DÖVİZ DERGİSİ`NDE

Transkript

DÖVİZ DERGİSİ`NDE
PİYASA GELİŞMELERİNİ İLK SİZ TAKİP EDİN
döviz dergisi
22 nİSAN 2013 pazartesİ - SAYI NO: 14
BİRÇOK ANALİZ
PİYASA İLE İLGİLİ GELİŞMELER
DÖVİZ DERGİSİ’NDE
WWW.DOVİZDERGİSİ.COM
İÇİNDEKİLER
SAYFA 4
SAYFA 25
• BRENT ANALİZ
• ALTIN NEDEN DÜŞTÜ ?
• NYMEX PETROL ANALİZ
SAYFA 26
SAYFA 5
• BEŞ DÜNYA DEVİ BORSA İSTANBUL’DA TEKNOLOJİK
• EUR / USD ANALİZİ
ORTAKLIK İÇİN KAPIŞIYOR
• GBP / USD ANALİZİ
SAYFA 27
SAYFA 6
• IMF KÜRESEL BÜYÜME TAHMİNLERİNİ DÜŞÜRDÜ
• USD / TRY ANALİZİ
• EUR / TRY ANALİZİ
SAYFA 28
• FRANSA’DAN AB-ABD SERBEST TİCARET ANLAŞMASINDA
SAYFA 7
“KÜLTÜR” TEHDİDİ
• DOWJONES VADELİ
• NOT ARTIRIMI OLABİLİR
• BORSA İSTANBUL 30 VADELİ
SAYFA 10
SAYFA 29
• EKONOMİK TOPARLANMA İNİŞLİ-ÇIKIŞLI OLACAK
• BASINDAN HABERLER
• IMF-DÜNYA BANKASI’NIN HEDEFİ YOKSULLUKLA MÜCADELE
SAYFA 19
SAYFA 30
• TÜRKİYE ENERJİ FASLINI AÇMAYA HAZIR
• ÇİN’İN İZLANDA AÇILIMI
• 300 RUS ŞİRKETİ FORBES GLOBAL 2000 LİSTESİNDE
SAYFA 31
SAYFA 20
• MACARİSTAN AB’NİN ÜÇ TALEBİNDEN İKİSİNE KAPIYI AÇIK
• KOSOVA VE SIRBİSTAN ARASINDA TARİHİ ANLAŞMAYA
BIRAKTI
VARILDI
• PETROL İHRACATINI TÜRKİYE ÜZERİNDEN YAPACAK
• AB KIBRIS’TA BİRLEŞME İÇİN BASKI YAPMALI
SAYFA 32
SAYFA 21
• RUSYA ÇIKARLARININ KORUNMASI KARŞILIĞINDA KIBRIS’A
• AB, SURİYELİ MUHALİFLERDEN PETROL ALIMINI SERBEST
DESTEK VERECEK
BIRAKACAK
• RUSYA TÜRKİYE’YE GAZ İHRACATINI ARTIRMAYA HAZIR
• AB-JAPONYA SERBEST TİCARET MÜZAKERELERİNİN İLK
TURU TAMAMLANDI
SAYFA 33
• TRABZON ABD’YLE TİCARET PEŞİNDE
SAYFA 22
• BANKACI PRİMLERİNİN SINIRLANMASINA AVRUPA
SAYFA 34
PARLAMENTOSUNDAN ONAY
• UZMANLAR RUS YAPIMI SAVAŞ UÇAKLARINI YEĞLİYOR
• AVUSTURYA “SADECE BİZİM GİZLİ BANKA HESAPLARIMIZ
TARTIŞMAYA AÇILAMAZ”
SAYFA 35
• ROMANYA EURO’YA KATILMAK İÇİN TARİH VERMEKTEN
SAYFA 23
VAZGEÇTİ
• ALMANYA’DA SEÇİM YAKLAŞIRKEN SOSYAL DEMOKRATLARIN • TÜRKİYE’DEN RUSYA’YA SEBZE VE MEYVELER GÜRCİSTAN
İŞİ ZORLAŞIYOR
ÜZERİNDEN GİDECEK
SAYFA 24
SAYFA 36
• MISIR RUSYA’YA PETROL VE GAZ YATAKLARININ
• YASAL UYARI
HAZIRLANMASINI ÖNERDİ
DÖVİZ DERGİSİ
NEDEN DÖVİZ DERGİSİ ?
Dünyanın en büyük piyasasında işlem yapmak ve yaptığınız
işlemler için bilgi almak istiyorsunuz. Döviz dergisini okuyorsunuz çünkü yurt dışı piyasalardaki gelişmelerin hayatımızı daha
çok etkilediği bugünlerde, başta ekonomik olmak üzere, politik,
sosyal, çevresel ve teknolojik oluşumları daha yakından takip
etmek ve yurt dışı spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve
CFD piyasaları aracılığıyla yatırım portföyünüzü çeşitlendirmek
istiyorsunuz.
2001 ve 2007 yılında yaşanan ekonomik krizler sonrasında,
ülkemizde önce döviz dalgalanmalarının serbest bırakılması,
ardından faizlerin hızla gerileyerek cazibesini kaybetmesi,
yatırımcıların alternatif yatırım araçlarına yönelmesine neden
olmuştur.
Yatırımcıların kaldıraçlı yatırım enstrümanlarına olan talebi,
uzun bir süredir Vadeli İşlemler ve Opsiyon Borsası A.Ş’nin
faaliyete geçmesini sağlamış, zamanla aynı şekilde çalışan yurt
dışı piyasalara ilgi daha da artmıştır.
DÖVİZ DERGİSİ İLETİŞİM
Telefon : 0(212) 505 37 69
E-Posta : [email protected]
Bu ilgi, yatırımcıların tek bir borsa ve geleneksel enstrümanlar
yanında, farklı yatırım alternatiflerine duydukları ihtiyacı işaret
etmektedir; bu durum aynı zamanda ülkemizdeki yatırımcıların
daha nitelikli ve bilinçli olmaları yolunda güzel bir trendin
başladığının da işaretidir.
Döviz Dergisi bu trende paralel olarak, yatırımcıların yurt dışı
piyasalara güvenilir ve etkin bir kaynaktan erişimlerini sağlamak
üzere kurulmuştur.
Sitemizde
zengin
kapsamlı
strateji
bültenlerimize
erişebileceksiniz. Döviz Dergisi ile edindiğimiz tecrübelerimizi
ve bilgilerimizi sizlerle paylaşmaya devam edeceğiz. Günlük yazılı
ve görüntülü bültenlerimiz yanında, şirketimizin tecrübesinden
birebir komünikasyonla faydalanabilme ayrıcalığının size katma
değer olacağına inanıyoruz.
Spot parite (fx), vadeli işlemler, opsiyon ve CFD piyasalarında
onlarca parite, metal, emtia, hisse senedi, hazine bonosu
yatırımları yaparken profesyonel desteğe ihtiyaç duyacağınızı
düşünüyorsanız, gelin birlikte çalışalım.
Kişiye özgün ve 7/24 hizmetlerimizden faydalanma imkânına
gerçek anlamda ilk defa ulaşma fırsatını yakalayın.
Adres
: Galataderesi Cd. 27/6
Şişli - İstanbul
EMTİA ANALİZ
BRENT
ANALİZ
NYMEX PETROL
ANALİZ
Brent tipi Petrol 100.4 seviyesinden işlem görüyor. 102 seviyesine kadar
yükseliş dinamiğinde olan Brentte 102’den başlayarak 95 hedefli satış yapmak
üzere analizde bulunabilir.
Petrol fiyatları geçtiğimiz hafta belirtiğimiz satış noktamıza yükseldi. Haziran
vadeli Nymex petrol 89.2 seviyesinden işlem görüyor. 90.3 güçsüz direnç
noktamızdır. Bizler 89 seviyesinden yaptğımız satışlara yükselirse 90.3’dan
eklemeye yapmak üzere bekleyeceğiz. Hedefimiz 86.5’dir.
MISIR ANALİZİ
4
PARİTE ANALİZ
Geçtiğimiz hafta parite çok dar bir alanda fiyatlanmıştı. Parite analiz anında
(Pazartesi Türkiye Saatine göre 22.00’da) 1.3065’den işlem görüyor. 1.304’ın
altında kalıcı olmayan fiyat hareketleri pariteyi daha yukarı taşıyacakdır.
Fakat gelişen gündem ile dolar hafif güç kazanmaya başlamış olması hisse
senedi piyasalarını tedirgin ediyor. USD Index’in halen yukarı görünümlü fiyat-
EUR / USD
ANALİZİ
lanmaya devam etmesi paritede yükselişin kısa sürmesini etkiliyor.
1.317’in üzerinde fiyatlanması çok zor görünen parite hafta içi 1.292’e kadar
gerileme görebiliriz. EURO cinsi varlıklarda hafif yükselişin olmasıda paritede
gerilemenin çok dar bir bantta olacağını gösteriyor.
Bizler bu hafta paritede hafif bir gerileme bekliyoruz. Parite önce 1.317’e
yükselip sonra 1.292’e gerileyebilir. Bu nedenle 1.317’den 1.292 hedefli satış
öneriyoruz. Ya da 1.292’e gerilerse 1.317 hedefli alım öneriyoruz şeklinde
yorumlayabilirsiniz.
EUR / USD
Geçtiğimiz hafta Ingiltere’nin kredi notunun düşürülmesi parite geriletmişti.
Bizler Sterlinin ilerleyen sürede 1.55’in üzerinde fiyatlanacağına inanıyoruz. Bu
GBP / USD
nedenle gerilemelerde Sterlin alınmasını tavsiye ediyoruz. 1.528’den fiyatlanan
ANALİZİ
Sterlinde geçtğimiz hafta belirttiğimiz destek seviyeleri çalışmıştı. Fakat kar al
noktamıza ulaşamamıştık. 1.538 haftalık işlemlerde izleyeceğimiz direnç ve
kar al noktamızdır.
5
GBP / USD
Kur 1.804 seviyesine yeniden yükseldi. Dergimizi yakından takip eden ve
geçmiş sayıları okuyan yatırımcılar kurdaki görüşlerimizi sürekli güncellen-
USD / TRY
ANALİZİ
mesini istiyor. Bizler ekip olarak hergün www.dovizgazetesi.com’dan kurdaki
beklentimizi gazeteye üye olan yatırımcılarımızla paylaşıyoruz. Kur bu hafta
yine 1.812 direnç seviyesine yükselebilir. Bu nedenle kurda satış yapmak
isteyen yatırımcılar 1.812 seviyesini beklemelidirler. 1.819 diğer bir direnç
noktamızdır. 1.798 destek noktamızdır.
USD / TRY
USD / TRY
ANALİZİ
Kur geçtiğimiz haftalarda belirtiğimiz gibi 2.32 seviyesinden alıcıların gelmesi
ile yükselişe geçecek beklentimiz gerçekleşti.
EUR / TRY
ANALİZİ
2.357 seviyesinden fiyatlanan kurda 2.383’a kadar yükseliş devam edecekdir.
Bu nedenle Euro alıp Türk Lirası satılmasını tavsiye etmeye devam ediyoruz.
6
EUR / TRY
EUR / TRY
ANALİZİ
ENDEKS ANALİZ
DOWJONES
VADELİ
BORSA
İSTANBUL
30 VADELİ
Dowjones vadeli 14500 seviyesinden işlem görüyor. 14340 seviyesine kadar
satışların gelmesini beklediğimiz endeksde geçtiğimiz haftalarda önerdiğimiz
pozisyonumuzu korumaya devam ediyoruz.
Borsa İstanbul vadeli 103 000 seviyesinden pazartesi gününü kapatmıştı.105
000 üzerinde kalıcı bir fiyatlanma beklemediğimiz endeksde geçtiğimiz
hafta açılan satış pozisyonlarını korumanızı tavsiye ediyoruz. Satış yapacak
yatırımcılar için bu haftaki giriş noktamız 104 250’dir.
7
8
9
BASINDAN HABERLER
Financial Times gazetesi, Türkiye’de cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili soruşturmada Emekli
Tuğgeneral Levent Ersöz’e dava açılmasıyla ilgili bir haber yoruma yer veriyor.
“Türkiye ekonomisini dışa açan cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın ani bir kalp krizi nedeniyle olduğu belirtilen ölümünden 20 yıl sonra bir mahkeme, emekli bir subaya karşı cinayet suçlamasıyla dava açtı.” diyen gazete, mahkemenin bu kararı, soruşturmada dava açmak için zaman aşımının dolmasından hemen önce aldığını yazıyor.
Haberde, iddialarla ilgili geçen yıl yapılan bir soruşturmada, Özal’ın doğal nedenlerle ölmüş olabileceği sonucuna varıldığının ve fazla kilolu olan cumhurbaşkanının ölümünden hemen önce Orta Asya’daki zorlu bir geziden
dönmüş olduğunun da altı çiziliyor.
Geçen yıl Özal’ın mezarı açılarak yapılan incelemede cumhurbaşkanının kesin ölüm sebebi tespit edilememişti.
“KUVVETLİ ŞÜPHELER”
Gazete, iddiaların öldüğü gün tıbbi ekibinin Özal’ın yanında olmamasından ve kalp krizine içtiği bir limonatanın
yol açmış olabileceği söylentisinden beslendiğini de vurguluyor.
