Araştırma Raporu

Transkript

Araştırma Raporu
 Forum: GK2 Eğitim Komitesi Sorun: Eğitim yetersizliğinin işsizlik ve ekonomik duruma etkisi Yazar: Larissa Uyar Pozisyon: Başkan Vekili Araştırma Raporu Giriş Eğitim, toplumsal yaşamın biçimlenmesine etki eden en önemli özelliklerden biridir ve yalnızca okul kurumunu kapsamayıp, kişinin sosyal yaşantısıyla da alakalıdır. Eğitim, bilim ve teknolojideki ilerleme, gelişmiş ülkelerde yaşanan yapısal dönüşümün temelini oluşturmaktadır. Bugün artık mesleki ve teknik eğitim ile işgücü piyasası arasında kurumsal bir bağ ve işbirliğine dayalı bir anlayış gerekmektedir. İşsizliğe karşı mücadele ve istihdamı artırma çabaları işgücünün eğitim durumu ya da sahip olduğu niteliklere bağlı olarak belirlenebilir ve işsizlerin mevcut eğitsel nitelikleri, işsizliği azaltmayı amaçlayan politikalarda farklılaşmalar yaratabilir. Eğitim sistemleri ve problemleri, günümüzde tüm toplumlarda olduğu gibi ülkemizi de ilgilendiren bir konudur. Dünyaya ilk adımlarını atan bir birey toplumsallaşma aşamasında ailesinde başlayan temel eğitimini ilerleyen dönemlerde belirli kurum ve kuruluşlar tarafından almaya yöneliktir. Eğitim, kişinin gelişimi için çok büyük bir önem teşkil ettiği için eğitimdeki en ufak çarpıklık bireyi, dolayısıyla toplumu bozabilecek niteliktedir. Bu sebepledir ki, günümüzdeki eğitim problemleri sebebiyle toplumlar bilinçli olmaktan ziyade toplumsallıktan uzaklamaya başlamışlardır. Ülkemizde ve bizim gibi birçok toplumda, eğitim sistemlerinden kaynaklanan çarpıklıklar sebebiyle insanlar etkilenmekte ve bu da toplumda olumsuz sonuçlar ortaya çıkarabilmektedir. Ülkemizde insanların, kurum ve kuruluşlar açısından topluma ve gerçek hayata uyum sağlamalarını sağlayan bilgiler yeterli seviyede verilmediğinde ortaya çıkan problemlerle baş etmek imkansız bir hal alabilmekte. En güzel örneklerden bir tanesi olan ülkemizi ele aldığımızda, toplumumuzdaki birçok eksiklik ve yetersizlik bireyin yeterli eğitim alamaması ve kendini geliştirmekte kullanacağı yeterli bilgi birikiminin kendisine aktarılmamasından kaynaklanmaktadır. “Töre cinayetleri” gibi örnekleri ele aldığımızda kesin bir sonuca ulaşırız ki, bu da sosyal çevrenin yetersizliği ve eğitimsizliğidir. eğitimsiz bir bireyin nötrize olmuş bir topluma tepkimeleri, reaksiyonda negatif yöne eğilimli bir hal alacaktır. Eğitimin bireyin akabimde, toplumun yapı taşlarından birisi olduğu çok açıktır. Sosyal bir dünyada sosyalize olmuş bireyler için eğitim kelimesini açtığpımızda, maddi unsurunda önemi ortadadır. Tabii doğru koşulları sağlamak da toplumun üzerinde inşa edilmiş kurumların görevidir. Fakat burada ne yazık ki ideolojik atılımlar ve kapitalizmin insan üzerine etkileri söz konusu oluyor, ve görüyoruz ki baskı unsurları da eğitimi etkileyen bir diğer konu. Anahtar Kelimelerin Tanımları İstihdam Ülkedeki mevcut işgücünün ekonomik faaliyetler içerisinde sürekli biçimde çalıştırılmasıdır. İstihdam kavramı dar ve geniş olmak üzere iki şekilde ele alınır. Dar istihdamda emeğin, yani sadece çalışanların üretim sürecinde kullanılması incelenir. Geniş anlamda ise emek, sermaye, toprak gibi üretim sürecinde rol alan tüm faktörler incelenir. Beşeri Sermaye İşgücünü oluşturan bireylerin üretken olarak çalışmaları ve karşılığında