Gevaş İzzettin Şir Camii

Transkript

Gevaş İzzettin Şir Camii
Yrd. Doç. Dr. Mehmet TOP*
an Gölü'nün güneydoğu
kıyılarında, Artos (Çadır)
Dağı'nın. kuzey etekleri­
ne kurulmuş Van'ın yeşil ve şirin
bir ilçesi Gevaş. Van'a 38 km me­
safede Van-Tatvan karayolu üzerine
yer alan ulaşımı kolay bir merkez.
İnsanı hem doğa, hem tarih sesizce
kucaklar burada; acılarını, sevinçle­
rini ve hüzünlerini Van Gölü'nün
serin sularına gömerek...
V
Geçmişte Urartular'a kadar uza­
nır. Ortaçağda Vestan adıyla Vaspurakan Ermene Krallığı'nın mer­
kezidir. Akdamar Adası'ndaki kilise
bu dönemde yapılmıştır. 11. yüzyıl
başlanndan itibaren Van Gölü'nün
diğer merkezleriyle birlikte Vastan,
Türkler tarafından fethedilir ve Sel­
çuklular'in egemenliğine girer. Da­
ha sonraki yüzyıllarda diğer Türk
Devletleri 'nin hakimiyetinde kalır
ve Ortaçağ kaynaklarına göre, dö18
nemin önemli bir iskan ve ticaret
merkezidir. 14. ve 15. yüzyıllarda
yapılmış olan cami, türbe gibi mi­
mari eserlerle mezartaşlan bunun
en büyük göstergesidir.
Bunlardan biri Hişet mahallesin­
de yer alan İzzeddin Şir Camisi'dir.
Aynı adla anılan kalenin doğu tara­
fında kurulmuş olan mahallenin
içerisinde, bahçeler arasındadır.
Halk arasında İzdişir Camii olarak
anılmaktadır. Daha önce Prof. Dr.
R. Hüseyin Ünal tarafından değer­
lendirilen cami üzerinde başka bir
çalışma ve yayın yoktur.
Cami kuzeyine sonradan eklenen
medrese ile kompleks bir yapı oluş­
turmaktadır. İlk yapı olan caminin
"İzzeddin Şir (İzdişir) Camii" ola­
rak anılmasından başka yapımına
ilişkin kitabe ve vakfiye gibi belge­
lerin bulunmaması tarihlendirilme-
sini güçleştirmekte­
dir. Ancak camiyi
İzzeddin Şir ismin­
den hareketle tarihlendirmek mümkün
görülmekle birlikte;
Şerefname'ye göre,
yöreye hakim iki
İzzeddin Şir bulun­
maktadır. İlki 1387'
de Timur'un Van ve
çevresine istilası sı­
rasında Van-Hakkari hakimidir ve
1410 yılına kadar
idarecidir; ikincisi
ise, Hakkari Beyi
Esedüddin Zerrincenk'in oğlu İzzed­
din Şir olup, 14701502 yılları arasın­
da hüküm sürmüş­
tür. Bunlardan I.
İzzeddin Şir za­
manında cami­
nin yapıldığı ka­
bul etmek daha
uygun olacaktır.
Çünkü Lynch
(Armenia Travels anda Studies, London 1901
C.2 s. 125) cami­
de gördüğü zen­
gin işlemeli ah­
şap minberden
bahsetmekte ve
kendisine akta­
rılan kitabesine
göre bunun 850/
1446-47 yılında
Hüsrev Paşa ta­
rafından inşa et­
tirildiği ve ca­
minin onartıldığı belirtilmekte­
dir. Bu durumda
cami, 14. yy.
sonlan ile 15. yy başlarında yapıl­
mış olmalıdır.
Medrese ise, batıya bakan taçkapısı üzerindeki bugün tahrip olmuş
ve okunamayacak durumda olan ki­
tabesine göre (Cemal Karasu, Van
Gevaş, s.9'da cami imamı N. Arvas'a dayanarak verilmiş) Abdullah
Han tarafından 1003 h. 1594-1595
m. (ebcedle) tarihinde eklenmiştir.
Cami de kare planlı harimden
meydana gelmiştir. Harim mihrab
önünde kubbe bulunan üç sahınlı
bir plan göstermektedir. Mihrab
önü kubbesi ve bunun iki yanındaki
dikine beşik tonozla örtülü bölüm­
lerden oluşan birinci sahın, gerisin­
de ise enine düzenlenmiş diğer iki
sahın yer almaktadır. Sahınlar ara­
sındaki üçer kemer açıklığı birbirle­
rine geçişi sağlamaktadır. Boydan
boya uzanan sivri beşik tonozlarla
üzerleri örtülmüştür. Güneydeki
mihrab önü kubbesi kuzeyden "L"
şeklindeki payelere diğer yandan
19
doğmuştur.
Bunun dışında harim son onarımlada sıvanmış ve boyanmıştır. Du­
varların üst seviyelerine açılan pen­
cereler mazgal şeklindedir. Bunla­
rın bir kısmı sonradan kapatılmıştır.
Bu yüzden içerisinde loş bir aydın­
lık hakimdir.
duvar payelerine oturmaktadır. Üç
yönden sivri kemerlerle destekle­
nen tromp geçişli kubbe dışa kasnaksız olarak yansıtılmıştır.
