Dev İş Gazete Sayı 4.cdr

Transkript

Dev İş Gazete Sayı 4.cdr
“Birlik olursak her zaman kazanan biz olacağız”
Güvencesizler ordusu: Özel sektör emekçileri
TAŞEL emekçisi Cemal Özkoldaş, geçtiğimiz aylarda iş yerinde
yaşanan grev, sendikalaşma ve sınıf mücadelesiyle ilgili DEVİŞ'in Sesi'ne konuştu…
Sayfa 6
Özel sektörde çalışan 16.500 emekçinin sosyal sigorta primleri
yatırılmıyor, devletin sağladığı sağlık hizmetleri ve haklarından
yararlanamıyor.
Sayfa 3
DİRENENLER KAZANIR!
TAŞEL'de 15 gün süren mücadele sonucunda
hayat pahalılığı ve kurumun yasal statüsü için
mücadele eden emekçiler zafere ulaştı!
Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ)
çatısı altında örgütlü EMEK-İŞ ve örgütlü olduğu
iş yeri TAŞEL Ltd arasında, yasalara bağlı hayat
pahalılığı ödeneği konusunda ve %33'lük toplum
malına sahip çıkmak adına bir süre önce yaşanan
gerginlik ve 15 günlük süresiz grev başarı ile
sonuçlandı.
Sayfa 8
Ekim - 2015 - Sayı 4
Sınıfsız,
Sömürüsüz,
Birleşik,
Kıbrıs için
BIÇAK KEMİĞİ DELDİ!
Yıllardır 28
Belediyenin 17'sinde
emekçilerden kesinti
yapılmasına rağmen
sosyal sigorta ve
ihtiyat sandığı
yatırımları yapılmıyor.
Kötü yöneticiler ve
hükümetler tarafından
borç batağına
bırakılan
belediyelerde,
yaratılan yıkımın
reçetesi işçilere
kesiliyor!
HESAP
SORUN!
Geçmiş hükümetler
konu ile ilgili adım
atmış olsa da somut
hiçbir iyileştirme
bugüne kadar
yapılmadı. Şu anki
CTP-UBP hükümeti
de yasal
düzenlemelerle
iyileştirme
sağlayacağını iddia
etse de bugüne
kadar hayata
dokunan hiçbir
gerçek adım atılmadı.
Yeni yasal düzenleme ve
somut hayata dokunan
uygulamalarla artık
insanlık dramına dönüşen
belediyelerdeki sosyal
sigorta ve ihtiyat sandığı
krizi sonlandırılmalı.
Bununla da kalmayıp
belediyeleri batıran
geçmiş belediye
başkanlarından da hesap
sorulmalıdır. Aksi taktirde
bugünkü siyasal irade de
belediyeleri batıranların
suç ortağı olmuş olacak!
Belediye
emekçilerinin artık
bu adaletsizlik ve
hukuksuzluğa
tahammülü
kalmamıştır. Bıçak
eti geçti kemiği de
delmeye başladı.
Belediye
emekçilerinin daha
fazla laf değil en
temel haklarını
yerine
getirilmesini
istiyor.
k beklentimiz Sosyal Sigorta ve
Belediyeleri batıranlardan hesap sorulmalıdır! DEV-İŞ olara
asıdır. Buna göre de yasalar
İhtiyat Sandığı yasalarında var olan kuralların uygulanm
n 2 yıla kadar hapislik öngörmektedir.
emekçilerin yatırımlarını yapmayan işverenler için 6 ayda
Hasan Felek yazı
Barış Mücadelesi ve
Emekçiler
Sayfa 3
Hasan Yıkıcı yazdı
Üretmek için diretmek,
direnmek için üretmek!
Sayfa 4
Ömer Naşit yazdı
Sosyal Sigortalar Yasası
Sayfa 5
Koral Aşam yazdı
TAŞEL grevi
Sayfa 8
2
DEV - İŞ’ten HABERLER
Barış Konserine binlerce kişi katıldı!
DUVARLARI DA SINIRLARI DA KALDIRIN!
DEV-İŞ başkan vekili Hasan Felek ve PEO
Genel Başkanı Bambis Cristsis barış ve
federal Kıbrıs mücadelesi temalı birer
konuşma yaptılar.
Türkiye'den Zülfü Livaneli ile Yunanistan'dan
Maria Faranduri, 1 Eylül Dünya Barış Günü
etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen “Barış ve
Yeniden Birleşme” konserinde sahne aldı.
Kıbrıs'ın güneyinden PEO, Kıbrıs'ın
kuzeyinden ise DEV-İŞ, KTAMS, KTÖS,
KTOEÖS, BES, KOOP-SEN tarafından
organize edilen ve 18 Eylül akşamı Lefkoşa'da
ara bölgede yer alan Çetinkaya sahasındaki
konseri, beş bine aşkın Kıbrıslı Türk ve
Kıbrıslı Rum birlikte izledi.
15 kişilik orkestra ile sahne alan ve barış için
şarkılarını seslendiren Zülfü Livaneli ile Maria
Faranduri'ye Kıbrıs'tan Umut Albayrak ile
Kouils Theodorou eşlik ederken; konseri
izleyenler arasında, Cumhurbaşkanı Mustafa
Akıncı ve eşi Meral Akıncı da yer aldı.
Kıbrıslı Türk tiyatrocu Yaşar Ersoy ve Kıbrıslı
Rum tiyatrocu Popi Avraam'ın şiirler ve
coşkulu söylevlerle açılışını yaptığı etkinlikte
DEV-İŞ ve PEO'ya onur ödülü!
