Gazete Ege - Balkan Günlüğü Gazetesi

Transkript

Gazete Ege - Balkan Günlüğü Gazetesi
SAYFA 01
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
ISSN-2146-085X
İz. PİM. PP 104
600 YILLIK TARHN AZZ HATIRASINA
web sitemizi ziyaret etmeyi unutmayın...
www.balkangunlugu.com
22 UBAT 2016 PAZARTES - Y›l: 8 Say›: 359
Atina’da teröristlere
Gazetenizi
Gazetemiz
THY Balkan uçu%larında
ÜCRETS‹Z
DA'ITILMAKTADIR
ISRARLA 5STEY5N5Z!
destek konferans
Türkiye’nin terör sald*r*lar*yla can* yanarken, kom"ulua yak*"mayan harekette
bulunan Yunanistan’da bölücüba"* konulu Türkiye kar"*t* bir konferans düzenlendi…
TERÖR ÖRGÜTÜ PKK lideri
Abdullah Öcalan’0n yakalan0p Türkiye’ye getirili+inin
17. y0ldönümünde ba+kent
Atina’da "Ortado'u'daki
geli+meler, Kürt ulusal hareketi ve Öcalan” konulu bir
konferans düzenlendi.
Atina’da Gazeteciler
Cemiyeti’nde gerçekle+tirilen
konferansa Türkiye’deki HDP
E+ Genel Ba+kan0 Selahattin
Demirta+ ve Türkiye’nin
terör örgütü olarak gördü'ü
Suriye’deki PYD E+ Genel
Ba+kan0 Salih Müslim’in yan0
s0ra, Yunanistan ve AB parlamentosu milletvekilleri, siyasi örgüt ve kitle kurulu+u
temsilcileri kat0ld0. 5’te
SIRB5STAN'DAN
MÜLTEC5LERE
DESTEK MESAJI
SIRBİSTAN İçişleri Bakanı Nebojsa
Stefanovic, Çalışma, İstihdam ve
Sosyal İşler Bakanı Aleksandar Vulin
ile Norveç'in Belgrad Büyükelçisi
Arne Bjornstad ve Birleşmiş Milletler
Mülteciler Yüksek Komiserliği Arazi
Koordinatörü Franceska Boneli ile
birlikte ülkenin güneyinde
Makedonya sınırındaki Presevo'da
yenilenen sığınmacı merkezini ziyaret etti. Stefanovic sığınmacı krizinin
birinci yılında Sırbistan'ın her anlamda istikrar gösterdiğini belirterek,
daha iyi bir yaşam umuduyla Batı
Avrupa ülkelerine ulaşmaya çalışan
sığınmacıları en iyi şekilde misafir
etmeye çalıştıklarını söyledi. 5’te
BALKANLAR’DA
MÜLTEC KRZ
Rifat SAT
Sayfa 3’te
DÜN PES ETMEDK,
BUGÜN DE
ETMEYECEZ!
Halit HABPOLU
Sayfa 5’te
5zmir'de Davuto"lu
Tsipras bulu%ması
TÜRKİYE-YUNANİSTAN Yüksek Düzeyli
İşbirliği Konseyi toplantısı 7-8 Mart tarihlerinde İzmir'de yapılacak. İzmir'deki TürkYunan üst düzey toplantıda iki ülke arasındaki ticaret, mülteciler konusu, Kıbrıs, Batı
Trakya Türkleri, İstanbul'daki Ruhban okulu,
THY'nin İzmir Atina uçuşları, İzmir-Selanik
feribot taşımacılığı, Suriye konusu, vizeler
ve iki ülke arasında turizm konuşulacak.
Ayrıca Yunanistan'da yatırım yapmak isteyen Türk işletmelerin yaşadıkları problemlerin de görüşülmesi bekleniyor. 5’te
kinci KARDAK
krizi son anda
önlenmi?!
TÜRKYE ve Yunanistan aras0nda 14 A'ustos
2015 tarihinde ya+anan ikinci Kardak krizinin son anda önlendi'i iddia edildi.
Kathimerini gazetesi, 14 A'ustos 2015 tarihinde Suriyeli mültecilerin ç0kt0'0 Kardak
kayal0klar0nda ciddi bir Türk-Yunan krizi
ya+and0'0n0 yazd0. Türk ve Yunan Sahil
Güvenlik ekiplerinin e+ zamanl0 olarak
Kardak kayal0klar0na ç0kmas0 ile ya+anan krizin yakla+0k 6 saat sürdü'ü belirtildi. 10’da
Kosova’da bamszlk
yldönümünde protesto
KOSOVA'nın bağımsızlığın 8'inci yıl dönümünde muhalefetin düzenlediği protestoya
100 binin üzerinde kişi katıldı. Muhalefet,
hükümete istifa için 27 Şubat'a kadar süre
tanıdı. Kosova başbakanlık binası ününde
toplanan 100 binin üzerinde protestocunun,
sadece Arnavutluk Cumhuriyeti'nin bayrağını taşımaları dikkat çekti. 1999 yılından bu
yana Kosova'da düzenlenen en geniş katılımlı protestonun başında ana muhalefet partisi Vetvendosye Hareketi, AAK ve NİSMA
liderleri hazır bulundu. 4’te
Makedonya'da eski bakanlar
hakkında gözaltı kararı
MAKEDONYA Özel Yetkili
Savcılığınca, aralarında eski
İçişleri Bakanı Jankulovska ile
Ulaştırma ve Haberleşme
Bakanı Janakieski'nin de bulunduğu 8 kişi hakkında seçimlere
hile karıştırdıkları iddiasıyla
gözaltı kararı çıkarıldı. Ülkedeki
siyasi krizi sonlandırmak üzere
geçen yıl hükümet ve muhalefet
temsilcilerince imzalanan Prjino
Anlaşması kapsamında kurulan
Özel Yetkili Savcılık, ilk icraatı
olan "Titanik" kod adlı soruşturmayı başlattı. Makedonya'nın
ilk özel yetkili savcısı Katica
Janeva'nın başkanlığında yürütülen soruşturmanın seçim
sürecine hile karıştırmakla ilgili
olduğu bildirildi. 3’te
Kerry'den Arnavutluk'a
I5D TEBR5'5
ABD DIŞİŞLERİ BAKANI KERRY Arnavutluk
temasları kapsamında geldiği başkent
Tiran'da, Başbakan Edi Rama ile görüştü,
Arnavutluk'un IŞİD koalisyonun önemli bir
üyesi olduğunu söyledi. Kerry, "Barack
Obama ve ABD halkı çabalarınız için minnettar. Arnavutluk ile dost ve müttefik olmamızın yanı sıra ortak çıkarlarımız da aynı" dedi.
Kerry, Almanya'nın Münih şehrinde gerçekleşen güvenlik konferansında Ortadoğu'daki
sorunun çözümü ve IŞİD terör örgütünün yok
edilmesi ihtiyacının ele alındığını da anımsatarak, ''IŞİD'i yenilgiye uğratmanın geniş bir
koalisyon gerektirdiğini biliyoruz” dedi. 5’te
SAYFA 02
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
2 Balkan Haberleri
22 ubat 2016
Pazartesi
TKA’dan Arnavutluk'taki
yetimlere yaam destei
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı
(TİKA) ve ALSAR Vakfı işbirliğinde Arnavutluk’un
farklı şehirlerinde yaşayan yetim kalmış gayrimüslim
öğrencilere giyim ve gıda desteğinde bulunuldu
sosyal alandaki projelerle de çok önemli
çalışmalar yaptığını söyleyerek TİKA’ya
teşekkürlerini iletti. TİKA Tiran
Koordinatörü Prof. Dr. Birol Çetin, yetimlere sadece belli kurumların değil bütün
toplumun sahip çıkması gerektiğini söylerken, yardım malzemelerini bu tür bir
etkinlikle teslim etmek istemediklerini
ancak bu sayede toplumda yetimlere
yönelik sosyal bir farkındalık oluşturulabileceğini düşündüklerini ifade etti. TİKA
Tiran Koordinatörü Prof. Dr. Çetin ayrıca
bu desteğin yetim çocuklar için gerçekleştirdikleri dördüncü proje olduğunun söyledi. ALSAR Vakfı Başkanı Mehdi Gurra
ise TİKA’ya işbirliğinden dolayı teşekkür
ederken Arnavutluk’taki yetim çocuklara,
din ve etnik ayrım gözetmeksizin yardımda bulunduklarını söyledi.
BOSNA’DA ÜNİVERSİTE’YE
BAL ANALİZ LABORATUARI
TİKA, Bosna Hersek'teki eğitim ve istihdam alanlarında projelerine devam ediyor.
TİKA tarafından yapılan yardım kapsamında, Mostar şehrinde bulunan ülkedeki
TRAN
BALKAN GÜNLÜÜ
T
ürk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı
Başkanlığı (TİKA), Arnavutluk’ta
inanç farkı gözetmeksizin yetimlere
destek olmaya devam ediyor. TİKA ve
ALSAR Vakfı işbirliğinde, Arnavutluk’un
farklı şehirlerinde yaşayan 537 gayrimüslim yetime, giyim ve gıda malzemelerinden oluşan yardım kutuları düzenlenen
törenle teslim edildi. Törene, T.C. Tiran
Büyükelçisi Hidayet Bayraktar, TİKA
Tiran Koordinatörü Prof. Dr. Birol Çetin,
Tiran Belediye Başkan Yardımcısı Abaz
Hado, ALSAR Vakfı Başkanı Mehdi
Gurra, çok sayıda davetli ve yetim katıldı.
Tiran Büyükelçisi Hidayet Bayraktar
Arnavutluk ve Türkiye arasındaki ilişkilerin geldiği noktaya değinirken TİKA’nın
Arnavutluk’ta teknik yardımların yanı sıra
en büyük üniversitelerinden biri olan
Cemal Biyediç Üniversitesi bünyesindeki
Bal Analiz Laboratuarı’nın gerekli ekipmanlar teslim edildi. Bal Analiz
Labaratuarı Cemal Biyediç Üniversitesi
Ziraat Fakültesi bünyesinde kurulup bal
ve diğer arı ürünlerinin analizlerinin yapılabileceği bir laboratuvar. Laboratuvar
dolaylı olarak sektörün büyümesi ve istihdam ve gelir düzeyinin artışına katkıda
bulunacak. Bugüne kadar kendi bal ve
diğer arı ürünlerinin analizlerini yurtdışında yaptırmaya mecbur kalan Hersekli üreticiler, artık gereken analizlerini Mostar
şehrinde yapabilecekler. Modern ekipman
ve uzman personele sahip olan Bal Analiz
Labaratuvarında bal ve polen üzerinde
kimyasal ve fiziksel analizlerinin yapılması mümkün olmasıyla birlikte aracılık dernekleri ve bal üreticileri artık uluslararası
şartlara uygun kalite sertifikalarını alarak
dünya pazarına, özellikle AB ve Türkiye
pazarına ihracat yapma imkanına sahip
olabilecekler. Böylelikle önümüzdeki 3-4
sene içinde Hersek'teki aracılık sektörünün iyileşmesi, büyümesi ve ürün kalitesinin arttırılması planlanıyor.
SAYFA 03
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Balkan Haberleri 3
22 ubat 2016
Pazartesi
Dou Avrupa'dan Yunanistan
ve Türkiye'ye kar B PLANI
le hükümet başkanlarının yeni bir planı gündeme getirdiğini kaydetti. Çek Cumhuriyeti
Başbakanı Bohuslav Sobotka da AB sınırlarını güvenceye alabilmek için eylem planının
yanı sıra Türkiye ile birlikte yeni güvenlik
önlemlerinin de alınması gerektiğini vurguladı. Almanya Başbakanı Angela Merkel AB
sınırının kuşatma altında tutulmasına karşı
çıkıyor. Merkel, Türkiye'nin inisiyatifiyle,
sığınmacıların Avrupa'ya gelmesinin engellenmesine odaklanıyor.
BULGARİSTANDAN
FARKLI ÇIKIŞ
PRAG - BALKAN GÜNLÜÜ
D
oğu Avrupa ülkeleri Çek
Cumhuriyeti, Slovakya, Polonya ve
Macaristan Avrupa'ya sığınmacı akınının kontrol altına alınmasında Yunanistan
ve Türkiye'nin çabalarının yeterli olmayacağı
düşüncesiyle bir "B Planı" üzerinde çalıştıklarını duyurdu. www.dunyabulteni.net’e
göre; Slovakya Başbakanı Robert Fico,
Prag'da düzenlenen Vişegrad Grubu
Olağanüstü Toplantısı'nın ardından yaptığı
açıklamada, Makedonya ve Bulgaristan sınırlarını korumak amacıyla bir B Planı üzerinde
konuştuklarını belirtti. Fico, "AB ve Türkiye
arasındaki eylem planının başarılı olacağına
inanıyoruz, ancak karamsar olduğumu
belirtmek isterim" dedi. Başbakan bu neden-
Bulgaristan Vişegrad dörtlüsü grubuna üye
olmak istemiyor. Prag zirvesinde Başbakan
Borisov da, Dışişleri Bakanı Mitov da bunu
açıkladı. Bulgaristan, AB dış sınırlarının
kapatılmasını istiyor. Mülteci akınını kontrol
altına alma ve Bulgaristan, Makedonya ve
Yunanistan sınırlarında güvenliği arttırma
konusu ele alındı.
Bulgaristan Başbakanı Boyko Borisov, ülkenin tek bir tavrı olduğunu, mültecilerin yasal
sınır kapılarından geçmesini sağlamak için,
AB’nin tüm dış sınırlarının kapatılması
gerektiği fikrini öne sürdü. Borisov
Yunanistan- Bulgaristan sınırına tel örgü
çekme fikrini ise “ne Avrupa’ya yakışır, ne
de demokratik bir karar değildir” şeklinde
yorumladı.
Makedonya’da ‘Titanik’
soru
turmas büyüyor
ÜSKÜP - BALKAN GÜNLÜÜ
M
akedonya Özel Yetkili Savcılığı
tarafından, aralarında eski
İçişleri Bakanı Gordana
Jankulovska ile Ulaştırma ve Haberleşme
Bakanı Mile Janakieski'nin de bulunduğu
8 kişi hakkında seçimlere hile karıştırdıkları iddiasıyla gözaltı kararı çıkarıldı.
www.dunyabulteni.net’e göre; ülkedeki
siyasi krizi sonlandırmak üzere geçen yıl
hükümet ve muhalefet temsilcilerince
imzalanan Prjino Anlaşması kapsamında
kurulan Özel Yetkili Savcılık, ilk icraatı
olan "Titanik" kod adlı soruşturmayı başlattı. Makedonya'nın ilk özel yetkili savcısı Katica Janeva'nın başkanlığında yürütülen soruşturmanın seçim sürecine hile
karıştırmakla ilgili olduğu bildirildi.
Makedonya Özel Yetkili Savcılığında
görevli Savcı Fatime Fetai, düzenlenen
basın toplantısında yaptığı açıklamada,
soruşturmanın "örgüt kurmak, oy kullanma hakkını ihlal etmek, seçmenlerin
özgürlüğünü kısıtlamak, oy satın almak,
seçim kampanyası fonlarını kötüye kullanmak" iddiaları kapsamında açıldığını
söyledi. Fetai, soruşturmanın aralarından
eski bakanlar Jankulovska ve
Janakeiski'nin de bulunduğu birçok üst
düzey devlet yetkilisinin nüfuzlarını kullanarak partileri lehine seçimlere hile
karıştırmak iddiasıyla başlatıldığını kaydetti. Savcı Lençe Ristova da "Titanik" kod
adlı soruşturma kapsamında, aralarında
iki bakanın da bulunduğu 8 şüpheli hakkında gözaltı kararı çıkarıldığını, çifte
vatandaşlığı bulunan bir şüphelinin ise
ülkeden kaçma riski nedeniyle gözaltına
alındığını ifade etti.
Balkan ülkeleri
göçmenler için
ortak sisteme geçiyor
İZMİR MEKTUBU
alkanlardan göç
BALKANLAR’DA
almak al k olunan
tarihi bir durum.
MÜLTEC
Avrupa’da ve özellikle
KRZ
Balkanlarda ç kan her sava
[email protected]
ve kar kl k göç yollar n
24.Dönem İzmir milletvekili
doldurmu tur. lginçtir göçBalkan
Stratejik Araştırmalar
lerin istikameti hep
Rifat SAT
Merkezi (BASAM) Başkanı
Anadolu olmu tur. Tarihte
1878 y llar nda 93 Harbi
r na geçmeye çal an binlerce
olarak bilinen sava ve 1912mültecinin
tren ve otobüs garla1913 Balkan sava lar sonras nr
ndaki
görüntülerinin
medyaya
daki göçler, 1924 Lozan mübayans
mas
ile
Balkanlar,
Suriyeli
delesi sonras mübadele göçleri,
mülteci
krizinin
bir
parças
ola1940 y l nda Romanya’dan gelen
rak
görüldü.
göçler, kinci dünya sava ndan
sonraki göçler, 1956 Yugoslavya
BALKANLARI
göçleri, 1989 ve 1990
VE
AVRUPA’YI
Bulgaristan göçleri, hat rlad KORKUTAN MÜLTECm z en önemli Balkan göçleridir.
HAREKETLERAralarda da göçler olmu tur. Son
yüzy l içinde bütün bu göçlerin
2014 y l ndan bu yana
Anadolu’ya getirdi i yekűn 3
Makedonya’n n Üsküp, Manast r
milyonu geçer. Üstelik o tarihler(Yunanistan ile s n r) ve
deki Türkiye nüfusu sadece 13
milyondur. Bugün Türkiye’de
Kumanova (S rbistan ile s n r)
yakla k 15 milyon Balkan göçehirleri, S rbistan’ n ise Belgrad,
meni veya onlar n torunlar varVranje, Pre eva (Makedonya ve
d r.
Kosova ile s n r) ve Subotitsa
(Macaristan ile s n r) ehirlerinde
BALKAN GÖÇLER-N-N
her kö ede Suriyeli mülteciler
TERS-NE
görülüyor. Üsküp-Belgrad seferiBALKANLAR’A
ni yapan bir otobüsün özellikle
GÖÇLER
son iki y ld r yar dan fazlas n n
Suriyeli olmas art k bölgede
Bugüne geldi imiz zaman i tam
garipsenmeyen bir durum hâline
tersine dönmü tür. Balkanlardaki
gelmi bulunuyor. Bu durum
gerginlik en az ndan so uk sava
Balkanlar , ama daha çok
durumundan l k sava a dönmü Avrupa’y haddinden fazla kokutür. Tabiri caizse yanarda imdituyor. Bunu ciddi bir güvenlik
lik lav püskürtmez. Ancak
meselesi olarak gören Avrupa
Balkanlardaki yanarda her an
çözüm yerine sadece s n rlar
aktif hale gelebilir. Di er yandan
kapatarak fayda bulmaya çal Balkanlarda geçici olarak susan
mas tepkilere neden oluyor.
yanarda yerine Ortado u yanarda patlak vermi tir. Irak ve
YUNAN-STAN
Suriye alev alm t r. Daha önce
BABAKANI
Balkanlardan Anadolu’ya gelen
TS-PRAS’IN
-ZM-R
mültecilerin yerini, Ortado u’dan
Z-YARETAnadolu’ya ve Balkanlara giden
mülteciler alm t r. Ancak bu i in
Bask lar n artmas sonunda
en önemli yükü yine Türkiye’nin
Avrupa
daha fazla mülteciyi
üzerinedir. ki milyonu a an
kabul
etme
karar ald . AB’nin
Suriyeli mülteci Türkiye’de ya adaha
fazla
mülteciyi
kabul etme
maktad rlar. lginçtir ki ister
karar
ile
birlikte
Balkanlarda
Balkanlardan olsun veya ister
say s artan Suriyeli mülteciler
Suriye’den olsun, Anadolu mülbir
gerçeklik olarak kar m za
teciler için hep vefal bir ev sahiç
k
yor. Son günlerde
bi olmu tur. Türkiye’deki mülteTürkiye’nin Yunanistan s n r nda
cilerin onda biri bile Avrupa’ya
toplanmaya ba layan binlerce
fazla gelmi tir. Öyle ki;
Suriyeli göçmen bunu do rular
Balkanlarda Suriyeli mülteci
nitelikte. Yunanistan Ba bakan
problemi, Makedonya’n n
Tsipras’ n 7 Mart’ta zmir’e
Yunanistan s n r n kapatarak
yapaca ziyaret bu bak mdan
daha fazla mülteci almayaca n
aç klamas ve ya anan insanl k
oldukça önemli. Ba bakan
dramlar ile uluslararas medyaDavuto lu ve Tsipras aras nda
n n gündemine
zmir’de yap lacak toplant n n en
oturmu tur. Ard ndan, S rbistan
önemli gündem maddesi mültecis n r üzerinden Macar topraklaler olacak.
