Sunday Times gazetesi
Transkript
Sunday Times gazetesi
AVRUPA İNSAN HAKLARI SÖZLEŞMESİ AÇISINDAN TEMEL HAK VE ÖZGÜRLÜKLERİN KAPSAMI VE SINIRLAMALARI Sunday Times / İngiltere davası (1979), AİHM’nin ifade özgürlüğü konu sundaki içtihadını oluşturma bakımından özel bir önem taşır. Bu bağlamda, ifade özgürlüğü davalarında takdir yetkisi öğretisine verilen yer bakımından da bu kararın önemi vardır. 1950-60 yıllarında hamile kadınlara verilen thalidomide adlı bir ilaç İngil tere’de yüzlerce çocuğun sakat doğmasına yol açmıştı. Bunun üzerine ima latçı şirket aleyhine tazminat davası açılmıştı. Ancak davalar yürürken Sun day Times gazetesi bu konuda bir seri makale yayınlamaya başlayacağını ilan etti. Şirket, savcılığa başvurarak makalelerin görülmekte olan tazminat davaları bakımından ön yargıya yol açacağını ileri sürerek yayının durdurul masını istedi. Savcılık mahkeme kararıyla gazetenin yayınını durdurdu. Bu karar, türlü hakuki aşamalardan,geçerek kesinleşti. Sunday Times AİHM’e başvurdu. AİHM, 10. maddenin ihlal edildiğine karar verdi. Kararda AİHM, devletlerin belirli (certain) bir takdir yetkisi bulunduğunu ancak, bunun AİHM’nin denetimiyle birlikte ele alınması gerektiği yolundaki görüşünü tekrarlamaktadır. Bunun yanında AİHM, İngltere Hükümeti’nin ileri sürdüğü, 10/2 maddedeki müdahalenin yargının tarafsızlığını ve otoritesini sağlamak için yapıldığı gerekçesini inceleyerek, bu kavramın içeriği hakkın da bir Avrupa consensus’u bulunduğu, dolayısıyla devletlerin takdir yetkisinin daha sınırlı olduğu sonucuna varmıştır. Ayrıca, AİHM, ifade özgürlüğüne iliş kin davalarda devletlerin takdir yetkisinin daha sınırlı olduğunu belirtmekte dir. AİHM, Handyside kararında kullandığı "makul (reasonable) ve iyi niyetli davranmak" ölçütüne değinerek, denetimin bu kavramla sınırlanamayacağı, bir devlet makul ve iyi niyetli davransa da, bu davranışının Sözleşme gere ğince üstlendiği yükümlülüklerle bağdaşıp bağdaşmadığının AİHM tarafından inceleneceğini belirtmektedir. AİHM’nin günümüzdeki takdir yetkisi öğretisi uygulamalarını değerlendi rebilmek amacıyla Türkiye ile ilgili iki davaya değinmek yararlı olabilir. Sosyalist Parti / Türkiye davasında (1998), AİHM, 11. maddenin 2. pa ragrafı bağlamında "devletlerin sadece sınırlı bir takdir.yetkisine sahip olduk ları, bunun da sıkı bir Avrupa denetimi ile elele yürüdüğünü, denetimin hem yasaları, hem de bağımsız mahkemeler tarafından alınsalar bile yasaları uy gulayan kararları kapsadığım" belirtmekte ve Sözleşme’nin 11. maddesinin ihlal edildiği sonucuna varmaktadır. Buna karşılık Sürek I davasında (1999, ifade özgürlüğü 10. madde),