kuleli askerî lisesi - Kara Kuvvetleri Komutanlığı

Transkript

kuleli askerî lisesi - Kara Kuvvetleri Komutanlığı
DÜNDEN BUGÜNE
KULELİ ASKERÎ LİSESİ
KULELİ ASKERÎ LİSESİ MATBAASI
İSTANBUL, 2007
T.C.
KARA KUVVETLERİ KOMUTANLIĞI
KULELİ ASKERÎ LİSESİ KOMUTANLIĞI
ÇENGELKÖY/İSTANBUL
DÜNDEN BUGÜNE
KULELİ ASKERÎ LİSESİ
KULELİ ASKERÎ LİSESİ MATBAASI
İSTANBUL, 2007
“BEN MANEVİ MİRAS OLARAK HİÇBİR AYET, HİÇBİR DOGMA,
HİÇBİR DONMUŞ VE KALIPLAŞMIŞ KURAL BIRAKMIYORUM;
BENİM MANEVİ MİRASIM İLİM VE AKILDIR.”
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
İÇİNDEKİLER
ÖN SÖZ.................................................................................................................
SAYFA
III
BİRİNCİ BÖLÜM
KIŞLA OLARAK KULELİ
1. Giriş...................................................................................................................
2. İstanbul’un Fethinden Sonra Kuleli Kışlası’nın Bulunduğu Bölge...................
3. Kuleli Kışlası’nın Tarihi....................................................................................
4. Kışlanın Mimarî Tarihinin Kronolojisi..............................................................
1
2
5
19
İKİNCİ BÖLÜM
KULELİ ASKERÎ LİSESİ’NİN EĞİTİM TARİHİ
1. Osmanlı Devleti’nde Ordu ve Askerî Okulların Açılması, Subay Yetiştirme
Kaynaklarına Kısa Bir Bakış ...........................................................................
1.1. Enderun Mektebi......................................................................................
1.2. Yenileşme Arayışları ve Batılı Anlamda Askerî Okulların Açılması .....
1.2.1. Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn (Deniz Mühendishânesi) ..........
1.2.2. Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn (Kara Mühendishânesi) ............
1.2.3. Mekteb-i Tıbbiye ............................................................................
1.2.4. Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye-i Şâhâne (Harp Okulu) .......................
2. Askerî Lise Açma İhtiyacı ve Harbiye İdadîsi’nin Açılması ............................
2.1. Askerî Rüşdiyeler ....................................................................................
2.2. Birinci Meşrutiyet Döneminden Sonra Askerî İdadîler ve Kuleli Askerî İdadîsi .................................................................................................
2.3. 1876–1909 Döneminde Kuleli Askerî İdadîsi’nde Suç ve Cezalar ........
2.4. İkinci Meşrutiyet Dönemi ve Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Kuleli
Askerî İdadîsi (1908-1918) ....................................................................
3. Kurtuluş Savaşı Döneminde Kuleli Askerî İdadîsi ..........................................
3.1. İstanbul’un İşgali ....................................................................................
3.2. Kurtuluş Savaşı Yıllarında Kuleli’de Eğitim ve Öğretim (1917-1922) .
3.2.1. Kuleli’de Öğrenci Kayıtları ...........................................................
3.2.2. 1917-1919 Yıllarındaki Çalışma Takvimi .....................................
3.2.3. Kuleli’de Askerî Öğrenciler ve Üniformaları ................................
3.2.4. Kuleli’de Öğrenci Mevcudu ..........................................................
3.2.5. Kuleli’de Görülen Dersler .............................................................
3.2.6. Kuleli’de Öğrencilere Yönelik Disiplin Cezaları (1918-1920) .....
3.2.7. Kuleli’de Ödüllendirme Sistemi (1919-1920) .......................................
3.2.8. 1920-1923 Yılları Arasında Görev Yapan Okul Komutanları ......
4. Cumhuriyet Döneminde Kuleli .......................................................................
4.1. Atatürk’ün Eğitim ve Öğretimle İlgili Görüşleri ...................................
4.2. Kuleli Askerî Lisesinin Sivil Liseye Dönüştürülmesi (1924) ................
4.3. 1924 Yılından 1975 Yılına Kadar Kuleli Askerî Lisesi .........................
4.4. 1975 Yılından 2005 Yılına Kadar Kuleli Askerî Lisesi .........................
4.5. 2005 Yılından Günümüze Kuleli Askerî Lisesi .....................................
Sonuç ...................................................................................................................
Kuleli Askerî Lisesi İle İlgili Genel Kronoloji ...................................................
* İlginç Olaylar ve Anekdotlarla Kuleli Askerî Lisesi ............................
I
21
21
22
23
25
26
27
31
52
59
64
65
73
73
83
84
87
88
89
92
97
99
100
101
101
102
103
119
128
131
132
134
ÜÇÜNCÜ BÖLÜM
EKLER
1. Kuleli Mezunu Şehitlerimiz ...........................................................................
* Balkan Savaşlarında Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar .....................................
* Birinci Dünya Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ............................
* Çanakkale Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ..................................
* İnönü Muharebelerinde Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ................................
* Kütahya-Eskişehir Muharebelerinde Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ............
* Sakarya Muharebelerinde Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar .............................
* Dumlupınar Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ................................
* Kurtuluş Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar .....................................
* Kore Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ...........................................
* Kıbrıs Savaşı’nda Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar .........................................
* 1919-1920 Yıllarında Kuleli’den Firarla Ankara’ya Giden Öğrenciler .................
* 1920 Tarihinde Kurtuluş Savaşı’nda Şehit Düşen Kuleli Öğrencileri ...................
* İç Güvenlik Harekâtı ve Diğer Nedenlerle Şehit Olan Kuleli Mezunu Subaylar ...
2. Kuleli Askerî Lisesi Mezunu Cumhurbaşkanlarımız ................................
3. Kuleli Askerî Lisesi Mezunu Genelkurmay Başkanlarımız .....................
4. Kuleli Askerî Lisesi Mezunu Kuvvet Komutanları ...................................
5. Kuleli Askerî Lisesi Mezunu Ordu Komutanları ve Orgeneraller ..........
6. Kuleli Askerî Lisesi Okul Komutanları ......................................................
7. Fotoğrafları Elde Edilebilen Kuleli Askerî Lisesi Okul Komutanları .....
8. Kuleli Askerî Lisesi Öğretim Başkanları ....................................................
9. Kuleli Askerî Lisesi Marşı ............................................................................
136
136
137
138
139
139
139
139
140
140
140
141
146
147
151
151
152
153
154
156
157
158
BELGELER
1. Kuleli Kışlası’nın 1842 Yılında Tamiri ve Kışlada Bulunan “Tahaffuzhane”nin Terk
Edilmesi ile İlgili Belge ..........................................................................................................
159
2. Sultan Abdülmecid’in Mekteb-i Harbiye’nin Pangaltı'da Tophane Hastahanesi Olarak Yapılan
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
Binaya Taşınması ve İdâdinin Maçka Kışlası'nda Mekteb-i Harbiye’nin Boşalttığı Yerde
Kalması ile İlgili 20 Mayıs 1845 (13 Cemaziyelevvel 1261) Tarihli İrade-i Seniyye ..............
Mekteb-i Fünun-ı İdâdi’nin 10 Ekim 1846 (19 Şevval 1262 Cumartesi) Günü Saat 4.00’te
(19.00- 19.30 arası) Maçka’daki Yeni Binasında İkinci Öğretim Yılında Sultan
Abdülmecid Tarafından Açılışı ile İlgili Belge .....................................................................
Kuleli Su Yollarının Yapılması ile İlgili 3 Aralık 1846 (13 Zilkâde 1262) Tarihli Belge ...
Kuleli Kışlası’nın Tamir Masrafıyla İlgili 16 Ağustos 1848 (15 R. 1264) Tarihli Belge .....
İdadîlerde Öğrenim Süresinin Dört Yıla Çıkarılması, Öğrenci Mevcudu, Okutulacak Dersler ve Öğretmenlerle İlgili Mekâtib-i Askeriye Nezareti’nin 1869 (1286) Tarihli Tezkeresi
Harbiye’de Okutulan Bazı Derslerin İdadîlere Aktarılması ve Taşra İdadîsi Dördüncü
Sınıf Öğrencilerinin Dersaadet İdadî’sine Nakledilmesi ile İlgili 16 Eylül 1874 (4 Şubat
1291) Tarihli Daru’ş-Şûray-ı Askeriye Kararı ......................................................................
Askerî İdadîleri Bitirenlerin Meclis-i Maarif Tarafından Yapılacak Sınavla Mekteb-i
Harbiye’ye Girmeleri, Sınıf Geçme ve Sınav Sistemi ile İdadîlere Alınacak Rüşdiye
Öğrencilerinin Kayıt Kabul Esasları Hakkındaki Belge ........................................................
4 Eylül 1893 (21 Safer 1311) Tarihli Kuleli Tamir Giderleri ile İlgili Belge .......................
12 Aralık 1916 (29 Eylül 332) Tarihinde Kuleli Öğrencisi Konstantin’e Yazılan Mektup ..
Yunanlılara Hizmet Ettiği İçin Divan-ı Harb’e Sevkedilen Kuleli Öğrencisi Konstantin ile
İlgili 12 Aralık 1916 (29 Eylül 1332) Tarihli Belge .............................................................
Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Kuleli Askerî İdadîsi’nde Görev Yapan İki Alman
Subayı ile İlgili Belge ............................................................................................................
Kuleli’nin Ermeni Eytam Okulu’ndan Geri Alınması ile İlgili 25 Nisan 1922 (25 Nisan
1338) Tarihli Talep Yazısı .....................................................................................................
KAYNAKÇA ...................................................................................................
II
160
161
162
164
165
166
167
168
168
169
170
171
172
ÖN SÖZ
“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık
kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.”
Mustafa Kemal ATATÜRK
Yaklaşık yedi bin yıllık geçmişinde oluşturduğu zengin kültür miraslarını üç kıtaya
taşımış olan Türk milletinin tarihinde, yetiştirdiği komutan ve devlet adamlarıyla son 162
yıla damgasını vurmuş olan KULELİ Askerî Lisesi, önemli bir yer tutmaktadır.
XVIII ve XIX. yüzyıllarda birbirini takip eden yenilgilerle sarsılan Osmanlı
Devleti’ni eski ihtişamına kavuşturmak düşüncesiyle kurulan Mekteb-i Harbiye’ye öğrenci
yetiştirmek için, temeli Nisan 1845’te atılan ve on iki vilâyet merkezinde faaliyet gösteren
“Mekteb-i Fünûn-ı İdadî”lerin ilkidir KULELİ.
Zaman zaman baraka veya çadırlarda olsa da yüklendiği tarihî misyonunu savaşta
ve barışta 162 yıldır kesintisiz devam ettirme onuruna sahip en köklü okuldur KULELİ.
Vatanın bağımsızlığı uğruna canlarını feda eden, kanlarıyla tarih yazan, Millî
Mücadele’nin ağzı süt kokan ilk muvazzaf takım komutanlarının mekanıdır KULELİ.
Ve... Atatürkçü düşünce sisteminin yılmaz savunucusu, karakteri yüksek, şeref ve
onur timsali Genç Mustafa Kemallerin yurdudur KULELİ.
Bu eser, Türkiye’nin son 162 yıllık tarihinde iki Cumhurbaşkanı, sekiz Genelkurmay
Başkanı, yirmi dört Kuvvet Komutanı, yirmi dört Ordu Komutanı... yetiştirmiş olan Kuleli
Askerî Lisesi’nin belgelere dayalı olarak hazırlanmış mimarî ve eğitim tarihini içermektedir.
Türkiye Cumhuriyetinin temeli olan Atatürk ilke ve inkılâplarını sonsuza kadar
yaşatacak binlerce gencimizin yetiştirildiği “Şanlı Yuva” Kuleli Askerî Lisesi’nin köklü
geçmişini tanıtmak amacıyla bugüne kadar, “Kuleli Askerî Lisesi Tarihi” adı altında iki eser
yayınlanmıştır:
Bunlardan ilki 1985 yılında, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Sayın Yaşar
BÜYÜKANIT’ın Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığı döneminde, Öğ. Tğm. İsrafil
KURTCEPHE ve Öğ. Tğm. Feridun YILDIZ tarafından; diğeri ise 1994 yılında, Kurmay
Albay Ünal ÖNSİPAHİOĞLU‘nun Okul Komutanlığı döneminde, Öğ. Ütğm. Zekeriya
TÜRKMEN tarafından kaleme alınmıştır.
Ayrıca 2004 yılında, Kurmay Albay Fahri ERENEL’in Okul Komutanlığı
döneminde de Yrd. Doç. Dr. Topçu Atğm. Mehmet Yavuz ERLER tarafından Kuleli’nin
Kurtuluş Savaşı yıllarına ışık tutan “Kuleli ve Kurtuluş Savaşı (1915-1923)” adlı bir eser
III
yayınlanmıştır. Bu doğrultuda, yaklaşık on yılda bir Kuleli tarihinin yenilendiğini ve bunun
gelenekselleştiğini söylemek yanlış olmayacaktır.
Bu çalışmamızda, Kuleli tarihi yeniden ele alınmış, eğitim ve mimarî tarihine ilişkin
yeni yayınlanan veya araştırmalarımız sonucunda tespit edilen bilgi ve belgeler de eklenerek
genişletilmiştir. Ayrıca fotoğraf, resim, harita, tablo, krokilerle zenginleştirilen eserde, 1994
yılından günümüze kadar yapılan onarımlar ile eğitim ve öğretim sürecinde yaşanılan
yenilikler de dikkate alınmıştır.
Eserin yeniden ele alınmasında ve hazırlanmasında emeği geçen Öğ. Alb. Mustafa
ÖZKAT ve Öğ. Yb. İzzet AKÇA’ya teşekkür ederim.
İlhan BÖLÜK
Kurmay Albay
Okul Komutanı
IV
BİRİNCİ BÖLÜM
KIŞLA OLARAK KULELİ
1. Giriş
Günümüzde askerî lise olarak kullanılmakta olan Kuleli Kışlası, Boğaziçi’nin Anadolu
kıyılarında Çengelköy ile Vaniköy arasında “Klasik Osmanlı Kışla Üslubu”nda inşa edilmiş,
taş bir binadır. XIX. yüzyılda inşa edilen kışlanın tarihine geçmeden önce, okulun bulunduğu
bölgenin tarihine bir göz gezdirmek yararlı olacaktır.
“Çengelköy koyunun, Bizans zamanındaki Sophianai limanı olduğu zannedilir. Bu
liman, İmparator II. Iustinianos (565-578) tarafından karısı Sophia için bu bölgede 568’de
yaptırılmasına başlanan bir saraydan dolayı bu adı almıştır. Iustinianos, 569’da burada ikinci
bir saray daha yaptırmış ve I. Herakleios’us oğlu (genç) Herakleios, 612 yılında bunların
birinde doğmuştur.” 1
“Çengelköy” adı ile ilgili değişik görüşler ileri sürülmektedir:
Birinci görüş, Evliya Çelebi’ye aittir. Evliya Çelebi’nin Seyahat-nâme’sine göre,
Üsküdar’a bağlı, bağlık-bahçelik bir subaşılık olan “Çengelköy”, Fatih Sultan Mehmet’in
İstanbul’u fethinden sonra bölgede bulunan, Kral Madyan oğlu Yanko zamanından kalma
“çengel”ler nedeniyle bu adı almıştır. Bu nedenle “Çengelliköy” adıyla anılmaktadır. 2 Ernest
Manbory de Evliya Çelebi’nin görüşleri doğrultusunda bölgeye Çengelköy denilmesini “Fatih
Mehmed-i Sânî tarafından bu sahilde bulunmuş bir gemi demiri”ne bağlamaktadır. 3
Diğer bir görüş, Ahmet Mithat Efendi’ye ait olup, “Çengel denmesinin sebebi, burada
gemi çapalarının yapılmasındandır. Bunlardan bazıları dört dişli olduğu için adına çengel çapa
derlerdi. Bunların sürümü pek çok idi. Zamanla adının çapası atılarak, yalnız Çengelköyü
kalmıştır.” 4
1
Semavi Eyice, Bizans Devrinde Boğaziçi, İstanbul Ü. Ed. Fak. Yay., İstanbul, 1976, s.55. Aynı kaynakta
Çengelköy ile ilgili şu bilgilere de yer verilmektedir: “Çengelköyü’nde Bizans devrinde zengin malzeme ile
yapılmış bir yapının bulunduğuna dair deliller vardır. Daha XVI. yüzyılda Süleymaniye Camii yapılırken çeşitli
yerlerden toplanan değerli işlenmiş taşları sayan listede, ‘Çenger (yani Çengel) köyünde bir bostan içinde bulunan
aklı-siyahlı serçe gözü bir direk’in de bahsi geçmektedir.” [Semavi Eyice, a.g.e., s.56’dan naklen Ömer Lütfü
Barkan, Süleymaniye Camii ve İmareti İnşaatı (1550–1557), TTK Yayını, Ankara, 1972, s. 350.]
2
“Sebeb-i tesmiyesi oldur kim kaçan Ebü’l-feth Sultân Muhammed Hân İslâmbol’ı feth itdükde bu şehirde Yanko
bin Madyan Kıral zamânından çengeller kalmış bulunduğından Çengelliköy dirler. Üsküdâr mevleviyyeti
hükminde (---) tarafından subaşılıkdır. Gayrı hâkimleri cümle Üsküdâr’dadırlar. Şehri leb-i deryâda ensesi dağlı
ve bağ ve bâğçeli hıyâbân-ı ‘acem misâl bâğ-ı iremlerdir kim ta‘rif ve tavsîfden ‘ârîdir. Cümle (---) mahalledir
ammâ ahâlîsinin çoğı Rûm kefereleridir. Müslimleri gâyet azdır ammâ gâyet mükellef ve mükemmel sarâyları ve
pâdişâh vüzerâ sarâyları vardır.
Cümleden Ma‘ânoğlı bağçesi ve Beğlerbeği bâğçesi bunun civarında İstavroz bâğçesi pâdişâhlara mahsûs
bir sarây-ı (---) merâm urdı heşt-behişt çâr-yağı ‘Acem’dir kim vasfında lisânlar kâsır ve kalemler kâsırdır. Bunda
olan nüzhet-âbâd kasr-ı tâk-ı revâk-ı tumturâklı bir bâğçeyi hasda yokdur. Ammâ Allâhü-a‘lem bu bâğın tâli‘
‘imâreti Merih burcında binâ olunmış ola. Zîrâ elbetde Sultân Murâd efendimiz bu bâğçeye göç itdükde niçe
âdemleri katl iderdi. Hattâ Anatolı’da ‘ısyân idüp Bergama kal‘asında kapanan İlyas Paşa’yı Küçük Ahmed Paşa
huzûr-ı şehriyârîye getirdükde bu bâğçede elli paşa katl olundı ve niçe bunun emsâlî kimesneler bu bâğçede katl
olunurlardı. Hattâ şehrinin halkı mâbeynlerinde şeb [u] rûz gavgâ ve cidâl eksik değildir. Hakkâki ceng-i Âl-i
Çengelköyi’dür ammâ gâyet ma‘mûr ve müzeyyen ve şîrîn bir rabta-i mahbûddur. Cümle tahtanî ve fevkânî kârgir
binâlı üç bîn altmış ‘aded evlerdir. (---) câmi‘i vardır...” Evliyâ Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, (Haz., O.
Şaik Gökyay), 1. Kitap, Yapı Kredi Yay., İstanbul, Şubat 1996, s.200.
3
Bkz. İstanbul Rehber-i Seyyâhin, Ritso ve Mahdumı Neş. İstanbul, 1925, s.198.
4
Ahmet İhsan ve Şürekâsı, Şirket-i Hayriye ve Boğaziçi, İstanbul, 1330, s.127.
1
Sâmiha Ayverdi ise yukarıda açıklanan görüşlerin yanı sıra Bizans döneminde
Protostikos adıyla anılan bölgenin, XIX. yüzyılda Kaptan-ı Derya ve Sadrazam Çengeloğlu
Tâhir Paşa tarafından bu semte yaptırılan bir cami nedeniyle halk arasında Tâhir Paşa’nın
lakabıyla anılmış olabileceğini belirtmektedir. 5
Bu görüşlerden hangisinin doğru olduğunu bilmiyoruz. Ancak, “Çengelköy’ün, Bizans
devrinde fazla işlek olmayan ‘Sophianai’ limanı olduğu, burada gemilerin bağlanması için
çengeller bulunduğu ve İstanbul’un fethinden sonra buraya gelen Türklerin, burada bulunan
çengellere dayanarak, bölgeye ‘Çengelliköy veya Çengelköy’ adını verdikleri” doğruya en
yakın görüş olarak ileri sürülebilir. Yerleşim biriminin “çengel”i andıran bir koyda kurulmuş
olmasının da bu adın verilmesinde etkili olabileceğini göz ardı etmemek gerekir.
2. İstanbul’un Fethinden Sonra Kuleli Kışlası’nın Bulunduğu Bölge
Fatih Sultan Mehmet (1453-1481) İstanbul’u fethettiği zaman, Kuleli Askerî Lisesinin
bulunduğu yer ve yamaçlar koruluktu. “Papas Korusu” veya “Papaz Koruluğu” adı verilen
koruluğun içinde, kuleleri olan bir manastır ile papazlara ait binalar bulunmaktaydı. 6 Şimdiki
rasathanenin bulunduğu yerde bulunan bu kuleli manastır, İstanbul’un fethinden sonra Yeniçeri
ordusunca kışla olarak kullanılmıştır. 7
II. Bâyezid (1481-1512) ve Yavuz Sultan Selim (1512-1520) zamanlarında koruluğun
vadi kısmında ve ekilmeye müsait olan yerlerinde saray için çeşitli bostanlar, sebzeler ve
çiçekler yetiştirilmeye başlanmış; hatta Yavuz Sultan Selim zamanında bostancılar ve
bostancıbaşılar için bazı binalar yapılmıştır. Buralara “Bostancıbaşı Odaları” deniyordu. 8
Bostancıbaşının emrinde olan bu bahçenin içinde bulunan kulede görev yapanlar da vardı. Bu
kuleden dolayı bahçe, “Kule Bahçesi” veya “Kuleli Bahçe” adını almıştır.
Evliya Çelebi, “Kule Bahçesi” ile ilgili olarak, doğruluğu pek kesin olmayan, şu
rivayeti aktarır:
“Ve bu Papas korusıyla meşâ olan Kulle bâğçesidir kim bâğçe-i Selîm Hân-ı Evvel’dir,
Selîm Hân Şehzâde Süleymân’a gazâb idüp katl olunmak içün bostâncıbaşıya teslîm idüp
(bostâncıbaşı dahı ‘sem’ân ve tâ‘aten’ diyüp Şehzâde Süleymân) yerine bir gayrı oğlan katl
ider. Ba‘dehü hayr-hâh-ı devlet bostâncıbaşı Şehzâde Süleymân’ı tebdîl-i câme bu Kulle
bâğçesine koyup üç sene mürûrında Selîm-i Evvel Mısır’dan gelüp âhıret râyıhalarından
haberdâr olunca ‘Âh bostâncıbaşı mazlûm Süleymân içün ‘azîm hatâ itdük işte bilâ-veled fevt
olursak bu devlet-i Âl-i ‘Osmân kime nakl ider deyince bostâncıbaşı zemîn bûs idüp Kulle
bâğçesinden Süleymân’ı getirüp Selîm Hân’ın pâye-i serîrine yüz sürüp Selîm Süleymân’ı
bağrına basup âhır hilâfet Süleymân’a değince bostâncıbaşıya Mısır’ı ihsân idüp neşv [ü] nümâ
bulup çapaldığı Kulle bâğçesinde Süleymân Hân evci ‘ayyûka ser-çekmiş bir kal‘a kullesi
misâl tokuz kat bir kulle-i kasr-ı ‘âlî itmişdir kim cihân-nümâdır.” 9
5
Sâmiha Ayverdi, Boğaziçinde Tarih, İstanbul Fetih Cemiyeti İstanbul Enstitüsü Neşriyatı, Baha Matbaası,
İstanbul 1976, s.350. Sâmiha Ayverdi bu görüşlerini, Kolağası Mehmed Râ’if, Mir‘ât-ı İstanbul, (Haz. Günay
Kut, Hatice Aynur), Çelik Gülersoy Vakfı Yay., İstanbul, 1996, s.261’de yer alan şu bilgilere dayandırmış
olabilir: “Sebeb-i tesmiyesi karye-i mezkûrede ilk defa olarak Çengeloğlu Tâhir Paşa’nın bir mescid-i şerif bina
eylemesinden ileri gelmiştir.”
6
Tahsin Ünal, “122 Yıllık Bir İrfan Yuvası Kuleli”, Hayat Tarih Mec., İstanbul, Ağustos 1968, Sy.:7, s.12-13.
7
Aylık Ansiklopedi, Sayı:15, s.467.
8
Tahsin Ünal, a.g.m., s.12.
9
Evliyâ Çelebi, a.g.e., s.200. (Papaz Korusu ile bitişik olan Kule Bahçesi, I. Sultan Selim Han’ın bahçesidir.
Selim Han, Şehzadesi Süleyman Han’a gazap ederek, öldürülmesi için Bostancıbaşı’ya teslim etmiştir.
Bostancıbaşı, baş üstüne deyip, Şehzade Süleyman’ın yerine bir başka çocuğu öldürmüştür. Ondan sonra devletini
2
Evliya Çelebi, gözüyle gördüğü bu kasrı şöyle anlatır: “Her katında fıskıyye ve havz-ı
fevvâre ve müte‘âddid hücreler ile mebnî bir kasr-ı ‘âlî olmağıla Kulle bâğçesi dirler ve
Süleymân Hân bizzât mübârek eliyle dikdiği bir servi var kim anı gören sun‘-ı Hudâ ne idüğin
fehm ider. Böyle bir servi sebz-gûndur kim nihâli hâriç değildir. Sübhâne’l-hallak. Bu
bâğçenin günâ-gûn meyve-i âbdârlarından inciri gâyet memdûh-ı ‘âlemdir.” 10
Evliya Çelebi’nin verdiği bu
bilgilere ek olarak, 1544-1548 ve 15501551 yılları arasında İstanbul’da bulunan
Fransız zoolog Pierre Gylli, burasını VI.
yüzyılda
bir
sarayın
değiştirilmesi
suretiyle, fahişeler için yaptırılan Metanoia
(tövbe) adlı manastırın bulunduğu bölge
olarak kabul etmektedir. 11 Profesör Ernest
Manbory de bu manastırın Bizans devrinde
Jüstinyen (I. Iustinianos) ile Theodora
tarafından genç tövbekâr kızlar için
yaptırıldığını belirtmektedir. 12
XVII-XVIII. yüzyıllarda Kuleli Bahçe
“1650 senesinin Boğaziçi’sinden bahseden Jean de Thévenot, dünyanın en güzel
yerlerinden biri olarak kabul ettiği boğaz ile sahil boyunca sıralanmış bina ve bahçelerden söz
ederken, bu mevkide gayet güzel bir kule olduğunu da söyler.” 13
III. Ahmet (1703-1730) devrinde Kuleli Bahçe ve civarı, padişaha “has” olarak verildi.
Sadrazam Damat İbrahim Paşa, o sırada yıkılmış bir durumda olan eski kulenin taşlarını
Kâğıthane’deki Sâdâbâd Köşkü ve bahçesinin yapımında kullandı. 14 Sadrazam Nevşehirli
Damat İbrahim Paşa’nın damadı olan Kaymak Mustafa Paşa, 15 Kuleli Bahçe içerisine sahil
kenarında bir cami yaptırdı. 16 Kaymak Mustafa Paşa, kayınpederinin arzusu üzerine bu cami
düşünen Bostancıbaşı Şehzade Süleyman’ı üç sene kıyafet değiştirerek bu Kule Bahçesi’nde saklamıştır.
Sultan Selim Han, Mısır fethinden gelip de yavaş yavaş ahiret korkularını duymaya başlayınca:
“- Ah Bostancıbaşı! Mazlum Süleyman için büyük hata işledim. İşte şimdi erkek çocuksuz ölürsem, bu
Osmanlı tahtı kime intikâl edecektir?” deyince;
Bostancıbaşı yeri öpüp ayrılmış, gidip Kule Bahçesi’nden Süleyman Han’ı getirerek, babasının tahtına
yüzünü sürdürmüştür. Sultan Selim de Süleyman’ı bağrına basıp kucaklamıştır. Kanunî Sultan Süleyman,
Osmanlı tahtına geçtikten sonra, hayatını borçlu olduğu Bostancıbaşı’ya, Mısır’ı bağışlamış; ve üç sene kalıp
çapaladığı Kule Bahçesini, setlerle kule gibi dokuz katlı hale getirmiştir.)
10
Evliya Çelebi, a.g.e., s.200. [Her katı fıskiye, havuz ve odalarla donatılmış olup, yüce bir kasır (veya kasrı
andıran taraçalı) olmakla bu bahçe, Kule bahçesi adıyla anılmıştır. Süleyman Han’ın kendi eliyle diktiği bir servi
vardır ki gören şaşırır. Ağaçlık bu bahçenin inciri çok tanınmıştır.]
11
Semavi Eyice, a.g.e., s.59.
12
Ernest Manbory, a.g.e., s.198. Ernest Manbory ve Gylli gibi bazı yazarlar, Kuleli Kışlası’nın olduğu bölgede
XIX. yüzyıla kadar duran oldukça büyük bazı yapı kalıntıları nedeniyle böyle bir yargıya varırlarsa da bu konuda
belgeye bağlı bir dayanak yoktur.
13
Sâmiha Ayverdi, a.g.e., s.351.
14
Es’ad, Mir‘at-ı Mekteb-i Harbiye, İstanbul, 1873, s.171-172.
15
Boşnak kökenli Kaptan-ı deryâ olan Kaymak Mustafa Paşa (öl. İstanbul 1730), Merzifonlu Kara Mustafa
Paşa’nın kızından torunudur. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’nın kızıyla evlendikten sonra kısa sürede vezirliğe
yükselmiştir. Yakışıklılığından dolayı kendisine önce “Kaymak”, sonradan da “Atlamacı” lakabı verilmiş, 1730
yılında Patrona Halil Ayaklanması’nda parçalanarak öldürülmüştür. (Bkz. Büyük Larousse, C.:14, s.8408.)
16
“Yapımına Hicrî 1133 (M.1720) yılında başlanan ve Kaymak Mustafa Paşa Mescidi” ya da “Kuleli Bahçe
Camii” denilen bu cami, II. Mahmud devrinde, 1837 yılında yeniden yaptırılmıştır. II. Mahmud, daha büyük bir
şekilde yaptırdığı camiye bir de hünkâr mahfili ekletmiştir. Hicrî 1253 (M.1837) yılında yeniden inşa edilen
caminin kapısına, şair Pertev Paşa (1786-1837) rübai vezniyle şu kitabeyi yazmıştır:
3
yanına bir de çeşme yaptırdı. Hicrî 1137 (M.1724) yılında yaptırılan bu çeşmenin kitabesi 17
Şeyhülislâm Çelebi-zâde İsmail Âsım Efendi (1685-1760) tarafından yazılmıştır:
Şehen-şâh-ı zamân Sultân Ahmed Hân-ı Gâzî’nin
Hatâlardan emîn itsün vücûd-ı pâkini Mevlâ
Nizâmü’l-mülk-i âsâf-rütbe İbrahîm Pâşâ kim
Anun sîr-âb-ı ebr-i lutfıdur hep gülşen-i dünyâ
O sadr-ı Bermekî-tıynet idüp dâmâd-ı mümtâzı
Kapudan Mustafâ Pâşâ’yı bir gün kendüye hempâ
Gezerken sû-be-sû fülk-i hümâ-peykerle deryâda
Sa’âdetle bu nüzhetgâh-ı hûbı eyledi me’vâ
Biraz ârâm idüp esnâ-yı sohbetde ta‘accüble
Buyurdı çünki o sadr-ı cihân-ârâ niçün âyâ
Suyın bulmuş iken her yer zamân-ı pâdişâhîde
Bu seyrângâhda (bir) âb-ı sâf(î) niçün olunmamış icrâ
Heman-dem Mustafâ Pâşâ bu hayra eyleyüp niyyet
O nutk-ı rûh-bahşı eyledi sad şevk-ile ihyâ
Bu dil-cû çeşmeyi izn-i şerîfiyle idüp bünyâd
Nice leb-teşneyi âb-ı hayâta idicek ervâ
Du’a-gûy-ı kemîne bende Âsım didi târîhin 18
Bu vâlâ çeşmeyi yapdı Kapudan Mustafâ Pâşâ 1137
(b‘b¼ óÐÁ–ß æa…ì½Ó ô†¼bí óíéà’¶ üaë ìi
QQSW)
Kuleli Askeri Lisesi’nin güneyinde yer alan Hüseyin Paşa Seddi Sokağı’ndaki Kuleli
Namazgâhı’nın önünde bulunan “Kuleli Baba Türbesi” de muhtemelen bu yıllara aittir. Ancak,
bu yatırın kime ait olduğunu gösteren bir kitabesi bulunmamaktadır.
Bu bölgedeki yapılar, Hicri 1217 (M.1802) tarihine ait olan Bostancıbaşı Defteri’nde;
“Kuleli Bahçesi ve tatlı su çeşmesi”
“Kuleli Cami-i Şerifi ve Bostancı Ocağı ve Kasr-ı Cedîd.” 19 şeklinde sıralanmaktadır.
Sultân-ı cihân kutb-ı zamân Mahmûd Hân
Bir misli ne geldi ne gelür devrâne
İhyâsı berây-ı şeref ü devlet ü dîn
Sad kışla hezârân ‘ibâdethâne
Yapdırdı bu nev-ma‘bedi çün kasr-ı behişt
Döndi bu fezâ sâhire-i Rıdvâne
Bir beyt ile yazdum iki târîh-i güzîn
Pertev iderek hamd ü senâ Yezdâne
Kıldı Kuleli semtini cây-ı firdevs
Sene:252
Nev-câmi-i zîbâ eser-i şâhâne
Sene:252
( ë…ŠÏ ôbu óänàç óÛéÜÓ ô†ÜÓ
éä QRUS )
( éãbçb‘ Šqa bjí‹ Éßbu ìã
éä QRUS )
Pertev Paşa Divanı’nda “Târîh-i Berây-ı Câmi‘-i Şerîf Der Kuleli” başlıklı bu tarih manzumesi beş beyit iken,
caminin üzerindeki kitabede küçük farklılıklarla dört beyit (ikinci beyit eksik) olarak yer almaktadır. (Bkz. Dîvân-ı
Pertev Paşa, Matbaa-yı Bâb-ı Hazret-i Seraskerîyye ve Merci‘ ü Me’âb Sunûf-ı Leşkeriyye, 1256, s.58-59.)
17
Çeşme ve kitabesi, yapılan tadilatlar sırasında kaldırılmıştır. Kitabenin nerede olduğu bilinmemektedir. “Çeşme
elyevm mevcut olmayıp onun yerine şimdiki hâlde ihtiyaca kâfi tulumba ve musluklar konulmuştur.” (Kolağası
Mehmet Ra’if, Mir’ât-ı İstanbul (Asya Yakası), (Haz. Günay Kut, Hatice Aynur), C.:I, Çelik Gülersoy
VakfıYayınları, İstanbul 1996, s.273.)
18
Hafız Hüseyin Ayvansarayî, Hadikatü’l-Cevami, C.:II, Matbaa-i Amire, İstanbul, 1281 (1864/65), s.170; Affan
Egemen, İstanbul Çeşmeleri, Arıtan Yay., İstanbul, 1993, s.647.; Hakan Karateke, Hatice Aynur, III. Ahmet
Devri İstanbul Çeşmeleri (1703-1730), İBB Yayınları, İstanbul, 1995, s.163.
19
Şevket Rado, “Hicrî 1217 Tarihine Ait Bostancı Başı Defteri”, Hayat Tarih Mecmuası İlavesi, Temmuz 1972,
Sayı:6, s.41.
4
Bostancıbaşı Defteri’nden de anlaşılacağı üzere III. Selim (1789-1807) döneminde,
Yavuz Sultan Selim zamanından kalan bostancıbaşı odaları halen kullanılmakta olup, bölgede
bir de yeni kasır yaptırılmıştır. 20
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere “Kuleli” adı, Çengelköy’e bağlı bir
semtin adı olup, burada kurulmuş olan kışla, semtin adından dolayı “Kuleli” sıfatıyla
anılmıştır. Ancak, Thomas Allom’un 1837 yılında çizdiği gravürün yaygın bir şöhret
kazanmasıyla Kuleli Süvari Kışlası, semtin adına kaynaklık eden bir yapı olarak algılanmıştır.
3. Kuleli Kışlası’nın Tarihi
II. Mahmut (1808-1839), 1826 yılında Yeniçeri ocağını kaldırarak yerine, 7 Temmuz
1826 tarihinde yayımladığı bir kanunnâme ile Avrupa usullerine göre eğitim yapacak modern
bir teşkilâta sahip “Asâkir-i Mansure-i Muhammediye” adlı yeni bir ordu kurmuştu. Bu
teşebbüs, yeni kışlaların kurulması ihtiyacını ortaya çıkarmış, ordunun eğitim ve barınma
mekanı olarak da -çoğunlukla- Anadolu yakası seçilmiştir. Bu seçimde, askerî birliği mümkün
mertebe saraya müdahale edebilecek bir konumun ötesinde tutmak düşüncesi etkin olabilir.
II. Mahmut döneminde piyadenin yanında süvari sınıfına da gerekli önem verilmiş ve
ordunun hareket kabiliyetini artıran bu sınıf için yeni kışlalar açılmaya başlanmıştır. Davut
Paşa Kışlası, süvari eğitim merkezi olarak kullanılırken, buna ilave olarak Çengelköy’ün Kuleli
semtinde de bir kışla yapımına karar verilmiştir.
Bizans döneminde kulesi olan bir manastırın, günümüzde ise Kandilli Rasathanesi’nin
bulunduğu yer, “Kenan Efendi Çiftliği” adıyla anılan ünlü bir çiftlik olup, sahibi tarafından
içerisine bir köşk 21 yaptırılarak, arazisiyle birlikte II. Mahmud(1808-1839)’a hediye
edilmiştir. 22
20
İsrafil Kurtcephe, Feridun Yıldız, Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, İstanbul, 1985, s.2-4.
II. Mahmud, köşkün yerine bir kasır yaptırmış ve bu kasır, yeni baştan yapıldığı için, adına “Îcâdiye Kasrı”
denilmiştir. Şair Pertev Paşa (1786-1837), bu kasrın yapılışı ile ilgili yazdığı tarih manzumesinde, kasrın
özelliklerini övdükten sonra, yapılış tarihini de ebced hesabıyla Hicrî 1249 (M.1833) olarak vermiştir.
21
R. Weiss’in 1870-1880 yılları arasında çizdiği sulu
Târîh-i Berây-ı Kasr-ı Vâlâ-yı İcâdîye
boya Çengelköy Kenan Efendi Kasrı.
Şehen-şâh-ı cihân Sultân Mahmûd Hândır hâlâ
Cihân-dâr u cihân-ârâ cihân-bân u cihân-âbâd
Bu kasr-ı nev-esâs îcâd-ı tab‘-ı mu‘ciz-âsârı
Anunçün ismen Îcâdîye kendi dil-güşâ bünyâd
Bu kûh-ı ser-bülende Kâf-ı kudret dinse şâyândır
Bu ‘âlî kasra nisbet lâne-i ‘ankâ kurı bir ad
Hak itsün kalbini mesrûr dâ’im mülkini ma‘mûr
Budur Pertev lisân u hâl u kâle nuhbe-i evrâd
Sezâ tarh u fügen bâlâ-yı bâbı olsa bu târîh
Yapıldı şâh-ı devrâna ne â‘lâ kasr-ı nev-îcâd (Sene 249)
( …bvía ìã Š–Ó ýÇa éã éãa‰ë… êb‘ ô†Ü¼bí
éä RTY )
(Pertev Paşa, Dîvân-ı Pertev Paşa, s.35.)
1853 yılına kadar Osmanlı hanedanının mülkleri arasında sayılan (emlâk-ı seniye) İcâdiye Kasrı’na “Hekim
Girmez Kasrı” da denilmiştir. (M. Celalettin Atasoy, Kandilli Tarihi, İstanbul, 1982, s.49.) Bu kasır, Kırım
Savaşı’nın başlamasıyla İstanbul’a gelen müttefik devletlerin subaylarına karargah olarak verilmiştir. Kırım
Harbi’nin sona ermesiyle İstanbul'u terk eden müttefik subaylar, giderken çıkardıkları kasıtlı bir yangınla Selimiye
ve Kuleli kışlaları ile birlikte Îcâdiye Kasrı’nı da yakmışlardır.
22
İsviçreli ressam R. Weiss tarafından 1870-1880 yılları arasında çizildiği iddia edilen Kenan Efendi Kasrı’nın
suluboya tablosu, 1946 yılında kartpostal olarak bastırılmıştır (Verlag A.W.R., Zürich). (Mehmet Rebiî Hâtemî
Baraz, Zeynep Demircan, Çengelköy’de Tarih, Kitabevi Yay., İstanbul, Temmuz 2004, s.283.) Resimde tasvir
5
Sultan II. Mahmut tarafından yeni kurulacak süvari birliklerinin kışla ihtiyacını
gidermek amacıyla Hicrî 1244 (M.1828)’de, Nikola ve Atanaş adlı iki Rum bahçıvana ait
arsalar da satın alınarak, Kenan Efendi Çiftliği ile komşu olan Kule Bahçesi’nin sınırları
genişletilmiştir. Aynı yıl, Kule Bahçesi’ne, II. Mahmud’un emriyle, Krikor Balyan 23 (Kirkor
Balian, 1764-1831) tarafından tek katlı, ahşap bir kışla yapılmıştır. 24
Thomas Allom’un 1838 yılında yayımlanan Kuleli Süvari Kışlası gravürü
Kuleli Süvari Kışlası’nın tarihini konu alan bütün kaynaklar, kışlanın 1828 yılında tek
katlı ve ahşap olarak inşa edildiğinde birleşmektedir. 25 Thomas Allom(1804-1872)’un İstanbul
ve Ege bölgelerine 1837 yılında 10 ay süreyle yaptığı seyahatinde çizdiği ve 1838 yılında
Londra’da basılan gravürüne 26 göre Kuleli Süvari Kışlası’nın denize bakan kısmı üç katlıdır.
1854 yılında çizilmiş iki gravürde 27 de kışla, iki katlı ve kulesiz olarak görülmektedir. 28 Bu
duruma göre kışlanın kaç katlı olduğu ve kulelerinin olup olmadığı konusu tartışmalıdır.
edilen mekanın, bugün Vahdettin Koruluğu içerisinde yer alan ve Ermeni banker Köçeoğlu tarafından Sultan
Abdülaziz’e armağan edilen köşk olduğu tahmin edilmektedir. Bu nedenle suluboya tablonun Kenan Efendi
Kasrı’na ait olduğu şüphelidir.
23
Zuhal Çetiner Doğdu, “Kışla Mimarisi”, Türkler Ansiklopedisi, C.:12, Yeni Türkiye Yay., Ankara, 2002, s.184.
24
“Yeniçerilerin lağvıyla nizâmât-ı askerîyenin vaz‘ı esnasında devletçe kışlaların teksirine lüzum görüldüğünden
Sultân Mahmûd Hân-ı Sânî Hazretleri zamânında ve 1244 (1828) tarihinde süvariye mahsûs ahşab ve bir katlı
olarak şimdiki Kuleli Kışlası binâ olunmuşdur.” Mehmed Es’ad, Mir‘ât-ı Mekâtib-i Harbiyye, İstanbul 1310
(1893), s.172., “İşbu kışlanın mevkii bidayette Bostancıbaşı Odaları namı ile yâd olunurken cennet-mekân Sultân
Mahmûd Hân-ı Sânî hazretleri ahşap olarak 1244’te (1828/29) süvarilere mahsus olmak üzere bir kışla yaptırdığı
gibi kurbunda ve sahil-i bahrde Kaymak Mustafa Paşa’nın bina-kerdesi olan mescidi yeniden tamir ederek bir
minare ile mahfil-i hümâyûn dahi zam ve ilâve buyurmuşlardır.” Kolağası Mehmed Râ’if, a.g.e., s.269.
“Cennet-mekân bazen Cuma namazını orada (Kaymak Mustafa Paşa Camii’nde) eda ettikten sonra Kışla-i
Hümâyûn’da kendilerine mahsus olan dairede biraz ikâmet ve zabitân ve neferâtın talim ve ta‘allümlerinden
bizzat istifsâra rağbet buyururlar imiş. Bazı kere de kışlaya yarım saat mesafesi olan Talimhâne mevkiine azîmetle
oradaki köşkte celîse buyurarak asâkir-i mansûrelerinin talimlerine nezâret ve ekseriya bizzat kumanda vererek
terakiyât-ı askerîyeye ehemmiyet verirlermiş. Badehu Îcâdiye’de bulunan köşkte o gece beytûtet buyururlar imiş.”
(Mehmet Ra’if, a.g.e., s.269.) Bu kışlada eğitim gören askerler daha çok Anadolu, Arabistan ve Kuzey Afrika’da
bulunan Osmanlı topraklarına sevk edilmekteydiler.
25
Aslında bütün kaynakların dayanak noktasını, Kolağası Mehmed Es’ad’ın 1893 yılında yazdığı Mir‘ât-ı
Mekâtib-i Harbiyye (İstanbul 1310) adlı eseri oluşturmaktadır.
26
Robert Walsh, Constantinople and the Scenery of Seven Churches of Asia Minor, (İstanbul ve Küçük Asya’nın
Yedi Kilisesinden Manzaralar), Londra, 1838, C.:2, Iv., s.76. Eserin ikinci bir baskısı da 1840 yılında Paris’te
yapılmış olup, gravür ve ilgili açıklamalar, bu baskının (Fisher, 1840) 65-67. sayfaları arasında yer almaktadır.
27
“İngiliz Kışlası”, I’Illustration Joyrnal Universal (dergi), Paris 1854, C.:23 ve Prof. Sedat Hakkı Eldem,
İstanbul Anıları (1980) adlı eserinden naklen Illustrated London News (dergi), 1854.
28
Thomas Allom’un gravürü hariç, 1968 yılındaki kapsamlı onarıma kadar olan dönem içerisinde çizilmiş gravür
ya da çekilmiş fotoğraflarda kışlaya ait herhangi bir kule görülmemektedir.
6
Kuleli Kışlası, 1828-1837 tarihleri arasında süvariler
için kışla olarak kullanılmıştır. 1831-1833 yılları arasında
Hindistan'da ortaya çıkıp Osmanlı topraklarına sıçramış olan
veba (veya kolera) salgınının Avrupa’ya yayılmasını
önlemek amacıyla Darü'l-Etibba’nın (Karantina Müdürlüğü)
kurulması 29 üzerine kışla, 1837 yılında, Süvari Asâkir-i
Hassa-i Şâhâne alaylarına Tahaffuzhane 30 (Karantina binası)
olarak verilmiştir. 1837-1842 yılları arasında Tahaffuzhane
olarak kullanılan kışla, 1842'de tekrar 1. Süvari Alayı’na terk
edilmiştir. 31
Kışla, vaktiyle ahşap olarak yapıldığı için, dayanıklı
değildi. Padişah Abdülmecid'in (1839-1861) 11 Nisan 1842
tarihli fermanı ile kışla tamir için boşaltılarak, içindeki
F. Helmuth von Moltke, 1835-1839
erlerin Fenerbahçe'de yapılacak yeni kışlaya taşınması emri
verilmiştir. 32 Kışlanın boşaltılması işlemi, 28 Temmuz 1842 Pazartesi günü tamamlanmıştır. 33
Boşaltılan kışla, peşin iki yüz kese, haftada ellişer kese verilmek üzere toplam 1790 kese akça
harcanarak tamir edilmiştir. 34
Hasan Fehmi Öz, bu tamirat esnasında (1843) kışlaya su getirildiğini de
bildirmektedir. 35 Kolağası Mehmed Râif, Mir‘ât-ı İstanbul adlı eserinde, “Mezkûr kışla, devr-i
Abdülmecîd Hânî’de (1839-1861) muhterik olmuş (yanmış) ve tekrar nısfı kârgir ve nısf-ı
diğeri ahşap olarak yeniden yapılmış (1845-1847) ve düvel-i müttefika muharebesinde (Kırım
Harbi’nde) yine muhterik olmuştur (yanmıştır).” 36 bilgilerini aktarırken; Hasan Fehmi Öz,
29
1835-1839 yılları arasında Türkiye’de askerî danışman olarak bulunmuş Feldmareşal Helmuth von Moltke,
Türkiye’deki Durum ve Olaylar Üzerine Mektuplar adlı kitabının (TTK Basımevi, Ankara 1960), 22 Şubat 1837
tarihli mektubunda, “Serasker kapısında görebildiğim hastahane raporlarına nazaran bana İstanbul ve civarında
son vebada ölenlerin sayısı yirmi binden aşağı, otuz binden yukarı görünmüyor. Vebanın en büyük şiddeti dört beş
ay sürmüştür. Şehrin nüfusu 500.000 olarak kabul edilirse bunun yirmide biri vebadan ölmüş demektir.” diyor.
(s.91) 27 Şubat 1837 tarihli bir başka mektubunda da karantina uygulamalarını dile getirmiş ve “Böyle bir sıhhat
zabıtası İstanbul’da tam faaliyete geçerse ihtimal ki vebanın ana kaynaklarından biri tıkanmış olacaktır.” (s.95)
demektedir. Moltke’nin bu uyarıları dikkate alınmış olacak ki Kuleli Süvari Kışlası, Tahaffuzhane’ye
dönüştürülmüştür.
30
“1831’de ve 1835’te Çanakkale’de kurulan geçici tahaffuzhaneler istisna edilirse 1839’da Meclis-i Tahaffuz
emrine verilen Kuleli Kışlası, ilk tahaffuzhanemiz sayılır. 1842 sonlarına kadar tahaffuzhâne olarak kullanılan
Kuleli Kışlası’nda Karadeniz ve Akdeniz’den gelen gemiler karantinaya tabi tutulurdu.” Nuran Yıldırım,
“Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Koruyucu Sağlık Uygulamaları”, Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi,
İletişim Yayınları, V/1324.
31
Sırrı Üçer, “Kuleli Askerî Lisesi Tarihçesi”, Türk Kültürü, Yıl:6, Sayı:70, s.764-774.
32
İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.4-5. (Osmanlı Arşiv Dairesi, Meclis-i Vâlâ, 465 Numaralı Belge.)
33
İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.5. (Osmanlı Arşiv Dairesi, Umur-ı Hariciye, 878 Numaralı Belge.)
34
İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, Feridun, a.g.e., s.5’te, Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki bir belgede bu
konuda şöyle bir açıklama olduğu ifade edilmektedir:
“Kuleli Kışla-i Hümâyûnün Asâkir-i Hassa Müşiri marifetiyle tamir ve inşa olunmak ve mesârifine
mahsuben bervech-i peşin elli dokuz senesi muharreminden iki yüz kese ile mukassaten dahi beher hafta ellişer
kese verilmek üzere icabının icrasına dair. Tahrir."
Yine aynı belgede, Kuleli Kışlası'nda bulunan Tahaffuzhanenin terk edilmesine dair şu bilgiler yer
almaktadır:
"Kuleli Tahaffuzhanesi’nin terkine mebni cisir derbendinde bir tevkifhanenin inşası icab itmiş idüğinden
Kartal Postanesi'nin mübayaa ve mahv-ı isabat ile karantina mahalli tahsisi ve tamirat memuru marifetiyle
inşaasına mübaşeret içün suretinin ve postahane-i mezkurın bi'l-mübayaa muaccele ve icareti başkaca ba-tahrir
tesviye olunmak üzere ilm ü haberinin takririyle tesviyesine dair. Tahrir".
35
Hasan Fehmi Öz, “Üsküdar’da Bir Askerî Okul Kuleli Askerî Lisesi”, 12-14 Mart 2004 İkinci Üsküdar
Sempozyumu Bildirileri, C.:1, Üsküdar Belediye Başkanlığı, İstanbul, Mart 2005, s.248 vd.
36
Kolağası Mehmet Ra’if, Mir’ât-ı İstanbul, Çelik Gülersoy VakfıYayınları, İstanbul 1996, s.270.
7
Mehmed Râif’in verdiği bu bilgilere Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndeki bir belgeye 37
dayanarak, yeni yapılan bu kışlanın ön cephesine iki kule konulduğunu 38 ve bir hastahane ile
tek kubbeli bir hamam yaptırıldığını da eklemektedir.
Tamirattan 7-9 yıl sonra çizilmiş olan 1854 tarihli iki gravürde, hastahane ve iki (veya
üç) katlı ana bina görülmesine rağmen, kuleler yer almamaktadır. 39
Serasker Rıza Paşa 40 tarafından Sultan Abdülmecid’in emriyle, Boğaz'dan geçen
gemilere kolaylık olması için yapılan bir fener kulesinin temelleri genişletilerek yaptırılan
hastahanenin inşaatına 1843 yılında başlanmış 41 ve Hicrî 1261 (M.1845) yılında
tamamlanmıştır. 42 Yarı taş, yarı ahşap olarak inşa edilen bu hastahanenin bir bölümü 19601965 yılları arasında tamamen yıkılarak, yerine modern bir bina yapılmış, 43 bir bölümü de
günümüzde “Maltepe Binası” adıyla anılmaktadır. Hastahanenin kitabesi, Maltepe binasının
Korg. Şefik Erensu Sitesi’ne bakan duvarında muhafaza edilmektedir. 44 Ortasında Sultan
Abdülmecid'in çiçekli bir tuğrası bulunan ve şair Safvet Efendi (1794-1866) tarafından kaleme
alınan kitabede şu bilgiler yer almaktadır:
1
Tabîb-i çâre-sâz-ı himmeti Abdülmecîd Hân'un
Vücûd-ı mülk ü ecnâda virir her demde istihkâm
2
Eğer görseydi Ser-asker Rızâ Pâşâ senün re'yin
Hekîmoğlı olurdı ‘illet-i hayret ile ser-sâm
3
Bu hastehâneyi ol şehsüvâr-ı lutf idüp bünyâd
Süvârî kulların ihyâ buyurdı eyledi in'âm
4
Binânun rif’atinden yâ havânun hâssasındandur
Derûnı çâresiz itmez kabûl-i ‘illet ü eskâm
5
Olup yıldız kadar atlı piyâde ‘askere mâlik
Ola hurşîd-veş meşhûr-ı âfâk ol şeh-i İslâm
6
Biri mühmel biri mu'cem iki târîh-i nev buldı
Bu terkîb-i müferrihle idüp Hak Safvet'e ilhâm
7
Bu bâlâ hastehâne ‘askere kasr-ı sürûr oldı
1261
Süvârî ceyşine Abdülmecîd Hân kıldı çok ikrâm 1261”
( ô†Ûëa ‰ëŠ Š–Ó êŠØÇ éãbén übi ìi
QRVQ )
( âaŠ×a Öì¶ ô†ÜîÓ æb †îvàÛa†jÇ éä’îu ô‰aì
37
QRVQ )
Hasan Fehmi Öz, a.g.m., s.249. [B.O.A. Meclis-i Vükelâ Mazbataları (MV), nr.:645; Sırrı Üçer, “Kuleli Askeri
Lisesi Tarihçesi”, Türk Kültürü, VI/70, Ağustos 1968, s.766.]
38
Ancak, Thomas Allom’un gravürü hariç, 1968 yılındaki kapsamlı onarıma kadar olan dönem içerisinde çizilmiş
gravür ya da çekilmiş fotoğraflarda kışlaya ait herhangi bir kule görülmemektedir.
39
“İngiliz Kışlası”, L’Illustration Joyrnal Universal (dergi), Paris 1854, C.:23’te yayımlanan gravür ile Prof.
Sedat Hakkı Eldem’in İstanbul Anıları (1980) adlı eserinden alınan ve 1854 yılında Illustrated London News adlı
dergide yayımlanan gravürde bu kuleler görülmemektedir.
40
Ser-asker ve Kaptan-ı deryâ Hasan Rıza Paşa (İstanbul, 1809-1877), Mısır Çarşısı esnafından Attar Memiş
Ağa’nın oğludur. II. Mahmut döneminde saraya alınarak başkatipliğe getirildi. Abdülmecid döneminde Mâbeyn
ve Hassa ordusu müşiri oldu. 1853’te Kaptan-ı deryâ olarak görev yaptı. Ticaret ve Bahriye Nazırlıklarında
bulundu. Selânik, İzmir, Konya ve Halep valiliklerinde bulundu. (Bkz. Büyük Larousse, XVI/9816.)
41
“Kuleli Kışla-yı Hümâyûnu ile civârında kain karagol-hânelerde bulunan süvari ve piyâde asâkir-i hassa-i
şâhâne hastaları içün kışla-yı mezkûr cânib-i yemeninde vâki‘ mahalle inşası tasavvur kılınan hasta-hânenin bin
sekiz yüz elli dört kese bu kadar kuruş masrafla vücûda geleceği .... nim kârgir (yarı taş yarı ahşap) olmak üzere
bir bab hasta-hâne inşası.” [B.O.A. İrade-i Dâhiliye, nr.: 4141, H.1259 (M.1843)]
42
“İşbu hastahanenin mevkii bidayetde Boğaziçi sefaininin mürûr ve uburunu teshile mahsus olmak üzere inşa
olunmuş bir fener kulesi iken zaman-ı Abdulmecid Hanî’de eski temeli tevsi kılınarak cesim bir hasta-hâne inşa
kılınmıştır.” Mehmet Ra’if, Mir’ât-ı İstanbul, s.271.
43
Günümüzde “Korg. Şefik Erensu Sitesi” olarak adlandırılmaktadır.
44
İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.5. (B.O.A., Umur-ı Hariciye, 28 Zilhicce 1258 (1842) Tarihli Belge.)
8
Hastahane Kitabesi
Sultan Abdülmecid adına Serasker Hasan Rıza Paşa tarafından H.1261/M.1845
tarihinde yaptırılan hastahanenin kitabesinin açıklaması da şu şekildedir:
1. Abdülmecid Han'ın çâre bulan doktor (gibi) çabaları, asker ve milletin bedenine her zaman
güç verir.
2. Eğer Serasker (Hasan) Rıza Paşa, senin (padişahın) geleceği seziş gücünü görseydi,
hayretler içinde kalıp sersemleşerek Hekimoğlu olurdu.
3. O lütuf padişahı, bu hastahaneyi yaptırarak, süvari askerlerini iyilikleriyle ödüllendirdi.
4. Binanın yüksekliğinden mi yoksa havasının özelliğinden midir (bilinmez), her hastalık ve
derdi çaresiz bırakmayarak, iyileştirir.
5. Yıldız kadar atlı piyadeye (süvariye) sahip olup, İslam’ın şahı olan (Padişah), ufukların
meşhuru güneş gibi olsun.
6. Allah, Safvet'e geniş düşünebilme ilhamını verdi. (O da) (ebceb hesabı ile) biri noktalı biri
noktasız tarih düşürdü.
7. Bu yüce hastahane, askerlere sevinç kasrı oldu. Abdülmecid Han, süvari askerlerine çok
bağışlarda bulundu. 45
Sultan Abdülmecid yine 1845 yılında, Kuleli Kışlası'na bir de süvari askerlerinin
eğitimi için manej binası yaptırmıştır. Manej binası, bugün Atatürk Spor Salonu olarak
kullanılmaktadır. Kitabesi, halen spor salonunun duvarında bulunmaktadır. Hastahane kitabesi
gibi ta'lik yazı ile yazılmış ve Abdülmecid'in tuğrası çekilmiştir. Maneji yaptıran kişi de Serasker Hasan Rıza Paşa’dır. Yine şair Safvet Efendi (1794-1866) tarafından kaleme alınan
kitabe şu şekildedir:
1
2
3
4
5
6
7
Şeh-süvâr-ı dâd Hân ‘Abdülmecîd-i ‘âdilün
Rü’yet itse ‘adlini Kisrâ olurdı çâkeri
Reşk ile Pervîz atardı kendini Şebdîz’den
Görse ta’lîme binerken muntazam gâzîleri
Sağ olup seyr eylese ol Fâris-i cûdı eğer
‘Âlemün râcil kalurdı Sencer’i İskender’i
At sürüp ferzâne yapdı bir güzel ta’lîmgâh
Ol şehen-şâhun rızâ-cûyı olan Ser-askerî
Ömrini ikbâlini ecnâdını mevfûr idüp
Ol mücâhid dâverün Yezdânum olsun yâveri
İtdi reftâr esb-i tab‘um vâdi-yi tahsîne dek
Bu iki târîhün oldı kilk-i Safvet rehberi
Pâdişeh Abdülmecîd atlıya yaptırdı manej 1261
Hak ide makbûl ol sultân-ı asker-perveri
1261
( ºöbß ô…Ší†¼bí éíóÜma †îvàÛa†jÇ é‘…b¼
QRVQ )
( ô‰ëŠ¼ ŠØÇ æbÁÜ Þëa ÞìjÔß ê†ía Õy
Manej Binası Kitabesi
QRVQ )
45
Yedinci beyitte, birinci dizede noktasız harflerin toplamı (mühmel tarih), ikinci dizede noktalı harflerin toplamı
(mücevher, mu‘cem tarih) hastanenin yapıldığı Hicrî 1261 (M.1845) tarihini vermektedir.
9
Yukarıdaki kitabenin günümüz Türkçesiyle ifadesi şu şekildedir:
1. Kisrâ, 46 adalet atının usta binicisi âdil Abdülmecid Han’ın adaletini görseydi, (ona) kul köle
olurdu.
2. Perviz, 47 eğitim gören (ata binen) muntazam gazileri görse, kıskançlıktan kendini Şebdîz adlı
(meşhur) atından yere atardı.
3. Cömertliği Basra gibi olan Padişahı (Abdülmecid’i), eğer sağ olup, âlemin Sencer’i ve
İskender’i görseydi yaya kalırlardı.
4. O Padişah’ın hoşnutluk ırmağı olan Seraskerî (Hasan Rıza Paşa), at sürüp, benzerlerinden
farklı güzel bir talimgâh yaptı.
5. Allah'ım, o mücahid hükümdarın ömrünü, geleceğini ve askerlerini çoğaltıp, ona dost olsun.
6. (Safvet’in) yaradılış atı 48 , alkışlanma vadisine kadar gitti. Safvet’in kalemi, (yazdığı) iki
tarihe kılavuzluk etti.
7. Padişah Abdülmecid, atlılar (süvariler) için manej yaptırdı. Allah, o asker yetiştiren sultanı
makbul eylesin. 49
1845 yılında eğitim alanı (manej) ve hastahane ile kompleks bir yapıya dönüştürülen
kışla, 1853 yılına kadar süvari askerlerine hizmet vermiştir.
Serasker Hasan Rıza Paşa tarafından Kuleli Kışlası’nda hummalı bir şekilde inşaat
faaliyetleri sürdürülürken, Mekteb-i Harbiye Nazırı olan Emin Paşa’nın, Mekteb-i Harbiye
öğrencilerinin bilgilerini yeterli görmemesi ve bu sebeple Mekteb-i Harbiye’ye öğrenci
yetiştirecek bir okulun kurulmasını istemesi üzerine, kendisinin başkanı olduğu Meclis-i
Muvakkat’ta alınan bir kararla Nisan 1845’te (Rebiülâhir 1261’de) idadîlerin de temeli atılır. 50
Açılan idadîlerin bu tarihte Kuleli Süvari Kışlası ile herhangi bir bağlantıları yoksa da bu
bağlantı, ancak 27 yıl sonra kurulacaktı. Başka bir ifadeyle Kuleli Süvari Kışlası, 21 Eylül
1845 Pazar (18 Ramazan 1261) 51 günü Mekteb-i Fünun-ı İdadîye adıyla Dolmabahçe
Sarayı’ndaki Çinili Köşk’te öğrenime başlayan 204 öğrencinin devamını barındırmak için 1872
yılını bekleyecekti.
Sultan Abdülmecid, Kuleli Süvari Kışlası’nda inşaat faaliyetlerini sürdürmüş, Nisan
1847'de su yollarını tamir ettirerek 52 arka cephedeki ahırlar üzerine subaylar için çalışma ve
yatma odaları ile kendisi için bir Daire-yi Hümâyûn (has oda) ilâve ettirmiştir.
Rusya'nın yayılmacı istekleri yüzünden 30 Kasım 1853'te Kırım Harbi başlamış,
İngiltere ve Fransa, stratejik Osmanlı topraklarını Rusya’ya bırakmamak için Osmanlı
devletinin yanında savaşa girmiştir. Kuleli Kışlası, 1854-1856 yılları arasında, Fransa'nın
46
Mitolojik İran hükümdarlarına verilen lakab.
Mitolojik İran hükümdarı Hüsrev’in lakabı.
48
“Yaradılış atı” ifadesi şairlik gücünü ifade etmektedir.
49
Yedinci beyitteki iki dizenin herbirinde, ebced hesabı ile harflerin toplamı Hicrî 1261(M.1845) tarihini
vermektedir.
50
“Bu karar gereğince Mekteb-i Harbiye öğrencileri 1 ay süren sıkı bir imtihandan geçirilmişler, bunlardan orta
derece alan 204 öğrenci, 21 Eylül 1845’te (18 Ramazan 1261 Pazar) Mekteb-i Fünun-ı İdadîye adıyla açılan
askerî liseye ayrılmışlardır. Dolmabahçe Sarayı yanındaki Çinili Köşk’te açılan Mekteb-i Fünun-ı İdadîye, 18451846 öğretim yılını Mekteb-i Harbiye ile burada tamamlamıştır. İdadî, ilk açıldığı zamanlarda bugünkü
ortaokullar seviyesinde bir okuldu ve öğrenim süresi 5 yıldı. 1846-1847 öğretim yılında Dersaadet Askerî İdadîsi
adını alan okul, Maçka Kışlası’na taşınmıştır.” Kenan Sayacı, “Kuleli Askeri Lisesi”, Dünden Bugüne İstanbul
Ansiklopedisi, İstanbul 1994, V/115-116.
51
Kenan Sayacı, a.g.m., s.116. Bu tarih, bazı kaynaklarda (H. Fehmi Öz, a.g.m., s.249) 13 Şevval 1261 Çarşamba
(15 Ekim 1845), bazı kaynaklarda da (İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., s.325.) 19 Şevval 1262 Pazar (11 Ekim 1846)
olarak geçmektedir.
52
Zekeriya Türkmen, Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul, 1994, s.10’dan naklen
Osmanlı Arşiv Dairesi, Meclis-i Ahkam-ı Adliye, 19 Rebiü’l-Âhir 1263 Tarihli Belge.
47
10
İstanbul Maslahatgüzarı Monsieur Cheferre'in teklifiyle Kırım Harbi dolayısıyla
yaralanan müttefik askerleri için hastahane olarak kullanılmıştır. Îcâdiye Kasrı,
subaylara karargâh olarak verilirken, Kuleli, Haydarpaşa ve Selimiye kışlaları da
askerleri için hastahane yapılmıştır. İngilizler, kışlanın doğusundaki yamaç üzerinde
yaparak, ölen askerlerini buraya defnetmişlerdir. 53
cephede
müttefik
müttefik
mezarlık
Kuleli Kışlası gravürleri
Illustrated London News, 1854.
“İngiliz Kışlası”, I’Illustration Joyrnal Universal, Paris 1854, C.:23
“Osmanlı devleti, İngilizlerin kışlayı boşaltacağı günlerde, yani 8 Muharrem 1273
(9 Eylül 1856) tarihinde binayı tamir etmeye başlamış; bu tamiratta Kuleli Kışlası’ndaki
koğuşlar, ahırlar, su yolları vs. mahaller onarılmıştır. 54 Yılın sonlarına doğru, binayı kullanan
İngilizlerin sebep olduğu bir yangında kışla ve kumanda merkezi olan Îcâdiye Kasrı yanmıştır.
Bu yangın sonucunda kışlanın yarıya yakın kısmı yandığı gibi denize bakan cephesi de büyük
zarar görmüştür. Yangının hemen ardından yanan kısımlar tekrar inşa edilmiştir [5 Zilhicce
1273 (27 Temmuz 1857 Pazartesi)].” 55
Eylül 1859'da Sultan Abdülmecid'i tahttan indirmek maksadıyla Hüseyin Paşa
tarafından hazırlanan ihtilâl girişiminin (Kuleli Vak’ası) duruşmaları da Kuleli Kışlası'nda
görülmüştür. 56
53
Zekeriya Türkmen, a.g.e., s.10. (Bu mezarlık daha sonra kaldırılmış, cesetler de Haydarpaşa Garı yanındaki
İngiliz mezarlığına nakledilmiştir.)
54
Hasan Fehmi Öz, a.g.m., s.249. [B.O.A. Sadaret Mektubî Nezâret-Devâir (A-MKT.NZD), nr.: 193/63.]
55
Hasan Fehmi Öz, a.g.m., s.249., Mecelle-i Umur-ı Belediye, Cilt:1, s.1208., B.O.A. A-MKT.NZD, nr.:230/72.,
Osmanlı Arşiv Dairesi, Umur-ı Dahiliye 27 Şevval 1273 (20 Haziran 1857) Tarihli Belge.
56
Osmanlı Tarihi’nde “Kuleli Vak‘ası” diye anılan olay, XIX ncu yüzyılın ikinci yarısında ve Abdülmecid
saltanatının son yıllarında vukua gelmiş, fakat kuvveden fiile çıkamamış, küçük bir isyana ve suikasta teşebbüs
olayıdır. Olay hakkında Başbakanlık Arşivindeki belgelere dayanarak bir kitap yazan Uluğ İğdemir “Kuleli
Vak’ası” hakkında şu bilgileri verir:
“Olay, ilk defa 24 Safer 1276 (22 Eylül 1859) tarihli “Ceride-i Havadis”te çıkan bir hükümet bildirisi ile
kamuoyuna duyurulmuştur. Bu bildiride; “Düzeni bozmak amacıyla bazı akılsızların bir dernek kurdukları haberi
alınarak, kırk kadarının tutuklandığı ve Kuleli Kışlası’na konulduğu, devlet büyüklerinden bir komisyonun ilk
soruşturmayı yapmakta olduğu, yargılanma sonucunun ayrıca bildirileceği” yazılmaktadır. ( “Kuleli Vak’ası”
maddesi, Türk Ansiklopedisi, C.22, s.340.)
Aslında, Tanzimatla birlikte başlayan Batı devletlerine borçlanma, ticaret anlaşmalarında büyük ödünler
verilmesi ve yerli sanayinin çökmesi, imparatorluğu kısa zamanda bir yarı sömürge haline getirecekti. Ülkede
öteden beri en zorunlu yeniliklere bile karşı çıkan tutucular vardı. İşte “Kuleli Vak’ası“ adı verilen komployu
hazırlayanlar, Abdülmecid ve çevresinin israf ve kötü yönetimine son vermek isteyen tutuculardı. (Meydan
Larousse, “Kuleli Vak’ası” maddesi, İstanbul, 1992, C. 12, s.32.)
Yargılanma sonucu, 21 Rebiülahır 1276 (18 Kasım 1859) tarihli “Ceride-i Havadis” ile 2 Cemaziülevvel
11
Sultan Abdülaziz (18611876), kışlayı, 1862/1863 yılında
yeniden yaptırmıştır. 57 Kışla, Abdülaziz’in görevlendirdiği Garabet Amira
Balyan (1800-1866) 58 tarafından, ana
duvarları kârgir; iç bölümleri ile
tavan ve tabanları ahşap olarak inşa
edilmiştir. 59 "Rokoko" tarzında inşa
edilen kışlanın Boğaziçi'ne bakan
kısmı üç, arka tarafı ise iki kattır.
Kışla, bu tamirle bir ölçüde, kulesiz
olarak bugünkü görünümüne kavuşmuştur. 60 Bu durumda, bugünkü
Kuleli Askerî Lisesi tarihî binası,
Boğaziçi ve Kuleli 1870
Abdülaziz tarafından yaptırılmış olan binadır.
1276 (28 Kasım 1859) tarihli “Takvim-i Vekayi”de resmi bir bildiri ile kamuoyuna açıklanmıştır.
Gerek adı geçen bildirilere ve gerekse Başbakanlık Arşivi’nde bulunan mahkeme kararlarına göre, olayı
şöyle açıklamak mümkündür:
Sultan Abdülmecid’i ortadan kaldırmak ve şeriat ilkelerine göre bir ülke meydana getirmek amacı ile
kurulan derneğin başı, İstanbul’da Bayezıd Medresesi’nde oturan ve rüya çözmek, şuna buna ders vermekle
geçinen kırkaltı yaşlarında Süleymaniyeli Şeyh Ahmed’tir. Derneğin öteki nüfuslu üyeleri: Ferik Hüseyin Dacin
Paşa, Türkçe’yi doğru dürüst bilmeyen Arnavut Caferdem Paşa, Tophane Kâtiplerinden Arif Bey, Binbaşı Rasim,
Hezargradlı Şeyh Feyzullah ve Kütahyalı Şeyh İsmail’dir. Kırkbeş elli kişiden oluştuğu anlaşılan derneğin öteki
üyeleri de bazı şeyh ve hocalarla medrese öğrencileri ve halktan kişilerdir. Ancak yargılama sırasında Şeyh
Feyzullah’ın bin, Şeyh İsmail’in altıbin müridi ile yardımda bulunacaklarını Şeyh Ahmed’e vaaz etmiş olduğu
anlaşıldığına göre eyleme geçilince, oldukça önemli bir kalabalığın toplanacağını kabul etmek gerekir.
Derneğin kuruluşunu ve amacını, hükümete Mirliva (Tuğgeneral) Hasan Paşa haber vermişti. Dernek
üyelerinden Tophane Mızıka Başçavuşu Erzurumlu Mehmet, Kolağası Hasan Ağa’ya bundan bahsetmiş, o da
Hasan Paşa’ya haber vermiştir. Derneğin sözü geçen üyelerinden ve bir çeşit genel sekreter olan Arif Bey’in de
derneğe sokmak amacı ile Hasan Paşa’ya açıldığı, Hasan Paşa’nın olumlu görünerek kendisinden bilgi aldığı da
yargılama sırasında meydana çıkmıştır.
Dernek üyelerinden önemli bir çoğunluk, 17 Safer 1276 (15 Eylül 1859) Perşembe günü Tophane’deki
Kılıç Ali Camii’nde toplandıkları bir sırada yakalanmıştır. Bu toplantıyı Hasan Paşa’nın düzenlediği, yine
yargılama sonucu ortaya çıkmıştır. Tutuklular, Çengelköy’deki Kuleli Kışlası’na götürülerek burada sorgu ve
yargılamaları yapılmıştır. Tutuklular kışlaya götürülürken, Caferdem Paşa, kendini denize atarak intihar etmiştir.
Mahkemenin kâtipliğini Mithat Paşa yapmıştır. Dernek üyelerinden beşi, birinci dereceden suçlu görülerek idama
mahkûm edilmişlerse de Abdülmecid, bunlardan Arif Bey ile Rasim Bey’in cezalarını müebbed küreğe
çevirmiştir. Ötekileri onaylamıştır.
57
“İstanbul’un görünümünün köklü değişiminde büyük askerî kışla inşaatlarının rolü ağırlık taşır. Projeler ve
tipolojiler yabancı kaynaklı olduğundan kıyıların görünümü değişmiş ve büyüklükleri, farklı ölçekleri ve
üsluplarıyla bu kışlalar reformcu sultanların getirdiği yeni düzenin âdeta simgeleri olmuştur.” [Doğan Kuban,
İstanbul Bir Kent Tarihi (Bizantion, Kostantinopolis, İstanbul), (Çev, Zeynep Rona), Tarih Vakfı Yurt Yayınları,
İstanbul, Ekim 2004, s.327.]
58
“Krikor’un oğlu Garabet Amira Balyan (1800-1866) Dolmabahçe Sarayı’nın yapımından sorumluydu. Ayrıca
eski Çırağan Sarayı ve başka sultan saraylarıyla Gümüşsuyu Kışlası’nı, Dolmabahçe’deki Bezm-i âlem Sultân
Camisi’ni, Çengelköy’deki Süvari Kışlası’nı, Mekteb-i Harbiye’yi ve birçok yapıyı gerçekleştirmiştir.” [Doğan
Kuban, a.g.e., s.373.]
59
Kaynaklarda binanın 1862/63 yılında tamamen kârgir olarak yapıldığına dair bilgiler de yer almaktadır.
“Badehu cennet-mekân Sultan Abdülazîz Han hazretlerinin zaman-ı saltanatlarında kârgir olarak bir tarz-ı dilnişinde bina ve inşa edilmiş...” (Kolağası Mehmet Ra’if, a.g.e. s.270.) “Kışla, Sultan Abdülaziz zamanında
tamamen kârgir ve iki katlı olarak yeniden inşa edilerek bugünkü görünümüne kavuştu (1862).” (H. Fehmi Öz,
a.g.m., s.249.) Ancak, 1862’den sonra çekilmiş fotoğraflara bakınca, dış duvarlar kârgir olsa da iç kısımların
ahşap yapıldığı görülmektedir.
60
İ. Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Üsküdar Tarihi, C.:II, Türkiye Yeşilay Cemiyeti Yay., Ahmet Sait
Mat., İstanbul 1977, s.324’te “... Sultan Abdülaziz’in kalfası Balyan tarafından yenilenirken iki kule yapılmıştır.
Kuleler yine yıkılmıştır” denilmekteyse de kulelerle ilgili bu bilginin doğruyu yansıtmadığı değerlendirilmektedir.
12
“Şeref Kapısı” adı verilen ve denize bakan
kapının üzerinde, Sultan Abdülaziz'in tuğrası altında
ta'lik yazı ile kitabesi konmuştur. Kitabeyi, Hicrî 1279
(M.1862-63) yılında Sadrazam ve Serasker Konyalı
Keçeci-zâde (Keçici-zâde) Fuad Paşa 61 hazırlamış,
Sikkegenbaşı
Abdülfettah
Efendi
yazmıştır.
Abdülaziz'in taşa kazınmış olan tuğrası çatının tam
altında yer almaktadır.
Balkonun altında bulunan kitabe ise şu şekilde okunmaktadır:
"Kuleli'de kal‘a-âsâ itdi inşâ bir dahâ
Şâh-ı devrân yapmış idi çün muallâ kışlayı
Sadr u ser-asker iken târîhini yazdı Fu’âd
Kıldı Hân Abdülazîz bünyâd vâlâ kışlayı 1279” 62 Fuad Paşa’nın Şeref Kapısı üzerindeki kitabesi
( óíéÜ’Ó üaë …bîäi ŒíŒÈÛa†jÇ æb ô†ÜÓ
QRWY )
Fuad Paşa, kışlanın arkasında, hazinesi büyük, dört tarafı kurnalı büyük ve güzel bir de
çeşme yaptırdı. Günümüze kadar varlığını koruyamamış olan bu çeşmenin olması gerektiği
bölgede, bugün aşağı okul mutfağı ve dershaneler bulunmaktadır. 63
Maçka Kışlası
Çinili Köşk
Kuleli Kışlası, bu tarihten sonra 9-10 yıl daha süvari askerleri için kışla olarak
kullanılmıştır. Malta taşı ve tuğla ile inşa edilmiş koğuşların hastalara zarar verdiği düşüncesi
ile taş yapı üzerine ahşap döşeme yapılarak, 1868 yılında Kuleli Hastahanesi yenilenmiş, 64
1872 yılında ise Maçka Kışlası’nda bulunan “Mekteb-i Fünûn-ı İdadî-i Şâhâne (Harbiye
İdadîsi)” Kuleli Kışlası’na taşınarak yerleşmiştir. 65 Bu tarih, Kuleli Kışlası için bir dönüm
noktasıdır. Bu tarihten sonra bina, kışlalıktan ayrılıp okul haline gelmiştir. 66
61
“Keçeci-zâde Fuat Paşa (İstanbul 1815-Nice 1869), tıp öğrenimi gördükten sonra Bâb-ı Âlî Tercüme Odası’nda
görev yapmıştır. 1855’te ‘Vezir’ pâyesi ile Hariciye Nezâretine getirilmiş, 1862’de Sadrazam olmuştur.” (Bkz.
Büyük Larousse, VII/4318.)
62
Keçeci-zâde Fuad Paşa, yazdığı bu tarih manzumesinde tarih dizesi ile ilgili hiçbir işarette bulunmamıştır.
Tarih-i Tam olarak değerlendirildiğinde dizenin değeri 1566 çıkmaktadır. Mücevher tarih (noktalı harflerin
toplamı) olarak değerlendirildiğinde 1278 çıkmaktadır. Kitabede ise 1279 tarihi yer almaktadır.
63
İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.7.
64
B.O.A., İrade-i Dahiliye, nr.:41390, 27 Recep 1286 (6 Ağustos 1869 Cuma).
65
Mekteb-i Fünûn-ı İdadî adıyla 21 Eylül 1845 (18 Ramazan 1261) tarihinde Dolmabahçe Sarayı’ndaki Çinili
Köşk’te öğrenime başlayan ve 1846-1847 öğretim yılında Dersaadet Askerî İdadîsi adını alarak Maçka Kışlası’na
taşınan Harbiye İdadîsi, 1872 yılında Kuleli Kışlası’na yerleşmiştir. Bu tarihten sonra Harbiye İdadîsi (Mekteb-i
İdadî-i Şâhâne), Kuleli Askeri İdadîsi adını almıştır.
66
Hasan Fehmi Öz, a.g.m., s.249.
13
Kuleli Askerî İdadîsi, 1872 yılında Kuleli Kışlası’nda Tıbbiye İdadîsi ile birlikte
öğrenimine devam etmiştir. II. Abdülhamid (1876-1909) döneminde, Abdülmecid tarafından
yaptırılan hastahane binası boşaltılarak 67 Tıbbiye İdadîsi’ne verilmiştir. 1877-78 Osmanlı Rus
Savaşı’nda (93 Harbi) Kuleli Kışlası’nın yeniden hastahaneye dönüştürülmesi 68 üzerine her iki
idadî, Pangaltı’daki Mekteb-i Harbiye (şimdiki Askerî Müze) binasına taşınmıştır. Savaşın
sona ermesinden bir yıl sonra okul, tekrar Kuleli Kışlası’na dönülmüştür (1879).
Kuleli Arşivi’ndeki kayıtlardan anlaşıldığı kadarıyla, 1879-1880 yıllarında Deniz
İdadîsi de bir süre için Kuleli Kışlası’nda eğitim yapmıştır. 69
Kışlanın “idadî” olarak kullanılmaya başlanmasından (1872) sonra, öğrenci sayısının
artması üzerine, 8 Şevval 1297 (14 Eylül 1880 Salı) günü, kışlaya ilk defa bir postane
kurularak bir telgraf makinesi hizmete sokulmuştur. 70 Ayrıca, 26 Safer 1310 (18 Eylül 1892)
tarihinde de kışlaya yeni binalar ilave edilmiştir. 71
Kolağası Mehmed Râif Bey, Mir‘at-ı İstanbul adlı eserinde, artan öğrenci mevcudu
üzerine Sultan Abdülhamid (1876-1909) tarafından Mekteb-i Tıbbiye için Şevval 1311
(8 Nisan-6 Mayıs 1894) tarihinde dershane olarak hizmet veren yeni bir bina eklendiğini,
yakınlarına da bir hastahane binası inşa edildiğini bildirmektedir. Eklenen binanın denize
bakan cephesine nakşedilmiş bir tarihi de aktarmaktadır:
“Zînet-efzâ-yı makâm-ı mu‘allâ-yı hilâfet-i İslâmiyye ve erîke-pîrâ-yı saltanat-ı
Seniyye-i Osmaniyye es-Sultân İbni’s-Sultân el-Gâzî Abdülhamîd Hân Hazretleri taraf-ı
eşreflerinden işbu Mekteb-i Tıbbî-i Şâhâne müessesât-ı celîle-i şehriyarîlerine ilâveten bin üç
yüz on bir sene-i hicriyyesi Şevvâlinde (8 Nisan-6 Mayıs 1894) binâ ve inşâ edilmiştir.” 72
Kitabeden de anlaşılacağı üzere Mekteb-i Tıbbiye öğrencileri için bir ölçüde staj merkezi
olarak yapımı tamamlanan hastahane, kârgir ve üç katlı olarak inşa edilmiş olup, halen revir
olarak kullanılmaktadır.
Harbiye İdadîsi ile Tıbbiye İdadîsi, bir süre daha Kuleli Kışlası’nda birlikte eğitim
yapmışlar, kışlanın zamanla iki okula birden yetmemesi üzerine, Sultan Abdülhamid’in
emriyle Tıbbiye İdadîsi, Haydarpaşa Kışlasına nakledilmiştir (1901). Kuleli Kışlası’nda sadece
Harbiye İdadîsi (Kuleli Askerî İdadîsi) kalmıştır.
67
Hastahane, Beylerbeyi’ne taşınmıştır.
Kuleli Askerî Lisesi Muhaberat Defteri, Sene 1293 (1877), İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., s.326.
69
Kuleli Askerî Lisesi Muhaberat Defteri, Sene 1293 (1877), İ. Hakkı Konyalı, a.g.e.,s.326.
70
B.O.A., A.MKT.NZD., nr.:1473/27, 8 Şevval 297 (14 Eylül 1880 Salı).
71
Hasan Fehmi Öz, a.g.m., s.249. (B.O.A. Yıldız Perakende Başkitabet (Y-PRK-BŞK), nr.:27/98.)
72
Kolağası Mehmet Ra’if, a.g.e., s.272. Ayrıca, BOA Y.PRK. ASK. 97/11’de kayıtlı Makâm-ı Ser-askeriyye’ye
ait belgede yer alan ve Muhtar mahlaslı bir şair tarafından yazılmış olan dört beyitlik bir tarih manzumesinin de
bu kitabenin içerisinde yer aldığı tahmin edilmektedir.
Cihân-bân-ı mu‘azzam Hazret-i ‘Abdülhamîd Hânun
Mebânî-i bedî‘ü’l-hikmeti yer yer hüveydâdır
68
Yapıldı sâyesinde Mekteb-i İ‘dâdi-i Tıbbî
Bu da iltifâtına bir başka bürhân-ı mu‘allâdır
Tecelliyât-ı ‘ilm ü ma‘rifet ‘ahd-ı celîlinde
Nazar zîb-i terakkî-perverân-ı dîn [ü] dünyâdır
Temâşâ eyleyüp târîhini yazdı kulı Muhtâr
Bu bünyân-ı mücedded mebde’ü’l-feyz-i etibbâdır 1311
( ‰…bjÂa œîÐÛa ªa†jß …†vß æbîäi ìi )
QSQQ
Kitabenin yazılı olduğu binanın Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin bulunduğu yerde olduğunu tahmin ediyoruz. Binaya
ait bu kitabe, 1955 yılında parçalanmış ve kaybolmuştur. (Zekeriya Türkmen, a.g.e., s.13.)
14
1880-1893 yılları arasında Kuleli
Erkânı Harp (Kurmay) Binbaşı Vehip Bey’in (Paşa’nın) Okul Komutanlığı zamanında
(6 Temmuz 1910-1 Mayıs 1912), bir milyon lira sarf edilerek iki kule ile kuzeydeki bina ilave
edildiği 73 söyleniyorsa da fotoğraf ve belgelere göre bu tarihte iki kulenin ilave edildiğini
destekleyen bir bulguya rastlanmamıştır. Ancak, Vaniköy yönünde Kuleli Kışlası’na bitişik
olarak kimyâhâne, kütüphane, arziyyat müzesi, mütalaa ve şeref salonları ile müdür lojmanı
olarak kullanılan ilave binanın alt kısmı halen öğrenci gazinosu ve Anadolu Toplantı Salonu;
üst kısmı ise Tabldot Salonu, Okul Müzesi ve Fizik laboratuvarları olarak kullanılmaktadır.
1911 yılında okulda kalorifer inşasına başlanmış, ancak, Balkan Harbi bu tesisatın
döşenmesini engellemiştir. 1914 yılında hizmete sokulan kalorifer dairesine ait tuğladan inşa
edilmiş baca bugün kuzey kulenin hemen kuzeydoğu istikametinde yer almaktadır. 74
Balkan
Savaşı’nın
patlak
vermesi üzerine Kuleli Kışlası, yeniden
hastahaneye dönüştürülmüş, Kuleli
İdadîsi öğrencilerinin bir kısmı şimdiki
Kandilli Kız Lisesi olan Âdile Sultan
Sarayı’na, bir kısmı da Beylerbeyi
Sarayı yanında, bugün Deniz Eğitim
Komutanlığı ve Sabancı Olgunlaşma
Enstitüsü olan binalara taşınmıştır.
1913 yılı sonunda Balkan Savaşı’nın
sona ermesi üzerine Askerî İdadî,
kışlada yeniden öğretime başlamıştır.
Kuleli, 1920-1930
Ancak, Birinci Dünya Savaşı (19141918) sonunda imzalan Mondros Antlaşması gereğince 16 Mart 1920’de İstanbul’u işgal eden
İtilâf Devletleri adına İngilizlere, depo ve transit ambarı olarak kullanılmak üzere teslim
edilmiştir (Temmuz 1920). İngilizlerin izniyle “Ermeni Eytam Okulu (Ermeni Yetimler
Okulu)” olarak Ermenilere verilen kışla, 1923 yılına kadar İstanbul’dan gelip geçen Ermeni
göçmenlerin de yatıp kalktığı bir mekan olmuştur. Bu arada pek çok tahribata uğrayan kışlada
ne gibi tamiratın yapıldığı bilinmemektedir. 75
73
Tahsin Ünal, a.g.m., s.13.
Kuleli Askerî Lisesi, 1904 tarihli Yazışma Defteri, s.46.
75
Sadettin Nüzhet [Ergun], “Kuleli Askeri Lisesi’nin Tarihçesi”, 1932-33 KAL Son Sınıf Hatırası, Devlet
Matbaası, İstanbul 1933, s.9.
74
15
Kuleli, 1929
Necip Bey haritasında Kuleli Askerî İdadîsi, 1915
Temmuz 1920 sonlarında okul öğrencileri ve eşyaları, Kâğıthane’de Sünnet Köprüsü
yakınlarındaki çadırlara yerleştirilmiş, İstanbul’da evi olan öğrenciler evlerine bırakılmıştır.
Dersler kesilmiş, üç aylık çadır devrinden sonra, Ekim 1920’de Maçka’da Silahhane’nin
yanındaki Karakol’a taşınmıştır. Bir ara Beylerbeyi Sarayı yanındaki sağlığa elverişli olmayan
eski Jandarma Okulu binasında da öğrenimine devam eden okul, burada İstanbul’un
kurtuluşuna kadar kalmıştır. 76 İstanbul’un kurtulması üzerine İngilizler, Ermenileri çıkartarak,
kışlayı Türk makamlarına teslim etmişlerdir (1923). Böylece Kuleli Askeri İdadîsi, tekrar
binasına kavuşur.
Kuleli, 1933-1934
Kuleli Askerî Lisesi, II.
Dünya Savaşı’nın başlaması
üzerine, önceden hazırlanan
seferberlik planına göre, Mayıs
1941’de Konya’ya nakledilmiştir. Boşaltılan kışla, altı yıl
boyunca (Mayıs 1941-Ağustos
1947) 1000 Yataklı Cildiye
Hastahanesi ile Boğaz Nakliyat
Komutanlığı emrine verilmiştir.
İkinci Dünya Savaşı’nın bitmesi üzerine, hastahaneden boşalan kışlaya, Mayıs
1941’den itibaren Konya’da eğitim ve öğretimine devam eden Kuleli Askeri Lisesi, 19-21
Ağustos 1947 tarihleri arasında taşınarak yerleşirken, 77 yine aynı savaş nedeniyle eğitim ve
öğretimini Akşehir’de sürdüren Maltepe Askerî Lisesi de savaşın bitiminden sonra (25-26
Ağustos 1947), kendisine tahsis edilen Kuleli Kışlası’ndaki eski Rüşdiye ve Hastahane
binalarına taşınmıştır. Kuleli Kışlası’nda iki ayrı okul olarak faaliyet gösteren Kuleli ve
Maltepe askerî liseleri, 1950 yılında birleştirilmiştir.