B
Yunanistan-Bulgaristan
sınırında çiftçi gerginlii arttı
ATNA
BALKAN GÜNLÜÜ
B
ulgar- Yunan sınırındaki
abluka gerginliği sürüyor.
Bulgaristan Ulaştırma Bakanı
İvaylo Moskovski Yunan Kulata
sınır kapısına kadar gitti "Yunan
hükümeti 50 sarhoş Yunan çiftçisinin üstesinden gelemiyor" diyerek,
bundan sonra Bulgar taşımacıları
olarak da sınırı kapatacaklarını
uyardı. www.haberler.com’a göre;
Yunanistan ile olan üç sınır kapısı
kapalı. Bulgar tarafından taşımacı
ve nakliyeci şirket temsilcileri,
Yunan tarafından ise çiftçiler ulaşımı kapatmış bulunuyor. Bakan
Moskovski bu sabah açıklamasında "Yunan tarafı yükümlülüklerini
yerine getirmiyor. Madem öyle biz
de üç sınırı kapatıyoruz.
Yunanistan'a gidecek olanlar başka
güzergahlar seçsin" dedi. Bulgar
Bakan Yunan temsilcileriyle görüştü, ancak taleplerine karşılık bulmadı: "Yunan çiftçileri sınır kapısında ablukayı tamamen kaldırsın,
makineler, traktör, biçerdöverler
yoldan çekilsin, Yunan polisi serbest ve normal ulaşımı sağlayacak
bir geçiş koridoru temin etsin istedik. Bütün taleplerimiz reddedildi.
Bizim yük taşımacıları ile dayanışma sergileyeceğim. Dört haftadan
beri burası afet durumu gibi" dedi.
Sınır kapısı sadece yaya geçişlere
açık.
Çiftçiler ülkenin birçok bölgesinde
vergi daireleri ile bankaları kapattı.
Bazı bölgelerde ise kamu dairelerinin girişini kapatan çiftçiler, mesai
saati dolana kadar kimsenin girmesine izin vermiyor. Bunun dışında ülkenin kritik yollarını ve sınır
kapılarına giden yolları kapatan
çiftçiler, köprüleri ve kavşakları da
kapatmaya devam ediyor.
ATNA
BALKAN GÜNLÜÜ
A
vusturya hükümetinin ülkeye gelen
mülteci sayısını kısıtlama kararı Avrupa
Birliği'nin tepkisini çekti.
Mülteci akınıyla mücadele
için geçişlere kota uygulanması gerektiğini savunan
Avusturya, Spielfeld'in
ardından diğer sınır kapılarında da kontrolleri yeniden
devreye sokmaya hazırlanıyor. www.haberler.com’a
göre; AB Komisyonu
Başkanı Jean-Claude
Juncker, Viyana'nın tavrının
Birlik'in yasalarıyla uyuşmadığını savundu. Öte yandan Makedonya, Sırbistan,
Hırvatistan, Slovenya ve
Avusturya polisi göçmenlerin kayıt işlemleri için ortak
bir sistem kullanma konusunda uzlaşmaya vardı.
Mültecilerin, AB yasalarına
göre güvenli ülkelerden
gelip gelmedikleri yeni sistem sayesinde Makedonya
sınırında tespit edilecek.
Yeni sistemin ayrıca, kayıt
işlemlerini hızlı bir şekilde
yerine getirmesi ve özellikle
Yunanistan – Makedonya
sınırındaki yığılmayı önlemesi bekleniyor.
Bosnalı muhalefet
lideri serbest bırakıldı
SARAYBOSNA
BALKAN GÜNLÜÜ
B
osna Hersek
Mahkemesi, "yargı
organlarının çalışmasına engel olduğu" iddiasıyla
geçen ay gözaltına alınan
muhalefetteki Daha İyi
Gelecek Birliği (SBB) Genel
Başkanı Fahrudin Radoncic'i
serbest bıraktı. www.dunyabulteni.net’e göre, Bosna
Hersek'in ikinci büyük partisi olan Daha İyi Gelecek
Birliği'nin (SBB) Genel
Başkanı Fahrudin Radoncic,
"yargı organlarının çalışmasına engel olduğu" iddiasıyla
25 Ocak'ta gözaltına alınmıştı. Daha önce Bosna
Hersek'te güvenlik bakanlığı
da yapan Radoncic, aynı
zamanda ülkedeki en büyük
medya patronu. Bosna
Hersek'in ikinci büyük partisi olan Daha İyi Gelecek
Birliği'nin Genel Başkanı
Fahrudin Radoncic, ülkedeki
en yüksek tirajlı "Dnevni
Avaz" gazetesi ve "Alfa" televizyon kanalının sahibi
konumunda bulunuyor.
SAYFA 04
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
4 Kosova Haberleri
RUM’UN
KIBRIS
HAYAL
[email protected]
Prof.Dr. Ata ATUN
um’da oyun bitmez. ‘Ne
de olsa Bizans’<n torunlar<y<z’ diyorlar kendilerine,
aralar<nda uzaktan yak<ndan herhangi bir kan ba#< olmasa da.
Rum lider Anastasiadis, müzakerelerin tamamlanmas<n< ve de
olas< referandumu 2018 y<l<na
att<ktan sonra döndü bir de
Davos toplant<s<nda tüm geleneklere ayk<r< olarak BM Genel
Sekreteri Ban Ki Moon’a kendi
isteklerini içeren rapor sundu.
Anastasiadis herhalde biz
“K<br<sl< Türkleri “keriz”,
Türkiye’deki yöneticileri de
“aptal” san<yor. Bak<n raporunda
neler yazm<3 bu akl< çok çal<3an
ve bizi de ahmak sanan Rum
lider. Müzakerelerde son durum:
“Anla3maya yönelik yol uzun,
belirsizlikler fazla. Yönetim, Güç
Payla3<m<, Mülkiyet, Ekonomi ve
AB ba3l<klar<nda önemli uzla3<
var ama somut bir sonuç yok”
diyor (ve bu nedenle de müzakereler 2016 y<l<nda sonuçlanamaz
imas<nda bulunuyor.) Daha görü3ülmeyen konular: Toprak
düzenlemesi, Güvenlik ve
Garantiler, Yabanc< askerlerin
çekilmesi, Anayasa ve yasalar<n
yaz<m<, Anla3madan sonraki
Uluslararas< anla3malar listesi.
(Güvenlik ve Garantiler daha
konu3ulmam<3 ama garantörlü#ün kald<r<lmas<na Türkiye’nin
s<cak bakt<#< havas<n< yaratmaya
çal<3<yor Rum lider ve Rum siyasiler)
R
ÖNEM ARZ EDEN
KONULAR
Yeniden yerle3imin ve tazminatlar<n maliyetleri ve kimin tazmin
edece#i,
Federal ve kurumsal örgütlerin
kurulmas<.
Çözümün ilk günü:
Kapal< Mara3 ayni gün iade
edilecek,
Büyük miktarda Türk askeri
aday< terk edecek,
Ara bölge Rumlara verilecek,
KKTC s<n<rlar< içinde iskana
aç<lmam<3 bölgeler (askeri bölgeler) derhal iade edilecek. Bu listeye lütfetmi3 Say<n Anastasiadis
ve K<br<sl< Türklerin de anla3man<n ilk gününde nelerden yararlanabilece#ini yazm<3. Hükümete
hemen kat<lacakm<3<z, Limanlar
ve Hava limanlar< aç<lacakm<3,
Direkt ticaret de ba3layacakm<3.
Duyan da do#ru oldu#una inanacak, egemen Rum yönetiminden
böylesi izinlerin ve ho3 görünün
daha ilk günden ç<kaca#<na.
Anastasiadis’in raporunda yazanlar tam bir hikaye. Zannediyor
ki, bizler bundan yakla3<k 120
sene evvel Girit’te tezgahlanan
oyunu ve ya3ananlar< unuttuk ve
Bat< Trakya’daki karde3lerimizin
durumunu hiç bilmiyoruz!
Anla3man<n ertesi günü, adadaki
Türk askerinin büyük bir k<sm<,
Anastasiadis’e göre yüzde 95’i
gidecek ve Türkler kolay bir
lokma s<n<f<na indirgenecek.
Mara3 derhal iade edilecek ve
Mara3’a geri dönü3 say<s< içine
dahil edilmemi3 yakla3<k 60 bin
Rum yerle3ecek. ade edilen topraklara 100 bin Rum göçmen,
KKTC topraklar<na da 60 bin
Rum, Mara3’la birlikte toplamda
220 bin Rum 3u anda KKTC’nin
elinde olan topraklara yerle3ecek... Sonras< zaten malum.
Türkiye’nin garantisi suland<r<ld<ktan veya da ortadan kald<r<ld<ktan sonra bir daha adaya
silahl< müdahale edemeyece#i
garantili ve de kesin olarak belli
olduktan sonraki lk f<rsatta da,
aynen Makarios’un yapt<#< gibi
“Türkler isyan etti” bahanesi ile
sald<r<lacak ve adan<n tümü Rum
idaresi alt<na al<nacak. Aslan<m
Anastasiadis, sen bu kafada
gidersen müzakereler de#il
2018’de, 2078’de de bitmez, bilgin ola.
22 ubat 2016
Pazartesi
MUHALEFET HÜKÜMETE
27 ubat’a kadar süre tand
Kosova'nın bağımsızlığın 8'inci yıl dönümünde muhalefetin düzenlediği protestoya
100 binin üzerinde kişi katıldı. Muhalefet, hükümete istifa için 27 Şubat'a kadar süre tanıdı
PRTNE
BALKAN GÜNLÜÜ
K
osova'nın bağımsızlığının
8'inci yıl dönümünde, başkent Priştine'de Kosova
muhalefetinin düzenlendiği protestoya 100 binin üzerinde kişi katıldı.
www.haberler.com sitesine göre;
Brüksel'de varılan anlaşmaların feshedilmesini ve hükümetin istifasını
isteyen Kosova muhalefeti liderleri
ve yanlıları, Ulusal kütüphanenin
önünde toplandıktan sonra ellerinde Arnavutluk bayraklarıyla
Başbakanlık binası önüne yürüdüler. Kosova başbakanlık binası
ününde toplanan 100 binin üzerinde protestocunun, sadece
Arnavutluk Cumhuriyeti'nin bayrağını taşımaları dikkat çekti. 1999
yılından bu yana Kosova'da düzenlenen en geniş katılımlı protestonun
başında ana muhalefet partisi
Vetvendosye Hareketi, AAK ve
NİSMA liderleri hazır bulundu.
Kosova Başbakanlık binası önünde
protestocular, liderlerin konuşmalarından önce sloganlar atarak hükümetin şartsız ve koşulsuz istifa
etmesini istediler. Arnavutluk bay-
raklarıyla kırmızıya bürünen
Kosova başbakanlık binası önünde
toplanan muhaliflere ilk konuşan
eski Kosova Meclisi Başkanı Yakup
Krasnigi, Kosova'daki var olan
durum için Başbakan İsa Mustafa
ve Başbakan Yardımcısı Hashim
Thaçi'nin istifa etmelerini ve erken
seçimlerin ilan edilmesini talep etti.
Bu arada protesto edenler, hükümete kırmızı kart göstererek, 'git ..git..'
sloganları attı. AAK Parti Başkanı
Ramuş Haradinay, sadece vatandaşların karar almak ve Hükümet'i
düşürmek hakkına sahip olduklarını söyledi. Hükümetin toprak
bütünlüğüne saldırdığını iddia
eden AAK lideri Ramuş Haradinay,
Hükümet'in ayrıca ülkenin egemenliği ve anayasal düzenine de
saldırdığını söyledi. Ana muhalefet
partisi Vetvendosye Hareketi
Başkanı Visar İmeri, 27 Şubat 2016
tarihine kadar hükümetin istifası
için müddet tanıdı. İmeri 27 Şubat
2016 tarihine kadar hükümet istifa
etmezse aynı gün şiddet içeren protesto düzenleyeceklerini bildirdi.
Priştine genelinde 4 bine yakın
Kosova Polisi, protestolar süresince
hazır durumda bulundu.
KOSOVALI TÜRK KADINLAR
ba &ms&zl&k yeme inde bulutu
PRZREN - BALKAN GÜNLÜÜ
K
osova Demokratik Türk Partisi
(KDTP) Prizren Şubesi Kadın
Kolları, Kosova'nın 8. bağımsızlık yılı dolayısıyla akşam yemeği
düzenledi. www.haberler.com’dan
alınan bilgiye göre; Prizren'de düzenlenen akşam yemeğine KDTP kadın
kolları yönetim kurulu üyeleri ile
KDTP Milletvekili Müferra Şinik,
Türkiye Cumhuriyeti Prizren
Başkonsolosu Selen Evcit, Kosova
Türk Temsil Heyeti Başkanlığı'nda
görevli kadın subaylar ve çok sayıda
davetli katıldı. KDTP Kadın Kolları
Başkanı Fidan Brina, Kosova'nın 8.
bağımsızlık yılını kutladı. Brina,
KDTP Kadın Kollarının yaptığı çalışmalar hakkında bilgi verdi.
4 yıllık Ulusal Kalkınma
Stratejisi Planı hazır
PRTNE
BALKAN GÜNLÜÜ
K
osova'nın başkenti Priştine'de
4 yıllık Kosova Ulusal
Kalkınma Stratejisi Planının
sunum toplantısı düzenlendi.
Toplantıda Başbakan İsa Mustafa,
Bakanlar ve AB Kosova Ofisi Özel
temsilcisi Samuel Zbogar da hazır
bulundu. www.haberler.com’a göre;
Başbakan İsa Mustafa, "ekonomik
kalkınma, istihdamın ve refahın artması hükümetin dört yıllık çalışmalarının temel hedefi olacak" dedi.
Başbakan Mustafa, Hükümetinin
rolünün kurumsal bir çerçeve sunmak olacağını ve bunun kapsamında
iç uyum ve genel olarak ekonomi
gelişmesinin sağlanması amacıyla
ekonomik aktivitelerinin sürdürüle-
ceğini belirtti. Başbakan Mustafa,
Kosova'nın istikrarlı ekonomik kalkınması bu strateji ile üstesinden
gelinmesi beklendiğini vurgularken,
"hedeflenen gelişme politikaları ve
kurumsal süreçlerde koordinasyon
oluşturmalıdır" dedi. Toplantıda
hazır bulunan, AB Kosova Ofisi Özel
temsilcisi Samuel Zbogar ise Kosova
ekonomisi için 4 yıllık Ulusal
Kalkınma Stratejisi planının önemli
bir doküman olduğunu söyledi.
Zbogar bu belgenin uzun zaman
beklendiğini de ifade ederek,
Kosova'da ekonomik kalkınma ve
refah için hukukun üstünlüğü ve
etkisi, AB yolunda ön şart olduğunu
vurguladı.
Kosova’da hükümet istifay& düünmüyor
PRTNE
BALKAN GÜNLÜÜ
P
riştine'de muhalefetin düzenlediği
protesto ve istifa çağrılarından
sonra, Başbakan İsa Mustafa ve
Başbakan Yardımcısı Hashim Thaçi,
ortaklaşa basın toplantısı düzenledi.
Basın toplantısında ilk konuşan Başbakan
İsa Mustafa, protestonun sakin geçtiği
için vatandaşlara teşekkür ederken istifa
etmeyeceğini açıkladı.
www.haberler.com’a göre; Kosova'nın
tüm vatandaşlarını Kosova'nın bağımsızlık yıldönümü dolayısıyla kutlayan
Başbakan İsa Mustafa, bağımsız olmaktan daha kıymetli bir şey olmadığını
belirtirken, bu sekiz yıl içerisinde çok şeylerin yapıldığını ifade etti.
"111 ülke tarafından kabul edilmiş bir
ülkeyiz, sembollerimiz var, devlet ve ulusal kimliğimiz var. Dünya karşısında
kimliğimizi gösterirken bayramımızda
devletimizin bayrağı ve armasını kullandık" diyen Mustafa, egemenliği talep
edenlerden de Kosova sembollerini taşı-
malarını beklediğini açıkladı.
Onların yani muhalefetin protestodaki
taleplerinin sadece dileklerini teşkil ettiğini kaydeden Mustafa, hükümetin sona
erdiğini kimsenin ilan etme hakkı olmadığını ve bu Hükümetin 10 Haziran 2018
tarihine kadar özenle görev süresini sürdüreceğini belirtti. Muhalefetin talep
etmesine karşın istifa etme niyetinde
olmadığını açıklayan Mustafa, muhalefeti
Meclis'e ve görüşmeye davet etti.
Hükümetin sarsılmaz olduğunu ifade
eden Başbakan Mustafa, muhalefetin
davasının daha baştan itibaren gerçek
dışı ve sürdürülemez olduğunu ifade etti.
Başbakan Yardımcısı Hashim Thaçi ise,
muhalefet liderlerini ülke için değil kendi
çıkarları için protesto düzenlemekle
itham etti. Muhalefet tarafından düzenlenen imza kampanyasının sahte olduğunu iddia eden Thaçi, "Muhalefetin Sırp
Belediyeler Birliği ve Karadağ ile Sınır
Anlaşması ile ilgili herhangi bir talebini
duymadık. AAK Lideri Ramuş
Haradinay bu durumu kendi çıkarları
için büyüttü" ifadelerini kullandı.
SAYFA 05
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
5 Balkan Haberleri
DÜN PES ETMEDK,
BUGÜN DE
ETMEYECEZ!