Financial Times, bir savcının bu ay vardığı sonuçta, “Özal’ın organize bir şekilde işlenen bir cinayete kurban
gittiği yönünde kuvvetli şüpheler bulunmaktadır” dediğini ve Ergenekon davası sanığı olarak cezaevinde bulunan emekli Tuğgeneral Levent Ersöz için ömür boyu hapis istediğini de aktarıyor.
Yazıda, bu tür soruşturmaların ülke içinde yarattığı gerilimin bir örneğinin, geçen hafta Ergenekon davası
duruşması sırasında göstericilerle polis arasında yaşanan çatışmada görüldüğü de belirtiliyor.
Financial Times, “Ilımlı İslamcı grup, Gülen hareketinin Türk toplumunun birçok yerinde nüfuzlu yerlere sahip
olan üyeleri, bu tür davaların en önemli destekçileri konumunda” diyor.
Geçen hafta Silivri’deki göstericileri, bağımsız yargıçları yıldırmaya çalışmakla
suçlayan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, daha önce Ergenekon ve benzeri
davaların süresi ve çaplarıyla ilgili sabırsızlığını da ifade etmişti, habere göre.
Gazete son olarak Türkiye’nin önemli bir kısmının, Özal’ın Kürt militanlarla
kanlı çatışmaları sona erdirmek isterken öldürüldüğüne inanmış durumda
olduğunu belirtip, Kürt bir muhasebeci olarak tanıttıkları Hasan adlı bir kişinin,
“Özal Kürt sorununu çözmek istediği için öldürüldü. Erdoğan’ın bu sorunu
çözmesine izin vermeyecekler” dediğini aktarıyor.
Independent gazetesi manşetinde, Amerika Birleşik Devletleri’nin
Boston kentinde düzenlenen Maraton sırasında yaşanan
patlamalara yer vermiş.
10
10
TURGUT ÖZAL
BASINDAN HABERLER
“VENEZUELA’DA ÇABUK SÖNEN DEVRİM HAYALİ”
“Ölümünden yalnızca altı hafta sonra Hugo Chavez’in sosyalist hayalleri silikleşiyor.
Chavez’in kendisinin halefi olarak seçtiği Nicolas Maduro, Venezuela’daki
cumhurbaşkanlığı seçimini kazandı fakat yalnızca çok küçük bir farkla.
Kendisini Chavez’in oğlu olarak ilan eden Maduro, oyların yüzde 50,7’sini alırken,
muhalif lider Henrique Caprilles ise seçmenin yüzde 49.1’inin oyunu aldı. Arada
yalnızca 235 bin kişi fark söz konusu. Bunu Chavez’in Ekim ayında
muhalefete attığı 11 puanlık farkla kıyaslayın.”
Financial Times yazarına göre, Venezuela’daki Bolivarcı projenin tüm
boşlukları Chavez döneminde, liderin kendine has karizması ve
petrodolarlarla kapatıldı.
Maduro zorlu bir seçimin ardından şimdi daha zorlu bir
cumhurbaşkanlığına hazırlanıyor.
NİCOLAS MADURO
İngiltere’nin önde gelen üniversitelerinden London School of Economics’in (LSE) BBC’ye Kuzey Kore’de
öğrencilerle birlikte yaptığı programla ilgili eleştirileri İngiliz basınında geniş yer buluyor.
Konuyu manşetinde işleyen Times gazetesi, Kuzey Kore’de gizli çekimler yapıp program hazırlayan BBC ekibinin, birlikte seyahat ettikleri öğrencilere bu durumu haber vermeyerek, öğrencileri tehlikeye attığının iddia
edildiğini yazıyor.
Gazete, BBC’nin yeni genel müdürü Tony Hall’un, LSE rektörünün programın yayınlanmamasıyla ilgili isteğini
reddettiğini de aktarıyor.
KUZEY KORE’DE GİZLİ ÇEKİM
BBC’nin Panorama programı için çekim yapan üç kişinin, LSE’nin öğrenci topluluğu tarafından düzenlendiği
belirtilen sekiz günlük Kuzey Kore ziyaretine katılarak, araştırmacı oldukları izlenimini verdikleri belirtiliyor.
Gazete BBC News programları müdürünün, öğrencilere gerekli uyarının yapıldığını ifade ettiğini de yazıyor.
Guardian gazetesi ise nükleer saldırı tehdidinde bulunan bir ülkeden haber geçmenin önemli bir gazetecilik başarısı olduğunun altını çizdikten sonra, BBC genel müdürünün ilk tepkisinin bu haberi hazırlayanların
arkasında durmak olmasının beklenen bir tavır olduğu tespitini yapıyor.
Ancak gazete, Hall’un, LSE öğrencilerinin kendilerine gizli çekim yapan bir televizyon ekibinin eşlik edeceğini
tam olarak hangi noktada öğrendiklerini açıklaması gerektiğini savunuyor.
11
BASINDAN HABERLER
“BBC VE İNGİLİZ HÜKÜMETİ BİR GÖRÜLÜYOR”
Gazete, LSE’nin araştırmacılarının tarafsızlığına halel gelmesi karşısındaki kaygılarının anlaşılır olduğunun da
altını çizip, dünyanın bazı bölgelerinde, BBC ile İngiliz hükümeti arasındaki ayrımın kabul edilmediğini de belirtiyor.
LSE’den Profesör George Gaskell, programın, üniversitesinden araştırmacıların gelecekte tehlikeli bölgelerde
çalışma risklerini artırdığı konusunda kaygılarını Independent gazetesiyle paylaşmış.
Gaskell, hâlihazırda bazı araştırmacılarının Afrika’da ve Çin’de olduklarını, bu kişilerin tarafsızlıklarından kuşku
duyulması halinde durumlarının tehlikeye girebileceğini de belirtip, “hangi tehlikelerin kabul edilip, hangilerinin
kabul edilemeyeceği konusunda” BBC ile farklı fikirlerde olduklarını vurguluyor.
BBC muhabiri John Sweeney ise öğrencilerin tümünün, yetişkin ve cesur bireyler olduğunu ve karşı karşıya
kaldıkları risklerin bilincinde olduklarını savunuyor gazetenin satırlarında.
CİHATÇILARIN İSYANA “ZARARI”
Financial Times gazetesinden Roula Khalaf, Suriye’deki iç çatışma konusundaki yorum yazısında ülkedeki cihat
yanlılarının, isyancıların davasına darbe vurdukları değerlendirmesini yapıyor.
“Suriye’deki Nusra Cephesi’nin cihatçıların evreninde nadir bir başarı öyküsü” olduğunu yazan Khalaf, bu
nedenle el Kaide’nin Irak’taki başarısız örgütünün, iki örgüt arasında bir birleşme yaşandığı iddiasıyla ortaya
çıkmasının şaşırtıcı olmadığını belirtiyor.
Ancak yazara göre, dini fanatikliği ve öldürme yöntemleriyle değil ancak ana akım gruplarla
işbirliğine elverişli bir örgüt imajıyla el Kaide’nin daha kabul edilebilir bir
yüzü olmaya çalışan Nusra Cephesi tam da bu nedenle, bu birleşme ,
açıklamasına farklı bir yanıt verdi.
“Bu birleşme konusunda haberdar edilmediğini ve birleşme ile
pek de ilgilenmediklerini ifade eden Nusra Cephesi, Irak’taki
el Kaide’nin liderinin üzerine çıkarak el Kaide’nin
başındaki Eyman ez-Zevahiri’ye bağlılık yemini etti.”
Ancak, yazara göre bu açıklamalar, “Aşırılık
tehlikesine karşı savaştığını iddia eden
hükümetin anlatımına destek verir nitelikte.”
12
BASINDAN HABERLER
KENDİNİ GERÇEKLEŞTİREN KEHANET
Gerçekliğin bu olmadığını savunan Khalaf, Suriye’nin azınlıklarının bu tür açıklamalarla da beslenen korkular
nedeniyle Esad rejiminin düşmesinden endişe ettiklerini de aktarıyor.
Gazeteye konuşan İngiltere’deki Uluslararası Stratejik Çalışmalar Enstitüsü’nden Emile Hokayem “
Bu anlatının, kendi kendini gerçekleştiren bir kehanet olduğunu ve Esad’ın da bu sonucu
istediğini biliyoruz, ancak azınlıklar bunu böyle görmüyor” diyor.
Guardian gazetesi ise, Suriye’deki çatışmalarla ilgili bir haberinde, Suudi Arabistan’dan
1 milyar dolarlık bağış alan Ürdün’ün Suriyeli isyancılara silah sağlamak için
koridorları açtığını belirtiyor.
Gazete, Ürdün Kralı Abdullah’ın, sınırın öteki tarafındaki çatışmanın bir an önce
sona ermesinden yana olduğu yorumunu da yapıyor.
“THATCHERİZM YAŞIYOR”
EMILE HOKAYEM
Geçiyoruz Daily Telegraph gazetesine, gazeteye düzenlik olarak yazan Londra Belediye Başkanı Boris
Johnson, Thatcherizm’in müzelik bir yaklaşım olmadığını ve hala canlılığını koruduğunu belirtiyor.
Johnson, “87 yaşındaki bir kadının ölümünü şampanya ile kutlamanın komik olduğunu düşünen küçük solcu
arkadaşlarıma, hayatta ve iyi durumda olan bir şeyi hatırlatayım; Thatcherizm,” diyor.
BBC TÜRKÇE
“SİLAH LOBİSİ BAŞKAN OBAMA’YA KARŞI ZAFER KAZANDI”
Rusya’dan Rossiyskaya Gazeta aynı konuyla ilgili yorumunda, silah lobisinin
Başkan Obama karşısında önemli bir zafer kazandığına dikkat çekiyor:
“Silah lobicileri Başkan Obama karşısında galip geldi. Obama silaha karşı yürüttüğü
mücadeleyi kaybetti. Böylece bütün siyasi kariyerindeki en büyük yenilgiyi almış
oldu. Obama’nın kendisi de bu kararın alındığı günün Washington için büyük
bir utanç olduğunu söyleyerek, vatandaşları bu skandal kararı bir
sonraki seçimlerde sandık başına giderken hatırlamaya çağırdı.
Güçlü lobi kuruluşlarından Ulusal Silah Birliği (NRA) ise sadece
sıradan vatandaşlara değil, Beyaz Saray’a da ABD’de gerçekte
kimin etki sahibi olduğunu göstermiş oldu.”
OBAMA
13
BASINDAN HABERLER
“OBAMA’NIN SİLAH EDİNMENİN ZORLAŞTIRILMASI ÇABASINA RED”
Fransız Dernieres Nouvelles d’Alsace son yıllarda çok sayıda silahlı saldırının düzenlendiği
ABD’de Başkan Barack Obama’nın silah edinmenin zorlaştırılması çabalarını ele alıyor.
Gazete silah edinmenin zorlaştırılmasını öngören yasa tasarısının Senato’da reddedildiğini
hatırlatarak, ağır eleştirilerde bulunuyor:
“Amerikan Kongresi silah edinme hukukunda minimalist bir reformu
reddetmek suretiyle anasayal bir suç işlemiş oldu. Kendi halkına karşı
işlenen yasal bir cinayet. Hem de bunun tamamen bilincinde olarak.
Dün yasa tasarısına karşı ret oyu kullanan 46 senatör Newton’da 21
ilkokul çocuğunun henüz toprağı kurumamış mezarına tükürmüş oldu.
Aynı şekilde Columbine, Virgina Tech ya da Aurora’daki silahlı saldırılarda ölen insanların mezarına
da. Bunu seçim ve mali hesaplar nedeniyle yaptı senatörler. Güçlü silah lobisi onları bu yasa
tasarısına ret oyu verdikleri için ödüllendirecektir, onlardan korkmalarına gerek yok. “
“ALMANYA’NIN EKONOMİK TAHMİN RAPORU”
Esslinger Zeitung adlı Alman gazetesi ilkbahar ekonomik tahmin raporunu
konu alan yarımında şu görüşlere yer veriyor:
“Almanya’nın ekonomik bakımdan yıllardır ayakta kalmayı başarmış olması
gerçekten takdir edilmeli. Güney Avrupa’nın kriz ülkeleri, ekonomisinin geliştiği,
işsiz sayısının az olduğu, sosyal güvenlik bütçesinin açık vermediği ve vergi
gelirlerinin arttığı Almanya’yı gıptayla izliyorlar. Ama başkasına bakmak aynı
zamanda hata ve beceriksizliğini gözler önüne seren kendi durumunu da tartmak,
demektir. Bunun idrakinden değişiklik için güç ve cesaret alınabilir. Bu tespit aynı
zamanda, kendini sürekli şikâyet etmek zorunda hisseden Almanlar için de geçerlidir.”
