m - Eğitim Dairesi Başkanlığı
Transkript
m - Eğitim Dairesi Başkanlığı
T.C. ADALET BAKANLIĞI EĞİTİM DAİRESİ BAŞKANLIĞI YARGI MEVZUATI BÜLTENİ Bültenin Kapsadığı Tarihler 06 – 29 Ağustos 2010 Yayımlandığı Tarih 31 Ağustos 2010 Sayı 457 İÇİNDEKİLER - - - - Ekli Listede İmza Yeri ve Tarihleri İle Adları Yazılı Anlaşmaların Yürürlüğe Girdiği Tarihlerin Aynı Listede Belirtildiği Şekilde Tespit Edilmesine Dair 2010/804 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (R.G. 28 Ağustos 2010 – 27686) “Uluslararası Göç Örgütü Kuruluş Anlaşması”na katılmamız Hakkında 2010/730 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (R.G. 10 Ağustos 2010 – 27668) “Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda Arasında Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Verilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” ve eki “Protokol”ün onaylanmasına Dair 2010/729 Sayılı Bakanlar Kurulu Kararı (R.G. 10 Ağustos 2010 – 27668) Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 7 Ağustos 2010 – 27665) Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 10 Ağustos 2010 – 27668) Vakıflar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 14 Ağustos 2010 – 27672) Eskimiş, Solmuş, Yırtılmış ve Kullanılamayacak Duruma Gelmiş Bayrakların Yok Edilmesi Usul ve Esaslarını Gösterir Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 18 Ağustos 2010 – 27676) Türk Bayraklı Gemilerde Bayrak Devleti Adına Hareket Edecek Kuruluşların Seçimi ve Yetkilendirilmesine Dair Yönetmelikte Değişiklik Yapılması Hakkında Yönetmelik (R.G. 21 Ağustos 2010 – 27679) Sulak Alanların Korunması Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 26 Ağustos 2010 – 27684) Karayolu ile Uluslararası Eşya Taşıyan Araçların Seyir, Konaklama, Denetleme, Güvenlik ve Gümrük İşlemlerine Ait Yönetmeliğin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 28 Ağustos 2010 – 27686) Bazı Tehlikeli Maddelerin, Müstahzarların ve Eşyaların Üretimine, Piyasaya Arzına ve Kullanımına İlişkin Kısıtlamalar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (R.G. 29 Ağustos 2010 - – 27687) Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerine Dair Yönetmelik (R.G. 13 Ağustos 2010 – 27671) Sosyal Güvenlik Kurumu İcra Memurları Yönetmeliği (R.G. 13 Ağustos 2010 – 27671) Biyogüvenlik Kurulu ve Komitelerin Çalışma Usul Ve Esaslarına Dair Yönetmelik (R.G. 13 Ağustos 2010 – 27671) Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik (R.G. 18 Ağustos 2010 – 27676) Büyük Endüstriyel Kazaların Kontrolü Hakkında Yönetmelik (R.G. 18 Ağustos 2010 – 27676) Başbakanlıktan “Pakistan’a Yardım Kampanyası” Konulu 2010/20 Sayılı Genelge (R.G. 18 Ağustos 2010 – 27676) Yargıtay 18. Hukuk Dairesinden 1 Adet Karar (R.G. 12 Ağustos 2010 – 27670) Yargıtay 18. Hukuk Dairesinden 1 Adet Karar (R.G. 17 Ağustos 2010 – 27675) Yüksek Seçim Kurulundan 559 Nolu Karar (R.G. 19 Ağustos 2010 – 27677) Yüksek Seçim Kurulunun 646 Nolu Kararı (R.G. 28 Ağustos 2010 – 27686) İnsan Hakları Mahkemesi Kararı (Demir ve Baykara/Türkiye Davası) İnsan Hakları Mahkemesi Kararı (Kılavuz/Türkiye Davası) Tarım ve Köyişleri Bakanlığından Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği (Tebliğ No: 2010/35) (R.G. 7 Ağustos 2010 – 27665) Tarım ve Köyişleri Bakanlığından Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı ve Pirina Yağı Numune Alma ve Analiz Metotları Tebliği (Tebliğ No: 2010/36) (R.G. 7 Ağustos 2010 – 27665) Adalet Bakanlığından Düzeltme İlânı (R.G. 6 Ağustos 2010 – 27664) Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden İhalelere Katılmaktan Yasaklama Kararı (R.G. 24 Ağustos 2010 – 27682) Adalet Bakanlığından Münhal Noterlikler İlânı (R.G. 24 Ağustos 2010 – 27682) Adalet Bakanlığından 2 Adet İlân (R.G. 25 Ağustos 2010 – 27683) 2010 Temmuz Ayında İstifa Eden, İsteği Üzerine ve Yaş Haddinden Emekliye Ayrılan Hâkimi ve Savcıları Belirtir Liste Bakanlar Kurulu Kararı Karar Sayısı : 2010/804 Ekli listede imza yeri ve tarihleri ile adları yazılı anlaşmaların yürürlüğe girdiği tarihlerin aynı listede belirtildiği şekilde tespit edilmesi; Dışişleri Bakanlığının aynı listede tarih ve sayıları belirtilen yazıları üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 13/8/2010 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan C. ÇİÇEK B. ARINÇ A. BABACAN M. AYDIN Devlet Bak. ve Başb. Yrd.Devlet Bak. ve Başb. Yrd.Devlet Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bakanı H. YAZICI Devlet Bakanı F. N. ÖZAK Devlet Bakanı M. Z. ÇAĞLAYAN Devlet Bakanı F. ÇELİK Devlet Bakanı E. BAĞIŞ Devlet Bakanı S. A. KAVAF Devlet Bakanı C. YILMAZ Devlet Bakanı S. ERGİN Adalet Bakanı A. DAVUTOĞLU Dışişleri Bakanı M. ŞİMŞEK Maliye Bakanı M. V. GÖNÜL B. ATALAY Milli Savunma Bakanı İçişleri Bakanı N. ÇUBUKÇU M. DEMİR R. AKDAĞ Milli Eğitim BakanıBayındırlık ve İskân BakanıSağlık Bakanı M. M. EKER Ö. DİNÇER N. ERGÜN Tarım ve Köyişleri BakanıÇalışma ve Sos. Güv. Bakanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı E. GÜNAY Kültür ve Turizm Bakanı B. YILDIRIM Ulaştırma Bakanı T. YILDIZ Sanayi ve Ticaret Bakanı V. EROĞLU Çevre ve Orman Bakanı [R.G. 28 Ağustos 2010 – 27686] —— • —— Karar Sayısı : 2010/730 25/11/2004 tarihli ve 5260 sayılı Kanunla katılmamız uygun bulunan ekli “Uluslararası Göç Örgütü Kuruluş Anlaşması”na katılmamız; Dışişleri Bakanlığının 9/6/2010 tarihli ve HUMŞ/781302 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 19/7/2010 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan H. YAZICI B. ARINÇ A. BABACAN M. AYDIN Devlet Bak. ve Başb. Yrd. V.Devlet Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bakanı H. YAZICI F. N. ÖZAK C. YILMAZ F. ÇELİK Devlet Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı V. Devlet Bakanı E. BAĞIŞ F. N. ÖZAK C. YILMAZ S. ERGİN Devlet Bakanı Devlet Bakanı V. Devlet Bakanı Adalet Bakanı F. ÇELİK B. ATALAY T. YILDIZ M. ŞİMŞEK Milli Savunma Bakanı V.İçişleri Bakanı Dışişleri Bakanı V. Maliye Bakanı N. ÇUBUKÇU N. ERGÜN R. AKDAĞ B. YILDIRIM Milli Eğitim BakanıBayındırlık ve İskân Bakanı V.Sağlık Bakanı Ulaştırma Bakanı M. M. EKER Ö. DİNÇER N. ERGÜN T. YILDIZ Tarım ve Köyişleri BakanıÇalışma ve Sos. Güv. Bakanı Sanayi ve Ticaret Bakanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı E. GÜNAY V. EROĞLU Kültür ve Turizm Bakanı Çevre ve Orman Bakanı ULUSLARARASI GÖÇ ÖRGÜTÜ KURULUŞ ANLAŞMASI KURULUŞ ANLAŞMASI* Giriş Bu metni imza eden Taraflar; Dünya çapında göç hareketlerinin düzgün akışını sağlamak, göçmenlerin gittikleri ülkeye en iyi koşullarda yerleşmeleri, ülkenin ekonomik ve sosyal yapısına entegre olmalarını kolaylaştırmak açısından, göç ile ilgili hizmetlerin uluslararası boyutta sağlanmasının çoğu zaman gerekli olduğunu; geçici göç, dönüş göçü ve bölge içinde yapılan göçler için de benzer hizmetlerin gerekebileceğini; mültecilerin, yerlerinden edilmiş şahısların ve ülkelerini terk etmek zorunda bırakılan diğer bireylerin de uluslararası göç unsuruna dahil olduklarını ve bu insanların da uluslararası göç ile ilgili hizmetlere ihtiyaçları olduğunu; çalışarak kendi kendine yeterli olabilecekleri, onurlu, kendilerine saygılı bir şekilde aileleri ile birlikte yaşayabilecekleri başka ülkelere göç etmek isteyen şahısların gidişini kolaylaştırmak amacıyla, Devletlerin ve uluslararası kuruluşların işbirliğinin teşvik edilmesi gerektiğini; göç olgusunun, göçmenleri kabul eden ülkelerde yeni ekonomik fırsatların oluşmasına yol açabileceğini ve de göç olgusu ile gelişmekte olan ülkelerdeki ekonomik, sosyal ve kültürel şartlar arasında bir ilişkinin var olduğunu; göç için yapılan işbirliği ve diğer uluslararası faaliyetler açısından, gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçlarının göz önünde tutulması gerektiğini; sadece göç sürecinin kendisi değil, göçmenin kendine has özel durumu ve insani ihtiyaçları gibi hususlar ile ilgili araştırma ve danışma süreçlerinin yürütülebilmesi açısından, Devletler ve uluslararası kuruluşlar, hükümet ve sivil toplum kuruluşları arasındaki işbirliğinin teşvik edilmesi gerektiğini; göçmenlerin hareketinin, mümkün mertebe olağan ulaşım hizmetleri ile sağlanmasının gerektiğini ancak bazı durumlarda ek veya farklı kolaylıkların da gerekebileceğini; göç ve mülteciler konularında Devletler, uluslararası kuruluşlar, hükümet kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları arasında sıkı işbirliği ve eşgüdüm olması gerektiğini; uluslararası göç ile ilgili faaliyetlerin, uluslararası düzeyde finanse edilmesi gereğinin doğduğunu; takdir eder, bu bağlamda International Organization for Migration'ı, yani Uluslararası Göç Örgütü'nü (bundan sonra "Örgüt" olarak anılacaktır) kurarak, 5 Aralık 1951’de, Brüksel'de benimsenen Göç Konferansı Kararı'nı yürürlükten kaldıran bu Kuruluş Anlaşması’nı kabul ederler. * Mevcut metin, Avrupa Hükümetler arası Göç Komitesi'nin ("Intergovernmental Committee for European Migration", Örgüt'ün eski unvanı) 19 Ekim 1953 tarihli Kuruluş Anlaşması’na ek olarak; 20 Mayıs 1987'de benimsenen ve 14 Kasım 1989'da yürürlüğe giren değişiklikleri de kapsamaktadır. I. Kısım: Örgüt'ün Amaç ve İşlevleri Madde 1 1. Örgüt'ün amaçları ve işlevleri aşağıdaki gibi olacaktır: (a) kendilerine sağlanan mevcut ulaşım imkanları yetersiz olan veya özel yardım olmaksızın ulaşımları sağlanamayacak olan göçmenlerin, nizami göç imkanı sağlayan ülkelere doğru organize bir şekilde ulaşımının yapılması için gerekli çalışmaları yürütmek; (b) Örgüt ile-söz konusu şahısları kabul etmeyi taahhüt edenler dahil olmak üzere-ilgili Devletler arasında yapılabilecek anlaşma ve ayarlamalarla, mültecilerin, yerinden edilmiş şahısların ve uluslararası göç hizmetlerine ihtiyacı olan diğer şahısların ulaşımının tertipli bir şekilde yapılması ile ilgilenmek; (c) ilgili Devletlerin isteği ve rızası üzerine; Örgüt'ün amaçları dahilinde, işe alma, seçme, işlem yapma, dil eğitimi, yönlendirme faaliyetleri, tıbbi muayene, yerleştirme, kabul ve entegrasyonu kolaylaştırıcı faaliyetler, göç hususları ile ilgili danışmanlık hizmetleri ve diğer yardımları verme gibi göç hizmetlerini sağlamak; (d) Devletlerin talebi üzerine veya ilgili diğer uluslararası kuruluşlarla işbirliği içinde -gönüllü olarak yurda dönüş dahil-gönüllü geri dönüş göçü amaçlı benzer hizmetler sağlamak; (e) Devletlerin, uluslararası ve diğer kuruluşların; uluslararası göç hususları ile ilgili görüş ve deneyimlerinin paylaşılabilmesi, uluslararası göç ile ilgili konulardaki çabalarında işbirliği ve eşgüdümün teşvik edilmesi ve de bu hususlarda pratik çözümlerin geliştirilebilmesi için bir forum oluşturmak. 2. Örgüt, diğer faaliyetlerinin yanı sıra göç, mülteciler ve insan kaynakları alanlarındaki uluslararası faaliyetlerin koordinasyonunu kolaylaştırma çalışmalarını yürütürken, bu hususlar ile ilgilenen uluslararası hükümet kuruluşları ve sivil toplum kuruluşları ile yakın işbirliği içinde olacaktır. Bu işbirliği, ilgili tüm kuruluşların yetkilerine karşılıklı olarak saygılı kalınması suretiyle yürütülecektir. 3. Örgüt kabul standartlarının ve kabul edilecek göçmen sayısının kontrolünün Devletlerin içişlerine tabi olduğu gerçeğini tanıyacak ve işlerini yürütürken, ilgili Devletin yasaları, düzenlemeleri ve politikalarına uyacaktır. II. Kısım: Örgüt Üyeliği Madde 2 Örgüt'ün Üyeleri: (a) Madde 34'e uygun olarak bu Kuruluş Anlaşması'nı kabul etmiş veya Madde 35'e tabi olan Örgüt Üyesi Devletler; (b) Kişilerin serbest dolaşımı ilkesi ile ilgilendiklerini gösteren, Örgüt'ün en azından idari giderlerine mali katkıda bulunmayı taahhüt eden diğer Devletlerdir. Konsey ve ilgili Devlet, bu mali katılımın oranı üzerinde mutabakata varacak, bu husus Konsey'in üçte iki oyunu gerektirecek ve Devletin bu Kuruluş Anlaşması'nı kabul etmesi üzerine geçerli olacaktır. Madde 3 Herhangi bir Üye Devlet, bir mali yılın sonundan itibaren geçerli olmak üzere Örgüt'ten çekileceğini bildirebilir. Bu bildirimler yazılı olarak yapılmalı ve mali yılın sonundan en az dört ay önce Örgüt’ün Genel Direktör'üne ulaştırılmalıdır. Çekileceğini bildiren Üye Devlet'in Örgüt'e karşı mali yükümlülükleri, bildirinin yapıldığı mali yılın tümünü kapsar. Madde 4 1. Bir Üye Devlet, art arda iki mali yıl boyunca Örgüt'e karşı mali yükümlülüklerini yerine getirmezse, Konsey, üçte iki çoğunluk oyuyla, o Devlet'in oy hakkını ve o Devlet'in hak ettiği hizmetlerin tümünü veya bir kısmını askıya alabilir. Konsey, salt çoğunluk oyu ile bu oy verme ve hizmet edinme haklarını geri verme yetkisine sahiptir. 2. Konsey, üçte iki çoğunluk oyuyla, bu Kuruluş Anlaşması'nın ilkelerini ısrarla ihlal eden bir Üye Devlet'in üyeliğini askıya alabilir. Konsey, salt çoğunluk oyu ile bu üyeliği geri verme yetkisine sahiptir. III. Kısım: Örgüt Organları Madde 5 Aşağıda sayılanlar, Örgüt'ün Organları olarak kurulmuştur: (a) Konsey; (b) Yürütme Komitesi; (c) İdare. IV. Kısım: Örgüt Konseyi Madde 6 Bu Kuruluş Anlaşması'nın diğer hükümlerinde bahsi geçen işlevlere ek olarak, Konsey'in aşağıdaki işlevleri de olacaktır: (a) Örgüt'ün politikalarını belirlemek; (b) Yürütme Komitesi raporlarını incelemek, faaliyetlerini onaylamak ve yönlendirmek; (a) Genel Direktör raporlarını incelemek, faaliyetlerini onaylamak ve yönlendirmek; (b) Örgüt'ün programını, Bütçesini, harcamalarını ve muhasebesini incelemek ve onaylamak; (c) Örgüt'ün amaçlarına uygun herhangi bir diğer fiili gerçekleştirmek. Madde 7 1. Konsey, Üye Devletlerin temsilcilerinden oluşacaktır. 2. Her Üye Devlet, bir temsilciye ve gerekli gördüğü şekilde, yedek temsilci ve danışmanlarla temsil edilecektir. 3. Her Üye Devlet'in, Konsey'de bir oyu olacaktır. Madde 8 Konsey, başvuru yapan üye olmayan Devletleri ve göç, mülteci veya insan kaynakları hususları ile ilgilenen uluslararası hükümet kuruluşlarını veya sivil toplum kuruluşlarını prosedürlerinde belirlenecek şartlar dahilinde toplantılarına gözlemci olarak kabul edebilir. Bu gözlemcilerin oy hakkı olmayacaktır. Madde 9 1. Konsey, düzenli olarak yılda bir kez toplanacaktır. 2. Konsey, aşağıdakilerden birinin talep etmesi durumunda, özel oturum olarak toplanacaktır: (a) Üyelerin üçte biri; (b) Yürütme Komitesi; (c) Acil durumlarda, Genel Direktör veya Konsey Başkanı. 3. Her olağan oturumun başında, Konsey, bir yıl süreyle görev yapmak üzere bir Başkan ve diğer görevlileri seçecektir. Madde 10 Konsey, çalışmalarının doğru bir şekilde yürütülebilmesi için gerekecek alt komiteleri kurabilir. Madde 11 Konsey, kendi prosedürlerini belirleyecektir. V. Kısım: Örgüt Yürütme Komitesi Madde 12 Yürütme Komitesi'nin görevleri aşağıdaki gibi olacaktır: (a) Örgüt'ün politikalarını, programlarını ve faaliyetlerini; Genel Direktör'ün yıllık raporları ile diğer özel raporları incelemek ve gözden geçirmek; (b) Konsey'in yetkisi dahilinde bulunan herhangi bir mali hususu veya bütçe hususunu incelemek; (c) Bütçe'nin gözden geçirilmesi dahil, Konsey tarafından kendisine özel olarak verilen herhangi bir hususu göz önünde tutmak ve bunu takiben gerekli görülen herhangi bir eylemi yerine getirmek; (d) Genel Direktör'ün kendisine havale ettiği herhangi bir hususta Genel Direktör'e danışmanlık sağlamak; (e) Konsey oturumları arasında, Konsey'in yetkisi dahilindeki hususlarda, bir sonraki oturumunda Konsey'in onayına sunulmak üzere gerekli acil kararları vermek; (f) Kendi inisiyatifi dahilinde, Konsey'e veya Genel Direktör'e tavsiye veya öneri getirmek; (g) Konsey'e, yapılmış işler ile ilgili raporlar ve/veya tavsiyeler vermek. Madde 13 1. Yürütme Komitesi, dokuz Üye Devlet'in temsilcilerinden oluşacaktır. Örgüt'ün toplam üye sayısının üçte birini geçmemek kaydıyla, Konsey'in üçte iki çoğunluk oyuyla bu sayı artırılabilir. 2. Bu Üye Devletler, Konsey tarafından iki yıllık bir süre için seçilecek ve yeniden seçilme hakkına sahip olacaktır. 3. Yürütme Komitesi'nin her üyesinin bir temsilcisi, gerekli gördüğü değişimli temsilcisi ile danışmanları olacaktır. 4. Yürütme Komitesi'nin her Üye Devlet'i bir oya sahip olacaktır. Madde 14 1. Yürütme Komitesi en az yılda bir kez toplanacaktır. Gerekli görülen durumlarda, görevlerini yerine getirmek üzere aşağıdakilerin talebi üzerine toplanacaktır: (a) Yürütme Komitesi Başkanı; (b) Konsey; (c) Konsey Başkanı ile görüşmesinin ardından Genel Direktör; (d) Üyelerin çoğunluğu. 2. Yürütme Komitesi, bir yıl görevde kalacak bir Başkan ile bir Başkan Yardımcısı'nı, üyeleri arasından seçecektir. Madde 15 Yürütme Komitesi, görevlerini doğru biçimde yerine getirmek amacıyla gereken alt komiteleri kurabilecek, Konsey bu kararı gözden geçirebilecektir. Madde 16 Yürütme Komitesi, kendi prosedürlerini belirleyecektir. VI. Kısım: Örgüt İdaresi Madde 17 İdare, bir Genel Direktör, bir Genel Direktör Yardımcısı ile Konsey'in belirleyeceği personelden oluşacaktır. Madde 18 1. Genel Direktör ile Genel Direktör Yardımcısı, Konsey'in üçte iki çoğunluk oyu ile seçilecektir ve yeniden seçilme hakkına sahip olacaktır. Genel Direktör ile Genel Direktör Yardımcısı'nın görev süreleri olağan durumda beş yıl olacak ancak istisnai durumlarda Konsey'in üçte iki çoğunluk oy birliği ile vereceği kararla bu süre kısalabilecektir. Genel Direktör ve Genel Direktör Yardımcısı, Konsey'in onayladığı ve Örgüt adına Konsey Başkanı tarafından imza edilecek sözleşmeler kapsamında hizmet verecektir. 2. Genel Direktör, Konsey'e ve Yürütme Komitesi'ne karşı sorumlu olacaktır. Genel Direktör, Örgüt'ün idari ve yürütme işlerini; bu Kuruluş Anlaşması'na, Konsey'in ve Yürütme Komitesi'nin belirlediği politikalara ve kararlara, onların belirlediği kurallara ve yönetmeliklere uygun olarak yerine getirecektir. Genel Direktör, Konsey'in yapması gereken işler için teklifler hazırlayacaktır. Madde 19 Genel Direktör, Konsey'in belirlediği personel yönetmeliklerine uygun olarak idari personelini tayin edecektir. Madde 20 1. Görevlerinin yerine getirilmesi esnasında Genel Direktör, Genel Direktör Yardımcısı ve personel, herhangi bir Devlet'ten veya Örgüt'ün dışındaki bir yetkiliden talimat talep etmeyecek ve talimat almayacaktır. Genel Direktör, Genel Direktör Yardımcısı ve personel, Uluslararası görevlerine ters düşecek herhangi bir harekette bulunmayacaklardır. 2. Her Üye Devlet; Genel Direktör'ün, Genel Direktör Yardımcısı'nın ve personelin uluslararası mahiyetteki sorumluluklarına saygı göstereceğini ve bu şahısları, görevlerinin icrası esnasında etkilemeye çalışmayacağını taahhüt eder. 3. Personelin işe alınması sırasında verimlilik, beceri ve doğruluk gibi özellikler aranacak ve, özel durumlar haricinde, bu personel eşit coğrafi dağılım ilkesine sadık kalınmak suretiyle Örgüt'e Üye Devletlerin vatandaşları arasından alınacaktır. Madde 21 Genel Direktör; Konsey'in, Yürütme Komitesi'nin ve herhangi bir alt komitenin tüm oturumlarında hazır bulunacak ya da Genel Direktör Yardımcısı veya tayin edilmiş bir diğer görevli tarafından temsil edilecektir. Genel Direktör veya tayin edilen görevli, müzakerelere katılabilecek ancak oy verme hakkına sahip olmayacaktır. Madde 22 Genel Direktör, her mali yılın sona ermesini takiben yapılan olağan Konsey oturumunda, Yürütme Komitesi aracılığıyla Konsey'e, o yıl içinde gerçekleştirilen Örgüt faaliyetlerini ayrıntılı olarak anlatan bir rapor verecektir. VII. Kısım: Örgüt Merkez Ofisi Madde 23 1. Örgüt'ün merkez ofisi Cenevre'de bulunacaktır. Konsey, üçte iki çoğunluk oyuyla bulunduğu yeri değiştirebilecektir. 2. Konsey veya Yürütme Komitesi üyelerinin üçte ikisi, toplantıları başka bir yerde yapmak konusunda mutabakata varmadığı sürece, Konsey ve Yürütme Komitesi toplantıları Cenevre'de yapılacaktır. VIII. Kısım: Örgüt’ün Finansmanı Madde 24 Genel Direktör; idari ve operasyonel gereklerini, kullanılacak Örgüt kaynaklarını, öngörülen ek gereksinimlerle ilgili tahminleri ve de Örgüt'ün yıllık veya özel muhasebe beyanlarını kapsayan yıllık bütçeyi, Yürütme Komitesi yoluyla, Konsey'e sunacaktır. Madde 25 1. Örgüt'ün ihtiyaçları aşağıdaki belirtildiği şekilde finanse edilecektir: (a) Bütçenin İdari kısmı, Üye Devletlerden alınan nakdi katkılardan sağlanacak, bu bedeller ilgili oldukları mali yılın başında tahakkuk edecek ve gecikmeden ödenecektir; (b) Bütçenin Operasyonel kısmı, Üye Devletler, diğer Devletler, uluslararası kuruluşlar, hükümet kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, diğer tüzel varlıklar veya bireylerden alınan nakit, ayni veya hizmet katkılarla sağlanacak ve ilgili oldukları mali yılın sona ermesinden önce, mümkün olduğu kadar erkenden, tam olarak ödenecektir. 2. Konsey ve ilgili Üye Devlet'in üzerinde mutabakata varacağı bir oranda, Üye Devlet, Örgüt Bütçesinin İdari kısmına katkıda bulunacaktır. 3. Örgüt'ün operasyonel harcamaları ile ilgili olarak yapılacak katkılar, gönüllü olarak yapılacak; Örgüt'ün operasyonel Bütçesine bu katkıları yapanlar, Örgüt'ün amaç ve görevleri dahilinde bu katkıları kullanma şartlarını belirleyebilecektir. 4. (a) Merkez Ofis ile ilgili tüm idari harcamalar ile Madde l'in 1 (c) ve (d) paragraflarında belirtilen görevler ile ilgili oluşanların dışında kalan diğer tüm idari harcamalar Bütçe'nin İdari kısmına dahil edilecektir; (b) tüm operasyonel harcamaları ve Madde 1’in 1 (c) ve (d) paragraflarında belirtilen görevler ile ilgili idari harcamalar Bütçe'nin Operasyonel kısmına dahil edilecektir. 5. Konsey, yönetimin verimli ve ekonomik bir şekilde yapılmasını sağlayacaktır. Madde 26 Mali düzenlemeler, Konsey tarafından belirlenecektir. IX. Kısım: Örgüt'ün Yasal Statüsü Madde 27 Örgüt, tam tüzel kişiliğe sahip olacaktır. Örgüt, görevlerini yerine getirmesi ve amaçlarına ulaşabilmesi açısından gerektiği şekilde bu hukuksal statüden yararlanabilecek, özellikle de Devletin yasaları dahilinde: (a) anlaşma yapabilecek; (b) gayri menkul ile mülk alabilecek ve verebilecek; (c) özel ve kamu fonlarını alabilecek ve dağıtabilecek; ve (d) yasal işlem yürütebilecektir. Madde 28 1. Görevlerinin yerine getirilmesi ve amaçlarına ulaşabilmesi açısından Örgüt, gereken şekilde bu imtiyaz ve dokunulmazlıklardan yararlanabilecektir. 2. Üye Devlet Temsilcileri, Genel Direktör, Genel Direktör Yardımcısı ve İdare personeli aynı şekilde, Örgüt ile ilgili görevlerini bağımsızca yerine getirebilmeleri için bu imtiyaz ve dokunulmazlıklardan yararlanabileceklerdir. 3. Bu imtiyaz ve dokunulmazlıklar, Organizasyon ve ilgili Devletler arasındaki anlaşmalarla veya bu Devletler tarafından alınacak diğer önlemler yolu ile tanımlanacaktır. X. Kısım: Muhtelif Hükümler Madde 29 1. Bu Kuruluş Anlaşması hükümleri ile Konsey veya Yürütme Komitesi tarafından belirlenecek kurallarda tersine bir hüküm açıkça belirtilmediği sürece Konsey'in, Yürütme Komitesi'nin ve tüm alt komitelerinin vereceği tüm kararlar salt çoğunluk oyu ile alınacaktır. 2. Bu Kuruluş Anlaşması hükümleri ile Konsey veya Yürütme Komitesi tarafından belirlenecek kurallarda belirtilen çoğunluk mevcut ve oy hakkı bulunan üyeler anlamında kullanılmaktadır. 3. Konsey, Yürütme Komitesi veya ilgili alt komitenin üyelerinin çoğunluğu oturumda bulunmadığı sürece oylama geçerli olmayacaktır. Madde 30 1. Bu Kuruluş Anlaşması'na yapılacak değişiklik önerilerinin metinleri, Genel Direktör tarafından Üye Devletler Hükümetlerine, Konsey'de görüşülmelerinden en az üç ay önceden ulaştırılacaktır. 2. Kuruluş Anlaşması'nda yapılacak değişiklikler, Konsey üyelerinin üçte ikisi tarafından benimsendiğinde ve Üye Devletlerin üçte ikisi tarafından kendi anayasal süreçlerine uygun olarak kabul gördüğünde yürürlüğe girecektir; ancak Üyelere yeni yükümlülükler getiren değişiklikler söz konusu olduğunda, bu değişikliklerin belli bir üye için geçerli olması için, o Üye'nin bunları kabul etmesi gerekmektedir. Madde 31 İlgili Üye Devletler, makul bir zaman zarfında diğer bir anlaşmazlık giderme yöntemi konusunda anlaşmaya varmadığı sürece, bu Kuruluş Anlaşması'nın yorumlanması veya uygulanması konusunda çıkabilecek ve müzakere yoluyla veya Konsey'in üçte iki çoğunluk oyuyla giderilemeyecek herhangi bir anlaşmazlık, Divanın Tüzüğüne uygun olarak, Uluslararası Adalet Divan’ına havale edilecektir. Madde 32 Konsey üyelerinin üçte ikisinin onayı ile Örgüt, herhangi bir diğer uluslararası kuruluş veya ajanstan kendi amaçlarıyla uyum gösteren amaç ve faaliyetleri devralabilir. Bu faaliyetler, kaynaklar ve yükümlülükler uluslararası anlaşmalar yoluyla veya söz konusu kuruluşların yetkili mercileri ile varılan mutabakat anlaşmaları sonucunda belirlenecektir. Madde 33 Konsey, üyelerinin dörtte üç çoğunluk oyuyla Örgüt'ü dağıtmaya karar verebilir. Madde 34 Kendi anayasal süreçlerine uygun olarak bu Kuruluş Anlaşması'nı kabul eden Avrupa Hükümetlerarası Göç Komitesi (Intergovernmental Committee for European Migration) üyesi Hükümetler açısından, Komite'nin ilk toplandığı gün, a) Komite Üyelerinin en azından üçte ikisi, b) katkıları Bütçenin İdari kısmının en az yüzde 75'ini oluşturan sayıdaki Üyenin bu Kuruluş Anlaşması'nı kabul ettiklerini Direktör'e bildirmesinden sonra bu Kuruluş Anlaşması, yürürlüğe girecektir. Madde 35 * Bu Kuruluş Anlaşması'nın yürürlüğe girdiği tarihe kadar Direktör'e, bu Kuruluş Anlaşması'nı kabul ettiklerini bildirmeyen Avrupa Hükümetlerarası Göç Komitesi üyesi Hükümetler, Madde 25'in 2. Paragrafı uyarınca Komite'nin idari giderlerine katkıda bulunmak koşuluyla, o tarihten itibaren bir yıl süreyle Komite Üyesi olarak kalabilecek ve bu süre zarfında Kuruluş Anlaşması'nı kabul etme hakkını saklı tutacaklardır. Madde 36 Bu Kuruluş Anlaşması metninin, İngilizce, Fransızca ve İspanyolca dillerindeki uyarlamaları da eşit derecede asıl belge olarak kabul görecektir. ——————————— * Madde 34 ve Madde 35, Anayasa’nın yürürlüğe girdiği 30 Kasım 1954 tarihinde uygulandı. [R.G. 10 Ağustos 2010 – 27668] —— • —— Karar Sayısı : 2010/729 24 Ekim 2008 tarihinde Dublin’de imzalanan ve 8/6/2010 tarihli ve 5985 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ekli “Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda Arasında Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Verilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşması” ve eki “Protokol”ün onaylanması; Dışişleri Bakanlığının 5/7/2010 tarihli ve HUMŞ/144625 sayılı yazısı üzerine, 31/5/1963 tarihli ve 244 sayılı Kanunun 3 üncü maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 19/7/2010 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan H. YAZICI B. ARINÇ A. BABACAN M. AYDIN Devlet Bak. ve Başb. Yrd. V.Devlet Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bakanı H. YAZICI F. N. ÖZAK C. YILMAZ F. ÇELİK Devlet Bakanı Devlet Bakanı Devlet Bakanı V. Devlet Bakanı E. BAĞIŞ F. N. ÖZAK C. YILMAZ S. ERGİN Devlet Bakanı Devlet Bakanı V. Devlet Bakanı Adalet Bakanı F. ÇELİK B. ATALAY T. YILDIZ M. ŞİMŞEK Milli Savunma Bakanı V.İçişleri Bakanı Dışişleri Bakanı V. Maliye Bakanı N. ÇUBUKÇU N. ERGÜN R. AKDAĞ B. YILDIRIM Milli Eğitim BakanıBayındırlık ve İskân Bakanı V.Sağlık BakanıUlaştırma Bakanı M. M. EKER Ö. DİNÇER N. ERGÜN T. YILDIZ Tarım ve Köyişleri BakanıÇalışma ve Sos. Güv. Bakanı Sanayi ve Ticaret Bakanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı E. GÜNAY V. EROĞLU Kültür ve Turizm Bakanı Çevre ve Orman Bakanı TÜRKİYE CUMHURİYETİ İLE İRLANDA ARASINDA GELİR VE SERMAYE DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARI ÜZERİNDEN ALINAN VERGİLERDE ÇİFTE VERGİLENDİRMEYİ ÖNLEME VE VERGİ KAÇAKÇILIĞINA ENGEL OLMA ANLAŞMASI TÜRKİYE CUMHURİYETİ HÜKÜMETİ İLE İRLANDA HÜKÜMETİ Gelir ve sermaye değer artış kazançları üzerinden alınan vergilerde çifte vergilendirmeyi önleyen ve vergi kaçakçılığına engel olan bir anlaşma yapmak isteğiyle, AŞAĞIDAKİ ANLAŞMAYA VARMIŞLARDIR: Madde 1 KAPSANAN KİŞİLER Bu Anlaşma, Akit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olan kişilere uygulanacaktır. Madde 2 KAVRANAN VERGİLER 1. Bu Anlaşma, ne şekilde alındığına bakılmaksızın, her bir Akit Devlet tarafından gelir ve sermaye değer artış kazançları üzerinden alınan vergilere uygulanacaktır. 2. Menkul veya gayrimenkul varlıkların devrinden doğan kazançlara uygulanan vergiler de dahil olmak üzere, toplam gelir veya gelirin unsurları üzerinden alınan tüm vergiler, gelir ve sermaye değer artış kazançları üzerinden alınan vergiler olarak kabul edilecektir. 3. Bu Anlaşmanın uygulanacağı mevcut vergiler: (a) İrlanda yönünden: (i) gelir vergisi; (ii) kurumlar vergisi; ve (iii) sermaye değer artış kazançları vergisi; (bundan böyle "İrlanda vergisi" olarak bahsedilecektir); (b) Türkiye yönünden: (i) gelir vergisi (Gelir Vergisi); (ii) kurumlar vergisi (Kurumlar Vergisi); (bundan böyle "Türk vergisi" olarak bahsedilecektir). 4. Anlaşma aynı zamanda, Anlaşmanın imza tarihinden sonra mevcut vergilere ilave olarak veya onların yerine alınan ve mevcut vergilerle aynı nitelikte olan veya onlara önemli ölçüde benzeyen vergilere de uygulanacaktır. Akit Devletlerin yetkili makamları, ilgili vergi mevzuatlarında yapılan önemli değişiklikleri birbirlerine bildireceklerdir. Madde 3 GENEL TANIMLAR 1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, metin aksini gerektirmedikçe: (a) "İrlanda" terimi, kıta sahanlığına ilişkin İrlanda mevzuatı uyarınca ve uluslararası hukuka uygun olarak, İrlanda'nın, deniz yatağı, toprak altı ve bunların doğal kaynaklarında haklarını icra edebileceği alan olarak belirlenen veya bundan sonra belirlenecek olan, İrlanda kara suları dışında kalan her türlü alanı kapsar; (b) "Türkiye" terimi, kara suları ve üzerinde bulunan hava sahası dahil olmak üzere, Türkiye'nin sahip olduğu egemenlik alanını, bunun yanı sıra uluslararası hukuka uygun olarak doğal kaynakların aranması, işletilmesi ve korunması amacıyla yargı yetkisi veya egemenlik haklarına sahip olduğu deniz alanlarını ifade eder; (c) "Bir Akit Devlet" ve "diğer Akit Devlet" terimleri metnin gereğine göre, İrlanda veya Türkiye anlamına gelir; (d) "Kişi" terimi, bir gerçek kişiyi, bir şirketi, bir vakfı (trust) ve kişilerin oluşturduğu diğer herhangi bir kuruluşu kapsar; (e) "Şirket" terimi, herhangi bir kurum veya vergileme yönünden kurum olarak muamele gören herhangi bir kuruluş anlamına gelir; (f) "Bir Akit Devlet teşebbüsü" ve "diğer Akit Devlet teşebbüsü" terimleri, sırasıyla, bir Akit Devlet mukimi tarafından işletilen bir teşebbüsü ve diğer Akit Devlet mukimi tarafından işletilen bir teşebbüsü ifade eder; (g) "Uluslararası trafik" terimi, yalnızca diğer Akit Devletin sınırları içinde gerçekleştirilen gemi, uçak veya kara yolu nakil vasıtası işletmeciliği hariç olmak üzere, bir Akit Devlet teşebbüsü tarafından gemi, uçak veya kara yolu nakil vasıtası işletilerek yapılan her türlü taşımacılığı ifade eder; (h) "Vatandaş" terimi: (i) İrlanda'ya ilişkin olarak, herhangi bir İrlanda vatandaşını ve İrlanda’da yürürlükte olan mevzuat gereğince statü kazanan herhangi bir hükmi şahsı, ortaklığı, derneği veya diğer bir kuruluşu, (ii) Türkiye'ye ilişkin olarak, Türk Vatandaşlık Kanunu gereğince Türk vatandaşlığına sahip olan herhangi bir gerçek kişiyi; ve Türkiye'de yürürlükte olan mevzuat gereğince statü kazanan herhangi bir hükmi şahsı, ortaklığı veya derneği, ifade eder; (i) "Yetkili makam" terimi; (i) İrlanda yönünden, Gelir Komiserlerini veya onların yetkili temsilcilerini; (ii) Türkiye yönünden, Maliye Bakanını veya onun yetkili temsilcisini ifade eder. 2. Anlaşmanın herhangi bir tarihte bir Akit Devlet tarafından uygulanması bakımından, Anlaşmada tanımlanmamış herhangi bir terim, metin aksini gerektirmedikçe, Anlaşmanın uygulandığı vergilerin amaçları bakımından, o tarihte bu Devletin mevzuatında sahip olduğu anlamı taşıyacaktır. Madde 4 MUKİM 1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından, "bir Akit Devletin mukimi" terimi, bu Devlet, herhangi bir politik alt bölümü veya mahalli idaresi de dahil olmak üzere, o Devletin mevzuatı gereğince ev, ikametgah, kuruluş yeri, yönetim yeri veya benzer yapıda diğer herhangi bir kriter nedeniyle vergi mükellefi olan herhangi bir kişi anlamına gelir. Ancak bu terim, yalnızca o Devletteki kaynaklardan elde edilen gelir nedeniyle, o Devlette vergiye tabi tutulan herhangi bir kişiyi kapsamaz. 2. 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla bir gerçek kişi her iki Akit Devletin de mukimi olduğunda, bu kişinin durumu aşağıdaki şekilde belirlenecektir: (a) Bu kişi, yalnızca daimi olarak kalabileceği bir evin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir. Eğer bu kişinin her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir evi varsa, bu kişi, yalnızca kişisel ve ekonomik ilişkilerinin daha yakın olduğu (hayati menfaatlerin merkezi olan) Devletin mukimi kabul edilecektir; (b) Eğer kişinin hayati menfaatlerinin merkezinin yer aldığı Devlet saptanamazsa veya her iki Devlette de daimi olarak kalabileceği bir evi yoksa bu kişi yalnızca kalmayı adet edindiği evin bulunduğu Devletin mukimi kabul edilecektir; (c) Eğer kişinin her iki Devlette de kalmayı adet edindiği bir ev varsa veya her iki Devlette de böyle bir ev söz konusu değilse, bu kişi yalnızca vatandaşı olduğu Devletin mukimi kabul edilecektir; (d) Eğer kişi her iki Devletin de vatandaşıysa veya her iki Devletin de vatandaşı değilse, Akit Devletlerin yetkili makamları sorunu karşılıklı anlaşmayla çözeceklerdir. 3. Gerçek kişi dışındaki bir kişi 1 inci fıkra hükümleri dolayısıyla her iki Akit Devletin de mukimi olduğunda, bu kişi etkin yönetim merkezinin bulunduğu Akit Devletin mukimi kabul edilecektir. Bununla beraber, bu kişi Akit Devletlerin birinde etkin yönetim merkezine diğerinde kuruluş yerine sahip olduğunda, kişinin bu Anlaşmanın amaçları bakımından hangi Akit Devletin mukimi olduğu hususunu, Akit Devletlerin yetkili makamları karşılıklı anlaşmayla belirleyeceklerdir. Madde 5 İŞYERİ 1. Bu Anlaşmanın amaçları bakımından "işyeri" terimi, bir teşebbüsün işinin tamamen veya kısmen yürütüldüğü işe ilişkin sabit bir yer anlamına gelir. 2. "İşyeri" terimi özellikle şunları kapsamına alır: (a) yönetim yeri; (b) şube; (c) büro; (d) fabrika; (e) atölye; ve (f) maden ocağı, petrol veya doğal gaz kuyusu, taş ocağı veya doğal kaynakların çıkarıldığı diğer herhangi bir yer. 3. Bir Akit Devlette, bu Devlette bulunan deniz yatağı ve toprak altı ile bunların doğal kaynaklarının aranması veya işletilmesi ile bağlantılı kıyı ötesi (offshore) faaliyetlerinde bulunan bir kişinin, bu Akit Devlette bir işyeri vasıtasıyla faaliyette bulunduğu kabul edilecektir. 4. İşyeri terimi aynı zamanda, 6 ayı aşan bir süre devam eden bir inşaat şantiyesi, yapım, montaj veya kurma projesi ya da bunlarla bağlantılı gözetim faaliyetlerini kapsar. 5. Bu maddenin daha önceki hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, "işyeri" teriminin aşağıdaki hususları kapsamadığı kabul edilecektir: (a) Teşebbüs tesislerinin, teşebbüse ait malların veya ticari eşyanın yalnızca depolanması, teşhiri veya teslimi amacıyla kullanılması; (b) Teşebbüse ait mal veya ticari eşya stoklarının, yalnızca depolama, teşhir veya teslim amacıyla elde tutulması; (c) Teşebbüse ait mal veya ticari eşya stoklarının, yalnızca bir başka teşebbüse işlettirilmesi amacıyla elde tutulması; (d) İşe ilişkin sabit bir yerin, yalnızca teşebbüse mal veya ticari eşya satın alma veya bilgi toplama amacıyla elde tutulması; (e) İşe ilişkin sabit bir yerin, teşebbüs için yalnızca hazırlayıcı veya yardımcı nitelik taşıyan diğer herhangi bir işin yürütülmesi amacıyla elde tutulması; (f) İşe ilişkin sabit bir yerin, yalnızca (a) ila (e) bentlerinde bahsedilen faaliyetlerin birkaçını bir arada icra etmek için elde tutulması; ancak söz konusu faaliyetlerin bir arada yürütülmesi sonucunda işe ilişkin sabit yerde oluşan bütün bu faaliyetlerin hazırlayıcı veya yardımcı nitelikte olması şarttır. 6. 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, bir kişi -7 nci fıkranın uygulanacağı bağımsız nitelikteki bir acente dışında- bir Akit Devlette, diğer Akit Devletin bir teşebbüsü adına hareket ederse, bu teşebbüs, aşağıda belirtilen şartlarla, bu kişinin teşebbüs için gerçekleştirdiği her türlü faaliyet dolayısıyla ilk bahsedilen Devlette bir işyerine sahip kabul edilecektir: (a) eğer bu kişi, o Devlette teşebbüs adına mukavele akdetme yetkisine sahip olur ve bu yetkisini mutaden kullanırsa, söz konusu kişinin faaliyetleri 5 inci fıkrada belirtilen ve işe ilişkin sabit bir yerden yapılması durumunda, o fıkra hükümleri uyarınca bu yeri işyeri haline getirmeyen nitelikteki faaliyetlerle sınırlı olmadıkça; veya (b) eğer bu kişi, böyle bir yetkisi olmamasına rağmen, teşebbüs adına düzenli olarak sevk ettiği mallardan veya ticari eşyadan ilk bahsedilen Devlette mutaden mal veya ticari eşya stoku bulundurursa. 7. Bir Akit Devlet teşebbüsü, diğer Akit Devlette, işlerini yalnızca kendi işlerine olağan şekilde devam eden bir simsar, genel komisyon acentesi veya bağımsız statüde diğer herhangi bir acente vasıtasıyla yürüttüğü için bu Devlette bir işyerine sahip kabul olunmayacaktır. 8. Bir Akit Devletin mukimi olan bir şirket, diğer Akit Devletin mukimi olan veya bu diğer Devlette ticari faaliyette bulunan (bir işyeri vasıtasıyla veya diğer bir şekilde) bir şirketi kontrol eder ya da onun tarafından kontrol edilirse, bu şirketlerden herhangi biri diğeri için bir işyeri oluşturmayacaktır. Madde 6 GAYRİMENKUL VARLIKLARDAN ELDE EDİLEN GELİR 1. Bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette bulunan gayrimenkul varlıklardan elde ettiği gelir (tarım veya ormancılıktan elde edilen gelir dahil), bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 2. "Gayrimenkul varlık" terimi, söz konusu varlığın bulunduğu Akit Devletin mevzuatına göre tanımlanacaktır. Terim her halükarda gayrimenkul varlığa müteferri varlıkları, tarım, ormancılık ve balık üretimi ve yetiştiriciliğinde kullanılan araçları ve hayvanları, özel hukuk hükümlerinin uygulanacağı gayrimenkul mülkiyetine ilişkin hakları, gayrimenkul intifa haklarını ve maden ocaklarının, kaynakların ve diğer doğal kaynakların işletilmesi veya işletme hakkı karşılığında doğan sabit ya da değişken ödemeler üzerindeki hakları kapsayacak; gemiler, vapurlar ve uçaklar gayrimenkul varlık olarak değerlendirilmeyecektir. 3. 1 inci fıkra hükümleri, gayrimenkul varlığın doğrudan kullanımından, kiralanmasından veya diğer herhangi bir şekilde kullanımından elde edilen gelire uygulanacaktır. 4. 1 inci ve 3 üncü fıkra hükümleri aynı zamanda, bir teşebbüsün gayrimenkul varlıklarından elde ettiği gelir ile serbest meslek faaliyetlerinin icrasında kullanılan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelire de uygulanacaktır. Madde 7 TİCARİ KAZANÇLAR 1. Bir Akit Devlet teşebbüsüne ait kazanç, söz konusu teşebbüs diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunmadıkça, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Eğer teşebbüs yukarıda bahsedilen şekilde ticari faaliyette bulunursa, teşebbüsün kazancı, yalnızca bu işyerine atfedilebilen miktarla sınırlı olmak üzere bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 2. 3 üncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet teşebbüsü diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunduğunda, her iki Akit Devlette de bu işyerine atfedilecek kazanç, bu işyeri aynı veya benzer koşullar altında, aynı veya benzer faaliyetlerde bulunan ayrı ve bağımsız bir teşebbüs olsaydı ve işyerini oluşturduğu teşebbüsten tamamen bağımsız bir nitelik kazansaydı ne kazanç elde edecek ise aynı miktarda bir kazanç olacaktır. 3. Bir işyerinin kazancı belirlenirken, işyerinin bulunduğu Devlette veya başka herhangi bir yerde yapılan, yönetim ve genel idare giderleri de dahil olmak üzere, işyerinin amaçlarına uygun olan giderlerin indirilmesine müsaade edilecektir. 4. Bir Akit Devlette bir işyerine atfedilebilen kazancın, teşebbüs toplam kazancının muhtelif birimlere paylaştırılması esasına göre belirlenmesi mutad olduğu takdirde, 2 nci fıkrada öngörülen hiçbir hüküm, bu Akit Devletin, vergilendirilebilir kazancı mutaden uyguladığı böyle bir paylaştırma yöntemi ile belirlemesine engel olmayacaktır. Bununla beraber, uygulanacak paylaştırma yöntemi öyle olacaktır ki, sonuç bu maddede belirlenen prensiplere uygun olacaktır. 5. Bir işyerine, bu işyeri tarafından teşebbüs adına yalnızca mal veya ticari eşya satın alınması dolayısıyla hiçbir kazanç atfedilmeyecektir. 6. Bundan önceki fıkraların amaçları bakımından, işyerine atfedilebilen kazançlar, aksine makul ve geçerli bir neden olmadıkça, her yıl aynı yöntemle belirlenecektir. 7. Kazanç, bu Anlaşmanın diğer maddelerinde ayrı olarak düzenlenen gelir veya kazanç unsurlarını da kapsamına aldığında, o maddelerin hükümleri bu madde hükümlerinden etkilenmeyecektir. Madde 8 ULUSLARARASI TAŞIMACILIK 1. Bir Akit Devlet teşebbüsünün uluslararası trafikte gemi, uçak veya kara yolu nakil vasıtası işletmeciliğinden elde ettiği kazançlar, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. 2. 1 inci fıkra hükümleri aynı zamanda, bir ortaklığa, bir ortak teşebbüse veya uluslararası işletilen bir acenteye iştirak dolayısıyla elde edilen kazançlara da uygulanacaktır. Madde 9 BAĞIMLI TEŞEBBÜSLER 1. (a) Bir Akit Devlet teşebbüsü doğrudan veya dolaylı olarak diğer Akit Devlet teşebbüsünün yönetim, kontrol veya sermayesine katıldığında, veya (b) Aynı kişiler doğrudan veya dolaylı olarak bir Akit Devlet teşebbüsünün ve diğer Akit Devlet teşebbüsünün yönetim, kontrol veya sermayesine katıldığında, ve her iki halde de, iki teşebbüs arasındaki ticari veya mali ilişkilerde oluşan veya oluşturulan koşullar, bağımsız teşebbüsler arasında oluşması gereken koşullardan farklılaştığında, bu şartlar altında, teşebbüslerden birisinde olması gereken, fakat bu koşullar nedeniyle kendini göstermeyen kazanç, o teşebbüsün kazancına eklenir ve buna göre vergilendirilebilir. 2. Bir Akit Devletin kendi teşebbüsünün kazancına dahil edip vergilendirdiği kazancın diğer Akit Devlette vergilendirilen diğer Devlet teşebbüsünün kazancını içermesi ve aynı zamanda, ilk bahsedilen Devletin kavradığı bu kazancın, iki bağımsız teşebbüs arasında olması gereken koşullar göz önüne alındığında, ilk bahsedilen Devlet teşebbüsünde kendini göstermesi gereken kazanç olması durumunda, diğer Akit Devlet düzeltmenin yerinde olduğu kanaatine varırsa, söz konusu kazanç üzerinden aldığı verginin miktarında gerekli düzeltmeleri yapacaktır. Bu düzeltme yapılırken, bu Anlaşmanın diğer hükümleri göz önünde tutulacak ve gerektiğinde Akit Devletlerin yetkili makamları birbirlerine danışacaklardır. Madde 10 TEMETTÜLER 1. Bir Akit Devletin mukimi olan bir şirket tarafından diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen temettüler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 2. Bununla beraber söz konusu temettüler, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu Akit Devlette ve bu Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak, temettünün gerçek lehdarı diğer Akit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi aşağıdaki oranları aşmayacaktır: (a) Türkiye yönünden: (i) gerçek lehdar, temettü ödeyen şirketin oy hakkının doğrudan en az yüzde 25 ini elinde tutan bir şirket (ortaklık hariç) ise, 5 inci fıkrada belirtildiği gibi Türkiye'de vergiye tabi tutulmuş kazançlardan ödenen temettülerde gayrisafi temettü tutarının yüzde 5 i; (ii) gerçek lehdar, temettü ödeyen şirketin oy hakkının doğrudan en az yüzde 25 ini elinde tutan bir şirket (ortaklık hariç) ise, gayrisafi temettü tutarının yüzde 10 u; (iii) tüm diğer durumlarda gayrisafi temettü tutarının yüzde 15 i; (b) İrlanda yönünden: (i) gerçek lehdar, temettü ödeyen şirketin oy hakkının doğrudan en az yüzde 25 ini elinde tutan bir şirket (ortaklık hariç) ise, gayrisafi temettü tutarının yüzde 5 i; (ii) tüm diğer durumlarda gayrisafi temettü tutarının yüzde 15 i. Bu fıkra, içinden temettülerin ödendiği kazançlar yönünden şirketin vergilendirilmesini etkilemeyecektir. 3. Bu maddede kullanılan "temettü" terimi, hisse senetlerinden, intifa senetlerinden veya intifa haklarından, kurucu hisse senetlerinden veya alacak niteliğinde olmayıp kazanca katılmayı sağlayan diğer haklardan elde edilen gelirleri, bunun yanı sıra geliri ödeyen ya da dağıtımı yapan şirketin mukim olduğu Devletin mevzuatına göre, vergileme yönünden hisse senetlerinden elde edilen gelirle aynı muameleyi gören herhangi bir gelir veya dağıtımı ifade eder. 4. Diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunan bir Akit Devlet mukimi olan şirketin kazancı, 7 nci maddeye göre vergilendirildikten sonra, kalan kısım üzerinden, işyerinin bulunduğu Akit Devlette ve o Devletin iç mevzuat hükümlerine göre vergilendirilebilir; ancak, bu şekilde alınacak vergi kalan kısmın yüzde 5 ini aşmayacaktır. 5. 2 nci fıkranın (a)(i) alt bendinin amaçları bakımından, istisna edilmediğinde ve tam oranlı kurumlar vergisine tabi olduğunda, kazanç Türkiye'de vergiye tabi tutulmuş sayılır. 6. Bir Akit Devlet mukimi olan temettünün gerçek lehdarı, temettüyü ödeyen şirketin mukim olduğu diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu temettü elde ediş olayı ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır. 7. 4 üncü fıkra hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukimi olan bir şirket, diğer Akit Devletten kazanç veya gelir elde ettiğinde, bu diğer Devlet, temettülerin kendi mukimlerinden birine ödenmesi veya temettü elde edilmesi ile bu diğer Devlette bulunan bir işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunması durumları hariç olmak üzere, bu şirket tarafından ödenen temettüler üzerinden herhangi bir vergi alamaz. Aynı şekilde bu diğer Devlet, ödenen temettülerin veya dağıtılmamış kazancın tamamen veya kısmen bu diğer Devlette elde edilen kazanç veya gelir olup olmadığına bakmaksızın, bu şirketin dağıtılmayan kazançları üzerinden dağıtılmayan kazançlara uygulanan bir vergi alamaz. Madde11 FAİZ 1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen faiz, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 2. Bununla beraber söz konusu faiz, elde edildiği Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak faizin gerçek lehdarı diğer Akit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi aşağıdaki oranları aşmayacaktır: (a) İki yılı aşan bir borç ya da başka alacaktan dolayı ödenen veya bir finans kurumu tarafından elde edilen faizlerde, faizin gayrisafi tutarının yüzde 10 u; (b) Tüm diğer durumlarda faizin gayrisafi tutarının yüzde 15 i. 3. Bu maddede kullanılan "faiz" terimi, 10 uncu maddede temettü olarak değerlendirilen gelirler hariç olmak üzere, ipotek garantisine bağlı olsun olmasın veya borçlunun kazancına katılma hakkını tanısın tanımasın, her nevi alacaktan doğan gelirleri ve özellikle kamu menkul kıymetleri ile tahvil veya borç senetlerine ilişkin prim ve ikramiyeler dahil, söz konusu menkul kıymet, tahvil veya borç senetlerinden elde edilen gelirleri, bunun yanı sıra, gelirin doğduğu Devletin kanunlarına göre ikrazat geliri sayılan diğer bütün gelirleri ifade eder. 4. Bir Akit Devlet mukimi olan faizin gerçek lehdarı, faizin elde edildiği diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu faizin ödendiği alacak ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır. 5. Bir Akit Devletin kendisi, politik alt bölümü, mahalli idaresi ya da bir mukimi tarafından ödenen faizin, o Devlette elde edildiği kabul olunacaktır. Bununla beraber, faiz ödeyen kişi, bir Akit Devletin mukimi olsun veya olmasın, bir Akit Devlette faiz ödemeye neden olan borç-alacak ilişkisiyle bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip olduğunda ve faiz bu işyeri veya sabit yerden kaynaklandığında, söz konusu faizin, işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Devlette elde edildiği kabul olunacaktır. 6. Alacak karşılığında ödenen faizin miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında veya her ikisi ile bir başka kişi arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin olmadığı durumda ödeyici ve lehdar arasında kararlaştırılacak miktarı aştığında, bu madde hükümleri yalnızca en son bahsedilen miktara uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak, her bir Akit Devletin mevzuatına göre vergilendirilecektir. Madde 12 GAYRİMADDİ HAK BEDELLERİ 1. Bir Akit Devlette doğan ve diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen gayrimaddi hak bedelleri, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 2. Bununla beraber, söz konusu gayrimaddi hak bedelleri elde edildikleri Akit Devlette ve o Devletin mevzuatına göre de vergilendirilebilir; ancak gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı diğer Akit Devletin bir mukimi ise, bu şekilde alınacak vergi, gayrimaddi hak bedelinin gayrisafi tutarının yüzde 10 unu aşmayacaktır. 3. Bu maddede kullanılan "gayrimaddi hak bedelleri" terimi, sinema filmleri ile radyo ve televizyon kayıtları dahil olmak üzere, edebi, sanatsal veya bilimsel her nevi telif hakkının, her nevi patentin, alameti farikanın, desen veya modelin, planın, gizli formül veya üretim yönteminin kullanımı veya kullanım hakkı karşılığında veya sınai, ticari veya bilimsel tecrübeye dayalı bilgi birikimi için veya sınai, ticari veya bilimsel teçhizatın kullanımı ya da kullanım hakkı karşılığında yapılan her türlü ödemeyi ifade eder. "Gayrimaddi hak bedelleri" terimi aynı zamanda, verimliliğe, kullanıma veya tasarrufa bağlı herhangi bir benzer hak ya da varlığın elden çıkarılmasından doğan gelirleri de kapsar. 4. Bir Akit Devlet mukimi olan gayrimaddi hak bedelinin gerçek lehdarı, söz konusu bedelin elde edildiği diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve söz konusu bedelin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre, 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır. 5. Gayrimaddj hak bedellerinin, ödemeyi yapan kişinin mukim olduğu Akit Devlette elde edildiği kabul olunacaktır. Bununla beraber, gayrimaddi hak bedelini ödeyen kişi, bir Akit Devletin mukimi olsun veya olmasın, bir Akit Devlette gayrimaddi hak bedelini ödemeye neden olan yükümlülükle bağlantılı bir işyerine veya sabit yere sahip olduğunda ve gayrimaddi hak bedeli bu işyeri veya sabit yerden kaynaklandığında, söz konusu gayrimaddi hak bedelinin, işyerinin veya sabit yerin bulunduğu Akit Devlette elde edildiği kabul olunacaktır. 6. Kullanım, hak veya bilgi karşılığında ödenen gayrimaddi hak bedelinin miktarı, ödeyici ile gerçek lehdar arasında veya her ikisi ile bir başka kişi arasında var olan özel ilişki nedeniyle, böyle bir ilişkinin olmadığı durumda ödeyici ile gerçek lehdar arasında kararlaştırılacak miktarı aştığında, bu madde hükümleri yalnızca en son bahsedilen miktara uygulanacaktır. Bu durumda ilave ödeme, bu Anlaşmanın diğer hükümleri de dikkate alınarak, her bir Akit Devletin mevzuatına göre vergilendirilecektir. Madde 13 SERMAYE DEĞER ARTIŞ KAZANÇLARI 1. Bir Akit Devlet mukimince, diğer Akit Devlette yer alan ve 6 ncı maddede belirtilen gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 2. 1 inci fıkranın amaçları bakımından, diğer Akit Devlette yer alan gayrimenkul varlıkların elden çıkarılmasından doğan kazançlar, değerlerinin büyük bir kısmı doğrudan ya da dolaylı olarak bu diğer Devlette yer alan gayrimenkullerden kaynaklanan hisselerden (hisse senedi ve herhangi bir menkul kıymet dahil) elde edilen kazançları kapsayacaktır. 3. Bir Akit Devlet teşebbüsünün diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyerinin ticari varlığına dahil menkul varlıkların veya bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette serbest meslek faaliyeti icra etmek üzere kullandığı sabit bir yere ait menkul varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, 2 nci fıkrada belirtilenler hariç, bu işyerinin (yalnız veya tüm teşebbüsle birlikte) veya sabit yerin elden çıkarılmasından doğan kazanç da dahil olmak üzere, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 4. Bir Akit Devlet teşebbüsünün, uluslararası trafikte işletilen gemi, uçak veya kara yolu nakil vasıtalarının veya söz konusu gemi, uçak veya kara yolu nakil vasıtalarının işletilmesiyle ilgili menkul varlıkların elden çıkarılmasından sağladığı kazançlar, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. 5. Bu maddenin önceki fıkralarında belirtilenlerin dışında kalan varlıkların elden çıkarılmasından sağlanan kazançlar, yalnızca elden çıkaranın mukim olduğu Akit Devlette vergilendirilecektir. 6. 5 inci fıkra hükümleri, bir Akit Devletin: (a) iktisap ve elden çıkarma arasındaki süre bir yılı aşmadığı takdirde, diğer Akit Devletin bir mukiminin, ilk bahsedilen Devletin bir mukimi tarafından ihraç edilen hisse senetleri veya tahvilleri elden çıkarmasından sağladığı kazançları; (b) diğer Akit Devletin bir mukimi olan ve söz konusu varlığın elden çıkarılmasından hemen önceki 3 yıllık süre içerisindeki herhangi bir tarihte ilk bahsedilen Devletin mukimi durumunda olan bir gerçek kişinin bu diğer Devletin mukimi olmadan önce sahip olduğu herhangi bir varlığın elden çıkarılmasından sağladığı kazançları kendi kanunlarına göre vergilendirme hakkını etkilemeyecektir. Madde 14 SERBEST MESLEK FAALİYETLERİ 1. Bir Akit Devlet mukiminin serbest meslek hizmetleri veya bağımsız nitelikteki diğer faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Bununla beraber bu hizmet veya faaliyetler diğer Devlette icra edilirse ve eğer: (a) bu kişi, bu diğer Akit Devlette, söz konusu hizmet veya faaliyetleri icra etmek amacıyla sürekli kullanabileceği sabit bir yere sahip ise; veya (b) bu kişi, bu diğer Devlette, söz konusu hizmet veya faaliyetleri icra etmek amacıyla, oniki aylık herhangi bir kesintisiz dönemde, bir veya birkaç seferde toplam 183 gün veya daha uzun bir süre kalırsa, söz konusu gelir aynı zamanda bu diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir. Böyle bir durumda, olayına göre, ya yalnızca söz konusu sabit yere atfedilebilen gelir, ya da yalnızca bu diğer Devlette bulunulan süre içinde icra edilen hizmet veya faaliyetlerden elde edilen gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 2. Bir Akit Devlet teşebbüsünün serbest meslek hizmetleri veya benzer nitelikteki diğer faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği gelir, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Bununla beraber, bu hizmet veya faaliyetler diğer Devlette icra edilirse ve eğer: (a) teşebbüs, bu hizmet veya faaliyetleri icra etmek üzere bu diğer Akit Devlette bir işyerine sahip olursa; veya (b) hizmetlerin veya faaliyetlerin diğer Devlette icra edildiği süre veya sürelerin toplamı, oniki aylık herhangi bir kesintisiz dönemde 183 gün ya da daha fazla ise, söz konusu gelir aynı zamanda bu diğer Akit Devlette de vergilendirilebilir. Böyle bir durumda, olayına göre, ya yalnızca söz konusu işyerine ya da yalnızca bu diğer Devlette icra edilen hizmet veya faaliyetlere atfedilebilen gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir. Her iki durumda da teşebbüs, söz konusu gelir bu teşebbüsün diğer Devlette bulunan işyerine atfedilebilen bir gelirmiş gibi, bu diğer Devlette 7 nci madde hükümlerine göre vergilendirilmeyi tercih edebilir. Bu tercih, diğer Devletin, söz konusu gelir üzerinden tevkifat suretiyle vergi alma hakkını etkilemeyecektir. 3. "Serbest meslek faaliyetleri" terimi, özellikle bağımsız olarak yürütülen bilimsel, edebi, sanatsal, eğitici veya öğretici faaliyetleri, bunun yanısıra doktorların, avukatların, mühendislerin, mimarların, dişçilerin ve muhasebecilerin bağımsız faaliyetlerini kapsamına alır. Madde 15 BAĞIMLI FAALİYETLER 1. 16, 18, 19 ve 21 inci maddelerin hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukiminin bir hizmet dolayısıyla elde ettiği ücret, maaş ve diğer benzeri gelirler, bu hizmet diğer Akit Devlette ifa edilmedikçe, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. Hizmet diğer Devlette ifa edilirse, buradan elde edilen söz konusu gelir bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 2. 1 inci fıkra hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukiminin diğer Akit Devlette ifa ettiği bir hizmet dolayısıyla elde ettiği gelir, eğer: (a) Gelir elde eden kişi, diğer Devlette, bu Devletin ilgili mali yılı içinde başlayan veya biten herhangi bir oniki aylık dönemde bir veya bir kaç seferde toplam 183 günü aşmayan bir süre kalırsa, ve (b) Ödeme, diğer Devletin mukimi olmayan bir işveren tarafından veya böyle bir işveren adına yapılırsa, ve (c) Ödeme, işverenin diğer Devlette sahip olduğu bir işyerinden veya sabit yerden yapılmazsa yalnızca ilk bahsedilen Devlette vergilendirilecektir. 3. Bu maddenin önceki hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet teşebbüsü tarafından, uluslararası trafikte işletilen bir gemi, uçak veya kara yolu nakil vasıtasında ifa edilen bir hizmet dolayısıyla elde edilen gelir, bu Akit Devlette vergilendirilebilir. Madde 16 YÖNETİCİLERE YAPILAN ÖDEMELER Bir Akit Devlet mukiminin, diğer Akit Devletin mukimi olan bir şirketin yönetim kurulu üyesi olması dolayısıyla elde ettiği ücret ve diğer benzeri ödemeler, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. Madde 17 SANATÇI VE SPORCULAR 1. 14 ve 15 inci maddelerin hükümlerine bakılmaksızın, bir Akit Devlet mukimi olan tiyatro, sinema, radyo veya televizyon sanatçısı gibi bir sanatçının veya bir müzisyenin ya da bir sporcunun diğer Akit Devlette bu nitelikteki şahsi faaliyetleri dolayısıyla elde ettiği gelir, bu diğer Devlette vergilendirilebilir. 2. Bir sanatçının ya da sporcunun icra ettiği şahsi faaliyetlerden doğan gelir, sanatçının veya sporcunun kendisi adına değil de bir başkası adına tahakkuk ederse, bu gelir 7, 14 ve 15 inci maddelerin hükümleriyle bağlı kalınmaksızın, sanatçı ya da sporcunun faaliyetlerinin icra edildiği Akit Devlette vergilendirilebilir. 3. Bir sanatçı ya da sporcunun bir Akit Devlette icra ettiği faaliyetlerden elde ettiği gelire, bu Devlete yapılan ziyaretin tamamen veya önemli ölçüde Akit Devletlerden birinin veya her ikisinin veya mahalli idarelerinin kamusal fonlarından karşılanması halinde 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda söz konusu gelir, yalnızca sanatçı veya sporcunun mukim olduğu Akit Devlette vergilendirilecektir. Madde 18 EMEKLİ MAAŞLARI VE DÜZENLİ ÖDEMELER 1. 19 uncu maddenin 2 nci fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet mukimine geçmiş çalışmalarının karşılığında ödenen emekli maaşları ve diğer benzeri ödemeler ile bu mukime yapılan düzenli ödemeler yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. 2. "Düzenli ödeme" terimi, para veya parayla ölçülebilir bir menfaat karşılığında, tam ve yeterli bir ödemede bulunma yükümlülüğüne bağlı olarak, ömür boyu veya belirli ya da belirlenebilir bir süre, belirli zamanlarda, düzenli olarak ödenecek belirli bir meblağı ifade eder. Madde 19 KAMU HİZMETİ 1. (a) Bir Akit Devlete, politik alt bölümüne veya mahalli idaresine bir kamu görevi dolayısıyla bir gerçek kişi tarafından verilen hizmetler karşılığında bu Devlet, alt bölüm veya idare tarafından yapılan ve emekli maaşı dışında kalan ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. (b) Bununla beraber, hizmet diğer Devlette ifa edilirse ve gerçek kişi bu diğer Devletin bir mukimi ise, söz konusu ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler yalnızca diğer Akit Devlette vergilendirilecektir. Ancak, bu kişinin; (i) bu Devletin bir vatandaşı olması; veya (ii) yalnızca bu hizmeti ifa etmek amacıyla bu Devletin bir mukimi durumuna geçmemiş olması zorunludur. 2. (a) Bir Akit Devlete, politik alt bölümüne veya mahalli idaresine bir kamu görevi dolayısıyla bir gerçek kişi tarafından verilen hizmetler karşılığında, bu Devlet, alt bölüm veya idare tarafından veya bunlarca oluşturulan fonlardan ödenen emekli maaşları, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. (b) Bununla beraber, gerçek kişinin diğer Akit Devletin bir mukimi ve vatandaşı olması halinde, söz konusu emekli maaşı yalnızcı bu Devlette vergilendirilecektir. 3. Bir Akit Devlet, politik alt bölümü veya mahalli idaresi tarafından yürütülen ticari faaliyetlerle bağlantılı olarak verilen hizmetler karşılığında yapılan ücret, maaş ve diğer benzeri ödemeler ile emekli maaşlarına 15, 16, 17 ve 18 inci maddelerin hükümleri uygulanacaktır. Madde 20 ÖĞRENCİLER Bir Akit Devleti ziyareti sırasında veya ziyaretinden hemen önce diğer Akit Devletin mukimi durumunda olan ve ilk bahsedilen Devlette yalnızca öğrenim veya mesleki eğitim amacıyla bulunan bir öğrenci veya stajyere, geçimini, öğrenimini veya mesleki eğitimini sağlayabilmesi için bu Devletin dışındaki kaynaklardan yapılan ödemeler bu Devlette vergilendirilmeyecektir. Madde 21 ÖĞRETMENLER VE ÖĞRETİM GÖREVLİLERİ 1. Bir Akit Devleti, bu Devletteki bir üniversite, yüksekokul, okul veya diğer bir eğitim kurumunda öğretim veya araştırma yapmak amacıyla iki yılı aşmayan bir süre için geçici olarak ziyaret eden ve bu ziyareti sırasında veya hemen öncesinde diğer Akit Devletin mukimi olan bir öğretmen veya öğretim görevlisinin, söz konusu öğretim veya araştırma karşılığında ilk bahsedilen Akit Devletin dışındaki kaynaklardan elde ettiği gelirler, ilk bahsedilen Akit Devlette vergilendirilmeyecektir. 2. Bir profesör veya öğretmenin, özellikle belirli kişi ya da kişilerin menfaatlerine yönelik olarak yürütülen araştırma karşılığında elde ettikleri gelire, bu maddenin önceki hükümleri uygulanmayacaktır. Madde 22 DİĞER GELİRLER 1. Bir Akit Devlet mukiminin, nerede doğarsa doğsun, bu Anlaşmanın daha önceki maddelerinde belirtilmeyen gelir unsurları, yalnızca bu Devlette vergilendirilecektir. 2. 6 ncı maddenin 2 nci fıkrasında tanımlanan gayrimenkul varlıklardan elde edilen gelir hariç olmak üzere, bir Akit Devlet mukimi olan gelirin gerçek lehdarı, diğer Akit Devlette yer alan bir işyeri vasıtasıyla ticari faaliyette bulunursa veya bu diğer Devlette yer alan sabit bir yer vasıtasıyla serbest meslek faaliyetinde bulunursa ve gelirin ödendiği hak veya varlık ile bu işyeri veya sabit yer arasında etkin bir bağ bulunmaktaysa, bu gelire 1 inci fıkra hükümleri uygulanmayacaktır. Bu durumda, olayına göre 7 nci veya 14 üncü madde hükümleri uygulanacaktır. Madde 23 ÇİFTE VERGİLENDİRMENİN ÖNLENMESİ 1. İrlanda dışındaki bir ülkede ödenen verginin İrlanda vergisinden mahsubunu düzenleyen İrlanda mevzuatı hükümleri saklı kalmak üzere (burada öngörülen genel prensibi etkilememek şartıyla): (a) Türkiye'deki kaynaklardan elde edilen kazanç, gelir veya değer artış kazançları üzerinden, Türk mevzuatına göre ve bu Anlaşmaya uygun olarak doğrudan veya tevkifat suretiyle ödenen Türk vergisinin (temettüler yönünden, içinden temettünün ödendiği kazancın vergisi hariç), Türk vergisinin hesaplandığı aynı kazanç, gelir veya değer artış kazançlarına ilişkin olarak hesaplanan her türlü İrlanda vergisinden mahsubuna müsaade edilecektir. (b) Türkiye mukimi olan bir şirket tarafından, İrlanda mukimi olan ve temettüyü ödeyen şirketin doğrudan veya dolaylı olarak oy gücünün yüzde 10 unu veya daha fazlasını kontrol eden bir şirkete ödenen temettüler açısından, mahsupta ( (a) bendi hükümleri gereğince mahsup edilebilen Türk vergisine ilave olarak), içinden temettünün ödendiği kazanca ilişkin olarak şirket tarafından ödenen Türk vergisi dikkate alınacaktır. 2. Türkiye dışındaki bir ülkede ödenen verginin Türk vergisinden mahsubunu düzenleyen Türk mevzuatı hükümleri saklı kalmak üzere, bir Türkiye mukiminin İrlanda’daki kaynaklardan elde ettiği gelir (kazançlar ve vergiye tabi gelirler dahil) üzerinden İrlanda mevzuatına göre ve bu Anlaşmaya uygun olarak ödenen İrlanda vergisinin, söz konusu gelir üzerinden alınacak Türk vergisinden mahsubuna müsaade edilecektir. Bununla beraber bu mahsup, söz konusu gelire atfedilebilen, mahsuptan önce hesaplanan Türk vergisi miktarını aşmayacaktır. 3. 1 inci ve 2 nci fıkraların amaçları yönünden, bir Akit Devlet mukiminin sahip olduğu ve diğer Akit Devlette bu Anlaşmaya uygun olarak vergilendirilebilen kazanç, gelir ve değer artış kazançlarının, bu diğer Akit Devletteki kaynaklardan elde edildiği kabul edilecektir. 4. Bu Anlaşmanın herhangi bir hükmü uyarınca, bir Akit Devlet mukimi tarafından elde edilen gelir bu Devlette vergiden istisna edilirse, bu Devlet, bu mukimin geriye kalan geliri üzerinden alınacak vergi miktarını hesaplarken, istisna edilmiş olan geliri de dikkate alabilir. 5. Gelir veya kazanç bu Anlaşmanın herhangi bir hükmü uyarınca bir Akit Devlette kısmen veya tamamen vergi dışında tutulursa ve gerçek kişi, diğer Akit Devletin yürürlükteki mevzuatı uyarınca söz konusu gelir veya kazancın tamamı üzerinden değil de bu diğer Devlete gönderilen veya bu diğer Devlette elde edilen kısmı üzerinden vergiye tabi tutulursa, bu Anlaşma uyarınca ilk bahsedilen Devlette yapılacak indirim, yalnızca diğer Devlete gönderilen veya bu diğer Devlette elde edilen gelir veya kazanca uygulanacaktır. Madde 24 AYRIM YAPILMAMASI 1. Bir Akit Devletin vatandaşları, diğer Akit Devlette, bu diğer Devletin vatandaşlarının aynı koşullarda, özellikle mukimlik yönünden, karşı karşıya kaldıkları veya kalabilecekleri vergilemeden ve buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya daha ağır bir vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır. Bu hüküm aynı zamanda, 1 inci madde hükümleri ile bağlı kalınmaksızın, Akit Devletlerden birinin veya her ikisinin mukimi olmayan kişilere de uygulanacaktır. 2. 10 uncu maddenin 4 üncü fıkrası hükümleri saklı kalmak üzere, bir Akit Devlet teşebbüsünün diğer Akit Devlette sahip olduğu bir işyeri, diğer Devlette, bu diğer Devletin aynı faaliyetleri yürüten teşebbüslerine göre daha az lehe bir vergileme ile karşı karşıya kalmayacaktır. 3. 9 uncu maddenin 1 inci fıkrası, 11 inci maddenin 6 ncı fıkrası veya 12 nci maddenin 6 ncı fıkrası hükümlerinin uygulanacağı haller hariç olmak üzere, bir Akit Devlet teşebbüsünce diğer Akit Devletin bir mukimine ödenen faiz, gayrimaddi hak bedeli ve diğer ödemeler, söz konusu teşebbüsün vergilendirilebilir kazancının belirlenmesinde, bu ödemeler ilk bahsedilen Devletin bir mukimine yapılmış gibi aynı koşullarda indirilebilecektir. 4. Bir Akit Devletin, diğer Akit Devletin bir veya birkaç mukimi tarafından, doğrudan veya dolaylı olarak, kısmen veya tamamen sermayesine sahip olunan veya kontrol edilen teşebbüsleri, ilk bahsedilen Devlette, bu Devletin diğer benzeri teşebbüslerinin tabi oldukları veya olabilecekleri vergilemeden veya buna bağlı mükellefiyetlerden değişik veya daha ağır bir vergilemeye ve buna bağlı mükellefiyetlere tabi tutulmayacaklardır. 5. Bu maddede yer alan hiç bir husus, Akit Devletlerden herhangi birinin kendi mukimlerine şahsi ve ailevi durumları dolayısıyla uyguladığı şahsi indirimleri, vergi ve matrah indirimlerini, diğer Akit Devletin mukimlerine de uygulamak zorunda olduğu yönünde anlaşılmayacaktır. Madde 25 KARŞILIKLI ANLAŞMA USULÜ 1. Bir kişi, Akit Devletlerden birinin veya her ikisinin işlemlerinin kendisi için bu Anlaşma hükümlerine uygun düşmeyen bir vergileme yarattığı veya yaratacağı kanaatine vardığında, bu Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen çözüm yollarıyla bağlı kalmaksızın, durumu mukimi olduğu Akit Devletin yetkili makamına veya durumu 24 üncü maddenin 1 inci fıkrasına uygun düşerse, vatandaşı olduğu Akit Devletin yetkili makamına arz edebilir. Söz konusu müracaat, Anlaşma hükümlerine aykırı düşen bir vergilemeyle sonuçlanan eylemin ilk bildiriminden itibaren üç yıl içerisinde yapılmalıdır. 2. Söz konusu yetkili makam, itirazı haklı bulur ancak kendisi tatminkar bir çözüme ulaşamaz ise, Anlaşmaya ters düşen vergilemeyi önlemek amacıyla, diğer Akit Devletin yetkili makamıyla karşılıklı anlaşma yoluyla konuyu çözmeye gayret sarf edecektir. Anlaşmaya varılan her husus, Akit Devletlerin iç mevzuatlarında öngörülen zamanaşımı sürelerine bakılmaksızın uygulanacaktır. 3. Akit Devletlerin yetkili makamları, Anlaşmanın yorumundan veya uygulanmasından kaynaklanan her türlü güçlüğü veya tereddüdü karşılıklı anlaşmayla çözmek için gayret göstereceklerdir. 4. Akit Devletlerin yetkili makamları, bundan önceki fıkralarda belirtilen hususlarda anlaşmaya varabilmek için birbirleriyle doğrudan haberleşebilirler. Madde 26 BİLGİ DEĞİŞİMİ 1. Akit Devletlerin yetkili makamları, bu Anlaşma hükümlerinin yürütülmesi ile veya Anlaşma ile uyumsuzluk göstermediği sürece Akit Devletler, politik alt bölümleri veya mahalli idareleri adına alınan her tür ve tanımdaki vergilerle ilgili iç mevzuat hükümlerinin uygulanması veya idaresi ile ilgili olduğu düşünülen bilgileri değişime tabi tutacaklardır. Bilgi değişimi 1 inci ve 2 nci maddelerle sınırlı değildir. 2. Bir Akit Devlet tarafından 1 inci fıkra uyarınca alınan her türlü bilgi, o Devletin kendi iç mevzuatı çerçevesinde elde ettiği bilgiler gibi gizli tutulacak ve yalnızca birinci fıkrada bahsedilen vergilerin tahakkuk veya tahsilleri veya cebri icra ya da kovuşturmasıyla veya bu hususlardaki itirazlara bakmakla görevli kişi veya makamlara (adli makamlar ve idari kuruluşlar dahil) veya bunları denetlemekle görevli olan kişilere verilebilecektir. Bu kişi veya makamlar söz konusu bilgileri yalnızca bu amaçlar doğrultusunda kullanacaklardır. Bu kişi veya makamlar, söz konusu bilgileri mahkeme duruşmalarında veya adli kararlar alınırken açıklayabilirler. 3. 1 inci ve 2 nci fıkra hükümleri hiçbir surette bir Akit Devleti: (a) kendisinin veya diğer Akit Devletin mevzuatına ve idari uygulamalarına aykırı idari önlemler alma; (b) kendisinin veya diğer Akit Devletin mevzuatı veya normal idari işlemleri çerçevesinde elde edilemeyen bilgileri sunma; (c) herhangi bir ticari, sınai, mesleki sırrı veya ticari işlemi aleni hale getiren bilgileri veya aleniyeti kamu düzenine aykırı düşen bilgileri verme yükümlülüğü altına sokacak şekilde yorumlanamaz. 4. Bir Akit Devlet tarafından bu madde uyarınca bilgi talep edilmesi durumunda, diğer Akit Devlet, kendi vergi amaçları yönünden bu bilgilere ihtiyacı olmasa bile, talep edilen bilgiyi sağlamak için kendi bilgi toplama yöntemlerini kullanacaktır. Önceki cümlede yer alan yükümlülük, 3 üncü fıkradaki sınırlamalara tabi olmakla birlikte, bu sınırlamalar hiçbir surette bir Akit Devlete, yalnızca ulusal çıkarları olmadığı gerekçesiyle bilgi sağlamayı reddetme hakkı verecek şekilde yorumlanmayacaktır. 5. 3 üncü fıkra hükümleri hiçbir surette bir Akit Devlete, bilginin bir banka, diğer finansal kurum, temsilci veya bir acente ya da yediemin gibi hareket eden bir kişide bulunması veya bir kişinin sermaye payları ile ilgili olması nedeniyle bu bilgiyi sağlamayı reddetme hakkı verecek şekilde yorumlanmayacaktır. Madde 27 DİPLOMATİK TEMSİLCİLER VE KONSOLOSLUK MEMURLARI Bu Anlaşma hükümleri, diplomatik temsilciler veya konsolosluk memurlarının uluslararası hukukun genel kuralları veya özel anlaşma hükümlerine göre yararlandıkları mali ayrıcalıkları etkilemeyecektir. Madde 28 YÜRÜRLÜĞE GİRME 1. Her bir Akit Devlet, bu Anlaşmanın yürürlüğe girmesi için kendi iç mevzuatında öngörülen işlemlerin tamamlandığını diğer Akit Devlete bildirecektir. 2. Bu Anlaşma, bu bildirimlerden sonuncusunun alındığı tarihte yürürlüğe girecek ve hükümleri: (a) İrlanda'da: (i) Gelir ve değer artış kazançları vergisi bakımından, Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden yılın Ocak ayının birinci günü veya daha sonra başlayan herhangi bir tarhiyat yılı için; (ii) Kurumlar vergisi bakımından, Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden yılın Ocak ayının birinci günü veya daha sonra başlayan herhangi bir mali yıl için; (b) Türkiye'de: Bu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihi takip eden yılın Ocak ayının birinci günü veya daha sonra başlayan her vergilendirme dönemi için; uygulanacaktır. Madde 29 YÜRÜRLÜKTEN KALKMA Bu Anlaşma, bir Akit Devlet tarafından feshedilinceye kadar yürürlükte kalacaktır. Her bir Akit Devlet, bu Anlaşmanın yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 5 yıllık bir süreden sonraki herhangi bir tarihte, en az 6 ay önce, diplomatik yollardan fesih ihbarnamesi vermek suretiyle Anlaşmayı feshedebilir. Bu durumda Anlaşma: (a) İrlanda'da: (i) gelir ve değer artış kazançları vergisi bakımından, söz konusu fesih ihbarnamesinde belirtilen tarihi takip eden yılın Ocak ayının birinci günü veya daha sonra başlayan herhangi bir tarhiyat yılı için; (ii) kurumlar vergisi bakımından, söz konusu fesih ihbarnamesinde belirtilen tarihi takip eden yılın Ocak ayının birinci günü veya daha sonra başlayan herhangi bir mali yıl için; (b) Türkiye’de: söz konusu fesih ihbarnamesinde belirtilen tarihi takip eden yılın Ocak ayının birinci günü veya daha sonra başlayan vergilendirme dönemleri için; hüküm ifade etmeyecektir. BU HUSUSLARI TEYİDEN, aşağıda imzaları bulunan tam yetkili temsilciler, bu Anlaşmayı imzaladılar. Türk ve İngiliz dillerinde, ikişer nüsha halinde, her iki metin de aynı derecede geçerli olmak üzere 24 Ekim 2008 tarihinde, Dublin'de düzenlenmiştir. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ADINA İRLANDA ADINA Kemal UNAKITAN Maliye Bakanı Brian LENIHAN Maliye Bakanı PROTOKOL Türkiye Cumhuriyeti ile İrlanda arasında Gelir ve Sermaye Değer Artış Kazançları Üzerinden Alınan Vergilerde Çifte Vergilendirmeyi Önleme ve Vergi Kaçakçılığına Engel Olma Anlaşmasının imzalanması sırasında, imzalayan taraflar, aşağıdaki hükümlerin Anlaşmanın ayrılmaz bir parçasını oluşturduğu hususunda anlaşmaya varmışlardır: 1. 10 uncu madde ile ilgili olarak (Temettüler) 3 üncü fıkraya ilişkin olarak, Türkiye açısından "temettüler" terimi, yatırım fonu ve yatırım ortaklığından elde edilen gelirleri de kapsamaktadır. 2. 25 inci madde ile ilgili olarak (Karşılıklı Anlaşma Usulü) 2 nci fıkra ile ilgili olarak, Türkiye açısından, mükellefin karşılıklı anlaşmadan kaynaklanan iadeyi, vergi idaresinin karşılıklı anlaşma sonucunu kendisine tebliğ etmesinden sonraki 1 yıllık süre içerisinde talep etmek zorunda olduğu anlaşılmaktadır. BU HUSUSLARI TEYİDEN, aşağıda imzaları bulunan tam yetkili temsilciler, bu Protokol'ü imzaladılar. Türk ve İngiliz dillerinde, ikişer nüsha halinde, her iki metin de aynı derecede geçerli olmak üzere 24 Ekim 2008 tarihinde, Dublin'de düzenlenmiştir. TÜRKİYE CUMHURİYETİ ADINA İRLANDA ADINA Kemal UNAKITAN Maliye Bakanı Brian LENIHAN Maliye Bakanı [R.G. 10 Ağustos 2010 – 27668] —— • —— Yönetmelikler Bayındırlık ve İskân Bakanlığından: YAPI DENETİMİ UYGULAMA YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 5/2/2008 tarihli ve 26778 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 14 üncü maddesinin üçüncü fıkrasının (f) ve (g) bentlerinde yer alan “on iki” ibareleri “beş” şeklinde değiştirilmiş ve aynı fıkraya aşağıdaki (ğ) bendi eklenmiştir. “ğ) Proje ve uygulama denetçisi inşaat mühendisleri için beş yıllık fiili meslek süresinin en az üç yılında proje hazırlanması ya da incelenmesi konularında fiilen görev yaptığına dair ilgili kurum ve kuruluşlardan alınacak belgeler." MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “Kanunun uygulandığı il sayısının artırılması GEÇİCİ MADDE 9 – (1) Kanunun uygulandığı illerin Kanunun 11 inci maddesi doğrultusunda artırılması halinde, kapsama yeni giren iller için 12 nci maddenin üçüncü fıkrasının ikinci cümlesinde yer alan hesap yöntemi yerine, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl süre ile Türkiye İstatistik Kurumundan temin edilen nüfus istatistikleri kullanılarak, il bazında faaliyet gösterebilecek kuruluş sayısı belirlenir. (2) Kapsama yeni alınan illerde faaliyet göstermek üzere Bakanlığa izin belgesi başvurusunda bulunacak kuruluşların son başvuru tarihi ile bir ilde faaliyet gösterebilecek kuruluş sayısı, Bakanlık uygun görüşünü müteakip, Yapı Denetim Komisyonu tarafından ilgililere duyurulur. Herhangi bir ilde başvuru sayısının Bakanlık tarafından duyurusu yapılan sayıdan fazla olması halinde, o ilde izin belgesi verilecek kuruluşlar noter huzurunda çekilecek kura ile belirlenir." MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bayındırlık ve İskân Bakanı yürütür. Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin Tarihi Sayısı 5/2/2008 26778 Yönetmelikte Değişiklik Yapan Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin Tarihi Sayısı 31/7/2009 27305 [R.G. 7 Ağustos 2010 – 27665] —— • —— Enerji Piyasası Düzenleme Kurumundan: PETROL PİYASASI LİSANS YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 17/6/2004 tarihli ve 25495 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Petrol Piyasası Lisans Yönetmeliğinin 49 uncu maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Tesislerin tüm risk sigortasına esas sigorta bedeli, arazi edinim giderleri hariç olmak üzere tesisin kayıtlı net aktif değerinden düşük, risk ödemelerinde tanınabilecek muafiyet ise sigorta bedelinin yüzde ikisinden yüksek olamaz.” MADDE 2 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu Başkanı yürütür. [R.G. 10 Ağustos 2010 – 27668] —— • —— Vakıflar Genel Müdürlüğünden: VAKIFLAR YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 27/9/2008 tarihli ve 27010 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Vakıflar Yönetmeliğinin 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (c) ve (ç) bentleri aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “c) Sabıka kaydı olmadığına dair yazılı beyanı, ç) Sağlıkla ilgili olarak görevini devamlı olarak yapmaya engel bir durumu olmadığına dair yazılı beyanı.” MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 53 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “b) Vakfiyesinde galle fazlası ödenmesine ilişkin şart bulunan mazbut vakıflarda, ilgili bölge müdürlüğüne veya Genel Müdürlüğün internet sitesindeki online başvurular kısmında yer alan galle fazlası talep formunun doldurulması şekli ile; Genel Müdürlükçe temsilen yönetilen mülhak vakıflarda ise ilgili bölge müdürlüğüne,” MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 68 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Aşevi veya kuru gıda hizmetinden yararlanmak isteyen muhtaç kişiler Ek-9’da yer alan formu doldurmak suretiyle Bölge Müdürlüklerine şahsen, posta yoluyla veya Genel Müdürlüğün internet sitesi üzerinden başvuru yapabilirler. Bölge Müdürlüğünce yapılan değerlendirmede durumu uygun olanlar aşevi veya kuru gıda hizmetinden yararlandırılır.” MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 74 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Başvuru MADDE 74 – (1) Kendisine aylık bağlanması için başvuracaklar Ek-11’de yer alan formu doldurarak yerleşim yeri Bölge Müdürlüklerine şahsen, posta yoluyla veya Genel Müdürlüğün internet sitesi üzerinden başvuru yapabilirler. Muhtaç engellilerin özrünü belirten sağlık kurulu raporu forma eklenir.” MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 76 ncı maddesinin birinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 83 üncü maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(1) Eğitim yardımından faydalanmak isteyen öğrenciler ilköğretim ve ortaöğretim okullarının öğretim yılının başladığı tarihten itibaren bir ay içerisinde Bölge Müdürlüklerinde oluşturulacak müracaat kabul merkezlerine, şahsen, posta yoluyla veya Genel Müdürlüğün internet sitesi üzerinden başvuru yapabilirler. Postadaki gecikmelerden dolayı kurum sorumlu tutulamaz.” MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 84 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 84 – (1) Başvurular Ek-15'de yer alan formun doldurulması suretiyle yapılır.” MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 89 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Sunulacak hizmetler MADDE 89 – (1) Sağlık güvencesi bulunmayan, fakir ve garip olduğu tespit edilen hastaların tedavileri vakfiye şartları doğrultusunda hastane imkânları ile sınırlı olarak ve diğer hastalarla aynı kalitede ücretsiz yapılır. Zorunlu hallerde hastanede bulunmayan her türlü tıbbi malzeme dışarıdan temin edilir.” MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 90 ıncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Fakir ve garip hasta haklarından yararlanacaklar MADDE 90 – (1) Fakir ve garip hasta haklarından yararlanacak olanlar aşağıda belirtilmiştir. a) Genel Müdürlükten muhtaç aylığı alanlar, b) 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanuna göre maaş alanlar, c) 2828 sayılı Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu Kanunu gereğince, korunmaya muhtaç çocuklar hakkında mahkemece verilmiş ilamı olanlar, ç) Vakıf aşevi hizmetinden faydalananlar, d) Şehit aileleri ve gaziler.” MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 91 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Hasta kabulü MADDE 91 – (1) Fakir ve garip hastalar hastane baştabipliğince belirlenmiş büroya müracaat ederler. Hastanın beyanı doğrultusunda Ek-17’de yer alan form düzenlenir. (2) Ek-17’de yer alan formda belirtilen bilgiler hastane baştabipliğince tetkik edilerek değerlendirilir.” MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 92 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Tedavi işlemleri MADDE 92 – (1) Acil olarak hastaneye müracaat eden fakir ve garip hastaların beyanlarına itibar edilerek tıbbi işlemleri yapılır. (2) Ayaktan ve yatarak tedavi için hastaneye müracaat eden fakir ve garip hastaların beyanı doğrultusunda Ek-17’de yer alan form düzenlenerek tıbbi işlemleri başlatılır. İlgili polikliniğe sevk edilir.” MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 93 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 93 – (1) Gerçeğe aykırı beyanda bulunan ve sağlık güvencesi olduğu tespit edilen hastaların tedavi, ilaç ve tıbbi malzeme giderleri Sosyal Güvenlik Kurumundan tahsil edilir.” MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan Ek-9, Ek-11, Ek-15, Ek-17 ve Ek-21 ekteki şekilde değiştirilmiş ve Ek - 18 yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 14 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 15 – Bu Yönetmelik hükümlerini Vakıflar Genel Müdürü yürütür. EK- 9 VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ AŞEVİ VE KURU GIDA HİZMETİ BAŞVURU FORMU VAKIFLAR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE .………….. Genel Müdürlüğünüzün aşevlerinden verilen sıcak yemek ve/veya kuru gıda yardımından faydalanmak istiyorum. Aşağıda belirttiğim bilgilerin doğruluğunu beyan eder, yapılacak araştırma neticesinde aksi bir durum tespit edildiğinde verilecek hizmetin kesileceğini ve yasal işlem başlatılacağını bilerek müracaat etmiş olup; Gereğini saygılarımla arz ederim. YARDIM ALACAK OLANIN …../…../….. Muhtacın Adı Soyadı Adı Soyadı: T.C. Kimlik No: Sürekli (Şeker,tansiyon,kalp vb.) hastalığı varmı: Yazışma Adresi: Ailede Kişi Sayısı: Gelir ve Kazancın Çeşidi: Aile Fertlerinin Adı Soyadı Aylık Tutarı: Yakınlığı Yıllık TL: Cinsiyeti E K Medeni Durumu EK- 11 VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ MUHTAÇ AYLIĞI BAŞVURU FORMU VAKIFLAR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE .……………….. …../…../….. Genel Müdürlüğünüzün muhtaç engelliler ile yetim çocuklara verdiği aylıktan faydalanmak istiyorum. Aşağıdaki bilgilerin doğruluğunu kabul ve tasdik ederim. Muhtaçlık durumumda değişiklik olduğu takdirde bu durumu Vakıflar Bölge Müdürlüğüne bildireceğim. Bildirmediğim tespit edildiği takdirde tarafıma yapılan ödemeleri yasal faizi ile birlikte kurumunuza defaten ödeyeceğimi, gerçeğe aykırı belge ya da beyanım tespit edilirse hakkımda yasal işlem başlatılmasını kabul ve taahhüt ederim. Gereğini saygılarımla arz ederim. MUHTACIN VEYA VELİSİNİN ADI VE SOYADI MUHTACA AİT BİLGİLER TC Kimlik Mahalle/Kö Muhtacın Adı Soyadı Baba Adı İli İlçesi Yazışma Adresi No y Cinsiye t Muhtaç Engelliler ile Muhtaç Yetim Çocukların Puanlaması YETİM PUAN ÖZÜRLÜ % 40 ile % 59 Annesi Ölü Arası Muhtaç Yetim Muhtaç Engelli Kişinin Özür % 60 ile % 70 Çocuğun Durumu Babası Ölü Oranı Arası Babası Şehit % 80 in üstü Aile Mahkeme Kararı ile Ayrı ise Nafaka Alıyor Nafaka Almıyor Kapsamında Sosyal Güvenlik Kapsamında Olup Olmadığı Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Bakım Altına Alınıp Alınmadığı Muhtaç Yetim Çocuğun Ailesinin Bir Aylık Geliri Kapsamında Değil Bakım Altında Bakım Altında Değil Geliri Yoktur Geliri 0-100 TL Arası Geliri 100-200 TL Arası Muhtaç Engelli Kişinin Evli veya Bekar Olduğu Evli Bekar Kapsamında Kapsamında Değil Bakım Ücreti Alıyor SHÇEK’den Evde Bakım Ücreti Alıp Almadığı Bakım Ücreti Almıyor Bakım Altına Kamu Kurum ve Kuruluşlarınca Alındı Bakım Altına Alınıp Bakım Altına Alınmadığı Alınmadı Muhtaç Engelli Kişinin Bir Geliri Yoktur Aylık Geliri Geliri 0-100 TL Arası Geliri 100-200 TL Arası Sosyal Güvenlik Kurumu Kapsamında Olup Olmadığı PUAN Geliri 200 TL nin Üstü Geliri 200 TL nin Üstü *Başvuru Formuna Muhtaç Engelli Kişinin Sağlık Kurulu Raporu Eklenir. EK-15 VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ EĞİTİM YARDIMI BAŞVURU FORMU VAKIFLAR BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE ………………………… …/…/…… Genel Müdürlüğünüzün öğrencilere verdiği eğitim yardımından faydalanmak istiyorum. Aşağıdaki bilgilerin doğruluğunu kabul ve tasdik ederim. Yapılacak araştırma neticesinde gerçeğe aykırı belge verenler ya da beyanda bulunanlar hakkında yasal işlem yapılacağı tarafıma bildirilmiş olup, bir durum tespit edildiği takdirde tarafıma yapılan ödemeleri yasal faizi ile birlikte kurumunuza defaten ödeyeceğimi kabul ve taahhüt ederim. Gereğini saygılarımla arz ederim. ÖĞRENCİ VELİSİ ADI VE SOYADI ÖĞRENCİYE AİT BİLGİLER T.C. KİMLİK NO ADI VE SOYADI OKULU SINIFI PUANLAMAYA ESAS BİLGİLER ÖĞRENCİNİN İKAMET DURUMU AİLE YANINDA KİRADA ÖZEL YURTTA DEVLET YURDUNDA ÖĞRENCİ DIŞINDA OKUYAN KARDEŞ SAYISI A-1 B-2 C-3 D-4 VE FAZLASI ÖĞRENCİ DIŞINDAKİ AİLE FERT SAYISI A-1 B-2 C-3 D-4 VE FAZLASI ANNE VE BABA İLE BİRLİKTE YAŞIYORLAR BABA ŞEHİT BABA ÖLÜ ANNE ÖLÜ KANUNEN AYRI BABA ÇALIŞIYOR ÇALIŞMIYOR ANNE ÇALIŞIYOR ÇALIŞMIYOR ÖĞRENCİNİN BAŞARI DURUMU SINIF BİRİNCİSİ TAKDİRNAME ALAN TEŞEKKÜR ALAN EK-17 T. C. BAŞBAKANLIK VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ SAĞLIK HİZMETLERİNDEN ÜCRETSİZ YARARLANACAK HASTA BAŞVURU FORMU T.C. Kimlik No Adı Soyadı Baba Adı / Anne Adı Doğum Tarihi ve Yeri Yazışma Adresi Muhtarlığı / İlçesi Telefon Numaraları e-posta Adresi ….. /……/…… İş: Ev: Cep: Şehit ve gazi ailesi Mensubuyu m Vakıf Aşevinden hizmet Alıyorum Vakıflar Genel Müdürlüğünden muhtaç aylığı Alıyorum 2022 Sayılı Kanuna göre maaş Alıyorum 2828 Sayılı Kanun gereğince, korunmaya muhtaç çocuklar hakkında mahkemece verilmiş ilam Var Yok Herhangi bir sağlık güvencem Var Yok Değilim Almıyoru m Almıyoru m Almıyoru m ………………………………………………………………………………………… BAŞTABİPLİĞİNE Herhangi bir sosyal güvencem bulunmamaktadır ve hastane ücretini ödeyecek durumda değilim. Hastanenizin tedavi yardımı hizmetinden yararlanmak istiyorum. Yukarıdaki bilgilerin doğruluğunu kabul ve tasdik ederim. Başvuru Sahibinin Adı Soyadı ..../…./…. Düzenleyen Kontrol Eden Başhekim Onayı EK-21 T.C. BAŞBAKANLIK VAKIFLAR GENEL MÜDÜRLÜĞÜ VAKIFLAR MECLİSİ ÜYE ADAYI BAŞVURU FORMU BAŞVURU SAHİBİ KİMLİK BİLGİLERİ Başvuru Tarihi Adı-Soyadı : T.C. Kimlik No: BAŞVURU SAHİBİ İLETİŞİM BİLGİLERİ Açık Adresi: *Telefon No : (Ev) *Telefon No : (İş) *Telefon No : (Cep) *Faks No : e-posta : ÜYELİK BAŞVURUSUNUN HANGİ VAKIFLAR ADINA YAPILDIĞI **Yeni Vakıflar **Mülhak Vakıflar **Cemaat Vakıfları 5737 Sayılı Kanuna göre, …../…../…..tarihinde yapılacak olan Vakıflar Meclisi Üye seçiminde, yukarıda belirttiğim vakıflar kontenjanından “Vakıflar Meclisi Üye Adayı” olmak istiyorum. Gereğini arz ederim. Tarih İmza Açıklama : Formu büyük harflerle açık ve anlaşılır biçimde doldurunuz. * Alan kodu ile birlikte girilecektir. ** Üye adaylığı başvurusu hangi vakıflar adına olacak ise “X” ile işaretleyiniz. ** Üye adaylığı başvurusu sadece bir vakıf grubu için yapılacaktır. Birden fazla seçim yapılmış olan başvurular kabul edilmeyecektir. EKLER 1) Yükseköğretim mezunu olduğunu gösterir diploma veya çıkış belgesinin aslı veya Genel Müdürlükçe onaylı örneği. 2) 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununda belirlenen Devlet Memuru olma şartlarını taşıdığını beyan eden taahhütname. [R.G. 14 Ağustos 2010 – 27672] —— • —— İçişleri Bakanlığından: ESKİMİŞ, SOLMUŞ, YIRTILMIŞ VE KULLANILAMAYACAK DURUMA GELMİŞ BAYRAKLARIN YOK EDİLMESİ USUL VE ESASLARINI GÖSTERİR YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 8/6/2001 tarihli ve 24426 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Eskimiş, Solmuş, Yırtılmış ve Kullanılamayacak Duruma Gelmiş Bayrakların Yok Edilmesi Usul ve Esaslarını Gösterir Yönetmeliğin 5 inci maddesinin ikinci fıkrası yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının ilk cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Valilik ve Kaymakamlıklarda toplanan bayrakları yok etme işlemi; Valinin ve Kaymakamın belirleyeceği üç kişilik bir komisyon gözetiminde, ay-yıldız ile kırmızı kumaşların kesilerek ayrılmasından sonra kırpma makinesinde veya kapalı alanda yakılmak suretiyle yapılır.” MADDE 3 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 4 – Bu Yönetmelik hükümlerini Milli Savunma Bakanı, İçişleri Bakanı, Dışişleri Bakanı ve Maliye Bakanı yürütür. [R.G. 18 Ağustos 2010 – 27676] —— • —— Ulaştırma Bakanlığı (Denizcilik Müsteşarlığı)’ndan: TÜRK BAYRAKLI GEMİLERDE BAYRAK DEVLETİ ADINA HAREKET EDECEK KURULUŞLARIN SEÇİMİ VE YETKİLENDİRİLMESİNE DAİR YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA YÖNETMELİK MADDE 1 – 1/10/2003 tarihli ve 25246 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Bayraklı Gemilerde Bayrak Devleti Adına Hareket Edecek Kuruluşların Seçimi ve Yetkilendirilmesine Dair Yönetmeliğin 4 üncü maddesine “Liman Devleti Denetimi” tanımından sonra gelmek üzere aşağıdaki “Büyük Uygunsuzluk” tanımı eklenmiştir. “Büyük Uygunsuzluk: Yetkilendirilmiş kuruluşun İdare adına yapacağı sörvey, denetim ve sertifikalandırma işlemlerinde; gemi personeli, gemi emniyeti ve çevre için ciddi tehlike oluşturan tanımlanabilir bir ihmal veya kural ihlalini ya da bu Yönetmelikte yer alan bir yükümlülüğün etkili ve sistematik uygulama eksikliğini,” MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “İdare, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan "İdare Tarafından İdare Adına Sörvey Yapma ve Sertifika Düzenleme Yetkisi Verilecek Kuruluşlar İçin Asgari Kriterler" in 1.2 numaralı paragrafında belirtilen sayısal şartları taşımayan; ancak, bu Yönetmeliğin ekinde yer alan diğer şartları ve IMO’nun A.847 (20) numaralı Kararı ve eklerinde yer alan hükümleri karşılayan tanınmış kuruluşları da yukarıda belirtilen inceleme ve değerlendirmeden geçirmek suretiyle, başlangıçta üç yıl süreyle sınırlı olarak yetkilendirebilir. Tanınmış kuruluşun bu süre zarfındaki deniz emniyeti ve deniz kirliliğinin önlenmesine ilişkin bayrak ve liman devleti performans kayıtları ile Türkiye’deki yapılanmasının bu Yönetmeliğin 21 inci maddesinde yer alan hükümlere uygun olması ve İdare tarafından yapılan denetimlerde büyük uygunsuzluk bulunmaması halinde sınırlı yetkilendirme, aynı usulde yapılacak değerlendirme sonucunda İdare tarafından üçer yıllık sürelerle uzatılabilir. Süre sınırlı yetkilendirmeler bu Yönetmeliğin 28 inci ve 29 uncu maddelerinin uygulanmasına engel teşkil etmez.” MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin ekinde yer alan “İdare Tarafından İdare Adına Sörvey Yapma ve Sertifika Düzenleme Yetkisi Verilecek Kuruluşlar İçin Asgari Kriterler”in “2- Özel Gerekler” başlığı altına aşağıdaki 2.10 maddesi eklenmiştir. “2.10 Yetkilendirilecek kuruluşun sörveyörleri ve teknik personeli işlerini, patent, lisans, yöntem bilgisi veya kullanımı uluslararası düzeyde ya da ulusal düzeyde yasal koruma altında olan her türlü bilgi dahil olmak üzere, tersanelerin, ekipman tedarikçilerinin ve gemi sahiplerinin fikrî mülkiyet haklarına halel getirmeden yapar ve her ne şart altında olursa olsun inşa ve onarım halindeki gemilerin denetim, kontrol ve izleme işleri sırasında edinilen ticari özellikli bilgileri başkalarına aktaramaz ve ifşa edemez.” MADDE 4 – Bu Yönetmelik 1/7/2010 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 5 – Bu Yönetmelik hükümlerini Denizcilik Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan yürütür. [R.G. 21 Ağustos 2010 – 27679] —— • —— Çevre ve Orman Bakanlığından: SULAK ALANLARIN KORUNMASI YÖNETMELİĞİNDE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 17/5/2005 tarihli ve 25818 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “Sulak Alanların Korunması Yönetmeliği”nin 4 üncü maddesindeki “Sulak Alan” ve “Tampon Bölge” tanımları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki tanımlar eklenmiştir. “Sulak Alan: Doğal veya yapay, devamlı veya geçici, suları durgun veya akıntılı, tatlı, acı veya tuzlu, denizlerin gelgit hareketlerinin çekilme devresinde altı metreyi geçmeyen derinlikleri kapsayan, başta su kuşları olmak üzere canlıların yaşama ortamı olarak önem taşıyan bütün sular, bataklık, sazlık ve turbiyeler ile bu alanların kıyı kenar çizgisinden itibaren kara tarafına doğru ekolojik açıdan sulak alan kalan yerleri,” “Tampon Bölge: Sulak alan havzasının coğrafi durumu, topoğrafik özellikleri ve arazinin mevcut kullanım durumuna göre; sulak alan ekosistemini korumak maksadı ile ayrılan ve sulak alanın su toplama sınırını geçmemek veya topoğrafik, coğrafik olarak bir sınır değeri bulunmayan düz alanlarda varsa ekolojik etkilenme bölgesinden yoksa sulak alan bölgesinden itibaren azami 2500 metreyi geçmemek üzere ayrılan bölgeyi,” “Akarsu Koruma Bandı: Akarsuyun coğrafi durumu, topoğrafik özellikleri ve arazinin mevcut kullanım durumuna göre; akarsularda suyun karaya değdiği noktadan itibaren kara tarafına doğru kumul, çakıl, taşlık, kayalık, sazlık, bataklık, çalılık ve turbalık gibi tabii yaşam ortamlarının oluşturduğu bölgeyi, Daimi Akarsu: Sıcak ve kurak mevsimlerde kurumayan ve yıl genelinde daimi akıma sahip akarsuyu, Mevsimsel Akarsu: Kış dönemlerinde akışa geçen ve yıl boyunca daimi akımı haiz olmayan akarsuyu, Kuru Dere: Su akışı olmayan arazi üzerindeki düşük kotların oluşturduğu vadiyi,” MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 6 ncı maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Doldurma ve kurutma MADDE 6 – Sulak alanların doldurulması ve kurutulması yasaktır. Bu yolla arazi kazanılamaz. Bu hükme aykırı olarak arazi kazanılması halinde söz konusu alan faaliyet sahibince eski haline getirilir.” MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 10 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Sulak alanlarda, kuşların kuluçka dönemi dışında, kara tarafından su kesimine doğru ve bütün saz alanının %30’unu geçmeyecek şekilde saz kesimi yapılabilir. Saz kesimi tarihleri canlıların üreme dönemleri dikkate alınarak Bakanlık tarafından belirlenir. Koruma bölgelerinde saz ve diğer bitki türlerinin yakılması, sazların sökülmesi ve tahrip edilmesi yasaktır.” MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin 16 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 16 – Yapay sulak alanlar, yaban hayatı varlığına özen gösterilerek yapım maksadına uygun olarak kullanılır. Uluslararası öneme sahip olmayan yapay sulak alanlar, koruma bölgeleri uygulamasından muaftır.” MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğin 17 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 17 – Mevsimsel ve daimi akarsular haricindeki sulak alanlara ait mutlak koruma bölgeleri, sulak alan bölgeleri, ekolojik etkilenme bölgeleri ve tampon bölgeler Bakanlığın koordinasyonunda Ulusal Sulak Alan Komisyonu tarafından belirlenecek kurum ve kuruluşların uzmanlarınca arazide yapılan inceleme ve değerlendirmelerle tespit edilir. Koruma bölgeleri sınırları 1/25.000 ölçekli topoğrafik haritalar üzerinde gösterilir ve Ulusal Sulak Alan Komisyonunun görüşüne sunulur. Ulusal Sulak Alan Komisyonunun uygun görüşü alındıktan sonra Bakanlıkça onaylanmasını müteakip, uygulamaya aktarılmak üzere ilgili bakanlık, valilik ve belediyelere bildirilir. Koruma bölgeleri belirlenmemiş sulak alanlarda verilecek izinler, bu Yönetmeliğin tanımlar bölümünde yer alan koruma bölgeleri tanımları dikkate alınarak alanın özelliklerini bozmayacak şekilde Bakanlıkça verilir.” MADDE 6 – Aynı Yönetmeliğin 19 uncu maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu Yönetmelikte izin verilenlerin dışında hiçbir faaliyete ve yapılaşmaya izin verilmez.” MADDE 7 – Aynı Yönetmeliğin 20 nci maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Bu Yönetmelikte izin verilenlerin dışında hiçbir faaliyete ve yapılaşmaya izin verilmez.” MADDE 8 – Aynı Yönetmeliğin 21 inci maddesinin (c) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “c) Coğrafik, topoğrafik ve zemin şartları sebebiyle yerleşim ve kentsel gelişimi zorunlu olarak bu bölgede kalan yerleşim yerlerinin zorunlu gelişimi için 17 nci maddede belirtilen koruma bölgelerinin tespiti esnasında veya 26 ncı maddede belirtilen yönetim planları ile özel hüküm bölgesi ihdas edilebilir. Bu bölgelerdeki uygulamalar Bakanlığın uygun görüşü alınarak sorumlu kurum ve kuruluşlar tarafından gerçekleştirilir.” MADDE 9 – Aynı Yönetmeliğin 23 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “Mevsimsel ve daimi akarsular ile deniz kıyılarına ilişkin uygulama esasları MADDE 23 – Mevsimsel ve daimi akarsularda sulak alan koruma bölgeleri belirlenmez. Bu alanlarda koruma ve kullanım esasları aşağıda belirtilmiştir. Mevsimsel ve daimi akarsuların akarsu koruma bantlarında yer alan faaliyetlerin gerçekleştirilmesi Genel Müdürlüğün iznine tabiidir. Bu alanlarda ek-1 ve ek-2 listelerinde yer alan faaliyetler için Bakanlıkça belirlenecek başvuru formu ile Bakanlığa müracaat edilir, müracaatın uygun görülmesi halinde başvuru sahibine izin belgesi verilir. Mevsimsel ve daimi akarsuların belediye mücavir alanı içerisinde kalan bölümlerinde Genel Müdürlük uygun görüşü alınarak tüm faaliyetlerin izni ve kontrolü ilgili belediyelerce gerçekleştirilir. Göl, delta ve lagün gibi kıyı sulak alanları haricindeki deniz kıyısı bölümlerinde sulak alan koruma bölgeleri belirlenmez. Bu alanlarda ilgili mevzuat uyarınca uygulama yürüten kurumlar, uluslararası sözleşmelerle ülkemizin korumakla yükümlü olduğu türlerin Bakanlıkça belirlenen ve belirlenecek koruma ilkelerini planlarına işlemekle yükümlüdür. Bu alanlarda yürütülecek tüm faaliyetlerde Bakanlığın uygun görüşü alınır. Kuru derelerde bu Yönetmelik hükümleri uygulanmaz.” MADDE 10 – Aynı Yönetmeliğin 27 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 27 – Ulusal Sulak Alan Komisyonu, Bakanlık Müsteşarının veya Müsteşar Yardımcısının başkanlığında, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü, Çevre Yönetimi Genel Müdürü, Devlet Su İşleri Genel Müdürü, Özel Çevre Koruma Kurumu Başkanı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı Koruma ve Kontrol Genel Müdürü, Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü, yükseköğretim kurumlarının biyoloji ve ziraat bilim dallarından, aynı daldan olmamak şartıyla iki, sulak alanlar konusunda faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarından iki olmak üzere toplam 11 kişiden oluşur. Komisyonda yer alacak yükseköğretim kurum ve sivil toplum kuruluş üyeleri Bakanlıkça belirlenir ve iki yılda bir yenilenir. Görev süresi dolan üyeler yeniden belirlenebilir. Komisyonun sekretarya hizmetleri Genel Müdürlükçe yürütülür.” MADDE 11 – Aynı Yönetmeliğin 28 inci maddesine (c) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (ç) bendi eklenmiştir. “ç) Ramsar Sözleşmesi kriterleri çerçevesinde ülkemizin Uluslararası Öneme Sahip Sulak Alanlarını belirlemek ve güncellemek,” MADDE 12 – Aynı Yönetmeliğin 29 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 29 – Komisyon yılda en az iki defa salt çoğunlukla toplanır. Komisyon başkanı gerekli gördüğünde veya ilgili bakanlıkların talebi üzerine Komisyonu olağanüstü toplantıya çağırabilir. Komisyonda oy çokluğu ile karar alınır. Komisyon Başkanı uygun gördüğü kamu kurum ve kuruluşları ile üniversiteler ve sivil toplum kuruluşlarının yetkili temsilcilerini, gündemle ilgili görüşlerini almak üzere gözlemci olarak Komisyon toplantısına davet edebilir. Komisyona gözlemci olarak davet edilecek temsilciler oylamaya katılamazlar. Komisyon, gündemindeki konularda hazırlık yapmak amacıyla ilgili kuruluşlardan oluşan bir çalışma grubu teşkil edebilir.” MADDE 13 – Aynı Yönetmeliğin 31 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 31 – Bütün illerde Yerel Sulak Alan Komisyonları kurulur. Yerel Sulak Alan Komisyonu, il valisi veya valinin görevlendireceği vali yardımcısı başkanlığında, Ulusal Sulak Alan Komisyonunun üyesi kurumların üst düzey idarecileri, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri, sulak alanın bulunduğu ilçenin kaymakamı, belediye mücavir alanı içerisinde ise ilgili belediye başkanı, il ziraat odası başkanı varsa su ürünleri kooperatiflerinden bir, avcılık ve atıcılık derneklerinden bir, mahalli üniversitelerin ilgili bilim dallarından, aynı daldan olmamak şartıyla iki, sulak alanlar konusunda faaliyet gösteren mahalli sivil toplum kuruluşlarından bir temsilcinin katılımı ile oluşur. Komisyonun sekretarya hizmetleri İl Çevre ve Orman Müdürlüğünce yürütülür.” MADDE 14 – Aynı Yönetmeliğin 33 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 33 – Yerel Sulak Alan Komisyonu yılda en az üç defa toplanır. Komisyon başkanı gerekli gördüğünde veya Komisyon üyelerinin talebi üzerine olağanüstü toplantıya çağırabilir. Komisyon salt çoğunlukla toplanır ve oy çokluğu ile karar alır. Komisyona üye olarak katılan üniversite ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri birer oy hakkına sahiptir. Komisyona gözlemci davet edilecek kurum, kuruluş veya kişiler oylamaya katılamazlar. Komisyon, gündemindeki konularda hazırlık yapmak maksadıyla ilgili kuruluşlardan oluşan bir çalışma grubu teşkil edebilir.” MADDE 15 – Aynı Yönetmeliğin 36 ncı maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 36 – Bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, 2872 sayılı Çevre Kanunu, 2873 sayılı Milli Parklar Kanunu ile 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu hükümleri uygulanır. Salgın hastalık ve milli güvenlik konularına ait iş ve işlemler Ulusal Sulak Alan Komisyonunun teklifi üzerine Bakan onayı ile yapılabilir.” MADDE 16 – Aynı Yönetmeliğin geçici maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde 2 eklenmiştir. “GEÇİCİ MADDE 1 – Bu Yönetmeliğin yayımı tarihinden önce faaliyete geçmiş olan işletmeler, 31/12/2012 tarihine kadar Bakanlıkça istenilen şartları yerine getirmeleri kaydıyla faaliyetlerine devam ederler.” “GEÇİCİ MADDE 2 – Bu Yönetmeliğin yayım tarihinden önce tampon bölge içerisinde onaylanmış, çevre düzeni planları ve imar planları kapsamında sanayi alanı olarak ilan edilen sahalarda yapılacak uygulamalar Bakanlıkça değerlendirilerek karara bağlanır.” MADDE 17 – Aynı Yönetmeliğin ek-1 ve ek-2 listeleri ekteki şekilde değiştirilmiştir. MADDE 18 – Bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 19 – Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Orman Bakanı yürütür. EK-1 TAMPON BÖLGEDE YAPILMASI YASAK OLAN FAALİYETLER 1. Ham Petrol, Doğal Gaz, Kömür ve Maden Çıkarma Endüstrisi 1.1. Petrol, petrol ürünleri, doğalgaz, petrokimyasal veya kimyasal ürünlerin dolum ve/veya depolama tesisleri. 1.2. Taşkömürü ve bitümlü maddelerin gazlaştırılması ve sıvılaştırılması projeleri. 1.3.Doğalgaz sıvılaştırma ve gazlaştırma tesisleri. 1.4. Nükleer atık maddelerin depolanması için yapılan derin sondajlar. 1.5. Madencilik projeleri: Biyolojik, kimyasal, elektrolitik ya da ısıl işlem yöntemleri uygulanan cevher zenginleştirme tesisleri. 2. Enerji Endüstrisi 2.1. Petrol ve gaz işleme rafinerileri. 2.2. Kok fırınları. 2.3. Kömür gazlaştırma ve sıvılaştırma tesisleri. 2.4. Nükleer güç santralleri ve diğer nükleer reaktörlerin kurulması ve sökümü. 2.5. Radyasyonlu nükleer yakıtlar: 2.5.1. Nükleer yakıtların yeniden işlenmesi. 2.5.2. Nükleer yakıtların üretimi veya zenginleştirilmesi. 2.6. Termik güç santralleri ile diğer yakma sistemleri. 3. Metal Üretimi ve İşlenmesi 3.1. Metal cevheri fırınlama veya sinterleme tesisleri (sülfür cevheri dahil). 3.2. Kesintisiz döküm tesislerini de içeren pik demir veya çelik üretimi (birincil ve ikincil ergitme) için entegre tesisler. 3.3. Demir veya çelik işleme tesisleri: 3.3.1. Ham çelik işleyen sıcak haddeleme tesisleri. 3.3.2. Isıl gücün 20 MW’ı aştığı durumda birim gücün 50 kJ’den fazla olduğu şahmerdanlı veya tokmaklı tesisler. 3.3.3. Demir ve çeliğin eritilmiş metal (çinko, kalay ve diğerleri) ile koruyucu yüzey kaplama uygulaması. 3.4. Demir ve çeliğin döküldüğü dökümhaneler. 3.5. Aşağıdaki uygulamalara yönelik tesisler: 3.5.1. Cevherden, konsantreden ya da ikincil hammaddelerden metalürjik, kimyasal veya elektrolitik prosesler ile demir içermeyen ham metal üretim tesisleri. 3.5.2. Kurşun ve kadmiyum için ya da diğer bütün metaller için geri kazanılmış ürünleri de içeren (rafine etme, döküm vb.) alaşımlar dahil demir içermeyen metal ergitme ve/veya bileşiklerinin imali tesisleri. 3.6. Elektrolitik veya kimyasal bir proses kullanılarak metal ve plastik maddelerin yüzey işlemesinin yapıldığı tesisler. 