yüksek gelir elde etmelerine olanak sağlayacak eğitim sürecinde kazanılmış üretken bilgi, beceri ve yeteneklerinden oluşan bir fikri sermaye türüdür. Ekonomik Kalkınma Kalkınmakta olan ülkelerin toplam ve kişi başınagelirlerindeki artış süreciyle ekonomilerinin yapısındaki esaslı değişmedir. İşgücü Etkin nüfus içinde yer alıp, cari ücret düzeyinde ve çalışma koşullarında çalışanlar ile işsizlerin toplamı. Toplam nüfustan çalışamayacak durumda olan nüfusun örneğin 15 yaşından küçük, 65 yaşından büyük olanların, ev kadınlarının, öğrencilerin, mahkumların, ordu mensuplarının, çalışmasını engelleyen fiziksel veya zihinsel engeli olanların ve çalışmak istemeyenlerin çıkarılmasıyla ulaşılan nüfus. Fırsat Eşitliği Bir ülkedeki eğitim, iş gibi her türlü olanaktan hiçbir ayrım yapılmaksızın eşit biçimde yararlanmasıdır. Genel Bakış Bir ülkede eğitim seviyesinin yükselmesi hem bireysel hem de toplumsal açıdan pek çok olumlu sonuç doğurur. Bireysel açıdan; bireylerin verimlilik, dolayısıyla kazançlarının artmasını sağlayan, işsiz kalma riskini azaltan, işsizlik durumunda iş arama sürecini kısaltan, diğer doğrudan ve dolaylı getirileri ile yaşam kalitesinde belirgin artışlara neden olan eğitim, toplumsal açıdan; hem ekonominin ihtiyacı olan nitelikte işgücünü temin eden, hem de bilgi birikimine yaptığı katkılarla üretim teknolojisindeki yenilikleri mümkün kılan bir süreç olarak, ekonomik büyüme üzerinde belirleyici rol oynar. Eğitimin bireysel açıdan beklenen en önemli getirilerinin başında; giderek daha karmaşık ve rekabetçi hale gelen işgücü piyasasında işe yarayacak bilgi, beceri ve yetenekleri kazandırarak istihdam imkânlarını artırması, dolayısıyla işsiz kalma riskini düşürmesi gelir. Eğitimin beklenen ikinci en önemli bireysel getirisi; eğitim seviyesi yükseldikçe gelir seviyesinin yükselmesidir. Eğitim seviyesi yükseldikçe bir taraftan işsiz kalma riski azalırken, diğer taraftan bireyin işgücü içinde kalacağı çalışma hayatının uzamasıdır. Eğitim sistemi ile ilgili pek çok sorunun gündemi meşgul ettiği bu dönemde, Türkiye’nin önündeki en büyük zorluğun, büyüme performansını sürdürmek için işgücünün kalitesinin yükseltilmesi olduğu kabul edilmektedir. Bu zorluğu aşmada şüphesiz en önemli rol eğitim sistemine aittir. Eğitim İşsizlik İlişkisi Eğitimin birey açısından temel işleyişi; gelişen ve değişen piyasa şartlarına uygun nitelikler kazandırmak olarak tanımlandığında; teorik olarak, eğitim seviyesi yükseldikçe işsizlik oranının düşmesi gerekir. Bireylerin kazançlarını belirleyen etkenlerin en başında, sahip oldukları üretim faktörlerinin istihdamı gelir. Eğitim seviyesi yükseldikçe bireylerin beşeri sermaye stoklarında ortaya çıkacak artışın, eğitim seviyesi yüksek bireylerin daha kolay iş bulmaları ile sonuçlanması beklenir. Eğitim seviyesi ile işsizlik arasındaki ters yönlü ilişkinin ortaya çıkmasında, emek piyasasında eğitim seviyesi yükseldikçe hem işçi hem de firmaların davranışlarındaki farklılaşmaların rolü etkilidir. Yani eğitim seviyesi yüksek bir kişinin firmada alacağı staj eğitimi daha kısa süreli olduğundan firmalar bu işçileri kaybetmemek istememektedir. Sonuç olarak; eğitim seviyesi yükseldikçe bireyler daha az gönülsüz iş değişikliği tecrübesi ile karşılaşırlar. Bir başka bakışla işsizliğin