1950 yılından bugüne şimdiki binalarında öğretim faaliyetlerinin devam ettiği Kuleli
Askerî Lisesi’nde 1960’a kadar kışlada kapsamlı bir tamirat ve tadilatla karşılaşılmamaktadır.
76
Halil Rüştü Bey’in Mektuplarından.
Kuleli Askeri Lisesi’nin Konya’dan ayrılması üzerine, Elazığ’da bulunan “Üçüncü Gedikli Hazırlama Okulu
(Astsubay Hazırlama Okulu)” Konya’ya nakledilerek Kuleli’nin boşalttığı binalara yerleştirilmiştir. Konya’daki
“İkinci Gedikli Erbaş Hazırlama Okulu” ile birleştirilen “Üçüncü Gedikli Hazırlama Okulu”, 1956’da “Sekizinci
Astsubay Hazırlama Okulu” ismini almış ve 1957’de Mersin’e nakledilmiştir. 1963’te lağvedilerek 1964’te lise
seviyesine çıkartılmıştır. (Tahsin Yanyaoğlu, “Astsubay Hazırlama Okullarının Tarihçesi”, Türk Kültür Derneği
(dergi), Yıl: III, Sayı:32, s.537-538.)
77
16
1960-1961 yıllarında, bugün Korg. Şefik Erensu Sitesi olarak adlandırılan bina yıktırılarak
yeniden yaptırılmış; okulun kuzey, güney ve orta bahçeleri tanzim edilmiştir. Korg. Şefik
Erensu Sitesi, 1963-1964 öğretim yılında tamamlanarak hizmete açılmıştır. 78
1962-1963 öğretim yılında, Nizamiye ile tarihî ana bina arasındaki bahçe ile tarihî ana
binanın çevrelediği iç bahçe tanzim edilerek, ağaç dikimi gerçekleştirilmiştir. Ön bahçede şu
an mevcut olmayan havuzun inşası da o yıllara rastlamaktadır.
Okul binasında en esaslı tamirat, Okul Komutanı Kur. Alb. Bayram Aslan (1965-1969)
zamanında yapılmıştır. Bina Org. Cemal Tural’ın emirleri çerçevesinde 6 milyon liradan fazla
bir para harcanarak yeniden betonarme olarak esaslı bir şekilde tamir edilmiştir. 79 Binanın arka
kısmına servis binası eklenmiş 80 ve 1968-1969 yıllarında Thomas Allom’un gravürü esas
alınarak kuleler yaptırılmıştır. Yine o
yıllarda
okulun
ağaçlandırılma
çalışmalarına devam edilmiş, Nizamiye
ile Şehitler Kapısı arasına (Atatürk
anıtının doğusuna), daha önce inşa
edilmiş
olan
İnzibat
Karakolu
kaldırılarak, araçların yakıt ikmali için
akaryakıt ikmal noktası kurulmuştur.
Bu ikmal noktası, 1989 yılında,
emniyet ve kullanım açısından servis
binalarının arkasına taşınmıştır. Halen
aynı noktada hizmet vermektedir.
Atletizm sahası ve okulun önündeki yol 1971-1974 yılları arasında yapılmıştır. 81 Halen
Org. Ali Keskiner adıyla kullanılan site ile Alb. Şevket Kuleli Sitesi’nin yapımına da 1978
yılında başlanmış ve 30 Ocak 1979 tarihinde tamamlanmıştır. Şimdiki okul nizamiyesinin
yanında bulunan spor salonunun yapımını müteakip teslim alındığı tarih 24 Kasım 1979’dur.
1981 yılında spor salonuna, okulda Beden Eğitimi öğretmeni olarak görevliyken vefat eden
Öğ. Yb. Fazlı Ünaltay’ın adı verilmiştir.
Okulun küçük onarım masraflarının giderek artması, birçok tesisin ve teçhizatın
ekonomik ömürlerini doldurmuş bulunmaları nedeniyle, tüm binaların yenileme ve büyük
onarım kapsamı içerisinde ele alınması kararlaştırılmıştır. (E) Orgeneral Doğu Altulga’nın
Okul Komutanı olduğu dönemde (1979-1983), Atatürk Spor Salonu’nun arkasına 10 dairelik
lojman yapılmış (Şehit Tğm. Zafer Toka Lojmanı) ve 03 Eylül 1982 tarihinde hizmete tahsis
edilmiştir. Ayrıca, Haver İlaç Fabrikası’nın bulunduğu alan istimlak edilerek, Korg. Şefik
Erensu Sitesi’nin kuzeydoğusundaki 10 dairelik lojman inşaatına da başlanmıştır. Lojman
binası (Şehit Er Ahmet Güneşdoğdu Lojmanı), Eylül 1984 tarihinde tamamlanarak Org. Yaşar
Büyükanıt’ın Okul Komutanlığı döneminde (1983-1986) hizmete sunulmuştur. Bu dönemde
(1983-1986), Kuleli Askerî Lisesi kapsamlı bir restorasyona tabi tutulmuş ve Boğaz’a bakan
cephe hariç, diğer binalar aslına sadık kalınarak onarılmıştır. 1987 yılında tamamlanan bu
onarımda, Şehitler Kapısı’nın üzerindeki Abdülaziz’e ait tuğra da binaya monte edilmiştir. 82
78
İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., C.:2, s.328.
Tahsin Ünal, a.g.m., s.13.
80
İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., C.:2, s.328.
81
İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., C.:2, s.328.
82
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt’ın Kuleli Askeri Lisesi Komutanlığı döneminde (1983-1986)
gerçekleştirilen restorasyon çalışmaları sırasında, “Okul Komutanı Makamı”nın denize bakan cephesinin üzerinde
bulunan Sultan Abdülaziz’e ait tuğranın bir benzeri, halen “Şehitler Kapısı” olarak kullanılan kapının üst kısmına
79
17
Yine bu yenileme ile Korg. Şefik Erensu Sitesi tamamen elden geçirilmiş ve binanın teras katı
kapatılarak öğrenci gazinosu haline getirilmiştir. Maltepe Binası da büyük bir onarımdan sonra
Emniyet ve Muhafız Bölük binası olarak kullanılmaya başlanmıştır.
Yapımına 1988 yılında başlanan “Isı Merkezi”, 1991 yılında bitirilmiştir. Bilgisayar
donanımlı olan bu merkezde, okulun bütün binaları tek merkezden ısıtılmakta ve sıcak su
ihtiyacı karşılanmaktadır. Eski Haver İlaç Fabrikası’nın istimlak edilen alanında kurulan içme
suyu arıtma tesisi de 1991 yılında hizmete sunulmuştur.
1991 yılında, Korg. Şefik Erensu Sitesi ile tarihî ana bina arasındaki yol, sivil trafiğe
kapatılmış, Beşiktaş’taki eski Şişli Askerlik Şubesi (şimdiki Uzman Erbaş Misafirhanesi)
restore edilerek öğrenci lokali haline getirilmiştir.
1992-1994 yılları arasında Org. Ali Keskiner Sitesi’nde bulunan mutfak modern bir
görünüme kavuşturulurken, Isı Merkezi, Nizamiye ve spor salonlarının zeminleri ile açık spor
alanlarının bakımı yapılmıştır. Ayrıca, okulun gece aydınlatması da bu dönemde tamamen
yenilenmiştir.
Tarihi bina aydınlatma sisteminin değiştirildiği 1995 yılından 2002 yılına kadar
kapsamlı bir yenileştirme faaliyeti yapılmamıştır. 1999 yılında, daha önce inşa edilen (1991)
içme suyu arıtma tesisine bir depo daha ilave edilerek kapasitesi arttırılmıştır. 2002 yılında
kuzey ve güney kulelerin kurşun kaplamaları değiştirilmiştir.
Kurmay Albay Fahri Erenel’in Okul Komutanlığı (2003-2005) döneminde, okul,
güvenlik sistemi ile donatılmış, Atatürk Spor Salonu yenilenmiş, tarihî ana binanın iç
kısımlarının bazı bölümleri aslına uygun olarak restore edilmiş ve “Şeref Salonu” da modern
müzecilik anlayışına uygun olarak yeniden tanzim edilmiştir.
04 Ekim 2004 tarihinde K.K.K. Org. Yaşar Büyükanıt ve 1. Ordu Komutanı Org. Hurşit
Tolon’un katıldığı törenle, 1500 kişi kapasiteli Org. Doğu Aktulga Kültür Sitesi 83 hizmete
açılmıştır.
Tarihî gazino ile tarihî öğretmenler odasındaki tavan işlemelerinin temizletilerek aslına
uygun olarak altın varakla tekrar kaplanması da bu dönemde gerçekleştirilmiştir.
da yerleştirilmiştir. Ancak bu işlemler yapılırken müteahhit firma, orijinal tuğranın altında yer alan “QRWY” (1279)
tarihini sehven “QRVY” (1269) olarak okumuş ve yeni yaptırılan tuğranın altına da “QRVY” (1269) tarihini
yazmıştır. Hicri 1279 tarihi miladi olarak 1863 yılını karşılamaktadır. 1269 tarihi ise 1853 tarihini karşılar ki bu
tarih Sultan Abdülaziz’in değil, Sultan Abdülmecid’in saltanat yıllarına rastlamaktadır. Abdülaziz’in tuğrası altına
yazılan tarih Abdülmecid dönemine ait olduğu için, bir yanlışlık olduğu değerlendirilmektedir.
83
Albay Şevket Kuleli Sitesi’nin kuzeydoğusunda Boğaz’a hakim bir noktada kurulmuş olan Orgeneral Doğu
Aktulga Kültür Sitesi, 1500 kişi kapasiteli olup, 2100 m2 oturum alanına sahiptir.
18
Kurmay Albay İlhan Bölük’ün Okul
Komutanlığı döneminde (2005-2007), Kuzutepe bölgesinde yaptırılan bayrak gönderi 84 ile
tüm Kuleli mezunu şehitler adına yazdırılan
kitabe, 85 K.K.K. Org. Yaşar Büyükanıt
tarafından 17 Mart 2006 tarihinde yapılan
törenle açılmıştır. Törene, 1. Ordu Komutanı
Org. İlker Başbuğ da iştirak etmiştir.
Kuzutepe’nin adı bu tarihten sonra
Bayraktepe olarak değiştirilmiştir.
Bayraktepe ve Kuleli
4. Kışlanın Mimarî Tarihinin Kronolojisi
İnşa edildiğinden bugüne, Kuleli Kışlası’nın kullanılma maksatlarını ve geçirdiği
değişimleri kronolojik bir biçimde şöyle sıralayabiliriz:
1828-1837
1837-1842
1842-1854
28 Temmuz 1842
1843
1843-1845
1845
Nisan 1847
1854-1856
1856-1862/63
9 Eylül 1856
Aralık (?) 1856
27 Temmuz 1857
Eylül 1859
1862-1863
1863-1872
1868
1872-1877
1877-1878
1879-1901
14 Eylül 1880
18 Eylül 1892
Nisan-Mayıs 1894
1901-1912
1910-1912
1912-1913
1 nci Süvari Alayı Kışlası,
Tahaffuzhane (Karantina binası),
Süvari Kışlası,
Kışla’nın tamirat nedeniyle boşaltılması,
Kışla’ya su getirilmesi,
Kışla’nın yanması; yarı kârgir, yarı ahşap olarak yeniden yapılması,
Hastahane, hamam ve manej binalarının ilavesi,
Su yollarının tamiri; ahırlar üzerinde subaylar için çalışma ve yatma odaları ile
Pâdişah için Dâire-i Hümâyûn.
Kırım Harbi dolayısıyla müttefik askerler için kışla ve hastahane,
Süvari Kışlası,
Kışla’nın tamiri (koğuşlar, ahırlar, su yolları...),
Kışla’nın İngilizler tarafından yakılması,
Kışla’nın yanan kısımlarının tamiri,
Kuleli Vak’ası sanıklarının yargılanması için mahkeme,
Kışla’nın Abdülaziz tarafından yeniden yaptırılması,
Süvari Kışlası,
Kışla hastahanesinin yenilenmesi,
Harbiye (Kuleli) ve Tıbbiye İdadîleri,
Osmanlı-Rus Savaşları (93 Harbi) dolayısıyla hastahane,
Harbiye ve Tıbbiye İdadileri,
Kışla’ya postane kurulması ve telgraf makinesinin hizmete sunulması,
Kışla’ya yeni binalar ilave edilmesi,
Hastahane (Revir) ve yeni dershane binalarının inşası,
Kuleli Askerî İdadîsi,
Kuzey kulenin kuzeyindeki ek binaların yapımı,
Balkan Harbi dolayısıyla hastahane,
84
Asya’dan Avrupa’yı selamlayan bayrağımızın çekildiği gönderin yüksekliği 41 m, deniz seviyesinden
yüksekliği ise 103 m’dir. Bayrak 10x15 m ebadında olup, 150 m2’dir. Bayrak, direk içerisinden otomatik halat
sarmalı vinç sistemi ile göndere çekilebilmektedir. Çelik sacdan imal edilmiş bayrak direğinin üst çapı 30 cm, alt
çapı 60 cm, ağırlığı ise 11 tondur. Bayrağın göndere sarılmasını önlemek amacıyla paslanmaz mapa ve fırdöndü
sistemine sahip olup, üzerinde paratoner ve uçak ikaz lambası yer almaktadır. Bayrağımız her iki köprüden de
görülmektedir. Aydınlığa duyarlı fotosel sistemine sahip 3 adet projektör ile aydınlatılmaktadır.
85
Kitabenin sol tarafında:
Kitabenin sağ tarafında:
“Kuleli’de kan, bayrak; ten, vatandır.
Balkan Harbi’nde, I. Dünya Harbi’nde,
Burada açan her gül, arşa yükselen candır.
Çanakkale Muharebelerinde, İstiklâl Harbi’nde,
Şanlı Yuva’da çarpan her yürek,
Kore’de, Kıbrıs’ta ve İç Güvenlik Harekâtı’nda
Kanıyla tarih yazandır.”
kanıyla bayrak, canıyla vatan olan Kuleli mezunu şehitlerimize...
ifadesi yer almaktadır.
19
1913-Temmuz 1920
1914
Temmuz 1920
Temmuz 1920-1923
1923-Mayıs 1941
1924-1925
Mayıs 1941-Ağustos 1947
Ağustos 1947-1950
1950
1950-..............
1956-1957
1957-1959
1959-........
1960-1963
1968-1969
1971-1974
30 Ocak 1979
1979
1983-1987
1991
1992-1994
2002
04 Ekim 2004
2004-2005
17 Mart 2006
Kuleli Askerî İdadîsi,
Kışla’ya kalorifer sisteminin inşası,
İngilizlere depo ve transit ambarı olarak verilmesi,
İngilizler tarafından kullanılmayıp, Ermeni Yetimler Okulu olması.
Kuleli Askerî Lisesi,
Kuleli Askerî Lisesi’nin sivil liseye dönüştürülmesi,
1000 Yataklı Cildiye Hastahanesi, Boğaz Nakliyat Komutanlığı,
Kuleli ve Maltepe Askerî Liseleri,
Maltepe Askerî Lisesi’nin Kuleli Askerî Lisesi ile birleştirilmesi,
Kuleli Askerî Lisesi,
Kuleli Askerî Lisesi, Askerî Ortaokulu ve Sekizinci Astsubay Hzlm. Okulu,
Kuleli Askerî Lisesi ve Askerî Ortaokulu,
Kuleli Askerî Lisesi,
Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin yeniden yaptırılması,
Thomas Allom’un gravürü esas alınarak “Kule”lerin yaptırılması,
Deniz kenarındaki yolun asfaltlanarak halkın hizmetine açılması,
Org. Ali Keskiner ve Albay Şevket Kuleli sitelerinin yapılması,
Öğ. Yb. Fazlı Ünaltay Spor Salonu’nun yaptırılması,
Okulun kapsamlı bir restorasyondan geçirilmesi,
Isı Merkezi’nin tamamlanması,
Kapsamlı bir restorasyon,
Kuzey ve Güney kulelerin kurşun kaplamalarının yenilenmesi,
1500 kişi kapasiteli Org. Doğu Aktulga Kültür Sitesi’nin yaptırılması,
Tarihî ana binanın iç kısımlarında bazı bölümlerin restorasyonu,
Bayraktepe’ye 41 m yüksekliğinde bayrak gönderinin dikilmesi.
Kuleli, 1927
Kuleli, 1932
20
Kuleli, 1928
Kuleli, 1932
İKİNCİ BÖLÜM
KULELİ ASKERÎ LİSESİ’NİN EĞİTİM TARİHİ
1. Osmanlı Devleti’nde Ordu ve Askerî Okulların Açılması, Subay
Yetiştirme Kaynaklarına Kısa Bir Bakış
Tarihte kurulmuş diğer Türk devletleri gibi Osmanlı devleti de askerî bir yapıya
sahiptir. Osmanlı devletinde askerlikle idare iç içedir. Askerî erkân, aynı zamanda mülkî
erkânı oluşturmaktadır. Vezirlik, Beylerbeyilik, Sancakbeyliği gibi rütbeler, hem askerî hem
de mülkî rütbelerdir. Bu yüzden I. Murat devrinde (1362-1389), ordu ve saray görevlilerini
yetiştirmek için kurulan Enderun Mektebi’ni, Osmanlılarda subay yetiştiren okullardan ilki
olarak sayabiliriz.
1.1. Enderun Mektebi
Enderun, Saray-ı Hümâyûn’da kurulan okullara verilen genel bir addır. Sözcük,
Farsça olup, “bir şeyin iç tarafı” anlamına gelmektedir. Saray üniversitesi mahiyetinde olup,
klâsik devirde (XV.-XIX. yüzyıl arası) padişah sarayının iç teşkilatına verilen adı ifade eder.
Mekteb-i Enderun ya da Enderun-ı Hümâyûn adıyla anılmaktadır. Burada gençler, bir
yandan devlet hizmeti veya belirli güzel sanatlar için eğitim-öğretim görürken, bir yandan
da padişahın şahsıyla veya sarayla ilgili hizmetleri yaparlardı. Zamanın siyasal bilgiler
fakültesi ile harp okulu arasında bir yüksek öğretim kurumuydu. Topkapı Sarayı’nda
bulunuyordu.
Enderun
Enderun
Enderun’a alınacak öğrenciler, doğrudan bu okula kaydedilmeyip, önce saraya bağlı
alt seviyedeki okullarda 7-8 yıl öğretim gördükten sonra, üstün başarı gösterenler “çıkma” 85
85
Devşirme öğrenciler, bizzat Padişah tarafından yapılan bir seçimle yeteneklerine göre bir teste tabi tutulur;
zeki, bedenen sağlam ve askerliğe elverişli olanlar Enderun’a, diğerleri de yetiştirilmek üzere Acemi Ocağı’na
gönderilirlerdi. Osmanlı devletinin parlak saltanat dönemi içerisinde yazarlar, büyük şairler, mimarlar,
sadrazamlar ve önemli devlet adamlarını yetiştiren saray okulları, Türk ordusunun subay ihtiyacını da
karşılıyordu. Küçük ve büyük odalarda öğrenimlerini tamamlayan öğrencilerden ancak, çok başarılı olanlar
yüksek öğrenimine devama hak kazanıyor, diğerleri ise yeteneklerine göre bir rütbe verilerek, askerî birliklere
komutan olarak tayin ediliyorlar veya rütbeleri karşılığı bir idarî göreve atanıyorlardı.
21
denilen diploma töreniyle yüksek öğrenimlerini yapmak üzere, Enderun-ı Hümâyûn’a
gönderilirlerdi. Enderun’a öğrenci yetiştiren alt seviyedeki saray okulları, Galata Sarayı,
İbrahim Paşa Sarayı, İskender Çelebi Sarayı, Eski Saray ve Edirne Sarayı’nda
bulunmaktadır.
Saray okullarında 8-18 yaş arasındaki devşirme öğrencilere, İslam dininin esasları,
Kur’an-ı Kerim, Türk örf adetleri, görgü kuralları, el zanaatları, ilk askerî dersler ve eğitimi,
binicilik, spor, aritmetik, geometri gibi dersler veriliyordu. Bütün okullarda, katı bir disiplin
uygulanıyordu. Amaç, sağlam bir ruh ve irade ile geleceğin komutan ve idarecisini
mükemmel bir şekilde yetiştirmekti. 86
Saray okullarından “çıkma”larını alan Enderun öğrencileri, yeteneklerine göre “oda”
denilen altı sınıfa ayrılırdı. Bu altı oda;
- Büyük ve Küçük Odalar,
- Doğancı Koğuşu,
- Seferli Odası,
- Kiler Odası,
- Hazine Odası,
- Has Oda.
“Büyük ve Küçük Odalar” ile “Doğancı Koğuşu” Enderun’un orta öğrenim
düzeyindeki okullarıdır. Yüksek öğrenim seviyesindeki diğer dört sınıftan ilk ikisi (seferli
ve kiler odası) “tamamlama”, diğer ikisi (hazine ve has odaları) “ihtisas” sınıflarıydı.
Seferli odası öğrencileri, öğrenimlerini tamamladıktan sonra ya bir üst sınıfa geçer veya
saray hizmetinde görevlendirilirler ya da öğrenim seviyelerine uygun bir rütbe ile subay
olarak askerî birliklere tayin edilirlerdi. Enderun-ı Hümâyûn’un en yüksek kademesi “Has
oda” idi. Bu sınıfta okuyarak mezun olan öğrenciler, subay olarak, Padişaha takdim
olunurlardı.
Seferli, kiler, hazine, has odalarının öğrencileri, subay derecesinde bulunuyorlardı.
Enderun-ı Hümâyûn’da öğrenim süresi 14 yıldı. 30 yaşını geçenler okulda tutulmaz,
rütbesine eşit bir göreve tayin edilirlerdi. Enderun-ı Hümâyûn’un bütün sınıflarını okuyan
öğrenciler, mezuniyet sonrası, sancak beyi ile beylerbeyi olarak görevlendirilirlerdi. Osmanlı
ordusuna subay yetiştiren bir diğer kaynak da Yeniçeri Ocağı’dır. Saray ilkokullarından iyi
ve orta derece ile mezun olanlar ve başarısız sayılanlar, er olarak Sipahi bölüklerine
gönderilirlerdi. Bunlar, görevlerine bağlılıkları ve savaşlarda gösterdikleri yararlılıkları
görüldüğü takdirde, subay olurlardı. Hatta, ordunun yüksek komuta heyetine dahi geçebilme
şansları vardı. 87
1.2. Yenileşme Arayışları ve Batılı Anlamda Askerî Okulların Açılması
II. Viyana Bozgunu (1683) ile başlayan süreç içerisindeki yenilgiler, Osmanlı
ordusunda bir yenilenme ihtiyacı doğurmuştur. Zira, Avrupa’da yeni açılan modern harp
okullarında askerlik bilimsel olarak bir değer kazanırken, Osmanlı devletinde subaylar,
klasik düzenle yetişiyor, çağın gerektirdiği gibi eğitilemiyordu. Hatta, Osmanlı ordusunda
Tımarlı sipahiler dağılmış, Kapıkulu askerleri de yalnız siyaset ve ticaretle uğraşır olmuştu.
86
87
Stanford L. Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, C.:I, İstanbul, s.169.
İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Osmanlı Tarihi, C.II. TTK Yay., Ankara, 1975, s.521.
22
Avrupa ordularındaki bilimsel anlamda kendini yenileme düşüncesi ve o devrin
özellikleri içerisinde kazandığı modern bir görünüm, Osmanlı ordusu karşısında savaş
meydanlarında kazanılan galibiyetleri de beraberinde getirmiştir.
Osmanlı padişahlarının kaybettiği toprakları geri kazanma isteği, orduda yeniden
yapılanma ihtiyacını ortaya çıkarmış ve bir arayışa yönlendirmiştir.
Bu arayış çerçevesinde I. Mahmud (1730-1754), İslamiyet’i kabul edip “Ahmet
Ağa” adını alan Kont de Bonnevel’e vezir rütbesi verip, Humbaracıbaşı olarak
görevlendirmiştir. Bundan sonra “Humbaracı Ahmet Paşa” adını alan Kont de Bonnevel,
topçu sınıfının ıslahında etkili olmuştur. Seçtiği 300 kişilik bir grubu, Fransa ve Prusya
usulünce yetiştiren Bonnevel, bölük, tabur ve alaylara ayırdığı askerleri Avrupa tarzında
giydirmiş, manevra ve harp oyunları ile desteklediği eğitimi Avrupa tarzı silahlarla
yaptırmıştır. 1736-1739 Osmanlı-Avusturya savaşlarında cephede olumlu sonuçların
alınması, bu değişimin bir ürünü olarak görülebilir. Bu dönemde I. Mahmud, Avrupa
ölçüsünde ilk askerî okullar olarak kabul edebileceğimiz “Mühendishane” ve
“Humbarahane”yi Üsküdar Toptaşı’nda öğretime açtıysa da bu okul Yeniçerilerin
ayaklanmasıyla hiçbir başarı sağlayamadan kapatılmıştır. 88
Bütün bu arayışlar, III. Selim dönemine (1789-1808) kadar münferit ve plânsız
faaliyetler olarak kalmış, kalıcı bir sonuç ortaya koyamamıştır. Osmanlı ordusunda plânlı
yenileşme faaliyetleri ancak, XVIII. yüzyıl sonlarında kurulan Nizam-ı Cedid ordusu ile
olmuştur.
Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın Mısır’ın Assuan şehrinde Avrupaî tarzda kurduğu
harp okulunun (1816) başarılı sonuçlar vermesi üzerine II. Mahmud döneminde (1808-1839)
orduda yenileşme arayışları hızlanmış ve askerî okullar açarak orduyu güçlendirme
düşüncesini ön plâna çıkarmıştır. Bu nedenle Osmanlı’da Avrupa tarzında açılan ilk öğretim
kurumları, askerî okullar olmuştur.
Avrupaî tarzda açılan ilk öğretim kurumlarını şöyle sıralayabiliriz:
1.2.1. Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn (Deniz Mühendishânesi)
Humbaracı
Ahmed
Paşa'nın
izinde
yürüyerek
Osmanlı ordusunda yenilikleri
devam ettirmeye çalışan, ancak,
topçuluk
sınıfında
yaptığı
çalışmalardan istediği sonucu
alamayan Baron de Tott, Osmanlı
donanmasının güçsüzlüğünü ortaya çıkaran Çeşme Felaketi (1770)
sonrasında, bir askerî okulun
açılmasını tavsiye etmişti. Ruslarla yapılan savaşta Osmanlı donanmasının işe yaramadığını gören
Cezayirli Hasan Paşa, bu kötü
Mühendishâne-i Bahr-i Hümâyûn
88
Enver Ziya Karal, Harp Okulu Tarihçesi, Ankara, 1946, s.71.
23
gidişe son vermek için bir deniz okulu açmak gerektiğine inanarak, bu düşüncesini saraya da
bildirmiş ve Baron de Tott’un daha önceki tavsiyeleri ile Cezayirli Hasan Paşa’nın teklifleri
üzerine, “Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn” adında bir deniz okulunun açılması için bir
irade yayımlanmıştır (1773). 89
Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn, deniz subayı ve mühendisi yetiştirmek üzere 18
Kasım 1773 tarihinde Kasımpaşa’da öğretime açılmıştır. İlk hocası Seyit Hasan adında bir
Türk subayı olan ve haftada beş gün öğretim yapan bu okulun, ilk açılışta on öğrencisi
vardı. 90 Rusların Kırım’ın iç işlerine karışmaları üzerine, Sadrazam Halil Halit Paşa, orduda
düzenlemeler yaptırmak maksadıyla bu okula Fransa’dan uzman subaylar getirtti (1784).
Bunlar; Topçu subayı “La Fitte” ve “Chabay”, İstihkâm Yüzbaşı “Monier”, inşaat
mühendislerinden de “Rois” ve “Saint Reny” idi. 91
“Okulun programı, günümüzdeki ilköğretim düzeyinde idi. Öğrencilere önce,
okuma-yazma, Arapça, Farsça, Fransızca öğretilir sonra Matematik ve denizcilik bilgileri
verilirdi. Okulun süresi üç yıl olup son seneden itibaren uzmanlık sınıflarıyla ilgili dersler
okutulurdu. Bazı dönemler dışında 1842 yılına kadar, dersler Fransızca olarak okutulurken,
bu yıldan itibaren Fransızca seçmeli, İngilizce zorunlu ders haline getirilmiştir.
Okulda en çok Matematik (Riyaziye) ve İstihkam (Tahkimat) derslerine ağırlık
veriliyordu. Hatta mühendishane bir ara ‘İstihkam Okulu’na çevrildi. Matematik derslerini
önce Türk öğretmenler verirken, sonraları Fransız öğretmenlerden bu ders için
faydalanılmıştır.
1795 yılında ıslah edilip genişletilen okul, Humbaracı Kışlası’nda, Mühendishane-i
Berr-i Hümâyûn ile bir idare altında birleştirilmiştir. Bir ara iki okulun öğrencileri birçok
dersi aynı öğretmenlerden ortak almışlarsa da bu birleşmenin, Bahr-i Hümâyûn aleyhine
olduğu varsayımı ile Padişah III. Selim’in emirleri ile okullar tekrar ayrılmıştır.
1796’da okulun ‘İnşaiye’ kısmı açılmış ve böylece okul ‘Seyr-ü Sefain’ ve ‘Gemi
İnşaiye’ kısımları şeklinde ikiye ayrılmıştır. Birinci kısım Deniz Trafiği, Güverte ve Harita
kısmı olup, buradan mezun olanlar, seyir subayı, levazım subayı ve sonra da baş hoca
olmuş, daha sonra da imtihanla kaptan olarak atanmışlardır. İkinci kısım olan İnşaat
bölümünden mezun olanlar ise yardımcı hoca, baş kalfa ve tersane mimarlığında görev
almışlardır.
Tanzimat devrine kadar birçok defa sistem, bina ve isim değişikliğine uğrayan okul,
1838 yılında müstakil bir binaya yerleşerek, ‘Mekteb-i Bahriye’ adını almıştır. 92
Heybeliada’da yaptırılan Bahriye Kışlası’na taşındıktan sonra, bugünkü lisenin karşılığı olan
Deniz İdadîsi de açılmıştır.” 93
89
Nevzat Ayas, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitim Kuruluş ve Tarihçeleri, Ankara, 1948, s.17.
Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:I, İstanbul, 1939, s.265.
91
Rusya, Osmanlı devletinin Batılılaşma yolunda yaptığı girişimleri, çıkarlarına aykırı gördüğü için
Avusturya ile işbirliği yaparak, Fransa’dan, Osmanlı’daki uzman subaylarını geri çekmesini istemiş, bu isteği
kabul eden Fransa, gönderdiği subayları geri çekmiştir (Eylül 1788).
92
Mühendishâne-i Bahr-i Hümâyûn olarak açılan bina, bugün Kuzey Deniz Saha Komutanlığı Karargâh Binası
olarak kullanılmaktadır.
93
Hülya Yarar, Osmanlı Döneminde Askerî Okullarda Eğitim, MSB Yayınları, Ankara, Haziran 2000, s.241.
90
24
1.2.2. Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn (Kara Mühendishânesi)
III. Selim döneminde (1789-1807) reform projelerinin uygulanmaya başlamasıyla
birlikte, Türk ordusunda yapılması düşünülen yeni eğitim metodlarını uygulatmak ve Türk
subaylarının yetiştirilmesine katkıda bulunmak amacıyla Fransa, İngiltere ve İsveç’ten
askerî uzmanlar getirildi. Bunlardan
yararlanılarak Eyüp’teki Bahriye yazlığında, “Mühendishane-i Sultanî” adıyla
yeni bir okul açılmıştır (1790). Okul,
1793 yılında Halıcıoğlu’da yeni yapılan
Humbaracılar Kışlası’na taşınmış ve
adına da “Mühendishâne-i Berr-i
Hümâyûn” (Kara Mühendishanesi)
denilmiştir. 94 Okul, daha önce kurulan
Deniz Mühendishanesi’ne (Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn) paralel olarak
Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn
kara ordusunun ihtiyacı olan Topçu ve
İstihkam subayları ile askerî mühendisler yetiştirmiştir.
Bu okulda öğretim süresi dört yıldı. Üçüncü ve dördüncü sınıflarda Askerî Tarih,
Topoğrafya, Trigonometri, Balistik, İstihkâm, Astronomi ve Yüksek Matematik dersleri
ağırlıklı olarak okutuluyordu. Gerçekte bu okul, bir “mühendis okulu” olmaktan çok, bir
“harp okulu” mahiyetindeydi. Yeniçeri ocağının kaldırılmasından sonra, yeni bir ordunun
kurulması için hazırlıklar başladığı sırada, ihtiyacı karşılamayan Mühendishane’de
genişletme çalışmaları başlamış, öğrenci sayısı artırılmıştır. 95
1878 yılında Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn’a bir de kurmay subay yetiştiren
Mümtaz Sınıfı eklenmiştir. Yüksek Riyaziye öğrenimi yapan bu sınıf mezunlarına “Erkân-ı
Harp” deniliyordu. İlk mühendishane mezunları, “Asâkir-i Mansure-i Muhammediye”nin
oluşturulması sırasında hazırladıkları talimnamelerle modern Türk ordusunun kuruluşunda
büyük yararlılıklar göstermişlerdir. 96
“Fennî bir sınıf olan Topçu ve İstihkam subaylarının iyi yetişmesi ve mesleklerine ait
yeni buluşlarda bulunabilmesi için öğrencilerin seçilerek alınması kararlaştırılmış; bu
maksatla çıkarılan 24 Aralık 1879 (10 Muharrem 1297) tarihli emirnamede, ordu
merkezlerinde bulunan idadî okulları öğrencilerinin üçüncü sınıf sonunda Harp Okulu’na
gönderilmeleri sırasında, sınıfın en iyi öğrencilerinden arzu edenler ayrılarak, gönüllü
bulunmadığı takdirde birinciden başlamak üzere kur’a çekilmek suretiyle toplam 30
öğrencinin Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn’a gönderilmeleri istenmiştir. 97
1900’lü yıllarda dördüncü sınıfı kaldırılan okul, üç seneye indirilmiş, ‘Seyyar’ ve
‘Kale Topçusu’ olarak da ikiye ayrılmıştır.” 98 Okul, I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar
varlığını korumuştur.
94
Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn olarak açılan bina, bugün Askerlik Şubesi olarak kullanılmaktadır.
Bernard Lewis, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1984, s.303–304.
96
Kolağası Mehmet Esad, Mir’at-ı Mekteb-i Harbiye, s.9, 26, 30, 31.
97
Sonradan Fakülte ve Yüksek Okullar Komutanlığı (FYO) adı altında faaliyet gösteren birimin temeli böylece
atılmıştır.
98
Hülya Yarar, a.g.e., s.243.
95
25
1.2.3. Mekteb-i Tıbbiye
Batı sistemine göre Türkiye’de kurulan üçüncü okul “Mekteb-i Tıbbiye”dir.
Bugünkü Tıp Fakültesi’nin başlangıcı olan Mekteb-i Tıbbiye, ilk defa 1826 yılında Asâkir-i
Mansure-i Muhammediye ordusuna doktor yetiştirme gayesiyle açılmış, dört yıl öğrenim
süreli askerî bir okuldur. 99
Mekteb-i Tıbbiye
Mekteb-i Tıbbiye
II. Mahmud’un Hekimbaşısı olan Mustafa Behçet Efendi’nin verdiği takrirler ve
gösterdiği lüzum üzerine açılan Mekteb-i Tıbbiye, ilk kurulduğu zaman “Tıb-hâne-i Âmire
ve Cerrah-hâne-i Ma‘mûre” adını taşıyordu. Tıb-hâne-i Âmire, orduya askerî tabip
yetiştirirken, Cerrah-hâne-i Ma‘mûre de operatör (cerrah) ihtiyacını karşılamıştır. Her iki
sınıfa ayrılanlar da birer yıl hastanelerde staj gördükten sonra kıtalara gönderilirlerdi. 100
İlk zamanlarda öğrencilere dinî bilgilerle
beraber gramer, okuma-yazma, fen dersleri ve
hekimlik için gerekli anatomi vs. dersler
okutulmakta iken, tıp öğreniminde Fransızca
bilmenin zorunlu olduğu kabul edilerek, okulda
Fransızca dersine önem verilmiştir.
Mekteb-i Tıbbiye Öğrencileri ve Kadavra
1836 yılında Mekteb-i Tıbbiye adını alan
okul, 1838 yılında Galatasaray Kışlası’na
taşınmış, “Tıphâne” ve “Cerrahhâne” kısımları
birleştirilerek “Darü’l-Ulûm u Hekimiyye-i
Osmaniye ve Mekteb-i Tıbbiye-i Adliye-i
Şâhâne” adını almıştır. Mekteb-i Tıbbiye, 1838
(H.1254)’de Galatasaray Kışlası’nda öğretimine
başlarken, II. Mahmud da bu törene katılarak bir
konuşma yapmıştır. 101
99
Mekteb-i Tıbbiye olarak açılan bina, bugün Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi olarak kullanılmaktadır.
Atatürk’ün Doğumunun Yüzüncü Yılında Türk Silahlı Kuvvetleri, Ankara, 1982, s.41–42.
101
Bu konuşmada, Mekteb-i Tıbbiye’de öğretimin Fransızca yapılması ile ilgili konulara değinen II. Mahmud,
bunun gerekçelerini şöyle açıklamıştır: “Sizlere Fransızca okutmaktan muradım, Fransızca lisanı tahsil
ettirmek değildir. Ancak fenn-i tıbbı refte refte kendi lisanımıza almaktır. Ondan sonra memalik-i mahruse-i
şâhânemin her tarafında Türkçe olmak üzere neşreylemektir. (Dr. Bernard’ı göstererek) Bu adamı sizin için
mahsus celbettim. Kendi gayet müstaid bir adamdır. Avrupa’nın birinci derecedeki hükemasındandır. İşte bu
adamdan ve sair hocalarınızdan ilm-i tababeti tahsile çalışın ve tedricen Türkçeye alıp binamız üzerine
100
26
Mekteb-i Tıbbiye İdadî kısmı, 1845 yılında açılmış, Tıbbiye de altı seneye
çıkartılarak, 1870 yılından itibaren okulda eğitim Türkçeye çevrilmiştir. Aynı yıl,
Haydarpaşa Askerî Hastanesi “Ameliyat ve Tatbikat Mektebi” haline getirilmiş, 1876
yılında Haydarpaşa Hastanesi’nde eczacı yetiştirilmesine karar verilmiştir. Öğretimi üç yıl
olan eczacılığı bitirenler, askerî bir rütbeye sahip değillerdi. Bunlar, 1-4 ncü sınıf olarak
derecelendirilmişlerdir. Ancak II. Meşrutiyet’in ilanından önce eczacıların da subay
rütbesiyle atamaları yapılmıştır. Alman Tıp Profesörü Dr. Rieder ve Dr. Deyeke’nin
önderliğinde, ikinci bir askerî tatbikat okulu olarak “Gülhane Tabâbet-i Askerîyye Tatbikât-ı
Mekteb ve Şeririyâtı” kurulmuş (1897/8), bu okul, şimdiki Gülhane Askerî Tıp Akademisi
(GATA)’nin çekirdeğini teşkil etmiştir. 102
1.2.4. Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye-i Şâhâne (Harp Okulu)
7 Temmuz 1826 tarihinde yayımladığı bir kanunnâme ile Yeniçeri ocağının yerine
Asâkir-i Mansure-i Muhammediye adlı bir ordu kuran II. Mahmud, bu ordunun
güçlendirilmesi ve subay ihtiyacının karşılanması için, Avrupa harp okulları ayarında, subay
yetiştiren bir okulun kurulmasının gerekliliğine inanıyordu.
Selimiye Kışlası
II. Mahmud, 1831 yılında Hassa Ordusu
Müşiri Ahmed Fevzi Paşa’ya Selimiye’de bir
askerî okul açmasını emretmiş, Ahmet Fevzi Paşa
da Selimiye’deki “Hassa Ordusu” Dördüncü Alay
İkinci Tabur erleri arasından 19-21 yaşları
arasındaki zeki, gösterişli ve terbiyeli olanları
seçerek Selimiye Kışlası’nda bir “Sübyan Bölüğü”
kurmuştur. Bunlar, bir taraftan teorik bilgiler
alırken, diğer taraftan askerî eğitim görüyorlardı.
Oldukça basit olan bu dersleri, tabur imamları ile
okuma yazma bilen subaylar veriyordu. Bir şeyler
öğrenenler mezun olmuş sayılıyor, bilgilerine göre
“onbaşı”, “çavuş”, “teğmen” gibi rütbeler
alıyorlardı. Daha sonra bunlara daha yüksek
rütbelere yükselme hakkı da verilmiştir. 103
Selimiye Kışlası’nda açılan “Sübyan Bölükleri”,
Mekteb-i Harbiye’nin ilk çekirdeğini oluşturur.
Sübyan Bölüklerindeki eğitimden istediği sonucu alamayan II. Mahmud, Batı’dakiler
ayarında bir okul açmanın şart olduğunu görmüş, Batı dillerini bilen ve Avrupa’daki askerî
okulları incelemiş olan Hassa Ordusu Alay Komutanlarından fahri yaveri Namık Paşa’nın
görüşlerine başvurmuştur. 104
tedavülüne say eyleyin. Zira etibba sıfat-ile memalik-i ecnebiyeden bir takım meçhulü’l-ahvâl eşhâsın
gelmesinden ve şuraya buraya sokulmasından hoşnut ve memnun değilim.” Lütfi Dağdelen-Şahap Hekimoğlu,
Askerî Tıbbiye Tarihçesi, İstanbul 1974, s.2-3.
102
Hülya Yarar, a.g.e., s.249.
103
Alaaddin Avcı, Türkiye’de Askerî Yüksek Okullar Tarihçesi (Cumhuriyet Devrine Kadar), MSB ARGE
Başkanlığı Yay., Ankara 1977, s.12-13.
104
Namık Paşa da Padişah’a bu konu ile ilgili olarak şu görüşlerini aktarmıştır: “Şevketlum, bundan önce
açılan Talim-hane olsun, Sübyan Bölükleri olsun mekteb değildir. Yarım tedbirlerle gayelere varılmaz.
Zabitin, çağımızın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yetişmesi önemlidir. İyi zabit yetiştirmek için ayrı bir
binaya tedrisatın tanzimine, en iyi muallim ve idarecileri buraya tayin etmeğe, ders aletlerini temin etmeğe
ihtiyaç ve zaruret vardır.” Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.11-12.
27
II. Mahmud, Ahmet Fevzi Paşa’yı Mekteb-i Harbiye’nin inşaatı, Namık Paşa’yı da
öğretim programlarının düzenlenmesiyle görevlendirdi. Emir üzerine, iki Paşa, Maçka
Kışlası’nı okul olacak şekilde değiştirmişler, kışlaya bir kütüphane, bir cami, bir hastahane,
eczane, hamam, mutfak, matbaa ve dörtyüz öğrenciyi barındırabilecek dershaneler
kurmuşlardır. İngiltere ve Fransa'dan ders aletleri getirilmiş ve kışladaki tamirat 1834
yılında bitirilerek Selimiye Kışlası'ndan Sübyan Bölükleri buraya nakledilmiştir. 105 Mekteb-i
Harbiye’nin inşasıyla ilgili olarak zamanın şairlerinden Es’âd, bir tarih manzumesi
yazmıştır. Bu manzumenin son dizesinde okulun inşa tarihi olan 1250 rakamı çıkmaktadır ki
bu rakamın miladî olarak karşılığı 1834’tür.
“İktizâ-yı ‘ilm-i ‘irfân ile hâkân-ı zamân
‘Askerine kıldı tebyîn matlab-ı Harbiyeyi
Yek-kalemdi çıkdı Es’âd işbu târîh-i metîn
Yapdı Şeh Mahmûd-ı ‘Adlî Mekteb-i Harbiyeyi” (1251-1:1250)
( óíçîiŠy knØß óÛ†Ç …ìàzß é‘ ô†¼bí )
1834 yılında Sübyan Bölükleri’nin taşınmasından sonra II. Mahmud, 1 Temmuz
1835 (5 Rebiülevvel 1251) tarihinde Mekteb-i Harbiye’nin 106 resmî açılışını yapmıştır. 107
Bundan sonra okul, “Mekteb-i Harbiye”, “Mekteb-i Ulûm-ı Harbiye”, “Mekteb-i Fünûn-ı
Harbiye” gibi çeşitli adlarla anılmışsa da öğrencilere hep “Harbiyeli” denilmiştir. 108
Harbiye, 1834-1851 yılları arasında,
devrin klâsik “medrese” öğreniminden çok
farklı bir öğrenim sergileyememiştir. Dinî
bilgiler veren dersler ön planda tutulmuş;
Arapça ve Farsça, en fazla önem verilen
dersler olarak devam etmiştir. Yalnızca 6 ncı,
7 nci, 8 nci ve 9 uncu sınıflarda yanaşık
düzen eğitimi seviyesinde bir askerî bilgi
verilmiştir. Okulun hedefi ile eğitim sistemi
arasında, tam bir ahenk kurulamamıştır. Bunun
ürerine okul idarecileri okulu Avrupa harp
Mekteb-i Harbiye
105
Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.11-12.
1834’te açılan Mekteb-i Harbiye’nin öğrencileri Selimiye'deki Sübyan Bölükleri’nden ayrı olarak, diğer askerlerden
farklı bir üniforma giyiyorlardı. Açık kahverengi çuhadan ceket ve pantolonları, bellerinde siyah kemer ve kemere asılı
bir meçleri vardı. Başlarında püsküllü fes (sonraları kalpak), ayaklarına ise siyah potin giyiyorlardı. Mir'at-ı Mekteb-i
Harbiye'de bu durum şöyle anlatılır:
"Talebe, trampet ile iş görürdü. Koğuşlarda gece nöbet beklemek, mutfakta yemek pişirmek, pişirilen
yemeği taşımak, karavana silmek; yatacağı, oturacağı yerleri süpürmek gibi hizmetler münavebe ile erlere
yaptırılırdı. Erler, kır renkli çuhadan yeknesak bir elbise giyerler; meç takarlar ve cuma günleri tüfek, palaska
takarak, kısa mintan giyerek, selamlığa giderlerdi.” ( Nevzat Ayas, a.g.e., s.496.)
Mekteb-i Harbiye, Sübyan Bölükleri'nden daha gelişmiş bir kurum olmasına rağmen, hala bir okul teşkilatında
değildir. Öğrencilere "er" denilmekteydi. Harbiye erleri bir tabur sayılmış ve bu tabur, sekiz kısma ayrılmıştı. Mektebe
alınan erler ilk olarak birinci kısımda (müptediler) alfabe öğrenirler, ikinci ve üçüncü kısımlarda da "Amme cüzü"
okurlar. Dördüncü ve beşinci kısımlarda ise "İlmihal" denilen dini bilgileri taş tahtalar üzerine yazmak suretiyIe
öğrenirlerdi. Beşinci kısmı bitiren öğrenci az çok okumayı öğrenir, altıncı kısımda "Askerî Talimnâme ve Kanunnâme",
"Sarf-ı Arabî" ile rik'a yazısı öğretilir ve müsvedde kaleme aldırılırdı. Sekizinci kısımda dersleri bitirenler arasından
istidat ve kabiliyeti görülenler arasından yüz öğrenci seçilerek, “İkinci Mekteb”e gönderilir; orada “İlm-i Hesap”,
“Mecmuatü'l Mühendisîn”, “Hendese”, “Harita Terimi” gibi dersler öğretilir, topografya ve hendese uygulaması
yaptırılırdı. (Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.11-12.)
Bu taburlardan ilk sekiz kısım, bugünkü ilköğretim; İkinci Mekteb denilen ve tek kısım olanı ise
bugünkü lise 1 nci sınıf seviyesindeydi. Görüldüğü gibi açıldığı ilk yıllarda Mekteb-i Harbiye, Avrupa’daki
harp okulları seviyesinde olmaktan çok uzaktır.
107
Takvim-i Vekayi, Sene 1251, Sayı:107.
108
Hülya Yarar, a.g.e., s.253.
106
28
okulları seviyesine çıkarabilmek için üç temel çareye başvurmuşlardır:
* Avrupa'ya öğrenci göndermek, 109
* Fransızca'yı ders olarak okutmak, 110
* Avrupa'dan öğretmen getirmek.
Bahsedilen bu ıslah (yenileştirme) projelerinin pek çoğu Mekteb-i Harbiye'nin üçüncü
komutanı olan Emin Paşa (1841-1846) zamanında gerçekleştirilmiştir. 111
1841 yılında daha önce kurulmuş olan "Topçu Mekteb-i Harbiyesi" (Mühendishâne-i
Berr-i Hümâyûn), "Mekteb-i Harbiye" ile birleştirildi. 112
1851 yılında sistemin geliştirilmesini sağlayan yeni birtakım kararlar alınmıştır. Bu
kararlara göre, Harbiye'nin dört yıl süreli olması ve eğitimin bu süreyle dengeli bir programa
kavuşturulması esas alınmış ve derslerin düzenli bir programa göre işlenmesi yoluna gidilmiştir.
Harbiye'yi besleyecek öğrenci kaynakları olan ve temeli Nisan 1845(Rebiülâhir 1261)’te atılıp
21 Eylül 1845(18 Ramazan 1261 Pazar)’te öğrenime başlayan Mekteb-i Fünûn-ı İdadîye ile
birlikte askerî rüşdiyeler geliştikçe, Harbiye'nin temel bilgilerle ilgili yükü azalmış, eğitim süresi
üç yıla indirilerek, askerî konular arttırılmıştır.
Süleyman Paşa’nın 1875 yılında Askerî Mektepler Nazırlığı'na tayin edilmesinden sonra
Harbiye’de disiplin ve askerî terbiye tesis edilmiş, disiplinsiz öğrenciler, muhakemeye lüzum
görülmeden derhal alaylara gönderilmiştir. Bu dönemde programlar geliştirilmiş, gösteri ve tatbikat
için kıt'alar oluşturulmuştur. Süleyman Paşa’nın Sultan Abdülaziz'in tahtan indirilmesi olayında,
emrindeki Harbiye öğrencileri ile Dolmabahçe Sarayı'nı karadan sararak etkili olması, Harbiye’nin
önemini artırmıştır.
Mehmet Esat'ın 1899 yılında Harp
Okulu Ders Nazarlığına (Öğretim
Başkanlığına) tayini ile okulda verimli bir
çalışma dönemi başlamış, ilk iş olarak da
ders programları değiştirilmiştir. Ülkede
sadece bir Harp Okulu'nun bulunması
İstanbul'daki okulda büyük bir yığılma
meydana getirdiği için, askerî idadî
bulunan beş ordu merkezinde (Edirne,
Manastır, Erzincan, Şam ve Bağdat) birer
harp okulunun açılması sağlanmıştır.
Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye
109
1834 yılında Londra'ya beş; 1835 yılında Viyana'ya beş; 1836 yılında Paris'e bir, Viyana'ya dört, Londra'ya
bir; 1838 yılında Viyana'ya on olmak üzere toplam yirmi altı öğrenci gönderilmiştir.
110
1840'da Harbiye programına Fransızca dersi konulmuştur.
111
Mekteb-i Harbiye’deki bu olumsuz eğitim ortamı, askerî idadîlerin kurulmasına zemin hazırlamıştır.
Nitekim, bu dönemde Mekteb-i Harbiye Nazırı olan Emin Paşa’nın Mekteb-i Harbiye öğrencilerinin bilgilerini
yeterli görmemesi ve bu sebeple Mekteb-i Harbiye’ye öğrenci yetiştirecek bir okulun (idadînin) kurulmasını istemesi
üzerine, Meclis-i Muvakkat’ta alınan bir kararla Nisan 1845 (Rebiülâhir 1261)’te idadîlerin (Harbiye İdadîsi) de
temeli atılmıştır. Bu karar gereğince, Mekteb-i Harbiye öğrencileri bir ay süren sıkı bir imtihandan geçirilmişler,
bunlardan ‘orta’ derece alan 204 öğrenci, 21 Eylül 1845(18 Ramazan 1261 Pazar)’te Mekteb-i Fünûn-ı İdadîye
adıyla açılan askerî liseye ayrılmışlardır. Dolmabahçe Sarayı yanındaki Çinili Köşk’te açılan Mekteb-i Fünûn-ı
İdadîye, 1845-1846 öğretim yılını Mekteb-i Harbiye ile burada tamamlamıştır. İdadî, ilk açıldığı zamanlarda
bugünkü ortaokullar (ilköğretim ikinci kademe) seviyesinde bir okuldu ve öğrenim süresi 5 yıldı. 1846-1847 öğretim
yılında Dersaadet Askerî İdadîsi adını alan okul, Maçka Kışlası’na taşınmıştır. (Bkz. Kenan Sayacı, “Kuleli Askerî
Lisesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul 1994, V/115-116.)
112
Osman Ergin, a.g.e. s.363.
29
O zamana kadar yalnızca askerî konularla ilgili derslere büyük ağırlık verilen Harbiye’de
fen derslerinin oranı arttırılmış, fotoğrafın yaygın olmaması nedeniyle harita ihtiyacını karşılamak
için her subayın kroki ve harita çizebilecek kabiliyette yetiştirilmesine özen gösterilmiştir.
Fransızca yanında Almanca ve Rusça da seçmeli yabancı dil olarak programlara girmiştir.
Mekteb-i Harbiye tarihinde bir dönüm noktası sayılacak değişikliklere imza atan Erkân-ı
Harp (Kurmay) Binbaşı Vehip Bey’in okul komutanlığına getirilmesinden (1910-1912)
sonra, eğitim ve öğretimde çağdaş bir yapıya kavuşulmuştur.
Harp Okulu 14 Ağustos 1914'te kapatılmış ve eğitime ara verilmiştir. 30 Ekim 1918'de
Mondros Mütarekesi imzalandıktan hemen sonra savaş içerisinde açılan ve Harp Okulu'nun
işlevini gören "İstanbul İhtiyat Zabit Namzetleri Talimgahı" lağvedilmiş, fakat aynı yerde
"Muvazzaf Zabit Namzetleri Talimgahı" açılmıştır. Yeni talimgahın öğrencileri, Kuleli ve Edirne
Askerî Lisesi'nden gelenlerle 1918 Şubat’ında liseyi bitirip talimgâha sevkedilen, fakat talimgâhı
henüz bitirmeyen öğrencilerdi. Bu öğrencilerden üçer bölüklü iki tabur meydana getirilmiştir.
1918'den 1919 Kasım'ına kadar faaliyet gösteren talimgah daha sonra Halıcıoğlu'na taşınmıştır. 16
Mart 1920'de İstanbul'un resmen işgal edilmesi ile Harp Okulu, 20 Nisan 1920'de tekrar
kapanmak zorunda kalmıştır.
Millî Mücadele'nin başarıyla sonuçlanmasından sonra, Harp Okulu ile ilgili düzenlemelere
gidilmiştir. Ankara’da ilk önce Mekâtib-i Askeriye Müfettişliği kurulmuş, sonra yine
Ankara’daki Abidinpaşa Talimgahı büyük bir törenle Harp Okulu'na dönüştürülmüştür (1
Nisan 1923).
I. Dünya Savaşı ve Millî Mücadele nedeniyle
eğitimlerini yarıda keserek orduya katılanlar, 1931
yılına kadar Ankara’daki Harbiye'de eğitimlerini
tamamlamışlardır. Harbiye’nin Ankara’dan İstanbul'a taşınmasından sonra, ilk mezunlar 1934'te
verilmiştir. 1931'de tabur kuruluşundan alay
kuruluşuna geçirilen okulun ikinci sınıfı, alayın
birinci taburunu; birinci sınıfı da alayın ikinci
taburunu oluşturmuştur. Harbiye Mektebi 24
Eylül 1936'da tekrar Ankara'ya taşınmış, 1947'de
ise alay kuruluşundan tümen kuruluşuna
geçirilmiştir. 1948-1949 ders yılında eğitim süresi,
ilk yıl meslek hazırlama sınıfı olmak üzere üç yıla
çıkarılmış, 1951-1952 ders yılında Hava Harp
Okulu Harbiye'den ayrılmıştır. 22 Şubat ve 20-21
Mayıs 1963 olaylarına karıştıkları için Harbiyelilerin okulla ilişkisi kesilmiş, bu sebepten 19631964'te Kara Harp Okulu mezun verememiştir.
1948'den beri üç sınıflı olarak eğitim veren Harp
Okulu, tekrar iki yıla indirilmiştir. 1970-1971 ders yılında Harp Okulları Kanunu kabul edilerek,
öğrenim süresi yeniden üç yıla çıkarılmıştır. Bundan dolayı 1971'de mezun verilememiştir.
1974-1975 ders yılında ise Harp Okulu da diğer yüksek okullar gibi dört yıla çıkarılmıştır.
Harbiye Öğrencileri
Kara Harp Okulu, 1931'de inşaatına başlanan ve 1936'da tamamlanan Ankara'daki yeni
binasında; Hava Harp Okulu, İstanbul Yeşilyurt'ta; Deniz Harp Okulu, Tuzla'da; 1846'da Harbiye
bünyesinde açılan ve Meşrutiyet'ten sonra müstakil bir kurum haline getirilen Erkân-ı Harbiye
Mektebi de Harp Akademileri Komutanlığı adıyla İstanbul Levent'te varlığını sürdürmektedir.
30
2. Askerî Lise Açma İhtiyacı ve Harbiye İdadîsi’nin Açılması
Harbiye İdadîsi’nin temeli, zamanın Mekteb-i Harbiye Nazırı olan Emin Paşa’nın
Mekteb-i Harbiye öğrencilerinin bilgilerini yeterli görmemesi113 ve bu sebeple Mekteb-i
Harbiye’ye öğrenci yetiştirecek bir idadînin kurulmasını istemesi üzerine, kendisinin başkanı
olduğu Meclis-i Muvakkat’ta alınan bir kararla Nisan 1845(Rebiülâhir 1261)’te atılmıştır.
1845 yılı, eğitim sisteminde bir dönüm noktası olmuştur. Padişah Abdülmecid, 1845
yılında Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye’de (Babıâli) Sadrazam ve diğer devlet büyüklerine
maarif konusunda ıslahat yapılması emrini iletmiştir. Emin Paşa’nın Mekteb-i Harbiye’ye
öğrenci yetiştirecek idadîler açılması konusundaki isteği, bu çerçevede Abdülmecid tarafından
uygun görülünce, “Mekteb-i Harbiye”nin genişletilmesi ve ıslahı için bir irade-i seniyye (karar)
çıkartılarak, Meclis-i Muvakkat kurulmuştur. 9 Nisan 1845 (1 Rebiyülahir 1261) günü toplanan
Meclis-i Muvakkat’ta (geçici kurulda) şu kişiler yer almaktadır: 114
Başkan: Emin Paşa (Mekteb-i Harbiye Nazırı)
Üyeler: Arif Hikmet Bey (sonradan Şeyhülislam olmuştur), Fuat Paşa (sonradan
Sadrazam olan Keçecizade Fuat Paşa).
Çalışmalarını tamamlayan kurul, askerî okullar için şu tarihî kararı almıştır:115
"Mekatib-i Askerîye Hakkında Karar:
Evvela tevsi ve tecdid olunacak Mekteb-i Fünûn-i Harbiye'nin şakirdânı dört sınıf üzere
müretteb olmak ve düvel-i mutemedine de olduğu gibi Devlet-i Aliye’de dahi erkan-ı harbiye
zabıtanı çıkarılmak ve Harbiye’de müstakil Fünûn-i Cihadiye okutturulup, anın iptidası olan
ufak derslerin tedrisi için diğer askerî mektepleri (on iki yerde) açılarak, onlara Mekteb-i
Fünun-ı İdadîye namları verilmek ve bir idadîye dahi Dersaadet’te açılmak ve taşra vilayet
ordu merkezlerinde açılacak olan idadîye ordu müşirlikleri idaresinde bulunmak ve ümera-yı
askerîye ve taşra hanedanı mahdumlarından istek edenler kaydolunmak ve fakat müstakilen
hanedan ve askerî-zâdelere münhasır olmayıp, aslı ve nesli belli ahali evladından dahi
mektebe yazılmak ve indü’n-nas bazı mer-mumü’l-edvâr olanlardan mektebe alınmamak
usullerine karar verildi. Ve müddet-i tahsiliyesi beş sene olan idadîyede mikdar-ı kifaye
Arabî ve Farisî ve yazı tahsil edenler bi'l-imtihan Harbiye’ye naklolunmak ve hariçte tahsil
edenlerden Arabî ve Farisî’den imtihan verebilenler olur ise o misillüler idadîye alınmayup,
doğrudan doğruya Harbiye’ye alınmak ve şakirdane resm-i mergûb üzre elbise ve maaş
tayinat verilmek keyfiyetleri dahi cümle mukarrerattan idi. Taşra idadîlerine yazılup da bi’limtihan Harbiye’ye nakleden ve ba’dehü zabit çıkan efendilerin birden bire bilâd-ı ba’ldeye
113
1834-1835 öğretim yılında Harbiye'ye alınan öğrencilerin bugünkü ilköğretim birinci kademe seviyesinde
olan ilk beş sınıfı, 1840 yılında mezun olmuştur. Öğrenciler, 1841 yılında 6 ncı sınıfa başlamadan önce bir
sınavdan geçirilmiş, bu sınavda başarılarına göre 6 öğrenci üsteğmenliğe, 18 öğrenci ise teğmenliğe terfi
ettirilmiştir [Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye 1972, Tarih 1261(1845)].
9 Ekim 1841 (23 Şaban 1257) tarihinde rütbe alan bu öğrenciler, teğmen ve üsteğmen rütbelerine
sahip olmalarına rağmen, bir askerî birliğe komuta edebilecek bilgiden yoksun oldukları için kıtalara tayin
edilmemişlerdir. Aynı yıl kabul edilen bir kanunla bu subayların öğrenci olarak eğitimlerine devam etmeleri
kararlaştırılmıştır (Osman Ergin, a.g.e. s.363). Subay öğrenciler, bugün ilköğretim ikinci kademe karşılığında
olan 6 ncı, 7 nci ve 8 nci sınıfları 1843 yılında tamamlayarak, bugünkü lise 1 nci sınıfa denk olan 9 ncu sınıfa
geçmişlerdir. 1844 yılına gelindiğinde Mekteb-i Harbiye'nin kuruluşundaki teşkilat sistemine göre bu
öğrencilerin okulu bitirerek, kıtalara sevk edilmesi gerekiyordu [Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye
2292, Tarih 1257 (1841)]. Ancak, Emin Paşa, 1844 yılında Mekteb-i Harbiye’yi bitiren bu subayların askerî
bilgilerinin yeterli olmadığı inancındaydı. Öğrencilerin Mekteb-i Harbiye'ye "idadî" yani hazırlayıcı bir okulda
yetiştikten sonra gelmeleri, Harbiye'de hazırlıkla ilgili bilgileri değil, askerlikle ilgili bilgileri öğrenmeleri gerektiğine
inanıyordu.
114
Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.39.
115
Takvim-i Vekayi, Sene 1261, Sayı: 284.
31
sevk olunmayıp yine kendi memleketleri dâhilindeki ordulara gönderilerek efkâr-ı ahaliyi
meziyet-i askerîyeye ısındırmak hususu dahi ayrıca şart ittihaz kılındı.
1261 (1845) tarihinde alınan işbu karar-ı âli, icabeden Ordu-yı Hümâyûn Müşirânına
bildirilerek, ordu merkezlerinde birer Bâb-ı Mekteb-i Fünun-ı İdadîye inşasına emir verildi.
Bir taraftan da Edirne, Bursa, Manastır vilayetlerine mekteb tesisi için yüzbaşı ve kolağası
rütbelerinde birer memur izam buyuruldu.”
Meclis-i Muvakkat’ın (Geçici Meclis) aldığı bu karar layihası, önce “Darü’ş-şura-yı
Askerî”, sonra “Meclis-i Vâlâ-yı Ahkâm-ı Adliye” ve daha sonra da "Meclis-i Alâ-yı
Umumî’de gözden geçirilip uygun görüldükten sonra, Sadrazam tarafından Padişaha
sunulmuştur. Padişahın uygun görmesiyle hemen faaliyete geçilmiştir.116
Meclis-i Muvakkat’ın Nisan 1845'te almış olduğu kararları şu şekilde özetlemek
mümkündür:
- Mekteb-i Harbiye, dört sınıflı olacaktır.
- Erkan-ı Harbiye (Kurmay) subayı yetiştirmek üzere okul geliştirilecektir.
- Mekteb-i Harbiye'de sadece savaş (askerlik) dersleri okutulacak, bu derslere hazırlık ve
diğer ufak derslerin öğrenimi için on iki yerde Harbiye'ye hazırlık okulu (idadî) açılacak ve
bunlara Mekteb-i Fünun-ı İdadîye adı verilecektir. Ordu merkezlerinde açılacak olan bu
idadîyeler, ordu müşirlikleri (mareşallikleri) idaresinde bulunacaktır.
- Bir idadî de İstanbul'da açılacaktır.
- Bu idadîlere, asker ve taşra hanedanının çocukları ile taşra illerinden soyu sopu belli olan
ailelerin de çocukları kaydedilecektir. Halk arasında kötü şöhret sahibi kişilerin çocukları okula
kaydedilmeyecektir.
- Öğrenim süresi beş yıl olan idadîde yeterli ölçüde Arapça, Farsça ve yazı öğrenimi görenler
sınavla Harbiye’ye gönderilecek, idadîlerin dışında öğrenim görenlerden Arapça ve Farsça sınavlarını
başarabilenler de doğrudan doğruya Harbiye’ye kaydedilecektir.
- Öğrencilere istihkak olarak resmî elbise, maaş ve tayın verilecektir.
- Taşra idadîlerine yazılıp, sınavla Harbiye’ye gelen öğrencilerden subay çıkanlar, başka
vilayetlere tayin edilmeyip, kendi memleketleri dahilindeki ordulara gönderilerek, halkı
askerliğe ısındırmaları sağlanacaktır.
- 1845 yılında alınan bu karar, Ordu-yı Hümâyûn Müşirânına (Ordu Mareşali) bildirilerek,
ordu merkezlerinde Mekteb-i Fünun-ı İdadîye binaları yapılması için emir verilmiştir.
- Edirne, Bursa ve Manastır illerinde idadî kurulması için yüzbaşı ve kolağası
rütbesinde birer subay gönderilmiştir.
Abdülmecid'in 20 Mayıs 1845 (13 Cemaziyelevvel 1261) tarihli irade-i seniyesiyle
(kararıyla) Mekteb-i Harbiye’nin Pangaltı'da Tophane Hastahanesi olarak yapılan binaya
taşınması, idâdinin ise Maçka Kışlası'nda Mekteb-i Harbiye’nin boşalttığı yerde kalması
kararlaştırıldı. Bu konuda irâde-i seniyyede şöyle denilmekledir:
“Veliyyü’l-Himema, Kerimu’ş-Şimema, Devletlü, İnayetlü, Atifetlü, Übbehetlü 117
Efendim Hazretleri.
Ma’lum-ı samileri buyrulduğu üzere beher Ordu-yı Hümâyûn içinde münasibi vechile
Mekâtib-i İdadîye tertib ve tanzimi ve Küçük Taksim’de inşa olunan hastahanenin Mekteb-i
116
117
Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.38.
“Übbehetlü” Sadrazamlar için kullanılan bir ünvandır.
32
Harbiye ve Maçka’da kain atik Mekteb-i Harbiye’nin dahi Asâkir-i Hassa ve Dersaadet
Ordu-yı Hümâ-yûnları merkezleri için Mekteb-i İdadî’ye ittihaz ve tahsisi mukteza-yı irade-i
seniye-i şahaneden olarak mahal-i sairede tertibi lazımgelen mekâtibin icra-yı icabatına şuru ve
mübaşeret kılındı. Misüllü zikrolunan atik mektebin dahi ebniye-i hassa müdiri efendi
marifetiyle bi’l-keşf heman tamir ve
temrini lazımîden bulunduğunda binaen
iktizasının ifası savb-ı devletlerine batakrir inha ve mekteb-i mezbûrun tanzim
ve takdim olunan defter-i natık olduğu
vechile bir vefk-i matlub tamiri bin atmış
dokuz kese bu kadar guruş masrafla
vücuda geleceği ilan ve inha olunmuş ve
mekâtib-i merkumeye dair yazılan
buyrulduda mekteb-i mezbûrun tamirini
beş yüz kese masrafla husul-pezir
olacağı gösterilmiş olmağın zikrolunan
atik mektebin masrafı mikdar-ı mezkuru
tecavüz itmemek ve tasarrufat-ı
Maçka Kışlası
mümküniye bi'r-riyaye daha ehven
masrafla itmamına sa'y ve gayret olunmak üzere irade buyrulacak memur marifetiyle icra-yı
tamiri istizanını şamil Maliye Nazırı Devletlü Paşa Hazretlerinin bir kıt'a takriri manzur-ı ali
buyrulmak içün savb-ı devletlerine gönderilmiş ve şimdiye kadar marifet ve nezaret-i aliyye-i
sipehsalariyle inşa ve tamir olunan ebniye-i mîrîye ve askerîyenin letafet ve metanetine ve
mesarifi hakkında icra buyrulan şiddet-i tasarrufata nazaran mekteb-i mezbûrun dahi nezaret ve
nasıp olacağı nazır-ı müşarün-ileyh hazretleriyle müzakere kılınmış olmakla ol vechile icrayı
iktizası muvafık-ı irade-i seniye-i cenab-ı şehinşâhî buyrulur ise nazır-ı müşarün-ileyh
hazretlerine havale olunacağı beyanıyla tezkire-i senaverı terkimine ibtidar kılındı efendim.
Ma'ruz-ı çâker-i kemineleridir ki,
Reside-i dest-i ta'zim olan işbu tezkire-yi samiye-i asfaneleriyle takrir-i mezkûr manzur-ı
ali-i hazret-i şahane buyrulmuş ve müzakere ve istizam buyrulduğu vechile mekteb-i mezbûrun
nezaret ve ma'rifet-i aczi tahtında olarak ta’miri zımmında tezbiye-i iktizasının Nazır müşarünileyh Hazretlerine havale olunması şeref sünüh ve südûr buyrulan irâde-i seniyye-i cenâb-ı
mülûkâne mukteza-yı münifinler bulunmuş ve takrir-i mezbûr yine savb-ı sami-i sadâret
penahilerine iade ve tesyar kılınmış olduğu muhat-ı ilm-i ali-i asafı buyruldukda ol bâbda emr
ü ferman hazret-i veliyyü’l-emrindir.”
İrade-i seniyyenin sadeleştirilmiş şekli şöyledir:
"Yüksek İrade ve Karakter Sahibi, Devletli, Lütufkâr, Merhametli, Ulu Efendim Hazretleri.
Sadrazamlık makamında buyrulduğu üzere her bir Ordu-yı Hümâyûn için uygun olduğu
şekilde Mekteb-i İdadîye kurup tanzim edilerek, Küçük Taksim'de inşa olunan hastahanenin
Mekteb-i Harbiye, Maçka'da bulunan eski Mekteb-i Harbiye’nin de Hassa askerleri ve İstanbul
Ordu-yu Hümâyûn merkezi için Mekteb-i İdadîye olarak planlanıp, ayrılması padişahın irade-i
seniyyesi gereği olduğundan, bahsedilen yerde kurulması gereken okulların inşasına başlandı.
Bahsedilen eski okulun da Hassa binaları, müdürü tarafından keşfi yapılarak, hemen tamiri
gereken okullara dair yazılan buyrultuda (emirnamede) adı geçen okulun tamirinin 500 kese
altın masrafla ortaya çıkacağı gösterilmiş olduğundan, zikrolunan okulun masrafı belirtilen miktarı
geçmemek ve mümkün olan tasarrufa uyarak daha uygun masrafla tamamlanmasına çalışılıp,
gayret olunmak üzere irade bulunulacak memur aracılığıyla tamir işleri için danışılan Maliye
Bakanı Paşa Hazretlerinin bir bölüm yazısı incelenmek için padişah önüne gönderilmiş ve
şimdiye kadar bakanlığın aracılığı ve gözetimiyle inşa ve tamir olunan resmî ve askerî yapıların
33
güzellik, sağlamlık ve ve masrafları hakkında uygulanan tasarrufun şiddetine bakılarak adı
geçen okulun da Başkomutanlığın güzel idaresi ile tamiri uygun olacağı, adı geçen Bakan
hazretleriyle görüşülmüş olduğundan Padişah hazretlerinin iradeyi seniyyeleriyle işe
başlamalarının uygunluğu buyrulur. Adı geçen Bakan Hazretlerine havale olunacağı
bildirilerek, tezkirelerin yazılması işlemine başlandı efendim.
Hiçbir değeri olmayan ben kulunuzun dileğidir. Yüce makamın eline ulaşan işbu
sadrazam teskeresiyle adı geçen yazı, Padişah hazretlerine sunulmuş, görüşülüp izin verildiği
ölçüde adı geçen okulun gözetim ve denetim altında olması şartıyla tamirine gerekenin
ödenmesi için adı geçen Bakan Hazretlerine havale olunması padişah emriyle buyrulan irade-i
seniye ile adı geçen yazı yine sadrazamlık katına iade edilip, gönderildiği sadrazamın bilgisine
sunulduğundan emir ve ferman padişah hazretlerinindir."118
Yukarıdaki irade-i seniyeden de anlaşılacağı gibi Mekteb-i Harbiye için düşünülen Küçük
Taksim'deki hastanenin ve idadî için düşünülen Mekteb-i Harbiye'nin eski binası Maçka
Kışlası’nın da tamire ihtiyacı vardır. Her iki okul, Maçka’daki Harbiye binasından ayrılmadan
önce, Nisan 1845’te kabul edilen Geçici Meclis (Meclis-i Muvakkat) kararları uygulanmaya
başlanmış ve Mekteb-i Harbiye öğrencileri bir ay süren sıkı bir sınavdan geçirilerek, sınav
sonucunda öğrenciler üç ayrı gruba ayrılmışlardır [21 Eylül 1845 (18 Ramazan 1261
Pazar)]: 119
- Çok iyi derece alan 104 öğrenci Mekteb-i Harbiye öğrencisi,
- Orta derece alan 204 öğrenci Mekteb-İ İdadî öğrencisi,
- Zayıf derece alan öğrenciler de "İhtiyat Sınıfları" öğrencisi olarak ayrıldılar.
Mekteb-i Harbiye önce 26’şar kişilik dört sınıfa ayrıldıysa da daha sonra üç sınıfa
indirilmiştir. İdadînin öğrenim süresi de dört yıla indirilerek, son sınıfı 120 “Harbiye Sınıf-ı
Mekteb-i İhtiyat” adıyla Harbiye'ye devredilmiştir. 121
Nisan 1845’te kabul edilen bu kararla İstanbul’da açılması düşünülen Mekteb-i
Fünûn-ı İdadî, Kuleli Askerî Lisesi’nin temelini oluşturmakta olup, 21 Eylül 1845 Pazar
(18 Ramazan 1261) günü gerçekleşen ayrılma tarihi de Kuleli Askerî Lisesi’nin kuruluş
tarihidir.
Mekteb-i Harbiye'ye ayrılan binanın
ve Maçka Kışlası'nın tamirat işleri
bitmediğinden her iki okul da (Mekteb-i
Fünûn-ı İdadî ve Mekteb-i Fünûn-ı
Harbiye) eski Dolmabahçe Sarayı yanındaki
Hademe, Mızıka-ı Hümâyûn ve Baltacılar
Dairesi olarak kullanılan “Çinili Köşk”e
(Çinili Odalar) taşınmıştır.122 21 Eylül 1845
Pazar (18 Ramazan 1261) 123 günü Mekteb-i
Fünûn-ı İdadî adıyla Çinili Köşk’te
Çinili Köşk
118
Başbakanlık Arşivi, İrade Defterleri, Dâhiliye, 5178, Sene 1261.
Ahmet Lütfi, Tarih-i Lütfi, İstanbul, 1290, C.:VIII, s.198. Bu tarih, bazı kaynaklarda (H. Fehmi Öz, a.g.m.,
s.249) 15 Ekim 1845 (13 Şevval 1261 Çarşamba), bazı kaynaklarda da (İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., s.325.) 11
Ekim 1846 (19 Şevval 1262 Pazar) olarak geçmektedir.
120
İlk açıldığı zamanlarda bugünkü ilköğretim ikinci kademe seviyesinde olan Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin öğrenim
süresi 5 yıl idi.
121
Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye 6592, Sene 1262.
122
Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:VIII, İstanbul, 1939, s.118.
123
Kenan Sayacı, a.g.m., s.116. Bu tarih, bazı kaynaklarda (H. Fehmi Öz, a.g.m., s.249) 15 Ekim 1845 (13
Şevval 1261 Çarşamba), bazı kaynaklarda da (İ. Hakkı Konyalı, a.g.e., s.325.) 11 Ekim 1846 (19 Şevval 1262
Pazar) olarak geçmektedir.
119
34
öğrenime başlayan idadî, 1845-1846 öğretim yılını Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye ile burada
tamamlamıştır. Nitekim, Mekteb-i Fünûn-ı İdadî (Harbiye İdadîsi) ile 1834’te açılan Mekteb-i
Harbiye’nin (Harp Okulu) ilk yılları iç içedir.
Seraskerlik makamı Sadrazama bir tezkere göndererek, Küçük Taksim’deki Mekteb-i
Harbiye binası ile Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin öğrenim göreceği Maçka Kışlası’ndaki tamir ve
tadilatın tamamlandığını ve açılış törenine padişahın davet edildiğini bildirmiştir. Dolayısıyla
bu tezkere, Mekteb-i Harbiye ile Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin yeni binalarına taşınmasının da
belgesi niteliğindedir. 124 Sadrazam, Seraskerlik makamının davetini Abdülmecid’e iletmiş;
Padişah Abdülmecid de okulların açılış törenlerinde bulunmayı kabul edince, Sadrazam,
durumu Seraskerlik makamına bir tezkere ile bildirmiştir.125 Tezkerede, Padişahın 10 Ekim
1846 (19 Şevval 1262 Cumartesi) günü yeni öğretim yılını açacağı bildirilmektedir.
Maçka Kışlası
Padişah Abdülmecid, 10 Ekim 1846 Cumartesi günü saat dokuzdan sonra Mekteb-i
Harbiye’ye gelerek, bir konuşmayla yeni öğretim yılını açmış ve öğrencileri bizzat sınava
tabi tutmuştur. Daha sonra Mekteb-i Harbiye’den ayrılarak Maçka’daki Mekteb-i İdadî’ye
geldi. Burada da törenle karşılanan Padişah, bir müddet dinlendikten sonra, salonda
toplanmış olan öğretmen, öğrenci ve idarecilerin huzurunda kısa bir konuşma yapmıştır.
Konuşmayı müteakip orada bulunan Nuruosmaniye Camii İmamı Hayri Efendi’ye işaret
etmiş, o da: “Yarabbi!... Okullar açarak milletimizi aydınlatmaya çalışan Padişahımıza uzun
ömürler, Mekteb-i Fünun-ı İdadîye’yi millet ve memleket için hayırlı eyle!” diye dua etmiş
ve İdadî, 1846-1847 ders yılında öğretime açılmıştır. 126
Mekteb-i İdadî’nin yeni öğretim yılına açılışını Takvim-i Vakayi’ye dayanarak veren
Tahsin Ünal, açılış tarihi olarak Takvim-i Vakayi’deki 24 Şevval 1262 tarihini esas almıştır.
Bu tarih de miladi olarak 15 Ekim 1846 Perşembe gününün karşılığıdır ki, resmî
belgelerdeki tarihlerle uyuşmamaktadır. 127
124
Kolağası Mehmet Esat, ''Mir'at-ı Mekteb-i Harbiye” adlı eserinde, Mekteb-i Harbiye’nin Küçük Taksim’deki
binasına taşınmasının 1263 yılı Şaban ayının 9 uncu ve 10 uncu günlerinde yapıldığını (23-24 Temmuz 1847)
söyler. (Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.48.) Hâlbuki elimizdeki kayıt defterleri 21 Eylül 1846(28 Ramazan
1262)dan başlamaktadır. Ayrıca Mekteb-i Harbiye ile Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin 10 Ekim 1846 (19 Şevval 1262)
tarihinde kendi binalarında açıldığı göz önünde bulndurulursa, Mir'at-ı Mekteb-i Harbiye’deki tarihte bir yanlışlık
olduğu düşünülmektedir.
125
Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye 6592, Sene: 1262.
126
Tahsin Ünal, a.g.m., s.16.
127
Takvim-i Vakayi, 10 Zilkade 1262, Sayı:306. Mekteb-i Harbiye ile Mekteb-i Fünun-ı İdadî 10 Ekim 1846
tarihinde yeni binalarında padişahın da bulunduğu bir törenle yeni öğretim yılına başlamaları, askerî idadîlerin
(liselerin) tarihini Mekteb-i Harbiye (Harp Okulu) tarihi ile birlikte incelemeyen pek çok tarihçiyi yanıltmıştır.
35
Çinili Köşk’te öğretime başladığı ilk yıllarda (1845-1846) bugünkü ilköğretim ikinci
kademe seviyesinde olan Mekteb-i Fünûn-ı İdadî, bu öğretim yılı sonunda ilk mezunlarını
vermiştir.128 Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin beşinci sınıfı 1846-1847 öğretim yılında, daha önce
de bahsedildiği gibi, “Harbiye Sınıf-ı Mekteb-i İhtiyat” adıyla Harbiye Mektebine
gönderilmiştir. 129 Bu öğrenciler, Mekteb-i Harbiye’nin yeni binasındaki ilk öğrencileri
olmuştur. 10 Ekim 1846 tarihinde başlayan 1846-1847 öğretim yılında Dersaadet Askerî
İdadîsi adını almış olan idadîde sınıf sayısı dörde düşmüştür.
1840-1843 yılları arasında Mekteb-i Harbiye’de öğrenim gören 6 ncı, 7 nci ve 8 nci
kısımlarda (sınıflarda) okutulan dersler aşağıda sıralanmıştır. Bu sınıflar, 1845’te idadîlerin
açılmasından sonra Mekteb-i Fünûn-ı İdadî bünyesinde öğrenimine devam etmiştir.
6 ncı Sınıf:
Sıra No
1
2
3
4
DERS ADI
Askerî Eğitim
Eğitim Talimatı
Askerî Kanun
Dini Bilgiler
7 nci ve 8 nci Sınıf:
Sıra No
DERS ADI
1
Tuhbe ve Nuhbe 130
2
Savaşın Faziletleri
3
İlm-i Rakım(yazı ilimi)
4
Hendese (Geometri)
5
Rik’a (el yazısı)
6
İnşa Bilgisi
7
Dini Bilgiler 131
Bu tarihçiler, Dersaadet Askerî İdadîsi’nin, dolayısıyla Kuleli Askerî Lisesi’nin ilk açılış tarihini 10 Ekim 1846
olarak aldıkları için, yakın bir zamana kadar Kuleli Askerî Lisesi’nin armasında 1846 tarihi yer almıştır.
Hâlbuki Işıklar Askerî Lisesi’nin armasına bakarsak, 1845 tarihini görürüz. Işıklar Askerî Lisesi’nin Kuleli
Askerî Lisesi’nden önce açılması mümkün olmadığına göre bu farklılık nereden kaynaklanmıştır?
Işıklar Askerî Lisesi, bu tarihe dayanak olarak ya Nisan 1845’teki Meclis-i Muvakkat kararını ya da 21
Eylül 1845’teki Çinili Köşk’te Mekteb-i Fünûn-ı İdadî’nin açılış tarihini esas almıştır. Her iki askerî lisenin de
kuruluş tarihi 18 Ramazan 1261 (21 Eylül 1845 Pazar) olmalıdır.
Bizce bu konuda yapılan en büyük yanlışlık, “idadî” sözcüğünü bugünkü anlamda “lise” olarak
düşünmekten kaynaklanmaktadır. Öyle ki, Meclis-i Muvakkat’ın kararında geçen “Mekteb-i Fünûn-ı İdadî”
terimi metni sadeleştirenler tarafından “Fen Ağırlıklı Lise” olarak anlaşılmıştır. Hâlbuki bu terim “Hazırlık
Fen(İlim)leri Okulu” olarak anlaşılmalıdır. Zira Mekteb-i Harbiye Nazırı Emin Paşa bu okulu düşünürken
öğrencilerin Harbiye’ye “idadî” yani hazırlayıcı bir okulda yetiştikten sonra gelmesi gerektiğine inanıyordu.
Mekteb-i Harbiye’nin ilk açıldığı yıllara bakarsak, 1834’ten 1840’a kadar öğrencilere ilköğretim birinci kademe
seviyesinde bir eğitim verilmiştir. 1840’tan 1843 yılının sonuna kadar da ilköğretim ikinci kademe seviyesinde
bir öğrenim yapılmıştır. Harbiye öğrencileri, 1844 yılının sonunda, bugünkü lise 1 nci (9 ncu) sınıf ayarında
olan 9 ncu kısmı bitirmişlerdir. Emin Paşa bu öğrencilerin bilgilerini yeterli görmeyince, Harbiye’ye öğrenci
yetiştirecek “İdadî” (hazırlayıcı) bir okul kurulmasını istemiş, kendisinin başkanı olduğu Meclis-i Muvakkat’tan
Nisan 1845’te idadîlerin açılmasını öngören meşhur karar çıkmıştır.
128
Öğretime ilk kez 1845-1846 yılında başlayan idadîyi, yeni açılmış bir okul gibi, tek sınıflı gibi düşünürsek,
yanılgıya düşeriz. 1845-1846 öğretim yılında beş ayrı sınıfı da mevcut olan idadînin 1846-1847 öğretim yılında
sınıf sayısı dörde düşmüştür.
129
Osmanlı Arşiv Dairesi, -, Dâhiliye 6572, Sene: 1262.
130
Sümbülzade Vehbi’nin Arapça ve Farsça öğretmek için yazmış olduğu gramer kitapları.
131
Takvim-i Vekayi, Sene 1251, Sayı:107.
36
Mekteb-i Harbiye ile Mekteb-i Fünûn-ı İdadî birbirinden ayrılınca, ders programları
yeniden düzenlenmiştir. Mevcut belgelerde, Dersaadet Askerî İdadîsi’nin ilk açıldığı öğretim
yılında (1845-1846), öğretmen ve personel açısından ayrı kadroya sahip olduğunu gösteren
bir kayda rastlanmamıştır. 1841-1846 yılları arasında Mekteb-i Harbiye Komutanlığı yapmış
olan Emin Paşa, aynı zamanda Dersaadet Askerî İdadîsi’nin de ilk komutanıdır (1845-1846).
Mekteb-i Harbiye’de dört sınıf yer almasına rağmen, 1845-1846 öğretim yılında
sadece iki sınıfta öğretim yapılmıştır. Bu öğretim yılında Mekteb-i Harbiye’nin 4 üncü
sınıfında 32, 3 ncü sınıfında 28 öğrenci varken, sene sonunda yapılan sınavda 28 öğrenciden
14 öğrenci “alâ” derece ile 2 nci sınıfa, 14 öğrenci de “aliyyi’l-alâ” derece ile 1 nci sınıfa
geçmiştir. 132
Mekteb-i Harbiye gibi idadî de ilk açıldığı zaman tek sınıflı bir okul değildi. İdadî’nin
1845-1846 öğretim yılında dört sınıfı bulunuyordu. Bu öğretim yılı sonunda ilk mezunlarını
veren Dersaadet Askerî İdadisi, 26 öğrencisini Mekteb-i Harbiye’ye göndermiştir. 133
1845-1846 öğretim yılında İdadi’de hangi derslerin okutulduğu tam olarak
bilinmemektedir. Ancak Abdülmecid’in de bulunduğu Harbiye’ye geçecek 18 öğrencinin
sınavında, Fenn-i Mahrutiyat (Koniler Geometrisi), Müsellesat-ı Küreviye ve Müstariye
(Düz ve Küresel Trigonometri), Coğrafya, Hesap ve Hendese dersleriyle ilgili sorular
sorulduğu bilindiğinden, bu derslerin 1845-1846 öğretim yılında Dersaadet Askerî
İdadisi’nde okutulmuş olması gerekmektedir. 134 İdadî’den Mekteb-i Harbiye’ye geçiş
sınavları, 1845’ten 1872 yılına kadar sözlü olarak yapılmıştır. Sınavların bazılarına “Huzur
İmtihanı” adı verilmiştir. Bu sınavlara, devrin Padişahı da katılmış olup, başarılı olan
öğrenci ve öğretmenler de Padişah tarafından taltif edilmiştir. 135
Dersaadet Askerî İdadîsi’nin 1846-1847 öğretim yılında, Maçka Kışlası’ndaki
kadrosu şöyledir: 136
1 Mirliva (Mirliva İbrahim Paşa),
1 Miralay (Miralay Ali Bey),
1 Kolağası,
1846-1847 ÖĞRETİM YILI ÖĞRENCİ
1 Kâtip,
MEVCUDU
6 Arapça Muallimi,
SINIF
ÖĞRENCİ SAYISI
BEŞİNCİ
115
1 Hendese (geometri) muallimi,
DÖRDÜNCÜ
37
1 Farsça muallimi,
ÜÇÜNCÜ
49
1 Başhekim,
İKİNCİ
29
1 Cerrah,
(BİRİNCİ)
(26)
1 Eczacı,
TOPLAM
230+(26)
1 Yazıcı,
1 İmam,
1846-1847 öğretim yılında, Mirliva İbrahim Paşa, Dersaadet Askerî İdadisi (Okul)
Komutanı; Miralay Ali Bey de Ders Nazırı (Öğretim Başkanı)dır. Aynı öğretim yılında
öğrenci dağılımı ise yukarıdaki tabloda gösterilmiştir. 137
132
O zamanki sınıflandırma sistemi şimdiki gibi değildir: 1 nci sınıf, son sınıf; 4 ncü sınıf, şimdiki ilk sınıfı
karşılamaktadır.
133
Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye 8317, Sene: 1268.
134
Takvim-i Vekayi, 10 Zilkade 1262 (30 Ekim 1846)
135
Ahmet Lütfi, Tarih-i Lütfi, İstanbul, 1290, C.:VIII, s.118.
136
Dersaadet İdadî-i Askerîyesi, 1 Numaralı Kayıt Defteri, s.1.
137
Dersaadet İdadî-i Askerîyesi, 1 Numaralı Kayıt Defteri, s.1.
37
1845-1846 öğretim yılı sonunda idadînin 26 kişiden oluşan son (birinci) sınıfı,
“Harbiye Sınıf-ı Mekteb-i İhtiyat” adıyla Harbiye'ye devredilmiştir. 138 Bu durumda öğrenci
mevcudu 256’yı buluyordu. 1846-1847 ders yılında Dersaadet Askerî İdadisi’nde okutulan
dersler ise şunlardı: 139
BEŞİNCİ SINIF
Emsile (Arapça’da köklerden kelime türetmeyi öğreten gramer konusu)
Bina (Geçişli-geçişsiz, etken-edilgen, vb. fiillerin esasını konu alan kitap)
Rik’a (Yazı çeşidi)
Sülüs (Yazı çeşidi)
DÖRDÜNCÜ SINIF
Avamil (Arapça’da kelime sonlarının okunuşuna etki eden konuları anlatan gramer bahsi)
Sarf (Arapça dilbilgisi)
Hüsn-i Hat
Resim
ÜÇÜNCÜ SINIF
Vaz ü Beyan (Öğrenciyi inceleme ve araştırmaya sevk eden konuları anlatan gramer kitabı)
Mantık
Kavaid-i Farisi (Farsça Bilgisi)
Tuhfe-i Vehbi (Sümbülzade Vehbi’nin manzum Farsça sözlüğü)
Hüsn-ü Hat
İmlâ
Resim
İKİNCİ SINIF
İlm-i Hesap (Aritmetik)
Coğrafya
Baharistan (İran’lı Şair Molla Camî’nin tasavvufi eseri)
Hüsn-i Hat (Güzel Yazı)
İmlâ-yı Türkî (Türkçe Bilgisi)
Resim
BİRİNCİ SINIF
Usul-i Hendese (Geometri Metodu)
Ameliyat-ı Hendese (Geometri Uygulaması)
Cebir-i Adi (Basit Cebir)
Coğrafya
Gülşen-i Maarif (Eğitim ile ilgili bilgiler içeren kitap)
Kitabet (Bir konuyu kurallarına uygun olarak kaleme alma)
İmlâ-yi Türkî (Türkçe dilbilgisi)
Resim
İdadîde ilk sınıf, 5 nci sınıf; son sınıf ise 1 nci sınıftır. Bilindiği gibi son sınıf olan
1 nci sınıf, “Harbiye Sınıf-ı Mekteb-i İhtiyat” adıyla Mekteb-i Harbiyeye devredilince, geriye
dört sınıf kalmıştır. Bu sınıflar, “sınıf-ı râbi”, “sınıf-ı sâlis”, “sınıf-ı sânî” ve “sınıf-ı evvel”
adlarıyla anılmışlardır.