4. Mineral, İnşaat Malzemeleri Endüstrisi 4.1. Asbest ve asbest içeren ürünleri çıkarma, üretme, işleme, dönüşüm tesisleri. 4.2. Asbest madeni işletmeleri ve zenginleştirme tesisleri. 4.3. Asbest kullanan diğer tesisler. 4.4. Son ürünü asbestli beton olan tesisler. 4.5. Son ürün olarak friksiyon (sürtünme) maddesi üreten 50 ton/yıl ve üzeri kapasiteli tesisler. 4.6. Çimento klinkeri üretme tesisleri. 4.7. Döner fırınlarda ya da diğer fırınlarda kireç üretme tesisleri. 4.8. Mineral elyaf üretimi de dahil, mineral madde ergitme tesisleri. 4.9. Üretim kapasitesi günde 75 tondan fazla olan çatı kiremiti, tuğla, refrakter tuğla kiremit, fayans ve porselen gibi seramik ürünlerinin ısıl işlemle elde edildiği tesisler. 5. Kimya ve Petrokimya Endüstrisi 5.1. Entegre kimya tesisleri: 5.1.1. Temel organik kimyasalların üretimi: a) Basit hidrokarbonlar (lineer veya döngüsel, doymuş veya doymamış, alifatik veya aromatik). b) Alkoller, aldehitler, ketonler, karboksilik asitler, esterler, asetatlar, peroksitler ve epoksi reçineler gibi oksijen içeren hidrokarbonlar. c) Kükürtlü hidrokarbonlar. ç) Aminler, amidler, azotlu, nitritli ve nitratlı bileşikler, nitriller, siyanitler ve iso siyanitler gibi azot içeren hidrokarbonlar. d) Fosfor içeren hidrokarbonlar. e) Halojenik hidrokarbonlar. f) Organometalik bileşikler. g) Temel plastik maddeler (polimerler, sentetik elyaflar ve seluloz bazlı elyaflar). ğ) Sentetik kauçuk. h) Boya ve pigmentler. ı) Yüzey aktif maddeler. 5.1.2. Basit inorganik kimyasalların üretimi: a) Amonyak, klor ya da hidrojen klorür, flor ya da hidrojen florür, karbon oksitler, kükürt bileşikleri, azot oksitler, hidrojen, kükürt dioksit, karbonil klorür gibi gazlar. b) Kromik asit, hidroflorik asit, fosforik asit, nitrik asit, hidroklorik asit, sülfürik asit, oleum ve kükürtlü asitler gibi asitler. c) Amonyum hidroksit, potasyum hidroksit, sodyum hidroksit gibi bazlar. ç) Amonyum klorür, sodyum klorit, potasyum klorit, potasyum karbonat, sodyum karbonat, perborat, gümüş nitrat, baryum sülfat gibi tuzlar. d) Ametaller, metal oksitler ya da kalsiyum karpit, bor ve bileşikleri, zırnık, dispeng oksit, silisyum, silisyum karpit gibi diğer inorganik maddeler. 5.1.3. Hammadde aşamasından başlamak suretiyle fosfor, azot ya da potasyum bazlı gübre üretimi (basit bileşik gübreler). 5.1.4. Bitki Koruma Ürünlerinin ve biyositlerin üretimi. 5.1.5. Kimyasal ya da biyolojik prosesler kullanılarak temel farmasötik ürünlerin üretimi (alkaloid tesisler dahildir). 5.2. Bant biçimindeki malzemeleri plastik maddelerle kaplayan tesisler ile plastik maddeler, yumuşatıcılar, okside ve beziryağı veya diğer maddelerden meydana gelen karışımları kurutan tesisler. 5.3. Tellerin fenol ve kresol reçinelerle ya da diğer organik maddelerle yalıtıldığı tesisler. 5.4. Stiren katkılı veya aminli epoksi reçineli sıvı veya doymamış poliester reçinelerinin işlendiği tesisler. 5.5. Isıl işlem yoluyla furan, üre fenolü resorsin maddeleri veya ksilen reçinesi gibi aminoplast veya fenolformaldehidplastların kullanımı ile madde üretilen tesisler. 5.6. Poliüretan biçimlendirme maddeleri veya poliüretan köpüğü ile maddeler içerisinde boşluk oluşturma çalışmaları yapan tesisler (ana girdi maddelerinin 200 kg/saat ve üzerindeki tesisler dahil olup, termoplastik poliüretan kullanan tesisler). 5.7. Fenol veya diğer plastik reçineli bağlayıcı maddelerin kullanılması suretiyle balata üreten tesisler. 5.8. Organik bağlayıcı maddeler kullanılarak yapay zımpara plakaları, parçaları, zımpara kağıtları veya dokularının üretildiği tesisler. 5.9. Patlayıcı üretimi, Patlayıcı ve parlayıcı maddelerin üretildiği tesisler. 5.10. Lastik üretim tesisleri (iç ve dış motorlu taşıt ve uçak lastikleri, kolon, sırt kauçuğu, kord bezi ve benzeri). 5.11.Tarım ilaçları ve farmasotik ürünlerin, boya ve cilaların, elastomer esaslı ürünlerin ve peroksitlerin üretildiği veya elastomer esaslı ürünlerin işleme tabi tutulduğu tesisler, bitki gelişim düzenleyiciler. 6. Kâğıt Endüstrisi 6.1. Keresteden ya da diğer lifli malzemelerden selüloz ve/veya kağıt hamuru üretim tesisleri. 6.2. Her çeşit kağıt üretim tesisleri ve karton üretim tesisleri. 7. Atık Yönetimi 7.1. Tehlikeli ve Özel İşleme Tabi Atıkların bertarafı 7.1.1. Tehlikeli ve Özel İşleme Tabi Atıkların geri kazanılması ve/veya nihai bertarafını yapacak tesisler. 7.1.2.Tıbbi atıklar için projelendirilen yakma tesisleri. 7.1.3. Tıbbi atık düzenli depolama tesisleri. 7.1.4. Atık yağ geri kazanımı için projelendirilen tesisler. 7.1.5. Tehlikeli atık ihtiva eden atık barajları, atık havuzları. 7.2. Radyasyondan arınmış nükleer yakıtların veya sınır değerin üzerinde radyasyon içeren atıkların işlenmesi. 7.3.Radyasyonlu nükleer yakıtların nihai bertarafı işlemi. 7.4. Yalnız radyoaktif atıkların nihai bertarafı işlemi. 7.5.Yalnızca radyasyonlu nükleer yakıtların (10 yıldan uzun süre için planlanmış) veya nükleer atıkların üretim alanından farklı bir alanda depolanması. 7.6.Radyasyondan arınmış nükleer yakıtların nihai bertarafı. 8. Gıda Endüstrisi 8.1. Aşağıdakilerden gıda üretmeye ilişkin her türlü işlem ve proses: 8.1.1. Günlük nihai ürün üretim kapasitesi 75 tondan fazla olan hayvansal hammadde (süt dışında). 8.1.2. Günlük nihai ürün üretim kapasitesi 300 tondan fazla (3 aylık ortalama değer bazında) olan bitkisel hammadde. 8.1.3. Entegre süt ürünleri üretim tesisleri (sütten peynir, yağ, yoğurt gibi süt ürünlerinden en az ikisinin üretildiği tesisler). 8.2. Entegre zeytin işletmeleri. 8.3. Et ürünleri üretim tesisleri (kesimin ve et ürünleri üretiminin birlikte yapıldığı tesisler) ve Mezbahaneler, 8.3.1. Büyükbaş hayvan kesimi ve et ürünlerinin üretildiği tesisler. 8.3.2. Küçükbaş hayvan kesimi ve et ürünlerinin üretildiği tesisler. 8.3.3. Kanatlı hayvanların kesimi ve et ürünlerinin üretildiği tesisler. 8.3.4. Rendering tesisleri. 8.4. Entegre yağ üretim projeleri (bitkisel ürünlerden ham yağ eldesinin ve rafinasyon işleminin birlikte yapıldığı tesisler). 8.5.Maya ve nişasta fabrikaları. 8.6.Şeker fabrikaları. 9. Diğer Tesisler/Faaliyetler 9.1. Elyaf veya tekstil ön işlem (yıkama, ağartma, terbiye ve merserizasyon gibi işlemler) veya boyama tesisleri. 9.2. Terbiye işlemlerinden kasar (haşıl sökme, ağartma, merserizasyon, kostikleme ve benzeri.) veya boyama birimlerini içeren iplik, kumaş veya halı fabrikaları. 9.3. Ham deri (işlenmiş ham deriden son ürün elde eden tesisler hariç) işleme tesisleri. Hayvan derisi ve postu tabaklama ve/veya deri mamulleri işleme tesisleri. 9.4. Boyama (kimyasal veya kök boya kullanılarak), kasar veya baskı işlemi yapan iplik, kumaş veya halı fabrikaları. 9.5.Yün veya tiftiğin ovalanması, yağının alınması veya ağartmasının yapıldığı endüstriyel tip tesisler. 9.6. Denim (Kot) veya konfeksiyon ürünleri yıkama tesisleri. 9.7. Cam, cam elyafı veya taş yünü üretim tesisleri. 9.8. Solvent kullanılarak malzeme, nesne ve ürünlerin yüzey işlemlerinin yapıldığı tesisler; örn. apreleme, baskı, kaplama, yağ giderme, su geçirmez hale getirme, boyutlandırma, boyama, temizleme ya da emprenye etme faaliyetleri. 9.9. Yanma ve grafitleştirme yolu ile karbon ya da elektrografit üretme tesisleri. 9.10.Suyolları, limanlar ve tersaneler: 9.10.1. Ticari amaçlı liman, iskele ve rıhtımlar (güneşlenme ve sportif amaçlı iskeleler hariç), Yat Limanları. 9.10.2. Yük ve yolcu gemilerinin yapım, bakım, söküm ve onarımı amaçlı tersaneler ile 24 m. üzerinde yat imalatı yapan tesisler. 9.11.İhtisas organize sanayi bölgeleri, endüstri bölgesi, organize sanayi bölgesi, serbest bölge sanayi alanı. 9.12.Pil ve akü üretim tesisleri (montaj yapılan tesisler hariç). 9.13.Tarım ilaçları ve/veya farmasötik ürünlerin etken maddelerinin üretildiği tesisler. 9.14. Beyaz eşya üretimi veya boyamasının yapıldığı tesisler. 9.15.Damper, karoser vb. araç üstü ekipmanların boyanarak üretildiği tesisler. 9.16. Tehlikeli Maddelerin Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliği ek-1’inde yer alan maddeleri üreten, kullanan ve depolayan diğer tesisler. EK-2 TAMPON BÖLGEDE YAPILMASI BAKANLIK İZNİNE TABİ OLAN FAALİYETLER 1. Ham Petrol ve Madencilik 1.1. Ham Petrol çıkarılması. 1.2. Doğal gaz çıkarılması. 1.3. Taş ocakları, açık ocak madenciliği, patlatma yapılarak maden çıkarılan ocaklar. 1.4. Metalik ve/veya metalik olmayan açık ocak veya yeraltı madenciliği. 1.5. Akarsudan mineral çıkarılması. 1.6. 1 inci ve 2 nci grup madenlerin her türlü işleme sokulması (kırma-eleme, öğütme, yıkama ve benzeri). 1.5. Perlit, şist ve kil patlatma tesisleri. 1.7. Blok ve parça mermer, dekoratif amaçlı taşların çıkartılması, işlenmesi ve yıllık mermer kesme, işleme ve sayalama tesisleri. 1.8. Metan gazının çıkartılması ve depolanması. 1.9. Karbondioksit ve diğer gazların çıkartıldığı, depolandığı veya işlendiği tesisler. 1.10. Cevher hazırlama veya zenginleştirme tesisleri (Ek-I’de yer almayanlar). 1.11. Tuzun çıkarılması ve/veya her türlü tuz işleme tesisleri. 1.12. Turba çıkarılması. 1.13. Kum, çakıl ve benzeri maddelerin alımı. 2. Enerji Endüstrisi, Ulaşım, Altyapı ve Kıyı Yapıları 2.1.Su depolama ve Hidroelektrik Santral Projeleri. 2.1.1. Su depolama tesisleri (baraj ve göletler). 2.1.2. Nehir tipi santraller. 2.2. Akarsu havzaları arasında su aktarma projeleri 2.3.Akarsu yataklarının düzenlenmesi (kuru dereler ve mevsimsel akış gösteren dereler hariç). 2.4. 10 MW ve üzeri Rüzgâr enerji santralleri. 2.5. Jeotermal kaynağın çıkartılması ve jeotermal enerji kullanan tesisler (Isı kapasitesi 5MWt-megawatt termal ve üzeri). 2.6. Elektrik, gaz, buhar ve sıcak su elde edilmesi ve/veya nakledilmesi için kurulan endüstriyel tesisler (10 MW ve üzeri). 2.7.154 kV üzeri gerilimdeki enerji iletim tesisleri (5 km ve üzeri). 2.8. Dip tarama projeleri. 2.9.Yeraltı suyu çıkarma veya yeraltında depolama projeleri. 2.10. Çekek yerleri (Yat ve teknelere karaya çekme, bakım, onarım, konaklama, denize indirme hizmetleri sunan, tekne veya 24 m. uzunluğa kadar yat imalatı yapan tesisler). 3. Metallerin Üretimi ve İşlenmesi 3.1. Anma gücü 100 kW ve üzerinde değirmenlerle hurda parçalayan tesisler, 3.2. Aşağıdaki makinelerin üretildiği, tamirinin yapıldığı tesisler: 3.2.1. Kazanlar. 3.2.2. Metal saçtan yapılmış konteynerler. 3.3. Sıcak biçimlendirme metoduyla üretilen çelik dikişsiz boru ve kaynaklı boru üreten tesisler. 3.4. Soğuk biçimlendirme metoduyla üretilen çelik dikişsiz ve kaynaklı boru üreten tesisler. 3.5. Püskürtmeli maddelerle demir-çelik yapı konstrüksiyonları, çelik konstrüksiyonlar ve sac parçaları yüzeylerinin muamele edildiği ve taşlama veya zımparalama tesisleri. (Kapalı devre çalışan püskürtme maddesinin devrede kaldığı tesisler hariçtir). 3.6. Kurşunlu akümülatör ile endüstriyel akümülatör hücreleri baterya ve pil vb üreten tesisler. 3.7. Tokmaklama metodu ile metal tozu üreten tesisler ve diğer metal tozu ve pastaları üreten tesisler. 3.8. Motorlu taşıt üretimi ve montajı ve motorlu taşıtların motorlarının üretimi. 3.9. Gemi, yat inşa ve bakım onarım tersaneleri. 3.10. Uçak yapım ve bakım tesisleri. 3.11. Demiryolu ekipmanı üretimi. 3.12. Patlayıcılar ile baskı yapılması. 3.13. Metallerin sırlama, emaye ve/veya mineleme işleminin yapıldığı tesisler. 3.14. Metallerin asit veya baz ile işlem gördüğü tesisler. 3.15. Demir dışı metal oksit (alüminyum oksit ve çinko oksit gibi) üretim tesisleri. 3.16. Seri makine imalatı, elektrik makineleri ve yedek parça üretimi. 3.17. Mekanik işlemle metallere yüzey işlemi yapılan tesisler. 4. Mineral, İnşaat Malzemeleri Endüstrisi 4.1. Çimento öğütme veya paketleme tesisleri. 4.2. Kireç öğütme, söndürme veya paketleme tesisleri. 4.3. Boksit, dolomit, alçı, kiselgar, magnezit, kuvarzit ve şamot gibi maddelerin pişirildiği ve/veya ergitildiği tesisler. 4.4. Günlük üretim kapasitesi 75 tonun altında üretim olan çatı kiremiti, tuğla, refrakter tuğla kiremit, fayans ve porselen gibi seramik ürünlerinin ısıl işlemle elde edildiği tesisler. 4.5. Gazlı beton blokları ve buhar basıncı altında kum-kireç briketi veya elyaflı çimento levhaların üretildiği tesisler. 4.6. Üretim kapasitesi 10 m3/saat ve üzerinde olan, çimento kullanarak beton, harç veya yol malzemesi üreten tesisler; malzemelerin sadece kuru oldukları zaman karıştırıldıkları yerler dahil. 4.7. Çimento veya diğer bağlayıcı maddeler kullanarak, sıkıştırma darbe, sarsma ve titreşim yoluyla şekillendirilmiş malzeme üreten tesisler. 4.8. Hazır Beton Tesisleri. 4.9. Boru üretimi yapan tesisler. 5. Kimya Endüstrisi 5.1. Kimyasalların ve ara ürünlerin işlenmesi (Ek-1’de bulunmayan faaliyetler). 5.2. 5 ton veya daha fazla Bitki Koruma Ürününün depolandığı tesisler. 5.3. Saatte 1 ton veya daha fazla kapasiteye sahip organik çözücülerin damıtma ile yeniden işlendiği tesisler. 5.4. Günde 1 ton veya daha fazla kapasiteye sahip doğal reçine eritme tesisleri. 5.5. Patlayıcı maddelerin depolanması, bertarafı ve geri kazanımına dair tesisler (cephanelerin veya diğer patlayıcıların yüklendiği veya patlatıldığı tesisler buna tabidir, kibrit üretimi ise kapsam dışındadır). 5.6. Bitki Koruma Ürünleri ile bunlarda kullanılan etkin maddelerin öğütüldüğü, mekanik olarak, karıştırıldığı, paketlendiği ve boşaltıldığı ve yeniden paketlendiği tesisler. 5.7. Hammaddesini hazır alıp sadece karışım yapan sabun veya deterjan üretimi yapan tesisler 6. Ağaç ve kâğıt endüstrisi 6.1. Tahrik gücü 100 kW’ın üzerinde olan ağaç işleme, ağaç kaplama üretimi ve kereste fabrikaları, mobilya fabrikaları ve ağaç parke üretim fabrikaları. 6.2. Aylık kapasitesi 30 m3 veya daha fazla olan ağaç ve ağaç ürünlerinden sunta üreten tesisler. 6.3. Aylık kapasitesi 1000 m3 veya daha fazla olan ağaç ve ağaç ürünlerinin doğrandığı tesisler. 7. Atık Yönetimi 7.1. Ambalaj atığı toplama, ayırma ve geri dönüşüm tesisleri. 7.2. Evsel atık transfer istasyonu. 7.3. Gemilerin normal faaliyetinden kaynaklanan atıkların toplandığı “Atık Kabul Tesisleri”. 7.4. Tehlikeli atık taşıma firmaları. 7.5. Kümes ve ahır gübrelerinin geri kazanılması ve bertaraf edilmesine yönelik tesisler. 7.6. Hayvan dışkısı kurutma tesisleri. 8. Gıda Endüstrisi 8.1. Hayvansal yan ürünler ve artığı işleme vb. tesisler, hayvansal yağların üretimini yapan tesisler. 8.2. Bitkisel ve hayvansal ürünlerin nihai paketlendiği tesisler. 8.3. Suma veya malt üretimi tesisleri ve/veya alkollü içeceklerin üretildiği tesisler. 8.5. Alkolsüz içecekler üretim tesisleri. 8.6. Aşağıdaki gıda ürünlerinin üretimine yönelik her türlü işlem ve prosesler: 8.6.1. Günlük 75 tonu aşmayan nihai üretim kapasitesine sahip (süt hariç) hayvansal hammaddeler. 8.6.2. Günlük 300 tonu aşmayan nihai üretim kapasitesine sahip (üç aylık ortalama değer bazında) bitkisel hammaddeler. 8.7. İşlenmemiş kemik ve işlenmiş hayvan derisi ve kılı depolama tesisleri. 8.8. Balık veya kemik unu üretim ve/veya depolama tesisleri. 8.9. Balık yağı fabrikaları. 8.10. Çay fabrikaları. 8.11. Un ve unlu mamullerin üretildiği tesisler. 8.12. Entegre tesis niteliğinde olmayıp, yöre halkının ihtiyacını karşılamak üzere 1000kg/gün den fazla süt kullanmadan üretim yapılan mandıralar. 8.13. Su ürünleri işleme tesisleri. 8.14. Kimyasal madde kullanılmadan üretim yapan zeytin işletmeleri. 8.15. Kesim prosesi içermeyen et üretim tesisleri. 9. Tarım, Su Ürünleri ve Yetiştiriciliği Tesisleri 9.1. Zati ihtiyaçlar dışındaki büyükbaş ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği 9.2. Zati ihtiyaçlar dışında kümes hayvancılığının yapıldığı tesisler. 9.3. Balık ve/veya su ürünleri çiftlikleri: 9.3.1. Kültür balıkçılığı projeleri. 9.3.2. Balık kuluçkahaneleri. 9.4. Saz kesimi. 10. Diğer Tesisler 10.1.Üretim kapasitesi 25 ton/saat ve üzerinde olan hava sıvılaştırma tesisleri. 10.2. Motorlu taşıtlar için sürekli yarış ve test parkurları. 10.3. Kentsel ve/veya evsel nitelikli atık su arıtma tesisleri. 10.4. Hurdaların veya kullanılmış taşıtların veya hurda taşıtların depolama alanları ve/veya işlem tesisleri. 10.5. Sigara fabrikaları. 10.6. Kuru durumda olan tozlanabilen yığma maddelerin, damperli araçlar ve devirmeli depolar, kepçeler ve teknik araç ve gereçlerle doldurulup boşaltıldığı açık veya tam kapalı olmayan depolama tesisleri (200 ton/gün ve üzerinde madde aktarılan tesisler dahil olup, hafriyat çalışmaları hariçtir). 10.7. Tuz işletmeleri. 10.8. Biyodizel üretim tesisleri. 10.9. Asfalt üretim tesisleri. 10.10.hava taşıtları onarım tesisleri. 10.11.Toplu halde projelendirilen konutlar (200 konut ve üzeri). 10.12. Arabalar ve motosikletler için kalıcı yarış ve test sahaları. 10.13. Golf tesisleri. 10.14. Turizm konaklama tesisleri (100 oda ve üzeri oteller, tatil köyleri, turizm kompleksleri ve benzeri). 10.15. Tehlikeli Maddelerin Su ve Çevresinde Neden Olduğu Kirliliğin Kontrolü Yönetmeliği Ek-2’sinde yer alan maddeleri içeren diğer tesisler. [R.G. 26 Ağustos 2010 – 27684] —— • —— Karar Sayısı : 2010/786 Ekli “Karayolu ile Uluslararası Eşya Taşıyan Araçların Seyir, Konaklama, Denetleme, Güvenlik ve Gümrük İşlemlerine Ait Yönetmeliğin Yürürlükten Kaldırılmasına Dair Yönetmelik”in yürürlüğe konulması; Devlet Bakanlığının 9/7/2010 tarihli ve 9497 sayılı yazısı üzerine Bakanlar Kurulu’nca 27/7/2010 tarihinde kararlaştırılmıştır. Abdullah GÜL CUMHURBAŞKANI Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan C. ÇİÇEK B. ARINÇ A. BABACAN M. AYDIN Devlet Bak. ve Başb. Yrd.Devlet Bak. ve Başb. Yrd.Devlet Bak. ve Başb. Yrd. Devlet Bakanı H. YAZICI Devlet Bakanı F. N. ÖZAK Devlet Bakanı E. GÜNAY Devlet Bakanı V. F. ÇELİK Devlet Bakanı E. BAĞIŞ Devlet Bakanı S. A. KAVAF Devlet Bakanı C. YILMAZ Devlet Bakanı S. ERGİN Adalet Bakanı A. DAVUTOĞLU Dışişleri Bakanı N. ERGÜN Maliye Bakanı V. M. V. GÖNÜL B. ATALAY Milli Savunma Bakanı İçişleri Bakanı N. ÇUBUKÇU M. DEMİR R. AKDAĞ Milli Eğitim BakanıBayındırlık ve İskân BakanıSağlık Bakanı M. M. EKER Ö. DİNÇER N. ERGÜN Tarım ve Köyişleri BakanıÇalışma ve Sos. Güv. Bakanı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı E. GÜNAY Kültür ve Turizm Bakanı B. YILDIRIM Ulaştırma Bakanı T. YILDIZ Sanayi ve Ticaret Bakanı V. EROĞLU Çevre ve Orman Bakanı KARAYOLU İLE ULUSLARARASI EŞYA TAŞIYAN ARAÇLARIN SEYİR, KONAKLAMA, DENETLEME, GÜVENLİK VE GÜMRÜK İŞLEMLERİNE AİT YÖNETMELİĞİN YÜRÜRLÜKTEN KALDIRILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 5/3/1993 tarihli ve 93/4207 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Karayolu ile Uluslararası Eşya Taşıyan Araçların Seyir, Konaklama, Denetleme, Güvenlik ve Gümrük İşlemlerine Ait Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. MADDE 2 – Sayıştayın görüşü alınarak hazırlanan bu Yönetmelik 1/3/2011 tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 3 – Bu Yönetmelik hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür. [R.G. 28 Ağustos 2010 – 27686] —— • —— Çevre ve Orman Bakanlığından: BAZI TEHLİKELİ MADDELERİN, MÜSTAHZARLARIN VE EŞYALARIN ÜRETİMİNE, PİYASAYA ARZINA VE KULLANIMINA İLİŞKİN KISITLAMALAR HAKKINDA YÖNETMELİKTE DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR YÖNETMELİK MADDE 1 – 26/12/2008 tarihli ve 27092 (Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Bazı Tehlikeli Maddelerin, Müstahzarların ve Eşyaların Üretimine, Piyasaya Arzına ve Kullanımına İlişkin Kısıtlamalar Hakkında Yönetmeliğin 3 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; a) 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanununu, 24/4/1930 tarihli ve 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununu, 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun ile 4/8/1952 tarihli ve 3/15481 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Gıda Maddelerinin Umumi Sağlığı İlgilendiren Eşya ve Levazımın Hususi Vasıflarını Gösteren Tüzüğe dayanılarak, b) Avrupa Birliği Parlamentosu ve Konseyinin 1907/2006/EC sayılı Kimyasalların Kaydı, Değerlendirmesi, İzni ve Kısıtlanması Hakkında REACH Tüzüğünün kısıtlamalara ilişkin 17 nci Ek’i dikkate alınarak hazırlanmıştır.” MADDE 2 – Aynı Yönetmeliğin 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 8 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasında, mevzuatına dayalı olarak görev alanlarına giren ürünler için ilgili kuruluşlar; Çevre ve Orman Bakanlığı, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığıdır.” MADDE 3 – Aynı Yönetmeliğin 12 nci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “MADDE 12 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Orman Bakanı, Bayındırlık ve İskân Bakanı, Sağlık Bakanı, Tarım ve Köyişleri Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Sanayi ve Ticaret Bakanı ile Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan müştereken yürütür.” MADDE 4 – Aynı Yönetmeliğin Ek-1’inin “1. Asbest ile ilgili hükümler” başlığı altında yer alan (A) bölümünün üçüncü ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir. “(3) Serpantin grubu asbest lifi olarak tanımlanan; Krizotil asbest (beyaz asbest), CAS No: 12001–29–5, CAS No: 132207–32–0, lifleri çıkarılamaz, üretilemez, herhangi bir ürünün üretiminde ve üretim dışında herhangi bir amaçla kullanılamaz, satış ve kullanım amacıyla piyasaya arz edilemez. (4) Mevcut elektroliz tesislerinde kullanılan krizotil asbest içeren diyaframlar hariç olmak üzere, krizotil asbest liflerinin kullanım hükümlerine uymayan ürünler, kullanım amacıyla piyasaya arz edilemez ve kullanılamaz.” MADDE 5 – Aynı Yönetmeliğe aşağıdaki geçici madde eklenmiştir. “Bildirim GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Krizotil asbest içeren diyafram kullanan mevcut elektroliz tesisleri bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç altı ay içerisinde; bulundurdukları diyaframların miktarı, kullanım süreleri, ihtiyaç miktarları, temin ettikleri firmaları ve GTİP numaralarını içeren bilgileri Çevre ve Orman Bakanlığına bildirmekle yükümlüdür.” MADDE 6 – Bu Yönetmelik 31/12/2010 tarihinde yürürlüğe girer. MADDE 7 – Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Orman Bakanı, Bayındırlık ve İskân Bakanı, Sağlık Bakanı, Tarım ve Köyişleri Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Sanayi ve Ticaret Bakanı ile Dış Ticaret Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan müştereken yürütür.” Yönetmeliğin Yayımlandığı Resmî Gazete’nin Tarihi Sayısı 26/12/2008 27092 (Mük.) [R.G. 29 Ağustos 2010 – 27687] —— • —— Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: GENETİK YAPISI DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALAR VE ÜRÜNLERİNE DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, bilimsel ve teknolojik gelişmeler çerçevesinde, modern biyoteknoloji kullanılarak elde edilen genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ve ürünlerinden kaynaklanabilecek risklerin engellenmesi, insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması için; a) Gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile ilgili başvuru, değerlendirme, karar, ithalat, işleme, ihracat, etiketleme, izleme, piyasaya sürme, denetim ve kontrole, b) Genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar ile ilgili araştırma, geliştirme ve deneysel amaçlarla yapılacak faaliyetlerin, harici çevre ile temasını önleyecek şekilde, kontrollü şartlar altında, sınırlandırılmış belirli bir alanda denemelerinin yapılmasına, c) Genetik yapısı değiştirilmiş mikroorganizmalar ve ürünleri ile ilgili araştırma, geliştirme, başvuru, değerlendirme, karar, ithalat, ihracat, işleme, etiketleme, piyasaya sürme, izleme, denetim, kontrol ve kapalı alan faaliyetlerine dair usul ve esasları belirlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; a) Gıda ve yem amaçlı genetik yapısı değiştirilmiş organizma ve ürünleri ile ilgili başvuru, değerlendirme, karar, işleme, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama, taşıma, piyasaya sürme, ithalat, ihracat, transit geçiş, izleme, denetim ve kontrole, b) İthal edilecek veya yurt içinde geliştirilen GDO ve ürünlerinin araştırma, geliştirme ve kontrollü şartlar altında deneme çalışmalarına, c) GDM’ler ile ilgili başvuru, değerlendirme, karar, ithalat, ihracat, işleme, etiketleme, piyasaya sürme, izleme, denetim ve kontrol faaliyetleri ile kapalı alan faaliyetlerinin yürütüleceği laboratuvar, tesis gibi kapalı alan koşullarına dair hükümleri kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; 18/3/2010 tarihli ve 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Açık alan: Tüm toprak ve su habitatlarını, b) Araştırma enstitüsü: Bakanlıklara bağlı olarak araştırma ve geliştirme faaliyeti yürüten enstitüleri, c) Araştırmaya yetkili kuruluş: Araştırma enstitülerini, Bakanlıkların araştırma yapmakla görevlendirilmiş kuruluşlarını, üniversitelere ve TÜBİTAK’a bağlı araştırma yapan kuruluşlar ile Bakanlıkça yetkilendirilmiş özel sektör araştırma kuruluşlarını, ç) Ayırt edici kimlik: Her bir GDO için taşıdığı her bir genin kodunu da içeren nümerik ve alfa nümerik bir kodlama sistemini, d) Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını, e) Basitleştirilmiş işlem: GDO ve ürünlerinden kaynaklanabilecek herhangi bir riskin olmadığı, insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe herhangi bir zararın bulunmadığı yönünde mevcut bilgiye ve daha önce yapılmış olan risk değerlendirmesine dayanan basitleştirilmiş karar alma sürecini, f) Başvuru sahibi: İlk ithalattan önce başvuruyu yapan gen sahibi veya ithalatçıyı, g) Biyogüvenlik: İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliği korumak için GDO ve ürünleri ile ilgili faaliyetlerin güvenli bir şekilde yapılmasını, ğ) Biyogüvenlik bilgi değişim mekanizması: GDO ve ürünleri ile ilgili bilimsel, teknik ve uygulamaya ilişkin bilgi ve belgelerin ulusal ve uluslararası seviyede alışverişinin kolaylaştırılması ile kamuoyunun bilgilendirilmesi ve karar sürecine katılımı amacıyla oluşturulacak bilgi alışverişi sistemini, h) Çevresel risk değerlendirme: GDO ve ürünlerinin, deneysel amaçlı serbest bırakılmaları, kapalı kullanım veya piyasaya sürülmelerinin neden olabileceği, doğrudan veya dolaylı, derhal veya gecikmeli fark etmeksizin çevre üzerinde sebep olabileceği risklerin, Ek II ve Ek III’te istenenler ile ilave olarak Kurul tarafından istenebilecek bilgi ve belgelere göre risk değerlendirmesi kapsamında yürütülen değerlendirmeyi, ı) Değerlendirme: GDO’larla ilgili her bir başvuru için karar oluşturmada dikkate alınmak üzere, bilimsel esaslara göre Komiteler tarafından yapılacak risk değerlendirmesi ve sosyo-ekonomik değerlendirme ile ihtiyaç hâlinde etik değerlendirme ve Kurulca istenecek diğer değerlendirmeleri, i) Deneme: GDO’ların sahip olduğu ileri sürülen özelliklerin ve bunların çevre üzerine olası etkilerinin kontrollü şartlarda test edilmesi için yapılan çalışmayı, j) Deneysel amaçlı serbest bırakma: GDO ile ilgili deneysel amaçlarla yapılacak faaliyetlerin, harici çevre ile temasını önleyecek şekilde, kontrollü şartlar altında, sınırlandırılmış belirli bir alanda yürütülmesini, k) Eşik değer: Onaylanmış genler için, Kurulun görüşleri doğrultusunda Bakanlıkça belirlenen, ürünün GDO’lu olarak etiketlenmesini gerektiren alt limiti, l) Etik değerlendirme: GDO ve ürünlerinin çevreye serbest bırakılması ve kullanılmasının tüketiciler, kullanıcılar ve çiftçilerin etik değerleri üzerinde muhtemel etkilerini ve sonuçlarını belirlemek üzere yapılan değerlendirmeyi, m) GDO ve ürünleri: GDO, GDM, kısmen veya tamamen GDO’lardan elde edilen, GDO içeren veya GDO’lardan oluşan ürünleri, n) GDO’lardan elde edilen ürünler: Kısmen veya tamamen GDO’lardan elde edilmekle birlikte GDO içermeyen veya GDO’dan oluşmayan ürünleri, o) GDO’suz eşdeğer ürün: Genetik değiştirme teknolojisi uygulanmamış ve hiçbir şekilde GDO içermeyen eşdeğer gıda veya yemi, ö) Genetik yapısı değiştirilmiş mikroorganizma (GDM): Genetik yapısı doğal rekombinasyonlar dışında kalan yol veya süreçlerle değiştirilmiş olan mikroorganizmaları, p) Genetik yapısı değiştirilmiş organizma (GDO): Modern biyoteknolojik yöntemler kullanılmak suretiyle gen aktarılarak elde edilmiş, insan dışındaki bitki, hayvan ve mikroorganizma dâhil canlı organizmayı, r) İhracat: Bir malın, yürürlükteki ihracat mevzuatı ile gümrük mevzuatına uygun şekilde Türkiye Gümrük Bölgesi dışına veya serbest bölgelere çıkarılmasını veyahut Dış Ticaret Müsteşarlığınca ihracat olarak kabul edilecek sair çıkış ve işlemleri, s) İlgililer: GDO ve ürünleri ile ilgili olarak araştırma, geliştirme, işleme, piyasaya sürme, izleme, kullanma, ithalat, ihracat, nakil, taşıma, saklama, paketleme, etiketleme, depolama gibi faaliyetlerde bulunanları, ş) İşleme: GDO ve ürünlerinin, gıda ve yem amaçlı kullanılmasını sağlamak için yapılan ve ürünün ilk hâlini önemli ölçüde değiştiren herhangi bir faaliyeti, t) İthalat: Yurt dışında üretilmiş malların bedelli veya bedelsiz alınarak serbest dolaşıma giriş rejimi prosedürlerine tabi tutulması, u) İzin: Araştırmaya yetkili kuruluşlarca araştırma ve geliştirme amaçlı ithal edilecek GDO ve ürünleri için Bakanlık tarafından verilen ithal müsaadesini, ü) İzleme: GDO ve ürünlerinden kaynaklanabilecek herhangi bir riskin olmadığı ve insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe herhangi bir zararının bulunmadığı tespit edilmiş, piyasaya sürülen bir GDO ve ürününün işleme ve dağıtım zinciri boyunca her aşamada takibi ve her türlü gözlem, kontrol ve denetimi, v) İzlenebilirlik: GDO ve ürünlerinin üretim ve dağıtım zinciri boyunca her aşamada geriye dönük takibini, belirlenmesini ve tanımlanmasını, y) Kanun: 18/3/2010 tarihli ve 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanununu, z) Kapalı alan: İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitlilik üzerinde genetik yapısı değiştirilmiş mikroorganizmalardan veya ürünlerinden kaynaklanabilecek olumsuz etkilerin biyolojik, kimyasal ve fiziksel engellerle tamamen önlendiği kontrollü laboratuvarlar ve üretim tesislerini, aa) Kapalı alanda kullanım: İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitlilik üzerinde genetik yapısı değiştirilmiş mikroorganizmalardan veya ürünlerinden kaynaklanabilecek olumsuz etkilerin biyolojik, kimyasal ve fiziksel engellerle tamamen önlenerek kontrol edilen laboratuvar ve tesislerdeki araştırma, geliştirme, eğitim ve üretim faaliyetlerini, bb) Karar: GDO veya ürünlerine ilişkin yapılan bir başvuru hakkında bilimsel esaslara göre yapılan risk değerlendirmesi ve sosyo-ekonomik değerlendirme sonuçlarına göre Kurul tarafından verilen kararı, cc) Kaza: GDO ve ürünleri kullanım ve nakilleri sırasında çevre ve insan sağlığı üzerinde uzun veya kısa vadede zarara neden olacak şekilde istenmeyen kaçış süreçlerini, çç) Komite: Bilimsel değerlendirmeleri yapmak üzere Kurul tarafından oluşturulan komiteleri, dd) Kurul: Biyogüvenlik Kurulunu, ee) Mikroorganizma (MO): Çoğalma ve genetik materyal aktarabilme yeteneğine sahip, virüsler, viroidler, kültürü yapılan bitki ve hayvan hücrelerinin de dâhil olduğu hücresel veya hücresel olmayan mikrobiyolojik yapıları, ff) Muamele: İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğin korunması için alınacak tedbirler göz önünde bulundurularak ambalajlama, paketleme, etiketleme, nakil ve depolama gibi GDO üzerinde gerçekleştirilen herhangi bir işlemi, gg) Onay: GDO veya ürünlerine ilişkin yapılan bir başvuru hakkında bilimsel esaslara göre yapılan risk değerlendirmesi ve sosyo-ekonomik değerlendirme ile gerekli hâllerde yapılacak etik değerlendirme sonuçlarına göre Kurul tarafından verilen olumlu kararı, ğğ) Piyasaya sürme: Bu Yönetmelik kapsamındaki her türlü ürünün bedelli veya bedelsiz olarak piyasaya arzını, hh) Risk değerlendirme: GDO ve ürünlerinin, genetik değişiklikten dolayı, insan, hayvan ve bitki sağlığı, biyolojik çeşitlilik ve çevre üzerinde sebep olabileceği risklerin ve risk kaynağının test, analiz, deneme gibi bilimsel yöntemlerle tanımlanması, niteliklerinin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve risk unsurlarının belirlenmesini kapsayan dört aşamalı süreci, ıı) Risk iletişimi: Risk analizi sürecinde risk değerlendiricileri, risk yöneticileri ve diğer ilgili tarafların, tehlike, risk, riskle ilgili faktörler ve riskin algılanmasına ilişkin bilgi ve görüşler ile risk değerlendirmesi bulguları ve risk yönetimi kararlarının açıklamalarını da kapsayan bilgi ve düşüncelerin paylaşımını, ii) Risk yönetimi: GDO ve ürünlerinin, risk değerlendirmesi ve yasal faktörler göz önünde tutularak ilgili taraflarla istişare ile izin verilen amaç ve kurallar dâhilinde kullanılmasını ve muamelesini sağlamak amacıyla alınan önlemleri, uygun olabilecek kontrol önlemlerine ilişkin alternatiflerin değerlendirilmesi, tercih edilmesi ve uygulanması sürecini, jj) Sosyo-ekonomik değerlendirme: Başvuru hakkında karar verilmeden önce değerlendirilmek üzere, GDO ve ürünlerinin çevreye serbest bırakılması ve kullanılması sürecinde biyolojik çeşitlilik ve kullanıcıları ile çiftçiler üzerindeki etkilerinden kaynaklanacak sosyo-ekonomik bedelleri belirlemek üzere bilimsel esaslara dayanarak yapılan tüm çalışmaları, kk) TAGEM: Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğünü, ll) Transit Geçiş: Serbest dolaşımda bulunmayan ürünlerin Türkiye Gümrük Bölgesi üzerinden geçerek yabancı bir ülkeden yabancı bir ülkeye, yabancı bir ülkeden Türkiye’ye, Türkiye’den yabancı bir ülkeye, bir iç gümrükten diğer bir iç gümrüğe sevkini, mm) TÜBİTAK: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunu ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler ve Yasaklar Genel hükümler MADDE 5 – (1) Bakanlık; insan, hayvan, bitki sağlığı ile çevrenin ve biyolojik çeşitliliğin korunması amacıyla bu Yönetmelik kapsamına giren ürünler hakkında tamamen veya kısmen toplatma, mülkiyetin kamuya geçirilmesi, ürünün mahrecine iadesi, faaliyetin geçici olarak durdurulması, ürünün imhası, piyasaya arzı, ticareti ve işlenmesinin yasaklanması gibi ihtiyati tedbirler dâhil her türlü tedbiri almaya ve düzenlemeyi yapmaya yetkilidir. (2) Başvurular, başvuru dokümanları, bilimsel değerlendirme raporları ve kararlar biyogüvenlik bilgi değişim mekanizması aracılığıyla kamuoyuna duyurulur. (3) Araştırma ve geliştirme amacıyla ithal edilmek istenen GDO ve ürünleri dışında bu Yönetmelik kapsamındaki ürünler için gümrük idarelerince GDO'ya ilişkin ek bir belge aranmaz. (4) GDO ve ürünlerinin araştırmaya yetkili kuruluşlarda sağlanması gereken standart ve koşullar ile izleme, denetim ve kontrol amaçlı analizleri yapacak laboratuvarlarda aranacak koşullar Kurul tarafından belirlenir. Yasaklar MADDE 6 – (1) Bu Yönetmelik kapsamına giren ürünler ile ilgili olarak; a) GDO ve ürünlerinin onay alınmaksızın piyasaya sürülmesi, b) GDO ve ürünlerinin, Kurul kararlarına aykırı olarak kullanılması veya kullandırılması, c) Genetiği değiştirilmiş bitki ve hayvanların üretimi, ç) GDO ve ürünlerinin Kurul tarafından piyasaya sürme kapsamında belirlenen amaç ve alan dışında kullanımı, d) GDO ve ürünlerinin bebek mamaları ve bebek formülleri, devam mamaları ve devam formülleri ile bebek ve küçük çocuk ek besinlerinde kullanılması yasaktır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Araştırma ve Geliştirme Araştırma ve geliştirme MADDE 7 – (1) Yurt içinde yapılacak GDO ile ilgili araştırma ve geliştirme çalışmaları için başvuru şartı aranmaz. Ancak araştırma ve geliştirme amaçlı yapılacak faaliyetin konusu ve sonucu hakkında Bakanlığa bilgi verilmesi zorunludur. (2) Araştırma, geliştirme ve eğitim amaçlı ithal edilecek GDO ve ürünleri için Bakanlıktan izin alınır. a) İzin için Ek-1’deki başvuru formu ile TAGEM’e müracaat edilir. b) TAGEM izin işlemlerini on beş gün içinde tamamlar ve ithalat işlemlerini tamamlanması için izin belgesini gümrük idaresine sunulmak üzere ilgilisine verir. İthalat işlemleri, alınan izinde belirtilen şartlara uygun olarak gerçekleştirilir. c) İthal edilecek materyalin miktarı TAGEM tarafından belirlenir. ç) İthalatına izin verilen GDO ve ürünleriyle ilgili yurt içinde yürütülen araştırma ve geliştirme faaliyetinin tamamlanmasını takip eden üç ay içinde sonuçtan Bakanlığa bilgi verilir. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Başvuru, Deneysel Amaçlı Serbest Bırakma, GDM’nin Kapalı Alanda Kullanımı, Değerlendirme ve Karar, Basitleştirilmiş İşlem ve Gizli Bilgi Başvuru MADDE 8 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında yer alan GDO ve ürünlerinin ilk ithalatından önce, içerdiği her bir GDO için gen sahibi veya ithalatçı, yurt içinde geliştirilen GDO ve ürünü için ise GDO’yu geliştiren veya gen sahibi gerçek ve tüzel kişiler tarafından TAGEM’e başvuru yapılır. Başvurularda, başvurunun içeriğine ilişkin bilgiler ile GDO’nun ne amaçla kullanılacağı belirtilir. GDO için birden fazla amaçla kullanım başvurusu yapılabilir. Birden fazla amaçla kullanım için başvuru yapıldığında, her bir amaç için ayrı başvuru yapılmış sayılır. (2) Piyasaya sürülmek üzere yapılacak başvurularda; a) Ayırt edici kimlik bilgileri, b) Kullanım amacı ve kısıtlamalarla ilgili talep ve bu talebi destekleyen bilgi ve belgeler, c) GDO ve ürünlerinin geliştirildiği ülkede kullanım ve üretim koşullarını açıklayan bilgi ve belgeler, ç) Risk yönetimi ile ilgili bilgi ve belgeler, d) Başvuru yapılan GDO ve ürünlerinin taşıma, muhafaza ve nakil koşulları, e) GDO ve ürünlerinin geliştirildiği ülkede çevreye serbest bırakılmasına, tüketim amacıyla piyasaya sürülmesine izin verildiğine, verilen iznin devam ettiğine, üretimine ve tüketimine devam edildiğine ve Bakanlıkça belirlenen süreyle piyasada yer aldığına dair talep edilen belge, f) Başvurulacak organizmanın özelliğine göre EK-2 III A ve III B kısımları veya EK-3 II Ç ve II D kısımlarında belirtilen bilgiler hariç, g) Kurul tarafından ilan edilecek diğer bilgi ve belgeler, sunulur. (3) Yurt içinde geliştirilen GDO ve ürünlerinin başvurusu için ikinci fıkranın (c) ve (e) bentleri dışındaki diğer bilgi ve belgeler sunulur. (4) Alınan başvurular TAGEM tarafından Kurula iletilir. (5) Kurul, başvuruyu en geç doksan gün içerisinde değerlendirerek sonucunu TAGEM’e gönderir. TAGEM başvurudan itibaren on beş gün içerisinde başvuru sahibine sonucu bildirir. Ek bilgi ve belge temini için geçen süre, doksan günlük sürenin hesaplanmasında dikkate alınmaz. (6) Kurul, yapılan başvuruları biyogüvenlik bilgi değişim mekanizması aracılığıyla duyurur. (7) Kurul, gerek gördüğü durumlarda başvuruya ait ek bilgi ve belgeler isteyebilir. (8) Kurul tarafından başvuru ile ilgili ilave bilgi ve belge istenmesi hâlinde bilgi ve belgelerin Kurul tarafından belirlenen süre içinde temin edilmemesi durumunda işlem sonlandırılır ve dosya başvuru sahibine iade edilir. (9) Başvurular GDO ve ürünlerinin; a) İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliği tehdit etmesi, b) Üretici ve tüketicinin tercih hakkının ortadan kaldırılması, c) Çevrenin ekolojik dengesinin ve ekosistemin bozulmasına neden olması, ç) GDO ve ürünlerinin çevreye yayılma riskinin olması, d) Biyolojik çeşitliliğin devamlılığını tehlikeye düşürmesi, e) Başvuru sahibinin biyogüvenliğin sağlanmasına yönelik tedbirleri uygulamak için yeterli teknik donanıma sahip olmadığının anlaşıldığı, durumlarda reddedilir. (10) Başvuruların değerlendirme işlemleri ile ilgili masraflar başvuru sahibi tarafından Bakanlıkça belirlenen hesaba yatırılır. Deneysel amaçlı serbest bırakma MADDE 9 – (1) Deneysel amaçlı serbest bırakma başvurusu için 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (a), (b), (c), (ç), (d), (e) ve (g) bentlerinde belirtilenlere ilave olarak, a) Bitkiler dışındaki genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar için EK-2’deki, b) Genetik yapısı değiştirilmiş bitkiler için EK-3’teki bilgiler sunulur. (2) Deneysel amaçlı serbest bırakma kapsamında yürütülecek açık alan, sera ve laboratuvar koşulları ve çalışmalar süresince alınacak tedbirler ile uyulacak kurallar Kurul tarafından belirlenir. (3) Deneysel amaçlı serbest bırakma kapsamında ithal edilecek GDO ve ürünleri ile yapılacak denemeler sonucu elde edilecek GDO ve ürünleri ticarete konu edilemez. (4) Deneysel amaçlı serbest bırakma kapsamındaki denemeler Bakanlık tarafından görevlendirilen araştırma enstitüleri tarafından yürütülür. Bu kapsamda, araştırma enstitüleri, ihtiyaç olması hâlinde, Bakanlıktan izin almak kaydı ile üniversiteler ve TÜBİTAK ile işbirliği yapabilir. (5) Denemeler ile ilgili usul ve esaslar Kurul tarafından belirlenir. GDM’nin kapalı alanda kullanımı MADDE 10 – (1) GDM’nin kapalı alanda kullanım başvurusu için 8 inci maddenin ikinci fıkrasının (a), (b), (c), (ç), (d), (e) ve (g) bentlerinde belirtilenlere ilave olarak, a) Devir veya kullandırmaya müsaade edilip edilmeyeceği, müsaade edilmesi durumunda uyulması öngörülen şartların, b) Başvurulacak organizmanın özelliğine göre EK-2 III A ve III B kısımları hariç bilgi ve belgelerin sunulması zorunludur. (2) GDM’nin kapalı alanda kontrollü koşullarda araştırma, geliştirme ve endüstriyel faaliyetlerin yürütüleceği kapalı alanların standartları, koşulları ve uyulacak kurallar; a) Uluslararası kural ve standartlar, b) Mikroorganizmaların risk sınıflandırması, c) Kapalı alanın ve bu alanda GDM ile yürütülecek faaliyetin tasarım ve işleyişindeki düzenlemenin biyogüvenlik riskleri oluşturmayacak önlemler bakımından yeterliliği, ç) GDM ile yürütülen kapalı alan faaliyeti sırasında oluşacak kazaların yaratabileceği biyogüvenlik risklerini engelleyecek önlemler, d) GDM ile faaliyet gösterecek ilgililerin yerine getirmesi gereken uluslararası uyumlu kapalı alan standartları ile ilgili hususlar dikkate alınarak Kurul tarafından belirlenir. Değerlendirme ve karar MADDE 11 – (1) Karar alma süresi, 8 inci maddenin beşinci fıkrasına göre TAGEM tarafından başvuru sahibine yapılacak bildirimden sonra başlar ve bu süre iki yüz yetmiş günü geçemez. Ek bilgi veya belge talebi nedeniyle geçen süre, karar alma süresinin hesabında dikkate alınmaz. (2) Her bir başvuru için, çevresel risk değerlendirmeyi de içeren risk değerlendirmesi, sosyo-ekonomik değerlendirme ve Kurul tarafından gerekli görüldüğü hâllerde etik değerlendirme yapılır. GDO ve ürünleri ile ilgili yapılan başvurular hakkında risk değerlendirme komitesi, sosyo-ekonomik değerlendirme komitesi ile etik komite tarafından hazırlanan raporlar Kurula iletilir. (3) Risk değerlendirme komitesi, sosyo-ekonomik değerlendirme komitesi ile etik komite tarafından raporların hazırlanmasında göz önünde bulundurulacak hususlar ile uyulacak usul ve esaslar Kurul tarafından belirlenir. (4) Kurul ve komiteler tarafından risk değerlendirmede kullanılmak üzere talep edilen her türlü bilgi ve belgeler ile laboratuvar, sera ve tarla testlerini içeren alan denemeleri, gıda analizleri, toksisite ve alerji testleri yanında gerekli görülen diğer testlerin sonuçlarının başvuru sahibi tarafından temin edilmesi zorunludur. (5) Başvurusu yapılan GDO ve ürünleri için risk değerlendirme komitesi ile sosyoekonomik değerlendirme komitesi raporlarının sonuçlarına dayanarak risk yönetimi esasları Kurul tarafından belirlenir. Risk yönetim planının hazırlanması ve uygulanmasından başvuru sahibi sorumludur. (6) GDO’larla ilgili gıda ve yem analizleri, toksisite ve alerji testleri ile ilgili usul ve esaslar Kurul tarafından belirlenir. (7) Deneysel amaçlı serbest bırakılması amaçlanan GDO’nun çevresel risk değerlendirmeyi de içeren risk değerlendirmesine dair usul ve esaslar, Kurul tarafından; a) GDO’ların uzun vadede insan ve hayvan sağlığı ve çevrenin unsurları olan flora, fauna, toprak verimliliği, toprak organik madde yapısı ile gıda ve yem zinciri ve biyolojik çeşitlik üzerindeki kümülatif etkileri ile antibiyotik direnç genleri ile ilgili analiz sonuçları, b) GDO’nun değiştirilen özelliğinin ve GDO’nun kullanımının, muhtemel riskler bakımından GDO’suz eşdeğer ürün ile aynı şartlar altında mukayese edilmesi sonucu elde edilen veriler, c) Bilimsel esaslara göre ve şeffaf bir şekilde mevcut bilimsel ve teknik verilerin değerlendirilmesi ile elde edilen risk değerlendirme sonucu, ç) Her bir başvurunun risk değerlendirmesinde, GDO’ların türüne, amaçlanan kullanımlarına ve potansiyel salınacağı çevreye bağlı olarak gösterebileceği muhtemel değişikliklerin, ihtiyaç duyulacak diğer bilgilerin değerlendirilme sonucu, d) İnsan ve hayvan sağlığı ile çevre üzerindeki GDO ve GDO’nun kullanımından dolayı etkilerine ilişkin yeni bilgilerin ortaya çıkması durumunda, riskin değişip değişmediğinin ve risk yönetim planında değişiklik yapmaya gerek olup olmadığı ya da risk değerlendirmesinin yeniden yapılması yönündeki bulgular dikkate alınarak belirlenir. (8) Risk değerlendirme komitesi, sosyo-ekonomik değerlendirme komitesi ile etik komite tarafından hazırlanan raporlar Kurul tarafından, biyogüvenlik bilgi değişim mekanizması vasıtasıyla kamuoyuna duyurulur. (9) Kamuoyundan görüş alma ile ilgili usul ve esaslar Kurul tarafından belirlenir. Kurul, kamuoyu görüşlerini de dikkate alarak nihai kararını oluşturur. (10) Kararda; a) Kararın geçerlilik süresi, b) İthalatta uygulanacak işlemler, c) Kullanım amacı, ç) Risk yönetimi ve piyasa denetimi için gerekli veriler, d) İzleme koşulları, e) Belgeleme ve etiketleme koşulları, f) Ambalajlama, taşıma, muhafaza ve nakil kuralları, g) İşleme, atık ve artık arıtım ve imha koşulları, ğ) Güvenlik ve acil durum tedbirleri, h) İzleme ile ilgili raporlamanın nasıl yapılacağı ile ilgili hususlar yer alır. (11) Kurul olumlu kararını toplantı tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde gerekçeleri, varsa karşı oy gerekçeleri ve imzaları ile birlikte tekemmül ettirir ve Bakanlığa sunar. Kurul kararları Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girer. (12) Kararın olumsuz olması durumunda, karar Bakanlıkça başvuru sahibine yazılı olarak bildirilir. Başvuru sahibi, olumsuz kararın değiştirilmesine sebep olabilecek yeni bilgilere sahip olması hâlinde, altmış gün içerisinde Bakanlığa başvurarak bu kararın gözden geçirilmesini isteyebilir. Bu durumda Kurul sunulan yeni bilgileri dikkate alarak atmış gün içinde kararı gözden geçirir ve sonuçlarını başvuru sahibine bildirilmek üzere Bakanlığa iletir. (13) Başvuru sahibi, geçerlilik süresi dolmadan en az bir yıl önce Bakanlığa müracaat ederek uzatma talep edebilir. Bu talep kurul tarafından değerlendirilir ve sonucu başvuru sahibine bildirilmek üzere Bakanlığa gönderilir. Sonucun bir yıllık süre içerisinde başvuru sahibine bildirilmemesi durumunda, izin süresi karar verilinceye kadar uzar. (14) Başvuruya ilişkin karar, takip eden ithalatlar için de geçerlidir. Ancak, ithalatın gerçekleştirilebilmesi için ilgili diğer mevzuat hükümleri de yerine getirilir. (15) Her bir GDO’ya ilişkin Kurul tarafından verilen ayırt edici kimlik Bakanlıkça kayıt altına alınır. Kayıt altına alınan GDO’ya ilişkin belgeler başvuru sahibi ve Bakanlık tarafından yirmi yıl süreyle saklanır. Basitleştirilmiş işlem MADDE 12 – (1) GDO ve ürünlerinden kaynaklanabilecek herhangi bir riski olmayan ve insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe herhangi bir zararının bulunmadığı yönünde mevcut bilgiye ve daha önce yapılmış olan çevresel risk değerlendirmeyi de içeren risk değerlendirmesine dayanan başvurular için, sosyo-ekonomik değerlendirme sonuçları da dikkate alınarak Kurul tarafından basitleştirilmiş işlem uygulanmasına karar verilebilir. (2) Basitleştirilmiş işleme başvuru için TAGEM’e müracaat edilir. Alınan başvuru TAGEM tarafından Kurula iletilir. Kurul başvurunun kabul edilip edilmeyeceği ile ilgili işlemleri başvuruyu takip eden ilk toplantısında görüşür. (3) Basitleştirilmiş işleme başvurunun kabul edilmesi için; a) GDO ve ürünlerinin geliştirildiği veya tescil edildiği ülkede çevreye serbest bırakılmasına, tüketim amacıyla piyasaya sürülmesine müsaade edildiğine dair resmî belgelerin sunulması, b) Verilen iznin devam ettiğine, piyasada yer aldığına, üretimine ve tüketimine devam edildiğine dair resmî belgelerin sunulması, c) Gen kaynağı ile transfer edilen canlı organizmanın taksonomisi ve biyolojisinin biliniyor olması, ç) GDO’nun insan, hayvan, çevre sağlığı ve biyolojik çeşitliliğe olabilecek etkileri hakkında yeterli bilgi bulunması, d) GDO’nun diğer canlı organizmalarla ilişkisi ile ilgili olarak kullanılabilecek daha önce yapılmış risk değerlendirmelerinden elde edilen olumsuz bir etki olmadığına dair bilginin mevcut olması, e) Transfer edilen genetik materyalin tanımlanması ve transfer edildiği canlı organizma içinde belirlenmesi için detaylı yöntem ve verilerin bulunması, f) Daha önce yapılmış risk değerlendirmesi ve varsa sosyo-ekonomik ve etik değerlendirme sonuçlarının sunulması, g) Kurul tarafından belirlenecek bilgi ve belgelerin sunulması zorunludur. (4) Başvurunun kabul edilmesi hâlinde Kurul, alınan dosyayı değerlendirilmek üzere Komiteye gönderir. (5) Komite, Kurul tarafından belirlenen sürede değerlendirmesini yapar ve raporunu Kurula sunar. Kurul, takip eden ilk toplantıda kararını verir ve sonucu on beş gün içinde Bakanlığa bildirir. (6) Kararın olumlu olması hâlinde, Bakanlık alınan kararı, en geç on beş gün içinde Resmî Gazete’de yayımlanmak üzere Başbakanlığa gönderir. (7) Olumsuz karara yeni bilgi ve belgelerle itiraz edilmesi hâlinde; Kurul, ilk toplantısında itirazı görüşür. İtiraz ile ilgili olarak yapılacak işlemleri ve işlemlerin tamamlanacağı süreyi belirler ve sonucu başvuru sahibine bildirilmek üzere Bakanlığa iletir. Bakanlık sonucu en geç on beş gün içinde başvuru sahibine bildirir. (8) Basitleştirilmiş işlem için yapılan başvuru ve değerlendirme ile ilgili hususlar Kurul tarafından belirlenir. Gizli bilgi MADDE 13 – (1) Başvuru sahibi gizli tutulmasını istediği bilgilere ilişkin talebini yazılı olarak bildirir. Bakanlık bu talebin karşılanmasına karar vermeden önce başvuru sahibi ile gizlilik talebi hakkında bilgi alışverişinde bulunur. Bakanlık bu görüşmenin ardından taleple ilgili gerekli tedbirleri alır ve başvuru sahibine bildirir. (2) Başvurularla ilgili; a) Başvuru sahibinin veya ithalatçının adı ve adresi, b) GDO ve ürünlerinin kullanım amacı, sahip olduğu özellikler, ayırt edici kimlik bilgileri, bilinen ve bilimsel isimleri, transfer edilen genin alındığı organizma, alıcı ve verici organizmanın orijin ülkesi, transfer yönteminin genel tanımı, c) Acil durumlarda uygulanacak olan yöntem ile planlar, ç) Risk değerlendirmesinin özeti gizli bilgi olarak değerlendirilemez. BEŞİNCİ BÖLÜM İthalat, İhracat ve Transit Geçiş İthalat MADDE 14 – (1) Kurul tarafından gerekli değerlendirmeler yapılarak gıda ve yem olarak piyasaya sürülmesi uygun görülen GDO ve ürünlerinin ithalatında aşağıdaki hususlar dikkate alınır: a) İthalatçı firmadan, ithal edilecek GDO ve ürünlerinin miktarı ve içerdiği gen çeşidi ile ilgili orijin ülke veya yüklendiği ülke yetkili otoriteleri tarafından düzenlenmiş belge veya uluslararası akredite bir laboratuvardan alınmış analiz raporu istenir. b) Bakanlık, denetim ve kontrol amaçlı analizler yapar. c) Denetim ve kontrol sonucu uygun görülen ürünlerin ithaline müsaade edilir. ç) Bakanlıkça GDO’lu olarak ithaline müsaade edilen ürünlerin, firma ve GDO bazında kayıtları tutulur. (2) İthalat aşamasında Bakanlıkça yapılan kontroller sonucunda onaysız GDO veya Kanun kapsamında Kurul veya Bakanlıkça öngörülen diğer koşullara uygun olmayan onaylı GDO tespit edilen ürünlerin ithaline müsaade edilmez. (3) Bedelsiz olarak ithal edilerek halkın tüketimine sunulacak ürünler bu Yönetmelik kapsamında değerlendirilir. (4) GDO ve ürünlerinin gümrük giriş kapıları Gümrük Müsteşarlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir. (5) Deneysel amaçlı serbest bırakma kapsamında kullanılacak GDO’ların ithalatı, kararda belirtilen esaslara göre gerçekleştirilir. (6) Gıda ve yem haricindeki GDO ve ürünlerinin ithalatı, Kurul kararı doğrultusunda ilgili Bakanlık, kurum ve kuruluşlar ile işbirliği yapılarak gerçekleştirilir. (7) GDO’lardan elde edilen ürünler ile GDO’lardan elde edilmiş bileşen içeren ürünlerin ithalatında bu ürünlerin elde edildiği GDO’nun onaylanmış olması şartı aranır. İhracat MADDE 15 – (1) İhracatta alıcı ülkenin talebi doğrultusunda işlem yapılır. (2) Bakanlıkça GDO’lu olarak ihracatına müsaade edilen ürünlerin, firma ve GDO bazında kayıtları tutulur. (3) GDO ve ürünlerinin gümrük çıkış kapıları Gümrük Müsteşarlığının görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenir. Transit geçiş MADDE 16 – (1) GDO ve ürünlerinin transit geçişinde her bir geçiş için Bakanlıktan izin alınır. (2) Transit geçişlerde, ürün miktarı, menşei, içerdiği GDO çeşidi, nakil vasıtası, alınan tedbirler, çıkış gümrüğü bilgileri ile ilgili doküman ve kimlik kontrolü Bakanlıkça yapılır. (3) Transit geçişlerde, GDO ve ürünlerinin çevreye bulaşmasını önleyecek şekilde gerekli tedbirlerin alınıp alınmadığı ve nakil vasıtalarının mühürlü olup olmadığı Bakanlıkça kontrol edilerek kayıtları tutulur. (4) Transit geçişler, Bakanlık tarafından verilen yazılı izinde belirtilen koşullara ve 4458 sayılı Gümrük Kanununa uygun olarak gerçekleştirilir. ALTINCI BÖLÜM GDO ve Ürünlerinin İşlenmesi, Depolanması, Etiketlenmesi, İzlenmesi, İzlenebilirliği, Denetim ve Kontrolü ile Numune Alma ve Analiz İşleme ve depolama MADDE 17 – (1) GDO ve ürünleri farklı hatlarda işlenir ve depolanır. Bunun mümkün olamayacağı durumlarda ilgililer tarafından GDO ve ürünlerinden oluşabilecek bulaşmayı önlemek amacıyla işleme hattında ve depolarda gerekli temizlik yapılır ve kayıt altına alınır. (2) GDM üretimi Kurul tarafından belirlenen kapalı alan koşul ve standartlarında risk sınıflandırmaları dikkate alınarak üretilir ve depolanır. (3) İlgililer, GDO ve ürünlerinden kaynaklanabilecek riskleri engellemek, insan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğin korunması ve sürdürülebilirliğin sağlanması amacıyla Kurul tarafından belirlenen işleme, atık, artık, arıtım ve imha koşullarının uygulandığını denetim ve kontrol sırasında Bakanlığa ibraz etmek zorundadır. (4) GDO ve ürünlerinin yurt içinde işlenmesi, muameleye tabi tutulması hâlinde gıda ve yem işletmecisi GDO ve ürünleri ile ilgili; a) Dağıtım ve satışını takip etmek için kimden, ne miktarda temin ettiği ile ilgili belgeleri, b) Ürünlerin kullanım amacına dair belgeleri, c) Satın alınan, işlenen, mübadele konusu yapılan her bir ürün ve parti için EK-4’te yer alan GDO ve Ürünleri Kayıt Formunu saklar ve gerektiğinde Bakanlığa ibraz eder. Gıdaların etiketlenmesi MADDE 18 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında yer alan gıdaların Bakanlık tarafından belirlenen eşik değerin üzerinde; onaylanmış GDO’dan elde edilmiş olması veya onaylanmış GDO’dan elde edilmiş bileşen içermesi veya GDO içermesi veya GDO’dan oluşması durumunda Türk Gıda Kodeksinde yer alan gerekliliklere ilave olarak; a) Etiketinde bileşen listesinin bulunması zorunlu olmayan gıdalar için “genetik yapısı değiştirilmiştir” veya “genetik yapısı değiştirilmiş ……… dan üretilmiştir” ibaresi etiket üzerinde açıkça görülecek şekilde belirtilir. b) Gıdanın birden fazla bileşen içermesi durumunda; “genetik yapısı değiştirilmiş …..” veya “genetik yapısı değiştirilmiş ……… dan üretilmiştir” ibareleri bileşen listesinde parantez içinde ve söz konusu bileşenden hemen sonra gelecek şekilde aynı punto büyüklüğünde yer alır. c) Bileşen listesinde grup adı ile belirtilen bileşen bulunan gıdalarda “genetik yapısı değiştirilmiş ……… içerir” veya “ genetik yapısı değiştirilmiş ……. dan üretilmiş ……. içerir.” ibareleri grup adından hemen sonra gelecek şekilde parantez içinde aynı punto büyüklüğünde yer alır. ç) Bu Yönetmelik kapsamındaki dökme gıdaların etiketleri, tüketicinin görebileceği yerlerde bulundurulur veya gıda maddesi ile birlikte tüketiciye sunulur. d) Bu Yönetmelik kapsamındaki gıdaların GDO’suz eşdeğer gıdalardan; bileşimi, beslenme etkileri veya beslenme değeri, kullanım amacı açısından farklılık gösterdiği durumlarda, bu hususların etiket üzerinde belirtilmesi, besin bileşeninde farklılık gösteren söz konusu gıdalarda, beslenme açısından etiketleme yapılması zorunludur. e) Bu Yönetmelik kapsamındaki gıdaların GDO’suz eşdeğer gıdalardan farklı olması durumunda, tüketilmesi sonucunda sağlık riski oluşturabilecek tüketici gruplarına ait uyarılar etiket üzerinde belirtilir. f) Bu Yönetmelik kapsamındaki gıdaların GDO’suz eşdeğerinin olmaması durumunda, söz konusu gıdanın doğası ve özelliklerine ait bilgiler Türk Gıda Kodeksinde belirtilen hükümlere uygun olarak etiket üzerinde belirtilir. g) GDO’suz eşdeğer gıdaların etiketlerinde GDO içermediğini, GDO’dan oluşmadığını, GDO’dan elde edilmediğini ifade eden beyanlar yer alabilir. Yemlerin etiketlenmesi MADDE 19 – (1) Bu Yönetmelik kapsamında yer alan yemlerin, Bakanlık tarafından belirlenen eşik değerin üzerinde; GDO içermesi veya GDO’lardan oluşması veya onaylanmış GDO’lardan elde edilmiş olması hâlinde, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununda yer alan etiket gerekliliklerine ilave olarak; her bir yem aşağıdaki şekilde etiketlenir. a) GDO içeren veya GDO’lardan oluşan yemin özel adının yanında parantez içinde “genetik yapısı değiştirilmiş ………” ibaresi bulunur. Bu ibare yem bileşen listesi altında dip not olarak da yer alabilir. Bu durumda yazı karakter büyüklüğü listede belirtilen ürünlerin karakter büyüklüğünden az olamaz. b) GDO’dan elde edilen yemin adının yanında parantez içinde “genetik yapısı değiştirilmiş ……… den elde edilmiştir” ibaresi yer alır. Bu ibare yem bileşen listesi altında dip not olarak da yer alabilir. Bu durumda yazı karakter büyüklüğü listede belirtilen ürünlerin karakter büyüklüğünden az olamaz. c) Bu Yönetmelik kapsamındaki dökme yemlerin beraberinde, etiket bilgilerini içeren belge bulundurulur. ç) Bu Yönetmelik kapsamındaki yemlerin GDO’suz eşdeğerinden farklı olması hâlinde bileşimi, besleme özellikleri, kullanım amacı, belirli hayvan türü ya da kategorisi için yapılan sağlık ile ilgili uyarılar etiket üzerinde bulundurulur. d) Bu Yönetmelik kapsamındaki yemlerin GDO’suz eşdeğeri yoksa, o yemin yapısı ve karakteristikleri ile ilgili bilgiler etiket üzerinde bulundurulur. e) GDO’suz eşdeğer yemlerin etiketlerinde GDO içermediğini, GDO’dan oluşmadığını, GDO’dan elde edilmediğini ifade eden beyanlar yer alabilir. Gıda ve yem dışında diğer ürünlerin etiketlenmesi MADDE 20 – (1) Gıda ve yem maddeleri dışındaki diğer ürünler ilgili mevzuat hükümlerine ilave olarak Kurul kararında belirtilen şartlara göre etiketlenir. İzleme ve izlenebilirlik MADDE 21 – (1) İlgililer; 18 inci, 19 uncu ve 20 nci maddelere göre etiketledikleri GDO ve ürünleri ile GDO’lardan elde edilen ürünlerin son tüketiciye ulaşıncaya kadar izlenebilirliğini sağlamak için EK- 4’deki formu bulundurmak ve forma ilişkin kayıt sistemine sahip olmak zorundadır. (2) GDO ve ürünleri ile ilgili olarak Kurulun karar belgesinde belirtilen koşullara uyulup uyulmadığı Bakanlık tarafından izlenir. Bakanlık izleme sonuçlarına göre Biyogüvenlik Kanunu hükümleri ile birlikte Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu hükümlerine göre işlem yapar. (3) İzlenebilirliğin sağlanması amacıyla, GDO ve ürünlerinin ithalatı ve serbest dolaşımında, Bakanlığa beyanda bulunulur, gerekli kayıtlar tutulur ve etiketleme kurallarına uyulur. (4) İlgililer, ithalat aşamasından başlayarak işleme, depolama, piyasaya sürme aşamalarında kullanılan irsaliyeli fatura veya sevk irsaliyesi gibi belgelerde mübadele konusu yapılan GDO ve ürünlerinin GDO çeşidini ve ürün miktarını belirtmek zorundadır. (5) İlgililer, bu Yönetmelik kapsamındaki izleme ve izlenebilirliğin sağlanmasında müteselsilen sorumludur. İzlenebilirliğin sağlanamadığı aşamadaki ilgili taraflar sorumlu tutulur. Denetim ve kontrol MADDE 22 – (1) GDO ve ürünleri ile GDO’lardan elde edilen ürünlerin denetim ve kontrolleri bu Yönetmelik hükümleri ile birlikte Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununa göre Bakanlıkça yapılır. (2) GDO ve ürünlerinin piyasaya sürülmesinden sonra, Kurul kararında belirtilen koşullara uyulup uyulmadığı Bakanlık tarafından kontrol edilir ve denetlenir. (3) Kararda belirtilen koşulların ihlali veya GDO ve ürünleri ile ilgili olarak herhangi bir riskin ortaya çıkabileceği yönünde yeni bilimsel bilgilerin ortaya çıkması durumunda, karar Kurul tarafından iptal edilebilir. Kurul kararı iptal edilen GDO ve ürünleri ilgililer tarafından toplatılır. Kurul kararı ile insan, hayvan, bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliğe olumsuz etkisi olduğu tespit edilenler derhal imha edilir, herhangi bir olumsuz etkisi tespit edilmeyenlerin ise mülkiyeti kamuya geçirilir. Bu fıkra uyarınca Bakanlıkça alınacak tedbirlerle ilgili yapılan masraflar ve diğer giderler, kusur ve sorumlulukları dikkate alınarak ilgililerden tahsil edilir. (4) Bu Yönetmelik kapsamına giren GDO ve ürünleri ile GDO’lardan elde edilen ürünlere yönelik olarak yapılan denetim ve kontrol ile ilgili kayıtlar Bakanlıkça tutulur. Numune alma ve analiz MADDE 23 – (1) GDO ve ürünleri ile GDO’lardan elde edilen ürünlerden Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununa göre numune alınır ve analizi yapılır. (2) Analiz işlemleri, Bakanlık tarafından belirlenen laboratuvarlar tarafından gerçekleştirilir. YEDİNCİ BÖLÜM Çeşitli ve Son Hükümler Yürürlükten kaldırılan yönetmelik MADDE 24 – (1) 26/10/2009 tarihli ve 27388 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gıda ve Yem Amaçlı Genetik Yapısı Değiştirilmiş Organizmalar ve Ürünlerinin İthalatı, İşlenmesi, İhracatı, Kontrol ve Denetimine Dair Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. Devam eden işlemler GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte sonuçlanmamış GDO başvurularına ilişkin işlemler, başvuru tarihinde ilgili olduğu mevzuata göre sonuçlandırılır. Geçiş hükümleri GEÇİCİ MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelikte, Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununa atıf yapılan hükümler için, 5996 sayılı Kanun yürürlüğe girinceye kadar 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun ile 29/5/1973 tarihli ve 1734 sayılı Yem Kanunu hükümleri uygulanır. Yürürlük MADDE 25 – (1) Bu Yönetmelik 26/9/2010 tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 26 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür. EK-1 GDO ve Ürünleri İçin Araştırma Amaçlı İthal İzin Başvuru Formu 1. Başvuru sahibinin ve diğer araştırıcıların1 1.1. Adı ve Soyadı 1.2. 1.3. 1.4. Kurumu Unvanı Adresi 1.5. 1.6. Telefon No Faks No 2. GDO Biyolojik Özellikleri 2.1. Bilinen Adı 2.2. Bilimsel/Latince Adı 2.3. Taksonomik özellikleri 2.4. Patolojik 2.5. Ekolojik 2.6. Fizyolojik 3. Organizmanın değiştirilen özellik(ler)i2 4. Talep edilen faaliyetinin yapılacağı yer2 5. Araştırma / Çalışma/ Proje hakkında özet bilgi 2 6. Özgeçmişler ve yayınlar2 7. Yönetmelik hükümlerine uyulacağına dair taahhütname2 1: Diğer araştırıcıların bilgileri ayrı bir sayfada imzaları ile birlikte verilecektir. 2: Bu forma eklenecek ve her bir madde için ayrı yazılacaktır. Başvuru Sahibinin Adı ve Soyadı İmzası Başvuran Kurum Yetkilisinin Adı ve Soyadı İmza, Mühür EK-2 BİTKİLER DIŞINDAKİ GENETİK YAPISI DEĞİŞTİRİLMİŞ ORGANİZMALARIN DENEYSEL AMAÇLI SERBEST BIRAKILMALARINA İLİŞKİN BAŞVURULARDA GEREKLİ OLAN BİLGİLER I. GENEL BİLGİ A. Başvuru sahibini ismi ve adresi B. Başvuru sahibinin faaliyet konusu C. Sorumluların ismi, nitelikleri ve tecrübesi Ç. Başvuru sahibinin kurumsal teknik kapasitesi D. Ayırıcı kimlik numarası E. GDO’nun hedeflenen kullanım amacı II. GDO’YA İLİŞKİN BİLGİ: A. Verici, alıcı veya ebeveyn organizma veya organizmaların özellikleri: 1. Bilimsel isim, 2. Taksonomi, 3. 4. 5. 6. 7. 8. Diğer isimler (yaygın ismi, ırk ismi gibi), Fenotipik ve genetik işaretler, Verici ve alıcı veya ebeveyn organizmalar arasındaki ilişkinin derecesi, Teşhis ve tespit tekniklerinin tarifi, Nicel tespit ve teşhis tekniklerinin hassasiyeti, güvenilirliği ve özgünlüğü, Doğal yırtıcı hayvanlar, avlar, parazitler ve rakipler, simbiyoz yaşayan organizmalar ve konukçular hakkındaki bilgiler de dâhil, organizmanın coğrafi dağılımının ve doğal habitatının tarifi, 9. Genetik malzemenin doğal koşullarda aktarıldığı bilinen organizmalar, 10. Organizmanın genetik istikrarlılığının doğrulanması ve bunu etkileyen faktörler, 11. Patolojik, ekolojik ve fizyolojik özellikler: a) İnsan, hayvan ve çevre sağlığı ile biyolojik çeşitliliğin korunması bakımından değerlendirilmek üzere, uluslararası sisteme göre risk sınıflaması, b) Doğal ekolojik sistemlerde bir neslin yaşam süresi, eşeyli veya eşeysiz üreme döngüsü, c) Mevsimlere göre durumları da dâhil, hayatta kalma hakkında bilgi ve hayatta kalmak için farklı yapıları oluşturma becerisi, ç) Patojenlik: Bulaşıcılık, zehirlilik, virulens, alerjenlik, patojenlik, olası vektörler, hedef olmayan organizma da dâhil konukçu aralığı. Latent virüslerin muhtemel aktivasyonu (provirüsler). Diğer organizmaları kolonize etme kabiliyeti, d) Antibiyotiğe direnç ve bu antibiyotiklerin hastalıktan korunma ve tedavi için insanlarda ve evcil organizmalarda potansiyel kullanımı, e) Çevresel süreçlerde yer alma: Üretim, besin döngüsü, organik maddenin ayrıştırılması, solunum gibi hususlar. 12. Yerel vektörlerin yapısı: a) Dizilim, b) Mobilizasyon frekansı, c) Özgüllük, ç) Direnç genlerinin mevcudiyeti. 13. Genetik yapıda daha önce yapılan değişikliklerle ilgili bilgi. B. Vektörün karakteristikleri 1. Vektörün yapısı ve kaynağı, 2. GDO’yu oluşturmada kullanılan vektörler ve diğer kodlanmamış genetik kesitler ile GDO’ya yerleştirilen vektör ve ek fonksiyonu düzenlenmek için kullanılan transposonların dizilimi, 3. Eklenen vektörün mobilizasyon frekansı ve/veya genetik transfer kabiliyetleri ile bunların tespit yöntemleri, 4. Vektörün amaçlanan fonksiyonu yerine getirmek için gerekli olan DNA ile ne derecede sınırlandığı hakkında bilgi. C. Değiştirilmiş organizmanın özellikleri 1. Genetik yapıdaki değişikliğe ilişkin bilgi: a) Değişiklik yapmak için kullanılan metotlar, b) Eklerin oluşturulması, alıcıya yerleştirilmesi veya bir diziyi silmek için kullanılan metotlar, c) Ek ve/veya vektörün oluşturulması tanımlanması, ç) Ekin bilinmeyen herhangi bir diziden ari olma durumu ve eklenmiş dizinin amaçlanan fonksiyonu yerine getirmek için gerekli olan DNA ile ne derecede sınırlandığı hakkında bilgi, d) Seleksiyon için kullanılan metotlar ve kriterler, e) Değiştirilen/eklenen/silinen söz konusu nükleik asit kesitlerinin, özellikle bilinen herhangi zararlı bir diziye ilişkin, dizilimi, fonksiyonel kimliği ve konumu. 2. Nihai GDO hakkında bilgi: a) Genetik veya fenotipik özelliklerin ve özellikle de ortaya çıkan veya artık ortaya çıkmayacak yeni özelliklerin ve karakteristiklerin tarifi, b) Değişikliğe uğramış organizmanın son hâlinde, kalan herhangi bir vektör ve/veya verici organzimaya ait nükleik asidin yapısı ve miktarı, c) Genetik özellikler bakımından organizmanın istikrarı, ç) Yeni genetik malzemenin ifade edilme hızı ve seviyesi. Ölçüm yöntemi ve hassasiyeti, d) İfade edilen proteinlerin aktivitesi, e) İlave edilen dizinin ve vektörün teşhis ve tespiti için kullanılan teknikler de dâhil, teşhis ve tespit tekniklerinin tarifi, f) Nicel tespit ve teşhis tekniklerinin hassasiyeti, güvenilirliği ve özgünlüğü, g) GDO’nun önceki serbest bırakılmaları veya kullanımları hakkında bilgi, ğ) İnsan, hayvan ve bitki sağlığına ilişkin değerlendirmeler: (i) GDOların ve/veya metabolik ürünlerinin toksik ve alerjik etkileri, (ii) Değiştirilmiş organizmanın, verici, alıcı ve gerekli olduğu hâllerde, ebeveyn organizma ile patojenlik bakımından karşılaştırılması, (iii) Kolonizasyon kabiliyeti, (iv)Şayet organizma immünkompetan olan insanlar için patojenik ise: Yayılma ve virülensi dâhil, patojenlikten dolayı oluşan hastalıklar ve patojenlik mekanizması, Bulaşıcılık, Bulaşıcı doz, Konukçu aralığı, değişim olasılığı, İnsan haricindeki konukçularda hayatta kalma olasılığı, Vektörlerin ve yayılma yollarının mevcudiyeti, Biyolojik istikrarlılık, Antibiyotiğe direnç biçimleri, Alerjenlik, Uygun tedavilerin varlığı. (v) Diğer ürün tehlikeleri. III. SERBEST BIRAKMANIN KOŞULLARINA VE ALICI ÇEVREYE İLİŞKİN BİLGİLER A. Serbest bırakma hakkında bilgi 1. Amaçlanan ve öngörülen ürünler de dâhil, önerilen serbest bırakmanın tanımı, 2. Serbest bırakmanın frekansları ve devam edecekleri süre de dâhil, serbest bırakmanın öngörülen tarihi ve denemelerin zaman planlaması, 3. Serbest bırakılma öncesinde yerin hazırlanması yapılacaklar, 4. Yerin büyüklüğü, 5. Serbest bırakma için kullanılacak olan yöntemler, 6. Serbest bırakılacak GDO’ların miktarları, 7. Serbest bırakılacak yerdeki bozukluklar (ekim, madencilik, sulama ve diğer faaliyetlerin tipi ve metodu) olması durumunda alınacak tedbirler, 8. Serbest bırakma sırasında çalışanların korunması için alınacak önlemler, 9. Serbest bırakma sonrası yerde yapılacak işlemler, 10. Denemenin sonunda, GDO’ların ve atıklarının ortadan kaldırılması veya etkisiz hâle getirilmesi için öngörülen yöntemler, 11. Özellikle farklı boyutlarda ve farklı ekolojik sistemlerde gerçekleştirilmiş olan GDO’nun daha evvelki serbest bırakılmaları hakkındaki bilgiler ve bunların sonuçları. B. Serbest Bırakmanın Planlanmasında Çevre ile İlgili Göz Önünde Bulundurulacak Hususlar ve Sağlanması Gereken Bilgiler:* 1. Yerin coğrafi konumu ve kesin konuma ilişkin bilgiler, 2. İnsanlara ve bölgedeki diğer önemli biyotaya fiziksel ve biyolojik yakınlık, 3. Önemli biyotoplara, korunan alanlara veya içme suyu rezervlerine yakınlık, 4. Etkilenecek muhtemelen bölgelerin iklimsel karakteristikleri, 5. Coğrafi, jeolojik ve pedolojik karakteristikler, 6. Yerin civarında yetiştirilen bitkisel ürünler, çiftlik hayvanları ve göçmen türler de dâhil, flora ve fauna, 7. Etkilenmesi muhtemel hedef olan ve olmayan ekosistemlerin tarifi, 8. Alıcı organizmanın doğal habitatı ile serbest bırakma için önerilen yerin mukayesesi, 9. Serbest bırakmanın çevresel etkisine tesir edebilecek olan, bölgedeki arazi kullanımına ilişkin bilinen planlanan gelişmeler veya değişimler. IV. GDO’LAR İLE ÇEVRE ARASINDAKİ ETKİLEŞİMLERLE İLGİLİ BİLGİLER A. Hayatta kalma, çoğalma ve yayılmayı etkileyen karakteristikler 1. Hayatta kalmayı, çoğalmayı ve yayılmayı etkileyen biyolojik özellikler, 2. Hayatta kalmayı, çoğalmayı ve yayılmayı etkileyebilecek olan bilinen veya tahmin edilen çevresel koşullar (rüzgar, su, toprak, ısı, pH gibi), 3. Hassasiyet olan özel etkenler. B. Çevre ile etkileşimler 1. GDO’ların öngörülen habitatı, 2. Suni olarak oluşturulan yaşam ortamları, yetiştirme odaları, seralar gibi taklit edilen doğal çevrelerde yürütülen, GDO’ların davranışı ve karakteristiklerine ve bunların ekolojik etkilerine ilişkin çalışmalar, 3. Genetik materyali aktarma kabiliyeti: a) Serbest bırakma sonrasında, GDO’lardan, etkilenen ekolojik sistemlerdeki organizmalara genetik malzeme transferi; b) Serbest bırakılma sonrasında, yerel organizmalardan GDO’lara genetik malzeme transferi; 4. Değiştirilen organizmadaki beklenmeyen ve/veya arzu edilmeyen özelliklerin ortaya çıkmasına yol açan serbest bırakma sonrası seleksiyon olasılığı, 5. Genetik istikrarlılığı temin etmek ve teyit etmek amacıyla uygulanan önlemler. Genetik malzemenin yayılmasını engelleyebilecek veya aza indirgeyebilecek genetik özelliklerin tarifi, genetik istikrarlılığı doğrulamak için metotlar, 6. Biyolojik yayılma yolları; teneffüs (solunum), sindirim, yüzey teması, yuvalanma da dâhil olmak üzere yayma aracı ile bilinen veya potansiyel etkileşim şekilleri, 7. İçine GDO’ların yayılabileceği ekolojik sistemlerin tarifi, 8. Çevrede aşırı populasyon artışı potansiyeli, 9. Değişikliğe uğramamış alıcı veya ebeveyn organizmaya veya organizmalara ilişkin olarak GDO’ların rekabet avantajı, 10. Hedef organizmaların teşhis edilmeleri ve tarifi, 11. Serbest bırakılan GDO’lar ile hedef organizma veya organizmalar arasındaki etkileşimin öngörülen mekanizması ve sonucu, 12. GDO’nun serbest bırakılmasıyla menfi olarak etkilenebilecek hedef olmayan organizmaların teşhis edilmeleri ve tarifi, ve teşhis edilen herhangi bir menfi etkileşimin öngörülen mekanizması, 13. Biyolojik etkileşimlerde veya konukçu aralığında, serbest bırakma sonrası değişiklik ihtimali, 14. Rakipler, avlar, konukçular, simbiyoz içinde yaşayan organizmalar, yırtıcı hayvanlar, parazitler ve patojenler de dâhil olmak üzere, çevrede bulunan hedef olmayan organizmalar ile bilinen veya tahmin edilen etkileşimler, 15. Biyojeokimyasal süreçlerde bilinen veya tahmin edilen yer almalar, 16. Çevre ile diğer potansiyel etkileşimler. V. İZLEME, KONTROL, ATIKLARIN ARITILMASI VE ACİL DURUM PLANLARI HAKKINDA BİLGİLER A. İzleme teknikleri 1. GDO’ların takip edilmesi ve etkilerinin izlenmesine yönelik metotlar, 2. GDO’ları teşhis etmek ve onları verici, alıcı ve uygun olduğunda ebeveyn organizmalardan ayırt etmede kullanılan izleme tekniklerinin özgüllüğü, hassasiyeti ve güvenilirliği, 3. Verilen genetik malzemenin diğer organizmalara aktarımını meydana çıkarmaya yönelik teknikler, 4. İzlemenin devam edeceği süre ve frekansı. B. Serbest bırakmanın kontrol edilmesi 1. Serbest bırakma yerini veya kullanım için tayin edilen alanın ötesine GDO’ların yayılmasını önlemek ve/veya an aza indirgemeye yönelik metotlar ve usuller, 2. Serbest bırakma yerinin yetkili olmayan bireylerin ihlallerinden korumak için metotlar ve usuller, 3. Diğer organizmaların mevkiye girmesini önlemeye yönelik metotlar ve usuller. C. Atıkların arıtılması 1. Meydana çıkan atığın tipi, 2. Beklenen atık miktarı, 3. Öngörülen arıtmanın tarifi. Ç. Acil durum planları 1. Beklenmeyen yayılma durumunda, GDO’ları kontrol etmeye yönelik metotlar ve usuller, 2. Etkilenen alanların temizlenmesi, örneğin GDO’ların imha edilmesi için metotlar, 3. Yayılma sırasında veya sonrasında maruz kalan bitkilerin, hayvanların, toprakların bertaraf edilmesine veya sağlıklı hâle getirilmesine yönelik metotlar, 4. Yayılmadan etkilenen alanın izole edilmesine yönelik metotlar, 5. Arzu edilmeyen etkilerin meydana gelmesi hâlinde insan sağlığını ve çevreyi korumaya yönelik planlar. *: Bu kısımdaki bilgiler Deneysel Serbest Bırakma başvuruları için başvurunun kabul edilmesinden sonra temin edilecektir. EK-3 GENETİK YAPISI DEĞİŞTİRİLMİŞ BİTKİLERİN (GDB) DENEYSEL AMAÇLI SERBEST BIRAKILMALARINA İLİŞKİN BAŞVURULARDA İSTENECEK BİLGİLER I. GENEL BİLGİ A. Başvuru sahibini ismi ve adresi B. Başvuru sahibinin faaliyet konusu C. Sorumluların ismi, nitelikleri ve tecrübesi Ç. Başvuru sahibinin kurumsal teknik kapasitesi D. Ayırıcı kimlik numarası E. GDB’nin hedeflenen kullanım amacı II. A. ALICI VE EBEVEYN BİTKİLERE İLİŞKİN BİLGİLER 1. Tam isim: a) Aile ismi, b) Cins, c) Tür, ç) Alt tür, d) Çeşit veya hattın adı veya tanımlama bilgileri, e) Yaygın isim. 2. Üremeye ilişkin bilgi: a) Üreme şekli veya şekilleri, b) Varsa üremeyi etkileyen belirli faktörler, c) Bir neslin yaşam süresi. 3. Hayatta kalabilme: a) Hayatta kalabilme veya dormansi için yapılar oluşturabilme kabiliyeti, b) Hayatta kalabilmeyi etkileyen özel faktörler. 4. Yayılma: a) Yayılma yolları ve derecesi (örneğin, döllenebilir polenlerin ve/veya tohumların artan mesafelere göre azalıp azalmadıkları, azalıyor ise nasıl azaldıkları ile ilgili bilgi) b) Yayılmayı etkileyen özel faktörler. 5. Bitkinin coğrafi dağılımı. 6. Türkiye’de yetişmeyen bitki türleri için, doğal zararlıları, parazitler, rakipler ve simbiyoz içinde yaşayan organizmalar hakkındaki bilgiler de dâhil, bitkinin doğal habitatının tarifi. 7. GDO ile bağlantılı olarak, bitkinin, genellikle yetiştiği veya başka bir ekolojik sistemdeki organizmalar ile, insanlar, hayvanlar ve diğer organizmalar üzerindeki zehirleyici etkiler hakkındaki bilgi de dâhil, potansiyel etkileşimi hakkında bilgi. B. GENETİK YAPIDA DEĞİŞİKLİĞE İLİŞKİN BİLGİLER 1. Genetik yapıda değişiklik yapmak için kullanılan yöntemler hakkında bilgi. 2. Kullanılan vektörün niteliği ve kaynağı. 3. Verici organizmanın veya organizmaların boyutu, kaynağı (ismi) ve ekleme için kullanılması amaçlanan bölgeyi meydana getiren her kısmın amaçlanan fonksiyonu. C. GENETİK OLARAK YAPISI DEĞİŞTİRİLMİŞ BİTKİYE İLİŞKİN BİLGİ 1. Yerleştirilen veya değişiklik yapılan özellik veya özellikler ve karakteristikleri hakkında bilgi. 2. Fiilen yerleştirilen veya silinen diziler hakkında bilgi a) Ekin boyutu ve yapısının karakterizasyonu için kullanılan metotlar; GDB’ye yerleştirilen vektörün kısımları hakkında veya GDB’de arta kalan herhangi bir taşıyıcı veya yabancı DNA parçası hakkında bilgi, b) Silme durumunda, silinen bölgenin veya bölgelerin boyutu ve fonksiyonu, c) Ekin kopya sayısı, ç) Bitki hücrelerindeki (kromozoma, kloroplastlara, mitokondriyaya ilave edilen veya ilave edilmemiş şekilde muhafaza edilen) eklerin konumları ve bunların saptanması için metotlar. 3. Ekin ifade edilişi hakkında bilgiler: a) Bitkinin yaşam döngüsü boyunca ekin gelişimsel ifade edilişi hakkında bilgi ve karakterizasyonu amacına yönelik kullanılan metotlar; b) Bitkinin, ekin ifade edildiği kısımları (örneğin kökler, gövde, polen gibi) 4. Aşağıdakiler bakımından, genetik olarak yapısı değiştirilmiş bitkinin alıcı bitkiden nasıl farklı olduğu hakkında bilgi: a) Üreme şekli/şekilleri ve/veya hızı, b) Yayılma, c) Hayatta kalabilme. 5. Ekin genetik istikrarlılığı ve GDB’nin fenotipik istikrarlılığı. 6. GDB’nin diğer organizmalara genetik malzeme aktarma kabiliyetindeki herhangi bir değişim. 7. Genetik yapıda yapılan değişiklikten kaynaklanan, insan sağlığı üzerindeki her türlü toksik, alerjik ve diğer zararlı etkiler hakkında bilgi. 8. GDB’lerin hayvan sağlığına ilişkin güvenliği hakkında; özellikle de GDB’nin yemlerde kullanılmasının amaçlandığı hâllerde, genetik yapıdaki değişiklikten ortaya çıkan her türlü toksik, alerjik veya diğer zararlı etkilere ilişkin bilgi. 9. Genetik olarak yapısı değiştirilmiş bitki ile hedef organizmalar arasındaki etkileşim mekanizması. 10. GDB’nin genetik yapıdaki değişiklikten doğan hedef olmayan organizmalar ile etkileşimindeki potansiyel değişimler. 11. Abiyotik çevre ile potansiyel etkileşimler. 12. Genetik olarak yapısı değiştirilmiş bitki için ortaya çıkarma ve teşhis etme tekniklerinin tarifi. 13. Genetik olarak yapısı değiştirilmiş bitkinin daha evvelki serbest bırakılmaları hakkında bilgiler. Ç. SERBEST BIRAKMA YERİNE İLİŞKİN BİLGİLER* 1. Serbest bırakma yerinin konumu ve boyutu. 2. İklim, flora ve fauna da dâhil olmak üzere, serbest bırakma mevkiinin ekosisteminin tarifi. 3. Resmî olarak kabul edilmiş ve etkilenebilecek olan biyotiplere veya korunan alanlara yakınlık. D. SERBEST BIRAKMAYA İLİŞKİN BİLGİLER 1. Serbest bırakmanın amacı. 2. Serbest bırakmanın öngörülen tarih veya tarihleri ve devam edeceği süre. 3. Genetik yapıları değiştirilmiş bitkiler serbest bırakılırken kullanılacak olan metot. 4. Serbest bırakma öncesinde, sırasında ve sonrasında, ekim uygulamaları ve hasat kaldırma metotları dâhil, serbest bırakma mevkiini hazırlamaya ve yönetmeye yönelik metotlar. 5. Bitkilerin yaklaşık sayısı (veya m2 başına düşen bitki). E. KONTROL, İZLEME, SERBEST BIRAKMA SONRASI VE ATIK ARITMA PLANLARI HAKKINDA BİLGİ 1. Alınan her türlü ihtiyati önlem: GDB’nin üreme kabiliyetine sahip herhangi bir organının (örneğin polen, tohumlar, yumru kök) dağılmasını engellemek için önlemler 2. Yerin, serbest bırakılma sonrasındaki arıtılmasına yönelik metotların tarifi. 3. Atıklar da dâhil, genetik olarak yapısı değiştirilmiş bitki malzemesinin, serbest bırakma sonrası bertaraf edilmesine yönelik metotlarının tarifi. 4. İzleme planlarının ve tekniklerinin tarifi. 5. Her türlü acil durum planının tarifi. 6. Yeri korumaya yönelik metotlar ve usuller. *: Bu kısımdaki bilgiler Deneysel Serbest Bırakma başvuruları için başvurunun kabul edilmesinden sonra temin edilecektir. EK-4 ……………………………………………… (İŞYERİ ADI) GDO VE ÜRÜNLERİ/GDO’LARDAN ELDE EDİLEN ÜRÜNLER İÇİN KAYIT FORMU Alınan Ürün Bilgileri Kimden alındığı Fatura tarih ve no Miktarı (kg/ton/ lt/adet) GDO çeşidi ayırt edici kimlik no GDO karar numarası Parti/Seri no* Taşındığı araç(lar)ın plaka no** İşlenen Ürün Bilgileri (İşlenmesi durumunda doldurulacaktır.) Ürün adı Miktarı (kg/ton/ lt/adet) Parti/Seri no* Satılan Ürün Bilgileri Kime satıldığı Fatura tarih ve no Miktarı (kg/ton/ lt/adet) GDO çeşidi ayırt edici kimlik no Parti/Seri no* Taşındığı araç veya araçların plaka numarası** *Dökme ürünlerde aranmayacaktır. **Gerektiğinde ekte verilir. Firma Yetkilisi / Sahibi İsim, İmza, Kaşe [R.G. 13 Ağustos 2010 – 27671] —— • —— Sosyal Güvenlik Kurumundan: SOSYAL GÜVENLİK KURUMU İCRA MEMURLARI YÖNETMELİĞİ BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Sosyal Güvenlik Kurumu icra memurlarının niteliklerini, seçilme ve atanmalarını, görev, yetki ve sorumluluklarını, yetiştirilmeleri ile yapacakları görevlerin usul ve esaslarını düzenlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, Sosyal Güvenlik Kurumu ünitelerinde çalışan icra memurlarını ve bunların iş ve işlemlerini kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 16/5/2006 tarihli ve 5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanununun 13 üncü, 37 nci ve 41 inci maddeleri ile 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 88 inci maddesine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Borçlu: Kurum alacağını ödemek zorunda olan gerçek kişiler veya bunların kanuni temsilcilerini, mirasçılarını, kefillerini, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekkülleri idare edenleri, tüzel kişiler ile tüzel kişiliği haiz işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzey yöneticileri ve yetkilileri ile kanuni temsilcilerini ya da kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlilerini, yabancı şahıs ve temsilcilerini, işveren vekillerini, alt işvereni, geçici iş ilişkisi ile sigortalıyı devir alan işvereni, işyerinin devralınması veya intikal etmesi ya da başka bir işyerine katılması veya birleşmesi halinde yeni işvereni, b) Diğer alacaklar: Sosyal sigorta ve genel sağlık sigortası primleri ile işsizlik sigortası primleri hariç olmak üzere, 5502 sayılı Kanunun 37 nci maddesinde yer alan ve süresi içinde ödenmemesi nedeniyle Kurum alacağına dönüşen alacaklar ile ilgili kanunlarda Kuruma takip ve tahsil yetkisi verilen alacakları, c) Genel Müdürlük: Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğünü, ç) İcra takip giderleri: Kurumca, 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanuna göre takip ve tahsil edilen alacakların cebren tahsili ile ilgili işlemler sırasında yapılan zor kullanma, ilan, haciz, nakil ve muhafaza giderleri gibi her türlü giderleri, d) Kurum: Sosyal Güvenlik Kurumunu, e) Kurum alacağı: Prim ve diğer alacaklardan oluşan tutarları, f) Prim: Sigortalılar için ilgili kanunlarda belirtilen prime esas kazançlar ve oranlar üzerinden alınacak tutarı, g) Tahsil dairesi: Kurumun tahsilatla görevli ünitesini, servisini, icra memurlarını, memurlarını ve Kurum adına vekaletname verilen gerçek ve tüzel kişileri, ğ) Ünite: Kurumun tahsilatla görevli sosyal güvenlik il müdürlüğü ile sosyal güvenlik merkezlerini, ifade eder. (2) Bu maddede yer almayan tanımlar açısından 5510 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi ile 12/5/2010 tarihli ve 27579 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 4 üncü maddesinde yer alan diğer tanımlar, bu Yönetmelik hakkında da uygulanır. İKİNCİ BÖLÜM İcra Memurlarının Nitelikleri, Seçilmeleri ve Atanmaları İcra memurlarının nitelikleri ve seçilmeleri MADDE 5 – (1) İcra memuru kadrosuna atanabilmek için; a) 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin birinci fıkrasının (A) bendinde belirtilen genel şartları taşımak, b) Başvuru tarihi itibarı ile 30 yaşını bitirmemiş olmak, c) En az dört yıllık eğitim veren yüksek öğretim kurumlarının hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, işletme, maliye, iktisadî ve idarî bilimler fakülteleri, yüksekokulları veya bölümleri ya da bunlara denkliği Yükseköğretim Kurulunca kabul edilmiş yurt dışındaki yüksek öğretim kurumlarından veya adalet meslek yüksek okulu ile meslek yüksek okullarının adalet bölümünden mezun olmak, ç) 18/3/2002 tarihli ve 2002/3975 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe konulan Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik hükümlerine göre yerleştirilmiş olmak, d) Erkek adaylar için askerlikle ilişiği olmamak, şartları aranır. (2) İcra memuru kadrosuna atanacaklardan, görev yapabilmesine sağlık yönünden engel bir durumu bulunmadığına ilişkin yazılı beyanları istenir. Atama usulleri MADDE 6 – (1) İcra memuru kadrosuna atanacaklar hakkında Kamu Görevlerine İlk Defa Atanacaklar İçin Yapılacak Sınavlar Hakkında Genel Yönetmelik hükümleri uygulanır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM İcra Memurlarının Görev, Yetki ve Sorumlulukları Görevleri MADDE 7 – (1) İcra memurları; a) 6183 sayılı Kanunun 13 üncü maddesinde sayılan nedenlerin bulunması halinde, Kurum alacağının tahsil güvenliğinin sağlanması için ünite amirinin oluru ile ihtiyati haciz kararı alınması amacıyla haciz kağıdı düzenlenmesi ve ihtiyati hacizle ilgili iş ve işlemlerin sonuçlandırılması, b) Servise intikal ettirilen icra takip dosyaları hakkında gerekli iş ve işlemlerin yürütülmesi, c) Gerektiğinde adres araştırması yapılması, adres tespitinin yapılamaması halinde yerinde adres araştırmasının yapılması için sosyal güvenlik kontrol memurları servisine, muvazaalı işlemlerin tespitini teminen durumun sosyal güvenlik kontrol memurları servisine veya gerekmesi halinde de Rehberlik ve Teftiş Başkanlığına intikal ettirilmesi, ç) Mahallinde tebliğ edilmesi gereken ödeme emirlerinin ve haciz bildirilerinin ilgililere tebliğ edilmesi, gerektiğinde ilanen tebliğ işlemlerinin yapılması, d) Ödeme emirleri ve haciz işlemlerine karşı yapılan itirazlar üzerine yürütülen işlemlere ilişkin ilgililerle gerekli yazışmaların yapılması, e) Borçlularca mal beyanında bulunulmaması nedeniyle ilgili Mahkemece hapsen tazyik kararı alınmasını teminen gerekli yazıların hazırlanması, f) Trafik tescil şube müdürlükleri, tapu sicil müdürlükleri, bankalar, sigorta şirketleri gibi resmi ve özel kurum, kuruluş ve kişilerle yazışma ve/veya Kurumca uygun görülen bilgi işlem sistemlerini kullanmak suretiyle borçlular hakkında her türlü mal varlığı araştırması yapılması, g) Haciz tutanakları ve tahsilat makbuzunun servis sorumlusundan imza karşılığında teslim alınıp, işlemleri bittiğinde imza karşılığında teslim edilmesi, ğ) Haciz işlemlerinin yapılması, h) Haciz işlemlerinin yapılmasına rağmen, borcun ödenmemesi veya borçlu/üçüncü kişilerce haciz işlemlerine karşı istihkak iddiasında ya da tecil ve taksitlendirme talebinde bulunulmaması halinde mahcuz malların muhafaza altına alınması, ı) Muhafaza altına alınan malların depo sorumlusuna veya yediemine teslim edilmesi, i) Haciz kaldırma işlemlerinin yapılması, j) Aciz halindeki borçluların mal varlığı kontrolünün ve tespitinin yapılması, k) Mahallinde yapılan haciz işlemleri sırasında, borçludan veya borçtan sorumlu olan diğer kişilerden tahsilat yapılması, l) Kurum alacağının tahsiline engel olanlar, gerçeğe aykırı mal bildiriminde bulunanlar, mal edinme ve artırmaları bildirmeyenler ve Kurum borçlusuna ait ellerinde bulundurdukları malları bildirmeyenlerin tespiti ile bunlar hakkında kanuni işlemlerin başlatılması için gerekli işlemlerin yapılması, m) 6183 sayılı Kanunun 24, 25, 26, 27, 28, 29 ve 30 uncu maddeleri gereğince açılacak iptal davaları ile ilgili gerekli araştırma, tespit ve incelemelerin Kurumun kontrol ve denetimle görevli memurları ile koordineli olarak yapılması, gerektiğinde iptal davası açılmasını teminen durumun yazı ile amirlerine sunulması, n) 6183 sayılı Kanunun 48 inci maddesine istinaden borçluların, prim ve diğer alacaklara ilişkin tecil ve taksitlendirme taleplerinin değerlendirilmesi, ünite yetkisi dahilinde olanlar hakkında karar alınmak üzere tecil ve taksitlendirme komisyonuna sunulması, komisyonda görev alınması, tecil ve taksitlendirme komisyonunun sekreterya işlemlerinin yapılması, ünite yetkisini aşan talepler için karar alınmak üzere yetkili makamlara sunulmasının sağlanması, tecil ve taksitlendirme işlemlerinin takip edilmesi ve tecil ve taksitlendirme şartlarına uyulmaması halinde gerekli işlemlerin yapılması, o) Karşılığında teminat gösterilmiş bulunan Kurum alacağı, vadesinde ödenmediği takdirde borcun 7 gün içinde ödenmesi, aksi halde teminatın paraya çevrileceği veya diğer şekillerde cebren tahsil olacağının borçluya bildirilmesi, verilen süre içinde borç ödenmediği takdirde teminatların paraya çevrilmesi için gerekli işlemlerin yapılması, ö) İcra takibine konu borcun ödenmemesi veya tecil ve taksitlendirme talebinde bulunulmaması halinde satış işlemlerinin başlatılması, p) Satışa konu malın kayıtları ile fiziki ve mekanik durumlarının incelenmesi, satışı mümkün olmayan mallarla ilgili gerekli işlemlerin yapılması, r) Ünite satış komisyonlarında görev yapılması, mahcuz malların satışı için ünite satış komisyonunun sekreterya işlemlerinin yürütülmesi ve satış dosyasının oluşturulması, s) Satış işlemlerinin yapılmasının sağlanması, satış bedelinin tahsil ve mahsup işlemlerinin yapılması, satışın kesinleşmesi halinde menkul malın alıcıya teslim edilmesi, tescile tabi olan araç, gayrimenkul ve benzeri malların ise alıcı adına tescilinin yapılmasını teminen tescillerin bulunduğu diğer kurumlara yazı yazılması, ş) Satışın kesinleşip kesinleşmediği ile ilgili olarak iş mahkemesinde ihalenin feshi davası açılıp açılmadığının kontrol edilmesi, t) Satış işlemlerine ilişkin itirazlar üzerine üçüncü kişilere ve mahkemelere; şekil, usul ve esas yönünden değerlendirilmek için verilecek cevap yazılarının hazırlanması, satışı yapılan mallarla ilgili borçluya bilgi verilmesi, u) Diğer ünitelerden gönderilen prim ve diğer alacakların niyabeten takip ve tahsil işlemlerinin yürütülmesi, ü) 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun ilgili maddeleri gereğince katma değer vergisi beyannamesinin süresi içinde düzenlenmesi ve ilgili kuruluşlara gönderilmesi, v) Kurum alacakları ile bunlara ilişkin her türlü bilgi ve belgelerin ülkemiz ile yapılmış olan ikili veya çok taraflı uluslararası sözleşmeye taraf olan ülkelerde ikamet eden işveren, işyeri sahibi, sigortalı ve üçüncü kişilerden, uluslararası sözleşmeye taraf ülkelerin sosyal güvenlik kurumları aracılığıyla sözleşme hükümleri çerçevesinde talep ve tahsil edilmesi ve işlemlerinin yapılması, y) Düzenleyecekleri haciz tutanaklarının bir örneğinin imza karşılığında borçluya verilmesi veya borçlunun gıyabında haciz yapılmış ise borçlunun bilinen son adresine gönderilmesi, z) Aylık faaliyet raporları ile diğer istenilen istatistiki bilgilere ait raporların hazırlanması ve Genel Müdürlüğe süresinde gönderilmesi, aa) Çalışma alanına giren ve amirleri tarafından verilen benzer iş ve işlemlerin yerine getirilmesi, işlerini servis bünyesinde yürütmekle görevlidirler. İcra memurlarının yetkileri ve avukat görevlendirilmesi MADDE 8 – (1) İcra memurları, görevlerini yaptıkları sırada, kimlik belgelerini göstermek suretiyle; a) İlgililerin kimliklerini istemek ve kimlik bilgilerini tutanağa kaydetmek, b) Görevlerinin yapılmasında zorluk çıkarılması halinde, 6183 sayılı Kanunun 6 ncı maddesi uyarınca mülki amirler, emniyet amir ve memurları, belediye başkanları, köy muhtarları ve kamu müesseselerinin, anılan Kanunun uygulanmasında, uygulama ile ilgili memurlardan ellerindeki olanaklarla yardımda bulunmaları ve kolaylık göstermelerini istemek, yetkisine sahiptirler. (2) 5510 sayılı Kanunun 100 üncü maddesi gereğince, 6183 sayılı Kanuna göre Kurum alacaklarının takip ve tahsiline ilişkin verilen görevlerin yerine getirilmesi ile sınırlı olmak üzere; Kurum ile bankalar, döner sermayeli kuruluşlar, gerçek ve tüzel kişiler, kamu kurumları, kanunla kurulmuş kurum ve kuruluşlar arasında yapılan protokoller çerçevesinde elektronik ortamda alınan bilgilerin kullanılmasına yetkilidirler. (3) İcra memurlarının görevlerini yapmasını engellemek amacıyla cebir ve tehdit kullananlar hakkında, yargı organında yürütülecek her türlü hukuki işlemlerde Kurum avukatı görevlendirilir. İcra memurlarının sorumlulukları ve yasaklar MADDE 9 – (1) İcra memurları görevlerini yerine getirirken aşağıdaki hususlara uyarlar: a) Resmi ve özel ilişkilerinde; borçlu ve üçüncü şahıslara karşı nezaket kurallarına uygun olarak davranmak, giyim ve hareketlerinde güven ve saygı uyandırmak zorundadırlar. b) Alacaklı tahsil dairesince 6183 sayılı Kanun gereğince paraya çevrilecek malların artırmasına, o ünitede görev yapan icra memurları bunların eşleri ve üçüncü derecede dahil olmak üzere bu dereceye kadar kan ve kayın hısımları kendi adlarına veya diğer kimseler ad ve hesabına katılamazlar ve bu artırmalardan mal satın alamazlar. Söz konusu malları üçüncü şahıslar aracılığıyla veya üçüncü şahıslara satın aldırıp onlardan beş yıl süre ile teferruğ suretiyle dahi satın alamazlar ve iktisap edemezler. c) Verilen görevleri, zorunlu hallerde izin almadıkça veya yazılı emir verilmedikçe bırakamaz, başka bir icra memuruna devredemezler. ç) Borçluların meslek sırları, çalışma şartları, ekonomik ve ticari durumları ile ilgili hususları gizli tutarlar; bilgi aldıkları, ihbar veya şikayette bulunan kişilerin isimlerini ve kimliklerini açıklayamazlar. d) İcra memurları, üçüncü dereceye kadar kan ve kayın hısımlarının icra takip, haciz ve satış işlemlerini yürütemezler. e) Görevleri ile ilgili kişilerin, özel hizmet veya ikramlarını kabul edemez, bunlarla iş ilişkisi dışında bir ilişki kuramaz, çıkar birliği sağlayamaz, borç alıp veremezler. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM İcra Memurlarının Çalışma Usul ve Esasları ile Eğitimleri Çalışma usul ve esasları MADDE 10 – (1) Ünitelerdeki icra takip, haciz ve satışa ilişkin iş ve işlemler; icra takip, haciz ve satış servislerince yerine getirilir. Her ünitede iş ve işlemlerin yoğunluğu göz önünde bulundurularak, icra takibine hazırlık, icra takip ve haciz ile icra satış servisleri kurulur. İcra memurları, icra takip ve haciz ile icra satış servislerinde görev yaparlar. Bu servislerdeki işlerin yürütümü ile sevk ve idaresi, ünite amirince uygun görülen sorumlu icra memuru aracılığıyla yerine getirilir. (2) İcra memurları; sağlık durumu, soruşturma raporu, mahkeme kararları ve benzeri zorunluluk halleri hariç olmak üzere, görevleri ile ilgili servisler dışında çalıştırılamaz. (3) İcra memurlarının görevlerinin yürütümü sırasında gerekli olan araç, gereç, her türlü donanım ve demirbaşlar Kurumca karşılanır. Görevlendirme yetkisi MADDE 11 – (1) 6183 sayılı Kanuna göre yürütülecek işlemlerde, ünitedeki icra memurları haricinde personel görevlendirilmesi halinde ilgili personel için, Sosyal Güvenlik İl Müdürü tarafından görevlendirme süresini de belirten geçici icra memuru görev ve yetki belgesi düzenlenir. Yapılan bu görevlendirmeler ile ilgili olarak Genel Müdürlüğe on beş gün içinde yazılı bilgi verilir. Yetiştirilme ve eğitimi MADDE 12 – (1) İcra memurlarına verilecek eğitimler, Kurumun hizmet içi eğitim ile ilgili mevzuatı çerçevesinde yürütülür. BEŞİNCİ BÖLÜM İcra Memurlarına Verilecek Kimlik Belgesi, Kaşe ve Avans İşlemleri Kimlik belgesi ve kaşe MADDE 13 – (1) İcra memurlarına görevleri sırasında ilgililere gösterilmek üzere; İnsan Kaynakları Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen, soğuk damgalı, fotoğraflı ve sıra numaralı, üzerinde yetkileri belirtilen bir kimlik belgesi verilir. (2) İcra memurlarına, düzenlediği tutanaklarda kullanılmak üzere, Kurumca belirlenmiş şekle uygun olarak görev yaptığı ünitece yaptırılan kaşe verilir. (3) İcra memuruna verilen kimlik belgesi veya kaşenin kaybedilmesi halinde, durum bir tutanakla tespit edildikten sonra yenisi verilir. (4) İcra memuru, zimmet ile teslim edilen kimlik belgesi ve kaşeyi, görevinden ayrıldığı veya görev süresi sona erdiği takdirde görev yaptığı üniteye iade etmek zorundadır. Avans MADDE 14 – (1) İcra memurlarına, icra takipleri dolayısıyla yapacakları giderleri karşılamak üzere Kurumca belirlenen esaslar çerçevesinde avans verilir. (2) Alınan avans, her halükarda ilgili ayın sonunda, görevin ay sonuna kadar devam etmesi halinde ise en son sarf tarihini izleyen yedi gün içinde kapatılır. Süresi içinde mahsup belgelerinin verilmemesi, artan paranın iade edilmemesi veya avansın kapatılmaması halinde, kapatılmayan avanslarla ilgili olarak Kurumun ön ödemeye ilişkin ilgili mevzuat hükümlerine göre işlem yapılır. (3) İcra memurlarına, almış oldukları avansı mahsup etmeden başka bir görevlendirme nedeni ile yeniden avans verilemez. ALTINCI BÖLÜM Geçici ve Son Hükümler Kazanılmış haklar ve icra servislerinin yürütümü GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden önce Kurum Başkanlığınca icra memuru olarak ataması yapılmış olanların kazanılmış hakları saklıdır. (2) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle ünitelerin; icra takip haciz ve satış servisi, icra takip ve haciz servisi ile icra satış servislerinde şef olarak görev yapanlar, sorumlu icra memuru atanıncaya kadar ünite amirinin uygun bulması halinde aynı görevlerine devam ederler. Yürürlük MADDE 15 – (1) Maliye Bakanlığı ve Sayıştayın görüşü alınarak yapılan bu Yönetmelik yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 16 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanı yürütür. [R.G. 13 Ağustos 2010 – 27671] —— • —— Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: BİYOGÜVENLİK KURULU VE KOMİTELERİN ÇALIŞMA USUL VE ESASLARINA DAİR YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç ve kapsam MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı, Biyogüvenlik Kurulu, uzmanlar listesi ve Komitelerin oluşumu, çalışmaları ile görev ve yetkilerine dair usul ve esasları belirlemektir. (2) Bu Yönetmelik, Biyogüvenlik Kurulu, uzmanlar listesi ve Komitelerin oluşumu, çalışma usul ve esasları ile görev ve yetkilerine dair hükümleri kapsar. Dayanak MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik, 18/3/2010 tarihli ve 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Bakan: Tarım ve Köyişleri Bakanını, b) Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını, c) Biyogüvenlik: İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitliliği korumak için GDO ve ürünleri ile ilgili faaliyetlerin güvenli bir şekilde yapılmasını, ç) Biyogüvenlik bilgi değişim mekanizması: GDO ve ürünleri ile ilgili bilimsel, teknik ve uygulamaya ilişkin bilgi ve belgelerin ulusal ve uluslararası seviyede alışverişinin kolaylaştırılması ile kamuoyunun bilgilendirilmesi ve karar sürecine katılımı amacıyla oluşturulacak bilgi alışverişi sistemini, d) Biyolojik çeşitlilik: Ekosistem de dâhil olmak üzere, türler arası ve tür içi farklılıkları, e) Canlı organizma: Mikroorganizma, steril organizma, virüs, virion ve viroidler de dâhil olmak üzere genetik materyali çoğaltabilen ya da aktarabilen herhangi bir biyolojik varlığı, f) Değerlendirme: GDO ve ürünleri ile ilgili her bir başvuru için karar oluşturmada dikkate alınmak üzere, bilimsel esaslara göre Komiteler tarafından yapılacak risk değerlendirmesi ve sosyo-ekonomik değerlendirme ile ihtiyaç hâlinde etik değerlendirme ve Kurulca istenecek diğer değerlendirmeleri, g) Etik değerlendirme: Başvuru hakkında karar verilmeden önce değerlendirilmek üzere, GDO ve ürünlerinin çevreye serbest bırakılması ve kullanılması sürecinde tüketiciler, kullanıcılar ve çiftçilerin etik değerleri ile olabilecek etkileşimleri belirlemek üzere yapılan çalışmaları, ğ) GDO ve ürünleri: GDO, GDM, kısmen veya tamamen GDO’lardan elde edilen, GDO içeren veya GDO’lardan oluşan ürünleri, h) Genetik yapısı değiştirilmiş mikroorganizma (GDM): Genetik yapısı doğal rekombinasyonlar dışında kalan yol veya süreçlerle değiştirilmiş olan mikroorganizmaları, ı) Genetik yapısı değiştirilmiş organizma (GDO): Modern biyoteknolojik yöntemler kullanılmak suretiyle gen aktarılarak elde edilmiş, insan dışındaki bitki, hayvan ve mikroorganizma dâhil canlı organizmayı, i) İlgililer: GDO ve ürünleri ile ilgili olarak araştırma, geliştirme, işleme, piyasaya sürme, izleme, kullanma, ithalat, ihracat, nakil, taşıma, saklama, paketleme, etiketleme, depolama gibi faaliyetlerde bulunanları, j) İthalat: Yurt dışında üretilmiş malların bedelli veya bedelsiz alınarak serbest dolaşıma giriş rejimi prosedürlerine tabi tutulmasını, k) Kapalı alanda kullanım: İnsan, hayvan ve bitki sağlığı ile çevre ve biyolojik çeşitlilik üzerinde genetiği değiştirilmiş organizmalardan kaynaklanabilecek olumsuz etkilerin biyolojik, kimyasal ve fiziksel engellerle tamamen önlenerek kontrol edilen laboratuvar ve tesislerdeki işlemlerini, l) Kanun: 18/3/2010 tarihli ve 5977 sayılı Biyogüvenlik Kanunu, m) Karar: GDO veya ürünlerine ilişkin yapılan bir başvuru hakkında bilimsel esaslara göre yapılan risk değerlendirmesi ve sosyo-ekonomik değerlendirme sonuçlarına göre Kurul tarafından verilen kararı, n) Komite: Bilimsel değerlendirmeleri yapmak üzere Kurul tarafından oluşturulan komiteleri, o) Kullanım: GDO ve ürünlerinin gıda, yem, işleme ve diğer amaçlarla piyasaya sürülmesi, pazarlanması ve tüketimi dâhil tüm işlemleri, ö) Kurul: Biyogüvenlik Kurulunu, p) Modern biyoteknoloji: Geleneksel ıslah ve seleksiyonda kullanılan teknikler dışında, doğal fizyolojik üreme engelini aşarak, rekombinant deoksiribonükleik asidin (rDNA) ve nükleik asidin hücrelere ya da organallere doğrudan aktarılmasını sağlayan in vitro nükleik asit tekniklerinin ya da taksonomik olarak sınıflandırılmış familyanın dışında, farklı tür ve sınıflar arasında hücre füzyonu tekniklerinin uygulanmasını, r) Protokol: 17/6/2003 tarihli ve 4898 sayılı Kanunla onaylanması uygun bulunan ve 17/7/2003 tarihli ve 2003/5937 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesinin Biyogüvenlik Kartagena Protokolünü, s) Risk değerlendirme: GDO ve ürünlerinin, genetik değişiklikten dolayı, insan, hayvan ve bitki sağlığı, biyolojik çeşitlilik ve çevre üzerinde sebep olabileceği risklerin ve risk kaynağının test, analiz, deneme gibi bilimsel yöntemlerle tanımlanması, niteliklerinin belirlenmesi, değerlendirilmesi ve risk unsurlarının belirlenmesini kapsayan dört aşamalı süreci, ş) Risk yönetimi: GDO ve ürünlerinin, risk değerlendirmesi ve yasal faktörler göz önünde tutularak ilgili taraflarla istişare ile izin verilen amaç ve kurallar dâhilinde kullanılmasını ve muamelesini sağlamak amacıyla alınan önlemleri, uygun olabilecek kontrol önlemlerine ilişkin alternatiflerin değerlendirilmesi, tercih edilmesi ve uygulanması sürecini, t) Sosyo-ekonomik değerlendirme: Başvuru hakkında karar verilmeden önce değerlendirilmek üzere, GDO ve ürünlerinin çevreye serbest bırakılması, kullanılması sürecinde biyolojik çeşitlilik ve kullanıcıları ile çiftçiler üzerindeki etkilerinden kaynaklanacak sosyo-ekonomik bedelleri belirlemek üzere bilimsel esaslara dayanarak yapılan tüm çalışmaları, u) TAGEM: Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğünü, ü) TÜBİTAK: Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunu, v) Uzmanlar listesi: İçinden Komitelerin seçileceği ve Kanun kapsamındaki konularla ilgili bilimsel yeterliliğe sahip kişilerden oluşan listeyi ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Genel Hükümler, Kurul, Uzmanlar Listesi ve Komiteler Genel hükümler MADDE 4 – (1) GDO ve ürünlerinin gıda, yem ve işleme amacıyla piyasaya sürülmesi ile GDO ve ürünlerinin deneysel amaçlı serbest bırakılmasına ve GDM’lerin kapalı alanda kullanımına ilişkin başvuruların değerlendirilmesi ve bu Yönetmelikte belirtilen diğer görevlerin yürütülmesi için; a) Biyogüvenlik Kurulu, b) Uzmanlar listesi, c) Komiteler oluşturulur. (2) Kurul ve Komiteler görevlerini yaparken bağımsızdır. Hiçbir organ, makam, merci ve kişi Kurula ve Komiteye emir ve talimat veremez. (3) Kurul, yapılan her bir başvuru için ayrı bir komite oluşturur ve bu komiteler her bir değerlendirmeyi ayrı yapar. (4) Kurul ve Komitelerin sekretarya hizmetlerini TAGEM yürütür. (5) Kanun kapsamındaki duyurular, kamuoyunun GDO ve ürünleri ile ilgili bilgilendirilmesi ve karar alma sürecine katılımı biyogüvenlik bilgi değişim mekanizması aracılığıyla yapılır. (6) Biyogüvenlik bilgi değişim mekanizması TAGEM tarafından yürütülür. (7) Kurulun ve Komitelerin çalışmaları süresince ihtiyaç duyacakları bilgi ve belge talepleri Bakanlık aracılığıyla karşılanır. (8) Başvuruda verilen bilgilerin yeterli görülmemesi durumunda Kurul, başvuru sahibinden yeniden deney, test, analiz ve araştırma yapılmasını talep edebilir. Kurulun değerlendirme için talep ettiği çalışmaların masrafları başvuru sahibi tarafından karşılanmak kaydı ile uluslararası akredite kuruluşlara, Bakanlıkça belirlenmiş üniversitelere veya TAGEM aracılığıyla Bakanlık veya diğer Bakanlıklara bağlı araştırma enstitülerine yaptırılır ve sonuçları Kurula bildirilir. (9) Kanun kapsamında yapılacak başvurular, değerlendirme ve karar süreçlerindeki iş ve işlemler ile talep edilecek bilgi, belge ve raporların ücretleri Kurulun önerisi ile Bakanlık tarafından belirlenerek her yılın Ocak ayında ilan edilir. (10) Başvuru sahipleri risk değerlendirme ve sosyo-ekonomik değerlendirme ile ilgili masrafları Bakanlıkça belirlenecek hesaba yatırır. (11) Başvuru sahibince gizli tutulması istenen bilgiler TAGEM tarafından Kurula bildirilir. Kurul kamu sağlığının korunması amacıyla açıklanması gereken bilgiler dışında, gizli tutulması isteğiyle kendisine gelen bilgileri üçüncü taraflara ifşa edemez. (12) Kurul üyeleri ve uzmanlar listesinde yer alanlar her yıl bağımsız ve tarafsızlıklarını beyan eden genel bir taahhütnameyi Bakanlığa verir. (13) Kurul ve Komite üyelerinin Kanun ve Kanuna dayanarak çıkartılan yönetmeliklerle belirlenen hükümlere aykırı davranışları ile ilgili işlemler Bakanlık tarafından yürütülür. Kurulun oluşturulması MADDE 5 – (1) Kurul Bakanlıkça dört, Çevre ve Orman Bakanlığınca iki, Sağlık Bakanlığınca bir, Sanayi ve Ticaret Bakanlığınca bir ve Dış Ticaret Müsteşarlığınca bir üye olmak üzere Kanun kapsamına giren konularda en az beş yıllık tecrübeye sahip olanlardan ilgili Bakanlar tarafından belirlenen toplam dokuz üyeden oluşur. (2) Bakanlıkça seçilecek üyelerden biri üniversitelerden, diğeri de meslek örgütleri tarafından gösterilen adaylar arasından seçilir. (3) Kurul Başkanı Bakan tarafından belirlenir. (4) Kurul Başkanı ve üyelerinin görev süreleri, göreve başladıkları tarihten itibaren 3 yıldır ve en fazla iki dönem için görevlendirilebilir. Görevi biten üye, yeni üye başlayıncaya kadar görevine devam eder. Boşalan Kurul Başkanlığı ve üyeliklerine en geç bir ay içerisinde ilgili Bakanlar tarafından yeni görevlendirme yapılır. (5) Kurul üyesi olacakların, a) En az lisans düzeyinde yükseköğrenim görmüş olmaları, b) 14/7/1965 tarihli ve 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 48 inci maddesinin (A) bendinin (1), (4), (5), (6) ve (7) numaralı alt bentlerinde belirtilen şartları taşımaları, c) Kanun kapsamına giren konularda en az beş yıllık tecrübeye sahip olması zorunludur. (6) Kurulun oluşturulması ile ilgili işlemler Bakanlık tarafından yürütülür. Kurulun çalışma esasları MADDE 6 – (1) Kurul Başkanın daveti üzerine gündemli olarak toplanır. (2) Kurul Başkanı, yokluğunda yerine vekalet edecek üyeyi, Kurulun ilk toplantısında belirler ve bu durum tutanağa geçirilir. Kurul Başkanı ve vekalet edecek üyenin bulunmadığı durumlarda ise Kurul Başkanı üyelerden birini toplantıdan önce yazılı olarak görevlendirir. (3) Kurul toplantıları ile ilgili kayıtların tutulması, muhafazası, tutanakların tutulması ve kayıtların takip edilmesi için üyelerden birisi raportör olarak, birisi de raportörün yokluğunda bu görevi yürütmek üzere 3 yıllık süre için seçilir. a) Her bir toplantının gündemi Kurul üyelerinin görüşü alınarak, Kurul Başkanı tarafından hazırlanır ve toplantıdan en az bir hafta önce TAGEM aracılığıyla Kurul üyelerine bildirilir. b) Gündemin bildirilmesinden sonra gündemde değişiklik yapılamaz. Ancak, Kurul toplantısının açılışında, Kurul üyelerinin en az beşinin yazılı başvurusu ile gündeme yeni madde ilave edilebilir. c) Toplantı yer ve tarihi Kurul Başkanı tarafından belirlenir ve gündemle birlikte üyelere bildirilir. ç) Gündemde yer alan maddelerin görüşülmesi tamamlanmadığı sürece toplantı sona ermiş sayılmaz. d) Toplantıya sekiz saatten çok ara verilmesi durumunda, bu durum tutanakla tespit edilir, toplantının hangi tarihte tekrar başlayacağı belirlenir. Tutanak Kurul Başkanı ve raportör tarafından imza altına alınır. e) Kurula ait her türlü evrak Kurulun sekretarya görevini yürütecek olan TAGEM tarafından muhafaza edilir. (4) Kurul en az yedi üyenin hazır bulunması ile toplanır. Kurul, üyelerden en az beşinin aynı yöndeki oyuyla karar alır. Kurul kararı tutanakla tespit edilir ve imza altına alınır. (5) Geçerli mazereti olmaksızın bir takvim yılında toplam üç toplantıya katılmayan üye, bu durumun Kurul kararı ile tespit edilmesi koşuluyla, üyelikten çekilmiş sayılır. (6) Toplantıya katılmasına rağmen karşı oy kullanmadığı hâlde Kurul kararlarını süresi içinde imzalamayan veya karşı oy kullandığı hâlde, karşı oy gerekçesini süresi içinde yazmayan Kurul üyeleri, yazılı olarak ikaz edilir. Bu durumun bir takvim yılı içinde toplam üç defa tekrar etmesi hâlinde, ikaz edilen üye çekilmiş sayılır. Bu durumun, üyenin katılmadığı üçüncü toplantıda Kurul tarafından tespit edilip karara bağlanarak Bakanlığa bildirilmesi zorunludur. (7) Kurul üyeleri, eşleri, evlatlıkları ve üçüncü derece dâhil kan ve kayın hısımlarıyla ilgili konularda müzakere ve oylamaya katılamaz. (8) Kurul Başkanı, Kurulun çalışmaları hakkında hazırlayacağı raporlarla 6 ayda bir TAGEM aracılığıyla Bakanlığa bilgi verir. (9) Kurulun çalışmaları ile ilgili olarak çıkartılacak yönetmelik, tebliğ, talimat ve genelgeler ile bunlarda yapılacak değişikliklerle ilgili önerileri TAGEM aracılığıyla Bakanlığa bildirilir. (10) Kurul ile ilgili her türlü açıklama Kurul Başkanı veya Kurul Başkanı tarafından yazılı olarak görevlendirilecek bir üye tarafından yapılır. (11) Kurul, Komite Başkanını toplantılarda oy hakkı olmadan bulunmak üzere davet edebilir. Kurulun görev ve yetkileri MADDE 7 – (1) Kurulun görev ve yetkileri şunlardır: a) Üniversitelerde ve TÜBİTAK’ta görevli öğretim üyeleri veya uzmanlar ile Kurul tarafından belirlenen alanlarda çalışanlardan, biyogüvenlik bilgi değişim mekanizması aracılığıyla müracaat edenler arasından yapılacak değerlendirme ile uzmanlar listesini oluşturmak ve görev tanımlarını yapmak, b) Her bir başvuru için, uzmanlar listesindeki kişilerden, değerlendirmeler için komiteleri oluşturmak, üyelerini seçmek ve görev tanımlarını yapmak, c) Komitelerin belirlenen süreler içinde görevini tamamlamasını sağlamak, ç) Değerlendirmeler için uyulacak esasları uzmanlar listesi üyeleri ve Komitelerden görüş alarak belirlemek, d) Alınan başvurunun kabul edilmesi halinde yapılacak işlemleri, işlemlerin başlangıç tarihini ve başvuru ile ilgili diğer değerlendirmelerini, ek bilgi veya belge talebi nedeniyle geçen süre hariç, doksan gün içerisinde Bakanlığa bildirmek, e) Değerlendirme raporlarını ve Komite kararlarını dikkate alarak Kurul kararlarını oluşturmak, f) İzleme raporlarına dayanarak kararın kısmen veya tamamen iptali ile yasaklama, toplatma, imha ve benzeri yaptırımlara ilişkin kararları Bakanlığa sunmak, g) Komitelerin görüşlerini de alarak, eşik değerin belirlenmesi için Bakanlığa görüş bildirmek, ğ) GDO ve ürünleri ile bunlara ilişkin her türlü faaliyet sürecinde meydana gelebilecek kaza durumunda, çevre, biyolojik çeşitlilik, tarımsal üretim ve insan sağlığı üzerinde olabilecek zararların önlenmesine yönelik acil eylem planlarının hazırlanmasına esas teşkil edecek raporları Komitelere hazırlatmak ve Bakanlığa öneride bulunmak, h) GDO ve ürünleri konusunda yetkilendirilecek özel sektör araştırma kuruluşları ile genetik yapısı değiştirilmiş mikroorganizmaların kapalı alanda kullanımı konusunda faaliyet yürütecek ilgililerin uymaları gereken şartlarla ilgili olarak Bakanlığa öneride bulunmak. (2) Kurul adına kamuoyuna açıklama yapmaya Kurul Başkanı veya Kurul Başkanınca görevlendirilen üye yetkilidir. Kurul kararları MADDE 8 – (1) Kurul, her bir başvuru için ayrı karar alır. Kurulun aldığı bir karar başka bir başvuru için emsal teşkil etmez. (2) Kurulun karar alma süresi, her bir başvuru için 7 nci maddenin birinci fıkrasının (d) bendine göre aldığı kararın Bakanlık tarafından başvuru sahibine bildirilmesinden sonra başlar ve iki yüz yetmiş günü geçemez. Bu sürenin hesaplanmasında ek bilgi ve belge istenmesi ve temini için geçen süre, Bakanlığa bildirim ve kararın Resmî Gazete’de yayımlanması süreci hesaba katılmaz. Başvuru sahibinden yeniden deney, test, analiz ve araştırma yapılması istenildiğinde bunların yaptırılması ve sonuçlarının alınması, bilimsel yayınlar ve yapılmış araştırmaların sonuçları, Kurul tarafından belirlenecek diğer bilgiler ek bilgi kapsamında değerlendirilir. (3) Kurul kararını, her bir başvuru için hazırlanan değerlendirme raporlarını ve Komite kararları ile kamuoyundan gelecek görüşleri de dikkate alarak oluşturur. (4) Kurul, Komitenin kararına uymak zorunda değildir. Kurul, Komite kararına uymaması durumunda bu durumu gerekçeli olarak açıklar. (5) Kurul, kararın olumlu olması hâlinde en son toplantı tarihinden itibaren en geç otuz gün içinde gerekçeleri, varsa karşı oy gerekçeleri ve imzaları ile birlikte tekemmül ettirir ve Bakanlığa bildirir. Bakanlık en geç on beş gün içinde kararı yayımlanmak üzere Resmî Gazeteye gönderir. (6) Kurul, kararın olumsuz olması durumunda, başvuru sahibine yazılı olarak bildirilmek üzere, otuz gün içerisinde gerekçeleri ile birlikte Bakanlığa iletir. Bakanlık olumsuz kararı en geç on beş gün içinde başvuru sahibine bildirir. (7) Başvuru sahibi, olumsuz kararın değiştirilmesi için altmış gün içinde yeni bilgi ve belgeler sunarak itiraz edebilir. (8) Kurul, olumsuz kararın değiştirilmesi için yapılan başvurularla ilgili kararı, Komitelere danışarak, altmış gün içinde verir ve sonuçlarını başvuru sahibine bildirilmek üzere Bakanlığa iletir. (9) Kurul, kararda belirtilen koşulların ihlali veya GDO ve ürünleriyle ilgili olarak herhangi bir riskin ortaya çıkabileceği yönünde yeni bilimsel bilgilerin ortaya çıkması durumunda, kararı iptal edebilir. Uzmanlar listesi MADDE 9 – (1) Uzmanlar listesine seçilen üyelerin görevleri 4 üncü maddenin onikinci fıkrasında belirtilen hususlara uydukları sürece devam eder. (2) Uzmanlar listesinde yer alan bir üye, görevlendirildiği Komitenin görevi sona ermeden mücbir sebepler haricinde ayrılamaz veya görevine son verilemez. (3) Bu Yönetmelikle belirlenen kurallara aykırı hareket edenlerin görev süreleri Kurul tarafından sona erdirilir ve görev süresi sona erdirilen uzmanlar bir daha uzmanlar listesine alınmaz. (4) Kurul, uzmanlar listesine seçilen üyeleri, Kanun kapsamındaki uygulamaların yerine getirilmesi için uzmanlık konularını dikkate alarak Komite çalışmaları dışındaki faaliyetlerde de görevlendirebilir. (5) Kurul tarafından görevlendirildiği hâlde, görevi mazeretsiz olarak iki defa kabul etmeyen veya süresi içinde yerine getirmeyen üyenin görevine son verilir ve tekrar uzmanlar listesine alınmaz. Komitelerin oluşturulması, çalışma usul ve esasları, görev ve yetkileri MADDE 10 – (1) Her bir başvuruyu bilimsel olarak değerlendirmek üzere Kurul tarafından uzmanlar listesinden seçilecek on bir kişilik komiteler oluşturulur. Komitelere görevlendirilen üyelere, görevlendirildikleri ve görevlerinin başlama ve bitiş süreleri yazı ile bildirilir. (2) Komitenin görev süresi Kurulca verilen görevin tamamlanması ile sona erer. (3) Komite ilk toplantısında bir başkan ve iki raportör seçer. Başkanın yokluğunda yerine vekalet etmek üzere bir üyeyi tayin eder. (4) Komitenin her bir toplantısının gündemi bir önceki toplantıda belirlenir. Gündemde yapılacak değişiklikler ya da ilaveler Başkan tarafından en az bir hafta önce Komite üyelerine bildirilir. Gündemin bildirilmesinden sonra gündemde değişiklik ancak Komite toplantısının başlangıcında üyelerden en az altısının aynı yöndeki oyuyla yapılabilir. Gündemde yer alan maddelerin görüşülmesi tamamlanmadığı sürece toplantı sona ermiş sayılmaz. (5) Komite en az dokuz üyenin hazır bulunması ile toplanır. Komite, üyelerden en az altısının aynı yöndeki oyuyla karar alır. Komite kararı tutanakla tespit edilir ve imza altına alınır. (6) Davet edildiği hâlde, bir başvuru ile ilgili en fazla iki toplantıya mazeretsiz katılmayan üyenin komite üyeliği düşer. Kurul tarafından en geç bir ay içerisinde yeni bir üye belirlenir. (7) Toplantıya katılmasına rağmen karşı oy kullanmadığı hâlde Komite kararlarını imzalamayan veya karşı oy kullandığı hâlde, karşı oy gerekçesini 15 gün içinde yazmayan Komite üyeleri, yazılı olarak ikaz edilir. Bu durumun, iki defa üst üste veya Komitenin görev süresi içinde toplam üç defa tekrar etmesi hâlinde, ikaz edilen üye çekilmiş sayılır. Bu durum, Komite başkanı ve raportörler tarafından tespit edilip Kurula en geç 15 gün içinde bildirilir. Boşalan üyeliğe en geç bir ay içerisinde bir üye görevlendirilir. (8) Komitelerin görev ve yetkileri şunlardır: a) Kanun kapsamında yapılan başvurularda bilimsel değerlendirmeler için sağlanan bilgilerin yeterliliğini belirlemek. b) İhtiyaç duyulması hâlinde başvuru ile ilgili ilave olarak istenebilecek test, deney, deneme, analiz gibi işlemleri belirleyerek çalışmanın yaptırılmasını, sonuçlarının bildirilmesini ve gerekli hâllerde ek bilgi gönderilmesini Kuruldan talep etmek ve bunların bilimsel değerlendirmesini yapmak. c) Kurul tarafından belirlenen esaslar doğrultusunda, her başvuru için ayrı olmak üzere bilimsel değerlendirmeleri yapmak, raporlarını hazırlamak ve Komite kararı ile birlikte Kurula bildirmek. ç) Kurul tarafından iletilen bilimsel değerlendirmeye ilişkin kamuoyu görüşlerini değerlendirmek ve sonuçlarını Kurula bildirmek. d) Karar sonrasında ortaya çıkan veya elde edilen her türlü yeni veri ve bilgiyi değerlendirerek bilimsel görüş oluşturmak. e) İhtiyaç duyduğu bilgi ve belgelerin temini ile araştırma, deneme, kontrol ve denetlemelerin yapılarak veya yaptırılarak sonuçlarının bildirilmesini Kuruldan talep etmek. f) Kurul tarafından gizli tutulması istenen bilgilerin korunması için gerekli tedbirleri almak. g) Kurul tarafından verilecek diğer görevleri yerine getirmek. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Geçici ve Son Hükümler Masrafların belirlenmesi GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelikte belirtilen risk değerlendirmesi ve sosyoekonomik değerlendirme ile ilgili masraflar Kurulun ilk toplantısında, yalnızca 2010 yılı için geçerli olmak üzere belirlenerek Bakanlık tarafından duyurulur. Yürürlük MADDE 11 – (1) Bu Yönetmelik 26/9/2010 tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 12 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür. [R.G. 13 Ağustos 2010 – 27671] —— • —— Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: ORGANİK TARIMIN ESASLARI VE UYGULANMASINA İLİŞKİN YÖNETMELİK BİRİNCİ KISIM Genel Hükümler BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin amacı; ekolojik dengenin korunması, organik tarımsal faaliyetlerin yürütülmesi, organik tarımsal üretimin ve pazarlamanın düzenlenmesi, geliştirilmesi, yaygınlaştırılmasına ilişkin usul ve esasları belirlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; her türlü bitkisel, hayvansal ve su ürünleri üretimi ile kullanılacak girdilerin organik tarım metoduna uygun olarak üretilmesi veya temini, gıda veya yem olarak kullanılan mayalar, orman ve doğal alanlardan organik tarım ilkelerine uygun olarak ürün toplanması, bu ürünlerin işlenmesi, ambalajlanması, etiketlenmesi, depolanması, taşınması, pazarlanması, kontrolü, sertifikalandırılması, denetimi ile cezai hükümlere ilişkin teknik ve idari hususları kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik, 1/12/2004 tarihli ve 5262 sayılı Organik Tarım Kanununa dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelikte geçen; a) Allopati (zıt tedavi yöntemi): Hastalığın zıttı olan maddeyi bünyeye vererek yapılan tedaviyi, b) Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını, c) Biyolojik mücadele: Bitkide zararlı, hastalık ve yabancı otlara karşı diğer canlı organizmaların kullanılmasıyla, zararlı etmenin ekonomik zarar seviyesinin altında tutulabilmesi için yapılan mücadeleyi, ç) Biyoteknik yöntemler: Hedeflenen zararlı türlere karşı, tuzak ve tuzak sistemleri, feromonlar, cezbediciler, uzaklaştırıcılar, böcek gelişme düzenleyicileri, beslenmeyi ve yumurtlamayı engelleyiciler kullanılarak yapılan mücadeleyi, d) Çalışma izni: Bu Yönetmeliğe göre çalışacak kontrolör, sertifiker ile yetkilendirilmiş kuruluşlara Bakanlık tarafından verilen izni, e) Çiftçi: Mal sahibi, kiracı, yarıcı veya ortakçı olarak devamlı veya en az bir üretim dönemi veya yetiştirme devresinde tarımsal üretim yapan müteşebbisi, f) Denetim: Organik tarım faaliyetlerinin, bu Yönetmeliğe uygun olarak yapılıp yapılmadığını tespit etmek amacıyla, yetkilendirilmiş kuruluşlar, işletmeler ve müteşebbisler ile kontrolör ve sertifikerlerin, Bakanlık veya Bakanlık tarafından denetim yetkisi verilen kuruluşlarca yapılan her türlü denetimini, g) Fitoterapi: Hastalıklardan korunma ve tedavi amacıyla bitkilerden yararlanmayı, ğ) Geçiş süreci: Bu Yönetmelik hükümlerine göre faaliyete başlanmasından, ürünün organik olarak sertifikalandırılmasına kadar geçen dönemi, h) Genetik yapısı değiştirilmiş organizma (GDO): Modern biyoteknolojik yöntemler kullanılmak suretiyle gen aktarılarak elde edilmiş, insan dışındaki canlı organizmayı, ı) GDO ve ürünleri: Kısmen veya tamamen GDO’ lardan elde edilen, GDO içeren veya GDO’ lardan oluşan ürünleri, i) Homeopati: Benzerlerinin benzerleri ile tedavisini, j) İşletme: Yetkilendirilmiş kuruluşun kontrolü altında, söz konusu kuruluşlarla sözleşme yapılması suretiyle organik ürün üretilen, işlenen, depolanan ve pazarlanan yerleri, k) Kanun: Organik Tarım Kanununu, l) Kapalı sistem: Karada veya bir gemi üzerinde üretimde kullanılan suyun büyük bir kısmının çeşitli işlemlerden geçirildikten sonra tekrar kullanılarak enerjiye dayalı su ürünleri yetiştiriciliği yapılan tesisi, m) Komite: Organik Tarım Komitesini, n) Kontrol kuruluşu: Organik ürünün veya girdinin, üretiminden tüketiciye ulaşıncaya kadar olan tüm aşamalarını kontrol etmek üzere, Bakanlık tarafından yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişileri, o) Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu: Organik ürünün veya girdinin, üretiminden tüketiciye ulaşıncaya kadar olan tüm aşamalarını kontrol etmek ve sertifikalandırmak üzere Bakanlık tarafından yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişileri, ö) Kontrol: Organik tarım faaliyetlerinin bu Yönetmeliğe uygun olarak yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, düzenli kayıtların tutulması, sonuçların rapor edilmesi, gerek görülmesi halinde ürünün organik niteliğinin laboratuvar analizleri ile test edilmesini, p) Kontrolör: Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu adına veya kontrol kuruluşu adına, organik tarım faaliyetlerinin her aşamasının ilgili mevzuata göre uygulanmasını kontrol etmek üzere, Bakanlık tarafından yetki verilmiş gerçek kişiyi, r) Konvansiyonel tarım: Organik tarım faaliyetleri dışındaki tüm tarımsal faaliyetleri, s) Konvansiyonel ürün: Konvansiyonel tarım metotları ile üretilmiş ürünü, ş) Müteşebbis: Organik tarım faaliyeti yapan gerçek veya tüzel kişiyi, t) Organik girdi: Organik tarım faaliyetlerinde kullanılan materyali, u) Organik ürün: Organik tarım faaliyetleri esaslarına uygun olarak üretilmiş ham, yarı mamul veya mamul haldeki sertifikalı ürünü, ü) Organik bitkisel üretim: İnsan gıdası, hayvan yemi, bitki besleme, çoğaltım materyali elde edilmesi, hammaddesini tarımdan alan sanayilere organik hammadde temini, tıbbi ve bilimsel amaçlarla her aşaması bu Yönetmeliğe göre üretilen, yetkilendirilmiş kuruluş tarafından kontrol edilen ve sertifikalandırılan üretim faaliyetini, v) Organik hayvansal üretim: Damızlık hayvan veya sperma kullanılarak hayvan üretilmesi, hayvansal ürünlerden insan gıdası ile hayvan ve bitki besleme ürünleri üretilmesi, hammaddesini tarımdan alan sanayilere ve bilimsel çalışmalara organik hammadde temini, her aşaması bu Yönetmeliğe göre yetkilendirilmiş kuruluş tarafından kontrol edilen ve sertifikalandırılan üretim faaliyetini, y) Organik su ürünleri üretimi: Denizler, içsular ve çiftliklerde organik tarım metotları kullanılarak balık, deniz yosunu, sünger, yumuşakça, kabuklu ve su memelileri ile bunlardan imal edilen ürünlerden insan gıdası, stok takviyesi ve tarıma dayalı sanayide kullanılacak hammadde temini, sportif, tıbbi ve bilimsel amaçlarla her aşaması bu Yönetmeliğe göre yetkilendirilmiş kuruluşun denetiminde kontrol edilen ve sertifikalandırılan üretim faaliyetlerini, z) Organik Tarım Bilgi Sistemi (OTBİS): Organik tarım yapan müteşebbis, arazi, ürün, hayvansal üretim, su ürünleri üretimi ve sertifika bilgilerinin bulunduğu Bakanlıkça oluşturulan veri tabanını, aa) Organik tarım faaliyetleri: Toprak, su, bitki, hayvan ve doğal kaynaklar kullanılarak organik ürün veya girdi üretilmesi ya da yetiştirilmesi, doğal alan ve kaynaklardan ürün toplanması, hasat, kesim, işleme, tasnif, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama, taşıma, pazarlama, ithalat, ihracat ile ürün veya girdinin tüketiciye ulaşıncaya kadar olan diğer işlemlerini, bb) Organik tarım metodu: Organik tarım uygulamaları esnasında yapılması gereken bilimsel ve teknik uygulamaların tamamını veya bölümlerin her birini, cc) Organik ürün etiketi: Organik ürün veya ambalajı üzerinde yer alan, ürünü tanıtan veya içindekini belirten herhangi bir kelime, detay, ticari marka, tescilli marka, paket üzerinde yer alan resim, sembol, doküman, ilan, tabela veya tasma gibi her türlü yazılı ve basılı bilgi ve materyali, çç) Organik ürün logosu: Bu Yönetmeliğin Ek-10 bölümünde yer alan basılı işaretleri, dd) Polikültür: Su ürünleri üretimi çerçevesinde, genellikle farklı besin zinciri basamağından gelen iki veya daha fazla türün aynı kültür biriminde yetiştirilmesini, ee) Sertifika: Bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucu işletmenin, organik ürünün ve organik girdinin mevzuata uygun olduğunu gösteren belgeyi, ff) Sertifikasyon: Bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucu işletmenin, organik ürünün ve girdinin mevzuata uygun olarak belgelendirilmesini, gg) Sertifiker: Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya sertifikasyon kuruluşu adına, kontrolü tamamlanmış ürünün veya girdinin organik olduğunu onaylamak üzere, Bakanlık tarafından yetki verilmiş gerçek kişiyi, ğğ) Sertifikasyon kuruluşu: Tüm kontrolleri tamamlanmış organik ürün veya girdiyi, kontrol kuruluşunun yaptığı kontrol ve bu kontrole ilişkin bilgi ve belgeler ile gerek duyulan hallerde yaptıracağı analizlere dayanarak sertifikalandırmak üzere Bakanlık tarafından yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişileri, hh) Stoklama yoğunluğu: Su ürünleri yetiştiriciliğinde, suyun metrekare veya metreküpü başına stoklanan canlı ağırlığı veya adedini, ıı) Topraksız tarım: Bitki köklerinin mineral besinli bir solüsyon içinde olduğu ya da besin solüsyonu eklenmiş perlit, çakıl ya da mineral yün gibi etkisiz bir ortam içinde büyütülmesi yöntemini, ii) Uygunluk belgesi: Organik sertifikaya sahip olmayan ancak bu Yönetmeliğin Ek1’inde yer alan Organik Tarımda Kullanılacak Gübreler, Toprak İyileştiriciler ve Besin Maddeleri (Deniz yosunu üretimi dâhil) ile Ek-2’sinde yer alan Bitki Koruma Maddelerinin müteşebbis tarafından kullanılmasının uygun olduğunu gösteren belgeyi, jj) Üretim birimi: Üretimde kullanılan, arazi parselleri, otlaklar, gezinti alanları, hayvan barınakları, su ürünleri üretim yerleri ve sistemleri, tarımsal ürünler ile hammaddeler ve girdilerin depolanması için kullanılacak tesisleri, kk) Üretim döngüsü: Su ürünleri yetiştiriciliğinde, yetiştirilen türün yaşam aşamasının en başından ürün alınmasına kadarki yaşam süresini, ll) Veteriner tıbbi ürün: Hayvana uygulanmak ya da hayvan için kullanılmak amacıyla tüm üretim aşamalarından geçerek kullanıma hazır hâle getirilmiş etkin madde ihtiva eden ürünleri ve veteriner biyolojik ürünlerini, mm) Veteriner biyolojik ürünleri: Hayvanlarda aktif veya pasif bağışıklık oluşturmak, bağışıklığın seviyesini ölçmek veya hastalık teşhisi için hazırlanmış aşı, serum gibi ürünler ile teşhis kitlerini, nn) Yenilenebilir kaynaklardan gelen enerji: Rüzgâr, güneş, jeotermal, dalga, gel-git, hidroenerji, atık depolama alanı gazı, kanalizasyon arıtma tesisi gazı ve biyogazları gibi yenilenebilir fosil dışı enerji kaynaklarını, oo) Yetkilendirilmiş kuruluş: Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu, kontrol kuruluşu veya sertifikasyon kuruluşu olarak Bakanlık tarafından yetki verilmiş gerçek veya tüzel kişileri, ifade eder. İKİNCİ KISIM Organik Tarımın Esasları BİRİNCİ BÖLÜM Organik Tarım Faaliyetine Göre Genel Üretim Organik tarımın genel kuralları MADDE 5 – (1) Organik tarımın genel kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Bu Yönetmelikte belirtilen kurallara uymak kaydıyla tüm ülke sathında organik tarım metodu uygulanabilir. Müteşebbis, çevresel kirlilik riski bulunan alanlarda bulaşma riskini değerlendirir ve gerekli tedbirleri alır. Alınan tedbirlerin yeterliliğine yetkilendirilmiş kuruluş tarafından kontroller sırasında karar verilir. b) Organik tarım faaliyetleri, müteşebbis ile yetkilendirilmiş kuruluş arasında imzalanan sözleşmeye dayalı yürütülür. Bu sözleşme; tarımsal faaliyetin bu Yönetmelik hükümlerine göre yapılacağını belirleyen yazılı anlaşmayı ifade eder. Yetkilendirilmiş kuruluş sözleşme yaptığı müteşebbisi en geç 45 gün içerisinde veri sistemine kayıt etmek ve Bakanlığa bildirmek zorundadır. c) Konvansiyonel üretimde kullanılan binalar, alet ve ekipmanlar temizlenip dezenfekte edildikten sonra organik üretimde kullanılır. ç) Organik tarım faaliyetlerinin tüm aşamaları kayıt altına alınarak izlenebilirlik temin edilir. d) Kısmen veya tamamen GDO’ lardan elde edilen, GDO içeren veya GDO’ lardan oluşan gıda, yem, gıda katkı maddesi, bitki koruma ürünleri, gübreler, toprak düzenleyiciler, tohumlar, mikroorganizmalar, hayvan sağlığı için kullanılan ürünler ve hayvanlar organik tarımda kullanılamaz. e) Gıda ve yem olmayan organik dışı ürünleri kullanan müteşebbisler, satıcıdan tedarik edilen ürünün GDO’ lardan ya da GDO’ lar tarafından üretilmiş ürünlerden üretilmediğini bu Yönetmeliğin Ek-12’ sinde yer alan Satıcı Beyannamesi ile teyit edilmesini sağlamak zorundadır. f) Tamamen organik üretim yapılmayan çiftlikler, birbirinden açık bir şekilde ayrılmış bölümlere veya su ürünü üretim alanlarına bölünebilirler. Bu alanlarda; hayvancılık yapılıyorsa birbirinden farklı türler bulunur. Su ürünleri üretimi söz konusu ise, üretim alanları arasında fiziksel ayrımın olması kaydıyla aynı türler bulunabilir. Bitkisel üretim söz konusu olduğunda, birbirinden kolayca ayrılabilen çeşitler bulunmalıdır. g) Bir çiftliğin bütün bölümlerinin organik üretim için kullanılmadığı yerlerde, müteşebbis organik birimler için kullanılan araziyi, organik birimler tarafından üretilen hayvanları ve ürünleri, organik olmayan birimler için kullanılan ya da bunlar tarafından üretilen ürünlerden ayırır ve bu ayrımı gösterecek kayıtları düzgün bir şekilde tutar. ğ) Organik tarımda yenilenemez kaynakların ve çiftlik dışı girdilerin kullanımı minimum düzeyde tutulur. h) Bitkisel ve hayvansal orijinli ürünlerin ve atıkların tarımsal faaliyette girdi olarak kullanmak üzere geri dönüştürülmesi sağlanır. ı) Organik tarımsal üretim ile ilgili kararlarda yerel ve bölgesel ekolojik dengenin dikkate alınması gerekir. Organik tarıma başlama MADDE 6 – (1) Organik tarıma başlama kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Organik tarım faaliyetinde bulunmak isteyen müteşebbis, kontrol ve sertifikasyon kuruluşuna veya kontrol kuruluşuna başvurur. Aşağıda yer alan bilgi ve belgelerin tamamlanmasını müteakip sözleşme imzalanır. 1) Müteşebbisin adı, adresi, T.C. kimlik numarası ve vergi numarası, yabancı gerçek kişilerde ise yabancı kimlik numarasını içeren kimlik bilgi ve belgeleri, 2) İşletmenin yeri ve konumu, 3) Kadastro çalışması tamamlanmış alanlarda tapu kaydı, tamamlanmamış alanlarda ise araziye ait kroki, 4) Müracaat edilen arazinin veya arazinin kullanım hakkının kendine ait olduğuna dair bilgi ve belgeler, 5) Gıda işleyen işyeri ise Çalışma İzni ve Gıda Sicili Belgesi, 6) Su ürünleri yetiştiriciliği için Su Ürünleri Yetiştiricilik Belgesi ve/veya Su Ürünleri Kuluçkahane Belgesi. b) Organik tarım faaliyetinde bulunmak isteyen müteşebbis, başvurduğu yetkilendirilmiş kuruluş ile sözleşme yapar. Müteşebbis, organik tarım faaliyetini bireysel olarak yapabildiği gibi, üretici grubu ile de yapabilir. Müteşebbis organik tarım faaliyetini üretici grubu ile yapıyorsa, her üretici ile sözleşme imzalamak zorundadır. Bu durumda, müteşebbis üretici grubu adına yetkilendirilmiş kuruluş ile sözleşme yapar. Bu üretici grubu içinde yer alan çiftçi müteşebbis olarak değerlendirilir ve bir kod verilerek kayıt altına alınır. Müteşebbis; aracı tüccar, depolama, işleme ve benzeri fason hizmetleri yaptırdığı gerçek ve tüzel kişi ile de sözleşme yapar. Bu fason üretim yapan işletmelerde organik tarım kontrol sistemine dâhildir. c) Yetkilendirilmiş kuruluş ile sözleşme imzalamış olan orman ve doğal alanlardan ürün toplayacak müteşebbis, ürün toplamadan önce, bu alanların mülkiyetinin veya kullanma hakkının ait olduğu makamdan yazılı izin alır. ç) Su ürünleri üretimi yapacak müteşebbis Bakanlıktan yetiştiricilik için izin alır. Bakanlıktan yetiştiricilik izni alan müteşebbisler organik su ürünleri üretimi yapabilir. Organik su ürünleri üretimi yapacak müteşebbis, kamuya ait alanda üretim yapacaksa, ilgili kurumdan alınacak yazılı izin ile yetkilendirilmiş kuruluşa başvurarak sözleşme imzalar. d) Yetkilendirilmiş kuruluş, her bir üretim aşaması için, ayrı ayrı sözleşme yapabileceği gibi, her faaliyeti ayrı ayrı belirtmek kaydıyla tek bir sözleşme de yapabilir. Yetkilendirilmiş kuruluş, müteşebbise ister bağımsız, ister üretici grubu dâhilinde olsun, Bakanlıkça hazırlanacak ve yetkilendirilmiş kuruluşlara bildirilecek kodlama sistemine göre, bir kod numarası verir. Geçiş süreci ile ilgili işlemler MADDE 7 – (1) Organik tarımda geçiş süreci ile ilgili kurallar aşağıda belirtilmiştir. a) Organik tarım faaliyeti yapılan alanlar, hayvanlar, arılar ve su ürünleri geçiş sürecine alınır. Bitkisel üretimde organik tarıma başlanmasından on iki ay sonra elde edilen ürünler geçiş süreci ürünü olarak değerlendirilir. Geçiş süreci ürünü, "Organik tarım geçiş süreci ürünüdür" etiketiyle pazarlanır. Geçiş sürecinde bulunan hayvanlardan elde edilen ürünlerin reklam ve etiketlerinde organik tarımı çağrıştıran ifadeler kullanılamaz. b) Organik tarım geçiş süreci kapsamında bu Yönetmelikteki tüm kurallar uygulanır. c) Kısmen organik tarım yapılan ya da organik tarıma geçiş sürecinde bulunan bir çiftlik ya da üretim biriminde, çiftçi organik olarak üretilen ürünler ile geçiş süreci ürünleri ve hayvanları birbirinden ayırt edilebilecek şekilde tutar ve bu ayrımı gösterecek kayıtlara sahip olur. İKİNCİ BÖLÜM Organik Tarım Metoduyla Bitkisel Üretim, Mantar ve Maya Üretimi Organik bitkisel üretim kuralları MADDE 8 – (1) Organik bitkisel üretim kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Organik bitkisel üretimde toprağın biyoçeşitliliğini geliştiren, toprağın organik maddesini koruyan veya artıran, toprağı sıkıştırmayan ve erozyonu engelleyen toprak işleme teknikleri kullanılır. Organik tarımda kullanılan üretim teknikleri çevre kirliliğini engellemeli veya minimuma indirmelidir. b) Organik olarak değerlendirilecek bitkisel ürünler için, tek yıllık bitkilerde ekim tarihinden itibaren en az iki yıl, mera ve yem bitkilerinde yem olarak kullanılmasından önce en az iki yıl, çok yıllık bitkilerde ise ilk organik ürün hasadından önce üç yıllık geçiş sürecinin uygulanması gerekir. Geçiş sürecinde bitkisel üretim için ilgili üretim alanında bu Yönetmelik ile yasaklanmış girdinin kullanıldığı en son tarih temel alınır. c) Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu; arazinin önceki yıllardaki kullanım durumu, yapılan uygulamalar, bölgedeki genel durum ve yetiştirilen ürünler, risk durumları, konu ile ilgili müteşebbis kayıtları ve raporlarının incelenmesi neticesinde geçiş sürecini uzatabilir ya da kısaltabilir. Müteşebbis tarafından organik tarım yapılacak alan bu Yönetmeliğin Ek-1 ve Ek-2 bölümlerinde yer alan girdiler dışındaki girdilerin geriye dönük olarak en az üç yıl kullanılmadığını resmi kurum ve kuruluşlardan alınacak belge ile belgelendirilmesi halinde yetkilendirilmiş kuruluş tarafından geçiş süreci maksimum bir yıl kısaltılabilir. Geçiş süreci, tek yıllık bitkilerde 12 ay, çok yıllık bitkilerde 24 aydan daha az uygulanamaz. ç) Bir işletmede, organik tarım metodu ile üretilen ürün ile aynı tür ve çeşitten olan ya da bu ürünlerden kolaylıkla ayırt edilemeyen konvansiyonel ürünler bir arada üretilemez. Ancak; 1) Çok yıllık bitkilerin üretilmesi durumunda; Müteşebbisin, işletmenin tamamını en geç beş yıllık plan dâhilinde organik üretime geçireceğini taahhütte bulunması, Her birimden hasat edilen ürünlerin ayrı ayrı yerlerde tutulmasını sağlayacak önlemlerin alınması, Yetkilendirilmiş kuruluşun, ürünlerden her birinin hasadından en az 48 saat önce haberdar edilmesi, Müteşebbisin, hasadın tamamlanmasından hemen sonra, elde edilen ürünlerin kesin miktarı ile ayırt edici özellikleri konusunda yetkilendirilmiş kuruluşu bilgilendirmesi ve bu ürünlerin diğerlerinden ayrı tutulması için gerekli önlemlerin alındığını teyit etmesi hallerinde, bu alt bendin birinci paragrafında belirtilen geçiş dönemi planı ve müteşebbis tarafından taahhüt edilen önlemler yetkilendirilmiş kuruluş tarafından onaylanır ve geçiş planı her yıl teyit edilir. 2) Tarımsal araştırma yapılması düşünülen alanlar, resmi eğitime yönelik kullanılan alanlar ile tohum, vegetatif üretim materyalleri ve transplantasyon materyallerinin üretileceği durumlarda (1) numaralı alt bendin ikinci, üçüncü, dördüncü ve beşinci paragrafında yer alan koşulların karşılanması durumunda, 3) Otlakların otlama amacıyla kullanılması durumunda. Yukarıda belirtilen durumlarda, aynı ürünün organik ve konvansiyonel üretiminin aynı işletmede yapılmasına izin verilir. d) Bitkisel üretimde bina ve tesislerin temizliği ve dezenfeksiyonu için ülkemiz tarımsal üretiminde genel olarak bu amaçla kullanımına izin verilen girdiler kullanılır. e) Organik tarımda, topraksız tarıma izin verilmez. Toprak koruma, hazırlama ve gübreleme MADDE 9 – (1) Organik tarımda toprak verimliliği, sürdürülebilirliği, biyoçeşitliliğin korunması ve geliştirilmesi, toprak erozyonu ve sıkışmasının önlenmesi ve toprak ekosistemi aracılığıyla bitkilerin beslenmesi esastır. Organik bitkisel üretimde toprak koruma, hazırlama ve gübreleme kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Yetkilendirilmiş kuruluşça yapılan kontrollerde, müteşebbis tarafından arazide yeterli toprak koruma tedbirlerinin alınıp alınmadığına karar verilir. b) Organik bitkisel üretimde, gereksiz ve toprakta erozyona neden olacak şekilde toprak işleme yapılamaz. c) Toprağın verimliliği ve biyolojik aktivitesi aşağıda belirtilen yöntemlerle sağlanır. 1) Çok yıllık ekim nöbeti programı içerisinde baklagil ve derin köklü bitkilerin yetiştirilmesi sağlanır veya yeşil gübreleme yapılır. 2) Organik üretimden gelen hayvan gübresi ya da organik materyallerin tercihen her ikisinin de kompost edilmiş olarak kullanılmasına izin verilir. Tarımsal kaynaklı azotun su kirliliğine neden olmasını önlemek amacıyla, organik bitkisel üretimde kullanılacak toplam hayvan gübresi miktarı 170 kg/N/ha/yılı geçemez. Bu limit sadece; çiftlik gübresi, kurutulmuş çiftlik gübresi, kurutulmuş kanatlı gübresi, kompost edilmiş hayvan dışkısı, kanatlı gübresi dâhil, kompost edilmiş çiftlik gübresi ve sıvı hayvan dışkısı kullanımında uygulanır. 3) Biyodinamik preparatların kullanımına izin verilir. 4) Kimyasal yöntemlerle elde edilmiş azotlu gübreler kullanılamaz. ç) Organik bitkisel üretim yapılacak alanlarda, (c) bendindeki önlemlere rağmen yeterli toprak verimliliği ve biyolojik aktivitenin sağlanamaması halinde, bu Yönetmeliğin Ek-1’inde yer alan Organik Tarımda Kullanılacak Gübreler, Toprak İyileştiriciler ve Besin Maddeleri kullanılır. Bu kapsamda ürün kullanılmasının gerekli olduğuna dair kayıtların müteşebbis tarafından tutulması gerekir. d) Kompost aktivitasyonu için, genetiği değiştirilmemiş uygun bitki bazlı preparatlar veya mikroorganizma preparatları kullanılır. e) Toprak koşulları ile topraktaki veya bitkideki besin maddelerinin yararlılığının artırılması için ülkemiz tarımsal üretiminde genel olarak kullanımına izin verilen genetiği değiştirilmemiş mikroorganizma preparatları kullanılır. f) Organik gübre ve toprak iyileştiricilerin üretimi ve ithalatı için Bakanlıktan izin alınır. Bu izinlerden sonra, organik tarımda kullanılacak organik gübre ve toprak iyileştiricileri için yetkilendirilmiş kuruluş tarafından uygunluk belgesi veya sertifika verilir. Ekim ve dikim MADDE 10 – (1) Organik bitkisel üretimde ekim ve dikim kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Organik tarımsal çoğaltım materyallerinin özellikleri aşağıdaki şekilde olmalıdır. 1) Tohum; genetik olarak yapısı değiştirilmemiş, döllenmiş hücre çekirdeği içindeki DNA dizilimine dışarıdan müdahale edilmemiş, sentetik pestisitler, radyasyon veya mikrodalga ile muamele görmemiş biyolojik özellikte ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak üretilmiş olmalıdır. 2) Fide; organik tohum veya ana bitkiden elde edilmiş ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak üretilmiş olmalıdır. 3) Fidan ve anaç; organik materyallerden elde edilmiş ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak üretilmiş olmalıdır. b) Tohum ve vejetatif çoğaltım materyali üretiminin haricinde, organik bitkisel üretimde kullanılacak tohum ve çoğaltım materyalleri organik tarım metoduyla üretilmiş olmalıdır. Bu amaçla kullanılacak materyalin tohum olması halinde ana bitki, çoğaltım materyali olmasında ise ebeveyn bitki en az bir nesil, çok yıllık bitki olması halinde ise iki üretim sezonu süresince bu Yönetmelik hükümlerine göre üretilmiş olmalıdır. c) Organik tohum ve vejetatif çoğaltım materyalinin piyasada bulunmaması halinde, aşağıda belirtilen kurallara uymak koşulu ile fide dışında organik üretim metoduyla elde edilemeyen tohum ve vejetatif çoğaltım materyallerinin kullanımına izin verilir. Bu amaçla; 1) Öncelikle organik tarıma geçiş sürecindeki üretim biriminden alınmış tohum veya vejetatif çoğaltım materyali kullanımına izin verilir. 2) Tohum veya vejetatif çoğaltım materyalinin organik veya geçiş sürecindeki üretim biriminden sağlanmasının mümkün olmadığı hallerde; konvansiyonel tohum ya da vejetatif çoğaltım materyalinin kullanımına izin verilir. 3) Konvansiyonel tohum ya da tohumluk patatesin kullanılacağı alanlarda Devlet tarafından zirai karantina amaçlı kimyasal uygulama zorunluluğu yoksa bu Yönetmeliğin Ek2’ sinde yer alan ürünler dışında bitki koruma ürünleri ile muamele edilmemiş konvansiyonel tohum ya da tohumluk patates kullanılır. 4) İzinler ürünün ekiminden önce verilir. 5) İzinler yalnızca bir defalık ve bir mevsim için verilir. İzini veren yetkilendirilmiş kuruluş tarafından izin verilen tohum ve tohumluk patates miktarları kaydedilir. 6) Müteşebbis tarafından organik tohum veya tohumluk patatesin ülke içerisinde yeterli miktarda bulunmadığı belgelendirilir. ç) Organik tarımda GDO’lu çoğaltım materyalleri kullanılamaz. Bitki koruma MADDE 11 – (1) Organik üretimde bitki koruma kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Hastalık, zararlı ve yabancı otların mücadelesinde aşağıdaki hususlar dikkate alınır. 1) Hastalık ve zararlılara dayanıklı tür ve çeşit seçimi yapılır. 2) Uygun ekim nöbeti hazırlanır. 3) Uygun toprak işleme yöntemleri uygulanır. 4) Kültürel, biyolojik ve biyoteknik mücadele metotları uygulanır. b) Bitki hastalık, zararlıları ve nematodlar ile yabancı otlara karşı yukarıda belirtilen hususların uygulanamaması veya yetersiz kalması halinde bu Yönetmeliğin Ek-2 bölümünde belirtilen girdiler kullanılır. Bu kapsamda ürün kullanılmasının gerekli olduğuna dair belgelerin kaydının müteşebbis tarafından tutulması gerekir. c) Tuzak ve yayıcılarda kullanılan ürünler için, feromon yayıcılar hariç, tuzak ve/veya yayıcılar bu maddelerin doğaya salınmasını ve yetiştirilen ürünle temasını engelleyecek şekilde olur. Tuzaklar kullanıldıktan sonra toplanır ve imha edilir. ç) Organik tarımda kullanılmasına izin verilen pestisit ve benzeri maddelerin ruhsatlandırılmasında 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu ve ilgili mevzuat hükümleri geçerlidir. d) Organik tarımda hastalık, zararlı, nematod ve yabancı ot mücadelesinde kullanılacak girdilerin üretimi ve ithalatı için Bakanlıktan izin alındıktan sonra bu girdilere, yetkilendirilmiş kuruluş tarafından uygunluk belgesi veya sertifika verilir. Sulama MADDE 12 – (1) Organik bitkisel üretim sulama kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Sanayi ve şehir atık suları ile drenaj sisteminden elde edilen drenaj suları organik tarımda kullanılamaz, gerekli hallerde suyun uygunluğuna yetkilendirilmiş kuruluş tarafından yapılacak kontrollerde karar verilir. b) Sulama suyu çevre kirliliğine yol açmamalıdır. c) Sulama, toprak yapısında bozulmaya ve erozyona yol açmamalıdır. Hasat MADDE 13 – (1) Organik bitkisel üretimde hasat kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Organik ürünlerin hasadında kullanılan teknik araç ve gereçlerin ekolojik tahribat ve kirlilik oluşturmaması gerekir. b) Elle toplama materyalleri ürünün organikliğini bozmayacak yapıda olmalıdır. Toplama materyalleri hijyenik olmalıdır. c) Müteşebbislerin organik olmayan ürünlerle olası karışma ve değişmelere karşı gerekli önlemleri almaları ve organik ürünlerin tanımlanmasını sağlamaları durumunda, organik ve organik olmayan ürünleri aynı zamanda hasat edebilirler. Müteşebbis ürünlerin hasat günleri, saatleri, devreleri, kabul tarih ve zaman bilgilerine ait kayıtları tutar ve yetkilendirilmiş kuruluşa verir. ç) Ormanlar, doğal alanlar ve tarımsal alanlarda doğal olarak yetişen yenilebilir bitki ve kısımlarının toplanmasında aşağıdaki hususlara uyulur. 1) Toplama alanı, toplama işleminin üç yıl öncesine kadar bu Yönetmeliğin Ek-1 ve Ek2’ sinde yer alan ürünler dışındaki ürünlerle muamele edilmemiş olmalıdır. 2) Toplama alanı son iki yıl içinde yangın geçirmemiş olmalıdır. 3) Toplama alanındaki doğal yaşam dengesinin ve türlerin korunması sağlanır. 4) Doğadan toplanan ürünlerde geçiş süreci uygulanmaz. Organik mantar üretimi MADDE 14 – (1) Organik mantar üretiminde; kompost yapımında aşağıdaki bileşenleri içeren karışımlar kullanılır. a) Bu Yönetmeliğin Ek-1 bölümünde yer alan organik tarım metoduyla üretim yapılan işletmeden gelen çiftlik gübresi ve hayvan dışkısı, söz konusu gübrelerin bulunamadığı durumlarda ise, kompostlamadan önceki kaplama materyali ve su hariç toplam içeriğin % 25’ ini geçmeyecek oranda bu kısımdaki gerekleri karşılayan çiftlik gübresi ve hayvan dışkısı, b) Organik üretim metoduna göre üretim yapılan arazilerden elde edilen saman benzeri tarımsal kaynaklı ürünler, c) Kimyasal olarak muamele görmemiş torf, ç) Kesildikten sonra kimyasal muamele görmemiş odun, d) Doğal yapısındaki toprak ve sulama suyu özelliğindeki su, e) Bu Yönetmeliğin Ek-1 bölümünde kullanımına izin verilen mineral maddeler. Organik maya üretimi MADDE 15 – (1) Organik maya üretiminde aşağıdaki kurallara uyulur. a) Organik maya üretimi, imalatı ve formulasyonunda; gıdaların işlenmesinde kullanılan mikroorganizmalar, enzimler, içme suyu ve tuz (sodyum klorit ve potasyum klorit) kullanılır. Diğer ürün ve maddeler ancak bu Yönetmelik hükümlerine göre üretilmiş ve onaylanmışsa kullanılabilir. b) Organik maya organik gıda ve yem içinde, organik olmayan maya ile birlikte bulunmamalıdır. Müteşebbis organik üretimden maya özütü veya otolizat elde edemediği durumlarda, organik maya üretimi için substrata %5’e kadar (kuru madde olarak) organik olmayan maya özütü veya otolizat ilave edilmesine müsaade edilir. (2) Organik maya üretiminde bu Yönetmeliğin Ek-8’inin 3 üncü bölümünde yer alan maya ve maya ürünlerinin üretilmesi için yardımcı maddeler, normalde gıdaların işlenmesinde kullanılan mikroorganizma ve enzim preparatları ile içme suyu ve tuz kullanılır. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Organik Tarım Metoduyla Hayvansal Üretim Organik hayvansal üretim kuralları MADDE 16 – (1) Organik hayvansal üretim kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Damızlık veya üretime yönelik organik hayvancılıkta, çevre koşullarına adaptasyon kabiliyeti yüksek olan ve hastalıklara dayanıklı ırklar seçilir. Bunun için o bölgeye adapte olmuş yerli ırklar ve melezlerine öncelik verilir. b) Organik işletmelerden getirilen ve tamamen organik yemlerle beslenilen, genetik yapısı değiştirilmemiş, çevreye, iklim koşullarına ve hastalıklara dayanıklı hayvanlar damızlık olarak kullanılır. c) Organik hayvan yetiştiriciliğinde tabii tohumlama esastır. Damızlık hayvanlardan tamamen doğal yöntemlerle elde edilen, saklanan ve kullanılan sperma ile suni tohumlama yapılabilir. Embriyo transferi yapılamaz. ç) Hayvanlar, meralara veya açık hava gezinti alanlarına veya açık alanlara erişebilmelidir. Meralarda ve açık alanlarda birim alan başına düşen hayvan sayısı, üretim birimindeki bitkisel üretime yeterli hayvan gübresi sağlayabilecek şekilde sınırlı olmalıdır. Hayvan yoğunluğu yayılan azot miktarı bakımından, kullanılan tarımsal alanda 170 kg/N/ha / yıl’ı aşamayacak sayıda belirlenir. Bu miktar aşıldığında, müteşebbisin aynı bölgede başka bir alan edinmesi veya yetkilendirilmiş kuruluşun bilgisi dâhilinde komşu işletmelerden bu olanağı sağlaması gereklidir. Yetkilendirilmiş kuruluş çevre koruma maksadıyla hayvan yoğunluğunu azaltabilir. d) Aynı üretim biriminde bulunan tüm hayvanlar, bu Yönetmelik hükümlerine göre yetiştirilir. Ancak, konvansiyonel olarak yetiştirilen hayvanlar, yetiştirildikleri barınakların ve arazilerin organik olarak yetiştirme yapılan birimlerden açıkça ayrı olması ve ayrı türlerin bulunması şartıyla aynı işletmede bulunabilirler. e) Aşağıdaki koşulların sağlanması halinde organik yetiştirilen hayvanlar, konvansiyonel yetiştirilen hayvanlarla ortak alanlarda otlatılabilir. 1) Alanlar, en az üç yıl bu Yönetmelikte izin verilmeyen ürünlerle muamele görmemiş olmalıdır. 2) Konvansiyonel olarak yetiştirilmiş aynı tür hayvanlar, organik olarak yetiştirilen hayvanlar ile aynı anda merada olmamalıdır. 3) Organik hayvansal ürünlerin, konvansiyonel ürünlerden ayırt edilememesi durumunda bu ürünler organik olarak değerlendirilemez. f) Bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak yetiştirilen hayvanlar aşağıdaki hususların bulunması şartıyla konvansiyonel yetiştirilen hayvanlarla farklı zamanlarda ortak arazilerde otlatılabilir. 1) Araziler geçiş sürecini tamamlamış olmalıdır. 2) Bu Yönetmelik hükümlerine göre yetiştirilmemiş hayvanlar, ekstansif üretimden gelmiş olmalıdır. 3) Organik hayvan yetiştiriciliğinden elde edilen ürünler; ortak arazileri kullanan ve bu Yönetmelik hükümlerine göre yetiştirilmeyen hayvanlarla aynı anda otlatılmadıkları, bir kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşunca onaylanmadıkça organik olarak kabul edilemez. g) Organik yem bitkileri üretimi yapılacak arazi, aşağıdaki hükümlere göre geçiş sürecine alınır; 1) Organik hayvansal üretim yapılacak arazi ve otlaklar iki yıllık geçiş sürecine alınır. 2) Otobur olmayan hayvanlar tarafından kullanılan otlaklar, açık barınaklar ve gezinti alanları için geçiş süresi bir yıla indirilir. Söz konusu araziler bu Yönetmelik ekinde izin verilen ürünlerden başka ürünlerle işlem görmediyse geçiş süresi yetkilendirilmiş kuruluşlarca 6 aya indirilir. 3) Bu fıkranın (f) bendi ile 17 nci maddenin birinci fıkrasının (c) bendi istisna olarak hayvansal üretim birimi, mera ve yem üretimi için kullanılan araziler ile birlikte işletmenin tamamının eş zamanlı olarak organik üretime geçirilmesi söz konusu olduğunda aşağıdaki koşulların sağlanması kaydıyla geçiş süreci 24 aya indirilebilir. Bu istisna işletmenin mevcut olan hayvanlarına, yavrularına ve geçiş süreci başlamadan önce aynı zamanda yem üretimi için kullanılan araziler ve meralar için uygulanır. Hayvanlar üretim biriminden elde edilen ürünler ile beslenmelidir. ğ) Hayvansal üretimde geçiş süreci; 1) Et üretiminde; büyükbaş hayvanlar için 12 ay, küçükbaş hayvanlar ve domuzlar için 6 aydır. Ancak organik süt sığırcılığı işletmelerinde sürüden et amaçlı ayrılacak hayvanlar için bu süre yaşam süresinin 3/4’ü dür. 2) Süt üretimi için yetiştirilen hayvanlar için 6 aydır. 3) Et üretimine yönelik kanatlılarda, 3 günlük yaştan büyük olmamak kaydıyla 10 hafta, yumurta üretimine yönelik kanatlılarda ise 6 haftadır. h) Entansif üretimde kullanılan bazı damızlık veya ırklara ilişkin özel hastalık ve sağlık problemleri olmayanlar damızlık olarak kullanılır. ı) Bir sürü ilk kez oluşturulurken organik olarak yetiştirilmiş hayvanlar yeterli sayıda olmadığında, konvansiyonel yetiştirilmiş hayvanlar aşağıdaki hususlara uyulmak şartıyla organik hayvancılıkta kullanılır: 1) Etlik piliçler geldikleri çiftlikten ayrıldıklarında 3 günlük yaştan büyük olamaz. 2) Buzağılar ve taylar sütten kesilir kesilmez bu Yönetmelik hükümlerine göre yetiştirilir ve her koşulda 6 aylıktan küçük olur. 3) Kuzular ve oğlaklar sütten kesilir kesilmez bu Yönetmelik hükümlerine göre yetiştirilir ve 60 günden büyük olmamalıdır. 4) Domuz yavruları sütten kesildikleri andan itibaren bu Yönetmelik hükümlerine göre yetiştirilmiş olmalı ve 35 kg’dan az olmalıdır. Dişi domuzlar, gebeliğin son dönemi ve emzirme dönemi haricinde grup içinde tutulur. Domuz yavruları düz gezinti alanlarında ve kafeslerde tutulamazlar. Domuzların gezinti alanlarında kendine özgü davranışları sürdürmelerine izin verilir. Eşelenmeleri için farklı substratlar kullanılabilir. 5) Yetkilendirilmiş kuruluşun onayına tabi olarak, hayvansal üretim biriminde var olan bu Yönetmeliğin kuralları ile uyuşmayan hayvanlar öngörülen geçiş süreleri uygulanmak koşuluyla organik üretime geçiş yapar. i) Organik sığır besisi yapılan işletmede yeniden sürü tesis edilirken; öncelikle organik hayvancılık işletmelerinden, bulunamaması halinde bu Yönetmelik hükümlerine uygun şartlardaki besi danaları konvansiyonel hayvancılık yapılan işletmelerden getirilir. j) Sürünün büyütülmesi ve/veya sürünün yenilenmesi için organik olarak üretilen hayvanların bulunamaması halinde her yıl yetişkin büyükbaş hayvanların maksimum % 10’u, domuz ve küçükbaş hayvanların maksimum % 20’si dişi olarak, yetkilendirilmiş kuruluşun onayı ile konvansiyonel hayvancılık yapılan işletmelerden getirilebilir. Bu oranlar aşağıdaki durumlarda yetkilendirilmiş kuruluşun onayı ile sürünün % 40’ı oranında artırılabilir; 1) Müteşebbisin yazılı taahhüdü ile sürü büyüklüğünün artırılmasının garanti edilmesi halinde, 2) Irk değiştiriliyorsa, 3) Yeni bir hayvansal üretim geliştiriliyorsa, 4) Çiftlikteki hayvan ırkı yok olma tehlikesi altındaysa, 5) Sağlık ya da afet nedenleriyle yüksek hayvan ölümleri oluyorsa, k) (j) bendinde belirtilen yüzdeler 10 adetten az büyükbaş hayvan veya 5 adetten az küçükbaş ve domuz bulunan küçük işletmelerde uygulanmaz. Bu birimlerde yukarıda belirtilen yenileme işlemleri yılda azami 1 hayvan ile sınırlıdır. l) Damızlık erkekler, sonradan bu Yönetmelik hükümlerine göre yetiştirilmesi ve beslenmesi şartı ile organik olmayan işletmelerden getirilebilir. m) Organik hayvan yetiştiriciliği ve hayvansal üretim yapan işletmeler, hayvanların giriş ve çıkışı ile tüm tedavi uygulamalarıyla ilgili düzenli kayıtları tutar. Organik hayvansal üretimde yem temini ve hayvan besleme MADDE 17 – (1) Organik hayvansal üretimde yem temini ve hayvan besleme kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Pet hayvanı ve kürk hayvanı dışında, organik hayvan yetiştiriciliğinde, hayvanlar organik olarak üretilmiş kaba ve kesif yemlerle beslenir. b) Farklı gelişim evrelerindeki organik beslemede ihtiyaçları karşılanırken, üretim artışı yanında kaliteli üretim sağlanır. Hayvanların zorlama ile beslenmesi yasaktır. c) Hayvanlar, öncelikle yetiştirildikleri işletmeden sağlanan organik yemlerle, mümkün olmaması halinde bu Yönetmelik hükümlerine uygun hareket eden diğer işletmelerden sağlanan ve bu Yönetmeliğin Ek-5 bölümünde verilen yemlerle beslenir. ç) Ortalama olarak rasyon kuru maddesinin % 30 kadarı, geçiş süreci maddeleri içerebilir. Geçiş sürecindeki yem maddeleri hayvanların yetiştirildiği işletmeden temin ediliyorsa bu oran % 60’a kadar çıkarılabilir. d) Yavruların beslenmesi öncelikle ana sütüyle sağlanır. Bunun mümkün olmaması halinde yavrular aynı sürüden elde edilen sütlerle beslenilir. Türlere bağlı olarak yavruların süt ile beslenmeleri gereken asgari süre; büyükbaş hayvanlarda ve taylarda 90 gün, küçükbaş hayvanlarda 45 gün ve domuzlarda 40 gündür. e) Yetiştirme sistemi; yılın değişik dönemlerinde hayvanların otlaklara ulaşabilmelerine imkân sağlar. Ruminant rasyonlarında; silaj ve taze kuru ot gibi kaba yemler rasyon kuru maddesinde en az % 60 oranında olmalıdır. Bununla birlikte, yetkilendirilmiş kuruluş, süt üretimine yönelik hayvanlarda laktasyonun başlarında azami 3 aylık bir süre için bu oranın % 50’ ye indirilmesine izin verebilir. f) Yetiştiricinin yemlerini yalnızca organik üretimden sağlayamaması durumunda, konvansiyonel yem maddelerinin sınırlı oranda kullanılmasına izin verilir. g) Doğal afetler nedeniyle yem üretiminin azalması halinde, afet bölgesinde kısa bir süre için Bakanlığın belirleyeceği oranda konvansiyonel yem maddelerinin hayvan beslenmesinde kullanımına izin verilir. ğ) Domuz ve kanatlı rasyonlarına kaba yem, taze veya kuru ot veya silaj eklenir. h) Yalnızca bu Yönetmeliğin Ek-5’indeki ürünler, silaj yapımında katkı ve işleme maddesi olarak kullanılır. ı) Bu Yönetmeliğin Ek-5’inin 1 inci bölümünde yer alan bitkisel kökenli organik olmayan yem maddeleri hayvan beslemede kullanılır. i) Hayvansal kaynaklı yem maddeleri, yalnızca bu Yönetmeliğin Ek-5’ inin 2 nci bölümünde yer alıyorsa kullanılır. j) Bu Yönetmeliğin Ek-5’inin 3 üncü bölümünde yer alan mineral kökenli yem maddeleri ve bu Yönetmeliğin Ek-6’sının 1 inci bölümünde yer alan vitaminler ve iz elementler kullanılır. k) Enzimler, koruyucular, mikroorganizmalar, bağlayıcılar, topaklanma önleyiciler, antioksidanlar, silaj katkı maddeleri, hayvan beslemede kullanılan ürünler ve yem işlemede yardımcı maddeler, bu Yönetmeliğin Ek-6 bölümünde yer alıyorsa kullanılır. l) Antibiyotikler, koksidiyostatikler, tıbbi ürünler ile büyümeyi veya üretimi artırıcı diğer maddeler hayvan beslenmesinde kullanılamaz. m) Yem maddeleri, yem katkı maddeleri, yem işlemeye mahsus yardımcı maddeler ve hayvan beslenmesinde kullanılan ürünler; genetiği değiştirilmiş organizmalar veya bunlardan elde edilmiş ürünler kullanılarak üretilemez. n) Organik olarak üretilmiş veya işlenmiş yemlerde aranan şartlar şunlardır: 1) Konvansiyonel yem ile organik yem aynı fabrikada aynı hatta işlenemez. 2) Ürünlerin bileşiminde yer alan maddeler ya da bu ürünlerin hazırlanmasında kullanılan başka herhangi bir madde iyonlaştırıcı radyasyon-ışınlama içeren uygulamalardan geçmemiş olmalıdır. 3) Organik yemler mutlaka etiketlenir. Etiket üzerinde; Yemin organik miktarı kuru madde üzerinden belirtilir. Organik üretim metoduyla elde edilen yem materyalinin yüzdesi yazılır. Geçiş dönemi ürünlerinden elde edilen yem materyallerinin yüzdesi yazılır. Tarımsal kökenli yem maddelerinin toplam yüzdesi belirtilir. Yetkilendirilmiş kuruluşun ismi bulunur. 4) Organik olarak üretilen yemler ile konvansiyonel olarak üretilen yemler fiziksel olarak ayrı yerlerde tutulur ve depolanır. 5) Organik yem hazırlamada kullanılan donanım, konvansiyonel yem hazırlamada kullanılan her türlü donanımdan ayrılır. 6) Konvansiyonel yem hazırlama ünitelerinde aynı hatta hem konvansiyonel hem de organik yem hazırlanamaz. Ancak yem hazırlama ünitesinde yem hazırlamaya başlamadan önce bu Yönetmeliğin Ek-7’sinin 1 inci bölümünde verilen maddelerle yem hazırlama ünitesinin temizliğinin yapılması şartıyla konvansiyonel yem hazırlama ünitelerinde organik yem hazırlanır. o) Organik olarak üretilmiş yemler ya da bunlardan elde edilmiş ürünler konvansiyonel üretilmiş yemlerle karışmaya ve bulaşmaya meydan vermeyecek biçimde bir arada nakledilebilir. Yemlerin nakledileceği araçlar bu Yönetmeliğin Ek-7’sinin 1 inci bölümünde verilen maddelerle temizlenir. Nakil esnasındaki ürün miktarı ile teslimattaki ürün miktarının kayıt altına alınması gerekir. ö) 29/5/1973 tarihli ve 1734 sayılı Yem Kanunu ve diğer ilgili mevzuata göre, yem fabrikalarında organik olarak üretilecek yemler için rasyona giren hammaddelerin yetkilendirilmiş kuruluşça verilen organik ürün sertifikasını aldıktan sonra rasyon formülleri Bakanlıkça tescil edilir. Ancak bu işlemden sonra yetkilendirilmiş kuruluş kontrolünde yem fabrikalarında organik yem üretimine geçilir. p) Yetkilendirilmiş kuruluş, aynı türden organik ve organik olmayan hayvanlar üzerine bir tarımsal araştırma yürütülmesi ya da resmi bir eğitim faaliyetinin yapılmasında aşağıda belirtilen koşulların sağlanması halinde işletmelere paralel üretim izni verilir. 1) Her ünitede hayvanlar, hayvansal ürünler, gübreler ve yemler arasındaki ayrımın iyi yapıldığını garanti edecek şekilde uygun önlemler alınır ve bunlar önceden yetkilendirilmiş kuruluşa bildirilir. 2) Müteşebbis, hayvanların ya da hayvansal ürünlerin dağıtımı veya satışı söz konusu olduğunda yetkilendirilmiş kuruluşu önceden bilgilendirir. 3) Müteşebbis, üretim biriminde üretilen ürünlerin kesin miktarlarını, ürünlerin ayrımını sağlayacak özellikleri, ürünlerin ayırt edilmesi için alınan önlemleri yetkilendirilmiş kuruluşa bildirir. r) Organik yem işlenmesi ya da depolanmasında doğal aromaların eklenmesi dışında, kaybolan özellikleri yeniden oluşturan, işlem sırasındaki ihmalin sonuçlarını düzelten ya da bu ürünlerin gerçek doğası hakkında yanılmalara neden olabilecek madde ve teknikler kullanılmaz. Hayvan sağlığı ve veteriner müdahalesi MADDE 18 – (1) Organik hayvan yetiştiriciliğinde hayvan sağlığı ve veteriner hekim müdahalesi kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Organik hayvan yetiştiriciliğinde hastalık önleyici tedbirler şunlardır: 1) Organik hayvan yetiştiriciliğinde, hayvan sağlığında koruyucu hekimlik esastır. 2) Uygun damızlık ırklar seçilir. 3) Hayvanların doğal bağışıklıklarını artırıcı düzenli egzersiz için gezinti alanlarına veya otlaklara ulaşımı ve kaliteli yem kullanımı sağlanır. 4) Aşırı kalabalık nedeni ile hayvanlarda sağlık problemlerini önlemek için uygun yerleşim sıklığı sağlanır. b) Tüm önleyici tedbirlere rağmen bir hayvanın hastalanması veya yaralanması durumunda, uygun bir barınakta izole edilerek, derhal tedavi edilir. c) Organik hayvancılıkta veteriner hekim gözetiminde veteriner tıbbi ürünlerin kullanım usul ve esasları şunlardır: 1) Tedaviye alınan hayvan türü üzerinde tedavi edici etkisinin bulunması ve tedavi koşullarına uygun olması kaydıyla kimyasal sentezlenmiş veteriner tıbbi ürünler dışında allopatik ürünler, fitopatik ürünler, bu Yönetmeliğin Ek-5’inin 3 üncü bölümünde ve Ek6’sının 1 inci bölümünün 1.1 bölümünde listelenen ürünler kullanılır. Ayrıca tedavide homeopat tedavi yöntemleri de uygulanır. 2) Yukarıda bahsedilen maddelerin kullanımının hastalıkla veya yaralanmayla mücadelede yetersiz kalması durumlarında ve hayvanın acı çekmemesi için tedavi amacı ile kimyasal bileşimli ilaçlar veya antibiyotikler yetkilendirilmiş kuruluşun izni ile kontrollü olarak kullanılır. 3) Kimyasal olarak sentezlenmiş veteriner tıbbi ürünler veya antibiyotikler, hastalık önleyici uygulamalar için kullanılamaz. ç) Organik hayvan yetiştiriciliğinde, hayvanların genetik yapısı değiştirilemez ve genetik yapısı değiştirilmiş organizmalar organik hayvansal üretimde girdi olarak kullanılamaz. Gen teknolojisi metotları ile hayvan ıslahına izin verilmez. Büyüme veya üretimi artırıcı maddelerin kullanımı ve üremeyi kontrol etmek amacıyla veya diğer amaçlarla hormon ya da benzeri maddelerin kullanımı yasaktır. Ancak hormonlar, tedavi amaçlı veteriner hekim uygulaması olarak hasta hayvana verilebilir. d) Veteriner tıbbi ürünleri kullanıldığında; konulan teşhis, müdahale yöntemi, ilacın dozu, ilacın etken maddesi, tedavi süresi ve ilacın kalıntı arınma süresi ile birlikte kullanılan ürün kayıt edilir. e) Bir hayvana normal koşullarda verilen veteriner tıbbi ürünlerinin son uygulandığı tarih ile bu hayvanlardan organik ürün elde edilme tarihi arasındaki süre, organik yetiştiricilikte, konvansiyonel yetiştiricilikteki uygulamanın iki katı veya kalıntı arınma süresi belirtilmemiş hallerde ise 48 saattir. f) Aşı uygulamaları, parazit tedavisi veya ülkemizce zorunlu olarak belirlenen hayvan hastalık ve zararlıları ile mücadele programları haricinde, bir hayvana veya hayvan grubuna bir yıl içerisinde üçten fazla kimyasal sentezlenmiş veteriner tıbbi ürünler veya antibiyotiklerin uygulanması halinde ya da üretken olduğu yaşam süresi bir yıldan az olan hayvanlarda bir defadan çok muamele gördüyse, söz konusu hayvanlar veya bu hayvanlardan elde edilen ürünler organik ürün olarak satılamaz ve yeniden geçiş sürecine alınır. Buna ait kayıtlar müteşebbis tarafından tutulur. g) Ulusal zorunlu mücadele programları dışında işletmenin bulunduğu alanda ihbari mecburi bulaşıcı ve salgın bir hastalığın ortaya çıkması halinde, 8/5/1986 tarihli ve 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu ve diğer ilgili mevzuat hükümlerine uyulur ve bağışıklık sağlayan veteriner biyolojik maddeleri kullanılır. Yetiştiricilik uygulamaları, barınak ve bakım şartları MADDE 19 – (1) Organik hayvansal üretimde yetiştiricilik uygulamaları, barınak ve bakım şartları aşağıda belirtilmiştir: a) Koyunlarda kuyruk kesme amacı ile elastik bant takılması, kuyruk kesme, diş kesme, gaga kesme ve boynuz köreltme uygulamaları organik yetiştiricilikte uygulanamaz. Yolma gibi yöntemler uygulanamaz. Bu uygulamaların bir kısmına genç hayvanlarda boynuz köreltme uygulamasında olduğu gibi güvenlik, hayvan sağlığı, rahatlığı ve hijyen için yetkilendirilmiş kuruluş tarafından izin verilebilir. Bu tür uygulamalar ve ürün kalitesini artırmaya yönelik fiziksel kastrasyon uygulamaları, hayvanlar en uygun yaşta iken uzman kişiler tarafından hayvanlara acı çektirmeden yerine getirilir. b) Hayvanlar bağlı olarak tutulamaz. Ancak, hayvan refahı düzenlemeleri dikkate alınarak yetkilendirilmiş kuruluş tarafından hayvanların güvenliği ve refahı için, müteşebbisçe zorunluluğunun ortaya konulması koşulu ile hayvanların sınırlı bir süre için bağlanmasına izin verilebilir. c) 10 baş veya daha az sayıdaki büyükbaş hayvan grupları, davranış ihtiyaçlarına uygun olarak grup içerisinde tutmak mümkün değilse, haftada en az iki defa otlatma alanlarına ve açık barınak alanlarına veya egzersiz alanlarına ulaşmalarını sağlamak koşuluyla yetkilendirilmiş kuruluşun onayı ile bağlanabilir. ç) Hayvanların gruplar halinde yetiştirilmeleri durumunda grubun büyüklüğü; hayvan türünün gelişim evrelerine ve davranış biçimlerine bağlı olup, bir uzman görüşü ışığında yetkilendirilmiş kuruluşça belirlenir. Hayvanlar, kansızlığı teşvik edecek koşullarda tutulamaz ve rasyonlar kullanılamaz. d) Hayvan barınakları, sıhhi bir yapı malzemesinden inşa edilir, barınak koşulları hayvanların biyolojik ve ırk ihtiyaçlarını karşılar. Hayvanlar yem ve suya kolayca erişebilmelidir. Binaların yalıtımı, ısınması ve havalandırılması; hava akımını, toz seviyesini, sıcaklığı, nispi nemi ve gaz yoğunluğu hayvanlara zarar vermeyecek sınırlar içerisinde tutacak şekilde olur. Barınaklar, bol miktarda doğal havalandırma ve ışık girişine izin vermelidir. e) Serbest gezinti alanları, açık hava gezinti alanları veya açık barınak alanlarında; yerel hava koşullarına ve ilgili türe bağlı olarak yağmura, rüzgâra, güneşe ve aşırı sıcaklığa karşı yeterli korunma sağlanır. f) Barınaklar; hayvanlara rahatça ve doğal olarak durabilecekleri, kolayca yatabilecekleri, dönebilecekleri, kendilerini temizleyebilecekleri, tüm doğal pozisyonları alabilecekleri, gerinme ve kanat çırpma gibi tüm doğal hareketleri yapabilmelerine yetecek büyüklükte olur. g) Kapalı barınaklar ve açık gezinti alanlarının asgari alanları ve farklı hayvan türleri ile kategorileri için diğer barınak özellikleri bu Yönetmeliğin Ek-3’ünde belirtilen kriterlere uygun olur. ğ) İklim koşullarının hayvanlara açık havada yaşamalarına imkân verdiği bölgelerde, hayvan barınaklarının yapılması zorunlu değildir. h) Barınak, kümes, alet ve kaplar, hastalık taşıyan organizmaların gelişmesi veya bulaşmasını engellemek için, uygun bir şekilde temizlenir ve dezenfekte edilir. Hayvan binaları ve yapılarının temizlenmesi ve dezenfekte edilmesi için bu Yönetmeliğin Ek-7’sinin 1 inci bölümünde verilen maddeler kullanılır. Böcek ve kemirgenlerle mücadele etmek ve işletmede kokuyu azaltmak amacıyla, dışkı, idrar ve dökülmüş dağılmış gıdalar ortamdan uzaklaştırılır. Bütün bu tedbirlere rağmen böcekler ile diğer kemirgenlerin hayvan barınaklarından ve diğer tesislerden uzaklaştırılamaması durumunda, yalnızca bu Yönetmeliğin Ek-2’sinin 1, 2, 3, 4 ve 5 inci bölümündeki girdiler ve rodentisitler kullanılır. ı) Tüm memeliler, otlak veya açık hava egzersiz alanlarına, açık barınak alanına ulaşabilmelidir. Hayvanların psikolojik koşulları, hava koşulları ve arazinin durumu izin verdiği sürece hayvanlar bu yerleri kullanabilmelidir. Otoburlar, koşullar elverdiği sürece otlaklara ulaşabilmelidir. i) Otobur hayvanların otlama dönemlerinde meralara erişebilmeleri ve kış barınaklarının hayvanlara hareket serbestisi vermesi durumunda, kış aylarında hayvanlara açık gezinti alanları ve açık alanlar sağlanması zorunluluğu kaldırılabilir. Ancak; bir yıldan yaşlı boğalar, meralara, açık gezinti alanlarına ve açık alanlara erişebilmelidirler. Besinin son döneminde büyükbaşlar yaşam sürelerinin 1/5’ini geçmemesi ve üç aydan fazla olmamak kaydıyla kapalı alanlarda kalabilirler. j) Hayvan barınaklarının zemini düzgün olmalı fakat kaygan olmamalıdır. Toplam zemin alanının asgari yarısı, sert ve düz olmalıdır. k) Altlık; sap-saman veya diğer uygun doğal maddeden oluşur. Altlık olarak kullanılan materyal, organik tarımda gübre olarak kullanılmasına izin verilen her türlü mineral madde ile iyileştirilebilir ve güçlendirilebilir. l) Buzağılar 1 haftalık yaştan sonra bireysel bölmelerde tutulamaz. m) Kanatlılar açık yetiştirme koşullarında yetiştirilir ve kafeslerde tutulamaz. Su kanatlıları iklim şartlarının elverdiği sürece hayvanın rahatlığı veya hijyen şartları nedeniyle akarsu, gölet ve göllere erişebilmelidir. n) Kümesler aşağıdaki asgari şartları karşılar; 1) Zeminin asgari 1/3’ü, parçalı veya ızgaralı yapıda değil, düz bir yapıda olmalı ve sapsaman, talaş, kum veya kısa çim gibi maddelerle kaplı olmalıdır. 2) Yumurta tavuğu kümeslerinde zeminin 1/2’sinden fazlası dışkı toplanmasına elverişli olur. 3) Tünek, kanatlı grubu ve kanatlı büyüklüğü ile orantılı olmalıdır. Bu konudaki standartlar bu Yönetmeliğin Ek-3’ünün 2 nci bölümüne uygun olur. 4) Kanatlının büyüklüğüne göre giriş/çıkış delikleri olmalı ve bu delikler kanatlı barınağının her 100 m2 si için asgari toplam 4 m uzunlukta olmalıdır. 5) Her kanatlı barınağında aşağıdakilerden fazla hayvan barındırılamaz: 4800 adet etlik piliç, 3000 adet yumurta tavuğu, 5200 adet afrika tavuğu, 4000 adet dişi muskovi veya pekin ördeği, 3200 adet erkek muskovi veya pekin ördeği ile diğer ördekler, 2500 adet horoz, kaz veya hindi. 6) Et üretimine yönelik kanatlı barınaklarının her birinin toplam kullanılabilir alanı 1600 m2 yi aşamaz. o) Yumurta tavuklarında doğal ışık ile suni ışıklandırmanın toplamı günde 16 saati geçemez. Suni ışıklandırma olmadan asgari 8 saat dinlenme süresi uygulanır. ö) Kanatlılar iklim koşullarının elverdiği durumlarda açık hava barınaklarına ulaşabilmeli ve bu durum yaşamlarının asgari 1/3’ünde uygulanmalıdır. Bu açık hava barınakları çoğunlukla bitki örtüsü ile kaplanır, koruyucu tesisler bulunur ve hayvanların yeterli sayıda suluk ve yemliklere erişmelerine imkân verir. Halk ve hayvan sağlığını korumak amacıyla hayvanların dışarı çıkmasını engelleyen, Bakanlıkça belirlenmiş bir durum olması halinde; gerekli biyogüvenlik tedbirleri alınır ve hayvanlar kapalı yerde tutularak yeterli sayıda suluk ve yemliklere erişmelerine imkân verilir. p) Sağlık nedenleriyle, iki yetiştirme dönemi arasında kümesler boş bırakılır, bu süre içerisinde binalar ve tesisat temizlenir ve izin verilen maddelerle dezenfekte edilir. Ayrıca, her kanatlı grubunun yetiştirilmesi tamamlandığında gezinti alanları sağlık nedeniyle boş bırakılarak, bitki örtüsünün yeniden gelişmesine imkân verilir. Bu gereklilik barınaklarda tutulmayan ve gün boyunca serbestçe gezinen az sayıdaki kanatlılara uygulanmaz. r) Yoğun yetiştiricilik yöntemlerinin kullanımını engellemek için kanatlılar ya asgari bir yaşa erişinceye kadar beslenirler ya da yavaş gelişen kanatlı genotipleri seçilir. Yavaş gelişen kanatlı genotiplerinin işletmeci tarafından kullanılmadığı yerlerde kesim aşağıdaki asgari yaşlarda olur. Tavuklar 81 günlük, Et horozları 150 günlük, Pekin ördeği 49 günlük, Dişi muskovi ördeği 70 günlük, Erkek muskovi ördeği 84 günlük, Yaban ördeği 92 günlük, Afrika tavuğu 94 günlük, Erkek hindi ve kaz 140 günlük, Dişi hindiler 100 günlük. Organik etlik piliç yetiştiriciliğinde yavaş gelişen genotiplerin kullanılması durumunda asgari kesim yaşı 72 gündür. Nakliye ve kesim MADDE 20 – (1) Organik hayvan nakliyesi ve kesim kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Hayvanların nakliyesinde uyulması gereken kurallar şunlardır: 1) Hayvanların nakilleri stressiz ve kısa zamanda gerçekleştirilecek şekilde yapılır. 2) Yükleme ve boşaltma işlemleri dikkatlice ve hayvanları zorlamak amacıyla elektriksel uyarıcı alet kullanılmadan gerçekleştirilir. Nakliye öncesi ve esnasında herhangi bir yatıştırıcı ilaç kullanılmaz. 3) Kara taşımacılığında 8 saatte bir yemleme, sulama ve dinlendirme için mola verilir. b) Kasaplık hayvanlara kesim esnasında stres yaratmayacak şekilde davranılır. Mümkün olan durumlarda ayrı mezbaha, kesimhane ve kombinalar kullanılır. Mümkün olmayan durumlarda ise konvansiyonel olarak yetiştirilmiş hayvanların kesiminden sonra, mezbaha, kesimhane ve kombinalar bu Yönetmeliğin Ek-7’sinin 1 inci bölümünde verilen maddeler ile temizlendikten sonra, organik hayvanların kesimi yapılır. Hayvan gübresi MADDE 21 – (1) Organik hayvan gübresi kullanma, bulundurma ve koruma kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Organik bitkisel üretim yapılacak alanlarda, arazi üzerine uygulanacak toplam gübre miktarı, 170 kg/N/ha/yılı geçemez. Söz konusu miktara göre bu Yönetmeliğin Ek-4’ünde yer alan tabloda maksimum hayvan sayısı belirlenmiştir. b) Organik hayvansal üretim yapan işletmeler üretim fazlası gübrelerini bu Yönetmelik hükümlerine göre üretim yapan diğer müteşebbislerle sözleşme yaparak dağıtır. Sözleşmede; kullanılan tarımsal alanda yılda hektar başına azami 170 kg saf azot miktarının bu gübrelemeden sağlanan kısmı hesaplanarak belirlenir. c) Hayvansal gübrelerin depolama yerleri; doğrudan akıntı ile veya sızıntı ile toprak veya suyun kirlenmesini önleyecek özellikte olmak zorundadır. ç) Müteşebbisin, yetkilendirilmiş kuruluş ile yapacağı sözleşmede, hayvan gübresinin depolanması için yapılan tesislerin yeri ve tarifi, hayvan gübresinin yayılmasına ilişkin plan ve diğer işletmelerle yapılan yazışmalar yer alır. Organik arı yetiştiriciliği MADDE 22 – (1) Organik arı yetiştiriciliği kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Irk seçiminde, arıların yerel koşullara adapte olabilme kapasitesi, dayanıklılıkları ve hastalıklara karşı dirençleri göz önüne alınır. Apis mellifera türünün ırkları ve yerel ekotipleri tercih edilir. b) Kolonilerin yenilenmesi amacıyla, bu Yönetmelik hükümlerine uygun olmayan, yılda % 10 oranında ana arı ve oğul organik üretim yapılan kovanlara, organik üretim birimlerinden gelen bal peteği veya temel peteği ile birlikte yerleştirilmeleri kaydıyla, alınabilir. Bu durumda geçiş süreci uygulanmaz. c) Kapasite artırımı; kolonilerin bölünmesi ile veya organik arıcılık yapan diğer işletmelerden oğul veya kovan alınarak yapılır. ç) Bu Yönetmelik hükümlerine göre üretim yapmayan arıcılardan sağlanan arı oğulları, bir yıllık geçiş sürecine alınır. d) Yetkilendirilmiş kuruluştan izin alınması kaydıyla, işletmenin sahip olduğu konvansiyonel arı kolonileri, organik arıcılığa geçiş amacı ile kullanılabilir. e) Geçiş sürecinde, var olan balmumu, organik arıcılıktan gelen balmumu ile değiştirilir. f) Üretim sezonu sonunda arıların kışı geçirebilmesi için kovanlarda yeterli miktarda bal ve polen bırakılır. g) Organik arıcılıkta geçiş süreci bir yıldır. Arıcılık ürünleri, bu Yönetmelik hükümlerinin asgari bir yıl uygulanması kaydıyla organik ürün olarak pazarlanır. ğ) Veteriner tıbbi ürünleri uygulandığı zamanlar; aktif farmakolojik madde de dahil ürünün tipi, konulan teşhis, dozu, uygulama şekli, tedavi süresi ve ilacın kalıntı arınma süresi kaydedilir ve ürünler organik ürün olarak pazarlanmadan önce yetkilendirilmiş kuruluşa bilgi verilir. (2) Arı kolonilerinin beslenmesi: İlkbahar döneminde arı kolonilerinin beslenmesinde organik bal kullanılır. Ancak kovanlar zor iklim koşullarından dolayı tehlike altında ise ve yalnızca son bal hasadı ile bir sonraki nektar veya balözü akış döneminden 15 gün önceki dönem arasında arıların beslenmesine izin verilir. Bu besleme organik bal, organik şeker şurubu veya organik şeker kullanılarak yapılır. Besleme ile ilgili olarak kayıtlara, ürünün tipi, uygulama tarihi, miktarı ve kullanıldığı kovanlara dair bilgiler yazılır. (3) Organik arıcılıkta bakım, yönetim uygulamaları ve kayıtları aşağıda verilmiştir: a) Kovanların yerleştirildikleri alanlar kovan bilgileri ile birlikte kaydedilir. b) Arıcılık ürünlerinin hasat edilmesi esnasında petekler içerisindeki arılar yok edilemez ve bal süzmek için kuluçka peteği kullanılamaz. c) Ana arının kanatlarını kesmek yasaktır. Ana arıların değiştirilmesi esnasında eski ana arının öldürülmesine izin verilir. Sadece Varroa hastalığı bulaşan erkek arı gözlerinin yok edilmesine izin verilir. ç) Bal hasadında kimyasal sentetik sinek kovucu maddeler kullanılamaz. d) Arıcılık ürünlerinin üretimi, hasadı, işlenmesi ve depolanması esnasında kolonilere uygulanan koruyucu önlemler ve tedaviler kayıt edilir. e) Ballıkların kaldırılması ve bal süzme faaliyetleri kovan koloni kartına kaydedilir. (4) Kovanların yerleşimine ilişkin kurallar aşağıda belirtilmiştir: a) Arılar için yeterli miktarda doğal nektar, balözü ve polen kaynağı bulunmalı ve suya erişim imkanı olmalıdır. b) Üretim bölgesinin 3 km yarıçapı içerisinde bulunan nektar ve polen kaynakları, organik olarak üretilen ürünlerden, doğal veya arıcılık ürünlerinin organik olma niteliğini etkilemeyecek bitki örtüsünden oluşmalıdır. Bu alanda yeteri miktarda polen ve nektar bulunamaması durumunda, üreticinin arılarını yukarıdaki şartlara uygun olmayan bir alana nakletmesi ve üretimini organik tarım usul ve esaslarına uygun olarak devam ettirmesi halinde buradan elde edilen ürün organik ürün olarak değerlendirilemez. Ancak, söz konusu kovanların belirtilen bölgeye tekrar nakledildiğinde geçiş süreci uygulanmaz. Yukarıda belirtilen yarıçap içerisinde, aynı üretici tarafından organik ve konvansiyonel arıcılık yapılamaz. c) Kovanlar; kirlenmeye yol açması muhtemel olan, kent merkezleri, otoyollar, sanayi bölgeleri, atık merkezleri, atık yakma merkezleri gibi tarım dışı üretim kaynaklarından uzak olmalıdır. Müteşebbis bu koşulun sağlanması için gerekli tedbirleri alır. Yukarıdaki koşullar çiçeklenmenin olmadığı alanlarda veya kovanların uykuda olduğu kışlama döneminde uygulanmaz. ç) Kovanlar bulundukları yerden başka yere yetkilendirilmiş kuruluş bilgisi dâhilinde taşınır. (5) Arıcılıkta kullanılacak materyallerin ve kovanların özellikleri aşağıdaki gibi olmalıdır: a) Kovanlar çevreye ve arıcılık ürünlerine risk getirmeyen doğal malzemelerden yapılır. b) Kovanlar kimyasal boyalarla boyanamaz. Kovanlar propolis, balmumu ve bitki yağları gibi doğal ürünlerle kaplanır. c) Yeni çerçeve için balmumu organik üretim yapan birimlerden sağlanır. Kovan kapağından elde edilen balmumu kullanılır. Arıcılığa yeni başlandığında veya geçiş sürecinde organik olarak üretilen balmumunun pazarda mevcut olmaması durumunda, konvansiyonel balmumu kullanılmasına, analizlere dayanarak yetkilendirilmiş kuruluş tarafından izin verilir. ç) Üzerinde yavrulu gözler bulunan çerçevelerden bal sağımı yapılmaz. d) Çerçeve, kovan ve petekleri zararlılardan koruma amacıyla, Rodentisitler (sadece tuzaklarda) ve Ek-2’de listelenen ürünler kullanılır. Kovanların dezenfeksiyonu için doğrudan ateş veya buhar gibi fiziksel uygulamalara izin verilir. e) Arıcılıkta kullanılan malzemelerin, binaların, teçhizatın ve kapların veya ürünlerin temizlenmesinde ve taşınmasında yalnızca bu Yönetmeliğin Ek-7’sinin 1 inci bölümündeki maddeler kullanılır. f) Kovanların taşınması sırasında arılara stres yaratmaktan kaçınılır. g) Karantina tedbirleri uygulanan ve uçakla ilaçlama yapılan alanlarda organik arıcılık yapılamaz. ğ) Kovanların taşınması, depolanması, pazarlanmasında ve organik arı ürünlerinin üretilmesi, işlenmesi, taşınması, ambalajlanması, etiketlenmesi, depolanması ve pazarlanmasında bu Yönetmelik hükümleri uygulanır. (6) Arıcılıkta hastalıkların önlenmesi için uyulması gereken kurallar aşağıda verilmiştir: a) Dayanıklı uygun ırklar seçilir. b) Ana arıların düzenli olarak yenilenmesi, herhangi bir anomali tespiti için kovanların sistematik olarak kontrolü, kovanlardaki erkek arı gözlerinin kontrolü, düzenli aralıklarla malzeme ve teçhizatın dezenfekte edilmesi, kirlenmiş maddeler veya kaynaklarının imha edilmesi, balmumunun düzenli olarak yenilenmesi, kovanlarda yeterli miktarda polen ve bal bırakılması gibi hastalıklara karşı direnç artırıcı ve enfeksiyon önleyici uygulamaların yapılması gerekir. c) Koruyucu önlemlere rağmen, koloniler hastalanır veya zarar görürse, derhal tedaviye alınır, gerekirse koloniler ayrı kovanlarda izole edilir. Bu Yönetmeliğe uygun arıcılıkta kullanılacak veteriner tıbbi ürünleri aşağıdaki prensiplere uygun olmalıdır; 1) Bakanlıkça ruhsatlandırılır. 2) Tedavi edici etkilerinin öngörülen tedaviye uygun olması kaydıyla kimyasal bileşimli ilaçlar yerine fitoterapik veya homeopatik tedavi yöntemleri kullanılır. 3) Yukarıda bahsedilen ürünlerin kullanımı, kolonileri tehdit eden hastalık veya zararlıların yok edilmesinde etkili olmaması durumunda, yetkilendirilmiş kuruluşun sorumluluğunda, kimyasal bileşimli ilaçlar kullanılır. Ancak koruyucu amaçlı kimyasal bileşimli ilaçların kullanımı yasaktır. 4) Arı zararlısı Varroa için; formik asit, laktik asit, asetik asit, oksalik asit ve mentol, timol, okaliptol veya kafur kullanılır. Bu ürünler kullanıldığında kolonilere bir yıllık geçiş süreci uygulanmaz. ç) Kimyasal olarak sentezlenmiş allopatik ürünler tedavi amaçlı uygulanırsa, bu dönem içerisinde tedavi altındaki koloniler izole edilmiş kovanlara yerleştirilir ve tüm bal mumları organik arıcılıktan gelen balmumları ile değiştirilir. Bu kolonilere bir yıllık geçiş süreci uygulanır. (7) İstisnai durumlar aşağıda verilmiştir: a) Sağlık veya afet nedenleriyle yüksek hayvan ölümlerinin olması durumunda ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun kovanların mevcut olmaması halinde, geçiş sürecine tabi olmaları kaydıyla, yetkilendirilmiş kuruluş tarafından kovanların yeniden oluşturulmasına izin verilir. b) Organik arıcılıkta iklim, coğrafi ve yapısal kısıtlamaların olması durumunda; polinasyon amaçlı üretim için bir müteşebbis organik üretim kurallarını yerine getirmesi ve bu Yönetmelikte kovanların yerleştirilmesine ilişkin hükümler hariç olmak üzere organik ve konvansiyonel arıcılık faaliyetlerini aynı işletmede yapabilir. Bu ürünler organik olarak satılamaz. c) Bal özü üretimini engelleyen uzun süreli istisnai iklim koşulları veya afet hallerinde arıların organik bal, organik şeker veya organik şurupla beslenmesine ya da oluşturulmasına yetkilendirilmiş kuruluş tarafından izin verilir. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Organik Tarım Metodu ile Su Ürünleri Yetiştiriciliği Organik deniz yosunu üretiminde genel kurallar MADDE 23 – (1) Deniz yosunu üretimi: Deniz yosununun toplanması ve yetiştirilmesi için ayrıntılı üretim kurallarını ortaya koymakta olup; aynı zamanda tüm çok hücreli deniz algi veya fitoplankton ve mikroalglerin, su ürünleri yetiştiriciliğinde daha sonra yem olarak kullanılmak üzere üretimi için de uygulanır. a) Sucul ortamın ve sürdürülebilir yönetim planının uygunluğu: 1) Organik su ürünleri yetiştiricilik tesislerinin kurulmasına ilişkin işlemler 22/3/1971 tarihli ve 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu ve bu kapsamda yürürlüğe giren yönetmeliklere uygun olarak yürütülür. 2) Deniz yosunu yetiştiriciliği işlemleri, organik üretim için izin verilmeyen ürünler, maddeler veya ürünlerin organik yapısını tehlikeye atacak kirleticilerle bulaşmaya maruz kalmayacak yerlerde gerçekleştirilir. 3) Organik ve organik olmayan yetiştiricilik birimleri uygun şekilde ayrılır. Bu ayrım doğal konum, ayrı su dağıtım sistemleri, işletmeler arası mesafeler, su kaynağının gel-gitten etkilenmesi, organik yetiştiricilik biriminin su kaynağının, akış yönüne göre yukarı veya aşağısında oluş durumları göz önünde bulundurularak yapılır. Bakanlık, organik su ürünleri veya deniz yosunu hasadı için uygun olmadığı düşünülen yerler veya alanlar ile organik ve organik olmayan üretim birimleri arasındaki asgari ayırım mesafelerini belirleyebilir. 4) Müteşebbis, su ürünleri yetiştirme ve deniz yosunu hasatı için üretim birimiyle orantılı sürdürülebilir bir yönetim planı oluşturur. Plan, yıllık olarak güncellenir ve uygun olduğunda, üretim döngüsü başına veya yıllık olarak çevreye atık deşarjı da dâhil deniz yosunu yetiştiriciliğinin çevresel etkilerini, müteşebbisin yapacağı çevresel izlemeyi ayrıntılı bir şekilde içerir. Çevredeki sucul ve karasal ortamlar üzerindeki negatif etkilerini en az düzeye indirmek için alınacak tedbirler listelenir. Plan, teknik ekipmanların denetimi ve onarımına ilişkin kayıtlar da bulunur. 5) Yetiştiricilik su ürünleri ve deniz yosunu yetiştiricilik işletmecileri, tercihen yenilenebilir enerji kaynaklarını ve geri dönüşümlü malzemeleri kullanır. İşlemlerin başlangıcında, uygulamaya konulacak sürdürülebilir yönetim planının bir parçası olarak atık azaltma programı hazırlar. Mümkün olduğunda, ilave ısı kullanımı, sürdürülebilir kaynaklardan gelen enerji ile sınırlı tutulur. 6) Deniz yosunu hasadı için başlangıçta bir defaya mahsus biyokütle tahmini yapılır. b) Deniz yosunları için üretim kuralları aşağıda belirtilmiştir: 1) Doğal olarak yetişen deniz yosunlarının ve bunların parçalarının toplanması 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu, 10/3/1995 tarihli ve 22223 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Su Ürünleri Yönetmeliği ve bunlara dayalı çıkarılan avcılığı düzenleyen mevzuat doğrultusunda yapılır. Toplama işlemi, doğal yaşam ortamının uzun süreli devamlılığını veya toplama alanındaki türlerin sürdürülebilirliğini etkilememesi koşuluyla yapılır. 2) Deniz yosunu yetiştiriciliği, en az bu bendin (1) numaralı alt bendinde belirtilen özelliklere uygun kıyı bölgelerinde veya sulak alanlarda yapılır. Buna ilave olarak: Filiz yosunların toplanmasından hasada kadar üretimin tüm safhalarında sürdürülebilirlik ön planda tutulur. Geniş bir gen havuzunun devamlılığını temin etmek amacıyla, kapalı alan kültür stokuna ilave etmek için filiz yosunların doğal ortamdan toplanması kontrollü yapılır. Suni gübreler kapalı tesisler dışında kullanılmaz ve sadece bu amaçla, bu Yönetmeliğin Ek-1’inde organik üretim için kullanılmasına onay verilmesi durumunda kullanılır. c) Doğal deniz yosununun sürdürülebilir hasadı aşağıda belirtilmiştir: 1) Yosun hasadı ile ilgili tüm kayıtlar muhafaza edilir. Müteşebbise deniz yosunu tedarik eden kişi bu Yönetmelikle ve Su Ürünleri Yönetmeliğine bağlı avcılığı düzenleyen mevzuata uyumlu olan doğal deniz yosunu tedarik ettiğini belirtir. Yetkilendirilmiş kuruluşa da doğruluğunu ispat eder. 2) Hasat işleminde; hasat tekniği, asgari büyüklükler, yaşlar, üreme döngüsü veya ortamda kalan deniz yosununun boyutları gibi deniz yosununun yeniden çoğalabilmesini temin edecek tedbirler alınır. 3) Deniz yosunu paylaşılan veya ortak hasat alanından hasat ediliyorsa, bütün hasadın bu Yönetmeliğe uygun olmasını sağlamak için müteşebbis tarafından düzenli kayıtlar tutulur. 4) Deniz yosunu üretim kayıtları bu fıkranın (g) bendinin (2) numaralı alt bendinin ikinci ve üçüncü paragrafına ilişkin olarak, sürdürülebilir yönetim ve hasat alanları üzerinde uzun dönemli etki olmadığı konusunda kanıtlar sağlar. ç) Deniz yosununun kültüre alınması kuralları aşağıda belirtilmiştir: 1) Deniz yosunu kültürü sadece ortamda doğal olarak oluşan veya tercihan polikültür sisteminin bir parçası olarak yakında yer alan organik su ürünleri yetiştiriciliği üretiminden gelen besinleri kullanır. 2) Harici besin kaynaklarının kullanıldığı karadaki tesislerde, atık sudaki besin düzeyleri, giriş suyu ile aynı veya bundan daha düşük olur. Sadece bu Yönetmeliğin Ek1’inde yer alan bitkisel veya mineral menşeli besinler kullanılır. 3) Kültüre alma yoğunluğu veya işlem yoğunluğu kaydedilerek ve çevre üzerinde olumsuz etkiler olmadan azami deniz yosunu miktarının aşılmaması sağlanarak yetiştiricilik yapılan su ortamının bütünlüğü korunur. 4) Deniz yosununun büyütülmesi için kullanılan halatlar ve diğer ekipmanlar gerektiğinde yeniden kullanılabilmeli ve geri dönüştürülebilen materyallerden üretilmiş olmalıdır. d) Üretim ekipmanları ve tesislerinin temizlenmesi kuralları aşağıda belirtilmiştir: 1) Yetiştiriciliği yapılan türün dışında, ortamda gelişen biyolojik bozulmaya yol açan organizmalar, sadece fiziksel araçlarla veya elle uzaklaştırılır ve uygun olduğunda çiftlikten uzak bir mesafeden denize geri verilir. 2) Ekipman ve tesislerin temizlenmesi fiziksel veya mekanik tedbirler aracılığıyla gerçekleştirilir. Bu tedbirlerin yeterli olmadığı durumlarda, sadece bu Yönetmeliğin Ek7’sinin 2 nci bölümünde listelenmiş olan maddeler kullanılır. e) Deniz yosunu için özel hükümler aşağıda belirtilmiştir: 1) Eğer nihai ürün taze deniz yosunu ise, taze hasat edilmiş deniz yosununun yıkanması için deniz suyu kullanılır. Eğer nihai ürün suyu giderilmiş deniz yosunu ise, yıkama işlemi için içme suyu kullanılır. Nemin giderilmesi için tuz kullanılabilir. 2) Deniz yosunu ile doğrudan temas eden ısı kaynağının kullanılması yasaktır. Kurutma işleminde halatlar veya diğer ekipmanlar kullanılırsa, temizleme işlemi için bu Yönetmeliğin Ek-7’sinde listelenmiş olan maddeler kullanılır. f) Deniz yosunu için kontrol işlemleri; organik deniz yosunu üretiminde kontrol işlemi ilk kez uygulandığında; müteşebbis, işletme ve faaliyetin tam bir tanımını oluşturur ve muhafaza eder. Bu tanım aşağıdaki hususları içerir. 1) Kara veya denizdeki işletmenin yerinin tam tarifi için kurulacağı alanın altı derecelik WGS 84 sistemine göre coğrafik koordinatların 1/25.000 ölçekli haritaya işaretlenmesi, 2) Gerektiğinde bu fıkranın (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde belirtildiği şekilde sürdürülebilir yönetim planı, 3) Doğal deniz yosunu için, direk toplama faaliyetlerinin gerçekleştirileceği kıyı ve deniz toplama alanları ve kara alanlarının tam tarifi ve bir haritası hazırlanır. g) Deniz yosunu üretim kayıtları aşağıdaki şekilde tutulur: 1) Deniz yosunu üretim kayıtları, müteşebbis tarafından tutulan bir kayıt formunda derlenir ve yetiştiricilik tesislerinde her zaman yetkilendirilmiş kuruluş için hazır tutulur. Kayıtlar, en azından aşağıdaki bilgileri içerir: Türlerin listesi, hasat tarihi ve miktarı, Kullanılan gübrenin uygulama tarihi, tipi ve miktarı. 2) Doğal deniz yosunlarının toplanması için, kayıt aynı zamanda aşağıdaki bilgileri içerir: Adlandırılan alanlardaki her bir tür için hasat faaliyetinin geçmişi, Mevsim başına hasat tahmini (hacimler), Hasat alanları için muhtemel kirlilik kaynakları, Her bir alan için sürdürülebilir yıllık verim. ğ) Deniz yosunu için geçiş süresi; deniz yosunu hasat alanı için geçiş süresi altı aydır. Deniz yosunu yetiştirme birimi için geçiş süresi, altı aydan daha uzun veya bir tam üretim periyodu olur. Su ürünlerinin üretiminde genel kurallar MADDE 24 – (1) Su ürünlerinin üretiminde bu Yönetmeliğin Ek-13 bölümünde bulunan balık, kabuklu su ürünleri, derisidikenliler ve yumuşakça türleri için ayrıntılı üretim kurallarını ortaya koyar. a) Sucul ortam ve sürdürülebilir yönetim planının uygunluğu aşağıda belirtilmiştir: 1) 23 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) ila (6) numaralı alt bentleri bu bölüm için de uygulanır. 2) Yetiştiriciliği yapılan türlere zarar verecek yırtıcı hayvanlara karşı alınan savunma ve önleyici tedbirler, sürdürülebilir yönetim planına kaydedilir. 3) Yönetim planlarının hazırlanmasında, çevrede komşu işletmeciler var ise bu işletmelerle doğrulanabilir koordinasyon gerçekleştirilir. 4) Balık havuzları, tanklar veya su kanalları ve çiftliklerde su ürünleri yetiştiriciliğinde, atık besinleri toplamak için doğal filtre yatakları, çökeltme havuzları, biyolojik filtreler veya mekanik filtreler kullanılır veya atık suyun kalitesinin artırılmasına katkıda bulunan deniz yosunları veya çift kabuklular, algler kullanılır. Atık su izlemesi, düzenli aralıklarla gerçekleştirilir. b) Organik ve organik olmayan su ürünlerinin eş zamanlı üretimi koşulları aşağıda belirtilmiştir: 1) Bakanlık, birimler arasında açık fiziksel ayrım olması ve ayrı bir su dağıtım sisteminin bulunması koşuluyla, hem organik hem de organik olmayan yavruların aynı tesiste yetiştirilmesi için kuluçkahanelere ve balık yetiştirme havuzlarına izin verir. 2) Bakanlık, su ürünleri yetiştiricilik işletmeleri; üretimin farklı evreleri ve farklı işleme periyodunun istendiği durumlarda, 23 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (3) numaralı alt bendine uyulması koşuluyla, aynı çiftlikte organik ve organik olmayan su ürünleri yetiştiricilik birimlerine izin verir. 3) Müteşebbisler, bu hükümlerin uygulandığına ilişkin yazılı kayıtları muhafaza eder. c) Organik su ürünlerinin menşei aşağıda belirtilmiştir: 1) Organik su ürünleri, kaynağı organik anaç ve organik yetiştiricilik yapan çiftlikten gelen genç nesillerin yetiştirilmesine dayandırılır. 2) Yetiştiricilikte öncelikle yerel olarak yetiştirilen türler kullanılır. Yetiştiricilikte kullanılan türlerin, menşeleri ve geçmişe yönelik yapılan işlemleri içeren yazılı kayıtlar düzenli olarak müteşebbis tarafından tutulur. 3) Yetiştirilebilecek türler doğal stoklara önemli düzeyde zarar vermeyecek şekilde seçilir. ç) Organik olmayan su ürünlerinin menşei ve yönetimi aşağıda belirtilmiştir: 1) Organik anaç veya organik yetiştiricilik yapılan çiftliklerden genç nesillerin elde edilememesi durumunda, yetkilendirilmiş kuruluş onayı ile organik olarak üretilmemiş hayvanlar çiftliğe getirilir. 2) Yetiştirme amacıyla veya genetik stokun geliştirilmesine yönelik ve organik yetiştiricilik kaynaklı su ürünlerinin mevcut olmadığı durumlarda; doğal ortamdan yakalanmış veya organik olmayan yetiştiricilikten gelen su ürünleri çiftliğe getirilir. Bunların organik yetiştiricilikte kullanılabilmesi için en az üç ay organik yönetim altında tutulması gerekir. 3) Büyütme amacıyla ve organik yetiştiricilikten gelen su ürünleri yavrularının mevcut olmadığı durumlarda, organik olmayan yetiştiricilikten gelen su ürünleri yavruları kullanılır. Bu amaçla kullanılacak olan yavruların üretim döngü süresinin en azından son 2/3’lük kısmı bu Yönetmelik hükümlerine göre geçirilmiş olmalıdır. 4) Yetiştiriciliğin kesintiye uğramaması (büyütme) amacıyla doğadan yavru toplanmasında balık yavruları veya kabuklu larvalarının havuzlara, kafeslere ve tanklara aktarımı yapılırken zarar görmemesi sağlanır. d) Su ürünleri yetiştiricilik uygulama koşulları aşağıda belirtilmiştir: 1) Su ürünleri yetiştiricilik ünitelerinin tasarımı ve yapısı, su ürünlerinin türlere özgü ihtiyaçları ile uyumlu, sağlık ve refahını güvence altına alan, suyun fiziksel ve kimyasal parametreleri ile yeterli akış oranlarını sağlamalı ve doğal ihtiyaçlarına cevap vermelidir. Buna göre; Yaşamlarını rahat sürdürebilecekleri yeterli alana sahip olmalıdırlar, Yeterli oksijen düzeyine sahip iyi kalitede suda yetiştirilir, Türler doğal çevrelerine uygun ortamlarda yetiştirilir, Tatlı su balığı yetiştiriliyorsa taban tipi mümkün olduğu kadar doğal koşullara yakın olmalıdır, Sazan balığı yetiştiriliyorsa taban toprak olmalıdır. 2) Stoklama yoğunluğu, tür veya tür grubuna göre bu Yönetmeliğin Ek-13’ünde belirtilmiştir. Stoklama yoğunluğunun su ürünlerinin refah durumu üzerindeki etkisini değerlendirirken, balıkların durumu (yüzgeç zararı, diğer yaralanmalar, büyüme oranı, davranış ve genel sağlık gibi) ve su kalitesi izlenir. 3) Yetiştiricilik üniteleri, su ürünlerinin kaçış riskini en aza indirecek şekilde tasarlanır, yapılır ve işletilir. 4) Ekosistem üzerindeki etkiyi azaltmak için; yetiştiriciliği yapılan balık veya kabuklu su ürünlerinin doğal ortama kaçmasını en aza indirmeye yönelik tedbirler alınır ve yapılan işlemler yazılı olarak kaydedilir. 5) Hasat zamanı dâhil hayvanlara her türlü eziyet en az seviyede tutulur. Balıklarda buna uygun hasat teknikleri uygulanır. Optimum hasat yöntemlerinde; balıkların büyüklükleri, türleri ve yetiştiricilik alanındaki farklılıkları da göz önüne alınır. e) Su ürünleri yetiştirme üniteleri için özel kurallar aşağıda belirtilmiştir: 1) Kuluçkahaneler, yavru balık yetiştirme havuzları veya organik yem olarak üretilen organizma türlerinin üretimi hariç kapalı devre su ürünleri üretim tesislerinin kullanımı yasaktır. 2) Karadaki yetiştirme üniteleri aşağıdaki şartları taşır: Sürekli su akışı sistemlerinde, hem içeri giren hem de dışarı çıkan suyun akış oranı ve su kalitesinin izlenmesi ve kontrol edilmesi mümkün olmalıdır, Havuzlarda yapılacak organik su ürünleri üretim alanlarının en az %5’i doğal bitki örtüsüne sahip olmalıdır. 3) Denizdeki yetiştirme üniteleri aşağıdaki şartları taşır: Üniteler, su akışı, derinliği ve su kütlesi değişim oranları, deniz tabanı ve üniteyi çevreleyen su kütlesi üzerindeki etkisini en aza indirecek şekilde yerleştirilir, Yetiştiricilik alanına yetiştirme ünitesinin etkileri göz önüne alınarak uygun kafes tasarımı, yapısı ve bakım metodu seçilir. 4) Suyun yapay ısıtması veya soğutmasına sadece kuluçkahane ve yavru balık yetiştirme havuzlarında izin verilir. Doğal sondaj kuyu suyu, üretimin tüm aşamalarında suyun ısıtması veya soğutması için kullanılır. f) Su ürünleri yetiştiriciliğinin yönetimi aşağıda belirtilmiştir: 1) Yetiştiricilikte su ürünlerinin elle muamelesi en aza indirilir, dikkatli bir şekilde gerçekleştirilir. Elle muamele yapılmasının zorunlu olduğu hallerde, stres veya fiziksel zararı önlemek için uygun araçlar ve metotlar kullanılır. Anaçlara fiziksel zarar ve stresi en aza indirecek şekilde ve uygun olduğunda anestezi altında elle muamele yapılır. Boylama işlemleri, balıkların refahını temin edecek şekilde asgari düzeyde tutulur. 2) Aydınlatmada yapay ışığın kullanımında aşağıdaki kısıtlamalar uygulanır: Aydınlatma süresi; yapay ışıklandırma, türe özgü davranışlar, coğrafi koşullar ve su ürünlerinin genel sağlığı göz önünde bulundurularak, üreme dönemleri hariç olmak üzere günde 16 saati geçemez. Aydınlık ve karanlık geçişlerinde; şiddeti ayarlanabilir ışıklar veya fon aydınlatması kullanılarak ani ışık yoğunluğu değişikliklerinden kaçınılır. 3) Havalandırmaya, mekanik havalandırıcıların enerjisinin tercihan yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması kaydıyla, hayvan refahı ve sağlığı için izin verilir. Tüm bu kullanımlar su ürünleri yetiştiriciliği üretim kaydına işlenir. 4) Sıvı oksijen kullanımına sadece hayvan sağlığı gereksinimleri ile bağlantılı kullanımlar için ve üretim veya taşıma sırasındaki kritik süreler boyunca, aşağıdaki durumlarda, tüm bu işlemleri yazılı kayıt altına almak koşuluyla; Su sıcaklığının yükselmesi veya atmosfer basıncında düşme veya kontrol dışı gerçekleşen su kirlenmesi gibi istisnai durumlarda, Örnek alma ve boylama gibi ara sıra gerçekleştirilen stok yönetim prosedürlerinde, Yetiştiriciliği yapılan su ürünleri stoklarının hayatta kalmasını sağlamak için izin verilir. g) Yetiştirme kuralları aşağıda verilmiştir: 1) Seleksiyon hariç, poliploid, melezleme ve klonlama gibi genetik metotlar kullanılmaz, 2) Uygun ırklar seçilir, 3) Anaç yönetimi, üreme ve yavru üretimi için türlere özgün şartlar oluşturulur. ğ) Hormon ve hormon türevlerinin kullanılması yasaktır. h) Balıklar, kabuklular ve derisidikenliler için yemlere ilişkin kurallar aşağıda belirtilmiştir: 1) Yemleme rejimleri, hayvan sağlığı, nihai yenilebilir ürünün kaliteli olmasını sağlayacak şekilde, besin bileşimi de dâhil olmak üzere yüksek ürün kalitesi, düşük çevresel etki öncelikleri göz önüne alınarak tasarlanır. 2) Etobur su ürünleri yetiştiriciliğinde kullanılan yemlere ilişkin özel kurallar aşağıdaki gibidir. Etobur su ürünleri yetiştiriciliğinde yemler öncelikle su ürünleri yetiştiriciliği menşeili organik yem ürünleri, organik su ürünleri yetiştiricilik ürünleri ve parçalarından elde edilen balık unu veya balık yağı, insan tüketimine uygun, avcılıkla yakalanmış balıklar ve parçalarından elde edilen balık unu veya balık yağı veya balık menşeili içerik, bu Yönetmeliğin Ek-5’inde listelenmiş olan ve kısıtlamalara uyulması kaydıyla bitki menşeili ve hayvan menşeili organik yem malzemelerinden sağlanır. Eğer organik kaynaklar mevcut değilse, organik olmayan su ürünleri yetiştiricilik parçalarından veya insan tüketimi için yakalanmış olan balıkların parçalarından elde edilen balık unu ve balık yağı 31/12/2014 tarihine kadarki geçiş sürecinde kullanılabilir. Bu yem maddeleri günlük rasyonun % 30'unu geçemez. Yem rasyonu azami % 60 organik bitki ürünlerinden oluşabilir. Organik kabuklu su ürünlerinin kabukları gibi esasen organik kaynaklardan elde edilen doğal pigmentler (astaksantin), fizyolojik ihtiyaçları sınırında kalmak kaydıyla somon ve alabalık için yem rasyonlarında kullanılabilir. Organik kaynaklar mevcut değilse astaksantin doğal kaynakları (phaffia mayası gibi) kullanılabilir. 3) Balıklar ve kabuklu hayvanlar için özel su ürünleri yetiştiricilik yemlerine ilişkin kurallar aşağıda belirtilmiştir: Balıklar ve kabuklular gelişimlerinin değişik aşamalarındaki besin ihtiyaçlarını karşılayan yemlerle beslenir. Yemin bitkisel kökenli kısmı organik üretimden, su ürünlerinden gelen kısmı ise sürdürülebilir balıkçılıktan gelmelidir. Bu Yönetmeliğin Ek-13’ünün 6, 7 ve 9 uncu bölümünde belirtilmiş olan yetiştiriciliği yapılan türler, yetiştirildikleri havuzlarda ve göllerde doğal olarak bulunan yemle beslenir. Doğal yem kaynaklarının bir üst paragraf ile uyumlu olarak yeterli miktarda bulunamadığı durumlarda; bitki kaynaklı, tercihen işletmenin kendisinde yetiştirilmiş bitkisel menşeli organik yemler veya deniz yosunu kullanılır. Müteşebbis buna ait yazılı kayıtları tutar. Doğal yem bir üst paragraf ile uyumlu olarak desteklendiğinde, bu Yönetmeliğin Ek13’ün 7 nci bölümünde belirtilmiş olan türlerin ve 9 uncu bölümünde belirtildiği şekilde siyam yayın balığının yem oranı, azami % 10 sürdürülebilir balıkçılıktan elde edilmiş balık unu veya balık yağından oluşur. Organik olmayan bitkisel, hayvansal ve mineral kaynaklı yem maddeleri, yem katkıları, hayvan besininde kullanılan bazı ürünler ve işleme yardımcıları yalnızca bu Yönetmeliğin Ek5 ve Ek-6’sında yer alan ve organik üretim için kullanımına müsaade edilmiş olmaları halinde kullanılır. Gelişim hızlandırıcılar ve yapay amino asitler kullanılmaz. ı) Su ürünleri yetiştiriciliğinde geçiş süresi aşağıda belirtilmiştir: 1) Mevcut su ürünleri yetiştiriciliğinden organik su ürünleri yetiştiriciliğine geçişte yetiştiricilik tesislerine aşağıda belirtilen geçiş süreleri uygulanır: Suyu boşaltılamayan, temizlenemeyen ve dezenfekte edilemeyen tesisler için, 24 aylık bir geçiş süresi, Suyu boşaltılmış veya kurumaya bırakılmış tesisler için, 12 aylık bir geçiş süresi, Suyu boşaltılmış, temizlenmiş ve dezenfekte edilmiş tesisler için, 6 aylık bir geçiş süresi, Çift kabuklu yumuşakçaların yetiştirildiği tesisler de dâhil olmak üzere 3 aylık geçiş süresi. 2) Müteşebbis tarafından tesisin organik üretim için izin verilmeyen ürünlere ve işlemlere tabi tutulmadığının belgelendirilmesi halinde, yetkilendirilmiş kuruluş bu süreci geçiş süresinin bir parçası olarak kabul edebilir. i) Canlı balıkların taşınması kuralları aşağıda belirtilmiştir: 1) Canlı balıklar, sıcaklık ve çözünmüş oksijen bakımından fizyolojik ihtiyaçlarını karşılayan temiz su dolu uygun tanklar içinde taşınır. 2) Organik balık ve balık ürünlerinin taşınmasından önce, tanklar iyice temizlenir, dezenfekte edilir ve durulanır. 3) Stresin azaltılması için gerekli tedbirler alınır. Taşıma işlemi sırasında yoğunluk türlere zarar verecek düzeye ulaşmamalıdır. 4) Taşınma sırasında hayvan refahı korunur. j) Su ürünleri yetiştiriciliği üretiminden elde edilen ürünler için kontrol işlemleri ilk kez uygulandığında; müteşebbis, işletmenin ve faaliyetin tam bir tanımını oluşturur, muhafaza eder. Bu tanım aşağıdaki hususları içerir: 1) Kara veya denizdeki işletmenin yerinin tam tarifi için kurulacağı alanın altı derecelik WGS 84 sistemine göre coğrafik koordinatların 1/25.000 ölçekli haritaya işaretlenmesi. 2) Sürdürülebilir yönetim planı, 23 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinin (4) numaralı alt bendinde belirtildiği şekilde hazırlanır. 3) Yumuşakçalar için, 25 inci maddenin birinci fıkrasının (ç) bendinin (2) numaralı alt bendinde gerekli görülen sürdürülebilir yönetim planının özel bölümünün bir özeti. k) Su ürünleri yetiştiriciliğinde aşağıdaki üretim kayıtları müteşebbis tarafından yazılı kayıt olarak tutulur ve istenildiğinde yetkilendirilmiş kuruluşa gösterilir: 1) Çiftliğe gelen hayvanların menşei, geliş tarihi ve geçiş süresi, 2) Çiftlikten ayrılan lotların sayısı, yaşı, ağırlığı ve gideceği yer, 3) Kaçan balık kayıtları, 4) Balıklar için yem tipi ve miktarı ve sazan balığı ve ilgili türler için ilave yem kullanımına ilişkin yazılı kayıtlar, 5) Uygulanan veteriner tedavisinin amacının detayları, uygulama tarihi, yöntemi, ürün tipi ve yasal arınma süresi, 6) Kurumaya bırakma, temizleme ve su arıtma işlemlerinin ayrıntılarını içeren hastalık önleme tedbirleri. Çift kabuklu yumuşakçalar için özel kurallar MADDE 25 – (1)Yumuşakçalar için özel üretim kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Büyüme alanının özellikleri aşağıda belirtilmiştir: 1) Suyu filtre ederek beslenen çift kabuklu yumuşakçalar bütün besin ihtiyaçlarını, kuluçkahanede yetiştirilen yavrular hariç doğadan karşılar. 2) Çift kabuklu yumuşakçalar 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu, Su Ürünleri Yönetmeliği ve bunlara dayalı çıkarılan mevzuata uygun sularda yetiştirilir. 3) Yetişme alanları 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu, Su Ürünleri Yönetmeliği ve bunlara dayalı çıkarılan mevzuata uygun olmalıdır. 4) Çift kabuklu yumuşakçaların yetiştirilmesi, organik balık ve deniz yosunlarının yetiştirildiği polikültür sisteminde aynı su alanında gerçekleştirilebilir, ancak sürdürülebilir yönetim planında bunun belgelenmesi gerekir. Çift kabuklu yumuşakçalar aynı zamanda polikültürde deniz salyangozu gibi karındanbacaklı yumuşakçalarla birlikte yetiştirilebilir. 5) Organik çift kabuklu yumuşakçaların üretimi, dubalar veya diğer açık işaretçilerle sınırlandırılmış alanlar dâhilinde gerçekleştirilir ve uygun olduğunda ağ torbalar, kafesler veya diğer insan yapımı araçlarla sınırlandırılır. 6) Organik kabuklu su ürünleri çiftlikleri, korunmakta olan türler üzerindeki riski en aza indirir. Eğer predatör ağları kullanılıyorsa, dalgıç kuşlarının zarar görmemesini sağlayacak şekilde tasarlanır. b) Yavru temininde aşağıdaki hususlara uyulur: 1) Çift kabuklu yumuşakçalarda çevre üzerinde önemli bir zararın olmaması ve ulusal yasaların izin vermesi kaydıyla, üretim ünitesinin sınırlarının dışından gelen doğal döller kış aylarında hayatta kalma olasılıkları olmayan veya talebi fazlaca karşılayan yataklardan veya kollektörlerde kabuklu döllerinin doğal yerleşim alanlarından gelmesi kaydıyla kullanılır. Doğal döllerin nasıl, nerede ve ne zaman toplandığına ilişkin kayıtlar tutulur. 2) İstiridye (Crassostrea gigas) için, doğada yavrulamayı en az seçecek damızlıklar tercih edilir. c) Yönetim kuralları aşağıda belirtilmiştir: 1) Üretim alanında, organik olmayan kabuklular için kullanılan miktarı geçmeyecek bir stoklama yoğunluğu kullanılır. Sınıflandırma, seyreltme ve stoklama yoğunluğu ayarlamaları biyokütleye göre, hayvan refahı ve yüksek ürün kalitesi sağlayacak şekilde yapılır. 2) Biyolojik kirliliğe neden olan organizmalar, fiziksel araçlarla veya el yardımıyla temizlenerek ve kabuklu su ürünleri çiftliklerinden uzakta 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve bunlara dayalı çıkarılan Yönetmelik hükümleri doğrultusunda denize boşaltılır. Kabuklular, rekabetçi kirletici organizmaları kontrol etmek için üretim döngüsü sırasında bir defa kireç solüsyonu ile işleme tabi tutulabilir. ç) Yetiştirme kuralları aşağıda belirtilmiştir: 1) Midye halatlarında yetiştirme veya bu Yönetmeliğin Ek-13’ünün 8 inci bölümünde listelenmiş olan diğer yöntemler organik üretim için uygundur. 