İTALYAN İŞÇİ CEMİYETİ BİNASI - İSTANBUL (1. Bölge)

Transkript

İTALYAN İŞÇİ CEMİYETİ BİNASI - İSTANBUL (1. Bölge)
Dr. Sedat Bornovalı
.
.
.
.
.
.
SOCIETA’ OPERAIA – ITALYAN ISCI
. . CEMIYETI BINASI
Societa’ Operaia - Italian W orkers’ Association Building
Societa’ Operaia Italiana di Mutuo Soccorso
Dr. Sedat Bornovalı | Sanat Tarihçi
restorasy n
147
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Socıeta’ Operaıa – İtalyan İşçi Cemiyeti Binası
İ
stanbul’daki İtalyan İşçi yardımlaşma cemiyeti 17 Mayıs 1863 tarihinde Beyoğlu’nda kurulmuştur. Bugünkü
binası ise 1885 yılında açılmış, 1910 yılında tamamlanan kapsamlı restorasyonla bugünkü haline getirilmiştir. Bina genellikle derneğin kurucu başkanı olan Garibaldi’nin adıyla anılmaktadır. İçinde geniş bir kütüphane
ve el yazması defterlerden oluşan bir arşiv ile önemli sanat eserleri barındırmaktadır. Son yıllarda çok az
sayıda üyesi kalan dernek için fazla büyük ve masraflı olan bina neredeyse terk edilme durumuna gelmiştir.
Türsab’ın maddi desteği sayesinde restore edilerek bir etkinlik merkezi olarak hizmete açılacaktır.
Anahtar sözcükler: Garibaldi, İstanbul, Kütüphane, Pera, İşçi
T
he Istanbul branch of The Società Operaia (The Italian Workers’ Association) was founded in 1863, in
Beyoğlu/Pera. The existing building of the Association was opened in 1885 and with an overall restoration
work, which was completed in 1910, the building reached its present character. The building is usually mentioned with the name of Garibaldi, the founding chairman of the Association. The edifice houses a large library,
an archive of manuscripts and important works of art as well. Being too big and costly for the few members left
of the Association, the building has almost been deserted in recent years. The building will be reopened and put
into service as a cultural centre after the restoration work with the financial support of Türsab (The Association
of Turkish Travel Agencies).
Keywords: Garibaldi, Istanbul, Library, Pera, Worker
F
ondata a Beyoğlu/Pera il 17 Maggio 1863, la Società Operaia di Mutuo Soccorso in Costantinopoli si
trasferì nel 1885 presso l’attuale sede che fu restaurata nel 1910 assumendo la sua forma attuale. L’edificio
viene spesso ricordato con il nome di (Giuseppe) Garibaldi che fu il Presidente fondatore di questa Società. Il
complesso ospita una biblioteca, un archivio dei manoscritti dei verbali del Consiglio e diverse opere d’arte.
Mentre con la riduzione del numero di soci, lo stabile -troppo grande e troppo costoso da mantenere- rischiava
l’abbandono totale, grazie alla sponsorizzazione da parte della Türsab (Associazione delle Agenzie Viaggi)
parte il restauro che lo trasformerà in uno spazio culturale.
Parole chiavi: Garibaldi, Istanbul, Biblioteca, Pera, Operaio
B
eyoğlu’nun İtalya ve İtalyanlar’la olan bağları Cumhuriyet döneminden çok daha gerilere dayanmaktadır. İtalyan birliğini kurarak, İtalya’nın tek bir ülke
olarak kurulmasını sağlayan ulusal kahraman Giuseppe
Garibaldi de bu yoğun bağların bir parçası olarak 21 yaşında bir gemiden indiği İstanbul’da gençlik döneminin 3
yılını (1828-1831) geçirmiştir (Garibaldi Jallet: 58). Bu sıradaki ikametgâhı İstiklal Caddesi üzerindeki Eski Çiçekçi
Sokak’taki (Via Linardi) günümüze gelememiş olan 17 kapı
numaralı ev olmuştur.
