Pdf Versiyonu

Transkript

Pdf Versiyonu
Bamçag Bülteni
Turhan Ö. Mart 2011;2:D12 – 17
YÜZEYEL MANTAR İNFEKSİYONLARI
Dr. Özge TURHAN
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı
Deride oluşan mantar hastalıklarından en sık
görüleni yüzeyel mantar infeksiyonlarıdır. Derinin
yüzeyel mantar infeksiyonlarına üç cins dermatofit
neden olur: Trichophyton, Microsporum ve
Epidermophyton. Daha az sıklıkta nondermatofit
mantarlar (örn. Malasseezia furfur) ve kandida
türleri yüzeyel deri infeksiyonu etkenleri olarak
karşımıza çıkmaktadır (1–3).
Dermatofitozis
Epidermis, saç, tırnak gibi keratinize dokuların
yüzeyel mantar infeksiyonlarına dermatofitozis (
dermatomikoz, tinea, ringworm) adı verilir (1).
Dermatofitozis tutulan vücut bölgesine ( tinea
capitis, tinea corporis vb.) göre isimlendirilir. Bazı
dermatofitler ise insanda, toprakta ve hayvanda
bulunmasına ve bulaşmasına göre antropofilik,
geofilik ve zoofilik olarak adlandırılır (1,2).
Dermatofitlerde saç fırçası, şapka vb. aracılıyla
indirekt yayılım söz konusudur (2).
Derinin mantar infeksiyonları toplumda oldukça
sık görülür. Tinea infeksiyonları ABD’ de en sık
rastlanan cilt hastalıkları arasında ikinci sırada yer
almaktadır. Hayat boyunca dermatofitozis gelişme
oranı %10–20 olarak tahmin edilmektedir (3).
Çalışmalarda ülkelere ve bölgesel verilere göre
dermatofitozis oranları % 2.6- 56.8 arasında
değişmektedir. Ülkemizde yapılan bir çalışmada
Düzce bölgesinde dermatofitozis prevalansı % 18.9
olarak saptanmıştır (4). Eskişehir ve yöresinde
yaşayan öğrencilerde yapılan bir başka çalışmada
dermatofitozis prevalansı %3.6 olarak bildirilmiş;
ileri yaş, erkek cinsiyet, kötü hijyen, yurtta kalma,
annede düşük eğitim düzeyi, ailede dermatofitozis
öyküsü
ve
sağlık
koşulları
dermatofitoz
infeksiyonlarıyla ilişkili bağımsız birer değişken
olarak tanımlanmıştır (5).
Derinin yüzeyel mantar infeksiyonlarında en sık
görülen form tinea pedistir. Tan ve ark (6) yüzeyel
mantar infeksiyonlarında en sık görülen klinik
formları sırasıyla tinea pedis, pityriasis versicolor
ve tinea cruris olarak bildirmişlerdir. Yapılan
pekçok çalışmada yüzeyel mantar infeksiyonlarında
(tinea kapitis hariç) en sık rastlanan etkenin ise
Trichophyton rubrum olduğu gösterilmiştir (2–7).
Mantar infeksiyonlarının klinik belirtileri birçok
deri hastalığının belirtileriyle karışabilir. Kesin tanı,
klinik görünüm ve etyolojik tanı yöntemleri ile
konulur (1). Potasyum hidroksit (KOH), mikroskop
ile hifaların gösterilmesinde ve dermatofit
infeksiyonun tanısını doğrulamada yardımcıdır.
Wood ışığı, mantar kültürü, deri veya tırnak
biyopsisi diğer tanı yöntemleri arasında yer
almaktadır (2). Tablo 1.
Aynı tür mantarların etken olmasına karşın,
değişik vücut bölgelerinde farklı klinik tablolar
gösteren dermatofitozlar genellikle tutulan vücut
bölgesine göre isimlendirilir ve incelenir.
Dermatofit infeksiyonlarında tanı yöntemleri (2)
Potasyum hidroksit (KOH) mikroskopi
 Hifaların görünmesinde yardımcıdır, dermatofit infeksiyonu tanısını doğrular.
 Materyal lezyon kenarından alınmalıdır.
 Saç, deri veya tırnaktan alınan materyal bir lam üzerine konur; %10-20’lik KOH damlatılır.
 Mikroskopta x400 büyütmede incelenir.
Wood ışığı
 Çoğu dermatofit floresan vermediği için kullanımı oldukça sınırlıdır.
Mantar kültürü
 Yavaş ve pahalıdır.
 Uzun süreli oral tedavi planlanan onikomikozun tanısında ve mantarın tanımlanması istenen durumlarda
kullanılır.
 Alınan materyal steril olarak taşınarak Sabouraud dekstroz agara ekilir, genellikle 7–14 günde
sonuçlanır, negatif sonuç için materyal 21 gün bekletilmelidir.
Deri veya tırnak biyopsi
 Distrofik tırnak değişikliği olan ancak KOH testi negatif hastalarda, önceki tedaviye yanıt vermeyen