Halit HABPOLU
ir 29 Ocak Toplumsal DayanF;ma ve Milli Direni;
Günü daha geride kaldF. 1988 ve 1990 yFllarFnda ya;anan olaylar tarih sayfasFndaki yerini aldF, bu önemli
gün ba;ta BatF Trakya olmak üzere Türkiye ve Almanya’da
da paneller, çelenk koyma merasimleri ve di9er çe;itli biçimlerde anFldF. 1967’de cunta döneminde dü9meye basFlan
azFnlF9FmFzF yok etme politikasF yasak bölge uygulamasF ile
birlikte e9itim ve din özerkli9imizin peyderpey elimizden
alFnmasFyla devam etti. 1955 yFlFnda uygulamaya ba;lanan
19. Madde nedeniyle binlerce insanFmFz vatanda;lFktan çFkarFldF. 1974’ten sonra da ne traktör ehliyeti alabildik, ne in;aat
izni çFkarabildik, ne de gayrimenkullerimizi alFp satabildik.
1983 yFlFnda Kuzey KFbrFs Türk Cumhuriyeti ilan edildi9inde isminde Türk kelimesi geçen skeçe Türk Birli9i,
Gümülcine Türk Gençler Birli9i ve BatF Trakya Türk Ö9retmenler Birli9i resmen kapatFldF. ArdFndan ba;layacak yasal
süreç ise yFllarca devam etti. Bu a9Fr baskFya dayalF uygulamalar BatF Trakya Türklerini yok etmedi, ancak bizden
gücümüzü, özgüvenimizi çaldF. Ta ki 29 Ocak 1988’e kadar!
29 Ocak 1988’de “Türk vardFr!” dedik ve sokaklara akFn
ettik. Bunun sonucunda a9Fr baskFlar kalktF, nihayet ev ruhsatF ve traktör ehliyeti alabildik. Vatanda;lFktan do9an bireysel
haklarFmFzF edindik, ancak azFnlFk haklarFmFz konusunda
sorunlar devam etti. Bugün artFk 19. Madde uygulanmFyor
ama bu hüküm nedeniyle vatanda;lFktan çFkarFlan pek çok
ma9durun durumu hala çözüm bekliyor. Ne yazFk ki ayrFmcFlFk hala devam ediyor. Hala ötekile;tiriliyoruz! Cunta döneminde elimizden alFnan e9itim ve dini özerkli9imiz geri iade
edilmi; de9il! 25-28 Ocak 2016 tarihlerinde FUEN Türk
AzFnlFklarF/TopluluklarF ÇalF;ma Grubu’na üye BatF Trakya
Türkleri, Rodos-stanköy Türkleri ve AhFska Türkleri olarak
Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi(AKPM)’ne çalF;ma
ziyareti gerçekle;tirdik. Burada T.C. DF;i;leri BakanF Mevlüt
Çavu;o9lu ve Avrupa Konseyi Genel Sekreteri Thorbjorn
Jagland gibi üst düzey isimlerle görü;mekle birlikte pek çok
milletvekili ve Avrupa Konseyi çalF;anFna sorunlarFmFzF
aktardFk. Görü;meler içerisinde en ilginç yorum Avrupa
IrkçFlFk ve Ho;görüsüzlük Kar;FtF Komisyonu (ECRI)
Yönetici Sekreteri Stephanos’tan geldi. Kendisi bir Yunan
vatanda;F. Dedi9i ;u oldu: “ECRI’nFn Yunanistan’Fn gözlem
mekanizmasF çerçevesinde yaptF9F görü;meler için Do9uMakedonya Trakya Eyalet Ba;kanF’na ula;maya çalF;tFk,
ancak ne telefon ne de e-posta ile geri dönü; sa9layabildik”.
;imizin kolay olmadF9FnF söyleyen Stavros ;öyle ekledi:
“Sol e9ilimli bir partiden azFnlFk sorunlarFnF çözmesi beklenir, ;imdi SYRIZA iktidarda, ancak size kar;F azFnlFk politikasFnda bir de9i;im olmadF mF?” Cevap maalesef “HayFr”!
Tüm bunlarF ço9unluktan bir isim söyledi. Hakikaten inanmakta zorlanFyorum. Bazen yanlF; bir yolda olup olmadF9FmFzF dü;ünüyorum. Sonra bizim yolumuzun gayet do9ru
ancak ülkemizi yönetenlerin yanlF; yolda oldu9unu görüyorum. Burada iktidarFn büyük orta9F SYRIZA’ya büyük bir
sorumluluk dü;üyor. Bence artFk Ba;bakan Çipras direksiyonu do9ru yola çevirerek geçmi;te adF geçen azFnlF9a açFlFm
yoluna do9ru harekete geçmeli. Bizler de bo; durmayaca9Fz
elbette, “Hak verilmez, alFnFr” mottosuyla sahip oldu9umuz
haklarF almak için dün pes etmedi9imiz gibi bugün de pes
etmeyece9iz, yFlmadan çalF;aca9Fz.
B
22 ubat 2016
Pazartesi
Atina’da bölücüba için
konferans
Terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ n
yakalan p Türkiye’ye getirili#inin 17. y ldönümünde ba#kent Atina’da "Ortadou'daki
geli#meler, Kürt ulusal hareketi ve Öcalan”
konulu bir konferans düzenlendi
ATNA
BALKAN GÜNLÜÜ
T
erör örgütü PKK lideri Abdullah
Öcalan’ın yakalanıp Türkiye’ye getirilişinin 17. yıldönümünde başkent
Atina’da "Ortadoğu'daki gelişmeler, Kürt
ulusal hareketi ve Öcalan” konulu bir konferans düzenlendi.
www.gundemgazetesi.com’a göre; konferansta iktidarın büyük ortağı SİRİZA
Partisi temsilcisi, 9 vekile sahip Merkez
Birliği Başkanı Vasilis Levendis ve Halk
Birliği (LAE) Partisi Başkanı ve eski bakan
Panayotis Lafazanis'in yanı sıra Öcalan'ın
avukatları, yazar ve gazeteciler birer
konuşma yaptı. Konferans Öcalan’ın
Yunanlı avukatı Yannis Rakiotis’in mahkeme sürecini anlatmasıyla başladı. Rakiotis,
Yunanistan’ın uluslararası sözleşmelere
imza atmış bir ülke olarak
Öcalan’ın iltica talebini yürürlüğe sokması gerekirken,
"Türkiye’ye iade edilmesi
komplosunda yer aldığını"
iddia etti.
ÖCALAN'A EV SAHİPLİĞİ
YAPANLAR KONFERANSTA
Konferansa LAE Partisi'nden eski bakanlar
Dimitris Stratulis, Kostas İsihos, Nandia
Valavani, Öcalan'ın Rusya, Yunanistan ve
Kenya'daki Yunanistan Büyükelçiliği'ne
sığınmasına kadar geçen süreçte aktif rol
oynayan emekli Amiral Antonis Naksakis
ve eski ajan Savas Kalanderidis de dinleyici
olarak katıldı. "Ortadoğu'da Kürt halkının
yeni rolü ve Kürt-Yunan dostluğu" konulu
Kürtçe bir konuşma yapan Türkiye'nin
terörist olarak gördüğü PYD Başkanı Salih
H.MERKEZ - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
T
ürkiye-Yunanistan Yüksek
Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısı 7-8 Mart tarihlerinde İzmir'de
yapılacak. İzmir'deki Türk-Yunan üst
düzey toplantıda iki ülke arasındaki
ticaret, mülteciler konusu, Kıbrıs, Batı
Trakya Türkleri, İstanbul'daki Ruhban
okulu, THY'nın İzmir Atina uçuşları,
İzmir-Selanik feribot taşımacılığı,
Suriye konusu, vizeler ve iki ülke arasında turizm konuşulacak. Ayrıca
Yunanistan'da yatırım yapmak isteyen
TRAN - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
A
''IŞİD'i yenilgiye uğratmanın geniş
bir koalisyon gerektirdiğini biliyoruz. Arnavutluk, en başından beri
koalisyonun bir parçası olmuştur
ve şiddeti önlemek için verdiğimiz
uzun vadeli mücadelede bizimle
birlikte Afganistan'da varlığını sürdürüyor. Arnavutluk sadece dost
değil, aynı zamanda NATO üyesi
bir ülkedir."
Arnavutluk'un son dönemde
oldukça iyi gelişmeler gösterdiğini
ifade eden Kerry, yasal anlamda
yapılan yenilikleri "cesaretlendirici"
bulduğunu ve koordinasyon içerisinde çalışmaya devam etmeleri
gerektiğini söyledi.
Rama da Arnavutluk'un ABD ile
ilişkilerinin bölgesel refah anlamında önem taşıdığını belirterek,
"Sığınmacı krizi bölge ülkeler arasında çeşitli işbirliklerinin yolunu
açtı. Bu nedenle Batı Balkan ülkelerinin Avrupa Birliği'ne (AB) üyelik
süreçleri rutin olarak değerlendirilmemelidir" diye konuştu.
Srp çileri Bakan mültecileri
rahatlatt
PREEVO - BALKAN GÜNLÜ⁄Ü
S
ırbistan İçişleri Bakanı Nebojsa
Stefanovic, Çalışma, İstihdam
ve Sosyal İşler Bakanı
Aleksandar Vulin ile Norveç'in
Belgrad Büyükelçisi Arne Bjornstad
ve Birleşmiş Milletler Mülteciler
Yüksek Komiserliği Arazi
Koordinatörü Franceska Boneli ile
birlikte ülkenin güneyinde
Makedonya sınırındaki Presevo'da
yenilenen sığınmacı merkezini
ziyaret etti. www.haberler.com’a
göre; Merkezde açıklama yapan
Stefanovic, sığınmacı gelişleri
konusunda emniyet güçlerinin
gereken önlemleri aldığını belirterek, "Sırbistan, birinci yılını geride
bırakan sığınmacı krizinde yaptığı
çalışma ve yatırımlarla her anlam-
ların hükümetleri göstermiş ve konuda
cesur öngörülü davranmış olsalardı,
aktüel baskılara boyun eğmek yerine
kendilerine gelen misafirin kim olduğunu ve nasıl bir tarih yapıcı ve değiştirici
bir role sahip olduğunu görebilselerdi,
belki bağlantı kuracağım konu abartı
gibi görünebilir, ama bugün Ege denizinde mülteciler katledilmiyor olacaktı.
Eğer dışarıda olabilseydi Kürt sorununun çözümü çok mümkün olacak, barışı
sağlamak çok mümkün olacak, hatta
Suriye'de kaosun önlenmesi durumunun bu hale gelmesi belki de önlenmiş
olacaktı."
Komularn zmir bulumas 7 Mart’ta
ABD ID’le mücadele
için Arnavutluk’u kutladı
BD Dışişleri Bakanı John
Kerry, Arnavutluk'un IŞİD'i
yenilgiye uğratmak amacıyla kurulan koalisyon içinde en
başından beri var olduğunu ve
ortak yürüttükleri mücadelede
Afganistan'daki varlığını da sürdürmeye devam ettiğini kaydetti.
www.haberler.com’a göre;
Arnavutluk temasları kapsamında
başkent Tiran'a gelen Kerry,
Başbakan Edi Rama ile görüştü.
Daha sonra düzenlenen ortak basın
toplantısında konuşan Kerry,
"Barack Obama ve ABD halkı çabalarınız için minnettar. Arnavutluk
ile dost ve müttefik olmamızın yanı
sıra ortak çıkarlarımız da aynı"
dedi. Kerry, Almanya'nın Münih
şehrinde gerçekleşen güvenlik konferansında Ortadoğu'daki sorunun
çözümü ve IŞİD terör örgütünün
yok edilmesi ihtiyacının ele alındığını anımsatarak, sözlerini şöyle
sürdürdü:
Müslim, Yunan halkı ile Ortadoğu halkları
arasında bin yıldan bu yana kültürel bağlar
bulunduğuna değindi. Müslim, Kürt halkının binlerce savaşçısının insani değerler
için mücadele ettiklerini öne sürdü. PYD Eş
Başkanı Salih Müslim, "Mezopotamya
yeniden doğuyor. Herkesin eşit ve demokratik haklara sahip olabileceği bir yurt için
mücadele ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Müslim’in, SİRİZA Partisi ile görüşmesinin
ardından, diğer partilerle de görüştüğü
ifade edildi. HDP Eş Genel Başkanı
Selahattin Demirtaş ise şunları söyledi: "17
yıl önce buralara geldiğinde Yunan ve
İtalya halkının gösterdiği dostluğu bu halk-
da istikrar sağladığını göstermiştir.
Batı Avrupa ülkelerine ulaşmaya
çalışan sığınmacıların Sırbistan'da
en insancıl şekilde misafir etmeye
çalıştık" dedi. Vulin de merkezin
daha sonra Presevo halkına bağışlanacağını ifade ederek, "Merkez,
gelen sığınmacıların kendilerini en
iyi ve rahat şekilde hissetmeleri için
hizmete açılmıştır. Yerel halk da
sığınmacıların tehdit olmadığını
bilmeli ve onlara çıktıkları bu zorlu
yolda destek olmalıdır" diye
konuştu. Bjornstad ise gördükleri
karşında son derece etkilendiğini
söyleyerek, sığınmacıların merkezde en iyi koşullar altında karşılandıklarını kaydetti. Heyet, sığınmacı
merkezi ziyaretlerinin ardından,
bölgedeki Cakanovec Jandarma
Birliği'nde, İçişleri Bakanlığı yetkililerinin konaklaması için yapılan
yerleşim yerini de gezdi.
Türk işletmelerin yaşadıkları problemlerin de görüşülmesi bekleniyor. Halen
Türkiye'de yüzlerce Yunan firması ticaret yaparken Yunanistan'da sadece 20
Türk firması çalışıyor.
Komşu iki ülke başbakanları İzmir'deki
Başbakanlık ofisinde bir araya gelecekler. Türkiye ve Yunanistan arasında çok
sayıda uluslararası görüşme iki başbakanın masalarındaki dosyalarında olacak. Türkiye-Yunanistan arasındaki
ticaret hacminin kısa zaman zarfında
10 milyar dolar seviyesine çıkartılması
hedefleniyor.
SAYFA 06
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
6 Ara
trma
22 ubat 2016
Pazartesi
Batı Trakya Türkleri’nin
ekonomik ve demografik
H
gelişimi
Batı Trakya Türk
Azınlığı’nın tüm hakları
uluslararası antlaşmalarla
garanti altına alınmış
olmasına rağmen uygulamada azınlık aleyhine çeşitli
politikalar yürütülmektedir.
Bölge insanı uzun yıllar
boyunca çeşitli uygulamalarla topraksızlaştırılmıştır. Bu durum
aynı coğrafyada yaşayan,
aynı ülke vatandaşı iki farkı
toplumun çok farklı refah
seviyelerinde olma sonucunu doğurmuştur
emen hemen her köyde bir
veya birkaç ailede davar sürüleri (ova köylerinde koyun, dağ
köylerinde keçi); köyüne göre, birçok
köyde ise köy hane sayısının 1/5’inde
iki ila beş adet arasında değişen büyük
baş hayvan bulunmaktadır. Avrupa
Birliğinden sağlanan primlerden sınırlı
sayıdaki hayvan yetiştiricisi Türk köylüsü de yararlanmaktadır. Diğer AB
desteklerinde olduğu gibi bu tip desteklerde de azınlık mensupları pasif kalmaktadırlar. Azınlık insanı yılların vermiş olduğu çekingenliği üzerinden atamamakta, bazen de proje bazlı desteklerde ihtiyaç duyulan minimum işletme
sermayesini denkleştirememektedir. Bu
primler bölgeye ve yetiştirilen hayvan
cinsine göre farklılık göstermekle birlikte dağ köylerindeki keçi yetiştiricilerine
daha çok prim ödenmektedir. Bunun
nedeni dağ köylerinin daha az gelişmiş
olmasındandır. Batı Trakya’da üretilen
bu hayvansal ürünlerin aynı yıl
Yunanistan’da üretilen toplam üretime
oranı sırasıyla süt üretiminde yüzde 5,
et ve peynir üretiminde yüzde 4’e tekabül etmektedir. Ne yazık ki bu miktarlar içerisinde Türk asıllı çiftçiler tarafından üretilenlerin ne kadar olduğunu
gösteren resmi veya gayri resmi bir
bilgi mevcut değildir. Ancak Türk asıllı
nüfusun bu ürünler içerisindeki payı
tarımsal ürünlerden daha az olduğu
tahmin edilmektedir. Profesyonel
anlamda sadece hayvancılıkla uğraşan
Türk köylüsü çok azdır. Hayvancılık
genelde tarımsal ürünlerin yanında bir
ek gelir kaynağı olarak görülmektedir.
Yaşanan son ekonomik krizde bölgede
yaşayan Türk Azınlığın ülkede yaşayan
diğer dar gelirli yurttaşlara göre açlık
derecesinde etkilenmemesinin temel
nedeni tarımsal bir yapıda olması ve
güçlü aile akraba ilişkilerine bağlanabilir. Tarımsal sınai ürünlerin yanında
hemen hemen herkesin bağı bahçesi
vardır. Bazen hobi amaçlı bazen de
zorunlu olarak geçimlik düzeyde
5
meyve sebze üretimi yapılmakta organik beslenme imkânı yanında aile bütçesine önemli katkılar sağlanabilmektedir. Krizden daha şiddetli etkilenen
kesim: işini kaybeden fabrika çalışanları, küçük esnaf ve son yıllarda türeyen
tüccar kesimidir.
SANAYİ SEKTÖRÜ
Yunanistan ekonomisine genel olarak
bakıldığında, ülkenin orman, su ve
enerji kaynakları ile tarım potansiyeli
Batı Trakya’nın da içinde bulunduğu
Kuzey Yunanistan’da toplanmıştır.
Ülkenin güneyi turizm, gemicilik ve
ticaret alanında gelişmiş iken, kuzeyi
tarım ve sanayi alanında gelişmiştir.
Ülkedeki ticari faaliyetin yüzde 26’sı,
endüstriyel üretimin yüzde 25’i
Makedonya-Trakya bölgesinde gerçekleşmektedir. Yunanistan’daki 20 civarında organize sanayi bölgelerinin bir
kısmı bu bölgede yer almaktadır. Kuzey
Yunanistan’dan yapılan ihracatın yüzde
44’ü giyim ve ayakkabı, yüzde 22’si
gıda ve içecek, yüzde 8’i kürk-deri,
yüzde 5’i minerallerden oluşmaktadır.
1990 yılında çıkarılan teşvik yasası uyarınca birinci öncelikli kalkınma bölgesi
ilan edilen Batı Trakya’da vergi muafiyeti yüzde 100’e kadar varmakta, yatırım indirimleri ise yüzde 45’in üzerine
çıkmaktadır. Ancak Türk asıllı yatırımcıların bu kolaylıklardan faydalandığını
söylemek mümkün değildir. Tarım sektörü için geçerli olan farkındalık eksikliği sanayi için de geçerlidir. Üstelik 90’lı
yılların ilk yarısında azınlık insanına
yönelik ayrımcı politikalar kendini fazlasıyla hissettirmiştir. Yatırımcıdan kasıt,
sermaye sahibi iş yapmak, küçük bir
işletme kurmak isteyen Türk asıllı giri-
şimcilerdir. ABD’nin 1997 İnsan Hakları
Raporunda yer alan ifadeye göre ilk
defa 1997 yılında Türk asıllı bir
Müslüman’a ait işletmeye Batı
Trakya’da kurulan ve genişletilen işletmelere tahsis edilen hükümet teşvikinden pay verilmiştir. Ancak bu işletmenin kime ait olduğu, faaliyet konusunun ne olduğu ve faaliyetlerini nerede
yürüttüğü hususunda bir açıklamaya
yer verilmemiştir. 1997 sonrası teşviklerden azınlık insanı da yaralanabilmiş
ancak bu teşvikler daha çok yeni işyeri
açan esnafa mikro kredi, vergi teşviki
sosyal sigorta primlerinden muafiyet
şeklinde kendini göstermiştir. Azınlığa
yönelik bir sanayi teşvikinden bahsetmek hiçbir zaman mümkün olmamıştır.
