Çok Alçak Frekanslı Elektromanyetik Alanlar

Transkript

Çok Alçak Frekanslı Elektromanyetik Alanlar
Çok Alçak Frekanslı
Elektromanyetik Alanlar
RTE & EDF Broşürü
Çeviren: Neslihan Burcu AKDAĞ (RTE Asistanı)
Düzenleyen: Ersen ÇAPANGİL (İŞİB Dai.Bşk.’lığı)
1
İÇİNDEKİLER
03 Önsöz
04 TEKNİK YÖNLER
05 Fransa’daki gerilim seviyeleri ve Fransa’da üretimle dağıtım arasındaki RTE elektrik
iletim sistemi
06 Fransa iletim sisteminde gerilimlere göre kullanılan direk tipleri
07 Elektrik alanı, manyetik alan, elektromanyetik alan: Bu terimler neden
bahsediyor?
08 Elektromanyetizma: Çevremizde her daim var olan bir fenomen
11 Çok alçak frekanslı ve esasen elektrik kullanımıyla ilişkili olan elektromanyetik
ortam
11 Elektromanyetik alanların büyüklük sıralaması (hava hatları, yer altı kabloları, evde
kullanılan cihazlar için elektrik ve manyetik alan değerleri)
15 Elektrik ve manyetik alan ölçümleri ve hesaplamaları: Araçlar ve yöntemler
17 ELEKTROMANYETİK ALANLAR VE ÇEVRE
18
21
23
24
İndüksiyon fenomenleri
50 Hz elektromanyetik alanların insan bedeni tarafından algılanması
Elektrikli cihazlar üzerindeki etkiler
Korona etkisi: Yoğun elektrik alanlarının karakteristik fenomeni
27 GÜNCEL BİYOLOJİK VERİLER
28 Laboratuar çalışmaları
32 YASAL ÇERÇEVE
33 Uzman komitelerinin görüş ve tavsiyeleri: Son derece önemli bir katkı
34 Yasal düzenlemeler
37 Farklı Avrupa ülkelerindeki düzenlemeler (tablo)
38 EDF VE RTE’YE DOKUZ SORU
39 EDF ve RTE’ye sorulan sorular ve cevapları
42 BAZI FAYDALI WEB SİTELERİ
43 Elektromanyetik alanlarla ilgili bilgi edinilecek siteler
2
ÖNSÖZ
Bu doküman, “The Improvement of the Conditions for the Functioning of Cross Border Electricity
Trade in Turkey in Compliance with the Best Practice in EU’’ isimli Teşekkülümüz Eşleştirme
Projesine ilişkin sözleşme kapsamında, eşleştirme ortağımız RTE Firması tarafından “Les champs
electro-magnetiques de tres basse frequence” broşürünün tarafımızı ilgilendiren bazı
bölümlerinden tercüme edilmiş ve İŞİB Dairesi Başkanlığı İletim Hatları İşletme Bakım
Koordinasyon Müdürlüğü tarafından düzenlenmiştir.
RTE (Gestionnaire du Reseau de Transport d’Electricite - Fransa Elektrik İletim Sistem
Operatörü) ve EDF (Electricite de France - Fransa Elektrik Üretim ve Dağıtım Şirketi) tarafından
hazırlanan “Les champs electro-magnetiques de tres basse frequence - Çok alçak frekanslı
elektromanyetik alanlar” broşüründe Fransa Halkının elektromanyetik alanlar hakkında
bilgilendirilmesi amaçlanmış olup, bu konuda şikayeti olanlara halkın anlayacağı şekilde yazılan
bu broşür verilerek elektromanyetik alanlarla ilgili korku/endişelerin giderilmesine çalışılmaktadır.
RTE & EDF bu broşürle, doğal ortamdaki elektromanyetik alanlardan, günlük hayatta kullanılan
cihazlardan örnekler vererek, elektrik tesislerinin işletilmesinden dolayı halktan herhangi bir şey
saklamadıklarını, hava hatları ve yer altı kablolarının elektromanyetik alanlarının tehlikeli
olmadığını, saygın uluslar arası sağlık kuruluşlarının araştırmalarından bahsederek ve bu
kuruluşlarının internet adreslerini vererek halka açıklamaktadır.
Ayrıca RTE’nin internet adresinin aşağıda belirtilen bölümünde 7 soru - 7 cevap şeklinde
elektromanyetik alanlar hakkında bilgi verilmektedir.
Adres: http://www.rte-france.com/htm/an/mediatheque/telecharge/7_questions_7 answers. pdf
Elektromanyetik alanlarla ilgili olarak Teşekkülümüze gelen şikayetler, bilgi talepleri ve sorular
için bu doküman güvenilir bir referanstır.
TEİAŞ
İletim Şebekeleri İşletme Bakım Dairesi Başkanlığı
İletim Hatları İşletme Bakım koordinasyon Müdürlüğü
Mart-2009
3
TEKNİK YÖNLER
4
(Sayfa 8)
FRANSA’DAKİ GERİLİM SEVİYELERİ
Genel
Kullanım
HTB
Eski Adlandırma
(halen kullanılmaktadır)
Çok Yüksek Gerilim (THT)
Yüksek Gerilim (HT)
HTA
BT
Orta Gerilim (MT)
Alçak Gerilim (BT)
Fransa’daki Gerilim
Seviyeleri
400 000 V
225 000 V
90 000 V
63 000 V
20 000 V
380/230 V
Fransa’da Üretimle Dağıtım Arasındaki RTE Elektrik İletim Sistemi
5
(Sayfa 10)
FRANSA İLETİM SİSTEMİNDE GERİLİMLERE GÖRE KULLANILAN
DİREK TİPLERİ
6
(Sayfa 12)
ELEKTRİK ALANI, MANYETİK ALAN, ELEKTROMANYETİK ALAN: BU TERİMLER
NEDEN BAHSEDİYOR?
“Alan” kavramı, fizikte, bir nesnenin içinde bulunduğu çevre üzerinde yaptığı etkiyi ifade etmek
için kullanılır. Örneğin yerçekimi alanı, yerkürenin çekim kuvvetini belirtir. Hepimiz astronotların
“ağırlıksızmış” gibi göründükleri, yani dünyanın çekim kuvvetine maruz kalmadıkları fotoğrafları
görmüşüzdür. Yerçekimi alanının ne kadar önemli olduğu ve tüm hayatımızı nasıl etkilediği
aşikârdır.
Elektrik alanı, bir elektrik yükünün başka bir yük üzerinde yarattığı çekme veya itme etkisini ifade
eder. Her elektrik yükü (şarj) bir elektrik alanı üretir. Böylece, elektrik alanını meydana getiren
şey, elektrik yüklerinin birikmesidir (bu durum elektrik gerilimi olarak ifade edilir). Bundan
dolayıdır ki, elektrik şebekesine bağlı bir lamba, yanıyor olmasa bile bir elektrik alanı yaratır. Bir
cihazın beslenme gerilimi ne kadar yüksekse, bunun sonucu olarak ortaya çıkan elektrik alanı da
artar. Elektrik alanının yoğunluğu metre başına volt (V/m) olarak ifade edilir. Bu yoğunluk, mesafe
arttıkça hızla azalır. Bu açıdan dikkate değer bir nokta, az da olsa iletken nitelikli küçük bir engelin
bile (bina, ağaç vb.) elektrik alanını engelliyor olmasıdır.
Manyetik alan, elektrik yükleri (şarjları) yer değiştirdiğinde, yani bir elektrik akımı sirkülasyonu
olduğunda ortaya çıkar. Lamba yandığında, elektrik alanının yanı sıra, akımın besleme
kablosundan ampule geçişinden kaynaklanan bir manyetik alan da söz konusudur. Yoğunluğu tesla
(T), veya çoğunlukla mikrotesla ( μΤ ) olarak ifade edilir.
Lamba fişe takılı ancak yanmıyor.
Burada elektrik alanı mevcut ancak
manyetik alan yok.
Akım geçiyor. Elektrik alanının
yanı sıra manyetik alan da mevcut.
Eski bir terim olan gauss (G) ve alt-birimi miligauss (mG) da hâlâ sıklıkla kullanılmaktadır
(1 μΤ * = 10 mG).
* ( 1 μΤ = 0,000 001 T )
Akım ne kadar yoğunsa (kuvvetliyse), bunun bir sonucu olan manyetik alan da artar. Elektrik
alanında olduğu gibi, manyetik alanın yoğunluğu da mesafe ile hızla azalır. Buna karşın, manyetik
alan, elektrik alanında olduğu gibi engel teşkil eden nesnelerce neredeyse hiç engellenmez.
7
Elektromanyetik alanlar (EMA), elektrik ve manyetik alanların bir araya gelmesiyle ortaya çıkar.
Burada, elektrik dalgası ve manyetik dalga ışık hızında birlikte yer değiştirirler. Elektromanyetik
alanların belirgin özelliği frekansları ve dalga uzunluklarıdır. “Frekans”, dalganın bir saniyede
titreşim (osilasyon) sayısıdır ve hertz (Hz) ile ölçülür. Dalga uzunluğu ise bir titreşim sırasında
dalganın katettiği mesafedir. Frekans yükseldikçe dalga uzunluğu kısalır ve alanda yayılan enerji
yükselir.
Birbirinden Farklı İki Kavram: Radyasyon ve Işınım (Işıma)
Elektromanyetik dalgaya tekabül eden “ışınım” ile parçacık yayılımı (partikül emisyonu)
anlamına gelen “radyasyon” arasındaki farkın ortaya konulmasında fayda vardır. Elektrik
şebekelerinden kaynaklanan çok alçak frekanslı (50 Hz) elektrik ve manyetik alanlar iyonize
olmayan ışınımlardır; tanecik yayılımı söz konusu değildir.
Ancak radyasyonlar ve çok yüksek frekanslı ışınımlar iyonizedir (iyonlaştırıcıdır): Yaydıkları
çok kuvvetli enerji, moleküllerin ve atomların içindeki bağların kopmasına neden olabilecek
güçtedir ve bu da canlı hücreler üzerinde kimi etkiler yapabilir. Elektromanyetik tayfta
(spektrumda), parçacık yayılımları kısa dalgalı mor-ötesi ışınım (UV-B) ile başlar ve özellikle X
ışınları ve gama ışınları ile ilişkilidir.
ELEKTROMANYETİZMA: ÇEVREMİZDE HER DAİM VAR OLAN BİR FENOMEN
Elektrik ve manyetik fenomenler (olgu/olay/olaylar dizisi), içinde bulunduğumuz ortamdan ayrı
düşünülemeyecek öğelerdir. Bazıları doğaldır. Frekansları itibarıyla farklılık gösteren diğerleri ise
sanayi faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır.