dermatofit
infeksiyonlarında,
tanı
sorunu
olan
hastalarda
uygulanabilir.
D – 12
Turhan Ö. Bamçag Bülteni Mart 2011;2:D12 – 17
Tinea Kapitis
Tinea kapitis saçlı derinin ve saçların yaygın
mantar hastalığıdır. Genellikle hijyen koşulları ve
ekonomik durumları kötü olan kalabalık ailelerin
çocuklarında rastlanır. Direkt temasın yanı sıra
kontamine şapka, tarak, makas vb. eşyalarla
kolayca bulaşabilir (1,2). Başta Afrika, Asya,
Kuzey ve Doğu Avrupa olmak üzere tinea kapitis
tüm dünyada yaygın olarak görülür (8, 9).
Ülkemizde yapılan çalışmalarda tinea kapitis
prevalansı %0-0.2 arasında değişmektedir (10).
Altındiş ve ark (8), 4760 ilköğretim öğrencisini
kapsayan çalışmalarında ise tinea kapitis
prevalansını %0.3 olarak bildirmişlerdir.
Tinea kapitis klinik olarak kırık saçlar, düzensiz
ve bölgesel alopesi, deskuamasyonla karakterizedir.
Tek ya da çok sayıda olabilir. Tinea kapitise
inflamatuar değişiklikler eklenince “kerion” denilen
steril, tümör görünümü veren kitle ortaya çıkar.
Kerion, ağrılı, üzeri püstüllü, pis kokulu ve akıntılı
bir lezyondur, sekonder infeksiyonu bağlı skatrisyel
alopesi gelişebilir. Servikal ya da oksipital
lenfadenopati görülebilir (2, 9). (Resim 1, 2, 3, 4)
Tinea kapitiste etken Trichophyton ve
Microsporum grubu mantarlardır. Erişkin ve
çocuklarda en sık etken Trichophyton tonsurans’
dır (2). Ülkemizde yapılan çalışmalarda ise tinea
kapitiste Trichophyton violaceum ve Trichophyton
verrucosum en sık saptanan etkenler olarak
bildirilmiştir.
Trichophyton
mentagrophytes,
Microsporum canis ve Microsporum gypseum diğer
etkenler arasında yer almaktadır (8, 10, 11, 12).
Tinea kapitiste tanı, genellikle klinikle ve KOH
ile mikroskobik incelemede dallanmış hifalar ve
sporların görülmesiyle konur. Wood ışığının tanıda
yeri çok kısıtlıdır çünkü tinea kapitis etkenlerinin
çoğu floresan vermez. KOH testi ve Wood ışığının
negatif olduğu durumlarda mantar kültürü
kullanılabilir (2). Ayırıcı tanıda seboreik dermatit,
atopik dermatit, psöriasis, alopesi areata ve lupus
eritematosus akla gelmelidir (1, 2, 9).
Topikal antifungal tedavi tinea kapitiste etkili
değildir, asemptomatik taşıyıcılarda önerilebilir.
Sistemik antifungal tedavi ile saç folliküllerine
penetrasyon sağlanabilir. Griseofulvin başta olmak
üzere ketokonazol, itrakonazol, flukonazol,
terbinafin tedavi seçenekleri arasında yer
almaktadır (1, 2, 9).
Tinea Korporis
Saçlı deri, sakal, el ya da ayak dışında vücudun
herhangi
bir
bölgesinde
görülen
mantar
infeksiyonları tinea korporis ya da “ringworm”
olarak isimlendirilir. Tropikal bölgelerde daha
yaygındır (2, 3, 9). Metintaş ve ark (5) Eskişehir
bölgesinde
yaptıkları
çalışmalarında
dermatofitozislerde tinea korporisin ikinci sıklıkta
yer aldığını bildirmişlerdir.
Tipik olarak tek ya da çok sayıda anuler, ortası
soluk, kenarı kırmızı, deskuame, deriden hafif
kabarık ve keskin sınırlı lezyon görülür. Lezyon
kenarında püstüller ya da follikuler papuller
olabilir.
İnflamasyon
sonrası
hipo/hiperpigmentasyon kalabilir (Resim 5, 6).
Epidermophyton floccosum, Trichophyton ve
Microsporum grubu pek çok mantar tinea korporis
etkenidir (2, 3, 9).
Tinea korporis tanısı klinik ve aktif olan lezyon
kenarından
alınan
materyalin
KOH
ile
incelenmesiyle konur. Ayırıcı tanıda diskoid
ekzema, impetigo, psöriasis, lupus eritematosus,
pitriasis rosea, Lyme hastalığı, tinea versikolor ve
kontakt dermatit akla gelmelidir. Tedavi genellikle
topikal antifungal kremlerden oluşur, nadiren
sistemik tedavi gerekebilir (2, 3, 9). Tablo 2’de
tinea korporis, pedis, kruris, manuum ve faciei için
uygun topikal tedavi formulasyonları ve dozları
özetlenmiştir.
Dermatofit infeksiyonlarında topikal tedavi (2)
Ajan
Formulasyon
Allilaminler
Naftifin