Bu adresin hemen yakınlarında ise iki cephesi İstiklal Caddesi’ndeki Deva ve Perukar çıkmazlarına bakan
“Società Operaia Binası” ya da genellikle kurucu başkanının
adıyla Garibaldi olarak adlandırılan bir sosyal merkez (303
ada 40 parsel) bulunmaktadır.
Söz konusu kurum İtalya’da, ilki 1848 yılında kurulan
(Temporitti 2009: 22) ve kısa süre içerisinde bütün ülkede
148
restorasy n
Fotoğraf 1. Kurucular (17 Mayıs 1863).
sayıları hızla artan İtalyan işçi yardımlaşma cemiyetlerinin
ülkemizdeki bilinen tek örneğini oluşturmaktadır.
Deva Çıkmazı’nın yakın zamana kadar kullanıma açık
bir pasaj ile Meşrutiyet Caddesine bağlandığı bilinmektedir.
Dr. Sedat Bornovalı
Fotoğraf 2. Garibaldi’de faaliyet gösteren Cemiyete ait mühür.
Fotoğraf 3. 1885 yılında çekilmiş bir fotoğrafta ve günümüzdeki haliyle Garibaldi binası.
Fotoğraf 4. Kazıdan çıkan seramikler.
Bu bağlantı şu anda personel geçiş koridoru olarak kulla-
yaklaşık bir yıl süren yapının 3 Kasım 1885 yılında ta-
nılmaktadır. Garibaldi Binası’nda özenli bir restorasyon
mamlanarak açıldığı bilinmektedir. Temel atılırken bir
sürecinin başlatılmış olmasının getirdiği ivmeyle söz ko-
şişe gömüldüğü, içindeki parşömen üzerinde günle ilgili
nusu bina maliklerinin (hala kapısında “Passage de Petits
açıklamaların ve emeği geçenlerin imzalarının bulunduğu
Champs” şeklinde yazı bulunan) adından da net şekilde
bilinmektedir. Şişeye günün bir gazetesi, dönemin İtalyan
anlaşılan pasajın işlevini yeniden kazanması yolundaki ira-
ve Osmanlı sikkeleri de konulmuştur (Goslino ve Provi-
delerinin oluştuğu ifade edilmektedir.
denti 1906:16). Ne yazık ki temelde yapılan kazılarda bir-
Yapı, her iki yanında bulunan yapılardan iki kat daha
çok esere rastlanmasına rağmen bu şişeye erişilememiştir.
azdır. Her iki cephesi ve iç düzenlemesi oldukça sadedir.
Dernek, merkezini buraya taşımadan önce hepsi de
Kayıtlara göre temeli 1884 yılı sonunda atılan ve inşaatı
Beyoğlu’nda olmak üzere en az dört farklı yerde faaliyet
restorasy n
149
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Socıeta’ Operaıa – İtalyan İşçi Cemiyeti Binası
Çizim1. Società Operaia binasının aa ve bb kesitleri
(Seçkin Mimarlık Hizmetleri, 2012).
Çizim 2. Garibaldi binasının 3d kesiti.
Yeni mekân arayışı olumsuz sonuçlanınca, Haziran 1909
Fotoğraf 5. Küçük salon (Muammer Yanmaz).
göstermiştir (Ferrazza 2007:128, Tokay 1994:22). Binanın
mimarı olarak kaynaklarda sıklıkla (hatalı şekilde) Torino
kökenli İtalyan mimar Alessandro Vallauri (1850 – 1921)
gösterilmektedir. Vallauri hakkında kaynaklarda rastlanan
bir diğer hata da imzasını sıklıkla Fransız izlenimi verecek şekilde Alexandre Vallaury olarak attığı için Fransız
olduğunun belirtilmesidir. Dernek kayıtlarına göre sadece
bir yıl önce üyeliğe kabul edilen (1883) İtalyan vatandaşı
Mimar Vallauri oluşturulan imar komisyonunun başkanı
olmuştur ancak kendisi proje teslim etmemiş, derneğin
Mart 1871’den beri üyesi olan Lombardia (Mantova ya da
Seriate) kökenli Mimar Bernardo Bottarlini’nin projesi
uygulanmıştır.