Işık Kitabevi'nin 28. Kitap Fuarı'nda
Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu
(DEV-İŞ) ile Tüm Kıbrıs Sendikalar
Federasyonu (PEO)'na iki toplumun
yakınlaşmasına, ada barışına ve ortak
gelecek mücadelesine yaptıkları
katkılardan dolayı onur ödülü verildi.
Etkinlikte DEV-İŞ Başkanı Hasan Felek ile
PEO Başkanı Bambis Kyritsis birer
konuşma yaparak DEV-İŞ ve PEO'nun
ortak mücadelelerinin önemine değindiler.
DEV-İŞ ve PEO'ya onur ödülünü Lefkoşa
Belediye Başkanı Mehmet Harmancı
verdi.
Livaneli: “Barış'ı özler hale geldik”
Zülfü Livaneli konser öncesi yaptığı kısa
konuşmada Türkiye'de yaşanan terör
ortamının bir an önce sona ermesini ve
gençlerin artık ölmemesini diledi. “Kıbrıs'a
barış gelsin derken kendi ülkemizdeki Barış'ı
da özler hale geldik, çok yorulduk ama hiçbir
zaman direncimizi geleceğe olan inancımızı
ve umudumuzu yitirmiyoruz ve güneş
toplamaya devam ediyoruz” şeklinde konuşan
Livaneli, teröre neden olanları eleştirdi, tüm
Dünya'ya barış ortamının gelmesi dileğinde
bulundu.
3
DEV - İŞ’ten HABERLER
Sigortasızlar ve güvencesizler ordusu:
Özel sektör emekçileri!
Ülkemizde belediyelerde yaşanan sosyal sigorta krizi özel sektörde artık
neredeyse 'olağan' bir şekilde yaşanıyor. Güvencesiz, sendikasız ve en temel
sosyal haklardan mahrum olarak çalıştırılmaya mecbur bırakılan özel sektör
emekçilerinin, sosyal sigortaları da yatmıyor! Havadis gazetesinden Duygu
Alan'ını haberine göre özel sektörde çalışan 16.500 emekçinin sosyal sigorta
primleri yatırılmıyor, devletin sağladığı sağlık hizmetleri ve haklarından
yararlanamıyor.
Sosyal Sigortalar Dairesinin özel sektördeki yatırım yapmayan işletmelerden
Temmuz ayı rakamlarına göre 500 milyon TL'nin üzerinde alacağı var.
Sistem öl diyor!
16.000 emekçinin sosyal sigorta primlerinin yatmamasının yanında devletin
sigortalılara tanıdığı ilaç, gözlük, sağlık, doğum, evlilik ve benzeri haklardan da
yararlanamıyorlar!
1500 özel sektör çalışanı ise sosyal sigortası yatmadığı için emeklilik yaşına
gelmesine rağmen emekli olamıyor!
İşverenler yargılanmalı!
Emekçilerin en temel hakkı olan sosyal sigorta primlerini yatırmayan işverenlerin
yasalara göre yargılanması gerekmektedir. Sosyal Sigortalar yasası emekçilerin
yatırımlarının yapılmaması durumunda işverenler için 6 aydan 2 yıla kadar hapis
cezası veya para cezası öngörmektedir.
İş mahkemeleri kurulmalı!
Bugüne kadar kayıtlı binlerce işçinin sosyal sigortalarının yatırılmamasından
dolayı herhangi bir işveren yargılanmadı. Hükümet yetkilileri ise bu tablonun
farkında olmasına rağmen her zaman olduğu gibi bu konuda da sermeye
kesimlerinin yanında yer alarak, hiçbir şey yokmuş gibi davranmaya devam
etmekteler.
Madalyonun görülmeyen yanı!
Kaydı olan 16.500 emekçinin sosyal sigorta primlerinin yatırılmamasının yanında
bilinen fakat açıklanamayan bir diğer gerçek de kayıt dışı işçilik! Ülkemizde
gerek yurt içinden gerekse de yurtdışından binlerce işçinin kayıt dışı bir şekilde
çalıştırıldığı ve yatırımları bir yana, asgari ücretin dahi altında çalıştırıldığı
bilinmektedir.
Sendika şart!
Özel sektörde etkili bir sendikalaşma sağlanamadığı sürece, bu manzara gün
geçtikçe daha da kötüye gidecek. Kıbrıs'ın kuzeyi olarak neredeyse %1
sendikalaşma oranı ile dünyada özel sektörde en az sendikalaşma oranı olan
ülke konumundayız. Yasalarda örgütlenme hakkı tanınırken, sermayenin yasa
tanımaz tavrı ve hükümetlerin sermaye kollayıcı karakterleri özel sektörde
sendikalaşmanın sağlanmasının önünde büyük engeller teşkil etmektedir.
Ülkemizde sendikalaşma ancak özel sektörde sendikalaşmayı güvence altına
alacak ve sektörel toplu iş sözleşmesi düzenini getirecek yasal düzenlemeler ve
sendikalar ile emek örgütlerinin aktif mücadelesi ile mümkün olacaktır.
Hazırlayan: Hasan YIKICI
Hasan Felek
Barış Mücadelesi
ve Emekçiler
Bugün dünyada silahlanma harcamaları, nükleer
silah denemeleri ve uluslararası askeri tehditler
alabildiğine devam ediyor.
Afganistan'dan, Irak'a, Suriye'den Filistin'e,
Afrika'dan Ortadoğu'ya her yerde silahlar konuşuyor.