2) Yumuşakçaların tabanda yetiştirilmesine sadece toplama ve yetiştirme sahalarında önemli çevresel etkiye neden olunmadığı durumlarda izin verilir. Müteşebbis tarafından, çevresel etkinin asgari düzeyde olduğuna ilişkin kanıtlar, kullanılan alana ait etüt ve raporla desteklenerek yetkilendirilmiş kuruluşa sağlanır. Rapor, sürdürülebilir yönetim planına ayrı bir bölüm olarak eklenir. d) İstiridyeler için özel yetiştirme kuralları; iskele kaide ve destekleri üzerindeki torbalarda yetiştirmeye izin verilir. İstiridyelerin içinde bulunacağı bu ve diğer yapılar, kıyı şeridini tamamen kapamayacak şekilde yerleştirilir. Stok, üretimi optimize edecek şekilde gel git akışına göre alanlar üzerine dikkatlice yerleştirilir. Üretim, bu Yönetmeliğin Ek-13’ünün 8 inci bölümünde listelenmiş olan kriterleri karşılar. e) Çift kabuklu yumuşakça üretimi için, maksimum biyolojik kütle üretiminden önce ve üretim sırasında kontrol ziyaretleri gerçekleştirilir. Hastalıkların önlenmesi, veteriner ürünlerinin depolanması MADDE 26 – (1) Hastalığın önlenmesine ilişkin genel kurallar aşağıda belirtilmiştir: a) 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu ve 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanununa dayalı olarak Bakanlık tarafından en az yılda bir defa ve çift kabuklu yumuşakça üretiminde en az yılda iki defa çiftlik ziyaret edilir. b) Su ürünleri işletmelerinde kullanılan tüm alet ve ekipmanlar bu Yönetmeliğin Ek7’sinin 2.1 veya 2.2 bölümünde listelenmiş olan ürünler ile uygun şekilde temizlenir ve dezenfekte edilir. c) Üretime ara vermede aşağıdaki durumlar göz önüne alınır; 1) Bakanlık, üretime ara vermenin gerekli olup olmadığını ve denizde su ürünleri yetiştiricilik sistemlerinde her bir üretim döngüsünden sonra uygulanacak ve belgelenecek uygun süreyi tespit eder. Tanklar, balık havuzları, kafesler ve kullanılan diğer üretim yöntemleri için üretime ara verilmelidir. 2) Üretime ara verme, çift kabuklu yumuşakça yetiştiriciliği için zorunlu değildir. 3) Üretime ara verme sırasında, kafes veya su ürünleri yetiştiriciliği için kullanılan diğer yapılar boşaltılır, dezenfekte edilir ve tekrar kullanılmadan önce boş bırakılır. ç) Su kalitesine ilişkin olarak her hangi bir önemli çevresel zarar riskini önlemek, hastalık risklerini en aza indirmek, böcek ve kemirgenlerin gelmesini önlemek amacıyla uygun olduğunda yenmemiş balık yemleri, dışkılar ve ölü hayvanlar hemen çıkarılır. d) Ultraviyole ışık ve ozon sadece kuluçkahanelerde ve balık yetiştirme havuzlarında kullanılır. e) Ektoparazitlerin biyolojik kontrolü için, temizleyici balık kullanılması tercih edilir. (2) Allopatik veteriner tıbbi ürünleri ve antibiyotiklerin çiftliklerde depolanmasına, bunların bir veteriner tarafından reçete ile verilmiş olması, denetlenen bir yerde depolanması ve su ürünleri yetiştiriciliğinden elde edilen yetiştiricilik su ürünleri üretim kayıtlarına girilmesi koşuluyla izin verilir. Veteriner tedavileri MADDE 27 – (1) Veteriner tedavilerine ilişkin genel kurallar aşağıda belirtilmiştir. a) Hastalıktan korunma; çiftliklerin uygun tasarımına, uygun konumlandırılmasına bu sayede hayvanların uygun şartlarda tutulmasına, binaların düzenli olarak temizlenmesi ve iyi yetiştiricilik ve yönetim uygulamalarının kullanılmasına, yüksek kalite besine, uygun stok yoğunluğu ile tür ve ırkların seçimine dayandırılır. b) Bu fıkranın (a) bendi ile uyumlu olarak hayvan sağlığını temin etmek amacıyla alınan önleyici tedbirlere rağmen sağlık sorunu ortaya çıkarsa, aşağıdaki tercih sırasında veteriner tedavileri kullanılabilir: 1) Homeopatik seyreltideki bitkilerden, hayvanlardan veya minerallerden gelen maddeler, 2) Anestetik etkileri olmayan bitkiler ve bunların özütleri, 3) İz elementler, metaller, doğal imünöstimülantlar veya izin verilmiş probiyotikler. c) Allopatik tedavilerin kullanılması, aşılamalar ve zorunlu eradikasyon programları hariç yılda iki defa ile sınırlı tutulur. Ancak, üretim döngüsü bir yıldan daha az ise, allopatik tedavi bir kez uygulanır. Allopatik tedaviler için belirtilen limitler aşılırsa, ilgili su ürünleri yetiştiriciliği ürünleri organik ürün olarak satılamaz. ç) Zorunlu kontrol programları hariç parazit tedavileri yılda en fazla iki defa, üretim döngüsü on sekiz aydan az türler için ise yılda bir defa ile sınırlı tutulur. d) Zorunlu kontrol ve eradikasyon programları altındaki tedaviler dâhil olmak üzere bu fıkranın (c) bendine göre allopatik veteriner tedavileri ve parazit tedavileri için kalıntı arınma süresi; ilacın tanımlanmış kalıntı arınma süresi organik yetiştiricilikte, konvansiyonel yetiştiricilikteki uygulamanın iki katı uygulanır. e) Veteriner tıbbi ürünlerinin kullanıldığı durumlarda, hayvanlar organik olarak pazarlanmadan önce söz konusu kullanımın müteşebbis tarafından yetkilendirilmiş kuruluşa beyan edilmesi gerekir. Tedavi edilen stok açık bir şekilde tanımlanır. f) Hayvana eziyet etmekten kaçınmak amacıyla, hastalık gecikmeksizin tedavi edilir; fitoteropatik, homeopatik ve diğer ürünlerin kullanımının uygun olmadığı durumlarda, antibiyotikleri de içeren kimyasal olarak birleştirilmiş allopatik veteriner tıbbi ürünleri gerekli olduğu yerlerde ve kontrollü şartlar altında kullanılabilir. Özellikle tedavi tarzı ve tedaviyi sonlandırma süreleriyle ilgili kısıtlamalar tanımlanır. g) Bağışıklık sistemi ile ilgili veteriner tıbbi ürünlerin kullanımına izin verilir. BEŞİNCİ BÖLÜM Organik Ürünlerin İşlenmesi, Ambalajlanması, Etiketlenmesi, Depolanması, Taşınması ve Pazarlanması Organik ürünlerin işlenmesi ve ambalajlanması MADDE 28 – (1) Organik ürünlerin işlenmesi ve ambalajlanmasında 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun hükümleri ile birlikte aşağıdaki kurallara uyulur. a) İşlenmiş yem veya gıda üreten müteşebbisler veya fason işleyiciler kritik işleme basamaklarının sistematik tanımlanmasına dayanan uygun prosedürler oluşturur ve bunları güncellerler. Prosedürlerin uygulanması işlenmiş ürünlerin organik üretim kurallarına uygunluğunu her zaman garanti etmelidir. b) Müteşebbis veya fason işleyiciler organik ürünün işlenmesi esnasında, bu Yönetmeliğe uygun olmayan ürünlerle karışma ya da bulaşmasını önleyecek ve ürünün organik niteliğini koruyacak gerekli tedbirleri alır ve yetkilendirilmiş kuruluşa bildirerek güncel kayıtlı tüm işlemlere ve işlenmiş miktarlara erişimini sağlar. c) Müteşebbis, organik olmayan ürünleri işlemesi veya depolaması halinde, tüm işlem tamamlanıncaya kadar faaliyetlerini ayrı yerde veya ayrı zamanda gerçekleştirir. İzin verilmeyen maddeler veya ürünlerle bulaşma riskinden kaçınmak için koruyucu önlemler alır. Uygun hijyen tedbirleri uygulayarak, bunların etkinliğini izler ve kayıt altına alır. ç) Müteşebbis organik olmayan ürünlerle olası karışma ve değişmelere karşı gerekli önlemleri alması ve organik ürünlerin tanımlanmasını sağlaması halinde, organik ve organik olmayan ürünleri aynı zamanda depolayabilir. Müteşebbis ürünlerin hasat günleri, saatleri, devreleri ve kabul tarih ve zaman bilgilerine ait kayıtları tutar ve yetkilendirilmiş kuruluşa verir. d) Gıda ve yem işlemesinde kullanılan katkı maddeleri, işlem yardımcıları, diğer maddeler ve bileşenler ile tütsüleme gibi işleme uygulamaları iyi üretim uygulamaları prensiplerine uygun olmalıdır. e) Şarap dışındaki organik ürünlerin işlenmesinde; bu Yönetmeliğin Ek-8’inde belirtilen İşlenmiş Organik Gıdaların, Mayaların ve Maya Ürünlerinin Üretilmesinde Kullanılacak Maddeler ve Ürünler, normalde gıdaların işlenmesinde kullanılan mikroorganizma ve enzim preparatları, doğal aromalı maddeler ve preparatları, içme suyu ve tuz, et ve yumurta damgalarının renkleri, yasal izin verilen mineraller, vitaminler ve aminoasitler kullanılır. f) Organik gıda yemin ya da ham maddelerin işlenmesinde iyonlaştırıcı radyasyon kullanımı yasaktır. g) Organik ürün, genetik yapısı değiştirilmiş organizma veya bu organizmalardan elde edilen ürünler kullanılmadan üretilir. ğ) Ürünün gerçek doğası hakkında yanlış anlamalara yol açmayan işleme metotları ve ekstraksiyon yöntemleri kullanılır. Organik gıdalar tercihen biyolojik, mekanik ve fiziksel metotlar kullanarak işlenir. h) Organik tarım metoduyla üretilen bitkisel, hayvansal ve su ürünleri ile organik hammadde, yarı mamul veya mamul madde halinde ambalajlanırken organik ürün niteliği bozulmamalıdır. Organik ve geçiş süreci ürünlerinin etiketlenmesi MADDE 29 – (1) Organik ve geçiş süreci ürünlerinin ambalajlanması, etiketlenmesi ve işaretlenmesinde 16/11/1997 tarihli ve 23172 mükerrer sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinin Ambalajlama ve Etiketleme-İşaretleme Bölümü ile Bakanlığın ilgili mevzuatında yer alan hükümlerle birlikte aşağıdaki kurallara uyulur: a) Bitkisel kaynaklı geçiş süreci ürünlerinin etiketlenmesi: Bitkisel kaynaklı geçiş sürecindeki ürünlerin Organik Tarım Geçiş Süreci Ürünü ibaresini taşıyabilmesi için: 1) Organik tarıma geçiş tarihinden itibaren minimum on iki aylık bir geçiş sürecine uyulmuş olmalıdır. 2) Etiket üzerinde ürünün, Organik Tarım Geçiş Süreci Ürünüdür cümlesinde, “organik” ibaresi, “geçiş süreci” ibaresiyle aynı renk, punto ve yazım tarzında olmalıdır. Geçiş süreci ürünlerinde organik ürün logosu kullanılmaz. 3) Nihai ürün içeriğinde yalnızca bir tane tarımsal kaynaklı ürün bulunmalıdır. 4) Yetkilendirilmiş kuruluşun adı, logosu, kod numarası ve ürün sertifika numarası bulunmalıdır. b) Organik ürünün etiketlenmesi: 1) Ürünün kime ait olduğu ve bu Yönetmeliğe uygun olarak üretildiği belirtilir. 2) Yurt içinde üretilerek pazarlanan organik ürünlerin üzerinde, bu Yönetmeliğin Ek10’unda belirtilen organik ürün logosu kullanılır. 3) Yetkilendirilmiş kuruluşun adı, logosu, kod numarası ve ürün sertifika numarası bulunur. 4) Ürün etiketinde organik kelimesinin kullanılması; ekolojik, biyolojik kelimelerinin kullanımıyla eşdeğerdir. 5) Bu Yönetmelik hükümlerine göre üretilmeyen ürün etiketinde, bu Yönetmeliğe uygun üretildiği, hazırlandığı, işlendiği, ambalajlandığı, depolandığı ima ve beyan edilemez. Organik olmayan ürünler etiket ve ambalaj tasarımıyla, organik ürün etiket ve ambalaj tasarımını çağrıştıracak nitelikte ve benzerlikte olamaz. Böyle ürünler için organik tarımsal ürün olarak marka, patent ve tescil alınamaz. Organik olmayan ürünler için, tüketicide organik ürün izlenimi oluşturacak, haksız rekabete neden olacak, bio, biyo, eco, eko, org ön ekleri kullanılamaz. İthal ürünlerde bu hüküm aranmaz. c) Ürünlerin organik ürün olarak etiketlenme kuralları: 1) Ürünün bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak üretilmesi halinde, 2) İşlenmiş ürünlerde, aşağıda belirtilen koşulların sağlanması halinde; Ürün içerisinde bulunan tarımsal orijinli ürün veya türevlerinin en az % 95’i bu Yönetmelik hükümlerine göre üretilmiş olmalıdır. Bir ürünün temel olarak tarımsal menşeli içeriklerden üretilmiş olup olmadığının tespitinde, eklenmiş su ve tuz dikkate alınmamalıdır. Ağırlığının % 95 inin organik olması koşulu ile bu Yönetmeliğin Ek-8’inin 1 inci bölümünde verilen kod numarası sütununun üstünde (*) ile işaretli gıda katkıları tarımsal kökenli gıda girdileri olarak hesaplamalara katılır. Konvansiyonel ürünlerin üretiminde organik tarım metoduyla üretilen ürün kullanılması halinde “% X” oranlarıyla birlikte “Organik Tarım Metoduyla Üretilmiştir” şeklinde ifade edilir ve bu ifade, içindekiler kısmında yer alan diğer maddeler ile aynı renk, punto ve yazım tarzında olur. Bu ürünlerde organik ürün logosu kullanılmaz. Şarap üretiminde organik üzüm kullanıldığında şarap etiketinde “Organik Üzümden İmal Edilen Şarap” ifadesi yer alır. Bu ürünlerde organik ürün logosu kullanılmaz. Ürün içeriğinde bulunan organik olarak üretilmeyen tarımsal kaynaklı diğer maddeler bu Yönetmeliğin Ek-9’unun 1 inci bölümünde yer almış olmalıdır. Ürün, tarımsal kaynaklı olmayan gıda maddelerini kullanmayı gerektiriyorsa yalnızca bu Yönetmeliğin Ek-8’inin 1 inci bölümünde listelenen taşıyıcılar dahil gıda katkılarını içerir. Tarımsal orijinli ürün veya türevlerinin işlem görmesi gerekiyorsa bu Yönetmeliğin Ek8’in 2 nci bölümünde listelenen ürünlerle işlem görmüş olması gereklidir. Organik bir bileşen, aynı bileşenin organik olmayan formu ya da geçiş sürecinden geleni ile bir arada bulunmaz. ç) Organik ürün etiketinde yer alması zorunlu beyanlar: 1) Ön paketlenmiş gıdanın etiketinde bu Yönetmeliğin Ek-10’unda belirtilen organik ürün logosu ve yetkilendirilmiş kuruluş kod numarası bulunur. 2) Bu Yönetmelik hükümlerine göre üretilmeyen ve ithal edilen ürünlerde bu Yönetmeliğin Ek-10’unda belirtilen organik ürün logosu kullanılmaz. 3) Tarımsal ham maddelerin bir kısmı Türkiye içinde ve bir kısmı da diğer ülkelerde Kanun kapsamında üretilmişse; ürün etiketinde hammaddenin menşei olan ülke belirtilmek şartıyla bu Yönetmeliğin Ek-10’unda belirtilen organik ürün logosu kullanılır. 4) Tarımsal hammaddenin tamamı başka bir ülkede Kanun kapsamında üretilmiş olması ve Türkiye’de mamul ürün haline getirilmesi durumunda bu Yönetmeliğin Ek-10’unda belirtilen organik ürün logosu kullanılır. Organik ürünlerin depolanması MADDE 30 – (1) Bu Yönetmelikte yer alan organik ürünlerin depolanmasında, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinin Gıdaların Taşınması ve Depolanması Bölümündeki kuralları ile 30/3/2005 tarihli ve 25771 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Gıda ve Gıda ile Temasta Bulunan Madde ve Malzemelerin Piyasa Gözetimi, Kontrolü ve Denetimi ile İşyeri Sorumluluklarına Dair Yönetmelik hükümlerine uyulur. Organik ürünlerin depolanması ile ilgili diğer kurallar aşağıda belirtilmiştir. a) Organik ürünlerin, depolama alanları, ürünlerin tanınmasına imkân verecek ve bu Yönetmelikçe uygun bulunmayan başka ürünlerle, maddelerle karışmaya ya da bulaşmaya meydan vermeyecek ve parti numaralarının tanımlanmasını sağlayacak şekilde düzenlenir. Organik ürünlerin depolandığı alanlarda kullanılan yalıtım malzemeleri ve soğutma ile ilgili ekipmanlar bu amaç gözetilerek seçilir. İşleme öncesi ve sonrası organik ürünler organik olmayan ürünlerden ayrı bir yerde veya zamanda depolanır. b) Ayrı olarak depolamanın mümkün olmadığı durumlarda müteşebbis organik ürünlerle konvansiyonel ürünlerin karışmasını engelleyecek tedbirler alır. Müteşebbislerin organik olmayan ve organik ürünlerle çalışması durumunda ve depolama tesislerinde diğer tarımsal ürünler ve gıda maddelerini depolamaları durumunda: 1) Organik tarımsal ürünler, organik olmayan diğer tarımsal ürünler ve/veya gıda maddelerinden ayrı olarak muhafaza edilir. 2) Organik olmayan ürünlerle karışma veya değişmeyi önleyecek ve tanımlamayı sağlayacak her türlü önlem alınır. 3) Organik ürün depolaması öncesinde uygun temizlik önlemleri alınır, bunların etkinliği kontrol edilerek, kayıtları müteşebbis tarafından tutulur. c) Organik ürünlerin depolanması sırasında ürünün organik özelliğini kaybettirecek ilaç ve ilaçlama yöntemi kullanılmaz. ç) Organik ürünlerin depolanmasında ürünün organik özelliğini kaybettirecek malzeme ve maddeler kullanılmaz ve doğal olmayan uygulamalar yapılmaz. d) Müteşebbis tarafından depolama koşulları ile depolanan organik ürünün giriş ve çıkış miktarları ve tarihine ilişkin kayıtlar düzenli olarak tutulur. Müteşebbis tarafından imzalanan bu kayıtlar yetkilendirilmiş kuruluşa onaylatılır ve çizelgenin bir nüshası müteşebbis tarafından, diğer nüshası yetkilendirilmiş kuruluş tarafından saklanır. e) Organik bitkisel ve hayvansal üretim birimlerinde bu Yönetmelikte izin verilmeyen girdilerin depolanması yasaktır. Organik ürünlerin taşınması MADDE 31 – (1) Bu Yönetmelikte yer alan organik ürünlerin taşınmasında, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinin Gıdaların Taşınması ve Depolanması Bölümündeki kuralları ile Gıda ve Gıda ile Temasta Bulunan Madde ve Malzemelerin Piyasa Gözetimi, Kontrolü ve Denetimi ile İşyeri Sorumluluklarına Dair Yönetmelik hükümlerine uyulur. Organik ürünlerin taşınması ile ilgili diğer kurallar aşağıda belirtilmiştir. a) Müteşebbisler organik ürünlerini toptancılar ve perakendeciler dâhil diğer ünitelere ancak uygun ambalajlar ve araçlarla, içeriğinde herhangi bir bozulma olmayacak, ambalaj ve etiketine zarar gelmeyecek şekilde kapalı olarak ve bu Yönetmelikte belirtilen aşağıdaki ibareler bulunacak şekilde taşınmasını sağlamalıdır. 1) İşletenin adı ve adresi, farklı durumlarda ürün sahibi veya satıcısı, 2) Organik ürün sertifikasının eşlik ettiği ürün ismi veya hayvansal ürünse kullanılan yem bileşenlerinin listesi, 3) Müteşebbisi kontrol eden yetkilendirilmiş kuruluşun ismi ve kod numarası, 4) Organik ürünlerin taşınmasında tam bir kontrol yapmak amacıyla yetkilendirilmiş kuruluş tarafından ihtiyaç duyulan bilgiler ürünle birlikte taşınır. Nakliyeye ait bilgiler, yazılı doküman ile belgelenir. Hesaplar, giren ve çıkan ürün arasındaki dengeyi gösterir. b) Bu Yönetmeliğin Ek-11’inin 1 inci bölümünde yer alan Organik Tarım Müteşebbis Sertifikası ve Ek-12’sinde yer alan Satıcı Beyannamesi bulunur. c) Aşağıda belirtilen durumlarda paketlerin, nakliye araçlarının kapatılmasına gerek yoktur. 1) Organik kontrol sistemine tabi olan müteşebbisler arasındaki doğrudan taşımada, 2) Gerekli bilgileri içeren dokümanın ürünle birlikte olması durumunda, 3) Taşıyıcı ve alıcı müteşebbislerin ikisinin de yetkilendirilmiş kuruluşun kontrolüne açık olan taşıma işlemleriyle ilgili yazılı kayıtları tutması durumunda. ç) Ürünlerin diğer işletmeler ya da birimlerden kabulü sırasında ürünü kabul eden kişi gerek gördüğü durumlarda paketin kapanışı ya da ambalajının, ayrıca etiketin bu Yönetmeliğin 29 uncu maddesine uygunluğunu inceler. Etiket bilgileri ile ürünün beraberinde gelen diğer dokümanların birbirine uyumunu kontrol ettikten sonra karşılaştırmanın sonucunu kayıtlarına ekler. d) Organik yem ve yem hammaddelerinin taşınmasında konvansiyonel yem ve yem hammaddeleri ile karışmasını önleyecek tedbirler alınır ve bunlarla ilgili yazılı kayıtlar müteşebbis tarafından tutulur. Organik ürünlerin pazarlanması MADDE 32 – (1) Organik ürünlerin pazarlanması kuralları aşağıda belirtilmiştir. a) Bu Yönetmelik hükümlerince üretilmiş ve bu Yönetmeliğin Ek-11’inin ikinci bölümünde yer alan ürün sertifikasına sahip olan organik hammadde ve/veya işlenmiş organik ürünler organik ürün olarak pazarlanır. b) İşlenmemiş ürünlerde ürünlere toptan ürün sertifikası verilir. Her bir satışta satış miktarı ürün sertifika suretine müteşebbis tarafından derkenar düşümü yapılır ve imza altına alınır. Ayrıca bu satış miktarı 7 gün içinde yetkilendirilmiş kuruluşa bildirilir. Yetkilendirilmiş kuruluş tarafından stok takibi yapılır. c) İşlenmiş ürünlerde ürün sertifikası düzenlenir. Ürün el değiştirdiğinde yeni bir işleme tabi tutulmuyorsa tekrar sertifika düzenlenmez. Bu ürünlerde etiket ve organik ürün logosu bulunur. Depolama, toptan pazarlama ve dağıtım yapan müteşebbislerin toptan satışlarında ürün sertifikası düzenlenir. Perakende satışlarda yeniden ürün sertifikası düzenlenmez ancak ürüne, mevcut ürün sertifikasının müteşebbis tarafından onaylı fotokopisi ile birlikte fatura ve sevk irsaliyesi eşlik eder. Ürün sertifikasının onaylı fotokopisi üzerine müteşebbis tarafından yapılan satış belgelerinin numarası yazılır ve onaylanır. Bu satış miktarı 7 gün içinde yetkilendirilmiş kuruluşa bildirilir. Yetkilendirilmiş kuruluş tarafından stok takibi yapılır. ç) Organik ürünler, organik ürün olduğu açıkça belirtilerek satılır. Organik ürünlerin, konvansiyonel ürün ile karışmaması ve organik niteliğinin korunması organik ürün satışı yapan müteşebbisin yükümlülüğündedir. d) Aracılık hizmeti veren, ürünleri direkt olarak nihai tüketici ya da kullanıcıya transfer eden gerçek ya da tüzel kişiler ithalat yapmamaları, üretim, doğal alan ve kaynaklardan ürün toplama, hasat, kesim, işleme, tasnif, ambalajlama, etiketleme, muhafaza, depolama ve taşıma işlemlerini yapmamaları koşulu ile yetkilendirilmiş kuruluş ile sözleşme yapmak zorunda değildir. e) İthalat veya ihracat yapmak isteyen müteşebbis, ulusal mevzuat hükümleri gereğince tamamlamakla yükümlü olduğu diğer belgelerle birlikte Bakanlığın ilgili birimine başvurur. f) Organik ürünlerin ihracatı, Dış Ticaret Müsteşarlığının İhracatı Kayda Bağlı Ürünler Listesinde yer alan ürünler için yapılan işlemlere tabidir. Bu nedenle; müteşebbisler, ihracat dokümanlarının bir örneğini bağlı bulunduğu İhracatçı Birliğine verir. Ege İhracatçı Birlikleri ihracatçı bildirimleri ve ihracat verilerini yılsonunda Bakanlığa bildirir. Bakanlığın talep etmesi halinde muhtelif zamanlarda da ihtiyaç duyulan verileri Bakanlığa bildirir. g) İthal edilen ürünler 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu kapsamında yurtiçinde organik ürün olarak pazarlanacaksa yeniden sertifikalandırma yapılır. Yeniden sertifikalandırma yapılırken ürünün, geldiği ülkede kontrol ve sertifikasyon sürecini belgelendiren kuruluşun akreditasyon kapsamı içerisinde Kanun yer alır. Bununla birlikte ithal edilecek ürünün üretim, kontrol ve belgelendirme gibi süreçleri Kanununa uygun ise yetkilendirilmiş kuruluşça yeniden belgelendirme yapılır. Yetkilendirilmiş kuruluşun akreditasyon kapsamında Kanun bulunmuyorsa yeniden sertifikalandırma işlemi gerçekleştirilemez. ğ) İthalatçı ithalat halinde, yetkilendirilmiş kuruluş tarafından istenilen belgeleri eksiksiz olarak bu kuruluşa verir. Yetkilendirilmiş kuruluş tarafından yürürlükteki Türk Mevzuatına uygunluğunun kabul edilmesi halinde organik ürün yeniden sertifikalandırılır. Yetkilendirilmiş kuruluş tarafından yeniden sertifikalandırma yapmak amacıyla aşağıda belirtilen bilgi ve belgeler istenir. Bunlar; 1) İthalatçının ithalat faaliyetleri; ithalatçının adı, adresi, ürünün geldiği ülke, ürünlerin ülkeye giriş noktası ve ithal edilen ürünlerin depolanmasında kullanılacak binaların uygunluğuyla ilgili detaylı açıklama belgeleri, 2) Karşı ülkeden alınan ürünün etiketi ve içeriğine dair bütün bilgilerin aslı veya noter onaylı tercümeleri, 3) İthalat işleminin nasıl gerçekleşeceğini ve ihlal durumunda alınacak ihtiyati tedbirleri içeren belgeler, 4) İthalatçı tarafından kullanılacak herhangi bir deponun diğer ülkede bulunması durumunda, karşı ülkenin yetkilendirilmiş kuruluşu tarafından kontrole açık olacağını belirten belgeler, 5) İlgili partinin miktarı, orijini ve yapısı, kontrol mekanizmasının detayları, üretim, işleme, ambalajlama, depolama, nakliye işlemlerinin detayları, alıcıları, ürün sertifikası, organik tarım müteşebbis sertifikası, gerekli hallerde satıcı beyannamesi, ürüne ilişkin yıllık kontrol raporlarıdır. (2) Yetkilendirilmiş kuruluş tarafından gerek duyulması halinde yukarıdaki bilgi ve belgelere ek olarak bilgi ve belgeler istenebilir. Tüm bilgi ve belgeler, Bakanlık denetimlerinde ibraz edilmek üzere muhafaza edilir. ÜÇÜNCÜ KISIM Kontrol ve/veya Sertifikasyon Sisteminin İşleyişi BİRİNCİ BÖLÜM Kontrol Esasları Kontrol sisteminin özellikleri MADDE 33 – (1) Organik üretimin özelliği, her aşamasının kontrollü olması ve ürünün sertifikalandırılmasıdır. Bu Yönetmelik hükümlerine göre, ürünün güvence altına alınmasındaki iki temel unsur, kontrol ve sertifikasyondur. Kontrol ve sertifikasyon işlemi, aynı kuruluş tarafından yapılabileceği gibi ayrı ayrı kuruluşlar tarafından da yapılabilir. Kontrol yetkisi MADDE 34 – (1) Bakanlık kontrole ilişkin yetkisini, yetkilendirilmiş kuruluşa devredebilir. Kontrol yetkisi verilen kuruluşlar ve kontrolörler yetkilerini başka bir kurum ve/ veya kuruluşa veya kişiye devredemez. İşletme ve müteşebbis kontrolü için gerekli bilgi ve belgeler MADDE 35 – (1) İşletme ve müteşebbis kontrolü için gerekli bilgi ve belgeler aşağıda belirtilmiştir. a) Müteşebbisler, yaptıkları organik faaliyetleri ile ilgili her türlü bilgi ve belgeleri, sözleşmeli olduğu kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşuna vermek ve işletmesinde bulundurmak zorundadırlar. 1) İşletmenin adı, adresi, kapasite bilgileri, hukuki durumuna ait bilgi ve belgeler, sözleşme tarihi, imzalanan sözleşme metni, organik tarıma geçişin başladığı tarih, sözleşme tarihine kadarki arazi geçmişine ait bilgiler, 2) Faaliyet alanı, 3) İşletmede daha önce uygulanan üretim metodu, 4) İşletmenin ve işletme binalarının planları, 5) Arazi parselleri veya alana dair tüm plan ve krokiler, 6) İşletmenin mevcut makine ve ekipman donanımı, 7) İşletmenin konumu, kullanılan depoların tanımı ve amaca uygunluğu, 8) Ürün münavebe planı, 9) Kullanılacak tüm girdilere ait kayıt defterleri, 10) İşletmenin malları, dışarıdan satın alınan malları içeren alım ve satım defterleri, 11) Ürün çıkış planı, ürünün niteliği, stok durumu, miktarı, ambalajlama şekli ve materyali, 12) Orman alanlarından ve doğadan ürün toplanması durumunda, alana ait bütün tanımlamalar, resmi izinler ile alana yapılan tüm teknik müdahaleler, afetler, karantina tedbirleri gibi bilgilerdir. b) Müteşebbis, faaliyet alanı ile ilgili bilgileri kapsayan organik tarıma geçiş ve üretim planları hazırlar. Kontrol işlemi MADDE 36 – (1) Kontrol işlemi; yazılı belgeleri, planları, defterleri, raporları, kayıtları, arazi, işletme ve depo gibi kritik kontrol noktaları ve gözlemleri içerir. Müteşebbis tarafından aynı alanda birkaç ünitenin işletilmesi halinde, organik olmayan ürünlerin üretildiği üniteler ve depoları da kontrol işlemine tabidir. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu yılda en az bir defa haberli veya habersiz olarak işletme ve müteşebbisi yerinde kontrol eder. Çift kabuklu yumuşakça üretiminde yetkilendirilmiş kuruluş tarafından en az yılda iki defa çiftlik kontrol edilir. Bu amaçla kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu bir kontrol planı hazırlar ve hazırlanan bu kontrol planı en az aşağıdaki bilgileri içerir; a) Müteşebbisin adı ve adresi, b) Kontrol tarihi, c) Kontrolün kapsayacağı konular, d) Kontrolör adıdır. (2) Müteşebbis tarafından kayıt altına alınan bütün organik tarım faaliyetleri kontrol raporları için temel bilgi niteliğindedir. (3) Kontrol işlemi sırasında kontrolör, bağlı bulunduğu kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşunun organik tarım faaliyetlerini içeren kendi kontrol formlarını doldurur. Kontrolör, yaptığı kontrole dair tespitleri içeren bir belge düzenleyerek müteşebbise verir ve bu belge müteşebbisçe saklanır. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya kontrol kuruluşu kontrol işlemi sonucunda bir rapor hazırlar. Kontrol raporu, müteşebbisin bu Yönetmelik hükümlerine göre yapılan organik tarım faaliyetlerinin kontrol sonuçlarını içerir. İKİNCİ BÖLÜM Sertifikasyon Esasları Sertifikasyon sisteminin özellikleri MADDE 37 – (1) Sertifikasyon; bütün kontrol yöntemlerinin uygulanması sonucu işletmenin, ürünün ve girdinin geldiği aşamanın belgelendirilmesidir. Sözleşme yapılan müteşebbise yetkilendirilmiş kuruluş tarafından yapılacak ilk kontrole müteakip uygun görülmesi halinde yetkilendirilmiş kuruluş tarafından organik tarım müteşebbis sertifikası ve bu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak üretilen ürünlere ürün sertifikası verilir. Sertifikalar, asgari bu Yönetmeliğin Ek-11’inde yer alan bilgileri içerecek şekilde düzenlenir. Düzenlenen sertifikaların icmal listeleri Bakanlığa gönderilir. (2) Sertifikasyon sisteminin özellikleri aşağıda belirtilmiştir; a) Sertifikasyon, Bakanlıktan bu yetkiyi almış gerçek veya tüzel kuruluşlarca yapılır. Sertifika yetkisi verilen kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya sertifikasyon kuruluşu yetkisini başka bir kurum veya kuruluşa devredemez. b) Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya sertifikasyon kuruluşu bir sertifikasyon sistemi oluşturur ve Bakanlığa sunar. Bu sistem; kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya sertifikasyon kuruluşunun uyguladığı fiyat listesi, sertifika belgesi örneği, test etme ve sorgulama metodu, analiz yöntemi, kullandığı tüm teknikler ve dokümantasyon sistemi ile ilgili bilgileri kapsar. c) Sertifikasyon kuruluşu sertifika düzenleyeceği işletmelere ait tüm kontrol bilgilerini ve raporları ürünün bu Yönetmeliğe uygun olarak üretildiğinin garanti edilmesi amacıyla kontrolü yapan kuruluştan devralır. Kontrol kuruluşu bu bilgileri sertifikasyon kuruluşuna vermek zorundadır. Sertifikasyonun esasları MADDE 38 – (1) Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya sertifikasyon kuruluşu, bu Yönetmelikte bahsedilen kriterleri ve sertifikasyon esaslarının uygunluğunu TS EN 45011 veya ISO Rehber 65’e göre sağlamak zorundadır. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşu veya sertifikasyon kuruluşu yapılan işin niteliğine göre kalite sistemini açıklayan bir Türkçe kalite el kitabı hazırlar. DÖRDÜNCÜ KISIM Yetkilendirilmiş Kuruluşlar, Müteşebbisler BİRİNCİ BÖLÜM Yetkilendirilmiş Kuruluşlarda Aranan Şartlar, Çalışma İzni, Çalışma Esasları ve Yaptırımlar Yetkilendirilmiş kuruluşlarda aranan şartlar MADDE 39 – (1) Yetkilendirilmiş kuruluşlarda aranan şartlar şunlardır: a) Yetkilendirilmiş kuruluşlar teknik ve idari bakımdan görevini yerine getirebilecek imkânlara sahip olmalıdır. Yetkilendirilmiş kuruluşun yetki kapsamı sertifikasyon ise en az bir sertifiker, kontrol ise en az bir kontrolör, kontrol ve sertifikasyon ise en az bir kontrolör ve sertifiker istihdam edilir. Kontrolör ve sertifiker sayısı; kontrol edilecek müteşebbis sayısı ve üretim alanları için yeterli olmalıdır. Bir yıl içerisinde kontrolör için maksimum çalışma süresi 100 kontrol iş günüdür. Bir kontrolör üretici grubu içerisindeki müteşebbisler de dâhil yıllık maksimum 800 müteşebbisin faaliyetini kontrol eder. b) Sertifikasyon Kuruluşu, Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşu TS EN 45011 veya ISO Rehber 65 standartlarına göre, Türk Akreditasyon Kurumu veya Avrupa Akreditasyon Birliği karşılıklı tanıma anlaşmasına göre geçerliliği mevcut uluslararası akreditasyon kurumlarından akredite edilmelidir. Yurtdışında akredite olmuş yabancı bir kuruluş Türkiye’de şube açması halinde, Türk Akreditasyon Kurumu veya Avrupa Akreditasyon Birliği karşılıklı tanıma anlaşmasına göre geçerliliği mevcut uluslararası akreditasyon kurumlarından akredite olduğuna dair akreditasyon belgesini müracaatta ibraz eder. Şubelerin, şube olarak Bakanlıktan yetki aldıktan sonra en geç iki yıl içinde akreditasyon kapsamı, Kanun ve bu Yönetmelik hükümleri ile uygun hale getirilir. Türkiye’de faaliyet gösterecek şirketler ise Bakanlık tarafından yetkilendirildiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde Kanun ve bu Yönetmelik kapsamında alınan akreditasyon belgesini Bakanlığa ibraz etmelidir. Belirtilen sürede akreditasyon belgesi ibraz edilmez ise Bakanlık yetkilendirilmiş kuruluşun yetkisini iptal eder. c) Kuruluşlar, sürekli irtibat sağlanabilecek her türlü alt yapıyı oluşturur. ç) Yetkilendirilmiş kuruluşlar, belgelendirme işleminin sonuçlarını etkileyebilecek ticari, mali ve diğer baskılardan bağımsız olmalıdır. Belgelendirdiği ürün tiplerinin tedariki ve tasarımını yapmaz. Danışmanlık hizmeti veremez. d) Yetkilendirilmiş kuruluş yöneticilerinin, ortaklarının, kontrolörlerinin ve çalışanları ile bunların birinci derece yakınlarının organik tarım faaliyetlerini kontrol edemez ve sertifikalandıramaz. e) Yetkilendirilmiş kuruluşun yöneticileri, ortakları, kontrolörleri ve çalışanları, aynı anda başka bir yetkilendirilmiş kuruluşta görev alamazlar. Kontrol biriminde görev yapanlar sertifikasyon biriminde, sertifikasyon biriminde görev yapanlar kontrol biriminde görev yapamazlar. f) Yetkilendirilmiş kuruluşlar tarafsız olmalıdır. Kendilerine verilen yetkiyi kullanırken herhangi bir çıkar çatışması içerisinde bulunamazlar. g) Bakanlık tarafından yetkilendirilmiş kuruluşlardan, yürürlükteki organik tarım mevzuatlarına uygun faaliyette bulunacaklarına dair bu Yönetmeliğin Ek-14’üne uygun noter onaylı bir taahhütname alınır. Yetkilendirilmiş kuruluşun çalışma izni için başvuru şekli, aranan şartlar ve istenilen belgeler MADDE 40 – (1) Gerçek veya tüzel kişiler; kontrol, sertifikasyon veya kontrol ve sertifikasyon faaliyetlerinde bulunmak için Bakanlığa müracaat eder. Komite tarafından gerekli incelemeler yapılır ve müracaat tarihinden itibaren en geç üç ay içinde ilgiliye gerekli iznin verilip verilmeyeceğine dair bilgi verilir. Bakanlıkça izin verilen yetkilendirilmiş kuruluş bu Yönetmelik çerçevesinde çalışmalarını sürdürür. (2) Çalışma izni için istenilen belgeler ve aranan şartlar aşağıda belirtilmiştir: a) Yetki kapsamı ile kontrolör ve sertifikerlerin yetkilendirilmesine ilişkin başvuru dilekçesi, b) Yetkilendirilmiş kuruluşların hukuki yapısını belirtir belgeler; 1) Yetkilendirilmiş kuruluş gerçek kişi veya tüzel kişi olmalıdır. Gerçek kişi ise iş yeri açma belgesi almalıdır. 2) Organik tarıma ilişkin faaliyetlerin şirketin ana faaliyet alanında yer aldığını gösterir tescil belgesi veya Ticaret Sicil Gazetesi aslı veya noter onaylı sureti ve son altı ay içerisinde kayıtlı olunan ticaret odasından alınmış oda sicil kayıt belgesi. 3) Yetkilendirilecek kuruluş, yabancı bir kuruluşun Türkiye’deki şirketi veya şubesi ise, tüm yasal kuruluş işlemlerini tamamlamış olmalıdır. c) Yetkilendirilecek kuruluş, henüz akredite olmamış ise Bakanlıktan yetki aldıktan sonra bir ay içerisinde Kanun ve bu Yönetmelik kapsamında faaliyet göstereceği konularda akredite olmak için Türk Akreditasyon Kurumu veya Avrupa Akreditasyon Birliği karşılıklı tanıma anlaşmasına göre geçerliliği mevcut uluslararası akreditasyon kurumlarına müracaat ettiğine dair resmi başvuru belgesini Bakanlığa ibraz eder. ç) Bakanlıkça yetkisi iptal edilen kuruluşlar, iptal edilme tarihi itibari ile geçerlilik süresi devam eden sertifikalara ilişkin hukuki sorumlulukları devam eder d) Yetkilendirilmiş kuruluşların yer ve organizasyon tanımlamalarına dair belgeler şunlardır: 1) Adı, yeri, tüm iletişim bilgileri ve logosuna ait belgeler, 2) Kontrolörlere ve sertifikerlere ait kimlik ve eğitim belgeleri, 3) Çalışanların Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarını gösterir resmi belgeler, 4) Firma yetkilileri ile kontrolör ve sertifikere ait noter onaylı imza sirküleri, 5) Yetkilendirilmiş kuruluşun organizasyon şeması ve görev tanımları. e) En az aşağıdaki hususlara yer verilmiş olan Türkçe kalite el kitabı: 1) Organizasyon şeması ve görev tanımları, 2) Kanun ve bu Yönetmeliğe uygun kontrol ve sertifikasyon yöntemini açıklayan doküman, 3) Sözleşme örnekleri, 4) Müteşebbis taleplerinin değerlendirilmesi, 5) Uygunsuzlukların tespiti ve kaydedilmesi, 6) Uygunsuzluklara ilişkin düzeltici faaliyetlerin tanımlanması, 7) Uygunsuzluğun devamı durumunda uygulanacak yaptırımlar, 8) İtirazların değerlendirilmesi. Yetkilendirilmiş kuruluşların çalışma esasları MADDE 41 – (1) Yetkilendirilmiş kuruluşların çalışma esasları şunlardır: a) Bakanlıkça ikişer yıllık süre ile yetkilendirilir, yetki süreleri dolmadan en az 30 gün önce yetki sürelerinin uzatılması için başvuru yapar. Bu kuruluşlar yetkileri kapsamında Bakanlığa karşı sorumludur. b) Faaliyet konusuna göre yetkilendirildiği alanda çalışmak zorundadır. Yetkilerini devredemez. c) Bu Yönetmelik hükümlerine göre üretilmemiş, kontrol edilmemiş ve sertifikalandırılmamış ürünler hariç, yurt içinde her türlü organik ürün ambalajında, bu Yönetmeliğin Ek- 10’unda yer alan organik ürün logosunu kullandırmak zorundadır. ç) Bu Yönetmelik hükümlerine göre kontrol sürecini tamamlamadan sertifika düzenleyemez. d) Bu Yönetmelik hükümlerine aykırı bir düzensizliği tespit etmesi durumunda, organik üretim metodunu işaret eden terim, ifade ve logoyu bu düzensizlikten etkilenen tüm grup ya da üretim hattında kullandıramaz. e) Müteşebbisin satışa sunacağı bir ürünün üretiminin organik tarım kurallarına uygun olmadığından şüpheleniyorsa, kendi belirleyeceği bir süre içerisinde müteşebbisten duruma ilişkin açıklama yapmasını, gerekli bilgi ve belgeleri göndermesini talep eder. Bu süre zarfında ürünün organik olarak satılmasına müsaade etmez. f) Bu Yönetmelik hükümlerine uymayan üretim teknikleri ve girdilerin kullanıldığından şüphe duyduğu durumlarda analiz amaçlı ürün örnekleri alabilir. Bu ürün örneklerini TS 17025 standardına göre akredite olan laboratuarlarda analiz ettirir. g) Tespit ettikleri sistemden çıkartmayı gerektirecek aykırılıklar ile uygun gördükleri yaptırım işlemlerini de içeren karar yazısını, müteşebbisin itirazı var ise 21 gün içerisinde, itiraz yok ise, yıllık raporlarında Bakanlığa bildirirler. Yetkilendirilmiş kuruluş tarafından uygun görülen yaptırımlara itiraz ve şikâyet halinde Bakanlık konu ile ilgili inceleme ve yeni belgeler isteme yetkisine sahiptir. Bakanlık itiraz ve şikâyet ile ilgili bilgi ve belgeleri inceler, nihai kararı verir ve sonucu taraflara iletir. ğ) Yetkilendirilmiş kuruluş tarafından sistemden çıkarılan müteşebbisler diğer yetkilendirilmiş kuruluşlara bildirilir. h) Bitkisel ve hayvansal ürünler ile su ürünleri üretimi yapan, orman alanlarından ve doğadan ürün toplayan, ürün işleyen, ambalajlayan, depolayan, nakleden, pazarlayan, sözleşme yaptığı geçiş sürecindeki veya bu süreci tamamlamış bütün müteşebbisleri ve müteşebbislere ait her türlü bilgi ve belgeyi kontrol eder, kayıt altına alarak rapor hazırlar. Raporlar, faaliyet alanı ile ilgili olarak aşağıdaki bilgileri içerir. 1) Bu Yönetmeliğin 6 ncı maddesinin birinci fıkrasının (a) bendinin (1) numaralı alt bendinde yer alan bilgiler, 2) Üretime dair bütün bilgiler, 3) İşletmeye dair bütün bilgiler, 4) Kontrollere dair bütün bilgiler, 5) Sertifikasyona dair bütün bilgiler, 6) İhlal ve ihtilaflara dair bütün bilgiler, 7) Çalışma izni ve gıda siciline dair bilgilerdir. Müteşebbisin sorumlulukları ve uygulanacak yaptırımlar MADDE 42 – (1) Müteşebbis sözleşme yaptığı yetkilendirilmiş kuruluşa organik tarımsal faaliyeti ile ilgili tüm bilgi ve belgeleri vermek, her türlü değişikliği bildirmek, üretimin her aşamasında gerekli kontrolün yapılabilmesi için işletmenin organik üretimle ilgili her birimini yetkilendirilmiş kuruluşa açmak zorundadır. (2) Müteşebbis faaliyet alanını tam olarak tanımlar ve aldığı önlemleri yetkilendirilmiş kuruluşa bildirir. Müteşebbis, bu Yönetmelik hükümlerine ve Yetkilendirilmiş Kuruluşun kalite el kitabında yer alan hususlara uyacağına ve her türlü kontrole izin vereceğine dair bir taahhütnameyi yetkilendirilmiş kuruluşa verir. Müteşebbis, her yıl Ocak ayı içinde yetkilendirilmiş kuruluşa parsel bazında o yıla ait bitkisel üretim planını bildirir. (3) Müteşebbis, faaliyetlerinin bir kısmını üçüncü bir şahsa yaptırması durumunda bu faaliyetlere ilişkin gerekli bilgi ve belgeleri yetkilendirilmiş kuruluşa vererek kontrol sistemine dâhil olmasını sağlar. (4) Müteşebbis, kullanımına izin verilmeyen ürün veya maddelerin bulaşma riskini ortadan kaldırmak için koruyucu önlemleri ile depolama alanlarından üretim zincirine kadar her aşamada hijyen tedbirlerini alır. (5) Müteşebbis, ürettiği, işlediği, ithal ettiği ya da başka bir müteşebbisten satın aldığı ürünün bu Yönetmelik hükümlerine uygun olmadığından kuşkulanıyorsa bu durumu yetkilendirilmiş kuruluşa bildirir. Durum netlik kazanıncaya kadar söz konusu ürünün organik ürün olduğuna dair atıfta bulunacak organik ürün etiket ve logosunu kullanamaz. Müteşebbis söz konusu ürünü tereddütler ortadan kalktıktan sonra yetkilendirilmiş kuruluşun bilgisi dâhilinde bu Yönetmelik hükümlerine uygun işlemlere tabi tutar ve pazarlar. (6) Yetkilendirilmiş kuruluş tarafından müteşebbise uygulanacak yaptırımlar, aşağıdaki maddelere göre uygulanır. a) Müteşebbis, bütün organik tarım faaliyetlerinin izlenebilirliği ile ilgili her türlü kayıtları tutmak ve denetim esnasında yetkilendirilmiş kuruluşa ibraz etmek zorundadır. Belgelerin düzensiz veya yanlış tutulması durumunda, yetkilendirilmiş kuruluşlar eksiklik ve aksaklıkları müteşebbislere ayrıntılı ve yazılı olarak bildirir. Yetkilendirilmiş kuruluş eksiklik ve aksaklıkların düzeltilmesi için müteşebbise bir ay süre tanır. Bu süre sonunda tekrar kontrol eder. Eksiklik giderilmiş ise sözleşme aynen devam eder. Aksi halde kalite el kitabında belirtilen yaptırımlar uygulanır. İtiraz halinde konu ile ilgili bilgi ve belgeler en geç 21 gün içinde Bakanlığa iletilir. Bakanlık gerekli incelemeleri yaptıktan sonra nihai kararını verir ve sonucu taraflara bildirir. b) Üretim aşamasında bu Yönetmelik hükümlerine aykırı uygulamaların saptanması halinde; organik tarım faaliyeti yapılan alanlar, hayvanlar, arılar ve su ürünleri geçiş sürecinde ise, yetkilendirilmiş kuruluş tarafından süre uzatılır, tamamlamışsa tekrar geçiş sürecine geçirilir ve müteşebbise yazılı olarak bildirilir. Uzatılan süresi sonunda bu Yönetmelik hükümlerine aykırı uygulamaları tekrarladığı tespit edilen müteşebbislerin sözleşmesi feshedilerek Bakanlığa bildirilir. İtiraz veya şikâyet halinde Bakanlık konu ile ilgili bilgi ve belgeleri ister ve inceleme başlatır. İnceleme neticesinde, müteşebbisin bu Yönetmelik hükümlerine aykırı uygulamaların kasıtlı olarak devam ettiğinin tespit edilmesi durumunda; Bakanlık müteşebbisi organik üretim yapma faaliyetinden beş yıl süre ile men eder ve tüm yetkilendirilmiş kuruluşlara bildirir. c) İşleme, ambalajlama, etiketleme, depolama, taşıma, pazarlama faaliyetlerinde bu Yönetmelik hükümlerini ihlal eden müteşebbisin ihlale kasıtlı olarak devam ettiği tespit edildiğinde, Bakanlık müteşebbisi organik tarım faaliyetinden beş yıl süre ile men eder ve tüm yetkilendirilmiş kuruluşlara bildirir. ç) Müteşebbis organik ürünlerin taşınması sırasında istenmesi halinde Müteşebbis Sertifikasını ibraz etmelidir. Yetkilendirilmiş kuruluşların göndermekle yükümlü oldukları bilgi ve belgeler MADDE 43 – (1) Bakanlık yetkilendirilmiş kuruluşlardan; müteşebbise, ürüne, üretime, kontrol işlemine, kuruluşun kendisine, çalışanına ve menşeine dair her türlü bilgi ve belgeleri istediği zaman ve biçimde talep edebilir. Ayrıca yetkilendirilmiş kuruluşlar, yapısıyla ilgili yapılan her türlü değişikliği en geç bir ay içerisinde Bakanlığa bildirmek zorundadır. (2) Yetkilendirilmiş kuruluş ile müteşebbis arasında imzalanan sözleşmeyi müteakip 45 (kırk beş ) gün içinde ilk kontrol yapılarak yetkilendirilmiş kuruluş tarafından Yönetmelik hükümlerine göre verilen kod numarası, sözleşme yaptığı müteşebbislerin onaylı listesi, arazi yeri, büyüklüğü, ürünün adı, miktarı, işletmenin adı ve organik faaliyet bilgilerini içeren listeyi Bakanlığa bildirmek ve Organik Tarım Bilgi Sistemine kaydetmek zorundadır. Organik tarımın yapıldığı il müdürlüğü Organik Tarım Bilgi Sisteminden altışar aylık dönemler halinde raporlar alarak bu bilgileri muhafaza eder. Bakanlık ve il müdürlüğü, kendisine bildirilen ve Organik Tarım Bilgi Sistemine kaydedilen müteşebbisi Organik Tarım Metodu Uygulayan Müteşebbis olarak kayıt altına alır. (3) Yetkilendirilmiş kuruluşlar, geçen takvim yılında; sözleşmeli oldukları müteşebbisleri gösterir listeyi 31 Ocak tarihine kadar, gerçekleştirilen kontrol ve sertifikasyon faaliyetlerini içeren özet raporunu ise 31 Mart tarihine kadar Bakanlığa bildirir. BEŞİNCİ KISIM Denetim ve Cezalar BİRİNCİ BÖLÜM Denetim, Yetki ve Sorumluluklar ile Denetim Elemanlarının Hizmet İçi Eğitimleri Denetimler MADDE 44 – (1) Denetimler; yetkilendirilmiş kuruluş büro denetimi, müteşebbis ve işletme denetimleri olup, yetkilendirilmiş kuruluşların büro denetimi Bakanlık tarafından, diğer denetimler ise il müdürlüklerince yapılır. Denetimler denetim yetkisine sahip en az iki elaman tarafından gerçekleştirilir. Bakanlık gerek görmesi halinde müteşebbis ve işletme denetimleri yapar. Bu denetimler gerek görülmesi halinde Bakanlık tarafından Teftiş Kurulu Başkanlığına da yaptırılabilir. (2) İl müdürlüklerinde denetimde görev alacak denetim elemanı; il müdürlüğü tarafından önerilen, Bakanlık tarafından eğitilerek kimlik verilen organik tarım birimi elemanlarından oluşur. (3) İl müdürlüğü elemanlarınca yapılacak denetimler sırasında Bakanlık tarafından hazırlanmış olan denetim formları kullanılır. Yıl sonunda, yapılan denetimlere ilişkin değerlendirme icmali istatistikî bilgi mahiyetinde Bakanlığa en geç müteakip yılın 31 Ocak tarihine kadar gönderilir. (4) Bakanlık merkez teşkilatınca gerek görülmesi halinde il müdürlüğü elemanlarına yönelik eğitimler yapılır/yaptırılır. Çiftçi eğitimleri il müdürlükleri tarafından yapılır. Kontrolörlük kursu, kontrolörlük ve sertifikerlik başvurularında aranılacak şartlar ile yetki, çalışma usul ve esasları MADDE 45 – (1) Bakanlıkça gerekli görülmesi halinde, ziraat mühendisi, veteriner hekim, su ürünleri mühendisi ve gıda mühendislerine yönelik, kontrolör kursu açılır veya açtırılır. (2) Kontrolörlük ve sertifikerlik başvurularında aranılacak şartlar, yetki, çalışma usul ve esasları şunlardır: a) Başvuruda aranılacak şartlar ve istenilen belgeler: 1) Ziraat, veteriner, su ürünleri ve gıda mühendisliği fakültelerinin birinden mezun olmak, 2) Deneyim belgesi: Organik tarım konusunda bir yıllık bilgi ve deneyim sahibi olduğunu gösterir resmi belgeye, Konu ile ilgili yurtiçi veya yurtdışı üniversite veya enstitüden alınan yüksek lisans diploması, Bakanlıkça açılacak veya açtırılacak kurslardan kontrolörlük eğitimi aldığına dair resmi bir belgeye sahip olmak, 3) Kimlik Belgesi, 4) Noter onaylı imza sirküleri, 5) Lisansına uygun meslek odası üyelik kaydı. b) Yetki; 1) Yetkilendirilmiş kuruluşlar, çalıştırmak istediği kontrolör ve sertifiker için yukarıda istenilen belgeleri başvuru dilekçesi ekinde Bakanlığa sunar. Bakanlıkça değerlendirilerek, kontrolörlük veya sertifikerlik yetkisi verilir. 2) Kontrolörler ve sertifikerler yalnız bir yetkilendirilmiş kuruluş adına çalışır. 3) Yetkilendirilmiş kuruluşlar çalıştıracakları kontrolörler için, Bakanlıktan yetki almak zorundadır. Yetkilendirilen kontrolörler Bakanlık tarafından kimlik verilerek kayıt altına alınır. c) Çalışma şekil ve esasları; 1) Bakanlıktan alınacak yetki belgesiyle çalışırlar. 2) Yaptıkları kontrolle ilgili rapor tutmak, bu raporları imzalamak ve yetkilendirilmiş kuruluşa teslim etmek zorundadırlar. 3) Kontrolör ve sertifikerin bu Yönetmelik hükümlerine aykırı davrandığının tespiti halinde Bakanlık tarafından verilen yetki iptal edilir. İptal tarihi itibarıyla 1 yıl süre geçmeden yeniden yetki verilmez. Kontrol ve sertifikasyon ücreti MADDE 46 – (1) Kontrol ve sertifikasyon ücretinin esasları aşağıda belirtilmiştir. a) Kontrol ve sertifikasyon ücreti; yetkilendirilmiş kuruluş ile müteşebbis arasında yapılan sözleşme ile belirlenir. Ceza uygulamaları MADDE 47 – (1) Kanuna aykırı hareket eden müteşebbislere ve yetkilendirilmiş kuruluşlara verilecek idari para cezaları aşağıdaki şekilde uygulanır. a) Kanuna aykırılığın tespit edildiği mahallin il müdürlüğünün teklifi veya Bakanlığa yapılan şikâyete bağlı olarak veya Bakanlığın doğrudan tespiti halinde Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (b), (c), (d), (e) bentlerindeki yaptırımlar Bakanlık tarafından uygulanır. Bu yaptırımlar Bakanlığın ön incelemesini müteakip gerek duyulduğu durumda Bakanlık Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından yapılacak inceleme sonucuna göre yerine getirilir. Bu inceleme süresince yetkilendirilmiş kuruluş müteşebbislerle yeni sözleşme yapamaz. Ancak daha önceden sözleşme yapılmış müteşebbislerle ilgili kontrol, sertifikasyon ya da kontrol ve sertifikasyon işlemlerine Bakanlığın alacağı karar doğrultusunda devam edilebilir. b) Kanunun 12 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) ve (k) bentlerine aykırı hareket edenlere Bakanlıkça veya mahallin mülki amiri tarafından idari para cezası verilir. c) Kanunun 12 nci maddesinde yer alan diğer cezalar ise Kanuna aykırılığın tespit edildiği mahallin mülki amiri tarafından verilir. ALTINCI KISIM Komiteler BİRİNCİ BÖLÜM Organik Tarım Komitesi Organik Tarım Komitesinin oluşumu, görevleri, çalışma usul ve esasları MADDE 48 – (1) Organik Tarım Komitesinin oluşumu, görevleri, çalışma usul ve esasları aşağıda belirtilmiştir. a) Organik Tarım Komitesinin oluşumu; 1) Organik Tarım Komitesi; Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürü veya görevlendireceği Genel Müdür Yardımcısı veya ilgili Daire Başkanı başkanlığında; Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğünden 3 kişi, Hukuk Müşavirliğinden 1 Hukuk Müşaviri ve Teftiş Kurulu Başkanlığından 1 Müfettiş olmak üzere toplam 6 kişiden oluşur. 2) Komite, Bakan onayı ile oluşturulur. 3) İhtiyaç duyulması halinde diğer kamu ve kamu dışı kuruluşlardan komiteye temsilci davet edilebilir. Ancak toplantılara bu şekilde katılanların oy hakkı bulunmaz. b) Komitenin görevleri; 1) Yetkilendirilmiş kuruluşlara yetki vermek, yetkilendirilmiş kuruluşların yetkilerini iptal etmek, 2) Yetkilendirilmiş kuruluşlara, kontrolörlere ve müteşebbislere organik tarım mevzuatlarına aykırı hareket etmeleri halinde men kararı ve gerekli idari para cezalarının uygulanmasını Bakanlığa teklif etmek. c) Organik Tarım Komitesinin çalışma usul ve esasları; 1) Komite Raportörlüğü, Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü Alternatif Tarımsal Üretim Teknikleri Daire Başkanlığı tarafından yürütülür. 2) Komite, yılda en az iki kez toplanır. Gerekli gördüğü hallerde ise olağanüstü olarak toplanır. 3) Komite, üye tam sayısının en az yarıdan bir fazlası ile toplanır ve karar alır. Oyların eşitliği halinde Başkanın oyu 2 oy sayılır. 4) Kararlar, toplantı tarihinden itibaren 30 gün içinde toplantıya katılan üyeler tarafından imzalanarak Müsteşarlığın onayına sunulur ve onay tarihinden itibaren yürürlüğe girer. İKİNCİ BÖLÜM Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesi Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesinin oluşumu, görevleri, çalışma usul ve esasları MADDE 49 – (1) Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesinin oluşumu, görevleri çalışma usul ve esasları aşağıda belirtilmiştir; a) Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesi; Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürünün başkanlığında Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü temsilcileri, Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı, Dış Ticaret Müsteşarlığı, Gümrük Müsteşarlığı, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Çevre ve Orman Bakanlığı, İhracatı Geliştirme Etüt Merkezi, Tarımsal Araştırmalar Genel Müdürlüğü, Koruma ve Kontrol Genel Müdürlüğü, Avrupa Birliği Genel Sekreterliği temsilcileri, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu, meslek kuruluşları, sivil toplum örgütleri, yetkilendirilmiş kuruluşların temsilcisi, üniversiteler ve özel sektör temsilcileri ile Komitenin toplantı gündemiyle ilgili görüşlerinin alınmasında yarar gördüğü kurum ve kuruluşların temsilcilerinden olmak üzere en az on kişiden oluşur. b) Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesi; organik tarımın uygulanması ve geliştirilmesi, desteklemeler ve teşvikler, tüketicinin bilinçlendirilmesi, organik ürünlerin yurt içi ve yurt dışında pazarlanması, uygulamalardaki aksaklıkların tespit edilmesi ve bu konudaki stratejilerin belirlenmesi, organik tarım konusunda proje önerilerinin belirlenmesi ve araştırma önceliklerinin tespit edilmesi hususunda çalışmaları yürütür. c) Organik Tarım Ulusal Yönlendirme Komitesi tarafından gerek görülmesi halinde çalışma grupları oluşturulur. ç) Olağan olarak yılda en az bir kez toplanır. Olağanüstü durumlarda sekretarya tarafından toplantıya çağrılır. d) Kararlar, toplantıya katılanların salt çoğunluğu ile alınır ve Komiteye tavsiye niteliğindedir. e) Raportörlük ve sekretarya Tarımsal Üretim ve Geliştirme Genel Müdürlüğü tarafından yürütülür. f) Kararlar, toplantı tarihinden itibaren 20 gün içinde toplantıya katılan üyeler tarafından imzalanır. Kararlar imzalandıktan sonra 30 gün içerisinde Komiteye iletilir. Komite, müteakip ilk toplantısında kararlarla ilgili değerlendirmeyi yapar. YEDİNCİ KISIM Çeşitli ve Son Hükümler Uyuşmazlık halinde başvurulacak yer MADDE 50 – (1) Her yetkilendirilmiş kuruluş tarafından, gerekli hallerde başvurulması maksadıyla bir mahkeme yerinin belirlenmesi zorunludur. Bu mahal, müteşebbis ile yetkilendirilmiş kuruluş arasında yapılan sözleşmede belirtilir. Dış ticaret düzenlemeleri MADDE 51 – (1) Organik ürünlerin ithalat ve ihracatına ilişkin gerekli düzenlemeler, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı ile Dış Ticaret Müsteşarlığı tarafından yapılır. Hüküm bulunmayan haller MADDE 52 – (1) Organik tarım faaliyetlerinde bu Yönetmelikte hüküm bulunmayan hallerde; 15/5/1957 tarihli ve 6968 sayılı Zirai Mücadele ve Zirai Karantina Kanunu, 22/3/1971 tarihli ve 1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu, 29/5/1973 tarihli ve 1734 sayılı Yem Kanunu, 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu, 8/5/1986 tarihli ve 3285 sayılı Hayvan Sağlığı ve Zabıtası Kanunu, 25/2/1998 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu, 28/2/2001 tarihli ve 4631 sayılı Hayvan Islahı Kanunu, 29/6/2001 tarihli ve 4703 sayılı Ürünlere İlişkin Teknik Mevzuatın Hazırlanması ve Uygulanmasına Dair Kanun, 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun, 24/6/2004 tarihli ve 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, 18/4/2006 tarihli ve 5488 sayılı Tarım Kanunu, 31/5/2006 tarihli ve 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, 31/10/2006 tarihli ve 5553 sayılı Tohumculuk Kanunu ve bu Kanunlara dayalı olarak çıkartılan ilgili mevzuat hükümleri ile 25/4/2002 tarihli ve 24736 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Kimyevi Gübre Denetim Yönetmeliği, 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik, 4/6/2010 tarihli ve 27601 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tarımda Kullanılan Organik, Organomineral Gübreler ve Toprak Düzenleyiciler ile Mikrobiyal, Enzim İçerikli ve Diğer Ürünlerin Üretimi, İthalatı ve Piyasaya Arzına Dair Yönetmelik hükümleri uygulanır. Yürürlükten kaldırılan mevzuat MADDE 53 – (1) 10/6/2005 tarihli ve 25841 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik yürürlükten kaldırılmıştır. Üretilmiş olan ürünlerin durumu GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Yönetmeliğin yayımlandığı tarihten önce Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerine uygun olarak üretilmiş olan ürünler stoklar tükeninceye kadar pazarlanabilir. Kontrol ve sertifikasyon kuruluşları ile sertifikerlerin durumu GEÇİCİ MADDE 2 – (1) 10/6/2005 tarihli ve 25841 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğe göre yetkisi devam eden kontrol ve sertifikasyon kuruluşları bu Yönetmeliğin yayımlandığı tarihi takip eden yılın Ocak ayında bu Yönetmelik hükümlerine göre yetki sürelerinin uzatılması için Bakanlığa müracaat etmeleri koşulu ile faaliyetlerini sürdürürler. Bu kuruluşlar, müracaat tarihinden itibaren iki yıl içinde Türk Akreditasyon Kurumu veya Avrupa Akreditasyon Birliği karşılıklı tanıma anlaşmasına göre geçerliliği mevcut uluslararası akreditasyon kurumunca TS EN 45011 veya ISO Rehber 65 standartlarına göre Kanun ve bu Yönetmelik kapsamında akredite olduğunu gösterir akreditasyon belgesini Bakanlığa ibraz etmelidir. Belirtilen sürede akreditasyon belgesi ibraz edilmez ise Bakanlık bu kuruluşların yetkisini iptal eder. (2) 10/6/2005 tarihli ve 25841 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğe göre bir kuruluş adına yetkilendirilen sertifikerlerin yetkileri, aynı kuruluş adına sertifiker olarak görev yaptığı sürece devam eder. (3) Bu Yönetmeliğin yayımlandığı tarihten önce çalışma yetkisi askıya alınmış yetkilendirilmiş kuruluşun askıya alınma süresi bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte sona erer. Maya ve maya ürünlerinin tarımsal kaynaklı içerik olarak hesap edilmesi GEÇİCİ MADDE 3 – (1) Bu Yönetmeliğin 15 inci maddesinin uygulanması açısından maya ve maya ürünleri 31/12/2013 tarihine kadar tarımsal kaynaklı içerikler olarak hesap edilir. Yumurta üretiminde piliç büyüklüğü GEÇİCİ MADDE 4 – (1) Yumurta üretimi için piliçler 18 haftadan büyük olamaz. Bu durum 31/12/2011’e kadar geçerlidir. Konvansiyonel yem maddeleri oranı GEÇİCİ MADDE 5 – (1) Bu Yönetmeliğin 17 nci maddesinin birinci fıkrasının (f) bendinin uygulanması açısından her yıl izin verilen konvansiyonel yem maddeleri oranı aşağıdaki gibi düzenlenmiştir: a) Domuz ve kanatlı hayvanlar için, 31/12/2010’a kadar %10, 31/12/2010’dan 31/12/2013’e kadar %5, b) Ruminantlar için, 31/12/2013’e kadar % 5. c) Rasyon kuru maddesinin % oranı yıllık olarak hesaplanır. Rasyon kuru maddesinin maksimum % 25’i konvansiyonel yemlerden karşılanabilir. Yetiştiricilik su ürünleri yavrularının organik olma zorunluluğu GEÇİCİ MADDE 6 – (1) Bu Yönetmeliğin 24 üncü maddesinin birinci fıkrasının (ç) bendinin uygulanması açısından çiftliğe getirilecek organik olmayan yetiştiricilik su ürünleri yavrularının azami yüzdesi 31/12/ 2011’e kadar % 80, 31/12/2013’e kadar % 50 ve 31/12/2015’te tamamen organik olmak zorundadır. Organik olmayan çift kabuklu kuluçkahanelerden gelen döller GEÇİCİ MADDE 7 – (1) Bu Yönetmeliğin 25 inci maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) numaralı alt bendinin uygulanması açısından organik olmayan çift kabuklu kuluçkahanelerden gelen döller, organik üretim birimlerinde maksimum; 31/12/2011’e kadar % 80, 31/12/2013’e kadar % 50 oranında kullanılır. 31/12/2015 tarihinden itibaren ise, tamamen organik döller kullanılır. Haşlanmış yumurta kabuklarının boyanması GEÇİCİ MADDE 8 – (1) Bu Yönetmeliğin 28 inci maddesinin uygulanması açısından haşlanmış yumurta kabuklarının boyanmasında demir oksit ve demir hidroksit 31/12/2013 tarihine kadar kullanılır. Yürürlük MADDE 54 – (1) Bu Yönetmeliğin 39 ve 40 ıncı maddeleri yayımı tarihinde, 29 uncu maddenin birinci fıkrasının (b) bendinin 5 inci alt bendinin son cümlesi ve 32 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi yayımı tarihinden iki yıl sonra, diğer hükümleri ise yayımı tarihinden üç ay sonra yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 55 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür. EKLER Ek-1 Organik Tarımda Kullanılacak Gübreler, Toprak İyileştiriciler ve Besin Maddeleri (Deniz yosunu üretimi dâhil) İsim Çiftlik gübresi Tanımı, içeriği ve kullanım koşulları Hayvan dışkıları ve bitki materyallerinden (hayvan yatağı) oluşan üründür Entansif üretimden elde edilenler yasaktır Kurutulmuş çiftlik gübresi ve susuz (dehidre) kanatlı hayvan Entansif üretimden elde edilenler yasaktır gübresi Kanatlı hayvan gübresi ve çiftlik gübresini içeren kompost Entansif üretimden elde edilenler yasaktır yapılmış hayvan dışkıları Sıvı hayvan dışkıları Kontrollü fermantasyon ve/ veya uygun seyreltme sonrası kullanılır Entansif üretimden elde edilenler yasaktır Kompost edilmiş veya fermente Kompost veya biyogaz için anaerobik evsel atıklar fermentasyona tabi olan ayrıştırılmış evsel atık kaynaklı ürünlerdir Yalnızca bitkisel ve hayvansal ev atıklarıdır. Yalnızca kapalı ve denetlenen toplama sisteminde üretilmelidir. Kuru maddede maksimum konsantrasyonları mg/kg olarak sırasıyla şöyle olmalıdır: kadmiyum: 0,7; bakır: 70; nikel: 25; kurşun: 45; çinko: 200; civa: 0,4 krom(toplam): 70; krom(VI):0 Peat Bahçe bitkilerinde (pazara yönelik bahçecilik, çiçekçilik ve fidan üretimi) sınırlı kullanılmalıdır. Kültür mantarı üretim atıkları Substratın başlangıç bileşimi bu ekteki ürünler ile sınırlandırılmıştır Solucan (vermicompost)ve böcek dışkıları Guano Kompostlaştırılmış veya Kompost veya biyogaz için anaerobik fermente edilmiş bitkisel fermantasyona tabi olan bitkisel materyallerin karışımı karışımlardan elde edilen ürünlerdir Hayvansal kaynaklı ürün veya yan ürünler: kan unu, toynak unu, boynuz unu, kemik unu veya dejelatine kemik unu balık unu et unu tüy, saç ve “chiquette” unu yün kürk saç süt ürünleri Gübreler için bitkisel kaynaklı ürün veya yan ürünler (Örneğin:Yağlı tohum küspesi, kakao kabukları, ıskarta malt ve benzeri elde edilen gübreler) Deniz yosunu ve deniz yosunu ürünleri Kürk için:Kuru maddede krom(VI) konsantrasyonu: olmalıdır Talaş ve tahta parçaları Kesim sonrası kimyasal işlem görmemiş olmalıdır Kesim sonrası kimyasal işlem görmemiş olmalıdır Kesim sonrası kimyasal işlem görmemiş ağaçlardan elde edilmiş olmalıdır. 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik”in Ek- 1’inde belirtilen gübredir. Kadmiyum içeriği 90 mg/kg P2O5’e eşit veya daha az olmalıdır 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik”in Ek1’inde belirtilen gübredir. Kadmiyum içeriği 90 mg/kg P2O5’e eşit veya daha az olmalıdır Bazik topraklarla kullanımı sınırlıdır. (pH>7,5) 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik”in Ek1’inde belirtilen gübredir Ağaç kabuğu kompostu Ağaç külü Yumuşak kaya fosfatı Alüminyum kalsiyum fosfat Temel cüruf maksimum 0 mg/kg 1-dehidrasyon, dondurma ve öğütmeyi içeren fiziksel işlemler 2- su veya sulu asit ve/veya alkali çözeltileriyle ekstraksiyon 3- fermentasyon Yöntemleri ile elde edilmelidir. Ham potasyum tuzları ya da kainit Magnezyum tuzu içeren potasyum sülfat 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik”in Ek1’inde belirtilen gübredir. 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik”in Ek1’inde belirtilen gübredir. Ham potasyum tuzlarından fiziksel ekstraksiyon işlemi ile elde edilen ve ayrıca magnezyum tuzları içerebilen üründür Amonyum stillage hariç Sadece doğal kaynaklı olanlar kullanılır Stillage ve stillage ekstraktı Kalsiyum karbonat (tebeşir, kireçli toprak, kireçtaşı, Breton ameliorant, (maerl), fosfat tebeşiri) Magnezyum ve kalsiyum Sadece doğal kaynaklı olanlar kullanılır karbonat Örneğin; magnezyum tebeşiri, öğütülmüş magnezyum, kireçtaşı Magnezyum sülfat ( kieserite) Sadece doğal kaynaklı olanlar 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik”in Ek1’inde belirtilen gübredir. Kalsiyum klorür çözeltisi 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik”in Ek1’inde belirtilen gübredir. Kalsiyum eksikliğinin belirlenmesinden sonra, elma ağaçlarında yapraklara uygulanır. Kalsiyum sülfat (jips =alçı taşı) Sadece doğal kaynaklı olanlar 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik”in Ek1’inde belirtilen gübredir. Şeker üretiminden elde edilen Şeker pancarından şeker üretiminde kalan endüstriyel kireç yan ürün Vakumlu tuz üretiminden elde Dağlarda bulunan tuzlu sudan vakumlu tuz edilen endüstriyel kireç üretimi sırasında elde edilen yan ürün Elementel kükürt 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik”in Ek1’inde belirtilen gübredir. İz elementler 18/3/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan “Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik”in Ek1’inde belirtilen gübredir. Sodyum klorür Sadece ham tuzdur Kaba öğütülmüş kayaç ve killer Ek-2 Bitki Koruma Maddeleri 1- Bitki ve hayvansal orijinli maddeler İsim Azadirachta indica ağacı)’dan ekstrakte azadirachtin Balmumu Jelâtin Hidrolize proteinler Tanımı, içeriği ve kullanım koşulları (neem İnsektisit edilmiş Budama ajanı İnsektisit Cezbedici (attractant), Yalnızca bu listede yer alan diğer uygun ürünlerle birlikte uygulamalarına izin verilir Lesitin Fungisit Bitki yağları (örneğin: nane yağı, İnsektisit, akarisit, fungusit ve çimlenme çam yağı, kimyon yağı) engelleyici Chrysanthemum İnsektisit cinerariaefolium’dan ekstrakte edilmiş piretrinler Quassia amara’dan ekstrakte İnsektisit, uzaklaştırıcı (repellent) edilmiş quassia Derris spp. ve Lonchocarpus İnsektisit spp. ve Terphrosia spp.’den ekstrakte edilmiş Rotenone 2-Biyolojik zararlı ve hastalık kontrolü için kullanılan mikroorganizmalar İsim Tanımı, içeriği ve kullanım koşulları Mikroorganizmalar (bakteri, Sadece genetik olarak modifîye edilmemiş virüs ve fungus) ürünleri kapsar. 3- Mikroorganizmalarla üretilen maddeler İsim Tanımı, içeriği ve kullanım koşulları Spinosad İnsektisit Sadece kilit parasitoidlere olan riskleri ve dayanıklılığın gelişme riskini asgariye indirecek önlemler alındığında kullanılır. Sadece genetik olarak modifîye edilmemiş ürünleri kapsar 4- Tuzaklarda ve /veya yayıcılarda kullanılan maddeler İsim Tanımı, içeriği ve kullanım koşulları Diamonyum fosfat Cezbediciler (attractant) Sadece tuzaklarda kullanılır. Feromonlar Cezbediciler (attractant) Cinsel davranış bozucu, sadece tuzaklarda ve yakalayıcılarda kullanılır. Pyrethroidler (sadece İnsektisit deltamethrin veya Sadece özel cezbedicilerle birlikte lambdacyhalothrin) tuzaklarda kullanılır. Sadece Zeytin sineği (Bactrocera oleae) ve Akdeniz meyve sineği (Ceratitis capitata wied)’ne karşı kullanılır. 5- Organik tarımda yetiştirilen bitkiler arasında yüzeye dağıtılacak preparatlar İsim Tanımı, içeriği ve kullanım koşulları Demir fosfat (Demir (III) Mollussisit (yumuşakçalara karşı) ortofosfat) 6-Organik tarımda geleneksel kullanımdan gelen diğer maddeler İsim Tanımı, içeriği ve kullanım koşulları Bakır hidroksit, bakır oksiklorür, Fungusit (tribazik) bakır sülfat, bakır 6 kg/ha/yıl bakıra kadar oksit, bakır oktanoate Çok yıllık bitkiler için 6 kg/ha/yıl bakır formlarındaki bakır miktarı üzerine çıkabilir. Ancak söz konusu yıl ve onu izleyen 4 yıllık süreden oluşan 5 yıllık bir dönem müddetince gerçekte kullanılan ortalama miktarın 6 kg/ha/yıl bakırı aşmaması şartı ile geçerlidir. Etilen -Muz, kivi ve kakinin (Trabzon hurması) olgunlaştırılmasında; meyve sineğinin narenciyeye zarar vermesini önlemeye yönelik stratejinin bir parçası olarak narenciyenin olgunlaştırılmasında; ananasın çiçek indüksiyonunda; patates ve soğanda sürgün vermenin engellenmesinde kullanılabilir Yağ asidi potasyum tuzu İnsektisit (yumuşak sabun) Potasyum alüminyum Muzların olgunlaşmasının önlenmesinde (alüminyum sülfat) (Kalinite) kullanılır Kireç sülfür (kalsiyum polisülfit) Fungusit, insektisit, akarisit Parafin yağları İnsektisit, akarisit Mineral yağlar İnsektisit, fungusit Sadece meyve ağaçları, asmalar, zeytin ağaçları ve tropikal ürünlerde (örneğin: muzlarda) kullanılır Potasyum permanganat Fungusit, bakterisit Sadece meyve ağaçları, zeytin ağaçları ve asmalarda kullanılabilir Kuartz kumu Uzaklaştırıcı Kükürt Fungusit, akarisit, uzaklaştırıcı 7- Diğer maddeler İsim Kalsiyum hidroksit Tanımı, içeriği ve kullanım koşulları Fungusit Fidanlıklarda dahil olmak üzere sadece meyve ağaçlarında Nectria galligena’yı kontrol altında tutmak için kullanılır. Potasyum bikarbonat Fungusit Ek -3 Hayvancılıkta İç ve Dış Asgari Yüzey Alanları ve Diğer Barınak Özellikleri 1-Sığırlar, tek tırnaklılar, küçükbaşlar ve domuz İç alan (hayvanlara ayrılan net alan) En az canlı ağırlık (kg) 100 kg’ a kadar m²/baş 1.5 2.5 Damızlık ve 200 kg a kadar besiye alınmış 350 kg’ a kadar 4.0 sığır ve tek tırnaklılar 5.0 350 kg’ dan fazla En az 1 m² /100 kg Süt sığırları Damızlık boğalar Gezinti alanı (otlama alanı hariç serbest dolaşım alanı) m²/baş 1.1 1,9 3 3,7 En az 0.75 m² /100 kg 6 10 1.5 koyun/keçi 0.35 kuzu/oğlak 4.5 30 2.5 0.5 7.5 dişi domuz 2.5 50 kg’ a kadar 0.8 0.6 85 kg’ a kadar 1.1 Koyun ve keçiler Gebe domuzlar ve 40 günlüğe kadar domuz yavruları Besiye alınmış domuzlar 110 kg’ a kadar 110 kg üzeri 0.8 1.3 1 1.5 1.2 40 günlükten Domuz yavruları büyük 0.6 0.4 ve 30 kg ’a kadar 2.5 dişi 1.9 6 erkek Damızlık Şayet ağıllar doğal domuzlar hizmet maksadıyla 8.0 kullanılıyorsa: 10 m2/ domuz 2-Kanatlılar İç alan gezinti (hayvanlara ayrılan net alan) alanı (Rotasyona elverişli alan m2/baş) Hayvan sayısı/ m² Yumurta tavuğu Besiye alınmış kümes hayvanları (Sabit barınaklarda) Tünek genişliği Folluk (cm/hayvan) 7 tavuk için 1 4 folluk veya 170 kg/N/ha/yıl 6 18 tavuk başına limitini aşmaması 120 cm² folluk koşulu ile alanı 4 Et ve Hint tavuğu 4,5 Ördek 10 Hindi 10 20 15 Kaz en fazla 21 kg canlıyalnızca Hint Yukarıda bahsedilen ağırlık/ m² tavuğu için tüm çeşitler için 170 kg /N/ha/yıl limitini aşmaması koşulu ile Besiye alınmış 16(1) 2.5 kümes en fazla 30 kg canlı 170 kg/N/ha/yıl hayvanları ağırlık/m² hareketli limitini aşmaması (Taşınabilir kanatlı barınakları koşulu ile barınaklarda) (1) Yalnızca 150 m2 zemin alanı aşmayan taşınabilir barınaklar durumunda Ek -4 İşletmede Stoklanabilecek Gübre Miktarına Eşdeğer Hayvan Sayısı Hayvan Türleri Altı aydan büyük atlar Besiye alınmış danalar Bir yaşından küçük diğer sığırlar Bir yaşından büyük, iki yaşından küçük erkek sığırlar Bir yaşından büyük, iki yaşından küçük dişi sığırlar İki yaş ve üstü erkek sığırlar 170 kg /N/ha/yıl/baş’a eşdeğer maksimum hayvan sayısı 2 5 5 3,3 3,3 2 Damızlık düveler 2,5 Besilik düveler 2,5 Süt sığırları 2 Gebe süt sığırları 2 Diğer sığırlar 2,5 Dişi damızlık tavşanlar 100 Dişi koyunlar 13,3 Keçiler 13,3 Domuz yavruları 74 Damızlık dişi domuzlar 6,5 Besilik domuzlar 14 Diğer domuzlar 14 Etlik piliçler 580 Yumurta tavukları 230 Ek-5 Organik Hayvancılıkta ve Su Ürünleri Yetiştiriciliğinde Kullanılacak Yem ve Yem Maddeleri 1-Bitkisel Kökenli Organik Olmayan Yem Maddeleri 1.1-Tahıl, hububat, bunların ürünleri ve yan ürünleri: -Dane yulaf, gevrekler, kırmalar, kavuzlar ve kepekler -Dane arpa, arpa protein ve arpa kırması - Pirinç embriyo ekspeller küspesi -Dane darı ve kırmaları -Dane çavdar ve kırmaları -Dane sorgum -Dane buğday, kırmaları, kepekleri, glüten yemi, glüten ve embriyosu -Dane kılçıksız buğday -Dane ‘triticale’ -Dane mısır, kepekleri, kırmaları, embriyo ekspelleri ve glüteni -Malt sapları -Biracılık artıkları 1.2- Yağlı tohumlar, yağlı meyveler, bunların ürünleri ve yan ürünleri -Kolza tohumu, ekspeller kolza küspesi ve kolza kavuzları -Dane soya fasulyesi, kavrulmuş soya fasulyesi, ekspeller soya küspesi ve kavuzları -Ayçiçeği tohumu ve ekspeller ayçiçeği tohumu küspesi -Pamuk tohumu ve ekspeller pamuk tohumu küspesi - Keten tohumu ve ekspeller keten tohumu küspesi - Susam tohumu ekspeller küspesi - Palm çekirdeği ekspeller küspesi -Kabak çekirdeği ekspeller küspesi -Zeytin, zeytin posası -Bitkisel yağlar (fiziksel ekstraksiyon yöntemi ile elde edilen). 1.3-Baklagil tohumları, bunların ürünleri ve yan ürünleri -Nohut tohumu, kırmaları ve kepekleri -Burçak tohumu, kırmaları ve kepekleri -Isıl işlem görmüş fiğ tohumu, kırmaları ve kepekleri -Bezelye tohumu, kırmaları ve kepekleri -Bakla tohumu, kırmaları ve kepekleri -Eşek bakla tohumu, kırmaları ve kepekleri -Karaburçak tohumu, kırmaları ve kepekleri -Acı bakla tohumu, kırmaları ve kepekleri. 1.4- Kök ve yumru yemler, bunların ürünleri ve yan ürünleri -Şeker pancarı posası -Patates -Yumru tatlı patates -Patates pulpu (ekstraksiyon ile patates nişastası elde edilirken ortaya çıkan yan ürün) -Patates nişastası -Patates proteini -Manyok. 1.5- Diğer tohumlar ve meyveler bunların ürünleri ve yan ürünleri -Keçiboynuzu -Keçiboynuzu kabuğu ve bunların unları -Kabaklar -Turunçgil pulpu -Elma, ayva, armut, şeftali, incir, üzüm ve bunların posaları - Kestane -Ceviz ekspelleri -Fındık ekspelleri -Kakao kabukları ve ekspelleri -Meşe palamutları. 1.6- Yeşil ve kuru kaba yemler - Yonca -Yonca unu -Üçgül -Üçgül unu -Otlar (yem bitkilerinden elde edilen) -Ot unu -Saman -Silaj -Tahıl samanları -Yemlik kök bitkiler. 1.7-Diğer bitkiler bunların ürünleri ve yan ürünleri Melaslar Deniz yosunu unu (iyot içeriğini azaltacak şekilde yıkanmış kurutulmuş ve ezilmiş deniz yosunlarından elde edilmiş olan ) Bitkilerden elde edilen unlar ve bitki özütleri Bitki protein özleri (yalnızca yavru hayvanlara verilir) Baharatlar Tıbbi bitkiler 2-Hayvansal Kökenli Yem Maddeleri 2.1- Süt ve Süt Ürünleri -Çiğ süt -Süt tozu -Yağsız süt, yağsız süt tozu -Ayran, ayran tozu -Peynir altı suyu, peynir altı suyu tozu, şekeri azaltılmış (düşük şekerli) peynir altı suyu tozu, peynir altı suyu protein tozu (fiziksel muamele ile ekstrakte edilmiş) -Kazein tozu -Laktoz tozu -Ekşitilmiş ve kesilmiş süt 2.2- Balık, diğer deniz hayvanları, bunların ürünleri ve yan ürünleri Aşağıdaki kısıtlamalar altında: Ürün menşei sadece sürdürülebilir balıkçılıktan olan ve sadece diğer ot obur türler için kullanılan -Balık (ruminant hariç) -Balık yağı ve rafine edilmemiş morina balığı ciğeri yağı -Deniz yumuşakça veya kabukluları otolizatları -Çözülebilir formda olsun yada olmasın yalnızca genç hayvanlar ve deniz hayvanlarına tedarik edilmesi şartıyla enzim yolu ile elde edilen hidrolizatlar, proteolizatlar -Balık unu (ruminant hariç) -Midye unu 2.3-Yumurta ve yumurta ürünleri -Kümes hayvanları yemi olarak kullanmak için yumurta ve yumurta ürünleri öncelikle aynı işletmeden gelmelidir. 3-Mineral Kökenli Yem Maddeleri 3.1- Sodyum -Rafine edilmemiş deniz tuzu -Kaba kaya tuzu -Sodyum sülfat -Sodyum karbonat -Sodyum bikarbonat -Sodyum klorür 3.2- Potasyum -Potasyum klorit 3.3- Kalsiyum -Lithotamnion (yosun) ve maerl (yosun) -Su hayvanlarının kabukları (mürekkep balığı kemikleri dahil) -Kalsiyum karbonat -Kalsiyum laktat -Kalsiyum glukonat 3.4-Fosfor -Florden ari dikalsiyum fosfat -Florden ari monokalsiyum fosfat -Monosodyum fosfat -Kalsiyum- magnezyum fosfat -Kalsiyum -sodyum fosfat 3.5-Magnezyum -Magnezyum oksit (susuz magnezya ) -Magnezyum sülfat -Magnezyum klorür -Magnezyum karbonat -Magnezyum fosfat 3.6- Kükürt -Sodyum sülfat Ek -6 Hayvan Beslenmesinde ve Su Ürünleri Yetiştiriciliğinde Kullanılan Yem Katkıları ve Belirli Maddeler 1-Yem Katkıları Yem katkıları ve premikslerin üretimi, ithalatı, ihracatı, satışı ve kullanımı hakkında Bakanlığın ilgili mevzuatında uygun görülen aşağıda belirtilen vitaminler, iz elementler, enzimler, mikroorganizmalar, koruyucular, antioksidan maddeler, yapıştırıcılar, topaklaşmayı önleyiciler ve pıhtılaştırıcılar. 1.1- Besinsel katkılar (a) Vitaminler Tek mideli hayvanlar ve su kültürü hayvanları için doğal vitaminlere eşdeğer sentetik vitaminler. (b) İz elementler E 1 Demir: Demir (II) karbonat Demir (II) sülfat monohidrat ve/veya heptahidrat Demir (III) oksit; E 2 İyot: Kalsiyum iyodat, susuz Kalsiyum iyodat, hekzahidrat Sodyum iyodür; E 3 Kobalt: Kobalt (II) sülfat monohidrat ve/veya heptahidrat Bazik kobalt (II) karbonat, monohidrat; E 4 Bakır: Bakır (II) oksit Bazik bakır (II) karbonat, monohidrat Bakır (II) sülfat, pentahidrat; E 5 Mangan; Mangan (II) karbonat Mangan oksit ve manganik oksit Mangan (II) sülfat, mono ve/veya tetrahidrat; E 6 Çinko: Çinko karbonat Çinko oksit Çinko sülfat, mono ve/veya heptahidrat; E 7 Molibden Amonyum mobildat Sodyum mobildat; E 8 Selenyum Sodyum selenat Sodyum selenit. 1.2- Zooteknik katkı maddeleri Enzimler ve mikroorganizmalar 1.3- Teknolojik katkılar (a) Koruyucular E 200 Sorbik asit, E 236 Formik asit (*) E 260 Asetik asit (*) E 270 Laktik asit (*) E 280 Propiyonik asit (*) E 330 Sitrik asit. (*) Silaj için hava şartlarının yeterli fermantasyona izin vermediği durumlarda kullanılır. (b)Antioksidan maddeler E 306 - Antioksidan olarak kullanılan doğal kaynaklı tokoferol açısından zengin ekstraktlar, - Doğal antioksidan maddeler (Su ürünlerini beslemek maksadıyla kullanımı sınırlandırılmış) (c) Bağlayıcılar ve topaklanmayı önleyen ajanlar E 470 Doğal kaynaklı kalsiyum stearat E 551b Koloidal silis E 551c Kieselgur E 558 Bentonit E 559 Kaolinitik killeri E 560 Sterit ve kloritlerin doğal karışımı E 561 Vermikulit E 562 Sepiolit E 599 Perlit. (ç)Silaj katkıları Enzimler, mayalar ve bakteriler silaj katkısı olarak kullanılabilir. Yalnızca silaj için hava şartlarının yeterli fermantasyona izin vermediği durumlarda laktik, formik, propiyonik ve asetik asit silaj üretiminde kullanımına izin verilir. (d) Emülsifiye ve stabilize edici ajanlar Organik kaynaklı lesitinler (Su ürünlerini beslemek maksadıyla kullanımı sınırlandırılmış). 2-Hayvan Beslemede Kullanılan Belirli Maddeler Yem Katkıları ve Premikslerin Üretimi, İthalatı, İhracatı, Satışı ve Kullanımı Hakkında Bakanlığın ilgili mevzuatında uygun görülen aşağıda belirtilen mikroorganizmalar. Mayalar: -Saccharomyces cerevisiae -Saccharomyces carlsbergiensis 3-Silaj Üretimi İçin Maddeler -Deniz tuzu -Kaba kaya tuzu -Peynir altı suyu - Şeker -Şeker pancarı posası -Tahıl unu -Melas Ek -7 Temizlik ve Dezenfeksiyonda Kullanılacak Ürünler 1-Hayvan ve Hayvancılık İşletmelerinde Kullanılan Alet ve Ekipmanların Temizlenmesi ve Dezenfekte Edilmesi Amacıyla Kullanımına İzin Verilen Ürünler: - Potasyum ve sodyum sabunu - Su ve buhar - Kireç kaymağı - Kireç - Sönmemiş kireç -Sodyum hipoklorit (örn: çamaşır suyu) - Kostik soda -Kostik potas - Hidrojen peroksit - Doğal bitki özleri -Sitrik, perasetik asit, formik, laktik, oksalik ve asetik asit - Alkol -Nitrik asit (Süt ürünleri üretim ekipmanları için) - Fosforik asit (Süt ürünleri üretim ekipmanları için) - Formaldehit - Süt sağım ekipmanları ve meme başı temizlik ve dezenfeksiyonunda kullanılan ürünler - Sodyum karbonat 2- Su Ürünleri Üretiminde Kullanımına İzin Verilen Temizlik ve Dezenfeksiyon Ürünleri: 2.1- Su ürünleri konulmadan (bulunmadığı durumda) ekipmanların ve işletmelerin temizlenmesinde ve dezenfeksiyonunda kullanımına izin verilen maddeler: -Ozon - Sodyum klorid - Sodyum hipoklorit -Kalsiyum hipoklorit -Kireç (CaO, kalsiyum oksit) -Kostik soda -Alkol -Hidrojen peroksit - Organik asitler(asetik asit, laktik asit, sitrik asit) -Humik asit - Peroksiasetik asitler - İyodoforlar -Bakır sülfat: ancak 31/12/ 2015 e kadar - Potasyum permanganat -Perasetik ve peroktanoik asitler - Doğal kamelya tohumundan elde edilen çay tohum keki (Karides üretiminde kullanımı sınırlandırılmış). 2.2-Su ürünleri konulduktan sonra (mevcudiyetinde) kullanımı sınırlı maddeler listesi: -Kireç taşı (kalsiyum karbonat) pH kontrolü için -Dolomit pH düzeltmesi için (Karides üretiminde kullanımı sınırlandırılmış). Ek-8 İşlenmiş Organik Gıdaların, Mayaların ve Maya Ürünlerinin Üretilmesinde Kullanılacak Maddeler ve Ürünler 1–Taşıyıcılar Dahil Gıda Katkıları Bu Yönetmeliğin 29 uncu maddesine göre “Ağırlığının % 95 inin organik olması koşulu ile” aşağıdaki tabloda verilen kod numarası sütununda üstünde (*) ile işaretli gıda katkıları tarımsal kökenli gıda girdileri olarak hesaplamalara katılmalıdır. Kod no İsim E 153 Bitkisel Bitki kökenli gıda maddelerinin hazırlanması Hayvan kökenli gıda maddelerinin hazırlanması X Özel Koşullar Küllü keçi peyniri E 160 b* E 170 E 220 yada E 224 karbon Annato, Biksin, Norbiksin Kalsiyum karbonat Kükürt dioksit Potasyum metabisülfit Morbier peyniri Kırmızı Leicester peyniri Çift Gloucester peyniri Çedar Mimolette peyniri Ürünlerin kalsiyumunu artırmada ve renklendirmede kullanılmaz. Şeker eklenmemiş meyve şaraplarında (*) (elma şarabı armut şarabı dahil) veya bal liköründe: 50 mg (**) X X X X X X X Fermantasyon sonrası meyve konsantresi veya şeker ilaveli elma ve armut şarabı için: 100 mg (**) (*)Bu kapsamda “meyve şarabı” üzüm dışındaki meyvelerden elde edilen şarap olarak tanımlanmaktadır. E 223 E 250 yada E 252 Sodyum metabisülfit Sodyum nitrit Potasyum nitrat (**) mg/l de SO2 olarak ifade edilen, tüm kaynaklardan elde edilen maksimum seviyeler. 31/12/2010 tarihine kadar geçerlidir. Kabuklular (2) X X X Et ürünleri (1) E 250 için : NaNO2 olarak belirtilen girdi miktarı: 80 mg/kg E 252 için: NaNO3 olarak belirtilen girdi miktarı : 80 mg/kg E 250 için : NaNO2 olarak belirtilen maksimum atık miktarı: 50 mg/kg E 252 için: NaNO3 olarak belirtilen maksimum atık miktarı : 50 mg/kg 31/12/2010 tarihine kadar geçerlidir. E 270 E 290 E 296 E 300 E 301 E 306* E 322* E 325 E 330 E 330 E 331 E 333 E 334 E 335 E 336 E 341(i) E 400 E 401 E 402 E 406 E 407 E 410* E 412* E 414* E 415 E 422 E 440(i)* E 464 Laktik asit Karbon dioksit Malik asit Askorbik asit Sodyum askorbat Tokoferolce zengin ektrakt Lesitinler Sodyum laktat Sitrik asit Sitrik asit Sodyum sitratlar Kalsiyum sitratlar Tartarik asit (L(+),-) Sodyum tartaratlar Potasyum tartaratlar Monokalsiy um fosfat Alginik asit Sodyum alginat Potasyum alginat Agar Karragenan Keçi boynuzu, harnup zamkı Guar zamkı Arap zamkı Ksantan zamkı Gliserol Pektin X X X X X X X Et ürünleri (2) X Nitrit ve nitratla ilgili et ürünleri (2) Katı ve sıvı yağlar için antioksidant Hidroksipro pil metil selüloz X X X X X Süt ürünleri (2) Süt bazlı ürünler ve et ürünleri X X X Kabuklular ve yumuşakçalar(2) X X X X X Unlarda kabartıcı olarak X X X X Süt bazlı ürünler (2) Süt bazlı ürünler (2) X X Süt bazlı ürünler (2) X X X X X X Süt bazlı ürünler ve et ürünleri (2) Süt bazlı ürünler (2) X X X X X X X X X X X Bitki özleri için Süt bazlı ürünler (2) Kapsüller için kapsül malzemesi E 500 E 501 Sodyum karbonatlar Potasyum karbonatlar E 503 Amonyum karbonatlar E 504 Magnezyum karbonatlar E 509 Kalsiyum klorit E 516 Kalsiyum sülfat E 524 Sodyum hidroksit E 551 Silikon dioksit E 553 b Talk X X “Dulce de leche” (3) ve ekşi krema ve ekşi süt peyniri (2) X Süt koyulaşması X X X X Taşıyıcı X “Laugegenback” için yüzey bakımı Ot ve baharatlar için topaklanma önleyici “Salam ve sosisler (sadece yüzey uygulamaları)” X X X E 938 Argon X X E 939 Helyum X X E 941 Nitrojen X X E 948 Oksijen X X 1- Bu katkı maddesi sadece ürünün belirli özelliklerinin muhafaza edilmesini sağlayan ve/veya aynı sıhhi güvenceleri veren hiçbir teknolojik alternatifin mevcut olmaması durumunda Bakanlık tarafından onay verildikten sonra kullanılır. Sadece ısıl işlem görmemiş et ürünleri için geçerlidir. 2-Sınırlama sadece hayvansal ürünlerle ilgilidir. 3-“Dulce de leche” veya “Confiture de lait” tatlandırılmış, koyulaştırılmış sütten yapılan yumuşak, lezzetli kahverengi bir kremayı ifade eder. İsim Su Bitki kökenli gıda maddelerin in hazırlanma sı X Kalsiyum klorit Kalsiyum karbonat Kalsiyum hidroksit Kalsiyum sulfat Magnezyum klorit ( veya nigari) Potasyum karbonat Sodyum karbonat Laktik asit X X Sitrik asit X Sodyum hidroksit X Sülfürik asit X Hayvan Özel durumlar kökenli gıda maddelerinin hazırlanması X X X X Koagülasyon ajanı Koagülasyon ajanı X Üzümlerin kurutulması X Şeker üretimi Peynir üretiminde salamura pH sının düzenlenmesi için (1) Peynir üretiminde salamura pH sının düzenlenmesi için (1) Yağ üretimi ve nişasta hidrolizi (2) Şeker üretimi Kolza tohumundan (Brassica spp.) yağ üretimi Jelatin üretimi(1) Şeker üretimi (2) Jelatin üretimi Gouda, Edam, Maasdammer, Boerenkaas, Friese ve Leidse Nagelkaas gibi özel sert kabuklu peynirlerin işlenmesinde salamura pH sının düzenlenmesi için 31/12/2010 tarihine kadar geçerlidir. Jelatin üretimi X X X Hidroklorik asit X Amonyum hidroksit Hidrojen peroksit Karbon dioksit Azot Etanol Tannik asit Yumurta akı albümini Kazein Jelatin Isinglass Bitkisel yağlar X Silikon dioksit jel yada koloidal çözelti Aktif karbon Talk 17/2/2005 tarihli ve 25730 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik dâhilinde ki içme suyu Koagülasyon ajanı X X X X X X X X X X X X X Jelatin üretimi X Yağlama, serbestleştirici veya köpüklenmeyi önleyici ajan Çözücü Filtrasyon yardımcısı X X X Gıda katkı maddesi E 553b için belirlenen saflık kriterini karşılamaları 2-Organik Üretimden Ortaya Çıkan Tarımsal Orijinli Gıda Bileşenlerinin İşlenmesi İçin Kullanılabilecek İşleme Destekleri ve Diğer Ürünler 3-Maya ve Maya Ürünlerinin Üretilmesi İçin Yardımcı Maddeler İsim Temel mayalar Kalsiyum klorür Karbon dioksit Sitrik asit X X X Laktik asit X Azot Oksijen Patates nişastası Sodyum karbonat Bitkisel yağlar X X X X X Maya imalatı/ formülasyonu Özel şartlar X Maya üretiminde düzenlemesi için Maya üretiminde düzenlemesi için X X X X X pH pH Süzme için pH düzenlemek için Yağlama, serbestleştirici veya köpüklenmeyi önleyici ajan Ek -9 Organik Olarak Üretilmeyen Tarımsal Kaynaklı Bileşenler 1- İşlenmemiş Bitkisel Ürünler ve Bunların Yan İşlemlerle Türetilmiş Ürünleri 1.1- Yenilebilir meyveler, kabuklu yemişler ve tohumlar: - Meşe palamutları (Quercus spp.) -Kola cevizleri (Cola acuminata) - Bektaşi üzümleri (Ribes uva-crispa) -Tropikal meyveler (passion meyve) (Passiflora edulis) -Ahududu (kurutulmuş) (Rubus idaeus) -Kırmızı frenk üzümü (kurutulmuş)(Ribes rubrum) 1.2- Yenilebilir baharatlar ve tıbbi bitkiler: -Kara biber (Peruya özgü) (Schinus molle L.) -Yabanturpu tohumları (Armoracia rusticana) -Lesser galanga (Alpinia officinarum) -Yalancı safran çiçekleri (Carthamus tinctorius) -Su teresi bitkisi (Nasturtium officinale) 1.3- Diğer çeşitler: Organik olmayan gıda maddelerinin hazırlanmasında izin verilen deniz yosunu dahil algler 2- Bitkisel Ürünler 2.1- Rafine edilmiş veya edilmemiş, kimyasal olarak işlem görmemiş aşağıdaki bitkilerden elde edilen katı ve sıvı yağlar: -Kakao (Theobroma cacao) -Hindistan cevizi (Cocos nucifera) -Zeytin (Olea europaea) -Ayçiçeği (Helianthus annuus) -Palm (Elaeis guineensis) -Kolza (Brassica napus, rapa) -Yalancı safran çiçekleri (Carthamus tinctorius) -Susam(Sesamum indicum) -Soya (Glycine max) 2.2- Tahıllar ve yumru köklerden elde edilen aşağıdaki şekerler, nişastalar ve diğer ürünler: -Fruktoz -Firinç yufkası -Fayalanmamış ekmek (ekmek yufkası) -Pirinç ve mumlu mısırdan elde edilen nişasta, kimyasal olarak modifiye görmemiş 2.3- Diğerleri -Bezelye proteini(Pisum spp.) -Rom, yalnızca şeker kamışı suyundan elde edilmiş -Kirsch (Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliğinin 9 uncu ve 10 uncu maddelerinde belirtilen aroma maddeleri ve meyve esasına göre hazırlanan ) 3- Hayvansal Ürünler Su kültürü kökenli olmayan ve organik olmayan yem maddeleri hazırlanmasında izin verilen sucul organizmalar -Jelatin -Jeynir altı suyu tozu (herasuola) -Kılıflar (casings) Ek-10 Organik Ürünlerde Kullanılacak Logo Örnekleri 1-Kullanım esasları; Bu Yönetmeliğe göre organik tarımsal ürün veya organik tarımsal madde üreten ve satanlar; ambalajlarında aşağıdaki logo örneklerini kullanmak zorundadırlar. Bu logoları üzerinde bulundurmayan ürünler organik olarak iç pazara sunulamaz, reklam ve tanıtım yapılamaz veya kısaltmalarıyla patent için başvuramazlar. Etiketi kullandırma yetkisi, Bakanlığa aittir. Bu logo, bu Yönetmelik hükümlerine göre üretimi yapılmış ham madde, yarı mamul veya mamul tarımsal organik üretim maddelerine, yetkilendirilmiş kuruluşça kullandırılır. Geçiş süreci ürünlerinde organik ürün logosu kullanılmaz. İç pazara sunulan organik ürünlerde logo dili Türkçe olmalıdır. İthal edilen ürünlerde Türk Organik Ürün Logosu kullanılamaz. Üretimin niteliği, ebadı ve ambalajın türüne göre aşağıda verilen logo örneklerinden biri kullanılır. Logoların çapı 20 mm’ den küçük 40 mm’ den büyük olamaz. Verilen renkler dışındaki renkler ve tonlar kullanılamaz. Logolar aşağıda belirtilen tonlarda olmalıdır 2-Logolarda kullanılacak renkler; yeşil, mavi, siyah ve beyazdır. 3-Logo örnekleri; Ek- 11 Sertifika örnekleri 1-Organik Tarım Müteşebbis Sertifikası Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 37 inci maddesi hükümlerine göre müteşebbis sertifikası Sertifika No: Müteşebbisin adı ve adresi: Yetkilendirilmiş kuruluşunun/yetkilinin adı, ana faaliyeti (üretici, işleyici, ithalatçı, vs): adresi ve kod numarası: Ürün grupları/faaliyeti: — Bitki ve bitki ürünleri — Deniz yosunu ve deniz yosunu ürünleri —Hayvan ve hayvan ürünleri — Su kültürü hayvanları ve su kültürü hayvan ürünleri — İşlenmiş ürünler Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre paralel üretimin/işlemenin oluştuğu yerlerde (veya hallerde) organik üretim, geçiş ürünleri ve aynı zamanda organik olmayan üretim şeklinde tarif edilmiştir. Geçerlilik dönemi: Bitkisel ürünler ....den...e kadar Deniz yosunu ürünleri.....den.....e kadar Hayvansal ürünler için ....den...e kadar Su kültürü hayvan ürünleri.....den ....e kadar İşlenmiş ürünler ....den...e kadar Kontrol(ler)in tarihi: Bu sertifika Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 37 inci madde hükümlerine göre yayınlanmıştır. Beyan edilen işletmeci kontrol/denetim altında faaliyetlerini yerine getirmekte ve adı geçen mevzuattaki gereklilikleri karşılamaktadır. Tarih, yer: Kontrol kuruluşu/otoritesi adına imza: 2-Ürün Sertifikası Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşunun Adı: Kod numarası : Adresi Sertifika No’su (1) : : Ürünün Adı ve Özelliği : Sertifikalanma Statüsü : Ürün Miktarı : Hasat Yılı (2) : Üretim Yılı (3) : Ürünün Kaynağı (4) : Sözleşme No’su : Ambalaj Tipi ve Adedi : Parti No’su ve Kalibresi : G.T.İ.P : Alıcı Ülke : Alıcı Müteşebis Adı ve Adresi(5) : Gönderen Ülke : Gönderen Müteşebis Adı ve Adresi: Sertifika Onay Tarihi : Bu belgeyle; yukarıda belirtilen ürün, 5262 sayılı Organik Tarım Kanunu ve ....................... Yönetmelik" kapsamında üretilmiş ………………… Kuruluşunca kontrol edilerek sertifikalandırılmıştır. 1-Sertifika No’su: OTK’ce verilen Kontrol ve Sertifikasyon Kuruluşu kodu ile başlamak zorundadır. 2-Hasat yılı: Bitkisel üretim için yazılacak. 3-Üretim Yılı: Hayvansal üretimde yazılacak 4-Ürünün kaynağı: Üretici kod numaraları veya bir önceki sertifika numaraları 5- Alıcı Müteşebbis Adı ve Adresi: Toptan ve ihracata yönelik düzenlenen sertifikalarda yazılacak. Ek-12 Satıcı Beyannamesi Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik hükümlerine göre satıcı beyanı Satıcının adı, adresi: Tanımlama (Örn: lot yada stok numarası): Ürün adı: Bileşenler: (Üründe mevcut bulunan /üretim sürecinde en son kullanılmış tüm bileşenleri tarif eden ) ……………… ……………… ……………… ……………… ……………… -Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin ilgili hükümlerine göre “GDO” ve/veya “GDO türevlerinden” üretilmemiş olduğunu ve ilgili mevzuata uyumlu olduğunu kabul ve beyan ederim. -Şayet bu beyan geri çekilir ya da değiştirilir ise, veyahut da herhangi bilgi onun doğruluğunu sorgulatacak şekilde açığa çıkarsa derhal müşterimizi ve onun kontrol organını/yetkilisini bilgilendirmeyi üzerime alıyorum. -Bu beyanın doğruluğunu incelemek/araştırmak ve gerek duyulursa analiz amacıyla örnekler almak üzere, Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin ilgili hükümlerine göre tanımlanmış olan, müşterimizin denetim ve gözetimini yapmakta olan kontrol ve sertifikasyon kuruluşunu yetkilendiriyorum. Ayrıca, bu görevin Bakanlığın yazılı olarak görevlendirdiği bağımsız bir kuruluş tarafından yürütülebileceğini de kabul ederim. -İş bu imza altına konulan belge; bu beyanın doğruluğuna ilişkin sorumluluğu getirmektedir. Satıcının ülkesi, yeri, tarihi, imzası: Satıcı şirketin kaşesi (varsa): Ek -13 Su ürünleri üretiminde türlere göre üretim sistemleri ve stoklama yoğunlukları 1)Tatlı sularda Salmonidlerin organik üretimi: Kahverengi alabalık (Salmo trutta) —Gökkuşağı Alabalığı(Oncorhynchus mykiss) — Amerikan dere alabalığı (Salvelinus fortinalis— (Atlantik salmonu (somon) (Salmo salar) — Charr(Salvelinus alpinus)—Alp alabalığı (Salvelinus alpinus) Gölgebalığı (Thymallus thymallus) — Amerikan göl alabalığı (veya gri alabalık) (Salvelinus namaycush) - Tuna som balığı (Hucho hucho) Üretim sistemi Azami stoklama yoğunluğu Su akış oranı stok için asgari % 60’lık doygunluk derecesinde çözünmüş oksijen bulundurmalıdır. . Kahverengi alabalık ve Gökkuşaklı alabalığı 25 kg/m3 Alp alabalığı 20 kg/m3 Atlantik salmonu (somon) 20 kg/m3 Yukarıda listelenmeyen salmonid türleri 15 kg/m3 2) Deniz sularında Salmonidlerin organik üretimi: Atlantik salmonu (somon) (Salmo salar), Kahverengi alabalık (Salmo trutta) – Gökkuşağı alabalığı (Onchorhynchus mykiss) Azami stoklama yoğunluğu Ağ kafeslerde 10 kg/ m3 3)Morina balığı (Gadus morhua) ve diğer gadoidler(diğer morina cinsi balıklar), deniz levreği (Dicentrarchus labrax), çipura (Sparus aurata), sarıağız (Argyrosomus regius), kalkan (Psetta maxima mercan (Pagrus pagrus), işkine balığı (Sciaena umbra) ve diğer Sparidae ve spinfeet (Siganus spp. Scorpaeniformes (ıskorpitler)) organik üretimi Üretim sistemi Azami stoklama yoğunluğu Optimum balık refahını sağlayacak minimum deniz akıntı hızına sahip açık sularda yetiştirme üniteleri (ağ kafesler) veya karada açık sistemler Kalkan için : 25 kg/m2 Kalkan dışındaki balıklar için: 15 kg / m3 4)Deniz levreği, çipura, sarıağız balığı, kefal balığı (Liza, Mugil) ve yılanbalığı (Anguilla spp.) nın gel-git alanlarında ve kıyı lagünlerindeki kara havuzlarında organik üretimi Yetiştirme ünitesi Üretim sistemi Azami stoklama yoğunluğu Su ürünleri yetiştiricilik üretim birimlerine dönüştürülmüş geleneksel lagünler ve gel-git alanlarındaki benzer kara havuzları Türlerin refahını sağlamak için suyun uygun şekilde yenilenmesi sağlanacaktır. Kanalların en az %50’sinde bitki örtüsü bulunmalıdır Sulak alan tabanlı filtrasyon havuzları gereklidir 4 kg/ m3 5)Tatlı suda mersin balığının organik üretimi İlgili türler: Acipenser ailesi Üretim sistemi Azami stoklama yoğunluğu Her bir yetiştirme birimindeki su akışı, hayvan refahını sağlayacak yeterlilikte olmalıdır. Atık su, gelen suyun kalitesine denk olmalıdır 30 kg/ m3 6)İç sularında balıkların organik üretimi İlgili türler:Sazangiller (Cyprinidae) ve tatlı su levrekği, turna balığı, yayın, mersin balığı dahil olmak üzere polikültür bağlamında diğer ilişkili türlerde; Üretim sistemi Periyodik olarak tamamen boşaltılacak balık havuzlarında ve göllerde. Göller münhasır olarak organik üretime tahsis edilmelidir, mahsullerin kuru alanlarda yetiştirilmesi de dahildir. Balık yakalama alanı bir temiz su girişi ile donatılmalı ve balık için optimum büyüklükte olmalıdır. Balıklar hasattan sonra temiz suda depolanmalıdır. Havuzların ve göllerin organik ve mineral gübrelenmesi, en fazla 20 kg/N/ha uygulanarak bu Yönetmeliğin Ek-1 i ile uyumlu olarak gerçekleştirilecektir. Üretim sularında mevcut olan hidrofitlerin ve tesisin kontrol edilmesi için sentetik kimyasal maddeleri içeren işlemler yasaktır. Doğal bitki örtüsü alanları, organik su ürünleri üretim kuralları ile uyumlu olarak çiftlik faaliyetleri dışındaki kara alanları için bir tampon alanı oluşturacak şekilde iç su birimleri etrafında temin edilecektir. Yetiştiricilik verimi Büyütme için, “polikültür” kullanılacaktır, ancak şu koşulla ki göl balıklarının diğer türleri için bu spesifikasyonlarda belirtilmiş olan kriterlere usulünce uyulmalıdır. Türlerin toplam üretimi yılda hektar başına 1.500 kg balıkla sınırlı olacaktır. 7)Penaeid karidesler ve tatlı su büyük karideslerinin (Macrobachium spp.) organik üretimi Üretim birimlerinin kurulması Geçiş süreci Anaçların menşei Göz sapı erimesi Havuz yapısı üzerindeki çevresel etkiyi en aza indirmek için yer steril killi alanlarda olmalıdır. Havuzlar önceden mevcut doğal kille inşa edilecektir. Mangrovların tahrip edilmesine izin verilmemektedir. Çiftlikte yetiştirilen bir karidesin normal yaşam süresine tekabül eden, havuz başına altı ay Anaçların en az yarısı üç yıllık işletimden sonra evcilleştirilecektir. Geri kalanlar, sürdürülebilir balık ve sürdürülebilir balıkçılık menşeili patojenden ari doğal anaç olacaktır. Çiftliğe dâhil etmeden önce birincil ve ikincil nesil üzerinde zorunlu izleme gerçekleştirilmelidir. Yasak Azami çiftlik içi depolama Yavru stoklama: Azami 22 larva / m2 yoğunlukları ve üretim limitleri Azami stoklama: 240 g/ m2 8)Yumuşakçalar ve derisidikenliler Üretim sistemleri Uzun ipler, sallar, taban kültürü, ağ torbalar, kafesler, tepsiler, fanus ağlar, bouchot direkler ve diğer yetiştirme üniteleri Sallarda midye yetiştirmek için, halatların sayısı, metre küp başına biri geçmeyecektir. Azami halat uzunluğu 20 metreyi geçmeyecektir. Üretim döngüsü sırasında halatların incelmesi gerçekleşmeyecektir, ancak başlangıçtaki stoklama yoğunluğu artırılmadan halatların bölünmesine izin verilecektir. 9)Tropikal tatlı su balığı: Süt balığı (Chanos chanos), tilapia (Oreochromis spp.), siyam yayın balığı (Pangaisus spp.): Üretim sistemleri Azami stoklama yoğunluğu Havuzlar ve ağ kafesleri Pangasius: 10 kg/m3 Oreochromis: 20 kg/m3 10) Antenli Mercan, Tıranca (Pagrus caeruleostictus, Kırmızı Bantlı Mercan (Pagrus auriga), Kırma Mercan, Mandagöz Mercan(Pagellus erythrinus), Sivri Burun Karagöz (Diplodus puntazzo), Sargoz, Karagöz, Tahta balığı (Diplodus sargos sargos), Sinagrit (Dentex dentex), Minekop, Kötek balığı (Umbrina cirrosa), Sarıgöz (Iskatari) (Spondyliosoma cantharus), Lahoz, Girida, Kaya hanisi (Epinephelus aeneus),Mırmır, Çizgili Mercan (Lithognathus mormyrus), Dil (Solea solea), Sarı kuyruk(Seriola dumerili) Stoklama yoğunluğu 15/ kg/m3 11)Diğer su ürünleri yetiştiriciliği türleri: Türü Antenli Mercan, Tıranca Pagrus caeruleostictus (Valenciennes,1830) Kırmızı Bantlı Mercan Pagrus auriga (Valenciennes,1843) Kırma Mercan, Mandagöz Mercan Pagellus erythrinus (Linnaeus, 1758) Sivri Burun Karagöz Diplodus puntazzo (Cetti, 1777) Sargoz, Karagöz, Tahta balığı Diplodus sargos sargos (Linnaeus, 1758) Sinagrit Dentex dentex (Linnaeus, 1758) Minekop, Kötek balığı Umbrina cirrosa (Linnaeus, 1758) Sarıgöz (Iskatari) Spondyliosoma cantharus (Linnaeus, 1758) Lahoz, Girida, Kaya hanisi Epinephelus aeneus (Geoffroy Saint-Hilaire, 1817) Stoklama yoğunluğu 15/ kg/m3 15/ kg/m3 15/ kg/m3 15/ kg/m3 15/ kg/m3 15/ kg/m3 15/ kg/m3 15/ kg/m3 15/ kg/m3 Mırmır, Çizgili Mercan Lithognathus mormyrus (Linnaeus, 1758) Dil Solea solea (Linnaeus, 1758) Sarı kuyruk Seriola dumerili (Risso, 1810) 15/ kg/m3 15/ kg/m3 15/ kg/m3 Ek-14 Bakanlık, Tarafından Yetkilendirilmiş Kuruluştan Alınacak Yürürlükteki Mevzuata Uygun Faaliyette Bulunacaklarına Dair Noter Onaylı Taahhütname Örneği. TAAHHÜTNAME Tarım ve Köyişleri Bakanlığı adına yapacağım Organik Tarımla ilgili Kontrol ve Sertifikasyon işlemlerini, Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik ile diğer ilgili mevzuat doğrultusunda yürüteceğimi, mevzuat çerçevesinde Bakanlıktan istenen bilgi ve belgeleri eksiksiz ve istenen süre içerisinde göndereceğimi, Bakanlıkça verilen çalışma izni ve yetkinin iptali halinde sözleşme yaptığım, yönetmelikle tanımlanan müteşebbislerle ilgili her türlü bilgi ve belgeyi iptal tarihinden itibaren 20 gün içerisinde Bakanlığa teslim edeceğimi, bu taahhütün yerine getirilmediğinin Bakanlık elemanlarının düzenleyeceği tutanakla belirlenmesinden sonra müteşebbislerin uğrayacağı zararın rayiç fiyatlar üzerinden mahkeme marifetiyle tespitinden sonra, bu zararı yasal faiziyle birlikte gayri kabil-i rücu hiçbir itiraz beyan etmeden ilk talepte ödeyeceğimi, ihtilafların hallinde Ankara Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olacağını kuruluşum adına kabul ve taahhüt ederim. Taahhüt eden: Tarih: Yetkili isim ve imza: Firma kaşesi: Adres: [R.G. 18 Ağustos 2010 – 27676] —— • —— Çevre ve Orman Bakanlığından: BÜYÜK ENDÜSTRİYEL KAZALARIN KONTROLÜ HAKKINDA YÖNETMELİK BİRİNCİ BÖLÜM Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar Amaç MADDE 1 – (1) Bu Yönetmelik, tehlikeli maddeler bulunduran kuruluşlarda büyük endüstriyel kazaların önlenmesi ve muhtemel kazaların insanlara ve çevreye olan zararlarının en aza indirilmesi amacıyla, yüksek seviyede, etkili ve sürekli korumayı sağlamak için alınması gerekli önlemler ile ilgili usul ve esasları belirler. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Yönetmelik; mevcut, öngörülen veya endüstriyel bir kimyasal prosesin kontrol kaybı esnasında oluşacağı beklenen tehlikeli maddeleri, Ek I’in Bölüm 1 ve Bölüm 2’sinde belirtilen sınır değerlere eşit veya üzerindeki miktarlarda bulunduran alt ve üst seviyeli kuruluşlara uygulanır 9, 10, 11, 12, 13, 14 ve 15 inci maddeler sadece üst seviyeli kuruluşlara uygulanır. İstisnalar MADDE 3 – (1) Bu Yönetmelik; a) Askerî kuruluş, tesis ve depolara, b) İyonlaştırıcı radyasyon faaliyetlerine, c) Ek I Bölüm 1 ve Bölüm 2’de belirtilen miktarda ve cinste tehlikeli madde bulundursalar dahi; 1) Rıhtımlar ve iskelelerde yapılan yükleme ve boşaltma ile buralardan başka nakliye vasıtalarına veya başka nakliye vasıtalarından buralara yapılan taşıma dahil olmak üzere, tehlikeli maddelerin; karayolu, demiryolu, kıta içi suyolu, deniz veya hava yoluyla taşınması ve bunların taşınması sırasında bu Yönetmelikle kapsanan kuruluşların dışında ara geçici depolanmasına, 2) Tehlikeli maddelerin tesis sınırları dışında, pompalama istasyonları da dahil bir boru hattıyla taşınmasına, ç) Ek I’de belirtilen tehlikeli maddeler içeren kimyasal ve ısıl işleme işlemlerine ve bu işlemlere ilişkin depolama hariç olmak üzere, maden çıkartma endüstrilerinin madenlerdeki ve taş ocaklarındaki veya sondaj kuyuları vasıtasıyla minerallerin aranması, çıkarılması ve işlenmesi ile ilgili faaliyetlere, d) Denizdeki maden çıkarma endüstrilerinin; hidrokarbon içeren minerallerin aranması, çıkarılması ve işlenmesi ile ilgili faaliyetlere, e) Özellikle minerallerin kimyasal ve ısıl işlemleri esnasında kullanılan, Ek I’de tanımlanan tehlikeli maddeleri içeren atık havuzları ve barajları da dahil olmak üzere faaliyetteki atık tasfiye tesisleri hariç, düzenli depolama sahalarına uygulanmaz. Dayanak MADDE 4 – (1) Bu Yönetmelik; 9/8/1983 tarihli ve 2872 sayılı Çevre Kanunu, 1/5/2003 tarihli ve 4856 sayılı Çevre ve Orman Bakanlığı Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 22/5/2003 tarihli ve 4857 sayılı İş Kanunu, 9/1/1985 tarihli ve 3146 sayılı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 22/5/2005 tarihli ve 5302 sayılı İl Özel İdaresi Kanunu, 15/5/1959 tarihli ve 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısı ile Alınacak Tedbirler ve Yapılacak Yardımlara İlişkin Kanun, 14/2/1985 tarihli ve 3152 sayılı İçişleri Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun, 10/7/2004 tarihli ve 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ile 3/7/2005 tarihli ve 5393 sayılı Belediye Kanunu hükümlerine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 5 – (1) Bu Yönetmeliğin uygulanmasında, aksi öngörülmedikçe; a) Acil servis hizmetleri: Büyük endüstriyel kazalarda, kuruluşta ve civarında zararın en aza indirilmesindeki kolluk güçleri, itfaiye, ambulans, sahil güvenlik ve sivil savunma hizmetleri dahil sağlık ve güvenlik hizmetlerini, b) Alt seviyeli kuruluş: Ek I, Bölüm 1 ve Bölüm 2’de verilen tehlikeli madde listelerinde, Kolon 2’deki eşik değerlere eşit veya üzerinde, ancak Kolon 3’teki değerlerin altındaki miktarlarda tehlikeli madde bulunduran kuruluşu, c) Büyük kaza: Herhangi bir kuruluşun işletilmesi esnasında, kontrolsüz gelişmelerden kaynaklanan ve kuruluş içinde veya dışında çevre ve insan sağlığı için anında veya daha sonra ciddi tehlikeye yol açabilen bir veya birden fazla tehlikeli maddenin sebep olduğu büyük bir emisyon, yangın veya patlama olayını, ç) Depolama: Tehlikeli maddenin, güvenli bir yerde, gerekli şartlar sağlanmış olarak kontrol altında tutulması veya stokta bulundurulmasını, d) İşletmeci: Bir kuruluşun veya tesisin işletilmesinden sorumlu ve/veya buradaki teknik işletme hakkında karar verici herhangi bir gerçek veya tüzel kişiyi, e) Kuruluş: Aynı işletmecinin kontrolü altındaki ve sadece bir karayolu, demiryolu veya kıta içi suyolu ile ayrılmış iki veya ikiden fazla alan bir bütün olarak değerlendirilmek kaydıyla; aynı işletmecinin kontrolü altında bulunan, ortak altyapı veya faaliyetler de dahil olmak üzere, tehlikeli maddelerin bulunduğu, bir veya birden fazla tesisin bulunduğu alanı, f) Risk: Belirli bir dönemde veya şartlar altında istenmeyen olayın ortaya çıkma olasılığını, g) Tehlike: İnsan sağlığına ve/veya çevreye zarar verme potansiyeli olan tehlikeli bir maddenin veya fiziki bir durumun doğasından gelen özelliği, ğ) Tehlikeli madde: Ek I, Bölüm 1, Kolon 1’de listelenen veya Ek I, Bölüm 2, Kolon 1’de listelenen bir kategori içerisindeki hammadde, ürün, yan ürün, artık veya ara madde olarak mevcut olan veya bir kaza sırasında oluşması beklenen bir maddeyi, karışımı veya müstahzarı, h) Tesis: Tehlikeli maddelerin üretildiği, kullanıldığı, işlendiği veya depolandığı bir kuruluş içerisindeki teknik birimi ve bu birimin işleyişi için gerekli olan teçhizat, yapılar, boru tesisatı, iş ekipmanları ile birime hizmet eden demiryolu rampa hatlarını, tersaneleri ve doldurma – boşaltma rıhtımlarını, platformlarını, şamandıra sistemlerini, yüzen veya sabit dalgakıranları, ambarları veya benzer yapıları, ı) Üst seviyeli kuruluş: Ek I, Bölüm 1 ve Bölüm 2’de verilen tehlikeli madde listelerinde, Kolon 3’teki eşik değerlere eşit veya üzerindeki miktarlarda tehlikeli madde bulunduran kuruluşu ifade eder. İKİNCİ BÖLÜM Genel Yükümlülükler İşletmecinin yükümlülüğü MADDE 6 – (1) İşletmeci, büyük kazaları önlemek ve önlenemediği durumlarda bunların etkilerini çevre ve insanlara en az zarar verecek şekilde sınırlamak için gerekli tüm tedbirleri almakla yükümlüdür. Bildirimler MADDE 7 – (1) Üst ve alt seviyeli bir kuruluşun işletmecisi, (a), (b) ve (c) bentlerindeki süreleri dikkate alarak; a) Faaliyet halinde olan ve bu Yönetmelik kapsamına dahil olan kuruluşlar için, yürürlük tarihini müteakip altı ay içerisinde, b) Tehlikeli maddelerin miktarındaki herhangi bir artış nedeniyle bu Yönetmelik kapsamına dahil olan kuruluşlar için ya da bir kuruluşun transfer, kira veya satış yoluyla el veya isim değiştirmesi durumları olması halinde; 1) Bu Yönetmelik yürürlüğe girmeden önce ise; yürürlük tarihini müteakip altı ay içerisinde, 2) Bu Yönetmelik yürürlüğe girdikten sonra ise, değişiklik tarihini müteakip on iş günü içerisinde, c) Diğer durumlarda, kuruluşun çalışmaya başlamasından önce Çevre ve Orman Bakanlığının internet sayfasındaki özel program paketini kullanarak ikinci fıkradaki bilgileri içeren bir bildirim gönderir. (2) Birinci fıkrada düzenlenen bildirim, aşağıdaki bilgileri içerir: a) Kuruluşun adı, ticari unvanı ve tam adresi, b) Kuruluşun kayıtlı işyerinin tam adresi, c) Kuruluştan sorumlu kişinin adı ve unvanı, ç) Bulundurulan tehlikeli maddeleri veya tehlikeli maddeler kategorisini tanımlamak için yeterli bilgi, d) Bulundurulan tehlikeli madde veya maddelerin miktarı ve fiziksel hali, e) Tesislerde veya depolama yerlerinde yürütülen veya yürütülecek faaliyetler, f) Kuruluşun yakın çevresinde bulunan ve büyük bir kazaya neden olabilecek veya bunun sonuçlarını ağırlaştırabilecek unsurların detayları, g) Tüzel kişiler için Vergi Kimlik Numarası ve gerçek kişi için T.C. Kimlik Numarası. (3) İşletmeci; a) Beyan edilen tehlikeli maddelerin miktarında kuruluşun seviyesini etkileyecek bir değişiklik olması, b) Beyan edilen tehlikeli maddelerin niteliğinde veya fiziki şeklinde değişiklik olması, c) Uygulanan proseslerde değişiklik olması, ç) Çevre ve Orman Bakanlığına veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verilen bilgilerde herhangi bir değişiklik olması, d) Kuruluşun faaliyetine son vermesi hallerinde on iş günü içerisinde bildirimini günceller. (4)Yapılacak bildirimlere dair iş ve işlemler, Çevre ve Orman Bakanlığınca yayınlanacak bir rehber ile belirlenir. (5) İşletmeci, birinci fıkra uyarınca gönderilen bildirimi, ayrıca Çevre ve Orman Bakanlığının resmi internet sitesinde kurulan elektronik sistem yoluyla da yapar. Büyük kaza önleme politikası MADDE 8 – (1) Alt seviyeli kuruluşların işletmecileri, büyük kazaların önlenmesi ile ilgili politikasını belirten bir büyük kaza önleme politikası belgesini, bu Yönetmeliğin yürürlük tarihine kadar hazırlar ve bunu muhafaza eder. Bu politika, uygun araçlar, yapılar ve yönetim sistemleri kullanılarak, çevre ve insanlar için yüksek seviyede bir koruma sağlayacak şekilde belirlenir. (2) Büyük kaza önleme politikası belgesi hazırlanırken Ek III’te belirtilen ilkeler dikkate alınır. (3) Büyük Kaza Önleme Politika Belgesi; a) Faaliyet halinde olan ve bu Yönetmelik kapsamına dahil olan kuruluşlar için, yürürlük tarihine kadar, b) Kuruluşların mevcut tehlikeli maddelerin miktarındaki herhangi bir artış nedeniyle bu Yönetmelik kapsamına dahil olması durumunda; 1) Tehlikeli maddelerin miktarındaki artış yürürlük tarihinden önce ise, yürürlük tarihini müteakip altı ay içerisinde, 2) Tehlikeli maddelerin miktarındaki artış yürürlük tarihinden sonra ise, kapsama dahil olduğu tarihi müteakiben altı ay içerisinde, c) Diğer durumlarda faaliyete geçmeden önce hazırlanır. (4) İşletmeci, tesiste veya kuruluşta, depolamada, kullanılan proseste büyük kazaların önlenmesi ile ilgili önemli yan etkileri olabilecek, mevcut tehlikeli maddelerin niteliğinin veya miktarının değişmesi hâlinde, büyük kaza önleme politikası belgesinde gerekli değişiklikleri yapar. (5) İşletmeci hazırlamış olduğu büyük kaza önleme politikası belgesinde belirtilen politikayı uygular. (6) Bu madde, bu Yönetmeliğin 9 uncu maddesine tabi olan kuruluşlara uygulanmaz. ÜÇÜNCÜ BÖLÜM Güvenlik Raporu Güvenlik raporu MADDE 9 – (1) Üst seviyeli bir kuruluşun işletmecisi, asgari olarak Ek II’nin 1 inci ve 2 nci maddesinde belirtilen bilgileri içermek kaydıyla beşinci fıkra uyarınca çıkarılacak rehberi dikkate alarak bir güvenlik raporu hazırlar veya hazırlatır. (2) İşletmeci güvenlik raporunu; a) Faaliyet halinde olan ve bu Yönetmelik kapsamına dahil olan kuruluşlar için, yürürlük tarihine kadar, b) Kuruluşların mevcut tehlikeli maddelerin miktarındaki herhangi bir artış nedeniyle bu Yönetmelik kapsamına dahil olması durumunda; 1) Tehlikeli maddelerin miktarındaki artış yürürlük tarihinden önce ise, yürürlük tarihini müteakip bir yıl içerisinde, 2) Tehlikeli maddelerin miktarındaki artış yürürlük tarihinden sonra ise, kapsama dahil olduğu tarihi müteakip bir yıl içerisinde, c) Diğer durumlarda faaliyete geçmeden önce tesiste bulunan tehlikeli maddelerin güncel envanterini de içerecek şekilde hazırlar ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığına gönderir. ç) Yeni kurulacak kuruluşun işletmecisi, raporun incelenmesi sonuçlanıncaya kadar, kuruluşu işletmeye almaz. (3) İşletmeci; a) Bir güvenlik raporuna dahil edilmesi istenen bilgilerin tümü veya bir kısmı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderilen başka herhangi bir rapor gereğince kullanılıyorsa, o bilgiye atıf yapabilir. b) Güvenlik raporunun incelenmesi safhasında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca yazılı olarak, ilâve bilgi talep edilmesi halinde gerekli bilgiyi sağlar. (4) Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kuruluşun güvenlik raporunu almasını müteakiben iki ay içerisinde güvenlik raporunun değerlendirme sonucuyla ilgili olarak; a) Değerlendirme sonucu olumlu ise, onaylanmış güvenlik raporunun son halini; kuruluş belediye ve mücavir alanları içinde ise ilgili belediyeye, mücavir alanlar dışında ise ilgili il özel idaresine ve işletmeciye gönderir. Ayrıca, bu durumu Çevre ve Orman Bakanlığına ve Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına bildirir. b) Değerlendirme sonucu olumsuz ise, kuruluşla ilgili gerekli yasal işlemi başlatır ve bu durumu Çevre ve Orman Bakanlığına, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına, kuruluş belediye ve mücavir alanları içinde ise ilgili belediyeye, mücavir alanlar dışında ise ilgili il özel idaresine bildirir. (5) Çevre ve Orman Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, güvenlik raporu ve acil durum planları hakkında rehber hazırlar. Güvenlik raporunun gözden geçirilmesi ve güncellenmesi MADDE 10 – (1) Güvenlik raporu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca onaylandığı takdirde, işletmeci bu raporu: a) Ek II’nin (1.1) maddesinde belirtilen güvenlik yönetim sisteminde bir değişiklik yapılması, güvenlik konularında yeni teknik gelişmelerin olması veya kazaya ramak kalma da dâhil olmak üzere, kaza analizleri ve tehlikelerin değerlendirilmesi sonucunda, işletmecinin inisiyatifiyle veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının gerek görmesi durumunda, en az beş yılda bir gözden geçirir. b) Bu gözden geçirme sonucunda güvenlik raporunda değişiklik yapılması gerektiği takdirde, işletmeci, bu değişikliği gecikmeksizin yapar ve değişiklik bilgilerini Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderir. Güvenlik raporundaki değişikliklerle ilgili olarak 9 uncu madde uyarınca işlem yapılır. (2) İşletmeci, Güvenlik raporunun, birinci fıkra uyarınca gözden geçirilmiş, fakat değiştirilmemiş olması halinde, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bu durumu bildirir. (3) İşletmeci, tesiste veya kuruluşta, depolamayı, kullanılan prosesi veya mevcut tehlikeli maddelerin niteliğini veya miktarını değiştirmeyi tasarlaması halinde, bu tür değiştirme öncesinde, hazırlanan güvenlik raporunu gözden geçirir ve gerekli değişiklikleri yaparak güncellenen bilgiyi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına gönderir. Güvenlik raporundaki değişikliklerle ilgili olarak 9 uncu madde uyarınca işlem yapılır. DÖRDÜNCÜ BÖLÜM Acil Durum Planları Dahili acil durum planı MADDE 11 – (1) Üst seviyeli bir kuruluşun işletmecisi, asgari olarak Ek IV, Kısım 1 ve Kısım 2’de belirtilen bilgileri içermek kaydıyla, 9 uncu maddenin beşinci fıkrasında belirtilen rehberi dikkate alarak bir dahili acil durum planı hazırlar veya hazırlatır. (2) İşletmeci; a) Faaliyet halinde olan ve bu Yönetmelik kapsamına dahil olan kuruluşlar için, yürürlük tarihine kadar, b) Kuruluşların mevcut tehlikeli maddelerin miktarındaki herhangi bir artış nedeniyle Yönetmelik kapsamına dahil olması durumunda; 1) Mevcut tehlikeli maddelerin miktarındaki artış yürürlük tarihinden önce ise, yürürlük tarihini müteakip bir yıl içerisinde, 2) Mevcut tehlikeli maddelerin miktarındaki artış yürürlük tarihinden sonra ise, kapsama dahil olduğu tarihi müteakip bir yıl içerisinde, c) Diğer durumlarda faaliyete geçmeden önce dahili acil durum planını hazırlar ve Çevre ve Orman Bakanlığına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına, kuruluş belediye ve mücavir alanları içerisinde ise ilgili belediyeye, mücavir alanlar dışında ise ilgili il özel idaresine gönderir. ç) Bu Yönetmelik ile 21/10/2006 tarihli ve 26326 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Deniz Çevresinin Petrol ve Diğer Zararlı Maddelerle Kirlenmesinde Acil Durumlarda Müdahale ve Zararların Tazmini Esaslarına Dair Kanunun Uygulama Yönetmeliği kapsamında kalan kuruluşların bu çerçevede hazırlayacakları Acil Müdahale Planı yeterli kabul edilir. Bu planın birer nüshası Çevre ve Orman Bakanlığına, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına, kuruluş belediye ve mücavir alanları içinde ise ilgili belediyeye, mücavir alanlar dışında ise ilgili il özel idaresine gönderilir. Planın uygulanması ve üst planlarla koordinasyonu adı geçen uygulama Yönetmeliği çerçevesinde yapılır. (3) İşletmeci, dahili acil durum planının hazırlanması konusunda: a) En az altı ay belirli süreli çalışan kişiler de dahil olmak üzere, kuruluş içinde çalışan kişilerin görüşünü alır, b) 15 inci maddenin birinci fıkrasında belirtilen alanda yer alan tesis yetkililerinin görüşünü alır, c) Çevre ve Orman Bakanlığına, acil servis hizmetlerini yürüten birimlere, kuruluşun bulunduğu il özel idaresine ve belediyeye, kuruluşun Organize Sanayi Bölgesi içinde yer alması durumunda Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüğüne danışır. Harici acil durum planı MADDE 12 – (1) Bu Yönetmelik kapsamına giren üst seviyeli kuruluşlarla ilgili olarak, belediye ve mücavir alanı içinde belediye, mücavir alanı dışında ise il özel idaresi, Ek IV, Kısım 1 ve Kısım 3’te belirtilen bilgilerden az olmamak şartı ile, 9 uncu maddenin beşinci fıkrasında belirtilen rehberi dikkate alarak bir harici acil durum planı hazırlar veya hazırlatır. (2) Harici acil durum planı, Çevre ve Orman Bakanlığının, belediye ve mücavir alanları için belediyeleri, mücavir alanlar dışında ise il özel idareleri sınırları dahilindeki kuruluşlar hakkında, bildirim ve kayıt sistemine gelen bilgiler çerçevesinde, bu kuruluşları kapsayacak bir harici acil durum planı hazırlama gereğini yazılı olarak bildirmesini müteakip altı ay içerisinde hazırlanır. (3) İşletmeci, belediye veya il özel idaresinin harici acil durum planının hazırlanması için isteyebileceği herhangi bir ek bilgiyi, talep edilen süre içerisinde sağlar. (4) İl özel idaresi ve belediye, harici acil durum planının hazırlanması konusunda: a) İşletmecilerle görüş alışverişinde bulunur, b) Çevre ve Orman Bakanlığına, acil servis hizmeti yürüten birimlere, Organize Sanayi Bölgesi Müdürlüklerine, komşu illerin il özel idarelerine ve/veya belediyelere danışır. (5) Belediye ve mücavir alanları içinde yer alan kuruluşlar için belediye, mücavir alanların dışında kalan kuruluşlar için il özel idaresi, yukarıda belirtilen bilgilerin alınmasından ve gerekli istişarenin yapılmasından sonra bir harici acil durum planı taslağı hazırlar. Harici acil durum planı taslağı, kamunun bilgilenmesi, katkı ve görüşlerini verebilmesi için en az otuz gün süreyle kamunun erişimine açık hâle getirilir. (6) Belediye ve mücavir alanları içinde yer alan kuruluşlar için belediye, mücavir alanların dışında kalan kuruluşlar için il özel idaresi dördüncü ve beşinci fıkralar uyarınca alınan görüşleri de dikkate alarak harici acil durum planına son şeklini verir ve bu planın birer nüshasını Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığına ve Çevre ve Orman Bakanlığına gönderir. Acil durum planlarının gözden geçirilmesi ve tatbik edilmesi MADDE 13 – (1) İşletmeci, üç yılı aşmayan aralıklarla dahili acil durum planını gözden geçirir, gerektiğinde revize eder, günceller, planı tatbik eder ve acil servis hizmetleri yürüten birimlerin yeterli düzeyde tatbikata katılmasını sağlamak için gerekli çalışmaları yapar. (2) Üç yılı aşmayan aralıklarla, belediye ve mücavir alanları içinde yer alan kuruluşlar için belediye, mücavir alanların dışında kalan kuruluşlar için il özel idaresi, harici acil durum planını gözden geçirir ve gerektiğinde güncelleyerek, planın tatbikatını, işletmeci ve acil servis hizmetleri yürüten birimlerle işbirliği hâlinde yapar. Acil durum planlarının uygulanması MADDE 14 – (1) Bu Yönetmelik gereği dahili acil durum planını hazırlamış olan işletmeci, büyük bir kaza veya niteliği itibariyle büyük bir kazaya yol açması beklenebilecek kontrolsüz bir olay meydana geldiği zaman, bu planı gecikmeksizin uygular. Dahili acil durum planının yetersiz kaldığı durumlarda, il özel idaresi veya ilgili belediye, hazırladığı harici acil durum planını gecikmeksizin uygular. BEŞİNCİ BÖLÜM Bilgi Edinme Kamunun bilgilendirilmesi MADDE 15 – (1) 9 uncu maddenin uygulandığı kuruluşun işletmecisi, il özel idaresi veya belediye tarafından, işletmeciye, kuruluşunda meydana gelebilecek büyük bir kazadan, kişi ve kuruluşların etkilenmesinin ihtimal dahilinde olduğunun bildirildiği bir alanda olması muhtemel kazaları, kuruluştaki güvenlik tedbirleri ve büyük bir kaza durumunda yapılması gerekenler hakkında tüm kişilere, kamu ve özel sektör kuruluşlarına, en uygun yöntemleri kullanarak düzenli olarak bilgi verir. (2) İşletmeci birinci fıkrada belirtilen bilgiyi kamuya açık hale getirir. (3) Birinci fıkrada belirtilen bilgi, Ek V’te belirtilen bilgilerden az olmamak şartı ile yedinci fıkrada belirtilen rehber dikkate alınarak hazırlanan bilgileri ihtiva eder. (4) İşletmeci, birinci fıkra uyarınca sağlanması istenen bilgiyi hazırlamada, kuruluşun bulunduğu yerdeki il özel idaresine veya belediyeye ve uygun gördüğü diğer kişilere danışır. Bu bilginin doğruluğu, yeterliliği ve şeklinden işletmeci sorumlu olur. (5) İşletmeci üç yılı aşmayan aralıklarla, 8 inci maddenin dördüncü fıkrasında belirtilen hususlarda bir değişiklik olması durumunda, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen bilgileri gözden geçirir, gerektiği takdirde günceller. (6) İşletmeci, dahili acil durum planının kuruluş için hazırlanmasını müteakip otuz gün içerisinde bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen ilgililerin bilgilendirilmesini sağlar. Ayrıca, bu maddenin birinci fıkrasında belirtilen bilgilerin beş yılı aşmayan aralıklarla veya bilgiler bu maddenin beşinci fıkrası uyarınca güncellendiğinde işletmeci tarafından yeniden bilgilendirme sağlanır. (7) Çevre ve Orman Bakanlığı, kamunun bilgilendirilmesi hakkında rehber hazırlar. Büyük bir kaza sonrasında işletmeci tarafından sağlanması gereken bilgiler MADDE 16 – (1) İşletmeci, kuruluşta büyük bir kaza meydana geldiği takdirde, mümkün olan en kısa sürede en uygun araçları kullanarak aşağıdakileri yerine getirir: a) Belediye ve mücavir alanları içinde yer alan kuruluşlar için belediye, mücavir alanların dışında kalan kuruluşlar için il özel idaresi başta olmak üzere, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığını, Çevre ve Orman Bakanlığını ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını bu kazadan derhal haberdar eder ve kaza ile ilgili aşağıdaki bilgileri sağlar: 1) Kazanın oluşumu ve gelişim seyri, 2) İlgili tehlikeli maddeler ve miktarları, 3) Kazanın insan ve çevre üzerindeki etkilerinin değerlendirilmesi için gerekli olan mevcut veriler, 4) Alınan acil durum önlemleri. b) Bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen kurumları, aşağıda öngörülenler hakkında bilgilendirir: 1) Kazanın orta ve uzun dönemdeki etkilerinin hafifletilmesi, 2) Bu tür bir kazanın tekrarlanmasının önlenmesi. c) İşletmeci, daha ileri bir araştırma ile bu maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen bilgiyi veya bu tür bilgiden çıkarılan sonuçları değiştiren ek bulgular elde etmesi durumunda, bu bilgiyi günceller. Domino etkisi MADDE 17 – (1) Belediye ve mücavir alanları içinde yer alan kuruluşlar için belediye, mücavir alanların dışında kalan kuruluşlar için il özel idaresi, işletmeciler tarafından 9 uncu madde uyarınca, gönderilen güvenlik raporlarındaki bilgileri ve 12 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca gönderilen bilgileri kullanarak, kuruluşların konumu ve bulundurduğu tehlikeli maddeler nedeniyle büyük kaza ihtimalinin veya sonuçlarının artabilecek olması durumunu dikkate alarak, kuruluşları veya kuruluş gruplarını tayin eder. (2) Belediye ve mücavir alanları içinde yer alan kuruluşlar için belediye, mücavir alanların dışında kalan kuruluşlar için il özel idaresi, bu maddenin birinci fıkrası uyarınca tayin edilen bir gruptaki kuruluşların işletmecilerine aynı grup içindeki diğer kuruluşların isim ve adreslerini bildirir. (3) Bu maddenin birinci fıkrası uyarınca tayin edilen bir gruptaki herhangi bir kuruluşun işletmecisi; a) Gruptaki diğer kuruluşların işletmecilerine büyük kaza önleme politikası belgelerindeki, güvenlik yönetim sistemlerindeki, güvenlik raporlarındaki ve dahili acil durum planlarındaki büyük bir kazanın oluşturacağı tüm tehlikelerin doğasının ve büyüklüğünün dikkate alınmasını sağlayacak şekilde uygun bilgi alışverişini sağlar, b) 12 nci maddenin üçüncü fıkrası ve 15 inci maddenin birinci fıkrası çerçevesinde kendi yükümlülüklerini yerine getirmeleri için diğer kuruluşların işletmecileriyle işbirliği yapar. (4) Belediye ve mücavir alanları içinde yer alan kuruluşlar için belediye, mücavir alanların dışında kalan kuruluşlar için il özel idaresi, Çevre ve Orman Bakanlığına bu maddenin birinci fıkrası uyarınca belirlenmiş kuruluş veya kuruluş grupları hakkında bilgi verir. Bildirim ve kayıt sistemi MADDE 18 – (1) Çevre ve Orman Bakanlığı, aşağıdaki bilgileri içeren bir kayıt sistemi kurar ve bu kayıt sisteminin devamlılığını sağlar: a) 7 nci maddeye göre yapılan bildirimler, b) 11 inci ve 12 nci maddelere göre gönderilen acil durum planları, c) 16 ncı madde uyarınca gönderilen kaza bilgileri, ç) 17 nci maddenin birinci fıkrası ile tayin edilen kuruluşları veya kuruluş grupları. (2) Çevre ve Orman Bakanlığı, bir kuruluşun bu Yönetmelik kapsamından çıktığı tarihten itibaren beş yıl sonra bu kuruluşla ilgili kayıtlı bilgileri silebilir. (3) Kayıt sistemindeki herhangi bir açıklamanın silinmesi halinde, kayıtlarda bu açıklamanın varlığına dair bir ifadeye yer verilir. (4) Kayıt herhangi bir formda tutulabilir. Çevre ve Orman Bakanlığı, tutulan kayıtların gerektiğinde halkın erişimine açık olmasını sağlar. Gizlilik MADDE 19 – (1) Herhangi bir kuruluşa ait bilgi, gizli nitelikte olduğu sürece işletmecinin rızası olmadan 18 inci maddede belirtilen kayıtta yer almaz. a) Bilgi, Çevre ve Orman Bakanlığına başvurulması halinde, bakanlık tarafından ticari veya kişisel olarak gizli olduğuna (b) bendi çerçevesinde karar verilmedikçe, ticari veya kişisel olarak gizli değildir. b) İşletmeci tarafından Çevre ve Orman Bakanlığına sağlanan bilginin, kendisi veya başka bir kişi için, ticari veya kişisel gizliliği olduğu gerekçesiyle kayıttan çıkartılması için başvurması durumunda, Çevre ve Orman Bakanlığı bu bilginin gizli olup olmadığına karar verir. Karar verilirken millî savunma, kamu güvenliği, ticarî ve endüstriyel sırlar ve kişisel bilgiler gibi kriterler yanında, bilginin açık olmasının işletmecinin ticarî menfaatlerine makul olmayan derecede zarar verme ihtimali de göz önünde bulundurulur. c) Başvuru alındıktan sonra otuz iş günü içerisinde (b) bendine göre bir karar verilir. Çevre ve Orman Bakanlığı, bu süre içerisinde bir karar vermezse, bu bilginin ticari veya kişisel olarak gizli olduğuna karar verilmiş gibi hareket edilir. ç) Kayıttan çıkarılan bilgi, çıkarılmasını sağlayan karar ile başlayan beş yıllık sürenin bitiminde, ticari olarak gizli olması sona ermiş addedilir. İşletmeci, bunun hâlâ ticari olarak gizli olduğu gerekçesiyle kayıt dışında kalması için Çevre ve Orman Bakanlığına başvurabilir. Çevre ve Orman Bakanlığı nihaî kararı verir. Denetimler MADDE 20 – (1) Çevre ve Orman Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bu Yönetmelik kapsamına giren kuruluşların denetimini, eşgüdümlü olarak hazırlanan bir denetim planına göre gerçekleştirir. Denetime ilişkin düzenlemeler aşağıdaki koşulları sağlar: a) Tüm kuruluşları kapsayacak şekilde bir denetim programı olmasını, b) Programın, 9 uncu maddenin kapsadığı her bir kuruluşta, yılda en az bir defa saha denetimini sağlayacak şekilde olmasını, c) Her denetimi takiben bir rapor hazırlanmasını. (2) Birinci fıkrada belirtilen denetimler, güvenlik raporu veya işletmeci tarafından teslim edilen herhangi başka bir raporun alınmasına bağlı değildir. Bu gibi denetimler, özellikle; a) İşletmecinin büyük kazaları önlemek için, kuruluşta yürütülen tüm faaliyetlerle ilgili uygun önlemleri aldığını gösterebilmesini, b) İşletmecinin, kuruluşun hem içinde hem de dışında önemli kazaların sonuçlarını en aza indirmek için uygun yöntemleri sağladığını gösterebilmesini, c) Güvenlik raporundaki veya işletmeci tarafından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına teslim edilen herhangi başka bir rapordaki veri ve bilgilerin, kuruluş özelliklerini yeterli olarak yansıtmasını, ç) 15 inci madde uyarınca kamuya bilgi verilmesini sağlamak amacıyla bir kuruluşta kullanılan sistemlerin incelenmesi için yeterlidir. (3) Çevre ve Orman Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, bir kuruluştaki büyük bir kazadan haberdar olması durumunda, kendi mevzuatı açısından; a) Acil durum planlarının uygulanıp uygulanmadığını denetler, b) Kazanın analizini yapar ve bu amaçla denetleme, araştırma veya diğer yollarla gerekli bilgiyi toplar, c) İşletmecinin gerekli iyileştirici tedbirleri almasını ister, ç) Gelecekte benzer kazaların önlenmesi için alınması gereken tedbirler hususunda tavsiyelerde bulunur. (4) Çevre ve Orman Bakanlığı ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, denetimler ile ilgili bir tebliğ yayınlar. İdari tedbirler MADDE 21 – (1) İşletmeci tarafından büyük kazaların önlenmesi ve zararların azaltılması için alınan önlemlerin yetersiz olduğunun tespiti durumunda, Çevre ve Orman Bakanlığı ve/veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kuruluşu veya tesisi kapatır veya ilgili bölümlerin işletilmesini durdurur. (2) İşletmeci tarafından güvenlik raporunun ve dahili acil durum planının süresinde teslim edilmediği durumda, Çevre ve Orman Bakanlığı ve/veya Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, kuruluşu veya tesisi kapatır veya ilgili bölümlerin işletilmesini durdurur. (3) Kapatma veya durdurma kararı, nedenleri ve alınması gereken tedbirlerle birlikte işletmeciye bildirilir. Yaptırımlar MADDE 22 – (1) Diğer durumlarda, 2872 sayılı Çevre Kanunu ve 4857 sayılı İş Kanununun ilgili hükümleri uygulanır. Yürürlük MADDE 23 – (1) Bu Yönetmeliğin; a) 7 nci maddesinin birinci, ikinci, üçüncü ve beşinci fıkraları yayımı tarihinde, b) Diğer hükümleri yayımı tarihinden iki yıl sonra yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 24 – (1) Bu Yönetmelik hükümlerini Çevre ve Orman Bakanı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı müştereken yürütür. Ek I BU YÖNETMELİĞİN UYGULANDIĞI TEHLİKELİ MADDELER Giriş 1. Ek I, Bu Yönetmeliğin 5 inci maddesine göre, herhangi bir kuruluşta tehlikeli maddelerin bulunduğu durumda uygulanır ve Yönetmeliğin ilgili maddelerinin uygulanmasını belirler. 2. Karışımlar ve müstahzarlar, yüzde oranı veya bir açıklamanın özellikle verilmemiş olması halinde, Bölüm 2, Not 1'de verilmiş olan Yönetmelikte yer alan özelliklerine göre belirlenmiş konsantrasyon sınırları içerisinde kalmaları şartıyla, saf maddelerle aynı koşullara tabi olurlar. 3. Bölüm 1 ve Bölüm 2’de belirtilmiş olan niteleyici miktarlar, her bir kuruluş için geçerlidir. 4. Yönetmeliğin ilgili maddelerinin uygulanmasında göz önüne alınan miktarlar herhangi bir zamanda, mevcut olan veya olması muhtemel en yüksek miktarlardır. Bir kuruluşta, yalnızca ilgili niteleyici miktarın % 2’sine eşit veya daha az miktarda bulunan tehlikeli maddeler, kuruluşun başka bir yerindeki büyük bir kazaya neden olma ihtimali olmayan herhangi bir yerde bulunması hâlinde, mevcut toplam miktarın hesaplanmasında ihmal edilir. 5. Tehlikeli maddelerin veya tehlikeli madde kategorilerinin eklenmesi ile ilgili olarak Bölüm 2, Not 4'te verilen kurallar, uygun olduğu durumda geçerli olur. 6. Bu Yönetmeliğin amaçları doğrultusunda bir gaz, 20 °C’lik bir sıcaklığa ve 101,3 kPa’a eşit veya bundan büyük mutlak buhar basıncına sahip olan herhangi bir maddedir. 7. Bu Yönetmeliğin amaçları doğrultusunda bir sıvı, 20 °C’lik bir sıcaklıkta ve 101,3 kPa standart basınçta bir gaz olarak tanımlanmayan ve katı halde bulunmayan herhangi bir maddedir. Bölüm 1: Adlandırılmış Maddeler Bu bölümde yer alan bir maddenin veya madde grubunun, aynı zamanda Bölüm 2'de yer alması halinde, bu bölümde verilmiş olan niteleyici miktarlar kullanılmalıdır. Adlandırılmış Maddeler Listesi Kolon 1 Tehlikeli Maddeler Amonyum nitrat (bakınız not 1) Amonyum nitrat (bakınız not 2) Amonyum nitrat (bakınız not 3) Amonyum nitrat (bakınız not 4) Potasyum nitrat (bakınız not 5) Potasyum nitrat (bakınız not 6) Arsenik pentaoksit, arsenik (V) asit ve/veya tuzları Arsenik trioksit, arsenik (III) asit ve/veya tuzları Brom Klor Solunabilir toz halindeki Nikel bileşikleri (nikelmonoksit, nikeldioksit, nikel sülfat, trinikeldisülfat, dinikeltrioksit Etilenimin Flor Formaldehit (konsantrasyon ≥ % 90) Hidrojen Hidrojen klorür (sıvılaştırılmış gaz) Kurşun alkilleri Sıvılaştırılmış çok kolay alevlenir gazlar (LPG dahil) ve doğalgaz Asetilen Etilen oksit Propilen oksit Metanol 4,4-metilenbis (2- kloranilin) ve/veya tuzları, toz halinde Metilizosiyanat Oksijen Toluendiizosiyanat Karbonildiklorür (fosgen) Arseniktrihidrür (arsin) Fosfortrihidrür (fosfin) Sülfür(Kükürt)diklorür Sülfür(Kükürt)trioksit TCDD eşdeğeri cinsinden hesaplanan Poliklorodibenzofuranlar ve poliklorodibenzodioksinler (TCDD dahil) Ağırlık olarak % 5’in üstündeki konsantrasyonlarda Kolon 2 Kolon3 Aşağıdaki Yönetmelik maddelerinin uygulanması ile ilgili niteleyici miktar (ton) Madde 7 ve 8 Madde 9 5000 10000 1250 5000 350 2500 10 50 5000 10000 1250 5000 1 2 0,1 20 100 10 25 - 1 10 10 5 5 25 5 20 20 50 50 250 50 50 200 5 5 5 500 200 10 0,3 0,2 0,2 1 15 50 50 50 5000 0,01 0,15 2000 100 0,75 1 1 1 75 - 0,001 0,5 2 Kolon 1 Tehlikeli Maddeler aşağıdaki KANSEROJENLER: 4-Aminobifenil ve/veya tuzları, benzotriklorür,benzidin ve/veya tuzları, bis(klorometil)eter, klorometilmetileter, 1,2-dibromoetan, dietilsülfat, dimetilsülfat, dimetilkarbamol klorür, 1,2-dibrom-3-klorpropan, 1,2dimetilhidrazin, dimetilnitrozamin, hekzametilfosforiktriamit, hidrazin, 2-naftilamin ve/veya tuzları, 4-nitrodifenil, ve 1,3-propansulton Petrol ürünleri: (a) benzin ve naftalar, (b) kerosenler (jet yakıtları dahil), (c) gaz yağları (dizel yakıtlar, ev ısıtma yağları ve gaz yağ karışımları dahil) Kolon 2 Kolon3 Aşağıdaki Yönetmelik maddelerinin uygulanması ile ilgili niteleyici miktar (ton) Madde 7 ve 8 Madde 9 2500 25000 Notlar 1. Amonyum nitrat (5000/10000): kendiliğinden bozunma özelliğine sahip olan gübreler Aşağıdaki durumlar için geçerlidir: Amonyum nitrattan kaynaklanan azot içeriği, aşağıdaki gibi olan amonyum nitrat bazlı bileşik/kompozit gübrelerde (Fosfat ve/veya potasyum ile amonyum nitrat içeren bileşik/kompozit gübrelerde): - Ağırlıkça %15,75(1) ve %24,50(2) arasında olan ve toplam yanıcı/organik maddelerin %0,4’ünden fazla olmayan veya 18/03/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik’te yer alan yüksek oranda azot ihtiva eden amonyum nitrat gübreleri için patlama dayanım testindeki gereksinimleri sağlayan, - Ağırlıkça %15,75(3) veya daha az olan ve sınırlandırılmamış yanıcı maddeler “Birleşmiş Milletler Trough Testi”ne göre kendiliğinden bozunma özelliğine sahip maddeler (Bakınız: Birleşmiş Milletler Tehlikeli Maddelerin Taşınmasına Dair Tavsiyeler, Testler ve Kriterler El Kitabı, Bölüm III, Alt Kısım 38.2). 2. Amonyum nitrat (1 250/5 000): gübre kalitesinde Amonyum nitrattan kaynaklanan azot içeriği, aşağıdaki gibi olan amonyum nitrat bazlı gübrelere ve amonyum nitrat bazlı bileşik/kompozit gübrelere uygulanır: - Amonyum nitratın dolomit, kireçtaşı ve/veya kalsiyum karbonat ile en az %90’lık bir saflık oranı ile karışımları hariç, ağırlıkça %24,5’ten fazla olan, - Amonyum nitrat ve amonyum sülfat karışımları için ağırlıkça % 15,75’ten fazla olan, - Amonyum nitratın dolomit, kireçtaşı ve/veya kalsiyum karbonat ile en az %90’lık bir saflık oranı ile karışımları için, ağırlıkça %28’den(4) fazla olan. 3. Amonyum nitrat (350/2500): teknik kalitede Aşağıdaki durumlarda uygulanır: - Amonyum nitrattan kaynaklanan azot içeriği, aşağıdaki gibi olan amonyum nitrat ve amonyum nitrat müstahzarları, - Ağırlıkça %24,5 ve %28 arasında olan ve %0,4’ten fazla yanıcı madde içermeyen, 4. 5. 6. 7. Ağırlıkça %28’den fazla olan ve %0,2’den fazla yanıcı madde içermeyen, İçeriğinde amonyum nitrat konsantrasyonu ağırlıkça %80’den fazla olan sulu amonyum nitrat çözeltileri. Amonyum nitrat (10/50): Standart dışı ve patlama testine uymayan materyal ve gübreler Aşağıdaki durumlarda uygulanır: - Üretim sürecinde atılan maddelere ve Not 2 ve 3’de belirtilen şartlarla, artık uyum içinde olmadıklarından dolayı yeniden çalışılması, geri kazanımı ya da güvenli kullanım için arıtım amacıyla, son kullanıcıdan bir imalatçıya, geçici depolama ya da yeniden işleme tesisine geri gönderilmekte olan ya da gönderilmiş olan ve Not 2 ve 3’te bahsi geçen amonyum nitrat, amonyum nitrat preparatları, saf amonyum nitrat bazlı gübreler ve amonyum nitrat bazlı bileşik/kompozit gübreler, - 18/03/2004 tarihli ve 25406 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Tarımda Kullanılan Kimyevi Gübrelere Dair Yönetmelik’te yer alan yüksek oranda azot ihtiva eden amonyum nitrat gübreleri için patlama dayanım testinin gereklilikleri yerine getirmeyen ve Not 1, Paragraf 1’de ve Not 2’de bahsi geçen gübreler. Potasyum nitrat (5 000/10 000): Filizli /tanecikli halde potasyum nitrat içeren kompozit potasyum-nitrat bazlı gübrelere uygulanır. Potasyum nitrat (1 250/5 000): Kristal halde potasyum nitrat içeren kompozit potasyum-nitrat bazlı gübrelere uygulanır. Poliklorodibenzofuranlar ve Poliklorodibenzodioksinler Poliklorodibenzofuranların ve Poliklorodibenzodioksinlerin miktarları, aşağıdaki faktörler kullanılarak hesaplanır: Söz Konusu Türler İçin Uluslararası Toksik Eşdeğer Faktörleri (UTEF) (NATO/CCMS) Söz Konusu Türler İçin Uluslararası Toksik Eşdeğer Faktörler (UTEF) (NATO/CCMS) 2,3,7,8-TCDD 1 2,3,7,8-TCDF 0,1 1,2,3,7,8-PeCDD 0,5 2,3,4,7,8-PeCDF 0,5 . . 1,2,3,7,8-PeCDF 0,05 . . . . 1,2,3,4,7,8-HxCDD 0,1 . . 1,2,3,6,7,8-HxCDD 0,1 1,2,3,4,7,8-HxCDF 0,1 1,2,3,7,8,9-HxCDD 0,1 1,2,3,7,8,9-HxCDF 0,1 . . 1,2,3,6,7,8-HxCDF 0,1 1,2,3,4,6,7,8-HpCDD 0,01 2,3,4,6,7,8-HxCDF 0,1 . . . . OCDD 0,001 1,2,3,4,6,7,8-HpCDF 0,01 . . 1,2,3,4,7,8,9-HpCDF 0,01 . . . . . . OCDF 0,001 (T = tetra, Pe = penta, Hx = hekza, Hp = hepta, O = okta) __________________ (1) Ağırlıkça % 15,75’lik azot ihtiva eden amonyum nitrat, % 45’lik amonyum nitrata tekabül eder. (2) Ağırlıkça % 24,50’lik azot ihtiva eden amonyum nitrat, % 70’lik amonyum nitrata tekabül eder. (3) Ağırlıkça % 15,75’lik azot ihtiva eden amonyum nitrat, % 45’lik amonyum nitrata tekabül eder. (4) Ağırlıkça % 28’lik azot ihtiva eden amonyum nitrat, % 80’lik amonyum nitrata tekabül eder. Bölüm 2: Bölüm 1’de Adlandırılmamış Madde ve Müstahzar Kategorileri Kolon 1 Kolon 2 Kolon 3 Aşağıdaki Yönetmelik maddelerinin uygulanması ile ilgili olarak Madde 5'te tanımlanan Tehlikeli Madde Kategorileri tehlikeli maddelerin niteleyici miktarı (ton) Madde 7 ve 8 Madde 9 1. ÇOK TOKSİK 5 20 2. TOKSİK 50 200 3. OKSİTLEYİCİ 50 200 4. PATLAYICI (Not 2’ye bakınız) (Maddenin, müstahzarın veya ürünün, UN/ADR 50 200 Bölüm 1.4 kategorisine girdiği durumlarda) 5. PATLAYICI (Not 2’ye bakınız) Maddenin, müstahzarın veya ürünün, UN/ADR’nin 1.1, 1.2, 1.3, 1.5 veya 1.6 bölümlerinden ya da risk 10 50 tanımlarından R2 veya R3’ten herhangi birisine girdiği durumlarda 6. ALEVLENİR (Not 3 (a)'da verilmiş olan tanıma 5000 50000 uyan) 7a.KOLAY ALEVLENİR (maddenin veya müstahzarın, Not 3 (b) (I)'de verilmiş olan tanıma 50 200 uyan) 7b.KOLAY ALEVLENİR sıvılar (maddenin veya müstahzarın, Not 3 (b) (2)'de verilmiş olan tanıma 5000 50000 uyan) 8. ÇOK KOLAY ALEVLENİR (maddenin veya 10 50 müstahzarın, Not 3 (c)'de verilmiş olan tanıma uyan) 9. ÇEVRE İÇİN TEHLİKELİ risk tanımları i) R50: “Sudaki organizmalar için çok toksiktir” 100 200 (R50/53 dahil) ii) R51/53: “Sudaki organizmalar için toksik, su ortamında uzun süreli olumsuz etkilere neden 200 500 olabilir” 10. Yukarıda verilen risk tanımlarının dışında kalan DİGER SINIFLANDIRMALAR: (i) R14: "Su ile şiddetli reaksiyon verir" (R14/15 100 500 dahil) (ii) R29: "Su ile temasında toksik gaz çıkarır" 50 200 Notlar 1. Maddeler ve müstahzarlar, aşağıdaki yönetmeliğe göre sınıflandırılmıştır: - 26 Aralık 2008 tarihli ve 27092 sayılı mükerrer Resmi Gazetede yayımlanan Tehlikeli Maddelerin ve Müstahzarların Sınıflandırılması, Ambalajlanması ve Etiketlenmesi Hakkında Yönetmelik’e göre tehlikeli olarak sınıflandırılmamış, ancak yine de bir kuruluştaki mevcut olan veya mevcut olabilecek ve kuruluştaki mevcut koşullar altında büyük kaza potansiyeli açısından eşdeğer özelliklere sahip olan veya olabilecek maddeler veya müstahzarların olması durumunda, aynı yönetmeliğin ilgili maddesiyle uyumlu olarak geçici sınıflandırma prosedürleri uygulanır. Birden fazla sınıflandırmaya tabi tutulacak özellikte olan maddelerin veya müstahzarların olması durumunda, Yönetmeliğin amacı bakımından en düşük niteleyici miktarlar uygulanır. Ancak, Not 4’teki kuralın uygulanması için, kullanılan niteleyici miktar her zaman ilgili sınıflandırmaya tekabül eden miktardır. 2. "Patlayıcı madde"; - Çarpma, sürtünme, açık alev veya diğer tutuşturma kaynakları ile patlama riski olan bir madde veya müstahzar (risk tanımı R2), - Çarpma, sürtünme, açık alev veya diğer tutuşturma kaynakları ile patlama riski yüksek olan bir madde veya müstahzar (risk tanımı R3), ya da - Ülkemizin de 06.12.2005 tarihinde 26015 sayılı resmi gazetede yayınladığı kanun ile taraf olduğu 30 Eylül 1957 tarihli “Tehlikeli Maddelerin Karayolu ile Uluslararası Taşınması Hakkında Avrupa Sözleşmesi”ndeki (UN/ADR) Sınıf 1’de yer alan madde, müstahzar veya eşyadır. Patlayıcı tanımına, Yönetmeliğin amacı bakımından, kendiliğinden gerçekleşebilen ekzotermik kimyasal reaksiyonlar yoluyla, ısı, ışık, ses, gaz veya duman ya da bu etkilerin bir bileşimini ürettiği belirtilen maddeler (ya da madde karışımları) olarak tanımlanan piroteknikler de dahildir. Bir madde veya müstahzarın hem UN/ADR’ye göre hem de R2 veya R3 olarak sınıflandırıldığı durumlarda, UN/ADR sınıflandırmasına öncelik verilir. UN/ADR Sınıf 1’deki madde veya eşyalar, UN/ADR sınıflandırma sistemiyle uyumlu bir şekilde 1.1’den 1.6’ya kadar olan kısımların herhangi birinde sınıflandırılmıştır. İlgili kısımlar aşağıda verilmiştir: Kısım 1.1: “Kütlesel patlama tehlikesi olan maddeler veya eşyalar (kütlesel patlama, bir anda kütlenin hemen hemen tamamının etkilendiği patlamadır.)” Kısım 1.2: “Kütlesel patlama tehlikesi içermeyen, ancak şarapnel tesiri olan maddeler veya eşyalar.” Kısım 1.3: “Bir yangın tehlikesi ve ufak çaplı patlama tehlikesi veya ufak çaplı şarapnel tesirinden birisini ya da her ikisini içeren, ancak kütlesel patlama tehlikesi arz etmeyen maddeler veya eşyalar: (a) önemli miktarda radyant ısı yayan yanma, (b) ufak çaplı patlamaya veya şarapnel tesirine ya da her ikisine de yol açarak birbirini izleyen yanmalar.” Kısım 1.4: “Taşıma sırasında ateşleyicilerle veya tutuşturucularla temas halindeyken, düşük risk arz eden maddeler veya eşyalar. Etkiler büyük ölçüde ambalaj ile sınırlı olup, büyük boyuttaki ve aralıktaki parçaların saçılması beklenmemektedir. Harici bir yangın, ambalajın hemen hemen tüm içeriğinin anında patlamasına sebep olmayacaktır.” Kısım 1.5: “Normal taşıma koşulları altında, tutuşma veya yanmadan patlamaya geçme ve kütlesel patlama tehlikesi ihtimali çok düşük olan çok duyarsız maddeler. Bu maddeler, asgarî gereklilik olarak, harici yangın testinde patlamayacaktır.” Kısım 1.6: “Kütlesel patlama tehlikesi olmayan aşırı duyarsız eşyalar. Bu eşyalar, sadece aşırı duyarsız patlayıcı maddeler içermekte ve ihmal edilebilecek derecede kaza ile tutuşma veya yayılma olasılığı göstermektedir. Risk, tek bir eşyanın patlaması ile sınırlıdır.” Bu tanıma, ayrıca eşyalarda bulunan patlayıcı veya piroteknik maddeler veya müstahzarlar da dahil edilmiştir. Eşyaların patlayıcı veya piroteknik maddeler veya müstahzarlar içermesi durumunda, bu madde veya müstahzarın miktarı biliniyorsa, bu miktar, bu Yönetmeliğin amacı bakımından göz önünde tutulacaktır. Miktar bilinmiyorsa, bu Yönetmeliğin amacı bakımından, eşyanın tamamı patlayıcı olarak değerlendirilecektir. 3. 6, 7, ve 8 inci sınıflarda yer alan "alevlenir", ‘’kolay alevlenir", “çok kolay alevlenir” ifadeleri aşağıdaki anlamları taşır: (a) Alevlenir sıvılar: Parlama noktası 21 °C (21 °C dahil) – 55 °C (55 °C dahil) arasında olan, yanmayı destekleyen maddeler ve müstahzarlar (risk tanımı R10); (b) Kolay alevlenir sıvılar: 1. Herhangi bir enerji uygulaması olmadan, ortam sıcaklığında havayla temasında ısınabilen ve sonuç olarak alevlenen madde ve müstahzarlar (risk tanımı R17), -Parlama noktası 55 °C'nin altında olan ve yüksek basınç veya yüksek sıcaklık gibi özel işlem koşullarında büyük kaza tehlikeleri oluşturabilecek, basınç altında sıvı halde kalan maddeler ve müstahzarlar, 2. Parlama noktası 21 °C'nin altında olan ve çok kolay alevlenir olmayan maddeler ve müstahzarlar (risk tanımı R11); (c) Çok kolay alevlenir gazlar ve sıvılar: 1. 0 oC'nin altında, parlama noktasına ve normal basınç altında 35 oC’ye eşit ya da daha düşük kaynama noktasına (ya da bir kaynama aralığının bulunması durumunda kaynamanın başladığı sıcaklık) sahip olan sıvı madde ve müstahzarlar (risk tanımı R12) 2. Ortam sıcaklığı ve basıncında havayla temas halinde alevlenebilir gaz veya süper kritik halde bulunan gazlar (risk tanımı R12) 3. Kaynama noktalarının üzerindeki bir sıcaklıkta bulundurulan, alevlenir veya kolay alevlenir sıvı maddeler ve müstahzarlar. 4. Kuruluşta bulunan madde veya müstahzarlardan hiçbirinin, ilgili niteleyici miktara eşit veya bunun üzerinde olmadığı durumda, kuruluşun bu Yönetmelik kapsamına girip girmediğinin belirlenmesi amacıyla aşağıdaki kural uygulanacaktır: q1/QU1 + q2/QU2 + q3/QU3 + q4/QU4 + q5/QU5 +... ≥ 1 qx: Bölüm 1 veya 2’de yer alan tehlikeli maddelerin veya madde kategorilerinin miktarı. QUX : Madde veya madde kategorisi için Bölüm 1 veya 2’de Kolon 3’teki ilgili niteleyici miktar. Yukarıdaki toplamın 1’e eşit veya 1’den büyük olması durumunda, kuruluş bu Yönetmeliğe tabi olacaktır. Yönetmeliğin 9, 11 ve 15 inci maddeleri hariç, aşağıdaki toplamın 1’e eşit ya da 1’den büyük olması durumunda, bu Yönetmelik uygulanacaktır: q1/QL1 + q2/QL2 + q3/QL3 + q4/QL4 + q5/QL5 +... ≥ 1 qx: Bölüm 1 veya 2’de yer alan tehlikeli maddelerin veya madde kategorilerinin miktarı. QLX : Madde veya madde kategorisi için Bölüm 1 veya 2’de Kolon 2’teki ilgili niteleyici miktar. Bu kural, toksisite, alevlenirlik ve eko-toksisite ile ilgili tehlikelerin tamamının değerlendirilmesi için kullanılacaktır. Dolayısıyla aşağıdaki durumlar için üç defa uygulanacaktır: (a) Bölüm 1’de adlandırılan ve toksik veya çok toksik olarak sınıflandırılan madde ve müstahzarlarla birlikte, Bölüm 2’deki 1 inci ve 2 nci kategorilere giren madde ve müstahzarların eklenmesi, (b) Bölüm 1’de adlandırılan ve oksitleyici, patlayıcı, alevlenir, kolay alevlenir veya çok kolay alevlenir olarak sınıflandırılan madde ve müstahzarlar ile birlikte, Bölüm 2’deki 3, 4, 5, 6, 7a, 7b veya 8’inci kategorilere giren madde ve müstahzarların eklenmesi, (c) Bölüm 1’de adlandırılan ve çevre için tehlikeli olarak sınıflandırılan (R50 (R50/53 dahil) veya R51/53) madde ve müstahzarlar ile birlikte, Bölüm 2’deki 9(i) veya 9(ii) kategorilerine giren madde ve müstahzarların eklenmesi. (a), (b) veya (c) ile elde edilen toplamlardan herhangi birisinin 1’e eşit veya 1’den büyük olması durumunda, bu Yönetmeliğin ilgili hükümleri uygulanacaktır. Ek II GÜVENLİK RAPORU’NDA BULUNMASI GEREKEN ASGARÎ BİLGİLER 1. Güvenlik Raporlarının Amaçları 1.1 Büyük kaza önleme politika belgesinin ve bunun uygulanması için güvenlik yönetim sisteminin Ek III'te verilmiş olan bilgilere göre yürürlüğe konduğunun gösterilmesi, 1.2 Büyük kaza tehlikelerinin tanımlandığının ve bu tür kazaların önlenmesi, insan ve çevre üzerindeki etkilerinin en aza indirilmesi için gerekli önlemlerin alındığının gösterilmesi, 1.3 Kuruluş içerisindeki büyük kaza tehlikeleri ile ilişkili olan tesisin tümünün ve depolama tesisinin, bunların işletimi ile ilgili iş ekipmanının ve altyapının tasarımına, inşaatına, işletilmesine ve bakımına ilişkin yeterli güvenliğin ve güvenilirliğin sağlandığının gösterilmesi, 1.4 Büyük bir kaza durumunda gerekli önlemlerin alınması için dahili acil durum planlarının hazırlandığının ve harici planın hazırlanması için yetkililere gerekli bilginin sağlandığının gösterilmesi, 1.5 Mevcut kuruluşların etrafında yeni faaliyetlere ya da mevcut tesislerin genişlemelerinin konumlandırılmasına dair kararların verilmesi için yetkililere gerekli bilginin sağlanması. 2. Büyük kazaların önlenmesi ile ilgili olarak kuruluşun yönetim sistemi ve organizasyonu hakkında bilgi: Bu bilgi Ek III'te belirtilen unsurları kapsayacaktır. 3. Kuruluşun çevresi hakkında bilgi: 3.1 Kuruluşun yerleştiği alan ve çevresinin coğrafi konumu, meteorolojik, jeolojik, hidrografik koşulları ve gerektiğinde geçmişi de dahil olmak üzere kuruluşun tanıtılması, 3.2 Kuruluşun büyük bir kaza tehdidi ortaya koyabilecek olan tesislerinin ve diğer faaliyetlerinin tanımlanması, 3.3 Büyük bir kazanın meydana gelebileceği alanların açıklanması. 4. Tesisin tanıtımı: 4.1 Önerilen önleyici tedbirlerle birlikte kuruluşun, güvenlik, büyük kaza risk kaynakları ve büyük bir kazanın meydana gelmesine yol açabilecek koşullar bakımından önemli olan kısımlarının ana faaliyetlerine ve ürünlerine ilişkin açıklama, 4.2 Proseslerin, özellikle işletim yöntemlerinin açıklanması, 4.3 Tehlikeli maddelerin tanımlanması, 4.3.1 Tehlikeli maddelerin envanteri; a) Tehlikeli maddelerin kimyasal ismine, CAS numarasına ve IUPAC adlandırma sistemine göre tanımlanması, b) Tehlikeli maddelerin bulunan veya bulunması muhtemel en yüksek miktarı. 4.3.2 Tehlikeli maddelerin fiziki, kimyasal, toksikolojik özellikleri ve insan ve çevre üzerinde hem anında hem de daha sonra ortaya çıkabilecek etkileri, 4.3.3 Tehlikeli maddelerin normal kullanım şartlarında veya öngörülebilen kaza koşulları altında fiziksel ve kimyasal davranışı. 5. Kaza risklerinin analizi ve önleme yöntemlerinin tanımlanması: 5.1 Muhtemel büyük kaza senaryolarının ve bunların olabilirliğinin veya bunların meydana gelebileceği koşulların, bu senaryolardan her birini tetikleyebilecek olayların, tesis içinde veya dışındaki nedenlerinin bir özeti ile birlikte, detaylı biçimde açıklanması, 5.2 Yönetmeliğin 15 ve 19 uncu maddeleri göz önünde bulundurularak, kuruluştan kaynaklanabilecek büyük kazalardan etkilenmesi muhtemel alanları gösteren haritalar, görüntüler veya uygun olduğu durumda benzer tanımlamaları içeren, tanımlanmış büyük kazaların sonuçlarının, boyutunun ve şiddetinin değerlendirilmesi, 5.3Tesislerin güvenliği için kullanılan ekipmana ve teknik parametrelere ilişkin açıklama. 6. Bir kazanın sonuçlarının sınırlandırılması için uygulanacak koruma ve müdahale önlemleri: 6.1 Büyük kazaların sonuçlarının sınırlandırılması için, tesis içerisinde kurulan ekipmana ilişkin açıklama, 6.2 Uyarı ve müdahale organizasyonu, 6.3 Hareket ettirilebilir dahili veya harici her türlü kaynağa ilişkin açıklama, 6.4 Bu maddenin a, b ve c bentlerinde açıklanan hususların, dahili acil durum planının hazırlanması için gerekli olan özeti. Ek III YÖNETİM SİSTEMİ İLE İLGİLİ OLARAK YÖNETMELİĞİN 8 VE 9’UNCU MADDELERİNDE BELİRTİLEN PRENSİPLER VE BİLGİLER İLE BÜYÜK ENDÜSTRİYEL KAZALARIN ÖNLENMESİNE YÖNELİK İŞLETMENİN ORGANİZASYONU 1. 2. 3. İşletme sahibince hazırlanan büyük kaza önleme politikasının ve güvenlik yönetim sisteminin uygulanması amacıyla, aşağıdaki hususlara dikkat edilecektir: Büyük kaza önleme politikası belgesinde belirtilen gereksinimler, işletme tarafından sunulan büyük kaza tehlikeleri ile orantılı olmalıdır. Büyük kaza önleme politikası yazılı olarak hazırlanacak ve işletme sahibinin tüm amaçlarını ve büyük kaza tehlikelerinin kontrolü ile ilgili eylem prensiplerini içerecektir. Güvenlik yönetim sistemi, büyük kaza önleme politikasının belirlenmesi ve uygulanması için gerekli olan organizasyon yapısını, sorumlulukları, uygulamaları, prosedürleri, süreçleri ve kaynakları da içine alan genel yönetim sisteminin bir parçasını içerecektir. Aşağıdaki konular, güvenlik yönetim sistemi tarafından belirlenecektir: 3.1 Organizasyon ve personel: Organizasyonun bütün kademelerinde büyük tehlikelerin önlenmesinde yer alan personelin görev ve sorumlulukları. Kuruluşta çalışanların tümü için gerekli olan eğitimin sağlanması. 3.2 Büyük kazaların belirlenmesi ve değerlendirilmesi: Normal ve normal olmayan işlemlerden kaynaklanan büyük tehlikelerin, sistematik bir şekilde belirlenmesi için prosedürlerin benimsenmesi ve uygulanması ve bu tehlikelerin olasılığı ve şiddetinin değerlendirilmesi. 3.3 İşletim kontrolü: Tesisin bakımı, süreçler, ekipman ve geçici kesintileri de içine alan, güvenli işletme için prosedür ve talimatların benimsenmesi ve uygulanması. 3.4 Değişimin yönetimi: Yapılacak değişikliklerin planlanması ya da yeni tesislerin, süreçlerin ya da depolama faaliyetlerinin tasarımı için prosedürlerin benimsenmesi ve uygulanması. 3.5 Acil durumlar için planlama: Sistematik analiz ile önceden tespit edilebilecek acil durumların belirlenmesi, acil durum planlarının hazırlanması, test edilmesi ve gözden geçirilmesi, bu tür acil durumlara cevap verilebilmesi ve ilgili personel için özel eğitim sağlanması amacıyla, prosedürlerin benimsenmesi ve uygulanması. Bu tür eğitimler, kuruluşta çalışan bütün personele verilecektir. 3.6 Performansın izlenmesi: Hazırlanan büyük kaza önleme politikası ve güvenlik yönetim sistemi ile belirlenen hedeflerle uyum sağlanmasının değerlendirmesi için prosedürlerin benimsenmesi ve uygulanması, uyum sağlanmaması durumunda, düzeltici faaliyetlerin araştırılması ve bu önlemlerin alınması için mekanizmalar oluşturulması. Prosedürler, tam anlamıyla gerçekleşmemiş büyük kazaların raporlanması için gereken işletme sistemini ve özellikle de önleyici önlemlerin başarısızlığa uğraması ve bunlardan çıkarılan dersler ışığında araştırılıp izlenmesini de kapsayacaktır. 3.7 Denetleme ve inceleme: Büyük kaza önleme politikasının ve güvenlik yönetim sisteminin etkinliği ve uygunluğunun, periyodik ve sistematik bir şekilde değerlendirilmesi için prosedürler benimsenecek ve uygulanacak politika ve güvenlik yönetim sisteminin performansı, dokümante edilerek incelenecek ve üst yönetimce gözden geçirilerek güncellenecektir. Ek IV ACİL DURUM PLANLARINDA BULUNMASI GEREKEN HUSUSLAR Kısım 1: Acil durum planlarının amaçları 1. Kaza sonrası etkileri en aza indirmek, insanlara, çevreye ve mala gelecek zararı sınırlandırmak için, olayları ve gelişmeleri kontrol etmek. 2. İnsan ve çevreyi önemli kazaların etkilerinden korumak için, gereken önlemleri belirlemek ve uygulamak. 3. Kamuya, acil servis hizmetlerine veya bölgedeki ilgili mercilere, gerekli bilgiyi zamanında iletmek. 4. Önemli bir kaza sonrasında, çevrenin restorasyonunu ve temizlenmesini sağlamak. 5. Harici acil durum planlarına göre önemli acil durumlarda, sivil savunmayla işbirliğini geliştirme ihtiyacını dikkate almak. 6. İşletmecilerce, acil durum araç ve gereçleri ve insan gücü sınırlı olan sanayi yörelerinde; büyük kaza durumunda, komşu kuruluşlarla karşılıklı yardımlaşmanın sağlanması için girişimlerde bulunmak. Kısım 2: Dahili acil durum planında yer alacak bilgiler 1. Acil durum prosedürlerini belirlemeye yetkili kişiler ile tesisteki acil durumların etkilerini azaltıcı/düzeltici faaliyetlerden sorumlu olan ve koordine eden kişilerin isim ya da unvanları. 2. Harici acil durum planından sorumlu yetkililer ile irtibat kurulmasından sorumlu kişinin isim ya da unvanı. 3. Büyük bir kazaya yol açabilecek derecede öneme haiz, öngörülebilen koşullar veya olaylar için, koşulları veya durumları kontrol etmek ve bunların sonuçlarını en aza indirmek amacıyla, yürütülecek faaliyetlerin güvenlik ekipmanı ve mevcut kaynakları da içeren tanımı. 4. Acil durum uyarılarının nasıl verileceğini ve bir uyarı durumunda, tesisteki kişilerin yapması gerekenleri de kapsayan ve bu kişilerin maruz kalabileceği risklerin azaltılmasına yönelik düzenlemeler. 5. Harici acil durum planını hazırlamaktan sorumlu yetkililere, kaza ile ilgili erken uyarı ve bu uyarıda verilmesi gerekli bilginin içeriği ve gelişmelere bağlı olarak elde edilen daha detaylı bilginin iletilmesi için yapılacak gerekli düzenlemeler. 6. Tesisteki personelin, acil durumlarda yapması gereken görevleri konusunda eğitimleri ve bu eğitimlerin gerektiğinde acil servis hizmetleriyle koordine edilmesi için gerekli düzenlemeler. 7. Acil durumların tesis dışı etkilerini azaltıcı/düzeltici faaliyetler için sağlanacak yardımlara ilişkin düzenlemeler. Kısım 3: Harici acil durum planında yer alacak bilgiler 1. Acil durum prosedürlerini belirlemeye yetkili kişiler ile tesis dışındaki faaliyetlerden sorumlu olan ve koordine eden kişilerin isim ya da unvanları. 2. Acil durum uyarılarının alınmasına, alarmların ve bunların uygulanmasına ilişkin prosedürlerin hazırlanmasına yönelik düzenlemeler. 3. Harici acil durum planının uygulanması için, gerekli kaynakların koordine edilmesine ilişkin düzenlemeler. 4. Acil durumların tesis içi etkilerini azaltıcı/düzeltici faaliyetler için, sağlanacak yardımlara ilişkin düzenlemeler. 5. Acil durumların tesis dışı etkilerini azaltıcı/düzeltici faaliyetler için düzenlemeler. 6. Kaza ile ilgili halka gerekli bilginin sağlanması ve halkın bu durumda yapması gerekenlere ilişkin düzenlemeler. Ek V MADDE 15 UYARINCA KAMUYA VERİLECEK BİLGİNİN İÇERİĞİ 1. İşletmecinin adı ve kuruluşun adresi. 2. Bilgiyi veren kişinin adı ve görev unvanı. 3. Kuruluşun, bu Yönetmeliğe tabi olduğunun ve 7’nci maddede değinilen bildirim veya 9 uncu maddede değinilen güvenlik raporunun yetkililere teslim edildiğinin doğrulanması. 4. Kuruluşta yürütülen faaliyetlerin kolay anlaşılabilir şekilde açıklaması. 5. Kuruluşta bulunan ve büyük bir kazaya yol açabilecek maddelerin ve müstahzarların, bilinen adlarının veya Ek I, Bölüm 2’de yer almaları durumunda, grup isimleri veya genel tehlike sınıflandırmasının, tehlike özelliklerini gösteren işaretleri ile birlikte verilmesi. 6. İnsan ve çevre üzerindeki potansiyel etkileri de dahil olmak üzere, büyük endüstriyel kazaların doğası ile ilgili genel bilgi. 7. Büyük bir kaza anında, etkilenmesi muhtemel kişilerin nasıl uyarılacağı ve bilgilendirilmesinin nasıl sürdürüleceğine dair yeterli bilgi. 8. Büyük bir kaza anında, etkilenmesi muhtemel kişilerin yapması gereken davranışlar ve uyması gerekli hususlar ile ilgili yeterli bilgi. 9. İşletmecinin, büyük endüstriyel kazalarla başa çıkmak ve bunların etkilerini en aza indirmek için, özellikle acil servis hizmetleriyle irtibata geçmek de dahil olmak üzere, tesisteki yeterli düzenlemeleri yapmakla yükümlü olduğunun doğrulanması. 10. Büyük endüstriyel kazanın, tesis dışındaki etkileriyle başa çıkmak için hazırlanan harici acil durum planına yapılan atıf. Bu atıf, bir kaza durumunda, acil servis hizmetlerinden gelen talimat ve isteklere yönelik işbirliği yapılması tavsiyelerini içerecektir. 11. Ulusal mevzuatta belirlenmiş olan gizlilik ilkeleri göz önünde bulundurularak, ilave bilginin nereden elde edilebileceğine dair detaylar. [R.G. 18 Ağustos 2010 – 27676] —— • —— Genelgeler Başbakanlıktan: Konu : Pakistan’a Yardım Kampanyası. GENELGE 2010/20 Pakistan’da, 2 Ağustos 2010 tarihinde başlayan ve günlerce devam eden sellerden 20 milyon civarında Pakistan vatandaşı etkilenmiş, 2.000’in üzerinde insan hayatını kaybetmiştir. Söz konusu afet çok fazla maddi ve manevi kayba sebebiyet vermiş olup halen binlerce insan; barınma, açlık, susuzluk ve salgın hastalık problemleriyle karşı karşıyadır. Günümüz dünyasında, büyük çaplı böylesi bir felaketle tek bir ülkenin kendi imkanlarıyla başa çıkmasının güçlüğü ortadadır. Bu düşünce ile, olayın haber alınmasından itibaren ilk harekete geçen ülkelerden biri olarak 4 uçak dolusu 2 milyon ABD Doları değerinde ayni yardım ile 10 milyon ABD Doları para gönderilmiştir. Türkiye Cumhuriyeti, halkımızın da beklentileri doğrultusunda Pakistan’daki afetzedeler için her türlü yardım ve desteği sağlayacaktır. Bu amaçla bir yardım kampanyası başlatılması uygun görülmüştür. Pakistan için yardım kampanyasına ait banka hesap numaraları genelge ekinde belirtilmiştir. Afet mağdurlarına yardım için Hükümetimizin çabalarına ilaveten başka yardım amaçlı pek çok özel inisiyatifin de katkıları devam etmektedir. Yardım kampanyası açılması kadar, ülke kaynakları kullanılarak toplanan bu yardımların ihtiyaç sahiplerine yerinde ve zamanında ulaştırılması, etkin kullanımı ile ulusal ve uluslararası kamuoyuna gerektiği gibi duyurulması da önem taşımaktadır. Tüm bu çalışmaların başarı ile yürütülüp sonuçlandırılabilmesi için iyi işleyen işbirliği ve koordinasyon mekanizmasına ihtiyaç duyulacağı açıktır. Belirtilen hususlarda ulusal koordinasyonu sağlamak üzere, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı görevlendirilmiştir. Bu doğrultuda; 1. Valiliklerimiz, belediyelerimiz ile tüm kamu kurum ve kuruluşlarımızca toplanan yardımlar ilgili Başkanlığın ekte belirtilen hesap numaralarına aktarılacaktır. 2. Gerçek ve tüzel kişiler bu hesaplara doğrudan bağış yapabileceklerdir. 3. Sivil toplum kuruluşlarımızdan istekli olanlar topladıkları yardımı, afetzedelere ulaştırmak üzere şartlı ve şartsız bu hesaplara aktarabileceklerdir. 4. Tüm yardım toplama faaliyetleri, 2860 sayılı Yardım Toplama Kanunu hükümleri çerçevesinde yapılacaktır. Benzer acıları daha önce yaşamış olan halkımızın, ulusal ve yerel basınımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın, kamu kurum ve kuruluşları ile her düzeydeki kamu görevlilerinin, meslek odalarının ve birliklerin bir insanlık görevi olan bu yardım kampanyalarına gönüllü olarak her türlü destek ve yardımı sağlayacaklarına inancımız tamdır. Bilgilerini ve gereğini önemle rica ederim. Recep Tayyip ERDOĞAN Başbakan EK 1 PAKİSTAN’A YARDIM KAMPANYASI BANKA HESAP NUMARALARI T.C. ZİRAAT BANKASI AŞAĞIAYRANCI ŞUBESİ HESAP NO : 555 555 55 ANA HESAP - 5001 TL - 5002 DOLAR - 5003 EURO TÜRKİYE HALK BANKASI BAKANLIKLAR ŞUBESİ HESAP NO : 05000005 TL 5300003 DOLAR 2 P 000023 EURO VAKIFLAR BANKASI FİNANS MARKET ŞUBESİ HESAP NO : 205 55 55 TL 405 66 66 DOLAR 405 77 77 EURO [R.G. 18 Ağustos 2010 – 27676] —— • —— Yargıtay Kararları Yargıtay 18. Hukuk Dairesinden: Esas No : 2010/6750 Karar No : 2010/10314 YARGITAY İLAMI Davacı Sevgi Druchar ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada Kartal 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 13.11.2009 günlü ve 2009/577-508 sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25.05.2010 gün ve Hukuk-2010/121824 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü: YARGITAY KARARI Davacı tarafından açılan davada "Druchar" olan soyadının kızlık soyadı olan "Sagular" olarak değiştirilmesini istediği, mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne karar verildiği ve hükmün temyiz edilmeksizin kesinleştiği, ancak davacının kayıtlara göre hala Josef Druchar ile evli olduğu anlaşılmıştır. 4721 sayılı Türk Medeni Yasasının 187. maddesinde "Kadın evlenmekle kocasının soyadını alır, ancak evlenme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir. Daha önce iki soyadı kullanan kadın, bu haktan sadece bir soyadı için yararlanabilir" hükmü yer almaktadır. Somut olayda davacı 06.06.1984 tarihinde Alman uyruklu Josef Druchar ile evlendiğine ve bu evliliğin yasal olarak sona erdiğini gösteren bilgi ve belge olmadığına göre, mahkemece davanın reddine karar verilmemiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 06.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. [R.G. 12 Ağustos 2010 – 27670] —— • —— Yargıtay 18. Hukuk Dairesinden: Esas No : 2010/6751 Karar No : 2010/10315 YARGITAY İLAMl Davacı Baba Kaya ile davalı Nüfus Müdürlüğü arasındaki davada Çat Asliye Hukuk Mahkemesince verilen ve Yargıtay'ca incelenmeksizin kesinleşmiş bulunan 1/3/2000 günlü ve 2000/1 E. 2000/11 K. sayılı kararın yürürlükteki hukuka aykırı olduğu savıyla Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 25/5/2010 gün ve Hukuk-2010/121825 sayılı yazısıyla kanun yararına temyiz edilerek bozulması istenilmiş olmakla, dosyadaki tüm kağıtlar okunup gereği düşünüldü: YARGITAY KARARI Doğum tarihinin 3/3/1982 olarak düzeltilmesine karar verilen Perihan Kaya ile 28/9/1981 doğumlu kardeşi Ahmet Kaya arasında düzeltilen doğum tarihine göre sadece 5 ay 5 günlük bir zaman farkı bulunmaktadır. Bir kadının bu süre içerisinde iki kez doğum yapması tıbben mümkün olmadığından, hakim, nüfus kayıtlarında düzeltme yaparken bunların birbiriyle çelişik olmamasına özen göstermeli, böyle bir sonucu doğuracak kararlar vermemelidir. Bu itibarla yukarıda açıklanan nedenlerle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün HUMK.'nun 427. maddesi gereğince sonuca etkili olmamak kaydıyla kanun yararına BOZULMASINA ve gereği yapılmak üzere kararın bir örneği ile dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 6/7/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi. [R.G. 17 Ağustos 2010 – 27675] —— • —— Yüksek Seçim Kurulu Kararları Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığından: Karar No: 559 - KARAR Başkanlık Makamınca Kurulumuza sunulan 11/08/2010 tarihli yazıda, aynen; “Yüksek Seçim Kurulunun 13/05/2010 tarihli, 2010/317 sayılı kararı uyarınca, 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması sebebiyle, 3376 sayılı Kanunun 5 inci maddesi gereğince radyo ve televizyon konuşma haklarının 05 Eylül 2010 tarihinden 11 Eylül 2010 tarihi saat: 18.00’a kadar olan süre içinde kullanılması gerektiği hususu Kurulumuzca 21/07/2010 tarihli, 489 sayı ile karara bağlanmış olup, kararımızın ilgililere tebliğinden sonra Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği ile Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Sekreterliğinden ve ilgili siyasi parti genel başkanlıklarından alınan cevabi yazılar ektedir. Bu nedenle; 298 sayılı Kanunun 52 ve 55 maddelerine göre; 1- 05 – 11 Eylül 2010 tarihleri arasında Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partilerin radyo ve televizyon konuşmalarının, hangi gün ve saatlerde yapılacağının tespiti, 2- Siyasi partiler adına radyo ve televizyonda yapılacak propaganda konuşmalarının uygulanmasına ilişkin ses ve görüntü alma cihazları ile tespiti ve yayına ilişkin esasların belirlenmesi, hususlarında karar verilmesini takdirlerinize arz ederim.” denilmiş olmakla, konu incelenerek; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: A) Yüksek Seçim Kurulunun 21/07/2010 tarihli ve 489 sayılı kararı ile; 3376 sayılı Kanunun 5 inci maddesi gereğince, 12 Eylül 2010 tarihinde yapılacak olan Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması nedeniyle, Türkiye Büyük Millet Meclisinde grubu bulunan siyasi partilere ve Cumhurbaşkanına tanınmış olan radyo ve televizyonda konuşma haklarının 05 Eylül 2010 Pazar günü sabahı ile 11 Eylül 2010 Cumartesi günü saat: 18.00’a kadar olan süre içinde yapılması ve uygulanması gerektiğine, Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığından alınan 14/07/2010 tarihli ve A.01.0.GNS.0.10.00.02-25012/51621 sayılı yazıda Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partiler bildirilmiş olup, konuşma haklarını kullanabilecek olan siyasi partilerin, Adalet ve Kalkınma Partisi, Barış ve Demokrasi Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi olduğu, bu siyasi partilerden radyo ve televizyonda konuşma yapmak isteyenlerin en geç 24 Temmuz 2010 Cumartesi günü saat: 17.00’a kadar Yüksek Seçim Kuruluna başvurmaları gerektiğine karar verilerek, bu karar anılan siyasi partilere tebliğ edilmiştir. Cumhurbaşkanının konuşma haklarını kullanıp kullanmayacağı hususu Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinden sorulmuştur. İncelenen belgelerden; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan (4) dört siyasi partiden konuşma haklarının kullanılacağı yolunda ve belirlenen süre içinde cevapların geldiği görülmüştür. Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğinden alınan cevabi yazıda da; Cumhurbaşkanının, 3376 sayılı Kanundan kaynaklanan konuşma hakkını kullanmayacağı bildirilmiştir. Bu bildirimlere göre; 3376 sayılı Kanunun 5 inci maddesi hükmü uyarınca; radyo ve televizyonda, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partilerin 10’ar dakikalık ikişer, iktidar partisinin ayrıca 10 dakikalık bir konuşma hakları bulunmaktadır. Yukarıda isimleri yazılı (4) dört siyasi partinin toplam konuşma sayısının (9) dokuz olduğu anlaşılmış ve TRT yetkilileri ile de görüşülerek uygun konuşma saatleri saptanmıştır. Buna göre kayıt, konuşma gün ve saatlerini gösterir çizelgenin oluşturulmasına ve konuşmaların bu çizelgede belirlenen gün ve saatlerde yapılmasına karar verilmelidir. 3376 sayılı Kanunun 5 inci maddesi gereği; İktidar partisinin (Adalet ve Kalkınma Partisi) ilave 10 dakikalık konuşmasının da, siyasi partilerin konuşmalarının tamamlanmasından sonra yapılması öngörülmüş bulunması karşısında, siyasi partilerin konuşmalarının, çizelgede belirlenen esaslar çerçevesinde siyasi partiler arasında ad çekmeye konu edilmesi gerekmektedir. Böylece konuşmalar, ad çekme sonunda oluşacak sıraya göre yapılacaktır. B) Bugüne kadar yapılan halkoylamalarında ve seçimlerde olduğu gibi, siyasi partiler adına radyo ve televizyonda yapılacak propaganda konuşmalarının uygulama esas ve ilkeleri ile ses ve görüntü alma cihazları ile tespiti ve yayına ilişkin düzenleme kurallarının saptanmasında zorunluluk bulunmaktadır. Gerçekten, 298 sayılı Kanunun 52 nci maddesinin altıncı fıkrası hükmü ile bu yayınların tam bir tarafsızlık ve eşitlik içinde yapılmasının sağlanması görevi, Yüksek Seçim Kurulu ile Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu’na verilmiştir. Konunun teknik yönüne ilişkin kurallar, TRT yetkilileri ile yapılan görüşmeler ve önceki uygulamalar göz önünde bulundurularak saptanmıştır. Yüksek Seçim Kurulu ile Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunun bu yasal görevlerini düzenli ve amaca uygun biçimde yerine getirebilmeleri için uygulamaya ilişkin usul ve esasların önceden saptanarak ilgililere duyurulması zorunlu görülmüştür. Propaganda konuşmalarının banda kayıt saatleri, banda kayıtta teknik zorunlulukların gerektirdiği zaman aralıkları, gerek önceden banda kayıt gerekse (Oto-q) cihazından yararlanmak isteyen siyasi partilerin konuşma metinlerinin TRT’ye teslim zamanı, konuşmasını banda kaydettirmeden canlı yayın yapmak isteyen konuşmacının başvurma zamanı ve benzeri konunun teknik yönlerine ilişkin usul ve kurallar saptanırken TRT yetkilileri ile yapılan ön görüşmeler ve önceki uygulamalar göz önünde tutulmuştur. Sözü edilen 52 nci maddenin son fıkrasında yer alan “Özel radyo ve televizyonlarda siyasi partilerin propaganda konuşmaları TRT’de uygulanan usul ve esaslara göre yapılır…” hükmü uyarınca, siyasi partilerin TRT dışında ayrıca özel radyo ve televizyonlarda propaganda konuşmaları yapıp yapamayacakları üzerinde durulmuş, böyle bir olanağın sağlanması halinde, aynı maddede siyasi partilere tanınan konuşma sürelerinin aşılacağı ve bu hususun da kanuna açıkça aykırılık oluşturacağı sonucuna varılmıştır. Bu durumda, TRT’de yapılacak propaganda konuşmalarının aynı zamanda özel radyo ve televizyonlarda da yayınlanmasının gerekip gerekmediği değerlendirilmiş, bunların özel statü ve nitelikleri ile Kanunlarda bu konuda yayın zorunluluğunu öngören açık bir hükmün yer almaması göz önüne alınarak özel radyo ve televizyonlar bakımından böyle bir zorunluluk bulunmamakla birlikte, özel radyo ve televizyonların istedikleri takdirde TRT’ye başvurmak ve aşağıda belirtilen ilkelere uymak kaydıyla TRT’de yapılacak propaganda konuşmalarını yayınlamaları uygun görülmüştür. Ancak; TRT’de yayınlanacak propaganda konuşmalarını yayınlamayan özel radyo ve televizyonlarda, yayın süresince aynı nitelik ve içerikte yayın yapılmasının, Anayasa ve yasalarda belirlenen seçimlerin dürüstlük, eşitlik ve tarafsızlık ilkeleriyle bağdaşmayacağı kuşkusuzdur. Bu bakımdan, TRT’de yapılacak propaganda konuşmaları süresince özel radyo ve televizyonlarda yapılacak yayınlara yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde bazı sınırlamalara gidilmesi zorunlu görülmüştür. Ulusal nitelikte olan radyo ve televizyonlarla ilgili bu ilkelerin yerel nitelikteki özel radyo ve televizyonlar hakkında da uygulanması benimsenmiştir. Siyasi partiler adına radyo ve televizyonda yapılacak olan propaganda konuşmalarının Yüksek Seçim Kurulunun görevlendireceği bir Kurul üyesi huzurunda yapılması 298 sayılı Kanunun 55 inci maddesi gereğidir. Bu konuşmalar siyasi partinin isteğine uygun olarak yayından önce ses ve görüntü cihazı ile tespit edilebilecek, siyasi partiler propaganda konuşmalarının ses ve görüntü tespiti sırasında isterlerse (Oto-q) cihazından da yararlanabileceklerdir. O bakımdan, gerek önceden banda kayıt gerekse (Oto-q) cihazından yararlanmak isteyenlerin konuşma metinlerini belli bir zamanda teslim etmeleri zorunlu bulunduğundan, metinlerin teslim saatleri teknik gerekler göz önünde tutularak belirlenmiş ve ilişik çizelgede gösterilmiştir. Ayrıca, konuşmasını canlı yayın olarak yapmak isteyenlerin yayın saatinden en az 15 dakika önce Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumundaki Kurulumuz Üyesine başvurmak zorunda olduğu, hangi sebeple olursa olsun bu süreye uymayanların o günkü konuşma haklarını kaybetmiş sayılacakları kabul edilmiştir. Öte yandan, 298 sayılı Kanunun 52 nci maddesindeki, televizyonda siyasi partiler adına yayınlanacak propaganda konuşmalarında Türk Bayrağı ile parti bayrağı ve konuşmayı yapan kişi dışında hiçbir görüntüye yer verilmeyeceğine; parti bayrağının büyüklüğü ile asılacağı yerin Yüksek Seçim Kurulunca belirleneceğine ilişkin hüküm uyarınca, önceki uygulamalar da göz önünde tutularak, siyasi parti bayrağının (18 x 24 cm.) büyüklüğünde olması, Türk Bayrağı ile siyasi parti bayrağının konuşmacının arkasındaki panoya net olarak görülebilecek biçimde asılmasının uygun olacağı kabul edilmiş, konuşmaların yapılacağı setin, renk ve şekil yönünden Yüksek Seçim Kurulunca belirlenecek esaslara göre Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu tarafından hazırlanması kararlaştırılmıştır. S O N U Ç: Açıklanan nedenlerle; A) 1- Anayasa değişikliğinin halkoyuna sunulması nedeniyle, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde grubu bulunan siyasi partilerin radyo ve televizyonda yapacakları propaganda konuşmalarının toplam sayısının (9) dokuz olduğu dikkate alınarak, konuşmaların TRT yetkilileri ile de görüşülerek oluşturulan ve kura ile saptanarak karara ekli çizelgede gösterilen gün ve saatler ile sıraya göre yapılması gerektiğine, 2- Çizelgede yer alan ve 3376 sayılı Kanunun 5. maddesinin (b) bendinin ikinci fıkrası uyarınca, iktidar partisine ayrılan konuşma dışında kalan öteki konuşmaların; Adalet ve Kalkınma Partisi, Barış ve Demokrasi Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi ve Milliyetçi Hareket Partisi arasında ad çekmeye konu edilmesine, 3- Yapılacak konuşmaların, 298 sayılı Kanunun 52. maddesinin bu halkoylaması nedeniyle uygulama olanağı bulunmayan ikinci ve üçüncü fıkraları hükümleri hariç, bu maddenin öteki fıkraları hükümlerine uygun şekilde yapılması ve yayınlanması gerektiğine, B) 1- Siyasi parti adına konuşma yapacak temsilcinin (kimlik ve unvanı bilinse bile), banda aldıracağı ya da yayın sırasında doğrudan yapacağı konuşma için temsilci tayin edildiğini gösterir, o siyasi partinin merkez karar ve yönetim kurulu kararına dayalı olarak genel başkan yahut ondan sonra gelen bir yetkili tarafından düzenlenmiş bir belgeyi konuşma gününden önce Yüksek Seçim Kuruluna veya konuşmanın yapılacağı gün TRT’de Kurulumuz adına görevli üyeye vermesi gerektiğine, 2- Siyasi parti temsilcilerinin yapacağı konuşmanın önceden banda alınıp zamanı geldiğinde banttan yayınlanmasının, o siyasi parti veya temsilcisinin rızasına bağlı olduğuna, 3- a) Siyasi parti temsilcilerinin propaganda konuşmalarını banda aldırmak üzere hangi gün ve saatlerde, TRT’de Kurulumuz adına görevli üyeye başvuracakları ve (Oto-q) cihazından yararlanmak isteyenlerin konuşma metinlerini TRT’ye teslim saatleri bu kararın eki çizelgede gösterildiğinden, bu konuda ayrıca düzenleme yapılmasına gerek bulunmadığına, çizelgede belirtilen saatlerden sonra başvuranların ses ve görüntülerini banda aldırmaktan vazgeçmiş sayılacaklarına ve o günkü konuşmalarını canlı yayın olarak yapabileceklerine, b) Bant kaydı için öngörülen süresinin başlangıç saatinde, konuşmacının kaydın yapılacağı stüdyoda çekime başlanabilecek şekilde hazır bulunması gerektiğine, propaganda konuşmalarının her birinin banda kaydı için bu karara ekli çizelgede gösterilen sürede çekimi tamamlayamayan konuşmacının o günkü konuşmasını canlı yayın olarak yapmak zorunda olduğuna, c) Oto-q cihazına kayıt için öngörülen saatte hem kağıt, hem de CD’de Word ortamında hazırlanarak teslim edilen konuşma metninin cihaza metne uygun olarak tam, noksansız biçimde ve süresinde geçirilmesinin TRT tarafından sağlanması gerektiğine, istediği takdirde ilgili siyasi partinin bir temsilcisinin de bu işlem sırasında hazır bulunabileceğine, 4- Canlı yayın yapacak konuşmacıların, yayın saatinden en geç 15 dakika önce TRT Kurumundaki Kurulumuz üyesine başvurmak zorunda olduklarına, hangi nedenlerle olursa olsun bu süreye uymayanların o günkü hakkını kaybetmiş sayılacaklarına, 4- a) Radyo ve Televizyon konuşmalarının TRT-1 Televizyonu ve Radyo 1; Antalya, Diyarbakır, Erzurum, Trabzon, Çukurova radyo istasyonlarında aynı zamanda yayınlanmasına, radyo ve televizyonda yayınlanacak propaganda konuşmalarının her gün hangi saatte, hangi parti adına yapılacağının Türkiye Radyo ve Televizyonları tarafından haber yayınları sırasında önceden duyurulması gerektiğine, b) Konuşma sırasında radyo ve televizyon vericilerinin bir kısmının arızalanması veya elektrik kesintisi nedeniyle yayın yapılamaz ise, konuşmanın o radyo ve televizyondan tekrar edilemeyeceğine, c) TRT’ye başvurmak suretiyle TRT’de yapılacak propaganda konuşmalarını yayınlamak isteyen özel radyo ve televizyonların, Anayasa değişikliğinin halka açıklanması ve tanıtılması amacıyla konuşma yapabilecek olan siyasi partilerin tümünün 05 Eylül 2010 ve 11 Eylül 2010 tarihleri arasında yapacakları konuşmaların tamamını aynı saat ve sürelere bağlı kalınarak eksiksiz ve kesintisiz olarak yayınlayabileceklerine, d) TRT’de yapılacak propaganda konuşmalarını yayınlamayan özel radyo ve televizyonların, yayın süresince aynı nitelik ve içerikte yayın yapamayacaklarına, 5- Radyo ve Televizyonda propaganda konuşmalarının, 3376 sayılı Kanuna göre düzenlenen ve 11 Ağustos 2010 Çarşamba günü yapılan ad çekme ile belirlenen ve bu karara ekli çizelgede gösterilen zaman ve sıraya göre yapılması gerektiğine, (Birden çok konuşma yapıldığı hallerde, konuşmalar arasında bir dakikalık süre bulunacak ve bu süre içinde vokalsiz müzik kullanılacaktır.) 6- 298 sayılı Kanunun 52 nci maddesi uyarınca televizyonda yapılacak propaganda konuşmalarında siyasi parti bayraklarının (18 x 24 cm.) büyüklüğünde olmasına, Türk Bayrağı ve siyasi parti bayraklarının konuşmacının arkasındaki panoya ve net olarak görülebilecek biçimde asılmasına, konuşmanın yapılacağı setin, biçim ve renk yönünden Yüksek Seçim Kurulunca belirlenecek esaslara göre Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu tarafından hazırlanmasına, 7- 298 sayılı Kanunun 52 nci maddesi gereğince, televizyonda yapılacak propaganda konuşmalarında, konuşmacıların baş ve yüz açık olmak üzere erkek konuşmacıların ceket giyme ve kravat takma, bayan konuşmacıların ise tayyör giyme zorunda olduklarına, 8- Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumunca, yapılacak günlük konuşmalarla ilgili bantlar ile canlı yayın bantlarının tüm konuşmalar bitinceye kadar ayrı ayrı, tüm konuşmalar bittikten sonra da tek bir banda alınarak saklanıp korunmasına, 9- Görevli Kurulumuz Üyelerinin bu karar kapsamına giren konularda gerekli görecekleri önlemleri almaya ve düzenlemeleri yapmaya Kurulumuz adına yetkili olduklarına, 10- Kararın bir örneğinin Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine, radyo ve televizyonda propaganda hakkından yararlanan siyasi partiler genel başkanlıklarına, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanlığı ile Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğüne gönderilmesine ve Resmî Gazete’de yayımlanmasına, 11/08/2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi. Başkan Ali EM Üye Mehmet KILIÇ Üye Mehmet KÜRTÜL Üye M. Zeki ÇELEBİOĞLU Üye Nilgün İPEK Üye Muharrem COŞKUN Üye Halim AŞANER 12 Eylül 2010 Tarihinde Yapılacak Olan Anayasa Değişikliğinin Halkoyuna Sunulması Nedeniyle; Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde Grubu Bulunan Siyasi Partilerin Radyo ve Televizyonda Yapacakları Konuşma, Bu Konuşmaların Banda Kayıt Gün ve Saatleri ile Oto-q Cihazından Yararlanmak İsteyenlerin Konuşma Metinlerini TRT’ye Teslim Edecekleri Saatleri Gösterir Çizelge KONUŞMA GÜNLERİ 06 EYLÜL 2010 PAZARTES İ KONUŞMA SAAT VE SÜRELERİ BİRİNCİ KONUŞMA -A– (Cumhuriye t Halk Partisi) İKİNCİ KONUŞMA -D– (Barış ve Demokrasi Partisi) KONUŞMANIN KAYDA ALINACAĞI SAAT -A– (Cumhuriye t Halk Partisi) -D– (Barış ve Demokrasi Partisi) OTO-Q CİHAZI İÇİN METİNLERİ N TRT’YE TESLİM SAATLERİ 11.00 20.00 - 20.10 -B– 07 EYLÜL (Adalet ve 2010 Kalkınma SALI Partisi) 20.00 - 20.10 -C– 08 EYLÜL (Milliyetçi 2010 Hareket ÇARŞAMB Partisi) A 20.00 - 20.10 -D– 09 EYLÜL (Barış ve 2010 Demokrasi PERŞEMBE Partisi) 20.00 - 20.10 İktidar Partisi 10 EYLÜL (Adalet ve 2010 Kalkınma CUMA Partisi) 20.00 - 20.10 20.11 - 20.21 -C– (Milliyetçi Hareket Partisi) 20.11 - 20.21 -B– (Adalet ve Kalkınma Partisi) 20.11 - 20.21 -A– (Cumhuriye t Halk Partisi) 20.11 - 20.21 15.00 - 16.00 -B– (Adalet ve Kalkınma Partisi) 15.00 - 16.00 -C– (Milliyetçi Hareket Partisi) 15.00 - 16.00 -D– (Barış ve Demokrasi Partisi) 15.00 - 16.00 16.00 - 17.00 -C– (Milliyetçi Hareket Partisi) 16.00 - 17.00 -B– (Adalet ve Kalkınma Partisi) 16.00 - 17.00 -A– (Cumhuriye t Halk Partisi) 16.00 - 17.00 15.00 - 16.00 (İktidar Partisi) (Adalet ve Kalkınma Partisi) 11.00 11.00 11.00 11.00 [R.G. 19 Ağustos 2010 – 27677] —— • —— Yüksek Seçim Kurulu Başkanlığından: Karar No: 646 -KARARKurulumuz Başkanlığına Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkan Yardımcısı Av.Haluk İPEK tarafından gönderilen 23/08/2010 tarihli, 968 sayılı yazıda; partilerinin çeşitli teşkilatlarına başvuran vatandaşların sürücü belgesi, askerlik belgesi, evlenme cüzdanı gibi bazı kimlik belgeleri ile oy kullanabilmesi için bunların üzerinde T.C. kimlik numarası bulunmasının zorunlu tutulduğu oysa bu belgelerin eski tarihlerde düzenlenmiş olması nedeniyle üzerinde T.C. kimlik numarası bulunmadığının beyan edildiğini ve ülkemizde hala üzerinde T.C. kimlik numarası bulunmayan nüfus cüzdanına sahip çok sayıda vatandaşımızın bulunduğunun bilindiğini, 298 sayılı Kanunun 87. maddesine 08/04/2010 tarih ve 5980 sayılı Kanunla eklenen 2. fıkrada ”Üzerinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan bir kimlik belgesi ibraz eden seçmenin oy kullanabilmesi için, bu belgelerin yanında ayrıca seçmen bilgi kağıdını veya Türkiye Cumhuriyeti kimliğini ispata elverişli Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilen bir belgeyi de ibraz etmesi şarttır” hükmünün getirildiğini, bu düzenlemeyle Kanun koyucunun da Anayasanın 67. maddesine uygun biçimde seçmenin oy kullanmasını kolaylaştırıcı yönde bir düzenleme amaçladığının anlaşıldığını, Anayasanın 67. maddesine göre “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.” hükmünün bütün partilerin objektif ve eşit koşullarda seçime katılmasını sağlamak olduğunun anlaşıldığını, 298 sayılı Kanunun 87. maddesine 08/04/2010 tarih ve 5980 sayılı Kanunla eklenen 2. fıkra hükmünün, seçme/oylamaya katılma hakkını kullanacak olan vatandaşların önündeki engelleri kaldırarak, seçmenlerin bu hakkını kolayca ve serbestçe kullanmasına yönelik ve bütün siyasi partiler açısından objektif ve eşit bir etkide uygulanma durumu olacak nitelikte bir hüküm olduğundan, üzerinde T.C. kimlik numarası olmayan kimlik belgesi ibraz eden seçmenlerin, bu belgelerin yanında; seçmen bilgi kağıdını ibraz etmesi halinde oy kullanmasının mümkün olup olmadığını, mümkün görülmez ise; Kurulumuzun 18/03/2009 tarih ve 477 sayılı kararında belirtilen nüfus idarelerinden alınacak, seçmen vatandaşın Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını da taşıyan mühürlü ve imzalı nüfus kayıt örneğinin aslını sandık kurulu başkanlarına, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan kimlik belgesi ile birlikte ibraz etmesi halinde oylarını kullanabilmeleri mümkündür hükmünün 29 Mart 2009 tarihinde yapılan seçimlerde uygulandığını ve vatandaşların oylarını bu şekilde kullandığını, uygulama birliğini sağlamak amacıyla bir önceki seçimde vatandaşın Yüksek Seçim Kurulu kararı ile sahip olduğu hakkı, 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak olan Halkoylamasında da kullanabilmesinin sağlanmasını, ayrıca nüfus müdürlükleri dışında üzerinde T.C. kimlik numarası bulunan ve resmi kurum ve kuruluşlarca düzenlenen elektrik, su faturası veya muhtarlarca verilecek belgelerin, Örnek 135/1 sayılı Genelgemizin 21. maddesinde düzenlenen resmi belgelerden biriyle beraber ibraz edilmesi şartıyla bu durumdaki seçmenlerinde oy kullanabilmesinin sağlanması Anayasanın 79. maddesi gereğince istenilmiş olmakla, konu incelenerek; GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ: 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un “Kimliğin tespiti” başlıklı 87. maddesinde; “Sandık seçmen listesinde yazılı seçmenin kimliği, nüfus hüviyet cüzdanı veya kimlik tespiti amacıyla düzenlenmiş ve Türkiye Cumhuriyet kimlik numarasını taşıyan resmi belgelerle belirlenir. Hangi resmi belgelerin kimlik belirlenmesinde kabul edileceği, Yüksek Seçim Kurulunca seçimlerin başlangıcında tespit ve ilan edilir. Şu kadar ki, belediyeler ile köy ve mahalle muhtarlıklarınca tanzim ve tasdik edilen kimlik belgeleri bu maddenin uygulanmasında geçerli değildir.” Yüksek Seçim Kurulunun 15/06/2010 tarih ve 381 sayılı kararı eki 12 Eylül 2010 Pazar günü Yapılacak Olan Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulmasında Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerini Gösterir Örnek: 135/1 sayılı Genelgenin “Seçmenin Kimliğinin Tespiti” başlıklı 21. maddesinde de; “Sandık başına gelen seçmen; Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan; nüfus cüzdanı, resmi daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, avukatlık kimlik belgesi gibi kimliğini tereddütsüz ortaya koyan resimli, resmi nitelikteki belgelerden birini başkana verir ve seçmen sıra numarasını söyler. Bu belgelerden birini vermeyen seçmen oy kullanamaz. Belediyeler ile köy veya mahalle muhtarlarınca düzenlenip onaylanan kimlik belgeleri seçmenin kimliğinin tespitinde geçerli değildir.(298/87, 91) Yukarıda sayılan kimlik belgeleri bulunmayan ceza infaz kurumları ve tutukevindeki taksirli suçlardan hükümlü bulunanlar ile tutuklu seçmenler için cezaevi idaresince verilmiş belge, kimlik yerine geçer. Yukarıdaki belgelerden Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşımayanlara itibar edilmez.” hükümlerine yer verilmiştir. 12 Eylül 2010 Pazar günü yapılacak olan Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna sunulmasında, seçmenlerin Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası taşıyan nüfus hüviyet cüzdanı ile Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen diğer belgelerle, oy kullanabilecekleri hususu 298 sayılı Kanunun 87. maddesinde öngörülmüş ve bu husus Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerini Gösterir Genelgede düzenlenmiştir. Ancak, Adalet ve Kalkınma Partisinin 23/08/2010 tarihli, 968 sayılı yazısında; seçmenlerin sürücü belgesi, askerlik belgesi, evlenme cüzdanı gibi bazı kimlik belgeleri ile oy kullanabilmesi için bunların üzerinde T.C. kimlik numarası bulunmasının Kurulumuzun 15/06/2010 tarihli, 381 sayılı kararı eki 12 Eylül 2010 Pazar günü Yapılacak Olan Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulmasında Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerini Gösterir Örnek: 135/1 sayılı Genelgemiz gereği zorunlu olduğu, ancak anılan belgelerin eski tarihlerde düzenlenmiş olması nedeniyle üzerinde T.C. kimlik numarası bulunmadığı ve Ülkemizde hala üzerinde T.C. kimlik numarası bulunmayan nüfus cüzdanına sahip çok sayıda vatandaşın bulunduğu, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 87. maddesine 08/04/2010 tarih ve 5980 sayılı Kanunla eklenen 2. fıkrada ”Üzerinde Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan bir kimlik belgesi ibraz eden seçmenin oy kullanabilmesi için, bu belgelerin yanında ayrıca seçmen bilgi kağıdını veya Türkiye Cumhuriyeti kimliğini ispata elverişli Yüksek Seçim Kurulu tarafından ilan edilen bir belgeyi de ibraz etmesi şarttır” hükmünün getirildiği, Anayasanın 67/Son maddesine göre “Seçim kanunlarında yapılan değişiklikler, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde yapılacak seçimlerde uygulanmaz.” hükmü gereği yapılacak olan Halkoylamasında uygulanmasının mümkün olup olmadığı, şayet uygulanamadığı takdirde Yüksek Seçim Kurulunun 18/03/2009 tarih ve 477 sayılı kararında belirtilen nüfus idarelerinden alınacak Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını taşıyan mühürlü ve imzalı nüfus kayıt örneğinin aslını sandık kurulu başkanlarına, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan ve Yüksek Seçim Kurulunca belirlenen kimlik belgesi ile birlikte ibraz etmesi halinde oylarını kullanabilmelerinin talep edildiği anlaşılmıştır. Yukarıda açıklanan gerekçeler çerçevesinde istem konusu Kurulumuzca yeniden değerlendirilmiştir. Yapılan değerlendirme sonucu seçmenlerin oy kullanma haklarından yoksun kalmamalarının temini bakımından; nüfus idarelerinden alınacak, seçmen vatandaşın Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını da taşıyan mühürlü ve imzalı nüfus kayıt örneğinin aslını Sandık Kurulu Başkanlarına, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan nüfus cüzdanı, resmi daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, avukatlık kimlik belgesi gibi belgelerle birlikte ibraz etmesi halinde oylarını kullanabilmelerinin mümkün olduğuna, Yüksek Seçim Kurulunun 15/06/2010 tarih ve 381 sayılı kararı eki 12 Eylül 2010 Pazar günü Yapılacak Olan Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulmasında Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerini Gösterir Örnek: 135/1 sayılı Genelgenin “Seçmenin Kimliğinin Tespiti” başlıklı 21. maddesine; “Nüfus idarelerinden alınacak, seçmen vatandaşın Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını da taşıyan mühürlü ve imzalı nüfus kayıt örneğinin aslını sandık kurulu başkanlarına, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan nüfus cüzdanı, resmi daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, avukatlık kimlik belgesi gibi belgelerle birlikte ibraz etmesi halinde oylarını kullanabilmeleri mümkündür.” ibaresinin son fıkra olarak eklenmesine karar verilmesi gerekmiştir. S O N U Ç: Açıklanan nedenlerle, 1- Nüfus idarelerinden alınacak, seçmen vatandaşın Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını da taşıyan mühürlü ve imzalı nüfus kayıt örneğinin aslını Sandık Kurulu Başkanlarına, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan nüfus cüzdanı, resmi daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, avukatlık kimlik belgesi gibi belgelerle birlikte ibraz etmesi halinde oylarını kullanabilmelerinin mümkün olduğuna, 2- Yüksek Seçim Kurulunun 15/06/2010 tarih ve 381 sayılı kararı eki 12 Eylül 2010 Pazar günü Yapılacak Olan Anayasa Değişikliklerinin Halkoyuna Sunulmasında Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerini Gösterir Örnek: 135/1 sayılı Genelgenin “Seçmenin Kimliğinin Tespiti” başlıklı 21. maddesine; “Nüfus idarelerinden alınacak, seçmen vatandaşın Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarasını da taşıyan mühürlü ve imzalı nüfus kayıt örneğinin aslını sandık kurulu başkanlarına, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası olmayan nüfus cüzdanı, resmi daireler veya iktisadi devlet teşekküllerince verilen soğuk damgalı kimlik kartı, pasaport, evlenme cüzdanı, askerlik belgesi, sürücü belgesi, avukatlık kimlik belgesi gibi belgelerle birlikte ibraz etmesi halinde oylarını kullanabilmeleri mümkündür.” ibaresinin son fıkra olarak eklenmesine, 3- Karar örneğinin; a) İç mail yoluyla tüm il ve ilçe seçim kurulu başkanlıklarına gönderilmesine ve ayrıca seçmen vatandaşlarımızın bilgilendirilmesi amacıyla Kurumumuz resmi internet sitesine (portal) konulmasına, b) Siyasi partilerin genel başkanlıklarına gönderilmesine, c) Resmi Gazetede yayımlanmasına, 26/08/2010 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi. Başkan Ali EM Başkanvekili Kırdar ÖZSOYLU Üye Mehmet KILIÇ Üye Hüseyin EKEN (M) Üye Turan KARAKAYA Üye Mehmet KÜRTÜL Üye Nilgün İPEK -KARŞI OY– 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun’un 87. maddesi hükmü uyarınca, seçmen kimliğinin tespitine esas olacak belgeler, Kurulumuzca belirlenerek karar altına alınmış ve buna ilişkin “Örnek: 140/I sayılı Güncelleştirme Genelgesi” ile “Örnek: 135/1 sayılı Sandık Kurullarının Görev ve Yetkilerini Gösterir Genelge” Resmi Gazete’de yayımlanmış ve kamuoyuna duyurulmuştur. Seçmen kimliğinin tespitine esas olacak bu kimlik belgelerine ek belge ilave edilmesi geçici uygulamaları olağan uygulamalara dönüştüreceğinden çoğunluk kararına katılamıyorum. Başkan Ali EM [R.G. 28 Ağustos 2010 – 27686] —— • —— İnsan Hakları Mahkemesi Kararları DEMİR VE BAYKARA/Türkiye Davası* Başvuru No: 34503/97 Strazburg 12 Kasım 2008 BÜYÜK DAİRE USUL Türkiye Cumhuriyeti Devleti aleyhine açılan 34503/97 numaralı davanın nedeni, T.C. vatandaşları Kemal Demir ve Vicdan Baykara’nın (başvuranlar) Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na, 8 Ekim 1996 tarihinde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) eski 25. maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurudur. Başvuranlar, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde Ankara Barosu avukatlarından S. Karaduman tarafından temsil edilmiştir. 21 Kasım 2006’da AİHM 2. Dairesi oybirliği ile ulusal yargı makamlarının Tüm Bel Sen’in hukuki kişiliğini tanımamaları ve Tüm Bel Sen ile Gaziantep Belediyesi arasında imzalanan toplu iş sözleşmesini geçersiz saymaları nedeniyle AİHS’nin 11. maddesinin ihlal edildiğine hükmetmiştir. Hükümet 21 Şubat 2007’de Büyük Daire başvurusunda bulunmuş ve 23 Mayıs 2007’de bu başvuru kabul edilmiştir. 16 Ocak 2008’de Strazburg’ta duruşma yapılmıştır. OLAYLAR Kemal Demir ve Vicdan Baykara isimli başvuranlar, sırasıyla 1951 ve 1958 doğumludur ve Gaziantep ve İstanbul’da ikamet etmektedir. Birinci başvuran, Tüm Bel Sen isimli sendikanın üyesi, ikinci başvuran ise bu sendikanın başkanı idi. Davanın koşulları Tüm Bel Sen sendikası, 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’na tabi çeşitli belediyelere mensup memurlar tarafından 1990 yılında kurulmuştur. Tüzüğünün 2. maddesine göre, sendikanın amacı, üyelerinin istek ve taleplerinin hizmetinde demokratik sendikacılığı teşvik etmektir. Sendikanın genel merkezi İstanbul’dadır. * Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir. Tüm Bel Sen, 27 Şubat 1993 tarihinde, Gaziantep Belediyesi ile 1 Ocak 1993’ten itibaren geçerli olmak üzere iki yıllık bir toplu sözleşme yapmıştır. Bu toplu sözleşme, Gaziantep Belediye çalışanlarının, maaş, ödenek ve sosyal yardım hizmetleri gibi çalışma koşullarına ilişkin tüm hususları kapsamaktaydı. Gaziantep Belediyesi, özellikle finansal yükümlülükler olmak üzere, sözleşme kapsamındaki belli yükümlülüklerini yerine getiremediğinden, sendikanın başkanı olarak ikinci başvuran, 18 Haziran 1993 tarihinde Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi’nde (“Bölge İdare Mahkemesi”) Gaziantep Belediye’sine karşı dava açmıştır. Bölge İdare Mahkemesi, 22 Haziran 1994 tarihinde, Tüm Bel Sen lehine karar vermiştir. Gaziantep Belediyesi temyize gitmiştir. 13 Aralık 1994 tarihinde, Yargıtay (4. Hukuk Dairesi), Bölge İdare Mahkemesi’nin kararını bozmuştur. Yargıtay, memurlar tarafından sendika kurulmasına karşı hukuki hiçbir engel olmamakla beraber, mevcut mevzuat uyarınca, bunların toplu sözleşme yapma yetkisi bulunmadığına hükmetmiştir. Yargıtay bu sonuca varırken, devlet memurları ve kamu yönetimi arasında bulunan, istihdam, söz konusu işin niteliği ve kapsamı ile memurlara statüleri gereğince tanınan ayrıcalıklar ve teminatlara ilişkin özel ilişkiyi dikkate almıştır. Bu ilişkinin, işverenler ve umumi hukuka tabi ücretliler (yani özel sektör çalışanları ile bir kamu sektöründe istihdam edilen işçiler) arasında var olan ilişkiden farklı olduğu kanısına varmıştır. Sonuç olarak, toplu sözleşmeler ile grev ve lokavt hakkını düzenleyen 2322 no’lu Kanun, memurlar ile idare arasındaki ilişkide uygulanamaz. Memur sendikaları ve bir idare arasında “toplu” sözleşme niteliğinde olan herhangi bir sözleşmenin spesifik bir mevzuata dayandırılması gereklidir. Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi, 28 Mart 1995 tarihli kararında, devlet memurları tarafından kurulmuş olan sendikalara toplu sözleşme hakkı tanıyan açık yasal hükümlerin bulunmamasına rağmen, bu boşluğun, Türkiye’nin halihazırda onaylamış olduğu ve Anayasa bağlamında da iç hukukta doğrudan uygulanabilir nitelikte olan, Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) sözleşmeleri gibi uluslararası anlaşmalar ışığında doldurulması gerektiği gerekçesiyle ilk kararını muhafaza etmiştir. Bölge İdare Mahkemesi, diğer hususların yanı sıra, ilk olarak, Tüm Bel Sen sendikasının, tüzüğünü uzun zaman önce il valiliğine sunmuş ve o zamandan bu yana, faaliyetlerini yetkili mercilerin en ufak müdahalesi olmaksızın gerçekleştiren, kanuni yollarla oluşturulmuş yasal bir kuruluş olduğunu belirtmiştir. Mahkeme bu konuya ilişkin olarak, kendi kararı ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin kararı arasında bir uyumsuzluk bulunmadığını eklemiştir. Memurların toplu sözleşme yapma haklarına ilişkin olarak, mahkeme, Türk hukukunda bu konuda bir boşluk olmasına rağmen, bir ihtilafın iletildiği mahkemenin Medeni Kanun’un 1. maddesi kapsamında bu boşluğu doldurma ve davayı karara bağlama yükümlülüğünün bulunduğu kanısına varmıştır. Mahkemeye göre, aynı yükümlülük, Anayasa’da herkese mahkemeye erişim hakkının tanındığı 36. maddeden de kaynaklanmaktaydı. Bu bağlamda, spesifik ulusal yasaların yasama tarafından yürürlüğe konulmamış olmasına rağmen, Türkiye tarafından imzalanmış olan ILO uluslararası iş sözleşmelerinin ilgili hükümlerinin bu davaya uygulanması gerekmekteydi. Türkiye tarafından imzalanmış olan bu uluslararası belgelerin ilgili hükümlerini doğrudan uygulayarak, mahkeme, başvuran sendikanın bu tür toplu sözleşmelere girme hakkı olduğu kanısına varmıştır. Sözkonusu toplu sözleşmenin geçerliliğinin, yapıldığı tarihte bu konuyu düzenleyen bir mevzuat bulunmamasından etkilenip etkilenmediği konusuyla ilgili olarak, mahkeme, işveren-ücretli ilişkisiyle bağlantılı olmasından dolayı sözleşmenin bir özel hukuk kontratı olduğunu mütalaa etmiştir. Borçlar Kanunu’nun 19. ve 20. maddeleriyle belirlenen sınırlar içinde, yani kanuni hükümlere, örf ve adet hukukuna ve ahlak ve kamu düzenine saygı göstermek koşuluyla, tarafların bu toplu sözleşmenin içeriğini özgürce belirleme hakları bulunmaktaydı. Sözkonusu toplu sözleşmenin metninin incelenmesi sonucunda, bu gerekliliklerle herhangi çelişki ortaya konulmamıştır. Sonuç olarak, mahkeme, başvuran sendika ile Gaziantep Belediyesi arasındaki toplu sözleşmenin tarafları bağlayıcı niteliği olan geçerli yasal bir belge olduğunu tespit etmiştir. Mahkeme, Kemal Demir’e, sözkonusu toplu sözleşme ile sağlanan maaş ve ödenek artışlarına eşit bir meblağın ödenmesine karar vermiştir. Yargıtay (Hukuk Daireleri Genel Kurulu), 6 Aralık 1995 tarihli kararında, Bölge İdare Mahkemesi’nin 28 Mart 1995 tarihli kararını bozmuştur. Anayasa’da yer alan birtakım hak ve özgürlüklerin davacılara doğrudan uygulanabileceğini, ancak bazılarının uygulanamayacağını tespit etmiştir. Aslında, Anayasa “bu hakkın kullanılması mevzuatla düzenlenir” ifadesiyle, kullanılacak ve uygulanacak olan hak ve özgürlüklerin, spesifik bir mevzuatın yürürlüğe konulmasını gerektirdiğini açıkça belirtmiştir. Böyle bir mevzuatın yokluğunda, bir sendikaya katılma ve toplu iş sözleşmesi yapma dahil, bu hak ve özgürlüklerin kullanılması mümkün değildir. Yargıtay ayrıca, bireyin özgür iradesi ilkesinin, tüzel kişiliklerin kurulmasında mutlak olmadığı kanısına varmıştır. Tüzel kişiler, ancak kanunla öngörülmüş olan şart ve usullere riayet ettikleri takdirde kendilerini oluşturan bireylerden bağımsız tüzel kişilik edinebilirler. Bir tüzel kişiliğin ortaya çıkması, kurucularının iradesinin kanunla tanınmış hukuki sonucudur. Yargıtay, dernek, sendika ve siyasi parti kurma özgürlüğünün, Anayasa’da tanınmış olsa dahi, yalnızca bireylerin basit bir irade beyanı ile kullanılamayacağına işaret etmiştir. İlgili kanunun yokluğunda, bu tür bir tüzel kişiliğin varlığı tanınamazdı. Yargıtay’a göre, bu tespit, Anayasa’da belirtilmiş olan “hukukun üstünlüğü” ve “demokrasi” ilkeleriyle çatışmamaktaydı zira kamu yararının sağlanması amacıyla tüzel kişilerin Devlet tarafından denetlenmesi, her demokratik hukuk sisteminde gerekliydi. Yargıtay ayrıca, sendikanın kurulduğu tarihte yürürlükte olan mevzuatın, memurların sendika kurmasına izin vermediğine işaret etmiştir. Daha sonra gerçekleştirilen ve memurlara sendika kurma ve toplu iş sözleşmesi yapma hakkı tanıyan Anayasa değişikliklerinin, Tüm Bel Sen’in tüzel kişilik kazanmadığı ve bu nedenle dava açma veya kendini savunma gibi kanuni yeterliliğinin olmadığı tespitini geçersiz kılacak nitelikte olmadığını ifade etmiştir. Sendikanın temsilcilerinin karar düzeltme talebi Yargıtay tarafından 10 Nisan 1996 tarihinde reddedilmiştir. Gaziantep Belediyesi’nin hesaplarının Sayıştay tarafından incelenmesinin ardından, Tüm Bel Sen’in üyeleri, feshedilmiş olan toplu sözleşmeden elde ettikleri ek geliri geri ödemek zorunda kalmışlardır. Sayıştay, sendikanın yaptığı toplu sözleşmelerle ilgili en son merci olarak verdiği kararlarda, memurların statüsünün, ki bunlara memurların maaşları ve ödenekleri de dahildir, kanunla belirlendiğine işaret etmiştir. Ayrıca, 23 Temmuz 1995 tarihinde Anayasa’nın 53. maddesinde değişiklik yapılmasından ve 25 Haziran 2001 tarihinde memurların sendikalarına ilişkin 4688 no’lu Kanun’un yürürlüğe girmesinden bu yana, bu tür sendikaların belli temsil koşulları çerçevesinde toplu görüşme haklarının olduğunu, ancak işverenleriyle bu tür anlaşmalar yapabilen umumi hukuka tabi ücretli sendikalarının aksine, doğrudan idare ile geçerli toplu sözleşme yapma haklarının olmadığını mütalaa etmiştir. İşveren idare ile ilgili sendika arasında yapılan bir toplu sözleşme, ancak Bakanlar Kurulu’nun onayıyla bağlayıcı hale gelebilir. Başvuran sendika tarafından yapılan toplu sözleşmenin bu şartları haiz olmadığını tespit etmesinin ardından, Sayıştay, kanunun tanıdığından daha yüksek ödemeler tesis eden muhasiplerin, fazla olan meblağları Devlet bütçesine geri aktarmaları gerektiğine karar vermiştir. Sayıştay, bu ödemelerden sorumlu olan muhasiplere yönelik idari, mali ve adli takibatın devam etmemesini gerektiren 4688 no’lu Kanun’un 4. maddesini uygulamayı reddetmiştir. Bu hükmün toplu sözleşmeleri geçerli kılmadığını ve sözkonusu muhasipleri, bu sözleşmeler gereği yapılan ödemeler sonucunda Devletin uğradığı zararı Devlete geri ödeme yükümlülüğünden kurtarmadığı kanısına varmıştır. Akabinde, sözkonusu muhasipler, sendikalara üye ve feshedilmiş toplu sözleşmeler çerçevesinde ek ödemelerden yararlanmış olan memurlara rücu etmiştir. HUKUK I.HÜKÜMET’İN ÖN İTİRAZI Hükümet, Büyük Daire huzurunda kabuledilebilirliğe ilişkin iki itirazda bulunmuştur: birisi AİHS dışında, ve özellikle Türkiye’nin onaylamadığı uluslararası anlaşmaların kendisine uygulanamayacağı hususu ve diğeri başvuranların umumi hukuk ücretlileri değil devlet memuru olmaları nedeniyle AİHS’nin 11. maddesinin uygulanamayacağı hususu. İlk itirazla ilgili olarak, Hükümet, AİHM’nin, AİHS’yi yorumlamak suretiyle, sözleşmeci Devletlere AİHS’de öngörülmemiş yeni yükümlülükler getiremeyeceğini savunmuştur. Özellikle, Daire’nin (Türkiye’nin 5. ve 6. maddelerine taraf olmadığı) Avrupa Sosyal Şartı’na ve kontrol mekanizmasının içtihadına büyük önem atfettiğini mütalaa ederek, Türkiye’nin taraf olmadığı uluslararası belgelerin Türkiye için bağlayıcı olmasının imkansızlığı nedeniyle Büyük Daire’nin başvuruyu, AİHS’yle ratione materiae uyumsuz olduğundan kabuledilemez ilan etmesi talebinde bulunmuştur. İkinci itirazla ilgili olarak, Hükümet, daha ziyade, AİHS’nin 11. maddesinin son cümlesinde bu maddenin “Devletin idare mekanizmasında görevli olan memurlar”a uygulanmasına ilişkin olarak yer alan kısıtlamaya atıf yaparak, belediye memurları da dahil olmak üzere Türk devlet memurlarının, Devlet Memurları Kanunu çerçevesinde (no. 657) spesifik ve oldukça ayrıntılı bir dizi yasal kurala tabi olduklarını ve bu şekilde diğer çalışanlardan farklı olduklarını ifade etmiştir. Hükümet, AİHM’den, 11. madde hükümleriyle ratione materiae uyumsuz olduğundan dolayı başvuruyu kabuledilemez ilan ederek reddetmesini talep etmiştir. Başvuranlar, Hükümet’in itirazlarını reddetmiştir. AİHM, Hükümet’in AİHM’nin Avrupa Sosyal Şartı’nı dikkate almasına ilişkin itirazının, ön itiraz olarak değerlendirilemeyeceğini gözlemlemiştir. Nitekim, Hükümet’in itirazının yerinde olduğu düşünülse dahi, bir başvuru, AİHM’nin bir Daire’sinin esasa ilişkin değerlendirmesini bazı metinlerin ışığında yapmış olması, tek başına başvurunun kabuledilemez ilan edilmesi için yeterli değildir. Aslında, Hükümet’in bu itirazı, daha ziyade davanın esasının incelenmesiyle ilgilidir ve bu kapsamda ele alınacaktır. AİHS’nin ratione materiae uygulama alanına ilişkin olarak ise, AİHM öncelikle, Hükümet’in, kabuledilebilirliğin incelenmesinden önce Daire’ye özünde aynı argümanı sunmuş olması nedeniyle bu argümanı ileri sürme yetkisi bulunmadığını gözlemlemiştir. Bir yetkisizlik durumu sözkonusu olsa da AİHM, kendi yetkisini ilgilendiren bu konuyu incelemekten kaçınamazdı; bu yetkinin kapsamı, taraflar tarafından belirli bir davaya ilişkin sunulan görüşlerle değil, AİHS’nin kendisi, özellikle de 32. maddesi tarafından belirlenmektedir (bkz. üzerinde gerekli değişiklikler yapılmak üzere, Blecic – Hırvatistan [BD], no. 59532/00). Ancak, Hükümet tarafından yapılan bu itiraz, AİHM’nin, AİHS’nin 11. maddesinde yer alan “devletin idare mekanizmasında görevli olan memurlar” kavramının incelemesini gerektirmektedir. Dolayısıyla, AİHM bunu esaslarla birleştirmeyi uygun görmüştür. II.AİHS’NİN 11. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI Başvuranlar, yerel mahkemelerin kendilerini sendika kurma ve toplu sözleşme yapma hakkından mahrum bıraktığını ileri sürerek şikâyetçi olmuşlardır. Bu bağlamda AİHS’nin 11. maddesine atıfta bulunmuşlardır: “1. Herkes asayişi bozmayan toplantılar yapmak, dernek kurmak, ayrıca çıkarlarını korumak için başkalarıyla birlikte sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak haklarına sahiptir. 2. Bu hakların kullanılması, demokratik bir toplumda, zorunlu tedbirler niteliğinde olarak, ulusal güvenliğin, kamu emniyetinin korunması, kamu düzeninin sağlanması ve suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması amaçlarıyla ve ancak yasayla sınırlanabilir. Bu madde, bu hakların kullanılmasında silahlı kuvvetler, kolluk mensupları veya devletin idare mekanizmasında görevli olanlar hakkında meşru sınırlamalar konmasına engel değildir.” A. AİHS’nin Başka Uluslararası Belgeler Işığında Yorumlanması AİHM, yukarıda belirtildiği gibi, Hükümet’in, bir başvuru çerçevesinde, AİHS dışındaki uluslararası belgelerin, özellikle de taraf olmadıklarının, kendisine karşı ileri sürülemiyeceğine ilişkin itirazını, esasa ilişkin değerlendirme safhasında incelemeye karar verdiğini hatırlatır. AİHS’nin 11. maddesi kapsamındaki şikâyetlerin esaslarının incelenmesinde uygulanacak metodolojiyle daha çok ilintili olduğundan, AİHM, diğer hususlara geçmeden önce bu konunun çözüme ulaştırılması gerektiği kanısına varmıştır. 1.Tarafların Görüşleri (a)Hükümet Hükümet, AİHM’nin, yorum yoluyla AİHS tarafından öngörülmemiş yeni yükümlülükler yaratamayacağını savunmaktadır. İlgili tarafın muvafakat etmediği bir uluslararası anlaşmanın kendisine uygulanamayacağını ileri sürmüştür. Hükümet, AİHM’nin gerektiğinde “taraflar arasındaki ilişkilerde uygulanabilir uluslararası hukukun ilgili kurallarını” daima dikkate aldığını kabul etmekte, ancak (bkz. Al-Adsani – İngiltere [BD], no. 35763/97), bu yaklaşımın Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 31/3. maddesinde yer alan kriterlere riayet edildiğinde ve özellikle ilgili Devletin bağlı olduğu anlaşmalar dikkate alındığında, meşru olduğunu değerlendirmektedir. Türkiye, 1989’da imzaladığı Avrupa Sosyal Şartı’nın, 5. (örgütlenme) ve 6. maddesi’ne (toplu sözleşme hakkı) taraf değildir. AİHS’de toplu sözleşme yapma hakkını teminat altına alan açık bir hükmün yokluğunun, sözkonusu Devletin taraf olmadığı diğer belgeler dikkate alınarak telafi edildiği bu davadaki gibi bir durumda, bu hükümleri dolaylı olarak bağlayıcı kılan bir yorum daha da sorunlu bir nitelik sergilemekteydi. (b)Başvuranlar Başvuranlar, Hükümet’in AİHS’nin yorumlanmasına ilişkin hususu ortaya koyma şeklini eleştirmişlerdir. Daire’nin, Sosyal Şart’ın yukarıda anılan hükümlerini bu davada uygulamadığını, ancak AİHS’nin 11. maddesine ilişkin yorumunda, örgütlenme ve toplu görüşme hakkı arasındaki ilişkiyle ilgili olarak Sosyal Şart Bağımsız Uzmanlar Komitesi’nin bir görüşünü dikkate aldığını belirtmiştir. 2. Daire Daire’nin sözkonusu itiraza ilişkin hüküm verme saikı bulunmamaktaydı. Dernek kurma özgürlüğü ve toplu iş sözleşmesine girme özgürlüğü arasındaki organik bağa işaret ederken, tamamlayıcı bir argüman olarak Sosyal Şart’ta yer alan Bağımsız Uzmanlar Komitesi’nin görüşüne atıfta bulunmuştur (Daire kararı, 35. paragraf). Daire, kararında, şikâyetçi olunan önlemin demokratik bir toplumda gerekli olup olmadığını ve özellikle de Tüm Bel Sen isimli sendikanın kendi üyelerinin çıkarlarını savunmada bir araç olarak toplu görüşmeyi seçmekte iyi niyetli davranıp davranmadığını değerlendirirken ILO sözleşmelerine atıfta bulunmuştur. 