konuşuyoruzama nece konuşuyoruz?

Transkript

konuşuyoruzama nece konuşuyoruz?
bizim aachen
www.bizimaachen.de
regıon
Aachen, Düren, heınsberg ve euskırchen İçİn türkçe dergİ | 12
Kültür & Sanat > 10
Emir Kadıoğlu
Gençlik > 17
Caner Erdoğan
Bir Konu & İki Konuk > 14
KMI: M. Jäckle & W. Stein
Gönüllü Çalışmalar > 13
Dr. Serpil Karanfil
Sizden Gelenler > 21
Hakan Tuc
KONUŞUYORUZ AMA NECE KONUŞUYORUZ?
Ücretsİz
Nisan / Mayıs 2015
Deutsche-FörderPflege:
“Bize danışmadan karar vermeyin!“
Sigorta alanında
10 yıllık tecrübe
Einfach, unkompliziert und staatlich gefördert.
Üç yıl sigorta ve finans üzerine
meslek yaptıktan sonra, iki yıl
sigorta uzmanlığı eğitimi aldım.
Mit der Deutschen-Förder-Pflege der Barmenia sorgen Sie für
den Fall einer Pflegebedürftigkeit vor. Gleichzeitig sichern Sie
sich die staatliche Zulage.
Ihre Vorteile:
• Private Pflege-Ergänzungsversicherung: Pflegemonatsgeld
in allen Pflegestufen, auch bei Demenz
• Staatliche Förderung: 5 Euro pro Monat
• Service aus einer Hand: Die Barmenia übernimmt alle
Formalitäten und beantragt automatisch die staatliche
Zulage für Sie.
„Sigorta,
hizmet
• Keine
Wartezeit bei Unfällen
• Keineve
Gesundheitsprüfung
und kein Aufnahmehöchstalter
güven demektir...“
Sonrasında özel bir eğitim
alarak işyerlerini sigortalama
Informieren Sie sich.
(ticari sigorta) alanında da
uzmanlaştım. 2013 yılında
Barmenia Krankenversicherung a. G.
almış olduğum sertifika
Hamdi Ceyhan
ile sigorta alanında eğitici
Kaiser-Wilhelm-Ring 27-29
(Ausbilder) olmaya hak
50672 Köln
Kurmuş olduğum
Mobil: (0 15 20) 9 19 19kazandım.
99
[email protected]
temsilcilik ile Aachen, Düren,
www.barmenia.de
Köln ve Düsseldorf şehirlerinde
müşterilerime her türlü sigorta
hizmetini sunmaktayım.
Hamdi Ceyhan
Neden “Bize danışmadan karar vermeyin!“ diyoruz?
Almanya‘da bugün yüzün üzerinde sigorta şirketi ve bu şirketlerin yaklaşık
olarak 250.000 temsilciliği bulunmaktadır.
Sayıların bu kadar yüksek olması, sigorta işlemlerini herkesin yapabildiğini
göstermektedir. Fakat asıl önemli olan, sözleşmeyi imzaladıktan sonra aldığınız
kaliteli ve güvenilir hizmettir.
Bir sorunla karşılaştığınızda ne kadar sürede sigorta temsilcinize ulaşabiliyor
ve temsilcinizden ihtiyaç duyduğunuz destek ve yardımı alabiliyorsunuz?
İşte, bu noktada bizim farkımız! İhtiyaç duyduğunuz anda, 10 yıllık
tecrübemize dayanan hizmetimiz ile hemen yanınızda olmak...
Yeni bir sigorta mı yaptıracaksınız veya mevcut sigortanızı alternatifleriyle
karşılaştırmak mı istiyorsunuz?
Mutlaka bize de sorun. Aynı şartlarda
bizden daha uygun fiyata sigorta hizmeti
bulmanız durumunda, size 100 € değerinde
hediye çeki vermeyi garanti ediyoruz.
Generalagentur Hamdi Ceyhan | Spezialist für gewerbliche Versicherungen
Tel.: 0152 0 91 91 998 | E-Mail: [email protected]
3
İçindekiler
4 aktüel | Üstün Gözler
• Daha çok 60 yaş üzeri için, oturma hakkını
kaybetmeden, uzun süre Almanya dışında
ikamet müsaadesi nasıl alınır?
• T. C. pasaportlarının harç ücretleri artırıldı!
• Roetgen’de müslümanların defin işlemleri
5 ne? nerede? ne zaman?
• Region Aachen bölgesindeki önemli internet siteleri
6 Fikir fırtınası | Muhsin Ceylan
• Modern çağda yalnızlaş(tırıl)ma maratonumuz...
8 sudoku sayfası
9 tanıtım sayfası
• Schuldnerberatung Aachen e. V.
10 Kültür & Sanat
• Terapi olarak sanat - Emir Kadıoğlu:
„Resim yapmadığım günler rahat edemiyorum.“
bir
12 konuda fikrinizi alalım
• Almanya’da olmayan ve Türkiye’den özlediklerimiz
13 gönüllü çalışmalar
• Dr. Serpil Karanfil: “İlk yardım hayat kurtarır!”
14 bir konu & iki konuk
• Aachen Emniyet Müdürlüğü ve “Müslüman
Kuruluşlar için İletişim Memurları” (KMI)
bunları
biliyor muydunuz?
16
• Region Aachen ve biz
• Her yıl sürekli tarihi değişen yaz tatilleri
• Yolda önünüzdeki arabanın arkasında
gördüğünüz semboller ne anlama gelir?
17 gençlik Sayfası
• Almanya çapında VW’de yaklaşık 4.000 satıcı
içinde en iyi ilk yüze girmiş bir başarı öyküsü:
Caner Erdoğan
kapak
konusu
18
• Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz?
20 bunları biliyor muydunuz?
• 12 yaş altı çocuklarda mobil cihazların
kullanımı yasaklanmalı!
Sizden
gelenler
21
• Çağımızın büyük problemi: Plastik | Hakan Tuc
22 Yemek Kültürü
• Kuzu etli tirit, çökertme kebabı, fırında kuzu kapama,
zeytinyağlı kuşkonmaz, etli kuşkonmaz sarması
KADIN
sayfası
23
• Kısa boylu, kısa bacaklı kadınlar nasıl giyinmeli
ve nelerden uzak durmalı?
• Kararan fayans aralarını temizlemek için basit formül
• Yumurta kabuklarıyla aslında birçok şey
yapabileceğinizi biliyor muydunuz?
Bulmaca
sayfası
24
| Dr. Sıla Yüce Çıtır
Yalnız
değilsin!
25
• Sosyal anksiyete bozukluğu (Sosyal fobi)
26 Yaşama dair | Füsun Özdemir
• Eşler arası iletişimi tehlikeye sokan temel nedenler
28 Bilmece sayfası
29 KİŞİSEL GELİŞİM | Hasan Erdal
• Doğru nefes alma-verme
30 sağlıklı YAŞLANMA
• Ben ne yapabilirim?
• Tüm yaşlar için sağlıklı yaşlanma kuralları
31 önce sağlık | Dr. Murat Kopuk
• Obezite
• İlkbahar hastalıkları
32 siz ve bURcunuz
• Burçların kendilerine özgü kıskançlıkları,
tepkileri ve davranışları
34 ÇözümLER sayfası
• Bulmaca, sudoku ve bilmecelerin çözümleri
• Bizim Aachen dergisi reklam, ilan, tanıtım fiyatları
Başlarken
Değerli Okurlarımız,
Haziran 2013 tarihinde yayın hayatına başlayan dergimiz,
bu sayısı ile birlikte 2. yılını kutluyor. Önceleri Aachen ve
ilçelerinde dağıtılan dergimizi, son iki sayıdır Düren, Heinsberg ve Euskirchen şehirleriyle, bunlara bağlı ilçelerde
de dağıtarak alanımızı genişlettik.
Bu iki yıllık süre içinde, öncelikle, değerli yazıları ile katkı
sunan yayın kurulundaki dostlarıma, bize farklı alanlarda
katkı sunan herkese, reklam veren firma, kurum ve işyerlerine ve dergimizi büyük bir beğeniyle takip edip, okuyan
siz okurlarımıza sonsuz teşekkürlerimi sunarım...
Bu kez kapak konusu olarak Almanya’da anadilimiz Türkçenin gidişatını fazla bilimsel detaylara girmeden ele almaya çalıştık. Bu konunun değişik yönlerini gelecek sayılarımızda da ele alacağız.
Bu sayımızla birlikte, ekibimize yeni katılan Hasan Erdal
ve Emrah Güngör dostlarımıza da hoşgeldiniz demek isterim. Baştan beri söylediğimiz gibi, katkı sunmak isteyen
herkese kapımız açık.
Facebook’ta bir profilimiz var: Bizim Aachen. Bizi oradan
da takip edebilirsiniz. Buraya sığmayan yenilikleri oradan
da paylaşıyoruz.
Önümüz bahar... Güzel günlerin keyfini
çıkarın ve kendinize iyi bakın. Gelecek
sayımız 29 Mayıs 2015’de çıkacak.
Sağlıcakla kalın...
Günal Günal
KÜNYE
Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN
G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen
Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44
E-Mail: [email protected]
Internet: www.bizimaachen.de
Yayın Yönetmeni: Günal Günal
Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir,
Dr. Sıla Yüce-Çıtır, Dr. Murat Kopuk, Üstün Gözler,
Funda Şen, Sadık Toraman, Serpil Erdemir,
Aykut Kurşuntel, Selim Atasever, Musa İrsi,
Abdullah Yaşar, Emrah Güngör, Hasan Erdal.
Baskı: Mainz Druck & Verlag | Aachen
Dergi adeti: 7.000 (yakın gelecekteki hedefimiz 10.000 adet)
Yasal uyarılar: Yayınlanan tüm yazı ve fotoğrafların
yasal hakkı firmamıza aittir. Yazılı izin alınmadan hiçbir yerde kullanılamaz; aksi durumlarda yasal işlem
başlatılır. İsim belirtilerek yazılan yazıların, gönderilen fotoğrafların sorumluluğu o kişilere aittir.
Büro saatleri: Hafta içi hergün saat 10 ile 14 arası.
4
aktüel
Daha çok 60 yaş üzeri için, oturma hakkını kaybetmeden,
uzun süre Almanya dışında ikamet müsaadesi nasıl alınır?
Roetgen Mezarlığı
ve müslümanların
defin işlemleri:
Şu anda Almanya’da yaşayan emekli vatandaşlarımızın en büyük sorunlarından biri de, buradaki haklarını
kaybetmeden uzun süre Türkiye’de
kalabilmeleridir.
Yabancılar Kanununun 51. maddesine
göre, Almanya dışında 6 aydan fazla kalan bir yabancı, oturum izni her
ne olursa olsun, bu oturma hakkını
kaybeder.
Bazı özel durumlarda, şayet yabancı
kişi herhangi bir sosyal yardım, kira
yardımı, işsizlik parası almıyorsa ve
süresiz oturma izni varsa, bağlı olduğu yerin yabancılar dairesine müracaat ederek, Almanya dışında altı aydan
fazla kalabilmek için talepte bulunabilir. İlgili makam tarafından o kişiye,
koşullarının uygun olması durumunda böyle bir izin belgesi verilebilir.
Bu izni almak için başvuruda
gereken belgeler şunlardır:
• Süresiz oturma izin belgesi (Niederlassungserlaubnis) ve geçerli pasaport.
• Almanya’da geçimini nasıl sağladığını gösteren belge (emeklilik kartı/
Rentenausweis, Alman Emeklilik Kasa-
sından alınacak) ve aldığı aylık belgesi
(emekli aylığı).
• Almanya’da ikamet edilen yerdeki
düzenli ödenmesi gereken kira, elektrik, ek giderler (Nebenkosten), su, gaz,
telefon vs. giderlerin ödeme şekli ve
ödendiğine dair aylık makbuz veya
bankadan yapılan ödemeler için aylık hesap özeti (Kontoauszug). Bu belgeler, kişi Almanya dışındayken, aylık
sabit giderlerin düzenli olarak ödendiğini belgelemek için gereklidir.
İlgili yabancılar dairesi emekli, geçici
emekli veya iş görememezlik belgesi
olan kişilerin aylık gelirleri ve giderlerini inceleyerek, yurtdışında kalınan
süreler içerisinde sürekli ödemelerde
bir sorun olmayacağına kanaat getirirse, yurtdışında altı aydan fazla kalabilme izni verirler.
Verilen izinlerde “6 aydan fazla” ibaresi maalesef vatandaşımızı yanıltıyor.
Çoğu vatandaşımız bunu en fazla bir
yıl olarak biliyor; oysa bu izin 6 aydan
fazla istendiği kadar yurtdışında kalmayı içeriyor. Yani bir üst sınırı yok.
Üstün Gözler
T. C. Pasaportlarının
Harç Ücretleri Artırıldı!
Yeni pasaport almak veya pasaportunuzu uzatmak için konsolosluklara gittiğinizde sizi bir sürpriz bekliyor.
Harç ücretleri artırıldı... Konuyla ilgili
görüştüğümüz konsolosluk yetkilileri,
yapılan zammın, harç işlemleri sırasında kullanılan kırtasiye malzemesinden
kaynaklandığını, matbaaların bu kağıtlara zam yaptığını belirtiyorlar.
Roetgen’de bulunan mezarlıkta
müslümanlar için tahsis edilmiş
bir bölüm yoktur.
Maalesef, bir talep olması durumunda bu mezarlıkta kefenle defin işlemine de izin verilmektedir.
Roetgen mezarlığında cenazelerin yıkanması için bir gasilhane
de bulunmamaktadır. Gerekli durumlarda Aachen civarında bulunan diğer kasaba camilerinin gasilhanelerinden istifade edilebilir.
Dergimizin geçmiş sayılarında gasilhanesi bulunan camileri kasaba kasaba tek tek belirtmiştim.
Gerekli durumlarda o sayılarımıza bakabilir veya beni telefonla
arayabilirsiniz.
Bu konuda daha ayrıntılı bilgileri
almak için başvurulacak yerin iletişim bilgileri şöyledir:
Roetgen Belediyesi
Bauamt (A60)
Hauptstr. 55
52159 Roetgen
Madeleine Behlke
Telefon: 02471 / 18 34
E-Posta: madeleine.behlke@
gemeinde.roetgen.de
Okurlarımıza sağlıklı bir yaşam ve
huzurlu, imanlı ölüm diliyorum.
Yeni harç ücretleri şöyle:
6 aylık süre için 72 €
1 yıllık süre için 90 €
2 yıllık süre için 125 €
3 yıllık süre için 164 €
4 veya 10 yıllık süre için 214 €
Selam ve
saygılarımla...
Üstün Gözler
0178 / 849 05 25
5
ne? nerede? ne zaman?
REgıon aachen bölgesindeki önemli İnternet siteleri
Alles aus einer Hand!
www.aachen.de
www.staedteregion-aachen.de www.bizimaachen.de
• Kraftfahrt
> PKW
• MultiPlus
www.dueren.de
www.kreis-dueren.de
www.kulturportal.de
> Unfall > Haftpflicht
> Hausrat > Wohngebäude
> Rechtsschutz
• Düşük faizli ev kredisi
• Özel ihtiyaç kredisi
www.heinsberg.de
www.kreis-heinsberg.de
www.campuslife.de
Herşey tek elden ve sadece
tek kişi muhatabınız!
MultiPlus Paketimizle
rahat uyku uyuyabilirsiniz!
www.euskirchen.de
www.kreis-euskirchen.de
www.charlzz.com
Her
anyardima
size
yardima
haziriz
Her
ansize
size
yardima
haziriz
Her an
size
haziriz
Her
an
yardima
haziriz
02405-4089400
Tel.:
0241-18
95400
400
Tel.:Tel.:
0241-18
95 40095
Tel.:
0241-18
www.melan.de
www.melan.de
www.melan.de
www.melan.de
Uniklinik APAG P2
Breslauerstr.,
Aachen
Breslauerstr.,
Aachen
Breslauerstr.,
Aachen
Debyestr.,
Aachen
Debyestr.,
Aachen
AmGut
Gut
Wolf,
Aachen
Am GutPauwelsstr.,
Wolf,
Aachen
Debyestr.,
Aachen
Am
Wolf,
Aachen
Breslauerstr.,
Aachen
Debyestr.,
Aachen
Aachen
13.04.
13.04.
13.04.
12.04.
18.05.
18.05.
18.05.
03.05.
27.04.
27.04.
27.04.
26.04.
01.06.
01.06.
01.06.
31.05.
06.04.
06.04.
06.04.
01.05.
01.05.
01.05.
01.05.
14.05.
toom
toom
toom
toom
Zurich Generalvertretung
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
Am Gut
Wolf,Schumanstr.,
Aachen
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
Schumanstr.,
Würselen
Würselen
20./21.04.
20./21.04.
20./21.04.
25.05. 19.04.
25.05.
25.05.
5./6.4.
17.05.
11.05.
11.05.
11.05.
22.06.24./25.5.
22.06.
10.05.
22.06.
internet
üzerinden
debasvurabilirsiniz
basvurabilirsiniz
internet
üzerinden
de basvurabilirsiniz
internet
üzerinden
de
Am Kraftwerk
Heerweg, Düren
Bahnhofstr., Alsdorf
Weisweiler, Eschweiler
05.04.
03.05.
19.04.
17.05.
26.04.
31.05.
internet üzerinden de basvurabilirsiniz
Necmi Çetir
Wilhelmstr. 38
52070 Aachen
Tel.: 0241 / 99 77 04 04
Fax: 0241 / 99 77 04 07
E-Mail: [email protected]
www.zurich.de
Bize sormadan araba sigortası
yaptırmayın veya değiştirmeyin.
Tekliflerimizden yararlanın!
6
fikir fırtınası
Modern çağda yalnızlaş(tırıl)ma maratonumuz...
Federal İstastik Dairesi’nin yayınladığı
Almanya’da aile yapısı ile ilgili raporu
görmüş olmalısınız. Oradaki sonuçları görünce, insana sıkıntı basmaması
mümkün değil. Rapordaki rakamlara
baktığımızda, ister asli, ister yeni yerliler arasında yalnızlık ve yalnız yaşayanların sayısının korkunç bir şekilde
arttığını görüyoruz. Bu araştırmayla
meşgul olurken, gündeme Almanya Fakirlik Raporu da güm diye düştü. İki raporu tek yazıya sıkıştırmanın
doğru olmayacağından hareketle, çekirdek aile yapısının çatırdadığını gözler önüne seren, üzücü raporu ve bunun günlük hayatımızdaki karşılıklarını paylaşmak istiyorum.
Çekirdek aile çatırdamaları tabii ki sadece Almanya’da yaşanmıyor. Kapitalizmin modernlik, çağdaşlık adı altında sunduğu, bizleri sistemli şekilde
terbiye projesi, her yerde meyvasını
gösteriyor. İngiliz Euromonitor İnternational şirketinin bu konuyla ilgili
son araştırmasında, dünya genelinde
1996’da yalnız yaşayan insanların sayısı 153 milyon iken, bu rakam 2011’de
277 milyona yükselmiş. Aile yapısıyla
ilgili Türkiye İstatistik Kurumu aktüel
rakamları da 2003’de 665 bin iken neredeyse iki kat artarak, 2011’de 1milyon 141 bine tırmanmış.
Yaşadığımız yeni vatan Almanya’ya
yoğunlaşacak olursak, Federal İstatistik Dairesi raporuna göre, 1996 yılında tek başına yaşayanların sayısı
11,4 milyon iken bu sayı 2012’de, 15,9
milyona yükselmiş. Bu da, yirmi yılda
% 40 civarında bir artış demek. 20 yıl
önce toplumun % 15’i yalnız yaşarken,
günümüzde bu sayı % 20’ye vurmuş.
Yani Almanya’da her beş kişiden biri
yalnız yaşıyor. Bu oran, Almanya Türkleri arasında ise % 13 olarak seyerediyor. Bu da yeni vatanda, son sürat yalnızlaşıyoruz demektir. Nasıl birşeyse
modernlik eğilimi arttıkça, buna paralel olarak yalnız yaşama tercihinin
de arttığı gözüküyor.
Çöken Aile Yapısının
Altında Kalmak...
Bu yalnızlaşma sürecini görünce sizi
bilmem ama benim aklıma, mutlaka
birçoğunuzun hatırlayacağı, ‘Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, / Yeryüzünde sizin kadar yalnızım, / Bir haykırsam
belki duyulur sesim, / Ben yalnızım, /
Ben yalnızım, yalnızım!’ şarkı sözleri ile
yine uzun zaman dinlenilen, ‘Çekmediğim dertler, çile kalmadı, / Feryatsız
gündüzüm,gecem olmadı, / Ağlamadık
AUTOWÄSCHE • INNENPFLEGE • POLITUR • AUFBEREITUNG
.
Ali Imdat Akkaya
sokak, köşe kalmadı, / Yalnızım dostlarım, yalnızım, yalnız! / Neler gördüm,
neler geldi başıma, / Düşe kalka geldim
ben bu yaşıma, / Tutup da kaldırın, Allah aşkına, / Yalnızım dostlarım, yalnızım, yalnız!’ arabeskinin sözleri düştü.
Son aile yapısı raporuna göre, çocuklarını yalnız yetiştiren anne veya babaların sayısı da her geçen gün artıyor.
Almanya’da, yalnız başına çocuğuna
bakan ebeveynlerin onda dokuzunu
kadınlar oluşturuyor. Ailelerin beşte
birinde çocuk ya anne ya da babasında yaşıyor. Boşanmış ailelerde, çocuğun yükünü genelde kadınlar çekiyor.
Çocuklarını tek başına yetiştiren ebeveynlerin çoğunun (Berlin’in % 32’lik
gibi bir oranla lider olduğu) büyük şehirlerde yaşadığı dikkat çekiyor.
Federal Aile Bakanlığı’nın son aile raporuyla ilgili yaptığı değerlendirme
açıklamasında ise, çocuklarını yalnız
yetiştiren 1,6 milyon annenin % 25’i
sosyal yardımdan geçinmek mecburiyetinde. Bakanlık, bu fakirlik sınırında
yaşayan annelerin mesleki potansiyellerinin değerlendirilmesi ve bu annelerin mesleki hayata kazandırılması
için hal çareleri arıyor. Olayın derinine
indikçe bu sürecin ne kadar karmaşık
hale geldiği ortaya çıkıyor. Detaylarla
sizleri boğmak istemem. Eskiye özlem
babında söylemiyorum: Hatırlayın, bir
zamanlar Almanya’da da, boşanmalar ve çocuğu ile yalnız yaşayan aile
fertleri yadırganırdı. Günümüzde ise
bu durumlar, ‘normal’leşti. Yani çevre baskısının da ortadan kalkmasıyla,
boşanmalar daha da kolaylaştı. Başka
bir ifadeyle evlilikler naylonlaştı. Bu
süreçleri yaşayan yani; sadece anne
veya baba ile büyüyen çocukların aile
ortamından uzaklaşmaları ve yalnız
