Elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe karşı

Transkript

Elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe karşı
Denizciler Bülteni
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
no. 21/2007
Denizde insan
hakları için
Elverişli bayraklara ve
standart altı
gemiciliğe karşı
Tu
rk
ish
Tü
rk
çe
Sendikal kampanya…
Halvard Aasjord
Denizde hayatta
kalmanıza yardımcı olmak
ITF’in elverişli bayrak kampanyası
ITF’in denizcilik sektöründeki faaliyetlerinin başında, gemilerin ulusal
gemi işletmecisiyle benzer standartları içeren ve fakat aynı zamanda
yasaların ve ulusal sendikaların denetiminden kaçınmak için elverişli
daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu sözleşme bağıtladı.
bayraklara geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri
sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir.
Elverişli bayrak gemilerinde çalışmak üzere istihdam edilen
denizcilere çoğunlukla ITF ile temas etmemeleri sıkı sıkıya tembih
Bu kampanyanın iki yanı var: siyasi olarak, ITF, hükümetlerle ve
edilir. Bazılarına ITF ile temas etmeyeceklerine ilişkin bir hüküm içeren
uluslararası kuruluşlarla, bir geminin sahibi ile ulusal aidiyeti arasında
sözleşmeler imzalatılır. ITF ile sözleşme imzalayıp ardından daha
“gerçek bir bağ” oluşturulması için mücadele ediyor; sektörel olarak,
düşük ücret ödeyerek mürettebatının hakkını yiyen işverenler dahi
ITF sendikaları, bütün elverişli bayrak gemilerinde kabul edilebilir
vardır. Bu uygulamaya çifte muhasebe adı verilmektedir.
asgari ücretler ve sosyal standartları sağlamak için mücadele ediyorlar.
Bu, geminin gerçek malikinin bulunduğu ülkedeki sendikaların, en
Elverişli bayrak gemilerinde çalışan denizciler, eğer ücretlerine veya
çalışma koşullarına ilişkin sorunları varsa ya da gördükleri muamele
azından sektörel kampanyayı gözetip denetleyen, denizcilerin ve liman
dolayısıyla başka türden şikayetleri varsa, ya doğrudan doğruya ITF ile
işçilerinin temsilcilerinin birlikte oluşturdukları Adil Uygulamalar
(adreslerimiz ve telefon numaraları için 21. sayfaya bakınız) ya da
Komitesi tarafından belirlenmiş olan standartların altında kalmayan
dünya çapında çeşitli limanlarında görev yapmakta olan
koşulları benimsemesi gerektiği anlamına gelir. Son yıllarda ITF,
Müfettişlerimizden biriyle temasa geçebilirler (orta sayfadaki haritaya
Uluslararası Pazarlık Forumu içinde yer alan geniş ve büyüyen bir grup
ve ayrıntılar için haritanın arkasında yer alan sayfalara bakınız).
www.itfglobal.org/flags-convenience
ITF Denizciler Bülteni
no. 21/2007
Q
Q
Q
Q
4-13
30-31
Kısa kısa
İş sözleşmeleriyle ilgili tavsiyeler
Dünyanın farklı köşelerinden, ITF’in elverişli bayraklar ve
standart altı gemiciliğe karşı kampanyasını da içeren,
çeşitli haberler
İmza atmadan önce bunu okuyun
14-19
Denizde insan hakları
32-34
HIV/Aids
Suskunluk duvarına meydan okumak
Neden denizciler ve balıkçılar en korunmasız ve en çok
sömürülen işçi grupları arasında yer alıyorlar
35-37
20
Filipinliler küresel talebe ayak uydurabilir mi?
Hiçbir yere saklanamazlar
37
Elverişli bayrak kontrol listesi
21-24
ITF Müfettişleri
Emek arzı
Liman işçileri
Guatemala’da cinayet
ITF’le temasa geçebilmeniz için 4 sayfalık çek-al
38-39
25
Adil bir ücret için otuz saat süreyle eylem
Bilgi-danışma
Gemilerle ilgili ücretsiz online bilgi hizmeti veren Equasis
hakkında bilgi ve greve çıkma konusunda tavsiyeler
26-27
İş uyuşmazlığı
40-41
Sağlıklı kalmak
Egzersiz yapmanın önemi
Bilgiler ve rakamlar
41-42
Dünya filosunun durumunu gösteren tablolar
ITF Denizciler Vakfı
28-29
Günce
Düş kırıklığı içindeki bir Polonyalı denizcinin yaşamından
bir hafta
Sizlere iletişim kurmanızda yardımcı olmak
43
Yardıma mı ihtiyacınız var?
Denizciler ücretsiz yardım hattı
Mart 2007’de Uluslararası
Taşımacılık İşçileri Federasyonu
(ITF) tarafından yayınlanmıştır,
49/60 Borough Road,
Londra SE1 1DR,
Birleşik Krallık
Telefon:
+44 (20) 7403 2733
Faks:
+44 (20) 7357 7871
E-Posta:
[email protected]
Web sitesi:
www.itfglobal.org
Denizciler Bülteni’nin İngilizce,
Arapça, Çince, Almanca,
Endonezyaca, Japonca, Lehçe,
Rusça, İspanyolca, Tagalog ve
Türkçe versiyonları ITF’in
yukarıdaki adresinden
temin edilebilir.
Kapak resmi: Portpictures.nl
2., 30-31. ve 43. sayfalarda yer alan
(kimlere ait olduğu ayrı ayrı
belirtilmiş olan) fotoğraflar Norveç
Denizcilik Müdürlüğü’nün 2005
yılında düzenlemiş olduğu fotoğraf
yarışmasına katılmış olan
fotoğraflar arasından seçilmiştir.
Yukarıda: Coral Sea mürettebatı Romanya’nın Konstanta limanında ITF müfettişi Adrian Mihalcioiu ile birlikte.
Bkz. 11. sayfada yer alan makale.
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
Kargo yükleme boşaltma
Hollanda limanında
ölen denizci
Uluslararası Taşımacılık
İşçileri Federasyonu (ITF)
148 ülkede 4 1⁄2 milyon
ulaştırma işçisini temsil
eden, ulaştırma
sendikalarının uluslararası
sendikal federasyonudur.
1896’da kurulmuş olan
federasyon, sekiz farklı
işkolu temelinde
örgütlenmiştir: deniz,
demiryolu ve karayolu
taşımacılığı, sivil havacılık,
limanlar, iç sularda
seyrüsefer, balıkçılık ve
turistik hizmetler. ITF
ulaştırma işçilerini dünya
çapında temsil eder
ve onların çıkarlarını
küresel kampanyalar
aracılığıyla savunur. ITF,
Uluslararası Sendika
Konfederasyonu’yla (ITUC)
bağlaşık 10 Küresel
Sendika Federasyonundan
biridir ve Küresel
Sendikalar grubunun
bir parçasıdır.
Filipinli bir denizci, Hollanda’nın Rotterdam
limanına yanaşmış olan Antigua ve Barbuda
bandıralı bir gemide, sekiz ton ağırlığında bir
konteynır tarafından ezilerek hayatını kaybetti.
Bu trajedi 2007 yılının Ocak ayında, gemi
mürettebatının kargoyu bağlayıp kitledikleri
(lashing) sırada meydana geldi.
Filipinli denizci Glenn Cuevas, merkezi Kıbrıs’ta
bulunan Marlow Navigation tarafından istihdam
ediliyordu.
Hollandalı sendika FNV Bondgenoten’in verdiği
bilgiye göre kaza, Alman şirketi Bernd Becker
KG’ye ait Eucon Leader’ın güvertesinde, gemi
Rotterdam Shortsea Terminali’ne demirliyken
meydana geldi. Gemi, kargo yükleme ve boşaltma
ve kargonun kitleme ve bağlama işlerinin, yerel
liman işçileri sendikasının görüşü alınmadan
denizciler tarafından yapılmasına izin vermeyen
bir toplu iş sözleşmesi kapsamında yer alıyordu
–ki bu koşul yerine getirilmemişti.
Sendika, geminin işletenine daha öncesinde
birkaç kez toplu iş sözleşmesinin kargo yükleme
boşaltma işlemleri ile ilgili maddesini hatırlatmış
olmasına karşın, bu girişimleri sonuç
verememişti.
Sendika bu konunun bir çözüme
ulaştırılmaması durumunda harekete geçmek
konusunda kararlı olduğunu ifade etti. Bu arada
ITF şirketten, geminin işletmecilerini IBF
(Uluslararası Pazarlık Forumu) anlaşmasından
kaynaklanan yükümlülükleri konusunda
bilgilendirmesini istedi.
ITF’in Liman İşçileri Kolu Sekreteri Frank Leys
şunu belirtti: “Denizciler uzun çalışma saatleri
nedeniyle zaten stresten ve bitkinlikten
mustaripler. Bunun üzerine bir de geleneksel ve
tarihsel olarak liman işçileri tarafından yapılan
işleri –konteynırları bağlama ve kilitleme işleriniyapmaya zorlandıkları durumunda, bu türden
trajedilerin yaşanması tehlikesi ne yazık ki büyük
ölçüde artmaktadır.”
ITF, Cuevas’ın ailesine, şirketten tazminat
alabilmeleri için yardımcı olacak.
Q
Toplu görüşme
Hintli sendikalar çok
büyük tutarda geriye
dönük ödeme elde ettiler
Hintli denizcilik sendikaları, greve gitme
tehdidinin gemi sahiplerini geri adım atmaya
zorlamasının ardından, üyeleri için büyük
tutarlarda geriye dönük ödeme yapılmasını
sağladılar.
ITF üyesi Hindistan Ulusal Denizciler Sendikası
ve Hindistan İleri Deniz Adamları Sendikası
tayfalara ve küçük rütbeli zâbitlere makul
düzeyde geriye dönük ücret artışı yapılmasını ve
Kısa kısa
gemi sahiplerinin elde ettikleri kârdan pay
verilmesini talep etmişti. Denizciler, toplu iş
sözleşmesi görüşmelerinin sonuçlandırılması
sırasında yaşanan uzun gecikme nedeniyle kayba
uğramış ve yalnızca, tayfalar için 1.500 rupi (32
ABD doları) ve küçük rütbeli zâbitler için 2.000
rupi (43 ABD doları) tutarında aylık geçici
iyileştirme ödemesi elde edebilmişlerdi.
Sendikalarla, Hindistan Ulusal Gemi Sahipleri
Derneği (INSA) arasında, Nisan ayının sonlarında
yapılan görüşmelere karşın, işverenler, sendikalar
29 Ağustos 2006’da bütün Hint bandıralı
gemilerde greve gidileceği bildirimini yapıncaya
kadar anlaşmaya razı olmadılar. ITF, federasyonun
2006 yılının Ağustos ayında Güney Afrika’nın
Durban şehrinde yapılan Kongresi’nde, bu grevi
destekleyen bir karar önergesini kabul etti. Daha
öncesinde ITF’in Genel Sekreteri David Cockroft
da INSA’yı sendikalarla yürüttüğü toplu iş
sözleşmesi görüşmelerini biran evvel
sonuçlandırmaya çağırmıştı.
INSA şu anda tayfalara aylık 1.400 rupi (30
ABD doları) ve küçük rütbeli zâbitlere aylık 1.900
rupi (41 ABD doları) tutarında geriye doğru
ödeme yapmayı kabul etmiş durumda. Bu
ödemeler, denizciler tarafından daha önce elde
edilmiş olan geçici iyileştirme ödemesine ek
olarak verilecek ve toplu iş sözleşmesinin
bulunmadığı süreyi de kapsayacak biçimde,
geriye doğru yürütülerek hesaplanacak.
Denizcilerin güvence fonu ve tazminatları için
yapılacak ödemeler ise resmi merciler tarafından
emanete alınacak.
Rusya
Nihai hedef tek sendika
İki Rus denizcilik sendikasının temsilcileri, ileriye
doğru açılım sağlamanın yolunun tek bir sendika
çatısı altında bütünleşmekten geçtiği konusunda
anlaşmaya vardılar.
ITF üyesi Rusya Denizciler Sendikası’nın (SUR)
ve Rusya Su Ulaşımı İşçileri Sendikası’nın
(WTWUR) yönetici organlarının üyeleri, 2006
yılının Aralık ayında, Rusya’nın Sen Petersburg
şehrinde bir araya geldiler. Taraflar, sendikal
faaliyetler ve su ulaşımı sektöründe sendikal
hareketin geleceği konusunda yapılan
tartışmaların sonucunda, hem denizciler hem de
su ulaşım işçileri için tek bir sendika oluşturmak
gerektiği sonucuna vardılar ve bütünleşmek
konusunda anlaşmaya vardılar.
Taslakları hazırlamak ve bütünleşmenin
ayrıntıları üzerinde çalışmak üzere ortak bir
çalışma grubu oluşturuldu. Taraflar koordinasyon
görevinin ITF’in Rusya ve BDT Koordinatörü olan
Mihail Lyahov’a verilmesini kararlaştırdılar.
Toplantıya başkanlık eden ITF Genel Sekreteri
Birikmiş ücretler
Filipinli denizcilere
160.000 $’lık ücret
desteği
Panama bandıralı Evangelistria’nın
Filipinli mürettebatı, ITF’in, 2006 yılının
Eylül ayında 160.000 ABD doları
tutarındaki birikmiş ücretlerini tahsil
etmesinin ardından kutlama yaparlarken.
Bu dökme yük gemisi, daha önce yıl
içinde, aynı Yunanlı şirketin sahip olduğu
bir başka gemide, mürettebata 40.000
ABD doları tutarında eksik ücret ödendiği
tespit edilmiş olduğundan, Britanya’nın
Liverpool limanında teftiş edildi. ITF
Müfettişi Tommy Molloy, Evangelistria
mürettebatının “sistematik bir biçimde
dolandırılmış olduğunu” söyledi.
Denizcilere doğrudan nakit olarak
yapılan ödemenin yanı sıra, Filipinlere
döndükleri zaman kendilerine karşı hiçbir
girişimde bulunulmayacağını belirten
imzalı teminat mektupları da verildi.
ITF Denizciler Bülteni 2007
5
Kısa kısa
David Cockroft anlaşmayı, iki önderin, V. Kepp ve
İ. Pavlov’un, dostça el sıkışmalarıyla bağlamayı
önerdi ve şunları söyledi: “Bugün tarihsel bir
olaya tanıklık ediyoruz. Siz ikiniz çok önemli bir
birleşme kararı aldınız. Ve bu anlaşma uzun
vadede bütün herkese, denizcilere ve su
ulaştırma işçilerine fayda sağlayacak.”
ISPS Kodu
Kıyı izni için yeni
raporlama sistemi
2004 yılında yürürlüğe giren yeni güvenlik
kodunda yer alan koşulları göz ardı ederek
denizcilerin kıyı izni kullanmalarına izin vermeyen
devletler, ITF’in geliştirdiği yeni raporlama
sisteminin hedefi olacaklar.
Kısa bir süre içinde uygulamaya konulacak olan
bu sistemde, ITF müfettişleri denizcilere kıyı
izninin kullandırılmadığı ya da gemilerini terk
etmelerine izin verilmediği durumları
kaydedecekler. Bu, ITF’in, 2005 yılında
Uluslararası Gemi ve Liman Tesisleri Güvenliği
(ISPS) Kodunda yer alan, daha sıkı güvenlik
önlemlerinin yol açtığı sonuçlarla ile ilgili yapmış
olduğu araştırmanın üzerinde yükselecek olan
kapsamlı bir bilgi veritabanının geliştirilmesine
yardımcı olacak.
Araştırmaya katılmış olan denizcilik
sendikalarının yüzde 58’i üyelerine kıyı izninin
kullandırılmadığını belirtmişlerdi –özellikle ABD
limanlarda sorunlar yaşanmaktaydı. Bu durum
ISPS kodunun, devletlerin, denizcilerin kıyı iznini
ve tıbbi bakım dahil, kıyıda yer alan denizcilere
yönelik sosyal tesislere erişim ihtiyacını “tam
olarak gözetmeleri” gerektiğini açık bir biçimde
şart koşuyor olmasına karşın ortaya çıkmıştı.
ITF’in Denizciler Kolu Sekreteri Jon Whitlow
şöyle dedi: “Denizcilik sektöründe güvenliğin
iyileştirilmesine yönelik önlemler, denizcilerin
insan haklarını koruyup, gözeten bir biçimde
uygulanmalı. Bu haklar denizcilerin kıyı izninden
faydalanmalarını da içermektedir. Yeni raporlama
sistemi bizlere sorunun boyutlarını gösterecek ve
ISPS Kodunun ve güvenlikle ilgili önlemlerin
kurallara uygun bir biçimde uygulanmalarını
sağlamamıza yardımcı olacak.”
Şeysel Adaları
Terkedilmiş mürettebat
birikmiş ücretleri için
açtığı davayı kazandı
Şeysel Adaları’nda bir limanında terk edilmiş olan
18 kişilik mürettebat, ödenmemiş ücretleri için
açtıkları davayı, ITF’in yaptığı müdahale
sayesinde, 2006 yılının Ağustos ayında kazandı.
Sen Kitts ve Nevis bandıralı kargo gemisi Al
Manara’nın mürettebatı, 2006 yılının Şubat
6
ITF Denizciler Bülteni 2007
ayında, Port Victoria’da terk edildiler. Gemiciler,
motorunda sorunlar yaşanan ve 18 gündür akıntı
ve rüzgarla sürüklenmekte olan gemi en sonunda
Şeysel Adaları yetkilileri tarafından limana
çekildikten sonra, yiyeceksiz ve susuz bir halde,
kaderleriyle baş başa bırakıldılar.
Birleşik Arap Emirlikleri’nde yaşayan bir
Iraklı’ya ait olan gemi, kömür yüklü olarak
Somali’den Dubai’ye doğru gidiyordu. Geminin
mürettebatı Etiyopya, Hindistan ve Sudan dahil,
farklı ülkelerden gelen gemicilerden oluşuyordu.
Edinilen bilgiye göre, ITF tarafından temas
edilen gemi sahibi, mürettebatın içinde
bulunduğu duruma “kayıtsızdı”. Buna karşılık,
gerek Deniz Havarileri (AOS), gerekse de ITF’in
sağladığı yardımlarla mürettebatın acil ihtiyaçları
karşılandı. Bayrak devleti Sen Kitts ve Nevis
uluslararası gemi sicili, ITF’in yaptığı baskının
ardından, AOS’ye bağışta bulunmayı kabul etti.
Mürettebat üyeleri, 2006 yılının Haziran ayında
kendilerini temsil etmesi için bir avukat temin
eden ITF’in yardımıyla, birikmiş ücretlerini
alabilmek için bir dava açtılar. Şeysel
Adaları’ndaki bir mahkeme, 18 Ağustos’ta,
“Mürettebatı, çok büyük
cezalar, hatta hapis
cezası tehlikesi
karşısında aldıkları
cesur tavır nedeniyle
kutlamak gerekiyor.”
mürettebatın birikmiş ücretleri karşılığında
107.000 ABD doları almaları gerektiğine hükmetti.
Mürettebatın çoğu derhal evlerine geri
gönderildi; iki gemici, geminin 2006 yılının Eylül
ayının sonlarına doğru satılmasına kadar –gemiye
558.000 ABD dolar değer biçildi- gemide kaldılar.
Birikmiş ücretler bu satıştan elde edilecek gelirle
ödenecek.
Avustralya
Bayrak değiştirme
nedeniyle yaşanan iş
uyuşmazlığı istihdam
anlaşmasıyla sonuçlandı
Bir Avustralya gemisinin, taşıdığı bayrağı
değiştirmeye yönelik planlarının ardından,
denizcileri işten çıkarmasıyla 2006 yılının Temmuz
ayında ortaya çıkan uyuşmazlık, anlaşma ile
sonuçlandı.
Kargo gemisi Stolt Australia’nın Avustralyalı
mürettebatı, kendi yerlerine denizaşırı ucuz emek
gücünün kullanılması ve geminin sicilinin elverişli
bayrak, vergi cenneti Cayman Adaları’na
aktarılması planlarına karşı, gemide bir protesto
eylemi düzenlediler.
Ancak, Stolt ile ITF üyesi Avustralya Denizcilik
Sendikası (MUA) arasında varılan ve geminin
Avustralya’dan alınıp Singapur’da kuru havuza
çekilmesini öngören anlaşmaya göre, Avustralyalı
mürettebat Singapur’dan ülkelerine geri
gönderilinceye kadar işlerini koruyacaklar. Bu
gemiciler daha sonra gemi yönetim şirketi ASP
Ship Management Pty Ltd’nin Avustralyalı gemi
filosunda istihdam edilecekler. Yeni çalışma
yasaları uyarınca mürettebata karşı açılmış olan
davadan ve gündeme getirilmiş olan para cezası
tehdidinden de vazgeçildi.
Taraflar, Stolt’un, MUA, Avustralya Sendikalar
Konseyi ve ITF’le gelecekte, Avustralya gemicilik
sektörüne Avustralya lisanslı ve mürettebatlı
gemilerle katılmayı sürdürmesi konusunda bir
strateji geliştirmek üzere işbirliği yapacağı
taahhüdünü de içeren, bir dizi başka önemli
alanda da anlaşmaya varıldılar.
MUA Ulusal Sekreteri, ITF’in Başkan Yardımcısı
ve ITF Liman İşçileri Kolu Başkanı Paddy Crumlin
şunları belirtti: “Mürettebatı, yeni Howard
hükümetinin çalışma yasaları uyarınca öngörülen
çok büyük cezalar, hatta hapis cezası tehlikesi
karşısında aldıkları cesur tavır nedeniyle
kutlamak gerekiyor. Onlar Avustralya gemiciliği ve
Avustralyalı denizciler adına tavır aldılar ve
eylemleriyle medyada geniş yer buldular,
toplumsal ve siyasi destek kazandılar.”
Howard hükümeti döneminde Avustralya
bayrağı taşıyan gemi sayısı 78’den 52’ye düşerek
neredeyse yarı yarıya azaldı –her yıl ortalama iki
gemi elverişli bayrak sicillerine kaybedildi.
Justin Tallis/reportdigital.co.uk
İşçi sağlığı ve iş güvenliği
ITF işverenleri ve hükümetleri yorgunluk sorunu
karşısında uykudan uyanmaya çağırıyor
Cardiff Üniversitesi’nin Mesleki Psikoloji ve Sağlık Psikolojisi Merkezi
tarafından hazırlanan bir rapor, yorgunluğun gemicileri, gemileri ve
çevreyi tehlikeye soktuğu denizcilik sektörünün içinde bulunduğu
kaygı verici durumu daha açık bir biçimde gözler önüne serdi.
ITF tarafından hazırlatılan, “Yeterli Sayıda Mürettebat ve
Denizcilerin Yaşadığı Yorgunluk: Uluslararası Perspektif ” başlıklı
rapor, 2007 yılının Ocak ayında, Londra’da, Uluslararası Denizcilik
Örgütü’nün (IMO) eğitim ve vardiya standartları (STW) komitesine
sunuldu.
Rapor, diğer sektörlerle kıyaslandığında, gemiciliğin bu sorunu ele
alma konusunda ne kadar geride kalmış olduğunu gözler önüne
seriyor. Kısa bir süre önce yapılmış olan araştırmanın perspektifini,
uluslararası bulguları ve diğer ulaştırma sektörlerinin soruna nasıl
yaklaştıklarını inceleyerek genişletiyor.
Denizcilikte yorgunluğun varolduğunu gösteren çok sayıda kanıtın
bulunduğunu, buna karşın sektörün bu sorunu denetlemek ya da
ortadan kaldırmak için kaynak ayırmak konusunda isteksiz
davrandığını saptıyor.
Raporda, haftada 98 saat çalışmaya izin veren denizcilik
düzenlemeleri ile kıyasla, örneğin sivil havacılık sektöründe uçuş
süresinin Uluslararası Sivil Havacılık Örgütü tarafından bir aylık süre
için 70 ile 100 saat arasında değişen (bu süre farklı ülkelerin
uyguladıkları kurallara göre değişiklik gösteriyor) bir sınırlamaya tabi
tutulduğu belirtiliyor.
Bu rapor, ITF tarafından denizde yorgunluğa karşı 2006 yılının
Ağustos ayında başlatılmış olan yeni bir kampanyanın parçası olarak
hazırlatıldı. ITF, denizde yorgunluk –ve büyük ölçüde onun başlıca
nedeni olan eksik mürettebat bulundurma- sorununu çözmek için
yeni düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunun altını çiziyor. Amaç, yeterli
sayıda hükümeti, IMO’nun bu konuda harekete geçmesi gerektiğine
ikna etmek.
bu olumsuz baskıları göz ardı ediyorlar ve mürettebat düzeylerini
rekabetçi hesaplar üzerinden belirliyorlar.”
Bainbridge sözlerini, üye sendikalardan yorgunluk nedeniyle
yaşanan kazaların ya da yaralanmaların ayrıntılarını ITF’e
göndermelerini isteyerek sürdürdü.
ITF tarafından hazırlatılan rapora göre, sektörde çalışma saatlerini
düzenlemek ve bu düzenlemeleri uygulamaya koymak konusunda çok
sınırlı bir ilerleme sağlanabilmiş durumda. Bu, evden uzakta geçirilen
çok uzun sürelere, denizcilerin sağlığı için uzun dönemde ortaya
çıkardığı bariz risklere ve yorgunlukla kazalar arasındaki belirgin
ilişkiye uygun düşmemektedir.
Endişe verici
Rapor, aynı zamanda, denizcilerin gemide güvenliği ve sağlığı
tehlikeye atan baskılara boyun eğdikleri yerlerde, endişe verici sahte
kayıt tutma olgusuna da ışık tutuyor.
Rapor, denizcilikte yorgunluğun, gemilerde gerçekçi mürettebat
düzeyleriyle desteklenen bir güvenlik kültürünün ve düzenlemeye
yönelik daha sağlıklı bir tutumun geliştirilmesini teşvik eden,
bütünsel bir yaklaşımla ele alınması çağrısı yapıyor.
Araştırmanın bulgularını yorumlayan John Bainbridge şunları
söyledi: “Bu rapor, zaten bildiğimiz şeyi teyit ediyor. Denizciler
genellikle çok uzun saatler boyunca çalışıyorlar, kendilerini ve deniz
çevresini tehlikeye atıyorlar. Denizcileri riske atmaya son vermenin ve
diğer sektörlerin en iyi uygulama örneklerinden dersler çıkarmanın
zamanı geldi.”
“Yeterli Sayıda Mürettebat ve Denizcilerin Yaşadığı Yorgunluk:
Uluslararası Perspektif ” ITF’in web sitesinde
www.itfglobal.org/pressarea/index.cfm/pressdetail/1133
adresindeki “İlgili Belgeler”in (Related Documents) üzeri
tıklanarak temin edilebilir.
Hayal kırıklığı
Denizciler Kolu Sekreter Yardımcısı John Bainbridge, bu girişimi
başlatırken, ITF’in, özellikle de şimdi artık daha fazla sayıda ülke
yorgunluğu çok sayıdaki deniz kazasında başlıca bir etken olarak
tanırken, mevcut düzenlemelerin uygulanış biçimi karşısında derin bir
hayal kırıklığı içinde olduğunu söyledi.
Bainbridge, gerçekçi olmayan sayılarla mürettebat istihdam
etmenin yorgunluğa yol açışının en bariz örneklerinin iki-köprü ya da
tek başına nöbet sistemlerinin olduğunu belirtti.
Bainbridge, birçok şirketin artan iş yükü ve gidiş-dönüşlerin
hızlanmasıyla birlikte denizcilerin sorunlarının arttığının farkında
olduğunu sözlerine ekledi. “Bununla birlikte, ne yazık ki, çok fazla
sayıda bayrak devleti ve denizcilik şirketi, denizciler üzerinde oluşan
“Çok fazla sayıda bayrak devleti
ve denizcilik şirketi, denizciler
üzerinde oluşan bu olumsuz
baskıları göz ardı ediyorlar ve
mürettebat düzeylerini rekabetçi
hesaplar üzerinden belirliyorlar.”
ITF Denizciler Bülteni 2007
7
Turistik yolcu gemiciliği
Hollanda limanına pahalı ziyaret
Turizm gemisi Mona Lisa’nın (resmi yukarıda) sahipleri, 2006 yılında
Hollanda’nın Amsterdam turistik gemi limanına yaptıkları ilk ve tek
ziyareti kolay kolay unutamayacaklar.
Rotterdam’daki ITF Koordinatörü Ruud Touwen tarafından yapılan
olağan teftişlerden birinde, Yunanlı denizciler sendikası PNO ile gemi
sahipleri arasında imzalanmış olan ITF turizm gemileri toplu iş
sözleşmesinin gereklerinin yerine getirilmediği ortaya çıktı.
Güverte ve makine dairesi bölümlerinde çalışan ve büyük ölçüde
Endonezyalı ve Filipinli gemicilerden oluşan mürettebat, almaları
gereken ücretin ancak üçte birini alıyorlardı. Usta gemiciler ise
Birikmiş tutar
Talep edilen toplam tutar, mürettebatın sözleşmelerinin bitiminde
ödenmesi gereken izin bedelleri dışında, yalnızca birkaç aylık bir süre
için, yaklaşık 100.000 ABD dolarını buluyordu. Bu tutar, tam iki hafta
sonra, Almanya’da, Cuxhaven limanında ödendi ve Touwen ödemenin
yapıldığına bizzat şahit oldu.
Alman şirketi Holiday Kreuzfahrten tarafından kiralanmış olan gemi,
yaz aylarında Batlık Denizi’nde ve Norveç kıyılarında faaliyet gösteriyor.
Baltık Denizi
Kampanya
Avrupalı gemilerde
daha iyi koşulların
sağlanması için çağrı
ITF ve ETF, Avrupalı gemilerdeki kötü çalışma
koşullarının ve denizcilerin maruz kaldıkları
ayrımcılığın üstesinden gelebilmek için büyük