Camiye kuzey cephenin ortasında
yer alan, sivri kemerli bir girinti
içerisinde düz atkı taşlı kapıdan gi­
rilmektedir. Kapı ve cami kuzey
cephesi sonradan eklenen medrese­
nin avlusunda kalmak­
tadır. Kapı dışında, bir
pencere ile iki mihrabiye bu cepheyi tamam­
layan unsurlardır. Ka­
pıdan birkaç basamak
inilerek harime geçil­
mektedir.
Harimde
dikkati çeken tek un­
sur, girişin tam karşı­
sında ve kapı eksenin­
de yer alan kıble duva­
rına yerleştirilmiş mihrabdır. Mihrab son ya­
pılan onarımlarda kıs­
men bozulmakla bir­
likte orijinal yapısını
muhafaza etmektedir.
Düzgün kesme taş malzeme ile inşa edilmiş
olup, dışa yarım daire
biçiminde taşıntı yap­
maktadır. Mihrabı üç
yandan hafif iç bükey
süslemesiz genişçe bir
silme çerçevelemektedir. Küçük ve gösteriş20
siz mihrab, yarım sekizgen planlı
bir niş ve bunu örten yarım küre bir
kavsaradan oluşmaktadır. Burmalı
yivlerle süslü kaytan silme, sivri
kemer şeklinde niş ve kavsarayı do­
lanmaktadır. Kaytan silme son ona­
rımlarda ortadan kaldırılmıştır. R.
Hüseyin Ünal tarafından yayınla­
nan cami ile ilgili makale de mihra­
bın eski durumunu tanıma fırsatı
Kuzeyden camiyle bütünleşen
medrese, enine dikdörtgen planlı ve
avluludur. Camiye sonradan eklen­
miş olup, doğudan aynı hizada, ba­
tıdan ise dışa taşıntılıdır. Medreseye
batı cephenin ortasından bir taçkapı
vasıtası ile girilmektedir.
Taçkapı, iç içe iki girintinin belirginleştirdiği bir özellik taşımakta­
dır. Dıştaki iki köşeden sütuncelerin
sınırlandırdığı sivri kemerli girinti
şeklindedir. Buradaki sütunceler
ters ve düz "V" yivlerle hareketlendirilmiştir. Ayrıca iki sıra halinde
mukarnaslı başlıklara sahip sütun-
çelerin üzerinden
sivri kemer başla­
maktadır. İçteki
girinti daha sathi
olup, mukarnaslı
kavsarayı andır­
maktadır. İki yan­
dan kemercik di­
zisi şeklinde ince
birer şerit alt kesi­
mini sınırlandır­
maktadır. Bunun
üstünde yedi ba­
samak halinde da­
ralan kavsara yer
almaktadır. Kavsara, karşılıklı ba­
samakların köşelerine yerleştiril­
miş, üçer dilimli yelpaze bingiler
sayesinde üçgen bir görünüm ka­
zandırılmıştır. Ortasında enine dik­
dörtgen biçimde iki satırlık kitabe
yerleştirilmiştir. Alttaki kapı açıklı­
ğı basık kemerli bir şekildedir.
Kapıdan giriş eyvanı ile avluya
ulaşılmaktadır, avlunun üç yanına
"U" biçiminde medrese odaları sı­
ralanmıştır. Dikdörtgen planlı bu
odaların üzerleri beşik tonozlarla
örtülüdür. Duvarlarda düzgün kes­
me taş, örtüde moloz taşlar kullanıl­
mıştır.
Cami ve medrese son yapılan
onarımlarla günümüze sağlam ola­
rak ulaşmıştır. Ancak Vakıflar Ge­
nel Müdürlüğü'nün son yaptırdığı
tamirler sırasında yapı özgün birçok
inşai özelliğini yitirmiş, hatta oriji­
nalde olmayan bir minare batı tara­
fına eklenmiştir. Eski resimlerde bu
durum açıkça izlenebilmektedir. Bu
minare caminin batı duvarına biti­
şik, kare kaideli ve silindirik gövde­
lidir. Kısa bir petek ve külahla sonlanmaktadır. Tamamıyla kesme taş­
tan yapılmıştır.
Her ne kadar medrese sonradan
eklense bile bu şekilde cami-medre-
se birlikteliği A. Selçuklu Dev­
ri'nde karşımıza çıkan bir özellikli­
dir. Kayseri Hacı Kılıç Cami ve
Medresesi bunun en iyi örneğidir.
Ayrıca mihrab önü kubbeli enine
sahınlardan oluşan cami harimi, yi­
ne Anadolu'da erken devirden itiba­
ren yaygın bir kullanımı olan plan
şemasıdır. Bitlis Ulu Cami (1155),
Kayseri Huant Hatun Cami (1238)
buna yaklaşan cami planlarıdır.
Cami, anıtsal taş mimarisi ve
mihrab önü kubbesiyle vurgulanan
cami plan şeması açısından önem
taşımaktadır. Bugün mahallede aza­
lan nüfusunu getirdiği sıkıntılarla
olsa gerek, yaygılardan ve cemaat­
tan yoksun cami "Eski Cuma Ca­
mii" olma özlemini her an içinde
taşımakta; ezan okunması bile, ken­
disine bir teselli olmaktadır.
*Y.Y.Ü.Fen-Ed.Fak.
Sanat Tarihi Bölümü