Doğal Alanların Kaynakları
Doğal elektromanyetik alanların çoğunun frekansı 0 Hz’dir: Bunlar statik alanlar olarak
adlandırılır.
En kayda değer örnekleri şunlardır:
- Yerkürenin -pusuladaki mıknatıslı iğneyi yönlendiren- manyetik alanı,
- Fırtına bulutlarının altında çok yüksek değerlere ulaşabilen atmosferik elektrik alanı.
Öte yandan, zaman içinde değişen ve bazıları çok yüksek frekanslı olan elektromanyetik alanlar
yaratan başka doğal kaynaklar da vardır. Şu örnekleri sayabiliriz:
- Statik elektrik,
- Bulutlarda biriken elektriği deşarj eden bir elektrik akımı olan şimşek,
- Güneş ışığı ve kozmik ışınım gibi çok yüksek frekanslı elektromanyetik ışınımlar.
8
Yerkürenin Manyetik Alanı
Gündelik Hayatımız ve Çevremiz: Daimi Maruziyet
Gündelik hayatımızda elektrik ve manyetik alanlara sürekli maruz kalıyoruz. Kent yaşamının
sıradan bir gününde maruz kaldığımız alanları şöyle bir düşünelim. Prize takılı ancak sönük olan
başucu lambasının elektrik alanında ve saatli radyonun elektromanyetik alanında uyuduktan
sonra yataktan kalkıyoruz; kimi düğmelere basıyor, ekmek kızartma makinesini ve elektrikli
su ısıtıcısını çalıştırıyoruz. Duşumuzu aldıktan sonra belki de saçımızı saç kurutma makinesi
ile kurutuyor, dışarı çıkmadan önce evde elektrik süpürgesi yapıyoruz. Sonra arabayla,
motosikletle veya trenle işe gidiyoruz. Bu sırada belki de çok yüksek gerilimli bir elektrik
hattının veya demiryolu katenerlerinin altından geçiyoruz. İşyerimizdeki aydınlatmalar,
bilgisayarlar, profesyonel cihazlar da bir o kadar elektromanyetik alan kaynağı olduğu
anlamına geliyor. Eve dönüş yolunda aynı alanlara maruz kalıyoruz. Akşam belki televizyon
izledikten, belki de salon avizesinin altında kitap okuduktan sonra başucu lambamızın ve
saatli radyomuzun bulunduğu odamıza yatmaya gidiyoruz.
Sanayi Faaliyetlerinden Kaynaklanan Alanlar: Yüksek Frekanslardan Alçak Frekanslara
Teknolojik açıdan gelişmiş olan uygarlığımız, bizi elektrik kullanımının bir sonucu olan karmaşık
bir elektromanyetik ortamda yaşamaya sevk eder. Bu alanlara maruz kalınmayan (=sıfır
maruziyet) hiçbir yer yoktur.
İnsanoğlunca yaratılan elektrik veya manyetik alanların çoğu hızlı ve düzenli bir şekilde değişir.
Bunlar kuvvetleri (değişen seviyelerde yoğunluk) ve frekansları (farklı hızlarda varyasyonlar) ile
nitelenen alternatif alanlardır. Yüksek frekans veya radyo frekansı alanları 10 MHz ve 300 GHz
arasındadır*. Elektromanyetik spektrumun bu en yüksek kısmında, geniş frekans aralıkları
telekomünikasyon uygulamaları için kullanılır: radyo dalgaları, televizyon, telekomünikasyon,
uydu, vs. Mobil telefonlar ve baz istasyonları da 900 MHz veya 1,8 GHz seviyesinde yüksek
frekans alanları yaratmaktadır.
9
* 1 MHz = 1 000 000 Hz
1 GHz = 1 000 MHz
0-300 Hz aralığındaki alanlar çok alçak frekanslı veya ELF (Extremely low frequency) olarak
adlandırılırlar. Elektrik kullanan veya taşıyan tüm cihazlar 50 Hz’lik alanlar yaratmaktadır. Öte
yandan, birçok elektrikli cihaz ve endüstriyel tesisat 50 Hz’lik bu elektriği ya (elektrokimya
alanındaki sanayi uygulamalarında olduğu gibi) doğru akıma ya da (sanayide ve konutlarda
kullanılan indüksiyonla ısıtma yöntemlerinde veya mikrodalga fırınlarda –2,45 GHz– olduğu gibi)
daha yüksek frekanslara dönüştürür.
Elektromanyetik alanlar frekansları esas alınarak sınıflandırır ve bu frekansların bütünü
elektromanyetik spektrumu oluşturur.
(mıknatıs)
(elektrik direği)
(radyo)
(cep telefonu)
Statik alanlar
(elektrik ve
manyetik)
Elektrik ve
manyetik alanlar
(50 Hz)
Radyo dalgaları
Radyo frekansı ve
mikrodalgalar
Sıfır frekans
>
(lamba-civciv)
Kızılötesi ışınım
>
(güneş)
Görünür ışık
>
>
(solaryum)
Morötesi ışınım
>
Elektromanyetik spektrum
10
İyonlaştırıcı ışınım
(X ışınları)
> Yüksek frekans
ÇOK ALÇAK FREKANSLI VE ESASEN ELEKTRİK KULLANIMIYLA İLİŞKİLİ OLAN
ELEKTROMANYETİK ORTAM
Bu ortamda, en yaygın frekans, çok alçak frekanslar kategorisinde yer almaktadır: Bu da elbette bu
kitapçığa konu teşkil eden elektrik şebekelerinin işleyiş frekansı olan 50 Hz* dir. Manyetik
alanların ve elektrik alanlarının kaynaklarını birbirinden ayırmak gerekir.
* Kuzey Amerika şebekeleri için 60 Hz
Çok Alçak Frekanslı Elektrik Alanı. Başlıca Kaynaklar: Yüksek Gerilimli Hava Hatları
Manyetik alan, akım geçişinden ötürü meydana gelirken, elektrik alanı elektrik yüklerinin
birikmesinden kaynaklanır (bu birikme gerilim ile ifade edilir). Gündelik hayatımızda da, elektrik
alanının başlıca kaynağını HTB (Yüksek gerilim-B tipi) elektrik şebekeleri teşkil ederken, evlerde
kullanılan elektrikli cihazlar başlıca manyetik alan kaynaklarıdır.
Çok Alçak Frekanslı Manyetik Alan. Başlıca Kaynaklar: Elektrik Şebekeleri ve Elektrikli Cihazlar
50/60 Hz manyetik alan kaynaklarını iki ana başlık altında sınıflandırabiliriz:
- Elektrik şebekeleri. Bu şebekelerin manyetik alanı, kablolardan geçen akımla orantılıdır.
Alan, kablolara olan mesafenin karesi oranında azalır (1/d2). Bu kategoride, demet iletkenli
şebekelerin (380 V izoleli iletkenler ve 20 kV kablolar) özel bir durumu vardır zira bu
konfigürasyon manyetik alanı göz ardı edilebilecek bir seviyeye indirger.
-
İkinci kategori daha sınırlı ve lokal kaynaklara sahiptir ve bütün elektrikli ev aletlerini
içerir. Bunların manyetik alanı cihazın teknolojisine bağlı olarak değişir ve genellikle
tüketilen akımla orantılı değildir. Alan, mesafenin küpü oranında azalır (1/d3) ki bu durum,
genellikle iki metreden sonra, alanı hızla göz ardı edilebilecek bir seviyeye çeker.
ELEKTROMANYETİK ALANLARIN BÜYÜKLÜK SIRALAMASI
Elektrik Şebekeleri
Hava Hatları
Elektrik Hava Hatları İçin Elektrik ve Manyetik Alan (50 Hz) Örnekleri
MANYETİK ALANLAR ( μΤ )
ELEKTRİK ALANLARI (V/m)
400 000 Volt hatlar
Hattın altında ……………. : 5000
Eksenden 30 metre uzaklıkta : 2000
Eksenden 100 metre uzaklıkta: 200
225 000 Volt hatlar
Hattın altında ……………. : 3000
Eksenden 30 metre uzaklıkta : 400
Eksenden 100 metre uzaklıkta: 40
90 000 Volt hatlar
Hattın altında …………… : 1000
Eksenden 30 metre uzaklıkta : 100
Eksenden 100 metre uzaklıkta: 10
400 000 Volt hatlar
Hattın altında …………….. : 30
Eksenden 30 metre uzaklıkta : 12
Eksenden 100 metre uzaklıkta : 1,2
225 000 Volt hatlar
Hattın altında …………….. : 20
Eksenden 30 metre uzaklıkta : 3
Eksenden 100 metre uzaklıkta : 0,3
90 000 Volt hatlar
Hattın altında ……………. : 10
Eksenden 30 metre uzaklıkta : 1
Eksenden 100 metre uzaklıkta : 0,1
11
20 000 Volt hatlar
Hattın altında …………….. : 250
Eksenden 30 metre uzaklıkta : 10
Eksenden 100 metre uzaklıkta: Önemsiz/göz
ardı edilebilir
230 Volt hatlar
Hattın altında …………….. .. : 9
Eksenden 30 metre uzaklıkta : 0,3
Eksenden 100 metre uzaklıkta : Önemsiz/göz
ardı edilebilir
20 000 Volt hatlar
Hattın altında …………… : 6
Eksenden 30 metre uzaklıkta : 0,2
Eksenden 100 metre uzaklıkta: Önemsiz/göz
ardı edilebilir
230 Volt hatlar
Hattın altında …………….. : 0,4
Eksenden30 metre uzaklıkta : Önemsiz/göz
ardı edilebilir
Eksenden 100 metre uzaklıkta: Önemsiz/göz
ardı edilebilir
Hava Hatlarının Elektrik ve Manyetik Alanları
12
Yeraltı Bağlantıları
Yatay düzlemde, sıralı konfigürasyon
Yonca tipi konfigürasyon
225 000 V yeraltı bağlantısı
225 000 V yeraltı bağlantısı
Kablonun hemen çevresinde : 20 μΤ
Eksenden 5 metre uzaklıkta : 4 μΤ
Eksenden 20 metre uzaklıkta : 0,3 μΤ
Kablonun hemen çevresinde : 6 μΤ
Eksenden 5 metre uzaklıkta : 1 μΤ
Eksenden 20 metre uzaklıkta : 0,1 μΤ
63 000 V yeraltı bağlantısı
63 000 V yeraltı bağlantısı
Kablonun hemen çevresinde : 15 μΤ
Eksenden 5 metre uzaklıkta : 3 μΤ
Eksenden 20 metre uzaklıkta : 0,2 μΤ
Kablonun hemen çevresinde : 3 μΤ
Eksenden 5 metre uzaklıkta : 0,4 μΤ
Eksenden 20 metre uzaklıkta : Önemsiz/göz
ardı edilebilir
225 kV’luk bir hava hattının ve bir yeraltı bağlantısının meydana getirdiği
maksimum manyetik alan profilleri
13
Yukarıdaki şekilde;
Champs magnétiques: Manyetik alanlar ( μΤ olarak)
Distance par rapport a l’axe: Eksen üzerinde mesafe (metre olarak)
Liaison souterraine: Yeraltı bağlantısı (kablosu)(kırmızı renkli)
Ligne aérienne: Hava hattı (sarı renkli)
Trafo Merkezleri
Trafo merkezleri sınırlı lokal kaynaklar olarak düşünülebilir. Bundan dolayı yarattıkları alanın
yoğunluğu hızla azalır. Ortaya atılan kimi fikirlerin aksine, şebeke trafoları imalatları itibarıyla son
derece kaliteli olduklarından, kendilerini besleyen iletkenlere nazaran önemsiz kalan, çok güçsüz
bir manyetik alan yaratırlar.