bir kampanya başlattılar.
Kampanyanın duyurusu, 2006 yılının Kasım
ayında, Belçika’da, Brüksel’de yapılan ve 17
Avrupa ülkesinden gerek sendikacıların, gerekse
de işverenlerin, Avrupa Komisyonu yetkililerinin
ve Avrupa Parlamentosu üyelerinin katıldıkları,
bir Avrupa feribot konferansı sırasında yapıldı.
Katılımcılar, AB feribot sektörünün belirsizliklerle
dolu geleceğini ele almak üzere bir araya
gelmişlerdi.
Avrupa Sendikalar Konfederasyonu’nun
Konfederal Sekreteri Joel Decaillon, birkaç
Avrupa Parlamentosu üyesi, ve diğer politika
yapıcılar bu girişime tam destek verdiklerini
ifade ettiler.
Delegeler, kampanyanın ana odağına vurgu
yaparak, bazı AB bandıralı gemilerde uygulanan
ayrımcı ücretleri ve istihdam koşullarını, AB’nin
denizcilikte beceri tabanını kaybetmesi
olasılığını ve insan onuruna yakışan çalışma
koşullarının ancak denizcilerin karada çalışan
işçileri kapsayan toplumsal düzenlemelerin bir
çoğunun kapsamına alınmaları durumunda
güvence altına alınabileceğini tartıştılar.
ETF Genel Sekreteri Eduardo Chagas, “Politika
yapıcıları, geçici işçiliğin payının artmasının
Avrupalı denizcilerin çalışma koşulları üzerinde
yarattığı etkiler konusunda bir çok kez uyarmış
olan sendikaların sabrı sona erebilir. Eğer
yumuşak yaklaşım başarılı sonuç vermezse,
bizler daha güçlü bir yaklaşım geliştirmeyi
düşüneceğiz. Denizcileri üçüncü sınıf yurttaşlar
olarak gören anlayışı ortadan kaldırmamız
gerekiyor,” dedi.
8
anlaşmayla belirlenmiş olan 1.550 ABD doları yerine ayda 575 ABD
doları alıyorlardı.
Şirket yönetimi ve PNO ile derhal temasa geçildi ve bu kapsamda yer
alan 52 denizci için talepte bulunuldu.
ITF Denizciler Bülteni 2007
Yoğun teftişler gemicilerin
ücretlerinin tahsil
edilmesini sağladı
ITF’in 9-13 Ekim 2006 tarihlerinde düzenlenen
Baltık Eylem Haftası sırasında, iki yüz gemi teftiş
edildi, üç toplu iş sözleşmesi imzalandı ve
gemicilere 471.000 ABD doları tutarındaki
birikmiş ücretlerinin ödenmesi sağlandı.
Geçen yıl yapılan Baltık kampanyasının
sloganı, “Baltık’ı Temiz Tut!”tu. Kampanya,
standart altı gemiciliği hedef almayı ve sendikal
örgütlenmeyi güçlendirmeyi amaçlıyordu ve
dokuz ülkeden -Almanya, Danimarka, İsveç,
Finlandiya, Rusya, Estonya, Letonya, Litvanya ve
Polonya- ITF üyesi sendikaları kapsıyordu.
Teftişleri, farklı milliyetlerden ve içinde hem
liman işçilerinin, hem de denizcilerin
temsilcilerinin yer aldığı teftiş ekipleri
gerçekleştirdi. Estonya’nın Tallinn şehrinde,
düzenli olarak raporlar ve brifingler
yayınlamakla sorumlu olan bir eşgüdüm
merkezi kuruldu.
Estonya’daki ITF Müfettişi Jaanus Kuiv, “Teftiş
ekipleri her gün ortalama 40 teftiş yaptılar ve bu
büyük bir işti,” dedi. “Müfettişlerin hızlı ve
verimli bir biçimde iletişim kurmaları ve
eşgüdüm merkezinin sağladığı koordinasyon,
çok iyi ve başarılı bir etkinliğin ortaya çıkmasıyla
sonuçlandı.”
Hindistan
Denizciler emeklilik
fonlarına 21 milyon
ABD dolarının geri
konulmasını sağladılar
Binlerce denizci, dört yıllık bir mücadelenin
ardından, emeklilik fonlarından dolandırıcılık
yoluyla alınmış olan 21 milyon ABD dolarının
telafi edildiğini görecekler.
ITF üyesi Hindistan Ulusal Denizciler
Sendikası ve Hindistan İleri Deniz Adamları
Sendikası bu paranın Denizciler İhtiyat Fonu’na
geri verilmesi için kampanya yürütüyorlardı.
Denizcilerin yaptıkları ödemelerle oluşturulmuş
olan bu fon, emeklilikleri sırasında işçilere
yardımcı olmayı amaçlıyor. Ne var ki, 2002 yılının
Mayıs ayında fondaki paranın zimmete geçirilmiş
olduğu ortaya çıktı; daha sonra fonun Yöneticisi
tutuklandı ve yargı önüne çıkarıldı.
En sonunda Hindistan hükümeti, 2006 yılının
Kasım ayında, sendikalar tarafından kesintisiz
bir biçimde yürütülmekte olan kampanyaya ve
ITF’ten gelen baskıya –ITF Genel Sekreteri David
Cockroft konuyu Hindistan hükümetiyle
görüşmüştü- boyun eğdi ve bu parayı geri
ödemeyi kabul etti.
ITF’in Asya/Pasifik Bölgesi Sekreter Yardımcısı
Mahendra Şarma şunu belirtti: “Paranın ihtiyat
fonuna geri verilmesi Hintli denizciler açısından
büyük bir zafer. Her iki sendika tarafından etkili
bir biçimde yürütülen kampanya en nihayetinde
sonuç verdi.”
Arjantin
Kumarhane gemisinde
çalışan işçilerin zaferi
Bir denizcilik sendikasının, Arjantinli bir
kumarhane gemisinde çalışan işçileri temsil
etmek için verdiği uzun süreli mücadele sonuç
verdi. En sonunda bu işçilerin denizci oldukları
kabul edildi ve sendikaya üye olmalarına izin
verildi.
ITF üyesi Sindicato de Obreros Marítimos
(SOMU), İspanyol çokuluslu şirketi CIRSA’nın
bir parçasını oluşturan Casino Buenos Aires
SA’ya ait, yüzen bir kumarhane olan Estrella de
la Fortuna’da çalışan tayfaları temsil edebilmek
için mücadele ediyordu.
İşverenle yapılan görüşmeler, en sonunda,
2006 yılının Mayıs ayında, işçilerin SOMU
tarafından temsil edilmelerine izin veren ve
Kısa kısa
onlara denizcilerle aynı ücret ve çalışma
koşullarını sağlayan bir anlaşmayla
sonuçlandı. Bu işçiler daha öncesinde,
denizciler için belirlenmiş olan uluslararası
kriterlerin çok altında kalan koşullar içeren bir
sözleşmeyi kabul etmiş olan, denizcilik sektörü
dışındaki bir sendika tarafından temsil
ediliyorlardı.
2005 yılının Nisan ayında, Brezilya’da, Rio de
Janeiro’da yapılan ITF Denizciler Kolu
Konferansı, SOMU’ya ve sendikanın bu işçilerin
denizci olarak kabul edilmeleri gerektiğine
ilişkin talebine destek veren bir acil karar
önergesini kabul etti. Aynı zamanda ITF,
Arjantin hükümetine yüzen kumarhanelerde
çalışan tayfaları denizcilerle aynı statüye
oturtması ve SOMU ile Casino Buenos Aires
SA’nın pazarlık masasında bir araya
gelmelerine yardımcı olması çağrısını yaptı.
Ayrıca, ITF üyesi denizcilik sendikalarına,
Arjantin çalışma bakanlığına destek mektupları
göndererek dayanışma eylemi düzenlemeleri
çağrısı yapıldı.
SOMU Genel Sekreteri Enrique Omar Suárez
şöyle dedi: “Bir yanda denizcilik sendikalarının,
Genel Emek Konfederasyonu’nun, Arjantin
Ulaştırma İşçileri Konfederasyonu’nun ve diğer
yanda şikayetimize arka çıkan ITF’in paha
biçilmez desteği ile altı yıllık mücadelemiz sona
ermiş oldu.”
Toplu iş sözleşmesinin bağıtlanmasına
yönelik görüşmeler önümüzdeki haftalarda
sonuçlandırılmış olacak.
Dayanışma eylemi
Filipinli gemiciler liman
işçilerinin desteği
sayesinde zafere ulaştılar
Filipinli denizcilerden oluşan mürettebat, bir ABD
limanında yaptıkları grev başarıyla sonuçlanınca,
200.000 ABD dolarından fazla birikmiş
ücretlerinin ödenmesini sağladılar. Limanda
çalışan ABD’li liman işçileri, grev gözcülerinin
bulundukları yerin ötesine geçmeyi reddederek,
greve destek verdiler.
Panama bandıralı Endless’ta çalışan 18 Filipinli
gemici, 2006 yılının Eylül ayında, Kaliforniya’daki
Long Beach limanında, ücretlerinin ödenmemesini
protesto etmek için dört gün süreyle grev yaptılar.
7.000’den fazla ABD’li liman işçisini temsil
eden, ITF üyesi Uluslararası Yükleme, Boşaltma
ve Depolama Sendikası (ILWU) ve Los Angeles ve
Long Beach limanlarının denizcilik camiası bir
bütün halinde bu protestoya destek verdiler. Aynı
zamanda Long Beach’de çalışan ILWU üyeleri,
dökme yük gemisinin kargosunu taşımayı
reddederek, grev gözcülerine saygı gösterdiler.
ITF Müfettişi Rodolfo Vidal, Yunanlı bir gemi
sahibine ait olan gemi, Arjantin’in San Lorenzo
limanına yanaştığında, denizcilere ücretlerinin
eksik ödendiğini fark etti.
Bütün bir hafta sonu boyunca yapılan
görüşmelerin ardından, gemi sahibinin,
mürettebata kara listeye alınmayacakları sözünü
vererek, toplam olarak 227.000 ABD doları
tutarında ödeme yapmayı ve gemicileri evlerine
geri göndermeyi kabul ettiği bildirildi.
ITF Liman İşçileri Kolu Sekreteri Frank Leys
şunları söyledi: “Liman işçileri, denizcilere
yardımcı olmayı sürdürecekler. Bunu bu kez
yaptık ve eğer bir dahaki sefere yapmamız
gerekirse, yine yapacağız.”
ITF Denizciler Özel Bölümü Sekreteri Stephen
Cotton şunları ekledi: “Liman işçilerinin sağladığı
dayanışma, ITF’in elverişli bayraklar
kampanyasının tam kalbinde yer alıyor. Onların
verdiği destek bu sonucun ortaya çıkmasını
sağladı, denizcilerin hakları olan parayı
almalarına yardımcı oldu.”
ITF eylemde
Eksik ücret alan
gemicilere 130,000 $
Panama bandıralı kimyevi madde tankeri
Nicos A’nın 28 kişilik mürettebatının bir
bölümü (solda) ITF’in kendileri için
ödenmemiş 130.146 ABD doları
tutarındaki ücretlerini tahsil etmesinin
ardından, kutlama yapıyorlar.
ITF Müfettişi Rodolfo Vidal, Yunanlı bir
gemi sahibine ait olan gemi, Arjantin’in
San Lorenzo limanına yanaştığında,
denizcilere ücretlerinin eksik ödendiğini
fark etti.
ITF, gemide çalışan, dört farklı
milliyetten (Filipinli, Rus, Sri Lankalı ve
Ukraynalı) gemicilere ayrımcı ücretler
ödendiğini ve kimi durumlarda ödenen
ücretlerin Uluslararası Çalışma Örgütü
tarafından belirlenmiş olan asgari
ücretlerin dahi altında kaldığını tespit etti.
ITF Denizciler Bülteni 2007
9
Kısa kısa
Ürdün
Liman işçilerinin desteği
denizcilerin birikmiş
ücretlerinin ödenmesini
sağladı
Liman işçilerinin, Ürdün’ün bir limanında
gerçekleştirdikleri dayanışma eylemi,
denizcilerin büyük tutarda birikmiş ücretlerini
almalarını sağladı.
ITF üyesi Ürdün Liman İşçileri Sendikası’nın
üyelerinin, 2006 yılının Eylül ayında, Magic Swan’
adlı gemide çalışan denizcilerden gelen yardım
çağrısına karşılık vermelerinin ardından, 15 kişilik
Arap, Ukraynalı ve Letonyalı denizciden oluşan
mürettebat, 103.000 ABD doları tutarındaki
alacağını tahsil etti. Mürettebat, gemileri Mısır’da,
Port Said’deyken, ITF Denizciler Bülteni’nde yer
alan temas bilgilerinin yardımıyla, gerekli uyarı
işaretini verdi.
Gemi, bir sonraki durağı olan Ürdün’ün Akaba
limanına ulaştığında, denizcilerin ücretleri
ödeninceye karada gemiyi boşaltmayı ve gemiye
yakıt vermeyi reddeden grevci liman işçileri
tarafından karşılandı. Bu eylem, işverenle üç gün
süren ve mürettebata birikmiş ücretlerinin
tamamının ödenmesini sağlayan görüşme
sürecini başlattı.
Liman İşçileri Sendikası Başkanı
Muhammed Hraisat, liman işçilerinin hızla tepki
vermiş olmalarının, üyelerinin ITF’in elverişli
limanlar konusunda düzenlediği, dayanışma
eyleminin önemini vurgulayan bir seminere
katılmış olmalarının doğrudan bir sonucu
olduğunu öne sürdü.
ITF’in Arap Dünyası Bürosu’ndan Bilal Malkawi
şunu belirtti: “ITF’in bölgedeki etkinlikleri
sendikaların, bu örnekte olduğu gibi, küresel
düzeyde dayanışma eylemlerine katılacak
kapasiteyi geliştirmelerine yardımcı oluyor.”
ILO
Yeni denizcilik ‘haklar
bildirgesi’nin onaylanması
için çağrı
ITF, devletleri, denizcilerin çalışma koşullarında
önemli iyileşmeler sağlayacak olan bir
sözleşmeye onay vermeye çağırıyor. Uluslararası
Çalışma Örgütü tarafından kabul edilen, Denizcilik
Çalışma Sözleşmesi 2006, ILO üyesi devletler
tarafından, kendi ulusal yasalarına dahil edilerek
yürürlüğe konulduktan sonra, denizciler için
kapsamlı ve uygulanabilir bir “haklar bildirgesi”
işlevi görecek.
Onay sürecinin hızlanmasına yardımcı
olabilmek için, dünyanın dört bir yanında,
hükümetlerle –ITF’in de aktif bir rol oynadığı- bir
dizi üst düzey toplantı düzenleniyor.
Sözleşme, limanlardaki devlet denetim
görevlilerinin, gemileri mürettebatlarına
sundukları çalışma ve yaşama koşullarının
yetersiz olduğu gerekçesiyle alıkoyma yetkisini
güçlendirecek.
Sözleşmenin hükümleri gereğince, gemi
kaptanının, bayrak devleti tarafından hazırlanmış,
işverenin üzerinde anlaşmaya varılmış çalışma
standartlarına uygun davrandığını gösteren
sertifikaları ibraz edebiliyor olması gerekecek.
Aynı zamanda, denizcilere, en azından aylık bazda
ücret ödendiğinin ve günde en az 10 saat (haftada
77 saat) süreyle dinlenmelerinin sağlandığının da
kanıtlanması gerekecek.
Sözleşme, kalınan yerlerle ilgili olarak, odaların
boyutları, ısıtma ve havalandırma standartları da
dahil, kesin ve apaçık koşullar içeriyor.
Denizcilere, örneğin, hastalık, yaralanma ve gemi
sahibinin ödeme güçlüğü içine düştüğü
durumlarda, uygun tıbbi bakımın ve evlerine geri
gönderilmelerinin sağlanması hakkını veriyor.
Sözleşme, her şeyin yolunda gitmesi
durumunda, önümüzdeki birkaç yıl içinde
yürürlüğe girecek.
ITF Denizciler Vakfı
Sierra Leone’de yeni
merkezin inşaatına
başlandı
Sierra Leone’de, 2006 yılının Aralık ayında
yapılan, yeni bir denizciler merkezinin temel atma
törenine ülkenin ileri gelenleri ve sendika
temsilcilerinin de aralarında bulunduğu çok
sayıda davetli katıldı.
Freetown limanında başlayan inşaat çalışması,
Sierra Leone için Ulusal Sosyal Yardım Komitesi
tarafından iki yıl önce hazırlanmış olan planları
hayata geçiriyor. Bu komite, sendika, kilise,
hükümet ve liman otoritesi temsilcilerinden
oluşuyor.
ITF’in Denizciler Vakfı’nın yaptığı bağışla
desteklenen yeni merkez, kısa süreli ziyarette
bulunan denizcilere hem internet erişimi, bir bar
ve lokanta, hem de oyunlar ve eğlence tesislerini
içeren bir dizi hizmet sunacak. Merkezin yıl
sonundan önce tamamlanması ve faaliyete
Avustralya’da oturma grevi
Filipinli mürettebat
minnettarlığını gösterdi
Kuwaiti Saudi Livestock’a ait olan ve bu şirket
tarafından işletilen, Kuveyt siciline kayıtlı Mawashi al
Gasseem’in mürettebatı, 2005 yılında, Avustralya’da,
Adelaide limanında gerçekleştirdikleri destansı bir
sekiz aylık oturma grevinin ardından, Filipinler’deki
evlerine geri döndüklerinde birikmiş ücretlerini alınca
çok sevindiler. Gemicilerin açmış oldukları dava, bir
federal mahkeme tarafından, nihayet sonuçlandırıldı
ve mahkeme, gemicilere ücretleri ve eve geri dönüş
masrafları karşılığında, toplam 700.000 ABD dolarının
ödenmesine karar verdi.
Mürettebatın çoğu Filipinler’deki Cebu Adası’ndan
ve yerel ITF Müfettişi Joselito Pedaria, bürosuna
birikmiş ücretlerini almak için gelen gemicilerin ITF’e
ve Avustralya Denizcilik Sendikası’na (MUA) olan
minnettarlıklarını özellikle ifade ettiklerini bildiriyor.
Pedaria, “Bazıları, ITF’e ve MUA’ya teşekkür etmek
için büroma birkaç kez geldi,” diyor.
10
ITF Denizciler Bülteni 2007
geçmesi bekleniyor.
ITF Denizciler Vakfı’ndan Tom Holmer şunları
söyledi: “Bu merkez, halihazırda Batı Afrika’da
denizcilerin mutluluk ve sağlık içinde
yaşamalarını sağlamak için gösterilen çabaların
tipik bir örneğini oluşturuyor. Denizcilik
sektörüyle ilgili grupların oluşturdukları bir
koalisyon tarafından desteklenen, içinde çeşitli
tesislerin yer aldığı küçük binalar, limanda uzun
süreyle kalmayacak olan denizcilere sıcak bir
karşılama sağlıyor.”
Benzer merkezler Kongo’da Pointe-Noire ve
Fildişi Sahilleri’nde San Pédro limanlarında inşa
edildi; 2007 yılında, Liberya’nın Monrovia
limanında da bu türden bir merkezin inşa edilmesi
planlanıyor.
Ödenmemiş ücretler
Rus mürettebat için
büyük tahsilat
Letonyalı bir gemi işletmecisi şirketle Rus
mürettebatı arasında uzun süredir devam etmekte
olan uyuşmazlık, denizcilerin ödenmemiş
ücretlerinin, 2007 yılının Şubat ayında
ödenmesinin ardından, çözüme bir adım daha
yaklaştı.
Uyuşmazlık, denizcilerin toplam tutarı 293.000
ABD doları olan ödenmemiş ücretlerini alabilmek
için, yanlarında iki ITF müfettişi olduğu halde,
Jamaika bandıralı Merchant Brilliant’ta oturma
eylemine başlamalarıyla bir dönüm noktasına
geldi. İki müfettiş, Ken Fleming ve Bill Anderson,
mürettebatın talebi üzerine, Britanya’nın
Heysham limanına demirlemiş olan gemide
kaldılar.
Şirket -ADG Shipmanagement SIA- ile
mürettebat, ITF’in görüşmelerde yardımcı
olmasının ardından, gemicilerin evlerine geri
gönderilmeleri ve ödenmemiş ücretleri
konusunda bir anlaşmaya varmışlardı. Ne var ki,
bu anlaşmanın gerekleri, beklendiği şekilde, gemi
Heysham’a gittiği ve gemi sahibinin
temsilcilerinin bu limana geldikleri zaman yerine
getirilmedi; işveren temsilcileri gerekli ödemeyi
yapmadılar ve mürettebata gözdağı vermeye
başladılar.
Ken Fleming’in bildirdiğine göre, mürettebat
üyeleri “kırk kapının ipini çekmek” zorunda
bırakıldılar. Her şeye karşın, en sonunda
kendilerine birikmiş ücretlerinin 137.000 dolarlık
bölümü ödendi; yedi mürettebat üyesi taleplerini
geri çektikleri için bu tutar ilk başta hesaplanmış
olan tutardan daha azdı.
ITF, gemiyi kiralamış olan Norfolkline’ın
kendisini ADG Shipmanagement SIA’nın
tutumundan ayırma yönünde verdiği kararı
memnuniyetle karşıladı.
İrlanda’nın Dublin şehrinde yerleşik ITF
Müfettişi Ken Fleming şunu belirtti: “Bu ödeme,
bu çirkin uyuşmazlığı sonuçlandırmak ve
arkamızda bırakmak yolunda atılmış ilk önemli
adımdır. Bir sonraki adım ise bütün mürettebat
üyelerini evlerine göndermek olacak.”
Grev
Karadeniz’de dayanışma
Bahama bandıralı Coral Sea’nin Ekvatorlu
mürettebatı, Romanya’nın Konstanta
limanındaki grevin ardından, ücretler, çalışma
koşulları ve haksız muamele konusunda elde
ettikleri başarıyı kutluyor.
2006 yılının Kasım ayında yapılan beş
günlük –kamyonların rıhtımı bloke etmelerine
yol açan– iş bırakma eyleminin ardından
denizciler, yaptıkları eylemler nedeniyle
herhangi bir yaptırım uygulanmayacağını
belirten bir teminat mektubu, yiyeceklerin
kalitesinin iyileştirileceği ve kaptanın ve baş
makinistin değiştirileceği sözüyle birlikte,
yaptıkları fazla mesailer karşılığında hak
etmiş oldukları ödenmemiş ücretlerini nakit
olarak aldılar.
Yukarıda resmi yer alan mürettebat,
özellikle Romen sendikalarına ve ITF
Müfettişi Adrian Mihalcioiu’ya vermiş
oldukları destek için müteşekkirler.
ITF Denizciler Bülteni 2007
11
ITF’in elverişli bayraklara ve standart altı gemiciliğe
karşı kampanyası: 2006 için olgular ve rakamlar
2006 yılında dünya filosundaki 12.335
geminin mürettebatı ITF’in Özel Denizciler
Kolu ve onun müfettiş ekibiyle bir biçimde
ilişkiye geçti.
Bir önceki yıl 9.860 gemiyi teftiş etmiş
olan Müfettişler, 2006 yılında toplam
10.557 gemiyi teftiş ettiler.
ITF kampanyası 18,71 milyon ABD
doları tutarında birikmiş ücretin ve
tazminatın tahsil edilmesini sağladı.
Teftişlerin yüzde seksen dördü,
kötü bir sicile sahip olan gemilere özel
önem verilerek, elverişli bayrak
gemilerine yapıldı.
2006’da ITF’in toplu iş sözleşmeleri
kapsamında yer alan denizci sayısı
193.325’ti.
2006 yılında 8.161 elverişli bayrak
gemisi ITF sözleşmesi kapsamına alındı ve
36 ülkede 1.386 yeni sözleşme imzalandı.
ITF’in, dünya üzerinde 42 ülkenin
limanlarında, 129 Müfettişi var.
2006 yılında ITF üyesi sendikalar ve
elverişli bayrak gemilerinde çalışan
gemiciler, ITF’in kampanyasını
desteklemek üzere dört kıtada, 23 ülkede
eylemler düzenlediler.
Kısa kısa
Küresel dayanışma
Şilili filoda sözleşme
bağıtlandı
Üç kıtada bir ay boyunca sürdürülen yoğun
etkinliklerle gerçekleştirilen bir ITF kampanyası,
Şilili bir şirket olan Compañía Sudamericana de
Vapores (CSAV) tarafından işletilen 19 gemide
yeni toplu iş sözleşmelerinin imzalanmasını
sağladı.
2006 yılının Kasım ve Aralık aylarında
yürütülen bu ITF inisiyatifi, CSAV’nin elverişli
bayrak filosu içinde ITF sözleşmesi kapsamında
yer alan gemilerin sayısının yüzde 40 oranında
artmasıyla sonuçlandı. Bu gemilerin yarıdan
fazlası –bunlar asıl olarak Alman gemi
sahiplerine uzun sürelerle kiralanmış konteynır
gemilerinden oluşmaktadır- şimdi artık ITF
sözleşmesinin öngördüğü koşullara sahipler.
Şirketin 2006 yılının Haziran ayında kiraladığı
gemilerinde mürettebata asgari standartları
sağlamayı reddetmesinin ardından, ITF
sendikaları gözlerini 130 gemiden oluşan filo
üzerine çevirdiler –CSAV’nın kendi gemileri ya
ulusal bayrağa kayıtlılar ya da zaten ITF
sözleşmeleri kapsamında yer alıyorlar.
Düzenlenen eylemler, sendikalar tarafından,
2006 yılının Aralık ayında, Rotterdam, Hamburg,
Antwerp ve Le Havre limanlarında asgari çalışma
standartları için eşgüdümlü olarak yürütülen bir
kampanyayı da içeriyordu. Kampanya
etkinlikleri, CSAV Rio Baker Hamburg’da
kampanyacılarla karşılaştıktan sonra, gemi
sahibi Oskar Wehr ile Marshall Adaları bandıralı
üç gemi için ITF sözleşmesini müzakere eden
Alman sendikası Ver.di’den liman işçilerini
kapsıyordu. Aynı zamanda Hollandalı sendika
FNV Bondgenoten üyeleri ve Ver.di üyesi liman
işçileri de Liberya bandıralı Christiane
Schulte’nin Rotterdam ve Hamburg’da rötar
yapmasına neden oldular. Gemi, Antwerp’te ve
Le Havre’da benzer bir eylem girişimine maruz
kalmamak için rotasını değiştirdi. Rotterdam’da
yapılan diğer bir eylem, bir başka CSAV
Alman liman işçileri
CSAV tarafından
işletilen bir geminin
önünde eylem
yapıyorlar. Bkz. “Şilili
filoda sözleşme
bağıtlandı”.
gemisinde ITF sözleşmesinin imzalanmasını
sağladı.
Ay boyunca Uzak Doğu’da ve Amerika kıtası
boyunca daha düşük düzeyde birkaç protesto
eylemi gerçekleştirildi. Bu eylemler Kıbrıs
bandıralı Libra Ecuador’un Buenos Aires’te ve
Marshall Adaları’na kayıtlı CSAV Callao’nun
Yokohama ve Pusan’da rötar yapmasıyla
sonuçlandı.
“Bu, bütün gemi kiralayanlara, kiraladıkları
gemilerin gerçek anlamda sendikal kapsamda yer
almasını sağlamaları gerektiği konusunda yapılmış
bir hatırlatmadır.”
ITF Denizciler Özel Bölümü Sekreteri Stephen
Cotton şunları söyledi: “Bu başarılı bir
kampanyaydı ancak elbette daha hâlâ yapılması
gereken pek çok şey var. ITF, CSAV’yi, bütün
kiralamış olduğu gemilerin CSAV mülkiyetindeki
gemilerle aynı koruma altında olmasını talep
eden bir mutabakat zaptı imzalaması için
sıkıştıracak. Bu arada, bütün dünyada ITF
sendikalarının gözü, CSAV’nin olduğu belirlenen
gemilerin üzerinde olmaya devam edecek.”
Cotton şunları ekledi: “Bu, bütün gemi
kiralayanlara, kiraladıkları gemilerin gerçek
anlamda sendikal kapsamda yer almasını
sağlamaları gerektiği konusunda yapılmış bir
hatırlatmadır. 2007’de, gözümüz, diğer gemi
kiralayan şirketlerin üzerinde olacak.”
ITF’le ilgili güncel haberlere ve
denizcilerle ilgili sendikal etkinliklere şu
adresten ulaşabilirsiniz:
www.itfglobal.org/seafarers/index.cfm
ITF Denizciler Bülteni 2007
13
İnsan hakları
Denizciler, dünya üzerindeki
en çok sömürülen ve kötü
muameleye maruz kalan işçi
grupları arasında yer alıyorlar.
ITF’in yeni raporu, ‘Gözden
Irak, Gönülden de Irak’, buna
rağmen denizcilerin içinde
bulundukları kötü durumun,
ana akım medyadan ve
kamuoyundan çok az ilgi
gördüğünü söylüyor.
14
ITF Denizciler Bülteni 2007
Gözden
Irak
Gönülden
de Irak
Martin Whitfield
G
emicilik dünyanın ilk küresel sektörüydü.
Denizciler küreselleşmenin etkilerini,
modern lojistiğin ve tedarik zinciri
yönetiminin bulunmasından çok daha önce,
gayet iyi biliyordu.
Denizci olmayan insanlar için, herhangi bir
limanda gezinmek, limandaki gemilerin kıçlarında
yazılı olan isimlerin verdiği uluslararası tadın ve
egzotik imgelerin zevkini çıkarmak için bir fırsattır.
Gemideki mürettebat da, büyük olasılıkla, farklı
milliyetlerden, harika bir kültür karışımı ile bir
araya gelmiş, uluslararası bir mürettebat olacaktır.
Ancak denizcilerin çoğu, gemideki yaşama ilişkin
bu romantik tablonun –açık denizlerde, sizi sıcak
bir biçimde karşılayan bir limandan ötekine
yolculuk etmek- bir efsane olduğunu biliyorlar.
Gemicilik büyük boyutlu bir iş. Dünya ticaret
hacminin yüzde 90’nından fazlası deniz yoluyla
taşınıyor. Tedarik zinciri yönetimi yalnızca bir
ekonomik teori değildir –bu, konteynırların Çin’deki
fabrikayı terk ettikleri andan itibaren, Avrupa’da ya
da Amerika Birleşik Devletleri’nde açıldıkları güne
kadar adım adım izlendikleri anlamına gelir. Kömür,