138
139
Osmanlı Arşiv Dairesi, İrade Defterleri, Dâhiliye 6592, Sene 1262.
Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s. 60-61.
38
Erkân-ı Harbiye Mektebinin ilk mezunlarından olan Hüseyin Avni Efendi(Paşa)’nin
Erkân-ı Harbiye Mektebi’nden almış olduğu şehadetname(diploma)’den de idadîde bu
devirde okutulan dersleri öğrenmek mümkündür. Erkân-ı Harbiye’den 1848-49 (H.1265)
yılında mezun olmuş olan Hüseyin Avni Efendi, Mekteb-i Harbiye’nin ilk mezunları
arasındadır. Bu hesaba göre sonradan Mareşal olan Hüseyin Avni Efendi (Paşa), Dersaadet
Askerî İdadîsi’nin de ilk öğrencileri arasındadır. Şehadetname şöyle başlamaktadır:
“Ispartalı Hüseyin Efendi bendeleri mukaddema Maçka’da kain Mekteb-i Şâhâne
Şâkirdânı silkine dahil olarak, mekteb-i mezkûrda evvela: Dürr-i Yekta’dan bed ile
hitamında Ulum-ı Arabiye’den Emsile ve Bina ve İzzî ve Avamil ve İzhar ve Va’ziye ve
Nur’ül-İsah ve Halebi ve Mantık ve Adab; Farisî’den dahi Kavaid-i Farisiye ve Gülistan ve
Baharistan ve Divan-ı Örfî; Umum-i Riyaziye’den İlm-i Hesap ve Cebr-i Adi ve Usul-i
Hendese dersleri ile İlm-i Coğrafya ve Fenn-i Kitabet ve Resm-i Mücessem Tersimi’ni bi’ttahsil mekteb-i mezkur nizamı iktizasınca mülâzımlık rütbesi tevcih buyrularak Mekteb-i
Fünun-ı Harbiye-i Cenab-ı Mülûkaneye naklonulmuş…” 140
Diplomadan da anlaşıldığı gibi Hüseyin Avni Efendi, Dersaadet Askerî İdadisi’nde
iken şu dersleri okumuştur:
DERSAADET ASKERİ İDADİSİ
SIRA
DERSLER
NO DERSLER
1
Dürr-i Yekta 141
2
Arapça
Emsile (Arapçada fiil çekimlerini ele alan kitap)
Bina (Arapçada fiillerin çatılarını ele alan kitap)
İzzî (Arapça gramer kitabı)
Avamil (Arapça kelimelerin okunuşunu öğreten kitap)
İzhar (Arapça sarf gramer kitabı)
Va’z ü Beyan
Nurü’l-İsah (Arapça gramer kitabı)
Halebî (Arapça gramer kitabı)
Mantık
Âdâb
3
Farsça
Kavaid-i Farisiye (Farsça kuralları)
Gülistan (İranlı Şair Sadi’nin ahlakî kitabı)
Baharistan
Divan-ı Örfi (Farsça divan)
4
Riyaziye (Matematik)
İlm-i Hesap (Aritmetik)
Cebr-i Adi (Basit Cebir)
Usul-i Hendese
5
İlm-i Coğrafya
6
Fenn-i Kitabet
7
Resm-i Mücessem
Yine aynı diplomadan anlaşılacağı gibi, o yıllarda idadîden mezun olanlara
“Mülâzım (teğmen)”, Mekteb-i Harbiye’den mezun olanlara ise “Kolağası (Kıdemli
Yüzbaşı)” rütbesi verilmektedir.
140
141
Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:VIII, İstanbul,1939, s.887.
“Eşi olmayan inci” anlamına gelen Dürr-i Yektâ, edebî metinleri içerdiği tahmin edilen bir kitap adıdır.
39
Mirliva İbrahim Paşa’nın Okul Komutanlığından ne zaman ayrıldığı bilinmiyor.
Ancak, Miralay Ali Bey (Mirliva Kara Ali Paşa), 1852 (H.1268) yılında Dersaadet Askerî
İdadîsi Müdürü (Okul Komutanı) olmuş ve 1862 yılına kadar bu görevde kalmıştır.
1847’den itibaren okula girmek isteyenlerin miktarı çoğalmaya başlamış, bunun
üzerine Okul Kumandanlığı, Askerî Okullar Nazırlığına şu mealde bir teklifte bulunmuştur:
“Hünerli ve marifetli, okumanın kıymetini bilen aileler, çocuklarını subay yapmak
istemektedirler. Nasiyelerinde istidat ve kabiliyetli görülenler, okula alınmaktadırlar. Fakat
kayıt ve kabul için belli bir zaman yoktur; vakitli vakitsiz müracatlar olmakta, bu ise
derslerde karışıklığa ve zorluğa, disiplinde nizamsızlığa sebep olmaktadır. Bundan böyle bir
ders yılı içinde üç defa öğrenci kaydı yapılıp, sair zamanlarda kayıt yapılmamasının usul
edilmesi uygun olur. Teklif, Darü’ş-şura-yı Askerî ve Meclis-i Vâlâ’da müzakere ve kabul
edilmiştir.”
1850’de öğrenci alma zamanı Recep, Şaban ve Ramazan ayları olarak belirlenirken,
kayıt ve kabul için de şu esaslar konmuştur:
- İsmi geçen üç ay dışında öğrenci alınamaz.
- İdadîlere 12 yaşından küçük, 17 yaşından büyük olanlar alınamaz.
- Rüşdiyeyi bitirmiş veya kendini yetiştirerek idadîye girecek seviyeye gelmiş olanlar sınava tabi tutulur ve hangi sınıfın derecesinde ise o sınıfa alınırlar.
- Alınacak öğrencilerin zeki, kabiliyetli ve “mütenasıbü’l-endam” olmasına dikkat
edilir.
- Öğrenci hangi sınıfa girecekse, mutlaka sınavla alınır. Sınavsız alınanlar tembel,
sairlerine de su-i misal olur.
- Öğrenciler, doktorun ve sınav yapan öğretmenin gizlice vereceği not ve tavsiyeye
göre alınır. 142
Fakat ne yazık ki, 1851’de vezirlerden Mahmud Paşa, Ethem Fethi Paşa, Besim Paşa
ve Celal Paşa ile Sadrazam yardımcısı Kazım Paşa’nın çocukları sınavsız alınmıştır.
1850 yılı kararları ile Nisan 1845 kararlarını karşılaştırdığımız zaman şu noktalar
göze çarpar:
- Nisan 1845 kararlarında öğrenci alımı için belirli aylar tespit edilmemiştir. Bu
karışıklık ve derslerin düzensizliğine sebep olduğu için, 1850 kararlarında öğrenci alımı için
kesin tarihler belirlenmiştir (Recep, Şaban, Ramazan ayları).
- Nisan 1845 kararlarında alınacak öğrencilerin hangi yaşlarda olacağı belirlenmemesine rağmen, 1850 kararları ile kesin yaş sınırı konulmuş ve böylece öğrenciler arasında
yaş farklılıkları azaltılmıştır.
- 1850 kararlarıyla Mekteb-i Fünun-ı İdadî’nin öğrenim seviyesi belli olmuştur.
Kararda idadîye rüşdiyelerden öğrenci alınacağı belirtilmektedir. Bilindiği gibi o devirdeki
rüşdiyeler ilköğretim birinci kademe seviyesindedir. O halde idadîde de ilköğretim ikinci
kademe seviyesinde eğitim yapılmaktadır. 143
- 1845 kararlarına göre idadiye kaydolmak isteyen öğrenciler sınava tabi
tutulmazken, 1850 kararlarına göre sınav uygulaması konulmuş ve sınavlarda başarısız olan
öğrencilerin okula alınmayacağı belirlenmiştir.
142
143
Tahsin Ünal, a.g.m., Sayı:8, Eylül 1968, s.57-58.
Faik Reşit Unat, Türkiye’de Eğitim Sisteminin Gelişmesine Tarihi Bir Bakış, Ankara, 1964, s.42.
40
- 1850 kararlarına göre, öğrencinin yalnız zeki ve kabiliyetli olması okula girmesi
için yeterli değildir. Fizikî yönden de idadî öğrencisi olmaya yeterli olması gerekmektedir.
Bu bugün de böyledir.
Anlaşıldığı kadarıyla okulun bu ilk dönemlerinde sınıf geçmek için yapılan bütün
imtihanlar sözlü yapılmıştır. Okulu bitiren bütün öğrencilere diploma verildiğine dair
arşivlerde hiçbir belgeye rastlayamıyoruz. Ancak başarısız öğrencilerin elendiğini belgelere
dayalı olarak biliyoruz. Bir öğretim yılı sonunda imtihanlarda başarı gösteremeyen ve
bulundukları sınıfta iki yıl üst üste kalan 10 öğrenci okul müdürlüğünün kararı ile alaya
çıkarılmıştır. Alaya çıkarılan öğrencilerden üçü, kendi rızaları alınarak “Bölük Emini”
rütbesiyle 19 Temmuz 1851(20 Ramazan 1267 Cumartesi)’de Hassa Orduyı Hümâyûnu’nda
alaya çıkartılmışlardır. Alaya çıkarma usulü, 1949 yılına kadar devam etmiştir. 144
1853 yılında Kırım Harbi başlayınca, müttefik kuvvetleri İstanbul’da bulunan pek
çok askerî yapıyı, kışla ve hastane olarak kullanmak istemişlerdir. Fransız Maslahatgüzarı
Monsieur Cheferre’in boşaltılmasını teklif ettiği binalar arasında Maçka Kışlası da
bulunmaktadır. Padişah’ın Cheferre’in teklifini kabul etmesi üzerine Kuleli, Selimiye,
Haydarpaşa kışlaları gibi Maçka Kışlası da müttefik kuvvetlerin emrine verilmiştir. Maçka
Kışlası’na Fransızlar yerleşirken, Dersaadet Askerî İdadîsi de Üsküdar Yeni Mahalle’de bir
binaya taşınmıştır (Ocak 1855). Kırım Savaşı’nın sona ermesi üzerine Dersaadet Askerî
İdadîsi, 5 Ekim 1856’da Maçka Kışlası’na geri dönmüştür. Mir’at-ı Mekteb-i Harbiye’de,
idadînin Üsküdar’da beş yıl kaldığı yazarsa da okul arşivindeki kayıtlara göre idadî, 4 Ekim
1856’da Maçka Kışlası’na geri dönmüştür. Yine okulun “2 Numaralı Kayıt Defteri”nde
bulunan 6 Ekim 1856 (5 Safer 1273 Pazartesi) tarihli bir yazıda, okulun Maçka’ya nakli
dolayısıyla Maçka Kışlası’nın acele olarak tamir edilmesi, Üsküdar’dan Beşiktaş’a eşya
taşıma ve kayık parası olarak 4315 kuruş tahsisat istenmektedir. 145
1856 yılından 1861 yılına kadar Dersaadet Askerî İdadîsi ile ilgili herhangi bir arşiv
kaydına rastlanmamıştır.
Galatasaray Kışlası’na taşınıncaya kadar (1864), Dersaadet (Harbiye) Askerî İdadîsi
Komutanlığını (Müdürlüğünü) Galip Paşa (Sarı) yapmıştır (1862-1864). Galip Paşa, 1825
yılında doğmuş, Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn’u bitirdikten sonra Londra’ya
gönderilmiş, dönüşünde aynı okula öğretmen olarak atanmış ve daha sonra da Sultan
Abdülmecid’in sarayına kabul edilmiştir. Sultan Abdülaziz’in saltanatının ilk yıllarında
Dersaadet Askerî İdadî Müdürlüğüne tayin edilmiş (1862), daha sonra Mirliva rütbesiyle
Sultan Abdülaziz’in Başmabeyinciliği ile görevlendirilmiştir. 1863’te Ferik rütbesiyle
“Mekâtib-i Askerîye Nazırı (Komutanı)” ve “Mekteb-i Harbiye Nazırı” olmuş, bu arada
birkaç defa azledilmekle beraber dokuz yılda on iki defa bu makama getirilmiştir. Ayrıca
Darü’ş-şura-yı Askerî üyeliği ve valilik gibi görevlerde de bulunmuştur.
Galip Paşa’nın Okul Müdürlüğü zamanında (1862-1864) askerî eğitimde yapılmış
olan başlıca yenilikler şunlardır:
- Önceden mevcut olan idadîlere yenileri eklenmiş (Erzurum, Bosna, Bağdat) ve
idadîlerin sayısı 16’ya çıkarılmıştır.
- Fransızca öğretiminin yalnızca Mekteb-i Harbiye’de yapılmasının iyi sonuç
vermemesi üzerine, aynı yıl, idadî programlarına da “Fransızca” dersi konulmuştur.
144
145
Dersaadet İdadî-i Askerîyesi, 1 Numaralı Kayıt Defteri.
Dersaadet İdadî-i Askerîyesi, 2 Numaralı Kayıt Defteri.
41
İdadîlerin 2 nci, 3 ncü ve 4 ncü sınıflarında okutulmaya başlanan bu dersin öğretmenleri
Fransa’da öğrenim görmüş Türk subaylarından seçilmiştir. Gramer kitabı olarak
“Robinson”, konuşma kitabı olarak “Oienfdorf” seçilmiştir. 146
- İdadîlere, Beden eğitimi (Jimnastik) dersleri de bu dönemde konulmuştur.
- Galip Paşa, şahsi bilgi ve tecrübeleri doğrultusunda Fizik dersi için bir deney
(tecrübe) aleti yapmıştır.
- İdadîlere öğrenci yetiştirmek için “Askerî Rüşdiye”ler açılmasına karar verilmişse
de bu karar, 1875’te uygulanabilmiştir.
- Harbiye, idadî ve rüşdiyelerin öğretmen sıkıntısını giderebilmek ve tasarruf etmek
için, askerî okulların büyük şehirlerde, idadî son sınıfların ise İstanbul’da toplanmasına
karar verilmiş ve bu karar, bir süre uygulanmıştır.
- Askerî öğretmen ihtiyacını karşılamak için 1863’te “muavin sınıf (askerî öğretmen
sınıfı) kurulmuşsa da bir süre sonra kapatılmıştır (1870). Ancak daha sonra yine askerî
öğretmen yetiştirmek için “Menşe-i Muallimin” okulu kurulmuştur (1875).
- İstanbul’da iki adet “Askerî Sanayi Okulu” açılmıştır.
- İmtihanlar belli esaslara bağlanmış, ilk kez yazılı sınavlar uygulanmaya başlanmış;
iki yıl üst üste sınıfta kalan öğrencinin okulla ilişiğinin kesilmesi kabul edilmiştir.
Sultan Abdülaziz‘in saltanatının (1861-1876) ilk yıllarında öğretimine aynı program
çerçevesinde Maçka Kışlası’nda devam eden Dersaadet Askerî İdadisi(Harbiye
İdadisi)’nden başka, o yıllarda üç askerî idadî daha bulunmaktadır: Mühendishane-i Berr-i
Hümâyun’a öğrenci yetiştiren “Mühendishane İdadîsi”, Mekteb-i Tıbbiye’ye öğrenci
yetiştiren “Tıbbiye İdadîsi” ve Mühendishane-i Bahr-i Hümâyun’a öğrenci yetiştiren
“Bahriye İdadîsi”.
Bu dört İdadînin ayrı ayrı binalarda
öğrenimlerini sürdürmelerindense bir binada
ortak bir eğitim sürdürmeleri program ve
tasarruf yönlerinden uygun görülmüş ve
dört idadî “Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne”
adıyla Galatasaray Kışlası’nda birleştirilmiştir. Dört askerî idadînin Galatasaray
Kışlası’nda birleştirilmesi tarihi tartışmalıdır: “Galatasaray Tarihi”ni yazan Fethi
İsfendiyaroğlu’na göre bu tarih 1862, 147
Sultanî” tarihçesini yazan
Galatasaray Kışlası “Mekteb-i
Mehmed Ziya (İhtifâlci) Bey’e göre
1865/66 (H.1282), 148 “Türk Maarif Tarihi” yazarı Osman Ergin’e göre 1864, 149 Başbakanlık
ve Kuleli Arşivi’ndeki belgelere dayanan Tahsin Ünal’a göre ise 1868’dir. 150 Galatasaray
Kışlası’nda 1 Eylül 1868’de Mekteb-i Sultanî (Galatasaray Lisesi) açıldığına göre, idadîlerin
Galatasaray Kışlası’nda birleşme tarihi, 1864 olmalıdır.
146
Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.75.
Fethi İsfendiyaroğlu, Galatasaray Tarihi, C.:I, İstanbul, 1952, s.379.
148
Mehmet Ziya Bey (İhtifâlci), Mekteb-i Sultanî Tarihçesi, İstanbul, 1918, s.20.
149
Osman Ergin, a.g.e., s.480.
150
Tahsin Ünal, a.g.m., Hayat Tarih Mecmuası, Sayı:7, Ağustos 1968, s.16 ve Sayı:8, Eylül 1968, s.56.
147
42
Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn, Mühendishâne-i Bahr-i Hümâyûn, Mekteb-i
Harbiye ve Mekteb-i Tıbbiye’nin idadîlerine girecek öğrencileri hazırlamak amacıyla
rüşdiye düzeyinde ve “mahreç” adı altında ihtiyaç sınıfları kurulmuştur. Bütün askerî
idadîler Galatasaray Kışlası’nda birleştirilince, Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn (Topçu)
İdadîsi’nden boşalan yere bu idadîlerin ihtiyaç sınıfları nakledilerek, orada “Mahrec-i
Mekâtib-i Askerîye” adında bir genel “rüşdiye” açılmış ve askerî rüşdiyelerin açılma tarihi
olan 1875/76 (H.1292) yılına kadar faaliyetine burada devam etmiştir. Dört sınıflı olan
Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’de şu dersler okutulmuştur: 151
Sıra No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
DERSLER
Mantık ve Tatbikât-ı Arabiye (Arapça kuralları uygulamaları) 152
Hesap
Hendese-i Hattiye (Çizgi Geometrisi)
Coğrafya-i Umumi (Genel Coğrafya)
Mevâid-i Selase
Kavaid-i Osmaniye (Osmanlıca Kuralları),
Fransızca
İmlâ-yı Osmani (Osmanlıca İmlâsı),
Resim
Hüsn-ü Hatt-ı Fransevi (Fransızca güzel yazı).
Mekteb-i İdadî, Galatasaray Kışlası’nda iken Komutanlığını Miralay İshak Bey
yapmıştır. 1863/64 (H.1280) yılında göreve başlayan İshak Bey’in bu görevden ne zaman
ayrıldığını kesin olarak bilmemekteyiz.
Dersaadet Askerî İdadîsi Ders Nazırlığına, 1864 yılında, Erkân-ı Harp (Kurmay)
Binbaşı İsmail Bey (Hafız İsmail Hakkı Paşa) getirilmiştir. 153 1867 (H.1283) tarihli bir
belgeden anladığımız kadarıyla Binbaşı İsmail Bey, Erkân-ı Harb Kaymakamı (Kurmay
Yarbay) rütbesiyle Galatasaray Kışlası’ndaki Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne’nin de Ders
Nazırlığını (Öğretim Başkanlığı) yapmıştır. 154 İsmail Bey, 1867 yılında bu görevden
ayrılmış, Umum Mekteb-i İdadî-i Şahane Ders Nazırlığına Piyade Kaymakamı Mustafa Bey
getirilmiştir. 155 Erkân-ı Harp (Kurmay) Binbaşı İsmail Bey (Hafız İsmail Hakkı Paşa)
döneminde (1864-1867), kayıt-kabul esasları fazlaca değişmemekle beraber, 1864’te alınan
bir kararla, sivil rüşdiyelerden gelenlerin ciddî bir imtihandan ve sıhhî muayeneden
geçirildikten sonra başlangıç sınıfına; sivil idadîlerden gelenlerin de imtihanı başardıkları
takdirde mutlaka bir alt sınıfa 156 alınmaları şart koşulmuştur. 157
İdadîlerde önceden dört yıl olan öğrenim süresi, Galatasaray Kışlası’na geçilince üç
yıla indirilmiştir. Üç yılda okutulan dersler şöyle sıralanabilir: 158
151
Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:VIII, İstanbul,1939, s.480.
Türk Ansiklopedisi, “Galip Paşa” maddesi, C.:17, s.127–128.
153
İdadîde 1864-1867 yılları arsında Ders Nazırlığı yapan Erkânı Harp Binbaşı İsmail Bey Paris’te öğrenim
görmüş, 1855/56 (H.1272) yılında Erkân-ı Harbiye’yi bitirmiş, Ders Nazırı olmadan önce idadîde Fransızca
öğretmeni olarak görev yapmıştır. Şair Celal Sahir Erozan’ın babası olan İsmail Bey, Conversation (Fransızca
Konuşma) adlı bir kitap da yayımlamıştır. Yemen’de 7 nci Ordu Komutanı iken 1913’te, Ferik rütbesinde vefat
etmiştir. (Muharrem Mazlum, Erkan-ı Harbiye Mektebi Tarihçesi, İstanbul, 1930, s.184.)
154
Osmanlı Arşiv Dairesi, Umur-u Dâhiliye, Sene 1283, Sayı: 731.
155
1867 (H.1283) yılına ait askerî salname.
156
Rakam küçüldükçe sınıf derecesi artmaktadır.
157
Tahsin Ünal, a.g.e., Sayı:8, Eylül 1968, s.58.
158
Kolağası Mehmet Esad, a.g.e., s.75.
152
43
Sıra No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Sıra No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
Sıra No
1
2
3
4
5
6
7
Birinci Sınıf Dersleri
İlm-i Hesap
Coğrafya
Kavaid-i Osmanî (Osmanlıca kuralları)
Kavaid-i Farisi (Farsça kuralları)
Gülistan
Resim
Fransızca,
İmlâ
Jimnastik
İkinci Sınıf Dersleri
Cebr-i Adi
İlm-i Hesap
Coğrafya
Tarih-i Osmanî
Baharistan
Kitabet
Fransızca,
Resim
Jimnastik
Üçüncü Sınıf Dersleri
Usul-i Hendese
Cebr-i Adi
Kitabet
Kozmoğrafya
Resim
Fransızca,
Jimnastik
Yukarıda yer alan ders programı ile 1845’lerdeki ders programını karşılaştırdığımızda değişiklik olarak; “Fransızca” ve “Jimnastik” derslerinin programa girdiğini,
“Kozmografya” dersinin üçüncü sınıf ders programına dahil edildiğini görmekteyiz. Beden
Eğitimi (jimnastik)” dersleri, günün son ders saatinde, uygulamalı olarak ve açık havada
işlenmiştir. İlk programda yer alan “Yazı” dersleri, öğrenci kaynağının rüşdiyeler
olmasından sonra kaldırılmıştır. “Tarih-i Osmanî (Osmanlı Tarihi)” dersinin programa
konması ise programlarda bir millîleşme hareketine gidildiğini göstermektedir.
1867’de yapmış olduğu Fransa gezisinin oldukça etkisinde kalmış olan Sultan
Abdülaziz, İstanbul’da, Fransız liseleri ayarında bir lise açılarak, Fransızca öğretim
yapılmasını istemiş, Sadrazam Fuat Paşa’nın girişimleriyle Galatasaray Kışlası’nda, 1 Eylül
1868 tarihinde “Mekteb-i Sultanî” (Galatasaray Lisesi) açılmıştır.
Galatasaray Kışlası’nda Mekteb-i Sultanî’nin açılması üzerine (1 Eylül 1868), bu
binada öğrenim gören “Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne”yi oluşturan okullardan
Mühendishane-i
Bahr-i
Hümâyûn
İdadîsi
(Bahriye
İdadîsi)
Heybeliada’da
Mühendishane’nin yanına, Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn İdadîsi Halıcıoğlu’na, Tıbbiye
İdadîsi ile Harbiye İdadîsi de tekrar Maçka Kışlası’na taşınmıştır.
Bu dönemde (1868’lerde), Mekteb-i Harbiye’nin Eğitim Meclis’inde almış olduğu
kararlar, Mekâtib-i Askerî Nezareti (Askerî Okullar Nezareti) aracılığıyla Darü’ş-şüra-yı
Askerî’ye yazılıyordu. Bu makamın onayıyla ortaya çıkan yenilikler, dolaylı olarak idadîleri
de etkilemekteydi. Mekâtib-i Askerî Nezareti’nin 1869 (H.1286) ve 1870 (H.1287) tarihli
44
iki adet tezkeresi ile Darüş’şüra-yı Askerî’ye giden Meclis-i Maarif ü Mekteb tutanakları,
bunun en açık örneklerindendir. Elimizdeki belgede idadîyi ilgilendiren şu yenilikler yer
almaktadır:
“…Mekteb-i İdadî ve Mekteb-i Harbiye… tedrisad usulünün tahvil ve ıslâhıyla lisan
ve kitabet dersinin mükemmel suretle tedrisi…”
“…Mekteb-i İdadî’nin ihtiyat sınıfı hariç üç seneden ibaret olan müddet-i tahsiliyesine
bir sene daha ilavesi ile dört seneye iblağı veyahut ihtiyat sınıflarından birinin ilga ve
İdadî’ye zamime Mekteb-i Harbiye-i Şâhâne’de tedris olunagelen Ulum’-ı Riyaziye’nin
Harbiye’den nakline İdad-ı karar inba’ı veçhile beher sene Alaylara yüz elli nefer zabit
yetiştirmek üzere Dersaadet Mekteb-i İdadîsi’nden verilmesi lazım gelen şakirdana nisbetle
mevcut-ı hazırın beş yüze iblağı ve şimdiye kadar idadîde okunur olunmakta olan Fransızca,
Harbiye’de gösterilmediği veçhine sair bunun arasında okutulduğundan hiç faide hâsıl
olmadığı cihetle, orada dahi bir miktar okutulması ve mekâtib-i mezkure şakirdanına tertib-i
kadimi vechile her fennin haftada birkaç ders gösterilerek bir hafta … sair dersler
görmesinden dolayı bunların zabt u hıfzın da usret çekilmekte olduklarından derslerin
müteakiben tedrisi içün…”
“Elyevm tahsilde bulunan muallim sınıfı şâkirdânından icrâ-yı tedris kesb-i liyâkât
itmiş olanların tevhidiyle maadasının alaya verilmesi sınıf-ı mezkurenin bütün … laĝvı bir
de şakirdan-ı merkumenin bersenen icra olmakta olan imtihan-ı umumiyeleri şifahen kabul
olunmakta ise de şakirdan ve dersler tekessür ettiği sürette imtihan için bir çok zamana
ihtiyaç ideceğinden ve bu hal vesaire içün zaman kalmadığından imtihanlara takriren kabul
ifadesinden ibaret olup vakıan…” “…Mekâtib-i Askerîyece tedris ettirilecek Ulum ve
Fünun-ı Harbiye’nin bersuret-i faide tanzim verilmesi ile beraber teshil ve sair istihsâliyesi
ve Mekteb-i Harbiye-i Şâhane’den sene-be-sene çıkmakta zabitan-ı askerîyenin tekessür
adedi … muktezâ-yı hâl bilâ … mevki'i mütalâa ve’t-tedkik tadilâtı bilâ icra-yı suret
tedrisiyle ... kamil tanzim olup ... takdim ... konan cedvel mütalâasından dahi bi'l-imtihan
malum-ı alî-i seraskerî buyrulacağı vechile Mekteb-i İdadîde de okunmak üzere bu defa
tertib olunan derslere de hususuyla Ulum-ı Riyâziyenin dahi zam ve ilâve olunmasına
nazaran mezkur üç sene müddeti tahsiliyesi kifayet etmeyeceğinden buna bir sene daha
zammı icab idüp fakat mazbata-i merkubede beyan olunduğu üzere mezkur ihtiyat
sınıflarından birinin lağvı yoluna gidilmiş olsa burası ileride kayıt ve kabulleri taht-ı
mecburiyette olagelen bi-imkeneytem ve zâdegân-ı askerîyenin okuyup yazmaca dereceten
tefavütte olmaları ve beherinin dahi himayesine tıfıl için hâl bulunmaları cihette, bunların
cümlesinin kalacak bir sınıfa yerleştirilmelerinde .... müşkülât olacağından iki ay zarfında
bir ders tekmil olunduktan sonra imtihan vaktine kadar beş altı mah başka dersleri daha
alarak mukaddema okunan derslerden hatırlarında bir şey kalmayacağı gibi bu mazarratın
tekmil olan derslerde teselsüI edeceği ve sabıkı vechile okunduğu hâlde her hafta okunan
dersin talebeden gelecek hafta okunup bir bir sual iderek hatırda takarruz ideceği cihetle…
bu suretin … olunması…”
“… Ba'dema mekteb içün lüzümü olacak hocaların bu vechile yetişecek Erkân-ı
Harbiye zâbitânından tayini mümkün olarak lüzumu kalmadığı cihetle icra-yı tedrisi …
iderek bu sınıf taburlarının alaylara i’tâsıyla sınıf-ı mezkûrun bütün bütün lâğvı ve şimdiki
halde zam ve ilave olunan bazı fünûn için lüzumu olan hoca ve muavinlerin melfuf defter
mucibince celb ve ta’yini mezabıt-ı merkûmenin cümlesine ifâdâtından olup, halbuki
mekteb-i mezkûr derslerinin bu yolda ta’dil ve ıslâh olunmasından dolayı, hoca ve
muavinlerin dahi karar-ı âhire tevfikan tertibi iktizâ ideceğinden bu madde ... cedvel-i
mezburca gösterilen derslerin adedine göre lazım gelen programların tertibi ve tanzimi
hususiyle icab-ı hâlin ifası ve cedvel-i mebhusun zikr olunan Meclis-i Maarif ... a’zâsı
hazretlerinin ... müşarü’n-ileyh istekleriyle cedvel-i mezkûrun ve hoca muavinlere müteallik
45
mazbatanın tisyârı ... ve tensip kılınmıştır ve başkaca tanzim olunan vakit cetvelleri dahi
Sultan’a takdim olunmuş olduğundan muvafık emir ve irade-i aliyye-i Seraskerleri
buyrulduğu halde icra-yı icabâta bâbında emr-ü ferman hazret-i ulu’l emrindir. 1 Cemaziye’lâhir sene 87 Rumi 16 Haziran 86 (28 Ağustos 1870 Pazar).”
28 Ağustos 1870 tarihli Darü’ş-şura-yı Askerî kararıyla askerî idadîlerde kısaca şu
yenilikler yapılmıştır:
- İdadînin eğitim sistemi değiştirilerek ıslah edilecektir.
- İdadîde yabancı dil ve Kitabet dersleri en iyi şekilde öğretilecektir.
- İdadînin üç yıl olan eğitim süresine bir yıl eklenerek dört yıla çıkarılacak ya da
ihtiyat sınıflarından biri kaldırılarak idadîye nakledilecektir.
- Mekteb-i Harbiye'de okunmakta olan "Matematik" dersi idadîye nakledilecektir.
- Her yıl Alaylara 150 subay çıkartabilmek için Dersaadet Askerî İdadisi'nin mevcudu
500 öğrenciye yükseltilecektir.
- Şimdiye kadar idadîde okunmakta olan Fransızca dersi Harbiye'de okutulmayıp,
diğer ilimler arasında gösterildiğinden hiçbir yarar sağlamamaktadır. Bundan sonra
Harbiye'de de Fransızca dersi okutulacaktır.
- Öğrencilere her hafta değişik dersler gösterildiğinden bunların öğrencinin hafızasında
kalması güç olmaktadır. Bundan böyle bir dersin bitiminde başka bir ders başlayacaktır.
- Halen öğrenim yapan öğretmen sınıfı öğrencilerinden öğretmenlik yapabilecek
durumda olanlar öğretmen olarak bırakılacak, diğerleri ise Alaylara verilecektir.
- Şimdiye kadar her yıl yapılan genel imtihanlar sözlü olduğundan dersler ve
öğrenciler sıkışmakta, bu yüzden çok zamana ihtiyaç duyulmaktadır. Bundan böyle
imtihanlar yazılı olarak yapılacaktır.
- Matematik dersi Mekteb-i Harbiye’den idadîye nakledildiğinde üç senelik öğrenim
süresi yeterli gelmeyeceği için, okul dört seneye çıkarılacaktır. Bu ek sınıf, ihtiyat
sınıflarından birinin lağvıyla sağlanacaktır. Bu sınıfa yetimlerin ve askeriyenin ileri
gelenlerinin okuma-yazma bilmeyen çocuklarının toplanması çeşitli mahsurlar doğuracaktır.
Bu yüzden böyle bir uygulamaya gidilmeyecektir.
- Şimdiye kadar öğrenciler bir dersi iki ay okumaktaydılar. İki ayda ders bittikten
sonra 5-6 ay imtihan vaktine kadar başka dersleri de okuduklarından, dersler öğrencinin
aklında kalmamaktaydı. Bundan sonra her hafta okunan ders, ondan sonraki hafta kısaca
tekrar edilecek, tek tek sorular sorularak öğrencinin bir önceki hafta okuduğu dersi
hatırlaması sağlanacaktır.
- Öğretmen sınıfı öğrencilerinin, öğretmenlik yapamayacak olanlarının Alaylara
gönderilmesi kararlaştırıldığından, bundan sonra okul için gerekli olan öğretmenler, kurmay
subaylar arasından seçilecektir. 159
159
Darü’ş-şura-yı Askerîye’nin 28 Ağustos 1870 (1 Cemaziye’lâhir sene 87 Rumi 16 Haziran 86 Pazar) tarihli
kararının değerlendirildiği 8. ve 12. maddelerde de belirtildiği gibi, Mekteb-i Harbiye’de öğrenim gören
öğretmen sınıfı (Muallim Sınıf Okulu) öğrencilerinden öğretmenlik yapabilecek durumda olanlar öğretmen
olarak bırakılmış, diğerleri ise alaylara gönderilmiştir. Bu durumda okulun ihtiyaç hissettiği öğretmenler,
kurmay subaylar arasından seçilmiştir. Ancak, sonraki yıllarda bu kararın uygulamasında güçlükle
karşılaşılmış ve askerî öğretmen açığının kapatılamaması üzerine yeni bir okul açılması kararlaştırılmıştır.
Menşe-i Muallimîn adı verilen bu okulun açılması ile igili olarak Osman Ergin şu bilgileri aktarmaktadır:
(Osman Ergin; Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s.715.)
“Askerlik bir meslek olduğu gibi muallimlik de ayrı bir meslek olduğundan doğrusu aranırsa askerî
mekteplerde de askerliğe ait derslerin başkasını muallim olarak yetişmiş olanların okutması lâzım gelirdi. Bu,
tabiî ve mantıkî olduğu kadar ordunun muhtaç bulunduğu yüzlerce zabiti de mesleğine iadeye yarayacağı için
askerlik bakımından da yapılması istenen bir iştir. Fakat itiraf etmek lâzım gelir ki, tatbiki güç bir iştir.
Bunu böyle düşünen Mekâtib-i Askerîye ve Darüşşafaka Ders Nazırı Süleyman Hüsnü Paşa 1875’te
(H.1292) askerî mekteblerin tedris vasıtalarından yani asker hocalardan sivil muallim yetiştirmek üzere
46
- Eklenen yeni dersleri okutmak için gerekli olan öğretmen ve yardımcılarının tayinleri
ilişikteki defterde tutanak olarak tutulmuştur.
- Eklenen yeni derslerle birlikte ortaya çıkan müfredat programı, Meclis-i Maarif
tarafından hazırlanmış olup, öğretmen ve yardımcıları ile ilgili defterle birlikte Padişaha
sunulmuştur.
Görüldüğü üzere Darü’ş-şura-yı Askerî'nin 28 Ağustos 1870 tarihli bu kararı,
Mekteb-i İdadîyi de çok yakından ilgilendirmektedir. Bu sırada Serasker (Başkomutan),
Abdi Paşa'dır. Abdi Paşa ve Galip Paşa'nın işbirliğiyle hazırlanan bu yenilik hareketleri,
bizde Batılı anlamda, eğitim alanında yapılmış ilk yeniliklerdir. Bu kararlardan da
anlaşılacağı gibi Batılı anlamda eğitim alanındaki ilk yenilikler, askerî okullarda yapılmıştır.
Sultan Abdülaziz, Maçka Kışlası’nın yerine, ustası Sarkis Balyan’a mükemmel bir
silâhhâne 160 yaptırma kararı alınca, iki idadînin Kuleli Kışlası’na taşınması kararlaştırıldı.
Kışla koğuşlarına sıralar konularak, dershaneler oluşturuldu. 1872’de Harbiye İdadisi ile
‘Menşei Muallimin’ adıyla idadî ve yüksek derecelerde bir mektep açılmasına teşebbüs etmiş ve açmaya da
muvaffak olmuştur.
Menşe-i Muallimin’in bir idadî bir de yüksek kısmı bulunuyordu. İdadi'nin öğretim süresi beş yıl,
yüksek kısmı ise iki ile dört yıl arasında değişmekteydi. Menşe-i Muallime İdadîsi, o zamanki askerî idadîlerle
aynı programı uygulamaktadır. İdadîde yabancı dile çok önem veriliyordu. Dördüncü sınıftan sonra fen ve
edebiyat diye iki şubeye ayrılıyordu. Okulda günde iki saat ders yapılıyordu. Yılda sekiz ay öğretim, dört ay
tatil yapılıyordu. Ayrıca öğrencilere medrese geleneğine uyularak dini dersler okutuluyordu. Bu dersler
camilerde veriliyordu. Süleyman Paşa, bu sistemi uygulattırmakla hissettirmeden medreseyi okul haline
getirmeye çalışıyordu.” (Osman Ergin; Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s.715-716.)
Menşe-i Muallimin’in idadî kısmını bitirenler, yüksek kısmına gitmek için olgunluk sınavından
geçiriliyordu. Sivil idadîlerden mezun olanlar da bu sınavı verdikleri takdirde yüksek kısma girebiliyordu.
Menşe-i Mualliminin yüksek kısmı 11 şubeye ayrılmıştı. Bu şubeler şunlardı:
Sıra No
ŞUBE
1
Topoğrafya Sınıfı
2
Edebiyat-ı Türkiye Sınıfı
3
Tarih Sınıfı
4
Coğrafya Sınıfı
5
Riyaziye-i Adiye Sınıfı
6
Riyaziye-i Adiye Tatbikât Sınıfı
7
Riyaziye-i Aliye Sınıfı
8
Riyaziye-i Aliye Tatbikat Sınıfı
9
Ulum-i Tabiiye Sınıfı
10
Sınıf-ı Sâni Ressamlığı
11
Sınıf-ı Evvel Ressamlığı
Yukarıdaki tabloda belirtilen şubelerden mezun olanlar doğrudan öğretmenliğe tayin edilmiyorlardı.
İki sene müddetle bir nevi stajyerlik uygulamasına tâbi tutuluyorlardı. Okuldan mezun olduktan sonra
"Öğretmen Muavinliği”ne tayin ediliyorlardı. Öğretmen adayı iki sene zarfında konularıyla ilgili yabancı
dilden tercümeler yaparak tecrübelerini arttırmaya çalışıyorlardı. Eğer iki sene içerisinde yeterli duruma
gelememiş iseler öğretmen olamıyorlardı. (Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1291, s.113.)
Her öğretmen okuttuğu dersin kitabını yazmak veya tercüme etmek suretiyle hazırlamak zorundaydı.
Hazırlanan ders kitabının Meclis-i Maarif-i Askerî tarafından kabul edilmesi gerekiyordu. Başarılı olan
öğretmenler mükâfatlandırılıyorlardı. Öğretmenler için 15 sene mecburi hizmet uygulanıyordu.(Osman Ergin,
a.g.e., C.:1-2, s. 718.)
1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nın çıkması üzerine Menşe-i Muallimin’de görev yapan asker
öğretmenler ve öğrencilerin bir kısmının savaşa katılmaları, okul mevcudunu azalttığı gibi, öğretimin devamını
da güçleştirmişti. O sıralarda Mekteb-i Harbiye Dâhiliye Müdürlüğüne tayin olan Binbaşı İsmail Bey’in Sultan
Abdülhamid’e yaptığı bir jurnal üzerine bu okul kapatılmıştır (l884). (Osman Ergin, a.g.e., C.:1-2, s. 718-719.)
160
Bugün İTÜ Maden Fakültesi olarak kullanılmaktadır.
47
Tıbbiye İdadisi, Maçka Kışlası’ndan Kuleli Kışlası’na taşınmıştır. 161 Bu tarihten sonra
Harbiye İdadîsi (Dersaadet Askerî İdadîsi, Mekteb-i İdâdî-i Şâhâne), Kuleli Askerî İdâdîsi
adını almıştır.
Galip Paşa, Mekteb-i Harbiye Nazırlığı’nda kaldığı sürece yeniliklerine devam
etmiştir. Mekteb-i Harbiye Meclisince hazırlanıp Darü’ş-şura-yı Askerîde kabul edilen ve
aşağıda metnini verdiğimiz 15 Eylül 1874 (4 Şaban 1291) tarihli belgede de idadîye ait
kararlar yer almaktadır: “Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye-i Şâhâne'de tedris oluna gelen fünûn-ı
mütenevvianın bi'l-cümle Avrupa Düvel-i Muazzaması Mekâtib-i Harbiyesi ile mekteb-i
mezkûr programları beyninde bir dereceye kadar tefavüt bulunmayacağından, onların
programlarına mümkün mertebe tatbika medar olmak ve daha ziyade istifade kılınmak üzere
Mekteb-i Harbiye’de tedris olunan Hikmet ve Kimya ve Hendese-i Resmiye derslerinin cihet-i umumiyesinin ve Mebâniyü’l-İnşâ ve Tarih-i Umumî derslerinin sülüsünün Mekâtib-i
İdadî’ye nakledilmesi ve şu kadar ki taşra Mekâtib-i İdadîyesinde bu dersler için hoca ve
ale’l-husus Hikmet ve Kimya için âlât ve edavât tedâriki müşkil olduğundan şimdilik
Harbiye’ye nakledilecek taşra idadî şakirdânının Dersaadet İdadîsi’ne celb ile cümlesinden
mürekkeb bir sınıf bi’t-teşkil Hikmet ve Kimya ve Hendese-i Resmiye derslerinin sınıf-ı
mezkûra kıraat ettirilmesi ve Talim-i Fenn-i Sebahatin mekâtib-i askeriye şakirdânına
tedris-i mukteza-yı nizamından olduğu ve Kuleli Kışlası’nın dahi münasebet-i mahalliyesi
bulunduğu cihetle, bu dersin işbu sınıfta dahi bu seneden itibaren gösterilmesi ve yalnız
Mekteb-i Fünûn-ı Harbiye’de on ders Hikmet-i Askeriye, on beş ders Kimya-yı Askerî ve
yedi ders Hendese-i Askeriye’den olmak ve mecburî otuz iki dersi havi bulunmak üzere,
Mekteb-i Harbiye birinci senesinde haftada birer ders gösterilmesi hususlarına karar
verildiği gibi, derslerin mufassal programları dahi bi’t-tatbik lüzumu mertebesinde ta’dil ve
ıslâh edildiği ve Erkan-ı Harbiye şakirdânı şimdiye kadar Mekteb-i Harbiye dördüncü
senesinden tefrik olunagelmekte ise de şakirdân-ı merkûmeye çend seneden beri şeref
taalluk iden İrâde-i Seniyye mucibince tamâmi ve tafadulı ve Hendese-i halliye ve onlara
tatbikan fünûn-ı âliye irae kılınageldiğinden ve fünûn-ı mezkûrenin Riyaziye derslerine
taallukı tam olup, usûl-i hâzıra hükmince şakirdân, dört seneden sonra metruk olan
Riyaziyeye be-tekrar ibtidar idegeldiklerinden ve bu ise emr-i tedris-i tas’ib eylediğinden
fünûn-ı Riyaziye bilâ-inkıta tedris ve dersler yekdiğerini bir silsile-i tabiiye ile takip için
Erkân-ı Harbiye şakirdânının birinci derslere bed’inden evvel tefrikiyle cedvel-i mahsuru
mucibince tedris ve yine bazı dersleri sunuf-ı saire ile beraber talim eylemeleri ve ileride
sunuf-ı saire-i ihtiyatiye ile birlikte ilgâ kılınmak üzere, Dersaadet Mekteb-i İdadî birinci
senesinin dahi Hasköy’de vâki Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye’de tevkifi hakkında mekteb-i
mezkûr meclis-i maarifi tarafından tanzim olunan mazbata Mekâtib-i Askeriye Nezaret-i
Behiyyesinin tezkeresiyle berâber Dârü’ş-şurâ-yı Askeriye ledelhavâle keyfiyet lâzım
gelenler dahi hazır olduğu halde tetkik ve müzakere olundukda, sûret-i maruza’nın kabûlü
mekâtib-i mezkûre şakirdânının emr-i tahsilince bir derece daha husuli terakkiyât ve
masrafca tasarrufâtı mucib olacağı tahakkuk iderek, mucibince icrası tensip kılınmış
olunduğundan bâdehü iktiza-yı hal ifâ olunmak üzere keyfiyetin cânib-i seniyyü’l-cevânib-i
hazret-i vekâlet-penâhîlerinden istizan-ı Harbiye Dairesinden ifade olunmuş olmağla her
halde emr ü ferman hazret-i veliyü'l emrindir. 4 Şaban 1291 (15 Eylül 1874 Salı)”.
161
Harbiye ve Tıbbiye idadîlerinin Kuleli’ye taşınma tarihleri hakkında değişik görüşler ileri sürülmektedir:
“Mir’at-ı Mekteb-i Harbiye” ve “Mir’at-ı Mekteb-i Mühendishane”ye göre bu tarih 1872, Osman Ergin ve
Tahsin Ünal’a göre 1876’dır. Kuleli Askerî Lisesi eski tarih öğretmenlerinden Em. Öğ. Alb. Sırrı Üçer, taşınma
tarihi olarak önceleri 1867 yılını almışsa da daha sonra bu görüşünü değiştirerek 1872 yılını kabul etmiştir.
Aşağıda metinini de vereceğimiz 15 Eylül 1874 (4 Şaban 1291) tarihli Darü’ş-şüra-yı Askerîye kararından da
anlaşılacağı üzere, bu tarihte İdadî, Kuleli Kışlası’ndadır. O halde taşınmanın 1874 tarihinden önce olması icap
eder. Belgeye göre Osman Ergin ve Tahsin Ünal’ın görüşlerinin yanlış olduğu değerlendirilmektedir. Harbiye
ve Tıbbiye idadîlerinin Kuleli Kışlası’na taşınma tarihleri olarak 1872 yılını kabul etmek daha akla yatkındır.
48
Yukarıda metni verilen belgede idadî ile ilgili olarak alınan kararları şu şekilde
sıralayabiliriz:
- Harbiye’de okunmakta olan Hikmet (Felsefe), Kimya ve Hendese-i Resmiye
(Geometri) derslerinin tamamı, Mebani'il-İnşâ (Yazı yazma esasları) ve Tarih-i Umûmî
(Genel Tarih) derslerinin üçte biri, idadîye nakledilecektir.
- Taşra idadîlerinin öğretmen ihtiyacı ve Hikmet ile Kimya dersleri için alet (EYM)
bulmak zor olduğu için, -şimdilik- Harbiye’ye nakledilecek taşra idadîleri 4 ncü sınıf
öğrencileri Dersaadet İdadîsi’ne gönderilerek, karma bir sınıf oluşturulacaktır. Hikmet,
Kimya ve Hendese-i Resmiye dersleri bu sınıfta okutulacaktır.
- Askerî okul öğrencilerinin yüzme eğitimi yapmaları yönetmelik gereği olduğu için
ve Kuleli Kışlası da bu işe uygun bulunduğundan, yüzme dersi, bu sınıfta, bu yıldan
başlayarak gösterilecektir.
- Dersaadet Askerî İdadisi’nin 1 nci sınıfı Hasköy’de bulunan “Mahrec-i Mekâtib-i
Askerîye”de kalacaktır.
Aynı döneme ait diğer bir belgede de idadîler ile ilgili alınan kararlar şunlardır:
“Umum Mekâtib-i İdadîye’den ba’de’l-imtihan Mekteb-i Harbiye’ye gelecek
talebenin Meclis-i Maarif huzurunda tekrar imtihanları ile kazanacakları numara sırasınca
birinci sene şakirdanı...”
“Halen cari olan şifâhî imtihânın imtihân-ı tahririye ve icrâ’ıyle be-tarîk-i imtihanât-ı
umumiyenin tahriren ve şifâhen icra ve Mekâtib-i İdadîye ve Mekteb-i Harbiye
şakirdânından bir defa kâmil ... imtihana girdirmek bir sene dersten girü kalandan Fransızca
ve İmlâ ve Kitabet ve Tarama ve Resim gibi her yıl tekrar idilenler ile Eşkâl Jimnastik ve
Ta’limât Ameliyatından beş numaradan dört numara alanların sınıftan döndürülerek ileriye
nakline ferdası sene yine o derslerden kazanılan numara dört olur ise onların dahi ikinci sene
ve Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye şakirdânının hal-i tufuletleri cihetiyle, fakat bunların
dersten dönenlerinin kâfi iki seneye bir imtihan veremedikleri surette, ol sene mektebden
çıkarılması ve gerek Mekâtib-i Rüşdiyeden ve gerek hariçden mekteb-i mezbûra yazılan
talebenin bu evâmirin Meclis-i Maarif huzurunca Türkçe söylenecek sözü yazabilecek kadar
terkib ve imlâya muktedir bulunmasının mektebe kabullerine…”
“Harbiye şâkirdânından bir sene dersden girü kalanların tefrikle Alaylara verilmesi
ve İdadîye ile Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye şakirdanının ikişer sene sınıflarda girü
kalanlardan Mekteb-i İdadîye talebesi sinnaen ve nefsen muktedir ise sanayii taburlarına
verilmesi olmayacak .... ile okutulan şimdiki mekteb-i askerîyeden bir müdet tedenni iderek,
bütün kayıtları tetkik ile ihrac kılınmış ve esna-yı imtihanda not hususunca imtihan olunan
şeylerden Kitabet ve Fransızca dersleri istisnaya şâyân bulunmaz. Bu bâbda muamele-i
istisnai tecviz olunacağından ve malumatın sair fünun sırasında … Tarama ve Resim ve
Talimat Ameliyatı derslerinden beş numaradan dört numara alanların ol sene derslerinin ileri
geçirilmeyerek, ertesi sene tekraren aşağı kalır ise artık ikbâli müsüllü olanların dahi
mektebden çıkarılması ve Cimnastik numarasının … iken … fesh … gerek Mekteb-i İdadî
ve gerek Tıbbiye’ye beher her sene mücerreden alınması icab iden şakirdânın kemâfi’ssabık mezbûr mektebden Darü'ş-şura tarafından ta’yin idilecek memurlardan mürekkeb bir
komisyon tedkikiyle efendi … müesses bulunan usul-i kadimenin ibkası ve mekteb-i
mezkurda tedris ve ta’lim olacak fünûn için hariçten muallim celb Iüzum görülmeyip,
şimdilik yalnız bir Kimya hocasına hacet kesb ittüğünden Fransızca muallimliğine zabitân-ı
askerîyeden ve sınıf-ı etibbâdan …. tedârik kılınmak üzere salifü'l-beyân Kimya hocasına
bin frank maaş verilerek Mösyö Filorin’in tayini ile …. evrak-ı makbûle beyânında bulunan
programındaki kâmilen tedrisi ittihaz idilmesi hususatı tezkire-i merkûme-i mezbûrenin
hülasa-i münderecatında bulunmuş …”
49
Belgeden anlaşıldığı kadarıyla idadîlerle ilgili alınmış olan kararlar kısaca şunlardır:
- Bütün idadîyelerden imtihânla Harbiye’ye gelecek olan öğrenciler Meclis-i Maarif
(Harbiye Eğitim Meclisi) tarafından yeniden imtihan edilerek, kazananlar numara sırasıyla
Harbiye birinci yıl öğrencisi olacaklardır.
- Halen geçerli olan sözlü sınav şekli yazılıya çevrilerek, yılda bir defa genel olarak
yazılı sınav yapılacaktır.
- Bir yıl sınıfta kalanlardan,”Fransızca”, “İmlâ”, “Kitâbet”, “Tarama” ve “ Resim”
gibi her yıl tekrar edilen derslerle bu derslere eşdeğer “Jimnastik”, “Ta’limat Ameliyatı”
(Eğitim Uygulamaları) derslerinden beşten aşağı not alanlar sınıfta kalacaklardır (sınıftan
döndürüleceklerdir). Ertesi yıl yine aynı derslerden beşten aşağı not alırlarsa okuldan
çıkarılacaklardır.
- Rüşdiye mekteplerinden olan veya dışardan gelen öğrenciler Meclis-i Maarif
tarafından imtihan edileceklerdir. Türkçe kompozisyon yazabilecek yeterlilikte olanlar
idadîye kabul edileceklerdir.
- Harbiye öğrencilerinden bir sene sınıfta kalanlar Alaya çıkartılacaklar, idadî ve
Mahrec-i Mekâtib-i Askerî öğrencilerinden ikişer sene sınıfta kalanlar ise yaş ve beden
itibariyle yeterli ise Sanayii Taburlarına verilecek, yok eğer değilse okuldan çıkarılacaktır. 162
- İmtihanlarda Fransızca ve Kitabet derslerinde ayrıcalıklı muamele yapılamaz. Bu
şekilde hareket edenler, cezalandırılır.
- Şimdilik dışarıdan öğretmen getirmeye gerek yoktur. Fransızca öğretmeni ihtiyacı,
subaylardan ve “tıp” sınıfından karşılanacaktır.
- İhtiyaç olan Kimya öğretmenliği için Mösyö Florin tayin edilecektir. Mösyö
Florin'e 1000 Frank maaş verilecektir.
Serasker Abdi Paşa ve Mekteb-i Harbiye Müdürü Galip Paşa'nın önderliğiyle
çıkartılan Darüş'şura-yı Askerîye kararları ile idadînin eğitim sisteminde yapılan
değişiklikleri şu şekilde özetleyebiliriz:
Öğretim Süresi:
- İdadîlerin öğretim süresi üç yıldan dört yıla çıkarıldı.
- Taşra idadîlerinde yeterli öğretmen ve alet bulunmadığından dört yıla çıkartılan
idadîlerin dördüncü sınıfı Dersaadet İdadîsi(Kuleli İdadîsi)'nde toplanacaktır.
- Dersaadet İdadîsi'nin birinci sınıfı Hasköy'de bulunan Mahrec-i Mekâtib-i
Askerîyeye devredilecektir.
Öğrenci Mevcudu: Öğrenci mevcudu beşyüze çıkartılacaktır.
Sınıf Geçme ve Sınav:
Öğrencilerin sözlü olarak yapılan ilk sınavları kış aylarında olurken, 1869'dan
itibaren sınavlar ilkbahar aylarında yapılmaya başlandı. 1865’te İstanbul'da bulunan bütün
askerî okullar için sınav merkezi olarak, Mekteb-i Harbiye kabul edildi. 15 Ocak 1865 (17
Şaban 1281)'te Mekteb-i Harbiye'de toplanan bütün askerî öğrenciler, subayları ve
öğretmenleri ile birlikte Sultan Abdülaziz'in önünde sözlü sınava girdiler. 163 1864 yılına
kadar idadîlerden mezun olan öğrencilere diploma verilmezken, 1864 yılından sonra okulu
bitiren öğrencilere diploma verilmeye başlanmıştır. Bu yöntem 8 yıl sonra 1872'de tekrar
terk edilmiştir. 164
162
Daha önceki bölümlerde bahsedildiği gibi ilk yıllarda başarısız olan İdadî öğrencileri de alaya çıkarılırlardı.
Bu kararname ile bu yöntem kaldırılmış olmasına rağmen bir süre sonra tekrar konulmuş, Alaya çıkarma
sistemi 1949’a kadar devam etmiştir.
163
Takvim-i Vakâyi, 18 Şaban 1281 (16 Ocak 1865).
164
Kolağası Mehmed Esad, Mir’at-ı Mekteb-i Harbiye, s.78.
50
Darü'ş-şura-yı Askerîye kararlarıyla idadîlerin sınav ve sınıf geçme esaslarında şu
değişiklikler yapılmıştır:
- O tarihe (1874) kadar geçerli olan sözlü sınav şekli yazılıya çevrilecek; yılda bir
defa genel olarak yazılı sınav yapılacaktır.
- Sınıf geçme notu en az beştir.
- İki yıl üstüste kalan öğrenciler artık Alaya çıkarılmayacak, yaş ve beden itibariyle
yeterliyse “Sanayii Taburları”na “verilecek, yok eğer değilse okuldan çıkarılacaktır.
Kayıt-Kabul:
- İdadîlerin esas öğrenci kaynağı rüşdiyelerdir.
- Rüşdiye mekteplerinden mezun olan veya dışarıdan gelen öğrenciler Meclis-i
Maarif tarafından sınava tabi tutulacaktır. Türkçe kompozisyon yazabilecek yeterlikte
olanlar idadîye kabul edileceklerdir.
Öğretim Kadrosu:
İlk askerî okulIarın öğretim kadrosunu, kendini yetiştirmiş olan kıta subayları
meydana getiriyordu. Askerî okullara daha kaliteli öğretmen yetiştirmek için 1863 yılında
“Öğretmen Sınıfı” kurularak, Mekteb-i Harbiye’de öğretmen olacak öğrenciler ayrı bir
öğretime tabi tutulmaya başlanmıştır. Bu tarz bir eğitimden geçen öğretmenler, kısa
zamanda ülkenin en kaliteli öğretmenleri arasına girmiştir. 1872 yılında yetimler için
açılmış olan Darüşşafaka Lisesi'nin ilk öğretmenlerini de askerî öğretmenler oluşturmuştur.
Osman Ergin bu konuyu şöyle açıklar:
“O devirde yeni açılan bir lisede asrın yeni ilim ve fenlerini Türkçe okutacak
münevver ve mütefennin sivil muallimler bulunmadığı gibi Türkçe kitaplar da yoktu. Askerî
mektepler bir dereceye kadar bu noksanı gidermiş oldukları için, millî bir hamle ve gayretle
kurulan müesseseyi asker hocalar ellerine aldılar ve gelip, senelerce Darüşşafaka’da parasız
pulsuz hocalık ettiler. Kitaplar tercüme edip bastırarak, Darüşşafaka’da okutmaya başladılar.
Binaenaleyh ilk zamanlarda Darüşşafaka hocalarının onda sekizini askerler, kalan onda
ikisini de din, Arapça ve Farsça derslerini okutan medreseli vs. hocalar teşkil ediyordu.
Asker hocaların bu himmeti, Darüşşafaka tarihine altın harflerle yazılsa layıktır.” 165
Askerî ve sivil eğitim tarihine bu derecede büyük katkılarda bulunmuş olan askerî
öğretmen sınıfı, 1870 kararnamesi ile kaldırılmıştır. Öğretmen sınıfı öğrencilerinden yeterli
durumda olanlar öğretmen olarak bırakılırken, diğerleri Alaylara sevk edildiler. Kararname
ile öğretmen kaynakları şu şekilde belirlendi:
- Askerî okullar için gerekli öğretmenler kurmay subaylar arasından seçilecektir.
- Fransızca öğretmenleri, subaylar ve tıp sınıfı arasından seçilecektir.
Dersler:
Harbiye’de okutulmakta olan Hikmet, Kimya ve Hendese-i Resmiye derslerinin
tamamı, Mebâniü’l-İnşa ve Tarih-i Umûmî derslerinin üçte biri idadîye nakledilecektir.
- İlm-i Sebahat (yüzme dersi), uygulamalı olarak yapılacaktır.
- Fransızca, İmlâ, Kitâbet, Tarama ve Resim dersleri, her yıl tekrar edilir.
- Jimnastik ve Talimat Ameliyatı (Askerî eğitim uygulamaları), uygulamalı olarak
yapılır.
- Harbiye’de okutulmakta olan “Matematik” dersi, idadîye nakledilecektir.
- İdadîde en çok önem verilen dersler, Fransızca ve Kitâbet dersleridir. Daha sonra
sırasıyla İmla, Tarama, Resim, Talimat Ameliyatı ve Matematik gelir.
- Her hafta okutulan dersler, ondan sonraki hafta tekrar edilecek; tek tek sorular
sorularak öğrencinin geçen hafta okuduğu dersi hatırlaması sağlanacaktır (geri besleme
yapılacaktır).
165
Osman Ergin, a.g.e., C.:2, s.491.
51
1875/76 (H.1292) yılından sonra askerî idadîlerin öğrenci kaynağını, askerî
rüşdiyeler sağlamıştır. Bu dönemde idadîlerdeki eğitim-öğretim faaliyetlerini daha iyi
anlamak açısından rüşdiyelerin tarihine kısaca bir göz gezdirmekte yarar vardır.
2.1. Askerî Rüşdiyeler
Askerî idadîlerin Galatasaray Kışlası’nda birleştirilmesi üzerine (1864),
Mühendishâne-i Berr-i Hümâyûn (Topçu) İdadîsi’nden boşalan yere, bu idadîlerin ihtiyaç
sınıfları (hazırlık okulları) nakledilerek, orada “Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye” adında bir
genel “rüşdiye” açılmıştır. Dört sınıflı olan bu okulun faaliyeti, askerî rüşdiyelerin açılma
tarihi olan 1875/76 (H.1292) tarihine kadar devam etmiştir.
Zamanla askerî idadîlerin mevcudunun artmasıyla öğrenci ihtiyacını karşılamada
yetersiz kalan Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’nin mevcudu hiçbir zaman 500 öğrenciyi
aşmamıştır. Sivil rüşdiyeler 1847'den itibaren mezun vermelerine rağmen, bu okulların
mezunları, memur olmayı tercih ettikleri için, 1875 (H.1292) tarihinde, “askerî rüşdiyeler”
açılmıştır. Askerî rüşdiyelerin açılmasını öngören sadâret tezkeresinde durum şu şekilde
açıklanmaktadır: 166
“Taşralarda vâki mekâtib-i idadîye ihtiyat sınıflarının
lağvıyla anlara muktezi şâkirdânın doğrudan doğruya taşra
mekâtib-i rüşdiyesinden bâşahadetnâme çıkanlardan ahzı
ve Dersaadet Mekteb-i İdadîsi
için dahi Mahrec-i Mekâtib-i
Askerîye’nin muvakkaten teşkiliyle bunun dahi ilerüde lağvı
mukaddemâ verilen karar icâ1914 yılı Askeri Rüştiye Öğrencileri
bından olarak şimdiye kadar
taşra idadîleri ihtiyat sınıfları tedricen ilga olunmuş ise de Dersaadet Mekteb-i İdadîsi
sınıflarının tertîb-i mukarreri yüz neferden ibaret bulunduğundan beher sene Dersaadet
Rüşdiyeleri’nden yalnız mekteb-i mezkûr için ol miktar müstaid ve ikmal-i tahsil etmiş
şâkırdân tedârik ve intihabı lâbüd olup ancak rüşdiye mekteplerinin hâl-i hâzırı bu ihtiyacı
def’e gayr-i kâfi olduğu cihetle mahrec-i mekâtib-i mezburenin külliyen ilgası halinde
mekteb-i askerî için kabule şâyan şâkird tedarik-i rehîni müşkülat olacağı der-kâr olmasıyle
beraber şimdiye kadar Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’ye arz olunan şâkirdânın ekserisi
sarftan bed' ettirile geldiğinden hîn-i kabullerinde derece-i istidat zekâları takdir
olunamadığına ve mektebin nizâm-ı mukarreri üzere şâkirdân-ı mümâileyhinden müteakiben
iki sene dersten dönmeyenlerin mektebden terkini kaydı uymadığından bir takım gaibü'zzihin etfal beş altı sene mekâtib-i askerîye üzerinde kalarak her birerleri için onar, on beşer
kuruş masraf edildikten sonra kayıtları teskin olunageldiğine ve maahaza ibtidâ mektebe ahz
olunan şakirdanın sinleri 12, 13 raddelerinde bulunarak, vücutça derece-i tenâsübleri
anlaşılamadığından birçok da tenâsüb-i askerîsi olmayan zâbit çıkarılmakta idüğüne mebni
mekteb-i mezkûrun dahi taşra mekâtibi ihtiyat sınıfları misillü bi't-tedric lağvıyla Mahrec-i
Mekâtib-i Askerîye’nin yerine bir kaç bâb gayr-ı muvazzaf Mekâtib-i Rüşdiye-i Askerîye
teşkili ve eğerçi mekteb-i mezbûr mevkian Tophane ve Hasköy ve Eyüp ve civarı etfâlinin
âmedüşüdine müsait ise de Dersaadet ve Üsküdar ve Boğaziçi ahâlisi etfâlince müşkülâtı
166
Osman Ergin, a.g.e., C.:1-2, s.501-504.
52
der-kâr olduğundan birer rüşdiye de Üsküdar ve İstanbul’un mevâki-i münâsebesinde
bulundurulması ve bu mekteblerin her birinde üçer dörder yüz şâkird bulunduğu takdirde
mevcutları olacak üç sınıfta üçer dörder yüz şâkird bulunarak bunlardan Dersaadet Mekteb-i
İdadîsi için beher sene usulen ahzı olanların matluba muvafık olanlarından tefrik ve ahzı
kabil olduktan başka bu yolda Tıbbiye ve Bahriye Mekteblerine dahi şakird yetişmiş olacağı
ve bu mekâtib şâkirdânı muvazzaf olamayacakları gibi geceleri de mekteblerinde
kalamayacaklarından bu yüzden hazine-i devlete haylice tasarruf hasıl olacağı der-kâr olup
fakat bunlar meyânında eytâm-ı askeriyeden olarak vâlide ve akrabaları olmayıp da bütün
bütün açıkta kalanların dahi gündüzleri mezkûr rüşdiyelere devam ile geceleri Sanayi-i
Sıbyân Bölüğünde veya kışlaların birinde beytûtet ettirilmesi ve ileride görüşülecek hâle
göre Ordu-yı Hümâyûnlar merkezlerinde pek cüz’î bir masrafla böyle birer rüşdiye tesisi ve
bu şakirdândan cismen mekâtib-i askeriyeye kabul olunmayanların sair mekâtib-i rüşdiye
şâkirdânı misüllü devâire kabulleriyle Mülkiye Rüşdiyelerinden çıkacak şâkirdândan
belirtilen derecede imtihan verebilen ve vücutca elverenlerin dahi mekâtib-i idadîye-i
askerîye kabulü suretlerince meclis-i maarifte cereyan eden mebâhis ve tedkîkâtı hâvî
mazbatanın irsâl kılındığı beyânıyle ifâ-yı muktezası hakkında Mekâtib-i Askeriye Nezâret-i
Behiyyesinden vârid olan tezkere melfutiyle berâber Darü’ş-şurâ-yı Askeriye lede’l-havle
vakıa Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye sınıflarının lağvıyla bunun Hasköy ve Eyüp civar
etfâline mahsus olmak üzere mekteb-i rüşdiye-i askerîye tahfili ve buna ilâveten ve
müceddeden Dersaadet ve Üsküdar’da ve Beşiktaş cihetinin dahi vüs’ati ve havâli ve
sekenesinin kesreti cihetiyle bir de orada birer mekteb-i rüşdi-i askerî tesis ve teşkili ile
bunlardan üçer yüzden bin iki yüz etfâl bulundurulduğu takdirde anlardan yetişecek
şâkirdândan beher sene mekteb-i idadî için evsâf-ı matlûbede lüzumu olan şâkirdânın
tedârik istihzar edilmesi maksad-ı mühimmi hâsıl ve şu tertibe göre bu mekteblerin
müdavimini şimdiki Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye gibi semtlerine nâ-müsâid ve bâid bir
mahalle gitmek tekellüfât ve müşkilâtından vâreste olmak ve endâm-ı tenâsüb-i askerîye
muvafık olamayacak şâkirdân hâriçde bırakılarak bu suretle devâi-i sâire-i devlet için de bir
hayli ta’lim ve terbiye görmüş şâkird yetiştirilmek dahi kâbil olacağından suret-i iş’âr esâsen
şâyân-ı kabul ve tervic görülüp fakat mezkûr mekâtib-i askeriyede şimdiki halde mevcut
olan şâkirdân muvazzaf olarak mekteb-i mezbûrun hemen ve def’aten lağvıyla mevcut
şâkirdânın ol sûretde teşkil olunacak mekâtib-i rüşdiyeye nakli halinde çünkü mezkûr
mekâtib şâkirdânının muvazzaf olamayacaklarına mebni bunların dahi maaş ve tayinlerinin
kat’ı ve geceleri hânelerine gönderilmeleri icab edüp, halbuki hayli vakitler berü öyle
muvazzafen taayyüş etmeye alınmış ve bazıları bî-kes ve bî-kudret bulunmuş olan
bîçâregân-ı etfâlin öyle birdenbire dağılmaları muvafık-ı şân-ı âlî olamayacağından anın
üzerine olunan mütâlâaya mebni nizamiye muhasebesinden tanzim olunan pusulada
gösterildiği üzere Mahrec-i Mekâtib-i Askeriyede mevcut ümerâ ve zâbitân ve memûrîn ile
şâkirdân ve hademe ve sâirenin bir senelik maaş ve tayinât ve masarifât-ı sâireleri 1.573.681
kuruşa bâlî olup, tahvilât ve tertibât-ı mezbûrenin kabul ve icrâsı halinde ise mevcut Hasköy
mektebinden başka İstanbul ve Üsküdar ve Beşiktaş cihetlerinde müceddeten yapılacak üç
bâb mektebin masarif-i inşaiyesi için bir defaya mahsus olmak üzere tahminen iki yüz ellişer
bin kuruştan 750.000 kuruş sarfı iktiza edeceği gibi Mekâtib-i Askerîye Nazır-ı Sânîsi
Mirliva Saadetlü Paşa ile vaki olan müzakerede Mahrec-i Mekâtib-i Askerîyenin yerine
kaim olacak işbu dört mektebin şâkirdanı gayri muvazzaf olacaklarına binaen beher
mektebin masarif-i idadîsi yani hoca ve memuran maaşı şehri 5550 kuruştan ibaret olacağı
ve şu masarif-i şehriye üzerini inde'l-hisab mekâtib-ı mezburenin beheri için senevi 66.600
kuruşdan cem'an 266.400 kuruş itası iktiza edeceği tebeyyün etmiş ve mezkur Mahrec-i
Mekâtib-ı Askerîyede elveym mevcut olan üç sınıfın beherinde yüzer nefer şâkird bulunup
bir sene bi’l-imtihân bunlardan bir sınıfı mekteb-i idadîye nakledeceği cihetle sunuf-ı
mezkûreden bu sene bi’l-imtihân mekteb-i idadîye nakledilecek sınıfın şâkirdânına mukabil
53
hâricden şâkird ahzolunmadığı halde bu sınıfın bir senelik masrafı olarak mekteb-i mezkûr
masarif-i seneviyesinin sülüsüne karib derecede yazı üç dört ve ertesi sene imtihanından
sonra lağv olunacak diğer sınıf masrafından dahi bu kadar tasarruf husule gelerek bu mikdar
akçe ile ancak bu kadar müddet zarfında ber-vech-i muharrer Dersaadet ve Üsküdar ve
Beşiktaş’da yapılacak mekteblerin inşası mümkün olacağı cihetle ber-vech-i muharrer
husule gelecek tasarruf karşılık ittihazıyla mezkûr mektebler yapılarak icabı kadar şâkird
ahzolunur ve mezkûr Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye sınıfları tedricen lağv edilirse hem şu
suretle üç bab mekteb inşa olunmuş hem de üçüncü sene nihayetinde ilk sene çıkan mekteb
mahsulü olarak Mekteb-i İdadî için görülecek 100 nefer şâkird yetişmiş ve hem de şimdi
Mahrec Mekâtibinde mevcut şâkirdân bâlâda arz ve beyan olunduğu üzere dağıtılmamış
olacağından başka Mahrec-i Mekâtib-i Askeriye’nin masarif-i seneviyesi olan mezkûr
1.573.681 kuruş müceddeden yapılacak mekteblerin ol vechile inşâ ve tesisinden sonra tertib
ve hesâb-ı maruza göre 266.400 kuruş raddesine tenezzül ederek bu yüzden ol vakit senevi
1.300.000 kuruş menfaat ve say’-i hazîne dahi husule geleceğine mebni ol veçhiyle iktiza-yı
hâlin icrâsı ve mekâtib-i rüşdiyeye devam edecekler içinde bulunacak eytâm-ı askeriyeden
akraba ve taallukâtı bulunmayanların mikdarı ise cüziyyâttan ibaret olup bunlar dahi Sanayi
Alayı ikametgâhında ibate ve ilbas ve me’kulat masraflarının alayı mezkur tayinat
defterlerinde misafir gösterilerek tesviyesi zımnında cümlesinin Dersaadet’te yapılacak
mektebde bulundurulması ve bu mekteblerde bulundurulacak şâkirdândan tenâsüb-i askerîsi
olmayup da terk olunanların dahi sair mekâtib-i rüşdiye şâkirdânı misüllü aklâm-ı şâhâne
gibi devâir-i devlete kabul olunmaları kaydının şehâdetnâmelerine derc ve tahrîri tensib
kılınmış olunduğundan mektebce icâb-ı hâl ana göre icrâ ve mekâtib-i rüşdiye-i mezkûre
şâkirdânının sûret-i ahızlarıyla usul-i tedrisiye ve tahsiliyeleri hakkında icâb eden
nizamnâmesi tanzim ve imlâ olunmak üzere evvel emirde suver-i mutasavverenin makrun-i
müsaad-i aliyye-i vekâlet-penahileri olub olmayacağının arz ve istizanı lüzumu Harbiye
dairesinden ifade kılınmış olmağla bu bâbda şeref sanih olacak irade-i aliyye-i dâver-i
efhamileri sü-yi çâkerâneme emr ü iş'ar buyurulması bâbında ... Gurre-i Zilhicce 1291 ve
Kanun-i Evvel 1290 (9-12 Ocak 1875)
Sadaret tezkeresinden anlaşılacağı üzere 1875 yılında alınmış olan kararlar şunlardır:
Taşrada bulunan idadî mekteplerinin ihtiyat sınıflarının kaldırılarak, onlar için
gerekli olan öğrencinin doğrudan doğruya taşra rüşdiye mekteplerinden mezun olanlardan
sağlanması ve Dersaadet Mekteb-i İdadîsi (Kuleli, İstanbul ) için de Mahrec-i Mekâtib-i
Askerîye'nin geçici olarak kurularak, ileride kaldırılması önceden alınan karar gereğidir.
Taşra İdadîleri ihtiyat sınıfları yavaş yavaş kaldırılmışsa da Dersaadet İdadîsi
sınıfları yüzer öğrenciden oluştuğundan, adı geçen okul için bu miktarda yetişmiş öğrenci
sağlamak gerekli olup, hali hazırda bulunan rüşdiye mektepleri bu ihtiyacı sağlamak için
yetersizdir. Bundan dolayı Mahrec-i Mekâtib-i Askerîyenin kaldırılması halinde askerî
idadîler için öğrenci temini güçleşecektir.
Aşağıda yazılı sebeplerden dolayı Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye de taşra idadîlerinin
ihtiyat sınıfları gibi kademe kademe kaldırılacaktır.
- Şimdiye kadar Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’ye alınan öğrenciler, çoğunlukla
“Sarf” (Dilbilgisi) konusunda eğitim aldıkları için, idadîye alınırken, yetenek ve zekâlarının
derecesi anlaşılamamaktadır.
- Okul Yönetmeliğine göre öğrencilerden iki yıl üst üste sınıfta kalanların okuldan
çıkarılmaları mümkün olmamaktadır. Bu yüzden başarısız öğrencilerin askerî okullardan
çıkarılabilmeleri için en az beş altı yıl geçmesi gerekmektedir. Bu süreçte öğrenciler için
yapılan masraf, devlete büyük maddî bir yük getirmektedir.
54
- Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’ye alınan öğrencilerin yaşları 12, 13 civarında
olduğundan bedenî gelişmeleri de anlaşılamamaktadır. Buna bağlı olarak, fizikî yapısı
askerliğe elverişli olmayan subaylar da çıkmaktadır.
- Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye yerine birkaç adet muvazzaf olmayan 167 askerî
rüşdiye mektebi kurulacaktır.
- Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye yerine kurulacak olan rüşdiye mektebi her ne kadar
Tophane, Hasköy, Eyüp ve civar çocuklarının gelmesine uygunsa da İstanbul, Üsküdar ve
Boğaziçi çevresindeki çocukların bu okula devam edebilmeleri hayli zor olacağından birer
rüşdiyenin de Üsküdar ve İstanbul'un münasip yerlerine kurulması uygun olacaktır.
- Her bir okul, üç sınıflı olacak ve üçer dörder yüz öğrenci bulunduracaktır.
Bunlardan her yıl uygun olanlar ayrılarak, Dersaadet Askerî İdadîsi'ne gönderilecektir.
Böylelikle Tıbbiye ve Bahriye Mekteplerine de öğrenci yetişecektir.
- Askerî rüşdiye öğrencileri muvazzaf olmayacakları gibi, geceleri de okullarında
kalmayacaklarından, bu yolla, devlet hazinesinde bir hayli tasarruf yapılacaktır.
- Askerî rüşdiye öğrencilerinden asker yetimi olup da anne ve akrabası bulunmayıp
açıkta kalanlar, gündüzleri rüşdiyeye devam edecekler; geceleri ise Sanayi-i Sıbyan
Bölüğünde veya kışlaların birinde kalacaklardır.
- İleride ihtiyaç duyulduğu takdirde ordu merkezlerinde de az bir masrafla rüşdiye
okulları açılabilecektir.
- Askerî rüşdiye öğrencilerinden vücutça askerî okullara kabul olunamayanlar sivil
rüşdiye öğrencileri gibi resmî dairelere girebileceklerdir.
- Sivil rüşdiye okullarından mezun olan öğrencilerden de yapılacak sınavda başarılı
olanlar ve bedenî yeterliliğe sahip olanlar askerî idadî okullarına alınabileceklerdir.
- Mekâtib-i Askerîye Nezaretinden gelen tezkerenin Darü'ş-şurâ-yı Askerîye’de
kabul edilmesi üzerine Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye sınıflarının lağvıyla bu okul Hasköy,
Eyüp ve civarında yaşayan çocuklara mahsus “Mekteb-i Rüşdiye-i Askerîye”ye
dönüştürülecektir. Buna ek olarak İstanbul, Üsküdar ve Beşiktaş bölgelerinin geniş olması
ve nüfusunun yoğun olması sebebiyle buralarda da kademeli olarak askerî rüşdiyeler
açılacaktır.
- Bu rüşdiyelerde üçer yüzden 1200 çocuk bulundurulduğu takdirde, yetişecek
çocuklardan her yıl gerektiği kadar idadîye uygun öğrenci alınabilecektir. Böylelikle
çocuklar şimdiki Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye gibi semtlerine uzak bir bölgeye gitmek
güçlüğünden de kurtulacaklardır. Ayrıca kıyafet ve endamı askerliğe uygun olmayan
öğrencilerin dışarıda bırakılması suretiyle diğer devlet daireleri için de bir hayli personel
yetiştirmek mümkün olacaktır.
- Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’nin hemen lağvedilip rüşdiye mektebine nakli halinde
mevcut öğrenciler, muvazzaf olmayacakları için maaş ve tayinleri kesilerek, geceleri
evlerine gönderilecektir. Hâlbuki uzun zamandan beri muvazzaflığa alışarak, bazıları
kimsesiz ve güçsüz kalmış olan çocukların öyle birden bire dağılmaları uygun
olmayacağından adı geçen okul mazbata gereğince kademeli olarak lağv edilecektir.
- Nizamiye Muhasebesinde düzenlenen pusulada gösterildiği üzere, Mahrec-i
Mekâtib-i Askerîye'de mevcut memur, subay, amir ve öğrencilerin bir yıllık maaş, tayin ve
diğer masrafları 1.573.681 kuruştur. Bundan başka alınan karar gereğince İstanbul, Üsküdar
ve Beşiktaş bölgelerinde kademeli olarak yapılacak üç okulun inşaat masrafı için bir defaya
mahsus olmak üzere her biri için 250.000, toplam 750.000 kuruş sarfedilmesi
gerekmektedir. Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye İkinci Nazın Mirliva Paşa ile yapılan
görüşmede Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye için yerine kurulacak bu dört okulun öğrencisinin
muvazzaf olamayacaklarından dolayı her okulun idarî masrafı, yani öğretmen ve
167
“Muvazzaf olmamak” deyimi, yatılı olmayan ve mezun olduktan sonra isterse sivil idadîlerde öğrenim
görmek anlamındadır.
55
memurlarının maaşı 5550 kuruş olacağı anlaşılmıştır. Böylece adı geçen her okul için yıllık
66.600 kuruştan toplam 266.400 kuruşun verilmesi gerekecektir. Mevcut Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’nin her sınıfında yüzer öğrenci, üç sınıfta üçyüz öğrenci vardır. Her yıl
bunlardan bir sınıf sınavla mekteb-i idadîye nakledilecektir. Bu yıl sınavla mekteb-i idadîye
nakledilecek sınıfın öğrencilerinin yerine dışardan öğrenci alınmadığı takdirde bu sınıfın bir
yıllık masrafı tasarruf edilmiş olacaktır. Ertesi yılkı sınavdan sonra lağv olunacak diğer
sınıfın masrafından da bu tasarruf yapılacaktır. Tasarruf edilen bu akçeler ile kararlaştırılan
İstanbul, Üsküdar ve Beşiktaş'ta yapılacak okulların inşası mümkün olacaktır. Böylelikle adı
geçen okullar yapılarak gereği kadar öğrenci alınır ve Mahrec-i Mekâtib-i Askerîyenin
sınıfları kademeli olarak lağv edilirse hem üç okul inşa olunmuş, hem üçüncü yıl sonunda
ilk yıl çıkan okul mahsulü olarak mekteb-i idadî için 100 öğrenci yetişmiş, hem de şimdi
Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’de mevcut öğrenci yukarıda arz ve beyan olunduğu üzere
dağıtılmamış olur. Aynca yeni yapılacak okulların bu şekilde inşa ve tesisinden sonra
Mahrec-i Mekâtib-i Askerîye’nin 1.573.681 kuruş olan yıllık masrafı, 266.400 kuruşa kadar
inecek ve yıllık yaklaşık 1.300.000 kuruşluk tasarruf sağlanacaktır.
- Rüşdiye mekteblerine devam edecekler içinde askerî yetimlerinden ve akraba ve
taalükatı bulunmayanların miktarı çok az olup, bunlar da sanayii alaylarında kalacaklardır.
Bunların elbise ve yiyecek masrafları, adı geçen alayların tayinat defterlerinde misafir
gösterilmek suretiyle karşılanacaktır.
- Askerî rüşdiye öğrencilerinden askerliğe uygun olmayıp da ayrılanların diğer
rüşdiye öğrencileri gibi devlet dairelerine girebilmeleri kaydı diplomalarına yazılacaktır.
Bu açıklamalara rağmen yeni mektep inşaası için istenilen tahsisat hemen
alınamamış, ancak, Paris'teki "Mekteb-i Osmanî”nin lağvıyla tahsisatından yapılan tasarruf
sayesinde askerî rüşdiyeler açılabilmiştir.
İlk açılan Rüşdiyeler
Sıra
No
RÜŞDİYENİN ADI
AÇILIŞ
TARİHİ
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
Gülhane
Soğukçeşme
Kocamustafapaşa
Fatih
Eyüp
Üsküdar Toptaşı
Üsküp veya Paşakapısı
Beşiktaş
Şam
Cânib-i Şarkî-i Atik (Eski) Bağdat
Beyrut
Eylül 1875
Eylül 1875
Eylül 1875
Eylül 1875
Eylül 1875
Eylül 1875
Eylül 1875
Eylül 1875
1875
1876
08. 10. 1877
Daha sonraları askerî idadî olan vilayet merkezlerinde de birer rüşdiye mektebi
açılmıştır. 168 Askerî okulların öğretmen sorunlarını çözümlemek için 1875 yılında “Menşe-i
Muallimîn” açılmıştır. 169 Rüşdiyelerin bir kısmı tahsis edilen mevcut binalarda öğrenim
görürken, bir kısmı için de yeni binalar yaptırılmıştır. Bu okullara ilk açıldıklarında 3000
civarında öğrenci müracaatı olmuş olup, her birinde 250 ila 300 arasında öğrenci öğrenim
görmüştür. 170 Vilâyet merkezlerinde daha sonraları açılan askerî rüşdiyeler şunlardı:
168
Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s. 506-509.
Hülya Yarar, a.g.e., s.9.
170
Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s. 506-509.
169
56
ORDUNUN ADI ve MERKEZİ
1.
2.
3.
İstanbul
Edirne
Selanik
4.
Erzincan
5.
Şam
6.
Bağdat
7. Müs. Kor.
San’a
Müs. Trablusgarp Tüm. Trablusgarp
AÇILAN RÜŞDİYE
Bursa (1882), Kastamonu (1882).
Edirne (1881).
Selanik (1882), Manastır (1882), İşkodra (?)
Erzincan (1882), Harput (?), Sivas (1882), Bitlis (?),
Diyarbakır (1882), Van (1882), Trabzon (1882).
Halep (1882).
Bağdat (Cânib-i Garbî-i Cedit 1886), Süleymaniye (1892).
Taif (?), Apha (?)
Trablusgarp (22.08.1886) 171
Rüşdiye öğrencileri, 1875 yılında yayımlanan Sadaret tezkeresinden de anlaşılacağı
gibi, muvazzaf değillerdi. Öğrenciler, üniforma tarzı bir elbise giymelerine rağmen, asker
sayılmazlardı. Rüşdiyeyi tamamlayanlar istedikleri takdirde (yatılı olanlar hariç) askerî
idadîlere girebilecekleri gibi sivil okullara da girebilirlerdi. Önceleri maarif okulları yetersiz
olduğu için, asker olmak istemeyenlerin de bu okullardan yararlanmaları sağlanmıştır. Bu
bakımdan askerî rüşdiyeler, memleket kültürünün gelişmesinde büyük bir rol oynamıştır.
Askerî rüşdiyeler, disiplin ve ders programları açısından mülkiye rüşdiyelerinden üstün
seviyede bulunduğu için, askerî rüşdiyelere rağbet daha fazla idi. Bu sebeple 1909 yılında
bütün askerî rüşdiyelerde okuyan öğrencilerin miktarı 8000 civarındaydı. Askerî
rüşdiyelerin itibar görmesinin sebebi, ciddi çalışma, askerî bir disiplinin uygulanması ve
okulların ordu tarafından her bakımdan desteklenmesiydi.
Her rüşdiye mektebi, kolağası (önyüzbaşı) rütbesinde bir müdürün emir ve
komutasına verilmişti. Okullarda askerî idare ve öğretim için bir kadro oluşturulmuştu. İdarî
işleri takip etmek ve disiplini sağlamak amacıyla “dâhiliye zabiti” namı altında bir yüzbaşı
ile üç teğmen veya üsteğmen görev yapıyordu. 172 Kadronun diğer kısmını öğretmenler
oluşturuyordu. Öğretim kadrosunda dört sivil öğretmen de bulunurdu. Bu öğretmenlerden
ikisi Arabî (Arapça), biri Farisî (Farsça), biri de Hûsn-i Hat (Güzel Yazı) ve İmlâ
öğretmeniydi. Resim, Yabancı dil ve Riyaziye (Matematik) dersleri askerî personel
tarafından veriliyordu. 173
encileri
1914 Askerî Rüştiye öğrencileri
1914 Askerî Rüştiye öğrencileri
Askerî rüşdiyelerde, her üç ayda bir kendi ders öğretmenleri tarafından özel, sene
sonunda da harbiye ve idadî mekteplerindeki öğretmenler tarafından genel sınavlar yapılırdı.
Askerî rüşdiyelerde dinine ve milliyetine bakılmaksızın herkes devam edebiliyordu. Türk ve
171
Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî 1327 Sene-i Maliyesi (1911), İstanbul, 1327. Selânik Askerî
Rüştiyesi’nden Mustafa Kemal Atatürk ve Fevzi Çakmak, Fatih Askerî Rüştiyesi’nden Kazım Karabekir ve
Refik Saydam, Manastır Askerî Rüştiyesi’nden Enver Paşa, Sivas Askerî Rüştiyesi’nden İsmet İnönü (Paşa),
Edirne Askerî Rüştiyesi’nden Sadrazam Talat Paşa, Erzincan Askerî Rüştiyesi’nden Fahrettin Altay ve Ali
Fuat Cebesoy Türk askerî ve siyasî hayatına yön vermiş şahsiyetler olarak hizmet etmiştir.
172
Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî 1327 Sene-i Maliyesi (1911), İstanbul, 1327.
173
Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, C.:3, 6. Ks. 1.Kitap. Gnkur. Harp Tarihi Bşk’lığı Yay., Ankara, 1971, s.416.
57
müslüman olmayan kişilerin isteksiz davranışları karşısında bunları teşvik etmek için 1875
(H.1292) yılında gazetelere ilân verildiği de görülmektedir. Askerî rüşdiyelerin programları
şimdiki ilköğretim birinci kademeye karşılık gelmektedir. Arapça ve Farsçadan başka,
yabancı dil olarak Fransızca da okutuluyordu. Resim dersine çok önem verilmekteydi.
Öğrenim süresi ilk açıldığı zamanlarda üç yıl iken, sonradan dörde çıkmıştır. 174
Askerî rüşdiyeler, askerî idadî olan yerlerde “sınıf-ı mahsus” adıyla yatılı hizmet
vermişlerdir. 1908 yılına kadar, dört sınıflı olarak devam edegelen askerî rüşdiyeler, II.
Meşrutiyet’ten sonra üç sınıfa indirilmiş ve her yıl öğrenci sayısı arttırılmak suretiyle askerî
idadîlere daha çok öğrenci verilmesi sağlanmıştır. Bu durum, Balkan Harbi ile Birinci
Dünya Harbi'nin sonuna kadar devam ettirilmiştir. Ancak askerî rüşdiyelerin bir kısmı
Balkan Harbi’nde Rumeli'nin büyük bir bölümünün elden çıkması sonucunda, bir kısmı da
Birinci Dünya Harbi sonunda diğer askerî okullar gibi Mondros Ateşkes Anlaşması
hükümleri gereğince kapatılmış veya dağıtılmıştır.
Aslında 6 Ekim 1913 (23 Eylül 1329) tarihinde yapılan “Tedrisat-ı İptidaiye Kanun-ı
Muvakkatı” ile rüşdiyelerle iptidai mektepleri birleştirilmiş ve askerî rüşdiyeler tarihe
karışmıştır. 175 Bu kanuna bağlı olarak askerî rüşdiyelerin durumu yeniden ele alınmış ve
Harbiye Nezareti tarafından gazetelere aşağıdaki ilân verilmiştir:
“Harbiye Nezaret-i Celilesi’nden:
Mekâtib-i rüşdiye-yi askerîyenin cihet-i askerîyeden tefrîki itibariyle Maarif Nezaret-i
Celilesi’ne rabt ve ilhâkı karargir olmakta bulunmasına mebni işbu mekâtibde müdürlük ve
muallimlik etmekte bulunan ümerâ ve zâbitândan hizmet-i hâliyelerinde bulunmak arzu
edenlerin ordudan kat'i alâka ettirilmeleri lazım gelip, bunlardan kat'i alâka edeceklerin
tekâüdü bi'l-icrâ tahsis olunacak tekâüd maaşından başka olarak kendilerine talim ve tedrisin
nev’i ve ehemmiyetine göre 300'den 1000 kuruşa kadar ücret-i tedrisiye ile ita edileceği ve
halen ve âtiyen orduda hizmet etmek isteyenlerin bi’t-tabi müdürlük ve muallimlikten ihraç
edilerek orduya alınacaklarından dolayı münhal kalacak yerlerine mütekâidîn-i askerîyeden
ve kezalik derslerin ehemmiyetine göre 300'den 1000 kuruşa kadar ücret-i tedrisiye ile
yeniden muallim tayin olunacağı cihedle evsâf-ı matlubeyi haiz olan mütekâidîn-i
askerîyenin ol veçhile isbât-ı ehliyet etmek üzere Maarif Nezâret-i Celilesi’ne müracaat
etmeleri ve mekâtib-i mezkûrede muvazzafan müstahdem olanların da orduda kalıp
kalmayacaklarını mercilerine bildirmeleri bi't-takarrur icâb-ı icra kılındığı ilân olunur.” 176
Harbiye Nezareti’nin ilânından da anlaşılacağı üzere askerî rüşdiyeler Harbiye
Nezareti bünyesindeki “Terbiye ve Tedrisat Müfettiş-i Umumiliği”ne bağlı olmaktan
çıkarılıp, Maarif Nezareti(Milli Eğitim Bakanlığı)'ne bağlanmıştır. Bir nevi sivilleştirme
hareketi olarak değerlendirilecek bu girişimde, bu tarihe kadar askerî rüşdiyelerde görev
yapmakta olan idareci, öğretmen subay ve memurların yeni statüde yer alacakları pozisyon
şu şekilde belirlenmiştir:
- Görevlerinde kalmak isteyen muvazzaf personel zorunlu olarak emekliye sevk
edilecek, rüşdiyelerde emekli olarak görevini devam ettirmek isteyenlere bu zorunlu
emeklilikten dolayı emekli maâşlarından ayrı olarak derslerinin önemine göre 300 ile 1000
kuruş arasında ilave ücret ödenecektir.