%1 krem
%1 jel
Terbinafin
%1 krem ya da solüsyon
Benzilamin
Butenafin
%1 krem
Imidazoller
Klotrimazol
%1 krem, solüsyon/losyon
Ekonazol
%1 krem
Ketokonazol
%1 krem
%1 şampuan
Mikonazol
%2 krem/sprey/losyon/pudra
Oksikonazol
%1 krem ya da solüsyon
Sulkonazol
%1 krem ya da solüsyon
Diğer
Siklopiroks
%1 krem ya da solüsyon
Tolnaftat
%1 krem, solüsyon/ pudra
Uygulama sıklığı
Günde bir kez
Günde bir ya da iki kez
Günde bir ya da iki kez
Günde bir ya da iki kez
Günde iki kez
Günde bir kez
Günde bir kez
Haftada iki kez
Günde iki kez
Günde bir ya da iki kez
Günde bir ya da iki kez
Günde iki kez
Günde iki kez
D - 13
Turhan Ö. Bamçag Bülteni Mart 2011;2:D12 – 17
Tinea Barba
Sakal ve bıyık bölgelerinde lokalize yüzeyel
mantar infeksiyonudur. Bu dermatofit infeksiyonu
erişkin erkeklerde ve hirşutizmi olan kadınlarda
ortaya çıkar. Çoğunlukla hayvancılıkla uğraşanlarda
ve çiftçilerde görülür (2). Şahin ve ark (13) orman
işçileri ve çiftçileri kapsayan çalışmalarında ise
tinea barba infeksiyonu saptamamışlardır.
Tinea barba pullanma, folikuler püstüller ve
kızarıklıkla seyreder (Resim 7, 8). Ayırıcı tanıda
bakteriyel
follikülit,
perioral
dermatit,
psödofollikülit barba, kontakt dermatit ve herpes
simpleks akla gelmelidir. Tanıda en önemli ipucu
tinea barbada kıl yerinden ağrısız olarak çekilir,
bakteriyel infeksiyonlarda ise ağrılıdır (2).
Tedavide tinea kapitise benzer şekilde oral
antifungaller kullanılır. Cilt lezyonları geriledikten
sonra 2–3 hafta daha tedaviye devam edilmelidir
(2).
Tinea Fasiyalis
Yüzün sakalsız bölgesinde oluşan dermatofit
infeksiyonudur. Nadir görülen ve %70’ e yakın
oranda yanlış tanı alan, diğer dermatozlarla en sık
karışan mantar infeksiyonudur. Genellikle tinea
kapitis ve korporis gibi diğer yüzeyel mantar
infeksiyonlarıyla birliktedir. Tüm yaş gruplarında
görülebilse de çocukluk ve 20–40 yaşlarda pik
yapar. İnfekte hayvanlar aracılığıyla ve direkt
temasla bulaşır. Tropikal iklimlerde daha sık
görülür (2, 14).
Tinea fasyalis’ de etken Trichophyton ve
Microsporum grubu mantarlardır. Hastalarda tek ya
da çok sayıda, halka şeklinde ya da yuvarlak
kırmızı lekeler görülür (Resim 9). Güneşe
maruziyetle artan kaşıntı ve yanma şikâyeti sıktır.
Ayırıcı tanıda seboreik dermatit, lupus eritematozis,
kontakt dermatit, granuloma anulare, kutanöz
kandidiazis ve bakteriyel infeksiyonlar akla
gelmelidir. Tanıda KOH ile mikroskopik inceleme
yardımcıdır (2, 14).
Tedavi, tinea korporis tedavisiyle benzerdir.
Genellikle azollere 4–6 haftada, allilaminlere 1–2
haftada yanıt verirler. Dört haftalık tedavi sonunda
yanıt yoksa hasta tekrar değerlendirilmelidir (2, 14).
Tinea Manum
Tek ya da her iki elin dermatofit
infeksiyonudur. Sıklıkla tinea pedisi olan hastalarda
görülür (2). Ülkemizde yapılan çalışmada
dermatofitoz infeksiyonları arasında % 7 oranıyla
dördüncü sırada saptandığı bildirilmiştir (5).
Tinea manumda en sık saptanan etkenler
Trichophyton
rubrum
ve
Trichophyton
mentagrophytes’dir.
Microsporum
canis,
Trichophyton verrucosum ve M gypseum diğer
etkenler arasında yer almaktadır. Direkt temasla
veya kontamine eşyalarla bulaşabilir (9).
Tinea manum genellikle tek taraflıdır. Palmar
yüz diffüz olarak kuru ve hiperkeratotiktir. Tırnak
tutulumu olduğunda veziküller ve az miktarda
pullanma görülebilir, bu durumda klinik olarak
dishidrotik ekzema ile karışabilir (Resim 10).
Ayırıcı tanıda kontakt dermatit ve psöriasis de
düşünülmelidir. Direkt mikroskpoik inceleme
tanıda yardımcıdır (2, 9).
Tedavide topikal antifungal ajanlar kullanılır.
Eşlik eden tinea pedis ve onikomikoz kontrol altına
alınmazsa infeksiyon tekrarlayabilir (2).
Tinea Kruris
Kasık, perianal ve pubik bölgenin dermatofit
infeksiyonudur. Sıklıkla “jock itch” olarak
