif
maddelerin yenilikçi kombinasyonu sayesinde kireç
ve sabun kalıntılarını kolayca çıkarır. Vücut yağı ve
kozmetik kalıntıları gibi tipik banyo kirlerini de hızlı ve
zahmetsizce çıkarır. Kullanımdan sonra hoş ferah ve
meyvemsi bir koku bırakır.
Oasis Clean 62 S aside duyarlı yüzeylerde güvenle kullanılan konsantre alkali banyo temizleme
ürünüdür. Kireç, sabun kalıntıları, vücut yağı ve banyolarda sıkça rastlanan kirleri kolayca çıkarır ve kireç
oluşumunu önler. Oasis Clean 62 S saniter alanlardaki aside duyarlı yüzeylerde kullanım için ideal bir
üründür. Kullanımdan sonra hoş meyvemsi bir koku
bırakır.
Oasis Clean serisinin tamamı biyolojik olarak parçalanabilir ve kullanıcı güvenliği için renk kodludur.
3M Türkiye’nin yöneticileri 3M’in global
yapılanmasında üst düzey roller üstleniyor
Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi Tedarik Zinciri Direktörü olarak atanan Tamer Güneş ile birlikte son 3 yılda 3M’in global
yapılanmasında görev alan 3M Türkiye yöneticilerinin sayısı 28’a ulaştı. Halen ABD’de beş, İsviçre’de beş ve 18 Türk çalışan
ise Orta ve Doğu Arupa bölgesi sorumluluğu ile 3M’in çeşitli yurt dışı kademelerinde görevlerini sürdürüyor.
K
üresel yönetim kadrolarında 30’a yakın Türk
yöneticinin görev üstlendiği 3M Türkiye, yöneticileriyle 3M’in global yapılanmasındaki etkisini
artırıyor. 2011 yılından bu yana 3M Türkiye’de çeşitli
görevler üstlenen ve son bir yıldır 3M Türkiye Tedarik
Zinciri Direktörlüğü görevini yürüten Tamer Güneş, 3M
Türkiye deneyimi sonrasında yurtdışında bölgesel yapılanma içerisinde üst düzey yönetici olarak İsviçre’ye
atandı. Böylece Güneş, 3M Türkiye’den yurtdışına üst
düzey yönetici seviyesinde görevlendirilen isimler arasına katıldı. Tamer Güneş, 1 Eylül 2015 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere 3M Avrupa, Orta Doğu ve Afrika
(EMEA) Center of Expertise (COE) içinde yer alan 3M’in
İsviçre’deki Orta ve Doğu Avrupa Bölgesi Tedarik Zinciri
Direktörü oldu. Güneş’in ardından 3M Türkiye Tedarik
Zinciri Direktörlüğü’ne ise Ilona Sroka getirildi.
Tamer Güneş 3M’in küresel yapılanmasında üstlendiği bu görevle Orta ve Doğu Avrupa operasyon komitesinin de üyesi olacak. Güneş, yeni görevinde Orta
ve Doğu Avrupa Bölgesi Başkan Yardımcısı Guiseppe
Castaldi ile de çok yakın çalışacak.
İstanbul Atatürk Fen Lisesi’nin ardından Orta
Doğu Teknik Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nden 2001 yılında mezun olduktan sonra, ODESA
Bilişim’de danışman olarak iş hayatına atılan Tamer
Güneş, 3M’e katılmadan önce ise Unilever’de çeşitli
üretim ve planlama pozisyonlarında görev yaptı. Evli ve
bir çocuk babası olan Tamer Güneş, iyi derecede İngilizce konuşuyor.
EYLÜL - EKİM 2015
41
FUAR
ISSA/INTERCLEAN Kuzey Amerika
20 – 23 Ekim 2015, Las Vegas
Tesis Çözümleri için
Tek Show!
I
SSA/INTERCLEAN Kuzey Amerika, dünya çapında
700’ün üzerinde katılımcı ve 16.000 temizlik sektörünün liderleri ile tanışmak için sizleri Las Vegas
Convention Center ’a davet ediyor.
ISSA Konvansiyonu Seminerleri 20 Ekim Salı günü
başlarken, ek oturumlar 21 Ekim Çarşamba ‘dan 23
Ekim Cuma gününe kadar Fuar katında gerçekleştirilecektir.
ISSA Atölye Çalışmaları 19 – 23 Ekim tarihleri arasında yapılacaktır. Bu atölye çalışmaları, idari ve teknik yetileri güçlenmiş olan katılımcıları ISSA Sertifikasyon Uzmanı, Akredite Sertifikasyon Eğitmeni veya
süpervizörü olarak eğitecek. Bu atölyelere ek kayıt
yaptırılması gerekecektir.
42
EYLÜL - EKİM 2015
Oturumlara eşzamanlı olarak eğitimler de planlanmaktadır. Katılımcılar kendi ziyaret programlarına
uygun olarak eğitim programı oluşturabilecektir.
ISSA/INTERCLEAN Kuzey Amerika 2015, üç değerli ve aydınlatıcı konuşmacıyı ağırlayacaktır. Bu
konuşmalar iş yaşamın ait ipuçları verirken, ilham almanızı ve eğlenmenizi sağlayacaktır. Fuar ziyaretiniz
sırasında, konuşmacıları fuarı katı 281. Standda dinlemeyi kaçırmayın!
Fuar programı
21 Ekim
22 Ekim
08:00
08.00
Afterburner Inc.
Jay Leno
Dünya çapında Tanınmış Tanınmış Komedyen &
Savaş Pilotları Takımı
TV Talk Show Sunucusu
23 Ekim
08:00
Kevin O’Leary
Yatırımcı &
“Shark Tank” Programı
Sunucusu
19 EKİM 2015, PAZARTESİ
•
07:30 - 17:00 | Katılımcı Kayıt İşlemleri
•
12:30 | ISSA Golf Turnuvası (Arroyo Golf Club, Red Rock)
•
13:00 - 17:00 | CIMS : ISSA Sertifikasyon Uzmanlığı Atölyesi – 1. Bölüm
20 EKİM 2015, SALI
•
07:30 - 17:00 | Katılımcı & Ziyaretçi Kayıt İşlemleri
•
08:00 - 17:00 | ISSA Konvansiyonu Seminerler
•
08:30 - 11:30 | CIMS: ISSA Sertifikasyon Uzmanlığı Atölyesi – 2. Bölüm
•
11:45 - 12:45 | ISSA Öğlen Yemeği & Öğrenme
•
13:00 - 17:00 | CITS: Akreditasyon Sertifikasyon Eğitmenliği Atölyesi – 1. Bölüm
21 EKİM 2015, ÇARŞAMBA
•
07:30 - 17:00 | Katılımcı
& Ziyaretçi Kayıt İşlemleri
•
08:00 | ISSA Panel Konuşmacı – Afterburner “Savaşçı
Pilotlar Takımı”
•
09:00 - 17:00 | ISSA/INTERCLEAN Fuar Ziyaret Saatleri
•
10:00 - 17:00 | ISSA Konvansiyonu Seminerler – Fuar katında
•
10:00 - 12:00 | CITS: Akreditasyon Sertifikasyon Eğitmeni
Atölyesi – 2. Bölüm
22 EKİM 2015, PERŞEMBE
•
07:30 - 17:00 | Katılımcı
& Ziyaretçi Kayıt İşlemleri
•
08:00 | Panel Konuşmacı
– Jay Leno
•
09:00 - 17:00 | ISSA/INTERCLEAN Fuar Ziyaret Saatleri
•
09:00 - 17:00 | ISSA Konvansiyonu Seminer – Fuar katında
•
13:00 - 17:00 | CMI Süpervizör Oturumu – 1. Bölüm
•
16:00 - 17:00 | ISSA/INTERCLEAN Show katı - Happy Hour
23 EKİM 2015, CUMA
•
08:00 - 13:00 | Katılımcı & Ziyaretçi Kayıt İşlemleri
•
09:00 - 13:00 | ISSA/INTERCLEAN Fuar Ziyaret Saatleri
•
13:00 | ISSA Mükemmellik Ödülleri – Öğle Yemeği & Kapanış Konuşmacı Kevin O’Leary
•
14:00 - 17:00 | CMI Süpervizör Oturumu – 2. Bölüm
•
14:15 - 16:00 | ISSA Konvansiyonu Seminerleri
EYLÜL - EKİM 2015
43
SEKTÖRDEN
TESHİAD TV İzlemekten keyif
alacağınız programlaRLA sektörün
sesi olmaya devam ediyor
D
ernek faaliyetlerimizin öncelikle üyelerimize ancak genelde tüm sektöre duyurulabilmesi ve tüm
sektör unsurlarının faaliyet sürecine aktif olarak
katılımını sağlayabilmek adına internet üzerinden yayın
yapacak bir televizyon kanalı oluşturulması yönünde
karar alınarak hızla uygulanmaya koyulmuştur.
TESHİAD TV ilk yayınlarını Eylül 2014 tarihinde,
ISSA Interclean İstanbul Fuarından yapmaya başlamıştır. 3 aylık deneme yayını ve teknik alt yapının oluşturulması çalışmaları tamamlamış sektöre hitap eden
İzlemekten keyif alacağınız canlı yayın programlar ve
aktüel prodüksiyonlar,sektörel tanıtımlar ile yayınlarına devam edecektir.
44
EYLÜL - EKİM 2015
EYLÜL - EKİM 2015
45
SEKTÖRDEN
Türkiye’de
AVM gelişim hızı yavaşlıyor
Maptriks tarafından Türkiye genelinde AVM
sektörü ile ilgili yapılan araştırmaya göre
2005-2010 arasında yüzde 200 olan AVM artış
oranı 2010-2015 arasında yüzde 67’ye kadar
düştü. Gelecek beş yıllık gelişim hızının da yarı
yarıya azalması bekleniyor.
T
ürkiye’nin en büyük veri tabanı kaynağı, yazılım ve
danışmanlık şirketi Maptriks, Türkiye’de Alışveriş
Merkezlerinin Gelişimi ile ilgili araştırma sonuçlarını yayınladı.
Türkiye’deki alışveriş merkezlerinin (AVM) 2000 –
2020 yılları arasındaki gelişimini beş yıllık dönemler
şeklinde ortaya koyan araştırmaya göre 2000 yılında
yalnızca 10 ilde toplam 36 adet AVM bulunuyorken bu
sayı 2015’te 58 farklı ilde yüzde 903 artışla 361’e çıktı.
