ulusal sürekli eğitim merkezleri toplantısı bildiri kitabı

Transkript

ulusal sürekli eğitim merkezleri toplantısı bildiri kitabı
ULUSAL SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİ
TOPLANTISI BİLDİRİ KİTABI
2010
© Kitabın baskısı Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi tarafından yapılmıştır.
Kitabın içindeki bilgiler yazarların izni olmadan çoğaltılamaz, kısmen veya
tamamen kopyalanamaz. Bu kitap satılamaz ya da ticari amaçlarla kullanılamaz.
Basım Yeri: Ege Üniversitesi Basımevi
Bornova, İzmir
Tel:0232 388 10 22
e-mail:[email protected]
Kapak Tasarım:
Mehmet Can ÖZYILDIRIM
Yayına Hazırlayan:
Sümeyra AKSU
Tel: +90 232 483 53 64
E-posta: [email protected]
E-posta: [email protected]
EGESEM
Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi
Atatürk Kültür Merkezi
Konak / İzmir
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Çok Değerli Katılımcılar,
Yaşadığımız yüzyılda hızla değişen dünyada başarılı olabilmek, gelişen teknolojiye,
yeniliklere ayak uydurabilmek için bilgiye ulaşmak ve bilgiyi sürekli yenilemek çok önemli
bir hale gelmiştir. Yaşam boyu öğrenme, adalet, eşitlik, haklar gibi değerlerin yanı sıra
çevreye duyarlılık ve geleneklere saygı bilincinin geliştirilmesinde önemli bir rol
oynamaktadır. Bu nedenlerle toplumda yaşam boyu öğrenme bilincini geliştirmek ve her
yaştan her kesime yönelik eğitim olanakları sağlamak görevini üstlenen sürekli eğitim
merkezlerinin sorumluluğu da gün geçtikçe artmaktadır.
Bu sorumluluk bilinci ile çalışan Üniversitelerin sürekli eğitim merkezleri toplumun
gereksinimlerini tespit etmek ve değişen ihtiyaçlara yanıt verecek programlar
düzenlemek ile meşgulken öte yandan bürokratik sorunlar ve yasal engeller ile de
mücadele etmek zorunda kalmaktadır.
Bu toplantıda öncelikli amacımız, ülkemizdeki Üniversiteler ve Sürekli Eğitim Merkezleri
arasında işbirliklerini oluşturmak, sorunları ve iyi uygulamaları paylaşarak çözümlerin
üretilmesine katkıda bulunmak olarak belirlenmiştir. Bu nedenle, bu toplantıda mümkün
olduğunca çok sayıda Sürekli Eğitim Merkezinin katılımı ve deneyim paylaşımı için
başvuruda bulunan tüm sürekli eğitim merkezlerine programda yer verilmiştir.
Bu toplantıda alınacak kararların ve ortak değerlerin, ulusal eğitim politika belirleyicileri
ve bu alanda hizmet veren tüm meslektaşlar tarafından dikkate alınması, topluma yaygın
ve kaliteli eğitim hizmetleri açısından önem arz etmektedir.
Programın oluşmasında destek ve katkı sağlayan, bildiri gönderen ve toplantıya katılan
herkese EGESEM Yönetim Kurulu olarak çok teşekkür ederiz.
EGESEM Yönetim Kurulu
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Değerli katılımcılar,
2010 yılında 55. kuruluş yıldönümünü kutlayan Ege Üniversitesi, 47 bin öğrencisi, 3bin
250 öğretim elemanı ve 4 bin idari personeli ile İzmir ve Ege Bölgesinin en köklü eğitim
kurumudur.
Ege Üniversitesi örgün eğitimin yanı sıra yaşam boyu öğrenimi ve eğitimi sağlamak üzere
2001 yılında Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim merkezini kurmuştur. EGESEM’ in mesleki
veya genel eğitim programlarıyla bölgenin sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine
katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Böylelikle ülke kalkınmasında ve toplumun
gelişiminde, bilgi çağını yakalamada bir görev üstlenilmektedir.
Toplumun her kesiminin ekonomik ve sosyal gereksinimleri göz önünde bulundurularak
yapılandırılan eğitim programlarıyla toplumun, bölgenin daha kaliteli bir yaşama sahip
olması hedeflenmektedir.
Ege Üniversitesi olarak örgün eğitim alanında uluslar arası kabul edilebilir eğitim
programları geliştirmeyi ve yaygın eğitim alanında bölgesel, ulusal ihtiyaçlar temelinde
toplumun yaşam kalitesini yükseltmek için gerekli olanakları sağlamayı misyonumuz
olarak belirledik. Bu misyonumuz için “birikimi harekete geçirmek” sloganıyla yola
çıkmıştık. EGESEM tarafından düzenlenen Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri toplantısı bu
sloganın önemli bir yansıması olarak, söz konusu hareketin Türkiye deki tüm sürekli
eğitim merkezlerine yaygınlaşmasına aracılık edecektir.
Üniversitelerin topluma açık kapıları olan Sürekli Eğitim Merkezlerinin uygulamalarını ve
sorunlarını paylaşmasına zemin hazırlayan bu toplantıya Ege Üniversitesi olarak ev
sahipliği yapmaktan çok mutluyum.
Umarım ki, birçok üniversitenin Sürekli Eğitim Merkezi’nin bir araya geldiği 2010 Ulusal
Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, Merkezlerin yapısı, eğitimlerin kalitesi,
standardizasyon, akreditasyon gibi konularda verimli bir tartışma zemini oluşturacaktır.
Bu paylaşımın da ötesinde, gelecekte işbirliği ve stratejileri belirlemek üzere Ulusal
Sürekli Eğitim Merkezleri Ağı’nın kurulmasında önemli bir adım olacaktır.
Bu amaçla toplantıya katılan tüm SEM yetkililerine katılım ve katkılarından dolayı
teşekkür eder, toplantının başarılı olmasını dilerim.
Prof. Dr. Candeğer YILMAZ
Rektör
Ege Üniversitesi
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
ONURSAL BAŞKAN
Prof. Dr. Candeğer Yılmaz
Ege Üniversitesi Rektörü
DÜZENLEME KURULU
Prof. Dr. Eser Y. Sözmen
EGESEM Müdürü
Prof. Dr. Burçin Çokuysal
EGESEM Müdür yardımcısı
Prof. Dr. Konca Yumlu
EGESEM Yönetim Kurulu üyesi
Prof. Dr. Hatice Parlak
EGESEM Yönetim Kurulu üyesi
Doç. Dr. Mustafa İnceoğlu
EGESEM Yönetim Kurulu üyesi
Yrd. Doç. Dr. Arife Karadağ
EGESEM Yönetim Kurulu üyesi
Ozan Yakut
EGESEM Eğitim Koordinatörü
Melis Özuysal
EGESEM Eğitim Koordinatörü
Filiz Güleç Kutlu
EGESEM Eğitim Koordinatörü
Sümeyra Aksu
EGESEM Web Sorumlusu
Mehmet Can Özyıldırım
EGESEM Tasarım Sorumlusu
Hülya Arslaner
EGESEM Eğitim Koordinatör Yrd.
Aziz Yusuf Can
EGESEM Eğitim Koordinatör Yrd.
Ulaş Işıklar
EGESEM Basın Sorumlusu
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
DANIŞMA KURULU
(Alfabetik sıra ile)
Adnan Atakal
İl Milli Eğitim Müdür Yrd. /Halk Eğitim Mrk.Sorumlusu
Ahmet Önal
TC İzmir Valiliği Avrupa Birliği Genel Koordinatörü /
Menderes Kaymakamı
Yrd.Doç.Dr.Alev Haliki Uztan
Fen Fakültesi
Atilla Sertel
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Bşk.
Aziz Kocaoğlu
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı
Prof.Dr.Banu Önal
Diş Hekimliği Fakültesi
Cemal Elmasoğlu
Ege Genç İşadamları Derneği Yönetim Kurulu Bşk.
Ender Yorgancılar
Ege Bölgesi Sanayi Odası Yönetim Kurulu Bşk.
Yrd.Doç.Dr.Engin Önen
Edebiyat Fakültesi
Erol Yaraş
Ege TV Kurulu Bşk.
Geza Dolough
Deniz Ticaret Odası Bşk.
Yrd.Doç.Dr.Gökhan Kavas
Ziraat Fakültesi
Prof.Dr.Gülten Ova
Mühendislik Fakültesi
Prof.Dr.Kamil Okyay Sındır
Bornova Belediye Başkanı
Doç.Dr.Lale Kabadayı
İletişim Fakültesi
Necip Kalkan
İZ-KA Kalkınma Kurulu Bşk.
Yrd.Doç.Dr.Oğuzhan Kavaklı
Ege Ajans Haber Merkezi Müdürü
Avukat Özdemir Sökmen
İzmir Barosu Bşk.
Prof.Dr.Remide Arkun
Tıp Fakültesi
Yrd.Doç.Dr.Vahdet Ünal
Su Ürünleri Fakültesi
Yrd.Doç.Dr.Yılmaz Tonbul
Eğitim Fakültesi
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
PROGRAM
30. Nisan.2010, Cuma
08:30-09:30
Kayıt
09:30-10:15
Açılış Konuşmaları
10:15-10:45
Açılış konferansı: Bologna Süreci ve Sürekli Eğitim Merkezleri
Prof. Dr. Süheyda Atalay- Türkiye Bologna Uzmanı ve Ege Üniversitesi
ERASMUS Akademik Koordinatörü
10:45-11:15
Kahve arası
11:15-12:30
Sorunları
OTURUM-1: Sürekli Eğitim Merkezlerinin Toplumsal Görevleri ve
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Burçin Çokuysal, Prof. Dr. Nazmi Turan Okumuşoğlu
11:15- 11:25
Sürekli Eğitim Merkezlerinin İllerimizdeki Hizmet Sektörü ve Yerel
Ekonomilerin Gelişimine Etkileri
Yrd.Doç.Dr. Murat Çetin, Öğr.Gör. Kamil Orman, Erzincan Üniversitesi
SEM
11:25-11:35
Sürekli Eğitim Merkezlerinin Toplum Eğitimi ve Bilinçlenmesine Katkıları:
EGESEM Örneği
Yrd. Doç. Dr. Arife Karadağ, Ege Üniversitesi SEM
11:35- 11:45
Sürekli Eğitim Merkezleri ve Kent Enstitüsü Projesi
Öğr. Gör. M. Metin Göktokuş Maltepe Üniversitesi SEM
11:45-11:55
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi Örneğinde
SEM Uygulamaları ve Sorunları
Prof. Dr. Ali Osman Öztürk, Onsekiz Mart Üniversitesi, SEM
11:55-12:05
Hayat Boyu Öğrenmenin Teşvik Edilmesinde Üniversite Sürekli Eğitim
Merkezlerinin Önemi ve Bu Merkezlerin Mevcut Yapılarının İncelenmesi
Öğr.Gör. Ali Haydar Doğu, Karadeniz Teknik Üniversitesi, SEM
12.05- 12:30
Sorular ve tartışma
12:30-14:30
ÖĞLE YEMEĞİ
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
14:30-18:00
OTURUM-2: Ulusal SEM Yapılandırılması ve İşbirliği
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Konca Yumlu, Prof. Dr. Suat Küçükçiftçi
14.30-15.30
Yasadıkça Eğitim: Sorunlar ve Yorumlar
Prof. Dr. Hüseyin Vural, ODTÜ SEM
15.30-16.00
Kahve arası
16.00-17.00
Mühendislik Dekanları Konseyi (MDK) ve Mühendislik Eğitim Programları
Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MÜDEK) calışmaları
MÜDEK Temsilcisi
17.00-18.00
Türkiye Sürekli Eğitim Merkezleri Birliği Derneği
Prof. Dr. Terken Baydar, Hacettepe Üniversitesi SEM
01. Mayıs.2010, Cumartesi
09:30-10:30
OTURUM-3: Tanınma-Akreditasyon-Standardizasyon
Oturum Başkanları: Prof. Dr. Hatice Parlak, Prof. Dr. Ramazan Aktaş
09:30-09:40
Sürekli Eğitim Merkezlerinin Başarısında Halkla İlişkiler ve Medyanın
Etkisi
Tümay Ciğerdelen -Kocaeli Üniversitesi-İletişim Fak. Öğretim Görevlisi
09:40-09:50
Bologna Sürecinde Sürekli Eğitim Merkezlerinin Standardizasyonu ve
Merkezler Arası İşbirliği
Yrd. Doç. Dr. Celal Gülşen, Nevşehir Üniversitesi, (NEVSEM)
09:50-10:00
Mesleki Eğitim Sertifikalarının Derecelendirilmesi ve Geçerliliğinin
Sağlanması
Doç. Dr. Rıza Gürbüz, Çankırı Karatekin Üniversitesi, SEM
10:00- 10:30
Sorular ve tartışma
10:30-11:00
Kahve arası
11:00-12:00
KAPANIŞ OTURUMU
Oturum Başkanları: Doç. Dr. Mustafa İnceoğlu, Prof. Dr. Naci Eken, Uzm. Elçin Çiğner
Cengiz
Toplantının değerlendirilmesi ve sonuç bildirgesi
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİNİN İLLERİMİZDEKİ HİZMET SEKTÖRÜ ve YEREL
EKONOMİLERİN GELİŞİMİNE ETKİLERİ
Yrd.Doç.Dr. Murat ÇETİN Öğr.Gör. Kamil ORMAN
Erzincan Üniversitesi Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
Özet
Merkezi yapılanmadan ziyade eğitimi değişen şartlara göre çeşitlendirebilen ve sürekli
eğitimi talep eden bir toplumun oluşumunda; üniversitelerin Sürekli Eğitim
Merkezlerince verilecek eğitimlerin yerel ve bölgesel kalkınmada ve özellikle hizmet
sektörlerinde kalıcı etkileri olacağı görülmektedir. Bugün tüm illerimizde üniversite
kurulmuştur ve özellikle az gelişmiş veya gelişememiş illerin rekabet düzeyini
yükseltecek etkin kurumun üniversite olacağı bu illerimizde yaygın olan bir kanaattir. Bu
illerimizdeki yeni kurulan üniversiteler; bulundukları illerde hizmet sektöründe faaliyet
gösteren işyerlerinin bakış açısını değiştirerek, üniversite tercihi yapacak öğrenciler için
tercih edilir iller düzeyine ulaşmanın alt yapısını kurmak zorundadır. Böylece illerimiz,
sadece bilgiye ihtiyaç duyan toplumlar olmaktan çıkıp, bizzat bilgiyi kullanarak hizmet
üreten bir il olmak için çalışmalar yaparak illerimizdeki hizmet sektörü ve diğer
sektörlerin gelişimini sağlayacaktır. Bu çalışmada; özellikle yeni üniversiteleşen
illerimizde modern eğitim alt yapısı, ulusal ve küresel çapta rekabet ve işbirliği, hizmet
üretme sektörlerinde yönetici ve çalışan eğitiminde hissedilen boşluğu doldurmak
iddiasını taşıyan üniversite Sürekli Eğitim Merkezlerinin illerimizin ekonomik
gelişimindeki eğitim merkezli etkileri ifade edilmeye çalışılmıştır. Bacasız fabrika niteliği
taşıyan ve birçok sektörü tetikleyen üniversiteler büyüdükçe; hizmet üreten sektör ve
nitelikli eleman istihdamını başaran illerimiz ülkemizin seçkin illeri arasındaki yerini
alacaktır. Sonuç olarak; hizmet sektörlerindeki gelişmeler; yüksek öğretim için tercih
edilen illeri güçlendirirken illerimizde SEM’ler vazgeçilmez eğitim merkezleri olacaklardır.
Anahtar Kelimeler: Sürekli eğitim merkezleri, Hizmet sektörü, Yerel ekonomiler
1. BİLGİ
Uluslararası ilişkilerdeki çok hızlı gelişmeler ve etkileşimin yaşandığı günümüzde; ülkeler
iç bünyesindeki değişim hareketlerinin daha etkin hale gelmesi için gayret gösterirlerken,
diğer taraftan ülkelerarası etkileşim ve ilişkilerde etkin söz sahibi olmayı
hedeflemektedirler. Son yıllarda meydana gelen krizlerin tüm ülkeleri çok boyutlu
etkilemesinin sebebi de karşılıklı ilişkilerin uluslararası işbirliğinin ekonomileri adeta tek
ülke ekonomisi halinde getirmesindeki yapılanmadan kaynaklanmaktadır. 20. yüzyıla ait
bir olgu olan içine kapalı toplumlar ve ülkelerin yerine 21. yüzyıl, sadece ülkelerarası
değil kıtalararası etkileşimin sınır tanımayan bir güç haline geldiğini başlatan bir dönemi
işaret etmektedir. Diğer ülkeler gibi Türkiye’de stratejik konumunun gereği birçok
konuda gelişmiş ve gelişen ülkelerden doğrudan etkilenmekte ve bu etkilere karşı gerekli
tedbir ve düzenlemeleri yaparak 21. yüzyıl için planlamalar yapmaktadır. Günümüzde;
bilginin önemi ve kullanımının sektörlere ve kullanıcılara aktarılması değişik yöntemleri
ve teknolojileri de beraberinde geliştirmiştir. Sürekli Eğitim, Hayat Boyu Eğitim veya
Ömür Boyu Öğrenme kavramları öncelikli olarak üniversitelerde ve devamında yerel
yönetimleri de kapsayan kurumsal yapılanmalara dönüşmüştür(1). Bu hızlı değişimlere
çabuk uyum sağlamak için yapılacak işlerin başında; illerin ve bölgelerin gelişmişlik
düzeylerini de dikkate alarak, hayat boyu öğrenmede sürdürülebilir ve güncellenen bir
11
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
eğitim yapılanmasına kavuşturulması gelmektedir. Bu yapılanma ile talep eden her yaşa
ve kişiye eğitim hakkı sağlayacak altyapı oluşturularak değişen ekonomik gelişmelere
göre toplumdaki herkesin mesleki rekabet düzeyini geliştirecek bir fırsat sağlanacaktır.
Bu illerimizde kalıcı olan, ilin kendi dinamikleriyle oluşacak, kendi imkânlarını kullanarak
farklılık yaratacak beşeri sermaye olan insan gelişimini sağlamaktır. Bu anlamda
illerimizdeki üniversiteler; bu illerde hizmet sektörlerinin değişimini sağlayarak illerin
üniversitelerinin öğrenci taleplerine bağlı olarak tercih edilir iller düzeyine ulaşmasına
katkı yapacak, sektör çalışanlarında müşterisini davet eden bir yapılanmayı başlatacaktır.
Böylece illerimiz, sadece bilgiye ihtiyaç duyan toplumlar olmaktan çıkıp bizzat bilgiyi
kullanarak hizmet üreten bir il olmak için, programlar yaparak bu yapıya kavuşmanın
planlarını yapmaya başlayacaklardır. Gelişmiş illerimizin ekonomik büyümelerinde
yakaladıkları yüksek seviyeyi sürdürmesi devam edecektir, fakat ekonomik anlamda az
gelişmiş ya da gelişememiş iller açısından üniversiteler ve o üniversiteleri tercih edecek
öğrenciler; hizmet sektörlerindeki gelişmelere bağlı olarak bu illerin ekonomilerini
güçlendirecek bir değişime sebep olacaktır. Dolayısıyla tercih oranı artan illerdeki
üniversiteleri de güçlendirecektir. Bunun sonucunda; yakın gelecekte bu illerimizdeki
üniversiteler vazgeçilmez eğitim merkezleri olarak görülmeye başlanacaktır. Çünkü bu
illerimiz; 21. yüzyıldaki değişimleri iyi değerlendirip sahip oldukları potansiyelleri
kullanarak kendi imkân ve kaynaklarını yerinde işleyip üretime dönüştürmesi ve ulusal
ekonomide işlem görmesini sağlayarak aynı zamanda göçü önleyecek belki de göçün
zamanla tersine dönmesini sağlayabilecektir. Bu anlamda ülke içinde il güçlenirken, yakın
gelecekte ülke dışından öğrenci talebini sağlayarak ülkeler arası işbirliği yapan, ekonomik
ve kalkınma da aktif faaliyet gösteren, entegrasyon hareketlerinde rol alan illere
dönüşümü sağlanacaktır. Sosyo-kültürel alanda; kuvvetli aile bağları ve insanî değerlere
bağlılığın fazla bozulmadığı gelişememiş illerimizde sosyal yapının güçlendirilmesi
ülkemizin geleceği için büyük önem taşımaktadır.
2. ÜNİVERSİTE SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİNİN İŞLEVLERİ
Sürekli Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezleri genel amaçları açısından
değerlendirildiğinde aşağıdaki ilkeler üzerinde kurulmuştur: Kamu kurumları ve
üniversite işbirliğine katkıda bulunmak, özel sektör ve uluslararası kuruluşlarla akademik
programlar ve değişik eğitim programlarının organizasyonu dışında değişik ilgi alanları
üzerinde yoğunlaşmak, nitelikli personel ihtiyacını belirlemek, ortaya çıkabilecek yeni
istihdam alanlarına yönelik sertifika programları düzenlemek ve bu uygulamalarını halka
sunmak merkezli eğitim kuruluşlarıdır. Bu nedenle; SEM’ler, yeni teknolojilerin
tanıtılması, ilgili bilgi ve eğitime uygun nitelikli iş bulma, işçilere becerilerini geliştirme ve
yurtiçi ve uluslararası kuruluşlarla işbirliği kurma faaliyetlerinin merkezinde olmak
zorundadır. Sürekli eğitim merkezi, sürekli eğitim uygulama ve araştırma merkezi,
uygulama merkezi, sürekli eğitim ve girişimcilik uygulama merkezi gibi değişik isimlerle
devlet ve özel üniversitelerin bir birimi olarak kurulan bu merkezlerin temel ilkeleri,
amaçları ve program alanları ile eşdeğer amaçlı benzer kurumlar oldukları
görülmektedir. Üniversitelerimiz tarafından oluşturulmuş olan bu yapıların çoğunluğu
Sürekli Eğitim Merkezleri (SEM) (70,6%), Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi
(11,8%) şeklinde isimlendirilmiştir(2,3).
Ekonomik krizler, işsizliğin artarak devam etmesi, krizle birlikte işsiz kalma, iş bulmaktan
umudunu kesenler ve çalışanların artarak devam eden “yarın işsiz kalırmıyım” endişesi
sürekli eğitimi zorunlu hale getirmiştir. İşlerinin garantide olmadığını düşünen çalışanlar,
kişisel ve kariyer gelişimleri için sertifika programlarını yakından takip etmekte ve
kendilerini değişen sektör yapılanmasına göre geliştirmektedirler. Bu amaçla kariyerine
12
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
katkı sağlama ve iş bulmada avantaj için kariyer gelişimine yönelik farklı eğitimler öne
çıkmakta ve hızlı değişim süreci ‘hayat boyu öğrenme’ kavramını ve aynı zamanda
sürekliliği öncelik haline getirmektedir. Bu değişimlere bağlı olarak ferdin tek bir
meslekle iş hayatını sürdürmesi ve bir işten emekli olması dönemi bitmiştir. Özellikle
değişime bağlı olarak yetkinliklerin geliştirilmesi ve çalışanların motivasyonlarının
arttırılmasında bireysel gelişimin desteklenmesi gerektiğini gören kamu kurumları ve
değişik ticari sektörler bu eğitimlere büyük önem verir hale gelmişlerdir. Sektörlerin ve
kişilerin bu alanlardaki eğitim taleplerine sürekli eğitim merkezleriyle cevap veren çok
sayıda üniversite; çalışan kişilerin kariyer hayatına katkıda bulunurken, lise ve dengi okul
mezunlarının meslek sahibi olmalarını sağlamakta veya meslek değişimini alternatif hale
getirmeye yardımcı olmaktadır. İş sektörlerinde; insan kaynakları yönetimi, yöneticiler
için finans, mağaza yönetimi, pazarlama, dış ticaret, turizm, halkla ilişkiler, tezgâhtarlık
eğitimi ve bilgisayar kullanımı eğitimleri en çok talep alan eğitim programları arasında
yer almaktadır. Diğer yandan bu eğitimlerin kişinin bulunduğu sektörde ilerlemesinin
yanında, farklı meslek ya da iş arayışları amaçlarına hizmet etmekte, insanların kariyer
hedeflerini temel alarak, gelecek iş taleplerine göre planlama yaparak veya stratejiler
geliştirerek muhtemel oluşabilecek ihtiyaca yönelik taleplere göre eğitimlere
yönelmelerini sağlamaktadır. Gerekli standartlara göre yapılan bu eğitimle verilen
sertifikalar bir evraktan öte mesleki bir tanımlama ve anlam taşıdığından; eğitimi
düşünülen programlara yeterli bir araştırma sonucunda katılım çok önemli hale
gelmiştir. Bu programlarda katılımcıların; akademik ve uygulamaya yönelik eğitimin
verilmesi, verilen eğitimin kalitesini, kullanılabilirliği ve katılım belgesiyle sertifikanın
birbirine karıştırılmaması, sertifika programında mutlaka belirli bir devam süresinin ve
sınavda başarılı olmalarının gerekliliğini özellikle bilmeleri gerekmektedir. Üniversiteler
tarafından birçok eğitim programında değişik sektörlere; kurum yönetimi temel sertifika
programı, yabancı dil kursları, çağrı merkezi müşteri temsilciliği, yönetici asistanlığı ve
bilimsel sekreterlik, temel ilkyardım eğitimi, sağlık hukuku sertifika programı, hemşirelik
kursu, tıbbi araştırma eğitimi ve dijital fotoğrafçılık verilen eğitimler arasında yer
almaktadır. Bu tür eğitimler kişilere; bilgi ve beceri sunarken eğitim sonrası iş ve kariyer
imkânları sağlamanın yanında bu eğitimler, sadece meslek edindirme değil bilgi ve kültür
düzeyi yüksek bir toplum oluşturulmasına da katkı sağlayacaktır. ‘İşsiz kalmadan iş
bulun, kendinizi geliştirin’ düşüncesi kişinin değişik alanlarda uzmanlaşmak ve birden
fazla yetkinliğe sahip vazgeçilmez profesyoneller olma azmiyle kendini geliştirmesi, işsiz
kalmadan sürdürülebilir eğitime yönelik yatırım yapmalarını kaçınılmaz hale getirmiştir.
Bu programlarda illerin gelişmişlik düzeyleri ve sektör talepleri dikkate alınarak; moda
yönetimi eğitimi, perakende sektöründe mağaza ve ürün yönetimi, etkinlik yönetimi
eğitimleri de yapılabilmektedir. Kişisel gelişimi ön plana çıkaran sertifika programları
dışında kurumsal eğitim programları arasında; insan kaynakları yönetimi, yönetim, kalite
yönetimi, finans, bilgi sistemleri, bilişim, pazarlama, yerel yönetimler ve kişisel gelişim
eğitimleri adayların aldığı eğitimler ve sertifikalar onların eğitimlerine ve dolayısıyla
kariyer gelişimlerine önem verdiklerinin bir göstergesidir. Toplumun her kesimi için
eğitim düzenleyen, bireysel katılıma açık ve kurumsal eğitimler planlayan ve toplumun
her kesimine akademik destek veren Sürekli Eğitim Merkezleri, ayrıca üniversite
mezunlarına yönelik uzmanlık programlarının yanında, lise mezunlarına yönelik beceri
kazandırma ve meslek edindirme programları da yapmaktadır. Belediyeler, kamu
kurumları ve farklı sektörel kuruluşlarla paket kurumsal eğitim çalışmaları
uygulanmaktadır. İş İngilizcesi, Çince ve Rusça kursları, insan kaynakları yönetimi,
rezervasyon, acente yolcu satış temel kursunun yanı sıra, finans, hastane yönetimi, satın
alma ve lojistik, kitap satış ve kitabevi yöneticiliği verilen eğitimler arasındadır. Ömür
13
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
boyu öğrenme eğitimi uzun süreç ve süreklilik istediğinden; başarı için Türkiye’deki genç
nüfusun yetişmiş insan gücüne dönüşmesi bu eğitim kurumlarının yaygınlaştırılması ve
eğitimin yaşam boyu sürmesi gerekliliğinin toplum tarafından benimsenmesi ile
gerçekleşecektir. Gelişim ve değişime göre nitelik için sürekli eğitimin önem kazanması
sonucunda; bu eğitimler genel katılıma açık ve kurumlara özel eğitimler olarak iki grupta
sınıflandırılmaktadır. Açık eğitimler, meslek edindirme kursları, uzmanlık programları ve
beceri kazandırma programları olarak sıralanırken, kurumlara eğitim danışmanlığı da
yapan Sürekli Eğitim Merkezleri, eğitimlere öncelikle ihtiyaç analizi yaparak
başlamaktadır.
3. YENİ ÜNİVERSİTELERİN YEREL HİZMET SEKTÖRÜ VE İL EKONOMİSİNİN GELİŞİMİNE
KATKISI
Sürekli Eğitim; toplumumuz için yakın süreçte yapılanmaya başlayan yeni bir terim olarak
karşımıza çıkmış, genel olarak üniversitelerde kimlik kazanmış olup bireyler, kurumlar ve
toplum için sürdürülebilir gelişimi sağlayacak eğitim programlarından oluşmaktadır.
Üniversite eğitiminin; ömür boyu öğrenme sürecini oluşturan bu birimler topluma bilgi
ve becerileri yüksek düzeyde sunacak bir eğitim merkezleridir ve üniversiteler için
ekonomik hayatın içinde bilgi ekonomisinin kalbi olarak önemli misyonlar üstlenmiştir.
Üniversiteler illerimiz ve dolayısıyla ülkemiz için sosyoekonomik sistem içinde girdileri ve
çıktıları sağlayan en önemli kurumlar arasında yer almaktadır. Bilgi ekonomisi ve
dönüşümlerin doğası, işgücü piyasası ve mesleki eğitimin niteliği toplumun ihtiyaçları ve
koşulları için tasarlanmış bir misyon olarak görünür ve üniversitelerin eğitim
merkezlerince analiz edilerek uygulanır. Mesleki eğitim; özellikle gelişen ülkelerde hayat
boyu öğrenme süreci ile ekonomik ve sosyal hayatın geliştirilmesi ve desteklenmesinde
hem girişimciliği destekleyecek hem de kaliteyi ön plana çıkaracak etkili, uzun vadeli ve
sürdürülebilir bir eğitim sürecidir. Ömür boyu öğrenme genel bir ifade ile "tüm eğitim
faaliyetlerini bireysel, kurumsal, sosyal veya iş odaklı bakış açıları ile hayat boyunca bilgi,
beceri ve yeterlilikler geliştirmesi" şeklinde ifade edilir. Bu tanım ile uyumlu olarak,
sürekli eğitim faaliyetleri geliştirmek için üniversitelerarası bilgi ve tecrübe paylaşım
toplantılarının yapılması, kamu ve toplumun talepleri doğrultusunda yüksek nitelikli
işgücü tedarik edecek faaliyetler gerekmektedir. Sonuç olarak; sürekli eğitim merkezleri
üniversitelerin ticaret ve üretim sektörleri ile buluşmasını sağlayan ve bu pozitif
etkileşimin sürdürülmesinde anahtar rol oynayan birimdir. İllerimizde üniversitelerin bu
merkezleri özellikle yeni üniversiteleşen illerde yerel kalkınmanın sağlanmasında
üniversiteler ile ilin sektörleri arasında eğitim ihtiyacını karşılayan, personel eğitimi ve
gelişimde aktif rol oynayan, dış eğitim kurumları ile bağlantılar kurarak, bilgiyi
kullanıcılara ulaştırmak için alan veya veren bir kimlik taşımaktadır. Dolayısıyla, sürekli
eğitim merkezleri arasında iletişim, paylaşım ve ortak sorunlara çözüm arama çabaları
büyük gerekliliktir. Sürekli eğitim merkezlerinin yapısal, mali ve mevzuata bağlı
eksiklikleri nedeniyle sorunlar çözümsüz kaldığı takdirde başarı düzeyi ve kabul edilirliği
düşük düzeylerde kalacaktır.
Özellikle yeni üniversiteleşen illerimizde; modern eğitim alt yapısı, ulusal ve küresel
çapta rekabet ve işbirliği için hizmet üretme sektörlerinde yönetici ve çalışan eğitiminde
hissedilen boşluğu doldurmak iddiasını taşıyan üniversiteler ve sürekli eğitim merkezleri
illerimizin ekonomik gelişiminde büyük önem taşmaktadır. Sürekli eğitim merkezleri
yönetsel gelişime doğrudan katkı sağlayacak olan strateji, liderlik, yenilik ve değişim gibi
yönetim konularına odaklanarak yöneticilerin kendilerine olduğu kadar kurumlarına artı
değer yaratacak türde eğitimler sunmaktadır. Küçülen Dünya ve ticari sektörün
değişkenliği, iş dünyasının köklü ve insan kaynakları gelişimini uzun vadeli bir yatırım
14
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
olarak gören kurumların kriz döneminde de geleceğe yatırım yaparak krizleri kazanıma
dönüştürecek donanımın kazanılmasına katkı sağlamaktadır. İnsanların işsizlik,
mutsuzluk ve umutsuzluk anında yeni işler için eğitim arayışına girmesi, dolayısıyla da
kişinin bulunduğu sektörde ilerlemesine değil farklı meslek ya da iş arayışları için
eğitimlere katılmasının önüne geçmenin en düşük risk taşıyan yatırımının daha önceden
kendi gelişimini sağlayacak sürdürülebilir yenilik içeren eğitimler olduğu
unutulmamalıdır. İllerimizin yetkin eğitim kurumları olan üniversitelerimiz; yetişmiş
eleman açığı veya ara eleman ihtiyacını karşılama ve sektörlerin eğitim taleplerinin
karşılanmasında, özelikle üniversitelerin akademik kontrolü altında düzenlenen eğitim
programlarının kalitesi ve eğitim sonucunda verilen sertifikalar önem ve anlam
taşımaktadır. İllerdeki ilgili sektörlerin ihtiyaçlarına ve sektörü iyi tanıyan
akademisyenlerin gelecekle ilgili öngörülerine göre eğitimler planlanabilmektedir.
Hizmet sektörü; adında da anlaşılacağı üzere verilen hizmet çok önemlidir ve hizmet
sektöründe en büyük yatırım insan kaynağıdır. Tesis kurmak, yatırım yapmak ve inşa
etmek yeterli değildir, hizmet sunmak tamamlayıcı ve sürdürülebilirliği sağlayan en
önemli etkendir. Bir işletmenin dış görünüşü ne kadar iyi olursa olsun, müşteri ile iletişim
ve personel yeterli eğitime sahip değilse işletme müşteri kaybedecek ve bunun da geriye
dönüşü olmayacaktır. Hizmet sektörü için örnek teşkil edecek güçlü alanlardan olan
turizm sektörü çalışanlarının %17,4'ü bayan olup çalışanların %49'u lise ve üzeri
eğitimlidir. Bu oran, Türkiye genel istihdam ortalamasının üzerindedir ve işsizlik
sorununun gittikçe arttığı ülkemizde, hizmet sektörü işsizliğin ilacıdır. Ülkemizde; turizm
sektörü, eğitim açısından birçok sektörden iyi durumda olmasına rağmen, hizmet
sektörü ağırlıklı olmasından dolayı sürekli kendini geliştirmek zorundadır. Turizm
sektöründeki bu başarının arkasında; turizm liseleri, meslek edindirme kursları, yüksek
okul ve üniversitelerde verilen mesleki eğitimler sonucu sektöre bilgili ve eğitimli yeni bir
nesil kazandırılması vardır. Özetle hizmet üreten bir işletmede en büyük yatırım
personeldir, gerçekte verilen hizmetin ayrıntılarda gizli olduğu ve başarının sırrının da
sürekli eğitimde olduğu bir sektördür. Müşterinin mutluluğu, hizmet kalitesiyle
sağlandığından, hizmetin iyi olması da; eğitimli, sürekli kendini yenileyen, gelişmeleri
yakından takip eden ve kendine özgüveni olan çalışanlar ile gerçekleşir. Bu yatırımı
kurumlar ve kişilerin kariyer planlamaları çerçevesinde ihtiyaçlarını öngörerek önceden
yapmaları gerekir. İhtiyaç tam olarak ortaya çıktığında veya bu tür ihtiyaçlar birey için
engel olmaya başladıktan sonra harekete geçmek gecikmiş ve yanlış tercihler yapmaya
zemin hazırlayan süreçlerdir. Hizmet sektörünün her türünde, rekabetin anahtarı
yetişmiş insan kaynağıdır ve iş süreçlerinin her aşamasında insan vardır. Bilgi birikimi ve
yetkinlikleri yükseltilmiş insan kaynağı, işletmeyi zirveye taşıyacaktır. Mutlu çalışanlar ve
mutlu işletmeler, sonuç olarak mutlu müşterileri oluşturacaktır. Bu süreçte, işletmenin
çalışanları, tedarikçileri, işbirliği yaptığı kişiler ve müşterileri arasındaki koordinasyonu
sağlayacak, yöneticilere de çok büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir. Geleceğe yön
veren, vizyoner, güvenilir, deneyimli, insana ve yaratıcılığa odaklanan, organizasyon
yeteneği güçlü, değişimi yönetebilen, adaletli, sosyal ilişkileri kuvvetli, ekibiyle başarıdan
başarıya koşabilecek işletme sahipleri ile yöneticileri, firmalarını dolayısı ile illerini
başarıya ve geleceğe taşıyacaktır. Gelecekte hizmet sunan şirketlerin sevgi şirketleri
olacağını söyleyen uzmanlar, mutlu çalışanları, mutlu müşterileri ve mutlu tedarikçileri
olan işletmelerin büyüyerek yoluna devam edeceğini anlatmaktadır. İllerimiz için bacasız
fabrika niteliği taşıyan ve birçok sektörü tetikleyen üniversiteler büyüdükçe ve öğrenci
sayıları arttıkça; illerimizin hizmet üreten sektörleri nitelikli istihdamı sağlayarak, bu
illerimiz ülkemizin seçkin illeri arasındaki yerini alacaktır. Bu hedefleri gerçekleştirmeyi
planlayan, yeni üniversiteleşen illerimiz; yatırım, tanıtım, pazarlama çalışmalarının
15
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
yanında yetişmiş insan kaynağının da çok önemli olduğunun bilinciyle hareket ederek
artan hedeflere paralel olarak sürekli eğitim merkezleri ile eğitimleri çeşitlendirmelidir.
Bu hedefler için işletmeler; istihdam edilecek potansiyellerin işe ve kurum kültürüne
uygun olarak tespiti, sektörlerdeki mevcut insan kaynağı yapısının doğru yönetilmesi ve
geliştirilmesi, kurum kültürünü temel alan ve birbiri ile entegre çalışan, yetkinlik merkezli
performans yönetimi, ücret yönetimi ve kariyer yönetimi sistemlerinin geliştirilmesi
konusunda bilgi ve beceri kazanmalıdır. Sonuç olarak illerimizde hizmet üreten
sektörlerimiz; illerimizin gelişmesinde lokomotif olma konusunda kültürel, doğal
zenginliklerimizi koruyarak güzel tesislere ve yetişmiş insan kaynağına sahip olduğunda
illerimizde gelişme süreci başlamış olacaktır.
4. SONUÇ VE ÖNERİLER
Hızlı değişim ve ticari sektörün değişkenliği, iş dünyasının köklü ve insan kaynakları
gelişimini uzun vadeli bir yatırım olarak gören kurumların geleceğe yatırım yaparak
sürdürülebilir gelişime dönüştürecek donanımın kazanılmasına katkı sağlamaktadır.
İnsanların aynı işi yaparak yaşamının devamını sağlamasının mümkün olmadığı
günümüzde işsizlik, mutsuzluk ve umutsuzluk anında yeni işler için eğitim arayışına
girmesi artık kaçınılmaz hale gelmiştir. Sürekli eğitimin başarı faktörü; eğitim
programlarında belirtilen eğitim kurs saatlerinin sembolik ve göstermelik olmaktan
ziyade gerektiği kalitede gerçekleştirilmesi ile mümkün olacaktır. Bunun sonucu olarak
ta; değişik sektörler için sunulan eğitim önerileri, talep ve umutsuzlukların üretim,
memnuniyet ve kaliteye dönüşmesini gerçekleştirerek beşeri sermayemiz olan mevcut
insan kaynağı potansiyelimizin niteliklerinin arttırılmasına büyük katkı sağlayacaktır.
İllerimizin gelişmişlik düzeyine bağlı olarak eşdeğer eğitim veren benzer özel eğitim
kurumları da olabilmektedir. Bu nedenle eğitim hizmeti alan kurum ve kuruluşların seçici
bir davranış göstererek ilgili eğitimi alabileceği birimleri eğitim öncesi değerlendirmesi
gerekmektedir. Bu rekabet ve kaliteyi ön plana çıkarırken bu aşamada en gerçekçi
gösterge daha önce benzer eğitimi alan kişi veya kuruluşların yorum ve
değerlendirmeleri, eğitim sonrası kişilerin kendileri veya çalışanların üzerindeki pozitif