isimlendirilir. Genellikle tinea pedisle birlikte ve
erkeklerde daha sık görülür. Ter, sıcaklık, ıslak ve
sıkı kıyafetler, şişmanlık hastalığa uygun ortam
yaratmaktadır. Tropikal iklimlerde hastalık daha sık
görülür (2,3). Ülkemizde Arıdoğan ve ark (15)’ nın
yaptığı çalışmada Üroloji kliniğine başvuran 155
hastanın %7.7’ sinde tinea kruris infeksiyonu
saptandığı bildirilmiştir.
Tinea kruriste en sık saptanan etkenler
Trichophyton
rubrum
ve
Epidermophyton
floccosum’ dur. Direkt temas ya da havlu, kıyafet
gibi aracılarla bulaşabilir. İnfeksiyon kasık ya da
perianal bölgelerden başlayarak uyluğa ve genital
organlara hızla yayılır. Yanma ve kaşıntı ön
plandadır. Genellikle her iki kasık bölgesi de
tutulur. Yarımay şeklinde kırmızı veya kahverengi
plaklar şeklindedir. Lezyon kenarında püstül veya
vezikül görülebilir (Resim 11,12). Ayırıcı tanıda
kandidal ve/veya mekanik intertrigo, eritrazma,
psöriasis ve seboreik dermatit akla gelmelidir (1, 2,
9).
Genellikle hastalar, 2–4 hafta içinde topikal
antifungal tedaviye yanıt verirler. Ek olarak ilk
birkaç gün düşük doz kortikosteroid eklenebilir.
Nadiren refrakter tinea kruriste sistemik antifungal
tedavi gerekebilir. Tinea kruris %20–25 oranında
tekrarlar. Hastalara kasık bölgesinin kuru kalması
ve sıkı kıyafetler giyilmemesi konusunda eğitim
verilmelidir (2, 9).
Tinea Pedis
Ayaklarda görülen dermatofit infeksiyonudur.
Erkeklerde daha sık görülür, çocuklarda nadirdir
(1). Hapçıoğlu ve ark (7)nın İstanbul bölgesinde
7158 öğrenciyi kapsayan çalışmalarında 11 yaş ve
altı çocuklarda tinea pedis prevalansı % 0.98; 11
yaş üzeri tinea pedis prevalansı ise % 2.9 olarak
bildirilmiştir. Adana bölgesinde daha küçük
kapsamlı bir başka çalışmada da imamlarda tinea
pedis % 29.5 oranında tespit edilmiştir (16). Nemli,
ıslak kalan ayaklar ve sıkı ayakkabılar tinea pedise
yatkınlık oluşturur (1,16).
Trichophyton
rubrum
ve
Trichophyton
mentagrophytes var. interdigitale tinea pediste en
sık rastlanan etkenlerdir (4, 9, 16). Tek taraflı
D - 14
Turhan Ö. Bamçag Bülteni Mart 2011;2:D12 – 17
görülebilse de genellikle her iki ayak da tutulur (9).
Tinea pedisin üç klinik formu vardır (1, 2, 9):
1.
2.
3.
İnterdigital/ intertriginöz form: En sık
görülen formdur. Parmak araları ve
altlarında
deskuamasyon,
fissur,
maserasyon ve ödemle karakterizedir.
Genellikle 4. ve 5. parmakta görülür.
Hastalarda kaşıntı ve yanma en sık görülen
yakınmalardır. Kronik tiplerinde lezyon
aylarca sürebilir (Resim 13, 14).
Kuru skuamlı form: Yaygın, ince gümüş
rengi
kepeklerle
karakterizedir.
İnflamasyon, vezikül ve bül gözlenmez.
Hiperkeratoz ayak tabanında ve yanlarında
belirgindir (Resim 15).
Vezikülobüllöz form: Genellikle ayak
tabanında vezikül, püstül, bazen de
büllerle karakterize inflamatuar formdur.
Veziküller ya da büller yırtılınca kırmızı,
çok duyarlı bir alan ortaya çıkar (Resim
16). Kaşıntı çok fazladır, çoğu kez ellerde
“id reaksiyonu” eşlik eder.
Ayırıcı tanıda kontakt dermatit, ekzema ve
püstüler psöriasis akla gelmelidir. Her üç formda
potansiyel komplikasyon streptokokal sellülittir (2).
Tedavide
genellikle
antifungal
kremler
kullanılır. Nadiren refrakter infeksiyonlarda
sistemik tedavi kullanılabilir. Eğer tinea pedise
onikomikoz da eşlik ediyorsa reinfeksiyon sıktır.
Hastalarda ayakların kuru kalması sağlanmalıdır
(1,2).
Tinea Unguium (Onikomikoz)
El ve ayak tırnaklarında görülen mantar
hastalığıdır. Her yaşta görülse de 4. ve 6. dekatta
daha sık karşımıza çıkar. Travma, nemli ortam ve
uzun süreli ayakkabı giyilmesi onikomikoz için
predispozan faktörler arasındadır (17).
Onikomikozda başta Trichophyton rubrum ve
Trichophyton mentagrophytes var. interdigitale
olmak üzere kandida türleri ve Epidermophyton