demir, maden cevheri, çelik, otomobiller, kağıt,
çimento, petrol ve gaz, dünyanın dört bir yanındaki
tüketiciler için yer küreyi bir uçtan diğerine kat
ediyorlar.
Gemilerdeki çalışma yöntemleri ve koşulları,
neredeyse kaçınılmaz bir biçimde, göze pek fazla
görünmez; daha geniş kamuoyunun ilgisini
üzerlerine yalnızca büyük bir kaza olduğunda ya da
büyük boyutlu bir deniz kirliliği ortaya çıktığı
zaman çekerler. Hatta o zaman bile, gözler asıl
olarak dramatik kurtarma sahnelerine ya da üzeri
yağla kaplanmış deniz kuşlarına çevrilir.
Ancak perde arkasında, insanı dehşete
düşürebilecek bir sömürü, kötü muamele ve
suiistimal ortamı yer almaktadır. Denizde yaşam
çokuluslu kapitalizmin keskin ağzında yer
almaktadır –burada serbest piyasa çok az
sınırlamanın ve kimi zaman da çok az ahlakın
bulunduğu bir ortamda, bildiği gibi işlemektedir.
ITF tarafından hazırlanan ve Birleşmiş Milletler’in
bir denizcilik toplantısına sunulan bir referans
belgesi, denizcilerin çok sık karşılaştıkları
sorunlardan bazılarını, ana hatlarıyla ortaya
koyuyordu.
Örneğin, şu anda, ITF’in bilgisi dahilinde, gemi
mürettebatının evlerinden uzaktaki limanlarda terk
edilmiş oldukları 20 civarında vaka var. Hiç şüphe
yok ki, dünyanın ITF Müfettişlerinin bulunmadığı
bölgelerinde, bu türden daha başka bir çok vaka
bulunmaktadır. Ya gemileri pahalı bir tamir
gerektiren bir biçimde bozulmuştur ya gemi
sahipleri iflas etmiştir ya da gemi hurda değerinden
daha fazla borçlanmıştır –ve bütün bunlar gemicilik
sektörünün bir hızlı büyüme yaşadığı dönemde
olmaktadır. Daha çetin dönemlerde bu sayılar çok
daha yüksek düzeylere ulaşmaktadır.
35 yaşındaki, Karayip adaları Sen Kitts ve Nevis
siciline kayıtlı olan, ancak Somali ve Birleşik Arap
Emirlikleri arasında çalışan paslı kova (kakalak) Al
Manara, 2006 yılının başlarında, motorunun
arızalanmasının ardından, en sonunda Şeysel
Adaları Liman Otoritesi tarafından kurtarılıncaya
dek, 18 gün süreyle, rüzgar ve dalgalar tarafından
sürüklendi. Geminin hiçbir yasal belgesi yoktu ve
sıçanlar ve hamamböcekleri tarafından istila
edilmiş durumdaydı. Hintli, Burmalı, Somalili, Iraklı,
Ukraynalı, Sudanlı ve Etiyopyalılardan oluşan
karma mürettebat yedi aydır ücretlerini alamamıştı
ve yiyeceksiz olarak kendi başlarına bırakılmışlardı.
Bu türden bir vaka, zor durumda kalan
denizcilerin ortak bir sorununun altını çiziyor
–denizciler, karada çalışan herhangi bir işçiden çok
daha karmaşık bir yasal durumla karşı karşıya
kalıyorlar.
İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana genel
“Perde arkasında, insanı
dehşete düşürebilecek
bir sömürü, kötü
muamele ve suiistimal
ortamı yer almaktadır.
Denizde yaşam çokuluslu
kapitalizmin keskin
ağzında yer almaktadır
–burada serbest piyasa
çok az sınırlamanın ve
kimi zaman da çok az
ahlakın bulunduğu bir
ortamda, bildiği gibi
işlemektedir.”
ITF Denizciler Bülteni 2007
15
İnsan hakları
ITF tarafından 2006 yılında yayınlanmış olan
“Gözden Irak, Gönülden de Irak” başlıklı rapor
denizcilerin maruz kaldıkları insan hakları ihlallerini
ele alıyor. Rapor burada anlatılan vakalar türünden
kısa süre önce yaşanmış çeşitli örnekleri içeriyor.
Raporun tamamı (yalnızca İngilizce olarak
yayınlandı) şu adresten indirilebilir:
www.itfglobal.org/infocentre/pubs.cfm/detail/2259
Çinli balıkçıların
uğradığı vahşet
Altı Çinli balıkçı, Amerika’nın
Samoa Adaları’nda gemiden
atladılar ve birkaç gün boyunca,
kaptanları tarafından yakalanma
korkusu içinde, dağlarda
saklandılar. Şirketlerinin
acentasından yardım istediler
ancak hiçbir tavsiye alamadılar.
Gittikleri polis karakolundan yüz
geri edildiler ve en sonunda, ITF’i
içinde bulundukları zor durum
konusunda uyaracak olan Pago
Pago Denizciler Merkezi’ne
sığındılar.
Gemiciler, kaptandan ve erkek
kardeşi baş makinistten keyfi bir
biçimde “her gün ara ara ve
sistematik bir biçimde dayak
yiyen” Tunago #61’in
mürettebatının maruz kaldıkları
aşırı fiziki eziyetle ilgili şahitlik
yaptılar. Gemiciler, aynı zamanda,
kendilerine bir silah taşıdığını ve
güverteden aşağıya atılarak
kolayca “ortadan
kaldırılabileceklerini” söyleyen
kaptandan ölüm tehditleri de
alıyorlardı.
Kaçırıldı mı, yoksa
terk mi edildi?
Arabian Victory adlı tankerde
çalışan dokuz Hintli ve Ukraynalı
gemici, Dubai’de, 45 gün boyunca,
yiyecekleri, suları ve yakıtları
olmadan, 40 derecenin üzerindeki
yaz sıcağında terk edildiler.
Kaptanın taze erzak istemi
karşılıksız kaldı ve yerel liman
otoritesine ve polise yapılan
yardım çağrıları da bir sonuç
vermedi. Tek yardım, gemicilere
yiyecek ve su sağlayan Dubai
Denizciler Misyonu’ndan geldi.
En sonunda kaptan gemi
sahiplerine herhangi bir Hindistan
limanına gidip sığınmadan önce 48
saat süre verdi ve bu sürenin
sonunda Misyon tarafından
sağlanmış olan yakıt ve erzakla
yola çıktı.
Bununla birlikte, gemiye
Mumbai’ye vardığı zaman limana
giriş izni verilmedi. Gemi sahibi
mürettebatın gemiyi kaçırdığını
öne sürerek, şikayette bulunmuştu.
Ancak ITF tarafından Kerala
16
Yüksek Mahkemesi nezdinde
yapılan girişimler sonucundadır ki,
Arabian Victory daha sonra,
geminin Hindistan Sahil Koruma
örgütü tarafından teftiş edildiği ve
gemide gerçekten de yiyecek ve su
bulunmadığının ve mürettebatın
sağlık durumunun kötü olduğunun
tespit edildiği Koçi limanına
demirleyebildi.
Mürettebat denizde yaşadığı
berbat koşullara ek olarak
ücretlerini de alamamış,
ödenmemiş ücretlerin tutarı
250.000 ABD dolarını bulmuştu.
Gemiciler paraları için gemi
üzerinde 10 milyon ABD doları
tutarında ipotek tesis etmiş olan ve
geminin satılması durumunda
ödeme konusunda birinci önceliğin
kendisine ait olduğunu iddia eden
bir Kuveytli bankaya karşı da
mücadele etmek zorunda kaldılar.
Mürettebatın gemi satışından
paralarını almaları bir yıldan fazla
bir zaman aldı.
banyo için kendilerine güvertede
durmaları ve dalgalarla “duş
almaları” söyleniyordu. Gemide
hiçbir tıbbi malzeme ya da
koruyucu giysi bulunmuyordu ve
gemiciler, içlerinden birinin kolunu
makineye sıkıştırdığını ve bu kişiye
herhangi bir tedavi yapılmadan
çalışmaya devam etmesinin
söylediğini örnek olarak anlattılar.
Çalışma ve yaşam koşullarının
yol açtığı onur kırıcı durum ve
sıkıntıya ek olarak, mürettebata
gemide çalışmaya başladıklarından
bu yana hiç ücret ödenmemişti.
Mürettebat üyelerinin her biri bu
işi bulabilmek için Jakarta’daki bir
istihdam bürosuna 600 ABD
dolarının üzerinde para
ödemişlerdi.
Mürettebat
acımasızca
sömürüldü
Capbreton 1’in mürettebatı,
gemileri bir Fransız şirketi
tarafından yeni Nijeryalı
sahiplerine satıldığında, gemide
kalarak yanlış bir karar verdiler.
İlk bir yıl boyunca hiç ücret
alamadılar ve daha sonra gemi,
2003 yılının Temmuz ayında,
Nijerya sularında, gerekli izne ve
belgelere sahip olmadığı için
alıkonuldu.
Gemi sahipleri, mürettebatı bu
sorun çözülünceye kadar gemide
kalmaya ikna ettiler, ancak daha
sonrasında gemiciler gerekli
yiyecek, su ve yakıt olmadan
kaderlerine terk edildiler.
Mürettebatın gemide kalmasının
nedeni, Fildişi Sahilleri, Benin,
Togo ve Burkina Faso’daki evlerine
geri gönderilmeden önce birikmiş
ücretlerini alabilmekti. Gemiciler
yerel basının ve hatta BBC’nin
ilgisini üzerlerine çekmekte
On Endonezyalı balıkçı, 30
yaşındaki Kore bandıralı Sky 75’te
maruz kaldıkları kötü muameleden
ve insanlık dışı koşullardan
kurtulma çabası içinde, Yeni
Zelanda’da, Port Nelson’daki Liman
Şirketi’nin güvenlik çitlerine
tırmandılar.
Gemiciler sürekli olarak sözlü ve
fiziki kötü muameleye maruz
kalmaktan ve aşırı derecede uzun
çalışma saatlerinden şikayet
ettiler. Kokmuş et ve sebzelerle ve
raf ömrü geçmiş ürünlerden oluşan
kötü yiyeceklerle besleniyorlardı.
12 kişiden bir kamarada hep
birlikte, battaniyeleri olmadığı
halde uyumaları bekleniyordu ve
ITF Denizciler Bülteni 2007
Ücretlerini
alamadılar ama
hapse atıldılar
başarılı oldular.
Ancak altı ay sonra, tutuklanıp,
hapse atıldıkları ve kargo olarak
petrol boru hatlarından çalınmış
yasadışı petrol taşımakla
suçlandıkları zaman durum daha
da kötüleşti.
Hapiste, evlerinden uzakta ve
beş parasız kalmış olan gemiciler,
sağlık giderleri ve hatta
mahkemeye gidiş geliş giderlerinin
karşılanması için yardım istemek
zorunda kaldılar. Gemiciler
mahkemeler arasında ortaya çıkan
yasal anlaşmazlıklar nedeniyle 21
ay süreyle hapiste kaldılar ve
mahkeme sürecinde ITF tarafından
desteklendiler. En sonunda 2005
yılının Kasım ayında ücretlerinin ve
yol masraflarının bir bölümünü
alarak, ancak maruz kaldıkları
gayrı-adil muamele nedeniyle
hiçbir tazminat almadan ya da
kendilerinden özür dilenmeden
serbest bırakıldılar.
Eşkıyaların
estirdiği terör
Dondurulmuş çaça balıklarını
Rusya pazarında satmak için
Danimarka’nın Rønne limanına
yanaşmış olan, Belize bandıralı
Salus’un mürettebatı, gemide
çalışmaya başladıklarından bu
yana hiçbirinin ücret almadığını
söylemek için ITF’i aradılar. Bazıları
için bu süre iki yılı buluyordu.
Merkezi Kaliningrad’da bulunan
gemicilik şirketinin genel müdürü
Rønne limanına gelerek şiddet
kullanma tehditleri savurdu ve
mürettebattan ITF’e karşı bir bildiri
imzalamalarını istedi. Bu kişi daha
sonra polis tarafından bir ITF
Müfettişini yumruklamakla
suçlandı. Gemiciler polise, işbirliği
yapmamaları durumunda, çok kısa
süre içinde “kendilerini kendi
kanlarında yüzdürecek olan” iki
yeni “mürettebat üyesi”nin
geleceği konusunda uyarıldıklarını
bildirdiler.
Bir mürettebat üyesi, güvertede
genel müdürü ve onun koruması
kendisini tutarlarken, yeni gelen bu
iki kişi tarafından tekmelendi ve
yumruklandı. Polis bu gemiciyi
daha sonra ağzı, elleri arkasından
ve ayakları bir arada bantlanmış bir
şekilde, bir kamaraya kilitlenmiş
olarak buldu.
Erol Kahveci
Gözden Irak,
Gönülden de Irak
uygulama gemileri, sahiplerininkinden farklı
ülkelerin siciline kaydettirmek şeklindedir. Amerika
Birleşik Devletleri’nde, 1930’larda içki yasağı
düzenlemelerinden kurtulmak için kullanılmış olan
“elverişli bayrak” adı verilen bu sistem, şimdilerde
çok yaygınlaşarak dünya filosunun yarısından
fazlasını kapsar hale gelmiş durumda.
Elverişli bayraklarla ilgili bir sorun, gemi
sahiplerinin bayrak devletinde hiçbir varlıklarının
bulunmadığı durumlarda, bu devletin yasaya aykırı
herhangi bir uygulamayı takip etme olanağının
bulunmamasıdır. İşin doğrusu, gemi sicil kaydının
esas olarak döviz kaynağı olarak kullanıldığı bir
dizi ülkede, yürürlükte olan adli sistemin bayrak
devletinin yargısına güvenmek zorunda olan
denizcileri koruması olanaksızdır.
Buna karşılık, böyle bir sicil, uluslararası
düzenlemelerden ve çalışma yasalarından
kaçınmak isteyen, en ucuz harcı ve en düşük
düzeyde vergiyi nerede ödeyebileceğini araştıran
gemi sahipleri için çok elverişli ve caziptir.
Denizcilerin ücretleri ödenmemişse, düşük
kalitede yiyecek ve barınma koşulları nedeniyle
sıkıntı yaşıyorlarsa veya evlerinden uzakta
terkedilmişlerse ve eğer gemi sahibi içinde
bulundukları durumla ilgilenmiyorsa, bu durumda
kime başvurmaları gerekir? Bayrak devleti
genellikle sorumluluğu üstlenme konusunda ya
isteksiz ya da bunu yapamayacak durumda oluyor.
Denizcilerin kendi ülkeleri kimi zaman müdahil
olabiliyorlar ancak bu yakınlarda bir elçiliğin
bulunup bulunmamasına ve bu elçiliğin denizcilere
destek vermek için gerekli kaynaklara sahip olup
olmadığına bağlı oluyor. Kısacası söz konusu olan
seçenek sayısı çok fazla değil –genellikle en iyi
durumlar, bir sendika temsilcisinin, örneğin bir ITF
Müfettişinin ya da Denizciler Misyonu’ndan ya da
benzer sosyal yardım örgütlerinden birinin
bulunduğu durumlar oluyor.
I
TF’in raporu denizcilerin bu kendine özgü
savunmasız konumlarının, 1920’lerin başlarına
uzanan bir süreden bu yana genel kabul
gördüğünü, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün
denizde çalışanlar için özel oturumlar düzenlediğini
ve özel düzenlemeler yaptığını belirtiyor. Bu
düzenlemeler kalınacak yerleri ve beslenmeyi, tıbbi
tedaviye erişimi ve çalışma ve kıyıda geçirilen
süreleri kapsamaktadır. Denizciler için, aylarca
sürekli olarak denizde olmanın, aynı küçük insan
grubuyla bir arada bulunmanın ve işyerlerinin aynı
zamanda evleri olmasının yol açtığı ilave bir stresin
söz konusu olduğu da kabul edilmektedir.
Diğer uluslararası düzenlemeler, denizde
güvenliği, onur kırıcı muameleden korunmayı ve
sendikalara özgürce üye olma hakkını
kapsamaktadır.
Buna rağmen uluslararası düzenlemelerin ulusal
yasalara dahil edilmeleri, yürürlüğe konmaları ve
hayata geçirilmeleri gerekiyor. Elverişli bayrak
sistemi düzenlemelerden kaçınmak üzere kasten
oluşturulmuş olduğundan, sömürü ve istismara
başvuran gemi sahipleri burada kendilerine
mükemmel bir sığınak buluyorlar.
Bu yapı, en uç noktasında suça kalkan
olmaktadır. Balıkçılık sektöründe elverişli
bayraklar, çok ciddi bir sorun olan yasadışı
balıkçılıkta –şu anda dünyada yakalanan deniz
ürünlerinin yüzde 20’sine yakın bir bölümünü
oluşturduğu tahmin ediliyor- baş rolü
oynamaktadır. Yasadışı balıkçılık yapanlar,
genellikle gemilerin sicil kaydını yaptırıp,
denizdeyken gemiyi yeni bir sicile kaydettirerek,
elverişli bayrakları kendi ayak izlerinin üzerini
örtmek için kullanıyorlar.
Bu türden işadamlarının aynı zamanda
gemicilerin sağlık ve mutluluğu ile ilgili her türlü
düzenlemeyi göz ardı etmeye hazır olmalarında
şaşılacak bir yan yoktur. Genellikle standart altı
gemilerde, sık sık fiziksel kötü muamelenin kurbanı
olan deneyimsiz denizciler istihdam edilmektedir.
ITF’in raporu altı Çinli balıkçının Amerikan
Samoa Adaları’nda bulundukları sırada nasıl
gemiden atlayıp kaçtıklarını ve sistematik olarak
dayağa maruz kaldıklarını, hiç ara vermeden uzun
saatler boyunca çalıştırıldıklarını ve yiyeceksiz ve
susuz bırakılarak cezalandırıldıklarını anlatıyor.
Belize bandıralı okyanus tipi balıkçı gemisinin
Rus mürettebatı, Danimarka’nın Rønne limanında,
iki yıldır ücretlerini alamadıkları için şikayette
bulunmalarının ardından gemi sahipleri tarafından
gemiye gönderilen iki zorba tarafından dövüldüler.
Bir denizcinin yaşamı, şiddet tehdidinin ve
sömürünün olmadığı durumda bile, denizde uzun
sürelerle kalındığından ve yoğun bir iş temposu
nedeniyle zahmetli ve güç olabilir. Konteynır
vinçleri bir gemiyi günler değil, saatler içinde
boşaltabildiklerinden birçok gemi için limanda
kalma süresi kısalmış durumda.
11 Eylül 2001’in ardından uygulamaya konan ek
güvenlik önlemleri, denizciler için çok değerli olan
kıyı izninin, özellikle Amerika Birleşik
Devletleri’nde kullandırılmaması anlamına
gelmektedir. Filipinli denizciler (denizcilik
sektöründe en büyük emek gücünü oluşturuyorlar)
arasında yapılan bir anket çalışması, geçtiğimiz 12
ay içinde bu denizcilerin yüzde 70’ne kıyı izni
kullandırılmadığını ve bunun da denizcilere
ailelerini arama ve iş arkadaşlarının dışında başka
insanlarla konuşma konusunda çok az fırsat
bıraktığını gösteriyor.
Denizcilerin çalışma koşullarını iyileştirmek ve
geliştirmek için çeşitli girişimlerde bulunuluyor,
ancak bu süreç, denizcilerin sağlık ve mutluluğu
konusunda duyulan kaygıların üzerinde tutulan
ekonomik kaygılar tarafından baltalanıyor.
Gemilerin çoğunluğu sonuçta güçlü sanayileşmiş
ülkelerdeki gemi sahiplerine ait ve onlarca kontrol
edilirken, emek gücünün çoğunluğunun çok az
güce sahip olan daha yoksul ülkelerden geldiği
gerçeğinin gözden kaçırılmaması gerekiyor.
“Bir denizcinin yaşamı,
şiddet tehdidinin ve
sömürünün olmadığı
durumda bile, denizde
uzun sürelerle
kalındığından ve yoğun
bir iş temposu nedeniyle
zahmetli ve güç olabilir.”
Martin Whitfield ulaştırma ve işçi sorunları
konularında uzmanlaşmış bir serbest gazetecidir.
ITF Denizciler Bülteni 2007
17
İnsan hakları
KATIE HIGGINBOTTOM
denizlerde yaşanan kimi en kötü
insan hakları ihlali vakalarının
balıkçılık sektöründe meydana
geldiğini anlatıyor.
Baştankokmuş
B
biçimde standart altı olduğu görülmektedir. Kötü
çalışma koşullarıyla birlikte, genellikle kırsal
bölgelerden alınıp getirilen ve denizde çok az
deneyimi bulunan insanlardan oluşan
mürettebatın, kanun tanımaz işverenler
tarafından sıklıkla fiziki kötü muamelenin ve
duyarsız ihmallerin kurbanları haline
getirildikleri anlaşılıyor.
alıkçılık sektörü, işyerlerinde yaşanan hak
ihlallerinin en kötü örneklerinden
bazılarına ev sahipliği yapıyor. Deniz
taşımacılığında, Denizde Can Güvenliği
Hakkındaki Uluslararası Sözleşme ve
Gemiadamlarının Eğitimi, Belgelendirmesi ve
Vardiya Standartları Hakkında Uluslararası
Sözleşme varken –her ikisi de dünya filosunun
yüzde 99’unu temsil eden ülkeler tarafından
onaylanmış durumda- bunların balıkçılıktaki
dengi sözleşmelerin onaylanmaya yaklaştığını
gösteren bir işaret bile göze çarpmıyor.
Balıkçılık sektörü aynı zamanda elverişli
bayrakların yol açtığı sorunlardan da etkileniyor.
Çok sayıda vicdansız gemi sahibinin elverişli
bayrak sisteminin sunduğu kendini gizleme
olanağından faydalandıkları, yasadışı, bildirimsiz
ve denetimsiz balıkçılık (YBD), sektörü kemiren
özel bir tür hastalıktır. Denizcilik Kaynakları
Değerlendirme Grubu’nun (MRAG) yaptığı
tahminlere göre YBD balıkçılık, devletlerin her yıl,
4,2 milyar ABD doları ile 9,5 milyar ABD doları
arasında değişen bir tutarda gelir kaybına
uğramalarına –ya da küresel olarak yakalanan
deniz ürünlerinin değerinin yüzde 20’sini
kaybetmelerine- neden oluyor.
Azalan balık stokları ve sürdürülebilir bir
balıkçılık sektörü oluşturma yolunda gösterilen
çabalar üzerindeki olumsuz etkilerinin yanı sıra,
YBD gemilerinde koşulların çoğu kez tehlikeli bir
Kuralsızlık
Açık denizlerde faaliyet gösteren balıkçılık
filosunu, küresel deniz ticaret filosu ile
kıyaslayan, kimi ülkelerin bakanlıklarının
önderliğinde kurulmuş olan Açık Denizler Görev
Kuvveti, bunlardan ilkinin, ikinciye “kıyasla
düzelemeden yoksun olduğunu ve gemilere
kimlerin sahip olduğu ve işlettiği konusunda
yeterince şeffaflığın bulunmadığını,” belirtiyor.
“Bir sınıf olarak balıkçılık gemileri ticari gemiler
için geçerli olan bir çok Uluslararası Denizcilik
Örgütü (IMO) sözleşmesinden muaf tutuluyorlar.
Denizcilik emniyetinin, güvenliğinin sağlanması
ve insan haklarına saygı gösterilmesi konusunda
giderek daha bilinçli hale gelen bir dünyada bu
durum anormal ve rahatsız edicidir.”
Avustralya Tarım, Balıkçılık ve Orman Bakanlığı,
ITF ve WWF International’ın hazırlattıkları, kısa bir
süre önce yayınlanan bir rapor –“Açık Denizlerde
Balıkçılığın Değişen Doğası”- elverişli bayrakların
Justin Tallis/reportdigital.co.uk
“‘Veriminin
düşük’ olduğu
ya da ‘sorun
çıkarttığı’
düşünülen
gemiciler zaman
zaman yabancı
limanlarda terk
ediliyorlar.”
18
ITF Denizciler Bülteni 2007
YBD balıkçılığa nasıl bir koruma sağladığını gözler
önüne seriyor. Rapor, çok sayıda büyük boyutlu
balıkçıgemisinin elverişli bayraklar siciline kayıtlı
olduklarını ve yasalardan kaçmak veya yeni
balıkçılık alanlarına erişim sağlamak için nasıl
kolaylıkla “bayrak-değiştirdiklerini” anlatıyor:
“Balıkçılıkta elverişli bayrak sistemi,
uluslararası sularda balıkçılığın korunmasına ve
sürdürülebilir bir biçimde yönetilmesine yönelik
oluşturduğu tehdit bir yana, açık denizlerde deniz
ürünlerine adil erişim sağlamak için gösterilen
uluslararası çabaları temelinden çarpıtmakta ve
bir gizlilik perdesi arkasında süren insan hakları
ihlallerine yol açmaktadır.”
São Tomé ve Principe bandıralı balıkçılık
gemisi Amur, 10 Ekim 2000 tarihinde Kerguelen
açıklarında, aşağı Antarktika sularında battı.
Geminin deniz yolculuğuna elverişli olmadığı
biliniyordu ve mürettebat üyelerinin çoğunun ne
düzgün iş sözleşmeleri ne de sigortaları vardı.
Can kurtaran teçhizatları çalışmadı ve 40 kişilik
mürettebattan 14’ü geminin tehlikeli bölgelerinde
yer alan kamaralarından kaçamayarak boğuldular.
Gemi, Uruguay’ın Montevideo limanından, Sils adı
altında, Belize bandıralı bir gemi olarak ayrılmıştı.
Denizdeyken geminin adı ve bayrağı değiştirildi
ve battığı sırada yasadışı olarak diş balığı
avlıyordu.
2005 yılının Haziran ayında, Ukrayna bandıralı
Simiez’de, geminin Montevideo’da bulunduğu
sırada şüphe uyandıran bir yangın çıktı. 11
mürettebat üyesi –dokuz Çinli, bir Endonezyalı ve
Ukraynalı kaptanları- yanarak yaşamını kaybetti.
Montevideo liman yetkililerinin yangın sırasında
mürettebat üyelerinin kamaralarına kilitli kalmış
olabileceklerine inandıkları söyleniyor.
YBD gemilerindeki koşulları belgelemek zor
olsa da, “Açık Denizlerde Balıkçılığın Değişen
Doğası” başlıklı rapor, insan ve işçi hakları
ihlallerinin çok sık yaşandığını ortaya koyuyor.
Raporda, balıkçılık işçilerini temsil eden Şilili bir
sendika olan Sintoners’ın konuyla ilgili olarak şu
açıklamasına yer veriliyor:
“YBD balıkçılık gemilerinin mürettebatı
genellikle ya sözleşmesiz olarak çalışıyorlar ya da
ortada bir sözleşme olsa bile bunları
imzalayanlar, işçi haklarının ya da insan
haklarının ihlal edildiği veya mürettebatın
tutuklandığı ya da geminin battığı durumda
bulunması olanaksız olan hayali şirketler oluyor…
“YBD gemilerinde çalışmakta olup, ‘veriminin
düşük’ olduğu ya da ‘sorun çıkarttığı’ düşünülen
gemiciler zaman zaman yabancı limanlarda terk
ediliyorlar ve evlerine gidebilmek için
elçiliklerden, yerel balıkçılık sendikalarından,
“Balıkçılık sektörü aynı zamanda elverişli
bayrakların yol açtığı sorunlardan da etkileniyor.
Çok sayıda vicdansız gemi sahibinin elverişli bayrak
sisteminin sunduğu kendini gizleme olanağından
faydalandıkları, yasadışı, bildirimsiz ve denetimsiz
balıkçılık (YBD), sektörü kemiren özel bir tür
hastalıktır.”
yaptıkları şantajların kurbanı haline geliyorlar.
Herhangi bir bireysel iş sözleşmesi olmadan işe
alınan bu insanlara düzgün ödeme yapılmıyor ve
çoğu kez insani olmayan muameleye maruz
kalıyorlar. Bu Burmalıların çoğu aslında balıkçı
değil, Burma’dan Tayland’a mülteci olarak kaçıp
gelmiş çiftçiler. Bu işçilerin içinde bulundukları
durum Endonezya Denizciler Sendikası –Kesatuan
Pelaut Indonesia (KPI) tarafından izleniyor ancak
kendilerine mülteci statüsünün tanınmamış
olması bu çabaları olumsuz yönde etkiliyor.
Aynı zamanda yabancı balıkçılık şirketleri için
çalışan Endonezyalıların da yetersiz iş
sözleşmeleri nedeniyle yasal korumadan yoksun
kaldıkları biliniyor. KPI tarafından ele alınan bir
başka vaka, Bali’deki PT Baruna Siwa istihdam
bürosunca, Micronesia Longline Fishing Company
tarafından işletilen lanthe’de çalışmak üzere işe
yerleştirilmiş olan 28 balıkçıyla ilgili. Bu işçiler
istihdam edildikleri üç yıl boyunca hiç ücret
alamadılar. Ne bir toplu sözleşmeleri ne de
bireysel iş sözleşmeleri vardı.
Denizciler vicdansız işverenlerin elinde ve
etkisiz kalan düzenlemeler nedeniyle haksız bir
biçimde ıstırap çekiyorlarmış gibi görünürken, en
kötü istismar vakalarından bazıları balıkçılık
sektöründe yaşanıyor. Fabrika gemilerden, aile
şirketlerine varıncaya kadar çok geniş bir
yelpazede yer alan bu sektörün örgütlenmesinin
ve düzenlenmesinin güçlüğü kanıtlanmış bir
gerçek.
Sektörde çalışan işçilerin koşullarını
düzeltmeyi ve iyileştirmeyi amaçlayan sözleşme
Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 2005 yılının
Haziran ayında düzenlediği balıkçılık
konferansında az bir farkla kabul edilmedi. Bu
konferans 2007 yılının Mayıs/Haziran aylarında
