ONOK BOZKURT ONOK BOZKURT Alİ TEZDİKER

Transkript

ONOK BOZKURT ONOK BOZKURT Alİ TEZDİKER
YIL: 3 SAYI: 36
RÖPORTAJ
ONOK BOZKURT
Alİ TEZDİKER
EKSTREM SPORLAR DOSYASI
LACROSSE
.
RUGBY TÜRKIYE
STORE
auto
.
Türkiye
aylık otomobil ve yaşam dergisi
yıl: 3 sayı: 27
m
o
c
.
e
y
i
k
r
u
t
o
t
u
a
.
w
w
w
Röpörtaj
DERYA KEYKUBAT
Kadın Gözüyle Test
Değişmeyen tercihiniz...
Opel Astra NB 1.4
Turbo A/T
Okur Test
2012 Fiat Punto 1.2
İMTİYAZ SAHİBİ
MCM TURKUAZ A.Ş.
GENEL YAYIN YÖNETMENİ
Oytun Çölok
[email protected]
[email protected]
EDİTÖR
Ebru Şalva
[email protected]
[email protected]
KÜNYE
[email protected]
YAYIN DANIŞMANI
Ahmet Cirit
YAYIN KURULU
Oytun Çölok
Gündüz Saka
Dirim Selim Tan
SANAT YÖNETMENİ
Ayça Ulusoy
[email protected]
Fatoş Sezer
REKLAM VE
HALKA İLİŞKİLER
Ebru Büşra Tunca
[email protected]
BASIN VE MEDYA
KOORDİNATÖRÜ
Ünzile Dirican
[email protected]
HUKUK DANIŞMANI
Av. Haluk Doğan
WEB TASARIM
10
Jonglör - Oytun Çölok
23
Sevimli Dev - Sertaç Narbay
25
Yorumcu - Kemal Ege Gürkan
30
IKU Trojans - Egemen Özkan
31
Avrasya - Güven Taşoğlu
34
Sevens Dosyası - Sinem Hocaoğlu
37
Aqua - Emin Erden
43
Eskişehir - Cem Sayıner
47
Female Sharks - Demet Yıldız
49
Sporcu Sağlığı - Tamer James
52
Yıldızlar
55
Spor Haberleri
59
Pota - Cem Şengezer
68
Lacrosse
72
Röportaj - Onok Bozkurt
78
Kadın Gözü - Ebru Şalva Devecioğlu
86
Hayallerim, Spor ve Ben
94
Kişisel Gelişim - Gündüz Saka
95
Burak Özcan
TASARIM
MCM TURKUAZ
Grafik Bölümü
www.rugbyturkiye.net
[email protected]
.
RUGBY TÜRKIYE
Türkiye basın meslek
ilkelerine uymayı
taahhüt eder.
Ajanda
101
Store
106
İÇİNDEKİLER
HABER KOORDİNATÖRÜ
Nazlı Selin Tan
Ragbi Haberleri
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
Pastry Design
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz,
siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...hayalleriniz, siz ve pastanız...
www.tulinakyildiz.com
A
T
.
..
EDITOR
Merhaba;
TRF, Türkiye Ragbi Ligleri’nin başlangıç tarihini en sonunda açıkladı. Ama ragbi etkinlikleriyle
çakışan tarihler umarız problemlere sebebiyet vermez. Temennimiz ise bol eğlenceli ve sportmence
bir lig olması.
Bu ay dünyadaki en önemli ragbi olaylarının başında RBS Altı Ulus Şampiyonası geliyor.
Şampiyonada yayın zamanımıza kadar oynanan maçların yorumlarını Onur Önal’ın kaleminden
“Ragbi Haberleri” köşesinde okuyabilirsiniz.
Türk Ragbi Milli Takımı oyuncularını tanıtmaya devam
ediyoruz. Bu ay iki konuğumuz var. Almanya’dan Salim Çavuş
ile Fransa’dan Zakir Kalabaş.
Bu ay Sinem Hocaoğlu’nun kaleminden Las Vegas’da
düzenlenen USA Sevens ile Güven Taşoğlu’nun kaleminden
de Cape Town Tens’in hikayesini okuyabilirsiniz.
Ayrıca takımlardan haberler, her ay olduğu gibi köşe
yazarlarımız tarafından kaleme alındı.
Bu ay “Ekstrem Sporlar” dosyamızda ilginç sporlardan
biri yer alıyor. “Lacrosse”. Bu spor ilginizi çekiyorsa dosyamızı
okuyabilirsiniz.
“Kadın Gözüyle” köşemizde ise bu ayki konuğum
yelken sporcusu Ali Tezdiker. Bizi, anlattıklarıyla bir mıknatıs
gib yelken sporuna çekiyor.
Bu ayki ünlü konuğumuz ise Kadıköy’ün en marjinal
işletmelerinden biri olan “Gitarcafe”nin felsefeci, sanat
tarihçi ve müzisyen olan işletmecisi Onon Bozkurt. Kendisi ile
yaptığımız röportajı dergimiz sayfaları içerisinde
bulabilirsiniz.
Hepinize keyifli okumalar...
Not: Deşifreler için Funda Erçelik’e, maç fotoğrafları
için Başak Yüncü ve Başak Polat’a, çeviriler için Onur
Önal’a çok teşekkürler...
EBRU ŞALVA DEVECİOĞLU
[email protected]
SEN DE TIKLA...
FACEBOOK GRUBUNA ÜYE OL VE
YENİLİKLERDEN HABERDAR OL!
.
.
RAGBI HABERLERI
ONUR ÖNAL
[email protected]
G
Galler'in 2. Yarıdaki yoğun çabasına rağmen İrlanda 30-22'lik galibiyet kazanarak, RBS Altı Ulus
mücadelesine başladı. Brian O'Driscoll ise Cardiff'teki yıllarına geri döndü.
İrlanda Cardiff'te, Galler'in çabalarına rağmen galip geldi.
S
akatlıklar nedeniyle geçen yılın rekabetinden
eser yoktu. 34 yaşındaki O'Driscoll bir try yapıp, Simon Zebo'nun da tryına yardımcı oldu.
Böylece İrlanda maçı önde götürdü.
Galler'de, Alex Cuthbert, Leigh Halfpenny
ve Craig Mitchell try yaptı. Ancak 8 farkla mağlûbiyeti engelleyemediler. Bununla birlikte kendi evlerindeki 5. maçlarını da kaybetmiş oldular. Bu olay
tarihlerinde bir ilkti.
Tedbirli başlayan bir açılıştan sonra İrlanda
oyunu kontrol etmeye başladı ve 9. dakikadaki lineout sonrasında İrlanda, pençesini attı ve öne
geçti.
O'Driscoll ve Rob Kearney tarafından hızlı el
değiştiren top, Craig Gilroy ile buluştu ve bu da Galler tarafından savuşturuldu.
Daha sonra Jonny Sexton’dan O'Driscoll'a
verilen pas, Zebo’ya geçince dördüncü İrlanda atağı ve kendi 2. tryını yapmış oldu.
Sexton'un sağlam vuruşları Galler'i kendi
evindeki ilk yarıda duman etti.
19. dakikada İrlanda 2. tryın kokusunu aldı
fakat Gilroy'u yeterince destekleyemedi. Bu sırada
Sexton direklerin önünden bir drop-goal'ü kaçırdı.
Hakem Romain Poite penaltıyı vermişti ve Leinster
fly-halfı da hata yapmadı.
Galler darmadağın oldu ve hemen sonrasında Dan Biggar ki ilk RBS Altı Ulus maçını oyunuyordu, vuruşunun Rory Best tarafından nasıl ustaca
engellendiğini gördü.
Mike Philips engelleme nedeniyle 29. dakikada yere çakıldığında Sexton ekstraları ekledi.
Galler 20-0 gerideydi ancak 5 dakika sonra Halfpenny ilk skorlarını yaptı.
İlk yarının sonuna birkaç dakika kala, Galler
sonunda atağa geçmeye başladı ve George North
ve Cuthbert ile topa sahip oldu.
Direklerin tam önünde zorlu bir mücadele
oldu ve Sexton bir başka penaltı ile yaralara tuz
bastı.
www.rugbyturkiye.net
10
İrlanda aradan sonra kaldıkları yerden devam etti ve 44. dakikada, Kearney’ye yeterli destek
gelmediğinde, O'Driscol Galler defansını delmek
için oradaydı ve 26. Altı Ulus try'ı için çizgiyi geçti.
48. Dakikada Sexton'un yaptığı bir hareket
Galler’i kendine getirdi ve Millenium Stadı'ındaki
inanç geri geldi.
Biggar, saldıran Cuthbert'i durdurdu ve Keith Earls'ü geçti ona Halfpenny'de katıldı ve skoru
30-10 yaptı.
İrlanda daha önce yakaladığı ivmeyi tekrar
bulamadı ve Galler mücadeleye devam etti.
İrlanda 22 numarasına yoğun bir baskıdan
sonra, Jonathan Davies orta alandaki partneri Ja-
mie Roberts'i buldu. Halfpenny'ye çıkan top bir tryı
daha getirdi.
Galler baskısı azalıyordu ve İrlanda rahat bir
nefes aldı. 63. dakikada Cuthbert ile top onlara
geçti.
10 dakika kala Toby Faletau çizginin hemen
önünde destekledi ancak İrlandlı Conor Murray
kenarda oturmakla cezalandırıldı. Galler oyuna yeni giren Mithchell ile 76 dakikada skoru 30-20'ye
getirdi.
Halfpenny conversion atışını başardı ancak
Galler’in mağlubiyetine engel olamadı. Böylece İrlanda Galler’e karşı üç maçlık mağlubiyet serisini
sonlandırmış oldu.
www.rugbyturkiye.net
11
İ
İngiltere İskoçya'ya karşı 38-18’lik bir galibiyet kazanarak Calcutta Cup'ı garantilerken, Billy
Twelvetrees ilk try denemesini yaptı.
İngiltere İskoçya'yı evine yolladı.
G
loucester orta alan oyuncusu Twelvetrees
ilk yarıdan hemen sonra Chris Ashton, Geoff
Parling ve Danny Care ile birlikte adını skorerler arasına yazdırdı.
Daha önceki Anglo-İskoç maçları gibi sıkıcı
bir maç bekleyenleri yanıltan karşılaşmada iki takımda ciddi mücadele etti ve İngiltere daha güçlü
olduğunu gösterdi.
İngiltere karşılaşmaya güçlü bir atak ile baş-
ladı ve Owen Farrell'ın ilk penaltısını ile gücünü ve
baskısını biraz daha arttırdı. Ama İskoçya oyundan
düşmedi. Mike Brown'ı savunan Stuart Hogg, İngiltere savunmasını yararak geçti ve scrum-half Greig, Laidlaw'a pası verdi. Kafası karışmış İngiliz
oyuncular try çizgilerini korumak için geri çekilirken
top, sağ taraftaki Yeni Zelanda doğumlu kanat
oyuncusu Sean Maitland'a geldi ve o da ilk uluslararası tryını gerçekleştirdi.
Laidlaw conversion atışında hedefi şaşırdı.
İskoçya'nın skor yapmasına rağmen soğukkanlılığını koruyan İngiltere ataklarına devam etmeye başladı.
14 dakikada İskoçya rockda topu bırakmadığı için cezalandırıldı ve Farrell İngiltere'yi öne geçirme fırsatı yakaladı.
“Saracen” üçte üç yaptı ancak 4 dakika sonra İskoçya farkı bire indirmek için geri döndü. Laid-
law, Tom Youngs yere indirildikten sonra ilk vuruşunu yaptı. İlk 5 maçında, 4 try yapan İskoç Tim
Visser İskoçya'yı tekrar atağa kaldırdı. Fakat İngiltere paniklemeyi reddetti ve Brad Barritt 26. dakikada topu bırakmadığı için İskoç çizgisinin yanında
ceza aldı.
Ancak 5 dakika sonra, forvetler Joe Marler
ve Joe Launchbury'i takip eden Ashton 17. tryını
gerçekleştirdi. Farrel 5'te 5 yaparak bir başka pe-
www.rugbyturkiye.net
12
İ
İngiltere İskoçya'ya karşı 38-18’lik bir galibiyet kazanarak Calcutta Cup'ı garantilerken, Billy
Twelvetrees ilk try denemesini yaptı.
İngiltere İskoçya'yı evine yolladı.
naltı vuruşunu daha ustaca kullandıktan sonra, Laidlaw İskoçya'nın maça asılmasını sağladı ve devre
arası olduğunda skor 19-11 idi.
Topu tüm sahada kullanan ve sabırlı olan İngiltere ikinci yarının 4. dakikasında ikinci tryını yaptı. Farrell tekrar direklerin tam ortasından topu geçirdi ve 10 dakika sonra, Launchbury ilk uluslarara-
sı tryını yaptığını zannetti. Ancak hakem Alain Rolland tryı Tom Youngs'ın yaptığı bir ihlal için iptal etti.
Yorulan İskoçya'ya karşı kararlı olan İngiltere geri geldi. Farrell'ın dönen pası Parling'i buldu ve
o da ilk tryını yapmak için ilerledi. Farrell ilk vuruşunu kaçırdı ama İngiltere iyi oynuyor ve İskoçya'da
dayanıyordu. Kaptan Chris Robshaw neredeyse 60
dakikadan fazla oynadı ve topu aldıkları her seferinde atağa kalktılar. İskoçya ise sağlam durdu ve
bir skorla cevap verdi. Oyuna giren David Denton
kendi yarısında ilerledi ve Maitland'e pas verdi, o da
vuruşuyla topu takip eden Hogg'u gördü. Laidlaw
skoru 31-18'e taşıdı ama son sözü İngiltere söyle-
di. Kenardan gelen Care usulca süzülerek direklerin arasından topu yere vurdu. Farrell ise galibiyeti
perçinlemek için conversion atışını bir drop kick ile
yaptı… İskoçya'nın Twickenham'da bir galibiyet hayali Londra'ya tekrar gelecekleri 2015'e kaldı.
www.rugbyturkiye.net
13
Orquera, Roma'da, İtalya'yı Muhteşem Bir Zafere Taşıdı.
L
Luciano Orquera'nın performansı, iyi oynayan İtalya'yı, Fransa karşısında hak edilmiş bir 23-18'lik
zafere taşıdı. İtalya evinde Fransa'ya karşı ardı ardına ikinci kez kazanmış oldu.
F
ransa, sonbahardaki uluslararası maçlarda
üç galibiyet kazanarak bu maça gelmişti. Ancak İtalyan'larda bu maça hazırlıklı geldi. İlk
yarıda arkadan takip etmelerine rağmen, ikinci yarıda çok iyi bir iş çıkardılar ve Fransa sahadan silindi. 20 dakika kala Martin Castrogiovanni oyundan
alındığında, Orquera İtalya'yı tekrar öne geçirdi.
Fransızlar yenilgiyi kabul etmiş gibiydi.
Sonbaharda etkileyici bir iş çıkaran Frederic
Michalak, vuruş kaçırdı ve en iyi oyununu oynama-
dı. Coşkulu bir başlangıcın ardından topa sahip olma oranı İtalyanlar lehineydi. Sergio Parisse, erken
gelen skoruyla yeni atak taktiklerini de sergiledi.
Luke McLean'in atağı durduruldu ancak Orquera,
Fransız savunmasında delik açtı ve ilk try'ını yaptı.
Daha sonrasında ise soldan yaptığı vuruşuyla ekstra puanları ekledi.
Topa neredeyse değemeyen Fransız'lar bu
dakikadan sonra İtalyanların üzerinden baskı kurmaya başladı, Michalak'ın olağanüstü oyunu bunu
destekledi. Topu oyunun sağına ve soluna doğru
genişlettikten sonra Louis Picamoles gücünü gösterdi ve birkaç İtalyan oyuncusuna zor anlar yaşattı. Tabii ki İtalyanlar vazgeçmedi! 15. dakikada Orquera'nın drop goal'ü ve 2 dakika sonra kazanılan
penaltı ile 13-5 öne geçtiler.
5 metre boyundaki devasa scrumdan sonra,
İtalyan'lar Michalak'a büyük bir fırsat verdiler ve
açık bir pozisyondan Fransa penaltı kazandı. İlk yarıdan önce İtalyanlar 13-8 öndeydi… Fransızlar
oyuna dahil olmuş gibi gözüküyordu ve sıkıştıkları
anlarda, çelmelere rağmen iyi off load yaparak
ikinci try'larını yaptılar. Ve ilk kez öne geçtiler. Huget atağı başlattı ve Michalak topu kanatlara yaydı,
Fritz topu hızlıca Fall'a verdi ve Michalak'ın conversion takımını öne geçirdi. 15-13
Fransızlar ikinci yarının ilk ataklarını yaptı ve
İtalya'nın kazandığı scrum'dan sonra Andrea Lo Cicero, penaltı cezası aldı. Michalak penaltı vuruşunu
ekledi: 18-13
www.rugbyturkiye.net
14
Orquera, Roma'da, İtalya'yı Muhteşem Bir Zafere Taşıdı.
L
Luciano Orquera'nın performansı, iyi oynayan İtalya'yı, Fransa karşısında hak edilmiş bir 23-18'lik
zafere taşıdı. İtalya evinde Fransa'ya karşı ardı ardına ikinci kez kazanmış oldu.
5 puan önde olan Fransızlar kontrolü eline
almış gözüküyordu, Maxime Machenaud İtalyan
defansının arasından geçtiğinde bu skor farkını büyütmeleri gerekirdi. Ancak scrum-half İtalyan sahasının derinlerine doğru pas verdi ve İtalyanlar
muhteşem bir kontratak başlattılar. Orquera'nın
off loadları ile top Castrogiovanni'ye geldi o da çizginin öbür tarafına topu vurdu. 15 dakikadan sonra
Orquera'nın conversionı takımını tekrar öne geçirdi.
Antrenör Philippe Saint-Andre oyunun ellerinden kaydığını görerek Morgan Parra ve Mathieu
Bastareaud'u oyuna soktu.12 dakika kala heyecan
iyice arttı ve Orquera'nın yerine giren Kris Burton
drop goal yaptı. Ve skoru İtalya lehine 5 puan öne
geçirdi.
1 dakika kala Fransızlar tekrar baskı kurmaya, İtalyanlar ise kural ihlalleri yapmaya başladı,
Davide Giazzon sin bin'e gönderildi! Fransızlar scrum'ı kazandı ancak ev sahibi ilk denemeden sonra
penaltı yemişti ve ikinci seferinde sağlam durdular.
Top açıldı, Fall'ın yapacak bir şeyi yoktu. Ve zafer
İtalya'nın oldu!
www.rugbyturkiye.net
15
İ
İskoçya'nın İtalya karşısındaki 34-10 galibiyeti Stuart Hogg'un ününü pekiştirdi. Geçen hafta
İngiltere'ye yenilen İskoçya, Fransa karşısında müthiş bir galibiyet alan İtalya'ya karşı haklı bir
galibiyet kazandı. Tim Visser, Matt Scott Hogg ve Sean Lamont sayı yaptı.
Harika İskoçya İtalya'yı durdurdu.
J
ohnson, takımının geçen maçtaki zayıf defansının yasını tutuyordu ancak İtalyan'lar oyunu
pek istemedi ve sonuçta Greig Laidlaw sayı getiren vuruşları yaptı. Öte yandan İtalyanlar geçen
maça kıyasla düşük bir performans sergilediler.
Özellikle geçen maçın kahramanı Luciano Orquera
ölü bir gün geçirdi ve böylece the Azzurri (İtalya)
yenilgiye uğradı. İskoçya için ise bu turnuvanın ilk
galibiyetiydi.
İskoçya maça çok hızlı başladı. Ruaridh
Jackson ve Visser'ın durdurulan ataklarından sonra Hollanda doğumlu flyları Altı Ulus'daki ilk sayısını
yaptı. Laidlaw'ın topa vurdu ve Visser topu yakalayacak ve skor yapacak gibi gözüküyordu. Ancak
top sıçrayarak kaçıp gitti ve İtalya ucuz kurtardı.
İtalya geçen maçtaki performanslarının mo-
tivasyonu ile oyuna yeniden asıldı ve 7. dakikada
lock John Hamilton penaltı cezası aldığında öne
geçti. Fransa karşısındaki kahraman Orquera, 40
metre mesafeden vuruşuyla sayıyı getirdi.
İlk yarının sonlarında doğru İskoçya daha
fazla varlık gösteren taraf oldu ve fiziksel olarak üstünlükleri ve Laidlaw oyunu ile oyunun kontrolünü
kazandı. İtalya hooker'ı Leonardo Ghiraldini topu
yavaşlattığı için cezalandırıldığında, scrum-half
Laidlow penaltı vuruşunu kullandı ve sayıyı elde etti. Böylece Laidlaw 24.dakikada İskoçya'nın avantajını iki katına çıkardı
Rüzgar İskoçya'dan yana eserken, İtalya
28. dakikada neredeyse maçın ilk try'ını yapıyordu.
Giovanbattista Venditti bir vuruşu kaçırdı ancak Tobias Botes try çizgisinin hemen önünde Scott'u
www.rugbyturkiye.net
16
İ
İskoçya'nın İtalya karşısındaki 34-10 galibiyeti Stuart Hogg'un ününü pekiştirdi. Geçen hafta
İngiltere'ye yenilen İskoçya, Fransa karşısında müthiş bir galibiyet alan İtalya'ya karşı haklı bir
galibiyet kazandı. Tim Visser, Matt Scott Hogg ve Sean Lamont sayı yaptı.
Harika İskoçya İtalya'yı durdurdu.
durdurdu. Ancak 1 dakika sonra Visser sol taraftan
atağa geçti. Jackson içeriye oynadı ve Edinburgh'lu
kanat oyuncusuyla buluşturdu. Çizgi üzerinde dans
ederken 7. uluslararası maçında 5. try'ını yaptı. Laidlaw conversion'dan sayıları ekledi ama İtalya geri
geldi ve Orquera'nın penaltı vuruşunda skoru buldular.
13-3 önde olan İskoçya’nın skor farkını arttırması şaşırtıcı olmadı ve bu sefer Scott engellenemedi. Sağ kanattan Sean Maitland atağı başlattı.
Topu orta alan oyuncusu Scott'a verdi. O da atağa
kalktı ve try çizgisini geçti. Laidlaw da conversion'ı
ekledi: 20-3!
İtalya atağında, Andrea Masi topu Orqueara
ile buluşturdu. Tommaso Benvenuti içerideydi ve
çok kolay bir touchdown yapacaktı. Fakat Hogg pası görüp, engelledi ve sonrasında depara kalkıp, tek
başına ilerleyip, İngiltere karşısında yaptığı try'a
benzer bir try ile sayı yaptı. Conversion'da yine Laidlaw vardı…
İskoçya yarı sahası yakınlarında İtalya atağı
scrumla sonuçlandı. Ancak İskoçlar sağlam durdu
ve Azurri'lerin gününü belirledi. 15 dakika kala, Maitland ve Scott birlikte atağa kalktılar. Scott çizginin
köşesine topu yere vurdu ancak skor sayılmadı.
Hakem Jaco Peyper kanat oyuncusunun pasının
ileri doğru olduğunu söyledi.
İskoçya, Lamont'la 4. try'ını buldu. İtalyan
savunmasındaki bir boşluktan yararlanan Lamont
depara kalkarak try'ını yaptı. Laidlaw bir kez daha
harika bir vuruş yaptı. 6 dakika kala İtalya, scrumların birinden sonunda galip çıktı ve Sergio Parisse,
Alessandro Zanni'ye içeri doğru pas verdi ve İtalya'nın kazandığı try'da fly-half Kris Burton vuruşu
yaptı ve sayı elde edildi. Geoff Cross sakatlandı ve
saha kenarında bekliyordu ancak İskoçya'nın galibiyetini hiçbir şey engelleyemedi.
www.rugbyturkiye.net
17
G
George North'un, Dan Biggar'ın harika pasıyla yaptığı try, Galler'e, Paris'te, Fransa karşısında 16-6'lık
galibiyetin kapısını açtı.
North Galler'e Hayat Verdi.
M
açın bitimine 8 dakika kala skor 6-6'da kilitlenmişti. Biggar atağa kalktı ve o zamana kadar topla pek oynamayan North, pası
aldı ve tryı yaptı. 2013 RBS Altı Ulus'daki ilk galibiyetini alan Galler, aynı zamanda 9 maçtır da ilk galibiyetini almış oldu. Bununla birlikte geçici koç Rob
Howley'nin ise ilk galibiyeti oldu. Fransa ise, sonbahardaki formunu tekrar yakalayamadığını yine gös-
terdi. İtalya'ya karşı kaybetmişlerdi ve şimdi Fransa
5 maçtır galibiyet yüzü görmüyor.
İki takımda maça hızlı başladı ancak kazandıkları fırsatları harcadılar. İki takımda geçen maçtaki yenilgilerinden sonra daha temkinli ve defansif
bir oyun sergilediler. Galler, Fransa yarı sahasında
sürekli bir baskı kurdu ancak hatalar sonuca gitmeyi engelledi. Biggar'ın kısa düşen pası, uzaklaştırıldı
ve skorsuz geçen maç devam etti.