floccosum en sık rastlanan etkenlerdendir (17,18).
Hastalık genellikle tırnak yanlarında başlar, tüm
tırnağa yayılabilir. Sadece tırnak matriksi tutulmaz.
Onikomikozlu tırnak parlaklığını kaybeder, tebeşir
kıvamında sarı kirli bir görüntü alır (1). (Resim 17)
Tedaviye başlamadan önce tanı doğrulanmalıdır.
Tanıda KOH ile mikroskobik incelemenin
duyarlılığı %50–60, mantar kültürünün %20–70,
Periyodik asit- Schiff boyamanın duyarlılığı ise
%90–95 oranında belirtilmektedir. Ayırıcı tanıda
travma, liken planus, psöriasis, tırnak yatağı
tümörü, periferik damar hastalığı, atopik ve kontakt
dermatit akla gelmelidir (2).
Onikomikozu özellikle de ayak tırnağında ise
eradike etmek oldukça zordur. Dermatofitozlar
içinde en zor tedavi edilen formdur. Uzun süreli
sistemik antifungal tedavi gerekir (1, 2, 9).
Pitriyazis Versikolor (Tinea Versikolor)
Pitriyazis versikolor, derinin Malassezia türü
mayalar tarafından oluşturulan yaygın, benign,
tekrarlayan, kronik bir infeksiyonudur. Tüm
dünyada yaygın olarak görülür, tropikal bölgelerde
daha sıktır. Prevalans dünyada ülkeler arasında
%0.8–28.5 arasında farklılık gösterirken ülkemizde
az sayıda ve küçük gruplarda yapılmış çalışmalarda
%15–85 gibi değişik oranlar bildirilmiştir (19,20).
Pitriyazis versikolorda en sık görülen etkenler
Malassezia furfur, M. globosa, M. sympodialis’ dir.
M. slooffiae, M. restricta ve M. obtusa diğer nadir
görülen etkenler arasındadır (21). Pitriyazis
versikolor genellikle asemptomatiktir. Daha çok
hastaları kozmetik açıdan rahatsız eder. Nadiren
hafif bir irritasyon ya da kaşıntı olabilir. Bulaşıcı
değildir. Pitriyazis versikolorda küçük (1-1.5 cm),
yuvarlak ya da oval, ince pullanma gösteren,
hipo/hiperpigmente (sarı-kahverengi) lezyonlar
görülür. Genellikle lekeler, açık tenlilerde
hiperpigmente, esmerlerde ya da güneşten
yanmışlarda hipopigmentedir (Pitriyazis versikolor
alba). Güneşe maruziyetle infeksiyonun şiddeti ve
pullanmanın yoğunluğu artar. Sert bir cisimle
lezyonların üzeri kazınırsa kepekler kolayca etrafa
dökülür, bu pitriyazis versikolor için karakteristiktir
ve “talaş ya da yonga belirtisi” adı verilir.
Lezyonlar genellikle vücudun üst kısmında görülür
(1,19,20). (Resim 18)
Pitriyazis versikolor tanısında klinik görünüm
önemlidir. Tanıyı doğrulamak için KOH ile
mikroskobik incelemede hifaların ve blastosporların
tipik ”spagetti ve köfte” paterni görülmelidir.
Tanıda mantarın Wood ışığıyla sarı-yeşil floresan
göstermesi de yardımcıdır. Ayırıcı tanıda vitiligo,
pitriyazis rosea, tinea korporis, sekonder sifiliz ve
seboreik dermatit akla gelmelidir (19).
Tedavide lokal ajanlar (%2–2.5’ lik selenyum
sülfit şampuan, %20 sodyum tiyosülfat solüsyonu,
% 50 poliyen glikolün sudaki çözeltisi vd.)
kullanılır.
Yanıt alınamayan, tekrarlayan ağır
vakalara sistemik antifungal tedavi önerilmektedir
(19,20).
Tinea Nigra
Tinea
nigra
Hortaea
werneckii
(Phaeoannellomyces
werneckii,
Exophiala
werneckii, Cladosporium werneckii) tarafından
oluşturulan yüzeyel mantar hastalığıdır. Tropikal
bölgelerde daha yaygındır. Çocuklarda, genç
erişkinlerde ve bayanlarda daha sık görülür. Tinea
nigra, ekrin ter bezlerinin yoğun olduğu vücut
bölgelerinde yoğunlaşır. Bu nedenle terleme risk
faktörü olabilir (20,21).
Toprak, tahta vb. materyellerden travmatik
inokulasyonla stratum corneuma mantar yerleşir.
İnkubasyon süresi 2–7 haftadır. Semptomsuz,
kozmetik bir infeksiyondur. Lezyon tek ya da çok
sayıda, keskin sınırlı, ağrısız, açık kahverengi-siyah
makül şeklindedir. Başlangıçta küçük olan lezyon
D - 15
Turhan Ö. Bamçag Bülteni Mart 2011;2:D12 – 17
büyüdükçe düzensiz bir şekilde haftalar, aylar
içinde merkezden çevreye doğru genişler. Tipik
olarak lezyon avuç içinde ya da ayak tabanında