Ancak başlıca amacı sadece üyeler arasında yardımlaşmayla sınırlı kalmadan, ihtiyaç sahiplerine destek
vermek olan dernek (Mori 1906:262), uzun süre bir bina
konusunda başka bir masrafa girmekte çekimser davranmıştır. Kısıtlı imkânlar ile inşa edildiği anlaşılan yapı,
İstanbul’da sayıları binleri bulan İtalyanlar (Iacovella
2005:12n) için kısa süre sonra yetersiz kalmış ve kurum
arşivindeki belgelerden anlaşıldığına göre uzun süre yeni
bir bina veya arsa aranmıştır. Maddi durumu çok yerinde
olan üyelerden Enrico Santoro’nun (İstanbul, 30 Mayıs
1831 – 22 Aralık 1906) hayatını kaybederken miras bıraktığı 100.000 Frank’ın yarısının taşınma ya da binayı
büyütme amacıyla kullanılmasını vasiyet etmesi, arayışı
hızlandırmıştır.
150
restorasy n
– Ocak 1910 tarihleri arasında yapının genişletilmesi ve yeniden düzenlenmesi çalışmaları yapılmıştır. Kurumun arşivinde bulunan toplantı tutanaklarından anlaşıldığına göre
bu yenileme çalışması 27 Ocak 1910 tarihinde bitirilmiş ve
binanın yeni halinin açılış töreni gerçekleştirilmiştir. Yapı
ile ilgili en eski fotoğraflar genellikle bu yenileme çalışması
sonrasında çekilen fotoğraflardır. Binanın yeni halinin müellifleri ise yine derneğin üyeleri olan Giulio Mongeri ve (o
dönemde başkanlık görevini yürüten) Edoardo de Nari’dir
(Girardelli 2012:124).
Günümüzde Società Operaia Osmanlı’nın son döneminde bugünkü çehresini kazanan İstiklal Caddesi’nin genel mimari iklimine uygun nitelikler taşıyan bir tasarımdır.
Ancak aynı bölgenin cadde üzerinde yer alan nispeten daha
gösterişli, cephelerinde figürlü veya bitkisel bezeme öğeleri
taşıyan, klasik mimari özellikler gösteren başlıca binalarının yanında söz konusu Società Operaia daha mütevazı bir
kimliktedir.
Çizim 3. Orijinal camları gösteren rölöve (Seçkin Mimari Hizmetler, 2012).
Dr. Sedat Bornovalı
Fotoğraf 6. Garibaldi binası tiyatro sahnesi.
Aşağıda, yapıldığı tarihten bugüne kadar çeşitli ta-
Cephelerdeki pencere doğramaları ikinci kat (tiyatro
dilat, dönüşümler ve mekânlarında işlev değişiklikle-
katı) haricinde orijinal haliyle günümüze ulaşmıştır. Sadece
ri geçirdiği bilinen yapının özgün mimari özelliklerine
birinci kat pencerelerinde dönemin camları da (muhteme-
ve kendi dönemi içindeki ifadesine kısa gözlemlere yer
len 1910 restorasyonu) neredeyse tümüyle korunmuştur.
verilmektedir.
İkinci kattaki kapıların hemen hepsinin orijinal camları da
Yapı Deva Çıkmazı’nda 2-4 kapı numarasıyla kayıtlıdır. Sokak cephesinde en belirgin öğe kemerli, büyükçe bir kapıdır. Perukar çıkmazında aynı hizada bulunan
aynı boyut ve görünümde bir diğer kemerli kapı, delikli
tuğlalarla kısmen doldurulmuş ve sıradan, küçük bir giriş
haline getirilmiştir. Muhtemelen zemin katın 1989 yılında
lokanta olarak kiraya verilmesinden sonra yapılan müdahale öncesindeki asıl hali ise, dış cephe kaplamasının bir
kısmının zarar görmesiyle ortaya çıkmıştır. Bunun dışında
iki zayıf silme, kat aralarına işaret etmekte ve bezemesiz
pencere açıklıkları tüm cepheyi belirlemektedir. Yapının
birinci katı sokağa dikdörtgen bir çıkma ile açılmaktadır.