“ALMAN MECLİSİ BASKI ALTINA ALINDI”
Berliner Zeitung, Kıbrıs yardım programının Alman Meclisinin tartışılıp karara bağlanmasına
ayırdığı yorumda alternatifsizlik iddiasıyla meclisin baskı altına alındığını savunuyor:
“Alman Meclisinin yardım paketini onaylamaktan başka çaresi olmadığı doğruysa bu karşı
argümanların olmamasından değildir. Siyaset ve finans dünyalarındaki statükonun korun
ması için kaçınılmaz sayılan evet oyları, Federal Meclis’in bin bir zorlukla kazandığı
karara katılma hakkını ortadan kaldırmaktadır. Hatta daha da ileri gidip, parlamentoya
şantaj yapıldığı bile söylenebilir. Milletin temsilcisi usulen söz hakkına sahip ama kararlara
yön verme yetkisinden elinden alınıyor. Bu durumda genel kurulda yapılan oylamalarla
sözde demokrasi işletilmiş oluyor. Hal böyle olunca da, ‘Almanya’nın Alternatifi’ gibi şüphe
uyandıran partilere zemin hazırlanıyor. Olan, solmaya yüz tutan demokrasiye oluyor.”
14
BASINDAN HABERLER
“KIBRIS’IN İFLASTAN KURTARILMASI PARLAMENTER DEMOKRASİYE GÖLGEDİR”
Rostock’ta yayımlanan Ostsee-Zeitung Kıbrıs’ın iflastan kurtarılmasında izlenen yolun parlamenter
demokrasiye gölge düşürdüğünü vurguluyor:
“İflasın eşiğindeki Kıbrıs’ı kurtarmak amacıyla hazırlanan yardım paketine yine ‘sistemik önem’ gerekçe
yapıldı. Bütün kapıları açan ‘alternatifsizlik’ iddiası son üç yılda on iki kez işletildi. Demek ki Kıbrıs
sistemik önemi bakımından Avrupa’nın kaderini tayin edebilirdi. Almanya’nın
en fakir eyaletinin üçte ikisi kadar yurtiçi hasıla yaratan bu küçük adanın
koca Avrupa’yı felakete sürükleyebileceği iddiasına kim inanır?
Buna göre, battığı takdirde komşu köydeki bankayı da iflasa
sürükleyebileceği için en küçük köy bankasının da sistemik
sayılması gerekmez mi? Sistemik önem artık içi boş, ama siyasi
niyetlere ciddiyet havası veren bir kavram olup çıktı. Kıbrıs’ın, genel kuruldaki lâf cambazlığıyla pazarlandığı
gibi gerçekten kurtarılabileceği zaten şüpheli. Kesin olan, ayrılan yardımın yetmeyeceği. Yunanistan iki kez can
simidi atılmasına rağmen borç faiz ve taksitlerinin altında eziliyor. Geçen yıl ortakları Portekiz’e 28 milyar euroluk yardım yapmış. Bu paranın sadece 800 bin eurosu bütçeye aktarılmış, 27 milyardan fazlası ise alacaklılara
ödenmiş. Slovenya da eklenince, iflasın eşiğindeki Euro ülkelerinin sayısı altıya çıkmış olacak.”
“KIBRIS’A YARDIM PAKETİ”
Kıbrıs yardım paketiyle ilgili bir diğer yorum da Maerkische Oderzeitung gazetesinde yayınlandı:
“Kıbrıs küçük ama bankacılık sektörü büyük. Ama en büyük
bankası bile Almanya’nın en küçük bankasına ancak
yetişiyor. Alman Meclisi ise Kıbrıs’ın acilen on milyar
euroya ihtiyacı olduğunu kabul ediyor. Kıbrıslılara
acıdığından değil, Kıbrıs’ın batmasının bütün ortak para bölgesini tehlikeye atacağı gerekçesiyle. Anlaşmalara göre mali yardımın ilk şartı borçlunun sistem açısından önemli
olması. Kıbrıs’ın gerçekten bu kadar önemli olup olmadığı ancak battıktan sonra anlaşılabilir. Krizle mücadeleye önce küçük mevduat sahibinin de ortak edilmeye kalkışılması bütün Avrupa’da huzursuzluk yarattı. Bütün
Avrupalılar banka hesabının tehlikede olduğunu düşünmeye başlarsa bu işin sonu hayırlı olmaz.”
“İTALYA CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMLERİ”
Hollanda’dan de Volkskrant İtalya’daki Cumhurbaşkanlığı seçimlerine ayırdığı yorum sütunlarında şu
görüşlere yer veriyor:
“İtalyan siyaseti neredeyse iki aydır sessizliğini koruyor. İktisatçılar, sendika başkanları, uluslararası siyasetçiler
ve kardinaller kriz halindeki ülkenin acilen yeni bir hükümete ihtiyacı olduğunu giderek daha yüksek sesle dile
getiriyorlar. Ancak Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano Şubat ayında yapılan seçimlerde ortaya çıkan kötü
sonuçların ardından bir kabine kurulmasını başaramadı. Şimdi Napolitano’nun görev süresi doluyor bu nedenle
şimdiye dek koalisyon oluşturamayan İtalyan politikacılar, en azından Napolitano’nun halefi üzerinde uzlaşma
sağlamak zorunda. Cumhurbaşkanlığı seçimi daha çok bir müzakere oyunu, bu nedenle İtalyan gazeteciler
bunu çocukların okul bahçesinde oynadığı pokemon oyununa benzetiyor. Slogan şu: Eğer bana ömür boyu üç
senatörlük koltuğu verirsen, o zaman sana oy veririm.”
15
BASINDAN HABERLER
“ALMAN MUHALEFETİ, HER YARDIM PAKETİNE YEŞİL IŞIK YAKTI”
Süddeutsche Zeitung, Almanya’da Kıbrıs’a yardım programının oylanacağı bugünkü Meclis Genel
Kurulunu konu alan yorumunda, Başbakan Merkel’in krizle mücadele politikasını eleştiren muhalefetin
şimdiye kadar her yardım paketine yeşil ışık yaktığını hatırlatıyor. Yorum şöyle devam ediyor:
“Avrupa İstikrar Mekanizması’ndan derlenen yeni yardım programı bugün Meclis Kurulunda görüşülüp karara
bağlanacak. Hükümetin ortak para bölgesinin kriz ülkelerine yapılan yardımlarda meclisi bypass etmesini
Anayasa Mahkemesi önlemişti. Kıbrıs yardım paketi vesilesiyle, Avrupa Birliği’nin kurtarma mekanizmasını
işletenlerin, Anayasa Mahkemesi’nin koyduğu sınırları ve antlaşmaları umursamadığı ortaya çıktı.
Anayasa Mahkemesi parlamentonun haklarını genişletmek ve mecliste, ‘başka çaren yok, kerhen de olsa
onaylayacaksın’ durumuna düşülmesini önlemek istedi. Kısacası, Anayasa Mahkemesi, milyarlarca euroluk
yardımlara parlamentoyu ortak etmeyi denedi.”
“20’LER GRUBU’NUN DEVLET MALİYESİNİ SAĞLAMLAŞTIRMA GİRİŞİMİ”
Almanya’nın önde gelen iktisat gazetelerinden Handelsblatt 20’ler Grubu’nun devlet maliyesini
sağlamlaştırma girişimini değerlendirdiği yorumunda şu görüşlere yer veriyor:
“Devletlerin mali disipline uyması için çaba
harcanması gereklidir. Ancak bütün sanayi ve
kalkınma halindeki aynı oranda borçlanabilmesi
gerekmez. 20’ler Grubu maliye bakanları, maliye
si sağlıksız gelişme gösteren ortaklarını uyara
20’LER GRUBU
bilmelidirler. Avrupa büyüme hızını kaybettiği,
Japonya ise kamu borçlanması tehlikeli boyutlar aldığı için ihtarı hak etmiştir. Sınıfının en iyilerinden olan
Almanya Maliye Bakanı Schaeuble de herkesin memnun olmayacağını bilse bile başkasının kulağını çekebilmeli, ancak fazla bir şey ifade etmeyen tek bir oranda ısrar etmemelidir.”
“ALMANYA’DAKİ EMEKLİ MAAŞLARI”
Neue Westfaelische gazetesi Almanya’daki emekli aylıklarını konu alan yorumunda, nüfusun
yaşlanmasının emeklileri önemli bir seçmen grubu yaptığını belirtiyor:
“Emekliliğin genel seçimlerin en önemli kampanya konularından
biri olacağı anlaşılıyor. Hrıstiyan birlik partilerinin sosyal güvenlik
bütçesine ek yük getirmeye niyetli olduğu da. Annelere ve hayat
boyu düşük maaşla çalışmış olanlara daha fazla emekli aylığı
ödemek siyasi bir tercihtir. Ama bakalım Almanya’nın mali
gücü buna yeter mi? Emeklilik garantisi, çalışanların ücreti
düşse de emeklilik maaşının düşmemesini öngörüyor.
Ancak ekonomik durumun son üç yıldaki kadar iyi olmadığı
da ortada. Emeklilik sigortasının şimdilik parası çok. Ama
bu çok çabuk değişebilir.”
16
BASINDAN HABERLER
“VENEZUELA SEÇİMLERİ”
Bulgar gazetesi 24 Tschassa, Venezuela seçimlerine ilişkin olarak şunları yazıyor:
“Venezuela’nın yeni seçilen Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ’21’inci Yüzyıl Sosyalizmi’ yolunu takip etmek
istese bile aracını merhum Chavez’in yardımı olmaksızın kendi bildiği yöne sürmesi gerekiyor. Yeni Venezuela
Devlet Başkanı’nın üstesinden gelmesi gereken birkaç sorun var: Enflasyon, ekonomik büyümenin yavaş
ilerlemesi, ülkede var olan korkunç suç oranı ve partiyi bir arada tutan Chavez’den yoksun kalan Sosyalist Birlik
Partisi içinde giderek artan görüş ayrılıkları… Bunun ötesinde Maduro batılı ülkelerde, özellikle de ABD’de çoktan ‘kötü puan’ toplamaya başladı bile.”
“CHAVEZ’İN POZİSYONLARI SARSILMAKTA”
Moskova’da yayımlanan Kommersant adlı gazete de Venezuela seçimlerine
ilişkin yorumunda, ülkede merhum Chavez’in pozisyonlarının sarsılmakta
olduğuna göndermede bulunuyor:
“Venezuela seçimlerinin sonucu adeta sansasyonel. Muhalefetin adayı
Henrique Capriles seçimi almamış olsa bile şimdiye kadar başkan
yardımcılığı görevini yürütmüş olan Nikolas Maduro ile arasında sadece
yüzde 1,6’lık bir oy farkı çıkmış bulunuyor. Bu son oylama da gösteriyor
ki, Hugo Chavez’in ölümünden sonra taraftarlarının siyasî pozisyonları
yoğun bir biçimde sarsılmış bulunuyor. Şimdi artık güç kazanmış olan
muhalefetle uzlaşmaya gitmek durumundalar; ama bu da Chavez rejiminin
karakterine pek uygun düşmüyor.”
HUGO CHAVEZ
“YENİ VENEZUELA LİDERİNİN DURUMU ZOR”
Avusturya gazetesi Der Standard’ın “Galibin İkilemi” başlıklı yorumu, yeni başkanın zor durumunu
analiz ediyor:
“Birisiyle çok yoğun olarak birlikte yaşanan bir süre sona erip de, yollar
ayrıldığında hep aynı şey yapılır: Yeni kişi, hep selefi ile kıyaslanır. Siyasette
de durum farklı değil. Nikolas Maduro gerçi Venezuela’da seçimi kazandı ama
Hugo Chavez’in seçim zaferleriyle kıyaslandığında, elde ettiği başarı çok çok
mütevazı boyutlarda. Ülkede halkın yarısı Chavezizm’e artık inanmıyor. Halk,
şiddet içeren suçların ve yolsuzlukların arttığını, fiyat kontrollerini ve
tüketim mallarındaki azalışı ve dörtnala giden enflasyonu görüyor.
Bu gibi kötü gidişattan dikkatleri başka yöne çekmek için şimdiye
kadar hep karizmatik bir lidere ihtiyaç duyuldu ve Chavez kuşkusuz
bu karizmaya sahipti. Ama şimdi takke düştü kel göründü…”
NİCOLAS MADURO
17
BASINDAN HABERLER
“NATO BİRLİKLERİ ÇEKİLİRKEN AFGANİSTAN’IN DURUMU”
Liberal Letonya gazetesi Diena’dan seçtiğimiz yorum ise farklı bir konuda, NATO birliklerinin
Afganistan’dan çekilme arifesinde ülkedeki duruma ilişkin kaleme alınmış. Yorumda şu görüşler göze
çarpıyor:
“Afganistan’da insanların canına herhangi bir biçimde zarar gelmemesi için
12 yıl boyunca devam eden misyonun başlıca hedefinin başarısız kaldığı
görülüyor. Bundan dolayı NATO birliklerinin 2014 yılında Afganistan’dan
çekilmesinden sonra Batılı ülkelerin desteklediği Afgan hükümetinin akıbetinin
ne olacağı da belli değil. Bunun ötesinde ülkenin içinde bulunduğu sarsıntılı
durumun önümüzdeki 10 yıllık dönemde devam edip etmeyeceği de açıklığa
kavuşmadı, zira Afgan merkezî hükümeti 10 yıldan fazla bir süre içinde,
halkın çoğunluğunun sempatisini ve desteğini kazanamamıştır.”