Biggar daha sonra sağ taraftan bir drop goal
denedi ancak başarılı olamadı. Sonrasında Fransa,
14. dakikada Frederic Michalak'ın penaltı vuruşu ile
öne geçti. (Galler scrum'ı bozduğu için penaltı aldı.)
3 dakika sonra Leigh Halfpenny, offside nedeniyle kazanılan penaltı vuruşuyla eşitliği sağladı.
20. dakikada Fransa try'a giden şansı yakaladı. Yoann Huget sol taraftan atağı başlattı. Michalak ve
Dusautoir'un paslarıyla, full-back topla sağ kanatta
buluştu. Boşta Wesley Fofana'ya bakınca bir try kaçınılmaz gözüküyordu ancak Huget pası çıkaramadı ve Galler defansı bu atağı durdurdu.
İlk yarıda, Galler oyunu beraberliğe getirdi.
Halfpenny, Biggar ve Jonathan Davies ise çok iyi
www.rugbyturkiye.net
18
G
George North'un, Dan Biggar'ın harika pasıyla yaptığı try, Galler'e, Paris'te, Fransa karşısında 16-6'lık
galibiyetin kapısını açtı.
North Galler'e Hayat Verdi.
atışlar yaptılar. İlk yarının sonlarına doğru Galler
tekrar ataklarına başlasa da Mathieu Bastareaud'ın
tacklelarını geçemediler. Fransa oyuncu değişikliğine gitti. Francois Trinh-Duc, Benjamin Fall'ın yerine
full back olarak oyuna girdi. Huget ise kanata çekildi.
İkinci yarının ilk atağı Galler'den geldi. Mike
Phillips Fransız hatlarında hızla ilerledi ve Fransa
direklerin önünde penaltıyla durdurabildi. Halfpenny takımını 6-3 öne geçirdi ve Fransa öne geçme şansını tepmiş oldu. Biggar topu direk taça vurdu ve sonrasındaki lineout'da Fransa Galler çizgisine birkaç metreye kadar yaklaştı. Çekingen bir seçimle Trinh-Duc bir drop goal denedi ancak başarılı
olamadı. 53. dakikada Fransa skoru eşitledi. Tekrarlanan birkaç scrum'dan sonra Fransa'nın kazan-
dığı penaltı vuruşu 3 sayıyı getirdi.
Fransa scrum'da daha iyi pozisyondaydı ve
13 dakika kala öne geçme sinyalleri veriyordu ancak Galler defansı sağlam durdu. 72.dakikada kenardan gelen scrum-half Lloyd Williams, Biggar'a
pası verdi. Biggar ise harika pasıyla North'u topla
buluşturdu ve North 12. try'ını yaptı. Halfpenny köşeden harika bir conversion vuruşu çıkardı. 75. da-
kikada uzun mesafeli bir penaltı vuruşunu da sayıya çevirdi ve Galler'e rahat bir nefes aldırdı.
Fransa umutsuzca maça yeniden asılmalarını sağlayacak skoru aradı durdu. Ancak Galler defansı tüm oyun boyunca olduğu gibi sağlam durdu
ve 2005 Grand Slam'den beri Paris'teki ilk galibiyeti
garantiledi.
www.rugbyturkiye.net
19
İ
İngiltere ikinci yarıdaki İrlanda ataklarına dayandı ve 10 yıldır Dublin'deki ilk RBS Altı Ulus
galibiyetlerini kazandı. Zorlu geçen mücadeleyi, 12-6 tamamladılar.
İngiltere Dublin'de kazanarak Grand Slam hayalini devam ettirdi.
G
rand Slam rakipleri İngiltere ve İrlanda'nın
dondurucu soğukta geçen mücadelesinde,
Ronan O'Gara'nın 2 penaltı vuruşuna karşılık, Owen Farrell 4 penaltı vuruşuyla İngiltere'yi galibiyete taşıdı.
İlk yarıyı 6-0 önde tamamlayan İngiltere,
ikinci yarının ilk 20 dakikasında bocaladı ve James
Haskell kenara gönderildiğinde, skor 6-6'ydı ve öne
geçme fırsatı İrlanda'nın elindeydi.
Ancak İngiltere kendisini topladı ve oyunun
geri kalanını İrlanda yarı sahasında oynadı ve
Grand Slam hayalleri için mücade etti.
İngiltere maça sağ ayağıyla başladı, 3. dakikada penaltı vuruşu kazandılar. Farrell, 40 metreden yaptığı güzel vuruşla İngiltere'yi öne geçirdi:
3-0
İrlanda oyuna dahil olmakta zorlandı, özellikle yağışlı havadan dolayı top kayıpları yaptılar.
10. dakikada İngiltere kan kaybı yaşadı. Formda
kanat oyuncusu Simon Zebo sakatlık nedeniyle Ke-
ith Earls ile yer değiştirdi. İrlanda oyunu domine etmeye başladı. İngiltere 22'sine dayandılar. Önce
Gordon D'Arcy ve sonra Donnacha Ryan atak geliştirdiler. Heaslip'in yaptığı penaltı sebebiyle vuruşu
İngiltere adına Farrell kullandı ve İngiltere'yi rahatlattı. İngiliz fly half uzun mesafeli roketlerinden birini yolladı. 6-0
6 sayılık farka güvenerek, İngiltere oyunu
İrlanda yarı sahasına taşıdı. Tüm bunlar yetmezmiş
gibi, İrlanda fly-half'ı Jonathan Sexton, sakatlandı
ve 30. dakikada O'Gara ile yer değiştirdi. İngiltere
ilk yarının sonuna 6-0 önde yaklaşırken, Farrell bir
penaltı vuruşu kaçırdı.
İrlanda ikinci yarıya daha istekli başladı. Scrum sonrası kazandığı penaltı vuruşunda, O'Gara
vuruşu yaptı ve 45. dakikada skoru 6-3' e getirdi.
İrlanda'nın güveni yerine geldi. Sean O'Brien iki
kez atağa kalktı ve güçlü yapısıyla ilerledi. İngiltere
koçu Stuart Lancaster oyuncu değişikliğine gitti.
Courtney Lawes ve Manu Tuilagi çıkarken, yerleri-
www.rugbyturkiye.net
20
ne Joe Launchbury ve Billy Twelvetrees geçti.
Dyaln Hartley, hooker pozisyonuna Tom Youngs'ın
yerine kaydırıldı.
İrlanda 22'sinde Brian O'Driscoll topu elinden kaçırdı ve Tuilagi'ye iyi bir vuruş fırsatı verdi
ancak o topu yerden almayı denedi ve böylece o
anı kaçırmış oldu. Hakem, Jérôme Garces, Haskell'i
saha kenarına gönderdi ve 35 metre'den O'Gara
ikinci penaltı vuruşuna da sayıya çevirdi. İngiltere
Haskell ile oyunu yavaşlatmak için elinden geleni
yaptı ve misafir takımın bu oyununa cevap olarak
Mako Vunipola Joe Marler'ı çıkardı. Top geniş tarafa
atıldı, Farrell topu köşeye gönderdi. Chris Ashton'ın
savunduğu Kearney topu taça çıkardı. Pozisyonunda devamında Ben Youngs, İrlanda defansının arkasına sızdı top atağa geçen Tuilagi'ye gelmeden
engellendi. Ancak hakem oyunu durdurdu ve Mike
McCarthy'nin önceden yaptığı faul için penaltı vuruşunu işaret etti. Farrell kullandı. İngiltere öne
geçti: 9-6
Neredeyse hemen sonra skor 12-6 'ya taşındı. Lawes'in atağında, yükselen topu İrlanda'lı
oyuncu yakaladı. İngiliz oyuncunun çelmesiyle top
yere düştü ve İngiltere penaltı vuruşu kazandı. Far-
rell vuruşu kullandı. 16 dakika kala İngiltere farkı
yükseltti. Hartley 'nin (kenardan girdiği için) yaptığı
faul'de, O'Gara son bir şans yakaladı ama vuruşunda direğin sağından dışarı gönderdi. Maçın son anlarında, İrlanda 22'sinde İngiltere aleyhine tekrarlanan scrumlar oldu ve 2003'ten beri ilk kez Grand
Slam için İngiltere şansını korudu.
www.rugbyturkiye.net
21
..
JONGLOR
Oytun Çölok
[email protected]
B
Bu ay güzel bir gelişme olarak TRF, Türkiye Ragbi Ligleri'nin tarihlerini açıkladı. İstanbul'da
gerçekleşecek olan İstanbul Sevens turnuvası ve diğer ragbi organizasyonları ile çakışan lig
tarihlerini düzeltileceğini umarak, yine aklıma takılan soruları sormaya çalışacağım.
D
emotive olmuş ragbi oyuncularına yeni bir
heyecan getiren fikstür, tüm takımları tam
gaz çalışmaya itti. Gördüğüm kadarıyla bu
sene her iki ligde çekişmeli karşılaşmalara sahne olacak. Şubat ayı içerisinde seminerler için Eskişehir'de
iken, Eskişehir Aqua ile Kuşadası Eagles'ın maçına
denk geldim. Hatta o gün, oynanan tüm kadın 7s
maçlarını ve Aqua-Kuşadası maçını da yönettim. Her
iki takımı da kutluyorum. Aqua'nın ve antrenör Emin
Erden'in harikalar yarattığını gördüm. İmkansızlıklar
dahilinde, hem kadın hem de erkek takımlarını ne
kadar başarılı kıldığını seyrettim. Kuşadası Eagles ise
tüm gücü ile liglerde var olacağının ispatını o gün hepimize göstermiş oldu.
Birinci lig takımları ise zaten durmadan yaptıkları antrenmanlar ve test maçları ile ragbiden kopmamak için ellerinden gelen her şeyi yaptılar. Eminimki tüm takımlar, Avrupa standartlarına uygun
maç performansları ile tüm dünyaya Türkiye'nin ragbi alanında da var olduğunu bir kez daha gösterecekler.
Gelelim sorularıma:
Geçen sene Eskişehir'de katıldığımız IRB 1.
Kademe Ragbi Antrenörlük Kursu sonucunda hak ettiğimiz belgelerimizi ne zaman alacağız? Katılımcıların hepsi yanlarında ücretleri ve istenen belgeleri getirdikleri halde, hiçbir yetkili gerekli evrakları bizden
almamıştı. Daha sonra ise 75 TL. olan ücret ve belgeler 100 TL olarak bizden istendi. Tabii ki hiç kimse ne
belgeleri ne de istenilen ücreti TRF'ye göndermedi.
Ve bu olay bu şekilde kapandı.
Peki, biz belgelerimizi nasıl alacağız? Eminimki tüm katılımcılar gerekli belgeleri ve ücreti TRF'ye
vermeye hazır. Ama nereye ve kime? Yoksa Eskişehir'de boşu boşuna mı üç gün geçirdik? Burada öğrendiklerimiz, geçirdiğimiz iyi ve eğlenceli zamanı
www.rugbyturkiye.net
23
saymıyorum. Onlar hepimiz için çok büyük bir kâr.
Yoksa TRF, FIRA-AER üyeliğimizin onaylanması için
göstermelik bir antrenörlük kursu mu düzenledi?
Diğer bir soru da, TRF Başkanı Sayın Şahin
Kömürcü'nün Eskişehir'de antrenörlük kursu esnasında aniden yaptığı toplantıda dediği gibi, yeni sezonda bu kurstan çıkmış antrenörleri olmayan takım-
lar lige katılamayacak mı? Tabii ki fikstüre baktığımızda bu söylemin gerçekleşmemiş olduğunu açıkca
görüyoruz.
Neyse, başka bir soru daha sormak istiyorum.
Biraz daha eskiye gidelim. IRB 1. kademe hakemlik
kursundan sonra 1. kademe hakem olmaya hak kazanmış olan katılımcılar, 1 sezon boyunca maç yö-
nettiler. Ama hiçbirinin hala belgesi gelmedi. Peki,
bizler bu resmi belgelerimizi ne zaman alacağız?
Tabii bu ve bunun gibi daha birçok soru var
fakat aylardır yetkililerden hiçbir cevap alamadığımızı hep birlikte görüyoruz. Ben yine de sormaya devam edeceğim. Ama her ay durmadan sorunlara
odaklanıp, olumsuzlukları yazdım. Hadi bu sefer ya-
zıyı güzel bir şekilde bitirelim. Hepimizin beklediği İstanbul Sevens'a 2 buçuk ay gibi bir süre kaldı. Şimdi
bu ayki son sorumu soruyorum: Tüm takımlar! Ragbi
ile eğlenmeye hazır mısınız?
Bir dahaki ay görüşmek üzere...
www.rugbyturkiye.net
24
.
.
SEVIMLI DEV
SERTAÇ NARBAY
[email protected]
B
Bu yıl Şubat ayı ragbi dünyasında oldukça hareketli geçiyor. Hem başlayan Altı Ulusular kupası
hem de 2015 Dünya Kupasının grup eleme maçları oldukça büyük çekişmelere sahne oluyor.
Elbette unutmamamız gereken önemli bir unsur da 2016 Olimpiyatlarının yaklaşmasıyla
hareketlenen 7'li ragbi dünyası.
B
u ay bana ayrılan yerin çoğunu yine yurt dışı haberlerine ayıracağım, zira nihayet açıklanan lig
takvimi dışında biz bu hızlı hareketin hala dışında kalıyoruz. Mart ayı ile başlayacak olan maçların bir
kısmının çeşitli turnuvalarla çakışıyor olması da ayrı bir
endişe konusu. Zaten Türk ragbisinin önünde aylardır
yazdığımız zorlu bir yol varken artık olumlu gelişmeler-
den bile çekinir halde olmamız üzücü. Umarım ragbinin tüm unsurları en kısa zamanda işbirliği içinde bir
araya gelir de bizde hızla yol alan dünya ragbisi treninde bir yer alırız. Kendi adıma ben ragbi camiasında
emek veren kimseye bu treni dışarıdan izlemeyi yakıştıramıyorum.
Ottomans olarak lig hazırlıklarımız sürüyor. 2
Şubatta Karamürsel’de Karamürsel Ragbi Kulübünün
ve ragbi dostu hocamız Doç. Dr. Kemal Aydın’ın ev sahipliği yaptığı bir dostluk turnuvası düzenlendi. Oldukça güzel geçen bir turnuva oldu. Tüm Türkiye genelindeki saha elverişsizliği sorununun dışında Türk ragbisinin her geçen gün bir adım daha ileriye gittiğini görmek hepimizi mutlu ediyor.
Artık adet olduğu üzere gözümüzü adaya çevirelim ve Galler'de neler oluyor bir bakalım. Galler Altı
Uluslar kupasına istediği başlangıcı yapamadı. Takım
Kaptanı Warburton üst üste aldıkları test mağlubiyetlerinden sonra Milenyum stadındaki maça belirgin bir
özgüven eksikliği ile çıktıklarını, ama bunun devam
eden maçlarda böyle sürmeyeceğini söyledi. İrlanda
www.rugbyturkiye.net
25
maçının ikinci yarısında ortaya koydukları oyunun hedefledikleri oyuna yakın olduğunu ve Fransa maçında
bunu daha ileriye taşıyacaklarını sözlerine ekledi. Bu
konuda Leigh Halfpenny de Warburton ile aynı görüşte. Uzun bir yenilgi serisi psikolojisinden çıkmanın zor
olduğuna değinen Halfpenny, bu durumdan kendilerinin sorumlu olduğunu ve çözümü de kendilerinin bula-
cağını söyledi.
Ben de en çok oyundaki cesur tavrını takdir ettiğim Gallerin İrlanda karşısında oynadığı ilk yarının
çok tatsız olduğunu itiraf etmeliyim. Dünya kupasından beri sıkıntılı olan Galler takımın yenilenme sürecinde tecrübeli oyuncularının gençlere yol göstermesi
noktasında sıkıntı yaşıyor. Bunun en önemli nedeni de
tabii ki üst üste alınan yenilgilerle bozulan motivasyon. Ancak Scarletts'ın de 2 numarası olarak görev yapan Ken Owens'ın belirttiği gibi henüz turnuvada hiçbir şey bitmiş değil.
Galler Fransa maçına işte bu ruh haliyle hazırlandı. Omzu sakatlanan Warburton yerine takımı sahaya kaptan olarak Ryan Jones çıkardı. Warbuton'ın
formasını ise Justin Tipuric giydi. Gallerin koçu Howley Warburton'un sakatlığının bir kayıp olduğunu ancak 31 yaşındaki Jones'un tartışılmaz tecrübesiyle takıma büyük fayda sağlayacağını söyledi. Jones İtalyanlar tarafından yenilgiye uğratılmış olan Fransa'nın
kendi sahasında kazanmak için her şeylerini ortaya
koyacağını bildiklerini belirtti.
www.rugbyturkiye.net
26
Galler arkasında sekiz maçlık bir yenilgi serisiyle Paris'de Fransa karşısına çıktı. Açıkçası ben bu maçtan pek umutlu değildim ama kendi rekorunu geliştirerek 30. kez takımın başında sahaya çıkan Ryan Jones
ve arkadaşları beni utandırdılar. 11 sayıyı maçın oyun-
cusu seçilen Leigh Halfpenny'nin ayağından bulan
Galler 16-6'lık bir galibiyete imza attı. Leigh Halfpenny
bu galibiyetin kendileri için çok önemli olduğunun ve
takım olarak iyi oynayarak kazandıklarının altını çizdi.
Koç Howley Fransa maçında büyük başarı gös-
teren kadroyu ödüllendirmek istediğini ve bu nedenle
de kadrosunda değişiklik yapmadan İtalya maçıına
hazırlanacaklarını açıkladı. Bu karar aynı zamanda
maç tarihine kadar iyileşse bile Warburton'un yedek
kalması anlamına geliyor. Koç bu konuyu kaptanla biz-
zat konuştuğunu ve bu konuda aynı görüşte olduklarını belirtti. Bu arada “second row” oyuncusu Alun Wyn
Jones'un da 36 kişilik antrenman kadrosuna dahil olmasıyla Galler'de keyifler yerine geldi.
Warburton'ın sakatlığı ile 7 numaralı formayı
www.rugbyturkiye.net
27
ledi. Anlaşılan o ki İtalya Galler karşısında topları hızla
9 ve 10 numarlarına taşıyacakları bir tarzı benimseyecekler.
Bu iki takımın bu güne dek yaptıkları 13 resmi
maçta Gallerin 10 galibiyeti var. Bir maçsa berabere
bitmiş. İstatistiklere bakarak konuşacak olursak bu
maçın favorisinin Galler olduğu söylenebilir. Ancak bana göre bu maç iki takım için de zorlu bir sınav olacak.
Eğer Galler Fransa'nın yaptığı hatayı yapıp İtalyanları vanni karşılaşmalarını keyifle izlemek niyetindeyim.
hafife alırsa bunun faturasını oldukça pahalıya öder.
Gelecek ay görüşmek üzere sürçülisan ettiyBen kendi adıma 23 Şubatta antreman sonrası bu ke- sem affola....
yifli maçı özellikle de Adam Jones ve Martin Castrogiowww.rugbyturkiye.net
28
YORUMCU
KEMAL EGE GÜRKAN
[email protected]
YAZARIMIZ KEMAL EGE GÜRKAN ODTÜ RAGBİ TAKIMI İLE
BİRLİKTE KIBRIS KAMPI’NDA OLDUĞUNDAN BİR DAHAKİ
AY SİZLERLE OLACAK...
www.rugbyturkiye.net
30
IKU TROJANS
EGEMEN ÖZKAN
[email protected]
2
2011-2012 Türkiye Ragbi Ligi ve milli takımımızın gerek FIRA-AER üyeliği, gerekse aldığı
galibiyetler; ülkemizde oynanan ragbi için umutlarımızı artırmıştı. Gönül verdiğimiz bu sporun
oynanması ve gelişebilmesi için gereken sorumluluklar, sadece takımların üstünde olmayacak;
daha planlı ve işlerin kolaylaşacağı bir şekilde devam edecekti. En azından, temennimiz bu
şekildeydi.
nümüzdeki sezonun başlangıç tarihi için, bizim
ve sanıyorum tüm ragbi camiasının beklentisi
geçtiğimiz sonbahardı. Maalesef lig, beklentilerin çok uzağında, Mart'ta başlayacak. Aslında üniversite merkezli bir takım olarak; ligin geç başlamasını takımımızın hazırlanması açısından, neredeyse idmansız
Ö
geçen dört ayın bir telafisi olarak değerlendirdiğimizi
de belirtmek istiyorum. Ancak buna rağmen fiziksel
olarak kazandığımız bu artı, Türk ragbisinin gelişimini
düşündüğümüzde hiçbir anlam taşımamaktadır.
Sezonun zamanında başlamamasının yanında,
federasyonumuz bu büyük boşluğu doldurmak ve
sporcuları teşvik etmek için en ufak bir girişimde bile
bulunmamıştır. Oysa küçük hazırlık kupaları ve 7s
maçları organize etmek federasyonumuz için çok mu
zordur? Kulüpler kendi imkanlarıyla bu işi organize
edebilirken, bu sporun “başındakiler” organize edecek
güce sahip değiller midir? Sahiplerse de neden her-
hangi bir organizasyon yapılmamaktadır. Buradan
gerçekten iyi niyetli ve yapıcı bir şekilde sormak istiyorum. Hangi spor olursa olsun, eğer bir sporda aylardır
resmi maç yapılmıyorsa; o sporun ülkedeki organizatör ve denetleyicileri oturup ciddi ciddi düşünmelidir.
Biraz da kendimizden bahsetmek gerekirse;
www.rugbyturkiye.net
31
sezonun başlangıcını dört gözle bekleyen takımımız,
Clement Doussin koçluğunda çalışmalarına devam etmekte. Üniversite merkezli bir takım olmanın avantajlarını kullanılarak ciddi bir sayı ve rotasyon yakalandı.
Her açılan stantda biraz daha fazla insanın olması hem
takımımız hem de Türk ragbisi açısından sevindirici.
Hepimizin ilk günkü gibi taşıdığı heyecan ve disiplinli
çalışma ile, “onursal” kaptanımız Emirhan Ülken'in hayal ettiği takımı oluşturmak en büyük temennimiz ve
misyonumuz. Yazımın sonunda şunu da kesinlikle belirtmeliyim ki, üç senedir oynadığım ragbi; bu sürede
ülkemizde hep ileriye gitmiştir. Gerek ikinci ligin kurul-
ması, gerek takımlarımızın sayısı, gerek de zamanla
arttığı görülmekte olan oyunun kalitesi, geleceğe biraz
daha umutla bakmamızı sağlamakta. Bunun için tüm
takımlarımız da alkışı hak ediyor. Bu yola çıktığımız zamandan bu güne kadar, tüm takımları rakip değil de
kardeşleri gibi gören ragbi camiasının isimsiz kahra-
manlarına buradan teşekkür etmek istiyorum. Önümüzdeki sezonda Trojans Rugby adına tüm takımlara
başarılar diliyor iyi ve adına yakışır bir lig temenni ediyorum.
www.rugbyturkiye.net
32
AVRASYA
Güven Taşoğlu
[email protected]
R
Ragbiye gerçekten değer veren ve bu sporla yatıp kalkan Güney Afrika'dan köşe yazımı yazmak
gerçekten çok anlamlı. Güney Afrika'nın önemli şehirlerinden Cape Town'a dünyanın sayılı ragbi
turnuvalarından biri olan “Castle Cape Town Tens” için takımımızı ve ülkemizi temsilen geldik.
“Castle Cape Town Tens”
U
çaktan indiğimiz andan itibaren ragbi her yanımızı sarmaya başladı. Ragbi ile ilgili dergiler,
reklam panolarında ragbi görselleri, halı saha
gibi, köşelerde küçük ragbi sahaları ve en önemlisi bize verilen değer... Nerede; “Türkiye'den turnuva için
geldik” dediğimizde, insanların ilgisi daha da arttı. Cape Town'da ragbi oynamanın bizim için şans olacağını
ilk andan farkettik.
Güney Afrika, ragbi kalitesi bakımından üst düzeyde olduğu için takımları Super Rugby'de mücadele
ediyor. Super Rugby bitiminde, bölgesel lig başlıyor.
Bunun nedeni Super Rugby'ye katılan takımların bölgesel ligde de oynayacak olması. Küçük isim değişiklikleri ile bu durumu kurtarıyorlar. Örneğin “Stormers”
bölgesel lig için “Western Province” ismini alıyor. Böylece aynı oyuncuları bölgesel ligde de kullanabiliyor.
Ülkede ragbi o kadar popüler ki üniversite liglerini kanallar canlı yayınla gösteriyor ve yoğun bir ilgi var.
Böyle bir durumda turnuvanın önemi bizim için daha
bir arttı.