Evde Kullanılan Cihazlar
Ev aletlerinin küçük motorları ve dönüştürücüleri, bu cihazların kablolarından çok daha önemli
manyetik alan kaynakları teşkil ederler.
Manyetik alanlar ( μΤ )
Elektrik alanları (V/m)
Tıraş makinesi:
Önemsiz
Buzdolabı
0,30
Dizüstü bilgisayar
Önemsiz
Ekmek kızartıcı
0,80
Ekmek kızartıcı
40
Müzik seti
1,00
Televizyon
60
Müzik seti
90
Buzdolabı
90
90 000 V hatlar (Eksenden 30 metre uzaklıkta)
1,00
400 000 V hatlar (Eksenden 100 metre uzaklıkta)
1,20
Dizüstü bilgisayar
1,40
90 000 V hatlar (Eksenden 30 metre uzaklıkta)
100
400 000 V hatlar (Eksenden 100 metre uzaklıkta)
200
Elektrikli battaniye 250
Televizyon
2,00
Elektrikli battaniye
3,60
Tıraş makinesi:
500
14
Evde Kullanılan Cihazların Elektrik ve Manyetik Alanları
ELEKTRİK VE MANYETİK ALAN ÖLÇÜMLERİ VE HESAPLAMALARI: ARAÇLAR
VE YÖNTEMLER
Elektrik Alanı: Ölçmesi Güç, Yorumlaması Kolay
Alternatif elektrik alanlarını doğrudan ölçmeye yarayan cihazlar piyasada mevcuttur. Elektrik alanı
her çeşit nesne tarafından kolayca engellenebildiğinden, operatörün bedeni veya bitki örtüsünün
varlığı bu ölçümü büyük ölçüde değiştirebilir.
Bundan dolayı, ölçüm cihazlarının kullanımında tedbir alındığından, yani algılayıcının
çevresindeki 3 metrelik radyan (yarıçap) içinde hiçbir engel bulunmadığından emin olunmalıdır.
Bununla birlikte, en güvenilir ölçümler algılayıcı ile ölçme elektroniği arasında birkaç metrelik
fiber optik kullanan cihazlar tarafından sağlanır. Buna karşın ölçümlerin yorumlanması oldukça
15
basittir zira çevrede var olan kaynakların sayısı fazla değildir: Burada söz konusu olan öncelikle
elektrik şebekeleridir; diğer kaynaklar çok düşük değerlerde elektrik alanı oluştururlar.
Manyetik Alan: Ölçmesi Kolay, Yorumu Hassas
Çoğu portatif olan birçok cihaz, alternatif manyetik alanları doğrudan ölçmeye olanak tanır.
Elektrik alanının aksine, bu ölçümü gerçekleştirmek oldukça kolaydır ancak yorumlamak zordur.
Çevremizde mevcut bulunan 50 Hz manyetik alan kaynakları o kadar fazladır ki bunları tamamen
tespit etmek ve ölçülen değerdeki rollerini kestirmek zorlaşmaktadır.
Elektrik ve Manyetik Alanların Hesaplanması
Alanın kaynağı, bir elektrik hattında olduğu gibi basit bir geometriye sahipse, civarındaki elektrik
ve manyetik alanların düzeylerini saptamak nispeten kolaydır. Buna karşın, kaynağın karmaşık bir
geometrisi varsa (bobinajları ve hareketli parçaları olan bir elektrik motorunda olduğu gibi),
hesaplama özel yazılımlar ve yalnızca uzmanların kullanacak yetkinlikte olduğu güçlü bilgisayarlar
gerektirir.
*****
16
ELEKTROMANYETİK
ALANLAR VE ÇEVRE
17
(sayfa 24)
İNDÜKSİYON FENOMENLERİ
Bir kaynaktan yayılan elektrik ve manyetik alanlar indüksiyon ile komşu yapılar üzerinde
gerilimlere veya akımlara neden olabilir.
Radyo yayınlarının alınması da bu ilkeyi temel alır. Verici tarafından gönderilen radyoelektrik
dalga anten tarafından algılanır. Bunun üzerine antenin ilettiği zayıf elektrik sinyali
kuvvetlendirilerek, hoparlör diyaframını titreştirebilecek hale dönüştürülür. Anten sadece belirli
radyofonik frekans aralıklarına uygun olduğundan, indüksiyon fenomeni genellikle kontrol altında
tutulur ve optimize edilir. Bu fenomen, alanın elektrik alanı mı yoksa manyetik alan mı olduğuna
göre farklı şekilde kendini gösterir.
Televizyon ekranında doğal olarak bulunan negatif yükler, iki eşya birbirine bir elektrik devresiyle
bağlı olmasa bile, yakındaki tencerenin üzerindeki yük dağılımını değiştirir.
Elektrik İndüksiyonu veya Elektrik Alanının Zayıf Bir Enerji Kaynağı Gibi Hareket Etmesi
Topraktan izole (yalıtılmış) iletken bir nesne elektrik alanına maruz kaldığında, elektrik yükleri
yüzeye doğru hareket ederek nesnenin içindeki elektrik alanını iptal edecek şekilde dağılırlar.
Böylece nesnenin zıt yüzlerine bir elektrik gerilimi indüklenir.
İndüklenen gerilimlerin ortaya çıkmasını engellemenin en basit ve kesin yolu nesnenin/cismin
topraklanmasıdır.
Bu indüksiyon fenomenini floresan lamba deneyinde görmek mümkündür. Eğer bir kişi yüksek
gerilimli bir hattın altında durur ve iletken kablolara doğru bir floresan lamba tutarsa, lambanın
hafifçe ışık verdiği görülür. Bu ölgün ışık yalnızca karanlıkta görülür. Ayrıca ele yakın olan
kısımda daha kuvvetli olduğu fark edilir.
18
Yüksek gerilim hattı altında bulunan, topraktan yalıtılmış metalik suluk (yalak) örneği kapasitif
kuplaj sorunlarını engellemek için suluğun topraklanması gerekir.
Tam olarak ne olup bitiyor?
1) Elektrik alanının yarattığı etkiyle, floresan tüpün (lambanın) içindeki alçak basınçlı gazın
iyonize olması sonucu ışık meydana çıkıyor.
2) İletken cisimlerle deforme olan elektrik alanının, elin kavradığı yerin yakınında tüpün diğer
ucundakinden daha kuvvetli olduğu görülüyor.
Bu fenomen yalnızca HTB (Yüksek gerilim-B tipi) hatlara özgü değildir: Bu tip bir lambayı
benzinli motor ateşleme sistemine yaklaştırdığımızda da aynı olgu söz konusudur.
19
Manyetik İndüksiyon, İletken Nesnelerin İçinde Akım Oluşumu
İletken bir nesne/cisim, alternatif bir manyetik alan içine yerleştirildiğinde, içeride indüklenen
gerilimler oluşur.
Bu gerilimler, cismin (alana maruz kalan yüzeyine bağlı olarak değişen) tuttuğu/yakaladığı
manyetik akışla orantılıdır.
Eğer bu cisim kapalı bir devre oluşturuyorsa, gerilimlerce üretilen indüklenen akım miktarı
devrenin elektrik direncine bağlı olarak değişir. Bu akımların kendileri de başlangıçtaki alana
karşıt olan bir manyetik alan üretirler.
Çok alçak frekanslarda, elektrik alanının etkisi, cismin iyi veya kötü bir iletken olmasına pek bağlı
değildir. Buna karşılık, manyetik indüksiyon yalnızca çok iletken cisimlerde önemli indüklenen
akımlar üretir.
Manyetik indüksiyon fenomenini azaltmak için, iletken döngülerin boyutunu küçültmek (iletken
olmayan öğeler ekleme yoluyla döngüyü açarak veya büyük bir döngü içinde birçok küçük döngü
oluşturarak) gerekir.
20
Yukarıdaki şekilde olduğu gibi, manyetik indüksiyon sorunlarından kaçınmak için, çit düzenli
aralıklarla (örneğin metalik direklerle/çubuklarla) topraklanmalıdır: Eğer bu yetersiz kalırsa, çite
iletken olmayan öğelerin eklenmesi uygun olur.
50 Hz ELEKTROMANYETİK ALANLARIN İNSAN BEDENİ TARAFINDAN
ALGILANMASI
Elektromanyetik alanlar insan bedeni tarafından yalnızca çok güçlü
maruziyet durumlarında doğrudan algılanır; bu durumlar ise sadece profesyonel ortamlarda veya
21
gönüllü bireyler üzerinde yapılan deneysel çalışmalar sırasında ortaya çıkar. Beliren anlık etkiler,
kesin ve tekrarlanabilir olduklarından uluslararası bilim camiasınca tanınmıştır.
Elektrik Alanı: İyi Bilinen Algı Fenomenleri
İnsan bedeni elektrik iletkendir. Ayrıca, bir elektrik alanına maruz kalındığında, elektrik yükleri
indüksiyon fenomenini takiben bedenin yüzeyinde birikirler. Elektrik yüklerinin birikmesi, kendini
farklı şekillerde gösterir:
- Temas sırasında cilt ile cisimler arasında oluşan mikro-kıvılcım fenomenleri: Öncellikle
giysiler, ayrıca gözlükler, kol saatleri, takılar vs.