yaşamaya alışmaları sonraki yaşamlarını etkiliyor ve onlar da çok rahat
bir şekilde bu tercihte bulunarak, yalnız yaşama yoluna vuruyorlar kendilerini. Bu aile yapısı değişimi sürecine
yazılı, sözlü ve görüntülü medyanın
devamlı pompaladığı ister ekonomik, ister sosyal, isterseniz psikolojik
‘özgürlük’ eksenli yayınlarını da ilave
ediniz. Toplumların, onlar üzerinden
para kazananlar tarafından nasıl dönüştürüldüğünü, değiştirildiğini görüyorsunuz değil mi! Evet, bu karşı
karşıya olduğumuz yeni aile halimizin, sosyolojisi, psikolojisi ve ekonomisi ise başka bir yazının konusu.
7
fikir fırtınası
çocukların, bu gidişlerini başka nasıl
izah edebiliriz ki!
Beyne Ulaşmanın Yolu Yürek
Kazanmadan Geçiyor...
Yalnız yaşayanların ülkesi olma yolundaki Almanya’da, 13,4 milyon insan
yalnız yaşıyor. Nedir bu yalnızlık? Geldiğimiz kültür havzasında, yalnızlık;
üzerine şiirler yazılan, şarkılar bestelenen, hemen hemen herkesin hayatının bir döneminde farklı şekillerde
yaşayıp tecrübe ettiği bir duygu. İşin
ehli, ilmi iki tip yalnızlıktan bahsediyor: Duygusal yalnızlık ve sosyal yalnızlık. Güvenilebilecek ve bağlanılabilecek bir figürün olmaması sonucu
ortaya çıkanını duygusal yalnızlık olarak tarif eden işin ustaları, sosyal yalnızlığı da, kişinin ihtiyaç duyduğunda
ulaşabileceği yeterli sosyal çevresinin
olmaması diyor. Sosyal yalnızlık içinde
olanlar, topluma karışamadıklarından
hayata adapte olamıyor içine kapanık
bir yaşam sürüyor. Mesela okulunda,
genelde sıkıntı yapmayan fakat katılımcı da olmayan çocukları hatırlayın.
Bu hal kronikleşirse, bu gençler emellerine ulaşmak için insanı malzeme
olarak kullanan akımların arayıpta bulamadıkları fertler haline geliyor. Örgütlerin, akımların veya teşkilatların
kapsama alanına aldıkları o sosyal yalnız genç, artık örgütün grup psikolojisiyle istenilen, hedeflenen şekilde formatlanıyor, şekillendiriliyor. Toplum
bu ‘sosyal yalnız’ genci görüp, olduğu yerden alarak onu bağrına basmak
yerine ötekileştirirse, aidiyet duygusunu vermezse, ona bu değerleri sunanların önce kapsama sonra da etki
alanına girerek, onların uydusu haline
gelmesi kaçınılmazdır. Yüreğini kazanamadığımız birinin, beyninde söylediklerimizin karşılık bulmasını beklemek, saflıktan da öte birşey. 2015 yılı
Almanya’sından öldürmek ve muhtemelen de ölmek için savaşa giden
Gençlerin yöneldikleri şiddetin haklı
hiç bir mazereti olamaz. Diğer taraftan da hayat denen ve akan bir süreç de var. Bu sürecin bazı noktalarında yaptığımız hataların sonuçlarıyla
karşı karşıyayız bugünlerde. Gençleri çarkından geçirdiğimiz eğitimde
neleri yalnış yaptık, yapıyoruz? Onların kültürel kimliklerinin inşası için
gerekli olan neleri ince sistematik bir
politikayla hep hayatın dışına attık,
atıyoruz? Nüfusunun beşte biri göçmen asıllı olan yeni vatan Almanya’da,
politik akıl, yarım ağızla söylediği, ‘Almanya bir göçmen ülkesidir’in gereğini yerine getirmemek için direniyor,
bunu ete kemiğe büründürmek için
gereğini yerine getir(e)miyorsa, bu
ötekileştirmelerin ürettiği kuşaklar,
hep birileri tarafından kullanılmaya
müsait nesneler olmaya devam edecektir. Bunu bilmek için de, ne çok
akıllı ne de sivri zekalı olmaya gerek
yoktur.
Daha iyi bir gelecek için samimiysek,
barış ve huzur içinde birlikte yaşamdan yanaysak, birbirimizi inşa etmeye
mahkumuz. Bunun da ilk ve değişmez şartı; eşit göz hizasında konuşmak, görüşmek. Birbirimiz hakkında
bilgi için ilgi gerekiyor. Zira, beş harfli
‘bilgi’nin’, % 80’ini, yani dört harfini ‘ilgi’ oluşturuyor. Gerisi, boş laf...
Muhsin Ceylan
8
sudoku sayfası
Sudokuda boş kareler 1 ile 9 arasındaki rakamlarla doldurulur. Bu rakamları yerleştirirken dikkat etmeniz gerekenler:
1’den 9’a kadar her rakam her sütunda, her satırda ve her bölgede sadece bir kez kullanılabilir.
basit
2
1
8
normal
6
1
3
4
6
2 9
7 8
5
5
9
6
3
4
1 7
1 2
3
4
2
7
4
8
5
9
Conceptis Puzzles
6
3
1
2
9 7
8
7
5
2
8
5
9 6
5 2
6
4
1
9
6
3
5
1
9
3
2 8
5
2 1
5 3
6 3
7 8
4 8
9 5
5 7
3 6
4
4
5
8
1 5
3
6
8
7
6
5
6
5
1
1
2
4
9
4
3
7
8
4
4
7
4
7
6 5
9
6
3
6
7
1
8
6
9
7
7
1
3
4
1
3
5
2
7
2
6
1
4
8
9
3
Conceptis Puzzles
4
5
3
4
3
8 1
06010015006
4
7
4
6
5
8
9
8
06010015007
1
4
3
8
8
1
3
2
3
9
6
5
2
9
4
2
5
7
3
06010014504
3
4
5
1
2
5
6 8
1 9
Conceptis Puzzles
6 3
6
3 8
5
7
9 7
4 8
9
1
8
9
Conceptis Puzzles
8
9
2 7 9
5
6 7
9
5
6
7
06010015005
Conceptis Puzzles
2
9
2
3 7
8
2
6
6
7
2
06010015004
1
1
9
1 5
8
5
06010016207
5
2
5
Conceptis Puzzles
9
2
6 9
5
3 2
1 4
3
7
7
3
9 3
7
3
06010016206
4
3 2
9
1
9
8
5
9
Conceptis Puzzles
2
2 4
5
6 7
7
4
3
8
9
2
5
Conceptis Puzzles
7
1
5
2
1 5
3 6
7
8
5
Conceptis Puzzles
4
7
7
5 2
06010016205
4 5 9
6 2 8
8
7
06010016204
Conceptis Puzzles
8
4
2
zor
06010014505
6
3
9
3
6 4
2
5 8
4 1 7
3
7
Conceptis Puzzles
06010014506
6
2
4 2
3
1 5
4
9
2
4
7 5
9 8
6
2
6
7
3 9
2
8 1
8
5
Conceptis Puzzles
06010014507
9
tanıtım: schuldnerberatung aachen e.v.
Borçsuz
bir hayat
mümkün!
Birçok insan, geliri yetmediği için borçlarını ödemekte zorlanıyor. Yıllık istatistiklere göre, Almanya’da her 10 kişiden
biri borçlu durumda. Bir borcu kapatmaya çalışırken, başka bir alacaklı çıkıyor. Avukat masrafı, tahsilatçı, mahkeme parası derken borçlar kısa zaman
zarfında ödenemez miktarlara varıyor.
Bu borç yükünü sırtınızdan atmak istiyorsaniz bize başvurabilirsiniz. Sizinle
beraber borçlarınızı ödenebilecek taksitlere bağlayabiliriz; borç indirimine
gidebilir ya da iflas mahkemesine başvurunuzu hazırlayabiliriz. İflas davası
açmanız durumunda, borçlarınız en
geç 6 yılın sonunda silinecektir. Hatta
2014 yılında yapılan yeni düzenlemeye göre, mahkeme masrafını ödemeniz durumunda 5, borçlarınızın üçte
biri ve mahkeme masrafını ödediğiniz
takdirde de 3 yıl içinde geri kalan borçlarınız silinecektir ve siz borçlarınızdan
arınmış bir sekilde ekonomik anlamda
yeni bir sayfa açabilirsiniz.
Biz Schuldnerberatung Aachen e.V.
olarak Aachen şehrinin en eski ve en
büyük bürosuyuz. İflas Kanununun
§305 InsO maddesine uygunluğumuz
resmi olarak tastik edilmiştir.
Tecrübeli uzman danışmanlarımızla size birçok farklı alanda destek su-
nabiliriz. Büromuzda bir sosyal danışmanımız, iki avukat ve iki ekonomistle,
borçlarınızın düzenlenmesinde ve diğer bürokratik/şahsi sıkıntılarınızın aşılmasında size yardımcı olmaya hazırız.
Banka hesabınızın, maaşınızın veya aldığınız sosyal yardım paralarının hacizden korunması, gelir-giderlerinizin
analiz edilip, dengelenmesi, sosyal
haklarınızla (Kindergeld, Wohngeld v.b.)
ilgili konularda bilgilendirme, size sunacağımız hizmetlerin sadece birkaçı.
İş yeri sahipleri de donanımlı danışmanlık hizmetlerimizden yararlanabilirler.
Eğer size yardımcı olabileceğimizi
düşünüyorsanız, her salı 0900-1100 ve
her perşembe 1500-1700 saatleri arasında herkese açık parasız danışma
saatlerine (offene Sprechstunde) iştirak edebilirsiniz. Bu ilk randevuda
size banka hacizine karşı hesabınızın korunması gibi temel tehlikelerin
ortadan kaldırılması ve daha sonraki
danışmanlık hizmetinin biçimi konularında bilgi veriyoruz. Bundan sonra, eğer işsiz ya da emekliyseniz danışmanlık hizmeti masrafları devlet
tarafından karşılandığı için, herhangi bir ödeme yapmanız gerekmiyor.
Eğer çalışıyorsanız size uygun taksitli
ödeme yapabilirsiniz.
Danışmanlık ekibimiz Türkçe’nin yanında Arapça, Kürtçe, İngilizce ve Hollandaca da konuşabiliyor. Bize telefonla ya da internetten ulaşabilirsiniz.
Telefon:
0241 / 903 94 04
Internet:
www.schuldnerberatung-ac.info
E-Mail:
[email protected]
Büro adresimiz:
Dennewartstr. 17 (3. kat)
(Europaplatz’da
Technologiezentrum’un yanı.
Jülicher Str. tarafından gelenlerin
Ludwig Museum durağında
inmeleri gerekmektedir).
Büro saatlerimiz:
Pazartesi0900-1200 ve 1500-1600
Salı0900-1200 ve 1400-1600
Çarşamba0900-1200 ve 1400-1600
Perşembe0900-1200 ve 1400-1600
Cuma0900-1200
10
kültür & sanat:
Terapi olarak sanat: „Resim yapmadığım günler rahat edemiyorum.“
Emir Kadıoğlu kimdir, bize
biraz kendinizi tanıtırmısınız?
1959 İskenderun doğumluyum. 1979
senesinde liseyi bitirip Almanya’ya
üniversite eğitimi için geldim. Burada evlendim. Çocuğumuz olunca
eğitimimi yarım bırakıp, Zentis fabrikasında çalışmaya başladım. 1987 senesinde eşimden ayrıldım ve bir daha
da evlenmedim. 4 çocuk, 2 torun sahibiyim. 1988’de kaynakçılık kursuna gidip, diploma aldım ve kaynakçı
olarak çalışmaya başladım. 10 seneye yakın Hollanda’da kaldım ve orada
da kaynakçı olarak çalıştım. Aachen’a
döndüğümde montajlarda çalışmaya başladım. 2001’e kadar çalışmayı
sürdürdüm.
Resme başlamanız nasıl oldu?
2008’de geçirdiğim bir depresyon sonucu, hastaneye yattım. Tedavi amaçlı yatmıştım ve orada kreatif olarak
bir şey seçmem gerekiyordu; ben de
resmi seçtim. Evde kara kalem karalamalar yapmayı severdim. Bir süre
kur için Frankfurt’a gittim ve orada da sürekli resim yaptım. 2011’de
Aachen’a geri gelip resim yapmaya
Bu konuda bir eğitim aldınız mı?
Hiçbir eğitim almadım. Resimlerimi
tamamen içimden geldiği gibi yapmaktayım. Tualin karşısına geçip,
boyaları karıştırmaya başladığımda
resimler kendiliğinden ortaya çıkmaktalar. Kendi tarzım olarak spatula ile
çalışmayı geliştirdim.
Ne tarz resimler yapıyorsunuz?
devam ettim. Hastaneden bir resim
atölyesinde çalışmak isteyip, istemediğimi sordular. Ben de kabul ettim
ve 2013’te hastanenin bana sağlamış
olduğu atölyede resim çalışmalarıma
başladım.
Aklıma o an ne geliyorsa, ne düşünüyorsam, o andaki duygularımın yansıması olarak tuale yansıyor. Herhangi bir resme veya doğaya bakmadan
tamamen aklımdaki hayali görüntülerden esinleniyorum. Resimlerimi genelde spatulayla yapıyorum, bazen de
farklı materyaller kullanıyorum.
Kişisel bir resim serginiz var mı?
Sergi olarak 3-4 kere karma sergiye
katıldım. Birkaç ay içinde kendime ait
kişisel sergi planlamaktayız.
11
emir kadıoğlu
Resmi sadece hobi olarak mı
yapıyorsunuz?
Resme ilgi duyan kişiler, sizle
çalışmak isterlerse ne dersiniz?
Evet, sadece hobi olarak yapıyorum.
Hiçbir maddi kazanç elde etmiyorum.
Resimlerimin satışını hastane yapıyor.
Elde edilen gelirler de malzeme alımı
ve boyalara harcanıyor. Herkesin bir
hobisi olmalı ve bu hobi üzerine yoğunlaşmalı. Resimlerim genelde Alexianer Hastanesinde sergilenmekte;
kafeteryasında da resimlerim görülebilir ve satın alınabilir.
Benim kendime ait bir atölyem yok
ama çalışmak isteyen herkesle, kendi
ortamlarında, ücretsiz seve seve çalışır, onlara yardımcı olmak isterim.
Sizin derginiz aracılığıyla bana ulaşabilirler. Telefon numaram sizde var.
İsterlerse de Facebook üzerinden ulaşabilirler bana. Orada adımı ve soyadımı yazarak aradıklarında profilime
ulaşabilirler ve oradan yapmış olduğum çalışmalarımı da görebilirler, takip edebilirler. Bana mesaj yazabilirler.
Son olarak söylemek
istediğiniz bir şey var mı?
Resim yapmak sizde nasıl
bir değişiklik oluşturdu?
Resim yaparken kendimden geçiyorum ve dünyanın en mutlu insanı
oluyorum. Dünya ile bağlantımı kesiyorum. Bu terapiyi herkese tavsiye
ederim. Sanatın her dalıyla uğraşmak
rahatlatıcıdır. Ben böyle resim yapacağımı hayatta tahmin edemezdim.
Bilmediğim yeteneklerim bu sayede
ortaya çıktı. Zaman içerisinde de bu
yeteneğim gelişerek daha güzel eserler ortaya çıkarmama sebep oldu.
Resim yapmak isteyenler veya
resimlerinizi görmek, almak
isteyenler size nasıl ulaşabilirler?
Geleceğe yönelik
planlarınız nelerdir?
Resim yapmaya devam edip, daha sık
sergi açmayı hedefliyorum. Özel hayatımda da bir Türk bayanla evlenip,
huzurlu bir yaşam arzu ediyorum.
Bana derginizde yer verdiğiniz için
Bizim Aachen dergisine ve derginin sahibi Günal beye çalışmalarıma
göstermiş olduğu ilgiden dolayı çok
teşekkür ediyorum.
Bizimle bu röpörtajı yaptığınız
için çok teşekkür eder,
gelecek çalışmalarınızda
başarılar dilerim.
Füsun Özdemir
12
bir konuda fikrinizi alalım
Facebook’taki hesabımızdan bir soru sormuştuk: “Almanya’da olmayan ve Türkiye’den özlediğiniz şeyler neler?” diye. Aynı
soruyu çevremizdeki dostlarımıza da sorduk. Özlenen şeylerin, bulabildiğimiz resimlerini aşağıda sizlere sunmaya çalıştık.
13
Gönüllü Çalışmalar
Dr. Serpil Karanfil:
“İlk Yardım Hayat Kurtarır!”
Biraz kendinizi tanıtır mısınız,
Dr. Serpil Karanfil kimdir?
1982 yılında doğdum. Tıp eğitimimi
Bonn’da ve Aachen Üniversitesi’nde
2010 yılında tamamladım. Evliyim ve
iki çocuk annesiyim. Üç yaşında bir kızım ve bir yaşında oğlum var.
Uzmanlığımı “Aile Hekimliği” ve ağırlıklı olarak da “Diyabeteloji” üzerine,
Bonn Diabetes Praxis Dr. Schwarz’ın
yanında yapmaktayım.
Gönüllü sağlık seminerleri
projelerine ne zaman başladınız?
Sağlık seminerleri projesine annelik
iznindeyken, gönüllü olarak Nisan
2014’de başladım.
İlk sunduğum seminer “Annelerimize, bebeklerde ve çocuklarda ilk
yardım kursu” oldu. Bunu, Alman
Kızıl Haçı’ndan (Deutsches Rotes Kreuz) destek alarak, ücret talep etmeden, Bonn ve Siegburg’da camilerde
gerçekleştirdim.
Almancası olmaması nedeniyle, bu
konularda bilgilenemediklerini düşündürdü. Bunun gerekli olduğuna
karar verdim ve bu izin dönemimde,
bu tür ailelere faydalı olmak istedim.
İki çocuk annesi olarak, Rabbim kimseye evlat acısı tattırmasın diyorum.
Diğer bir neden ise üniversite yıllarımda derse giren cerrahi profesörümüzün, derse şu cümlelerle başlamasıydı;
“ En çok yanık kazasıyla gelen çocuklar,
Türk çocuklarıdır. Çay dökülmesi nedeniyle oluşan yanık kazaları.”
Sizi gönüllü olarak bu seminerleri
yapmaya iten ne oldu?
Bunu yapma ihtiyacını duymamın ilk
nedeni; iki çocuk annesi olarak, hastanede yaşadığım çok üzücü bir olaydır.
İki yaşındaki bir evladımız çerez yerken, nefes borusunda tam tıkanma
yaşamış ve ilk yardım, ailesi tarafından, doğru bir şekilde yapılamadığı
için, kalbi durmuş. Aradan dakikalar
geçip, sağlık görevlileri olay yerine
geldiğinde, temel yaşam desteği sağladıktan sonra, ambulansla hastaneye getirilmiş. Sonuçta çocuk, beynine
okjsijenin yeterli miktarda gitmemesi ve beyninin büyük hasar görmesi
nedeniyle ömür boyu felçli kaldı. Bu
olay bana, Türk ailelerinin sağlık ve
ilk yardım konularında yeterli bilgiye
sahip olmadıkları ve çoğunun yeterli
Son olarak bizlere ne
söylemek istersiniz?
İlginizden dolayı Bizim Aachen dergisine ve size teşekkür etmek istiyorum.
Vatandaşlarımızdan ricam, özellikle annelerden, lütfen bilmediğiniz sağlık konularında bana veya ulaşabildiğiniz, bu
konularda sizlere yardımcı olacak kişi
veya kuruluşlara ulaşınız. İlk yardım nasıl yapılmalı ve meydana gelen kazalardan sonra neler yapmak gerekir? Genel
sağlık konularında mutlaka bilgilenin.
Bana telefonla (0228 / 63 19 19) veya
maille ([email protected]) ulaşabililirler. Ulaşım imkanlarımın sağlandığı
bütün dernek, kurum ve kuruluşlarda
seminerler vermeye devam edeceğim.
Bize zaman ayırdığınız için
size teşekkür ederim.
Abdullah Yaşar
Seminerlerinizde başka hangi
konuları işliyorsunuz?
Diğer sağlık konularını da işlememin
nedeni çok basit. Almanya’ya gelen
büyüklerimiz, doğal olarak dil sorunuyla karşı karşıya kaldıkları için, doktora gittiklerinde sağlık sorunlarını
dile getirmekte zorluk yaşamışlardı.
Bu seminerlerim sayesinde, özellikle
yaşlı vatandaşlarımıza yardımcı olmaya çalışıyorum. Onlara değişik hastalıkların belirtilerini, korunma ve tedavi yöntemlerini anlatıyorum. Bugüne
kadar ilk yardım kursları hariç, diyabet,
mide hastalıkları, aile sağlığı, kalp hastalıkları ve kalp krizi, göğüs kanseri ve
diğer kanserler konularında seminerler
verdim. Benden talep oldukça ve gerekli koşullar sağlanırsa, isteyen bütün
dernek ve kuruluşlarımızda, vatandaşlarımıza seve seve yardımcı olurum.
14
bir konu & iki konuk:
Müslüman topluluk ve
derneklerle, organizsazyonlarla
birlikte çalışıyorsunuz.
Bu kuruluşlar tarafından size
sıkça başvuruluyor mu?
Aachen Emniyet Müdürlüğü ve “Müslüman
Kuruluşlar için İletişim Memurları” (KMI)
Aachen Emniyet Müdürlüğü, Aachen Şehirler Bölgesi’nde “KMI” adında yeni bir
bölüm oluşturdu. Bu bölümde görevli polis memurları bölgedeki tüm müslüman
dernek, cemaat ve organizasyonların gerekli durumlarda başvurabilecekleri yetkili kişiler konumundalar. Başkomiser Michael Jäckle (Alsdorf Karakolu) Aachen’ın
kasabaları için görevli iken, Aachen şehri için bu görevi Baskomiser Walter Stein
(Aachen Doğu Bölgesi Karakolu, Victoriastr.) üstlenmiş. Biz de onlara, bizim insanlarımızı ilgilendirdiğini düşündüğümüz için, çalıştıkları bölüm ve görevleri hakkında sorular yönelttik...
Sizlerin görevli olduğu KMI
nedir? Lütfen okuyucularımıza
kısaca anlatır mısınız?
Karşılıklı tanışma ve bir istek esnasında,
doğru kişilere ulaşıp, doğru çözümler
bulmak, polis için çok önemlidir.
KMI „Kontaktbeamtin/Kontaktbeamte muslimische Institutionen“un kısaltmasıdır. Yani „Müslüman kuruluşlar için iletişim memurları“...
Bu bölümde kaç polis
memuru görevli? Burada
görevlendirilmenin belli
kriterleri var mı?
Bu polis memurları tüm müslüman
kuruluşları için görevli olan özel memurlardır. Müslüman kuruluşlarının
isteği üzerine, 1. Alman İslam Konferansı’ndan sonra, NRW eyaleti, 2007
yılında bu sistemi kurma kararı aldı.
Almanya’da bu görev için kaç polis
görevlendirileceği konusu eyaletlerin insiyatifine bırakılmıştır. Bizim eyaletimiz Kuzey Ren Vestfalya (NRW)