Bu çıkma basit silmeli ve büyük ölçüde bezeme amaçlı ahşap konsollara sahiptir.
aynı şekilde muhafaza edilmiştir. Söz konusu orijinal parçalar üzerinde (binanın bodrum katından çıkan ve Bizans
dönemine kadar uzandığı gözlemlenen fragmanları da dahil ederek) sanat tarihçi ve cam sanatçısı İzzet Umut Çelik
(M.A., Şişli MYO) tarafından ayrıca yayınlanacak kapsamlı
bir inceleme ve restorasyon çalışması sürdürülmektedir.
Bina bugünkü haliyle bodrum ve giriş katları, birinci ve
ikinci katlar ile bir çatı katından oluşmaktadır. İlk yapının
bir okuma salonu, bir kütüphane ve tiyatro sahnesi olarak
kullanılan büyük bir salondan oluştuğu bilinmektedir. Onarım ve yenileme çalışmaları süregeldikçe bu mekânlar da
şekil ve işlev değiştirmiştir.
Bodrum katının bir bölümünde büyük boyutlu malta
taşı bloklardan yer döşemesi dikkati çekmektedir. Diğer
bölümlerin zemini ise büyük ölçüde dolgu toprak izlenimi
vermektedir. Düşey sirkülasyon, rıhtları klasik kademeli bezeme özellikleri gösteren mermer basamaklı merdiven ile
sağlanmaktadır. Tırabzanlar klasik özellikler taşısa da korkuluk düzeni ilk yapım tarihi ile üslup birliği içinde değildir. Merdiven, yer karoları ile döşeli bir sahanlığa ulaşmaktadır. Yerinden oynayan parçalar sayesinde yer karolarının
Fotoğraf 7. S Ghilardi Milano karo 1 ve sağda karo 2.
Milano’da yapılmış, üretici damgalı İtalyan yapısı karolar
olduğu fark edilmektedir.
restorasy n
151
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Socıeta’ Operaıa – İtalyan İşçi Cemiyeti Binası
Merdiven evine, duvarlarda iri girlandlarla oluşturulmuş kabaca bir alçı bezeme dizisi eşlik etmektedir; bu
dizi birinci katta kesilmektedir. Yapının kâgir merdiveni
tiyatro salonunun balkonuna uzanan ahşap bir merdiven
şeklinde sona doğru devam etmektedir. Birinci katın genel
düzenini, “sofa” olarak tanımlanması mümkün geniş bir
orta alan ile bunun iki yanında konumlanmış mekânlar tarif etmektedir. Balıksırtı dizilişte ahşap parke ile döşenmiş
dikdörtgen sofada, karşılıklı uzun kenarların ortasında
şömine izlenimi yaratan iki aynalı konsol yer almaktadır.
Gerek bu aynalı konsollar gerekse mekânı saran duvarların alt kısımlarındaki ahşap kaplamalar (yüzeyleri sonradan boyanmış) genel anlamıyla klasik üslup özelliklerini
yansıtmaktadır. Volüt motifleri, boncuk dizileri bu üslubun tanımlı öğeleri arasındadır. Aynı mekânda, duvarların
daha üst kısımlarında çubuklarla oluşturulmuş panolar ve
yine girland motifleri gözlenmektedir. Bu düzenlemenin
pencere açıklıkları ile ilişkisi, o noktalardaki kesintiler,
özgün durumdan sonra getirilen tadilat aşamalarıyla bağlantılı olmalıdır.