- Emekli olmayıp orduda hizmete devam etmek isteyenler, müdürlük ve
öğretmenlikten alınarak birliklere sevk edileceklerdir.
174
Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s.507.
Düstur, İkinci Tertip, C.: 5, s.804-823.
176
Sabah Gazetesi, 15 Kanun-u Sani 1329 (1914).
175
58
- Boşalacak olan kadrolara atanmak isteyen asker emeklilerine ve yeni tayin
olacaklara, dersin önemine göre 300 ile 1000 kuruş maaş eğitim ücreti ödenecektir. Şartları
uygun olanlar, Maarif Nezareti’ne müracaat edeceklerdir.
- Okulda müstahdem (hizmetli) olarak görev yapanların orduda kalıp
kalmayacaklarını bağlı bulundukları makama bildirmeleri gerekmektedir.
Harbiye Nezareti’nin bu kararı tam anlamıyla uygulanamamıştır. Nitekim bu ilandan
sonra da askerî rüşdiyelerin öğretimini sürdürdükleri görülmektedir. Kuleli Askerî Rüşdiyesi
de öğrenimini sürdüren bu okullardan biridir. 177
2.2. Birinci Meşrutiyet Döneminden Sonra Askerî İdadîler ve Kuleli Askerî
İdadîsi
Kuleli Askerî İdadîsi, Sultan Abdülhamid’in saltanatının (1876-1909) ilk yıllarında
öğretimini Kuleli Kışlası’nda sürdürmüştür. Okul Müdürlüğü ve Ders Nazırlığını 1874
yılında bu göreve getirilen Erkân-ı Harb Miralay İbrahim Ethem Bey (Paşa) yürütmüş, 178
İbrahim Ethem Bey'in Mekâtib-i Askerîye Nazırlığına tayininden sonra (1876) da Okul
Müdürlüğü görevine Mirliva Halil Fahri Paşa atanmıştır. Halil Fahri Paşa, bu makamda
1885 yılına kadar dokuz yıl aralıksız kalmıştır. Halil Fahri Paşa'dan sonra Okul
Müdürlüğüne, okulda Makina Öğretmenliği ve Ders Nazırlığı yapan Saadettin Bey'in
geçtiğini görüyoruz. Halil Fahri Paşa’nın müdürlüğü döneminde Ders Nazırlığına da daha
önce Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne Ders Nazırlığı görevini yapmış Mekteb-i Harbiye
Tarih öğretmeni olan Kaymakam Mustafa Bey getirilmiştir. Miralay Saadettin Bey, 1887
yılına kadar Okul Müdürlüğü ile beraber Ders Nazırlığı görevini de yürütmüştür.
Bu dönemlerde Mekâtib-i Askerîye ve Darüşşafaka Nazırı olarak atanan Süleyman
Hüsnü Paşa zamanında, modern eğitim sisteminin yerleştirilmesi konusunda yoğun çaba
harcanmıştır. Ancak, asırlardır ülkenin eğitim sistemine egemen olmuş medrese eğitiminin
etkinliğini kaldırmak kolay bir iş değildir. Bu geçişin planlı bir şekilde ve yavaş yavaş
yapılması gerekmektedir. Ayrıca, yeni kurumların da oluşturulmasına ihtiyaç
duyulmaktadır. Süleyman Hüsnü Paşa’nın Mekâtib-i Askerîye Nazırlığı zamanında Kuleli
Askerî İdadîsi ders programında büyük değişiklikler yapılmış, 179 öğrencilerin meslekî alanda
yetiştirilmelerini sağlamak amacıyla "Hikmet-i Askerîye" ve "Kimya-i Askerîye" dersleri
programa eklenirken, Fransızca’nın yanında İngilizce dersi de konularak yabancı dile
verilen önem artırılmaya çalışılmıştır. Sonraki yıllarda Almanca dersi de programa
eklenmiştir.
Sultan Abdülhamid'in saltanatının ilk yıllarında gerçekleştirilen değişiklikleri, 1877
(H.1293) Senesi Devlet Salnamesi’nde tesbit edebilmekteyiz. Bu yıllarda Kuleli Askerî
İdadîsi’nde okutulan dersler şunlardır:
177
Kuleli Askerî Rüşdiyesi 1338–1339 Tarihli İmtihan Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi.
Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1291-1292. İbrahim Ethem Bey, İstanbul'da doğmuştur.
Harbiyede okumuş ve 1856 yılında Kurmay Yüzbaşı rütbesini almıştır. Eğitim için Fransa'ya giden İbrahim
Ethem Bey, yurda döndükten sonra Harb Okulunda öğretmen olarak göreve başlamıştır. Kuleli Askerî İdadisi
Müdür ve Ders Nazırlığı görevine buradan tayin olmuştur (1874). İbrahim Ethem Bey, askerlik konularına ait
kitaplar tercüme ederek yayınlamıştır. O'nun yayınladığı kitaplar şunlardır: Fenn-İ Harb, Fırka Terbiyesi,
İğneli Tüfek Talimnamesi.
İbrahim Ethem Bey, 1876 yılında getirildiği Mekâtib-i Askerîye Nazırlığı görevini dört yıl
sürdürdükten sonra 1880'de Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Reis Vekili olmuş ve bu görevde iken vefat etmiştir.
(Türk Ansiklopedisi, “Ethem Paşa” maddesi, C.:15, s. 490.)
179
Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1293.
178
59
1877 YILINDA KULELİ ASKERİ LİSESİNDE OKUTULAN DERSLER
Sıra No
Dersin Adı
Sıra No
Dersin Adı
1
Tarih-i Umumi
11
Arabî
2
Tarih-i Osmanı
12
Kimya
3
Coğrafya-yı Umumi
13
Hikmet-i Tabiye
4
Coğrafya-yı Osmanî
14
Hikmet-i Askerîye
5
Tarih-i Âlem
15
Kimya-i Askerîye
6
Lisan-ı Fransevi
16
Tarama
7
Kitabet
17
Cebir
8
Resim
18
Jimnastik
9
Lisan
19
İngilizce Lisanı
10
Hendese
20
İnşa ve Münşeat
Bu tarihten önceki ders programlarıyla bir karşılaştırma yapacak olursak, yeni ders
programıyla olumlu bir gelişme kaydedildiğini söylemek mümkündür. Daha önce okutulan
derslerden kaldırılanlar ile bu derslerin yerine konulanlar aşağıda gösterilmiştir:
Sıra No
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
YENİ PROGRAMDA
YER ALMAYAN DERSLER
YER ALAN DERSLER
Kavâid-i (Kurallar) Osmanî
Coğrafya-yı Umumi
Kavâid-i Farisi
Coğrafya-yı Osmanî
Gülistan
Tarih-i Âlem
İmlâ
Kimya
Baharistan
Hikmet-i Tabiiye
Kozmoğrafya
Hikmet-i Askerîye
Emsile
Kimya-i Askerîye
Avâmil
Tarama
İzhâr
İngilizce Lisanı
İstiare
İnşa ve Münşeat
Tuhfe-i Vehbi
Resm-i Mücessem Tersimi
Eski ders programında Arapça, Farsça ve dinî konuları işleyen dersler ağırlıkta iken,
yeni ders programında bu dersler azaltılmıştır.
Kuleli Askerî İdadîsi’nin ilk programları dikkatlice incelenirse, okutulan derslerin
bugünkü ilköğretim birinci kademe düzeyinde olduğunu görürüz. 1877 yılında hazırlanan
yeni ders programında, okutulan derslerin ve dolayısıyla okuldaki eğitim düzeyinin
yükseldiği anlaşılmaktadır. Eski programda yer alan "Cebr-i Adi" (Basit Cebir), "Usul-i
Hendese" ve "İlm-i Hesap" gibi fen derslerinde, öğrencilere, matematik ve geometrinin
temel kuralları öğretilmekte, ayrıntıya girilememektedir. Hâlbuki yeni ders programında, fen
derslerine "Kimya", "Kimya-i Askerî" dersleri eklendiği gibi daha önce var olan Cebir ve
Hendese derslerinin kapsamları da genişletilmiştir.
Belirtilen dönemde de kayıl-kabul esaslarında da değişiklik yapılmıştır. 1875-76
öğretim yılı sonunda kabul edilen kayıt-kabul esasları şöyledir: 180
- Askerî rüşdiyelerden naklen gelen öğrencilerin sadece sağlık muayeneleri yapılır.
- Sivil rüşdiyelerden idadîlere alınacak öğrencilerin kayıt-kabul tarihleri 15 Temmuz10 Ağustos arasıdır. Bu öğrencilerde aranan özellikler:
* 15 yaşından büyük olmamak,
* Sağlam olduğuna dair sağlık heyetinden rapor almış olmak,
* Anadolu ve Rumeli İdadîlerine girmek için; Osmanlı İmlâsı, Kavâid-i Farisî
(Farsça kurallar), Kesr-i Âşâriye Kadar Hesap, Coğrafyaya Başlangıç, İbare-i Farisî, Arapça
Sarf, Nahiv ve Kıraat derslerinden yapılacak sınavda başarılı olmak.
* İstanbul İdadîyesi'ne girmek için bir önceki maddede yer alan derslerden başka,
Mantık, Kavâid-i Arabî (Arapça kurallar), Umumi Coğrafya, Mükemmel Hesap, Kavaid-i
180
Tahsin Ünal, “122 Yıllık İrfan Yuvası Kuleli Lisesi”, Hayat Tarih Mecmuası, Eylül 1968, Sayı 8, s.58.
60
Osmaniye (Osmanlıca kurallar), Hendese-i Hattî, Resim ve Gramer derslerinden yapılacak
sınavda başarılı olmak” şeklinde belirlenmiştir.
1850'de kabul edilen kayıt-kabul şartları ile 1875-76 dönemindeki şartları
karşılaştırdığımızda, ilk göze çarpan, kayıt-kabul tarihinde yapılan değişikliktir. 1850'de
öğrenci alma ayları Recep, Şaban ve Ramazan ayları iken yeni getirilen esaslarla bu süre
azaltılmış ve Rûmî takvime göre 15 Temmuz - 10 Ağustos tarihleri kayıt-kabul tarihi olarak
belirlenmiştir. 1876 yılında getirilen kayıt-kabul esaslarında yaş sınırlaması getirilerek, bu
konuda standart belirlenmeye çalışılmıştır. Yaş sınırı, daha önce 12 ile 17 yaş arasındayken,
yeni uygulamada, okula kabul edilecek öğrencinin kesinlikle on beş yaşından büyük
olmaması şartı getirilmiştir. 181
Karardan anlaşılacağı üzere askerî rüşdiye öğrencileri, sivil rüşdiye öğrencilerine
göre idadîlere daha kolay girebilmektedirler. Askerî idadîlere öğrenci yetiştiren askerî
rüşdiyelerde öğrenim gören öğrenciler, askerlik mesleğine daha yakın olacakları
düşüncesiyle, sivil rüşdiye öğrencilerine tercih edilmektedirler.
Bu tarihlerde Kuleli İdadîsi’ne girmek isteyen öğrenci sayısının çok fazla olması
nedeniyle daha seçici davranılmış ve okula giriş zorlaştırılarak, öğrenci akımı, Anadolu ve
Rumeli idadîlerine çevrilmek istenmiştir.
1876’da Mekteb-i Harbiye’nin öğrenim süresi 2 seneye indirilerek, az zamanda çok
subay yetiştirilmesi kararlaştırılmış ve bu karar üzerine Harbiye ve idadî öğretmenlerinden
oluşturulan bir komisyon toplanarak, idadîlerin yeni ders programlarını belirlemiştir. Ayrıca
bu komisyon tarafından her derse verilecek notlar ile üss-i mizan (sınıf geçme notu) da
tespit edilmiştir. 1876’da kabul edilerek uygulamaya başlanan bu sistem, 1882’ye kadar
devam etmiştir.
Kuleli Askerî İdadîsi’nde 1872’den itibaren bütün sınıflarda, sene içinde iki yazılı,
bir sözlü sınav usulü kabul edilmiştir. Ara sınıflarda, öğrencinin iki yazılıda aldığı notun
ortalaması, sınıf geçme notu olarak kabul ediliyordu. Son sınıfta ise öğrencinin sözlü
mezuniyet sınavından aldığı notun ortalaması, mezuniyet notu oluyordu. Bu usul, bazı
değişmelere rağmen 1930’a kadar devam etmiştir. 182
1877-1878 Osmanlı-Rus savaşları dolayasıyla Kuleli Kışlası’nın hastane haline
getirilmesi kararlaştırılınca, Kuleli İdadîsi, Pangaltı’daki Harp Okulu (Mekteb-i Harbiye)
binasına taşınmış, 183 savaşın bitiminden 1 yıl sonra tekrar Kuleli Kışlası’na dönmüştür
(1879). Kuleli İdadîsi ile birlikte Tıbbiye İdadîsi de Kuleli Kışlası’na dönmüş; Abdülmecid
tarafından yaptırılan Kuleli Kışlası’ndaki hastane binası (şimdiki Maltepe binası)
boşaltılarak 184 Tıbbiye İdadîsi buraya yerleştirilmiştir. Kuleli Askerî Lisesi arşivindeki
kayıtlardan anlaşıldığına göre, 1879-1880 yıllarında Deniz İdadîsi de bir süre Kuleli
Kışlası’nda eğitim yapmıştır. 185 Bir süre sonra öğrenci sayısındaki aşırı artış nedeniyle
mevcut binalar ihtiyacı karşılayamaz hale gelince, II. Abdülhamid tarafından kışlaya 1894
(H.1311) tarihinde yeni bir bina yaptırılarak, bir de hastane binası ilâve edilmiştir. Yeni
yapılan binanın deniz cephesinde bulunan ve sonradan kaybolmuş olan kitabesinde, yapılış
181
Tahsin Ünal, a.g.m., s.56-57.
Tahsin Ünal, a.g.m., s.56-57. Golç Paşa bu görevde 1882-1908 yılları arasında çalışmıştır.
183
Kuleli Askerî İdadisi Muharebat Defteri, Sene1293 (1877), Kuleli Askerî Lisesi Arşivi.
184
Hastane, Beylerbeyi’ne taşınmıştır.
185
Kuleli Askerî İdadisi Muharebat Defteri, Sene1293 (1877), Kuleli Askerî Lisesi Arşivi.
182
61
tarihi ile II. Abdülhamid’in ismi yazılıdır. 186 Bu tarihte Kuleli Askerî İdadîsi Komutanlığı
görevini, 1887 yılında bu göreve atanmış olan Miralay Refik Bey sürdürmektedir. 19031906 yılları arasında ise Ferik Mehmed Ziya Paşa’nın bu görevi icra ettiğini görmekteyiz.
Kuleli Askerî İdadîsi ile Tıbbiye İdadîsi bir müddet daha Kuleli Kışlası’nda
öğrenimlerine devam etmiş; ancak, zamanla öğrenci mevcudunun artması ve binanın iki
okulun ihtiyacını karşılayamaması üzerine, Sultan II. Abdülhamid’in emriyle Tıbbiye İdadîsi Haydarpaşa Kışlası’na nakledilmiştir (1901). Bu tarihten itibaren Abdülhamid’in saltanatı
süresince Kuleli Kışlası’nda sadece Kuleli İdadîsi tek başına öğrenimini sürdürmüştür.
Okulda bulunan öğrenci mevcudu hakkında bir fikir edinebilmek için çeşitli yıllara
ait öğrenci sayılarını vermekte yarar görüyoruz:
1881–1882 Öğretim Yılında Öğrenci Sayısı : 187
SINIF
ÖĞRENCİ
1.
2.
3.
MAHREC SINIFI
82
77
96
8
1882–1883 Öğretim Yılında Öğrenci Sayısı : 188
SINIF
ÖĞRENCİ
1.
2.
3.
MAHREC SINIFI
105
61
69
18
1883–1884 Öğretim Yılında Öğrenci Sayısı: 189
SINIF
ÖĞRENCİ
1.
2.
3.
71
63
62
Görüldüğü gibi öğrenci mevcudu yıllara göre değişiklik arz etmektedir. Verdiğimiz
üç yıla ait çizelge incelendiğinde, genelde, birinci sınıf öğrenci mevcudunun fazlalığı göze
çarpmaktadır. İkinci ve üçüncü sınıflarda öğrenci mevcudunun değişmesi, okuldan ayrılan
veya ara sınıflardan okula giriş yapan öğrencilerden kaynaklanmaktadır.
Kuleli Askerî İdadîsi’nde en üst yönetici olarak “Okul Müdürü” (Okul Komutanı)
bulunuyordu. Askerî hiyerarşiye göre ikinci sırada Ders Nazırı (Öğretim Başkanı) yer
alıyordu. 1883 Senesi Devlet Salnamesi’nde okul personel listesi verilirken, Resim
öğretmeni olan Miralay Nuri Bey’in ismi, Ders Nazırı olan Kaymakam Saadettin Bey’den
önce yazılmıştır. Ayrıca okulun bir de “Dâhiliye Müdürü” (Öğrenci Amiri) emrinde çeşitli
186
Kaybolan bu kitabenin metni, Kolağası Mehmet Ra’if Bey’in Mir’at-ı İstanbul adlı eserinde kaydedilmiştir
(s.272). Ayrıca, BOA Y.PRK. ASK. 97/11’de kayıtlı Makâm-ı Ser-askeriyye’ye ait belgede yer alan ve Muhtar
mahlaslı bir şair tarafından yazılmış olan dört beyitlik bir tarih manzumesinin de bu kitabenin içerisinde yer
aldığı tahmin edilmektedir. Kitabenin yazılı olduğu binanın Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin bulunduğu yerde
olduğu tahmin edilmektedir. Binaya ait bu kitabe, 1955 yılında parçalanmış ve kaybolmuştur. (Zekeriya
Türkmen, a.g.e., s.13.)
187
Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1297.
188
Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1298.
189
Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1299.
62
rütbelerde subaylar çalışmaktadır. 190 Dâhiliye Zabiti adı verilen bu subaylar, bugünkü sınıf
subaylarının yaptığı işleri yerine getirmektedir.
Okulda sivil öğretmenler de görev yapmıştır. Genellikle Arapça, Farsça, Kavaid,
Hüsn-i Hat ve İmlâ derslerini sivil öğretmenler okutuyorlardı. Bunlara “Muallimîn-i
Mülkiye” deniliyordu. 191 Okulun sağlık işlerini yürüten sıhhıye memurları olarak; Tabib-i
Evvel, Tabib-i Sânî, Cerrah ve Eczacı görev yapıyordu.
Adlarını verdiklerimiz dışında okulda görev yapanları şöyle sıralayabiliriz: Baş
Kâtip, Esvab Emini, Umur-ı Tahririye ve Hesbiye Memuru, Tabur İmamı, Hastalar Ağası,
Evrak Memuru, Hâfız-ı Kütüb. 192
Her ders için, bir asil öğretmen bir de öğretmen muavini (yardımcı öğretmen) tayin
ediliyordu. Öğretmen muavinleri, iki sene müddetle gözetiminde çalıştığı öğretmen
tarafından yetiştiriliyordu. Öğretmen açığı olduğu takdirde, öğretmen muavinleri de derslere
girebiliyordu. 193
Abdülhamid’in saltanatı boyunca Kuleli Askerî İdadîsi Müdürlüğüne yedi komutan
getirilmiştir. Bunların büyük bir bölümünün uzun süreli görev yapmaları, okulda eğitimöğretim seviyesinin yükselmesine sebep olmuştur. 1876-1877 öğretim yılında hazırlanan
ders programına, sonraki yıllarda, Müsellesat, Kozmografya, Makine, Farisî, Riyaziye,
Türkçe Kitabet, Kavâid-i Osmanî, Mebâni’ü’l-inşa, Hikmet, Hendese-i Hattatiye gibi bazı
dersler ilave edilmiştir. 194 Bu derslerin bir kısmı eski ders programlarında da yer almaktaydı.
1876-1877 öğretim yılında ders programı düzenlenirken çıkarılan derslerin bazıları tekrar
programına alınmamıştır. Tek yenilik, Makine derslerinin programa alınmasıdır.
1845 yılından II. Meşrutiyet’e kadar görev yapan Okul Komutanı sayısı 11 olup,
görev yaptıkları dönemlerle beraber şöyle sıralayabiliriz:
- Mirliva Mehmed Emin Paşa
: 1845-1846
- Mirliva İbrahim Paşa
: 1846-1852
- Mirliva Kara Ali Paşa
: 1852-1862
- Mirliva Sarı Galip Paşa
: 1862-1864
- Miralay İshak Bey
: 1864-?
- Miralay İbrahim Ethem Bey (Paşa) : 1874-1876
- Mirliva Halil Fahri Paşa
: 1876-1885
- Miralay Saadettin Bey
: 1885-1888
- Miralay Refik Bey
: 1888-1903
- Ferik Mehmed Ziya Bey (Paşa)
: 1903-1906
- Mirliva Ali Rıza Paşa
: 1906-1908
190
Salname-i Maarif, Sene 1316.
Salname-i Maarif, Sene 1316.
192
Salname-i Maarif, Sene 1318.
193
Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1294.
194
Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmanî, Sene 1294.
191
63
2.3. 1876–1909 Döneminde Kuleli Askerî İdadîsi’nde Suç ve Cezalar
Kuleli Askerî İdadîsi’nde 1876–1909 Döneminde Suç ve Ceza Tablosu
.1
2
33
44
55
6
77
88
99
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
SUÇUN TÜRÜ
Kâğıt oynamak oym
Müstehcen resim bulundurmak
Arkadaşına küfretmek
Sözlü imtihan sırasında gürültü etmekltı gün hapis
Derste ayakta dolaşmak--Dste ayakta dolaşmak
Derste Konuşmak
Verilen ödevi yapmamak
Derste yemek yemekdersta
İzinsiz bir haftayı dışarıda geçirmek
İzinsiz bir geceyi dışarda geçirmek
Bir gün firar etmek
Derste gazete okumakDerste
İzinsiz kalpak giymekDte
Derste müstehcen resim yapmakDerste
Arkadaşını dövmek. Derste
Yaşıtı olmayan öğrenci ile dövüşmekDerste
Kısım çavuşuna karşı gelmek. Derste
Evci izninde geceyi başka birinin evinde geçirmek.
Tenbih edildiği halde Derste gazete okumak.
Koğuşta gürültü yapmakDerste
Koğuşta sigara içmek.
Dershanede arkadaşları ile itişmek.
Yemekhaneye göğsü açık olarak girmek.
Tatil zamanı haftalık yoklamaya gelmemek
Ders sırasında dışarıda olan birisi ile konuşmak.
Derste karga yavrusu ile oynamakDerste
Bekâr olduğu halde geceyi dışarda geçirmek.
Koğuş kapısını kırmak.
Tatil zamanı Perşembe yoklamalarına gelmemek.
Yoklamalara yırtık elbise ile çıkmak.
Dışarıda yakası açık, fesi arkada olarak öğrenciye
aykırı bir halde gezmek.
Arkadaşına edep yerini göstermek.
Koğuşta yat borusundan sonra arkadaşlarını
rahatsız etmek.
Verilen emre karşı gelmek.
Hapishanede bıçak bulundurmak.
Yoklamaya geç gelmek.
Akşam yoklamasında sükûnu ihlâl etmek.
Namaz vaktinde camiye gitmemek.
Fırtınanın getirdiği kar üzerinde kaymak.
Dersten kaçmak.
Arkadaşını kasten iterek çamura düşürmek.
Derse geç gelmek.
Tütün bulundurmak.
Arkadaşını yaralamak.
Toplum kurallarına aykırı hareket etmek.
Dışarıda sivil elbise giymek.
Cuma yoklamasına katılmamak.
Kısım çavuşunu dövmek.
Okulda müstehcen resim satmak.
Öğretmenin ikazına rağmen ders dinlememek.
64
CEZA SÜRESİ
Dört gün ün r g
CEZA TÜRÜ
Hapis, 15 Değnek.
Divan-ı Harbe sevk
Altı gün A
Hapis
Üç hafta
İzinsizlik
İki hafta
İzinsizlik
Resmi tekdir
İki hafta
İzinsizlik
Resmi tekdir
15 gün
Hapis
Dört hafta başı
İzinsizlik
On gün
Hapis
İki hafta o
İzinsizlik
Bir hafta
İzinsizlik
Öğ. affedene kadar İzinsizlik
Bir hafta o
İzinsizlik
İki hafta o
İzinsizlik
Üç hafta o
İzinsizlik
İki hafta o
İzinsizlik
İki hafta o
İzinsizlik
İki hafta o
İzinsizlik
İki hafta o
İzinsizlik
İki hafta o
İzinsizlik
İki hafta o
İzinsizlik
On iki hafta o
İzinsizlik
İki hafta o
İzinsizlik
İki hafta o
İzinsizlik
İki hafta o
İzinsizlik
24 saat o
İzinsizlik
Bayram gecesine kadar kışlada alıkoymakomak
Bir hafta o
İzinsizlik
On gün
Hapis
İki hafta o
İzinsizlik
Üç hafta o
İzinsizlik
24 saat hapis,
Loca Hapsi
Dört gün o
Dört hafta izinsizlik
Sekiz değnek, o
İki hafta o
İki hafta o
On gün o
Bir hafta o
İki hafta o
On gün o
Üç hafta Üço
Bir hafta
İki hafta o
On gün o
Onbeş gün
Öğ. affedene kadar
Alıkoyma
Resmî tekdir.
Dört hafta izinsizlik
İzinsizlik
Resmî tekdir, izinsizlik
Hapis
İzinsizlik
İzinsizlik
Hapis
İzinsizlik
Hapis
İzinsizlik
Hapis
Hapis
İzinsizlik
Kuleli Askerî İdadîsi “Öğrenci Künye Defterleri” ile tasdiknaneler incelendiği
zaman, 1876-1909 yılları arasında, bugünkü ceza sisteminden farklı olarak, öğrencilerin
değişik suçlardan 15 güne kadar “hapis”, 8-15 arası “değnek” (falaka), “bir hafta”dan
“öğretmen affedene kadar izinsizlik” cezalarına çarptırıldığını, hatta “müstehcen resim
bulundurmak” suçundan “Divân-ı Harb’e sevk” edildiklerini görmek mümkündür.
İncelediğimiz 1908 (H.1324) tarihli Öğrenci Künye Defteri’nde, “Bekâr olduğu
halde, geceyi dışarda geçirmek” suçundan “iki hafta izinsizlik” cezası yer aldığına göre,
öğrencilerin bir kısmı evlidir. Hatta, evli öğrenciler, diledikleri akşam, evlerine gidebilme
hakkına sahiptir. Bununla beraber başarılı bir öğrenci suç işleyip ceza aldığında, eğer daha
önce aldığı bir mükâfat var ise, tekrarlamamak şartıyla mükafatına karşılık cezası
affedilebilmektedir. 195
Kuleli Askerî İdadîsi’nde, çeşitli disiplin suçları nedeniyle okuldan öğrenci
atılabiliyordu. Kuleli Askerî İdadîsi’nde, öğrencilerin kayıtlarının silinmesine neden olan
disiplin suçlarından bazılarını şöyle sıralayabiliriz: 196
* Hava değişimi süresi bittiği halde okula dönmemek.
* Firar edip okula dönmemek.
* Derslere çalışmamakta ısrar etmek.
* Toplu isyana katılmak.
* Okul idaresinden habersiz başka bir okula kayıt yaptırmak.
* Devamsızlık süresini aşmak.
* Genel bitirme imtihanlarına katılmamak.
Ayrıca kendi rızasıyla okuldan ayrılmak isteyen öğrencilerin okuldan ayrılmalarına,
velilerinin onayı alınmak kaydıyla, izin veriliyordu. 197
2.4. İkinci Meşrutiyet Dönemi ve Birinci Dünya Savaşı Yıllarında Kuleli Askerî
İdadîsi (1908-1918)
Osmanlı devletinde 20 Temmuz 1909 tarihine kadar, bütün askerî okullar “Mekâtib-i
Askerîye Nezâreti”ne bağlı olarak faaliyetlerini sürdürmüştür. Bu tarihe kadar, bütün iyi
niyetli girişimlere rağmen, arzu edilen eğitim düzeyine ulaşılamayan askerî okullarda,
özellikle 31 Mart Vak’ası’ndan sonra yeni düzenlemeler yapmak ihtiyacı duyulmuş 198 ve
Harbiye Nezâreti’ne yapılan bir öneri ile askerî okulların bağlı bulunduğu Mekâtib-i
Askerîye Nezâreti’nin kaldırılarak, yerine Tümen Komutanı yetkisinde bir makam ihdas
edilmesi istenmiştir.
Bu öneri, Askerî Şûra tarafından benimsenerek, Mekâtib-i Askerî Nezâreti
kaldırılmış ve yerine “Terbiye ve Tedrisat Müfettiş-i Umumiliği” adıyla yeni bir teşkilâtın
kurulması konusunda Padişah nezdinde girişimde bulunulmuştur. Padişah öneriyi uygun
bulunca, yeni teşkilatın kurulması için bir İdare-i Seniyye yayımlamıştır. 199
Askerî Şûra, önce harp okullarını ele almış; Edirne ve Manastır’da bulunan harp
okulları kaldırılarak, öğrencileri İstanbul Harp Okulu’na gönderilmiştir. Mekâtib-i Askerîye
Nezareti’nin yerine kurulan “Terbiye ve Tedrisat Müfettiş-i Umumliği”nin başına Edirne
195
1324 (1908) Tarihli Öğrenci Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi.
Kuleli Askerî Lisesi Arşivi, 32 No’lu Tasdikname Defteri,
197
Kuleli Askerî Lisesi Arşivi, 32 No’lu Tasdikname Defteri,
198
Osman Ergin, Türk Maarif Tarihi, C.:1-2, s. 718-719.
199
Osmanlı Arşiv Dairesi, Hazine Evrak No.12, 7 Temmuz 1325 Tarihli İrade-i Seniyye.
196
65
Kalesi Komutanı Ferik Zeki Paşa atanmıştır. 200 Askerî okullar bu müfettişliğe bağlanırken,
Erkân-ı Harbiye Mektebi bu uygulamalardan hariç tutularak, Erkan-ı Harbiye Umumiye
Reisliği’ne bağlanmıştır.
Tüm askerî okulların Terbiye ve Tedrisat Müfettiş-i Umumiliğine bağlanması,
kadrosu çok zayıf olan teşkilâtı çok zor duruma sokunca, bu teşkilatın yükünü hafifletmek
için Harbiye Nezareti’ne bağlı Askerî Mektepler Umum Müdürlüğü kurulmuş; İstanbul’da
ve taşrada bulunan askerî okullar bu müdürlüğe bağlanmıştır. 201
İstanbul’da bulunan Erkân-ı Harbiye, Harp Okulu, Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn;
Topçu, İstihkâm ve Nakliye Okulları; Tıbbiye ve Veteriner Okulu ile Kuleli Askerî İdadîsi,
Terbiye ve Tedrisat Müfettişliği Umumiliği’ne bağlanmıştır. Kuleli Askerî İdadîsi’nin
Rüşdiye Kısmı da İstanbul ve taşradaki diğer askerî okullarla 202 birlikte Askerî Mektebler
Umum Müdürlüğüne bağlanarak faaliyetlerini sürdürmüştür.
Toplumun büyük bir kesiminde olduğu gibi Kuleli Askerî İdadîsi’nde de II.
Abdülhamid yönetimine karşı bir hoşnutsuzluk hüküm sürmekteydi. 203 Ancak, II.
Meşrutiyet’in ilânı (1908) ve II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesi (1909) sırasında cereyan
eden olaylara Kuleli camiasından katılan olmamıştır. Kuleli Askeri İdadîsi Komutan ve
öğretmenleri, bir eğitim kurumunda siyasetin yeri olmadığı bilinciyle hareket ederek,
öğrencileri bu olaylardan uzak tutmayı başarmışlardır. Yöneticilerin tutumu sayesinde
okulda en küçük bir olay dahi olmamıştır. II. Meşrutiyet’in kabulü sırasında Kuleli Askeri
İdadîsi Müdürlüğü görevinde Ali Rıza Paşa bulunuyordu. Ders Nazırlığı (Öğretim
Başkanlığı) görevini ise Şevki Paşa yürütüyordu. 204
Bu dönemde, okulun idadî (lise) ve rüşdiye (ortaokul) kısımları aynı binada öğretime
devam etmelerine rağmen, yönetim kadroları birbirinden ayrıydı. Rüştiye kısmı “binbaşı”
rütbesinde bir İdarî İşler Müdürü’nün emir ve komutasındaydı. Askerî idare ve öğretim için
de ayrı ayrı kadrolar kurulmuştu. İdarî kadroda, “önyüzbaşı” rütbesinde bir Dahiliye Zabiti
(Sınıf Amiri) ile Dahiliye Subayı (Sınıf Subayı) bir üsteğmen veya teğmen bulunuyordu.
Bunlar, idarî işleri takip etmek ve okulda disiplini sağlamakla yükümlüydü. Öğretim
kadrosu ise öğretmenlerden meydana geliyordu. Bunların büyük çoğunluğu askerî
öğretmenlerdi. Arabî (Arapça), Farisî (Farsça), Hüsn-i Hat (Güzel Yazı Yazma) ve İmlâ
dersleri ise sivil öğretmenler tarafından veriliyordu. 205
İdadî kısmı da, rüşdiye kısmında olduğu gibi teşkilatlandırılmıştır. Öğretim işleri,
Ders Nâzırı’nın denetiminde öğretmenlerce yapılıyordu. Okulda ders verenlerin çoğunluğu
öğretmen sınıfına mensup subaylardı. Bununla beraber diğer sınıflardan subayların da ders
verdikleri oluyordu. Ayrıca, Arapça, Farsça ve Din dersleri, sözleşmeli sivil öğretmenler
tarafından okutuluyordu. 206
200
Osmanlı Arşiv Dairesi, Hazine Evrak No.165, 23 Eylül 1325 Tarihli İrade-i Seniyye.
Osmanlı Arşiv Dairesi, Hazine Evrak No.29, 6 Ağustos 1325 Tarihli İrade-i Senniye.
202
İstanbul’daki rüşdiyeler: Eyüp, Beşiktaş, Fatih, Soğukçeşme, Toptaşı ve Kocamustafapaşa rüşdiyeleri.
Diğer illerde bulunan askerî okullar: Edirne, Üsküp, İskodra, Manastır, Selanik, Bursa, Erzincan, Erzurum,
Bitlis, Diyarbakır, Sivas, Elazığ, Konya, Trabzon, Van, Beyrut, Halep, Bağdat, Şam, Süleymaniye, Taiz, San’a
Rüşdiyeleri ile Manastır, Edirne, Bursa, Erzincan, Bağdat, Şam ve Trablusgarp İdadîleri.
203
Ahmet Bedevi Kuran, İnkılâp Tarihimiz ve İttihat Terakki, s.395.
204
Salname-i Devlet-i Âliye-i Osmanî, sene 1326 H.(1908), s.372-373.
205
Salname-i Devlet-i Âliye-i Osmanî, sene 1326 H.(1908), s.372-373.
206
Kuleli Askeri Lisesi 1330-1336 Tarihli Personel Künye Defteri, Kuleli Askeri Lisesi Arşivi.
201
66
Rüşdiye ve idadînin bağlı olduğu genel idarî kısmın başında da rütbesi en az
“binbaşı” olmak üzere bir “Müdür” bulunuyordu. Bugünün ölçülerinde “Okul Komutanı”
olan Genel İdarî Müdür, idadî ve rüşdiyenin müdürlerinden daha kıdemli olmak zorundaydı.
Ders Nâzırlığı görevine getirilecek kişinin de rütbesinin en az “binbaşı” olması gerekiyordu.
Zaman zaman bu görevlere “tuğgeneral” rütbesinde komutanların atandığı da oluyordu.
Mesela, söz konusu edilen dönemin başında “Komutanlık” makamında Mirliva
(Tuğgeneral) Ali Rıza Paşa bulunuyordu. 207
II. Abdülhamid’in tahttan indirilmesinden sonra Harbiye Nazırlığına getirilen
Mahmud Şevket Paşa, orduda ıslahat yapılması gerektiğine inanıyordu. Ordunun komutasını
üstlenecek kişileri yetiştiren askeri okullara da el atmak gereğini duymuş ve Binbaşı Vehip
Bey’i geniş yetkilerle Harp Okulu ve Kuleli Askeri İdadîsi Komutanlığına tayin
ettirmiştir. 208
Vehip Bey, göreve başlar başlamaz okulları teftiş ederek, yapılacak çok şey
olduğunu görmüştür. Vehip Bey, ilk iş olarak, orduda disiplin ve bilgisine güvendiği
subayları, Harp Okulu ve Kuleli Askeri İdadîsi’ne tayin ettirmiştir. Öğrencilere sınıflarını
aşılamak, iyi bir terbiye vermek için sözü edilen iki okulda da bazı yenilikler yaptırmıştır:
- Karavanalardan topluca yemek yeme usulünü kaldırması,
- Her iki okula da öğrencilere masa, tabak, çatal, bıçak, bardak sağlaması,
- Yemekhane ve yatakhanelerde sağlık açısından yeni düzenlemeler yapması,
- Okullarda hava gazı ile aydınlatmanın yeterli olmadığını görerek, bu iki okula da
elektrik tesisatı koydurması,
- Sobalarla binaların yeterince ısınmadığını görerek, kalorifer sistemini kurdurması.
Vehip Bey, öğrenciler arasında millî bilincin gelişmesi için de çok gayret
göstermiştir. Bunun için zaman zaman konferanslar vermiş, kahramanlık günleri
düzenlemiştir. Gazi Ahmet Muhtar Paşa’ya 93 Harbi’ni (1877-1878 Osmanlı-Rus
Savaşı’nı), Rıza Paşa’ya Dömeke Meydan Savaşı’nı (1896-1897 Türk-Yunan Savaşı)
anlattırarak; Türk’ün kahramanlığı, savaş gücü ve tarihî düşmanları hakkında öğrencilerin
bilgi sahibi olmalarını sağlamıştır.
Vehip Bey, okullarda başarı seviyesini yükseltmek için öğrenciler arasında rekabet
sağlamaya çalışmıştır. Tek er eğitiminde birinci sınıfları, manga ve takım eğitiminde ikinci
sınıfları çavuş olarak, üçüncü sınıfları bölük ve tabur eğitiminde başçavuş olarak
görevlendirmiştir. Yanaşık düzen eğitiminde başarı gösteren öğrencilerin sol koluna sarı bir
şerit, derslerde başarılı olanlara da kırmızı şerit taktırmıştır. Her ikisinde de başarılı olanlar
sarı ve kırmızı şeritleri beraber takıyorlardı. 209
Vehip Bey’in Okul Komutanlığı döneminde, okulun eğitim kadrosunda olduğu gibi,
ders programlarında da bazı değişikler yapılmıştır. 210 Bahsedilen dönemde sınıflara göre
okutulan dersler şunlardı: 211
207
Salname-i Devlet-i Âliye-i Osmanî, sene 1326 H.(1908), s.372-373.
Kuleli Askeri Lisesi 25 Nolu Künye Defteri (1326-1334), Kuleli Askeri Lisesi Arşivi.
209
İhsan Ilgar, “I.Dünya Savaşının Ünlü Komutanlarından Vehip Paşa”, Hayat Tarih Mecmuası, Haziran 1972,
Sayı:5.
210
Tahsin Ünal, “122 Yıllık İrfan Yuvası Kuleli Askeri Lisesi”, Hayat Tarih Mecmuası, Eylül 1968, Sayı: 8,
s.57.
211
Kuleli Askeri İdadisi Arşivi, 1329-1330 Tarihli İmtihan Not Defteri.
208
67
BİRİNCİ SINIF
Ulum-ı Diniye,
Cebir,
Hendese-i Mücesseme
Coğrafya-yı Osmanî
Tarih-i Umumî
Osmanlıca
Fransızca
Resim
Terbiye-i Bedeniye
OKUTULAN DERSLER
İKİNCİ SINIF
Ulum-ı Diniye,
Müsellesât
Hendese-i Mücesseme
Kozmoğrafya
Tarih-i Umumi
Osmanlıca
Fransızca
Hıfzısıhha
Terbiye-i Bedeniye
ÜÇÜNCÜ SINIF
İlm-i Ahlâk,
Fenn-i Makine,
Topoğrafya,
Hikmet-i Tabiiye,
Kimya-yı Askeri,
Topoğrafya Ameliyâtı,
Osmanlıca,
Fransızca,
Terbiye-i Askeriye,
Resim,
Harita Resimi,
Talim Ameliyâtı
Vehip Bey’in Komutanlığı sırasında düzenlenen bu ders programında, eski
programda yer alan bazı derslerin çıkarıldığı, bunların yerlerine yeni derslerin konulduğu
görülür. Yeni programda görülen derslerin bir kısmı daha önce uygulanan programlarda da
yer almıştı. Bu programın hazırlanması sırasında eski programda yer alıp çıkartılan dersleri
şöyle sıralayabiliriz:
PROGRAMDAN ÇIKARTILAN DERSLER
SIRA NO
DERSİN ADI
1
Tarih-i Alem,
2
Kitâbet
3
Arabi
4
Hikmet-i Askeriye,
5
Tarama
6
İngiliz Lisanı,
7
İnşa ve Münşeat.
PROGRAMDAN ÇIKARTILAN DERSLERİN
YERİNE GETİRİLEN DERSLER
SIRA NO
DERSİN ADI
1
Ulum-u Diniye,
2
Osmanlıca,
3
Müsellesât,
4
Kozmoğrafya,
5
Hıfzısıhha,
6
İlm-i Ahlak,
7
Fenn-i Makine,
8
Topoğrafya
9
Topoğrafya Ameliyâtı
10
Terbiye-i Askeriye,
11
Harita Resmi,
12
Talim Ameliyâtı,
Yeni ders programında Tarih-i ‘Âlem (Dünya Tarihi) dersinin kaldırılmasıyla dünya
tarihine ayrılan zamandan tasarruf edilmiş, Türk tarihine ağırlık kazandırılmaya çalışılmıştır.
Arapçanın kaldırılmasıyla, okulun kuruluşundan beri ağırlıkta olan doğu dilleri eğitimi son
bulmuştur. Dikkati çeken diğer bir konuda İngilizcenin ders programından çıkartılmasıdır.
İngilizcenin ne gibi bir düşünce ile ders programından kaldırıldığı hakkında bir fikir ileri
süremeyeceğiz. Bu iki yabancı dilin kaldırılmasından sonra okulda yabancı dil olarak sadece
68
Fransızca kalmıştır. Bu durumu, o dönemde Fransız kültürünün etkisiyle izah etmek
mümkündür. Program incelendiğinde askerlikle ilgili derslerin arttığı görülür. Böylece
öğrencilerin meslekî alanda da yetişmeleri amaçlanmıştır. Programa bugünkü Fizik dersinin
karşılığı “Fenn-i Makine”nin girmesini, fen derslerinin de öneminin anlaşılmaya
başlandığının göstergesi olarak kabul edebiliriz.
Bu dönemde not değerlendirmesi, on üzerinden yapılıyordu. Birinci dönemde alınan
not ile dönem sonunda yapılan genel sınavda alınan not toplanıp, ikiye bölünüyor, böylece
sınıf geçme notu bulunuyordu. 212
Mazeretsiz olarak dönem sonunda sınavlara girmeyen öğrenci, doğrudan sınıfta
kalıyordu. Mazereti dolayısıyla sınavlara giremeyen öğrencilere yeni bir sınav hakkı
tanınıyordu. 213
Söz konusu edilen bu dönemde de “alaya çıkarma” cezası uygulanıyordu. Üst üste
iki sene sınıfta kalanlar ve mazeretsiz olarak genel sınavlara girmeyenler, okuldan atıldıkları
gibi, cezanın devamı olarak kıtalara “er” olarak gönderiliyorlardı. 214
Bir kaza sonucu sakatlanıp, askerlik mesleğini icra edemeyecek duruma düşen
öğrenciler, okuldan kayıtları silinerek evlerine gönderiliyorlardı. Öğrencilerin derse
devamlılığı konusu üzerinde önemle duruluyordu. Mazeretsiz olarak derslere girmeyenler,
çeşitli cezalara çarptırılıyorlardı. Devamsızlık yapılan süre 91 günü geçtiğinde, öğrenci genel
sınavlara alınmıyordu. Genel sınavlara giremeyince de doğrudan sınıfta kalıyordu.
İncelediğimiz okul kayıtlarında sık sık devamsızlık yüzünden sınıfta kalan öğrencilere
rastlanmaktadır. 215
II. Meşrutiyet döneminde daha önce olduğu gibi, Kuleli Askerî İdadîsi’ne kayıtkabul işlemleri 15 Temmuz-10 Ağustos tarihleri arasında yapılıyordu. Okula girecek
öğrencilerin 15 yaşını geçmemiş olması şartı aranıyordu. Yalnız birinci sınıfa değil, ara
sınıflara da öğrenci alınabiliyordu. Özellikle I. Dünya Savaşı yıllarında öğrenci sayısını
artırmak için, ara sınıflara bol miktarda öğrenci alınmıştır. 216
Miralay Süleyman Bey’in Komutanlığı zamanında (1909-1910) her dersin seçkin
öğretmenlerinden bir encümen kurulmuştur. Bu encümenin görevi, her dersin ana hatlarını
tespit ederek programları hazırlamaktı. Encümenin programları hazırlamasından sonra, her
dersin öğretmenlerine, okutacakları dersin kitapları yazdırılırdı. Yine bu sırada sınav
yönteminde de değişiklik yapılmıştır. Müfredat programları, sözlü sınavlara göre
hazırlanmıştır. Bu yöntem ile yapılan sınavlarda başarı oranı yükselerek %87‘ye kadar
çıkmıştır. Aynı uygulama Vehip Bey’in Komutanlığı döneminde de devam etmiştir. 217
1912 yılında Balkan Savaşı’nın patlak vermesi üzerine, Kuleli Kışlası yeniden
hastane olmuştur. Kuleli İdadîsi öğrencilerinin bir kısmı, şimdi Kandilli Kız Lisesi olan
Âdile Sultan Sarayı’na, bir kısmı da Beylerbeyi Sarayı yanında bugünkü Deniz Eğitim
Komutanlığı ve Olgunlaşma Enstitüsü olan binalara taşınmışlardır. Balkan Savaşı’nın sona
ermesi üzerine Askeri İdadî, 1913 yılı sonunda, Kışla’da yeniden öğretime başlamış ve
212
Kuleli Askeri İdadisi, 1329-1330 Tarihli İmtihan Not Defteri.
Kuleli Askeri İdadisi Arşivi, 1326 tarihli Talebe Künye Defteri.
214
Kuleli Askeri İdadisi Arşivi, 1329 - 1330 Tarihli Talebe İmtihan Not Defteri.
215
Kuleli Askeri İdadisi Arşivi, 1329 - 1330 Tarihli İmtihan Not Defteri.
216
Kuleli Askeri İdadisi Arşivi, 1329 - 1330 Tarihli İmtihan Not Defteri.
217
Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul, 1994, s.77.
213
69
Kışla, 5 Temmuz 1920 tarihinde Ermenilere teslim edilene kadar, Kuleli Askerî İdadîsi
burada öğrenimini sürdürmüştür.
Okul, öğretime her yıl kasım ayında başlıyordu. Yedi ay süren öğretim yılı mayıs ayı
sonunda bitiyordu. Öğretim yılı iki döneme ayrılmıştı. Her dönem sonunda genel sınavlar
yapılıyordu. Birinci dönem sınavları şubat ayında, ikinci dönem sınavları da mayıs sonunda
yapılıyordu. 218 Ancak 10 Mart 1914 (25 Şubat 1329)’da çıkarılan Harp Okulu’ndan
yetiştirilecek subaylar hakkındaki nizamname ile okulun öğrenim süresi, müfredat programı
ve öğretim yılının başlangıcında değişiklikler yapılmıştır. 219 Bu nizamname ile askerî
idadîlerde yapılan değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz:
- İdadî mekteplerinin programları geliştirilip daha yüksek bir seviyeye çıkarılacaktır.
- Öğretim yılına başlangıç, eylül ayında olacaktır.
- İdadîlerde öğrenimlerini tamamlayıp, sınavlarında başarılı olan öğrenciler, Harp
Okulu’na gitmeden önce, zabit namzedi olarak orduya katılacak ve alaylarda altı aydan yedi
aya kadar hizmet edeceklerdir.
- Zâbit namzetlerinin çeşitli sınıflara ayrılması idadî müdürlerinin teklifleri üzerine
Harp Okulu Müdürü tarafından icra olunacaktır.
- Her idadîden zâbit namzedi olarak ayrılan öğrenciler, okulun bağlı bulunduğu
müfettişlik dahilinde bulunan nümûne alaylarına gönderileceklerdir. Bu karara göre, mevcut
olan beş idadînin zâbit namzetlerinin gidecekleri bölgeler şöyledir:
ASKERİ İDADÎ SUBAY ADAYI
KULELİ İDADÎSİ
EDİRNE İDADÎSİ
ERZİNCAN İDADÎSİ
ŞAM İDADÎSİ
BAĞDAT İDADÎSİ
GİDECEĞİ ALAY
İSTANBUL
EDİRNE
ERZİNCAN
İSTANBUL
İSTANBUL
- Askerî idadîyi bitirip de alaylara gidemeyecek derecede zayıf olan öğrenciler, bir
sene daha idadîlerde kalacaktır. İdadîlerden bu nedenle ayrılan öğrenciler, her sene eylül ayı
başında Kuleli İdadîsi’nde toplanacaktır. Bunlar bir senelik öğrenimi tamamladıktan sonra,
bedence yeterli görülenler, zâbit namzedi olarak alaylara gönderilecektir. Bedence yine bir
gelişme gösteremeyenler bir yıl daha okulda kalacaklardır. Bu bir yıl sonunda gelişme
gösterenler alaylara gönderilecek, askerliğe elverişli bedenî yapıya sahip olmayanlar ise
okuldan çıkarılacaktır.
- Zâbit namzedi (subay adayı) olarak alaylarda altı-yedi ay hizmet edenler, Harp
Okulu’na girmeye hak kazanacaklardır.
- Ayrıca bu nizamnameye eklenilen geçici bir hükme göre: 1914 (R.1330) senesi
başlangıcında Kuleli Askerî İdadîsi’nden 150 öğrenci, zabit namzedi olarak orduya
katılacaktır. Bunların alaylara dağıtımı özel bir emirle, kıtalarda ne şekilde kullanılacakları
da özel nizamname gereğince yerine getirilecektir.
29 Eylül 1915 (16 Eylül 1331) tarihinde çıkarılan “Şüheda Vesaire Evlâdının Leylî
Mekâtib-i İdadîye ve Askeriye’ye Kayıt Kabulü Hakkında Nizamname” ile kayıt-kabul
esaslarında da bazı değişiklikler yapılmıştır. Bu değişiklikleri şöyle sıralayabiliriz: 220
- Yatılı askerî idadî ve rüşdiyeler ile Kuleli Askerî İdadîsi’nin sınıf-ı mahsusasında
(özel sınıflarında) öğrenimlerini tamamlayanların kabulünden sonra açık kalacak kontenjanı
doldurmak için sınavla öğrenci alınacaktır. Müracaat eden öğrenciler özel durumlarına
218
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, 1328-1329 tarihli İmtihan Not Defteri,
Düstur, İkinci tertip, c.6, s.266-269.
220
Düstur, İkinci tertip, c.7, s.266-269.
219
70
bakılarak, okula girişte öncelik sırasına göre bir değerlendirme yoluna gidilmiştir. Buna
göre:
Birinci derecede: Her sınıftan subay, ihtiyat subayı, yedeksubay, subay adayı, onbaşı
ve erler ile askerî sınıfa mensup olanlardan ölenlerin çocukları,
İkinci derecede: Subay ve askerî imam, tabip, baytar, eczacı, hesap memuru ve sicil
memurlarının emeklilerinden ölenlerin çocukları alınacaktır.
- İmtihâna öncelikle birinci derecede yer alanlar girecektir. Kontenjan dolmadığı
taktirde ikinci derecedekiler sınava alınacaktır.
- Yatılı askeri okullara kayıt-kabul ve imtihanın yapılış şekli, tıbbi muayene, kayıtları
ve bu konudaki talimatname hükümlerine göre yürütülecektir.
- Yatılı askerî idadî okullarına kontenjan dışı olarak şunlar sınavsız kabul olunur:
İran, Afganistan ve Fas gibi müslüman ülkelerin İslâm tebaası çocukları ile Tunus, Cezayir,
Kıbrıs, Girit, Mısır, Trablusgarp gibi ülkelerin müslüman çocukları.
- Görevli olarak bulundukları yerlerde idadî derecesinde okul olmadığından dolayı
çocukları yatılı askerî okula kabul edilen devlet ileri gelenleri, subaylar ve bilumum askeriye
mensuplarının, idadî derecesinde okul bulunan yerlere tayinleri halinde, çocukları,
bulundukları yatılı askerî idadîden öğretim yılı sonundaki sınavı takiben çıkarılarak
velilerine teslim olunur.
I. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla öğrenci sayısında büyük bir artış görülmektedir.
1914-1915 öğretim yılında sınıflara göre öğrenci dağılımı şöyledir:
1. Sınıf : 284
2. Sınıf : 272
3. Sınıf : 770
Daha önceki yılların öğrenci sayılarıyla kıyaslanmayacak ölçüde bir artış olmuştur.
Öğrenci sayısındaki bu artış, I. Dünya Savaşı’nın getirdiği bir zorunluluktur. Savaşın bir çok
cephede sürmesi, subay ihtiyacını artırmıştır. Harp Okulu, bu ihtiyaca cevap veremeyince,
Kuleli Askerî İdadîsi’ni bitirenler, doğrudan kıtalara sevk edilmiştir. Askerî birliklerde bir
süre zâbit namzedi (subay adayı) olarak staj gördükten sonra, subay olarak çeşitli birliklerde
görevlendirilmişlerdir. 221 Savaşın uzaması, cephelerin genişlemesi, subay ihtiyacını daha da
artırmıştır. Kuleli’den mezun olanlar da bu ihtiyacı karşılayamaz hale gelmiş, bu durumda
Kuleli ikinci sınıf öğrencileri de 1917 yılında kıtalara gönderilmiştir. Kıtalara gönderilecek
öğrencilerin sınıf ayrımları okulda yapılmaktadır. 1915-1916 öğretim yılında Kuleli’yi
ziyaret eden Alman Komutan Limon von Sanders, sınıf ayrımını bizzat kendisi yapmıştır.
Süvari sınıfına itibarın fazla olması sebebiyle, bu sınıfa ayrılacakların, “usta binici” olması
şartı getirilmiştir. 222
I. Dünya Savaşı’nın sonlarına doğru Okul Müdürlüğüne (Komutanlığına) peş peşe
iki Alman subayın getirildiği görülür. Türk-Alman Askerî İşbirliği Antlaşması çerçevesinde
çeşitli birliklerin komutanlıklarına Alman subayların tayin edildiği biliniyordu. I. Dünya
Savaşı yıllarında Türkiye’de bulunan Alman subaylardan Yarbay Bretligh, 8 Aralık 1917
tarihinde Kuleli Askeri İdadîsi Müdürlüğüne tayin edilmiştir. Bu görevde 17 Nisan 1918
tarihine kadar kalmıştır. Sağlık nedeniyle Almanya’ya giden Yarbay Bretligh’in yerine yeni
bir Alman Binbaşı Grevoros atanmıştır. O da Okul Müdürlüğü görevini 30 Ekim 1918’e
kadar sürdürmüş, savaşın bitmesiyle ülkesine dönmüştür.
II. Meşrutiyet’ten I. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar, Kuleli Askerî İdadîsi’nde, altısı
Türk, ikisi Alman olmak üzere sekiz Komutan görev yapmıştır. 223 Bunları, şöyle
sıralayabiliriz:
221
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, 1330-1331 Tarihlli İmtihan Not Defteri.
(E). Sv.Me.Behçet Oktay’ın Hatıraları, Kuleli Askeri Lisesi Arşivi.
223
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, 25 ‘No’lu Künye Defteri.
222
71
- Kaymakam ùevket Bey
: 7 Aralk 1908 - 1 Temmuz 1909
- Miralay Süleyman Bey
: 1 Temmuz 1909 - 6 Temmuz 1910
- Kurmay Binbaú Vehip Bey
: 6 Temmuz 1910 - 1 Mays 1912
- Binbaú Sabri Bey
: 1 Mays 1912 - 1 Eylül 1912
- Kaymakam øbrahim Bey b. Mahmud
: 1 Eylül 1912 - 8 ùubat 1913
- (E)Kaym. Hüsamettin Bey ibn-i Süleyman: 8 ùubat 1913 – 1 Eylül 1917
- Yarbay Bretlot (Bretlihg, Alman)
: 1 Eylül 1917 - 21 Nisan 1918
- Binbaú Grevoros (Alman)
: 21 Nisan 1918 - 1919
On yl gibi ksa bir sürede dokuz komutann de÷iúmesi, dönemin yo÷un olaylar ve
siyasî istikrarszlklar ile izah edilebilir. Balkan Savaúlar ve I. Dünya Savaú yllarnda
Okul Komutan olan subaylarn askeri birliklere tayinleri zorunlu olmuútur. 1913-1917
yllar arasnda Okul Komutanlklar görevlerini emekli subaylarn yürütmesi, Türk
ordusunda subay ihtiyacnn ne denli büyük oldu÷unun bir belirtisidir. Kuruluúundan
günümüze kadar Okul Komutanl÷ yapanlarn listesini kitabmzn sonunda verece÷iz.
72
3. Kurtuluş Savaşı Döneminde Kuleli Askerî İdadîsi
İttihad ve Terakkî Partisi’nin kararıyla Birinci Dünya Savaşı’na giren Osmanlı
devleti, savaştığı cephelerde yenilgi yüzü görmemesine rağmen, İngilizlerin yanında
Amerika Birleşik Devletlerinin de Almanya’ya karşı savaş ilan etmesi ve müttefik
devletlerin savaştan çekilmesi üzerine savaş meydanlarında yalnız kalmıştır. Ekonomik ve
siyasi olarak tek başına bu savaşı sürdüremeyeceğini anlayan Osmanlı devleti de 30 Ekim
1918’de imzalanan “Mondros Mütarekesi” ile savaştan çekilmiştir. Bu ateşkes antlaşması
Osmanlı devletinin kayıtsız şartsız teslim olması anlamını taşıyordu. 224 Ateşkes
antlaşmasının 7. maddesine dayanan İtilaf devletleri, kısa bir süre içinde yurdun çeşitli
bölgelerini işgale başladılar.
Ateşkes antlaşması sonrası yaşanan acı olaylar, tarihte bağımlı yaşamaya alışkın
olmayan milletimizde bir direnme fikri uyandırmıştır. Bu fikir, İzmir’in Yunanlar tarafından
işgali ile kuvvetlenmiş, 19 Mayıs 1919’da Mustafa Kemal ile hayat bulmuştur.
3.1. İstanbul’un İşgali
Mondros Mütarekesinin imzalanmasından (30 Ekim 1918) iki hafta sonra, 13 Kasım
1918’de Sarayburnu önlerinde demirlemiş olan Müttefik donanması, İstanbul’da yaşayan
gayr-i müslim azınlığa sevinç naraları attırırken, Türk milletini büyük bir üzüntüye
boğmuştur. Bu tarih, hafızalarda İstanbul’un gayr-ı resmî işgal günü olarak kalmıştır.
Ancak, 13 Kasım’da tarihler bir başka ayrıntıyı daha kaydetmektedir. O da Mustafa Kemal
Paşa’nın İstanbul’a gelişidir. Mustafa Kemal, Galata’da, İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan
bayraklarının asılmış olduğu sokaklara yayılan çılgın bir kalabalığın ulusal marşlar söylediği
ve galiplere övgüler yağdırdığı mahallelerden geçerken 225 ileride yapacaklarını o günden
görerek, “Geldikleri gibi giderler” demiştir. 226
224
Bahriye Nazırı Rauf, Hariciye Müsteşarı Reşat Hikmet ve Kurmay Yarbay Sadullah Beyler, Agememnon
Zırhlısı’nda dört gün süren görüşmeler neticesinde 30 Ekim 1918’de imzalanan mütarekenin barışa giden yol
olduğunu sanmışlardı. Mondros Mütarekesi’nin şartlarına bakıldığında, gidişatın bir ülkenin sonuna kadar
paylaşımının habercisi olduğu anlaşılır.
Mondros Mütarekesi, savaş sonunda eşit şartlarla barış görüşmelerine katılamayan mağlup tarafın
hazin bir tablosudur. Mütareke, şu maddelerden ibarettir:
1. Karadeniz’e geçiş için Çanakkale ve Karadeniz Boğazları açılacak,
2. İtilaf hükümetlerine mensup harp esirleri, Ermeni esirleri ile tutukluları İstanbul’da toplanacak ve
kayıtsız şartsız İtilaf hükümetlerine teslim edilecek,
3. Hudutların korunması ve iç güvenliğin sağlanması için lüzum görülecek askeri kuvvetten fazlası
derhal terhis edilecek,
4. Müttefikler, güvenliklerini tehdit edecek durum olduğunda, herhangi bir stratejik noktayı işgal
hakkına sahip olacaklar,
5. Toros Tünelleri müttefikler tarafından işgal edilecek,
6. Hicaz’da, Asir’de, Yemen’de, Suriye’de ve Irak’ta bulunan muhafız kıtaları en yakın İtilaf
kumandanına teslim olacak ve Kilikya’daki kuvvetlerin intizamını muhafaza için gerekli miktarlardan fazlası
geri çekilecektir.
7. Vilayet-i Sitte’de (Doğu Anadolu’da altı il Erzurum, Van, Bitlis, Harput, Diyarbakır, Sivas)
karışıklık çıkması halinde, bu vilayetlerin herhangi bir kısmının işgali hakkını İtilaf devletleri muhafaza
edeceklerdir.
225
StefanosYerasimos, “Bir Kurtarıcının Doğuşu”, İstanbul 1914-1923, İstanbul, 1996, s.103.
226
Mustafa Kemal Paşa, İzmir’in işgalinden bir gün sonra (16 Mayıs 1919’da), Dokuzuncu Ordu Müfettişi
sıfatıyla Samsun’a hareket etmiş ve Kurtuluş Savaşı’nı başlatmıştır.
73
İngilizler, ittifak devletlerinin de onayı
ile 16 Mart 1920’de İstanbul’u resmen işgale
başladılar. İşgal hakkındaki beyannameleri
özetle saltanatı koruma adınaydı. Mondros
hükümlerine aykırı hareket edildiği gerekçesiyle,
asker kökenli olanlar ilk etapta tutuklanırken,
Şehzade İbrahim Tevfik Efendi ve bazı
şehzadeler de bu tutuklular arasında Malta’ya
gönderilmiştir. Meclis üyelerinden Rauf ve Kara
Vasıf Beyler de tutuklananlar arasındaydı. 18
Mart’ta sıra diğer üyelere gelecekti. Bu olaylar
karşısında Osmanlı Meclisi dağılmış ve Meclis
üyeleri Ankara’da toplanmaya başlamışlardır. 227
Toplam tutuklu bilânçosu içinde yüz elli Türk
aydını da yer almaktadır. İşgale, Mustafa Kemal
büyük tepki göstererek 228 Anadolu’da görev
yapan İngiliz subaylarını tutuklatmıştır.
İstanbul’un İşgali Sırasında Sarayburnu’nda
Karaya Çıkan Fransız General Franchet
D’esperay’in İngiliz General Wilson Tarafından
K
l
İtilâf devletleri ordularının İstanbul’a gelişi, şehirdeki Rum ve Ermeni halkını
kışkırtmış, Türklere yönelik saldırılar artmaya başlamış, işgal güçlerinin karargâhında
gelişigüzel suçlardan ötürü tutuklanan Türkler, ölümüne dövülmüşlerdir. 229 İtilâf devletleri
askerlerinin halka yönelik baskı ve yıldırmalarına o yıllarda yaşanan çetin kış şartları da
eklenince, 230 İstanbul’da yaşayan halk büsbütün perişan olmuştur.
İstanbul’un İşgalinde İngiliz Askerleri
Galata Kulesinde
İngiltere, sömürgelerinde uyguladığı dil
politikasını, bu kez İstanbul’da yerleştirmeye
başlamıştır. Eylül 1919’da İngiliz vatandaşı
Bayan Thomson ve İsveç uyruklu İngilizce
öğretmeni Polin Hanım, resmî hüviyete sahip
okullarda
İngilizce
derslerine
girmeye
aynı
tarihlerde
Mekteb-i
başlarken, 231
Bahriye’de İngilizce öğretmeliği için bir kadro
tahsis edilmiştir. 232 İstanbul’un resmî işgalini
müteakip, eğitim kurumları, çeşitli bahanelerle
kapatılarak, binalarına el konulmuştur.
227
Ali Fuat Türkgeldi, Görüp İşittiklerim, s.259, 260.
Hülya Özkan, a.g.e., s.82.
229
Halide Edip Adıvar, The Turkish Ordeal, by. Alexandre Pankoff, The Century Co., 1928 U.S.A., pp. 4-5.
Nitekim, 1921 (1337)’de babası İngilizlerce tutuklanan bir Osmanlı vatandaşının arzuhali (dilekçesi) de Halide
Edip’in bu yargılarını doğrular niteliktedir: “Hiçbir karara müstenid olmayarak pederim on gündür
Kumkale’de İngiliz idaresinin taht-ı nezaretinde bulunuyor, altı nefer biz sefil yetimler, sefalet altında
perişan oluyoruz. Adalet isteriz. Heman tahliyesi esbabının istikmaline delalet inayet buyurunuz istirham
eyleriz ferman.” (BOA, A.VRK., Dosya No. 840, Gömlek No.6, 1337 tarihli iki adet arzuhal.)
230
Kuleli öğrencilerinin kendilerine tahsis edilen vapurla Kasım 1919’da, hafta sonları Anadolu yakasından
Rumeli yakasına geçişleri sırasında, diğer askeri okul öğrencileri ile birlikte soğuktan hastalandıklarına dair
gazetelerde haberler yer almaktadır. (İkdam, 23 Kanun-u Evvel 335, Nr.8212.)
228
231
BOA, Nezaret Gelen-Giden Defterleri, Nr. 886/53-3, “20 Eylül 1335 tarih ve 3650 numaralı Takvim-i
Vakayi nüshası”.
232
BOA, Nezaret Gelen-Giden Defterleri, Nr. 886/53-3, “30 Eylül 1335 tarih ve 3659 numaralı Takvim-i
Vakayi nüshası”. Bu sırada Dimetoka’da bulunan Rum ve Yahudi okullarındaki Türkçe öğretmenleri, 1919’da
feci halde dayak yemiş ve emekliliklerini istemişlerdi. (BOA, A.VRK., Dosya No: 840, Gömlek No.41, 1335.)
74
Daha başlangıcından itibaren,
İstanbul’un işgalini kabullenemeyen
askerî okul öğrencileri, münferit olarak
işgalcilerle mücadeleye başlamışlardır.
Bu durum, işgal kuvvetlerinin dikkatini
çekmiş ve İstanbul’da bulunan bütün
askeri okulların faaliyetleri engellenmeye çalışılmıştır. İlk olarak Harbiye,
Bahriye ve Zabit okul binalarına el
koyan işgal birliklerinin hedefi, “bina
olmazsa eğitim de olmaz” anlayışını
gerçekleştirebilmekti.
Fransız Deniz Kuvvetlerinin Karargâhı Olarak Kullanılan
Karaköy’deki Bina
İşgal kuvvetlerince, Pangaltı’daki Mekteb-i Harbiye binasına 20 Nisan 1920’de el
konulduğu zaman, öğrenciler, Kuleli Askerî İdadîsi binalarına yerleştirilmiş, Temmuz
1920’ye kadar öğrenimini burada sürdürmüştür.
İlk, orta ve lise çağındaki gençlerin fazla bir tehlike yaratmayacağını düşünen İtilaf
devletleri, Mekteb-i Harbiye’ye karşı tavır takınırken, ilk etapta, Kuleli öğrencilerini fazla
dikkate almamışlardır. Ancak, Kuleli öğrencilerinin, Mekteb-i Harbiye öğrencileri ile aynı
mekanda öğrenim görmeleri ve Kuva-yı Millîye’nin sembolü olan kalpak giymeleri, zaman
zaman da Millî Mücadele’ye katılmak için Anadolu’ya kaçışların olması, dikkatlerin Kuleli
üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur.
Kuleli öğrencileri arasında 1918’den beri komuta kademesinin işgale karşı mücadele
etme yönündeki telkinleri de etkisini göstermiş, Kuva-yı Milliye’ye olan inancı
kuvvetlendirmiştir. 233 O yıllara ait okul ceza defterleri incelendiğinde, birçok öğrencinin
“kalpak giymek” nedeniyle “hafta sonu bir gün izinsizlik” cezasına çarptırıldığı
görülmektedir. “Kalpak giymek”, yalnız kılık-kıyafet yönetmeliğine aykırı hareket etmek
anlamına gelmiyor, aynı zamanda Kuva-yı Milliye’nin ve taraftarlığının da sembolü olma
özelliğini taşıyordu. Yine, okul ceza defterinde sinemaya gitmek bir suç unsuru sayılıyor ve
bu suçu işleyenler 5 gün “riyazî hapis” 234 cezasına çarptırılıyordu. Çünkü, Üsküdar’da
bulunan açık hava sinemasında Almanlar tarafından çekilen filmler oynatılıyor ve
Çanakkale savaşlarında şehit düşen askerler ile Mustafa Kemal’in cephedeki görüntüleri
yayınlanıyordu. 235 Bu durum, öğrenciler üzerinde derin etkiler bırakmıştır.
Öğrencilerin bu davranışları, içlerinde uyanmaya başlayan bağımsızlık ateşinin ilk
kıvılcımları olarak değerlendirilebilir. Ya İngiliz işgali altında eğitimlerine devam edecekler,
ya da Kuva-yı Milliye saflarına katılarak, hem mesleklerini icra ve hem de vatanın
bağımsızlığı yolunda mücadele vereceklerdi.
Vücutça ve yaşça olgun, silah kullanmasını bilen, bilhassa son sınıf öğrencileri,
Anadolu’ya geçerek Milli Mücadele’ye katılma kararı almışlardır. Bu kararı uygulama
safhasına koymak için, her sınıfın temsilcilerinin katıldığı bir toplantı yapılmış ve
233
1918-1922 yıllarında Üsküdar bölgesinde etkin olan Kuva-yı Milliye çetelerinden "Kapudan" ve "Arnavut
Arslan"'ın silahlı birlikleri ile Üsküdar-Beykoz arasında bulunan İngiliz birliklerine karşı yürüttükleri silahlı
mücadelenin de Kuleli öğrencilerinin Millî Mücadele’ye katılma azmini kuvvetlendirdiği söylenebilir. [İkdam,
5 Kanun-ı Sânî 1336 (5 Kasım 1920), Nr.8228.]
234
Bir nevi göz hapsi.
235
Caner Arabacı, Milli Mücadele Dönemi Konya Öğretmenleri, Konya 1991, ss.52-53.
75
Anadolu’ya nereden, nasıl gidileceğine dair kararlar alınmıştır. Bu kararlar doğrultusunda
ilk gruplar, Alemdağ taraflarından gitmeyi denemişlerse de işgal kuvvetlerinin kontrolü
altındaki bu bölgeden geçme teşebbüsü, İngiliz karakolları ve yabancı ajanlar nedeniyle
başarısızlığa uğramıştır.
Kara yolu ile kaçmanın
imkansızlığı anlaşıldıktan sonra,
deniz yoluyla kaçmak çareleri
araştırılmış, ve okul tatile girdikten
sonra, “Sıla Vesikası” 236 alan öğrencilerin Mudanya üzerinden
Anadolu’ya gitmesine karar verilmiştir. 16 Haziran 1920 günü,
üzerlerindeki okul kıyafetleri ile
Galata rıhtımına gelen öğrenciler,
İstanbul Hükümeti’ne bağlı inzibatlar tarafından kimlik kontrolleri
yapıldıktan sonra Mudanya’ya
gitmek üzere vapura binmişlerdir.
İstanbul’dan hareket eden Türk
gemileri, işgal kuvvetleri tarafından, veba salgınının yayılmasını engellemek gerekçesiyle
kontrol ediliyordu. Kuleli öğrencilerinin bindiği vapur, Sarayburnu açıklarında, Fransız
gemileri tarafından durdurularak, aranmışsa da on dakikalık bir gecikmeden sonra vapur
yoluna devam etmiştir. Mudanya’da, Milli Hükümet’e bağlı emniyet mensupları karşılanan
öğrenciler, önce trenle Bursa'ya, oradan da Ankara’ya gönderilmiştir.
Öğrencilerin Ankara’ya geçtiklerine dair haberler, Damat Ferit Paşa Kabinesi
tarafından öğrenildiğinde, Okul Müdürü Kaymakam Halil Rüştü Bey ve okulda bulunan iki
subay tutuklanmıştır. 237 Okul Komutanı Kaymakam Halil Rüştü Bey’in tutuklanması, Kuleli
öğrencilerinin Ankara’ya gitme kararlılığını daha da kamçılamış, bir grup Kuleli öğrencisi
de İnebolu’ya giden İtalyan gemisine binerek, Ankara’ya ulaşmaya çalışmıştır. İnebolu’da
fırtınaya tutulan gemi, Sinop’ta iskeleye yanaşarak, öğrencileri karaya indirmiştir.
Öğrenciler buradan başka bir vapurla İnebolu'’ya gelmiş, oradan da Ankara'ya doğru yola
çıkmışlardır. 238
Elimizdeki Kuleli Askerî İdadîsi “Öğrenci Künye Defterleri”nin taranması
sonucunda tespit edilen ve Kuleli’den 1919-1920 yılları arasında firar ederek, Milli
Mücadele saflarına katılan birinci, ikinci ve üçüncü sınıf öğrencilerinin toplam mevcudu
230 olarak belirlenmiştir. Kuleli’den ayrılarak 1919-1920 yılları arasında Ankara’ya giden
öğrencilerin adları (sınıf, kısım, memleket ve baba adları ile birlikte), kitabın sonundaki
“Ekler” bölümünde verilmiştir.
Başta Mekteb-i Harbiye ve Kuleli Askerî İdadîsi olmak üzere diğer askerî okul
öğrencilerinin Anadolu’ya geçmeleri, Millî Mücadele’yi kazandıracak Türk ordusunun
subay kadrolarının tesisi açısından son derece yararlı olmuştur. Bu öğrencilerin eğitilmeleri
için Ankara’da da askerî okulların açılması ihtiyacı doğmuş ve bu düşünceden hareketle,
236
“Sıla Vesikası”, o yıllarda tatilde, memleketlerine giden öğrencilere verilen izin kağıdıdır.
İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Tarihi, C. II, Türkiye Yeşilay Cemiyeti
Yayınları 1977, s.327. Kayıtlarda, Kaymakam Halil Rüştü Bey’in 3 Mart 1921 tarihine kadar Okul
Komutanlığı yaptığı bilindiğine göre, bu tutukluluk hali geçici olmuştur.
238
Öğ. Tğm. İsrafil Kurtcephe; Öğ.Tğm. Feridun Yıldız, Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kur. Alb. Yaşar
Büyükanıt’ın emirleriyle, İstanbul 1985, s.87-88.
237
76
1 Temmuz 1920’de Ankara-Cebeci’de Abidin Paşa Köşkü ve civarındaki binalarda “Sınıf-ı
Muhtelife Zabit Namzetleri Talimgâhı” açılmıştır. Talimgâhın ilk öğrencilerini, Kuleli
Askerî İdadîsi’nin ve Mekteb-i Harbiye’nin çeşitli sınıflarından gelen öğrenciler
oluşturmaktaydı. Ankara’daki bu talimgahta bulunan öğrencilerin mevcudu 256 kişi idi.
Talimgahta üç devre teşkil
edilmişti: Birinci devreyi Harbiye
öğrencileri, ikinci devreyi Kuleli Askerî
İdadîsi’nin üçüncü sınıf öğrencileri,
üçüncü devreyi de yine Kuleli’den firar
ederek Ankara’ya gelen ikinci sınıf
öğrencileri
oluşturmaktaydı. 239
Ankara’da açılan okulun zamanlaması
da mükemmeldi. 1 Temmuz 1920’de
açılan okul, Ankara’daki yöneticilerin,
Kuleli’nin İngilizlerce 20 Temmuz’da
işgal edileceği bilgisine sahip olduğu
Cebeci Abidin Paşa Talimgâhı
kanaatini uyandırmaktadır. 240
Ankara’daki bu gelişmeler üzerine İstanbul’da bulunan İngiliz İşgal Kuvvetleri
Komutanlığı’nca, Kuleli Kışlası’nın İngiliz Donanması için “transit depo” olarak
kullanılmasına karar verilmiştir. Harbiye Nezareti, bu istek doğrultusunda Kadıköy Mıntıka
Kumandanlığına telefonla durumu bildirmiş, Kadıköy Mıntıka Kumandanlığı da Okul
Müdürü Halil Rüştü Bey’i arayarak, kışlanın yirmi dört saat süre zarfında boşaltılmasını
istemiştir. 241
20 Temmuz 1920 Salı günü İngiliz birlikleri okula ait binaları teslim almak için bir
istimbot ile Kuleli önlerine gelmiştir. Em. Org. Ali Keskiner, hatıralarında, Kuleli Askerî
İdadîsi’nde öğrenci olduğu o günleri şöyle anlatmaktadır: “Bir perşembe günü 242 Almanca
dersine girdik. Tesadüfen başımı Boğaz’a doğru çevirdiğimde, arkasında İngiliz bayrağı
sallanan bir çatananın okul binasına doğru geldiğini gördüm. Gayr-i ihtiyarî yüreğimde bir
sıkıntı belirdi. Aradan bir saat geçti mi bilmiyorum; ‘Dersler bırakılıp, okul boşaltıldıktan
239
Türkiye Cumhuriyeti Gnkur. Harp Tarihi Başkanlığı, Türk İstiklal Harbi, C. VII, Ankara 1975, s.279-280.
1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yapılan görüşmeler sonucunda, askeri okul öğrencileri ile
yedek subay adaylarına verilecek olağanüstü zamlar Resmi Gazete’de yayınlandı. Mart 1921’de Resmi
Gazete’de çıkan kanun, şu maddeleri ihtiva etmekteydi:
(1) Maaş-ı aslilerinden maada şehri Mekteb-i Harbiye talebesiyle Askeri Tıbbiye Mektebi birinci, ikinci,
üçüncü ve Askeri Baytar Mektebi birinci ve ikinci sınıfları talebesine dört yüz ellişer ve Mekteb-i Harbiye’nin
ihtiyat zabit namzedi (Asteğmen) talebesine üçer yüz ve Mekteb-i İdadî-i Askeri talebesine ikişer yüz ve leyli
Rüşdiye-i Askeri talebesine yüz kuruş zamaim-i fevkalade verilir.
(2) İş bu zamaimden hiçbir surette tevkifat yapılmaz.
(3) İş bu zamaim için Müdafa-i Milliye Vekaleti’nin otuz altı senesi bütçesine üç yüz on sekizinci faslın
üçüncü, dördüncü, beşinci maddelerine bir milyon yüz on dokuz bin üç yüz kuruş ilavesi kabul olunmuştur.
(4) İşbu kanun 1 Ağustos 1336 ibtidasından muteberdir.
(5) İşbu kanun icray-ı ahkamına Müdafaa-i Milliye ve Maliye Vekilleri memurdur. (Düstur, Üçüncü
Tertip, Birinci Cilt, s.66.)
240
Abidin Paşa’daki Talimgâh, ilk meyvelerini Ekim 1920’de vermiştir. Mezun olan öğrencilere, diplomaları,
törene katılan Mustafa Kemal Paşa tarafından verilmiştir. Buradan mezun olan Kuleli öğrencileri “Zabit
Vekili” (Asteğmen) olarak Türk ordusu saflarına katıldılar. Türk İstiklal Harbi, Cilt:2, Kısım:5, Kitap:1,
Gnkur. Harp tarihi Bşk.lığı Yayınları, Ankara, 1972.
241
İbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Üsküdar Tarihi, C.II, Türkiye Yeşilay Cemiyeti
Yayınları 1977, s. 326. Halil Rüştü Bey’in Okul Komutanlığı 1920-3 Mart 1921 tarihleri arasındadır.
242
Aslında 20 Temmuz 1920 tarihi “Salı” gününe denk gelmektedir. Org. Ali Keskiner, yıllar sonra hatırladığı
bu olayın günlerini karıştırmış olabilir.
77
sonra İngilizlere teslim edilecekmiş’ diye bir haber geldi ve dersler tatil edildi. Okul birkaç
saat içerisinde boşaltıldı.” 243
Mekteb-i Harbiye ile Kuleli Askerî İdadîsi öğrenci ve personeli, binadaki eşyaları
Boğaz kenarındaki Kaymak Mustafa Paşa Camii avlusuna taşıdılar. 244 Temmuz 1920
sonlarında, Kuleli öğrencileri ata ocağından uzaklaştırılarak, Kâğıthane’deki Sünnet
Köprüsü yanındaki çadırlarda ikamete mecbur bırakılmıştır. 245 Böylelikle, 1918’den beri
İngiliz, Fransız ve Yunan askeri birliklerince işgal edilen Osmanlı kamu binalarına bir yenisi
daha eklenmiş ve öğrenciler eğitimlerini farklı mekanlarda sürdürmek zorunda kalmışlardır.
Kışla, boşaltıldıktan üç gün sonra (23 Temmuz 1920 Cuma) Ermenilere verilerek,
yetim Ermeni çocuklar yerleştirilmiş (Ermeni Eytam Okulu), taşradan İstanbul’a gelen
Ermeniler de misafir olarak burada ikamet etmişlerdir. 246 Kuleli’de bulunan Ermeni
yetimler, savaş nedeniyle ebeveynini kaybetmiş çocuklardan müteşekkil olup,
Patrikhane’nin koruması altındadır. 247
Kuleli Askerî İdadîsi öğrencileri, üç ay Kağıthane’deki çadırlarda kaldıktan sonra,
Maçka’da bulunan Silâhhane’nin yanındaki Karakol binasına (veya İdare Müdürlüğü
binasına) taşınmıştır (Kasım 1920). Maçka’daki Karakol binası, eğitim-öğretimden çok,
öğrencilerin ikameti amacıyla kullanılmıştır. 248
Maçka Kışlası
243
Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul, 1994, s. 81.
İbrahim Hakkı Konyalı, a.g.e., s. 326.
245
Mekteb-i Harbiye öğrencileri de 1 Ağustos 1920’de Eyüp’teki İplik-hâne’ye taşınmıştır.
246
Kurtuluş Savaşı sırasında Doğu Cephesi Komutanı olan Kazım Karabekir Paşa, “Çocuk Davamız” adlı
kitabında belirttiğine göre, savaş sırasında Erzurum ve çevresinde yetim kalan Türk ve Ermeni dört bin kadar
erkek çocuğu sokaklardan ya da bakamayacak durumda olan akrabalarının yanından toplattırarak, bunların
yarısı ile “Gürbüzler Ordusu”nu kurmuş; Gürbüzler Ordusu’ndaki yetenekli çocuklara askerî eğitim verilmek
üzere Bursa Işıklar Askerî Lisesi’ne ve Kuleli Askerî Lisesi’ne gönderildiklerini sağlamıştır. [Erhan Başyurt,
Ermeni Evlatlıklar (Saklı Kalmış Hayatlar), Karakutu Yay., 2. Baskı, İstanbul, Ekim 2006, s.41.] “İtilaf
kuvvetlerinin desteğini arkasına alan Ermeniler, Kuleli Askerî Lisesi’nin de Ermeni Yetimhânesi olarak
kullanılmak üzere kendilerine verilmesini İngiliz Yüksek Komiserliği’nden talep ediyor. Genelkurmay ATASE
Başkanlığı’nda görevli Dr. Bnb. Zekeriya Türkmen, bu talebin kabul gördüğünü belirtiyor. (“İşgal Yıllarında
İstanbul’daki Uygulamalar: Mütareke Döneminde Ermeniler Tarafından Kaçırılan Türk Çocuklarının
Kaçırılması ve Hristiyanlaştırılması”, KÖK Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, C.:2, Sayı:2, Güz 2000,
s.265-283) Buraya yerleştirilen yetim Ermeni çocuklara papazlar gözetiminde dersler veriliyor. Ermenilerin en
büyük yetimhânesi haline gelen Kuleli’de binden fazla yetim çocuk barındırılıyor. (Dr. İbrahim Atnur,
Türkiye’de Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi( 1915-1923), Babil Yay., Ankara, 2005, s.232) Kuleli
Askerî Lisesi, iki yılı aşkın süre Ermeni Yetimhânesi olarak kullanılıyor.” Erhan Başyurt, a.g.e. s..43-44.]
247
“1919 yılında Ermeni Eytamının Sorumluluğunun Ermeni Patrikhanesi’ne Devredildiğine Dair Karar.”
Ermeni yetimler, İngiltere’nin sivil halk arasında yandaş kazanma çabalarının bir sonucu olarak Osmanlı kamu
binalarına yerleştirilmekteydiler. Osmanlı devleti ile yapılan taahhütname gereğince de binalar yedi yılığına,
yani 1921-1928 tarihlerinde, Ermeni yetimlerin barınmaları için vergi ve kira alınmaksızın tahsis edilmiştir.
(BOA, DH. HMŞ, Dosya NR. 4-2, Gömlek NR. 7-3, 1337. 5. 11.)
248
Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, s.85.
244
78
20 Temmuz 1920’de işgal edilen Kuleli Kışlası’ndan ayrılan öğrencilerin 26 Aralık
1920’de taşındıkları Beylerbeyi Jandarma Alay Mektebi ve Çengelköy Hastanesi’ne 249
yerleşerek eğitime başlamaları dokuz ay sonra yani 2 Mayıs 1921 tarihinde mümkün
olabilmiştir. 250 Askeri ilk (İbtidaî) ve ortaokul (Rüşdiye) öğrencileri, Çengelköy
Hastanesi’nde 1922 yılına kadar, Ermeni yetimlerle birlikte eğitim-öğretimlerine devam
etmiştir. Son derece sağlıksız koşullara sahip olan Jandarma Alay Mektebi’nin eğitimöğretim yapmaya uygun hale getirilmesi için uzunca bir zamana ihtiyaç duyulmuştur.
Öğrenciler, Kağıthane’deki çadırlarda ve Maçka’daki Karakol binasında barınırlarken de
pek çok zorluğa da göğüs germek zorunda kalmışlardır.
Bu günlerde yaşanan sıkıntıları Org. Ali Keskiner, şu şekilde aktarmaktadır: “Bölük
Komutanımız Yüzbaşı Saadettin Bey beni çağırdı ve ‘Ali, İngilizler Kuleli’yi tekrar bize
veriyorlar, sen bölüğün eşyalarını mavnalara yüklet, Çengelköy’e götür, orada bekle’ dedi.
Eşyaları mavnalara yüklettim. Çengelköy’e giderek, caminin (Kaymak Mustafa Paşa Camii)
önüne rıhtıma yanaştım. Bir hafta mavnanın içinde bekledim. Bu süre içinde bana hiçbir
bilgi gelmedi. Birkaç gün daha geçtikten sonra, Beylerbeyi Sarayı’nın müştemilâtından olan
küçük bir binanın verileceği söylendi, ve mavnaları oraya çektik. Eşyaları indirdik. Oraya
yerleştik. Artık derslere devam edecektik. Fakat, buna imkan yoktu. Dershane yok,
yemekhane yok, yine büyük bir sefalet ve ıstırap...” 251
Kuleli Askerî İdadîsi öğrencilerinin Millî Mücadele’ye katkıları, yalnızca savaşa
katılmak için Anadolu’ya giden son sınıf öğrencileri ile sınırlı kalmamış, öğrenimine
İstanbul’da devam eden diğer öğrenciler de işgal kuvvetlerinden kurtardıkları silah ve
cephaneleri Anadolu’ya sevk etmişlerdir. Nitekim, 1920 yılında Milli Hükümet’e bağlı
olarak Marmara bölgesinde faaliyet gösteren Kuva-yı Bâgiye 252 adlı teşkilata, bazı Kuleli
öğrencileri ile komuta kademesi de destek vermiştir. Kuva-yı Bâgiye’nin lideri olan
Beylerbeyi Jandarma Komutanı, bu ittifakın yoğunluk kazanmasında önemli bir rol
oynamıştır. 253 İngilizlerin “tehlikeli olur” düşüncesiyle Beylerbeyi’ne naklettirdikleri Kuleli
öğrencileri, Beylerbeyi Jandarma Mektebi’nde Kuva-yı Milliye lehindeki faaliyetlerini
sürdürmek için daha uygun bir ortam bulmuşlardır. 254 Kuva-yı Bâgiye teşkilatının
direktifleri ile silahlanmak amacıyla hareket eden idadî üçüncü sınıf öğrencileri, komutanları
ile birlikte Beylerbeyi sırtları, Çamlıca, İçerenköy üzerinden Bostancı’nın doğusunda
bulunan Başıbüyük semtindeki silah depolarına gitmişler ve buradan ele geçirdikleri silâh ve
249
Beylerbeyi Jandarma Alay Mektebi, bugün Deniz Eğitim Komutanlığı olarak kullanılmaktadır. Çengelköy
Hastanesi de Kuleli Askerî İdadîsi’nin doğusunda yer alan ve 1845’te Sultan Abdülmecid zamanında yaptırılan
hastane binasıdır ki günümüzde Kor. Şefik Erensu Sitesi, Maltepe binası ve revirden oluşan bir komplekstir.
250
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 25, “1918-1921 yıllarına ait İmtihan Defteri”. Askeri ilk ve ortaokul
öğrencileri (Rüşdiye), Çengelköy Hastanesi’nde eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmüştür. Askeri ilkokul
öğrencilerinin bazı sınıfları ise Kuleli’de bulunan binalarda barınmaya devam etmiştir.
251
Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul 1985, s.86.
252
İstanbul Hükümeti’ne başkaldıran ve “Âsî Kuvvetler” anlamına gelen bu teşkilat, Ankara’daki Millî
Hükümete bağlı olarak İstanbul, İzmit, Adapazarı ve Bursa’da faaliyet gösteren silahlı milis kuvvetidir.
253
İstanbul’un işgal altında olduğu yıllarda Osmanlı ordusu içindeki konumunu terk ederek Kuva-yı Bâgiye’ye
katılanları da kısmen de olsa tespit etmek mümkün olmuştur. Saraçhane Ambarı Müdürü Binbaşı Halid Bey,
zikredebileceğimiz şahıslardan yalnızca birisidir. Milli Mücadele’ye katıldıkları için İstanbul Hükümeti’nce
gıyaben yargılanarak haklarında idam kararı çıkan şahısların bazılarının Dersaadet Jandarma Zabit Mektebi
muallimlerinden olması dikkat çekicidir. (BOA., A.VRK., Dosya No.79-5, Gömlek No.157, 27 Eylül 336.) 26
Aralık 1920 tarihinde, Beylerbeyi’nde bulunan Dersaadet Jandarma Mektebi’ne nakil edilen öğrencilerin bu
şahısların örnek davranışlarından etkilenmiş olma ihtimali oldukça kuvvetlidir.