“CHAVEZ’İN GÖSTERDİĞİ ADAY SEÇİMİ KAZANDI”
Frankfurter Rundschau gazetesi Venezuela’daki devlet başkanlığı seçimini bir buçuk ay önce ölen
Hugo Chavez’in gösterdiği adayın kazanmasını şöyle yorumluyor:
“Maduro değil de Capriles kazansaydı bu bir aranağme olurdu. Hugo Chavez’in bozduklarını düzeltmek şimdi
eski vekiline düşüyor. Böylesi iyi de oldu. Sadece Chavez aleyhtarlığının birleştirdiği muhalefet ve onun
adayı Capriles için de. 40 yaşındaki Capriles’in altı yıl sonra, ‘21’inci Yüzyıl Sosyalizmi’ iflas ettiğinde, ayılmış
Venezuela’nın devlet başkanlığına seçilme şansı artmış olacak.”
“MADURO MUHALEFETLE KÖPRÜLERİ ATAMAYACAK”
Maerkische Oderzeitung’un yorumunda ise selefi kadar karizmatik olmayan Maduro’nun muhalefetle
köprüleri atamayacağını savunuyor:
“Nicolas Maduro zor bir miras devralıyor. Selefi Chavez’in kitleleri
fakirlikten kurtardığı su götürmez bir gerçek. Ama Chavez bunu
ülkeyi bölme pahasına yaptı. Oy farkının son derece az çıkması
da bunu gösteriyor. Sorunlar da azalmayacak. Aşırı şiddet, iki
haneli enflasyon, iflasın eşiğindeki devlet işletmeleri ve süt ya da
un gibi temel gıda maddesi kıtlığı yüzünden halkın memnuniyetsizliği
artıyor. Madura, selefinin otoriter stilini kopya etmeyip ülkeyi farklı
yönetmenin yolunu aramak zorunda. İktidarını koruyabilmesi için iç
barışı sağlamaktan ve muhalefetle uzlaşmaktan başka çaresi yok. Çünkü
topladığı oyların çoğu selefinden ödünç aldığı güven avansından başkası
değildi.”
Deutsche Welle Türkçe
18
NİCOLAS MADURO
ÖNEMLİ GELİŞMELER
300 RUS ŞİRKETİ FORBES
GLOBAL 2000 LİSTESİNDE
ÇİN’İN İZLANDA AÇILIMI
Etkili iş dergisi Forbes en prestijli
ve evrensel iki bin şirketinin yer
Pekin’e 5 günlük bir resmi ziyarette bulunan İzlanda Başbakanı
aldığı Forbes Global 2000 isimli
Johanna Sigurdardottir, Çinli mevkidaşı Li Keqiang’la birlikte
10. yıllık listeyi yayınladı. Bu yılki
Çin-İzlanda Serbest Ticaret Anlaşması ve diğer ekonomik
listede 30 Rus şirketi bulunuyor.
işbirliği belgelerine imza attı.
Arasında liderlik konumunda
Gazprom Şirketi yer alıyor (lis-
Sigurdardottir, anlaşmanın Çin ile Avrupa arasındaki ticari ilişkilere
tenin 17. sırası). Derginin ver-
ivme katacağını söyledi. Çin Başbakanı Li Keqiang ise “belgenin,
ilerine göre Gazprom’un yıllık
karşılıklı yarar ve ortak kazanca dayalı ilişkilerin yeni bir sayfasını
geliri 144 milyar doları buldu.
açmasını umduğunu” söyledi.
Gazprom 40,6 milyar dolarlık
kar elde ederek Amerikan Exxon
Çin ile İzlanda arasındaki ticaret hacmi 2012’de bir önceki yıla
Mobil (44,9 milyar dolar) ve Apple
kıyasla yüzde 21,1’lik artışla 137,6 milyon euroya tırmanmıştı.
( 41,7 milyar dolar) şirketleriyle
beraber karlılığa göre lider
TARAFLAR ANLAŞMADAN NE UMUYOR ?
üçlüsünü oluşturdu. Uzmanlar
İzlanda, Çin’le işbirliğini geliştirerek 2008 yılında yılında düştüğü mali
Rus devinin piyasa değerini
krizden kurtulmayı umuyor. 111,4 milyar, varlıkların toplam
miktarını ise 339,3 milyar dolar
Gözlemcilere göre Çin “İzlanda açılımı” ile bölgede etkinliklerini
olarak değerlendirdi. Gazprom’u
artırarak 1996 yılında kurulan Arktik Konsey’de sürekli gözlemci
Rosneft (Forbes genel listesinin
statüsü kazanmak istiyor.
59. sırası) takip ediyor. Listenin
61. sırasında Sberbank yer alıyor.
Artik Konsey’e 66. enlemin kuzeyinde toprakları bulunan ABD,
Forbes sıralamasında ayrıca
Kanada, Rusya, Finlandiya, Norveç, İsveç, İzlanda ve Danimarka gibi
Lukoil, TNK-BP, Surgutneftegaz,
ülkeler üye.
VTB, Tatneft, Transneft
şirketlerinin ismi geçiyor. Forbes
Küresel ısınmayla birlikte buzulların erimesiyle ortaya çıkan başta
dergisinin her yıl çıkardığı Forbes
petrol olmak üzere yeraltı zenginlikleri, bölgeye ilginin artmasına yol
Global 2000 listesi dünyanın önde
açıyor.
gelen iki bin halka açık şirketi
satış, karlılık, varlıklar ve piyasa
değerine göre sıralıyor.
19
ÖNEMLİ GELİŞMELER
KOSOVA VE SIRBİSTAN ARASINDA
TARİHİ ANLAŞMAYA VARILDI
Sırbistan ve Kosova’nın aralarındaki anlaşmazlığı sona
Avrupa Birliği, Sırbistan ile katılım müzak-
erdirmek için Avrupa Birliği arabuluculuğunda gerçekleştirdiği
erelerinin açılması için Kosova ile ilişkilerini
görüşmelerde anlaşmaya varıldı.
normalleştirmesini şart koşuyordu.
Bu sayede Belgrad’ın AB’ye katılım müzakerelerinin önünün
Priştine ve Belgrad arasında imzalanan
açılması bekleniyor.
anlaşmada, ‘Hiçbir taraf, diğerinin AB yolunu
engellemeyecek ya da başkalarının engel
koymasını teşvik etmeyecek’ ifadesine yer veriliyor.
Sırbistan’dan 2008 yılında tek taraflı olarak
bağımsızlığını ilan eden Kosova’nın kuzeyinde
Sırp nüfusun yoğunlaştığı bölgede Belgrad’ın
AB KIBRIS’TA BİRLEŞME İÇİN BASKI YAPMALI
kontrolü sürüyordu. Sırbistan, bu bölgede
özerklik tesis edilmesini talep ediyordu.
Avrupa Parlamentosu (AP) milletvekili Daniel CohnBendit, AB’nin Kıbrıs’ta birleşme için baskı yapması
BBC’nin aktardığına göre varılan anlaşma
gerektiğini söyledi.
çerçevesinde Kosova’daki Sırpların kendi kolluk kuvvetleri ve temyiz mahkemeleri olacak.
Yeşiller Grubu Eş Başkanı Cohn-Bendit, mali kriz-
Sırbistan’ın talep ettiği daha geniş özerklik ise
den kurtarmak için Kıbrıs’a kredi verenlerin, etnik
kabul edilmedi.
olarak bölünmüş ülkede birleşme konusunda ısrarcı
davranması gerektiğini, birleşmenin Türkiye ile ticari
Görüşmelere arabuluculuk yapan AB
ilişkileri güçlendirerek büyümeyi canlandırabileceğini
Dışişleri Yüksek Temsilcisi Catherine Ashton,
dile getirdi.
‘Müzakereler tamamlandı. Belge, iki başbakan
tarafından da paraflandı’ dedi.
Haber geçen Yunan gazetesi Kathimerini, AP milletvekilinin, adada sürdürülebilir ekonomik iyileşmenin,
Görüşmelerin önceki hafta düzenlenen son
sadece bölgenin en büyük ve dinamik ekonomisi
resmi turundan bir sonuç çıkmaması üzerine
Türkiye ile ilişkiler sayesinde aşılabileceğine işaret
Catherine Ashton, Sırbistan Başbakanı Ivica
ettiğini yazdı.
Daçiç ve Kosova Başbakanı Haşim Taçi’yi
sürpriz bir şekilde Çarşamba günü görüşmek
20
“Türk yatırımcılar, sadece birleşme olduğunda
için Brüksel’e çağırmıştı. Bu görüşmeden
adaya yatırım yapacak.” diyen Daniel Cohn-Bendit,
de sonuç çıkmaması üzerine Ashton, Cuma
“Kıbrıslılar, Avrupa Birliği içinde birlik kurmalı.” diye
günkü görüşmeler için iki lideri tekrar Brüksel’e
ekledi.
çağırmıştı.
ÖNEMLİ GELİŞMELER
AB, SURİYELİ MUHALİFLERDEN
PETROL ALIMINI SERBEST BIRAKACAK
AB-JAPONYA SERBEST TİCARET
MÜZAKERELERİNİN İLK TURU TAMAMLANDI
AB ülkeleri, petrol alımını serbest bırakarak muhali-
Müzakerelerde AB tarafına başkanlık yapan Avrupa
flerin kendilerine mali kaynak yaratabilmesini hedefli-
Komisyonu Ticaret Genel Müdürü Mauro Petriccione,
yor.
görüşmelerin ardından yaptığı açıklamada ‘İyi bir
başlangıç oldu. Bazı zor konuların bulunduğu büyük
Reuters’a konuşan bir AB diplomatı, ‘Bir AB dev-
bir görüşme. Ancak önümüzdeki aylarda hızla
leti Ulusal Koalisyon ile istişarelerin ardından onay
ilerleyeceğimizden eminim’ dedi.
verdiğinde, petrol alımlarına izin verilecek’ dedi.
Müzakerelerin ikinci turu 24-28 Haziran’da Tokyo’da
Ancak bu önlemin ne kadar etkili olacağıyla ilgili
yapılacak. Bu yıl içinde bir tur daha müzakere
şüpheler bulunuyor. Düşünce kuruluşu Avrupa
yapılması bekleniyor.
Dış İlişkiler Konseyi’nden Julien Barnes-Davey,
‘Yaptırımların kalkması şu anda göstermelik bir
Avrupa Komisyonu, iki taraf arasında imzalanacak
önlem olacak. Rejim, petrolün ülkeden çıkmaması
anlaşmanın AB’den Japonya’ya ihracatı yüzde 32.7,
için elinden geleni yapacak. Buna hava gücünü kul-
Japonya’dan AB’ye ihracatı ise yüzde 23.5 oranında
lanmak da dahil’ dedi.
artırmasını bekliyor.
Fransa ve İngiltere’nin, muhaliflerin
Avrupalı otomotivcilerin anlaşmayla ilgili bazı çek-
silahlandırılabilmesi için AB silah ambargosunun
inceleri bulunurken Brüksel, Japonya’da kamu
gevşetilmesi planı ise sekteye uğradı. Almanya,
alımlarına daha fazla erişim istiyor. Müzakerelerde
Avusturya ve İsveç, bu silahların radikallerin eline
sektörel düzenlemeler gibi gümrük vergisi dışında
geçeceği endişesiyle muhaliflerin silahlandırılmasına
kalan ticari engeller de ele alınıyor.
karşı çıkıyor.
Avrupa Birliği’nin önümüzdeki aylarda ABD ile de
Daha önce AB’nin ambargoyu kaldırmaması halinde
serbest ticaret müzakerelerine başlaması bekleni-
‘tek başına hareket edebileceğini’ söyleyen Fransa
yor. Brüksel’in Kanada ve Hindistan ile müzakereleri
da daha sonra bu yöndeki endişelerini dile getirdi.
devam ediyor.
Suriye’ye uygulanan ambargoyla ilgili tartışmanın,
ambargonun süresinin dolacağı ve uzatılmasının
gerekeceği Mayıs ayında alevlenmesi bekleniyor.
21
ÖNEMLİ GELİŞMELER
BANKACI PRİMLERİNİN
SINIRLANMASINA AVRUPA
PARLAMENTOSUNDAN ONAY
AB’de bankacı primlerine kısıtlamalar getirilmesi,
595’e karşı 40 oyla kabul edildi. 76 parlamenter
çekimser akldı. Sermaye gereksinimlerine dair
AVUSTURYA “SADECE BİZİM GİZLİ BANKA
HESAPLARIMIZ TARTIŞMAYA AÇILAMAZ
teklifler ise 608’e karşı 33 oyla kabul edildi, 67
‘Banka hesaplarının gizliliği’ tartışmasında
parlamenter çekimser kaldı.
Avrupa’da yalnız kalan Avusturya, başta
İngiltere’ye bağlı denizaşırı bölgelerdeki
Teklifler çerçevesinde AB’de bankacıların alabil-
vergi cennetleri olmak üzere diğer yerlerde
ecekleri primin yıllık maaşlarıyla sınırlandırılması,
de bankacılıkta gizlilik konusu tartışmaya
hissedarların onayıyla ise bu miktarın iki katına
açılmadan, kendi bankalarındaki gizliliği
çıkarılabilmesi öngörülüyor.
görüşmeye açmayacaklarını söyledi.