3.AİHS hükümlerinin diğer uluslararası metinler ve belgeler ışığında yorumlanması uygulaması (a)Temel AİHS’de kullanılan terim ve kalıpların anlamını belirlemede, aslen Viyana Anlaşmalar Hukuku Sözleşmesi’nin 31. ve 33. maddelerinde yer alan yorum kuralları AİHM’ye kılavuzluk eder (bkz. örneğin Golder – İngiltere, 21 Şubat 1975; Johnston ve Diğerleri – İrlanda, 18 Aralık 1986; Lithgow ve Diğerleri – İngiltere, 8 Temmuz 1986; Witold Litwa – Polonya, no. 26629). Viyana Sözleşmesi uyarınca, AİHM’nin, sözcüklere bağlamlarında yüklenecek sıradan anlamları ve sözcüklerin dâhil oldukları hükmün amacı ışığında yüklenecek anlamları tespit etmesi gereklidir (bkz. yukarıda anılan Golder; yukarıda anılan Johnston ve Diğerleri; Viyana Sözleşmesi’nin 31/1. maddesi). Yukarıda değinilen safhalar uyarınca belirlenmiş olan bir anlamın teyit edilmesi için, ya da anlamın, tanımlanmadığı takdirde muğlâk, bulanık, ya da bariz bir biçimde anlamsız veya mantıksız olacağı durumlarda anlamı belirlemek için, tamamlayıcı yorum yollarına da başvurulabilir (Viyana Sözleşmesi’nin 32. maddesi; Saadi – İngiltere [BD], no. 13229/03). AİHS her şeyden önce insan haklarının korunmasına yönelik bir sistem olduğundan, AİHM, AİHS’yi, AİHS’de yer alan hakları teorik ve aldatıcı değil uygulanabilir ve etkili kılacak bir şekilde yorumlamalı ve uygulamalıdır. Ayrıca, AİHS bir bütün olarak ele alınmalı ve çeşitli hükümleri arasında iç tutarlılık ve uyumu teşvik edecek şekilde yorumlanmalıdır (bkz. diğer kararların yanı sıra, Stec ve Diğerleri – İngiltere (karar) [BD], no. 65731/01 ve 65900/01). Bunlara ek olarak, AİHM hiçbir zaman, AİHS hükümlerini, AİHS’yle korunan hak ve özgürlüklerin yorumlanmasında tek başvuru çerçevesi olarak değerlendirmemiştir. Tam aksine, Sözleşmeci Taraflar arasındaki ilişkilerde uygulanabilecek olan bütün ilgili uluslararası hukuk kural ve ilkelerini de dikkate almalıdır (Bkz. yukarıda anılan Saadi; yukarıda anılan Al-Adsani; Bosphorus Hava Yolları Turizm ve Ticaret Anonim Şirketi – İrlanda [BD], no. 45036/98; Viyana Sözleşmesi’nin 31/3. maddesinin (c) bendi). AİHM ayrıca, günümüz koşullarında yorumlanması gereken AİHS’nin “yaşayan” niteliğine daima atıfta bulunduğunu ve AİHS hükümlerini yorumlamasında gelişen ulusal ve uluslararası hukuk normlarını dikkate aldığını gözlemler (bkz. Soering – İngiltere, 7 Temmuz 1989; Vo – Fransa, [BD], no. 53924/00; Mamatkulov ve Askarov – Türkiye [BD], no. 46827/99 ve 46951/99). (b)AİHS’nin Yorumlanmasında Kullanılan Uluslararası Metin ve Belgelerin Çeşitliliği (i)Genel Uluslararası Hukuk AİHS’nin temel hükümlerinin Sözleşmeci Devletlere dayattığı kati yükümlülükler, öncelikle ilgili hükme uygulanabilir uluslararası anlaşmaların ışığında yorumlanabilir (bu anlamda örneğin, AİHM, AİHS’nin 8. maddesini, 20 Kasım 1989 tarihli Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ve 24 Nisan 1967 tarihli Çocukların Evlat Edinilmesine İlişkin Avrupa Sözleşmesi ışığında yorumlamıştır – bkz. Pini ve Diğerleri – Romanya, no. 78028/01 ve 78030/01; Emonet ve Diğerleri – İsviçre, no. 39051/03…). Yine başka uluslar arası sözleşmelere atıfta bulunma babında, AİHM, devletin “aile içi köleliğe” ilişkin pozitif yükümlülüğünü tespit etmek amacıyla, evrensel uluslararası sözleşmelerin hükümlerini dikkate almıştır (ILO Zorla çalıştırma Sözleşmesi, Esaretin, Esir Ticaretinin ve Esarete Benzer Uygulamaların ve Kurumların Kaldırılmasına Dair Ek Sözleşme ve Uluslararası Çocuk Hakları Sözleşmesi – bkz. Siliadin – Fransa, no. 73316/01). Bu uluslararası sözleşmelerin ilgili hükümlerine atıfta bulunmasının ardından, AİHM, AİHS’nin 4. maddesine riayet edilmesi hususunu yalnızca devlet yetkililerinin doğrudan eylemleriyle sınırlamanın, özellikle bu konuyla ilgili olan uluslararası anlaşmalarla tutarsız olacağını ve sözkonusu maddeyi etkisiz kılacağını mütalaa etmiştir. Üstelik, AİHM’nin Golder davasında belirttiği üzere, taraflar arasındaki ilişkilerde uygulanabilir olan ilgili uluslararası hukuk kuralları, “uygar uluslarca tanınmış olan genel hukuk kuralları”nı da içermektedir (bkz. Uluslararası Adalet Divanı Statüsü’nün 38/1 maddesinin (c) bendi). Avrupa Konseyi Danışma Meclisi Hukuk Komitesi Ağustos 1950’de görevlerini yerine getirmede “Komisyon’un ve AİHM’nin bu tür ilkeleri uygulamalarının gerekeceğini” öngörmüş ve AİHS’ye bu kapsamda spesifik bir madde eklemeyi “gereksiz” görmüştür (Documents of the Consultative Committee, working papers of the 1950 session, Cilt III, no. 93, s. 982, 5. paragraf). Soering kararında, AİHM, üçüncü ülkelere sınır dışı etmeye ilişkin olarak AİHS’nin 3. maddesiyle ilgili içtihadını geliştirmede evrensel kapsamları olan metinlerde ortaya konulmuş ilkeleri dikkate almıştır. İlk olarak, 1966 tarihli Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşmesi’ne ve 1969 tarihli Amerika İnsan Hakları Sözleşmesi’ne atıfla, AİHS’nin 3. maddesine aykırı muamelenin yasaklanmasının uluslararası çapta kabul gören bir standart olduğunu değerlendirmiştir. İkinci olarak, (Birleşmiş Milletler) İşkence ve Diğer Zalim, İnsanlık Dışı ve Küçük Düşürücü Muamele ve Cezaya Karşı Sözleşme’nin, bir kimsenin işkenceye maruz bırakılabileceği başka bir devlete sınır dışı edilmesini yasaklamasının, AİHS’nin 3. maddesinin genelinde esasen benzer bir yükümlülüğün hâlihazırda bulunmadığı anlamına gelmediği kanısındadır. Ayrıca, Al-Adsani kararında evrensel anlaşmalara atıfla (İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 5. maddesi, Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’nin 7. maddesi, (Birleşmiş Milletler) İşkence ve Diğer Zalim, İnsanlık Dışı ve Küçük Düşürücü Muamele ve Cezaya Karşı Sözleşme’nin 2. ve 4. maddeleri), bunların uluslararası ceza mahkemeleri (Eski Yugoslavya Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin 10 Aralık 1998 tarihli Furundzija kararı) ve ulusal mahkemeler (Lordlar Kamarası’nın tek taraflı Pinochet davası kararı) tarafından yorumlanmasıyla, işkencenin yasaklanmasının, mutlak bir uluslararası hukuk normu veya jus cogens statüsü kazandığını ve bunu ilgili içtihadına dâhil ettiğini tespit etmiştir. (ii)Avrupa Konseyi Belgeleri AİHM, bazı kararlarında, AİHS’yi yorumlamak amacıyla, bilhassa Bakanlar Komitesi’nin ve Parlamenterler Meclisi’nin tavsiyeleri ve kararları olmak üzere, Avrupa Konseyi organlarının özleri itibarıyla bağlayıcı olmayan belgelerini kullanmıştır (bkz. diğer kararların yanı sıra Öneryıldız – Türkiye [BD], no. 48939/99). Bu yorum yöntemleri, denetleyici mekanizma ya da uzman kadrolar olsun, diğer Avrupa Konseyi organlarının AİHS’ye Taraf Devletleri temsil etme işlevi olmamasına rağmen, AİHM’nin bu organlardan kaynaklanan normlara atıfta bulunarak kendi muhakemesini desteklemesine de neden olmuştur. AİHS’nin teminat altına aldığı hak ve özgürlüklerin tam kapsamını yorumlamak amacıyla, AİHM, örneğin, Avrupa Hukuk Yoluyla Demokrasi Komisyonu ya da diğer adıyla “Venedik Komisyonu”nun (bkz. diğer kararların yanı sıra Rusya Muhafazakar Girişimciler Partisi ve Diğerleri – Rusya, no. 55066/00 ve 55638/00; Bask Milliyetçi Partisi – Iparralde Bölgesel Örgütü – Fransa, no. 71251/01…; Çiloğlu ve Diğerleri – Türkiye, no. 7333/01, 6 Mart 2007), Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe Karşı Avrupa Komisyonu’nun (bkz. örneğin Bekos ve Koutropoulos – Yunanistan, no. 15250/02; Ivanova – Bulgaristan, no. 52435/99, Cobzaru – Romanya, no. 48254/99, 26 Temmuz 2007, D.H. ve Diğerleri – Çek Cumhuriyeti [BD], no. 57325/00 …) ve Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi’nin (AİÖK) (bkz. örneğin Aerts – Belçika, 30 Temmuz 1998; Slimani – Fransa, no. 57671/00; Nazarenko – Ukrayna, no. 39483/98, 29 Nisan 2003; Kalashnikov – Rusya, no. 47095/99, ve Kadikis – Letonya, no. 62393/00, 4 Mayıs 2006) çalışmalarından faydalanmıştır. (iii)AİHM’nin Değerlendirmesi AİHM, Saadi – İngiltere kararında, AİHS hükümlerinin konusu ve amacını ele alırken elindeki hukuki konunun uluslararası hukuk temelini de dikkate aldığını yakın tarihte teyit etmiştir. Avrupa ülkelerinin, devletlerin büyük çoğunluğu tarafından kabul edilmiş bir dizi kuraldan ibaret olan uluslararası ya da iç hukuk standartları, AİHM’nin daha geleneksel yorum yöntemlerinin yeterli derecede netlik elde etmeye imkân vermediği bir AİHS hükmünün kapsamına açıklık getirmesi talep edildiğinde, göz ardı edemeyeceği bir gerçeği yansıtmaktadır. Örnek vermek gerekirse, sendika hakkının sendikal monopol anlaşmalarını dışlayan negatif bir boyutunun olduğu tespitinde AİHM, özellikle Avrupa Sosyal Şartı, kendi denetleyici organlarının içtihadı ve diğer Avrupa ya da evrensel belgeler temelinde, konuya ilişkin olarak uluslararası düzeyde artan bir görüş birliği olduğu temelinden hareket etmiştir (bkz. Sigurdur A. Sigurjonsson – İzlanda, 30 Haziran 1993; Sorensen ve Rasmussen – Danimarka [BD], no. 52562/99 ve 52620/99…). AİHM bu bağlamda, uluslararası hukuk normları arasında ortak payda arayışında, hukuk kaynakları arasında, savunmacı devlet tarafından imzalanıp imzalanmadığı ya da onaylanıp onaylanmadığına göre ayırım yapmadığını gözlemler. Evlilik dışı doğan çocukların yasal statüsüyle ilgili olarak Marckx – Belçika kararında, AİHM, yorumunu, AİHS’ye diğer sözleşmeci taraflar gibi, o tarihte Belçika’nın da henüz onaylamadığı 1962 ve 1975 tarihli iki uluslararası sözleşmeye dayandırmıştır (Marckx – Belçika, 13 Haziran 1979). AİHM, bu belgeleri imzalayanların oranının düşüklüğünün, üye devletlerin büyük çoğunluğunun iç hukukunda, ilgili uluslararası belgelerle uyumlu olarak “anne daima bellidir” (mater semper certa est) kuralının hukuken tanınmasına yönelik gelişim karşısında kaale alınmaması gerektiği kanısındadır. Ayrıca, Christine Goodwin – İngiltere ([BD], no. 28957/95), Vilho Eskelinen ve Diğerleri – Finlandiya ([BD], no. 63235/00) ve Sorensen ve Rasmussen – Danimarka davalarında, AİHM, bağlayıcı olmamasına rağmen Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı’nı kılavuz olarak almıştır. Üstelik, McElhinney – İrlanda ([BD], no. 31253/96), Al-Adsani – İngiltere ve Fogarty – İngiltere ([BD], no.37112/97) davalarında, AİHM, o tarihte yalnızca sekiz üye devlet tarafından onaylanmış olan Devletlerin Dokunulmazlığına Dair Avrupa Sözleşmesi’ni dikkate almıştır. Bunlara ek olarak, Glass - İngiltere kararında, AİHM, AİHS’nin 8. maddesini yorumlayarak, AİHS’ye taraf devletlerin tümü tarafından onaylanmadığı halde, 4 Nisan 1997 tarihli Oviedo İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi’nde yer alan standartları dikkate almıştır (bkz. Glass – İngiltere, no. 61827/00). Tehlikeli faaliyetlere ilişkin olarak AİHS’nin 2. maddesi kapsamındaki devlet yükümlülüğünün kriterlerini belirlemek amacıyla, AİHM, Öneryıldız – Türkiye kararında, diğer metinlerin yanı sıra, Çevreye Zarar Veren Faaliyetlerden Doğan Hasarlara İlişkin Hukuki Sorumluluk Sözleşmesi ile (ETS no. 150 - Lugano, 21 Haziran 1993) Ceza Hukuku Yoluyla Çevrenin Korunması Sözleşmesi’ne (ETS no. 172 - Strazburg, 4 Kasım 1998) atıfta bulunmuştur. Türkiye dâhil olmak üzere, üye devletlerin çoğu bu iki sözleşmeyi onaylamamıştı (bkz Öneryıldız). Taşkın ve Diğerleri – Türkiye davasında, AİHM, çevrenin korunması hususunda (kişinin özel hayatının bir bölümünü teşkil ettiği değerlendirilen) AİHS’nin 8. maddesine ilişkin içtihadını, büyük ölçüde Çevre Konularında Bilgiye Erişim, Karar Alma Sürecinde Halkın Katılımı ve Yargıya Başvuruya İlişkin Aarhus Sözleşmesi’nde (ECE/CEP/43) yer alan ilkeler temeline oturtmuştur (bkz. Taşkın ve Diğerleri – Türkiye, no. 49517/99, 4 Aralık 2003). Türkiye Aarhus Sözleşmesi’ni imzalamamıştı. AİHM, Hükümet’in, ayrıca İnsan Hakları İzleme Komitesi’nin çalışmaları bağlamında, AİHS sistemini belirli ekonomik ve sosyal haklarını içerecek şekilde genişletmek üzere ek bir protokol hazırlanması konusunda üye devletlerin siyasi desteğinin bulunmadığına değindiğini not etmiştir. Ancak AİHM, üye devletlerin bu tavrına, Hükümet’in de bilgisi dahilinde olduğu üzere, Sosyal Şart mekanizmasını güçlendirme dileğinin de eşlik ettiğini gözlemler. AİHM, bunu, sözleşmeci devletler arasında ekonomik ve sosyal hakları geliştirmeye yönelik bir görüş birliğinin varlığını destekleyici bir argüman olarak değerlendirmektedir. AİHM’nin Sözleşmeci Devletlerin bu genel arzusunu, AİHS hükümlerini yorumlarken dikkate almasına engel bulunmamaktadır. 4.Sonuç AİHM, AİHS metnindeki terim ve kavramların anlamlarını tanımlamada, AİHS dışındaki uluslararası hukuk öğelerini, bu öğelerin yetkili organlarca yorumlanmasını ve Avrupa Devletlerinin bunların ortak değerlerini yansıtan uygulamalarını dikkate alabilir ve almalıdır. Konusu spesifik olan uluslararası belgelerden ve sözleşmeci Devletlerin uygulamalarından kaynaklanan görüş birliği, spesifik davalarda AİHS hükümlerini yorumlarken AİHM için mülahaza teşkil edebilir. Bu bağlamda, savunmacı devletin ilgili davanın konusuna ilişkin olarak uygulanabilir olan belgelerin tümünü onaylamış olması gerekmemektedir. AİHM için, ilgili uluslararası belgelerin, uluslararası hukukta veya Avrupa Konseyi üye devletlerinin çoğunun iç hukukunda uygulanan norm ve ilkelerde devam etmekte olan bir gelişimi ifade etmesi ve belirli bir alanda modern toplumlarda ortak bir zemin olduğunu göstermesi yeterli olacaktır (bkz. üzerinde gerekli değişiklikler yapılmak üzere, yukarıda anılan Marckx). B.Belediye Memurlarının Sendika Kurma Hakkı 1.Daire kararı Daire, Türk hukuku tarafından memurlara getirilmiş olan sendika kurma yasağının, o tarihte uygulandığı şekliyle, “zorunlu bir sosyal ihtiyac”ı karşıladığının kendi huzurunda ispatlanmadığı kanısına varmıştır. “Mevzuatın böyle bir imkanı öngörmemesinin” sendikanın feshi kadar radikal bir tedbiri haklı göstermeye yetmediğine karar vermiştir.. Tüm Haber Sen ve Çınar – Türkiye (no. 28602/95) kararına atıfta bulunarak, Daire, Tüm Bel Sen isimli sendikanın faaliyetlerinin topluma ya da devlete karşı bir tehdit oluşturduğunun ortaya konulması yönünde herhangi bir somut kanıtın yokluğunda, savunmacı devletin, başvuranların sendikasının tüzel kişiliğinin tanımayı reddederken, AİHS’nin 11. maddesinde yer alan haklardan faydalanılmasını sağlama yükümlülüğüne riayet etmediği kanısındadır. Bu noktada AİHS’nin 11. maddesinin ihlal edildiğini tespit etmiştir. 2.Tarafların Görüşleri (a)Hükümet Hükümet, Büyük Daire huzurunda AİHS hükümleriyle ratione materiae olarak uyuşmazlık itirazında bulunmuştur: AİHS’nin 11. maddesi “Devletin idare mekanizmasında görevli olan memurlar”a uygulanamadığından, bu davadaki başvuranlara da uygulanamaz çünkü onlar bu kategoriye dahildir. AİHM, bu itirazı esaslarla birleştirmeye karar vermiştir. Hükümet, argümanını destekleyici olarak Türkiye’de bütün memurların özel bir statüden yararlandıklarını belirtmektedir. Belediye memurlarının durumu da diğer memurlardan farklı değildir, zira yerel yönetim organları kamu görevi ifa eden hükümet kurumlarıdır. Hükümet, devletlere, silahlı kuvvetler, polis ve devletin idare mekanizmasında görevli olan memurlara demokratik bir toplumda gereklilik kriterini karşılaması gerekenlerden başka kısıtlamalar da getirme yetkisi veren, AİHS’nin in fine 11. maddesinin açık koşullarının, yorum ya da içtihat yoluyla etkisiz kılınmasının mümkün olmadığı kanısındadır. Hükümet ayrıca Büyük Daire önünde, 6 Aralık 1995 tarihli Yargıtay kararının, Tüm Bel Sen sendikasının yoğun sendika faaliyetleri üzerinde hiçbir etkisinin olmadığını çünkü daha sonra bu sendikanın inkâr edilemez bir örgütsel etkinlik sergilediğini, şu an itibarıyla yaklaşık on bin belediye çalışanının yararına olan, yüzlerce toplu sözleşme imzaladığını ifade etmiştir. (b)Başvuranlar Başvuranlar esas şikayetlerinin toplu sözleşmenin geriye dönük olarak feshiyle ilgili olduğuna işaret etmekle birlikte, Daire’nin memurların sendika kurmalarının yasaklanmasına ilişkin görüşüne katılmaktadırlar. Bu davada uygulandığı şekliyle, yasağın, bazı memurların özel sektör çalışanlarıyla tamamen aynı işi yaptıkları gerçeğini dikkate almadığını gözlemlemişlerdir. 6 Aralık 1995 tarihli Yargıtay kararının Tüm Bel Sen’in faaliyetleri üzerindeki etkisine gelince, başvuranlar öncelikle, İçişleri Bakanlığı’nın yetkinin kötüye kullanılması sebebiyle sendikalarla toplu sözleşme yapan belediye başkanlarına yönelik olarak cezai ve adli soruşturma başlattığını gözlemlemişlerdir. Bu soruşturmalardan yakın tarihte vazgeçilmesine rağmen, belediye yetkilileri yeni soruşturmalardan çekindiklerinden dolayı sendikalarla toplu görüşme yapmaya son vermiştir. Bu durumda, Tüm Bel Sen’in faaliyetleri büyük ölçüde kısıtlanmıştır. Bu bağlamda, başvuranlar ayrıca, Sayıştay’ın, 6 Aralık 1995 tarihli Yargıtay kararını takiben, Tüm Bel Sen tarafından imzalanmış olan toplu sözleşmeleri geçersiz kıldığını ve sendikaya bağlı memurların feshedilmiş olan sözleşmelerden elde ettikleri tüm ek ücret ve ödenekleri geri ödemek zorunda kaldıklarını belirtmişlerdir. Sendikanın faaliyetlerine başlı başına müdahale teşkil eden bu gelişme, aynı zamanda sendikanın, başka belediye yetkililerini yeni toplu görüşme yapmaya ikna etmesine engel olmuştur. 3.AİHM’nin Değerlendirmesi (a)Belediye memurları olarak teminatlarından yararlanabilir mi? başvuranlar AİHS’nin 11. maddesinin AİHM’nin bu noktada, Hükümet’in, AİHS’nin 11. maddesinin “devletin idare mekanizmasında görevli olan memurlara” uygulanamayacağı gerekçesiyle, başvurunun AİHS hükümleriyle ratione materiae uyuşmaz olduğu itirazını ele alması gerekmektedir. Bu hükmün in fine 2. paragrafının, devletin, memurlarının örgütlenme hakkına saygı duymasını açıkça öngördüğü, sadece silahlı kuvvetler, polis veya devletin idare mekanizmasında görevli memurlar sözkonusu olduğunda, gerekli durumlarda, yasal kısıtlamalar getirilebileceğini belirttiği ortadadır (bkz. İsveç Lokomotif Sürücüleri Sendikası – İsveç). Bu bağlamda, AİHM, 11. maddede sayılan üç gruba uygulanan kısıtlamaların dar yorumlanması ve dolayısıyla sözkonusu hakların “kullanılması”yla sınırlı olması gerektiği kanısındadır. Bu kısıtlamalar, örgütlenme hakkının özüne halel getirmemelidir. Bu noktada, AİHM, Komisyon’un, 11/2 maddenin 2. cümlesindeki “yasal” sözcüğünden, sözkonusu kısıtlamanın ulusal hukukta bir temeli olmasını ve keyfi olmamasını anlamasını ve orantılı olması koşulunu aramaması yönündeki anlayışına katılmamaktadır. (bkz. Kamu Çalışanları Sendilaraı Konseyi - İngiltere, no. 11603/85, 20 Ocak 1987). Ayrıca, AİHM’ye göre, bu tür kişilerin sendikal haklarına yönelik kısıtlamaların meşruiyetini ispat etmek ilgili devletin yükümlülüğüdür. Ayrıca AİHM, faaliyetlerinin devletin idare mekanizması ile alakası olmayan belediye memurlarına, ilke olarak, “devletin idare mekanizmasının görevlileri” olarak muamele edilemeyeceği ve buna göre, bu temelde örgütlenme ve sendika kurma haklarında bir kısıtlamaya maruz bırakılamayacakları kanısındadır (bkz. üzerinde gerekli değişiklikler yapılmak üzere Tüm Haber Sen ve Çınar). AİHM, bu mülahazaların, ilgili uluslararası belgelerin birçoğunda ve Avrupa devletlerinin uygulamalarında destek gördüğünü gözlemler. Aynı konuyla ilgili olan Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi’nin 8. maddesinin 2. paragrafı, devletin idare mekanizmasında görevli olan memurları, kısıtlamaya maruz kalabilecek kişiler kategorisine dahil ederken, metni AİHS’nin 11. maddesine benzer olan Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi’nin 22. maddesinde, devletin idare mekanizmasında görevli olan memurlara atıfta bulunulmaksızın, devletin, yalnızca silahlı kuvvetler ve polis teşkilatı mensuplarının dernek kurma özgürlüğü hakkının kullanılmasını kısıtlama yetkisi olduğu yer almaktadır. AİHM, devlet görevlilerinin sendika kurma haklarını uluslararası seviyede teminat altına alan temel belgenin Dernek Kurma Özgürlüğüne İlişkin ILO Sözleşmesi (No. 87) olduğunu işaret etmiştir ve bu sözleşmenin 2. maddesine göre ayrım yapılmaksızın bütün çalışanların kendi seçecekleri örgütleri kurma ve bunlara katılma hakları bulunmaktadır. AİHM, devlet görevlilerinin sendikalara katılma haklarının, Sözleşmelerin ve Tavsiyelerin Uygulanmasına İlişkin Uzmanlar Komitesi tarafından birkaç defa teyit edildiğini gözlemler. Bu Komitenin, 87 no’lu Sözleşme çerçevesinde Türk Hükümeti’ne ilettiği gözlemlerinde, bu belgenin öngördüğü şekilde örgütlenme hakkına yönelik tek kabul edilebilir istisnanın, silahlı kuvvetler ve polis teşkilatına ilişkin olduğunu ifade etmiştir. AİHM, ayrıca, ILO Dernek Kurma Özgürlüğü Komitesi’nin belediye memurlarına ilişkin olarak aynı gerekçelendirme şeklini benimsediğini not eder. Komite’nin görüşüne göre, yerel yönetimlerde çalışan devlet görevlilerinin kendi seçecekleri örgütleri kurma haklarının olması ve bu kuruluşların, temsil ettikleri çalışanların çıkarlarını geliştirme ve savunma hakkından yararlanmaları gerekmektedir. Avrupa kuruluşlarından kaynaklanan bu belgeler, memurlara sendika kurma temel hakkını tanıyan ilkenin, üye devletler tarafından geniş çaplı kabul gördüğünü de göstermektedir. Örneğin, Avrupa Sosyal Şartı’nın 5. maddesi, çalışanların ve işverenlerin, kendi ekonomik ve sosyal çıkarlarını korumak amacıyla yerel, ulusal ya da uluslararası örgütler kurma ve bu örgütlere katılma özgürlüğünü güvence altına almaktadır. Ulusal mevzuat, polise kısmi, silahlı kuvvetler mensuplarına da tam veya kısmi kısıtlamalar getirebilir, ancak devletin idare mekanizmasında görevli olan diğer memurlara ilişkin olarak hiçbir kısıtlama olasılığı öngörülmemiştir. Memurların dernek kurma hakkı, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi’nin Avrupa’daki kamu görevlilerinin statüsüne ilişkin R(2000) 6 no’lu Tavsiye Kararı’nda da tanınmıştır, bu kararda 8 no’lu İlke’de, devlet görevlilerinin, esas itibarıyla, tüm vatandaşlarla aynı haklardan faydalanmaları ve sendika haklarının, yalnızca kamu görevinin layıkıyla yerine getirilmesi için gerekli olduğu kadar kanunen kısıtlanması gerektiği ifade edilmiştir. Bir diğer Avrupa belgesi olan Avrupa Birliği Temel Haklar Sözleşmesi, örgütlenme hakkına ilişkin açık bir yaklaşım benimsemiştir; diğer maddelerinin yanı sıra 12/1 maddesinde “herkes”in, çıkarlarını korumak amacıyla sendika kurma ve bunlara katılma hakkı olduğunu belirtmiştir. Avrupa’daki uygulamaya ilişkin olarak, AİHM, devlet görevlilerinin sendikalara katılma hakkının artık tüm Sözleşmeci Devletler tarafından tanındığını yineler. Bu hak, kadrolu veya sözleşmeli devlet memurlarına ve ulusal veya belediyeye ait, kamu sınaî ya da ticari işletmeleri çalışanları için geçerlidir. Merkezi yönetim ya da yerel yönetim için çalışan memurların, genellikle kendi seçecekleri sendikaya katılma hakları vardır. AİHM, kamu sektöründe özel sektördekinden daha fazla sendika olduğunu not eder ki, bu da üye Devletlerin yarattığı olumlu bir hukuki ve idari atmosferin açık bir göstergesidir. Üye Devletlerin pek çoğunda var olan az sayıdaki kısıtlama, adli makamlar, polis ve itfaiye hizmetlerine yöneliktir, bunlar arasında en katı kısıtlamalar ise, sendika üyeliğinin yasak olmasına kadar gidebilen silahlı kuvvetler mensuplarına yönelik olanlardır. AİHM, “devletin idare mekanizmasında görevli olan memurlarının”, 11. maddenin kapsamı dışında değerlendirilemeyeceği sonucuna varmıştır. Ulusal makamlar bunlara en fazla 11/2 madde uyarınca “yasal kısıtlamalar” getirebilir. Öte yandan bu davada, Hükümet, belediye memurları olarak başvuranlarca yerine getirilen görevlerin niteliği itibariyle bu kişilerin nasıl, 11/2 maddesinin kısıtlamalarına tabi “devletin idare mekanizmasında görevli olan memurlar” olarak değerlendirilmeleri gerektirdiğini ortaya koyamamıştır. Dolayısıyla, başvuranlar meşru olarak AİHS’nin 11. maddesini dayanak alabilirler ve Hükümet’in bu bağlamdaki itirazı da reddedilmelidir. (b)Genel ilkeler AİHM, 11/1 maddenin dernek kurma özgürlüğünün bir türü ya da özel bir boyutu olarak, sendika özgürlüğünü içerdiğini yineler (bkz. Belçika Ulusal Polis Sendikası - Belçika, 27 Ekim 1975 ve Swedish Engine Drivers’ Union). AİHS, kamu gücünün sahibi olarak Sözleşmeci Devletin, işlevleriyle, işveren olarak sorumlulukları arasında herhangi bir ayırım yapmamaktadır. 11. madde bu kurala bir istisna teşkil etmez. Aksine, bu hükmün in fine 2. maddesi, devletin, olası “yasal kısıtlamalar”a tabi olan silahlı kuvvetler, polis ya da devletin idare mekanizmasında görevli olan memurları haricinde memurlarının, toplantı yapma ve dernek kurma özgürlüğüne saygı göstermekle yükümlü olduğunu açıkça dile getirmektedir (bkz. Tüm Haber Sen ve Çınar). Dolayısıyla, AİHS’nin 11. maddesi “işveren devlet”in çalışanları ile ilişkisinin kamu hukuku veya özel hukuk tarafından düzenlenmesinde ayırım yapmadan uygulanır. (bkz. Swedish Engine Drivers’ Union). AİHM, ayrıca, 11. maddenin esas amacının, kamu mercilerinin, korunan hakların kullanımına yapılan keyfi müdahalesine karşı bireyi korumak olmakla beraber, buna ek olarak, bireylerin bu haklardan etkin şekilde yararlanabilmesini sağlamak üzere devlete pozitif yükümlülük getirebilmekte olduğunu yinelemiştir. Bu davanın kendine özgü bağlamında, başvuranların şikâyetçi olduğu olgular – yani esas itibarıyla sözkonusu tarihte sendikalarının devlet tarafından tanınmaması – Türkiye’nin başvuranların, AİHS’nin 11. maddesi ile garanti altına alınmış olan haklardan iç hukukta yararlanmalarını sağlamakta bir eksikliğinden kaynaklanmaktaysa, Türkiye’nin sorumluluğu gündeme gelecektir. (bkz. Wilson, Ulusal Gazeteci Sendikası ve Diğerleri – İngiltere, no. 30668/96, 30671/96 ve 30678/96 ve Gustafsson – İsveç, 25 Nisan 1996). AİHM’nin, AİHS’nin 8. maddesi bağlamında işaret ettiği gibi dava, ister devletin bu madde kapsamında bir başvuranın haklarını teminat altına almaya yönelik makul ve uygun önlemler almasından müteşekkil pozitif sorumluluğu bakımından incelensin, ister 2. paragrafı uyarınca bir kamu merciinin müdahalesinin haklılığının tespit edilmesi bakımından incelensin, uygulanabilir ilkeler büyük ölçüde benzerdir (bkz. Hatton ve Diğerleri – İngiltere [BD], no. 36022/97). (c)Devletin hareketlerinin ya da hareketsizliğinin Tüm Bel Sen’in faaliyetlerine olan etkileri AİHM’nin öncelikle, Hükümet’in, 6 Aralık 1995 tarihli Yargıtay kararının Tüm Bel Sen’in sendikal faaliyetleri üzerine hiçbir etkisi olmadığına ilişkin argümanının dava olguları tarafından doğrulanıp doğrulanmadığını tespit etmesi gerekmektedir. Bu bağlamda, AİHM, Yargıtay kararında başvuran sendikanın, oluşturulduğunda tüzel kişilik edinmediği ve buna göre, yasal işlem başlatma ya da bu çerçevede kendini savunma yetkisinin olmadığı tespit edildiğinden, bu kararın sendikanın faaliyetleri üzerinde biri geçmişe, diğeri ileriye yönelik olmak üzere, iki etkisi olduğunu gözlemler. Sözkonusu kararın geriye yönelik etkisi, Tüm Bel Sen’in, bu davaya konu olan toplu sözleşme anlaşması dâhil olmak üzere, üyelerinin çıkarlarını korumak amacıyla Gaziantep Belediyesi nezdinde 1991 ve 1993 yılları arasında yerine getirdiği tüm girişim ve faaliyetlerinin geçersiz kılınması olmuştur. Bu etki, Sayıştay’ın, işveren idare ile yapılan müzakerelerin bir sonucu olarak sendika üyelerinin elde ettikleri avantajların geri ödenmesini gerekli kılan kararlarıyla şiddetlenmiştir. Sözkonusu Yargıtay kararının ileriye yönelik etkisine gelince, AİHM, başvuranların Tüm Bel Sen’in faaliyetlerinin, yerel yönetimlerin başındaki yetkililerin Tüm Bel Sen’le müzakere yapma yönündeki çekingenlikleri nedeniyle oldukça kısıtlandığı yönündeki argümanını makul bulmaktadır. Dava dosyasının incelenmesinden, öncelikle toplu sözleşmeler kapsamında memurlara avantajlar vermeyi kabul etmiş olan belediye yetkililerinin, 4688 sayılı Kanun’un 25 Haziran 2001’de yürürlüğe girmesinden önce, idari, mali ve adli işlemlerle karşı karşıya kaldıkları, ikinci olarak da, bu tarihten sonra dahi, o tarihte ödenmiş olan ek meblağları devlete bizzat kendilerinin geri ödemek ve sonra da ilgili memurlara rücu etmek zorunda kaldıkları görülmektedir. Daire, yalnızca 11. madde kapsamında başvuranların haklarına haksız müdahalede bulunulduğu sonucuna varmamış, aynı zamanda başvuranların sendikasının tüzel kişiliğini tanımayı reddetmekle, devletin, aynı maddede yer alan haklardan yararlanılmasını sağlamak olan pozitif yükümlülüğüne riayet etmediğine de hükmetmiştir. Daire gibi Büyük Daire de bu davada yetkililerin eylemleri ya da eylemsizliklerinin bir arada belirleyici olduğunu, bu davanın başvuranların 11. madde ile güvence altına alınan haklarına devletin müdahalesi açısından incelenmesinin mümkün olduğu gibi devletin, başvuranların bu haklardan yararlanabilmelerini sağlamak yönündeki pozitif yükümlülüğünü yerine getirmemesi açısından da incelenmesinin mümkün olduğunu düşünmektedir. AİHM, davanın bu bölümünün, başvuranların haklarına bir müdahale olup olmadığı açısından incelenmesini tercih etmektedir, ancak bunu yaparken devletin pozitif yükümlülüklerini de dikkate alacaktır. (d)11. Maddeye uygunluk (i)Yasayla öngörülmüş olma ve meşru bir amacın takibi Bu tür bir müdahale, “kanunla öngörül”memişse, bir veya daha fazla meşru amacı yoksa ve bu amaçlara ulaşmak için “demokratik bir toplumda gerekli” değilse 11. maddenin ihlaline neden olur. AİHM, şikâyetçi olunan müdahalenin, Yargıtay Hukuk Daireleri Genel Kurulu’nun yorumladığı gibi iç hukuka uygun olduğunu not eder. Ayrıca, mevzuat ve uygulama arasında uyumsuzluğu önleme amacını taşıyan kararın kamu düzenini korumaya yönelik olduğu hususunda ihtilaf bulunmamaktadır (bkz. Tüm Haber Sen ve Çınar). (ii) Demokratik toplumda gereklilik Bu tür bir müdahalenin demokratik bir toplumda gerekli olmasıyla ilgili olarak, AİHM, sendikal hakların kullanılmasına, silahlı kuvvetler, polis ya da devletin idare mekanizmasında görevli olan memurlar açısından yasal kısıtlamalar getirilebileceğini yineler. Ancak, 11. maddede yer alan istisnaların dar bir biçimde yorumlanması gerektiği de göz önünde bulundurulmalıdır; yalnızca ikna edici ve zorlayıcı gerekçeler dernek kurma özgürlüğüne yönelik kısıtlamaları haklı çıkarabilir. Bu tür durumlarda, 11/2 madde bağlamında bir gerekliliğin – ve dolayısıyla “acil bir sosyal ihtiyacın” - sözkonusu olup olmadığını belirlerken, devletlerin sınırlı bir takdir hakkı bulunmaktadır ve bu takdir hakkı da, hem kanunu hem bu karunu uygulayan mahkemelerin, mahkemeler bağımsız olsalar dahi, kararlarını sıkıca denetleyen AİHM kontrolüne tabidir. (bkz. örneğin Sidiropoulos ve Diğerleri – Yunanistan, 10 Temmuz 1998). AİHM’nin ayrıca, şikâyetçi olunan müdahaleyi bir bütün olarak dava ışığında ele alması ve “hedeflenen meşru amaçla orantılı” olup olmadığını ve ulusal makamlarca ileri sürülen gerekçelerin “ilgili ve yeterli” olup olmadığını belirlemesi gerekmektedir. AİHM, bunu yaparken, ulusal makamların, AİHS’nin ilgili hükmünde yer alan ilkelerle uyumlu standartlar uyguladığından, kararlarını ilgili olguların makul değerlendirmesi üzerine inşa ettiğinden emin olmalıdır (bkz. örneğin Yazar ve Diğerleri – Türkiye, no. 22723/93, 22724/93 ve 22725/93). Bu davada başvuranların sendikasının tanınmamasının “acil bir sosyal ihtiyaç”a cevap verip vermediğine ilişkin olarak Büyük Daire, Daire’nin izleyen görüşünü onaylamaktadır: “olayların meydana geldiği tarihte uygulandığı şekliyle Türk Hukuku’nun, devlet memurlarına … getirdiği sendika kurma yasağının, “acil bir toplumsal bir ihtiyaç” olduğu hususu, Daire huzurunda ispatlanmamıştır. ‘Mevzuatta bu hakkın kullanımının öngörülmemesi’, bir sendikanın feshedilmesi gibi radikal bir tedbiri haklı göstermek için yeterli değildir.” AİHM, ayrıca, sözkonusu tarihte, belediye memurları olarak başvuranların sendika kurma haklarının tanınmamasının bir gerekliliğe tekabül etmediği fikrini destekleyici başka argümanlar olduğu kanısındadır. İlk olarak, memurların sendika kurma ve bu sendikalara katılma hakları hâlihazırda gerek evrensel gerekse bölgesel çaptaki uluslararası hukuk belgeleri tarafından tanınmıştır. Bunlara ek olarak, Avrupa’daki uygulamaların dikkate alınmasından, devlet görevlilerinin dernek kurma özgürlüğünün genellikle tüm üye devletlerde tanındığını göstermektedir. İkinci olarak, Türkiye, sözkonusu tarihte, (12 Temmuz 1993 tarihli bir belgeyle), devlet görevlilerinin sendika kurma hakkını uluslararası düzeyde teminat altına alan ana metin olan 87 no’lu ILO Sözleşmesi’ni imzalamış bulunmaktaydı. Bu belge, Türk Anayasası uyarınca, iç hukukta doğrudan uygulanabilir nitelikte idi. Son olarak, Türkiye bunun ardından kaydedilen uygulamalarında, daha 1993’te 87 no’lu ILO Sözleşmesi’nin onaylanmasıyla ifade etmiş olduğu memurlara örgütlenme hakkı tanınması yönündeki iradesini 1995 yılındaki Anayasa değişikliğiyle ve 1990’ların başlarından itibaren yargı organlarının uygulamalarıyla teyit etmiştir. Yargı organlarının uygulamaları, konuyla ilgili olarak Bölge İdare Mahkemesi ve Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin kararlarında görülmektedir. Bundan başka, Türkiye, 2000 yılında, sözkonusu hakkı tanıyan iki Birleşmiş Milletler belgesini imzalamıştır. AİHM, uluslararası hukuktaki bu gelişmelere rağmen, Türk yetkililerin, temelde iki sebepten dolayı başvuranlara sendika kurma hakkı sağlayamadığını gözlemler. İlk olarak, Türk yasama organı, 1993 yılında 87 no’lu ILO Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından imzalanmasından sonra, bu hakkın uygulanmasını düzenleyen 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu’nu yürürlüğe koyduğu 2001 yılında kadar atalet içinde kalmıştır. İkinci olarak, bu geçiş döneminde, Yargıtay Hukuk Daireleri Genel Kurulu uluslararası gelişmeleri kendine kılavuz alan Gaziantep Bölge İdare Mahkemesi tarafından teklif edilen çözümü reddetmiş ve tüzel kişiliklerin kurulmasına ilişkin ulusal mevzuatı kısıtlayıcı ve şekilci bir şekilde yorumlamıştır. Bu yorum, Hukuk Daireleri Genel Kurulu’nu, davanın kendine özgü koşullarını değerlendirmekten ve başvuranlar ile işveren Gaziantep Belediye’sinin çıkarları arasında adil bir denge kurulup kurulmadığını tespit etmekten alıkoymuştur (bkz. üzerinde gerekli değişiklikler yapılmak üzere Sorensen ve Rasmussen). Dolayısıyla, AİHM, Yargıtay’ın kısıtlayıcı yorumunun ve yasama organının 1993 ve 2001 yılları arasında herhangi bir girişimde bulunmamasının, Devletin, başvuranlara sendikal haklarının kullanılmasını sağlama yükümlülüğünü yerine getirmesini engellediğine ve bunun, AİHS’nin 11/2 maddesi kapsamında “demokratik bir toplumda gerekli” olarak haklı gösterilemeyeceğine kanaat etmiştir. Dolayısıyla, belediye memurları olarak başvuranların sendika kurma haklarının tanınmaması bağlamında AİHS’nin 11. maddesi ihlal edilmiştir. C. Tüm Bel Sen sendikası ve idare arasında imzalanan ve iki yıl boyunca uygulanan toplu sözleşmenin iptali 1. Daire kararı Daire, bu hususu, Yargıtay’ın memurların sendika kurma hakkını tanımayı reddeden kararına ilişkin şikayetten ayrı olarak incelemiştir. Daire, başvuranların sendika haklarının ihlal edilip edilmediği konusuna ilişkin olarak, AİHM içtihadının, toplu sözleşme yapma hakkının, belli bir davanın koşullarında, sendika üyelerinin kendi çıkarlarını korumak için başlıca yollardan birini - hatta en başta gelen yolu temsil edebileceği olasılığını göz ardı etmediğini değerlendirmiştir. Daha önce Sosyal Şart Bağımsız Uzmanlar Komitesi tarafından da değinildiği gibi, dernek kurma özgürlüğü ile toplu iş sözleşmesi yapma özgürlüğü arasındaki organik ilişkiye işaret etmiştir. Daire, somut davada, Tüm Bel Sen sendikasının idareyi toplu görüşme ve toplu sözleşme yapmaya ikna etmiş olduğunu ve bu sözleşmenin iki yıl süreyle belediye çalışanları ile işveren arasındaki tüm iş ilişkilerini yönettiğini gözlemledikten sonra, bu toplu iş sözleşmesinin, sendika için, üyelerinin çıkarlarını desteklemek ve korumak için tek değilse bile başlıca yol anlamına geldiğini değerlendirmiştir. Daire, aynı zamanda, mevzubahis müdahalenin kanunla öngörüldüğü ve uygulama ile mevcut iç hukuk arasındaki çelişkinin önlenmesinin 11. maddenin 2. paragrafı anlamı dahilinde meşru amaç olarak değerlendirilebileceği görüşündedir. Daire, müdahalenin gerekçesi hususunda, Hükümet tarafından bu bağlamda acil bir ihtiyaç sergilenmediğini tespit etmiştir. Daire, ayrıca, Türkiye’nin, 11. madde gereğince, sendikanın üyelerinin çıkarlarını korumasını kolaylaştırmak yönündeki pozitif yükümlülüğünü yerine getirmediğini tespit etmiştir. 2. Tarafların görüşleri Taraflar, Büyük Daire’nin, toplu iş sözleşmesinin iptaline ilişkin şikayeti, başvuranların sendika kurma hakkına ilişkin şikayetten ayrı olarak incelemesi gerektiği konusunda hemfikirdir. (a) Hükümet Hükümet, toplu iş sözleşmesinin iptaline ilişkin şikayetin, kendi görüşüne göre, başvuranların sendika kurma hakkının ortaya koyduğundan farklı hukuki meseleler ortaya koyduğu gerekçesiyle ayrı olarak incelenmesi gerektiğini iddia etmiştir. Hükümet, toplu iş sözleşmesi yapma hakkının 11. madde tarafından güvence altına alınan bir hak olmadığı yönünde 1970’li yıllarda oluşturulan içtihatta değişiklik yapılmasının uygun olmadığı görüşündedir. Eski klasik davalardan Belçika Ulusal Polis Sendikası-Belçika veya İsveç Lokomotif Sürücüleri Sendikası – İsveç davalarını aşan bu içtihat, daha yakın zamanda kabuledilebilirlik kararlarında yinelenmiştir (bkz., Francesco Schettini ve Diğerleri – İtalya, no. 29529/95, 9 Kasım 2000; UNISON – İngiltere, no. 53574/99). Hükümet, bu bağlamda, sendika haklarının birtakım farklı şekillerde uygulanabileceğini belirtmiş ve devletin sendika tarafından kullanılacak olan şekilleri seçmekte serbest olduğunu ileri sürmüştür. Hükümet, 11. madde çerçevesinde Sözleşmeci Devletlere belirli bir şeklin kullanılmasını dayatmanın AİHM’ye düşmediğini ileri sürmüştür. Hükümet, ayrıca, memurların toplu sözleşme yapma hakkına ilişkin olarak ortak bir Avrupa uygulaması oluşturmanın imkansız olduğunu iddia etmiştir. Bazı Sözleşmeci Devletlerde, (kadrolu devlet memurlarının aksine) sadece sözleşmeli devlet memurları bu haktan yararlanmakta iken; diğerlerinde, sadece üst kademede görev yapan memurlar bu hakkın dışında bırakılmıştır. Son olarak, Hükümet, Türkiye tarafından onaylanan ILO Sözleşmelerinin, AİHS’nin 11. maddesi kapsamında uygun olmadığını değerlendirmiş ve AİHM’nin bu sözleşmeleri AİHS uyarınca temel alınabilecek yeni haklar yaratmak için kullanmaması gerektiğini iddia etmiştir. (b) Başvuranlar Başvuranlar, asli şikayetlerinin, kendileri ile Gaziantep Belediyesi arasında gerçekleşen toplu sözleşmenin iptaline ilişkin olduğunu açıklamıştır. Daire’nin bu konuya ilişkin incelemesiyle hemfikir olduklarını; bununla beraber, Yargıtay’ın kararının kendilerinin bu bağlamdaki haklarını tamamen hiçe saydığını ifade etmişlerdir. Ayrıca, günümüzde toplu görüşme yapma hakkının AİHS’nin 11. maddesi anlamı dahilinde sendika kurma hakkının özünde var olan en temel unsurlardan biri olarak kabul edilmesi gerektiğini belirten Daire heyetinde yer alan üç hakimin mutabık oy görüşlerine katılmışlardır. 3. Müdahale olup olmadığı (a) Sendikal hakların esasına ilişkin genel ilkeler (i) İçtihadın gelişimi Sendikal hakları oluşturan unsurlara ilişkin AİHM içtihadının gelişimi şöyle özetlenebilir: AİHM, her zaman, AİHS’nin 11. maddesinin, sendikaların kolektif eylemleri yoluyla sendika üyelerinin mesleki çıkarlarını koruma özgürlüğünü güvence altına aldığını, devletlerin bu kollektif eylemlere hem izin vermesi gerektiğini hem yürütülmesini ve gelişmesini mümkün kılması gerektiğini değerlendirmiştir (bkz., yukarıda anılan, Belçika Ulusal Polis Sendikası; yukarıda anılan İsveç Lokomotif Sürücüleri Sendikası; Schmidt ve Dahlström – İsveç, 6 Şubat 1976). AİHM, AİHS’nin 11. maddesinde güvence altına alınan sendika kurma hakkının esası hususunda, söz konusu maddenin 1. paragrafının sendika üyelerine, çıkarlarının korunması amacıyla, sendikanın sesini duyurma hakkını tanıdığını; ancak her Devleti bu amaca yönelik olarak kullanılacak yollara ilişkin seçimde serbest bıraktığını göz önünde bulundurmuştur. AİHM’nin görüşüne göre, AİHS’nin gerektirdiği husus, ulusal hukuk uyarınca, sendikaların, AİHS’nin 11. maddesine ters düşmeyecek koşullarda, üyelerinin çıkarlarını korumak için çalışmasına imkan verilmesidir (bkz., yukarıda anılan, Belçika Ulusal Polis Sendikası; yukarıda anılan İsveç Lokomotif Sürücüleri Sendikası; yukarda anılan Schmidt ve Dahlström). AİHM, toplu sözleşme yapma hakkı hususunda, başlangıçta, 11. maddenin, sendikalara özel bir muamele öngörmediğini ve özellikle de toplu sözleşme yapma hakkını güvence altına almadığını değerlendirmiştir (bkz., yukarıda anılan İsveç Lokomotif Sürücüleri Sendikası). Ayrıca, bu hakkın, AİHS tarafından güvence altına alınan bir hakkın özünde mutlaka var olan bir unsur oluşturmadığını ifade etmiştir (bkz., yukarıda anılan Schmidt ve Dahlström). Daha sonra, AİHM, Wilson, Ulusal Gazeteci Sendikası ve Diğerleri davasında, toplu görüşmenin, sendika özgürlüğünün etkili bir şekilde kullanılması açısından vazgeçilmez bir unsur olmamasına rağmen, sendikalar açısından üyelerinin çıkarlarını korumak için yararlanılacak yollardan biri olabileceğini değerlendirmiştir. Sendika, üyeleri adına söyleyeceklerini dinlemesi için işverenini ikna etmeye çalışmak konusunda bir şekilde özgür olmalıdır (yukarıda anılan Wilson, Ulusal Gazeteci Sendikası ve Diğerleri). Yukarıda belirtilenler ışığında, 11. maddede muhafaza edilen sendika kurma hakkının esasına ilişkin içtihadın gelişiminde iki yol gösterici ilke dikkat çekmektedir: ilk olarak, AİHM, ilgili devlet tarafından kendi takdir payına bağlı olan sendika özgürlüğünü güvence altına almak amacıyla alınan tedbirlerin bütününü dikkate almaktadır; ikinci olarak, AİHM, sendika özgürlüğünün temel unsurlarını etkileyen kısıtlamaları kabul etmemektedir ki bu unsurlar olmadan sendika özgürlüğü özünden yoksun kalır. Bu iki ilke çelişkili değil; birbirleriyle ilişkilidir. Bu ilişki, söz konusu Sözleşmeci devletin, esas itibariyle 11. maddeye uyumu sağlamak amacıyla hangi önlemin alınacağına karar vermek konusunda özgür olmasıyla beraber; AİHM içtihadı tarafından asli olarak kabul edilen unsurları dikkate alma yükümlülüğünü taşımakta olduğu anlamına gelmektedir. Mevcut AİHM içtihadında, sendikal haklara ilişkin şu temel unsurlar tespit edilebilir: sendika kurma ve sendikaya katılma hakkı (bkz., yakın tarihli bir karar olarak, yukarıda anılan Tüm Haber Sen ve Çınar), sendika tekelleri kurulmasına yönelik anlaşmalar yapılması yasağı (bkz., örneğin, yukarıda anılan Sørensen ve Rasmussen) ve sendikanın üyeleri adına söyleyeceklerini dinlemesi için işverenini ikna etmeye çalışma hakkı (yukarıda anılan Wilson, Ulusal Gazeteci Sendikası ve Diğerleri). Bu liste nihai değildir. Aksine, işçi-işveren ilişkilerindeki belirli gelişmelere bağlı olarak gelişmeye açıktır. Bu bağlamda, AİHS’nin, insan haklarının korunması alanında gerekli olan gittikçe artan yüksek standardı yansıtmak amacıyla günün koşulları ışığında ve uluslararası hukuktaki gelişmelere uygun olarak yorumlanması gereken yaşayan bir Sözleşme olduğunun ve dolayısıyla demokratik toplumların temel değerlerine ilişkin ihlallerin değerlendirilmesinde daha büyük bir kararlılık gerektirdiğinin hatırlanması uygun olacaktır. Başka bir deyişle, haklara getirilen kısıtlamalar, insan haklarının pratik ve etkili bir şekilde korunması sağlayacak şekilde dar yorumlanmalıdır (bkz., üzerinde gerekli değişiklikler yapıldıktan sonra, Refah Partisi ve Diğerleri – Türkiye [BD], no. 41340/98, no. 41342/98, no. 41343/98 ve no. 41344/98; Selmouni – Fransa [BD], no. 25803/94). (ii) Toplu görüşme yapma hakkı AİHM, uluslararası hukukta, toplu görüşme hakkının, ILO 98 sayılı Örgütlenme ve Toplu Görüşme Hakkı Sözleşmesi tarafından düzenlendiğini gözlemlemiştir. 1949 yılında kabul edilen ve uluslararası çalışma koşullarına ilişkin en temel hukuki belgelerden biri olan bu belge Türkiye tarafından 1952 yılında imzalanmıştır. 6. maddede, “devletin idare mekanizmasında görevli olan memurların” durumunu kapsamadığı belirtilmektedir. Ancak, ILO Bilirkişiler Komitesi, bu hükmün, sadece, doğrudan devletin yönetimine ilişkin faaliyet gösteren memurları kapsam dışı bıraktığını yorumlamıştır. Bu istisna dikkate alınarak, hükümet, kamu kuruluşları veya otonom kamu kurumları tarafından iş verilen diğer herkes, Komite’ye göre, 98 sayılı Sözleşme’de öngörülen güvencelerden diğer çalışanların yararlandığı şekliyle yararlanmalıdırlar ve sonuç olarak maaş konusunun da içinde bulunduğu çalışma koşullarına ilişkin olarak toplu görüşme yapma hakkına sahip olmalıdırlar. AİHM, ayrıca, kamu hizmetinde iş ilişkilerine ilişkin olan (1978 yılında kabul edilen, 1981 yılında yürürlüğe giren ve Türkiye tarafından imzalanmış olan) 151 sayılı ILO Sözleşmesi’nin (Kamu Hizmetlerinde Örgütlenme Hakkının Korunmasına ve İstihdam Koşullarının Belirlenmesi Yöntemlerine İlişkin 151 Sayılı ILO Sözleşmesi), devletlere, silahlı kuvvetler veya kolluk mensuplarının çalışma koşullarının belirlenmesine katılma hakkını tanıyıp tanımama konusunda devletleri özgür bırakmakta olduğunu; ancak, bu hakkın kamu hizmetine ilişkin diğer tüm alanlarda, gerekli görülmesi halinde özel koşullar belirlemek suretiyle, geçerli olduğunu kaydetmiştir. Buna ek olarak, 151 sayılı Sözleşme’nin 1/1 maddesi uyarınca, sözkonusu Sözleşme’nin hükümleri, 98 sayılı Sözleşme tarafından öngörülen güvencelerin kapsamını daraltmak amacıyla kullanılamaz. AİHM, Avrupa’ya ait yasal belgelerden Avrupa Sosyal Şartı’nın (Türkiye onaylamamıştır) 6/2 maddesinin tüm çalışanlara ve sendikalara, toplu görüşme yapma hakkı tanıdığını ve dolayısıyla toplu iş sözleşmeleri açısından geniş kapsam sağlamak amacıyla idari makamlara ekonomide iletişim ve müzakere kültürünü etkin olarak geliştirme yükümlülüğünü yüklediğini tespit etmiştir. Ancak, AİHM, söz konusu yükümlülüğün idari makamları toplu görüşme yapmaya zorlamadığını gözlemlemiştir. Aslında tamamıyla devlet memurları için geçerli olan Avrupa Sosyal Şartı’nın 6/2 maddesine Avrupa Sosyal Haklar Komitesi (ECSR) tarafından atfedilen anlama göre, kamu sektöründe toplu görüşmeye ilişkin kısıtlamalar getiren devletlerin, söz konusu hükme uymak amacıyla, geçerli çalışma yönetmeliğinin düzenlenmesinde çalışan temsilcilerinin katılımlarını sağlama yükümlülüğü vardır. Avrupa’nın en yeni yasal metinlerinden biri olan Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı, 28. maddede, işçilerin ve işverenlerin veya bunların bağlı olduğu örgütlerin, topluluk hukuku, ulusal hukuk ve uygulamalara uygun olarak, gerekli seviyelerde toplu sözleşmeleri müzakere etme ve sonuca bağlama haklarının olduğunu öngörmektedir. Avrupa devletlerinin uygulamaları hususunda, AİHM, söz konusu devletlerin çoğunluğunda, devlet memurlarının idare ile toplu görüşme haklarının tanındığını; ancak, hassas olarak nitelendirilen bazı alanların veya devlete ait özel yetkiler taşıyan bazı memur gruplarının kapsamın dışında tutulması amacıyla bazı istisnaların söz konusu olduğunu yinelemiştir. Özellikle, yerel makamlar tarafından çalıştırılan ve devlet yetkileri taşımayan memurların maaşlarını ve çalışma koşullarını belirlemeye yönelik toplu görüşme hakları sözleşmeci devletlerin çoğunluğu tarafından tanınmıştır. Geri kalan istisnalar ancak özel koşullar ile haklı çıkarılabilir. Başvurunun yapıldığı tarihten itibaren Türkiye’deki durumun gelişimi de dikkate alınmalıdır. Türkiye, dernek kurma özgürlüğü ve örgütlenme hakkının korunmasına ilişkin 87 sayılı Sözleşme’yi imzalamasını müteakip, 1995 yılında, Anayasa’sının 53. maddesinde, kamu görevlileri tarafından oluşan sendikaların üyeleri adına yargı mercilerine başvurabileceklerini ve idareyle amaçları doğrultusunda toplu görüşme yapabileceklerini öngören bir paragraf ekleyerek değişiklik yapmıştır. Daha sonra, 25 Haziran 2001 tarihli 4688 sayılı Kanun, devlet memurlarının toplu görüşme haklarını kullanmalarını düzenleyen şartları ortaya koymuştur. Bu gelişmeler ışığında, AİHM, toplu görüşme ve toplu sözleşme hakkının 11. maddenin özünde var olan bir unsur teşkil etmediği yönündeki içtihadının (yukarıda anılan İsveç Lokomotif Sürücüleri Sendikası; yukarıda anılan Schmidt ve Dahlström), uluslararası hukuk ve yerel hukuk sistemlerinde bu konulardaki somut gelişimleri dikkate alacak şekilde yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini değerlendirmiştir. AİHM’nin iyi bir gerekçe olmadan geçmiş davalarda oluşan içtihatlarından sapmaması, yasal kesinlik, öngörülebilirlik ve kanun önünde eşitliğin menfaatine olmasına rağmen, dinamik ve gelişimsel bir yaklaşım koruyamaması yenilik ve gelişme açısından engel riski oluşturur (bkz., yukarıda anılan Vilho Eskelinen ve Diğerleri). Sonuç olarak, AİHM, hem uluslararası hem de ulusal alanda çalışma kanunundaki gelişmeleri ve Sözleşmeci devletlerin bu konulardaki uygulamalarını dikkate alarak, işverenle toplu görüşme yapma hakkının, esas itibariyle, 11. maddede ortaya konan “çıkarlarını korumak için sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak hakkının” temel unsurlarından biri haline geldiğini ve devletlerin sistemlerini, gerekli gördükleri takdirde temsilci sendikalara özel statü tanıyacak şekilde, düzenlemekte serbest olduklarını değerlendirmiştir. Bu hakların kullanılmasında AİHS’nin 11/2 maddesi anlamı dahilinde “devletin idare mekanizmasında görevli olanlar” - ancak somut davada başvuranlar bu sınıflandırmaya dahil değildir üzerinde uygulanması gerekebilecek “meşru sınırlamalar” saklı kalmak kaydıyla, çok özel durumlar dışında, diğer çalışanlar gibi devlet memurları da bu haklardan yararlanmalıdırlar. (b) Yukarıda belirtilen ilkelerin somut davada uygulanması Yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, AİHM, Tüm Bel Sen sendikasının , olayların meydana geldiği dönemde, bu konuya kendisi de itiraz etmeyen işveren idareyle toplu görüşme yapma hakkından faydalandığını değerlendirmiştir. Bu hak, AİHS’nin 11. maddesi tarafından söz konusu sendikaya tanındığı gibi, sendikal faaliyetlerde bulunma hakkının temel unsurlarından birini oluşturmuştur. Toplu görüşmeden sonra yapılan tartışma konusu toplu sözleşme hususunda, Büyük Daire, Daire gibi, aşağıdaki hususları dikkate almıştır: “İlk olarak, Tüm Bel Sen sendikası, üyelerinin çıkarları adına önemli addettiği konular hakkında toplu görüşme yapmak ve karşılıklı sorumlulukları ve görevlerini belirlemek amacıyla toplu sözleşme yapmak için işveren Gaziantep Belediye’sini ikna etmiştir. Daha sonra, bu görüşmeleri müteakip, işveren ile Tüm Bel Sen sendikası arasında toplu sözleşme yapılmıştır. Bu sözleşmede, sendikanın üyelerinin tüm hakları ve yükümlülükleri öngörülmüş ve koruma altına alınmıştır. Ayrıca, toplu sözleşme yürürlüğe konmuştur. İki yıl süreyle, taraflar arasında ihtilaflı olan belirli mali hükümler istisna olmak üzere, toplu sözleşme, Gaziantep Belediye’sindeki tüm işçi-işveren ilişkilerini düzenlemiştir.” Dolayısıyla, AİHM, bu davadaki toplu görüşme ve sonucunda yapılan toplu sözleşmenin söz konusu sendika için üyelerinin çıkarlarını iyileştirmek ve korumak için temel bir yol oluşturduğunu gözlemlemiştir. Türkiye tarafından imzalanmış olan uluslararası çalışma sözleşmeleri hükümlerini uygulamaya koyacak gerekli mevzuatın eksikliği ve Yargıtay’ın bu eksikliğe dayalı olarak verdiği ve fiiliyatta sözkonusu toplu sözleşmenin geçmişe dönük olarak iptali ile sonuçlanan 6 Aralık 1995 tarihli kararı, başvuranların AİHS’nin 11. maddesi tarafından korunan sendika özgürlüklerine müdahale oluşturmuştur. Başvuranların yeni mevzuatın devlet memurlarının sendika haklarına ilişkin yetersizliğine ilişkin iddiaları hususunda, AİHM, somut başvurunun konusunun, yeni Türk mevzuatının idarelere memur sendikaları ile toplu iş sözleşmeleri yapma yükümlülüğü getirmemesine veya söz konusu sendikaların toplu görüşmelerinin başarısızlıkla sonuçlanması halinde grev yapma hakları bulunmamasına teşmil etmediğini belirtir. 4. Müdahalenin haklı olup olmadığı AİHM, başvuranlara işveren idare ile yapılan toplu görüşmeyi müteakip Tüm Bel Sen sendikasının yaptığı toplu iş sözleşmenin geçmişe dönük olarak iptali şeklindeki söz konusu müdahalenin, “kanunla öngörüldüğü”, 2. paragrafa uygun olarak bir veya birden fazla meşru amaç izlediği ve “demokratik toplumda zorunlu” olduğu kanıtlanmadığı sürece 11. maddeyi ihlal etmiş olarak kabul edilmesi gerektiğini değerlendirmiştir. (a) Kanunla öngörülme Hükümet ve başvuranlar, Daire’nin, müdahalenin kanunla öngörüldüğü yönündeki kararına katılmışlardır. Somut davanın maksatları açısından, Büyük Daire, dava hakkında hüküm vermiş olan en yüksek yargı organı olan Yargıtay Hukuk Daireleri Genel Kurulu tarafından yorumlandığı gibi, müdahalenin kanunla öngörüldüğünü kabul edebilir. (b) Meşru amaç izlenmesi AİHM, aynı zamanda, Daire ve tarafların kendilerinin de kabul ettiği gibi, söz konusu müdahalenin, hukuk ve uygulama arasındaki çelişkiyi önlemek ve böylece düzenin bozulmasını önlemek şeklindeki meşru amacı izlediğini kabul edebilir. Söz konusu çelişki riskinin, yasama organının, Türkiye’nin uluslararası çalışma standartları alanındaki uluslararası taahhütleri ile iç mevzuatı uyumlaştırması arasında geçen süre yüzünden ortaya çıktığı konusunda, AİHM, değerlendirmesinin, söz konusu tedbirin demokratik toplumda zorunlu olup olmadığı hususuna ilişkin olması gerektiği görüşündedir. (c) Demokratik toplumda gereklilik AİHM, bu bağlamda, 11. madde tarafından hükümete yüklenen pozitif ve negatif yükümlülüklere ilişkin olarak yukarıda ortaya konan içtihada işaret etmektedir. Bu ilkelerin somut davaya uygulanması hususunda, AİHM, Hükümet’in, başvuranların devlet memurları olarak toplu görüşme veya toplu sözleşme yapma haklarının olmadığı yönündeki asli savunmasına bağlı kalarak tartışma konusu sınırlamanın demokratik toplumda zorunlu olup olmadığı konusunda görüş beyan etmeye gerek görmediğini kaydetmiştir. Kendi incelemesini yürüten AİHM, olayların meydana geldiği dönemde, birtakım unsurların, belediye memurları olan başvuranların toplu görüşme hakkını ve dolayısıyla idareyi toplu sözleşme yapmaya ikna etme hakkını reddetmenin “acil sosyal ihtiyaç” kavramını karşılamadığını ortaya koyduğunu değerlendirmiştir. İlk olarak, devlet memurlarının, esas itibariyle, toplu görüşme hakkı hem evrensel hem de bölgesel olmak üzere uluslararası hukuk belgeleri tarafından tanınmıştır. Ayrıca Avrupada’ki uygulamanın incelenmesi, söz konusu hakkın üye devletlerin çoğunluğu tarafından tanındığını göstermektedir. İkinci olarak, Türkiye, 1952 yılında, işçilerin toplu görüşme ve toplu sözleşme yapma haklarını uluslararası açıdan koruyan başlıca yasal metin olan 98 sayılı ILO Sözleşmesini imzalamıştır. Dava dosyasında, başvuranların sendikasının “devletin idare mekanizmasında görevli olan memurları yansıttığını”, yani ILO Bilirkişiler Komitesi’nin yorumuna göre, devletin idare mekanizmasına özgü görevler yaptığını ve 98 sayılı ILO Sözleşmesi’nin 6. maddesinde öngörülen istisnalar sınıfına girdiğini gösteren hiçbir delil mevcut değildir. Bu şartlarda, Büyük Daire, Daire’nin aşağıda verilen kararını paylaşmaktadır: “AİHM, yasama organının sebep olduğu gecikmeden kaynaklanan yasal boşluk olduğu yönündeki argümanın, tek başına iki yıldır uygulanmakta olan, üstelik dernek kurma özgürlüğünün kısıtlanabileceği şartlara uygun olan bir toplu sözleşmenin iptalini mazur göstermeye yetmediği görüşündedir.” Ayrıca, Büyük Daire, Hükümet’in, belediye memurları olan başvuranların söz konusu toplu sözleşmeyi yapabilmek için sendika özgürlüklerinin özünde var olan toplu iş görüşmesi yapma hakkından mahrum bırakılmalarını haklı gösterecek özel durumlara ilişkin bir delil sunmadığını gözlemlemiştir. Devlet memurlarının, ayrım olmaksızın, diğer çalışanlara göre ayrıcalıklı bir konumda bulundukları açıklaması bu bağlamda yeterli değildir. AİHM, dolayısıyla, idare ile yapılan toplu görüşmeyi müteakip başvuranların sendikasının yaptığı toplu sözleşmenin geriye dönük olarak iptali şeklindeki tartışma konusu müdahalenin, AİHS’nin 11/2 maddesi anlamı dahilinde, “demokratik toplumda zorunlu” olmadığı kararını vermiştir. Dolayısıyla, AİHS’nin 11. maddesi, hem başvuranların sendikası hem de başvuranların kendileri açısından bu hususta da ihlal edilmiştir. III. AİHS’NİN 14. MADDESİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI Başvuranlar, sendika kurma ve toplu sözleşme yapma özgürlüklerine getirilen sınırlamaların AİHS’nin 11. maddesi ile bağlantılı olarak 14. maddesi çerçevesinde ayrımcılık oluşturduğunu iddia etmiştir. Ancak, 11. madde uyarınca verdiği kararlar karşısında, AİHM, Daire gibi, bu şikayetin ayrı olarak incelenmesini gerekli görmemiştir. IV. AİHS’NİN 41. MADDESİNİN UYGULANMASI Sözleşme’nin 41. maddesine göre “Mahkeme işbu Sözleşme ve protokollerinin ihlal edildiğine karar verirse ve ilgili Yüksek Sözleşmeci Tarafın iç hukuku bu ihlali ancak kısmen telafi edebiliyorsa, Mahkeme, gerektiği takdirde, hakkaniyete uygun bir surette, zarar gören tarafın adil tatminine hükmeder.” A. Tazminat Kemal Demir, Daire huzurunda, toplu sözleşmenin iptal edilmediği takdirde on üç yıl süreyle almış olacağı ek ödeme nedeniyle 551 Euro tutarında maddi zarar gördüğünü iddia etmiştir. Ayrıca haklarını savunma yollarından mahrum bırakılması nedeniyle yaşadığı hüsran sonucu 14.880 Euro manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Vicdan Baykara, temsil ettiği sendika ve üyeleri adına, 148.810 Euro manevi tazminat talebinde bulunmuştur. Daire, Tüm Bel Sen sendikasının temsilcisi sıfatıyla Vicdan Baykara’ya sendika üyeleri arasında paylaşılmak üzere 20.000 Euro manevi tazminat ödenmesi ve Kemal Demir’e tüm tazminat başlıkları karşılığı 500 Euro ödenmesi kararını vermiştir. Başvuranlar, Büyük Daire’den, kesin olarak aynı miktarlara hükmetmesi talebinde bulunmuştur. Hükümet bu miktarlara itiraz etmiştir. İki başvuran tarafından talep edilen maddi tazminat ile Tüm Bel Sen sendikasının yasal sıfatına ilişkin olan söz konusu Yargıtay kararı arasında illiyet bağı olmadığını belirtmiştir. Ayrıca taleplerini destekleyici yazılı delillerin sunulmadığını ifade etmiştir. Son olarak, Tüm Bel Sen sendikasının başkanı sıfatıyla Vicdan Baykara’nın sadece temsilci görevini yerine getirmekte olduğunu ve dolayısıyla manevi tazminat alamayacağını iddia etmiştir. Kemal Demir tarafından yapılan talep hususunda, AİHM, ilgili toplu sözleşmenin iptali sonrasında başvuranın devlete ödemesi zorunlu olan miktarın kendisine geri ödenmesi gerektiğini değerlendirmiştir. Şüphesiz ki, bu talep tamamen yazılı delillerle desteklenmemiştir. Ancak, başvuranlar tarafından basitleştirilmiş şekilde yapılan hesaplamalar, talebin doğruluğunu tasdik etmiştir. AİHM, hakkaniyet temelinde karar vererek Kemal Demir’e tüm tazminat başlıkları altında 500 Euro ödenmesi kararını vermiştir. AİHM, Vicdan Baykara’nın temsil ettiği sendika adına yaptığı manevi tazminat talebine ilişkin olarak, kapatılmış veya faaliyetleri önlenmiş bir kurumun üyeleri tarafından yaşanan üzüntünün bu bağlamda dikkate alınabileceği yönündeki içtihadına dikkat çekmiştir (bkz., örneğin, Türkiye Demokrasi Partisi (DEP) adına Dicle – Türkiye, no. 25141/94, 10 Aralık 2002; Mordovia Başkanlık Partisi – Rusya, no. 65659/01, 5 Ekim 2004). AİHM, ilgili zamanda, Tüm Bel Sen sendikasının, belediye çalışanlarının başlıca sendikası olduğunu gözlemlemiştir. Kapatılması ve Gaziantep Belediye’si ile olan toplu sözleşmenin iptali, üyeleri arasında derin üzüntüye sebep olmuş olmalı; zira mesleki çıkarlarını korumaktaki başlıca araçlarından yoksun bırakılmışlardır. Hakkaniyet temelinde karar veren AİHM, Tüm Bel Sen sendikasına manevi tazminat olarak 20.000 Euro ödenmesine karar vermiştir. Bu miktar, temsil ettiği sendikaya bu parayı sunmakla sorumlu olacak olan Vicdan Baykara’ya ödenecektir. B. Yargılama masraf ve giderleri Başvuranlar Daire huzurunda olduğu gibi Büyük Daire huzurunda da yargılama masraf ve giderlerine ilişkin bir talepte bulunmamışlardır. AİHM, dolayısıyla, bu başlık altında tazminat ödenmesi için bir gerekçe olmadığı kararını vermiştir. C. Gecikme faizi Gecikme faizi Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı orana üç puanlık bir artış eklenerek belirlenecektir. BU GEREKÇELERE DAYANARAK, AİHM OYBİRLİĞİ İLE 1. Hükümetin ön itirazlarını davanın esası ile birleştirmeye ve reddine; 2. Belediye memurları olan başvuranların sendika kurma haklarına yapılan müdahale nedeniyle AİHS’nin 11. maddesinin ihlal edildiğine; 3. İşveren idare ile yapılan toplu görüşmeyi müteakip Tüm Bel Sen sendikasının yaptığı toplu sözleşmenin geriye dönük olarak iptali nedeniyle AİHS’nin 11. maddesinin ihlal edildiğine; 4. AİHS’nin 14. maddesi uyarınca yapılan şikayetlerin ayrı olarak incelenmesinin gerekli olmadığına; 5. a) Üç ay içinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Yeni Türk Lirası’na çevrilmek üzere Savunmacı Hükümet tarafından aşağıdaki miktarların ödenmesine; (i) Tüm Bel Sen sendikasının temsilcisi Vicdan Baykara’ya, kendisi tarafından adı geçen sendikaya dağıtılmak üzere, 20.000 Euro (yirmi bin Euro) manevi tazminat; (ii) Kemal Demir’e tüm tazminat başlıklarının karşılığı olarak 500 Euro (beş yüz Euro); (iii) yukarıda verilen miktarlara tabi olabilecek her türlü vergi; b) Söz konusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapılmasına kadar, Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda faiz uygulanmasına; 6. Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddine KARAR VERMİŞTİR. İşbu karar İngilizce ve Fransızca olarak hazırlanmış ve 12 Kasım 2008 tarihinde Strazburg İnsan Hakları Binası’nda kamuya açık oturumda açıklanmıştır. Michael O’Boyle Katip Yardımcısı Christos Rozakis Başkan AİHS’nin 45/2 maddesi ve Mahkeme İç Tüzüğü’nün 74/2 maddesine uygun olarak bu karara aşağıda belirtilen görüşler eklenmiştir: (a) Yargıç Zagrebelsky’nin Ayrı Görüşü; (b) Yargıçlar Spielmann, Bratza, Casadevall ve Villiger’in Ortak Mutabık Oy Görüşü. C.L.R. M.O.B. YARGIÇ ZAGREBELSKY’NİN AYRI GÖRÜŞÜ AİHM’nin içtihadından sapması konusuna ilişkin kendi değerlendirmelerimi açıklayarak sendikaların toplu görüşme hakkına ilişkin kararın gerekçesine eklemede bulunmak istiyorum. 6 Şubat 1976 tarihinde, İsveç Lokomotif Sürücüleri Sendikası – İsveç davasında, AİHM kararında şunları belirtmiştir: “... Bu madde [11. madde 1. paragraf], ne sendikalara ne üyelerine devlet tarafından özel bir muamele yapılmasını, özellikle de devletin onlarla şu ya da bu toplu sözleşmeyi yapma hakkını tanımamaktadır. Bu ikinci hak 11. maddenin 1. paragrafında yer almadığı gibi her Sözleşmeci devletin bu hakkı ulusal hukuk veya uygulamalarında barındırdığı veya bu hakkın sendika özgürlüğünün etkili bir şeklide kullanılması için vazgeçilmez bir unsur olduğu söylenemez.” AİHM şöyle devam etmiştir: “... sendika üyelerinin çıkarlarını korumak için sendikanın kendini dinletme hakkı vardır. 11. maddenin 1. paragrafı, devletleri bu amaca yönelik olarak kullanılacak yolların seçiminde kesinlikle serbest bırakmaktadır. Toplu iş sözleşmelerinin yapılması bu yollardan birini oluşturmakla beraber, başka yollar da mevcuttur. AİHS’nin gerektirdiği husus, ulusal hukuk uyarınca, sendikaların, AİHS’nin 11. maddesine ters düşmeyecek koşullarda, üyelerinin çıkarlarını korumak için çalışmasına imkan verilmesidir.” (bkz., ayrıca, aynı tarihli bir karar, Schmidt ve Dahlström – İsveç; Belçika Ulusal Polis Sendikası-Belçika, 27 Ekim 1975). Bu içtihada, daha yakın zamanda, 1996 ve 2002 tarihlerinde, Gustafsson – İsveç kararında (25 Nisan 1996) ve Wilson, Ulusal Gazeteci Sendikası ve Diğerleri – İngiltere kararında (2 Temmuz 2002; no. 30668/96, 30671/96 ve 30678/96), sorgulanmadan başvurulmuştur. Somut kararda, AİHM, aksine, “işverenle toplu görüşme yapma hakkının, esas itibariyle, 11. maddede ortaya konan ‘çıkarlarını korumak için sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak hakkının’” temel unsurlarından biri haline geldiği kararını vermiştir. Dolayısıyla, AİHM, “hem uluslararası hukuk hem de yerel hukuk sistemlerinde bu konulardaki somut gelişimi” dikkate alarak açık bir şekilde içtihadından sapmıştır. Aslında, uluslararası alanda gelişimin göstergesi olarak yorumlanabilecek yeni ve yakın tarihli tek husus Avrupa Birliği Temel Haklar Şartı bildirisi (2000) olarak gözükmektedir. Bazı devletlerin mevzuatındaki gelişmeler bir değişimin hangi tarih ve dönem itibariyle somut hale geldiğini değerlendirmek için daha güç bir temel oluşturmaktadır. AİHM’nin içtihattan sapmasının, Avrupa hukuku veya iç hukuk düzeyinde kendi mevzuatı çerçevesinde (örneğin, Stafford – İngiltere davasında olduğu gibi, 28 Mayıs 2002 tarihli karar ([BD], no. 46295/99)) veya ilgili sosyal ve kültürel ortam çerçevesinde (örneğin, Christine Goodwin – İngiltere, 11 Temmuz 2002 tarihli karar ([BD], no. 28957/95)) içtihadında yapılan gerçek bir değişiklikten çok geçmiş içtihadı üzerinde yapılan düzeltmeyi yansıttığı hissindeyim. Bu sapma, 22 Kasım 1995 tarihli S.W. – İngiltere davasında iç hukuk içtihadından çok AİHM’nin Pessino – Fransa davasında (no. 40403/02, 10 Ekim 2006) ilgilendiği duruma daha yakındır. Her halükarda, S.W. davasında yerel mahkemeler tarafından uygulanan çözümü öngörülebilir kılan kamuoyundaki gelişim, başvuranın yargılandığı suç işlendiği zaman bilinmekteydi. “İyi bir gerekçe olmadan geçmiş davalarda oluşan içtihatlarından sapmamasının, yasal güvenlik, öngörülebilirlik ve kanun önünde eşitliğin menfaatine olduğunun” farkında olan ve AİHS’yi yorumlamakla sorumlu olan AİHM (AİHS’nin 32. maddesi), “dinamik ve gelişimsel bir yaklaşımı koruyamamasının yenilik ve gelişme açısından engel riski oluşturacağını” değerlendirerek yine de bu sapmayı gerçekleştirmiştir. Bu, esas itibariyle ilke olarak geçmiş uygulamalarına sadık kalmakla beraber zaman zaman büyük bir ihtiyatla daha önceki içtihadından saparak yeni içtihat oluşturan AİHM’nin uygulamasıyla tamamen tutarlıdır (bkz., yukarıda anılan Christine Goodwin; Vilho Eskelinen ve Diğerleri – Finlandiya [BD], no. 63235/00; Mamatkulov ve Askarov – Türkiye [BD], no. 46827/99 ve no. 46951/99). Her hakimin hukuku onu açıklığa kavuşturacak şekilde yorumlaması ve gerekli hallerde, düzenlediği toplumun gelişiminin gereklerine cevap vermesini sağlaması gerekmektedir. (bkz., diğer pek çok kararın yanı sıra, Kokkinakis – Yunanistan, 25 Mayıs 1993 ve Cantoni – Fransa, 15 Kasım 1996). AİHS çerçevesinde, “hukuk” terimi hem kanunu hem de bunların mahkemeler tarafından yorumlanmasını içermektedir (Kruslin – Fransa, 24 Nisan 1990); öyle ki, içtihatlar arasında tenakuz olması bir belirsizlik ve öngörülemezliğe neden olarak AİHS tarafından güvence altına alınmış bir hakka müdahalenin meşruiyeti konusunda tereddüt yaratabilir (bkz., Driha – Romanya, no. 29556/02, 21 Şubat 2008 ve Păduraru – Romanya, no. 63252/00). Kanunun adli yorumu, geçmişte olan bir durumla veya eylemle ilişkili olduğundan doğası itibariyle geriye yöneliktir. Ancak, benim görüşüme göre, içtihattan sapmak sorun yaratmaktadır; zira, yeni yorum ile hukuk arasındaki yukarıda sözü edilen etkileşim, içeriği eski “kanundan” farklı olan yeni bir “kanunun” doğmasına yol açacaktır. Yeni “kanunun” geriye dönüklüğü, öngörülebilirlik ve yasal kesinlik gibi gerekler açısından sorun yaratır. Ben burada yorum kanunlarının yarattığı sorunlarla bir paralellik görüyorum, bu kanunların geriye yürümesi AİHM’nin bunlara belli bir direnç göstermesini haklı kılmaktadır. Yasanın niteliğine ve uygulanmasının öngörülebilir olmasına yönelik zorunluluk gereği, adli yorumlamanın, zaman içinde bir yasanın bir başkası ile değiştirilmesi sırasında bir geçiş döneminin düzenlenmesi uygulamasından çok farklı olmayacak şekilde dikkate alınmasını gerektirir. Yerel mahkemelerin içtihadı hususunda, AİHM, yeni içtihatları, belli bir süre sonra yürürlüğe girecek yasalar (vacatio legis ile kıyaslanabilecek) gibi değerlendirmek suretiyle başvuranlara iç hukukta yeni hukuk yollarının yaratılmasına neden olan içtihadlar benimsemesinin yarattığı sorunların farkında olduğunu göstermiştir (bkz., Di Sante – İtalya, no. 56079/00, 24 Haziran 2004; Cocchiarella – İtalya [BD], no. 64886/01; bkz., ayrıca, Giummarra ve Diğerleri – Fransa, no. 61166/00, 12 Haziran 2001; Mifsud – Fransa [BD], no. 57220/00; Broca ve Texier-Micault – Fransa, no. 27928/02 ve no. 31694/02, 21 Ekim 2003; Paulino Tomas – Portekiz, no. 58698/00). İleriye dönük iptal kararı ilkesini uygulayarak veya mevcut içtihadın yol açtığı hukuki bir hatanın sonuçlarına dikkat çekerek önünde görülen davaya veya benzer durumlara yeni içtihadı (geriye dönük olarak ve otomatik olarak) uygulamayan Avrupa Adalet Mahkemesi’nin ve bazı yerel mahkemelerin kararlarında da benzer bir anlayışın olduğu görülmektedir (bkz., Les revirements de jurisprudence – Nicolas Molfessis’in başkanlık ettiği İşçi partisinin, Başkan Guy Canivet’e sunduğu rapor). Bu bağlamda, Fransa Yargıtay Mahkemesi tarafından 21 Aralık 2006 tarihli genel kararda AİHS’nin 6. maddesi ile ilintili kullanılan argüman özellikle açık ve etkilidir (Dalloz, 2007). Lordlar Kamarasının 30 Haziran 2005 tarihli National Westminster Bank plc – Spectrum Plus Limited ve Diğerleri davasında Lord Nicholls’un sunduğu görüş de kayda değerdir. AİHM, 13 Haziran 1979 tarihli Marckx – Belçika kararında, AİHM’nin kararının karardan önceki durumlara nasıl uygulanacağı konusunda Hükümet’in talebi karşısında, davaya konu olan eşit muamele alanındaki yavaş gelişmeyi de dikkate alarak, Belçika Hükümeti’ni karardan önce meydana gelen eylemleri veya hukuki durumları sorgulamaktan muaf tutmuştur. Dolayısıyla, AİHM, yasal güvenliğin sağlanması anlayışı doğrultusunda, miras dağılımına ilişkin davaları karara bağlanmış olan kişilere ilişkin durumları sorgulamaktan kaçınarak bu konudaki hassasiyetini göstermiştir. Ancak, bu, önemli sayıda kişi için ortaya çıkabilecek sonuçların büyüklüğü ile de açıklanabilecek istisnai bir durumdu. AİHM, yine de Belçika’nın başvuranlara ilişkin olarak AİHS’yi ihlal ettiği kararını vererek yeni içtihadını uygulamıştır. Aynı şekilde, AİHM, 17 Ocak 2006 tarihli Aoulmi – Fransa davasında (no. 50278/99), savunmacı Hükümet’in, AİHM’nin 4 Şubat 2005 tarihli Mamatkulov ve Askarov davasında (yukarıda anılan) AİHM İç Tüzüğü’nün 39. maddesi uyarınca ortaya konan tedbirlerin bağlayıcı niteliğine ilişkin yeni içtihadını kabul etmesinden önce, başvuranın sınırdışı edilmiş olduğu argümanını reddetmiş ve AİHS’nin 34. maddesinin ihlal edildiği kararını vermiştir. AİHM, dolayısıyla, ihtilaflı sınırdışı işleminin gerçekleştiği sırada, Sözleşmeci devletlerin AİHS’nin 34. maddesinden doğan yükümlülüklerinin var olduğunu değerlendirmiştir (bkz, yukarıda anılan Aoulmi). Ancak, bu süre zarfında, yükümlülüğün “içeriği” AİHM’nin 39. maddeye ilişkin yeni yorumu sonucu değişmiştir. AİHM, içtihadından saptığında, AİHS’nin 32. maddesinin verdiği yetkiyle yaptığı daha önce yorumlamış olduğu AİHS içeriğini kesinlikle değiştirmektedir. Yeni içtihadın AİHS hükmünün kapsamını genişletmesi ve dolayısıyla devletlere yeni yükümlülükler yüklemesi halinde, bu içtihadın AİHM tarafından şartları belirlenmeden otomatik olarak geriye dönük olması benim görüşüme göre, AİHS sisteminin temel direkleri olan öngörülebilirlik ve yasal güvenlik gerekleri ile uyuşmaz. Ayrıca her devlette yerel mahkemeler tarafından AİHS’nin AİHM tarafından yorumlandığı şekliyle uygulaması, bu halde imkansız olmasa bile çok güç hale gelecektir. Dolayısıyla, içtihattan sapılmasının öncesinde gelen dönem için önlem alınmasını gerekli buluyorum. Yukarıda belirtilenler ışığında, AİHM’nin, söz konusu hakkın ne zamandan itibaren 11. maddede ortaya konan hakkın en temel unsurlarından biri “haline geldiği”ni belirtmesini tercih ederdim. Kendi görüşüme göre, bunun, Türk Yargıtay Mahkemesinin yerel yargıda davayı reddettiği 1995 yılında zaten var olabileceği konusunda tereddüt vardır. Ayrıca, AİHM’nin, hukuki yorumun “doğal” olarak geriye dönüklüğünün, (muhtemelen) zamanında AİHS ihlali oluşturmayan bir davranışı yargılamasına bir kez daha müsaade etmiş olması konusunu üzüntüyle karşılıyorum. Bununla beraber, AİHM’nin 11. maddeye ilişkin yorumunu paylaştığım için söz konusu toplu sözleşmenin iptali nedeniyle ihlal gerçekleştiği yönünde oy verdim. Aynı zamanda, AİHM’nin içtihattan sapmasının geriye dönük etkilerine ilişkin uygulamasını, her ne kadar kişisel olarak bu uygulamanın kendisinin de bir içtihat sapmasının konusu olması gerektiğine inansam da, dikkate almalıyım. YARGIÇ SPIELMANN’IN, YARGIÇLAR BRATZA, CASADEVALL VE VILLIGER’IN DE KATILDIĞI ORTAK MUTABIK OY GÖRÜŞÜ Belediye memurları olan başvuranların sendika kurma haklarının tanınmaması nedeniyle AİHS’nin 11. maddesinin ihlal edildiği yönünde hiç tereddüt etmeden oy kullandım. İşveren idare ile yapılan toplu görüşmeyi müteakip Tüm Bel Sen sendikasının yaptığı toplu iş sözleşmenin geriye dönük olarak iptal edilmesi nedeniyle AİHS’nin 11. maddesinin ihlal edildiği kararı yönünde çoğunlukla birlikte oy verme nedenimi aşağıdaki satırlarda açıklamak isterim. Kararın 154. paragrafı şöyledir: “ ... AİHM, hem uluslararası hem de ulusal alanda çalışma kanunundaki gelişmeleri ve Sözleşmeci devletlerin bu konulardaki uygulamalarını dikkate alarak, işverenle toplu görüşme yapma hakkının, esas itibariyle, 11. maddede ortaya konan “çıkarlarını korumak için sendikalar kurmak ve sendikalara katılmak hakkının” temel unsurlarından biri haline geldiğini ve devletlerin sistemlerini, gerekli gördükleri takdirde, temsilci sendikalara özel statü tanıyacak şekilde düzenlemekte serbest olduklarını değerlendirmiştir. Bu hakların kullanılmasında AİHS’nin 11/2 maddesi anlamı dahilinde “devletin idare mekanizmasında görevli olanlar” - ancak somut davada başvuranlar bu sınıflandırmaya dahil değildir üzerinde uygulanması gerekebilecek “meşru sınırlamalar” saklı kalmak kaydıyla, çok özel durumlar dışında, diğer çalışanlar gibi devlet memurları da bu haklardan yararlanmalıdırlar” Dolayısıyla burada vurgu “işverenle toplu görüşme yapma hakkı”na yapılmaktadır. Kamu hizmetinde çalışanlar için “görüşme” yapmanın “toplu sözleşme” şeklinde tek bir muhtemel sonucu olduğunu çıkarmak yanlış olur. Pek çok hukuk sisteminde, memurların yasal pozisyonlarının yasalar ve/veya yönetmeliklerle düzenlenen ve bireysel sözleşmeler yoluyla istisnaya izin verilmeyen objektif bir durum olduğu unutulmamalıdır. AİHS’nin 11. maddesi yoluyla sınırsız bir sözleşme imkanının getirilmesinin, birçok devlette bulunan kamu hizmeti kanunu üzerinde çok büyük etkisi olurdu. Kamu hizmetinin statüsü, birliğine, bünyesine ve etkinliğine bağlıdır. 151 sayılı ILO Sözleşmesine ve 1978 (R159) tarihli İş İlişkileri (Kamu Hizmeti) Tavsiyesi’ne ilişkin olarak Nicolas Valticos tarafından aşağıdaki yorumlar yapılmıştır: “335. sendika hakları alanında, daha genel olarak çalışma şartlarının belirlenmesinde, zorlu olan konu kamu görevlilerinin konusudur; zira onlar Devlete ve ulusun genel menfaatine hizmet etmek için işe alınırlar. Devlet diğer işverenler gibi bir işveren değildir; genel menfaatin emanetçisi olarak devlet bir işveren gibi kamu erki özelliklerinden vazgeçmeye eğilimli değildir. Ancak, Devlet ve çalışanları arasındaki ilişki kavramı, içinde bulunulan ülkeye göre farklılık gösterecektir. Bugün bazı ülkelerde, memurlar ve diğer kamu görevlileri - veya bunların çoğunluğu - toplu sözleşme veya grev hakkı açısından özel sektör çalışanları olarak muamele görme eğilimindedirler. Ancak, başka ülkelerde, geleneksel kavramlar halen kabul edilmektedir. Ayrıca, diğer bir sorun, devlet memuru kavramının kapsamının ülkeye, kamu sektörünün kapsamına, memurlar ile kamu sektörü çalışanları arasında ayırım yapılıp yapılmadığına ve ne derece yapıldığına göre değişiklik göstermesidir ... 337. AİHS’yi tamamlayan (159 sayılı) tavsiye kararı ..., müzakere veya çalışma şartlarını ve koşullarını belirlemeye yönelik diğer yöntemler için muhtelif uygulamaları ( kamu görevlilerinin katılımı, izlenecek prosedür) belirleme görevini ulusal mevzuata veya diğer uygun araçlara bırakmaktadır ...” Yukarıda belirtilenler karşısında, kararda da kesin olarak ortaya konduğu gibi, kamu hizmetinde dernek kurma özgürlüğünün var olduğu artık tartışma konusu değildir. Benzer olarak, Devlet çalışanları ile yerel yönetimler arasında yapılan çalışma şartlarına ilişkin müzakerelerde sendikal örgütlenmeler daimi muhatap haline gelmiştir. Bu tür örgütler, işveren devlet veya daha genel olarak yerel yönetimler açısından inkar edilemez muhataplar haline gelmişlerdir. Artık, toplu görüşme hakkına ilişkin bir soru işareti kalmamasına rağmen, kamu hizmetinde belirli istisnalar ve sınırlar, geçerli çalışma koşullarının veya yönetmeliğinin hazırlanmasında çalışan temsilcilerinin rolünün güvence altında olması şartıyla her zaman mümkün olmalıdır. Örneğin, kararın 149. paragrafında AİHM tarafından şöyle belirtilmiştir: “Aslında tamamıyla devlet memurları için geçerli olan Avrupa Sosyal Şartı’nın 6/2 maddesine Avrupa Sosyal Haklar Komitesi (ECSR) tarafından atfedilen anlama göre, kamu sektöründe toplu görüşmeye ilişkin kısıtlamalar getiren devletlerin, söz konusu hükme uymak amacıyla, geçerli çalışma yönetmeliğinin düzenlenmesinde çalışan temsilcilerinin katılımlarını sağlama yükümlülüğü vardır.” Benzer olarak, kararda alıntı yapılan 151 sayılı ILO Sözleşmesi’nin 7. maddesi tarafından aşağıdaki hüküm öngörülmüştür: “İlgili kamu yetkilileri ve kamu çalışanları örgütleri arasında çalışma şartları ve koşullarının görüşülmesi için sistemin veya kamu çalışanları temsilcilerinin bu konuların karar bağlanmasına ilişkin katılımına izin verecek diğer yöntemlerin tam olarak geliştirilmesi ve kullanılmasını teşvik etmek ve iyileştirmek için gerekli olması halinde ulusal koşullara uygun tedbirler alınmalıdır.” Dolayısıyla, bu hüküm, memurların katılımıyla çalışma şartlarının belirlenmesi için izlenecek prosedürlerin seçiminde belirli bir derece esneklik sağlamaktadır. Özetle, temel konu, toplu sözleşmeden ne kastedilmek istendiğinin belirlenmesidir. Kamu görevlilerinin seslerini duyurmalarına izin vermek, işverenleriyle sosyal diyalog içine girebilecekleri anlamına gelmekte olup mutlaka toplu sözleşme yapma hakkı anlamına veya devletlerin bu tür sözleşmelerin varlığını mümkün kılma yükümlülükleri olduğu anlamına gelmemektedir. Dolayısıyla, devletler bu konulara ilişkin seçimde belirli bir ölçüde özgürlüğe sahip olmalıdırlar. Ancak, somut davada, sosyal diyalog önüne konan engeller ile toplu görüşme hakkının özü ortadan kaldırılmıştır. Dolayısıyla, idare ile yapılan toplu görüşmeyi müteakip yapılan toplu sözleşmenin geriye dönük olarak iptali 11. maddenin ihlaline yol açmıştır. —— • —— KILAVUZ/Türkiye Davası* Başvuru No: 8327/03 Strazburg 21 Ekim 2008 İKİNCİ DAİRE USUL Türkiye Cumhuriyeti aleyhine açılan 8327/03 numaralı başvurunun nedeni T.C. vatandaşı Nihal Kılavuz’un (başvuran) 10 Şubat 2003 tarihinde kendisi ve ölen oğlu Baybars Geren adına Temel İnsan Hakları ve Özgürlüklerini güvence altına alan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 34. maddesi uyarınca yapmış olduğu başvurudur. Başvuran Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) önünde Bursa barosu avukatlarından G. Emek ve Ü. Emek tarafından temsil edilmektedir. OLAYLAR I. DAVANIN KOŞULLARI Başvuran 1948 doğumlu olup Bilecik’te ikamet etmektedir. Başvuran, Bilecik cezaevinde hükümlü iken 24 Kasım 2001 tarihinde yaşamını yitiren 1972 doğumlu Baybars Geren’in annesidir. A. Davanın gelişimi Baybars Geren, 1 Ekim 1999 tarihinde kimlik kontrolü sırasında güvenlik güçlerine direnmek suçundan yakalanmış, Pazaryeri cezaevi 1 nolu koğuşuna yerleştirilmiş ve hakkında dava açılmıştır. 56 günlük tutukluluğu sırasında, cezaevi personeli tarafından dengesiz olarak nitelendirilen davranışlarda bulunmuş; diğer tutuklularla devamlı tartışmış ve tahliye edilme umuduyla kasıtlı olarak havalandırma deliklerine vurarak kolunu kırmıştır. Tutukluluk halinin sona ermesine birkaç gün kala, Pazaryeri cezaevi savcısı, başvuranı çağırarak oğlunun sorunlarını bildirme ihtiyacı duymuş ve uykusuzluk sorunu olan oğlunun zehirlenme kuşkusuyla yemek yemeyi reddettiğini kendisine iletmiştir. * Dışişleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî İşler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmiş olup, gayrıresmî tercümedir. Savcı, 25 Kasım 1999 tarihinde, Geren’i Eskişehir Devlet Hastanesi’nin psikiyatri servisine göndermiştir. Doktorlar, ilgili şahsın iştahsız olduğunu, uykusuzluk sorunu olduğunu, tedirgin ve kuruntulu göründüğünü ve asabi davranışlara meyilli olduğunu tespit etmişlerdir. Sonuç olarak doktorlar, şizofrenin tipik belirtisi olan « aşırı paranoid taşkınlık » denilen ölçüsüz davranış sendromu teşhisi koymuşlardır. Hastaneye yatırılan Geren, antikolinerjik ve nöroleptik ilaçlarla tedavi altına alınmıştır. Geren 29 Kasım’da hastaneden taburcu edilmiştir. Kendisiyle ilgilenen psikiyatr R.A.’ya göre, Geren’in muzdarip olduğu şizofreni türü, hızlı ilerleme riski taşımaktaydı. Bununla birlikte psikiyatr, hapiste kalmasında bir sakınca olmadığını, ancak tedavisine devam etmek gerektiğini, aksi takdirde durumunun kötüleşeceğini rapor etmiştir. 9 Aralık 1999 tarihinde Geren, Bozüyük Ağır Ceza Mahkemesi tarafından altı ay bir gün hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Geren, 3 Ocak 2000 tarihinde, temyize başvurmuştur. Bu dava devam ederken Geren, Devlet’e 15.000 Alman markı ödemek suretiyle, 13 Temmuz ile 13 Ağustos 2000 tarihleri arasında kısa dönem bedelli askerlik yapmıştır. Söz konusu dönemde askere çağırılanların doktor muayenesi kayıtlarına göre, Geren, beş defa dispansere gitmek için talepte bulunmuş, ancak sadece üç sefer gitmiştir. Geren’in mahkûmiyeti 30 Mayıs 2001 tarihinde kesinleşmiş ve 13 Kasım’da Pazaryeri cezaevine teslim olmuştur. Geren, 21 Kasım tarihine kadar on dört mahkumla birlikte 1 nolu koğuşta kalmıştır. O gün saat 16:30 sıralarında, parmaklıklar ardından bağırmaya başlamış ve tutukluluğu sırada tanıdığı bazı sanıkların kendisine kin beslediğini ileri sürerek, tek başına bir hücreye alınmasını talep etmiştir. Saat 17.15 sıralarında, cezaevi savcısı E.K. bu talebi yerine getirmiştir. 22 Kasım 2001 günü sabahı saat 03.30 sıralarında Geren, C.Ö. ve Ü.Y. isimli gardiyanları çağırarak bu defa üşüdüğü gerekçesiyle 4 nolu koğuşa çıkmak istediğini söylemiştir. Gardiyanlar, sekiz kişiyi barındıran 4 nolu koğuşun sözcüsü A.C. isimli mahkumla konuştuktan sonra, bu isteğini yerine getirmişlerdir. Yirmi dakika sonra, yatağına çıkmak istemeyen ve diğerlerinin uyumasını engelleyen Geren ile A.C. arasında kavga çıkmıştır. Bu kavga sırasında Geren A.C.’ye kafa atmış, ancak kimse bu iki kavgacıyı ayırma teşebbüsünde bulunmamıştır. Gardiyan C.Ö. ve Ü.Y. kavga edenleri ayırdıktan sonra onları bürolarına götürmüşlerdir. Ancak orada tekrar arbede çıkmış ve A.C. eline geçirdiği demir ateş karıştırıcısı ile Geren’in kafasına vurmuştur. Gardiyanlar Savcı E.K.’ya verdikleri ifadelerinde olayların gelişimini teyid etmiş, 4 nolu koğuşta kalan beş mahkum da sorguları sırasında aynı yönde ifadelerle Geren’in koğuşa gelir gelmez – devamlı kendi kendine konuşarak- dikkatleri üzerine çektiğini ve davranışlarının kompülsif ve endişe verici olduğunu beyan etmişlerdir. Geren ve A.C.’nin karşılıklı olarak şikâyetçi olmamaları dolayısıyla olay kapanmıştır. Savcı E.K., Geren’in «psikolojik sorunları» dolayısıyla hapishane hayatına alışamadığı, diğer mahkumlarla uyum sağlayamadığı ve bu şartlarda «hem kendisinin hem diğer şahısların» hayatını tehlikeye atma riski olduğu gerekçesiyle Bilecik cezaevine nakledilmesini talep etmiştir. Naklinden önce Geren, saat 05:45 sıralarında, Pazaryeri sağlık merkezi nöbetçi doktoru A.G.D. tarafından yapılan muayenesi sırasında alnında sert bir cisimle vurma sonucu oluşan bir şişlik tespit edilmiştir. Doktor A.G.D. raporunda, ilgili şahsın « psikolojik sorunları olması dolayısıyla, gözetim altında tutulması » ve uygun bir hastanede yeniden muayene edilmesi gerektiğini belirtmiştir. Doktor A.G.D. tarafından hazırlanan 169 nolu tıbbi raporda, yeniden muayene edilme gerekliliği ile ilgili olarak «acil» ibaresi kullanılmamıştır. Bu rapor, Geren’in özel dosyasına konulmuştur. Aynı gün saat 16.00 sıralarında Bilecik Cumhuriyet Savcısı, « psikolojik sorunları » yüzünden Geren’in dengesiz davranışlar sergilediğini belirterek, Bilecik cezaevine konmasına izin vermiştir. Geren, söz konusu cezaevi doktorunun beş gündür hastalık izninde olması dolayısıyla bu cezaevine kabul edilmeden önce muayene edilememiştir. Cezaevi idaresi, Geren’i nezaret hücresi diye bilinen 3 nolu hücreye yerleştirme kararı almıştır. Kaydı yapılırken belirgin hiçbir ruhsal bozukluk emaresi göstermediği gerekçesiyle, cezaevinin iç tüzüğüne uygun olarak, kemerini üzerinde taşımasına ve hatta hücrede bir çarşaf bulundurmasına izin verilmiştir. 23 Kasım 2001 tarihinde savcı E.K., Geren ve A.C.’ye bir ay ziyaret yasağı öngören disiplin cezası vermiştir. Pazaryeri ceza infaz hakimi, aynı gün Geren’in 30 Kasım 2001 tarihinden itibaren şartlı tahliyesini önermiştir. B. Geren’in ölümü 24 Kasım 2001 günü sabah saat 03:30 teftişi sırasında Ö.Ş.Z. ve M.A.K. isimli gardiyanlar, 1 nolu hücrede oruç tutan R.R. isimli mahkûma yemeğini vermek üzere başgardiyan K.A.’dan nezaret hücrelerinin anahtarlarını istemişlerdir. Bu amaçla oraya girdikleri zaman, Geren’in ayakları yere değer vaziyette kemerinin yardımıyla boynundan parmaklıklara asılmış cansız bedeniyle karşılaşmışlardır. Gardiyanlar E.G. ve K.A. olay yerine intikal etmişler, K.A. derhâl müdür yardımcısı E.E.’ye haber vermiştir. Müdür yardımcısı da hemen cezaevi müdürü ile savcı yardımcısını bilgilendirmiştir. Olay yerinde hemen tutulan ilk tutanağa göre, iki gardiyan, olay yerinde hiçbir anormal durum fark etmediklerini beyan ederken, R.R. isimli mahkûm da hiçbir şey duymadığını ifade etmiştir. C. Daha sonra yürütülen hukuki ve idari işlemler 1. Cezaevi personeline karşı yürütülen disiplin işlemi Geren’in ölümünden sonra, Bilecik cezaevi müdürü E.İ., yardımcısı E.E.’nin emrindeki görevliler ile gardiyanlar K.A., Ö.Ş.Z., E.G. ve M.A.K.’nın olayın meydana gelişinde hataları olup olmadığını ortaya çıkarmak amacıyla bir idari soruşturma başlatmıştır. Müdür E.İ., 15 Ocak 2002 tarihinde, elinde bulunan bilgilere dayanarak astları hakkında disiplin cezası verilmesinin gerekli olmadığına karar vermiştir. Bilecik savcılığı önünde bu karara itiraz etme imkânı bulunduğu halde, kimse bu yola başvurmamıştır. 2. Ölümün meydana geliş şartlarına ilişkin yürütülen cezai işlem Olaydan hemen sonra, saat dört sularında, Bilecik Cumhuriyet Savcısı, nöbetçi doktor K.M.B. ve Bilecik Adliye Sarayı’nda görevli Ü.Ş. ile birlikte ölüm sonrası inceleme işlemini gerçekleştirmek üzere olay yerine gelmiştir. Hücrede hiçbir fiziki boğuşma izine rastlanmamıştır. Cesedin yüzeysel incelemesinde, 1,82 m. boyunda olduğu, sağ kaşın üzerinde 5 x 5 cm boyutunda bir yara izi ile hemen altında 1 x 2 cm boyutunda en az üç günlük başka bir yara izi bulunduğu, dilin morarmış ve ısırılmış olduğu ve sperm sızıntısı bulunduğu gözlemlenmiştir. Asılma izleri, alt çene kemiği altından geçerek ensenin üst kısmında yerden 1,54 cm mesafede bulunan düğüme doğru ilerlemektedir. Elle yoklandığında boyunun kırıldığı ve larenks kıkırdaklarının koptuğu anlaşılmaktadır. Kol ve bacaklarda, sol elin üzerinde 1 x 5 cm ve sağ elin üzerinde 1 x 3 cm boyutunda üç günlük eski lezyonlar görülmektedir. Bunlar dışında, bedende hiçbir zehirlenme veya kurşun ya da bıçak yarası izine rastlanmamıştır. Bacaklarda yatay morlukların gözlemlendiğini ve parmakların etli kısmında siyanoz bulunmamasını değerlendiren doktor, ölümün üç ila altı saat önce bulber ve meduller lezyonlarla boğulma sonucu gerçekleştiğine karar vermiştir. Burada söz konusu olan, tipik bir «tamamlanmamış asılma» olayıdır. Ölüm sebebinin kesin olarak tespit edildiğine karar veren savcı, klasik otopsi talimatına gerek görmemiş ve cesedin Bilecik Devlet Hastanesi morguna nakledilmesine izin vermiştir. Yine 24 Kasım 2001 günü, Bilecik Cezaevi müdür yardımcısı E.E., gardiyanlar E.G., Ö.Ş.Z. ve M.A.K. ile başgardiyan K.A.’nın ve aynı zamanda R.R. ve H.B. isimli mahkûmların tanıklıklarına başvurmuştur. Ö.Ş.Z. ve M.A.K. nezaret hücrelerinin nöbetini gece yarısı devraldıklarını; yoklama yapılırken herşeyin normal göründüğünü, 15 ila 30 dakika aralıklarla ve nöbetleşe bir şekilde teftişlerini yaptıklarını ve saat 3.30’daki geçişlerinde cesetle karşılaştıklarını ifade etmişlerdir. Mahkûm R.R., kendi kaldığı hücre ile mağdurun kaldığı hücre arasındaki 2 nolu hücrede kimsenin olmadığını beyan etmiştir. R.R., ayrıca Geren’in geldiği gün hiç konuşmadığını söylemiştir. Ertesi gün, kendi kendine konuştuğunu duyduğunu ve olayın meydana geldiği günden bir gün önce bunalımda olduğunu haykırdığını, kendi kendine annesinin ziyaretine gelip gelmeyeceğini veya normal koğuşlara çıkarılıp çıkarılmayacağını sorduğunu ifade etmiştir. Olayın meydana geldiği gün, gece yarısına doğru, yatmadan önce müteveffayla biraz laflamışlardı. R.R., üzücü olayı gardiyanların saat 3.30’da kendisine yemek vermek için geldiklerinde öğrendiğini, o zamana kadar garip hiçbir şey duymadığını belirtmiştir. 5 nolu hücrede kalan mahkûm H.B., ifadesinde, gece yarısı yoklaması yapıldıktan hemen sonra yattığını ifade etmiştir. Savcı A.D. tarafından yeniden sorgulanan bu mahkûm, ifadesinde, gece yarısından itibaren gardiyanların panik içerisinde kendisini uyandırdığı ana kadar hiçbir gürültü veya insan çığlığı duymadığını beyan etmiştir. Ertesi gün savcı, müteveffaya 21 Kasım 2001 tarihinde yapılan son ziyaretle ilgili gardiyan Y.Ö.’den bilgi almıştır. Y.Ö., bir önceki gün, başvurana oğlunun midesiyle ilgili sorunları için Pazaryeri sağlık merkezi doktoru İ.K. tarafından düzenlenen reçeteyi verdiklerini, ancak başvuranın bunların oğlunun rahatsızlığıyla alakalı olmadığını ve önce kendi doktorlarına danışması gerektiğini söyleyerek, reçetede yazılı ilaçları satın almayı reddettiğini ifade etmiştir. Cezaevi müdürü E.İ. tarafından Geren’in kişisel dosyası üzerine başvuranın hücresinde intihar ettiği, cezaevi personelinin bir ihmalinin veya kasıtlı bir eyleminin bulunmadığı şeklinde not düşmüştür. 26 Kasım 2001 tarihinde, Pazaryeri Ağır Ceza Mahkemesi, ölümünden sonra alınan karar niteliğinde, Geren’in 30 Kasım 2001 tarihinde şartlı tahliyesine hükmetmiştir. 26 Aralık 2001 tarihinde müdür E.İ., Bilecik savcılığına yazdığı cevapta, dosyasında yer alan doktor raporundaki tavsiyeler doğrultusunda Geren’in daha yakından izlenebilmesi için nezaret hücresine alındığını, zira ilgili şahsın diğer mahkûmların fiziksel bütünlüğünü tehlikeye sokan saldırgan psikolojik davranışları yüzünden bu cezaevine nakledildiğini belirtmiştir. Bilecik Cumhuriyet Savcısı, 31 Aralık 2001 tarihinde, resen başlatılan soruşturma çerçevesinde takipsizlik kararı vermiş ve elindeki bilgiler ile Geren’in psikolojik sorunları olduğunu belgeleyen « tıbbi raporları » dikkate alarak, müteveffanın başkasının müdahalesi olmaksızın kendi kendini öldürdüğü sonucuna varmıştır. Temyize açık olan bu kararın müteveffanın ailesine tebliğ edildiğini gösteren herhangi bir belge bulunmamaktadır. 3. Başvuranın şikâyetleri ve Adalet Bakanlığı’nın talebi üzerine açılan dava Başvuran, hüküm hakkında bilgi sahibi olduktan sonra Adalet Bakanına başvurarak Pazaryeri ve Bilecik cezaevi savcıları ile yöneticilerinden şikâyetçi olduğunu bildirmiştir. Başvuran, aynı şikâyet dilekçesini Bursa’daki İnsan Hakları Derneği’ne de göndermiştir. Başvuran şikâyetinde, oğlunun sağ iken « aşırı paranoid taşkınlık » teşhisiyle ilaçlı tedavi gördüğünü hatırlatmaktadır. Oysa, 20 Kasım 2001 tarihinde, bir cezaevi gardiyanı kendisini arayarak oğlunun psikiyatrik hastalıklarıyla alakası olmayan öksürük için Sekrol, reflü için Rennie ve Akset gibi ilaçları getirmesini istemiştir. Ertesi gün ziyaretçi odasında, başvuran, oğlunun depresif halinin bariz bir şekilde nüksettiğini gördüğünü, ancak ısrar etmesine rağmen, savcının önce psikiyatrik raporun iletilmesini ve daha sonra teşhisi koyan psikiyatrın dinlenmesini isteyerek, oğlunun hastaneye kapatılmasını reddettiğini ifade etmektedir. Başvuran, 22 Kasım günü sabah saat 5 sularında, oğlunun kendisini öldürecekleri düşüncesine kapılarak panik içerisinde ona art arda iki kez telefon açtığını belirtmektedir. Bunun üzerine başvuran, kardeşiyle birlikte derhâl cezaevine gittiğini, ancak idarenin Geren’i görmelerine izin vermediğini ifade etmektedir. Bu durum karşısında yine bu ikili, savcının istediği psikiyatrik raporun bir suretini almak için Eskişehir Devlet Hastanesi’ne gitmişler, ancak ilgili savcılığın resmi talebi olmadığı gerekçesiyle bu istekleri de reddedilmiştir. Pazaryeri cezaevine geri dönen başvuran, oğlunun Bilecik cezaevine nakledileceğini öğrenmiştir. Cezaevi sorumluları kendisine her şeyin daha iyi olacağı teminatını vermişlerdir. Adalet Bakanlığı, 8 Ocak 2002 tarihinde, Bilecik Cumhuriyet Savcısı’ndan (« Cumhuriyet Savcısı ») bir soruşturma başlatması, başvuranın şikayetlerinin dinlenmesi ve ayrıca olayların ve suçlanan görevlilerin olası sorumluluklarının belirlenmesi talimatını vermiştir. Cumhuriyet savcısı, 16 Ocak’ta başvuranı sorgulamıştır. Bu görüşmede başvuran 21 Kasım 2001 tarihinde yaptığı son ziyaret sırasında ve Pazaryeri cezaevinde geçen tüm süre içerisinde tanık olduklarını anlatmış ve sorumluların oğlunun derhâl hastaneye yatırılmasını veya en azından yakın izlemeye alınmasını hiç düşünmediklerini dile getirmiştir. Başvurana göre ne olursa olsun, oğlunun kemerini yanında bulundurmasına asla izin verilmemeliydi. Ertesi gün, Cumhuriyet savcısı, cezaevi müdür yardımcısı E.E.’yi dinlemiştir. E.E., öncelikle Geren’in Bilecik cezaevine geliş şartlarını dile getirmiştir. Daha sonra, gece yarısı yoklaması sırasında ilgili şahsın intihar etme eğiliminde olduğunu gösterecek hiçbir anormal davranışta bulunmadığını eklemiş, ailesinin de kendisinin ruhsal durumunun bu denli bozuk olduğu hakkında cezaevi idaresini uyarmadığını, aksi takdirde nakil esnasında alışılagelen önlemlere ilaveten, bu davada olması gerektiği gibi, diğer önlemlerin de alınacağını beyan etmiştir. Olaydan hemen sonra sorgulanan diğer iki mahkûmun hiçbir şey duymadıkları yönünde ifade verdiklerini hatırlatan E.E., cezaevi personelinin bu olayda hatalı davrandığını iddia etmenin mümkün olamayacağını savunmuştur. Yine 17 Ocak 2002 tarihinde, Cumhuriyet savcısı Geren’in hangi şartlarda vatani görevini yerine getirdiğini öğrenmek, 22 Kasım 2001 tarihli psikiyatri raporunu ve müteveffanın ettiği telefonların listesini elde etmek için birçok idari makama yazılar göndermiştir. Özellikle, Eskişehir Devlet Hastanesi’nden Geren’e konulan tam teşhisin bildirilmesini istemiş, hastalığının kendine has belirtilerini ve bu belirtilerin ne zaman ortaya çıktığını, hastanede tedavi gördükten sonra iyileşip iyileşmediğini ve bu hastalığın hapishane hayatıyla uyumlu olup olmadığını sormuştur. Diğer taraftan, Pazaryeri savcısı Cezaevi idaresinden, olayla ilgili yürütülen disiplin soruşturması ile idari soruşturmaların dosyalarını, 20-23 Kasım 2001 tarihleri arasındaki dönem için gardiyan listesi kayıtlarını, müteveffanın hapsedildiği koğuşların ve hücre arkadaşlarının listesini ve müteveffanın özel eşyalarının dökümünü istemiştir. Cumhuriyet savcısı, ayrıca müteveffanın kaç defa cezaevi doktoru tarafından muayene edildiğini, kendisine hangi ilaçların yazıldığını ve gardiyanlara ait sabit telefonu nasıl kullanabildiğini sormuştur. Cumhuriyet savcısı, son olarak Bilecik cezaevi idaresinden, cezaevine girmeden önce müteveffanın bir doktor muayenesinden geçirilip geçirilmediğini, hangi amaçla nezaret hücresine yerleştirildiğini ve niçin kemerinin kendisinde bırakıldığını izah etmelerini istemiştir. Bunlara ilaveten Cumhuriyet savcısı, 23 ile 24 Kasım 2001 tarihlerinde görevli olan gardiyanların listesini de istemiş, ailesinin onun ruh hastalığıyla ilgilenilmesini gerçekten isteyip istemediğini açıklamalarını talep etmiştir. Pazaryeri ve Bilecik cezaevi savcıları, 21 Ocak 2002 tarihinde gerekli bilgileri vermişlerdir. Pazaryeri Cezaevi savcısı özellikle 22 Kasım 2001 günü saat 04:43 sularında C.Ö. ve Ü.Y. isimli gardiyanların A.C.’yi hücresine götürdükleri sırada Geren’i bir an yalnız bıraktıklarını ve Geren’in annesiyle konuşmak için gardiyanların kullandığı sabit telefona o zaman ulaştığını ifade etmiştir. Bilecik Cezaevi savcısı ise, Geren’in cezaevine girmeden önce, kişisel dosyasında daha önceki doktor raporları bulunduğu için yeniden doktor muayenesinden geçirilmediğini ifade etmiştir. Nezaret hücresine yerleştirilmeden önce ilgili şahıs, mevzuata uygun olarak kendisine sorulduğunda «hiçbir tıbbi sorunu olmadığını» beyan etmiştir, ailesi de hiçbir şekilde onun ruhsal sorunları olduğunu bildirmemiştir. Savcı, kemerle ilgili olarak, mahkûmların kemerlerini taşımasına izin veren 005808 sayılı bakanlık kararına atıfta bulunmaktadır. Yine 21 Ocak 2002 tarihinde, Cumhuriyet savcısı başgardiyan K.A.’yı sorgulamıştır. Kendisi, müteveffayı canlı olarak en son saat 23.50 civarında gördüğünü, o anda her şeyin normal göründüğünü ifade etmiştir. K.A. ayrıca, çalıştıkları kuruluşta nezaret koğuşundaki hücrelerin parmaklıklı olduğunu, izdihamı önlemek ve diğer mahkûmları rahatsız etmemek amacıyla bu koğuşun giriş kapısının daima kapalı tutulduğunu ve ihtiyaç duyulduğunda iç mahalin gözetimini yapmak için « sözkonusu kapının hava deliklerinden bakıldığını » belirtmiştir. Ertesi gün, Cumhuriyet savcısı, Geren’in tutuklu bulunduğu dönemde Pazaryeri cezaevi savcısı olan M.K.’yı dinlemiştir. M.K., bu kuruluştaki görevini yerine getirirken, ruhsal sorunu olan bir kimseyi görmediğini ifade etmiştir. Bu dönemde, ne Geren’in, ne gardiyanların kendisine böyle bir endişeden söz ettiklerini belirttikten sonra, yalnızca koğuş arkadaşlarının söylediklerine göre, Geren’in kendi kolunu kendisinin kırdığı olaydan sonra ağır bunalım anları yaşadığını ve hapishane ortamına katlanamadığını ifade etmiştir. M.K. ayrıca, oğlunun babasızlıktan kaynaklanan sorunlarıyla ilgili olarak başvuranla konuştuklarını ve hatta bu yüzden ilgili şahsın Eskişehir Devlet Hastanesi psikiyatri bölümüne sevk edilmesini emrettiğini belirtmiştir. Cumhuriyet savcısı, R.R. ve H.B. isimli mahkûmları bir kez daha sorgulamıştır. Bu sorgulamada H.B., R.R.’nin aksine, nezaret koğuşunda kaldığı günlerde müteveffayla hiç konuşmadıklarını ifade etmiş, Geren’in sık sık yemek tepsisine hiç dokunmadan koridora bırakmasının dikkatini çektiğini söylemiştir. R.R.’ye hiçbir şey yiyemediğini söylediğini belirten H.B., ayrıca gece yarısından saat 3.30’a kadar şüpheli hiçbir şey duymadığını da beyan etmiştir. Müteveffayla daha önce birkaç kelime konuşmuş olan R.R., ölümünden bir gün önce onun kendi kendine konuştuğunu ve normal koğuşlara ne zaman nakledileceğini ve annesinin ne zaman ziyaretine geleceğini sorduğunu duyduğunu ifade etmiştir. Bazen Ayhan isimli birinden bahsettiğini söyleyen R.R., olayın gerçekleştiği gece saat 00.15 sularında, koğuşta bir gürültü duyulduğunu, bunun üzerine Geren’in düştüğünü söylediğini belirtmiştir. R.R., kitap okuduğu için geç saatlere kadar uyanık kaldığı halde bu gürültünün duyduğu son gürültü olduğunu ve ceset bulunana kadar başka bir ses duymadığını açıklamıştır. R.R. ayrıca, gardiyanların koğuşun giriş kapısındaki hava deliklerinden bakarak 3 nolu hücreyi görmelerinin madden mümkün olmadığını, zira oradan sadece 1 nolu hücrenin görülebildiğini ifade etmiştir. Cumhuriyet savcısı, 23 Ocak günü gardiyan Ö.Ş.Z.’yi dinlemiş ve o da daha önce söylediklerini tekrarlamıştır. Cumhuriyet savcısı ayrıca H.G. ve Y.P. isimli tutukluları da dinlemiştir. Olayın geçtiği dönemde nezaret koğuşunda yemek servisi yapmakla görevli olan H.G., Geren’in yemeklerini bitirip bitirmediğini bilmediğini, zira kurallara uygun olarak tepsisini daima temizlenmiş vaziyette geri verdiğini ve verirken de hiçbir şey söylemediğini ifade etmiştir. H.G., ayrıca, üzücü olayın meydana geldiği gece R.R.’ye iftar yemeğini vermek üzere girdiğinde onun henüz yatmadığını belirtmiştir. Pazaryeri Cezaevinde Geren’in yanında kalan mahkumlardan biri olan Y.P. de kendi ifadesinde, onun sadece bisküvi, süt ve maden suyu ile beslendiğini ve verilen yemekleri yemediğini anlatmıştır. Kendisinin açığa vurmadığı bazı sorunlarla pençeleştiğini ve kompülsif davranışlara sahip olduğunu ifade etmiştir. Aynı gün, Cumhuriyet savcısı, Geren’in kesin ölüm şartlarının doğrulanması amacıyla klasik bir otopsi yapılmak üzere cesedin mezardan çıkarılmasını emretmiştir. 25 Ocak 2002 tarihinde, Bilecik Cumhuriyet savcısı, başvuranın aradığı ve onun arandığı telefon görüşmelerinin tarihlerini bildirmiştir. Buna göre başvuran, cezaevi idaresi tarafından 20, 21 ve 22 Kasım 2001 tarihlerinde sırasıyla saat 23’te, saat 07:49’da ve saat 11:28’de aranmışken, kendisi 11 Kasım 2001 tarihinde, cezaevi savcıları N.A. ve E.K.yı saat 13:55 ile 20 :23 arası tam beş sefer aramıştır. Yine 25 Ocak 2002 tarihinde, Cumhuriyet savcısı, Geren’i son kez muayene eden doktor A.G.D.’nin ifadesine başvurmuştur. Tespit ettiği yara izleri dışında, A.G.D., ilgili şahısla ilgili olarak onun « saldırgan ve taşkın davranışlar » sergilediğini ve dengesiz davranışlara sahip olduğunu, ancak psikiyatrik durumunun çok vahim olmadığını, intihar etmesine şaşırdığını beyan etmiştir. Cumhuriyet savcısı, ayrıca hükümlüler A.C., C.A. ve E.K.’yı, gardiyanlar Ü.Y., C.Ö., H.C., F.B. ve Y.K.’yı, jandarma karakolundan astsubay L.A.’yı ve Pazaryeri sağlık merkezi ikinci doktoru İ.K.’yı dinlemiştir. A.C. ifadesinde, müteveffayla niçin kavga ettiklerini bir kez daha anlatmıştır. 4 nolu koğuşa geldikten sonra müteveffanın saçma sapan düşünceler ortaya attığını, diğerleriyle birlikte yemek yemeyi reddettiğini, devamlı volta atıp, sigara içtiğini ve kimseyle konuşmadığını, ayrıca her şeyden korktuğunu ve tanımadığı herkesi kendisi için potansiyel düşman olarak gördüğünü ifade etmiştir. Bu ifadeler C.A. ve E.K.’nin ifadeleriyle desteklenmiştir. E.K. ayrıca, Geren’in cesedinin fotoğraflarında görülen giysilerin A.C. ile kavga ettiği sırada üzerinde olan giysilerle aynı olduğunu belirtmiştir. Gardiyanlar da kendi cephelerinden, Geren’in çelişkili davranışlarıyla ilgili gözlemlerini ve kendi kendine kolunu kırdığı olay hakkında daha önce verdikleri ifadeleri tekrarlamışlar, müteveffanın A.C. ile olan atışmalarını, diğer mahkumlardan duyduğu endişeleri ve 21 Kasım 2001 tarihinde başvuranın ziyaretiyle ilgili tüm bildiklerini anlatmışlardır. 20 Kasım 2001 tarihinde başvurandan oğlu için satın alması istenen ilaçları yazan doktor İ.K. verdiği ifadede, ilgili şahsı bir defa gördüğünü ve bu görüşme sırasında kendisinde hiçbir psikolojik bozukluk gözlemlemediğini belirtmiştir. 28 Ocak 2002 tarihinde, Geren’in cesedi mezardan çıkarılmış ve Adli Tıp Kurumu morguna götürülmüştür. Cumhuriyet savcısı, derhâl klasik bir otopsi ameliyatı yapılmasını emretmiştir. Diğer taraftan, Pazaryeri cezaevinde yatan diğer iki mahkum K.Ö. ve S.S.’nin ifadeleri alınmıştır. Bu şahıslar da yine, Geren ile A.C.’yi karşı karşıya getiren olayın gelişimini doğrulamışlardır. 18 Şubat 2002 tarihinde, Cumhuriyet savcısı, Bilecik cezaevinin gardiyanları E.G. ve M.A.K.’yı tekrar sorgulamış ve kendileri daha önce verdikleri ifadeleri yinelemişlerdir. 1 Mart 2002 tarihinde ifadesine başvurulan müteveffanın erkek kardeşi M.A.G., bildiği kadarıyla kardeşinin yargıyla karşı karşıya gelmeden önce hiçbir psikolojik sorunu olmadığını, ancak tutukluluk süresinin sonlarına doğru her şeyden kuşku duymaya başladığını ve ailesini tedirgin ettiğini belirtmiştir. 18 Mart 2002 tarihinde, başvuran, oğlunu öldürdükleri gerekçesiyle Ö.S.Z. ve M.A.K isimli gardiyanlar hakkında Bilecik Savcılığı’na ikinci bir suç duyurusunda bulunmuştur. Aynı zamanda, ilk soruşturmayı yapan savcı A.D.’nin ve ölüm sonrası incelemeye katılan görevlilerin de yetkilerini suiistimal ettikleri ve delilleri kararttıkları için mahkûm edilmelerini talep etmiştir. Başvuran, bir kimsenin tahliyesine birkaç gün kala canına kıymaya karar vermesinin şaşılacak bir durum olduğunu savunmaktadır. Ceset üzerinde gözlemlenen şiddet izlerine dikkat çeken başvuran, 1,82 boyundaki oğlunun 1,54 m yükseklikte sabitlenen bir düğüm sayesinde kendi kendini asabilmesinin imkânsız olduğunu iddia etmektedir. Diğer taraftan, gardiyanların 15 ila 30 dakikalık aralıklarla yoklama yaptıkları kabul edilse bile, intihar olduğu iddia edilen olay saat 03.00 ile 03.30 arası meydana gelmiş olmalıdır, oysa adli tıp raporuna göre ölüm saat 22.30 ile 01.30 arası gerçekleşmiştir. Başvuran, oğlunun gerçekten intihar ettiği varsayılsa bile, cezaevi idaresinin oğlunu uygun bir biçimde gözetim altında tutmak suretiyle korunmasını sağlayamadığı ve daha da ileri giderek kemerini taşımasına izin verdiği için sorumlu tutulması gerektiğini savunmaktadır. 3 Nisan 2002 tarihinde, Cumhuriyet savcısı, başvuranın erkek kardeşi T.K.’yı dinlemiştir. Kendisi tutuklanmasına kadar yeğeninin hiçbir psikolojik sorun yaşamadığını doğrulamıştır. Ertesi gün yeniden sorgulanan Geren’in erkek kardeşi, daha önceki ifadesini yinelemiştir. 16 Nisan günü Cumhuriyet savcısı tarafından bir kez daha dinlenen başvuran, ifadesinde, özellikle oğlunun hastaneye yatırılması yönündeki talepleri karşısında Pazaryeri ve Bilecik cezaevi savcılarının ilgisiz kalmalarından şikâyetçi olduğunu belirtmiştir. Bununla birlikte, ölüm sonrası incelemeyi yöneten savcı A.D. hakkındaki şikâyetini geri çekmiştir. Cumhuriyet savcısı, 23 ve 30 Nisan 2002 tarihleri arasında, F.A., E.D., K.A., Y.K., S.T., T.D., E.E., E.G. ve S.Y. isimli Bilecik Cezaevi gardiyanlarını sorgulamıştır. Bu kişilerin ifadeleri, ölüm koşullarıyla ilgili yeni bir şey ortaya koymamıştır, zira hepsi olaya karışmadıklarını beyan etmişlerdir. Bunun dışında, cezaevinde çalışan personel sayısının yetersiz olduğunu ve dolayısıyla idarenin nezaret koğuşunu daimi bir gardiyanla kontrol etmesinin mümkün olmadığını belirtmişlerdir. Ayrıca, D koğuşu gardiyanlarının nöbetleşe çalışarak her yarım saatte bir bu koğuşu kontrol etmek zorunda kaldıklarını ifade etmişlerdir. M.A.K. buna ilave olarak, koğuş kapısındaki hava deliklerinden 3 nolu hücrenin gözetilmesinin mümkün olmadığını vurgulamış, zaten kendilerinin de oraya giremediklerini, zira anahtarların sadece müdür yardımcısında bulunduğunu söylemiştir. M.A.K. ayrıca ifadesinde, bu koğuşun genellikle ve tutuklular çağırmadıkça, her şeyin yolunda olup olmadığını kontrol etmek için onlara belli etmeden ve hava delikleri açılmaksızın dışarıdan, yani koğuş kapısının arkasından kulak verilerek gözetlendiğini belirtmiştir. 