“Cape Town Tens” her yıl düzenlenen ve 90 ta-
kımın katıldığı bir turnuva. Biz turnuva için Rugby International Player takımına dahil olduk. RIPA, Avrasya
Ragbi ile iyi bir bağı olan ve turnuvalara bizi davet
eden karma bir takım. Bu turnuva için Kanada, İskoçya, Fransa, Arjantin, Güney Afrika'dan oyuncular vardı. Bir çoğu profesyoneldi. Ayrıca koçumuz Andy'nin
Sharks'ın eski oyuncusu olması bizler için büyük ayrı-
www.rugbyturkiye.net
34
calık oldu.
Turnuva Cape town stadyumu etrafına kurulu 8
sahanın olduğu bölgeden oluşuyordu. Ortada büyük
bir konser alanı ve alışveriş yapılabilecek alanlar vardı.
Profesyonelce düzenlenmesi ayrıntılarla uğraşmak ye-
rine ragbiye konsantre olmamızı sağladı. Turnuvanın
bir diğer özelliği Legends Team adıyla gelmiş geçmiş
en iyi eski ragbi oyuncularından oluşan veteran takımı
olmasıydı. Hem kondisyon hem taktik olarak hala hepimizden üstün olmaları neden Legends diye anıldık-
larını gösteriyordu.
İlk gün grup maçları oynandı. Toplam 3 maç
yaptık ve 2 galibiyet 1 mağlûbiyetle günü tamamladık.
İkinci gün grup birincileriyle karşılaştığımızdan daha
zor gecti. Yaptığımız 3 maçtan 2sini kaybederek “pla-
te”e kalamadık. Sonuç olarak turnuvayı 7’nci olarak
tamamladık.
3. Devre Türkiye'de pek göremeyeceğimiz bir
organizasyonla gerçekleşti. Turnuvayı seyretmeye gelen 10 bin kişi konser alanına toplandı ve akşam 6'dan
www.rugbyturkiye.net
35
sabaha karşı 4'e kadar eğlenildi. Maç sonrası organizasyonun ne denli önemli olduğunu net şekilde gördük. Ragbi kültürünün gereği saygı, sahada şiddete
yakın bir sertlik uyguladığın oyuncuyla kol kola bira içmeyi de gerektiriyor. Afrika içinde Avrupa olmanın
avantajı da bu sanırım. Çabuk öğrenmek..
Güney Afrika maceramızı tamamladığımız şu
saatlerde içimde ki huzuru sabitlemek istiyorum; ama
Türkiye'de federasyonun takımlara yaptığı baskının,
bir şey yapmayıp bizlere sahibimizmiş gibi davranma-
sının bu huzura darbe indirdiğini bilmek huzurumuzu
bozuyor. Ama biz Güney Afrika'da, Amerika'da, Japonya'da, Madagaskar'da sadece spor ve dostluk için yapılan bu sporun, her şeye rağmen ülkemizde de huzurla oynanacağına inanıyoruz. Bunun için elimizden
geleni de yapacağız.
Avrasya'ya gelmek gerekirse takımımız için
hem iyi hem de kötü gelişmeler oldu. Erkan MECİT
adında bir sporseverin, “kurumsallık” vasfını taşıyıp
ragbiye elini uzatmayan şirketlere rağmen bize spon-
sor olup, tüm ihtiyaçlarımızı gidermesi hem takımımız,
hem Türk ragbisi için harika bir gelişme oldu. Profesyonel bir takımda olması gereken imkanlar şu an takımımızda mevcut. Erkan Bey’e takımımız adına tekrar
teşekkür ediyorum.
Öte yandan ligin başlamasına az bir süre kala
hem bizi izinsiz olarak yalnız bırakan, hem de disiplinsizlikleri nedeniyle takımdan ayırmak zorunda kaldığımız oyuncularımız oldu. Kadıköy Ragbi gibi profesyonel gözüken bir takımın, bizimle irtibata geçmeden
oyuncularımızı takımlarına dahil edip, forma giydirmeleri onların adına kötü bir iz olarak ragbi tarihine geçti.
Herşeye rağmen Mart ayında başlayacak olan
Türkiye Ragbi 1. Ligine son sürat hazırlanıp elimizden
gelenin fazlasını yapacağız. Yeni gelişmelerle önümüzdeki ay görüşmek üzere. Bizi takip etmeye devam
edin..
www.rugbyturkiye.net
36
SEVENS DOSYASI
SİNEM HOCAOĞLU
[email protected]
Y
Yeni sayımızda yeni bir dünya serisi sevens turnuvası ile karşınızdayız. IRB USA Sevens 8-10 Şubat
tarihlerinde Las Vegas'ta Sam Boyd Stadyumu'nda gerçekleşti.
USA Sevens 2013 turnuvasını izlemeye gelen 67.341 kişilik seyirci ile stadyum doldu taştı. Geçen
yılki turnuvadaki kalabalığın, bu yıl 3000 kişi artması da turnuvaya olan ilginin bir hayli fazla
olduğunu gösteriyor. Şöyle bir ev sahibinin organizasyon için rezerve ettiği otellere baktım da orada
olmayı kim istemez ki diye düşünmeden edemedim.
USA Sevens - Las Vegas
L
as Vegas'ta Güney Afrika HSBC Sevens Dünya
Serisi’nin lideri Yeni Zellanda'yı yenmek için
muhteşem bir performans sergiledi ve 40-21
maçı alarak USA Sevens'ın şampiyonu oldu.
Branco du Preez, Paul Delport ile birlikte göz
kamaştırıcı bir performans sergileyerek takımının
zaferine ilham kaynağı oldu.
Genele baktığımızda IRB Sevens'ın 6 ve 7.
ayağında Afrika bir anda 73 puanla 2.liğe tırmandı.
Yeni Zellanda'nın 23 puan gerisinde Samoa
(71) ve Fiji'nin (66) arasına yerleşti.
Gordon Tietjens (Yeni Zellanda takımının koçu) tarafı 2011 finalisti Fiji'yi 19- 14 yenerek finale
çıktı. Dubai Sevens'ta şampiyonluğunu ilan eden Samoa, komşusu bir diğer Pasifik adası olan Fiji'yi 3631 yenerek bu turnuvayı 3. sırada bitirdi.
Las Vegas Sam Boyd stadyumunda turnuvanın 2. günü olan 10 Şubat Pazar günü favori takımlardan Yeni Zelanda, Fiji, Samoa ve Güney Afrika yarı final için mücadele ettiler. Ev sahibi ABD İspanya'yı
22-7 ile yenerek çeyrek finale kadar geldi. Fakat,
çeyrek finalde Fiji'ye 21- 19 yenilerek dramatik bir
şekilde turnuvaya veda etti. Kiwi’ler 17-0 ile Kanada'yı yenmesinin ardından Fiji ile Yeni Zelanda yarı fi-
nalin ilk maçına çıktılar.
Diğer taraftan, savaşçı Samoa cesur İskoçya'ya karşısında 12- 5 zaferle çıkarak yarı finalin ikinci
maçında Güney Afrika ile karşılaştı. Bu karşılaşma
öncesinde Güney Afrika, Blitzbokke, 26- 0 ile Galler'i
yenerek turnuvada bir diğer etkileyici performansını
sergiledi.
Bunun öncesinde, ev sahibi ABD İspanya'yı,
www.rugbyturkiye.net
37
22-7 yenerek çeyrek finaldeki yerini aldı demiştik.
Maçta 7 puan gerideyken, Carlin Isles'ın iki tryı ve
Nick Edwards'ın conversion sırasındaki son kicki ev
sahibi kalabalığı coşturdu.
Plate Kanada'ya…
Kanada, İskoçya'ya karşı 22-5 galibiyetle Plate'in sahibi oldu. Nanyak Dala, Conor Trainor tryları
ve John Moonlight'ın kariyerindeki 20. tryı takımı ga-
libiyete taşıdı.
Kanada takımının kaptanı Dala, ilk Plate yarı
finalinde, ABD'ye karşı 24-19 gibi bir son dakika galibiyeti kazandırdı. İskoçya Galler karşısında aldığı 3514’lük skor ile Galler'e karşı şimdiye kadarki en yüksek zaferini kazandı ve finale yükseldi.
Bowl Fransa'ya…
Fransa, Arjantin'e karşı 17-12 bir galibiyetle
Bowl şampiyonluğunu kazandı. Terry Brouhroua,
Renaud Delmas ve Vincent Deniau gelen trylar,
Fransa'ya bu yakın ara galibiyeti getirdi.
Arjantin, İspanya'yı yenerek turnuva finalini
garantiledi. Julien Candelon iki büyük tryıyla, geçen
haftanın galibi İngiltere'yi 40-7 yenmesini sağladı.
Böylelikle Eight Serisi tarihinde İngiltere'ye karşı Les
Bleus' en yüksek skorunu elde etti.
Shields Avustralya'ya…
Michael O'Connor'un tarafı Series'de üç puan
topladı. Sean McMahon'ın iki tryıyla finalde Uruguay'ı 41-0 yendi.
Uruguay yarı finalde, üçüncü günün ilk maçında Portekiz' i yendi. Bu Ian Schmidt' e de beşinci
Dünya Serisi kariyer tryını kazandırdı. Avustralya geçen haftanın finalisti Kenya'yı 38-7 yenerken, Holwww.rugbyturkiye.net
38
landa da bir hat-trick tamamladı.
A kümesi (İngiltere, İskoçya, Fiji, Portekiz)
Fiji, yıldız oyuncuları Setefano Cakau ve Manueli Lagai'nın yokluğuna rağmen, Sam Boyd Stadı’nda oynan USA Sevens' taki 3 oyunu da aldı. İskoçya'yı 14-12 gibi az bir farkla, Portekiz'iyse 21-14 yendi.
Geçen haftanın şampiyonu İngiltere ise,2008
Adelaide Sevens’tan beri ilk oynadığı 3 maçı da kaybetti. Fiji' ye karşı 26-17 (Samisoni Viriviri dan iki
try), Portekiz' e karşı 21-5 ve İskoçya'ya karşı 14-0
yenildi. Bu İngiltere' nin İskoçya' ya yenildiği, toplamda 26 karşılaşmadan 3.sü oldu.
İskoçya, Portekiz'i ilk maçında Mark Robertson, Michael Fedo scoring trylarıyla ve Colin Gregor’ın touchline conversionıyla yendi.
B kümesi (Kenya, Güney Afrika, Kanada, Uruguay)
Güney Afrika, Kanada'yı 17-5 ve Uruguay'ı
45-0 yendikten sonra turnuvanın ikinci gününde
Kenya'yla olan maçı da 15-5 aldı.
Kanada'nın Kenya'yı yenmesiyle, iki Hertz Sevens finalisti de açılış maçlarını kaybetmiş oldu. Kanada, Jeffery Hassler'ın iki tryıyla Uruguay'ı da 36-0
yenerek turnuvayı kapadı.
Mike Friday'ın kaptanlığındaki Kenya, açılıştaki galibiyetini, Uruguay'a karşı 7-5 aldığı maçla toparladı.
C kümesi (Yeni Zelanda, Arjantin, Fransa,Galler)
Yeni Zelanda da kendi kümesindeki tüm maçları alan ekiplerden biriydi. Arjantin'i 17-5 yendikten
www.rugbyturkiye.net
39
sonra, aynı gün Fransa'ya karşı da 21-0’lık bir galibiyet aldılar. Belgium Tuatagaloa 3 tryın 2’sini yaparak
takımını bu skora taşıdı.
Reigning Rugby World Cup Sevens şampiyonu Galler, Arjantin'i 2009 Dubai finalindeki maçın rövanşında 17-7 yendi. Rhys Jones penaltı drop golüyle de Fransa'yı 17-14 yenerek turnuvanın çeyrek fi-
naline kaldı.
Javier Rojas, Arjantin'e Fransa'ya karşı 1412’lik bir galibiyet kazandırdı. İki takım da çeyrek finale yükseldi.
D kümesi (Samoa, Avustralya, İspanya,
ABD)
Samao, Amerika, İspanya ve Avustralya'yı
yenerek 100%lük bir performans sergiledi. İspanya
24-14 ile Avusturalya'yı yenerek iyi bir sıçrama gerçekleştirdiler. ABD açılış maçında Avustralya'ya 26-7
yenilmesine rağmen Nick Edwards sayesinde çeyrek
finale kadar geldi.
Ne Dediler…
Yeni Zellanda karşısında 40-21'lik zaferden
sonra Güney Afrika kaptanı Treu ve oyuncuları bunu
coşkuyla kutladı. Treu:
“Uzun bir süredir bu hissi yaşamamıştık. Son
şampiyonluktan bu yana şu anda elde ettiğimiz başarı iyi hak edilmiş bir başarıdır. Takım bu barının her
bir saniyesinin tadını çıkarmalı bence. ”
Final karşılaşmasında 18 puan yapan, sakatwww.rugbyturkiye.net
40
lığı yeni geçen Branco du Preez'in Güney Afrika'nın
kazanmasında rolü büyük.
“Hiç şüphe yok ki bu çocukların muhteşem
bir mücadelesiydi. Kendimize yüksek standartlar belirledik ve bunun üstesinden gelmeliydik, geldik de.”
Delport'un maçtan sonraki sözleri bunlardı.
Horne, sakatlığı nedeniyle Kyle Brown'un
oyunda yer almaması ile ilgili:”Çocuklar yürekleriyle
oynadılar. Çok sayıda sakatlanan oyuncumuz vardı.
Gün sonunda parti harikaydı.”
Nanyak Dala, Plate'in sahibi Kanada takım
kaptanı kendilerini evlerinde hissetmişler…
“Harika bir duygu, çocuklar iyi oynuyor, çılgın
kalabalığın desteği ile kendimizi evimizde hissettik.
Biz oldukça yakın bir ekibiz ve beraber çok çalışıyoruz.”
Frederic Pomarel, Bowl sahibi Fransa takımının koçu şansız olduklarını düşünüyor…
“Sevens turnuvasında oynamak çılgınca bir
şey fakat ben mutluyum çünkü oyuncularım iyi bir
şekilde savaşıyorlar. Böyle turnuvalar jet lag yüzünden oldukça zor olmasına rağmen oyuncularım gayet iyi oynadılar. Fakat, şansız olduğumuzu düşünüyorum. Oyuncularım adına mutluyum”
www.rugbyturkiye.net
41
Michael O'Connor, Shields'in sahibi Avusturalya koçu rekabet yarışında istediğini alamamış görünüyor…
“Uygun köşede bitirmedik turnuvayı ve bu bizim için biraz üzücü oldu. Komik olan geçen turnuva-
da Kenya ve İngiltere finalde karşılaşmıştı. Burada
baya alt sıradalar. Aynı şekilde geçen turnuvayı 5. sırada bitirmişken bizde alt sıralara düştük. Bu durum
yarışmaların nasıl bir rekabet olduğunu gösteriyor”
Şubat ayının başında yine bir başka IRB Se-
vens turnuvası gerçekleşti. Yeni Zellanda Sevens 12 Şubat tarihlerinde Wellington Westpac Stadyumu'nda oynandı. İlk üç sırada sırasıyla İngiltere,
Kenya ve Yeni Zellanda vardı. Sırada Hong Kong'ta
yapılacak turnuva var. Bu arada büyük bir heyecanla
2013 İstanbul Sevens Turnuvası'nın da yaklaştığını
salık verelim. Önümüzdeki sayılarda hepsine bolca
yer vermeyi planlıyoruz. Görüşmek üzere…
www.rugbyturkiye.net
42
AQUA
EMİN ERDEN
[email protected]
Ö
Merhaba Ragbiciler! Takip ettiğimiz kadarıyla takımların birçoğu, kendi imkanlarıyla hazırlık
maçlarına devam ediyorlar. Biz de Eskişehir'de bu ay yoğun bir şekilde hazırlık karşılaşmalarına
devam ettik. Bu sayıda yapmış olduğumuz hazırlık maçlarını değerlendireceğim sizlere…
nce Şevket Rugby ile yaptığımız 18 yaşaltı 7s
maçlarından bahsedeceğim. Aqua gençleri ilk
defa müsabakaya çıkma şansı buldular. Genellikle antrenmanlarımız 15’li oyununa göre olduğu için
biraz zorlandılar. Fakat bu maç onlar için büyük tecrübe oldu. Ne kadar antrenman yaparsanız yapın, bir
maç 10 antrenmana bedeldir. Söz konusu ragbi ise bir
Ö
maç 30 antrenmana bedeldir.
Şevket Evliyagil Lisesi’nin Öğretmeni Aslı Cevher'e ve oyuncularına da ayrı bir parantez açmak gerekir. Bu gençler çok iyi bir takım olmuşlar. İnanın ragbi 2. Ligine girmiş olsalardı bir çok takımla başa baş
mücadele eder, hatta yenebilirlerdi. 2 takım gençlerinin o gün sahada sergiledikleri performansı, isteği ve
birbirlerine karşı centilmenliği görünce dedim ki
“Ragbinin geleceği emin ellerde”. Maddi olanaklarımızı
sağladığımız en kısa zamanda Ankara'ya iadeyi ziyarete mutlaka gideceğiz.
Bu ay dediğim gibi bizim açımızdan tam bir maç
ayı oldu. Gençlerin ardından, A takımımız Kuşadası
Eagles takımıyla, bayan takımımız ODTÜ ile hazırlık
maçları gerçekleştirdi.
Şunu söylemek isterim ki ragbiyi çok özlemişiz.
Bunu bu maçlarda gördük. Kuşadası Kartalları ile gerçekleştirdiğimiz müsabakada aynı zamanda iki takım
da eksiklerini görme fırsatı buldu. Kuşadası Eagles’ın
çok doğru bir yolda ilerlediğini de söylemeden geçemeyeceğim. Oytun Çölok'un da Eskişehir'de olması
www.rugbyturkiye.net
43
sayesin de maçlar bir hakem eşliğinde oynandı. Çölok
yönetim tarzıyla, oyunun kalitesinin artmasına da yardımcı oldu.
Çok genç bir ekibimiz var. Yaş ortalaması 20-22
olan bir takımla mücadele ediyoruz. Bu bir dezavantaj
gibi görünse de, geleceğe yaptığımız bu yatırım önümüzde ki yıllarda meyvesini verecektir.
Gelelim kızlara; Aqua için konuşmak gerekirse,
uzun süredir bu iş için gece gündüz emek harcayan
sporcular vardı. Melike Şahan, başta olmak üzere Tuğba Çetin, Sueda Tekeli, Gamze Yılmaz, Melike Koca ve
Yasemin Şentürk haftada en az 5 gün, hiç bırakmadan
aylardır antrenman yapıyorlar. Bunların arasına katılan bir çok oyuncumuz var. Bu isimleri saymamın se-
bebi Eylül ayından beri istinasız antrenman kaçırmamaları. Benim 10 kişinin altında sporcuya antrenman
yaptırmama gibi bir kararım olmasına rağmen bu kızların isteği, çalışkanlığı sayesinde antrenmanlara ara
vermeden devam ettik. Bunun meyvelerini de ODTÜ
bayanları karşısında oynadığımız oyunlarla aldığımızı
düşünüyorum. ODTÜ geçen sene ki şampiyonada fi-
nal oynamış bir takımdı ve onlarla oynamak kızlarım
için önemliydi. Artık gösterdiğim hedeflere daha
inançlı bakıyorlar ve kendilerine güveniyorlar. Türkiye'de ki bayan takımlarını uyarmalıyım ki bileği zor bükülecek bir Aqua geliyor. METU takımında parlayan
oyuncular vardı. Fakat kadrolarına baktığım zaman
geçen sezonun aksine farklı oyuncuların çokluğu dikwww.rugbyturkiye.net
44
katimi çekti. Aralarında çok iyi oyuncuları var. Kısa sürede takım kalitelerini yukarı taşıyacaklarını yeni gelen
oyuncuları kendi seviyelerine çekeceklerini düşünüyorum.
Niall Doherty'i için ne demek gerekir bilmiyorum. Bize değer verdiğini göstererek Eskişehir'de ol-
ması hem kızları hem erkekleri çok mutlu etti. Ben ne
kadar bir antrenör olsam da böyle bir hocanın bilgisine
tecrübesine ihtiyacım var, hatta Türkiye'nin ihtiyacı
var. Kendisi de bunları paylaşmak için elinden geleni
yapıyor. İyi ki Türkiye'de… Türk ragbisinin gelişmesine
katkısı tartışılmaz.
Bu ay içerisinde de planladığımız hazırlık maçları var. İnşallah planlarımızı gerçekleştirir, bir daha ki
sayıda onlardan bahsederim.
Bu arada şunu söylemeden geçemeyeceğim.
Artık lig tarihimiz belli ve naçizane tavsiyem tüm takımlar oynayacakları maçlara konsantre olmalılar. Li-
gin başlamasına az bir süre kalmışken federasyon ile
ilgili yapılan yorumlar artık gereksiz gibi geliyor. Daha
emekleme aşamasında olan ragbi parçalanmamalı.
Ragbiyi geliştirmek için tek yumruk olmalıyız. Burada
baktığımız şeyle orada olanlar aynı değil diye düşünüyorum. Bu yazıyı yazmadan önce bir araştırma yaptım
www.rugbyturkiye.net
45
ve sizlerle paylaşacağım. 2013 yılı için GDGM’den henüz hiçbir federasyona 1 kuruş ödeme yapılmamış.
Federasyon elinde para olmamasına rağmen ligi planladı. Aslında parasız bu işe kalkışarak ateşten gömlek
giydi. Herkesin dışarıdan nasıl gördüğünü biliyorum,
ben federasyonun içinde olmamama rağmen dışarıdan bunu görüyorum. Sadece yapmanız gereken iyi
niyetle bakmak. Muhalefet olmak her zaman en kola-
yıdır diye düşünmüşümdür. Art niyet olmadığı sürece miştir. Muhakkak birileri memnun olur, birileri rahatdestek vermek gerekir. Yönetim kurulu tüm kulüpleri sız... Arada ki tek fark bakış açısı... Bir daha ki ay gömemnun edemez. Zaten hitap ettiği topluluğun tama- rüşmek üzere.
mını memnun eden bir yönetimde tarihte görülme-
www.rugbyturkiye.net
46
.
.
Eskisehir
.
CEM SAYINER
[email protected]
B
Bügünlerde ragbi hakkında pek fazla çalışmamız olmadığından, bende kendi çapımda,
internetten, sosyal medyadan, sözlüklerden, insanların ragbi hakkındaki düşüncelerine; ragbiyi
ne kadar bildiğimize bir göz atmak istedim. Bu ayki yazımda size bu konulardan bahsetmek
istiyorum.
T
ürkiye’de ragbinin pek popüler olmadığını varsayarsak, insanların ragbi hakkında pek fazla
fikrinin olmaması normal. Fakat her konuda olduğu gibi bu konuda da fikir sahibi olmayan insanların
ragbi hakkında yaptığı yorumlar gerçekten komik, hatta bazen can sıkıcı. Günümüzde yapılan araştırmaların
büyük bir kısmının internetten yapıldığını biliyoruz.
Ragbiyi merak edip, oynamaya başlamak isteyen bir
arkadaşımızın, internetten araştırma yapması halinde
ragbiden soğuması muhtemel diyebiliriz.
Genelde ragbi hakkında yapılan yorumlar, ragbiyi bilmeyenlerin, bir yerlerden tesadüfen gördükleri
kadarıyla yazdıklarından ibaret. 30 kişinin birbirinin
üstüne çullandığı, kuralları anlaşılmayan, devamlı top-
la ileri gitmek isteyen bir adamın olduğu ve herkesin
onun üstüne çullandığı gibi yorumlar en çok yapılanlar.
İzleyenlerin genelde kuralları anlayamadığından, izlemekten sıkılmış ve saçma bir spor olarak yorumlayanlar da var. Kimisi de her an kaslı popolar görme olasılığımızın cok yüksek olduğundan bahsetmiş
ve ragbiyi erotik spor olarak yorumlayan da bir çok ar-
kadaş var. Aslında bende dahil olmak üzere, kuralları
tam anlamıyla Türkiye’deki çoğu ragbi oyuncusunun
bilmediğini düşünüyorum. Geçen sene maçlarda da
bu sıkıntı bariz ortadaydı. Oyuncular olarak her hakemin aynı durum hakkında farklı kararlar verdiğini görmüştük. Bu da aslında tam anlamıyla bizim de kuralları
bilmediğimizi ortaya koyuyor.
www.rugbyturkiye.net
47
Geçen sene oynadığımız ilk maçta pek fazla birşey bilmeden sahaya çıkmıştık. Karşı takım topu taca
atıp, bir de atışı kullandığında, oyuncularımızdan birinin hakeme “Bu ne ya! Adamlar topu taca atıyor, onlar
kullanıyor. Böyle oyun mu olur” diye isyan ettiğini ve
ilk resmi hakemliğini yapan Oytun Çölok'un gülmek-
ten maçı zor yönettiğini hatırlıyorum.