254
BOA, A.VRK, Dosya No.76-5, Gömlek No.171.
79
cephaneleri okula taşımışlardır. 255 Ele geçirilen silahlar, İzmit ve Mudanya’da bulunan
Kuva-yı Milliye birliklerine intikal ettirilmiş ve oradan da Ankara’ya sevk edilmiştir. 256
Kuleli gençliği ve onların Millî Mücadele’ye katılımları, Türk ordusu mensuplarının
nasıl bir bilinçle yetiştirildiklerinin somut bir delilidir. Kuleli Askeri Lisesi öğrencilerinin
fedakarlıkları ve İstanbul’un işgaline karşı tavırları birer ibret timsalidir. 1919’da Kuleli
gençliği, seçimini yaparken büyük bir sorumluluk üstlenmişti. Kendilerine eğitim imkanı
veren ama işgale boyun eğen Vahdettin mi; yoksa düşmana boyun eğmeyi reddederek Türk
ulusunun bağımsızlığı yönünde mücadele kararı alan Türk halkının mı yanında yer alınması
hususundaki ikilemi, Kuleli Askeri Lisesi öğrencileri 1919-1921 şartları içerisinde
yaşamıştı. Yokluğa ve gelecekteki belirsizliğe rağmen, almış oldukları eğitim, onları vatanın
kurtarılması yönünde Anadolu’daki Milli Mücadele’ye katılmaları yönünde bir karar
almalarına neden oldu. Gerçekte varlıklarının ve mevcudiyetlerinin yegane sebebinin
“vatanın bölünmez bütünlüğü ve milletin bağımsızlığının sağlanması” olduğunun
sorumluluğunu taşıyan bu gençlerin kahramanlığı, Türk askerî tarihinin unutulmaması
gereken bir halkasını oluşturmaktadır.
Ankara Abidin Paşa’daki Talimgah’tan Ekim 1920’de diplomalarını Mustafa Kemal
Paşa’nın elinden alarak mezun olan ve Kasım 1920’den itibaren çeşitli rütbe ve sınıfta,
cephelere gönderilen subay miktarı 256’dır. 257 Öğrencilerin kısa sürede subay nasbedilerek
düşmanla mücadeleye sevk edilmeleri, öğrenimlerine İstanbul’da devam eden diğer Kuleli
öğrencilerinde de şevk ve heyecan uyandırmıştır.
1918-1920 arasında Kuleli’den firarla Ankara’ya intikal eden 88 öğrenci ise
Ankara’daki eğitimlerini tamamladıktan sonra “asteğmen” olarak cepheye gönderilmişler ve
hayatlarının baharında, vatan için şehit olmuşlardır. Çocuk denecek yaşta olmalarına
rağmen, kalplerindeki vatan sevgisi ile büyüyen bu kahramanlar, rütbe ve yaşça
kendilerinden büyük meslektaşları ile birlikte geri dönülmesi mümkün olmayan bir
yolculuğa çıkmıştır. O yolculukta, zaman sel gibi akmış ve o gençler yaşça değil ama
olgunluk ve vatana karşı olan sevgileriyle İstiklal Harbi’ne gönül verenlerin kalplerinde
büyümüş ve ölümsüzleşmişlerdir.
1910-1920 yılları arasında Kuleli
255
Polat Akbulut’dan naklen; “Kuleli’den 1920’de Kuva-yı Milliye saflarına katılan Faik oğlu Muzafferden
alınan bilgiler.”
256
BOA, A.VRK, Dosya No.76-5, Gömlek No.171
257
Millî Mücadele’nin zorunlu ihtiyaçlarından dolayı Ankara’da Temmuz 1920’de açılan Yedek-Subay Okulu,
dört aylık bir eğitimle subay olarak mezun ettiği gençleri, cephelere atadı. Ocak, Şubat, Mart, Nisan ayları
içerisinde de toplam 1.105 subay mezun edilerek cepheye sevk edilmişlerdi. (Türk İstiklal Harbi, T.C.Gnkur.
Harp Tarihi Başkanlığı, C. VII, Ankara 1975, s.280.)
80
Kaynaklarda, İstiklâl Harbi’nde şehit düşen Kuleli Askerî İdadîsi öğrencilerine ait
listenin hangi belgelere dayanarak hazırlandığı belirtilmemiştir. 258 Listedeki 37 öğrenci,
Kuleli’den Millî Mücadele’ye katılmak için Anadolu’ya firar eden öğrenciler arasında
anılırken, 259 51’i bu listede yer almamaktadır. Firarî öğrenci listesinde yer almayan bu
isimler, büyük bir ihtimalle, o döneme ait başka künye defterleri içerisinde bulunmaktadır.
İstiklal Harbi’nde şehit düşen Kuleli öğrencileri. 260
Sıra
Öğrencinin Adı
Memleketi
Sıra
Öğrencinin Adı
Memleketi
1
Şükrü
Bodrum
45 Süleyman Nazif
Gediz
2
Zeki
Trabzon
46 Sâmi bin Abdülkerim
Prizren
3
Vahap
Trabzon
47 Tevfik oğlu Şefik
Konya
4
48 Şerif
Kayseri
Abdullah b. Burhaneddin Beykoz/İstanbul
5
Mehmed Adnan
Mekke
49 Mehmed oğlu Şükrü
Ortaköy
6
Ahmed Hamdi
Ereğli
50 Şükrü
Sivas
7
51 Şükrü
Van
Şeref Adnan oğ. A. Reşad Dersaadet
8
52 Tahsin
Bursa
İbrahim o. Ahmed Şakir Dersaadet
9
Akif
Niğde
53 Mahmud bin Tevfik
Köprülü
10 Mustafa oğlu Alaeddin
54 Ubeydullah
Dersaadet
Nişantaşı
11 Rıfat bin Muharrem
55 Mehmed oğlu Yunus
Aydın
Derne
12 Receb oğlu H. Avni
56 Yusuf
Sandıklı
Tokad
13 Süleyman b. Bahaeddin Eyüb/Dersaadet
57 Zarif
Harpur
14 Bahri
Tokad
58 Fevzi
Kadıköy
15 Beşir
Derne
59 Hakkı bin Mustafa
İşkodra
16 Mahmud bin Cemal
60 Hamdi
Hayrabolu
Erzincan
17 Ethem
Batum
61 Nizamettin
Dersaadet
18 Eşref Niyazi
Kesriye
62 Nusret
Geylan
19 Faik
Rami
63 Ömer
Gevgili
20 Fehîm oğlu Ferid
64 Sadık
Yanya
Edirne
21 Hüseyin bin Fuad
65 Ziyaettin
Erzincan
İstanbul
22 Hasan
Manastır
66 Atı
Mersin
23 Hayri
Sinop
67 Cemal
İzmir
24 Hazım
Ankara
68 Selahattin oğlu M. Latif Dersaadet
25 İbrahim Vahyi
Dersaadet
69 Kemal
İzmir
26 İrfan
Üsküdar
70 Lemi
Dersaadet
27 Lütfü
Bayramiç
71 İbrahim Hakkı b. Sunusi Bingazi
28 Kâzım oğlu Macid
72 Bekir Sıtkı oğlu M. Nuri Ereğli
Manastır
29 Rıza oğlu Mazhar
73 Abdurrahman Şeref
Niğde
İstanbul
30 Mehmed oğlu Muharib
74 Şerifi
Isfahan
Derne
31 Murat
Trabzon
75 Bedri
Serez
32 M. Nuri oğ. Musa Kazım Isparta
76 Cemal
Fatih
33 İzzed oğlu Mehmed Naci İzmid
77 Galip
Prizren
34 M. Zîver oğlu Naci Edib Kütahya
78 Hayrettin
?
35 İbrahim Hûri oğlu Naci Manastır/Selânik
79 Hikmet Süreyya
Erzurum
36 Âsım bin Necati
80 Süleyman oğlu İlhami
Manastır
Manastır
37 İsmail Hakkı oğlu Nedim Bingazi
81 Mustafa oğlu İshak
Dersaadet
38 Sâbit oğlu Nihad
82 Niyazi oğlu M. Mazlum
Beylerbeyi
Dersaadet
39 Tahsin bin Nuri
83 Namık
Beşiktaş
Beşiktaş
40 Nuri
Burdur
84 Seyit
Asitane
41 Recai
Haçin
85 Şakir
Yanya
42 Mehmed Şevket oğ. Rıfat Mâmüretü’laziz
86 Mehmed oğlu M. Zeki
Bolu
43 Bilâl oğlu Abdullah
87 Muhittin
Harput
Derne
44 Nazım bin Selahaddin
88 Âtıf
Aydın
Şam
Millî Mücadele’ye katılmak için firar eden öğrenci listelerinde yer alan isimler, koyu olarak dizilmiştir.
258
Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul 1985, s.136.
Listede koyu olarak dizilmişlerdir.
260
Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul 1985, s.136.
259
81
Tarihte kaydedilen zaferleri bilmek, yeni zaferler elde edileceği anlamına gelmese de
tarihte elde edilen zaferlere giden yolu tespit edebilmek, gelecek zaferlerin habercisidir.
Zafere giden yolda, askeri eğitim sisteminin önemi ise Kuleli ile belirlenmiştir.
1922 tarihinde Kuleli binalarının eski öğrencilerine geri verilmesi talep edilmiş,
ancak bu talep, yetimler için uygun bir yer bulunamamasından dolayı geçici bir süre için
ertelenmiştir. 25 Nisan 1922 (1338) tarihinde Meclis-i Vükela’ya gönderilen mazbatada
alınan kararlar hakkında şunlar yazılmıştır: “Kuleli İdadî-i Askerîsi binası Ermeni eytamının
taht-ı işgalinde olarak mekteb-i mezkur talebesi Kuleli ve Beylerbeyi’nde kain üç müteferrik
ve ihtiyaca gayr-ı kafi emakinde bulunmasından dolayı icra kılınan teşebbüsat üzerine
mekteb bina-ı aslisinin ne gibi şerait tahtında iadesine muvafakat olunacağına dair İrtibat
Şubesi Reisi tarafından alınan tezkire-yi cevabiye suret-i mütercimesinin gönderildiğini ve
istizarı havi Harbiye Nezareti’nden mürsel 25 Nisan 1338 tarihli ve 483 numaralı tezkire ve
merbutu okundu.” 261
Meclis-i Vükela, konu üzerinde ilgili makamlarla yaptığı görüşmeler sonunda şu
karara varmıştır: “İdadî-i Askerî binasının istirdadına mukabil mezkur şube reisinin
tezkiresinde bahs ü teklif olunduğu vechile müteadid diğer mebaninin yedi sene içün eytam-ı
mezkureye terki ve vergi ve saireden afvı gibi taahüdat altına girilmesi esasen gayr-ı caiz
olmakla beraber esna-yı müzakerede Harbiye Nazırı Paşa tarafından verilen izahattan
teşebbüs vaki mektepde def-i izdiham maksadına mütenid olduğu halde Kuleli Mektebi’ne
muttasıl eski hastahane ile şimdiki hastahaneyi Ermeni eytamı tarafından işgal eylemek
isteyenlerin bunların terkine muvafakat edilmemekte olduğu anlaşılmasına ve şu halde
maksad-ı esasi temin edilmemiş olacağına binaen bu babda münasib bir cevap itasıyla bu
işten sarf-u nazar olunması evveli görüldüğünün Nezaret-i müşarüleyhaya tebliği tezkir
kılındı.” 262
26 Ağustos 1922’de başlayan Büyük Taarruz, 9 Eylül 1922’de Türk milletinin parlak
zaferiyle sonuçlanmış, istilâcı Yunan ordusu denize dökülmüştür. Anadolu’nun düşmandan
temizlenmesinden sonra, Lozan barış görüşmeleri başlamıştır. İşte bu görüşmeler sürdüğü
sırada İngilizler, işgal ettikleri birçok yerle beraber Kuleli Kışlası’nı da boşaltıp, Türk
makamlarına teslim ettiler.Böylece, üç yıllık bir aradan sonra okul, 6 Ekim 1922’de eski
“Şanlı Yuva”sına yeniden kavuştu. 263
261
Metnin günümüz Türkçesi ile ifadesi şu şekildedir: “Kuleli Askerî İdadîsi binası Ermeni yetimlerinin işgali
altında kalınca, okulun (idadî, rüşdiye ve ibtidaî) öğrencileri Kuleli ve Beylerbeyi’nde ihtiyaca cevap
vermeyen üç ayrı binaya dağılmış olduğundan yapılan başvuru üzerine, okul (Kuleli) aslî binasının ne gibi
şartlar altında iadesine izin verileceğine dair İrtibat Şubesi Reisi tarafından alınan cevabî yazının ve Harbiye
Nezâreti’nden (Meclis-i Vükelâ’ya) gönderilen 25 Nisan 1338 (1922) tarihli ve 483 sayılı tezkire ve eki
okundu.” BOA, BEO, Meclis-i Vükela Mazbataları, Dosya No:223, Gömlek No:155, 25 Nisan 1338.
262
Metnin günümüz Türkçesi ile ifadesi şu şekildedir: “Askerî İdadî binasının geri istenmesine ilişkin, anılan
şube (İrtibat Şubesi) reisinin tezkiresinde teklif edildiği üzere, birbirine bağlı diğer binaların yedi yıllığına
anılan yetimlere terk edilmesi ve vergiden muaf tutulması konusunda söz verilmesi aslında uygun olmamakla
beraber, görüşmeler sırasında Harbiye Nazırı (Bakanı) Paşa tarafından yapılan açıklamalardan, izdihamın
ortadan kaldırılması mümkün olmasına rağmen, Kuleli Mektebi’ne bitişik eski ve yeni hastaneyi Ermeni
yetimleri için işgal eylemek isteyenlerin ayrılmasına izin verilmediğinin anlaşılmasına ve şu aşamada asıl
amaç gerçekleşmemiş olacağı için, bu konuda daha uygun bir cevap vermek amacıyla bu işten
vazgeçilmesinin Harbiye Nezareti’ne tebliği bildirildi.” BOA, BEO, Meclis-i Vükela Mazbataları, Dosya
No:223, Gömlek No:155, 25 Nisan 1338.
263
İ.Hakkı Konyalı, a.g.e., s.327. Meydan Larousse, “Kuleli Askeri Lisesi” maddesi, C.7 Meydan Gazetecilik
ve Neşriyat, İstanbul,1979, s.623. İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.94.
82
3.2. Kurtuluş Savaşı Yıllarında Kuleli’de Eğitim ve Öğretim (1917-1922)
Kuleli tarihindeki gelişmeler, bizi, Türk tarihinde önemli bir dönüm noktası olan
Millî Mücadele ile ilgili birtakım somut verilere götürdüğü için, bu dönemi detayları ile ele
almakta yarar görülmektedir.
1917/18 yıllarında, Kuleli arazisi üzerinde eğitim-öğretim hizmeti veren, birden fazla
okul tespit edilmiştir: Kuleli Aşiret Mektebi, Kuleli İbtidaîsi, Kuleli Rüşdiyesi, Kuleli
İdadîsi, Sağır ve Dilsizler Mektebi, Mekteb-i İdadî-i Tıbbiye-i Şâhâne, Mızıka-yı
Hümâyûn Mektebi ve Dersaadet Baytar Mektebi. 23 Temmuz 1923’te bunlara Ermeni
Eytam Okulu da dahil olmuştur. Mekteb-i Harbiye Müdüriyeti de Ocak 1922 tarihinde
Halıcıoğlu'nda bulunan Mühendishane-i Berr-i Hümâyûn'a nakledilene kadar, idarî
işlemlerini Kuleli karargâhından yönlendirmiştir. 264
Kuleli Aşiret Mektebi, taşradan gelen aşiret ileri gelenlerinin çocuklarına ilkokul
düzeyinde eğitim veren bir kurum olarak karşımıza çıkmaktadır. Kuleli Rüşdiyesi ise 1875
tarihinden itibaren devlet genelinde eğitim veren bir kurum olarak belirlenmiştir. Kışla’da
Kuleli Askerî İdadîsi’nin mevcudiyeti 1872 yılından sonraki dönemlere rastlamaktadır.
Kuleli idaresi, 1878 tarihinde okul müdüriyetinin telgraf hattı ile diğer askerî
birimlere bağlanmış olması nedeniyle merkezi otoritenin emirlerini kısa sürede edinebilme
imkânına kavuştuğu için, Kuleli Kışla-yı Hümâyûnu adı ile adlandırılan binalar, telgraf
hatları vasıtasıyla Anadoluhisarı, Rumelihisarı, Arnavutköy Karakolhanesi, Taşkışla
Hümâyûnu, Beyoğlu Telgraf Merkezi, Dersa’adet Merkezi, Unkapanı, Daire-i Celile-i
Askeri, Davud Paşa Kışla-yı Hümâyûnu ile bağlantılıdır. 265 Telgraf hattının 1919-1920
yılında Kuva-yı Millîye ile ilgili irtibatın temini için kullanılmış olma ihtimali de akıllardan
uzak tutulmamalıdır. Kuleli’nin, Osmanlı devletinin yönetildiği merkezde yer alması, kısa
sürede ve doğrudan iletişim kurulabilme imkanına sahip olması; devletin uluslar arası
politikası çerçevesinde Tunus, Trablusgarb ve Afganistan’dan askerî eğitim için gelenlerin
buraya yönlendirilmelerine zemin hazırlamıştır. Nitekim, 1918 tarihinde, okulda öğrenim
gören Tunuslu ve Afganistanlı öğrencilerin aileleriyle haberleşme konusundaki isteklerini
Meclis-i Vükelâ’ya bildiren müracaatları, öğrencilerin varlığını kanıtlamaktadır: 266 “Tunus
ahâlisinden olup bidâyet-i harbde Dersaadet’e gelerek Kuleli İdadî-i Askerîsi
Mektebi’ne kabul edildiklerinden ve ahvâl-i hâzıre dolayısıyla Tunus’taki aileleriyle
muhabere edememelerine mebni düçar-ı muzayaka olduklarından bahisle ya
kendilerine bir mikdar maaş tahsisi yahud memleketlerine iadeleri istidasıyla bu
gibilerden bazıları müracaat etdiklerinden ve Afganistan ümerasından Şehid Hasan
Han’ın Kara Hisar’da bulunan mahdumu canibinden dahi yine bu yolda istifadatda
bulunulduğundan ve Harbiye büdcesinde o misillü mesârif içün karşuluk olmadığı
bi’l-muhabere anlaşıldığından bahs ile bazı ifadeyi havi Hariciye Nezareti’nden
gönderilen tezkire okundu.” Yine, 1915 tarihinde Kuleli’ye bağlı olarak hizmet vermekte
olan “Kandilli Mekâtib-i Askeriyesi”nde de Trablusgarb ve Bingazi’den gelen aşiret
çocuklarına askerî eğitim verilerek, İtalyan işgali altında bulunan ülkelerine, geri
gönderildiği bilinmektedir.
264
İkdam, 5 Kanun-ı Sani 1336, Nr.8228.
BOA., A.MKT.NZD., Dosya No.1475, Gömlek No.27, 1 Eylül 1296; Bkz. Ek , “Kuleli Telgraf hattını
gösterir belge”; Ek.I: “Kuleli telgraf hattı ile ilgili resmi evrak”.
266
BOA., Meclis-i Vükelâ Mazbataları (M.V.), 24 Kanun-u Evvel 1334.
265
83
Kuleli arazisi üzerinde eğitim-öğretim faaliyetinde bulunan birimlere hizmet
vermekle mükellef kütüphane, hastane, eczane, hamam, çamaşırhane, silâhhane, yemekhane
ve yatakhane bulunmaktadır. Hizmet vermekle mükellef bu birimlerin görevlileri, sivil
memurlardı. Okuldaki inşaat faaliyetleri de sivil şirketlere ihale edilir, okul komutanlığınca
inşaat faaliyetleri denetlendikten sonra “Payitaht”a bilgi verilirdi.
3.2.1. Kuleli’de Öğrenci Kayıtları
Kuleli bünyesinde yer alan askerî ibtidaî, rüşdiye ve idadî yönetiminin öğrenciler
hakkında tuttuğu kayıtlar, eğitim ve askerî tarihimize ışık tutmaktadır. Kayıtlarda,
öğrencilerin ailelerine ait bilgiler, ordu içinde bilinçli ve titiz bir istihdam sisteminin
varlığını ispatladığı gibi, Osmanlı vatandaşları arasında din, ırk ve sosyal statü açısından bir
ayrım yapılmadığını da göstermektedir. Kayıt defterinde karşılaştığımız şahsî kimlik
bilgilerinden, Osmanlı ordusu içerisinde askerî hizmete gönüllü herkese, başarılı olmak
kaydıyla, yer verilmiştir. Ancak, gayr-ı müslim unsurların Osmanlı ordusuna dâhil olmaktan
ziyade kendi millî amaçları doğrultusunda kurdukları teşkilatları tercih ettikleri de tarihî bir
gerçektir.
Öğrenciler arasında yetim kalmış Rum ve Ermeni çocuklarının mevcudiyeti,
muhtemelen, 23 Temmuz 1920 Cuma günü İngilizler tarafından buraya yerleştirilmeye
başlanan Ermeni Eytam (Yetimler) Okulu’nun faaliyete başlaması nedeniyledir. 267 Askerî
İlkokul (İbtidaî) ve Ortaokul (Rüşdiye) kayıtlarına baktığımızda Türk, Arap, Ermeni ya da
Rum çocukların babalarının, devlet hizmetinde çalışmış ve çoğunlukla bu uğurda hayatını
kaybetmiş olduklarını tespit etmek mümkündür. Türk, Arap, Arnavut, Boşnak gibi
Müslüman unsurlar arasında, babası devlet hizmetinde çalışmış ve bu uğurda yaşamını
yitirmiş öğrencilerin mevcudiyeti, büyük bir oran teşkil etmektedir. Örneğin: 1908 Erzincan
doğumlu olan Binbaşı Ahmet Efendi oğlu Suphi yedi yaşında iken yani 1915 yılında okula
kaydını yaptırmıştı. Okul kayıt defterindeki isminin yer aldığı bölümde şu satırı okumak
mümkündür: “Pederi Sarıkamış Muharebesi’nde mecrûh olarak vefat etmiştir. Validesi
ve dayısı ber-hayat olup İstanbul’dadır.” Okul kayıt defterinden tespit ettiğimiz örnekleri
çoğaltmak mümkündür: Aslen Dersaadetli olan Karagümrük Mahallesi’nden Salih
Efendi’nin babası Yüzbaşı Hüseyin Efendi’nin Anafartalar’da şehit olduğu; Beyrutlu
Mustafa Efendi’nin babası Mülâzım-ı Evvel Osman Efendi’nin de İtalyan Muharebesi’nde
Trablus’ta şehit düştüğü anlaşılmaktadır.
Rum asıllı olan bazı öğrencilerin de babalarının asker iken vefat ettiği
anlaşılmaktadır. 1908 tarihinde doğan ve okula 1918 tarihinde kaydedilmiş olan Halepli
Corci’nin babası hakkında düşülen kayıtta “Pederi Hac’da asker iken fevt” ibaresi yer
almaktadır. Babasının ismi Beşir olan Corci’nin Rum asıllı olduğu kayıt defterindeki “Rum
Patrikhanesi’ne teslim. 20 Teşrin-i Sani 34.” ibaresinden anlaşılmaktadır. Yine kayıt
defterinde Maraş, 1905 doğumlu Ali oğlu Ahmet’in salgın hastalık nedeniyle vefat eden
ebeveynleri olduğunu öğrenmekteyiz. Ahmet ve kardeşi okula kaydedilmiş, ancak kayıtta
belirtildiği üzere “Ermeni olduğundan Patrikhane tarafından alınmıştır” ibaresi ile
eğitimine son verilmiştir. Bir diğer öğrenci ise 1918 senesinde okula kaydedilmiş olan Hacı
oğlu Aslı Han’dır. Babasının altı sene evvel Amerika’ya gittiği ve hayatta olup olmadığının
bilinmediği belirtilmektedir. Validesi vefat etmiş ve “kimsesi yoktur” ibaresi yazılı olan
öğrencinin kaydında da “Ermeni olduğundan Patrikhane tarafından alınmıştır.”
açıklaması yer almaktadır. Kayıt defterlerinde, “öğrencilerin Patrikhane tarafından okuldan
267
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 20, 1334–1337, “Askeri İptidai ve Rüşdi Künye Kayıt Defteri.”
84
alındıklarına dair” düşülen şerhler, yetim kaldığı için askeri okula kaydedilen birçok
öğrenciye, Patrikhane’nin sahip çıkarak, kendi amaçları doğrultusunda kullanmaya çalıştığı
anlaşılmaktadır. Okul kayıt defterinde tespit edilen birkaç künye kaydının aslını belirtmek,
hem okul kayıt defterleri hem de Rum ve Ermeni Patrikhanesi’nin askerî okullarla ilgisini
ifşa etme açısından önem arz etmektedir.
Rum Patrikhanesi’ne teslimi.
Ermeni olduğundan Patrikhane’ye teslim edilmiştir.
1918-1921 (R.1334-1337) yıllarına ait öğrenci künye defterlerinde, babası Çanakkale
Harbi’nde asker iken şehit düşen ya da Deniz Kuvvetlerine ait gemide görevliyken şehit
düşen denizci asker çocuklarının bulunması, şehit çocuklarının kaydedilmesinde, rütbe ve
sınıf ayrımı gözetilmediğini belgelemektedir. Nitekim, babası Deniz Kuvvetlerinde denizci
olan Üsküdarlı Hasan oğlu Mehmet Rauf Efendi’nin kaydında şu bilgiler yer almaktadır:
“Pederi Altay Vapuru’nun müeccel mürettebatından iken vapurun Varna seferinde 30
Teşrin-i Evvel 333 tarihinde Rus Sefain-i Harbiyesi’nin taarruzuna maruz kalarak
endaht edilen mermilerden şehiden ve sandal derûnunda magruken vefat eylediği
Seyr-i Sefain İdaresi’nin musaddıka-i künyesinden alınmıştır.” Yazıyı kısaca
özetleyecek olursak; Varna seferine giden Altay Vapuru mürettebatından Hasan’ın Rus
gemilerince açılan ateş esnasında şehit düştüğünü ve oğlunun da askeri okula kaydedildiğini
ifade edebiliriz. 268
Kuleli’ye paralı olarak kayıt yaptıran öğrencilerin eğitim masraflarını karşılayan
ebeveynlerinin vefatı halinde, öğrenciye okul idaresi sahip çıkmakta ve eğitimini parasız
tamamlaması hususunda gerekli kolaylık sağlanmaktaydı. Örneğin: 1903 Fatih doğumlu
Hasan Efendi’nin, Manastır asıllı babası Sevkıyat İdaresi Tabur Kâtibi Mehmet İzzet Efendi
1918 yılında vefat ettiğinde, okul idaresi öğrencinin bütün masraflarını üstlenmiştir. Kayıt
defterinde şunlar yazılmıştır: “Mumaileyh ücretli talebeden iken pederinin vefatına
mebni vaki olan istidası üzerine Muamelat-ı Zatiye Müdüriyeti’nden keyfiyet istizan
edilerek Levazımat-ı Umumiye Dairesi’ne merbut Üçüncü Hizmet Taburu’nda
müstahdem iken 7 Nisan 334 tarihinde vefat ettiği anlaşılmış olmağla Mekatip-i Harbiye
Müdüriyet-i Umumisi vekâletinin 20 Ağustos tarihli derkenarıyla... ücret alınmayarak
ücretsiz talebe meyanına dahil olmuşdur”. Bu ibareden de anlaşılacağı üzere yatılı eğitim
268
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 20, 1334–1337, “Askeri İbtidai ve Rüşdi Künye Kayıt Defteri.”
85
vermekte olan okulda, ücret karşılığında, yatılı olmayan (gündüz eğitime dâhil olup, gece de
evine gidebilen), öğrenciler mevcuttur. 269 Bu hususta örnekleri çoğaltmak mümkündür. 270
Aşağıda örneği yer alan, “Rüştiye Kısım Amirliği canib-i âlisine maruzumuzdur.
Çakerî Bursa Leylî Rüştiye-i Askerîsi talebesindeniz. Bursa’nın işgali üzerine
Dersaadet’e geldik. Geçen sene ikinci seneden terfien üçüncü seneye nakletmiş iken
işgal münasebetiyle künyelerimiz elan vürud etmediği cihetle ikinci senedeyiz. Lütfen
hukukumuzun muhafazasıyla bizlerin de üçüncü seneye naklimize müsaade
buyurmaları müsterihimdir efendim. 13 Nisan 337 (1921) Çarşamba. Bursa Leyli
Rüştiye-i Askerisi talebeleri namına Bursa umum ikinci sene Baş Çavuşu Fatih
Abdülkadir.” şeklindeki dilekçe nüshası, 1921 tarihinde Yunan işgalinin etkisi altına aldığı
vatan topraklarından Bursa’da bulunan Askerî Rüşdiye öğrencilerinin Kuleli’de iskân ve
eğitimlerine devam ettiğini belgelemektedir. Ancak, gelen öğrencilere dair kayıtların
Kuleli’ye intikal ettirilmemiş olması bazı aksaklıklara yol açmıştır ki bu durum dilekçede
dile getirilmiştir. Dilekçenin altına Bursa Askerî Rüşdiyesi Müdürlüğü tarafından düşülmüş
olan notta, kayıt defterlerinin Kuleli’ye gönderildiği bildirilmiştir: “Dersaadet’te; Kuleli
İdadî-i Askerisi Müdüriyet-i Aliyyesi’ne. Talep buyurulan bir kıta defterin lefen
takdim kılındığı maruzumdur. 14 Nisan 337. Bursa Leyli Rüştiye-i Askeriyyesi Müdür
Vekili Coğrafya Muallimi Ahmet Nuri.” Bursa Askerî Rüştiyesi’nin “Kuleli İdadî-i
Askerisi Müdüriyeti Umumiyesi’ne” başlıklı cevabî yazısı Kuleli Askerî İdadîsi’nin idarî
açıdan 1921’de de varlığını muhafaza ettirdiğini kanıtladığı gibi yazışmanın, dilekçenin
tesliminden sonraki bir günlük sürede gerçekleştirilmiş olması da telgraf hatlarının
faaliyetine devam ettiğinin bir göstergesidir. Bursa Askeri Ortaokulu öğrencilerinin
arzuhaline (dilekçe) dair Osmanlıca belge aşağıdadır:
Bursa Askeri Ortaokulunun (Rüştiyesi) Dilekçesi
269
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 41, 1331–1336, “1915–1920 Künye ve Mecazahat Defteri”.
Ebeveynini kaybeden ücretli öğrenci, yatılı öğrenci statüsüne geçirilse de başarılı olamadığı durumlarda,
okuldan çıkarılmaktadır. Elbise Ambarı Müdürlüğünden emekli Miralay Münir Efendi’nin vefatı üzerine yatılı
statüsüne geçirilen oğlu Fatin Efendi bunlardan biri olup, kayıt defterinde adı geçen öğrencinin ücretli iken
yatılı öğrenci olarak kabul edildiğine dair şu bilgiler yer almaktadır: “Mumaileyh ücretli iken pederinin
vefatından dolayı Muamelat-ı Zatiye Müdüriyet-i Aliyesi’nin 18 Teşrin-i Sani 34 tarihli emriyle 15
Ağustos 34 tarihinden itibaren ücretsiz talebe misillü muamele ifası emr olunduğundan şerh
verildi.”(Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 12, “1918–1922 İdadi Künye ve Mecazahat Defteri”, s.116.)
270
86
1904 tarihinde Maarif Nezareti’nce gönderilen emir gereğince, her sınıfta okuyacak
öğrencilerin yaşları belirlenmişti. 271 Ancak I. Dünya Harbi’nde şehit düşenlerin yetim kalan
çocuklarının yaş farkı gözetilmeksizin okula kaydı, birtakım sorunları da beraberinde
getirmiştir. İlk ve ortaokul eğitimini almamış, yaşça lise çağındaki bir genç, babası harpte
şehit düştüğü için okula kaydedilmiş; ancak, eğitimindeki eksiklik nedeniyle ilkokula
(ibtidaîye) dâhil edilmiştir. Bu tür öğrenciler, aynı sınıfı paylaştıkları arkadaşlarından yaşça
büyük olduğu için eğitim sisteminde huzursuzluk ve aksaklıklara sebep olmaktaydı.
3.2.2. Kuleli’de 1917-1919 Yıllarındaki Çalışma Takvimi
Kuleli’de askerî ibtidaî (ilk), rüşdiye (orta) ve idadî (lise) eğitimi için bir ders yılı
takvimi dikkate alındığında, ortaya çıkan zaman tablosunu belirlemek mümkün olmuştur.
Bu tablo, idadî III. sınıfları kapsamamaktadır. Çünkü III. sınıflar için oluşturulan bir ders
yılı takvimi, diğer sınıflara nispeten farklılık arz etmektedir. III. sınıf öğrencileri için özel bir
eğitim-öğretim takviminin uygulanmış olması oldukça ilginçtir.
III. sınıf hariç tutulduğunda, bütün öğrencilerin “derse mübaşeret tarihi” (okula
başlama tarihi), 9 Teşrin-i Evvel (9 Ekim) olarak belirlenmiştir. Yine, idadî III. sınıf
öğrencileri hariç, diğer Kuleli öğrencileri 16 Kanun-ı Evvel (16 Aralık)’de “birinci
imtihan-ı hususi”lerine (almış oldukları derslerden ilk sınavlarına) girmekteydiler. İkinci
sınavları ise 3 Şubat’ta yapılmaktaydı. “İmtihan-ı umumî”ye yani son sınavlarına 3
Haziran’da giren öğrenciler; 3 Temmuz’da bir ders yılını tamamlamış olmaktaydılar. 272
Kuleli arşivinde bulunan okul kayıt defterinden yararlanarak elde ettiğimiz bilgilere
göre okulda idadî son sınıf için bir ders yılının zaman grafiğini şu şekilde tablo haline
getirmek mümkün olmuştur:
BEŞ AYDAN İBARET OLAN DEVRE-İ DERSİYE 153 GÜN
Sene-i dersiyye bidayetinde sınıfın içtima ile kısımlara taksimi ve kitap tevziatı
Eyyam-ı resmiyye ve tatiller
Talim için araziye çıkılan günler
Hususi ve umumi eyyam-ı imtihaniye
Tedrisata hasr edilen eyyam
Yekûn
15 gün
32 gün
13 gün
24 gün
69 gün
153gün
Tablodan da anlaşılacağı üzere 1918–1919 eğitim-öğretim döneminde 153 günlük
eğitime tabi tutulan idadî son sınıf öğrencilerinin bir ders yılı içerisinde gösterdikleri
faaliyetlerle ilgili bilgiler de verilmiştir. Bu bilgiler doğrultusunda son sınıf öğrencilerinin
beş ay sürecek olan ders alma dönemlerinde de araziyi tanımaya ve savaş sanatını icraya
yönelik faaliyetlerini devam ettirdiklerini belirtmek mümkündür. Ayrıca öğrencinin okul ve
komuta sistemine alışabilmesi için ders kayıtları on beş günlük bir zaman dilimine yayılmış
ve öğrenim esnasında ihtiyaç duyacakları kitaplar da bu süre zarfında öğrenciye teslim
edilmiştir.
İdadî kayıt defterinde bulunan, “1333-1334 (1917-18) sene-i dersiyesi Kanun-ı
Sani gayesinde bi’l-imtihan talimgâha sevk olunan üçüncü sene şagirdânının devre-yi
tedrisiyeleri, eylül ibtidasından kanun-ı sani gayesine kadar olmak üzere beş aydan
ibaretdir” kaydı, okulda bulunan üçüncü sınıf öğrencilerinin, eylül başından ocak ayı
sonuna kadar beş aylık sürede ders gördüklerini ve ocak ayının sonunda yapılan sınavla
seçilerek savaş eğitimi almak üzere talimgâhlara gönderildiklerini öğrenmekteyiz. Ders
271
272
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No:29.
Ek: II
87
dönemi, fiili olarak 69 gün sürmekte ve öğrenciler bu süre zarfında aktif olarak derslere
iştirak etmekteydiler. Talimgâh eğitiminin ocak-eylül arasında yedi aylık bir süreyi
kapsadığı ve eylül başlangıcında sonuçlandığı, zikredilen kayıttan anlaşılmaktadır.
3.2.3. Kuleli’de Askerî Öğrenciler ve Üniformaları
Öğrenci Künye Kayıt Defterleri’nde tespit ettiğimiz 1918-1920 tarihli vesikalık
öğrenci resimlerine bakarak, Kuleli Askerî İdadîsi’nde okuyan öğrencilerin kılık ve
kıyafetleri ile ilgili bilgi edinmek mümkündür. 273
Ahmet Fehmi oğlu
Hikmet Efendi
Edirne, 1322
(Harici)
Ahmet oğlu
Ali Şefik Efendi
Bağdad, 1321
(Dahili)
İbrahim oğlu
Reşit Efendi
Malazgird, 1321
(Bıyıklı)
Murat oğlu
Mehmet Remzi Efendi
Dersaadet, 1322
(Üç şeritli fes)
Dâhili üniformalarda, okul apolet numaralarının Arap rakamlarına göre yazıldığı ve
öğrencilerin bıyık bırakabildikleri görülmektedir. Kullandıkları fes tipi şapkalarda kokart
mevcuttur. Bazı öğrencilerin şapkalarında yer alan iki ya da üç şerit (çizgi), muhtemelen
öğrencinin kaçıncı sınıfta öğrenim gördüğüne dair bir işaret niteliği taşımaktadır.
1904 tarihinde öğrenci elbiseleri, mavi renkte “çuha” adı verilen bir tür kumaştan ve
İstanbul’da bulunan gayr-ı Müslim esnaf tarafından imal ediliyordu. 274 Elbiseler üzerinde
yer alan düğmelerde eski yazıyla “Mekteb-i İdadî-i Şâhâne” yazılıydı. Triko türünden,
siyah renkli pantolonlar giymekteydiler. Kışın ise gri renkli, keçeden mamul kaputlar
öğrencilere üç yılda bir verilmekteydi. Haricî ve dâhilî elbiseler öğrenciye her yıl
dağıtılmaktaydı. 275
Mustafa Galip oğlu
Mehmet Nedim Efendi
Adana, 1323
(1926 tarihinde okula katılmıştır)
1918-1921 yılları arasında ise öğrenciye istihkak olarak
verilen kıyafet ile bu kıyafeti tamamlayan aksesuarlar şunlardır:
“Boz renkte fes, ceket, pantolon ve kaput; beyaz gömlek, çift
hâkî veya siyah çorap, çift beyaz çorap ve matara”. 276 Resimler
incelendiğinde, öğrencinin ceketi üzerinde çapraz vaziyette duran
deri bir kayışa sahip olduğunu da görülmektedir. Öğrenci kılık ve
kıyafetine dair Cumhuriyet döneminde yeni prensipler belirlenmiş
olacak ki yanda yer alan 1926 yılına ait Kuleli öğrencisinin
resmini önceki yıllarla karşılaştırdığımızda büyük farklılıklar
olduğunu görebiliriz. Devrin askeri öğrenci kıyafetinde bulunan
terekli şapka ve cepli, hâkî renkli ceket, 1918-1921 devri öğrenci
kıyafetinden bir hayli farklı görünüm arz etmektedir. 277
Kuleli’de öğrenim gören öğrencilerin giyim ve gıda
273
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 11, s.2, 6, 19, 89.
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 29, s.14.
275
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 26.
276
BOA., A.VRK., Dosya No.17-5, Gömlek No.124.
277
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No:11, s . 40.
274
88
ihtiyaçlarına yönelik ihaleler, İstanbul esnafı için önemli bir kazanç kaynağıdır. Öğrencilerin
kıyafetleri ile çarşaf, döşek, yorgan ve battaniye ihtiyaçları, ihale yoluyla, çoğunlukla gayr-ı
Müslim vatandaşlardan temin edilmekteydi. Beyoğlu, Galata, Kadıköy ve Eminönü’nde
bulunan Hıristiyan ve Yahudi esnaf, bu ihaleler sayesinde, hem kârlarını hem de üretim
kapasitelerini artırma imkânı bulmaktaydı. Öğrencilerin gıda ihtiyaçlarının önemli bir
bölümü Levazım Dairesi Ambarları’ndan temin edilmekle beraber, günlük ihtiyaç duyulan
ekmek, sebze ve tatlı gibi gıda ürünleri ise çoğunlukla Üsküdar’da bulunan Müslüman
halktan temin ediliyordu. Okulun su ihtiyacı ise Üsküdar Su Kumpanyası tarafından
karşılanmaktaydı. 278
3.2.4. Kuleli’de Öğrenci Mevcudu
1918-1919 yıllarında okulun genel mevcudu hakkında kesin veriler sunmak,
kaynakların yetersiz oluşu nedeniyle mümkün olamamıştır. 1918-1919 eğitim-öğretim
yılında Kuleli Askeri Lisesi son sınıfta bulunan öğrenciler için tutulan sınav cetvelinden,
okulun mevcudu ile ilgili olarak, kısmen, bir fikir edinmek mümkündür.
1918–1919 Eğitim-Öğretim Dönemi 3. Sınıf Sınav Cetveli
Bi’l-imtihan terfî-i sınıf edenler (Sınavla sınıfını geçenler)
108
Bir dersten muvaffak olamayıp ikmale kalanlar
64
İmtihanlarda isbat-ı ehliyet edemeyip sınıfta ibka olunanlar (sınıfta kalanlar)
44
Lâ-mazeret imtihanlarda bulunamayanlar (Mazeretsiz olarak sınava giremeyenler)
18
Yekûn
234
1918-1919 eğitim-öğretim yılında sınavlara mazeretsiz olarak katılmayan on sekiz
öğrenci hariç, iki yüz otuz dört öğrenciden iki yüz on altısının mevcut olduğu
anlaşılmaktadır. Son sınıfta bulunan iki yüz on altı öğrenciden yüz sekiz öğrencinin sınıfı
doğrudan geçmesi, başarı grafiğinin %50 olduğunu göstermektedir. Bütünlemeye kalan
öğrencilerin geçtiği varsayıldığında başarı ortalamasının %73.5’e çıkacağı hesaplanabilir.
1918-1919 öğretim yılında Kuleli’de öğrenim gören idadî I. ve II. sınıf ile rüşdiye ve
ibtidaîdeki öğrenci mevcuduna dair veri olmaması, öğrenciler hakkında bir genelleme
yapmamızı engellemektedir.
1919-1920 yılları arasında Kuleli’de eğitim gören öğrencilerin kayıtlarını
incelediğimizde, 16 Mart 1920’de gerçekleşen resmî işgale rağmen, Millî Mücadele’ye
katılmak için firar eden öğrenciler olsa da okulun eğitim faaliyetlerini sürdürdüğü tespit
edilmektedir. İmtihan Kayıt Cetveli’nde öğrencilerin sınava katılamayış sebeplerinin yanı
sıra başarı durumlarını gösterir bilgiler de mevcuttur. Ancak, 1919-1920 tarihlerine ait
bilgilerde, askerî ibtidaî (ilkokul) öğrencilerine yer verilmediği görülmektedir.
278
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 29, “1904 tarihli Kuleli İdadisi Resmi Yazışma Evrakları”.
89
90
91
Kısm-ı İdadî:
Kısm-ı Rüşdi:
Kısm-ı İbtidaî:
İşbu devre-yi tedrisiyesi Beylerbeyi Saray-ı Hümayunu müştemilâtından olan sabık Jandarma Efrad
Mektebi binasında imrar etmiştir.
İşbu devre-yi tedrisiyesi Beylerbeyi Kuleli’de, Kuleli İdadîsi
Saray-ı Hümayunu müştemilâtından üstündeki sabık Tıbbiye
olan sabık Jandarma Zabitan İdadîsi binasındadır.
Mektebi binasında imrar etmiştir.
Toplam Mevcut: 312
Genel Mevcut : 1600
Toplam Mevcut: 190
Toplam Mevcut: 1098
Tablodan da anlaşılacağı üzere rüşdiye ve idadî sınıflarının mevcutlarında önemli bir
düşüş kaydedilirken, askeri ibtidaî mevcudu büyük bir oranda artış göstermiştir.
3.2.5. Kuleli’de Görülen Dersler
1918-1921 yılları arasında öğrencilerin sınıflarına göre almakla yükümlü oldukları
dersleri belirtmek mümkündür. Ancak, 1920-1921 yılında İngiliz işgaline uğrayan okulda
bulunan idadî ve rüşdiye öğrencileri, farklı mekânlara nakledikleri için, aksayan eğitimöğretim faaliyetleri nedeniyle ders alamamışlardır.
1918-1921 yıllarında ibtidaî, rüşdiye ve idadîde işlenen dersleri şu şekilde
sıralayabiliriz:
* Kuleli Askerî İbtidaîsi’nde Görülen Dersler:
Kuleli Askerî İbtidaîsi, “Devre-i İbtidaiye Ana Sınıfı” adıyla anılan “Ana Okulu”nu
takip eden dört sınıftan ibarettir. 23 Temmuz 1920’de Kuleli binaları İngilizlere teslim
edildiğinde, Askeri İbtidaî öğrencileri “Kuleli Kışlası içerisinde bulunan eski hastahane
(Tıbbiye İdadisi) binalarında” (günümüzde revir ve Maltepe binalarında) öğrenimlerini
sürdürmüşlerdir. 284 1920-1921 öğretim döneminde görülen dersler incelendiğinde, üçüncü
ve dördüncü sınıf derslerinin aynı olduğu anlaşılmaktadır. Kısım sayısı dördüncü sınıfta bir,
üçüncü sınıfta iki, ikinci sınıfta iki, birinci sınıfta ise üçtür.
Kuleli Askerî İbtidaîsi’nde Görülen Dersler 285 (1920-1921)
Devre-i İbtidaiye Ana
Üçüncü ve Dördüncü
Birinci Sınıf
İkinci Sınıf
Sınıfı (Ana Okulu)
Sınıf
Malumat-ı Diniyye
Elifba
Kıraat
Kıraat-ı Ezber ve İsnad
Kıraat
Kıraat ve Tahrir
Ezber ve İsnad
Sarf ve Nahv
İsnad
Ezber ve İsnad
İmla
İmla ve Tahrir
İmla
Malumat-ı Diniyye
Hüsn-ü Hat
Hüsn-i Hat
Eşya
Ders-i Eşya
Kuran-ı Kerim
Kuran-ı Kerim
Hesap
Resim
Malumat-ı Diniyye
Malumat-ı Diniyye
Musiki
El İşleri
Hesap
Hesap
Terbiye-i Bedeniyye
Musiki
Tarih
Hendese
Terbiye-i Bedeniyye
Coğrafya
Tarih
El İşi
Coğrafya
Resim
Ders-i Eşya
Ders-i Eşya
Resim
Musiki
El İşleri
Terbiye-i Bedeniyye Musiki
Sarf
Terbiye-i Bedeniyye
1920-1921’de askerî ibtidaîde yıl boyunca yapılan sınav adedi, derslere göre farklılık
göstermektedir. Örneğin Beden Eğitimi dersinden yılda bir defa sınav olan öğrenci, Tarih
284
285
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No.16, s.25
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No.16, s.49
92
dersinden yılda üç defa sınav olmakta ve sınavların ortalaması alınarak geçer not
belirlenmekteydi. Yine kredi sisteminin geçerli olduğu not sisteminde, derslerin ağırlıklarına
göre not baremleri de artış göstermiştir. Ancak, kayıt defterlerinde her ders için taban ve en
üst puan sınırı belirtilmediği için 1918-1922 yılları için bir standart belirtmek mümkün
olamamıştır.
* Kuleli Rüştiyesi’nde Görülen Dersler:
Kuleli Askerî Rüşdiyesi’nde öğrenim süresi üç yıldır. 1919-1920 tarihinde üçüncü
sınıflar iki kısım, ikinci sınıflar dört kısım, birinci sınıflar ise üç kısımdır. Bu sınıflarda
okutulan dersleri şöyle sıralayabiliriz:
Kuleli Askerî Rüşdiyesi’nde Görülen Dersler 286 (1920-1921)
Birinci Sınıf
İkinci Sınıf
Üçüncü Sınıf
Ulum-ı Diniyye
Ulum-ı Diniyye
Ulum-ı Diniyye
Tarih
Tarih
Tarih
Coğrafya
Coğrafya
Coğrafya
Hesap
Hesap
Hesap ve Usul-i Defteri
Hendese
Hendese
Hendese
Hayvanat
Nebatat
İlm-i Arz
Hikmet
Hikmet
Hikmet
Kavaid
Kimya
Kimya
Kıraat ve Lugat
Kavaid
Kavaid
İmla ve Tahrir
Kıraat ve Lügat
Kıraat ve Lugat
Fransızca
İmla ve Tahrir
İmla ve Tahrir
Resim
Fransızca
Fransızca
Resim Hattı
Resim
Resim
Terbiye-i Bedeniyye
Resim Hattı
Resim Hattı
Terbiye-i Bedeniyye
Terbiye-i Bedeniyye
Askerî rüşdiyede üç yıllık eğitim sürecinde görülen derslerin birbiri ile benzer
olduğu ve devamlılık esasına bağlı olduğu ifade edilebilir. 1920-1921 yılı eğitim-öğretim
döneminde askerî idadî (lise) öğrencileri ile aynı kaderi paylaşmak zorunda kalan rüşdiye
(ortaokul) öğrencileri de derslere bu dönemde iştirak edememiş, ancak varlıklarını muhafaza
ettirmişlerdir. Rüşdiye son sınıfta firarîlerin mevcudiyeti, Kuva-yı Milliye’ye katılımların
olduğu kanaatini uyandırsa da kesin deliller mevcut değildir.
* Kuleli İdadîsi’nde Görülen Dersler
Kuleli İdadîsi’nde görülen dersleri sınıf ve yıllara göre incelediğimizde, devrin
eğitim-öğretim faaliyetlerine ait önemli veriler ortaya çıkmaktadır. 1918-1919 yılları
arasında, eğitim ve öğretimi daha ileri düzeylere götürmek amacıyla Almanya’dan getirtilen
Bretlot ve Grevoras’ın 1919’da görevden ayrılmaları üzerine, İngilizler okuldaki eğitimöğretim faaliyetlerine çeşitli müdahalelerde bulunarak eğitimi yavaşlatmayı
hedeflemişlerdir. Temmuz 1920’de işgal edilen okul, Aralık 1920’ye kadar öğrencilerini
Kâğıthane ve Maçka’daki talimgâhlarda barındırdığı için, yer değiştirmeden etkilenen
öğrenciler, derslere altmış gün kadar iştirak edebilmişlerdir. Aralık 1920’de taşındıkları
Beylerbeyi’nde öğrenime ancak 1921 Nisan sonlarında başlayan rüşdiye ve idadî
öğrencileri, ders yılının bitimi olan Haziran ayına kadar olan iki aylık sürede derslere dâhil
olabilmişlerdi.
286
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No.16, s.37
93
Kuleli İdadîsi’nde okutulan derslerin ders kitaplarının bir kısmı, Kuleli Matbaası’nda
basılmaktaydı. Ancak, derslerin çeşitliliği nedeniyle birçok ders kitabı, Maarif Nezareti’nin
onayıyla sivil matbaalarda kitap haline getirilmiştir. 287 Kuleli öğrencilerinin diğer okullar
için yayınlanan kitaplardan da istifade ettiklerini belirtmek mümkündür. Kimya dersleri için
okutulan ve Hadi Faik tarafından 1915’de yazılan Kimya Dersleri adlı kitap, esasen
“Mekatip-i Sultaniye üçüncü senesine mahsus” idi. 288
Günlük mesai çerçevesinde bütün askerî okul öğrencilerinin uymaları gereken
kurallar olarak şunlar aktarılabilir: Kuleli öğrencisi için her yeni gün “Sabahleyin kalk
tranpetesi oldukda, Nöbetçi Çavuşlar koğuşda olan bilcümle onbaşı ve neferatı kaldıralar”
emriyle başlardı. “Şakirdandan (öğrenciden) hastalanmış vuku bulur ise Nöbetçi Çavuş,
bölüğünün Başçavuş’una haber virüp muâlece olunmasına (ilaç verilmesine) dikkat
eyleyeler.”; “Cüz’î bile bir nizamsızlık vaki olsa, Nöbetçi Çavuşlar, Nöbetçi Mülazımlarına
derhal ifade eyleyeler”; “Şakirdan koğuşlardan çıkdıktan sonra, içinden nöbetçi olanlar,
Nöbetçi Çavuşu nezaretiyle koğuşları silüp temiz eyleyeler”; “Akşam saat on ikide
nöbetciler koğuşların kandillerini yakalar”; “Bütün gice koğuşlarda ikişer saat nöbet ile
nöbetci neferler silahsız olarak karagol bekleyeler”; “Gicelerde dışaru kapuları mekteb
dâhilinde sair kilidlenecek kapuları Nöbetci Yüzbaşısı kilidleyüp miftahlarını (anahtarlarını)
fasıl-ı evvelde beyan olunduğu üzere mektebin memur-ı müstakiline teslim eyliye”; “Bâlâda
meşruh hıdmetlerin icrasından sonra, nöbetçi zabitleri yataklarına gideler”; “Esna-yı leylde
gayr-ı melhuz bir keyfiyetin vukuunda nöbetciler Nöbetçi Çavuşunu uyandıra ve Çavuş
merkum-ı keyfiyetin tanzimine muktedir değil ise maslahatın iktizasına göre Nöbetçi
Mülazımını ve Yüzbaşıyı veyahud memur-ı mumaileyh âgâh eyliye”; “Şakirdandan birisi
hastalanır ise nöbetçiler Nöbetçi Çavuşunu uyandırup tabibin derhal celbi iktiza ederse
Nöbetçi Yüzbaşıya haber vireler”; “Şakirdan giyindiği ve namazda ve dersde bulunduğu
halde ve taam (yemek) ve uykuda oldukları takdirde, memur-ı mumaileyhin izni olmaksızın
yanlarına kimse varmıya”; “Nöbetçi Çavuş, gece vaki olan ahvali Mülazımlarına ve
Yüzbaşılarına ifade eyleye”; “Ders yerlerinin geçidlerinde ve sair köşe bucak mahallerde
şakirdleri ilişdirmemek içün Nizam Karakolu’na memur olan Mülazım ve Çavuş gezüp
dikkat eyleyeler” ; “Yemek içün ve ders yerlerine varılmak içün ve gerek başka bir hıdmet
içün tranpete çalındıkda şakirdan cem’ olalar ve anlardan birisi zabitin izni olmaksızın
gaibinü’l-cülus olur ise veyahud nizama halel getürür ise tedib oluna.” 289
18 Ağustos 1919 tarihinde başlayan 1919-1920 eğitim-öğretim yılında ilk sınavlar, 6
Ekim 1919 tarihinde yapılmıştır. 5 Haziran 1920’de genel bir sınava giren öğrenciler,
eğitimlerini tamamlamış kabul olunuyorlardı. İstanbul’da bulunan sivil okullarda, yabancı
dil olarak İngilizce ilk sırayı almasına rağmen, Kuleli İdadîsi’nin her üç sınıfında yalnızca,
üçüncü ve dördüncü kısımlarında İngilizce okutulmuştur. Diğer kısımlarda okutulan yabancı
dil, Almancadır.
- İdadî Üçüncü Sınıf Dersleri (1918-1920):
1918-1919 ve 1919-1920 öğretim yılında dörder kısımda öğrenimini sürdüren idadî
üçüncü sınıf öğrencilerinin okudukları dersler aşağıda sıralanmıştır:
287
Sorbon Dârü’l-Fünûn’dan mezun Maliye Mektebi ve İstanbul Sultanisi Coğrafya Muallimi Faik Sabri’nin
1915’de yazdığı Coğrafya-ı Tabiî adlı kitabı, “Artin Asadoryan ve Mahdumları Matbaası”nda basılmıştır.
(Coğrafya-ı Tabiî, Kuleli Askeri Lisesi, Şeref Salonu Kitaplığı.) Ulum-ı Hayvanat (Biyoloji) dersinde işlenen
ders kitabı “Ulum-ı Hayvanat-ı Umumiye Medhal”, Madam Akkerman tarafından 1918’de yazılmış ve
“İstanbul Matbaa-i Orhaniye”de kitap haline dönüştürülmüştür.( Kuleli Askeri Lisesi Şeref Salonu Kitaplığı).
288
Ek:VI. (Kimya Dersleri), Kuleli Askeri Lisesi Şeref Salonu Kitaplığı.
289
Kolağası Mehmed Esad, Mirât-ı Mekteb-i Harbiyye, İstanbul 1310, ss. 157–158.
94
1918-1919
İdadî 3. Sınıf Dersleri (1918-1920)
Okutulan Ortak Dersler
Osmanlıca
Tarih-i Tabiî (Genel Tarih)
Harita-yı Türkî (Türkiye Coğraf.)
Topografya (Yer Şekilleri Bilimi)
Kozmoğrafya (Gökbilim)
Ahlâk
Malumat-ı Askeriyye (Askerî Bil.)
Tarih
Topografya Ameliyatı
Hikmet-i Tabiiye (Fizik)
Kimya
Hendese-i Resmiye (Geometri)
Fenn-i Makine (Makine Bilgisi)
Hıfzı’s-Sıhha (Sağlık Bilgisi)
Fransızca-Almanca
Talim Ameliyatı (Eğitim Uygula.)
Resim - Resim Hattı
1919-1920
Tahrir ve İnşa (Kompozisyon)
Kavâid-i Edebiyye (Edebî Kurallar)
Coğrafya
Mantık ve Felsefe
İlmü’l-Arz (Yerbilim, Jeoloji)
Cebir - Hesab-ı Nazarî (Teorik He.)
Terbiye-i Askeriyye (Askerî Eğt.)
1918-1919 öğretim yılında Ahlak, Harita-i Türkî ve Topografya Ameliyatı adlı
derslerden birer, diğer derslerden ikişer sınav olmakta ve bu sınavların ortalamaları alınarak
sonuca ulaşılmaktaydı. 1919-1920 öğretim yılında da yalnızca Talim Ameliyatı dersinden
bir, diğer derslerden üçer sınav uygulanmıştır. Bu derslere ait sınav sayılarının, dozaja göre
farklılıktan kaynaklandığı tahmin edilmektedir. 1919-1920 öğretim yılında, Topografya
Ameliyatı dersi müfredatta olmasına rağmen, eğitmen bulunamadığı için verilememiştir.
Her dersin notu belirlendikten sonra bütün derslerin genel bir ortalaması alınmakta
ve notların toplamı uygun görülen nota karşılık gelmesi halinde, öğrenci sınıfını geçmiş
kabul edilmekteydi. Toplam ders notu istenen sonuca ulaşamayan öğrenciler, zayıf aldıkları
ders veya derslerden sınava girerek kredi notlarını tamamlamaya çalışırlardı. Derslerin
ağırlıklı not ortalaması da kendi içlerinde değişiklik gösterirdi. Ağırlıklı not ortalaması en
çok olan dersler, “fen” dersleri ile “sosyal” derslerdi. 290
- İdadî İkinci Sınıf Dersleri (1918-1920):
1918-1919 öğretim yılında altı kısım olan idadî ikinci sınıf öğrencileri, 1919-1920
öğretim yılında öğrenci sayısındaki düşüşe paralel olarak dört kısımdır. Her iki öğretim
yılında idadî ikinci sınıfta okutulan dersler aşağıda sıralanmıştır:
1918-1919
Osmanlıca
Arabî
Farisî
Ulûm-ı Diniyye
Tarih-i Tabiî (Genel Tarih)
Coğrafya
Usûl-i Defterî
Hendese-i Mühimme (Geometri)
İdadî 2. Sınıf Dersleri (1918-1920)
Okutulan Ortak Dersler
Tarih
Müsellesât (Trigonometri)
Cebir
Hikmet (Fizik)
Kimya
Fransızca-Almanca
Resim - Resim Hattı
Terbiye-i Bedeniyye (Beden Eğt.)
1919-1920
Tahrir ve İnşa (Kompozisyon)
Kavâid-i Edebiyye (Edebî Kurallar)
İlm-i Kelâm
Nebâtat (Botanik, Biyoloji)
Hendese-i Mücesseme (Uzay Geo.)
Kozmoğrafya (Gökbilim)
Hıfzı’s-Sıhha (Sağlık Bilgisi)
İdadî ikinci sınıfta, 1918-1919 öğretim yılında dört olan yabancı dil sayısı, 19191920 öğretim yılında Arabî ve Farisî derslerinin kaldırılmasıyla ikiye düşmüştür. Her
dersten üç sınava giren ikinci sınıf öğrencilerinin başarı durumları, sınavlar sonunda
aldıkları notlarının toplamına göre belirlenirdi. Bütün derslerin toplamı istenen sonuca
ulaştığında, öğrenci sınıfını geçmiş kabul edilirdi. Kredi notu istenen sayıya ulaşmayan
öğrenci başarısız olduğu dersten bir sınava girerek kredi notunu hedeflenen rakama
ulaştırmaya gayret eder ve çoğunlukla da başarılı olurdu. Buna rağmen, ikmal (bütünleme)
sınavlarına girmediği için sınıfta kalan öğrencilerin mevcudu da bir hayli kabarıktır.
290
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No. 16, s.41.
95
- İdadî Birinci Sınıf Dersleri (1918-1920):
1918-19 ve 1919-20 öğretim yıllarında Kuleli İdadîsi birinci sınıfında kısım sayısı
dörttür. Her iki öğretim yılında idadî birinci sınıfta okutulan dersler aşağıda sıralanmıştır:
1918-1919
Osmanlıca
Arabî
Farisî
Ulûm-ı Diniyye
Hesap
İdadî 1. Sınıf Dersleri (1918-1920)
Okutulan Ortak Dersler
Tarih
Coğrafya
Cebir
Kimya
Hendese-i Musattaha (Düzlem Geo.)
Fransızca-Almanca
Resim - Resim Hattı
Terbiye-i Bedeniyye (Beden Eğt.)
1919-1920
Tahrir ve İnşa (Kompozisyon)
Kavâid-i Edebiyye (Edebî Kurallar)
İlm-i Ahlâk
Hayvanat (Zooloji)
Birinci sınıf öğrencilerine, sonraki eğitim safhalarında gerekli olacak temel bilgiler
aktarılıyordu. İdadî ikinci sınıfta olduğu gibi birinci sınıfta da 1918-1919 öğretim yılında
dört olan yabancı dil sayısı 1919-1920 öğretim yılında Arabî ve Farisî derslerinin
kaldırılmasıyla ikiye düşmüştür. Sınıf geçme sistemleri, idadînin diğer sınıflarında
uygulanan sistemin aynısıydı.
- Kuleli İdadîsi Müteşekkil Sınıfı Dersleri (1918-1919):
1918-1919 öğretim yılında, idadîde, zorunlu olarak, bir kısımlık özel bir sınıf
(dördüncü sınıf) oluşturulmuştur. Okul kayıt defterinde yer alan “Arziyye-i mevcudiyyelerine
mebni emsaliyle sevk olunamayanlar ile badel sevk iade edilenlerden teşkil dördüncü sene”
ibaresi, yeni bir sınıf oluşturma zorunluluğunun nedenlerini de açıklamaktadır. Buna göre alt
sınıflarda kalarak sene uzatanlar ve kıtalarında başarısız olanlar için son bir hak olarak, özel
bir sınıf açılmış ve üçüncü sınıfı tekrar okuyorlarmış gibi bir uygulamaya tabi
tutulmuşlardır. Bu eğitim süresinde öğrenciler, her dersten ikişer sınava tabi tutulmuşlardı.
Bu süre zarfında öğrencilerin gördükleri dersleri şu şekilde belirtmek mümkündür:
Yabancı Diller
Rusca
Almanca
Fransızca
Özel Yetenek Dersleri
Resim - Resim Hattı
Talim Ameliyatı
Topografya Ameliyatı
Sosyal Dersler
Osmanlıca
Tarih
Tarih-i Tabiî
Harita-yı Türkî
Ahlâk
Malûmât-ı Askeriyye
Fen Dersleri
Hendese-i Resmiyye
Kozmoğrafya
Topografya
Fenn-i Makine
Kimya
Hikmet-i Tabiiye
Hıfzı’s-Sıhha
Oluşturulan bu özel sınıfta toplam on dokuz ders alan öğrenciler, mezuniyetleri
sonrasında kıtalara sevk edilmekteydiler. Kayıt defterinde Bağdat doğumlu olan Ali oğlu
Remzi ve Ahmet Vehmi oğlu Muzaffer Efendi’nin isimleri hizasına düşülen şerh de:
“Irak’ta Binbaşı olmuş halen Bağdat’ta sağ 958” ve “Irak’ta Yarbay olmuş halen
Bağdat’ta sağ 958” öğrencilerin sonraki yıllardaki faaliyetleri ile ilgili bir istihbarat ağının
mevcudiyetini kanıtlar niteliktedir. 291
291
Bağdat doğumlu olup okulda eğitim aldıktan sonra memleketlerine dönerek mesleklerini icra edenlerle ilgili
bilgiler bununla da sınırlı değildir. Yine Bağdat doğumlu Faris oğlu Salih Zeki’nin de 1958 yılında Binbaşılık
rütbesi ile Irak ordusu içerisinde Bağdat’ta görev yaptığını belirlemek mümkün olmuştur.
96
3.2.6. Kuleli’de Öğrencilere Yönelik Disiplin Cezaları (1918-1920)
Kuleli Askerî İdadîsi’nde öğrencileri disiplinli bir subay namzedi olarak yetiştirmek
amacıyla sistemli bir disiplin yönetmeliği ortaya konmuştur. Sadece cezaya yönelik olmayan
bu sistemde, başarılı olan öğrencilerin ödüllendirilmesi de söz konusuydu. Askerliğe
yakışmayan hal ve tavır içerisindeki öğrenciler, değişik sürelerle tekdir, tevbih (azarlama),
hafta sonu izinsizliği, adi hapis ve riyazî hapis (katıksız hapis) olmak üzere Müdüriyet (Okul
Komutanlığı) tarafından cezalandırılmaktaydı. Öğrencilerin hangi suçtan ve ne kadar süre
ile cezalandırıldıkları diğer öğrencilere de ilan edilirdi.
1915-1920 yılları arasında cezalandırılan öğrencilerin almış oldukları ceza ve
suçların çeşitlerini tablo halinde göstermek mümkündür:
1915-1920 Kuleli İdadisi’nde suç kabul edilen hal ve hareketlerle ceza tür ve süreleri 292
SUÇUN TÜRÜ
Ceza Süresi
Ceza Türü
Ders borusundan sonra dershanede gürültü yapmak
Tahta başında hocasına karşı gelmek
Sahte apolet takmak
Müzakere esnasında soba başında bulunmak
Dershanede sigara içmek
Okuldan kaçarak iki saat sonra geri dönmek
Mazeretsiz cimnastikhaneye gitmemek
Kumar oynamak
Tatil günlerinde dokuz hafta yoklamaya gelmemek
Koğuşa ve kışlaya çıkmamak
Arkadaşının dolabından izinsiz yağ alarak yemek
Cuma günü tahsis edilen vapurla gelmemek
Tatil günlerinde iki hafta yoklamaya gelmemek
Mutfak nöbetçisi iken talebe istihkakını yemek
Mutfak nöbetçisi iken hususi yemek pişirmek
İstanbul’dan Edirne'ye şimendüferle giderken sarhoş olmak.
Maşuka mektupları teati ettiğinden
Yün fanilasını sattığından
Dahiliye önünden geçtiğinden
Bahçede ağaç dalını kırdığından
Mektep Hastanesinde yattığı esnada soba tutuşturmak üzere
karyola tahtalarının birisini kırarak kendi yattığı karyolanın
şiltesi altına saklamak. (1920)
Arkadaşıyla kavga etmek
Futbol oynarken arkadaşını cerh etmek
Mektep Hastanesi Ser-tabibine münasebetsiz harekette
bulunmak
Tütün almak bahanesiyle bila-mazeretsiz koğuş aralarında
görüldüğünden
Mektepten firar etmek
Tatil günlerinde beş hafta yoklamaya gelmemek
Kumar oynamak
Koğuştan vaktiyle çıkmamak
Ders zamanı dersten kaçmak
Ders esnasında arkadaşıyla kavga ederek birbirlerine
öğretmenin huzurunda vurmak
Akşam yoklamaya gelmemek
Mektepten firarla Bursa’ya gitmek ve 3 gün sonra dönmek
Rusça dersine dikkat etmemek, hocaya karşı hal ve
hareketlerine dikkat etmemek
292
1 gün
Hocası affedene kadar
5 gün
1 gün
2 gün
2 gün
1 gün
2 gün
10 gün
2 gün
1 gün
2 gün
2 gün
3 gün
15 gün
15 gün
7 gün
15 gün
1 gün
2 gün
Hafta Sonu İzinsizliği
Hafta sonu izinsizliği
Riyazi Hapsi
Hafta sonu izinsizliği
Hafta sonu izinsizliği
Riyazi Hapsi
Hafta sonu izinsizliği
Adi Hapis
Adi Hapis
Hafta Sonu izinsizliği
Hafta sonu izinsizliği
Hafta sonu izinsizliği
Hafta sonu izinsizliği
Riyazi Hapsi
Riyazi Hapsi
Adi Hapis
Adi Hapis
Adi Hapis
Hafta sonu izinsizliği
Hafta sonu izinsizliği
2 hafta
Hafta sonu izinsizliği
15 gün
4 hafta
Riyazi Hapis
Hafta İzinsizliği
4 gün
Hafta sonu izinsizliği
2 gün
Hafta sonu izinsizliği
2 gün
6 gün
2 gün (48 saat)
2 gün
3 gün
Adi Hapis
Adi Hapis
Riyazi Hapsi
Hafta sonu izinsizliği
Adi Hapis
3 gün
Hafta sonu hapis edilerek
3 gün
7 gün
Hafta sonu izinsizliği
Riyazi Hapsi
Cezası ders hocası tarafından
belirlenmiştir. Hafta sonu izinsiz.
1 gün
Kuleli askeri Lisesi Arşivi, Defter No:28, “1916-1920 Kuleli Rüşdiyesi Künye ve Mecazahat Defteri”;
Defter No:41, “1915-1920 Kuleli İdadisi Künye ve Mecazahat Defteri”; Defter No: 12, “1918-1922 Kuleli
İdadisi Mecazahat Defteri”, ss.117 (kadın), 108 (ekmek), 88 (elektrik), 59 (bekar), 23 (Bedros’un Gazinosu);
Defter No:40, “1910-1921 Kuleli İdadisi Künye ve Mecazahat Defteri”, s.79 (Müzakere-i Hürriyet), s.85
(Sıhhiye İcadiye Tepesi), s.122 (Soba Tutuşturmak), s.125 (Futbol)
97
Nizamnameye aykırı olarak derste kalpak giymek
Rusça dersinde hocası olduğu halde kumar oynamak
Müzakere zamanı dersler ile meşgul olmayıp arkadaşının
getirdiği bıçakla oynamak
Gece müzakeresinde beyhude vakit geçirdiği
Almanca öğretmeni Bnb. Ziya Bey’e derste karşı gelmek
Zabitinin emrine riayette rehavet göstermek
Müzakere zamanı koridorda dolaşmak
Uygunsuz bir kıyafetle huzura çıkmak
Hilafet Ordusu’nun kahvesinde oturmak
İşret etmek
Zabitan Dairesi helasından su almak
Talime çıkmamak
Ders zamanı dershanede bulunmamak
Arkadaşının yerine sınava girmek
Nöbetçiyi tehdit etmek
Hariçte zabıta memuruna serkeşane muamelede bulunmak
Vaktinden evvel hamama girmek
Mektepte silah atmak
Derste kopya çekmek
Hilaf-ı emr dershaneye palto asmak
Bursa’ya firar ettiğinden
Gece mektepten firarla sinemaya gitmek
Mektep civarındaki bahçelerden ayva sirkat ettiğinden
İspanyol nezlesi içün verilen emri dinlemeyip firar etmek
(3 Kanun-ı Sani 336)
Emr-i hilaf apoletsiz gezmek
Koğuş dahilinde gece rakı içmek
Hilaf-ı emr, Bedros’un gazinosunda oturduğundan
Çvş. olduğu halde firar eden efendileri ihbar etmediğinden
Onbaşısına tokat atmak
Sandala binmek
Mükerrer emre rağmen saçlarını kestirmediğinden
Celb-i şaibe bir kadına adres vererek mektebe davet etmek
Ders zamanı bir birahanede görülmek
Mektep talimatına mugayir olarak bel kayışı mukabilinde
yirmi ekmek mübadele etmek
Münaza ettiğinden, ba-emr-i müdüri Muavin Bey odasında
beş değnek darbı
Paydos vakti bahçede elektrikleri söndürmek
Yat borusundan sonra koğuşunda ıslık çalarak gürültü etmek
Müzakereyi Hürriyet mecmuası mütalâa etmek
Bila-ruhsat Sıhhiye İcadiye Tepesi’ndeki serhad kulesine
girmek
Hapishanede odun yakmak
Kayıkta yatarak kürek çektiğinden
1 gün
Hafta sonu izinsizliği
(7 gün) Cezası ders hocası tarafından bir hafta “Adi
Hapis” olarak uygun görülmüştür.
Hafta sonu izinsizliği ve hafta
3 gün
başlangıcında birer gün hapis
2 gün
Hafta sonu izinsizliği
4 gün
Hafta sonu hapsedilmiştir.
5 gün
Riyazi Hapis
4 gün
Hafta sonu izinsizliği
2 gün
Hafta sonu izinsizliği
1 gün
Hafta sonu izinsizliği
15 gün
Adi Hapis
1 gün
Hafta sonu izinsizliği
4 gün
Hafta sonu izinsizliği
4 gün
Hafta sonu izinsizliği
1 ay
Adi hapis
3 gün
Adi Hapis
15 gün
Adi Hapis
3 gün
Adi Hapis
10 gün
Adi Hapis
5 gün
Riyazi Hapis
1 gün
Adi Hapis
10 gün
Riyazi Hapsi
5 gün
Riyazi Hapis
4 gün
Hafta Sonu İzinsizliği
10 gün
Adi Hapis
7 gün
Hafta sonu izinsizliği
15 gün
Adi Hapis
1 gün
Hafta İzinsizliği
4 gün
Hafta sonu izinsizliği
15 gün
Adi Hapis
2 gün
Hafta sonu izinsizliği
1 gün
Adi Hapis
3 gün
Adi Hapis
Hocası affedene kadar izinden men.
10 gün
Adi Hapis
5 değnek
Riyazi Hapis
4 gün
Adi Hapis
3 gün
Hafta sonu izinsizliği
Mualliminin tasdikine kadar hafta izinsizliği
3 hafta
Hafta sonu izinsizliği
24 saat
15 gün
Adi Hapis
Adi Hapis
Yukarıdaki tabloda, ceza defterinde tespit edilebilen suçlardan bazıları
kaydedilmiştir. Suç türlerine baktığımızda, cezaların okuldaki eğitim-öğretimi ve disiplini
aksatan her türlü faaliyeti içerdiğini görmek mümkündür. Ceza çeşidi ve süresi bazı suç
türlerinde sabitken, bazılarında ise cezayı veren üstün uygun gördüğü şekilde icra
edilebilmekteydi.
Padişah yanlısı Kuva-yı İnzibatiye’ye katılmak Padişah’ın yönetimi altında bulunan
bir okulda normal karşılanması gerekirken, cezaî işlem yapılmış olması, “Kuleli’de yönetim
kimde?” sorusunu akla getirmektedir. Millî Mücadele’de şehit düşen öğrenciler listesinde
adı geçen ve künye numarası 93 olan Bingazi doğumlu Sunusi Efendi’nin ceza kayıt
defterinde şu açıklamaların bulunması oldukça ilginçtir: “Kuva-yı İnzibatiye’ye gönüllü kayd
olunmakla geçüp bilahare mezunen avdet ettiğine karar verilerek bu defalık firarı hasebiyle
98
beray-ı intibah dört hafta izinden meni 73 numaralı fezleke ile 336.” 293 Ayrıca Hilafet
Ordusu mensuplarının bulunduğu kahvede oturmak da okul idaresi tarafından suç unsuru
olarak nitelendirilmektedir.
Kayıt defterlerinde yer alan diğer suçları incelediğimizde, okul ve çevresinin tarihi
hakkında bazı bilgiler edinmek mümkündür. Örneğin, Kuleli'de 1911 yılında kalorifer
sisteminin tesis edilmiş 294 olmasına rağmen, öğrencilerin “soba yakmak” nedeniyle almış
oldukları cezalar, okula verilen yakacak tahsisatının yeterli olmaması ya da kalorifer
sisteminin belirli binalara döşenmiş olabileceğini akla getirmektedir. Okul binasında 1919
tarihinde elektrik kullanıldığı, yine suç defterlerinden elde edilen bir diğer bilgidir. Okul
bahçesindeki ağaç dallarının kırılmasının yasak olduğu, sınıflarda palto asılamadığı gibi suç
unsuru vakaların kaydedilmiş olması, bizlere okulda uygulanan kurallarla ilgili önemli
veriler sunmaktadır.
Ceza kayıt defterlerinin Kuleli’nin bulunduğu Çengelköy tarihi için de veriler
sunduğunu belirtmek mümkündür. Gece sinemaya giden öğrencinin işlediği suç, Üsküdar'da
gece geç vakitlerde sinema gösterimi olduğunun kanıtıdır. Bedros isimli bir Rum’a ait
gazino ve kahvehaneye gitmenin suç defterinde yerini almış olması da Çengelköy tarihine
bir katkıdır.
Ceza defterlerindeki bilgiler, işgal döneminde öğrencilerin günlük yaşantıları
hakkında da önemli bilgiler sunmaktadır. Gençliklerinin vermiş olduğu enerjiyi futbol
oynayarak değerlendiren öğrencilere, 1920 yılında kurulan “Çengelköy Spor Kulübü” de
ilham kaynağı olmuş olabilir. 295 Yine 1919-1920 yıllarında Kadıköy’de Fenerbahçe Spor
Kulübü’nün Fransız işgal güçlerinin oluşturduğu futbol takımı ile yapmış oldukları maçlar,
öğrenci üzerinde mücadele azmi kazanmaları açısından faydalı olmaktaydı. 296 Fransız ve
İngiliz işgal kuvvetlerinin oluşturduğu futbol takımlarını yenen Fenerliler, halkın moralini
de yükseltmekteydi. 297
3.2.7. Kuleli’de Ödüllendirme Sistemi (1919-1920)
Ceza sisteminin yanı sıra, öğrenciyi ödüllendirmek suretiyle de iyi hal ve
davranışların geliştirilmesine çalışılmıştır. Öğrencilerin ödüllendirilmeleri askerliğe yakışan
hal ve tavırları dikkate alınarak yapılırdı. Ödüller, sözde kalmaz, okul disiplin defterine
kaydedilirdi. Öğrencinin talebine göre bu ödüller, herhangi bir cezalarının affı için de
kullanılırdı. İyi hal ve tavırda bulunarak ödüllendirilen öğrenci, aldığı ya da alacağı bir
cezayı, ödülüne karşılık affettirebilmekteydi. 298 Ancak, komuta kademesine karşı işlenen
suçlardan alınan cezalar ödül karşılığı af kapsamı dışında tutulurdu. Ödül alan bir öğrenci,
293
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 41, “1915-1920 Kuleli Askeri Lisesi Künye ve Mecezahat Defteri”,
s.93.
294
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No:25, “Levâzımat Defteri”, s.67.
295
BOA, DH. HMŞ., Dosya No. 4-1, Gömlek No. 4-127, 29 Mayıs 1336.
296
İkdam, Nr.8267, 1335.
297
A.Hilmi Hacaloğlu, "Kuvvacı Fenerbahçe", Popüler Tarih, Sayı. 2,Temmuz 2000, s.107. Fenerbahçe Spor
Kulübü'nün faaliyetleri, Milli Mücadele’ye katkı amacıyla yapılan silah kaçakçılığı alanında da kendini
göstermekteydi. İşgal kuvvetlerinin cephaneliklerinden kaçırılan silahlar, Kuşdili'nde bulunan kulüp binasına
götürülmekte ve gece olunca da küçük teknelerle Dereağzı'ndan Gebze'ye sevk edilmekteydi. İngilizlerin
durumdan şüphelenmesi üzerine başlattıkları tutuklamalar Fenerbahçe forması ile oynayan Askeri Tıbbiyeli
Yavuz, İsmet gibi bazı futbolcuların Ankara'ya ve Kuva-yı Milliye'ye doğrudan katılarak faaliyet
göstermelerine sebebiyet vermişti.
298
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No:41, 331-336 (1915-1920), “Kuleli İdadisi Mecezahât (Cezalar) ve
Künye Kayıt Defteri”
99
kendisi için uygun görülen tatil süresi başlamadan ya da tatil süresi esnasında ceza alırsa;
ödül süresinden talebi halinde cezası için belirlenen gün adedi kadar bir süre düşülürdü. 299
Önceleri suç grafiği yüksek olan öğrencilerin, ödül aldıktan sonra suç işleme
oranları, yok denecek kadar azalmıştır. Ödül çeşitlerini incelediğimizde, şu tablo ile
karşılaşılmıştır:
(1919-1920) Öğrenci Mükafatları ve Süreleri 300
Resim dersine çalıştığından iki gün izin
Onbaşılık vazifesini hüsn-i ifa ettiğinden iki hafta cumartesi günleri sabahı gelmek üzere taltif.
Vazifesini hüsn ü suretle ifa ettiği hususiyet ve etvarıyla emsaline numune-i emsali olduğundan Müdüriyet-i Âliyenin 30
Ağustos 1335 tarihli emri mucibince üç hafta cumartesi günü mektebe gelmek üzere umum muvacehesinde taltif edilerek
siciline meşruhat verilmiştir.
Fransızca dersinden emsaline faik bir surette çalıştığından cumartesi günü birinci derse yetişmek üzere bir hafta terhisine 7
Kanun-ı Sani 36 tarihli emr-i müdür iktizasından olduğundan şerh verildi.
Hendese dersine emsaline faik surette çalıştığından cumartesi günleri birinci derse yetişmek üzere iki hafta terhisi.
Ulum-ı Diniyye dersine emsaline faik bir surette çalıştığından cumartesi günü ilk derse yetişmek üzere ikişer hafta terhisleri
Hesap dersine büyük bir dikkatle çalıştığından cumartesi günü birinci derse yetişmek üzere ikişer hafta terhisi.
Terbiye-i Bedeniyye emsaline faik surette çalıştığından cumartesi günleri birinci derse yetişmek üzere iki hafta terhisi.
Edebiyat dersinden fevkalade çalıştığından iki hafta cumartesi sabahları gelmek üzere izinle taltifi
Almanca dersine fevkalade çalıştığından bir hafta başı cumartesi gelmek üzere izin (1920)
Dershane dolabını hıfz ve temiz bir halde bulundurduğundan üç hafta başı izni (1920)
Su-i izzet ve tavr-ı hareketinden dolayı iki hafta cumartesi birinci derse yetişmek üzere taltifi
Arkadaşının parasını bularak teslim ettiğinden üç hafta cumartesi sabahı gelmek üzere izin
Vazifesine dikkat ederek hüsn-ü hali tebeyyün ettiğinden iki hafta başı mezun bırakılmak suretiyle taltifi
1920-1923 Yılları Arasında Görev Yapan Okul Komutanları
1919-1919
1919-3. 3. 1921
3. 3. 1921-13. 7. 1921
13. 7. 1921-3. 1. 1923
Ekanı-ı Harp Kolağası
Kaymakam
Binbaşı
Kaymakam
299
Hüsnü Bey (vekâleten)
Halil Rüştü Bey b. Ahmed Paşa
Bulgurlu Mustafa Bey
Celal Bey
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No.12.
Kuleli Askeri Lisesi Arşivi, Defter No: 41, “1915-1920 Kuleli Askeri Lisesi Künye ve Mecezahat Defteri”,
336; Defter No:28, “1916-1920 Kuleli Askeri Rüşdiyesi Künye ve Mecezahat Defteri”; Defter No:40, “19101921 Kuleli İdadisi Künye ve Mecazahat Defteri”, s.25 Almanca Dersi), 38 (Dershane dolabı)
300
100
4. Cumhuriyet Döneminde Kuleli
4.1. Atatürk’ün Eğitim ve Öğretim Konusundaki Görüşleri
Mustafa Kemâl, Millî Mücadele hareketiyle bir taraftan düşmanı vatan topraklarından
atmaya çalışırken, bir taraftan da milletleri ayakta tutan eğitim konusuna el atmıştır. “Atatürk
İnkılâbı”nın birer parçaları olan ve seri halinde gerçekleştirilmeye çalışılan reformlar arasında
hiç kuşku yok ki kilit noktasını “Millî Eğitim Reformu” oluşturur. Zira, Atatürk’ün inkılâpçı
atılımlarının temelinde Türk toplumunun eğitim aracıyla çağdaşlaşması yatmaktadır.
Sakarya Savaşı’nın başlamasından bir ay önce Ankara’da, 16-21 Temmuz 1921 tarihleri
arasında Maarif Kongresi toplanmıştır. T.B.M.M. Reisi Mustafa Kemâl Paşa’nın cepheden
gelerek açtığı kongre, 301 15 Temmuz 1921 Cuma günü öğleden sonra, Ankara Darü’lmuallimîn’in konferans salonunda yapılmıştır. 302 Kongreye, bayan-erkek öğretmen ve
idarecilerden 180 kişi katılmıştır.
Yunan ordusunun saldırıya geçtiği ve Bursa, Uşak, Gediz, Emet, Tavşanlı,
Afyonkarahisar, Kütahya ile Eskişehir’in işgale uğradığı bir dönemde yapılan bu toplantı,
oldukça anlamlıdır. Mustafa Kemâl Paşa’nın kongreyi açış konuşması eğitim tarihimizin
önemli bir belgesidir. 303 Dönemin gazetelerinden Hâkimiyet-i Millîye'nin 17 ve 21 Temmuz
1921 tarihli sayılarında yayınlanan bu konuşma, Mustafa Kemâl Paşa’nın eğitim konusundaki
düşüncelerini yansıtması bakımından önemlidir.
Konuşmasının özünü oluşturan ve Atatürk’ün eğitimde gerçekleştirmeye çalıştığı temel
hedefleri birkaç başlık altında sıralayabiliriz:
1. Gelecek nesiller, hür ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ni koruyup yükseltecek
biçimde yetiştirilmelidir.
2. Eğitimde birlik sağlanmalı ve millî olmalıdır. Başkalarını taklitle gelişme
sağlanamaz.
3. Eğitim, bilime dayanmalı ve lâik olmalıdır.
4. Millî dehamızın gelişmesi millî kültürle sağlanabilir.
5. Eğitim yaygınlaştırılmalı ve bilgisizliği gidermelidir.
6. Genel bilginin yanında meslekî teknik bilgileri kazandırmalı; işe yarar, üretici ve
hayatta başarılı olacak insanlar yetiştirmelidir.
7. Eğitim, hür düşünce içerisinde, yeni nesillerde erdem, fedakârlık, düzen, disiplin,
kendine ve milletinin geleceğine güven duygularını geliştirmelidir.
8. Eğitim, toplumu cehaletten kurtarmalı, bireyin bilgi ve ahlak düzeyini yükselterek
yeteneklerini ortaya çıkarıp, geliştirmelidir.
Mustafa Kemâl'in kongreden ayrılmasından sonra Maarif Vekili Hamdullah Suphi
Bey'in başkanlığında çalışmalara başlanmıştır. Kongrede ele alınan ilk konu Maarif Vekâleti
tarafından halk mektepleri kurulması projesidir. Bu projeye göre ilköğretim dört senedir.
Sonradan ilköğretime 1 yıl daha eklenmiştir.
Mustafa Kemâl Paşa’nın eğitim reformlarının ikinci basamağını Tevhîd-i Tedrîsat
Kanunu (Öğretimin Birleştirilmesi Kanunu) oluşturur.
301
Necdet Sakaoğlu, a.g.e., s.160 (Maarif Kongresi’nin 16-21 Temmuz 1921 tarihleri arasında toplandığını
belirtmektedir.)
302
Yahya Akyüz, “Atatürk ve 1921 Eğitim Kongresi”, Cumhuriyet Döneminde Eğitim, İstanbul, 1983, s.91.
303
Necdet Sakaoğlu, a.g.e., s.160-161.
101
2 Mart 1924 günü Cumhuriyet Halk Fırkası gündemine üç önemli yasa tasarısı
getirilmiştir. O gün grup tarafından tartışılıp benimsenen yasa tasarıları, 3 Mart'ta Meclise
sunulmuştur. 304 Saruhan Mebusu Vasıf (Çınar) Bey ve 57 arkadaşının imzasıyla gündeme
getirilen Tevhid-i Tedrisât kanun tasarısında yer alan belli başlı maddeler:
Madde 1. Türkiye dâhilindeki bütün müessesat-ı ilmiye ve tedrisiye (bilim ve öğretim
kurumları) Maarif Vekâletine (bağlıdır) merbuttur.
Madde 2. Şeriye ve Evkaf Vekâleti veyahut hususi vakıflar tarafından idare olunan
bilcümle medrese ve mektepler Maarif Vekâletine devir ve raptedilmiştir.
Madde 3. Şeriye ve Evkaf Vekâleti bütçesinde okullar ve medreselere tahsis olunan
meblağlar Maarif Vekâletine nakledilecektir.
Madde 4. Maarif Vekâleti yüksek diniyât mütehassıslarını (din adamlarını) yetiştirmek
üzere Dârülfünun’da (Üniversite’de ) bir İlahiyat Fakültesi tesis ve imamet ve hitabet gibi
hidemat-ı diniyyenin (dini hizmetlerin ) ifâsı vazifesiyle mükellef memurların yetişmesi için de
ayrı mektebler küşad edecektir (açacaktır).
Madde 5. Bu kanunun neşri tarihinden itibaren terbiye ve tedrisât-ı umumiye ile
müşteğil (uğraşmış) olup, şimdiye kadar Müdafaa-i Milliye’ye, (Millî Savunma) merbut (bağlı)
olan askerî rüşdiye ve İdadîlerle, Sıhhıye Vekâleti’ne (Sağlık Bakanlığı) Darüleytamlar
(yetimler yurdu) bütçeleri ve heyet-i talimiyeleri (talim heyetleri) ile beraber Maarif
Vekâleti’ne raptolunmuştur. Mezkûr (adı geçen, zikredilen) rüşdi ve idadîlerde bulunan heyet-i
talimiyelerin cihet-i irtibatları (bağlılık yönleri) âtiyen (gelecekte) ait olacağı vekâletler
(bakanlıklar) arasında tahvil (değiştirme) ve tanzim (düzenleme) edilecek ve o zamana kadar
orduya mensup olan muallimler orduya nispetlerini muhafaza edeceklerdir.
Bu kanunla Türkiye genelinde bulunan 470 medrese kapatılmış olup, kapatılan
medreselerdeki öğrenci sayısı 16.245’tir. 305
4.2. Kuleli Askerî Lisesinin Sivil Liseye Dönüştürülmesi (1924)
Tevhid-i Tedrîsat Kanunu’nun yürürlüğe girmesinin ardından uygulamaya geçilmiş ve
kanunun askerî orta öğretim kurumlarının yeni statülerini belirleyen 5 nci maddesi uyarınca o
döneme kadar Harbiye Nezareti’nin (Millî Savunma Bakanlığı) bünyesinde yer alan askerî
rüşdiye ve idadîler, Harbiye Nezareti'nden ayrılarak Maarif Bakanlığına (Millî Eğitim
Bakanlığına) bağlanmıştır.