eyaleti, her emniyet müdürlüğü bölgesi (Kreispolizeibehörde) için bir KMIgörevlisi tavsiye etmektedir.
O zamanların KMI memurları kendi
ana görevleri yanında ayrıca müslüman kuruluşlarla iletişim kurma,
ağ oluşturma ile görevlendirilmişlerdi. Oysa bugün, NRW eyaleti bu
memurları diğer görevlerinden coğunlukla ayırıp, yoğun olarak bu kuruluşlar için eğitiyor ve görevlendiriyor. Bu polis memurları, istek üzerine
kuruluşların başkanları ve gerekirse
de üyeleriyle iletişim içerisinde bulunuyorlar. Bu iletişim, dernek ve kuruluşların bu görevli polis memurlarını
daha iyi tanımalarını sağlıyor. Kuruluşlar tarafından oluşan istek doğrultusunda, görüşler ve sorular hakkında,
şikayet veya durum değerlendirmesi, fikir alış-verişi gibi görüşmeler yapılabiliyor.
Aachen Emniyet Müdürlüğü, müslüman kuruluşların yoğunluğundan dolayı ve Aachen’ın kasabaları ile birlikte
geniş bir alanı kapsaması nedeniyle,
bu konuda iki üniformalı polis memuru görevlendirmiştir.
Bu seçimde memurların tecrübe sahibi olmaları çok önemlidir. Biz ikimiz
de 50 yaş üzerinde olup, ikimizin de
neredeyse 35 yıllık bir mesleki geçmişi var. Daha önceki çalışmalarımızda
da çoğunlukla bu konularla ilgilendiğimiz için, yaşadığımız yerin insanları, onların düşünce biçimleri, korku ve
endişeleri konularında tecrübeliyiz.
Bu, Aachen polisi için çok önemlidir.
Çalışmalarımızın başında ikimizin de
görevi ilk etapta bu organizasyonları
tanımak ve onlarla iletişimi sağlamaktı. Bizden önce bu kurumları tanıyanların bilgilerinden faydalandık. İkimiz
de çok çabuk kuruluşların misafirperver olduğunu gözlemledik. Bu samimiyet, iletişimi oldukça kolaylaştırdı.
Ne de olsa dernekler, kurum ve kuruluşlar insanlardan oluşuyor. Kurulan
dialoglar, polis memuru ve dernek yönetim kurulundaki kişiler arasında bir
tanışma, daha iyi tanıma fırsatı yaratıyor. Çoğu müslümanrın şimdiye kadar
büyük problemler oluşmadan organizasyolarının içinde yaşayabildiklerini
gözlemlemek çok güzel. Dolayısıyla,
polislerimize çok büyük iş düşmüyor.
Tabiiki bazen sorunlarla da karşılaştık.
Bu sorunları birlikte çözebilmiş olmak
bize, birlikte bazı sonuçlara ulaşılabildiğini de gösteriyor. Bu tecrübeler organizasyonların KMI’yi, sorunlarının
çözümleri için, bize başvurmalarını kolaylaştırıyor. Çoğu kez KMI, kurumları ziyarete gidiyor ve önemli bir
durum olup olmadığını soruyor. Çoğunlukla bir sorunlarının olmadığını
görüp, birlikte bir çay içerek, sohbet
ediyoruz.
Bu görevinizden dolayı
müslümanların yaşantısını
daha iyi anlamaya başladınız
diyebilir miyiz?
Kişilerin birbirini daha iyi tanıyabilmeleri genelde fikir alış-verişlerinde derinleşiyor. Herkes kendini ortaya koyduğunda, karşı taraftaki için olayları ve
Başkomiser Stein / Stadt Aachen
15
KMI
karekterleri anlamak daha kolaylaşıyor.
KMI sayesinde müslümanların yaşantısını daha yakından tanıma fırsatımız
oldu. Bu durumdan çok memnunuz.
Çünkü sonuçta onlara da, üniformalı
olan bizlerin arkasındaki insanları daha
yakından tanıma fırsatı verilmiş oluyor.
Bu da çekingenliklerini ve endişelerini
yenmelerinde yardımcı oluyor.
Bazen, bazı durumların daha uzun süreceğinin bilincindeyiz. Polisle kötü
tecrübeleri olanlar KMI ile iletişimde
gene de endişeli olabiliyorlar. Yapılan araştırmalarda Almanya’da yaşayan toplulukların Alman polisine son
derece güvendiği tespit edilmiştir. Bu
her ne kadar olumlu olsa da, dünya
polisi hakkında ne yazıkki her zaman
durum böyle değil. Bazı ülkelerde, polis dendiği zaman, insanların aklına insan haklarını hiçe sayan, yolsuzluklara
bulaşan bir kurum geliyor. Çocukluğunda polisle kötü bir anısı olan insanların buraya geldiklerinde, polise
güvenmeleri zaman alacaktır. Semt
karakollarının bu güveni sağlamada
katkıları büyük oluyor. Onlar, anaokulundaki çocuklarla ve sokaktaki insanlarla devamlı iletişimdedirler. Oradaki
topluluk, semt polislerini uzun yıllardır tanıdıkları için, herhangi bir sıkıntı
oluşmamaktadır.
Müslüman toplulukları
dernek ve organizasyonları
KMI ye nasıl ulaşabilir? Hangi
durumlarda ve ne zaman sizleri
aramaları gerekmektedir?
Aachen Şehirler Birliği’nde (Städte Region Aachen) görev yapmakta olan
biz iki memurun zaten bu müslüman kurumlarla düzenli iletişimleri
var. Hepsi, gerekli durumlarda, gerek
telefon, gerekse mail aracılığıyla bize
ulaşabiliyorlar. Bölgemizde yaşayan
tüm müslümanların ve kuruşların danışabileceği ve direk başvurabilecekleri yetkili kişileriz.
Aachen’daki
Yeminli Mali
Müsaviriniz
.
Birimiz tatilde veya hasta olduğunda,
diğerimiz onun görevini üstlenmekte ve vekalet etmektedir. Dernek kutlamalarında, kermeslerde, sokak eğlencelerinde ve sportif faaliyetlerde
bizleri seve seve çağırabilirler. Özellikle çocuklar için gerçek bir polisle
konuşma imkanı bulmak, polis arabasına oturmak, polis şapkasını takmak
imkanı sağlıyoruz. Anne babaları resim de çekebilirler. Özellikle anne, babalar ve onların büyükleri için bu çok
güzel bir anı olabilir. Ayrıca NRW eyaleti, göçmen asıllı genç insanların polis mesleğini tanımalarını istiyor. KMI,
polis mesleği hakkında yetkili birimlerle birlikte, bilgilendirme çalışması
da yapmaktadır.
Tecrübeli
Güvenilir
Profesyonel
Şimdiye kadarki çalışmalarınız
nasıl geçti? İlginç olaylarla
karşılaştınız mı?
Her derneğin veya kuruluşun başkanının kişisel tavrı ve yaklaşımı, birlikte
çalışmanın derecesini belirliyor aslında. Bu süreç, bazen daha yoğun veya
daha yüzeysel geçiyor. Fakat bize gösterilen misafirperverlik, bizim bu görevi yapmamızı da kolaylaştırıyor.
bir anlayıs. ile
sizlere hizmet
vermeye hazırız!
Yaşadığımız özel durumları ve gizli bilgileri görevimiz gereği sizle ne
yazıkki paylaşamayız. Görevimizi severek yapıyoruz, çünkü karşımızdaki
insanların bizi anladıklarını hissediyoruz. Bütün insanların bu şekilde iletişimde olmalarını gönülden dilerdik.
Derginizin adı gibi ‘Bizim Aachen’
duygusu burada yaşayan insanların
sahip olabileceği en güzel duygudur.
Aachen ve kasabaları için de bu duygu geçerlidir. ‘Biz’ duygusuyla insanlar, zor zamanlarda birbirine yardımcı oluyor; buna bütün insanları davet
ediyoruz. Biz barış içinde, dostça, birlikte yaşayabileceğimiz bir gelecek
istiyoruz ve bunu gerçekleştirmeye
hazırız.
Dipl.-Kauffrau (FH)
RukIye Alper
Steuerberaterin
Heinrichsallee 68
52062 Aachen
Tel: +49 241 990 215-0
Fax: +49 241 990 215-29
[email protected]
Korrektur2-RukiyeAlper-Kanzleischild.indd 1
Bize zaman ayırıp görevleriniz
hakkında bilgilendirdiğiniz
için sizlere teşekkür ederiz.
Başkomiser Jäckle / Kreis Aachen
Funda Şen
17.04.14 13:24
www.steuerkanzlei-alper.de
16
bunları biliyor muydunuz?
Region
Aachen
ve biz
1.250.000 nüfusun yaşadığı Region
Aachen bölgesinde, Türkiye kökenlilerin (Türk pasaportlu, çifte vatandaş veya sadece Alman pasaportu
olanların hepsi dahil) sayısı şöyle:
Städte Region Aachen: 28.230
Kreis Düren: 9.770
Kreis Euskirchen: 2.420
Kreis Heinsberg: 7.750
Toplam olarak yaklaşık 48.000
Peki bu bölge hangi şehir (Stadt) ve
toplulukları (Gemeinde) kapsıyor?
Städteregion Aachen: Aachen,
Alsdorf, Baesweiler, Eschweiler,
Herzogenrath, Monschau, Stolberg
ve Würselen şehirleriyle, Roetgen
ve Simmerath topluluklarından
oluşur ve 540.000 nüfusa sahiptir.
Kreis Düren: Düren, Heimbach,
Jülich, Linnich ve Niedegen şehirleriyle, Aldenhoven, Hürtgenwald,
Inden, Kreuzau, Langerwehe, Merzenich, Niederzier, Nörvenich, Titz
ve Vettweiß topluluklarından oluşur ve 260.000 nüfusa sahiptir.
Kreis Euskirchen: Euskirchen, Bad
Münstereifel, Mechernich, Scheiden ve Zülpich şehirleriyle, Blankeinheim, Dahlem, Hellenthal, Kall,
Nettersheim ve Weilerswirt topluluklarından oluşur ve 200.000 nüfusa sahiptir.
Kreis Heinsberg: Heinsberg, Erkelenz, Geilenkirchen, Hückelhoven,
Übach-Pallenberg, Wassenberg
ve Wegberg şehirleriyle, Galgent,
Selfkant ve Waldfeucht topluluklarından oluşur ve 250.000 nüfusa sahiptir.
25 şehir ve 21 topluluktan oluşan
bir bölgede dağıtıyoruz dergimizi. Bu bölgedeki tüm dernekler, camiler, cemevleri, süpermarketler,
berber ve kuaförler, kahvehaneler,
restaurant ve imbissler ve bir çok
resmi devlet (şehir) idare binalarında dağıtılıyor. Kreis Euskirchen’de
tam olarak dağıtmayı başardığımızda dergi adetimizi 10.000’e
çıkaracağız.
Her Yıl Sürekli Tarihi Değişen Yaz Tatilleri
Özellikle çocuğu olanların bildiği bir
konu olan, yaz tatili tarihlerinin her
yıl değişmesinin altında mantıklı bir
sebep yatmaktadır.
Her eyalette okulların yaz tatilinin sürekli değişmesi, geçmişte eyaletlerin
kültür bakanlarının bir toplantıda aldıkları ortak karardır.
Tüm ülkede aynı anda yaz tatili uygulaması yapılması durumunda, otobanlarda trafiğin yoğunlaşacağı ve tatil yerlerinde yer bulunamayacağı düşünülerek, böylesi bir karar alınmıştır.
Kararın alındığı dönemde, bugün olduğu gibi uçakla başka ülkelere gitme
pek yaygın olmadığından, tatillerde
genelde ülke içindeki deniz kenarlarına ve ormanlık bölgelere gidilirdi. Bu
nedenle de oralara giden otobanlarda yoğun bir trafik oluşur ve tatil yerlerinde boş yer bulmak kolay olmazdı.
NRW eyaletinde gelecek bir kaç yıl
içindeki okulların yaz tatilleri şöyledir:
2015 > 29 Haziran - 11 Ağustos
2016 > 11 Temmuz - 23 Ağustos
2017 > 17 Temmuz - 29 Ağustos
2018 > 16 Temmuz - 28 Ağustos
2019 > 15 Temmuz - 27 Ağustos
2020 > 29 Haziran - 11 Ağustos
Bu uygulamanın dışında kalan tek
eyalet, Bayern eyaletidir ve yaz tatili
tarihleri eyalet tarafından tespit edilir.
Bir ayrıcalık da, yaz tatilinde yoğun
turist akınına uğrayan bir kaç adaya
tanınmıştır.
Tatil dönemlerinde uçak fiyatları “yüksek sezon” nedeniyle pahalandığı
için, başka eyaletlerden bilet alarak
uçmak olanağınız varsa tasarruflu
olabilir.
Bu düzenlemeye göre, yaşadığımız
Yolda Önünüzdeki Arabanın Arkasında Gördüğünüz Semboller
Ne Anlama Gelir? Size İki Örnek Verelim:
Garip bir işaret
Bu garip işareti bir çok arabanın arkasında görürsünüz. Bu işaret Almanya’nın
en ünlü adası olan
Sylt adasının siluetidir. O otomobilin
bir zamanlar o adayı ziyaret ettiğini ve anı olarak bu çıkartmayı oraya
yapıştırdığını gösterir.
Balık
Bu işaret, eski Roma
döneminde hristiyanlar tarafından
kullanılırdı. Hristiyanlık dininin yasak
olması, yakalandıklarında ağır işkencelere mağruz kalmaları nedeniyle, o
dönemdeki hristiyanlar, yere bu işareti çizerek birbirlerini tanımaya çalışırlardı. Arabasının arkasına bu işareti
yapıştıran kişi, kendisinin iyi bir hristiyan olduğunu anlatmak istiyor.
17
gençlik sayfası
Almanya çapında VW’de yaklaşık 4.000 satıcı içinde en
iyi ilk yüze girmiş bir başarı öyküsü: Caner Erdoğan
Geçtiğimiz yıl meslek eğitimi
yaparken aldığınız ödül
hakkında ne söyleyeceksiniz?
Caner Bey, bize biraz
kendinizden bahseder misiniz?
Merhaba. Adım Caner Erdoğan. 25 yaşındayım. Almanya’nın Frechen kentinde doğdum. Aslen Çorumluyum.
Zabka Automobile Alsdorf'da çalışıyorum. İlkokulu (Grundschule) ve ortaokulu (Realschule) Kerpen’de okuduktan sonra, meslek lisesi (Fachabitur)
diplomamı Frechen’de aldım. Daha
sonra 2008 yılında meslek eğitimine
(Ausbildung) Audi Zentrum Aachen’da
başladım. 2012 yılında satıcılık eğitimi
ne (Verkäufer Ausbildung) başladım ve
2014’de eğitimimi tamamladım.
Neden araba branşını seçtiniz?
Ailemde araba sektöründe çalışanların sayısının oldukça fazla olması, beni
otomatik olarak bu branşa yöneltti.
Bu sektörde Türklerin fazla yer almaması da beni bu branşa iten sebeplerden bir tanesi oldu. Ayrıca, kariyer
yapma adına kendini geliştirip güncelleyebileceğin bir sektör.
Öncelikle çok mutlu ve gururluyum.
Çünkü aldığım ödülü “Verkäufer Ausbildung” süresi içerisinde hakettim. Bu
durum Almanya’da çok rastlanan bir
durum değil. Volkswagen, Almanya
çapındaki yedi bölgeden, en iyi satıcılarını seçiyor her yıl. Buradaki kriterler
araba satışı ve müşteri memnuniyeti.
Bunlardan alınan sonuçlara göre en
iyiler belirleniyor. Ben NRW’de ilk 14’e,
Almanya’da da ilk 100 arasına girdim.
Bunu başarmış olmaktan dolayı çok
sevinçliyim. Ödülleri kazanmak bana
büyük bir özgüven kattı. Hedeflerime
ulaşmak için doğru yolda olduğumu
hatırlattı. Kariyer planlamasında bana
çok faydalı oldu. Bu arada, bu ödülleri
almamda ailemin de çok büyük katkısı
var. Onlar olmasaydı belki de başaramazdım. Hep yanımda durup, destek
oldular. Bu yüzden, onlara buradan bir
kez daha teşekkür ediyorum.
İyi bir satıcı nasıl olmalı? Sizin
bu anlamda farkınız nedir?
Herşeyden önce güleryüzlü olmak
gerekiyor. Müşteriye güven vermek,
taleplerini empati kurarak yerine getirmek, aldığı ürünün daha sonraki süreçte çıkarabileceği sorunları zaman
kaybetmeden, yakından ilgilenmek,
müşteriye değer verdiğini hissettirmek. Bu da müşteriyle alışverişi uzun
ömürlü tutabilir. Önemli olan bir ürünü
satmak değil; müşterinin memnuniyeti. Bunları yerine getirdiğinizde müşteri sayınız daha da artar. Benim farkım
sattığım her ürünü kendime alıyormuş
gibi müşteriye de önermek.Ürün, satıcı ne kadar iyiyse, o kadar iyi olur. Sonuç olarak müşterideki memnuniyet
ve güven bende ayrı bir motivasyon
sağlıyor. Bu yüzden kendimi sürekli
eğitiyor ve geliştiriyorum. Bir gün satış müdürü olmayı hedefliyorum.
Bu alanda kariyer yapmak
isteyenlere önerileriniz nelerdir?
Hayallerinizi hiç bir zaman ertelemeyin. Çok ister ve çalışırsanız, emin olun
başaracaksınız. Ben hep hedeflerime
ulaşacağıma inandım ve bu doğrultuda çok çalıştım. Kendinize güvenin,
sonucu çok güzel olacaktır.
Bu güzel söyleşi için size çok
teşekkür eder, başarılarınızın
devamını dileriz.
Emrah Güngör
18
Kapak konusu:
Grup Vitamin - Anlamıyorum
Anlamıyorum
Ne konuştuğunuzu
Anlamıyorum
Trafigi mrafigi kafatasına takma
Ağzını mağzını bozma sen onlara bakma
Sağdan soldan kaldırımdan hiç fark etmez yürü git
Erkekliğin lüzumu yok diye bağrını yakma
Nedeni var nedeni yok hiç fark etmez
Bu araba da buraya nah park etmez
Delikanlı ayakları modasına uyduk
Laga Luga yapma yürü be koçum!
Elleme sollama sallama dallama
Darlanma boşalma patlama takma
Dokunma dokundurma sürtünme sürtme
Kalkınma kalkma baldır bacak yatma
Dalga geçme kafa bulma el hareketi yapma
Bu devirde çok sakat yanlış lukat yapma
Oturma kalkma kalkındırma yapma
Söylemesi zor ama tromoloji yapma
Animasyon motivasyon ajitasyon atmasyon
Türkçe konuş anlamıyom çok gücüme gidiyon
Yabancı dil mi Türkçe mi o da ayrı bir konu
Düşündükçe taşındıkça komiğime gidiyon
Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
Konuşuyoruz ama anlamıyoruz
Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
Konuşuyoruz bom bom
Kita kate kuta pata kıtı kıtı tak
Hurrak tak abedük tık
Hapi tıkı tıkı tıkı tıkı tıkı tak
Hurrak hurrak tak tak tak
Upudükü dükü dükü dükü tukurrak
Hopdükü taktükü tiki tiki tak
Abürtu tokurtu tokurtu tak tükü
De de de de de de de de de de de tak
Laluga dalavere hebelübe lübünüz
Dara dori darttak darlanma dallama
Hebe lübü hübülübü dürülülü hebelüp
Tıramola kapa kola koka kola hebelüp
Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
Konuşuyoruz ama anlamıyoruz
Konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz
Konuşuyoruz bom bom
Nedeni var nedeni yok hiç fork etmez
Bu araba da buraya nah pork etmez
Delikanlı ayakları modasina uyduk
Laga Luga yapma yürü be goçum!
Böyle giderse, Almanya’da gelecek neslimiz Türkçeyi unutacak!
Yan tarafta 1990’lı yıllarda Grup Vitamin tarafından söylenen “Anlamıyorum”
adlı şarkının sözlerini yayınladık. Aslına bakarsanız, bugünkü durumumuz bundan pek de farklı değil sanki. Sizlere, bu yazımızda kısaca, Almanya’da anadil
olarak Türkçenin geldiği noktayı göstermeye çalışacağız. Bu konuyu ileride daha
detaylı ele almak dileğiyle, bu bir giriş olsun diyelim.
Almanya’da değişik kuşaklar ve
dil/anadil sorunları
1. ve 2. kuşak olarak adlandırılan
kuşaklar Türkçe konuşurlarken, Almanca öğrenmede, konuşmada zorlanıyorlardı.
Fakat 3. ve 4. kuşaklarda bu durum
değişti. Onlar, kendilerini Almanca
konuşarak daha iyi ifade edebiliyorlar; fakat “anadilleri” olan Türkçeleri
daha zayıf.
5. ve 6. kuşaklarda, böyle giderse durum çok daha kötü olacak uzmanlara
göre ve Türkçe dili gündelik yaşamlarından tamamen kalkacak.
Kuşak derken neyi kastediyoruz?
1970’li yıllarla birlikte Almanya’ya “misafir işçi” olarak gelenleri genellikle
birinci kuşak olarak tanımlama eğiliminde uzmanlar ve böyle de kabul
görüyor, tartışılır olsa da.
Onların burada doğan çocuklarıyla,
Türkiye’den getirilen “ithal” damat
ve gelinler ikinci kuşağı oluşturuyorlar. İşin özü; her 20 yılda, yeni bir kuşak geliyor.
İlk kuşak, kendisini zaten misafir olarak görüyor ve Almancayı gündelik
yaşamında gerektiği kadar kelimeyle idare ediyordu. Türkiye’de fazla bir
okul eğitimleri de yoktu.
İkinci kuşak, burada okula veya Almanca kurslarına gitti ama Almanların olduğu ortamlara pek katılmadıkları için kursta öğrendikleri Almancalarını pek geliştirmediler.
Üçüncü ve dördüncü kuşaklar ise
okullarda Almancayı gramer yapısı ve
imla kurallarıyla öğreniyorlar. Her ne
kadar hala bizim toplumumuzdan arkadaşlıklara önem verseler de, Alman
toplumuyla daha içli dışlı yaşıyorlar.
Okul ve işyerinde Almanlarla daha