değişimin gözlenmesi ve elemanlarının iş ve yetenek performanslarının ölçülmesi ile
eğitimlerin etkinliği belirlenecektir. Sonuç olarak; tüm sürekli eğitim merkezlerinin bilgitecrübe paylaşımı ile gerekli özen ve disiplini göstermeleri hedeflenen bilginin etkin
biçimde yaygınlaştırılmasına katkı sağlayarak sürekli yenilenen donanımlı ve bilgili
insanlarla toplum yapımızın daha güzel günlere ulaşması hızlandırılacaktır.
Kaynakça
1. Sürekli Eğitim ve Süreksizlikler; Vural H.; Sürekli Eğitim Merkezi, Orta Doğu
Teknik Üniversitesi, Ankara 2003.
2. SEM Sürekli Eğitim Merkezleri Bülteni, Sürekli Eğitim Merkezi, Orta Doğu Teknik
Üniversitesi, Haziran 2006.
3. Structure and functions of the continuing education centers at Turkish
Universities; ARSLAN M.M.; Turkish Online Journal of Distance Education-TOJDE
July 2008.
16
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİNİN TOPLUM EĞİTİMİ VE BİLİNÇLENMESİNE
KATKILARI: EGESEM ÖRNEĞİ
Yrd. Doç Dr. Arife KARADAĞ
Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi
Yönetim Kurulu Üyesi
Özet
Bilindiği gibi, Sürekli Eğitim; zorunlu eğitimini tamamlamış, yarıda bırakmış ya da kendini
yenilemek, geliştirmek ve bilgilerini güncellemek isteyen bireylerin, gereksinimlerine
uygun biçimde düzenlenmiş planlı, programlı ve düzenli eğitim sürecidir. Yaşam Boyu
Öğrenme ise; mevcut bilgi, beceri ve yeterliliklerin geliştirilmesi amacıyla sosyal ve
ekonomik ortamlarda yaşam boyu sürdürülen tüm öğrenme aktiviteleri olarak
tanımlanır.
Örgün öğretimin yanı sıra toplumun yaşam boyu eğitim gereksinimini karşılamak
amacıyla, 1990'lı yıllardan bu yana, üniversitelere bağlı olarak faaliyet gösteren Sürekli
Eğitim Merkezleri de; kişilerin örgün öğrenim dışında kalan zamanlarının daha verimli
değerlendirmelerine olanak sağlamak, kişisel ve mesleki gelişimlerinin yanısıra bir bütün
olarak toplumun eğitim ve bilinçlenme süreçlerine sürekli ve aktif destek vermek üzere
kurulmuşlardır. Ayrıca desteklediği yada bizzat yürüttüğü sosyal sorumluluk projeleri ve
doğrudan halka açık ücretsiz etkinlikleriyle, toplum içinde etkin bir ortaklaşa yaşam
kültürü oluşturma konusunda önderlik etmektedirler.
Bu çalışmada Sürekli Eğitim Merkezlerinin toplum eğitimine katkıları, bu konudaki
beklentiler ve sorunlar gibi tüm sorulara Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nin
(EGESEM) bu yöndeki örnek çalışmalarından hareketle yanıt aranmaya çalışılacaktır.
Anahtar Kelimeler: Sürekli eğitim, yaşam boyu öğrenme, toplum eğitimi, sosyal
sorumluluk
Giriş
Günümüzde eğitimde sürekliliğin önemi gün geçtikçe artarken gerek meslek kuruluşları,
odalar, yerel yönetimler ve STK gerekse akademisyenlerce bu yöndeki ihtiyaç sıklıkla dile
getirilir olmuştur. Eğitimde sürekliliği sağlamak; bilgiyi güncel tutmak, mesleki ve
teknolojik yenilikleri yakından ve düzenli olarak takip edebilmek bunu eğitimle kitlelere
aktarmak, öğrenmek ve yenilenmek isteyen herkese ihtiyaçları doğrultusunda planlı,
işlevsel eğitim programlarına dönüştürerek yetişkinlerin hizmetine sunmak ise öncelikli
olarak Sürekli Eğitim Merkezlerinin görev tanımına girmektedir. Üniversitelere bağlı
olarak faaliyet gösteren sözkonusu merkezler, bu işlevleri ile üniversitelerin akademik
bilgi ve birikiminin güncel ve değişen ihtiyaçlara yanıt verir biçimde halkla paylaşıldığı
platformlar olması ile de son derece önemli merkezlerdir. Benzer sürekli eğitim
programları çeşitli özel ve kamu kuruluşlarınca da verilmekte ise de, üniversiteler içinde
görev yapan sürekli eğitim merkezlerinin eğitim program kalitesi, eğitici altyapısı ve
akademik donanımı ve deneyimi ile sürece farklı bir standart getirdiği de açıktır.
Sürekli eğitim kavramının içinde hiç şüphesiz mesleki eğitime destek ve yenilikçi
programlar önemli bir yere sahiptir. Ancak sözkonusu merkezlerin ikinci önemli işlevi
toplumun eğitimine aktif katkı sunmak, toplum hayatının canlandırılması ve yaşam
kalitesinin artırılmasına yönelik sosyal sorumluluk projelerine destek vermektir.
17
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Böylelikle ana misyonuna uygun biçimde kişisel eğitimin yanı sıra toplum eğitiminde de
sürekliliği sağlamış olacaktır.
Kuruluş Amacı - Hedefleri ile EGESEM
Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi, Üniversitemiz Senatosunun 08.05.2001 tarih ve
10/6 sayılı kararı ile 2547 sayılı kanunun 2880 sayılı kanunla değişik 7. maddesinin d
bendinin 2 no’lu alt bendi gereğince kurulmuş ve Yükseköğretim Kurulunca onaylanmış
olup Merkezin işleyişini ve çalışmalarını düzenleyen yönetmeliğinin (Ek.1) 8 Ekim 2001
tarih ve 24576 sayılı Resmi Gazetede yayımlanması ile faaliyete geçmiştir.
Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi EGESEM, Ege Üniversitesi’nin eğitim, öğretim ve
araştırma yaptığı tüm alanlarda yaygın eğitim programları düzenleyerek, Üniversitenin
kamu, özel sektör ve uluslararası kuruluşlarla işbirliğinin gelişmesine katkıda bulunmak
üzere kurulmuş bir eğitim merkezidir.
EGESEM, sahip olduğu kurum kültürüne bağlı kalmayı sürdürerek, sosyal sorumluluğu
olan, ulusal ve uluslar arası alanda imaj ve itibarı yüksek, tanınmış bir sürekli eğitim
merkezi olmayı amaçlamaktadır. EGESEM, amaçları doğrultusunda kamu, özel sektör ve
uluslararası kişi ve kuruluşlara gereksinim duydukları her alanda eğitim programları
hazırlar, konuya özel paket programlar önerir. Ulusal ve uluslar arası düzeyde kurslar,
seminerler, konferanslar, eğitim fuarları düzenler, bu tip etkinliklerin altyapı çalışmaları
ve ilgili malzeme, araç-gereç teminini ve eşgüdümü sağlar ve tüm bunları Ege
Üniversitesi kalitesi ve güvencesi ile yapar.
Ege Üniversitesi’nin güvenilir kimliği ile akademisyenlerinin deneyim ve uzmanlığında
yararlanmak, güçlü bir kurum imajı yaratmak, bilinirliği pekiştirmek, günün ihtiyaçları
doğrultusunda sürekli kendini yenileyerek; hedef kitle olarak seçilen üniversite
öğrencileri, kamu-özel kurum ve kuruluşlarında çalışan personel, üniversite okumayan
ancak eğitim alacağı konuda tam donanıma sahip olmayı hedefleyen gençler, ev
hanımları, nitelikli bir iş ve bir hayat için kendini geliştirmenin gerekli olduğuna inanan
her yaştaki katılımcılar için, her ihtiyaca yanıt verebilecek özgün ve kaliteli eğitim
programlarının geliştirilmesi, yürütülmesi ve koordinasyonunu sağlamayı ve bu şekilde
üzerine aldığı sosyal sorumluluğun gereğini yerine getirerek toplumun her kesimi için
daha kaliteli bir yaşam ve daha iyi bir sosyal çevre sağlanmasına katkıda bulunmayı görev
edinmiştir.
EGESEM tüm bu hedefleri yerine getirebilmek için, öncelikli olarak, bünyesinde eğitim
programları oluşturmak isteyen öğretim üyelerimiz ve Ege Üniversitesi dışından eğitim
vermek isteyen kişi ve kurumlar için “Eğitim programları başvuru formu” hazırlanmış ve
web adresine yüklenmiştir. Önerilen eğitim programlarının ön değerlendirmeleri
Yönetim Kurulumuz ve kentimizin iş, yönetim, sosyal yaşam ve akademik çevrelerinin
önemli simalarından oluşan Danışma Kurulu üyelerimizce yapılmaktadır. Ayrıca önerilen
eğitim programına ilişkin taleplerin değerlendirilmesi için de hazırlanan Web sayfamız
üzerinden “eğilim/talep belirleme” ön çalışmaları gerçekleştirilmektedir. EGESEM
tarafından düzenlenen tüm eğitim programları ile ilgili ayrıntılı bilgiler web sayfasına
yüklenmiş olup tüm eğitim programları için yıl boyunca, web sayfasındaki “ön kayıt
formu” aracılığı ile kayıt alınmaktadır.
EGESEM tarafından Ege Üniversitesi öğretim üyeleri ile birlikte açılan eğitim
programlarında kayıtlar EGESEM bürosu tarafından alınmakta, eğitimler boyunca devam
çizelgesi ile katılımlar izlenmekte, eğitim programı tamamlandığında “eğitim
değerlendirme formu” ile (EK-2) geri bildirimler alınmaktadır. Eğitimin süresi, niteliği ve
18
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
değerlendirilmesi özelliklerine göre eğitim sonunda katılımcılara katılım belgesi veya
sertifika verilmektedir.
EGESEM ile Ege Üniversitesi dışındaki eğitim kurumlarının ortaklaşa gerçekleştirdiği
eğitim programları için bu kuruluşlar ile Ege Üniversitesi Rektörlüğü Hukuk Bürosu
tarafından hazırlanan protokol imzalandıktan sonra eğitimler gerçekleştirilmektedir.
Bununla yanısıra, EGESEM yaptığı ve yapmayı hedeflediği eğitimler için, EDEXCEL ile
ortak programlar oluşturma ve eğitimler verme konusunda antlaşma sağlama yoluna
girmiştir. Önümüzdeki eğitim döneminde EDEXCEL sertifikası verilebilecek eğitim
programlarının açılması ile merkezimizde verilen eğitim sertifikaların uluslararası alanda
kabul görmesi sağlanmış olacaktır. Ayrıca, EGESEM olarak, EUCEN (European University
Continuing Education Network) üyeliği- Ağustos 2009 tarihinde yaptığımız başvurumuz
5- 7 Kasım 2009 Linköping de yapılan genel kurulda kabul edilmiştir.
EGESEM’in Toplum Eğitimi ve Sosyal Sorumluluk Projelerine Yaklaşımı
EGESEM; kuruluş hedefleri arasında yer alan; toplumun her kesiminin eğitim ve sosyal
ihtiyaçlarına uygun, özgün ve kaliteli eğitim programları ile toplumun gelişmesine katkıda
bulunmak, bu yolla topluma yaşam boyu öğrenme fırsatları yaratmak, toplumu
ilgilendiren sorunlara yönelik sosyal sorumluluk projelerine önderlik etmek, çözümde
ortaklık esasına uygun biçimde işbirliğini geliştirmek konularını son derece
önemsemektedir. Bu nedenle sertifikalı mesleki ve teknik eğitim, hobi geliştirme ve
sportif aktivite eğitimleri ve kişisel gelişim sertifika programlarının yanısıra doğrudan
toplumsal eğitime katkı amaçlı olarak ücretsiz ve kimi zaman yerinde halk konferansları
düzenlemekte ve İzmir’de başlatılan çok sayıda sosyal sorumluluk projesine fiilen destek
vermektedir. Sözkonusu etkinlik ve projeleri Merkezin misyonuna uygun biçimde bir
kentli sorumluluğu olarak görmektedir.
EGESEM’in son iki yılda gerçekleştirdiği toplum eğitimi ve bilinçlenme etkinlikleri ile
desteklediği sosyal sorumluluk projelerine ilişkin bilgiler ve değerlendirmeler aşağıdaki
gibidir;
a) Toplumsal Eğitim ve Bilinçlenme Etkinlikleri (Ücretsiz Halk Konferansları)
Aralık 2008-Haziran 2009 döneminde “EGESEM Halk Günleri” adı altında gündeme ilişkin
değişik konularda toplam 26 ücretsiz eğitim konferansı gerçekleştirilmiştir (Çizelge 1).
Bunu 2009-2010 döneminde yıl içindeki önemli gün ve haftalar programına uygun
biçimde belirlenen aylık temalara (eğitim, sağlık, kent, doğal afetler, kent ve kadın,
engelliler, bilim felsefesi, enerji, turizm vb) göre planlanan 17 konferans ile tematik film
gösterimi ve eleştirisi programları izlemiştir (Çizelge 2). Söz konusu eğitim konferansları
için İzmir kent halkının gerek ulusal-uluslar arası gerekse yerelindeki gündemi takip
etmesine yardımcı olacak böylelikle de yaşadığı kent ile bütünleşme sürecine katkıda
sağlayacak konu başlıkları seçilmiş ve konuşmacı olarak da alanında uzman Ege
Üniversitesi öğretim üyelerimiz yanı sıra özel sektörden gelen profesyonel
kişisel/toplumsal gelişim uzmanlarından yararlanılmıştır.
“EGESEM Halk Günleri” olarak da adlandırdığımız bu konferanslar dizisi Ege
Üniversitesinin bilgi ve birikiminin İzmir Halkı ile birinci elden buluşturulması açısından,
EGESEM eğitim programları içinde özel bir öneme sahiptir.
Sözü edilen konferansların her biri için katılımcılara birer değerlendirme formu
doldurması istenmiş ve elde edilen sonuçlar (memnuniyet derecesi, beklentiler, sorunlar
vb.) bir sonraki programımız için bizlere rehberlik etmiştir. 2008-2009 döneminde
gerçekleşen 26 adet halk konferansına toplam 340 kişi katılmış 244 kişiden geri bildirim
19
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
alınmış ve değerlendirilmiştir. Katılımcıların % 70’inin 35 yaşın altında olduğu, % 61’inin
lisans ve lisansüstü düzeyde eğitim seviyesine sahip olduğu ve % 55’inin e-posta adresi
yoluyla etkinlikten haberdar olduğu saptanmıştır. Katılımcıların % 80’i programlardan
memnuniyet düzeylerinin yüksek olduğunu ve programları yararlı bulduklarını
belirtmişlerdir. Yararlanma düzeyinin en yüksek olduğu eğitimler “ Dünyadaki öğrenme
yaklaşımları”, “Kent Kültürü ve Kentlilik Bilinci”, “İçme Suyunda arsenik” ve “Katı Atık
Yönetimi” konularında olup İzmir kent gündemine ait sorunlara duyarlılık açısından
anlamlıdır (Grafik 1).
TARİH
11.01.2009
KONU
İçme Suyunda Arsenik
11.01.2009
Genetiği Değiştirilmiş Bitkiler
21.01.2009
Kent Kültürü ve Kentlilik Bilinci
04.02.2009
Beden Dili
07.02.2009
Hepatit ve AIDS’den Korunma
09.02.2009
Homeopati
10.02.2009
REİKİ- Yaşam enerjisi
Duygusal Arınma
Güzel ve Etkili Konuşma
11.02.2009
13.02.2009
16.02.2009
NLP-Bilinçaltını yönlendirme ve
hayat başarısını arttırma
Hipnoz
18.02.2009
Film Eleştirisi
04.03.2009
Medya Okuryazarlığı
15.03.2009
Gıdaların sağlıklı saklanması
22.03.2009
Kentli Hakları- Hemşehri
Sorumluluğu
23.03.2009
Avrupa Birliği Proje Çevrimi
Yönetimi PCM
Fotoğrafçılık
24.03.2009
KONUŞMACI
Prof. Dr. Fethi DOĞAN
E.Ü. Fen Fakültesi
Prof. Dr. Burçin ÇOKUYSAL
E.Ü. Ziraat Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Arife KARADAĞ
E.Ü. Edebiyat Fakültesi
Coğrafya Bölümü
Doç. Dr. M.K. DİNÇER
E.Ü. İletişim Fakültesi
Prof. Dr. D. GÖKENGİN
E.Ü. Tıp Fakültesi
Uzm.Dr. S. POSTOĞLU
E.Ü. Tıp Fakültesi
A.ÖNSAL
Kişisel Gelişim Uzmanı
Yrd.Doç.Dr.Leyla BUDAKYrd.Doç.Dr. Banu BALCI
E.Ü. İletişim Fakültesi
Uzm. Dr. Berrin UÇKUN
E.Ü. Tıp Fakültesi
Uzm.Dr. S. POSTOĞLU
E.Ü. Tıp Fakültesi
Doç. Dr. Lale KABADAYI
E.Ü. İletişim Fakültesi
M. YURTERİ
E.Ü. İletişim Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. H K YILDIRIM
E.Ü. Meslek Yüksekokulu
Prof. Dr. Zerrin TOPRAK
E.Ü. Kamu Yönetimi Bölümü
Yrd. Doç.Dr. A KARADAĞ
E.Ü. Edebiyat Fakültesi.
Mustafa HARPUTLU
T.C. İçişleri Bakanlığı
Yrd.Doç.Dr.Ahmet İMANÇER
E.Ü. İletişim Fakültesi
20
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
29.03.2009
Mutlu çocuk, mutlu aile
05.04.2009
Katı Atık Yönetimi
08.04.2009
Senaryo Yazarlığı
12.04.2009
Sık rastlanan paraziter
hastalıklardan korunma
Photoshop uygulamaları
14.04.2009
22.04.2009
03.05.2009
Reiki- Yaşam enerjisi
Duygusal Arınma Ruhsal Arınma
NLP-Bilinçaltını yönlendirme ve
hayat başarısını arttırma
Çevremiz ve sorunlarımız
14.05.2009
Anlayarak Hızlı Okuma
27.05.2009
Kaplica, SPA ve çamur banyoları
28.04.2009
Prof. Dr. Benal İNCEER
E.Ü. Tıp Fakültesi
Prof. Dr. Jale YANIK
E.Ü. Fen Fakültesi
Doç. Dr. Dilek İMANÇER
E.Ü. İletişim Fakültesi
Prof. Dr. N ALTINTAŞ
E.Ü. Tıp Fakültesi
Yar. Doç. Dr. Z. ÖZEL
E.Ü. Bilgisayar Mühendisliği
A.ÖNSAL
Kişisel Gelişim Uzmanı
Uzm. Dr. Berrin UÇKUN
E.Ü. Tıp Fakültesi
Prof. Dr. Ümit ERDEM
E.Ü. Çevre Araştırma Merkezi
Utku NEFESOĞLU
ERA-İnsan Kaynakları
Uzm. Dr. Nurhayat YAZGAN
E.Ü. Tıp Fakültesi
Çizelge 1. EGESEM 2008-2009 Toplumsal Eğitim ve Bilinçlenme Etkinlikleri
TARİH
28.10.2009
17.11.2009
15.12.2009
17 .12.2009
23.12.2009
6 .01.2010
19.01.2010
10.02.2010
16 .02.2010
KONUŞMACI
Latif DAŞDEMİR
E.Ü. Atatürk İlkeleri
İnkılâp Tarihi Bölümü
Doç.Dr.Lale KABADAYI
E.Ü. İletişim Fakültesi
Doç.Dr.Lale KABADAYI
E.Ü. İletişim Fakültesi
Uzm.Dr Nurhayat YAZGAN
E.Ü. Tıp Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Hatice ŞAHİN
E.Ü. Tıp Fakültesi Engelsiz Birimi
Sorumlusu
Prof. Dr. Sıddık İÇLİ
E.Ü. Güneş Enerjisi Araşt. Uygl.
Merkezi Md.
Doç.Dr.Lale KABADAYI
E.Ü. İletişim Fakültesi
Yrd. Doç. Dr. Aydın
MÜFTÜOĞLU
E.Ü. Edebiyat Fakültesi
Felsefe Bölümü
Doç. Dr. Lale KABADAYI
KONFERANS BAŞLIĞI
Mustafa Kemal' in Cumhuriyeti
İdeolojik Eleştiri ve Film
Sosyolojik Eleştiri ve Film
Kaplıcalar, Çamur Banyoları ve
SPA
Engelsiz Bir Kentte Yaşamak !?
Çevre Dostu ve Temiz:
Yenilenebilir Enerji
Sürdürülebilir Enerji Eğitimi
Psikanalitik Eleştiri ve Film
Bilim ve Felsefe
Üzerine Sohbetler
Feminist Eleştiri ve Film
21
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
17 .02.2010
10.03.2010
16 .03.2010
7 .04.2010
20 .04.2010
5.05.2010
18.05.2010
9.06.2010
E.Ü. İletişim Fakültesi
Yrd.Doç.Dr.Arife KARADAĞ
E.Ü. Edebiyat Fakültesi
Coğrafya Bölümü
Uzm.Ömer KARACA
AKUT İzmir Temsilcisi
Doç. Dr. Lale KABADAYI
E.Ü. İletişim Fakültesi
Doç.Dr.Gözde EMEKLİ
E.Ü. Edebiyat Fakültesi
Coğrafya Bölümü
Doç. Dr. Lale KABADAYI
E.Ü. İletişim Fakültesi
Prof. Dr. Dilek ANAÇ
E.Ü. Ziraat Fakültesi
Doç. Dr. Lale KABADAYI
E.Ü. İletişim Fakültesi
Prof. Dr. M. Süer ANAÇ
E.Ü. Ziraat Fakültesi
Kent Kültürü- Kentlilik Bilinci
Kentli Hakları
Deprem - Depreme Hazırlık
Eğitimleri ve AKUT
Göstergebilimsel
Eleştiri ve Film
Sürdürülebilir Turizm ve İzmir:
İzmir İçin ekoturizm
Güzergâhları
Türsel Eleştiri ve Film
Organik Tarım Nedir?
Auteur Eleştirisi ve Film
Türkiye’nin Su Politikası ve İzmir
için Değerlendirmeler
Çizelge 2. EGESEM 2009-2010 Toplumsal Eğitim ve Bilinçlenme Etkinlikleri
Aynı şekilde 2009-2010 döneminde şu ana kadar gerçekleştirilen 12 halk konferanslarına
olan toplam katılım 200’ü geçmiştir. Konferans başına düşen ortalama katılımcı sayısı
geçtiğimiz yıl 15 iken bu yıl üç katına çıkarak 45’e ulaşmıştır. EGESEM Halk
Konferanslarının birim katılımcı sayısının geçen yıldan bu yana gözle görülür biçimde
artışı, tarafımızdan EGESEM’in toplum eğitim ve bilinçlendirilmesine verdiği önemin
İzmirliler tarafından da destek gördüğü anlamında değerlendirilmektedir. Bu dönem için
en yoğun ilgi ilk kez bu yıl “halk konferansları” programına alınan “tematik film gösterisi
ve film eleştirisi” etkinliğine olurken bunu “Felsefe ve Bilim”, “Güneş Enerjisi ve Çevre”
Doğal Afetler –Deprem-Kent : İzmir” konulu konferanslar izlemiştir (Grafik 2). Ayrıca halk
konferanslarımızdaki en yüksek katılımın “Kent Kültürü-Kentlilik Bilinci ve Kentli Hakları”
nın tartışıldığı program oluşu da İzmir kent halkı arasında “kentini tanıma ve sahip
çıkma” sürecindeki hareketlenmenin işareti olarak kabul ediyor ve anlamlı buluyoruz.
EGESEM katılımın artışından da güç alarak, İzmirde kentli duyarlılığın artışına ve
Üniversite-Halk buluşmasına yardımcı olmasını beklediğimiz ücretsiz Halk
konferanslarına yeni konular ve yeni araştırmacılarla önümüzdeki dönemlerde de devam
etmek istemektedir.
22
84,00
60,00
80,00
92,73
70,67
77,78
85,45
86,67
84,44
67,06
76,67
80,00
80,00
90,00
83,75
Y
B
S
K
v
K
E
t
F
M
Ö
D
N
i
j
H
z
A
İ
Ç
G
R
100,00
90,00
80,00
70,00
60,00
50,00
40,00
30,00
20,00
10,00
0,00
Grafik 1. EGESEM Halk Konferansları (2008-2009 dönemi) katılımcılarının eğitime ilişkin değerlendirmeleri ve memnuniyet analizi
100,00
90,00
80,00
70,00
60,00
50,00
40,00
30,00
20,00
10,00
0,00
95,00
88,33
82,40
80,98
86,32
69,73
Grafik 1. EGESEM Halk Konferansları (2009-2010 dönemi) katılımcılarının eğitime ilişkin değerlendirmeleri ve memnuniyet analizi
23
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
b) EGESEM’in Desteklediği Sosyal Sorumluluk Projeleri
Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (EGESEM) misyonu gereği, bilinçlendirme ve
farkındalık yaratma çalışmaları kapsamında İzmir ve çevresinde yürütülen sosyal
sorumluluk proje çalışmalarına destek vermektedir. EGESEM tarafından desteklenen
sosyal sorumluluk projelerinin birkaçı aşağıdaki gibidir (Çizelge 3);
DESTEK
PROJE ADI
YÜRÜTÜCÜ
Geleceğimiz İçin
Geleceğin
Kadınlarına
Sahip Çıkıyoruz
Türk Üniversiteli
Kadınlar Derneği
İZ-KA
Proje Ortağı
İlköğretim
Okulları Deniz
Temizliği Eğitim
Programı
Deniz Temiz
Derneği İzmir Şb.
- İzmir B.Ş.B.
Deniz Ticaret Odası
Gönüllü Öğrencilerin
Organizasyonu (51
Okulda Eğitim)
Menderes
Gençlik Merkezi
Projesi
Menderes
Kaymakamlığı
İZ-KA
Her Bilgi Birİncidir
İzmir Atatürk
Lisesi
EGESEM
5 ayrı Lisede toplam
20 saat iletişimkentlilik Eğitimi
Aktif Kentlilik
Seminerleri
İzmir- Konak
Belediyesi
EGESEM
Konak Belediyesinde
görevli 130 zabıtaya
15 saatlik hizmetiçi
Eğitim
Geleceğimiz
Kirlenmesin
Deniz Temiz
Derneği,
TURMEPA ve
TEMA
EGESEM
Gönüllü Öğrencilerin
Organizasyonu
VEREN KURUM
EGESEM DESTEĞİ
20 Saatlik
İletişim Eğitimi
Çizelge 3. EGESEM tarafından desteklenen sosyal sorumluluk projeleri
a) “Geleceğimiz için geleceğin Kadınlarına Sahip Çıkıyoruz” Projesi- Türk
Üniversiteli Kadınlar Derneği tarafından yürütülen ve 2009 yılında İZ-KA
tarafından desteklenmiş olan bu projede EGESEM partner olarak görev
almakta ve eğitici desteği vermektedir.
b) “İlköğretim Okulları Deniz Temizliği Eğitim Programı “ projesi- İzmir
Büyükşehir Belediyesi ve Deniz Temiz Derneği İzmir Şubesi tarafından
düzenlenen bu proje İzmir Deniz Ticaret Odası tarafından desteklenmektedir.
Projede Ege Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (EGESEM) gönüllü
öğrencilerin organizasyonu ve eğitiminde görev almıştır. Proje çerçevesinde
24
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
İzmir İli ve çevre ilçelerdeki 51 ilköğretim okulunda deniz temizliği eğitimleri
gerçekleştirilecektir.
c) “Menderes Gençlik Merkezi” Projesi- Menderes Kaymakamlığı tarafından
yürütülen ve 2009 yılında İZ-KA tarafından desteklenmiş olan proje
çerçevesinde lise öğrencilerine yönelik toplam 20 saat eğitim EGESEM
tarafından organize edilmiştir.
d) “Her bilgi bir inci’dir” projesi- İzmir’in geleneği oturmuş eğitim kurumlarından
biri olan İzmir Atatürk Lisesi öğrenci ve öğretmenlerinin EGESEM desteği ile
gerçekleştirdiği bir sosyal sorumluluk projesidir. Atatürk Lisesi tarafından
hazırlanan bir program ve EGESEM’in eğitici desteği ile İzmir’in kenar
semtlerindeki 5 okul öğrencilerine “anlayarak hızlı okuma”, “iletişim
becerileri”, “etkili ve güzel konuşma” ve “kent kültürü kentlilik bilinci ve
İzmir’de genç olmak” konulu eğitimler gerçekleştirilmiştir. Söz konusu
eğitimlerle 5 okulda yaklaşık 300 öğrenciye ulaşılırken aynı kentin farklı
yüzlerini yaşayan, aynı yaşlardaki gençler ortak bir amaç için bir araya
gelmişlerdir.
e) “Geleceğimiz Erimesin” projesi- Küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşı
“DenizTemiz Derneği/TURMEPA” ve “Türkiye Erozyonla Mücadele
Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma Vakfı-TEMA”nın ortaklaşa
gerçekleştirdiği bu proje, eğitim çalışmaları 15 Eylül 2009 tarihi itibariyle
Türkiye çapında başlamıştır.
Proje kapsamında kamuoyunun
bilinçlendirilmesi için karadan ve denizden mobil eğitim etkinlikleri
düzenlenecek, görevlendirilecek deniz ve kara araçlarındaki eğitimli gönüllü
ekipler tarafından, ziyaret edecekleri bölgelerde küresel ısınma ve iklim
değişikliği konusunda bizleri bekleyen tehditlerle ilgili farkındalık yaratarak,
yapılması gerekenler konusunda bireyleri bilinçlendirmek üzere çalışmalar
gerçekleştireceklerdir. EGESEM’de yürütülen eğitim çalışmaları sonucunda
görevlendirilen eğitmenler tarafından İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ortak
çalışması ile İzmir İli ve çevre ilçelerdeki ilköğretim okullarında “Geleceğimiz
Erimesin” eğitimleri, gerçekleştirilecektir.
f) “Aktif Kentlilik Seminerleri” adı altında EGESEM & Konak Belediyesi işbirliği ile
gerçekleştirilecek olan ve öncelikle belediye zabıtaları, muhtarlar ve ilçedeki
semt merkezlerinde devam eden kent gönüllülerine yönelik “aktif kentlilikkentli hakları- hemşeri sorumluluğu” konulu eğitimler, İzmir’de Sürekli
Eğitimin adresi, EGESEM tarafından, verilecektir. Sözkonusu projenin ilk etabı
Mayıs 2010’da başlayacak olup, bu süreçte Konak Belediyesinde görevli 130
zabıta kentli sorumluluğu eğitiminden geçirilecektir. Söz konusu sosyal
sorumluluk projesi; İzmir’de kent kültürü- kentlilik bilincinin geliştirilmesi ve
ortaklaşa bir kent kültürünün yaratılması, İzmir için ortak aklın işletilmesi için
EGESEM koordinatörlüğünde gerçekleştirilecek olup aynı zamanda Üniversite
& Yerel Yönetim işbirliğinin iyi bir örneği olacağı kanaatindeyiz.
Özetle EGESEM, son iki yıldır artan sayıda ve farklı güncel konularda gerçekleştirdiği
“ücretsiz halk konferansları” ve toplumsal duyarlılığı artırmaya yardımcı olan sosyal
sorumluluk projeleri ile İzmir kent halkının toplumsal eğitimine önemli katkılarda
bulunmuştur. EGESEM’in söz konusu etkinlikleri yaşlısı, genci, engellisi engelsizi, kadını
ve erkeği ile İzmir kent halkı tarafından da artan oranda destek görmektedir.
Değerlendirme anketlerinde özellikle ücretsiz halk konferansları için “duyurunun daha iyi
25
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
ve yaygın biçimde yapılması konusundaki öneri ve talepleri” ile programdan duydukları
mennuniyeti ve yararlılığına olan kanaatlerini ifade etmektedirler. Sözkonusu
Üniversite&Halk buluşmasının iyi bir örneği durumundaki bu etkinliklere doğrudan ev
sahipliği ve koordinatörlük yapan EGESEM,
bu yöndeki çalışmalarına gelecek
dönemlerde de programlarını zenginleştirerek devam etmeyi planlamaktadır.
* EGESEM 2008-2009-2010 Faaliyet Raporları ve EGESEM arşivinden
yararlanılarak hazırlanmıştır. Bildirinin hazırlanmasındaki katkılarından dolayı
EGESEM Yönetim Kurulu ve çalışanlarına teşekkür ederim.
26
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİ
ve
KENT ENSTİTÜSÜ PROJESİ
Öğr. Gör. M. Metin GÖKYOKUŞ
T.C. Maltepe Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi (Müdür)
Özet
Kent Enstitüsü bir eğitim kurumu adı değildir. Kent Enstitüsü bir projedir. Hayata
geçirmek zorunda olduğumuz bir proje. Bir üniversite bulunduğu yörenin sosyal ya da
kültürel hayatını olumlu yönde etkilemiyor ise yalnız kapalı kapılar ardındaki örgün
eğitimle yeterli olduğunu sanıyor ise çağdaş bir eğitim kurumu ya da bir üniversite
değildir. Bugün Maltepe Üniversitesi ve yerel belediyeler arasındaki Kent Enstitüleri adı
altında yürütülen işbirliği tüm belediyelere ve tüm üniversitelere örnek olacak
niteliktedir. Üretime dönük olmayan eğitim yalın olarak bir ciladır. Bir ciladır çünkü
yaşamı üretime dönüştürmeyen eğitim sadece tüketimi ve susuz yaşamı körükler. Onun
için diyoruz ki üretim içerisinde eğitim, eğitim içerisinde üretim anlayışı tüm eğitim
kurumlarına hâkim olmalıdır.
Anahtar Kelimeler : Kent Enstitüsü, Köy Enstitüsü, Yaşam Boyu Eğitim
Giriş
Maltepe Üniversitesi Meslek Yüksekokul bünyesinde bulunan sürekli eğitim merkezi
uygulamalı eğitimi öne çıkarırken aynı zamanda yöre halkının yaşam boyu eğitimini de
planlama adına yerel belediyelerle işbirliği yaparak kent enstitüsü adı altında bir proje
yürütmektedir.
Nedir Kent Enstitüsü?
Maltepe Üniversitesi kurulduğundan bugüne kadar eğitim adına sürdürdüğü tüm
çalışmalarını köy enstitülerinden kent enstitülerine eğitim sorunları kurultayı adı altında
ülkemizdeki önder eğitimcilerle ve akademisyenlerle masaya yatırmış bu doğrultuda
alınan kararları hayata geçirmiştir.
Köy enstitüleri Cumhuriyetin ilk yıllarında ülke nüfusunun büyük bir çoğunluğunu
köylerde yaşadığı dönemlerde köy çocuklarını eğitmek meslek sahibi yapmak ve çağdaş
kültürle donatmak için kurulmuş idi.
Oysa şimdi kentlerin nüfusu köyden kente göçen insanlarımızın sürekliliği ile artmış, bu
da toplumda yeni bir eğitim modelini yani kent enstitülerini gündeme getirmiştir.
Kent Enstitüleri ev sahipliğini ve programlarını üniversiteler bünyesinde kurulan sürekli
eğitim merkezleri planlayacaktır.
Kent Enstitüsü bir eğitim kurumu adı değildir. Kent Enstitüsü bir projedir. Hayata
geçirmek zorunda olduğumuz bir proje.
Bir üniversite bulunduğu yörenin sosyal ya da kültürel hayatını olumlu yönde etkilemiyor
ise yalnız kapalı kapılar ardındaki örgün eğitimle yeterli olduğunu sanıyor ise çağdaş bir
eğitim kurumu ya da bir üniversite değildir.
27
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Eğitim, bedensel, düşünsel ve ruhsal gelişimin tamamlanmasıdır ve eğitimin ürünü de
üretimdir.
Bugün Maltepe Üniversitesi ve yerel belediyeler arasındaki Kent Enstitüleri adı altında
yürütülen işbirliği tüm belediyelere ve tüm üniversitelere örnek olacak niteliktedir.
Üretime dönük olmayan eğitim yalın olarak bir ciladır.
Bir ciladır çünkü yaşamı üretime dönüştürmeyen eğitim sadece tüketimi ve susuz yaşamı
körükler.
Onun için diyoruz ki üretim içerisinde eğitim, eğitim içerisinde üretim anlayışı tüm eğitim
kurumlarına hakim olmalıdır.
Israrla söylüyoruz. Bireylerin aldığı her eğitim mutlaka kişilere yaşam koşullarına
kolaylaştırma zemini hazırlamalıdır. Bu insanlara meslek kazandırmakla mümkün olur. İş
arayan insanlarımızın ‘NE İŞ OLURSA YAPARIM’ söylemi eğitimsizliğin çaresizce
ifadesidir.
Bana söylersen unutabilirim.
Gösterirsen anımsayabilir.
Ama beni de katarsan anlarım.
Burada beni de katarsan sözcüğü uygulamalı eğitimin vurgulanmasıdır.
Öyle bir eğitim düzeyine ihtiyacımız var ki vasıflı insan gücü yaratılabilsin. Böylelikle hem
insan kimliğine bir değer kazandırılsın hem de toplumsal üretime katkıda bulunabilsin.
Kısacası bilen mi? Yapabilen mi? Elbette ki bilene de ihtiyacımız var ama en çok
yapabilene ihtiyacımız var.
Öyle bir ülke yaratmak zorundayız ki okuma yazma bilmeyen hiçbir insanımız kalmasın.
Ve Öyle bir ülke yaratmalıyız ki, orta öğretim kademesinden mezun olan her öğrencinin
bir mesleği olsun.
Kısaca Öyle bir ülke yaratmalıyız ki, her yaş grubundaki insanımız için, yaşam boyu eğitim
koşulları yaratılabilsin.
Tüm bunları yaratabilmenin koşulu; eğitim imecesine toplumun her kesimini katmak,
kaynakları müşterek kullanmak, işbirliği yöntemlerini sonuna kadar geliştirmektir.
Sivil toplum örgütleri, yerel yönetimler, sanayi ve ticari kuruluşlar, eğitim kurumları,
sürekli eğitim merkezleri aracılığı ile üniversiteler köy enstitülerinin imece mantığıyla
eğitim için birlikte hareket etmek zorundadırlar.
Maltepe Üniversitesi, İstanbul gibi büyük kentlerimizde özellikle varoşlarda yaşayan
Anadolu’dan göç etmiş insanlarımızın büyük bir çoğunluğunun okuma yazma bilmediğini
tespit etmiş ve bu doğrultuda binlerce bayanımıza okuma yazma kursları açmıştır.
Onların en az beş yıllık bir ilkokul diploması yerine geçecek belge almasını sağlamıştır. Bu
kurslara katılan hanımlardan birinin şu söylemi bizleri çok şey düşündürüp çok şey
anlamamız gerektiğini göstermektedir. Bahsedilen hanım’ BİZİ CAHİL BIRAKAN
CEHALETE ÇOK KIZIYORUM.’ Derken ifade ettiği cehalet aslında bizdedir.
2010 yılında okuma yazma bilmeyen mesleksiz çaresiz hatta Türkçe öğretmediğimiz
vatandaşlarımızın varlığı aydınım diyen her bireye farklı sorumluluklar yüklemektedir.
28
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Evet, eğitimi ihmal eden herkes cahilliğe çanak tutar. Bu tür vurdumduymaz
davranışlarda aslında cehaletin ta kendisidir.
Yerel Belediyeler ile işbirliğine devam edeceğimiz bu projede iki boyut vardır.
1. Örgün eğitim boyutunda;
Meslek Yüksekokulunda okuyan ön lisans ve fakültelerde okuyup lisans eğitimi alan
örgün eğitim öğrencileri uygulamalı eğitimlerini başta belediyelerin iş yerlerinde ve çevre
sanayi kuruluşlarında tamamlamalarına zemin hazırlamak.
2. Yaygın eğitim boyutunda; özellikle sürekli eğitim merkezlerince
Yörede bulunan tüm insanlarımızın değişik alanlarda yaşam boyu eğitimine kurslarla
destek vermek.
Açacağımız meslek kurslarında İş kur la da işbirliği yaparak mezun ettiğimiz
insanlarımıza istihdam koşullarını hazırlamak.
El sanatları ve halıcılık kilimcilik alanlarındaki kurslarla kent varoşlarındaki
hanımlarımızı üretken hale getirmek.
Üniversitelerimizin sürekli eğitim merkezleri bu doğrultudaki işbirlikleri ile kent
enstitülerinin ve fikrinin yaygınlaştırılmasını sağlayacaktır.
Bu çalışmalar ülkemizdeki istihdam koşulları yaratabilmenin tek şartıdır. Kısacası herkese
mesleki eğitim verilmelidir.
Biz kent enstitüsü fikriyle eğitim ve bilim adına yaşamaya yeni bir tanım getirmeye
çalışıyoruz.
Unutmayın.
Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür, bir orman gibi kardeşçesine…
Bu hasret bizim.
Tüm insanlarımıza, tüm yöneticilerimize, tüm eğitim gönüllülerine seslenmek istiyorum.
Gelin el ele tutuşalım. Bu canım, ülkenin geleceğini el birliği ile etkileyelim. İnsanlarımıza
birer altın bilezik hediye edelim. Sürekli eğitim merkezleri aynı zamanda doğru yapılan
eğitimlere atıfta bulunarak (köy enstitüleri gibi) yeni isimlerle insanlarımıza hizmet
götürerek aynı zamanda doğru eğitimcilerin çağdaş yaklaşımlarını gündemde tutarak bir
kadirşinaslığında örneğini verecektir.
Evet, insanlarımızı, etkileyelim ki,
Üretim yapılsın herkes farklı bir istihdam imkânına kavuşsun. Hiç kimse aç kalmasın.
Bu ülkede barış olsun analar babalar asker çocukları için ağlamasın.
Hiçbir çocuk ağlamasın. Her isteyen genç istediği eğitimi yapabilsin.
Hiçbir dünya ülkesi bizlere akıl vermesin yaptırımlar uygulamasın.
Büyük Atatürk diyor ki;
Çalışmadan yorulmadan üretmeden rahat yaşamak isteyen toplumlar önce haysiyetlerini
sonra hürriyetlerini ve daha sonrada istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkûmdurlar.
Yaşamı nasıl tanımlarsınız?
29
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Yaşam doğumla ölüm arasındaki ömür mü dür? Yoksa yaşamımız bittikten sonrada
yaşamak ve yaşatmak mıdır? Doğrusu ikinci tanımdır.
İnsanlar kendi yaşamını sürdürürken sonrakiler için hazırlayacağı yaşam ortamını da iyi
planlamak zorundadır.
Ömür doğumdan ölüme kadar geçen süredir. Bu süreyi insani değerlere uygun aklı ve