Ancak beş yıllık dönemler dikkate alındığında alışveriş merkezlerinin gelişim hızının yavaşlamakta olduğu
görülüyor. 2010 yılında 216 olan AVM sayısı göz önüne
alındığında geçen 5 yıllık dönem içerisinde artış hızı yüzde 67 oldu. Bu yıl inşaat ve proje halindeki 114 alışveriş
merkezi planı dikkate alındığında Türkiye’deki AVM sayısının 2020’de bu yıla kıyasla yüzde 32 artması bekleniyor. Bu da gelecek beş yıl içerisindeki yüzde 32’lik artışın
geçen beş yıl içerisindeki yüzde 67’lik artışın neredeyse
yarısı anlamına geliyor. 2005 – 2010 dönemi içerisinde
AVM artış hızı ise yüzde 200 seviyesinde idi.
18 il AVM’siz kalmaya devam edecek
2020 yılında Türkiye’de halen bazı illerin bir AVM’ye
sahip olmasının beklenmemesi de araştırmanın bir diğer çarpıcı sonucu olarak öne çıkıyor. Bu yıl inşaat ve
proje halindeki 114 alışveriş merkezi planı dikkate alındığında 5 yıl sonra başta Doğu ve Güneydoğu Anadolu
bölgeleri olmak üzere toplam 18 ilde bir AVM faaliyete
geçmeyecek. Araştırma sonucuna göre AVM’siz kalmaya devam edecek iller ise şunlar: Adıyaman, Ağrı,
Amasya, Bingöl, Gümüşhane, Hakkari, Kars, Kırşehir,
Muş, Rize, Sinop, Tunceli, Bayburt, Şırnak, Bartın, Ardahan, Iğdır ve Kilis.
46
EYLÜL - EKİM 2015
Prof. dr. Mustafa Altındiş:
“hijyen eksikliği hepatitlerin
yayılmasına zemin hazırlıyor”
D
ünya Hepatit Günü” dolayısıyla açıklamalarda
bulunan Prof. Dr. Mustafa Altındiş, dünyada yaklaşık 400 milyon Hepatit B, 170 milyon da Hepatit
C taşıyıcısı veya hastası bulunduğunu, her iki virüsün
de Türkiye’de önemli bir sağlık sorunu olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Altındiş, “Ülkemizde Hepatit B virüsü
sıklığı yüzde 4, Hepatit C virüsü sıklığı ise sıklığı yüzde
1 oranlarındadır. Yaklaşık 3 milyon Hepatit B ve 600 bin
Hepatit C hastamızın olduğu tahmin edilmektedir” ifadelerini kullandı.
Hepatit C hastalarının yüzde 20’sinin tanıyı ileri evrede aldığını anlatan Altındiş, “Tüm dünyada bir yılda
1,5 milyona yakın kişi Hepatit B ve Hepatit C virüsünün
yol açtığı kronik hepatitlere bağlı komplikasyon olarak
gelişen siroz ve karaciğer kanseri nedeniyle kaybedilmektedir” diye konuştu. Kronik Hepatit B’nin tedavi ile
kontrol altına alınabilir, kronik Hepatit C’nin ise tedavi
edilebilir bir hastalık konumuna geldiğini belirten Altındiş, Hepatit B’den aşı ile korunulabileceğini, Sağlık
Bakanlığı’nın da 1998’den beri Hepatit B aşısını çocukluk aşı programına aldığını ifade etti.
Hepatit sıklığı fazla olan ülkelerden yeni giriş yapan mültecilerin tıbbi muayeneleri sırasında HBsAg,
anti-HBc ve anti-HBs kan testlerinin rutin olarak yapılması gerektiğini vurgulayan Altındiş, Hepatit B ile
enfekte olmayan, HBsAg, anti-HBc ve anti-HBs negatif
olan aşısız kişiler ile HBV enfeksiyonu için yüksek riskli grupta yer alan kişilerin aşılanmasının sağlanması
gerektiğini söyledi. Hepatit etkeni virüslerin çoğunluğunun (A, E gibi) kirli sular ve besin maddelerinin
ağızdan alınması ile bulaştığına dikkat çeken Altındiş,
şöyle devam etti: “Etken virüslerin diğerleri ise (B, C,
D, G gibi) kanla temas, tükürük ve cinsel ilişki yoluyla bulaşabiliyor. Hepatit A, Hepatit A virüsünün neden
olduğu bir karaciğer hastalığıdır. Ülkemizde genellikle
okul çağı çocuklarında sık görülür. Tuvalet hijyeni kötü
olan kişilerin ellerini yıkamaması ve sonrasında yiyecek-içeceklere dokunması sonucu kişiden kişiye bulaşır. Bu nedenle, kişisel hijyenin ve sağlık koşullarının
yetersiz ve kötü olduğu toplu yaşanan yerlerde kolayca
yayılır. Hepatit B ve C hastalığına sebep olan virüsler
sessizdir. Pek çok insan farkında olmadan bu virüsü
almış olabilir ve hiçbir belirti olmaksızın bu virüsü taşıyabilir. Tedavi edilmez ise her iki virüs de karaciğer
sirozuna neden olabilir. Siroz ise kanama, asit, koma,
karaciğer yetmezliği gibi yaşamı tehdit eden hastalıklar ya da ölüm ile sonuçlanabilir. Uzun süreli Hepatit B
hastalığında siroz ortaya çıkmadan önce de karaciğer
kanseri görülebilir.”
Hepatit B ve Hepatit C hastalıklarının kan ve diğer
vücut sıvılarıyla, deri bütünlüğünün bozulduğu durumlarda (kesik-açık yara vb), cinsel ilişki sırasında ve hepatit taşıyıcı gebeden bebeğe bulaşabildiğini aktaran
Altındiş, Hepatit B risk gruplarını ise şöyle sıraladı:
“Hepatit B virüslü anneden doğan bebekler, Hepatit B
taşıyıcısı ile aile içi temas edenlerden aşısız olanlar, çok
sayıda cinsel eşi olanlar ve para karşılığı cinsel ilişkide
bulunanlar, kan ve kan ürünleri kullananlar, hemodiyaliz uygulanan kişiler, damar içi ilaç bağımlıları, hasta
ve hasta çıkartıları ile teması bulunan tüm sağlık personeli, toplu halde bulunulan yerlerde (okullar, kreşler, kışlalar, yurtlar, huzurevleri, v.b.) yaşayanlar, steril
olmayan aletlerle yapılan sünnet ve kulak delme gibi
işlemler.”
Altındiş, berberler, kuaförler, manikür-pedikürcüler, itfaiye personeli, askerler, polis memurları, kazalarda ve afetlerde ilk yardım uygulayan kişilerin de hepatit risk grubunda yer aldığını sözlerine ekledi.
EYLÜL - EKİM 2015
47
SEKTÖRDEN
‘Temiz Tuvalet Konvoyu’
Türkiye yollarında
Müşteri memnuniyetinin sektör lideri OPET, karayollarında oluşacak tatil ve bayram yoğunluğu
nedeniyle kusursuz hijyen ve temizliği pekiştirmek üzere “OPET Temiz Tuvalet Tırları”nı devreye
alıyor. 3 ayda yaklaşık 180 istasyonda tuvaletlerin detaylı hijyenik temizliğinin yapılacağı Temiz
Tuvalet turunda ayrıca ‘temizlik ve hijyen’e dikkat çeken broşürler ve temizlik kitlerinin de
dağıtımı gerçekleştirecek.
T
emiz Tuvalet Kampanyası ile Türkiye’nin en
uzun soluklu sosyal sorumluluk projesine
imza atan OPET, yaz tatili ve bayram seyahatleri nedeniyle OPET istasyonlarında yaşanabilecek
yoğun kullanıma çözüm bulmak için “OPET Temiz
Tuvalet Tırları”nı Türkiye turuna çıkarıyor. 1 Temmuz’da iki ayrı rotaya doğru harekete geçecek tırlar,
3 ay içerisinde yaklaşık 10 bin kilometre yol yaparak, 30 şehirdeki, 180 istasyona uğrayacak. İhtiyacı
olan istasyonlara malzeme tedariği yapacak olan
tam donanımlı tırlar, Türkiye’yi gezerken ‘temizlik ve
hijyen’e dikkat çekmeye yönelik olarak hazırlanan
broşür ve temizlik kitlerinin de dağıtımını yapacak.
Temiz Tuvalet Kampanyası’nın fikir lideri OPET
Yönetim Kurulu Kurucu Üyesi Nurten Öztürk, pro-
48
EYLÜL - EKİM 2015
je kapsamında 14 yıl önce 8 milyon kişiye ulaşarak
hijyen eğitimi verdiklerini belirterek, şunları söyledi:
“Sektörümüzde 9 yıldır kesintisiz ‘Müşteri Memnuniyeti En Yüksek Marka seçilmemizde de bu kampanyamızın önemli etkisi olduğunu biliyoruz. Tuvaletler, bir ülkenin medeniyet göstergesidir. 14 yıl
önce başlattığımız kampanyamız, bizim temiz ve
sağlıklı toplum yaratma mücadelemizdir. Temiz Tuvalet kampanyasını kendi istasyonlarımızda uygularken, 72 ili gezerek 6 milyon kilometre yol kat ettik.
Köy ve kasabalarda halka, okullarda öğretmen ve
öğrencilerimize seminerler verdik. OPET ve TSE’nin
işbirliği ile halka açık tuvaletler için belirlenen standartların da İçişleri Bakanlığı’nca işyeri ve restoran
tuvaletleri dahil olmak üzere tüm tuvaletlerde zorunlu kılınmış olması OPET’in bu konudaki basarısını teyitlemektedir. Her geçen gün kampanyamızın
boyutu değişerek yaygınlaşıyor. Şimdi de yaklaşan
bayram öncesinde hali hazırda zaten temiz olan tüm
tuvaletlerimizde müşterilerimizin yoğunluk nedeniyle sıkıntı yaşamaması için tırlarımız yola çıktı. Bir
bakıma bu uygulamamıza tüm ‘OPET’lerde bayram
temizliği’ diyebiliriz. Sağlıklı bir gelecek için projemizi yaygınlaştırmaya devam edeceğiz.”