Savaşların neden olduğu yıkım milyonlarca insanı
işsizlik, yoksulluk, açlık, acı ve gözyaşı içinde
bırakmakta, insanlar can güvenlikleri ve daha iyi
yaşam şartları için ülkelerini terk etmek zorunda
bırakılıyorlar.
Emperyalizmin hegemonya savaşının parçası olarak
gelişen bu saldırıları bugün Suriye üzerinden devam
etmektedir.
Etnik, mezhepsel ve dini farklılıklar körüklenmekte,
halklar birbirine düşman edilmekte, insanların
gelecekleri ve birarada yaşama umutları yok
edilmektedir.
Yüzbinlerce insan mülteci olarak yaşamakta, yeni bir
hayat için umut yolculuklarında heba olmaktadırlar.
Bizler Kıbrıs'ta sınıf sendikacılığı temelinde
mücadele eden sendikalar olarak, savaş ve sömürü
politikalarına karşı inatla ve ısrarla barışı ve
kardeşliği savunmaya devam edeceğiz.
Çünkü Kıbrıslılar da savaşlar yüzünden büyük acılar
çekti. Ülkemizin bölünmüşlüğü ve çözümsüz durumu
40 yıldır devam ediyor. Biz emekciler olarak bu
durum devam ettiği sürece hiçbir kazanımlarımız ve
mevcut olan haklarımız kalıcı olmayacağının
bilincindeyiz.
Bu nedenden dolayıdır ki, halkımızı ve ülkemizi
yeniden birleştirecek adil bir çözüme kısa sürede
ulaşmak için iki liderin iyi niyetle sürdürdüğü
müzakere sürecini destekliyoruz ve desteklemeye
devam edeceğiz.
BM'nin ilgili kararlarında belirttiği şekilde iki toplumun
siyasi eşitliğinin, tek egemenliğin, tek vatandaşlığın,
tek uluslararası kimliğin olacağı, iki bölgeli, iki
toplumlu federasyon tezini, Kıbrısı yeniden
birleştirecek tek çözüm şekli olarak görüyoruz.
Kıbrıs sorununun çözümü, Kıbrısın yeniden
birleşmesi için çalışanların ortak mücadelesi, dünya
emekcilerinin küresel barış için verdikleri
mücadelenin kopmaz bir parçasıdır.
Bu açıdan emek mücadelesi ile barış ve çözüm
mücadelesini birlikte sürdürmek Federasyonumuzun
temel ilkesinden birisidir.
Barışın var olmadığı yerde savaş vardır. Savaşın var
olduğu yerde ise ölüm vardır, acı vardır, gözyaşı
vardır, yıkım vardır.
Barışın var olmadığı yerde ekmeğimizin küçülmesi,
zenginlerin kasalarının dolması vardır.
Barışın var olmadığı yerde emeğin haklarının
tamamen ortadan kaldırılması vardır.
Barışın var olmadığı yerde demokrasinin, insan
haklarının hukukun ve adaletin ayakların altına
alınması vardır.
Mücadelemiz kimliği, kültürü, dili, dini, rengi, ırkı,
cinsiyeti ne olursa olsun tüm insanların barış içinde
kardeşçe yaşamasıdır. Mücadelemiz işsizliğin,
yoksulluğun, açlığın olmadığı, eğitimin, sağlığın
parasız olduğu; özelleştirmeler ve göçlerin olmadığı
bir Kıbrıs ve Dünya mücadelesidir. Bu yolda
yılmadan, bıkmadan, usanmadan tüm emekçilerle
birlikte yürümeye devam edeceğiz.
4
EMEK GÜNDEMİ
Hasan YIKICI
ÜRETMEK İÇİN DİRETMEK,
DİRENMEK İÇİN ÜRETMEK!
Küçük gibi görünen başarıların büyük
anlamları vardır. TAŞEL direnişi de
bunlardan biridir. Özelleştirme,
güvencesizleştirme dalgasınının yayıldığı
ve kazanılmış hakların depotça gasp
edilidği bir dönemde bir hak savunusu
mücadelesinin zaferle sonuçlanması,
özelde sendikal harekette genelde ise
toplumsal mücadelelerde moral motivasyon
ve özgüven anlamında önemi büyüktür!
TAŞEL emekçileri kolektif hareket ederek,
'ben' değil 'biz' anlayışıyla örnek bir
mücadele sergilediler ve sadece hayat
pahalılığı noktasında değil aynı zamanda
toplumun malı olan %33 hissseye de sahip
çıkılması gerektiğini bizzat pratikleriyle
gösterdiler. Bu anlamda TAŞEL emekçileri
örnek bir kavga sergileyerek, meseleyi
zümresel çıkarlar meselesi olarak değil
toplumun genel çıkarları olarak
benimsediler ve bunun mücadelesini
verdiler. Eskiden kadrolanmayan ve işten
atılan arkadaşları için greve çıkan işçiler
bugün de özelleştirmeye ve
güvencesizleştirmeye karşı mücadele ettiler
ve bir dün olduğu gibi bugün de kazandılar.
Çünkü güçleri üretimden ve birliklerinden,
öz güvenleri örgütlülüklerinden geldi!
Üretimden bilinçli bir şekilde koparılmış bir
toplumda küçük de olsa üreterek varolma
mücadesi veren TAŞEL emekçilerinin
mücadesi bize birlik olmanın, örgütlü
olmanın, kolektif hareket edebilmenin, dar
çıkarların değil toplumsal kazanımlar için
çabalamanın önemini ve sendikal bilincin
değerini bir kez daha gösterdi.
Fakat bir şeyi daha dolaylı yoldan gösterdi!