emeği öne çıkaran bir yaşam biçimi insanca yaşamdır.
Şu halde yaşamın doğrusu, insanca yaşam olarak ifade edilmelidir. Yerel Belediyeler ile
yaşamın her evresi için ciddi boyutta plan yapan ve geleceğe de yön veren gerçek
anlamda bir eğitim imecesinin öncüleri olmak istiyorsak sosyal sorumluluğun gereği olan
yaşam boyu eğitimin alt yapısını hazırlamak zorundayız.
Tüm üniversitelerimizin sürekli eğitim merkezleri bu doğrultuda yapılandırılmalıdır.
30
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
ÇANAKKALE ONSEKİZ MART ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ
ÖRNEĞİNDE SEM UYGULAMALARI VE SORUNLARI
Prof. Dr. Ali Osman ÖZTÜRK
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü
Özet
Üniversitelere bağlı olarak faaliyet gösteren Sürekli Eğitim Merkezleri, kişilere yaşam
boyu öğrenme imkânı sunan birimlerdir. 1990'lı yıllardan bu yana, örgün öğretimin yanı
sıra toplumun yaşam boyu eğitim gereksinimini karşılamak amacıyla daha planlı biçimde
faaliyet göstermek isteyen üniversiteler, kişilerin örgün öğrenim dışında kalan
zamanlarının daha verimli değerlendirmelerine olanak sağlamak üzere Sürekli Eğitim
Merkezlerini kurmuşlardır.
Bu bağlamda, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nin
[ÇOMUSEM] başlıca misyonu, bir yandan yatay olarak daha geniş kitlelere ulaşabilmek,
diğer yandan dikey olarak her yaştan insana hitap edebilecek programlar geliştirerek,
hem yetişkin eğitimine hem de yaşam boyu öğrenmeye katkı vermektir.
ÇOMUSEM’de gerek eğitmenlerin çalışma koşullarının belirlenmesi, gerek ders
içeriklerinin şeffaflığının sağlanması ve gerekse eğitmen değerlendirme anketlerinin
doldurulması gibi, kalite artırıcı uygulamalarımız ne yazık ki, Maliye Bakanlığı
uygulamaları nedeniyle süreklilik kazanamamıştır.
Maliye Bakanlığı’nın 2008 tarihli kararnamesi doğrultusunda, döner sermayeden pay
alanlardan denge tazminatının kesilmesi uygulamasıyla, buna maruz kalan eğitmenlerin
hizmet vermekten vazgeçmelerine neden olmuştur. Halen denge tazminatı ve döner
sermaye payı çelişkisinin sürüyor olması, Sürekli Eğitim Merkezlerinin karşı karşıya
bulunduğu en önemli sorundur.
Yeni düzenlemelerle oluşacak çalışma koşulları, Sürekli Eğitim Merkezlerinde üretilen
hizmetin şeffaf, hesap verebilir ve süreklilik arz eden bir niteliğe kavuşmasını
sağlayacaktır.
Anahtar Kelimeler: Sürekli eğitim, yaşam boyu öğrenme, sürdürülebilirlik, denge
tazminatı, döner sermaye
Giriş
Üniversitelere bağlı olarak faaliyet gösteren Sürekli Eğitim Merkezleri, kişilere yaşam
boyu öğrenme imkânı sunan birimlerdir. 1990'lı yıllardan bu yana, örgün öğretimin yanı
sıra toplumun yaşam boyu eğitim gereksinimini karşılamak amacıyla daha planlı biçimde
faaliyet göstermek isteyen üniversiteler, kişilerin örgün öğrenim dışında kalan
zamanlarının daha verimli değerlendirmelerine olanak sağlamak üzere Sürekli Eğitim
Merkezlerini kurmuşlardır.
Sürekli Eğitim,“zorunlu eğitim esnasında ve sonrasında, kişilerin gereksinme duyduğu bir
alanda aldığı mesleki ya da genel öğrenme etkinliği” bkz. Kılıklı 2008: 11 vd.) şeklinde
tanımlanabilir. (“öğrenmenin yaşı yoktur” ilkesince bakıldığında elbette bu, zorunlu bir
31
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
eğitimin öncesini de kapsar. Nitekim özel yetenek tanıtım ve hazırlık kursları, zorunlu bir
eğitim öncesinde sunulan bir eğitimdir)
Uzmanlar; Yetişkin Eğitimi'ni zorunlu eğitimini tamamlamış, yarıda bırakmış ya da
kendini yenilemek, geliştirmek ve bilgilerini güncellemek isteyen bireylerin, (türü ne
olursa olsun) gereksinimlerine göre düzenlenmiş planlı, programlı ve düzenli eğitim
süreci (bkz. Kılıklı 2008: 11); Yaşam Boyu Öğrenmeyi ise, bilgi, beceri ve yeterliliklerin
geliştirilmesi amacıyla sosyal ve ekonomik ortamlarda yaşam boyu sürdürülen tüm
öğrenme aktiviteleri biçiminde tanımlamaktalar (bkz. Kılıklı 2008: 11-12).
ÇOMUSEM’ in Misyonu
Bu üç kavramın biri biriyle ilintili olarak Sürekli Eğitim Merkezlerinin etkinlik alanını
tanımlamada bize önemli ipuçları verdiğini görüyoruz. Bu bağlamda, Çanakkale Onsekiz
Mart Üniversitesi Sürekli Eğitim Merkezi’nin [ÇOMUSEM] başlıca misyonu, bir yandan
yatay olarak daha geniş kitlelere ulaşabilmek, diğer yandan dikey olarak her yaştan
insana hitap edebilecek programlar geliştirerek, hem yetişkin eğitimine hem de yaşam
boyu öğrenmeye katkı vermektir.
Üniversitemizde 1997’de kurulan ÇOMUSEM bu kapsamda etkinliklerini yoğun olarak
sürdürmektedir. Verilen hizmetin iki önemli ayağı vardır: Eğitim verenler ve eğitim
alanlar.
Birinci grubu, mesai dışı ve tatil zamanlarında hizmet sunmayı öneren/ kabul eden
eğiticiler, ikinci ayağı ise yine mesai ve tatil zamanlarından fedakârlık ederek hizmet
almaya gönüllü kursiyerler oluşturmaktalar. Bu arz-talep buluşmasına aracılık eden
Sürekli Eğitim Merkezlerinin işlevleri elbette bununla sınırlı değil.
Bu buluş(tur)maya aracılık etmek, dolayısıyla bilginin zaman ve mekân sınırlarını aşarak
yaygınlaşmasına kişilerin hem çalışıyor, öğrenim görüyorken ya da emeklilik dönemini
yaşıyorken, aynı zamanda kendilerini geliştirmelerine, bilgilerini güncellemelerine ve
yeni beceriler kazanmalarına hem de meslek öncesi ve sonrasında daha nitelikli bir
yaşam sürmelerine olanak sunmaktadır.
Yaşam boyu öğrenme, yetişkin eğitimi, halk üniversitesi vb gibi değişik başlıklar altında
çeşitlendirilebilen ve artık çağdaş insanın vazgeçilmez gereksinmeleri arasında yerini
almış olan sürekli eğitim, gönüllülük esası üzerinde gerçekleşebilmektedir. Bu
gönüllülüğün takdir edilmesini de biz etkinliklerimizin bir parçası olarak görüyoruz. Başka
deyişle, kursiyerlerin başarılarının belgelendirilmesi kadar, eğitmenlerimizin de
çabalarının, kendileri için maddi getirinin de ötesinde bir anlamı olması gerektiğini
düşünüyoruz. Nitekim iki yıldır, güz, bahar ve yaz dönemleri sonunda ÇOMUSEM’in
düzenlediği kurs ve seminer programlarında görev alarak sürekli eğitime katkı veren
öğretim üye ve elemanlarımıza bu özverili çabalarının karşılığında şükran borcumuzu dile
getirmek amacıyla kendileri teşekkür belgeleri ve ödül verilerek, çalışmaları teşvik
edilmektedir.
ÇOMUSEM’ in Kursları
Bütün ÇOMUSEM kursları, ilke olarak herkese açıktır. Kurs programımızdan yararlanmak
için öğrenci veya konuk öğrenci olarak üniversitede kayıtlı olunması gerekmiyor.
Kurslara, seminerlere ve gezilere ilgi duyuluyorsa, internetten veya doğrudan ÇOMUSEM
sekreterliğine başvurmak yeterlidir. İnternet Üzerinden Başvuru olanağı da bulunan
ÇOMÜSEM’de birden çok kursa başvuru yapılabilir.
32
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Kursiyerlerimizin zaman planlamasına yardımcı olmak için, dikkat edilmesi gereken
hususları belirtiyoruz. Derslere devam, kurslarımızda başarı için gereklidir ve asla ödün
verilemeyecek bir önkoşuldur.
Kurslara kayıt esnasında sunulması gereken belgelerde de aynı duyarlılığı
göstermekteyiz. Online (çevrimiçi) kayıtlanmanın da yapılabildiği ÇOMÜSEM’de T.C.
nüfus kimlik fotokopisi,
1 adet fotoğraf ve (kaydolan öğrenci ise) öğrenci kimlik
fotokopisi olmak üzere gerekli tüm belgeleri tamamlayıp kaydı yapılan kursiyerlerimize
kimlik belgesi çıkarılır. Bunun amacı, yalnızca dersliklere giriş-çıkışı kolaylaştırmak değil,
aynı zamanda özellikle sınavlarda kontrol olanağı sağlamaktır (kurslar başladıktan sonra,
kayıtlar ancak, öğretim elemanının onayı ve kursiyerin isteği üzerine yapılabilir.)
Eğer herhangi bir nedenle kursa katılmaktan vazgeçilir ya da kurs (yeterli başvuru
olmadığından) açılamaz ise, 7 gün içinde ayrılmak için başvurulabilir, kurs ücreti geri
alınabilir. Ancak bundan sonra yapılan taleplerde geçirilen süreye tekabül eden miktar
düşülür.
Başka tarih belirtilmedikçe kurslar üniversitemizin akademik takvimine uygun olarak
belirlenen tarihlerde yapılmaktadır; buna yaz dönemi kursları da dâhildir. Resmi tatil
günlerine uyulur. Kurs mekânlarının (Açık Öğretim ve ÖSS gibi) genel sınavlar için
kullanıldığı durumlarda, kurs telafi edilmek üzere ertelenir.
Kayıt sırasında, değişiklikleri, olası ertelemeleri ve gelecek programın başlangıç tarihi gibi
bilgileri kolayca iletebilmek için kursiyerlerden telefon ve E-mail adresi istenmektedir.
Yarıyıl içinde bir defa olmak üzere onlara özel ders bilgileri göndermeyi planladık. Diğer
yandan her kurs/seminer vb. programında, yasal kaza sigortası yalnızca Çanakkale
Onsekiz Mart Üniversitesi öğrencileri için mevcuttur. Diğer tüm katılımcılar
faaliyetlerimiz sırasında yasal olarak kaza sigortasına sahip değildir.
ÇOMUSEM’de gerek eğitmenlerin çalıştıkları koşulları imza altına alan, gerek ders
içeriklerinin kursiyerlerce izlenebilmesinin sağlanması ve gerekse kurslar sonucunda
eğitmen değerlendirme anketlerinin doldurulması gibi, kalite artırıcı uygulamalarımız ne
yazık ki, Döner Sermaye İşletmesi Müdürlüğü’nün Maliye Bakanlığı talimatlarına uymak
adına değiştirmek zorunda kaldığı kararları nedeniyle süreklilik kazanamamıştır.
2007-2008 Dönemi Etkinliklerimiz
Sürekli Eğitim Merkezi etkinlikleri, yukarıda değinildiği üzere bilginin paylaşımı ve
yaygınlaşmasında olduğu kadar, kişisel kariyer gelişimi açısından da çok önemli bir işlev
görmektedir.
Bu kapsamda 2007-2008 eğitim-öğretim yılı güz, bahar ve yaz dönemlerinde toplam 83
kurs açılmıştır. Bu dönemleri ayrı ayrı değerlendirdiğimizde değişik birimlerden toplam
76 öğretim elemanı kurslarımızda görev almıştır. 2007-2008 kurs dönemlerinde
kurslarımıza kayıt yaptırarak eğitim alan kursiyer sayısı toplam 1485'tir. Bu öğrencilerden
toplam 354'ü sertifika, diğerleri ise katılım belgesi almıştır. Bunlar kanımızca önemli
rakamlardır.
Merkez bünyesinde açılan kurslarımızın çok önemli yararlarından olmak üzere ders veren
öğretim elemanı ve birimi dışında, aynı zamanda Üniversitemiz Döner Sermaye
İşletmesine, Bilimsel Araştırma Projeleri Fonuna ve nihayet kamu bütçesine olan katkısını
vurgulamak gerekir.
33
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Bir rakam vermek gerekirse; 2007-2008 eğitim-öğretim yılı üç kurs döneminde SEM
bünyesinde açılan kurslarımızda elde edilen gelir 338,104,07 YTL'dir.
Bugüne kadar düzenlemiş olduğumuz kurslarımıza genel olarak bakıldığında, eğitmen
profili ve kurs içerikleri açısından Eğitim Fakültesi ve Rektörlük Yabancı Dil Bölümü
ağırlıklı olduğu görülmektedir. Bunlara son dönemde Biga İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi, Fen-Edebiyat, Ziraat, İlahiyat ve Su Ürünleri fakültelerimiz de dâhil olmuştur.
Kursiyerlerin taleplerine yoğunlaştığımız eğitim alanları şunlardır; genel yabancı dil
kursları, (KPDS ve ÜDS gibi) özel yabancı dil hazırlık kursları, Kamu Personeli Seçme
Sınavları (KPSS) hazırlık kursları, Akademik Lisansüstü Eğitim (ALES) sınavları hazırlık
kursları, güzel sanatlar ve beden eğitimi özel yetenek hazırlık kursları, spor kursları, çalgı
aleti kursları, bilgisayar ve web tasarımı kursları, istatistik analiz kursları, spirulina üretim
kursları, sörf ve yüzme kursları, mühendislik ekonomisi vb. kursları ve Çanakkale savaş
alanları anlatıcı kursu.
Son Dönem Etkinliklerimiz
2008
Katılımcı Sayısı
-Genel İng., İtal., Arap, Yun., Lat. Nor. Rus.ÜDS-KPDS’ye Haz. (İng.) Kursları
218
-ALES Hazırlık Kursu
8
-Mühendislik Ekonomisi,
20
-Büyüme ve Kalkınma Ekonomisi,
6
-Eğitim Felsefesi,
5
-Grafik Animasyon ve Web Tasarımı,
32
-Çanakkale Savaşları Anlatıcı Kursu,
150
-KPSS Hazırlık Kurslarımız (Coğrafya, Matematik, Tarih, Vatandaşlık, Ölçme ve Değerlendirme, Eğitimde Program Geliştirme, Gelişim ve Öğrenme, Öğretimde Planlama
ve Değerlendirme)
381
-Rüzgâr Sörfü
6
-Gitar
2
-Yüzme
5
-Spirulina Üretimi ve Teknoloji Kursu
5
TOPLAM:
2009
838
Katılımcı Sayısı
-2009 Genel İngilizce Kursları
51
-2009 Genel Alm., Arapça, İtal., İspan., Fransızca, Rusça, Yun. Kursları
70
-2009 Genel İng. ÜDS-KPDS’ye Hazırlık Kursları
16
-2009 İngilizce Konuşma Kursu
11
-2009 ALES Matematik Kursu
29
34
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
-KPSS Türkçe Kursu
4
-2009 KPSS Matematik Kursu
43
-2009 KPSS Tarih Kursu
9
-2009 Özel Yetenek Karakalem Desen Kursu
5
-2009 “Optisyenlik Müesseseleri Meslek İçi Eğitimi” Kursu
TOPLAM:
28
261
Sorunlar
2008-2009 döneminin karşılaştırılması sonucu ortaya çıkan drastik düşüşün nedeni
hepimizin bildiği üzere, Maliye Bakanlığı’nın kararnamesi doğrultusunda denge
tazminatının, döner sermayeden pay alanlardan kesilmesi uygulamasına başlanmasıdır.
Sonuç itibariyle, denge tazminatı kesintisine maruz kalan eğitmenler kurs vermekten
vazgeçmişler ve yalnızca emekli ya da dışarıdan eğitmenler bu işe gönüllü olmuşlardır.
Dolayısıyla eğitmen ve kurs sayısı azalınca kurs ve kursiyer sayısında da düşüşler
yaşanmıştır. Sürekli Eğitim Merkezlerinin karşı karşıya bulunduğu en önemli sorun halen
denge tazminatı ve döner sermaye payı çelişkisinin sürüyor olmasıdır.
Tam gün yasası kapsamında bu sorunun çözüleceği beklentisi 2009 yılı sonuna kadar
canlı tutulmasına karşın, yasa geç de olsa çıkmış, ama sorun Sürekli Eğitim Merkezleri
açısından ortada bırakılmıştır. Bu hususta yenilerde bazı çözüm önerileri üzerinde
durulduğu, denge tazminatının kaldırılarak (ya da maaşa katılarak) yasadan kaynaklanan
çelişkinin giderileceğine dair duyumları alıyoruz. Bu duyumun kaynağı yetkili kişinin
ifadesiyle; bu yasayla amaçlanan hedefe ulaşılamamış, tam tersine istenmeyen sonuçlar
ortaya çıkmıştır. Döner Sermaye payı alanlar arasında proje sahipleri de olduğu için
gerçekten hizmet üretenin mağduriyeti söz konusu olmuştur. Sürekli Eğitim Merkezi
bünyesinde kurs hizmeti veren öğretim elemanlarına Döner sermayeden pay alıyor
muamelesi yapmak haksızlıktır; çünkü bu kişiler mesai saati dışında ve hafta sonları
verdikleri hizmetin karşılığını almaktadırlar. Sürekli Eğitim Merkezlerinin faaliyetlerini,
tam gün yasası içinde değerlendirmek de yanlıştır, çünkü mesai saati dışında hizmet
üretilmektedir. Kanaatimce, üniversitelerin eğitim ve yaşam boyu öğrenme görevleri
çerçevesinde, Sürekli Eğitim Merkezlerinin ayrı bir kategoride değerlendirilmeleri
gerekmektedir.
Yeni oluşacak çalışma koşulları, Sürekli Eğitim Merkezlerinde üretilen hizmetin şeffaf,
hesap verebilir ve süreklilik arz eden bir niteliğe kavuşmasını sağlayacaktır. Bu kapsamda
kurum – eğitmen – kursiyer üçgeninin karşılıklı sorumluluk ve yükümlülüklerini,
gerektiğinde uygulanacak ödüllendirme ve yaptırım olanaklarını artıracaktır.
Perspektif
ÇOMÜSEM olarak değerli öğretim üye ve elemanlarımızın bilgi ve zamanlarını gerek
öğrencilerimizin kariyer gelişimlerine ivme kazandırmak, gerekse yaşam boyu öğrenme
kapsamında daha nitelikli bir yaşam bilincinin edinilmesine yardımcı olmak üzere,
üniversitemizin diğer fakülte ve yüksek okullarının örgün öğretim ve bilimsel
araştırmalardan arta kalan zaman ve mekânlarında kurs, seminer, çalıştay vb. etkinlik
düzenlemeleri hususunda (Maliye Bakanlığı ve Yükseköğretim Kurulu’ndaki) değerli
yöneticilerimizin teşvik edici bir rol üstlenebilecekleri kanısındayız.
35
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Maliye Bakanlığı’nca belirlenen bugünkü Döner Sermaye katkı payı ödemeleri SEM
çalışmalarına katkı veren değerli öğretim üye ve elemanlarımızın emeklerini layıkıyla
karşılamakta ve kendilerine gösterilmesi gereken şükran duygularının ifade etmekte
yetersiz kalmaktadır. Bu nedenle, verilen emeği takdir edici, bu hizmetin yaygınlaşmasını
özendirici akademik yeni önlemler alınması gerekmektedir. Topluma hizmet
uygulamaları kapsamında özellikle SEM çalışmalarına katkı verenlerin çabalarına ayrı bir
önem verilmelidir.
Yukarıda da belirtmeye çalıştığımız üzere, Sürekli Eğitim Merkezi çalışmalarının artması
yalnızca bireysel yararı değil, aynı zamanda kurumsal ve kamusal yararı beraberinde
getirecektir. Üniversitenin açık kapalı tüm mekân ve derslikleri, bu amaçla mesai saati
dışında ve hafta sonlarında verimli biçimde kullanılabilecektir.
Ayrıca, Sürekli Eğitim Merkezleri, gelecekte kesinlikle illerde Halk Eğitim Merkezleri ve
yerel yönetimlerce düzenlenen beceri kazandırma kurslarıyla işbirliği yapabilmelidirler.
Çünkü kentte hem Belediye (Yerel Gündem 21 Beceri Kazandırma kursları), hem de
Valilik (Halk Eğitim kursları) aynı kapsamda faaliyetlerde bulunmaktadır. Zaman zaman
yetersiz başvuru nedeniyle açılamayan kurslarda (resmi) yönlendirme yapılarak, ama
aynı zamanda eğitmen değişiminde de işbirliğine gidilerek hizmetin yaygınlaşması ve
verimliliğin artırılması sağlanabilir.
Kaynakça
Kılıklı, Meltem (2008): Türkiye Üniversitelerindeki Sürekli Eğitim Merkezlerinin Yapısı
ve İşleyişi, Muğla Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yayımlanmamış Yüksek Lisans
Tezi, Muğla.
Minikler İngilizce Kursu Sertifika Töreni
36
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
“Optisyenlik Müesseseleri Meslek İçi Eğitimi” Kursu
ÇOMÜSEM 2007-2008 Dönemi Program Kitapçığı
37
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
38
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
HAYAT BOYU ÖĞRENMENİN TEŞVİK EDİLMESİNDE ÜNİVERSİTE SÜREKLİ EĞİTİM
MERKEZLERİNİN ÖNEMİ VE BU MERKEZLERİN MEVCUT YAPILARININ
İNCELENMESİ
Öğr.Gör. Ali Haydar DOĞU
Karadeniz Teknik Üniversitesi, Sürekli Eğitim Merkezi, Trabzon
Özet
Hayat boyu öğrenme; kişisel, toplumsal, sosyal ve istihdam ile ilişkili bir bakış açısı içinde
bilgi, yetenek ve uzmanlıkları geliştirmek amacıyla tüm hayat boyu üstlenilen her türlü
öğrenme etkinliğidir. Bu etkinliğin gerçekleşebileceği en uygun ortamların başında
üniversitelerin sürekli eğitim merkezleri gelmektedir. Bologna süreci olarak adlandırılan
ve amacı Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) yaratmak olan bu yeni yapılanmada ortaya
konulan ana hedeflerden biri de hayat boyu öğrenmenin teşvik edilmesidir. Bu
çalışmada; Bologna sürecinde yer alan hayat boyu eğitimin, ülkemiz bilgi toplumu olma
stratejisi üzerindeki etkileri ve bu sürecin lokomotifi sayılacak sürekli eğitim
merkezlerimizin mevcut yapıları incelenmiş ve birçoğu ile yapılan anket sonuçları
grafikler halinde sunulmuştur.
Anahtar Kelimeler
Bilgi Toplumu, Hayat Boyu Öğrenme, Sürekli Eğitim Merkezi
1. Giriş
Ülkemizin genç nüfusu; mesleki yetenek kazanmak istemeleri ya da mevcut
yeteneklerini, gelişen teknolojiye ayak uyduracak nitelikte yenilemek istemeleri, bilgi
toplumu olmamız noktasında önemli adımlardan biridir.
Hayat boyu öğrenme; kişisel, toplumsal, sosyal ya da iş bulabilme pencerelerinden
bakıldığında kişinin kendini geliştirme amacıyla hayat boyu katıldığı eğitimler bütünüdür.
Hayat boyu öğrenime dahil olmada kişinin yaşı, sosyal ve ekonomik durumu ya da
mevcut eğitim durumunun herhangi bir önemi ve kısıtlayıcı etkisi yoktur. Bu öğrenimin
uygulanabilmesinde herhangi bir yer ve zaman parametreleri engelleyici unsurlar
olmamakla birlikte, üniversite sürekli eğitim merkezleri bu öğrenim için ideal bir ortam
olarak öne çıkmaktadır.
Bireylerin gereksinim duydukları bilgilere, hızlı ve kapsamlı olarak ulaşabilmeleri
yönünden bakıldığında, sürekli eğitim merkezleri eğitim sisteminin tamamlayıcı bir
parçasıdır.
2. Bologna Süreci
Bologna Süreci, Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) yaratmayı hedefleyen bir reform
sürecidir. Bu sürecin oluşturmayı hedeflediği AYA içerisinde yer alan ülke vatandaşları,
yükseköğretim görmek ya da çalışmak amacıyla Avrupa’da kolayca dolaşabileceklerdir.
Bu sayede; bir yükseköğretim sisteminden diğer bir yükseköğretim sistemine geçiş
kolaylaşacak ve öğrenci ve akademisyenlerin hareketliliği ile istihdamı sağlanacaktır.
Bologna sürecinin başlangıcındaki altı hedefine, 2001 yılında Prag’da yapılan ve
Türkiye’nin de katıldığı toplantı ile yeni hedefler eklenmiştir. Bunlardan biri de “Hayat
Boyu Öğrenmenin Teşvik Edilmesi” hedefidir. Öte yandan hayat boyu öğrenme
politikalarının uygulanabilmesinin, kamu kurumları, üniversiteler, öğrenciler, işverenler
39
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
ve çalışanlar arasında güçlü bir ortaklık gerektirdiği, Bologna Süreci ile ortaya
konulmaktadır. Üniversitelerimizin adına bu hedefe ulaşmadaki faaliyetleri yerine
getirecek olan birimler ise sürekli eğitim merkezleridir. Bu merkezler, bulundukları
üniversitelerin öğretim kapasitelerinin güçlenmesinde etkin rol oynayacaklardır.
Merkezler bu bağlamda, eğiticilerin yeterliklerinin geliştirilmesi, eğitim programlarının
güncellenmesi, ders materyallerinin çeşitlendirilmesi gibi konulara da fayda
sağlayacaktır.
3. Bilgi Toplumu Eylem Planı
Bilgi toplumu, sürekli kendini yenileyebilen, güncel bilgilere ulaşabilen ve kendini adapte
eden bireyler ile mümkündür. Hayat boyu öğrenme olanaklarının varlığı ile bireyler, bilgi
toplumunun birer parçası olabilmek adına gereksinim duydukları bilgilere hızlı ve
kapsamlı olarak ulaşabilmektedir. Bilgi toplumunu oluşturacak temel taşlardan biri olan
hayat boyu öğrenim hizmetini sunabilmek, sürekli eğitim merkezleri ile mümkün
olacaktır.
Ülkemiz Bilgi Toplumu Eylem Planı içerisindeki hedefler ve bu hedeflere ulaşabilmek için
planlanmış olan faaliyetler incelendiğinde bir kısmının sürekli eğitim merkezleri misyon
ve vizyonu ile örtüştüğü görülecektir. Bu faaliyetlerin bir kısmı şöyle sıralanabilir:
-
Ortaöğretim müfredatı genişletilecektir,
-
Sertifikasyon programları özendirilecektir,
-
Yetişkinlere temel seviye kursları düzenlenecektir,
-
Kamu çalışanlarına temel seviye kursları düzenlenecektir,
-
Bilgi teknolojileri müfredatı geliştirilecektir,
-
Özel sektörün gereksinimlerini karşılamak için ara eleman yetiştiren mesleki
sertifikasyon programları düzenlenecektir,
Yukarıda bir kısmı sıralanan faaliyetler, sürekli eğitim merkezleri çatısı altında
düzenlenen;
-
Mesleki ve kişisel gelişim
-
Bilişim
-
Yabancı dil
-
Kültür-sanat-spor
-
Sağlık
-
Konferans-seminer
-
Hizmetiçi eğitim
kategorilerinde toplayabileceğimiz eğitim programlarında yürütülen faaliyetlerdir. Bu
faaliyetler, Bilgi Toplumu olma yolunda belirlenen stratejik planın hayata geçirilmesine
katkı sağlayacaktır. O halde sebep-sonuç ilişkisi yönünden bakılır ise sürekli eğitim
merkezleri faaliyetleri,
a) Kamu yönetimleri ve iş akışlarının çağın gereklerine uygun olmasını
sağlayacaktır.
b) Kamu hizmetlerinden faydalanmak daha etkin ve hızlı olacaktır.
40
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
c) İstihdam ve sosyo-ekonomik kalkınmada artış olacaktır.
d) Bilgiye ulaşma ve bilgi edinme kolaylaşacaktır.
e) Kendini sürekli yenileyebilen çalışanlar, çalıştıkları işletmelerin de bilgi ve iş
yapabilme yeterliklerini artıracaktır.
Bilgi toplumu olma yolundaki ülkemizde hazırlanan eylem planlarında faaliyeti yürütecek
sorumlu kurumlar da tanımlanmış olup birçoğunda üniversitelerimiz yer almaktadır. Bu
noktada, üniversite sürekli eğitim merkezleri önemli bir görev üstlenmektedir. Tablo–1,
eylem planı içindeki faaliyetlere örnek birkaç eğitim programı içermektedir.
Eylem
Sorumlu Kuruluş
Okullarda Temel BİT Eğitimi
MEB, Yükseköğretim Kurumları
Yetişkinlere BİT Kursları
MEB, İlgili Kurumlar
Sertifikalı BİT Eğitimi
MEB, İlgili Kamu Kurumları, İlgili STK
Kamu çalışanlarına BİT Kursları
MEB,
Yükseköğretim Kurumları
Tablo 1. Bilgi Toplumu Eylem Planı
Bilindiği gibi Türkiye, Avrupa Birliği ile müzakere eden bir ülke konumundadır. Her alanda
olduğu gibi eğitim alanında da Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) yaratılması hedefinde
sorumluluk üstlenmiştir. Bu sorumluluğu yerine getirme noktasında AB destekli “Hayat
Boyu Öğrenimin Desteklenmesi Hibe Programları” yürürlüğe konulmakta ve
desteklenmektedir. Bu tür projelerin eğitim ile ilgili kısımlarını yürütülebilmesinde sürekli
eğitim merkezlerinin önemi bir kez daha ortaya çıkmaktadır.
Kişiler hangi düzey eğitim almış olsalar da, hayatlarının her anında, çalıştıkları iş kolunda
kendilerini daha güçlü hissedebilmeleri ve çevre ile rekabet edebilmeleri amacıyla zaman
zaman kısa süreli eğitimler almak isteyeceklerdir. Hayat boyu sürecek bu döngü Şekil–1’
ile gösterilmiştir.
Sürekli
Eğitim
Merkezi
Bireyin
mevcut
eğitim
düzeyi
Bireyin
çalıştığı iş
yeri
Şekil 1
41
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
4. Üniversitelerimizdeki Sürekli Eğitim Merkezlerinin Mevcut Yapısı
Üniversitelerimizdeki sürekli eğitim merkezlerimizin mevcut yapılarını ortaya koyabilmek
için internet üzerinden bir anket çalışması yapılmıştır. Bu çalışma ile merkezlerin;
a) Fiziksel yapıları,
b) İdari yapıları,
c) Ücret politikaları,
d) Sorunları,
e) Katılımcı profilleri,
f)
Reklam ve pazarlama çalışmaları,
g) Eğitim programlarının türleri,
h) Verilen sertifika türleri,
konularındaki cevapları grafikler halinde sunulmuştur. Bu grafikler gerek sorunların
çözümünde gerekse kurulabilecek sürekli eğitim merkezleri birliği için durum analizi
niteliği taşımaktadır.
Anket değerlendirilmesi şöyle sıralanabilir;
70
Merkezinizin
kendine ait özel bina ya
da odası var mı?
65
60
50
Yüzde
40
30
25
20
10
10
0
Özel binası var
Ortak
Oda ve bina yok
Merkezinizde idari personel var mı?
100
93
80
60
Yüzde
40
20
7
0
İdari personel var
Yok
42
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
100
100
Merkezinizin idari
yapısı nasıl?
80
60
Yüzde
35
40
21
20
0
Yönetim
Kurulu
Genel Kurul
Danışma
Kurulu
100
86
80
Katılımcı ücretlerini
kim
belirler?
60
Yüzde
40
20
7
7
0
Eğitimci
belirler
100
89
YK belirler
Diğer
85
80
60
Ücretlerde indirim
uygulanıyor mu?
Yüzde
40
20
7
0
Personele Öğrenciye
Eski
indirim
indirim katılımcıya
Merkezinize ait özel sınıf, salon,
laboratuar var mı?
58
60
50
42
40
Yüzde
30
20
10
0
Özel var
Diğer birimlerle ortak
43
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Merkezinizin en önemli sorunu nedir?
66
70
60
50
40
30
20
10
0
Yüzde
18
10
3
Döner fiziki koşullar
idari
serm aye
personel
reklam
3
bürokrasi
SEM’lerin istihdama katkı sağladığını düşünüyor musunuz?
75
80
60
Yüzde
40
25
20
0
Evet
Kısm en
Katılımcıların en çok başvuru yaptığı programlar hangileridir?
100
82
80
68
60
Yüzde
40
29
20
10
7
0
Mesleki
gelişim
Bilişim
Yabancı dil
Kültürsanat-spor
Sağlık
Merkezinizin tanıtımı için hangi yolu
izlemektesiniz?
100
100
80
60
Yüzde
46
40
22
20
7
4
0
Web Gazete
sitesi
RadyoTv
Afiş
E-posta
44
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Yılda en az bir kere SEM’ler toplantısı yapılmalı mı?
100
100
80
60
Yüzde
40
20
0
Toplantı olmalı
Katılımcılarınızın öğrenim durumu hangi düzeydedir?
79
80
70
60
50
Yüzde
40
30
20
10
11
10
0
Lise
Lisans
Lisansüstü
SEM’lerin katılımcıya katkısı nedir?
60
50
40
30
20
10
0
54
43
Yüzde
3
Meslek
edindirme
Meslek
geliştirme
Kişisel gelişim
Katılım talepleri daha çok kimlerden gelmektedir?
70
60
50
40
30
20
10
0
68
61
Yüzde
25
14
ÖğrencilerimizPersonelimiz
İşsizler
Kamu ya da
özel sektör
çalışanları
45
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Eğitim programlarınız daha çok hangi zaman dilimindedir?
70
65
60
50
Yüzde
40
30
25
20
10
10
0
Hİ Gündüz
Hİ Akşam
Hafta sonu
Katılımcıların talep ettikleri sertifika türü hangisidir?
50
43
40
29
28
30
Yüzde
20
10
0
Katılım
Başarı
Öğrenmeyi
önemsiyorlar
5. Sonuç ve Öneriler
Türkiye, Avrupa Birliği (AB) ile müzakere eden bir ülke statüsünde olup AB’nin
oluşturmaya çalıştığı Avrupa Yükseköğretim Alanı (AYA) için yürütülen çalışmalarda
imzası bulunmaktadır. AYA’nın temelini oluşturan Bologna Süreci’nde ise
hedeflenenlerden biri de “Hayat Boyu Öğrenmenin Teşvik Edilmesi” dir. Adı geçen bu
öğrenimin sağlam temeller üzerine inşa edilmesi ve sürdürülebilir olmasında üniversite
sürekli eğitim merkezlerine büyük görev düşmekte ve bu merkezlerin önemi daha da
artmaktadır.
Sürekli eğitim merkezlerinde eğitim almak isteyen bir katılımcının mevcut eğitim düzeyi,
sosyo-ekonomik durumu, çalışmakta olduğu bir işinin olup olmadığı önemli olmamakla
birlikte, bu merkezler, kişi hayatının her anında onun eğitimini tamamlayan bir parça
olacaktır.
Sürekli eğitim merkezleri, üniversitelerin her disiplininde üretilen bilgi ve beceriyi,
bunlara ihtiyaç duyan kişiye ulaşmasını sağlayan bir eğitim köprüsüdür. Birçok disiplinin
bir araya getirilerek oluşturulan sertifikasyon programlarıyla, kişisel gelişimin yanı sıra
mesleki gelişime katkı sağlayan sürekli eğitim merkezleri, bulundukları bölgenin eğitim
seviyesinin yükselmesine de katkı sağlayan birimlerdir.
Merkezlerin birbirleri ile koordineli çalışmaları, bölgeler arası eğitim farklılıklarının asgari
düzeye indirilmesi ve bilgiye ulaşım maliyetinin de düşmesine neden olacaktır.
46
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Sürekli eğitim merkezlerinin en önemli sorunlarının başında eğitim maliyetini artıran
döner sermaye işlemleri gelmektedir. Bu sorunu, fiziksel yetersizlikler ve idari personel
yetersizliği izlemektedir. Kurulabilecek Ulusal SEM Birliği, bu sorunların dile getirilmesi ve
çözülmesinde önemli rol oynayacaktır.
Eğitim programlarına katılanlar daha çok, mesleklerinde ön plana çıkmak, bilgilerini
güncelleyerek çevre ile rekabet edebilir duruma gelmek istemektedirler. Eğitim sonu
alacakları sertifikaları ikinci planda düşünmektedirler.
Zaman zaman birçok sektörde uygulanan vergi indirimi ya da muafiyeti politikaları,
eğitim hizmetinin satın alınmasında da hayata geçirilmelidir. Eğitim faaliyetlerindeki
maliyet artırıcı bu gibi etkenlerin kaldırılması ile artacak talepler, Bilgi Toplumuna ve
Avrupa Yükseköğretim Alanının desteklenmesine katkı sağlayacaktır.
Kaynakça
1. Bilgi Toplumu Stratejik Eylem Planı, www.bilgitoplumu.gov.tr
2. Bologna Süreci, www.yok.gov.tr
3. Hayat
Boyu
Öğrenmenin
Desteklenmesi
Hibe
Programı,
http://www.mfib.gov.tr/attachments/tender/1257/1_Ba_vuru_Rehberi.doc
4. Avrupa Yükseköğretimden Sorumlu Bakanlar Konferansı Bildirgesi, Nisan 2009,
www.bologna.yok.gov.tr
47
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
48
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
YAŞADIKÇA EĞİTİM:
SORUNLAR ve YORUMLAR
Prof.Dr.Hüseyin Vural,
ODTÜ SEM
Prof.Dr.Terken BAYDAR,
Hacettepe Üniversitesi SEM
Doç.Dr.Yıldız AYANOĞLU,
Gazi Üniversitesi SEM
Dr. Bilge SAY,
ODTÜ SEM
Uzman Elçin ÇİĞNER, CENGİZ,
Ankara Üniversitesi SEM
Araş. Gör. Nuray YILDIRIM,
ODTÜ SEM
1. Eğitim ve Süreklilik
Çağımızda eğitimde “Süreklilik”in önemi gün geçtikçe artıyor. Sürekli Eğitim Merkezleri
(Continuing Education Centers) işte bu “süreklilik (continuing)” fikrinden hareketle
ortaya çıkmıştır ve 4 senelik üniversite eğitiminin devamı niteliğinde eğitimler
düzenleyen kurumlardır. Temel amaç mezunların bilgilerini “Sürekli” güncel tutmak,
öğrenmek isteyen herkese, her kuruma ve çeşitli taleplere yönelik eğitimler
düzenlemektir. Çünkü diploma tek başına yeterli olmamaktadır.
SEM’ler Ne Kadar Başarılı?
Büyük bir dinamizm söz konusu; yeni merkezler kuruluyor, bolca sürekli “Eğitim İlanları”
görüyoruz, talep kısmen artıyor, üniversiteye getirisi artıyor. Ancak, SEM’lerin ne kadar
başarılı olduğu tartışmaya açık bir konudur. Sanayimize bakalım; buluş ve patentlerin
artışı yeterli mi, SEM’lerin katkısı ne kadar? Bürokrasimize bakalım; artık her şey tıkır tıkır
yürüyor mu, kuyruklar azaldı mı? Toplumumuza bakalım; töre cinayetleri yok oldu mu?
“Bizler ve Şikayetçi Olduğumuz Kişiler” şeklindeki toplumsal polarizasyonu aşabildik mi?
Bu sorular bize gösteriyor ki; henüz başarılı değiliz.
Üniversite diploması 4 yıl sonunda, yaklaşık 45-50 derse girildikten sonra ve 100-150
sınavdan başarılı olduktan sonra verilmektedir. SEM’lerde sağlanan eğitimlerde de
sertifika ve katılım belgeli programlar için belli kriterler olmalıdır. Örneğin, ODTÜ SEM’de
4 saatin altındaki eğitimlere katılım belgesi vermiyoruz. Ayrıca, verdiğimiz eğitimleri
ölçecek sınav gibi uygulamalar da program kalitesi açısından gereklidir. Bunlar gibi ortak
eğitim kalitesine yönelik tanımlara ve süreçlere karar vermek tüm SEM’lerin ortak kaygısı
olmalıdır.
Bütün SEM’lerin ortak beklentisi; topluma çok daha verimli hizmet eden, buluşlarıyla
ülkemize ve insanlığa katkı veren, insani duyguları daha fazla benimseyen, medyada
görmekten üzüldüğümüz konularla daha bilinçli mücadele eden bireylerin gelişimine
katkıda bulunmaktır. Katılımcıların, SEM’den aldıkları eğitimin sonunda “Evet öğrendim,
işimde hemen kullanmam gerek, yaşamıma hemen aktarmam gerek” heyecanıyla
ayrılması büyük önem taşımaktadır. Bunu sağlamak için ulusal ve uluslararası projeler de
SEM’lerin gelişimine katkıda bulunacaktır.
2. Uluslararası Proje ve İşbirliği Deneyimleri
SEM’lerin uluslararası projelerde ortak olması ve işbirliği yapması kalitenin arttırılması
açısından önem taşımaktadır. Örneğin, ODTÜ SEM’in dahil olduğu uluslararası proje ve
işbirliği deneyimleri aşağıda da görüleceği gibi SEM’lerin kendilerini uluslararası
49
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
paylaşımlara açmaları açısından faydalı olmaktadır. Bu da Türkiye’deki uygulamaları
iyileştirmeye yardımcı olacaktır.