nedenleri ülkeden ülkeye farklılık göstermekle beraber doğurganlığa bağlı olarak ortaya çıkan hızlı nüfus artışı, kırdan kente göç, istihdamdaki yetersiz artış, işgücünün eğitim seviyesindeki düşüklük, yaşanan ekonomik krizler Türkiye için öne çıkanlardandır. İşgücünün arz yönünü belirleyen nüfus artışı ve söz konusu artışı etkileyen temel faktörlerden biri olan doğurganlıkta son yıllarda meydana gelen azalmalar yakın dönem ve gelecekteki işsizlik oranının önemli belirleyicileri olarak dikkat çekmektedir. Bu bağlamda, doğurganlığı belirleyen sosyoekonomik faktörlerden kadınların işgücüne katılım oranı, gelir düzeyi, kentleşme, göç, sanayileşme ve özellikle eğitim düzeyinin doğurganlık ve nüfus artışı kanalıyla işsizliğe etkilerinin gerçekçi olarak belirlenmesi Türkiye açısından önem arz etmektedir. Söz konusu faktörler arasında gerek diğer faktörlere etkisi gerekse direkt olarak doğurganlığı ve nüfus artışını etkilemesi açısından eğitim en önemli faktör olarak göze çarpmaktadır. Eğitim Yoksulluk İlişkisi Yoksulluk, genel anlamda, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamaya yetecek gelir düzeyine sahip olmamaları durumudur. Çalışan bir kişinin düşük gelir elde etmesinin en önemli sebeplerinden biri kişinin verimliliğinin düşük olmasıdır. Verimliliğinin düşük olmasının temel nedeni ise; beşeri sermaye donanımı yetersizliğidir. Yüksek verimle üretim yapma yeteneğini kazanmak için gerekli olan beşeri sermaye stokuna ulaşmak ise, daha yüksek eğitim seviyesine sahip olmakla mümkündür. Dolayısıyla, yoksulluğun en önemli nedenlerinin başında eğitim seviyesinin düşüklüğü gelmektedir. Bu yetersizliğin nedenleri incelendiğinde ise eğitimde fırsat eşitliğinin kaybolması ön plana çıkmaktadır. Bireyler doğarken yasalar önünde eşit olarak doğarlar. Fakat birçok yönden eşitsizlik içinde yaşarlar. Bu eşitsizlikler ailenin sosyo-­‐ekonomik durumu, eğitim düzeyi ve bölgeler arası farklılıklardan kaynaklanabilmektedir. “Fırsat (ya da şans) eşitliği” kavramı, “herhangi bir alandaki bir girişime, bir seçmeye vb. katılanlar arasında eşit koşulların ve olanakların bulunması durumu” olarak tanımlanır. Eğitimde fırsat eşitliği ise; İnsan Hakları Evrensel Bildirgesinde “Her bireyin eğitim görme hakkı vardır” olarak belirtilmiştir. Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi, Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi de eğitim hakkını güvence altına alır. Türkiye, bu anlaşmaların hepsine taraftır. 1982 Anayasasının 24. ve 42. maddelerinde eğitimle ilgili hükümler yer almaktadır. 42. Madde de eğitimde fırsat eşitsizliğiyle ilgili “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz. Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tespit edilir ve düzenlenir. İlköğretim, kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunludur ve devlet okullarında parasızdır.” ifadeleri yer almaktadır. Türk Milli Eğitiminin temel ilkelerinden “fırsat ve imkân eşitliği” ise “Eğitimde kadın, erkek herkese fırsat ve imkan eşitliği sağlanır.” şeklinde tanımlanır. Maddi imkânlardan yoksun başarılı öğrencilerin en yüksek eğitim kademelerine kadar öğrenim görmelerini sağlamak amacıyla parasız yatılılık, burs, kredi ve başka yollarla gerekli yardımlar yapılır. Bu açıdan yaklaşıldığında varlıklı ailelerin