Bu fenomenler ciltle temas eden cisimlerin iletken olduklarını gösterdikleri gibi, insan
tarafından daha fazla algılanabilir niteliktedirler.
- Saçların ve vücut tüylerinin titreşmesi (=elektriklenmesi): Bu fenomen, gayet çarpıcı bir
şekilde, statik elektriklenme durumunda saçların kafa derisi üzerinde dikleşmesiyle kendini
gösterir.
Bu karakteristikler elektrik alanının kişiye bağlı olarak az veya çok algılanmasını sağlar. Vücut
tüyü/saç miktarının fazlalığından ötürü özellikle erkekler kadınlardan daha duyarlıyken
hayvanlardaki hassasiyet hem kadınlardakinden hem de erkeklerdekinden fazladır.
Aynı mantık çerçevesinde, elin üzeri avuç içinden 2 ila 3 kat daha hassastır. Öte yandan, bu
fenomen, bedenin elektrik alanına nazaran pozisyonuna göre değişiklik gösterir: Kollarımızı yukarı
kaldırdığımızda, kollar ve ellerin yüzeyindeki elektrik alanını lokal olarak artırırız. Elektrik
alanının lokal olarak artırılmasıyla şimşeği üzerine çekmek üzere tasarlanan paratonerlerde de
noktasal etkiye sahip bu fenomen kullanılmaktadır.
Elektrik alanının algı eşikleri kişiden kişiye değişir:
- 10 kV/m altında, çok az sayıda insan ciltlerinin üzerine “üfleniyormuş” gibi hisseder,
- 12 kV/m itibaren, kimi insanlar derilerinde iğnelenme hisseder,
- 20 kV/m itibaren, insanların %5’inden fazlası iğnelenme hissederken bazıları bunu nahoş
bir his olarak nitelendirmektedir.
Manyetik Alan: İnsan Vücudunun Göreceli Duyarsızlığı
Elektrik alanının aksine, insan vücudu manyetik alana “duyarlı” değildir. Bununla birlikte, vücut
iletken olduğundan manyetik bir alana maruz kalması akımlara neden olur. Ancak bu akımlar
oldukça düşük yoğunluktadır ve genellikle karşılaşılan maruziyet seviyelerinde hissedilmezler bile.
Yalnızca yoğun manyetik alanlara maruz kalınması “anlık” bir algıyı beraberinde getirebilir; ancak
elektrik alanlarında olduğu gibi algı eşiği kişiden kişiye oldukça değişmektedir. Dünya Sağlık
Örgütü (WHO) tarafından benimsenen eşikler aşağıdaki gibidir:
- 1 ila 10 mA/m2 (0,5 mT* üzerindeki; ve 50/60 Hz’lik 5 mT’ye veya 3 Hz’lik 10-100 mT’ye
kadar olan manyetik alanlar tarafından indüklenen) arasında, önemsiz biyolojik etkiler
rapor edilmiştir;
- 10 ila 100 mA/m2 (5 mT üzerindeki; ve 50/60 Hz’lik 50 mT’ye veya 3 Hz’lik 100-1000
mT’ye kadar) arasında, sinir sistemi ve görme duyusu üzerinde etkiler tespit edilmiştir;
- 100 ila 1000 mA/m2 (50 mT üzerindeki; ve 50/60 Hz’lik 500 mT’ye veya 3 Hz’lik 1-10
T’ye kadar), uyarılabilir dokuların stimülasyonu (uyarım) gözlenmiştir ve sağlık açısından
zararlı etkiler olasıdır;
22
-
1000 mA/m2 üzerinde (50/60 Hz’lik 500 mT veya 3 Hz’lik 0 T üzeri) ventriküler
fibrilasyon (kalp karıncığı fibrilasyonu) ve ekstrasistol (kalpte anormal atımların bulunduğu
ritim bozukluğu) gibi şiddetli etkiler rapor edilmiştir.
* 1 mT = 1 000 μΤ = 0,001 T
ELEKTRİKLİ CİHAZLAR ÜZERİNDEKİ ETKİLER
Elektrikli ve elektronik cihazlar, kimi zaman son derece yoğun olan elektrik ve manyetik
alanlarından ötürü birbirlerinin çalışmasını indüksiyon yoluyla etkilemeksizin, nasıl bir arada var
olabilirler?
50 Hz Çok Alçak Frekanslı Alanlar: Kayda Değer Herhangi Bir Olumsuz Etkileşim Sözkonusu
Değildir
Genel olarak, bu cihazlar çok alçak frekanslı elektrik ve manyetik alanlara duyarlı değildirler.
Gerçekten de bu alanlar pek enerjetik sayılmaz (çok düşük frekanstaki enerjiler neredeyse sıfırdır).
Dahası, manyetik indüksiyon fenomenleri, cihazların kablolarının kısa olmasından dolayı göz ardı
edilebilir bir seviyeye indirgenirler.
Elektrik indüksiyonu herhangi bir sorun teşkil etmez zira elektrik alanları bina duvarlarınca
engellenir. Standartlara uyulduğu takdirde elektrikli ve elektronik cihazlara ilişkin kayda değer
herhangi bir olumsuz etkileşime rastlanmamıştır. Alçak frekanslı manyetik alandan etkilenmeye
müsait olan tek cihaz, katodik tüplü bilgisayar ekranıdır; ekrandaki görüntünün titreşmesi
bilgisayar kullanıcısını yorabilir ancak bilgisayarın çalışmasını etkilemez. Likit kristalli düz
ekranlar ise bu alanlara tamamen duyarsızdır.
Elektromanyetik Uyumluluğu Sağlamak İçin Standartlar
Elektromanyetik uyumluluk (EMU) kuralları, tüm cihazlar için hem maksimum emisyon eşiklerini
hem de minimum elektromanyetik bağışıklık eşiklerini tanımlayan Avrupa Birliği Direktifi* ve
standartlarca düzenlenmektedir. Bu eşikler, cihazların çalışma ortamı – konutlar veya sanayi
bölgeleri – göz önünde bulundurularak tespit edilmiştir. Sonuç olarak, genel uygulama açısından
dört jenerik Avrupa standardı (EN) bulunmaktadır**:
-
EN 61000-6-1: Yerleşim Birimleri, Ticari ve Hafif sanayi ortamları için Bağışıklık
Standardı,
-
EN 61000-6-2 : Endüstriyel çevreler için Cihaz Bağışıklık Standardı,
-
EN 61000-6-3: Yerleşim Birimleri, Ticari ve Hafif Sanayi Ortamları İçin Emisyon
Standardı,
-
EN 61000-6-4: Endüstriyel Ortamlar İçin Emisyon Standardı.
* 91/263/EEC, 92/31/EEC ve 93/68/EEC sayılı direktiflerce tashih edilen CEM 89/336/EEC
direktifi.
** Ayrıca, “özel” ortamlar diye adlandırılan diğer çevreler için riayet edilmesi gereken belirli
bağışıklık maddeleri söz konusudur.
23
İki çevre kategorisinin hiçbirinde 30 MHz’den düşük frekanslı elektrik ve manyetik alanlar için
herhangi bir emisyon limit değeri belirtilmemiştir.
Bundan ötürü elektrik iletim ve dağıtım tesisleri elektromanyetik uyumluluk standartlarına
uygundur. Elektrikli bir cihazın parazitlendiği veya arıza yaptığı durumlarda, cihazın
elektromanyetik uyumluluk standartlarına uygun olup olmadığının kontrol edilmesi önerilmektedir.
Kalp Pilleri: Herhangi Bir İşlev Bozukluğu Vakası Sözkonusu Değildir
Kalp pili (veya pacemaker) bir üreteçten ve elektrik uyarılarını kalbe ileten bir kablodan oluşur
ve çeşitli tipleri mevcuttur: tek odacıklı, iki odacıklı, tek kutuplu (unipolar), çift kutuplu
(bipolar). Günümüzde, pillerin çoğu “istek üzerine” çalışmaktadır: yani belirli bir süre içinde
kalpte kasılma tespit etmezlerse, bir elektrik uyarımı gönderirler. Bu tip cihazların hassasiyeti 2
ila 3 milivolttur. Kalp pilleri elektromanyetik bir alana maruz kaldığında iki fenomen ortaya
çıkabilir:
İnhibisyon (kısıtlama): Cihaz elektromanyetik alanı bir kalp kasılmasından ileri geliyormuş
gibi yorumlar,
Asenkron ritme geçiş: Burada, kardiyolog tarafından programlanan parametrelerde bir aksama
olması durumunda, imalatçı tarafından öngörülen bir yardım/acil durum programı söz
konusudur. Normal (gündelik) ortamlarda işlev bozukluğu riski neredeyse sıfırdır. En kötü
olasılıkta, yani hassasiyet eşiği 0,5 milivolta ayarlanmış unipolar kalp pillerinde (ki bu durum
pratikte asla gerçekleşmez), 50 μΤ ’dan yüksek 50 Hz manyetik alanlarda, maruziyet bittiği anda
anında tersine çevrilebilen geçici işlev bozukluklarına nadiren de olsa rastlanmıştır. Pratikte,
yüksek gerilim hattının veya trafo merkezinin yakınında bulunmakla kalp pilinin işlevini
yitirdiğine dair herhangi bir doğrulanmış vaka rapor edilmemiştir. Buna karşılık, elektrik ve
manyetik alanların çok yüksek değerlere ulaşabildiği profesyonel ortamlarda kalp pili kullanımı
ile ilgili tüm tedbirler göz önünde bulundurulmalı ve işyeri hekiminin fikri alınmalıdır. Ayrıca,
kalp pilini harici yollardan programlamak için günümüzde sunulan imkânların bu cihazların
elektromanyetik ortamlara daha iyi uyum sağlamasını mümkün kıldığı da unutulmamalıdır.
KORONA ETKİSİ: YOĞUN ELEKTRİK ALANLARININ KARAKTERİSTİK
FENOMENİ
Yoğun bir elektrik alanı, havada mikro elektrik arklarının oluşmasına neden olabilir. Doğada “Aziz
Elmo ateşi” (“gemici nuru”) diye adlandırılan bu fenomen, fırtına bulutlarının yoğun statik
elektriğinden kaynaklanan ve gemi direklerinin tepelerinde veya dağcıların kazmalı batonlarında
ortaya çıkan ışık ve parıltılarla kendini gösterir. Yüksek gerilim hatlarında bu olay “korona etkisi”
olarak adlandırılır. Bu isim, laboratuar ortamında gözlemlendiğinde ışıklı bir halka (ayla) şeklinde
belirmesinden dolayı verilmiştir.