EQUIPE Plus (European Quality in Individualised Pathways in EducationPlus) Projesi: (2005-2008) 1991 yılında kurulan ve Uluslararası, kâr amacı
gütmeyen bir sivil toplum kuruluşu olan EUCEN (Avrupa Üniversiteleri Sürekli
Eğitim Merkezleri Ağı) kapsamında ODTÜ SEM’in ortağı olduğu bu projenin
genel amacı üniversite yaşam boyu eğitiminde kalite düzenlemelerinin
gözden geçirilmesi, kalitenin ve kalite konusundaki eğitim imkânlarının
geliştirilmesidir. Bu projede hedef kitle; idareciler, işletmeciler, üniversite
yaşam boyu eğitiminde çalışan proje yöneticileri ve Grundtvig proje
koordinatörleridir. Projenin faydalanıcıları ise; yetişkinler ve üniversite yaşam
boyu eğitim kurumlarından eğitim alan tüm kursiyerler olarak belirlenmiştir.

VALUE (Volunteering and Lifelong Learning in Universities in Europe)
Projesi: (2008-2011) Liverpool Üniversitesi ile ODTÜ SEM’in ortağı olduğu bu
projenin genel amacı üniversite sürekli eğitim merkezleri ile gönüllü
organizasyonların ilişkilerini geliştirmek ve bu çerçevede sürekli eğitim
merkezlerinin gönüllü organizasyonlara faaliyetlerinde yardımcı olmak ve
kişisel gelişimlerine destek vermelerini sağlamaktır. Bu proje kapsamında
sonuncusu 2011 yılında Ankara’da yapılacak olan toplantıya tüm SEM’ler
davet edilecektir.

VIRQUAL (Network for integrating Virtual Mobility and European
Qualification Framework in HE and CE Institutions) Projesi: (2009- 2011)
Porto Üniversitesi (Portekiz) koordinatörlüğünde yürütülen bu projenin genel
amacı Avrupa’daki yüksek ve sürekli eğitim kurumlarının sanal hareketliliği
teşvik etmektir. ODTÜ’nün projedeki çalışması, Sürekli Eğitim kurumlarındaki
uzaktan eğitim programlarında değerlendirme süreçlerinin uzaktan eğitim
gereklerine uydurulması üzerinedir.
Bu gibi projeler sayesinde yaşadıkça eğitim alanında SEM’ler bazında bilgi ve
deneyimlerin gelişmesi sağlanabilir. Bu da bazı sorunlara uluslararası bakış açılarıyla yeni
çözümler yaratabilir.
3. SEM’lerin Ortak Sorunları
2006 yılında Ankara’da yapılan 1. Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri toplantısı sonucunda
ve sonrasında ortaya çıkan SEM’lerin ortak sorunlarının temel olarak “Kalite”, “Eğitim,
İçerik, Organizasyon”, “Eğitmen” ve “Yasal sınırlamalar, Haksız rekabet” konularını
içerdiği saptanmıştır. Bu sorunlar daha detaylı olarak şu şekilde sıralanabilir;

Yetişmiş, eğitilmiş insan kaynağı: Kalite için belli bir donanım gerekmektedir.
Bu noktada en başta gelen konulardan biri insan kaynaklarıdır. SEM’lerin
kalitesinin arttırılabilmesi için öncelikle SEM’lerde görev yapan eğitilmiş
personele ihtiyaç vardır.

Bilginin ölçülmesi: SEM’lerde düzenlenen eğitimlerde ortak ölçütler,
standartlar oluşturulmalı ve eğitim tamamlandıktan sonra katılımcıların
bilgileri sınav gibi yöntemlerle ölçülmelidir. Bu sonuçlar da, katılımcıların
kurumlarına ulaştırılmalı ve kurumların bu sonuçları terfi, ödül gibi
uygulamalarda kullanmaları teşvik edilmelidir.
50
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir

Kalitenin ölçülmesi ve kursiyer takibi: SEM’lerde düzenlenen eğitimlerin
kalitesinin sadece kendileri tarafından değerlendirmesi tam olarak doğru
sonuçlar ortaya çıkarmayabilir, dışardan değerlendirmeye ihtiyaç vardır.
Bunun yanı sıra, eğitimin sonrasında da kursiyerlerin bu bilgileri işlerinde ne
ölçüde uygulayabildiğini, ne kadar faydalanabildiğinin ölçülmesi
gerekmektedir.

Eğiticilerin Eğitimi: SEM'lerde eğitim veren eğitimcilerin katılımcıların
sorunlarını bilmesi önemlidir. Bu açıdan konulara katılımcıların ihtiyaçları
doğrultusunda yaklaşabilmek açısından eğitimcilerin eğitimine ihtiyaç olabilir.

Eğitimlerin işlevselliği: Somut iş imkânı sağlayacak şekilde eğitimler
tasarlanması gerekmektedir. Aynı zamanda katılımcılara verilen sertifikaların
somut, işlevsel yaptırımları olmalıdır.

Eğitim yöntemleri: Eğitim teknolojileri ve eğitim yöntemlerinin her bir eğitim
için belirlenmesi gereklidir. Kursiyer odaklı eğitim yöntemleri tercih
edilmelidir.

Ücretsiz eğitimler: SEM'lerin ücretsiz eğitim düzenleme zorunluluğu yoktur,
ancak önemli sosyal konularda çalıştaylar veya halk konferansları
düzenlemesi ve ücretsiz eğitimlerin sayısının artması önemlidir.

Kursun ciddiye alınması: Eğitim ücretini firmanın karşıladığı kişiler eğitime
daha az önem göstermektedir. Kursiyerlerin mali açıdan bir miktar katkı
sağlaması eğitime çok daha özen göstermesini sağlayabiliyor, çünkü bu
durumda sahiplenme duygusu çok daha güçlü olmaktadır.

Bilinçsiz eğitim seçimi: Katılımcıların bir kısmı bilinçsiz şekilde farklı farklı
eğitimler almaya çalışmakta ve bu durum sonucunda da ortaya bir belge
enflasyonu çıkmaktadır. Oysaki SEM'lerden alınan eğitimlerin amacına
ulaşması için SEM'lerin katılımcıları doğru ve onlar için en işlevsel olacak
eğitimlere yönlendirme görevini yerine getirmesi gerekmektedir.