Görüldüğü gibi Batı Trakya’da sanayi
sektöründe, azınlık mensubu Türk asıllı
sanayiciye pek rastlanmaz. Türklere ait
sadece mobilya imalatı yapan büyükçe
atölyeler (bunların da bir çoğu son yıllarda tanınmış Türk markalarını ithal
ederek iç piyasada satışa sunmaya başlamışlardır.) Süt ve süt ürünleri işleyen
mandıra, İskeçe’ye bağlı Koyun Köy ’de
yine Türklere ait olan, içinde onbeşyirmi işçinin istihdam edildiği; şarküteri
ürünleri üreten ve iç piyasaya üretim
yapan bir tesis vardır. Ayrıca İskeçe’de
mermer imalatı yapan bir işletme faaliyet göstermektedir. Gümülcine merkezde gıda sektörüne yönelik işlenmiş
şekerli mamüller imalatı yapan ve
Yunanistan çapında bu ürünleri pazarlayabilen bir işletmeye rastlamak da
mümkündür. Buna karşılık bölgede
kurulu çeşitli fabrikalarda çalışan işçiler
vardır. Ancak çoğu son ekonomik krizle
birlikte işlerini kaybetmişlerdir.
Dönemlik işlerde en çok çalışanlar Türk
asıllı işçilerdir.
HİZMET SEKTÖRÜ
Hizmet Sektörü Gümülcine ile
İskeçe’nin merkez ve ilçelerinde hemen
hemen hizmet sektörünün her alanında
geleneksel Türk esnaf ve zanaat erbabına rastlamak mümkündür. Bunların
yüzde 99’u küçük işletme sınıfındadır.
Türk asıllı nüfusun hizmet sektöründeki yerine genel olarak bakıldığında:
Devlet dairelerinde ve bankalarda çalışan Türk asıllı memura pek rastlanmaz.
Son yıllarda bazı kamu kuruluşlarına
azınlık mensupları yerleştirilmiş olmasına rağmen göstermelik düzeydedir.
Sahibinin veya ortağının Türk asıllı
olduğu finans kuruluşu, sigorta şirketi,
otel gibi büyük işletmeler yoktur.
Sadece sigorta acenteliği yapan Türkler
vardır. Ayrıca Gümülcine ve İskeçe’de
açılan Ziraat Bankası Şubelerinde Türk
memurlar çalışmaktadırlar. Gümülcine
ve İskeçe illerinde, çeşitli mesleklerde
faaliyet gösteren Türk asıllı esnaf ve
sanatkarlar vardır. Bunlardan ancak
yüzde 2’si büyük, yüzde 30’u orta,
yüzde 68’i küçük işletme olarak tabir
edilebilir. Sanayi ve Ticaret Odası ile
meslek odalarındaki kayıtlar incelendiğinde Gümülcine’deki işletmelerin
yüzde 26’sı İskeçe’deki işletmelerin
yüzde 17’si Türk asıllılara aittir. Son
yirmi yılda hizmet sektöründe daha
profesyonel anlamda kendini gösteren
Türk Girişimcilerin varlığından bahsetmek mümkündür. Baskıcı rejimin bir
nebze değişmiş olmasına paralel olarak
uluslararası ticarette daha çok Türkiye
ile gerçekleştirilen dış ticarette de Türk
girişimciler boy göstermeye başlamış,
ancak ekonomik kiriz sonrası sektör
karlılığını yitirmiştir. Türk asıllı işçilerin
ise en fazla çalıştığı alan inşaat ve inşaat
sektörünün yan kolları olan, boyacılık,
fayansçılık, demircilik gibi iş kollarıdır.
İnşaat sektöründe taşeronluk hizmeti
veren girişimciler de faaliyet göstermeye başlamış ancak son ekonomik krizle
birlikte sektör bitme noktasına gelmiştir.
SATIN ALMA GÜCÜ
PARİTESİ
Satın alma gücü paritesine göre kişi
başına geliri 1980 yılında 2 bin 990 ABD
doları iken 2008 yılında 30 bin ABD
dolarına ulaşan Yunanistan’daki bölgeler arası gelişmişlik farkı birçok gelişmekte olan ülkede olduğu gibi çok çarpıcı olmamasına rağmen yakın geçmişe
kadar Batı Trakya için “Yunanistan’ın
gelişmemiş bölgesi” AB’nin de “en geri
kalmış bölgesi” tabirini kullanmak yanlış olmazdı. AB’nin 2004 yılından itibaren yapmış olduğu genişlemelerinden
sonra Batı Trakya bu unvanını kaybetmiştir. AB ile bütünleşmenin ardından
özellikle 90’lı yılların ikinci yarısından
itibaren ülke genelinde yaşanan olumlu
iktisadi gelişmelerin Batı Trakya’ya da
yansımaları vardır. Ancak kalkınma
eksikliği Türklerin yoğun olarak yaşadığı yerlerde, Türk köylerinde ve Türk
mahallelerinde hala kendini hissettirmektedir. Azınlık insanın yüzde 80’inin
kırsalda yaşadığı belirtilmiştir. Buna
karşılık Gümülcine ve İskeçe’de toplam
arazinin yüzde 35’ine, Dedeağaç da
dâhil edildiğinde yüzde 18’ine sahip
olduğu anlaşılmaktadır. Bu oranlar dikkate alındığında azınlık insanın servetiyle ilgili de yeterli deliller ortaya çıkmaktadır. Oysa tarihi kaynaklar 1923
yılında Batı Trakya arazisinin ve emlakinin yüzde 80’den fazlasının Türk asıllılara ait olduğunu göstermektedir.
Toprak mülkiyetindeki dramatik değişim azınlık insanının büyük bir çoğunluğunu ekonomik olarak dar gelirli sınıfa sokmakta, bununla birlikte ortaya
çıkan azgelişmişlik sorunu resmi otoritelerce uygulanan baskıcı politikalarla
birleşince azınlık insanının kaderci,
içine kapanık, sindirilmiş bir toplumsal
karaktere bürünmesine yol açmaktadır.
Tarım sektörünün istihdamdan aldığı
pay ülkelerin ya da bölgelerin gelişmişliğinin de bir ifadesidir. Gelişmiş ülkelerde tarımın bütçeden aldığı pay artarken GSMH (Gayri Safi Milli Hâsıla) içeresindeki payı ve bu sektörün toplam
istihdam içerisindeki payı azalmaktadır.
Yani tarım sektörünün istihdamdan ve
GSMH’ dan aldığı pay ülkenin gelişmişliğiyle ters orantılıdır. Ancak Batı
Trakya Türk Toplumunu bu çalışmada
analiz edildiği üzere müstakil bir toplum olarak ele alacak olursak yukarıda
ifade edilenin tam aksi bir kompozisyon ortaya çıkar. Yaratılan gelirin
büyük bir kısmı tarım kesiminden gelmektedir. Yine istihdamın önemli bir
kısmı tarım kesiminde oluşmaktadır.
Dolayısıyla AB içerisinde Yunanistan,
Yunanistan içerisinde de Batı Trakya AB
bölgesel yakınlaştırma politikalarının
odağı olmuştur. AB yapısal fonlarının
planlı uygulamasının başladığı 1994
yılından sonra Yunanistan’ın tamamı
desteklenmesi gereken bölgelerin başında gelirken Yunanistan içerisinde de
kalkınmada öncelikli olarak sınır bölgeleri ile birlikte Batı Trakya D bölgesi olarak işaretlenmiştir. Yapısal fonlarda
öncelik D Bölgesinden başlayıp Atina
ve Selanik gibi gelişmiş kentlerin yer
aldığı A Bölgesine doğru gitmektedir.
Yani bu desteklerden Türk Azınlığın
öncelikli olarak yararlanması gerekmektedir. Ancak uygulamada Türk
Azınlığın bu gelişmelerden yeterince
faydalanamadığı çalışmada ortaya
çıkan bir başka sonuç olarak değerlendirilebilir. AB bölgesel yakınlaştırma
politikaları ülkenin tamamında olduğu
gibi B.Trakya genelinde de önemli gelişmelere yol açmıştır. Özellikle tarım sektörüne başta ATYGF’dan (Avrupa
Tarımsal Yön Verme ve Garanti Fonu)
sağlanan prim desteğiyle 90’lı yılların
ikinci yarısından itibaren Türk halkının
yaşantısında refah artışı görülmektedir.
Çünkü Türk Azınlığın yarısından fazlası tütün üretimiyle meşgul olmaktadır.
Diğer yarısı da tütüne dolaylı olarak
bağımlıdır. Tütün primlerini alan köylünün marjinal tüketim eğilimindeki
artış diğer sektörleri de canlı tutmuştur.
Ancak bu iyileşme kalıcı, yapısal bir iyileşme olamamıştır. Bölgenin mukayeseli üstünlüklerini ön plana çıkaracak,
bölgede sürdürülebilir büyümeyi ve
istihdamı sağlayacak girişimler yapılamamıştır. Gelir artışı sadece tüketim
talebini tetiklemiş, tasarruf ve yatırım
şeklinde ekonomiye kazandırılamamıştır. Tarım dışında azınlığın gelir kaynağının emekçi olarak ücret, küçük esnaf
olarak kar olduğuna, yukarıda Hizmet
Sektörü başlığı altında değinildi. Krize
çare olarak uygulanan maliye politikalarıyla zaten düşük seyreden gelirler
vergilerle törpülenmektedir. Bu yüzden
krizden en çok etkilenen iki kesim olarak emekçi sınıfı ve küçük esnaf gösterilebilir. Son yıllarda tütün konusunda
yaşanan belirsizlikler krizin yarattığı
olumsuz havayla daha büyük bir psikolojik etki yaratmakta, belirsizlikler
içinde yaşamaya çalışan bölge insanını
rahatlatacak geleceğe güvenle bakmasını sağlayacak somut çözümler, alternatif üretim ve istihdam sahaları geliştirilememektedir. Nitekim altı yıldır yaşanan krizin etkisi ile bölgede umutsuzluk hâkimdir.
www.batitrakya.org
sitesinden alınmıtır
BTT...
SAYFA 07
Yerel Yönetimler 7
22 ubat 2016
Pazartesi
Mestanl’da ‘Bamsz B
Hayat çin Destek’ balad
Mestanlı Belediye Meclisi salonunda “Bağımsız Hayat
İçin Destek” projesinin açılış konferansı gerçekleşti
MESTANLI - BALKAN GÜNLÜÜ
E
şit durumda olmayan kişilere sosyal
hizmetler verilmesine ilişkin proje,
Avrupa Birliği’nin Avrupa Sosyal
Fonu tarafından sağlanan hibe desteği ile
2014-2020 İnsan Kaynaklarının
Geliştirilmesi Operasyonel Programı
“Bağımsız Hayat” prosedürü kapsamında
gerçekleştiriliyor.
Konferansın amacı, kamuoyunu projenin
amaçları ve hedefleriyle tanıştırmaktı.
Sağlanan hibe desteğinin toplam miktarı
498 636,05 levaya ulaşıyor. Projenin süresi
21 ay. www.kircaalihaber.com’a göre;
Mestanlı Belediye Başkanı Müh. Sunay
Hasan, Belediye İdaresinin sosyal yükümlülükleri olduğunu doğruladı. Belediye
Başkanı, “Bizim şahsımızda daima güvenebileceğiniz umut verici bir ortağınız olacak” dedi. Konferansta engelli kişiler,
vatandaşlar, köy muhtarları, Belediye
memurları ve Sosyal Yardımlar Mestanlı
İlçe Müdürü hazır bulundular. Proje ekibi,
yönetici, koordinatör, muhasebeci, proje
idarecisi ve teknik yardımcı olmak üzere 5
kişiden oluşuyor. Proje kapsamında
Belediye’de Avrupa Birliği Projeleri ve
Programları Şube Müdürlüğü’nde
Başuzman Vanya Petrova’nın yönetiminde
Ev Ortamında Hizmet Merkezi kurulacak.
Bu merkezde başvuruda bulunanlar arasından seçilip, eğitim gördükten sonra 18
aylığına 8 ev yardımcısı, 14 aylığına 76
özel asistan, 1 sağlık uzmanı ve 1 uzman
danışman görevlendirilecek.
Derya ve Üsküp Belediyesi ortak çalıacak
ÜSKÜP - BALKAN GÜNLÜÜ
K
adınların her daim yanında
olmaya gayret eden ve kadınlara
yönelik değişik faaliyetler
düzenleyen Makedonya Türk Kadınları
Derneği “Derya”, Üsküp Büyükşehir
Belediyesi tarafından desteklenen yeni
bir projesini başlattı. 2016 yılının ilk
projesini başlatan “Derya” derneği, el
işleri kurslarıyla kadınların yeni bir
aktiviteye katılmalarına fırsat tanıdı.
Farklı etnik mensubiyete sahip olan
kadınların bir araya geldiği ilk kurs
gününde, “Derya” derneği başkanı
Suzan Musli, kadınları kurs hakkında
bilinçlendirdi. Kursun önemine değinen Musli, kursiyerlere haftada iki kez,
hocalar tarafından eğitim alacaklarını
hatırlattı. www.yenibalkan.com sitesinin haberine göre; “Derya” derneği
başkanı Suzan Musli, Üsküp
Büyükşehir Belediyesi tarafından
finanse edilen el işleri kurslarının, iş
sahibi olmayan veya farklı bir etkinliğe
katılmak isteyen kadınlar için güzel bir
deneyimin olacağını ifade etti.
Geleneğin sınırı yoktur diyen Suzan
Musli: “Türk, Arnavut, Makedon gibi
farklı etnik mensubiyete sahip olan
kadınları bir araya getirmek, her milletin kendi örf ve adetlerini tanıtması ve
öğrenmesi, özellikle diğer milletlere
Türk geleneklerini tanıtmak bu kursun
önemli unsurlarından biridir. Kurs
boyunca kadınlar geleneksel kıyafetleri
dikmeyi öğrenecek, bunun yanı sıra
yeni arkadaşlıklar edinecek ve asıl
önemlisi kadınlar arasındaki dayanışma güçlenecektir” şeklinde konuştu.
Balkan havası Esenler’de esti
STANBUL
BALKAN GÜNLÜÜ
B
alkan müziğinin sevilen sesi
Muammer Ketencoğlu, ekibi
ile birlikte Esenler'de verdiği
konserde Balkan havası estirdi.
Esenler Belediyesi Kültür İşleri
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Müdürlüğü'nce Dr. Kadir Topbaş
Kültür Sanat Merkezi’nde düzenlenen konserde Balkan müziğinin
sevilen sesi Muammer Ketencoğlu,
şarkılarını Esenlerliler için söyledi.
Ketencoğlu, beraberindeki ekibiyle
birlikte verdiği konserde; Türkçe,
Rumca, Bulgarca ve Arnavutça gibi
farklı dillerde söyledikleri şarkılarla
dinleyenleri adeta bir Balkan yolculuğuna çıkardı. Konserde unutulmaya yüz tutmuş halk ezgileri de
hep bir ağızdan söylendi. Geceye
yoğun ilgi gösteren Esenlerliler,
Ketencoğlu ve ekibini konserin
sonunda ayakta alkışladı.
Bursa Göç Müzesi’nde kitap okuma vakti
BURSA - BALKAN GÜNLÜÜ
B
üyükşehir Belediyesi tarafından hizmete açılan Bursa
Göç Tarihi Müzesi’ni ziyaret
eden ilköğretim öğrencileri,
Dünya Öykü Günü dolayısıyla
‘Müzedeki Sandık’ kitabının
Yazarı Nadide Utku’yla bir araya
gelerek bir saat boyunca kitap
okudu. Öğrencilere yönelik çok
sayıda programa ev sahipliği
yapan Bursa Göç Tarihi Müzesi,
Dünya Öykü Günü münasebetiyle ‘Müzedeki Sandık’ kitabının
Yazarı Nadide Utku’yu, Uludağ
İlköğretim Okulu 4. sınıf öğrenci-
leriyle buluşturdu. Öğrencilerle
söyleşi yapan Nadide Utku,
çocuklara müzenin ne demek
olduğunu sordu ve çocuklardan
hayal dünyalarına göre birbirinden farklı cevaplar aldı. Dağıtılan
kitabı da okuyan öğrencilere,
müzeyle olan kısmı ise canlandırılarak anlatıldı. İki öğrencinin
sandığa girerek kitabın kahramanlarına benzetildiği, buluşmada öğrenciler merak ettikleri
soruları sordu. Buluşmanın
sonunda Yazar Nadide Utku kitabını imzalayarak öğrencilere
dağıttı. Öğrenciler, daha sonra
rehberler eşliğinde müzeyi gezdi.
u fani dünyada insanlF.Fn ;anFna yakF;Fr bir
;ekilde ya;amak, herkesten çok Müminlerin vazifesidir. Çünkü Müminler yeryüzünde yüce Allah'Fn rFzasFna uygun ya;amayF düstur
edinen sorumluluk sahibi,
mümtaz insanlardFr. Ancak
iman tek ba;Fna yetmiyor,
Cenab-F Allah; Kur'an-F Kerim'in
muhtelif surelerinde mânâ itibariyle aynF neticeyi veren ayetlerle
bunu izah etmi;tir.
Bunlardan biri Mü’minun suresidir.
öyle ba;lFyor Mü’minun
Suresi;
“Muhakkak ki Müminler kurtulu;a ermi;lerdir; u özellikleri
ta;FmalarF ;artFyla;”(*)
1- NamazFnF hu;u içinde kFlanlar.
Namaz ki dinin dire.i,
Müslüman'Fn kimli.idir,
Kur'an'Fn ifadesiyle insanF fah;a
(Yüz kFzartFcF suç) ve münkerden
("stenmeyen davranF;lar) koruyan
ve insanF, Yüce Allah ile münacatta bulunma fFrsatFnF veren
önemli bir ibadettir. "nsani de.erin zirveye ula;tF.F andFr. Ancak
böyle bir ibadetin gaflet içinde
de.il, Ayeti Kerime’nin ifadesiyle “Hu;u” içinde, tadili erkâna
riayet ederek kFlmak gerekir ki
amacFna ula;sFn. AslFnda fFkFhta
tadili erkânFn NamazFn erkânFndan oldu.u ifade ediliyor ama
kimi zayFf mümin namazFn bu
rüknüne riayet etmiyor, keyfine
göre namaz kFlFyor, bu da ayrF bir
dert.
2- Bo; söz ve davranF;tan sakFnanlar.
";te Ümmet-i Muhammed'in ba;Fna bela olan bir mevzu; GFybet,
dedikodu, ucuz siyaset, çeki;me,
tv. dizilerini izlemek vs. Bu gaflet halleri bizi peri;an edip duruyor. Kendimize mukayyet olmamFz lazFm. Cennet, öyle ucuz bir
yer de.ildir. Oraya gitmeye niyet
etmi;seniz, ona göre ya;amak
durumundasFnFz. Peygamber
Efendimiz de ;öyle buyurmuyor
mu: "Kim ki Allah'a ve ahiret
gününe iman etmi;se ya hayrF
konu;sun ya da sussun." Tercih
sizin; yüce Allah için kendini
bazF yanlF; alF;kanlFklardan alFkoyanlara, ne mutlu.