Temiz Tuvalet Kampanyası kapsamında OPET,
daha önce Istanbul’daki tüm okullarda “Temiz Okulum” projesini uyguladı. TCDD için ise “Temizlik
Rayında” adı altında bir proje uyarlayarak tüm personele eğitim verilip; tren, gar ve istasyonlarda temizlik ve hijyenin yaygınlaşması sağlandı. Malatya
Milli Egitim Müdürlüğü ile “İçilebilir Su, Girilebilir
Tuvalet ” kampanyası uygulandı ve Malatya ilindeki
toplam 4000 öğretmen ve pek çok ögrenciye Temiz
Tuvalet Kampanyası eğitimleri verildi. Domuz Gribi
salgını döneminde proje “Sevmek
Korumaktır” projesine dönüştürülerek tüm OPET istasyonları ve eğitim verilen okullar, mikropların 90
gün boyunca üreme ve bulaşmasını
engelleyen Bioshield uygulaması ile
koruma altına alındı.
Sakarya Büyüksehir Belediyesi
su ve kanalizasyon hizmetlerini yürüten SASKI Genel Müdürlüğü ile
temiz tuvalet, hijyen ve tasarruflu
su kullanımı konusundaki sosyal
sorumluluk projesi yürütüldü. Silivri
Milli Eğitim Müdürlüğü, Silivri Belediyesi, Silivri Eğitim Hizmetlerini
Geliştirme ve Güçlendirme Derneği
ile‘Köpüklü Eller Neşeli Yüzler’ Projesi hayata geçirilerek ilçedeki tüm
öğretmen ve Milli Eğitim Müdürlüğü’ne bağlı personelin ‘temizlik ve hijyen’ eğitimi
alması planlandı. Son olarak “Temiz Okul, Sağlıklı
Gelecek” Projesi kapsamında Gaziantep sınırların-
da bulunan tüm öğretmenlere, okul yöneticilerine,
yardımcı hizmetler personeline ve öğrencilere belirlenen programlar dahilinde ‘temizlik ve hijyen’ eğitimleri verilmeye devam ediliyor.
OKUL DÖNEMİNDE HİJYEN CEPTE
Eğitim-öğretim yılının başlamasıyla birlikte kalabalık okul ortamında bakterilere daha fazla maruz kalan çocukların el temizliğine daha fazla dikkat etmesi gerekiyor. Sağlık Bakanlığı’ndan Biyosidal Ruhsatı’na sahip alkol ve
paraben içermeyen Uni Wipes Antibacterial Islak Cep Mendilleri, çocukların gün boyu her yere temas eden ellerini
derinlemesine temizleyerek hijyen sağlıyor.
E
llerimiz çevre ile sürekli temas halinde olduğundan, gün boyu bakterilere maruz
kalıyor. Özellikle okul gibi ortamlarda çocukların el temizliğine daha çok özen göstermesi
gerekiyor. Bu noktada Uni Wipes Antibacterial Islak Cep Mendilleri ise el temizliğinde çocukların
yardımcısı oluyor. Uni Wipes Antibacterial Islak
Cep Mendilleri, her ortamda çocuklara hijyenik
temizlik sağlıyor.
Çocukların ellerini derinlemesine temizleyen Uni Wipes Antibacterial Islak Cep Mendilleri, içeriğinde bulunan ‘klorheksidin’ maddesinin
antibakteriyel özelliği sayesinde ciltte bulunan
zararlı bakterileri cildin yapısına zarar vermeden
temizliyor. Sağlık Bakanlığı’ndan *Biyosidal ruhsatlı Uni Wipes Antibacterial Islak Cep Mendilleri,
alkol, paraben ve boya maddesi içermiyor ve cilt
ile uyumlu pH değerine sahip.
İhtiyaç duyulan her ortamda hızlı ve etkili te-
mizlik sağlayan Uni Wipes Antibacterial Islak Cep
Mendilleri, çocukların yanı sıra yetişkinlerin de
ellerinde hijyen sağlıyor. Cepte ve çantada kolay
taşınabilen boyuyla Uni Wipes Antibacterial Islak
Cep Mendilleri ile hijyeni her an yanınıza taşıyabilirsiniz.
EYLÜL - EKİM 2015
49
SEKTÖRDEN
Üretimin geleceği
kişiselleştirmede saklı
Deloitte’un üretimin geleceğine ışık tutan raporuna göre, tüketicilerin artan kişiselleştirme
beklentisi, standart ürünlerin akıllı ürünlere dönüşmesi gibi gelişmeler seri üretimle değer
yaratmayı zorlaştıracak. Gelişen teknolojiyle birlikte piyasaya giriş ve ticarileşme önündeki
engeller kalkacak ve üretim sektörüne küçük ölçekli oyuncular girecek. Büyük ölçekli firmalar,
ürünler yerine platformlar ve ürün sahipliği yerine tüketicilere erişim hizmeti sunacak. Küçük
ölçekli firmalar ise büyük ölçekli şirketlerin sağlayacağı platformlar üzerine modüller ekleyerek
ürünleri özelleştirebilecek.
D
eloitte, değişen dünyada üretimin nasıl olacağına ilişkin öngörülerini paylaştığı raporunu yayımladı. ‘Üretimin Geleceği 2015’ raporuna göre, üretim endüstrisi artık sadece ürün
üretmenin ötesine geçiyor ve yepyeni iş modelleri
ortaya çıkıyor.
Değişen üretim sektörünü değerlendiren De-
50
EYLÜL - EKİM 2015
loitte Türkiye Ortağı ve Tüketim ve Endüstriyel
Ürünler Sektör Lideri Özgür Yalta konuya ilişkin şu
değerlendirmede bulundu: “Tüketicilerin artan kişiselleştirme beklentisi ve tasarım sürecine daha
fazla dâhil olmaları ile tüketici ve üretici arasındaki
çizgi bulanıklaşıyor. Ürünlere sensörlerin entegre
edilmesi ve internetle bağlantılarının sağlanması
sıradan ürünleri ‘akıllı ürünlere’
dönüştürüyor. Tüm bu gelişmeler
üretim sektörünün değişiminde
kilit rol oynuyor. Geleneksel üretim anlayışı olan ‘daha kaliteli
ürünü daha ucuz maliyete üretmek’ yaklaşımı ile değer yaratmak artık bir hayli zor. Bu sebeple, değer yaratmak için üreticiler
alternatif yollar arayışında. Gelişen teknolojiyle birlikte; piyasaya
giriş, ticarileşme ve bilgi edinme
önündeki engeller kalkmaya başlıyor. Piyasaya yeni giren ve yeni
araçlara erişimi olan üreticiler artık çok daha küçük ölçekte, bir zamanlar sadece büyük üreticilerin
üretebildiği ürünleri üretebiliyor.
Büyük ölçekli üretim değer zincirinin belirli noktalarına hâkim
olmaya devam ederken, küçük öl-
çekli tüketiciye yakın üretim, üretim ekosistemleri
ve çevik imalat gibi inovatif üretim modelleri ortaya
çıkıyor.”
Yalta, Türkiye’deki üretim alt yapısını da değerlendirerek şunları sözlerine ekledi: “Türkiye’de
üretim sektörü ağırlıklı olarak tek bir alanda büyük üretim kapasitesi olan ve seri üretim yapan
firmalardan oluşuyor. Teknolojik gelişmeler ve
dijitalleşme ile birlikte ‘herkese her şeyi üretme’
anlayışının Türkiye’de de son bulması gerekecek.
Türk üretim firmalarının hem yurt içinde hem de
yurt dışında rekabetçi olabilmeleri için alternatif iş
modellerine göre üretim yapılarını gözden geçirmeleri kritik olacak.”
Üretim sektöründe dönüşüm kapıda
Üretim sektöründe dönüşümü tetikleyen 4 ana
başlık şu şekilde:
• Tüketici talebinin değişen doğası: Tüketiciler kendi özel ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde
ürünlerin kendilerine kişiselleştirilmesini bekliyor.
Tüketiciler giderek daha fazla ürünlerin geliştirilmesinde ve tasarlanmasında rol oynayacak. Tüketicinin üretici ile birlikte geliştirdiği modellerin
(crowdfunding, tasarımların oylanması vb.) artmasıyla yeni niş pazarların oluşması bekleniyor. Bu da
standart ürünü kitlelere üreten üreticiler için bir
dezavantaj yaratacak.
• Ürünlerin değişen doğası: Modülerlik ve bağlanabilirliğe olanak sağlayan teknolojik gelişmeler,
ürünleri standart ürünlerden akıllı ürünlere çeviriyor. Malzeme bilimindeki gelişmeler çok daha sofistike, yetkin ve gelişmiş objeler yaratmaya yarıyor. İki yeni iş modelinin ortaya çıkması bekleniyor.
Ürünler sahip olunan cisimlerden, artık belirli bir
süreliğine, belirli bir ücret karşılığında erişilen hizmetlere dönüşüyor. Ayrıca ürünler, üzerlerinde bir
ekosistem barındıran birer platform haline geliyor.
Üçüncü taraf iş ortakları bu platformların üzerine
modüler eklemeler yaparak ilgili ürüne değer katabiliyor ve ürünün özelleştirilmesi mümkün oluyor.
• Değişen üretim ekonomisi: 3 boyutlu baskı,
robotbilim ve malzeme bilimindeki yeni teknolojiler, daha küçük alanlarda, daha hızlı, daha uygun
maliyetli ve daha küçük üretim lotları ile üretime
olanak sağlayacak. Özellikle pazara yeni giren
görece küçük ölçekli şirketler, spesifik tüketici
ihtiyaçlarını karşılamakta daha avantajlı olacak.
Ancak seri üretimin anlamsız hale gelmesi ile
olumsuz ölçek ekonomisi küçük şirketlerin büyümesini sınırlayacak.
• Değişen değer zinciri ekonomisi: Dijital teknolojiler, üretici ve tüketici arasındaki mesafenin
kapanmasında etkin rol oynuyor ve dolayısıyla geleneksel aracı kuruluşların işlevsiz kalması öngörülüyor. Kişiselleştirilmiş ürünlere talep ve tüketici
verisine erişim ihtiyacı, gelecekte üreticinin tüketiciye direkt olarak ulaşabilmesini gerektirecek.
Tüketiciyle kurulan doğrudan iletişim sayesinde
stoğa üretim, yerini siparişe üretime bırakacak.
Yeni ürünler için hem finansman hem talep toplanmasını sağlayan kitlesel finansman gibi modeller
yaygınlaşacak.
Raporda, üretim sektöründeki dönüşümün etkisinin şirketten şirkete farklılık göstereceği, bu
sebeple de firmaların bu değişimlerin etkisini ve
hızını anlayabilmeleri için sektörü etkileyen regülasyonları, ürettikleri ürünlerin büyüklüğünü
ve karmaşıklığını, sektörün dijitalleşme seviyesini
değerlendirmeleri gerektiği de belirtiliyor.
Üretimin geleceği nasıl olacak?