16 Mayıs 2002 tarihinde, Cumhuriyet savcısı, hapishane arkadaşı R.R.’yi bir kez daha sorgulamıştır. Daha önceki ifadelerini tekrarlayan R.R., arkadaşının intihar ettiğine inandığını belirtmiştir. 24 Mayıs 2002 tarihinde savcı, başvuranı, savcılığa ve bakanlığa yaptığı suç duyurularıyla ilgili olarak dinlemek istemiştir. Başvuran, oğlunun durumu karşısında cezaevi yetkililerinin sergiledikleri vurdumduymaz davranışlardan şikâyetçi olduğunu bir kez daha ifade etmiştir. Cumhuriyet savcısı, 27 Mayıs ile 6 Haziran 2002 tarihleri arasında, başvuranın ölüm sonrası incelemenin yapılışıyla ilgili şikâyeti hakkında gardiyan Ö.Ş.Z., adli tabip K.M.B. ve Ü.Ş.’yi dinlemiştir. Hepsi, haklarındaki suçlamaları reddetmişler ve müdahalelerinin kurallara uygun olduğunu ve o sırada klasik otopsi yapılmasını gerektirecek bir durumun gözlemlenmediğini ifade etmişlerdir. Adli Tıp Kurumu, 29 Mayıs tarihli klasik otopsi raporunu, 12 Haziran 2002 tarihinde savcılığa iletmiştir. K.M.B.’nin tespitlerini doğrulayan ve gerekli tüm araştırmalar yapıldıktan sonra düzenlenen bu raporda, sol kemer altında görülen iz haricinde herhangi bir zehirlenme belirtisine veya darp ve cebir izine rastlanmadığı, ölümün asılma yoluyla intihar sonrası gerçekleştiği belirtilmektedir. 13 Haziran 2002 tarihinde, Cumhuriyet savcısı, yapılan soruşturmalar hakkında 31 Aralık 2001 tarihinde çıkan takipsizlik kararını doğrulayan sonuç raporunu Adalet Bakanlığı’na bildirmiştir. Savcı, özellikle Geren’in 23 Kasım 2001 tarihinde ön muayeneden geçirilmeden Bilecik cezaevine kabul edilme sebebini, cezaevi doktorunun hastalık izninde olmasına ve nöbetçi doktor getirtmek için yeterli zaman bulunmamasına bağlamış, ayrıca Geren’in hiçbir zaman bir doktora görünmeyi talep etmediğini bildirmiştir. Üstelik, Pazaryeri idaresi, cezaevine ilaçları olmadan gelen ilgili şahsın psikiyatrik sorunlarıyla ilgili olarak gerektiği gibi uyarılmamıştır. Diğer taraftan, A.G.D.’nin vermiş olduğu yegâne sertifikada « acil » ibaresi bulunmuyordu. Ayrıca, Adalet Bakanlığı’nın onayı olmadan ilgili şahsın cezaevi dışındaki bir hastane ortamına sevk edilmesi sağlanamazdı, böyle bir onayın alınması için gerekecek zaman göz önüne alındığında, tüm girişimlerin bu trajediyi önlemeye yeterli olamayacağı da açıktır. Cumhuriyet savcısı, buradan yola çıkarak 14 Haziran 2002 tarihinde, bu davada ihbar edilen gardiyanlar hakkında kamu davası açılmasının gerekli olmadığına hükmetmiş ve ilgili kişiler için takipsizlik kararı almıştır. E.K., N.A. ve A.D. isimli savcılar hakkındaki dava ise düşmüştür. Başvuran, cezai müeyyide istemlerinde ileri sürdüğü gerekçeleri yineleyerek Eskişehir Ağır Ceza Mahkemesi önünde bu karara itiraz etmiştir. 30 Temmuz 2002 tarihinde, bu başvuru reddedilmiş ve konuyla ilgili karar 8 Ağustos 2002 tarihinde tebliğ edilmiştir. Yine 30 Temmuz 2002 tarihinde, Adalet Bakanlığı Ceza Davaları Müdürlüğü, başvurana gönderdiği cevap yazısında üç savcı hakkında herhangi bir adli işlem başlatılamayacağını bildirmiştir. D. Hapishane arkadaşı R.R.’nin daha sonraki ifadeleri Bu arada tahliye edilen eski hapishane arkadaşı R.R., 24 Aralık 2002 tarihinde, Star TV kanalındaki bir televizyon programına katılmıştır. Bu programda, kendisinin bir cinayete tanık olduğunu söylemiştir. Televizyon yayınında, R.R.’nin kameramanlar eşliğinde başvuranın evine gittiği görüntülenmiştir. R.R. televizyonculara olanları anlatırken, aslında müteveffanın M.A.K., Ö.Ş.Z., E.G. ve K.A. isimli gardiyanlar tarafından öldürüldüğünü ve o ana kadar aynı sonu paylaşmaktan korktuğu için bu şüpheli ölüm hakkında konuşmadığını söylemiştir. Kısacası R.R., daha önce mecburiyet karşısında verdiği ifadelerin doğru olmadığını, olayın gerçekleştiği gece uyumadığını, dört gardiyanın arkadaşını dövdüğünü duyduğunu ve en son olarak da boğulan bir kişinin iniltilerini işittiğini söylemekteydi. R.R.’ye göre, olaya karışan şahıslar daha sonra ölü bedeni asmak suretiyle intihar süsü vermişlerdi. R.R., 15 Ocak 2003 tarihinde yakalanmış ve tutuklanmıştır. 3 Şubat 2003 tarihinde, Bilecik Cumhuriyet savcısı, medya yoluyla iftira atmak, şantaj yapmak ve sahte ihbarda bulunmak suçlarından R.R. hakkında dava açmıştır. R.R.’nin uyruksuz ve sabıkalı bir sahtekâr olduğuna dikkat çeken savcı, verdiği kararın gerekçesi olarak, kendisinin tuhaf ve uydurma söylemleriyle tanındığını, örneğin bir defasında kendisinin erselik ve milyarder Bill Gates’in babası olduğunu iddia ettiğini öne sürmüştür. Televizyon ekranlarına çıkana kadar böyle bir olayı hiçbir zaman adli makamların önüne taşımamış olan bu kişi, programdan sonra kaybolmuştur. Ortaya attığı iddialar yüzünden dört gardiyanın aileleri çeşitli tehditlere, göz korkutmalarına maruz kalmışlar ve üstelik gereksiz yere açılan ikinci bir adli soruşturma dolayısıyla sıkıntılı günler yaşamışlardır. Aslında R.R., televizyona çıkmadan önce Bilecik’e gelmiş, cezaevi personeliyle görüşmek istemiş ve daha sonra «Baybars [Geren] ailesi beni ifademi değiştirmeye ikna etmeye çalışıyor ve bunun için bana para teklif ediyor, ya siz benim için ne yapabilirsiniz ?» tarzındaki sözlerle üstü kapalı olarak tehdit ettiği gardiyan K.A. ile ısrarla konuşmak istemiştir. 17 Nisan, 1 ve 3 Temmuz ve 12 Ağustos 2003 tarihli duruşmalar sırasında hakimler tarafından dinlenen davacı ve tanıklar, ifadelerini yinelemişler ve Geren’in ölümüyle sonuçlanan olaya hiçbir şekilde bulaşmadıklarını ifade etmişlerdir. R.R., 9 Mart 2004 tarihinde Bilecik Ceza Mahkemesi önüne çıkmıştır. R.R. Baybars Geren’in M.A.K., Ö.Ş.Z., E.G. ve K.A. tarafından asıldığı izleniminde olduğunu, doğrudan bir şey görmediğini, ancak o gece hücrelerin bulunduğu bölümde bir gardiyanın görevli olduğunu, ancak diğerlerinin de girip çıktığını, Baybars Geren’in intihar ettiğini düşünmediğini, televizyon programına çıkmak için para almadığını belirtmiş ve hapishane görevlileri ile görüşerek para istediği iddiasını reddetmiştir. R.R., 10 Mart 2005 tarihinde tahliye edilmiştir. Bilecik Ceza Mahkemesi 18 Eylül 2007 tarihinde R.R.’yi hakkındaki şantaj yapmak ve iftira atmak suçlamalarından beraat ettirmiş, yalan ihbarda bulunmaktan suçlu bularak hapis cezasına çarptırmış ve daha sonra bu ceza 1.800 YTL para cezasına çevrilmiştir. Bu karar, tarafların temyize gitmemesi üzerine 5 Şubat 2008 tarihinde kesinleşmiştir. HUKUK I. AİHS’NİN 2. VE 3. MADDELERİNİN İHLAL EDİLDİĞİ İDDİASI HAKKINDA Başvuran, oğluyla ilgili davanın etkili bir soruşturma yapılmadan hatalı bir şekilde intihar olayı şeklinde sonuçlandırıldığını iddia etmektedir. Ona göre, Geren gardiyanları tarafından öldürülmüştür. Ayrıca müteveffanın intihar ettiği varsayılsa bile, bu trajediyi önleme çabasını göstermeyen Devlet görevlilerinin sorumluğu bulunmaktadır. Bu konuyla ilgili olarak, başvuran, AİHS’nin 2/1 maddesine atıfta bulunmaktadır. Başvuran ayrıca, oğluna sağlığında uygulanan kötü muameleden de şikâyetçi olmakta ve AİHS’nin 3. maddesinin ihlâl edildiğini savunmaktadır. Hükümet, bu iddialara itiraz etmektedir. A. Tarafların argümanları 1. Hükümet Hükümet, başvuranın cinayet iddialarını destekleyen görgü tanığı gibi inandırıcı hiçbir delilin bulunmadığını anımsatmaktadır. Geren’i tanımayan Bilecik gardiyanlarının masumiyetleri hakkında şüphe uyandıracak ve bu eylemi gerçekleştirmelerine neden olacak herhangi bir gerekçe bulunmamaktadır. Buna karşın, cezaevi personelinin ve müteveffa Geren’in hapishane arkadaşlarının verdiği ifadeler ve yine adli tıp raporları kendi kendini öldürdüğü tezi ile tamamen uyuşmaktadır. Geren’in kendisine karşı korunması konusuyla ilgili olarak Hükümet, bu davada, önceden kestirilmesi güç davranışlarıyla tanınan birinin başına gelen bu dramı engellemek için imkânsızı gerçekleştirmedi diye cezaevi idaresini suçlamanın mümkün olmadığını, bu konuda alınan önlemlerin ötesinde alınacak önlemlerin olayın meydana geldiği dönemde Geren’in kendi hayatına kıyabileceği yönünde hiçbir bilgiye sahip olmayan yetkililer için aşırı yük oluşturacağını öne sürmektedir. Müteveffanın Bilecik cezaevine naklinden önce yaşananları hatırlatan Hükümet, Geren’in kasten kendi kolunu kıracak derecede saldırgan bir kişiliğe sahip olduğunu kabul etmektedir. Ancak, kendisine veya başkalarına şiddet uygulayabilecek yapıda olduğu bilinse bile, “gerçek ve yakın bir intihar” riskinin olduğunu tahmin etmek oldukça güçtür. Hükümet, bu konuyla ilgili olarak, Geren’in Eskişehir Devlet Hastanesi’ne sevk edilmesinde «adli» değil «normal» prosedürün uygulandığını savunmaktadır. Bu nedenle, kendisini tedavi eden servis, ilgili şahsın psikiyatri dosyasını cezaevi yetkililerine iletmediğinden, yetkililer konulan teşhis hakkında bilgi sahibi olamamışlardır. Diğer taraftan, Geren de bu teşhis veya tıbbi dosyadan ne cezaevi makamlarına ne aynı hafta kendisini muayene eden iki doktora söz etmiş, rutin kontrolleri için yeniden hastaneye gitmeyi bile talep etmemiştir. Bu şartlar altında yetkililerin, sadece birkaç gün cezası kalan Geren ile ilgili tıbbi bilgileri öğrenmek için gereğinden fazla vakit ayırmalarına gerek bulunmamaktadır. Hükümet, ayrıca, bu davada resen veya başvuranın şikâyeti üzerine yürütülen üç cezai soruşturmanın hiçbir eleştiriye mahal vermeyecek nitelikte olduğunu ileri sürmektedir. İlgili savcılar kararlarını kurmadan önce müteveffayı tanıyan davacıları, cezaevi personelini ve hapishane arkadaşlarını sorguladıklarını, ayrıca tıbbi deliller dahil gerekli tüm delilleri topladıklarını yinelemektedir. Üstelik, gardiyanların olası hatalarını ortaya çıkarmak üzere Bilecik cezaevi bünyesinde bir idari soruşturma yapılmıştır. Hükümet, bu argümanlarını desteklemek üzere, bu davanın oluşma koşullarıyla Birleşik Krallık aleyhine Keenan davası (no 27229/95, CEDH 2001-III) ve Türkiye aleyhine Uçar davası (no 52392/99, 11 Nisan 2006) davalarında incelenen koşulları karşılaştırmaktadır. Hükümet, Mark Keenan davasının aksine Geren davasında - müteveffa Cemal Uçar davasında olduğu gibi (Uçar, söz konusu bölüm, prg. 87) – daha önce intihar girişimi olmadığı, bu yönde herhangi bir tedavi görmediği ve düzenli doktor kontrolünden geçmediği, davranışlarının kabalık ve saldırganlık şeklinde kendisini gösterdiği konusunu ön plana çıkarmaktadır. Bu bağlamda, Hükümet’e göre, Geren’in durumunu daha önce intihar edebileceği izlenimi vermeyen ve bu yönde hiçbir tıbbi tedavi görmeyen Uçar’ınkiyle karşılaştırmak daha doğru olacaktır. Uçar davasında, AİHM, mağdurun hapishane arkadaşlarına kendisini öldüreceğini söylemesine fazla ağırlık vermemiştir. Bu davada da yalnızca başvuranın oğlunun psikiyatrik hastalığıyla ilgili olarak savcıyı bilgilendirdiği iddiasına ki bu tür bir bilgi Uçar davasıyla kıyaslayınca çok daha az vahimdir, dayandırılması dolayısıyla AİHM’nin yine aynı yönde karar vermesi gerekmektedir. 2. Başvuran Başvuran, öncelikle, şüpheli olarak nitelenen ölüm nedenine ışık tutacak bir otopsinin zamanında yapılmamasından şikâyetçi olmaktadır. Yazılarından da anlaşıldığı gibi bilgisayar mühendisi olan Geren, kültürlü ve dürüst bir insandı, kendine özgüveni ve iyi bir işi vardı. Kendisini öldürmesi için hiçbir sebep yoktu. Cezaevi personelinin de kabul ettiği gibi, oğlu öldürüleceği endişesiyle annesini iki kez aramıştı. Televizyon ekranları karşısında ifadesini değiştiren ve Geren’in gardiyanlar tarafından öldürüldüğünü ileri süren R.R.’nin söylediklerine bakarak, olayın böyle cereyan ettiğini söyleyebiliriz. Başvurana göre, R.R.’nin kaygı verici beyanlarından sonra ortaya çıkan belirsizliği ortadan kaldırmak veya teyit etmek için uygun ek soruşturmaların yapılması gerekiyordu. Bu konuyla ilgili olarak başvuran, R.R.’nin davasında yargıçların başından beri önyargılı davranarak karşılarında akli dengesi bozuk, yalancı, uyruksuz bir şahsiyet olduğunu varsayarak tarafsızlık ve hakkaniyet ilkelerini ihlâl ettiklerini ve davanın yanlış sonuçlandığını ileri sürmektedir. Başvuran, bu iddiaların aslında hiç kimse tarafından araştırılmadığını savunmaktadır. Oğlunun psikolojik sorunları konusunda ise başvuran, dosyadaki belgelere dikkat çekerek, en azından savcı M.K. ve E.K, doktor A.G.D., psikiyatr R.A. ve astsubay L.A.’nın bunları inkâr edemeyeceklerini savunmaktadır. Oysa, yetkililer bu sorunları görmezden gelmişler ve düzenli olarak gözetilmeyen bir hücrede tek başına kalan Geren’in kemer taşımasına izin vermişlerdir. B. AİHM’nin değerlendirmesi 1. Kabuledilebilirliğe ilişkin Hükümet, bu dava başvurusunun kabuledilebilirliğini engelleyici bir itiraz ileri sürmemiştir. AİHM, kendi açısından, AİHS’nin 35. maddesinde öngörülen başka bir kabuledilemezlik gerekçesi tespit etmemiştir. AİHM, davayı kabuledilebilir olarak ilan etmektedir. 2. Esasa ilişkin AİHM, AİHS’nin 2. maddesinin 1. paragrafının ilk cümlesinin Devletlere iç hukuki düzende kendi yargısına tabi kişilerin keyfi ve kanunsuz olarak yaşamına son vermelerini yasakladığı gibi, üçüncü kişilerin eylemlerine ya da gerektiğinde kendi eylemlerine karşı korumak amacıyla gerekli tüm tedbirleri almaları yönünde pozitif yükümlülük getirdiğini bir kez daha hatırlatır (bakınız, örneğin, Türkiye aleyhine Tanrıbilir davası, no 21422/93, prg. 70, 16 Kasım 2000 ; Keenan, sözü geçen bölüm, prg. 88-89). Bu bağlamda, AİHM, ayrı ayrı değerlendirilmesi gereken iki bölüm olduğunu tespit etmektedir. a) Geren’in hayatını başkalarının eylemlerine karşı koruma yükümlülüğü Başvuran, esas itibariyle, oğlunun nezaret hücrelerini kontrol etmekle görevli Bilecik cezaevi gardiyanları tarafından kasten öldürüldüğünü iddia etmektedir. Öncelikle bu dosyada, Geren’in Bilecik cezaevine nakledilmesinden sonra hayatının herhangi bir şekilde başkaları tarafından tehdit edildiğini gösteren veya kavgalı olduğu eski koğuş arkadaşı A.C.’nin intikam alma olasılığını güçlendiren hiçbir delil bulunmadığını vurgulamak uygun olacaktır. Bu olayla ilgili olarak, Geren’in vücudunda tespit edilen lezyonların ve dosyada yer alan fotoğraflarda görülen kan izlerinin cinayet tezini desteklememektedir, zira bulundukları yer ve doğaları itibariyle A.C. ile tutuştukları kavgada aldığı darbelerden kaynaklandıkları açıktır. Bilecik cezaevi personeli ile ilgili olarak ise AİHM, hem gardiyanların iki gün önce gelen bir tutukluyu başka iki tutuklunun daha bulunduğu kapalı bir yerde öldürmek istemelerini haklı gösterecek, hem bu yönde yürütülen soruşturmaların dürüstlüğünün sorgulanmasını gerektirecek herhangi bir neden göremediğinden, onları aklayan soruşturma sonuçlarını onaylamaktadır. AİHM’ne göre, başvuranın kendi isteğiyle ölüm sonrası inceleme hakkındaki şikâyetini geri çektiği dikkate alındığında, ilk etapta klasik otopsinin yapılmaması, bu soruşturmaların düzgünlüğüne gölge düşürmemektedir. Ne olursa olsun, gecikilmeden mezardan tekrar çıkarılarak –klasik otopsi yapılması– intihar gerçeğini doğrulamış ve müteveffanın yakınlarının bu konudaki kuşkularını ortadan kaldırmıştır (yukarıdaki ilgili paragraflar– konuyu ilgilendiren ilke hakkında, bakınız, Türkiye aleyhine Çalışkan ve diğerleri davası, no 13094/02, prg. 50 sonunda, 27 Mayıs 2008). Bu kuşkular, kısmen Geren’in kişisel durumundan kaynaklanmıştır ve müteveffanın yakınlarına göre onun gibi umut dolu bir insanın tahliyesinden birkaç gün önce asla intihar etmeyeceği yönünde oluşan bu kanı, her ne kadar meşru ise de, dosyada Geren’in ceza infaz hakiminin kendisi için tahliye kararı vermeyi düşündüğünü bildiğini ve kendisinin böyle sevindirici bir olayın sonuçlarını takdir edecek kapasitede olduğunu gösteren hiçbir delil bulunmadığını da kabul etmek gerekir. Buna rağmen AİHM, başvuranın daha sonra kendini, kuşkularını körükleyecek ve bir adaletsizlik olduğu düşüncesine kapılabileceği bir durumda bulabilmiş olabileceğini kabul etmektedir. Gerçekten de, 24 Aralık 2002 tarihinde, – diğer koğuş arkadaşı H.B. gibi, üzücü olayın meydana geldiği gece hiçbir şey görmediğini ve duymadığını ifade eden – müteveffa oğlunun eski hapishane arkadaşlarından biri olan R.R., bir televizyon programı çerçevesinde başvuranın evine gelerek, oğlunun aslında Bilecik cezaevi gardiyanları tarafından işlenen ve intihar süsü verilen bir cinayete kurban gittiğini ve kendisinin aynı kaderi paylaşmaktan korktuğu için şimdiye kadar bunu söyleyemediğini itiraf etmiştir. Bununla birlikte, her ne kadar huzur bozucu gibi görünse de AİHM, R.R.’nin sözde pişmanlık duygusuyla ortaya attığı bu hikâyeye fazla ağırlık verilmemesi gerektiği kanaatindedir, zira R.R.’nin tahliyesinden hemen sonra, artık kendisinden intikam alınabileceği korkusu ortadan kalkmışken, yetkili makamlara başvurması gerekirdi. AİHM, belli başlı delillerle birlikte bilhassa R.R. aleyhine açılan dava dosyasını gereği gibi inceledikten sonra, R.R.’nin ifadelerini samimi bir şahitlikten uzak, iftiralarla dolu bir yalan furyası olarak değerlendiren ve başvuranın iddialarını destekleyecek nitelik taşımadığına hükmeden Bilecik Ceza Mahkemesi kararının doğruluğunu sorgulayacak herhangi bir kanıtın bulunmadığı kanaatindedir (bu görüşün açıklaması için, bakınız Türkiye aleyhine Akdoğdu davası, no 46747/99, prg. 40, 18 Ekim 2005; Türkiye aleyhine A.K. ve V.K. davası, no 38418/97, prg. 36, 30 Kasım 2004). Bu itibarla, R.R.’yi mahkûm eden kararın 5 Şubat 2008 tarihinde kesinleştiğini vurgulamak yerinde olacaktır. İlgili şahsın bu kararı temyize götürmediğini gözlemleyen AİHM, başvuranın davanın adil ve tarafsız olmadığı şikayetini incelemenin gereksiz olduğu kanaatindedir. Sonuç olarak, AİHM, her ne kadar 2. madde açısından itirazı kabil olmayan yeterince ciddi, belirgin ve tutarlı birtakım emare ya da karineler delil olarak kabul edilse de (Akdoğdu, söz konusu bölüm, prg. 38), yukarıda ele alınan olaylara ilişkin unsurların bu cinayet iddiası ile ilgili olarak Devlet aleyhine yeterli kanıt unsuru oluşturmadığı kanaatindedir. AİHM, ulusal makamların Geren’in intihar ettiği yönündeki tespitlerinden ayrılmasını gerektirecek geçerli bir neden olmadığını düşünmektedir (Almanya aleyhine Klaas davası, 22 Eylül 1993, prg. 29-30, seri A no 269). b) Geren’in hayatını kendisine karşı koruma yükümlülüğü Başvuranın ikinci iddiasına göre, eğer oğlu gerçekten intihar ettiyse, o halde cezaevi yetkilileri bu riske karşı onu koruma yükümlülüklerini yerine getirmemişlerdir. Bu iddia karşısında AİHM’nin, hükümlülük koşullarından sorumlu olan yetkililerin Geren’in intihar etme riski bulunduğunu bildikleri halde, bu riski ortadan kaldırmak amacıyla makul olarak almaları beklenen önlemleri almadıklarına kesin kanaat getirmesi gerekir (Tanrıbilir, söz konusu bölüm, prg. 72; Keenan, söz konusu bölüm, prg. 92 ; Akdoğdu, söz konusu bölüm, prg. 46 ; A.K. ve V.K., söz konusu bölüm, prg. 43 ; Birleşik Krallık aleyhine Younger davası (karar), no 57420/00, CEDH 2003-I). Bu itibarla, her türlü özgürlükten mahrumiyetin, doğası gereği, tutuklu veya hükümlü kişinin psikolojisinin bozulmasına neden olduğunu ve dolayısıyla bunun kırılgan ve korumasız bir kişinin intihar etme riskini artırabileceğini, bu yüzden ulusal mevzuatların cezaevi yetkililerine bu kişiler hakkında daha duyarlı ve dikkatli olma görevi yüklediğini ve tutuklu veya hükümlü kişilerin hayatlarının gereksiz yere tehlikeye atılmasını önleyici tedbirler getirdiğini anımsatmak yerinde olacaktır. Öncelikle, kesici eşyalara, kemer veya ayakkabı bağcıklarına el konulması ve gözetim ile doktor muayenesi sisteminin yerleştirilmesi gibi, bu tip risklerin azaltılmasına yönelik önlemlerin alınması gerekmektedir. Olayın meydana geliş koşullarına bağlı olarak, bir tutuklu için daha sıkı önlemlerin alınması gerekebilir. (Tanrıbilir, söz konusu bölüm, prg. 74 ; Keenan, söz konusu bölüm, prg. 90 ve 91 ; Akdoğdu, söz konusu bölüm, prg. 47 ; A.K. ve V.K., söz konusu bölüm, prg. 44 ; ayrıca bakınız, Fransa aleyhine Slimani davası, no 57671/00, prg. 27 ve 28, CEDH 2004-IX (alıntılar)). Bu davada AİHM, Pazaryeri’ndeki tutukluluk sırasında cezaevi personel ve savcısının hapishaneden çıkmak için kendi kendine kolunu kırmaya cesaret eden Geren’in davranışlarının dengesiz ve saldırgan olduğu konusunda hemfikir olduklarını gözlemlemektedir (yukarıdaki ilgili paragraflar). Yine 25 Kasım 1999 tarihinde, savcının isteği üzerine, ilgili şahıs psikiyatrik muayeneden geçirilmiş ve Eskişehir Devlet Hastanesi’nde karakteristik bir şizofreni belirtisi olan akut paranoid taşkınlık teşhisiyle yoğun tedavi uygulanmış, dört gün sonra, Geren durumunun kötüleşmemesi için ilaç tedavisine devam etmesi koşuluyla hastaneden taburcu edilmiştir. Hükümet tarafından öne sürülen Uçar –Türkiye davası, söz konusu durumun incelenmesi açısından belirleyici bir nitelik taşımamaktadır, zira müteveffa Cemal Uçar için hiçbir zaman böyle bir teşhis konulmamış ve kendisine bu tip bir tedavi uygulanmamıştır. Bu teşhisin bir uzman doktor tarafından konulması büyük bir önem taşımaktadır, zira şizofren kişilerde intihar etme riskinin yüksek olduğu çok iyi bilinmektedir. (Keenan, söz konusu bölüm, prg. 94). Yine olayın meydana geliş nedenleriyle ilgili olarak AİHM, Pazaryeri cezaevine geri döndükten bir hafta sonra Geren’in paranoid eğilimli, kaygılı ve şiddet içeren davranışlarının yetkililer nezdinde tekrar tehlike işareti vermeye başladığını vurgulamaktadır. Aynı şekilde, «psikolojik sorunları» olması ve «kendisinin ve başkalarının hayatını» tehlikeye sokma riski bulunması dolayısıyla kendisinin Bilecik cezaevine nakledilmesi gerekli görülmüş, bunun için, Pazaryeri cezaevi doktoru A.G.D. bir rapor düzenlemiş (ilgili şahsın özel dosyasında yeralan belge no 169) ve bu raporda Geren’i teslim alacak kuruluşa onun « psikolojik sorunları olduğu için gözetim altında tutulması » ve muayene olması için uygun bir hastaneye sevk edilmesi gerektiğini bildirmiştir. Geren, Bilecik’e nakli sırasında öldürüleceği korkusunu dile getiren endişe verici konuşmalarına ısrarla devam etmiştir. Dosyadan açıkça anlaşıldığına göre, Bilecik Cumhuriyet Savcısı ile kendisini teslim alan cezaevi idaresi de, Geren’in herkes tarafından bilinen sorunlarını biliyorlardı, çünkü dosya ellerinde bulunmaktaydı. Dolayısıyla, Geren’in kendi veya bir başkasının hayatını tehlikeye sokabilecek kadar şiddetli bir ruhsal bozukluk içerisinde olduğunu kimsenin inkâr etmesi olanaklı değildir. Olayla ilişkili cezaevi yetkililerinin, gerçekten bu ruhsal bozukluğun getireceği intihar etme riskinin yakın olduğunu önceden sezebilmek için fazla donanımlı olmamaları çok da önemli değildir (bakınız Tanrıbilir, söz konusu bölüm, prg. 72 sonunda ; Keenan, söz konusu bölüm, prg. 92 ve 95). Aslında, burada, ilgili şahsın klinik tablosunun ve daha önce konulan teşhisin değerlendirilmesine imkân verecek doktor muayenelerinin gerçekleştirilmesi sayesinde uygun önlemlerin alınması suretiyle rahatlıkla çözülebilecek bir sorun bulunmaktadır. Bununla birlikte, doktor A.G.D.’nin yazdığı rapora ve uygulamadaki yönetmeliklere rağmen hiçbir muayene yapılmamıştır, oysa ki böyle bir girişim hem Hükümet’in ileri sürdüğünün aksine, yetkililer için aşırı bir yük olmayacak, hem Hükümet’in AİHM önünde öne sürdüğü Geren’in davranışlarının «önceden kestirilemezliğine» ilişkin muhtemel kuşkuların önünü kesecekti. (ilke olarak, bakınız, Keenan, söz konusu bölüm, prg. 89 ; Tanrıbilir, söz konusu bölüm, prg. 71 ; Akdoğdu, söz konusu bölüm, prg. 45 ; A.K. ve V.K., söz konusu bölüm, prg. 42 ; ve yine, Younger, söz konusu bölüm). Bu konuda AİHM, Hükümet ve diğer ulusal yetkililerin ileri sürdüğü, Geren ve ailesinin kendilerine ruhsal rahatsızlığı ile ilgili bilgi vermedikleri ve/veya ona ait ilaçları temin etmedikleri yönündeki eleştirilere katılmamaktadır, Geren’in bir hastaneye yatırılmasını engelleyen maddi, bürokratik ve yöntemsel zorlukları ön plana çıkaran argümanlar da bu kararı değiştirmek için yeterli değildir. Aslında bu davanın aleni koşullarında, Geren’in sağlığının korunması (ilke açısından, Keenan, söz konusu bölüm, prg. 110 ve metinde yeralan referanslar) ve pozitif sorumluluk çerçevesinde gerekli önleyici tedbirlerin alınması tamamen yetkili makamların sorumluluğundadır. Bu çerçevede idarenin işleyişindeki aksaklıklar hele ki başvuranın ihmali gibi mazeretler ileri sürülemez. Her halükarda, yetkili makamların Geren’in tıbbi ihtiyaçlarını belirlemek için, onun zaten bozulmuş olan değerlendirme yeteneğine hiç güvenmemeleri gerekirdi (mutatis mutandis, Türkiye aleyhine Kılınç ve diğerleri davası, no 40145/98, prg. 51, 7 Haziran 2005) ; Oysa, ilgili şahsın akıl sağlığı konusunda hala bir belirsizlik varken ve karar alınmamışken, cezaevine kabul edilmiş ve tek başına nezaret hücresine kapatılmıştır, üstelik kemerini taşımasına ve bir çarşaf bulundurmasına izin verilmiştir (Tanrıbilir, söz konusu bölüm, prg. 75). AİHM’nin kanaatine göre, bu hatalar basit bir tedbirsizlik veya değerlendirme hatası olarak nitelenemeyecek kadar önemli olup, hapishane yaşamının ayrılmaz parçasını oluşturan asgari önlemlerin alınmasında baş gösteren bir ihmaldir. Zaten, bu durum Geren’in ölümüyle sonuçlanan olaylar zincirine zemin hazırlamıştır. Aslında, psikiyatrik durumunun değişken niteliği göz önüne alındığında, ilgili şahsın daha sıkı bir şekilde gözetim altında tutulması gerektiği ortaya çıkmaktadır (mutatis mutandis, Keenan, prg. 95, in fine ve Tanrıbilir, prg. 78, 79). Oysa, cezaevi yetkililerinin olayın meydana geldiği gün görevli olan personelini, Geren’in durumunda meydana gelebilecek ani değişikliklerle başa çıkmak için talimatlandırdığına dair hiçbir unsur bulunmamaktadır (karşılaştırınız Akdoğdu, sözü edilen karar prg. 49; A.K. ve V.K., prg. 46; Younger,). Nitekim, Geren sonunda kemeri ile intihar etmiştir. Esas itibariyle, nezaret hücrelerinde uygulanan yegâne kontrol yöntemi, giriş kapısının Geren’in kaldığı 3 nolu hücreyi görme imkânı tanımayan hava delikleri yardımıyla dışarıdan dinlemek suretiyle gerçekleştirilmektedir. Bu kontrol, yeterli personel olmadığından–ki bunun bile düzenli olarak yapıldığı kanıtlanamamaktadır (karşılaştırınız Keenan, prg. 98)– bu işi ikinci bir görev olarak üstlenen gardiyanlar tarafından yapılmaktadır. Her ne olursa olsun, AİHM, ellerinde söz konusu kapının anahtarı bile olmayan bu gardiyanların Geren’e yardım edebilecekleri kanaatini taşımamaktadır. c) Sonuç Bu gözlemlemeler çerçevesinde AİHM, cezaevi yetkililerinin bu dramı engellemek için kendilerinden makul olarak yapmaları bekleneni yerine getirmediklerinden, bu başvuruda müteveffa Geren’le ilgili olarak 2. maddenin esastan ihlâl edildiği sonucuna varmıştır. AİHM, bu başvuruda ortaya konan temel hukuki sorunu hükme bağlamış olması ışığında ve olayların tamamını ve tarafların argümanlarını göz önüne alarak, AİHS’nin 2. maddesinin usuli yönden ve 3. maddesinin esastan ihlal edildiğine dair diğer şikayetlerin ayrıca incelenmesine gerek görmemektedir (bakınız, diğer birçoğu arasından, Türkiye aleyhine Kamil Uzun davası, no 37410/97, prg. 64, 10 Mayıs 2007). II. AİHS’NİN 41. MADDESİ’NİN UYGULANMASI A. Tazminat Başvuran oğlunun ölümü ile mali destekten yoksun kalması doğrultusunda 120.000 YTL maddi tazminat talep etmekte ve bunun için aktüaryel bir bilirkişi raporu sunmaktadır. Başvuran oğlunun kısa dönem dövizli askerlik bedeli olarak ödediği 10.000 Alman markının da Devlet tarafından iadesini istemektedir. Başvuran bununla ilgili olarak mağazasını kapatmak durumunda kaldığı, 30.000 YTL gelir kaybına uğrayarak kredi borcuna girdiği ve 11.000 YTL vergi borcu olduğu açıklamasında bulunmaktadır. Başvuran gerçekte neler olup bittiği hakkında en ufak bir fikri olmayan koşullarda oğlunu kaybetmesi nedeniyle uğradığı manevi zarara karşılık 50.000 Euro tazminat talep etmektedir. Hükümet aşırı, ispat edilmemiş, dayanağı olmayan dahası tahmini olarak nitelendirdiği bu meblağları AİHM’nin reddetmesi çağrısında bulunmaktadır. AİHM 2. madde bakımından tespit edilen ihlal kararı ile finansal destekten yoksun kalmaya dayalı maddi zarar iddiası arasında bir illiyet bağının mevcut olduğuna itibar etmektedir (Bkz. diğerleri arasında Kılınç vd. kararı). Bununla birlikte, yapılan talebin bir ölçüde spekülatif olması çerçevesinde AİHM, 41. madde uyarınca mahkemeye sunulan delillere dayalı hakkaniyete uygun olarak kararını verecektir. Geren’in hayatta iken ailesine belirli bir miktarda mali katkıda bulunmaktaysa da, başvuranın ticaretle geçimini sağlaması ışığında bu katkının tali bir katkı olması gerektiğine itibar etmektedir. Belgelere dayanan diğer açıklamaların yokluğunda, AİHM başvuranın ölen oğlunun borçlarını düzene koymak adına mağazasını kapatmaya varana kadar borçlanmasını anlamakta güçlük çekmektedir: işini kapatmasının oğlunun borçlarını ödemeye yetmediği varsayılsa bile Türk hukuku reddi mirasa imkan tanımaktadır. Yukarıda dile getirilen bu unsurlar ışığında, AİHM başvurana maddi tazminat olarak toplam 3.000 Euro ödenmesini kararlaştırır. Öne sürülen manevi zarar ile ilgili olarak AİHM, her ne kadar başvuran açısından AİHS’nin herhangi bir maddesinin ihlali tespit edilmediyse de, AİHS’nin 2. maddesinin esas bakımından ihlaline yol açan koşullarda meydana gelen olaylarda oğlunun hayatını kaybetmesinin derin üzüntü ve acı yaratması nedeniyle, AİHS’nin 41. maddesi uyarınca zarara uğrayan taraf olarak kabul edileceğini belirtir. Yapılan bu saptamalar göz önüne alındığında AİHM, 7.000 Euro’su müteveffa Geren’in mirasçıları için, 3.000 Euro’su kendisi için olmak üzere başvurana toplam 10.000 Euro manevi tazminat ödenmesini kararlaştırmaktadır. B. Yargılama masraf ve giderleri Başvuran Bursa barosunun avukatlık ücret tarifesine dayalı olarak iç hukukta ve AİHM önünde yapmış olduğu yargılama masraf ve giderlerini şu şekilde sıralamaktadır: - çeşitli avukatlık danışmanlık ücreti: 3.250 YTL; - dosya inceleme: 400 YTL; - iki ceza davasına başvuru: 1.300 YTL; - AİHM’ye başvuru için yapılan çalışmalar: 650 YTL; - başvurunun hazırlanması: 4.000 YTL; - seyahat gideri: 360 YTL; - fotokopi masrafı: 600 YTL; - tercüme gideri: 1.800 YTL; Başvuran posta giderlerini hesaba katmaksızın yargılama masraf ve giderlerinin 12.360 YTL’den fazla olduğunu öne sürmektedir. Hükümet yargılama masrafı altında bu meblağı başvurana vermek için gerekli koşulların oluşmadığını savunmaktadır. AİHM’nin yerleşik içtihadına göre bir başvuran gerçekliğini, gerekliğini kanıtladığı makul miktarlardaki yargı giderlerini elde edebilir (Bkz. diğerleri arasında, NikolovaBulgaristan kararı, no: 31195/96). Başvuran yukarıda ayrıntıları yer alan mevcut bu başvuruyu yapmak üzere birtakım masraf ve giderlerde bulunmuştur. AİHM bu bağlamda Avrupa Konseyi tarafından adli yardım başlığı altında verilen 850 Euro’luk kısım düşülerek başvurana 2.000 Euro ödenmesini uygun görmektedir. C. Gecikme Faizi AİHM, Avrupa Merkez Bankası’nın marjinal kredi kolaylıklarına uyguladığı faiz oranına üç puanlık bir artışın ekleneceğini belirtmektedir. BU GEREKÇELERE DAYALI OLARAK, MAHKEME, OYBİRLİĞİYLE, 1. Başvurunun kabuledilebilir olduğuna; 2. AİHS’nin 2. maddesinin B. Geren açısından esastan ihlal edildiğine; 3. Diğer kalan şikayetlerin incelenmesine gerek olmadığına; 4. a) AİHS’nin 44 / 2 maddesi gereğince kararın kesinleştiği tarihten itibaren üç ay içinde, ödeme tarihindeki döviz kuru üzerinden Y.T.L.’ye çevrilmek üzere Savunmacı Hükümet tarafından başvurana; i. ii. iii. iv. maddi tazminat olarak 3.000 (üç bin) Euro ödenmesine; manevi tazminat olarak müteveffa B. Geren’in mirasçıları için 7.000 (yedi bin) ve kendisi için 3.000 (üç bin) olmak üzere başvurana toplam 10.000 (on bin) Euro ödenmesine; yargılama masraf ve giderleri için 1.150 (bin yüz elli) Euro ödenmesine; belirtilen meblağların her türlü vergi ve kesintiden muaf tutulmasına; b) sözkonusu sürenin bittiği tarihten itibaren ödemenin yapıldığı tarihe kadar Hükümet tarafından, Avrupa Merkez Bankası’nın o dönem için geçerli olan faiz oranının üç puan fazlasına eşit oranda faiz uygulanmasına; 5. Adil tatmine ilişkin diğer taleplerin reddine; KARAR VERMİŞTİR. İşbu karar Fransızca olarak hazırlanmış ve AİHM’nin iç tüzüğünün 77. maddesinin 2. ve 3. paragraflarına uygun olarak 21 Ekim 2008 tarihinde yazılı olarak bildirilmiştir. —— • —— Tebliğler Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: TÜRK GIDA KODEKSİ ZEYTİNYAĞI VE PİRİNA YAĞI TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2010/35) Amaç MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, zeytinyağları ve pirina yağlarının tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretim, hazırlama, işleme, muhafaza, depolama, taşıma ve pazarlanmasını sağlamak üzere özelliklerini belirlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, zeytinyağları ve pirina yağlarını kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ, 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun’un 7 nci ve 8 inci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Tebliğde geçen; a) Ham pirina yağı: Pirinanın çözücülerle ekstraksiyonu veya diğer fiziksel işlemler sonucu elde edilen, reesterifikasyon işleminden geçmemiş, diğer yağlar ve karışımları ile karıştırılmamış, doğrudan tüketime uygun olmayan, rafinasyon veya teknik amaçlı kullanıma uygun yağdır. b) Pirina yağı: Rafine pirina yağı ve doğrudan tüketime uygun natürel zeytinyağları karışımından oluşan, serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gramda 1,0 gramdan fazla olmayan yağdır. c) Rafine pirina yağı: Ham pirina yağının doğal trigliserid yapısında değişikliğe yol açmayan metotlarla rafine edilmeleri sonucu elde edilen ve serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gramda 0,3 gramdan fazla olmayan yağdır. ç) Zeytinyağı: Sadece zeytin ağacı, Olea europaea L. meyvelerinden elde edilen yağlardır. Çözücü kullanılarak ekstrakte edilen veya reesterifikasyon işlemi ile doğal trigliserid yapısı değiştirilmiş yağlar ve diğer yağlarla karışımı bu tanımın dışındadır. 1) Natürel zeytinyağı: Zeytin ağacı meyvesinden doğal niteliklerinde değişikliğe neden olmayacak bir ısıl ortamda, sadece yıkama, dekantasyon, santrifüj ve filtrasyon işlemleri gibi mekanik veya fiziksel işlemler uygulanarak elde edilen; kendi kategorisindeki ürünlerin fiziksel, kimyasal ve duyusal özelliklerini taşıyan yağları ifade eder. Natürel zeytinyağları; aa) Natürel sızma zeytinyağı: Doğrudan tüketime uygun, serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her 100 gramda 0,8 gramdan fazla olmayan yağlar, bb) Natürel birinci zeytinyağı: Doğrudan tüketime uygun, serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gramda 2,0 gramdan fazla olmayan yağlar, cc) Ham zeytinyağı/Rafinajlık: Serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her 100 gramda 2,0 gramdan fazla olan veya duyusal ve karakteristik özellikleri bakımından doğrudan tüketime uygun olmayan, rafinasyon veya teknik amaçlı kullanıma uygun yağlar olarak sınıflandırılır. 2) Rafine zeytinyağı: Ham zeytinyağının doğal trigliserid yapısında değişikliğe yol açmayan metotlarla rafine edilmeleri sonucu elde edilen ve serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gramda 0,3 gramdan fazla olmayan yağdır. 3) Riviera zeytinyağı: Rafine zeytinyağı ile doğrudan tüketime uygun natürel zeytinyağları karışımından oluşan ve serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden her l00 gramda l,0 gramdan fazla olmayan yağdır. 4) Çeşnili zeytinyağı: Zeytinyağlarına değişik baharat, bitki, meyve ve sebzelerin ilave edilmesi ile elde edilen ve diğer özellikleri açısından bu Tebliğ kapsamında kendi kategorisindeki ürünlerin özelliklerini taşıyan yağdır. d) Zeytinyağı Komisyonu: Ulusal Gıda Kodeksi Komisyonunun oluşturduğu, Katı ve Sıvı Yağlar İhtisas Alt Komisyonunun, Zeytinyağı Çalışma Grubudur. Ürün özellikleri MADDE 5 – (1) Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlere ait özellikler aşağıda verilmiştir; a) Zeytinyağları ve pirina yağlarının kalite ve saflık kriterleri EK- l’ de verilmiştir. b) Natürel zeytinyağları ile ilgili duyusal özellikler Ek-2’de verilmiştir. c) Çeşnili ve/veya aromalı zeytinyağlarına sadece Ek-1’de yer alan kalite ve saflık kriterleri ile ilgili hükümler uygulanır. Bu ürünler için Ek-2’de yer alan duyusal özellikler dikkate alınmaz. ç) Zeytinyağı diğer sıvı yağlara ve diğer sıvı yağlar zeytinyağına karıştırılamaz. Özel hükümler MADDE 6 – (1) Yurt içinde üretilen zeytinyağının klimatolojik ve agronomik koşullarına göre sterol kompozisyonunda Delta-7-stigmastenol ve toplam sterol içerikleri ile ultraviyole ışığında özgül soğurma kriterlerinde oluşabilecek değişiklikler Zeytinyağı Komisyonu tarafından belirlenir. Özel hükümler ithalatta uygulanmaz. Katkı maddeleri MADDE 7 – (1) Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlerde kullanılacak katkı maddeleri, 22/5/2008 tarihli ve 26883 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi – Renklendiriciler ve Tatlandırıcılar Dışındaki Gıda Katkı Maddeleri Tebliği’ne uygun olmalıdır. Bu Tebliğe ilave olarak; a) Natürel zeytinyağlarına hiçbir gıda katkı maddesi ilave edilemez. b) Rafine zeytinyağı, riviera zeytinyağı, rafine pirina yağı ve pirina yağına rafinasyon işlemi sırasında kaybolan doğal alfa tokoferollerin yeniden kazandırılması amacıyla alfa tokoferol ilavesi yapılabilir. Ancak son üründe alfa tokoferol konsantrasyonu 200 mg/kg’ı geçmemelidir. Aroma maddeleri MADDE 8 – (1) Zeytinyağlarında kullanılacak doğal aroma maddeleri Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Gıda Aroma Maddeleri Bölümü’nde yer alan hükümlere uygun olmalıdır. Bulaşanlar MADDE 9 – (1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerdeki bulaşanların miktarları, 17/5/2008 tarihli ve 26879 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi - Gıda Maddelerindeki Belirli Bulaşanların Maksimum Limitleri Hakkında Tebliğ’de yer alan hükümlere uygun olmalıdır. Pestisit kalıntıları MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerdeki pestisit kalıntı miktarları, 31/12/2009 tarihli ve 27449 (6 ncı Mükerrer) sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi - Gıda Maddelerinde Bulunmasına İzin Verilen Pestisitlerin Maksimum Kalıntı Limitleri Tebliği’nde yer alan hükümlere uygun olmalıdır. Hijyen MADDE 11 – (1) Bu Tebliğ kapsamındaki ürünler, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Gıda Hijyeni Bölümü’nde yer alan genel kurallara uygun olarak üretilmeli ve 6/2/2009 tarihli ve 27133 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi Mikrobiyolojik Kriterler Tebliği’nde yer alan hükümlere uygun olmalıdır. İşyeri özellikleri MADDE 12 – (1) Bu Tebliğ kapsamındaki ürünleri üreten işyerleri, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Gıda Maddeleri Üreten İşyerlerinin Taşıması Gereken Özellikler Bölümü’nde yer alan genel kurallara uygun olmalıdır. Ambalajlama, etiketleme ve işaretleme MADDE 13 – (1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünler; Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Ambalajlama –Etiketleme ve İşaretleme Bölümü’nde ve 25/8/2002 tarihli ve 24857 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi – Gıda Maddelerinin Genel Etiketleme ve Beslenme Yönünden Etiketleme Kuralları Tebliği’nde yer alan hükümlerine uygun olmalıdır. Bu hükümlere ilave olarak; a) Zeytinyağına çeşni ve/veya aroma ilave edilmesi halinde ürün adından önce çeşni ve/ veya aroma maddesinin adı ürün adı ile aynı punto büyüklüğünde olacak şekilde belirtilmelidir. b) Sadece natürel sızma zeytinyağları ve natürel birinci zeytinyağları etiketlerinde ilgili mevzuatına uygun olarak coğrafi işaret taşıyabilir. c) Pirina yağı hiçbir koşulda zeytinyağı olarak adlandırılamaz. ç) Bu Tebliğin 4 üncü maddesinde yer alan tanımlara uygun olarak üretilmiş zeytinyağlarında aşağıdaki bilgiler de etikette yer alabilir. 1) Natürel sızma zeytinyağı için; “zeytinin yalnızca mekanik olarak işlenmesi ile elde edilmiş üstün kalitede zeytinyağı” 2) Natürel birinci zeytinyağı için; “zeytinin yalnızca mekanik olarak işlenmesi ile elde edilmiş zeytinyağı” 3) Riviera zeytinyağı için; “rafinasyona tabi tutulan zeytinyağları ve doğrudan zeytinden elde edilen natürel yağları içerir” 4) Pirina yağı için; “pirinanın ekstraksiyonundan elde edilen ham pirina yağının rafinasyonu ile üretilen rafine pirina yağı ve doğrudan zeytinden elde edilen natürel yağları içerir/yağlardan oluşur” veya “Pirina yağının rafinasyonu ile elde edilen yağlar ve doğrudan zeytinden elde edilen natürel yağları içerir.” d) “ilk soğuk baskı” ifadesi sadece 27 ˚C’nin altında hidrolik pres kullanılarak zeytin hamurunun ilk mekanik sıkılmasından elde edilen natürel sızma ve natürel birinci zeytinyağları için kullanılabilir. e) “Soğuk sıkım” ifadesi zeytin hamurunun 27 ˚C’nin altında perkolasyonu veya santrifüjü ile elde edilen natürel sızma veya natürel birinci zeytinyağları için kullanılabilir. f) Tat ve/veya kokuya ilişkin duyusal özellikler sadece natürel sızma ve natürel birinci zeytinyağı için, Türk Gıda Kodeksi - Zeytinyağı ve Pirina Yağı Numune Alma ve Analiz Metotları Tebliğinin duyusal özelliklere ilişkin 10 no’lu Ekinin 3.3 maddesinde yer alan ifadeler, aynı ekte yer alan metoda göre değerlendirilmiş olması koşuluyla, kullanılır. g) Bu Tebliğ kapsamında doğrudan tüketime sunulan ürünler nihai tüketiciye dökme olarak satışa sunulamaz. ğ) Ürün etiketinde asitlik veya maksimum asitlik belirtilecekse, peroksit değeri, mumsu madde, ultraviyole ışında özgül soğurma değerleri ile birlikte aynı yüzde ve aynı boyutta olmalıdır. Bu değerler, Türk Gıda Kodeksi -Zeytinyağı ve Pirina Yağı Numune Alma ve Analiz Metotları Tebliği çerçevesinde tespit edilmelidir. Taşıma ve depolama MADDE 14 – (1) Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlerin taşınması ve depolanması, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin Gıdaların Taşınması ve Depolanması Bölümü’nde yer alan kurallara uygun olmalıdır. Numune alma ve analiz yöntemleri MADDE 15 – (1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerden numune alınması ve analizleri, Türk Gıda Kodeksi Yönetmeliği’nin “Numune Alma ve Analiz Metotları Bölümü” ve Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı ve Pirina Yağı Numune Alma ve Analiz Metotları Tebliğinde belirtilen hükümlere uygun olarak yapılmalıdır. (2) Türk Gıda Kodeksi Zeytinyağı ve Pirina Yağı Numune Alma ve Analiz Metotları Tebliği’nde yer almayan analizler için uluslararası kabul görmüş analiz metotları kullanılmalıdır. Tescil ve denetim MADDE 16 – (1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünleri üreten işyerleri; tescil ve izin, ithalat işlemleri, kontrol ve denetim sırasında bu Tebliğ hükümlerine uymak zorundadır. Bu hükümlere uymayan işyerleri hakkında 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanun hükümlerine göre yasal işlem yapılır. (2) Bu Tebliğde yer alan hükümlerin uygulanması ile ilgili denetim 5179 sayılı Kanuna göre Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından yerine getirilir. Yürürlükten kaldırılan mevzuat MADDE 17 – (1) 3/8/2007 tarihli ve 26602 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Gıda Kodeksi - Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği (Tebliğ No:2007/36) yürürlükten kaldırılmıştır. GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Halen faaliyet gösteren ve bu Tebliğ kapsamındaki ürünleri üreten işyerlerince üretilmiş veya üretilecek olan natürel ikinci zeytinyağı, karma pirina yağı, çeşnili zeytinyağı ve ham zeytinyağı 1/8/2011 tarihine kadar 3/8/2007 tarihli ve 26602 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Türk Gıda Kodeksi - Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği (2007/36) hükümlerine göre piyasada yer alabilir. Yürürlük MADDE 18 – (1) Bu Tebliğin 13 üncü maddesinin birinci fıkrasının (f) bendi 1/3/2011 tarihinde, (ğ) bendi 1/8/2011 tarihinde, diğer maddeleri ise yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 19 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür. Ek-1 Özellikler 1.Kalite Kriterleri 1.1. Serbest asitlik (% en çok, oleik asit cinsinden) 1.2. Peroksit Değeri, (meq aktif oksijen/kg yağ, en çok) 1.3. Ultraviyole Işığında Özgül Ham Zeytin yağı Natürel Sızma Zeytinyağı Değerler Natüre Rafine l Zeytin Birinci yağı Zeytin yağı Rivier a Zeytin yağı Ha m Piri na Yağ ı Rafi ne Piri na Yağ ı Piri na Yağ ı > 2,0 ≤ 0,8 ≤ 2,0 ≤ 0,3 ≤ 1,0 - ≤ 0,3 ≤ 1,0 - 20 20 5 15 - 5 15 Soğurma (E) E (232 nm) - ≤ 2,5 ≤ 2,60 E (270 nm) - ≤ 0,22 ≤ 0,25 Delta E - ≤ 0,01 ≤ 0,01 ≤ 1,10(4) ≤ 0,16(4) ≤ 0,90(4) ≤ 0,15(4) - ≤ 2,00 ≤ 0,20 ≤ 1,70 ≤ 0,18 ΣFAME+ ΣFAEE ≤75 1.4. Yağ Asidi veya Metil Esterleri ΣFAME+Σ (FAME) ve Etil FAEE Esterleri (FAEE) >75 ve Toplamı (mg/kg) ≤150 ise ΣFAEE/ ΣFAME ≤ 1,5 Her bir halojene çözücünün maksimum konsantrasyonu 0,l mg/kg’ı, 1.5. Halojene Halojene çözücülerin toplamının maksimum konsantrasyonu 0,2 mg/kg’ı Çözücüler geçmemelidir. 2.Saflık Kriterleri 2.1. Gaz Kromatografide Belirlenen Yağ Asitleri Kompozisyonu (% m/m Metil Esterleri) Miristik asit ≤ ≤ ≤ ≤ 0,05 ≤ 0,05 ≤ 0,05 ≤ 0,05 ≤ 0,05 (C14:0) 0,05 0,05 0,05 Palmitik asit 7,5- 7,5- 7,57,5-20 7,5-20 7,5-20 7,5-20 7,5-20 (C16:0) 20 20 20 Palmitoleik asit 0,3- 0,3- 0,30,3-3,5 0,3-3,5 0,3-3,5 0,3-3,5 0,3-3,5 (C16:1) 3,5 3,5 3,5 Heptadekanoik/ ≤ ≤ ≤ margarik asit ≤ 0,3 ≤ 0,3 ≤ 0,3 ≤ 0,3 ≤ 0,3 0,3 0,3 0,3 (C17:0) Heptadesenoik/ ≤ ≤ ≤ margoleik asit ≤ 0,3 ≤ 0,3 ≤ 0,3 ≤ 0,3 ≤ 0,3 0,3 0,3 0,3 (C17:1) Stearik asit 0,5- 0,5- 0,50,5-5,0 0,5-5,0 0,5-5,0 0,5-5,0 0,5-5,0 (C18:0) 5,0 5,0 5,0 55,0 55,0 55,0 Oleik asit 55,055,055,055,0-83,0 55,0-83,0 (C18:1) 83,0 83,0 83,0 83,0 83,0 83,0 Linoleik asit 3,53,53,5- 3,5- 3,53,5-21,0 3,5-21,0 3,5-21,0 (C18:2) 21,0 21,0 21,0 21,0 21,0 Linolenik asit ≤ ≤ ≤ ≤ 1,0 ≤ 1,0 ≤ 1,0 ≤ 1,0 ≤ 1,0 (C18:3) 1,0 1,0 1,0 Araşidik asit ≤ 0,6 ≤ 0,6 ≤ 0,6 ≤ 0,6 ≤ 0,6 ≤ ≤ ≤ (C20:0) Gadoleik/eikose noik asit (C20:1) Behenik asit (C22:0) Lignoserik asit (C24:0) 2.2. 2-gliseril monopalmitat (%) 2.2.1. Toplam Palmitik asit (%) ≤ 14 2.2.2. Toplam Palmitik asit (%) > 14 2.3. Sterol Kompozisyonu 2.3.1. Sterol Toplamındaki %’ ler ≤ 0,4 ≤ 0,4 ≤ 0,4 ≤ 0,4 ≤ 0,4 ≤ 0,2 ≤ 0,2 ≤ 0,2 ≤ 0,2 ≤ 0,2 ≤ 0,2 ≤ 0,2 ≤ 0,2 ≤ 0,2 ≤ 0,2 ≤ 0,9 ≤ 0,9 ≤ 0,9 ≤ 0,9 ≤ 0,9 0,6 ≤ 0,4 ≤ 0,3 ≤ 0,2 0,6 ≤ 0,4 ≤ 0,3 ≤ 0,2 ≤1,4 ≤1,4 ≤1,2 ≤ 1,1 ≤ 1,0 ≤ 1,0 ≤ 1,1 ≤ 1,0 Kolesterol ≤ 0,5 ≤ 0,5 ≤ 0,5 ≤ 0,5 ≤ 0,5 Brassikasterol ≤ 0,1 ≤ 0,1 ≤ 0,1 ≤ 0,1 ≤ 0,1 Kampesterol ≤ 4,0 ≤ 4,0 ≤ 4,0 ≤ 4,0 ≤ 4,0 Stigmasterol < Kampasterol Delta-7stigmastenol (4) Σ Beta-sitosterol (Beta-sitosterol + delta-5avenasterol + delta-5,23stigmastadienol+ klerosterol+ sitostanol + delta-5,24stigmastadienol) 2.3.2. Toplam Sterol, (mg/kg, en az) 2.4. Eritrodiol ve Uvaol (Toplam Steroller İçinde), (%) 2.5. Trans Yağ Asitleri 0,6 ≤ 0,4 ≤ 0,3 ≤ 0,2 ≤ 0,5 (4) ≤ 0,5 (4) ≤ 0,5 (4) ≤ 0,5 (4) ≤ 0,5 ≥ 93 ≥ 93 ≥ 93 ≥ 93 ≥ 93 1000 1000 1000 1000(4) 1000(4) ≤ 4,5(2) ≤ 4,5 ≤ 4,5 ≤ 4,5 ≤ 4,5 ≤ 0,5 ≤ 0,2 ≤ 4,0 ≤ 0,5 ≤ 0,2 ≤ 4,0 ≤ 0,5 ≤ 0,2 ≤ 4,0 ≤ 0,5(4 ≤ 0,5(4 ≤ 0,5(4 ) ) ) ≥ 93 ≥ 93 ≥ 93 250 0 > 4,5(3 ) 180 0 160 0 > 4,5 > 4,5 C 18:1T (%) C18:2 T (%)+C 18:3 T (%) 2.6. Tohum Yağlarının Tespiti, Gerçek ve teorik ECN 42 trigliserid içeriği arasındaki maksimum fark 2.7. Rafine Bitkisel Yağların Tespiti, Stigmastadienler (mg/kg) 2.8. Mumsu Maddeler (C40+C42+C44 +C46) (mg/kg) ≤ 0,20 ≤ 0,10 ≤ 0,40 ≤ 0,35 ≤ 0,40 ≤ 0,35 0,3 0,6 0,5 0,5 - - - - - ≤350 ≤350 >35 0(3) >35 0 >35 0 ≤ 0,10 ≤ 0,05 ≤ 0,05 ≤ 0,20 ≤ 0,20 ≤ 0,10 ≤ 0,05 ≤ 0,05 ≤ 0,30 ≤ 0,30 0,3 0,2 0,2 0,3 ≤0,50(5) ≤0,10(5) ≤0,10(5) ≤300(2) ≤250 ≤250 (1) Aktif alüminyum oksitten geçirildikten sonra, örneğin 270nm dalga boyunda ölçülen özgül soğurması 0,11’e eşit veya daha az olmalıdır. (2) 300 mg/kg ile 350 mg/kg arasında mumsu maddelere sahip olduğunda, bu yağın ham zeytinyağı olarak tanımlanabilmesi için, toplam alifatik alkol içeriği ≤350 mg/ kg veya eritrodiol + Uvaol içeriği ≤% 3,5 olması gerekmektedir. (3) 300 mg/kg ile 350 mg/kg arasında mumsu maddelere sahip olduğunda, bu yağın ham pirina yağı olarak tanımlanabilmesi için, toplam alifatik alkol içeriği >350 mg/kg veya eritrodiol + Uvaol içeriği >% 3,5 olması gerekmektedir. (4) Yurt içinde üretilen yemeklik zeytinyağının klimatolojik ve agronomik koşullara göre özelliklerinde oluşabilecek değişiklikler, zeytinyağı komisyonu tarafından zeytin üretim bölgelerinden gelen izleme çalışmalarının değerlendirilmesiyle belirlenir. Özel hükümler ithalatta uygulanmaz. (5) Kapiler kolonda ayrılabilen veya ayrılamayan toplam izomerler Ek-2 Kusurların Ortancası/ Medyanı (Md) Natürel Sızma Md=0 Zeytinyağı Natürel Birinci 0< Md ≤ 3,5 Zeytinyağı Ham zeytinyağı* Md > 3,5 Meyvemsi Ortancası/Medyanı (Mf) Mf >0 Özellik Mf >0 *Meyvemsi özellik ortancası 0’a eşit olduğunda kusurların ortancası 3,5’ a eşit ya da 3,5’ dan küçük olsa bile ham zeytinyağı olarak kabul edilir. [R.G. 7 Ağustos 2010 – 27665] —— • —— Tarım ve Köyişleri Bakanlığından: TÜRK GIDA KODEKSİ ZEYTİNYAĞI VE PİRİNA YAĞI NUMUNE ALMA VE ANALİZ METOTLARI TEBLİĞİ (TEBLİĞ NO: 2010/36) Amaç MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, zeytinyağı ve pirina yağının resmi kontrolleri için numune alma ve analiz metodu kriterlerini belirlemektir. Kapsam MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, zeytinyağı ve pirina yağının numune alma ve analiz metodu kriterlerini kapsar. Dayanak MADDE 3 – (1) Bu Tebliğ, 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanunun 7 nci ve 8 inci maddelerine göre hazırlanmıştır. Tanımlar MADDE 4 – (1) Bu Tebliğ’de geçen; a) Alt parti: Büyük bir partiyi istatistiksel olarak temsil edecek şekilde fiziksel olarak ayrılmış ve tanımlanmış kısmı, b) Bakanlık: Tarım ve Köyişleri Bakanlığını, c) Birincil numune: Parti veya alt partinin tek bir yerinden alınan homojen numuneyi, ç) Karar ağacı: Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin özelliklerini tespit etmek için kullanılan sistematik işlemler dizinini, d) Laboratuvar numunesi: Laboratuvar incelemesi için paçal numuneden, uygun homojenleştirme ve miktar azaltılmasından sonra elde edilen ve partiyi temsil eden yağı, e) Paçal numune: Birincil numunelerden oluşan ve birincil numunelerin miktarı esas alınarak yapılan karışımdan hazırlanan numuneyi, f) Parti: Numuneyi alan resmi kişi tarafından orijin, çeşit, ambalajlayıcı, ambalaj tipi, işaretleme, sevkiyatı yapan gibi özelliklerinin aynı olduğu belirlenen ve bir seferde teslim edilen, analitik özellikleri bakımından homojen olduğu kabul edilen tanımlanabilir miktardaki yağı, g) Sevkiyat: Bir seferde teslim edilen ve belirli bir sözleşme veya taşıma belgesi kapsamında olan yağ miktarını, ğ) Şahit numune: Paçal numuneden itirazlı durumlar için ayrılan numuneyi, h) UZK: Uluslararası Zeytin Konseyi’ni (IOC), ifade eder. Numune alma MADDE 5 – (1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin resmi kontrolü için numune alma usul ve esasları Ek - 1A’da yer almaktadır. Karar ağaçları MADDE 6 – (1) Bu Tebliğ kapsamındaki ürünlerin değerlendirilmesinde Ek - 1B’de yer alan karar ağaçları kullanılabilir. (2) Karar ağacının uygulanamadığı durumlarda analizler “TGK-Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği”nde yer alan kriterler dikkate alınarak uygun bir sıralamada gerçekleştirilebilir. Analiz metodu kriterleri MADDE 7 – (1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerin resmi kontrolü için analiz metodu kriterleri aşağıdaki eklerde yer almaktadır. a) Ek - 2 - Serbest Yağ Asitliği Tayini b) Ek - 3 - Peroksit Değeri Tayini c) Ek - 4 - Kapiler Kolonlu Gaz Kromotografisi ile Mumsu Maddelerin, Yağ Asitleri Metil Esterleri ve Yağ Asitleri Etil Esterlerinin Tayini ç) Ek - 5 - Kapiler Kolonlu Gaz Kromatografisi İle Sterol Kompozisyonunun ve Miktarının Tayini ve Toplam Steroller İçinde Eritrodiol ve Uvaol Yüzdesinin Belirlenmesi d) Ek - 6 - 2- Gliseril Monopalmitat Yüzde Miktarının Tayini e) Ek - 7 - Ultraviyole Işığında Özgül Soğurma Tayini f) Ek - 8A - Yağ Asitlerinin Metil Esterlerinin Gaz Kromotografisi ile Tayini g) Ek - 8B - Yağ Asitlerinin Metil Esterlerinin Hazırlanması ğ) Ek - 9 - Uçucu Halojene Çözücülerin Tayini h) Ek - 10 - Natürel Zeytinyağlarına Ait Duyusal Özelliklerin Tespiti ı) Ek - 11 - Pirinada Yağ Miktarı Tayini i) Ek - 12 - Stigmastadienlerin Tayini j) Ek - 13 - Gerçek ve Teorik ECN 42 Trigliserid İçeriği Arasındaki Maksimum Farkın Tayini k) Ek - 14 - Kapiler Kolonlu Gaz Kromatografisi ile Alifatik Alkol Miktarının Tayini Avrupa Birliğine uyum MADDE 8 – (1) Bu Tebliğ, 2568/91/EEC sayılı Zeytinyağı ve Pirina Yağının Karakteristiklerini ve İlgili Analiz Metotlarını Belirleyen Komisyon Tüzüğü dikkate alınarak Avrupa Birliği’ne uyum çerçevesinde hazırlanmıştır. Denetim MADDE 9 – (1) Bu Tebliğe ait hükümlerin uygulanması; 27/5/2004 tarihli ve 5179 sayılı Gıdaların Üretimi, Tüketimi ve Denetlenmesine Dair Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabulü Hakkında Kanuna göre, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı tarafından denetlenir. Uyum zorunluluğu GEÇİCİ MADDE 1 – (1) Bu Tebliğ kapsamında yer alan ürünlerden resmi kontroller için numune alan ve analizi yapan kurum ve kuruluşlar bu Tebliğin yayımı tarihinden itibaren 6 ay içinde bu Tebliğ hükümlerine uymak zorundadır. Yürürlük MADDE 10 – (1) Bu Tebliğ yayımı tarihinde yürürlüğe girer. Yürütme MADDE 11 – (1) Bu Tebliğ hükümlerini Tarım ve Köyişleri Bakanı yürütür. EK - 1A Numune Alma Metotları (1) - Genel hükümler a) Numune, gıda denetçisi tarafından alınmalıdır. b) İncelenecek olan her partiden ayrı ayrı numune alınmalıdır. c) Numune hazırlama ve numune alma aşamalarında aşağıdaki kriterlere uyulmalıdır. 1) Numune alınacak partinin gıda güvenliğini ya da bütünlüğünü etkileyecek herhangi bir değişiklikten sakınılmalıdır. 2) Numunenin hazırlanması ve saklanması sırasında analiz sonuçlarını olumsuz etkileyebilecek dış etkenlerden (ısı ve ışığa maruz kalmamalı, numune kabı tam olarak doldurulmalı ve hava almayacak şekilde kapatılmalıdır vb.) korumak için gereken tedbirler alınmalıdır. 3) Numuneyi alan kişinin güvenliğini sağlamak için tüm tedbirler alınmalıdır. 4) Paçal numunenin partiyi temsil ettiğinden emin olunmalıdır. d) Numune, taşıma ve depolama esnasında serin ve kuru yerde ışık görmeyecek şekilde (koyu renk torba veya kutuda) muhafaza edilmelidir. Numunelerin taşınması ve depolanması sırasında numunenin içeriğini değişimden koruyacak önlemler alınmalıdır. Numune alındıktan sonra en kısa süre içinde laboratuvara gönderilmeli ve bu süre Ekim’den Mayıs’a kadar olan dönemde alındıkları günden sonraki onuncu iş gününü ve Haziran’dan Eylül’e kadar olan dönemde alındıkları günden sonraki beşinci iş gününü geçmemelidir. e) Alınan her numune, alındığı yerde mühürlenmeli ve tanımlanmalıdır. Her numune için, temsil ettiği partiyi açıkça tanımlayacak şekilde kayıt tutulmalıdır. Bu kayıtta numune alma tarihi, saati ve yeri; numunenin türü ve analizi yapacak kişiye yardımcı olacak diğer bilgiler yer almalıdır. f) Numune alma cihazları, yardımcı cihazlar ve numune alma kapları, numune alınan yağ ile kimyasal olarak etkileşmeyen ve kimyasal tepkimeleri hızlandırmayan uygun malzemelerden yapılmış olmalıdır. (2) - Numune alma metodu a) Bu numune alma yöntemi 125000 litreden daha fazla olmayan sevkiyatlarda en fazla 100 litrelik kap veya ambalajlardaki zeytinyağı ve pirina yağı partilerinden numune alınmasında uygulanır. b) Sevkiyatın 125000 litreyi geçtiği durumlarda partinin 125000 litrelik veya bu miktarın altındaki kısımlara bölünmesi gerekmektedir. Sevkiyat 125000 litreden daha az ise bir parti teşkil etmelidir. Metot her partiye ayrı ayrı uygulanmalıdır. c) Alınacak en az birincil numune sayısı partinin büyüklüğü dikkate alınarak aşağıda yer alan “Tablo 1”e göre saptanmalıdır. Tablo 1 - Parti büyüklüğüne bağlı olarak alınması gereken en az birincil numune sayısı: Parti büyüklüğü (L) Birincil numune sayısı: < 7 500 2 < 25 000 3 < 75 000 4 < 125 000 5 ç) Birincil numune için seçilecek ambalajlar, aynı parti içinde birbirine bitişik ambalajlardan oluşmalıdır. Şüphe durumunda birincil numune sayısı artırılabilir. d) Alınacak birincil numunenin içereceği ambalaj sayısı “Tablo 2”ye göre saptanmalıdır. Tablo 2 - Ambalaj büyüklüğüne bağlı olarak birincil numunenin içereceği ambalaj sayısı: Ambalaj hacmi 5 litre veya daha fazla 3 litre veya daha fazla, ancak 5 litreden daha 2 litreazveya daha fazla, ancak 3 litreden daha 1 litreazveya daha fazla, ancak 2 litreden daha az veya daha fazla, ancak 1 0,75 litre litreden daha az 0,75 litreden daha az Birincil numunenin içereceği ambalaj sayısı 3 ambalaj 3 ambalaj 3 ambalaj 6 ambalaj 6 ambalaj Toplam kapasitesi 1,5 litreden fazla olan asgari sayıdaki ambalajdan elde edilen yağın üç katı e) Birincil numuneler analiz anına kadar numune kabında ya da orijinal ambalajlarında tutulmalıdır. Birincil numune aşağıda belirtilen amaçlar için üç kısıma bölünmelidir. i) Ek 2, Ek 3, Ek 8 ve Ek 9’da yer alan analizler için ii) Ek 11’de yer alan analiz için iii) Diğer analizler için (3) Analizler ve sonuçlar a) Tablo 1’de verilen her bir birincil numune, laboratuvar numunelerine bölünür ve aşağıdaki analizler yapılır: - serbest yağ asitliğinin belirlenmesi - peroksit değerinin belirlenmesi - spektrofotometrik analiz - yağ asidi kompozisyonunun belirlenmesi b) Aynı partiden alınan en az bir adet birincil numunede bu maddenin (a) bendinde belirtilen analiz sonuçlarının bir tanesi beyan edilen yağ kategorisi niteliklerine uygun değil ise, ilgili partinin tamamının beyan edilen kategoriye uygun olmadığına karar verilir. Aynı partiden alınan her bir birincil numune için, bu maddenin (a) bendinde değinilen analizlerin sonuçlarının tamamen homojen olmadığı durumda, ilgili yöntemlerin tekrar edilebilir nitelikleri dikkate alınarak, partinin tamamının homojen olmadığı beyan edilmeli ve her birincil numunede gerekli olan diğer analiz yapılmalıdır. Aksi takdirde, aynı partiden başka bir birincil numune alınıp analize tabi tutulmalıdır. c) Bu maddenin (b) bendinin ikinci paragrafında değinilen analiz sonuçlarının bir tanesinin beyan edilen yağ kategorisinin nitelikleriyle uyumlu olmadığı durumda, partinin tamamının uygun olmadığının beyan edilmesi gerekmektedir. Bu maddenin (b) bendinin ikinci paragrafında değinilen analiz sonuçlarının tamamının beyan edilen yağ kategorisinin nitelikleriyle uyumlu olduğu durumda, partinin tamamının uygun olduğu beyan edilmelidir. EK - 1B Karar Ağacı a) Türk Gıda Kodeksi-Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği’nin Ek-1’inde belirtilen kriterlere uyum gösterildiğinin teyit edilmesi amacıyla tüm zeytinyağı ve pirina yağlarına uygulanır. b) Karar ağacında belirtilen analizler, karar ağacında yer alan kararlardan birine varılana kadar uygulanmak suretiyle gösterilen sırayla gerçekleştirilmelidir. c) Türk Gıda Kodeksi-Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği’nde değişiklik olması durumunda karar ağacında söz konusu Tebliğdeki değerler kullanılmalıdır. ç) Karar ağaçları aşağıdaki tablolarda yer almaktadır. Genel Tablo Pirina Yağı Tablo 5 Tablo 6 Tablo 9 Tablo 10 kalite kriterleri kalite kriterleri kalite kriterleri kalite kriterleri kalite kriterleri kalite kriterleri Tablo 4 Ham Pirina Yağı Tablo 2 Rafine Zeytinyağı Tablo 1 Ham Zeytinyağı Rafine Pirina Yağı Riviera Zeytinyağı Natürel Sızma Zeytinyağı Natürel Birinci Zeytinyağı Zeytinyağına ve pirina yağına dair beyanat Tablo 8 Tablo 7 Tablo 3 saflık kriterleri kalite ve saflık kriterleri saflık kriterleri kalite ve saflık kriterleri Tablo 11 saflık kriterleri Yağ türü beyan edilen kategori ile tutarlı değildir. Yağ türü beyan edilen kategori ile tutarlıdır. : bir önceki kutuda belirtilen kriterlere uyum durumunda (olumlu yanıt) izlenecek olan yolu göstermektedir. : Kesik çizgi (----) uygunsuzluk durumunda izlenecek olan alternatif yolu göstermektedir, Tablo 1 Natürel Sızma Zeytinyağı (Kalite kriterleri) Serbest asitlik, (100 g da oleik asit cinsinden) ≤ 0,8 > 0,8 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (a) Peroksit değeri, (meq aktif oksijen/kg yağ ) ≤20 > 20 Ultraviyole ışığında özgül soğurma E270≤0,22 E270>0,22 Ultraviyole ışığında özgül soğurma Delta E ≤0,01 Delta E >0,01 Ultraviyole ışığında özgül soğurma Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil (b) E232≤2,5 E232>2,5 Yağ asidi metil etil esterleri (mg/kg) ΣFAME+ΣFAEE ≤75 ΣFAME+ΣFAEE >150 ΣFAME+ΣFAEE>75 ΣFAEE/ΣFAME ve ≤150 ise >1,5 ΣFAEE/ΣFAME≤1,5 Duyusal analiz Meyvemsilik medyanı Mf = 0 Meyvemsilik medyanı (Mf) > 0 ve Kusur medyanı (Md) = 0 Meyvemsilik medyanı (Mf) > 0 ve kusur medyanı (Md) >0 Yağ kategorisi kalite kriterleri açısından beyan edilen şekildedir. Tablo 3’e gidiniz (saflık kriterleri) (a) Natürel birinci veya ham zeytinyağına bakınız (Kalite kriteri-Tablo 2 veya Saflık kriteri-Tablo 3) (b) Ham zeytinyağına bakınız (Kalite ve saflık kriterleri-Tablo 4) Tablo 2 Natürel Birinci Zeytinyağı (Kalite kriterleri) Serbest asitlik (100 g da oleik asit cinsinden) ≤ 2,0 > 2,0 Peroksit değeri (meq aktif oksijen/kg yağ ) ≤ 20 > 20 Ultraviyole ışığında özgül soğurma E270≤0,25 E270>0,25 Ultraviyole ışığında özgül soğurma Delta E ≤0,01 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (a) Delta E >0,01 Ultraviyole ışığında özgül soğurma E232≤2,6 E232>2,6 Duyusal analiz Meyvemsilik medyanı (Mf) > 0 ve Kusur medyanı (Md) ≤ 3,5 Meyvemsilik medyanı (Mf)=0 veya Meyvemsilik medyanı (Mf) > 0 ve Kusur medyanı (Md) > 3,5 Yukarıdaki parametrelerin değerleri natürel sızma zeytinyağı kalite kriterlerini karşılıyor mu? (Tablo 1) Hayır Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (b) Evet Yağ kategorisi kalite kriterleri açısından beyan edilen şekildedir. Tablo 3’e gidiniz (saflık kriterleri) (a) Ham zeytinyağına bakınız (Kalite ve saflık kriteri Tablo 4) (b) Natürel sızma zeytinyağına bakınız (Kalite kriteri Tablo 1) Tablo 3 Natürel Sızma ve Natürel Birinci Zeytinyağları (Saflık kriterleri) Kalite kriterleri (Tablo 1 ,2 ve 3) Uygun Uygun Değil Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. Stigmastadienler (ppm) ≤ 0,10 > 0,10 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (a) Trans yağ asitleri (%) tC18:1 ≤ 0,05 t(C18:2+C18:3) ≤ 0,05 tC18:1 > 0,05 t(C18:2+C18:3) > 0,05 Yağ asitleri kompozisyonu % m/m metil esterleri Uygun Uygun Değil Gerçek ve teorik ECN 42 trigliserid içeriği arasındaki maksimum fark ≤ 0,2 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. > 0,2 Sterol kompozisyonu ve toplam sterol içeriği Uygun Uygun Değil Eritrodiol ve uvaol içeriği (toplam steroller içinde) (%) ≤ 2,0 2,0 < E + U ≤4,5 > 4,5 Mumsu maddeler ( mg/kg) ≤ 250 > 250 Yağ kategorisi kalite ve saflık kriterleri açısından beyan edilen şekildedir. Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (b) (a) Rafine yağın mevcudiyeti (zeytin veya diğerleri) (b) Pirina yağının mevcudiyeti Tablo 4 Ham Zeytinyağı (Kalite ve saflık kriterleri) Serbest asitlik ( 100 g da oleik asit cinsinden) > 2,0 ≤ 2,0 Kalite kriterleri (Tablo 1, 2 ve 3) Uygun Değil Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (a) Uygun Stigmastadienler ( ppm) ≤ 0,50 > 0,50 Trans yağ asitleri ( %) tC18:1 ≤ 0,10 t(C18:2+C18:3) ≤ 0,10 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (b) tC18:1 > 0,10 t(C18:2+C18:3) > 0,10 Yağ asitleri kompozisyonu % m/m metil esterleri Uygun Uygun Değil Gerçek ve teorik ECN 42 trigliserid içeriği arasındaki maksimum fark ≤ 0,3 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. > 0,3 Sterol kompozisyonu ve toplam sterol içeriği Uygun Uygun Değil Eritrodiol ve uvaol içeriği (toplam steroller içinde), (%) ≤ 1,5 1,5 < E + U ≤ 4,5 > 4,5 Mumsu maddeler (mg/kg) ≤ 300 tC18:1 ≤ 0,05 t(C18:2+C18:3) ≤ 0,05 300<mumsu maddeler≤350 > 350 E+U≤%3,5 veya alkol ≤ 350mg/kg Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (c) Uygun Uygun Uygun Değil Uygun Değil 2 –gliseril monopalmitat (%) Toplam palmitik asit(%) ≤ 14 ise ≤ 0,9 Toplam palmitik asit(%) > 14 ise ≤ 1,1 Toplam palmitik asit(%) ≤ 14 ise > 0,9 Toplam palmitik asit(%) > 14 ise > 1,1 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (d) Yağ kategorisi kalite kriterleri açısından beyan edilen şekildedir. (a) Natürel sızma zeytinyağı, natürel birinci ve natürel ikinci zeytinyağına bakınız (Kalite kriteri Tablo 1 ve 2 ) (b) Rafine yağın mevcudiyeti (zeytin veya diğerleri) (c) Pirina yağının mevcudiyeti (d) Esterifiye yağların mevcudiyeti Tablo 5 Rafine Zeytinyağı (Kalite kriterleri) Serbest asitlik (100 g da oleik asit cinsinden) ≤ 0,3 > 0,3 Peroksit değeri (meq aktif oksijen/kg yağ ) ≤5 >5 Ultraviyole ışığında özgül soğurma E270≤1,10 E270>1,10 Ultraviyole ışığında özgül soğurma Delta E ≤ 0,16 Delta E > 0,16 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. Yağ kategorisi kalite kriterleri açısından beyan edilen şekildedir. Tablo 7’ye gidiniz (Saflık kriterleri). Tablo 6 Riviera Zeytinyağı (Kalite kriterleri) Serbest asitlik (100 g da oleik asit cinsinden) ≤ 1,0 > 1,0 Peroksit değeri (meq aktif oksijen/kg yağ) ≤ 15 > 15 Ultraviyole ışığında özgül soğurma Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. E270≤ 0,90 E270> 0,90 Ultraviyole ışığında özgül soğurma DeltaE≤ 0,15 DeltaE> 0,15 Yağ kategorisi kalite kriterleri açısından beyan edilen şekildedir. Tablo 7’ye gidiniz (Saflık kriterleri). Tablo 7 Rafine ve Riviera Zeytinyağı (Saflık kriterleri) Kalite kriterleri (Tablo 6 ve 7) Uygun Uygun Değil Trans yağ asitleri ( %) tC18:1 ≤ 0,20 t(C18:2+C18:3) ≤ 0,30 tC18:1 > 0,20 t(C18:2+C18:3) > 0,30 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. Yağ asitleri kompozisyonu % m/m metil esterleri Uygun Uygun Değil Gerçek ve teorik ECN 42 trigliserid içeriği arasındaki maksimum fark ≤ 0,3 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. > 0,3 Sterol kompozisyonu ve toplam sterol içeriği Uygun Uygun Değil Eritrodiol ve uvaol içeriği (toplam steroller içinde), (%) ≤ 4,5 > 4,5 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (a) Mumsu maddeler (mg/kg) ≤ 350 > 350 C18:2 ≤ %8 ise tC18:1 ≤ %0.10 t(C18:2+C18:3) ≤ %0.10 C18:2 > %8 ise tC18:1 ≤ %0.10 t(C18:2+C18:3) ≤ %0.15 Evet Hayır 2 –gliseril monopalmitat (%) toplam palmitik asit (%) ≤ 14 ise ≤ 0,9 toplam palmitik asit (%) > 14 ise ≤ 1,1 Yağ kategorisi kalite ve saflık kriterleri açısından beyan edilen şekildedir. (a) Pirina yağının mevcudiyeti (b) Esterifiye yağların mevcudiyeti Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (b) Tablo 8 Ham Pirina Yağı (Saflık kriterleri) Yağ asitleri kompozisyonu metil esterleri (% m/m) Uygun Uygun değil Gerçek ve teorik ECN 42 trigliserid içeriği arasındaki maksimum fark ≤ 0,6 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (a) > 0,6 Sterol kompozisyonu ve toplam sterol içeriği Uygun Uygun değil Eritrodiol ve uvaol içeriği (toplam steroller içinde), (%) > 4,5 1,5 < E + U ≤ 4,5 ≤ 4,5 Mumsu maddeler (mg/kg) > 350 300<mumsu maddeler≤350 ≤ 350 Alkol>350 mg/kg ve E + U > %3,5 Evet Hayır Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (b) 2 –gliseril monopalmitat (%) toplam palmitik asit (%) ≤ 14 ise ≤1,4 toplam palmitik asit (%) > 14 ise > 1,4 Yağ kategorisi saflık kriterleri açısından beyan edilen şekildedir. (a) Rafine yağ mevcudiyeti (zeytinyağı veya diğerleri) Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (c) (b) Ham zeytinyağı kriterlerine bakınız (Kalite ve saflık kriterleri Tablo 4) (c) Esterifiye yağ mevcudiyeti Tablo 9 Rafine Pirina Yağı (Kalite kriterleri) Serbest asitlik (100 g da oleik asit cinsinden) ≤ 0,3 > 0,3 Peroksit değeri (meq aktif oksijen/kg yağ) ≤5 >5 Ultraviyole ışığında özgül soğurma E270≤2,00 E270>2,00 Ultraviyole ışığında özgül soğurma DeltaE≤0,2 DeltaE>0,2 Yağ kategorisi kalite kriterleri açısından beyan edilen şekildedir. Tablo 11’e gidiniz (Saflık kriterleri). Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. Tablo 10 Pirina yağı (Kalite kriterleri) Serbest asitlik (100 g da oleik asit cinsinden) ≤ 1,0 > 1,0 Peroksit değeri (meq aktif oksijen/kg yağ) ≤ 15 > 15 Ultraviyole ışığında özgül soğurma E270≤1,70 E270>1,70 Ultraviyole ışığında özgül soğurma Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. DeltaE≤0,18 DeltaE>0,18 Yağ kategorisi kalite kriterleri açısından beyan edilen şekildedir. Tablo 11’e gidiniz (Saflık kriterleri). Tablo11 Rafine Pirina Yağı ve Pirina Yağı (Saflık kriterleri) Kalite kriterleri (Tablo 9 ve 10) Uygun Uygun Değil Trans yağ asitleri (%) tC18:1 ≤ 0,40 t(C18:2+C18:3) ≤ 0,35 tC18:1 > 0,40 t(C18:2+C18:3) > 0,35 Yağ asitleri kompozisyonu % m/m metil esterleri Uygun Uygun Değil Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. Gerçek ve teorik ECN 42 trigliserid içeriği arasındaki maksimum fark ≤ 0,5 > 0,5 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. Sterol kompozisyonu ve toplam sterol miktarı Uygun Uygun Değil Eritrodiol ve uvaol içeriği (toplam steroller içinde) (%) > 4,5 ≤ 4,5 Mumsu maddeler (mg/kg) > 350 ≤ 350 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. C18:2 ≤ %8 ise tC18:1 ≤ %0,20 t(C18:2+C18:3) ≤ %0,10 C18:2 > %8 ise tC18:1 ≤ %0,20 t(C18:2+C18:3) ≤ %0,15 Evet Hayır 2 –gliseril monopalmitat (%) Toplam palmitik asit (%) ≤ 14 ise Rafine için ≤1,4 Pirina için ≤1,2 Toplam palmitik asit (%) > 14 ise Rafine için >1,4 Pirina için >1,2 Yağ beyan edilen kategori ile tutarlı değil. (a) 13kalite ve saflık kriterleri açısından beyan edilen şekildedir. YağTablo kategorisi . (a) Esterifiye yağ mevcudiyeti Tablo 12 Karar Ağacında Yer Alan Analizler İle Eklerde Yer Alan Analizler Arasındaki Eşleştirme Tablosu Asitlik Ek – 2 Serbest Yağ Asitliği Tayini Peroksit değeri Ek – 3 Peroksit Değeri Tayini UV spektrofotometrisi Ek – 7 Ultraviyole Işığında Özgül Soğurma Tayini Duyusal değerlendirme Ek – 10 Natürel Zeytinyağlarına Ait Duyusal Özelliklerin Tespiti Stigmastadienler Ek – 12 Stigmastadienlerin Tayini Ek – 8A Yağ Asitlerinin Metil Kromotografisi ile Tayini Esterlerinin Gaz Ek – 8A Yağ Asitlerinin Metil Kromotografisi ile Tayini Esterlerinin Gaz Yağ asitlerinin izomerleri trans Yağ asidi kompozisyonu ΔECN42 Ek – 8B Ek – 13 Yağ Asitlerinin Metil Esterlerinin Hazırlanması Gerçek ve Teorik ECN 42 Trigliserid İçeriği Arasındaki Maksimum Farkın Tayini Sterol kompozisyonu ve toplam steroller ile Ek – 5 Eritrodiol ve Uvaol Kapiler Kolonlu Gaz Kromatografisi İle Sterol Kompozisyonunun ve Miktarının Tayini ve Toplam Steroller İçinde Eritrodiol ve Uvaol Yüzdesinin Belirlenmesi 2-gliserol monopalmitat Ek – 6 2-Gliseril Monopalmitat Yüzde Miktarının Tayini Alifatik alkoller Ek – 14 Kapiler Kolonlu Gaz Kromatografisi ile Alifatik Alkol Miktarının Tayini EK - 2 Serbest Yağ Asitliği Tayini 1. Kapsam Bu metot zeytinyağındaki serbest yağ asitleri miktarının belirlenmesi prosedürünü tanımlar. Serbest yağ asitlerinin miktarı, genel olarak hesaplanan serbest asitlik (% , oleik asit cinsinden) şeklinde ifade edilir. 1.1. Prensip Numune çözücü karışımları içinde çözünür ve mevcut serbest yağ asitleri etanollü potasyum hidroksit çözeltisi ile titre edilir. 1.2. Reaktifler Tüm kimyasallar analitik saflıkta olmalı ve saf su kullanılmalıdır. 1.2.1. Dietil eter % 95 lik etanol Her 100 mL’lik etanol-dietil eter çözeltisi (1:1 oranında, v/v), kullanımdan hemen önce 0,3 mL fenolftalein indikatörlüğünde etanollü potasyum hidroksit çözeltisi ile nötralize edilir. Not 1: Dietil eter yüksek derecede yanıcıdır ve patlayıcı peroksitler oluşturabilir. Dikkatli kullanılmalıdır. Not 2: Dietil eter kullanımı mümkün değilse bunun yerine toluen, etanolün yerine ise propan-2-ol kullanılabilir. 1.2.2. 0,1 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisi (gerekirse c(KOH) yaklaşık 0,5 N kullanılabilir.) Etanollü potasyum hidroksit çözeltisinin derişimi, mutlaka kesin olarak bilinmeli ve kullanımdan hemen önce kontrol edilmelidir. Kullanımdan en az beş gün önce hazırlanmış ve lastik tıpalı kahverengi cam bir şişeye konulmuş çözelti kullanılmalıdır. Çözelti, renksiz veya saman rengi olmalıdır. Not 3: Potasyum hidroksitin stabil renksiz çözeltisi şu şekilde hazırlanır: 1000 mL etonol, 8 g potasyum hidroksit ve 0,5 g alüminyum talaşı ile birlikte kaynamaya bırakılır. Geri soğutucu altında bir saat kaynatmaya devam edilir ve hemen damıtılır. Gerekli miktarda potasyum hidroksit elde edilen distilat içinde çözülür. Potasyum karbonat çökeltisinin üzerindeki berrak sıvının ayrılması için çözelti birkaç gün dinlendirildikten sonra filtre edilir. Çözelti damıtılmaksızın da aşağıdaki gibi hazırlanabilir: 1000 mL etonole 4 mL alüminyum butilat eklenir ve karışım birkaç gün beklemeye bırakılır. Üstteki faz filtre edilir ve Gerekli miktarda potasyum hidroksit elde edilen distilat içinde çözülür. 1.2.3. Fenolftalein (etanol içinde %1’lik (m/v) çözeltisi) veya çok koyu renkli yağlarda alkalin mavisi (etanol içinde %2’lik (m/v) çözeltisi) 1.3. Cihaz ve malzemeler Aşağıdakiler dâhil olmak üzere genel laboratuvar malzemeleri: 1.3.1. Analitik terazi, 1.3.2. 250 mL’lik erlen mayer, 1.3.3. 10 mL’lik büret (0,05 mL taksimatlı) 1.4. Prosedür Analiz için numunenin hazırlanması Nem ve safsızlıklar toplamı % 1’den az ise numunede herhangi bir işlem yapılmaz. Fazla ise numune filtre edilmelidir. 1.4.2. Numunenin alınması Beklenen asit sayısına bağlı olarak tartılacak numune miktarı aşağıdaki tabloya göre belirlenir: Beklenen asit sayısı* Numunenin kütlesi (g) Tartım hassasiyeti (g) <1 20 0,005 1-4 10 0,02 4-15 2,5 0,01 15-75 0,5 0,001 >75 0,1 0,0002 * Asit sayısı = (serbest yağ asitliği) x 2 Numune erlen mayer içinde tartılmalıdır. 1.4.3. Analiz Numune titrasyondan önce nötralize edilmiş 50 – 150 mL etanol-dietil eter çözeltisi içinde çözülür. 0,1 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisi ile renk değişene kadar karıştırılarak titre edilir. (Fenolfetaleinin hafif pembe rengi en az 10 saniye kalıcı olmalıdır.) (Not 5). Not 4: Titrasyonda kullanılan etanollü potasyum hidroksit çözeltisinin yerine ilave edilen su miktarının faz ayrımına sebep olmaması şartıyla potasyum veya sodyum hidroksitin sulu çözeltisi kullanılabilir. Not 5: 0,1 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisinin sarfiyatı 10 mL’yi geçerse, 0,5 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisi kullanılır. Not 6: Titrasyon sırasında bulanıklık oluşursa nötralize edilmiş etanol-dietil eter çözeltisinden bulanıklık kayboluncaya kadar ilave edilir. 1.5 Serbest yağ asitliği: % oleik asit cinsinden ifade edilir Serbest yağ asitliği ağırlığın yüzdesi olarak aşağıdaki formülle hesaplanır: V × c× M 100 V × c × M × = 1000 m 10 × m Burada: V = Etanollü potasyum hidroksit sarfiyatı (mL) c = Ayarlı etanollü potasyum hidroksit çözeltisinin derişimi (N), M = Oleik asitin molekül ağırlığı (= 282); m = Numune miktarı (g) Analiz iki paralel olarak yapılır. Sonuç iki hesaplamanın aritmetik ortalamasıdır. EK - 3 Peroksit Değeri Tayini 1. Kapsam Bu Tebliğ zeytinyağı ve pirina yağının peroksit değerinin saptanmasında kullanılan yöntemi tanımlamaktadır. 2. Tanım Peroksit değeri: Tanımlanan analiz şartlarında potasyum iyodürü okside eden bir kilogram yağdaki aktif oksijenin milieşdeğer ağırlığıdır. 3. Prensip Asetik asit-izooktan çözeltisi içinde çözünen numunenin potasyum iyodür çözeltisi ile muameleye tabi tutulması ve açığa çıkan serbest iyotun, ayarlı sodyum tiyosülfat çözeltisi ile titre edilmesidir. 4. Malzemeler Kullanılacak tüm ekipman indirgen veya yükseltgen maddelerden arınmış olmalıdır. Not 1: Tüm malzemeler kuru ve temiz olmalıdır. 4.1. 250 mL’lik şilifli cam balon 4.2. 25 ya da 50 mL’lik büret (0,1 mL taksimatlı) 5. Reaktifler 5.1. Analitik saflıkta izooktan 5.2. Analitik saflıkta buzlu (glasiyel) asetik asit 5.3. İyot ve iyodat içermeyen doygun potasyum iyodürün sulu çözeltisi Not 2: Çözelti koyu renkli şişede ve soğukta muhafaza edilmelidir. Çözeltinin rengi sarıya döndüğünde kullanılmamalıdır. 5.4. 0,1 N’lik sodyum tiyosülfatın sulu çözeltisi (kullanımdan hemen önce ayarlanmış) 24,9 g sodyum tiyosülfat pentahidrat saf suda çözülüp litreye tamamlanır. Bu çözeltiden 1/10 oranında seyreltilerek 0,01 N hazırlanabilir. 5.5. 5 g/L ’lik çözünür doğal nişasta çözeltisi Not 3: Çözeltiyi hazırlamak için nişasta bir miktar su ile karıştırılıp kaynatılır. Soğutulduktan sonra gerekli hacme tamamlanır. 6. Prosedür Numune, beklenen peroksit değerine göre aşağıdaki Tablo kullanılarak şilifli balon içerisine 0,001g hassasiyetle tartılır. Beklenen peroksit değeri Numune ağırlığı (meq aktif oksijen/kg yağ) (g) 0 – 12 5,0 – 2,0 12 – 20 2,0 – 1,2 20 – 30 1,2 – 0,8 30 – 50 0,8 – 0,5 50 – 90 0,5 – 0,3 Asetik asit:izooktan (60:40) çözeltisi hazırlanır. Hazırlanan bu çözeltiden 50 mL örnek üzerine ilave edilir, kapak kapatılır. Örnek çözünene kadar çalkalanır. Üzerine tam 0,5 mL doymuş potasyum iyodür ilave edilir.1 dakika çalkalanır ve hemen 30 mL saf su ilave edilir. Sarı renk nerdeyse kaybolana kadar sodyum tiyosülfat ile titre edilir. Yaklaşık 0,5 mL nişasta çözeltisi eklenir. Mavi renk kaybolana kadar damla damla sodyum tiyosülfatla titre edilir. (Beklenen peroksit değeri 12’nin altında ise titrasyonda 0,002 N ve 12’nin üstünde ise 0,01 N sodyum tiyosülfat çözeltisi kullanılmalıdır). Eş zamanlı olarak bir kör deneme yapılır. Eğer kör denemede 0,01 N sodyum tiyosülfat çözeltisinin sarfiyatı 0,1 mL’sini aşarsa kimyasallar değiştirilir. 7. Sonuçların ifade edilmesi Peroksit değeri (PV) kilogram başına aktif oksijenin milieşdeğer ağırlık cinsinden aşağıdaki formül ile hesaplanır; PV = 1000 × (V − V0 ) × c m Burada; V = Analiz için harcanan ayarlı sodyum tiyosülfat çözeltisinin mililitre cinsinden hacmi, mililitre V0 = Kör deneme için harcanan ayarlı sodyum tiyosülfat çözeltisinin hacmi, mililitre c = Harcanan sodyum tiyosülfat çözeltisinin kesin molaritesi; m = Numunenin g cinsinden ağırlığı Analiz iki paralel olarak yapılır. Sonuç iki hesaplamanın aritmetik ortalamasıdır. EK - 4 Kapiler Kolonlu Gaz Kromotografisi ile Mumsu Maddelerin, Yağ Asitleri Metil Esterleri ve Yağ Asitleri Etil Esterlerinin Tayini 1. Kapsam Bu metot, zeytinyağlarında mumsu maddelerin, yağ asitleri metil esterleri ve etil esterlerinin tayini için prosedürü tarif eder. Mumsu maddeler ve alkil esterler karbon atomların numaralarına göre ayrılır. Bu metot, pirina yağı ile zeytinyağını birbirinden ayırmak ve natürel sızma zeytinyağına hile amacı ile karıştırılan deodorize yağ (kolon yağı), rafine zeytinyağı ve natürel birinci zeytinyağı gibi yağların tespiti için kullanılır. 2. Prensip Numuneye belirli bir iç standart ilave edilir, sonra aktif-sulandırılmış silikajelli kolondan geçirilerek fraksiyonlarına ayrılır. Test koşulları altında trigliseritlerden daha az polaritede olan uygun fraksiyon toplanır, sonra doğrudan, kapiler kolonlu gaz kromotografisi cihazıyla analiz edilir. 3. Cihaz ve malzemeler 3.1. 25 mL’lik erlenmayer 3.2. İç çapı 15 mm ve uzunluğu 30-40 cm olan uygun musluklu cam kolon 3.3. Kapiler kolonla çalışmaya uygun gaz kromatografi cihazı, (kolona doğrudan (on column) enjeksiyon sistemi ile donanımlı ve aşağıdaki şartlara haiz olmalıdır.) 3.3.1. Kolonlar için termostat kontrollü, ±1 º C hassasiyetle çalışabilen fırın 3.3.2. Kolonun içine doğrudan giriş için soğuk enjektör (on column) 3.3.3. Alev-iyonizasyon detektörü 3.3.4. PC ile bağlantılı gaz kromotografi verilerini saklayabilecek bilgisayar sistemi ve yazıcı 3.3.5. Uzunluğu 8 -12 m, iç çapı 0,25-0,32 mm, film kalınlığı 0,10-0,30 μm olan cam ya da eritilmiş silisten (Fused silica) kapiler kolon. (SE-52, SE-54 veya eşdeğeri kolon) 3.4. Kolona doğrudan (on-column) enjeksiyon için 10 μL’ lik mikroenjektör 3.5. Elektrovibratör 3.6. Vakumlu döner buharlaştırıcı (rotary evaporator) 3.7. Kül fırını 3.8. ± 0,1 mg hassasiyette analitik terazi 3.9. Genel laboratuvar cam malzemeleri 4. Reaktifler 4.1. Tane büyüklüğü 60-200 μm arasında silikajel Silikajel kül fırınında 500 ºC’de en az dört saat bekletilir. Soğuduktan sonra, silikajel miktarına bağlı olarak % 2 oranında su ilave edilir. Sulandırılmış silikajel homojenize etmek için iyice çalkalanır. Kullanmadan önce karanlık bir yerde en az 12 saat tutulur. 4.2. Kromatografik saflıkta n-hekzan 4.3. Kromatografik saflıkta etil eter 4.4. Kromatografik saflıkta n-heptan veya isooktan 4.5. n-heptan ile % 0,05 (m/v) olarak hazırlanan lauril araşidat standart (mumsu maddeler için iç standart) çözelti n-heptan ile % 0,02 (m/v) olarak hazırlanan metil heptadekonat standart (metil ve etil esterler için iç standart) çözelti 4.5.1. Sudan I (1-fenil-azo-2-naftol): % 1 oranında hekzanla hazırlanmış 4.6. Taşıyıcı gazlar: Kromatografik saflıkta hidrojen veya helyum 4.7. Yardımcı gazlar: Kromatografik saflıkta hidrojen Kromatografik saflıkta kuru hava 4.8. Kromatografik saflıkta azot gazı 5. Prosedür 5.1. Kromatografi kolonun hazırlanması: 15 g silikajel n-hekzanla bulamaç hale getirilerek kolona boşaltılır. Hafifçe vurarak iyice oturması sağlanır. Çökelmeyi tamamlamak için elektrovibratör kullanılır. Yaklaşık 0,5 cm’lik bir yüksekliğe kadar susuz sodyum sülfat ilave edilir ve son olarak fazla hekzan süzülür. Safsızlıkları uzaklaştırmak için 30 mL n-hekzan ile yıkama yapılır. 25 mL’lik erlenmayer içine tam olarak 500 mg numune tartılır, tahmin edilen mumsu madde miktarı doğrultusunda uygun miktarda iç standart ilave edilir. Örneğin, zeytinyağı için 0,1 mg lauril araşidat ve pirina yağı için 0,25-0,50 mg arasında lauril araşidat ve zeytinyağı için 0,05 mg metil heptadekanoat eklenir. Hazırlanan numune çözeltisi, 2 mL n-hekzan ile kromatografik kolona verildikten sonra, erlendeki kalıntı tekrar 2 mL n-hekzan ile yıkanarak, çözelti kromatografik kolona verilir. Çözücü (n-hekzan) silikajel seviyesinin 1 mm üstüne kadar boşaltılır. Daha sonra her 10 saniyede yaklaşık 15 damla akış hızı ile 220 mL n-hekzan:dietil etileter (99:1 oranında) karışımı ile toplanarak kromotografik ayrıma başlanır. (Bu fraksiyon mumsu maddeleri, metil ve etil esterleri içerir.) Toplanan süzüntü numune oda sıcaklığında 22 ± 4 °C’de tutulmalıdır. Toplanan süzüntü numunedeki çözücüler 2 mL kalana kadar vakumlu döner buharlaştırıcıda uçurulur. Kalan çözücü zayıf azot akımı yardımı ile uçurulur, sonra 24 mL n-heptan veya izooktan eklenir. Not 1: n-hekzan:dietil etileter karışımı (99:1) günlük hazırlanmalıdır. Süzüntüyü görsel kontrol etmek için analize başlamadan 100 µL sudan I boyası, numune çözeltisi içine eklenebilir. Renklendirici olarak kullanılan sudan I boyası, trigliseritleri boyadığından altta kalan renksiz kısım mumsu maddeleri temsil etmektedir. Renklenen kısım kolonun alt noktasına yaklaşık 2 cm kala süzme işlemine son verilir. Toplanan renksiz kısım mumsu maddelerdir. 5.2. Gaz kromatografisi ile analiz 5.2.1. Hazırlık Kolon giriş kısmı doğrudan (on-column) enjeksiyon sistemine, çıkış kısmı dedektöre bağlantı yapılarak gaz kromatografisine takılır. Eğer kolon ilk kez kullanılacak ise şartlandırılmalıdır. Kolonun içinden düşük akış hızı ile taşıyıcı gaz geçirilir ve cihaz açılır. Derece derece ısıtılır, yaklaışık 4 saat sonra 350 ºC’ye ulaşır. Bu sıcaklıkta en az 2 saat kalır, cihaz çalışma şartları ayarlanır (gaz akışı düzenlenir, ateşleme yapılır, fırın, detektör ve enjektör sıcaklığı ayarlanır vb.). Baseline, herhangi bir pik olmaksızın doğrusal olmalı ve herhangi bir sapma göstermemelidir. Negatif doğrusal sapma Pozitif sapma 5.2.2. : Kolon bağlantılarının doğru yapılmadığını gösteririr. : Kolonun yeterince şartlanmadığını gösterir. Çalışma şartlarının seçimi Çalışma şartları genellikle aşağıdaki şekildedir: - fırın sıcaklığı: 80 °C başlangıç sıcaklığında 1 dk bekletildikten sonra 20 °C/dk sıcaklık artışı ile 140 °C ye çıkarılır. Daha sonra 5 °C/dk sıcaklık artışı ile 335 °C ye çıkarılır ve 20 dakika bekletilir. 20 °C/dk 5 °C/dk Başlangıç 80 (1dk) °C 140 °C 335 °C (20dk) - Detektör sıcaklığı: 350 ºC, - Enjeksiyon miktarı: 1 µL n-heptane çözeltisi (2-4 mL ) - Taşıyıcı gaz: seçilen gaz için doğrusal hızda helyum ya da hidrojen olabilir. - Cihaz hassasiyeti: aşağıdaki şartlara uygun olmalıdır: Bu koşullar, mumsu maddelerin, yağ asitleri metil ve etil esterleri ile alıkonulma zamanı 18±3 dakika olan lauril araşidat iç standardının çok iyi bir şekilde ayrıldığı yeterli pikler (Şekil 2, 3 ve 4) elde edilebilmesi için kolon ve gaz kromatografisinin özelliklerine bağlı olarak değiştirilebilir. Genelde, metil ve etil esterleri iç standardı metil heptadekonat piki tam olarak elde edildiğinde mumsu maddelere ait piklerin de % 60 oranında görülebilmesi gerekmektedir. Pik entegrasyon parametreleri, pik alanlarından istenilen doğru değerlendirmenin yapılabilmesi amacıyla, değişik biçimlerde hesaplanabilir. Pik integrasyon parametreleri, ilgili pik alanlarının doğru olarak değerlendirilmesini sağlayacak bir şekilde belirlenmelidir. Not 3: En yüksek sıcaklıkta, pozitif sapma tüm skalanın % 10’nundan fazla olmamalıdır. 5.2.3. Analiz performansı Numuneden 10 μL çözelti 10 μL’lik bir mikro enjektör yardımıyla alınarak iğne boşalana kadar piston geri çekilir. İğne enjeksiyon sisteminin içine sokularak bir-iki saniye sonra hızlıca enjekte edilir. Yaklaşık beş saniye sonra iğne yavaşça çıkarılır. Mumsu maddeler ve stigmadienlerin tamamen ayrılana kadar analize devam edilir Baseline her zaman gereken koşulları karşılamalıdır. 5.4.1. Piklerin tanımlanması Pik tanımlaması, alıkonma zamanı bilinen mumsu maddeler karışımının aynı şartlarda analiz edilmesiyle elde edilen tanımlanmış piklerle yapılır. Zeytinyağının ana yağ asitleri (palmitik ve oleik) metil ve etil esterleri karışımından alkil esterleri belirlenir. 5.6. Mumsu madde miktarın hesaplanması Bilgisayar programı yardımı ile iç standart olan lauril araşidat ve C40 – C46 arasındaki alifatik esterlerin pik alanları saptanır. Esterlerin her birinin mumsu madde içeriği (mg/kg yağ) aşağıdaki formüle uygun olarak hesaplanır. Mumsu maddeler (mg/kg) = (∑ Ax ) × m s × 1000 As × m Burada: Ax = Milimetre kare her esterin pikinin alanı; As = Milimetre kare olarak iç standardın pikinin alanı; ms = Eklenen lauril araşidin miligram cinsinden miktarı; m = Analiz numunesinin gram cinsinden miktarı 5.7. Metil ve etil esterleri miktarının hesaplanması İç standart olarak kullanılan metil heptadekanoat ile C16 – C18 arasındaki yağ asitleri metil ve etil esterlerinin pik alanları saptanır. Esterlerin her birinin alkil ester içeriği (mg/kg yağ) aşağıdaki formüle uygun olarak hesaplanır. Ester (mg/kg) = Ax × m s × 1000 As × m Burada: Ax = C16 ve C18 esterlerinin ayrı ayrı pik alanları; As = iç standart olarak ilave edilen metil heptadekanoat’ın pik alanı; ms = Eklenen metil heptadekanoat miligram cinsinden miktarı; m = Analiz numunesinin gram cinsinden miktarı 6. Sonuçların ifade edilmesi C40 – C46 arasındaki farklı mumsu maddelerin içerikleri ve bu içeriklerin toplamı mg/kg (ppm) cinsinden verilir. C16 – C18 arasındaki metil etil esterleri içerikleri ve bu içeriklerin toplamı mg/kg (ppm) cinsinden verilir. Not 4: C40-C46 esterleri arasında karbon sayılarına göre pik bileşenlerini gösteren zeytinyağına ait örnek bir kromatogram ekteki şekilde verilmiştir. Tanımlama amacıyla, eğer C46 esteri bölünmüşse, C46 pikinin ağır bastığı pirina yağı mumsu madde analizi kuvvetle tavsiye edilir. Şekil 1 Zeytinyağının mumsu maddeler kromatogramı* Alıkonulma zamanı 5’ten 8 dakikaya kadar olan kesim yağ asitleri metil ve etil esterleridir. I.S. = Lauril araşidat 1 = Diterpenik esterleri 2 + 2' = C40 esterleri 3 + 3' = C42 esterleri 4 + 4' = C44 esterleri 5 = C46 esterleri 6 =Sterol esterleri ve triterpenik alkol * Sterol esterlerin ayrımından sonra kromatogramda belirgin hiçbir pik (trigliseridler) görülmemesi gereklidir. Şekil 2 Natürel Zeytinyağının Metil Esterleri, Etil Esterleri ve Mumsu Maddeler Burada: 1- Metil C16 6- Squalen 2- Etil C16 7- Lauril araşidat I.S. 3- Metil heptadekanoat I.S. A-Diterpenik esterler 4- Metil C18 5- Etil C18 B-Mumsu maddeler C-Sterol ve triterpenik esterler Şekil 3 Natürel Sızma Zeytinyağı Metil Esterleri, Etil Esterleri ve Mumsu Maddeler Burada: 1- Metil heptadekanoat I.S. A- Diterpenik esterler 2- Metil C18 B- Mumsu maddeler 3- Etil C16 C- Sterol ve triterpenik esterler 4- Squalen 5- Lauril araşidat I.S. Ş ekil 4 Natürel Sızma Zeytinyağı ve aynı yağa %20 deodorize yağ karışımına ait kromatogram Burada: 1- Metil miristat I.S. 6- Metil oleat 2- Metil palmitat 7- Metil stearat 3- Etil palmitat 8- Etil linoleat 4- Metil heptadekanoat 9- Etil oleat 5- Metil linoleat 10- Etil stearat BİLGİ/AÇIKLAMA Doğrusal gaz hızının saptanması Normal çalışma şartları ayarlandıktan sonra gaz kromatografi cihazına 1-3 μL metan veya propan enjekte edilir. Enjekte edildiği andan pikin oluştuğu ana kadar gazın bütün kolonu geçmesi için gereken zaman ölçülür. (tM) Doğrusal hız, cm/s cinsinden L/tM formülü ile hesaplanır. Burada L kolonun cm cinsinden uzunluğu, tM ise saniye cinsinden ölçülmüş zamandır. EK - 5 Kapiler Kolonlu Gaz Kromatografisi İle Sterol Kompozisyonunun ve Miktarının Tayini ve Toplam Steroller İçinde Eritrodiol ve Uvaol Yüzdesinin Belirlenmesi 1. Kapsam Bu yöntem yağların ayrı ayrı ve toplam sterol içeriklerinin ve eritrodiol ve uvaol (triterpen dialkol) miktarının belirlenmesi prosedürünü tanımlar. 2. Prensip İç standart olarak α-kolestanol ilave edilmiş yağ numunesi etanollü potasyum hidroksit ile sabunlaştırılır ve bunu takiben sabunlaşmayan maddeler dietil eterle ekstrakte edilir. Sterol ve eritrodiol ve uvaol fraksiyonu diğer sabunlaşmayan maddelerden bazik silikajel plaka üzerinde ince tabaka kromotografisi kullanılarak ayrılır. Silikajel üzerinden sterol bandı alınır ve trimetil-silil esterlerine dönüştürülerek GC ile analiz edilir. 3. Cihaz ve malzemeler 3.1. Geri soğutucu 3.2. 500 mL’ lik ayırma hunileri 3.3. 250 mL’lik şilifli balon 3.4. 20 x 20 cm cam plakaya uygun ince-tabaka kromatografisi için gerekli olan malzemeler 3.5. 366 veya 254 nm dalga boyu olan UV lamba. 3.6. 100 μL ve 500 μL’lik enjektörler. 3.7. Huni ve siyah bant süzgeç kâğıdı 3.8. 50 mL’lik ağzı şilifli armudi balon 3.9. İncelen bir dip kısmı ve contalı kapağı olan 10 mL’lik deney tüpü. 3.10. Kapiler Kolonlu Split–Splitless enjeksiyon sistemi olan GC 3.10.1. Kolonlar için termostat kontrollü, ±1º C hassasiyetle çalışabilen fırın. 3.10.2. Split sisteme uygun liner içeren ve sıcaklığı ayarlanabilen enjeksiyon bloğu 3.10.3. Alev-iyonizasyon detektörü 3.10.4. Gerekli bilgisayar sistemi ve bilgisayar sistemine bağlı yazıcı 3.11. Uzunluğu 20 - 30 m, iç çapı 0,25 – 0,32 mm, % 5 difenil - % 95 dimetilpolisilikon içeren ve film kalınlığı 0,10 – 0,30 μm olan, camdan ya da eritilmiş silisten kapiler kolon (SE-52 , SE-54 veya eşdeğeri kolon) 3.12. Sertleştirilmiş iğneli 10 μL’lik gaz kromatografi enjektörü. 3.13. Analitik terazi (0,1 mg hassasiyetli) 3.14. Desikatör 4. Reaktifler 4.1. Minimum % 85 saflıkta potasyum hidroksit 4.2. 2 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisi, 130 g potasyum hidroksit (en az % 85 saflıkta) 200 mL saf su içinde soğutularak çözünür ve etanolle bir litreye tamamlanır. Çözelti ağzı iyi kapatılmış koyu renkli cam şişelerde maksimum 2 gün saklanır. 4.3. Analitik saflıkta dietil eter 4.4. 0,2 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisi, 13 g potasyum hidroksit 20 mL saf su içinde çözünür ve etanolle 1 litreye tamamlanır. 4.5. Analitik saflıkta susuz sodyum sülfat 4.6. Silikajel ile kaplanmış, floresan özelliği olmayan, 0,25 mm kalınlıkta cam plakalar. (Kullanıma hazır olarak bulunmaktadır.) 4.7. Kromatografik saflıkta toluene 4.8. Kromatografik saflıkta aseton 4.9. Kromatografik saflıkta n-hekzan 4.10. Kromatografik saflıkta dietil eter 4.11. Analitik saflıkta etanol 4.12. Analitik saflıkta etil asetat 4.13. İnce-tabaka kromatografisi için referans çözelti: kolesterol veya fitosterollerin, ve eritridiolün etil asetat içindeki % 5’lik çözeltisi. 4.14. % 0,2 lik etanollü 2.7-dikloroflorosein çözeltisi. ( Birkaç damla 2 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisi ilave edilerek hafifçe bazik hale getirilir.) 4.15. Kromatografik saflıkta susuz piridin 4.16. Heksametil disilizan 4.17. Trimetilklorosilan 4.18. Sterol ve eritridiol trimetilsilil eterin referans çözeltileri (bunları içeren yağlardan elde edilen saf sterol ya da sterol karışımlarından günlük hazırlanır.) 4.19. Saflığı % 99’dan fazla olan α -kolestanol (Saflığı mutlaka GC analiz yapılarak kontrol edilmelidir.) 4.20. Etil asetatta hazırlanmış % 0,2’lik (m/v) α- kolestanol çözeltisi, (iç standart). 4.21. Fenol ftalein (% 1’lik etanollü çözeltisi) 4.22. Taşıyıcı gazlar: Kromatografik saflıkta hidrojen veya helyum 4.23. Yardımcı gazlar: Kromatografik saflıkta hidrojen Kromatografik saflıkta kuru hava 4.24. n-hekzan/etileter karışımı (65:35) 4.25. 9:3:1 (v/v/v) silillendirme reaktifi oranında piridin/hekzametil 5. Prosedür 5.1. Sabunlaşmayan maddelerin hazırlanması disilazan/trimetil klorosilan içeren 5.1.1. 500 μL’lik enjektör kullanarak 250 mL’lik balona, numunenin sterol içeriğinin yaklaşık % 10’u kadar % 0,2’lik α-kolestanol ilave edilir. Örneğin, 5 g numune için zeytinyağında 500 μL, pirina yağında ise 1500 μL % 0,2 α-kolestanol çözeltisi ilave edilir. Azot gazı altında uçurulur ve nemi alınmış, filtre edilmiş numuneden balona tam 5 g tartılır. Not 1: Önemli miktarda kolesterol içeren hayvansal ve ya bitkisel yağlar ve katı yağlar kolestanol ile aynı çıkış zamanında pik verebilir. Eğer bu olursa, sterol fraksiyonu hem iç standartlı hem de iç standart ilave edilmeden analiz edilir. 5.1.2. 50 mL 2 N etanolik potasyum hidroksit çözeltisi ilave edilir, geri soğutucuya takılır. Sabunlaşma gerçekleşene kadar (çözelti berrak hale gelene kadar) mantolu ısıtıcıda karıştırılarak ısıtılır. Isıtmaya 20 dk daha devam edilir ve sonra geri soğutucunun üzerinden 50 mL saf su ilave edilir, geri soğutucu çıkarılır ve balon yaklaşık 30 º C’ye soğutulur. 5.1.3. Balonun içindekiler birkaç defa saf suyla çalkalanarak 500 mL’lik ayırma hunisine dikkatlice aktarılır. Kullanılan saf su toplam 50 mL olmalıdır. Yaklaşık 80 mL dietil eter ilave edildikten sonra 60 saniye kadar güçlü bir şekilde çalkalanıp faz ayrımı için bekletilir. Alt fazı ayırmak için ikinci bir ayırma hunisi kullanılır. Üst fazdan her sefer 60-70 mL dietil eter kullanılarak aynı şekilde iki ekstraksiyon daha yapılır. Not 2: Herhangi bir emülsiyon oluşursa az miktarda etil veya metil alkol ilavesiyle yok edilebilir. 5.1.4. Üç eter ekstraktı tek bir ayırma hunisinde toplanır ve yıkama suyu nötr bir reaksiyon verene kadar (fenol ftalein indikatörlüğünde) saf su (her seferde 50 mL) ile yıkanır. Yıkama suyu atıldıktan sonra, eter fazı susuz sodyum sülfat ile filtre edilerek darası alınmış 250 mL’lik şilifli balona süzülür. Huni az miktarda dietil eter ile yıkanır. 5.1.5. Birkaç mL dietil eter kalıncaya kadar 30 ºC sıcaklıkta vakumlu döner buharlaştırıcıda uçurulur. 5 mL aseton eklenir ve uçucu solventler hafif bir vakum altında veya bir azot akımı ile kuru hale getirilir, kurutmaya 103 ± 2 ºC’deki etüvde yaklaşık 15 dk devam edilir ve desikatörde soğutulduktan sonra tartılır. 5.2. Sterol ve (Eritrodiol+Uvaol) fraksiyonlarının ayrılması 5.2.1. Bazik plakaların hazırlanması: Silikajel plakaları yaklaşık 4 cm yükseklikte 0,2 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisine 10 saniye süreyle tamamen daldırılır, sonra kuruması için kurutma dolabında iki saat bırakılır ve son olarak 100 ºC’deki etüvde 1 saat bekletilir. Etüvden çıkarılır ve kullanılıncaya kadar kalsiyum klorür bulunan plaka rafında bekletilir. Bu şekilde bir işleme tabi tutulan plakalar 15 gün içerisinde kullanılmalıdır. Plakalar kullanılmadan önce 100 ºC’lik etüvde 5-10 dk tutulabilir. Not 3: Bazik silikajel plakaları sterol fraksiyonu ayırmak için kullanılacağında sabunlaşmayan maddeleri alüminyum oksit ile işleme tabi tutmaya gerek yoktur. Bu yolla asidik tüm bileşikler (yağ asitleri ve diğerleri) belirli bir bantta tutulacak ve hem sterol bandı hem de alifatik ve triterpen alkol bantları açıkça ayrılacaktır. 5.2.2. 65:35 (v/v) hekzan/dietil eter karışımı (Not 4) yürütme tankı içine yaklaşık 1 cm yükseklikte doldurulur. Yürütme tankının kapağı kapatılır ve sıvı-buhar dengesi oluşması için en az yarım saat kadar soğuk ortamda bekletilir. Yürütme tankının iç yüzeyine çözeltiye batırılmış filtre kâğıdı şeritleri konulabilir. Bu işlem, taşınma zamanını yaklaşık üçte bir oranında azaltır ve bileşenlerin daha düzgün ve belirgin bir şekilde ayrımını sağlar. Not 4: Yürütme tankının içindeki çözelti her çalışmada yenilenmelidir. Alternatif olarak 50:50 (v/v) n-hekzan/dietileter karışımı kullanılabilir. 5.2.3. Sabunlaşmayan maddelerin etil asetatta yaklaşık % 5’lik çözeltisi hazırlanır. Çözelti, 100 μL’lik enjektör kullanarak 300 μL’lik kısmı silikajel plakaya, alt ucuna yaklaşık 2 cm mesafede mümkün olduğu kadar ince ve düzgün bir çizgi halinde verilir. (Damlacıkların küçük olmasına ve birbiriyle karışmayacak şekilde verilmesine dikkat edilmelidir.) Kontrol için plakanın bir ucuna, çizgi ile aynı hizaya 2-3 μL referans çözeltisi damlatılır, böylece sterol ve (Eritrodiol+Uvaol) bandı taşımadan sonra tanımlanabilir. 5.2.4. Plaka 5.2.2.’de belirtildiği şekilde hazırlanmış olan yürütme tankına konulur. Ortam sıcaklığı 15-20 ºC (Not 5) arasında tutulmalıdır. Yürütme tankının kapağı derhal kapatılır ve numunenin taşınması plakanın üst kenarının yaklaşık 1 cm altına gelinceye kadar işleme devam edilir. İşlem sonunda tanktan çıkarılan plaka kuruması için bir süre normal ortamda ya da sıcak hava akımında bekletilir. Not 5: Yüksek sıcaklık ayrımı kötüleştirebilir. 5.2.5. Plakaya % 0,2’lik alkollü 2,7-dikloroflorosein çözeltisi homojen şekilde püskürtülür ve hafifçe kurutulur. UV ışık altında plaka üzerinde, referans gölge esas alınarak sterol ve (Eritrodiol+Uvaol) bantları sınırları işaretlenir. (Şekil 3) 5.2.6. Metal bir kazıma spatulası kullanarak silikajel işaretlenmiş alandan kazınır. Kazınan silikajel içine süzgeç kağıdı yerleştirilmiş huniye konulur. 10 mL sıcak etil asetat ilave edilir, spatula ile dikkatlice karıştırılır süzüntü darası alınmış 50 mL’lik ağzı şilifli armudi balonda toplanır. Hunideki kalıntı dietil eterle üç kez yıkanarak (her sefer yaklaşık 10 mL) süzüntü aynı balona toplanır. Süzüntü 4-5 mL kalıncaya kadar dönerli vakum buharlaştırıcıda düşük sıcaklıkta (40 ºC’yi aşmayacak şekilde) uçurulur. Kalan çözelti kuru hale gelene kadar hafif bir azot akımı altında uçurulur. Birkaç damla aseton kullanılarak kuruyana kadar tekrar uçurulur ve ağzı şilifli armudi balonda kalan, sterol ve (Eritrodiol+Uvaol) fraksiyonları tartılır. 5.3. Trimetilsilil eterlerin hazırlanması. 5.3.1. 9:3:1 (v/v/v) oranında piridin/hekzametil disilazan/trimetil klorosilan karışımından oluşan silillendirme reaktifi (Not 6) sterol ve (Eritrodiol+Uvaol) fraksiyonu içeren ağzı şilifli armudi balona sterol miktarının her miligramı için 50 μL oranında ilave edilir. Nem, analiz sonucunu olumsuz etkilemektedir (Not 7). Not 6: Piyasada kullanıma hazır silillendirme reaktifi bulunmaktadır (örneğin bis-trimetilsilil, triflor asetamid + % 1 trimetil klorosilan). Bunlar kullanıldığında eşit miktarda susuz piridin ilave edilir. Piridin yerine aynı miktarda asetonitril kullanılabilir. 5.3.2. Ağzı şilifli armudi balonun ağzı kapatılır, steroller tamamen çözünene kadar (ters çevirmeden) dikkatlice balon döndürülerek cidarlarda kalan sterollerin de silillendirilmesi sağlanır. Ortam sıcaklığında 15 dk kadar bekletilir. Berrak çözelti GC’ye enjeksiyon için hazırdır. Not 7: Oluşabilecek hafif opaklık normaldir ve herhangi bir soruna yol açmaz. Beyaz bir parçacığın veya pembemsi rengin oluşması nemliliğin mevcut olduğunu veya reaktifin bozulduğunu gösterir. Eğer bunlar gözlenirse analiz mutlaka tekrarlanmalıdır. (Eğer sadece hekzametil disilazan/trimetil klorosilan kullanılır ise) 5.4. Gaz kromatografisi ile analiz 5.4.1. Ön işlemler 5.4.1.1. Kolon giriş kısmı split enjeksiyon sistemine, çıkış kısmı dedektöre bağlantı yapılarak gaz kromatografisine takılır. Gaz kromatografisi cihazının genel kontrolü yapılır (gaz akışı, dedektör ve kayıt edicinin işleyişinin etkinliği vb) 5.4.1.2. Eğer kolon ilk kez kullanılacak ise şartlandırılmalıdır. Kolonun içinden düşük akış hızı ile taşıyıcı gaz geçirilir. Kolon, çalışma sıcaklığının en az 20 ºC’nin üzerinde olacak şekilde en az 2 saat süre ile şartlandırılır (Not 8). Cihaz çalışma şartları ayarlanır (gaz akışı düzenlenir, ateşleme yapılır, fırın, detektör ve enjektör sıcaklığı ayarlanır vb.). Baseline, herhangi bir pik olmaksızın doğrusal olmalı ve herhangi bir sapma göstermemelidir. Negatif doğrusal sapma Pozitif sapma : kolon bağlantılarının doğru yapılmadığını, : kolonun yeterince şartlanmadığını gösterir. Not 8: Şartlandırma sıcaklığı kolonun dayanabildiği en yüksek sıcaklığın 20 ºC altında olmalıdır. 5.4.2. Çalışma şartları 5.4.2.1. Çalışma şartları aşağıdaki şekildedir: − fırın sıcaklığı: 260 ± 5 ºC, − enjeksiyon sıcaklığı: 280-300 ºC, − detektör sıcaklığı: 280-300 ºC, − taşıyıcı gazın doğrusal ivmesi: helyum 20 - 35 cm/s, hidrojen 30-50 cm/s, − split oranı: 1:50-1:100 aralığı, − cihaz hassasiyeti: en düşük değerin 4 ile 16 katı arasında, − enjekte edilen madde miktarı: Trimetilsilil ester çözeltisinin 0,5-1 μL’si. Aşağıdaki gerekliliklere uygun bir kromotogram almak için bu koşullar değiştirilebilir: − ß-sitosterol için alıkonma zamanı 20 ± 5 dk olmalı, − Kampesterol piki zeytinyağı için (ortalama içerik % 3) tam kromatogramın % 15 ± 5’i; soya yağı için (ortalama içerik % 20) tam kromatogramın %80 ± 10’u. − Tüm steroller mutlaka ayrılmalıdır. Ayrılmaya ek olarak aynı zamanda pikler de birbirinden bağımsız olmalıdır. Yani pik bir sonraki pikten önce mutlaka baseline’a dönmelidir. 5.4.3. Prosedür 5.4.3.1. 10 μL’lik mikro enjektör kullanarak 1 μL hekzan alınır, içine 0.5 μL hava çekilir ve bunu takiben örnekten 0.5-1 μL alınır. İğneyi boşaltmak için enjektörün pistonu kaldırılır. İğne enjeksiyon ünitesinin zarına batırılır ve bir-iki saniye sonra hızlıca enjekte edilir, beş saniye kadar sonra iğneyi yavaşça çıkarılır. Otomatik enjeksiyon sistemi kullanılabilir. 5.4.3.2. Mevcut triterpen dialkollerin Trimetilsilil esterleri tamamen elde edilinceye kadar işleme devam edilir. Baseline düz olmalıdır. (5.4.1.2) 5.4.4. Piklerin tanımlanması Her bir pikin tanımlanması alıkonma zamanları ve aynı koşullar altında analiz edilen Trimetilsilil ester sterol ve triterpen dialkollerin karışımlarının alıkonma zamanlarının karşılaştırılmasıyla yapılır. Steroller ve (Eritrodiol+Uvaol) kromatogramda; kolesterol, brassikasterol, ergosterol, 24-metilen kolesterol, kampesterol, kampestanol, stigmasterol, Δ 7-kampesterol, Δ 5.23-stigmastadienol, klerosterol, ß-sistosterol, sitostanol, Δ 5-avenasterol, Δ 5.24stigmastadienol, Δ 7-stigmasterol, Δ 7-avenasterol, eritrodiol ve uvaol sırasıyla alıkonulur. SE-52 ve SE-54 kolonları için β-sitosterole göre göreceli alıkonma süreleri aşağıdadır: Steroller için göreceli alıkonma süreleri Pik Tanımlama 1 kolesterol 2 Göreceli süresi alıkonma Δ-5-kolesten-3β-ol SE 54 kolonu 0,67 SE 52 kolonu 0,63 kolestanol 5α-kolestan-3β-ol 0,68 0,64 3 brassikasterol [24S]-24-metil-Δ-5,22-kolestadien3β-ol 0,73 0,71 * ergosterol [24S]-24-metil-Δ-7-22-kolestatrien3β ol 0,78 0,76 4 24-metilen-kolesterol 24-metilen-Δ-5,24-kolesten-3β-ol 0,82 0,80 5 kampesterol (24R)-24-metil-Δ-5-kolesten-3β-ol 0,83 0,81 6 kampestanol (24R)-24-metil-kolestan-3β-ol 0,85 0,82 7 stigmasterol (24R)-24-etil-Δ-5,22-kolestadien-3βol 0,88 0,87 8 Δ-7-kampesterol (24R)-24-metil-Δ-7-kolesten-3β-ol 0,93 0,92 9 Δ-5,23stigmastadienol (24R,S)-24-etil-Δ-5,23-kolestadien3β-ol 0,95 0,95 10 klerosterol (24S)-24-etil-Δ-5,25-kolastadien-3βol 0,96 0,96 11 β-sitosterol (24R)-24-etil-Δ-5-kolestan-3β-ol 1,00 1,00 12 sitostanol 24-etil-kolestan-3β-ol 1,02 1,02 13 Δ-5-avenasterol (24Z)-24-etiliden-5-kolesten-3β-ol 1,03 1,03 14 Δ-5.24stigmastadienol (24R,S)-24-etil-Δ-5,24-kolestadien3β-ol 1,08 1,08 15 Δ-7-stigmastenol (24R,S)-24-etil-Δ-7,24-kolestadien3β-ol 1,12 1,12 16 Δ-7-avenasterol (24Z)-24-etiliden-Δ-7-kolesten-3β-ol 1,16 1,16 17 eritrodiol 5α olean-12en-3β28 diol 1,41 1,41 18 uvaol Δ12-ursen-3β28 diol 1,52 1,52 Şekil 1 ve 2 bazı yağlar için tipik kromatogramları göstermektedir. 5.4.5. Miktarın Hesaplanması 5.4.5.1. α-kolestanol ve sterol ve (Eritrodiol+Uvaol) pik alanları integratör kullanarak hesaplanır. Yukarıda listelenenler arasında bulunmayan bileşiklerin pikleri göz önünde bulundurulmaz. α-kolestanol için tepki katsayısı 1’e eşittir. 5.4.5.2. Her bir sterolün miktarı aşağıdaki şekilde mg/kg örnek cinsinden hesaplanır: sterol x = A x × m s × 1000 As × m Burada: Ax = sterol x’in pik alanı; As = α-kolestanol pik alanı ms = miligram cinsinden eklenen α-kolestanol kütlesi; m = gram cinsinden saptama için alınan numunenin kütlesi. 6. Sonuçların değerlendirilmesi 6.1. Her bir sterol miktarı örneğin mg/kg cinsinden ve toplamları da “toplam steroller” olarak kaydedilir. Kompozisyonun her bir sterolü ve eritrodiol ve uvaol değerleri 1 ondalık olarak verilir. Toplam sterol değeri ondalıksız verilir. 