3- ZekâtFnF verenler.
Zekât vermek, yüce Allah'Fn kâinatFn sahibi oldu.una ;ahadet
etmektir. Yüce Allah'Fn verdi.i
paydan kullarFna katkF yapmaktFr.
Bir anlamda asFl ;ükürdür, zikirdir, tefekkürdür.
4- Namus ve iffetini koruyanlar, e;leriyle iktifa edip harama
tevessül etmeyenler…
CENNETÜL
FRDEVS
SZ BEKLYOR
Eyüphan KAYA
Namus anlayF;F kFt olan bir kimseden insanlFk âlemine bir yarar
gelmez. Utanma ve hayâ duygularF körelmi;tir çünkü. Ayetteki
cariye kavramFnF kendine göre
yorumlayFp e; sayFsFnF yirmi,
otuza çFkaran kimi Arap
eyhlerini de Yüce Allah'a havale ediyoruz. Köle kalmadF da
neden cariye kavramF ya;atFlFyor?
Statüleri aynF de.il miydi?
*Bu konuda ileri gidenler,
keyfi davrananlar, nefsinin
zevzekli.ini yenik dü;enler,
asFl haddini a;anlardFr! (Ayet)
5- Emanet ve ahde sahip çFkanlar.
Emin olabilmek, verdi.i sözün
arkasFnda durmak, toplumun
güvenini kazanmak her Allah erinin boynunun borcudur. Özellikle ticarette emanet ve ahde vefa,
olmazsa olmazlardandFr. Her
Mümin, bu iki de.eri daima
hayatta tutmalF, riayet ederek, iyi
bir insan profili sergilemelidir.
6- NamazlarFnF muhafaza edenler.
Ne kadar anlamlFdFr ki Hak
Tea'la, Namaz’la ba;layFp
Namaz’la bitiriyor. O Namaz ki
müminin miracFdFr; Ba;ka bir
ayette “NamazF kFlFn, ZekâtF
verin” ;eklinde bir ilahi talimat
geçiyor. Anla;Flan o ki NamazFnF
kFlan orucu da tutuyor, ZekâtFnF
veren Hacca da gidiyor.
Rabbimiz buyuruyor: ‘";te bunlar
Cennet-ül Firdevs'in varisleridir
ve orada ebediyen kalacaklardFr’.
……..
“Ne mutlu Allah'F tanFyanlara,
Kur'an'F okuyup tavsiyelerine
uyanlara,
Allah'Fn rFzasFnF arayanlara,
"nsan gibi ya;ayFp, adam gibi
ölenlere,
HayFr ve Dua ile yad edilenlere,”
Ben de böyle bir yolun yolcusu
olmaya devam edenlerdenim.
Gelin beraber yürüyelim, kurtulu;a erenlerden olalFm.
Ölüm, bize hayat kadar ho;nut
bir hadise olsun. Ne dersiniz?
(*)Tereddüdünüz varsa,
Müminun Suresi’nin ilk 11 ayetini okuyabilirsiniz. Bu sure aynF
zamanda Medine’de inen son
suredir. 18. cüz Müminun suresiyle ba;lamaktadFr.
SAYFA 08
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
8 Balkan Haberleri
KOSOVA’DA
TÜRKLER NE
DURUMDA?
Süleyman ÇESKO
ürkiye’den uzakta binlerce Türk’ün
ya+ad5%5 Kosova, son zamanlarda Türk
nüfusunda büyük dü+ü+ler ya+an5yor.
Hun mparatorlu%u’ndan itibaren Türklerin
vatan5 haline gelen Balkanlar’da, uzun bir
zaman sonra Osmanl5’n5n bu topraklara gelmesiyle Türk nüfusu iyice yerle+mi+tir. Bir
zamanlar Balkanlar5n tamam5nda Türk nüfusu
ve Türkçe dilinin konu+ulmas5 bir hayli
yo%unken, son y5llarda Bat5 Trakya,
Bulgaristan, Makedonya ve Kosova’da zar
zor ayakta kalm5+t5r. Balkanlar’da Türkçe
veya Türklük denildi%inde +üphesiz “Türk
Kalesi”olarak görülen Kosova, Türk nüfusu
ya da Türkçe dilinin konu+ulmas5nda ki dü+ü+ü art5k daha fazla hissedebiliyoruz.
Osmanl5’n5n da%5lma süreci ve
Yugoslavya’n5n bask5lar5 sebebiyle göçlere
maruz kalan Kosova Türkleri, son y5llarda da
var olu+ mücadelesini vermeye devam ediyor.
1999 sava+ öncesi Kosova’n5n hemen hemen
bütün +ehirlerinde Türkçe’nin yayg5n biçimde
konu+uldu%u, Türk nüfusunun da yo%un oldu%u bilinmektedir. Ancak sava+ sonras5 belirgin
bir biçimde Türkçe konu+ulmamaya, Türk
nüfusunun da sosyal alanda etkisi hissedilmemeye ba+lad5.
T
KOSOVA’DA TÜRKLERE
LK DARBE
1999 y5l5nda S5rbistan’5n uygulad5%5 katliama
sessiz kalmayan “Birle+mi+ Milletler” müdahalede bulunarak Kosova’ya ayak bast5. Ayak
basar basmaz ilk i+leri Türkçe’yi resmi dil statüsünden kald5rmak oldu. Bu olay sava+ sonras5 Kosova Türklerine at5lan ilk darbe olmu+tu. S5rbistan’a kar+5 Arnavutlar5n yan5nda yer
alan Türk’ler, bu darbe kar+5s5nda yaln5z kalm5+, gereken deste%i görememi+tir. Bu sorun
y5llarca seçim vaatlerinde kullan5lm5+, zaten
var olmas5 gereken bu statü Türklerin di%er
büyük partilere oylar5n5 kayd5rabilmek için
kullan5lm5+t5r. Türklerin bu zaaf5 uzun bir
zaman kullan5lm5+, y5llar içinde birçok hakk5
kazanma imkan5 varken, olmas5 gereken
resmi dil mücadelesi ile oyaland5r5lm5+t5r. Her
seçim Türk Partimizi ve Türk halk5n5 oyalayan veya aldatan büyük partiler iktidara gelebilmek için bunu kullanm5+, halen de kullanmaya devam etmektedirler. Ne yaz5k ki
Kosova Türkleri, siyasal alanda yön verebilme gücünün bilincinde olmay5+5 ve art5k aram5zda bölünmeye ba+lamam5z, kendimize
yani Kosova Türklü%üne atm5+ oldu%umuz en
büyük darbe olmu+tur ki buda gücümüzün
azalmas5na neden olmu+tur. 2008 y5l5 itibari
ile Kosova Cumhuriyeti’nin kurulmas5yla birlikte 8 belediyede Türkçe resmi dil olarak
22 ubat 2016
Pazartesi
tan5nd5. Bunun ba+5nda Kosova’n5n Türk
kaleleri herzaman oldu%u gibi Prizren ve
Mamu+a yer ald5. Yüzde 99’u Türk olan
Mamu+a Köyü, Belediye’ye dönü+mü+,
Kosova’n5n tek Türk Belediyesi ünvan5n5
alm5+t5r. Prizren’de Arnavut nüfusunun
daha fazla olmas5 do%al olarak da belediye
ba+kanlar5n5n ço%u Arnavut olmu+tur.
Ancak burada da Türklerin belirleyici güce
sahip oldu%u görülmektedir. Türkçe’nin ve
Türk nüfusunun en yo%un oldu%u Prizren’de,
anaokul, ilkokul, lise ve üniversite olmak
üzere birçok Türkçe bölüm bulunmaktad5r.
Kamu kurumlar5 ve sokaklarda Türkçe tabelalara görmek de mümkündür. Türkler bu haklara sahip olsada ara s5ra bu haklar çi%nenmekte, son olarak da 8. Ba%5ms5zl5k
Y5ldönümü mesaj5nda Arnavutça, ngilizce
hatta S5rpça kullan5lm5+, Türkçe’ye yer verilmemi+tir.
TÜRKLERE AYRILAN
KONTENJANLAR
Kosova Cumhuriyeti’nde Türklere tan5nan bir
di%er haklar da i+ ve e%itim kontenjanlar5d5r.
Ancak bunun nekadar uyguland5%5n5 soracak
olursan5z ben cevap vereyim, HÇ! + ve e%itimde Türklerin kullanabilece%i belirli kontenjanlar5 Türklerin belirli ailelerin çocuklar5 yerle+tirilir, bunlar5n d5+5nda da nas5l oluyorsa
Arnavutlar yerle+tiriliyor. Ad5ndan soyad5na
Türklükle alakas5 olmayan, Türkçe tek bir
kelime bilmeyenler kendilerine verilen formlarda Türk ibaresini i+aretleyerek Türklerin
kontenjanlar5n5 kullan5yor ve böylece madur
durumuna dü+en yine Türkler oluyor. Bu tür
konularda Arnavutlar bile zarar görüyor.
Ço%u Arnavut aileleri Müslüman olduklar5
için çocuklar5na Türkçe’ye benzer isimler
veriyor, sonra i+ ba+vurular5nda Türk olmamas5na ra%men ad5n5n Türkçe olmas5 yetiyor
ve çe+itli bahanelerle i+ veya seçti%i bir bölüme kabul edilmiyor. Yani ad5n5z5n Türkçe
olmas5 bir i+e veya üniversiteye kabul edilmemeniz için yeter. Ba+ta asker ve polislik
olmak üzere birçok alanda iki, üç ki+i d5+5nda
hiçbir Türk i+e al5nmamakta. Kosova
Güvenlik Gücü(FSK) veya Polis Okullar5’nda
onlarca veya yüzlerce “SIRP” bulunurken
Kosova Türklerinden tek bir ki+i bile kabul
edilmiyor. Bu haks5zl5klara u%rayan birçok
aile art5k çocuklar5n5 Arnavutça okula gönderiyor, Arnavut olarak kendini tan5tmaya ve
çocuklar5n5 yeni nesili Arnavut olarak yeti+tirmeye ba+l5yor ki bu Türkçe’nin art5k hissedilen kayb5n5n bir göstergesi haline gelmi+tir.
Kosova Türklerinin güven ve moral kayna%5
olan Türkiye Cumhuriyeti’nin, Kosova’ya her
alanda sa%lam5+ oldu%u katk5lar5 göz ard5 edilmekte, Türklere gereken hasassiyet malesef
gösterilmemektedir. Her+eye ra%men
Kosova’da Türk ve Türkçe ayaktad5r, ancak
ne zamana kadar, Allah bilir! Kosova
Türklerine uygulanan bu politikada Kosova
hükümeti mi, yoksa Kosova Türk toplumu ve
Türk Siyasi partileri mi sorumlu, buna sizler
karar vereceksiniz.
Tefeyyüzlü örenciler
Drjilova'y unutmad
Tefeyyüz İlköğretim Okulunda eğitim gören 8-1, 8-2 ve 9-1
sınıflarından gönüllü öğrenciler Bilgisayar Öğretmeni Ercan
Lama önderliğinde para toplayıp, Üsküp yakınlarındaki Dırjilova
köy okulunda Türkçe eğitim gören öğrencilere yardım eli uzattı
ÜSKÜP
BALKAN GÜNLÜÜ
Ü
sküp'ün Tefeyyüz İlköğretim
okulu öğrencileri, öğretmenleri yardımıyla gerçekleştirdikleri projelerle diğer okullara
örnek olmaya devam ediyor.
www.yenibalkan.com’a göre;
Tefeyyüz İlköğretim Okulunda eğitim gören 8-1, 8-2 ve 9-1 sınıflarından gönüllü öğrenciler Bilgisayar
Öğretmeni Ercan Lama önderliğinde para toplayıp, Üsküp yakınlarındaki Dırjilova köy okulunda Türkçe
eğitim gören öğrencilere yardım eli
uzattı. Bu öğrenciler Bilgisayar dersinde Makedonya'da farklı bölgeleri araştırırken Dırjilova köyüne
rastladı. Burada Türkçe eğitimin
yapıldığını da öğrenen Tefeyyüz
öğrencileri, oradaki kardeşlerine ne
tür destek sağlayabilecekleri konusunda birbirleriyle fikir alış verişinde bulundu. Para topladıktan sonra
Dırjilova'da Türkçe eğitim gören 32
öğrenciye Resim Defteri, boya
kalemleri, kalemler gibi derste ihtiyaç duyulan malzemelerden oluşturdukları paketler gönderdi.
Öğrenciler ayrıca hazırladıkları
paketlerde kendi isimlerini yazarak
Dırjilova'daki öğrenci arkadaşlarına
selamlarını da gönderdi. Öğrencilerin bu girişimlerini destek vererek
koordine eden Bilgisayar Öğretmeni Ercan Lama yaptığı açıklamada,
"Bu fikir öğrencilerden çıktı. Sonra
bu fikri diğer iki sınıfa da ilettik.
Onlar da katıldı. Bu konuyu tüm
sınıflara yaymadık. Çünkü orada 32
öğrenci Türkçe eğitim görüyor. İlk
hedefimiz o sayıya ulaşmaktı.
Toplam 37 öğrenciden toplanan
parayla Dırjilova'daki öğrenciler
için malzemeler alındı. Ve o malzemeleri öğrencilerimiz arkadaşlarına
gönderdi." ifadelerini kullandı.
Müftü Mete’den BTTDD’ye ziyaret
STANBUL
BALKAN GÜNLÜÜ
B
atı Trakya Türk Azınlığı
Danışma Kurulu Başkanı ve
İskeçe Müftüsü Ahmet Mete,
İstanbul’daki Batı Trakya Türkleri
Dayanışma Derneği (BTTDD) Genel
Merkezi’ni ziyaret etti. Müftü
Ahmet Mete, BTTDD Genel Başkanı
Necmettin Hüseyin ve Teşkilat
Başkanı Musa Yurt tarafından kabul
edildi. Ziyarete Zeytinburunu Şube
Başkanı Besim İsmailbaşa, dernek
üyelerinden Sinan Türkmen ve
İskender Fehimoğlu da eşlik etti.
www.gundemgazetesi.com’a göre;
BTTDD Genel Başkanı Necmettin
Hüseyin ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Ayrıca geçtiğimiz günlerde müftü Mete’ye yönelik yapılan saldırıda bir din görevlisinin kaçırıldığını ve bu olaydan
duyduğu üzüntüyü dile getiren
başkan Hüseyin, “Olayın basına
yansımasından sonra BTTDD Genel
Merkezi olarak yaptığımız yazılı
basın açıklamasında da değindiğim
gibi birileri Batı Trakya’da, kapalı
kapılar arkasında kaleme alınan
bazı senaryoları faaliyete sokmaya
ve Batı Trakya Türk azınlığını galeyana getirmeye, korku yaratmaya
ve iki toplum arasında kin ve nefret
tohumları ekmeye çalışmaktadır.
Ama bunu başaramayacaklar, yaşanan olaydan üzüntü duymamıza
rağmen bizleri korkutamayacaklar
ve hepisinden önemlisi kendilerini
“Trakya’nın Bekçileri” diye adlandıran bu faili meçhul grup şunu çok
iyi bilmelidir. Batı Trakya’da yaşayan ne azınlığın, ne de çoğunluğun
bekçiye ihtiyacı yoktur” dedi.
!mtiyaz Sahibi $lhan akirolu
BOSNALI ÇOCUKLARDAN
NSANLIK DERS
SARAYBOSNA - BALKAN GÜNLÜÜ
B
osna Hersek’in başkenti
Saraybosna’daki Osman Nakas
İlkokulunda yaşananlar dünya
basınına haber oldu. Mirzana Coralic
isimli anne, 6 yaşındaki oğlu Zejd
Coralic’i okula yazdırdı. Ancak küçük
çocuğun sağır olması ve devlet okulundaki kısıtlı imkanlar nedeniyle okullar
açıldığında Zejd diğer öğrencilerle iletişim kurmakta zorlanmaya başladı.
www.milliyet.com.tr’nin haberine göre;
öğretmen Sanela Ljumanovic, öğrenmeye oldukça istekli olan ancak şartlar
nedeniyle sınıfta sadece sessiz biçimde
etrafını izleyen çocuğun durumuna bir
çözüm bulmak amacıyla araştırmalara
başladı. Bir velinin de tavsiyesiyle tüm
sınıfın Zejd ile beraber işaret dilini
öğrenmesine karar verdi.
3 AYDA ÖĞRENDİLER
Sadece üç ay gibi kısa bir sürede belli
bir seviyede işaret dili öğrenmeyi başaran çocuklar, arkadaşlarıyla rahatça iletişim kurmaya başladı. 2003’te Bosna
Hersek’te yürürlüğe giren yasa, okula
giden ve özel ihtiyaçları bulunan
çocukların uzman asistanları olmasını
öngörüyor. Ancak çoğu zaman devlet
okullarında bu ihtiyacı karşılayacak
imkânlar bulunamıyor. Anne Mirzana,
küçük çocuğun artık okula gitmek için
çok daha hevesli olduğuna dikkat
çekerken, kendine güvenini kazandığını belirtti. Zejd’in en iyi arkadaşlarından Tarık Sijaric ise, yeni bir dil öğrenmenin eğlenceli olduğunu belirterek,
“Zejd’in dilini öğrenmek çok güzel. Bu
sayede onunla ve diğer sağır insanlarla
konuşabileceğim” dedi.
TEMS$LC$L$KLER
Yunanistan'ın Pire Limanı
ÇNLLERE SATILIYOR
PRE - BALKAN GÜNLÜÜ
Y
unanistan Varlık Kalkınma
Fonu, daha önce satışa çıkarılacağı açıklanan ve ihalesi
yapılan Pire Limanı'nın yüzde 67
hissesinin Çinli bir gruba satılacağını açıkladı. Özelleştirmelerden sorumlu olan Yunanistan
Varlık Kalkınma Fonu (TAIPED),
internet sitesi üzerinde yaptığı
yazılı bir açıklamada, ülkenin en
büyük limanı olan ve daha önce
ihale ile satışa çıkarılan Pire
Liman İşletmesinin (OPL) yüzde
67 hissesinin Çin merkezli Cosco
Group Limited şirketine satılacağını bildirdi. www.tourexpi.com
sitesinin haberine göre; yapılan
açıklamada, Cosco Group
Limited’in, Pire Liman
İşletmesinin (OLP) yüzde 67 hissesinin satış ihalesine uygun
şekilde gerekli belgeleri zamanında teslim ettiği bu sebeple de oy
birliği ile tercih edildiği bildirildi.
Satış anlaşması Sayıştay onayının
ardından imzalanacak olup Cosco
şirketinin liman için yaklaşık 700
milyon Euro ödeyeceği belirtildi.