Kıbrıs'ın kuzeyinin üretimden neden
koparıldığını! Sanayi Holding'ten bugüne
üretimden koparılma sürecimizin temel
amacı sistem için tehdit unsuru olabilecek
bir işçi sınıfının oluşumunu engellemek!
Çünkü örgütlü, sendikalı ve sınıf bilinci
oluşmuş bir işçi sınıfı üretimden gelen
gücüyle sadece kendi kaderini değil aynı
zamanda bu ülkenin de kaderini
değiştirebilir, kendi geleceğine yön
verebilirdi! İşte bundan korkuyorlardı, hala
daha da korkuyorlar!
TAŞEL örneği bize sadece sendikalı
olmayı, birlik olmayı veya toplumsal
çıkarları savunmanın değerini göstermiyor.
TAŞEL direnişi aynı zamanda bizlere kendi
kaderimizi belirleyebilmenin, geleceğimizi
oluşturabilmenin yolunun üretimden de
geçtiğini göstermektedir.
Evet, üretmeyen toplumlar yok olmaya
mahkumdur. Bizim gibi kaderi başkaları
tarafından belirlenen toplumlarda üretmek
için diretmek ve direnmek için üretmekten
başka seçenek yok!
TAŞEL zaferi yeni zaferlerin de müjdecisi
olsun!
Asgari ücret değil 'açlık ücreti!'
Hayatın gün geçtikçe pahalılaştığı, dövizdeki
yükseliş karşısında Türk lirasının eridiği, özel
sektörde sendikasız ve güvencesiz çalışma
koşullarının hüküm sürdüğü, kısacası
emekçiler için yaşamanın çileye dönüştüğü
koşullarda asgari ücrete brüt 55, net 48 TL'lik
artış yapıldı. Lafı uzatmaya gerek yok, bu
ülkede asgari ücret diye bir şey yoktur; açlık
ücreti vardır.
Bir ayını doldurmayan CTP-BG – UBP
hükümeti, yeni belirlenen asgari ücretle,
sermayenin yanında olduğunu açıkca ortaya
koymuştur.
Asgari ücret belirleme komisyonunun hiçbir
toplumsal meşruluğu yoktur. Komisyonda
bulunan İşçi Federasyonu, asgari ücretliyi
temsil etmemektedir. Komisyon bu haliyle
emekçiler için yaşanabilir bir ücret belirleme
niteliğine de sahip değildir.
DEV-İŞ olarak Asgari ücret yasasının şeklinin
ve içeriğinin değiştirilmesini, aynı zamanda
sektörlere göre Toplu İş Sözleşmesi düzenine
geçilmesini, komisyonda asgari ücretliyi temsil
edecek bir yapının oluşmasını ısrarla talep
etmekteyiz.
Asgari ücret komisyonu ve asgari ücret yasası
bu haliyle her yıl ayını senaryonun tekrarından
başka bir işe yaramayacak. Emekçilerin
yaşam standardını yükseltmeyeceği gibi,
gittikçe zorlaşan hayat karşısında da
durumlarını iyileştirmeyecektir.
Açlık ücretine karşı yaşam hakkı ve
yaşanılabilir bir ücret için DEV-İŞ olarak tüm
emek güçlerini mücadeleye çağırmaktayız.
DEV-İŞ: “Saldırı kaygı verici! Barışın yolu ortak mücadele ve yüzleşmekten geçer!”
Ülkemiz yeni bir çözüm ve yeniden yakınlaşma
sürecine girdiği ve yeni bir politik-toplumsal
zeminin oluşmaya başladığı bir dönemde,
Muratağa-Sandallar Şehitliğinde BKP-AKEL
heyetlerine yapılan saldırı, kaygı ve üzüntü
vericidir.
Ada'da barışı inşa etmek, her iki toplumun
yeniden yakınlaşmasını sağlamak her iki
kesimde de kapsamlı bir yüzleşme süreciyle
gerçekleşecek.
Bu anlamda yüzleşme için atılan adımlar barış
ve yeniden yakınlaşmak için çok önemlidir.
Dün Muratağa-Sandallar şehitliğinde yaşanan
saldırı ise barış mücadelesinde, önümüze
örgütlü ve organize saldırı ve tehditlerin
çıkabileceğini göstermiştir.
Barış ve yüzleşme için atılan adımların
karşısına çıkabilecek saldırı ve kışkırtmalara
karşı daha yolun başındayken dikkat etmeli,
buna karşı önlemler alınmalıdır.
BKP-AKEL heyetlerinin her iki kesimde de
şehitlikleri ziyaret etmesi olumlu bir adımdır.
Fakat bu tür etkinlikler yapılırken acılı
kesimlerle diyalog geliştirilmesi, yüzleşmeyi
gündelik hayatın içerisinde inşa etmek, olası
provokasyonları ve saldırıların zeminini de
daraltacağı gibi, yüzleşme yönünde atılan
adımları da güçlendirecektir.
Muratağa-Sandallar'da BKP-AKEL heyetlerine
yapılan saldırı bir yandan barış mücadelesi
sürecinde provokasyonlara hazır olmamız
gerektiğini gösterirken diğer yandan da bu tür
etkinliklerin organize edilirken farklı diyalog
kanallarının da açılması gerekliliğini
göstermektedir.
Kıbrıs sınıf sendikacılığı önümüzdeki dönemde
karşımıza çıkabilecek kin ve düşmanlığa karşı
toplumların güçlü bir dayanışmasını,
şövenizme, ırkçılığa ve faşizme karşı ortak
mücadeleyi kararlılıkla sürdürerecektir.