Mekânın tavan düzenlemesi özgün değildir. Eski fotoğraflarda da sadece basit silmelerle çerçevelendiği görülmektedir. Orta odadan geçilen kütüphane ile karşısındaki
çalışma odası da nispeten eskidir; ancak, mekânlarla doğrudan bağlantısı olmayan mobilya ve objeler barındırmaktadır. Söz konusu eşyanın bir kısmının İtalyan Konsolosluğu envanterinde kayıtlı olduğu ve ödünç verildiği belirlenmiştir. Kütüphanenin duvarları bezemesizdir; tavanda
klasik özellikler gösteren sarmal dallı bir kompozisyon ile
köşelerde ve tavan göbeğinde kartonpiyer olarak bilinen
süslemeler izlenmektedir. Kütüphaneye bitişik durumda,
ancak buradan değil, yine orta mekândan bir yaylı kapıyla
ulaşılan bölüm ise tamamen değiştirilmiş, yeni bir işlevle
Fotoğraf 8. Garibaldi’ye ait büst (Muammer Yanmaz).
152
restorasy n
Fotoğraf 9. Garibaldi tarafından yazılmış olan mektup.
düzenlenmiştir. Zemin, yeni seramik karolar ile döşelidir.
Burada yine tavanlarda, kütüphane birimindekine benzer klasik izlenimli bitkisel dekorasyon yer almaktadır.
Yapının kartonpiyer tavan bezemelerinin yakın zamanda yenilendiği anlaşılmaktadır. Tadil edilmiş söz konusu
mekândan, metalden yeni bir döner yangın merdiveni aracılığıyla üst katlara ulaşılabilmektedir.
İkinci katın özgün düzeni 1910’da tamamlanan müdahalede tümüyle değiştirilmiş, burada geniş bir alan
oluşturulmuştur. Yüksek tavanlı bu bölümün bir yönde
yayvan bir kemerle şekillenen bir sahneye sahip olduğu
anlaşılmaktadır. Sahne kemerinin üzerinde bazıları kırılmış ve metal kenetlerle tekrar birleştirilmiş altın varaklı
ahşap büyük harflerle İtalyanca “CHI AMA LA PATRIA
LA ONORI CON LE OPERE” (vatanı seven onu eserlerle
onurlandırsın) yazısı yer almaktadır.
Bölünmeden tüm katta tek ve yüksek tavanlı olarak
oluşturulan mekânda sahnenin karşısında ahşap bir balkon vardır. Bu balkona yukarıda sözü edilen merdivenin
devamını oluşturan ahşap ve daha dar bir merdivenle erişilmektedir. Bu salonun tavanları eski fotoğraflarda bazı
silmelerle bezemesiz olarak görülmekle birlikte bugün diğer tavanlarla benzer özellikler gösteren kartonpiyer bezemeler görülmektedir. 1910 yılı fotoğraflarında net olarak
izlenen yerden 1.5 metre yüksekliğe kadar uzanan stucco kaplama büyük ölçüde hala yerindedir. Aynı malzeme
aynı yeşil renkle merdiven evi ve hollerde de mevcuttur.
Başlatılan raspa çalışmalarıyla bazı duvarlarda altta bir
Dr. Sedat Bornovalı
Fotoğraf 10. Restorasyon öncesi ve sonrasında 50. Yıl flaması.
sarı katmanın da mevcudiyeti ortaya çıkmaktadır.
Bu katta, her iki sokağa bakan cepheyi de büyük ölçüde kaplayan pencere açıklıkları bulunmaktadır. Eski fotoğraflarda farklı bir düzen gösteren ve günümüze orijinal
şekliyle ulaşmış kapılarla büyük benzerlik içindeki pencereler muhtemelen hasar görmeleri ve böylesi zarif unsurların bakımlarının çok zor olması nedeniyle çok sıradan
örneklerle değiştirilmişlerdir.
Çatı katında ise yine işlev değişiklikleri ile kullanıldığını gösteren bölümlemeler gözlenmektedir. Bu katta
ağır duvarlarla ayrım yapılarak ofis mekânları oluşturulmuş, binanın dernek işlevini büyük ölçüde yitirmesiyle bu mekânlar atölye ve depo olarak kullanılmıştır.
Söz konusu Bu katta iri ahşap kiriş ve gergiler, bunların
üzerindeki yazılı metal öğeler, özgün kalıntılar olarak
tanımlanabilir.