çocuklarının eğitim fırsatlarından daha fazla yararlandığı söylenebilir. Modern demokrasilerde en yaygın eşitlik türü olan “fırsat eşitliği”, toplumsal, siyasal ve ekonomik kökenlerine, kısacası sınıfsal konumlarına bakılmaksızın, herkesin yetenek ve becerileri ölçüsünde yarışabileceklerini öngören liberal bir ilkedir. Bu yarışın kuralları yasalarla düzenlenmiştir ve kanunen “Tüm insanlar yasalar önünde eşittir”. Eğitim ile yakından ilişkili bir kavram olan toplumsal hareketlilik açısından bakıldığında sosyal adalet ve eşitliğin giderek daha büyük önem taşıdığı görülmektedir. Bu araştırmanın amacı Türkiye’yi eğitimde fırsat ve olanak eşitliği açısından değerlendirmek ve bazı ülkelerle karşılaştırmaktır. Karşılaştırmalarda İnsani Gelişmişlik ve OECD raporlarında yer alan sosyo-­‐
kültürel ve sosyo-­‐ekonomik değişkenlerle ilişkili veriler kullanılmıştır. Bu bağlamda, ülkeler arasında kişi başına düşen milli gelir, eğitime ayrılan pay, okuryazarlık ve okullaşma oranları açısından karşılaştırmalar yapılmıştır. İlgili Taraflar ve Görüşleri Bu konuda etkin bir şekilde taraf tutması beklenen ülkeler; a)
b)
c)
d)
e)
f)
g)
h)
Eğitim seviyesi düşük ülkeler Eğitim seviyesi yüksek olan ülkelerin düşük olan ülkelere yardım etmesi Ekonomik kriz ve işsizlikle mücadele eden ülkeler Özellikle OECD ve Avrupa Birliği üyeleri ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü) ve Birleşmiş Milletler’in (BM) ortak çalışmaları Ticareti gelişmiş ülkeler İş kurma ve yapabilme açısından sektör yelpazesi geniş ülkeler Ülkelerin önde gelen şirketleri Antlaşmalar ve Olaylar 1919 1961 ILO (Uluslarası Çalışma Örgütü), 1919'da Versailles Barış Anlaşması uyarınca kurulmuş ve 1946 yılında BM'nin (Birleşmiş Milletler) uzmanlık kuruluşu olmuştur. Bu sözleşme ve tavsiyeler temel çalışma hakları, örgütlenme hakkı, toplu pazarlık, zoraki emeğin ortadan kaldırılması, fırsat eşitliği, ve çalışma hayatı ile ilişkili diğer konularda standartlar koymaktadır. Aynı zamanda başta mesleki eğitim ve mesleki rehabilitasyon, çalışma politikası, emek yönetimi, çalışma hukuku ve endüstriyel ilişkiler, çalışma koşulları, işletme gelişimi, kooperatifler, sosyal güvenlik, çalışma istatistikleri, işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi konularda teknik yardım sunmaktadır. OECD (Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü), 14 Aralık 1960 Paris Sözleşmesi’nden sonra 1961 tarihinde kurulmuştur. 1948 yılında kurulan OECC’nin (Avrupa Ekonomik İşbirliği Örgütü) mirasçısıdır. ● Amaçları: a) Ekonomik genişleme politikasının uyandırılması ve sosyo-­‐ekonomik eşgüdümlü gelişmenin desteklenmes. b) Uluslarası yükümlülüklere uygun çok taraflı ve ülkeler arasında ayrım gözetmeyen dünya ticaretinin geliştirilmesine destek verilmesi. ● Benimsediği ilkeler; a) Demokrasi b) İnsan hakları ve yurttaş özgürlüğüne bağlılık Sorunu Çözmek İçin Atılmış Önceki Girişimlerin Değerlendirilmesi İşsizlik ve ekonomik kriz, ülkeleri günümüzde en çok etkileyen faktörlerden biridir ve başlıca sebepleri arasında eğitim ve işgücü yetersizliği gelir. Bugün bu durumda olmamızın sebebi; a) Maddi olanaksızlıklar sebebiyle insanların eğitimini sürdürememesi, b) Eğitimli çalışanlara, eğitimsiz olanlara oranla daha fazla fırsatın sunulması, c) İş başvurusunda bulunanların, sektör sayısından fazla olması, d) Ülkelerin ekonomik ve sosyal politikalarının yanlış ilerleyişi, e) Az gelişmiş ülkelerde insanların özellikle de kız çocukları eğitimden yoksun bırakması, Yaşlı nüfusun ekonomik açıdan sıkıntı yaşamasından dolayı çalışmak zorunda kalmaları gösterilebilir. f)
