Yeni bir iş kolu: Profesyonel kobaylık

Transkript

Yeni bir iş kolu: Profesyonel kobaylık
0-212-217 61 91(PBX) | [email protected]
Yeniyol Cad. GökFiliz İş Merkezi No:11 K:2 D:8
34387 - Mecidiyeköy-Şişli / İSTANBUL
Yeni bir iş kolu: Profesyonel kobaylık
(13 Haziran 2008, Cuma)
Dr. Cem SUNGUR İç Hastalıkları Profesörü – Nefrolog
Yıllar önce Danimarka'daki Aarhus Üniversitesi Endokrinoloji Bölümü'nde bir tıp öğrencisi olarak çalışırken, Alman ve İtalyan
arkadaşlarımla ile birlikte Tip 1 Diyabeti olan hastalarda, şafak saatlerinde gelişen ani kan şekeri yükselmeleri ve tedavisi ile ilgili bir
deneye gönüllü olarak katılmıştım. Üç ardışık gün egzersiz yaparken, hem vücudumuza bazı ilaçlar verilmiş hem de belirli aralıklarla
kan tetkikleri yapılmıştı. Deneye gönüllü olarak katılmış olmamıza karşın, uygulamalarla ilgili olarak üniversitenin etik kurulundan izin
alınmış, bize gerekli ön bilgiler verilmiş ve onamımız alınmıştı.
Tıp tarihinde, insan denekler üzerinde yapılan dehşet verici birçok deney belgelere geçmiştir. Bunlardan İkinci Dünya Savaşı sırasında
uygulananlar, belleklerimizdeki tazeliğini korumaktadır. Bu dehşet verici örneklerin bir daha tekrarlanmaması için çok önemli
hukuksal düzenlemelere gidilmiştir. İnsanlar üzerinde yapılan her türlü deney için kurumsal, ulusal ve uluslararası kurallar
oluşturulmuştur. Öte yandan, tıp uygulamaları ile ilgili her yeni tedavi yöntemi için de sağlıklı insanlara gerek vardır. Bu tür deneyler
için artık son derece oturmuş ve yaygın olarak kabul görmüş bir kurallar manzumesi olduğu düşünülürken, 7 Ocak 2008'de The New
Yorker dergisinde, ünlü Mayo Klinik'in bulunduğu Rochester'daki Tıbbi Etik bölümünden Carl Elliott'un makalesi bir anda büyük
tartışmalar başlattı. Yazının başlığı "Kobaylık Yapmak" olarak çevrilebilir. Makalesinde tıbbi tedavilerin güvenli olup olmadıklarını
araştırmak için yapılan deneylere katılarak yaşamlarını kazanan ve bu uygulamaları meslek edinmiş olan insanların deneyimleri,
endüstrileşen klinik araştırmalar sektörü ve etik kuralların yok sayılması sonucu yaşanan sorunlar anlatılıyordu.
KOBAYLIKTAN PARA KAZANMAK
Yeni bir tıbbi tedavi geliştirilirken, potansiyel ilaç adayı üç farklı evrede sınanıyor. Birinci evrede, ilaç adayının güvenli olup olmadığı
sınanıyor ve sağlıklı insanlara uygulanarak olumsuz etkileri irdeleniyor. İkinci evrede ise ilaçla ilgili doz ayarlamaları yapılıyor ve
tedavi etkisinin derecesi belirleniyor. Üçüncü evrede ise daha fazla sayıda insana uygulanan ilacın yararı, standart tedavilerle
karşılaştırılıyor. Kobaylığı meslek edinmiş olan insanlar genellikle birinci evredeki süreçlerde görev alıyorlar. Elliott'un yazısı Rockwell
adındaki profesyonel bir kobayın, vücuduna değişik girişimsel işlemler yapıldığı ve beslenmesinin kısıtlandığı beş haftalık deney
sırasında yaşadıklarını aktardığı bölümle başlıyor. Bu sürenin sonunda Rockwell'e 7 bin 500 dolarlık bir ödeme yapılıyor. Rockwell
para kazanmak için yirmi kadar deneye katıldığını anlatıyor. Profesyonel kobaylar, zamanı bol ama parası olmayan kişilerden
oluşuyor; işsizler, öğrenciler, sözleşmeli işçiler, eski ilaç bağımlıları ve sosyoekonomik olarak sıkıntılı, aşırılıklara eğilimli gençler sık
sık deneklik yapıyor.