Üreticiler eskiden daha düşük maliyete daha
kaliteli mal üretmeye odaklanırken, değişen teknoloji, kişiselleştirilmiş ürün beklentisi, ürün kullanım ömrünün kısalması gibi gelişmeler oyunun
kurallarını değiştiriyor. Üretim sektöründeki bu
değişimler pazardaki oyuncu sayısının artmasına
yol açarken, tek bir oyuncunun tüm ihtiyaçlara cevap vermesi ve sadece ürün üretmesi artık mümkün olmayacak. Dolayısıyla da, üretim firmalarının
sürdürülebilir kârlı büyümesi için odaklanılacak
üç önemli rol ortaya çıkacak ve verimlilik açısından bunlardan sadece birini benimsemeleri gerekecek:
• Alt yapı sağlayıcıları (ulaşım gibi fiziksel altyapı sağlayan ve ölçeğin önemli olduğu iş modelleri)
• Toplayıcı platformlar (alıcı ve satıcıları bir
araya getiren, bağlantı kurulmasını destekleyen
sanal ve fiziksel pazar yerleri)
• Acenteler (tüketici ihtiyaçlarını anlayan,
trendleri öngören ve tüketicileri kendilerine uygun
alternatiflere yönlendiren aracılar).
Bu yeni ortamda, büyük üreticiler konsolide olmaya devam edecek ve ölçeklerinden faydalanarak
küçük üreticilere platform ve komponentler sağlayacaklar. Böylece, büyük oyuncuların etrafında da
onların ürünlerini kişiselleştiren daha niş oyunculardan oluşan bir ekosistem oluşacak. İki yeni iş
modeli ortaya çıkacak; ürünler yerine platformlara
odaklanılması ve tüketicilere ürün sahipliği yerine erişim hizmeti sunulması. Üreticiler ürünleri
satmak yerine belirli bir süreliğine ürünlere erişim sağlayacak ve tüketiciler açısından da ürünler
kullandıkları kadar ödeme yaptıkları birer hizmet
alımına dönüşecek.
EYLÜL - EKİM 2015
51
SEKTÖRDEN
Unilever Türkiye Tarihi kitabı,
iş dünyasına rehber
niteliği taşıyor
Unilever’in Türkiye’deki 100 yılı
aşkın tarihi kitap oldu.Dünyanın
önde gelen hızlı tüketim ürünleri
şirketlerinden Unilever’in, Türkiye’de 100 yılı aşkın bir zamandır
devam eden faaliyetlerini,
Türkiye’nin siyasi ve ekonomik
tarihine paralel olarak aktaran
“Unilever Türkiye Tarihi” kitabı,
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıktı.
52
EYLÜL - EKİM 2015
U
nilever Türkiye Tarihi kitabı, şirketin Türkiye’deki 100 yılı aşkın geçmişindeki önemli kilometre
taşlarını içeriyor. Unilever Türkiye’nin üst düzey
yöneticilerinden, aynı zamanda araştırmacı ve koleksiyoner Gazanfer İbar tarafından kaleme alınan kitapta,
Unilever Türkiye’nin bugünlere gelmek için gösterdiği
çabalar, üstesinden geldiği imkânsızlıklar, başarılar,
hatta başarısızlıklar, Türkiye’nin siyasi ve ekonomik
tarihine de ışık tutan bir yaklaşımla ele alınıyor.
Unilever’in tüm dünyada ve ülkemizde ekonomik
ve politik zorluklara rağmen, potansiyeli görerek ve
yılmayarak hayata geçirdiği bu başarı hikâyesi tüm iş
dünyasına da ilham verecek.
Unilever Türkiye tarihinin 30 yıllık dönemine tanıklık eden araştırmacı-yazar Gazanfer İbar da kitapta
Unilever Türkiye’nin gelişmesine paralel olarak Türkiye’nin ekonomik ve siyasi hayatının da ana hatlarıyla okuyucuya aktarıldığını vurgulayarak; “Unilever
Türkiye Tarihi kitabı, şirketimizin kurulup gelişmesini
sağlayan insanları, bunun ardındaki kararları, gelişen
olayları mercek altına alıyor” dedi.
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları’ndan çıkan
Unilever Türkiye Tarihi kitabı 15 Temmuz itibarıyla
tüm önemli kitabevlerinde bulunabilir.
Henkel, ikinci çeyrekte güçlü bir performans sergiledi…
2
015’in ilk yarısında, Henkel’in
satışları 1 milyar 59 milyon gibi
önemli bir artış göstererek 9
milyar 125 milyon Euro’ya ulaştı. Bu
rakam, 2014 yılının ilk yarısına kıyasla, yüzde 13,1’lik bir artıştı. Kur etkileri açısından düzeltilen satışlar %6,5
oranında büyüdü. Döviz kuru, satın
alma ve elden çıkarmaların etkisinden arındırılmış olarak organik büyüme Henkel’in tüm iş
birimlerinin sağlam bir performans sergileyerek, katkıda
bulunmasıyla %3 oranında arttı. Düzeltilmiş faaliyet karı
182 milyon Euro artarak, 1 milyar 293 milyon Euro’dan 1
milyar 475 milyon Euro’ya yükseldi ( + %14 ). Düzeltilmiş
satış kazancı %16’dan %16,2’ye yükseldi. Azınlık paylarının düşülmesinden sonra yılın ilk yarısına ait düzeltilmiş net gelir ise %12,3 artarak 951
milyon Euro’dan 1 milyar 68 milyon
Euro’ya yükseldi.
2015 hedefleri onaylandı
Henkel CEO’su Kasper Rorsted,
dev kuruluşun mali yıla ilişkin tahminlerini onayladı. Rorsted, “2015 yılında, %3 ila %5 organik
büyüme hedefine ulaşmayı bekliyoruz. Düzeltilmiş satış
kazancımızın %16’ya yükseleceğini öngörmenin yanı sıra,
düzeltilmiş imtiyazlı hisse senedi başına karda yaklaşık
%10 artış beklentisi içindeyiz.” dedi.
EYLÜL - EKİM 2015
53
SEKTÖRDEN
Plastik ambalaj sektörü
ihracatla büyüyor
K
ullanım alanları ve tüketim oranları hızla artan plastikler, 16 milyar dolarlık büyüklüğe
ulaşan ambalaj sektöründen aldıkları yüzde
35’lik pay ile liderliğini sürdürüyor. PAGEV tarafından hazırlanan rapora göre; plastik ambalaj üretimi 2015 yılının ilk yarısında miktarda 1,7 milyon ton,
değerde 5,7 milyar dolar oldu. Yılın ilk yarısında iç
pazarda beklediği potansiyeli yakalayamayan sektör rotasını ihracata çevirdi. Plastik ambalaj ihracatı, miktarda yüzde 10,2 artış ile rekor kırarak 386
bin tona yükseldi. Miktar bazındaki artışa rağmen,
petrol fiyatlarındaki düşüş ve Euro-Dolar paritesi
nedeniyle ihracat değer bazında yüzde 7,8’lik kayıpla 1,1 milyar dolar olarak gerçekleşti. Dünyanın 150
ülkesine ihracat yapan plastik ambalaj üreticileri,
2015’in 6 aylık döneminde en fazla ihracatı Irak,
İngiltere ve Almanya’ya yaptı. Irak, bir yıl aradan
sonra tekrar ihracat pazarları listesinde liderliğe
yükseldi.
Ekonomik ve sosyal gelişmeler ile birlikte değişen tüketim alışkanlıklarına bağlı olarak ambalaj
pazarı da hızla büyüyor. Ambalajlar ürünü dış etkenlerden koruyarak raf ömrünü uzatırken, tüketicilere hijyen ile taşıma kolaylığı sağlıyor. Bugün
dünya ambalaj sanayi pazarı 700 milyar dolarlık
büyüklüğe sahip ve sektör her yıl ortalama yüzde 3
büyüyor. Türkiye’de ise 16 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşan ambalaj sektöründe ilk sırayı yüzde 35’lik
pay ile plastikler alıyor. Ambalajların plastik sektörü üretiminden aldığı pay ise yüzde 40 seviyesinde.
Türk Plastik Sanayicileri Araştırma, Geliştirme ve Eğitim Vakfı (PAGEV), plastik sektörünün en
önemli kalemleri arasında yer alan plastik ambalajların 2015 yılının Ocak-Haziran dönemindeki gelişimini ortaya koyan kapsamlı bir rapor hazırladı.
Plastik ambalajlar iç pazarda yerinde saydı…
Plastik ambalaj üretimi yapan yaklaşık 1 bin 700
firma, 2015 yılının ilk 6 ayında üretimlerini miktarda
artırdı, ancak değerde düşüş yaşadı. Plastik ambalaj üretimi ilk yarıda geçen yılın aynı dönemine kıyasla miktar bazında yüzde 1,4 artış ile 1 milyon 718
bin tona yükseldi. Üretim değer bazında ise yüzde
54
EYLÜL - EKİM 2015
13,6 azalış ile 5 milyar 783 bin dolar oldu. Plastik
ambalaj sektöründe yaşanan değer bazındaki azalma, petrol fiyatlarındaki düşüş ve Euro/Dolar paritesinden kaynaklandı.
Plastik ambalajların yurtiçindeki tüketimi geçen
yıl ile aynı düzeyde seyretti ve ilk yarıda miktarda 1
milyon 548 bin ton oldu. Yurtiçindeki tüketim değerde yüzde 13,9 azalış ile 5 milyar 572 milyon dolara
geriledi. Yurtiçi tüketimin miktarda yüzde 14’ü, değerde ise yüzde 15’i ithalatla karşılandı.
Dünyanın 150 ülkesine
plastik ambalaj ihraç ediyoruz…
Sektörün 2015 yılının ilk yarısındaki ihracatı
miktarda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 10,2
artarak 386 bin tona yükseldi. İhracat değerde ise
yüzde 7,8 düşüşle 1 milyar 69 bin dolara geriledi. İlk
yarıda toplam üretimin miktar bazında yüzde 22’si,
değer bazında yüzde 18’si ihraç edildi. Dünyanın
150 ülkesine plastik ambalaj ihraç eden sektörün
Ocak-Haziran döneminde en çok ihracat yaptığı ülkeler; Irak, İngiltere ve Almanya olarak sıralandı.
Plastik ambalaj sektörünün ilk yarıda dış ticaret
fazlası miktarda yüzde 16,3 arttı.