Çok Yüksek Gerilimli Elektrik İletim Hatlarına Özgü Bir Fenomen
Korona etkisi, lokal elektrik alanı normal atmosferik koşullarda 2600 kV/m’yi aştığında ortaya
çıkan bir fenomendir. Bu değerlere Fransa’da yalnızca 225 000 volt ve 400 000 voltluk çok yüksek
gerilim hatlarının iletkenlerinde rastlanır. Bundan ötürü kabloların yüzeyindeki elektrik alanı
24
gerilime bağlı olduğu gibi, kabloların geometrilerine ve durumlarına da bağlıdır: Toz, çizikler,
bitkisel kalıntılar veya böcekler gibi yüzey bozuklukları nokta etkisi yaratarak elektrik alanının
kısmi olarak artmasına neden olur. Bu yüzden, elektrik hattı arızası (örneğin defolu bir izolatör)
durumunda, daha alçak bir gerilim seviyesinde de korona etkisi lokal olarak kendini gösterebilir.
Korona Etkisinin Çevre Üzerindeki Üç Etkisi: Enerji Kaybı, Radyoelektrik Parazitler ve Akustik
Gürültü
Korona etkisinin beraberinde getirdiği birçok sıkıntı söz konusudur. Çok yüksek gerilimli elektrik
iletiminde (kabloların ısınmasından kaynaklanan kayıplara ek olarak) enerji kayıplarına neden olur.
Ayrıca 150 kHz-30 MHz arası frekanslarda radyofonik yayınları bozan radyoelektrik parazitler
ortaya çıkar. Daha yukarı seviyelerde, özellikle FM (100 MHz bandı) ve televizyon (400 ve 800
MHz bandı) yayınlarında, bu parazitler fark edilmez.
BRUIT EN ZONE
RURALE CALME
20 à 30 décibels A
BRUIT DANS UN
BUREAU CALME
40 à 50 décibels A
BRUIT DANS UN
MAGASIN
50 à 60 décibels A
BRUIT SUR UNE
AUTOROUTE
70 à 90 décibels A
Dingin kırsal
bölgedeki gürültü
seviyesi
20-30 desibel (A)
Sakin bir ofisteki
gürültü seviyesi
40-50 desibel (A)
Mağazadaki gürültü
seviyesi
50-60 desibel (A)
Otoyol üzerindeki
gürültü seviyesi
70-90 desibel (A)
Bruit des lignes par Bruit des lignes par
BEAU TEMPS
TEMPS DE
30 décibels A
BROUILLARD
40 à 45 décibels A
Güzel (güneşli)
Puslu-sisli havalarda
havalarda hatların
hatların gürültü
gürültü seviyesi
seviyesi
30 desibel (A)
40-45 desibel (A)
25
Bruit des lignes par
TEMPS DE PLUIE
50 décibels A
Yağmurlu havalarda
hatların gürültü
seviyesi
50 desibel (A)
400 000 V hatların etrafında, en yakın kablonun 25 metre uzağında yapılan gürültü ölçümleri,
büyüklük sıralamalarının yapılmasına imkan tanır. Bu değerler başka seviyelerdeki (yukarıdaki
şekilde belirtilen) çevresel gürültülerle kıyaslanabilir.
Radyonun geliştirildiği 1920’li yıllardan beri bilinen bu fenomen, hem elektrik şebekesi
işletmecileri hem de radyo televizyon yayıncıları tarafından kabul gören uluslararası standartların
oluşturulmasına neden olmuştur. Elbette Fransız elektrik iletim şebekesinin tesisleri bu standartlara
uymaktadır.
Bu radyo paraziti etkisi, hatların lokal olarak neden olabileceği “ekran etkisi” ile
karıştırılmamalıdır zira bina veya vinç gibi bütün büyük yapılar verici ile alıcı arasında fiziksel bir
engel teşkil ettikleri zaman aynı etki ortaya çıkar.
Doğrudan algılanabilen üçüncü belirti akustik gürültüdür. Korona etkisi aslında çok yüksek
gerilimli hatların karakteristik cızırdama sesinin kaynağıdır. İletkenlerde süspansiyon halindeki su
damlalarının oluşması yüzeydeki elektrik alanını epeyce artırır ve korona etkisi ortaya çıkar. Bu
akustik gürültü yağmur sesi tarafından bastırılsa da, sisli havalarda ve sakin çevrelerde en net
şekilde algılanır. Ancak sisin gürültünün yayılmasını frenlediği ve hattan uzaklaşıldığında
sıkıntının hızlı bir şekilde azaldığı da bilinmelidir.
*****
26
GÜNCEL BİYOLOJİK
VERİLER
27
(sayfa 44)
LABORATUAR ÇALIŞMALARI
Laboratuar çalışmaları diğer çevresel faktörleri kontrol altında tutarak, araştırmayı incelenen tek
fiziksel faktör üzerinde odaklamaya imkân tanır. Bundan dolayı bu tip çalışmalar epidemiyolojik
etütleri tamamlayıcı niteliktedirler ve gözlemlenen istatistiksel bir bağıntının mekanizmalarını ve
sebebini ortaya koyarak sonuçları dolaylı olarak teyit edebilirler. Çalışmalar özellikle kanserojen
durumlar ve malformasyonlar (= kusurlu oluşumlar) üzerinde durmaktadır.
Birbiriyle Karıştırılmaması Gereken İki Husus: Biyolojik Etkiler ve Sıhhi Etkiler
Dünya Sağlık Örgütü aşağıdaki ayrımı ortaya koymuştur:
“Belirli bir uyarıcının (stimulus) veya çevre değişikliğinin ardından baş gösteren ölçülebilir
değişiklikler biyolojik etkiler olarak adlandırılır. Bu etkilerin illaki sağlığa zararlı olması
gerekmez. Müzik dinlemek veya bu dokümanı okumak bile biyolojik etkiler yaratır ancak bu
faaliyetlerin hiçbiri sağlığınızı etkilemeyecektir. İnsan vücudunda her tip değişikliğe uyum
sağlayacak telafi mekanizmaları doğal olarak mevcuttur. Ancak vücut uzun süreler boyunca
strese (burada “stres” tabiri ile biyolojik modifikasyon kastedilmektedir) maruz kalır ve telafi
imkânsızlaşmaya başlarsa, biyolojik etki zararlı hale dönüşebilir.
Talepkar Bir Metodoloji
Laboratuar ortamında iki tip çalışma yürütülmektedir.
Hematopoietik (kan yapıcı) kök hücre (dolaşım sistemine ait)
In vitro deneyler basitleştirilmiş biyolojik modeller (hücreler hatta hücre bileşenleri) üzerinde
çalışarak etki mekanizmalarının detaylarını tespit etmeye çalışır. Bu metodoloji bütün kompleks
biyolojik sistemlerde müdahaleci rolü bulunan düzenleme mekanizmalarını göz önünde
bulundurmaz. Bir etkinin gerçek olduğu kararını vermeden önce, deneyin farklı laboratuarlarda
özdeş sonuçlarla tekrarlanması gerekir. ABD’deki sistematik yineleme programı (the EMF-RAPID
program) genellikle negatif olan sonuçların üzerinde odaklanmaktadır.
* EMF-Rapid Program: Electric and magnetic field Research And Public Information
Dissemination Program (Elektrik ve manyetik alan araştırma ve kamu bilgilendirme programı)
28
Denek hayvanlar üzerinde yapılan in vivo deneyler ise hayvan sağlığına ilişkin etki
mekanizmalarını araştırır. Bununla birlikte, sonuçların insan bedeni açısından yorumlanması
(ekstrapolasyon) kimi tedbirlerin alınmasını gerektirmektedir.
Kanserojen mekanizmalar oldukça karmaşık olmakla ve kimi açılardan henüz tam olarak
bilinmemekle birlikte, iki ana evreyi takip ettikleri bilinmektedir: Hücre DNA’sının başkalaştığı
başlangıç evresi ve kanserli hücrelerin çoğaldığı artış safhası. Elektromanyetik alanların (EMA)
etkileri üzerine yapılan deneysel çalışmalar bu iki evre üzerinde yürütülmektedir.
Kanserojen Maruziyet
Başlangıç
Artış
İlerleme
İn Vitro Deneyler: Güven Veren Sonuçlar
İyonlaştırıcı ışınımların aksine, 50 ila 60 Hz alanlar hücrelere mutajen (gen değişimine yol açan)
etki yaratmaya yetecek miktarda enerji aktarmazlar. Yinelenmiş hiçbir in vitro çalışmada DNA
başkalaşımına veya ilişkili onarım mekanizmalarının değişimine rastlanmamıştır. Bu durum
alışılmışın dışında yüksek değerlere sahip alanlar için de geçerlidir. Bundan ötürü, hücreler
üzerinde yapılan deneysel çalışmalar özellikle tümörlerin artış safhasına odaklanmış ve
elektromanyetik alanların (EMA) hücre büyümesi veya bağışıklık sistemi üzerindeki etkileri
üzerinde durmuştur. “Elektromanyetik” hipotezleri temel alan diğer araştırmalar, elektrik yüklü
öğeler (iyonlar, serbest radikaller) veya manyetit kristalleri gibi manyetik alanlara duyarlı oldukları
varsayılan moleküller içeren hücreler üzerindeki olası etkileri araştırmışlardır. Bu çalışmalar
29
elektromanyetik alanlara maruziyet ile tümör oluşumu veya gelişimi arasında herhangi bir
ilişki olmadığını göstermektedir. Genellikle olağanüstü yüksek elektromanyetik alan (EMA)
değerleriyle birlikte ortaya çıkan kimi etkiler olduğunu gösteren az sayıdaki çalışmanın sonuçlarını
tekrarlamak mümkün olmamıştır.
Laboratuar Hayvanları Üzerinde Yapılan Deneyler: Herhangi Bir Kanserojen Etki Sözkonusu
Değil
In vitro çalışmalarda olduğu gibi, hayvanlarla yapılan deneyler de inisiyatör (başlatıcı) veya
promotör (ilerletici) bir etkinin söz konusu olup olmadığını araştırmışlardır. Ayrıca eş-ilerletici bir
etki, yani bilinen kanserojenlerle ilişkili maruziyet durumunda elektromanyetik alanların hipotetik
(kuramsal, varsayımsal) kötüleştirici etkisi de incelenmiştir. Kanserin ortaya çıkmasıyla ilgilenen
beş ayrı çalışmada, hayatları boyunca EMA’ya maruz kalan binlerce kemirgende herhangi bir
tümör başlangıcı tespit edilmemiştir.