Eğitim açılan alanlar ve konular: SEM’ler, en çok talep yabancı dil veya temel
bilgisayar eğitimi konularına geliyor diye temel olarak bu kursları açan birer
kurum haline gelmemelidir. Bu eğitimleri dışarıdaki özel kurumlar da
rahatlıkla verebilir. SEM’ler daha özel ve uzmanlığa ihtiyaç olan konularda
eğitimler vermelidir. Ayrıca, SEM’lere gelen eğitim taleplerinde ilgili alanda
üniversitede uzman kimse yoksa bu eğitimi açmaya hiç aday olmamak daha
doğru olabilir. Bu gibi durumlarda, talep edilen konuda uzmanlığı olan diğer
üniversitelerden yardım alınması açılan her eğitimin en kaliteli şekilde
verilmesini sağlayacaktır.

Ders notlarında eğitmen ve SEM haklarının korunması: Öğretim üyelerinin
özel bir gayret ile hazırladıkları notların izinsiz çoğaltılması gibi uygulamalara
engel olunmalıdır.

Katılınmayan eğitim: Bazı kurumlar bir takım belgelerin şartlarını
sağlayabilmek için eğitimler almayı talep etmektedirler. Amaçları sadece
belgeyi almaktır; kalite ya da sürekli eğitim değildir. Özellikle kamu
kurumlarına verilen eğitimler bazen kağıt üzerinde eğitimler olarak
gerçekleşmektedir. Bu tip durumlarda belli mekanizmalarla katılımın ve
katılımcıların eğitimi önemsemesinin sağlanması gereklidir. SEM’ler
51
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
üniversitenin birikimini toplumla paylaşmak amacını benimsemeli ve bu tip
uygulamaların önüne geçecek önlemler almalıdır.

Döner sermaye ek ödenek kesintisi: Maaşlara denge tazminatı olarak
eklenen ödenek; döner sermayeden her hangi bir nedenle (eğitim, proje,
danışmanlık, vb.) pay alınması durumunda bir sonraki yıl kesilmektedir. Bu
durum, eğitim veren akademik personeli maddi açıdan olumsuz yönde
etkilediği için eğitim, SEM’lerin talep olan eğitimlere eğitmen bulmakta sıkıntı
yaşamasına sebep olmaktadır.

Yurt dışı bağlantılı eğitimler ve sınavlar: Yurt dışından beraber eğitim
düzenleme teklifleri gelebilmektedir ancak buradaki temel niyetin farkında
olmak gerekmektedir. Niyetleri üniversitenin adını kullanarak kendi
hocalarıyla iş yapmak ve piyasayı ele geçirmek olan kurumlarla işbirliği
yapmamaya dikkat etmek gerekmektedir. Aynı zamanda, elektronik sınav
merkezliği için anlaşma yaparken yabancı yazılımı alıp uygulayan araç
durumuna düşmemeye özen gösterilmelidir. Bu yazılımları SEM’lerin
geliştirmesi ve kendi yazılımlarını uygulamaları tercih edilmelidir.

Fiziksel imkânların yetersizliği: SEM’lerin üniversitelerin eğitimde topluma
açılan yüzü olarak iç ve dış mekanlarında fiziksel yetersizliklerinden
kurtulmaları önemlidir. İç mekândaki imkânlar en son teknoloji ile yenilense
de binadaki sorunlar eğitimleri etkilemektedir.

Teknolojik araçların bilinçsizce alınması, var olan teknolojik araçların
kullanılmaması: Yeni teknolojilerin kullanılması kalite için önemli olsa da eğer
merkezler en son teknolojilerle donatılıp, kullanıma geçiremiyorsa bunun
anlamı olmamaktadır. Yeni teknolojiler sorunlara çözüm getirmemekte; daha
çok teknoloji daha iyi eğitim anlamına gelmemektedir. Önemli olan var olan
teknolojik araçların bilinçli bir şekilde kullanılmasını sağlamaktır.

Profesyonel pazarlama imkanlarından yoksunluk: Eğitimlerin reklamı için
ayrılan bütçe yeterli olamamakta ve pazarlama konusunda sistematik bir
organizasyon bulunmamaktadır. Eğitim veren özel kurumların duyuru yapma
imkânları daha çok gelişmiş olduğundan bu durum haksız rekabete sebep
olmaktadır.

Eğitim sonunda verilen belgelerin geçerliliği ve tanınması: SEM’ler
tarafından verilen belgelerin geçerliliğinin ulusal ve uluslararası platformlarda
yapılacak ortak akreditasyon çalışmalarıyla sağlanması gerekmektedir.

Belgeler ve terminoloji konusunda ortak kavramsallaştırma eksikliği:
SEM’ler tarafından verilen belgeler üzerinde piyasada ortak bir
kavramsallaştırma olmadığı için zaman zaman sorunlar yaşanabilmektedir.
Örneğin, sertifika programına katılmış ve başarısız olmuş kişilere katılım
belgesi verilmesi bu belgenin sertifika gibi kullanılabilmesinin yolunu açık
bırakmaktadır. Bu durumda, ortak bir terminoloji olmadığı için bu belge ile
başvurulan kurum kişinin aslında programda başarılı olmadığı için bu belgeyi
aldığını bilememektedir. Verilen katılım belgeleri, sertifikalar ve başarı
belgelerinin standartları olmalı ve tanımları yapılmalıdır.

SEM'ler arası işbirliği eksikliği: Kalite konusunda SEM'ler arası işbirliğine
ihtiyaç vardır. Kalite konularında standartlar belirlenmeli ve uyulması
52
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
sağlanmalıdır. Bunun
gerekmektedir.
yapılabilmesi
için
merkezi
bir
karar
organı
4. Örnek Uygulama Esasları
Yukarıda bahsedilen sorunlara çözüm üretebilmek için, SEM’lerdeki uygulamaların
tutarlılık göstermesi önemlidir. Örnek olarak, ODTÜ SEM Yönetim Kurulu kararıyla
belirlenmiş bazı uygulama esasları aşağıda görüldüğü gibi ortak kalite normlarının
geliştirilmesinde birer öneri olarak kullanılabilir. Tüm SEM’lerin katkısıyla ortak uygulama
esaslarına varılabilir.


Akademik Sorumluluk:
o
Eğitimin ODTÜ’nün akademik sorumluluğunda olabilmesi için, öğretim
üyesinin vereceği eğitimin toplam eğitimin % 70’i olması gerekiyor ve
ODTÜ dışından diğer eğitim destekçilerinin de ODTÜ öğretim üyeleri
tarafından belirlenmesi gerekmektedir.
o
ODTÜ’de Turizm ile ilgili bir bölüm olmamasından dolayı, Turizm
Sertifika Programı ve buna benzer sertifika programları için ODTU’nün
akademik desteği %50 olabilecektir.
Eğitimlere Devam:
o