DEV-İŞ Başkan Vekili
Hasan Felek
EMEĞİN HAKLARI
5
Ömer Naşit
Sosyal
Sigortalar Yasası
Daha önceki yazılarımda soru-cevapla
sizlere yasal zemini açıklamaya
çalışmıştım. Bu yazımızla birlikte bunu
biraz daha farklılaştırarak yasayı köşe
yazısında sizlere özetlemeye
çalışacağım. Yasaları bilmek yasal
zemine hakim olmak size karşı
gelebilecek yasa dışı istekleri
engellemenizle birlikte, yapabileceğiniz
yasa dışı davranışları da
engellemenize yardımcı olur. Bu
bağlamda bugün işleyeceğimiz Yasa
özellikle Belediyelerimizde büyük
sorunlara yol açan Sigorta İhtiyat
Sandığı yatırımlarını yakından
ilgilendiren Kıbrıs Türk Sosyal
Sigortalar Yasasıdır.
Kıbrıs Türk Sosyal Sigortalar Yasası
1976 yılında yapılmış olup, günümüze
kadar birçok değişikliğe uğramıştır. En
genel anlamda yasanın amacı iş
kazaları, meslek hastalıkları, hastalık,
işsizlik, analık, malüllük, yaşlılık,
evlenme ve ölüm hallerinde sigortalı
çalışana yardımlar sağlamaktır.
Bu yasanın kapsamında ise kamu
sektöründeki iştirak payı kesilen
kişilerin haricinde tüm sektörlerde ki
hizmet veya çıraklık akdi bulunan veya
kendi nam ve hesabına çalışan ve
işveren olan kişileri kapsamaktadır.
Yasa da sekiz çeşit sigorta durumu
bulunmaktadır ki bunları yukarda
sıralamıştık.
Kazaları ve Meslek Hastalığı
Sigortası
Bunlardan ilki İş Kazaları ve Meslek
Hastalığı Sigortasıdır. Bu sigorta
çalışanın işyerinde veya emrinde veya
iş için seyir halindeyken geçirdiği
kazalar sonucunu kapsar. Bununla
birlikte mesleki durum gereği meslek
hastalıklarına yakalanan kişiler için de
bir takım yardımlar sağlanmaktadır.
Çalışanın geçici iş görmemezlik
durumunda günlük ödenek verilmesi
veya sürekli iş görmemezlik halinde
gelir verilmesi, tüm bu süreçlerde
gerekli sağlık bakımının
yapılabilmesinin sigorta tarafından
karşılanması da bulunan yardımlar
arasındadır.
Hastalık Sigortası
Hastalık Sigortası sigortalının iş kazası
veya meslek hastalığı halinde sigorta
gerekli sağlık yardımını kamu
hastanelerinde yapabilmektedir.
İlaveten ayaklı tedavilerde ki ilaç
parasınınsa %20 sini ödemektedir.
Analık Sigortası
Analık Sigortası sigortalı kadının veya
sigortalı erkeğin sigortalı olmayan
eşinin hamilelik süresince gerekli sağlık
yardımının sağlanması, hamilelik
öncesi ve sonrası 8'er hafta olmak
üzere iş görmemezlik ödeneğinin
verilmesi, doğum sonrası hamilelik,
emzirme ve doğum yardımlarının
(toplam 1 asgari ücret) yapılmasını
sağlamaktadır. Dileyen sigortalı
hamilelik öncesi 2 haftaya kadar çalışıp
geriye kalan 6 haftasını doğum sonraki
döneme doktorunun onayı ile birlikte
aktarabilir. Tüm bu yardımların
gerçekleştirilebilmesi için ise
sigortalının son 1 yıl içinde kadın ise 90
erkek ise 120 gün yatırımın olması
gerekmektedir.
Malullük Sigortası
Malullük Sigortası bir sigortalının 3'te 2
çalışma gücünü kaybettiğinin sağlık
kurulu raporu doğrultusunda tespit
edilmesi halinde ve 15 yıl sigortalı olup
5400 gün yatırımı olması halinde
malulen emekliliğe ayrılabilir.
Yaşlılık Sigortası
Yaşlılık Sigortası 9000 gün yatırımı
olan ve 60 yaşını doldurmuş kişiler
yaşlılık aylığı bağlanmaktadır. 1 Şubat
2012 öncesinde 40 yaşını doldurmamış
kişileri kapsamaktadır. 40 yaşını
doldurmuş kişiler ise kademeli olarak
60 varan bir yaş haddi bulunmaktadır.
Bununla birlikte sigorta primi eksikliği
bulunan kişilerde belirli şartlarda
indirimli maaş hakkı tanınmaktadır.
Sigortalı yeterli yatırımını yapmayan
ve 60 yaşını doldurmuş kişiler tüm
yatırımını geri alır.
Ölüm sigortası
Ölüm sigortası ile ölen sigortalının
eşine ve çocuklarına aylık
bağlanmasını kapsar. Bununla birlikte,
cenaze masrafı veya aylık
bağlanamaması durumunda toplu
ödeme yapılmasını kapsamaktadır.
Ölen sigortalı emekli ise hak sahiplerini
aylık bağlanmaktadır. Aylık
bağlanmasının en temel koşulu ise en
az 5 yıl sigortalı olmaktan başlayarak
kademeli ve koşullar çerçevesinde hak
sahşplerine maaş bağlanmaktadır.
Eğer koşullar ve şartlar ölen kişinin hak
sahiplerine aylık bağlanmasına yeterli
değilse toplu ödeme hak sahiplerine
yapılmaktadır.