SKANDALLARA NEDEN OLDU
1991 yılında yapılan bir araştırma, ilaç sanayinin geliştirdiği ilaçlarla ilgili deneylerin yüzde 85'inin akademik merkezlerde ve eğitim
hastanelerinde gerçekleştirildiğini ortaya koymuştu. Son on yıl içinde, daha fazla ilaç adayının üretilmesi, klinik araştırmaların daha
karmaşık hale gelmesi, akademik merkezlerin bürokratik çarklarının yavaş işlemesi ve maliyet baskısının ortaya çıkması sonucunda,
ilaç sanayisi, araştırmalarını özel sektöre kaydırdı. Günümüzde tüm klinik araştırmaların yüzde 75'i özel sektör tarafından
gerçekleştiriliyor. Bunun sonucunda da "kontrata dayalı araştırma kuruluşları" adı verilen bir işkolu gelişti. Quintiles, Covance, Parexel
ve P.P.D. gibi firmalar akla gelen ilk örnekler... P.P.D. firması otuzdan fazla ülkede çalışmalarını sürdürüyor. Araştırmalar, tüm klinik
araştırmaların yüzde 50'sinden fazlasının, artık ABD ve Batı Avrupa ülkelerinin dışında yürütüldüğünü gösteriyor.
2006 Mayıs'ında SFBC International adındaki bir şirketin, ABD'de eski bir oteli dönüştürerek yaptığı 675 yataklı bir araştırma
merkezinde, ülkeye kaçak giren göçmenler üzerinde ilaç deneyleri yaptığı ortaya çıktı. Bu merkezin başhekimi diplomasını Karayip
Adalan'ndaki bir "tıp fakültesinden" almıştı. SFBC'nin başkan yardımcısının eşinin adına kurulmuş olan ticari bir etik firmasının da bu
ilaç araştırmalarının etik açıdan onaylanmasını sağladığı saptandı. Merkez hemen kapatıldı ve 24 milyon dolar tutarında bir cezaya
çarptırıldı. Bu skandaldan kısa bir süre sonra da büyük bir ilaç firmasının, alkoliklere para karşılığı ilaç deneyi uyguladığı kamuoyuna
yansıdı. İngiltere'deki Northwick Park olayında ise romatizma ve bir nörolojik hastalık tedavisinde kullanılmak üzere geliştirilen bir ilaç
adayıyla yapılan deney sırasında gelişen yan etkiler nedeniyle, altı gönüllü denek yoğun bakıma zor yetiştirildi, birisi el ve ayak
parmaklarını kaybetti, çok uzun süre yoğun bakımda kaldılar ve hepsinde uzun süreli sağlık sorunları iz olarak kaldı.
BECERİYE GEREK YOK
Profesyonel kobayların uzun süreli araştırmalar sırasında her zaman çok olumlu koşullarda konaklamadıkları, değişik girişimlere
hedef oldukları, paralarını deney bitince alabildikleri, deney süresinde bir olumsuzluk gelişirse bu sorunların tedavisini ilaç
firmalarının üstlenmediği, tazminat ödenmediği ve özellikle psikiyatride kullanılmak için geliştirilen ilaçların denenmesi sırasında
intihar olaylarının yaşanabildiği bilinen gerçekler. Eskiden toplum yararı için yapılan ve gönüllülük ilkesi üzerine kurulmuş olan
deneklik sistemi, artık bir işkolu haline gelmiş olan klinik araştırmalar kapsamında profesyonel kobaylığa dönüşmüş durumda. Elliott'a
göre, profesyonel kobayların herhangi bir eğitime veya beceriye gereksinimleri yok. Artık bu "gönüllüler"e bir şeyler yaptıkları için
değil, kendilerine bir şeyler yapıldığı için para ödeniyor.
(CUMHURİYET ANKARA)