Bunların yanı sıra bazı arkadaşlar da ragbinin
sporla alakası olmadığından, vahşet olduğundan bahsetmiş. Daha öncede söylediğimiz gibi, bilinçli şekilde
oynandığında sakatlık riskinin çoğu spor dallarına göre geride olduğundan sıkça bahsetmiştik.
Sonuç olarak; insanların ragbi hakkında doğru rekiyor.
fikirlere sahip olmadıkları malum. Kafalardaki ragbi
Gelecek sayıda görüşmek üzere Eskişehirden
imajını değiştirmek ve aslında ragbinin ne kadar güzel selamlar..
bir spor olduğunu insanlara daha iyi anlatabilmek için
neler yapılabilir? Bu konuda camia olarak herkes üzerine düşeni yapıyor mu? Kendimizi sorgulamamız ge-
www.rugbyturkiye.net
48
FEMALE SHARKS
Demet Yıldız
[email protected]
M
Merhaba sevgili ragbiseverler... Malumunuz ragbi sert bir spor. Bu yüzden sakatlanma olasılığı
da fazla. Hatta ısınmadan yapılan antrenmanlar veya çıkılan maçlar sakatlanma olasılığını iyice
arttırmakta. Bu ay sizlerle paylaşacağım konu ise antrenman modellerinden biri olan ısınma
antrenmanı...
A
ntrenman dört koşulda sakatlık riski doğurur, bunlardan biri yeterli ısınma yapılmamasıdır. Sporcunun gerek antrenman öncesi,
gerekse maç öncesi gerekli ısınmayı yapması gerekir. Yetersiz ve düzensiz ısınma, hem büyük sakat-
lıkları, hem de istediğin performansı ortaya koymayı engeller.
Üç tip ısınma modeli vardır. Bireysel ısınma,
buna özel ısınma da denebilir, yani herkesin kendi
yaptığı ısınma. İkinci ısınma türü, antrenör nezare-
tinde yapılan ısınma ve son olarak ise grup halinde
ısınmadır. Sporcuların yaş durumu, profesyonellik
anlayışı, eğitim durumu ve performansları da ısınmayı etkileyen faktörler arasındadır. Kimileri için
ısınma periyodu maç öncesi ya da antrenman ön-
cesi kaytarılacak bir zaman dilimidir. Kimileri içinde
antrenmanın ve maçın en gerekli parçasıdır. Antrenman ya da maç öncesi yapılan ısınmalar performansı olumlu düzeyde etkilediği görülmüştür.
Yeterli ısınma ile oksijenli enerji oluşumu ve
www.rugbyturkiye.net
49
Oksijensiz enerji oluşumu olumlu yönde etkilenir.
Nöro-musküler (sinir-kas) fonksiyonu açısından
bakıldığında yeterli ısınma ile kas kuvvetinin arttığı
belirlenmiştir. Isınan kas daha fazla gerilebilir ve
bunun ötesinde daha süratli kasılabilir. Isınma sonucu kasın elastikiyeti artar, daha büyük eklem
amplitüdlerine de (hareket açısı) olanak sağlar. Eklemlerin hareketi ısınma ile kolaylaşır. Ayrıca ısınma
ile hedefe yönelik hareketlerin koordinasyonu iyi
hale gelir.
Genel anlamı ile ısınma dayanıklılık, sürat,
kuvvet, sıçrama, esneme yeteneği gibi özellikleri
www.rugbyturkiye.net
50
arttırır. Aynı zamanda, ısınmanın sağlık açısından
önemli etkilerinden biri de ısınma ile kas, ligament
ve tendon yaralanmaları gibi sportif yaralanma
risklerinin minumum düzeye düşürür.
Birçok sporcu yeterli ısınma yapmadan bir
yaralanmayla karşılaştığında, ısınmanın önemini
fark eder. İşte bu deneyim arzulanmayan ama “deneme-yanılma” metodu ile sporcuya ve takımına
daha pahalıya mal olan bir deneyimdir. Bir dahaki
ay görüşmek üzere...
www.rugbyturkiye.net
51
.
.
SPORCU SAGLIGI
TAMER JAMES
[email protected]
N
Ne yazık ki Slovakya ve Azerbaycan'a karşı oynadığımız oyunlarda sakattım… Ancak Niall beni
takımın fizyoterapisti olarak kampa davet etti ve bende kabul ettim. Takımın turnuva boyunca
yaşadığı sakatlıklar hakkında bir makale yazabileceğimi düşündüm. Ayrıca size sakatlıkların
nasıl ele alındığı, tedavi edildiği, sakatlığın psikolojisi, fizyoterapistin rolü, fizyoterapist ve koçun
nasıl birlikte çalıştığı hakkında bilgi vereceğim.
B
righton, İngiltere'den uzun bir yolculuktan
sonra otelime gece saat 10'da vardım. Arkadaşlarımla sakin bir gece geçirmeyi bekliyordum. Ancak böyle olmadı! Ne yazık ki bazı oyuncular
kamptan önce sakatlanmıştı ve Kemer'deki ilk gecemde oyuncuları muayene etmem gerekiyordu.
Oyuncuların, milli maçlara gelmeden kendi takımlarında sakatlanmaları sık karşılaşılan bir durum. Sa-
kat olmalarına rağmen, ülkelerini temsil etme aşkıyla tutuşuyorlar. Kemer'deki ilk gecemde fark ettiğim
sakatlıkların listesi: (Özel bir yatağım olmadığı için
odamdaki kendi yatağımı kullandım.)
Diz sakatlanması: Dizi orta seviyede şişmişti.
Medial Collateral Ligament (MCL) burkulması vardı.
Oyuncu yürümekte zorlanıyordu. İyileşmesi 3-6
hafta alan ciddi bir sakatlıktı. Oyuncunun ise Slovak-
ya maçı için 4 günü, Azerbaycan maçı için 11 günü
vardı. Oyuncuyu buz ve anti enflamatuarlar ile tedavi ettim. Ayrıca masaj yaptım ve bazı egzersizler verdim.
Kiriş zedelenmesi: Bir kiriş zedelenmesi, yırtığa
bağlı olarak 2-6 hafta arasında iyileşir. Masaj, buz,
sıcak tutmak ve gerdirme hareketleri ile tedavi edilir.
Kemer'de bazı antrenmanları kaçırması gerekti an-
cak maçlara çıkabilecek durumdaydı.
Sırt sakatlanması: Oyuncunun sırtı ağrıyordu ve
öne eğilmede zorlanıyordu. Lumbar Spine Intervertebral Disc'te bir problem vardı ve sinir ağrısına neden oluyordu. MRI taraması da aynı sonucu destekledi. Oyuncunun çok ağrısı vardı ancak o bir savaşçı
ve maçlara çıkardık. İlk hafta zordu ama çok keyif
aldım. Oyuncuların sıkı çalışması gerekiyordu ve bu
www.rugbyturkiye.net
52
da kasların zorlanması ve sakatlıklar demek… Milli
maçlar öncesi gün de iki kere antrenman yapmak
gerekiyor. Bu haftada yalnızca 2-3 kere antrenman
yapmaya alışmış amatör oyuncular için zor. Ve bu da
sakatlık riskini arttırıyor. Antrenmanlar sürerken geçirilen sakatlıkların listesi:
a.
Baldırın ön kısmında zedelenmeler
b.
Kasık incinmeleri
c.
Omuz şişmesi
d.
Sırt ağrısı
e.
Bilek burkulması
f.
Baldır incinmeleri
g.
Genelde bacak kaslarının kasılması
h.
Ölü bacak. (Kasların çok ciddi şekilde zarar
görmesi)
i.
Soğuk algınlığı ve grip
İki maç boyunca şaşırtıcı biçimde az sayıda
sakatlık oldu. Slovakya karşısında kimse sakatlık ne-
deniyle duraksamadı. Ancak Azerbaycan maçında 2
sakatlık vardı. Bu Azeri oyuncuların çok güçlü olması
ve faul'lü oynamalarından kaynaklandı. Sakatlıklar:
1.
Yüksek bir tackle nedeniyle beyin sarsıntısı
2.
2 oyuncunun kaşlarına dikiş atılması (Yumruklaşma nedeniyle)
Fizyoterapistin ragbi takımı için hayati önemi
vardır. Eğer bir oyuncu sakatlanırsa, kendini nasıl
tedavi edebileceğini bilmeli. Uzmanlaşmış bir iş ve
koç veya oyuncu en hızlı ve iyi şekilde nasıl tedavi
edileceğini bilmez. Bu yüzden her takımın bir fizyoterapisti olmalıdır.
Oyuncunun psikolojisi çok önemlidir. Bazı
oyuncular ağrıları olsa da oynamaya devam ederler.
Bazıları ise çok ufak sakatlıklarla bile devam edemezler. Stres ve gerginlikte sakatlıklara neden olabilir. Ülkeleri için oynamak her oyuncu için önemlidir
ve stres verici olabilir. Fizyoterapist olarak, oyuncu-
www.rugbyturkiye.net
53
ların karakterlerini anlamak tedavi için de gereklidir.
Koç ve fizyoterapist arasındaki ilişkinin bir
çok dinamiği vardır. Açık ve dürüst bir şekilde konuşulmalıdır. Herhangi bir sakatlık hakkında fizyo fikrini belirtir ancak oyuncuyu seçme kararı koça aittir.
An-cak profesyonel spor alanının içinde olan biri olarak fikrim, oynayıp oynamama kararı koç, fizyo ve
oyuncu tarafından birlikte verilir. Bazen oyuncu sakatlığına rağmen oynamak ister, bu özellikle de milli
maçlarda olur. Bu çok cesurca ve gurur duyulmalı
ancak her zaman takım için en iyisi değildir. Eğer
oyuncu 70-80% sağlıklıysa iyi oynayamaz ve takımını zora sokabilir. Başkasının oynaması daha iyi olur.
Bence ben ve Niall Doherty kamp süresince
birlikte iyi çalıştık. Ben oldukça sıkı çalıştım ve ona
oyuncular hakkında tıbbi bilgi verdim. Ancak oyuncuların seçimiyle ilgili tüm kararlar ona aitti. Bu koçun sorumluğu, fizyo veya doktorun değil. Türk milli
takımı için fizyo olmayı çok sevdim. Tabii ki oynamayı daha çok seviyorum. Maçları kenardan izlemek
üzüntü vericiydi. Önümüzdeki maçlarda oynamayı
istiyorum. Ben oynasam da oynamasam da takımın
bir fizyo'ya ihtiyacı var. Yoksa çok sayıda sakatlık
olacak ve bazı oyuncular sakatlık sebebiyle oynayamayacak.
Eğer bu yazıyı okuyan bir ragbi oyuncusuysanız size bedeninizi nasıl tedavi edeceğinizi öğrenme-
nizi şiddetle tavsiye ederim. Sakatlandığınızda, fizyo
veya doktora muayene olmanız çok önemlidir. Her
ragbi oyuncusu sakatken oynayacaktır. %100 sağlıklı oyuncu yoktur denir. Ancak sakatlığınızı iyi bir
şekilde tedavi etmek için gereken her şeyi yaptığınızdan emin olmalısınız.
www.rugbyturkiye.net
54
SALİM ÇAVUŞ
ve
ZAKİR KALABAŞ
www.rugbyturkiye.net
55
Yildizlar
B
Bu sayıda iki konuğumuz var. Milli Takıma
Almanya’dan katılan Salim Çavuş ve Fransa’dan
katılan Zakir Kalabaş...
1
989 yılında Almanya Offenbach am Main'de
doğdum. 14 yaşında, 8'inci sınıfta spor aktiviteleri vardı. Bir arkadaşım bana “Ragbi oynar mısın” diye sordu ve bu vesile ile ragbi oynamaya başladım. Ragbide beni cezbeden bir sürü
şey var. İlk başta kontağa dayalı bir spor olması benim çok hoşuma gidiyor. Diğer en sevdiğim şey ise
koşmak. Bu da ragbinin en önemli özelliklerinden
biri. “Tüm bunlar başka sporlarda da var” diyebilirsiniz. Fakat başka sporlara baktığınızda, mesela
boksa, sadece kontak var. Ragbi de ise topa konsantre iken hem kontak hem de koşu var. İkisi birlikte çok güzel bir kombinasyon bence…
Ragbi oynarken deşarj olabiliyorum. Kafam
çok dolu olsa bile, sahay çıktığımda düşüncelerimi
boşaltabiliyorum. O sahaya çıktığın andaki müca-
SALİM ÇAVUŞ
dale, takımın ve arkadaşların için elinden gelen her
şeyi yapma hissi çok güzel bir şey.
Ben 7 numara oynuyorum. Ragbiye ilk başladığım zamanlarda kanat oynadım fakat daha
sonra antrenörüm beni forward olarak 3'üncü sıraya soktu. Böylece o zamandan beri bu mevkiide
oynamaya devam ediyorum. Belki de alışkanlık
ama en güzel mevkii olarak burayı görüyorum artık.
Türkiye'de ragbi iki senede çok hızlı bir şekilde gelişti. Ülkemdeki bu gelişimi görmek benim
çok hoşuma gidiyor. Türkiye'de çok büyük bir potansiyel var. Fiziksel ragbi tam bize göre. Türkiye
Ragbi Milli Takımı'nda oynamak, ülkemi temsil etmek benim için çok büyük bir onur. Ayrıca bir ekip
halinde, aynı amaç doğrultusunda sahada tek vü-
www.rugbyturkiye.net
56
cut olmak ise insanı inanılmaz mutlu eden bir olay.
Hele takım arkadaşlarınızla da çok iyi anlaşıyor, bir
kardeş gibi görüyorsanız o zaman hissettiklerinizi
anlatacak kelime bulmanız çok zor.
Namalup yolumuza eden bir takımız. Slovakya ile oynadığımız ilk test maçında yoktum ama
Estonya test maçında kadro bulabildim. İlk yarının
başında kick off atışı ile sağıma, soluma baktığım-
da takım arkadaşlarımın gözlerinde gördüğüm
ateş ve kararlılığı hiçbir zaman unutamam. Zaten
bu başarımız ve Türkiye'deki takımların güçlü ve
kaliteli ragbisi Türkiye'ye FRA-AER üyeliğini getirdi. ENC3 grubundaki tüm maçları da kazanmamız,
bizi daha da güçlendirdi. Böyle devam edersek çok
şeyler başarabiliriz.
Slovakya ve Azerbaycan maçlarının her da-
kikasının tadını çıkarttım. Slovakya maçında hatalarımız vardı. Azerbaycan maçında bu hataları yapmayınca çok daha başarılı olduk. İlk maçta hepimiz çok heyecanlıydık. Azerbaycan maçında bunu
biraz kontrol altına alabildik. Maalesef birkaç
oyuncumuz sakatdı. Fakat bu galip gelmemize engel olmadı. Çok güzel bir turnuva geçirdik.
Umarım 2020 Olimpiyatları Türkiye'de olur.
Böylece Türkiye Ragbi Yedili Erkek Milli Takımı
olimpiyatlara ev sahibi olarak katılır. Bence her
sporcunun hayali bir olimpiyata katılabilmektir ve
binlerce seyircinin önünde oynayabilmektir. Umarım bu Türk ragbi oyuncularına nasip olur.
www.rugbyturkiye.net
57
ZAKİR KALABAŞ
2
7 yaşındayım ve Fransa'da yaşıyorum. Abim
de ragbi oynuyor. 10 yaşındayken onun bir
antrenmanına gitmiştim. Ragbi çok hoşuma
gitti ve oynamaya başladım. Şu an bir sendedir Evreux'de oynuyorum ondan önce ise Vernon takımı’nda oynuyordum.
Ragbiyi çok seviyorum çünkü bana hitap
eden bir spor. Hayatımda başka bir sporu denemediğimden dolayı bildiğim tek spor da ragbi. Ragbi
aslında benim kanıma işledi. Başka bir sor yapacağımı düşünemiyorum. Ragbi oynarken kendimi yenilmez hissediyorum. Aynı zamanda eğleniyorum
da. Zaten en önemli unsurlardan biri de bu. Sevdiğim şeyi yapıyorum ve eğleniyorum.
Ben 15 numara oynuyorum. Yani full back…
Önceden 9 numara olarak oynamıştım ama benim
için en uygun pozisyonun 15 numara olduğunu düşünüyorum. Bunun nedeni ise fiziksel olarak vizyonum ve hız…
Türkiye'de ragbini gelişimi beni çok heye-
canlandırıyor. Türk insanına çok yakışan bir spor
olduğunu düşünüyorum. Umarım çok kısa bir sürede Türkiye'de çok tanınan bir spor olur.
Türkiye Ragbi Milli Takımı'nda oynamak bir
Türk oyuncu için bir hedeftir bence. Ben hedefime
eriştim. Çok büyük bir onur ve gurur duyuyorum.
Ülkemi temsil etmenin duygusal tatminini anlatmak imkansız…
Test maçlarını yenip, ENC3 grubundaki tüm
karşılaşmaları da namağlup tamamlayan bir takımın formasını giymek çok güzel. Gerçi Slovakya ve
Azerbaycan bizim için çok zayıf rakiplerdi. Ama bu
birlik ve beraberlik ile devam edersek ve yaptığımız hataları tekrarlamazsak çok büyük başarılara
imza atacağımza eminim. Ragbi bence dünyanın
en iyi sporu ve biz bu sporda birkaç yıl içinde çok
güçlü bir takım olarak yer alacağımıza eminim.
www.rugbyturkiye.net
58
SPOR
Özel Sporcularımız, Güney Kore'den 6 madalya ile dönüyor.
U
luslararası Özel Olimpiyatlar Organizasyonu’nun yurdumuzdaki akredite ve resmi tek
temsilcisi konumunda bulunan Türkiye Özel
Sporcular Derneği Özel Olimpiyatlar 2013 Dünya
Kış Oyunları”nda toplam 6 madalya kazandı.
26 Ocak 05 Şubat 2013 tarihleri arasında
Güney Kore Cumhuriyeti'nin Pyeong Chang şehrinde yaklaşık 6000 kişinin katılımı ile gerçekleşen
oyunlarda Novice Süper Süzülme ve Alp Disiplini
dallarında yarışan sporcularımızdan Kadir Telli 1 al-
tın madalya kazanırken, 1 dördüncülük 1 de altıncılık
elde etti. İsmail Yılmaz farklı kategorilerde 1 altın, 2
de gümüş madalyanın sahibi oldu. İlk yarışında boynuna gümüş madalya takan Fatih Yılgın ise son yarışında bronz madalya kazandı.
29 Ocak 2013 tarihinde yapılacak görkemli
bir açılış töreni ile start alan ve 8 gün süren yarışlarda Özel Sporcularımız toplamda 2 altın, 3 gümüş, 1
bronz madalya olmak üzere toplam 6 madalya kazandı.
www.rugbyturkiye.net
59
adidas 2013 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali Resmi Maç Topu
adidas Finale Wembley'i futbolseverlerin beğenisine sundu.
2
4 Mayıs'ta Londra'nın Wembley Stadyumu'nda
oynanacak 2013 UEFA Şampiyonlar Ligi Finali
için tasarlanan resmi maç topu “adidas Finale
Wembley“ futbolseverlerin beğenisine sunuldu.
“adidas Finale Wembley“, son 50 yıldır “futbolun evinde” gerçekleştirilen UEFA Şampiyonlar Ligi Finalleri'nin anısına tasarlandı. Turnuvanın
Wembley'de oynanacak bu seneki finalinde bu top
sahada olacak. Wembley geçmişte, Avrupa futbolunun en önemli kupası için rekabet eden en iyi takımların mücadelesine tanıklık etti. 1963 yılında AC
Milan, 1978 yılında Manchester United, 1971 yılında
Ajax, 1992 ve 2012 yıllarında Barcelona'nın kazandı-
ğı maçlara şahitlik eden Wembley'de, çok sayıda
UEFA Şampiyonlar Ligi kupası kaldırıldı.
“adidas Finale Wembley“'de, UEFA Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarının toplarında adidas'ın
simgesi haline gelmiş yıldız panelleri içine finallerin
yapıldığı yıllar yazıldı. Bu yıl yaklaşık 90.000 kişinin
tribünlerden izleyeceği finalin büyüklüğünü simgelemek amacıyla, göz alıcı teknik grafikler ve canlı
renkler bir araya getirildi.
adidas Global Sporlar Pazarlama Başkan Yardımcısı (Futbol) Claus Peter-Mayer, adidas'ın,
Wembley'de gerçekleştirilecek final maçını simgeleyen özel bir top tasarladığını belirtti ve sözlerine şöy-
le devam eti: “Bu top, sezonun finalistlerine ve bu
olağanüstü etkinliğe uygun bir hediye olacak .”
UEFA Events SA Pazarlama Müdürü Guy-Laurent Epstein ise, koyu renklere sahip, simgesel ve
krallara yaraşır bir görünüme sahip olan bu topun
UEFA Şampiyonlar Ligi'nin değerini tam olarak yansıttığını belirtti ve sözlerine şöyle devam etti: “Bu sezon Londra'da yapılacak final maçında, sahada “adidas Finale Wembley“ olacak. Wembley'deki final
maçında Avrupa'nın Kralı taç giyecek ve Avrupa kulüp futbolu açısından tarihi bir gece yaşanacak.”
adidas, 1970 yılından beri tüm büyük UEFA
ve FIFA turnuvalarının resmi maç topu tedarikçisi
olarak topları tasarlıyor. “adidas Finale Wembley“,
adidas'ın UEFA Şampiyonlar Ligi için ürettiği yirminci
resmi maç topu olma özelliğini taşıyor.
Teknoloji: Topun dış yüzeyi, temas noktasında optimal tutunmayı sağlayacak şekilde tasarlanmış özel bir malzeme ile kaplı. Maç topunun ısıyla
birleştirilmiş yıldız panel tasarımında UEFA Şampiyonlar Ligi logosundan esinlenilmiştir. Top yüzeyinin
pürüzsüzlüğü havada daha düz bir yörüngede yol almasını sağlar.
www.rugbyturkiye.net
60
Türk Telekom'un başarılı altyapı basketbolcusu Emre
Dağcı Amerika yolunda...
T
ürkiye'de düzenlenen “The Challenge” (Oyununu Göster) projesi, 3 yetenekli genç basketbolcuya Amerika kapısını açtı. Türkiye'den
Anadolu Efes takımının başarılı basketbolcusu Sinan
Güler'in yaptığı basketbol gösterisinin video görüntülerini izleyerek, hareketlerin aynısını uygulamaları
istenen genç basketbolcular bu görüntüleri kaydettiler. İstanbul, İzmir ve Ankara'dan toplam 1.200
sporcunun elemelerini, NBA Bireysel Gelişim Antrenörü Christopher Thomas yaptı.
Finale kalan 30 sporcu, 4,5 saat süren zorlu
bir elemeden daha geçti. Ankara'dan Türk Telekom
Gençlik ve Spor Kulübü basketbol altyapısından yetişen Mustafa Emre Dağcı, seçilenler arasına girme
başarısı elde ederek Amerika'ya davet edildi. Dağcı'nın aralarında bulunduğu 3 genç yetenek, basketbolun anavatanı Amerika'da basketbol dolu günler yaşayacak.
Sporcular 8-14 Şubat tarihlerinde Indiana,
14-18 Şubat arasında ise Houston'da saha kenarın-
da NBA maçı izleme, Cristopher Thomas ile birebir
yapılacak özel bir antrenman, Nike'ın özel eğitmeni
John Lucas ile antrenman yapma, bir hafta grup idmanı, üniversite gezisi gibi aktivitelerde bulunacaklar.
Türk Telekom Gençlik ve Spor Kulübü basketbol alt yapısından yetişen 16 yaşındaki Dağcı'nın kariyerinde; Türk Telekom Gençlik ve Spor Kulübü
Basketbol Minik Takımı'nda Ankara üçüncülüğü ile
birlikte Türkiye birinciliği bulunuyor.
Türk Telekom Spor Kulübü yetkilileri, Dağcı'nın başarılarına bir yenisini eklemesinden mutluluk
ve gurur duyduklarını belirttiler. Kulüp olarak Türkiye'nin genç sporcularının her zaman yanında olduklarını kaydeden yetkililer, sporcularının daha nice
başarılara imza atacaklarına inandıklarını vurguladılar.
www.rugbyturkiye.net
61
Ted Ligety tarih yazdı.
D
ünya Alp Disiplini Kayak Şampiyonası'nda erkeklerde ABD'li Ted Ligety, 3 altın madalya
kazanan ikinci erkek sporcu olarak tarihe
geçti.
Avusturya'nın Schladming kentinde düzenlenen Dünya Alp Disiplini Kayak Şampiyonası'nda, erkeklerde ABD'li Ted Ligety, büyük slalom, süper büyük slalom ve süper kombine disiplinleri olmak üzere 3 altın madalya elde etti.
Daha önce 2006 Torino Kış Olimpiyatları'nda
kombine ve 2011 Dünya Şampiyonası'nda büyük
slalom disiplininde altın madalyaya uzanan Ligety,
kazandığı 3 altın madalya ile şampiyonanın en dik-
kat çeken ismi oldu.