Dolayısıyla herhangi bir başlatıcı etki gözlemlenmemiştir. İlerletici veya eş-ilerletici etkiye ilişkin
gerçekleştirilen deneylerde, iyonlaştırıcı ışınımlar veya kimyasal maddeler gibi kanserojen bir
etmenin kanseri tetiklediği hayvanlar incelenmiştir. Ardından bu hayvanlar birkaç gruba ayrılmış
ve her grup farklı seviyelerdeki elektromanyetik alanlara maruz bırakılmıştır. Çalışmalarda deri,
karaciğer, merkezi sinir sistemi ve göğüs tümörlerinin yanı sıra lösemi ve lenfomaların gelişimi ele
alınmış ancak ilerletici veya eş-ilerletici etki tespit edilmemiştir.
Çiftlik Hayvanları Üzerinde Çalışmalar: Herhangi Bir Zararlı Etki Sözkonusu Değil
Elektromanyetik alanların çiftlik hayvanları üzerindeki etkisini inceleyen en kapsamlı
araştırmalar 1987 yılından beri Québec Tarım Üreticileri Birliği işbirliğiyle Hydro-Québec
şirketi tarafından yürütülmektedir: Sağmal inekler 10 kV/m ve 30 μΤ elektrik ve manyetik
30
alanlara kesintisiz bir şekilde maruz bırakılmakta, ki bu değerler Québec’teki 735 000 V
hatların altındaki maksimum maruziyet koşullarına tekabül etmektedir. Denek hayvanlarla
kontrol grubundakiler arasında hafif farklar gözlemlenmiştir (örneğin sütün yağ oranında). Yine
de bu farklar her halükarda hayvan fizyolojisinin normal değerleri içinde kalmaktadır. Üretilen
sütün kalitesinde veya hayvanların sağlık durumunda herhangi bir farklılık saptanmamıştır.
Birçok ülkede elektromanyetik alanların inekler, domuzlar, atlar gibi çiftlik hayvanlarının yanı sıra
köpekler ve arılar üzerindeki etkilerini inceleyen çok sayıda çalışma gerçekleştirilmiştir. Bu
çalışmalar hem hayvan davranışları üzerindeki etkileri hem de hayvansal ürünleri (özellikle et ve
süt) konu almaktadır. Elde edilen hiçbir sonuç hayvan sağlığının etkilendiğini göstermemektedir.
1993 yılında bu tip çalışmaların sentezini yayınlayan “Veteriner Dünyası” dergisi şu sonuca
varmıştır: “Kimi zaman çok büyük çapta gerçekleştirilen hayvan sağlığı araştırmaları zararlı bir
potansiyel ortaya çıkarmamış olup, bu sonuç denek hayvanlarda elde edilen verilerle
birleşmektedir”. Bu sonuç 1998 yılında Tarım ve Balıkçılık Bakanlığı’na sunulan “Yüksek
gerilimli elektrik hatlarından kaynaklanan elektromanyetik alanların hayvan yetiştiriciliği
üzerindeki etkisi” başlıklı Blattin-Bennetière raporunun sonucuna katılmaktadır: “EMA’ların
çiftlik hayvanlarının organizmalarına indüklenen akım vasıtasıyla yarattığı doğrudan etki,
yetiştirme çiftliğinin işlevini bozmaya müsait diğer faktörlere kıyasla önemsiz görünmektedir”.
Üreme Üzerinde Herhangi Bir Etki Sözkonusu Değil
Fetüste malformasyon (cenin sakatlığı) riskinde herhangi bir artış olup olmadığını araştırmak
amacıyla birçok kemirgen türü nesiller boyunca yoğun elektromanyetik alanlar içinde
yetiştirilmiştir. Bu deneylerde doğurganlık açısından herhangi bir anomali veya malformasyon
(vücudun bir organında ya da bir bölgesinde doğuştan olan bir anomali) artışı tespit edilmemiştir.
Epifiz
Beyin epifizi, veya pineal bez; melatonin burada salgılanır.
Başka Biyolojik Etkilerin Araştırılması
Hayvanlarda ve insanlardaki melatonin salgısının günlük çevrimi üzerine çalışmalar yapılmıştır.
Kemirgenlerde farklı rahatsızlıklar gözlemlenmişse de, insanlar ve çiftlik hayvanları üzerinde
kayda değer herhangi bir etki tespit edilmemiştir. Davranışsal etkiler incelendiğinde, kimi
vakalarda elektro-ansefalogram, uyku ve kalp elektrofizyolojisi bakımından geri çevrilebilir ve
ehemmiyetsiz küçük değişimler gözlemlenmiştir.
*****
31
YASAL ÇERÇEVE
32
(sayfa 57)
YASAL ÇERÇEVE
Bireylerin elektrik ve manyetik alanlardan korunması birbirini tamamlayan üç tür metin tarafından
çerçevelenmektedir. Öncelikle Uzman Komitelerince yapılan sağlık tavsiyeleri ulusal ve
uluslararası mercilerce verilen kararlara ışık tutmaktadır. Söz konusu mercilerin kararları da yasal
(düzenleyici) metinleri oluşturmaktadır. Son olarak, normlar (=standartlar), bu metinlerin hayata
geçirilmesi için gerekli olan araçları (özellikle ölçüm metotlarını ve protokolleri) ortaya koyar.
UZMAN KOMİTELERİNİN GÖRÜŞ VE TAVSİYELERİ:
SON DERECE ÖNEMLİ BİR KATKI
Ulusal ve uluslararası kuruluşlar çok alçak frekanslı elektromanyetik alanların (EMA) sağlık
üzerindeki olası etkilerini incelemek üzere bu konuyu birçok defa ele almıştır. Vardıkları
sonuçların göz ardı edilemeyecek bir ağırlığı vardır zira bu sonuçlar münferit bireylerin görüşlerini
veya kanılarını değil, dünya çapında tanınmış uzman gruplarının analizini yansıtmaktadır. Çok
sayıda bilimsel kuruluş da bu konuyu incelemiş ve benzer sonuçlara ulaşmıştır.
Dünya Sağlık Örgütü’nden (WHO) çıkan konsensüs
Bilimsel araştırmaları temel alan Dünya Sağlık Örgütü (WHO) 1987 yılından beri elektromanyetik
alanların insan vücudu üzerinde yarattığı etkileri önem sırasına göre sınıflandıran bir ölçek
hazırlamaktadır. Bunun için 100 mA/m2 değeri önemsiz ve geri çevrilebilir nörolojik etkilerin
görülmeye başladığı eşik olarak kabul edilmiştir. Güvenlik faktörü olarak 10 katsayısını
benimseyen WHO, çok alçak frekanslı elektromanyetik alanların biyolojik etkisine ilişkin asli
limiti 10 mA/m2 olarak belirlemiştir. Bu değer uluslararası uzman komitelerinin tamamınca kabul
gördüğünden bir konsensüs oluşmuştur.
Dünya Sağlık Örgütü (WHO): İndüklenen akımın etki tablosu
1-10 mA/m2
10-100 mA/m2
100-1000 mA/m2
>1000 mA/m2
Rastlantısal ve tekrarlanmayan önemsiz etkiler
Görme ve sinir sistemi seviyesinde geri çevrilebilir önemsiz etkiler
Uyarılabilir dokular üzerinde etkiler, sağlık üzerinde olası etkiler
Ventriküler fibrilasyon (kalp karıncığı fibrilasyonu) riski
ICNIRP: Dünyanın dört bir yanından uzmanlar elektromanyetik alanlar konusunda otorite
oluşturuyor
ICNIRP (Uluslararası İyonize Olmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu) sanayiden bağımsız;
Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı; elektromanyetik alanlar konusunda uzmanlaşmış hekimlerden,
fizikçilerden, biyologlardan ve epidemiyolojistlerden oluşan bir uzmanlar komitesidir. Konuya
ilişkin mevcut bilimsel yayınları derinlemesine inceleyen bu komisyon 1998 yılından beri, düzenli
olarak, iyonize olmayan ışınımların tamamını (0 ila 300 GHz) kapsayan elektromanyetik spektrum
maruziyeti karşısında insan bedeninin durumuna ilişkin tavsiyeler yayınlamaktadır.
ICNIRP, organizmaya indüklenen akımlardan yola çıkarak EMA maruziyetine ilişkin limit
değerler belirlemiştir.
33
Geniş bir güvenlik marjı ile belirlenen asli limitler
Elektromanyetik alanlarca insan bedenine indüklenen akımlara ilişkin, ICNIRP “temel
kısıtlamalar”* diye adlandırılan kimi temel limitler belirlemiştir. Meslekleri gereği elektromanyetik
alanlara maruz kalan çalışanlar: Maruziyet koşulları bilinen bu kategori için ICNIRP, WHO
tarafından saptanan ve üzerinde mutabakat sağlanan 10 mA/m2 değerini çok alçak frekanslarca
(yani 50 Hz) ortaya çıkan etkilerin “temel sınırı” olarak kabul etmektedir. Halk açısından, ki bu
kategorinin içinde daha hassas bireylerin bulunması da mümkündür, ICNIRP ilave güvenlik
faktörü kullanmakta ve çok alçak frekanslar için temel sınırı 2 mA/m2 olarak belirlemektedir.
Elektromanyetik alanlar (EMA) için referans seviyeleri temel kısıtlamalardan yola çıkarak
hesaplanır
İndüklenen akımlar doğrudan ölçülemedikleri ve vücudun bölgelerine göre değişiklik gösterdikleri
için ICNIRP temel kısıtlama (indüklenen akımlar) ile referans seviyeleri (EMA) arasında bir
hesaplama aracılığıyla bağıntı kurmaktadır. Söz konusu hesaplama, bu “referans seviyeleri” için
her durumda temel kısıtlamalara riayet edilmesini garantileyen ihtiyati değerlerin saptanmasını
sağlar. Bu değerler Avrupa Birliği tavsiyesinde yinelenmektedir (Bkz. sf. 61’deki tablo-TEİAŞ
çevirisinde 37. sayfadaki tablo).
En yeni araştırmalara ilişkin İngiliz sentezi
İyonize olan ve olmayan ışınımları araştıran NRPB (İngiliz Ulusal Radyolojik Koruma Kurulu),
İngiliz hükümeti tarafından halkın korunmasına ilişkin danışmanlık yapmak üzere
görevlendirilmiştir. Kurum 1992’deki ilk görüş bildiriminden sonra, 2004 yılında o tarihe kadar
gerçekleştirilen epidemiyoloji ve laboratuar çalışmalarını bir araya getiren dördüncü güncelleme
raporunu kamuoyuna sunmuştur. Bu rapordan yola çıkan NRPB, hiçbir bilimsel sonucun halkın
maruziyetine ilişkin mevcut tavsiyelerin değiştirilmesini gerektirmediği kanısındadır. NRPB bu
konuda diğer sağlık otoritelerinin özellikle 1999 tarihli WHO raporunun görüşlerine katılmaktadır.