Sertifikalar:
o

Eğitimlere devam zorunluluğu kapsamında, yasal nedenler dışında;
devamsızlık maksimum, aralıklı olan eğitimlerde; % 20, ardışık olan
eğitimlerde; 15 kurs gününe kadar % 10, 15-30 kurs günü arası %15, 30
kurs gününden fazla olanlar için % 20 olacak. Ancak kurs süresinin %
30’luk kısmına her ne şekilde olursa olsun (yasal nedenler dahil olmak
üzere) katılmayanlar, sertifika alma hakkını kaybedecektir.
Sertifika programlarına devam eden ve sınavda başarısız olan
katılımcılara, ücreti karşılığı bir sınav hakkı daha verilebilecektir. Ayrıca,
program içerisinde katılımcılardan proje çalışması istenilmiş ise,
projelerini mutlaka teslim etmelerinin ve geçerli bir not almalarının
önemi dönem başında öğrencilere hatırlatılacaktır.
Eğitim Notları :
o
Merkezimizde eğitim veren öğretim elemanlarının eğitimlerde
kullandıkları her türlü ders notları, ilgili öğretim elemanı Üniversiteden
ayrıldıktan sonra da açılabilecek müteakip eğitimlerde kaynak olarak
verilebilecektir. Ancak, birebir kullanılamayacak, ilgili öğretim elemanı
halen Üniversitede görevli ise ders notlarının kullanılması için izin
alınacak ve her iki koşulda da referans gösterilmesi sağlanacaktır.
53
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
54
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
TÜRKİYE SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİ BİRLİĞİ (TÜSEM) DERNEĞİ
Prof. Dr. Hüseyin Vural
Prof. Dr. Terken BAYDAR
Doç. Dr. Yıldız AYANOĞLU,
ODTÜ SEM
Hacettepe Üniversitesi SEM
Gazi Üniversitesi SEM
Dr. Bilge SAY
Uzman Elçin ÇİĞNER CENGİZ, Araş. Gör. Nuray YILDIRIM
Ankara Üniversitesi SEM
ODTÜ SEM
ODTÜ SEM
Sürekli Eğitim Merkezleri, Yaşadıkça Eğitim alanında aktif, kaliteli ve sürdürülebilir
eğitimler sunabilmeleri ve yaşadıkları çeşitli sorunları aşabilmeleri için birlikte hareket
edebilmelidirler. Bu noktadan çıkışla, bu bildiride, Ankara’daki devlet üniversitelerinin
Sürekli Eğitim Merkezleri olarak bir süredir sürdürdüğümüz, Türkiye Sürekli Eğitim
Merkezleri Birliği (TÜSEM) olarak dernekleşme çalışmalarını, bir tüzük taslağı halinde
Sürekli Eğitim Merkezleri yöneticilerimizin bilgisine sunmak istiyoruz. Sürekli Eğitim
Merkezlerinin eğitimlerin kalitesi için ortak çalışmalar yapmaları; Yaşadıkça Eğitim
alanında Türkiye için stratejiler oluşturmaları; ulusal ve uluslararası ortak proje
çalışmaları içinde olmaları tabii ki hem devlet hem de vakıf üniversitelerimizin Sürekli
Eğitim Merkezlerinin ortak tasası olacaktır. Ancak gerek taslak tüzüğü oluştururken
yaptığımız ilk çalışmalarda, gerek taslak tüzüğün bazı maddelerinde görüleceği üzere,
devlet üniversitelerinin Sürekli Eğitim Merkezlerini verimli çalışabilmekten alıkoyan yasal
sınırlamalardan doğan sorunlar da göz ardı edilmemesi gereken bir sorunlar yumağıdır.
Diğer üniversitelerimizin bu konuda anlayışına sığınmaktayız.
Ekteki tüzüğün temel şablonunu Mühendislik Eğitim Programları Değerlendirme ve
Akreditasyon Derneği (MÜDEK)1 tüzüğünü esas alarak hazırladık. MÜDEK, farklı
mühendislik alanlarındaki eğitim programları için akreditasyon, değerlendirme ve
bilgilendirme çalışmaları yaparak ülkemizde mühendislik eğitimin kalitesini yükseltmek
için çalışan bağımsız bir kuruluştur. Bağımsız olmakla beraber Yüksek Öğrenim Kurulu
tarafından ulusal bir kalite güvence kuruluşu olarak tanınmakta ve Avrupa Mühendislik
Eğitimi Akreditasyon Ağının asil bir üyesi olarak aktif rol oynamaktadır. Benzer bir rolün
TÜSEM tarafından Yaşadıkça Eğitim alanında üstlenebilineceğini düşünüyoruz. Sorunların
tek elden dile getirilmesinin yanı sıra, Sürekli Eğitim Merkezleri eğitimlerinin istek
üzerine akreditasyon sürecine sokulması, bu sürecin ölçütlerini ve aşamalarını
belirlemede koordinasyon görevlerinin yerine getirilmesi; eğitim ihtiyaçlarının
belirlenmesi için ortak çalışmalar yapılmasıyla oluşan birikimler sonucu TÜSEM de ulusal
ve uluslararası alanda Türkiye üniversitelerinde Sürekli Eğitim Merkezlerinin daha aktif
ve kaliteli çalışmalar yapabilmelerini sağlayacaktır.
Bunu sağlayabilmek için TÜSEM üyelerinin SEM yöneticileri veya TÜSEM amaçlarını
destekleyebilecek kamu hukuku tüzel kişileri olabilmelerini öngördük. Ancak Danışma
Kurulu yapısı içinde Sürekli Eğitim Merkezlerinin eski deneyimli yöneticileri; KALDER,
MÜDEK gibi gerek TÜSEM akreditasyon süreçleri gerekse Yaşadıkça Eğitim paydaşları için
görüşlerini almak isteyeceğimiz kuruluş ve kişilere ulaşabilmeyi hedefledik. TÜSEM’in
dernekler yasasının gerektirdiği organlarına ek olarak, Sürekli Eğitim Programları
Akreditasyon Kurulu çerçevesinde eğitim programlarının değerlendirilmesi ve
1
Yardımları için Sn Prof Dr Mustafa Tokyay ve MÜDEK’e teşekkürlerimizi sunarız.
55
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
akreditasyon çalışmalarını yürütebileceğini düşündük. Bunun dışında, Sürekli Eğitim
Merkezleri ortak web sitesi oluşturma, ortak bir terimler sözlüğü oluşturma, bültenler
yayınlama gibi komite ve çalışma grupları dernek bünyesinde yer alabilir.
Tüzüğün tüm maddelerini görüşlerinize açarken bazı noktaları özellikle dikkatinize
sunmak istiyoruz. Örneğin bireysel üye olunabileceği için eğer iktisadi kuruluşu olmazsa
TÜSEM’in mali kaynakları bağış ve aidatlarla sınırlı kalacaktır. Bu da amaçlarını
gerçekleştirmek için bir sınırlama olacaktır. Keza değişik koşullarda çalışmakta olan
Sürekli Eğitim Merkezlerinin eşit temsili de ortak kararların adil alınmasında önemli
olabilecektir. Özel eğitim kuruluşlarında aktif görev almanın TÜSEM üyeliğiyle çıkar
çatışması yaratabileceğini öngördük. Bu gibi konuların Rektörlüklerimizin de desteği
alınarak çözümlenebileceğini umuyoruz.
Ekteki tüzük taslağını ve terimler sözlüğünü bu bilgiler dahilinde Sürekli Eğitim
Merkezleri yöneticilerimizin görüşlerine saygılarımızla sunuyoruz.
Ek 1. Türkiye Sürekli Eğitim Merkezleri Birliği Derneği Tüzük Taslağı
Ek 2. Türkiye Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri Terimler Sözlüğü, Belge Tanımları ve
İşleyiş Esasları
56
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
TÜRKİYE SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİ BİRLİĞİ DERNEĞİ TÜZÜĞÜ (TASLAK)
MADDE 1: Derneğin Adı ve Merkezi
Derneğin adı "Türkiye Sürekli Eğitim Merkezleri Birliği Derneği"dir. Derneğin kısa adı
"TÜSEM"dir ve tüzüğün bundan sonraki maddelerinde kısa adı ile anılmıştır. Derneğin
merkezi Ankara'dadır ve şubesi yoktur.
MADDE 2: Derneğin Amacı ve Faaliyet Alanları
a) TÜSEM'in temel amacı, Sürekli Eğitim Merkezlerinin malî ve bürokratik
sorunlarının yetkili merciler karşısında tek elden güçlü şekilde temsil edilerek
çözümlenmesini sağlamak ve merkezlerde düzenlenen tüm eğitim programları
için akreditasyon, değerlendirme ve bilgilendirme çalışmaları yaparak Sürekli
Eğitim Merkezlerinin daha aktif ve kaliteli eğitim veren kurumlar haline
getirilmesini sağlamaktır.
b) TÜSEM, amacını gerçekleştirmek için aşağıdaki faaliyetlerde bulunur:
I. Sürekli Eğitim Merkezlerinin, Yaşam Boyu Öğrenme alanında toplumun refahına
ve bireylerin kişisel ve mesleki gelişimine katkı sağlamasını ve üniversite-toplum
işbirliğini arttırıcı stratejiler ve uygulama önerileri geliştirmek, üyelerin
görüşlerine sunmak, iyi uygulama örneklerini paylaşmak.
II. Sürekli eğitim programlarının paydaşlarının şimdiki ve gelecekteki
gereksinimlerini devamlı izleyerek, program değerlendirme ölçütlerinin
belirlenmesini, gerektiğinde değerlendirme ölçütlerinin ve süreçlerinin gözden
geçirilmesini ve yenilenmesini sağlamak,
III. Sürekli Eğitimle ilgili kavramların tanımlarının yapılacağı ve belge tanımlarının
getirileceği bir “Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri Terimler Sözlüğü”
oluşturmak ve güncellemek.
IV. Üniversite Sürekli Eğitim Merkezlerinden eğitim almak isteyenlerin girip arama
ve karşılaştırma yapabileceği bir TÜSEM web sayfası ve veritabanı oluşturmak ve
güncellemek.
V. Amaçlarını gerçekleştirmek için gerekli olan her türlü bilgi, belge, doküman ve
yayınları temin etmek, dokümantasyon merkezi oluşturmak, üyelerine dağıtmak
üzere çalışma ve bilgilendirme bültenleri çıkarmak, çalışma alanı ile ilgili basılı
materyal hazırlamak, posta ve elektronik posta ile yaymak,
VI. Sürekli Eğitim Merkezlerinde düzenlenen eğitim programlarını, merkezlerin
başvurusu üzerine değerlendirmek, akredite etmek,
VII. Akreditasyon çalışmalarında görev alacak değerlendiricilerin seçimi ve eğitimini
yürütmek,
VIII. Program yöneticilerinin ve öğretim üyelerinin program değerlendirmesi
konusunda bilgilendirilmesini gerçekleştirmek,
IX. Eğitim, değerlendirme ve akreditasyon ile ilgili kuruluşlarla iletişim kurmak,
işbirliği yapmak, ortak projeler yürütmek, yardımlaşmak,
X. İlgili ulusal ve uluslararası kuruluşlara üye olmak,
57
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
XI. Faaliyetlerinin etkinleştirilmesi ve geliştirilmesi için inceleme ve araştırmalar
yapmak, Avrupa Birliği projelerine dahil olmak,
XII. Ulusal düzeyde konferans, panel, çalıştay vb. toplantılar düzenlemek ve bu
kapsamdaki çalışmalara destek vermek,
XIII. Amaçlarını gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu gelirleri temin etmek amacıyla
iktisadi, ticari ve sanayi işletmeler kurmak ve işletmek, veya benzer amaçlı
işletmelere ortak olmak,
XIV. Faaliyetler için ihtiyaç duyulan taşınır, taşınmaz mal satın almak, satmak,
kiralamak, kiraya vermek ve taşınmazlar üzerinde ayni hak tesis etmek,
XV. Amacın gerçekleştirilmesi için gerek görülmesi durumunda federasyon kurmak
veya kurulu bir federasyona katılmak, gerekli izin alınarak derneklerin izinle
kurabileceği tesisleri kurmak, mallarının bir kısmı ile vakıf birlikleri kurmak,
XVI. Amaçları ile ilgisi bulunan ve kanunlarla yasaklanmayan alanlarda, diğer
derneklerle, vakıflarla, sendikalarla, birliklerle ve benzeri sivil toplum
kuruluşlarıyla ortak bir amacı gerçekleştirmek için platformlar oluşturmak.
XVII. Amaçlarını gerçekleştirmek için gerek görülmesi halinde kamu kurum ve
kuruluşları ile görev alanlarına giren konularda ortak projeler yürütmek,
XVIII. 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu'nda belirtilen usullere göre ve gerekli izinler
alınmak koşuluyla yardım toplama faaliyetlerinde bulunmak ve yurt içinden ve
yurt dışından bağış kabul etmek,
MADDE 3: Üyelik Koşulları ve Üyeliğe Kabul
a) Fiil ehliyetine sahip gerçek kişiler,
i. Üniversitelerin Sürekli Eğitim Merkezlerinde (veya muadil Merkezler) , Başkan
(Müdür), Başkan Yardımcısı (Müdür Yardımcısı) ve/veya Merkez Yönetim Kurulu
görevini yürütmekte olanlar
b) Amaçları ve yürüttükleri etkinliklerle TÜSEM'in amaçlarını destekleyecek olan
kamu hukuku tüzel kişileri (Kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları, kültürel
ve sosyal kamu kurumları idarecileri, ilgili kurumlarını temsilen)
Yönetim Kurulu kararıyla TÜSEM üyesi olabilirler.
Genel Kurul onayıyla alınacak kararlar ve kurulların adaletli çalışımında dağılımı
sağlamak için her Sürekli Eğitim Merkezi’nden (a) bendindeki şartları sağlayan en
fazla üç üye kabulu esas alınacaktır.
MADDE 4: Üyeliğin Dondurulması
TÜSEM üyeleri arasından özel eğitim kurumlarına yönetici veya danışman olarak
geçenlerin, bu görevleri süresince olası çıkar çatışma ve/veya çakışmalarını önlemek
amacıyla, üyelikleri otomatik olarak dondurulur. Üyelikleri dondurulanlar TÜSEM ile ilgili
hiçbir üyelik hakkını kullanamazlar, TÜSEM kurullarında görev yapamazlar ve yıllık aidat
ödemezler.
58
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
MADDE 5: Üyelikten Çıkma
Her üye, istifa etmek suretiyle dilediği anda TÜSEM üyeliğinden çıkabilir. Ancak istifanın
yazılı olması şarttır. Üyenin istifa dilekçesi Yönetim Kurulu'na ulaştığı anda çıkış işlemleri
sonuçlanmış sayılır. Üyelikten ayrılma, üyenin derneğe olan birikmiş borçlarını sona
erdirmez. Ölüm nedeniyle üyeliğin düşmesi durumunda borç takibi yapılmaz.
MADDE 6: Üyelikten Çıkarılma
Kanunların ve işbu tüzüğün gerektirdiği şartları kaybeden üyeler Yönetim Kurulu
kararıyla TÜSEM üyeliğinden çıkarılırlar. Görevi son bulan, kamu kurumlarını
temsilen üye olan idarecilerin üyeliği kendiliğinden son bulur. Ancak, Genel
Kurul (GK) üyesiyken aktif Sürekli Eğitim merkez başkanlığı, başkan
yardımcılığı veya yönetim kurulu üyeliğinden çeşitli sebeplerle ayrılan (GK)
üyesinin üyeliği TÜSEM yönetim kurulu kararıyla devam edebilir.
TÜSEM üyeliğinden çıkarılmayı gerektiren haller aşağıda sıralanmıştır:
a) TÜSEM tüzüğüne aykırı davranışlarda bulunmak,
b) Verilen görevlerden sürekli kaçınmak,
c) Yazılı ikazlara rağmen üyelik aidatını altı ay içinde ödememek,
d) TÜSEM organlarınca verilen kararlara uymamak,
e) Üye olma şartlarını kaybetmiş olmak.
MADDE 7: Organlar
TÜSEM'in organları aşağıda sıralanmıştır:
a) Genel Kurul,
b) Yönetim Kurulu,
c) Denetim Kurulu,
d) Sürekli Eğitim Programları Akreditasyon Kurulu,
e) Danışma Kurulu
f) Komite ve Çalışma Grupları
Yönetim Kurulu'nun önerisi ve Genel Kurul'un onayı ile TÜSEM faaliyetlerinin yerine
getirilmesi amacıyla yeni kurullar oluşturulabilir.
MADDE 8: Genel Kurul
Genel Kurul, TÜSEM'in en yetkili karar organı olup, TÜSEM'e kayıtlı üyelerden oluşur.
Olağan Genel Kurul, her iki yılda bir Şubat ayı içerisinde, Yönetim Kurulu'nca belirlenecek
gün, yer ve saatte toplanır. Dernek üyesi tüzel kişiler, Genel Kurul toplantısında kim
tarafından temsil edileceklerini Genel Kurul yapılacak yılın Ocak ayı başına kadar, gerekli
yetki belgeleri ile beraber Dernek Yönetim Kurulu Başkanlığı'na bildirirler.
MADDE 9: Genel Kurula Çağrı ve Toplantı Yeter Sayısı
a) Yönetim Kurulu, Genel Kurul'a katılma hakkı bulunan üyelerin listesini düzenler. Genel
Kurul'a katılma hakkı bulunan üyeler, en az onbeş gün önceden, günü, saati, yeri ve
59
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
gündemi basılı olarak duyurulmak veya yazılı olarak ya da elektronik posta ile bildirilmek
suretiyle Yönetim Kurulu tarafından toplantıya çağrılır. Bu çağrıda, yetersayı
sağlanamaması sebebiyle toplantı yapılamazsa, ikinci toplantının hangi gün, saat ve
yerde yapılacağı da belirtilir. İlk toplantı ile ikinci toplantı arasındaki süre yedi günden az,
altmış günden fazla olamaz.
b) Toplantı, yetersayı sağlanamaması sebebinin dışında başka bir nedenle geri bırakılırsa,
bu durum geri bırakma sebepleri de belirtilmek suretiyle, ilk toplantı için yapılan çağrı
usulüne uygun olarak üyelere duyurulur ve ikinci toplantı için çağrı yapılır. İkinci
toplantının geri bırakma tarihinden itibaren en geç altı ay içinde yapılması zorunludur.
Genel Kurul toplantısı bir defadan fazla geri bırakılamaz.
c) Genel Kurul, katılma hakkı bulunan üyelerin yarısından bir fazlasının, tüzük değişikliği
ve TÜSEM'in feshi hallerinde üçte ikisinin katılımıyla toplanır; yetersayının
sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi durumunda ikinci toplantıda yetersayı
aranmaz. Ancak, bu toplantıya katılan üye sayısı, Yönetim ve Denetim Kurulları asıl üye
tam sayısının iki katından az olamaz.
MADDE 10: Genel Kurul Toplantı İlkeleri
a) Genel Kurul'a katılacak üyeler, Yönetim Kurulu'nca düzenlenen "Genel Kurul Üyeleri
Çizelgesi"ndeki adlarının karşısına imza atmak suretiyle toplantıya girebilirler.
b) Toplantı yeter sayısı sağlanmışsa durum bir tutanakla tespit edilir ve toplantı Yönetim
Kurulu başkanı veya görevlendireceği Yönetim Kurulu üyelerinden biri tarafından açılır.
Toplantı yeter sayısı sağlanamaması halinde de Yönetim Kurulu'nca bir tutanak
düzenlenir.
c) Açılıştan sonra, toplantıyı yönetmek üzere başkan, bir başkan vekili ile bir yazman
seçilerek üç kişilik divan heyeti oluşturulur.
d) Toplantının yönetimi ve güvenliğinin sağlanması divan başkanına aittir. Genel Kurul'un
gündem taslağı Yönetim Kurulu tarafından hazırlanır. Divan gündem taslağını görüşmeye
açar ve Genel Kurul üyelerinden gelen değişiklik önerilerini de gözeterek oylar ve
kesinleştirir.
e) Genel Kurul'da her gerçek ya da tüzel kişi temsilcisi üyenin bir oy hakkı vardır; üye
oyunu şahsen kullanmak zorundadır.
f) Genel Kurul'da, Yönetim ve Denetim Kurulu üyelerinin seçimleri gizli oylama ile diğer
konulardaki kararlar ise aksine karar alınmamışsa açık oylamayla yapılır. Gizli oylar, divan
başkanı tarafından, mühürlenmiş kağıtların veya oy pusulalarının üyeler tarafından
gereği yapıldıktan sonra içi boş bir kaba ya da kutuya atılması ile toplanan ve oy
vermenin bitiminden sonra açık dökümü yapılarak belirlenen oylardır. Açık oylamada,
divan başkanının belirteceği yöntem uygulanır.
g) Toplantıda görüşülen konular ve alınan kararlar bir tutanağa yazılır ve divan heyeti
tarafından birlikte imzalanır. Toplantı sonunda, tutanak ve diğer belgeler Yönetim Kurulu
başkanına teslim edilir. Yönetim Kurulu başkanı bu belgelerin korunmasından ve yeni
seçilen Yönetim Kurulu'na yedi gün içinde teslim etmekten sorumludur.
MADDE 11: Olağanüstü Genel Kurul
a) Yönetim Kurulu'nun veya Denetim Kurulu'nun gerekli gördüğü hallerde veya TÜSEM
üyelerinden beşte birinin yazılı isteği üzerine otuz gün içinde Genel Kurul Yönetim
Kurulu'nca olağanüstü toplantıya çağırılır.
60
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
b) TÜSEM üyelerinden beşte birinin yazılı isteğine karşın Yönetim Kurulu'nun Genel
Kurul'u otuz gün içinde olağanüstü toplantıya çağırmaması halinde, üyelerden birinin
başvurusu üzerine, sulh hakimi üç üyeyi Genel Kurul'u toplantıya çağırmakla
görevlendirir.
c) Olağanüstü Genel Kurul toplantısında, sadece toplantıya neden olan konu hakkında
görüşülüp karar alınır; toplantı sırasında gündeme madde eklenmesi önerisi yapılamaz.
MADDE 12: Genel Kurulun Görev ve Yetkileri
Genel Kurul'un görev ve yetkileri aşağıda sıralanmıştır:
a) Yasalar ve tüzük hükümleri doğrultusunda gerekli kararları almak,
b) Gelecek çalışma dönemi çalışma programı ile bütçe, gelir ve gider çizelgelerini
görüşüp onaylamak,
c) Üyelerden alınacak giriş ödentisi ve yıllık aidat miktarlarını belirlemek,
d) Geçen çalışma dönemine ilişkin Yönetim Kurulu çalışma raporu ile bilanço ve gelirgider çizelgelerini ve Denetim Kurulu raporunu görüşüp onaylamak; Yönetim Kurulu'nu
aklamak,
e) Gelecek çalışma dönemi Yönetim ve Denetim Kurullarının asıl ve yedek üyelerini gizli
oyla seçmek,
f) Tüzük değişikliğine ilişkin Yönetim Kurulu önerisini görüşüp karara bağlamak,
g) Yönetim Kurulu'nun hazırlayıp önerdiği yönetmelikler ve oluşturulmasını önerdiği
kurullar hakkında karar almak,
h) TÜSEM için gerekli olan taşınmaz malların satın alınması veya mevcut taşınmaz
malların satılması hususunda Yönetim Kurulu'na yetki vermek,
i) TÜSEM'in uluslararası çalışmalar yapması, ulusal ve uluslararası kuruluşlara üye olması
ya da bu kuruluşların üyeliklerinden ayrılması, bunlarla işbirliğinde bulunması için
Yönetim Kurulu'nun yaptığı öneriler hakkında kararlar almak ve bu konularda Yönetim
Kurulu'na yetki vermek,
j) Ortaklık, iktisadi, ticari ve sanayi işletme, sandık ve vakıf kurulmasına ya da kurulmuş
ya da kurulacaklara katılmaya karar vermek,
k) Her türlü ödenek, yolluk ve tazminatlar ile TÜSEM hizmetleri için görevlendirilecek
Yönetim Kurulu üyelerine verilecek gündelik ve yolluk miktarlarının Yönetim Kurulu'nca
belirlenmesinde kullanılacak esasları belirlemek,
l) TÜSEM'in feshine ve malvarlığının dağıtılmasına karar vermek,
m) Yönetim Kurulu'nca teklif edilen diğer önerileri inceleyip karara bağlamak ve gerekli
konularda karar vermek.
MADDE 13: Yönetim Kurulu
Yönetim Kurulu, Genel Kurul tarafından iki yıllık süre için gizli oyla seçilen beş asıl ve beş
yedek üyeden oluşur. Asıl üyeliklerden boşalma olması halinde yedek üyeler Genel
Kurul'daki seçimde aldıkları oy sırasına göre göreve çağırılır.
Yönetim Kurulu üyeleri gönüllülük esasına göre çalışırlar; Yönetim Kurulu üyeliği ya da
katıldıkları Yönetim Kurulu toplantıları için huzur hakkı alamazlar. Ancak Dernekle ilgili
61
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
görevlendirildikleri bir etkinliği gerçekleştirmek amacı ile yaptıkları harcamalar Dernek
bütçesinden karşılanır.
Aktif üyelik koşullarını artık sağlayamayan yönetim kurulu üyesinin görevi bir sonraki
genel kurula kadar devam eder.
Yönetim Kurulunda aynı üniversiteden 2 üye aynı zaman diliminde görev alamaz.
MADDE 14: Yönetim Kurulunun Çalışma İlkeleri
a) Yönetim Kurulu seçimini izleyen ilk toplantısında bir başkan, bir başkan yardımcısı, bir
sayman ve bir sekreter üye seçerek göreve başlar.
b) Yönetim Kurulu yılda en az dört defa toplanır ve gerektiğinde Yönetim Kurulu başkanı
tarafından olağanüstü toplantıya çağırılabilir.
c) Yönetim Kurulu toplantıları üyelerden en az üçünün bulunmasıyla açılır ve sürdürülür;
kararlar toplantıda bulunanların çoğunluğu ile alınır.
d) Özür bildirmeksizin birbiri ardına üç toplantıda bulunmayan üye çekilmiş sayılır.
e) Yönetim Kurulu video-konferans ya da tele-konferans yoluyla da toplanabilir.
MADDE 15: Yönetim Kurulunun Görev ve Yetkileri
Yönetim Kurulu'nun görev ve yetkileri aşağıda sıralanmıştır:
a) Yasalar ve tüzük hükümleri doğrultusunda gereken iş ve işlemleri yapmak, kararları
almak ve uygulamak,
b) Genel Kurul'un aldığı kararları uygulamak,
c) TÜSEM'i başkanı aracılığıyla temsil etmek ya da gerektiğinde diğer üyelere temsil
yetkisi vermek,
d) Çalışma dönemi çalışma programı ile, bütçe, gelir-gider çizelgelerini hazırlamak, Genel
Kurul'un onayına sunmak ve uygulamak,
e) Üyelikten çıkarılmayı gerektiren durumdaki üyelerin çıkarılmasına ilişkin gerekli
incelemeleri yapmak, gerçek ve tüzel kişilerin üyelikten çıkartılma kararını vermek,
f) Genel Kurul toplantılarının tarihini, saatini, yerini ve gündemini saptamak, üyelere
duyurmak,
g) Geçen çalışma dönemi çalışma raporu ile bilanço ve gelir-gider çizelgelerini
hazırlayarak Genel Kurul'a sunmak,
h) TÜSEM'in işleyişi ve çalışma esaslarının belirlenmesine ilişkin yönetmeliklerin,
gerektiğinde ilgili tarafların görüşlerini de alarak hazırlanması, değiştirilmesi ve iptaline
ilişkin çalışmaları yapmak ve Genel Kurul'un onayına sunmak,
i) TÜSEM yönetmeliklerinin öngördüğü yönergeleri, gerektiğinde ilgili tarafların
görüşlerini de alarak hazırlanmak, değiştirmek ve iptal etmek,
j) Gerekli gördüğünde, TÜSEM faaliyetlerini yerine getirmek amacıyla TÜSEM organı
olarak çalışacak yeni kurulların oluşturulması ile ilgili öneriler oluşturmak ve Genel
Kurul'un onayına sunmak,
k) Gerekli gördüğünde, TÜSEM faaliyet alanlarında görev yapacak danışma kurulları,
komiteler, çalışma grupları kurmak ve bunlarca oluşturulacak raporları inceleyip karar
almak,
62
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
l) TÜSEM'in yönetsel ve mali işlerini yürütecek personel ile danışmanları atamak, bunlara
ödenecek ücretleri belirlemek ve gerektiğinde işlerine son vermek,
m) TÜSEM amaçlarına uygun olarak ulusal ve uluslararası kuruluşlarla yapılacak
işbirlikleri hakkında öneriler oluşturmak, Genel Kurul'un onayına sunmak, Genel Kurul
tarafından verilen yetkiye dayanarak bu tür etkinlikleri planlamak ve yürütmek,
n) Gerekli gördüğünde, TÜSEM tüzüğünün değiştirilmesine ilişkin çalışmaları yapmak ve
Genel Kurul'un onayına sunmak,
o) TÜSEM organlarının işlemleri ile ilgili itirazları karara bağlamak.
MADDE 16: Denetim Kurulu
a) Denetim Kurulu, Genel Kurul tarafından iki yıllık süre için gizli oyla seçilen üç asıl ve üç
yedek üyeden oluşur.
b) Özür bildirmeksizin birbiri ardına üç toplantıda bulunmayan üye çekilmiş sayılır.
c) Asıl üyeliklerden boşalma olması halinde yedek üyeler Genel Kurul'daki seçimde
aldıkları oy sırasına göre göreve çağırılır.
d) Denetim Kurulu ilk toplantısında başkanını seçer ve bunu Yönetim Kurulu'na yazı ile
bildirir.
e) Denetim Kurulu toplantı yeter sayısı ikidir.
f) Denetim Kurulu'nun görev ve yetkileri aşağıda sıralanmıştır:
i. TÜSEM'in, tüzüğünde gösterilen amaçlar ve bu amaçların gerçekleştirilmesi için
sürdürüleceği belirtilen çalışma konuları doğrultusunda faaliyet gösterip
göstermediğini, defter, hesap ve kayıtların mevzuata uygun olarak tutulup
tutulmadığını, en az yılda bir kez denetlemek ve denetim sonuçlarını yazılı
rapor şeklinde Yönetim Kurulu'na iletmek,
ii. Gerekli gördüğünde ya da çağrıldığında Yönetim Kurulu toplantılarına oy hakkı
olmaksızın katılmak, görüş ve düşüncelerini paylaşmak,
iii. Denetim sonuçlarını ortak imzalı bir rapor şeklinde Genel Kurul'a sunmak.
MADDE 17: Sürekli Eğitim Programları Akreditasyon Kurulu
Sürekli Eğitim Programları Akreditasyon Kurulu SEMlerde düzenlenen eğitim
programlarının değerlendirilmesi ve akreditasyonu için gereken çalışmaları yürütür. Bu
kurulun yapısı, üyeleri ve çalışma esasları Yönetim Kurulu tarafından hazırlanan ve Genel
Kurul tarafından onaylanacak yönetmelikle belirlenir. Bu yönetmelikte yapılacak
değişiklerde de aynı yöntem izlenir.
MADDE 18: Danışma Kurulu
Danışma Kurulunun yapısı, üyeleri ve çalışma esasları Yönetim Kurulu tarafından
hazırlanan ve Genel Kurul tarafından onaylanacak yönetmelikle belirlenir.
TÜSEM stratejileri ve uygulamaları ile ilgili gözlemlerinden ve tecrübelerinden
yararlanmak üzere toplumun çeşitli kesiminden bireyler veya kurum temsilcileri
Yönetim kurulu kararıyla Danışma Kuruluna davet edilir.
MADDE 19: Çalışma Grupları ve Komiteler
İlgili çalışma grupları ve komiteler Sürekli eğitimle ilgili kavramların yapılacağı ve belge
tanımlarının getirileceği bir “Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri Terimler Sözlüğü”
63
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
oluşturulması, üniversite Sürekli Eğitim Merkezlerinden eğitim almak isteyenlerin girip
arama yapabileceği bir veritabanı içeren TÜSEM web sitesinin hazırlanması ve tüm
SEMleri bilgilendirmek amacıyla belirli aralıklarla gönderilen Sürekli Eğitim Merkezleri
bülteninin hazırlanması çalışmalarını yürütür. Yönetim Kurulu kararıyla ve Genel Kurul'un
onayıyla gerek görüldüğünde yeni komite ve çalışma grupları oluşturulabilir.
MADDE 20: Gelirler
TÜSEM'in gelir kaynakları aşağıda sıralanmıştır:
a) Özel ve tüzel üyelerden alınacak giriş ödentisi ve yıllık aidatlar,
b) Bağışlar (TÜSEM amaçlarının gerçekleşmesi için mal ve para olarak yapılacak
yardımlar),
c) Mevduat faizi, repo, hazine bonosu ve benzeri menkul gelirleri,
d) Taşınır ve taşınmaz malvarlığından elde edilecek kira vb. gelirleri,
e) Kurs, seminer, eğitim, program değerlendirme, program akreditasyon, yayın
vb. etkinliklerden ve diğer TÜSEM faaliyetlerinden elde edilecek gelirler,
f) TÜSEM'in amaçlarını gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu geliri temin etmek
amacıyla kurduğu, işlettiği ve ortak olduğu iktisadi, ticari ve sanayi işletmelerden
elde edilen kazançlar.
g) İlgili yasaların izin verdiği diğer gelirler.
TÜSEM'e gelir elde etmek için yapılacak faaliyetlerde Yönetim Kurulu yetkilidir. Bu
gelirler ancak Dernekler Kanunu'nda belirtilen esaslara göre düzenlenmiş makbuzlar
karşılığı tahsil olunur. Parayı verenin ve tahsilat yapanın makbuz üzerinde açık kimliği ve
imzası bulunur. Yönetim Kurulu gelirleri toplamak, harcamaları yapmak, bankadan para
çekmek vb. konularda alacağı kararla üyelerinden bir ya da birkaçını münferiden ya da
müştereken yetkili kılabilir. Bu durum diğer Yönetim Kurulu üyelerinin hukuksal
sorumluluğunu ortadan kaldırmaz.
MADDE 21: Derneğin İç Denetimi
TÜSEM'te Genel Kurul, Yönetim Kurulu veya Denetim Kurulu tarafından iç denetim
yapılabileceği gibi, bağımsız denetim kuruluşlarına da denetim yaptırılabilir. Genel Kurul,
Yönetim Kurulu veya bağımsız denetim kuruluşlarınca denetim yapılmış olması, Denetim
Kurulu'nun yükümlülüğünü ortadan kaldırmaz.
MADDE 22: Derneğin Borçlanma Usulleri
TÜSEM, amacını gerçekleştirmek ve faaliyetlerini yürütebilmek için ihtiyaç duyulması
halinde Yönetim Kurulu'nun kararı ile borçlanma yapabilir. Bu borçlanma kredili mal ve
hizmet alımı konularında olabileceği gibi nakit olarak da yapılabilir. Ancak bu borçlanma,
TÜSEM'in gelir kaynakları ile karşılanamayacak miktarlarda ve TÜSEM'i ödeme güçlüğüne
düşürecek nitelikte yapılamaz, o yıl için Genel Kurul tarafından onaylanmış gelirler
bütçesinin yarısını geçemez ya da yeni çalışma dönemlerine sarkamaz. Yönetim Kurulu,
Genel Kurul kararı ile proje bazında daha büyük miktarlarda borçlanabilir.
MADDE 23: Derneğin Feshi ve Mal Varlığının Tasfiye Şekli
TÜSEM Genel Kurulu her zaman TÜSEM'in feshine karar verebilir. Genel Kurul'da fesih
konusunun görüşülebilmesi için Genel Kurul'a katılma hakkı bulunan üyelerin 2/3
64
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
çoğunluğu aranır. Çoğunluğun sağlanamaması sebebiyle toplantının ertelenmesi
durumunda ikinci toplantıda çoğunluk aranmaz. Ancak, bu toplantıya katılan üye sayısı,
Yönetim ve Denetim Kurulları üye tam sayısının iki katından az olamaz.
Fesih kararının alınabilmesi için gerekli olan karar çoğunluğu toplantıya katılan üyelerin
oylarının 2/3'ü'dür. Genel Kurul'da fesih kararı oylaması açık olarak yapılır.
Genel Kurul tarafından fesih kararı verildiğinde, tasfiye son Yönetim Kurulu üyelerinden
oluşan tasfiye kurulunca yapılır. Bu işlemlere, feshe ilişkin Genel Kurul kararının alındığı
veya kendiliğinden sona erme halinin kesinleştiği tarihten itibaren başlanır. Tasfiye süresi
içinde bütün işlemlerde TÜSEM adında "tasfiye halinde Türkiye Sürekli Eğitim Merkezleri
Derneği" ibaresi kullanılır.
Tasfiye kurulu, mevzuata uygun olarak TÜSEM'in para, mal ve haklarının tasfiyesi
işlemlerini baştan sonuna kadar tamamlamakla görevli ve yetkilidir. Bu kurul, önce
derneğin hesaplarını inceler. İnceleme esnasında derneğe ait defterler, alındı belgeleri,
harcama belgeleri, tapu ve banka kayıtları ile diğer belgelerinin tespiti yapılarak varlık ve
yükümlülükleri bir tutanağa bağlanır. Tasfiye işlemleri sırasında derneğin alacaklılarına
çağrıda bulunulur ve varsa malları paraya çevrilerek alacaklılara ödenir. Derneğin alacaklı
olması durumunda alacaklar tahsil edilir. Alacakların tahsil edilmesi ve borçların
ödenmesinden sonra kalan tüm para, mal ve hakları, Genel Kurul'da belirlenen yere
devredilir. Genel Kurul'da, devredilecek yer belirlenmemişse merkezi Ankara'da bulunan
ve TÜSEM'in amacına en yakın ve fesih edildiği tarihte en fazla üyeye sahip derneğe
devredilir.
Tasfiyeye ilişkin tüm işlemler tasfiye tutanağında gösterilir ve tasfiye işlemleri, mülki
idare amirliklerince haklı bir nedene dayanılarak verilen ek süreler hariç üç ay içinde
tamamlanır.
Derneğin para, mal ve haklarının tasfiye ve intikal işlemlerinin tamamlanmasını müteakip
tasfiye kurulu tarafından durumun yedi gün içinde bir yazı ile dernek merkezinin
bulunduğu yerin mülki idare amirliğine bildirilmesi ve bu yazıya tasfiye tutanağının da
eklenmesi zorunludur.
Derneğin defter ve belgelerini tasfiye kurulu sıfatıyla son Yönetim Kurulu üyeleri
saklamakla görevlidir. Bu görev, bir Yönetim Kurulu üyesine de verilebilir. Bu defter ve
belgelerin saklanma süresi beş yıldır.
MADDE 24: Hüküm Eksikliği
Bu tüzükte belirtilmemiş hususlarda yürürlükte bulunan Dernekler Kanunu, Türk Medeni
Kanunu ve bu Kanunlara atfen çıkartılmış olan Dernekler Yönetmeliği ve ilgili diğer
mevzuatın dernekler hakkındaki hükümleri uygulanır.
MADDE 25: Tüzük Değişikliği
a) Tüzük değişikliği Genel Kurul kararı ile yapılabilir. Tüzük değişikliği önerileri Yönetim
Kurulu kararıyla ya da olağan Genel Kurul toplantılarında, üye sayısının en az 1/5'inin
yazılı başvurusu üzerine toplantıya katılanların yarıdan bir fazlasının olumlu oyu ile Genel
Kurul gündemine ilave edilebilir.
b) Genel Kurul'da tüzük değişikliği yapılabilmesi için, tüzük değişiklerinde Genel Kurul
toplantısına katılımda aranan yetersayı koşulunun sağlanmış olması gerekir.
c) Tüzük değişikliği için gerekli olan karar çoğunluğu toplantıya katılan ve oy kullanma
hakkı bulunan üyelerin oylarının 2/3'ü'dür.
65
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
GEÇİCİ MADDE 1: Geçici Giriş Ödentisi ve Yıllık Aidat
İlk Genel Kurul toplanana kadar gerçek ve tüzel tüm üyelerin giriş ödentisi 60 TL, yıllık
üye aidatı da 60 TL'dir.
GEÇİCİ MADDE 2:
İlk genel kurulda dernek organları oluşturulana kadar, derneği temsil edecek ve dernekle
ilgili iş ve işlemleri yürütecek olan geçici yönetim kurulu üyeleri aşağıda belirtilmiştir.
Geçici Yönetim Kurulu Üyelerinin;
Adı ve Soyadı
: Görev Ünvanı
:
Bu tüzük 25 madde ve 2 geçici maddeden oluşmaktadır.
TÜSEM'in Kurucuları ve Geçici Yönetim Kurulu
1.
2.
3.
66
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
TÜRKİYE ÜNİVERSİTE SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİ TERİMLER SÖZLÜĞÜ, BELGE
TANIMLARI VE İŞLEYİŞ ESASLARI
Akreditasyon: (Accreditation)
Bir eğitim kuruluşunun akademik standartlarının dış bir merci, birlik veya sınav organı
veya daha üst bir eğitim kuruluşu tarafından tanınması ve kabul edilmesi. Örneğin; bir
kurs üzerine tanınan bir standardın konması böylece başarıyla tamamlama durumunda
alınan sertifikanın daha sonraki bir zamanda aynı veya farklı bir eğitim kurumunda ileri
bir nitelik olarak kabul görmesi. (Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri tarafından
düzenlenen eğitimlerin standartları kurulması planlanan Sürekli Eğitim Merkezleri Birliği
tarafından belirlenecektir.)
Asenkron uzaktan eğitim:
Bir uzaktan eğitim programında eğitmen ve katılımcının ayrı zaman ve mekanları
kullanarak birbirinden bağımsız etkileşime girmesi hali. Örneğin e-posta, tele-seminer,
eğitim portalı gibi ortamlar.
Belge:
Eğitim programlarına katılanlara verilen katılım belgesi, sertifika vs. gibi kişinin programı
tamamladığını gösteren evrak. Sürekli Eğitim Merkezlerinde her programın sonunda
programın niteliğine göre tanımlanmış belgelerden biri verilir. Dört saatin üzerindeki
programlarda verilen belgenin üzerinde katılımcının eğitim programının kaç saatine
katıldığı belirtilir ve programın %20’sinden fazlasına katılmayan kişilere programın
sonunda verilmesi öngörülen belge verilmez.
Belgeleme: (Certification)
Yetkili kurumun eğitim programlarına katılan kişilere katılım belgesi, sertifika vs. gibi
kişinin programı tamamladığını gösteren belge verilmesi süreci.
Değerlendirme Formu:
Eğitim programlarının başarısının her açıdan değerlendirilmesi amacıyla programın
düzenleyicisi merkez tarafından katılımcılara doldurtulan form, değerlendirme aracı. Bu
form dört aydan kısa süren sürekli eğitim programlarının son gününde, dört aydan daha
uzun süren programların yarı döneminde ve son gününde bütün katılımıcılara uygulanır.
Ayrıca, bu değerlendirme formu bütün sürekli eğitim programlarında eğitim veren her
bir eğitmen için uygulanır.
Derece: (Degree)
Akademik eğitim sürecinde tanımlanmış her bir kademenin sonunda kazanılan sıfat.
Ders:
Öğretmenin öğrenciye belirli bir sürede verdiği bilgi. Üniversite öğrencileri ile
kursiyerlerin sahip olduğu haklar arasındaki farkları ortaya koyabilmek için ders ve kurs
tanımları arasındaki ayrıma özen gösterilmelidir.
Diploma:
Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Öğretim Kurulu’nun kendisi veya yetkili kıldığı kurumlar
tarafından belirlenmiş koşulları yerine getiren bireylere eğitim sürecinin sonunda verilen
ve belirli bir akademik dereceye karşılık gelen resmi belge.
67
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
ECDL (European Computer Driving Licence): (Avrupa Birliği Bilgisayar Yetkinlik
Sertifikası)
ECDL Adayların Bilgi Teknolojisi ve Bilgisayar Kullanım Yetkinliklerini sertifikalandırmasını
sağlayan uluslararası kabul görmüş sertifika programıdır. ECDL sertifikası sahibinin temel,
ileri ve/veya uzman seviyede bilgisayar kullanım yetkinliklerini belgeler.
E-öğrenme: (e-learning, electronic learning)
Çeşitli teknolojilerin (internet, kurumsal intranet gibi iletişim ağları, CD-ROM, cep
telefonu vs.) kullanılarak eğitimsel bilgilerin ve alıştırma materyallerinin kullanıcılara
senkron veya asenkron olarak ulaştırılmasıdır. E-öğrenme, görsel ve işitsel öğelerle
zenginleştirilmiş eğitimsel içerikleri ve bunları destekleyen çeşitli testleri sunabilen, konu
ile ilgili gerekli bilgilere ulaşımı kolaylaştırabilen ve en önemlisi etkileşimli (interaktif) bir
ortam sağlayabilen bir öğrenme sistemidir.
Eğitim araç ve gereçleri:
Eğitim kurumlarında kullanılacak ders kitapları ile öğretmen ve öğrencilere kaynak ve
yardımcı olacak basılı eğitim malzemesini, milli eğitimin genel amaçlarının
gerçekleşmesine yararlı olacak diğer eserleri ve eğitim araç ve gereçler.
Eğitmen:
Sürekli Eğitim Programlarında öğretici olarak görev alacak olan üniversitenin öğretim
elemanları, gereken durumlarda konunun uzmanı diğer üniversitelerde görev yapan
öğretim elemanları, özel sektör ve kamu kurumu çalışanları.
Eş zamanlı Uzaktan Eğitim: (Senkron Uzaktan Eğitim)
Uzaktan eğitimde eğitmen ve öğrencinin eş zamanlı olarak etkileşime girmesi hali.
Fikri Mülkiyet Hakları:
Fikri çaba ve zekânın ürünlerini devlet otoritesi ile korumayı hedefleyen haklardır.
Genel Katılıma Açık Eğitim:
Kurumlara özel tasarlanan hizmet içi eğitim programları dışında kalan eğitim
programları. Sürekli Eğitim Merkezlerinde düzenlenen genel katılıma açık olan
programların süresi eğitmen ve ilgili sürekli eğitim merkezi tarafından belirlenmekte olup
katılımcıların eğitim süresinin % 80 ine devam etmesi beklenir. Bu programları
tamamlayan kişilere programın kaç saatine katıldıklarını ve varsa yapılan sınavda aldıkları
notu içeren katılım belgesi verilir.
Grundtvig:
Avrupa Birliğinin yürüttüğü eğitim ve gençlik Programlarından genel eğitim programı
Socrates ‘in faaliyet alanlarından biri olup yetişkin eğitimini ve yaşam boyu eğitimi
kapsamaktadır. Yetişkin eğitimini sağlayarak, ömür boyu öğrenmenin kalitesini, Avrupa
boyutunu ömür boyu öğrenmenin sürekliliğini ve erişebilirliğini arttırmayı, temel
nitelikler edinmeden okulu bırakmış olanlar için iyileştirilmiş eğitim fırsatlarının
geliştirilmesini ve alternatif öğrenme yolları ile yenilikleri teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Halk Eğitimi: (Adult Education; Nonformal Education)
Yurttaşların çalışma gücünü artırmak, yaşam seviyesini yükseltmek, milli ve insani
erdemlerini geliştirmek amacıyla okul eğitimi dışında veya yanında yapılan ve yetişkin
nüfusun ihtiyaçlarına göre düzenlenen formel olmayan eğitimdir.
68
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Halk Konferansı: (Public Conference)
Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri tarafından en çok 1 gün süreli olarak ve ücretsiz
katılımla gerçekleştirilen, çoğunlukla güncel konularda bilgi vermeyi amaçlayan seminer
veya konferans; kurs dışı eğitsel etkinlik.
Hizmet İçi Eğitim: (Inservice Training)
Sözel ve tüzel kişilere ait iş yerlerinde belirli bir maaş veya ücret karşılığında işe alınmış
ve çalışmakta olan bireylerin görevleri ile ilgili gerekli bilgi, beceri ve tutumları
kazanmalarını amaç edinen ve kişilerin hizmetteki verim ve etkinliklerinin arttırılmasını,
gelişmeye yol açan bilgi, beceri ve tutumların zenginleştirilmesini sağlamaya yönelik
olarak yapılan eğitim etkinliği.
Hizmet içi Eğitim Programı:
Bkz: Kurumlara Özel Eğitim
Karma Öğrenim: (Blended Learning)
Yüz yüze eğitim (senkron eğitim) ve asenkron eğitimin karışımıdır. Bazı etkinlikler yüz
yüze gerçekleştirilirken bazıları sanal olarak gerçekleştirilir.
Katılım Belgesi:
Kişinin bir kursa katılımını tasdik eden ancak akademik geçerliliği olmayan belge. Genel
katılıma açık veya kurumlara özel olarak düzenlenen eğitimlerin %80’inden fazlasına
katılarak tamamlayan kişilere verilir. Katılım belgesinde kişilerin eğitime devam ettiği
süre ve varsa yapılan sınavda aldıkları not belirtilmelidir.
Katılımcı / Kursiyer:
Üniversite Sürekli Eğitim Merkezlerinden eğitim alan kişilere verilen ad. Üniversite
öğrencileri ile kursiyerlerin sahip olduğu haklar arasındaki farkları ortaya koyabilmek için
kursiyer ve öğrenci tanımları arasındaki ayrıma özen gösterilmelidir.
Kurs:
Üniversite Sürekli Eğitim Merkezleri tarafından en az 1 gün süreli olarak ve en fazla 25
kişinin katılımıyla gerçekleştirilen eğitim, seminer.
Kurs Dışı Eğitsel Etkinlik:
Merkez, kurs merkezi ve kurs yerlerinde kurslara kayıtlı ve kayıtsız tüm kişilerin
katılımına açık olarak düzenlenen toplantı, yarışma, sergi, panel, gezi, sempozyum,
festival, fuar ve benzeri kurs dışı eğitsel etkinlikler.
Kurs Notu:
Eğitim programlarında katılımcılara kaynak ve yardımcı olacak, eğitimin bütününün
özetini verecek nitelikte basılı eğitim malzemesi, genel amaçların gerçekleşmesine yararlı
olacak diğer eserler, araç ve gereçler. (Sürekli eğitim programlarında dört saatin
üzerindeki tüm eğitimler için kurs notu verilir. Ancak kişi sayısına göre çoğaltılan kurs
notlarının fotokopi ücretinin toplam eğitim bedelinin % 5’ini geçmemesine dikkat
edilmelidir. Ayrıca, kişilere dağıtılan kurs notlarının çoğaltılmasını engellemek için
üzerlerine kaşe basılmalıdır).
69
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Kurumlara Özel Eğitim:
Kurumların taleplerine istinaden, her bir kuruma özel tasarlanan ve yalnız o kurumun
çalışanlarının katılımı ile gerçekleştirilen eğitim programlarıdır.
Meslek Kursları :
3308 sayılı Meslekî Eğitim Kanununa dayalı olarak açılan ve kurs süresince kursiyerlerin,
çırak öğrencilerin haklarından yararlandırıldığı meslek kursları.
Meslekî ve Teknik Kurslar :
Meslekî ve teknik eğitim görme imkânı bulamayan kişileri; hayata ve mesleğe
hazırlamak, iş alışkanlıkları kazandırmak, aktif bir üretici duruma getirmek, bir iş yerinde
çalışacak veya kendi iş yerini kuracak bilgi, beceri sahibi yapmak, bir meslek dalında
çalışanları ise yeniliklere hazırlamak için meslek kursları statüsü dışında düzenlenen
kurslar.
Mesleki Yaşam Boyu Öğrenim: (Vocational Lifelong Learning)
Bkz. Sürekli Mesleki Eğitim
Mesleki ve Teknik Eğitim Okul ve Kurumları:
Mesleki ve teknik eğitim alanında, diplomaya yönelik eğitim veren orta öğretim
kurumları ile belge ve sertifika programlarının uygulandığı her tür ve derecedeki örgün
ve yaygın eğitim-öğretim kurumları.
Odak Gruplar:
Eğitim programlarının başarısının değerlendirilmesinde nitel veriler toplanması amacıyla
yapılan bir uygulamadır. Kurs koordinatörü kursun sonunda katılımcılar arasından seçilen
kişilerle eğitim saatleri dışında bir araya gelir ve katı kurallar olmaksızın katılımcılarla
hedef sorular çerçevesinde sohbet ederek kursun başarılı ve başarısız yönleri konusunda
değerlendirmelerini alır.
Öğrenci:
Örgün eğitim kurumları olan ilköğretim, ortaöğretim veya yüksek öğretim kurumlarında
eğitim gören ve kanunla tanımlanmış haklara haiz kişiler.
Önceki Öğrenimi Tanıma: (APL - Accreditation of Prior Learning)
Daha önce edinilmiş olan resmi sertifika, diploma veya derecenin bir çalışmanın belirli bir
veya daha fazla bölümünden muafiyet kazanmak için kredilendirilmesi.
Önceki Deneyimlerden Öğrenileni Tanıma: (APEL - Accreditation of Prior Experiential
Learning)
Daha önce edinilmiş ancak uygun sertifikalandırılmamış veya gündelik hayat
deneyimlerinden kaynaklanan öğrenimin bir çalışmanın belirli bir veya daha fazla
bölümünden muafiyet verilmek için akademik olarak tanınması süreci. Kısaca, APEL
resmi eğitim kurumları dışında gerçekleşen öğrenimin değerini tanır. Yetişkinlerin resmi
olmayan yollarla edindikleri yetenek ve bilgilerini belirlemelerini ve resmi olmayandan
resmi olana transfer şeklinde öğrenim süreçlerine yansıtmalarını sağlar.
Örgün ve Yaygın Eğitim:
Türk Milli Eğitim sistemi, örgün eğitim ve yaygın eğitim olmak üzere, iki ana alt
sistemden oluşur. Örgün eğitim, okul öncesi eğitimi, ilköğretim, ortaöğretim ve
70
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
yükseköğretim kurumlarını kapsar. Yaygın eğitim, örgün eğitim yanında veya dışında
düzenlenen tüm diğer eğitim faaliyetlerini kapsar.
Sanal Kurs: (e-kurs)
Uzaktan eğitim yöntemiyle verilen kursların genel adı.
Seminer:
Bkz. Kurs
Sertifika:
Bir eğitim kurumunun verdiği tanımlanmış sertifika programı standartlarına uygun
programı kişinin başarıyla tamamladığını gösteren belge. Bu belge Sürekli Eğitim
Merkezleri tarafından düzenlenen sertifika programlarının süresinin %80’inden fazlasına
katılarak tamamlayan ve programın sonunda öngörülen bilgi sınavını geçen kişilere
verilir. Sertifikalar kişilerin eğitime devam ettiği süre ve yapılan sınavda aldıkları notu
içermelidir.
Sertifika Programı:
Belli bir konuda uzmanlaşmayı sağlayan, üniversite eğitiminden sonra katılınabilecek
programlardır. İçeriği kuramdan (teoriden) çok uygulamaya yönelik olarak düzenlenir,
katılımcıları iş hayatında doğrudan uygulama imkanı bulabilecekleri güncel ve işlevsel
bilgilerle donatır. Uygulamaya dayalı bazı sertifika programlarının süresi kısa olabilir
ancak genel olarak sertifika programlarının süresi en az 105 saat (Tezsiz Yüksek Lisans
Programindan mezun olabilmek için almak gereken 10 ders; 420 saatin dörtte biri)
olmalıdır. Program sonunda geçme notu öngörülen bilgi sınavı ve devamsızlık takibi
yapılmalıdır. Eğitim süresinin %80 inden fazlasına katılan ve geçme notunu sağlayan
kişilere sertifika verilir. %80 den daha az katılan kişiler eğitimin sonunda yapılan sınava
giremezler, ancak bu kişilere ve sınava girip geçme notunu sağlayamayan kişilere eğitime
katıldıkları süreyi belirten katılım belgesi verilir.
Sınav:
Eğitim programının başında, eğitim süresince belli aralıklarla ve eğitim sonunda
düzenlenen ve kursiyerlerin bilgi ve beceri düzeyini belirlemek amacıyla uygulanan
değerlendirme aracı. Sertifika programlarının sonunda uygulanması zorunludur.
Staj:
Eğitim programında edinilen kazanımların, laboratuar uygulamaları ve gerçek iş yeri
uygulamaları ile pekiştirilmesi için yapılan uygulama ağırlıklı eğitim tamamlama faaliyeti.
Sürekli Eğitim: (Continuing Education)
Genel olarak mesleki nitelik taşımayan eğitim programlarına verilen ad. Bireylerin
çoğunlukla kendi ilgi alanlarına yönelik olarak ve kişisel gelişime yönelik olarak
katıldıkları kurslardan oluşur.
Sürekli Mesleki Eğitim: (Continuing Professional Education)
Mesleki Yaşam Boyu Öğrenim olarak da kullanılır. Temel olarak profesyonel meslek
mensuplarının kendi çalışma alanlarındaki güncel gelişmeleri takip edebilmelerini
hedefleyen meslek odaklı eğitimlerdir. Tıp çalışanlarına yönelik olarak düşünülmüş olan
“Sürekli Sağlık Eğitimi” (Continuing Health Education) gibi.
71
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Tamamlama Sertifikası:
Kişinin bir kursun bir bölümünü veya bütününü tamamladığını belirtmek üzere
düzenlenen belge. Kişinin yeterlilik konusunda test edilip edilmediğini belirtmek zorunda
değildir.
Uzaktan Eğitim: (E-learning, internete dayalı eğitim, ingl. Distance Learning)
Uzaktan eğitim en temel anlamıyla, iletişim teknolojilerinin kullanılarak zaman ve mekan
bağımsız olarak insanların eğitim almalarının sağlanmasıdır. Uzaktan Eğitim, geleneksel
öğrenme-öğretme yöntemlerindeki sınırlılıklar nedeniyle sınıf içi etkinliklerin yürütülme
olanağı bulunmadığı durumlarda eğitim çalışmalarını planlayanlar ve uygulayanlar ile
öğrenenler arasında iletişim ve etkileşimin özel olarak hazırlanmış öğretim üniteleri ve
çeşitli ortamlar yoluyla belli bir merkezden sağlandığı bir öğretim yöntemidir.
Üniversite içine yönelik eğitim :
Üniversite Sürekli Eğitim Merkezlerinin kendi üniversitelerinin çalışanları için
düzenledikleri hizmet içi eğitim programları
Üniversite Yaşam Boyu Öğrenimi: (University Lifelong Learning)
Üniversite Sürekli Eğitiminin kapsamını genişletmek amacıyla Üniversite Sürekli Eğitimi
yerine Avrupa Birliği belgelerinde tercih edilen kavram.
Üniversite Sürekli Eğitim Merkezi:
Yüksek Öğretim Kurumlarınca; geniş kapsamda bireylerin kişisel ve mesleki gelişimlerine
yönelik olarak öğrenme olanaklarının, hizmetlerin ve araştırmanın –yaşam boyunca ve
hayatın her alanında- toplumun ve bölgenin sosyal, kültürel ve ekonomik gelişiminin
sağlanması amacıyla paydaşlar ve dış aktörlerle işbirliği halinde sunulmasıdır.
Yaşam Boyu Eğitim:
Yaşam boyu eğitim ile yaşam boyu öğrenme kavramları arasında fark bulunmaktadır.
Yaşam boyu öğrenme kavramında, eğitimsel gelişimiyle ilgili sorumluluk kişinin kendisine
verilmektedir. İstihdam edilebilir bireyler için kişi bir müşteri gibi eğitim ve öğretim
pazarından kendi gereksinimlerine uygun eğitimi bireysel sorumluluğunu kullanarak
seçer. Yaşam boyu eğitim, mevcut eğitim sistemini yeniden yapılandırmayı ve eğitimle
ilgili olup da eğitim sisteminin dışında kalan tüm potansiyeli geliştirmeyi amaçlayan genel
bir düzenlemedir.
Yaşam Boyu Öğrenim:
Bireylere, bilgi, beceri, tutum, davranış ve yeteneklerini sürekli olarak geliştirme,
güncelleştirme ve hayata uyumları için yaşamları boyunca sunulan öğrenim ve meslekî
eğitim fırsatları.
Yaygın eğitim: (Nonformal Education)
Yaygın eğitim, örgün eğitimin yanında veya dışında düzenlenen formel olmayan eğitim
faaliyetlerinin tümünü kapsar. Örgün eğitim sistemine hiç girmemiş ya da her hangi bir
kademesinde bulunan veya bu kademelerden çıkmış bireylere; ilgi, istek ve yetenekleri
doğrultusunda ekonomik, toplumsal ve kültürel gelişmelerini sağlayıcı nitelikte, çeşitli
süre ve düzeylerde hayat boyu yapılan eğitim-öğretim, üretim, rehberlik ve uygulama
etkinliklerini içerir. Yaygın eğitimde belli bir yaş sınırı yoktur. Her yaş grubu için (çocuk,
genç, yetişkin v.b.) yaygın eğitim faaliyetleri düzenlenebilir.
72
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Yaygın Meslekî ve Teknik Eğitim: (Nonformal Vocational and Technical Education)
Örgün meslekî ve teknik eğitimin yanında veya dışında uygulanan programlarla bireyleri
bir mesleğe hazırlayan, bir meslek sahibi olanların mesleklerinde gelişmelerine ve yeni
mesleklere uyumlarına olanak sağlayan, ayrıca bireylerin günlük yaşamlarında ilgi, istek
ve gereksinimlerine uygun eğitimlerle sertifikaya ve belgeye götüren eğitim.
Yeterlilik Sertifikası:
Bir program veya kurs içeriği konusunda katılımcının belirli bir standarda eriştiğini ve
bunu bir test ya da sınav ile gösterdiğini belirleyen belge.
Yetişkin:
25 yaşın üzerindeki herkesi, 16-24 yaş arasında olan ve örgün eğitim sistemi içersinde
orta öğretim düzeyinde öğrenimini tamamlayamamış herkesi kapsar.
Yetişkin Eğitimi: (Adult Education)
Hedef grubunu herhangi bir örgün eğitim kurumunun tam zamanlı programına devam
eden belli yaş grubundaki çocuk ve gençler dışında kalan kişilerin oluşturduğu;
amaçlanan eğitimin içeriği ne olursa olsun, düzenlenirken ve uygulanırken, yetişkinlerin
bireysel özelliklerinin dikkate alındığı; kuralların esnek tutulduğu, programların içeriğini
bireyin ve toplumun ihtiyaçlarının belirlediği ve yetişkinlerin öğrenme ihtiyacı duyduğu
her konuyu kapsayan eğitim yetişkin eğitimidir. Kısaca, yetişkin eğitimi, halkın eğitim
gereksinimlerini karşılamalı, onların gereksinmeleri olan bilgi ve becerileri vermeli,
deneyimlerini geliştirmeli, onların ortak sorunlarının çözümüne yardım etmelidir.
Yetişkin Sürekli Eğitimi: (Adult Continuing Education)
Yetişkin eğitimi ve sürekli eğitim kavramlarının birleşimi; liberal yetişkin eğitimi ve
mesleki eğitim arasındaki tarihi ayrımı bitirmeyi ve her ikisinin de aslında yetişkinlerin
eğitimi ile ilgili olduğunu ortaya koymayı amaçlayan bir yaklaşımdır.
Yetişkinlerin Eğitimi:
Bu geniş kavram, daha kısıtlayıcı yetişkin eğitimi kavramı yerine yetişkinlerin tüm
eğitimlerine atıfta bulunmak amacıyla kullanılır.
Yoklama:
Eğitim programlarına katılımın kontrol edilmesi için yapılan devamsızlık takibi. Sürekli
Eğitim Programlarının tümü için uygulanması zorunludur.
73
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
74
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİNİN BAŞARISINDA HALKLA İLİŞKİLER VE
MEDYANIN ETKİSİ
Tümay CİĞERDELEN
Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Görevlisi
Özet
Günümüzde ”eğitim yaşam boyu sürmeli” yada “ yaşam boyu eğitim “ anlayışı hakimdir.
Bilgi sürekli artırılmalı ve yenilenmelidir. Bilgiyi artıran, yenileyen kurumların başında da
üniversiteler gelmektedir.
Üniversiteler, kurum içinde ve dışında “yaşam boyu eğitim”i sürdürmek, bilgiyi artırmak
ve paylaşmak amacıyla Sürekli Eğitim Merkezleri’ (SEM)ni kurmuşlardır.
SEM’ lerin faal olması, bölgenin ihtiyacına göre eğitim konularını belirlemesi, eğitimleri
duyurması, organize etmesi, belgelendirmeleri yapması ve bunları kamuoyuna ya da
hedef kitlelere duyurması, eğitimlerine yönelik pazarlama çalışmalarını yapması
gerekmektedir.
Kısacası SEM’ler daha faal olabilmek için hedef kitlelerine yönelik olarak iyi bir tanıtım ve
pazarlama çalışması yapmalı ve eğitim verecek akademisyenler için de özendirici
çalışmalara yönelmelidir.
Bu çalışmada SEM’ lerin halkla ilişkiler, tanıtım faaliyetleri ve medya ilişkileri konu
edilmektedir. Çalışmada, SEM’ lerde halkla ilişkiler birimlerinin varlığının önemi üzerinde
durulacak, SEM’ lere katkısı anlatılacaktır.
Anahtar kelimeler: SEM, hedef kitleler, halkla ilişkiler, tanıtım, medya
Sürekli eğitim merkezlerinin başarisinda halkla ilişkiler ve medyanin etkisi
Eğitim ülkemizin önemli konularından biridir. Üstelik her yaşta ve her konumda eğitim,
bilgiyi yenileme, gelişme ve geliştirme her sektörde önem kazanmaktadır.
Gelişen ve değişen Türkiye ve iş dünyası açısından bu gün SEM’ler önemli bir görev
üstlenmişlerdir. “Yaşam boyu öğrenme” anlayışı açısından SEM’ler bireyleri, kurumları
ve toplumu bilgilendirmek, çeşitli konularda eğitimler düzenlemekle yükümlüdürler.
Sürekli Eğitim Merkezleri’nin amacı, SEM’ lerin birçoğunda “örgün ön lisans, lisans ve
lisansüstü öğretim programları dışında, eğitim ve sosyal etkinlik programları
düzenleyerek üniversitenin kamu, özel sektör ve uluslar arası kuruluşlar ile işbirliğinin
geliştirilmesine katkıda bulunmak” olarak açıklanmıştır.
SEM’ lerin faaliyet alanları ise; “amacı doğrultusunda, üniversite öğrencilerine, üniversite
personeline, kamu ve özel sektöre ihtiyaç duydukları alanlarda danışmanlık hizmeti
vermek, yerel, bölgesel, ulusal ve uluslararası düzeyde eğitim programları, kurslar,
seminerler, konferanslar düzenlemek, bu faaliyetlerin koordinasyonunu sağlamak ve bu
alanlarda üniversite olanaklarının tanıtımını yapmak” olarak belirtilmiştir. Amaç ve
faaliyet alanlarından anlaşıldığı gibi, SEM ’lerin çalışma alanı oldukça geniştir. Hem hedef
kitle, hem etkinlik konuları olarak, SEM’ ler yıl boyu sürekli faal olabilecek birimlerdir.
YÖK’ ün belirttiği rakamlara göre 94 devlet üniversitesi, 45 vakıf üniversitesi
bulunmaktadır. Yeni açılması düşünülen üniversiteler de düşünüldüğünde SEM
75
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
sayılarının artacağı görülmektedir. Şu anda tüm üniversitelerdeki SEM’ ler faal olmasa
bile yakın zamanda faal duruma geçmek durumunda kalacaklardır.
Halkla İlişkiler ve Medya SEM’ ler İçin Neden Önemlidir?
Eğitim bugün toplumun her aşamasında, her meslek ve yaş için önem kazanmıştır. Bu
önem SEM’ lerin değerini daha da artırmaktadır. SEM’ lerin faal olabilmesi, öncelikle
üniversite yönetiminin bakış açısına, bu birimlerin o günkü yapısal durumlarına, bölgenin
ihtiyaçlarına bağlıdır.
Bölgelerin gelişmesi konusunda devletin ilgili birimleri çeşitli çalışmalar yapmaktadır. Bu
çalışmaların içinde üniversitelerin de payları ve katkıları bulunmaktadır. Üniversiteler
SEM’ ler aracılığı ile bu katkıları yapmak durumundadırlar. SEM’ lerin verimli olması,
topluma katkıda bulunabilmesi ve amaçlarına uygun faaliyetler yürütülebilmesi için
halkla ilişkiler çalışmalarından faydalanması önemli yararlar sağlayacaktır. SEM’ lerin
kendilerini hedef kitlelerine tanıtmaları ve doğru ifade edebilmeleri, amaçlarına uygun
projeler üreterek bu projeleri anlatmaları ve hayata geçirebilmeleri, kamuoyunun
dikkatini çekebilmeleri, hem yerel hem de ulusal medya ile sağlıklı bir iletişim içinde
olmaları gerekmektedir. Bütün bu çalışmaların planlı, tutarlı, sürekli olması SEM’ lerin
yönetsel başarısında da etkilidir. Ayrıca bilindiği gibi, SEM’ lerin faal durumda
olmalarının üniversitelere ve öğretim elemanlarına maddi olarak bir katkısı da
olmaktadır.
SEM’lerin amaçlarına uygun şekilde çalışabilmeleri etkin olabilmeleri için planlı halkla
ilişkiler çalışmalarına ve medya ile olumlu etkileşimlere ihtiyaçları vardır. Medya, SEM’
leri tanıtma, verilmek istenen mesajları veya yapılan çalışmaları kamuoyuna anlatma,
kendisini ifade edebilmesi için önemli ve etkili kullanılması gereken bir iletişim aracıdır.
Ayrıca SEM’ lerin üniversite çalışanlarına yönelik olarak da desteklenme açısından olumlu
imaja ihtiyacı vardır. Halkla ilişkiler ve medya çalışmaları kurum içi ve dışı başarı
faktörlerlerinde etkili olmaktadır. SEM’ lerde bir halkla ilişkiler biriminin bulunması, bu
birimin başında da iletişim mezunu bir iletişimcinin görev yapması SEM’ lerin gelişmesi
ve işbirliği yapmasında önemli katkılar sağlayacaktır. Çünkü halkla ilişkiler çalışmaları
konuyu bilen biri tarafından yapıldığında faydalı ve etkili olmaktadır.
Halkla ilişkiler ve medya SEM’ ler için yaptıkları ve yapacakları çalışmaları anlatma, hedef
kitlelerine ulaşma, bağlı bulundukları üniversitelerin olumlu imajını artırma, toplumla
bütünleşme, üniversite toplum işbirliğini oluşturma, bölgenin gelişim ve değişimini
olumlu etkileme, üniversite öğretim elemanlarına maddi katkıda bulunma gibi, hem
kurumsal, hem de toplumsal faydaları bulunmaktadır.
Ayrıca SEM’ lerin kendilerini ifade ederek etkin olmaları, eğitimin yetkin kimseler
tarafından yapılmasına da etkili olacaktır. Bilindiği gibi şu anda çeşitli özel eğitim ve
danışmanlık kuruluşları, çeşitli konularda yetkin olmayan kişilerce kurumlara eğitim
vermekte, olumsuz eğitimler, bir sonraki eğitimin başarısını da olumsuz etkilemektedir.
SEM’ lerin pazarlamaya yönelik çalışmaları yada halkla ilişkilerde, pazarlamaya yönelik
halkla ilişkiler çalışması dediğimiz konu burada devreye girmektedir.
Halkla İlişkiler Nedir?
Halkla İlişkiler; kişi veya kuruluşun amaçlarını gerçekleştirmesine yardımcı olan
kuruluşun yapısına göre değişkenlik gösteren hedef kitlelerle arasında iletişimi, anlamayı,
76
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
kabulü ve işbirliğini sağlayıp sürdürmeye yardımcı olan bunları yaparken stratejik iletişim
yönetiminden faydalanan bir yönetim fonksiyonudur.
Halkla ilişkilerin pek çok tanımı bulunmaktadır. Bu tanımların ortak noktaları, halkla
ilişkilerin bir yönetim fonksiyonu olması, kamuoyunu etkilemek üzere yapılması, bir
iletişim çabası olduğu ve sürekliliğinin olması, dürüstlükten ve kurumun amaçlarından
asla sapılmaması gerektiğidir.
Halkla ilişkilerin hangi kurumsal hedeflere ulaşılmasında yardımcı olur?