Ligety, bu başarısıyla Avusturyalı Toni Sailer'ın, 1958'de ülkesinin Bad Gastein kentinde düzenlenen dünya şampiyonasında (iniş, büyük slalom
ve kombinede) kazandığı 3 altın madalyadan sonra
''triple'' yapmayı başaran ikinci erkek sporcu olarak
tarihe geçti.
Erkeklerdeki diğer iki disiplinden inişte, Norveçli Aksel Lund Svindal, 2007'den sonra ikinci dünya şampiyonluğunu elde ederken, slalomda ise ev
sahibi Marcel Hirscher, takım yarışmasından sonra
Avusturya'ya 2'nci altın madalyasını getirdi.
Kadınlarda ise beş disiplinde de farklı sporcu-
lar şampiyonluğa ulaştı. Marion Rolland iniş, Tessa
Worley de büyük slalomdaki birincilikleri ile Fransa'ya şampiyonadaki 2 altın madalyasını kazandırdı.
2010 Vancouver Kış Olimpiyatları ikincisi Sloven Tina Maze, süper büyük slalom, 2010 Olimpiyatları'nda slalom ve kombinede şampiyon olan Alman
Maria Höfl-Riesch ise süper kombine disiplinindeki
ilk dünya şampiyonluklarına uzandı.
Maze ayrıca büyük slalom ve süper kombinede gümüş madalya kazanarak, ülkesinin şampiyonada elde ettiği 3 madalyanın da altına imza attı.
Büyükler kategorisinde katıldığı ilk yarışma
olan büyük slalomda, liderin 2.3 saniye arkasında
6'ncı olduktan iki gün sonra slalomda podyumun en
üst basamağına çıkan ABD'li Mikaela Shiffrin ise tarih yazan bir diğer ABD Kayak Takımı üyesiydi.
17 yaşındaki Shiffrin, 1985'de İtalya'nın Bormio kentindeki dünya şampiyonasında 17 yaşındayken büyük slalomda altın madalyayı boynuna takan
vatandaşı Diann Roffe-Steinrotter'dan sonra altın
madalya kazanan en genç kadın sporcu oldu.
Shiffrin böylece 2013 sezonu Dünya Kupası'nda, slalom displininde üst üste 3 kez birinci olmasının tesadüf olmadığını gösterdi.
www.rugbyturkiye.net
62
"Her anlamda golfta gelişme içindeyiz'’
A
ğaoğlu, Ardahan Üniversitesi kampüsünde
yapılacak olan golf sahası alanında incelemelerde bulundu. Ağaoğlu, burada gazetecilere
yaptığı açıklamada, Antalya, Bodrum, Kuşadası, İstanbul'dan sonra Ardahan'da golf sahasının açılmasının bölge için çok önemli bir yatırım olacağını vurguladı.
Golf sahası çalışmalarıyla ilgili Ardahan Valisi
Seyfettin Azizoğlu ve Ardahan Üniversitesi (ARÜ)
Rektörü Prof. Dr. Ramazan Korkmaz ile görüşmeler
yaptığını ifade eden Ağaoğlu, ''ARÜ kampüsünün ar-
kasında bir saha yapma projemiz var. Kamulaştırma
çalışmaları sürüyor. Neticelenir neticelenmez hemen
çalışmaya başlayacağız. İki ay içinde sürecin tamamlanacağını tahmin ediyorum. Karın kalkmasıyla
burada çalışmaya başlayacağız'' dedi.
Türkiye'de sporun çeşitliliğinin en az ulaştığı
bölgeler arasında Ardahan olduğunu hatırlatan Ağaoğlu, ''Federasyon olarak Ağrı, Erzurum ve burayı
seçmemizin sebebi buydu. Amacımız bu bölgelere
golfu getirmek. Bazıları ısrarla 'golf bu kitlelere yayılmaz' dese de bu eleştirileri bu şekilde çizgi dışında
bırakmak amacıyla biz 2005'te bu projeyi başlattık''
diye konuştu.
Golfun bölgeye turist de kazandıracağını anlatan Ağaoğlu, ''Turizm söz konusu oluğu zaman listenin en tepesinde golf yer alır. Sadece turizm olarak
değerlendirmemek lazım. Buraya saha yapıldığı zaman bölgenin çehresi değişir. Yaz turizmini etkileyecek. Çünkü Akdeniz Bölgesi'nin çok sıcak olduğu aylarda bu spor yapılamıyor. Yayla havasında golf, belki
farklı bir golf turizmine ilgi getirecektir'' diye konuştu.
Türkiye'de golfun genel durumunun son derece iyi olduğunu dile getiren Ağaoğlu, ''Dünyanın
Türkiye'deki golfa bakış açısı bir kere çok üst düzeyde. Profesyonel anlamda çok ciddi müsabakalar yapılıyor artık. Yani Avrupa profesyonel turunun yarı finali Türkiye'de oynanıyor. Dünyanın en iyi profesyonel golfçuları Türkiye'ye geliyor. Türkiye'de mücadele ediyorlar'' şeklinde konuştu.
Dünyanın en fazla kazanan sporcularının
golfçular olduğunu vurgulayan Ağaoğlu, ''Türkiye,
her anlamda golfta büyük gelişme içinde'' dedi.
www.rugbyturkiye.net
63
Adrien Broner unvanını korudu.
A
BD'nin New Jersey eyaletindeki Atlantic City
kentinde gerçekleştirilen ''WBC erkekler 61,2
kilo unvan maçı''nda, kariyerindeki 25 maçı
da kazanan ABD'li Adrien Broner ile kariyerinde 37
galibiyet 1 beraberlik ve 1 mağlubiyeti bulunan Galli
Gavin Rees, Boardwalk Hall'da karşılaştı.
Unvanını korumak için ringe çıkan Broner,
Galli rakibini maç içinde oldukça zorladı ve iki kez yere serdi. Broner'ın, 5'inci rauntta Rees'i köşeye sıkıştırarak, bedenine ve yüzüne art arda vurduğu yum-
ruklar atması sonrası Rees'in antrenörü Gary Lockett havlu attı.
Böylece Broner, maçı 2:59 dakika sonunda
teknik nakavt ile kazanarak, kariyerindeki 26'ncı
maçından da galibiyetle ayrıldı. 26 maçın 22'sini na-
kavtla kazanan Broner, 17 Kasım 2012'de Meksikalı
Antonio DeMarco'yu teknik nakavtla yenerek kazandığı unvanını, ilk maçında korumayı başardı.
www.rugbyturkiye.net
64
Altın Worley'in...
D
ünya Alp Disiplini Kayak Şampiyonası'nda
kadınlar büyük slalomda Fransız Tessa Worley, 2:08.06'lık derecesiyle altın madalyanın
sahibi oldu.
Avusturya'nın Schladming kentinde yapılan
Dünya Alp Disiplini Kayak Şampiyonası'nda kadınlar-
da son Dünya Kupası büyük slalom üçüncüsü Fransız Tessa Worley, parkuru 2:08.06 dakikalık derecesiyle lider tamamlayarak, büyük slalom disiplininde
kürsünün zirvesine çıktı. Fransa, böylece şampiyonadaki 2'nci altını kazanırken, madalya sayını ise 4'e
çıkardı.
Yarışta ikinciliği, Worley'nin 1.12 saniye arkasındaki 2011 dünya şampiyonu ve 2010 Olimpiyatları ikincisi Sloven Tina Maze aldı. Süper büyük slalomda şampiyon olan Maze, şampiyonadaki ikinci madalyasına uzandı.
Üçüncülüğü de liderden 1.18 saniye daha ya-
vaş olan evsahibi ülkeden 2008 dünya gençler şampiyonu Anna Fenninger elde etti.
17 yaşındaki ABD'li Mikaela Shiffrin ise büyükler kategorisinde katıldığı ilk yarışmada, liderin
2.30 saniye 6'ncılığı elde etti.
www.rugbyturkiye.net
65
Elvan Abeylegesse sezonu açıyor.
M
illi atlet Elvan Abeylegesse'nin, yaklaşık 8
aylık bir aranın ardından Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) sezonu açacağı belirtildi.
Türkiye Atletizm Federasyonu'ndan yapılan yazılı
açıklamada, 5000 ve 10000 metrede olimpiyat ikinciliği bulunan milli atlet Elvan Abeylegesse'nin, yak-
laşık 8 aylık bir aranın ardından BAE'nin kuzey sahilinde yer alan Ras al-Khaimah'ta düzenlenecek RAK
Yarı Maratonu ile 2013 sezonundaki ilk yarışına çıkacağı bildirildi.
Sakatlığı sebebiyle 2012 Londra Olimpiyatları'nı kaçıran Abeylegesse'nin, 2010 yılında 67:07 da-
kikalık derecesiyle kazandığı RAK Yarı Maratonu'ndaki rakipleri arasında, 2009 dünya croos country
şampiyonu ve 2010 dünya yarı maraton şampiyonu
Kenyalı Florence Kiplagat ve Londra Olimpiyatları
maraton ikincisi Kenyalı Priscah Jeptoo gibi isimlerin
bulunduğu bilgisi verildi.
Erkeklerde Patrick Makau'nun, 2009'da
58:52 ile, kadınlarda ise 2011'de Mary Keitany'nin
65:50 ile yarı maraton dünya rekorunu kırdığı RAK
Yarı Maratonu, yarın TSİ 05.00'de başlayacağı ve yarışlar sonunda toplam 250 bin dolar ödül dağıtılacağı
da kaydedildi.
www.rugbyturkiye.net
66
Ata sporumuz 2020 olimpiyatlarından çıkartıldı.
T
ürk sporuna ağır darbe! Ata sporumuz güreş,
olimpiyat takviminden çıkarıldı! Eğer Mayıs
ayında bir müjde gelmezse, 84 olimpiyat madalyamızın 55'ini, 39 olimpiyat altınımızın ise 22'sini
getiren güreş olimpiyat takviminde yer almayacak.
Uluslararası Olimpiyat Komitesi Yönetim Kurulu, 2012 Londra Olimpiyat Oyunları'ndaki spor dallarını mercek altına aldı. 2020 Olimpiyat Oyunları'nda yeni spor dallarına yer vermek isteyen komitenin,
modern pentatlon ya da tekvandoyu programdan çıkarması bekleniyordu. Ancak 15 kişilik Yönetim Kurulu kararını güreşten yana kullandı.
Yönetim Kurulu üyeleri televizyon ratingleri,
bilet satışları, küresel popülarite gibi 30'dan fazla
konu başlığını mercek altına aldı. İncelemeler sonucunda, güreşin, 2020 Olimpiyat Oyunları'nın programından çıkarılmasına karar verildi.
Ancak umutlar tamamen bitmiş değil. Uluslararası Olimpiyat Komitesi, Mayıs ayındaki genel kurulda bu listeye 2 spor dalı daha ekleyecek. Bu kontenjanı elde etmek için güreşin yanı sıra, beyzbol,
softbol, squash, karate, wushu, wakeboard gibi spor
dalları yarışıyor. Uluslararası Olimpiyat Komitesi,
hangi dalın oyunlara ekleneceği konusunda son sö-
zünü Eylül ayında söyleyecek. Kulislerde dolaşan
haberlere göre beyzbol, softbol ve squash favori
gösteriliyor. Ancak güreşin de bu bileti kapma şansı
var...
Güreşin 2004 Olimpiyat Oyunları takviminden de çıkarılması gündeme gelmiş ancak daha sonra yeniden takvime alınmıştı. Olimpiyat Komitesi'nin
bu tavrının güreşe aba altından sopa göstermek olduğu yorumları da yapılıyor. Güreşe yeterli ilgi olmamasından rahatsız olan komitenin, minderde bir silkinmeye yol açmak için böyle bir karar almış olabileceği belirtiliyor.
2020 Olimpiyat Oyunları'na ev sahipliği yapma konusunda en önemli aday İstanbul...
Uluslararası Olimpiyat Komitesi'nin kararı değişmezse, Türk sporcular, geleneksel olarak en başarılı oldukları dal güreşte, İstanbul'da seyircisinin
önünde mücadele edemeyecek. Türkiye bugüne
dek olimpiyat oyunlarında, güreşte 28'i altın 16'sı
gümüş 15'i bronz olmak üzere toplam 59 madalya
topladı.
Güreş, ilk modern olimpiyatların düzenlendiği 1896 yılından bu yana oyunların programında yer
alan 9 spor dalından biriydi.
www.rugbyturkiye.net
67
POTA
Cem şengezer
[email protected]
K
Kazanma sanatının, matematikle harmanlandığını bir filmi izlemiştik geçmiş yılda. Bir takımın
başarıya koşmasının temelinde, bakış açısını değiştirmesi yatıyordu. Doğru modelle
yapılabilecekleri görmüştük. Üstelik basketbol değil, beyzbol için geçerli kurallar üretilmişti.
Sonuçta matematik doğru kullanılırsa, varılacak nokta değişmemektedir. Bu köşede bunun
örneklerini vermeye çalışırken, geleceğe de ışık tutma derdindeyiz. Bu yazıdaki örneğimiz
altyapıya önem veren NBA takımlarından geliyor.
Genç nesilden cevher çıkarmak...
C
leveland Cavaliers genç oyuncusu (23 Mart
1992) Kyrie Irving. Giderek daha fazla taraftar
kazanan ve keşfedilmediği düşünülen oyuncu
akıllı davranmaya başlar: Sahada daha fazla yer aldığı
bölgelerde daha başarılı olur. Bir başka deyişle, verimsiz olduğu alanlarda bulunmamaya çalışmaktadır. Bu
bir tehdit olarak da görülebilir: Rakip oyuncular, ve-
rimsiz olduğu alanlarda zaman kaybetmesini sağlayabilirler.
Takımı sayı liderliğiyle taşımaya devam ediyor.
İnişli çıkışlı başlangıçlardan sonra oluşan istikrarı alkışlarken sebeplerini de görmemiz gerekir. Maçlar bitip
de geçmişe bakınca en çok izlenen ifadenin ortalamalar üzerine oluştuğunu görebiliriz. Her oyuncunun or-
talama performansı vardır ve genel olarak bu çizgi
çevresinde giden gelen hikaye oluşturur. Aşırı hareketlerin olması pek beklenmez ve ortalama civarındaki
hareketleriyle performansını devam ettirir. Unutulan
faktör istikrardır. Ortalamalar üzerinden görülmesi zor
olan bu parametrenin de hesaba katılması gereklidir.
Genel anlamda, ortalamadan olan sapmalar olarak
değerlendirebileceğimiz bu ölçünün matematik formül karşılığı vardır. Burada açmaya gerek yoktur.
Ortalamalar çevresindeki dalgalanmalar arttıkça istikrar azalıyor demektir. Dalgalanmalar veya sapmalar düştükçe istikrar artıyor demektir. Artan istikrarın ödülü performanstaki artıştır. Bu genç oyuncunun
da başarısı buradan gelmektedir. Sayı performansını
www.rugbyturkiye.net
68
izlerken sadece toplam sayıya değil, aldığı süreye de
bakarız. Böylece sayı bulma etkinliğini ölçmek mümkün olmaktadır.
Sezon başındaki 10 maçında gösterdiği sayı etkinliğinin %20 daha fazlasını son 10 maçında göster-
miştir. Bunu sağlayan tesadüfler midir? Sadece istikrardır. Sakatlık geçirdiği dönem sonrasında daha iyi
performans göstermiş olması da kendini diri tuttuğuna işarettir.
Sayılara bakalım: İlk 10 maçta aldığı, her 90-95
saniyede sayı bulurken, en kötü durumda her 4-5 dakikada bir sayı bulduğu da olmuştu. Nadiren görülen
bu kötü performansa karşılık, her 65 saniyede sayı
bulduğu dönemde yaşanmıştı. İlk 10 maçta kötü performansın 1-2 maçla sınırlı olması istikrarını koruması-
nı sağladı. Sonraki maçlarında en kötü durumlarında
dahi ortalama civarında kalması ek katkı sağladı.
Bir kriter olarak izleyebileceğimiz ortalama
davranışı istikrarı belirleyen temel faktördü. Sonraki
10 maçında ise daha iyi performans gösteremedi ama
www.rugbyturkiye.net
69
kötü maçları giderek daha az görüldü. Aldığı süreye
karşılık geçmişe göre daha kötü işler çıkarmadı. Üçüncü 10 maçında ise sonuçlarını görmeye başladı: Artık
87-88 saniyede sayı üretmenin yollarını bulmuştu. Bunu sağlayacak en iyi süreyi de almaya başlamıştı. De-
vam eden 10 maçta ise daha iyisini gösterdi ve her 78
saniyede sayı üretimi gerçekleşti. Bu bir istikrar sonucu oluşumdu.
Daha iyisi olabilir miydi? Evet, ipuçları yukarıda
gizli: Ortalama hareket civarında görülecek ufak sap-
malar sonuca götürecektir. İstikrarı arttıracaktır böylece daha az sürede daha fazla sayı üretilmiş olacaktır.
Artan verimse başarıyı açacaktır. Diğer koşullar da
sağlanırsa takım performasını hızlıca yukarı çekecektir. Zincirleme gelişen bu durumun çözümünü sayıların
dilinden anlayarak çözebiliriz. Son durumda oyuncu
hakkında yazılanlar ise ilginçtir. Basketbolunda zirveye
gelmiş ve yaşı ilerlemişlere denk performansı olduğu
belirtilmektedir. Gerçek bir cevher değil mi? Peki, biz
neden başaramıyoruz ?
www.rugbyturkiye.net
70
AKADEMİ OPTİK & LENS
Kayışdağı Cad. Bağlıklar Sok. No:2-8A Küçükbakkalköy-Ataşehir / İSTANBUL
e-mail: [email protected]
Tel - Fax: 0216 573 00 89
e-mail: [email protected]
www.akademioptik.com
GSM: 0533 777 444 0
Lacrosse
www.rugbyturkiye.net
72
EBRU Tunca
[email protected]
B
Bu ay sizlere tanıtacağımız spor; ilk olarak Amerikan yerlileri tarafından bulunan ve yerel
stickball çeşitlerinden biri olarak, ekstrem sporlar kategorisinde, dünya çapında bir çok hayranı
olan bir spor: LACROSSE!
L
acrosse; bulunduğu ilk zamanlarda bir anlaşmazlığı çözmek veya erkekleri savaşa hazırlamak gibi çeşitli ve bir o kadar da ilginç sebeplerle yaygınlaştı.
Bir efsaneye göre Lacrosse; zamanında bir-
çok kabileden oluşan 100'den fazla oyuncuyla; oyun
alanı bulma sıkıntısı ve sınırlaması olmadığından dolayı günlerce oynanır, bir oyunun sona ermesi haftalar sürerdi. Lacrosse topları, ceylan derisinden, kilden, taştan ve bazen de ahşaptan yapılırdı.
Toplum hayatında ve o dönemdeki dinsel gelenek ve görenekler içinde çok büyük yeri olan Lacrosse, bu sayede kıtalara daha hızlı yayılmaya başladı.
Bulunuşu 12’nci yüzyıla dayanan ve Ameri-
ka'nın en eski oyunlarından olan bu sporu; Kanadalı
bir diş doktoru olan Dr. William George Beers, 1856
yılında kuralları modifiye ederek “Montreal Lacrosse
Club” ismiyle bir lacrosse kulübü kurdu. Değişen kurallardan en önemlisi her takım için maksimum 20
www.rugbyturkiye.net
73
oyuncunun oynayabilmesiydi. Böylelikle gün doğumundan gün batımına dek oynanan oyun için alan
sınırlaması da getirilmiş oldu.
Beers'in kurallarıyla oynanan ilk resmi karşılaşma 1867 yılında Kanada Koleji'nde gerçekleşti.
Kanada Koleji, Toronto Kriket Kulübü'ne 3-1 yenildi.
1900'in başlamasıyla birlikte liseler ve üniversitelerde gittikçe yaygınlaşan Lacrosse, 1904-1908-19281932 ve 1948 olimpiyatlarında yerini almayı başardı.
Özellikle Amerika'da Maryland, New Eng-
land, New York ve Long Island eyaletlerinde oldukça
yoğun bir hayran kitlesi olan ve bölgesel popüleritesini kanıtlayan bir spor olan Lacrosse, bu popüleritesi sayesinde uluslararası alanda da hatırı sayılır bir
hayran kitlesine ulaştı. Halkın ilgisini çekmesi, med-
yanın ilgisini çekmesi demekti. Medyanın lacrosse
merakı arttıkça; bu sporu bilmeyen potansiyel lacrosse oyuncuları da kendilerini ifade edecek bir hobi elde etmiş oldular.
1930'lu yıllara dek açık ve geniş alanlarda oy-
www.rugbyturkiye.net
74
nanan bu oyun, sonraki yıllarda Kanada'daki hokey
arenası sahiplerinin fikirlerini ve güçlerini birleştirmesiyle birlikte “Box Lacrosse” adı verdikleri bir yanoyun daha ekstrem sporlar kategorisine dahil edilmiş oldu. Bu oyun sayesinde artık Lacrosse hem in-
door oynanabiliyor, hem de arena sahipleri; bu sporun popülerliğinden yararlanarak daha çok izleyici
kendilerine çekerek arenalarına yaptıkları yatırımın
semeresini alabiliyorlardı.
Kısa bir zaman içinde Box Lacrosse, Kanada'-
nın en çok izlenen ve takip edilen sporlarından biri
oldu. Sert iklimi sebebiyle outdoor sporların çok fazla şansının olmadığı ülkede, Box Lacrosse, Kanada
halkı için eğlenceli ve keyif verici bir spor olarak hafızalarda yerini aldı.
Nasıl Oynanır...
Lacrosse, her oyuncunun ufak ve sert plastikten yapılmış topu taşıyabilecekleri ve ucunda bir ağ
olan sopalarla (crosse) oynadığı, amacı topu karşı
takımın kalesine sokmak olan bir takım sporudur.
www.rugbyturkiye.net
75
Oyun değişik kategorilerde farklı sayıda oyuncudan
oluşan takımlarla oynanır. Erkekler açık sahada 10
oyuncu, kapalı sahada altı oyuncudan oluşan takımlarla oynarken, bayanlar 12 kişiden oluşan takımlar-
la mücadele ederler. Klasik olarak her gole 1 puan
verilir. Ancak ABD profesyonel lacrosse ligi Major
League Lacrosse'da 15 yarddan uzaktan atılan gollere 2 sayı verilir. Normal şartlarda maçların normal
süresinin berabere bitmesi sonucunda uzatma uygulanır.
Genellikle Kuzey Amerika'da popüler olan
lacrosse, Kanada'nın ulusal sporu olarak kabul edil-
mektedir. Aynı zamanda ABD'de en hızlı gelişen spor
dalıdır.
Modern lacrosseta erkeklerde 10 oyuncudan
oluşan iki takım, çimen ve suni çim üzerinde müca-
www.rugbyturkiye.net
76
dele eder. Bu 10 oyuncunun 3’ü hücum oyuncusu,
3’ü orta sahada, 3’ü de defansta görev alır. Bir oyuncu ise kalecidir. Erkeklerin spor kıyafetleri başlarını,
omuzlarını, kollarını ve ellerini karşı takımın lacrosse
sopalarından gelen darbelere karşı koruyucu bir şe-
kildedir. Bunun aksine bayanların kıyafetinde sadece
gözü koruyacak bir gözlük vardır. Bunun sebebi bayanların mücadelesinde sopalarla karşı takım oyuncusuna müdaheleye tolerans yoktur. Bayanlarda sadece kalecinin kıyafetinde kask gibi koruyucular var-
dır. Bayanların lacrosse maçlarında bir diğer fark orta sahada iki tane fazladan oyuncu bulunması ve takımın 12 oyuncudan kurulmasıdır.
Çağlara ve değişen onca düzene karşı halen
ayakta durabilen en eski sporlardan biri olan La-
crosse, bünyesine yeni sporcular katmaya ve Dünya
çapındaki ününü arttırmaya devam etmektedir.
www.rugbyturkiye.net
77
RÖPORTAJ
ONOK BOZKURT
www.rugbyturkiye.net
78
Röportaj: Nazlı Selin Tan
Fotoğraflar: Pınar Gediközer
B
Bu ay “Kadıköy’lü sıra dışı müzik mekanı” Gitarcafe'nin sıra dışı sahibi, felsefeci, sanat tarihçisi, müzisyen Onok
Bozkurt ile keyifli bir muhabbet ettik. İstanbul'daki gizli cevherlerden biri Gitarcafe, bir kere uğradığınızda
bırakamayacağınız yerlerden... Samimi ve sıcak ortamıyla, özenle seçilmiş “sıra dışı” ve kaliteli müzik programıyla,
eşini bulamayacağınız bir yer. Haftanın 5 günü etnik müziklerden, klasik Batı müziğine, klasik Türk müziğinden özgür
doğaçlamalara kadar farklı türlerdeki müziklere ev sahipliği yapan Gitarcafe'de 12 yılda, yerli-yabancı 600'ün
üzerinde müzisyen konuk edildi. Ünü Kadıköy'ü aştı, The New York Times'a bile haber oldu.