Primlerin AB düzeyinde kısıtlanması fikrine
Lüksemburg’un 2015 itibariyle bankalarındaki
İngiltere, Avrupa’nın bankacılık sektörünün reka-
hesap bilgilerini diğer AB ülkeleriyle paylaşmayı
bet gücünü zayıflatacağı gerekçesiyle sert bir
kabul etmesinin ardından sisteme dahil olmayı
şekilde karşı çıkıyordu.
kabul etmeyen tek AB ülkesi Avusturya kaldı.
Avusturya Maliye Bakanı Maria Fekter, Manş
Diğer yasa ise AB’yi bankacılıkta, bankaların ser-
Adaları, Cebelitarık, Cayman Adaları ve Virgin
maye gereksinimleriyle ilgili yeni şartlar getiren
Adaları gibi İngiltere’ye bağlı ‘gerçek vergi
Basel III kurallarıyla uyumlu hale getiriyor.
cennetlerine’ işaret ederek, pozisyonlarını
savunmuştu.
Nihai onay için AB ülkelerinin nitelikli çoğunluk
usülü oylamasına sunulacak olan yeni düzenle-
AFP’ye açıklamalarda bulunan Avusturya Dışişleri
melerin 2014’te yürürlüğe girmesi bekleniyor
Bakanlığı sözcüsü Alexander Schallenberg,
‘Eğer diğerleri kendi konularını görüşmeye hazır
değilse, biz de görüşmelere başlamak istemiyoruz. Bu, tek taraflı bir mesele olamaz’ dedi.
Geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamalarda konuyu
görüşmeye hazır olduklarını belirten Başbakan
Werner Faymann, AB ülkelerinin kontrolündeki vergi cennetlerinin tartışmaya açılması
gerektiğini söyledi. Lüksemburg Dışişleri Bakanı
Jean Asselborn da Pazartesi günü Viyana’ya
gerçekleştirdiği ziyarette, AB’ye ‘gerçek vergi cennetlerinin üzerine gitme’ çağrısında bulunmuştu.
22
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Ancak toplumsal adalet yerli yerinde olduğu için, bu
konuda kampanya yürütmeye gerek yok. Bu sefer de
aynı hataya düştüler’ dedi.
GEÇMİŞ PERFORMANSLAR
ALMANYA’DA SEÇİM YAKLAŞIRKEN SOSYAL
DEMOKRATLARIN İŞİ ZORLAŞIYOR
Almanya’da başbakan adayı Peer Steinbrück
Sosyal Demokratların son kongresinde pek çok
kişinin kalbini kazandı. Ancak SPD’nin şansı
seçimlere doğru solacak gibi görünüyor.
Önceki hafta Ausberg’de gerçekleşen SPD kongresinde 600’ün üzerinde delege, Steinbrück’ü ayakta
alkışlandı. Ancak SPD adayının, Başbakan Angela
Merkel’i zorlayacak kadar oy toplaması beklenmiyor.
SPD; Merkel liderliğindeki Hıristiyan Birlik (CDU/CSU)
partisi ile birlikte Almanya’daki en büyük iki partiden
biri. Ancak Gerhard Schröder liderliğinde 20 milyon oy
aldığı 1998’den bu yana partide gerileme yaşanıyor.
Parti, 2009 yılında 10 milyon oyun altında kalmıştı.
SPD’ye kamuoyu desteği şu anda yüzde 23-27
arasında bulunuyor. CDU/CSU’ya destek ise yüzde
40-41 arasında.
Almanya’nın önde gelen araştırma şirketlerinden
Forsa’nın kurucusu Manfred Güllner EurActiv
Almanya’ya yaptığı açıklamalarda, ‘Görünüşe göre bu
10 milyon kayıp geri çevrilemeyecek. Eğer SPD daha
fazla seçmeni kendine çekemezse, oy oranı yüzde
25-26 arasında sabitlenecek’ dedi.
SPD’nin geçmişteki toplumsal adalet kampanyalarının
yeni seçmen çekmeye ya da seçmenin güvenini
artırmaya yetmediğine dikkat çeken Güllner, ‘SPD’nin
güçlü olarak değerlendirildiği tek konu toplumsal
adalet.
Ancak SPD’nin öncelikli prensipleri de son zamanlarda
tartışma konusu oldu. Seçmen, Steinbrück’ü toplumsal
adaletin savunucusu olarak görmekte zorlanıyor. Bir
vergi ve finans uzmanının, kökleri 19. yüzyıldaki işçi
hareketlerine uzanan bir partiyle özdeşleştirilmesi zor
olabilir.
Steinbrück son zamanlarda yapacağı konuşmalar
için çok yüksek ücretler talep ettiği ve Başbakan’ın
maaşının düşüklüğünden şikayet ettiği için kendini
eleştirilerin odağında buldu. Aynı şekilde Steinbrück’e
gösterilen rağbet de Merkel’in çok gerisinde. Schröder
kendisini başbakanlığa taşıyan oyları çekerken,
Steinbrück Almanya’nın liderliği için SPD’nin önünde
bir engel teşkil edebilir.
Güllner, ‘Ancak şu anda başbakan adayını değiştirmek
de pek anlamlı değil. Steinbrück’ün yerine kimin
geçeceğini tartışmak için çok geç, ayrıca bu hiçbir şeyi
de değiştirmez. SPD’nin en büyük sorunu ne mi? Şu
anda ülkedeki durumun değişmesi için bir talep yok.
Merkel, Euro krizindeki başarısı sebebiyle kamuoyundan destek görüyor’ dedi.
BÜYÜK KOALİSYON İHTİMALİ
Federal seçimlere beş ay kala düzenlenen SPD kongresinin ardından, CDU/CSU ve FDP arasındaki mevcut koalisyonun korunması gerçekçi bir ihtimal olarak
ortaya çıkıyor.
Ancak uzmanlar, CDU/CSU ve Yeşil Parti arasında bir
‘siyah-yeşil’ koalisyonu ihtimalini de gözardı etmiyor.
Yeşil Parti resmi olarak böyle bir fikre karşı, ancak
koalisyona sıcak bakan Merkel ile iktidarı paylaşmak
cezbedici olabilir.
23
ÖNEMLİ GELİŞMELER
ALTERNATİF OLASI GÖRÜNMÜYOR
Alman Die Zeit dergisinin eski Paris muhabiri olan
Yeni muhalefet partileri de seçimin bir başka konusu.
Henard, ‘Almanya’daki Avrupa karşıtı hareketin
Siyasetten genel itibariyle duyulan memnuniyetsiz-
Avrupa Parlamentosu’na girme riski büyük. Almanya
likten faydalanan Korsan Partisi’nin pek bir somut
için Alternatif birkaç sandalye kazanabilir, çünkü bu tür
politikası bulunmuyor. Aynı zamanda parti temsilcile-
konularla ilgili konuşmama tabusunu yıkıyorlar’ dedi.
rinin davranışları da şansını kaybetmesine yol açtı.
Freie Wahler (Özgür Seçmen) ve önceki hafta
SPD ve Steinbrück’ün, Merkel’i Euro krizinin önüne
kurulan Alternative für Deutschland (Almanya için
geçememekle suçlaması ise, mevcut hükümete
Alternatif), Euro karşıtlığına oynayarak yeni bir taktik
avantaj kazandırabilir. Merkel’in yurtdışında Hitler
denedi.
bıyıklarıyla ve Nazi taklitleriyle resmedilmesi, Alman
seçmenine Başbakan’ı daha da çok sevdirdi. Güllner,
Almanya’da düzenlenen son anketler, seçmenin yüzde
‘Bunlar büyük olasılıkla Merkel’e zarar vermek yerine
24’ünün AfD’ye oy verebileceğini gösteriyor. Ancak
yardımcı olacak’ dedi.
uzmanlar, bunun gerçek bir seçim olmaktan ziyade
siyasete karşı genel bir tavır olduğu görüşünde.
Fransa-Almanya ilişkileri üzerine yazılar kaleme alan
Fransız yazar Jacqueline Henard, ‘Bu veriyi bağlama
oturtmalısınız. Seçimden altı ay önce, Kıbrıs krizinin
ortasında düzenlenen bir anketin sonuçları’ dedi.
EurActiv Fransa’ya konuşan Henard, ‘Dahası, eko-
MISIR RUSYA’YA PETROL VE GAZ
YATAKLARININ HAZIRLANMASINI ÖNERDİ
nomist [Joachim] Starbatty gibi partiye güçlü destek
Rusya Enerji Bakanı Aleksandr Novak’ın Prime
veren tanınmış isimler, bu yeni partinin Bundestag’a
ajansına yaptığı açıklamaya göre Rusya’nın petrol
girme şansının bulunmadığına inanıyor’ şeklinde
ve gaz şirketleri Gazprom Neft, Lukoil, Gazprom ve
konuştu.
NOVATEK, Mısır hükümetinden kıta sahanlığı ve
karada petrol ve gaz yataklarının hazırlanması önerisi
AB’ye desteğin yüksek olduğu Almanya’da seç-
aldı. Söz konusu öneriler, Mısır Petrol Bakanının
menin açıkça Avrupa karşıtı bir partiye oy vermesi
Rusya gezisi sırasında yapıldı. Bakan Novak “Şirketler
olası görünmüyor. Güllner, ‘En büyük engel, Euro
konuyu değerlendirmeye aldılar. Anladığım kadarıyla
ile ilgili sorunlar olsa da, Almanlar geleneksel olarak
bu konuya ilgi duyuyorlar” dedi. Novak yaptığı
AB yanlısıdır ve Avrupa’yı barışın güvencesi olarak
açıklamada Mısır makamlarının kıta sahanlığı yoluyla
görürler’ dedi. Bu grupların akıbeti de da bir zamanlar,
gaz çıkarımını artırmaya hazır olduklarını belirterek
oyların yüzde 0.8’ini alan Alman markı yanlısı parti
“Şimdi yıllık yaklaşık 60 milyar metreküp gaz üretiyor-
gibi olacak’ dedi. Uçlardaki siyasi partilerin yükselişi
lar ve önlerine üretimi 25 milyar metreküp oranında
beklenmiyor. Güllner, ‘Memnun olmayanlar, radikalleri
artırma hedefi koyuyorlar” dedi.
desteklemek ya da faydasız çatışmalar provoke etmek
yerine oy vermemekle yetinecektir’ dedi.
Afrika’nın en büyük petrol üreticisi Mısır gaz üretiminde Cezayir’den sonra ikinci sırada yer alıyor.
Ancak AfD’ye destek, 2014 Avrupa Parlamentosu
Mısır’ın 2.2 milyar metreküp gaz rezervi bulunuyor.
seçimlerinde tırmanışa geçebilir.
Ülkenin gaz rezervlerinin %80’i ile gaz üretimin %70’i
Akdeniz ve Nil Nehri deltasında bulunuyor.
24
ÖNEMLİ GELİŞMELER
ÇİN’DE BEKLENMEDİK GELİŞME
Altın piyasasındaki panik reaksiyonda başka faktörler de rol oynadı. Çin’den gelen konjonktür tahminleri beklendiği gibi çıkmadı. Çin ekonomisi yılın ilk
çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine kıyasla yüzde
7,7 oranında büyüdü. Oysa büyümenin en az yüzde
8’i bulması beklenmekteydi.
ALTIN NEDEN DÜŞTÜ ?
Nord LB’nin analiz uzmanı Norman Rudschuck,
“Çin dünyanın ikinci büyük altın ve ikinci büyük pet-
Herkesi şaşırtan altın fiyatlarındaki hızlı düşüşün
nedenlerini ve bundan sonra yaşanabilecekleri
uzmanlar yanıtladı.
Ünlü spekülatör George Soros daha 2011 yılında altın
fiyatındaki gelişmenin “sabun köpüğünü” andırdığını
söylemişti. Döviz oyunlarıyla koca devletleri dize getirebilen, turbo kapitalizmin sembol ismi geçenlerde
de altının güvenli liman olmaktan çıktığı uyarısında
bulunmuştu.
Altının aniden ucuzlamasında George Soros’un
uyarılarının rolü olabilir mi? Altın, cuma günü yüzde
beş değer kaybettikten sonra hafta başında adeta
erimeye başladı. Ons fiyatı yüzde 8’lik düşüşle
1356 dolara indi. Altı ay önce altın 1800 dolardan el
değiştirmekteydi.
Kuzey Almanya Eyalet Bankası Nord LB’nin analiz
uzmanı Norman Rudschuck, “sürü psikolojisinin”
hafife alınmaması gerektiğini kaydediyor. Rudschuck,
“Son otuz yılda altın bu oranda değer kaybetmemişti.
Bir günde 770 milyar dolar buhar oldu gitti. Muhtelif
faktörler öz dinamiğiyle birbiri ardına devreye girdi”
şeklinde konuşuyor.
Altın fiyatının düşmesinin gerisinde, yatırımcının
‘zararın neresinden dönülse kârdır’ düşüncesiyle
değer kaybetmekte olan altınları hızla elden
rol müşterisi. Çin ekonomisinin tutukluk yapması
bütün dünyada fiyatlarlı etkilemeye yetiyor” görüşünü
kaydediyor. Uzman, Euro ülkelerinin altın rezervleriyle ilgili spekülasyonun da fiyat oynamalarında etkili
olduğunu belirtiyor.
Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi,
hazırlanan kurtarma programında üzerine düşen payı
karşılayabilmesi için Kıbrıs’ın altın rezervini kısmen
satışa çıkaracağını ima etmişti. Gerçi Kıbrıs 14 tonu
ancak bulan altın rezerviyle ons fiyatını etkileyecek
güçten mahrum. Yatırımcı asıl, bütün Euro Bölgesi’nin
Kıbrıs’ı örnek almasından çekiniyor.
ABD’DE HİSSE SENETLERİNE İLGİ ARTIYOR
Bazı uzmanlar ise Amerikan ekonomisinin
toparlanmaya başlaması dolayısıyla Amerikan
Merkez Bankası’nın gevşek para politikasına son
verebileceğini belirtiyor. Bu durumda altın, enflasyondan korunma fonksiyonunu kaybetmiş olacak.
Aynı zamanda tırmanan şirket kârları da hisse senedi
talebini arttırıyor. Böyle bir ortamda yatırımcının altına
sırt çevirip şirket hisselerine yönelmesi beklenebilir.
‘Altın yıl sonuna doğru toparlar’
Uzman Norman Rudschuck, altındaki ani değer
kaybını aşırı buluyor ve altın fiyatının zamanla
toparlanacağını düşünüyor. Rudschuck, şunları
kaydediyor:
çıkarmasının etkili olduğu tahmin ediliyor.
25
ÖNEMLİ GELİŞMELER
“Bu fiyat düzeyinde başta Çin ve Rus merkez
Borsa İstanbul Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel
bankalarının stok arttırmak için altın alacağı
Müdür Dr. M. İbrahim Turhan, “Yabancı borsaların
düşünülebilir. Ucuzluk fırsatını değerlendirip piyasaya
teknoloji birimleriyle görüşüyoruz. Biz bu yola
alıcı olarak girebilir ve merkez bankası bilançolarının
çıktığımızda böyle bir teklife muhatap bulmakta
Amerikan Doları’na bağımlılığını azaltmak isteyebil-
zorlandık. Bugün itibarıyla dünyanın aklınıza gelebil-
irler.”
ecek teknoloji sağlayıcı bütün borsalar şartlarımızın
tamamını kabul etmiş durumda. Şimdi artık seçim
Batı Avrupa Merkez Bankaları’nın döviz rezervlerin-
hakkı bizde... Temmuz ayında somutlaştırırız” dedi.
deki altın payı yüzde 70 ile 80 arasında değişirken,
bu oran Çin’de sadece yüzde iki, Rusya’da ise yüzde
PİYASA’NIN ‘AKİL’ İNSANLARI
on. Rudschuck bu bakımdan altın talebinin süreceğini
Turhan, Borsa İstanbul’a üç kategoride stratejik ortak
ve ons fiyatının yıl sonlarında 1700 ila 1800 doları
almak istediklerini belirterek, bunların teknoloji altyapı,
bulabileceğini söylüyor.
likidite sağlayıcı ve sermaye piyasalarının kanaat
önderleri olmasını planladıklarını söyledi. Turhan,
Deutsche Welle Türkçe
şunları söyledi:
“Likidite sağlayıcılarla ortaklık yapacağız.. Belli pay
senetleriyle ilgili sıkıntılar olabiliyor. Yabancılar
alıyor hisseyi, payları satmak istemiyor. Hissenin
likidite sıkıntısı oluyor. likiditenin yüzde 8-10’unu
tek başına taahhüt eden kurumlar var. Bu piyasanın
derinleşmesini sağlayacak. Üçüncü olarak da sermaye
BEŞ DÜNYA DEVİ BORSA İSTANBUL’DA
TEKNOLOJİK ORTAKLIK İÇİN KAPIŞIYOR
piyasalarının kanaat önderlerini stratejik olarak ortak
almayı planlıyoruz. Bu önderler kendi parasını yöne-
Borsa İstanbul, dünyanın 5 büyük borsası ile strate-
ten fonlar. Onlar neye yatırım yapıyorsa yatırımcılar
jik ortaklık için görüşüyor. Deutsche Börse, Nasdaq,
da onları takip ediyor. Yani piyasanın ‘akil insanları’.
Londra Stock Exchange, Chicago Mercantile
Örneğin, Harward, Oxford gibi, Singapur’un fonları
Exchange-CME ve The New York Stock Exchange’nin
var. Bunların yatırım yaptığı yere yatırımcılar gözü
IT birimleri Borsa İstanbul için yarışıyor.
kapalı yatırım yapar.”
Dünyanın 5 büyük piyasası, Borsa İstanbul’un
Turhan, bu ortaklıklarla bilişim teknolojileri kapasitel-
teknolojisi için kapışıyor. Yüzde 25’ini üç kategorideki
erini, piyasa know how’larını ve uluslararası ölçülebil-
stratejik ortaklara satacak olan Borsa İstanbul, bilişim
irliklerini artıracaklarını, tanınan ve tercih edilen bir
teknolojileri alt yapı donanımı için Alman Borsası
pazar haline geleceklerini dile getirdi.
Deutsche Börse, Nasdaq, Londra Stock Exchange,
26
Chicago Mercantile Exchange-CME ve The New York
UZAY VE SAVAŞ TEKNOLOJİSİ
Stock Exchange (NYSE) borsalarının IT birimleri ile
“Bugüne kadar Borsa’ya yaptığımız teknoloji
görüşüyor. Dev borsalar stratejik ortaklık için birbirleri-
yatırımları ile önümüzdeki 4 yılı kurtardık” diyen
yle kapışırken, son kararı 2023 yılında 10 trilyon dolar
Turhan, uluslararası borsalarda kullanılan teknolojinin;
işlem hacmine ulaşmayı hedefleyen Borsa İstanbul
uzay ve savaş teknolojilerinden farksız olduğunun
yönetimi verecek.
altını çizdi.
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Borsa İstanbul’un şuanda ulaşmak istediği hedefin
emir işleme kapasitesini saniyede 30 bine çıkarmak
olduğunu söyleyen Turhan, “Geçen sene bu rakam
2500 seviyesindeydi. Bir yıl içerisinde alt yapıya
yatırım yaparak şuanda saniyede 5 bin emire gelmiş
durumdayız. Bu rakam yükselen piyasa ekonomileri ile
mevcut konumumuzu muhafaza etme imkanı tanıdı
IMF KÜRESEL BÜYÜME
TAHMİNLERİNİ DÜŞÜRDÜ
bize. Bütün yatırımı kendi özkaynaklarımızla yaptık.
Uluslararası Para Fonu IMF, küresel eko-
Zaten gelişmiş ülkeler ile aramızdaki farkı kapatmak
nomik büyüme tahminlerini azalttı ve özellikle
için yapacağımız yatırımı da kendi özkayanaklarımızla
kalkınmakta olan ülkelerde ekonomik iyileşmeye
yapsaydık 10 yılda ancak yapardık” diye konuştu.
giden yolun engellerle dolu olacağı uyarısında
bulundu.
BIST’İN YÜZDE 25’İ SATILACAK
Borsa İstanbul’un şuanki ortaklık yapısı hakkında
İMF uzmanlarına göre, bu yıl küresel büyüme oranı
bilgi veren İbrahim Turhan, “Hazine’nin payı yüzde
%3,3 olacak. Bu oran, bu yılın başında yapılan tah-
49, VOB AŞ ve hissedarlarının payı yüzde 5, İMKB
minlerin binde 2 altında. Uluslararası Para Fonu’na
üyelerine eşit dağıtılacak şekilde yüzde 4, yeni
göre, küresel büyüme oranı 2014 yılında artacak.
unvanıyla Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği’nin
yüzde 1, İstanbul Altın Borsası üyelerinin payı binde
Salı günü yayınlanan İMF raporu, bu hafta
3 ve geriye kalan kısım yüzde 40,5’lik pay ise Borsa
Washington’da yapılacak İMF-Dünya Bankası yıllık
İstanbul AŞ’nin. Bu paydan yüzde 25-30’luk kısmı için
toplantıları öncesine rastladı. Türkiye dahil çeşitli
stratejik ortak alabiliriz. Geriye kalan yüzde 11’lik payı
ülkelerden yetkililer toplantılara katılmak üzere
ise 3 yıl içerisinde Hazine’ye devredeceğiz. Böylece
Washington’a geliyor. Uluslararası Para Fonu IMF’ye
Hazine’nin pay sahipliği yüzde 59’a yükselmiş olacak”
göre, hükümet harcamalarında yapılan kesintiler,
diye konuştu.
Amerikan ekonomisinin büyüme hızının %1,9’u
geçmesini engelleyecek ancak ABD ekonomisi 2014
BORSA KAMPÜSÜNE “TEKNOPARK” KURUYOR
yılında daha hızlı bir büyüme gösterecek.
İstinye’deki Borsa İstanbul kampüsünde Teknopark
kuracaklarını kaydeden İbrahim Turhan, “Bu
IMF’nin tahminine göre, duraklamada olan euro böl-
Teknopark’ın içerisinde Takasbank, veri merkezi,
gesi ekonomileri bu yıl binde 3 oranında küçülecek
hizmet binasının yanısıra şuanda İstanbul’da ofis
ancak gelecek yıl euro bölgesindeki ekonomilerde
açmaya hazırlanan Dünya Bankası da yer alacak.
duraklama sona erecek ve az da olsa bir düzelme
Dünya Bankası’nın İstanbul’daki ‘Dünya Bankası
başlayacak.
İstanbul Küresel İslami Finansman ve Ekonomik
Araştırmalar Merkezi’ birimi Borsa kampüsünde
IMF, gelişen ve gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri
olacak. Ayrıca, seans salonu da yenilecek ve
konusunda daha umutlu. Rapora göre, Gelişmekte
içerisinde basına da yer ayıralacak” diye konuştu.
Olan Pazarlar ve Kalkınmakta Olan Ülkeler’in ekonomileri bu yıl %5,3 oranında büyüyecek, gelecek yıl
da bu büyüme devam edecek. IMF’nin tahminlerine
göre, dünyanın üçüncü büyük ekonomisi olan Çin’de,
bu yıl %8 oranında büyüme kaydedilecek.
27
ÖNEMLİ GELİŞMELER
FRANSA’DAN AB-ABD SERBEST
TİCARET ANLAŞMASINDA
“KÜLTÜR” TEHDİDİ
Fransa Ticaret Bakanı Nicole Bricq, görsel-işitsel
eserlerin müzakereler dışında bırakılmaması halinde
ABD ve AB arasında serbest ticaret müzakerelerinin
başlamasına onay vermeyeceklerini açıkladı.
NOT ARTIRIMI OLABİLİR
JCR Eurasia Yönetim Kurulu Başkanı Ökmen,
Avrupa Birliği’nin önümüzdeki aylarda ABD ile ser-
‘’Türkiye’nin not görünümünü pozitifte
best ticaret müzakerelerine başlaması bekleniyor.
tutmuştuk. Bu, bir sonraki adımın not artırımı
yönünde gelebileceğine işarettir’’ dedi.
Ancak Bricq, AB dönem başkanı İrlanda’nın
başkenti Dublin’de anlaşmayla ilgili bir toplantının
Japon kredi derecelendirme kuruluşu (Japan
ardından yaptığı açıklamalarda ‘Fransa, sanatsal
Credit Rating Agency) JCR Eurasia’nın
yaratıcılıkta dinamizmini ve etkisini korumak isteme-
Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Ökmen, yakın
ktedir ve kültürel olarak ayrıcalıklı konusuna özel-
zamandan Türkiye’nin kredi notunu yeniden
likle bağlıdır’ dedi.
değerlendireceklerini söyledi.
Bricq, tüm AB ülkelerinin serbest ticaret
Ökmen, Türkiye ile ilgili en son değerlendirmelerini
görüşmelerine başlamak istediğini, ancak ülkel-
Haziran 2012’de yaptıklarını belirterek, o gün-
erin tutumlarında farkılıklar bulunduğunu söyledi.
den bugüne önemli değişiklikler yaşandığını,
Fransa, özellikle sinema ve televizyon sektörlerinin
Türkiye’nin makro ekonomik direncinde artış
önemli bir toplumsal etkisi bulunduğu gerekçesiyle
gözlendiğini dile getirdi.
bunu korumak istediğini söylüyor.
Bunun yanında Türkiye’nin dış şoklara karşı da
AB ile ABD arasındaki görüşmelerde GDO’lu ürün-
direncini artırğını belirten Ökmen, ‘’Bu olumlu
lerin de sıkıntılı bir nokta olması bekleniyor.
gelişmelerin tamamının çok yakın zamanda
yapacağımız değerlendirmeye yansıyacağını
düşünüyorum.
Türkiye’nin not görünümünü pozitifte tutmuştuk.
Bu bir sonraki adımın not artırımı yönünde
gelebileceğine işarettir’’ dedi.