Çözüm Önerileri Bu sorunlara çözüm olarak; a) Çalışanların ve girişimcilerin adaptasyonunun arttırılması, b) İşgücü piyasasına daha fazla insan çekmek, c) İşsizler ve işgücünün dışında kalanlar için aktif ve koruyucu önlemler, d) İş yaratma ve girişimciliğe teşvik çalışmaları ve beşeri sermayeye yatırım, gibi çalışmalarda bulunulabilir. Kaynakça 1) http://tr.wikipedia.org/wiki/OECDhttp://tr.wikipedia.org/wiki/OECD 2) http://tr.wikipedia.org/wiki/Uluslararas%C4%B1_%C3%87al%C4%B1%C5%9Fma_%C
3%96rg%C3%BCt%C3%BChttp://tr.wikipedia.org/wiki/Uluslararas%C4%B1_%C3%87al%C
4%B1%C5%9Fma_%C3%96rg%C3%BCt%C3%BC 3) http://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi30/beser.pdfhttp://iibf.erciyes.edu.tr/dergi/sayi30/be
ser.pdf 4) http://www.iibf.selcuk.edu.tr/iibf_dergi/dosyalar/401348002424.pdfhttp://www.iibf.sel
cuk.edu.tr/iibf_dergi/dosyalar/401348002424.pdf 5) http://www.ekodialog.com/Makaleler/egitim-­‐ve-­‐issizlik-­‐arasindaki-­‐
iliski.htmlhttp://www.ekodialog.com/Makaleler/egitim-­‐ve-­‐issizlik-­‐arasindaki-­‐iliski.html 6) http://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0stihdam
7) http://muhasebeturk.org/ecopedia/387-­‐e/5274-­‐ekonomik-­‐kalkinma-­‐nedir-­‐ne-­‐demek-­‐
anlami.html 8) http://www.gundemturkiye.com/egitim/egitim-­‐
yetersizligi.htmlhttp://muhasebeturk.org/ecopedia/387-­‐e/5274-­‐ekonomik-­‐kalkinma-­‐nedir-­‐
ne-­‐demek-­‐anlami.html 9) http://www.nedirnedemek.com/be%C5%9Feri-­‐sermaye-­‐nedir-­‐be%C5%9Feri-­‐sermaye-­‐
ne-­‐demek 10) https://www.pegem.net/akademi/kongrebildiri_detay.aspx?id=122907 11) http://www.nedirnedemek.com/f%C4%B1rsat-­‐e%C5%9Fitli%C4%9Fi-­‐nedir-­‐
f%C4%B1rsat-­‐e%C5%9Fitli%C4%9Fi-­‐ne-­‐demek Araştırma Soruları Giriş Lütfen cevaplarınızı sizin için ayrılan boşluklara yazınız. Bu soruları ve cevaplarını ülkeniz ve sosyal politikaları hakkında olabildiğince bilgi edinmek için bir kılavuz gibi kullanın. Soruları cevaplamak için önceden var olan bilgilerinizi kullanabilir, arkadaşlarınızdan, öğretmenlerinizden, ve forum yöneticilerinden yardım alabilirsiniz. Ayrıca, daha fazla bilgi için interneti, kitapları, gazeteleri ve magazinleri kullanabilirsiniz. Tüm yerleri doldurmak ve tüm soruları cevaplamak zorunda olmadığınızı unutmayın. O yüzden gerekli bilgileri bulamazsanız endişelenmeyin. Tartışmalara katılmak için her şeyi tamamıyla bilmeniz gerekmiyor. Ancak, ne kadar iyi araştırırsanız, argümanlarda fikirlerinizin ikna edilmesinde o kadar etkili olursunuz. 1. Sizin ülkenizin bu konudaki görüşleri nelerdir? 2. Bu soruna çözüm olarak ülkeniz ne tür önemler alıyor? 3. Ülkenizde bu konu üzerine çalışan Sivil Toplum Kuruluşları var mı? 4. Gelişmiş ülkeler, az gelişmiş ülkelere nasıl destek olabilir? 5. Ülkenizde eğitimin iş dünyası üzerindeki rolleri nelerdir? 6. Eğitimsiz çalışanların eğitilmesi için neler yapılabilir? 7. Ülkenizdeki eğitimi yeterli buluyor musunuz? 8. Ekonomik kriz ve işsizlikle ilgili ne gibi politikalar izlenmelidir? 

Benzer belgeler