Bu özel mekanın hikayesini ve ne yazık ki kalitesini muhafaza eden, tarzını günümüz (sözde) kültürüyle bozmamak
konusunda direnen her mekanın yaşadığı zorluklardan yaşayan Gitarcafe'yi tüm detaylarıyla sahibinden dinledik.
Eğer henüz yollarınız kesişmediyse, birazdan okuyacağınız samimi röportajı şiddetle tavsiye ederiz!
www.rugbyturkiye.net
79
RT: Boğaziçi Felsefe bölümünde lisansınızı,
İTÜ Sanat Tarihi bölümünde yüksek lisansınızı
tamamlamışsınız. Halen İTÜ'ye bağlı MIAM'da
(Müzik ileri Araştırmalar Merkezi) Etnomüzikoloji yüksek lisansı yapmaktasınız. Bu yoğun
öğrenim döneminde Gitarcafe'nin başlangıcı
nereye rastlıyor?
OB: Sanat tarihinden mezun olduktan sonra tam askere gitmek için bavulumu topluyordum ki deprem
nedeniyle ertelemek durumunda kaldım. Bu dönemde kafeyi açtım.
RT: Gitar ile tanışma, müziğin hayatınıza girişi
nasıl oldu?
OB: Gitara ortaokul son sınıfta Cem Küçümen'den
ders alarak başladım. Üniversiteye geçtiğimde ise
ders vermeye ve bir yerlerde çalmaya başladım.
RT: Kafeyi açma nedeniniz yaptığınız müziğe
tam olarak uygun bir yer bulamamak mıydı peki?
OB: Hayır. Kafe'yi açma amacım gitar öğrencilerime
ders verebilecek merkezi bir mekan edinebilmekti. Bir
arkadaşım “Hazır böyle bir şey yapıyorken bir kafe ya-
palım, çalarsınız da” dedi. O şekilde başladık, arkadaşımla ortak olarak. Ortaklık 6 ay sürdü. 6 ay sonrasında o ortaklıktan ayrılınca kafe bana kaldı. Ondan sonra gelişe gelişe bu günlere gelmiş olduk.
RT: Verdiğiniz özel derslerin yanı sıra Müjdat
Gezen Sanat Merkezi'nde de ders vermişsiniz,
bu dersler devam ediyor mu?
OB: MSM'de klasik gitar bölümünün kapatılması nedeniyle devam etmiyor.
RT: Kafenin tarihine baktığımızda ortak olarak
farklı isimlere rastlıyoruz ama sanırım kafenin
bugünkü konseptinde Sumru Ağıryürüyen ile
çalıştığınız dönemin büyük etkisi var. Sumru
Ağıryürüyen ile olan yolculuk nasıl başladı?
OB: Sumru'yla 2006 yılında kafede arkadaş olduk.
Bu olay esasında kafe için bir dönüm noktası oldu. O
yıl Sumru'yla tanıştığımda Boğaziçi Felsefe'den bir arkadaşımla 3 günlük ISCMS İstanbul Creative Music
Studio festivalini planlıyorduk. Bu festivale yurtdışından birçok önemli müzisyen, yurtdışı ve yurtiçinden
birçok öğrenci geldi, burada konserler verdi. O güne
kadar hiç ciddi bir organizasyon yapmamış halimizle
www.rugbyturkiye.net
80
RT: Boğaziçi Felsefe bölümünde lisansınızı,
İTÜ Sanat Tarihi bölümünde yüksek lisansınızı
tamamlamışsınız. Halen İTÜ'ye bağlı MIAM'da
(Müzik ileri Araştırmalar Merkezi) Etnomüzikoloji yüksek lisansı yapmaktasınız. Bu yoğun
öğrenim döneminde Gitarcafe'nin başlangıcı
nereye rastlıyor?
OB: Sanat tarihinden mezun olduktan sonra tam askere gitmek için bavulumu topluyordum ki deprem
nedeniyle ertelemek durumunda kaldım. Bu dönemde kafeyi açtım.
RT: Gitar ile tanışma, müziğin hayatınıza girişi
nasıl oldu?
OB: Gitara ortaokul son sınıfta Cem Küçümen'den
ders alarak başladım. Üniversiteye geçtiğimde ise
ders vermeye ve bir yerlerde çalmaya başladım.
RT: Kafeyi açma nedeniniz yaptığınız müziğe
tam olarak uygun bir yer bulamamak mıydı peki?
OB: Hayır. Kafe'yi açma amacım gitar öğrencilerime
ders verebilecek merkezi bir mekan edinebilmekti. Bir
arkadaşım “Hazır böyle bir şey yapıyorken bir kafe yapalım, çalarsınız da” dedi. O şekilde başladık, arkadaşımla ortak olarak. Ortaklık 6 ay sürdü. 6 ay sonrasında o ortaklıktan ayrılınca kafe bana kaldı. Ondan sonra gelişe gelişe bu günlere gelmiş olduk.
RT: Verdiğiniz özel derslerin yanı sıra Müjdat
Gezen Sanat Merkezi'nde de ders vermişsiniz,
bu dersler devam ediyor mu?
OB: MSM'de klasik gitar bölümünün kapatılması nedeniyle devam etmiyor.
RT: Kafenin tarihine baktığımızda ortak olarak
farklı isimlere rastlıyoruz ama sanırım kafenin
bugünkü konseptinde Sumru Ağıryürüyen ile
çalıştığınız dönemin büyük etkisi var. Sumru
Ağıryürüyen ile olan yolculuk nasıl başladı?
OB: Sumru'yla 2006 yılında kafede arkadaş olduk.
Bu olay esasında kafe için bir dönüm noktası oldu. O
yıl Sumru'yla tanıştığımda Boğaziçi Felsefe'den bir arkadaşımla 3 günlük ISCMS İstanbul Creative Music
Studio festivalini planlıyorduk. Bu festivale yurtdışından birçok önemli müzisyen, yurtdışı ve yurtiçinden
birçok öğrenci geldi, burada konserler verdi. O güne
kadar hiç ciddi bir organizasyon yapmamış halimizle
bu büyük bütçeli festival için çırpınırken Sumru'yla
yollarımız kesişti. O sırada etrafıma kim çıkarsa “Bize
yardım eder misiniz?” diye soruyordum, Sumru'nun
da “Ben de yardım edeyim!” demesiyle paldır küldür o
işe daldık. O üç gün bayağı yoğun geçti. Bu hem hayatımda bir dönüm noktası, hem de kafe için dönüm
noktası... Çünkü o işi yapıp bitirdikten sonra “Bu çapta bir şey yapabiliyoruz, kafede mi bir şey yapamayacağız!” hissi içinde Sumru ile o işe daldık.
RT: İlk devretme girişiminiz bu dönemden
sonra başlıyor diye tahmin ediyorum.
OB: Evet, tam 2006'da aynı dönemde ben artık kafeyi
kapamaya karar vermiştim, yürümüyor bu iş diye.
Tam bu kararı alıp ben kaçacakken bu sefer “Helesa”
ile tanıştım. O da önemli bir dönüm noktası kafe için.
“Helesa”, Ayşenur Kolivar ve eşi Ender'in yürüttüğü
bir proje, Doğu Karadeniz müziklerini çalıp söyleyen,
kumpanya gibi geniş bir grup. 15-20 kişiden oluşuyor.
Ben devredecek kişi ararken onların da yer aradıklarını öğrendim ve bunun sonucunda ortak olduk. “Helesa” ile birlikte kafeyi işletmeye karar verdik.
RT: Bu ortaklık bir ödüle giden yolun başlangıcı olmuş sanırım.
OB: Evet. 2008 sonunda, Sumru, “Helesa”yla gelen
ortaklardan olan Ayşenur Kolivar, yine birlikte çalıştıkları Ukraynalı müzisyen Yuriy Ryadchenko ile birlikte
ödüllü “Sonbahar” filminin müziğini yaptık ve Fransa'daki Angers Première Plans Festivali'nden “En İyi Müzik Ödülü”nü kazandık.
RT: Bu dönemi biraz anlatabilir misiniz?
OB: Alper ÖZCAN, Ayşenur'un tanıdığıydı, aynı bölgeden insanlar. Filmi yaparken bayağı geç bir zamanda Ayşenur'a geliyor ve “Bize müzik lazım ama çok az
vakit var, 3-4 hafta kaldı!” diyor. Ayşenur da “Ben bu
kadar kısa zamanda hazırlayamam müziği” diyor ama
“Kafedeki arkadaşlarımla paylaşayım” diyerek bize
geliyor. Biz de işi yapmaya karar veriyoruz. İyiki de bu
kararı almışız çünkü sonrasında hem çok güzel bir
grup oluştu “Sonbahar Kumpanya” adı altında hem
de bir ödül almış olduk.
RT: Biraz da kafedeki müziğin kalitesinin beraberinde getirdiği sorunlara değinelim. Kafeyi
bir kez devrettiniz, daha sonra size geri döndü.
Peki, kafenin ilk dönemleri nasıldı, kafeye ilgi
var mıydı?
OB: Her zaman bir ilgi vardı. Gitarcafe hiçbir zaman
ilgisiz bir yer olmadı. 2006'dan önce ben kendi grubumla çalıyordum, bir başka kafe ile yaklaşık 20 kişinin çaldığı bir festival bile düzenlemiştik. İlgi olmuyor
diye bir şey yok yani, her zaman oluyordu. Fakat
2006'dan sonra ağır toplar çıkmaya başladı. Ama bununla birlikte hiçbir zaman ilk amacımız ticari olmadı.
Ender ve Helesa ile olan ortaklık da bu şekildeydi, Ender'in orada olma amacı ticari değildi. Daha idealistti.
Toplantılar yapıyorduk, oturup konuşuyorduk ama
konuştuğumuz şey iş değildi. Sohbetler, ideallerdi konuştuğumuz şeyler.
Gitarcafe'nin amacı neydi? Mesela; oraya Erkan OĞUR'u getirtebilmekti. O geldi zaten. Sonra
bence dünyadaki benim en saygı duyduğum ve sevdiğim gitar üstadı, besteci Carlo Domeniconi geldi ve
hala düzenli olarak geliyor ve Gitarcafe'de atölye yawww.rugbyturkiye.net
81
pıyor. O amaçlarına ulaştı ama…
RT: Helesa ile ortaklık işinin sonucuna gelirsek…
OB: Dediğim gibi Helesa kalabalık bir ekiple kafeyi işletme kararı aldı fakat 3 - 4 ay sonra pes ettiler. Daha
sonra ben bir işletmeci bulmayı önerdim, ona biz burada bu müziği yapmaya devam edelim, bunun dışında hiçbir şey istemiyoruz dedik. Onu bulmak bile o kadar zor olduk ki. Kaç kişi değişti. Bir sürü sıkıntılar... 2
sene sonunda “Helesa” ile ortaklık maddi sıkıntılar yü-
zünden bitmek zorunda kaldı. Ondan sonra da bir sürü işletmeci geldi gitti. Onlarla uğraşmaktan, savaşmaktan bıkınca ben de “Artık ben işleteceğim!” dedim. Uzun bir süre ben uğraştım. Hem kafesiyle, hem
de müziğiyle. O dönemde Sumru müzik işletmesini
tamamen üzerine alarak bana çok yardım etmiş oldu.
RT: Şu an yemek içmek konusunda alt katınızdaki “Biberr kafe” ile ortaksınız, bu olay nasıl
gelişti?
OB: Burada yapılan işi beğeniyorlardı ve zarar etme-
yelim yeter prensibiyle hiç konsepti de değiştirmeden
2012'nin başında onlarla ortak olduk. O zamana kadar bir sürü ortak geldi geçti. Çünkü kimse tam olarak para kazanmıyor. Ama asıl konu ciddi bir şekilde
emek, mesai sarf ediyor olman. Bir yere girip çalışsan
neredeyse o kadar zaman harcayacaksın. Bir de bir
yandan para kazanmak zorundasın hayatını devam
ettirmek için. Aktif olarak bulunmaktan, Sumru da istifa etti, 4 sene sonunda. Daha sonra etnomüzikolojide beraber okuduğum arkadaşım Naz Nazlı Alatlı'nın
da içinde bulunduğu kalabalık bir ekip ile kafeyi dernekvari bir şekilde işletmeye başladık. Zamanla bu
ekip eksile eksile 2 kişiye düştü, bunlardan biri Nazlı medya bağlantısını kuruyor- diğeri ise Özgür Oktay
web işlerini hallediyor.
RT: Peki diyelim ki kafeyi devrettiniz. Neler
yapmayı düşünüyorsunuz?
OB: Yapacak çok şey var. ilk başta tezimi yazacağım
ve müzik yapacağım. Ben sürekli anlattığım durumlarla mücadele etmek zorunda kaldım, sadece müziwww.rugbyturkiye.net
82
ğimle ilgilenebilmeyi çok isterdim. Fakat Gitarcafe'nin
müzisyenliğime çok büyük faydası da olmadı değil, en
azından her sene 100 tane birbirinden güzel konserler dinledim.
RT: Web sitenizde inanılmaz uzun bir konuk
müzisyen listeniz var.
OB: Ki onları güncellemedim!
RT : Onu da mı siz yapıyorsunuz?
OB: Her şeyi ben yapıyorum. Kapıda durmaktan, tüm
programların oluşturulmasına kadar...
RT: Program nasıl oluşuyor, birileri gelip “Burada çalabilir miyiz?” mi diyor yoksa siz mi buluyorsunuz?
OB: Artık birileri gelip soruyorlar çünkü mekanın belirli bir ünü var. Ama önemli isimleri halen ben davet
ediyorum tabii ki. Mesela sene başında Göksel BAKTAGİR'i misafir ettik, onu ben davet ettim. Bunun dışında yurtdışından da epey gelenler oluyor.
RT: Gitarcafe'yi farklı yapan nedir diye soracak
olursak?
OB: Bir kere şunun iyice anlaşılması lazım burası bir
konser mekanı. Programa bakıp, beğenip konsere
gelmen lazım, bizim oturttuğumuz düzen bu şekilde.
Seyirciler geldiği zaman ses çıkartmadan dinliyorlar,
çünkü öncelikli olarak konser için geliyorlar. Bu mantık yerleşmezse sıkıntı olur, örneğin sen bir konser
dinlemeye geliyorsun, caz seviyorsun, girdin, Neşet
RUACAN çalıyor içeride “Oo süper ne güzel bir mekan
bir daha geleceğim buraya!” diyorsun, çat kapı geliyorsun sonra bir bakıyorsun içeride birileri karedeniz
müziği ile horon vuruyor!!!
Ben bu farklılıkları Gitarcafe üzerine bir ödevimde de yazdım. Çıkan 20 tane grupla, müzisyenle
röportaj yaptım, “Niye burası oluyor?” sorusunu sorarak. Burada işin ekonomik boyutunu kastetmiyorum
yalnız, iş çok güzel oluyor ama ekonomik kısmı çöküşle sonuçlanıyor. O zaman bir takım sonuçlara ulaşmıştım, ev gibi olması, sıcak olması, müzisyenle seyircinin iç içe olması gibi. Bunlara ek olarak bence seyirciden çok müzisyenlerin sevdiği ve bildiği bir yer Gitarwww.rugbyturkiye.net
83
Böyle bir durum var.
RT: Siz önünüzü nasıl görüyorsunuz? Sizce Gitarcafe'ye ne olacak?
OB: Bence bu yaz bitecek. Devam edebilir ama şöyle
devam edebilir; ek bir sponsor benzeri bir destek bulabilirsek. Biz kafeye gönülden bağlandığımız için bizim için çok önemli bir yer ama işi para olan insanlar
için o kadar da önemli bir yer değil bence. Biri sponsor
olacak olsa buraya “Kaç kişiye ulaşıyoruz, bize ne kadar geri dönüşü olur?” diye soracak. Bizim daha farklı
ve daha idealist bir bakışımız var. Bu gidişatı düzeltmenin bir yolu yok mu, tabii ki var! Türkçe pop benzeri güncel alanlara yönelmiş olsaydık bunların hiçbirini
yaşamamış olurduk. Ama belirttiğim gibi bizim mekanımızın böyle tarzlarla işi yok.
Bu sözlerle bitiriyoruz röportajımızı.
Bu sohbetle İstanbul'un mutlaka ziyaret edilmesi gereken bir
mekanını öğrenmekten öte, aslında hepimizin içten içe bildiği
utanç verici bir problemi detaylarıyla masaya yatırmış olduk.
Günümüzde kaliteli iş yapmak, ruhunu popüler kültüre satmadan
var olmaya çalışmak ciddi anlamda büyük bir probleme dönüştü.
Gitarcafe de bugün müziğinin kalitesi ve müziğe olan saygıyı
muhafaza çabası nedeniyle belirli zorluklar yaşıyor. Diyor ki
müzisyeni sessizce dinleyin, öncelikle müzik için gelin ve bunların
sonucunda garipseniyor!
Genel olarak ülkemizdeki ne kadar okursan, ne kadar düzgün iş
yaparsan o kadar zorlanırsın durumunun bir örneğini daha
görmüş olduktan sonra böyle mekanlar var olmaya devam etsin
istiyorsak, ruhumuzu dinlendirecek, başımızı ağrıtmadan müzik
dinleyebileceğimiz mekanların yokluğunu yaşamak istemiyorsak
yerimizde oturup kınamaktan biraz ötesine geçmemiz gerekiyor.
Buna ilk Gitarcafe konserimizi belirleyip, yerimizi ayırtarak
başlıyoruz: http://www.gitarcafe.com/
www.rugbyturkiye.net
84
SEN DE TIKLA...
“RUGBY TÜRKİYE”Yİ
TWITTER’DA TAKİP ET!
ALİ
TEZDİKER
www.rugbyturkiye.net
86
Ebru şalva DEVECİOĞLU
[email protected]
Daha dün bir arkadaşım şöyle diyordu: “Yazı çok özledim.”
Siz yazı özlediniz mi?
Bu ay hiçbir fedakarlıktan kaçınmıyor ve yelken sporundan önemli bir isimle, Ali Tezdiker ile sizlere yazı
getiriyoruz.
Aman yanlış anlaşılmasın! Yelken sporu ile ilgilenmek için elbet yaz olması gerekmiyor. Ama fotoğraflar
arasında öyleleri var ki bizi hem yaza hem de yelken sporuna mıknatıs gibi çekiyor.
Yelken sporunu hiç yapmamış olan ben soruyorum, Ali Tezdiker de anlatıyor. Bana da size keyifli okumalar
dilemek düşüyor.
www.rugbyturkiye.net
87
RT: Röportajlarda hiç sorulmayan bir soru ile
röportajımıza başlıyoruz: Yelken sporu ile
ilgili sorulara birazdan geleceğiz ama,
öncelikle bize kendinizden bahseder
misiniz? Meali bize kendinizi tanıtır mısınız?
AT: 1984 yılında İstanbul'da doğdum. Orta öğrenimime kadar Kocaeli Değirmendere'de yaşadım.
1999'dan beri de İstanbul'da hayatımı sürdürüyorum.
RT: Ne kadar zamandır yelken sporu ile ilgi-
leniyorsunuz?
AT: 1995 yılından beri aktif olarak yelken yarışlarına katılıyorum.
RT: Peki, bugüne kadar kaç yarışa katıldınız?
AT: Sayısını pek hatırlayamıyorum, ama bin yarışın
üzerine çıkmış olduğumu biliyorum.
RT: Şimdi sizin bu yarışlardan ödülleriniz de
vardır. Bunları da öğrenebilir miyiz?
AT: Yelken sporu ile ilgilenilen her yelkencinin onca yıldan sonra hatırı sayılır adette ödülünün yer al-
dığı bir ödül köşesi muhakkak oluyordur. Benim de
bir o kadar olduğunu söyleyebilirim.
RT: Yelken sporu deniz sporu mudur, yoksa
rüzgar sporu mudur?
AT: Bana göre bir yaşam tarzıdır. Karşı koyamayacağımız doğayı anlamak, suyun üzerinde hayatımızı
sürdürebilmek için ona adapte olmaya çalışmaktır.
RT: Hiç yapmadığım için çok merak ediyorum: Yelken sporu insana ne hissettirir?
AT: Uçsuz bucaksız denizlere seyir yapmanın öz-
gürlüğünü, yüzünüze çarpan rüzgarın teninizde
yaptığı hafif baskıyı hisseder; hareket halindeyken,
teknenin baş tarafının suyu yararken çıkarttığı su
sesini dinlersiniz.
RT: Peki, yelken sporu insan hayatını nasıl
etkiler?
AT: Söylediğim gibi bir yaşam tarzıdır yelken sporu.
Uzun bir seyire çıkmadan önce nasıl ki herşeyi defalarca kontrol ediyorsanız, hayatınızda da bu denli
dikkatli, kontrollü olursunuz. Olmayacak bir şeyi olwww.rugbyturkiye.net
88
durtmaya çalışmazsınız. Teknenin su üzerindeki yavaş akışkanlığı kadar olmasa da yine de bir yelkencinin hayatı ahenkli bir akışkanlıkta geçer.
RT: Hayatının bir döneminde denizle ilgilenmiş kişilerin evlerindeki aksesuarların arasında denizle ilgili aksesuarlar genellikle
olur. Sizin de var mı?
AT: Deniz kabukları, kum, bazı tekne motifleri bende de bolca mevcut.
RT: Yukarıdaki soruya paralel olarak bir de
şu soruyu sormak istiyorum: Deniz, bir süre
sonra hangi sepeble olursa olsun kendisi ile
ilgili uğraşta bulunmuş insanın hayatındaki
kültüre de damgasını vurur. İlgi alanlarında
olduğu gibi giyimde de bu etki görülür. Sizin
kıyafetleriniz de bu durumdan nasibini aldı
mı?
AT: Çokça nasibini alıyor. Alışverişe gittiğim zamanlarda, nerede bir çipa, bir dümen dekorasyonlu mağaza görsem genellikle ilk olarak oraya bir göz ata-
rım.
RT: Yelken sporunun ilk ve en önemli temel
kuralı tutunmasını bilmekmiş, doğru mu?
AT: Benim için beynimin en ücra köşesine kazınmış
ilk kural, doğaya karşı gelemeyeceğimdir. Buna
bağlı olarak da koşullara uygun kararlar vermem
gerektiğidir.
RT: Sadece yelken sporu ile mi ilgilendiniz?
Uğraştığınız başka spor dalları da oldu mu?
AT: Bu yoğunlukta ilgilendiğim başka bir spor olma-
dı.
RT: Yelken sporundan sonra yapmayı en sevdiğiniz diğer spor dalı hangisi oldu?
AT: Yelken!
RT: Sizi “sporcu” bir kimlik olarak tanımlayabilir miyiz? Yoksa siz hayatınızın sadece bir
döneminde sporla ilgilenmiş bir kişi misiniz?
AT: 2007 yılına kadar sadece sporculuk yaptım.
Sonrasında Yelken Federasyonu bünyesinde çalışmaya başladım. 2008 yılında yelken hakemliği görewww.rugbyturkiye.net
89
vini yapmaya başladım. Aynı yıl yelken antrenörü
olup, 2009-2010 yılları arasında da Yelken Federasyonu adına sporcu yetiştirmek amacıyla çeşitli
kamplar gerçekleştirdim. Artık Yelken Federasyonun'da değilim, fakat üç alanda da aktif olduğumu
söyleyebilirim.
RT: Yelken sporu maddi durumu yerinde olan
kişilerin sporu mudur?
AT: Malzemelere baktığınız zaman çoğu ithal olduğu için biraz pahalı gibi görünüyor. Fakat tekne sahi-
bi olmaya çalışmadığınız sürece, sadece kıyafet almak bir dokunmatik telefon almak kadar aslında.
Burada önemli olan alışveriş önceliğimiz.
RT: Hani denir ya “üç yanı denizlerle çevrili
olan ülkemizde” diye, evet üç yanı denizlerle
çevrili ülkelerimizde sizce yeterince yelken
sporu ile ilgileniliyor mu?
AT: Ülkemizde giderek artan bir pazar. Çeşitli yelken okulları kuruluyor ve kurumsal şirketlere takım
çalışması eğitimi altında yelken eğitimleri veriliyor.
RT: Özellikle sayısal ya da teknik sorulara
girmek istemiyorum ama çok da merak ediyorum. Türkiye'de yelken lisansı sahibi olan
kişi sayısı hakkında bir bilginiz var mı? Ekşi
Sözlük’te 2002 yılında 1000 kişi olduğu yazıyor.
AT: 2007 yılından 2013 yılı başına kadar Yelken Federasyonu'nun veri tabanı ve bütün arşivleri benim
denetimim altındaydı. Özerk dönemden sonra 2007
yılında 3265 olan lisans sayısı ortalama her yıl 3700-
4000 kadar arttı. Günümüzde 14000 gibi bir rakama
ulaşıldı. Fakat bunlardan genellikle 3500-4000 tanesi aktif. Bunun anlamı şu: Her sezon başında, 1
Ocak'tan itibaren, yarışlara katılmak için lisansların
vizelenmesi veya lisans sahibi olunması gerekir.