1924 yılına ait Kuleli arşivinde bulunan personel ve sınıf geçme defterlerinden
anlaşıldığına göre, 1924-1925 öğretim yılı başında Kuleli’nin hem rüşdiye hem de idadî
kısımlarının sivilleştirilmesi ve harp okullarına sivil liselerden öğrenci alınması yürürlüğe
girmiş ve okul, “Kuleli Lisesi” adını almıştır. 306 Bu uygulamayla öğrencilere askerî kıyafet
yerine sivil elbiseler giydirilmiş ve müfredatından askerlikle ilgili dersler çıkarılmıştır. Yine
Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereğince okulda yönetim ve öğretim kadroları tamamen
sivilleştirilerek, subay olan öğretmenler ordunun diğer birliklerinde görevlendirilmişlerdir. 307
304
Bu konuda, İsmet İnönü, hatıralarında; “Şeriye ve Evkâf Vekâleti ile Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekâleti, din
ve ordunun siyasi cereyanların ve münakaşaların dışında tutulması gerekçesi ile kaldırıldı. Hilâfet kaldırıldı. Ve bu
arada, aynı gün başka bir teklifle eğitim birliğini sağlayacak olan “Tevhid-i Tedrisât” Kanunu meclisten geçirildi.
Bunların hepsi 3 Martta, bir gün içinde oldu. Laik Cumhuriyetin prensiplerini bir gün içinde gerçekleştiriyoruz“
demiştir. (İsmet İnönü, Hatıralar, C.2, Bilgi Yayınevi, Ankara, 1987, s. 189.)
305
İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s. 98-99.
306
Cumhuriyet’in ilânına kadar tarihî belgelerde, “Dersaadet İdadîsi”, “Mekteb-i Harbiye İdadîsi”, “Mekteb-i
Fünûn-ı İdadiye”, “Mekteb-i İdadiye-i Şâhâne”, “Mekteb-i İdadiye” ve “Kuleli Kışlası’nda veya Kuleli’de kâin
Mekteb-i İdadiye” gibi adlarla anılan okul, Cumhuriyet döneminde “idadiye” adı terk edilerek “lise” kullanıldığı
için “Kuleli Askerî Lisesi” veya “Kuleli Lisesi” adını almıştır.
307
1340-1341 tarihli “Kuleli Askerî Lisesi Personel Defteri”, Kuleli As. Lis. Arşivi
102
4.3. 1924 Yılından 1975 Yılına Kadar Kuleli Askerî Lisesi
Askerî orta dereceli okulların sivilleştirilmesi, sadece bir öğretim yılı (1924-1925)
uygulanabilmiştir. Bu bir yıllık uygulama sonucunda askerî orta öğretim kurumlarında
öğrencilerin askerlik mesleğine intibakının ancak küçük yaşlarda gerçekleşebildiği ve önceki
uygulamanın daha başarılı sonuçlar verdiği göz önünde bulundurularak, eski statüye dönülmesi
kararlaştırılmış ve Kuleli yeniden 1925-1926 öğretim yılında askerî lise yapılmıştır. Okul bu
tarihten itibaren “Kuleli Askerî Lisesi” adını almıştır. 308
Kuleli, 1925
Bugün büyük bir coşku ile
terennüm edilen “Kuleli Marşı”nın
yazılması ve bestelenmesi, 1927-1928
öğretimde yılında gerçekleştirilmiştir. O
yıl açılan Kuleli Marşı güfte yarışmasında
birinci olan, 10. sınıf öğrencilerinden
Kemâl Yalçınalp’ın 309 yazdığı eser,
okulun müzik öğretmenlerinden Hamit
Ergüvenç tarafından bestelenmiştir.
Cumhuriyet’in bu ilk yıllarında, Kuleli Askerî Lisesi’ne alınacak öğrencilerin okula
girmeden önce soruşturmaları çok yönlü yapılırdı. Bu soruşturma, köy ve mahalle
muhtarlığından başlar, Emniyet Amirliğinde son bulurdu. Soruşturma işlemi bugünkünden
biraz farklıydı. Öğrencinin velisi veya kendisi gerekli yerlere başvurarak, askerî okula
gireceğini bildirir ve bunun için bir sakınca olup olmadığını sorardı. İlgili makam, araştırma
sonucunda askerî okula girmesinde bir sakınca olup olmadığını soruşturma formuna
kaydederdi. Bütün soruşturma mercilerinden “askerî okula girebilir” onayı alan öğrenci,
dilekçesine soruşturma belgesini de ekleyerek okula müracaat edebilirdi. Askerî liselerin
kaynağını askerî ve sivil ortaokullar oluşturmaktaydı. Öğrenci alımlarında bu yıllarda da bir
sınav uygulandığını ve bu sınav sonucuna göre öğrenci seçimi yapıldığı bilinmektedir. 310
Öğretim süresi 3 yıl olan Kuleli Askerî Lisesi’nde, birinci sınıfta kalma hakkı yoktu.
İkinci ve üçüncü sınıflarda ise sadece bir yıl kalma hakkı vardı. Birinci sınıfta kalanlar ile ara
sınıflarda bir yıldan fazla kalan olursa bunlar alaya çıkartılırdı. Öğrencinin sınıfı geçebilmesi
için bütün derslerde başarılı olması gerekiyordu. Tek dersten kalanlar dahi alaya
gönderiliyordu. 311 Alaya çıkartılanların askerlik hizmetleri şu şekilde oluyordu: Birinci sınıftan
alaya çıkan öğrenciler, askerî birliklerde normal iki yıl askerlik hizmetini yaptıktan sonra bir yıl
da öğrenciliğin tazminatı olarak askerlik yapar; böylece 3 yıl askerlik yapmış olurdu. İkinci
sınıftan alaya çıkan öğrenciler dört yıl, üçüncü sınıftan çıkanlar ise beş yıl askerlik hizmeti
yapardı. 312
Okulda, öğretim yılı içerisinde, bütün derslerde, üç yazılı sınav uygulanırdı. Yazılı
sınavları başarı ile geçen öğrenciler, bütün derslerden bir de sözlü sınava alınırdı. Ayrıca, son
sınıfta, yıl sonunda “Olgunluk Sınavı” adı altında bir mezuniyet sınavına girilirdi. Bu
308
1341-1342 Tarihli “Kuleli Askerî Lisesi Sınıf Geçme Defteri”, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi.
23 Nisan 1910’da İstanbul’da doğmuş olan Kemâl Yalçınalp, Miralay Vacit Bey’in oğludur. 14 Eylül 1926
tarihinde Kuleli’de öğrenime başlamış, 1930 yılında mezun olmuştur. Kara Harp Okulu’ndan 1932’de subay
nasbedilmiştir. Yarbay rütbesinde vefat etmiştir. Kuleli Marşı, okul yıllıklarında ilk kez 1935-36 öğretim yılından
itibaren yer almıştır.
310
1925-1926 Öğrenci Kayıt Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi
311
1936–1937 Sınıf Geçme Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi
312
(E) Alb. Mehmet Özen’in Hatıraları, Kuleli Askerî Lisesi Tarihçe Hazırlama Kurulu Arşivi
309
103
mezuniyet sınavı, 1936 yılına kadar “Bakalorya” olarak adlandırılmış, 1936’dan sonra ise
“Olgunluk Sınavı” olarak anılmıştır. 313 Bu sınav, 1935-1936 öğretim yılına kadar son sınıfta
okutulan bütün dersleri kapsarken, 1935-1936 öğretim yılı Sınıf Geçme Defteri’ne göre sınavda
sorumlu olunan ders sayısı üçe indirilmiştir. Olgunluk Sınavı’nda başarılı olan öğrenciler,
Harbiye’ye girmeye hak kazanıyorlardı. Kazanamayanlar ise yedek subay okuluna gidip, altı ay
kurstan sonra “Askerî Kâtip” oluyorlardı. 314 Bunlar “Albay” rütbesine kadar
yükselebilmelerine rağmen, bazı haklardan mahrum bırakılıyordu. Örneğin bütün subaylara
hizmet eri verilirken, bunlara verilmiyordu.
Derslerden zayıf olan öğrencilere birkaç hafta izinsizlik cezası veriliyordu. Cezası
bittikten sonra dersini düzeltebilirse izinsizliği kaldırılıyor, aksi takdirde yıl sonuna kadar
izinsiz kalıyordu. Kopya çekmek büyük suç olarak kabul ediliyor, bu suçu işleyenlere ağır
cezalar veriliyordu. 315
Öğrenciler sabah erken kalkıyor, temizlik işlerini bitirdikten sonra kahvaltıya
gidiyorlardı. Kahvaltıdan sonra bir saat etüt yapıyorlardı. Her öğrenci, etütte ders çalışmak
zorundaydı. Etütte ders çalışmayan ve gürültü yapan öğrenciler cezalandırılıyordu. Saat 9’da
başlayan dersler, üç saat öğleden önce, üç saat öğleden sonra olmak üzere altı saatti. Ders
bitiminden akşam yemeğine kadar dinlenmeye ayrılmıştı. Akşam yemeğinden sonra iki saat
etüt vardı. Etütten sonra, ihtiyaca göre, tahsis edilen bir odada ihtiyarî etüt yapılırdı. 316
O döneme ait kayıtlar incelendiğinde, günümüzde olduğu gibi öğrenciler tarafından
yürütülen nöbet hizmetlerinin yer aldığı görülmektedir. Öğrenciler koğuşlarda birer saat nöbet
tutuyorlardı. Gece, nöbetçi öğrenciler, nöbetçi subaylar tarafından kontrol ediliyordu.
Etüt saatlerinde öğrencilerin başında öğretmenleri bulunuyordu. Nöbetçi öğretmenlerin
görevi etüt saati sonuna kadar devam ediyor, etüt bitiminde evlerine gidebiliyorlardı. Etüt
saatinden sonraki kontroller, nöbetçi subaylar tarafından yürütülüyordu.
Her sınıfta, bütün kısımlar için, çalışkan ve disiplinli öğrenciler arasından ayrı ayrı birer
mümessil ile okul genel mümessili (bir adet) seçiliyordu. Bu mümessiller, yoklama yapmak,
sınıf defterlerini hazırlamak ve sükûneti sağlamakla görevliydi. İşler, mümessiller arasında
koordine ve işbirliği ile yürütülüyordu.
Öğrencilere ders başarılarına göre onbaşı,
çavuş, üstçavuş, başçavuş rütbeleri verilerek, günümüzdeki öğrenci komuta teşkilatına benzer bir uygulama yapılıyordu. 317
Askerî lise öğrencileri, dışarıda,
yakası kapalı, lacivert elbise giyiyorlardı.
Bunların pantolonlarında kırmızı şeritler
vardı. Okul içerisinde de yakası kapalı
asker elbisesi giyiliyordu. Dışarıda iskarpin,
içeride ise potin ya da bot giyiliyordu.
Kuleli Kampı 1933-1934
313
1935–1936 Sınıf Geçme Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi
1930-1931 öğretim yılında Bakalorya’da başarısız olup ikmale (bütünlemeye) kalan öğrenciler, ikmal
sınavlarında da başarılı olamazsa ceza olarak alaya gönderiliyordu.
315
1932-1933 öğrenci Ceza Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi
316
1929-1930 Muhaberat Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi
317
1931-1932 Kuleli Askerî Lisesi Yıllığı, 1932-1933 öğrenci Ceza Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi.
314
104
Hafta sonu iznine, sınıflar sıra ile çıkıyordu. Bir hafta bir sınıf, diğer hafta bir başka
sınıf izne çıkabiliyordu. Hafta sonu izin süresi, sabah dokuzdan akşam beşe kadardı. Ailesi
İstanbul’da olan öğrenciler, “evci” de çıkabiliyorlardı. Evci uygulaması, cumartesi günü
başlayıp, pazar akşamı sona ererdi.
Her öğretim yılı sonunda, bir ay süren kamp döneminde; piyadecilik eğitimi, atış ve
spor yaptırılırdı. Öğretim yılı içerisinde öğrencilerin boş zamanlarında birbiriyle kaynaşmasını
sağlayacak ve sosyal yardımlaşma duygularını pekiştirecek aktivitelere, kampta daha da ağırlık
verilirdi. 318
1939 yılına ait kayıtlar incelendiğinde, Halıcıoğlu Askerî Lisesi’nin daha önceki
yıllarda kapatıldığını, Kara Kuvvetleri Komutanlığına bağlı olarak üç askerî lisenin öğretim
faaliyetlerini sürdürdüğü bilinmektedir: İstanbul’da Kuleli Askerî Lisesi, Davutpaşa
Kışlası’nda Maltepe Askerî Lisesi 319 ve Bursa’da Işıklar Askerî Lisesi. Ayrıca bu askerî liselere
ek olarak İstanbul Heybeliada’da Deniz Lisesi ile Kırıkkale’de de Askerî Sanat Lisesi öğretim
faaliyetlerini sürdürmekteydi.
Maltepe Askerî Lisesi
(Topkapı/Maltepe)
Işıklar Askerî Lisesi
318
1929-1930 Muhaberat Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi
İstanbul’da (Topkapı) Maltepe semtinde, II. Mahmud zamanında Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye Ordusu
Komutanı Ağa Hüseyin Paşa tarafından; Rami, Münzevi ve Davutpaşa kışlalarının hastane ihtiyacını karşılamak
üzere inşa ettirilen binada eğitim-öğretim faaliyetine başlamıştır. Bina, 1918-1923 yılları arasında Fransızlar
tarafından işgal edilerek, kışla olarak kullanılmıştır. 1926 yılında açılan Maltepe Askerî İlk Mektebi’nin 1928
yılında askerî liseye çevrilmesiyle orta dereceli askerî okul olarak faaliyetlerini sürdürmüştür. Kuleli, Halıcıoğlu
ve Tokat liselerinin ara sınıflarından nakledilen öğrencilerin 1929-1930 yılında diplomalarını almasıyla Maltepe
Askerî Lisesi ilk mezunlarını vermiştir. II. Dünya Savaşı yıllarında (Mayıs 1941-Ağustos 1947) Akşehir’e
taşınmış, savaşın bitiminde Kuleli Askerî Lisesi bünyesinde eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürmüş, Ekim1950’de
lağvedilerek Kuleli ile birleştirilmiştir. 1929-1950 yılları arasında 3727 mezun vermiştir.
319
105
Yine bu dönemde, Konya ve Erzincan’da 320 bulunan iki askerî ortaokula ek olarak
Kuleli, Maltepe ve Işıklar Askerî Liseleri bünyesinde öğretim faaliyetlerini sürdüren askeri
ortaokullar yer almaktaydı. Bu durumda Kara Kuvvetleri’ne bağlı askerî ortaokul sayısı beşti.
Askeri liseler ve ortaokullarda öğretim süresi üçer yıldı.
Konya Askerî Ortaokulu
Erzincan Askerî Ortaokulu
Askerî ortaokullara girmek isteyen öğrencilerde şu şartlar aranıyordu:
1. Birinci sınıf için 12-16, İkinci sınıf için 13-17, Üçüncü sınıf için 14-18 yaşları
arasında olmak,
2. Birinci sınıfa girmek isteyenler için, beş sınıflı ilkokulu; ikinci sınıfa girmek için,
ortaokul birinci sınıfı; üçüncü sınıfa girmek için, ortaokul ikinci sınıfı bitirmiş olmak,
3. Vücut yapısı düzgün ve ahenkli (uyumlu) olmak. Sağlıklı olmak, hiçbir hastalığı
bulunmamak, emir komutaya mani kekemelik gibi arızaları olmamak (Başı kel ve yaşına göre
boyu kısa olanlar kabul edilmiyordu),
4. Kusursuz bir ahlâk ve sicil
sahibi olmak [Ortaokul ikinci ve
üçüncü sınıflardan askerî okullara
girecek öğrencinin, ayrıldığı ortaokulun
Askerlik dersi öğretmeninden, ahlâk ve
seciyesi hakkında mahrem (gizli) bir
rapor alarak, bu raporu dilekçesine
iliştirecektir.],
5. Ailesinin kötü hali ve şöhreti
olmamak,
320
Erzincan’da ilk askerî okul, Sultan II. Abdülhamit döneminde (1876-1909), 1884 yılında Hükümet Konağı ile
Müşirlik Binası arasında yeni inşa edilmiş bir binada, beş sınıflı olarak açılan “Askerî Rüşdiye”dir. 1906’da
Askerî Rüşdiye’den ayrı olarak, önce Karakol, sonra da Sanayî Mektebi olarak kullanılan binada, bir de Askerî
İdadî açılmışsa da 1916 yılında şehrin işgal edilmesi üzerine her iki okul da kapatılmıştır.
Millî Mücadele yıllarında Sarıkamış’ta faaliyet gösteren Askerî Ortaokul, 1923 yılında Erzincan’a
taşınarak, Erzincan Askerî Lisesi adıyla faaliyetlerine devam etmiş ve 1924 yılında mezun olan 7 öğrenci, Harbiye
Mektebi’ne (İstanbul) gönderilmiştir. Erzincan Askerî Lisesi, 1927 yılında kapatılarak, öğrencileri Kuleli Askerî
Lisesi’ne nakledilmişse de Askerî Ortaokul, 27 Aralık 1939’daki “Büyük Deprem”e kadar faaliyetini
sürdürmüştür. Bu depremden sonra öğrenciler, Konya Askerî Ortaokulu’na nakledilmiş, mezuniyetlerini müteakip
İstanbul Maltepe Askerî Lisesi’nde öğrenimlerine devam etmişlerdir.
Erzincan Askerî Lisesi, 29 Mayıs 1955 tarihinde Orta 1. ve Lise 1. sınıflara öğrenci kaydederek, Rus
işgalinde yanan Hamidiye Kışlası’nın yerine inşa edilen yeni binasında, üçüncü kez öğretim faaliyetine
başlamıştır. 1960-1962 öğretim yılında Bursa Işıklar Askerî Lisesi lağvedildiğinde, bu okulun öğrencileri de
Erzincan Askerî Lisesi’ne nakledilmiştir. 8 Ağustos 1966’da okulun kapatılmasına karar verilince, 19 Eylül
1966’da öğrencileri Kuleli ve Işıklar askerî liselerine dağıtılmıştır. Lise ve ortaokulun boşaltılan binalarına, 11
Ekim 1967’de Erzurum’da bulunan III. Ordu Karargâhı taşınmıştır.
106
6. Geldiği okulda sınıfta kalmamış olmak. (Ayrılacağı okulda bütünlemeye kalmış olan
öğrenciler, bütünlemelerini verdikleri ve okulda yer bulunduğu takdirde alınabiliyorlardı.)
7. Önce bulunduğu ortaokuldan her ne suretle olursa olsun çıkarılmış olmamak,
8. Bir veli göstermek.
Kendi kendini yetiştirmiş ve özel öğretmenlerden ders almış olanlar, askerî ortaokullara
alınmıyorlardı. Özel ilkokul mezunları, resmî ilkokulların son iki sınıfına ait derslerden bir
sınava tabi tutuluyor, başarılı olanlar, askerî ortaokulların birinci sınıfına alınabiliyordu.
Resmî okullarla eşitliği tasdik edilmeyen özel okullar ile tahsili orta derecede olan resmî
ve özel meslek okulları arasından askerî ortaokulların ikinci ve üçüncü sınıflarına girmek
isteğinde bulunanlar, girmek istedikleri sınıftan bir önceki sınıfa ait bütün derslerden ve
Askerlik dersinden bir sınava tabi tutuluyorlar, bunda başarı gösterdikleri takdirde okula kabul
olunuyorlardı.
Resmî ve eşitliği onaylanmış özel okullardan “nakil tasdiknamesi”yle gelen öğrenciler,
diğer şartları taşıyorsa, askerî ortaokullara girmek istedikleri sınıflara sınavsız alınıyorlardı.
Askerî ortaokullara girmek isteğinde bulunan öğrencinin miktarı, belirli kadro miktarından
fazla ise aralarında bir yarışma sınavı açılıyor; başarılı olanlar okula girmeye hak
kazanıyorlardı. Askerî ortaokulların öğrenci kayıt işlemlerine, her yıl Temmuz ayında
başlanıyordu. Bu okullara girmek isteyenler, askerî ortaokulun bulunduğu yerlerde doğrudan
doğruya okul müdürlüğüne, diğer yerlerde ise Haziran başından itibaren ikamet ettikleri yere
en yakın askerlik şubesi başkanlığına bir dilekçe ile müracaat ederek, dilekçelerine şu belgeleri
eklemeleri gerekiyordu: 321
1. Fotoğraflı nüfus hüviyet cüzdanı veya tasdikli sureti,
2. En geç bir yıl içerisinde yaptırılmış çiçek aşısı belgesi,
3. Mezun oldukları veya öğrenim gördükleri okullardan alınacak fotoğraflı şahadetname
veya tasdikname,
4. Ailesinin, kendisinin ve velisin kötü hali ve şöhreti bulunmadığına dair mahallî
yöneticiden alınmış fotoğraflı ve tasdikli ilmühaber,
5. Askerî ortaokula kabul edildiği takdirde, okulun tabi olacağı kanun, talimat, emir ve
esasları kayıtsız ve şartsız kabul edeceğine, okulda iken yaşını değiştirmeyeceğine dair
velisince uygun görülen ve noterlikçe tasdik edilen bir taahhütname,
6. Okul müdürünün veya askerlik şube başkanının sevk edeceği askerî bir hastaneden
usulüne göre yapılacak muayene sonucunda verilecek bir sağlık raporu.
Askerî liselerin ikinci devresine öğrenci alımı şartları ise şunlardır:
1. Yaşı, lise birinci sınıf için 15-19, lise ikinci sınıf için 16-20, lise üçüncü sınıf için 1721 arasında olmak,
2. Lise birinci sınıfa girmek için ortaokulu, lise ikinci sınıfa girmek için liselerin birinci
sınıfını, lise üçüncü sınıfa girmek için liselerin ikinci sınıfını bitirmiş olmak,
3. Askerî ortaokullara öğrenci kabul şartlarının 3., 4., 5., 6., 7. ve 8. maddelerindeki
yazılı şartlara haiz olmak.
Orta dereceli meslek okulu mezunları ile özel okulların ikinci devre öğrencileri, askerî
liselere girmek istedikleri sınıftan bir önceki sınıfın bütün derslerinden ve Askerlik dersinden
bir sınava tabi tutularak, bunda başarı gösterdikleri takdirde, okula girmek hakkını
kazanıyorlardı. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı resmî ortaokul mezunlarıyla, resmî liselerin
ikinci devre öğrencileri, istedikleri sınıfa sınavsız alınıyorlardı. Askerî liselere girmek isteyen
öğrenci sayısı, kadrodaki sayıdan fazla ise girecekleri sınıfa göre bir sınava tabi tutuluyorlardı.
321
Kültür Düsturu, s.1076–1078.
107
Askerî liselerin ikinci devrelerine (lise kısmı) girecek öğrencilerden, askerî ortaokula girerken
aranan belgeler aynen isteniyordu. 322 Cumhuriyet döneminin ilk yıllarında Kuleli Askerî
Lisesinde okutulan derslere bakacak olursak şöyle bir tabloyla karşılaşırız. 323
DERSLER
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
Birinci Sınıf
İkinci Sınıf
Üçüncü Sınıf
Edebiyat
Fransızca
Tarih
Coğrafya
Hayvanat
Nebatat
Fizik
Cebir
Hendese
Resm-i Hattî
Arapça
Farsça
Kimya
Terbiye-i Bedeniye
Edebiyat
Fransızca
Tarih
Coğrafya
Arziyat
Fizik
Cebir
Hendese
Arapça
Farsça
Felsefe
Müsellesat
Kimya
Terbiye-i Bedeniye
Edebiyat
Fransızca
Tarih
Coğrafya
Fizik
Cebir
Hendese
Resm-i Hattî
Felsefe
İçtimaiyat
Mekanik
Kozmografya
Kimya
Terbiye-i Bedeniye
1918-1922 yılları arasında sınıflarda okutulan derslerle kıyasladığımızda bazı
farklılıklar olduğu gözlenmektedir.
Millî Eğitim Bakanlığı tarafından liseler için düzenlenen program, ilk defa askerî
liselerde uygulanmaya başlanmıştır. Bu programı desteklemek amacıyla Kuleli Askerî
Lisesi’nin kuzey yönündeki ek binada, eğitime yardımcı olacak laboratuvarlar bu dönemde
kurulmuştur. Sınıflarda, Türkçe dersi yerine Edebiyat dersleri okutulmaya başlanmıştır.
1918-1922 yılları arasında programdan çıkarılan Arapça ve Farsçanın, Cumhuriyet’in
ilk yıllarında yeniden okutulmaya başlandığı görülür. Söz konusu eski programda ağırlıkta olan
Batı dilleri öğretiminde de değişikliğe gidilmiş, programdan İngilizce, Almanca ve Rusça
çıkarılarak, geriye sadece Fransızca kalmıştır. Bu uygulamayı, o dönemde Fransız dilinin
dünya ülkeleri arasında kazandığı itibarla açıklamak mümkündür. Arapça ve Farsçanın yeniden
programa alınması, medrese eğitim anlayışının az da olsa etkisini devam ettirdiğini
göstermektedir. Bu dönem, modern eğitim anlayışının, medrese ile son hesaplaşmasının olduğu
dönemdir. Programa bir taraftan Arapça ve Farsça girerken, Akaid ve Fıkıh derslerinin
kaldırılması, bu mücadelenin bir sonucu olsa gerek.
Ders programında yapılan düzenlemede bazı dersler çıkartılıp, bunların yerine başka
dersler getirilmiştir. Programdan çıkarılan dersleri şöyle sıralanabilir:
DERSLER
Birinci Sınıf
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
322
323
Akaid
Tarih-i Kadim
Malumat-ı Hukukiye
Hikmet
Türkçe
Tahrir ve İnşa
İkinci Sınıf
Akaid
Nebâtât
Hikmet
Türkçe
Tahrir ve İnşa
Üçüncü Sınıf
Akaid ve Fıkıh
Hesab-ı Nazari
Makine
Hikmet
Hıfzısıhha
Almanca
Rusça
İngilizce
Arapça
İlm-i Arz
Topografya
Kültür Düsturu, s.1078–1080.
1338–1341 (1922-1925) Kuleli Askerî Lisesi Sınıf Geçme Defteri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi
108
Fen derslerine ağırlık verilmeye çalışıldığı bu dönemde, pek ilerleme kaydedildiği de
söylenemez. Makine dersi yerine konan Matematik ve Fizik dışında yeni bir gelişme yoktur.
Programdan çıkarılan ders sayısı, yeni konan ders sayısından oldukça fazla olduğu için, yeni
düzenleme ile programın hafifletildiğini söylemek mümkündür. 1918-1922 döneminde son
sınıfta 20 ders okutulurken, bu dönemde ders sayısı on dörde düşmüştür. Bu hafifleme, diğer
sınıflarda da görülmektedir. Çıkarılan derslerin yerine programa dahil edilen dersler:
DERSLER
1
2
3
4
5
Birinci Sınıf
Edebiyat
Nebâtât
Fizik
Arapça
Farsça
İkinci Sınıf
Edebiyat
Arziyat
Fizik
Arapça
Farsça
Üçüncü Sınıf
Mekanik
İçtimaiyat
Cebir
Fizik
Programa giren bu derslerden Cebir, Arapça, Farsça ve Nebâtât, okulun daha önceki
programlarında da yer almıştır. Bu bakımdan orijinal değildirler. Matematik ve Hesap
derslerinin yerini Cebir almıştır. Bu dönemde bugün de olduğu gibi dersler gruplara
ayrılmıştır. 324 Bu grupları şöyle sıralamak mümkündür:
1
2
3
4
5
6
DERSLERİN GRUPLARI
1924-1936 Arası
1936’dan sonra
Askeriyeye Hazırlık ve Bedenî Terbiye Grubu
Askerlik Bilimi
Tabiî İlimler Grubu
Tabiî Bilimler
Edebiyat Grubu
Sosyal Bilimler
Tarih ve Coğrafya Grubu
Yabancı Diller
Riyazî İlimler Grubu
Riyazî Bilimler
Fizik İlimleri Grubu
Fizikî Bilimler
1924’te kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile Kuleli’nin sivil liseye
dönüştürüldüğü dönemde sınıf sayısı on birdir. Bunun beş sınıfını ilkokul, üç sınıfını ortaokul
ve üç sınıfını da lise kısmı oluşturuyordu. 325 1924’te Tevhid-i Tedrisat Kanununun kabulünden
sonra eski Tıbbiye İdadîsinin bulunduğu bina (bugün Muhafız Bölüğü binası olarak
kullanılmaktadır), İlkokul ile (Orta Öğretim) Birinci Devre’ye (ortaokula) tahsis edilmiştir.
1929 yılında, bu İlkokul ve Birinci Devre, okul bünyesinden ayrılmıştır. Birinci Devre
Kuleli’den ayrılınca, “Çengelköy Askerî Orta Mektebi” adını almıştır. 326
1925 yılından sonra okutulan dersleri nicelediğimizde önemli bir değişiklik olmadığı
sadece derslerin isim değiştirdiği ve bazı yeni derslerin ilâve edildiği görülmektedir. 1926’da
Müsellesât dersinin adı “Trigonometri” olarak değiştirilmiştir. 327 1926-1927 öğretim yılında
programa, askerlikle ilgili “Malumat-ı Askerîye ve Askerliğe Hazırlık” dersleri konmuştur.
1928 yılında da Arapça ve Farsça dersleri kaldırılarak, bunların yerine Jimnastik ve Askerlik
dersleri getirilmiştir. Aynı yıl konan yeni dersler arasında Fizyoloji, Musiki ve Atölye El
İşlerini sayabiliriz. 328 Okulun öğrenci sayısı yıllara göre değişiklik arz etmektedir. 1925 yılında
son sınıfta 131 öğrenci varken, bu sayı 1930’da 245’e çıkmıştır. Okulun ortaokul kısmı
kapatıldıktan sonra lise kısmındaki öğrenci sayısının arttırılması, bu farkın ortaya çıkmasına
sebep olmuştur. 1925-1926 öğretim yılında toplam öğrenci sayısı 512’dir. 329
324
1929–1930 Kuleli Askerî Lisesi’ni Bitirenlerin Hatıraları, Kuleli Askerî Lisesi Şeref Salonu ve Birlik Müzesi.
1340–1341 Senesi Sınıf Geçme Defterleri, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi
326
1929–1930 Kuleli Askerî Lisesi Şeref Salonu ve Birlik Müzesi.
327
1342–1343 Sınıf Geçme Defteri,
328
1928–1929 Sınıf Geçme Defteri,
329
1925–1926 Devlet Salnamesi,
325
109
1929-1930 öğretim yılında, okulda sosyal faaliyetlerin yürütülmesi amacıyla yeni bir
teşkilat oluşturulmuştur. 330 Askerliğin esası olan inzibat ruhunu (disiplin anlayışını) geliştirmek
düşüncesiyle mangaya benzeyen ve dokuz öğrenciden meydana gelen bu kuruluş, her kısım
içerisinde teşkilatlanmıştı. Bu dokuz kişiden her biri, bir faaliyet cephesini üstlenmekteydi. Bu
faaliyet cepheleri: Temizlik ve Sağlık, Okul Eşyasını Koruma, Muaşeret ve Nezaket, Fakirlere
Yardım, Gezinti ve Seyahat, Güzellik, Kooperatif, Spor, İnzibat olarak belirlenmişti. Kısımda
bulunan öğrencilerden her biri, bir grubun mümessili; diğer sekiz grubun azası (üyesi) sıfatıyla
faaliyette bulunuyordu. Her mümessil, temsil ettiği faaliyet kuruluşunun görevleri hakkında
sekiz arkadaşına aydınlatıcı bilgi vermek ve işleri takip etmekle görevliydi. Dokuzlu grup
içerisinde her grup mümessili, grup kısım mümessiline, grup kısım mümessili de genel sınıf
mümessiline bağlıydı. Bu nedenle okulun bütün öğrencileri, omuzlarına görev ve sorumluluklar
yüklü bulunan faal bir sosyal zümre mahiyetini almaktaydı. 331
Kuruluşun amaçları: Yukarıdan aşağıya doğru inen emir-komuta ilişkisi içerisindeki bir
sosyal faaliyet sistemi yerine; aşağıdan yukarıya doğru çıkan, yani fertlerinin düşüncesine
önem veren, fertlerinden görev ve sorumluluk isteyen bir sosyal faaliyet sistemini
uygulamaktı. Bir nevi yönetileni yönetime katmak ya da öğrenci merkezli eğitim anlayışı
olarak adlandırılacak bu sistemin amacı, öğrenciye kendi azim ve iradesiyle böyle bir kişilik
kazandırmaktı.
1928 yılında okulda keman, flüt ve korodan meydana gelen bir orkestranın faaliyetleri
bilinmektedir. 332 Öğrencilerden meydana gelen bu topluluğa, 1928-1930 yılları arasında
kemanlarla Fazıl Işıközlü, Kenan Kocatürk ve flütle Ziya Omay eşlik etmiştir. Öğrenciler
arasında sosyal faaliyetler çerçevesinde çeşitli oyunlar sahnelenmiştir. 1928-1930 yılları
arasında sahnelenen oyunlar: “Sönen Kandiller”, “Süt Kardeşler ve Binnaz”dır. 333
Kuleli Askerî Lisesi’nde Cumhuriyetin ilk yıllarında not değerlendirmesi beş üzerinden
yapılıyordu. Beş üzerinden üç alan, geçme hakkını elde ediyor; bir ve iki alanlar ise o dersten
başarısız sayılıyordu. 334 Bu uygulama, 1930-1931 öğretim yılında değişerek, bugün de olduğu
gibi değerlendirme on üzerinden yapılmaya başlanmıştır. On üzerinden beş ve daha yukarı not
alanlar başarılı, dört ve daha aşağı alanlar da başarısız sayılmışlardır. 335
Güneş Dil Teorisi 336 uygulamaları kapsamında, 1935-1936 öğretim yılında Kuleli
Askerî Lisesi’nin adı, “Kuleli Süel Lisesi” olmuş, o güne kadar “Okul Müdürü” olarak
adlandırılan Okul Komutanlığının adı da “Okul Direktörü” şeklinde değiştirilmiştir. Yine bu
uygulamaya bağlı olarak “Bakalorya” sınavına da “Olgunluk” sınavı denilmiştir.
Güneş Dil Teorisi’nden vaz geçilmesi üzerine 1936-1937 öğretim yılından itibaren
okulun adı tekrar Kuleli Askerî Lisesi olarak anılmıştır.
330
1929–1930 Kuleli Askerî Lisesi Yıllığı
1929–1930 Kuleli Askerî Lisesi’ni Bitirenlerin Hatıraları,
332
1930 Harp Okulu Mezunları, Kuleli Askerî Lisesi Tarihçe Hazırlama Kurulu Arşivi.
333
1930 Hazırlama Mezunları,
334
1340–1341 Senesi Sınıf Geçme Defteri,
335
1930–1931 Senesi Sınıf Geçme Defteri,
336
Atatürk tarafından Türk Dili Tetkik Cemiyeti (Türk Dil Kurumu) kurulduktan sonra 26 Eylül 1932’de
Dolmabahçe Sarayı’nda toplanan I. Türk Dil Kurultayı’nda, dilde birlik sağlanması yönünde kararlar alınmıştır.
Dilde özleştirme çalışmaları kapsamında şekillenen ve 24 Ağustos 1936’daki III. Türk Dil Kurultayı’na damgasını
vuran Güneş Dil Teorisi’ne göre, her sözcüğün kökeninin Türkçeye dayandığı kanıtlanmaya çalışılmıştır.
331
110
1. Mareşal Fevzi Çakmak 2. Org. Şükrü Kanatlı 3. Kur. Alb. A. Hamit Doğruer (Ok.K.)
4. Mareşal Fevzi Çakmak’ın Yaveri
5. Org. Şükrü Kanatlı’nın Yaveri
6. Atatürk’ün Manastır Askeri İdadîsi’ndeki Tarih Öğretmeni ( * )
1937-1940 yılları arasında Kuleli Askerî Lisesi’nde öğrenim görmüş olan (E) Org.
Haydar Saltık’ın anıları, o dönemdeki eğitim-öğretim faaliyetleri ile okuldaki öğrenci
yaşantıları hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir. 337
Bu bilgiler doğrultusunda, bir kısmı Konya ve Erzincan Askerî Ortaokulu’ndan, diğer
bir kısmı da sivil kaynaktan 338 olmak üzere, 1937’lerde, askerî liselerde iki grup öğrenci ile
karşılaşılmaktadır. Askerî ortaokuldan gelenler, diğer öğrencilere göre daha deneyimli
oldukları için, dokuzuncu sınıfın ilk yazılı sınav sonuçları açıklanana kadar, manga
komutanları ve kısım çavuşları (mümessiller) bunlar arasından seçilmektedir.
Anılar, o yıllarda, bugünkü uygulamadan farklı olarak, öğrenci kamplarının eğitimöğretime başlarken (Eylül ayında) Beykoz Çayırı’nda icra edildiğini, okula kaydedilen
öğrencilere, kılık kıyafetleriyle birlikte piyade tüfeği, eğitim mermisi, kütüklük, sırt çantası,
ekmek torbası ve matara da dağıtıldığını belgelemektedir. Kampa, Vaniköy iskelesinden
hareket eden vapurla gidilmekte ve orada rutin temel askerlik eğitiminden başka, her gün bir
saati aşan ve yüzme eğitiminin ön planda tutulduğu Beden Eğitimi dersleri de verilmektedir.
1938 yılında, okulun ön tarafında
deniz kenarına yaptırılan 10 metrelik atlama
kulesi, 1968 yılına kadar hizmet vermiş ve
öğrenciler, öğrenim gördükleri üç yıl
boyunca belli törenlerde veya dönemlerde,
buradan denize girmişlerdir.
(E) Org. Haydar Saltık’ın anıları,
Beden eğitimi derslerinin, yardımsız halata
tırmanma, tramplen, beygir, barfiks, paralel
ve atletizm dallarında icra edildiğini
*
Bu fotoğraf, Kaymakam Ali Hamit Doğruer(Sv.1323-1)’in Kuleli Askerî Lisesi Okul Komutanı olarak görev
yaptığı yıllarda (14.9.1932-4.7.1935), zamanın Genelkurmay Başkanı Mareşal Fevzi Çakmak’ın Kuleli Askerî
Lisesi’ni ziyaretinde çektirilmiştir.
337
(E) Org. Haydar Saltık’ın Anıları, Kuleli Askerî Lisesi Arşivi.
338
Sivil kaynaktan (ortaokuldan) gelenler, öğrenciler arasında “kaydıkabul” lakabı ile anılmıştır.
111
göstermektedir. Her dalda aldığı notların ortalaması (on üzerinden) dört olanlar, notlarını
yükseltene kadar, izinsiz kalmakla cezalandırılmaktadır.
Bir sınıfta yaşları on dört ile on dokuz arasında değişen öğrenciler öğrenim
görebilmektedir. O dönemde öğrenciler arasında evli olanlarına da rastlanmaktadır. Bugün
olduğu gibi okula kayıtlarda, öğrenimine ara vermemiş olma şartı aranmamaktadır. Bu nedenle,
ortaokulu bitirdikten sonra öğrenimine ara vermiş, hatta öğretmen vekilliği ya da değişik
kurumlarda memurluk yapmış olanlar dahi, yapılan sınavda başarılı oldukları takdirde, okula
kabul edilmektedir. Öğrencilere, iskan ve iaşelerinin dışında 150 kuruş maaş ödenmektedir.
Milli Eğitim Bakanlığı Fen programlarının uygulandığı askerî liselerde; dokuzuncu
sınıfta Cebir, Geometri, Fizik, Yabancı dil, Coğrafya, Biyoloji, Edebiyat, Tarih ve Beden
Eğitimi dersleri; onuncu sınıfta bu derslere ilave olarak Psikoloji ve Mantık, on birinci sınıfta
ise Kozmoğrafya (uzay bilimleri), Tasarı Geometri, Ahlâk ve Felsefeye Giriş dersleri
görülmektedir. Öğrenciler her ay bir yazılı sınava, üç ayda bir de sınıfça karne notu sınavına
girmektedir. Yıl sonunda her dersten bir sözlü sınavına girmek zorunludur.
Olgunluk sınavında öğrenciler, öncelikle Fizik-Kimya ve Kozmografya-Matematik
derslerinden ikili gruplar halinde sözlü sınava girerler, sonra onlardan bir de kompozisyon
yazmaları istenirdi. Olgunluk sınavı soruları, Milli Eğitim Bakanlığından gelirdi. Olgunluk
sınavını başarıp, sağlık muayenesinden geçenler Harp Okulu’na, sınavda başarılı olamayanlarla
sağlık muayenesinden geçemeyenler ise muameleme memuru olmak üzere Levazım Okulu’na
gönderilirdi. Meslek seçiminde, “Olgunluk” sınavında Fizik-Kimya ve MatematikKozmoğrafya sınavlarında beş artı beş not alanlar “demiryolu” ve “muhabere” sınıflarına, dört
artı dört alanlar ise “topçu” veya diğer sınıflara ayrılırdı. O sıralar “topçu” sınıfı, öğrenciler
arasında en çok tercih edilen sınıftı. Havacı ve süvari sınıflarına ayrılmak, öğrencilerin
isteklerine bağlıydı.
Bu dönemde, tarihî kışlanın deniz kıyısındaki bölümü (ikinci kat), Okul Komutanlığı,
Öğretim Başkanlığı, sınıf amirlikleri ve sınıf subaylarına ayrılmıştı. Balkan Harbi yıllarında
eklenen bölümde, 5-6 laboratuvar ile en kuzey köşede Okul Komutanı lojmanı bulunmaktaydı.
1 Eylül 1939’da İkinci Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine, Alman orduları
Bulgaristan, Macaristan, Yugoslavya ve Yunanistan’ı işgal ederek, Türkiye sınırlarına
dayanınca, her ne kadar Türkiye bu savaşta tarafsızlığını ilan etmiş olsa da olası bir savaş
tehlikesine karşı Kuleli Askerî Lisesi’nin daha güvenli bir yere taşınması düşünülmüştür.
Önceden, hazırlanan seferberlik planına göre, okul, Mayıs 1941’de Konya’ya taşınmış ve altı
yıl burada öğretim faaliyetini sürdürmüştür. Bu arada İstanbul’da bulunan Kuleli Askerî
Lisesi’nin binaları, bin yataklı Cildiye Hastanesi ve Boğaz Nakliyat Komutanlığı emrine
verilmiştir.
Kuleli Askerî Lisesi, Konya’da kaldığı sürede öğretim faaliyetlerini beş ayrı binada
sürdürmüştür. Bu binalar: 13 ncü Piyade Alayı Kışlası, İsmail Paşa Değirmeni, Fahrettin Paşa
Kışlası, Eski Ziraat Okulu ve Ebüziyya Tevfik Köşkü’dür. Bu binalardan, 13. Piyade Alayı
Kışlası, II. Ordu Malatya’ya taşınana kadar “Mimar Sinan Kışlası”; İsmail Paşa Değirmeni,
Devlet Malzeme Ofisi; Fahrettin Paşa Kışlası ise Merkez Komutanlığı ve Astsubay Orduevi
olarak kullanılmıştır. Ebüzziya Köşkü yıkılarak, yerine Konya Askerlik Şubesi inşa edilmiştir.
Kuleli Askerî Lisesi’nin Konya’da sürdürdüğü öğretim faaliyetleri döneminde öğrenciler,
birinci sınıfta öğrenime başladıkları binadan mezun olurlardı.
112
Müdüriyet Binası
I. Sınıf Nizamiyesi
II. Sınıf Binası
III. Sınıf Binası
Kuleli Askerî Lisesi’nin Konya’da Öğrenim Gördüğü Binalar
Mayıs 1946’da Konya’da meydana gelen büyük sel felaketinde 13. Piyade Alayı da
etkilenmiş ve okulun bütün eşyaları su içinde kalmıştır. Felaketin yaşanıldığı gün gece yarısı
İsmail Paşa Değirmeni’ne taşınılmıştır. 339
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi üzerine, Kuleli Askerî Lisesi Konya’daki öğretim
faaliyetlerine son vermiş ve İstanbul’da hastaneden boşalan esas kışlasına 19-20-21 Ağustos
1947 tarihleri arasında taşınarak yerleşmiştir. 340
Eski Tıbbiye İdadîsi ve Rüşdiyesi ile Kuleli Hastahanesi binaları, 341 İkinci Dünya
Savaşı içerisinde Akşehir’de derslerine devam eden Maltepe Askerî Lisesi’ne verilmiştir. 342 Bu
okul, Kuleli Askerî Lisesi’nin İstanbul’a dönmesinden sonra da eğitim-öğretimine, ayrı bir
komutanlık olarak burada devam etmiştir. Ekim 1950’de lağvedilerek Kuleli Askerî Lisesi ile
birleştirilmiştir. 343
1949-1951yılları arasında Kuleli Askerî Lisesi’nde öğrenci olan (E) Org. Hikmet
Bayar’ın anıları, Maltepe ve Kuleli Askerî Lisesi’nin birleşmesi başta olmak üzere, o dönemde
kullanılan kıyafetler, başarısızlık nedeniyle alaya çıkarma, öğrenci mevcutları, günlük mesai
çizelgesi, öğrenci kampları, bitirme sınavları, sınıf geçme ve not sistemi gibi konularda ayrıntılı
bilgi vermektedir. 344
339
İsrafil Kurtcephe-Feridun Yıldız, a.g.e., s.114.
Konya’dan ilk kafile 18 Ağustos 1947’de, ikinci kafile 19 Ağustos 1947’de, üçüncü kafile ise 20 Ağustos
1947’de ayrılmıştır. Her kafilenin yolculuğu ve Kuleli Kışlasına yerleşmesi bir gün sürmüştür.
341
Şimdiki Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin inşa edildiği yerde bulunan binalar ile Maltepe Binası.
342
Maltepe Askerî Lisesi’nin İstanbul’un (Topkapı) Maltepe semtindeki son eğitim-öğretim yılı 1940-1941’dir. II.
Dünya Savaşı’nın başlaması nedeniyle diplomalar 1 Mart 1940’ta dağıtılmış ve okul, 30 Nisan-5 Mayıs 1941
tarihleri arasında Akşehir’deki Piyade Alayı Kışlası ile çevredeki bazı binalara nakledilmiştir. 1944 yılında inşa
edilen binalara (halen 1185. Seferî Malzeme Ana Depo Komutanlığı) taşınan Maltepe Askerî Lisesi, Ağustos
1947’ye kadar eğitim-öğretimini burada sürdürmüştür.
343
İ. Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Tarihi, C. II, Ahmet Sait Matbaası, İstanbul, 1977, s.328.
344
(E) Org. Hikmet Bayar, Yarım Asırlık Asker, Okuyan Us Yay., İstanbul, Ağustos 2006.
340
113
Kuleli Askerî Lisesi’ne 1949-1950 öğretim yılında ara sınıftan (2. sınıf) giren (E) Org.
Hikmet Bayar, o dönemdeki öğrenci sayılarını şöyle aktarmaktadır: “Birinci sınıf 590, İkinci
sınıf 433 ve Üçüncü sınıf 239 olmak üzere toplam 1262.” 345 İkinci sınıf, 7 kısma ayrılmıştı. Bu
durumda kısım mevcutlarının ortalama 62 olduğu anlaşılmaktadır.
1950-1951 öğrenim yılı başında Maltepe Askerî Lisesi ile birleşen Kuleli Askerî Lisesi
son sınıf mevcudu, 385 olup, 9 kısımda öğrenim görmektedir. İlk beş kısımda yabancı dil
İngilizce, diğer kısımlarda ise Fransızcadır. Kısım mevcutları ortalama 22 civarında olup,
Maltepe ve Kuleli öğrencileri, kısımlara karışık olarak dağıtılmışlardır. 346 Son sınıftan 261
öğrenci “Olgunluk” sınavına girmiş, bunlardan 155’i başarılı olarak Harp Okulu’na
gönderilmiştir. Olgunluk sınavında başarılı olamayan 106 öğrenci ise başarılı olamadıkları
dersten ertesi yıl sınava girinceye kadar beklemek üzere Bursa'ya Işıklar Askeri Lisesi’ne
gönderilmişlerdir. 347
(E) Org. Hikmet Bayar’ın anıları, yalnızca Kuleli Askerî Lisesi hakkında bilgi vermekle
kalmıyor, o dönemde Türk Silahlı Kuvvetlerindeki askerî kıyafetlere de ışık tutmaktadır:
“O sıralarda Kara Kuvvetleri birliklerinde erler, açık kahve renginde, fotin ile iskarpin
karışımı görünümde, geniş taraklı (yüzlü) ve çabuk eskimemesi için burun ve topuklarına özel
demir parçaları (nalça) ve bazen de altlarına kabara tabir edilen büyük başlıklı çiviler çakılı,
postal olarak bilinen ayakkabıları giyiyorlardı. Bot ise, 1945 yılında II. Dünya Savaşı’nın son
bulması nedeniyle İngiltere ve A.B.D. Silahlı Kuvvetleri depo stoklarında büyük miktarlarda
mevcut olup da yardım olarak Türk Silahlı Kuvvetlerine gönderilen asker ayakkabılarıydı ve
onlar, ülkelerinin savaş sırasındaki devlet başkanları, Churchill ve Roosevelt' in adlarıyla
anılıyorlardı.” 348
Anılarda, öğrencilerin kış aylarında giydikleri koyu haki renkli kalın aba kumaştan
yapılmış elbiselerin şekli şöyle tanımlanmaktadır: “Ceketi, kapalı yakalıydı ve eteği de hemen
pantolon kayışını örtecek kadar kısaydı. Uç kısmına da aynı kumaştan ikiye katlanıp
kalınlaştırılarak oluşturulan bir kemer ilave edilmişti. O yıllarda bu asker giysisi, 'batıl dres'
(battle dress) (savaş elbisesi) olarak tanımlanıp, bilinirdi. Pantolon uçlarına da açık haki renkli
kumaştan yapılmış 10 cm genişliğinde, kuşak şeklindeki paçalıklar ilave edilmişti. Bunlar düğmeleri dışa gelecek şekilde botların konçları üzerine geçirilip iliklenirdi. Başımıza taktığımız
kepti ve elbise kumaşından yapılmıştı.
Yolda karşılaştığımız bazı eski öğrencilerin kıyafetleri bizimkilerinden farklı idi.
Onlardan birkaçının elbiseleri, benim eskiden beri görüp bildiğim, boz renkli asker kıyafetinin
aynıydı. Bunların pantolonları golf şeklindeydi, paçalarında da get tabir edilen tozluklar
bulunmaktaydı. Bu tozlukların yan taraflarında da çok sayıda beyaz renkli madeni düğmeler
vardı.
Çoğunluğununki ise; sarıya çalan açık haki renkte aba kumaştan yapılmıştı. Üst kısmı
kapalı yakalı bir ceket görünümündeydi ve etekleri sivil kıyafetlerdeki kadar uzundu. Pantolon
paçaları düzdü ve bot konçlarını tamamen kapatırdı.” 349
Kuleli Askerî Lisesi’nde başarısız öğrencilerin alaya çıkarılması ile ilgili uygulamanın
1947 yılında kaldırıldığını, 1949-1951 yıllarında öğrencilere bir yıl sınıfta kalma hakkı
345
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.36.
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.47-48.
347
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.65.
348
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.24.
349
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.28.
346
114
tanındığını, üç yıllık öğrenim süresinde iki yıl sınıfta kalan öğrencilerin okulla ilişiğinin
kesildiğini öğrenmekteyiz. 350
Okulun tarihî binalarıyla çevrili iç bahçesinin görünümü, şöyle tasvir edilmektedir: “O
yıllarda orta bahçe, günümüzdeki gibi ağaçlandırılıp düzenlenmemişti. Zemini tamamen
topraktı ve sathı öğrencilerin dolaşmalarıyla sertleşmişti, üzerinde de yer yer çukurlar
mevcuttu. Ortada biraz toprak atılarak oluşturulan küçük bir yükselti üzerinde bir palmiye ile
birkaç akasya ağacı vardı. Ayrıca, binanın bahçeye bakan tarafında birinci kat hizasında
çepeçevre var olan ahşap sundurmaların hemen önlerinde, 5-6 metre aralıklarla tek sıra halinde
dikilmiş akasya ağaçları bulunmaktaydı. Bunların dışında, bahçe tamamen çıplaktı ve
görünürde, etrafta hiçbir yeşillik yoktu. Ana girişin hemen sağındaki köşede bir voleybol sahası
mevcuttu.
... İç kısımdaki ahşap sundurmalar, binanın denize bakan bölümü hariç diğer üç
cephesinde kesintisiz bir şekilde devam etmekteydi.” 351
Sınıf Amirliği komuta teşkilatı yarbay
rütbesinde bir sınıf amiri ile yüzbaşı
rütbesinde iki sınıf subayından oluşmaktadır.
Günlük mesai çizelgesi ile ilgili olarak verilen
bilgilere göre öğrenim, bugün olduğu gibi tam
gün yapılmaktadır.
Saat 06.00'da kalkan öğrenciler
kahvaltıyı müteakip 08.00-09.00 arasında
sabah etüdü yapmaktadır.
Her gün 09.00-12.45 arasında dört,
14.00-15.45 arasında da iki ders yapılmaktadır. Ders süreleri 45 dakika, teneffüsler 15 dakikadır. Öğle yemeği 13.00-14.00 arasında
yenilmektedir.
15.45-18.00 arası, dinlenme ve öğrencilerin banyo ihtiyaçlarına ayrılmıştır. Akşamları,
18.00-19.00 arası birinci etüt, 19.00-20.00 arası akşam yemeği, 20.00-21.00 arası ikinci etüt
olarak planlanmıştır. 21.00-21.30 arasında yapılan yat hazırlığını müteakip öğrenciler uykuya
dalmaktadır. 352
1949-1950 öğretim yılında askerî liselerde öğrenim süresi üç yıldan dört yıla
çıkarılmıştır. 353 Bu uygulamanın Kuleli Askerî Lisesi’ne yansımalarını ve sınav sistemini, (E)
Org. Hikmet Bayar’ın anılarından takip edelim: “1949-1950 öğretim ve eğitim yılına kadar
sivil ve askeri liselerde öğrenim süresi 3 yıl idi. Ancak, o sene bu süre, bütün liselerde 4 yıla
çıkarıldı. Uygulamaya da o yıl 1. sınıftakilerden başlanıldı. Böylece, o öğretim yılında liselerde
1. sınıfta okuyanlarla 2. sınıfa devam edenler arasında iki yıllık bir zaman fasılası
oluşmuştu.” 354 Bu sebeple, 1952 yılında liseler, mezun vermemiştir.
Millî Eğitim Bakanlığına bağlı orta dereceli okullarda 1952 yılında uygulamaya
konulan öğretim programı ile dört yıla çıkarılan lise ve dengi okullardan bazıları, Millî Eğitim
Bakanlığının 13 Eylül 1954 tarih ve 816 sayılı Tebliğler Dergisi’nde yayımlanan yeni
programla tekrar üç yıla döndürülmüş; bazıları ise, dört sınıflı eğitime devam etmiştir.
350
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.32-33.
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.36-37.
352
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.38-39.
353
Liselerin üç yıldan dört yıla çıkarılması, 1949 yılında toplanan IV. Millî Eğitim Şurası’nda kararlaştırılmış,
1952 yılında uygulamaya konulmuştur. (Bkz. Beşir Göğüş, Orta Dereceli Okullarımızda Türkçe ve Yazın Eğitimi,
Gül Yay., Ankara 1978, s.49.)
354
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.42.
351
115
Bu durumda 1954-1955 yılında bazı liseler üç, bazı liseler de dört yıllık eğitimlerine devam
etmişlerdir. Kuleli Askerî Lisesi’nin üç yıla indirilmesi ise 1955-1956 öğretim yılında
gerçekleşmiş ve 1975 yılına kadar da böyle devam etmiştir. 355
(E) Org. Hikmet Bayar, anılarında, askerî liselerin o yıllardaki sınıf geçme ve sınav
sistemine de açıklık getirmektedir. Buna göre sınavlar dönem sonlarında yazılı olarak icra
edilmekte, daha sonra öğrenciler, her dersten, sözlü olarak da bir sınava tabi tutulmaktadır.
Askerî liselerin son sınıflarında bu sözlü sınavlar sonucunda başarılı olup, mezun
olanlar, Harp Okulu öğrenimine katılabilmek için ayrıca ‘Olgunluk imtihanı’ adı altında “Türk
Dili ve Edebiyatı ile Matematik ve Felsefe (Psikoloji)” derslerinden yapılacak 3 ayrı yazılı
sınavda da başarılı olmak zorundadırlar. Nitekim, o yıllarda sivil liseleri bitiren öğrencilerin de
üniversitelere girebilmeleri için bu olgunluk sınavlarında başarılı olmaları gerekiyordu. 356
“O yıllarda notlar, 10 üzerinden verilirdi. Bir dersten 4 veya daha düşük not alanlar
ikmale, iki veya daha fazla dersten zayıf alanlar ise doğrudan sınıfta kalırlardı. İkmale kalanlar,
Eylül ayında bir imtihana daha girer, orada 5 ve daha yukarı not alanlar sınıfını geçerlerdi.” 357
(E) Org. Haydar Saltık’ın öğrencilik dönemlerinde Beykoz Çayırı’nda icra edilen
öğrenci kamplarının 1949-1951 yılları arasında okulun arka kısmında uygulanmaya başladığını
görmekteyiz. (E) Org. Hikmet Bayar, anılarında öğrenci kampları hakkında şu bilgileri
vermektedir: “Her iki öğretim yılı sonunda birer ay süreyle, okulun arkasındaki vadide ve
yukarıdaki tepelerin Tuğla Harmanları olarak adlandırılan düzlük kısımlarında kamp yaptık. Bu
maksatla hepimize yazlık tozluklu eğitim elbiseleri dağıtıldı. Başımıza kep giyiyorduk.
Kuşandığımız teçhizat da ekmek torbası, matara ve kasatura ile üzerinde kösele kütüklük takılı
bir palaskadan ibaretti. Kamp süresince piyade tüfeği ile atış, yanaşık düzen ve manga
seviyesinde muharebe eğitimleri yapıyor, öğle yemeklerimizi de arazide yiyorduk.” 358 Kuleli
Askerî Lisesi mezunlarının anılarından edinilen bilgilere göre, 1965 yılına kadar öğrenci
kampları (ATAT), Kuleli Askerî Lisesi’nin doğusunda konuşlanmış Haver İlaç Fabrikası
(şimdiki su deposu) ile Vahdettin Koruluğu arasında kalan (İcâdiye) bölgede icra edilmiştir.
1966-1971 yılları arasında Prens Halim Çiftliği’nde (günümüzde Hava Savunma Okulu)
sürdürülen kamp faaliyetleri, 1972-1986 yılları arasında ise Yalova’da (Hersek/Altıova) icra
edilmiştir.
Elazığ’da bulunan “Üçüncü Gedikli Erbaş Hazırlama Okulu (Astsubay Hazırlama
Okulu)” Konya’ya nakledilerek, orada bulunan “İkinci Gedikli Erbaş Hazırlama Okulu” ile
birleştirilmiş ve bu iki okul, Kuleli Askerî Lisesi’nin Konya’da boşalttığı binalara
yerleştirilmiştir. 359 1956 yılında, Çengelköy’de Kuleli Askerî Lisesi sınırları dahilinde
“Sekizinci Astsubay Hazırlama Okulu” eğitim-öğretime açılmışsa da bu okul, bir yıl sonra,
(1957’de) Mersin’e nakledilmiştir. 360 Ayrıca Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin bulunduğu bölgede,
1956-1957 öğretim yılında faaliyete başlayan Kuleli Askerî Lisesi’nin ortaokul kısmı da 19591960 öğretim yılına kadar faaliyetlerini sürdürmüş ve bir dönem öğrenci mezun etmiştir. 361
355
Halit Dursunoğlu, http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/169/halit.pdf Page10-11.
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.49.
357
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.47.
358
(E) Org. Hikmet Bayar, a.g.e., s.48.
359
Tahsin Yahyaoğlu, “Astsubay Okullarının Tarihçesi”, Türk Kültürü Dergisi, Yıl 3, Sayı 32, s. 537-538.
360
Eğitim-öğretim faaliyetlerini Mersin’de sürdüren Sekizinci Astsubay Hazırlama Okulu, 1963’te lağvedilmiştir.
361
Bu okuldan mezun olan M. Altan Erginay, Aytuğ Gönülal ve Güray Yalavaç’ın verdiği bilgilere göre 19561957 öğretim yılında açılan bu okula, 276 öğrenci kaydedilmiştir. Diğer öğretim yıllarında öğrenci kaydı
yapılmamıştır. 6 kısımda öğrenimlerini sürdüren bu öğrenciler, 1959-1960 öğretim yılı sonunda mezun
olmuşlardır. Mezun olamayan öğrenciler, Selimiye Askerî Ortaokulu’nun açılmasıyla oraya nakledilmişlerdir.
Yabancı dil olarak kısımların dağılımı; 3 kısım İngilizce, 2 kısım Rusça, 1 kısım da Almanca şeklindedir.
356
116
1936’dan 1966-1967 öğretim yılına kadar sınıf geçme ve sınav sisteminde herhangi bir
değişiklik olmamıştır. Sömestr tatili ile ikiye bölünmüş olan ders yılı içinde, bütün sınıflarda
her iki dönemde en az iki yazılı, bir sözlü sınav ve bir de ödev notu verilmekte, bunların
ortalaması alınarak “karne” notu belirlenmektedir. Ara sınıflarda iki döneme ait karne notunun
ortalaması ve öğretmenler kurulunun kararı, sınıf geçme notunu oluşturmaktadır. Son sınıfların
ise iki karne notunun ortalaması ile mezuniyet (olgunluk) sınavında aldığı notun ortalaması
mezuniyet notu olmaktadır. 1964’e kadar sözlü olan mezuniyet sınavları, bu tarihten itibaren
yazılı olarak yapılmıştır.
1925’ten 1975’e kadar müfredat
programlarında
önemli
bir
değişme
olmamıştır. 1940-1941 öğretim yılında,
programa Matematik, Tabiî Bilimler, Sağlık
Bilgisi ve Psikoloji dersleri ilave edilmiştir.
1950’li yıllarda Felsefe’nin yanında Sosyoloji
ve Mantık dersleri okutulmaya başlanmış,
yine aynı dönemde Jimnastik dersinin yerine
Beden Eğitimi dersi getirilmiştir. 1960-1961
öğretim yılında ise Kompozisyon, Biyoloji,
Astronomi, Geometri ve Sanat Tarihi dersleri
müfredat programında yer almıştır. Sonra Jeoloji, İngilizce, Almanca, Rusça ve Millî Güvenlik
dersleri de okutulmaya başlanmıştır. 1965-1966 öğretim yılı başında toplanan bir komisyonun
yaptığı çalışmalar sonucunda askerî lisede okutulan sosyal dersler %75 nispetinde
millîleştirilirken, müspet ilim dersleri de % 75 nispetinde aktüelleştirilmiştir. 362
Kolej statüsüne geçmeden önce (19741975 öğretim yılında) Kuleli Askerî Lisesi’nde
işlenen dersler ve dozajları, yandaki tabloda
gösterilmiştir. Tablo incelendiğinde, günümüzde
sergilenen uygulamadan farklı olarak;
* Her üç sınıfta, ağırlıklı olarak, sosyal ve
fen derslerinin yer aldığı programda haftada 35
saat ders işlendiği,
* Edebiyat ve Kompozisyon dersleri ile
Ahlâk ve Din Bilgisi derslerinin birbirinden
bağımsız olarak işlendiği,
* Matematik dersinin yerine her üç sınıfta
Cebir ve Geometri derslerinin yer aldığı,
* Yabancı dil olarak, her üç sınıfta (farklı
kısımlarda) İngilizce, Fransızca ve Almanca
derslerinin okutulduğu,
* Son sınıfta, seçmeli dersler kapsamında,
Astronomi ve Sanat Tarihi derslerinin yer aldığı
görülmektedir.
1974-1975 Öğretim Yılı Ders Dozajları
SINIFLAR
DERSİN ADI
1
2
3
Edebiyat
Kompozisyon
Ahlâk
Din Bilgisi
Tarih
Coğrafya
Psikoloji
Felsefe
Cebir
Geometri
Biyoloji
Jeoloji
Fizik
Kimya
Yabancı Dil (İng./Fr./Alm.)
Beden Eğitimi
Millî Güvenlik
Resim
Müzik
Seçmeli
Rusça
Dersler
Astronomi
Sanat Tarihi
3
2
1
1
2
2
2
3
3
3
3
7
1
1
1
1
1
-
3
1
1
1
2
2
2
3
2
2
3
3
7
1
1
1
1
1
-
2
1
2
2
3
3
4
1
4
3
6
1
1
1
1
1
1
1845 yılından 1968 yılına kadar geçen süreç içerisinde Kuleli Askerî Lisesi’nde
öğrenim gören öğrenci mevcudu özetle (onar yıllık dilimler halinde) şöyledir: 363
362
363
Alb. Tahsin Ünal, “122 Yıllık İrfan Yuvası Kuleli Lisesi”, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı:8, Eylül 1968, s.57.
Alb. Tahsin Ünal, “122 Yıllık İrfan Yuvası Kuleli Lisesi”, Hayat Tarih Mecmuası, Sayı:7, Ağustos 1968, s.16.
117
Dönem
1845-1855 arasında
1855-1865 arasında
1865-1875 arasında
1875-1885 arasında
1885-1895 arasında
1895-1905 arasında
1905-1915 arasında
Mevcut
Dönem
Mevcut
240-270 civarında
200-210 civarında
200-210 civarında
550-600 civarında
800-910 civarında
990-1052 civarında
1100-1325 civarında
1915-1925 arasında
1925-1935 arasında
1935-1945 arasında
1945-1955 arasında
1955-1965 arasında
1967-1968 arasında
1260-1300 civarında
1100-1210 civarında
964-1000 civarında
970-1030 civarında
1000-1030 civarında
1210-1212 civarında
Kuleli Askerî Lisesi’nin 1923 yılından 1975 yılına kadar görev yapan Okul Komutanı
sayısı 32 olarak görülmesine rağmen, Kur. Alb. Rıfat Sami Uzel’in biri 8.10.1960-14.11.1961,
diğeri de 19.4.1962-2.8.1963 tarihleri arasında olmak üzere iki kez bu görevi ifa etmesi
nedeniyle 31’e düşmektedir. Bu komutanların 6’sı Kaymakam (Yarbay), 4’ü Kurmay Yarbay,
2’si Miralay (Albay), 1’i Topçu Albay, 18’i de Kurmay Albay’dır.
1923-1976 Yılları Arasında Kuleli Askerî Lisesi Komutanları
SINIFI VE RÜTBESİ *
GÖREV SÜRESİ
ADI ve SOYADI
1
1923-1924
2
Ekim 1924
3 Ekim 1924-29.12.1924
4
1924-1927
5 10. 1. 1927-10.5. 1928
6
1.6.1928-1.1.1929
7
2.1.1929-15.10.1931
8
25.10.1931-11.9.1932
9
14.9.1932-4.7.1935
10
4.7.1935-11.5.1936
11
12.6.1936-8.9.1937
12
8.9.1937-25.8.1938
13
1.9.1938-16.9.1939
14 16.9.1939-10.11.1939
15
20.11.1939-4.4.1940
16
20.4.1940-5.8.1942
17
4.9.1942-2.8.1946
18
21.9.1946-21.9.1948
19
21.9.1948-26.8.1950
20
4.9.1950-27.8.1952
21 8.12.1952-28.28.8.1953
22 29.8.1953-30.12.1954
23
30.12.1954-9.7.1959
24
9.7.1959-2.9.1960
25 8.10.1960-14.11.1961
26 15.11.1961-16.4.1962
27
19.4.1962-2.8.1963
28
3.8.1963-4.11.1965
29
5.11.1965-20.8.1969
30
1.9.1969-30.8.1971
31
1.9.1971-16.8.1974
32
19.8.1974-6.8.1976
Kaymakam
Kaymakam
Kaymakam
Miralay
Kaymakam (Sv.1337-17)
Miralay (P.1319-120)
Kaymakam (Top.1325-3)
Kaymakam (P.1325-5)
Kurmay Yarbay (Sv.1323-1)
Kurmay Yarbay
Kurmay Yarbay
Kurmay Albay (Sv.1325-6)
Kurmay Yarbay (Sv.1330-C-2)
Kurmay Albay (Top.1330-N-101)
Kurmay Albay (P.1327-13)
Kurmay Albay (Top.1130-C-6)
Kurmay Albay
Kurmay Albay (Top.1915-N-81)
Kurmay Albay (1337-333)
Kurmay Albay (P.1926-9)
Kurmay Albay (P.1337-246)
Kurmay Albay (P.1336-84)
Kurmay Albay (P.1932-1)
Kurmay Albay (P.1934-5)
Kurmay Albay
Topçu Albay
Kurmay Albay
Kurmay Albay
Kurmay Albay (Top.1943-1)
Kurmay Albay (Top.1945-6)
Kurmay Albay (Top.1947-84)
Kurmay Albay (İs.1951-4)
*
(Tuğg.)
(Korg.)
(Korg.)
(Tuğg.)
(Tümg.)
(Tuğg.)
(Korg.)
(Tümg.)
(Tuğg.)
(Tümg.)
(Tümg.)
(Tümg.)
(Tuğg.)
(Korg.)
(Korg.)
(Tuğg.)
(Korg.)
(Tuğg.)
(Tuğg.)
Bekir Sıtkı Bey
Emin Bey (vekâleten)
Muhittin Bey (vekâleten)
Celal Bey (Sığındere)
Cevat Bey (Kula)
Talat Bey (Ogan)
Arif Bey (Tanyeri)
Hasan Rıfat Bey (Mataracı)
Hamit Özgüner ** (Doğruer)
Cemal Ogan
Ragıp Altan
Tevfik Topçu
Bedri Erk
Yusuf Adil Egeli
Aziz İlter
Ekrem Atasel
M. Adil Peköz
Selim Sırrı Acar
K. Remzi Hasdal
Muhittin Okyayuz
Enver Sökmen
Yusuf Ziya Arıbay
M. Şefik Erensu
B. Necati Ogan
Rıfat Sami Uzel
Tarık Güryay
Rıfat Sami Uzel (İkinci kez)
Cemal Özsever
Bayram Arslan
Selahattin Canbazoğlu
Doğan Günçan
Tayyar Polat Argun
Bu hanede parantez içerisinde yer alan rütbe, Okul Komutanının en son yükseldiği rütbeyi göstermektedir.
Kuleli Askerî Lisesi Komutanı olduğu dönemde, “Özgüner” soyadını, Harp Okulu Komutanı olduğu dönemde
“Doğruer” soyadını kullanmıştır.
**
118
4.4. 1975 Yılından 2005 Yılına Kadar Kuleli Askerî Lisesi
1955-1956 öğretim yılından 1974-1975 öğretim yılına kadar eğitim-öğretim süresi üç
yıl olan Kuleli Askerî Lisesi’nde, Türk Millî Eğitim sistemi içinde sivil liselerin fen kolu
öğretim programları uygulanmıştır. 1975-1976 öğretim yılından itibaren bu program
değiştirilerek, yabancı dile ağırlık veren bir program uygulanmaya başlanmıştır. Böylece
okulun öğretim süresi, ilk yılı ağırlıklı olarak yabancı dil öğretim programının uygulandığı
“Hazırlık Sınıfı” olmak üzere dört yıla çıkarılmıştır.
Bu konuda yapılan çalışmaları şu şekilde özetleyebiliriz:
Genelkurmay Başkanlığınca 1974 yılı başından itibaren askerî liselerdeki öğretim
sisteminde değişiklik yapılarak, yabancı dile ağırlık verilmesi ve okulların idarî teşkilatının
gözden geçirilerek, yeni bir programın oluşturulması amacıyla incelemelere başlanmıştır.
Genelkurmay Başkanlığının, askerî liselerde yabancı dil öğretimine ağırlık verilmesini içeren 9
Mayıs 1974 tarihli emri gereğince, Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından okul
komutanlıklarına ve ilgili daire başkanlıklarına gerekli direktifler verildikten sonra hazırlıklara
başlanmıştır (3 Temmuz 1974).
Bu doğrultuda, askerî birlik ve kurumlarında görevli teğmen-kıdemli yüzbaşı rütbesindeki
matematik, fizik, kimya ve biyoloji öğretmenleri
arasından istekli olanlar bir sınava tabi tutularak,
yabancı dil öğrenimi için yurtiçi ve yurtdışı
kurslara gönderilmeye başlanmışlardır. Sonradan
binbaşı ve yarbay rütbesindeki öğretmenler de bu
kurslara dahil edilmişlerdir. Almanca, Fransızca ve
İngilizce olmak üzere üç dilde planlanan kurslar,
sekiz ay yurtiçi, bir yıl da yurtdışı olmak üzere,
yaklaşık iki yıllık bir süreyi kapsıyordu. Kara Kuvvetleri Komutanlığı emirleri çerçevesinde,
Kuleli Askerî Lisesi’nde görevli öğretmen subaylardan oluşturulan bir “Yabancı Dil Öğretimi
Yönetim Planlaması Grubu” çalışmalara başlamış ve hazırlanan plana göre bazı öğretmenler,
İstanbul’da faaliyet gösteren kolejlerin öğretim programlarını, öğretmen durumlarını, ders
kitaplarını, derslerde kullanılan eğitim yardımcı malzemelerini, lisan laboratuvarlarını ve
öğretim sistemlerini incelemekle görevlendirilmişlerdir. Detaylı bu inceleme sonucu hazırlanan
raporlar birleştirilerek, Kara Kuvvetleri Komutanlığına arz edilmiştir.
İncelemeye tabi tutulan kolejler:
İngilizce için: Robert Koleji, Kadıköy Maarif Koleji, Boğaziçi Üniversitesi ve
Bağlarbaşı Amerikan Koleji.
Fransızca için: Galatasaray Lisesi, St. Benoit Lisesi ve St. Joseph Lisesi.
Almanca için: İstanbul Erkek Lisesi ve Alman Lisesi.
Askerî liselerde, yabancı dil ağırlıklı kolej uygulamasının 1975-1976 ders yılı başında
oluşturulacak “Hazırlık Sınıfı”nda faaliyete geçirilmesi amacıyla Genelkurmay Başkanlığınca
gönderilen emir doğrultusunda, Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığı tarafından, yabancı dil
öğretmenlerimizin Robert Koleji, Galatasaray Lisesi ve İstanbul Erkek Lisesi’ndeki metoda
intibaklarının sağlanması için İstanbul Millî Eğitim Müdürlüğüne müracaatta bulunulmuştur
(11 Mart 1975). Müracaatın içeriğinde, askerî liselerde görevli Fen ve yabancı dil dersleri
öğretmenlerinin 1975 yılı Nisan ve Mayıs ayları içerisinde, adı geçen okullarda icra edilen
dersleri takip etmeleri ve 1975 yılı Ağustos ayı içerisinde bu okullarda intibak kurslarına
katılmaları yer alıyordu. Robert Koleji Müdürlüğü ile kurulan temas sonucunda, 1975 yılı
Mayısının ilk iki haftasında Kuleli Askerî Lisesi’nden altı İngilizce öğretmeninin Amerikalı
öğretmenlerle derse girmeleri imkânı sağlanmışsa da Ağustos ayında adı geçen okulların tatilde
olmaları nedeniyle intibak kursları düzenlenememiştir.
119
İngilizce öğretiminin Kuleli Askerî Lisesi’nde, Almanca ve Fransızca öğretiminin ise
Bursa Işıklar Askerî Lisesi’nde yapılması kararlaştırılmıştır. Bu karar doğrultusunda, kolejlerde
olduğu gibi askerî liselere de kendi dillerinde derse girecek yabancı öğretmen temini yoluna
gidilmiştir. Kuleli Askerî Lisesi’ndeki İngilizce öğretmeni ihtiyacını karşılamak amacıyla
yapılan duyuruya yabancı uyruklu on beş öğretmen başvurmuşsa da ancak üç öğretmen temin
edilebilmiştir. Bu öğretmenler: Terry D. Smıth, Charles Brown ve Bruce Mc. Donald’dır.
1975-1976 öğretim yılında Kuleli Askerî Lisesi Hazırlık Sınıfı’na dört yüz öğrenci
kaydedilmiştir. Hazırlık Sınıfı, 8 Eylül 1975 Pazartesi günü Korg. Şefik Erensu Sitesi
bahçesinde yapılan bir törenle öğretime başlarken; birinci, ikinci ve üçüncü sınıfların öğretime
başlaması 15 Eylül 1975’te (diğer sivil okullarla aynı gün) olmuştur.
Hazırlık sınıfının öğretime başladığı ilk hafta, Robert Koleji’nde okutulan S.E.F.T
(Spoken English For Turks) kitaplarının da uygulayıcısı olan Robert Bragner adındaki
Amerikalı öğretmen getirtilerek, S.E.F.T metodu ile ilgili İngilizce öğretmenleri bir haftalık
kursa tabi tutulmuştur.
1975-1976 öğretim yılında, kolej statüsünde hazırlık sınıfına kaydedilen 400 öğrenci, 364
25’er kişilik on altı kısımda derslere başlamış olup, haftada 28 saat İngilizce, 4 saat Türkçe, 2
saat Beden Eğitimi ve 1 saat Müzik olmak üzere toplam 35 saat ders görmüşlerdir. Her kısma
bir yabancı dil öğretmeni planlanmıştır. Yabancı uyruklu İngilizce öğretmenleri, “Doğal
Konuşmacı” sıfatıyla her kısma haftada iki saat ders vermiş, Korg. Şefik Erensu Sitesi’nde
bulunan üç dil laboratuarı da hazırlık sınıfına ayrılmıştır. İngilizce derslerinde, Robert Koleji
tarafından basımı yapılan ve on sekiz ciltlik bir seriden meydana gelen S.E.F.T. programı 365
takip edilmiştir.
ASKERÎ LİSELER HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ
(1978-1979)
ORTAK DERSLER
DERSLER
Türkçe-Türk Dili ve Ed.
T.C. Tarihi
Ahlâk
Din Bilgisi
Tarih
Coğrafya
Matematik
Fen Bilgisi
Fizik
Kimya
Sosyoloji-Mantık
Sağlık Bilgisi
Yabancı Dil (İngilizce)
Psikoloji
Beden Eğitimi
Milli Güvenlik
Turizm-Sanat Eğitimi *
Resim
Müzik
Yabancı Dil (Rus.-Alm.-Fr.)
Hzr.
4
1
SINIFLAR
1
2
3
5
5
2
1
1
2
4
5
4
1
1
2
1
1
3
5
8
7
6
3
1975-1976 öğretim yılında ara
sınıflara da öğrenci kaydı yapılmışsa da bu
öğrenciler,
kolej
statüsüne
tabi
tutulmamıştır. Ancak, birinci sınıfta, bu
öğretim yılına kadar takip edilen klasik lise
öğretim programı terk edilmiş, Millî Eğitim
Bakanlığı’na bağlı sivil liselerde uygulanan
modern öğretim programına geçilmiştir.
İkinci ve üçüncü sınıflar ise mezun oluncaya
kadar klâsik sistemde öğrenimlerine devam
etmişlerdir.
Seçmeli
Dersler
1975’e kadar ders öğretmenleri,
doğrudan Öğretim Başkanlığına bağlı olarak
zümreler halinde faaliyetlerini sürdürmekte
2
2
1
ve
her dersin en kıdemli öğretmeni, “Zümre
1
Başkanı” olarak görev yapmaktaydı. Kolej
2
2
1
statüsündeki yeniden yapılanma kapsamında,
1
Öğretim Başkanlığı ile “Ders Grup
1
2
2
TOPLAM
35
37
38
38
Başkanlıkları” arasında, “Ders Bölümleri”
adıyla yeni bir teşkilatlanmaya gidilmiştir. 16 Mayıs 1975 tarihinde gerçekleştirilen bu
28
1
8
8
2
2
1
2
8
364
Hazırlık sınıfındaki bir öğrencinin masrafı, o günün tutarı ile dokuz yüz altmış üç lira yirmi beş kuruştur.
Bu program ve kitapları, o dönemde Robert Koleji, Boğaziçi, Hacettepe ve Ortadoğu Teknik Üniversitesi’nin
hazırlık sınıflarında da okutulmuştur.
*
1978-1979 öğretim yılında ikinci dönem okutulmuştur.
365
120
teşkilatlanmada, mevcut dersler, üç Bölüm Başkanlığına ayrılarak yetki ve sorumlulukları
belirlenmiştir. Bu Bölüm Başkanlıkları:
*Kültür Dersleri Bölüm Başkanlığı
*Matematik ve Fen Dersleri Bölüm Başkanlığı
*Yabancı Dil Dersleri Bölüm Başkanlığı.
1976’da bu bölümlere “Uygulamalı Dersler Bölüm Başkanlığı” ilave edilerek dörde
çıkarılmış, Kültür Dersleri Bölüm Başkanlığının adı da “Sosyal Dersler Bölüm Başkanlığı”
olarak değiştirilmiştir. Daha sonraki dönemlerde Matematik ve Fen Dersleri Bölüm
Başkanlığının adı da Fen Dersleri Bölüm Başkanlığına dönüştürülmüştür. Günümüzde de
uygulama bu şekilde devam etmektedir.
Kuleli Askerî Lisesi’nde bilimsel anlamda rehberlik hizmetlerinin sunulduğu tarih de
1975-1976 öğretim yılıdır. Bu konuda ilk girişim, 1968’de iki, daha sonra Ağustos 1974’te dört
öğretmen subayın İstanbul Maarif Koleji’nde açılan ve iki hafta süren “rehberlik” kursuna
katılmasıyla başlamıştır. Millî Eğitim Bakanlığına bağlı bazı lise ve ortaokullarda mevcut olan
rehberlik servisinin Kuleli Askerî Lisesi’nde kurulmasından önce bu hizmet, sınıf amirliklerine
bağlı olarak görev yapan birer adet “Murakabe Öğretmeni” tarafından yürütülüyordu. Bu
“Murakabe Öğretmenleri”, Askerî Liseler Yönergesi’nde mevcut görevlerinden ziyade, sınıf
subayı yardımcılığı görevini yürütüyorlardı. Ayrıca, Öğretim Başkanlığınca görevlendirilen ve
her yıl değişebilen ders öğretmenleri de birer kısmın murakabe öğretmenliği hizmetini yerine
getiriyordu.
1975-1976 öğretim yılı başında kolej statüsüne geçen Kuleli Askerî Lisesi’nde hazırlık
sınıfındaki öğrencilere hizmet vermek amacıyla Öğretim Başkanlığına bağlı olarak “Rehberlik
Servisi” açılmıştır. Hazırlık sınıfında başarılı sonuçlar alınması üzerine, 20 Şubat 1976
tarihinde “Araştırma-Değerlendirme ve Rehberlik Kısım Amirliği” adıyla bütün sınıfları
kapsayacak şekilde bir birim oluşturulmuş, 1977 yılında da “Araştırma-Rehberlik ve Eğitsel
Çalışmalar Kısım Amirliği” adıyla doğrudan Okul Komutanlığı’na bağlanmıştır. 366 Sonraki
süreçte bu birim, yalnızca öğrenci rehberlik hizmetlerini yürütmüş, araştırma-geliştirme
(ARGE) faaliyetleri ile eğitsel çalışmalar bu birimin sorumluluğundan alınarak, Öğretim
Başkanlığına devredilmiştir. Bu arada rehberlik hizmetlerine katkı sağlamak amacıyla, bir de
Psikolojik Danışma Merkezi kurulmuştur. 2003 yılında, Rehberlik Kısım Amirliği ile
Psikolojik Danışma Merkezi birleştirilerek, “Rehberlik ve Danışma Kısım Amirliği” olarak
teşkilatlandırılmıştır. Halen aynı adla Okul Komutanlığına bağlı olarak faaliyetlerini sürdüren
bu birim, bir kısım amirinin sorumluluğunda her sınıf için birer danışmanın yanı sıra, okul
psikoloğu ve sosyal hizmet uzmanından oluşmaktadır.
Kuleli Askerî Lisesi’nde eğitim-öğretimin görsel ve işitsel açıdan desteklenmesi
amacıyla kurulan kapalı devre televizyon (KTV) sisteminin faaliyete geçirilmesinin tarihi,
1980’dir. Org. Ali Keskiner Sitesi’nin bodrum katında tesis edilen KTV kısmı, aynı yılın
sonunda, tarihî ana binaya taşınmıştır. Amatör bir şekilde televizyon yayıncılığının yapıldığı
KTV kısmında, dört kanallı Eğitim TV yayınlarıyla, eğitim-öğretim ve Atatürkçülükle ilgili
yayınlar, okulda icra edilen kültürel etkinlikler, konferanslar, gösteriler, öğrenci takdimleri...
naklen veya banttan yayınlanmaktadır. Ayrıca, öğrencilerin yabancı dil gelişimlerine katkıda
bulunmak amacıyla 25 kanaldan tüm okula televizyon yayını da gerçekleştirilmektedir.
366
1991 yılında, Araştırma-Geliştirme (ARGE) faaliyetleri, Öğretim Başkanlığı Plan ve Program Şube Müdürlüğü
bünyesine alınmış, TS-EN ISO 9001 Kalite Güvence Belgesi’nin alındığı Nisan 1998’e kadar bu adla faaliyetlerini
sürdürmüştür. Nisan 1998’den itibaren de KAL-ARGE adıyla Okul Karargâhına dahil edilmiştir.
121
Günümüzde “Eğitim-Öğretim Bilgi Sistemleri (EÖBS) Merkezi” olarak anılan birimin
ilk örneği de 1980 yılında okul kütüphanesine bağlı olarak “Dokümantasyon ve Yayım
Merkezi” adıyla kurulmuştur. Halen, önemli gün ve haftalar başta olmak üzere bilim,
teknoloji, kültür, sanat... konularında bilgi bültenlerinin hazırlandığı ve dağıtımının yapıldığı
bu birim, aynı zamanda “Kuleli web sitesi”ni de hazırlamaktadır.
Kuleli Askerî Lisesi’nin bilgisayarla
tanışması, 1982-1983 öğretim yılında olmuştur. Okulda bilgisayarların yaygınlık kazanmasıyla Öğretim Başkanlığına bağlı olarak
1984 yılında “OBİ Kısmı” (Otomatik Bilgi
İşlem Kısmı) adıyla anılan bir birim oluşturulmuş, toplu testlerin değerlendirilmesinin
yanı sıra idarî birimlere ait bazı işlerin bilgisayar yardımıyla yapılmasına katkı sağlamıştır. Öğrencilerin de bilgisayar öğrenebilmesi
için, 1985 yılından itibaren, seçmeli Bilgisayar dersleri okutulmaya başlanmıştır. 19911992 öğretim yılında kurulan Bilgisayar
Destekli Eğitim (BDE) Dershanesi, bir yıl sonra hizmete açılarak, öncelikle İngilizce dersleri
için kullanılmaya başlanmıştır. Okuldaki bilgisayarların KaraNet ağına bağlantısı, 2001 yılında
gerçekleşmiş, Otomatik Bilgi İşlem (OBİ) Kısmı, 2003 yılında, Bilgi Sistemleri Kısım Amirliği
adıyla Okul Karargâhına dâhil edilmiştir. 2005-2006 öğretim yılında okul öğrenci portalı
(kuleli@net), öğretmen ve öğrencilerin ihtiyaçlarını daha iyi karşılayacak şekilde yeniden
yapılandırılmış ve okulda bütün birimler internet ağına bağlanmıştır.
Kuleli Askerî Lisesi’nde 1983 yılından itibaren eğitim-öğretim faaliyetlerine sistem
anlayışı içinde bakılmaya ve sistem bütünlüğünü sağlayacak alt sistemlerin oluşturulması
çalışmalarına başlanmıştır. Bu çalışmaların ilk ürünü olarak, o yıla kadar, biri Org. Ali
Keskiner Sitesi’nde, diğeri tarihî ana binada (halen 2. sınıf gazinosu) olmak üzere iki farklı
mekanda faaliyet gösteren okul kütüphanesi, 1985-1986 öğretim yılında modern araç ve
gereçlerle donatılan şimdiki yerinde, açık raf sistemiyle hizmet vermeye başlamıştır. 1996’da
kitaplar, DEWEY sistemine göre sınıflandırılarak, barkod sistemi ile numaralandırılmıştır.
2003 yılında aydınlatma sistemi yenilenmiş, 2004 yılında ise 1923’ten önceki döneme ait
tarihî bilgi ve belgelerin dijital kopyaları çıkarılarak bir “Tarih Arşivi” oluşturulmuştur.
Ayrıca, öğrenci ve personelin daha kolay kitap alması amacıyla kitap katalogunu içeren bir
web sayfası hazırlanarak, otomatik kitap ödünç verme sistemi kurulmuştur. 2007 yılı itibariyle
kitap sayısı 58.000’in üzerine çıkmıştır. 200 kişilik bir kapasiteye sahip olan kütüphanede,
kitap arama faaliyetleri okuldaki bütün bilgisayarlar aracılığıyla sürdürülmekte, her ay en çok
kitap okuyan öğrenci ve personel ödüllendirilerek, okuma alışkanlığı teşvik edilmektedir.
Süreli yayın sayısı, 25 dergi (20’si Türkçe, 5’i İngilizce) ve 4 günlük gazeteden oluşmaktadır.
122
Askerî orta dereceli okullar ile Millî Eğitim Bakanlığına bağlı okullar arasındaki
koordinasyonu sağlamak amacıyla okula sivil öğretmen alımları 1985 yılı başlarında (4-5
Şubat 1985) gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde 6 sivil öğretmen Kuleli Askerî Lisesi’nde
göreve başlamıştır. Bunlardan biri hâlen Müzik öğretmeni olarak görevini sürdürmektedir.
1985-1986 öğretim yılında
Yalova’da (Hersek/Altınova) son kez
icra edilen öğrenci atışlı eğitim kampları (ATAT), 1986-1987 öğretim
yılından bugüne İzmir Menteş
bölgesinde devam etmektedir.
Askerî Liseler ve Bursa Garnizon Komutanlığının lağvedilmesi üzerine Kuleli Askerî Lisesi, diğer askerî
liselerle birlikte, 10 Temmuz 1986’da
K.K. Eğitim Komutanlığı Okullar ve
Eğitim Merkezleri Başkanlığına, ertesi
yıl da K.K. Eğitim ve Okullar Daire
Başkanlığına bağlanmıştır.
17-21 Eylül 1984 tarihleri arasında K.K.K.lığı emri ve üniversitelerin katkılarıyla geniş
kapsamlı bir “Eğitim Semineri” düzenlenerek, sistem anlayışı yerleştirilmeye çalışılmıştır. Bu
seminer çalışmalarının bir uzantısı olarak;
* 12-22 Nisan 1986 tarihleri arasında Işıklar Askerî Lisesi’nde, eğitim ve öğretim sisteminde planlama konusunda “Öğ. Kd. Alb. Gürkan SEZER-86 Eğitim Semineri” düzenlenmiş,
* Ocak 1987’de yayınlanan “K.K.K.lığı Askerî Okullar Ders Dokümanları Yönergesi
(2.Taslak) (50-22)” ile birlikte, askerî okullarda kullanılan ders dokümanlarına standart bir
şekil getirilmek istenmiş,
* 1989 yılında program geliştirme çalışmalarında birinci derecede sorumlu olacak bir
program geliştirme subayı kadrosu oluşturulmuş,
* Haziran 1990’da yayınlanan “K.K.K.lığı Askerî Okullar Öğretmen Ders Dosyaları
Hazırlama Kılavuzu” ile öğretmenlerin kullandıkları dosya ve dokümanlar belirlenerek aynı
dersi okutan öğretmenler arasında birlik ve beraberliği sağlamak amacıyla “Öğretmen Kılavuz
Kitapları”nın yazımı gerçekleştirilmiştir.
1990-1991 öğretim yılından itibaren Fen derslerinin İngilizce okutulması uygulamasına
son verilmiş, Rusça ve Almanca dersleri seçmeli ikinci yabancı dil olarak okutulmaya
başlanmıştır. Yine 1990-1991 öğretim yılından itibaren hazırlık sınıfı İngilizce derslerinde
“Streamline Serisi” kitaplar okutulmaya başlanmıştır.
1992-1993 öğretim yılından itibaren
başta Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla
bağımsızlığını elde eden Orta Asya Türk
Cumhuriyetleri olmak üzere, pek çok
ülkeden misafir askerî öğrenci, Kuleli’de
öğrenime başlamıştır. İlk olarak 1 Ağustos
1992 tarihinde 24 Özbek, 8 Eylül 1992
tarihinde 29 Azeri, 5 Nisan 1993’te 26
Türkmen, 3 Arnavut öğrenci gelmiştir. 15
Haziran 1993’te 20 Azeri, 8 Haziran
1993’te 6 Özbek öğrenci daha gelmiş ve
123
K.K.T.C.