Fotoğraf 11. Piyano ve flama (Elio Montanari, 2001).
Çatının 2000’li yılların başlarında ciddi sorunlar çıkardığı, bu nedenle tiyatro salonunun ciddi şekilde su aldığı
aktarılmıştır. Yukarıda sözü edilen ahşap unsurlar dışında
çatı tümüyle 2006 yılındaki onarıma ait müdahaleleri yansıtmaktadır. Çatı katında, muhtemelen binanın inşaatı sırasında yerleştirilmiş metal bir su deposu bulunmaktadır.
Fotoğraf 12. Restorasyon öncesi ve sonrası (sağda) piyano.
restorasy n
153
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2014 | Sayı: 8 | Socıeta’ Operaıa – İtalyan İşçi Cemiyeti Binası
Ayrıca bina genelinde, olasılıkla bir büst veya başka
cildinin bir kısmı restorasyon gerektirmekteyken, önem-
bir obje taşımış olan kısa bir sütun ile yazılı mermer anı
li miktarı ise günümüze çok iyi durumda ulaşmıştır. Kü-
levhaları da (merdiven evinde) özgün yerlerinde koruna-
tüphaneye son alım 1951 yılında yapılmıştır. Eserlerin
mayan hatıralar olarak anılabilir.
önemli kısmı XIX. yy.’a aittir. Yıpranmış ciltlerin resto-
Yapının genelinde özgün hali ima eden izler olsa da
büyük değişikliklere gidildiği ve ilk karakterin büyük
rasyonu için Mehmet Ali Kunduracıoğlu tarafından bir
çalışma programı başlatılmıştır.
oranda kaybedildiği anlaşılmaktadır. Bugün izlenen hali
Dernek koleksiyonunda zamana direnebilmiş az sa-
çok büyük ölçüde 1910 yılındaki haline yakındır ve res-
yıda tarihi tekstil de bulunmaktadır. Büyük kısmı, za-
torasyon sürecinde bu karakter temel alınacaktır.
manında kullanılmış olan bayraklardan ibaret olan bu
Bina kısa süre önce vefat eden Prof. Muhteşem Giray
parçalardan en dikkate değer olanı 1913 yılında yaptırıl-
başkanlığında toplanan İstanbul III numaralı Kültür ve
mış olan 50. yıl flamasıdır. Derneğin 150. yılı vesilesiyle
Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu tarafından 27.04.1989
2013 yılında İtalya’nın Novara vilayetinde, Orta Gölü, S.
tarihinde 1. grup tarihi eser olarak tescil edilmiş, yine
Giulio adasındaki Benedikten tarikatına mensup mün-
aynı toplantının kararında zemin ve bodrum katın özel-
zevi rahibelerinin tekstil restorasyon atölyesinde resto-
liği bulunmadığı gözlemi de yer almıştır.
rasyona alınmış ve 7 aylık bir çalışmanın ardından iade
Restoratör Y. Mimar İsmail Büyükseçgin müellifli-
edilmiştir.
ğinde hazırlanan rölöve (2012), restitüsyon ve restoras-
Derneğin 1910 yılı civarına tarihlenen Alman Thür-
yon projeleri (2013) Koruma Kurulu tarafından onaylan-
mer marka piyanosu da zaman ve kötü kullanım nede-
mıştır. Aradan geçen zaman içerisinde binanın batı yö-
niyle restorasyon gerektirmekteydi. Hem çuhaların güve
nünde, kısmen arsa dahilinde kısmen de çıkmaz sokağı
hasarları, hem kurt yeniklerinin verdiği zararın yanı sıra
işgal ederek, tek katlı bir kaçak yapı inşa edildiği gözlem-
hem de siyah lakesinin yerine kahverengi akrilik boyayla
lenmiştir. Bu bina uzun süre, zemin katta kiracı olarak
boyanmış olması da piyanoyu özgün durumundan çok
bulunan lokantanın mutfak ve wc işlevleri için kullanıl-
uzaklaştırmıştı. Mustafa Bardakçı tarafından yapılan
mıştır ve şu sıralarda kaldırılmaktadır.