* Bu temel kısıtlamalar merkezi sinir sistemi seviyesinde (baş ve gövde) indüklenen akımlar için
geçerlidir ve bedenin başka bölgelerinde daha yüksek akım yoğunluklarına izin verilmektedir.
** 1 Nisan 2004 tarihinden itibaren NRPB Health Protection Agency’e katılmıştır ve bu kurum
içerisinde Radyasyondan Korunma Şubesi olarak faaliyet göstermektedir.
YASAL DÜZENLEMELER
Halk sağlığının korunması için gerekli yasal çerçevenin belirlenmesi yetkin Avrupalı ve ulusal
otoritelerin görevidir.
AB çerçevesi: Halkın ve çalışanların korunması
Avrupa Birliği (AB) iki eylem kategorisi kullanmaktadır: Direktifler gibi zorunlu yasal akitlerin
bütün üye ülkeler tarafından kendi mevzuatlarına aktarılması gerekir. Bağlayıcı olmayan (ancak
belirli bir konuda o kurumun konumunu yansıttıkları için önemli bir politik değeri olan) diğer
akitler arasında ise tavsiyeler bulunur. Tavsiyelerin ulusal kanunlara aktarılması her üye ülkenin
kendi tasarrufuna bırakılmıştır.
Halk için: “EMA maruziyetine karşı üst düzey bir sağlık koruması”
Temmuz 1999’da Avrupa Birliği Sağlık Bakanları Konseyi, halkın EMA maruziyetine ilişkin
ICNIRP’ın 1998 yayınlarını temel alan ve bu yayınlardaki yaklaşımı ve limit değerleri yineleyen
34
tavsiyeyi* kabul etmiştir. Bu tavsiye 0-300 GHz arası iyonize olmayan ışınımların tümünü
kapsamaktadır. Tavsiyenin benimsediği hedef, halk için “EMA maruziyetine karşı üst düzey bir
sağlık koruması” sağlamaktır. Böylelikle, çok alçak frekanslar için ilk etkilerin belirdiği eşiğin 50
kat altındaki seviyede maruziyet sınırları tespit edilmiş ve “uzun vadede ortaya çıkabilecek etkiler
dolaylı olarak kapsama dahil edilmiştir”. Bundan dolayı tavsiye bu limitlerin yalnızca “maruziyet
süresinin önemli/kayda değer olduğu” yerlerde uygulanmasını önermektedir. Tavsiyenin temelinde
100 μΤ ’lık bir maruziyetin baş ve gövdede 2 mA/m2 üzeri bir akıma neden olmadığı gerçeği
yatmaktadır.
100 μΤ anlık ölçülen bir değerdir; manyetik alana ilişkin kesin bir gözleme dayalı ortalama
bir değer değildir. Amaç, bir organizmanın maruz kaldığı alanın o organizmaya indüklediği
akım seviyesinin 2 mA/m2 değerini aşmadığını garanti etmektir. 2 mA/m2 organizmanın
uyarılabilir bir hücresini stimüle etmek için gerekli olan 100 mA/m2’nin 50 kat azı olan bir
değerdir.
* Halkın elektromanyetik alanlara (0-300 Hz) maruziyetinin sınırlanmasına ilişkin 1995/519/CE
no’lu, 12 Temmuz 1999 tarihli Konsey tavsiyesi.
Halkın korunmasına ilişkin Avrupa Birliği tavsiyesi
Seviyeler
Tanım
Ölçü birimi
Sınır değer
Temel kısıtlama
Bedene indüklenen
akım yoğunluğu
m2 başına miliamper
2 mA/m2
50 Hz için referans
seviyeler
Elektrik alanı için
Manyetik alan için
metre başına volt
MicroTesla
5000 V/m
100 μΤ
Çalışanlar: “Sağlık üzerindeki olumsuz etkilerden bir direktif ile korunuyorlar”
Avrupa Parlamentosu meslekleri gereği EMA’ya maruz kalan çalışanlar için 29 Nisan 2004
tarihinde bir direktif* kabul etmiştir. 1999 tarihli AB tavsiyesiyle uyum içinde olan bu direktif aynı
zamanda ICNIRP’ın yaklaşımını ve sınır değerlerini benimsemektedir. Diğer direktiflerle tutarlılık
sağlanması açısından buralarda kullanılan kimi terimler ve ifadeler yinelenmiştir: Tavsiyede “temel
kısıtlamalar” olarak kullanılan ifade, direktifte “maruziyet sınır değerleri” olmuşsa da veya
“referans seviyeleri” ifadesi “eylem başlatan seviyeler” olarak kullanılsa da kavramların içeriğine
dair hiçbir şey değişmemiştir. İyonize olmayan ışınımların tümünü (0 ila 300 GHz) kapsayan bu
direktif maruziyete ilişkin sınır değerleri belirtmekte ve bu sınırlara uyulmasının “elektromanyetik
alanlara maruz kalan meslek çalışanlarının sağlıklarının her tür olumsuz etkiden korunmasını
sağlayacağının” altını çizmektedir.
35
50 Hz alanlarda çalışanların korunmasına ilişkin Avrupa Birliği tavsiyesi
Seviyeler
Tanım
Ölçü birimi
Sınır değer
Maruziyet sınır
değeri
Eylem başlatan
seviyeler**
Bedene indüklenen
akım yoğunluğu
Elektrik alanı için
Manyetik alan için
m2 başına miliamper
10 mA/m2
metre başına volt
MicroTesla
10 000 V/m
500 μΤ
* Çalışanların fiziksel etmenlerden (elektromanyetik alanlar) kaynaklanan risklere maruziyetine
ilişkin asgari güvenlik ve sağlık talimatları içeren 29 Nisan 2004 tarihli 2004/40/CE no.lu Avrupa
Parlamentosu ve Konsey direktifi.
** 2004/40/CE no.lu direktifin 2-c ve 5-2 maddelerine göre “bu seviyeler, maruziyetin maruziyet
değerlerini aşmasını engellemek üzere bir veya birçok teknik ve/veya organizasyonel tedbirler
alınmasını gerektiren seviyelerdir.”
Düzenli aralıklarla güncellenen bir yasal düzenleme süreci
Temmuz 1999 tarihli AB tavsiyesinde üye ülkelerin ulusal çapta benimsedikleri tedbirlere dair
sorgulanmaları öngörülmektedir. Aynı düşünce çerçevesinde, bilimsel gelişmelerin ışığında bu
tedbirlerin düzenli bir şekilde güncellenmesi de öngörülmektedir.
2002 yılında Avrupa Komisyonu tarafından bu konu üzerinde çalışmak üzere bağımsız
uzmanlardan oluşan bir komite görevlendirilmiştir. CSTEE (Toksisite, Eko-toksisite ve Çevre
Bilimsel Komitesi) adlı bu komite, tavsiyede yer alan ifadeleri teyit etmiş ve hiçbir yeni bilimsel
bulgunun tavsiyeyi değiştirme gereği doğurmadığını belirtmiştir.
Fransız mevzuatı: Avrupa yasal çerçevesine uygun
Fransa 12 Temmuz 1999 tarihli AB tavsiyesini uygulamaktadır. Elektrik alanında, 17 Mayıs 2001
tarihli* teknik talimat, kararlı işletme koşullarında yeni tesislerin tümü için 5000 V/m ve 100 μΤ
sınırlarını benimsemiştir.
Radyoelektrik tesisli telekomünikasyon şebekeleri açısından, aynı temellerden yola çıkan 3 Mayıs
2002 tarihli** kararname halk için maruziyet sınırlarını belirlemiştir. Her radyoelektrik verici 900
MHz frekansta 41 V/m, 1800 MHz frekansta 58 V/m elektrik alanı limit değerlerine riayet
etmelidir.
* Elektrik enerjisi dağıtımlarının uyması gereken teknik koşullara ilişkin 17 Mayıs 2001 tarihli
talimat. Resmi gazete no. 134, 12 Haziran 2001, sayfa 9270.
* Radyoelektrik tesislerden veya telekomünikasyon şebekelerinde kullanılan ekipmanlardan
kaynaklanan elektromanyetik alanlar karşısında halk maruziyeti sınır değerlerine ilişkin 3 Mayıs
2002 tarihli 2002-775 no.lu kararname.
36
FARKLI AVRUPA ÜLKELERİNDEKİ DÜZENLEMELER
(31 Aralık 2004 itibarıyla WHO ve EURELECTRIC (Avrupa Elektrik Endüstrisi Birliği) verileri
Ülke
Düzenleme
Elektrik alanı
Danimarka, İsveç,
Norveç, Estonya,
Birleşik Krallık,
Hollanda
Belçika
Fransa, Almanya,
Hırvatistan, İspanya,
Avusturya, İrlanda,
Litvanya, Avustralya
Açıklamalar
Manyetik alan
Herhangi bir yönetmelik yok ancak AB
tavsiyesi referans alınıyor. Birleşik Krallık,
Hollanda, İsveç gibi kimi ülkelerde kurulan
ulusal komiteler kendi tavsiyelerini
oluşturuyor.
Manyetik alanlara
ilişkin herhangi bir
yönetmelik yok
5 kV/m
(yerleşim bölgeleri)
100 μΤ
5 kV/m
0,8 katsayısı ile
ICNIRP değerleri
Yunanistan
4 kV/m
80 μΤ
İsviçre
5 kV/m
100 μΤ
Okullar, hastaneler,
huzurevleri gibi
hassas bölgeler için
1 μΤ
Hassas bölgeler için
geçerli olan limit
yalnızca yeni tesislere
uygulanıyor
Slovenya
5 kV/m
100 μΤ
Hassas bölgeler için
500 V/m
Hassas bölgeler için
10 μΤ
Hassas bölgeler için
geçerli olan limit
yalnızca yeni tesislere
uygulanıyor
5 kV/m
100 μΤ
İtalya
10 μΤ (4 saat/gün
ortalaması)
“Dikkat değeri”
Tüm yaşam alanlarına
ve mevcut tesislere
uygulanıyor
3 μΤ
(4 saat/gün
ortalaması)
“Kalite değeri”
Yaşam alanlarına ve
yeni tesislere
uygulanıyor
37
+
EDF VE RTE’YE
DOKUZ SORU
38
(sayfa 69)
EDF VE RTE’YE DOKUZ SORU
1) Tesislerinizden kaynaklanan elektromanyetik alanlarda çalışan/yaşayan nüfus hakkında
bir değerlendirme yapabilir misiniz?