yeniden toplanacak ve bu kez sonucun daha
olumlu olacağı ve üye devletlerin bu sözleşmeyi
onaylama ve uygulamaya koyma konusunda daha
hızlı davranacakları umuluyor.
Bundan sonraki adımlar
kiliselerden ya da yardım kuruluşlarından medet
ummak zorunda kalıyorlar…
“YBD gemilerinde mürettebatın fiziksel ve/veya
psikolojik olarak kötü muamele görmeleri sıklıkla
yaşanan bir durumdur…
“Kimi durumlarda, YBD balıkçılık gemilerinde
çalışan Asyalı mürettebat üyelerinin zorla
çalıştırıldıkları ve kamaralarına kilitlendikleri ya
da zincire vuruldukları biliniyor.”
Şantaj
Endonezya’nın Tual bölgesi iki yılı aşkın bir
süredir 1.000 kadar Burmalı balıkçıya ev sahipliği
yapıyor. Tayland bandıralı gemilerde çalışırken
işten çıkarılmış olan bu balıkçıların birçoğunun
seyahat belgeleri, gemi sahipleri ya da Taylandlı
balıkçılık şirketlerinin Tual’deki temsilcileri
tarafından alıkonuluyor. Bunun sonucunda sık sık
yerel güvenlik ve göçmen işleri görevlilerinin
ITF’in 2006 yılının Ağustos ayında Durban’da
yapılan kongresinde, ITF ve üyesi balıkçılık
sendikaları bir dizi stratejik öncelik üzerinde fikir
birliğine vardılar. Bu öncelikler şunları içeriyordu:
Bütün balıkçıların çalışma ve yaşam koşullarını
iyileştirmek yolunda ITF üyesi ulusal sendikaları
desteklemek.
Elverişli bayrak sisteminin sona erdirilmesi ve
gemi sahibi/şirket ile bayrak arasında “gerçek bir
bağ” kurulması için yürütülen siyasi kampanyayı
sürdürmek.
Çevresel ve ekolojik etkenleri gerektiği gibi göz
önünde bulunduran, sürdürülebilir bir balıkçılık
politikası geliştirmek. Balıkçılıkla ilgili çevreci
örgütlerle ittifakları sürdürmek ve genişletmek.
Katie Higginbottom ITF’in Denizciler
Kolu’nun, Londra’da yerleşik kıdemli
araştırma uzmanıdır. Higginbottom,
“Gözden Irak, Gönülden de Irak” başlıklı
raporun yazarıdır.
ITF Denizciler Bülteni 2007
19
ANTİGUA VE BARBUDA
BAHAMA ADALARI
BARBADOS
BELİZE
BERMUDA
BOLİVYA
BURMA/MYANMAR
KAMBOÇYA
CAYMAN ADALARI
COMOROS
KIBRIS
EKVATOR GİNESİ
FRANSA (ikinci sicil)
GÜRCİSTAN
ALMANYA (ikinci sicil)
LÜBNAN
LİBERYA
CEBELİTARIK
HONDURAS
MALTA
MARSHALL ADALARI
JAMAİKA
Elverişli bayraklar
MAURİTİUS ADASI
MOĞOLİSTAN
HOLLANDA ANTİLLERİ
KUZEY KORE
PANAMA
SAO TOME VE PRINCIPE
SRİ LANKA
ST. VINCENT VE GRENADINES
TONGA
VANUATU
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu’nun elverişli bayrak olarak ilan
ettiği denizcilik bayrakları işte bunlar
Bu bayraklara ek olarak, bazı deniz ticaret sicillerine kayıtlı gemiler, tek tek ele alındığında, bir elverişli bayrak gemisi olarak görülebilir.
ITF HOUSE, 49-60 BOROUGH ROAD, LONDON SE1 1DR TEL: +44 (0)20 7403 2733 FAKS: +44 (0)20 7357 7871 E-POSTA: [email protected] INTERNET: WWW.ITFGLOBAL.ORG
ITF’le temasa geçmeniz için 4 sayfalık çek-al kılavuz
ITF müfettişleri
MERKEZ
49/60 Borough Road, London
SE1 1DR, United Kingdom
Tel: +44(0)20 7403 2733
Faks: +44(0)20 7357 7871
Teleks: 051 8811397 ITF LDN G
E-posta: [email protected]
Web sitesi: www.itfglobal.org
AFRİKA BÖLGE OFİSİ
PO Box 66540, Nairobi, Kenya
Tel: +254(0)20 444 80 19
Faks: +254(0)20 444 80 20
E-posta:
[email protected]
AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ
1450 Avenue Kwame Nkrumah,
11 BP 832, CMS Ouagadougou 11,
Burkina Faso
Tel: +226(0)50 30 19 79
Faks: +226(o)50 33 31 01
E-posta: [email protected]
ARAP DÜNYASI OFİSİ
PO Box 925875, Amman 11190,
Jordan
Tel/Faks: +962(0)6 569 94 48
E-posta:
[email protected]
ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ
Tamachi Kotsu Building 3-2-22,
Shibaura, Minato-ku, Tokyo
108-0023, Japan
Tel: +81(0)3 3798 2770
Faks: +81(0)3 3769 4471
E-posta: [email protected]
ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ
12D College Lane, New Delhi
110001, India
Tel: +91(0)11 2335 4408/7423
Faks: +91(0)11 2335 4407
E-posta: [email protected]
AVRUPA BÖLGE OFİSİ
European Transport Workers’
Federation (ETF), Rue du Midi
165, B-1000 Brussels, Belgium
Tel: +32(0)2 285 4660
Faks: +32(0)2 280 0817
E-posta: [email protected]
AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ
21/1 Sadovaya Spasskaya, Office
729, 107217 Moscow, Russia
Tel: +7 495 782 0468
Faks: +7 095 782 0573
E-posta: [email protected]
Web sitesi: www.itf.ru
AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ
Avenida Rio Branco 26-11 Andar,
CEP 20090-001 Centro, Rio de
Janeiro, Brazil
Tel: +55(0)21 2223 0410/2233
2812
Faks: +55(0)21 2283 0314
E-posta: [email protected]
Web sitesi: www.itf-americas.org
KARAİPLER ALT-BÖLGE OFİSİ
198 Camp Street,
Cummingsburg, Georgetown,
Guyana
Tel: +592(0)22 71196/54285
Faks: +592(0)22 50820
E-posta: [email protected]
TURİZM GEMİLERİ
ALT-BÖLGE OFİSİ
Crew Member Club, c/o Hotel
Barracuda, Avenida Rafael E
Melgar 628, Cozumel, Quintana
Roo 77600
Tel/Faks: +52(01)987 869 1929
E-posta:
[email protected]
Yardıma ihtiyacınız varsa ve bir elverişli bayrak gemisinde ya
da sendikal sözleşmesi olmayan bir yabancı bayraklı gemide
çalışıyorsanız, müfettişlerimizden veya koordinatörlerimizden
biri ile temas edin. Eğer bir müfettiş veya koordinatöre
ulaşamıyorsanız, ITF merkez ofisinde Eylem Birimi (Actions
Unit) veya size en yakın ITF ofisi ile temas edin (bunların
adresleri için solda yer alan kutuya bakın).
ALMANYA
Bremen
Ali Memon*
Tel: +49(0)421 330 3333
Faks: +49(0)421 330 3366
Cep telefonu: +49(0)171 571 2388
E-posta: [email protected]
Michael Blanke
Tel: +49(0)421 330 3330
Faks: +49(0)421 330 3366
Cep telefonu: +49(0)171 641 2693
E-posta: [email protected]
Hamburg
Ulf Christiansen
Tel: +49(0)40 2800 6811
Faks: +49(0)40 2800 6822
Cep telefonu: +49(0)171 641 2694
E-posta: [email protected]
Udo Beyer
Tel: +49(0)40 2800 6812
Faks: +49(0)40 2800 6822
Cep telefonu: +49(0)172 971 0254
E-posta: [email protected]
Rostock
Hartmut Kruse
Tel: +49(0)381 670 0046
Faks: +49(0)381 670 0047
Cep telefonu: +49(0)171 641 2691
E-posta: [email protected]
AMERİKA BİRLEŞİK DEVLETLERİ
Baltimore
Arthur Petitpas
Tel: +1(0)410 882 3977
Faks: +1(0)410 882 1976
Cep telefonu: +1(0)443 562 3110
E-posta: [email protected]
Houston
Shwe Tun Aung
Tel: +1(0)713 659 5152
Faks: +1(0)713 650 8629
Cep telefonu: +1(0)713 447 0438
E-posta: [email protected]
Los Angeles
Stefan Mueller-Dombois
Tel: +1(0)562 493 8714
Faks: +1(0)562 493 7190
Cep telefonu: +1(0)562 673 9786
E-posta: [email protected]
Miami
Hans Saurenmann
Tel: +1(0)321 783 8876
Faks: +1(0)321 783 2821
Cep telefonu: +1(0)305 360 3279
E-posta: [email protected]
Morehead City
Tony Sacco
Tel: +1(0)252 726 3033
Faks: +1(0)252 726 9796
Cep telefonu: +1(0)252 241 2396
E-posta: [email protected]
New Orleans
Dwayne Boudreaux*
Tel: +1(0)504 581 3196 (ext 7)
Faks: +1(0)504 568 9996
Cep telefonu: +1(0)504 442 1556
E-posta: [email protected]
New York
Enrico Esopa*
Tel: +1(0)212 244 4000
Faks: +1(0)718 768 5058
Cep telefonu: +1(0)201 417 2805
E-posta: [email protected]
Portland
Martin Larson
Faks: +1(0)503 286 1223
Cep telefonu: +1(0)503 347 7775
E-posta: [email protected]
Puerto Rico
Porto Riko için ayrıca oluşturulmuş olan
dizine bakın
San Francisco
José Perez
Tel: +1(0)209 462 3525
Faks: +1(0)209 941 2406
Cep telefonu: +1(0)209 969 0596
E-posta: [email protected]
Seattle
Lila Smith
Tel: +1(0)206 533 0995
Faks: +1(0)206 533 0996
Cep telefonu: +1(0)206 818 1195
E-posta: [email protected]
Jeff Engels*
Tel: +1(0)206 633 1614
Faks: +1(0)206 675 1614
Cep telefonu: +1(0)206 331 2134
E-posta: [email protected]
Tampa
Tony Sasso
Tel: +1(0)321 784 0686
Faks: +1(0)321 784 0522
Cep telefonu: +1(0)321 258 8217
E-posta: [email protected]
BREZİLYA
Paranagua
Ali Zini
Tel/Faks: +55(0)41 3423 5005
Cep telefonu: +55(0)41 9998 0008
E-posta: [email protected]
Rio de Janeiro
Luiz Fernando Duarte de Lima*
Tel: +55(0)21 2233 2812
Faks: +55(0)21 2283 0314
Cep telefonu: +55(0)21 9480 5336
E-posta: [email protected]
Airton Vinicius Broto Lima
Tel: +55(0)21 2233 2812
Faks: +55(0)21 2283 0314
Cep telefonu: +55(0)21 9480 5337
E-posta: [email protected]
Santos
Renialdo Donizete Salustiano de
Freitas
Tel/Faks: +55(0)13 3219 1843
Cep telefonu: +55(0)13 9761 0611
E-posta: [email protected]
ARJANTİN
Buenos Aires
Roberto Jorge Alarcón*
Tel/Faks: +54(0)11 4331 4043
Cep telefonu: +54(0)11 4414 5687
E-posta: [email protected]
Rosario
Rodolfo Vidal
Tel/Faks: +54(0)341 425 6695
Cep telefonu: +54(0)11 4414 5911
E-posta: [email protected]
ENDONEZYA
Jakarta
Abdul Mahdi
Tel: +62(0)21 314 1495
Cep telefonu: +62(0)811 896 243
E-posta: [email protected]
FRANSA
Dunkirk
Pascal Pouille
Tel: +33(0)3 28 66 45 24
Faks: +33(0)3 28 21 45 71
Cep telefonu: +33(0)6 80 23 95 86
E-posta: [email protected]
Le Havre
François Caillou*
Tel: +33(0)2 35 26 63 73
Faks: +33(0)2 35 24 14 36
Cep telefonu: +33(0)6 08 94 87 94
E-posta: [email protected]
Marsilya
Yves Reynaud
Tel: +33(0)4 91 54 99 37
Faks: +33(0)4 91 33 22 75
Cep telefonu: +33(0)6 07 68 16 34
E-posta: [email protected]
St Nazaire
Geoffroy Lamade
Tel: +33(0)2 40 22 54 62
Faks: +33(0)2 40 22 70 36
Cep telefonu: +33(0)6 60 30 12 70
E-posta: [email protected]
Sète
Stéphanie Danjou
Tel: +33(0)1 48 18 84 21
Faks: +33(0)1 48 51 59 21
E-posta: [email protected]
GÜNEY AFRİKA
Cape Town
Cassiem Augustus
Tel: +27(0)21 461 9410
Faks: +27(0)21 462 1299
Cep telefonu: +27(0)82 773 6366
E-posta: [email protected]
Durban
Sprite Zungu*
Tel/Faks: +27(0)31 909 1087
Cep telefonu: +27(0)82 773 6367
E-posta: [email protected]
Q
AVUSTRALYA
Fremantle
Ross Storer
Tel: +61(0)8 9335 0500
Faks: +61(0)8 9335 0510
Cep telefonu: +61(0)401 692 528
E-posta: [email protected]
Melbourne
Matt Purcell
Tel: +61(0)3 9329 5477
Faks: +61(0)3 9328 1682
Cep telefonu: +61(0)418 387 966
E-posta: [email protected]
Sydney
Dean Summers*
Tel: +61(0)2 9267 9134
Faks: +61(0)2 9267 4426
Cep telefonu: +61(0)419 934 648
E-posta: [email protected]
Townsville
Graham Bragg
Tel: +61(0)7 4771 4311
Faks: +61(0)7 4721 2459
Cep telefonu: +61(0)419 652 718
E-posta: [email protected]
BELÇİKA
Antwerp
Joris De Hert*
Tel: +32(0)3 224 3413
Faks: +32(0)3 224 3449
Cep telefonu: +32(0)474 842 547
E-posta: [email protected]
Marc Van Noten
Tel: +32(0)3 224 3419
Faks: +32(0)3 224 3449
Cep telefonu: +32(0)475 775 700
E-posta: [email protected]
Zeebrugge
Christian Roos
Tel: +32(0)5 549 1103
Faks: +32(0)5 549 1104
Cep telefonu: +32(0)486 123 890
E-posta: [email protected]
ESTONYA
Tallinn
Jaanus Kuiv
Tel: +372(0)6 116 392
Faks: +372(0)6 116 390
Cep telefonu: +372(0)523 7907
E-posta: [email protected]
FİLİPİNLER
Cebu City
Joselito O Pedaria
Tel: +63(0)32 256 16 72
Faks: +63(0)32 253 25 31
Cep telefonu: +63(0)920 970 0168
E-posta: [email protected]
Manila
Rodrigo Aguinaldo
Tel: +63(0)2 536 82 87
Faks: +63(0)2 536 82 86
Cep telefonu: +63(0)917 811 1763
E-posta: [email protected]
FİNLANDİYA
Helsinki
Simo Nurmi*
Tel: +358(0)9 615 202 55
Faks: +358(0)9 615 202 27
Cep telefonu: +358(0)40 580 3246
E-posta: [email protected]
Ilpo Minkkinen
Tel: +358 (0)9 615 202 53
Faks: +358 (0)9 615 202 27
Cep telefonu: +358 (0)40 728 6932
E-posta: [email protected]
Kotka
Markku Uimonen
Tel: +358(0)5 213 855
Faks: +358(0)5 213 881
Cep telefonu: +358(0)40 096 9619
E-posta: [email protected]
Turku
Jan Örn
Tel: +358(0)9 613 110
Faks: +358(0)9 739 287
Cep telefonu: +358(0)40 523 3386
E-posta: [email protected]
HIRVATİSTAN
Dubrovnik
Vladimir Glavocic
Tel: +385(0)20 418 992
Faks: +385(0)20 418 993
Cep telefonu: +385(0)98 244 872
E-posta: [email protected]
Rijeka
Predrag Brazzoduro*
Tel: +385(0)51 325 343
Faks: +385(0)51 213 673
Cep telefonu: +385(0)98 211 960
E-posta:
[email protected]
Sibenik
Milko Kronja
Tel: +385(0)22 200 320
Faks: +385(0)22 200 321
Cep telefonu: +385(0)98 336 590
E-posta: [email protected]
HİNDİSTAN
Kalküta
Chinmoy Roy
Tel: +91(0)332 2459 7598
Faks: +91(0)332 2459 6184
Cep telefonu: +91(0)98300 43094
E-posta: [email protected]
Kochi
Thomas Sebastian
Tel: +91(0)484 233 8249 / 8476
Faks: +91(0)484 266 9468
Cep telefonu: +91(0)98950 48607
E-posta: [email protected]
Mumbai
Hashim Sulaiman
Tel: +91(0)22 2261 8368 / 8369
Faks: +91(0)22 2261 5929
Cep telefonu: +91(0)9967 218893
E-posta: [email protected]
Tuticorin
DM Stephen Fernando
Tel: +91(0)461 2326 519 / 2339 195
Faks: +91(0)461 2311 668
Cep telefonu: +91(0)94431 59137
E-posta: [email protected]
Devamı haritanın arkasında
ITF müfettişleri
Bütün dünyada denizcilere
yardımcı oluyor
Uluslararası Taşımacılık
AVRUPA ALT-BÖLGE
R
KDN
ITF MERKEZİ
R
Vancouver +1(0)604 251 7174
R
AVRUPA BÖLGE OFİSİ (ETF)
U
Hamilton +1(0)905 227 5212 Montreal +1(0)514 931 7859
Seattle U
U Halifax +1(0)902 455 9327
U U
+1(0)206 633 1614
ABD
Portland U
U New York +1(0)212 244 4000
+1(0)503 347 7775
U Baltimore +1(0)410 882 3977
U
San Francisco +1(0)209 462 3525
Los Angeles U
New Orleans
U Morehead City +1(0)252 726 3033
+1(0)562 493 8714
+1(0)504 581 3196
Houston U
U
E
+1(0)713
Las Palmas
TampaU
659 5152
+34(0)928 467 630 U
+1(0)321 UMiami
784 0686 +1(0)321 783 8876
MEK
TURİZM GEMİLERİ KAMPANYA ALT-BÖLGE OFİSİ
Manzanillo
RCozumel+52(01)987 869 1929
+52(01)314 332 8834 U
U
Veracruz U
+52(01)229 932 1367
U San Juan +1787(0)783 1755
ÜRD
R ARAP DÜNYA
KO
BF
U Cartagena +57(0)5 666 4802
R KARAYİPLER ALT-BÖLGE OFİSİ
KO
GU
R AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ
NJR
Lagos U
+234(0)1 793 6150
KEN
AFRİKA BÖLGE OFİSİ
R
U Mombas
+254(0)41
ITF MERKEZİ
londra
+44 (0)20 7403 2733
BR
AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ
rio de janeiro
+55 (0)21 2223 0410
KARAYİPLER ALT-BÖLGE OFİSİ
georgetown
+592 (0)22 71196
AMERİKA KITALARI BÖLGE OFİSİ
Santos
+55(0)13 3219 1843U RU Rio de Janeiro +55(0)21 2233 2812
U
Paranaguá +55(0)41 3423 5005
AR
Valparaiso U
+56(0)32 221 7727
ŞİLİ
Rosario +54(0)341 425 6695
U
U Buenos Aires
+54(0)11 4331 4043
GA
Cape TownU
+27(0)21 461 9410
U Durban
+27(0)31 909 1087
TURİZM GEMİLERİ KAMPANYA ALT-BÖLGE OFİSİ
cozumel
+52 (01)987 869 1929
AVRUPA BÖLGE OFİSİ
brüksel
+32 (0)2 285 4660
AVRUPA ALT-BÖLGE OFİSİ
moskova
+7 495 782 0468
ITF Müfettişlerinin iletişim bilgilerinin detaylı listesine şu adresten ulaşabilirsiniz: www.itfglobal.org/seafarers/
Q
Q
Q
UMurmansk
RUS
Mosjøen
U
İS
FİN
Gävle
Kotka
U Turku U U St Petersburg
Oslo
U U Helsinki
U Stockholm U
Tallinn
Porsgrunn
U
est
U Gothenburg
U
Stavanger
U
Aberdeen U
lv URiga
Helsingborg
U
U Klaipeda
lt
South Shields
Rostock U
U
Gdynia
Liverpool U
Hamburg
U
bk
USzczecin
İRL
U
hl U Bremen
Waterford U
pl
U Rotterdam
BristolU Tilbury
U UZeebrugge
U
U
Dunkirk
b Antwerp
ukr
a
Le HavreU
Odessa
U
USt Nazaire
n
k İşçileri Federasyonu
f
hr
ro
Ravenna URijeka
U U Sibenik
Marsilya Genoa U
U Dubrovnik
U İ
Sète U U Livorno
p
Rome
İS
U
U
Lizbon
Barselona Napoli U
U Taranto
U
Valenciya U
yu
Vigo U
Bilbao U
PalermoU
U Algeciras
E OFİSİ
RUS
Vladivostock
+7(0)423 251 2485
U
Algeciras
+34(0)956 657 046
Seul+82(0)2 716 2764
UU
Inchon GKO
U
+82(0)32 881 9880 Pusan
+82(0)51 469 0401/463 4828
ASI OFİSİ
ASYA ALT-BÖLGE OFİSİ
Taipei
+886(0)2251 50302 UU
TAY
Taichung U Keelung
+886(0)2251 50302
+886(0)2658 4514
R
+91(0)332 2459 7598 Kalküta
U
Mumbai U
+91(0)22 2261 8368
HİN
U Pire
Aberdeen
+44(0)1224 582 688
Chiba +81(0)50 1291 7326
RUTokyo +81(0)35 410 8330
j UU
Yokohama +81(0)45 451 5585
UOsaka +81(0)66 612 1004
ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ
U Konstanta
Palermo +39(0)91 32 17 45
Pire +30(0)210 411 6610
Bilbao +34(0)94 493 5659
Porsgrunn
+47(0)35 548 240
Bremen +49(0)421 330 3333
Ravenna
+39(0)54 45 91 852
Dubrovnik
+385(0)20 418 992
U Cebu City +63(0)32 256 16 72
Kochi U UTuticorin
+91(0)461 2326 519
+9(0)484 233 8249
FLP
sa
1 2495 244
Rotterdam
+31(0)10 215 1166
Helsingborg
+46(0)31 42 95 31
AFRİKA
.
.BÖLGE OFİSİ
nairobii
+254 (0)20 444 80 19
Helsinki
+358(0)9 615 202 55
U Townsville
+61(0)7 4771 4311
ASYA
OFİSİ
. ALT-BÖLGE
.
yeni delhi
+91 (0)11 2335 4408/7423
/msg-contacts.cfm
Konstanta
+40(0)241 618 587
Fremantle
+61(0)8 9335 0500 U
AFRİKA FRANSIZCA OFİSİ
ouagadougou
+226 (0)50 30 19 79
ASYA/PASİFİK BÖLGE OFİSİ
tokyo
+81 (0)3 3798 2770
Klaipeda +370(0)46 410 447
AVS
U Sydney +61(0)2 9267 9134
Melbourne
+61(0)3 9329 5477 U
yz
St Nazaire
+33(0)2 40 22 54 62
Sen Petersburg
+7(0)812 714 9732
Sète +33(0)1 48 18 84 21
Sibenik +385(0)22 200 320
South Shields
+44(0)191 455 1370
Stavanger +47(0)51 840 500
Stockholm
+46(0)8 791 4100
Kotka +358(0)5 213 855
Szczecin
+48(0)91 423 97 07
Le Havre
+33(0)2 35 26 63 73
Tallinn +372(0)6 116 392
Lizbon +351 21 391 8150
Wellington
+64(0)4 801 7613 U
Roma +39(0)64 42 86 317
Gävle +46(0)26 65 72 06
Hamburg
+49(0)40 2800
6811/6812
ARAP DÜNYASI OFİSİ
amman
+962 (0)6 569 94 48
Rijeka +385(0)51 325 343
Rostock
+49(0)381 670 0046
Götenburg
+46(0)31 339 59 96
U
Jakarta
+62(0)21 314 1495
Riga +371(0)7 073 436
Dunkirk
+33(0)3 28 66 45 24
Gdynia +48(0)58 661 60 96
ri
Oslo +47(0)22 825 835
Barselona
+34(0)93 481 2766
Bristol +44(0)151 427 3668
U Manila +63(0)2 536 82 87
Odessa +380(0)482 429 901
Antwerp +32(0)3 224 3413
Cenova +39(0)10 25 18 675
UVisakhapatnam
+91(0)891 2502 695
Napoli +39(0)81 26 50 21
Liverpool
+44(0)151 639 8454
Taranto +39(0)99 47 07 555
Tilbury +44(0)20 8989 6677
Turku +358(0)9 613 110
Livorno +39(0)58 68 25 251
Valensiya
+34(0)96 367 1263
Marsilya
+33(0)4 91 54 99 37
Vigo +34(0)986 221 177
Mosjøen +47(0)75 175 135
Waterford
+353(0)1 874 3735
Murmansk
+7(0)815 242 2860
Zeebrugge +32(0)5 549 1103
ITF’le temasa geçmeniz için 4 sayfalık çek-al kılavuz
ITF müfettişleri
HİNDİSTAN
Visakhapatnam
BV Ratnam
Tel: +91(0)891 2502 695 / 2552 592
Faks: +91(0)891 2502 695
Cep telefonu: +91(0)98481 98025
E-posta: [email protected]
HOLLANDA
Rotterdam
Ruud Touwen*
Tel: +31(0)10 215 1166
Faks: +31(0)10 423 3933
Cep telefonu: +31(0)65 331 5072
E-posta: [email protected]
Ed Booister
Tel: +31(0)10 215 1166
Faks: +31(0)10 423 3933
Cep telefonu: +31(0)65 331 5073
E-posta: [email protected]
Debbie Klein
Tel: +31(0)10 215 1166
Faks: +31(0)10 423 3933
Cep telefonu: +31(0)65 318 2734
E-posta: [email protected]
Aswin Noordermeer
Tel: +31(0)10 215 1166
Faks: +31(0)10 423 3933
Cep telefonu: +31(0)65 333 7522
E-posta: [email protected]
Las Palmas
Victor Conde del Hoyo
Tel: +34(0)928 467 630
Faks: +34(0)928 465 547
Cep telefonu: +34(0)676 057 807
E-posta: [email protected]
Valensiya
Miguel Coronado*
Tel: +34(0)96 367 1263 / 0645
Faks: +34(0)96 367 1263
Cep telefonu: +34(0)608 510 778
E-posta: [email protected]
Vigo
Luz Baz
Tel/Faks: +34(0)986 221 177
Cep telefonu: +34(0)660 682 164
E-posta: [email protected]
İSVEÇ
Gävle
Peter Lövkvist
Tel: +46(0)26 65 72 06
Faks: +46(0)26 65 72 18
Cep telefonu: +46(0)70 626 77 89
E-posta: [email protected]
Göteburg
Göran Nilsson
Tel: +46(0)31 339 59 96
Faks: +46(0)31 13 56 77
Cep telefonu: +46(0)76 100 65 12
E-posta: [email protected]
Göran Larsson
Tel: +46(0)31 701 24 14
Faks: +46(0)31 13 28 06
Cep telefonu: +46(0)70 626 7788
E-posta: [email protected]
Helsingborg
Sven Save
Tel: +46(0)31 42 95 31/ 42 37 43 35
Faks: +46(0)42 37 43 45
Cep telefonu: +46(0)70 57 49 713
E-posta: [email protected]
Stockholm
Carl Tauson*
Tel: +46(0)8 791 4100
Faks: +46(0)8 212 595
Cep telefonu: +46(0)70 59 26 896
E-posta: [email protected]
Annica Barning
Tel: +46(0)8 454 8405
Faks: +46(0)8 411 6940
Cep telefonu: +46(0)70 57 49 714
E-posta: [email protected]
JAPONYA
Chiba
Shigeru Fujiki
Tel: +81(0)50 1291 7326
Faks: +81(0)3 3733 2627
E-posta: [email protected]
Osaka
Mash Taguchi
Tel: +81(0)66 612 1004 / 4300
Faks: +81(0)66 612 7400
Cep telefonu: +81(0)90 7198 6721
E-posta: [email protected]
Tokyo
Shoji Yamashita*
Tel: +81(0)35 410 8330
Faks: +81(0)35 410 8336
Cep telefonu: +81(0)90 3406 3035
E-posta: [email protected]
Yokohama
Fusao Ohori
Tel: +81(0)45 451 5585
Faks: +81(0)45 451 5584
Cep telefonu: +81(0)90 6949 5469
E-posta: [email protected]
KANADA
Halifax
Gerard Bradbury
Tel: +1(0)902 455 9327
Faks: +1(0)902 736 1366
Cep telefonu: +1(0)902 441 2195
E-posta: [email protected]
Hamilton
Mike Given
Tel: +1(0)905 227 5212
Faks: +1(0)905 227 0130
Cep telefonu: +1(0)905 933 0544
E-posta: [email protected]
Montreal
Patrice Caron
Tel: +1(0)514 931 7859
Faks: +1(0)514 931 3667
Cep telefonu: +1(0)514 234 9962
E-posta: [email protected]
Vancouver
Peter Lahay*
Tel: +1(0)604 251 7174
Faks: +1(0)604 251 7241
Cep telefonu: +1(0)604 418 0345
E-posta: [email protected]
Q
İNGİLTERE (BİRLEŞİK KRALLIK)
Aberdeen
Norrie McVicar*
Tel: +44(0)1224 582 688
Faks: +44(0)1224 584 165
Cep telefonu: +44(0)7768 652 257
E-posta: [email protected]
Bristol
Bill Anderson
Tel/Faks: +44(0)151 427 3668
Cep telefonu: +44(0)7876 794 914
E-posta: [email protected]
Liverpool
Tommy Molloy
Tel: +44(0)151 639 8454
Faks: +44(0)151 346 8801
Cep telefonu: +44(0)7764 182 768
E-posta: [email protected]
South Shields
Keith Jobling
Tel: +44(0)191 455 1370
Faks: +44(0)191 456 1309
Cep telefonu: +44(0)7860 385 247
E-posta: [email protected]
Tilbury
Chris Jones
Tel: +44(0)20 8989 6677
Faks: +44(0)20 8530 1015
Cep telefonu: +44(0)7921 022 600
E-posta: [email protected]
İRLANDA
Waterford
Ken Fleming
Tel: +353(0)1 874 3735
Faks: +353(0)1 874 8927
Cep telefonu: +353(0)87 647 8636
E-posta: [email protected]
İSPANYA
Algeciras
José M Ortega
Tel: +34(0)956 657 046
Faks: +34(0)956 632 693
Cep telefonu: +34(0)699 436 503
E-posta: [email protected]
Barselona
Joan Mas García
Tel: +34(0)93 481 2766
Faks: +34(0)93 298 2179
Cep telefonu: +34(0)629 302 503
E-posta: [email protected]
Bilbao
Mohamed Arrachedi
Tel: +34(0)94 493 5659
Faks: +34(0)94 493 6296
Cep telefonu: +34(0)629 419 007
E-posta: [email protected]
İTALYA
Cenova
Piero Luigi Re
Tel: +39(0)10 25 18 675
Faks: +39(0)10 25 18 683
Cep telefonu: +39(0)335 707 0988
E-posta: [email protected]
Leghorn/Livorno
Bruno Nazzarri
Tel: +39(0)58 68 25 251
Faks: +39(0)58 68 96 178
Cep telefonu: +52(0)998 874 0476
E-posta: [email protected]
Napoli
Paolo Serretiello
Tel/Faks: +39(0)81 26 50 21
Cep telefonu: +39(0)335 482 706
E-posta: [email protected]
Palermo
Francesco Saitta
Tel/Faks: +39(0)91 32 17 45
Cep telefonu: +39(0)338 698 4978
E-posta: [email protected]
Ravenna
Giovanni Olivieri*
Tel: +39(0)54 45 91 852
Faks: +39(0)54 44 26 049
Cep telefonu: +39(0)335 526 8464
E-posta: [email protected]
Roma
Carla Marchini
Tel: +39(0)64 42 86 317
Faks: +39(0)64 40 29 91
Cep telefonu: +39(0)335 644 9980
E-posta: [email protected]
Taranto
Gianbattista Leoncini
Tel/Faks: +39(0)99 47 07 555
Cep telefonu: +39(0)335 482 703
E-posta:
[email protected]
KENYA
Mombasa
Juma Khamis
Tel: +254(0)41 2495 244
Faks: +254(0)41 2495 117
Cep telefonu: +254(0)721 738053
E-posta: [email protected]
KOLOMBİYA
Cartagena
Miguel Sanchez
Tel: +57(0)5 666 4802
Faks: +57(0)5 658 3496
Cep telefonu: +57(0)3 10 657 3399
E-posta: [email protected]
KORE
Inchon
Kwang-Jo Ko
Tel: +82(0)32 881 9880
Faks: +82(0)32 884 3228
Cep telefonu: +82(0)11 440 4611
E-posta: [email protected]
Pusan
Sang Gi Gim
Tel: +82(0)51 469 0401 / 0294
Faks: +82(0)51 464 2762
Cep telefonu: +82(0)11 585 2401
E-posta: [email protected]
Bae Jung Ho
Tel: +82(0)51 463 4828
Faks: +82(0)51 464 8423
Cep telefonu: +82(0)11 832 4628
E-posta: [email protected]
Seul
Hye Kyung Kim*
Tel: +82(0)2 716 2764
Faks: +82(0)2 702 2271
Cep telefonu: +82(0)11 441 1232
E-posta: [email protected]
LETONYA
Riga
Norbert Petrovskis