restorasyon sonucunda piyano yüz yıl önceki haline en
Bina, aynı zamanda İstanbul’da yaşayanların toplan-
yakın durumunu geri kazanmıştır.
ma yeri olarak nitelendirilebilecek dernek işlevi vesile-
Bütün bunların dışında (hemen hepsi başlangıçta
siyle önemli bir arşive de ev sahipliği yapmaktadır. Arşiv-
ikinci kattaki büyük salona özel olarak eklenen kon-
de toplamı 10.000 sayfanın üzerine çıkan el yazısıyla tu-
sollarda teşhir edilmesi öngörülen) İtalyan kültürünün
tulmuş tutanak defterleri en önemli kalemi oluşturmak-
önde gelen isimlerinin mermer, alçı, metal malzemeden
tadır. 1864 yılından itibaren tutulan tutanaklar eksiksiz
yapılmış farklı büyüklükteki büstleri de birinci kat sa-
günümüze kadar gelmiştir. 1863 yılının tutanaklarına ise
lonunda muhafaza edilmiştir. Bu eserler büyük ölçüde
ulaşılamamıştır. El yazısı ve daktilo ile pelür kağıdı üze-
XIX yy. sonu ve XX. yy. başından kalmadır. Yine büyük
rine yazılmış ve muhafaza edilmiş mektup nüshaları ise
büyük hasar görmüş ve okunaksız hale gelmiştir. Mektuplar arasında en önemli örnekler kasada saklanmış oldukları için hemen hiç yıpranmamış bulunan Giuseppe
Garibaldi’ye ait orijinal imzalı olanlarıdır.
Defterlerin bir kısmı ile kütüphanede yer alan (en
eski beş örnek 1741 tarihli) 2.700 kadar kitap ve dergi
tiyatro salonunun gösterişli avizesi de 1910-1920 yıllarına ait olmalıdır. Elektrik enerjisinin gelişiyle aydınlatma
sistemi uyumlu hale dönüştürülmüştür. Binanın kendisi
ve içerisindeki tüm tarihi eserler çağdaş bir kültür, sanat
ve turizm merkezinin ihtiyacı olan teknolojik unsurların
da ekleneceği TÜRSAB sponsorluğunda yoğun bir restorasyon dönemine hazırlanmaktadır.
Kaynakça
Ferrazza, R. 2007
La Societa’ Operaia Italiana di Mutuo Soccorso di Costantinopoli 1863-1913. Memorie e Documenti,
Gli Italiani a Istanbul, ed. Attilio de Gasperis, Roberta Ferrazza, Torino: Centro Altreitalie, s. 119143.
Garibaldi Jallet, A. 2007
Gli anni di Costantinopoli nel mito di Garibaldi (1822-1834), Gli Italiani a Istanbul, ed. Attilio de
Gasperis, Roberta Ferrazza, Torino: Centro Altreitalie.
Girardelli, P. İstanbul İtalyan İşçi Yardımlaşma Derneği (İİYD) Binası Renovasyonu 1908-1910
154
restorasy n
Değişen Zamanların Mimarı Edoardo de Nari, ed M. Baha Tanman, İstanbul, İstanbul Araştırmaları
Enstitüsü, s. 122-127.
Dr. Sedat Bornovalı
Goslino, P. ve Providenti, F. 1906
Societa’ Operaia di Mutuo Soccorso in Costantinopoli Memoria Storica 1863-1906, İstanbul,
Tipografia Ferd. Walla.
Iacovella, A. 2005
Gönye ve Hilal İttihad-Terakki ve Masonluk, İstanbul, Tarih Vakfı.
Mori, A. 1906
Gli Italiani a Costantinopoli, Modena, Antica Tipografia Soliani.
Temporiti, F. 2009
La Società di mutuo soccorso e Saronno, Saronno: Tipografica L. Monti.
