yurtdışı - ENGİN KABAN

Transkript

yurtdışı - ENGİN KABAN
yurtdışı
12 Eylül 2011
3
Dubai’de 3 gün!
Seyahat
tutkunlarının
adresi
sırtçantalılar.com’
un kurucularından
Engin Kaban, en
pahalı arabaların
7 şeritli yolda
salındığı, yüksek
kulelerinde
konforun ve
ihtişamın
doruklarının
yaşandığı ve çöl
safarisiyle aktivite
tutkunlarının da
adresi olan
Dubai’deki
gezisini HT Tatil
için kaleme aldı.
D
ünyada ayrı
bir öneme
sahip olan,
adından sık
sık söz
ettiren Dubai’ye nihayet
ayak basıyorum. Şehre
adımımı attığım andan
itibaren şehir tüm
gösterişi ve sıra dışılığıyla
göze çarpıyor. Akşam
arabayla ışıl ışıl
gökdelenlerin arasından
7 şeritli yoldan giderken
etkilenmemek elde değil.
Şehirde doğal bir şey yok
gibi. Bir çölün üzerine
böyle bir medeniyet kurabilmiş
olmaları gerçekten hayret
verici. Para gibi bir kriterleri
yok genel olarak; istedikleri her
şeyi inşa ediyorlar. Mühendis
gözüyle bakınca birçok şeyin
fizıbıl olmadığı, daha uygun ve
ucuz şekillerde yapılabilecek
olduğu ilk etapta göze çarpıyor,
ama umurlarında değil.
Önemli olan uç noktalarda
olmak. En büyük, en pahalı,
en sıra dışı, en gösterişli...
ÇÖL YOLLARINDA ARAZİ
ARACIYLA SAFARİ!
Dubai tam bir şantiye şehir.
Her köşede akıl almaz bir
inşaat var. Gökdelenlerin
sayısının haddi hesabı yok.
Bu kadar evde, otelde kim
oturacak, insan düşünmeden
edemiyor. Zaten dünyayı vuran
ekonomik krizden ve arz-talep
dengelerinin bozulmasından
ötürü geçtiğimiz yıllar içinde
kiralar yüzde 40 gibi ciddi bir
oranda düşmüş. Yaşayanlardan
duyduğuma göre araba yolları
da her gün değişiyormuş.
Bir gün gittiğiniz yoldan
diğer gün gitmek mümkün
değil. Araçların çoğu 4X4. Bu
sadece zenginlik göstergesi
değil, aynı zamanda Dubai
dışında ufak yerlere çöl
yollarından gidebilmek,
arazi aracıyla çöl safarisi
gibi zengin eğlencelerinden
mahrum kalmamak
için de bir gerekli koşul.
Toplu taşıma çok iyi
sayılmaz. Belediye otobüslerini
çoğunlukla düşük gelir seviyeli
işçi kesimi kullanıyor. Ama en
azından, dünyada bir ilk olan
klimalı otobüs duraklarında
bekleme konforundan
faydalanabiliyorlar.
Burj el Arab
yanındaki
halk plajı
Dünyanın en lüks oteli unvanına sahip
Burj el Arab otelinin hemen yanındaki halk
plajından denize girmenin keyfini
sürüyorum. Aralık sonunda denizin son
derece sıcak olması, havanın yazın ne
kadar dayanılmaz olacağı hakkında bir fikir
veriyor. 800 metreyi aşan boyuyla
dünyanın en yüksek binası olma özelliğini
taşıyan Burj Dubai’nin önünde ağzım açık
kalıyor. Dünyanın en büyük alışveriş
merkezi olan Dubai Mall’ı gezdikten sonra,
Burj Dubai ile arasındaki havuzdaki Dubai
Fountain’in 150 metreye dek su fışkırtan
gösterisini izliyorum.
Şehrin tarihi Dubai Müzesi’nde
Creek olarak bilinen şehrin ilk
kurulduğu yer, diğer bölgelerdeki
yaşama tezat olarak zamanda
yolculuk yapılmış hissi uyandırıyor.
Nehirde karşıdan karşıya küçük
motorlarla geçen insanlar, komşu
ülkelerden deniz yoluyla mal taşıyan
ve her an batacakmış gibi duran
tekneler, altın çarşısı, baharat
pazarları, sayısız Hint, Pakistan,
Bangladeş restoranları, elektronik
ürünlerin peynir ekmek gibi satıldığı
çarşıları, karmaşası, gürültüsüyle
olması gerektiği gibi bir Arap ortamı.
Dubai müzesinde, şehrin bugünkü
halini alana kadar geçirdiği evrimi
tüm görselliğiyle izlemek mümkün.
Müzede çöl yaşamı da anlatılıyor.