ANKARA Ahmet ÇOLAK
SAMSUN Akn ÜNER
BURSA Hüseyin TOY
MULA Mehmet TOKGÖZ
MAN$SA Ersin AKBA
ANTALYA Kenan KURTE
$STANBUL Faruk AZEM
DEN$ZL$ Fahrettin KOYUNCU
DI TEMS$LC$L$KLER
ARNAVUTLUK Sokol BRAHAJ
BULGARİSTAN İsmet TOPALOĞLU
SOFYA DR. Sunay YILMAZ
KOSOVA Orhan EMİNCİK
ROMANYA Erkan ERUYSAL
YUNANİSTAN Varol HALİLOĞLU
BOSNA-HERSEK Murat ÖZKAYA
KKTC Mehmet ALDEMİR
YAYIN KURULU
KORAY BAfiOL
İSMET TOPALOĞLU
NAZ‹F MANDACI
SOKOL BRAHAJ
BALKAN DEVLEN
AYŞE KARADAN
ŞARIK CİBO
ATA ATUN
İLBER ŞİYAK
MAL$ $LER
KUTLU KARAN!
B$LG$ $LEM
KEMAL B!ÇER
YAYINTÜRÜ: ULUSLARARASI HAFTALIK SÜRELİ YAYIN
YÖNETİM YERİ: Rafetpaşa Mah. 5179 / 1 sokak.
No: 7 / 4 Bornova/İZMİR
TEL: 0 535 776 01 61
BAS KI TARİHİ: 22 Şubat 2016
BASKI: STAR MEDYA YAYINCILIK A.fi.
ADRES: Gaziemir Tren İstasyonu Karşısı Eski Betontaş
Tesisleri İçi GAZİEMİR/İZMİR TEL: 0 232 251 76 32
[email protected]
Köşe yazılarının sorumluluğu yazarına aittir. Yıllık abone bedeli
500 TL olup ulusal ve uluslararas› aboneler için posta ücreti ilave olunur.
SAYFA 09
Ara
trma 9
22 ubat 2016
Pazartesi
edilmi2tir. bu durum, bu saatten sonra,
gerek KCbrCs Türk HalkC Gerek
Türkiye Cumhuriyeti istemedikten
sonra de1i2tirilemez. Türkiye'nin
Garantörlü1ü K.K.T.C halkC için Girit
gibiolmamak, Bosna gibi olmamak,
Karaba1 gibi olmamak, HocalC gibi
olmamak demektir. 2te örnek Filistin,
hergün srail tokadC altCnda inlemektedir. Daha dün gibi Avrupa’nCn göbe1inde onbinlerce Bo2nak öldürülürken,
Karaba1 ve HocalC’da Ruslarla birlikte
Ermenilerin yaptCklarC katliamlarCn hesabCnC
kim verdi? Hani insan haklarC? Nerdeydin
Medeniyetin be2i1i Avrupa Birli1i!!!
ngiltere'ye gelince, 1960 antla2malarCna
göre o da Garantör. A1rotur ve Dikelya'da
iki askeri deniz ve hava üssü tutuyor. Bu
üslerden bütün orta do1uyu izliyor ve dinliyor. stedi1i yere ikmal, deniz ve hava saldCrCsC yapabiliyor. Üslerinin hemen arazi
giri2lerinde ''BurasC Birle2ik KrallCk
Egemen Üs Bölgesidir, Burada Birle2ik
krallCk ( ngilterenin) kanunlarC geçerlidir''
diye tabelalarda yazClCdCr. Bu ne tezattCr ki,
1878'de OsmanlCdan, binbir entrika ve hile
ile kiraladC1C ve daha sonra yine hile ile
zimmetine geçirdi1i KCbrCs'ta iki dev askeri
üs bulundurma hakkCna hem de egemen
olarak sahip olacak. Ama KCbrCs'Cn asli
sahibi olan KCbrCs Türklerinin ve
Türkiye'nin KCbrCs'ta, Asker bulundurma
ve Garantörlük hakkCna sahip olamCyacak!!! Bizim Cumhurba2kanC sözcüsüne
gelince, Garantiler (Garantörlük) tabu
de1ildir diyecek kadar yoldan çCkCyorlar.
nsan böyle sözleri sarho2lukta bile söyleyemez. Nerde kaldC ki beyefend,i cumhurba2kanCnCn sözcülü1ünü yapCyor. SayCn
Müzakereci beyefendiler, atC alan üsküdarC
geçiyor, siz hala uyuyun bakalCm RumYunan tarafCna bakCnca, G.K.R. Yönetimi
kendi aklCnca, KCbrCs'Cn etrafCnC ''MünhasCr
ekonomik bölgesi'' ilan edip, istedi1i gibi
parselleyip, parselleyip, srail-Amerikan,
FransCz, talyan men2eli 2irketlerle ne
idü1ü belirsiz anla2malar ve onlarla sondaj
ara2tCrmalarC yapabiliyor. Ancak bizlerin
''Barbaros'' ara2tCrma gemimizin kendi
MünhasCr ekonomik bölgemizde bile ara2tCrmasCna tahammül edemiyorlar!
Müzakereleri boykot edip, Türk tarafCna
(yani Türkiye'ye) ara2tCrma gemisi
''Barbaros'u'' kuzu, kuzu geri çektiriyorlar.
Bu nasCl bir dC2 politikadCr? Bu gibi Yes
Sir'cü, teslimiyetci politikalar, ne yazCk ki
bizlere ve Türkiye'ye zemin kaybettirmi2tir. Proaktif politika izleyece1imize,
''Emredersiniz efendim'' politikasC izlenmi2tir. O tarihte Barbaros'u çekme yerine,
örne1in ne yaplabilirdi! Barbaros'un yanCna
2 adet ara2tCrma 3-4 tane da sava2 gemisi
gönderilseydi Rum-Yunan tarafC hemenden, müzakereleri boykottan vazgeçecekti!
YukarCda da belirtti1im gibi,Mülkiyet
konusundaki müzakerelerde yanlC2 bir yol
izleniyor. Global mal takasCnCn dC2Cnda hiçbir 2ey çözüm olamaz. AyrCca Türk VakCf
mallarC ne olacak? VakCflara ait olan ''MARA'' ne olacak? KCbrCs'Cn yüzde onüçü
Sultan ve VakCflar idaresine aittir. AyrCca
''MARA'' üzerindeki Magosa kaza mahkesinin vermi2 oldu1u karalar ne olacaktCr?
'2004'deki referandum sonuçlarCna ra1men,
AB ahlaksCzca karar verip, Güney KCbrCs'C
ödüllendirip AB'ye üye yaptC! KCbrCs Türk
tarafCnC da cezalandCrdC! AB Güney KCbrCs'C
bilinçli olarak üye yaparken Güney KCbrCs'C
bir futbol hakemi gibi giydirip ceplerine de
Türkiye'ye kar2C kullanClmak üzere bir
tomar kCrmCzC kartlar sokuverdi.
Türkiye'nin AB'ye girmesini ba2ta
Almanya, Fransa, Avusturya, Yunanistan
istememektedir. Onun için Türkiye'nin AB
süreci uzayCp, uzayCp gitmektedir. özellikle
bu dört ülkenin Türkiye ile ba2larC sCkC2Cnca
hemen, Güney KCbrCs'la i2aretle2ip
Türkiye'ye kCrmCzC kart göstertiyorlar.
Onun içindir ki biz K,CbrCs Türk halkC olarak, bütün KCbrCs'taki bütün haklarCmCzdan
vazgeçerek adayC Rumlara versek bile AB
Türkiye'yi içine almaz, en azCndan öyle bir
istekleri yoktur. SayCn müzakere heyeti ve
Ba2kanC, yukardaki tehlikeleri yok sayCp,
KCbrCs Türkünün, Anavatan Türkiyenin
hak ve menfaatlerini aleyhine olabilecek,
Rum önerilerini kabul etti1iniz takdirde,
KCbrCs Türküne hem bu dünyada hemde
öteki dünyada hesab verece1inizi
unutmayCnCz.
VATANIN BARINA
DÜMAN DAYAMI
HANÇER!
Mehmet ALDEMR
üney KCbrCs Rum Yönetimi Ba2kanC
Nikos Anasatsiyadis : '' KCbrCs
müzakerelerinde ve mülkiyet konularCnda da üçte iki ilerleme oldu1unu söyledi''! Bu açCklama külliyen yalandCr. Hemen
belirtelim ki, mülkiyet konularC yalnCzca
global mal takasC ile çözülebilir. Bunun
dC2Cndaki mülkiyet çözüm formüllerinin,
ileride ve pratikte hiçbir kCymeti harbiyesinin olmadC1C görülecektir. E1er ANNAN
planCndaki gibi mülkiyet konularC halledilmeye kalkClCrsa, hemen ertesi günden çCkacak olan KAOS'lara hazCr olunuz. 1968'den
beri yCllarca süren anlamsCz KCbrCs müzakerelerinden bugüne dek, KCbrCs Türk'ünün
hayrCna ne çCktC? Kocaman bir hiç. Rum
tarafC dün oldu1u gibi, bugün de zamana
oynayarak, görü2üyormu2 gibi, rol icabC
görü2me yapCyor. Bütün gayretleri, KCbrCs
Türk HalkCnCn, haklarCnC, egemenli1ini,
mülkiyetini, iki bölgelili1ini, en önemlisi
Garantör'lü1ünü, bir tencerede kaynatCp
ortaya çCkacak olan gaflet çorbasCnC KCbrCs
Türk müzakerecilerine içirmektir. KCbrCs
Türk müzakerecilerinin önünde iki seçenek
bulunmaktadCr. Ya bu gaflet çorbasCnC içecekler ve sonra da 1960 KCbrCs
Cumhuriyeti’ne küçük bir AZINLIK yani
YAMA olacaklardCr, ya da bu gaflet çorbasC tenceresini Anastasiyadis'in ba2Cna giydireceklerdir.
G
BUNDAN SONRA
NE OLAB
L
R?
Rum-Yunan tarafCnCn asla kabul edilemez
isteklerinden vaz geçmeyece1ine göre, bu
müzakerelere noktayC koyup K.K.T.C'yi
tanCtma seferberli1ine ciddi olarak çCkmamCz gerekir. Niye kar2C taraf,Türkiye'nin
Garantörlü1ünü istemiyor? Halen içlerinde
Enosis, Megalo dea olduktan sonra,
Türklere kar2C Elam birlikler kurarlarken,
okullarCnda halen en iyi Türk ölü Türktür
dersleri verilirken, biz KCbrCs Türk HalkC
bunlarla nasCl, YamalC bir cumhuriyetin
AzCnlC1C olaca1Cz? Bundan böyle müzakereler olsa veya olmasa, Anavatan
Türkiye'nin Garantörlü1ü kesinlikle, kar2C
tarafca a1Cza alCnmamalCdCr, bunun bir
yasak oldu1u bilinmelidir. Türkiye'nin
etkin Garantörlü1ü, KCbrCs'taki askeri varlC1CnCn azaltClmasC veya kaldCrClmasC ve/veya
Türkiye'nin yerine AB'nin, BM'nin,
BatC'nCn, Amerika'nCn, Nato'nun garantörlü1ü kesinlikle olamaz. Sn. Cumhurba2kanC
Mustafa AkCncC ve müzakere heyeti bütün
bunlarC bilerekten, müzakere masasCnda
oturup tavrCnC de1i2tirmelidir. 2te fCrsat
sayCn AkCncC, bu küstah, Rum önerilerini
reddet, hadi göster kendini. Yes be annemcilere, AnnancClara, Sevr'cilere de kar2C
HayCr de. Hadi göster kendini. Türkiye'nin
güneydo1u sCnCrlarCndan (Hataydan Artvin'e) ta en uç do1u sCnCrCna kadar
bakCldC1Cnda, de1i2en ve geli2en olaylar
kar2CsCnda, Türkiye2nin KCbrCs'tan de1il
asker çekmesi, konjonktür ve yeni olu2an
dengeler gere1i Karpaz bölgesine bir askeri
deniz üssü ile bir askeri hava alanC yapmasC
artCk 2art olmu2tur. Denilebilir ki, ne gere1i
var, Türkiye yarCm saatlCk mesafede.
KCbrCs'Cn Jeostratejik, Jeopolitik önemi her
gün biraz daha artmaktadCr. Buraya hüküm
eden, KCbrCs'ta da, do1u Akdenizde de,
ortado1u'da da söz sahibi olur. Ortado1uda,
Irak'ta özellikle Suriyedeki olaylar,
Rusya'nCn Do1uakdeniz ve Suriye üzerinden, Türkiye kar2CtC karanlCk ve dü2manca
hareketleri de göz önünde tutulunca,
Türkiyenin askeri varlC1C ilanihaye
K.K.T.C'de olmalCdCr. Aksi takdirde bu ada
Rumun-YunanCn hegomonyasCna girerse,
(kar2Cda) Mersin'deki Türk halkC plaja bile
giremiyecek. !878'de OsmanlC bu adadan
sanca1CnC askerin alCp gitmek mecburiyetinde bCrakCldC. Türk Askeri tekrardan
KCbrCsa 20 temmuz 1974'de gelebildi. Yani
96 yCl sonra...Türkiye'nin Garantörlük
hakkC 1960 KCbrCs antla2malarC ile tescil
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
EOKA Katliamları
ve Kıbrıs Tarihi 4
1 Nisan 1955’’de RUMLAR,, Kıbrıs Adası’nı Yunan Adası yapmak ve
adada bulunan Türkleri kökten yok etmek amacıyla EOKA Rum Terör
Örgütü’nü kurmuştur.. Papaz Makarios öncülüğünde 1960 yılında kurulan
“Kııbrııs Cumhuriyeti’ni” ortadan kaldırmak,, Kıbrıs Türklerini yönetimden
kovmak ve tamamen yok etmek amacıyla da,, Terör Planı olan Akritas
Planı’nı Grivas öncülüğünde başlatma kararı almışlardır...
A
ynı günlerde Rum kilisesi
önderliğinde oluşturulan ENOSİS heyetleri, başta İngiltere
olmak üzere birçok Avrupa ülkesine
Kıbrıs’ın Yunanistan’a "ilhak"ı gezileri
düzenlerken, Kıbrıs'tan da yüzlerce
ENOSİS telgrafı İngiltere'ye gönderilmiştir. "Rumların can düşmanı olduğu
ve adanın Yunanistan'a birleşmesine
karşı mücadele verdiği için Hacı Halil
isimli bir Türkü öldürdüğünü söyleyen
Anteni Petri Jambo isimli Kıbrıslı Rum,
1927 yılında Yunanistan’a sığınmıştır.
Konuyu incelemek ve suçluyu Kıbrıs’a
geri götürmek için görevlendirilen
Kıbrıslı bir İngiliz polisinin hazırladığı
rapor ibret vericidir. Söz konusu raporda, Yunanistan’daki hükümet üyeleri,
milletvekilleri, ileri gelen kişiler ve dernekler tarafından hükümete verilen
muhtıralarda Jambo’nun “siyasi suçlu”
ve Kıbrıs'ın kahramanı ilan edildiği;
Yunanistan’da oluşan kamuoyunun,
Türk öldürmenin suç olmadığı; Türk
öldürenin bir kahraman olduğu ve bir
Türkü öldürdüğü için bir Rum'un
İngiliz Yönetimine teslim edilemeyeceği
kesin tavrının ortaya konduğunu ifade
etmiştir. Bu olay, Türk öldürmenin suç
olmadığı, aksine bir kahramanlık olduğu anlayışının Rum-Yunan halklarında
nasıl egemen olduğunu, Rum ve
Yunanlıların Türklerle ilgili yargı ve
düşüncelerinin ve ruh haletinin ne
olduğunu ortaya koyan ve Türklere
karşı işlenen soykırım suçunun dayandığı temeli gösteren tipik örneklerden
biridir. Yunan isyanının 100. yıldönümü
olan 25 Mart 192l'de 500 kilisede toplanan Rumlar ilk ENOSİS Plebisitini
yaparak ilhak yönünde bir karar onaylamışlar ve İngiliz Yönetimine başvurarak ENOSİS istemişler, on yıl sonra 17
Ekim 1931'de de ENOSİS için ayaklanmışlardır. Milli Kongre ile İngiliz
Sömürge Yönetimine karşı mücadeleye
başlayan Kıbrıs Türkleri, karşılarında
yeni ENOSİS istekleri ve propagandalarıyla Kıbrıs Rumlarını ve Yunanistan'ı
bulmuşlardır. 1800'lü yıllardan beri
süren yoğun ENOSİS propagandası,
nihayet 1931 yılında fiili bir ayaklanmaya dönüşmüştür. Milli Kongre'nin toplanmasından 6 ay sonra, 17 Ekim
1931'de Ada’daki Yunanistan temsilcisi
(Konsolos olarak anılan) Kiru (Kyrou)
tarafından da kışkırtılan Kavanin
Meclisi Üyesi ENOSİSCİ Papaz
Nikodimos'un öncülüğünü yaptığı
Rumlar bir vergi konusunu bahane
ederek ENOSİS çağrısı yapmış ve
İngiliz Sömürge Yönetimine son vermek üzere ayaklanmıştır. Yapılan çağrı
üzerine Kıbrıslı Rumlar silahlı bir ayaklanma başlatmış ve İngiliz Sömürge
Valiliğini basarak binayı yakmıştır.
Kavanin Meclisi'nden uzaklaştırılmış,
konan tüm yasaklamalara Türkler de
muhatap olmuştur. Böylece Türk halkı,
sömürge yönetiminin haksız baskısına
bir daha maruz kalmıştır. Rumların
yaptığı isyanın en önemli sonucu; Türk
halkının başlattığı sömürge karşıtı
mücadelenin ve sömürge yönetimi tarafından gasp edilen toplumsal haklarını
elde ekmek için başlattığı toplumsal
direnişin engellenmesi olmuştur.
Nitekim 1942 yılında Dr. Küçük tarafından çıkarılmaya başlanan Halkın Sesi
gazetesinin yayın yaşamına girmesine
kadar, Türk halkı sömürge yönetimine
karşı etkili bir mücadele verme olanağını kaybetmişti. Kıbrıs'taki Türk halkını
ri ve EOKA’nın gerçek siyasi lideri
Makarios’un onayı ile EOKA’nın askeri
gençlik örgütü olan PEON adlı terör
örgütünü kurmak suretiyle örgütlenmeyi gençlik düzeyine kadar yaymıştır.[17] Grivas, hatıralarında, 22 Kasım
1954'de Makarios'un, kurduğu PEON
adlı gençlik örgütünü eğitip silahlandırması için karar aldığını yazmıştır.
Grivas’ın hatıraları, gerçekte EOKA'nın
gerisinde Makarios'un olduğunu ortaya
koymaktadır. Makarios'un, Atina'ya
yaptığı çeşitli ziyaretlerde konuyu
Yunan yetkilileriyle kararlaştırdığını
belgeler göstermektedir. Türkleri
Ada’dan yok etmek ve ENOSİS’i gerçekleştirme çabalarına ve örgütlenmesi-
yok edip, Adayı Yunanistan'a bağlamak
için kurulmuş bir terör örgütü olan
EOKA için ilk gizli görüşmeler 2
Temmuz 1952'de Atina'da Makarios'un
başkanlığında yapılmıştır. Bu toplantıların ardından 7 Mart 1953'de bir "İhtilal
Konseyi" kurulmuş ve bu Konseyin
kurucuları, "ENOSİS davası hakkında
bildiklerimi ve bundan böyle bileceklerimi işkence altında ve canım pahasına
bile olsa bir sır olarak gizli tutmaya
Tanrı huzurunda yemin ederim. Bana
verilen bütün emirlere sorusuz olarak
itaat edeceğim" şeklindeki EOKA andını yapmışlardır. Yunanistan hükümetinin bilgisi dahilinde 1954 yılının ilk
aylarında, Kıbrıs'a gizli silah sevkıyatı
başlatılmış, Yunan ordusu kökenli terörist Grivas 9 Kasım 1954 tarihinde gizlice Adaya çıkmıştır. Grivas Makarios ile
birlikte Türklere karşı seri ve planlı
terör eylemlerini uygulayacak paramiliter bir örgütlenmeyi gerçekleştirmiştir.