Evlenme Yardımı
Evlenme Yardımı iki yıllık sigortalı olup,
daha önce evlenme yardımı olmamış
ve son 1 yılda 120 gün yatırımı olan iki
asgari ücret tutarında yarım alır.
İşsiz bırakılıp işten çıkarılan ve
işlemeye hazır olduğunu çalışma
bakanlığı iş bulma merkezinde bildiren
her kişi yatırım günleri oranında 120180 gün arası işsizlik ödeneği alma
hakkı vardır. Aylık asgari ücretin%1.3
gündelik olarak vermektedir.
Tüm bu sigorta yardımları primleri
toplamı işçi payı %9 işveren payı %11
olmak üzere toplam pay %20'dir.
Tüm bu süreçlerin elbette ki sigorta ve
ihtiyat sandığı yatırımlarının düzgün
yapılması halinde hayat bulmaktadır.
Aksi halde her çalışanın her aylık
yatırımı için öngörülen ceza asgari
ücretin 2 katı veya 6 aylık hapsi veya
her iki cezaya çarptırılabilir.
Bu kısa yazımızda Sigortalar Yasasını
özetlemeye çalıştık. Elbette ki ileriki
dönemlerde bu yasa ve sosyal güvenlik
yasası zemininde çalışanların haklarını
daha detaylı anlatabileceğimiz yazılara
da yer vereceğim.
6
EMEĞİN İÇİNDEN
“Birlik olursak her zaman
kazanan biz olacağız”
TAŞEL emekçisi Cemal Özkoldaş,
geçtiğimiz aylarda iş yerinde yaşanan
grev, sendikalaşma ve sınıf mücadelesiyle
ilgili DEV-İŞ'in Sesi'ne konuştu…
Üretimin önemi!
“2005 Eylül ayında TAŞEL'de çalışmaya
başladım. Üretim bir ülkenin kendi ayakları
üstünde durup büyüyüp gelişmesi için ve
işsizliğin azalması için en önemli araçtır.
TAŞEL de kktc için bu alanda önde gelen en
önemli şirketlerden biridir. TAŞEL her yıl bir
önceki yılın üstünde üretim ve satış hedefleri
olan bunları da fazlasıyla gerçekleştiren ve
sürekli büyüyüp gelişen kktc ihracatında her
yıl ilk üçte yer alan bir şirkettir.”
Bireysel olarak değil birlikte olarak
mücadele!
“2005 yılında sözleşmeli yönetici konumunda
ve sendikasız olarak ise başladım. İlk
sözleşmemde maddelerden biri 'kesinlikle
sendika üyesi olaman' şeklindeydi. Zaman
geçtik sonra yönetimle anlaşmazlıklar
yaşadım. Mesaiye kaldığımda ödenmezdim,
ilk yıl 13 maas alırdım sonraki yıllarda
gerekçe göstermeden 12'ye düşürüldü, maas
artışı vermemeleri gibi sorunlar yasadım.
Haklarımı korumak için bireysel olarak
mücadele etmemin yetersiz olduğuna karar
verdim ve sendikaya üye olmak istedim.”
EMEK-İŞ, TAŞEL'de
“O yıllarda TAŞEL'de yetkili sendika Emek- İs
değildi ve bu talebim karşısında sendika
yönetimi isten çıkarılabileceğimi ve beni
savunamayacağını söyledi. O yıl kötü bir
sözleşme imzalanmış, bazı haklarda işçilerin
görüşü alınmadan kayıplar olmuştu. Bunun
üzerine sendika üyesi işçi arkadaşlar topluca
mevcut sendikadan
istifa edip Dev-is'e
bağlı Emek- İs e üye
oldular. Ben de
sendikaya üye olma
talebimi o zamanın
Dev-is başkanı
Mehmet Seyis'e
ilettim ve tereddütsüz
kabul edip üyeliğimiz
aldı, sonuna kadar da
savundu.”
İlk grev… 37 gün direndik, kazandık!
“2011 yılında yaşanan grev sebebi sendikaya
yeni üye olan ve o dönem fabrikada geçici
statüde 1 yılı aşkın çalışmış olup kadrolanma
hakkı olan 4 arkadaşımızın sendika üyesi
oldukları için isten durdurulmasıydı. Bütün
üyeler firesiz 37 gün direndik ve bu 4
arkadaşımız islerine geri döndü. Bu süreç
kolay olmadı tabiî ki, gün geldi baskı gördük
posta yoluyla evlerimize işveren tarafından
tehdit mektupları gönderildi hepimiz yasal
olmayan yollardan isten durdurulduk. Fakat
birliğimizi bozamadılar pes etmedik direndik
ve sonunda kazandık.”
“Birlik olursak her zaman kazanan biz
olacağız”
“Son yaşanan grevin sebebi devletin eşel
mobil uygulaması yerine bu dönem farklı bir
uygulamaya gitmesini TAŞEL yönetimi
uygulamak istemedi ve TAŞEL'in %33 devlet
iştirakli olduğunu kabul etmeyen beyanatlar
verdi. Biz de yasal olan haklarımız neyse
bunların uygulanması için mücadele ettik ve
bir kez daha gösterdik ki birlik olursak her
zaman kazanan biz olacağız ve kazandık
da.”
Örgütlenmeli, sendikalı olmalızı!
“%1 olan özel sektördeki sendikalaşma oranı
bu ülke için tam bir utançtır ve kabul
edilemez. Ama ne yazık ki bu oranı artırmak
için hiçbir çaba da yoktur. Bir işçi bireysel
olarak hakkini savunamaz bunun için birlik
olmalı, örgütlenmeli ve sendikalı olmalıdır.