28
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Ama Blanchard’a göre, gelişmekte olan ekonomiler,
özellikle de ihracata bağımlı olanlar ayrıcalıklı olmayacak: “Bu ekonomiler kalkınmış ülkelerde olup bitenlere
bağımlı. Ticarette, sermaye piyasalarında iniş çıkışlar,
onlar için sermaye akışını çok hassas hale getiriyor.
Sermaye akışını kontrol etmek durumundalar. Bir yandan faal olacaklar ama bunda da aşırıya kaçmamaya
EKONOMİK TOPARLANMA İNİŞLİ-ÇIKIŞLI OLACAK
özen gösterecekler.”
Uluslararası Para Fonu küresel ekonomik büyüme
Dünyanın en büyük ekonomisi olan Amerika
öngörüsünü düşürdü ve ekonomik toparlanmanın
açısından da toparlama tahminleri yavaş ama istikrarlı
inişli çıkışlı olacağı uyarısında bulundu.
görünüyor. Blanchard, federal devlet harcamalarında
kesintilere rağmen Amerika’da 2014 yılında daha
IMF, bu yıl küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde
sağlıklı büyüme öngörüyor: “Öncelikle çok güçlü para
3,5’tan yüzde 3,3’e indirdi. Yeni büyüme öngörüsü,
politikası uygulanmalı ve bu da faiz oranlarını düşük
IMF ve Dünya Bankası’nın Washington’daki yıllık
tutmalı. İkincisiyse bankacılık sistemi. Mükemmel
toplantılarının öncesi yapıldı.
olmasa da öncekine oranla daha güçlü durumda.
Üçüncü olarak da talep arttırılmalı.”
Washington’daki IMF-Dünya Bankası yıllık
toplantılarının gündemi, gelişen ekonomilerin yükselişi,
Blanchard küresel ekonomik toparlanma için üç
Avrupa’daki ekonomik durgunluk ve dünyadaki yoksul-
aşama önerse de, dünya ekonomisinin ancak zayıf
luk.
halkası kadar güçlü olduğunu söylüyor.
IMF’nin başekonomisti Olivier Blanchard, gelişen
Dünya Bankası bu hafta sonunda küresel büyümenin
ekonomilerde büyümenin sağlıklı bir çizgi izlediğini,
önündeki en büyük sorun olan işsizliği tartışacak.
kalkınmış ekonomileri ise inişli çıkışlı bir büyüme
süreci beklediğini söylüyor: “Asıl sorun Avrupa olacak.
Amerika’nın durumu daha iyi. Gelişmekte olan ekonomiler de iyi durumda. Ama asıl sorun Avrupa.”
IMF Avrupa’da devam eden borç batağı ve Kıbrıs’taki
son banka krizinin ardından Euro Bölgesi ülkelerinin
gelecek yıl da hafif ölçüde ekonomik durgunluk
IMF - DÜNYA BANKASI’NIN HEDEFİ
YOKSULLUKLA MÜCADELE
yaşayacağını öngörüyor.
Farklı ulusların finans yetkilileri yoksulluğun
Diğer ülkelerin aksine Çin ekonomisinin bu yıl yüzde
azaltılması, ekonomik büyümenin canlandırılması,
8 büyüyeceği, gelişmekte olan ekonomilerin de Çin’i
bankaların ve milli bütçelerin kontrol altına alınması
izleyeceği tahmin ediliyor.
gibi ekonomik sorunları mercek altına almak için
Washington’da. IMF ve Dünya Bankası’nın yıllık
toplantılarına 188 üye ülkeden temsilciler katılıyor.
29
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Dünya’daki yoksulların sayısı 1 milyara yakın. Dünya
Bir uzmana göre toplantıların başarısını yoksul-
Bankası Başkanı Jim Yong Kim bunu değiştirmekte
lara ayrılacak kaynaklar ve altyapıda yapılacak
kararlı. Başkan üye ülkelerden dünyanın en fakirleri
iyileştirmeler belirleyecek.
için kaynak ayırmalarını istiyor. Kim, aşırı yoksulluğun
2030 yılına kadar ortadan kaldırılabileceğini söylüyor:
“Günde 1,5 doların altında kazanan herhangi biri
bugün burada aşırı yoksulluğu bitirmenin zamanının
gelmediğini söyleyebilir mi?”
Ekonomistler küresel ekonomik büyümenin yoksullara
yardımcı olacağını ve dünyadaki 200 milyon işsizin iş
bulmasını kolaylaştıracağını söylüyor. IMF Başkanı
TÜRKİYE ENERJİ FASLINI AÇMAYA HAZIR
Christine Lagarde küresel büyümenin iyiye gittiği
Avrupa Komisyonu’nun genişlemeden sorumlu üyesi
görüşünde: “Dünya ekonomisi 9 ay önceki kadar teh-
Stefan Füle’nin, Avrupa Parlamentosu’na gönderdiği
likeli görünmüyor.”
yazılı açıklamada ‘Komisyon, Türkiye’nin enerji
faslında müzakerelere başlamaya hazır olduğunu
Ancak Lagarde büyümenin özellikle kalkınmış ülkel-
düşünmektedir. Enerji faslının açılmasına tüm AB
erde yavaş olacağı uyarısında bulunuyor. Başkan
üyelerinden onay gelmemiştir’ dediği bildirildi.
büyümenin hükümet bütçelerinde yapılan hatalı kesintiler ve Avrupa kaynaklı aksamaların büyümeye
Açıklamayı değerlendiren Ekonomi Bakanı Zafer
zarar verebileceğini söylüyor. Amerika ve Batı Avrupa
Çağlayan, ‘Bu bizim için son derece önemli olacak.
geleneksel olarak IMF ve Dünya Bankası’nın en büyük
İnşallah bu fasılda da Türkiye’nin AB meselesinde
para kaynaklarını oluşturuyor. Bu yüzden ekonomik
önemli mesafeler kat edeceğiz’ dedi.
durgunluk bu mali kurumlara zarar veriyor.
Füle, daha önce AP’nin Rum üyesi Eleni
Skype aracılığıyla görüştüğümüz Waterloo Üniversitesi
Theocharous’un verdiği bir soru önergesine verdiği
profesörü Besma Momani bu yüzden yeni kaynakların
yanıtta da Türkiye’nin enerji faslını açmaya hazır
Asya ya da Afrika’nın hızla büyüyen ekonomilerinden
olduğunu söylemişti.
gelebileceğini söylüyor: “Bu ülkeler IMF’nin şiddetle
ihtiyacı olan kaynakları sağlayabilir. Böylece onlar da
Füle, Theocharous’un, Türkiye’nin ‘Kıbrıs’ın münhasır
hep Amerika’ya başvurmak zorunda kalmaz.”
ekonomik bölgesi’ni ihlal ettiğini’ öne sürdüğü ve bu
durumda kendilerinden enerji faslındaki vetolarını
Brooking’den araştırmacı Domenico Lombardi birçok
kaldırmalarının istenmesinin nasıl mümkün olduğunu
ülkenin kalkınmakta olan ekonomilere daha fazla söz
sorduğu önergeye verdiği yanıtta, ‘Komisyon,
hakkı tanıyan bir reform paketini imzaladığını söylüy-
Türkiye’nin enerji faslında müzakerelere başlamak için
or.
yeterli düzeyde hazır olduğunu değerlendirmektedir’
demişti.
Ancak yakın zamana kadar anlaşma Washington’da
30
sürüncemeye uğramış: “Obama yönetimi yasayı resmi
Komisyon üyesi, Yargı ve Temel Haklar faslının açılış
olarak Kongre’ye sundu ve beklenen Kongre’nin pak-
kriterlerinin de tüm üyelerin onay vermemesi sebebiyle
eti yıl sonuna dek onaylaması.”
Türkiye tarafına iletilmediğini bildirdi. ÖNEMLİ GELİŞMELER
Ancak AB cezalarını ödemek için vatandaşlardan
vergi toplama konusunda geri adım atmadı:
‘Macar hükümeti bu konuda geri adım atmayacaktır.
Şu anda bütçe açığımızı, uluslararası ceza veya
yaptırımlar sebebiyle artırmaya hazır değiliz.’
MACARİSTAN AB’NİN ÜÇ TALEBİNDEN
İKİSİNE KAPIYI AÇIK BIRAKTI
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, son dönemde
Avrupa Birliği ile ülkesi arasındaki gerginliğin
tekrar tırmanmasına yol açan üç konudan ikisi
üzerinde uzlaşmaya açık olduğu sinyali verirken
biri konusunda geri adım atmayı kabul etmedi.
Macaristan Başbakanı Viktor Orban, devlet radyosuna
verdiği mülakatta AB’nin ülkeye verebileceği cezaların
ek vergilerle karşılanmasına ilişkin planlarında ‘geri
adım atmayacağını’ söyledi.
Ancak Orban, AB’nin eleştirilerine yol açan diğer iki
konuda bazı değişikliklere gidebileceğini ve özel televizyon kanallarında siyasi ilanların yayımlanmasına
getirilen yasağı kısmen kaldırabileceklerini, Ulusal
Yargı Bürosu’na verilen, davaların mahkemeden mahkemeye taşınması yetkisini de kısıtlayabileceklerini
belirtti.
Avrupa Komisyonu Başkanı Jose Manuel Barroso,
önceki hafta Orban’a bir mektup yazmış ve Macaristan
Anayasası’nda yapılan son değişikliklerden bu
üç konuyu ilgilendirenler sebebiyle hukuki süreç
başlatabilecekleri uyarısında bulunmuştu.
Orban, ‘Jose Manuel Barroso’nun gündeme getirdiği
bu üç konuyla ilgili olarak iki konuda uzlaşmaya gidebiliriz’ dedi. Macaristan lideri, Avrupa seçimlerini ilan
yasağının dışında tutabileceklerini belirtirken, ‘Brüksel
PETROL İHRACATINI TÜRKİYE
ÜZERİNDEN YAPACAK
Irak Kürdistan’ı direk petrol ihracatını Türkiye üzerinden yapmaya hazır. Reuter Haber Ajansı’nın aktardığı
habere göre ilgili petrol boru hattı birkaç ay içinde
hazır olacak. Bu Kürtler ve Bağdat arasındaki Irak
hidrokarbon gelirlerinin paylaşılması konusundaki
anlaşmazlığı şiddetlendirecek.
Kürdistan Bölge Hükümeti içinde bulunduğumuz yılın
üçüncü çeyreğinde petrol boru hattı inşaatını tamamlamaya hazırlanıyor. Türkiye bu plana onay verdi,
bu plana göre Genel Energy şirketine ait Taq Taq
petrol yataklarından çıkarılacak petrol Türkiye sınırına
yakın konumdaki Fişkabur pompa dairesi yardımı
ile Kerkük-Ceyhan petrol boru hattı üzerinden Türk
Ceyhan limanına, oradan da uluslararası piyasaya
ulaştırılacak.
Analiz uzmanları bu düşüncenin Irak merkez hükümetini sinirlendirebileceğini tahmin ediyorlar. Remi
Bağdat’ın görüşüne göre ise sadece Bağdat petrol
ihracatını kontrol etme ve ilgili anlaşmaları imzalama
hakkına sahip. Ancak Kürtler Irak Anayasası çerçevesinde hareket ettiklerini düşünüyorlar.
eğer Avrupa Birliği’ni ilgilendiren davaların görüldüğü
mahkemelerin değiştirilmesini istemiyorsa, memnuniyetle bir çözüm sunarız’ dedi.
31
ÖNEMLİ GELİŞMELER
RUSYA ÇIKARLARININ KORUNMASI
KARŞILIĞINDA KIBRIS’A
DESTEK VERECEK
Rusya Federasyonu Maliye Bakanı Anton Siluanov
gazetecilere yaptığı açıklamada, Rusya’nın Kıbrıs’ın
borcunun yeniden yapılandırılması konusunda Kıbrıs
ile yapacağı görüşmelerde, VTB’nin Kıbrıs yan
RUSYA, TÜRKİYE’YE GAZ
İHRACATINI ARTIRMAYA HAZIR
kuruluşu olan Rus Ticaret Bankası (RKB) dahil olmak
üzere, Rusya’nın çıkarlarının korunmasına yönelik
Antalya’da gerçekleştirilen Rusya-Türkiye
Kıbrıs’tan cevabi adımlar konusunda ısrarcı olacağını
Hükümetlerarası Karma Ekonomik Komisyonu
söyledi.
toplantısı sonrasında yayınlanan protokolde
Rusya ve Türkiye’nin gaz alımı ve Rusya’dan
Bakan Siluanov yaptığı açıklamada şunları söyledi:
Türkiye’ye ihraç edilen gaz miktarının artırılması
“Bizler de kredinin yeniden yapılandırılması konusun-
alanlarında işbirliğini geliştirmeye hazır oldukları
daki destek önlemlerimizi çıkarlarımızı dikkate alarak
belirtiliyor.
hayata geçireceğimizi söyledik. Çıkarlarımız ise yan
kuruluş RKB’nin orada normal çalışmasıdır. RKB’nin
Komisyon toplantısı iki ülkenin enerji bakanları
tedaviye, mali desteğe ihtiyacı yok. Şirketlerimizin
Aleksandr Novak ve Taner Yıldız’ın başkanlığında
paraları burada kaldı. Kaynakların, sahiplerine
gerçekleşiyor.
ulaşmasını istiyoruz”.