3500- 4000 bu koşulu sağlayan kişilerin adedidir.
RT: Türkiye'de yelken sporu bir süredir epeyce popüler. Peki, siz yelken sporunun Türkiye'deki durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
www.rugbyturkiye.net
90
AT: 12 aylık bir periyotta icra edilebilir olduğu için
sürekli gelişmekte olan bir sektör diyebiliriz.
RT: Son dönemde yelken sporu ile ilgilenmeye başlayan kişiler sizce gerçekten bu sporu
merak ettiklerinden mi, yoksa popüler hale
geldiğinden mi ilgileniyorlar?
AT: İnsanların genel anlamda çok meraklı olmalarına bağlıyorum.
RT: Yelken sporunda ihtiyaç duyduğunuz
tüm teçhizata/donanıma ulaşmak Türkiye
şartlarında mümkün oluyor mu?
AT: Aklınıza gelebilecek tüm malzemeleri Türkiye'den temin etmek günümüzde çok kolay.
RT: Yine Türkiye ile ilgili bir soru: Yelken için
Türkiye'nin artıları ve eksileri nelerdir? Başka bir deyişle bu spor alanı için hangi yönlerimiz güçlü, hangileri zayıf?
AT: İklimimiz çok müsait. Olumsuz bir durumun olduğunu ise düşünmüyorum.
RT: Yine konuyu hiç bilmediğim için soruyo-
rum. İstanbul Boğazı'na yekenliniz ile çıkabilir misiniz?
AT: Boğaz kanunları gereği İstanbul Boğazı'nda
yelkenli seyir yapılması yasak. Bu durum Çanakkale
Boğazı'nda yok. İstanbul Boğazı'nda yat sınıfları
içinse Yelken Federasyonu takviminde açıklanan
çeşitli tarihlerde her sene 5 veya 6 adet yarış yapılıyor ki gerçekten etkileyici olduğunu söyleyebilirim.
RT: Yelken yarışları esnasında oluşabilecek
hasarlar sigorta kapsamının dışında diye
okudum, doğru mudur? Eğer öyle ise sizce ne
kadar doğru?
AT: Bazı firmalar bu konu üzerinde çeşitli çalışmalar
yaptılar ve artık sigorta uygulaması yapılıyor. Hatta
2007 yılından beri, aktif lisansı olan sporcular
herhangi bir yelken yarışı içerisinde sakatlanmışlarsa Yelken Federasyonu tedavi masraflarının bir miktarını kendi sigortası aracılığı ile sağlıyor.
RT: Çocukların yelken sporuna ilgisi nasıl?
AT: Yaz mevsiminde genelde çocuklar okullarından
www.rugbyturkiye.net
91
kafalarını kaldırabildikleri ve havaların da ısındığı
zamanda yelkene gelirler. Benim gördüğüm Türkiye
çapındaki tüm kulüplerin yeni başlayanlar için açtığı
kursların duyurusu yapılır yapılmaz dolduğudur. İlgi
çok yoğun.
RT: Diyelim ki 6 7 yaşında bir çocuğunuz var,
bu spor (optimist) ile ilgilenmesi için rahatlıkla denize bırakabilir misiniz?
AT: Bildiğim bir kulüp, tanıdığım bir antrenör oldu-
ğu sürece aklım kalmadan bırakırım. Ben de bu yollardan geçtim çünkü.
RT: Bizi yanıtladığınız için teşekkür ederiz.
www.rugbyturkiye.net
92
SEN DE TIKLA...
FACEBOOK GRUBUNA ÜYE OL VE
YENİLİKLERDEN HABERDAR OL!
HAYALLERIM SPOR VE BEN
HALUK GÜREL
H
[email protected]
Yeniden
Başlamak..!
Aşksa Eğer
Haluk Gürel
Hep merak etmişimdir; bir sporcu sakatlandığında nasıl yeniden
kendini motive ederek müsabakalara katılmayı başarır? Özellikle
bireysel performans gerektiren spor dallarında, alınan mağlubiyetler
sonrasında, bu mağlubiyetlerin etkilerinden nasıl kendisini sıyırıp var
gücüyle yoluna devam eder bir sporcu? Başka bir örnek vermek
gerekirse, profesyonel hayatını eğitmenlik ya da antrenörlük yaparak
sürdüren bir sporcu, başarısız bir sezonun sonunda örneğin, nasıl
toparlanır ve yeni hedeflere doğru atar adımlarını?
B
izler de yaşamıyor muyuz hayal kırıklıkları, yenilgiler,
sonu hüsranla biten hikayeler şu hayatta? Yaşıyoruz
elbet. Kalp kırıklıkları, aksi giden iş hayatı, yediğimiz
dost kazıkları, maddi sıkıntılar, sağlık sorunları…
Tek tek sayıp da içinizi karartmak istemiyorum ama
kendi adıma, türlü olumsuz olay geçtiğini söyleyebilirim
bugüne kadar başımdan. Bir kısmını hatırlamak dahi istemem. Yemeden içmeden kesildiğiniz, günlerce uyuyamadığınız, ağlamaktan gözlerinizin şiştiği nice hikayeniz vardır
eminim sizlerin de.
İnsan, bazen öyle şeyler yaşıyor ki her şeyin sona
erdiğini, hiçbir umudun kalmadığını, bir daha adım atamayacağını zannediyor. Fakat her nasılsa, bir yolunu bulup nefes almayı, yoluna devam etmeyi başarıyor işte. Ya geçmişin gölgesini peşine takarak ve her fırsatta eski defterlerin
yapraklarını karıştırarak, ya kendini ve etrafındakileri kandırdığını sanıp hiçbir şey yokmuş gibi davranarak ve içindeki hüznü, öfkeyi fark etmeden gün be gün çoğaltarak, ya da
gerçekten yeni bir sayfa açıp, her şeye sıfırdan başlayarak.
Hayattan keyif alabilmek, somurtup söylenmek yerine mutlu olabilmek ve yeni kapılarda şans deneyebilmek
için geçmişin yükünden sıyrılıp, taptaze sevgiler, hevesler
ve hedeflerle yola çıkmak şart; bizzat denenmiş ve
yaşanmıştır. Sahip olunan hayatın kendimizden başkasına
ait olmadığını ve iyisiyle kötüsüyle kendimize dönüşlerinin
olduğu net olarak kavrandığında bunu yapabilmek çok
mümkün.
Bir sporcunun, ayağını sakatladığı anı düşünerek yeniden koşabildiğini hiç sanmıyorum, ya da aldığı mağlubiyetlerin etkisinde kalarak zaferlere ulaşabildiğini. Sakatlığını iyileştirirken yeniden koşabileceği günün hayalini kurduğu ve bunun için var gücüyle çalıştığına inanmak daha
mümkün. Başarısız bir sezon geçiren antrenörün hatalarından ders alıp, başarısızlıklarının ardında yatan sebeplerle ilgili dürüst davranarak bu konularda kendini değiştirdiğine,
daha iyisini yapmanın yollarını arayarak başarıya ulaştığına
dair kuşkum yok.
Yaşadıklarımdan öğrendim ki, hayat akmaya, müsabakalar düzenlenmeye devam ediyor, siz durduğunuz ve bir
yere takıldığınız zaman kimse sizi beklemiyor ve elinizden
tutup sürüklemiyor. Bu nedenle tercih bizim, ya bir gözümüz hep ardımıza bakarken önümüzden geçenleri ıskalayıp, sık sık tökezleyip, sendeleyip arada düşeceğiz, ya da
gerçekten yeniden başlamak istiyorsak dikkatimizi ilerlediğimiz yöne verip, yepyeni metodlar ve yepyeni bir düşünce
tarzı ile hedefimize kilitleneceğiz.
Sipariş için:
[email protected]
www.rugbyturkiye.net
94
GÜNDÜZ SAKA
[email protected]
B
Dostlarımla sohbetlerde veya derslerimde sık sık kişilerin kendini, geçmişte yaptıkları şeylerden
dolayı, suçladığına tanık oluyorum. Bu durum son zamanlarda daha da artmakta; şikayetler,
pişmanlıklar sıklıkla dile getirilmekte.
Kendini Suçlama
K
endime dönüp baktığımda ben de kendimi eskiden yaptığım veya söylediğim bazı şeylerden
dolayı suçladığımı hatırlıyorum. Hatırlıyorum
diyorum çünkü artık bunu yapmıyorum. Düşünmeden
ağzımdan çıkan saçma sözlerden, insanları gereksiz
üzdüğümden, yanlış seçimlerimden ve bencilliğimden
dolayı yaptığım birçok davranış, kendimi suçlamama
neden olmuştu.
Kişisel gelişim eğitimlerimizde bu konu hemen
hemen her öğrencimde karşımıza çıkıyor. Eğitim sürecinde de üzerinde çalıştığımız önemli bir konu olmaktadır.
'Kendini suçlama', bir durum tespiti olarak ifade edildiğinde bir sorun bulunmamaktadır. Sohbetin
akışı içinde yaşadığımız olayları ve deneyimleri olduğu gibi o olayların etkisine girmeden dile getirebiliriz.
Konu veya olay orada dile gelir ve unutulur. Üzerinde
yorum yapılmaz veya yeni olumsuz duyguların oluşmasına neden olunmaz. Geçmişi bu şekilde anma durumu, masum bir sohbet halinde yaşanır. Yukarıda da
ifade ettiğim gibi bu durumda bir sorun ortaya çıkma-
maktadır.
Benim bahsetmek istediğim durum, bunların
dışında farklı duygu ve düşünceler ile yapılan yargılama ve sonunda suçlamadır. Geçmişte yaşanmış bir
olay vardır. Aradan bir süre geçmiştir olayın sonuçları
ortaya çıkmıştır. Ve bu sonuçlar bizi rahatsız etmiştir.
Burada insan egosu devreye girerek hemen kendini
www.rugbyturkiye.net
95
suçlama moduna geçilmektedir. 'Ben bunu nasıl yaptım' gibi sözlerle başlayan ve pişmanlığın dile getirildiği bir karmaşa tüm benliğimizi kısa sürede sarmaktadır.
Burada masumiyet bulunmamakta, durum
tespiti hiç yapılmamaktadır. Tamami ile kendini suçlama, yargılama, mahkum etme ve cezalandırma du-
rumları ve süreci yaşanmaktadır. Hatta bazen bu kendi kendini linç etme noktasına kadar varmaktadır. Bunun sonu ise ciddi bir depresyon ve psikolojik rahatsızlıklardır.
Kendini geçmişte yaptığımız seçimlerimizden
dolayı yargılamak ve sonunda suçlu bulup acımasızca
eleştirmek ve sonunda hissedilen suçluluk duygusu,
bir insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük
olmaktadır. Kendini suçlama modu insanın enerjisini
hızla düşürmekte ve bilincini geriletmektedir. Bu ise,
mutsuzluk anlamına gelmektedir.
Genellikle bu suçlama, insanın bilinçlenme yolunda ilerlemesi ile daha sık ve yoğun olarak yaşanıyor. Bilincin aynı seviyede kaldığı kişilerde, yaptıkla-
rından dolayı çok fazla bir pişmanlık gözlemlenmiyor.
'Ben yaptım oldu' veya hak etmişti' gibi bahanelerle
yapılana kılıf bulma çabası hemen kendini gösteriyor.
Yaptıkları ile sonuçları arasındaki bağı kuramıyorlar.
Bilinçleri düşük olduğu için olayın farklı cephelerini
göremiyorlar. Dolayısı ile yaptıklarının doğruluğu konusunda ısrarlı olup, pişmanlık veya kendini suçlama
www.rugbyturkiye.net
96
yoluna gitmiyorlar.
Kendini suçlama, kendimizi suçladığımız davranışı yaptığımız andaki bilincimizden ilerlediysek ve
geriye dönüp yüksek bilinçle baktığımızda yaşanıyor.
Bilincimiz yükseldikçe yaşadıklarımızın veya seçimlerimizin yaşanma ve seçilme sebeplerini daha iyi anlamaya başlıyoruz. Olayların başka cephelerini görme-
ye başlıyoruz. Örneğin öfkelendiğimiz bir durumda
verdiğimiz olumsuz tepki yerine keşke sevgiyle davransaydım şimdi farklı olurdu diye düşünüyoruz.
Bilincimiz ilerledikçe geçmişte yaşadıklarımızla
ilgili analizler yapmamız kaçınılmaz oluyor. Çünkü zihnimiz devamlı düşünce üretiyor. Anda kalamadığımız
zamanlar genellikle geçmişi tekrar masaya yatırıp di-
diklemeye başlıyoruz. Bu durumu başlarda engellemek zor oluyor. Ama böyle anlarda kesinlikle yapmamamız gerekenler var. Bunlar, düşünce bazında olup,
mutlaka zihnimizde ve tarzımızda yer etmesi gerekenlerdir.
1O zaman ki bilinçle yaptıklarımız, o bilincin gereği olup başka bir alternatifi seçme şansımız yoktu.
Kimse annesinden ermiş olarak doğmuyor. Bu gün
yanlış bile olsa o zaman bizim doğrumuzdu. Bu durumda kendimizi suçlamanın ve bunu sürekli tekrarlayarak enerjimizi düşürmenin gereği bulunmuyor.
2Biz insanız ve hata yapabiliriz. Hata yapmaktan korkmak yeni hatalar yapmamıza sebep olur. Bu
nedenle hatamızı olduğu gibi, kendimizi didikleme-
www.rugbyturkiye.net
97
den kabul edersek bu hatayı tekrarlama ihtimalimiz
azalır.
3Hatamızı kabul etmek önemli bir adımdır. Bu
bizim bilincimizi daha yükseltmek için bir basamak
oluşturur.
4Hatamızın kabulü bize hayatta başka alternatiflerinde var olduğunu gösterir ve kabul ettirir. Bu bilinçlenme yolunda önemlidir. Hatalarımızdan ders çı-
karmamızı sağlayarak bizi hatasız bir yaşama doğru
yönlendirir.
5Her olayı, yaşandığı özgün koşullarda değerlendirmek gerekli. Yaşam, insanlar ve çevremizde ki
her şey değişirken, bu değişimi yok sayıp eskiyi yeni
fikirlerle ve yeni koşullar çerçevesinde değerlendirir
ve bir yargıya varırsak, en basiti ile mantık hatası yapmış oluruz. Bu da kendimizi didiklememizin ne kadar
yanlış bir şey olduğunun diğer bir göstergesidir.
6Bir kişinin sürekli neden geçmişi kurcalayıp
kendi hatalarını görüp ve eleştirdiği de önemlidir. Bilinci yüksek insanlar bunu yapmamaktadır. Çünkü
yüksek bilinçli insanlar enerji ihtiyaçlarını sevgi, coşku, huzur gibi duygu ve düşüncelerle ortaya çıkan
yüksek frekanslı enerjiler ile sağlar. Düşük bilinçli insanlar, enerjileri de düşük olacağı için, enerji ihtiyaç-
larını olumsuz düşüncelerle ortaya çıkan negatif enerjilerle karşılamak durumundadır. Bu tür enerjiler ise
olumsuz duygularla ortaya çıktığı için aç kaldığı her an
ya gelecekle ilgili korkulara, ya da geçmişin acı veren
anılarına sarılır. Suçluyacak yargılayacak kimseyi bulamadığında ise, el altında tuttuğu kendisini harcar.
Acımasızca eleştirip Küçük Emrah moduna geçerek
yaydığı negatif enerjilerle beslenmeye çalışır.
www.rugbyturkiye.net
98
7Ruhsal anlamda değişim düşüncelerimizde ve
dolayısı ile yaşantımızda değişim yaşanmasına neden
olur. Örneğin eskiden ezildiğimiz halde hayır diyemediğimiz insanlara karşı şimdi hayır diyebilmek ciddi bir
değişimdir. Ama ne yazık ki bir çok insan bunu yapmakta zorlanmaktadır. Bunun yanı sıra, bazı alışkanlıkları ve düşünce kalıplarını değiştirme gereğini fark
eden kişi bunları yapmakta zorlanmaya başlar. İşin
başında keyifli ve iyi gelen değişim bir süre sonra kişiyi zorlamaya başlar. Bu durumda insan frene basma
ihtiyacı duyabilir. İşte bu durumlarda kendimizi engellemek adına egomuza ve çevremize kabul ettirebileceğimiz bir bahaneye ihtiyaç duyarız. Kendini suçlama ve pişmanlık duyguları bize bunu yapma imkanı
verir. Bu durum ise, kişinin farkında olmadan, bilinçaltının ve egosunun oynadığı bir oyundur. Kendini yargılamaktan ve suçlamaktan vazgeçmek egomuza yapılmış bir darbe olacağı için ruhsal gelişimimize çok
büyük bir ivme kazandıracaktır.
Hadi şimdi arkanıza yaslanın ve bir çalışma ya-
palım. Bu bölümü okuduktan sonra gözlerinizi kapatın
ve yoğunlaşarak içinizden aşağıdaki cümleleri tekrar
edin. Çok faydasını göreceksiniz.
Kendimi tüm özelliklerimle olduğum gibi kabul
ediyor ve onaylıyorum.
Kendimi seviyorum.
Kendimle barışığım.
Kendimi bağışlıyorum ve suçlamaktan vazgeçiyorum.
Tüm geçmişimi sevgi ile kabul ediyor ve geç-
mişle ilgili tüm hesaplarımı kapatıyorum.
Geçmişimle beslenmekten vazgeçiyorum.
Geçmişte yaşadıklarımı yaşanması gereken
dersle olarak kabul ediyorum.
Geçmişte yaşadığım tüm olumsuz olayların ve
sevgi içermeyen sözlerin bende oluşturduğu duygu
ve düşünceleri ve yansımalarını iptal ediyorum.
Hepinize mutlulukla yaşanan keyifli günler
diliyorum.
www.rugbyturkiye.net
99
Sinema
AJANDA
Muhteşem Yaratıklar
Oyunbozan Ralph
Yapım: 2012 - ABD
Tür: Animasyon, 3 Boyutlu
Süre:108 dakika
Yönetmen: Rich Moore
Oyuncular: Brandon T. Jackson, Jane Lynch,
Ken Jeong, John C. Reilly, Sarah Silverman
Seslendirenler: Jane Lynch, John C. Reilly,
Sarah Silverman
Senaryo: Phil Johnston, Rich Moore
Yapımcı: Clark Spencer,
15 Şubat 2013
A
tari oyununun bina yıkan 'kötü adamı' rolündeki Ralph, hem yıllardır aynı işi yapmaktan
sıkılmış hem de oyunun iyi adamı tamirci
'Felix' gölgesinde kalmaktan bıkmıştır. Bu arada da
tüm övgüleri Felix toplar. Ralph artık iyi bir kahraman olmak ister ve diğer video oyunları arasında
gidip gelmeye başlar. Fakat oyundan oyuna atlarken yol açtığı bir kaza Sugar Rush oyununu tehlike
altında bırakan bir düşmanı serbest bırakır. Şimdi
kahraman olma fırsatı onda mıdır?
Aşk Seansları
Yapım: 2012 - ABD
Tür: Dram
Süre: 95 dakika
Yönetmen: Ben Lewin
Oyuncular: Helen Hunt, Moon Bloodgood,
William H. Macy, John Hawkes, Adam Arkin
Senaryo: Ben Lewin,
Yapımcı: Doug Blake
22 Şubat 2013
3
6 yaşındaki Mark O'Brien küçük yaşta felç olması sebebiyle yatalak olan bir adamdır ve
kadınlarla hiç ilişkisi olmamıştır. Kilise rahibinin ve terapistinin sayesinde Cheryl Cohen-Greene
isminde profesyonel bir 'seks vekili' olan kadınla tanışır. Charyl'in de her insan gibi sıradan dertleri
vardır. İkisi arasında samimi ve duygusal bir ilişki
başlar.
Yapım: 2013 ABD
Tür: Dram, Fantastik, Romantik
Süre: 120 dakika
Yönetmen: Richard LaGravenese
Oyuncular: Emmy Rossum, Kyle Gallner, Emma
Thompson, Viola Davis, Lance E. Nichols
Senaryo: Richard LaGravenese,
Yapımcı: Erwin Stoff
1 Mart 2013
G
enç Ethan yaşadığı kente taşınan gizemli bir
kıza ilgi duymaya başlar. Fakat Lena adındaki bu kızda, lisedeki diğer öğrencilerden
farklı bir şey vardır. Lena'nın ailesi ve tüm soyu aslında büyücüdür. Kurallara göre 16 yaşını dolduran
tüm genç cadılar iyi veya kötü taraf arasında bir seçim yapmalılardır. Lena'nın ise 16 yaşını doldurmasına sadece 2 ay kalmıştır. Aile büyüklerinin bazıları
iyiliği seçebileceğini iddia ederken, büyük bir kısmı
ise lanetin başladığı ve Lena'nın istese de istemese
de karanlık tarafta, kötülerle birlikte yer alacağını
iddia etmektedir. Hatta Lena kendisinden büyük
bazı cadılardan daha da güçlü büyü yeteneğine sahiptir. Tüm bu gel gitleri yaşarken Ethan'a olan aşkı
ise asla kabul görmez...
Sefiller
Yapım: 2012 - İngiltere
Tür: Dram, Müzikal, Romantik
Süre:158 dakika
Yönetmen: Tom Hooper
Oyuncular: Helena Bonham Carter, Russell
Crowe, Hugh Jackman, Anne Hathaway, Amanda
Seyfried
Senaryo: Alain Boublil, Claude-michel
Schönberg,
Yapımcı: Tim Bevan,
1 Mart 2013
J
ean Valjean olarak bilinen 24601 nolu mahkum, hapishaneden salınır. Kendisine yeni bir
hayat kurmak ister ama müfettiş Javert'in gölgesi onu daima takip etmektedir. Fransız Devrimi'nin arifesinde geçen hikaye ihtilalin her iki tarafının
da yüzünü gözler önüne serer.
www.rugbyturkiye.net
101
Sinema
Sevimli Canavarlar
Timothy Green´in
Sıradışı Yaşamı
Yapım: 2012 - ABD
Tür: Dram, Fantastik, Komedi
Süre: 105 dakika
Yönetmen: Peter Hedges
Oyuncular: Jennifer Garner, David Morse,
Dianne Wiest, Joel Edgerton, Ron Livingston
Senaryo: Peter Hedges, Ahmet Zappa,
Yapımcı: James Whitaker, John Cameron, Scott
Sanders, Mara Jacobs, Ahmet Zappa
1 Mart 2013
S
tanleyville isimli küçük bir kasabada yaşayan
ve aile olabilme umuduyla yanıp tutuşan
Cindy ve Jim Green (Jennifer Garner - Joel
Edgerton) çiftinin bir türlü çocukları olmamaktadır.
Bir gün, bebekle ilgili tüm dileklerini yazıp bir kutuya koyarlar ve arka bahçelerine gömerler. Kısa süre
sonra, fırtınalı bir gecede evlerinde beliren Timothy isimli bir çocuk çiftin yaşamını sonsuza değin değiştirir.
Uzun Boylu Esmer
Adam
Yapım: 2001 - ABD
Tür: 3 Boyutlu, Çizgi
Süre: 92 dakika
Yönetmen: Pete Docter, David Silverman, Lee
Unkrich
Seslendirenler: Steve Buscemi, John
Goodman, Jennifer Tilly, Billy Crystal, Bonnie
Hunt
Yapımcı: Andrew Stanton, John Lasseter, Darla
K. Anderson,
Yapım: 2010 - ABD, İspanya
Tür: Komedi, Romantik
Süre: 98 dakika
Yönetmen: Woody Allen
Oyuncular: Anthony Hopkins, Antonio
Banderas, Naomi Watts, Freida Pinto, Josh Brolin
Senaryo: Woody Allen,
Yapımcı: Stephen Tenenbaum, Letty Aronson,
Jaume Roures,
1 Mart 2013
8 Mart 2013
evimli Canavarlar, Canavarlar Dünyası isimli
kendilerine ait bir dünyada yaşayan ve yaşayabilmek için insanlara ihtiyaç duyan ilginç
ve sevimli canavarların dünyasının, insanlarla karıştığı an ortaya çıkan trajikomik hikayeyi anlatır.