fazla temasa geçtiler. Çekinmeden Almanca konuşuyorlar; fakat konuştukları Türkçeleri sanki biraz garipleşti.
Kendi anadillerini bir yabancı dil gibi
konuşuyor, kendilerini ifade ederken
zorlanıyorlar.
İşte sorun da tam burada yatıyor: Bu
nesiller anadilimizi gelecek nesle (çocuklarına) nasıl aktaracak?
Türkçe konuşmak ve öğretmek
Gündelik yaşamımızda ortalama olarak bir kaç yüz kelime kullanıyoruz
aslında ve bütün işlerimizi hallediyo-
En çok kullandığımız 100 kavram
19
konuşuyoruz ama nece konuşuyoruz?
ruz, sorunsuz olarak. Fakat Türkçe dilinin tam olarak 111.000 kelimeden
oluştuğunu söylesek şaşırır mıydınız?
Evde tabiiki Türkçe konuşuyoruz. Fakat bu, bir insanın toplum içinde kendini ifade etmesi için yeterli olmuyor.
Dilimizin uzman kişiler (Türkçe öğretmenleri) tarafından gelecek nesillerimize, kuralları ile öğretilmesi gerektiğini anlamamız gerekiyor.
Peki dilimizi nasıl aktaracağız?
Uzmanlar, yabancı dil öğrenme süreci
gibi, anadilin de ancak okulda sağlam
temellerle öğrenilenilebileceğini söylüyorlar. Evimizde, arkadaş çevremizde konuştuğumuz dil yeterli değil.
Bir dili tam olarak öğrenmede, konuşmaktan daha da önemli olan şey okumak! Ne yazıkki çok okuyan bireyler
değiliz. Bir dili gelecek nesillere aktarmada okumak ve yazabilmek çok
daha önemli. Okuma, dinleme, yazma ve konuşma becerileri gelişmedikçe bir dil tam öğrenilmiş sayılmaz.
Ancak bu şekilde tarihi ve kültürel birikimler gelecek nesillere aktarılabilir.
İki dilli cümleler kullanıyoruz
Hangi kuşaktan olursak olalım, farkına varmadan, gündelik konuşmalarımızda iki dilli cümleler kurmaya
ve konuşmaya başladık. Poşet yerine
“Tüte”, tren istasyonu yerine “Bahnhof” diyerek, Almanca ile başlayıp
Türkçe ile biten cümleleri kullanmak
sanki normal oldu. “Bahnhofa gidiyorum. Hausaufgabemi yapmadım.
Arabayla eve sürüyorum.” gibi garip
cümleleri sık duyar olduk. Maalesef
bu durumun, sonun başlangıcı olduğunu görmemiz gerekiyor.
Büyük tehlike: Çift yarıdillilik
Evde anadilini imla kurallarıyla birlikte, tam anlamıyla öğrenemeyen
çocuklarımızın çoğu maalesef okul-
Bir örnek: Herkez değil, herkes...
da Almanca öğrenmede de zorluk
çekiyorlar. Uzmanlar bunu “Çiftyarıdillilik” (Doppelte Halbsprachigkeit)
olarak tanımlıyor. Bu durum çocuklarımızın eğitim hayatlarını olumsuz
yönde etkiyor. Üniversiteye gitmekte veya bir meslek öğrenmede zorlanıyorlar. Bu şu anda çok yaygın ve
tehlikeli boyutlara ulaştı.
Alman eğitim sistemini suçlamak
işin kolayına kaçmak olur
Yanlış bir kanı olarak, Almanların sistemli bir şekilde anadilimizi okullardan kaldırmak istediklerini söyler
dururuz. Oysa bugün bir çok okulda
Türkçe, diğer yabancı diller gibi zorunlu bir ders haline geldi. Fakat, veliler çocuklarının Türkçeyi zaten bildiklerini düşündüklerinden, onların
okulda başka bir yabancı dili öğrenmelerini istiyorlar.
Yani sorun aslında ne Alman eğitim
sisteminde ne de çocuklarımızda; tamamen ana-babalarda yatıyor. Çocuğun evde, gramer yapısı ve imla
kurallarıyla öğrenemediği anadilini, okulda da öğrenmesine engel olmak...
Bu nedenle iyi bir şekilde Almanca
konuşan gençlerimizin, Türkçe konuşmaya başladıklarında nasıl eksik kaldıklarına, ailelerinin geldikleri yörenin
ve şehrin lehçesini konuşmalarına şaşmamamız gerekiyor. Almanca konuşmak kolaylarına geliyor.
Yeterli Türkçe öğretmeni yok
Okullarda Türkçe dersi veriliyor dedik
fakat bu dersi verecek yeterli sayıda öğretmen ne yazık ki yok. Türkiye’den gelen Türkçe öğretmenleri
dönemi de geride kaldı. Bu nedenle,
üniversitede Türkçe öğretmenliği okuyup, okullarda öğretmenlik yapacak gençlere ihtiyaç var. Günümüz-
de sadece Duisburg-Essen Üniversitesinde böyle bir bölüm var ve mezunları şu an bir çok yerde görev
alıyorlar. Umarız ileride daha fazla
üniversitede bu bölüm açılır ve öğretmen sayısı artar.
Türkçe medyanın rolü
Türkçe televizyon seyreden çocukların anadile olan ilgileri artıyor ve
olumlu olarak etkileniyorlar. Fakat
bir çok dizide ve filmde kullanılan
Türkçenin de ne kadar doğru Türkçe
olduğu tartışılır hale geldi.
Bunun yanında sosyal medya denen
ortamda kullanılan kısaltmalar (selam yerine slm yazmak gibi) da dilin
doğru öğrenilmesinde büyük bir engel oluşturuyor.
Sonuç
Buraya kadar kısaca bahsettiğimiz
konular Almanya’da Türkçe dilinin
geleceği anlamında pek iç açıcı görünmüyor. Böyle devam ederse neler
olabilir?
Günümüzde, gençlerimiz kendi aralarında dahi Almanca konuşuyorlar
demiştik. Bu gençlerimiz evlendiklerinde, evlerinde de Almanca konuşacaklar, bunun örneklerini görmeye
başladık bile. Kendi çocuklarıyla da
Almanca konuşacaklar doğal olarak.
Bunun sonucu olarak da onların çocukları, Türkçeyi öğrenmedikleri için
hiç kullanmaz hale gelecekler. Böylece de Türkçe, gelecek yeni nesillerin
kullanmadıkları bir dil olacak.
Bunun önüne nasıl geçilir? Neler yapılabilir? Bu konulara ilerideki sayılarımızda yeri geldikçe değineceğiz.
Günal Günal
20
bunları biliyor muydunuz?
Bu yazıyı mutlaka okuyun: 12 yaş altı çocuklarda mobil cihazların kullanımı yasaklanmalı!
oyunlar, vb.) özellikle küçük çocuklarda teknolojiye erişimi ve
teknoloji kullanımını artırıyor. Pediatrik terapistler okullara,
hükümetlere, ailelere 12 yaş altındaki çocukların bu tür cihazları kullanmalarını yasaklamaları çağrısında bulunuyor.
Sorun çok ciddi boyutlara varmaktadır. Bilim insanlarının
uyarılarını belli başlıklar altında topladık.
© www.dikomm.at
Bilim insanlarına göre 0-2 yaş arasındaki çocuklar teknoloji
ile haşır neşir olmamalı, 3-5 yaş arasında günde 1 saat, 6-18
yaş arasında ise teknoloji kullanımları günde 2 saat ile sınırlanmalı. Teknoloji ile bu önerilerin 4-5 katı fazla içli dışlı olan
çocuklar ve gençler ciddi tehlikeler ile karşı karşıya kalıyor.
Elde kullanılan cihazlar (cep telefonları, tabletler, elektronik
Hızlı beyin gelişimi: 0 ile 2 yaş arasında bebek beyni 3 katı büyüklüğe
ulaşır ve 21 yaşına kadar bu gelişim
devam eder. Erken beyin gelişimi çevresel uyaranlarla veya bunların eksikliği ile tanımlanır. Teknolojiye aşırı
maruz kalım (cep telefonları, internet,
tablet, TV, vb.) neticesinde ortaya çıkan beyin gelişimi stimülasyonunun
dikkat eksikliği, anlamada gecikme,
öğrenme bozuklukları, yüksek dürtüsellik ve öfke nöbetleri gibi kendini
kontrol etme becerisinde azalma ile
ilişkili olduğu gösterilmiştir.
Gelişmede gecikme: Teknoloji kullanımı hareket etmeyi kısıtlar ve böylece gelişimin gecikmesine sebep olur.
Üç çocuktan biri artık öğrenmesini ve
akademik başarılarını olumsuz yönde
etkileyen gelişim gecikmeleri göstermektedir. Hareket etmek dikkati ve öğrenme kabiliyetini artırır. 12 yaş altında
görülen teknoloji kullanımı çocuğun
gelişimi ve öğrenmesi üzerinde son
derece olumsuz etkilere sahiptir.
Obezite (Aşırı kilo): TV ve video oyunları obezitenin artması ile ilişkilidir. Odasında bu tür cihazları kullanmasına izin verilen çocuklarda obezite görülme sıklığı % 30 oranında
artmaktadır. Obez olan çocuklardan
% 30’unda diyabet ortaya çıkmakta
ve obez kişilerde kalp krizi ve erken
felç riski artmakta ve ortalama yaşam
ömrü kısalmaktadır. Büyük oranda
obeziteye bağlı olarak, 21. yüzylılın
çocukları ailelerinden ayrı yaşayamayan ilk nesil olacak.
Uyku yoksunluğu: Ebeveynlerin %
60’ı çocuklarına teknoloji kullanımı
sırasında eşlik etmiyor ve çocukların
% 75’ine kendi odalarında teknolojiyi
kullanma izni veriliyor. 9-10 yaş arasındaki çocukların % 75’i okul başarılarını olumsuz yönde etkileyecek şekilde
uyku yoksunluğu çekiyor.
Ruhsal bozukluk: Teknolojinin aşırı
kullanımı çocuk depresyonunun, anksiyetesinin, bağlanma bozukluğunun,
dikkat eksikliğinin, otizmin, bipolar bozukluğun, psikozun ve sorunlu çocuk
davranışlarının faktörlerinden biridir.
Saldırganlık: Şiddet içeren medya
içerikleri çocuğun saldırgan olmasına yol açabilir. Günümüz medyasında
küçük çocuklar fiziki ve cinsel saldırı
haberlerine çokça maruz kalabilmektedir. Seks, cinayet, tecavüz, işkence
ve infaz görüntüleri ve çok sayıda
film ve TV dizileri bunlardan bazıları.
ABD’de medya içerikleri çocuk saldırganlığı üzerindeki etkileri bakımından
kategorize edilmektedir. Son yıllarda
çocuk saldırganlığı ile ilgili olayların
sayısında artış gözlenmektedir.
Dijital demans: Yüksek hızlı medya
içeriği dikkat eksikliğine katkıda bulunabilir, bunun yanı sıra konsantrasyon ve hafıza problemlerine yol açabilir. Dikkatini veremeyen çocuklar
öğrenemez.
Bağımlılık: Ebeveynler teknolojiye
bağlandıkları ölçüde çocuklarından
ayrılmaktadır. Aile bağlarının yok olması durumunda, çocuklar bu açığı bu
tür cihazlara bağlanarak kapatmakta-
dır. Bunun sonucu olarak bağımlılık ortaya çıkmaktadır. 8-18 yaş arası her onbir çocuktan biri teknoloji bağımlısıdır.
Radyasyon yayımı: Mayıs 2011’de,
Dünya Sağlık Örgütü cep telefonlarını (ve diğer kablosuz cihazları) radyasyon yayımı bakımından kategori 2B risk grubuna (olası kanserojen)
dahil etmiştir. Bilim insanları beyin
ve bağışıklık sistemi gelişimleri devam ettiği için çocukların çeşitli uyaranlara karşı yetişkinlere kıyasla daha
hassas olduklarını ifade ediyorlar. Bu
nedenle riskin yetişkinler ve çocuklar
için aynı olduğu söylenemez. Aralık
2013’te Toronto Üniversitesi’nden bir
bilim insanı radyo frekansı yayımının
2B değil, 2A olarak (büyük olasılıkla kanserojen) değiştirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Amerikan Pediatri
Akademisi çocuklar üzerindeki etkilerine dair üç sebep sunarak teknolojik cihazların EMF radyasyon yayımlarının yeniden incelenmesi talebinde bulunmuştur.
Bu böyle Sürdürülemez: Çocukların teknoloji ile yetiştirilmesi ve eğitilmesi artık sürdürülebilir bir yol değildir. Çocuklar bizim geleceğimizdir,
ancak aşırı teknoloji kullanan çocuklar için artık gelecek yoktur. Teknolojinin çocuklar tarafından kullanımını
azaltmak için ekip bazlı bir yaklaşım
gereklidir ve bunun yapılması aciliyet
içermektedir.
Gelecek sayımızda yetişkinleri de ilgilendiren dijital bunamayı işleyeceğiz.
21
sizden gelenler
Eğer bu yazıyla birkaç kişinin bu konuda duyarlılığını sağlayabilirsem ne
mutlu bana.
Sağlıcakla kalın...
Hakan Tuc
Çağımızın büyük problemi: Plastik
Sizlere plastiğin zararlarını, sayılarla
ve kelimelerle anlatmaya çalışacağım.
Plastik denen maddenin yüz senelik
geçmişi vardır ve kendimize plastik
çağın çocukları diyebiliriz. Her sene
sadece Avrupa’da 60 milyon ton
plastik üretilmektedir ve bu da dünya üretiminin dörtte biridir. Bu sayı
her geçen yıl daha da artmaktadır. Büyük firmalar 800 milyar dolar gibi bir
para kazanmakta ve bunun sonu da
görünmektedir.
Plastik denen madde bugünkü hayatımızda çok büyük yer teşkil ediyor.
Bazen farkında değiliz ama şöyle bir
çevremize baktığımızda kullandığımız bir çok şeyin plastikten yapıldığını görebiliriz.
Peki plastik neden tehlikeli?
İnsanoğlunun eksik taraflarından bir
tanesi, bir şey icat ediliyor ve maalesef
yan etkileri fazla araştırılmadan hemen pazara sürülüyor. Nedeni ise en
kısa şekilde para yapmak. Bir çoğumuz plastiğin 200 ile 300 sene arasında yok olduğunu biliyoruz. Fakat
bilmediğimiz şey, o plastiğin, o süre
zarfında sadece gözden kaybolmasıdır. Plastik, küçük moleküllere parçalanıp varlığını dünya üzerinde devam ettirmektedir. Bu parçacıklar
besin maddelerine karışıp insan sağlığını er ya da geç tehdit edecektir. Biz
bunu şu anda fazla hissetmesekde,
torunlarımız bundan nasiplerini alacaklardır. Dünyada her sene 22 milyon ton plastik sadece denize boşaltılmaktadır. Bunların büyük bir kısmı
denizin dibine çökerek, oradaki ekosistemi bozmaktadır. Balıklar ve kuşlar ister istemez bu plastik parçalarla kontağa giriyor ve gerçek şu ki, bu
güne kadar yapılan hasar maalesef
telafi edilemeyecek duruma gelmiştir. Bunun başında da insanların bilinçsiz olması gelmektedir. Dünyada
o kadar çok plastik var ki bu dünyayı
6 kez plastik torbalarla kaplamaya
yetiyor. Plastiğin içindeki maddeler
astım, alerji ve kanser gibi hastalıkları tetiklemektedir. Bilim insanları
dünyadaki bütün insanların kanında
plastiğin içindeki maddelerden bulunduğunu tespit etmişlerdir. İnsanlar
bunları ağız yada doku yoluyla almaktadırlar. Bu erkeklerde sperm üretimini, hamile bayanlarda ise embriyonun
gelişimini olumsuz etkilemektedir.
Peki ne yapmalıyız?
Mümkün olduğunca plastikten uzak
durmalıyız. Mesela plastik poşetler
yerine, bez torbalar, plastik şişeler yerine de cam şişeleri kullanmayı tercih
etmeliyiz. Plastik çöpleri düşünmeden doğaya atmayalım. Unutmayalım ki dünyada basit bir kural vardır.
Bu dünyada yaptığımız her şey bize
hizmet olarak geri dönecektir.
Ein Sommer
in New York
– The Visitor
Fr. 17.04.
Caramel
Sa. 18.04.
Großes Kino
in der Nadelfabrik
Am Freitag, den 17.04. und Samstag,
den 18.04.2015 jeweils um 19 Uhr im
Foyer der Nadelfabrik.
Der Eintritt ist frei!
Open Air
Bühne Kennedypark
am Samstag, den 30.05.
mit dem DAS Da Theater
www.aachen.de/
nadelfabrik
22
Yemek kültürü
Kuzu eti ve kuşkonmazın mevsimine girdik. Sizlere Anadolu’dan kuzu etli yemek tarifleri yanında, bu aylarda bolca bulabileceğiniz ve bir vitamin kaynağı olan kuşkonmazlı yemek tarifleri verelim istedik. Denerseniz pişman olmazsınız...
Kuzu Etli Tirit
Malzemeler: 4 patates, 750 gr dana
bonfile, 500 gr mantar, 2 adet soğan,
1 YK domates salçası, 1 YK biber salçası, 2 TK kekik, 2-3 TK sıvıyağ veya
100 gr tereyağı, sarımsaklı yoğurt, tuz,
karabiber.
Hazırlanışı: Patatesleri uzunlamasına ince doğranıp kızartın. Soğanları yemeklik doğrayın, az bir yağ ile
soteleyin. Etleri de parmak şeklinde
Fırında Kuzu Kapama
Malzemeler: 1 demet kuşkonmaz,
1 adet kuru soğan, 4 YK zeytinyağı,
1 domates, 1 havuç, 2 kesme şeker,
sıcak su, tuz.
Hazırlanışı: İnce ince doğradığınız
kuru soğanları zeytinyağında yumuşayıncaya kadar kavurun. Tuzunu ilave edin. Kuşkonmazların uçlarını kırıp,
dışını temizleyin ve 3-4 cm genişliğinde doğrayın. Havucu soyup küp küp
doğrayın. Domatesi rendeleyin ve ka-
Etli Kuşkonmaz Sarması
Malzemeler: 1/2 kg kuzu eti, 1 pide
ekmeği, 4 su bardağı su, et bulyon,
karabiber, tuz, tereyağ
Hazırlanışı: Etleri yıkayıp düdüklü
tencereye alın, 4 su bardağı soğuk
suyu ekleyin ve tuz ekleyin. Kaşıkla
karıştırın ve kapağını kapatıp 45 dk
kaynatın. Kapağı açınca, üzerine karabiber ve et bulyonu atın ve karıştırın.
Servis için bir tavada tereyağ kızdırın. Servis tabağına pide ekmeğini
doğrayın ve üzerine etin suyundan
dökün. Lokum gibi olan etleri bir çatalla didikleyip üzerine dökün ve kızdırdığınız tereyağını üzerine dökün.
İsterseniz damak tadınıza ve zevkinize
uygun olarak domates, biber, maydanozla da süsleyebilirsiniz.
doğranıp, soğanla beraber soteleyin.
Et suyunu salınca, dörde bölünmüş
mantarları ilave edip, etler yumuşayıncaya kadar pişirin. Sonra salçaları ve baharatları ilave edin. Bir taşım
kaynayınca altını kapatın. Servis tabağına patatesler, üzerine sarımsaklı
yoğurt, en üste de etli mantarlı karışımı koyup servis yapın ve maydanozla süsleyin.
Çökertme Kebabı
Malzemeler: 1 adet kuzu budu (parçalara ayrılmış), 2 adet kuru soğan,
1 adet iri patates, 10 diş sarımsak, 1
TK kimyon, 1 TK karabiber, 1 ÇK kekik, 1 ÇK tuz, 1 TK 7 baharat karışımı,
2 ÇK tereyağ.
Hazırlanışı: Kuzu etini düdüklüde
haşlayın. Patatesi yuvarlak halkalar
halinde doğrayıp yağda kızartın ve
borcama dizin. Üzerine baharatlarla
ve tuzla karıştırdığınız haşlanmış kuzu
etlerini dizin ve aralarına sarımsakları
yerleştirin. Soğanları dörde kesip onları da ekleyin ve tatlı kaşığı yardımıyla tereyağı hepsinin üzerine azar azar
koyun. 200 derece sıcak fırında 35 dk
pişirin. Yanında pirinç pilavı ile de servis yapabilirsiniz.
vurduğunuz soğanlarınıza ilave edin
ve 1-2 dakika daha kavurun. Kesme
şekerleri ekledikten sonra, doğradığınız havuç ve kuşkonmazları da tencereye katın. 1-2 dakika bu şekilde kavurun. Üzerine çıkacak kadar sıcak su
ekleyerek, sebzeler yumuşayıncaya
kadar pişirin. (Suyu azalırsa ilave edin).
Tencerede ılıttıktan sonra tabağa alıp
servis yapın.
Zeytinyağlı Kuşkonmaz
Malzemeler: 36 adet küçük boy kuşkonmaz, 6 adet dana biftek, 1 avuç
maydanoz, 1’er tutam fesleğen, kekik,
nane, 1 adet soğan,3 YK rendelenmiş
Parmesan peyniri, 3 YK margarin, tuz,
karabiber.
Hazırlanışı: Her bir dilim et için 6 adet
haşlanmış küçük boy kuşkonmaz ayırın. Biftek dilimlerinin dikdörtgen olması için gerekirse kenarlarını kesebilirsiniz. Kuşkonmazları haşladıktan
sonra, biftek dilimlerinin içine, uç kısımları sarmanın dışında kalacak şekilde yerleştirin. Kuşkonmazlı etli
sarmaların üzerine bir tutam tuz ve
karabiber serpip sarın. Sarmaların pişerken kenarlarının açılmaması, sabit
durması için kürdan ile sabitleyin. Hazırladığınız kuşkonmazlı etli sarmaları
üst üste gelmeyecek şekilde yan yana
tencerenin içine yerleştirin. Üzerlerine
margarin yağı gezdirip, jülyen doğranmış soğan, çok ince kıyılmış maydanoz, fesleğen, kekik ve nane ekleyin. Tencerenin kapağını kapatıp
yüksek ısıda pişirin. Yemek kaynamaya başladığında tencereye 1 kepçe kadar kuşkonmazı haşladığınız sudan ilave edip 20 dakika daha pişirin. Yemek
piştikten sonra servis tabağına, kuşkonmazlı, etli sarmaları yemeğin suyu
ve soğan harcı ile alıp, üzerlerine Parmesan peyniri dökün ve sıcak olarak
servis yapın.
23
kadIn saYfasI