Hedef kitlelere kurum ve kuruluşun ne ürettiği, misyon ve vizyonu, topluma
vermek istedikleri, vb. anlatılması, Toplum nazarında olumlu bir izlenim
edinilmesi,

Kurum içinde uyumlu, işbirliği halinde,
iletişimin sağlanması,

Kurum kültürünün oluşturulması

Kurumsal itibar artırılması,

Olası krizlere karşı hazırlıklı olunması bu arada olumsuz olaylar yada krizler
varsa, fazla yara bere almadan uygun iletişim stratejileriyle bunları aşmaya
çalışması,

Medya ve çeşitli çevreler ile iyi ve etkili bir iletişim kurulması
verimli bir ortam ve
sağlıklı iç
Bazılarını sayabildiğimiz bu hedefler, her kurum ulaşmak istediği hedeflerdir.
Halkla ilişkiler araçları nelerdir?
Halkla ilişkiler çalışmaları yapılırken çeşitli iletişim araçları kullanılır. Bunlar, basılı
(gazete,dergi,afiş,bülten,broşür,katalog,kitapçık vb.),
sözlü(konferans,seminer,radyo
vb.), görsel-işitsel (Televizyon, video, telekonferans vb), elektronik ortam, (internet, web
sayfaları) fuar ve sergiler vb. araçlardır. Yapılacak etkinliğe göre bu araçları çoğaltmak, ya
da yeni bir araç bulmak mümkündür.
Unutmamalıdır ki halkla ilişkiler çalışmalarında her etkinlik için ayrı bir araç kullanmanız
gerekebilir ya da aynı konu için yıllarca aynı iletişim aracını kullanmanızda sakınca
olmayabilir. Yani konu, mesaj, iletim süresi, iletilecek kişi sayısı, statüsüne bağlı olarak
iletişim araçlarımız değişebilir. Halkla ilişkilerde şablon uygulamalar yoktur. Her etkinlikte
hedef kitle, kişi sayısı, etkinliğin yeri, saati, günü, konunun ulusal ya da uluslar arası
boyutlu oluşu, güncelliği, etkinliğin maliyeti, STK yönetiminden kimlerin katılacağı, hem
etkinliğe katılanlar, hem de medya iletişiminiz hatta, basın bülteni yazım şekli ve dili
farklı olabilir.
Bu demek değildir ki halkla ilişkilerde plan ve program yoktur. Tam aksi halkla ilişkiler
çalışmaları kuruluşun vizyon ve misyonuna uygun olarak yıllık planlar olarak hazırlanır ve
uygulamaya konulur. Ancak iyi ve etkin bir planlama ile kurum,
halkla ilişkiler
çalışmalarında başarı elde edilebilir.
77
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Bu çalışmada halkla ilişkilerin uygulama çalışmaları üzerinde çok detaylı durulmamıştır,
hem sayfa sayısı sınırlı hem de halkla ilişkilerin medya ile etkileşimi incelendiğinden
dolayı daha çok halkla ilişkiler- medya konusu üzerinde durulmaya çalışılmıştır.
Halkla İlişkiler çalışmalarında hedef kitle kimlerdir?
Halkla ilişkiler çalışmalarında hedef kitle kurumun ya da birimlerin ulaşmak, etkilemek,
dikkatini çekmek istediği kurum ya da gruplardır.
Halkla ilişkiler çalışmalarını kurum içi ve dışı diye ayırmak ve hedef kitleleri ayrı ayrı
belirlemekte fayda vardır.
SEM’ lerin Hedef Kitleleri
İç hedef Kitle: Yöneticiler, yönetim birimleri, birim yöneticileri, tüm öğretim elemanları,
idari personel, uzmanlar, danışmanlar, öğrenciler.
Dış hedef kitle: Ulaşmak istediği birey ve gruplar,iş çevreleri, özel ve devlet kurumları,
eğitim almak isteyen bireyler, kurum ve kuruluşlar, yerel yöneticiler, diğer ulusal ve
uluslar arası kuruluşlar, ulusal ve yerel medya Bu hedef kitleler yapılacak çalışmaların
niteliğine göre elbette farklılıklar gösterebilir artabilir.
Kurum İçi ve Dışı Halkla İlişkiler Çalışmaları
Kurum içi halkla ilişkiler çalışmaları:
Kurum içindeki çalışanlara yönelik etkinliklerdir. Kurumun amaçlarına yönelik olarak
ihtiyaçlar doğrultusunda hazırlanmış plan çerçevesinde yapılan çalışmalardır.
SEM’ ler açısından düşündüğümüzde SEM’ lerin kendi üniversite çalışanlarına kendilerini
tanıtmaları, anlatabilmeleri, iyi imaj oluşturmalarıdır. Bir kurum ya da birimle ilgili en iyi
reklam, çalışanının yaptığı reklamdır.
Kurum dışı halkla ilişkiler çalışmaları:
Kurum dışı hedef kitle, SEM’ ler için bölgedeki özel ve resmi kuruluşlar, bu kuruluşların
yönetici, karar verici konumundaki birimleri, gençler, kadınlar, çocuklar… olabilir. O
bölgede hangi konuda eğitim vermek, çalışma yapmak gerekiyorsa, talep varsa veya
oluşturulabilecekse, ilgili gruplar, medya, yerel yönetimler, mesleki birlikler… olabilir.
Hedef kitlelere ulaşmak günümüzde teknik bir konudur. “Ben çıkar söylerim herkes beni
dinler bu herkes için önemli bir konu, birazda bu konuları dinlesinler.. yada, nasılsa
ihtiyaçları var bizi arar bulurlar ” diyemeyiz. Konumuz toplumda herkes için önemli bir
konu olabilir ama herkesin öncelikleri farklıdır, herkes bizi bizim konuştuğumuz anda
duyuyor olmak zorunda değildir. Biz hedef kitlemizin nerede ne zaman bizi dinlemeye
uygun olduğunu düşünerek, söylemek istediklerimizi söylemek zorundayız. Toplumun bu
kadar çok mesaj ve bilgi bombardımanı altında olduğu bir dönemde, biz kendimizi
dinlettirmenin yolumu bulmak zorundayız. Halkla ilişkiler çalışmaları mesajımızı doğru
iletmede önemli faktörlerden biridir.
78
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Doğru zamanda, doğru kişi veya kişilere, doğru yerde, doğru yöntemle doğru iletişim
kanallarıyla doğru mesaj ile seslenebildiğimiz zaman mesajımız açık ve anlaşılır olacaktır.
Fakat bütün bu doğruları bir araya getirmek veya bir araya geldiği zamanı bulmak
uzmanlık işidir. Yukarıdaki özellik de iletişimin en hassas noktasıdır.
Görüldüğü gibi halkla ilişkiler çalışmalarında yapılacak çok iş vardır ve bu işler yönetimle
iyi bir diyalog içinde yapılabilecek işlerdir. Burada bir önemli nokta da halkla ilişkiler
çalışmasını yapacak kişinin bu konudaki bilgisi ve yetkinliğidir. Genellikle biraz çevresi
olan ağzı laf yapan girişken kişiler bu görevlere talip olmakta ve halkla ilişkiler
çalışmalarını hafife almakta, halkla ilişkileri sadece karşısındaki kişilerle konuşmak olarak
algılamaktadırlar. Kaldı ki bu kadar basite indirgense bile mesajın anlaşılır olması için “
Ne söylendiği kadar, nasıl söylendiği de önemlidir” Halkla ilişkiler kurumların görünen
yüzüdür.
Halkla ilişkiler çalışmalarının önemli bir kısmını medya çalışmaları almaktadır. Medya
bugün hangi kuruluş ya da kişi için olursa olsun kontrollü ya da kontrolsüz, medyada yer
almış olmak önemlidir. Yapılan bir etkinliklerin basında yer alması ve sık sık kurum
yöneticilerine basın tarafından danışılması ve röportajlar çıkması, kurum için başarı
olarak nitelendirilir. Kurumla ilgili haberler olumlu çıktığı zaman sorun yoktur. Bazen de
çok iyi düzenlenmiş bir organizasyon sırasında olumsuz gelişen küçük bir olay
organizasyonun başarısını gölgeler ve başarısızlık yaftası kuruma vurulmuş olur.
Bir kurumla ilgili medyada belli aralıkla olumlu haberler çıkması kamuoyunda kurumla
ilgili olumlu bir algılama oluşturmaktadır. Dolayısıyla kurum kamuoyu ve kendi
çalışanlarınca başarılı bulunmakta, dolayısıyla yönetim başarılı görülmektedir.
Her kurumda hem iyi hem de kötü algılanabilecek işler, çalışmalar zaman zaman olabilir.
Bazı kurumlar kendi amaçlarına uygun faydalı çalışmalar yapmakta ama her nasılsa bu
faydalı çalışmalar değil de, zaman zaman hatalar medyada yansımakta ve kamuoyunda
olumsuz bir algı, izlenim, ya da imaj oluşmakta, hatta bir de hatalar birazda abartılıp
medyadaki sloganlar yıpratıcı olmaya başlayınca, kurumun kendi içinden gelen tepkiler,
iyi niyetli olanlarında fikirlerindeki değişmeler başlayınca yönetim iyice sıkıntıya
düşmektedir. Günümüzde halkla ilişkiler ve medya yönetimin başarısına etki edecek
duruma gelmiştir.
Planlı halkla ilişkiler çalışmaları içindeki sağlıklı medya iletişimi, kurumun çalışmaları
hakkında hem medyaya -medya mensubuna- hem de kamuoyuna bilgi vermektedir.
SEM’ler topluma, kurum ve kuruluşlara yönelik yapacakları eğitim çalışmaları ve çeşitli
danışmanlıklarla üniversitelerin görünür yüzlerinden biri olmuşlardır.
Halkla ilişkiler ve medya iletişimi kar amaçlı şirketler için oldukça önem taşımaktadır ve
bugün kar amaçlı şirketler halkla ilişkiler ve medya departmanlarına gereken önemi
vermeye başlamışlardır. SEM’ lerin de tıpkı kar amaçlı işletmeler gibi halkla ilişkiler ve
medya çalışmalarına önem vermeleri gerekmektedir.
Halkla İlişkiler, ve Medya Çalışmalarının Başarılı Olması İçin SEM’ler Ne Yapmalı?
Aşağıda hedef kitleler ile sağlıklı bir iletişim kurmak için öncelikle yapılması gerekenler
sıralanmaya çalışılmıştır. Her bir maddenin kendi içinde pek çok ayrıntısı vardır ve bilgi
ve beceri gerektirmektedir. Bazı maddeler basit gibi görünse de oldukça önem
taşımaktadır.
79
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
1. Bir kurumda herkes kurumunu, hem içeride hem de dışarıda en iyi şekilde temsil
etmek, sağlıklı iletişim kurmak, kurum menfaatlerini gözetmek zorundadır.
2. Halkla ilişkiler uzmanları olarak kurumda herkesin halkla ilişkilerci olduğunu söyleriz.
Fakat halkla ilişkiler ve medya çalışmaları dediğimiz zaman bu işin biraz daha teknik,
özel bilgi, beceri ve uzmanlık gerektiren bir konu olduğunu düşünürüz. Bu yüzden,
SEM’ler de halkla İlişkiler ve medya konusunda bu işin gereklerini yerine
getirebilecek özellik ve donanıma, iletişim becerisine sahip, mümkünse profesyonel
olarak görev yapacak bir kişinin olmasında fayda vardır. Bu kurum ve medya
açısından sürekliliği, takibi, konuya hakimiyeti sağlayacaktır. Ayrıca bu görevi
yapacak kişinin yönetimle rahatlıkla diyalog içine girebilecek, yeri geldiğinde
önerilerde bulunabilecek, ya da yönetimin önerilerine farklı alternatifler sunabilecek
donanımda olması gerekmektedir.
3. SEM’ ler bölgenin ihtiyacına göre, eğitim konularını oluşturmak, yada her kurumun
ihtiyacı olabilecek konularda talep yaratabilirler. Çeşitli kurum ve kuruluşlara
eğitim konularıyla ilgili pazarlama çalışmalarının yapılması fark edilmeyi ve tercih
edilmeyi beraberinde getirecektir.
4. SEM’ler de görev yapan personelin iletişim becerilerini geliştirmiş kişiler olması
gerekmektedir. İletişim becerisi, yapılan işe ve konuya hakimiyet beraberinde iyi bir
anlatım ve pazarlamayı getirecektir. Bir ürünü yada hizmeti ihtiyacınız varsa ve
satın almak isterseniz, kendinize en uygun koşullu olanı, en uygun koşullu olanlar
arsında da sizinle iyi iletişim kuran, sorularınızı bıkmadan cevaplandıran,
kurumsallaşmış olan kurumlardan almak istersiniz. Çünkü o ürün yada hizmeti, satış
sonrasını yani daha sonraki aşamalarını da düşünerek, yorulmak, üzülmek
istemezsiniz. Maksimum faydayı beklersiniz.
5. SEM’ lerin öncelikle planlı bir halkla ilişkiler çalışmasının olması gerekir. Yani
kurumun yaptığı hem kurum içi hem de kurum dışı faaliyetler olmalı, bu faaliyetlerin
haber değeri olanları haber bülteni, diğerleri bilgi olarak medyaya iletilmelidir.
Tanıtım konusunda web siteleri 24 saat hizmet veren bilgi kaynaklarıdır. Web
sitelerinde yer alan bilgiler, dizayn, tasarım, hedef kitlelerin ilgisini çekmekte,
olumlu imaj ve güven oluşturmakta, yada tam tersi olmaktadır. SEM’ lerin web
sitelerine ayrı bir önem vermeleri gerekmektedir.
6. Medya ile etkili iletişim kurmak için medyayı tanımak önemlidir. SEM’ lerde medya
kuruluşlarının künyelerinin, köşe yazarlarının, ilgili muhabirlerin ismi ve telefonu, email adresi, özellikle ilgilendikleri konuların listesini içeren ve sık sık güncellenen bir
bilgi bankasının bulunması gerekir. Üniversitelerde basına bilgi verme, haber
bülteni gönderme işi basın ve halkla ilişkiler birimlerinin görevi olsa da, bu birimler
tam olarak detayları bilemeyecekleri için SEM halkla ilişkiler uzmanı tarafından
yönlendirilmeleri ve bilgilendirilmeleri gerekebilir.
7. Her SEM de, “SEM bilgi dosyası” olması faydalı olacaktır. Ayrıca medyanın çalışma
şartları, zamanı kullanma şekli, ne tür bilgilere ihtiyaç duyacağı önceden
düşünülmelidir. Medya mensubu o SEM hakkında bilgi sahibi olmayabilir. Biz
anlatmaya gönüllü olsak da muhabirin dinleyecek zamanı olmayabilir, ya da dinlese
bile bazı bilgileri yanlış anlayarak yanlış aktarabilir. Bu sebepten SEM’in tarihçesi
amaçları hedefleri, yöneticileri, bazı rakamsal bilgileri devamlı güncellenen
80
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
faaliyetleri bir dosyada bulunmalıdır. Muhabir, SEM ile ilgili bir bilgi istediğinde
“internet sitemizde var oradan bakabilirsiniz” demek de çok şık bir cevap değildir.
8. Güncel olayların kuruluş gelişlerinin takip edilmesi, kuruluşlar için eğitim ihtiyacının
yaratılması ve hatırlatılması için önemlidir.
Başarılı Halkla İlişkiler ve Medya Çalışmaları SEM’ lere Ne Kazandırır?
1. Kendilerini tanıtabilme,
2. Kendilerini anlatabilme,
3. Amaç ve hedeflerine daha kolay çabuk ve verimli ulaşabilme ,
4. Bölgesel gelişimin sağlanabilmesine katkı payı dolayısıyla olumlu imaj ,
5. Güvenilirlik,
6. Saygınlık,
7. Süreklilik,
8. Tutarlılık,
9. Daha fazla maddi kaynak,
10. Uluslararası projelerde ortaklık,
11. Uluslararası her projede Türkiye’nin tanınmasına katkı,
12. Yönetimin başarılı bulunması,
13. SEM‘lerde insan kaynaklarını oluşturan kişilerin de kendilerini başarılı bularak ortak
sinerji yaratılması,
14. SEM çalışmalarına katılan, destek veren daha fazla öğretim elemanı.
Sonuç:
1. SEM’lerde tanıtıma yönelik halkla ilişkiler çalışmaları ve pazarlamaya yönelik halkla
ilişkiler çalışmaları ve medya, yönetimin başarısını hem kurum içi, hem de kurum
dışı bakış açısından bakınca doğrudan etkilemektedir.
2. SEM’lerin halkla ilişkiler ve medya çalışmalarına önem vermeleri, yukarıda anlatılan
özellikleri de göz önünde tutarak tutarlı ve sürekli ve bilinçli halkla ilişkiler
çalışmaları yapmaları gerekmektedir.
3. Medya kurumları popülelleştirmektedir. Bunu göz ardı etmemek gerekmektedir.
4. Anadoludaki SEM’ lerin yerel medyayı önemsemesi, ihmal etmemesi gerekir.
Anadoluda işletmesi olan büyük kuruluşlar, o bölgenin yerel medyasını takip
etmektedirler.
5. SEM’ lerde halkla ilişkiler ve medya çalışmaları profesyonel halkla ilişkiler uzmanları
tarafından yapılmalıdır.
6. SEM’ lerin tanıtım konusunda web sayfalarına ayrı bir önem vermeleri faydalı
olacaktır.
81
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
7. SEM yöneticilerinin bilgi ve kurumsal hedefleri halkla ilişkiler uzmanları ya da
görevlileriyle paylaşmaları, sağlıklı iletişim stratejileri üretebilmesinde önem taşır.
Kaynakça
Peltekoğlu, Filiz Balta, (2001), Halkla İlişkiler Nedir,2.baskı, Beta Yayınları, İstanbul,
s.4-6
Haris, Thomas,Whalen, Patricia, ( 2009), 21. Yüzyılda Pazarlama Profesyollerinin
Halkla İlişkiler El Kitabı, Rota Yayınları, İstanbul, s. 200-2001
82
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
BOLOGNA SÜRECİNDE SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZLERİNİN STANDARDİZASYONU
VE MERKEZLER ARASI İŞBİRLİĞİ
Yrd. Doç. Dr. Celal GÜLŞEN
Nevşehir Üniversitesi
Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezi(NEVSEM) Müdürlüğü
Özet
Bu araştırma Avrupa Yüksek Öğretim alanı çerçevesinde Türkiye genelindeki
üniversitelerde yaşam boyu eğitimi teşvik etmek amacıyla kurulan ve değişik isimler
altında faaliyetlerini sürdüren Sürekli Eğitim Merkezleri arasında Bologna Süreci’ne
uygun bir şekilde standardizasyonun ve işbirliğinin sağlanmasını temin edecek çözümleri
belirlemek ve sonrasında önerilerde bulunmak amacıyla yapılmıştır.
Bu amaçla öncelikle literatür taraması yapılmış, ülkemiz üniversitelerindeki eğitim
merkezlerinin yapılandırılması ve faaliyet alanları incelenerek yorumlanmıştır.
Yükseköğretim sistemlerinin, bu sistemler içerisinde de Sürekli Eğitim Merkezlerinin
kendilerine özgü farklılıkları korunarak birbirleriyle karşılaştırılabilir olmaları ve uyumlu
hale getirilmesi merkezler arası işbirliği için gerekli görülmektedir.
Ülkemiz üniversitelerindeki Sürekli Eğitim Merkezlerinin farklı şekillerde yapılandırılarak
farklı isimlerle farklı faaliyetler gösterdiği görülmektedir. Bu farlılık ise, merkezler
arasında işbirliğini ve standartlaşmayı olumsuz etkilemektedir.
Üniversitelerdeki sürekli eğitim merkezleri arasında Bologna Süreci çerçevesinde
standartlaşmanın sağlanması ve işbirliğinin geliştirilmesi için bir üst birim oluşturulması
gerekmektedir.
Anahtar Kelimeler: Sürekli Eğitim Merkezi,
Standardizasyon, İşbirliği, Yaşam Boyu Eğitim
Üniversite,
Araştırma
Merkezi,
Giriş
Bu araştırma Avrupa Yüksek Öğretim alanı çerçevesinde Türkiye genelindeki
üniversitelerde yaşam boyu eğitimi teşvik etmek amacıyla kurulan ve değişik isimler
altında faaliyetlerini sürdüren Sürekli Eğitim Merkezleri arasında Bologna Süreci’ne
uygun bir şekilde standardizasyonun ve işbirliğinin sağlanmasını temin edecek çözümleri
belirlemek ve sonrasında önerilerde bulunmak amacıyla yapılmıştır.
Yükseköğretim sistemlerinin, bu sistemler içerisinde de yaşam boyu eğitimi savunan
Sürekli Eğitim Merkezlerinin, kendilerine özgü farklılıkları korunarak birbirleriyle
karşılaştırılabilir olmaları ve uyumlu hale getirilmeleri merkezler arası işbirliği için
kaçınılmaz bir gereklilik olarak görülmektedir. Eğitim merkezlerinde verilen eğitimlerin,
eğitimler sonrası verilen belgelerin ulusal ve uluslar arası geçerli olacak bir standardının
olmaması zaman zaman sıkıntılara neden olmaktadır. Sürekli Eğitim Merkezleri arasında
Avrupa Yüksek Öğretim alanı çerçevesinde standardın oluşturulması ve bu standarda
uygun eğitimlerin ve eğitimler sonrası belgelerin verilmesi bu sıkıntıları büyük oranda
ortadan kaldıracaktır.
Ülkemiz üniversitelerindeki Sürekli Eğitim Merkezlerinin bazılarının Sürekli Eğitim,
bazılarının Yaşam Boyu Eğitim, bazılarının ise Sürekli Eğitim Uygulama ve Araştırma
83
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
merkezi adıyla faaliyet gösterdiği görülmektedir. Eğitim merkezleri, faaliyetlerinde de
yapılandırılma biçimlerine göre değişik işlevlerde bulunmaktadırlar. Eğitim merkezlerinin
farklı alanlarında faaliyet göstermiş olmaları, merkezler arasında işbirliğini ve
standartlaşmayı da olumsuz etkilemektedir.
Avrupa Yüksek Öğrenim Alanı oluşturulma sürecinde ülkemizin de 19 Mayıs 2001
tarihinde müdahil olduğu Bologna Bildirgesi’ne uygun bir standartlaşmanın
sağlanabilmesi için öncelikle ülkemizdeki merkezler arasında standartlaşmanın
sağlanması gerekmektedir.
Sürekli Eğitim Merkezlerinin İşlevi
Yaşam Boyu Öğrenme’nin yükseköğretim çerçevesi göz önüne alındığında,sürekli eğitim
merkezleri en önemli oluşumlar olarak göze çarpmaktadır. Yaşam Boyu Öğrenmenin en
önemli araçlarından biri olan sürekli eğitim merkezleri, üniversitelerin örgün lisans ve
lisansüstü öğretim programları dışında eğitim programları düzenleyerek, üniversitenin
kamu, özel sektör ve uluslararası kuruluşlar ile olan işbirliğinin gelişmesine katkıda
bulunmaktadır Sürekli Eğitim Merkezleri amaçları doğrultusunda, kamu, özel sektör ve
uluslararası kuruluş ve kişilere, ihtiyaç duydukları alanlarda, ulusal ve uluslararası
düzeyde eğitim programları, kurslar, seminerler, konferanslar düzenlemekte; bu
faaliyetlerin koordinasyonunu sağlayarak bu alanlardaki üniversite olanaklarının
tanıtımını yapmaktadırlar.
Toplumun sürekli eğitim ihtiyacını karşılamak üzere üniversite birimlerinin
uzmanlıklarından yararlanan, üstün nitelikte ve talebe uygun olarak tekrarlanan, sertifika
programı, kurs veya seminer tarzında, kısa ve uzun süreli eğitim programları düzenleyen
Sürekli Eğitim Merkezlerinde çeşitli eğitimler planlanmaktadır. Planlanan eğitimler,
eğitimlerin amacı, yapısı ve eğitimlerin katılımcı kitlesi gibi faktörler dikkate alınarak
çeşitli gruplara ayrılmaktadır (Web-6: 2010; Web-8: 2010; Web-9: 2010).