yerleşir, tırnak ya da parmak tutulumu da
görülebilir. İnflamasyon ve pullanma yoktur
(20,21).
Tinea nigrada KOH ile mikroskobik incelemede
dallanan, sık bölmeli, düzensiz hiflerin görülmesi
ve kültür tanıda yardımcıdır. Ayırıcı tanıda Addison
Hastalığı, melanotik nevus, displastik nevus,
melanoma ve sifiliz akılda tutulmalıdır (20,21).
Tedavi, infekte stratum corneum’ un mekanik
ya da kimyasal yöntemlerle uzaklaştırılması
temeline dayanır. Bu amaçla topikal tedaviler
uygulanır. Genellikle tinea nigra tekrar etme
eğiliminde değildir (20,21).
Piedra
Kılların
asemptomatik
nodüler
mantar
infeksiyonudur. Tüm yaş grubunda ve her iki
cinsiyette eşit oranda görülür. Piedra nodüllerin
rengine ve etkenlere göre ikiye ayrılır (20,21).
Ak piedrada etken Trichosporon türü
mantarlardır. Tropikal ve ılıman bölgelerde görülür.
Saçı, sakalı, bıyığı, aksilla ve pubis kıllarını tutar.
Yumuşak kıvamda, sarı-yeşil noduller kılın
distalinde
yerleşir.
Bu
noduller
kolayca
uzaklaştırabilecek şekilde kıl gövdesini sarar, kıl
altındaki deri tutulmaz. İnsandan insana geçiş
nadirdir. Tanıda KOH ile mikroskobik inceleme ve
kültür kullanılır. Ayırıcı tanıda bit sirkesi ve
Trichomycosis axillaris akla gelmelidir. Ak
piedranın tedavisi zordur. Özellikle genital ak
piedra sık tekrarlar. Saçlar ya da kıllar tutulan
bölgeden uzaklaştırıldıktan sonra topikal tedavi
uygulanır (20,21).
Kara piedrada ise etken Piedraia hortae’ dir.
Sert, koyu renkli, yüzeyel nodüller kıl gövdesini
sarar. Nemli tropikal bölgelerde daha sık görülür.
Genç erişkin erkeklerde daha sıktır. Aile içi ve
kalabalık toplumlarda insandan insana geçiş
gösterilmiştir. Kötü hijyenik koşullar ve saça
bitkisel yağların sürülmesi predispozan faktörlerdir.
Sıklıkla saçlar, daha seyrek olarak da sakal, bıyık,
aksilla ve pubik kıllar tutulur. Saç gövdesini
tamamen saran nodüller çok sayıdadır. Kıl altındaki
deri tutulmaz. Saç gövdesine yerleşen mantar
nedeniyle saçlar kolayca kırılır. Tanı için infekte
kılın direkt incelemesi yeterlidir. Tedavi ak piedra
tedavisi gibidir, relapslar sıktır (20,21).
Yüzeyel Deri Kandidozları
Kandida
İntertrigosu:
Derinin kıvrım
yerlerinin kandidozudur. Etken genellikle Candida
albicans’ dır. Lezyonlar kasık, intergluteal
kıvrımlar, koltuk altı, meme altı, el ve ayak
parmakları arasında görülür. Diyabetik ve kilolu
kişilerde daha sıktır. İntertrigonun başlangıç
lezyonu papül ya da vezikülopüstüldür. Bunlar
büyüyerek birleşir, patlayarak düzensiz sınırlı,
eritemli alanlar ortaya çıkar (Resim 19). Ana lezyon
çevresinde küçük, çok sayıda papulopüstüler
“satellit lezyonlar” yer alır. Kaşıntı ve ağrı
görülebilir.
İntertrigonun
prognozu
iyidir,
kendiliğinden geçebilir. Tedavide topikal antifungal
ajanlar kullanılır. Nadiren topikal steroidler ya da
antifungaller gerekebilir (22,23).
Kandida Onikomikozu: Tüm onikomikoz
vakalarının %5-10’ unu kandida infeksiyonları
oluşturur. Kadınlarda daha sık görülür, sürekli
nemli ortam predispozan faktördür. En sık görülen
etkenler
Candida
albicans
ve
Candida
parapsilosis’ dir. İnfeksiyon genellikle proksimal
tırnak kıvrımında nadiren de lateral kıvrımlarda
başlar. Daha sonra tırnak tutulur. Tırnak lezyonu
çoğu kez proksimalden başlar, matrikste daha
belirgindir. Tırnak matlaşır, üzerinde lekeler ve
küçük delikçikler oluşur, ufalanır ve tırnak
yatağında ayrılır (Resim 20). Dermatofit
infeksiyonundan farklı olarak basmakla ya da
hareketle tırnak ağrır. Tedavi uzun süreli ve güçtür.
Lokal ve sistemik tedavinin yanında predispozan
faktör olan nem ve ıslak ortamın kaldırılması
gereklidir (22,23).
Kronik Mukokutanöz Kandidoz: Konjenital
immunolojik ya da endokrinolojik hastalığı olan
kişilerde nadir görülen persistan ya da tekrarlayan