Kararan fayans aralarını
temizlemek için basit formül
Kısa boylu, kısa bacaklı kadınlar nasıl giyinmeli ve nelerden uzak durmalı?
• Yüksek bel pantolonlar bacakları her zaman olduğundan uzun gösterir.
• Baştan aşağı aynı renk giyinmek kişiyi uzun gösterir. Özellikle saks mavisi, gri veya pudra rengi seçilmelidir.
• Mini etekler bacakları olduğundan uzun gösterir, kış aylarında da siyah opak çorapla giyilirse boyunuz birkaç
santim uzun görünecektir.
• Cilt tonunuzla uyumlu bir nude renk ayakkabı mutlaka
sizi daha uzun gösterir.
• Platform topuklu ayakkabılarla maksi elbiseler bacak boyunuzu uzun gösterecektir.
• Koyu renk dik çizgili bluz ve pantolonlar sizi olduğunuzdan daha uzun gösterecektir.
• Platform topuklu ayakkabılar vazgeçilmeziniz olmalıdır.
• Diz altı bol etekten, midi botlardan, oversize blüzlerden,
düşük bel kotlardan, midi boy dar eteklerden, uzun bluzlardan mutlaka kaçınılması gerek.
Size, banyo, tuvalet ve mutfağın duvar kaplamalarını oluşturan fayansların
araları kirlendiğinde uygulayabileceğiniz basit çözüm sunalım.
1 litre suya yarım su bardağı sade maden suyu, 1 fincan limon suyu ve yarım
fincan beyaz sirke ekleyin ve iyice karıştırın. Hazırlamış olduğunuz karışımı
fayans aralarına bir fırça ile sürün. Son
olarak, fayansların dış yüzeyini mutfaklarda da kullandığınız süngerlerin telli
kısmı ise ovarak temizleyin.
Hazırlamış olduğunuz karışımın marketlerde satılan pahalı temizlik ürünlerinden daha kaliteli bir sonuç verdiğini göreceksiniz ve ekonomik olarak
da güzel bir tasarrufta bulunmuş olacaksınız. Bu yöntem, fayanslarınızın
kararma süresini de fark edilir şekilde
uzatacaktır.
Yumurta kabuklarıyla aslında birçok şey yapabileceğinizi biliyor muydunuz?
Çöpe giden yumurta kabuklarıyla aslında birçok şey yapılabildiğini biliyor muydunuz? Her evde kahvaltıda veya diğer
yemek saatlerinde kullandığımız yumurtaların kabuklarını atmadan önce bir
daha düşünün. Yumurta kabuklarında
yüksek miktarda kalsiyum karbonat bulunur. Mineral yapıları da yemekler haricinde kullanılmalarını bu yüzden sağlar.
• Kompostlama: Yumurta kabukları
kolaylıkla parçalandığından, kompostlama için idealdir. İçerdikleri konsantre
mineraller toprağı daha sağlıklı hale
getirir.
• Haşere mücadelesi: Haşereler farklı
şekillerde ve boyutlardadır, ancak bahçelere zarar vermek için aynı çabayı
sarf ederler. Yumurta kabuklarını ufalayıp bahçenize serperseniz, özellikle solucanları uzak tutmuş olursunuz.
Üstelik kimyasal maddeler kullanmak
zorunda da kalmazsınız.
• Giysi beyazlatıcısı: Yumurta kabuklarını ufak bir keten torba içinde limon
dilimleriyle karıştırın. Bu keten torbayı
çamaşır makinenize atıp giysilerinizle
birlikte yıkadığınızda, beyaz giysilerin
rengini koruduğunu ve grileşmediklerini göreceksiniz.
• Leziz kahveler: Makine kahvesi içiyorsanız ve acımtırak bir tat hissediyorsanız, makinenizin kahve koyduğunuz
bölümüne bir yumurta kabuğu atın.
Yumurta kabuğu kahvenizin tadını değiştirmez, sadece acılığını alır.
• Su borusu temizleyicisi: Genellikle lavaboya yiyecek koymak boruları
mahveder ama yumurta kabukları ayrı
bir hikayedir. Büyük yiyecek parçalarını
yakalar ve zamanla parçalarlar. Daha
ufak parçalarsa ufaldıkça borulardan
aşağı inerek tıkanıklıkları giderir.
• Kalsiyum desteği: Birçok kişi yumurta kabuklarını her gün aldıkları
birkaç bin miligram kalsiyuma ekler.
Yumurta kabuklarını silip bir tencerede kaynatabilir ve bir fırın kâğıdına dizip on dakika boyunca 200 derecede
pişirebilirsiniz. Daha sonra bunları bir
kahve öğütücüsünde öğütün ve toz
haline getirin. Bu karışımından bir çay
kaşığı kadarını bir bardak suyla her
gün tüketebilirsiniz.
• Yüz maskesi: Yumurta kabuklarını
bir yumurta akıyla havanda ufalayın ve
yüzünüze maske olarak sürün. Bu karışım cildinizin gerilmesini sağlar.
• Kaşıntılara merhem: Yumurta kabuklarını elma sirkesinde erittikten
sonra, kaşıntılar için bir ilaç olarak kullanabilirsiniz. Bu karışımı cildinize sürünce, kaşıntılar ve kızarıklıklar kaybolur.
24
bulmaca saYfasI
25
yalnız değilsin!
Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi)
Yeniden merhaba. İşlerimin yoğunlugu nedeniyle geçen sayıda
buluşamamıştık, şimdi kaldığımız yerden devam edelim. Bu sayıda
anksiyete bozukluklarından bir diğeri “Sosyal Fobi”ye değinecegiz.
Nedir Sosyal Fobi?
Sosyal fobisi olan birey, tanımadık
insanlar önünde, sosyal ortamlarda
veya performans göstermesi gereken durumlarda rezil olacağı, başkaları tarafından küçük düşürüleceği ve
yargılanacağıyla ilgili şiddetli bir kaygı
duyar. Bu da kişide titreme, terleme,
çarpıntı, kaslarda gerginlik, kızarıklık,
mide rahatsızlıkları, kekeleme, boğazda kuruma ve ateş basması gibi semptomlara neden olur. Kişi bu nedenle
bu gibi durum ve ortamlardan kaçınır.
Liebowitz Sosyal Fobi Ölçeği’nde belirlenen sosyal durumlar şu şekildedir.
•Toplum içinde telefonla görüşme
•Küçük bir grup etkinliğinde yer alma
•Toplum içinde yemek yeme
•Toplum içinde bir şeyler içme
•Yetkili biri ile konuşma
•Dinleyiciler önünde konuşma, rol
yapma
•Partiye, eğlenceye gitme
•Başkaları tarafından izlenirken çalışma veya yazma
•Çok iyi tanımadığı biriyle telefonda
görüşme veya yüz yüze konuşma
•Yabancılarla karşılaşma
•Genel tuvaletleri kullanma
•Birilerinin oturduğu odaya girme
•İlgi odağı olma
•Bir toplantıda hazırsızlık konuşma
yapma
•Yetenek, yeti veya bilgi testine tabi
tutulma
•İyi tanımadığı birine onaylanmadığıRoermonder Str. 77
52072 Aachen
Training: Di./Do. 18.30
Sa. 13.30
Stolberg
Elbette birçok insan topluluk önünde yapacağı bir konuşma, önemli bir
görüşme veya sözlü bir sınav öncesi
heyecanlanır. Burada dikkat edilmesi
gereken nokta, sosyal fobide korkulan toplumsal veya performans gerektiren durumlardan kronik bir şekilde kaçınma ve ilerleyen aşamalarda
bu kaçınmanın kişinin olağan günlük
işleri ve mesleki işlevselliğinde bozulma yaratmasıdır.
Sosyal fobi genellikle erken veya geç
ergenlik döneminde başlar, sık görülen
psikiyatrik hastalıklardan biridir ve kadınlarda erkeklerden daha sık görülür.
Kimler risk altındadır?
Ailesinde sosyal fobi olan kişiler, aşırı
koruyucu, aşırı reddedici ya da yüksek
beklentili ebeveyne sahip olan bireylerde daha sık karşımıza çıkar. Diğer
anksiyete bozukluklarında olduğu gibi
beyin serotonerjik sistemindeki bo-
Avci Escrima
Stock- und Waffenkampf zur
Selbstverteidigung mit und gegen
Hieb-, Stich- und Schnittwaffen
– übertragbar auf diverse
Alltagsgegenstände.
zukluklar ve daha önceden yaşanmış
örseleyici olaylar da (örneğin, yüksek
beklentili ve katı bir ebeveyn, çocuğundan beklediği performansı göremediğinde onu cezalandırabilir ve
onda yoğun başarısızlık korkularına yol
açabilir. Ya da konuşurken yanlış söylediği bir kelime yüzünden arkadaşları
tarafından gülünen, dalga geçilen bir
çocuk, rezil olduğu ve küçük düşürüldüğü hissiyle bir daha topluluk önünde konuşmaktan kaçınmaya başlayabilir ve bu durum müdahele edilmezse
sürekli hale gelebilir) hastalığın ortaya
çıkmasında önemli bir rol oynar.
Tedavide serotonerjik sistem üzerine
etkili ilaçlar ve bilişsel davranışçı terapi bazen tek başına bazen de birlikte
kullanılırlar. Terapi aracılığıyla kişinin işlevselliğini bozan düşünce hataları, nedenleri saptanarak sağlıklı ve işlevsel
olanlarıyla değiştirilmeye çalışılır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli nokta tedaviye uyumdur. Zamansız
kesilen ilaçlar veya terapide verilen egzersizlerin uygulanmaması semptomların tekrarlamasına ve iyileşme sürecinin uzamasına neden olmaktadır.
Psikiyatrist Doktor
Sıla Yüce Çıtır
Alexianer Krankenhaus
Aachen
Tel: (0241) 47701 15000
ei en ses g !
Zwochnlo inin
W ste t r a
e
ko o b
Pr
Aachen
nı veya aynı düşüncede olmadığını
ifade etme
•Çok iyi tanımadığı birinin gözlerinin
içine bakma
•Önceden hazırlanmış bir raporu bir
gruba sözel olarak sunma
•Romantik veya cinsel ilişki amacıyla
birini tavlamaya çalışma
•Alınan bir malı parasını geri almak
üzere iade etme
•Parti / davet verme
•Israrlı bir satıcıya karşı koyma
Avci WingTsun
Waffenlose Selbstverteidigung in allen
fünf Kampfdistanzen – direkt, effektiv,
realistisch und funktionell.
Prämienstr. 249
52223 Stolberg
Training: Mo./Mi. 18.30
Eschweiler
Röthgener Str. 57
(Eingang Mittelstr.)
52249 Eschweiler
Training: Mi./Fr. 18.30
Tel.: 0177/4552191
SELBSTVERTEIDIGUNG
für Frauen, Männer,
Jugendliche und Kinder
pur
www.aachen.wteo.org
26
yaşama dair
Eşler Arası İletişimi Tehlikeye Sokan Temel Nedenler
Sevgili okurlar, bu sayımızda ‘eşler arası iletişimi tehlikeye sokan temel
nedenler’ konusunu ele almayı uygun gördüm ancak , konuyu kendim dile
getirmektense, konunun uzmanı Uzm. Dr. Kenan Taştan’ın ‘Evliliğinizin
Kaçıncı Kilometresindesiniz‘ kitabından alıntı yapmamın, konunun tesbiti
açısından daha olumlu olacağını düşündüm. Umarım faydalı olur...
Kişilerin Farklı Aile
Yapılarının Olması
Özellikle bizim coğrafyada yaşayan
insanların ilişkilerini evlendikten sonra bile aileleri şekillendirmeye devam
edebiliyorlar. Geldikleri ailelerin farklı
yapıda olması ve bu farklılığı bir zenginliğe dönüştürmeyi beceremeyen
eşler, bu farklılıklardan dolayı büyük
sıkıntılar yaşayabiliyorlar. Burada etkili olan davranış; bireylerin genellikle
ailelerinde gördükleri ilişki biçimini
model alarak, eşlerinden buna uygun
davranmasını beklemeleri oluyor. .
Çözüm: İki farklı aile yapısından gelen bireylerin kendi evlerinde yeni bir
yapı belirlemeleri ve buna uygun yaşamaları bu problemin çözümünde
en etkili yöntemlerden biridir. Kendi
farklılıklarını konuşarak, birbirlerini tanıma sürecine girmeleri ve birbirlerinin beklentilerini, özlemlerini, hedeflerini öğrenip ona uygun olarak etkili
bir davranış olacaktır. Bu uygulamalara rağmen ara sıra farklılıklardan doğan anlaşmazlıkları da büyütmeden,
sabırla karşılamaları ve bunu zamana
yaymaları da etkili bir yöntemdir.
Eşler Arasındaki
Görev Dağılımının
Eşit/Adaletli Olmaması
Günümüzde kadınlar da çalışma hayatına yoğun bir şekilde katılıyorlar. Dolayısıyla rol ve sorumluluklarında da
değişiklikler oluyor. Ev işleri, dışarıda
çalışsa bile, genelde kadına kalıyor. İşten gelen kadının ev işlerinde eşinden
yardım beklemesi ve bunu dile getirmesi sonucunda da gerginlikler yaşanıyor. Ancak zaman içinde kadınlar, ya
daha fazla gerginlik oluşmasın diye bu
taleplerinden vazgeçip durumu kabullenmeye başlıyorlar ya da eşleriyle
sonu boşanmaya kadar gidebilen bir
çatışmanın eşiğine geliyorlar. Böylece
evlilik, kadın için bir yük olmaya başlıyor ve eşler arasına mesafe giriyor.
Çözüm: Öncelikle eşlerin evlenmeden önce bu durumu açık açık konuşup ev içinde bir görev dağılımı yapmaları ve daha sonra da buna göre
evliliklerini sürdürmeleri gereklidir.
Eğer bu durum evlendikten sonra
meydana geldiyse, özellikle kadının
bu konuda daha sabırlı davranarak,
talebini zamana yayarak hiç bıkmadan, düzgün bir şekilde eşinden her
konuda kendisine yardım etmesini
istemesi uygun olacaktır. Bu konuda
sabrın özellikle kadından beklenmesi,
erkeğin toplum içinde yetişme tarzından kaynaklanmaktadır. Yıllarca kendisine ev işlerinin kadının işi olduğu
(!) adeta empoze edilen erkeğin, bu
durumu büyük bir olgunlukla karşılaması çoğu zaman bir süreç alacaktır.
• Eşim ben söylemeden ne istediğimi
ve hissettiğimi bilmeli.
• Birbirimizi sevdiğimize göre
her zaman mutlu olmalıyız.
• Birbirimizi seviyorsak ailelere veya
arkadaşlara ihtiyaç olmaz.
• Cinsel hayatımız, birbirimize
olan ilgimiz hep aynı
düzeyde devam edecek.
İlişkide bu beklentilerin gerçekleşmemesi ya da gerçekleşmeyeceğinin
görülmesi hayal kırıklıklarına, umutsuzluğa, gerginliğe yol açıyor. Eşler
karşılıklı olarak birbirlerini suçlamaya başlıyorlar.
Çözüm: Bu beklentilerin mantıklı olmadığını karşılıklı konuşarak, anlatmak ve anlamak gerekiyor. Bu aşamada çiftlerin bir diğerinin beklentisinin
ne olduğunu anlaması, ortak beklenti
oluşturmalarına da yardımcı olacaktır.
Unutmamak gerekir ki: “Bir evliliğin
temelini sağlam yapan unsurlardan
biri, eşler arasında ki ortak paydaların
çok olmasıdır.”
Değişim Talebi
Çiftler genellikle partnerlerinin olumsuz davranışları karşısında kendilerini
kurban olarak görürler ve öncelikle
onların değişmesini isterler. Partnerleri de aynı talep ile geldiğinde, önce
değişim talebiyle gelen kişinin ilk adımı atmasını beklerler. Burada temel
mantık şudur: “Önce sen değiş, sonra ben mutlaka değişirim.” Bu da ilişki
içinde işbirliği kurulamamasına ve uzlaşma sağlanamamasına neden olur.
Çözüm: İşbirliği ve uzlaşma ilişkinin
gelişimi için çok önemli iki öğedir. Evliliği yeni doğmuş bir bebeğe benzetebiliriz. Bu bebeğin büyümesi, gelişmesi için öz veri şarttır. Burada ilk
adımı karşıdan beklemek ve ona göre
davranmak bu müesseseyi yıpratan
bir davranış olacaktır. “Bu dünyada
insanın tamamen ve istediği zaman
değiştirebileceği tek kişinin, kendisi
olduğunu daima hatırlaması, evliliğin
selameti açısından şarttır.”
Gerçek Dışı Beklentiler
Duyguların Zamanla Değişmesi
İlişkilerde en sık rastlanan sorunlardan biri de eş veya ilişki ile ilgili gerçek dışı beklentilerdir. Bu beklentilere
şu örnekler verilebilir:
İlişkilerde en sık rastlanan sorunlardan
biri de eşe duyulan yakınlık ve sevgi
hissinin zaman içinde değişkenlik
göstermesidir. Duygular, hiçbir zaman
27
yaşama dair
kur yapılan ilk günlerdeki gibi yoğun
bir şekilde kalmıyor. Ancak yanlış
bir inanışla eşler “sevgi, romantizm
ve heyecanımız hep aynı kalmalı”
beklentisi içine girdikleri için hayal
kırıklığı yaşıyorlar. Oysa bu değişim,
sevginin bittiği ve ilişkinin bitmesi
gerektiği anlamına gelmiyor.
Çözüm: İnsan ilişkileri her zaman aynı
düzeyde olmaz. Bu insanın doğası gereği böyledir. İnsan hayatı gibi ilişkilerde de inişler ve çıkışlar olabilir. Bunun bu şekilde kabul edilmesi, kişileri
rahatlatacak ve birbirlerine şüpheyle
bakmalarını engelleyecektir. Önemli
olan ilişkinin iniş trendinde uzun süre
kalmamasını sağlamak ve bu durumda duygusal ve bedensel olarak yeni
çözüm yolları aramamaktır.
Rekabet Ve Güç Çekişmesi
Çiftlerden birinin ilişkiyle ve yaşamla
ilgili konularda karar alırken daha etkin olması, kendi başına çözüm bulup uygulaması ve eşini de bu kararı
uygulamaya zorlaması sorun yaratabiliyor. Çiftlerin uzlaşmacı bir tavır
sergilememesi bu sorunu daha da pekiştiriyor. Bu, bazı çiftler için eve alınan basit bir obje konusunda yaşanabiliyorken, bazıları için çocukları
konusunda alınan kararlarda görülüyor. Burada verilmek istenen mesaj
adeta; “Patron benim!” mesajı oluyor
ve bu durum diğer eşin çileden çıkması için yetiyor.
Çözüm: Eşlerden birini ilgilendiren
her konu birlikte masaya yatırılmalı
ve kararlar ortak alınmalı. Evlilik müessesesi bir nevi ortaklık AŞ gibi bir
kurumdur. Eşlerin her konuda uzlaşması beklenmeyebilir ama alınan
her önemli kararda mümkün mertebe
birbirlerine danışmaları ve ona göre
karar almaları, bu müessesenin devamı için gereklidir.
İletişimsizlik
İletişimsizlik eşleri en çok yıpratan sorunlardan biri. Eşi tarafından konuşmaya değer bulunmadığını düşünen
eş, kendini zamanla değersizmiş gibi
görür ve psikosomatik problemler
yaşayabilir.Eşler bazen partnerlerinin kendilerinden çok fazla şey talep
ettiğini düşünüyorlar. Ya da eşlerden biri, diğerinin yeteri kadar açık
olmadığından ve düşüncelerini paylaşmadığından şikâyet edebiliyor.
Çünkü eşler genellikle sorunlarını konuşmaktan, paylaşmaktan ve tartışmaktan kaçınıyorlar. Bu iletişimsizlik
ise eşlerin birbirleri ve ilişkileri hakkında olumsuz düşünceler geliştirmesine
neden oluyor. Bu durunda olan eşin
genellikle iç sesi şöyle oluyor: “Bana
karşı yeterince açık değil.”
Çözüm: Sorunların her ne olursa olsun, karşılıklı olarak paylaşılması ve
iletişimin en üst noktada tutulması
gerekiyor. Uluslar arası ilişkilerde öğrencilere ilk öğretilen temel kural burada da geçerli “Ne olursa olsun masadan kalkma!”
Cinsel Sorunlar
Eşler arasında cinsel anlamda uyum
sorunu bulunuyorsa bu onların günlük hayatlarına da yansıyor.Yani cinsel
sorunlar ilişkinin genel gidişatını ciddi ölçüde etkiliyor. Cinsel sorunları nedeniyle uzmana başvuran eşler
arasında tespit edilen en sık sorunlar: vajinismus, erken boşalma, sertleşme sorunu ve orgazm olamama
şeklindedir.
Çözüm: Bu tip sorunlarda uzmanına danışmak en doğrusudur, ancak
cinsellik ile ilgili sorunların kaynağında bazen sadece iletişim bozukluğu
yatabiliyor. İletişim becerisi çift için
ilişkinin her aşamasında çok önemli.
Öyle ki metabolik olarak her hangi bir
problemi olmamasına rağmen psikolojik olarak cinsel sıkıntılar yaşayan erkek ve kadınların sayısı azımsanmayacak kadar çoktur.
Sevgiyle kalın…
Füsun Özdemir
28
bilmece saYfası
Sayıları yerleştirin
Üçgen saymaca
Dört işlemi kullanarak size verilen 1, 2, 2, 3, 4, 5, 6, 10, 19 sayılarını uygun yerlere koyarak eşitliği sağlayınız. Bir de ipucu verelim: İlk sayı 19.
Aşağıda toplam kaç üçgen var? Sayabilir misiniz?
+
:
x
+
:
-
+
= 25
x
Açık küp
Üçgen işlemi
Aşağıda açık olarak gösterilen küp,
katlandığı zaman hangisi olur?
Aşağıdaki sayıları dairelerin içine öyle
yerleştirmelisiniz ki, her kenardaki sayıların toplamı 19 olsun.
   