Grivas bu amaçla, Yunanistan ile yakın
temasta olan, Rum halkının ruhani lide-
ne Yunan Hükümeti zamanın Dışişleri
Bakanı Stefanoplus düzeyinde destek
vermiş ve örgütlenme hareketleriyle
yakın ilişki içinde olmuş, aktif destek
vermiştir. ENOSİS örgütlenmesini
tamamlayan Rum-Yunan ikilsi ENOSİS
startejisini uygulamaya koymuş ve bizzat Yunan Dışişleri Bakanı
Stefanoplus'un direktifiyle EOKA; 1
Nisan 1951'de ilk bombalarını patlatarak resmen eyleme başlamıştır.
EOKA'nın amacı, önce İngilizleri adadan atmak, ardından da kitlesel bir
imha hareketiyle Türk halkını yok ederek adayı Yunanistan'a bağlamaktı.
Ancak, İngilizlerin adadan ayrılması
beklenmeden, ENOSİS stratejilerine
uygun olarak 21 Haziran 1955'den itibaren Türklere yönelik saldırılar başlatılmıştır. Grivas4 Haziran 1959 tarihli
mektubunda, Makarios'un kendisini
EOKA'yı yönetmek üzere Kıbrıs'a çağırdığını belirtmekte, terör örgütüne silah
alınması için Kilise'nin para yardımında
bulunduğunu açıklamaktadır.
Makarios'un, EOKA'nın siyasi lideri
olduğunu öğrenen İngilizler, 9 Mart
1956'te onu tutuklayıp Seyşel adalarına
sürgüne göndermiştir. Eylem yaptığı
dönemde yüzlerce Türkün yanı sıra,
100 İngiliz ve yüzlerce Rum'u katleden
EOKA militanları, 30 Türk köyünü
yakıp yıkarak burada yaşayan
Türklerin göç etmesine neden olmuşlardır. Kıbrıs’ta Rum-Yunan ikilisinin
ENOSİS’i gerçekleştirmek amacıyla
Türklere karşı uyguladıkları soykırım,
şiddet ve terör eylemleri yanında,
İngiliz döneminde İngilizlerin de gerçekleştirdiği katliam nitelikli uygulamalar vardır. Birinci Dünya Savaşı sırasın-
MEGALO İDEA
Dikkat edilmesi gereken nokta, Rum
İsyanı’nın, Kıbrıs'ın sömürge idaresinden kurtulup bağımsızlığını kazanması
amacıyla değil; Megalo İdea peşinde
koşan yayılmacı Yunanistan'a ilhak edilmesi için yapılmış olmasıdır Yunan
Konsolosu Kyrou'nun kışkırtmalarıyla
"Milli Kurtuluşumuz Yunanistan'la birleşmektir" diyen Papaz Nikodimos'un
peşine takılan Rumlar, "ilhak" sloganları
atarak hükümet binalarını ve Vali konağını yakmaları yanında 7 kişiyi de
öldürdüler ve 67 kişiyi deyaraladılar.
Aldığı sert önlemlerle isyanı bastıran,
400 kişiyi tutuklayan, isyanın ele başlarını ve kışkırtıcı rol oynayan Yunan
Konsolosu Kyrou'yu da adadan süren
İngiliz yönetimi; milli tarihlerin okutulmasını yasaklamış, basına sansür uygulamış, siyasi faaliyetleri ve milli bayrakların çekilmesini yasaklamış, yasama
meclisi niteliğindeki Kavanin Meclisi'ni
de kapatmıştır. İsyana katılmayan
Kıbrıs Türkleri de sömürge yönetimi
tarafından cezalandırılmış, temsilcileri
da Çanakkale savaşında ve Süveyş
Kanalı harekatı sırasında müttefik kuvvetlere esir düşen ve sayıları 2000 civarında olan Türk esirleri, Eylül 1916 tarihinde iki ayrı kafile halinde savaş
gemilerinin refakatinde Gazimağusa
limanına getirilerek daha önceden
hazırlanmış olan “Türk Esirleri
Kampı”na yerleştirildiler. Türk esirlerden bazıları özgürlüklerine kavuşmak
için firar ederken İngiliz askerleri tarafından vurularak öldürüldüler; bazıları
ise kötü yaşam koşullarının etkisi altında ölmüştür. Gazimağusa’da
Çanakkale Şehitliği’ne, bu dönemde
ölen toplam 217 Türk esir gömülmüştür. Bu ölen ve öldürülen esirlerin 33’ü
ayrı mezarlarda, 184’ü de toplu bir
mezarda gömülüdür. Birinci Dünya
Savaşı sonunda esirlerden sağ kalanların bazıları Kıbrıs’a yerleşmiş ve büyük
bir bölümü de 20 Şubat 1920’den sonra
kafileler halinde İstanbul’a gitmek
üzere Kıbrıs’tan ayrılmıştır. 3. 19551959 Dönemi Katliamları Enosis’i gerçekleştirmek amacıyla Rum-Yunan ikilisinin kurduğu tedhiş (terör) örgütü
EOKA kısa zamanda örgütlenmesini
ve militanlarının eğitimini tamamlamıştır. EOKA ENOSİS hedefini gerçekleştirmek üzere öncelikle 1 Nisan 1955
tarihinde İngiliz Sömürge yönetimine
karşı ilkeylemini gerçekleştirmiştir.
Ancak EOKA terör örgütü, Rum-Yunan
ikilisinin ENOSİS’in önünde gerçek
engel olarak gördükleri Türklere karşı
çok kısa bir süre sonra, terör eylemlerini
başlatmıştır. Vasilya, Litrangomi, İnönü
ve Aytotro köylerine yapılan planlanmış ve önceden programlanmış saldırılar sonunda çok sayıda Kıbrıslı Türk
katledilmiştir. Türlerle Rumların yaşadığı karma köylerden biri olan Vasilya
köyünden diğer bir köye gelin götüren
Türk geçleri 14 Mart 1956 tarihinde
Kilise çanlarının çalmaya başlamasıylabirlikte Rumların saldırısına uğramıştır.ENOSİS hedefi karşısında en büyük
engel görünen Kıbrıslı Türklere, çocuk,
genç, yaşlı, kadın-erkek gözetilmeden
her fırsatta saldırılmış, katliam yapılmıştır. Mustafa Ahmet Beyaz ve eşi, 9
Kasım 1957 tarihinde köylerine giderken yolda öldürülmüştür. Mevleviler’e
ait Kırklar Tekkesi Şeyhi 6 Temmuz
1958 günü Rum teröristlerce öldürülmüştür. Vasilya köyü katliamından sonra
Grivas’ın emri ile 11 Temmuz 1958
tarihindeLitrangomi köyündeki Türlere
silahlı saldırı yapılmıştır. İnönü (Sinde)
köy otobüsü, EOKA teröristlerinin 1958
yılında kurdukları pusuda otomatik
silahlarla taranmış ve yedi Türk yolcu
katledilmiştir. Rumlar 1 Haziran 195814 Temmuz 1958 tarihleri arasında 24
Türkü katlettiler. Rumların yaptığı katliamlarda çok sayıda Türk öldürülmüştür. EOKA’nın fiilen faaliyete geçtiği 1
Nisan 1955- 1958 tarihleri arasında yüzlerce Türk öldürüldü, 28 köyden 1334
Türk, göç etmek zorunda kalmıştır.
Rumların Türklere karşı işledikleri
insanlık suçlarının ağırlığını gösteren
örneklerden biri de, Aytotro katliamından sonra camiinin bahçesinde kurulan
çadırlarda yaşayan Türklere 21 Kasım
1960 tarihinde yapılan bombalı saldırıdır. Rumların yaptığı katliamların
amacı ENOSİS önünde engel gördükleri Türkleri imha etmekti. Bu gerçek
1960 yılında Kıbrıs Cumhuriyeti’nin
kurulmasından önce olduğu gibi 1960
yılından sonra da varlığını korumuş ve
bugünlere kadar sürmüştür. Makarios,
Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kuruluşundan
kısa bir süre sonra 8 Ekim 1960 tarihinde Herald Tribuna gazetesine verdiği
demeçte ENOSİS davası ölmemiştir.
ENOSİS unutulmuştur diyemem
demiş; EOKA militanlarını övmüş;
Türklere verilen haklar nedeniyle devletin yönetilemediğini, devlet sisteminin
fonksiyonel hale getirilebilmesi için
Anayasa’da Türklere verilen hakların
kaldırılmasını, Garanti ve İttifak
Antlaşmaları’nın feshedilmesini istemiştir. Bugün GKRY Başkanı
Papadopulos da Garanti ve İttifak
Antlaşmaları’nın feshedilmesini, Annan
Planı’nda devletin daha fonksiyonel
hale getirilebilmesi için Türklere öngörülen hakları azaltacak değişiklikler
yapılmasını istemektedir.
www.ozelburo.com sitesinden alınmı tır.
DEVAM EDECEK...
SAYFA 10
Balkan Haberleri 10
22 ubat 2016
Pazartesi
D(MYATA P(R(NCE
G(DERKEN...
[email protected]
Süheyl ÇOBANOLU
sl>nda her 3ey 2003’te Talabani
Pe3mergelerinin rehberli2inde ABD
askerlerinin Süleymaniye’de kafam>za
çuval geçirmesiyle ba3lam>3t>. Yani Per3embenin
geli3i Çar3ambadan belli olmu3, ABD, yar>m
as>rl>k müttefiki Türkiye’nin gelece2i ile ilgili
olarak pek hay>rl> 3eyler dü3ünmedi2ini bu tutumuyla belli etmi3ti. Böylece Ortado2u’da yeni
ortak olarak daha kullan>3l> gördü2ü Kürtleri sahneye sürerek hem srail’i rahatlatacak, hem de
bölgenin söz dinlemez devletlerini hizaya getirebilecekti. Son iki yüzy>l özellikle Balkanlarda
çok kanl> olaylar>n ya3and>2> bir dönem olmu3tu.
20. yüzy>l ise Ortado2u için hiç dinmeyen ac>lar>n ve dökülen kanlar>n haf>zalara kaz>nd>2> bir
dönem oldu. Bat>l>lar>n enerji kaynaklar>n> kontrol alt>na alma ve onu uluslararas> pazarlara
güvenle nakletme hesaplar>yla, srail’in bin y>llarca önceden gelen ve gelecekteki bin y>llar>
kapsayan stratejileri bu co2rafyada slam âleminin huzurla ya3amas>na f>rsat vermez. Bugün
Suriye ekseninde ya3anan geli3meler de2erlendirildi2inde kar3>m>za ç>kan tablo ise son derece
dü3ündürücü...
A
3 MLYON MÜLTEC
Suriye’deki Rus askerlerinin alenen >l>ml> muhalifleri ve de özellikle Türkmen yerle3im bölgelerindeki sivilleri hedef almas> sonucu, ülkemize
s>2>nm>3 olan 3 milyona yak>n mülteciye ek olarak yeni bir göç dalgas> yaratmakta. Tabela derne2i mahiyetindeki Birle3mi3 Milletler adl> uluslararas> kurulu3, Suriye için do2ru düzgün hiç bir
3ey yapmad>2> ve sivilleri katleden Ruslara hiç
bir 3ey söylemedi2i halde utanmadan yeni göç
dalgas>na s>n>rlar>n>z> aç>n diye Türkiye’ye sesleniyor... Ayn> zamanda ABD ve Rusya, ID’e
kar3> Suriye’deki en iyi ortaklar> oldu2u gerekçesiyle bölücü terör örgütü PKK’n>n uzant>s>
PYD’yi, Türkiye’nin itirazlar>na ra2men destekliyor. ran’dan Akdeniz’e kadar uzanan güney
s>n>rlar>m>z bir Kürt ku3a2> ile çevrelenmek isteniyor. Sykes-Picot anla3mas>yla masa ba3>nda
çizilen Ortado2u haritalar> bat>n>n ç>karlar>na
göre de2i3tiriliyor. Suriye’deki nüfusu 4,5 milyon
olan Türkmenler, PYD, Rusya, Esad rejimi ve
sözde Müslüman ID eliyle yap>lan etnik ar>nd>rmayla 1000 y>ld>r ya3ad>klar> topraklardan
sürülüyor ve bölgenin demografik yap>s> de2i3tiriliyor. Cumhurba3kan> Erdo2an'>n 1 Mart tezkeresini hat>rlatarak Suriye'nin kuzeyinde PKK
ba2lant>l> PYD'nin kontrolündeki bir Kürt olu3umuna kar3> askeri müdahale imas>nda bulunmas>,
herkesin “Suriye’ye mi giriyoruz” diye dü3ünmesine yol açt>. Bu nedenle ben yine de “itidal” ve
“diplomasi”nin tercih edilmesinden yanay>m.
Uça2> dü3ürülen Rusya, Türkiye’den rövan3> alabilmek için Türk askerinin Suriye'ye girmesini
bekliyor. Bize dost gibi görünen baz> Arap ülkeleri dahi, genetik kodlar>nda yer etmi3 olan ve
Türk dü3manl>2>yla beslenen “Arap
Milliyetçili2i” nedeniyle yap>lmas> dü3ünülen bir
müdahale durumunda saf de2i3tirip kar3>m>zda
yer alabileceklerdir.
Suriye konusunda net bir tutum alamayan uluslararas> toplum, her zaman oldu2u gibi bizi yaln>z
b>rakabilir. NATO’ya ise ne derece güvenebilece2imiz herkesin malumu. 1912-1913 Balkan
Harbi’nde Osmanl>’n>n küçük Balkan
Devletleri’ni ezece2ini zanneden ngiltere,
Fransa, Avusturya Macaristan gibi devletler,
“Sava3>n sonucu ne olursa olsun, s>n>rlar>n de2i3tirilmesinin kabul edilemeyece2ini” beyan etmi3lerdi. Fakat beklenmedik bir 3ekilde Osmanl>
yenilip tüm Balkanlar> kaybedince an>nda tav>r
de2i3tirip yeni s>n>rlar>n geçerli oldu2unu ilan
ettiler... Bu nedenle “Dimyata pirince giderken
evdeki bulgurdan olmak” istemiyorsak,
“Cerablus-Azez hatt>nda yap>lmas> dü3ünülen
askeri operasyonlarda çok dikkat etmeli mutlaka
ilgili devletlerle koordineli olunmal>d>r.
Buca’da imamlar
SAHAYA ÇIKIYOR
Buca Müftülüğünde görevli imamlar, namaz vakitleri
dışında mahalledeki vatandaşları ziyaret edecek
H.MERKEZ
BALKAN GÜNLÜÜ
A
K Parti Sivil Toplum ve Halkla
İlişkiler Başkan Yardımcısı, 24.
Dönem İzmir Milletvekili Rifat
Sait, uzun süredir boşta olan ve yeni
atanan Buca Müftüsü’nü ziyaret ederek
başarılar diledi. Sait, uzun süredir
vekâleten yürütülen Buca
Müftülüğü’ne atanan Muharrem Gül
hoca efendiyi makamında ziyaret ederek başarılar diledi. Buca ile birlikte
uzun süredir ataması yapılamayan
Bornova ilçesine de müftünün atandığını hatırlatan Sait, bundan dolayı
Diyanet İşleri başkanlığına teşekkür
etti. AK Partili eski vekil, yeni atanan
Buca müftüsünden imamlar konusunda bir ricada bulundu. Diyanet işleri
Başkanlığı tarafından yürütülmekte
olan Cami dışı din Hizmetleri’nin
Buca’da aktif hale getirilmesini isteyen
Sait, müftüden olumlu yanıt aldı. Sait,
“ Buca Müftülüğü’nde görevli 100’ün
üzerinde imam namaz vakitlerinin
dışında mahallelere dağılacak ve buralardaki esnaf, kahvelerdeki vatandaş,
yurtlarda kalan öğrencilerle sohbet edecek, varsa sorularını yanıtlayacak, dini
konularda bilgi verecekler. Yabancı
filmlerde görüyoruz, rahipler kilisenin
dışında nasıl normal hayatın içinde olabiliyorlarsa imamlarımız da öyle hep
yanımızda olmalı, böylece imamlarla
ilgili oluşturulmaya çalışılan yanlış
algıları da yok etmiş oluruz, hem de
onların dini bilgilerinden istifade etmiş
oluruz” dedi. Sait, İŞKUR bünyesinde
İzmir’de cami ve mescitlerde toplam
350 vatandaşımıza geçici işler verildiğini, bu çalışmanın büyük ilgi gördüğünü ve önümüzdeki dönemde bu projenin devam edebileceğini söyleyerek,
İŞKUR’a teşekkür etti. Sait, istihdama
katkı sağlayan bu projenin camilerimizin düzen ve temizliğine de önemli bir
destek olduğunu belirtti.
kinci KARDAK krizinin
kysndan dönülmü
ATNA
BALKAN GÜNLÜÜ
T
ürkiye ve Yunanistan arasında 14 Ağustos 2015 tarihinde
yaşanan ikinci Kardak krizinin son anda önlendiği iddia edildi.
Türk ve Yunan Sahil Güvenlik
ekiplerinin eş zamanlı olarak
Kardak kayalıklarına çıkması ile
yaşanan krizin yaklaşık 6 saat sürdüğü belirtildi.
www.diyaritürk.com’un haberine
göre; olay şöyle gelişti:
“14 Ağustos 2015 sabahı Yunan
radarları Kardak çevresinde bir
hareketlenme tespit ettiler. Kardak
kayalıklarına çıkmış olan mülteciler, Kilimli adasındaki Sahil
Güvenliği telefonla arayarak,
Avrupa’ya gitmek istediklerini ve
kurtarılmayı beklediklerini söylediler. Bu olay sonrası hemen Yunan
Sahil Güvenlik ve Türk Sahil
Güvenlik ekipleri bölgeye ulaştılar.
İki ülkenin sahil güvenlik ekipleri
Kardak adasına çıktılar ve itişmeler
yaşandı. İki ülkenin Sahil
Güvenlik ekipleri bölgeden çekilmek istemedi. Hemen tüm bakanlıklara haber verildi. Yunan Deniz
Kuvvetleri bölgeye gemi gönderilmesini önerdi. Yunan Savunma ve
Dışişleri Bakanlıkları ile Başbakan
Alexis Tsipras durumdan haberdar
edildi. Savunma Bakanlığı’ndaki
kurmaylar, Yunan Deniz
Kuvvetleri’ne ait bir teknenin
Kardak bölgesine gönderilmesini
önerdi. Alexis Tsipras bu öneriyi
reddetti ve konunun siyasi olarak
çözülmesini istedi. 6 saatlik krizden
sonra Türk Sahil Güvenlik ekibi
Kardak adasından ayrılırken, arama
ve kurtarma operasyonu yapmış
olduğunun kayıt altına alınabilmesi
için mültecilerden bazılarını kendi
isteklerinin aksine beraberinde
götürdü. Diğer mültecileri de
Yunanlar alarak bölgeden ayrıldılar
ve kriz sonra erdi.”