deri ve tırnak infeksiyonudur. Etken Candida
albicans’ dır. Genellikle bebeklik döneminde ortaya
çıkar. Lezyonlar önce ağız mukozasında, daha
sonra saçlı deride, gövde, el, ayak ve tırnaklarda
ortaya çıkar. Deri lezyonları ve altta yatan
immunsupresyon şiddetli ise prognozu kötüdür.
Tam
iyileşme
immunsupresyonun
ortadan
kalkmasıyla olur. Uzun süreli ketokonazol
tedavisiyle hastalar remisyona girer ancak ilaç
kesilince relaps görülür. Uzun süreli tedavilerde ilaç
direnci de görülebilir (22,23).
KAYNAKLAR
1.
2.
3.
4.
5.
Kölemen F. Derinin mantar hastalıkları.
Tüzün Y, Kotoğyan A, Aydemir EH,
Baransu O (editörler). Dermatoloji. 2.
Baskı, İstanbul: Nobel Tıp Kitapevleri,
1994: 81-96.
Hainer BL. Dermatophyte infections. Am
Fam Physician. 2003;67: 101-8.
Weinstein A, Berman B. Topical treatment
of common superficial tinea infections.
Am Fam Physician. 2002;65:2095-102.
Sahin I, Oksuz S, Kaya D et al.
Dermatophytes in the rural area of Duzce,
Turkey. Mycoses. 2004;47:470-4.
Metintas S, Kiraz N, Arslantas D et al.
Frequency
and
risk
factors
of
dermatophytosis in students living in rural
areas
in
Eskisehir,
Turkey.
Mycopathologia. 2004;157:379-82.
D - 16
Turhan Ö. Bamçag Bülteni Mart 2011;2:D12 – 17
6.
7.
8.
9.
10.
11.
12.
13.
14.
15.
16.
17.
18.
19.
20.
21.
Tan HH. Superficial fungal infections seen
at the National Skin Centre, Singapore.
Nippon
Ishinkin
Gakkai
Zasshi.
2005;46:77-80.
Hapcioglu B, Yegenoglu Y, Disci R et al.
Epidemiology of superficial mycosis (tinea
pedis, onychomycosis) in elementary
school children in Istanbul, Turkey. Coll
Antropol. 2006;30:119-24.
Altindis M, Bilgili E, Kiraz N et al.
Prevalence of tinea capitis in primary
schools in Turkey. Mycoses. 2003;46:
218-21.
Richardson
MD,
Warnock
DW.
Dermatophytosis.
Richardson
MD,
Warnock DW (eds.). In: Fungal infection
diagnosis and management. 3th ed.
Blackwell Publishing, 2003: 80-108.
Gumusay T, Ilkit M. Epidemiology of
tinea capitis in Ceyhan district, Adana in
Cukurova region, Turkey. Mycoses.
2006;49:346-9.
Akpolat NO, Akdeniz S, Elci S et al. Tinea
capitis in Diyarbakir, Turkey. Mycoses.
2005;48: 8-10.
Metin A, Subasi S, Bozkurt H et al. Tinea
capitis in Van, Turkey. Mycoses.
2002;45:492-5.
Sahin I, Kaya D, Parlak AH et al.
Dermatophytoses in forestry workers and
farmers. Mycoses. 2005;48:260-4.
Lin RL, Szepietowski JC, Schwartz RA.
Tinea faciei, an often deceptive facial
eruption. Int J Dermatol. 2004;43:437-40.
Aridogan IA, Ates A, Izol V et al. Tinea
cruris in routine urology practice. Urol Int.
2005;74: 346-8.
Ilkit M, Tanir F, Hazar S et al.
Epidemiology of tinea pedis and toenail
tinea unguium in worshippers in the
mosques in Adana, Turkey. J Dermatol.
2005; 32: 698-704.
Ilkit M. Onychomycosis in Adana, Turkey:
a 5-year study. Int J Dermatol. 2005;44:
851-4.
Kiraz M, Yegenoglu Y, Erturan Z et al.
The epidemiology of onychomycoses in
Istanbul, Turkey. Mycoses. 1999;42:323-9.
Crespo-Erchiga
V,
Florencio
VD.
Malassezia yeasts and pityriasis versicolor.
Curr Opin Infect Dis. 2006;19:139-47.
Hilmioğlu S. Deri ve deri altı dokusunun
mantar infeksiyonları. Topçu AW, Söyletir
G, Doğanay M (editörler). İnfeksiyon
Hastalıkları ve Mikrobiyolojisi. 1. Cilt.
İstanbul: Nobel Tıp Kitapevleri, 2002:
910-28.
Schwartz
RA.
Superficial
fungal
infections. Lancet. 2004;364:1173-82.
22. Tümbay E. Candida türlerinin neden
olduğu deri hastalıkları. Topçu AW,
Söyletir G, Doğanay M (editörler).
İnfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyolojisi.
1. Cilt. İstanbul: Nobel Tıp Kitapevleri,
2002: 915-7.
23. Richardson
MD,
Warnock
DW.
Superficial candidosis. Richardson MD,
Warnock DW (eds.). In: Fungal infection
diagnosis and management. 3th ed.
Blackwell Publishing, 2003: 109-28.
D - 17