Faraş sorusu
Aşağıdaki şeklin bir faraş olduğunu
ve paranın da içinde olduğunu düşünün. İki kibrit çöpünün yerini değiştirerek parayı dışarda bırakabilir
misiniz?
A
B
C
1
5
1
6
2
7
2
9
4
İki sihirli kare
Aşağıda verilen karelerin içindeki kutulara 1’den 16’ya kadar olan sayıları yerleştirmeniz gerekiyor. İki karede de her sayıyı sadece birer kez kullanabilirsiniz.
a)Her satırdaki kutuların toplamı = 34, b) Her sütundaki kutuların toplamı = 34
c)Çapraz dört kutunun toplamı = 34, d) Ortadaki dört kutunun toplamı = 34
e)Dört köşedeki kutuların toplamı = 34 olacak. Zor bir soru! Kolay gelsin...
4
13
13
12
15
5
7
10
2
14
16
Ortak harfler
Aşağıda boş olan yerlere gelen ortak
harfler sizce ne olabilir?
Resimdekiler ne olabilir? Aşağıda nesnelerin sadece küçük bir bölümleri görülmektedir. Bunlar sizce ne olabilir?
a
b
c
d
e
29
KİŞİSEL GELİŞİM
Sizleri evrenin, sevgi dolu ve pozitif enerjileriyle selamlıyorum.
Sizlerle bu sayıdan başlayarak, kişisel gelişimimde ve kendimi
gerçek anlamda tanımamda çok büyük faydasını gördüğüm,
beni yaşamın içinde başarılı ve mutlu biri yapan bir alışkanlığımı paylaşmak istiyorum.
Her yıl, önemli bulduğum bir konuyu kendime yılın “Motto”su
olarak belirliyorum. Bir yıl boyunca bu konuyu her yönden ve
farklı kaynaklardan araştırıp, inceliyor ve yıl sonunda analizini yapıyorum. Çıkan sonuçlara göre de hayatımı o konuda
yeniden düzenliyor, yaşamıma faydalı bir alışkanlık olarak katıyorum. Sizin de bildiğiniz gibi, hayatınızda uygulamaya geçirmediğiniz ve kullanmadığınız hiçbir doğru bilgi size fayda
sağlayamaz. Sadece tekrarlanan bir söz olarak kalır.
Sizlerle her sayıda paylaşacağım bu “Motto”lar sizleri düşündürebilir, bilgi dağarcığınızda ve yaşamınızda pozitif yönde bir
değişim ve gelişim sağlayabilirse, ne mutlu bana.
Hepsi başlı başına bir kitap konusu olan bu önemli “Motto”ları
ve açılımlarını özet olarak vermeye çalışacağım. Verilen konu
başlıklarına, siz de ilgi duyarsanız, değişik kaynaklardan araştırabilir, bu konularda kendinizle ve çevrenizdekilerle beyin fırtınaları yapabilirsiniz.
Bu çalışmalarım sonucunda kendimi gerçekten tanıma,
yüzleşme ve olumsuz yanlarımı düzeltme imkanı buldum.
Kendimle barışık yaşamaya, kendime olan saygı ve sevgimi sürekli yükseltmeye, devamında da şikayetsiz yaşamaya
başladım. Bildiğiniz gibi bu iki önemli
duygu içten dışa doğru çalışıyor. Yani
kendinizi sevmiyor ve saymıyorsanız,
dışarıdakileri de sevip saymanız mümkün degildir! Kendisiyle barışık yaşayan
ve iç huzurunu yakalamış her insan, aslında dünyadayken kendi içinde cenneti yaşamaya başlar...
Belirlediğim 5 temel hazineyi kendime düzenli olarak hatırlatıyorum. Ziyaret ettiğim yerleri önem
derecesine göre sıralarsak: 1. Yaşamın değerini anlamak için,
mezarlık, 2. Sağlığın değerini anlamak için, hastane, 3. Özgürlüğün değerini anlamak için, cezaevi, 4. Gençlik, güç ve zamanın değerini anlamak için, yaşlılar yurdu, 5. İş, rızık değerini
anlamak için, işçi bulma kurumu.
Bunların çoğuna sahip olamayan o kadar çok insan var ki.
Mutlu olmak için çok sebebimiz var, anlayabilenlere!
sinizi tutun ve dörde kadar sayın, burundan verirken de sekize kadar sayın. 10 dakika bunu uygulayın, başınız
dönebilir, endişelenmeyin normaldir.
En sağlıklı zamanlama 1 dakika içinde
4 nefes almadır. Yani her 15 saniyede
bir solunumdur.
Doğru Nefes Alma-Verme
Yaşamın başlangıcı nefes ve vazgeçilmez birinci temel elementi Oksijen.
Bütün canlıların yaşaması ve sağlıklı
kalması ona bağlı.
Biz oksijeni vücudumuza yeterli ve
doğru alabiliyormuyuz? İki yaşımıza
kadar doğal olarak doğru nefes alıp
veriyoruz, sonrasında bu düzen değişik nedenlerle maalesef bozuluyor.
Solunum konusundaki yanlışlar, hayatımıza fiziki, duygusal ve ruhsal yönden
çok önemli sorunlarıda beraber getiriyor. Fiziksel, zihinsel, duygusal ve ruhsal sağlık, zindelik ve başarı istiyorsanız, doğru nefes almayı öğrenmeniz ve
alışkanlık haline getirmeniz gerekiyor.
Nefes, sağlıklı olma ve iyileşmede temel anahtarlardan biridir ve süreklidir. Başı ya da sonu yoktur. Siz farkında olmasanız da sisteminiz refleks
olarak yaşayabileceğiniz kadar solunumu yapar. Aldığınız her nefeste
oksijen oranı % 20’nin altındaysa, kanınız temizlenemez. Oksijeni taşıyan
kan kirliyse, hücrelerinizin, vücudunuzun, beyninizin beslenmesi ve sağlıklı
çalışması mümkün değildir.
Günümüzde çok çeşitli amaca göre
farklı nefes teknikleri var. Ben size
genel durumlarda faydalı olacağını düşündüğüm birkaç tekniği
anlatacağım...
Özel terapiler dışında, gündelik hayatta ideal olanı, burunla başlayan
soluk alma işlemi, diyaframla devam
edip, tekrar burunla bitirilenidir. Burun havayı ısıtan, nemlendiren, filtreleyen, nefes verirken ses tonumuzu ayarlayan bir organımız. Solunuma
eşlik eden diyafram da akciğerlerin
tam olarak oksijenle dolmasını sağlar.
Öncelikle yapmamız gereken nefes,
tempo ve ritmimizi belirlemek. Bunun
için de sessiz, rahat bir ortamda oturun ve gözlerinizi kapayarak, dikkatinizi nefesinize yoğunlaştırın. Nefes
alma tarzınızı belirleyin ve sonrasında
anlatacağım nefes tekniklerini kendi
üzerinizde uygulamaya çalışın...
Başlangıç olarak her ortamda
rahatça yapabileceğiniz 4+4+4+4
tekniğinden bahsedeyim.
Ayakta, oturarak veya yatarak uygulayabilirsiniz. Burundan nefes almaya
başlayın ve dörde kadar sayın, nefe-
Sınav öncesi gerginlikte, streste, öfkeli ve heyecanlı anlarınızda, rahatlamak
ve sakinleşmek için; sağ elinizin işaret
parmağıyla sağ burun deliğinizi dıştan basarak kapatın. Açıkta kalan sol
burun deliğinizle, dörde kadar sayarak nefes alın. Dört saniye nefesinizi
tutun ve parmağınızı sol burun deliğine yandan bastırarak kapatın ve
sağ burun deliğiyle nefesinizi, tempolu bir şekilde verin. Bunu 5 dakika
boyunca uygulayın.
Gece uykudan önce, odanızı havalandırın ve yatağınıza sırt üstü uzanın.
Alabildiğiniz kadar derin nefes alın,bir
kaç saniye tutun ve ağzınızı büzerek
U şeklinde tempolu olarak ağızdan
nefesinizi verin. Uyuyana kadar devam edin...
Bir sonraki sayıda yeni “Motto”larla
buluşmak üzere, sevginiz bol, yaşam
enerjiniz daimi ve pozitif olsun.
Sevgiyle ve esen kalın.
Hasan Erdal
Yaşam Koçu
30
SAĞLIKLI YAŞLANMA
Ben Ne Yapabilirim?
Deutsche Alzheimer Gesellschaft e.V.
Selbsthilfe Demenz “Demans Başlangıcı Olan Kişiler İçin Bilgi ve Öneriler”
adıyla Türkçe bir broşür yayınladı. Sizlere gelecek bir kaç sayımızda bu broşürden önemli bilgiler aktaracağız.
Hafızayla ilgili sorunlar –
Endişelenmem gerekiyor mu?
Aşağıda anlatılan durumları elbette
herkes kendi yaşamından bilir: Bir şeyler almak için bodruma iniyorsunuz.
Aşağıya vardığınızda arayan bakışlarla etrafınıza bakıyorsunuz. Ancak bodruma neyi almak için indiğinizi hatırlamıyorsunuz. Geri dönüyorsunuz ve ne
almak istediğiniz aklınıza geliyor. Bu
kadarı, endişelenmek için henüz yeterli olmayabilir.
Ancak sizi korkutan ve tedirgin
eden değişimler fark ediyorsunuz:
• Kısa süre önce yaşanmış olayları
hatırlayamıyorsunuz.
• Konuşma esnasında sıklıkla doğru kelime aklınıza gelmiyor.
• Konsantrasyon sorunlarınız var.
• Ara sıra tarihi veya günün vaktini
bilemediğiniz oluyor.
• Yabancı bir ortamda yolunuzu
bulmakta zorlanıyorsunuz.
Kendi kendinize bu yaşta bunun
normal olup olmadığını soruyor ya da
bende acaba “Alzheimer” ya da “demans” mı var diye düşünüyorsunuz.
Başkalarıyla bu konu hakkında konuşmaya çekiniyorsunuz. Doktorunuzla
da bu konuyu henüz görüşmediniz.
Normal olan, yaşlandıkça bedensel
performansın azalmasıdır. Artık eskiden olduğu gibi hızlı yürünemez. Gözler daha kötü görmeye başlar. İşitme
gücü azalır. Ve beyin de yaşlanır: Düşünme süreçleri, genç yaşlara oranla
yavaşlar ve yeni şeyler öğrenmek zorlaşır. Hatırlamak daha uzun sürer.
Ancak hafıza sorunları
Hafıza bozukluklarına nei
gündelik yaşamınızı olumden olan bu tür tedavi edilesuz etkilemeye başladığınbilir hastalıklar, tiroid bezinin
Ben Ne
Yapabilirim?
da bunu ciddiye almalısınız.
az çalışması gibi bedensel
Örneğin her hafta buluştuhastalıklar olabilir.
ğunuz bowling grubuna
Depresyon gibi psikoloyıllardır katıldığınız halde
jik bir rahatsızlık ya da ilaçgitmeyi sık sık unutmaya
ların yan etkileri de zihinsel
başladıysanız veya hangi
performansı etkileyebilir.
malzemeleri kullanmanız
Ancak hafıza ve yön bulgerektiğini artık bilemediğiniz için ma bozuklukları varsa ve doktor buna
yemek pişirmekte zorlanıyorsanız Ev neden olan tedavi edilebilir bir hastadoktorunuzla veya nöroloğunuzla ha- lık bulamıyorsa genelde demans teşfıza sorunlarınız ve bununla ilgili en- hisi konulur.
dişeleriniz üzerine konuşun.
Yaşlılık, bunama, yardım
ve bakım sigortası gibi
Doktor hangi muayeneleri yapar?
konularda bilgi almak için
başvurabileceğiniz yerler:
Hafızanızla ilgili sorunlar varsa önce ev doktorunuza gitmelisiniz. Ev
Älter werden in Aachen
doktorunuz çeşitli muayeneler yapar
Hackländerstr. 1, Aachen
ve gerektiğinde diğer muayenelerin
Tel.: 0241 / 432-50 28
yapılabilmesi için sizi bir nöroloji muPflegestützpunkt / StädteRegion
ayenehanesine veya bir hafıza muaZollernstr. 10, 52070 Aachen
yenesine gönderir. Hafıza muayeneTel.: 0241 / 51 98-50 67
leri genelde daha büyük kliniklerde
Pflegestützpunkt / AOK
gerçekleşir.
Karlshof am Markt, Aachen
Demansın teşhisi kapsamında yüTel.: 0241 / 46 41 18
rütülen muayeneler:
Pflegestützpunkt / AOK
• Hastaya ve en yakın aile ferdine
Frankentalstr. 16, Stolberg
sorular sorulması. Bu sorular özellikle
Tel.: 02402 / 10 41 25
gözlemlenen hafıza sorunlarına veya
Demenz-Servicezentrum
yaşanan diğer zorluklara dair oluyor.
Regio Aachen/Eifel
• Hafıza, düşünme kabiliyeti, dil ve
Bahnhofstr. 36-38, Alsdorf
algılama yeteneğini kontrol etmek
Tel.: 02404 / 94 83 47
için yapılan psikolojik testler.
DemenzNetz StädteRegion
Aachen e. V.
• Tedavi edilebilir hastalıklar olmaLöhergraben 2, Aachen
dığını tespit etmek için kan ve idrar
Tel.: 0241 / 51 00 21 21
tahlili ve ayrıca EEG yapılır.
Pflegestützpunkt Kreis Düren
• Beyinde meydana gelen değiBismarckstr. 16, Düren
şimleri teşhis edebilmek için bilgisaTel.: 02421 / 22 15 17
yarlı tomografi (kafanın röntgen filPflegestützpunkt / AOK
mi) çekilir.
Aachenerstr. 30, Düren
Hafıza ve yön bulma bozukluklaTel.: 02421 / 95 62 99
rı muayene edilmelidir, çünkü bunPflegestützpunkt / AOK
lar başka bir hastalığın sonucu olarak
Promenadenstr. 1-3, Jülich
meydana gelmiş olabilirler. Esas hasTel.: 02461 / 68 22 99
talık tedavi edildiğinde zihinsel perBeratungs- und
formans da düzelir.
Vermittlungsstelle
Kreis Heinsberg
Valkenburgerstr. 45, Heinsberg
Tel.: 02452 / 13 55 03
Pflegestützpunkt
• Düzenli check-up yaptırın, gerektiği
Kreis Euskirchen
şekilde uzman hekime gidin.
Jülicher Ring 32, Euskirchen
• Doktorunuza hangi taramaları ve
Tel.: 02251 / 15 521
aşıları tavsiye ettiğini sorun. TansiPflegestützpunkt / AOK
yonunuzu ölçtürün.
Kaplan-Kellermann-Str. 2-6,
• Düzenli egzersiz yapın, ancak yeni
Euskirchen
bir programa başlamadan önce dokTel.:
02251
/ 70 31 17
torunuza danışın.
Demansı Olan Kişiler İçin
BİLGİLER
Demans Başlangıcı
Olan Kişiler İçin
Bilgi ve Öneriler
Tüm Yaşlar için Sağlıklı Yaşlanma Kuralları
• Geceleri iyi uyuyun (7-9 saat arası).
• Sigara içmeyin, aşırı alkol almayın.
• Bolca meyve ve sebze içeren sağlıklı
ve dengeli bir beslenme uygulayın.
• Diş hastalıklarından korunmak için
her gün dişlerinizi fırçalayın, diş ipi
kullanın ve düzenli olarak diş muayenesine gidin.
Deutsche Alzheimer
Gesellschaft e. V.
Selbsthilfe Demenz
31
önce sağlık
Obezite dünyada en hızlı yayılan hastalıklardan birisidir; sigaranın neden olduğu ölümlerin ardından ikinci sırada
yer alır. Her yıl dünyada 300.000 insan
obezite nedeniyle hayatını kaybediyor.
Bütün ülkeler, sağlık harcamalarının
yüzde 10-12’sini, obezite ve obezitenin
neden olduğu hastalıklara harcıyor.
Kimler obezdir?
Obezite kronik bir hastalıktır, genetik
ve çevresel etkileşimleri vardır. Vücutta
yağ dokusunun artması çok sayıda faktöre bağlıdır. Obeziteye koroner kalp
hastalığı, yüksek tansiyon, kan yağlarının yükselmesi, şeker hastalığı, gut
hastalığı, eklemlerde kireçlenme, bazı
kanserler, yemek borusu iltihabı, mide
fıtığı, safra kesesi taşları, karaciğerde
yağlanma, fiziksel aktivitede azalma,
uyku apnesi, özgüven eksikliği, sosyal yaşamdan uzaklaşma ve depresyon eşlik edebilir. Tüm bunları düşündüğümüzde, obez bireylerin tedavisi
ciddi bir ekiple yürütülmelidir; hekim,
diyetisyen, egzersiz uzmanı ve psikolog eşliğinde tedavi en doğru yoldur.
Bir kişiye obez denilebilmesi için, beden kitle indeksinin 30’un üzerinde
olması gereklidir. Beden kitle indeksi, kişinin ağırlığının boyunun metre
cinsinden karesine bölünmesiyle elde
edilen değerdir ve bu değer 18.5-24.9
olduğunda normal, 25-29.9 olduğunda kilolu, 30 ve üzeri olduğunda
obez, 40 üzerinde morbid obez olarak gruplandırılır.
İlkbaharda havanın ısınması, kalabalık
ve sıkışık ortamlarda daha fazla bulunma gibi etkenler birçok farklı hastalığın
ortaya çıkmasına sebep oluyor. İlkbahar hastalıkları denilince akla enfeksiyon hastalıkları geliyor. Ancak depresyonu da göz ardı etmemek gerekiyor.
Vücut direncini kıran birçok değişiklik de buna katkıda bulunuyor. Güneş
ışınlarının artması, havanın ısınması ve
rüzgar; enfeksiyon ve alerjik durumların ortaya çıkmasına neden olduğu
gibi, burun ve ağız içi mukozanın kuruması ve koruyucu özelliğini yitirmesi
nedeniyle de mikropların vücuda kolayca girmesine imkan sağlıyor.
İnsan vücudunun ısı değişimlerine
ve yeni koşullara uyum sağlaması için
2-4 hafta gibi bir süreye ihtiyacı bulunmaktadır. Bu adaptasyon sadece
yumuşak mevsim geçişleriyle mümkündür. İlkbaharın gelmesiyle birlikte,
Obezite
Sorunlar ve çözüm önerileri
Uykusuz kaldığınız için
kilo alıyor olabilirsiniz.
Vücut iyi dinlenmiş olduğu zaman metabolik işlevini daha iyi yerine getirir.
Yeterince uyumadığınızda vücudunuz
fizyolojik stres yaşar ve biyokimyasal
olarak daha fazla yağ depolayabilirsiniz. Yorgun olduğunuz zaman stresle
de başa çıkamazsınız ve yemeğe yönelebilirsiniz. Gece geç saatte atıştırıp
fazla kalori alabilirsiniz. Her gece en az
sekiz saat uyumaya çalışın ve uyumadan iki saat önce yemeyi bırakın.
Stresten dolayı kilo
alıyor olabilirsiniz.
Stres aynı zamanda duygularımızı da
etkiliyor. Vücut stres altındayken yakıt depoluyor, metabolizma yavaşlıyor ve karın bölgesinde obeziteye
yol açan kortizol, leptin ve diğer hormonlar gibi kimyasallar salgılanıyor.
Pek çok insan stresi hafifletmek için
yemeğe yöneliyor. Yemek geçici bir
çözüm, çünkü yemeyi tetikleyen asıl
stres etkenlerini ortadan kaldırmıyor.
İlkbahar Hastalıkları
havalar bir ısınıp bir soğuyor. Soğuk
kış mevsiminden çıkan vücudumuz,
her ne kadar ilkbahar yağmuruna, güneşine ve çiçek polenlerine alışmaya
çalışsa da, çoğumuzun vücut direnci
hava değişikliklerine uyum gösteremeyerek zayıf düşüyor.
Bahara girerken havadaki sıcaklık
değişiklikleriyle birlikte vücudumuz
etrafımızda süregelen değişimlere
ayak uydurmaya çalışır. Havadaki nemin artması, ani ısı değişimleri, rüzgar,
Kullandığınız ilaçlardan dolayı
kilo alıyor olabilirsiniz.
Depresyon, duygu durum bozuklukları, nöbetler, migren, tansiyon ve diyabet için kullanılan bazı reçeteli ilaçlar
kilo aldırabilir. Bazı steroidler, hormon
tedavileri ve doğum kontrol hapları da
kilo alımına neden olabilir. Eğer yaşam
tarzınızda bir değişiklik olmamasına
ve aynı şekilde yemenize rağmen bir
ayda iki veya daha fazla kilo aldıysanız
sürekli kullandığınız ilaçlarınızı hekiminize mutlaka danışın.
Hastalıktan ötürü kilo
alabilirsiniz.
Kilo alımına yol açan en yaygın tıbbi
durum hipotiroididir. Tiroit hormonunun eksikliği metabolizmayı yavaşlatarak kilo alımına neden olabilir. Ani
açlık ve aşırı yemelerin sebebi insülin
hormunu da olabilir. Cushing Sendromu kortizol hormonunun fazla olmasının yol açtığı bir hastalık olup kilo
alımıyla sonuçlanabilir.
Menopoz nedeniyle kilo
alıyor olabilirsiniz.
Yaşla birlikte metabolizma da yavaşlar. Hormonal değişiklikler iştahı, depresyonu ve uykusuzluğu tetikleyebilir.
Menopoz sırasında kalça ve bacaklarda kilo verilirken, karın bölgesinden kilo alınır. Egzersizle sağlıklı, kalori açısından kontrol altında, kalsiyum
ve D-vitamini açısından zengin bir
beslenme kombinasyonu menopozda alınan kiloların ve oluşabilecek kemik erimesinin çözümüdür.
ağaçlardan yayılan polenler bağışıklık
sistemimizi olumsuz yönde etkileyerek hastalıklara davetiye çıkarır. Bahar