Gıda ambalajlarının payı artıyor…
Ambalaj pazarının yüzde 54’ünü oluşturan gıda
ambalajları, plastik ambalaj sektörünün de önümüzdeki yıllarda büyüme potansiyeli en yüksek
alanı olarak değerlendiriliyor. Ailelerin küçülmesi,
nüfusun yaşlanması, tüketici bilincindeki artış gibi
birçok faktör gıda ambalajlarının önemini artırıyor.
Plastik ambalaj sektörü 2015 yılını miktarda
artış, değerde düşüş ile kapatacak…
Plastik ambalaj mamullerinde 2015 yılı sonunda geçen yıla kıyasla miktar bazında üretimin yüzde 3,4; ihracatın yüzde 6,9; yurtiçi tüketimin yüzde
2,6 ve dış ticaret fazlasının yüzde 12,4 artacağı ön
görülüyor. Değer bazında ise üretimin yüzde 10,1;
ihracatın yüzde 9,1; yurtiçi tüketimin yüzde 10,1 ve
dış ticaret fazlasının yüzde 9,6 azalacağı tahmin
ediliyor.
Plastik sanayinin hızlı gelişimine paralel olarak plastik ambalajların günlük hayatımızın temel
bir parçası haline geldiğini belirten PAGEV Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Eroğlu, “Ailelerin küçülmesi, yaşlı nüfusun artması, yaşam standardının
yükselmesi ile birlikte sağlık kaygılarının artması
gibi pek çok etken ambalaj sektörünün gelecekte
önemli bir büyüme potansiyeline sahip olduğuna
işaret ediyor. Plastikler özellikle gıda ambalajla-
rında tercih ediliyor. Düşük maliyet, taşıma kolaylığı, farklı üretim teknolojileri, hafiflik ve saydamlık plastik ambalajların tercih edilmesinin temel
nedenlerini oluşturuyor. Diğer malzemelere göre
daha kolay ve daha az enerji harcanarak geri dönüştürülebilmesi de plastik ambalajları avantajlı
hale getiriyor” dedi.
Yavuz Eroğlu, plastik ambalaj sektörünün ilk
yarıdaki performansını ise şu sözlerle değerlendirdi: “Plastik ambalaj üretimi ve ihracatımız geçen yıldan bu yana devam eden petrol fiyatlarındaki düşüş ve Euro/Dolar paritesinde değişiminin de
etkisiyle değer bazında düşüşler yaşıyor. Yurtiçindeki plastik ambalaj tüketiminin geçtiğimiz yıl ile
aynı seviyede kalması üretimi ihracata yöneltti. İlk
yarıda sektör için en önemli gelişme Irak’ın tekrar
ihracat pazarlarımız arasında ilk sıraya geçmesi
oldu. Irak’ın yeniden yapılanma sürecine girmesi,
en yakın komşusu olarak Türkiye için bir avantaj
oldu. İnşaat plastiklerinden ambalaja kadar birçok
ürünü tekrar ihraç etmeye başladık. Irak örneğinde olduğu gibi Suriye ve Mısır gibi pazarların da
uzun vadede fırsata dönüşeceğini düşünüyoruz.
Biz de bu pazarlardaki etkinliğimizi artırarak aktif
bir rol üstlenmek niyetindeyiz. Değer bazında kayıplar yaşasak da plastik ambalaj sektörünün yılı
miktarda yükseliş ile kapatacağını ön görüyoruz.”
HOSTECH BY TUSID 2-5 Kasım 2016’da
CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlenecek!
O
tel, gastronomi ve mutfak ekipmanları alanında Avrupa’nın ikinci büyük fuarı olan
“CNR Hostech by Tusid”, 2-5 Kasım 2016
tarihleri arasında CNR EXPO Yeşilköy’de düzenlenecek.
“Hostech by Tusid - Uluslararası Endüstriyel
Mutfak ve Otel Ekipmanları Fuarı”, CNR Holding
kuruluşlarından ITF Fuarcılık A.Ş tarafından Endüstriyel Mutfak, Çamaşırhane, Servis ve İkram
Ekipmanları Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TUSİD)
desteğinde gerçekleştirilecek.
Mutfak ve catering donanımları endüstrisi, oda ve
banyo ekipmanları, otel destek hizmetleri, endüstriyel temizlik maddeleri ve ekipmanları, çamaşırhane
ekipmanları, tekstil ürünleri endüstrisi, mobilya ve dekorasyon endüstrisi, elektrik ve elektronik endüstrisi,
otel otomasyonu ve yönetim sistemleri, havuz ve sauna
endüstrisi, spor ve rekreasyon endüstrisi ve yapı endüstrisi ürünlerinin sergileneceği fuar bu yıl 60 bin m2
alanda sektör profesyonellerini ağırlayacak.
2-5 Kasım 2016 tarihleri arasında 22. kez kapılarını
açacak olan Hostech By Tusid’se yeni iş anlaşmalarına
imza atılmasının yanı sıra sektöre ilişkin yeni stratejiler
de belirlenecek.
EYLÜL - EKİM 2015
55
İŞ FİKİRLERİ
Günümüz İş Dünyasının En
Önemli Sorunlarından Biri
“Nitelikli İşsizlik”
D
ünyanın önde gelen işe alım danışmanlık firmalarından Michael Page Türkiye direktörleri, günümüz iş dünyasının en önemli sorunlarından birinin “nitelikli işsizlik” olduğuna dikkat
çekiyor. Michael Page uzmanları Türkiye’deki, işverenler ve çalışanların beklentilerinin örtüşmemesinin işsizliği artıran bir unsur olmaya devam ettiğini
ortaya koyuyorlar. İşe alım danışmanlık firmaları
bu sorunun çözümünde kilit öneme sahip oluyor.
Michael Page danışmanlarının işe alım görüşmeleri sırasında tespit ettikleri durumlardan biri,
şirketlerin potansiyeli yüksek, donanımlı adayları
işe alıp yetiştirmek yerine en az 1-2 yıllık tecrübesi bulunan adayları tercih etmeleri. Yeni mezunları
sıklıkla tercih eden bir sektör olan Finans Sektörü
bile son dönemde bir yıllık tecrübe aramaya başlamış durumda. Bunun yanı sıra firmaların bir kısmında Y kuşağına karşı güven kaybı söz konusu. Y
kuşağı «rahat ve sorumluluk almaya istekli olmayan» bir jenerasyon gibi algılanabiliyor. Bu nedenle
firmalar daha tecrübeli ve yaşça büyük kişileri işe
56
EYLÜL - EKİM 2015
almaya yöneliyor.
Ekonomik dengesizlikler, hızlı yükselen döviz
kuru nedeniyle azalan iş hacmi üst düzey yöneticiler seviyesinde de işsizliği artırıyor. Ticaret, ithalat
ve ihracat ekonomik değişimlerden en çok etkilenen alanların başında geliyor. İlaç, enerji, finans ve
telekomünikasyon gibi sektörlerde çıkan kanunlar
da firmaları kısıtlıyor ve olumsuz etkileyebiliyor.
Yaşanan olumsuz gelişmeler, küçülmeyi veya büyümede durgunluğu getiriyor, bu da doğrudan istihdamı etkiliyor ve işsizlik rakamları yükseliyor.
Çok düşük ücretler ya da
hedeflenen pozisyona
ulaşılamaması iş arama sürecini uzatıyor
Özellikle Mühendislik ve Üretim alanında işsiz
olan birçok kişinin, hak ettiklerinin çok altında gelir ve yan haklar elde ettiklerini düşündükleri için
çalışmamayı tercih ettikleri görülüyor. Kişiler çok
düşük bir ücret için işe gidip zaman ve para harcamak (yol, kıyafet vb.) yerine evde oturmanın daha
az masraflı olduğuna karar vererek çalışmamayı
seçebiliyorlar.
Perakende alanında ise işsizliğin sebeplerinden
biri, adayların iş konusunda fazla seçici davranmaları. Adaylar, niteliklerinden daha yüksek kriterlerde iş aradıkları için istedikleri işe ulaşamıyorlar.
Öte yandan hangi pozisyonlarda başarılı olabilecekleri konusunda yanlış değerlendirme yapıp seçtikleri işlerde aradıkları maddi veya manevi tatmini
bulamayınca kısa sürede işten ayrılıyorlar.
“Geçici Çalışan” işsizlik sorununu
rahatlatacak bir çözüm alternatifi sunuyor
Ülkemizde “geçici çalışan” anlayışı henüz tam
olarak yerleşmemiş durumda. Michael Page direktörleri bu uygulamanın işveren ve çalışan için faydalı olabilecek, işsizlik sıkıntısını rahatlatabilecek
bir uygulama olduğunun altını çiziyorlar.
Proje odaklı olan otomotiv ve ona bağlı çalışan
kimya kollarında bu talep daha fazla. Türkiye kendi
teknolojisini üretemediği için dışardan almak zorunda kalıyor. Proje bazlı çalışmalarda yeni teknoloji gerektiğinde, proje süresince değerlendirmek
üzere dışardan geçici eleman alımı yapılıyor. Finans
sektöründe ise geçici elaman sadece hamilelik izni
için kullanılıyor. Sağlık sektöründe geçici istihdam
en çok Ruhsatlandırma Uzmanı pozisyonu için tercih ediliyor. Yaklaşık altı ay süren ruhsatlandırma
işlemi tamamlanınca pozisyonun ömrü dolmuş
oluyor. Bilişim Teknolojileri alanında «Bodyshopping» olarak adlandırılan, geçici süreli kontratla
çalışan istihdamı uygulaması yeni yeni tercih edilmeye başlanıyor. Perakendede ise mevsimsel olarak özellikle İzmir, Bodrum gibi sahil bölgelerinde
geçici elaman artışı oluyor.
İzmir ve Ankara’daki
iş fırsatları artış gösteriyor
2015’in ilk yarısında İstanbul’un yanı sıra İzmir
ve Ankara özellikle yönetici seviyesinde işe alımlardaki hareketliğinin arttığı illerin başında geldi.
İzmir’deki yoğunluk son 1-2 yıldır artmış durumda.
Sağlık yatırımları Ankara’da artış gösteriyor, dolayısıyla Ankara için sağlık profesyoneli işe alımlarında artış söz konusu.
İstanbul dışında yapılan en büyük yatırım olan
liman yatırımı sayesinde İzmir, Mersin, Kocaeli,
Sakarya gibi illerde de her seviyede işe alımlarda
artış gözlemleniyor.
İzmir ayrıca teknoloji firmalarının yatırımlarını
artırdığı dolayısıyla iş imkanlarının çoğaldığı bir
şehir olarak dikkati çekiyor.