Aksi halde günün sonunda hep kaybeden
olmaya mahkumdur. Sendika bir işçi için is
yerindeki anne babasıdır. Onu korur kollar
hakkini savunur ve sığınacağı liman olur.”
Sendikalaşmanın önü açılmalı!
“Sendikalaşmanın önü açılsa ve teşvik edilse
bunun faydalarını en az isçiler kadar
hükümetler de görecek. Simdi yeni bir yasa
çalışması var asgari ücret için. Özel sektörde
isçinin görevi tahsili veya çalıştığı yıl ne
olursa olsun yatırımlar ve aldığı ücret büyük
oranda çalışanın asgari ücreti üzerindendir
ve bunu önlemek için yasayla kriterler
getirilmek istenir. Halbuki hükümetler günü
kurtarmak için geçici çözümler üreteceğine
daha kalıcı yasalar üzerinde çalışıp
sendikalaşmanın önünü açsa bu ve bunun
gibi sorunlar da köklü bir çözüm bulmuş
olurdu.”
DEV - İŞ’ten HABERLER
7
Öngörülen Birleşik Kıbrıs'ta işçi sağlığı ve güvenliği konferansı gerçekleştirildi.
Tüm Kıbrıs Sendikal Formu tarafından
organize edilen ve 'Öngörülen Birleşik Kıbrıs'ı'
konu olan konferansların sonuncusu Eylül
ayında gerçekleştirildi.
İşçi sağlığı ve güvenliği konusunun ele
alındığı oturumlarda Kıbrıs'ın güneyinde ve
Kıbrıs'ı kuzeyinde geçerli olan işçi sağlığı ve
güvenliği mevzuatları açıklanırken, yasal
zemindeki eksiklikler ve uygulamada yaşanan
zorluklar da tartışıldı.
Avrupa İş Güvenliği ve Sağlığı Ajansı'ndan iş
sağlığı ve güvenliği uzmanı Tim Tregenza'nın
da katılarak konuşma yaptığı konferansta,
Kıbrıs'ın kuzeyinden Halil Erdim ve Kıbrıs'ın
güneyinden Stavros Lambrou ile Andreas
Panayiotou katıldı.
Dünya'dan mücadele haberleri!
İspanyol işçi sınıfı ayakta: Özelleştirmelere
karşı mücadele!
İspanya'da Vigo kentinde sağlık hizmetlerinin
özelleştirilmesine karşı 200 bin kişi sokağa çıktı.
Demiryolları işletmeleri ise özelleştirmeye karşı
greve gidiyor.
Vigo kent tarihinin en büyük gösterisi olan
mitingde, parasız sağlık hizmeti talep edildi.
Gösteri, şehirde ilk kez bir özel hastane
açılmasının ardından gerçekleştirildi.
Demiryolu işçileri ise Semaf, CGT ve CCOO
sendikalarının çağrısıyla bir günlük grev yaptı.
Sendikalar yük trenlerinin işletmeciliğinin
özelleştirilmesini, işçilerle yeni sözleşme
yapılması ve kesintileri protesto ederek 23
saatlik grev kararı almıştı.
Müzakerelerden sonuç alınamaması üzerine
dün başlayan grev, Eylül ayında üç ayrı günde
devam ettirilecek.
Hindistan'da 150 milyon işçi, hükümetin yeni
iş yasasını protesto etmek için genel greve
gitti.
Greve giden işçiler, Hindistan Devlet Başkanı
Modi'nin çıkardığı yasaların patronların
büyümesini amaçlarken işçilerin çalışma
koşullarını hedef aldığını söylüyor. 10 ayrı işçi
federasyonu grevi desteklediğini açıkladı.
İşçilerin grevi öncesi, sendikalar, Maliye Bakanı
Arun Jaitley ile uzun görüşmeler gerçekleştirmiş
ancak hükümetin kamu kurumlarını
özelleştirmesinin önünü açan yasalardan
vazgeçmemesi üzerine 24 saatlik grev kararı
almışlardı.
Grevin, hükümetin neoliberal reformlarına tepki
göstermek, özelleştirmeleri durdurmak ve
çalışma koşullarındaki iyileştirmeler için
yapıldığı bildirilirken, BBC iş bırakan işçi
sayısının 150 milyon olduğunu duyurdu.
Geçtiğimiz sene iktidara gelen Narendra Modi,
ekonomideki büyümeyi hızlandırmak için
“reform” yapacağını söylemişti.
Bosna Hersek'te işçi haklarını budamayı
planlayan yeni yasa tasarısına karşı binlerce
işçi sokaklara çıktı.
Ülkenin çeşitli bölgelerinden başkent
Saraybosna'ya gelen işçiler, Federal Meclis
binası önünde toplandı. Saldırı tasarısının
hayata geçmesi halinde haklarının
tırpanlanacağını ve ücretlerinin düşeceğine
dikkat çeken işçiler, “Çalışanlar açlıktan ölecek”,
Kavazoğlu – Mişaulis binası için DEV-İŞ'e plaket verildi!
Kıbrıs'ın güneyindeki
Akropolis'teki Kavazoğlu –
Mişaulis Kültür ve Spor
Derneği binasının
inşaatındaki gönüllü
katkılarından dolayı DEVİŞ'e onu plaketi verildi.
Dernek yönetimi tarafından
verilen plaketi DEV-İŞ
Başkan vekili Hasan Felek
aldı. DEV-İŞ üyeleri binanın
inşa aşamasında gönüllü
olarak çalışmışlardı.