Mesleki Eğitim Programları,

Beceri Kazandırma Programları,

Bilgisayar-Bilişim Programları,

Dil Eğitimi Programları,

Meslek Edindirme Programları,

Kültür ve Sanat Programları,

Spor Eğitim Programları
Kişisel Gelişim Programları gibi programlar düzenlenerek yaşam boyu
öğrenmenin amacına uygun bir eğitim sistemi gerçekleştirilmektedir.
Sürekli eğitim merkezlerinde düzenlenen eğitim programlarında, ülke ve bölgenin güncel
ekonomik faaliyetleri ve gelişimi açısından öncelik kazanan alanlarda meslek
kazandırmak, katılımcıların mesleklerle ilgili bilgi ve beceri düzeylerini yükseltmek
hedeflenmektedir. Ayrıca yeni mesleki beceriler edinmek ve kişisel gelişim ihtiyacını
karşılamak isteyen, toplumun her kesiminden bireylerin ya da bu eğitimlerden
çalışanlarını ve/veya üyelerini yararlandırmak isteyen kamu ve özel tüm kuruluşların
talep ve ihtiyaçları da dikkate alınarak program tasarlanıp yürütülmektedir.

Bologna Sürecinde Sürekli Eğitim Merkezleri
Bologna Süreci, 2010 yılına kadar Avrupa Yükseköğretim Alanı yaratmayı hedefleyen bir
reform sürecidir. 19 Haziran 1999 Bologna Konferansında 29 ülke (Avusturya, Belçika,
84
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Estonya, Finlandiya, Fransa, Almanya,
Yunanistan, Macaristan, İzlanda, İtalya, Letonya, Litvanya, Lüksemburg, Malta, Hollanda,
Norveç, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovak Cumhuriyeti, Slovenya, İspanya, İsveç,
İsviçre, İngiltere ve İrlanda) temsilcileri bir araya gelerek bu süreci başlatmışlardır. 19
Mayıs 2001 Prag Bakanlar Konferansında Bolonya Sürecine Türkiye ile birlikte
Hırvatistan, Kıbrıs Rum Kesimi ve Lihtenştayn’ın da katılımıyla sürece taraf olan üye sayısı
33 olmuştur. 19 Eylül 2003 Berlin Bakanlar Konferansında üye sayısı Arnavutluk, Andora,
Bosna-Hersek, Vatikan Cumhuriyeti, Rusya Federasyonu, Sırbistan-Karadağ ve
Makedonya’nın katılımıyla 40’a yükselmiştir. 18-19 Mayıs 2005 Bergen Bakanlar
Konferansında Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan, Moldova ve Ukrayna’nın sürece dahil
olmasıyla üye ülke sayısı 45’e, 2007 yılında Karadağ’ın bağımsızlığını ilan etmesi
sonrasında Londra Bakanlar Konferansında alınan karar ile Karadağ’ın da sürece dahil
olmasıyla üye ülke sayısı 46 ya yükselmiştir (Web-1: 2010).
Pek çok uluslararası kuruluşun işbirliği ile 46 üye ülke tarafından oluşturulan ve
sürdürülen, alışılmışın dışında bir süreçtir. Sürece üyelik hükümetler/devletlerarası
herhangi bir anlaşmaya dayanmamaktadır. Bologna Süreci kapsamında yayımlanan
bildirilerin yasal bir bağlayıcılığı bulunmamaktadır. Süreç tamamen her ülkenin özgür
iradeleri ile katıldıkları bir oluşumdur ve ülkeler Bologna Süreci’nin öngördüğü hedefleri
kabul edip etmeme hakkına sahiptirler (WEB-1: 2010).
Birçok alanda olduğu gibi yüksek öğretim alanında yaşam boyu eğitim ile ilgili de ulusal
veya uluslar arası kuruluşlar tarafından kabul gören kriterlerin tanımlandığı bazı
standartlar bulunmaktadır. Akreditasyon olarak tanımlanabilen bu standartlara uymak,
tamamen gönüllülük esasına dayanmaktadır. Bu standartlar, genellikle uygunluk
değerlendirmesi hizmetlerinin verildiği serbest piyasa ekonomileri ve belgelendirme
kuruluşlarını akredite olmaya sevk eder (Web-2: 2010; Web-3:2010).
Bologna Sürecinde de böyle bir gönüllülüğe dayalı uluslararası standartlaşma gayreti
bulunmaktadır. Yalnız bu standartlaşmada üye ülkelerin eğitim sistemlerinin tek tip
yükseköğretim sistemi haline getirilmesi hedeflenmemektedir. Buradaki asıl hedeflenen,
çeşitlilik ile birlik arasında bir denge kurulmasıdır. Amaç, yükseköğretim sistemlerinin
kendilerine özgü farklılıkları korunarak birbirleriyle karşılaştırılabilir olmaları ve uyumlu
hale getirilmeleridir. Bu uyumluluk sağlandığı takdirde üye ülkeler arasında genelde
yükseköğretimde, özelde ise yaşam boyu eğitimde sürekli eğitim merkezleri aracılığıyla
bir ülkeden ya da yükseköğretim sisteminden bir diğeri ülke ya da yükseköğretim
sistemine geçişin kolaylaşması ve böylece öğrenciler, kursiyerler ve öğretim
görevlilerinin hareketliliği ve istihdamının artırılması planlanmaktadır. Bologno Süreci ile
taraf ülkeler arasında eğitimde uyumluluk hedeflenmektedir. Gönüllülük esasıyla kabul
edilen standartlar neticesinde yüksek öğretimde örgün eğitim yanında yaygın eğitimde
(yaşam boyu eğitimde) de uyumluluk hedeflenmiştir(Web-1: 2010).
Bologna Bildirisi’nin 19 Mayıs 2001’de Prag’da yapılan toplantısında, Bologna Süreci’ne
eklenen hedeflerde ilki “Yaşam Boyu Öğrenimin Teşvik Edilmesi” olmuştur. Bu hedefin
kabul edilmesinde özellikle Türkiye’nin de içinde bulunduğu Güneydoğu Avrupa
ülkelerinin durumu düşünülerek standartlaşmanın ve işbirliğinin önemi vurgulanmıştır.
Özellikle bu bölgelerde eğitim ve eğitimde işbirliğinin, uluslararası düzeyde bir öneme
sahip olduğu kabul edilmiştir(Web-1: 2010).
Gerek ülkemizde, gerekse Avrupa boyutunda kültürel işbirliğinin sağlanabilmesi için
yaşam boyu eğitimin teşvik edilmesi ve yaşam boyu eğitimde ulusal ve uluslar arası
standartlaşmanın bir an önce sağlanması gerekmektedir.
85
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Müdahil olduğumuz Bologna Süreci’nde de bu konuda gerekli desteklerin verileceği
güvence altına alınmıştır.
Bu standart birlikteliğinin ve işbirliğinin sağlanabilmesi için öncelikle ülkemizdeki sürekli
eğitim merkezleri arasında belirli standartların kabul görmesi ve bu konuda gerekli
akreditasyonun sağlanması gerekmektedir. Bu standartlar ve akreditasyon sağlanmadığı
sürece ülke olarak Bologna Süreci’ndeki yükümlülüklerimizi yerine getirmemiz mümkün
görülmemektedir.
Sürekli Eğitim Merkezlerinde Standardizasyon ve İşbirliği
Bir nitelik veya niceliğin örnek veya temel olarak alınabilen, bütün ilgili tarafların yardım
ve işbirliği ile kabul edilmiş, normları ve kullanıma uygun şekli olarak kabul
edebileceğimiz standartlar, insanoğlunun yaratıldığı günden itibaren, karışıklıktan
kurtulma ve belirli bir düzen tesis etme amacıyla yaşantısında yer almaya başlamıştır.
Yeryüzünde kıt olan iktisadi kaynakları optimum değerlendirme çabalarının bir ürünü
olan standardizasyon, insanlık için bir lüks değil, bilakis “olmazsa olmaz” mutlak bir
gerekliliktir (Web-4: 2010). Bu gereklilik eğitim kurumlarında kendisini daha çok
hissettirmektedir.
Standartlara uygun üretmek ve tüketmek ve daha önemlisi eğitmek herkes için milli ve
insani bir görev telakki edilmelidir. Ancak bu suretle kaynakların optimum
değerlendirilmesi mümkün olabilecek ve böylelikle toplumun refah düzeyinde önemli bir
artış sağlanabilecek ve uluslararası rekabet gücü artacaktır. Bilgi teknolojileri sayesinde
enformasyonda ve üretim teknolojilerinde yaşanan gelişme ile birlikte hızlı bir
küreselleşme sürecinin yaşandığı günümüzde standartlar, uluslararası ticaretin ortak dili
haline gelmiştir. Bologna Süreci ile bu ortak dil, eğitimi de kapsamı içine almaya
başlamıştır. Eğitim içerisinde uluslar arası standartlaşma için yaşam boyu eğitim
önemsenmeli, bu eğitimlerde de sürekli eğitim merkezleri aktif rol oynamalıdır(Web-4:
2010).
Genelde eğitimde, özelde ise sürekli eğitimde (yaşam boyu eğitimde) standartlaşmanın
birçok faydası olacaktır. Bu faydaların bazıları eğitim merkezleri (üretici) boyutuyla
değerlendirilirken, bazıları da bu eğitimden istifade eden müşteriler (tüketiciler)
boyutuyla değerlendirilebilir. Bu faydaların üretici ve tüketici boyutu dışında genel olarak
ekonomik fayda boyutu da dikkate alınabilir.
Standartlaşmanın ekonomik ve tüketici boyutundaki faydaları da, dolaylı olarak
uyarlandığında yine sürekli eğitim merkezlerini etkileyeceğinden bu faydalar
standartlaşmanın Sürekli Eğitim Merkezlerine Faydaları olarak aşağıdaki şekilde
belirtilebilir (Web-4: 2010; Web-6: 2010 Web-8: 2010 Web-9: 2010 ).

Eğitimlerin belirli plan ve programlara göre yapılmasına yardımcı olur.

Uygun kalite ve seri eğitim imkân sağlar.

Devamsızlık ve kırtasiye kaybını asgariye indirir.

Verimliliği artırır.

Sürdürülebilirliği sağlar.

Benchmarking yapmayı kolaylaştırır, çeşitliliğin artmasını sağlar.

Maliyeti düşürür.

Rekabet gücünü arttırır.
86
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir

Kaliteyi teşvik eder, kalite seviyesi düşük üretimle meydana gelecek emek,
zaman ve hammadde israfını ortadan kaldırır.

Sanayi ve ilgili paydaşları belirli hedeflere yöneltir. Üretimde kalitenin
gelişmesine yardımcı olur.

Ekonomide arz ve talebin dengelenmesinde yardımcı olur.

Yanlış anlamaları ve anlaşmazlıkları ortadan kaldırır.

Verilen eğitimlerle eğitim sektöründe, ihracatta ve ithalatta üstünlük sağlar.

Değişik üretim dallarının kurulması ve gelişmesine yardımcı olur.

Rekabeti geliştirir.

Kalitesiz eğitimleri ve ürünleri piyasadan siler.

Can ve mal güvenliğini sağlar.

Karşılaştırma ve seçim kolaylığı sağlar.

Fiyat ve kalite yönünden aldanmaları önler.

Ucuzluğa yol açar.

Tüketicinin bilinçlenmesinde etkili rol oynar.

Eğitimler sonrası verilen belgelerin ulusal ve uluslar arası geçerliliği sağlanır.
Öncelikle ulusal düzeyde, sonrasında ise uluslar arası standartları sağlayan sürekli eğitim
merkezlerinin yukarıdaki faydaları elde etmeleriyle birlikte kabul edilebilirlik göstergeleri
de yükselecektir.
Bologna Süreci İle Sürekli Eğitim Merkezlerinde Yeniden Yapılanma
Üniversitelerimizdeki sürekli eğitim merkezlerimiz verdikleri eğitimlerde bilgi aktarmaya
dayalı sınav odaklı eğitim tarzı yerine, öğrenmeye ve öğretmeye adaklı bir eğitimi misyon
edinmelidir. Böylelikle öğrencilerin/kursiyerlerin aldıkları belgelerle, aldığı belgeye dayalı
gerekleri yerine getirebilecek düzeye gelmeleri sağlamalıdır. Aksi takdirde örgün eğitim
kurumlarımızın birçoğunda uygulandığı için yakındığımız sınav odaklı eğitimden
uzaklaşamayız.
Bologna süreci, kolay anlaşılabilir ve karşılaştırılabilir bir akademik derece sistemi ve
diplomaların ve öğrenim sürelerinin tanınmasını sağladığından eğitimde şeffaflık
artmaktadır. Bu süreçte yaşam boyu eğitimlerdeki standartlaşma neticesinde
diplomaların yanında verilen sertifikalarda da ulusal ve uluslararası standartlaşmanın
sağlanması ile sertifikaların da uluslararası tanınırlığı güçlendirilecektir. Böylece eğitim,
hem şekil hem de muhteva olarak uluslararası standartlara çıkacaktır. Bu uygulamalar
neticesinde sürekli eğitimlerde uluslararası rekabetin oluşturulması ve kalite
güvencesinin sağlanmasında da bir temel oluşturulabilecektir (Web-8: 2010; Web9:2010).
Bologna Süreci'ne dahil olmakla üniversitelerimizdeki sürekli eğitim merkezlerimizin
öncelikle isimleri konusunda standart oluşturularak bir birliktelik sağlanacak, sonrasında
ise faaliyetleri arasında akreditasyon sağlanacaktır. Bu sayede verilen eğitimlerin teorik
ders kredi ve saatleri önemli ölçüde azalacak, uygulama-araştırma ve proje gibi
öğrenci/kursiyer merkezli etkinlikleri öne çıkacaktır. Bu süreçte keşfe dayalı öğrenme gibi
aktif yöntemlerin kullanması ile öğrenci bilgiyle yüklenen nesne konumundan bilgiyi
üreten ve kullanan özne konumuna çıkacaktır (Web-8: 2010; Web-9: 2010).
87
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Bologna süreci, eğitim kurumlarında ve iş yerlerinde hayat boyu öğrenmeyi ikameye
çalışmaktadır. Bu amaçla üniversitelerde 'Sürekli Eğitim Merkezleri' kurulmaktadır. Tüm
bu gelişmeler, istihdamı artıracak, diplomalı işsizliğin önlenmesi için de büyük fırsatlar
oluşturmaktadır. Ülkelerin Ulusal Ajansları ve Eğitim Bakanlıkları’nca da desteklenen
yaşam boyu eğitim faaliyetleri sayesinde sürekli eğitim merkezlerinin yeniden
yapılanması AB süreci ile birlikte bir fırsat olarak görülmeli ve mutlaka bu fırsat
değerlendirilmelidir (Web-5: 2010; Web-6: 2010; Web-7: 2010; Web-9: 2010).
Bologna Süreci'nin gereklerinin yerine getirilmesiyle merkezler arasında standartlar ve
işbirliği sağlanacak, bu sayede her faaliyetin kaç sat olacağı, hangi kriterleri sağlaması
gerektiği, verilecek belgelerin özellikleri gibi konularda uyumluluk sağlanmış olacaktır.
Her faaliyet sonrasında o faaliyeti bitirenlerin hangi yeterliklere sahip olacağının
araştırılması ve verilen belgelerin geçerliliğinin sorgulanmasına da gerek kalmayacaktır.
Sonuçlar ve Öneriler
Yükseköğretim sistemlerinin, bu sistemler içerisinde de Sürekli Eğitim Merkezlerinin
kendilerine özgü farklılıkları korunarak birbirleriyle karşılaştırılabilir olmaları ve uyumlu
hale getirilmesi merkezler arası işbirliği için gerekli görülmektedir.
Ülkemizdeki sürekli eğitim merkezlerimiz arasında koordinasyon ve işbirliği eksikliği
olduğu, şu anki halleriyle ortak kabul gören standartlarının olmadığı, buna bağlı olarak ta
değişik isimlerde, değişik etkinlik alanlarıyla yapılandıkları gözlenmektedir. Sürekli eğitim
merkezlerinin bu halleriyle uluslar arası kabul görülebilirliğinin sağlanması
zorlaşmaktadır. Bunun için bir an önce ülkemizin de taraf olduğu Bologna Süreci’nin
gereklerini yerine getirecek bir yapılanmaya gitmesi gerekmektedir.
Üniversitelerdeki sürekli eğitim merkezleri arasında Bologna Süreci çerçevesinde
standartlaşmanın sağlanması ve işbirliğinin geliştirilmesi için bir üst birim oluşturulması
gerekmektedir.
Sürekli eğitim merkezleri arasında işbirliğinin koordinasyonu için ortak bir WEB sayfası
açılmalı, bu sayfanın koordinasyonunu oluşturulacak üst birimin yapması sağlanmalıdır.
Deneyimlerin paylaşılması ve işbirliğinin geliştirilmesi için Sürekli Eğitim Merkezleri
toplantısının her yıl mutlaka bir kez yapılması sağlanmalıdır. Yapılacak bu toplantılara
ileriki yıllarda üniversitelerin rektörlerinin ve YÖK yetkililerinin katılımı da sağlanmalıdır.
Sürekli Eğitim Merkezleri ana temasını işleyecek olan ulusal/uluslararası bir
kongre/sempozyum düzenlenmesi için çalışmalara başlanılmalıdır.
Kaynakça
Web-1.(2010). http://bologna.yok.gov.tr. (Erişim Tarihi:05.04.2010).
Web-2. (2010). http://www.standartkalite.com.(Erişim Tarihi:05.04.2010).
Web-3. (2010). http://www.wcs.com.tr.(Erişim Tarihi:05.04.2010).
Web-4. (2010). http://www.artibel.com.tr. (Erişim Tarihi:05.04.2010).
Web-5. (2010). http://tdkterim.gov.tr. (Erişim Tarihi:04.04.2010).
Web-6. (2010).http://projeler.meb.gov.tr. (Erişim Tarihi:03.04.2010).
Web-7: (2010)http://www.ua.gov.tr. (Erişim Tarihi:07.04.2010).
Web-8. (2010).http://iletisim.atauni.edu.tr.(Erişim Tarihi:07.04.2010).
Web-9. (2010) http://portal.firat.edu.tr. . (Erişim Tarihi:06.04.2010).
88
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
MESLEKİ EĞİTİM SERTİFİKALARININ DERECELENDİRİLMESİ
VE GEÇERLİLİĞİNİN SAĞLANMASI
Doç. Dr. Rıza Gürbüz
Çankırı Karatekin Üniversitesi, Meslek Yüksekokulu, 18200, Çankırı
Özet
15 Aralık 2004 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Yeterlilikler çerçevesi (AYÇ) Avrupa
ülkelerinde olduğu gibi ülkemizde de sertifika eğitimlerine bir standart getirilmesi ve
özellikle sertifika eğitimine kalite güvencesi sağlanması için önemli bir kilometre taşı
olmuştur. Mesleki yeterlilik çalışmalarını planlamak ve koordine etmek üzere 2006
yılında kurulan Mesleki Yeterlilik Kurumu (MYK) sektör temsilcileri ile işbirliği içinde
meslekleri ve bu mesleklerin bilgi ve beceri tanımlarını yapmakta ve geliştirilen meslek
standartlarını resmi gazetede yayınlamaktadır. Avrupa’da Hayat boyu Öğrenme anlayışı
içinde yeniden yapılandırılan eğitim yapısı içinde eğitim sadece sınıfta değil yaşamın tüm
alanında yaygınlaştırılmaktadır. İş yaşamında edinilen beceriler de belgelendirmelerde
kullanılabilecektir. Mesela uzun süre sanayide çalışan bir kişi bilgi alanlındaki eksikliğini
sertifika kursları ile tamamlayarak, belirli bir alanda sertifika alabilecektir. Mühim olan o
alanda tanımlanan bilgi ve beceriye eriştiğini göstermesidir. Bildiri de 2 ana konu
işlenmektedir. Sertifika eğitimlerinin Avrupa Topluluğu standartlarına göre
derecelendirilmesi, bilgi ve beceri tanımlarının yapılması ve eğitim kurumlarından verilen
sertifikaların geçerliliğinin ulusal ve Avrupa Topluluğu düzeyinde sağlanmasıdır. Bu iki
konu birbiri ile bağlantılıdır ve ülkemizde bu konularda önemli çalışmalar
yürütülmektedir.
Anahtar Kelimeler: Sertifika eğitim, Yeterlilik, Kalite güvence
Giriş
Hayat boyu öğrenme anlayışı çerçevesinde örgün eğitimin yanında yaygın eğitimde
teknolojik tabanlı olarak hızlı bir şekilde yaygınlaşmaktadır. İnternet ve cep telefonlarının
teknolojik alt yapısı ve bu alanlarda kullanılan yazılım programlarının son derece hızla
gelişmesi ve halk arasında özellikle gençler tarafından internet ve yeni gelişen
enformasyon teknolojilerinin yaygın şekilde kullanımı, eğitimde mobil eğitim seçeneğini
sunmaktadır. Diğer değişen kavram ise eğitimin, eğitim merkezlerinin yanında eğitim
talebinde bulunan iş yerlerine taşınmasıdır. Yani eğiticiler mobil eğitim materyalleri ile iş
yerlerine giderek iş yerinde eğitim vermekte veya eğitim programının işyerinin
ihtiyaçlarına uygun şekilde planlamaktadır.
Avrupa birliğine uyumu sağlamak için ülkemizde çeşitli mesleki ve teknik eğitim projeleri
uygulanmaktadır. Bunlardan en önemlileri Mesleki Eğitim ve Öğretim Sistemini
Güçlendirme Projesi (MEGEP) projesi ve Mesleki Yeterlilik Kurumunun kurulmasıdır[1,2].
Süreci devam etmekte olan diğer bir proje ise İnsan Kaynaklarının Mesleki Eğitim Yoluyla
Geliştirilmesi ( İKMEP) projesidir[3].Bu proje Meslek Yüksekokullarının Eğitim
Programlarını geliştirmeye yönelik, 5. seviyede yürütülen bir çalışmadır.
89
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Diğer önemli bir taslak çalışma ise yakın gelecekte kurulması planlanan Türk Kalite
Güvence Merkezinin kurulması çalışmasıdır. Hayat boyu öğrenmenin en yoğun şekilde
uygulandığı eğitim kurumlarından birisi de Üniversitelerin Sürekli Eğitim Merkezleridir
(SEM). SEM ‘ler de verilen eğitimlerin sertifikalandırılması ve bu sertifikaların ülke ve
Avrupa boyutunda geçerliliğinin sağlanması öncelikli alanlardan birisidir. Bunun temelini
ise belirlenen her bir mesleki alan için bilgi ve beceri yeterliliğinin Avrupa Yeterlilik
çerçevesine uygun şekilde tanımlanması ve bunların 1 den 8’e kadar derecelendirilmesi
oluşturmaktadır.
Mesleki Eğitim Sertifikalarının Derecelendirilmesi
Avrupa Birliğine uyum çalışmaları içerisinde diploma ve sertifika eğitimleri 1 den 8 ‘e
kadar derecelendirilmiştir. 1. derece çıraklıktan başlamakta 8. derece ise doktora’da
tamamlanmaktadır. Üniversiteleri ilgilendiren kısım 5, 6, 7 ve 8. derecelerdir. Her bir
derece için genel anlamda bilgi ve beceri tanımları yapılmıştır.
2006 yılında 5544 sayılı kanunla kurulan Mesleki yeterlilik kurumu (MYK) ‘un en önemli
vazifelerinden biriside çeşitli seviyelerde kurslara katılanlara verilen sertifikaların
geçerliliğini yetkilendirilmiş “Meslek Standartları Geliştirme, Bilgi ve Beceri ÖlçmeDeğerlendirme Merkezleri “ tarafından denetimlerinin yapılmasını sağlamaktır.
Üniversitelerde verilen diploma eğitimlerinin değerlendirilmesi bunun dışındadır.
Sektörü temsil etme yeterliliğine ve gerekli insan kaynaklarına sahip sektör temsilcileri
Mesleki Yeterlilik Kurumu ile anlaşma yaparak belirlenen standartlara uygun olarak
meslek standartlarına geliştirmekte ve alanda çalışan firmaların görüşleri alınarak
geliştirilen meslek standardı onaylandıktan sonra resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe
girmektedir. 26 ana sektörde komiteler oluşturulmuş ve meslek standardı geliştirme
çalışmaları bu 26 ana sektör altında yapılmaktadır. 1995–2000 yılları arasında İŞKUR
koordinasyonunda yürütülen Dünya Bankası destekli İstihdam ve Eğitim Projesi-Meslek
Standartları ve Belgelendirme bileşeni altında geliştirilen 250 meslek standardı, MEGEP
projesi kapsamında ise 65 Meslek Standardı geliştirilmiştir. Mesleki Yeterlilik Kurumu
(MYK), 2010 yılı itibari ile 13 sektörde, 469 meslek standardının hazırlanmasını kapsayan
20 işbirliği protokolü imzalamıştır. Bunların % 62 si resmi gazetede yayınlanmış, % 10 ise
yayınlanma aşamasındadır.
Sertifikaların Geçerliliğinin Sağlanması
Kurslar sonunda kursiyerlere verilen sertifikalar asgari koşullardaki bilgi ve beceri
tanımlarını garanti eder. Bu nedenle kursları veren kişilerin ve kurumların belirlenen
kursları verecek asgari yeterliklere sahip olması gerekmektedir. Avrupa Birliği ülkeleri
arasında geçişleri güvenli şekilde sağlayabilmek için Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi
oluşturulmuştur.
Avrupa Yeterlilikler Çerçevesi (AYÇ), Avrupa’daki farklı ülkeler ve sistemler arasında
yeterliliklerin daha anlaşılır ve açık olmasını sağlamak için bir karşılaştırma aracı gibi
çalışan ve ülkelerin yeterlilik sistemlerinin birbirleriyle bağlantısını sağlayan ortak Avrupa
referans çerçevesidir. İki temel prensibi vardır: vatandaşların ülkeler arasında
hareketliliğini teşvik etmek ve hayat boyu öğrenmelerine yardımcı olmak.
Taslak resmi olarak Nisan 2008’de yürürlüğe girmiştir. Ülkelerin kendi yeterlilik
sistemlerini AYÇ ile ilişkilendirmeleri için 2010 yılı ve kendilerine özgü yeterlilik
sertifikalarının AYÇ’deki uygun seviyeye dayandırılmasını sağlamaları için 2012 yılı
hedefleri önerilmektedir.
90
Ulusal Sürekli Eğitim Merkezleri Toplantısı, 30 Nisan – 1 Mayıs 2010 İzmir
Avrupa Parlamentosunun ve Konseyin yeterlilikler için tek bir saydamlık çerçevesi
konusundaki 15 Aralık 2004 tarihli 2241/2004/EC sayılı Kararı ile oluşturulmuştur.
Dolayısı ile Türkiye’de verilen sertifikaların da Avrupa Yeterlilikler çerçevesine uygun
olması ve verilen sertifikalarda AYÇ ne uygun olmalıdır.
Sonuç
Avrupa Topluluğuna üyelik sürecinde, hukuki, idari ve eğitim gibi birçok alanda önemli
değişiklikler yapan ülkemizde, tüm kurumlar yeni yapılanmaya uyum sağlamak
mecburiyetinde kalmaktadırlar. Her ne kadar bir çok SEM Avrupa topluluğuna uyum
süreci için gerekli değişim ve dönüşümleri yapmış olsa da henüz bunu yapamayanlar
eğitim ve danışmanlık programlarında ve uygulamalarında gerekli düzenlemeleri yapmak
zorundadırlar. Bunların başında da SEM’lere verilmekte olan kursların bilgi ve beceri
tanımlarının Avrupa Yeterlilik çerçevesine uygun hale getirilmesi ve verilen
sertifikalarında ulusal ve Avrupa birliği ülkelerinde geçerliliği sağlanması gelmektedir.
Sürekli eğitim merkezleri arasında her yıl düzenli olarak güncel konuları kapsayan
toplantılar düzenlenmesi ve bu konularda bilgi paylaşımının sağlanması gelişen sürece
uyum sağlanması için önemli katkılar sağlar. Bu sürece Avrupa Topluluğundaki benzer
kuruluşların dâhil edilmesi tecrübe paylaşımı açısından önemli faydalar sağlar.
Kaynakça

http://megep.meb.gov.tr/indextr.html

http://www.myk.gov.tr/

http://ikmep.yok.gov.tr/index.php
91

Benzer belgeler