Bu dünyada canavarlar yaşayabilmek için insanlara
muhtaçtır çünkü insanları korkuttukları an duydukları çığlık onlar için enerji kaynağı gibidir. Bu ilginç
dünyaya yanlışıkla küçük bir kız çocuğunun yolu
düşünce işler çığrından çıkar. Çünkü insanlar bu tuhaf yaratıklara ters etki yapmaktadır ve dehşete
kapılan canavarlar salgın bir hastalığın yayılacağını
düşünüyorlardır. Bu küçük kız zannettikleri gibi onların yaşamını tehdit ediyor mudur?
oody Allen bu filmiyle de, ihtiraslarıyla,
tutkularıyla, zaaflarıyla, endişeleriyle bir
grup insanın, tehlikeli olabilecek sıkıntılarının öyküsünü anlatıyor. Sally'nin annesi (Gamma Jones) 40 yıllık kocası tarafından terkedilince
mutluluğa yaşıtı bir sahafta arar. Sanat galerisinde
çalışan Saly patronu Greg'e (Antonio Banderas)
aşkını açamamanın sıkıntısını yaşar. Babası (Anthony Hopkins), kendini daha genç hissetmek için
hediyeye boğduğu genç bir fahişeyle ikinci evliliğini yapar, kaçınılmaz olarak boynuzlandığına tanık
olur. Roy karşı pencere komşusu Dia'ya (Freida
Pinto) aşık olur, karşılık bulunca da karısını terkeder.
S
W
Muhteşem ve
Kudretli Oz
Yapım: 2013 - ABD
Tür: Fantastik, Macera
Süre: 99 dakika
Yönetmen: Sam Raimi
Oyuncular: James Franco, Rachel Weisz, Mila
Kunis, Michelle Williams, Zach Braff
Senaryo: L. Frank Baum, David Lindsay-abaire,
Mitchell Kapner
Yapımcı: Joe Roth, Palak Patel, K.C. Hodenfield,
8 Mart 2013
O
scar Diggs küçük çaplı bir sirk sihirbazıdır.
Ayrıca pek de ahlaklı biri değildir. Toz toprak
içindeki Kansas'tayken kendini bir anda
canlı Oz diyarında bulan Oscar, turnayı gözünden
vurduğunu düşünür. Şöhret ve servet kazanması
çok kolay olacaktır. Tabii üç cadıyla tanışana dek...
Bu üç cadı; Theodora, Evanora ve Glinda, Oscar'ın;
herkesin beklediği o müthiş sihirbaz olduğuna bir
türlü ikna olmaz. İstemeden Oz Diyarı'nın ve sakinlerinin büyük sorunlarıyla karşı karşıya kalan Oscar,
çok geç olmadan kimin iyi kimin kötü olduğuna karar vermek zorundadır. İllüzyon ve becerikliliğiyle
hatta biraz da büyüyle sihrini konuşturan Oscar,
kendini büyük ve güçlü Oz Büyücüsü'ne dönüştürmekle kalmaz, daha iyi de bir adam hâline getirir.
www.rugbyturkiye.net
102
Tiyatro
Hasretinden
Prangalar
Eskittim
Ölüm Diyalogları
Dün Komik Bir
Şey Oldu
25 Şubat 2013 20:30
Ortaköy Afife Jale Sahnesi, İstanbul
1. Kategori - 22.50 TL
B
ir yanlışlıklar komedisi. Oyun komik karışık
ve eğlenceli. Kim kiminle nerede ne zaman
derken bitiveriyor hemen. Evdeki anne aslında anne değil, kocası koca değil, hele muslukçu
hiç değil. Kimin kim olduğunu siz anlarsanız bize de
anlatın.
Günümüzün şu asık suratlı dünyasında güzel anlar yaşamak için ideal bir oyun. Üstelik komedi, eşinize, dostunuza hangi oyuna gittiğinizi söylerken başlayacak. “Dün komik bir şey oldu” dediğinizde karşınızdaki “Ne oldu?” diyecek.
Antonius ile
Kleopatra
28 Şubat 2013 20:30
Maya Cüneyt Türel Sahnesi, İstanbu
l
Yazan: Sibel Yıldırım Özer
Yöneten: Ali Altuğ
Oyuncular: Sibel Taşçıoğlu, Ufuk Aşar, Sibel
Yıldırım Özer
Prodüktör: Tarık Güvenç / Donkişot
Tam 34.00 TL - Öğrenci 24.00 TL
A
şk ve tutku üzerine bir kara komedi. Diyaloglar hep mutlu bir son için yazılmış olabilir.
Ve her şey bir yanlış üzerine kurulu...
Bir kadın ve bir adam…
Bir kadın ve bir genç kadın...
Yaşam ve ölüm…
Bir adam ve bir genç kadın...
Bir kadın ve ölüm...
Ölüm ve bir adam…
03 Mart 2013 16:00
Trump Towers Mall, İstanbul
11 Mart 2013 20:30
Yunus Emre Kültür Merkezi Küçük Salon,
İstanbul
Tam 56.00 TL-Ögrenci 46.00 TL
Tam 34.00 TL-Ögrenci 24.00 TL
hakespeare'nin en ünlü oyunlarından olan
Antonius ile Kleopatra'da Haluk Bilginer Antonius, Zerrin Tekindor Kleopatra, Mert Fırat
Cesar rolüyle seyirci karşısına çıkıyor. Oyunun diğer rollerini Onur Ünsal, Serkan Ercan, Muharrem
Özcan, Evrim Alasya, Gözde Kırgız, Zeynep Alkaya,
Tuğçe Karaoğlan, Mehmet Özbek paylaşıyor.
Bülent Bozkurt'un çevirisiyle oynanacak Antonius ile Kleopatra'nın yönetmenliğini Kemal Aydoğan, sahne tasarımını Bengi Günay, ışık tasarımını İrfan Varlı, müziklerini Tolga Çebi yaptı.
eçtiğimiz yıl Can Yücel'den Genco Erkal'ın
uyarladığı ve Kemal Kocatürk'ün yönetip
oynadığı “Can” adlı tek kişilik oyunla tiyatro
dünyasına merhaba diyen “Tiyatro Kumpanyası”
bu sezon da yine usta bir şairi sahnede görünür kılmayı hedefliyor. Yayınladığı tek kitapla edebiyat
dünyamızın ustaları arasına girerek, ellinin üstündeki baskı sayısıyla en çok okunan şair olmasıyla
da ünlenen Ahmed Arif'i “Hasretinden Prangalar
Eskittim”i ile ağırlıyor Tiyatro Kumpanyası.
S
G
www.rugbyturkiye.net
103
Konser
Carminho
22 Şubat 2013 20:00
İş Sanat Kültür Merkezi, İstanbul
Epica Katatonia
1. Kategori - 72.50 TL
2. Kategori - 56.00 TL
3. Kategori - Tam 45.00 TL
İndirimli 35.00 TL
23 Şubat 2013 20:00
Refresh The Venue, İstanbul
H
Zülfü Livaneli
22 Şubat 2013 21:00
Bostancı Gösteri Merkezi, İstanbul
1. Kategori - 100.00 TL
2. Kategori - 89.50 TL
3. Kategori - 78.50 TL
4. Kategori - 67.50 TL
5. Kategori - 56.50 TL
6. Kategori - 45.00 TL
H
er konserinde seyircisinin şaşırtan Livaneli,
yine sürprizli bir repertuar hazırlıyor. Sanatçı, tüm konserlerinde olduğu gibi burada da
yine hem seyircisiyle şarkılar söyleyecek hem de
onlarla müziği ve Türkiye'nin gündemini hakkında
sohbet edecek.
enüz genç yaşına rağmen çağdaş fadonun
en başarılı temsilcilerinden biri olarak gösterilen Carminho geleneksel fadoyu Brezilya müzikleri, caz, pop ve rock gibi farklı türlerle buluşturmasıyla dikkat çekiyor. Gerçek şöhreti ilk kez
İspanya'da, Pablo Alboran'ın "Perdoname" şarkısına eşlik ederek kazanan ve haftalarca 1 numarada
satış rakamı yakalayan Carminho'nun yıldızı daha
sonra çıkardığı "Fado" ve "Alma" albümleriyle Portekiz'de de parladı. İki albümünün de büyük başarısıyla uluslararası bir fado yıldızı olarak Portekiz'in
geleneksel müziklerini tüm dünyaya tanıtan genç
sanatçı fado söylerken ilham aldığını itiraf ettiği Lucília do Carmo, Fernando Maurício ve Amália Rodrigues gibi duayenlere hayranlığını dile getiriyor. Pop
rock efsaneleri Queen ve Beatles'la büyüyen ve
müziğinde rock etkileri hissedilen Carminho'nun
prodüktör gitarist Luis Penedo işbirliğiyle gerçekleşen 2005 Prémio Amália Revelação Ödüllü albüm
için kaydettikleri şarkı daha sonra 2007 yılında Carlos Saura'nın ses getiren "Fados" filminde de kullanılmıştı. İlk albümü "Fado"dan beri yükselişini sürdüren ve kısa bir süre önce "Ruh" adını verdiği son
albümü yayınlanan Carminho'nun sıcacık sesiyle
seslendireceği muhteşem güzellikteki fadolar Şubat ayında içinizi ısıtacak. Sezonun kesinlikle kaçırılmayacak konserlerinden biri…
Spira Mirabilis
Spira Mirabilis
23 Şubat 2013 20:00
CRR Konser Salonu, İstanbul
1. Kategori - 48.50 TL
2. Kategori - 38.50 TL
3. Kategori - 28.50 TL
4. Kategori - 18.50 TL
Ş
efsiz orkestra Spira Mirabilis 23 Şubat Cumartesi akşamı Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda seyircileri bugüne kadar dinlemedikleri bir
Mendelssohn İtalyan Senfonisi ile büyüleyecekler.
Bir saat sürecek olan konserin başında Spira
üyeleri herkesi şasırtacak hikayelerini anlatacak
ardından da Senfoni dinletisi...
Spira Mirabilis bundan beş sene önce Avrupa'nın önde gelen orkestralarında çalan dört genç
müzisyenin ön ayak olmasıyla ortaya çıkmış bir orkestra.
Bu orkestranın en büyük özelliği şefsiz konser vermeleri!
Vip - Epica - 134.00 TL - Tükendi
Sahne Önü - 119.00 TL
Normal - 69.50 TL
M
üzikal farklılıklar nedeniyle After Forever'dan ayrılan gitarist Mark Jansen'in kurduğu Epica, o zamanki ismi Sahara Dust ile
birlikte Anathema'nın alt grubu olarak sahneye çıktıkları 2002 yılından beri, güzeller güzeli mezzosoprano Simone Simons'un vokalleri, progresif ve
senfonik öğeler içeren tarzıyla dikkatleri üzerine
çekmeyi başarmıştı. Yeteneği, sesi, güzelliği ve samimiyetiyle kısa zamanda metal müziğin ilham perisi olarak anılmaya başlayan Simons, Epica'ya duyulan ilginin odak noktası oldu. 2003 tarihli ilk albüm Phantom of the Agony ile Power ve Gotik Metalin arasında bir köprü oluşturdular ve grubun kariyerindeki diğer albümler Consign to Oblivion, The
Divine Conspiracy ve Design Your Universe ile dünyanın en büyük senfonik metal gruplarından olmayı başardılar. Epica 10. yılında İstanbullu sevenleriyle tekrar buluşuyor!
www.rugbyturkiye.net
104
Konser
Emir Ersoy
Projecto Cubano Latin Dance Party
Burlesque
Show +
Electro - swing
Party
23 Şubat 2013 21:00
Bostancı Gösteri Merkezi, İstanbul
Oturmalı - 56.00 TL
Ayakta - 39.50 TL
E
mir Ersoy tarafından Türkiye'de kurulan ve
kısa sürede dünya çapında bir latin orkestra
olmayı başaran Projecto Cubano 23 Şubat
2013 Cumartesi Bostancı Gösteri Merkezi sahnesinde müzikseverlerle bir araya geliyor. ''Projecto
Cubano'', Türk, Kolombiya ve Küba'lı olmak üzere
toplam 10 müzisyenden oluşmaktadır. Grup Bostancı Gösteri Merkezi konserinde "Karnaval" ve ”10
Şarkı 10 Şarkıcı” albümlerindeki parçalarının yanı
sıra geçmişten günümüze uzanan geniş bir yelpazeden seçilen Celia Cruz, Tito Puente, Ruben Gonzales, Willy Chirino, Gloria Estefan ve Oscar De Leon gibi dünyaca ünlü isimlerin salsa, cha-cha, cumbia, merengue ve bolero tarzlarindaki klasik Küba
parçalarını da seslendirecek.
Monica Molina
27 Şubat 2013 20:00
CRR Konser Salonu, İstanbul
23 Şubat 2013 22:45
Ghetto, İstanbul
Jehan Barbur
Açık Büfe Yemek + Konser - 104.50 TL
- Tam 44.00 TL Öğrenci 34.00 TL
28 Şubat 2013 21:45
Ghetto, İstanbul
Tam 33.00 TL Öğrenci 28.00 TL
Y
ılbaşı gecesi gördüğü ilginin ardından Burlesque Show bu kez tam kadro Ghetto'da.
Alanında çok başarılı olan Tronicat La Miez
(Hannover), La Viola Vixen (Berlin) ve Marlene von
Steenvag (Berlin) birbirinden güzel şovlarıyla sizler
için sahnede olacak. Ayrıca Dj Sabotage'ın (Hannover) electro-swing müzikleri ve Kalinka Kalaschnikow'un şarkıları eşliğinde gözlerinizin yanı sıra
kulaklarınız da bayram edecek.
J
ehan Barbur 'Uyan' ve 'Hayat' albümlerinin ardından 'Sarı' ile konserlere devam ediyor. Albümde kendi parçaları dışında, bir Bülent Ortaçgil şarkısı olan Dalyan Deltası'nın yeni yorumu
ile müziği Cahit Berkay'a ait olan Kırık Bir Aşk Hikayesi Jehan Barbur'un sözleriyle yer alıyor. Hem yeni albümünden hem eski albümünden birçok parçaya yer verdiği bu konser kaçmaz.
1. Kategori - 83.50 TL
2. Kategori - 73.50 TL
3. Kategori - 63.50 TL
4. Kategori - 53.50 TL
Y
urdumuza gelen yüzlerce şarkıcı arasında
bizlerle gönül bağı kuran, yurtdışındaki röportajlarında Türkiye'yi öve öve bitiremeyen
İspanyol diva Monica Molina, çıkardığı tüm albümleri ile Türkiye'de büyük satış rakamlarına ulaşmaya devam ediyor. Biletleri haftalar öncesi tükenen
konserleriyle büyük bir hayran kitlesi kazanan yıldız, İspanya'nın efsanevi şarkıcısı babası Antonio
Molina'nın, en önemli şarkılarını yeniden yorumladığı Mar Blanca albümünün Türkiye prömiyeri için
27 Şubat'ta CRR'de!
www.rugbyturkiye.net
105
STORE
[email protected]
682 - 3D kask - IRB onaylı
3D helm - IRB approved
RUGBY TÜRKIYE STORE
SATISLARINA DEVAM EDIYOR!
“Rugby Türkiye Store” satışlarına McDavid ürünleri ile devam ediyor! İstediğiniz
spor malzemelerini uygun fiyatlar ile bulabileceğiniz sanal mağazamızdan
siparişlerinizi sadece bir mail ile verebilirsiniz. Maile; adınızı, soyadınızı, açık
adresinizi, telefon numaranızı, istediğiniz ürünün kodu ve bedenini yazmanız
yetecektir. Sipariş ettiğiniz ürün Aras Kargo ile adresinize getirilecek ve kapıda
hem ürün bedelini hem de kargo bedelini, ister nakit, ister kredi kartı ile
ödeyebileceksiniz. Yalnız sipariş mailine ödemeyi NAKİT Mİ YOKSA KREDİ KARTI
İLE Mİ YAPACAĞINIZI EKLEMEYİ UNUTMAYIN! Ürünler, sipariş günündeki avro
kuru üzerinden TL ye çevrilecektir.
Kafa ölçüleri
S 55 cm
M 57 cm
L 58,5 cm
XL 60 cm
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
681 - Ragbi 2D kask - IRB onaylı
Rugby 2D helm - IRB approved
Kafa ölçüleri
S 55 cm
M 57 cm
L 58,5 cm
XL 60 cm
52,53 €
Stoklar için danışınız.
Daha iyi oturuş için tüm panellerin biçimlendirilmiş olmasını
sağlamak amacıyla 3D teknolojisi kullanılarak geliştirilmiştir.
3D tasarımı ile mükemmel görüş ve işitme
Antimikrobiyal fırçalanmış bitiş
Havalandırma sizi serin tutar
Tam elastikleştirilmiş “ tuttur ve unut” çene bandı
Oturması için uzayan elastik arka paneller
Developed using 3D technology to ensure all panels contoured for
better fit.
Excellent visibility and hearing due to 3D design
Antimicrobial brushed finish
Ventilation keeps you cool
Fully elasticated “fit and forget” chin strap
Elasticated back panels stretch to fit
653 - Ragbi eldivenleri
Rugby gloves
34,15 €
21,68 €
S - XL
Stoklar için danışınız.
Stoklar için danışınız.
!
!
!
Mükemmel kalite ve fayda sağlayan tam girişli bir kask
Havalandırma sizi serin tutar
Tam elastikleştirilmiş “ tuttur ve unut” çene bandı
!
!
!
A perfect entry helmet providing excellent quality and value
Ventilation keeps you cool
Fully elasticated “fit and forget” chin strap
!
Mükemmel tutuş ve kolay oturuş
!
With excellent grip and easy fit
www.rugbyturkiye.net
106
766 - HexPad MAX hDc koruma
HexPad MAX hDc Shirt
651 - HexPad ön kol koruması
HexPad forearm pad
Göğüs ölçüleri
S 86 - 94 cm
M 97 - 104 cm
L 107 - 114 cm
XL 114 - 122 cm
XXL + 124 cm
Dirsek ölçüleri
S 20 - 22 cm
M 22 - 26 cm
L 28 - 30 cm
XL 30 - 35 cm
XXL 38 - 40 cm
!
!
!
!
!
!
!
!
83,28 €
Stoklar için danışınız.
Ragbi için en üstün koruma
Omuzlar, köprücük kemiği, üst kol, kaburga, omurga ve döş kemiği
için Hexpad koruma
hDc nem yönetimi
IRB onaylı
The ultimate in rugby protection
HexPad protection for the shoulders, clavicle, upper arms, ribs, spine
and sternum
hDc moisture management
IRB approved
23,59 €
Stoklar için danışınız.
!
!
!
Kolay oturuşlu HexPad önkol koruması
hDc nem yönetimi
1 çift
!
!
!
HexPad forearm protection with an easy fit
HDc moisture management
1 pair
6440 - HexPad dizlik/dirseklik
HexPad knee/elbow/calf
Diz ölçüleri
S 30 - 35 cm
M 35 - 40 cm
L 40 - 45 cm
XL 45 - 50 cm
767 - HexPad PRO hDc koruma
HexPad PRO hDc Shirt
Göğüs ölçüleri
S 86 - 94 cm
M 97 - 104 cm
L 107 - 114 cm
XL 114 - 122 cm
XXL + 124 cm
Dirsek ölçüleri
20 - 25 cm
25 - 28 cm
28 - 30 cm
30 - 35 cm
Baldır ölçüleri
20 - 25 cm
25 - 30 cm
30 - 35 cm
36 40 cm
Stoklar için danışınız.
25,37 €
58,38 €
Stoklar için danışınız.
!
!
!
Omuzlar ve köprücük kemiği için HexPad koruma
hDc nem yönetimi
IRB onaylı
!
!
!
HexPad protection for the shoulders and clavicle
hDc moisture management
IRB approved
!
!
!
!
!
!
!
!
!
!
Çok yönlü bir diz/dirsek pedinde devrimci HexPads
Hafif, nefes alan, rahat ve koruyucu
Isı kontrolu, rahatlık ve performans sağlayan Ultra hDc nem yönetimi
teknolojisi
Kort sporları için önerilmez.
Çift olarak satılır.
Revolutionary HexPads in a versatile knee/elbow pad
Lightweight, breathable, confortable and protective
Ultra hDc moisture management technology for heat control, comfort
and performance
Not recommended for court sports
Sold in pairs
www.rugbyturkiye.net
107
6448 - İncik ve baldır koruması
Shin/calf guard
310 - Suspansuar
Adult supporter without cup
Baldır ölçüleri
XS 20 - 28 cm
S 28 - 30 cm
M 30 - 33 cm
L 33 - 35 cm
XL 35 - 38 cm
XXL 38 + cm
Bel ölçüleri
S 65 - 80 cm
M 80 - 95 cm
L 95 - 110 cm
XL 110 - 125 cm
!
24,64 €
Stoklar için danışınız.
!
!
!
İncik kemiği ve baldırı koruyan devrim niteliğindeki HexPad incik
kemiği koruma
hDc nem yönetimi
Çift olarak satılır
Çıkarılabilir sert plaka
!
!
!
!
Revolutionary HexPad shin guard protecting shin and calf
hDc moisture management
Sold in pairs
Removable hard plate
7740 - hDc korumalı şort
Padded hDc short (guard)
Bel ölçüleri
S 71 - 76 cm
M 81 - 86 cm
L 91 - 97 cm
XL 101 - 107 cm
XXL 112 - 117 cm
!
!
!
!
!
!
56,48 €
Pro style compression short
HexPad protection for hips and thighs that conform and stretch for
continuous protection
hDc moisture management
Stoklar için danışınız.
!
!
!
Çabuk kuruma ve serinlik için Intera'lı güçlü-örgü kesesi içerir
Bakteri ve küf gelişmesini engeller
Yüksek kauçuk içeriği maksimum destek ve sağlamlık sağlar
!
Features a power-knit pouch with Intera for rapid drying and
cooling.
Provides greater resistance to bacteria and mildew growth.
!
323 - Suspansuar ve koruma aparatı
Contour cup and supporter unit
Bel ölçüleri
S 66 - 81 cm
M 81 - 96 cm
L 96 - 112 cm
XL 112 - 127 cm
Stoklar için danışınız.
Profesyonel sitil sıkıştırma şortu
Sürekli koruma için uyan ve genişleyen kalça ve baldır HexPad
koruması
hDc nem yönetimi
5,35 €
13,17 €
Stoklar için danışınız.
!
!
Derin ve biçimlendirilmiş sert koruyucu ve destekleyici
7,7 cm Plush kemer ve pamuk/polyester örgü yapı özelliği vardır
!
!
Deeper and contoured hard cup and supporter.
Features a 7,7 cm Plush waist band and cotton/polyester knit
construction.
www.rugbyturkiye.net
108
325 - Suspansuar ve Flexcup koruma aparatı
Flexcup and supporter
Bel ölçüleri
S 65 - 80 cm
M 80 - 95 cm
L 95 - 110 cm
XL 110 - 125 cm
!
!
!
!
13,90 €
!
!
!
!
Pouch to hold cup
7,5 cm waistband
7,5 cm leg straps
High rubber content assures
maximum support and durability
3300 - Performans hexMesh Suspansuar
ve FlexCup koruma
Performance hexMesh Supporter
with FlexCup Ultralite
!
!
!
!
!
!
5,71 €
Stoklar için danışınız.
Koruyucu tutucu kese
7,5 cm kemer
7,5 cm bacak kayışı
Yüksek kauçuk içeriği maksimum
destek ve sağlamlık sağlar
Bel ölçüleri
S 65 - 80 cm
M 80 - 95 cm
L 95 - 110 cm
XL 110 - 125 cm
3010 - Suspansuar koruma aparatı
Contour cup lite
Stoklar için danışınız.
!
!
!
Tam kapsamlı geleneksel, hafif tasarım
Darbe sporları için ideal
Yumuşak kontur kenarlı şok emici sert koruma
!
!
!
Traditional, lightweight desing with full coverage
Ideal for impact sports
Shock absorbent hard cup, with soft contour edge
3020 - Flexcup koruma aparatı
Flexcup Ultralite
15,36 €
6,44 €
Stoklar için danışınız.
Performans tasarımı. Fazla kumaş olmadan maksimum destek sağlar.
hDc nem yönetimi
Yeni FlexCup tasarımı maksimum koruma ve olağanüstü hafiflikle
beraber yeni hava akımı çıkışları ile oyuncuları serin tutmak için
benzersiz bir havalandırma sağlar
Performance design provides maximum support without excess
fabric
hDc moisture management
New FlexCup design provides maximum protection and extreme light
weight with new air flow ports for unmatched ventilation to keep
players cool
!
!
!
!
!
!
Yeni tasarım maksimum koruma ve olağanüstü hafiflik sağlar
Gelişmiş hava akımı çıkışları oyuncuları serin tutmak için benzersiz bir
havalandırma sağlar.
Yumuşak esnek kenar en üstün oyuncu rahatlığı için vücuda uyum
sağlar.
New design provides maximum protection and extrem light weight
Advanced air flow ports provides unmatched ventilation to keep
players cool
Soft flexible edge conforms to the body for the ultimate in player
comfort
www.rugbyturkiye.net
109

Benzer belgeler

rugby türkıye - Rugby Türkiye

rugby türkıye - Rugby Türkiye Alper Gerdaneri, Türkiye Rugby Federasyonunu ve Başkanı Şahin Kömürcü'yü yine yakın markaja alıyor, özellikle de ragbi dünyasının içindeyseniz büyük bir ilgi ile okuyacaksınız. Ve Demet Yıldız... “...

Detaylı