aylarında sinir sisteminde bozukluk
ve buna bağlı depresyon riski yüksektir. Migren, tansiyon değişiklikleri,
mide-bağırsak sorunları ,alerjik astım
ve alerjik nezle bu mevsimde sık görülen hastalıklardır.
Baharla birlikte başlayan halsizlik,
yorgunluk, kaslarda ağrı, uykuya dalamama ve sabahları zor uyanma gibi
bahar yorgunluğu dediğimiz bu şikayetler yaşam kalitesinin bozulmasına
yol açıyor ve uzun sürüyorsa altta kansızlık, tiroit hastalığı gibi başka hastalıkların araştırılması için
doktora başvurmalıyız.
Dr. Murat Kopuk
Psychosomatische Medizin
Ameos Klinikum Inntal
32
siz Ve BURcunuz
Burçların Kendilerine Özgü Kıskançlıkları, Tepkileri ve Davranışları
Koç (21 Mart / 20 Nisan)
Ön plana çıkma duygusunun en yoğun olduğu burç olan Koç, geri planda kaldığı zaman tepkisini fazlasıyla
ortaya koyacaktır. Genel anlamda öz
güven sahibi olduğu için kendisini
ikinci plana atılmış hissetmediği sürece aklına kıskançlık gelmeyen Koç,
bir savunma güdüsü olarak kıskançlık
hisseder. Kıskançlığı ortaya çıktığı zaman ise tepkisel yönünü bu konuda
da ortaya koyar ve istemeden de olsa
karşısındakileri incitebilir. İlişkilerinde
kıskanç ve tetiktedir. Kendisine bir rakip hissettiği veya gururu kırıldığı zaman hırçınlaşacaktır. Aynı zamanda,
partnerinin zamanının çoğunu kendisine ayırmasını ister. Birlikte olduğu insana yol göstermek ve liderlik etmekten çok hoşlanır. Koçlar dürüst ve sadık
oldukları için tüm fikir ve duygularını
eşleriyle paylaşmaktan zevk duyarlar.
Boğa (21 Nisan / 21 Mayıs)
Boğa burcu için kıskanmak, hayatın
içinde var olan doğal duygulardan biridir. Bir Boğa çevresinde istediği ve
sahip olamadığı her şey için ölçülü
bir şekilde kıskançlık hisseder. Ancak,
Boğalar genel anlamda kontrollü olmalarına rağmen, kıskançlık duygularına hakim olamadıkları zaman hayatları sıkıntıya girecektir. Rahatlarına
düşkün Boğalar, kıskançlıklarını kontrol edemedikleri zaman, hem kendilerini hem de çevrelerini huzursuz
edebilirler. İlişkilerinde ise kıskançlık
onlar için bir sevgi ve bağlılık göstergesidir. Karşılıklı ilişkilerde Boğalar ile
birlikte olmak için oldukça sabırlı ve
sakin olmak gerekir. Bir Boğa, partnerinin kendisine sürekli onunla birlikte
olmaktan zevk duyduğunu ve mutlu
olduğunu söylemesini bekler. Boğaya yapılan romantik davranışlar onu
çok etkileyecektir.
bizim aachen
Abone Servisi
İkizler (22 Mayıs / 21 Haziran)
Kendi hayatı içinde kendine yetebilen burçlardan biri olan İkizler için ilk
bakışta kıskançlık söz konusu değildir. Son derece pozitif bir tutum içinde
yaşayan İkizler, içten içe sahip olduğu
kıskançlık gibi negatif duyguları saklamasını ve yerine daha pozitif yönlerini
sergilemesini iyi bilir. İçinden geldiği
gibi davranmayı seven birisi olduğu
için de, çevresi tarafından kıskanç
yönü kolay kolay keşfedilemez. İlişkilerinde kalbi kırılmadığı veya aldatılmadığı sürece, kıskançlık duygularını
ortaya çıkarmaz, aksine umursamaz
bir tutum sergilerler. İkizleri mutlu etmek kolay görünse de, aslında yorucu
ve zordur. Hem duygusal hem de cinsel yaşamda tatmin edilmeyi bekleyen
İkizler, ancak ilişkisini bu şekilde ayakta tutabilmektedir. İkizler ile bir birliktelik yaşamak için öncelikle güven ve
samimiyet gerektiğini unutmayın!
Aslan (24 Temmuz / 23 Ağustos)
Şımartılmaya ve güzel muamele görmeye son derece alışkın olan Aslanlar, Zodyak’ın kıskançlığa oldukça
kolay yenilebilen bireylerindendir. Lider ruhları onları hep ileri götürmeye
meyletse de kıskançlığa kapılmaları
halinde oldukları yerde saymaları ve
bunun stresini yoğun bir şekilde hissetmeleri olasıdır. Sosyal hayatta başarılı bir yere sahip Aslanlar, kıskançlığa yenildiği zaman içlerine döner
ve alıngan olurlar. Çevrelerindeki insanları suçlayıcı olabilirler. İlişkilerinde ise genelde sahiplenici ve kıskanç
bir tavır sergilerler. Aslanların güvenini kazandığınızda sarsılması zordur,
lider ruhuna ayak uydurup inatlaşmadığınızda, onlarla sorun yaşamanız
pek de mümkün değildir. Aslanların
karşısındakine güveni, çoğu zaman
kıskançlığın önüne geçmektedir.
Yengeç (22 Haziran / 23 Temmuz)
Aşırı duygusal Yengeç burcu için kıskançlık da diğer duygular gibi yoğun
bir şekilde kalbinde yer etmektedir.
Duygularını kontrol etmekte zorluk
çeken Yengeç, kıskançlık duygusunun
esiri olduğu zamanlar, çevresindeki
herkese karşı gardını almış bir şekilde davranır. Endişeli tutumu ve sürekli sorgulayan hali ile çevresindekileri
bunaltması da oldukça muhtemeldir.
Zaman zaman duygusal çıkışları ile de
çevresindeki insanları incitebilir. İlişkilerinde kıskanç bir tutum sergilerken, zaman zaman baskıcı da olabilir.
Yengeçlerin sezgileri kuvvetlidir, size
ufak gelen bir yalan bile söylemeniz
halinde, bunu hissederse hayatı size
zindan edebilir. Güveni sarsıldığında
toparlanması uzun zaman alacağı için
kıskançlık bu aşamada tahammül edilemez bir boyuta ulaşabilir.
Başak (24 Ağustos / 23 Eylül)
Sakin, soğukkanlı ve mantıklı Başaklar için kıskançlık asla doğru bir tercih
değildir. Ancak, her insanın olduğu
gibi Başakların da zayıf yönleri vardır
ve kıskançlığa kapıldığı zaman altından kalkamamak da Başakların zayıf
yönlerindendir. Kıskançlık duygusu
ile hareket etmeye başladığı zaman
bir Başak, çevresine karşı fazlaca alıngan ve eleştirel olur. İnsanların ne düşündüğünden öte, kendi algısını ön
planda tutar ve sonucunda kinlenebilir. İlişkilerinde ise partnerini koruyucu ve kıskanç bir tutum sergiler,
ancak karşılıklı güvenle oluşturulmuş
bir ilişkide, Başaklar kıskançlık duygusunu yaşamaz ve yaşatmazlar. Başakları kıskançlığa sürükleyecek tutum
ve davranışlardan kaçının, çünkü bu
davranışlar ilişkinizin boyutunu daima olumsuz yönde değiştirir.
Ücretsiz olan dergimizi dağıtım noktalarımızdan elde etme olanağı olmayanlar,
pul ve zarf giderlerini karşılamak üzere
bize banka havalesiyle 15 Euro yatırırlarsa, gelecek altı sayımız (zarfın içinde iki
Derginiz evinize gelsin! . adet dergi) adreslerine yollanacaktır.
Empfänger: FACTOR G Medien
Kontonummer: 1071589723
Bank: Sparkasse Aachen
BLZ: 390 500 00
Önemli not: Adınızı ve adresi
yazmayı unutmayın!
33
siz Ve BURcunuz
Terazi (24 Eylül / 22 Ekim)
Son derece neşeli bir hayat süren Teraziler için kıskançlık, dışarıya asla yansıtılmaması gereken bir duygudur. Zaman zaman ortamın en parlak insanı
olamadıklarında, kıskançlığa kapılıp
dikkatleri daha da üstlerine çekmek
için ellerinden geleni yapabilirler. Kıskançlığın etkisi altında baskın çıkma
çabasına girebilirler, ancak kin tutma
huyları yoktur. Öte yandan çok gururlu olmaları sebebiyle, kıskandıklarını
da belli etmeme gayreti içerisine girebilirler. Bir Terazinin kıskançlığa kapıldığını, neşesini kaybetmesinden anlamak mümkündür. İlişkilerinde, ilgi
üstlerinde olduğu sürece kıskançlık
gibi duyguları ortaya çıkarmazlar. İkili
ilişkilerinde de durum aynıdır; üzerindeki ilginin dağılması yine Terazinin
kıskançlığa kapılmasına yol açar, gururlu yapısı gereği bunu dile getirmekten kaçınan Terazi partneriniz, farklı
düşüncelere kapılmanıza sebep olabilir. İlgi gösterdiğiniz bir Terazi ile eğlenceli mutlu bir ilişki sürdürebilirsiniz.
Akrep (23 Ekim / 22 Kasım)
Adeta kıskançlık kelimesiyle özdeşleşmiş olan Akrepler için bu duygu bir
yaşam tarzıdır. Diğer burçların imrendiği şeyleri, Akrepler kıskanır. Kontrol
etme arzusuna sık sık yenilen Akrepler,
olaylar kontrolleri altından çıktığında,
içlerinde baskın tuttukları kıskançlığı,
büyük bir fırtına olarak dışa vurabilirler. Genel anlamda insan ilişkilerinde
politik bir tavır sergileyen Akrepler,
kıskançlık kontrolünde bu politik tavırdan ödün verebilirler. İlişkilerinde
sahiplenici ve kıskanç özellikleri daha
yoğun olarak ortaya çıktığı için idare
edilmesi zor olabilirler. Kıskanç bir Akreple sürdürülen ilişkide, alttan alan ve
toparlayıcı olan partnerleridir. Onun,
ilişkide yaşattığı kıskançlık, mutsuzluğunuza yol açabileceği için idare edici davranışlar ilişkinizi olumlu etkiler.
Yay (23 Kasım / 20 Aralık)
Genel anlamda hayatlarında kıskanç
olarak tanımlanmayan Yaylar, söz konusu insan ilişkileri olduğu zaman
farklı bir tutum sergileyebilirler. Değişken tavırları, ne yapacaklarını bilememezliklerinden kaynaklanır ve Yaylar, en çok kıskandıkları zaman nasıl
davranması gerektiklerini bilemezler.
Doğal bir tepki olarak hislerini belli etmeye meyilli Yaylar, çevreleri tarafından zaman zaman takıntılı ve uzlaşılmaz olarak nitelendirilebilirler, ancak
bu davranışlar, onların kıskançlık duygularını saklama çabasından başka bir
şey değildir. İlişkilerinde beklenmedik
şekilde kıskanç ve sınırlandırıcı bir tutum sergileyebilirler. Kıskançlıklarını
açıkça dile getirmeyi tercih etmedikleri için hareket ve davranışlarıyla karşısındakinin anlamasını beklerler. Bu
tutumları karşısında partnerleri kayıtsız kalırsa, o zaman tepkileri daha fazla büyür. Kıskanç bir Yayı yatıştırmanın
yolu, onu anlamaktan geçer.
Oğlak (21 Aralık / 18 Ocak)
Mantıklı bir yaşam sürüp hep yükselmeyi hedefleyen Oğlaklar, başarı
merdivenlerinde çevresindekilerden
dolayı duraksama yaşadıkları zaman
kıskançlığa kapılabilirler. İnsan ilişkilerini doğal bir şekilde menfaat odaklı
kurmayı tercih eden yapıdaki bir Oğlak, menfaatlerine aykırı bir durumda,
bastırdığı tüm kıskançlığı karşısındakini hedef alarak yansıtabilir. Kıskançlığa kapılmış ve öfkenin esiri olmuş
bir Oğlak, akla gelebilecek her şeyi
yapabilir. İlişkilerinde sadakat ve karşı
cinsi kıskanan bir tutum bekler. Sadakatinize güvenmeyen, inanmayan bir
Oğlakla mutlu bir ilişki sürdürmeniz
imkansızdır. Yaşadığınız ilişkide önce
kendinizi doğru anlatmalı ve aynı ölçüde davranışlar sergilemelisiniz yoksa sabredilmez bir kişiyle ilişki yaşamak zorunda kalabilirsiniz.
Bizim Alem
düğün - dernek & eğlence dergİsİ
Kova (19 Ocak / 20 Şubat)
.
Her insan gibi bir Kova’nın da kıskançlık duyması beklenebilir, ancak
Zodyak’ın diğer üyeleriyle kıyaslandığı zaman, bir Kova neredeyse hiç
kıskançlık duymaz. Kovalar için kıskançlık sözlüklerinde yer almaz. Onlar kıskançlıkla harcayacakları zamanı,
serinkanlılıkla geçirmesini iyi bilirler.
Kendileri kıskançlıkla vakit kaybetmedikleri gibi çevresindekilerin de
kıskançlıkla yaşamalarına anlam veremezler. İlişkilerinde olumlu bir tutum sergilemekten yanadırlar, ancak
ilişkilerine dair bir tehdit söz konusu
olduğunda kıskançlığa yenilebilirler.
Kovalar, kıskanç bir yapıda olmadıkları
için karşısındakilerin onlara gösterdiği
kıskaçlık duygusuna anlam veremezler ve işte o zaman sorun yaşamaya
başlarlar. Kıskançlığı mantıklı bulmayan Kovalara, aynı tutumu sergilediğinizde mutlu olmak çok kolaydır.
Balık (20 Şubat / 21 Mart)
Kıskançlık, Balıklar için en zararlı duygulardan biridir. Kıskançlık hissettiği zaman kendi kendini yiyip bitiren
Balıklar, içine kapanık bir hale dönüşebilirler. Sevdiklerini benimsemeye
meyilli olan Balıklar, çevresindekiler
tarafından kıskanç ve baskıcı olarak
nitelendirilebilirler, ancak bu onların
temel güdülerindendir. Onlar, kıskançlıktan öte sahiplenici bir yapıya
sahiptirler. Öte yandan kendileri, çevrelerindeki insanların kıskanç bir tutum sergilemesinden hoşlanmazlar,
çünkü özgürlüklerine düşkündürler.
İlişkilerinde kendilerini güvende hissettikleri sürece kıskançlık krizine girmezler. Güven üzerine kurulmuş bir
ilişkide Balıklar mutluluğu kolay yakalarlar. Sahiplenici davranışlarının
kıskançlık olarak değerlendirmemesi Balıklar için önemlidir. Kıskançlık
konusunda hassas olan Balıklar, partnerlerinin kıskanç olmasına anlam
veremezler ve kabul edemezler.
BiZiM ALEM
DÜĞÜN - DERNEK & EĞLENCE DERGİSİ
...VE
SiBEL CAN
GELiYOR...
[S. 6]
Ödüllü bulmaca:
2 adet Sibel Can
konser bileti
[S. 14]
Bahar 2015 | 1
Gelin ve Damat
Tarafının Yapması
Gerekenler Nelerdir?
[S. 28]
Gelin
makyajı
7 | İREM DERİCİ
AACHEN/WÜRSELEN‘DE
[S. 14]
2015‘de aşk
burcunuz
[S. 30]
22 | DÜĞÜN AJANDASI
BİR GELİNİN HAZIRLIĞI
10 | İNTİZAR
AACHEN/WÜRSELEN‘DE
20 | MUTLU GÜNLER
NİKAH, DÜĞÜN, SÜNNET
Düğün
pastası
[S. 11]
Düğün
hediyesi
almak
[S. 8]
34 | NİHAT HATİPOĞLU
AACHEN/WÜRSELEN‘DE
ÜCRETSİZDİR!
Haziran, Temmuz ve
Ağustos ayları için
çıkacak olan
2. sayımız YAZ 2015,
Mayıs ayı sonunda
yayınlanacaktır.
34
çözümler Sayfası
28 Bilmece sayfası
24 Bulmaca sayfası
Sayıları yerleştirin
19 + 2 : 3 x 2 + 6 : 10 - 1 + 4 x 5 = 25
Faraş sorusu
Açık küp
Doğru cevap C.
Üçgen saymaca
Toplam 29 üçgen vardır.
Ortak harfler
Pİ - YAR - TE - SER
İki sihirli kare
9
5
6
7
1
4
8
3
2
4
2
7
8
5
3
6
1
9
5
6
2
1
8
9
7
4
3
7
4
9
3
2
6
1
5
8
3
8
1
4
7
5
2
9
6
6
7
5
2
3
1
9
8
4
2
9
8
5
4
7
3
6
1
1
3
4
6
9
8
5
2
7
4
2
5
6
1
9
3
7
8
9
3
6
8
4
7
5
2
1
8
1
7
3
5
2
6
4
9
6
7
4
1
2
5
8
9
3
2
5
1
9
8
3
7
6
4
3
8
9
7
6
4
1
5
2
7
6
3
4
9
8
2
1
5
1
4
2
5
3
6
9
8
7
06010016204
9
7
5
6
1
2
3
4
8
4
8
1
5
9
3
6
7
2
6
2
3
4
7
8
1
9
5
2
1
4
8
6
9
5
3
7
8
5
9
1
3
7
2
6
4
7
3
6
2
5
4
9
8
1
1
4
8
3
2
6
7
5
9
3
9
2
7
8
5
4
1
6
7
4
5
9
6
3
2
8
1
6
8
9
2
7
1
4
5
3
3
1
2
5
8
4
9
6
7
4
7
1
3
2
8
5
9
6
5
3
8
4
9
6
1
7
2
9
2
6
7
1
5
3
4
8
2
9
3
8
4
7
6
1
5
1
5
7
6
3
9
8
2
4
5
6
7
9
4
1
8
2
3
9
5
7
4
8
3
2
1
6
6
1
3
5
7
2
4
8
9
2
8
4
1
6
9
5
3
7
8
7
1
9
3
5
6
2
4
3
6
5
8
2
4
9
7
1
4
9
2
7
1
6
8
5
3
5
3
9
2
4
1
7
6
8
1
4
8
6
5
7
3
9
2
8
5
3
4
1
6
9
2
7
1
7
2
9
5
8
3
4
6
4
6
9
7
3
2
8
1
5
9
3
6
1
8
4
5
7
2
2
1
7
3
9
5
6
8
4
5
8
4
6
2
7
1
9
3
3
9
5
2
4
1
7
6
8
7
2
8
5
6
9
4
3
1
4
9
1
8
3
7
6
2
5
2
8
5
1
6
9
7
3
4
3
5
9
6
7
4
1
8
2
1
6
8
2
9
3
5
4
7
7
2
4
5
8
1
3
6
9
5
4
3
9
1
8
2
7
6
9
7
2
3
5
6
4
1
8
8
1
6
7
4
2
9
5
3
06010016207
3
5
6
7
2
1
4
8
9
1
7
4
8
3
9
6
5
2
2
8
9
4
5
6
3
1
7
8
1
3
6
7
5
9
2
4
6
4
7
9
1
2
5
3
8
9
2
5
3
4
8
1
7
6
4
9
1
5
8
7
2
6
3
7
3
2
1
6
4
8
9
5
7
2
6
3
9
8
1
4
5
6
8
9
1
7
5
2
4
3
2
7
1
8
3
4
6
9
5
4
3
5
6
2
9
8
7
1
8
1
2
7
4
6
3
5
9
3
6
7
9
5
8
1
2
4
9
5
4
2
1
3
7
8
6
7
2
6
5
9
1
4
3
8
5
4
8
3
6
7
9
1
2
6
4
1
8
7
3
2
5
9
4
1
8
9
2
6
7
3
5
9
2
5
7
1
3
6
8
4
6
7
3
4
5
8
1
9
2
8
9
4
3
7
2
5
6
1
7
5
6
1
9
4
3
2
8
2
3
1
6
8
5
9
4
7
5
8
9
2
3
7
4
1
6
1
6
2
5
4
9
8
7
3
2
3
4
7
9
1
8
6
5
5
7
1
6
3
8
2
9
4
8
2
7
1
6
3
4
5
9
3
9
6
4
5
7
1
8
2
1
4
5
8
2
9
6
3
7
4
1
3
9
7
6
5
2
8
9
6
2
5
8
4
3
7
1
7
5
8
3
1
2
9
4
6
06010015007
5
6
8
2
9
3
7
4
1
8
7
6
1
9
5
2
4
3
4
3
2
6
8
7
5
9
1
9
5
1
4
2
3
6
7
8
3
9
5
7
6
1
4
8
2
6
4
8
9
3
2
7
1
5
1
2
7
5
4
8
3
6
9
2
8
4
3
1
6
9
5
7
5
1
9
2
7
4
8
3
6
1
9
3
4
8
2
5
6
7
06010014505
06010015006
6
8
9
2
4
5
7
1
3
11
13
13
3
6
12
9
15
2
8
8
10
15
1
14
12
5
3
11
5
4
14
7
1
16
10
2
16
9
7
Üçgen işlemi / 4 / 2, 6 / 7 / 1, 2 / 9 / 5, 1 /(ve tekrar 4)
Bizim Aachen Dergisi
Reklam / İlan Fiyatları *
1 kez
06010014504
06010015005
06010016206
6
3
7
4
2
5
8
9
1
5
9
8
2
7
1
4
3
6
06010015004
06010016205
8
6
4
1
5
2
7
3
9
6
Resimdekiler ne olabilir?
a) Ampul, b) Ataç, c) Vida, d) Makarna, e) Oyun zarı
8 sudoku sayfası
8
1
3
9
6
2
4
7
5
4
3
4
7
8
6
1
2
5
9
Arka Kapak
1/1 Sayfa
1/2 Sayfa
1/3 Sayfa
1/4 Sayfa
1/6 Sayfa
1/8 Sayfa
1.000 €
600 €
350 €
250 €
200 €
150 €
120 €
3 kez
6 kez
900 €
540 €
315 €
225 €
180 €
135 €
108 €
750 €
450 €
262 €
187 €
150 €
112 €
90 €
(% 10 indirim) (% 25 indirim)
* Bütün fiyatlar baskıya hazır haldeki reklamlar içindir
ve üstüne yasal geçerli vergi (% 19 MwSt.) eklenir.
06010014506
7
6
3
8
5
9
1
2
4
06010014507
TANITIM: Firma, işyeri, hizmet veya ürün tanıtımları (bir
kez olmak kaydıyla) 1 veya 1/2 sayfa olarak (yukarıdaki fiyatlarla) yapılır. Bize göndereceğiniz yazı, logo, resimler
ve iletişim bilgilerinizle (Telefon, faks, E-Mail, internet vb.)
sizin için sayfa tasarımını ücretsiz yapıyoruz. Daha fazla
bilgi için bizi arayabilirsiniz.
ALLES UNTER
EINEM DACH!
Kommt vorbei!
Wir freuen uns!
Kaffee & Zucker
Shampoo
Neue Hose
in
m
r
e
t
r
ö
is
r
F
r
h
U
12
Geschenk für Mama
z
t
a
h
c
S
it
m
n
fe
f
e
r
14 Uhr T
MEHR INFOS UNTER AACHENARKADEN.DE
Taşfırın‘da pide ve lahmacun
Roermonder Strasse 335
52072 Aachen-Laurensberg
Grill • Restaurant • Café
Süt danası ve hindi döner
Meşhur dövme yayık ayran
Mangalda ağzınıza layık taze balık ve kebap çeşitleri
Şark Köşesi
Zengin salata çeşitleri
Taşfırın‘da pizza çeşitleri
Şelale
Çocuk Oyun Alanı
Tereyağlı baklava
Taşfırın‘da künefe
Özel toplantı ve eğlencelerinizi
kutlayabileceğiniz 80 kişilik
özel bölümümüz mevcuttur.
Telefon: 0241 / 170 11
www.marmarisgrill.de
Tüm etlerimiz
helal kesimdir!
Zengin mutfağımız ve güleryüzlü personelimizle
siz sayın müşterilerimizin her zaman hizmetinizdeyiz!
Ücretsiz Otopark