Benzer belgeler

Prof. Dr. Aynur Akyol Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve

Prof. Dr. Aynur Akyol Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Deri ve Turhan Ö. Bamçag Bülteni Mart 2011;2:D12 – 17

Detaylı

ihmal edilmiş bir tinea inguinalis olgusu

ihmal edilmiş bir tinea inguinalis olgusu Tinea kruriste en sık saptanan etkenler Trichophyton rubrum ve Epidermophyton floccosum’ dur. Direkt temas ya da havlu, kıyafet gibi aracılarla bulaşabilir. İnfeksiyon kasık ya da perianal bölgeler...

Detaylı

yüzeyel mantar enfeksiyonları

yüzeyel mantar enfeksiyonları saptandığı bildirilmiştir. Tinea kruriste en sık saptanan etkenler Trichophyton rubrum ve Epidermophyton floccosum’ dur. Direkt temas ya da havlu, kıyafet gibi aracılarla bulaşabilir. İnfeksiyon ka...

Detaylı

Derinin Yüzeyel Dermatofit Enfeksiyonları

Derinin Yüzeyel Dermatofit Enfeksiyonları Sistemik antifungal tedavi ile saç folliküllerine penetrasyon sağlanabilir. Griseofulvin başta olmak üzere ketokonazol, itrakonazol, flukonazol, terbinafin tedavi seçenekleri arasında yer almaktadı...

Detaylı