Tel: +371(0)7 073 436
Faks: +371(0)7 383 577
Cep telefonu: +371(0)29 215 136
E-posta: [email protected]
PORTO RİKO
San Juan
Angel Felipe Garcia-Cortijo
Tel: +1787(0)783 1755
Faks: +1787(0)273 7989
Cep telefonu: +1787(0)410 1344
E-posta: [email protected]
LİTVANYA
Klaipeda
Andrey Chernov
Tel/Faks: +370(0)46 410 447
Cep telefonu: +370(0)699 28198
E-posta: [email protected]
ROMANYA
Köstence
Adrian Mihalcioiu
Tel: +40(0)241 618 587
Faks: +40(0)241 616 915
Cep telefonu: +40(0)722 248 828
E-posta: [email protected]
MEKSİKA
Cozumel
Bruno Nazzarri
Tel/Faks: +52(01)987 869 1929
Cep telefonu: +52(01)998 874 0476
E-posta: [email protected]
Manzanillo
Honorio Alberto Galván Aguilar
Tel: +52(01)314 332 8834
Faks: +52(01)229 931 6797
Cep telefonu: +52(01)229 929 9031
E-posta: [email protected]
Veracruz
Enrique Lozano
Tel/Faks: +52(01)229 932 1367 / 3023
Cep telefonu: +52(01)229 161 0700
E-posta: [email protected]
NİJERYA
Lagos
Henry Akinrolabu
Tel/Faks: +234(0)1 793 6150
E-posta: [email protected]
NORVEÇ
Mosjøen
Pål Aanes
Tel: +47(0)75 175 135
Faks: +47(0)75 176 558
Cep telefonu: +47(0)48 246 633
E-posta: [email protected]
Oslo
Nils Pedersen*
Tel: +47(0)22 825 835 / 425 872
Faks: +47(0)22 423 056
Cep telefonu: +47(0)90 148 487
E-posta: [email protected]
Angelica Gjestrum
Tel: +47(0)22 825 824
Faks: +47(0)22 423 056
Cep telefonu: +47(0)97 729 357
E-posta: [email protected]
Porsgrunn
Truls M Hellenes
Tel: +47(0)35 548 240
Faks: +47(0)35 548 023
Cep telefonu: +47(0)90 980 487
E-posta: [email protected]
Stavanger
Aage Baerheim
Tel: +47(0)51 840 500
Faks: +47(0)51 840 501
Cep telefonu: +47(0)90 755 776
E-posta: [email protected]
POLONYA
Gdynia
Andrzej Koscik
Tel: +48(0)58 661 60 96
Faks: +48(0)58 661 60 53
Cep telefonu: +48(0)602 233 619
E-posta: [email protected]
Szczecin
Adam Mazurkiewicz
Tel: +48(0)91 423 97 07
Faks: +48(0)91 423 93 30
Cep telefonu: +48(0)501 539 329
E-posta: [email protected]
PORTEKİZ
Lizbon
João de Deus Gomes Pires
Tel: +351 21 391 8150
Faks: +351 21 391 8159
Cep telefonu: +351 91 936 4885
E-posta: [email protected]
RUSYA
Murmansk
Konstantin Krivenko
Tel: +7(0)815 242 2860 / 2821
Faks: +7(0)815 242 2860
Cep telefonu: +7(0)911 300 0807
E-posta: [email protected]
Sen Petersburg
Victor Soloviov
Tel/Faks: +7(0)812 714 9732
Cep telefonu: +7(0)812 965 5224
E-posta: [email protected]
Vladivostock
Petr Osichansky
Tel/Faks: +7(0)423 251 2485
Cep telefonu: +7(0)423 270 6485
E-posta: [email protected]
ŞİLİ
Valparaiso
Juan Luis Villalon Jones
Tel: +56(0)32 221 7727
Faks: +56(0)32 175 5703
Cep telefonu: +56(0) 9250 9565
E-posta: [email protected]
TAYVAN
Keelung
Huang Yu-Sheng
Tel: +886(0)2251 50302 / 50259
Faks: +886(0)2250 61046 / 78211
Cep telefonu: +886(0)933 906 398
E-posta: [email protected]
Taichung
Sanders Chang
Tel: +886(0)2658 4514
Faks: +886(0)2658 4517
Cep telefonu: +886(0)955 415 705
E-posta: [email protected]
Taipei
Hsieh Cheng Chuan*
Tel: +886(0)2251 50302
Faks: +886(0)2250 61046
Cep telefonu: +886(0)933 906 298
E-posta: [email protected]
UKRAYNA
Odessa
Nataliya Yefrimenko
Tel: +380(0)482 429 901 / 902
Faks: +380(0)482 429 906
Cep telefonu: +380(0)503 366 792
E-posta: [email protected]
YENİ ZELANDA
Wellington
Kathy Whelan*
Tel: +64(0)4 801 7613
Faks: +64(0)4 384 8766
Cep telefonu: +64(0)21 666 405
E-posta: [email protected]
YUNANİSTAN
Pire
Stamatis Kourakos*
Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604
Faks: +30(0)210 413 2823
Cep telefonu: +30(0)69 77 99 3709
E-posta: [email protected]
Antonios Maounis
Tel: +30(0)210 411 6610 / 6604
Faks: +30(0)210 413 2823
Cep telefonu: +30(0)69 44 57 0910
E-posta: [email protected]
*ITF Koordinatörü
Eylem düzenlemeyi
mi düşünüyorsunuz?
Önce bunu okuyun!
ITF, elverişli bayrak gemilerinde
hizmet veren denizcilere, adil bir
ücret almaları ve düzgün bir toplu
sözleşme temelinde çalışmaları için
yardım etmeye kararlıdır.
Denizcilerin bazen yerel
mahkemelerde hukuk yoluna
başvurmaları gerekir. Bazı başka
durumlarda bir gemiye boykot
uygulamak gerekebilir. Farklı
durumlarda farklı eylem biçimleri
geçerlidir. Bir ülkede doğru olan bir
eylem biçimi, başka bir ülkeye
uymayabilir.
İlk yapmanız gereken, ITF’in yerel
temsilcisiyle temasa geçmek olmalı.
Temas için gerekli adres ve telefon
numaralarını bu bültenin orta
sayfalarında bulabilirsiniz.
Herhangi bir eyleme girişmeden
önce yerel temsilciye
danışmalısınız. Bazı ülkelerde greve
gidecek olursanız ülke yasaları
gerçekte sizin ve arkadaşlarınızın
aleyhine işleyecektir. Bu
durumlarda, ITF’in yerel temsilcisi
size konuyu anlatacaktır.
Çok daha fazla sayıda ülkede ise
bir uyuşmazlıktan galip çıkmanın
anahtarı greve gitmektir. Burada da
yerel temsilcinin tavsiyesi çok
değerlidir. Gemi limanda ise, denize
açılmamışsa, grev yapmak birçok
ülkede yasal hakkınızdır.
Her grevde disiplinli hareket
etmeyi, şiddete başvurmamayı ve
birliği korumayı gözetmek gerekir.
Unutmayın, birçok ülkede grev
hakkı yasalar ve anayasa tarafından
güvence altına alınmış temel bir
insan hakkıdır.
Ne yapmaya karar verirseniz
verin, harekete geçmeden önce
yerel ITF temsilcileriyle konuşmayı
unutmayın. El ele verdiğimiz
takdirde, adalet ve temel haklar
konusundaki savaşı kazanabiliriz.
Gemilerle
ilgili online
ücretsiz bilgi
Çalıştığınız gemi hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak
ister misiniz?
Geminizin ITF tarafından kabul edilen bir toplu iş
sözleşmesine sahip olup olmadığını öğrenmek ister misiniz?
Geminizin güvenlik sicilinin detaylarını bilmek ister misiniz?
Öyleyse gemilerle ilgili online ücretsiz bilgi sağlayan www.equasis.org web sitesini
ziyaret etmek isteyebilirsiniz.
Bu web sitesinde gemilerle ilgili, sahiplik detayları ve devlet liman kontrol teftişleri
dahil, çeşitli bilgileri ücretsiz olarak araştırabilirsiniz. Sitede aynı zamanda, gemide bir
ITF sözleşmesi varsa bunun detayları, son kayıtlı mürettebat listesinin bir özeti ve son
ITF teftişinin yapıldığı tarih ve yer dahil, ITF’in sahip olduğu önemli bilgiler de yer alıyor.
Bu bilgiye erişebilmek için bütün yapmanız gereken siteye kaydolmak. Kaydolmak
ücretsiz ve çok basit.
Nasıl kaydolacaksınız
www.equasis.org sitesine gidin.
Sol tarafta yer alan menüden “Kaydol”u seçin.
Eğer kullanım şartlarını uygun buluyorsanız, sayfanın en altındaki “Kabul”
düğmesini seçin.
Karşınıza bir kayıt formu çıkacak. Tercih ettiğiniz kullanıcı adını ve parolanızı ve
adınızı, adresinizi ve diğer bilgileri girin.
Bu süreci tamamladığınızda kaydolma işleminizin tamamlandığına ve Gemi
Araştırma hizmetini kullanmaya başlayabileceğinize dair bir onay mesajı alacaksınız.
Bu hizmeti nasıl kullanacaksınız
Bir gemiyi adıyla, telsiz çağrı işareti ya da IMO (Uluslararası Denizcilik Örgütü)
numarasıyla araştırabilirsiniz. Bir gemiyi araştırdığınızda ana sayfa şu
bilgileri gösterecektir:
Gemiyle ilgili bilgi – ad, gemi tipi, bayrak, inşa yılı.
Sevk ve idare -gemi sahibiyle ilgili ayrıntılar.
(Deniz sigortası) sınıflandırma cemiyetleri.
Güvenlik yönetimi.
P&I sigorta şirketleri ile ilgili bilgi.
Üsteki menüden şunları seçebilirsiniz:
Gemi ruhsat tezkeresi
Teftiş ve gemi adamı istihdamı –devlet liman kontrollüğünce (PSC) yapılmış teftişler,
PSC insan unsuru, Uluslararası Çalışma Örgütü, ITF vb.
Tarihçe – bayrak, gemiye kimlerin sahip olduğuyla ilgili tarihçe vb.
Dünya filosuyla ilgili bilgiler ve rakamlar
Bayrak temelinde en büyük 35 filo
(1 Ocak 2006 itibariyle, tonaj
bakımından sıralama)
1
Panama*
Gemi
Gros tonaj
sayısı
(milyon ton)
(100 gt’den büyük)
6,838
141.8
En büyük 35 denizcilik ülkesi
GT (m)
1Ocak
2005
Ortalama
yaş
(gemiler)
131.5
18
1
Yunanistan
3,027
163.4
71
Japonya
3,091
131.7
91
(1 Ocak 2006 itibariyle, tonaj Gemi
bakımından sıralama)
sayısı
(100 gt’den büyük)
Dedvety
ton
(milyon)
Yabancı
bayrak
%
2
Liberya*
1,653
59.6
53.9
12
2
3
Bahama adalari*
1,361
38.4
35.4
15
3
Almanya
2,786
71.5
82
4
Singapur
1,977
31.0
26.3
11
4
Çin
2,893
65.5
54
5
Yunanistan
1,491
30.1
32.0
23
5
1,679
46.9
78
6
Hong Kong (Çin)
1,128
29.8
26.1
12
Amerika Birleşik
Devletleri
6
Norveç
1,665
45.4
70
7
Marshall Adaları*
853
29.2
22.5
11
7
Hong Kong (Çin)
663
43.8
59
8
Malta*
1,220
23.0
22.4
17
8
Güney Kore
993
29.7
57
9
Çin
3,590
22.2
20.4
23
9
Tayvan
553
24.4
80
10 Kıbrıs*
992
19.0
21.3
15
10
Singapur
754
23.0
36
11
629
14.2
15.4
16
11
Birleşik Krallık
779
21.3
58
12 Japonya
6,842
12.8
13.2
15
12
Danimarka
744
19.6
53
13 İtalya
1,539
11.6
11.0
22
13
Rusya
2,157
16.7
30
894
11.5
8.2
20
14
İtalya
702
14.4
15
15 Birleşik Krallık
1,563
11.2
11.1
20
15
Hindistan
406
13.8
9
16 Amerika Birleşik Devletleri
6,472
11.1
10.7
25
16
İsviçre
372
11.8
93
17 Güney Kore
2,778
9.3
7.8
24
17
Belçika
203
11.6
49
362
8.4
7.2
9
18
Suudi Arabistan
134
11.4
91
19 Rusya
3,772
8.3
8.6
22
19
Türkiye
801
10.3
34
20 Hindistan
1,096
8.1
7.5
19
20
İran
179
9.8
10
21 Danimarka (DIS ikinci sicil)
437
7.8
7.3
17
21
Malezya
325
9.6
43
22 Bermuda (Birleşik Krallık)*
136
7.3
6.2
14
22
Hollanda
722
8.8
49
23 Antigua ve Barbuda*
1,030
7.2
6.9
12
23
Kanada
356
6.5
61
24 St Vincent*
1,044
5.9
6.3
24
24
İsveç
343
6.4
73
25 Hollanda
1,257
5.7
5.6
17
25
Endonezya
711
6.2
39
26 Malezya
1,052
5.6
6.1
16
26
Kuveyt
69
5.0
27
Norveç (NIS ikinci sicil)
14 Almanya
18 Isle of Man (Birleşik Krallık)
27 Iran
453
5.3
5.3
22
27
Filipinler
312
5.0
19
28 Filipinler
1,866
5.2
5.1
28
28
Fransa
290
4.8
55
29 Türkiye
1,156
5.0
4.2
25
29
Brezilya
147
4.8
46
30 Endonezya
3,214
4.3
4.1
25
30
Birleşik Arap Emirlikleri
186
4.5
88
31 Fransız Antarktik Bölgesi
145
4.2
3.5
7
31
İspanya
310
4.1
78
32 İsveç
567
3.8
3.7
32
32
Tayland
318
3.2
14
33 Kuveyt
69
3.3
2.4
18
33
İsrail
72
2.7
68
34 Norveç
1,439
3.3
3.5
26
34
Hırvatistan
110
2.7
37
35 Tayvan
636
3.2
3.6
24
35
Avustralya
80
2.6
48
Kaynak: Llyod’s Register of Shipping/*Elverişli bayrak gösterir.
26
ITF Denizciler Bülteni 2007
Kaynak: Lloyd’s Register of Shipping
Elverişli D
bayraklar
büyüyen
dünya filosu
içindeki
payını Dünya filosundaki büyüme
korudu
ünya filosu 2006 yılının başında yüzde 7,2 oranında (dedveyt olarak 960 milyon ton) büyüdü;
bu 1989 yılından bu yana yaşanan en yüksek artış. Tonaj olarak en büyük artışı yüzde 13,3’le
konteynır gemileri kaydetti ve tankerler ve dökme yük gemileri de yüzde beşin üzerinde bir
artış gösterdiler.
Gemilerin ortalama yaşı 12,2 yıla (bir önceki yıl ortalama yaş 12,3’tü) düşerken, yeni gemi inşası 70,5 milyon dwt ağırlığında gemi teslim edildi- dünya deniz ticaretindeki yüzde 3,8’lik büyümenin
üzerine çıktı.
Elverişli bayraklar dünya filosu içindeki (toplam içinde yaklaşık yüzde 45 oranındaki) paylarını
korudular. Tonaj olarak, en büyük beş elverişli bayrağın (Panama, Liberya, Bahama Adaları, Marshall
Adaları ve Malta) tümünün filoları büyüdü, ancak Kıbrıs ve St Vincent’in filolarında küçülme yaşandı.
Ne var ki, karşı sayfada yer alan gerçek malik tablosunda da görülebileceği gibi, tamamının filolarında
yabancı bayrakların önemli bir yüzdeye sahip olduğu Yunanistan, Japonya, Almanya, Çin ve Amerika
Birleşik Devletleri en güçlü denizcilik ülkeleri olmaya devam ediyorlar. Aslında, Yunanistan ve Japonya’nın
yabancı bayrak taşıyan gemileri dünya tonajının yaklaşık olarak yüzde 40’ına karşılık geliyor.
Dünya konteynır trafiği büyümeye devam ederken, Singapur limanı 23,3 milyon TEU [konteynır
gemilerinin 10cb’lik konteynırlardan kaç tane taşıyabileceğini gösterir kapasitesi –ç.n.] ile en büyük
ticaret hacmine sahip ve onu Hong Kong ve Şanghay limanları izliyor.
Yıl
(1 Ocak itibariyle)
2006
2005
2004
2003
2002
2001
Gemi
sayısı
92,105
89,960
89,899
89,010
87,939
87,546
Gros tonaj
(milyon)
675.1
633.3
605.2
585.6
574.6
558.1
Kaynak: Review of Marime Transport 2006, Unctad.
ITF Denizciler Bülteni 2007
Ortalama yaş
(tonaj itibariyle)
12
12
11
11
10
10
27
1. Gün
Polonya’dan çalışmak üzere gönderildiğim gemiyi
bulmak için, Aberdeen’den çok uzak olmayan bir
İskoç limanına ulaştığım zaman, geminin
üzerimde bıraktığı izlenim son derece iç
karartıcıydı. Şöyle düşündüm: “Kendi kendimi ne
tür bir belanın içine soktum ben böyle?”
Geminin gövdesi, ambar ağzı, güvertesi ve
ambar kapakları tamamen kalın bir pas
tabakasıyla kaplıydı. Durum o kadar kötüydü ki
kalın pas parçaları kendi ağırlıkları ile kopup
düşüyorlardı. Hem ambarın, hem de deponun
döşemesi bel veriyordu. Kıç pik tankı ile makine
dairesi arasında, üzeri mürettebat tarafından
çimentoyla kapatılmış bir delik vardı.
Mürettebat gemiyi boyarken, tamirciler ana
motor üzerinde çalışıyorlar ve kaynak
yapıyorlardı. Gemiyi boyayabilmek için ilk önce
pasın kazınması gerekiyordu. Bu berbat işi 12
saatlik vardiyalarla, iki havalı matkap ve bir jet
yıkayıcı kullanarak yaptık. Beş gün sonra ancak
baş omuzlukların raspa ve boyasını bitirebildik.
Hava da bize yardımcı olmuyordu. Güçlü
rüzgarlar vardı ve yağmur yağıyordu –İskoçya
sonbaharı işte.
Kaptanı işteki ilk günümde gördüm. İnce, uzun
beyaz saçlı, at kuyruklu, uzun burnunun üzerinde
gözlüğü duran ve elinde sürekli olarak yarım
litrelik bir bira kutusu bulunan biriydi. Bu adam
sadece “arpa suyu çorbası”nı içerek yaşıyor ve
gün boyunca en az 15 kutu birayı gövdeye
indiriyordu. Bu içkiden yirmi kasa, koridorda,
kamarasının yanı başında duruyordu. Geminin
yönetimi ve mürettebatının güvenliği kendisine
emanet edilmiş olan kişi kendisini işte bu şekilde
takdim ediyordu.
2. Gün
Kaptan, bizlerden boş zamanlarımızda ve Pazar
günleri de çalışmamızı istedi. Bu talebini, bunun
sözleşmelerimizde yer aldığını söyleyerek haklı
göstermeye çalıştı. İzin günlerinde çalışıldığında
kişi başına ilave 55 ABD doları ödenmesine
gelince, bunu ne o ne de gemi sahibi duymak
istiyordu.
3. Gün
Saat 08:00’de çalışmaya başladık. Kaptanımız
kutularca bira içmeye devam ederken bizler
elimizde havalı matkaplar ve jet yıkayıcılar
olduğu halde çalışıyorduk. Dinlenmek için ara
verip içeri girdiğimizde bize devamlı olarak
“ananızı s*****m” diye bağırıyordu. Bizi polis
çağırmakla tehdit etti ve hakaretler savurdu.
28
ITF Denizciler Bülteni 2007
Düş kırıklığı içind
Polonyalı denizci JERZY TYCHOWSKI bir İskoç limanında bir gemide
(resmi yukarıda) çalışmaya başladıktan sonra yaşadıklarını anlatıyor.
İçtiği bira miktarı arttıkça, “ananızı s*****m”lerin
sayısı da artıyordu. En sonunda, saat 18:00’de
polisi aradık.
Bu andan itibaren onunla “kanlı bıçaklı” hale
geleceğimizi fark etmiştik. Polisi aramadan önce
geminin sahiplerinden birine telefon ettik ve
kendisine durumu bildirdik. Gemi sahibi eve
dönüş biletlerimizi derhal ayırtacağı cevabını
verdi.
Gemi sahibine ITF’i telefonla arayacağımızı ve
Denizcilik ve Sahil Koruma Dairesi (MCA) ile
temasa geçtiğimizi söyledik. Polis saat 22:30’da
geldi. Üniformalı iki polis memuru kamarasının
kapısını vurduğu sırada kaptanımız uyuyordu. Bu
sırada bizler (dört Polonyalıdan oluşan
mürettebat), en nihayet onu alıp götürecek
olmalarının verdiği mutlulukla, mutfakta
oturuyorduk. Mürettebatın iki üyesinde kaptanın,
Britanya hükümeti tarafından onaylanmış olan
biletleri vardı. Özellikle gemi sahibi bize daha
önce bu konuda söz vermiş olduğu için, içimizden
birinin kaptanlık görevini devralacağını
düşünüyorduk.
Ancak böyle bir şey olmadı. Bir polisi memuru
bize kaptanımızın ayık olduğunu bildirdi. Evet. 17
kutu biradan sonra, ayıktı. Bizlere vücudundaki
alkol düzeyinin, Britanya’da izin verilen skalanın
en üst sınırında olduğu söylendi. Araba bile
kullanabilirdi. Ve bizler kaptanın bize
söylediklerini yapmak zorundaydık, çünkü gemi
Britanya bayrağını taşıyordu.
Polislerin saat 23:40’ta gitmelerinin ardından,
şimdi polisi kimin çağırtmış olduğu konusunda bir
soruşturma yürütmekte olan Yaşlı Adamın bizleri
tahrik etmesine izin vermek istemediğimizden,
gemiyi terk ettik. Liman Müdürü’nün bürosuna
gittik ve ITF’in telefon numarasını sorduk, ancak
hiç kimse bize yardımcı olamadı.
4. Gün
Her zaman olduğu gibi saat 08:00’de çalışmaya
başladık, ancak zorlu bir çalışmanın ardından
verdiğimiz dinlenme aralarında kaptan ve gemi
sahibi tarafından yapılan sataşmalara katlanmak
zorunda kalıyorduk.”Dayanışma” sendikasının
Kolobrzeg şubesinin bir üyesi olarak, sendikanın
“Polis, ITF’le temasa geçti ve bu şekilde bizler de
olayların kendi açımızdan nasıl geliştiğini
doğrulatabildik. Bize şans dilediler…”
ITF imdada yetişiyor
eki bir denizcinin güncesi
bürosuna telefon açtım. Günlerden Cumartesi
olduğundan telefona cevap verecek kimse yoktu,
ancak tele-sekreter bana acil durumlar için bir
telefon numarası verdi.
Uzun lafın kısası, ITF’in Gdynia’daki temsilcisiyle
temas etmeyi başardım. Ona olup bitenleri
olduğu gibi anlattım. Bana ITF’in Londra’daki
Merkez Ofisi’nin telefon numarasını verdi.
Davamızı üstlenen ve ne yapmamız gerektiği
konusunda bizlere talimatlar veren İskoçya’daki
yerel ITF Koordinatörünü aradık.
Bizlere, Pazartesiye kadar gemide kalmamız
söylendi ve herhangi bir belgeyi imzalamamamız
ve verilecek herhangi bir parayı kabul etmememiz
tembih edildi. Polisin gelmesi durumunda onlara
Müfettişin telefon numarasını verecektik. Bu
andan itibaren, ITF’in koruması altında
olduğumuzu anladık.
5. Gün
Pazar günü saat 07:30’da gemi sahiplerinden biri,
polis eşliğinde geldi. İki araba ile gelmiş olan altı
polis iskele tarafında bekliyorlardı. Gemi sahibi
kamara kamara dolaşıp bağırıyordu: “Eşyalarınızı
toplayın, saat 9:30’da bir uçağınız var, size ucuz
bir havayolu buldum.” Paramızla ilgili tek bir söz
bile yoktu.
ITF’in talimatları doğrultusunda hiçbir yere
gitmeyeceğimizi, Pazartesi’ye kadar gemide
bekleyeceğimizi ve şu andan itibaren ITF
tarafından temsil edildiğimizi söyledik. Gemi
sahibi polisleri geminin, özellikle Britanya
bayrağını taşıdığı için, ITF’in yetki alanına
girmediği konusunda ikna etmeye kalkıştı.
Bu açıkça saçmalıktı. Polis, ITF’le temasa geçti
ve bu şekilde bizler de olayların kendi açımızdan
nasıl geliştiğini doğrulatabildik. Bize şans
dilediler ve gittiler. Bütün bunların kendisine çok
pahalıya mal olabileceği gemi sahibinin aklına
ancak şimdi geliyordu. Son hamlesi bizlere elden
işten çıkarma ihbarnameleri vermek oldu. İşten
çıkarılma gerekçelerimiz şunlardı: kaptanın
emirlerini yerine getirmeyi reddetmek, Pazar
günleri çalışmayı reddetmek ve gemiyi tehlikeye
atmak.
Gemi sahibi bütün bu süre boyunca
üzerimizde baskı kurmaya çalıştı. Mürettebatı,
bizi buraya göndermiş olan ajansla telefonda
görüştürdü. Kimi mürettebat üyelerine daha fazla
maaş önererek birliğimizi bozmaya çalıştı.
Bizleri “kara listeye” alınacağımızı ve bir daha
başka bir yerde iş bulamayacağımızı söyleyerek
tehdit etti. Ancak biz birliğimizi bozmadık.
Dayanışma yalnızca bir sendikanın değil, fakat
aynı zamanda insanların zor zamanlarda aldıkları
tutumun da adıdır.
6. Gün
Saat 11:30’da ITF Müfettişi ve MCA’dan
müfettişler geldiler. Biz, dört mürettebat üyesi
olarak onları iskelede bekliyorduk. Gemi
sahibinin Müfettişin gemiye çıkmasına izin
verilmeyeceğine ilişkin tehditlere rağmen,
Müfettiş sakin bir biçimde güverteye çıktı.
Bizimle konuştuktan sonra, elinde gemi sahibine
yöneltilmek üzere eksiksiz bir şikayet listesi
oluşmuştu.
Bu suçlamalar mürettebata sigorta
yaptırılmamış olmasını ve bir Britanya gemisinde
çalışan mürettebat için düzenlenmesi gereken
uygun iş sözleşmelerinin olmayışını da
kapsıyordu. Aynı zamanda gemi sahibinin işten
çıkarma için asılsız bir gerekçe öne sürmüş
olduğu da çok açıktı –ne kaptan ne de gemi
sahibi mürettebatın Pazar günleri de çalışmak
zorunda olduğu iddiasını destekleyecek herhangi
hüküm gösteremediler. Bizler ayrıca yoğun bir
tempo içinde çalıştığımızı ve kaptanın litrelerce
bira içtiğini görmüş olan tanıklar öne sürdük. Bu
kişiler protestomuzu bütünüyle destekleyen tamir
ekibi ve kaynakçılardı.
Taleplerimiz hem gemide yaptığımız çalışmanın
karşılığında nakit ödeme yapılması, hem de
tazminat ödenmesi ve eve dönüşümüz için uçak
biletlerinin alınmasıydı. Toplam tutar 31.000 ABD
dolarına karşılık geliyordu.
ITF Müfettişi gemi sahibine, bizlere paramızı
ödememesi durumunda geminin alıkonulacağını,
kargo taşıma sözleşmesinin bozulacağını ve
konunun medyada önemli bir yer bulacağını
söyledi.
7. Gün
Jerzy Tychowski (soldan ikinci) ITF Koordinatörü Norrie McVicar (ortada) ve diğer mürettebat
üyeleriyle birlikte.
Gemi sahibi saat 10:00’da parayı getirdi ve ITF’in
gözetimi altında bize ödemelerimizi yapmaya
başladı. Saat 11:00’de, masrafları gemi sahibi
tarafından karşılanan otelimize ulaştık.
Geminin eski mürettebatı “Dayanışma”nın
Kolobrzeg şubesine, Gdynia’daki ITF temsilcisine
ve Birleşik Krallık’taki ITF koordinatörüne
yardımları için müteşekkirdir.
ITF Denizciler Bülteni 2007
29
İmzalamadan
önce dikkatle
bakın
A
Yazılı bir sözleşme olmadan gemide çalışmaya
başlamayın.
Asla boş bir sözleşmeyi ya da sizi bağlayan, açıkça
belirtilmemiş ya da aşina olmadığınız herhangi bir
koşul içeren bir sözleşmeyi imzalamayın.
A
Q
ITF’in denizde
çalışmak için bir iş
sözleşmesi imzalama
konusunda tavsiyeleri
Denizde uygun istihdam koşullarını
en iyi şekilde güvence altına alacak
olan tek şey sadece ITF onaylı bir
toplu iş sözleşmesini imzalamaktır.
Bunun mümkün olmadığı durumlar
için, size bir kontrol listesi sunuyoruz.
30
ITF Denizciler Bülteni 2007
İmzaladığınız sözleşmenin bir Toplu İş Sözleşmesine
(TİS) atıfta bulunup bulunmadığını kontrol edin.
Eğer bulunuyorsa TİS’in içerdiği koşulları tam olarak
anladığınızdan emin olun ve sözleşmenizle birlikte TİS’in bir
kopyasını saklayın.
A
A
A
Sözleşmenin süresinin açıkça belirtilmiş olduğundan
emin olun.
Sözleşme süresi içinde sadece geminin sahibinin
takdir yetkisini kullanarak tek yanlı olarak değişikler
yapmasına izin veren bir sözleşmeyi imzalamayın. Sözleşme
süresi içinde herhangi bir değişiklik ancak karşılıklı rıza ile
yapılabilmeli.
A
Her zaman için sözleşmenin ödenecek temel ücreti
açıkça belirttiğinden ve temel çalışma saatlerinin
açıkça tanımlandığından (örneğin haftada 40, 44 ya da 48
gibi) emin olun. Uluslararası Çalışma Örgütü temel haftalık
çalışma süresinin azami 48 saat olabileceğini (ayda 208 saat)
belirtmektedir.
Stig Rødhyll
Sözleşmenin fazla mesainin nasıl ve hangi oran
üzerinden ödeneceğini açıkça öngördüğünden emin
olun. Temel çalışma süresinin üzerinde çalışılan bütün
saatler için düz bir saatlik ücret ödenmesi söz konusu
olabilir. Ya da ayda garanti edilmiş belirli miktarda fazla
mesai süresi için aylık sabit bir tutar söz konusu olabilir. Bu
durumda garanti edilmiş fazla mesainin üzerinde çalışılacak
her saat için verilecek ücret açıkça belirtilmelidir. ILO bütün
fazla çalışmalarda ücretin asgari olarak normal saat
ücretinin 1,25 ile çarpılarak ödenmesi gerektiğini belirtiyor.
A
Sözleşmede temel ücretin, fazla mesai ödemelerinin
ve izinlerin açıkça ve ayrı kalemler halinde
belirtildiğinden emin olun.
A
Gemi sahibinin ücretinizin herhangi bir bölümünü
vermemesine ya da içeride tutmasına izin veren bir
sözleşmeyi imzalamayın. Her takvim ayının sonunda
hakkettiğiniz ücretin size tam olarak ödenmesi hakkına
sahip olmanız gerekir.
A
A
Bireysel iş sözleşmesinin her zaman kimi ek
hakları içermeyebileceğinin farkında olun.
Dolayısıyla aşağıdaki durumlarda ne kadar tazminat
ödeneceği konusunda (tercihen yazılı sözleşme ya da