Tokay, H. 1994
Societa’ Operaia, İstanbul Ansiklopedisi c.7, İstanbul, Tarih Vakfı, s.22-23.
restorasy n
155
Vakıf Restorasyon Yıllığı | Yıl: 2013 | Sayı: 7 | Socıeta’ Operaıa – İtalyan İşçi Cemiyeti Binası
A
c
. ılıs
. lar
Erdi
Hüseyin Ağa Camii’ndeki Restorasyon Sona
sona erdi.
Osmanlı’da Klasik dönem olarak adlandırılan XVI. yüzyılın bir örneği olarak, 1596 yılında Hüseyin Ağa tarafından inşâ ettirilen cami, 2 yıldır devam eden restorasyonun ardından yeniden ibadete açıldı. Cami genelinde yapılan güçlendirme çalışmalarının
yanı sıra, avlu döşemeleri, çatı makas sistemi, cami kalem işleri de yenilendi.
Açılış törenine Başbakan Yardımcımız Sayın Bülent Arınç, Beyoğlu Belediye Başkanı Sayın A.Misbah Demircan, Vakıflar
Genel Müdürümüz Sayın Dr. Adnan Ertem, Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürümüz Sayın İbrahim Özekinci, Vakıflar İstanbul
2.Bölge Müdürümüz Sayın İ.Saffet Ertürk, restorasyona katkı sağlayan Demirören Holding adına Yönetim Kurulu Başkanı Sayın
Erdoğan Demirören, TFF Başkanı Sayın Yıldırım Demirören ile çok sayıda vatandaş katıldı. Açılış konuşmalarının ardından dualarla açılış gerçekleştirildi ve ardından Cuma namazı kılındı. Namaz sonrası verilen yemek ile açılış son buldu.
Üsküdar Mihrimah Sultan Camii Restorasyon Sonrası Yeniden İbadete Açıldı
Edirnekapı’da bulunan ve Kanuni Sultan Süleyman’ın kızı Mihrimah Sultan’ın vakfından olan Mihrimah sultan Camii ile
aynı adı taşıyan Üsküdar’daki Mihrimah Sultan Külliyesi, Klasik Osmanlı Döneminin İstanbul’daki önemli temsilcilerinden biri
olarak büyük üstat Mimar Sinan tarafından 16. yüzyılın ortalarında inşâ edilmiştir. En son 1965 yılında restore edilen yapıda,
Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 2. Bölge Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen kapsamlı restorasyon, iki yılda tamamlandı.
Üsküdar sahilinde, tüm boğazdan rahatlıkla görülen ve varlığını 500 yıldır hissettiren Mihrimah Camii’nin açılışı 31 Ocak
2014 Cuma günü, Başbakan Yardımcımız Sayın Bülent Arınç’ın katılımlarıyla gerçekleştirildi. Açılışa, Üsküdar Belediye
Başkanı Sayın Mustafa Kara, Üsküdar Kaymakamı Sayın Mustafa Güler, Vakıflar Genel Müdürü Sayın Dr. Adnan Ertem,
Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürü Sayın İbrahim Özekinci, Vakıflar İstanbul 2. Bölge Müdürü Sayın İ. Saffet Ertürk, İstanbul
Müftüsü Prof. Dr. Sayın Rahmi Yaran, Ak Parti Üsküdar Belediye Başkan adayı Sayın Hilmi Türkmen ve çok sayıda vatandaş
katıldı. Başbakan Yardımcımız Sayın Bülent Arınç konuşmasında, Vakıflar Genel Müdürlüğü’nün yaptığı restorasyonların önemine vurgu yaparak, kısa zamanda pek çok eserin restorasyonunun tamamlandığını söyledi. Özellikle, günümüze ulaşmayan
bazı yapıların eski fotoğraflardan yola çıkılarak yeniden ayağa kaldırıldıklarını belirtti. Açılış kurdelesi, Sayın Bülent Arınç,
Sayın Dr. Adnan Ertem ve Prof. Dr. Sayın Rahmi Yaran tarafından kesildi. Cuma namazı sonrası, İstanbul Vakıflar 2. Bölge
Müdürlüğü tarafından vatandaşlara yemek ikrâmı yapıldı.
156
restorasy n

Benzer belgeler