1991-1992
1992-1993
1993-1994
1994-1995
1995-1996
1996-1997
1997-1998
1998-1999
1999-2000
2000-2001
2001-2002
2002-2003
2003-2004
2004-2005
2005-2006
2006-2007
TOPLAM
2
2
2
2
3
2
2
5
5
5
5
5
5
5
5
5
60
Arnavutluk
Azerbaycan
3
11
10
4
4
2
5
3
6
3
1
1
2
55
29
20
15
10
5
13
11
4
2
4
2
5
2
1
1
124
Bosna-Hersek
3
3
2
2
10
Türkmenistan
26
10
4
5
45
Kırgızistan
3
3
2
3
2
1
2
3
19
Kazakistan
3
2
2
2
4
4
1
1
2
21
Afganistan
3
3
Gürcistan
2
24 55
6 57
38
30
16
22
21
19
14
28
22
18
11
13
15
30
8
3
2
1
14
1993-1994 öğretim yılında, mezun olan öğrencilerde standart öğrenci profili oluşturmak
amacıyla, askerî öğrencide bulunması gereken nitelikler yeniden belirlenmiş, öğrenci
motivasyon takip ve tekamül (öğrenci gözlem) defterlerinin tutulmasına başlanmıştır.
Bu dönemde, sosyal faaliyetlere de büyük önem verilmiş, Erenköy, Validebağ, Amiral
Bristol, Kandilli ve Belde liseleri ile işbirliği yapılarak müşterek Türk Halk ve Sanat Müziği
koroları teşkil edilmiş, Türkçe ve İngilizce tiyatrolar hazırlanarak sahnelenmiştir. Ayrıca yine
bu dönemde, Erzurum (Bar), Aydın (Zeybek) ve Artvin (Ata Barı) yörelerine ait folklor
ekipleri teşkil edilmiştir.
1994-1995 öğretim yılında Kuleli
Askerî Lisesi’nde eğitim-öğretim faaliyetlerinde kullanılan özel dershane ve laboratuvarlar, yandaki tabloda sunulmuştur.
Tabloya, 2006-2007 öğretim yılındaki özel
dershane ve laboratuvar durumu da dahil
edilmek suretiyle, on yıllık süreç içerisinde,
eğitim-öğretim faaliyetlerindeki değişim
gösterilmeye çalışılmıştır. Tablo incelendiğinde, kurulan bazı yeni özel dershane ve
laboratuvarların yanında, eskiden var olan
bazı özel dershane ve laboratuvarlarda da
sayısal bir artış sağlandığı görülmektedir.
Şöhreti ülke sınırlarını aşmış olan
Kuleli Askerî Lisesi ile ilgili olarak Avrupa’da da yayımlar gerçekleştirilmektedir.
Nitekim okulun tanıtımının yapıldığı bir
belgesel film çekimi, 14 Mayıs 1998
tarihinde, Alman ZDF kanalı tarafından
gerçekleştirilerek, yayımlanmıştır.
DERSHANE, ÖZEL DERSHANE VE LABORATUVAR DURUMU
1994-1995 2006-2007
DERSHANE ADI
Adet
Adet
Genel Dershane
58
58
Resim, Resim-Maket Dershanesi
1
2
Müzik Dershanesi
1
2
Yabancı Dil Laboratuvarı
5
5
Fizik Laboratuvarı
4
7
Biyoloji Laboratuvarı
1
3
Kimya Laboratuvarı
3
5
Sinevizyon Dershanesi
2
1
T.C. İnk.Tar. ve Atatürkçülük Ders.
1
1
Coğrafya Dershanesi
1
3
Edebiyat Dershanesi
1
Güzel Konuşma ve Yazma Dershanesi
1
Sinema – Konferans Salonu
2
Müşterek Dershane
1
Dijital Kütüphane
1
Model Uçak Dershanesi
1
Bilgisayar Dershanesi (BDE)
4
2
Satranç ve Ahşap Boyama Dershanesi
1
1
Kütüphane
1
1
Ebru Dershanesi
1
İnternet Odası
2
Bilgisayarlı Stratejik Oyun Odası
1
Psiko-teknik Dershanesi
1
Daktilo Dershanesi
1
Mekanik Yetenek Dershanesi
1
Video Dershanesi
2
TOPLAM
124
89
TOPLAM
ÜLKE
Özbekistan
böylece 6 Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti öğrencisi ile birlikte yabancı uyruklu öğrenci sayısı
114’e ulaşmıştır. 1992-1993 öğretim yılından 2006-2007 öğretim yılına kadar Kuleli Askerî
Lisesi’nde öğrenim gören misafir askerî öğrencilerin sayısı, geldikleri ülkelere göre şöyledir:
101
TSE İstanbul Kalite Müdürlüğü tarafından 27-28 Nisan 1998 tarihleri arasında TS-EN
ISO 9001 belgelendirme tetkikinde bulunulmuş ve bu tetkik sonucunda Kuleli Askerî Lisesi
TS-EN ISO 9001 Kalite Güvence Belgesi almaya hak kazanmıştır. 29 Mayıs 1998 tarihinde
Kuleli Askerî Lisesi’nde yapılan törenle, “TSE-ISO-EN 9001 Eğitim ve Öğretim Hizmetleri
Tasarımı ve Sunumu Kalite Sistem Belgesi” ve bayrakları, Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel
tarafından askerî liseler ve astsubay hazırlama okulları komutanlıklarına verilmiştir. Törene,
TBMM Başkanı Hikmet Çetin, Genelkurmay Başkanı Org. İ. Hakkı Karadayı, Kara Kuvvetleri
Komutanı Org. Hüseyin Kıvrıkoğlu, 1. Ordu Komutanı Org. Atilla Ateş, İstanbul Valisi, TSE
Başkanı Mehmet Yılmaz Arıyörük, 3. Kolordu Komutanı, Genelkurmay Harekat Başkanı, Kara
Kuvvetleri Harekat Başkanı ile K.K. Eğitim ve Okullar Daire Başkanı katılmıştır.
Kuleli Askerî Lisesi’nin TS-EN ISO 9001 Kalite Güvence Belgesi almasıyla
oluşturulan Kalite Geliştirme (KAL-GE) Kısmı, Öğretim Başkanlığı kadrosunda faaliyet
gösteren AR-GE (Araştırma-Geliştirme) Kısmı ile 2003 yılında birleşerek, Kalite-Araştırma ve
Geliştirme (KAL-ARGE) Kısmı adını almış ve Okul Karargâhına bağlanmıştır. Okulda, toplam
kalite yönetimi (TKY) odaklı, bilişim teknolojileri ile desteklenen ve çağdaş yönetim
sistemlerinin uygulanmasıyla sürekli artan verim ve hizmet kalitesi, 2003 yılından bugüne
KAL-ARGE faaliyetleriyle sürdürülmektedir.
Kuleli Askerî Lisesi’nde öğrenci, erbaş ve erlerin yemek ihtiyaçları üç mutfakta 367
karşılanırken, 1997-1998 öğretim yılı başında yenilenen ve kapasitesi artırılan iki mutfakta, 368
bir yıl sonra (1999) da bütün yemek ihtiyaçları tarihî ana binanın arkasındaki tek mutfakta
hazırlanmıştır. 2000-2001 öğretim yılı başında okul mutfağının işletilmesi özel bir firmaya
devredilmiş, 2001 yılı sonunda işletme Destek Kıt’aları Komutanlığınca yürütülmüşse de (18
ay sonra) 2003 yılında tekrar sivil firmaya ihale edilmiştir. Uygulamaya halen devam
edilmektedir.
10 Haziran 2003 tarihli bir emirle, 2. Sınıf Bando Komutanlığı, Öğrenci Amirliği
bünyesinden ayrılarak, “Bando Eğitim Kısım Amirliği” adı altında Okul Karargâhına
bağlanmış, yine aynı yıl, TMK’dan Okul Komutan Yardımcısı kadrosu lağvedilmiştir.
1999-2000 öğretim yılına kadar Türk Silahlı Kuvvetlerine bağlı askerî orta öğretim
kurumlarına öğrenci alımları, her yıl temmuz ayında, Kara ve Deniz Kuvvetlerinin ayrı ayrı
icra ettiği sınavlarla 369 gerçekleştirilmiştir. 2000-2001 öğretim yılında askerî orta öğretim
kurumlarına alınacak öğrencilerin yazılı sınavları ÖSYM (Öğrenci Seçme ve Yerleştirme
Merkezi) tarafından yapılmaya başlanmış, diğer sınavlar, ilgili Kuvvet Komutanlıklarının
sorumluluklarında icra edilmeye devam edilmiştir. Genelkurmay Başkanlığının emirleri
doğrultusunda, 24 Haziran-15 Temmuz 2005 tarihinden itibaren askerî okullara öğrenci seçimi
2. aşama faaliyetleri (“Ön Sağlık”, “Bedenî Yeterlilik” ve “Mülakat”), hazırlanan ortak yönerge
çerçevesinde, Deniz ve Hava Kuvvetlerinden personel desteği ile Kuleli Askerî Lisesi
Komutanlığı bünyesinde, tek merkezli olarak icra edilmeye başlanmıştır.
Şubat 2003 tarihinde, öğrencilerin hafta sonu iznine üniformalı çıkma uygulamasında
değişiklik yapılmış, her sınıftan bir grup öğrenciye sivil kıyafetlerle izne çıkma hakkı
tanınmıştır.
367
Tarihî ana bina doğu kısmı ile Korg. Şefik Erensu Sitesi ve Org. Ali Keskiner Sitesi’nin bodrum katındadır.
Org. Ali Keskiner Sitesi’ndeki mutfak iptal edilmiştir.
369
Sınavlar, birinci aşamada: “Ön Sağlık”, “Bedenî Yeterlilik” ve “Mülakat”, ikinci aşamada ise “Yazılı Sınav”
şeklinde icra ediliyordu.
368
125
2003-2004 öğretim yılından itibaren, “Harp Tarihi ve Kültür Gezileri” çerçevesinde,
öğrencilerde tarih bilincini geliştirmek ve ülkemizin kültürel değerlerini tanımalarına katkıda
bulunmak amacıyla, Hzr. sınıfı (IX.) Bursa-Balıkesir-Manisa, 1. sınıf (X.) Gelibolu-Çanakkale,
2. sınıf (XI.) ise Polatlı-Kütahya-Afyon üzerinden ATAT kampına gitmeye başlamıştır.
Eylül 2003’ten itibaren Kuleli Askerî Lisesi’nin misyonuna, Genelkurmay
Başkanlığınca bir yenisi daha eklenmiştir: Bu doğrultuda, Türk Silahlı Kuvvetlerinin aziz
şehitlerimiz ile gazilerimize duyduğu minnet borcunun bir ifadesi olarak, 23 şehit ve malul gazi
çocuğunun TED İstanbul Koleji’nde yatılı/burslu öğrenim görmelerine destek verilmektedir.
Uygulama kapsamında;
* Gönüllülük esasına dayalı olarak, her öğrenci için Kuleli personeli arasından bir
“gönüllü veli” belirlenmekte,
* Öğrencilerin, öğrenim gördükleri okul yöneticileri ve velileriyle irtibatı sağlamak
amacıyla Kuleli Askerî Lisesi Rehberlik ve Danışma Kısmı’ndan bir irtibat subayı
görevlendirilmekte,
* Öğrencilerin sağlık problemleri ile ilgilenilmekte ve tedavileri gerçekleştirilmekte,
* Hafta sonlarında kültürel ve sosyal etkinliklere katılımları sağlanmaktadır.
İkinci sınıf basımevi niteliğinde olan ve
dizgi, baskı, cilt ünitelerinden meydana gelen
Kuleli Askerî Lisesi matbaası, 2003 yılında
modern cihazlarla donatılmıştır. Modernizasyon
çalışmasında makine ve teçhizatlar ile
döşemeler yenilenmiştir.
Öğrencilerin disiplin ve ders durumları
ile ilgili velileri bilgilendirmek amacıyla
kurulan “ALO Kuleli” hattının faaliyete
geçirilmesi ve Org. Ali Keskiner Sitesi’nin
arkasına bir halı saha ile bir genel maksat tartan saha hizmete açılması 2004 yılında olmuştur.
Okulun modern bir arşive kavuşması 2004
yılında gerçekleşmiştir. Önceki yıllarda Güney
Kule’de yer alan standart dışı Kuleli Askerî Lisesi
Arşivi, tarihî ana binanın kuzey cephesinde, TSK
Arşiv Yönergesi MY. 71.1(A) esaslarına uygun
olarak raylı sistem kompakt arşive dönüştürülmüştür.
28 Mayıs 2004 tarihinde düzenlenen “Liseler
Arası Bando Yarışması”na, 252 öğrencinin görev
aldığı Kuleli Askerî Lisesi Boru-Trampet ve Bando
Takımı da katılmış ve yarışmada birinci olmuştur.
126
2004-2005 öğretim yılındaki en önemli faaliyetlerden birisi de K.K.K. Org. Yaşar
Büyükanıt ve 1. Ordu Komutanı Org. Hurşit Tolon’un katıldığı törenle 4 Ekim 2004 tarihinde
“Org. Doğu Aktulga Kültür Sitesi”nin hizmete açılmasıdır. 2100 m2 oturum alanına sahip,
1500 kişi kapasiteli, her türlü sosyal etkinliğin icrasına uygun olarak yapılan bu siteye, 24 Ocak
2004 tarihinde hayatını kaybeden Kuleli Askerî Lisesi eski komutanlarından Org. Doğu
Aktulga’nın adı verilmiştir. Daha önceden sosyal etkinliklerin sergilendiği tarihî ana binadaki
sinema salonu ise öğrenci gazinosuna dönüştürülerek, üçüncü sınıflara tahsis edilmiştir.
Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığının 1997-1998 öğretim yılından bugüne kadar almış
olduğu ödüller bir tablo halinde aşağıda verilmiştir:
YILI
1997-1998
2000-2001
2001-2002
2004-2005
2004-2005
ÖDÜLÜN ADI
VEREN MAKAM VE KOMUTAN
Üstün Birlik Yetiştirme Başarı Şildi
Üstün Birlik Başarı Ödülü
Emniyet Kaza Önleme Başarı Ödülü
Başarılı Birlik Beratı
Üstün Birlik Yetiştirme Başarı Şildi
K.K.K. Orgeneral Atilla Ateş
K.K.K. Orgeneral Hilmi Özkök
K.K.K. Orgeneral Aytaç Yalman
Genkur. Bşk. Orgeneral Hilmi Özkök
K.K.K. Orgeneral Yaşar Büyükanıt
* 1995 Yılından 2005 Yılına Kadar Öğrenci ve Kısım Sayısı:
*
Toplam
14
14
17
17
15
16
17
17
14
15
14
3
15
15
17
17
16
19
18
18
17
17
15
2
Öğretim
Yılı
1-X
1985-1986 öğretim yılından 2003-2004 yılına kadar
Kuleli Askerî Lisesi’nden mezun olan öğrenciler, Kara Harp
Okulu, Hava Harp Okulu, GATA (Gülhane Askerî Tıp
Akademisi) ve FYO (Fakülte Yüksek Okullar) başta olmak
üzere, ABD Kara Harp Okulu (West-Point) (10 öğrenci), ABD
Hava Harp Okulu (USAF) (2 öğrenci) ve Güney Kore Kara
Harp Okulu’nda (2 öğrenci) öğrenimlerini tamamlamışlardır.
2003-2004 öğretim yılından sonra Fakülte ve Yüksek Okullar
(FYO) ile Gülhane Askerî Tıp Akademisi’ne (GATA), askerî
liselerden öğrenci gönderimine son verilmiştir.
Kısım Sayısı
Hazırlık-IX
1995-1996 öğretim yılından 2006-2007 öğretim yılı
sonuna kadar geçen sürede, kısım sayıları yandaki tabloda
gösterilmiştir. Kısım mevcutları ise 20 ile 25 arasında
değişmektedir. Tabloda yer alan sayısal veriler, on iki yıllık
süreçte öğrenci akışını göstermektedir. Yıllara göre okula
kaydedilen öğrenci sayısındaki değişim, Türk Silahlı
Kuvvetlerinin personel ihtiyacından kaynaklanmaktadır.
15
15
16
16
16
15
15
15
14
15
2005-2006 *
15
2006-2007 14+1 13+1 15
14
14
14
14
16
16
14
14
16
14
14
14
58
58
64
64
63
66
64
64
61
61
58
58
1995-1996
1996-1997
1997-1998
1998-1999
1999-2000
2000-2001
2001-2002
2002-2003
2003-2004
2004-2005
2005-2006 öğretim yılından itibaren okulun dört yıla çıkarılmasıyla hazırlık sınıfı kaldırılmış, yerine IX. sınıf
konmuştur. Bu tarihten itibaren sınıf adları IX, X, XI, XII şeklinde devam edecektir.
127
Okulun kolej statüsüne geçtiği 1975-1976 öğretim yılından, 2007 yılına kadar görev
yapan Okul Komutanları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir. Bu süreçte görev yapan okul
komutanlarının tamamı “Kurmay Albay” rütbesindedir.
1976-2007 Yılları Arasında Kuleli Askerî Lisesi Komutanları
GÖREV SÜRESİ
SINIFI VE RÜTBESİ **
ADI ve SOYADI
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
6.7.1976-24.8.1978
9.10.1978-20.8.1979
21.8.1979-16.8.1983
16.8.1983-4.7.1986
23.7.1986-22.7.1988
22.7.1988-28.6.1990
28.6.1990-9.7.1992
1.7.1992-30.7.1994
30.7.1994-2.7.1996
2.7.1996-3.7.1998
3.7.1998-2.7.1999
2.7.1999-29.6.2001
29.6.2001-27.6.2003
27.6.2003-24.6.2005
20.6.2005-
Kurmay Albay (Top.1953-46)
Kurmay Albay (P.1955-6)
Kurmay Albay (Top.1958-15)
Kurmay Albay (P.1961-2)
Kurmay Albay (Top.1961-17)
Kurmay Albay (Top.1965-91)
Kurmay Albay (P.1966-1)
Kurmay Albay (P.1968-28)
Kurmay Albay (Mu.1969-8)
Kurmay Albay (Tnk.1973-33)
Kurmay Albay (Tnk.1973-23)
Kurmay Albay (Top.1975-17)
Kurmay Albay (Mu.1978-23)
Kurmay Albay (P.1980-1)
Kurmay Albay (Top.1982-65)
(Korg.)
(Tuğg.)
(Org.)
(Org.)
(Korg.)
(Tümg.)
(Tuğg.)
(Tümg.)
(Korg.)
(Korg.)
(Tuğg.)
(Tuğg.)
(Tuğg.)
(Tuğg.)
Yaşar Kök
Siyamettin Yalınpala
Doğu Aktulga
Yaşar Büyükanıt
İbrahim Tülü
Selahattin Yücel
Yılmaz Küçükseyhan
Ünal Önsipahioğlu
Yalçın Ataman
Ö. Necati Özbahadır
Sinan Ertung
Mustafa Canatan
Aslan Kılıçarslan
Fahri Erenel
İlhan Bölük
4.5. 2005 Yılından Günümüze Kuleli Askerî Lisesi
2005-2006 öğretim yılına kadar, Millî Eğitim Bakanlığına bağlı genel liselerde öğrenim
süresi üç yıl; Anadolu liseleri, Fen liseleri ile bazı özel okullarda ise dört yıl (Hazırlık+3 yıl)
olarak uygulanmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı, 2002 yılında başladığı orta öğretimi yeniden
yapılandırma düşüncesini, 2005-2006 öğretim yılından itibaren kademeli olarak uygulamaya
koymuş ve bu kapsamda liselerde hazırlık sınıfı kaldırılarak, eğitim-öğretim süresi dört yıla
çıkarılmıştır.
Millî Eğitim Bakanlığı Talim ve Terbiye Kurulu’nun 7 Haziran 2005 tarih ve 184 sayılı
“Orta Öğretimin Yeniden Yapılandırılması” kararı çerçevesinde, K.K. Harekat Başkanlığının
emirleri ile Kuleli Askerî Lisesi’nde de bir çalışma grubu oluşturulmuş ve bu dört yıllık
**
Bu hanede parantez içerisinde yer alan rütbe, Okul Komutanının en son yükseldiği rütbeyi göstermektedir.
128
öğretim süresi ile ilgili gerekli hazırlıklar Temmuz-Ağustos 2005 aylarında tamamlanarak,
Eylül 2005’te uygulamaya konulmuştur.
2005-2006 öğretim yılında IX. sınıftan başlayarak kademeli olarak uygulanacak olan
dersler ve dozajları aşağıdaki tabloda gösterilmiştir.
ASKERÎ LİSELER HAFTALIK DERS ÇİZELGESİ (Fen Bilimleri Alanı)
Seçmeli
Dersler
ALAN
DERSLERİ
ORTAK DERSLER
DERSLER
IX
Dil ve Anlatım
Türk Edebiyatı
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Tarih
T.C.İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük
Coğrafya
Matematik
Fizik
Kimya
Biyoloji
Sağlık Bilgisi
Felsefe
Yabancı Dil
(İng)
İkinci Yabancı Dil (Rus)
Beden Eğitimi
Milli Güvenlik
Trafik ve İlk Yardım
TOPLAM
Matematik
Fizik
Kimya
Biyoloji
Geometri
Analitik Geometri
TOPLAM
2
3
1
2
2
3
2
2
1
14
2
34
-
Psikoloji
Demokrasi ve İnsan Hakları
Bilgi ve İletişim Teknolojisi
Resim - Müzik
Güzel Konuşma ve Yazma
Rehberlik Hizmetleri
1
1
SINIFLAR
X
XI
2
2
3
3
1
1
2
2
2
1
2
9
9
1
1
2
2
1
1
24
23
3
3
2
3
2
2
1
2
1
1
9
11
2
1
1
1
XII
2
3
1
9
1
2
18
3
3
2
2
1
2
13
1
1
2
1
Bu yeniden yapılanma çerçevesinde, zorunlu etüd uygulamasına son verilmiş,
öğrencilere sorumluluk bilinci ve çalışma disiplini kazandırmak amacıyla etüdler ihtiyarî hale
getirilmiştir.
Korg. Şefik Erensu Sitesi’ne yabancı dil öğretimini pekiştirmek amacıyla kurulan
yabancı dil laboratuvarları modern cihazlarla donatılarak yenilenmiş; yeniden yapılanma süreci
içerisinde bu laboratuvarlara, Fizik, Kimya, Biyoloji laboratuvarları ile Coğrafya dershanesi de
ilave edilmiştir. Türk subaylarının dünyaya açılması kapsamında, 1975-1976 öğretim yılında
yabancı dil öğrenimini geliştirmek amacıyla başlatılan doğal konuşmacı uygulamasına,
günümüzde de yabancı uyruklu üç öğretmen desteği ile devam edilmektedir.
129
Kuleli Askerî Lisesi Komutanlığı’nda 2005 yılında tarihî ana bina restorasyonu ile
Destek Kıtaları Komutanlığı ek binası, su eğitim tesisi ve misafirhanesi projesi onaylanarak
MSB İstanbul İnşaat Emlak ve NATO Enfrastrüktür Bölge Başkanlığına gönderilmiştir.
41. Kütüphane Haftası kutlama etkinlikleri kapsamında, 1 Nisan 2005 tarihinde Kuleli
Askerî Lisesi Komutanlığı koordinatörlüğünde, geniş kapsamlı olarak “Enformasyon
Teknolojilerindeki Son Gelişmelerin Kütüphane Hizmetleri Üzerindeki Etkileri” konulu bir
sempozyum düzenlenmiş, sempozyuma 264 kişi katılmıştır.
2005-2006 öğretim yılında, erbaş ve erlere yönelik olarak, “Okuma-Yazma ve Meslek
Edindirme” kursları düzenlenmiş, eğitim-öğretimin desteklenmesi amacıyla okulun tüm
kısımlarına LCD televizyon alımı gerçekleştirilmiştir. On yıllık gelişim projesi kapsamında
dershanelerdeki sıra ve sandalyeler yenilenmiş
(1411 öğrenci sandalyesi, 1250 öğrenci ders
masası, 120 öğretmen çalışma masası) ve akşam
etüdleri isteğe bağlı hale getirilerek, “öğrenci
saati” adı altında serbest zaman yaratılmıştır.
Okul Karargahı ve Öğretim Başkanlığı
koridorlarında, Kuleli Askerî Lisesi’nin şanlı
tarihindeki başarılara yakışır bir spor müzesi
oluşturulmuş, okulun kuruluş tarihinden bugüne
kadar elde ettiği kupa, madalya ve şiltler,
kronolojik sıraya uygun olarak sergilenmiştir.
Öğrencilere “Savaşçı Ruh Kazandırılması ve Geliştirilmesi” kapsamında, savaş oyunu
(paintball) eğitimi için Bayraktepe bölgesinde bir oyun alanı düzenlenmiştir.
Okulumuzun Bayraktepe bölgesinde 630m2 bir alan üzerine inşa edilen ve 3 adet
projektör ile aydınlatılan gönder ile Kuleli Askerî Lisesi mezunu şehitler adına yaptırılan abide,
17 Mart 2006 tarihinde yapılan törenle Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt
tarafından açılmıştır. Törene 1. Ordu Komutanı Orgeneral İlker Başbuğ, K. K. Harekat Başkanı
Tümgeneral Salim Erkal Bektaş, K. K. Eğitim ve Okullar Daire Başkanı Tuğgeneral Bülent
Dağsalı ve yapımcı firma adına Ali Koç katılmışlardır.
Asya’dan Avrupa’yı selamlayan
bayrağımızın çekildiği, her iki köprüden
de görülebilme özelliğine sahip gönderin
yüksekliği 41m, deniz seviyesinden
yüksekliği ise 103m’dir. Çelik sacdan
imal edilmiş bayrak gönderinin üst çapı
30cm, alt çapı 60 cm; ağırlığı ise 11
tondur. Bayrağın sarılmasını önlemek
amacıyla paslanmaz mapa ve fırdöndü
sistemine sahip olan gönderin üzerinde
paratoner ve uçak ikaz lambası da yer
almaktadır. Göndere otomatik halat sarmalı vinç sistemi ile çekilen bayrak, 10x15m (150 m2)
ebadındadır.
Nisan 2006’dan itibaren, K.K. Lojistik Sisteminin yeniden yapılandırılması kapsamında
bir düzenlemeye gidilmiş, Destek Kıt’aları Komutanlığının adı Lojistik Destek Komutanlığı
olarak değiştirilmiştir. İkmal ve Levazım Kısım Amirlikleri lağvedilerek, yerine Lojistik Kısım
Amirliği teşkil edilmiştir.
130
Kuleli Askerî Lisesi öğrencilerinin öğrenimleri süresince, tarihî ve turistik açıdan
İstanbul’u tanımaları amacıyla dört yıllık bir plânlama yapılmıştır. Uygulamaya, 2006 yılında
IX. sınıf öğrencileri ile başlanmıştır.
Kuleli Askerî Lisesi, Fizik, Kimya, Biyoloji ve Bilgisayar dallarında;
* TÜBİTAK,
* MEF Okulları,
* KOÇ Lisesi,
* Çevre Koleji’nde düzenlenen proje yarışmalarına;
Coğrafya dalında ise Türk Coğrafya Kurumu tarafından düzenlenen “Belgesel ve Proje
Yarışması”na katılmakta ve başarılı sonuçlar almaktadır.
Kuleli Askerî Lisesi’nde her yıl eylül ayı başlarında yapılan açılış ve kuruluş
törenlerinden başka öğretim yılı içerisinde 10 Kasım Atatürk’ü Anma, 24 Kasım Öğretmenler
Günü, 18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi yapılan etkinliklerle kutlanmaktadır. Ayrıca,
iki yılda bir Deniz Lisesi ile dönüşümlü olarak 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor
Bayramı törenleri de icra edilmektedir. Mayıs ayı içerisinde kültür ve sanat haftası etkinlikleri
çerçevesinde Türkçe ve İngilizce olarak tiyatro oyunları da sahnelenmektedir.
SONUÇ
1845’te Mekteb-i Fünûn-ı İdadî-i Şâhâne adıyla Dolmabahçe Çinili Köşk’te öğretime
açılan Harbiye İdadîsi’nin, Çengelköy’ün “Kuleli” semtinde 1828 yılında Sultan II. Mahmud
tarafından I. Süvari Alayı için kışla olarak inşa edilen tarihî yapı ile buluşması, 1872 yılında
gerçekleşmiştir.
1837-1842 yılları arasında Tahaffuzhâne (Karantina binası) olarak kullanılan ve 18431845 yılları arasında da kapsamlı bir tadilattan geçirilmiş olan kışla, Kırım Savaşı yıllarında
(1854-1856) müttefik askerler için kışla ve hastane olarak hizmet vermiştir. 1856-1872 yılları
arasında tekrar Süvari Kışlası olarak kullanılan bu tarihî mekan, 1862/63 yılında Sultan
Abdülaziz tarafından yeniden yaptırılmıştır.
1872’de Harbiye ve Tıbbiye idadîlerinin öğrenim görmeye başladığı kışla, o tarihten
bugüne kadar dört kez farklı amaçlarla da kullanılmıştır. Ancak, kışlanın farklı amaçlarla
kullanılmış olması, temeli 1845’te atılmış olan Kuleli Askerî İdadîsi’ndeki eğitimi kesintiye
uğratmamış, eğitim farklı mekanlarda sürdürülmeye devam edilmiştir:
* 93 Harbi’nde (1877-78 Osmanlı-Rus Savaşı) kışlanın hastaneye dönüştürülmesiyle
eğitim, iki yıl süreyle Pangaltı’daki Mekteb-i Harbiye (şimdiki Askerî Müze) binasında,
* Balkan Savaşı yıllarında (1912/13) kışlanın yeniden hastaneye dönüştürülmesi
üzerine, Kuleli İdadîsi öğrencilerinin bir kısmı şimdiki Kandilli Kız Lisesi olan Âdile Sultan
Sarayı’na, bir kısmı da Beylerbeyi Sarayı yanında, bugün Deniz Eğitim Komutanlığı ve
Sabancı Olgunlaşma Enstitüsü olan binalarında,
* Millî Mücadele yıllarında (Temmuz 1920-1923) kışlanın Ermeni Eytam (Yetimler)
Okulu olması üzerine, önce Kâğıthane’de Sünnet Köprüsü yakınlarındaki çadırlarda, sonra
(Ekim 1920) Maçka’da Silahhane’nin yanındaki Karakol binasında, daha sonra da Beylerbeyi
Sarayı yanındaki sağlığa elverişli olmayan eski Jandarma Okulu binasında,
* II. Dünya Savaşı yıllarında (Mayıs 1941-Ağustos 1947) kışlanın 1000 Yataklı Cildiye
Hastanesi ve Boğaz Nakliyat Komutanlığı emrine verilince, Konya’da eğitim ve öğretimine
devam etmiştir.
131
1924-1925 öğretim yılında Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereği sivil liseye dönüştürülen
Kuleli Askerî Lisesi, 1936 yılında “Güneş Dil Teorisi”ne uygun olarak Kuleli Süel Lisesi
adıyla anılmıştır.
II. Dünya Savaşı yıllarında öğretim faaliyetlerini Akşehir’de sürdüren Maltepe Askerî
Lisesi’nin 1947 yılında Kuleli Kışlası’na nakledilmesi üzerine 1947-1950 yılları arasında aynı
mekanda eğitim-öğretim faaliyetleri devam etmiş, 1950 yılında Maltepe Askerî Lisesi’nin
lağvedilmesiyle bu iki okul öğrencileri birleştirilmiştir.
Tarihî ana bina, 1968-1969 öğretim yılında Thomas Allom’un gravürü esas alınarak
yaptırılan tadilat esnasında ilk kez inşa edilen “Kule”lerle bugünkü görünümüne kavuşmuştur.
162 yıldır Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Türk Silahlı Kuvvetlerine yön veren iki
Cumhurbaşkanı, sekiz Genelkurmay Başkanı, 24 Kuvvet Komutanı, 24 Ordu Komutanı ve
yüzlerce general yetiştiren en köklü askerî okullardan biri olan Kuleli Askerî Lisesi, bugün de
tarihî misyonuna uygun olarak eğitim-öğretim faaliyetlerini başarıyla yerine getirmekte ve
geleceğin vizyon sahibi komutanlarını yetiştirmeye devam etmektedir.
KULELİ ASKERÎ LİSESİ İLE İLGİLİ GENEL KRONOLOJİ
1828-1837
1837-1842
1842-1854
28 Temmuz 1842
1843
1843-1845
1845
9 Nisan 1845
21 Eylül 1845
10 Ekim 1846
Nisan 1847
1854-1856
Ocak 1855
4-5 Ekim 1856
1856-1862/63
9 Eylül 1856
Aralık (?) 1856
27 Temmuz 1857
Eylül 1859
1862-1863
1863-1872
1864
1868
1 Eylül 1868
28 Ağustos 1870
Kuleli Kışlası’nın 1 nci Süvari Alayı Kışlası olarak kullanılması,
Kuleli Kışlası’nın Tahaffuzhane (Karantina binası) olması,
Kışlanın tekrar Süvari Kışlası olarak hizmet vermesi,
Kışla’nın tamirat nedeniyle boşaltılması,
Kışla’ya su getirilmesi,
Kışla’nın yanması; yarı kârgir, yarı ahşap olarak yeniden yapılması,
Hastahane, hamam ve manej binalarının ilavesi,
Meclis-i Muvakkat’ta askerî liselerin açılmasına karar verilmesi,
Mekteb-i Fünûn-ı İdadîye adıyla askerî liselerin ve Harbiye İdadîsi’nin Çinili
Köşk’te açılması,
Harbiye İdadîsi’nin Maçka Kışlası’na taşınarak Dersaadet Askerî İdadîsi adını
alması,
Su yollarının tamiri; ahırlar üzerinde subaylar için çalışma ve yatma odaları ile
Pâdişah için Dâire-i Hümâyûn.
Kırım Harbi dolayısıyla Kuleli Kışlası’nın müttefik askerlere kışla ve
hastahane olarak tahsisi,
Kırım Harbi nedeniyle Dersaadet Askerî İdadîsi’nin Üsküdar Yeni Mahalle’de
bir binaya taşınması,
Kırım Harbi’nin sona ermesi üzerine Dersaadet Askerî İdadîsi’nin Maçka
Kışlası’na geri dönmesi,
Kuleli Kışlası’nın Süvari Kışlası olarak hizmet vermesi,
Kışla’nın tamiri (koğuşlar, ahırlar, su yolları...),
Kışla’nın İngilizler tarafından yakılması,
Kışla’nın yanan kısımlarının tamiri,
Kuleli Vak’ası sanıklarının yargılanması için mahkeme,
Kuleli Kışlası’nın Abdülaziz tarafından yeniden yaptırılması,
Kuleli Kışlası’nın Süvari Kışlası olarak kullanılması,
Dersaadet Askerî İdadisi, Mühendishane İdadîsi, Tıbbiye İdadîsi ve Bahriye
İdadîsi’nin “Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne” adıyla Galatasaray Kışlası’nda
birleştirilmesi ve öğrenim süresinin dört yıldan üç yıla indirilmesi.
Kışla hastahanesinin yenilenmesi,
Galasaray Kışlası’nda “Mekteb-i Sultanî”nin (Galatasaray Lisesi) açılması
üzerine, bu binada öğrenim gören ve “Umum Mekteb-i İdadî-i Şâhâne”yi
oluşturan okullardan Bahriye İdadîsi’nin (Mühendishane-i Bahr-i Hümâyûn
İdadîsi) Heybeliada’da Mühendishane’nin yanına, Mühendishane-i Berr-i
Hümâyûn İdadîsi’nin Halıcıoğlu’na, Tıbbiye İdadîsi ile Harbiye İdadîsi’nin de
tekrar Maçka Kışlası’na taşınması,
Darü’ş-şura-yı Askerî kararıyla öğrenim süresinin dört yıla çıkarılması.
132
1872
1872-1877
1877-1878
1879-1901
1879-1880
14 Eylül 1880
18 Eylül 1892
Nisan-Mayıs 1894
1901-1912
1901
1910-1912
1912-1913
1913-Temmuz 1920
1914
Harbiye ve Tıbbiye idadîlerinin Maçka Kışlası’ndan Kuleli Kışlası’na
taşınması; Harbiye İdadîsi’nin (Dersaadet Askerî İdadîsi, Mekteb-i
İdâdî-i Şâhâne) Kuleli Askerî İdâdîsi adını alması,
Harbiye (Kuleli) ve Tıbbiye İdadîlerinin Kuleli Kışlası’nda öğrenim
görmesi,
Osmanlı-Rus Savaşları (93 Harbi) dolayısıyla Kuleli Kışlası’nın
hastahaneye dönüştürülmesi; Kuleli İdadîsi’nin Pangaltı’daki Harp
Okulu (Mekteb-i Harbiye) binasına taşınması,
Kuleli Kışlası’nda Harbiye ve Tıbbiye idadilerinin birlikte öğrenim
görmesi,
Deniz İdadîsi’nin de Kuleli Kışlası’nda eğitim görmesi,
Kışla’ya postane kurulması ve telgraf makinesinin hizmete sunulması,
Kışla’ya yeni binalar ilave edilmesi,
Hastahane (Revir) ve Tıbbıye İdadîsi için yeni dershane binalarının inşası,
Dersaadet veya Harbiye İdadîsi’nin Kuleli Askerî İdadîsi adıyla
anılması,
Tıbbiye İdadîsi’nin Haydarpaşa Kışlası’na nakledilmesi,
Kuzey kulenin kuzeyindeki ek binaların yapımı,
Kuleli Kışlası’nın Balkan Harbi dolayısıyla hastahaneye dönüştürülmesi
üzerine, Kuleli İdadîsi öğrencilerinin bir kısmının şimdi Kandilli Kız
Lisesi olan Âdile Sultan Sarayı’na, bir kısmının da Beylerbeyi Sarayı
yanında bugünkü Deniz Eğitim Komutanlığı ve Olgunlaşma Enstitüsü
olan binalara taşınması,
Kuleli Askerî İdadîsi’nin Kuleli Kışlası’nda eğitim-öğretime devam
etmesi,
Kışla’ya kalorifer sisteminin inşası,
Temmuz 1920
Kuleli Kışlası’nın İngilizlere depo ve transit ambarı olarak verilmesi,
öğrencilerin Kâğıthane’deki Sünnet Köprüsü yanındaki çadırlarda
ikamete mecbur bırakılması,
Temmuz 1920- 6 Ekim 1922 İngilizlere teslim edilen Kuleli Kışlası’nın Ermeni Yetimler Okulu
olması.
Kasım 1920
26 Aralık 1920
2 Mayıs 1921
6 Ekim 1922
Ekim 1922-Mayıs 1941
1924-1925
1925-1926
1927
1935-1936
1938
Mayıs 1941-Ağustos 1947
Mayıs 1941
Üç ay Kağıthane’deki çadırlarda ikamet eden Kuleli Askerî İdadîsi
öğrencilerinin Maçka’da bulunan Silâhhane’nin yanındaki Karakol binasına
(veya İdare Müdürlüğü binasına) taşınması,
Kuleli Askerî İdadîsi öğrencilerinin Beylerbeyi Jandarma Alay Mektebi ve
Çengelköy Hastanesi’ne taşınması,
Kuleli Askerî İdadîsi öğrencilerinin Beylerbeyi Jandarma Alay Mektebi ve
Çengelköy Hastanesi’nde eğitim-öğretime başlaması,
Kuleli Askerî İdadîsi’nin Kuleli Kışlası’na yeniden kavuşması,
Kuleli Askerî İdadîsi’nin Kuleli Askerî Lisesi adıyla Kuleli Kışlası’nda
eğitim-öğretime devam etmesi,
Kuleli Askerî Lisesi’nin Tevhid-i Tedrisat Kanunu gereğince sivil liseye
dönüştürülmesi (Sadece bir öğretim yılı sürmüştür) ve öğrenim süresinin dört
yıldan üç yıla indirilmesi,
Tekrar askerî statüye kavuşturulan okulun, Kuleli Askerî Lisesi adıyla eğitimöğretime devam etmesi,
Erzincan Askerî Lisesi’nin kapatılması üzerine öğrencilerinin Kuleli Askerî
Lisesi’ne nakledilmesi,
Kuleli Askerî Lisesi’nin “Güneş Dil Teorisi”ne uygun olarak Kuleli Süel
Lisesi adıyla anılması (Sadece bir öğretim yılı sürmüştür),
Kuleli Askerî Lisesi’nin ön tarafında deniz kenarına 10 metrelik atlama
kulesinin inşa edilmesi (1968 yılına kadar hizmet vermiştir),
Kuleli Kışlası’nın II. Dünya Savaşı nedeniyle 1000 Yataklı Cildiye
Hastahanesi olarak kullanılması ve Boğaz Nakliyat Komutanlığı emrine
verilmesi; Kuleli Askerî Lisesi’nin Konya’da eğitim-öğretimi
sürdürmesi,
İkinci Dünya Savaşı nedeniyle Kuleli Askerî Lisesi’nin Konya’ya taşınması,
133
19-21 Ağustos 1947
Ağustos 1947-1950
1950-1951
1949-1950
1955-1956
1956-1957
1957-1959
1959-........
1960-1963
19 Eylül 1966
1968-1969
1971-1974
1975-1976
30 Ocak 1979
1979
1983-1987
1991
1992-1994
2002
04 Ekim 2004
2004-2005
2005-2006
17 Mart 2006
İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi üzerine, Kuleli Askerî Lisesi’nin
Konya’dan, Maltepe Askerî Lisesi’nin de Akşehir’den Kuleli Kışlası’na
taşınması;
Kuleli Kışlası’nda Kuleli ve Maltepe Askerî Liselerinin ayrı
komutanlıklar şeklinde birlikte eğitim-öğretim görmesi,
Maltepe Askerî Lisesi’nin Kuleli Askerî Lisesi ile birleştirilmesi,
Askerî liselerde öğrenim süresinin üç yıldan dört yıla çıkarılması,
Askerî liselerde öğrenim süresinin tekrar üç yıla indirilmesi,
Kuleli Askerî Lisesi, Askerî Ortaokulu ve Sekizinci Astsubay Hzlm. Okulu,
Kuleli Askerî Lisesi ve Askerî Ortaokulu,
Kuleli Askerî Lisesi,
Korg. Şefik Erensu Sitesi’nin yeniden yaptırılması,
8 Ağustos 1966’da kapatılmasına karar verilen Erzincan Askerî Lisesi
öğrencilerinin bir kısmının Kuleli Askerî Lisesi’ne nakledilmesi,
Thomas Allom’un gravürü esas alınarak “Kule”lerin yaptırılması,
Deniz kenarındaki yolun asfaltlanarak halkın hizmetine açılması,
Kuleli Askerî Lisesi’nin kolej statüsüne dönüştürülmesi ile öğrenim süresinin
dört yıla çıkarılması (Hazırlık + üç yıl),
Org. Ali Keskiner ve Albay Şevket Kuleli sitelerinin yapılması,
Öğ. Yb. Fazlı Ünaltay Spor Salonu’nun yaptırılması,
Okulun kapsamlı bir restorasyondan geçirilmesi,
Isı Merkezi’nin tamamlanması,
Kapsamlı bir restorasyon,
Kuzey ve Güney kulelerin kurşun kaplamalarının yenilenmesi,
1500 kişi kapasiteli Org. Doğu Aktulga Kültür Sitesi’nin yaptırılması,
Tarihî ana binanın iç kısımlarında bazı bölümlerin restorasyonu,
Yeniden yapılanma çerçevesinde Hazırlık sınıfının kaldırılarak, eğitim-öğretim
süresinin dört yıla çıkarılması,
Bayraktepe’ye 41 m yüksekliğinde bayrak gönderinin dikilmesi.
* İlginç Olaylar ve Anekdotlarla Kuleli Askerî Lisesi
29 EKİM 1938, Bayram ve Gözyaşları
“Atatürk komadan çıksa da, ‘Ölüyor’ haberi bir anda Türkiye'yi yasa boğmuş, dünyanın
da gözünü Dolmabahçe Sarayı'na çevirmişti. Zaten, aylardır Saray'da bir şeyler olduğundan
kuşkulanan Avrupa basını resmi açıklamaların ardından bütün projektörlerini Atatürk'e
yöneltti. Özellikle Fransız ve İngiliz basını, adeta ölmüşçesine O'nun geride bıraktığı eseri öven
yazılar yayınlıyor, bir yandan da halefinin kim olacağı konusunda spekülasyonlara yer
veriyordu.
İşte 17 Ekim'de L'Epoque gazetesinde yayınlanan bir makale:
‘Çağımızın en güçlü ve en olağanüstü adamlarından biri olan Kemâl Atatürk (..)
ıstıraplı bir karaciğer hastalığından rahatsız. Etrafında hiçbir gürültüye, hiçbir harekete
tahammül edemediği belirtiliyor. Bunlar doğruysa, bütün hayatı hareketle geçmiş bir aksiyon
adamı için bu ne garip, ne ağır mukadderattır. Ve Kemâl Atatürk daha 60'ında yok...
Kemâl Atatürk şahane bir umursamazlıkla kendi hayatını yedi bitirdi. Dansı, alkolü ve
gece hayatını sever. Ama bu eğlence zevki, O’nun muazzam bir eseri gerçekleştirmesine,
fevkalade bir devrimi başarıya ulaştırmasına ve başarısı saygı uyandıran bir millet yaratmasına
engel olmadı.’
Avrupa, O'nun hareketsizliğini konuşadursun, O, Saray'daki odasında Meclis’te
yapılacak yeni dönem açış konuşması üzerinde çalışmaktaydı. Komadan çıkalı henüz birkaç
gün olmuştu. Ve şimdi karşısına Başvekil Celal Bayar’ı oturtmuş, hiçbir şeyi yokmuş gibi
nutuk üzerinde çalışıyordu.
134
Bayar'ın naklettiğine göre yatakta hafif bir meyille oturuyordu. Sırtına yastıklarla destek
yapılmıştı. İnce yorganını göğsüne kadar çekmiş, Bayar’ı da iskemlesi, yatağa değecek kadar
yakınına çağırmıştı. Başbakanından dan, kendisi adına yapacağı konuşmayı okumasını istedi.
Bayar, uzun konuşmanın naklinin O'nu yoracağını düşünerek 5-6 dakikalık bir özet yaptı.
Atatürk, bunu sakin sakin dinledi. Bitince;
‘Okumayacak mısın’ diye sordu. Bayar, bu kez hızla, baştan okumaya başladı. Bitince
Atatürk yeniden müdahale etti:
‘Nutka bir başlangıç, bir de final lazım. O ne olacak?’ ilk ve son cümleler O’nun için
çok önemliydi. Bayar, telaşla, ‘hemen yazıp getirelim’ diyecek oldu. Ama Atatürk O'nu
durdurdu: ‘Lüzum yok. Burada yaparız.’
Ve Bayar kalemini, kağıdını hazırladı. Atatürk, ölüm döşeğinde ağır ağır son nutkunun
son cümlelerini yazdırdı:
‘Büyük Kamutaya şimdiye kadar olduğu gibi bütün işlerinde başarılar dilerim.’
Kendi kurduğu Meclisine ilettiği son sözleri bunlar oldu... Bayar, bedeni çökmüş ama
bilinci dimdik bu "mucize adam"ın küçülmüş, incelmiş elini öptü, izin isteyerek kalktı.
Uzaklaşırken Atatürk, ‘Arkadaşlara benim selam ve muhabbetlerimi söylemeyi unutma’ diye
seslendi ardından...
5 dakika olarak planlanan görüşme tam 40 dakika sürmüştü ve dışarıda doktorlar ateş
püskürüyorlardı.
Nihayet 29 Ekim geldi. O gün Cumhuriyetin 15. yaşgünüydü. Ankara Hipodromu’ndaki
törenler öncesinde Celâl Bayar, Ata'nın orduya mesajını okurken, O, Saray'da kısılıp kaldığı
yatağında Salih Bozok'a durup durup, ‘Ah Ankara... ah Ankara'ya gidemedik...’ diye
yakınıyordu. Akşam olunca havai fişekler gökyüzünü aydınlatmaya ve patırtıları duyulmaya
başlandı. Atatürk bu gürültüyle uyandı ve zile basıp sofracı Kâmil'i çağırdı.
‘Bu patırtılar nedir?’ diye sordu.
Sofracı Kâmil, Atatürk'ü üzmemiş olmak için;
‘Gök gürlüyor Paşam’ diye yanıtladı.
Atatürk, yanıtın amacını ve saflığını anlayınca dudağının kenarıyla gülümsedi ve;
‘Hadi, enâyi...’ dedi.
Yaverleri ilgililere telefon edip, havai fişek gösterisinin durdurulmasını istediler.
O sırada hiç beklenmedik bir şey oldu. 29 Ekim törenlerinden dönen Kuleli Askerî
Lisesi öğrencilerini taşıyan vapur, Dolmabahçe önünden geçiyordu. Öğrenciler vapurdan,
‘Atamızı görmek istiyoruz’ diye bağırdılar. Ardından da İstiklal Marşı'nı ve 10. Yıl Marşı'nı
söylemeye başladılar. "Çıktık açık alınla/ 10 yılda her savaştan" dizeleri Dolmabahçe'nin hüzünlü duvarlarında çınladı.
Kılıç Ali, hemen pencereye koştu:
KILIÇ ALİ
KORUMASI
‘Atatürk'ün müteessir olmaması için durmayıp, yollarına devam etmelerini elimle işaret
ediyordum. Vapurdakiler, elimi sallayarak ilerlemeleri için işaret verişimi, Atatürk'ün
mukâbelesi zannetmiş olacaklar ki “Varol... yaşa..”' sesleri göklere çıkıyor, gençlerin bu
coşkun tezâhüratı etrafı çınlatıyordu. Geri çekildim. Kapının önündeki paravanın arkasından
Atatürk'e baktım. Yatağında doğrulmuş, oturuyordu. Talebenin yaptığı bu tezahürattan
müteessir olmuş, gözleri dolmuştu.’
Atatürk, gözyaşlarını daha fazla tutamadı.
Yanındakiler, son düşmanı ölümle savaşan bu kudretli adamın ilk kez o gün ağladığını
gördüler.” 370
370
Can Dündar, Sarı Zeybek, AD Yayıncılık A.Ş. 9. Baskı, İstanbul, 1997, s.117-119.
135
3. EKLER
KULELİ ASKERÎ LİSESİ MEZUNU ŞEHİTLERİMİZ *
KULELİ’de kan, bayrak; ten, vatandır.
Burada açan her gül, arşa yükselen candır.
Şanlı Yuva’da çarpan her yürek,
Kanıyla tarih yazandır.”
BALKAN SAVAŞLARINDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR
RÜTBE
Tuğg.
Bnb.
Yzb.
Yb.
Yb.
Yzb.
Ütğm.
Yzb.
Bnb.
Kd.Yzb.
Yzb.
Bnb.
Ütğm.
Yzb.
Ütğm.
Yzb.
Yzb.
Tğm.
Bnb.
Bnb.
Yzb.
Yzb.
Yb.
Yb.
Yb.
Bnb.
Bnb.
Bnb.
Yzb.
Yzb.
Bnb.
Bnb.
Yb.
Yb.
Yb.
Bnb.
Bnb.
Bnb.
Bnb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
ADI
Hasan Rıza
Hilmi
Ferid
Şerafettin
Nuri
Kazım
İbrahim
İsmail Hakkı
Mehmet Mazhar
Hüsnü
İsmail Yaşar
Mustafa
Hasan
Ali
Süleyman
Hıdır
Fuat
Raşit
Mehmet Emin
Şükrü
Kemal
Latif
Murat
Hamit
Bahattin
Ali
Tevfik
Mazhar
İzzet
Rıza
Tevfik
Remzi
Hüseyin
M.Ali
M.Ali
Ahmet Refik
Nuri
Mustafa
Salih
Ahmet
Kadir
Raşit
BABA ADI
MEMLEKETİ
Namık
Abdulkadir
Osman
Faik
İzzet
Aziz
İstanbul
İzmir
Arapkir
Beylerbeyi
Eyüp
Kocamustafa Paşa
Mehmet
Ahmet
Hilmi
Vahit
Mahmut
Ahmet
Süleyman
Tevfik
Hayrullah
İsmail
Abbasağa
Sarınız
Fatih
Hasköy
Üsküdar
Ayasofya
Kırıkçeşme
Mehmet
A. Ragıp
Hamdi
Musa
Bekir
Sadık
Bekir
Hüseyin
Lütfü
İbrahim
Mehmet
Ahmet
Kadri
İzmit
Erzurum
Trabzon
Karacaahmet
Kafkasya
Varna
Gedikpaşa
Beşiktaş
Nakkaşpaşa
Keçeciler
Tophane
Kastamonu
Kastamonu
Samatya
Kemeraltı
*
ŞEHADET YERİ
ve TARİHİ
İşkodra 18.11.1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1912
1913
1913
1913
1913
1913
1913
1913
BİRLİĞİ
24. Fırka
KULELİ’DEN
MEZUNİYETİ
1890
1901
1905
1898
1898
1906
1909
1906
1900
1905
1906
1901
1908
1906
1909
1906
1905
1908
1900
1901
1905
1906
1898
1898
1899
1902
1902
1902
1905
1906
1900
1901
1899
1899
1898
1901
1902
1901
1902
1906
1905
1905
Bu bölümde, Kuleli Askerî Lisesi mezunu şehitlerimizin tamamının yer aldığını iddia edemeyiz. Kuleli Askerî
Lisesi mezunu şehitlerin tesbitinde, “Öğ. Kd. Ütğm. Zekeriya Türkmen, Kuleli Kaynaklı Şehitlerimiz, Kuleli
Askerî Lisesi Mat., Çengelköy/İstanbul, 1993, 44s.” ve “MSB. Personel Daire Bşk.lığı Arşiv Müdürlüğü,
Şehitlerimiz, Kozan Ofset, Ankara, 1998, 5 Cilt.” adlı eserlerden yararlanılmış olup, birinci kaynakta yer alan
isimlerin ancak bir kısmına ikinci kaynakta rastlanabilmiştir. Şehitlerimizin bazılarında yer alan ayrıntılı bilgiler,
bu ikinci kaynaktaki bilgilerden yararlanılarak oluşturulmuştur.
136
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR
(Çeşitli Cepheler)
RÜTBE
Yb.
Yzb.
Yzb.
Atğm.
Atğm.
Ütğm.
Bnb.
Tbp.Yzb
Yzb.
Yzb.
Ütğm.
Bnb.
Bnb.
Ütğm.
Yzb.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Tğm.
Tğm.
Tğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Tğm.
Tğm.
Tğm.
Tğm.
Tğm.
Atğm.
Atğm.
Atğm.
Tğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Tğm.
Tğm.
Tğm.
Tğm.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Bnb.
Bnb.
ADI
Süleyman Kenan
Mehmet Tevfik
Mithat
Fikri
Ali
Osman
Mehmet Emin
Mehmet
Şevki
İhsan
Fehmi
Mustafa Nuri
M.Nuri
Süleyman
Süleyman
Ali Rıza
Sırrı
İlyas Sırrı
Abdullah Rıza
Abdullah
Mehmet
İ.Cemalettin
Asım
Rıfat
Hayrullah
Cevat
Kazım
Refik
Asaf
İhsan
Ömer
Ekrem
Ali
Şefik
Abdül Kaddüs
Ahmet Nazmi
Cemalettin
Emin
Tevfik
Abdulvahit
Hakkı
Mazhar
Mustafa
Sıtkı
Muhyiddin
Arif
Ahmet
İsmail
Ethem
Ahmet Emin
Mehmet Rıfkı
Hasan Fahri
Şükrü
Mehmet
Ali Rıza
Niyazi
Hasan
Hamdi
Tayyar
BABA ADI
MEMLEKETİ
Mustafa Sırrı
Emin
Nevrekop
Bosna
Osman
Ahmet
Üsküdar
Yıldız
Süleyman
Mehmet Hilmi
Yusuf
Mehmet Şerif
Mehmet
Hacı Mustafa
Mehmet
Mustafa
Süleyman
Mehmet Vasfi
Salih
Hasan Osman
Mehmet
Malik
Hasan
Ali
Hasan
Hamza
İsmail
Ali Nazmi
Hasan Tahsin
Ahmet Taki
Sadullah
Mehmet Hilmi
İzzet
Ethem
Habib
Ömer İbrahim
Mahmut
Ahmet Refik
Tahsin
Danyal
Hakkı
Mahmut
Ali
Mehmet
Hüseyin Avni
Mehmet
Muzaffer
Arif
Ahmet
Mehmet
Naim
Tayfun
Kadıköy
Ereğli
Beylerbeyi
Cibali
Bosna
Adapazarı
Urla
Kayseri
Cihangir
Kızıltoprak
Beşiktaş
Üsküdar
Üsküdar
Manastır
Kartal
Tunus
Süleymaniye
Kerkük
Maraş
Diyarbakır
Üsküp
Medine
Edirne
San'a
Beşiktaş
İzmir
Kastamonu
Selanik
Şehzadebaşı
Şile
Eski Zağra
Midilli
Beşiktaş
Kasımpaşa
Akçaşehir
Trablusgarp
Erzurum
Burdur
Cihangir
Rumeli
Aksaray
Bergama
Kastamonu
Kars
137
ŞEHADET YERİ
KULELİ’DEN
BİRLİĞİ
ve TARİHİ
MEZUNİYETİ
1914
1902
1914
1908
1914
1909
1915
1912
1915
1912
1915
1912
1915
1903
1915
1909
1915
1909
1915
1909
1915
1911
1915
1904
1915
1905
1915
1912
1915
1909
1916
1913
1916
1913
1916
1912
1916
1912
1916
1913
1916
1913
1916
1912
1916
1912
1916
1912
1916
1911
1916
1913
1916
1913
1916
1913
1916
1913
1916
1913
1916
1914
1916
1914
1916
1914
Romanya 14.10.1916
1912
1916
1912
1916
1912
1916
1911
1916
1911
1916
1911
1916
1911
1916
1912
1916
1912
1916
1912
1916
1912
1916
1913
1916
1908
1916
1908
1916
1909
1916
1909
1916
1913
1916
1913
1916
1913
1916
1912
1916
1909
1916
1909
1916
1908
1916
1908
1916
1905
1916
1905
Bnb.
Atğm.
Top.Bnb.
Bnb.
Yb.
Yb.
Bnb.
Atğm.
Ütğm.
Ütğm.
Mak.Tüf.Tğm.
Mak.Tüf.Tğm.
Mak.Tüf.Tğm.
Atğm.
Atğm.
Atğm.
Ütğm.
Ütğm.
Yb.
Yb.
Bnb.
Bnb.
Bnb.
Bnb.
Yb.
Yb.
Top.Bnb.
Mehmet Nazmi
Kazim
Hamdi
Ali Haydar
İhsan
Faruk
Vasıf
Ahmet Hamdi
Mehmet Fahri
Tahir
Mehmet
Ahmet
Şükrü
Hüseyin
Ali
Mustafa
Bilal
Necmettin
Mahmut
Emin
Safvet
Şükrü
Mustafa
Şinasi
Faik
Şevki
İbrahim
Bahattin
Ahmet
Ömer
Ahmet
Osman Nuri
İsmail
Hacı Salih
Salih
Ali Cudi
Süleyman Faik
Salih
Bekir
Hüseyin
Bilal
Sadettin
Mustafa
Mehmet
Cemil
İzzet
Kılıçali
Süleymaniye
Beşiktaş
Fındıklı
Üsküdar
Bursa
Kerkük
Bağdat
Prizren
Dersaadet
Girit
Dersaadet
Şam
Yemen
Çanakkale
Şam
Kerkük
Küçükhamam
Hasköy
Sabri
Mehmet
Timur
Yedikule
Şehrimini
Cerrahpaşa
1916
1916
1916
1916
1916
1916
1916
Felahiye 23.01.1916
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1917
1918
1906
1914
1905
1907
1903
1904
1905
1913
1915
1915
1914
1914
1914
1916
1915
1916
1915
1916
1907
1906
1908
1908
1907
1905
1905
1904
1909
ÇANAKKALE SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR
RÜTBE
ADI
BABA ADI
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Atğm.
Atğm.
Atğm.
Atğm.
Atğm.
Atğm.
Atğm.
Atğm.
Atğm.
Atğm
Halil Zekai
Selman
Hasan Fuat
Mustafa Hamdi
Esat
Mehmet Ali
Süreyya
Halil Nafiz
Süleyman Cavit
Mehmet Şükrü
Hüseyin Naim
Vasfi
Mehmet Ziya
Kenan
Mehmet Servet
Ali Fehmi
Hasan Nazmi
Mahmut
Naci
Ahmet Hakkı
İzzet
Mehmet Sait
Kamil
Yusuf
Fuad
Arif Hikmet
Hamdi
A.Hamdi
A. Muhyiddin
Ahmet
Mehmet
Şuayip
Selim Salih
Hüseyin
Âgâh
İbrahim
Nail Paşa
Rıfat
Nazım
Safvet
M.Fehmi Paşa
Şükrü
Hüseyin
Ahmet
Selahattin
Ahmet
Mehmet
Abdullah
İsmail Hakkı
Mehmet Rauf
Şekip
Hacı Hüseyin
Taha
Said
Habip
Osman Nuri
MEMLEKETİ
Dersaadet
Kadıköy
Zeyrek
Eyüp
Üsküdar
Haydarpaşa
Üsküdar
Kabataş
Cibali
Beşiktaş
Üsküdar
Dersaadet
Dersaadet
Beykoz
Zeyrek
Dersaadet
Süleymaniye
Dersaadet
Yakubiye
Bağdat
Bağdat
Bağdat
Bağdat
Süleymaniye
Bağdat
Süleymaniye
Musul
Üsküdar
ŞEHADET YERİ
ve TARİHİ
Seddülbahir 1915
19.2. 1915
1915
Seddülbahir 26.2. 1915
1915
1915
Kirte 30.5.1915
1915
1915
1915
BİRLİĞİ
3. Kor.21.A. 2.Tb. 7.Bl.
3. Kor.21.A. 3.Tb.11.Bl.
5. Kor. 60.A.3.Tb.11.Bl.
Kale-i Sultaniye Mrk. Hst. 5.5.1915 19.A.1.Tb.1.Bl.
1915
Seddülbahir 6.5.1915 2.Kor. 4.Fır.12.A.1.Tb.
Ağadere 4.5.1915
72.A.3.Tb.2.Bl.
Şubat 1915
56.A.1.Tb.3.Bl.
Arıburnu 6.3.1915
1.Or.5.A.7.Bl.
Kanlıdere 22.3.1915 3.Kor.22.A.1Tb.2.Bl.
Kanlıdere 22.3.1915 3.Kor.22.A.2.Tb.5.Bl.
1915
1915
1915
1915
1915
1916
1916
1916
1916
1915
138
KULELİDEN
MEZUNİYETİ
1900
1902
1900
1900
1896
1897
1898
1897
1900
1897
1893
1895
1900
1895
1900
1900
1898
1894
1913
1913
1914
1914
1914
1914
1914
1914
1914
1913
İNÖNÜ MUHAREBELERİNDE ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR
RÜTBE
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Ütğm.
ADI
İzzet
Fahri
M.Nuri
M.Ali
BABA ADI
Sait
Bayram
İsmail
Şevket
MEMLEKETİ
Tekirdağ
Çarşamba
Nuruosmaniye
Çemberlitaş
ŞEHADET YERİ
KULELİ'DEN
BİRLİĞİ
ve TARİHİ
MEZUNİYETİ
Gündüzbey Tepesi 27.1.1921 159.A.3.Tb.1.Bl.
1903
Kanlıtepe 28.1.1921
3.A. 9.Bl.
913
1921
1910
1921
1907
KÜTAHYA-ESKİŞEHİR MUHAREBELERİNDE ŞEHİT OLAN KULELİ
MEZUNU SUBAYLAR
RÜTBE
ADI
Yb.
Yzb.
Ütğm.
M.İdris
Y.Ziya
Behçet
BABA ADI MEMLEKETİ
M.Cemal
H.Rıfkı
Abdullatif
Dersaadet
Hasköy
Kerkük
ŞEHADET YERİ
ve TARİHİ
1921
1921
Sivrihisar Hst.15.5.1921
KULELİ'DEN
MEZUNİYETİ
1899
1909
7.Fır.2.A.3.Tb.9.Bl.
1913
BİRLİĞİ
SAKARYA MUHAREBELERİNDE ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU
SUBAYLAR
RÜTBE
ADI
Yb.
Bnb.
Bnb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Mehmet
A.Rıza
Mehmet
Hasan
Süleyman
Mustafa
Hüseyin
Osman
Ali Galip
H.Hüsnü
Nizamettin
BABA ADI MEMLEKETİ
S.Zeki
A.Muhtar
Kemal
A.Hilmi
Şevket
Şükrü
A.Şükrü
H.Hayri
Hüseyin
İ.Hakkı
Osman
Kızanlık
Dersaadet
Deraliye
Ladik
Deraliye
Karahisar
Eyüpsultan
Fındıklı
Trablusgarp
Dersaadet
Sapanca
ŞEHADET YERİ
ve TARİHİ
1921
1921
1900
1921
1921
1921
KULELİ'DEN
MEZUNİYETİ
1894
1895
1900
1909
1911
1902
Soğucalı Şark Sırtları 27.8.1921 15.Fır.45.A.5.Bl.
1908
1921
1911
Mangaldağı 25.6.1921
4.Fır.42.A.2.Tb.6.Bl.
1910
1910
1921
Kanlıdere 21.7.1921
41.Fır.3.Bl.
1910
BİRLİĞİ
DUMLUPINAR SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR
RÜTBE
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Tğm.
Tğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Tğm.
Ütğm.
Tğm.
Tğm.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Tğm.
Ütğm.
Ütğm.
Tğm.
Tğm.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
ADI
Galip
Şerafettin
Ali Kemal
Recep Ertuğrul
Hasan Muzaffer
Veysi Enver
Kadri
Hüseyin Hüsnü
İbrahim
Nazım
Veliddin
Mehmet Ali
İsmail Hakkı
Hidayet
Feyzi
İsmail Hakkı
Ekrem
İsmail Fırat
Mehmet Ali
Cevat
İhsan
Abdullah
Mustafa
İbrahim
Ahmet Âgâh
Yümni
BABA ADI
Veli
İsmail Hakkı
Nüzhet
Ahmet
Emin
Mehmet
Hakkı
Said
Hasan
M.Behram
M.Remzi
M.Kemal
Ziver
MEMLEKETİ
Tunus
İstanbul
İstanbul
Harput
İstanbul
Afyon
Selanik
Aksaray
Üsküp
Antakya
Çarşamba
Bosna
Aydın
İstanbul
İstanbul
Erzincan
Halep
İstanbul
Kerkük
İstanbul
Kartal
Kadıköy
Eyüp
Aksaray
Bayburt
İstanbul
ŞEHADET YERİ
ve TARİHİ
1920
14 Ekim 1920
KULELİ'DEN
MEZUNİYETİ
1915
1915
Meydan-ı Harp 22.5.1921
135.A1.Tb.3.Bl.
1915
16 Temmuz 1921
1915
Toklutepe 29.6.1922
50.A.3.Tb.12.Bl.
1915
30 Ağustos 1921
1915
25 Ağustos 1921
1915
30 Ağustos 1922
1915
10 Eylül 1921
1915
25.6.1921
9.Fır.2.Bl.
1915
15.9.1921
1915
Darıtepe 27.1.1921
4.Fır.43.A.3.Tb.
1915
57.Fır.176.A.2.Tb.
Karapınar 25.6.1921
1915
Başkumandanlık 29.6.1921
12.Fır.35.A.1.Tb.3.Bl.1915
Meydan-ı Harp 21.6.1921
41.Tb.
1915
21.7.1921
1915
16.7.1921
1915
31.3.1921
1915
31.8.1921
1915
22.8.1921
1915
Karlı Tepe 31.1.1921
40.A.2.Tb.7.Bl.
1915
37.A.3.Tb.11.Bl.
Kaplangı Harbi 1922
1904
Tınaztepe Harbi 26.6.1922 38.A.3.Tb.12.Bl.
1910
1922
1911
Kurtkaya 27.8.1922
36.A.2.Tb.6.Bl.
1915
29.8.1922
1915
139
BİRLİĞİ
KURTULUŞ SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR
(Çeşitli Cepheler)
RÜTBE
ADI
BABA ADI
Alb.
Yzb.
Yzb.
Ütğm.
Ütğm.
Ütğm.
Bnb.
Bnb.
Bnb.
Bnb.
Yzb.
Ütğm.
Yzb.
Bnb.
Yzb.
Yzb.
Yzb.
Yb.
Bnb.
Yzb.
Ütğm.
Ütğm.
Atğm.
Tğm.
Tğm.
Ütğm.
Ütğm.
Yzb.
Atğm.
Ütğm.
Ütğm.
Süleyman Fethi
Sabit
Refet
Ali Rahmi
Rauf
Mustafa Şaban
Halis
Ali Rıza
İsmail Hakkı
Münir
Mustafa
Talat
Mehmet Emin
Muammer
Mehmet Rüştü
M.Faik
A.Muhtar
Ömer Lütfi
Süleyman
Hilmi
Abdullah
Hüsnü
Zekeriya
Ali Galip
M.Necip
Hasan Fehmi
Mustafa
Mahmut
Yusuf
Mehmet Niyazi
Mehmet Nuri
MEMLEKETİ
ŞEHADET YERİ
ve TARİHİ
1919
1919
1920
1920
1920
1920
1920
1920
1920
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1921
1922
1922
1922
1922
1922
1922
BİRLİĞİ
KULELİ'DEN
MEZUNİYETİ
1902
1910
1909
1914
1914
1917
1909
1909
1908
1906
1912
1914
1909
1906
1912
1912
1912
1902
1910
1912
1917
1916
1917
1915
1915
1916
1917
1911
1918
1916
1915
KORE SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR
RÜTBE
ADI
P.Ütğm
P.Ütğm
P.Ütğm
P.Ütğm
P.Ütğm
BABA ADI
Şerif Yavuz
S.Egemen
B.Çıdam
Rıdvan Terzi
A.Rüştü
Hüseyin
M.Ali
Feridun
Ömer
Hüseyin
MEMLEKETİ
Şebin Karahisar
İstanbul
Gemlik
K. Ereğlisi
Bursa
ŞEHADET YERİ
ve TARİHİ
1950
1951
1951
1951
1953
KULELİ'DEN
MEZUNİYETİ
1942
1942
1942
1945
1943
KIBRIS SAVAŞI’NDA ŞEHİT OLAN KULELİ MEZUNU SUBAYLAR
RÜTBE
Hv.Yzb
Topçu.Yb.
P.Kd.Yzb.
Ord.Tğm.
P.Ütğm.
P.Bnb
Tnk.Tğm.
Topçu.Plt.Yb.
ADI
Cengiz Topel
Refik Cesur
T.Güngör
Gürkan Işık
Nazmi Saatçi
B.Kasap
Hüseyin Akar
İ. Akgün
BABA ADI
Hakkı
Sait
Hidayet
Nazmi
Musa
Niyazi
Selman
Kemal
MEMLEKETİ
İzmit
Aydın
Mihalıççık
Uşak
İnanözlü
Niğde
Karaçay
Silifke
140
ŞEHADET YERİ
ve TARİHİ
1964
1974
1974
1974
1974
1974
1974
1974
KULELİ'DEN
MEZUNİYETİ
1953
1950
1958
1969
1965
1952
1970
1952
1919-1920 Yıllarında Kuleli Birinci Sınıftan Firarla Ankara’ya Giden Öğrenciler
İDADİ BİRİNCİ SENE 335-336 (1919-1920)
Birinci Kısım
1. Hakkı Oğlu Hikmet Efendi, DERSAADET
2. Hasan Tahsin Oğlu Zühdü Efendi, KÜÇÜK MUSTAFA PAŞA
3. Ahmed Zekai Oğlu Rıfat Efendi, EYÜB (17 Haziran 339 tasdikname verilmiştir)
4. Abdullah Oğlu Şerafeddin Efendi, KARTAL
5. Hacı Mehmed Oğlu Sufi Efendi, ESKİ HİSAR (derdesdi halinde alaya ihracı)
6. Ahmed Celil Oğlu Sıdkı Efendi, BİNGAZİ
7. Mustafa Oğlu Alaeddin Efendi, NİŞANTAŞI
8. Emin Oğlu Kemal, DERSAADET
9. Hüseyin Hüsnü Oğlu Mehmed Ali, KAYSERİ
10. İsmail Oğlu Mehmed Said, İŞKODRA
11. Niyazi Oğlu Mehmed Mazlum, DERSAADET
12. Ali Rauf Oğlu Mehmed Neşet, KONYA
13. Edip Oğlu Mustafa Said, DERSAADET
14. Osman Oğlu Mehmed Şükrü, DERSAADET
15. Sabit Oğlu Nihad BEĞLERBEYİ, (alaya ihrac)
İkinci Kısım
1. Hamza Oğlu Ahmed Tevfik, İŞTİB
2. Ali Rıza Oğlu Hüseyin Kemal, DERSAADET
3. Sabri Oğlu Zahid, DERSAADET
4. Tevfik Oğlu Şefik, KONYA
5. Mustafa Oğlu Talat, SİVAS (derdesti halinde alaya ihrac)
6. Ahmed Oğlu Fahri Efendi, MERSİN
7. Said Oğlu Fuad, ŞAM
8. Neşet Oğlu Kemalettin, ERZURUM
9. Mahmud Nedim Oğlu Muharrem, MANASTIR
10. Hasan Oğlu Mehmed Ekrem, GİRİD
11. Şerif Mehmed Oğlu Mehmed Halid, BURSA
12. Selahaddin Oğlu Mehmed Latif, DERSAADET
13. İsmail Hakkı Oğlu Mehmed Nedim, ARABKİR
Üçüncü Kısım
1. Abbas Oğlu Ahmed, HOY
2. Hüseyin Sabri Oğlu Ahmed Ziya, TRABLUS
3. Abdulkadir Oğlu Ahmed Necib, ÜSKÜDAR
4. Ali Oğlu Emin Turgut, MUDANYA
5. Ali Oğlu Bahri, GEYVE
6. Kamil Oğlu Bedri, ANKARA
7. Mustafa Cemal Oğlu Cevdet, ÇATALCA
8. Ali Rıza Oğlu Zihni, ÜSKÜDAR
9. Abbas Oğlu Said, HOY
10. Hafız Hamdi Oğlu Selahaddin, YASLİÇ
11. Ömer Nail Oğlu Ömer Şevket, DERSAADET
12. İsmail Oğlu Faik, DRAMA
13. Mustafa Oğlu Kazım, FINDIKLI
14. Rıza Oğlu Mazhar, DERSAADET
15. İbrahim Edhem Oğlu Muammer, ŞAM
16. Mustafa Vehbi Oğlu Nizameddin, MANASTIR
17. Mehmed Cafer Oğlu Yusuf, PERŞEMBE
141
Dördüncü Kısım
1. Ahmed Hamdi Oğlu İbrahim Edhem, SİROZ
2. Fuad Oğlu Adem Ferid, DEBRE-İ BALA
3. Ali Kemal Oğlu İsmail Hakkı, ÇORUM
4. Cemal Oğlu Tevfik, MALATYA
5. Refet Oğlu Cemal Küçükmustafa Paşa (1928’de tasdikname verildi)
6. Salih Kadri Oğlu Hasan Tevfik, EDİRNE (derdesti halinde alaya ihrac)
7. Ahmed Oğlu Hasan Hayri, DERSAADET
8. Hüseyin Oğlu Hakkı, DERSAADET
9. Mehmed Şevket Oğlu Rıfat, MAMURETÜLAZİZ
10. İzzet Oğlu Suphi, İZMİT
11. Hüseyin Tahsin Oğlu Osman Kenan, İZMİR
12. Hüseyin Niyazi Oğlu Ali Hilmi, DERALİYE
13. Halil Nuri Oğlu Mehmed Hayri, YANYA
14. Mehmed Oğlu Mehmed Zeki, BOLU
15. Mehmed Oğlu Hidayet, KASIMPAŞA
16. Osman Oğlu Yusuf Rıfkı, İZMİR
İDADİ İKİNCİ SENE 335-336
Birinci Kısım
1. Mehmed Oğlu Ahmed Hamdi Efendi, EREĞLİ
2. Şükrü Oğlu Hamdi Efendi, HARPUT
3. Musa Kazım Oğlu Hüseyin Fevzi Efendi, AYDIN
4. Bilal Oğlu Abdullah Efendi, DERNE
5. Mehmed Oğlu Ömer Lütfü, KIRKKİLİSE
6. İbrahim Oğlu Ali Rıza, GALATA
7. Fehim Oğlu Ferid, EDİRNE
8. Mehmed Nuri Oğlu Mehmed Şerafeddin, ERZURUM
9. Abdülbaki Oğlu Mehmed İhsan, DERSAADET
10. Mehmed Oğlu Muharib, DERNE
11. Hafız Rıfat Oğlu Mehmed Nuri, KÖSTENCE
12. Ahmed Faik Oğlu Mustafa Ruhi Efendi, MAŞRUKİYE
13. İsmail Hakkı Oğlu Mustafa Lütfü, TRABLUS
14. Ali Rıza Oğlu Naci Efendi, PRİZREN
15. Mehmed Ziver Oğlu Naci Edib, KÜTAHYA
16. Abdulgafur Oğlu Nihad Efendi, PİRLEPE
17. Fevzi Oğlu Haşim Efendi, BURDUR
18. Mehmed Oğlu Yunus Efendi, DERNE
İkinci Kısım
1. İbrahim Oğlu Ahmed Şakir Efendi, DERSAADET
2. Mehmed Oğlu İhsan, NEVŞEHİR
3. Mehmed Hayri Oğlu İsmail Hilmi Efendi, DERSAADET
4. Süleyman Oğlu İlhami, MANASTIR
5. Mevlüd Oğlu Süreyya Efendi, ERZURUM
6. Ahmed Oğlu Cemal Efendi, TRABZON
7. Receb Oğlu Celal Efendi, MANASTIR
8. İzzet Oğlu Hüseyin Nazım, MANASTIR
9. Refik Oğlu Hüsnü Efendi, BURSA
10. Receb Oğlu Şevket Efendi, KIRCAALİ
11. Fazıl Oğlu Osman Senai Efendi, SULTANSELİM
12. İbrahim Oğlu İrfan Efendi, BURSA
13. Ragıb Oğlu Osman Nuri, EDİRNE
14. Mehmed Reşad Oğlu Abdulkadir, KADIKÖY
15. Haşim Oğlu Ali Nadir, TEBRİZ
16. Akif Oğlu Ferid, DERSAADET
17. Abdulhamid Oğlu Kani Efendi, PRİZREN
142
Üçüncü Kısım
1. Şeref Adnan Oğlu Ahmed Reşad, DERSAADET
2. Abdulrezzak Oğlu Bedri Efendi, DERNE
3. Abdullah Oğlu Celal Efendi, KİLİS
4. Mehmed Oğlu Cavid Efendi, SELANİK
5. Cali Oğlu Hüseyin Habi, DERNE
6. Ahmed Oğlu Hasan Hüseyin, EYÜB
7. Mehmed Oğlu Şükrü, ORTAKÖY
8. Memiş Oğlu Şükrü, İŞKODRA
9. Mehmed Tevfik Oğlu Safvet, ADANA
10. İsa Oğlu Abdulkerim, DERNE
11. Ahmed Oğlu Abdulhamid, SELANİK
12. Hüseyin Oğlu Ümran, DERNE
13. Bekir Sıdkı Oğlu Mehmed Nuri, EREĞLİ
14. Hasan Oğlu Mustafa Hayri, SİNA
15. Fikri Oğlu Mazhar, ERZİNCAN
16. Kazım Oğlu Macid, MANASTIR
17. Fehmi Oğlu Münir, DEFTERDAR
18. İbrahim Huri Oğlu Naci, SELANİK
19. İsmail Hakkı Oğlu Nedim, BİNGAZİ
Dördüncü Kısım
1. Mustafa Oğlu İshak, DERSAADET
2. Receb Oğlu Hüseyin Avni, TOKAD
3. Mehmed Ali Oğlu Reşid, TRABLUS
4. Mehmed Nuri Oğlu Musa Kazım, ISPARTA
5. Lütfü Oğlu Macid, BURSA
6. İzzed Oğlu Mehmed Naci, İZMİD
İDADİ ÜÇÜNCÜ SENE
Birinci Kısım
1. Mahmud Efendi Bin Tevfîk, KÖPRÜLÜ
2. Musa Kazım Efendi Bin Cevad, DERSAADET
3. Yahya Efendi Bin Celal, FİRUZBEĞ
4. Süleyman Efendi Bin Hayati, ÜSKÜDAR
5. Servet Efendi Bin Danyal, VAN
6. Rıdvan Efendi Bin Rıza, ŞEHREMİNİ
7. Ali Efendi Bin Sırrı, KÖPRÜLÜ
8. Ali Rıza Efendi Bin Saadettin, FATİH
9. Mehmed Nuri Efendi Bin Ziyaeddin, SÜLEYMANİYE
10. Mustafa Efendi Bin Adil, PRİZREN
11. Fahri Efendi Bin Lütfü, SİNA
12. Tayyar Efendi Bin Mukim, MANASTIR
13. Abdulaziz Efendi Bin Kemal, DEBRE
İkinci Kısım
1. Mehmed Said Efendi Bin İbrahim, SÜLEYMANİYE
2. Mehmed Efendi Bin Ahmed, BATUM
3. Mehmed Lütfü Efendi Bin İhsan Safa, DERSAADET
4. Mahmud Efendi Bin Burhaneddin, AKSARAY
5. Abdullah Efendi Bin Burhaneddin, BEYKOZ
6. Süleyman Efendi Bin Bahaeddin, DERSAADET
7. Abdullah Efendi Bin Bican, EDİRNE
143
8. Hasan Efendi Bin Hamid, TRABZON
9. Abbas Efendi Bin Hüsnü, DERSAADET
10. Hasan Efendi Bin Raşid, ISPARTA
11. Edip Efendi Bin Refik, ÜSKÜB
12. Kadri Efendi Bin Zekeriyya, KASTAMONU
13. Mustafa Efendi Bin Şerafeddin, ERZİNCAN
14. Receb Efendi Bin Şerafeddin, MANASTIR
15. Mustafa Efendi Bin Saim, MANASTIR
16. Nazım Efendi Bin Selahaddin, ŞAM
17. Sami Efendi Bin Abdulkerim, PRİZREN
18. Tayyib Efendi Bin Gayet, KIRCAALİ
19. Ali Efendi Bin Fuad, SÜLÜKLÜ
20. Mehmed Ali Efendi Bin Kadri, ORTAKÖY
21. Mustafa Efendi Bin Kaşif ,HANİ
22. İsmail Efendi Bin Lütfü, HIRKA-İ ŞERİF
23. Süleyman Efendi Bin Mesud, YEMEN
24. Abdulkadir Efendi Bin Nuri, KOÇANA
25. Ragıp Efendi Bin Niyazi, EDİRNE
Üçüncü Kısım
1. Ahmed Feyzi Efendi Bin İsmail Hakkı, YANYA
2. Hikmet Efendi Bin Edip, EREĞLİ
3. İshak Efendi Bin Ahmed Rıfat, ARABKİR
4. İhsan Efendi Bin Bedreddin, DERSAADET
5. Mahmud Efendi Bin Cemal, ERZİNCAN
6. Abdullah Efendi Bin Hüseyin Hilmi, SİROZ
7. Şaban Efendi Bin Hilmi, KOZAN
8. Ömer Efendi Bin Hamid, ERZURUM
9. Receb Efendi Bin Zeki, MİDİLLİ
10. Hakkı Efendi Bin Ragıb, ASİTANE
11. Hüseyin Avni Efendi Bin Reşad, SÜLEYMANİYE
12. Arif Efendi Bin Refik, ERZURUM
13. İbrahim Ruhi Efendi Bin Küçük, MUSTAFA PAŞA
14. İbrahim Hakkı Efendi Bin Sunusi, BİNGAZİ
15. Kurban Efendi Bin Sırrı, ERZURUM
16. Vehbi Efendi Bin Şakir, KÜÇÜK MUSTAFAPAŞA
17. Mustafa Efendi Bin Sabri, ANTAKYA
18. Ahmed Efendi Bin Ali Rıza, HARPUT
19. Hulusi Efendi Bin Asım, İMRAHOR
20. Hüseyin Efendi Bin Osman Fevzi, SİVAS
21. Nuri Efendi Bin Alaaddin, ERZİNCAN
22. Tahir Efendi Bin Ali, ANKARA
23. Tevfik Efendi Bin Ferdi, ÜSKÜDAR
24. İsmail Hakkı Efendi Bin Fuad, ERZURUM
25. Ali Efendi Bin Mehmed, ANKARA
26. Şevki Efendi Bin Musluhiddin, PESRİC
27. Hulki Efendi Bin Muhiddin, DERSAADET
28. Osman Efendi Bin Mustafa Cemal, SİVAS
29. Faik Efendi Bin Muzaffer, ERZURUM
30. Cemil Efendi Bin Nihad, ERZİNCAN
31. Mehmed Efendi Bin Nureddin, GEREDE
32. Hilmi Efendi Bin Naci, GEMLİK
144
Dördüncü Kısım
1. Ali Rıza Efendi Bin İsmail Hakkı, KÜTAHYA
2. Mehmed Efendi Bin Enver, CİBALİ
3. Abdullah Efendi Bin Tevfik, URFA
4. Abdulkerim Efendi Bin Tevfik, KIRCAALİ
5. Abdurrahman Efendi Bin Celal, AYDIN
6. Fehmi Efendi Bin Cavid Orhan, ERZURUM
7. Mustafa Efendi Bin Cevad, AKSARAY
8. Hüseyin Efendi Bin Hasan Tahsin, MARMARİS
9. Mustafa Efendi Bin Hilmi, MALATYA
10. Abdi Efendi Bin Hakkı, SİVAS
11. Cafer Efendi Bin Rıza, TEBRİZ
12. Cemil Efendi Bin Remzi, AYDIN
13. Mustafa Efendi Bin Sezai, MANASTIR
14. Kamil Efendi Bin Sadettin, VAN
15. Tevfik Efendi Bin Seyyid, HARPUT
16. Salih Efendi Bin Seyfi, DERSAADET
17. Abdulkadir Efendi Bin Seyfeddin, MANASTIR
18. Hasan Efendi Bin Şadi, ERZURUM
19. Mustafa Efendi Bin Ziyaaddin, ERZİNCAN
20. Ahmed Efendi Bin Tarık, HARPUT
21. Fahri Efendi Bin Osman Nuri, KİLİS
22. Hasan Efendi Bin Galib, FATİH
23. Hüseyin Efendi Bin Fuad, DERSAADET
24. Rıfat Efendi Bin Muharrem, AYDIN
25. Yusuf Efendi Bin Mustafa, İZMİR
26. Hakkı Efendi Bin Mustafa, İŞKODRA
27. Nuri Efendi Bin Mazhar, KARAHİSAR
28. Hulusi Efendi Bin Münir, DERSAADET
29. Ali Efendi Bin Muhim, ERZURUM
30. Zülfikar Efendi Bin Mümtaz, HARPUT
31. Ali Efendi Bin Mehmed Enver, EDİRNE
32. Akif Efendi Bin Naşid, ERZURUM
33. Asım Efendi Bin Necati, MANASTIR
34. Faik Efendi Bin Necati, BURSA
35. Hulusi Efendi Bin Nazmi, MARAŞ
36. Tahsin Efendi Bin Nuri, DERSAADET
37. Ali Rıza Efendi Bin Yakub, MANASTIR
38. Hüseyin Efendi Bin Faik, MANASTIR
39. Said Efendi Bin Cevad, İZMİR
145
1920 TARİHİNDE KURTULUŞ SAVAŞI’NDA ŞEHİT DÜŞEN
KULELİ ÖĞRENCİLERİ
Sıra Öğrencinin Adı
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
Şükrü
Zeki
Vahap
Abdullah b. Burhaneddin
Mehmed Adnan
Ahmed Hamdi
Ş. Adnan oğ. Ahmed Reşad
İbrahim oğlu Ahmed Şakir
Akif
Mustafa oğlu Alaeddin
Rıfat bin Muharrem
Receb oğlu Hüseyin Avni
Süleyman b. Bahaeddin
Bahri
Beşir
Mahmud bin Cemal
Ethem
Eşref Niyazi
Faik
Fehîm oğlu Ferid
Hüseyin bin Fuad
Hasan
Hayri
Hazım
İbrahim Vahyi
İrfan
Lütfü
Kâzım oğlu Macid
Rıza oğlu Mazhar
Mehmed oğlu Muharib
Murat
M. Nuri oğ. Musa Kazım
İzzed oğlu Mehmed Naci
M. Zîver oğlu Naci Edib
İbrahim Hûri oğlu Naci
Âsım bin Necati
İsmail Hakkı oğlu Nedim
Sâbit oğlu Nihad
Tahsin bin Nuri
Nuri
Recai
Mehmed Şevket oğlu Rıfat
Bilâl oğlu Abdullah
Nazım bin Selahaddin
Memleketi
Sıra Öğrencinin Adı
Bodrum
Trabzon
Trabzon
Beykoz/İstanbul
Mekke
Ereğli
Dersaadet
Dersaadet
Niğde
Nişantaşı
Aydın
Tokad
Eyüb/Dersaadet
Tokad
Derne
Erzincan
Batum
Kesriye
Rami
Edirne
İstanbul
Manastır
Sinop
Ankara
Dersaadet
Üsküdar
Bayramiç
Manastır
İstanbul
Derne
Trabzon
Isparta
İzmid
Kütahya
Manastır/Selânik
Manastır
Bingazi
Beylerbeyi
Beşiktaş
Burdur
Haçin
Mâmüretü’laziz
Derne
Şam
45
46
47
48
49
50
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
71
72
73
74
75
76
77
78
79
80
81
82
83
84
85
86
87
88
146
Süleyman Nazif
Sâmi bin Abdülkerim
Tevfik oğlu Şefik
Şerif
Mehmed oğlu Şükrü
Şükrü
Şükrü
Tahsin
Mahmud bin Tevfik
Ubeydullah
Mehmed oğlu Yunus
Yusuf
Zarif
Fevzi
Hakkı bin Mustafa
Hamdi
Nizamettin
Nusret
Ömer Naci
Sadık
Ziyaeddin
Atı
Cemal
Selahattin oğlu M. Latif
Kemal
Lemi
İbrahim Hakkı b. Sunusi
Bekir Sıtkı oğlu M. Nuri
Abdurrahman Şeref
Şerifi
Bedri
Cemal
Galip
Hayrettin
Hikmet Süreyya
Süleyman oğlu İlhami
Mustafa oğlu İshak
Niyazi oğlu M. Mazlum
Namık
Seyit
Şakir
Mehmed oğlu M. Zeki
Muhittin
Âtıf
Memleketi
Gediz
Prizren
Konya
Kayseri
Ortaköy
Sivas
Van
Bursa
Köprülü
Dersaadet
Derne
Sandıklı
Harpur
Kadıköy
İşkodra
Hayrabolu
Dersaadet
Geylan
Gevgili
Yanya
Erzincan
Mersin
İzmir
Dersaadet
İzmir
Dersaadet
Bingazi
Ereğli
Niğde
Isfahan
Serez
Fatih
Prizren
?
Erzurum
Manastır
Dersaadet
Dersaadet
Beşiktaş
Asitane
Yanya
Bolu
Harput
Aydın
İÇ GÜVENLİK HAREKATI ve DİĞER NEDENLERLE ŞEHİT OLAN
KULELİ MEZUNU SUBAYLAR
RÜTBE
ADI SOYADI
Hv.Plt.Ütğm. Muravva Bey
Hv.Plt.Atğm. İbrahim Saygıner
Hv.Plt.Atğm. M. Reşit Bolluk
Hv.Plt.Atğm. Abdülkerim Ürügen
Hv.Plt.Atğm. Necmi Özgen
Hv.Plt.Atğm. Halit Perinçek
Hv.Plt.Tğm.
İbrahim Erim
Hv.Plt.Tğm.
Nizamettin Şengül
Hv.Plt.Ütğm. İzzettin Ayaer
Hv.Plt.Tğm.
Refik Ünlü
Hv.Plt.Ütğm. Hayri Ölmez
Hv.Plt.Tğm.
Ali Aksu
Hv.Plt.Ütğm. Necati Oker
Hv.Plt.Ütğm. Ahmet Sarhan
Hv.Plt.Tğm.