sözleşme hükmünde bir belge şeklinde) bir teyit almaya
çalışmanız gerekir:
Sözleşme döneminde hastalık ya da yaralanma halinded
Ölüm halinde (en yakın akrabaya ödenecek tutar)
Geminin kaybolması halinde
Geminin kaybolması nedeniyle bireysel kayıplar
yaşanması halinde
Sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi halinde.
A
Q
Sözleşmede her ay için kaç gün ücretli izin hakkına
sahip olduğunuzun açıkça belirtildiğinden emin olun.
ILO ücretli iznin yılda 30 günden az olamayacağını belirtiyor
(her takvim ayı için 2.5 gün).
A
Bir sendikaya üye olma, temasa geçme, danışma ya
da kendi tercihinizle belirlediğiniz bir sendika
tarafından temsil edilme hakkınızı kısıtlayan bir sözleşmeyi
imzalamayın.
A
A
Size imzaladığınız sözleşmenin bir kopyasının
verilmesini sağlayın ve bu kopyayı saklayın.
Şunu unutmayın… içerdiği koşullar ne olursa olsun,
gönüllü olarak imzaladığınız herhangi bir
sözleşme/anlaşma, yargı önünde çoğu durumda yasal
açıdan bağlayıcı sayılacaktır.
Çalışacağınız gemiye gitmek için ya da ülkenize
iadeniz için yapılacak harcamaların herhangi bir
bölümünü ödemeniz gerektiğine dair herhangi bir hüküm
içeren bir sözleşmeyi asla imzalamayın.
A
ITF Denizciler Bülteni 2007
31
Denizciler şu ana kadar
HIV konusunda hem
korunma hem de sahip
oldukları haklar açısından
çok az tavsiye aldılar.
Dr ROB VERBIST bu
durumun değişmesi
gerektiğini söylüyor.
D
enizciler merkezleri ve gemileri ziyaret
edenler, HIV/Aids ve diğer konularda
tıbbi tavsiyeye ihtiyaç duyan denizcilerle
ilgileniyorlar. Denizcilerin, cinselle yolla bulaşan
herhangi bir hastalığın ve özellikle HIV/Aids’in
işlerini kaybetmelerine yol açabileceği korkusuna
karşın, tavsiye alma konusundaki isteksizliklerini
aşmaları gerekiyor.
Birçok denizci, cinsel deneyimlerini, hiç de
şaşırtıcı olmayan bir biçimde, bırakın
işverenlerini, diğer insanlarla tartışmak
istemiyorlar. Kimi bölgelerde yetkililer, ülkelerinin
imajını bozabileceği endişesiyle denizcileri kendi
limanlarındaki HIV tehlikesiyle ilgili olarak
uyarmakta isteksiz davranıyorlar. Çoğu durumda
dağıtımı yapılabilecek uygun bilgilendirici
malzeme bulunmuyor ve bu da denizdeki
insanlar arasında can alıcı sağlık ve yaşam tarzı
konularında yaygın bir bilgisizliğe yol açıyor.
Sendikalar, istihdam büroları ve gemicilik
şirketleri, sigortacılar ve diğer sosyal paydaşların
tümü, denizcileri HIV ve diğer sağlık riskleriyle
ilgili olarak bilgilendirmek konusunda aktif bir rol
oynamalıdırlar.
Denizcilerin her limanda bir başka kadınla
birlikte olan sarhoş adamlar olduklarına ilişkin
geleneksel görüş günümüzün gerçekliğini
yansıtmamaktadır. Denizde çalışanlarının
birçoğunun çok az boş zamanı oluyor ve hatta
bütün bir iş sözleşmesini karaya hiç ayak
basmadan tamamlayabiliyorlar. Her halükârda bir
limana yanaşmak çoğu kez ek iş anlamına geliyor
ve yerel halkla temas için geriye çok az bir zaman
kalıyor –o da eğer kalırsa.
Bununla birlikte, denizciler gezici ve göçmen
işçiler ve uzun sürelerle evlerinden ve kendi
olağan sosyal denetim ortamlarından uzak kalan
genel gezici nüfusla aynı risk düzeyinde yer
HIV/Aids
aldıklarının farkında olmaları gerekiyor.
Denizciler için HIV/Aids sorunu istihdam
öncesi tıbbi muayyene ile başlıyor. Birçok ülkede
işe almada kişinin HIV’li olup olmadığını temel
alarak seçim yapmak kabul edilemez veya
yasadışı bir uygulamadır. Denizcilikte tıbbi sağlık
değerlendirmesi tamamen herhangi bir tıbbi
durumun gemiyi, kargoyu ya da diğer insanları
tehlikeye sokmamasını ve bu kişinin sağlık
durumu nedeniyle denizde çalışırken daha büyük
bir kişisel risk altında kalmamasını sağlamaya
yöneliktir.
Bir kişi sağlık değerlendirmesine tabi
tutulurken göz önünde bulundurulması gereken
kriterler yalnızca bunlardır. Yine de, birçok
denizciye, istihdam öncesi ya da periyodik tıbbi
muayenelerinin bir parçası olarak HIV testi
yapılmaktadır.
HIV’li olduğunun bulunması bir kişi için
yalnızca kişisel kaygı ve travmaya değil, fakat
aynı zamanda ya kendisine iş verilmemesi ya da
diğer işçiler tarafından taciz edilmesi yoluyla
Denizde
görülme
sıklığı
Arild Lillebøe
Sessizlik
duvarına
cesaretle
karşı durmak
ayrımcılığa maruz kalmasına da yol açabilir. Bu,
bütünüyle kabul edilemez bir durumdur ve bu
türden vakalar denizcinin sendikasına derhal
bildirilmeli ve işverene karşı gerekli girişimler
başlatılmalıdır.
Adil muayyene
HIV durumunu bilen ve bunu açıklamış olan HIV’li
denizciler, akılcı ve güvenilir kriterler temelinde,
bir kişinin işe elverişli olup olmadığını, geçici
olarak işe elverişli olup olmadığını ya da sınırlı bir
çalışma yetisine sahip olup olmadığını araştıran
adil bir muayeneden geçme hakkına sahiptirler.
Dünya Sağlık Örgütü’nün HIV/Aids için yaygın
olarak kullanılan safha kategorileri
(www.who.int), işe elverişlilik kriterleri için
anlamlı bir temel sunmaktadır ve bunlar, örneğin
bir denizcinin geçici iş göremezlik durumu ve
inceleme ve tedavi sonrasında denizde çalışmaya
geri dönmesinin mümkün olup olmadığı türünden
Dünya üzerinde en büyük
denizci arz eden ülke olan
Filipinler’in Sağlık Bakanlığı
1984 yılının Ocak ayıyla, 2003
yılının Aralık ayı arasında
HIV’nin görülme sıklığı ile
ilgili bir araştırma yürüttü ve
sayıları 2.001 kişi olarak
tahmin edilen HIV’li insandan
yüzde 12’sinin denizcilerden
ve yüzde 10’nunu ise seks
işçilerinden oluştuğunu
buldu.
Bütün vakaların çoğunda
(yüzde 85’i) başlıca bulaşma
“Denizcilerin her
limanda bir başka
kadınla birlikte olan
sarhoş adamlar
olduklarına ilişkin
geleneksel görüş
günümüzün gerçekliğini
yansıtmamaktadır.”
yolu cinsel ilişkiydi. Bu 2.001
kişiden yüzde 32’si Filipinler
çıkışlıydı ve deniz aşırı
çalışmışlardı ve Filipinlerden
HIV’li olup deniz aşırı
çalışmış olan işçilerin yüzde
38’ini oluşturan denizciler,
bunların içinde en fazla
etkilenmiş olan grubu
oluşturuyorlardı. Benzer bir
biçimde, Vietnam’da, Kien
Giang Şehir Komitesi 2002
yılında yüzde 10’nu
denizcilerden oluşan 1.239
HIV’li vaka bildirdi.
ITF Denizciler Bülteni 2007
33
Jess Hurd/reportdigital.co.uk
HIV/Aids
Sessizlik duvarına
cesaretle karşı durmak
kararlar alınırken göz önünde bulundurulmalıdır.
Hastalığın belirtilerinin görülmediği enfeksiyon
döneminden, ciddi komplikasyonların ortaya
çıktığı Aids sendromuna geçiş (yaşam tarzına ve
tedaviye bağlı olarak) çok yavaş seyredebilir ve
bunun bir tıbbi değerlendirme ile bir sonraki
arasında ortaya çıkması da pek olası değildir.
Hastalığın ilerlemiş halinin, sürekli
enfeksiyonlar, belirgin kilo kaybı ve ilaçla
tedavinin ciddi yan etkilere yol açması türünden
belirtileri, normal olarak bir denizciyi çalışamaz
hale getirecektir. Hastalığın olası sonuçlarının ve
bir sonraki değerlendirmeye kadar geçecek süre
içinde uygulanacak tedavinin belirlenmesine
yardımcı olacak kılavuz ilkelere yine de ihtiyaç
duyulmaktadır.
Denizde çalışma yaşamanı ne zaman bırakmak
ve karada ne zaman alternatif bir iş aramak
gerekebileceği konusunda bir tavsiye
Riskli
davranışlar
34
verilebilmesi için, er geç ortaya çıkacak olan
çalışmaya elverişli olmama durumunun klinik bir
ortamda değerlendirilmesi gerekmektedir.
Uluslararası Denizcilere Sosyal Yardım Komitesi
(ICSW), ITF Denizciler Vakfı tarafından finanse
edilen Denizcileri Sağlık Konusunda Bilgilendirme
Projesi’nin (SHIP) bir parçası olarak, denizciler
için, HIV/Aids ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar
konusunda, broşürlerden, kitapçıklardan,
DVD’lerden ve afişlerden oluşan bir paket üretiyor
(www.seafarershealth.org). Bu materyaller
bireylerin neler yapabileceklerine, iyi gemi
işletmecilerinin nasıl yardımcı olabileceklerine ve
sağlık danışmanının rolüne vurgu yapıyor.
Dr Rob Verbist, SHIP (Denizcileri Sağlık
Konusunda Bilgilendirme Projesi)
programının proje koordinatörüdür ve
Antwerp limanındaki çalışmaları ve
Uluslararası Denizcilik Sağlık Birliği ile
yaptığı işbirliğiyle denizcilerin sağlık
sorunları konusunda geniş deneyime
sahiptir. Kendisiyle [email protected]
adresinden temas edilebilir.
Bütün denizciler “her limanda
bir kadın” klişesi içinde
düşünülemeyecek olsalar da,
yalnızlık, bir çok limanda
güçlü seks sektörünün
bulunması ve denizdeyken
boş zamanın ve elde edilen
gelirin başka yollardan
harcanması olanaklarının
sınırlı olması nedeniyle
rasgele cinsel ilişki sıklıkla
yaşanabilmektedir.
Yaşam tarzı üzerine yapılan
çalışmalar, aynı nedenlerden
dolayı, denizcilerin nüfusun
geneline kıyasla, içki içmek
gibi, sonrasında kolayca
güvenli olmayan sekse yol
açabilecek bir dizi riskli
davranışı göstermelerinin
daha olası olduğunu ortaya
koyuyor. Çok az sayıda
denizci sarhoşluğa ve onunla
ilişkili olarak inhibisyonun
azalması durumuna eşlik
eden HIV-bağlantılı risklerin
farkında. İnsanlar sarhoş
olduklarında seks işçilerini
ziyaret etme konusunda daha
cesur hale gelirler, riskleri göz
ardı ederler ve prezervatif
kullanmayı unuturlar.
Diğer risk faktörleri ilaç
kullanımı ve yanlış bilgi
sahibi olma ya da hiç bilgi
sahibi olmama halleridir.
ITF Denizciler Bülteni 2007
Denizciler sağlıklı bir
yaşam tarzı sürmeyi ve riskli
davranışlardan kaçınmayı
istemeleri durumunda bile,
seçeneklerin ya da diğer boş
zaman etkinliklerine erişimin
yetersizliği karşısında
yenilgiye uğrayabilirler.
Kadın denizciler sık sık
cinsel tacize ve bazen de
tecavüze uğradıklarını
bildiriyorlar. Turizm
gemilerinde denizciler
arasında heteroseksüel cinsel
ilişki gemideki yaşamın genel
bir özelliği haline gelmiş
durumda ve uzun yolculuklar
sırasında prezervatif
kullanımı genellikle azalıyor.
Mürettebatın, iş verenlerin
çıkarları doğrultusunda, gemi
doktorlarına erişimlerinin
sınırlı olması ve hasta
bilgilerinin genellikle gizli
kalmıyor oluşu, kadın
denizcilerin gerek cinsel yolla
bulaşan hastalıklar, gerekse
de HIV teşhisi ve tedavisi
konusunda karşılaştıkları
güçlükleri yaratan kritik
etkenler olabilirler.
ILO’nun 2005 tarihli
“HIV/Aids and work in a
globalizing world” başlıklı
raporundan özetlenmiştir.
“HIV durumunu bilen ve
bunu açıklamış olan
HIV’li denizciler, akılcı
ve güvenilir kriterler
temelinde, bir kişinin işe
elverişli olup
olmadığını, geçici olarak
işe elverişli olup
olmadığını ya da sınırlı
bir çalışma yetisine
sahip olup olmadığını
araştıran adil bir
muayeneden
geçmelidirler.”
Yukarıda: Brezilya’da, Porto Alegre’de düzenlenen
Dünya Sosyal Forumu’na katılmış olan bir gösterici.
Filipinler’e bakış
Küresel denizci talebi
ile başa çıkmak
M
anila’da istihdam bürolarının bulunduğu
bölgenin kalbinde yer alan TM Kalaw
Caddesi, şimdilerde “Rizal Park
denizciler emek pazarı” olarak tanınıyor. Genç, bir
geliri olmayan denizcilik öğrencisi stajyerler,
ellerinde, üzerinde “acil iş arıyorum” yazan
afişlerle bir aşağı bir yukarı dolaşıyorlar ve
denizcilik istihdam bürolarının listelerine
kaydoluyorlar. İstihdam büroları telaş içinde
dünyanın dört bir yanındaki gemicilik
şirketlerinden faks ya da e-postayla gönderilen
acil eleman taleplerini karşılamaya çalışıyorlar.
Zabit ve tayfalardan oluşan bir kalabalık
–sayıları gün ortasında birkaç bine çıkıyor- ortalıkta
dolanıp duruyorlar ve önerilen ücretleri ve aranan
nitelikleri gözden geçiriyorlar. Bunu yaparken
zabitlere, tayfalardan daha fazla talep olduğunu
görecekler. Rizal Park’taki birçok denizci, getirilen
yaş sınırlamalarını, eğitim ve deneyim koşullarını
karşılayabileceklerinden kuşkulular.
Denizcilik sektörünün önde gelen isimleri
günümüzde gemilerin daha uzmanlaşmış ve
“akıllı” gemiler haline geldiklerini, yeni teknoloji
ile donatıldıklarını ve genç zabitlerden yeni
uzmanlıklar ve beceriler istediklerini iddia
ediyorlar. Gemi işletmecileri, vasıflı güverte
zabitlerine ve mühendislere olan talebin artmaya
devam ettiğini, ancak mürettebatın ebadı
küçüldükçe tayfalara olan talebin giderek
azaldığını kabul ediyorlar.
2005 yılının Aralık ayında yayımlanan Baltık ve
Uluslararası Denizcilik Konseyi ve Uluslararası
Gemicilik Federasyonu İşgücü Güncelleştirme
Raporu, her yıl 10.000 (ya da işgücünün yüzde
ikisi oranında) zabit açığının ortaya çıktığını
söylüyor.
Bu türden bir açığın, çok büyük işsizliğin
yaşandığı denizci arz eden ülkeler tarafından
karşılanamıyor olması mantıksız görünebilir. Ne
var ki, zabit olmayı arzu eden bir çok denizci bu
yolda ilerlemeye çalışırken çok sayıda engelle
karşılaşıyor.
Filipinli denizciler çoğunlukla Visayas ve
Mindanao adalarındaki yoksul denizcilik
bölgelerinde yaşıyorlar. Kalabalık ailelerden
geliyorlar ve anne-babaları ya balıkçılık ve
çiftçilikle uğraşıyor ya da serbest çalışan
işçilerden oluşuyor. Meslek olarak denizciliği
seçmek yoksulluktan kurtulmak için bir yol olarak
görülebilir. Anne-babalar, dört yıllık bir program
Olivier/ Aubert
Filipinler Üniversitesi’nden
MARAGTAS SVAMANTE,
Filipinler’deki denizcilik
eğitiminin ve istihdam
bürolarının dünya gemicilik
sektörünün emek talebini
karşılamaya devam edip
edemeyeceğini soruyor.
Sağda: Manila’da denizde iş arayanlar. Filipinliler
dünya üzerindeki en büyük denizci grubunu
oluşturmaya devam ediyorlar. Ne var ki, son
yıllarda zabit yetiştiren okullarından mezun
olanların sayısında bir azalma görülüyor.
ITF Denizciler Bülteni 2007
35
Filipinler’e bakış
“Denizciler gerek pahalı,
uzun zaman alan ve üst
üste gelen
prosedürlerden, gerekse
de sertifika ve evrak
peşinde koşmaktan
yakınıyorlar.”
Küresel denizci talebi
ile başa çıkmak
için gerekli olan 5.000 ABD doları tutarındaki okul
harcını ve diğer eğitim giderlerini karşılamak için
gelirlerinden fedakârlık ediyorlar ve kardeşler ve
diğer akrabalar da mali yardım sağlıyorlar. Zabit
olmak için tamamlanması gereken denizcilik
eğitiminin maliyeti Filipinler’deki yıllık ortalama
gelirden yaklaşık olarak beş kat daha fazla.
Filipinler Denizaşırı İstihdam İdaresi (POEA),
küresel düzeyde Filipinli denizci sayısının yüzde
8,18 oranında ya da 18.749 kişi artarak, 2004
yılında 229.002 iken 2005 yılında 247.751’e
yükseldiğini bildiriyor. Bu eğilim, küresel
gemicilikteki büyüme ve sektörün vasıflı Filipinli
denizcileri tercih etmesi nedeniyle sürüyor.
Filipinler Çalışma ve İstihdam Bakanı Arturo D
Brion, 2010 yılına kadar inşa edilecek olan 600
yeni gemiye gerekli mürettebatı sağlayabilmek
için 8.000 Filipinli zabiti ve denizciyi istihdam
etmesi gerekecek olan Japon gemicilik
sektörünün artan talebine işaret ediyor. Hükümet,
Japon gemicilik şirketlerinin, Filipinli denizcilerin
eğitimine, verimlilik düzeylerini artırmak ve onları
daha vasıflı hale getirmek için büyük yatırım
yaptığını kabul ediyor.
Gemicilik ve istihdam şirketleri, Uluslararası
Denizcilik İşverenleri Komitesi (IMEC) aracılığıyla,
denizcilik eğitimi veren kurumları Filipinli
denizcilerin, özellikle matematik, bilimler ve
İngilizce dahil iletişim becerileri konusundaki
eğitim düzeylerini artırmaya çağırdılar. IMEC, 40’ı
aşkın ülkede kayıtlı 5.870 gemiyi işleten 100
kadar gemi sahibinin oluşturduğu bir örgüt ve
Filipinli denizcileri istihdam eden en büyük
işveren grubu. IMEC denizci olmayı arzu eden
öğrencilere daha sıkı bir üniversiteye giriş sınavı
yapılmasını önerdi.
Güçlü talep
36
Gemicilik işverenleri, beceri ve uzmanlıklarını
daha sıkı bir eğitim sistemi ile geliştirmemeleri
durumunda, Filipinlilerin denizcilik sektöründe
sahip oldukları üstün konumu kaybedebilecekleri
uyarısını yapıyorlar. Filipinliler, verili herhangi bir
anda denizde çalışan yaklaşık 230.000 kişiyle,
dünyadaki en büyük denizci sayısına sahipler.
Filipinler Yüksek Öğrenim Komisyonu, zabitlik
eğitimi alarak mezun olanların sayısında bir
azalma eğilimi olduğunu belirtiyor. 1997 yılında
mezun sayısı 15.754 iken, bu sayı 2000 yılında
11.149’a geriledi; 2004 yılında ise mezun sayısı
yalnızca 3.667 kişiydi. 2000 yılından bu yana
mezun sayısı her yıl yüzde 16,5 oranında azalıyor.
Mühendis arzı alanındaki gerileme daha da büyük
(yüzde 19).
Denizcilik okulu mezunları, üniversite
eğitimlerini ve gemilerde stajyerlik dönemlerini
ITF Denizciler Bülteni 2007
tamamladıktan sonra, zabit olarak lisanslarını
alabilmek için bir yeterlilik sınavından geçmek
zorundalar. 1991 yılından bu yana, bu sınavda
başarılı olma oranları daha düşük seviyelerde
seyrediyor ve bütün meslek dallarında başarı
ortalaması yüzde 50’nin epeyce altında. Sınava
girenlerin yalnızca yüzde 47,2’si deniz mühendisi
ve yüzde 40,5’i güverte zabiti olmaya hak
kazanabiliyor. Diğer bir deyişle gerçek zabit arzı
mezun sayısının yarısından daha az. Sınavda
başarılı olamayan bu yarıdan fazlayı oluşturan
kesim diğer denizcilerle tayfa olarak rekabete
giriyorlar ve bunların sayısı her geçen yıl biraz
daha artıyor.
Bu kurumlara giren yeni öğrencilerle,
mezunlarının sayısı arasında, çok sayıda
öğrencinin okulu bıraktığını ya da çok yüksek bir
israfın olduğunu düşündüren, kayda değer bir
fark var. Birçok öğrenci eğitim masraflarını
karşılayamayacağını fark ediyor ve okulu
bırakmak zorunda kalıyor. Diğerleri okul
gemilerinde ya da gemi üzerinde verilen
eğitimlerde kendilerine yer bulamıyorlar.
STCW95’e (eğitim, sertifikalandırma ve
vardiyalı çalışma sözleşmesi) uyulması için
Uluslararası Denizcilik Örgütü’nün (IMO) eğitim
standartlarının uygulanması talepleri, eğitim
kuruluşları üzerinde baskı yaratarak okul
sayısının azalmasına yol açtı ve bu da
beraberinde mezun sayısının 1997 ile 2001 yılları
arasında neredeyse yarı yarıya azalmasını getirdi.
Sonrasında birçok okul, eğitim araç ve gereçleri
ve eğitim personeli olarak STCW95’in
standartlarına uyum sağladığını iddia etti ve
bunlar eğitim vermeye yetkili kurumlar listesine
geri alındılar. IMO’nun web sitesinde yer alan
“Denizcilik Eğitimi Veren Kurumlar Envanteri”
Filipinler’in en fazla sayıda denizcilik enstitüsüne
(98) ya da küresel toplamın yüzde 20,3’üne sahip
olduğunu gösteriyor.
Ne yapılması gerekiyor?
Filipinler hükümetinin izlediği politika bir yandan
“emeğe koruma” sağlarken, “Filipinli denizcileri
vasıflı, ehil ve küresel düzeyde rekabet edebilir
hale getirmeyi” amaçlıyor. Buna karşılık denizciler
gerek pahalı, uzun zaman alan ve üst üste gelen
prosedürlerden, gerekse de sertifika ve evrak
peşinde koşmaktan yakınıyorlar. Denizcilik
dairesinin tek bir çatı altında toplanmasına
yönelik öneriler hayata geçirilemedi ve birbiriyle
çakışan işlevler hileli sertifikasyonu, rüşvetle iş
ayarlayanları ya da arabulucuları, zorla haraç
almayı ve politikaların tutarsız bir biçimde
uygulanmasını besliyor.
Eğitim, sertifikasyon ve denizcilerin küresel
emek piyasasında istihdam edilmelerine yönelik
karmaşık düzenlemeler ağına, ayrı ayrı devlet
kuruluşları karışıyor.
Bunların bir çoğu, denizcilerin bir belgeyi
alabilmeleri için başka bir belge almalarını
Liman işçileri
gerektiriyor: sabıka kaydı alabilmek için Ulusal
Soruşturma Bürosu’na veya Filipinler Ulusal
Polisi’ne; doğum belgesi için Ulusal İstatistik
Ofisi’ne; çalışmaya elverişi olduklarını belgelemek
için Sağlık Bakanlığı’na; pasaport çıkartabilmek
için Dışişleri Bakanlığı’na; gemi adamı iş
sözleşmesini işletmek için POEA’ya; ve bir sosyal
yardım fonuna yapılan giriş ücretinin ödendiğini
belgelemek için Denizaşırı İşçiler Sosyal Yardım
İdaresi’ne başvurmak zorundalar. Aynı zamanda
zorunlu sosyal güvenlik, sağlık sigortası ve bir uzun
vadeli konut kredisi finansman planı için de kimlik
belgelerinin temin edilmesi gerekiyor.
Birçok denizcilik öğrencisi sınıftayken, kalabalık
dersliklerden ve gelişmiş simülatörler ve en son
teknolojiyle donatılmış olan diğer ekipmanlar
üzerinde pratik yaparak öğrenme olanaklarının
çok sınırlı olmasından yakınıyorlar. Okul
gemilerinde ya da gemide eğitim için ayrılan
süreler son derece sınırlı.
Denizcilik okulları, başvuran kişilerin denizcilik
eğitimine kabul edilmeleri konusunda ortak
akademik ve fiziksel elverişlilik standartlarına
sahip değiller. Bir öğrencinin bir denizcilik
programına girişi reddedilirken bir başka okula
kabul edilmesi mümkün olabilmektedir. Kimi en iyi
denizcilik okullarının gemicilik işverenleri ile güçlü
bağları varken, bu kuruluşların birçoğu mezuniyet
sonrasında işe yerleştirme konusunu hiç göz
önünde bulundurmadan, yalnızca nicel hedefler
temelinde öğrenci kabul ediyorlar.
Standart altı eğitim
Filipinler’de düzenlemeden sorumlu kurumların
atmaları gereken en önemli adımlardan biri
standart altı denizcilik eğitimi veren ve eğitim araçgereçleri yetersiz olan okulların eğitim verme
yetkilerini iptal etmek olacaktır. Aynı zamanda polis
ve yargı tarafından da sahte denizcilik
diplomalarının ortaya çıkarılması ve ortadan
kaldırılması için daha fazla çaba gösterilmesi
gerekiyor.
Gemicilik ve istihdam şirketlerinin işe alma
politikaları –örneğin işe almada bir üst yaş sınırı
konulması- zabit açığını büyütüyor olabilir. Bir
istihdam bürosu yetkilisi, “…sektörün uygulamada
denizciler arasında yaş temelinde ayrımcılık
yaptığını,” kabul ediyor. “Yaş sınırı açıkça dile
getirilmiyor, ancak fiziki elverişlilik önemli bir
koşul.” Ne var ki, eleman yetersizliği nedeniyle
şimdilerde emekli zabitler tekrar göreve
çağırılıyorlar.
Filipinler’de sektörün önde gelen isimleri ve
yetkililer ülkenin zirvedeki yerini korumaya devam
edeceğine ve hatta küresel denizci emek
piyasasındaki payını daha da artıracağına dair
umutlarını ifade ediyorlar. Bu durumda, böyle
değerli bir beşeri sermaye yaratmaya yardımcı olan
eğitim ve öğrenim sistemlerinin iyileştirilmesi için
derhal harekete geçmeleri gerekiyor.
Sendikacı olduğu
için öldürüldü
ITF, Guatemalalı
bir liman işçileri
sendikası
önderinin
katillerinin
adalet önüne
çıkarılmasını
talep ediyor.
P
edro Zamora (resimdeki kişi) 15 Ocak
2007 tarihinde, Quetzal liman
şehrinde, kimliği bilinmeyen katiller
tarafından, iki çocuğunun gözleri önünde
vurularak öldürüldü. Cinayet, bir ölüm
mangası tarafından düzenlenen planlı bir
cinayetin bütün tipik özelliklerini taşıyordu.
Kimi Orta Amerika ülkelerinde olduğu gibi,
Guatemala’da da karanlık cinayet çetelerinin
ordu ve emniyet güçleriyle bağları var ve
bunlar faaliyetlerini fiili bir dokunulmazlık
zırhı altında sürdürüyorlar.
Zamora, Quetzal’daki liman işçilerini temsil
eden STEPQ sendikasının Genel Sekreteriydi.
Zamora’nın sendikası limanın
özelleştirilmesine yönelik planlara karşı
direniyordu. Özelleştirme ile çalışanların
koşullarının kötüleşmesinden ve bu satışın
yerel sosyal hizmetlere ayrılan kamu
gelirlerinin azalmasına yol açmasından endişe
ediliyordu.
Zamora, daha öncesinde, özelleştirme
karşıtı kampanyanın önderi olarak çok sayıda
isimsiz ölüm tehdidi almış ve sendikasının
faaliyetleri polis tarafından izlemeye alınmıştı.
Büyük öfke
Bu cinayet uluslararası sendikal camiada
büyük bir öfke yarattı. ITF ve Uluslararası
Sendikalar Konfederasyonu, Guatemalalı
yetkililerden harekete geçmelerini istediler ve
derhal bir soruşturma ekibi gönderdiler. Aynı
zamanda Uluslararası Çalışma Örgütü’ne de
resmi bir şikayet başvurusu yapıldı.
ITF-ITUC heyetine,
polisin cinayet mahallini
gerektiği gibi koruma altına
almayı ihmal ettiği ve
yaşamsal öneme sahip
kanıtların kaybolduğu ve
soruşturmayı yürütenlerin
kendilerini cinayetin gerçek
faillerine götürebilecek
bilgilerin peşinden
gitmedikleri söylendi.
Heyet, aynı zamanda, son
yıllarda yüzlerce cinayetin
çözülmeden kaldığı