Fransa’da yaklaşık 4000 EDF ve RTE çalışanı elektrik iletim ve dağıtım hatlarının yakınında
oldukça sık çalışmakta; bu hatlar akım kesilmeksizin onarılmakta ve bakıma tâbi tutulmaktadır.
Manyetik alan seviyeleri her yerde aynı olmayan çok yüksek gerilimli hatların yakınında yaklaşık
300 000 kişi yaşamaktadır.
Sorumlu işletmeciler olarak, tesislerimizin personelimiz ve halk sağlığı üzerindeki olası etkilerinin
saptanmasını ve elektrikle ilgili her konu hakkında bilgi edinilmesine ve halkın bilgilendirilmesine
katkıda bulunmayı görev addediyoruz.
2) Bütün tesislerinizin, en eskilerin bile, Avrupa standardına uygun olduğuna dair güvence
verebilir misiniz?
EDF ve RTE tesislerinin büyük çoğunluğu elektromanyetik alanlara (EMA) ilişkin Avrupa Birliği
tavsiyesine* riayet etmektedir.
- Elektrik alanı: 400 kV hatların tam altında durulduğunda 5000 V/m aşılabilir. Ancak bu yerler
genellikle kırsal alanın tam ortasında, yalnızca geçiş yolu üzerinde olan ve kayda değer bir
maruziyet süresinden bahsedemeyeceğimiz bölgelerdedir. Buna rağmen EDF ve RTE halkın
zaman geçirdiği bütün yerlerdeki tesislerini uygunlaştırmaya yönelik bir program başlatmıştır.
ÇYG hatların evlerin üzerinden geçtiği nadir durumlarda, bu hatlar çok daha yüksektir ve evler
elektrik alanına maruziyeti önemli ölçüde azaltmaktadır.
- Manyetik alan: Hatların yüksekliği özellikle göz önünde bulundurularak, eşik asla
aşılmamaktadır.
* Halkın elektromanyetik alanlara (0-300 Hz) maruziyetinin sınırlanmasına ilişkin 1995/519/CE
no’lu, 12 Temmuz 1999 tarihli Konsey tavsiyesi.
3) Bir tarafta 100 μΤ , diğer tarafta 0,4 μΤ ; Hangisine atıfta bulunacağız?
Burada bir çelişki söz konusu değildir çünkü bu değerler aynı şeyden bahsetmemektedir. 100 μΤ ,
halkın maruziyet limiti olarak AB tavsiyesinde belirtilen ve manyetik alanın anlık ölçülen bir
değeridir. Bu limit, böyle bir alanın indüklediği akımların 2 mA/m2’ yi (ki bu değer organizmanın
uyarılabilir bir hücresini stimüle etmeye (uyarmaya) yetecek olan 100 mA/ m2’den 50 kat azdır)
aşmayacağını garantiler. 0,4 μΤ ise 24 saat süreli maruziyetin ortalama bir değeridir ve nüfusta en
fazla maruziyet sergileyen grubu tespit etmek amacıyla epidemiyolojik araştırmalarda metodolojik
istatistiksel eşik olarak belirlenmiştir.
4) Tedbir ilkesini elektromanyetik alanlara da uygulamamız gerekmez mi?
Fransız anayasasına Mart 2005’te dahil edilen Çevre Şartı (temel kural belgesi) “mevcut bilimsel
veriler ışığında çevreyi ciddi ve geri dönüşü mümkün olmayan şekilde etkileyip etkilemeyeceği
39
belirsiz olan zararların gerçekleşmesi” söz konusu olduğunda tedbir ilkesine atıfta bulunmaktadır.
Yirmi yıldan daha uzun bir süredir kaydedilen bilimsel ilerlemeler ve edinilen bilgiler riskleri
sınırlandırmayı mümkün kılmış ve çok alçak frekanslar konusunda birtakım bilimsel konsensüsler
sağlanmıştır. Geçmişte kullanılan 0,2 μΤ maruziyet eşiği günümüzde etkisiz bir eşik olarak kabul
edilmektedir. Genel olarak, hem yetişkinlerde hem de çocuklarda görülen kanserler açısından,
alçak frekanslı EMA’ların biyolojik bir etkisi olduğu hipotezi reddedilmiştir. Cevaplanmayı
bekleyen son bilimsel sorular, ortalama 0,4 μΤ ’dan daha yüksek değerlere maruz kalan
bireylerdeki çocuk lösemilerine odaklanmaktadır. Bu eşikte, çok alçak frekanslı EMA’lara
atfedilebilecek olan çocuk lösemisi vakalarının sayısı Birleşik Krallık’ta (İngiltere) yılda iki vaka
olarak tahmin edilmektedir.
İngiliz nüfusunun maruziyet koşulları Fransa’dakine yakın olduğundan, bu rakamlar ülkemiz
[Fransa] için de geçerli olabilir. Bütün uluslararası uzmanlar elektromanyetik alanların halk sağlığı
açısından bir tehdit oluşturmadığı konusunda birleşirken, sorulan son soruların yanıtlanması için
bilimsel araştırmaları desteklemeyi ve teşvik etmeyi sürdürmektedirler.
5) Tedbir olarak, en azından halkın maruziyetini örneğin 0,4 μΤ ’nın altına düşürmek için
önlemler alınamaz mı?
Hayır: Manyetik alanlar her an ve her yerde mevcut bulunduklarından daimi bir maruziyet söz
konusudur, çünkü elektrik üreten, ileten veya tüketen tüm cihazlar çok alçak frekanslı manyetik
alanlar yaratırlar. Karşılaşılan durumların çoğunda 0,4 μΤ seviyesi sıklıkla aşılmaktadır. Bazı
toplu taşıma araçlarında maruziyet seviyesi 20 μΤ ’ya ulaşmaktadır ve elektrikli tıraş makinesi
veya saç kurutucu gibi elektroportatif cihazları da içeren elektrikli aletler 100 μΤ üzerinde alanlar
üretmektedir. Bundan dolayı EMA maruziyetini azaltmak için basit ve az maliyetli tedbirler
mevcut değildir; tek yapılabilecek olan elektrik kullanımına başvurmamaktır ancak bu da yaşam
kalitesi ve halk sağlığı açısından mutlak ve büyük bir tehlike teşkil edecektir.
6) EDF ve RTE tedbir ilkesinin uygulanması açısından hangi noktada bulunuyor?
Bizler halkın elektromanyetik alanlardan korunmasına ilişkin Fransız mevzuatını uyguluyor ve
aşağıda belirtilen faaliyetlerle hayata geçirilen bir tedbir politikası güdüyoruz:
- Elektromanyetik alanlar konusunda sürdürülen biyomedikal araştırmaların uluslararası
kurumlarla eşgüdümlü olarak desteklenmesi,
- Çalışanlarımız ve halk arasında düzenli, devamlı ve dürüst bilgi akışının, iletişimin ve
diyalogun sağlanması,
- İş ortaklarımızla, kamu kurumlarıyla, resmi mercilerle ve sınırdaş mal sahipleriyle istişare.
7) Son yıllarda elektromanyetik alanlarla ilgili yürütülen araştırmalar açısından konumunuz
nedir?
Son yirmi yıldır elektromanyetik alanların sağlık üzerindeki etkilerine ilişkin –kimileri Dünya
Sağlık Örgütü (WHO), Amerikan Bilim Akademisi, İngiliz Ulusal Radyolojik Koruma Kurulu
(NRPB) ve Uluslararası Kanser Araştırma Merkezi (CIRC) gibi resmi mercilerce yürütülen– çok
sayıda uzman araştırması gerçekleştirilmiştir. Bu uzman araştırmaları Uluslararası İyonize
Olmayan Radyasyondan Korunma Komisyonu (ICNIRP) veya Avrupa Komisyonu gibi
40
uluslararası otoritelerin “üst düzey bir sağlık koruması” garantilemek amacıyla halkın EMA
maruziyetine ilişkin tavsiyelerde bulunmasına olanak tanımıştır. NRPB Yönetim Kurulu, 2001
yılında, son bilirkişi araştırmalarının şimdiye dek verilen tavsiyelerde bir değişiklik yapılması
gerektiğine dair herhangi bir gösterge içermediğini teyit etmiştir.
8) Araştırmaların ilerletilmesi için somut olarak neler yapıyorsunuz?
On yıldan daha uzun bir süredir çeşitli EMA araştırmaları (hücreler, hayvanlar ve insanlar üzerinde
deneysel çalışmalar, epidemiyoloji araştırmaları ve maruziyet ölçümleri) için yılda ortalama 1,8
milyon Euro ayırıyoruz. EDF ve RTE tarafından finanse edilen araştırmaların hepsi bilimsel
çevrelerce uluslararası düzeyde tanınan ve şirketlerden bağımsız laboratuarlar tarafından
gerçekleştirilmektedir. Bunlara örnek olarak CHU Cochin, CNRS, Eczacılık Fakültesi, Maison
Alfort Veterinerlik Okulu, Paris Hastaneleri Sosyal Yardım (APHP) birimine bağlı CHU Pitié
Salpetrière, Marsilya Hastaneleri Sosyal Yardım (APHM) birimine bağlı Hôpital Nord
gösterilebilir.
Uluslararası düzeyde, EPRI (Electric Power Research Institute/Elektrik Enerjisi Araştırma
Enstitüsü - ABD) ve Hydro-Québec işbirliğiyle yabancı ülke üniversitelerince yürütülen iki
araştırma mevcuttur. EDF ve RTE, sözleşme yoluyla, araştırmacılardan çalışmalarının sonuçlarını
uluslararası saygın bilimsel dergilerde yayınlatmalarını sistematik olarak talep etmektedir.
9) Bilgi şeffaflığı açısından verdiğiniz güvenceler nelerdir?
Hem EDF hem de RTE’de personelimizi, halkı, sağlık uzmanlarını ve medyayı EMA etkilerine
ilişkin araştırmalardan elde edilen sonuçlar hakkında düzenli aralıklarla bilgilendiriyoruz. Ayrıca
çeşitli iş ortaklarımızla, kamu kurumlarıyla, resmi mercilerle ve sınırdaş mal sahipleriyle daima
istişare halindeyiz.
41
BAZI FAYDALI WEB
SİTELERİ
42
BAZI FAYDALI WEB SİTELERİ
43
44

Benzer belgeler