6.2. Her bir sterol yüzdesi, ilgili pik alanının sterollerin ve eritrodiol ve uvaol toplam pik alanına oranından hesaplanır. % sterol x = Ax × 100 ∑A Burada: Ax = x’in pik alanı ΣA = sterollerin toplam pik alanı 6.3. Σ Beta-sitosterol: Δ-5,23-stigmastadienol + klerosterol + beta-sitosterol + sitostanol + Δ-5-avenasterol + Δ-5,24-stigmastadienol 6.4. Eritrodiol ve uvaol yüzdesi hesaplaması % (eritrodiol + uvaol) = Er + Uv × 100 Er + Uv + ∑ A Burada: ΣA = sterollerin toplam pik alanı Er = eritrodiol pik alanı Uv = uvaol pik alanı BİLGİ/AÇIKLAMALAR Doğrusal gaz hızının saptanması: Normal çalışma şartları ayarladıktan sonra gaz kromatografi cihazına 1-3 μL metan veya propan enjekte edilir. Enjekte edildiği andan pikin oluştuğu ana kadar gazın bütün kolonu geçmesi için gereken zaman ölçülür (tM). Doğrusal hız, cm/saniye cinsinden L/tM formülü ile hesaplanır. Burada L kolonun cm. cinsinden uzunluğu, tM ise saniye cinsinden ölçülmüş zamandır. Şekil 1 Ham Zeytinyağının sterol ve (Eritrodiol+Uvaol) fraksiyonunun gaz kromatogramı (iç standart içeren) Şekil 2 Rafine Zeytinyağının sterol ve (Eritrodiol+Uvaol) fraksiyonunun gaz kromatogramı (iç standart içeren) Şekil 3 Sterol ve (Eritrodiol+Uvaol) tespiti için kazınması gereken bölgeleri gösteren pirina yağına ait plaka Burada; 1- Squalene 2- Triterpen ve alifatik alkol 3- Steroller ve (Eritrodiol+Uvaol) 4- Başlangıç ve serbest yağ asitleri EK - 6 2-Gliseril Monopalmitat Yüzde Miktarının Tayini 1. Kapsam Bu metot, 2-gliseril monopalmitatın değerlendirilmesiyle 2 pozisyonlu trigliseritlerin palmitik asit yüzdesinin tayini için gerekli prosedürü tanımlar ve oda sıcaklığındaki (20 ºC) sıvı bitkisel yağlara uygulanabilir. 2. Prensip Yağ numunesi hazırlandıktan sonra, pankreatik lipaz etkisiyle gerçekleşen 1- ve 3pozisyonundaki trigliserit moleküllerinin kısmi ve spesifik hidrolizlenmesi sonucu görünür durumdaki 2 pozisyonlu mono gliseritler ayrılır. 2-gliserit monopalmitat elde edildikten sonra kapiller kolonlu gaz kromatografi ile monogliserit fraksiyonu içindeki 2-gliseril monopalmitat %’sinin silillendirilmesi sonucunda tayin edilir. 3. Cihaz ve malzemeler 3.1 25 mL’ lik erlen 3.2 100, 250 ve 300 mL’ lik beherler 3.3 İç çapı 21-23 mm, uzunluğu 400 mm olan, musluklu kromatografik cam kolon 3.4 10, 50, 100 ve 200 mL’ lik dereceli silindirler 3.5 100 ve 250 mL’lik balonlar 3.6 Vakumlu döner buharlaştırıcı 3.7 10 mL’ lik, konik dipli, kapaklı cam santrifüj tüpleri 3.8 10 ve 100 mL’lik tüpler için santrifüj cihazı 3.9 40 ±0,5 ºC’ ye ayarlanabilen su banyosu 3.10 1 ve 2 mL’ lik dereceli pipetler, 3.11 1 mL’ lik plastik enjektör (tıbbi enjektör) 3.12 100 μL’lik mikro enjektör, 3.13 1000 mL’ lik ayırma hunisi, 3.14 Kolona doğrudan (on column) enjeksiyon sistemi, ±1 ºC hassasiyetli termostat kontrollü fırın ile donanımlı kapiler kolonla çalışmaya uygun gaz kromatografi cihazı 3.15 Kolonun içine doğrudan giriş için soğuk enjektör (on column) 3.16 Alev-iyonizasyon detektörü 3.17 PC ile bağlantılı gaz kromotografi verilerini saklayabilecek bilgisayar sistemi ve yazıcı 3.18 Uzunluğu 8-12 m, iç çapı 0,25-0,32 mm film kalınlığı 0,10-0,30 μm olan cam ya da eritilmiş silisten (Fused silica) metilpolisiloksan ya da % 5 fenil metilpolisiloksan ile kaplanmış, 370 ºC sıcaklıkta kullanıma uygun kapiler kolon 3.19 En az 7,5 cm uzunluğunda sertleştirilmiş iğnesi olan enjeksiyon sisteminde kullanıma uygun 10 μL’lik enjektör 3.20. 500 mg silikajel içeren SPE kartuş 4. Reaktifler 4.1. Tanecik boyutu 0,063-0,200 mm olan (70/280 mesh) Silika jel, Hazırlanışı; 160 ⁰C’lik etüvde 4 saat kurutulur, desikatörde oda sıcaklığına soğutulur. % 5 oranında su eklenir (152g silika jel+8g saf su) ağzı kapatılıp dikkatlice homojenize edilir. Kullanmadan en az 12 saat önce hazırlanmalıdır. 4.2. Kromatografik saflıkta n-hekzan, 4.3. İzopropanol 4.4. İzopropanolun 1:1 lik (v/v) sulu çözeltisi 4.5. Lipaz aktivitesi 2,0-10 mg/ünite olan pankreatik lipaz enzimi, 4.6. pH’ ı 1:1 seyreltilmiş HCl çözeltisi ile 8’ tris(hidroksimetil)aminometanın sulu tampon çözeltisi 4.7. Enzimatik saflıkta % 0,1’lik sodyum kolat çözeltisi. Bu çözelti hazırlandıktan sonra 2 hafta içinde kullanılmalıdır. 4.8. % 22’ lik sulu kalsiyum klorür çözeltisi, 4.9. Kromatografik saflıkta dietil eter 4.10. Taşıma çözeltisi; n-hekzan:dietil eter (87:13, v/v) 4.11. % 12’lik (m/m) Sodyum hidroksit çözeltisi, 4.12. Fenolftalein (%1’lik etanollü çözeltisi) 4.13. Taşıyıcı gazlar: kromatografik saflıkta hidrojen veya helyum 4.14. Yardımcı gazlar: e ayarlanmış 1 M’lık Kromotografik saflıkta hidrojen Kromotografik saflıkta kuru hava 4.15. 9:3:1 (v/v/v) oranında piridin/heksametil disilazan/trimetil klorosilan karışımından oluşan silillendirme reaktifi Piyasada kullanıma hazır silillendirme reaktifi bulunmaktadır (örneğin bis-trimetilsilil, triflor asetamid + % 1 trimetil klorosilan). Bunlar kullanıldığında eşit miktarda susuz piridin ilave edilir. 4.16. Referans numune: saf monogliseritler ve buna benzer karışımdaki yüzde kompozisyonu bilinen numuneler 5. Prosedür 5.1 Numunenin hazırlanması: 5.1.1 Numunenin serbest yağ asitliği oleik asit cinsinden % 3’ün altındaysa silika jel kolondan önce nötralizasyon işlemine gerek yoktur. Eğer % 3’ ün üzerinde ise aşağıdaki prosedür uygulanır; 5.1.1.1 1000 mL’ lik ayırma hunisine 50 g numune eklenir ve 200 mL n-hekzanda çözünür. 100 mL propan-2-ol ve yağın serbest asitliğinin % 5 fazlası olacak şekilde % 12’ lik NaOH çözeltisi eklenir. 1 dakika kuvvetlice çalkalanır. 100 mL saf su ilave edilerek tekrar çalkalanır. Faz ayrımı beklenir. Altta bulunan sabun fazı uzaklaştırıldıktan sonra tekrar oluşan çözünmeyen safsızlıklar da uzaklaştırılır. Hekzan fazı fenolftalein ile pembe renk vermeyinceye kadar 50-60 mL propan-2-ol/su karışımı ile birkaç kez yıkanır. Hekzan, tamamen uzaklaşana kadar vakumlu döner buharlaştırıcıda uçurulur. Bu uygulamanın sonunda yağın serbest asitliği % 0,5’ in altına düşer. 5.1.2 Yukarıda bahsedilen şekilde hazırlanan yağ numunesinden 1g 25 mL’ lik erlene tartılır. 10 mL taşıma çözeltisi içinde çözünür. Kolon kromatografisinden önce en az 15 dk bekletilir. Eğer çözelti bulanıksa santrifüj edilir. Bu şarta uygun kromatografi kolonu temin edilir. (500 mg silika jel içeren SPE kartuşlar kullanılabilir.) 5.1.3 Kolonun hazırlanması: Kolonun dibine cam pipetle bir parça cam yünü oturtulur. Kolona yaklaşık 30 mL taşıma çözeltisi eklenir. Havayı uzaklaştırmak için basılır. Bir beherde 80 mL taşıma çözeltisi içinde 25 g silika jel ile süspansiyon hazırlanır. Huni yardımıyla kolona transfer edilir. Bütün silikanın kolona aktarılması için taşıma çözeltisi ile defalarca yıkanır ve kolona eklenir. Musluk açılarak çözücü seviyesi silika jelin 2 mm üstüne gelinceye kadar akıtılır. 5.1.4 Kolon kromatografisi: 25 mL’ lik erlende hassas olarak tartılan 1,0 g yağ numunesi 10 mL taşıma çözeltisi içinde çözünür ve hazırlanan kolona transfer edilir. Musluk açılır numune silika jel seviyesine gelene kadar akıtılır. 150 mL taşıma çözeltisi ile taşınır. Akış hızı 2 mL/dk ya ayarlanır. Böylece numune ortalama 60-70 dakikada kolondan geçer. Toplanan çözelti tartımı alınmış 250 mL’lik balona aktarılır. Vakumlu döner buharlaştırıcıda çözücü uçurulur. Son kalıntılar da azot gazı altında uçurulur. Balon tartılır ve geri alınan miktar hesaplanır. (Eğer kullanıma hazır SPE kartuşlar kullanıldıysa şu yol izlenir; kartuşa 3 mL n-hekzan ve 5.1.2’ de hazırlanan çözeltinin 1 mL’ si eklenir. Çözelti geçirildikten sonra 4 mL taşıma çözeltisi [n-hekzan:dietil eter/9:1 (v/v)] ile yıkanır.Toplanan çözelti 10 mL’ lik tüpe alınarak azot gazı altında uçurulur. Kuru kalıntı panreatik lipaz ile parçalanır. SPE’ den önce ve sonra numunenin yağ asidi kompozisyonunun kontrol edilmesi gerekir.) 5.2 Pankreatik lipaz ile hidroliz: 5.2.1 Santrifüj tüpüne hazırlanan numuneden 0,1 g tartılır. Her bir eklemeden sonra iyi bir şekilde karıştırılarak 2 mL tampon çözelti, 0,5 mL sodyum kolat çözeltisi ve 0,2 mL kalsiyum klorür çözeltisi sırasıyla eklenir. Tüpün ağzı kapatılır ve 40 ±0,5 ⁰C su banyosunda tutulur. 5.2.2 20 mg lipaz eklenir. Dikkatlice karıştırılır. Kapağın ıslanmaması gerekir. Su banyosunda (40±0,5 ⁰C) tam olarak 2 dakika tutulur. Sonra kuvvetlice 1 dakika çalkalanır ve soğutulur. 5.2.3 1 mL dietil eter eklenir, kapağı kapatılıp kuvvetlice çalkalanır. Santrifüjlenir. Eter fazı temiz kuru bir tüpe mikro enjektörle alınır. 5.3 Silil türevlerinin hazırlanması ve gaz kromatografisi: 5.2.3’ te hazırlanan çözeltiden 100 μL mikro enjektör yardımıyla 10 mL’ lik konik dipli bir tüpe alınır. Çözücü hafif azot akımında uçurulur, 200 μL silillendirme reaktifinden eklenir. Kapağı kapatılır ve ayrılması için 20 dakika bekletilir. 20 dakikanın sonunda kromatografi koşullarına göre 1-5 mL n-hekzan eklenir. Elde edilen çözelti GC için hazırdır. 5.4 Gaz kromatografisi (GC): Çalışma şartları: Enjektör sıcaklığı çözücünün kaynama noktasının altında olmalıdır (68 ºC) -Dedektör sıcaklığı: 350 ºC -Fırın Sıcaklığı: 60 ºC başlangıç sıcaklığında 1 dk bekletildikten sonra 15 ºC/dk sıcaklık artışı ile 180 ºC ye çıkarılır. Daha sonra 5 °C/dk sıcaklık artışı ile 340 °C ye çıkarılır ve 13 dakika bekletilir. 15 °C/dk Başlangıç 60 °C (1dk) 5 °C/dk 340 °C (13dk) 180 °C -Taşıyıcı gaz: Hidrojen ya da helyum kullanılmalı Doğrusal akış hızı Şekil 1’deki gibi bir kromatogram elde edilecek şekilde ayarlanmalıdır. Alıkonma zamanı trigliseritlerin C54 piki 40±5 dakikada çıkacak şekilde ayarlanmalıdır (Şekil 2). (2-gliseril monopalmitat pikinin yüksekliği tüm skalanın en az % 10’ u kadar olmalıdır.) -Enjeksiyon miktarı: 0,5-1 μL, numunenin 5 mL n-hekzandaki çözeltisi 5.4.1 Piklerin tanımlanması Pik tanımlaması, alıkonma zamanı bilinen monogliserit karışımının aynı şartlarda analiz edilmesiyle elde edilen tanımlanmış piklerle yapılır. 5.4.2 Miktarın hesaplanması Bilgisayar programı yardımı ile pik alanları hesaplanır. 6. Sonuçların ifade edilmesi: 2-gliseril monopalmitatın yüzdesi ilgili pik alanının toplam pik alanına (Şekil 2) oranından aşağıdaki şekilde hesaplanır: % 2-gliseril monopalmitat =100 × Ax: gliseril monopalmitat pikinin alanı ∑A : Monogliserit piklerinin toplam alanı Sonuçlar bir ondalık olarak verilir. Ax ∑ A Şekil 1 % 20 esterifiye yağ eklenmiş rafine zeytinyağının (%100) lipaz ile parçalanmasından sonra silil reaktifi ile reaksiyonundan sonraki kromotogramı Şekil 2 A Kromatogramı, esterifiye edilmemiş zeytinyağının mumsu maddeler fraksiyonunun digliserid fraksiyonu ile aynı zamanda veya hemen sonrasında (8-12 m kapiler kolon) elde edilen çözeltinin lipase ektivasyonundan sonra silillendirmesi ile elde edilmiştir. Lipaz aktivasyonundan sonra trigliserid miktarı % 15’i geçmemelidir. 1 = Serbest yağ asitleri 2 = Monogliseridler 3 = Digliseridler 4 = Trigliserdiler * = monopalmitin ** 2= Trigliserid C54 7. Notlar Not 1: Uygun lipaz aktivitesine sahip olan lipazlar piyasada bulunmaktadır. Not 2: Lipaz aktivitesinin kontrol edilmesi; 100 g/L’lik arap zamkı çözeltisinden 165 mL, 15 g ezilmiş buz ve 20 mL nötralize yağ karışımı uygun bir çalkalayıcı içinde yaklaşık 10 dakika çalkalanarak yağ emülsiyonu hazırlanır. 50 mL’lik behere bu emülsiyondan 10 mL koyulur, ardından 0,2 g/mL’lik sodyum kolat çözeltisinden 0,3 mL ve 20 mL saf su ilave edilir. pH metrenin elektrodu behere daldırılarak beher 37 ± 0,5 °C’de su banyosuna konulur. Bir büret vasıtasıyla pH 8,3’e ulaşıncaya kadar 0,1M sodyum hidroksit çözeltisi damlatılır. Üzerine 0,1g/mL’lik lipaz çözeltisinden yeteri kadar (1 mL) ilave edilir edilmez kronometre çalıştırılır ve pH tekrar 8,3 oluncaya kadar 0,1M sodyum hidroksit çözeltisinden damla damla eklenmeye devam edilir. Dakikada tüketilen alkali hacmi kaydedilir. Veriler, x ekseni zaman ve y ekseni pH seviyesini sabit tutmak için gerekli alkali çözeltisi olacak şekilde grafik biçiminde kaydedilir. Doğrusal bir grafiğin elde edilmesi gerekmektedir. A= V × M × 100 m A= Lipaz Aktivitesi (lipaz unit/mg) V= Grafikten hesap edilen bir dakikada tüketilen sodyum hidroksit miktarı (mL) M= Sodyum hidroksitin molaritesi m= Kullanılan lipazın kütlesi (mg) Bir “Lipaz Unit” dakikada 10 μeq asidi açığa çıkaracak lipaz miktarını ifade eder. (μeq/dk) EK - 7 Ultraviyole Işığında Özgül Soğurma Tayini 1. Amaç ve kapsam Bu yöntem, zeytinyağı ve pirina yağının ultraviyole ışıkta spektrofotometrik olarak incelenmesini kapsar. Elde edilen sonuçlar saklama ve işleme sırasında yağda meydana gelebilecek kalite değişimlerinin göstergesidir. Bu yöntemde belirtilen özgül dalga boylarındaki soğurma, yağlarda bulunan konjuge %1 dien ve trien yapılarından kaynaklanmaktadır. Bu soğurmalar, E1cm (% 1’lik çözeltinin 1 cm ışık yolunda özgül soğurma katsayısı olarak ifade edilir) “soğurma katsayısı” olarak bilinir ve K ile de gösterilebilir. Formüllerde kullanılan Delta E ve Delta K ifadeleri eşdeğerdir. 2. Prensip Numune, uygun bir çözücü içinde çözünür ve numune çözeltisinin soğurması saf çözücüye (kör) karşı belirtilmiş olan dalga boylarında belirlenir. Yağların özgül soğurmaları spektrofotometre okumaları dikkate alınarak hesaplanır. 3. Cihaz ve malzemeler 3.1. Spektrofotometre (220-360 nm arasındaki dalga boylarında okuma yapabilen) 3.2. Kuvartz küvetler (Kapakları ile birlikte 1 cm’lik ışık yoluna sahip ve su veya kromatografik saflıkta uygun başka bir çözücü ile doldurulduklarında soğurma değerleri arasındaki fark 0,01 den büyük olmayan) 3.3. 25 mL’lik balon jojeler 3.4. 45 cm uzunluğunda ve 35 mm çapında 10 mm’lik musluk çapına sahip kromatografik kolon 4. Reaktifler 4.1. Spektrofotometrik saflıkta izo-oktan (2.2.4-trimetilpentan) (Saf suya karşı spektorofotometrede 220 nm’de % 60’tan, 250 nm’de % 95’ten az olmayacak bir geçirgenliğe sahip) veya, Spektrofotometrik saflıkta siklohekzan (Saf suya karşı spektorofotometrede 220 nm.’de % 40’tan, 250 nm’de % 95’ten az olmayacak bir geçirgenliğe sahip) 4.2. Bazik aliminyum oksit (Bilgi/Açıklama I’de belirtildiği şekilde hazırlanarak kontrol edilen ve kolon kromatografisi için kullanılacak olan) 4.3. Kromatografik saflıktaki n-hekzan 5. Prosedür 5.1. Numune homojen olmalı ve herhangi bir safsızlık içermemelidir. Ortam sıcaklığında sıvı olan yağlar yaklaşık 30 °C’de süzgeç kâğıdından süzülmelidir. 5.2. Yaklaşık 0,25 g numune hassas bir şekilde 25 mL’lik balon jojeye tartılır. Belirtilen çözücü ile 25 mL'ye tamamlanır ve homojenize edilir. Elde edilen çözelti tamamen berrak olmalıdır. Eğer çözeltide opaklık veya bulanıklık varsa tekrar filtre edilmelidir. 5.3. Elde edilen bu çözelti küvete doldurulur ve yağ içeren bu çözeltinin soğurmaları spektrofotometrede 232-276 nm arasında uygun dalga boylarında saf çözücüye karşı ölçülür. Ölçülen özgül soğurma değerleri 0,1-0,8 aralığında olmalıdır. Aksi takdirde, daha derişik veya daha seyreltik çözeltiler kullanılarak ölçümlerin mutlaka tekrarlanması gerekmektedir. 5.4. Numunenin bazik alüminyum oksit kolonundan geçirilmesi gerekiyorsa, natürel zeytinyağlarında saptanan özgül soğurma değeri limitin üzerindeyse, numunede özgül soğurmanın belirlenmesi için aşağıdaki işlemler uygulanır. Hekzan içinde hazırlanan 30 g bazik alüminyum oksit kromatografi kolonuna boşaltılır. Bazik alüminyum oksit kolonun içerisinde çökeldikten sonra, hekzan fazı alüminyum oksit fazının 1 cm üzerinde olacak şekilde alttaki musluk yardımıyla ayarlanır. 6. Sonuçların hesaplanması 6.1. Çeşitli dalga boylarında aşağıdaki formülle hesaplanan özgül soğurmalar (soğurma katsayıları) kaydedilir: Kλ = Eλ c× s Burada: Kλ = λ dalga boyundaki özgül soğurma; Eλ = λ dalga boyunda ölçülen soğurma; c = Yağ çözeltisinin konsantrasyonu (g/100 mL) s = Kuvartz küvetin kalınlığı (cm) Sonuçlar iki ondalıklı olarak ifade edilmelidir. 6.2. ∆E aşağıdaki formülle hesaplanır; ∆ E = Em − Em − 4 + Em + 4 2 Burada; E m: m dalga boyunda özgül soğurma Not: En yüksek özgül soğurma (Em) için; izo-oktan kullanılıyorsa 268 nm’de, siklo-hekzan kullanılıyorsa 270 nm’de ölçüm yapılmalıdır. BİLGİ/AÇIKLAMALAR-1 Bazik alüminyum oksidin hazırlanması ve aktivitesinin belirlenmesi 1. Bazik alüminyum oksidin hazırlanması 380-400 °C arasında üç saat boyunca bir fırında kurutulmuş olan bazik alüminyum oksit hava almayacak şekilde kapatılmış cam balona konulur. Her 100 g bazik alüminyum okside karşılık 5 mL saf su ilave edilir. Daha sonra cam balonun ağzı hemen kapatılır ve iyice çalkalanır. En az 12 saat dinlenmeye bırakılır. 2. Bazik alüminyum oksit aktivitesinin kontrol edilmesi 30 g bazik alüminyum oksit ile kromatografik kolon hazırlanır. Madde 5.4’te belirtildiği şekilde kolondan % 95’lik natürel zeytinyağı (özgül soğurması 268 nm dalga boyunda 0,18’den az olan) ve % 5’lik yer fıstığı yağı (özgül soğurması 268 nm dalga boyunda 4’ten az olan rafinasyon işlemleri sırasında ağartma toprağı ile muamele edilmiş) karışımı geçirilir. Kolondan geçirildikten sonra karışımın 268 nm dalga boyunda ölçülen özgül soğurma değeri 0,11’den küçükse bazik alüminyum oksit kabul edilebilir özelliktedir. Bu değerden büyükse bazik alüminyum oksidin dehidrasyon derecesi mutlaka yükseltilmelidir. BİLGİ/AÇIKLAMALAR-2 Spektrofotometrenin kalibrasyonu 1. Spektrofotometre belirli aralıklarla (en az altı ayda bir) hem dalga boyu tepkisi hem de tepkilerin doğruluğu açısından kontrol edilmelidir. 2. Dalga boyu bir cıva buhar lambası veya uygun filtreler vasıtasıyla kontrol edilebilir. 3. Fotosel ve fotoçoğaltıcıların tepkisini kontrol etmek için aşağıdaki işlemleri uygulanır. 0,2000 g saf potasyum kromat tartılır ve 1000 mL’lik balon joje içinde 0,05 N potasyum hidroksitle çözdürülerek 1000 mL ye tamamlanır. Elde edilen çözeltiden tam olarak 25 mL alınır ve 500 mL’lik balonjojeye aktarılır. Daha sonra 0,05 N potasyum hidroksitle 500 mL ye tamamlanır. Elde edilen bu çözeltinin özgül soğurması 1 cm’lik bir küvet kullanılarak 275 nm’de potasyum hidroksit çözeltisine karşı (kör) ölçülür. Ölçülen soğurma değeri 0,200 ± 0,005 olmalıdır. EK - 8A Yağ Asitlerinin Metil Esterlerinin Gaz Kromatografisi İle Tayini 1. Kapsam Bu yöntem Ek 9 B’de belirtilen yönteme uygun olarak elde edilen yağ asidi metil esterlerinin belirlenmesi prosedürünü tanımlar. Polimerize olmuş yağ asitleri için uygun değildir. 2. Reaktifler 2.1. Taşıyıcı gaz İnert gaz (azot, helyum, argon, hidrojen, v.b. tam olarak kurutulmuş ve oksijen içeriği 10 mg/ kg’dan az.) Not 1: Sadece kapiler kolonlar için taşıyıcı gazı olarak kullanılan hidrojen gazı analizin hızını iki katına çıkarabilir. Zararlı olabileceğinden gerekli güvenlik önlemleri alınmalıdır. 2.2. Yardımcı gazlar 2.2.1. Kromatografik saflıkta hidrojen 2.2.2. Kromatografik saflıkta kuru hava 2.3. Referans standart Saf yağ asitlerinin metil esterlerinin karışımı veya analiz edilecek yağ ile benzer özeliklere sahip, kompozisyonu bilinen bir yağın metil esterleri kullanılır. Çoklu doymamış yağ asitlerinin oksidasyonunu önlemek için önlem alınmalıdır. 3. Cihaz ve malzemeler 3.1. Gaz kromatografi cihazı 3.1.1. Kolonlar için termostat kontrollü, ±0,1 ºC hassasiyetle çalışabilen fırın 3.1.2 Split-splitless sisteme uygun liner içeren ve sıcaklığı ayarlanabilen enjeksiyon bloğu 3.1.3 Alev-iyonizasyon detektörü 3.1.4. Gerekli bilgisayar sistemi ve bilgisayar sistemine bağlı yazıcı 3.2. Uzunluğu en az 50 m, iç çapı 0,25 – 0,32 mm, film kalınlığı 0,10 – 0,30 μm olan, genellikle sabit fazı poliglikol (poli(etilen glikol) 20,000), polyester (bütandiol polisüksinat) veya polar polisiloksan (siyanosilikonlar) olan kapiler kolonlar kullanılır. Sabit fazı çapraz bağlı olanlar uygundur. Not 2: C18:3 ve C20 asitlerinin tanımlanması ve ayrılmasında polar polisiloksanların kullanımı bazı sorunlara neden olabilmektedir. 3.2.1. Kolonun şartlandırılması Eğer kolon ilk kez kullanılacak ise şartlandırılmalıdır. Kolon, fırın sıcaklık programıyla ortam sıcaklığından başlayarak 3 °C/dk artacak şekilde kolonun dayanabildiği en yüksek sıcaklığın 10 ºC altındaki sıcaklığa kadar arttırılarak şartlanır. Şartlandırmaya, baseline herhangi bir pik olmaksızın doğrusal oluncaya kadar devam edilir, sapma göstermemelidir. Baseline doğrusal olduktan sonra bir saat bu sıcaklıkta tutulmalıdır. İzotermal koşullar altında çalışmak için fırın tekrar 180 °C’ye ayarlanır. Not 3: Negatif doğrusal sapma yapılmadığını gösterir. Pozitif sapma : Kolon bağlantılarının doğru : Kolonun yeterince şartlanmadığını gösterir. 3.3. Sertleştirilmiş iğneli 10 μL’lik gaz kromatografi enjektörü (0.1 μL taksimatlı) 4. Prosedür 4.1. Çalışma şartları Çalışma şartları aşağıdaki şekildedir: − Fırın sıcaklığı: 165 °C başlangıç sıcaklığında 15 dk bekletildikten sonra 5 °C/dk sıcaklık artışı ile 200 °C ye çıkarılır. − Enjeksiyon sıcaklığı: 250 ºC, − Dedektör sıcaklığı: 260-280 ºC, − Taşıyıcı gazın akış hızı: 1,2 mL/dk (Analiz süresinin kısaltılması ya da daha belirgin ayrım yapılabilmesi için taşıyıcı gazın akış hızı ayarlanır. ) − Enjekte edilen madde miktarı: 1 μL 4.2. Numune miktarı Ek 8B’ye göre hazırlanmış 0,1 – 0,2 μL metil ester çözeltisi kolona enjekte edilir. Esterlerin çözeltinin içinde olmadığı durumda, kromatografik kalitedeki heptan içinde yaklaşık 100 mg/mL çözelti hazırlanır ve bu çözeltinin 0,1- 1 μL enjekte edilir. İz miktardaki maddelerin analizi yapıldığında örnek miktarı 10 kata kadar arttırılabilir. 4.3. Analiz Genel olarak çalışma şartları 4.1.’deki gibi olmalıdır. Fırın sıcaklığı programlandıktan sonra tüm pikler çıkana kadar sabit sıcaklıkta ayrıma devam edilir. Not 4: Sıcaklık programı yoksa 100 - 195 ˚C arasındaki iki sabitlenmiş sıcaklık kullanılır. Bu durumda, piklerin maskelenmediğinin doğrulanması için (C18:3 ve C20:0 veya konjuge C18:3 ve C18:2’nin eşzamanlı olarak bulunması gibi) numune analizinin farklı polaritede iki belirli fazda yapılması önerilir. 4.4. Referans kromatogramın ve referans grafiklerin hazırlanması Numunenin çalışma şartlarıyla aynı şartlar altında referans standart karışımı analiz edilir ve yağ asitleri kompozisyonu için alıkonma süreleri veya alıkonma mesafeleri ölçülür. Alıkonma süresinin veya mesafesinin logaritmasını her doymamışlık derecesi için karbon atomu sayısının bir fonksiyonu olarak gösteren yarı logaritmik kâğıda işaretlenerek bir referans grafik elde edilir. İzotermal koşullarda aynı derecede doymamış olan düz zincirli asitler için grafikler düz çizgiler şeklinde olmalıdır. Bu çizgiler mümkün olduğunca paralel olmalıdır. Piklerin maskelenmesine neden olacak koşullardan yani numunedeki iki bileşeninin ayırt edilemeyeceği durumlardan kaçınmak gerekir. 5. Sonuçların ifade edilmesi 5.1. Nitel analiz Numunenin metil ester pikleri 4.4.’te hazırlanan grafiklerle tanımlanır, gerektiğinde interpolasyon yapılır. 5.2. Nicel analiz 5.2.1. Kompozisyonun belirlenmesi İstisnai durumlar dışında toplam pik alanlarından numunenin yağ asitleri kompozisyonun bağıl yüzdeleri hesaplanır. 5.2.2. Hesaplama Her bir yağ asidi yüzdesi, ilgili pik alanının yağ asitlerinin toplam pik alanına oranından hesaplanır. % i Yağ Asidi = Ai ∑ A × 100 Burada: Ai = İlgili yağ asidine ait pikin alanı ΣA = Tüm yağ asidi piklerinin alanlarının toplamı Sonuçlar 2 ondalıklı olarak verilir. Not 5: Buradaki bağıl alanlar temel alınarak yapılmış hesaplamanın sonuçlarının, kütlece yüzdeyi ifade ettiği kabul edilir. Bu varsayımın geçerli olmadığı durumlar için düzeltme faktörleri kullanılır. 5.2.2.1. Düzeltme faktörlerinin kullanılması Karbon sayısı sekizden az olan yağ asitlerinin ya da ikincil gruplu asitlerin bulunması durumunda, özellikle yüksek derecede kesinlik istendiğinde, pik alanlarının yüzde oranlarını yağ asitlerinin kütlece yüzde oranlarına çevirmek için düzeltme faktörleri kullanılır. Düzeltme faktörleri, numuneyle aynı koşullar altında kompozisyonu bilinen metil esterlerinin referans karışımının analiziyle elde edilen kromatogramı yardımıyla belirlenir. Bu referans karışım için bileşen i’nin kütlesinin yüzde oranını aşağıdaki formülle bulunur: mi × 100 ∑m Burada: mi = Referans karışım içindeki yağ asidi i’nin kütlesi Σm = Referans karışımdaki değişik yağ asitlerinin kütleleri toplamı Referans karışım kromatogramından elde edilen yağ asidi i’nin yüzde oranı (alan/alan) aşağıdaki gibi hesaplanır: Ai ∑ A × 100 Burada: Ai = Yağ asidi i’ye karşılık gelen pikin alanı ΣA = Tüm yağ asidi piklerinin toplam alanı Bunu takiben düzeltme faktörü aşağıdaki gibi hesaplanır: Ei = mi × Ai × ∑ ∑ A m Genellikle düzeltme faktörleri EC16’yla göreceli olarak ifade edilir, göreceli faktörler aşağıdaki gibi hesaplanır: Ei' = Ei EC16 Numunedeki her yağ asidi i’nin içeriği, metil esterlerin kütlece yüzdesi olarak ifade edilir: Ei' × Ai × 100 ∑ Ei' × Ai ( ) Sonuçlar 2 ondalıklı olarak verilir. 5.2.2.2. İç standardın kullanılması Bazı analizlerde (örneğin tüm yağ asitlerinin ölçülmemiş olduğu ve özelikle 4 ve 6 karbonlu asitlerin 16 ve 18 karbonlu asitlerle birlikte bulunduğu veya numunenin içindeki yağ asidinin tam miktarının belirlemesinin önemli olduğu durumlarda) iç standart kullanılması gerekir. İç standart olarak 5, 17 veya 18 karbonlu yağ asitleri sıklıkla kullanılır. Eğer varsa düzeltme faktörü kullanılarak hesaplama yapılmalıdır. Bileşen i’nin metil esterler olarak ifade edilen kütlece yüzdesi aşağıdaki formülle hesaplanır. ms × Ei' × Ai × 100 m × Es' × As Burada: Ai = Yağ asidi i’ nin pik alanı; As = İç standardın pik alanı; Ei = ' Yağ asidi i için düzeltme faktörü (E Cl6’ya göre); Es= ' İç standart için düzeltme faktörü (E C16’ya göre); m = Numunenin mg cinsinden kütlesi; ms = İç standardın mg cinsinden kütlesi Sonuçlar 2 ondalıklı olarak verilir. 6. Trans-izomerlerin analizi Karbon sayısı 10 – 24 arasındaki yağ asitlerinin trans-izomer miktarlarının belirli polaritedeki kapiler kolonlar kullanılarak tespit edilmesi mümkündür. 6.1. Uzunluğu 50 m, iç çapı 0,25 – 0,32 mm, film kalınlığı 0,10 – 0,30 μm olan, siyanopropisilikon ile kaplanmış (SP 2380, C.P. sil 88, silor 10 veya eşdeğeri) silikadan yapılmış kapiler kolon. 6.2. Metil esterler Ek 9B’de belirtilen prosedür ile hazırlanır. Serbest yağ asitliği % 3’ün üzerinde olan numuneler Ek 7 fıkra 5.1 uyarınca nötralize edilmelidir. 6.3. Çalışma şartları − Fırın sıcaklığı: 150 °C - 230 °C (örneğin; 165 °C başlangıç sıcaklığında 15 dk bekletildikten sonra 5 °C/dk sıcaklık artışı ile 200 °C ye çıkarılır.) − Enjektör sıcaklığı: split sistem kullanılıyorsa 250 °C, kolona doğrudan enjeksiyon (on-column) sistemi kullanılıyorsa kolonun başlangıç sıcaklığı; − Detektör sıcaklığı: 260 °C − Taşıyıcı gaz (helyum) akış hızı 1,2 mL/dk (veya hidrojen) Enjekte edilen miktar, hassas şartlar altında C20 metil esteri piki tüm skalanın % 20’sine eşit ya da daha fazla olacak şekilde ayarlanmalıdır. Her bir pikin tanımlanması, alıkonma zamanları ve aynı koşullar altında analiz edilen referans karışımlarının alıkonma zamanlarının karşılaştırılmasıyla yapılır. Trans yağ asitleri aynı yağ asidinin cis izomerlerden önce çıkar. Örnek kromatogram Şekil 1’de verilmiştir. Cozücü 6.4. Şekil 1 Yağ asitlerinin trans-izomerlerinin kromatogramı (kapiler kolon kullanılarak) 6.5. Çeşitli trans yağ asitlerinin yüzdeleri ilgili pikin alanı ile mevcut diğer tüm pik alanları toplamları arasındaki ilişki temel alınarak hesaplanır. Aşağıdaki yüzdeler dikkate alınmalıdır; − transoleik izomerlerin toplamı olarak TGK-Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği’nin Ek-1’inde yer alan trans oktadekenoik asitlerin yüzdesi (T 18:1); − translinoleik izomerlerin toplamı olarak TGK-Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği’nin Ek-1’inde yer alan cis-trans ve trans-cis oktadekadienoik asitlerin yüzdesi [(CT/TC) 18:2]; − translinolenik izomerlerin toplamı olarak TGK-Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği’nin Ek-1’inde yer alan trans-cis-trans, cis-cis-trans, cis-trans-cis, transcis-cis, oktadekatrienoik asitlerin yüzdesi [(TCT+CCT+CTC+TCC) 18:3]. Not 6: Sonuçlar 3 ondalık olarak verilir. EK - 8B Yağ Asitlerinin Metil Esterlerinin Hazırlanması Yağ asitleri metil esterlerini hazırlamak için aşağıdaki iki yöntemden biri kullanılır Metot A: Potasyum hidroksitin soğuk metanolik çözeltisi ile trans-esterifikasyon Metot B: Metanol içinde sodyum metilat aracılığıyla ısıtılarak metillendirme ve bunu takiben asit ortamında esterifikasyon. Her bir metot aşağıda belirtilen yağ kategorilerine ve belirlenecek olan analitik parametreye göre uygulanır: (a) Gerçek ve teorik ECN42 trigliserid içerikleri arasındaki farkınnın (∆ECN42) hesaplanması: — (b) Metot A tüm yağ kategorilerindeki numunelere uygulanır. (silikajel kolonun içerisinden geçirilerek saflaştırıldıktan sonra) Yağ asidi kompozisyonunun saptanması: — uygulanır: Metot A aşağıdaki yağ kategorilerindeki numunelere doğrudan serbest yağ asitliği % 3,3’ten az olan natürel zeytinyağları, rafine zeytinyağı, riviera rafine pirina yağı, pirina yağı — uygulanır: Metot B aşağıdaki yağ kategorilerindeki numunelere doğrudan serbest yağ asitliği % 3,3’ten fazla olan natürel zeytinyağları, ham pirina yağı; (c) Yağ asitlerinin trans-izomerlerinin saptanması: — uygulanır: Metot A aşağıdaki yağ kategorilerindeki numunelere doğrudan serbest yağ asitliği % 3.3’ten az olan natürel zeytinyağları, rafine zeytinyağı, riviera rafine pirina yağı, pirina yağı — Metot A tüm yağ kategorilerindeki numunelere uygulanır. (silikajel kolonun içerisinden geçirilerek saflaştırıldıktan sonra) serbest yağ asitliği % 3,3’ten fazla olan natürel zeytinyağları, ham pirina yağı; Yağ Numunelerinin Saflaştırılması Gerektiğinde, numuneler IUPAC 2.507 sayılı yöntemde tarif edilen şekilde bir silikajel kolonun içinden geçirilerek, hekzan/dietil eterle (87:13, v/v) süzülüp saflaştırılır. Buna alternatif olarak silikajel fazlı katı-faz ekstraksiyon kartuşları (SPE) kullanılabilir. Silikajel kartuş (1 g, 6 mL) vakumlu süzme sistemine yerleştirilerek 6 mL hekzan ile yıkanır. Kolonun kurumasını önlemek için vakum serbest bırakılır ve bunu takiben 0,5 mL hekzan içerisinde yağ (0,12 g kadar) çözeltisi kolonun içine konulur ve vakumlanır. Çözelti vakum altında 10 mL hekzan/dietil eter (87:13 v/v) ile süzülür. Toplanan süzüntü homojenize edilir ve iki eşit hacme bölünür ve vakumlu döner buharlaştırıcıda uçurulur. Bunlardan biri GC için diğeri HPLC için hazırlanır. GC için: Pirina yağı 1 mL heptan içerisinde çözünür ve çözelti GC ile yağ asidi analizine hazır hale gelir. HPLC için: Pirina yağı 1 mL aseton içerisinde çözünür ve çözelti HPLC ile trigliserid analizine hazır hale gelir. Yağ Asidi Metil Esterlerini Hazırlama Metotları 1. Metot A: Potasyum esterifikasyonu 1.1. Kapsam hidroksitin soğuk metanollü çözeltisi ile trans- Bu metot zeytinyağlarına ve serbest yağ asitliği % 3,3’ten az olan pirina yağlarına uygulanır. Serbest yağ asitleri potasyum hidroksit ile esterifiye edilemezler. Yağ asitlerinin etil esterleri, gliseridik esterlerden daha düşük oranda trans-esterifiye olurlar ve sadece kısmi olarak metillendirilebilirler. 1.2. Prensip Bu metot, sabunlaşma meydana gelmeden önce ara bir aşama olarak metil esterlerin metanollü potasyum hidroksit ile trans-esterifikasyonu ile oluşması prensibine dayanır. 1.3. Reaktifler % 0.5’ten (m/m) fazla su içermeyen metanol Kromatografik saflıkta heptan. 2 N metanollü potasyum hidroksit çözeltisi 1.4. Malzemeler Kapaklı deney tüpleri (5 mL’lik). Derecelendirilmiş veya otomatik pipetler (2 mL ve 0,2 mL) 1.5. Prosedür 5 mL’lik kapaklı deney tüpünün içerisine 0,1 g yağ numunesi tartılır. 2 mL heptan ilave edilir ve çalkalanır. 0,2 mL 2 N metanollü potasyum hidroksit çözeltisi eklenir, kapağı sıkıca kapatılıp 30 saniye kuvvetlice çalkalanır. Üst faz berraklaşana kadar bekletilir. Metil esterleri içeren üst fazı ayrılır. Heptan çözeltisi kromatografik analize kadar buzdolabında saklanmalıdır. Çözelti 12 saat içinde kullanılmalıdır. 2. Metot B: Metanol içinde sodyum metilat aracılığıyla ısıtılarak metillendirilmesi ve bunu takiben asit ortamda esterifikasyonu 2.1. Kapsam Bu metot zeytinyağlarına ve serbest yağ asitliği % 3,3’ten fazla olan pirina yağlarına uygulanır. 2.2. Prensip Bu yöntemin prensibi serbest yağ asitlerinin nötralizasyonu ve gliseridlerin metillendirilmesine ve bunu takiben yağ asitlerinin asit ortamda esterifikasyonuna dayanır (IUPAC yöntem 2.301 başlık 4.2). 2.3. Reaktifler − kromatografik saflıkta heptan − su içeriği % 0,05’ten (m/m) az olan metanol − 0.2 N metanolü sodyum metilat çözeltisi − % 0.2 lik metanollü fenolftalein çözeltisi 2.4. − 1 N metanollü sülfürik asit çözeltisi (100 mL metanole 3 mL % 96’lık sülfürik asit eklenir) − doygun sodyum klorür çözeltisi Malzemeler 2.5. − 50 mL’lik şilifli balon − geri soğutucu − kaynama taşları − cam huni Prosedür 0,25 g yağ numunesi 50 mL’lik şilifli balona tartılır, 10 mL 0,2 N metanollü sodyum metilat ve kaynama taşları ilave edilir. Geri soğutucuya takılır, çalkalanır ve kaynama noktasına getirilir. Çözelti 10 dakika içerisinde şeffaf hale gelir. Bu tepkime 15 dakika içerisinde tamamlanır. Balon ısıtıcıdan alınır, geriye akış sonlanana kadar beklenir, soğutucu çıkarılır ve iki damla fenolftalein çözeltisi ilave edilir. Çözelti renksiz olana kadar birkaç mL 1 N metanollü sülfürik asit ilave edilir ve üzerine 1 mL daha fazladan eklenir. Soğutucu takılır ve 20 dakika tekrar kaynatılır. Isıtıcıdan alınır ve balon akan su altında soğutulur. Soğutucu çıkarılır ve 20 mL doygun sodyum klorür çözeltisi ilave edilir ve çalkalanır. 5 mL heptan ilave edilir, balonun ağzı kapatılır ve 15 saniye boyunca kuvvetlice çalkalanır. Faz ayrımı için beklenir. Sulu faz, balon boynunun alt noktasına gelene kadar doygun sodyum klorür çözeltisi ilave edilir. Balonunun boyun kısmında yer alan faz metil ester içermektedir. Bu çözelti GC’ye enjekte edilmeye hazırdır. Dikkat: yapılmalıdır. 2.6. Metot B ile metilllendirme mutlaka bir çeker ocak altında Metot B ile metillendirmeye alternatifler 2.6.1. Metot C 2.6.1.1.Prensip Bu metot, numunenin metanol-hidroklorik asit ile ağzı kapalı vialde 100 °C’de metillendirilmesine dayanır. 2.6.1.2. 2.6.1.3. Malzemeler − 5 mL’lik dayanıklı cam vial (40- 45 mm yüksekliğinde, 14-16 mm çapında). − 1 ve 2 mL’lik pipetler. Reaktifler Hidroklorik asitin % 2’lik metanollü çözeltisi (Çözelti, gaz halindeki hidroklorik asit ve susuz metanolden hazırlanır (Not 1)). Kromatografik saflıkta hekzan 2.6.1.4. Prosedür − Daha önceden sodyum sülfatla kurutulmuş ve filtre edilmiş olan 0,2 g yağ ve 2 mL hidroklorik asit-metanol çözeltisi cam viale konulur. Kapağı kapatılır. − Vial 100 °C’de 40 dk tutulur. − Vial akan su altında soğutulur, kapağı açılır ve 2 mL saf su ve 1 mL hekzan ilave edilir. − Santrifüjlenir ve hekzan fazı GC’de analiz edilmek üzere alınır. 2.6.2. Metot D 2.6.2.1. Prensip Bu metot, numunenin geri soğutucu altında metanol−hekzan−sülfürik asit ile ısıtılarak metillendirilmesi ve bu esterlerin petrol eteri ile ekstraksiyonu prensibine dayanır. 2.6.2.2. 2.6.2.3. 2.6.2.4. Cihaz ve malzemeler − Ortalama 1 m uzunluğunda hava soğutmalı yoğuşturucuya bağlanabilen, cam eklem yeri olan 20 mL’lik deney tüpü − 5 mL’lik pipet. − 50 mL’lik ayırma hunisi − 10 mL’lik ve 25 mL’lik beher − 15 mL’lik konik tabanlı deney tüpü Reaktifler − Metillendirme reaktifi: 75:25:1 oranında metanol−hekzan−konsantre sülfürik asit (p = 1.84) − Petrol eteri − Susuz sodyum sülfat (v/v/v) susuz Prosedür 0,1 g yağ 20 mL’lik deney tüpünün içerisine konulur ve 5 mL metillendirme reaktifi ilave edilir. Geri soğutucuya yerleştirilir ve kaynayan su banyosunda 30 dakika ısıtılır (Not 1). Miktarı bilinen karışım, 10 mL saf su ve 10 mL petrol eterinin yardımıyla 50 mL’lik ayırma hunisine konulur. Kuvvetlice çalkalanır ve faz ayrımı beklenir. Sulu faz atılır ve eter fazı iki defa 20 mL saf su ile yıkanır. Ayırma hunisine az miktarda susuz sodyum sülfat ilave edilir ve çalkalanır. Birkaç dakika çökmesini bekledikten sonra filtre edilir ve süzüntü 15 mL’lik konik tabanlı deney tüpünde toplanır. Çözelti su banyosunda azot gazıyla uçurulur. Not 1: Kaynamayı kontrol etmek için, deney tüpünün içerisine cam baget konulur ve su banyosunun sıcaklığı 90 °C’de tutulur. 3. Kesinlik parametreleri A ve B yöntemlerinin kesinliğinin istatistiksel olarak değerlendirilmesi Uluslararası Zeytin Konseyi tarafından COI/T.20/CO.24 sayılı yöntemi aracılığıyla yayınlanmıştır. Zeytinyağı Ve Pirina Yağından Yağ Asidi Esterleri Gaz Kromatografisi Analizi İçin Öneriler 1. Prosedür Heptan içerisindeki yağ asidi metil esterleri çözeltisinin kromatografik analizleri ISO5508 standardına uygun olarak kapiler kolon kullanılarak (uzunluğu 50 m ve iç çapı 0,25 mm veya 0,32 mm) siyanopropilsilikon fazı ile yağ asitlerinin trans-izomerlerinin saptanması yöntemi ile gerçekleştirilir (COI/T.20/Doc. no.17). Şekil 2’de pirina yağının yağ asitleri metil ve etil esterleri ve metil esterlerin transizomerlerini içeren tipik kromatogramı verilmektedir 2. Hesaplamalar 2.1. Yağ asidi kompozisyonu ve ∆ECN42’nin hesaplamaları için aşağıdaki yağ asitleri dikkate alınacaktır: Miristik (C14:0) Palmitik (C16:0) Metil ve etil estere karşılık gelen tüm piklerin toplamı. Palmitoleik (C16:l) Metil ester ω9 ve ω7 izomerlerine karşılık gelen tüm piklerin alanlarının toplamı. Heptadekanoik / Margarik (C17:0) Heptadesenoik / Margoleik (C17:l) Stearik (C18:0) Oleik (C18:l) Metil ester ω9 ve ω7 izomerleri, etil ester, metil esterlerin transizomerlerine karşılık gelen tüm piklerin alanlarının toplamı. Linoleik (C18:2) Metil ve etil esterlerin ve metil esterin trans-izomerlerine karşılık gelen tüm piklerin alanlarının toplamı. Araşidik (C20:0). Linolenik (C18:3). Metil ester ve metil esteri trans-izomerlerinin piklerinin alanlarının toplamı. Eikosenoik (C20:l). Behenik (C22:0). Lignoserik (C24:0). Toplam alanın hesaplanmasında squalen alanı dikkate alınmamalıdır. Trans-C18:l yüzdelerinin hesaplanması için bu yağ asidinin metil esterlerine karşılık gelen pik kullanılmalıdır. [trans-C18:2 + trans-C18:3] toplamı için bu asitlerin transizomerlerine karşılık gelen tüm piklerin toplamı alınmalıdır. Toplam alanın hesaplanması için 2.1’de belirtilen tüm pikler dikkate alınmalıdır (COI/T.20/Doc. No. 17). Her yağ asidinin yüzdesi aşağıdaki formüle göre hesaplanır: (Dakika) 31,30 squalen 19,16 C18:2 etil Alan(X) × 100 toplam alan 15,96 C18:1 etil %X = 9,21 C16 etil 2.2 Şekil 2 Soğuk metilasyon metodu uygulanan pirina yağı kromatogram (Başka şekilde belirtilmediği taktirde pikler metil ve etil esterlere karşılık gelir) EK - 9 Uçucu Halojene Çözücülerin Tayini 1. Kapsam ve prensip Bu metot zeytinyağında halojene çözücülerin miktarının tayinini kapsar. Metodun prensibi zeytinyağlarında tetrakloroetilen miktarının tespitine dayanır. Aynı metotla 1,1,1 trikloroetan, dibromoklorometan ve bromoform da tespit edilebilir. 2. Cihaz ve malzemeler: 2.1. Elektron yakalama detektörlü (ECD) gaz kromatografi cihazı 2.2. Head space cihazı 2.3. Kapiler kolon, uzunluğu 25-50 m iç çapı 0,25-0,35 mm (SE 52/54 veya eşdeğeri) 2.4. Taşıyıcı ve yardımcı gaz: Kromatografik saflıkta azot 2.5. 10-15 mL’lik cam balon, teflon kaplanmış ve enjektör girişine uygun aluminyum tıpa 2.6 Hermetik mühürleme aleti 2.7. 0,5-2 mL’lik enjektör 2.8. 20 mL’lik HS vialleri 2.9. 1µL ve 5µL’lik enjektör 2.10. 40 µL’lik pipet veya enjektör 3. Reaktifler - Kromatografik saflıkta halojene çözücü standartları: tetra kloretilen, kloroform, karbon tetra klorür, dikloretilen, diklormetan, 1,2 dikloretan’dır. Standart çözeltilerin hazırlanışı; Belirli miktarlarda (1-2 g) alınan halojen standartları 100mL balon joje içinde karışım standardı olarak DMA ile 1/20 ve 1/100’lük seyreltilerek analize uygun stok konsantrasyonlar elde edilir. Kalibrasyon eğrisini çizmek için halojen içermeyen 2 g rafine zeytinyağı (kör) üzerine konsantrasyonları 0,05-0,1-0,2 ppm olacak şekilde stok halojen standartlar eklenir. Cihaza tek tek enjekte edilen ve göreceli alıkonma zamanları tespit edilmiş halojen bileşiklerin konsantrasyonları yardımıyla numunede bulunan pikler tespit edilir. 4. Prosedür 4.1. Cam balona yaklaşık 2 g yağ tartılır ve hermetik olarak kapatılır. 70 °C’de 1 saat ısıtılır. Bir enjektör kullanılarak 0,2-0,5 mL dikkatlice head space’e verilir. Gaz kromatografi cihazı aşağıdaki koşullara ayarlanır: -Enjektör sıcaklığı: 150 °C -Fırın sıcaklığı : 65 oC’de 8 dk bekletilir ve daha sonra 3 °C /dk hızla 85 °C’ye getirilir. -Detektör sıcaklığı: 350 °C (Sıcaklıklar, elde edilen sonuçlara göre ayarlanabilir.) 4.2. Refereans çözelti: Rafine zeytinyağı, kalıntı bulunmayan çözücü ile 0,05-1ppm konsantrasyonunda (numunede tahmin edilen kalıntı dikkate alınarak) hazırlanır. 4.3. Kantitatif değerlendirme: Numunedeki pik yüksekliği, standart çözeltideki pik yüksekliği ile karşılaştırılır. Eğer sapma %10’dan büyükse standart sapma %10’u geçmeyecek şekilde standart yeniden hazırlanarak tekrar numune enjekte edilmeli ve ortalaması alınmalıdır. 4.4. Sonuçların gösterilmesi: Halojene çözücülerin toplamı ppm(mg/kg) olarak ifade edilir. Bu metodun tespit limiti; 0,01mg/kg’dır. EK - 10 Natürel Zeytinyağlarına Ait Duyusal Özelliklerin Tespiti 1. Amaç ve kapsam Bu metodun amacı, natürel zeytinyağının lezzet karakteristiklerini değerlendirmek için ihtiyaç duyulan kriterleri saptamak ve sınıflandırması için metodolojiyi geliştirmektir. 2. Uygulama alanı Metot; bir panelde seçilen bir tadımcı grubuna natürel zeytinyağının sınıflandırılması ve zeytinyağının kusurlarının şiddetine, aromasına (meyvemsilik) ve diğer pozitif özelliklerine göre derecelendirilmesinin belirlenmesinde ne tür uygulamalar yapılacağını tarif eder. Tadım panelistlerinin seçimi ve eğitimi ile tadım odaları ve tadım bardaklarının seçiminde uluslar arası standartlar kullanılmalıdır. 3. Özel terimler 3.1. Pozitif özellikler - Meyvemsi: Zeytinin çeşidine bağlı olarak sağlıklı, taze, yeşil ya da olgun meyveden elde edilen yağın algılanan karakteristik meyvemsi aroması Yağ yeşil zeytinden elde edilmiş ise aroma yeşil meyveyi anımsatır. Yağ olgun zeytinden elde edilmiş ise aroma yeşil ve olgun meyveyi birlikte anımsatır. - Acılık: Yeşil zeytinden veya rengi dönük zeytinlerden üretilmiş yağın karakteristik ilk tadıdır. Dilin "V" bölgesindeki tat alma hücreleri ile bulunur. - Yakıcılık: Yağın duyusal karakteristiği olan yakma hissidir. Çoğunlukla mevsimin başlangıcında hala yeşil olan zeytinlerden üretilen yağlarda hissedilir. Bu his, tüm ağız boşluğunda algılanabilir, özellikle boğazda hissedilir. 3.2. Kusurlar - Kızışma-çamurlu tortu: Kızışma; yığın olarak saklanan veya depolanan zeytinlerden üretilen yağların, anaerobik fermantasyonun ileri safhalarındaki zeytinlerden üretilen yağların, Çamurlu tortu; depolama tanklarının ya da fıçıların dibinde biriken tortuyla temasta bırakılan yağların karakteristik tat ve kokusunu tanımlar - Küflü-rutubetli: Nemli koşullarda uzun süreli depolama sonucunda çok sayıda küf ve mayanın gelişmiş olduğu meyvelerden üretilen yağın karakteristik tat ve kokusu. - Şarabımsı-sirkemsi/asidik-ekşimsi: Belirli yağların şarap veya sirkeyi hatırlatan karakteristik tat ve kokusu. Bu tat ve koku, esas olarak zeytinlerdeki, asetik asit, etil asetat ve etanol oluşumuna yol açan fermantasyon sürecinden kaynaklanır. Bu tat ve koku zeytinlerin veya zeytin hamurunun bastırılmasında kullanılan hasırların iyi temizlenmemesi nedeniyle elde edilen yağın aerobik fermantasyonundan kaynaklanır. - Metalik: Metal tadı Bu tat zeytinin ya da yağın; ezme, karıştırma, presleme veya depolama esnasında metalik yüzeylerle uzun süreli temasta bulunmasından kaynaklanır. - Ransid: Şiddetli bir oksidasyon sürecine maruz kalan yağın karakteristik tat ve kokusudur. - Isıtılmış veya yanmış: Isıtma işleminin yüksek sıcaklıkta ve/veya uzun süreli uygulanması sonucu oluşan karakteristik tat ve koku. Bu durum, özellikle karıştırma sırasında hamur sıcaklığının yüksek olması sonucu oluşur. - Samansı-odunsu: Kurumuş zeytinlerden üretilmiş yağların karakteristik tadı. - Kaba: Bazı eski yağların ağızda yarattığı kalın, macunsu his. - Makine yağı: Yağın, mazot, makine yağı veya mineral yağı anımsatan tadı. - Karasu: Yağın, karasu ile uzun süreli teması sonucu fermente olmasından kaynaklanan tat. - Salamura: Salamura zeytinlerden elde edilmiş yağın tadı. - Hasırımsı: Yeni hasırlara bastırılmış zeytinlerden elde edilen yağın karakteristik tadı. Bu tat, hasırların yeşil veya kurutulmuş ottan yapılmış olmasına bağlı olarak değişebilir. - Topraksı: Topraklı veya çamurlu olarak toplanmış ve uygun şekilde yıkanmamış zeytinlerden elde edilmiş yağın tadı. - Kurtlu: Zeytin sineği (Bactrocera oleae) kurtlarının yoğun zararına uğramış zeytinlerden elde edilen yağın tadı. - Salatalık: Yağın, özellikle hava geçirmez teneke kaplarda çok uzun süre depolanması sonucu oluşan 2-6 nonadienalden kaynaklanan tat. - Islak odun: Don zararına uğramış zeytinlerden elde edilmiş yağın tadı. 3.3. Etiketleme için terminoloji Panel başkanı, talep edildiğinde yoğunluk ve hissedilen özelliklere göre aşağıdaki sıfatlara karşılık gelen tanım ve aralıklara uyan yağları sertifikalandırabilir. a) Madde 3.1 de bahsedilen her bir pozitif özellik (meyvemsi-yeşil veya olgun-yakıcı veya acı): (i) Yoğun: medyan değeri 6’dan büyük olduğunda kullanılabilir. (ii) Orta: medyan değeri 3-6 olduğunda kullanılabilir. (iii) Hafif: medyan değeri 3’ten az olduğunda kullanılabilir. (iv) Sorgulanan özelliğin yukarıdaki sıfatlarla ifade edilemediği ve medyan değeri 3 veya daha fazla olması durumunda (i), (ii), (iii) maddelerindeki sıfatlar olmadan ifade edilebilir. b) Dengeli: Yağın verdiği koku, tat ve his özellikleri bakımından acı ve/veya yakıcı özelliği medyanı, meyvemsi özelliği medyanının 2 puan üstünde olduğu durumda kullanılabilir. c) Yumuşak yağ: Acı ve yakıcılık özellikleri medyanlarının 2 veya daha az olması durumunda kullanılır. 4. Panel Bir panel, panel başkanı ve 8-12 tadımcıdan oluşur. Panel başkanı; yağ türleri konusunda uygun eğitim almış bir uzman olmalıdır ve panelin organizasyonundan ve işleyişinden (numunelerin hazırlanması, kodlanması, tadımcılara sunulması, verilerin toplanması ve işlenmesi) sorumludur. Panel başkanı duyusal analizlerde temel eğitimi almış tadımcılar arasından panel grubunu oluşturur performanslarının standartlara uygunluğunu değerlendirir. Tadımcılar benzer numuneler arasındaki farkları ayırt edebilme becerilerine göre değerlendirilmelidir ve uluslararası kabul görmüş metotlara göre eğitilmiş olmalıdırlar. 5. Prosedür 5.1. Profil kâğıdının tadımcılar tarafından kullanımı Tadımcılar tarafından kullanımı amaçlanan profil kağıdı Şekil 1’de yer almaktadır. - Paneldeki her bir tadımcı, tadım bardağındaki yağı, önce koklar (1), daha sonra tadar, sonra negatif ve pozitif özelliklerin her biri için algıladığı yoğunluğu profil kağıdındaki 10 cm’lik skalaya işaretler. Tadımcı meyvemsiliği yeşil veya olgun olarak algıladığında, profil kağıdındaki ilgili kutucuğu işaretler. - Eğer tadımcı, profil kağıdında verilmemiş herhangi bir kusur algılayacak olursa, bunları ‘’diğerleri’’ başlığı altına, metodun 3.2. bölümünde tanımlananlar arasından özellikleri en doğru tarif eden terim veya terimleri kullanarak kaydeder. 5.2. Verilerin panel başkanı tarafından işlenmesi - Panel başkanı, her bir tadımcı tarafından doldurulan profil kağıdını toplar ve kaydedilen yoğunlukları gözden geçirir. Herhangi bir anormallik gözlemlediğinde, tadımcıyı profil kağıdını revize etmeye ve eğer gerekliyse, testi tekrar etmeye davet eder. - Panel başkanı her bir tadımcının verilerini, bilgi/açıklama bölümünde belirtilen hesaplamaları yapmak amacıyla bilgisayar programına kaydeder. Belirli bir numune hakkındaki veriler kullanılarak, 9 duyusal özelliği temsil eden 9 sütundan ve her bir tadımcı için bir satırdan oluşan tablo oluşturulur. - Eğer bir kusur, panelin en azından %50’si tarafından ‘’diğerleri’’ başlığı altına girilmişse, panel başkanı negatif özelliğin medyanını hesaplar ve karşılık gelen sınıflandırmayı belirler. - İncelenecek yağın 3.3(a)’daki meyvemsi özelliği yeşil ve olgun terimlerinin tadımcıların en az %50 si tarafından tespit edilmesi sonucunda yağın özellikleri panel başkanı tarafından onaylanır. - Normal koşullarda duyusal analizin bir defa yapılması yeterlidir ancak, çelişkili değerlendirmeler olduğu taktirde panel başkanı duyusal analizi tekrarlatmalıdır. Çelişkili değerlendirmeyi doğrulamak için üçüncü kez duyusal analiz yapılmalıdır. Bu durumda özelliğin medyanı medyanların ortalamalarından hesaplanmalıdır. Tekrarlanan testler farklı oturumlarda yapılmalıdır. 5.3. Yağın derecelendirilmesi Yağ, kusurların medyanı ve meyvemsiliğin medyanı ile birlikte aşağıdaki gibi derecelendirilir. En yoğun şekilde hissedilen kusurun medyanı kusurların medyanı olarak belirlenir. Kusurların ve meyvemsiliğin medyanı bir ondalık sayı şeklinde verilir ve belirlenen standart sapma % 20’ den daha büyük olmamalıdır. Yağ aşağıda verilen referans aralıklara göre kusurların medyanı ve meyvemsiliğin medyanları karşılaştırılarak derecelendirilir. Bu aralıkların limitleri belirlenirken hesaplanan metodun hatası, sonucun kesin olması için dikkate alınmalıdır. İstatistiksel bir tablo veya bir grafik kullanılan bilgisayar programları derecelendirmenin görsel hale gelmesini sağlar. a) Sızma Zeytinyağı: Kusurların medyanı 0’ dır ve meyvemsiliğin medyanı 0’ın üzerindedir. b) Natürel Birinci Zeytinyağı: Kusurların medyanı 0-3,5 arasındadır ve meyvemsiliğin medyanı 0’ın üzerindedir. 5.4. Özel durum Eğer diğer pozitif özelliklerin medyanı meyvemsiliğin medyanı olan 5’ den büyükse, Panel başkanı bu değeri analiz sertifikasında belirtmelidir. (1) Tadımcı yağı kokladığında aşırı derecede yoğun bir kusur tespit ederse tadıma devam etmeyebilir ancak bunu profil kağıdına not etmelidir. Şekil 1 Profil Kâğıdı KUSURLARIN ALGILANMA YOĞUNLUĞU: Kızışma/Çamurlu tortu ---------------------------------------------------- Küflü-rutubetli ---------------------------------------------------- Şarabımsı-sirkemsi/asidik-ekşimsi ---------------------------------------------------- Metalik ---------------------------------------------------- Ransid ---------------------------------------------------- Diğerleri (belirtiniz) ----------------------------------------------------- POZİTİF ÖZELLİKLERİN ALGILANMA YOĞUNLUĞU: Meyvemsi -------------------------------------------------------yeşil □ Acılık olgun □ -------------------------------------------------------- Yakıcılık -------------------------------------------------------- Tadımcının adı: -------------------------------------------------------- Numune kodu: -------------------------------------------------------- Tarih: -------------------------------------------------------- Yorumlar: BİLGİ/AÇIKLAMALAR Medyanın ve Güven Aralıklarının Hesaplanma Yöntemi Medyan Me = [ P ( X < Xm ) ≤ ½ Λ P( X ≤ Xm ) ≥ ½ ] Xm medyan gerçek sayısı olarak tanımlanır. Xm; 0,5’ten daha az olmayan Xm sayısının üzerinde olmayan X dağılım değerlerinin eş zamanlı olasılığı (P) ve 0,5’ten daha fazla olmayan Xm sayısının altındaki X dağılım değerlerinin olasılığı (P) ile karakterize edilir. Başka bir ifadeyle, medyanın, artan bir sıralamayla düzenlenmiş bir sayılar dağılımının 50nci yüzdeliğinde olduğudur. Diğer bir deyişle, sıralanmış bir tek sayılar setinin orta noktası veya sıralanmış bir çift sayılar setinin iki orta noktasının ortalamasıdır. Güçlü standart sapma S∗ = 1.25 IQR 1.35 N Ortalama etrafındaki değişkenliğin güvenilir bir tahminine varabilmek için, güçlü standart sapmaya, Stuart ve Kendall’a göre hesaplanan haliyle başvurmak gereklidir. Formül, N’in gözlemlerin sayısı olduğu yerde, asimptotik güçlü standart sapmayı verir, IQR interkuartil enterval ya da incelenmekte olan verilerin değişkenliğinin güçlü tahminidir. (interkuartil enterval belirli bir olasılık dağılımının vakalarının tam %50’sini kapsar). interkuartil enterval, % 75nci ve % 25inci arasındaki fark büyüklüğünü hesaplamakla hesaplanır. IQR = % 75inci – % 25inci Yüzde birlik, dağılım değerlerinin Xpc’den az ve spesifik bir yüzde birden küçük ve eşit olma olasılığı (P) ve eşzamanlı olarak dağılım değerlerinin Xpc’den az veya eşit ve spesifik bir yüzde birden daha büyük ve eşit olma olasılığı (P) olgusuyla karakterize edilen Xpc değeridir. Yüzde birlik, seçilen dağılım fraksiyonunu belirtir. Medyan durumunda, bu 50/100’e eşittir. n n Yüzdelik = P( X < Xpc ) ≤ Λ P( X ≤ Xpc ) ≥ 100 100 Pratikleştirme amacıyla, yüzdelik, dağılım veya yoğunluk eğrisinden iki ucu birleştirilen spesifik bir alana tekabül eden dağılım değeridir. Bir örnek verecek olursak, 25inci yüzde birlik, 0,25 veya 25/100’e eşit bir alana tekabül eden dağılım değerini temsil eder. Güçlü değişkenlik katsayısı (%) rVC = S∗ × 100 Me % rVC, analiz edilen sayılar setinin yüzde değişkenliğini belirten bir saf sayıyı temsil eder. Bu sebepten, panel değerlendiricilerinin güvenilirliğini kontrol etmek için çok kullanışlıdır. %95’teki medyanın güven aralıkları %95’teki güven aralıkları (birinci çeşitten hatanın değeri 0,05 veya %5’e eşittir), şayet bir deneyi sonsuz kereler tekrar etmek mümkün olsaydı, medyanın değerinin içinde değişebileceği aralığı temsil eder. Pratikte bu, eğer birçok kez tekrar etmek mümkün olsaydı, benimsenen çalışma koşullarında testin değişebilirlik aralığını belirtir. CV%r’da olduğu gibi, aralık testin güvenilirliğini değerlendirmeye yardımcı olur. Üst C.I.(Güven Aralığı) = Me + (cS*) Alt C.I.(Güven Aralığı) = Me – (cS*) Burada 0.95’e eşit güven aralığı için C=1.96’dır. Sınıflandırma, metodun bölüm 9.3’ünde sabitlenen referans aralıklarıyla medyan değerlerinin karşılaştırmasıyla yapılır. Bilgisayar programının uygulamasında, sınıflandırma istatistiki veriler tablosunda ve grafikte gösterilir. EK - 11 Pirinada Yağ Miktarı Tayini 1. Cihaz ve malzemeler 1.1. 200, 250 mL’lik yuvarlak dipli ağzı şilifli balona uygun ekstraksiyon ekipmanı 1.2. Elektrikli ısıtıcılı banyo ( kum banyosu, su banyosu) veya ısıtıcı tabla, 1.3. Analitik terazi, 1.4. Maksimum 80 °C’ye ayarlanabilen etüv, 1.5. 103±2 °C’ye ayarlanabilen sıcaklık kontrollü hava akımında veya düşük basınçta çalışabilen etüv, 1.6. Mekanik öğütücü, (temizlenmesi kolay ve küspeyi, ısıtmadan ve içerisindeki su, uçucu madde ve yağ kaybına meydan vermeden, 1 mm çapındaki delik büyüklüğünde bir elekten tamamen geçecek şekilde öğütebilen) 1.7. Ekstraksyon kartuşu ve süzgeç kâğıdı veya içerisinde hekzanda çözünen madde bulunmayan pamuk 1.8. Desikatör 1.9. 1 mm çapında gözenek büyüklüğüne sahip elek, 1.10. Sünger taşı (küçük parçalar halinde önceden kurutulmuş) 2. Reaktifler Hekzan (safsızlığı 0,002g/100mL) 3. Prosedür 3.1. Numunenin hazırlanması Numune gerekirse, önceden iyice temizlenmiş mekanik bir öğütücüde öğütülür. Öğütücü temizliğinin tamamlanması için numunenin yaklaşık olarak yirmide biri kullanılır ve bu kısım öğütüldükten sonra atılır. Bundan sonra numunenin diğer kısmı öğütülür, öğütülen kısım toplanır, dikkatlice karıştırılır ve zaman geçirmeden hemen analize başlanır. 3.2. Analiz numunesi Öğütme işlemi biter bitmez, öğütülen kısımdan ekstrakte edilecek madde miktarına göre, 10 g kadar numune 0,01 g hassasiyetle tartılarak alınır. 3.4. Kurutma; Pirina 105±5 °C’den fazla olmayan bir etüvde kurutma işlemine tabi tutularak sabit tartıma getirilir. 3.3. Ekstraksiyon kartuşunun hazırlanması Ön kurutma yapılan Tartılan numune kartuşa konulur ve cam pamuğu ile kapatılır. Eğer filtre kâğıdı kullanılıyorsa analiz numunesi konulduktan sonra sarılarak iyice kapatılır. 3.5. Yuvarlak dipli balonun hazırlanması İçerisine, önceden 100 °C’a yakın bir sıcaklıkta kurutulmuş ve ortamın sıcaklığına kadar soğutulmak üzere en az 1 saat bir desikatörde tutulmuş bir iki parça sünger taşı konan balon 0,001 g hassasiyetle tartılır. 3.6. Birinci ekstraksiyon İçerisinde analiz numunesi bulunan ekstraksiyon kartuşu veya süzgeç kâğıdı ektraksiyon cihazına konur. Balona yeteri miktarda (yaklaşık 1,5 sifon) hekzan ilave edilir. Balon ekstraksiyon cihazına takılır ve ısıtma işlemi ekstraksiyon hızı, saniyede en az 3 damla olacak şekilde ayarlanır (Isıtma çok şiddetli olmamalıdır.). Numune 4 saatlik bir ekstraksiyondan sonra tekrar soğumaya bırakılır. Kartuş ekstraksiyon cihazından çıkarılır ve hava akımı altında kartuş tarafından emilmiş olan çözücünün büyük bir kısmı uzaklaştırılır. 3.7. İkinci ekstraksiyon Kartuş içindeki numune bir havana boşaltılır, 10g kadar kum ilave edilerek mümkün olduğu kadar ince öğütülür (eğer mikro öğütücü varsa kum olmadan öğütülebilir.) Karışım tekrar kartuşa doldurularak yine cihaza konur. Aynı balon kullanılarak 2 saat daha ekstrakte edilir. Ekstraksiyon balonundaki çözelti berrak olmalıdır. Eğer değilse, filtre kağıdı kullanılarak çözelti tekrar tartımı alınmış ekstraksiyon balonuna süzülür ve filtre kağıdı hekzan ile çok iyi şekilde yıkanır. Toplanan filtrat ve yıkama çözeltisi 1mg hassasiyetle, kurutulmuş (103±2 °C’de 20 dk süreyle) ve desikatörde 20dk soğutularak oda sıcaklığına getirilmiş ve darası alınmış yuvarlak dipli başka bir balonda toplanır. 3.8. Çözücünün uçurulması ve kalıntının tartımı Çözücünün büyük bir kısmı elektrikli ısıtıcılı banyoda distilasyonla uzaklaştırılır. Kalan iz miktardaki çözücü 103 ±2 °C’de 20 dk süreyle ısıtılarak uzaklaştırılır. Bu işlemi kolaylaştırmak için hava akımı (tercihen inert gaz) veya düşük basınç kullanılabilir. Balon bir desikatörde en az bir saat tutularak oda sıcaklığına tekrar getirilir ve 0,001 g duyarlıkla tartılır. Isıtma işlemi aynı şartlar altında 10 dk süre ile ikinci bir kez tekrarlanır, soğutulur ve tartılır. Bu iki tartım arasındaki fark 0,01 g’ı geçmemelidir. Aksi halde aradaki fark 0,01 g’ı geçmeyinceye kadar 10’ar dakikalık sürelerle ısıtma işlemi tekrarlanmalıdır. Balonun son tartısı kaydedilir. Analiz iki paralel olarak yapılır. 4. Sonuçların ifade edilmesi ve hesaplama 4.1. Hesaplama metodu ve formüller; a) Hekzan ekstraktı, alınan ürünün ağırlık yüzdesi olarak aşağıdaki formülden hesaplanır: S = m1 × 100 m0 Burada ; S : Alınan ürün ekstraktının kütlece yüzdesi m0 : Analiz numunesinin ağırlığı, g m1 : Ekstraksiyon balonunun en son tartımındaki ekstraktın miktarı, g Sonuçların tekrarlanabilirliği yeterli görülürse iki paralelde elde edilen değerlerin aritmetik ortalaması sonuç olarak alınır. Aksi halde analiz tekrarlanır. Sonuçlar bir ondalık olarak verilir. b) Ekstrakttaki yağ yüzdesi kuru madde bazında aşağıdaki formülle hesaplanır; Ekstrakttaki yağ (%) = S × 100 100 − U S: Yukarıdaki formülden bulunan ekstrakt miktarı U: Nem ve uçucu madde miktarı 4.2. Tekrarlanabilirlik Aynı analizci tarafından peş peşe veya iki analizci tarafından eş zamanlı olarak yapılan paralel analizler arasındaki fark 100 g numune başına 0,2 g hekzan ekstraktını geçmemelidir. Eğer tatmin edici bir sonuç elde edilmediyse, iki farklı örnekte analiz tekrarlanır. Eğer iki sonuç arasındaki fark 0,2’den farklı olursa 4 çalışmanın aritmetik ortalaması alınır. EK - 12 Stigmastadienlerin Tayini 1. Amaç Natürel zeytinyağı ve ham pirina yağında düşük konsantrasyonlarda bulunan stigmastadienlerin tanımlanmasıdır. 2. Kapsam Bu metot hidrokarbon içeriği 0,01- 4,0 mg/kg arasında bulunan yağlar için güvenilir olmasına rağmen tüm bitkisel yağlara uygulanabilir. Metot özellikle natürel zeytinyağında rafine bitkisel yağların (rafine zeytinyağı, pirina yağı, ayçiçeği yağı, palm yağı vs.) varlığını tespit etmeye uygundur. Bunun nedeni rafine yağların stigmastadien içermesi, natürel yağların ise içermemesidir. 3. Prensip Sabunlaşmayan maddelerin elde edilerek steroidal hidrokarbon fraksiyonunun silikajel üzerinde kolon kromatografisi ile ayrıştırılması ve kapiler kolonlu GC ile analiz edilmesidir. 4. Cihaz ve malzemeler 4.1. Geri soğutucu (250 mL’lik balon ile kullanıma uygun) 4.2. 500 mL’lik kapasiteye sahip ayırma hunileri. 4.3. 100 mL’lik yuvarlak dipli şlifli balon 4.4. Vakumlu döner buharlaştırıcı. 4.5. İç çapı 1,5-2,0 cm, uzunluğu 50 cm olan teflon vanalı ve dibinde cam yün liflerinden bir tıpa veya sertleştirilmiş camdan bir disk olan cam kromatografi kolonu (Silikajel kolonu hazırlamak için, kromatografi kolonunun içine yaklaşık 5 cm’lik bir derinliğe kadar hekzan dökülür ve 15 g silikajel 40 mL n-hekzanla bulamaç hale getirilerek kolona boşaltılır. Çökelmeyi tamamlamak için elektrovibratör kullanılır. Yaklaşık 0,5 cm’lik bir yüksekliğe kadar susuz sodyum sülfat ilave edilir ve son olarak fazla hekzan süzülür. 4.6. Alev iyonizasyon detektörüne sahip kapiller kolonlu split –splitless veya doğrudan kolona enjeksiyon sistemli ve ± 1 °C hassasiyetiyle çalışabilen fırınlı GC. 4.7. Uzunluğu 20 - 30 m, iç çapı 0,25 – 0,32 mm, film kalınlığı 0,10 – 0,30 μm olan, camdan ya da eritilmiş silisten kapiler kolon (SE-52, SE-54 veya eşdeğeri kolon) Not 1: Benzer veya daha düşük polariteye sahip farklı kolonlar da kullanılabilir. 4.8. Sertleştirilmiş iğneli 10 μL’lik gaz kromatografi enjektörü 4.9. Mantolu ısıtıcı veya elektrikli ısıtıcı 5. Reaktifler Tüm reaktifler, aksi belirtilmediği takdirde analitik saflıkta olmalıdır. Kullanılan su, saf su veya en azından eşdeğer saflıkta bir su olmalıdır. 5.1. Kromatografik saflıkta hekzan 5.2. 96’lık v/v etil alkol 5.3. Analitik saflıkta susuz sodyum sülfat, 5.4. % 10’luk etanollü potasyum hidroksit çözeltisi: 50 g potasyum hidroksite 10 mL su ilave edilir, karıştırılır ve karışımı 500 mL etanol içerisinde çözülür. Not 2: Etanollü potasyum hidroksit çözeltisi beklediği takdirde kahverengine döner. Günlük hazırlanmalı ve ağzı sıkıca kapatılmış koyu cam şişelerde muhafaza edilmelidir. 5.5. Kolon kromatografisi için 70 - 230 meshlik silikajel 60, Not 3: Genelde silikajel doğrudan kullanılabilir. Ancak bazı silikajel partileri düşük aktivite göstererek kötü kromatografik ayrışımlara neden olabilir. Bu koşullar altında, silikajel aşağıdaki şekilde muameleye tabi tutulmalıdır: Silikajel asgari dört saat boyunca 550 °C’de ısıtarak aktive edilir. Isıtma sonrasında silikajel desikatörde soğutulur ve şlifli balona aktarılır. % 2 su ilave edilir ve içerisinde topaklaşma olmayıncaya kadar çalkalanır. Eğer silikajel partileri gürültü ve tanımlanamayan piklerin oluşmasına neden oluyorsa silikajel yukarıdaki şekilde işleme tabi tutulmalıdır. Buna alternatif olarak ekstra saf silikajel kullanılabilir. 5.6. % 99 saflıkta 10 mg kolesta-3.5-dien 50 mL hekzan içerisinde çözünerek stok çözeltisi(200 ppm) hazırlanır. 5.7. Stok çözeltiden hekzanla seyreltilerek hazırlanan 20 ppm konsantrasyonunda kolesta3.5-dien standart çözeltisi Not 4: 5.6 ve 5.7 çözeltileri 4 °C’den daha düşük sıcaklıkta muhafaza edildikleri taktirde en az dört ay boyunca stabil kalır. 5.8. Yaklaşık 100 ppm konsantrasyonunda hekzan içerisinde n-nonakosan çözeltisi 5.9. Taşıyıcı gazlar: Kromatografik saflıkta hidrojen veya helyum 5.10. Yardımcı gazlar kromatografik saflıkta hidrojen ve kuru hava 6. Prosedür 6.1. Sabunlaşmayan maddenin hazırlanması 6.1.1. 20 ± 0,1 g yağ tartarak 250 mL’lik şilifli balona konulur, 1 mL standart kolesta-3.5-dien (20μg) çözeltisi ve % 10’luk 75 mL etanollü potasyum hidroksit çözeltisi ilave edilir, çalkalanarak geri soğutucuya bağlanır ve hafif kaynatılarak 30 dk bekletilir. Numunenin bulunduğu balon ısıtıcıdan indirilir ve soğuması beklenir. (Numune dibe çökeceğinden dolayı tamamen soğumasına izin verilmez). 100 mL su ilave edilir ve 100 mL hekzan yardımıyla ayırma hunisine aktarılır. Karışım 30 s boyunca kuvvetlice çalkalanır ve faz ayrımı beklenir. Not 5: Herhangi bir emülsiyon oluşursa az miktarda etil veya metil alkol ilavesiyle yok edilebilir. 6.1.2 Alt fazı ayırmak için ikinci bir ayırma hunisi kullanılır. Üst fazdan 100 ml n-hekzan kullanılarak aynı şekilde bir ekstraksiyon daha yapılır. Hekzan ekstrakları tek bir ayırma hunisinde toplanır ve yıkama suyu nötr bir reaksiyon verene kadar (fenol ftalein indikatörlüğünde) en az üç kez 100 ml etanol/saf su (1:1) ile yıkanır. 6.1.3 Yıkama suyu alındıktan sonra yaklaşık 50 g susuz sodyum sülfatla kurutulur ve huni 20 mL n-hekzanla yıkanır ve vakumlu döner buharlaştırıcıda 30 °C ve düşük basınç altında kuruyana kadar uçurulur. 6.2. Steroidal hidrokarbon fraksiyonlarının ayrılması 6.2.1. Kromatografik işleme başlamadan önce n-hekzan akış hızı 1 mL/dk olarak ayarlanır. n-hekzan sodyum sülfat seviyesinin 1 mm üstüne gelinceye kadar geçirilir. Hazırlanan numune 1 mL n-hekzan ile kromotografik kolona verilir verilmez süzüntü toplanmaya başlanır. Balondaki kalıntı tekrar 1 mL n hekzan ile yıkanarak kromotografik kolona verilir. Süzüntünün yaklaşık ilk 25-30 mL’si (birinci fraksiyon) atılır, sonraki 40 mL’lik süzüntü (ikinci fraksiyon) toplanır ve 100 mL’lik yuvarlak dipli şilifli balona aktarılır. Not 6: Birinci fraksiyon doymuş hidrokarbonları (Şekil 1 a), ikinci fraksiyon ise steroidal hidrokarbonları içerir. Sonraki süzüntü (üçüncü fraksiyon) squalen vb bileşikleri içerir. Doymuş ve steroidal hidrokarbonların iyi şekilde ayrılmasını sağlamak için fraksiyon hacimlerinin optimizasyonu gereklidir. Bunun için birinci fraksiyonun hacmi ikinci fraksiyon analiz edildiğinde doymuş hidrokarbonları temsil eden pikler düşük olacak şekilde ayarlanmalıdır (Şekil 1 c). Bu piklerin çıkmadığı ancak standart pik yüksekliğinin düşük çıktığı durumda seyreltme hacmi azaltılmalıdır. GC koşullarının 6.3.1.’de gösterilen şekilde ayarlanması durumunda GC analizi sırasında üst üste gelen herhangi bir pik belirmez. İkinci fraksiyonun hacminin optimizasyonu, daha sonra çıkan bileşiklerle iyi bir ayrım gerçekleştiğinde genellikle gerekli değildir. Buna rağmen standarda göre yaklaşık 1,5 dakika daha düşük bir alıkonma süresi olan büyük bir pikin mevcudiyeti squalenden kaynaklanmaktadır ve kötü bir ayrım olduğunun göstergesidir. 6.2.2. İkinci fraksiyon vakumlu döner buharlaştırıcıda 30 °C ve düşük basınç altında kuruyuncaya kadar uçurulur ve derhal 0,2 mL n-hekzan içerisinde çözünür. Analiz edilene kadar çözelti buzdolabında saklanır. Not 7: 6.1.3 ve 6.2.2’de hazırlanan numuneler oda sıcaklığında ve kuru tutulmamalıdır. Elde edilmelerinden hemen sonra çözücü ilave edilmeli ve çözeltiler buzdolabında saklanmalıdır. 6.3. Gaz kromatografisi 6.3.1. Çalışma şartları: − Enjeksiyon sıcaklığı: 300 °C, − Detektör sıcaklığı: 320 °C, − cihaz hassasiyeti: en düşük değerin yaklaşık 16 katı, − enjekte edilen madde miktarı: l μL, − Fırın sıcaklığı: 235 °C başlangıç sıcaklığında 6 dk bekletildikten sonra 2 °C/dk sıcaklık artışı ile 285 °C ye çıkarılır. − Split oranı: 1:15 − Taşıyıcı gaz: yaklaşık 120 kPA basınçta helyum veya hidrojen Bu koşullar, aşağıda verilen şartları karşılayan kromatogramlar elde edilmesi için GC ve kolonun niteliklerine uygun olarak ayarlanabilir: -İç standardın alıkonma zamanı 19±5 dk -İç standart piki tam kromatogramın en az % 80’i GC sistemi kolesta-3.5-dien ve n-nonakosan çözeltisi enjekte edilerek kontrol edilmelidir. Kolesta-3.5-dien piki mutlaka n-nonakosandan önce gelmelidir. (Şekil 1 c); bu durum gözlenmezse fırın sıcaklığı düşürülür ve/veya polaritesi daha düşük bir kolon kullanılır. 6.3.2. Piklerin tanımlanması İç standart piki ortalama 19±5 dk da gelir. İç standardın alıkonma zamanı 1 kabul edilirse 3.5−stigmastadien piki ise yaklaşık 1.29 dur(Şekil 1 b.). 3,5-stigmastadien genelde az miktarda izomer içerir ve genellikle her ikisi birlikte tek bir pik oluşturur. Buna rağmen kolonun polaritesi fazla ise veya yüksek bir çözünürlük gücü varsa izomer stigmasta−3.5−dienden önce ve buna yakın küçük bir pik halinde belirebilir. Stigmastadienlerin tek bir pik olarak gözlenmesi için polaritesi düşük ya da daha geniş bir iç çapı olan kolonla değiştirilmesi önerilir. Not 8: Stigmastadienlerin daha iyi tanımlanabilmesi için, natürel yağın içine az miktarda rafine bitkisel yağ konularak (örneğin 1-2 g) analiz edilir. Böylece stigmastadienler belirgin ve kolaylıkla teşhis edilebilir. 6.3.3. Miktarın hesaplanması Stigmastadienlerin içeriği aşağıdaki formüle göre hesaplanır: Stigmastadien( mg / kg ) = As × M c Ac × M o Burada: As= stigmastadien pik alanı (eğer pik iki izomer halinde gözlendiyse iki pik alanının toplamı), A C= iç standart pik alanı (kolesta-3.5-dien), MC = eklenen standart miktarı, (μg) M O= numune miktarı, (g). Tespit limiti: yaklaşık 0,01 mg/kg Zeytinyağı numunelerinden elde edilen kromatogramlar Şekil 1a İç standartla birlikte natürel zeytinyağından elde edilen birinci fraksiyonun (30 mL) kromatogramı Şekil 1b 0,10 mg/kg stigmastadien içeren zeytinyağından elde edilen ikinci fraksiyonun (40 mL) kromatogramı Şekil 1c Birinci fraksiyondan az miktar içeren ikinci fraksiyonun (40 mL) kromatogramı Şekil 2 Rafine zeytinyağı numunesinden elde edilen, 3.5 stigmastadien izomerlerini gösteren kromatogram EK – 13 Gerçek ve Teorik ECN 42 Trigliserid İçeriği Arasındaki Maksimum Farkın Tayini 1. Kapsam Zeytinyağı bileşimindeki trigliserid (TAGs) kompozisyonunun, yüksek performanslı sıvı kromatografisi (HPLC) analitik sonuçlarından faydalanılarak elde edilen veriler ve yağ asidi kompozisyonundan hesaplanan teorik içerik arasındaki fark yardımıyla eşdeğer karbon sayısı cinsinden tayinidir. 2. Amaç ve uygulama alanı Bu metot, zeytinyağı ve pirina yağındaki az miktarda tohum yağı (linoleik asit açısından zengin olan) varlığının tespiti için uygulanır. 3. Prensip Metot, eşdeğer karbon sayısı (ECN) 42 olan trigliseridlerin HPLC yardımıyla saptanan içeriği ve GC ile tespit edilen yağ asidi kompozisyonundan yararlanılarak hesaplanan teorik ECN içeriğinin saf zeytinyağlarında belirli bir sınır dâhilinde birbirine eşdeğer olması prensibine dayanır. Not 1: TGK-Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliğinde belirtilen değerlerden daha büyük bir fark, o yağın tohum yağı içerdiğini işaret etmektedir. 4. Metot Eşdeğer karbon sayısı (ECN) 42 olan trigliseridlerin teorik içeriğinin ve bunun HPLC’den elde edilen veriler ile arasındaki farkın hesaplanması, aşağıda belirtilen 3 metotla elde edilen verilerin birlikte değerlendirilmesi ile belirlenir: − Yağ asidi kompozisyonunun kapiler gaz kromatografisiyle tayini, − ECN 42 olan trigliseridlerin teorik miktarının hesaplanması ve − ECN 42 olan trigliseridlerin HPLC ile tayini. 4.1. Cihaz ve malzemeler 4.1.1. 250 ve 500 mL’lik cam balonlar 4.1.2. 100 mL’lik beherler 4.1.3. Uzunluğu 450 mm iç çapı 21 mm olan musluklu cam kromatografi kolonu 4.1.4. 250 mL’lik ayırma hunileri 4.1.5. 600 mm uzunlukta baget 4.1.6. 80 mm çapında cam huni 4.1.7. 50 mL’lik balon jojeler 4.1.8. 20 mL’lik balon jojeler 4.1.9. Vakumlu döner buharlaştırıcı. 4.1.10. Kolon sıcaklığı ayarlanabilen termostat kontrollü HPLC 4.1.11. 10 μL’lik enjeksiyon bloğu (loop) 4.1.12. RID dedektör: diferansiyel refraktometre (Tam-ölçek duyarlılığı en az 10-4 birim) 4.1.13. Kolon: Uzunluğu 250 mm, iç çapı 4,5 mm olan ve % 22-23 oranında karbon içeren oktadesil silan şeklinde 5 μm partikül çapında silika ile doldurulmuş paslanmaz çelik kolon (RP 18 HPLC kolonu) 4.1.14.Bilgisayarla bağlantılı ve HPLC verilerini saklayabilecek bilgisayar sistemi ve yazıcısı 4.2. Reaktifler HPLC’de kullanılan hareketli fazın gazları giderilmiş olmalıdır. Net ayrım görüldüğü sürece hareketli faz kullanılmaya devam edilir. 4.2.1. Kromatografik saflıkta petrol eteri 4.2.2. Dietil eter 4.2.3. Kolon kromatografisinde kullanılan ayrım çözücüsü: petrol eteri/dietil eter karışımı 87:13 (v/v). 4.2.4. Su içeriği % 5 olacak şekilde standardize edilmiş 70-230 mesh tane büyüklüğünde silikajel 4.2.5. Cam yünü 4.2.6. HPLC için aseton 4.2.7. HPLC için asetonitril 4.2.8. Hareketli faz çözeltisi: asetonitril + aseton (oranlar arzu edilen ayrılmayı sağlamak amacıyla; 50:50 (v/v) oranından başlanarak ayarlanır). 4.2.9. Çözücü: aseton 4.2.10. Standart saf triaçilgliseridler: Piyasada bulunan triaçilgliseridler (tripalmitin, triolein, vs.) standardizasyon amacıyla kullanılabilir ve alıkonma süreleri karşıt gelen karbon sayılarına göre belirlenebilir veya buna alternatif olarak soya yağından referans triaçilgliserid kromatogramı elde edilebilir (Not 3 ve 4 ile Şekil 1,2,3 ve 4). 4.3. Numunenin hazırlanması Bazı girişim yapıcı maddeler olması gereken değerlerden yüksek sonuçlar verebileceğinden numune okside olmuş yağlardaki polar maddelerin saptanması için kullanılan UPAC 2.507 yöntemine uygun olarak saflaştırılmalıdır. 4.3.1. Kromatografik kolonun hazırlanması Kolon yaklaşık 30 mL ayrım çözücüsü ile doldurulur ve bundan sonra kolon içerisine, baget yardımıyla dibe doğru bastırarak bir parça cam yünü yerleştirilir. 100 mL’lik bir behere 80 mL ayrım çözücüsü koyulur ve daha sonra üzerine 25 g silikajel ilave edilir, sonra bu karışım bir cam huniyle cam kolon içerisine boşaltılır. Beher içinde kalan silikajelin tamamını kolon içerisine boşaltmak için beher ayrım çözücüsü ile yıkanır ve yıkanan kısım da kolonun içine dökülür. Cam kolonun musluğu açılır ve ayrım çözücüsü seviyesi silikajelin yaklaşık 1 cm üstüne ininceye kadar kolondan akıtılır. 4.3.2. Kolon kromatografisi Daha önceden süzülmüş, homojenize edilmiş susuz yağ numunesinden 2,5 ± 0,1 g ( 0,001 g duyarlılıkla ) 50 mL’lik balon joje içerisine tartılır, 20 mL ayrım çözücüsü içerisinde çözünür. Gerekli olursa çözünme işlemini kolaylaştırmak için hafifçe ısıtılır. Oda sıcaklığında soğutulur ve hacmi ayrım çözücüsü ile 50 mL’ye tamamlanır. 20 mL çözelti bir pipet vasıtasıyla kolon içerisine boşaltılır, musluk açılır ve silikajel temizlenir. Bundan sonra 150 mL ayrım çözücüsü kolona ilave edilir. Çözücünün musluktan akış hızı yaklaşık 2 mL/dk’ya ayarlanır (150 mL ayrım çözücüsü kolondan 60-70 dakikada geçmelidir.). Süzüntü daha önceden sabit tartıma getirilmiş 250 mL’lik, cam balonda toplanır. Çözücü vakumlu döner buharlaştırıcıda uçurulur ve HPLC analizi ile metil esterlerin hazırlanmasında kullanılacak olan bu kalıntı tartılır. Kalıntı miktarı, natürel sızma, natürel birinci, natürel ikinci, rafine ve riviera zeytinyağları kategorileri için başlangıçta kolona ilave edilen numunenin en az % 90’ı, ham zeytinyağı ve pirina yağları için ise en az % 80’i olmalıdır. 4.4. HPLC analizi 4.4.1. Kromatografik analiz için numunelerin hazırlanması Analiz edilecek olan numunenin % 5’lik çözeltisi aşağıdaki gibi hazırlanır. 10 mL’lik balon joje içine 0,5 ± 0,001 g numune tartılır. Aseton ile 10 mL’ye tamamlanır. 4.4.2. Prosedür Tüm sistemi temizlemek için hareketli faz çözeltisi 1,5 mL/dk hızla akıtılır. Doğrusal baseline elde edinceye kadar beklenir. Hazırlanan numuneden 10 μL enjekte edilir. 4.4.3. Sonuçların hesaplanması ve açıklanması Alan normalleştirme yöntemini kullanılır (ECN42’den ECN52’ye kadar olan TAG’lere karşılık gelen pik alanları toplamlarının % 100’e eşit olduğunu kabul edilir). Her triaçilgliseridin göreceli yüzdesi aşağıdaki formül kullanılarak hesaplanır: % triaçilgliserid = pikin alanı x 100/ pik alanlarının toplamı Sonuçlar 2 ondalık olarak verilmelidir. Not 2: Triaçilgliserid piklerinin çıkış sırası, genelde ECN = CN − 2n ilişkisi ile tanımlanan eşdeğer karbon sayısı hesaplanarak saptanır. Burada CN karbon sayısı ve n çift bağların sayısıdır. Bu çift bağların bağlandıkları karbon atomu dikkate alınarak çok daha kesin olarak saptanabilir. Eğer no, nl ve nln sayıları sırasıyla oleik, linoleik ve linolenik asitlerin bileşiminde bulunan çift bağlar ise, eşdeğer karbon sayısı aşağıdaki formüldeki ilişkiyle hesaplanabilir: ECN = CN − dono − dlnl − dlnnln Burada do, dl ve dln katsayıları referans triaçilgliseridler yardımıyla hesaplanır. Bu metotta belirtilen koşullar altında elde edilen bağıntı aşağıdaki formül uygulanarak elde edilene yakın olacaktır. ECN = CN − [2,60 no] − [2,35 nl] – [2,17 nln] Not 3: Çeşitli triaçilgliserid referansının ayrışmasını triolein yardımıyla hesaplamak mümkündür. α = RT´/RTtriolein İndirgenmiş alıkonma süresi: RT´ = RT – RTçözelti f’ye karşı (çift bağların sayısı) log α grafiği yardımıyla referans triaçilgliseridlerde bulunan yağ asitlerinin tüm triaçilgliseridlerinin alıkonma sürelerinin belirlenmesi mümkündür (Şekil 2). Not 4: Kolon, trilinolein pikinin diğer triaçilgliserid piklerinden net bir şekilde ayrılmasını sağlamalıdır. Ayrıma ECN 52 piki görülene kadar devam edilir. 4.5. Trigliseridlerin kompozisyonunun hesaplanması 4.5.1. Yağ asitlerinin kompozisyonunun saptanması Yağ asidi kompozisyonunun saptanması EK 9A’ ya göre gerçekleştirilir. Yağ asidi metil esterleri EK 9B’ye göre gerçekleştirilir. 4.5.2. Yağ asitlerinin hesaplanması Yağ asitleri ve bunlara karşılık gelen ECN aşağıdaki tabloda görülmektedir. Tabloda sadece 16 ve 18 karbon atomuna sahip olan yağ asitleri dikkate alınmıştır. Yağ asidi (Y.A) Kısaltma Molekül ağırlığı (MA) ECN Palmitik asit P 256,4 16 Palmitoleik asit Po 254,4 14 Stearik asit S 284,5 18 Oleik asit O 282,5 16 Linoleik asit L 280,4 14 Linolenik asit Ln 278,4 12 4.5.3. Alan %’lerinin tüm yağ asitleri için mol cinsine çevrilmesi mol P = mol O = P Alan % MA P mol S = O Alan % MA O mol L = S Alan % MA S mol Po = L Alan % MA L mol Ln = Po Alan % MA Po Ln % Alan MA Ln 4.5.4. Yağ asitlerinin % 100’e normalleştirilmesi % mol P (1,2,3) = mol P × 100 mol (P + S + Po + O + L + Ln) (1) % mol S (1,2,3) = mol S × 100 mol (P + S + Po + O + L + Ln) mol Po × 100 % mol Po (1,2,3) = mol (P + S + Po + O + L + Ln) % mol O (1,2,3) = mol O × 100 mol (P + S + Po + O + L + Ln) % mol L (1,2,3) = mol L × 100 mol (P + S + Po + O + L + Ln) mol Ln × 100 % mol Ln (1,2,3) = mol (P + S + Po + O + L + Ln) (2) (2) Elde edilen sonuç, TAG’ların genel (1,2,3-) pozisyonundaki her yağ asidinin mol cinsinden yüzdesini verir. Bunu takiben doymuş yağ asitleri P ve S (SFA*) ile doymamış yağ asitleri Po, O, L ve Ln (UFA**) hesaplanır: %molSFA = % molP + %molS (3) %molUFA = 100 − %molSFA 4.5.5. TAG’ların 2- ve 1,3- pozisyonlarında yağ asidi bileşiklerinin hesaplanması Yağ asitleri aşağıda belirtildiği gibi 1- ve 3- pozisyonları için iki özdeş grup, 2- pozisyonu için bir grup olmak üzere üç gruba ayrılırlar. Ayrıca doymuş (P ve S) ve doymamış (Po, O, L ve Ln) yağ asitleri de farklı katsayılarla gruplandırılır. 4.5.5.1.2- pozisyonunda doymuş yağ asitleri [P(2) ve S(2)] %molP(2) = %molP(1,2,3) × 0,06 %molS (2) = %molS (1,2,3) × 0,06 * * (4) 4.5.5.2.2-pozisyondaki doymamış yağ asitleri [Po(2), O(2), L(2) ve Ln(2)]: 4.5.5.3. % mol Po (2) = % mol Po (1,2,3) × [100 − %mol P(2) - % mol S(2)] % mol × UFA % mol O(2) = % mol O (1,2,3) × [100 − %mol P(2) - % mol S(2)] % mol × UFA % mol L (2) = % mol L (1,2,3) × [100 − mol % P(2) - % mol S(2)] % mol × UFA % mol Ln (2) = % mol Ln (1,2,3) × [100 − %mol P(2) - %mol S(2)] % mol × UFA (5) 1,3-pozisyondaki yağ asitleri [P(l,3), S(l,3), Po(l,3) O(l,3), L(l,3) ve Ln(1,3)]: % mol P(1,3) = % mol P (1,2,3) - % mol P(2) + %mol P (1,2,3) 2 % mol S ( 1,2,3) - % mol S (2) + %mol S (1,2,3) 2 % mol S(1,3) = % mol Po ( 1,2,3) - % mol Po(2) + %mol Po (1,2,3) 2 % mol Po(1,3) = % mol O(1,3) = % mol O ( 1,2,3) - % mol O (2) + %mol O (1,2,3) 2 % mol L (1,3) = % mol L ( 1,2,3) - % mol L(2) + %mol L (1,2,3) 2 % mol Ln (1,3) = % mol Ln ( 1,2,3) - % mol Ln (2) + %mol Ln (1,2,3) 2 4.5.6. Trigliseridlerin hesaplanması 4.5.6.1.Tek yağ asitli TAG’lar (AAA, burada LLL, PoPoPo) %molAAA = 4.5.6.2. (7) İki yağ asitli TAG’lar (AAB, burada PoPoL, PoLL) %molAAB = %molA(1,3) × %molA(2) × %molB (1,3) × 2 10000 %molABA = 4.5.6.3. %molA(1,3) × %molA(2) × %molA(1,3) 10000 %molA(1,3) × %molB(2) × % molA(1,3) 10000 Üç yağ asitli TAG’lar (ABC, burada OLLn, PLLn, PoOLn, PPoLn) (8) (6) 4.5.6.4. %molABC = % molA(1,3) × %molB( 2) × %molC (1,3) × 2 10000 %molBCA = %molB(1,3) × %molC (2) × %molA(1,3) × 2 10000 %molCAB = %molC (1,3) × %molA(2) × %molB(1,3) × 2 10000 (9) Eşdeğer karbon sayısı 42 olan triaçilgliseroller Aşağıdaki ECN si 42 olan trigliseridler HPLC’de beklenen elüsyon sırasına göre denklem 7, 8 ve 9’a uygun olarak hesaplanır (normalde sadece üç pik). LLL PoLL ve pozisyonel izomer LPoL OLLn ve pozisyonel izomerler OLnL ve LnOL PoPoL ve pozisyonel izomer PoLPo PoOLn ve pozisyonel izomerler OPoLn ve OlnPo PLLn ve pozisyonel izomerler LLnP ve LnPL PoPoPo SLnLn ve pozisyonel izomerler LnSLn PPoLn ve pozisyonel izomerler PLnPo ve PoPLn Eşdeğer karbon sayısı 42 olan triaçilgliseroller, pozisyonel izomerleri dahil olmak üzere dokuz triaçilgliserolden oluşur. Sonuçlar virgülden sonra 2 basamak olarak verilmelidir. 5. Sonuçların değerlendirilmesi GC den elde edilen verilerle hesaplanan teorik trigliserit miktarları ile HPLC analizi ile bulunan TAG miktarları karşılaştırılır. HPLC’den elde edilen ECN 42 verisi ile teorik olarak bulunan ECN 42 verisi arasındaki fark Türk Gıda Kodeksi-Zeytinyağı ve Pirina Yağı Tebliği’nde söz konusu zeytinyağının kategorisi için belirtilen değerlerden daha büyük ise numunenin tohum yağı içerdiği sonucuna varılır. Sonuçlar 2 ondalık olarak verilmelidir. 6. Örnek: 4.5.1. GLC verisinden yağ asitlerinin mol cinsinden yüzdesinin hesaplanması (alan yüzdesi) Aşağıdaki veriler yağ asidi kompozisyonu için GLC aracılığıyla elde edilmiştir: Yağ Asidi P S Po O L Ln Molekül Ağırlığı 256,4 284,5 254,4 282,5 280,4 278,4 Alan %’si 10,0 3,0 1,0 75,0 10,0 1,0 4.5.3. Alan %’sinin tüm yağ asitleri için mollere çevrilmesi mol P = 10 = 0,03900mol P 256,4 Bkz. formül (1) mol S = 3 = 0,01054mol S 284,5 Bkz. formül (1) mol Po = 1 = 0,00393mol Po 254,4 Bkz. formül (1) mol O = 75 = 0,26549mol O 282,5 Bkz. formül (1) mol L = 10 = 0,03566mol L 280,4 Bkz. formül (1) 1 mol Ln = = 0,003594mol Ln 278,4 Bkz. formül (1) Toplam = 0,35822 mol TAG’lar 4.5.4 Yağ asitlerinin % 100 normalleştirilmesi % mol P (1,2,3) = 0,03900 mol P × 100 = %10,888 0,35822 % mol S (1,2,3) = Bkz. formül (2) 0,01054 mol S × 100 = %2,944 0,35822 % mol Po (1,2,3) = 0,00393 mol Po × 100 = %1,097 0,35822 % mol O (1,2,3) = 0,26549 mol O × 100 = %74,113 0,35822 % mol L (1,2,3) = 0,03566 mol L × 100 = %9,956 0,35822 % mol Ln(1,2,3) = 0,00359 mol Ln × 100 = %1,003 0,35822 Bkz. formül (2) Bkz. formül (2) Bkz. formül (2) Bkz. formül (2) Bkz. formül (2) % Toplam mol = % 100,0 TAG’ların 1,2,3- pozisyonlarında doymuş ve doymamış yağ asitlerinin toplamı; % mol SFA = % 10,888 + % 2,944 = %13,831 Bkz. formül (3) % mol UFA = % 100,000 - %13,831 = % 86,169 Bkz. formül (3) 4.5.5. TAG’ların 2- ve 1,3- pozisyonlarında yağ asidi kompozisyonlarının hesaplanması 4.5.5.1. 2- pozisyonunda doymuş yağ asitleri [P(2) ve S(2)] % mol P(2) = %10,888 × 0,06 = %0,653mol % mol S(2) = %2,944 × 0,06 = %0,177 mol 4.5.5.2. Bkz. formül (4) Bkz. formül (4) 1.3-pozisyonlarında doymamış yağ asitleri [Po(l,3), O(l,3), L(l,3) ve Ln(l,3)] % mol Po (2) = % 1,097 × (100 − 0,659 − 0,177) = %1,263mol % 86,169 % mol O (2) = % 74,113 × (100 − 0,659 − 0,177) = %85,295mol % 86,169 % mol L (2) = % 9,956 × (100 − 0,659 − 0,177) = %11,458mol % 86,169 % mol Ln (2) = % 1,003 × (100 − 0,659 − 0,177) = %1,154mol % 86,169 Bkz. formül (5) Bkz. formül (5) Bkz. formül (5) Bkz. formül (5) 4.5.5.3.1.3- pozisyonlarında yağ asitleri [P(l,3), S(l,3), Po(l,3), O(l,3), L(l,3) ve Ln(l,3)] % mol P(1,3) = 10,888 - 0,659 + 10,888 = %16,005mol 2 Bkz. formül (6) % mol S(1,3) = 2,944 - 0,177 + 2,944 = %4,327 mol 2 Bkz. formül (6). % mol Po(1,3) = 1,097 - 1.263 + 1,097 = %1,015mol 2 Bkz. formül (6). % mol O(1,3) = % mol L(1,3) = 74,113 - 85,295 + 74,113 = %68,522mol 2 9,956 - 11,458 + 9,956 = %9,205mol 2 Bkz. formül (6). Bkz. formül (6). % mol Ln(1,3) = 1,003 - 1,154 + 1,003 = %0,927 mol 2 Bkz. formül (6). 4.5.6. Trigliseridlerin hesaplanması 2- ve 1,3-pozisyonlarında hesaplanmış yağ asidi kompozisyonlarından (Yukarıya bakınız): Yağ Asitleri 1,3-poz. 2-poz. P % 16,005 % 0,653 S % 4,327 % 0,177 Po % 1,015 % 1,263 O % 68,522 % 85,295 L % 9,205 % 11,458 Ln % 0,927 % 1,154 Toplam % 100,0 % 100,0 Aşağıdaki trigliseridler (triaçilgliseroller-TAG) hesaplanmıştır: LLL PoPoPo PoLL, 1 pozisyonel izomerli SLnLn, 1 pozisyonel izomer PoPoL, 1 pozisyonel izomer PPoLn, 2 pozisyonel izomerler OLLn, 2 pozisyonel izomerler PLLn, 2 pozisyonel izomerler PoOLn, 2 pozisyonel izomerler 4.5.6.1. Tek yağ asitli TAG'lar (LLL, PoPoPo) Bkz. formül (7) % mol PoPoPo = % mol LLL = %1,015 × %1,263 × %1,015 = 0,00013 mol PoPoPo 10000 %9,205 × %11,458 × %9,205 = 0,09708 mol LLL 10000 4.5.6.2. İki yağ asitli TAG’lar (PoLL, SLnLn, PoPoL) formül (8) % mol PoLL + LLPo = % mol LPoL = %1,015 × %11,458 × %9,205 × 2 = 0,02141 10000 % 9,205 × %1,263 × %9,205 = 0,01070 10000 Bkz. = 0,03211 mol PoLL % mol SLnLn + LnLnS = % mol LnSLn = %4,327 × %1,154 × %0,927 × 2 = 0,00093 10000 % 0,927 × %0,177 × %0,927 = 0,00002 10000 = 0,00095 mol SLnLn % mol PoPoL + LPoPo = % mol PoLPo = %1,015 × %1,263 × %9,205 × 2 = 0,00236 10000 %1,015 × %11,458 × %1,015 = 0,00118 10000 = 0,0354 mol PoPoL 4.5.6.3. İki yağ asitli TAG’lar (PoPLn, OLLn, PLLn, PoOLn) formül (9) % mol PPoLn = %16,005 × %1,263 × %0,927 × 2 = 0,00375 10000 % mol LnPPo = %0,927 × %0,653 × %1,015 × 2 = 0,00012 10000 % mol PoLnP = %1,015 × %1,154 × %16,005 × 2 = 0,00375 10000 0,00762 mol PPoLn % mol OLLn = %68,522 × %11,458 × %0,927 × 2 = 0,14577 10000 % mol LnOL = %0,927 × %85,295 × %9,205 × 2 = 0,14577 10000 % mol LLnO = %9,205 × %1,154 × %68,522 × 2 = 0,14577 10000 0,43671 mol OLLn % mol PLLn = %16,005 × %11,458 × %0,927 × 2 = 0,03400 10000 Bkz. % mol LnPL = %0,927 × %0,653 × %9,205 × 2 = 0,00111 10000 % mol LLnP = %9,205 × %1,154 × %16,005 × 2 = 0,03400 10000 0,06911 mol PLLn % mol PoOLn = %1,015 × %85,295 × %0,927 × 2 = 0,01605 10000 % mol LnPoO = %0,927 × %1,263 × %68,522 × 2 = 0,01605 10000 % mol OLnPo = %68,522 × %1,154 × %1,015 × 2 = 0,01605 10000 0,04815 mol PoOLn ECN 42 = 0,69540 mol TAGler Not: Hesaplamalar pratik olarak bilgisayar programı yardımıyla yapılabilir. Çift bağların sayısı (n) Şekil 1 f’ye (çift bağların sayısı) karşı log α grafiği Not: La = laurik asit; My = miristik asit; P = palmitik asit; St = stearik asit; O = oleik asit; L = linoleik asit; Ln = linolenik asit. daki ka Şekil 2 Soya Yağı dakika Şekil 3 Soyayağı/zeytinyağı 30/70 dakika Şekil 4 Zeytinyağı EK – 14 Kapiler Gaz Kromatografisi ile Alifatik Alkol Miktarının Tayini 1. Kapsam Bu yöntem, katı ve sıvı yağların alifatik alkol içeriklerinin saptanması prosedürünü tanımlar. 2. Prensip İç standart olarak 1-eikosanol ilave edilmiş yağ numunesi etanollü potasyum hidroksit çözeltisi ile sabunlaştırılır ve bunu takiben sabunlaşmayan maddeler dietil eterle ekstrakte edilir. Alkol fraksiyonu diğer sabunlaşmayan maddelerden bazik silikajel plaka üzerinde ince tabaka kromotografisi kullanılarak ayrılır. Silikajel üzerinden alkol bandı alınır ve trimetil-silil esterlerine dönüştürülerek GC ile analiz edilir. 3. Cihaz ve malzemeler 3.1. Geri soğutucu 3.2. 500 mL’ lik ayırma hunileri 3.3. 250 mL’lik şilifli balon 3.4. 20x20 cm cam plakaya uygun ince-tabaka kromatografisi için gerekli olan malzemeler 3.5. 366 veya 254 nm dalga boyu olan UV lamba 3.6. 100 μL ve 500 μL’lik enjektörler 3.7. Huni ve siyah bant süzgeç kâğıdı 3.8. 50 mL’lik ağzı şilifli armudi balon 3.9. İncelen bir dip kısmı ve contalı kapağı olan 10 mL’lik deney tüpü 3.10. Kapiler kolonlu split –splitless enjeksiyon sistemi olan GC 3.10.1. Kolonlar için termostat kontrollü, ±1º C hassasiyetle çalışabilen fırın 3.10.2. Split sisteme uygun liner içeren ve sıcaklığı ayarlanabilen enjeksiyon bloğu 3.10.3. Alev-iyonizasyon detektörü 3.10.4. Gerekli bilgisayar sistemi ve bilgisayar sistemine bağlı yazıcı 3.11. Uzunluğu 20 - 30 m, iç çapı 0,25 – 0,32 mm, film kalınlığı 0,10 – 0,30 μm olan, camdan ya da eritilmiş silisten kapiler kolon(SE-52, SE-54 veya eşdeğeri kolon) 3.12. Sertleştirilmiş iğneli 10 μL’lik gaz kromatografi enjektörü. 3.13. Analitik terazi (0,1 mg hassasiyetli) 4. Reaktifler 4.1. 2 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisi, 130 g potasyum hidroksit (en az % 85 saflıkta) 200 mL saf su içinde soğutularak çözünür ve etanolle bir litreye tamamlanır. Çözelti ağzı iyi kapatılmış koyu renkli cam şişelerde saklanır. 4.2. Analitik saflıkta dietil eter 4.3. Analitik saflıkta susuz sodyum sülfat 4.4. Silikajel ile kaplanmış, floresan özelliği olmayan, 0,25 mm kalınlıkta cam plakalar. (Kullanıma hazır olarak bulunmaktadır) 4.5. 0,2 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisi, 13 g potasyum hidroksit 20 mL saf su içinde çözünür ve etanolle 1 litreye tamamlanır. 4.6. Kromatografik saflıkta benzol 4.7. Kromatografik saflıkta aseton 4.8. Kromatografik saflıkta hekzan 4.9. Kromatografik saflıkta dietil eter 4.10. Kromatografik saflıkta kloroform 4.11. İnce-tabaka kromatografisi için referans çözelti: 1-eikosanol kloroform içindeki % 0,5’lik çözeltisi 4.12. % 0,2 lik etanollü 2,7-dikloroflorosein çözeltisi. (Birkaç damla 2 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisi ilave edilerek hafifçe bazik hale getirilir.) 4.13. Kromatografik saflıkta susuz piridin 4.14. Heksametil disilizan. 4.15. Trimetilklorosilan. 4.16. 20-28 karbonlu alifatik alkol trimetilsilil eterlerinin referans çözeltileri (bunları içeren yağlardan elde edilen saf alkol ya da alkol karışımları günlük hazırlanır.) 4.17. Kloroformda hazırlanmış % 0,1’lik (m/v) 1-eikosanol çözeltisi, (iç standart) 4.18. Taşıyıcı gazlar: Kromatografik saflıkta hidrojen veya helyum 4.19. Yardımcı gazlar: Kromatografik saflıkta hidrojen Kromatografik saflıkta kuru hava 4.20. Kromatografik saflıkta azot gazı 4.21. Fenolftalein (%1’lik etanollü çözeltisi) 5. Prosedür 5.1. Sabunlaşmayan maddelerin hazırlanması 5.1.1. 500 μL’lik enjektör kullanarak 250 mL’lik balona, numunenin alifatik alkol içeriğinin yaklaşık % 10’u kadar % 0,1’lik 1-eikosanol ilave edilir. Örneğin, 5 g numune için zeytinyağında 250 μL, pirina yağında ise 1500 μL % 0,1 1-eikosanol çözeltisi ilave edilir. Azot gazı altında uçurulur ve nemi alınmış, filtre edilmiş numuneden balona tam 5 g tartılır. 5.1.2. 50 mL 2 N etanolik potasyum hidroksit çözeltisi ilave edilir, geri soğutucuya takılır. Sabunlaşma gerçekleşene kadar (çözelti berrak hale gelene kadar) mantolu ısıtıcıda karıştırılarak ısıtılır. Isıtmaya 20 dk daha devam edilir ve sonra geri soğutucunun üzerinden 50 mL saf su ilave edilir, geri soğutucu çıkarılır ve balon yaklaşık 30º C’ye soğutulur. 5.1.3. Balonun içindekiler birkaç defa saf suyla çalkalanarak 500 mL’lik ayırma hunisine dikkatlice aktarılır. Kullanılan saf su toplam 50 mL olmalıdır. Yaklaşık 80 mL dietil eter ilave edildikten sonra 30 s kadar güçlü bir şekilde çalkalanıp faz ayrımı için bekletilir. (Herhangi bir emülsiyon oluşursa az miktarda etil veya metil alkol ilavesiyle yok edilebilir.) Alt fazı ayırmak için ikinci bir ayırma hunisi kullanılır. Üst fazdan her sefer 60-70 mL dietil eter kullanılarak aynı şekilde iki ekstraksiyon daha yapılır. 5.1.4. Eter ekstrakları tek bir ayırma hunisinde toplanır ve yıkama suyu nötr bir reaksiyon verene kadar (fenol ftalein indikatörlüğünde) saf su (her seferde 50 mL) ile yıkanır. Yıkama suyu atıldıktan sonra, eter fazı susuz sodyum sülfat ile filtre edilerek darası alınmış 250 mL’lik şilifli balona süzülür. Huni az miktarda dietil eter ile yıkanır. 5.1.5. Birkaç mL dietil eter kalıncaya kadar vakumlu döner buharlaştırıcıda uçurulur. Hafif bir vakum altında veya bir azot akımı ile kuru hale getirilir, kurutmaya 100 ºC’deki etüvde yaklaşık 15dk devam edilir ve desikatörde soğutulduktan sonra tartılır. 5.2. Alifatik alkol fraksiyonlarının ayrılması 5.2.1. Bazik plakaların hazırlanması: Silikajel plakaları 0,2 N etanollü potasyum hidroksit çözeltisine 10 s süreyle tamamen daldırılır, sonra kuruması için kurutma dolabında iki saat bırakılır ve son olarak 100 0C’deki etüvde 1 saat bekletilir. Etüvden çıkarılır ve kullanılıncaya kadar kalsiyum klorür bulunan plaka rafında bekletilir. Bu şekilde bir işleme tabi tutulan plakalar 15 gün içerisinde kullanılmalıdır. Plakalar kullanılmadan önce 100 0C’lik etüvde 5-10 dk tutulabilir. Not 1: Bazik silikajel plakaları alkolik fraksiyonu ayırmak için kullanılacağında sabunlaşmayan maddeleri alüminyum oksit ile işleme tabi tutmaya gerek yoktur. Bu yolla asidik tüm bileşikler (yağ asitleri ve diğerleri) belirli bir bantta tutulacak ve hem sterol bandı hem de alifatik ve triterpen alkol bantları açıkça ayrılacaktır. 5.2.2. 65:35 (v/v) hekzan/dietil eter karışımı yürütme tankı içine yaklaşık 1 cm yükseklikte doldurulur. Buna alternatif olarak 95:5 (v/v) benzol/aseton karışımı kullanılabilir. Yürütme tankının kapağı kapatılır ve sıvı-buhar dengesi oluşması için yaklaşık yarım saat kadar bu şekilde bekletilir. Yürütme tankının iç yüzeyine çözeltiye batırılmış filtre kâğıdı şeritleri konulabilir. Bu işlem, taşınma zamanını yaklaşık üçte bir oranında azaltır ve bileşenlerin daha düzgün ve belirgin bir şekilde ayrımını sağlar. Not 2: Yürütme tankının içindeki çözelti her çalışmada yenilenmelidir. 5.2.3. Sabunlaşmayan maddelerin kloroformda yaklaşık % 5’lik çözeltisi hazırlanır. Çözelti, 100 μL’lik enjektör kullanarak 300 μL’lik kısmı silikajel plakaya, alt ucuna yaklaşık 2 cm mesafede mümkün olduğu kadar ince ve düzgün bir çizgi halinde verilir. (Damlacıkların küçük olmasına ve birbiriyle karışmayacak şekilde verilmesine dikkat edilmelidir.) Kontrol için plakanın bir ucuna, çizgi ile aynı hizaya 2-3 μL referans çözeltisi damlatılır, böylece alifatik alkol bandı taşınmadan sonra tanımlanabilir. 5.2.4. Plaka 5.2.2.’de belirtildiği şekilde hazırlanmış olan yürütme tankına konulur. Ortam sıcaklığı 15-20 ºC arasında tutulmalıdır. Yürütme tankının kapağı derhal kapatılır ve numunenin taşınması plakanın üst kenarının yaklaşık 1 cm altına gelinceye kadar işleme devam edilir. İşlem sonunda tanktan çıkarılan plaka kuruması için bir süre normal ortamda ya da sıcak hava akımında bekletilir. 5.2.5. Plakaya % 0,2’lik 2,7-dikloroflorosein çözeltisi homojen şekilde püskürtülür ve hafifçe kurutulur. UV ışık altında plaka üzerinde, referans gölge esas alınarak alifatik alkol bandı sınırları işaretlenir. Not 3: Alifatik ve terpenik alkol bantları bazı alifatik alkollerin terpenik alkoller bandına karışması ihtimaline karşı bantlar birlikte gruplandırılmalıdır. 5.2.6. Metal bir kazıma spatulası kullanarak silikajel işaretlenmiş alandan kazınır. Kazınan silikajel içinde süzgeç kağıdı yerleştirilmiş huniye konulur. 10 mL sıcak kloroform ilave edilir, spatula ile dikkatlice karıştırılır süzüntü darası alınmış 50 mL’lik ağzı şilifli armudi balonda toplanır. Hunideki kalıntı dietil eterle üç kez yıkanarak (her sefer yaklaşık 10 mL) süzüntü aynı balona toplanır. Süzüntü 4-5 mL kalıncaya kadar dönerli vakum buharlaştırıcıda düşük sıcaklıkta (40 ºC’yi aşmayacak şekilde) uçurulur. Kalan çözelti kuru hale gelene kadar hafif bir azot akımı altında uçurulur. Birkaç damla aseton kullanılarak kuruyana kadar tekrar uçurulur ve ağzı şilifli armudi balonda kalan, alifatik alkol fraksiyonu tartılır. 5.3. Trimetilsilil eterlerin hazırlanması. 5.3.1. 9:3:1 (v/v/v) oranında piridin/heksametil disilazan/trimetil klorosilan karışımından oluşan silillendirme reaktifi (Not 4) alifatik alkol fraksiyonu içeren ağzı şilifli armudi balona alifatik alkol miktarının her miligramı için 50 μL oranında ilave edilir. Nem analiz sonucunu olumsuz etkilemektedir (Not 5). Not 4: Piyasada kullanıma hazır silillendirme reaktifi bulunmaktadır (örneğin bis-trimetilsilil, triflor asetamid + % 1 trimetil klorosilan). Bunlar kullanıldığında eşit miktarda susuz piridin ilave edilir. 5.3.2. Ağzı şilifli armudi balonun ağzı kapatılır, alifatik alkoller tamamen çözünene kadar (ters çevirmeden) dikkatlice balon döndürülerek cidarlarda kalan alifatik alkollerin de silillendirilmesi sağlanır. Ortam sıcaklığında 15 dk kadar bekletilir. Berrak çözelti GC’ye enjeksiyon için hazırdır. Not 5: Oluşabilecek hafif opaklık normaldir ve herhangi bir soruna yol açmaz. Beyaz bir parçacığın veya pembemsi rengin oluşması nemliliğin mevcut olduğunu veya reaktifin bozulduğunu gösterir. Eğer bunlar gözlenirse analiz mutlaka tekrarlanmalıdır. 5.4. Gaz kromatografisi ile analiz 5.4.1. Ön işlemler 5.4.1.1. Kolon giriş kısmı split enjeksiyon sistemine, çıkış kısmı dedektöre bağlantı yapılarak gaz kromatografisine takılır. Gaz kromatografisi cihazının genel kontrolü yapılır (gaz akışı, detektör ve kayıt edicinin işleyişinin etkinliği vb) 5.4.1.2. Eğer kolon ilk kez kullanılacak ise şartlandırılmalıdır. Kolonun içinden düşük akış hızı ile taşıyıcı gaz geçirilir. Kolon, çalışma sıcaklığının en az 20 ºC’nin üzerinde olacak şekilde en az 2 saat süre ile şartlandırılır (Not 6). Cihaz çalışma şartları ayarlanır (gaz akışı düzenlenir, ateşleme yapılır, fırın, detektör ve enjektör sıcaklığı ayarlanır vb.). Baseline, herhangi bir pik olmaksızın doğrusal olmalı ve herhangi bir sapma göstermemelidir. Negatif doğrusal sapma Pozitif sapma : Kolon bağlantılarının doğru yapılmadığını gösterir. : Kolonun yeterince şartlanmadığını gösterir. Not 6: Şartlandırma sıcaklığı kolonun dayanabildiği en yüksek sıcaklığın 20 ºC altında olmalıdır. 5.4.2. Çalışma şartları 5.4.2.1. Çalışma şartları aşağıdaki şekildedir: − Fırın sıcaklığı: 180 °C başlangıç sıcaklığında 8 dk bekletildikten sonra 5 °C/dk sıcaklık artışı ile 260 °C ye çıkarılır ve bu sıcaklıkta 15 dk bekletilir. − enjeksiyon sıcaklığı: 280 ºC, − detektör sıcaklığı: 290 ºC, − taşıyıcı gazın doğrusal ivmesi: helyum 20 - 35 cm/sn, hidrojen 30-50 cm/s, − split oranı: 1:50-1:100 aralığı, − cihaz hassasiyeti: en düşük değerin 4 ile 16 katı arasında, − enjekte edilen madde miktarı: Trimetilsilil ester çözeltisinin 0,5-1 μL’si. Aşağıdaki gerekliliklere uygun bir kromotogram almak için bu koşullar değiştirilebilir: − Alkol C26 için alıkonma zamanı 18 ± 5 dk , − Alkol C22 piki zeytinyağı için tam kromotogramın % 80 ± 20’i; tohum yağı için tam kromotogramın %40 ± 20’si. − Tüm alkoller mutlaka ayrılmalıdır. Ayrılmaya ek olarak aynı zamanda pikler de birbirinden bağımsız olmalıdır. Yani pik bir sonraki pikten önce mutlaka baseline’a dönmelidir. 5.4.2.2. Yukarıdaki şartlar alkollerin standart TMSE karışımı tekrar tekrar enjekte edilerek ve çalışma şartları mümkün olan en iyi sonuçları verecek şekilde ayarlanarak kontrol edilir. 5.4.2.3. Piklerin integrasyonu için parametreler dikkate alınan piklerin alanlarının doğru bir şekilde değerlendirilmesini sağlayacak şekilde ayarlanmalıdır. 5.4.3. Analitik prosedür 5.4.3.1. 10 μL’lik enjektör kullanarak 1 μL hekzan alınır, içine 0,5 μL hava çekilir ve bunu takiben örnekten 0,5 - 1 μL alınır. İğneyi boşaltmak için enjektörün pistonu kaldırılır. İğne enjeksiyon ünitesinin zarına batırılır ve bir-iki saniye sonra hızlıca enjekte edilir, beş saniye kadar sonra iğne yavaşça çıkarılır. 5.4.3.2. Mevcut alifatik alkollerin trimetilsilil esterleri tamamen elde edilinceye kadar işleme devam edilir. Baseline düz olmalıdır. 5.4.4. Piklerin tanımlanması Her bir pikin tanımlanması alıkonma zamanları ve aynı koşullar altında analiz edilen alifatik alkoller Trimetilsilil ester karışımlarının alıkonma zamanlarının karşılaştırılmasıyla yapılır. Natürel zeytinyağının alifatik alkol kromatogramı Şekil 1’de gösterilmektedir. 5.4.5. Miktarın hesaplanması 5.4.5.1. 1-eikosanol ile C22, C24, C26 ve C28 alifatik alkollerinin pik alanları integratör kulanılarak hesaplanır. 5.4.5.2. mg/1000 g örnek cinsinden ifade edilen her bir alifatik alkol miktarı aşağıdaki şekilde den hesaplanır: Alkol x = A x × ms × 1000 As × m Burada: Ax = Alkol x’in pik alanı; As = 1-eikosanol pik alanı ms = miligram cinsinden eklenen 1-eikosanol kütlesi; m = gram cinsinden saptama için alınan numunenin kütlesi. 6. Sonuçların değerlendirilmesi 6.1. Her bir alifatik alkol miktarı örneğin mg/1000 g’ı cinsinden ve toplamları da “toplam alifatik alkol” olarak kaydedilir. BİLGİ/AÇIKLAMALAR Doğrusal gaz hızının saptanması Normal çalışma şartları ayarladıktan sonra gaz kromatografi cihazına 1-3 μL metan veya propan enjekte edilir. Enjekte edildiği andan pikin oluştuğu ana kadar gazın bütün kolonu geçmesi için gereken zaman ölçülür (tM) Doğrusal hız, cm/saniye cinsinden “L/tM” formülü ile hesaplanır. Burada; L: kolonun cm. cinsinden uzunluğu tM: ise saniye cinsinden ölçülmüş zamandır Şekil 1 Natürel zeytinyağının alkol fraksiyonunun kromatogramı 1 = Eikosanol 2 = Dekosanol 3 = Trikosanol 4 = Tetrakosanol 5 = Pentakosanol 6 = Heksakosanol 7 = Heptakosanol 8 = Oktakosanol [R.G. 7 Ağustos 2010 – 27665] —— • —— İlânlar Adalet Bakanlığından: DÜZELTME İLANI Resmi Gazete’nin 5 Ağustos 2010 tarih ve 27663 sayılı nüshasında yapılan üçüncü sınıf noterliklerin ilan listesinin onbirinci sırasında bulunan Çaykara Noterliğinin gayrisafi geliri 60.242,32,-TL. olması gerekirken sehven 60.243,32,-TL., onikinci sırasında bulunan Çerkeş Noterliğinin gayrisafi geliri 106.500,12,-TL. olması gerekirken sehven 106.50,12,-TL. ve otuzbeşinci sırada bulunan Yahyalı Noterliğinin il adı Kayseri olması gerekirken sehven Trabzon olarak yayımlanmıştır. Çaykara Noterliğinin 2009 yılı gayrisafi geliri 60.242,32,-TL., Çerkeş Noterliğinin 2009 yılı gayrisafi geliri 106.500,12,-TL. ve Yahyalı Noterliğinin il adının Kayseri olduğu TASHİHEN İLAN OLUNUR. [R.G. 24 Ağustos 2010 – 27682] —— • —— Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğünden : İHALELERE KATILMAKTAN YASAKLAMA KARARI 1. İhale Kayıt Numarası 2010/64905 (İKN) 2. Yasaklama Kararı Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Veren Bakanlık/Kurum Müdürlüğü 3. İhaleyi Yapan İdarenin E Tipi Kapalı Ceza İnfaz Adı İl/İlçe Siirt Kurumu Müdürlüğü Doğan Mah. Şeyhmusa Tel0 484 224 0979 - 0484 223 Adresi Cad. No: 56/C Faks 2269 Posta E-Mail [email protected] Kodu 4. İhalelere Katılmaktan Yasaklanan Gerçek 5. Ortak ve/veya veya Tüzel Kişi Ortaklıkların Adı/Unvanı Adresi T.C. Kimlik No. Vergi Kimlik/ Mükellefiyet No. Kayıtlı Olduğu Ticaret/Esnaf Odası Ticaret/Esnaf Sicil No. 6. A Yasaklam y a Süresi Mehmet Cihangir Peker Gübes Cad. Özalp Apt. Kat: 2 No: 6 Siirt 50011123449 7260076316 Siirt 2811 7. Yasaklamanın Yı ( ) (1) Dayanağı ve l Kapsamı c-2886 DİK Tüm İhalelerden Bakanlık İhalelerinden Kurum İhalelerinden ( ( ( ( ab-4735 4734 ( ) KİSK KİK d-Diğer ) Mevzuat Tüm ) İhalelerden Bakanlık ) İhalelerinden Kurum ) İhalelerinden (X ) ( ) ( ) ( ) ( ) Yasaklama Kararı Aşağıdaki Açıklamalar Dikkate Alınarak Doldurulacaktır. 1 - İKN : İstisna kapsamındakiler dahil 4734 ve 4735 sayılı Kanunlara göre yapılan yasaklamalarda doldurulacaktır. 2 - T.C. Kimlik No : Yasaklananın gerçek kişi olması durumunda doldurulacaktır. 3 - Kayıtlı Olduğu Ticaret/Esnaf Odası ve Ticaret Esnaf Sicil No : Herhangi bir Ticaret veya Esnaf Odasına kayıtlı olmaması halinde kayıtlı olmadığı belirtilecektir. 4 - Diğer Mevzuat : İstisna kapsamındakiler dahil 4734, 4735 ve 2886 sayılı Kanunların dışındaki mevzuata göre verilen yasaklamalarda doldurulacaktır. 5 - Ortak ve/veya Ortaklıkların : 4734 sayılı Kanunun 58/2 nci maddesi ile 4735 sayılı Kanunun 26/2 nci maddesinde sayılan ortak ve/veya ortakların bulunması halinde bu bölüm doldurulacaktır. Bu bölümde yer alan kişinin birden fazla olması durumunda ek yapılabilir. [R.G. 24 Ağustos 2010 – 27682] —— • —— Adalet Bakanlığından : MÜNHAL NOTERLİKLER 2009 yılı gayrisafi gelirleri ve isimleri yazılı olan birinci sınıf Beyoğlu Yirmidördüncü Noterliği 15 Ekim 2010 ve Bakırköy Onikinci Noterliği 23 Ekim 2010 tarihlerinde yaş tahdidi nedeniyle boşalacaktır. 1512 sayılı Noterlik Kanununun 22 ve müteakip maddeleri gereğince BİRİNCİ SINIF NOTERLERDEN bu noterliklere atanmaya istekli olanların ilan tarihinden itibaren bir ay içinde Bakanlığımıza veya bulundukları yer Cumhuriyet Başsavcılıklarına başvurmaları gerekmektedir. Posta ile doğrudan doğruya Bakanlığa gönderilmiş olan dilekçeler başvurma süresi içinde Bakanlığa gelmediği takdirde atama işleminde nazara alınmaz. Keyfiyet Noterlik Kanununun 22 nci maddesinin 2 nci fıkrası uyarınca ilan olunur. SIRA NO: NOTERLİĞİN ADI 2009 YILI GAYRİSAFİ GELİRLERİ 1 - BAKIRKÖY ONİKİNCİ NOTERLİĞİ 1.340.517,40.-TL. 2 - BEYOĞLU YİRMİDÖRDÜNCÜ NOTERLİĞİ1.845.240,22.-TL. [R.G. 24 Ağustos 2010 – 27682] —— • —— Adalet Bakanlığından : Ankara 14. İcra Müdürlüğünün 2009/12620 Esas sayılı takip dosyasının zayi olduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylap veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur. 6561/1-1 ————— Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/147 Esas sayılı dosyasının kaybolduğu anlaşıldığından, 4473 sayılı Yangın, Yersarsıntısı, Seylap veya Heyelan Sebebiyle Mahkeme ve Adliye Dairelerinde Ziyaa Uğrayan Dosyalar Hakkında Yapılacak Muamelelere Dair Kanun hükümlerinin söz konusu dosya için kıyasen uygulanmasına ve anılan Kanun hükümleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği ilan olunur. [R.G. 25 Ağustos 2010 – 27683] —— • —— TEMMUZ / 2 0 1 0 A) A) İSTİFA EDEN VEYA MESLEKTEN AYRILAN HÂKİM VE SAVCILAR 123- 38595 95013 95063 Semra TOPAÇ Bayram BOZKURT Hasan AYDIN Sinop Hâkimi Malazgirt Cumhuriyet Savcısı Tavas Hâkimi 02.07.2010 07.07.2010 30.07.2010 B) İSTEĞİ ÜZERİNE EMEKLİYE AYRILAN HÂKİM VE SAVCILAR 123- 29609 Cemal ÇELİK 31389 Nermin SARIBUĞA 27878 Şebnem ÖZTÜRK Kütahya Hâkimi Beyoğlu Hâkimi Ankara İdare Mahkemesi Başkanı 25.06.2010 25.06.2010 28.06.2010 456789101112- 29519 21826 26625 29363 29988 31405 28310 29610 27388 Ayla Sevil ÇALIKOĞLU Burhan YILDIZ Mehmet KUŞCU Erhan PEKER Mehmet PEHLİVAN Asiye SEZEN Hasan GÜRGÜR Zeynel Abidin IŞIK Recep AYDIN Yargıtay Tetkik Hâkimi İzmir Cumhuriyet Savcısı Edirne Bölge İdare Mahkemesi Üyesi Bursa Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Bursa Hâkimi Menderes Hâkimi Erzurum Cumhuriyet Savcısı Sincan Cumhuriyet Savcısı İstanbul Vergi Mahkemesi Başkanı 01.07.2010 05.07.2010 05.07.2010 05.07.2010 05.07.2010 08.07.2010 09.07.2010 12.07.2010 30.07.2010 C) YAŞ HADDİNDEN EMEKLİYE AYRILAN HÂKİM VE SAVCILAR 123456- 19725 23231 19424 24161 20702 20852 Erhan YAMAN Yücel TOKSÖZOĞLU Niyazi ERDOĞAN Ümit TORUM Ethem Sezer ALHAN Pertev KUMBASAR Antalya Cumhuriyet Savcısı Kadıköy Hâkimi Yargıtay Dördüncü Ceza Dairesi Üyesi İstanbul Hâkimi Ankara Hâkimi Kartal Cumhuriyet Savcısı 01.07.2010 01.07.2010 03.07.2010 15.07.2010 19.07.2010 19.07.2010