“Her kesimin değişik istekleri var – işçiler de
yemek talep ediyor”, “Halklar Meclisine: Halkın
açtır!” yazılı dövizler taşıdı. Eylemde “Meclis
hakkımızı elimizden alamaz”, “İşçi haklarını
kısıtlayan yeni yasaya hayır” sloganları atıldı.
“100 yıldır bu kadar kötü değildik”
Eylemde konuşan Volkswagen İşçileri Sendika
Başkanı Samir Aliçkoviç, şunları söyledi:
“Yeni kanun ile hem ziraat hem de reel
sektördeki işçiler zarara uğrayacak. Biz bu
kanunun bütün 26 noktasına karşıyız; çünkü
işverenler artık istedikleri gibi insaları işlerden
atabilecekler. Biz bu konudaki diyalogdan
tamamen atıldık. Biz de her iki tarafın
uzlaşmasını ve herkes için olumlu çözümü talep
ediyoruz.”
Eyleme Zenitsa'dan katılan Rasim İmşiroviç adlı
işçi ise “Bizim demir fabrikamız zamanda 24 bin
kişiyi istihdam eden bir dev idi. Bu
hükümetimizin çalışmaları bizi artık varlığımızın
en zor konuma getirdi. Var olduğumuz 100 yıl
içinde bu kadar kötü bir durumda değildik” dedi.
İşçiler meclise girmeye çalıştı
İşçiler daha sonra meclis binasına girmeye
çalışırken kolluk kuvvetleri kitleyi engelledi. Bu
sırada bir konuşma yapan Bosna Hersek
Bağımsız Sendikalar Birliği Başkanı İsmet
Bayramoviç, “Meclis yeni yasa tasarını
gündemden çekmeyinceye kadar burada
protestolar devam edeceğiz” dedi.
Saatler süren eylem sonucunda milletvekillerinin
yeni yasa tasarısını oylamayıp, yeniden gözden
geçirilmesi için, hükümete geri gönderdiği
öğrenildi. İlerleyen saatlerde ise işçiler geri
çekilince tasarının kabul edildiği öğrenildi.
TAŞEL grevi
Koral Aşam
Bilindiği üzere sermaye ve onların
temsilcisi hükümetler tarafından en akılcı
ekonomik sistem olarak sunulan serbest
piyasa ekonomisi, yalnızca çalışanların,
emekçilerin serbestçe sömürülebileceği bir
ekonomik model olarak algılanmaktadır.
2008 yılından günümüze, ekonomik kriz
olarak nitelenen fakat gerçekte beklenen
karlılığın yeterli görülmemesi durumu
olarak tezahür eden piyasada, krizden
çıkış noktası yalnızca emekçilerin
maaşlarının düşürülmesi, sömürünün
artırılması ve emekçi haklarının bu vesile
ile ortadan kaldırılması olarak ön
görülmüştür. Bu öngörünün ikinci ayağı ise,
toplum mallarının yağması yani
özelleştirmelerdir.
Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu
(DEV-İŞ) çatısı altında örgütlü EMEK-İŞ ve
örgütlü olduğu iş yeri TAŞEL Ltd arasında,
yasalara bağlı hayat pahalılığı ödeneği
konusunda ve %33'lük toplum malına sahip
çıkmak adına bir süre önce yaşanan
çatışma ve 15 günlük süresiz grev
hepinizin malumudur.
Yukarıda belirtilen serbest piyasa algısını,
emek piyasasında fiili olarak yaşanan
realiteyi sebep sonuç ilişkisi açısından
TAŞEL grevi ispatlar niteliğe sahiptir.
Aslında yaşananlar yalnızca TAŞEL
yönetiminin nevi şahsına münhasır bir
tutum değildir.
Serbest piyasa algısı, istisnai durumlar
hariç genelde tüm sermaye kesimlerinin
hareket ve düşünce tarzlarının temelini
oluşturmaktadır. Ne pahasına olursa olsun
Kar marjını maksimize etmek, emek ve
emekçiyi yalnızca bir girdi maliyeti olarak
görmek, yasa, kural tanımamak,
hükümetleri kontrolleri altında tutmak.
Fakat bu gerçekler karşısında da,
emekçilere de düşen görevler vardır
elbette. Bilinçlenerek örgütlü yapılarını
korumak, direnmek ve hakları için
mücadele etmek.
TAŞEL grevi, hem serbest piyasa algısının
tezahürü, hem de sendikal örgütlülük ve
Ekim- 2015 - Sayı 4
direnişle sıkıntıların nasıl giderilebileceği
konularında bilincimizi pekiştirmiş hem de
tüm emek kesimlerinin moralini yükseltmek
açısından başarılı olmuştur.
TAŞEL grevi, emeğe saygı için yapıldı,
TAŞEL grevi, özelleştirmelere karşı çıkmak
için yapıldı,
TAŞEL grevi, insanca yaşanabilecek ücret
için yapıldı,
TAŞEL grevi, sendikal örgütlülüğe sahip
çıkmak için yapıldı.
Sahibi: Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu adına Hasan Felek Editör: Hasan Yıkıcı
Adres: Şerabioğlu Sok. No:6 L/şa PK:748 Tel: 0392 227 26 40 Fax: 0392 228 64 63
e-mail: [email protected] Web: www.dev-is.org Kıbrıs Devrimci İşçi Sendikaları Federasyonu (DEV-İŞ)
@Dev_İs_Kibris Grafik Tasarım ve Baskı: Dörtrenk Matbaacılık Tel: 0392 225 82 11

Benzer belgeler