İzzettin Alpukay
Hv.Plt.Tğm.
Esat Şaşmaz
Hv.Plt.Tğm.
H. Avni Göker
Hv.Plt.Tğm.
Emin Dönmez
Hv.Plt.Tğm.
M. Nuri Baydar
Hv.Plt.Tğm.
M. Hüdai Toros
Hv.Plt.Ütğm. Muslahattin Sensevil
Hv.Plt.Yzb.
Mesut Kalankaya
Hv.Plt.Ütğm. Ali Rıza Gençer
Hv.Plt.Ütğm. Halit Otansev
Hv.Plt.Ütğm. Muharrem Erkutlu
Hv.Plt.Tğm.
Ali İhsan Yalçın
Hv.Plt.Tğm.
Arif Hikmet Başat
Hv.Plt.Ütğm. Mehmet Yüksel
Hv.Plt.Tğm.
Nemci Yılmaz
Hv.Plt.Yzb.
A. Orhan Sağman
Hv.Plt.Tğm.
Ö. Faruk Beken
Hv.Plt.Tğm.
Hikmet Yenidoğu
Hv.Plt.Ütğm. Muhtar Özgören
Hv.Plt.Tğm.
Sadettin Toker
Hv.Plt.Tğm.
Hikmet Tezel
Hv.Plt.Tğm.
Osman Ertosun
Hv.Plt.Ütğm. H. Avni Boyaroğlu
Hv.Plt.Ütğm. Namık İlhan
Hv.Plt.Yzb.
Mehmet Şişmanoğlu
Hv.Plt.Yzb.
Sabit Noyan
Hv.Plt.Ütğm. Turan Karatekin
Hv.Plt.Yzb.
İbrahim Yağız
Plt.Kur.Bnb
Semih Yürükaslan
Hv.Plt.Yzb.
İrfan Doğan
Hv.Plt.Yzb.
Muzaffer Güler
Hv.Plt.Yzb.
Muhteşem Esiner
P.Ütğm.
Şerif Yavuz
Hv.Plt.Yzb.
Mustafa Tunca
P.Ütğm.
Selahattin Eregemen
Hv.Plt.Tğm.
Aydoğan Baykul
P.Ütğm.
Bedrettin Çiğdem
P.Ütğm.
Rıdvan Terzi
Hv.Plt.Tğm.
Asım Sevdim
Hv.Plt.Tğm.
Orhan Karaman
P.Ütğm.
Ahmet Rüştü Ürer
P.Kd.Yzb.
H. Kaya Aldoğan
Hv.Plt.Tğm.
Muhsin Özdoğan
Hv.Plt.Tğm.
Necati Kurtuluş
Hv.Plt.Ütğm. Tahsin Aydıncan
Hv.Plt.Ütğm. İbrahim Topçu
Hv.Plt.Ütğm. Selami Sönmez
Hv.Plt.Tğm.
M. Gürbüz Dökmen
Hv.Plt.Yzb.
Affan Koray
Hv.Plt.Ütğm. A. Cumhur Akan
Hv.Plt.Ütğm. Mustafa Ege
Hv.Plt.Tğm.
Sezai Akman
BABA ADI MEMLEKETİ
Ali
İstanbul
Mustafa
Serez
Osman
İstanbul
İsmail Hakkı
İstanbul
Şefik
İzmir
Süleyman
İstanbul
Hasan
Burdur
Mustafa
Adapazarı
Ahmet
Balıkesir
Osman
İstanbul
Yusuf
İstanbul
Nazmi
Maraş
Sabri
Balıkesir
Hasan
Aydın
Ali Sadık
İstanbul
Hasan Suat
İstanbul
Ahmet
Konya
Cemil
İstanbul
İbrahim Etem Kütahya
Nuri
İstanbul
Tevfik
İstanbul
Emin
Bursa
Ömer
İstanbul
Mecit
İstanbul
Ali
Manisa
İbrahim Etem Uluborlu
Ahmet
İnebolu
Arslan
Erzincan
Mehmet Ali
Çorlu
Mustafa
Sivas
Ahmet
İstanbul
Sait
Kula/ Manisa
İ. Hakkı
Bakırköy
H. Kazım
Adapazarı
Şükrü
Tirebolu
M. Faik
Trabzon
Lütfü
Eskişehir
Hüseyin
İstanbul
Recep
Şebinkarahisar
Necip
Elazığ
M. Neşet
Nazilli
Hakkı
Edirne
Mustafa
Metroviçe
Mustafa
Edirne
Abdurrahman İstanbul
Ali Rıza
İstanbul
Hüseyin
Şebinkarahisar
Hasan
İskenderun
M. Ali
İstanbul
Şükrü
İstanbul
Ferudun
Gemlik
Ömer
K.Ereğlisi
Hüseyin
Bayburt
H. Hüseyin
Kemalpaşa
Hüseyin
Bursa
M. Ali
Eyüp/ İst.
Rıza
Bandırma
Hamit
Eskişehir
Mustafa
Aydın
Bilal
Amasya
Ahmet Rıfat
Elbistan
M. Cemal
Eskişehir
M. Galip
İstanbul
Raşit
İstanbul
İbrahim
Çanakkale
Yunsur
Elazığ
147
ŞEHADET YERİ
ve TARİHİ
Kayseri 04.07.1934
Refah Vapuru 23.06.1941
Refah Vapuru 23.06.1941
Refah Vapuru 23.06.1941
Refah Vapuru 23.06.1941
Refah Vapuru 23.06.1941
Kahire 22.03.1942
Londra 18.09.1942
Pamukova/Arifiye 7.12.1942
Pamukova/Arifiye 7.12.1942
Doğanpınar 15.01.1943
Londra. 23.01.1943
Develi Köyü 18.03.1943
Toros Dağları 29.03.1943
Lüleburgaz 14.07.1943
Londra 21.08.1943
Işıklar Köyü 23.02.1944
Londra 25.10.1944
Eskişehir 3.11.1944
Londra 10.11.1944
İsmailiye 16.11.1944
Kayseri 28.11.1944
Kayseri 28.11.1944
Etimesgut 6.12.1944
4. Tayyare A.12.2.1945
İzmir Körfezi 8.8.1945
Merzifon 24.11.1945
Kütahya 28.6.1946
Gölbaşı/ Ankara 14.8.1945
Armut Köyü 2.10.1946
Kızılçullu 2.10.1946
Meydan Civarı 7.5.1947
İstinye Köyü 25.2.1947
Diyarbakır 17.7.1947
Bursa/ Gürsu 29.11.1947
Çubuk Barajı 28.5.1948
Deniz 7.9.1948
14.9.1948
İzmir 21.9.1948
Dimbos 21.3.1949
Bican Köyü 10.5.1949
Turgutlu Civarı 24.6.1949
Etimesgut 14.9.1949
Etimesgut 14.8.1949
Susurluk 6.9.1949
Susurluk Civarı 6.9.1949
Kore 30.11.1950
Eskişehir Meydanı 7.12.1950
Kore 30.1.1951
Bandırma 6.3.1951
Kore 21.4.1951
Kore 18.5.1951
Bandırma 19.4.1952
Söğütönü 6.8.1952
Kore 29.5.1953
Kore 30.11.1953
Amerika 14.9.1954
Almanya 11.10.1954
Karacabey 10.1.1955
Yeşilköy 28.3.1955
Eskişehir 30.3.1955
Eskişehir 27.4.1955
İtalya 6.5.1955
Karaman 18.7.1956
Eskişehir 31.7.1956
Ankara 4.10.1956
BİRLİĞİ
2. Tayyare A.
3. Tayyare A.
Hv.Ok.K.Lığı
2. Tayyare A.
2. Tayyare A.
5. Tayyare A.
Hv.Ok.K.Lığı
3. Tayyare A.
4. Tayyare A.
101.Tay.Keş.Gr
Hv.Ok.K.Lığı
6. Alay K.Lığı
Hv.Ok.K.Lığı
2. Tayyare A.
Hv.Ok.K.Lığı
5. Alay K.Lığı
103. Keşif Grubu
103. Keşif Grubu
4. Tayyare A.
4. Tayyare A.
6. Hv. Alayı
4. Tayyare A.
2. Tayyare A.
Hv.K.K.İrt.Kt.
5. Tayyare A.
6. Tayyare A.
103. Keşif Grubu
5. Tayyare A.
2. Tayyare A.
5. Tayyare A.
10. Tayyare A.
3. Tayyare A.
6. Tayyare A.
3. Tayyare A.
5. Tayyare A.
8. Tayyare A.
2. Hv.İrt. Tüm.
Hv.K.İrt.Kt.
Hv.K.İrt.Kt.
7. Tayyare A.
7. Tayyare A.
B.M. TSK.
10. Tayyare A.
B.M. TSK.
6. Hava Üs K.
Kore Türk Tug.
Kore Türk Tug.
6. Hava Üs K.
Hv.Harp Ok. K.
Kore TSK.
B.M. TSK.
Hv.Ok./Amerika
4. Hava Üs K.
6. Hava Üs K.
6. Hava Üs K.
1. Hava Üs K.
1. Hava Üs K.
1. Hava Üs K.
9. Hava Üs K.
1. Hava Üs K.
6. Hava Üs K.
Kuleli’den
Mezuniyeti
1927
1939
1939
1939
1939
1939
1936
1939
1935
1937
1939
1934
1936
1938
1939
1939
1941
1940
1941
1935
1930
1938
1938
1937
1941
1941
1937
1941
1938
1941
1941
1939
1931
1936
1938
1936
1940
1947
1948
1949
1950
1949
1948
1949
1949
1940
1947
1949
1951
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Alb.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Tğm.
Plt.Kur. Bnb.
Hv.Plt.Yzb.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Yer.Alb.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Yzb.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Yzb.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Yzb.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Yzb.
Hv.Plt.Yzb.
Hv.Plt.Bnb.
Hv.Pl.Ütğm.
Hv.Plt.Yzb.
Hv.Plt.Bnb.
Hv.Plt.Bnb.
P.Yzb.
Top.Yb.
P.Kd.Yzb.
Ord.Tğm.
P.Ütğm.
P.Ütğm.
Tnk.Tğm.
Hv.Plt.Yb.
Top.Plt.Yb.
Hv.Plt.Bnb.
Hv.Plt.Kur.Yb
Hv.Plt.Ütğm.
J.Ütğm.
J.Kd.Yzb.
J.Ütğm.
Top.Ütğm.
J.Ütğm.
İs.Ütğm.
Hv.Plt.Ütğm.
J.Ütğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Ütğm.
L.Kd.Yzb.
Plt.Kur. Bnb.
Hv.Plt.Ütğm.
J.Ütğm.
Yaşar Kaya Köker
Nusret Şenkon
Ayhan Baysal
Oktay Ünal
M. Ümit Atak
Necati Benel
M. Şehabettin Nasuf
M. Reşat Enginler
Şahap Demiray
Erol Fercan
Gürsoy Gökkuşu
Erdoğan Çelik
Yaver Tok
Ruhi Turan
İlhami Öztop
Erdoğan Karaca
Güngör Uysal
Ayhan Taşoyar
Tuncer Aykut
Turhan Akçan
Fikret Tartar
İbrahim Gerçek
Fehmi Erol
İbrahim Işık
Veli Beller
S. Özdemir Uğur
Celal Sürmene
Cemal Günat
Yalçın Akyıldız
Hulusi Aytekin
Mustafa Şerbetçi
Cengiz Topel
Ertaş Yazgan
Ahmet Aysal
Ahmet Kocabaş
Mustafa Aksekili
Tekin Yurdabak
Nihat Sayın
Nasır Yılmaz
Adnan Özdönmez
Mehmet Büyükdura
Çetin Dağaşan
Akil Muhtar Erdem
H. Sami Akbulut
Refik Cesur
Tuncel Güngör
Gürkan Işık
Nazmi Saatçi
Bünyamin Kasap
Hüseyin Akar
Recai Vardal
İlhan Akgün
Ahmet Karaca
Erdoğan Ergun
M. Mustafa Güler
M. Nazım Evren
Beşir Bayraktar
Mehmet Alim
Şahin Akkaya
Suat İshakoğlu
Şerif Aracı
Yılmaz Özcan
Fahrettin Çoban
Vedat Uzuner
Nail Sargan
Recep Eroğlu
Ali Büyükdicle
Bilal Soybilgiç
İhsan Aksoy
Bülent Kocabıyık
Mehmet Esin
H. Hüsnü
Ceyhan
Şerif
Denizli/ Üsküp
Nuri
İstanbul
Hasan
Malatya
A. Hilmi
Derik/Malatya
Kamil
Sivas
A. Sabri
İstanbul
Ali
Çorlu
Raşit
Niğde
İbrahim
Antalya
Sadi
Servi
Hüseyin
Mersin
Beşir
Düzce
Vuslat
Samsun
Mehmet
Elazığ
Sattar
Sivrihisar
Hamdi
Adapazarı
Tahsin
Balıkesir
Mehmet Sait
Bakırköy/İst.
Hüseyin
Çardak
Necdet
İstanbul
Hakkı
Erzincan
Suphi Salih
İstanbul
Ali
Karaman
Mehmet
Bozkır
Ahmet Sami
Üsküdar
Ömer
Adapazarı
Veli
Zile
M. Emin
Çeşme
Samet
Kağızman
Şükrü
Ordu
Cengiz
İzmit
Behçet
Nevşehir
Ömer Ali
Denizli
Hasan
Antalya
Halil
Biga
Turgut
İstanbul
Arif
Pazar
İzzet
Ankara
İsmail
Bursa
Halit
Kayseri
Abdullah
İzmir
Abdurrahman Niksar
Ramazan
Dikili
Sait
Aydın
Hidayet
Mihallıççık
Ali
Uşak
Musa
İnanöz
Niyazi
Niğde
H. Selman
Karaçay
Nidaim
Pazar/ Rize
Osman
Silifke
Mehmet
Mesudiye
Sait
Tokat
Mehmet Akif Ağrı
Orhan
Konya
Harun
Düzce
Mustafa
Giresun
Yusuf
Çankırı
Süleyman
Isparta
Mustafa
Yusufeli
Ali
Edirne
Mehmet
Bilecik
Şerafettin
Samsun
Mehmet
İstanbul
Hakkı
Çorlu
Ayhan
Isparta
Mustafa
Aydın
Halit
Tekirdağ
Mustafa
İstanbul
Ahmet
Aydın
148
Kanada 27.11.1956
Kapıdağı 13.5.1957
Bursa 25.7.1957
İzmir 25.7.1957
Gerze 16.8.1957
Gerze 16.8.1957
Kefken 13.5.1958
Kefken 3.5.1958
Salihli 2.6.1958
Ayvalık 23.8.1958
Çorlu 18.9.1958
Bergama 23.3.1959
Seyfe Gölü 3.4.1959
Diyarbakır 2.6.1959
Diyarbakır 12.8.1959
Eskişehir 3.11.1959
Diyarbakır 20.5.1960
Balıkesir 3.8.1961
Konya 21.9.1961
Diyarbakır 13.1.1963
Ankara 01.2.1963
Lüleburgaz 21.2.1963
Ankara 21.5.1963
Osmaniye 24.6.1963
Palandöken 12.9.1963
Diyarbakır 31.10.1963
Darende 13.3.1964
Merzifon 28.4.1964
Edincik 6.5.1964
Kırşehir 15.5.1964
Akdeniz 5.6.1964
Kıbrıs 8.8.1964
Çiğli 18.5.1965
Beyşehir 28.6.1965
Etimesgut 16.11.1965
Afşan Köyü/Esine 13.2.1966
İncirlik 25.11.1967
Manyas Gölü 28.11.1967
Akhisar 19.10.1968
Akhisar 19.10.1968
Diyarbakır 29.1.1969
Zara 30.11.1971
Sapanca Gölü 1.8.1972
Kıbrıs 20.7.1974
Kıbrıs 21.7.1974
Kıbrıs 23.7.1974
Kıbrıs 26.7.1974
Kıbrıs 29.7.1974
Kıbrıs 8.7.1974
Kıbrıs 14.8.1974
Yumurtalık 10.9.1974
Kırnı 25.9.1974
Kayseri 4.9.1975
Balıkesir 20.2.1976
Kulu 13.8.1977
Sandıklı/Afyon 29.1.1980
Derik/Mardin 28.3.1980
Tunceli 1.11.1980
Gaziantep 27.12.1980
Bulanık/Muş 21.2.1981
Nusaybin/Mardin 1981
Gökçeyayla Köyü 10.11.1982
Kızıltepe/Mardin 30.12.1982
Munzur Dağları 17.11.1983
Munzur Dağları 17.11.1983
Konya Atış Sahası 6.1.1984
Diyarbakır 8.5.1984
Şemdinli/Hakkari 2.10.1984
Bandırma 10.1.1985
İncirlik/Adana 16.2.1985
Şırnak 3.4.1985
Hv.Ok./Kanada
6. Hava Üs K.
9. Hava Üs K.
Hv.Eğt. 1.Filo K.
4. Hava Üs K.
4. Hava Üs K.
1. Hava Üs K.
1. Hava Üs K.
Hv.Eğt.K.Lığı
9. Hava Üs K.
1. Hava Üs K.
9. Hava Üs K.
Hv.Eğt.K.Lığı
8. Hava Üs K.
8. Hava Üs K.
Hv.Eğt.K.Lığı
8. Hava Üs K.
9. Hava Üs K.
97. Uçş. Grp.K.
8. Hava Üs K.
12.Hv.Ulş.Üs.K.
6. Hava Üs K.
Hv.K.K.Lığı
1. Hava Üs K.
3. Hava Üs K.
8. Hava Üs K.
1. Ana Jet Üs K.
5. Hava Üs K.
6. Ana Jet Üs K.
8. Ana Jet Üs K.
8. Ana Jet Üs K.
1. Hava Üs K.
2. Hv. Eğt.Üs K.
3. Hava Üs K.
12. Hv.Ulş.K.
5. Ana Jet Üs K.
1. Hv. Kv.K.
2. Ana Jet Üs K.
Tak.Hv.Ulş. Gr.
Tak.Hv.Ulş. Gr.
3. Hv.Eğt.İrt.K.
5. Ana Jet Üs K.
1.Tak.Hv.Kv.K.
Hv.İnd.Tug. K.
Top.Ok.K.Lığı
Hv.İnd.Tug. K.
Hv.İnd.Tug. K.
Hv.İnd.Tug. K.
28.Mot.Tüm.K.
Zh.B.O.Eğt.Tüm
7. Ana Jet Üs K.
K.K.Hv.Ok.K.
5. Ana Jet Üs K.
9. Ana Jet Üs K.
3. Ana Jet Üs K.
Afyon İl J.A. K.
Mardin İl J.A. K.
Nazimiye J.Bl.K.
5. Zırhlı Tugay
Malazgirt J.Bl.
7. Kor.İst. Tb.
1. Ana Jet Üs K.
117.Sy.J.Hd.Tb
7. Ana Jet Üs K.
7. Ana Jet Üs K.
3. Ana Jet Üs K.
6. Ana Jet Üs K.
1.J.Komd.Tb.K.
6. Ana Jet Üs K.
8. Ana Jet Üs K.
Şırnak J.Bl.K.
1951
1932
1952
1954
1950
1951
1940
1946
1955
1954
1954
1955
1955
1954
1954
1956
1954
1955
1957
1957
1958
1957
1932
1955
1955
1959
1952
1959
1955
1955
1953
1956
1955
1953
1959
1956
1956
1953
1958
1956
1956
1955
1958
1970
1964
1953
1952
1956
1955
1966
1973
1973
1975
1974
1976
1978
1976
1965
1977
J.Yzb.
Hv.Plt.Yzb.
P.Ütğm.
Hv.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Ütğm.
P.Ütğm.
Hv.Plt.Ütğm.
J.Ütğm.
P.Bnb.
Top.Ütğm.
J.Kd.Yzb.
J.Yzb.
J.Plt.Kd.Bnb
J.Ütğm.
Hak.Alb.
Hv.Plt.Ütğm.
P.Tğm.
P.Ütğm.
J.Kd.Ütğm.
J.Tuğğ.
P.Tğm.
P.Ütğm.
P.Ütğm.
Hv.Plt.Ütğm.
J.Bnb.
Kr.Plt.Bnb.
P.Ütğm.
P.Yb.
Hv.Plt.Bnb.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Ütğm.
J.Ütğm.
J.Kd.Yzb.
Hv.Plt.Ütğm.
J.Yb.
J.Kur.Bnb.
J.Ütğm.
J.Ütğm.
P.Yb.
J.Kd.Ütğm.
J.Kd.Ütğm.
J.Plt.Yb.
J.Kd.Ütğm.
P.Ütğm.
Top.Ütğm.
Kur.Alb.
P.Ütğm.
J.Tğm.
P.Ütğm.
J.Ütğm.
Kr.Hvcl.Tğm
P.Ütğm.
J.Tğm.
Tnk.Kd.Ütğm.
J.Plt.Kd.Yzb
J.Plt.Kd.Bnb
J.Kd.Alb.
J.Tğm.
P.Tğm.
P.Ütğm.
J.Alb.
J.Ütğm.
P.Tğm.
P.Tğm.
P.Ütğm.
Tnk.Tğm.
K.Hvcl.Ütğm.
Top.Yzb.
J.Yb.
J.Kur.Bnb.
P.Tğm.
Hakkı Akyüz
Fahrettin Mutaf
Cengiz Duman
O. Günay Turan
Ragıp Yılmaz
Yavuz Oğuz
Ercan Kaya
M. Ateş Yüksel
Ergün Soner
Fazlı Tapsız
İ. Hakkı Öztopal
Halil İbrahim Sert
Rahmi Karakaya
Ömer Mavi
Durmuş Akşen
Hüseyin Cahit Ekin
Zafer Toka
A. Selim Cerit
Ruhi Aksoy
Temel Cingöz
K. Adnan Türe
Hakan Hasdal
Z. Hakan Özkaner
T. Bahadır Demirel
H.Tahsin Büyükçoban
Cahit Oğuz Özkan
Mustafa Solak
Muammer Yüzsüren
Bülent Bulut
İsmail Düz
Hüseyin Yentürk
Mustafa Ünal
Hasan Gök
Sadettin Baycan
Raif Necdet Hoşgör
Kibar Korhan Koç
Serhat Yurtbaşı
Cüneyt Deveci
Nuri Günendi
Sadullah Sever
Mahir Özdemir
Yusuf Turgut
İsmail Moray
M.Aydın Aydoğmuş
Ceyhun Civaş
Hikmet Alp
Efkan Yıldırım
Erdal Koçak
Abdurrahman Turan
Osman Güzel
Adem Köse
Ufuk Ünsal
Ramazan Ünver
M. Kemal Orhan
Ferit Güneş
Mehmet Aras
Güner Ekici
Sabri Kartal
Bekir Öztürk
M. Yüce Sonkurt
Rıdvan Özden
Murat Budak
Hakan Kandemir
Mehmet Kolcu
M. Ali Demirbüken
Güven Kösen
Bülent Öztürk
Nazmi Elmas
Mesut Kuru
Ayhan Bozpınar
A. Ruhi Özkul
Raşit
A. Turan
Ayhan
A. Kemal
Hüsamettin
Müştak
Arif
Hilmi
Ahmet
Yılmaz
Ali
Muhsin
Abdürrahim
Refik
Ömer
Azmi
Ali
Kenan
Fahri
Rahmi
Alaattin
Ege
M. Ümran
Mazhar
İbrahim
Recep
Halil
Recep
M. Kemal
Salih
İsmail
Kadir
Ali
Cavit
Recep
Emrullah
Ziya
Yunus
Hüseyin
Abdullah
Mahmut
Mustafa
Sadık
Rahmi
İsmail
Osman
Nejdet
Ali Rasim
A. Fethi
Ahmet
Ali
M. Lütfi
A. Kadir
Tayyar
Mustafa
Rıza
Kazım
Özcan
Necmettin
Orhan
H. Mevlüt
Yılmaz
Ahmet
Cevat
Aydın
Kemal
Ali
M. Refik
Mehmet Ali
Ahmet
M. Yalçın
Ankara
Düzce
Trabzon
Çanakkale
Tokat
Gaziantep
Manisa
Ankara
İzmit
Adana
Giresun
Kocaeli
Balıkesir
Kayseri
Şebinkarahisar
Niğde
Amasya
Tortum
Niğde
İzmir
Ankara
İstanbul
İstanbul
Amasya
Bilecik
Kayseri
İzmir
Tekirdağ
İstanbul
Giresun
Konya
Ankara
Kırşehir
Balıkesir
Çanakkale
Samsun
Amasya
Kayseri
Bulancak
İzmir
Eskişehir
Yozgat
İstanbul
Bartın
Merzifon
Bursa
Lüleburgaz
Ankara
Balıkesir
Manisa
Isparta
Beypazarı
Aksaray
Erzincan
Hatay
Sivas
Sakarya
Erzurum
Kayseri
Uşak
Kayseri
Ağrı
Çankırı
Ankara
Hatay
Kemah
Ankara
Polatlı
Samsun
Mersin
Malatya
149
Şirvan/Siirt 7.6.1985
Siirt J.Bl.K.Lığı
Çifteler/Eskişehir 8.6.1985
1. Ana Jet Üs K.
1971
Yüksekova 19.6.1985
P. Ok. K.lığı
1975
Konya 9.9.1985
3. Ana Jet Üs K.
1979
Malatya 13.2.1986
7. Ana Jet Üs K.
1978
Gercüş/Mardin 1987
Ktbkk1.Kom.Tb.
1979
Sivrihisar 5.2.1987
4. Ana Jet Üs K.
1976
Başkale/Van 26.6.1987
120. J.Snr. Tb.
Şırnak/Siirt 31.12.1987
7. Kor.2.Kom.A.
1968
Ağrı 1988
12.P.Tüm.Top.A.
1977
Cizre/Şırnak 5.3.1989
J.Gn. K.Lığı
Dedeören/Şırnak 23.5.1989
2. J.Kom.Tb. K.
Bahçesaray/Van 7.12.1989
J.Hv. Grp. K.
Şırnak 1989
Siirt J.A.K.Lığı
Kadıköy/İstanbul 1990
1.Or.K.As.Mah.
1951
Diyarbakır 24.1.1990
8. Ana Jet Üs K.
1982
Karataş/ İskenderun 1990
39.P.Tug.2.Hd.A.
1984
Çatak/Van 1990
Hv. İnd.Tug.
1981
Çeltikli/Bitlis 8.5.1991
İl J.A.K.Lığı
Adana 27.5.1991
Adana J.Böl.K.
Beytüşşebap/Şırnak 1991
51.P.Tüm.25.P.A
1984
Beytüşşebap/Şırnak 1991
Hv.İnd.Tug.
1978
Kağızman/Kars 6.10.1991
29.P.Tüm.K.
1982
Dursunbey 6.10.1991
9.Ana Jet Üs K.
1983
Kahramanmaraş 4.1.1992
K.Maraş İl J.A.
Genç/Bingöl 24.8.1992
3.Or.Hv. A.K.
1972
Hamur/Ağrı 9.9.1992
2.Kom.Tug.K
1984
İdil/Cizre 1992
70.P.Tug.K.
1966
Mardin 26.11.1992
1.Or.Hv.A.K.
1971
Sinop 12.11.1992
5. Ana Jet Üs K.
1984
Bandırma 1.4.1993
6.Ana Jet Üs K.
1983
Ulukışla/Niğde 2.4.1993
Ulukışla J. Bl.K.
Nusaybin/Mardin 9.4.1993
Mardin J.K.Lığı
Diyarbakır 16.4.1993
8. Ana Jet Üs K.
1985
Malazgirt/Tunceli 10.8.1993
Bartın İl J.K.V.
Malazgirt/Tunceli 10.8.1993
Tunceli J.Bl.K.
Yaylabaşı/Erzincan 15.8.1993 Erz. Mrk.J.Bl.K.
Ağrı 24.9.1993
Ağrı J.Kom.Bl.K.
Bitlis 1993
10.P.Tug.K.
1968
Dargeçit/Mardin 22.11.1993
Dargeçit J.Bl.K.
Karakoçan/Elazığ 5.2.1994
Karako. J.Bl.K.
Paktepe/Hakkari 2.3.1994
Van J.Hlk.Filo K.
Hasköy/Muş 25.3.1994
Muş İl J.K.Lığı
Şırnak 9.4.1994
7.Kor.2.Kom.A.
1981
Kuzey Irak 1994
8.Kor.108.Top.A.
1982
Kuzey Irak 1994
2.Kor. K.Lığı
1967
Bingöl 1994
2.Kom. Tug.K.
1987
Kurtalan/Siirt 9.6.1994
Siirt J.Kom.Özl. Hrk.Grp.K.
Yayladere/ Bingöl 1994
Yayladere J.Kom.Bl.K.1985
Kale/Şırnak 5.9.1994
Beytüşşebap5.J.Kom.Tb.2.Bl.K
Tunceli 1994
1.Or. Hv. A.
1988
Uludere/Şırnak 1994
33.Mknz. Tug.
1983
Kurtalan/Siirt 28.10.1994
Siirt 4.J.Kom.Tb.
Diyarbakır 4.12.1994
16.Zh.Tug.2.Tnk.Tb.
1983
Hani/Diyarbakır 13.1.1995
Hv. Grp.K.Lığı
1978
Hani/Diyarbakır 13.1.1995
Hv. Grp.K.Lığı
Hani/Diyarbakır 13.1.1995
J.Hv.Grp.K.Lığı
Tunceli 18.3.1995
Tunceli
Genç/Bingöl 11.6.1995
2.Kom.Tug.K.
1989
Ovacık/Tunceli 1995
34.Mknz.P.Tug.
1983
Savur/Mardin 14.8.1995
Mardin İl J.A.K.
Cizre/Şırnak 16.11.1995
Şırnak İl J.K.
Kuzey Irak 6.10.1995
2.Kom.Tug.K.
1989
Akçay/Şırnak 12.11.1996
66.Zh.Tug.K.
1990
Ovacık/Tunceli 26.11.1996
15.P.Er Eğt.Tug.
1987
Eruh/Siirt 17.4.1997
3.Zh.Tug.K.
1991
Çukurca/Hakkari 18.5.1997
35.Hvcl.Ok.K.
1985
Kuzey Irak 1997
Top Füze Ok.K.
1978
Kuzey Irak 4.6.1997
Hakkari İl J.K.
Reşadiye/Tokat 9.12.1997
J.Gnl.K.Lığı
Suruç/Ş.Urfa 12.4.1998
20.Zh.Tug.K.
1992
P.Ütğm.
P.Yzb.
Tnk.Ütğm.
Kr.Hvcl.Tğm
J.Kd.Bnb.
Kr.Hvcl.Bnb.
J.Kur.Bnb.
P.Yzb.
Top.Bnb.
K.Hvcl.Ütğm.
P.Ütğm.
Kr.Hvcl.Yzb.
Tbp.Ütğm.
J.Yzb.
Lv.Tğm.
Hv.Plt.Alb.
Kr.Plt.Yzb.
Kr.Plt.Tğm.
Kr.Plt.Tğm.
Hv.Plt.Ütğm.
Hv.Plt.Tğm.
Ramazan Akbulut
Hasan Ülker
Ömür Özle
Alper Balcı
Erdoğan Özdemir
Tebernuş Özler
Ufuk Bülent Yavuz
Muzaffer Küçüka
Ufuk Rodoplu
E. Başar Özen
Yılmaz Gülhan
Murat Erdeveci
Murat Özkan
Erol Uykusuz
Gökhan Yaşartürk
Mehmet Rıza Şenol
Ulaş Türk
Fatih Kaban
Serkan Karanlık
Bahadır Şahin
Barış Çakır
Zübeyr
Cuma
Özdemir
Mehmet
Hasan
İsmail
Selahattin
Hilmi
İsmet
A. Vehbi
Hasan
Halil
Necati
İsmail
Hacı Ahmet
Nazif
Ayhan
Rauf
Alaattin
Duran
Yücel
Aksaray
Balıkesir
Kırşehir
Adana
Burdur
K.Maraş
Amasya
Bursa
Bandırma
İzmir
Eldivan
Ankara
İzmir
Çankırı
Erzurum
Kayseri
Manisa
Adana
Konya
İstanbul
Giresun
Genç/Bingöl 1.5.1998
Hakkari 27.6.1998
Şırnak 9.9.1998
Darıca/Gebze 1.6.1999
Çukurca/Hakkari 6.7.1999
Siirt 15.9.1999
Ovacık/Tunceli 9.1.2000
Kıbrıs 8.2.2000
Patnos/Ağrı 5.3.2000
Tatvan/Bitlis 15.12.2000
Akçadağ/Malatya 16.5.2001
Akçadağ/Malatya 16.5.2001
Seydişehir/Konya 22.6.2001
Arıcak/Elazığ 21.7.2001
Şırnak 28.1.2005
Manisa 22.2.2005
Kocaeli 10.4.2006
Kocaeli 10.4.2006
Kocaeli 10.4.2006
Bitlis, 16.10.2006
Manisa, 05.03.2007
150
7.Mknz.P.Tug.
Dağ Kom.Tug.
Şırnak İl Güv. K.
1.Or.Hv.A.
Taktik J.Snr.A.
Kr.Harp Ak.K.
Tunceli J.Böl.K.
K.T.B.K.K.T.K.A.
8.Kor.108.Top.A.
3.Or.Hv.A.K.
Gnkur.Öz.Kuv.
Gnkur.Öz.Kuv.
Gata Eğt.Hst.
Elazığ İl J.K.
6.İç Güv.P.Tug.
2.Ana Jet Üs K.
K. Hvc.Okulu
K. Hvc.Okulu
K. Hvc. Okulu
8.Ana Jet Üs.181.F.
2. Ana Jet Üs. Çiğli
1990
1983
1988
1993
1980
1985
1979
1993
1990
1992
1994
1999
1978
1992
2001
2001
1996
2002
* 5 nci Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, Orgeneral rütbesiyle aynı zamanda 4 Ağustos 1960 - 16 Mart 1966 tarihleri arasında
Genelkurmay Başkanlığı da yapmıştır.
151
152
OKUL KOMUTANLARI
S.No
GÖREV SÜRESİ
1
2
3
4
5
6
7
8
9
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
34
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
45
46
47
48
49
50
1845-1846
1846-1852
1852-1862
1862-1864
1864- ?
1874-1876
1876-1885
1885-1888
1888-1903
1903-1906
1906-1908
7.12.1908 -1.7.1909
1.7.1909 - 6.7.1910
6.7.1910 - 1.5.1912
1.5.1912 - 1.9.1912
1.9.1912 - 8.2.1913
8.2.1913 - 1.9.1917
1.9.1917- 21.4.1918
21.4.1918 - 1919
1919-1919
1919-3. 3. 1921
3.3.1921-13.7.1921
13.7.1921-3.1.1923
1923-1924
Ekim 1924
Ekim 1924-29.12.1924
1924-1927
10.1.1927-10.5.1928
1.6.1928-1.1.1929
2.1.1929-15.10.1931
25.10.1931-11.9.1932
14.9.1932-4.7.1935
4.7.1935-11.5.1936
12.6.1936-8.9.1937
8.9.1937-25.8.1938
1.9.1938-16.9.1939
16.9.1939-10.11.1939
20.11.1939-4.4.1940
20.4.1940-5.8.1942
4.9.1942-2.8.1946
21.9.1946-21.9.1948
21.9.1948-26.8.1950
4.9.1950-27.8.1952
8.12.1952-28.28.8.1953
29.8.1953-30.12.1954
30.12.1954-9.7.1959
9.7.1959-2.9.1960
8.10.1960-14.11.1961
15.11.1961-16.4.1962
19.4.1962-2.8.1963
SINIFI VE RÜTBESİ *
Mirliva
Mirliva
Mirliva
Mirliva
Miralay
Miralay
Mirliva
Miralay
Miralay
Ferik
Mirliva
Kaymakam
Miralay
Kurmay Binbaşı
Binbaşı
Kaymakam
(E) Kaymakam
Yarbay
Binbaşı
Ekanı-ı Harp Kolağası
Kaymakam
Binbaşı
Kaymakam
Kaymakam
Kaymakam
Kaymakam
Miralay
Kaymakam (Sv.1337-17)
Miralay (P.1319-120)
Kaymakam (Top.1325-3)
Kaymakam (P.1325-5)
Kurmay Yarbay (Sv.1323-1)
Kurmay Yarbay
Kurmay Yarbay
Kurmay Albay (Sv.1325-6)
Kurmay Yarbay (Sv.1330-C-2)
Kurmay Albay (Top.1330-N-101)
Kurmay Albay (P.1327-13)
Kurmay Albay (Top.1130-C-6)
Kurmay Albay
Kurmay Albay (Top.1915-N-81)
Kurmay Albay (1337-333)
Kurmay Albay (P.1926-9)
Kurmay Albay (P.1337-246)
Kurmay Albay (P.1336-84)
Kurmay Albay (P.1932-1)
Kurmay Albay (P.1934-5)
Kurmay Albay
Topçu Albay
Kurmay Albay
*
ADI SOYADI
(Korg.)
(Korg.)
(Tuğg.)
(Korg.)
(Korg.)
(Tuğg.)
(Tümg.)
(Tuğg.)
(Korg.)
(Tümg.)
(Tuğg.)
(Tümg.)
(Tümg.)
(Tümg.)
(Tuğg.)
(Korg.)
(Korg.)
Mehmed Emin Paşa
İbrahim Paşa
Kara Ali Paşa
Sarı Galip Paşa
İshak Bey
(Gazi)İbrahim Ethem Bey (Paşa)
Halil Fahri Paşa
Saadettin Bey
Refik Bey
Mehmet Ziya Paşa
Ali Rıza Paşa
Şevket Bey
Süleyman Bey
Kaçı Vehip Bey
Sabri Bey (vekâleten)
İbrahim Bey b. Mahmud
Hüsamettin Bey ibn-i Süleyman
Bretlot (Bretlihg, Alman)
Greveros (Alman)
Hüsnü Bey (vekâleten)
Halil Rüştü Bey b. Ahmed Paşa
Bulgurlu Mustafa Bey
Celal Bey
Bekir Sıtkı Bey
Emin Bey (vekâleten)
Muhittin Bey (vekâleten)
Celal Bey (Sığındere)
Cevat Bey (Kula)
Talat Bey (Ogan)
Arif Bey (Tanyeri)
Hasan Rıfat Bey (Mataracı)
Hamit Özgüner ** (Doğruer)
Cemal Ogan
Ragıp Altan
Tevfik Topçu
Bedri Erk
Yusuf Adil Egeli
Aziz İlter
Ekrem Atasel
M. Adil Peköz
Selim Sırrı Acar
K. Remzi Hasdal
Muhittin Okyayuz
Enver Sökmen
Yusuf Ziya Arıbay
M. Şefik Erensu
B. Necati Ogan
Rıfat Sami Uzel
Tarık Güryay
Rıfat Sami Uzel (İkinci kez)
Bu hanede parantez içerisinde yer alan rütbe, Okul Komutanının en son yükseldiği rütbeyi göstermektedir.
Kuleli Askerî Lisesi Komutanı olduğu dönemde, “Özgüner” soyadını, Harp Okulu Komutanı olduğu dönemde
“Doğruer” soyadını kullanmıştır.
**
154
51
52
53
54
55
56
57
58
59
60
61
62
63
64
65
66
67
68
69
70
3.8.1963-4.11.1965
5.11.1965-20.8.1969
1.9.1969-30.8.1971
1.9.1971-16.8.1974
19.8.1974-6.8.1976
6.7.1976-24.8.1978
9.10.1978-20.8.1979
21.8.1979-16.8.1983
16.8.1983-4.7.1986
23.7.1986-22.7.1988
22.7.1988-28.6.1990
28.6.1990-9.7.1992
1.7.1992-30.7.1994
30.7.1994-2.7.1996
2.7.1996-3.7.1998
3.7.1998-2.7.1999
2.7.1999-29.6.2001
29.6.2001-27.6.2003
27.6.2003-24.6.2005
20.6.2005-
Kurmay Albay
Kurmay Albay (Top.1943-1)
Kurmay Albay (Top.1945-6)
Kurmay Albay (Top.1947-84)
Kurmay Albay (İs.1951-4)
Kurmay Albay (Top.1953-46)
Kurmay Albay (P.1955-6)
Kurmay Albay (Top.1958-15)
Kurmay Albay (P.1961-2)
Kurmay Albay (Top.1961-17)
Kurmay Albay (Top.1965-91)
Kurmay Albay (P.1966-1)
Kurmay Albay (P.1968-28)
Kurmay Albay (Mu.1969-8)
Kurmay Albay (Tnk.1973-33)
Kurmay Albay (Tnk.1973-23)
Kurmay Albay (Top.1975-17)
Kurmay Albay (Mu.1978-23)
Kurmay Albay (P.1980-1)
Kurmay Albay (Top.1982-65)
155
(Tuğg.)
(Korg.)
(Tuğg.)
(Tuğg.)
(Korg.)
(Tuğg.)
(Org.)
(Org.)
(Korg.)
(Tümg.)
(Tuğg.)
(Tümg.)
(Korg.)
(Korg.)
(Tuğg.)
(Tuğg.)
(Tuğg.)
(Tuğg.)
Cemal Özsever
Bayram Arslan
Selahattin Canbazoğlu
Doğan Günçan
Tayyar Polat Argun
Yaşar Kök
Siyamettin Yalınpala
Doğu Aktulga
Yaşar Büyükanıt
İbrahim Tülü
Selahattin Yücel
Yılmaz Küçükseyhan
Ünal Önsipahioğlu
Yalçın Ataman
Ö. Necati Özbahadır
Sinan Ertung
Mustafa Canatan
Aslan Kılıçarslan
Fahri Erenel
İlhan Bölük
FOTOĞRAFLARI ELDE EDİLEBİLEN OKUL KOMUTANLARI
Sarı Galip
Paşa
İbrahim Ethem Saadetin Bey
Bey (Paşa)
(Paşa)
Kaçı Vehip
Bey
Cevat Bey
(Kula)
Talat Bey
(Ogan)
Arif Bey
(Tanyeri)
H. Rıfat
Mataracı
Y. Adil Egeli
Aziz İlter
Ekrem Atasel
Hamit Özgüner
(Doğruer)
Cemal Ogan
Ragıp Altan
M. Adil Peköz
Selim Sırrı
Acar
K. Remzi
Hasdal
Muhittin
Okyayuz
Enver
Sökmen
Yusuf Ziya
Arıbay
M. Şefik
Erensu
B. Necati
Ogan
Rıfat Sami Uzel
Tarık
Güryay
Cemal
Özsever
Bayram
Arslan
Selahattin
Canbazoğlu
Doğan
Günçan
Tayyar Polat
Argun
Yaşar Kök
Siyamettin
Yalınpala
Doğu
Aktulga
Yaşar
Büyükanıt
İbrahim
Tülü
Selahattin
Yücel
Yılmaz
Küçükseyhan
Ünal
Önsipahioğlu
Yalçın
Ataman
Ö. Necati
Özbahadır
Sinan
Ertung
Mustafa
Canatan
Aslan
Kılıçarslan
Fahri Erenel
İlhan Bölük
Tevfik Topçu
Bedri Erk
156
ÖĞRETİM BAŞKANLARI
GÖREV TARİHİ
RÜTBESİ
ADI SOYADI
1847-1861
1861-1867
1867-1874
1874-1876
1876-1883
1883-1887
1893-?
1906-1909
1909-1910
1929-1930
1930-1931
1931-1934
1934-8.4.1936
8.4.1936-1942
1942-1945
1945-1956
1956-1959
1959-1960
1960-1965
1965-1968
1968-1973
1973-1974
1974-1975
09.1975-01.1976
01.1976-10.06.1977
10.06.1977-01.09.1981
02.09.1981-29.07.1984
30.07.1984-03.03.1986
04.03.1986-15.05.1987
16.05.1987-15.02.1989
01.06.1989-29.08.1991
30.08.1991-30.07.1993
01.08.1993-01.06.1995
02.06.1995-02.07.1999
03.07.1999-26.06.2001
26.06.2001-26.06.2004
26.06.2004-
Svl. Öğretmen
Kurmay Binbaşı
Piyade Kaymakam
Erkân-ı Harb Miralay
Mirliva
Mirliva
Mirliva
Mirliva
Svl. Öğretmen
Svl. Öğretmen
Svl. Öğretmen
(E) Kurmay Albay
Öğretmen Yarbay
Svl. Öğretmen
Tuğgeneral
Öğretmen Albay
Öğretmen Albay (1941-5)
Öğretmen Albay (1931-49)
Öğretmen Albay (1938-1)
Öğretmen Albay (1940-3)
Öğretmen Albay (1943-5)
Öğretmen Albay
Öğretmen Albay (1946-5)
Öğretmen Albay (1946-63)
Öğretmen Albay
Öğretmen Albay (1951.Ord.14)
Öğretmen Albay (1952.Ulş.1)
Öğretmen Albay (1958.Fiz.3)
Öğretmen Albay (1958.Bio.4)
Öğretmen Albay (1960.Coğ.2)
Öğretmen Albay (1961.Tar.2)
Öğretmen Albay (1964.Mat.7)
Öğretmen Albay (1966.Mu.35)
Öğretmen Albay (1971.Yd.Fiz.1)
Öğretmen Albay (1976.Yd.Mat.1)
Öğretmen Albay (1975.Yd.Fiz.2)
Öğretmen Albay (1980.Yd.İng.1)
157
Hüseyin Rüştü Efendi
İsmail Bey
Mustafa Bey
İbrahim Ethem Bey (Paşa)
Halil Fahri Paşa
Saâdettin Paşa
Hasan Fuat Bey (Paşa)
Şevki Paşa
Halil Rüştü Bey
Tevfik Bey
Salih Bey
Ali Remzi Alçıtepe
İsmail Hakkı Uskan
Arif Hikmet Bey (Betil)
Nazmi Çağan
Hüsamettin Özgültekin
Zeki Saraçoğlu
Suat Tümer
Memduh Utku
Naci Çakın
Abdi Kayalı
Selman Fişek
Ali Kaytaran
Necmettin Ersoy
Ömer Özcan
Necdet Bodur
Mustafa Ertugay
Gürkan Sezer
Vedat Gökkaya
Ahmet Önder
Erkmen Mütevellioğlu
Erdoğan Uyanık
Saim Özcan
Muttalip Gül
Harun Gülçeken
Ahmet Çelebi
Yalçın Durmuşoğlu
Deniz senin, toprak senin, gök senin,
Zafer olsun en mukaddes emelin.
Çağlayanlar gibi köpür arşa taş,
Ufuklardan yüksel şahikalar aş.
(Nakarat)
Ey şerefli, Şanlı Yuva KULELİ,
Hedefindir bütün cihan, ileri.
Hayat umar vatan tatlı sesinden,
Miras kalan asil kandır ceddinden,
Ay yıldızım gökyüzünde parlasın,
Nurunda Türklük dünyayı kaplasın.
Senin adın bu ülkede tanınmış,
Cumhuriyet kitabına yazılmış.
Sen mukaddes, altın ocak KULELİ,
Saklar bağrın kahramanlık emeli.
Güfte: Kemal Yalçınalp
* Kuleli Askerî Lisesi Marşı, 1927-1928 öğretim yılında yazılarak bestelenmiş, ilk kez 1935-1936 yılına ait okul yıllığında yayımlanmıştır.
158
BELGELER:
Kuleli Kışlası’nın 1842 yılında tamiri ve kışlada bulunan “Tahaffuzhane”nin terkedilmesi ile
ilgili belge:
159
Sultan Abdülmecid’in Mekteb-i Harbiye’nin Pangaltı'da Tophane Hastahanesi olarak yapılan
binaya taşınması ve idâdinin Maçka Kışlası'nda Mekteb-i Harbiye’nin boşalttığı yerde kalması ile
ilgili 20 Mayıs 1845 (13 Cemaziyelevvel 1261) tarihli İrade-i Seniyyesi:
160
Mekteb-i Fünun-ı İdâdi’nin 10 Ekim 1846 (19 Şevval 1262 Cumartesi) günü saat 4.00’te (19.0019.30 arası) Maçka’daki yeni binasında ikinci öğretim yılında Sultan Abdülmecid tarafından
açılışı ile ilgili belge:
161
BOA.İDH-6610
3 Aralık 1846 (13 Zilkâde 1262) tarihli Kuleli su yollarının yapılması ile ilgili belge:
Seniyyü’l-himem(yüce hizmet sahibi) Devletlü, İinayetlü, Atufetlü Efendim Hazretleri,
Kuleli kışla ve hastahanesi su yollarının tesviyesi (yapılması) zımnında (konusunda) Çenğel
Karyesi’nde (köyünde) ve su ahzından (alımından) dolayı vukû bulan (olan) zararlarının itası
(verilmesi) ashabı (sahipleri) tarafından ba-arzuhal (dilekçe ile) niyaz (rica) ve istid’â (istek)
olunmuş ve saye-i muaddelet-vâye-î (adaletin yerine getirilmesi hususunda) Hazreti şahanede
(padişah yanında) hiç kimseye renciş (eziyet) ve gadr (kötü muamele) vukû’a getirilmemesi matlûp
(istenmiş) mültezem (gerekli) âlî bulunmuş olmasıyla, keyfiyet (durum) lazım gelenlerden bittahkik (incelemekle) vakıan (olan) zikr olunan su yollarının tesviyesi (yapımı) esnasında mezkûr
bağlara biz-zarure (mecburen) biraz zarar ve ziyan vukû’ bulduğuna (olduğuna) ve bu makule(bu
tür) zarar ve ziyanın epniye (binalar) ve su yolları masârıfatına karıştırılmayarak, ashabı(sahiplerini)
bil-ırza (razı etmekle) tesviyesi usûlü ebniyesi(adı geçen hatahane binaları) masârıfına gayri dahil
idin8dahil etmeyin). Bağcılar esnafı ve şehr erbabı vukuf (bilinen ehli vukuf) marifetiyle
(bilgisiyle) muâyene ve keşf ve mikdarı zararları ve mauleziz (tatlı su) bahansı (fiatı) bit-terâzi
(rızalaşmakla) tahmin ve takîr (rapor) ettirildiği üzere yedi bin yediyüz elli kuruşa baliğ (ulaşma)
olarak, meblağı mezbûrun Maliye Hazîne-i Celîlesinden i’tası (verilmesi) îktizâ ideceği derkenar ve
ilamlarda gösterilüp, ol-vechile (o şekilde) tesviyesi (yapılması) nezdi valâ-yı sipehsalârîde (yüksek
askeri makamla ilgili emirde) dahi bit-tensip (uyğun görülmekle) icâbının icrası Asâkiri Nizamiye-i
şahâne Müsteşarı saâdetlü Bey Efendi Hazretleri tarafından ba-takrir (raporla) enha ve ışâr (sunulup,
bildirme) olunarak; ber mucep (gergince) enha (sunulan) meblağı mezburun (zikredilen tutarın)
Hazîne-i Celîle-i merkûmeden i’tası (verilmesi).
162
Topçu Askeri Nizamiye Kaymakamlarından Samakoçak dökümhanesi Müdürî Ali Bey’in ahali ile
ademi imtizacı tahkik (inceleme) ve salihı ısagaya (dökümcülüğe uygun) malumatı olanlardan diğer
münasibinin Müdür tayini lazım gelmiş olduğundan Binbaşılık nişanını hamil döğücü Kadri
Efendi’nin fenni isagaya (döküm fennine) ma’lûmatı kafiyesi (yeterli bilgisi) hesabiyle ba’de izin
(izin verildikten sonra) Müdürlük mezkûr (adı geçen Müdürlük) münavebeten idare olunmak ve
muma’ileyhen maaş ve ta’yinâtı kadimesi (eski maaşı) hanesi tarafına terk ile, mukabilinde
Müdürlük maaşından bin kuruş muma ileyhe i’ta (verilmek) kılınmak üzere dökümhâne-i mezkûre
Müdür nasb ve tayini Tophane-i Amire Meclisinden ba-mazkata (mazbata ile) ifade ve enba (haber
vermek) ve ol-vechile tesviyesi (ödenmesi) nezdi valâ-yı Musîri’de bit-tensip (uygun görme)
icabının icrası Tophane-i Amire Nazırı Saadetlü Bey Efendi Hazretleri tarafından ba-takrir (raporla)
işâr ve enha (bildirp, sunmak) kılınmış ve keyfiyyeti kuyudiyesi (kayıt durumu) derkenarda
gösterilmişolmakdan raşî (dolayı) ber mucep (gerek üzere) enka(sunulan) mir (bey) muma ileyh ( o
kendine işaret olunan) Müdürlüğü mezkürden azliyle (görevden alınma) muayyen (belirlenmiş) olan
üçbin kuruş maaşdan bin kuruş Hazine mande (kalma) olarak küsür ikibin kuruş dökümhane
mezkûra vusulu 8 vardığı) gününden itibaren mah bî-mah (aydan aya) mahalli emvalinden (mahalli
gelirlerinden) döğücülük için muhassas (ayrılmış) bulunan kadîm beşyüz kuruş maaş ve ta’yinatın
dahi hanesi tarafından i’tası (verilmesi) zımnında tesviye-i iktizasiyle Efendi muma ileyhin
müdürlük mezküre (bahsi geçen müdürlüğe) icra-yı memurîyet-i istîzanına (izin talebine) dair
Maliye Nazır’ı Devletlü Paşa Hazretlerine havale olunacağı beyaniyla (açıklamasıyla) iki kıt’a
(parça) takriri manzuru âlî buyurulmak içün savbu (taraf) vâlâlarına (yüksek makamınıza)
gönderilmiş olmayan (olarak) ber mucep istîzan (izin gereğince) tesviye-i iktizaları muvafık (uygun)
irade-i Hazreti padişahi buyrulur ise, Nazır muşârun ileyh hazretlerine havale olunacağı beyaniyle
tezkire-i senaverî terkîm kılındı efendim. 13 Zilkâde 1262 (3 Aralık 1846).
Marûzu çâkkerîkemineleridir (Bendenizin Maruzatıdır)
Raha Pîrâ-yı tekrîm (saygı değer) olan işbu tezkire-i samiye-i asıfaneleriyle zikr olunan takrirler
meşmûl nazırı şevket eseri Hazreti Padişâhî buyrulmuş ve bendi evvelde mezkür meblağın Hazine-i
celile-i merkümeden i’tası ve bendi sânide gösterildi üzere mir muma ileyhin Müdürlüğü
mezkurdan azliyle yerine efendi-i muma ileyhin ol-mikdar maaş ile icrâ-yı memuriyeti döğücülük
içün muhassas (ayrılmış) bulunan maaş ve tayinatının dahi hanesi tarafına verilmesi zımnında ber
mûcep istizan tesviye-i iktizalarının Nazırı Müşarun ileyh Hazretlerine havalesi müteallik ve seref
sudûr buyrulan emr ve irade-i seniyye-i cenâbı mülükâne icâbı âlî’sinden bulunmuş ve mezkûr
takrirlerine savb (tarafı) sadaret penahilerine iâde ve tisyar (gönderme) kılınmış olmakla ol-babda
emr-u ferman hazreti veliyyül emrindir. 17 Zilkâde 1262 (7 Aralık 1846).
163
BOA.İDH-9697
16 Ağustos 1848 (15 Ramazan 1264) tarihli Kuleli Kışlası’nın tamir masrafı ile ilgili belge:
Atufetli (Merhametli) Efendim Hazretleri,
Kuleli Kışla-ı Humayunu derünunda (içinde) kain (mevcut) daire-i Hümayunun sıvalarıyla
sair mahalleri dökülüp fenalaşmış ve üzerinde olan güneş resmi alemin (bayrağın) dahi tamiri lazım
gelmiş olduğundan, ol-kabda (o konuda) vaki ‘olan (yapılan başvuru) ifade üzerine; ebniye-i hassa
(özel binalar) Müdürü Saadetlü Efendi marifetiyle (bilgisiyle) keşif ettirilerek, tanzim ve takdim
eylediği bir kıt’a (bir parça) keşif defteri ve zeyline (sonuna) muharrer (yazılmış) i’lamı ve
masarıfat muhasebesinden hesap ve derkenar ettirildiği üzere, zikr olunan (konu edilen) mahallerin
tamiri masarıfı ondört bin ikiyüz yedi buçuk kuruşa baliğ (ulaşacağı) olacağı anlaşılmış olduğundan;
epniye-i miriye (Devlet binaları) Müdürü Efendi marifetiyle; zikr olunanan tamiratın icrası hususu
Maliye Nazırı Devletlü Paşa Hazretleri tarafından ba-takrir (rapor ile) istîzân (izin talep etme)
olunmuş ve takriri mezbur(geçen rapor) menzûr-u âlî buyrulmak (Huzûru Padişaha sunulmak) içûn
takdîm kılınmış olmakla, ol-babda her ne veçhile (ne şekilde) emr-ü ferman hazreti Cihandârî
(Cihan Padişahının emri) Şeref sudûr (emir çıkıp) buyrulur ise ona göre icrâ-yı iktizası (gerekli
icraat) Nazır Müşaran ileyh Hazretlerine havale olunacağı beyaniyle tezkire-i senâverî (övgüye
layık yazı) takdim kılındı (sunuldu) Efendim. 14 Ramazan 1264 (15 Ağustos 1848).
Marûzu çâkkerîkemineleridir (Bendenizin Maruzatıdır)
Enmüle Pîrâ-yı ta’zim (Parmak hüneriyle yazılan övgüye layık) olan işbu tezkire-i samiye
Sadaret penâhileriyle (Sadaretin tezkiresi ile) takriri-i mezkür (adı geçen rapor) menzûr meâli
mevfûr (yüksek görüşlerinize) Hazreti şahane buyrulmuş ve işar (bildirmek) ve istîzân (İzin
istemek) olunduğu vechile zikr olunan tamiratın Müdür muma ileyh (adı geçen) marifetiyle
(bilgisiyle) icrâsı (uygulaması) zımnında (konusunda) tesviye-i iktizasının (yapılmasıyla ilgili
gerekenin) Nazır müşarun ileyh hazretlerine havalesi, muteallık mûlükâne mukteza-yı âlîsinden
bulunmuş ve mezkûr takrîr (adı geçen rapor) yine savp sami-i asıfanelerine (yüksek makamınıza)
iade ve tisyar (göndermek) kılınmış olmakla ol-babda (o konuda) emr-u Ferman hazreti veliyyü2lemrindir. 15 Ramazan 1264 (16 Ağustos 1848).
164
İdadîlerde öğrenim süresinin dört yıla çıkarılması, öğrenci mevcudu, okutulacak dersler ve
öğretmenlerle ilgili Mekâtib-i Askeriye Nezareti’nin 1869 (1286) Tarihli Tezkeresi:
165
Harbiye’de okutulmakta olan bazı derslerin idadîlere aktarılması ve taşra idadîsi dördüncü sınıf
öğrencilerinin Dersaadet İdadî’sine nakledilmesi ile ilgili 16 Eylül 1874 (4 Şubat 1291) tarihli
Daru’ş-Şûray-ı Askeriye Kararı:
166
Askerî idadîleri bitirenlerin Meclis-i Maarif tarafından yapılacak sınavla Mekteb-i Harbiye’ye
girmeleri, sınıf geçme ve sınav sistemi ile idadîlere alınacak rüşdiye öğrencilerinin kayıt kabul
esasları hakkındaki belge:
167
BOA.Y.MZV 82/41
4 Eylül 1893 (21 Safer 1311) tarihli Kuleli tamir giderleri ile ilgili belge:
Kuleli’de kain mekteb-i idadi-i hayririyye-i
şahane ebniyesinin vüsatsizliğinden naşi
…….Mevcudiye tamamiyle istiab edemeyerek
bu yüzden pek çok suubet ve müşkilat
çekilmekte olduğundan bu halde bir çare-i
münferit olmak üzere mekteb-i şahanenin
haricinde rabtı ve tazmhane ihtas olunmak
üzere ta’mimi ve şimdiki ta’minenin taş
düşmelerinin …….tahvili ciheti düşünmesi ve
bu suretle mekteb-i şahanenin bir yatak koğuşu
ile resimhane ve hizmetkâr koğuşu gibi üç
büyük
ihtiyacın…….edileceği
mütaala
olunmuş makruna müsaade-i esabetade-i
hazreti hilafet penahi buyrulduğu suret de bil
irade-i seniyye-i hazret-i hilafet penahi
şükürdan bermâh mezune olduklarından şu
müddet-i galile-i zarfında emir ve tebliği
hususunda hemim
aliye-i ……şayan
buyuracak yazı emir ve ferman hazreti
minlelemrindir.
Mucibince seraskere ve cevaben
müşirin müşirnileyhiye tebliğ edilmiştir.
BOA. DH.EUM.3.Şb.2/20
12 Aralık 1916 (29 Eylül 332) tarihinde Kuleli öğrencisi Konstantin’e yazılan bir mektup:
Sevgili ve büyük ruhlu kardeşim Konstantin!
Elhamdurillah sıhhatim berkemaldır. Sizin dahi sıhhatte olmanızı cenab-ı hak’tan dua ederim.
Mektubunuzu arkadaşlarımla beraber mütalaa ettiğimiz zaman kalbimizde şiddetli bir galeyan
168
husule geldi ve göz yaşlarımız akmaya başladı. Sevgili pederimizin vasıtasıyla çok defa selamlar
gönderdim. Ben bugünlerde büyük ve mukaddes bir emre tabi olarak mukaddes ve Alî vazifeleri ifa
etmek için Asya’ya kadar gittim. Türklerin zir-i ideallerinde bulunan zavallı dindaşlarımızı
muavenetleriyle vazifemi güzelce ifa ettim. Ve bu günlerde vazifemi ikmal ettiğim için Selanik’e
avdet edeceğim zaman mufassal bir mektupla Asya’da icra ettiğim şeyleri bir bir anlatacağım. Yani
12 arkadaşımın muavenetiyle 80 ….. beraber oraya nasıl getirdiğimi ve Foça köyünde nasıl bir
hayat geçirdiğimi mufassalın size yazacağım. İşte Cenab-ı Hakkın muavenetiyle ve sevgili
dindaşlarımızın gayretleriyle istediğimi yaptım. Ve kahraman dindaşlarımızın Yunanlılara karşı
olan hüsnü tevcihlerini takdir ederek onların isimlerini defterime yazdım ve heyetimize teslim ettim.
Dininizi ve milletinizi ve Yunanilere karşı olan muhabbetimizi gaip etmediğimizden dolayı Büyük
İskenderin Barbar Türklere karşı yapıldığı gibi sizede yapacağınızı mektubunuzda okuduğum
zaman gayri ihtiyari olarak gözyaşlarım akmağa başlamış ve bütün vücudum sarsılmıştır tabii.
Niş’te barbar Türklerin uğradığı felaketleri hatırına geliyor gibi İskender’in şecaatinden ileri
gelmiştir. Emin olunuz ki kardeşim şayet muharebe olacak olursa Cenab-ı Hakkın muavenetiyle ve
sevgili Venizelosumuzun himmetiyle galip geleceğiz.
Türk’ün ordusunda bulunan din kardeşlerimizin fikri hep böyle ise size teminat veriyorum ki
yüzde yüz muvaffakiyet bizimdir. Galibiyet bizimdir ve sizin gayretinizle sevgili padişahımız 14.
Konstantin ta İstanbul’un kapılarına kadar gelecektir. İnşallah bu gidişle yalnız Makedonya’da
bulunan dindaşlarımızı değil Türklerin ziri iradelerinde bulunan bütün dindaşlarımızı da tahlis
edeceğiz. İşte sevgili vatan evladı sana bunu tavsiye ediyorum ki kalbinizde bulunan İsa’yı her bir
vakit unutmayarak var kuvvetinizle çalışmanızı rica ederim. Ellerinizi kemal-i himmetiyle sıkar ve
gözlerinizi öperim.
Aslı Aydın Vilayeti 29 Eylül 332 (12 Aralık 1916) tarihli irsal kalemindedir.
BOA. DH. EUM.3.Şb.2/20
Yunanlılara hizmet ettiği için Divan-ı Harb’e sevkedilen Kuleli öğrencisi Konstantin ile ilgili 12
Aralık 1916 (29 Eylül 1332) tarihli belge:
Dâhiliye Nezaret-i Celilisine
Devletlü Efendim Hazretleri
Emniyet-i Umumiye Müdüriyeti ifadesiyle 29
Eylül 1332 (12 Aralık 1916) tarihli 816
numaralı tahrirat-ı Alîye-i nezaretpenahileri
cevabıdır.
Emal-i Yunaniyeye hidmet etmekle
Divan-ı Harbiyeye tevkif olunan Kuleli İdadisi
talebesinden Konstantiniye bu kere bazı ifadatı
havi mektup suretinin lafıyla tahkikat icra ve
ebnası işar buyrulmuştur. Bu husus hakkında
evvelce Harbiye Nezaretinin Kumandanlığına
varit olan emir üzerine kumandanlıkla
görüşülerek Nezaret-i müşarülileyhaya cevap
yazılmıştır. Bundan hayli müddet evvel Foça
kazasında ve diğer sevahilden Rumların çıkıp
gittiği Foça’da elyevm tek Rum kalmadığı
maruzdur. Olbabta emrü ferman …….
169
Birinci Dünya Savaşı yıllarında Kuleli Askerî İdadîsi’nde görev yapan iki Alman subayı ile
ilgili belge:
170
BOA. MV.223/155
Kuleli’nin Ermeni Eytam Okulu’ndan geri alınması ile ilgili 25 Nisan 1922 (25 Nisan 1338) tarihli
talep yazısı:
Meclis-i Vükela müzakeratına mahsus zabıtname Hülasa-i
meali
Kuleli İdadî-i Askerîsi binası Ermeni eytamının
taht-ı işgalinde olarak mekteb-i mezkur talebesi Kuleli ve
Beylerbeyinde kain üç ….. ve ihtiyaca gayrı kafi emanette
bulunmasından dolayı icra kılınan teşebbüsat üzerine
mekteb-i bina-yı asliyesinin ne gibi şerait tahtında tahtında
iadesine muvafakat olunacağına dair intibat şubesi dairesi
tarafından alınan tezkere-i cevabiye suret-i tercümesinin
mürsel 25 Nisan 1338 (25 Nisan 1922) tarihli ve 483
………… ve merbutu okundu.
Kararı
İdadî-i Askerî binasının istirdadına mukabil mezkûr şube
reisinin tezkeresinde bahs ve teklif olunduğu vecihle
müteaddit diğer mübaninin yedi sene içinde itam-ı
mezkûreye terki duyur-u küdşat da uzvu gibi ta’hirat
altına, girilmesi esasen gayrı caiz olmakla beraber esnayı
müzakerede harbiye nazırı paşa tarafından verilen
izahattan teşbih vakii mektebde def-i izdiham maksadına
müstened olduğu halde Kuleli Mektebine muttasıl eski
hastahane ile şimdiki hastane ermeni tarafından işgal
edilmek istenilerek bunların terkine muvafakat edilmekte
olduğu anlaşılmasına ve şu halde maksadı esasi temin
eylemiş olacağına binaen bu babda münasip bir cevap
itasıyla bu işten sarfı nazar olunması evla görüldüğünün
nezaret müşarünileyh tebliği tezir kılındı.
171
KAYNAKÇA
1. Arşiv Belgeleri
a. İstanbul, Başbakanlık Osmanlı Arşivi (BOA)
(1) İrade Defteri
(2) İrade Defteri
(3) İrade Defteri
(4) İrade Defteri
(5) İrade Defteri
(6) Meclis-i Vâlâ
(7) Meclis-i Ahkâm-ı Umur-u Dahiliye
: Dahiliye 2292, sene 1257
: Dahiliye 4972, sene 1261
: Dahiliye 5178, sene 1261
: Dahiliye 6572, sene 1262
: Dahiliye 8137, sene 1268
: Vesika no: 465
: Adliye; 19 Rebiülahir 1263 tarihli vesika.
: 28 Zilhicce 1258 tarihli vesika.
: 27 Şevval 1273 tarihli vesika.
: Vesika no: 878
(8) Umur-u Hariciye
(9) İradeler Tasnifi
(10) Dosya Usulü İradeler Tasnifi
(11) Meclis-i Vükelâ Karar Mazbataları
(12) Sadaret Evrakı Mektubi Kalemi Evrakı
(13) Sadaret Umum Evrakı
(14) Yıldız Dahiliye
(15) Hariciye
(16) Şura-yı Devlet Mazbataları
(17) Maliye Nezâreti Defterleri
(18) Nezâret Gelen-Giden Defterleri
(19) Dahiliye İdare Umumi Evrakı
(20) Sadaret Mektubi Nezâret Evrakı Dosya Envanteri
(21) Dahiliye Hukuk-u Müşavere Evrakı
b. Kuleli Askeri Lisesi Arşivi
(1) Defter No: 12, “ 1918-1922 Kuleli İdadîsi Künye ve Mecazahat Defteri
Defterde öğrencilerin okul hayatlarında almış oldukları ceza ve mükâfatlar kaydedilmiştir.
Öğrencilerin baba mesleği, memleketleri, doğum tarihleri ve nakil edildikleri okul ve kıtalar
belirtilmektedir.
Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir
sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka”, “firar” , “namezun” ve “ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri özet olarak kırmızı ya da mavi
mürekkepli kalemle yazılmıştır. İbarelerin yanlarında okuldan ayrılış sebebini belirtir teferruatlı
açıklamalar ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yazışmaların özeti de
kaydedilmiştir. Okuldan mezun olan öğrencilerin künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “mekteb-i
harbiyeye nakl” ibaresi yer almaktadır.
(2) Defter No: 40 “1910-1921 Kuleli İdadîsi Künye ve Mecazahat Defteri”
Defterde öğrencilerin okul hayatlarında almış oldukları ceza ve mükafatlar kaydedilmiştir.
Öğrencilerin baba mesleği, memleketleri, doğum tarihleri, ve nakil edildikleri okul ve kıtalar
belirtilmektedir. 1910-1921 tarihli defterin bir diğer özelliği de öğrencilerin harici, palto ve ders
kıyafetleri ile çektirmiş oldukları 1919 tarihli fotoğraflarının mevcudiyetidir.
Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir
sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka”, “firar”, “namezun” ve “ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri özet olarak kırmızı ya da mavi
mürekkepli kalemle yazılmıştır. İbarelerin yanlarında okuldan ayrılış sebebini belirtir teferruatlı
açıklamalar ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yapılan yazışmaların özeti de
kaydedilmiştir. Okuldan mezun olan öğrencilerin künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “mekteb-i
harbiyeye nakl” ibaresi yer almaktadır.
(3) Defter No: 20 “1918-1921 Askerî Rüşdiye Künye Defteri”
Defterde ortaokul öğrencilerine ait bilgiler mevcuttur. Öğrencilerin baba adı ve mesleği, doğum
tarihleri, nakledildikleri okul ve kıtalar belirtilmiştir. Defterin özelliği öğrenciler arasında Rum ve
172
Ermeni yetimlerin bulunuşudur. Yetimlerin patrikhane tarafından talebiyle okulla ilişiklerine son
verilmiştir. Okuldan kaydı silinen diğer öğrenciler için de kayıt silinme sebepleri belirtilmektedir.
Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir
sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka”, “firar”, “namezun” ve “ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri belirtir teferruatlı açıklamalar
ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yapılan yazışmaların özeti de kaydedilmiştir.
Okuldan mezun olan öğrencilerin Künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “Bursa İdadîsine nakl” veya
“Kuleli İdadîsine nakl” gibi ibareler mevcuttur.
(4) Defter No: 28, “1916-1920 Askeri Rüşdiye Künye ve Mecazahat Defteri”
Defterde öğrencilerin okul hayatlarında almış oldukları ceza ve mükâfatlar kaydedilmiştir.
Öğrencilerin baba memleketleri, doğum tarihleri ve nakil edildikleri okul ve kıtalar belirtilmektedir.
Ayrıca okulla ilişiği kesilen öğrencinin kayıt silinme sebebi de belirtilmiştir.
Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir
sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka”, “firar”, “namezun” ve “ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri özet olarak kırmızı ya da mavi
mürekkepli kalemle yazılmıştır. İbarelerin yanlarında okuldan ayrılış sebebini belirtir teferruatlı
açıklamalar ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yapılan yazışmaların özeti de
kaydedilmiştir. Okuldan mezun olan öğrencilerin Künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “ Bursa İdadîsine
nakl” veya “ Kuleli İdadîsine nakl” gibi ibareler mevcuttur.
(5) Defter No: 41, “ 1915-1920 Kuleli İdadisi Künye ve Meczahat Defteri”
Defterde öğrencilerin okul hayatlarında almış oldukları ceza ve mükafatlar kaydedilmiştir.
Öğrencilerin baba mesleği, memleketleri, doğum tarihleri ve nakil edildikleri okul ve kıtalar
belirtilmektedir.
Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir
sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka” , “firar”, “namezun” ve “ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri özet olarak kırmızı ya da mavi
mürekkepli kalemle yazılmıştır. İbarelerin yanlarında okuldan ayrılış sebebini belirtir teferruatlı
açıklamalar ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yapılan yazışmaların özeti de
kaydedilmiştir. Okuldan mezun olan öğrencilerin Künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “Mekteb-i
Harbiyeye nakl” ibaresi yer almaktadır.
(6) Defter No: 16, “1914-1922 Askeri İptidai, Rüşti ve İdadi İmtihan Defteri”
1914-1922 tarihleri arasındaki askeri, ilk, orta ve lise sınıflarında bulunan öğrencileri, baba ve
memleket adları ile gördükleri dersler ev aldıkları notları ihtiva eder defterdir. 1918-1919-1920
tarihlerinde Kuleli’den firarla Kuva-yı Millîye saflarına katılanları tespit edebildiğimiz yegane defterdir.
Ebat olarak defterin boyu 56 cm. eni ise 38 cm.dir.
Rika ve rika kırmızısı yazı karakteri ile Osmanlıca olarak tutulan defterde her öğrenci için bir
sayfa ayrılmış ve okulla ilişiği kesilenlerin künye bilgisi altına “terkin-i kayd”, “ibka” , “firar”, “namezun” ve “ ihraç” gibi ibarelerle okuldan ilişiklerinin kesilme sebepleri özet olarak kırmızı ya da mavi
mürekkepli kalemle yazılmıştır. İbarelerin yanlarında okuldan ayrılış sebebini belirtir teferruatlı
açıklamalar ile birlikte okul müdüriyeti, Harbiye ve Maarif Nezareti ile yapılan yazışmaların özeti de
kaydedilmiştir. Okuldan mezun olan öğrencilerin Künye bilgilerinin sağ alt köşesinde “Mekteb-i
Harbiyeye nakl” ibaresi yer almaktadır.
(7) Defter No: 11, “1921-1923 Kuleli İdadisi Künye ve Mecazahat Defteri”
Defterde lise öğrencilerinin gördükleri dersler, aldıkları notlar baba ve memleket isimleri
kayıtlıdır. Ayrıca defterde 1921-1923 tarihleri arasında öğrencilerin vesikalık fotoğrafları da mevcuttur.
(8) Defter No: 23, “1910-1918 Kuleli’de görev yapan komutan ve öğretmenlere ait künye
defteri”
Defter arşivin nadide parçalarından biridir. Kuleli’ye ataması yapılan komutanların ailevi
özgeçmişleri, öğretmen kadrolarının atandıkları yerler ve özgeçmişlerine ait bilgilerin mavi ve kırmızı
mürekkeple rika tarzında kaydedildiği defter, muhteviyatı itibariyle diğerlerinden ayrılır. Defterin bazı
sayfaları su ile temas ettiğinden yazıların bir kısmı okunamayacak hale gelmiştir.
(9) Defter No: 26, “1845-1846 Kuleli’de günlük ihtiyaçların alım-satımına ait yazışma
defteri”
173
Defter siyakat ve çoğunlukla da rika ve yazı karakteri ile kaydedilmiştir. Okul için yapılan
inşaat masrafları, mutfak için alım-satımlar, elbiselerin alınması ve okul personeli ile öğrencilere
ödenen aylıkların kayıtları da yer almaktadır.
(10) Muhaberat Defterleri : 1875-1930 yılları arasındaki muhaberat defterleri incelenmiştir.
(11) Talebe Künye Defterleri: 1906-1919 yılları arasındaki talebe künye defterleri
incelenmiştir.
(12) Personel Künye Defterleri: Mevcut olan 1908-1984 yılları arasındaki personel künye
defterleri incelenmiştir.
(13) İmtihan Not Defterleri: 1882’den başlayarak 1923 yılına kadar olan imtihan not
defterlerinin hepsi gözden geçirilmiştir.
(14) Tasdikname Defterleri: Arşivde yalnızca bir tane, 32 no’lu tasdikname defteri
bulunmaktadır.
(15) Sınıf Geçme Defterleri: 1924-1984 yılları arasındaki sınıf geçme defterleri taranmıştır.
(16) Öğrenci Ceza Defterleri: 1924-1976 yıllarına ait öğrenci ceza defterleri gözden
geçirilmiştir.
(17) Kayıt Defterleri: 1 ve 2 nolu kayıt defterleri incelenmiştir.
(18) Mektuplar: Okul eski komutanlarından Halil Rüştü Bey’e ait mektuplar taranmıştır.
(19) Okul Yıllıkları: 1929-2007 yılları arasında çıkan yıllıkların tamamı gözden geçirilmiştir.
(20) Salnameler:
Salname-i Devlet-i Aliye-i Osmaniye: 1291-1328 hicri yılları arasındaki devlet salnameleri
incelenmiştir.
Salname-i Nezâret-i Maarif-i Umumiye: 1316-1317-1318,1319, ve 1321 hicri yıllarına ait olan
maarif salnameleri incelenmiştir.
(21) İstanbul, Harbiye Askeri Müzesi: Kuleli’ye ait Resim ve Ders Kitapları
(22) Gazeteler (İstanbul, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Bilgi ve Dokümantasyon Merkezi)
(a) İkdam Gazetesi ( 1918-1920)
(b) Son Havadis ( 1918-1920)
(c) Takvim-i Vekayi ( 1845-1892,1918-1920)
(ç) Hakimiyet-i Milliye ( 1921 Mayıs-Temmuz)
(d) Sabah Gazetesi ( 1914)
(e) Selanik Vilâyet Gazetesi ( 1290-1291)
(23) Ansiklopediler
Aylık Ansiklopedi; Kuleli ve diğer Askeri Liseler Maddesi
Hürriyet Gazetesi; AnaBritannica Genel Kültür Ansiklopedisi, İstanbul, Ana Yayıncılık, 1994.
Meydan Larusse; İstanbul, 1992, c. 12, “Kuleli Vak’ası” ve “Kuleli” maddesi.
Türk Ansiklopedisi; "Ethem Paşa" ve “Enderun” maddesi.
2. Kitaplar, Makaleler, Tezler:
Ahmet İhsan ve Şürekası, Şirket-i Hayriye ve Boğaziçi, İstanbul, 1330.
Ahmet Lütfü, Tarih-i Lütfi, C.:I-VIII İstanbul, 1290/1328.
Adıvar, Halide Edip, The Turkish Ordeal, by. Alexandre Pankoff, The Century Co, New York, 1928.
U.S.A..
Akşin, Sina, İstanbul Hükümeti ve Milli Mücadele, T. İş Bankası Kültür Yayınları, Ankara, 1998.
Akyüz,Yahya, Başlangıçtan 2001’e Türk Eğitim Tarihi, Alfa Basım-Yayım-Dağıtım Ltd. Şti.,
İstanbul, 2001.
Akyüz,Yahya, “Atatürk ve 1921 Eğitim Kongresi”, Cumhuriyet Döneminde Eğitim, MEB, Ankara,
1983.
Ali, Celâleddin, Konya İdadî-i Askerî Tarih Muallimi İbn-i Mevlâna, Şeyh Sadreddin Konevi”, 1340
(Mayıs 1922).
Arabacı, Caner, Milîi Mücadele Dönemi Konya Öğretmenleri, Konya, 1991.
Arseven,Celal Esad, Eski İstanbul, Çelik Gülersoy Vakfı, İstanbul Kütüphanesi Yayınları, 1989.
Arslanoğlu, C. E.- Kayabalı, İ., “Kuleli Askerî Lisesi Tarihi”, Türk Kültürü, Yıl:Xı, Sayı:132, Ekim
1973, s.(596-599) 1404-1407.
174
Atasoy, M. Celalettin, Kandilli Tarihi, İstanbul, 1982.
Atatürk’ün Doğumunun Yüzüncü Yılında Türk Silahlı Kuvvetleri, Ankara, 1982.
Atnur, İbrahim, Türkiye’de Ermeni Kadınları ve Çocukları Meselesi (1915-1923, Babil Yay., Ankara,
2005.
Avcı, Alaattin, Türkiye’de Yüksek Okullar Tarihçesi, (Cumhuriyet Devrine )Kadar), MSB, ARGE
Bşk.lığı Yayını, Ankara, 1963.
Ayas, Nevzat, Türkiye Cumhuriyeti Milli Eğitimi, (Kuruluşlar ve Tarihçeler), Ankara, 1948.
Aybars, Ergün, Türkiye Cumhuriyeti Tarihi, İzmir, 1984.
Ayverdi, Sâmiha, Boğaziçinde Tarih, İstanbul Fetih Cemiyeti İstanbul Ens. Neşriyatı, İstanbul 1976.
Baraz, Mehmet Rebiî Hâtemi-Demircan, Zeynep, Çengelköy’de Tarih, Kitabevi Yay., İstanbul, 2004.
Barkan, Ömer Lütfü, Süleymaniye Camii ve İmareti İnşaatı (1550–1557), TTK Yay., Ankara, 1972.
Behçet Oktay’ın Hatıraları, Kuleli Askeri Lisesi Arşivi.
Başyurt, Erhan, Ermeni evlatlıklar (saklı Kalmış Hayatlar), Karakutu Yay., 2. Baskı, İstanbul, Ekim
2006.
Bayar, Hikmet, Yarım Asırlık Asker, Okuyan Us Yay., İstanbul, Ağustos 2006.
Dağdelen, Lütfü - Hekimoğlu, S.Şahap, Askerî Tıbbiye Tarihçesi, İstanbul, 1947.
Develioğlu, Ferit, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Lûgat, Ankara, 1986.
Doğdu, Zuhal Çetiner, “Kışla Mimarisi”, Türkler ansiklopedisi, C.:12, Yeni Türkiye Yay., Ankara,
2002.
Dündar, Can, Sarı Zeybek, AD Yayıncılık A.Ş. 9. Baskı, İstanbul, 1997.
Egemen, Affan, İstanbul Çeşmeleri, Arıtan Yay., İstanbul, 1993.
Eldem, Prof. Sedat Hakkı, İstanbul Anıları (1980).
Ergin, Osman, Türk Maarif Tarihi, İstanbul, 1939.
Erler, M.Yavuz, Kuleli ve Kurtuluş Savaşı (1915-1923), Kuleli Askerî Lisesi Mat., İstanbul, 2004.
Evliyâ Çelebi, Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, (Haz., O. Şaik Gökyay), 1. Kitap, Yapı Kredi Yay.,
İstanbul, Şubat 1996.
Eyice, Semavi, Bizans Devrinde Boğaziçi, İstanbul Ü. Edebiyat Fak. Yayını, İstanbul, 1976.
Hacaloğlu, A. Hilmi, "Kuvvacı Fenerbahçe", Popüler Tarih, Sayı. 2, Temmuz 2000.
Hafız Hüseyin Ayvansarayî, Hadikatü’l-Cevami, C.:II, Matbaa-i Amire, İstanbul, 1281 (1864/65).
Ilgar, İhsan, “I. Dünya Savaşı’nın Ünlü Komutanlarından Vehib Paşa”, Hayat Tarih Mecmuası, C.:5,
Sayı:13, Haziran 1972.
Illustrated London News (dergi), 1854.
I’Illustration Joyrnal Universal (dergi), “İngiliz Kışlası”, Paris 1854, C.:23.
İğdemir, Uluğ, Kuleli Vak’ası Hakkında Bir Araştırma, TTK Yay., Ankara, 1937.
İğdemir, Uluğ, “Kuleli Vak’ası”, Türk Ansiklopedisi, C.:22, MEB Yay., İstanbul.
İnönü, İsmet, Hatıralar, C.I-II, Bilgi Yay., Ankara, 1987.
İsfendiyaroğlu, Fethi, Galatasaray Tarihi, İstanbul, 1956.
Karakışla, Selim, “Savaş yetimleri ve Kimsesiz Çocuklar: Ermeni mi, Türk mü?”, Toplumsal Tarih,
Sayı: 69, Eylül 1999.
Karal, Enver Ziya, Harp Okulu Tarihçesi, Ankara, 1946.
Karal, Enver Ziya, Osmanlı Tarihi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara, 1983.
Karateke, Hakan-Aynur, Hatice, III. Ahmet Devri İstanbul Çeşmeleri (1703-1730), İBB Yayınları,
İstanbul, 1995.
Kodaman, Bayram, Abdülhamid Devri Eğitim Sistemi, İstanbul, 1980.
Konyalı, İ. Hakkı, Abideleri ve Kitabeleriyle Üsküdar Tarihi, Ahmet Sait Matbaası, İstanbul, 1977.
Kuban, Doğan, İstanbul Bir Kent Tarihi (Bizantion, Kostantinopolis, İstanbul), (Çev, Zeynep Rona),
Tarih Vakfı Yurt Yayınları, İstanbul, Ekim 2004.
“Kuleli’den 1920’de Kuva-yı Milliye Saflarına Katılan Faik Oğlu Muzaffer’in Anıları” Polat
Akbulut’tan naklen. Kuleli Askerî Lisesi Arşivi.
Kuran, Ahmet Bedevi, İnkılâp Tarihimiz ve İttihat Terakki, İstanbul, 1948.
Kurtcephe, İsrafil-Yıldız, Feridun, Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Mat., İst., 1985.
Kuleli Askeri Lisesi Mezunu Şehit Subaylar Albümü, İstanbul, 2005.
Lewis, Bernard, Modern Türkiye’nin Doğuşu, Türk Tarih Kurumu, Ankara, 1984.
175
Manbory, Ernest, İstanbul Rehber-i Seyyâhin, İstanbul, 1925.
Mazlum, Muharrem, Erkân-ı Harbiye Mektebi Tarihçesi, İstanbul, 1930.
Mehmet Esat, Mir’at-ı Mekteb-i Harbiye, İstanbul, 1873.
Mehmet Esat, Mir’at-ı Mühendishane, İstanbul, 1895.
Mehmet Ra’if, Mir’ât-ı İstanbul, Çelik GÜLERSOY VakfıYayınları, İstanbul, 1996.
Mehmet Ziya Bey (İhtifâlci), Mekteb-i Sultanî Tarihçesi, İstanbul, 1918.
Moltke, Feldmareşal Helmuth von, Türkiye’deki Durum ve Olaylar Üzerine Mektuplar, TTK
Basımevi, Ankara 1960.
Orga, İrfan, Bir Türk Ailesinin Öyküsü, İstanbul, 1994.
Osmanlı Döneminde Askerî Okullarda Eğitim, T.C. Millî Savunma Bakanlığı, Ankara, Haziran 2000.
Öz, Hasan Fehmi, “Üsküdar’da Bir Askerî Okul Kuleli Askerî Lisesi”, 12-14 Mart 2004 İkinci
Üsküdar Sempozyumu Bildirileri, C.:1, Üsküdar Belediye Başkanlığı, İstanbul, Mart 2005, s.248 vd.
Özkan, Hülya, İstanbul Hükümetleri ve Milli Mücadele Karşıtı Faaliyetler (4 Mart 1919- 16 Ekim
1920), Ankara 1994.
Pakalın, M. Zeki, Osmanlı Tarih Deyimleri ve Terimleri Sözlüğü, MEB, İstanbul, 1983, C.1-2-3.
Pertev Paşa; Divan-ı Pertev Paşa, Matbaa-yı Bâb-ı Hazret-i Ser-askeriyye ve Merci‘ ü Me’âb Sunûf-ı
Leşkeriyye, İstanbul, 1256.
Rado, Şevket, “Hicrî 1217 Tarihine Ait Bostancı Başı Defteri”, Hayat Tarih Mecmuası İlavesi,
Temmuz 1972, Sayı:6.
Sadettin Nüzhet [Ergun], “Kuleli Askeri Lisesi’nin Tarihçesi”, 1932-33 KAL Son Sınıf Hatırası,
Devlet Matbaası, İstanbul 1933.
Sakaoğlu, Necdet, Osmanlı’dan Günümüze Eğitim Tarihi, İstanbul Bilgi Ü. Yay., İstanbul, Mart,
2003.
Sayacı, Kenan, “Kuleli Askeri Lisesi”, Dünden Bugüne İstanbul Ansiklopedisi, İstanbul 1994,
V/115-116.
Shaw, Stanford L., Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, C.:I, İstanbul.
Şahin, M.Süreyya, Fener Patrikhanesi ve Türkiye, İstanbul, Ötüken Neşriyat A.Ş, 1999.
Tanzimat, M.E.B.lığı Yay., İstanbul, 1940.
Türkgeldi, Ali Fuat, Görüp İşittiklerim,TTK Basımevi, Ankara, 1987.
Türk Silahlı Kuvvetleri Tarihi, c.3, 6. Ks. 1.Kitap, T.C. Gnkur. ATESE Bşk.lığı Yay., Ankara, 1971.
Türk İstiklal Harbi, 10 cilt. Gnkur. Harp Tarihi Başkanlığı Resmi Yay.Seri No:1, Ankara,1972-1975.
Türkmen, Zekeriya, Kuleli Askeri Lisesi Tarihi, Kuleli Askeri Lisesi Matbaası, İstanbul, 1994.
Türkmen, Zekeriya, Kuleli Kaynaklı Şehitlerimiz, Çengelköy/İstanbul, 1994.
Türkmen, Zekeriya, “İşgal Yıllarında İstanbul’daki Uygulamalar: Mütareke Döneminde Ermeniler
Tarafından Kaçırılan Türk Çocuklarının Kaçırılması ve Hıristiyanlaştırılması”,
KÖK Sosyal ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, C.:II. Sayı:2, Güz 2000.
Unat, Faik Reşit, Türkiye’de Eğitim Sisteminin Gelişmesine Tarihi Bir Bakış, Ankara, 1964.
Uzunçarşılı, İsmail Hakkı, Osmanlı Tarihi, C.II. TTK Yay., Ankara, 1975.
Ünal, Tahsin, “122 Yıllık Bir İrfan Yuvası Kuleli”, Hayat Tarih Mecmuası, Ağustos 1968, Sayı 7,
Eylül 1968, Sayı 8.
Üçer Sırrı; “Kuleli Askerî Lisesi Tarihçesi” Türk Kültürü, Yıl: VI, Sayı: 70, Ağustos 1968, s.(76-86)
764-774.
Walsh, Robert, Constantinople and the Scenery of Seven Churches of Asia Minor, Londra, 1838,
C.:2, Iv., s.76. (2. Baskı, Fisher, Paris, 1840.)
Yahyaoğlu, Tahsin, “Astsubay Hazırlama Okullarının Tarihçesi”, Türk Kültürü, Yıl: 3, Sayı, 32.
Haziran 1965, s. (35-39) 535-539.
Yarar, Hülya, Osmanlı Döneminde Askerî Okullarda Eğitim, MSB Yayınları, Ankara, Haziran 2000.
Yerasimos, Stefanos, İstanbul 1914-1923, İletişim Yayınları, İstanbul, 1996.
Yıldırım, Nuran, “Tanzimat’tan Cumhuriyet’e Koruyucu Sağlık Uygulamaları”, Tanzimat’tan
Cumhuriyet’e Türkiye Ansiklopedisi, İletişim Yayınları, V/1324.
Yücel, Hasan Ali, Türkiye’de Orta Öğretim, İstanbul, 1938.
Yolalıcı, Mehmet Emin; “XIX. Yüzyıl ve Sonrası Osmanlı Devleti Eğitim-Öğretim Kurumları”,
Osmanlı, Ankara, 1999.
176

Benzer belgeler

Broşürü - Kara Kuvvetleri Komutanlığı

Broşürü - Kara Kuvvetleri Komutanlığı Fatih Sultan Mehmet (1453-1481) İstanbul’u fethettiği zaman, Kuleli Askerî Lisesinin bulunduğu yer ve yamaçlar koruluktu. “Papas Korusu” veya “Papaz Koruluğu” adı verilen koruluğun içinde, kuleleri...

Detaylı