Guatemala’da katiller için
bir dokunulmazlık
atmosferinin egemen
olduğunu bildirdi.
Zamora’nın öldürülmesinden sadece haftalar
sonra, ülkenin başka bölgelerinde iki
sendikacı daha öldürüldü.
Kampanya
ITF ve ITUC, Pedro Zamora’nın katillerinin
bulunması ve STEPQ’nun ölüm tehditleri alan
diğer temsilcilerinin korunması için
uluslararası bir dayanışma kampanyasına
öncülük yapmayı sürdürüyorlar.
Sendikanın, en azından 2006 yılında
limanın geleceği konusunda yaşanan bir iş
uyuşmazlığının hemen sonrasında işten
çıkarılmış olan dokuz işçinin işlerine iade
edilmeleri talebi karşılandı ve bu, kritik bir
zamanda sendikaya güç kazandırdı.
ITF Genel Sekreteri David Cockroft şunları
söyledi: “İşçilerin işlerine iade edilmeleri
uluslararası sendikal eylemin sonucunda
sağlandı. Haklı taleplerimizden biri karşılandı.
Diğer taleplerimiz –katillerin ve onları
azmettirmiş olanların yargı önüne
çıkarılmaları ve sendikanın diğer
yöneticilerinin güvenliğinin sağlanması- hâlâ
masanın üzerinde. Bizler bir örnek
oluşturmayı ve katillerin bundan böyle
dokunulmazlık zırhı altında insan
öldüremeyeceklerini görmelerinin
sağlanmasını istiyoruz.”
ITF’in kampanyasıyla ilgili daha fazla
bilgi için bkz. www.itfglobal.org/
campaigns/zamora.cfm
ITF Denizciler Bülteni 2007
37
“Kendimizi en kötü
durum senaryosuna
göre hazırlamamız
gerekiyordu –şirket
hepsini işten çıkarabilir ve
yerlerine havayoluyla
yeni bir mürettebat
getirebilirdi.”
Mürettebatın cesareti ve
Japonya, Meksika ve ABD
arasındaki eşgüdümlü çaba,
Shima adlı gemide adil
ücretleri ve bir ITF
sözleşmesinin
imzalanmasını nasıl
sağladı. ITF Müfettişi
STEFAN MUELLERDOMBOIS anlatıyor.
2
006 yılının başlarında ITF Koordinatörü
Shoji Yamashita tarafından Panama
bandıralı gemi Shima’nın Japon sahiplerine
gönderilmiş olan uyarı notunun, bilgi için
gönderilmiş bir kopyasını aldım. Aynı yılın Eylül
ayında, Shima’yla ilgili olarak, bu kez
Meksika’daki meslektaşım müfettiş Honorio
Galván’dan gelen bir başka uyarı notunun, bilgi
için gönderilmiş kopyası elime geçti.
Bu gemiyi daha önce bir kez, görev yaptığım
Los Angeles/Long Beach (ABD) limanına demir
attığı sırada ziyaret etmiş olduğum için
biliyordum. Bu şirkete nihai bir uyarı notu
göndermenin zamanının geldiğine karar verdim.
Gemideki yaşam koşulları yeterince iyiydi,
ancak ücretler son derece düşüktü –sıradan bir
gemici için 305 ABD doları ile usta bir gemici için
590 ABD doları arasında değişiyordu.
Mürettebatla yapılan tartışmalar
Mürettebatla geminin limana bir sonraki gelişi ile
ilgili telefon mesajları aracılığıyla sürekli olarak
temas ettikten sonra, gemiyi 16 Aralık 2006
tarihinde, öğle saatine doğru ziyaret ettim.
Mürettebatla ücretlerinin düşüklüğünü ve
gemilerinin bir ITF sözleşmesi kapsamında yer
alması durumunda ne ücret alacaklarını
tartıştım. Aynı zamanda şirketle uyuşmazlık
noktasına gelmeleri durumunda başlarına
gelebilecek kimi kötü şeyleri de tartıştık. Onlara,
böyle bir durumun ortaya çıkması halinde,
sonuna kadar onlarla birlikte olacağım
konusunda söz verdim. Ancak kendimizi en kötü
durum senaryosuna göre hazırlamamız
gerekiyordu –şirket hepsini işten çıkarabilir ve
yerlerine havayoluyla yeni bir mürettebat
getirebilirdi.
Bu aşamada, kahve içmeye giderek
mürettebatı kendi aralarında tartışmaları için baş
başa bıraktım. Saat 16:00 sularında gemiye geri
döndüm ve mürettebat bir ITF sözleşmesi
kapsamında yer almak için harekete geçmek
istediğini teyit etti. Aynı zamanda, her adımda
benimle birlikte çalışmakta olan koordinatörüm
Jeff Engels’i aradım.
Cumartesi 17:00 –uyuşmazlık başladı
38
Mürettebat benden onlar adına kaptanla
konuşmamı istedi. Mürettebatın adil ücret almak
ve mümkünse bir ITF sözleşmesi kapsamında yer
almak istediğini anlatarak bu isteklerini yerine
ITF Denizciler Bülteni 2007
getirdim. Kaptana bu durumla ilgili olarak, gemi
sahipleri, gemiyi kiralamış olanlar veya işletenler
ve işletmeci şirket gibi, gerekli gördüğü herkesle
temas etmesini söyledim.
Daha sonra evden devlet liman kontrolü
müdürünü cep telefonundan arayıp, gemide bir
iş uyuşmazlığı yaşandığını bildirdim. ABD Sahil
Güvenliği gemiye iki devlet liman kontrol
dedektifi gönderdi. Dedektifler kaptanla ve kimi
mürettebat üyeleriyle görüştükten sonra yazılı
ihbar ile “geminin sefere çıkmasının güvenli
olmadığını” bildirdiler. Bu, uyuşmazlık sürecinde
önemli bir dönüm noktasıydı. Gemiden sadece
birkaç mürettebat üyesinin ayrılmış olması
geminin yasal güvenli mürettebat sayısının
altında kalmasına neden olmuştu.
Kaptan bu işin içinde kimlerin yer aldığını
öğrenmek istedi ve tekrar tekrar öncülük
edenlerin isimlerini bulmaya çalıştı. Buna
rağmen, dedektifler, yasaların kişileri ifşa
etmelerine izin vermediğini söyleyerek, son
derece doğru bir tutum aldılar.
Bu gelişmeler mürettebata belirli bir ölçüde
koruma sağlarken, önemli bir güç desteği de
verdi. Mürettebat uyuşmazlığın bu şekilde
anonim kalması yerine, verdikleri desteği açıkça
ifade etmenin kendi çıkarlarına olacağına karar
verdi ve ben de bu görüşü uygun buldum.
Liman santralini bir sonraki geminin rıhtıma ne
zaman yanaşacağını öğrenmek için aradığım
zaman, bir başka geminin ertesi gün saat
18:00’de geleceğini öğrendim. Bu, terminalin,
gemi üzerinde rıhtımdan ayrılması için ek bir
baskı oluşturmasına 24 saatten az bir zaman
kaldığı anlamına geliyordu.
Gemi mutfağı mürettebatın toplantılarını
yaptıkları ana merkez haline gelmişti. Gemi
acentesi, kaptanın namına gemiye geldi ve ben
de kendisine uyuşmazlıkla ilgili bilgi verdim.
İlgili bütün taraflara e-posta gönderme ve
telefon etme sözü vererek gemiden ayrıldı.
Toplantılarla dolu uzun gece
Mürettebatın isteği doğrultusunda, gece
boyunca gemideki bir odada kaldım. Endişe
içindeki mürettebat üyeleri bana birçok kez
tutuklanıp tutuklanmayacaklarını ya da işten
atılıp atılmayacaklarını ya da kara listeye alınıp
alınmayacaklarını sordular. Gece yarısına doğru,
bana kaptanın bir grup toplantısı çağrısı yaptığı
söylendi.
İş uyuşmazlığı
Adil bir ücret elde
etmek için otuz saat
Kaptan gelene kadar mürettebatla birlikte
geminin mutfağında bekledim. Kendisine gemiyi
işleten şirket tarafından, tek tek kişiler üzerinde
çalışması ve mürettebata kimlerin liderlik
ettiğini bulması emredilmiş olduğundan çok zor
bir durumdaydı. Hatta kendisine mürettebata bu
işin içinde yer aldıklarını kabul eden ya da
yadsıyan bir mektup imzalatması bile
söylenmişti.
Kaptan ortaya çıkınca ona, mürettebatın bu
gece yarısı toplantısını kendilerini huzursuz
etmeye ve içlerinde karışıklık yaratmaya yönelik
bir plan olarak gördüğünü ve bunun kabul
edilemez olduğunu söyledim. Kaptana, liman
görevlilerinin kendisine daha önce mürettebatla
ilgili hiçbir ayrıntıyı ifşa etmeyeceklerini
söylediklerini hatırlattım ve mürettebatı
huzursuz etmeye bir son vermemesi durumunda
ilgili mercileri durumdan haberdar edeceğimi
söyledim.
Sakin bir Pazar sabahı
Daha sonra kaptan benden Japonya’daki,
geminin işletmeciliğini yapan şirketle
konuşmamı istedi. Bir şirket temsilcisi ile
konuştum ve ona kimi insanları seçip hedef
almaya çalışmanın yasadışı bir uygulama
olduğunu ve mürettebatın korktuğu için benden
onlar adına konuşmamı istediklerini anlattım. Bu
tür planlar yapmaya devam etmeleri durumunda
liman yetkililerine ertesi gün hiç kimsenin uygun
bir biçimde dinlenmesine olanak tanınmadığını
ileteceğimi de sözlerime ekledim. Saat
02:00’den öğleye kadar geçen sürede her şey
sakindi.
Pazar öğleden sonra, Tokyo’da Pazartesi
sabahı olmuş ve işgünü bir süre önce başlamıştı.
Mürettebatı temsilen, gemiyi kiralamış olan
şirketle ve aynı zamanda gemi sahibiyle temasa
geçtim ve mürettebatın taleplerini yeniden
anlattım.
20:00 – Japonya’da anlaşmaya varıldı
Kaliforniya saatiyle saat 20:00 sularında Shoji
aradı ve bir anlaşmaya varıldığını söyleyerek,
benden mürettebatı bilgilendirmemi rica etti. Bu
“Shima gibi ucu ucuna sayıda mürettebat istihdam
eden ve bir iş uyuşmazlığının ortaya çıkması
durumunda asgari gemici düzeyinin altında kaldığı
iddia edilebilecek çok sayıda gemi var.”
sırada Japonya’da vakit öğleden sonraydı.
Gemiyi işleten şirketle, kaptana, mürettebata
verilecek olan tazminat mektuplarını ve varılan
anlaşmayı, özellikle üç hususu içerecek biçimde,
ana hatlarıyla özetleyen bir mektubu imzalaması
konusunda faksla yetki vermelerini istemek
üzere görüştüm. Bu hususlar şunlardı: ITF
sözleşmesini imzalamayı kabul etmek; ITF’in
ücret cetvellerine göre oluşan ücret farklılıklarını
işe başladıkları tarihten itibaren ödemek; ve
geriye dönük bu ödemenin mürettebatın
Japonya’da Yokohama’ya ulaştıkları zaman
yapılması.
Şirkete, mektuplar faksla elime geçer geçmez,
yetkilileri mürettebat adına arayacağımın ve
onları varılan anlaşma konusunda
bilgilendireceğimin sözünü verdim. Yetkililerin
gelmesini beklerken, gemi mutfağında
mürettebatla son bir toplantı yaptım. Her bir
mürettebat üyesi imzalı, mühürlü ve kopyalı
orijinal tazminat mektubunu ve Tüm Japon
Denizciler Sendikası/Uluslararası Pazarlık
Forumu’nun imzalamış oldukları anlaşma ile
bundan sonra tabi olacakları yeni ücret
cetvellerinin bir kopyasını almıştı.
23:00 – çözüme ulaşıldı, denize açılma
izni verildi
ABD Sahil Güvenlik yetkilileri saat 22:20
sularında geldiler ve her bir gemiciyle tek tek
görüştüler. Saat 23:00 sularında geminin denize
açılmasına izin verdiler ve ben de dedektiflerin
hemen arkasından gemiden ayrıldım.
Shima’daki eylem toplam olarak yaklaşık 30
saat sürdü. Shima gibi ucu ucuna sayıda
mürettebat istihdam eden ve bir iş
uyuşmazlığının ortaya çıkması durumunda
asgari gemici düzeyinin altında kaldığı iddia
edilebilecek çok sayıda gemi var. Bu olayda,
mürettebata liman yetkililerinin tarafsızlığı ve
kendilerinin birlik olma ve birbirlerini koruma
konusundaki kararlılıkları yardımcı oldu.
Birikmiş ücretler Yokohama’da ödendi
Shima, Yokohama limanına 3 Ocak 2007
tarihinde ulaştı. Şirket yetkilileri ve aynı
zamanda Shoji Yamashita ve Shigeru Fujiki (ITF
Müfettişi) gemiye çıktılar ve mürettebat
üyelerinin birikmiş ücretlerinin ödendiğini tespit
ettiler.
ITF Denizciler Bülteni 2007
39
D
enizcilerin sağlık durumuyla ilgili olarak
yapılan çalışmalar tutarlı eğilimler ortaya
koyuyor –denizde çalışanlar daha fazla
sigara ve içki içmeye eğilimli oluyor ve daha az
egzersiz yapıyorlar. Şaşırtıcı olmayan bir biçimde
sağlık durumları da nüfusun genelinden daha
kötü.
1.250 Danimarkalı denizci ile yapılan bir
araştırma, denizcilerde daha yüksek oranlarda
kalp rahatsızlığı, erişkin başlangıçlı diyabet ve
akciğer kanseri görüldüğünü belirledi. Aynı
zamanda bu denizciler bütün yaş gruplarında
belirgin bir biçimde daha aşırı kilolular; 45 yaşın
üzerindeki denizcilerin dörtte üçünün kilosu
normalin üzerinde.
Danimarkalı mesleki sağlık profesyonelleri
tarafından hazırlanmış olan raporda, “Obezite,
insan sağlığı üzerindeki etkisinin yanı sıra,
denizde bir güvenlik sorunu haline gelebilir,”
deniliyor. “Obez kişiler için acil durumlarda
güvenlik görevlerini gerçekleştirmek, tahliye
yolları ve merdivenleri kullanmak ve bir
cankurtaran sandalına ya da botuna binmek zor
olabilir. Bu, yalnızca obez kişiler için değil, fakat
aynı zamanda onların eylemlerine bağımlı olan ya
da onlara yardımcı olan insanlar için de ciddi
sonuçlar yaratabilir.”
Ortalamadan daha yüksek stres düzeyleri ve
denizde uykunun kalitesi gibi diğer yaşam tarzıyla
ilgili etkenleri de eklediğinizde, denizdeyken
sağlıklı kalmanın önemi daha da artıyor.
İyi beslenmek, sigara içmeyi bırakmak, alkol
tüketimini sınırlandırmak ve düzenli bir biçimde
egzersiz yapmak, hepsi bir arada daha sağlıklı
olmayı sağlayan denklemin parçalarıdırlar.
Kuşkusuz, denizde yaşam egzersiz yapma
olanaklarını sınırlandırmaktadır, ancak
Uluslararası Denizcilere Sosyal Yardım Komitesi
(www.seafarershealth.org) formda kalmak için bir
kılavuz ve ayrıca gemide yapılabilecek bir dizi
egzersizi anlatan broşürler üretti.
Kılavuz şöyle diyor: “Formda kalmak size bir
çok bakımdan yardımcı olacaktır:
Sizi fiziksel olarak ve zihnen daha güçlü
hale getirir
40
ITF Denizciler Bülteni 2007
Fiziksel egzersizin
sağlığa faydaları
Stressiz ya da fiziksel engel olmadan, daha
dengeli hale gelirsiniz
Sindiriminiz iyileşir
Kilonuz kontrol altında tutulur
Kan şekeriniz istikrarlı hale gelerek,
diyabeti önler
Uykunuz düzene girer
Gerek konsantrasyonunuz gerekse de
özgüveniniz artar
Kemikler ve kaslar daha güçlü hale gelerek,
yaralanma ve hastalık riskini azaltır
Tansiyon istikrarlı hale gelerek ve ‘iyi’ kolesterol
miktarı artarak, kalp ve damar hastalıkları
risklerini azaltır.”
Komite denizcilere idman yapmaya başlamadan
önce sağlık durumlarını kontrol etmelerini ve
nabız atışlarını izlemelerini tavsiye ediyor.
İstirahat halinde kalp atım hızı bir kişinin
fiziksel durumuna ilişkin iyi bir genel göstergedir
ve en faydalı kültür fizik çalışması kalp atım
hızınızı “azami kalp atım hızının” yüzde 60’ına
çıkaran idmandır. Bu eşik yıl olarak yaşınızın
220’den çıkarılmasıyla hesaplanır (örneğin 45
yaşındaki bir kişi için azami eşik dakikada 220-45
= 175 kalp atımıdır). Bu nedenle idman sırasında
bu kişinin kalp atımı 175’in yüzde 60’ı olan
dakikada 105 atımı aşmamalıdır.
Bir başka önemli ders ise çok kısa sürede çok
fazla şey yapmaya çalışmamaktır. Amerika Birleşik
Devletleri’ndeki Fiziksel Sağlık ve Sporlar Konsey’i
Başkanı, “Oturarak geçirdiğiniz yıllar boyunca
kaybetmiş olduklarınızı birkaç günde ya da
haftada geri kazanamazsınız; kayıplarınızı ancak
sebat ederek geri alabilirsiniz. Ve kazanacağınız
“İyi beslenmek, sigara içmeyi bırakmak, alkol
tüketimini sınırlandırmak ve düzenli bir biçimde
egzersiz yapmak, hepsi bir arada daha sağlıklı
olmayı sağlayan denklemin parçalarıdırlar.”
ITF Denizciler Vakfı
Yukarıda solda: Filipinler’de, Cebu’da yeni
açılmış olan denizciler merkezinde basketbol
oynayanlar. Bu merkez ITF Denizciler Vakfı
tarafından finanse edildi.
Yukarıda: Brezilya’da, Paranaguá’da denizciler
için düzenlenen masa tenisi turnuvası.
ödül, ödeyeceğiniz bedele değecektir.”
Konsey, ortalama sağlıklı bir insanın asgari
düzeyde genel bir zindelik sağlaması için ne
kadar kültür fizik hareketli gerektiğiyle ilgili şu
tavsiyede bulunuyor.
ISINMA: Yürüme, yavaş koşu, dizleri yukarı
çekmek, kollarla daireler çizmek ya da vücudu
döndürmek türünden 5-10 dakikalık egzersiz. Aynı
zamanda, yapılacak etkinlikte yer alacak
hareketlere benzeyen düşük yoğunluklu
hareketler de ısınmaya dahil edilebilir.
KASSAL KUVVET: Haftada en az iki kez, 20
dakika süreyle, bütün önemli kas grupları için
egzersizler içeren idamlar. Kuvveti artırmanın en
etkin yolu ağırlık kaldırmaktır.
KASSAL DAYANIKLILIK: Haftada en az üç kez, 30
dakika süreyle, bütün önemli kas grupları için,
jimnastik, şınav çekmeyi, karın hareketleri,
yukarıya çekme ve ağırlık çalışmalarını içeren
idmanlar.
KALP VE SOLUNUM DAYANIKLILIĞI: Her hafta en
az üç kez 20 dakika süreyle sürekli aerobik
(oksijen gerektiren faaliyet) ritmik egzersiz
yapmak. Bu tür faaliyetler, hızlı yürümeyi,
koşmayı, yüzmeyi, bisiklete binmeyi, ip atlamayı
ve kürek çekmeyi içerdiğinden, denizde yapılması
en zor faaliyetler olabilir.
ELASTİKİYET: Her gün 10-12 dakika süreyle yavaş
bir biçimde, herhangi bir sıçrama hareketi
olmadan yapılacak olan esneme egzersizleri. Bu
egzersiz ısınma hareketlerinden sonra ya da
gevşeme sırasında yapılabilir.
GEVŞEME: En az 5-10 dakikalık esneme ile
birleştirilmiş yavaş yürüme, alt seviyede egzersiz.
Ailenizle ve
dostlarınızla
iletişim kurmanızda
yardımcı olmak
E
vlerinden uzakta olan denizciler için
aileleriyle ve dostlarıyla temas etmek
değişmez bir arzu olmuştur.
Denizcilere hizmet veren sosyal yardım
işçileri ve denizci misyonları, ilkin mektuplar ve
paketler göndererek ve daha sonra telgraf ve
telefon görüşmeleri yoluyla denizcilere
haberleşme konusunda yardımcı olmak
konusunda en ön saflarda yer aldılar.
Aynı zamanda internetin yaygın bir biçimde
kullanılmasına da destek verildi ve –ITF
tarafından desteklenen- Denizciler Vakfı
geçtiğimiz 12 ay boyunca iletişimin
geliştirilmesine büyük bir ağırlık verdi.
Vakfın İdare Amiri Tom Holmer, rahiplere
ve sosyal yardım işçilerine, daha ileri
teknolojiye geçiş ve internet üzerinden ucuz
telefon görüşmesi sağlamak için VoIP’yi
(İnternet Protokolü Üzerinden Ses İletimi)
getirmek üzere bağışta bulunulduğunu söyledi.
Ön yüzündeki hemen göze çarpan deniz
feneri ile Denizciler Misyonu Uluslararası
Telefon Kartının elde ettiği başarının ardından
bir grup liman rahibi, denizciler merkezlerinde
VoIP sistemleri kurmaya yönelik planlarla vakfa
başvurdular. Bir pilot proje için sağlanan
90.000 ABD doları ile dünyanın dört bir
“Filipinler’den bir
denizci Noel’de çok
mutluydu, çünkü yeni
doğmuş oğlununun bir
resmini ilk kez bizim
internet odamızda
gördü!”
yanındaki 20 merkezde bu donanım kuruldu.
Herhangi bir servis sağlayıcısı üzerinden
VoIP’ten VoIP’e yapılan telefon görüşmeleri
çoğunlukla ücretsizken, VoIP’ten nortmal
telefon numaralarını aramak genellikle normal
görüşme bedelinin çok küçük bir bölümüne
karşılık geliyor.
Hamburd’da Duckdalben’deki denizciler misyonunun internet odası.
ITF Denizciler Bülteni 2007
41
Knut Revne
ITF Denizciler Vakfı, denizciler merkezlerinin,
denizcilere rıhtımdan yerel tesislere yaptıkları
çoğu kez uzun mesafeli seyahatlerde yardımcı
olmak için satın aldıkları münibüsleri finanse
ediyor. Resimlerde yukarıdan başlayarak saat
yönünde Liverpool (BK), Réunion (Hint
Okyanusu) ve Berdyansk’taki (Ukrayna)
araçlar görülüyor.
Dizüstü bilgisayarlar iletişim
boşluğunu dolduracak
ITF Denizciler Vakfı, ABD’de
West Coast Portland
limanındaki, Portland
Denizciler Misyonu’na,
gemicilerin aileleriyle
temas etmelerini sağlamak
üzere, cep telefonları ve
dizüstü bilgisayarlar satın
alabilmesi için 17.703 ABD
doları bağış yaptı.
Portland’ı her yıl
20.000’den fazla denizci
42
ziyaret ediyor ve bunların
çoğu vize kısıtlamaları ve
limanda sınırlı bir
zamanları olduğundan
gemiden ayrılamıyorlar.
Misyon papazı Jun
Pioquinto, liman terminali
içindeki telefonların
denizcilerin talebini
karşılayamadığını ve
misyonun 2003 yılından bu
yana cep telefonlarını
ITF Denizciler Bülteni 2007
gemilere götürerek,
denizcilere gündüzleri her
ay 6.000 dakika süreyle ve
ayrıca geceleri ve hafta
sonları da sınırsız erişim
olanağı sağladıklarını
söyledi.
ITF’in yaptığı bu bağışın
ardından misyon şimdi de
gemilere taşınabilen
dizüstü bilgisayarlar
aracılığıyla internet erişimi
sağlıyor. Misyonun
denizcilere sağladığı
destek bütünüyle
gönüllüler tarafından
yürütülüyor.
İletişim
kurmanızda
yardımcı olmak
Denizcilerin gözüyle bakıldığında, VoIP,
uluslararası telefon görüşmelerinin fahiş derecede
pahalı olduğu bir kıta olan Güney Amerika’da
gerçekten büyük fayda sağlıyor. Yalnızca bir
denizciler merkezinde kurulan, dört çıkışlı bir VoIP
telefon sistemi, sözgelimi Filipinleri aramak isteyen
denizciler için10 ABD dolarlık telefon kartı ile
konuşma süresini 25 dakikadane 63 dakikaya
çıkartarak, telefon etmek isteyen denizciler için
büyük bir fark yarattı.
Hiç de şaşırtıcı olmayan bir biçimde sistemi
kullanan denizci sayısı hızla arttı ve merkez kısa süre
önce kapasitesini iki kat arttırarak dört telefondan
sekiz telefona çıkartmak için ikinci bir dört-çıkışlı
sistemin kurulmasını istedi.
Hamburd’da Duckdalben’deki Alman denizciler
misyonunun Merkez Müdürü Jan Oltmanns birçok
denizcinin yeni VoIP telefınlarını kullandığını söyledi.
“Geçtiğimiz Aralık ayında, Noel arifesinde bir Alman
kaptan klübümüze telefon etti. Ailesi ile konuşmak
istedi ancak onlar henüz gelmemişlerdi. Sadece
birkaç dakika sonra bu kaptanın karısı ve çocukları
klübe geldiler ve elemanlarımızdan biri onlara
okyanusun ortasındaki gemisinde seyreden
babalarını aramalarında yardımcı oldu.
“Klüpteki herkes (o akşamüzeri yaklaşık olarak
260 denizci ve 16 personel vardı) bu telefon
görüşmesinin ne kadar önemli olduğunu
görebiliyordu; bunun için yalnızca kaptanın beş
yaşındaki, üst üste defalarca, ‘Babamla konuştum’
diyen çocuğunun gözlerine bakmaları yeterliydi.
Aralık ayında denizciler 74.580 dakikalık telefon
görüşmesi yaptılar –bu klübümüzden günde yaklaşık
40 saatlik telefon görüşmesi yapıldığı anlamına
geliyor. Filipinler’den bir denizci Noel’de çok
mutluydu, çünkü yeni doğmuş oğlununun bir
resmini ilk kez bizim internet odamızda gördü! ITF’in
Denizciler Vakfı sayesinde, misafirlerimiz için sekiz
e-posta bilgisayarımız ve 17 telefonumuz var.”
Denizciler Misyonu VoIP Telefonculuk Sistemi,
dört telefon hattının katları olarak sağlanıyor ve
dördün katları halinde artırılabiliyor. Bu nedenle
sistem herhangi bir merkeze uyabilecek şekilde
biçimlendirilebiliyor.
Bu sistem Brezilya, Finlandiya, Almanya, Litvanya,
Polonya, Birleşik Krallık ve ABD başarılı bir biçimde
işliyor ve şimdi artık geniş bant bağlantının
varolduğu diğer merkezleri de müracaatta
bulunmaya davet ediyoruz.
Daha fazla bilgi için [email protected] adresine
e-posta gönderebilirsiniz.
Yardıma ihtiyacınız
mı var?
Sorun ne olursa olsun, freephone’la
aşağıdaki numaraları arayın
-800-seafarer
-800-73232737
Ücretsiz kod numaralarını aşağıda bulabilirsiniz
veya şu numarayı arayın
+44-20-73232737
oveya şu numaraya mesaj gönderin
+44-7624-818405
biz sizi hemen ararız
SeafarerHelp tümüyle parasız ve kişiye özel bir
telefon destek servisidir. ISAN (Uluslararası
Denizciler Yardım Ağı) tarafından bütün
denizcilere ve ailelerine sunulmaktadır.
Tartışmak istediğiniz bir sorununuz da olsa, en
yakın denizciler merkezinin nerede olduğunu
öğrenmek istiyor olsanız da, sizi doğru
yönlendiririz. Ne bilmek istiyorsanız isteyin, ne dilde
konuşursanız konuşun, nerede olursanız olun, saat
kaç olursa olsun, biz günde 24 saat, haftada yedi gün
sizin için varız.
www.seafarerhelp.org
Ücretsiz konuşma şu ülke ve
numaralarla yapılabilir:
Avustralya: 0011
Avusturya, Belçika, Kıbrıs, Danimarka,
Finlandiya, Fransa, Almanya, Macaristan,
İzlanda, İrlanda, İtalya, Lüksemburg,
Makau, Malezya, Hollanda, Yeni Zelanda,
Norveç, Portekiz, İspanya, İsveç, İsviçre,
Tayvan, Birleşik Krallık: 00
Brezilya: 0800-8919181
Kanada, ABD: 011 ya da
1-877-3-737283 (1-877-3-rescue)
Çin: 1-0800-4410168
Hong Kong, Singapur: 001
Hindistan: 1-1 800
Japonya: 012, 013veya 014
Japonya: 001, 0041veya 0061
Kore: 001, 002veya 008
Meksika: 01-800-33-73232737
(tam numara)
Filipinler: 00-800-73728300
Rusya: 810-800-21362044
Güney Afrika: 09
Tayland: 001-800-442096
BAE: 800-0440104
Bizi arayın -800-73232737 (seafarer) veya +44-20-73232737
ITF Denizciler Bülteni no. 21/2007
Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu
Elverişli bayraklara karşı veya denizcilerin gemideki
koşullarını iyileştirme uğruna verilen mücadeleler
türünden kampanyalardan haberdar olun İnsan haklarına
ve sendikal haklarına meydan okunan işçilere destek olmak
için nasıl dayanışma gösterebileceğinizi öğrenin.
ITF Denizciler Vakfı, kadın sorunları ve ITF’in hukuk ve
eğitim hizmetleri ile ilgili bilgilere de siteden
erişebilirsiniz.
ITF’in denizcilik sektöründeki faaliyetleri ve taşımacılık
alanındaki küresel sendika hareketi konularında tavsiye,
bilgi ve haberler için bağlanın…
www.itfglobal.org