Benzer belgeler

Indir / Oku - Bizim Aachen

Indir / Oku - Bizim Aachen Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Gün...

Detaylı

Indir / Oku - Bizim Aachen

Indir / Oku - Bizim Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Günal Günal Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir, Dr. Sıla Yüce-Çıtır, ...

Detaylı

Indir / Oku - Bizim Aachen

Indir / Oku - Bizim Aachen Sahibi: FACTOR: G MEDIEN & IDEEN G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Gün...

Detaylı

Indir / Oku - Bizim Aachen

Indir / Oku - Bizim Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Günal Günal Yayın Ekibi: Muhsin Ceylan, Füsun Özdemir, Dr. Sıla Yüce-Çıtır, ...

Detaylı

Indir / Oku - Bizim Aachen

Indir / Oku - Bizim Aachen Ihre Vorteile: • Private Pflege-Ergänzungsversicherung: Pflegemonatsgeld in allen Pflegestufen, auch bei Demenz • Staatliche Förderung: 5 Euro pro Monat • Service aus einer Hand: Die Barmenia übern...

Detaylı

Indir / Oku - Bizim Aachen

Indir / Oku - Bizim Aachen sayımız 29 Mayıs 2015’de çıkacak.

Detaylı

Indir / Oku - Bizim Aachen

Indir / Oku - Bizim Aachen G. Günal, Goerdelerstr. 9, 52066 Aachen Tel.: 0241 / 990 78 68 Fax: 0241 / 990 787 44 E-Mail: [email protected] Internet: www.bizimaachen.de Yayın Yönetmeni: Günal Günal Yayın Ekibi: Muhsin Ceyl...

Detaylı