Türkiye’li Çalışan
‘Maaş’ından Kaygılı
T
ürkiye dahil 42 ülkede çalışanların satın
alma gücünü; kurumların da verimliliğini
arttırmaya yönelik çözümler sunan Edenred’in (bilinen adıyla Ticket) IPSOS araştırma
şirketiyle gerçekleştirdiği 14 ülkeyi kapsayan
çalışma çarpıcı sonuçlar ortaya koydu.
Türkiye’de 500.000’den fazla çalışana yemek
kartı, yemek ve hediye kuponu gibi hizmetler veren Edenred’in IPSOS’la gerçekleştirdiği ‘Avrupa’da çalışanların mutluluğu ve motivasyonu’ konulu
araştırma, 14 Avrupa ülkesinde, toplamda 13.600
çalışanla (Türkiye’de 800)
gerçekleştirildi.
800 Türk çalışanın (18
yaş ve üzeri, zanaatkar,
tüccar, serbest meslek sahibi, çiftçi/yetiştirici olmayan) katıldığı araştırmaya
göre; Türkiye’li çalışanların satın alma güçlerinden
memnun olanların oranı
%39. Bu konuda memnuni-
yetsizliği en fazla olanlar %68’le 45 yaş ve üstü
çalışanlar. Bu grubu %64’le özel sektör çalışanları takip ediyor. Gıda maddelerine ayrılmış satın
alma gücünden memnun olmayanlar ise %55’le
yine 45 yaş üstü çalışanlardan oluşuyor. Bu konuda memnuniyetsizlik belirtmeyenler ise %67
ile yöneticiler… Araştırmaya göre 45 yaş üstü
Türk çalışanlar sabit ücretinden memnun olmayanlar arasında da ilk sırada.
EYLÜL - EKİM 2015
57
İŞ FİKİRLERİ
Eğitim sektörüne
13 bin kişilik işe alım
Son 3 ay içinde en çok iş ilanı veren sektörler eğitim, turizm ve perakende oldu. Yeni eğitim-öğretim yılına hazırlanan eğitim sektöründe işe alımlar iyice hızlandı. Yenibiris.com’un 3 aylık
istihdam raporu...
İ
ş ve insan kaynakları sitesi Yenibiris.com, iş ilanları
ve ilanlara yapılan başvurular doğrultusunda, 2015
ikinci çeyrek istihdam raporunu hazırladı. Rapora
göre en fazla eleman aranan sektörlerde ilk 3 sırada
yine turizm, eğitim ve perakende yer aldı.
Turizm-otelcilik sektörü, eleman ihtiyacı önceki 3
aya göre düşse de ilk sıradaki yerini korudu. Yeni eğitim öğretim yılına hazırlanan eğitim sektöründe ilanlar yüzde 20 oranında artarken başta İngilizce öğretmeni olmak üzere bu dönemde aranan kişi sayısı 13
bin civarında. Bütün branş öğretmenliklerinde yoğun
ihtiyaç sözkonusu. Perakende ise önceki dönemlerdeki benzer hareketliliğini sürdürüyor. Bankacılık-finans
sektörünün 13. sırada yer almasına rağmen başta
gişe elemanı olmak üzere yaklaşık 5 bin kişilik alım
yapması bekleniyor.
58
Üretim-İmalat: Üretim sorumlusu
Sağlık-Tıp: Hemşire
Tekstil: Satış temsilcisi
Bilişim: Yazılım uzmanı
Gıda: Gıda mühendisi
EN FAZLA ALIM SATIŞ VE PAZARLAMADA
İş dünyasında bütün sektörler genelinde en çok
satış, muhasebe ve mühendislik kadrolarında alım
yapılıyor ancak Nisan-Mayıs-Haziran aylarında kadrolarını tamamlamak isteyen eğitim kuruluşlarının
öğretmen arayışı atağa geçmiş durumda. Yenibiris.
com ilanlarına göre bu alanlarda alınacak kişi sayısı
yaklaşık şöyle:
Satış: 33 bin 694 satış temsilcisi
Mühendislik: Ağırlıklı makine ve inşaat olmak
üzere 907 mühendis
Muhasebe: 1021 muhasebe uzman ve yardımcısı
EN ÇOK İLAN YAYINLANAN SEKTÖRLER (İLK 10)
Sektörler içindeki oranı/aranan kişi sayısı
1-TURİZM-OTELCİLİK % 11 - 8 bin 500 kişi
2-EĞİTİM
% 9 - 13 bin kişi
3-PERAKENDECİLİKTOPTANCILIK
% 8 - 8 bin kişi
4-YAPI-İNŞAAT
% 8 - 5 bin kişi
5-ÜRETİM-İMALAT
% 6 - 5 bin kişi
6-SAĞLIK-TIP
% 5 - 5 bin 250 kişi
7- HİZMET
% 5 - 2 bin kişi
8-GIDA % 5 - 5 bin 300 kişi
9-BİLİŞİM
% 4 - 3 bin 500 kişi
10-TEKSTİL
% 4 - 2 bin 650 kişi
EN ÇOK İLAN YAYINLANAN POZİSYONLAR (İLK 10)
SATIŞ TEMSİLCİSİ
% 12
İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ
% 11
MUHASEBE ELEMANI
%8
GARSON
%7
ÇAĞRI MERKEZİ MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ
%7
KASİYER
%5
SEKRETER
%5
MAKİNE MÜHENDİSİ
%4
GÜVENLİK GÖREVLİSİ
%3
İNŞAAT MÜHENDİSİ
%3
İlk 10 sektörde en çok aranan pozisyonlar şöyle:
Turizm-Otelcilik: Garson, resepsiyonist
Eğitim: İngilizce öğretmeni, matematik öğretmeni
Yapı-İnşaat: Makine mühendisi, İnşaat mühendisi,
elektrik mühendisi
Perakende: Satış danışmanı
Hizmet: Müşteri hizmetleri görevlisi
BANKACILIK POPÜLERLİĞİNİ KORUYOR
Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında iş arayanlar yine
en çok bankacılık sektörüne iş başvurusu yaptı. Bankalara yapılan başvurular önceki döneme göre yüzde
6 artış gösterdi. Eğitim sektörü de, ilan artışına paralel olarak en çok başvuru yapılan diğer sektör oldu.
Bu sektöre başvurularda yüzde 70 oranında artış var.
EYLÜL - EKİM 2015
EN ÇOK BAŞVURU YAPILAN SEKTÖRLER
BANKACILIK-FİNANS
% 14
EĞİTİM
% 14
PERAKENDECİLİK-TOPTANCILIK
%9
TURİZM-OTELCİLİK
%6
YAPI-İNŞAAT
%5
HİZMET
%4
ÜRETİM-İMALAT
%4
SAĞLIK-TIP
%4
GIDA
%3
BİLİŞİM
%3
Gişe elemanı pozisyonu, deneyim gerektirmeyen
ve en fazla ilan verilen pozisyon olması nedeniyle en
fazla başvuru yapılan ilan oldu. İkinci ve üçüncü sırada
değişiklik olmadı.
EN ÇOK BAŞVURU YAPILAN POZİSYONLAR
GİŞE ELEMANI
% 14
BRANŞ ÖĞRETMENİ
%8
SATIŞ DANIŞMANI
%6
ÇAĞRI MERKEZİ MÜŞTERİ TEMSİLCİSİ % 5
MUHASEBE ELEMANI
%5
MATEMATİK ÖĞRETMENİ
%5
KASİYER
%4
İNGİLİZCE ÖĞRETMENİ
%4
MAĞAZA YÖNETİCİ ADAYI
%4
YÖNETİCİ ASİSTANI
%3
En çok iş ilanı verilen iller değişmedi. İstanbul’un
ardından sırasıyla Ankara, Antalya, İzmir ve Bursa
geldi.
2015 ikinci çeyrek istihdam verileriyle ilgili olarak
Yenibiris.com Yönetim Kurulu Üyesi Kâmil Özörnek,
“Yeni eğitim-öğretim yılına hazırlanması sebebiyle
eğitim sektöründe ilan artışı yılın bu döneminde olağan. Eğitim kurumları bütün branşlarda ancak en çok
da İngilizce ve matematik öğretmenliklerinde alım
yapıyor. Eğitim danışmanı ve sekreter, bu sektörde en
çok aranan diğer pozisyonlar olarak öne çıkıyor. Eğitim sektöründe ilanların daha da artmasını bekliyoruz. Üniversiteden mezun olan veya olmaya yakın olan
gençlerin de özgeçmişlerini oluşturmaları sebebiyle
yeni mezun özgeçmişlerimizde de yüzde 33 oranında
artış oldu. Gençlere özgeçmişlerine uygun işlere başvuru yapmalarını ve her türlü deneyim fırsatını değerlendirmelerini öneririm” dedi.
EYLÜL - EKİM 2015
59
İŞ FİKİRLERİ
Katı Atık’da
yeni tesis yatırımlarımı
D
anışmanlığını ÜNLÜ & Co’nun üstlendiği işlemde, IFC ve Cordiant Capital’dan temin edilen 11 yıl vadeli USD 75 milyon tutarındaki finansmanın Hexagon Katı Atık’ın mevcut kredilerinin
refinansmanı ve Bilecik’te kuracağı yeni tesisin inşaatı için kullanılması planlanıyor. IFC aynı zamanda USD 20 milyon sermaye yatırımıyla şirkete ortak
olacak.
Türkiye’nin lider yatırım bankacılığı hizmetleri
ve varlık yönetimi grubu ÜNLÜ & Co, Kıraça Holding
bünyesinde faaliyet gösteren ve Türkiye’nin en büyük
katı atık dönüşüm ve yeniden değerlendirme şirketi Hexagon Katı Atık’ın yeni yatırımları için kullanılacak 11 yıl vadeli USD 75 milyon tutarındaki proje
finansmanının finansal danışmanı ve koordinatörü
olarak yer aldı. Proje finansmanının IFC ve Kanadalı
Cordiant Capital tarafından gerçekleştirildiği işlemde IFC aynı zamanda USD 20 milyon tutarında hisse
alımıyla şirkete ortak olmak üzere anlaşma imzaladı.