Benzer belgeler

yeni haklar - ITF Seafarers

yeni haklar - ITF Seafarers daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu sözleşme bağıtladı.

Detaylı

Gemiciliğin krizi denizciler için ne anlama geliyor?

Gemiciliğin krizi denizciler için ne anlama geliyor? geçmesine karşı, dünya çapında denizciler ve liman işçileri sendikaları tarafından yürütülmekte olan kampanya gelir. Bu kampanyanın iki yanı var: siyasi olarak, ITF, hükümetlerle ve uluslararası ku...

Detaylı

Haklarımızla kumar oynamak

Haklarımızla kumar oynamak Uygulamalar Komitesi -Elverişli Bayraklar kampanyasını gözetip denetleyen, denizcilerin ve liman işçilerinin temsilcilerinin birlikte oluşturdukları organ- tarafından belirlenmiş olan standartların...

Detaylı

denizcilik çalışma sözleşmesi yürürlüğe giriyor

denizcilik çalışma sözleşmesi yürürlüğe giriyor Filipinli denizcilere 160.000 $’lık ücret desteği Panama bandıralı Evangelistria’nın Filipinli mürettebatı, ITF’in, 2006 yılının Eylül ayında 160.000 ABD doları tutarındaki birikmiş ücretlerini tah...

Detaylı

bizi duyuyor musunuz?

bizi duyuyor musunuz? daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu sözleşme bağıtladı.

Detaylı

Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu

Uluslararası Taşımacılık İşçileri Federasyonu daha fazla esneklik sağlayan uluslararası bir toplu sözleşme bağıtladı.

Detaylı