M
TDP halkla bulutu
ürk Demokratik Partisi
(TDP) Genel Başkanı
Kenan Hasipi ile Yönetim
Kurulu üyelerinin Üsküp'te
düzenledikleri halkla buluşma
toplantılarının bir sonraki ayağı
Radoviş'te gerçekleştirdi.
www.yenibalkan.com sitesine
göre; Partiden yapılan açıklamada, "Toplantılar sırasında
Genel Başkan Dr. Kenan Hasip
[email protected]
Ahmet GÖKSAN
“Art!k dün uyuyan toplum, bugün için
yoktur. Dünün yanl! propagandas!na
ayak uyduranlar yerine, bugün hakikatlere ve ortada cereyan eden günlük
hadiselere göre yol alm! bir zümre
vard!r. Bunlar! ne alt!n kafeslerde hapsetmek ve ne de bo ve aldat!c! sözlerle
uyuturup bir köeye sindirmek mevzubahis olamaz.” 1953
Dr. Faz!l KÜÇÜK
ünyada i3lenen en büyük ve
affedilmez suç nedir diye soruldu2unda verilen tek yan>t vard>r.
O da insan> öldürmektir. Ya3am ko3ullar>nda böyle bir olay gerçekle3irse
cinayet olarak alg>lan>yor. Ayn> duyarl>l>2> toplu ölümlerin ya3and>2> sava3lar için ne yaz>k ki söylerken tereddüt
bile etti2imiz zamanlar oluyor. Bunun
nedeni ya3ananlar> kan>ksad>2>m>z için
olabilir. Sava3larda toplam ölenlerin
say>lar> verilirken binlerle duyuruluyor.
Sonras>nda say>lar tarih kitaplar>nda
yer al>r ve unutulur gider. Suriye’de
ya3anan iç sava3 insanl>k dram> olman>n ötesindedir. Sava3tan kaçanlar>n
say>s> milyonlarla dillendiriliyor. Bu
durum Türkiye ekonomisini de zorlamaktad>r. Türkiye’deki ya3am ko3ullar>ndan daha iyi bir ya3ama kavu3abilmek için Avrupa yollar>na dü3enlerin
durumlar> kelimenin tam kar3>l>2> rezillik ötesidir. Denizlerde bo2ulmak,
so2uktan donmak bir anlamda kaderleri
oluyor. Avrupa’ya ula3arak s>2>nmay>
ba3aranlar daha büyük s>k>nt>larla kar3>la3>yorlar. S>2>nd>klar> ülkelerde yanlar>nda bulundurduklar> de2erli ziynet
e3yalar>na da el koyuyorlar. Bu yöntem
a3a2>l>k bir uygulama olman>n ötesindedir. Evlerini yurtlar>n> terk ederek
s>2>nanlar>n neden ülkelerinden ayr>ld>klar>n>n da sorgulanmas> gerekiyor.
S>2>nd>klar> ülkelerin ürettikleri silahlar> alarak kendi yurtta3lar>n> ac>mas>zca katledenlerin bu yapt>klar>n>n hesab>n>n sorulmas> gerekiyor. Bu suçu
i3leyenlerin ba3ka ülkelere insanl>k
dersi vermeye kalk>3malar> da tam kara
mizaht>r.
ÇÖZÜME LKN
MÜZAKERELER
DIRAÇ
BALKAN GÜNLÜÜ
RADOV
BALKAN GÜNLÜÜ
YOLUN
BARII
D
MATTO, Dıraç'ta yatırım
olanaklarını inceledi
T
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
halkımızı geçtiğimiz yıl içerisinde gerçekleştirilen çalışmalardan bahsederken, önümüzdeki
dönem için planlanan çalışmalar hakkında da bilgi verdi.
Eğitim alanında yapılan ve önümüzdeki dönemde yapılması
planlanan çalışmalar hakkında
da bilgi veren Genel Başkan,
devam eden Türk Tiyatrosu
binası inşaatı konusuna da
değindi ve binanın kaba inşaatının yakın zamanda tamamlanacağının müjdesini verdi." ifadelerine yer verildi.
akedonya Türkiye
Ticaret Odası
(MATTO) üyelerinin
düzenlediği Arnavutluk ziyaretinde, Dıraç şehrini ziyaret
etti. İlk olarak Dıraç Belediye
Başkanı Vangyuş Dako, işadamları heyetini kabul etti.
www.yenibalkan.com’a göre;
son yıllarda belediyenin
büyük bir kalkınma halinde
olduğunu söyleyen Dako, serbest ticaret bölgesinin Dıraç’ta
yapılacak olmasının tesadüf
olmadığını belirtti. ABD ve
Almanya gibi ülkelerden
gelen işadamlarıyla o kadar
samimi ilişkiler içerisinde olamadıklarını kaydeden Dako,
Türk işadamlarıyla mantalite
olarak daha yakın oldukları
için daha samimi olabildiklerini sözlerin ekledi. Dako, son
olarak Türk işadamlarının bu
şehirde yatırım yapmasında
büyük bir memnuniyet duyacağını vurguladı. MATTO
Başkanı Eyüp Kahveci,
Dıraç’ta serbest ticaret bölgesiyle ilgilendiklerini söylerken,
bu şehirde yatırım olanaklarını değerlendirmek isteklerinin
bir kez daha altını çizdi.
İşadamları, belediye başkanından şehirde yapılması planlanan çalışmalar hakkında bilgi
aldı. Limanıyla ünlü Dıraç
şehrinde, liman işletmecileriyle görüşen işadamları burada
da çalışmalar hakkında bilgilendirildi. Günün son ziyareti
ise serbest ticaret bölgesini
yapılmasının planlandığı 500
hektarlık alan oldu. İşadamları
hem bu serbest bölgenin yerini görmek hem de yetkililerden yapılacak projeler hakkında bilgi alma fırsatı buldu.
Makedonya’nın
Arnavutluk’taki ekonomi tanıtıcı Fatos Mustafa da görüşmeler boyunca MATT heyetine eşlik etti.
2015 Kas>m ay> sonlar>nda Amerikan
Yönetimi mendil büyüklü2ündeki ülkeye uygulad>2> silah ambargosunu kald>rmaya karar verdi2ini aç>klam>3t>.
Adada çözüme ili3kin müzakerelerin
yo2unla3t>r>ld>2> bir döneme denk gelmesini büyük bir talihsizlik olarak okumak gerekiyor. Bu durum bunun ötesinde müzakereleri sabote etmeye
ko3ut bir yakla3>md>r. Silah ambargosunun kald>r>lmas> yeni çat>3maya veya
çat>3malara yönelik haz>rl>k olabilir mi
diye de sormadan edemiyoruz.
Garantörlük konusunun tart>3>ld>2> bu
noktada K>br>s Türklerinin güvenliklerinin ne 3ekilde sa2lanaca2>n>n da ayr>ca ve özellikle sorgulanmas> gerekiyor.
Bu yakla3>m ile yeni bir Akritas
Plan>’n>n haz>rl>klar> m> yap>l>yor sorusunu ak>llara geliyor. Olas> bir anla3mada adadaki güvenlik konusunun
1960 y>l>ndaki anla3malarda oldu2u
gibi olmayaca2>n>n aç>klanmas> ku3kular>n artmas>n> da derinle3tiriyor. Ad>
geçen ülkenin pe3ine tak>lan
Yunanistan ve srail enerji konusunda
ittifak kurmaya karar verdiklerini aç>klad>lar. Do2u Akdeniz’de bulunan kayna2>n K>br>s üzerinden Yunanistan’a
oradan da Avrupa’ya gönderilece2i
belirtiliyor. Bölgede bulunan hidrokarbon rezervlerinin bölge de bar>3>nda
katalizörü olaca2> belirtiliyor. Bir yandan silahlanma yolunu açanlar>n bölge
bar>3>n> nas>l sa2layacaklar>n> da inand>r>c> olarak aç>klamak gibi bir yükümlülükleri oldu2unu an>msatmak istiyoruz.
Kurulan bu ittifaka M>s>r’>nda kat>lmas> için görü3melerin sürdürüldü2ü
belirtiliyor. M>s>r’>n bu ittifak>n içinde
olmas> ile yeni Münhas>r Ekonomik
Bölgelerin kurulabilece2ini de ça2r>3t>r>yor. Yap>lan bu aç>klamalar kafa
kar>3>kl>2>na da neden olmaktad>r.
Bölgede bar>3>n sa2lanabilmesi için
olu3an kafa kar>3>kl>2>n>n ortal>k yerlerden kald>r>lmas> kaç>n>lmazd>r.
Bölgede gerçekten bar>3 isteniyorsa,
bar>3a giden yolun ta3lar>n>n sa2lam
dö3enmesi gerekiyor mu ne?
SAYFA 11
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI
Araflt›rma 11
22 ubat 2016
Pazartesi
Arnavutluk ve Arnavutlar 3
Rusya ve diğer Batılı devletlerin baskısı ile Mora Yarımadası'nda Müslüman nüfusun kahir ekseriyetini
teşkil eden Toska Arnavutları’nın Kapudan-ı Deryâ/Sadrazam Cezayirli Gâzî Hasan Paşa'nın sefer ve
harekâtı neticesinde Yarımadadan çıkarılması ile Rum ahâli ekseriyet konumuna geçer
R
usya ve diğer
Batılı
Devletlerin desteği ile isyan faaliyetleri artar. Artık
Mora'da isyanların
ardı arkası kesilmez.
Her defasında Yanya
Müfit YÜKSEL Valisi Tepedelenli Ali
Paşa isyanların bastırılmasını sağlar. 1774'teki Küçük Kaynarca
Anlaşmasının ağır şartları (Küçük Kaynarca
Muahedenâmesinin Maddeleri için bakınız:
Ahmed Cevdet Paşa, Tarih-i Cevdet, Cilt.1, Shf.
357-370) bu ayaklanmaları kolaylaştıran en
önemli âmil olur. 19. yüzyılın daha başlarında,
felaketler zinciri birbirini takip eder. Necd ve
Hicâz bölgesindeki Vahhâbî ayaklanmaları yaklaşık 30 yıl sonra, Mısır Valisi Kavalalı Mehmed Ali
Paşa'ya (Mehmed Ali Paşa aslen Arnavutluğun
Korça/Görice Kazasının Viskop köyünde doğmuş olup, sekiz yaşında iken ailesi bir kan davası
yüzünden Kavala'ya göçtüğünden Kavalalı olarak şöhret bulmuştur.) ferman çıkarılır. Mehmed
Ali Paşa, oğulları İbrahim ve Tosun Paşaları,
zamanında Selanik İskelesinden Mısır'a sevk edilen seçme Arnavut askerleri ile Hicaz'a gönderir.
Çetin savaşlardan sonra Hicaz/Haremeyn kontrol altına alınır. Sonra, üç yıl süren savaşlar neticesinde Suudilerin o dönemde Necd'deki merkezleri olan Dir'iyye kasabası da zabtedilerek, yakalanan asiler İstanbul'a gönderilir (1228/1813).
Hatta bu hadiselerin anısına, Sultan II. Mahmud,
Eyüp Sırtlarında bir çeşme bile yaptırır. Çeşme
halen mamur bir halde olup 1228/1813 tarihli
kitâbesi şu şekildedir:
Efdalu'l-a'mâli sakyu'l-mâ' (Amellerin faziletlisi
su dağıtıcılığıdır.) buyurmuştur Resûl Su (Fi)
Sebîlillâh liruhi'l-Haseneyn ola kabul Sene 1228
Gâzî şod (oldu) Abdülhamîd Hânzâde Mahmud
Hân Hakka Hem Medîne, Ferth-i Mekke müjdesi
buldu vusûl Sene 1228
1820'lere gelince Balkanlarda büyük sorunlar
sökün eder, Mora isyanlarının artışının yanı sıra,
Sırp meselesi de Kara Yorgi, Miloş ve çevrelerindeki silahlı grupların faaliyetleri ile birlikte yükselişe geçer. Ancak bunun yanı sıra Rumeli'deki
bozgunlar ve kayıplar Osmanlı merkezi idaresi
ile Arnavul mahalli idarecilerinin arasında büyük
sorunların baş göstermesine yol açar. Daha 18.
yüzyıl sonlarında İşkodra'da Kara Mahmud Paşa
hadisesi, Kara Mahmud Paşa'nın ve oğlu
Mustafa Paşa'nın sonradan haksız yere katledilmesi (1211/1796) bölgede huzur ve sükûnun
bozulmasına yol açar. Tepedelen a'yânından Velî
Efendi'nin oğlu olan ve hırslı bir kişiliğe ve aynı
zamanda çok zeki ve dirayetli bir kişiliğe sahip
olan Ali Paşa (Doğumu: 1156/1743) kısa zamanda çevresinde güçlenir. 1201/1787'deki RusyaNemçe muharebesinde Arnavut gönüllülerin
başında gösterdiği yararlılıklardan dolayı taltif
edilir. Teselya Valiliği ve Derbent Muhafızlığı’na
getirilir. Bu valiliği esnasında Mora isyanlarının
bastırılmasında gösterdiği kararlılık ve dirayet
onu İstanbul'un nezdinde yükseltir. Tepedelenli
Ali Paşa nihayetinde 1203/1789'da Yanya
Valiliğine yükseltilir. Bundan sonra Ali Paşa adeta
başına buyruk bir vaziyette, teferrud halinde bölgesini yönetir. 1225/1810'dan itibaren tüm Toska
bölgesi idaresine girer. Özellikle 18. yüzyıl sonlarıyla 19. yüzyıl başlarında, Yanya'da Tepedelenli
Ali Paşa, Girit ve Mısır'da Mehmed Ali Paşa,
Balkanlar ve Doğu Akdeniz'de Osmanlı içerisinde yükselen Arnavut gücünün sembolü olmuşlardır. Her iki paşa/vali Osmanlı sarayına bağlı
faaliyet gösterdikleri dönemlerde büyük bir güç
oluşturdukları gibi Hicaz'dan Sırbistan'a kadar
Osmanlının hakim/vurucu gücü haline gelmişlerdir.
GÜNEY BALKANLAR’DA
HAKİMİYET
Zamanla Batı Avrupa ülkeleri ve Rusya'nın güçlenmesiyle kuzey Balkan topraklarını kaybetmeye başlayan Osmanlılar güney Balkanları
Arnavut nüfus ve gücü sayesinde elinde tutabilmiştir. Ne var ki, Tepedelenli Ali Paşa ve
Mehmed Ali Paşa'nın Osmanlı saray yönetimi ile
yollarının ayrılması Osmanlının Güney
Balkanlardaki talihini değiştirmiştir. Tepedelenli
Ali Paşa'nın Sultan II. Mahmud'un ünlü gözde
Başmüşaviri Mehmed Said Halet Efendi ve
Sadrazam Hurşid Paşa'nın plan ve kışkırtmaları
ile bertaraf edilmesi hadiselerin seyrini değiştirmiştir. Tepedelenli Ali Paşa isyanı bastırıldıktan
sonra, Tepedelenli Ali Paşa ve oğulları kaydı
hayat şartıyla, aman dileyerek, İşkodralı Mustafa
Paşa aracılığıyla, Hurşid Paşa'ya teslim olmalarına, dehâlet etmelerine karşın, Hurşid Paşa,
İstanbul'a, saraya danışmadan, Tepedelenli ile
oğullarını sahte bir ferman ve yafta uydurarak
tamamen haksız yere idam ettirmiş ve ser-i maktû'larını/kesik başlarını İstanbul'a göndermiştir.
Tepedelenli Ali Paşa'nın idamında asılan Hurşid
Paşa'nın uydurduğu sahte yafta şu şekildeydi:
“Tepedelenli Ali Paşa: Otuz seneden beri devlet-i
aliye sayesinde türlü türlü lütuf ve inâyetler görmüş ve bunca kazâ ve memleketler uhdesine
ihâle olunarak gerek kendisi ve gerek evlâd ve
müteallikâtı nice nice ihsân-ı hazret-i Pâdişâhiye
nâil olmuş iken bu ni'metlerin kadrini bilmeyip
şimdiye kadar veli-yi ni'meti olan devlet-i aliyyenin hilâf-ı rızâsı İbâdullah hakkında etmediği
hıyânet ve habâis kalmamış ve bunun eylediği
fesâd ve mel'anetler bir târihde ne görülmüş ve
ne işitilmiştir. Şöyle ki, merkûm hiçbir vakitde tek
durmayıp her nerede bir fesâd zuhur etse, ya
kuvvet-i mâliye yahud sâir cihetler ile ol fesâdta
gizli veya âşikâre eli ve medhali olduğundan
gayri kendi idaresinde olan memleketlerden
başka, sâir eyâlet ve sancaklara dahi el atıp ve
gunagun ihtilâller, Emânâtullah olan fukarâ-yı
raiyyet ve sükkân-ı memâlikden kiminin mal ve
canına ve kiminin ırzına ve kiminin hânümânına
tasallut ile Arnavudluk'da ve Yenişehir ve
Manastır ve Sarıgöl.. civârında olup el erdiği
kazâlarda nice nice hânedânlar söndürmüş ve
eylediği mezâlim ve taaddî cihetiyle bilcümle
Arnavutluk ve etraf kazâlar hânedân ve ahâlilerini vatanlarından dûr ve mehcûr ve canlarından
bîzâr etmiş olduğundan taraf-ı devlet-i aliyyeden
kendüye evvel ve âhir bu kadar nasihatlar olunarak vehâmet-i âkibetden ikâz olundukça birine
kulak tutmayıp yine bildiğine giderek ve gitdikçe
fesâd ve mel'anetini dahi artırarak ve nihâyet-i
kâr dâru'l-emân ve makarr-ı hilâfet olan
İstanbul'a sığınan bâzı hilâfında bulunanlara icrâyı garaz içün kurşun attırmak fezâyihine cesâret
eyleyerek şer'an ve mülken haddini bildirmek
lâzım geldiğinden, vezâreti ref' ile uhdesinde olan
sancaklar âherlerine tevcîh olundukda açıkdan
açığa izhâr-ı isyân edip çok vakitden beri kurduğu dâm-ı fesâd ve ihânetini icrâ içün Kal'a-yı
pâdişâhî olan Yanya kal'asını tahassun ile veli-yi
ni'meti olan devlet-i aliyyeye karşı durabilmek
zu'm-ı bâtılına düşmüş ve vukû bulan Rum milleti fesâdatında gizlice derkâr olan ittifakını meydana çıkarıp Mora ve Soli gavurlarına külliyetli
akçe göndererek gavurları Ümmet-i Muhammed
üzerine taslît edip bî-dîn ü mezheb olduğunu bir
kat dahi isbat etmiş olduğundan merkûmun
şer'an ve mülken katli vâcib olmuş olduğundan
i'dâm ve izâlesine me'mûr kılınan hâlen Rumeli
vâlisi serasker-i zafer-rehber atufetlu Ahmed
Hurşîd Paşa tarafından ahz ve girift olunarak
hakkında verilen fetva-yı şerîfe ve celâdet-efzâ-yı
sahîfe-i sudûr olan fermân-ı hazret-i pâdişâhî
mucebince cezâ-yı sezâsı tertib olunarak Ümmeti Muhammed fesâd ve zulmünden kurtulmuş
olan Tepedelenli Ali Paşa dedikleri hâin-i dînin
ser-i maktû'udur. “
www.yenisafak.com
sitesinden alınmıtır
DEVAM EDECEK...
SAYFA 12
SIYAH MAVI KIRMIZI SARI