2008 yılında Jan Nahum, Klod Nahum, İnan Kıraç ortaklığında kurulan Hexagon Katı Atık, belediye
atıklarının kaynakta ayrıştırılarak toplanması, işlen60
EYLÜL - EKİM 2015
mesi, geri dönüştürülmesi, organik atıklardan elektrik, ısı enerjisi ve organomineral gübre üretilmesi ve
değerlendirilemeyen atıkların nihai bertarafı konusunda faaliyet gösteriyor. Şirketin Pamukova’daki
ilk tesisinde kendi tasarladığı sistem ve teknolojiler
ile üretimini gerçekleştirdiği organomineral gübre,
organik madde yoğun içeriği sayesinde toprak kalitesini artırırken; kimyasal gübrelerin zararlı etkileri
olmaksızın çok daha yüksek mahsül kalitesi ve verim artışı sağlayan özelliğiyle çok kısa bir süre içinde
tarım sektöründe tercih edilen
bir ürün olmayı başardı. Hexagon Pamukova’da gösterdiği
başarıyı Bilecik, Söke ve Ödemiş’te kuracağı yeni tesislerle
sürdürmeyi planlıyor.
ÜNLÜ & Co Borç Sermaye Piyasaları ve Danışmanlık
bölümü Yönetici Direktörü
Erdem Selim işlemle ilgili
şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Hexagon Katı Atık, ülkemizde ve dünyada gündemin ilk
sıralarında yer alan atık ve
gıda sorunlarına aynı anda çözüm üreten bir şirket. Bunu da
kendi geliştirdiği yeni ve farklı
bir iş planı ile gerçekleştiriyor.
Dolayısıyla finansmanın doğru
yapılandırılması ve sonrasında çevresel ve sosyal etkilere
değerlendirme sürecinde hak ettiği ağırlığı veren
bu tür işlemlerde tecrübeli kaynaklara yönelinmesi
işlem açısından büyük bir önem taşıyordu. Oldukça
zorlu ve uzun soluklu bir sürecin ardından bunu başarmanın ve ülkemiz için de çok önemli olduğunu
düşündüğümüz bu işlemde Hexsagon’a destek olmanın mutluluğunu yaşıyoruz.”
ÜNLÜ & Co Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut
L. Ünlü ise “Şirketlere tahvilin yanı sıra uzmanlık
ve deneyim gerektiren yapılandırılmış finansman
işlemleri için verdiğimiz danışmanlık hizmetlerine
güzel bir örnek teşkil eden önemli bir işleme imza
attık” değerlendirmesini yaptı.
EYLÜL - EKİM 2015
61
ÇEVRE
Çevre Duyarlılığı için elele
Bodrum Belediyesi, Palmarina Bodrum ve gazeteci Yonca Tokbaş ve gönüllüler çevre için bir
araya geldi.
P
almarina Bodrum; sosyal sorumluluk anlayışı,
topluma katma değerli hizmetler sunma hedefi
ve çevreye duyarlı yaklaşımıyla; gazeteci Yonca
Tokbaş, daha temiz bir Bodrum ve çevre için farkındalık yaratma isteği ile Bodrum Belediyesi Başkanı
Mehmet Kocadan’un önderliğinde Bodrum Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekibiyle bir araya gelerek, Bodrum Yalıkavak’ta ‘çevre temizliği farkındalık
etkinliği’ gerçekleştirdi.
Yalıkavak’ta Bodrum Belediyesi Başkanı Mehmet
Kocadon, Bodrum Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü ekibi, gazeteci Yonca Tokbaş, Palmarina Bodrum gönüllü ekibi, Palmalife Bodrum Resort gönüllü
62
EYLÜL - EKİM 2015
ekibi ve çevreye duyarlı tüm gönüllü sakin ve vadandaşların katılımı ile daha temiz bir çevre için ‘çevre
temizliği farkındalık etkinliği’ gerçekleştirdi.
Evsel atıkların bilinçli bir şekilde, kurallar dahilinde, uygun zaman ve koşullarda konteynerlara bırakılmasının önemine ve sonuçlarına dikkat çekmek
ve kamuoyunda bu doğrultuda farkındalık yaratma
amacını taşıyor.
Bodrum Belediyesi Başkanı Mehmet Kocadan,
‘Kışın 160 bin nüfusu olan Bodrum nüfusunun yaz
aylarında 1.milyon 600 bin nüfusa yükseldiğini, daha
iyi şartlarda yaşam, daha temiz bir çevre için vatandaşların evsel atıkları tahliye ederken bazı kurallara
uyma konusunda hassasiyet göstermelerini beklediklerini belirterek, çevre için yapılan her türlü girişime destek vermekten büyük memnuniyet duyduklarını’ belirtti.
Palmarina Bodrum Genel Müdürü Cenk Bircan;
‘gelecek nesillere daha temiz bir çevre bırakmak, doğaya çevreye daha duyarlı nesiller yetiştirebilmek için
bu tarz girişimlerin kaçınılmaz olduğunu, bir parçası
olmaktan büyük memnuniyet duyduklarını’ ifade etti.
Gazeteci Yonca Tokbaş; ‘bu çalışmanın bir başlangıç olduğunu, benzer çalışmalara örnek teşkil
edeceğini söyleyerek; toplanılan plastik şişe kapaklarının Türkiye Omurilik Felçlileri Derneği’ne (TOFD)
ulaştırılacağını, oradan da tartılarak geri dönüşüme
gönderileceğini, elde edilecek gelir ile de ihtiyaç sahiplerinin akülü veya manüel sandalye alımı için değerlendirileceğini, engelli vatandaşların kullanımına
sunulacağını ifade ederek, bu çalışmaya ön ayak olmaktan duyduğu memnuniyetini’ dile getirdi.
Koroplast yöneticileri de etkinliğe destek vereceklerini açıkladılar. Koroplast Satış ve Pazarlama
Direktörü Bekir Türkoğlu ve Pazarlama Müdürü Lizi
M. Yılmaz, etkinliğe katılım sağlayarak, doğada çözünür çöp torbaları ve büzgülü çöp torbaları ile malzeme desteği sunarak etkinlik alanında aktif olarak yer
alacaklarını bildirdirler.
EYLÜL - EKİM 2015
63
ÇEVRE
AZİZ Kocaoğlu,
Yamanlar çöp bertaraf tesisi için
odalarla görüştü
İ
zmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ve bürokratları, meslek odalarından gelen talep üzerine İzmir’in katı atık yönetimi ve Yamanlar Dağı eteklerinde yapılması planlanan bertaraf
tesisiyle ilgili toplantı yaptı. Meslek odaları yöneticileri, Yamanlar’da bulunan arazideki yeraltı sularının kirlenme riski, katı atık yönetim planı, tesisle
ilgili toz ve koku endişelerini gündeme getirdi
İzmir’de yıllardır yer sorunu nedeniyle Büyükşehir Belediyesi’nin yapamadığı Katı Atık Bertaraf Tesisi projesi, Karşıyaka ilçesi Yamanlar Dağı
eteklerinde bulunan arazinin ÇED süreciyle birlikte yine tartışılmaya başlandı. Genel seçim öncesi
siyasi polemiklere de malzeme olan AKP’li milletvekillerinin eleştirdiği yerle ilgili Jeoloji Mühendisleri Odası da yeraltı sularının kirlenme riskine
dikkat çekince, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu’nun talebiyle
İzmir Büyükşehir Belediye
Başkanı Aziz Kocaoğlu
ve ilgili bürokratları basına kapalı toplantıda
meslek odaları temsilcilerine katı atık yönetimi ve Yamanlar Dağı
eteklerine yapılması
planlanan tesisle il-
64
EYLÜL - EKİM 2015
gili bilgilendirme yaptı.
Toplantıda Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz
Kocaoğlu’nun 2019’da sona erecek bu başkanlık
süresinin sonuna kadar tesisi bitirmek istediğini
söylediği öğrenildi. Kocaoğlu’nun uzun süredir
yer aradığını, bulunan yerlerle ilgili kamuoyunun yakından bildiği sorunlar, tepkiler nedeniyle
gerçekleşmeyen tesisin, ÇED süreci devam eden
Yamanlar Dağı eteklerindeki yerde yapılmasının
kentin önemli ihtiyacını karşılayacağını söylediği
belirtildi.
Oda temsilcileri somut bilgi talep etti
Meslek odaları temsilcileri ise konuyla ilgili sordukları soruların yanı sıra hem kentin katı
atık yönetimiyle ilgili katkılarda bulundu hem de
eleştiriler yöneltti. Daha önce de konuşulan, bölgede yüzeye yakın yeraltı sularının kirlenme riski
gündeme geldi. Koyundere, Ulukent’te kullanılan
kaynak sularının kirlenebileceği endişeleri dile
getirildi. Bu konuyla ilgili sızdırmazlık önlemleri
masaya yatırıldı. Meslek odaları özellikle kentin
katı atık yönetim planı olması ve bunun kamuoyuna açıklanması gerektiğini dikkat çekti. Kentin
diğer bölgelerine yapılacak tesisler ve yer tespitleriyle ilgili belirlenen bilimsel kıstasların da
açıklanmasını talep eden meslek odaları, bu plan
çerçevesinde bölgelerde uygun yerlerin belirlenmesinde yeraltı sularının etkilenmesi toprağın,
havanın etkilenmesi, ulaşım alternatifleri, işletme, yerleşim yerlerine uzaklık, çevresel etkilerin irdelenmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Tesiste bertaraf edilecek çöpün yanı sıra
çıkacak yüzde 30’luk kompostun tarımda
kullanılmasıyla ilgili somut bilgiler talep
eden meslek odaları temsilcileri, işletmede gerçekleşecek olası aksaklıklar durumunda koku ve toza karşı önlemleri de
toplantıda sordu.
Temizlik İşleri Müdürlüğü,
Bolu’daki kamu çalışanlarını
bilgilendiriyor
B
olu Belediyesi tarafından, Bolu’da bulunan
kamu kurumlarında çalışan personellere yönelik verilen Çevre Bilinci Eğitimleri devam
ediyor. Son olarak Sağlık İl Müdürlüğü’nde gerçekleştirilen eğitimlerde müdürlük personeli evsel, ambalaj, tıbbi atıklar başta olmak üzere tüm atık çeşitleri hakkında bilgilendirildi.
Çevre bilinci konusunda gerçekleştirdiği birçok
proje ile 7’den 77’ye tüm vatandaşlarımıza yönelik
çalışmalar yapan Bolu Belediyesi, bu projelere ek
olarak Bolu’da bulunan kamu kurumlarında çalışan
personellere Çevre Bilinci Eğitimleri vermeye başladı. Bolu Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen eğitimler çerçevesinde son olarak Sağlık Müdürlüğü’nde bir program düzenlendi.
Müdürlük çalışanlarına evsel atıklar, ambalaj atıkları, tıbbi atıklar, bitkisel atık ve yağlar, atık piller ve di-
ğer katı atıklar hakkında bilgiler veren Temizlik İşleri
Müdürlüğü yetkilileri, çevreye ciddi zararlar verecek
atıklar konusunda ise çok daha hassas olunması gerektiğini belirtti.
Ayrıca Bolu ili ve çevresinde uygulanan Mavi ve
Yeşil Konteynerler ile ilgili de kısa bir bilgilendirme
yapan yetkililer, Yeşil konteynerlere evsel atık, Mavi
konteynerlere ise geri dönüşüm (ambalaj) atıklarının
atılması gerektiğini söyledi.
EYLÜL - EKİM 2015
65
ÜYE LİSTEMİZ
2A Yönetim Hizmetleri
Artem Tesis Yönetimi ve Hizmetleri AŞ:
Ayos Temz.Hizm.İnş.Rek.Org.San.ltd.
Bizim Servis ve Danışmalık Hizmetleri AŞ.
Buyruk Group
Cam Pak
CSS Hizmet İşletme San. AŞ.
Çetin Group
Çetin Group
Hijyen Akademisi
Deça Hij.ve Kimyasal Temz. Hizmt. AŞ.
Deniz Temizlik
Destek Servis Tesis İşi ve Yönetim Hizmetleri
Destek Temizlik Hizmt.Ltd.
DGR
Ece Group
Ecolab
Eczacıbaşı Girişim Pazarlama
Edin Eğitim ve İnsan Kaynakları Hizm.Ltd.
Eko İnşaat Turizm Yönetim Hizm.San. AŞ.
Ekspress Temizlik
Emeksan
Esse Temizlik
Etkin Grup
ETS Endüstriyel Temz. Sis.San.ve Dış Tic.Ltd.
Eubsa Bsg.Tesis Yönetimi ve İşletme Hizmt.Ltd.
Euroserve
FMS Temizlik Hizmt.Ltd.
Güney İlaçlama Turizm ve Tic.Ltd.
İştem Çevre Grup Entegre Tesis Yön. HizmT. Tic. Ltd. Şti.
Klüh Profesyonel Hizmetler Ticaret A.Ş.
Koza Yönetim ve Servis A.Ş.
KT Danışmanlık
Mis Group AŞ:
Mispak
Mss Grup Kimya Temizlik San. Ve Dış Tic. Ltd.
Onlıne Group
Özenç Hizm.Yönetim
Öz-Tem
P Group
Server Tesis Yönetim Hizmetleri A.Ş (Eroğlu)
66
EYLÜL - EKİM 2015
Mehmet Emin Yıldız
Eflatun Mutlu
Oktay Şirin
Yeşim Tekin
Kemal Tunç Buyruk
Abdulkadir Turan
Hasan Çapkurt
Samet Taşkıran
Ahmet Eren
Zafer Mumcular
Ali Murat Çimen
Cengiz Pala
Tahir Yılma Berik
Altan Özbey
Bülent Doğru
Hüseyin Sonuk
Ali Haydar Gürkan
Pelin Özbilgin
Sema Mumcular
Özgür Köstekçi
Ali Başdurak
Dinçer Yalçın
Emre Saygılıer
Hakan Özalp
Canan Aksu
Furkan Albayrak
Cem Alakuştekin
Ali Ekber Durmaz
Ayşe Kantarcılar
Abumüslim Bazkır
Erdoğan Kalay
Levent Alatlı
Orhan Kutlukhan Tüte
Cevat Turan
Musa Bulut
Arif Ömer Karaşehirli
Orhan Mirza Çapkurt
Şebnem Özenç
Halil Doğru
Necati Altın
Caner Geban
www.eplustr.com
www.artemtesis.com
www.ayostemizlik.com
www.bizimservis.com.tr
www.buyrukgroup.com.tr
www.campak.com.tr
www.css.com.tr
www.cetin-group.com
www.cetin-group.com
www.deca.com.tr
www.artemtesis.com
www.destekservis.com.tr
www.destektemizlik.com
www.dgrgroup.com.tr
www.ecenur.com.tr
www.tr.ecolab.eu
www.maratem.com.tr
www.ekofms.com
www.ekspresstemizlik.com.tr
www.emeksantemizlik.com
www.esseyika.com
www.etkinhizmet.com
www.etsgrup.com
www.eubsaturkey.com
www.eurestservices-tr.com
www.fmstemizlik.com.tr
www.guneyilaclama.com
www.istemcevregrup.com
www.kluhsm.com
www.kozayonetim.com
www.ktdanismanlik.com
www.misgroup.com.tr
www.mis-pak.com.tr
www.mssgrup.com
www.onlinegrouptr.com
www.ozenc.com.tr
www.oztem.com.tr
www.pgroup.com.tr
www.erogluholding.com
0212 230 75 71
0312 397 00 33
0212 223 50 95
0216 545 88 45
0216 392 92 59
0216 465 14 00
0216 428 07 07
0282 725 41 41
0282 725 41 41
0216 339 97 24
0212 256 56 80
0216 508 29 00
0212 358 59 40
0212 278 92 08
0212 452 89 89
0216 572 74 04
0216 458 69 00
0216 333 71 00
0216 339 97 24
0212 334 48 48
0212 270 35 77
0212 274 55 80
0416 223 23 14
0212 569 78 08
0216 493 20 90
0216 470 03 08
0216 578 98 00
0850 221 03 67
0242 241 04 56
0212 238 42 88
0212 423 33 34
444 21 24
0212 603 10 43
0212 253 68 68
0216 455 92 82
0216 660 08 98
0216 546 01 95
0216 428 54 05
0212 452 89 89
0212 219 29 15
0212 653 27 00
Silen Temizlik
SMG Steam Cleanıng Machines & Services Co
Sodexo
Tepe Servis ve Yönetim AŞ:
Uçar Sosyal Hizmetleri
Yağmur Prof Hizm.Temz.ve Org. Ltd.
YKS Tesis Yönetim Hizmetleri A.Ş.
Ünal Kurumuş
Ali Tolga Gediz
Murat Çakmak
Miktat Kuzhan
Şaduman Uçar
Güven Kadakal
Bahadır Adıyaman
www.silenhizmet.com
www.smg-tr.com
www.sodexo.com.tr
www.tepesavunma.com.tr
www.ucartemizlik.com
www.yagmurtemizlik.com
www.yks.com.tr
0258 264 49 77
0232 457 27 23
0216 340 45 00
0212 267 23 98
0212 854 02 17
0212 583 15 74
0212 280 42 88
MAKİNE, KİMYASAL, SEKTÖRE MAMÜL VE HİZMET TEDARİKİ YAPAN FİRMALAR
3M
Adonis End.Temz Gıda ve Kozm.Ürün San.Ltd.
Bayco End
Dayland
Diversey
Doğuş Makina
Dönertaş Makine Sanayi
Eczacıbaşı Profesyonel
Hijyen Akademisi
Ekipman Market
Ermop
ETS Grup
Fanset
Hayat Makine
Karcher
KT
Mss Grup
Nilfisk Advance
Osmanlı Makine
Promak
Saruhan
SMG Makina
Star Makina
Tak Kozmetik
Tektem Makine
TMT Pazarlama
Tosay Makina
Yiğitoğlu
Yöndes Yön
Duygu Ömeroğlu
Murat Yiğit Öcal
Emrah Taşçı
Ömer Annaç
Gürkan Doğanay
Cevdet Çimen
Arzu Yıldız
Pelin Özbilgin
Sema Mumcular
Umut Delikanlı
Erdal Demircioğlu
Vedat Yılmaz
Hilmi Karasu
Murat Soylu
İsmail Korkmaz
Kutlukhan Tüte
Arif Ömer Karaşehirli
Tayyip Tokar
Yunus Bingöl
Hülya Çetin
Metin Babacan
Ali Tolga Gediz
Ersin Topak
Ahmet Havuz
Hamit Bektaş
Fatih Kutlutaş
G. Maria Aydın
Suat Yiğitoğlu
Nesrin Serin
www.3M.com
www.adonis.com.tr
www.bayco.com.tr
www.dayland.com.tr
www.diversey.com
www.dogustemizlik.com.tr
www.donertas.com.tr
www.eczacibasiprofesyonel.com.tr
www.hijyenakademisi.com
www.ekipmanmarket.com
www.ermop.com
www.edsgrup.com.tr
www.fanset.com
www.hayatmakine.com
www.karcher.com.tr
www.hizmetinadresi.com
www.mssgrup.com
www.nilfisk.com.tr
www.osmanlimakine.com.tr
www.promak.com.tr
www.saruhan.com.tr
www.smg-tr.com
www.starmakina.com.tr
www.takkozmetik.com
www.cleanvac.com
www.tmtpazarlama.com
www.tos-ay.com
www.yigitoglu.com.tr
www.yondes.com
0216 538 06 55
0212 549 50 59
0282 651 29 70
0224 443 39 40
0216 578 64 00
0212 444 07 64
0232 281 65 76
0216 333 71 00
0216 339 97 24
0212 306 32 14
0216 466 52 67
0216 493 20 90
0212 697 57 70
0212 671 75 31
0232 252 07 08
0532 314 72 95
0216 660 08 98
0216 466 94 94
0216 398 07 97
0242 522 56 56
0212 249 33 80
0232 457 27 23
0216 572 74 04
0212 221 91 95
0216 499 90 90
0212 659 33 60
0226 814 24 50
0212 284 43 37
0212 327 01 84
EYLÜL - EKİM 2015
67
TESİS YÖNETİMİ
DERGİ İSTEK FORMU
Adı:............................................................................................................................................................
Soyadı:...................................................................................................................................................... Firma Adı:.................................................................................................................................................
Görevi:.......................................................................................................................................................
Telefon:.....................................................................................................................................................
Faks:...........................................................................................................................................................
Web Adresi:...............................................................................................................................................
E-Mail Adresi:...........................................................................................................................................
Vergi Dairesi:...........................................................................................................................................
Vergi No:...................................................................................................................................................
Dergi Başlangıç Sayısı:..........................................................................................................................
Dergi Bitiş Sayısı:..................................................................................................................................
Bize Nereden Ulaştınız?
Adresi:
Ekonomi Ajans Yayıncılık, Paz.ve Danışmalık Hizmetleri
Adres: Fevzi Paşa Cad. No 2 Sarı Ap.D:6 34750 Küçükbakkalköy – Ataşehir – Istanbul
Tel: +90 (0) 216 572 60 69 Faks: +90 (0) 216 576 89 96
[email protected]
[email protected]
68
MART 2015
TESİS YÖNETİMİ
MAYIS 2015
69
TESİS YÖNETİMİ
70
MART 2015

Benzer belgeler