Protokolde şu ifadelere yer veriliyor: “Taraflar, gaz
Bunun yanında Bakan Siluanov yaptığı açıklamada,
alımı ve Rusya’dan Türkiye’ye ‘Mavi Akım’ Boru
Rusya’nın Kıbrıs sorununa çözüm bulunması amacıyla
Hattı yoluyla veya Transbalkan Boru Hattı ‘Batı Yolu’
yürütülen genel görüşmelerde daha fazla yer almak
aracılığıyla ihraç edilen gaz miktarının artırılmasına
istediğini belirtti. Siluanov “Eğer kredi veriyorsak
hazır olduklarını ifade ettiler.
Rusya’nın Kıbrıs barış görüşmelerinde yer alması
gerektiğinden bahsettik” dedi.
RIA Novosti’nin haberine göre Komisyon, Gazprom
ve Botaş’a 2013 yılının Mayıs ayı boyunca Mavi
Akım boru hattının imkânlarının genişletilmesinin ve
ayrıca Gazprom tarafından Batı Yolu aracılığıyla özel
şirketlere 4 milyar metreküp gaz sağlanması konusunun tahlilini yapmaları tavsiyesinde bulundu.
Rusya tarafı, Türkiye gaz piyasasının yakın bir
sürede liberasyonunun Türkiye ile Rusya arasında
gaz sağlanması alanındaki karşılıklı çıkara dayalı
işbirliğini geliştireceğini belirtti.
32
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Merkezi Maryland eyaletindeki Abundances adlı
danışmanlık firmasının organize ettiği Amerika ziyareti
çerçevesinde Trabzon heyeti, Kongre temaslarının
yanı sıra, Miami’de kruvazör fuarına katıldı, Trabzon
limanına lojistik açıdan örnek almak istenilen
Baltimore limanında ve biyoteknoloji firmalarında incelemeler yaptı.
TRABZON ABD’YLE TİCARET PEŞİNDE
Vali Recep Kızılcık, Türkiye’nin son 10 yıldır ekonomik
gelişmesiyle bağlantılı olarak dünyada farkedilen
Amerika ile Türkiye arasındaki ticareti geliştirme
bölgesel bir güç olduğunu, bu çerçevede 4 bin yıllık
çabasında olan Türk iş dünyası, son dönemde
geçmişe sahip olan Trabzon’u da dünyaya daha fazla
eyalet bazında yerel yetkililerle temaslarda
tanıtmayı amaçladıklarını söyledi. bulunmayı; hedef olarak belirledikleri sektörler
üzerinde yoğunlaşmayı tercih ediyor.
KIZILCIK: “ZENGİN BİTKİ ÖRTÜSÜ EKONOMİK
DEĞERE DÖNÜŞTÜRÜLEBİLİR”
Bu çerçevede Türkiye’deki bazı illerin de Amerika’da
Maryland Valisiyle yapılan görüşmede Baltimore
kendilerine kardeş şehir seçip bu iki kent arasında
ile Trabzon’un kardeş kent olarak ilan edilmesi, bu
ticari ve ekonomik ilişkileri geliştirmeyi seçtikleri de
eyaletteki biyoteknoloji firmaları ile işbirliği yapılması
görülüyor. Bu illerden biri de Trabzon. Kısa süre önce
ve alternatif tıp alanında yeni kurulan bir enstitü ile
Maryland eyaletinin Baltimore kentini kendine kardeş
Karadeniz Teknik Üniversitesi arasında ortak projeler
şehir adayı olarak belirleyen Trabzon ili yetkilileri
geliştirilmesi konuları da ele alındı. Vali Kızılcık,
Baltimore, Washington ve Miami’yi ziyaret etti. “Özellikle son yıllarda organik bitkiye dayalı tedavi
alanında önemli çalışmaların yapıldığını, bu konuda
Vali Recep Kızılcık başkanlığındaki heyetin Amerika
bir üniversitenin de Amerika’da ilk defa Maryland eya-
ile Türkiye arasındaki ilişkileri il bazında geliştirme
letinde kurulduğunu gördük. Bizim de Trabzon olarak
çalışmaları çerçevesinde Kongre’de Temsilciler
bitki örtüsü anlamında çok ciddi bir zenginliğimiz
Meclisi üyeleriyle yaptıkları temasları Amerika’nın Sesi
var. Dolayısıyla bu potansiyeli buradaki bilimsel
adına Melek Çağlar izledi.
araştırmalarla birleştirip, ürün ve ekonomik değer
haline getirme yönünde çalışma kararı aldık,” dedi. Vali Recep Kızılcık liderliğindeki Trabzon heyeti
Amerika temasları çerçevesinde Kongre’deki Türk
HACISALİHOĞLU: “BİYOTEKNOLOJİDE
Amerikan Dostluk Grubu’nun eş başkanı Ed Whitfield
İŞBİRLİĞİNİ HEDEFLİYORUZ”
ve grup üyelerinden Steve Cohen’la görüştü. Heyette bulunan Trabzon Ticaret ve Sanayi Odası
Başkanı Suat Hacısalihoğlu da biyoteknoloji konusun-
Bu görüşmelerde heyet Trabzon’un Amerika ile
da Trabzon olarak önemli bir altyapı hazırlığını
işbirliği yapmak istediği konuları gündeme getirdi,
tamamladıklarını, Maryland eyaletinde ziyaret edi-
Kongre üyeleri de işbirliğini geliştirme yolları konusun-
len biyoteknolojiyle ilgili kurumlarla işbirliği içine
da kendi görüşlerini aktardı. girerek benzeri çalışmaları kendi illerine getirmeyi
amaçladıklarını söyledi.
33
ÖNEMLİ GELİŞMELER
ERMİŞ: “KRUVAZÖR TURİZMİNDEKİ PAYIMIZI
Cezayir, Venezuela, Malaysiya, Vietnam, Endonezya,
GENİŞLETMEYİ UMUYORUZ”
Çin ve Uganda gibi siparişçiler sayesinde dünya
Trabzon Liman Başkanı Muzaffer Ermiş de Miami’deki
piyasasında Rus yapımı savaş uçaklarına olan talep
kruvazör fuarındaki tanıtım çalışmalarıyla kente gelen
korunuyor. Bangladeş’in de Rusya’nın müşterileri
turist sayısını beşe katlamayı planladıklarını kaydetti. arasına girmesi ihtimali bulunuyor. Bu ülkeye YAK-130
Ermiş, dört bin yıllık tarihi ve kültürel bir zenginliği olan
tipi uçağının teslimi 2015 yılında başlayabilir.
Trabzon’un, kruvazör turizminden aldığı payı artırmak
Rusya savunma sanayisi şirketleri, Asya ülkeleri-
istediklerini, halen Trabzon’a yılda 20 kadar kruvazör
yle askeri ve teknolojik işbirliğine öncelik tanıyor.
geldiğini bu sayıyı 100’e çıkarmak istediklerini kaydet-
Bu ülkelerde silahlı kuvvetlerin donatılması için
ti. Muzaffer Ermiş, bu çerçevede Miami fuarında özel-
büyük paraların ayrıldığını kaydeden Rusya Stratejik
likle kruvazör turizmi organizatörlerine yönelik tanıtım
Konjonktür Merkezi Müdürü İvan Konovalov şöyle
çalışmasına ağırlık verdiklerini vurguladı. anlattı:
MOGHADDEM: “İL BAZINDA TİCARET ABD-
“Bu ülkeler bu tür hava araçlarına ihtiyaç duyuyor. Rus
TÜRKİYE İLİŞKİLERİNİ DE GÜÇLENDİRİR”
yapımı savaş uçakları, fiyat ve nitelikleri açısından
Trabzon heyetinin Amerika temaslarını organize
müşteriler tarafından daha fazla tercih ediliyor. Fiyatı
eden Abundances Danışmanlık şirketi Başkanı Azita
oldukça yüksek olmasına rağmen Amerikan ve
Moghaddem de Amerika ile Türkiye’nin hala kül-
Fransız yapımı uçaklarına göre daha ucuz. Kalitesi ise
türel anlamda birbirlerini tam olarak tanımadıklarını
çok iyi. Bu nedenle, sınır ihtilafları dâhil birçok sorun
bu eksikliğin de en iyi eyaletlerle iller bazında
yaşayan Güneydoğu Asya ülkeleri Rusya havacılığına
geliştirilecek ticaret ve yatırımlarla giderilebileceğini
bu denli dikkat ayırıyor. Öte yandan, Rus şirketleri de
söyledi. Moghaddem, bu yaklaşımın da Amerika
bu bölgede iyi düşünülmüş çalışmalarını yürütüyor,
ile Türkiye arasındaki temel ekonomik ilişkileri
yani Mig ve Su tipi uçakların reklamını yapıyor.”
güçlendireceğine işaret etti.
Rusya’nın yeni eğitim ve savaş uçağı olan YAK-130
şimdilik dünyada, Su-30 ve Mig-29 uçakları kadar
Trabzon heyeti, Amerika’daki temaslarını turizm, liman
iyi bilinmiyor. Ancak iyi niteliklere sahip bu uçağın,
işletmeciliği ve alternatif tıp alanlarında istediği ikili
yüksek ihraç perspektifleri bulunuyor. YAK-130’ün
işbirliğinin hem temelini hem de ilk tohumlarını atmış
benzersizliği, hem pilotları yetiştirmek için eğitim ve
olarak geri döndü.
alıştırma uçağı olarak hem de savaş uçağı olarak
kullanılabilmesi. Rusya Hükümeti Savunma Sanayisi
Komisyonu Toplum Konseyi üyesi Viktor Murahovskiy,
şunu anlattı:
“Radyoelektronik donatımı sayesinde uçak, değişik
tip savaş uçaklarının aerodinamik özellikleriyle silah
UZMANLAR RUS YAPIMI
SAVAŞ UÇAKLARINI YEĞLİYOR
olarak olağan hava şartlarında, güdümsüz bomba ve
Dünya silah piyasasında, hele savaş uçakları sek-
tepkili mermi kullanabilir. Elbette, Yak-130’un, 4. ve 5.
töründe, Rusya güçlü mevzilere sahip. SU-30 ve Mig-
kuşak savaş uçaklarında olduğu gibi güçlü bir rady-
29 tipi uçaklar, Asya ülkeleri dâhil dünyanın birçok
oelektronik donanıma sahip değil.
bölgesinde çok iyi biliniyor.
34
kullanma tarzlarını taklit edebilir. Hafif hücum uçağı
ÖNEMLİ GELİŞMELER
Ama silahlı ihtilafların birçoğunda, hele bölgesel
Polonya da Euro Bölgesi’ne katılım için bir tarih
savaşlarda, terör karşıtı operasyonlarda kullanılmak
belirlemeyi kabul etmemişti.
için uçağın böyle bir donanıma ihtiyacı da yok.”
Uzmanlar, YAK-130 tipi uçağın çağdaş avcı
uçaklarından iki kat ucuz olduğunu kaydediyor.
Bu açıdan benzersiz bir hava aracı. Bangladeş’le
imzalanması planlanan kontrat, YAK-130 tipi uçağın
dünya piyasasındaki ilk adımı olacak. 2012 yılı verilere göre Rosoboroneksport kurumu, son 7 yılda,
TÜRKİYE’DEN RUSYA’YA SEBZE VE MEYVELER
GÜRCİSTAN ÜZERİNDEN GİDECEK
çoğu Su ve Mig toplam 290 savaş uçağını dış piyasa-
Rusya Federal Bitki Koruma ve Karantina Servisi
ya sürdü. Toplam bedelinin, 20 milyar dolardan fazla
(Rosselhoznadzor), Gürcistan’ın Yukarı Lars sınır
olduğu tahmin ediliyor.
kapısı üzerinden Türkiye’den Rusya’ya sebze ve
meyve sevkiyatının yıllık 160 bin ton olabileceğini
bildirdi.
Rosselhoznadzor Başkanı Sergey Dankvert ve Türkiye
Ekonomi Bakanlığı temsilcileri arasında Antalya’da
yapılan müzakerelerde Türkiye’den Rusya’ya tarım
ROMANYA EURO’YA KATILMAK İÇİN
TARİH VERMEKTEN VAZGEÇTİ
ürünlerinin Gürcistan üzerinden transitin perspektifleri ele alındı. Bu yolun, Rusya’nın Novorossiysk
Romanya, 2015 yılında Euro Bölgesi’ne katılmayı
limanındaki yoğunluğu hafifleteceği ve Afrika’dan
planlıyordu. Ancak Cumhurbaşkanı Traian
Rusya’ya ürünlerin teslim süresini önemli ölçüde
Basescu geçtiğimiz ay, bu tarihin artık gerçekçi
azaltacağı belirtildi.
olmadığını söylemişti. Başbakan Victor Ponta
ise 2020 tarihinin daha gerçekçi olacağını dile
Son zamanlarda Türkiye ve Rusya arasında ticaretin
getirmişti.
arttığını, taze ve soğutulmuş balık dâhil sevk edilen
bitkisel ve hayvansal ürünlerin hacminin yükseldiğini
Ponta, Çarşamba günü yaptığı açıklamalarda ‘Euro
belirten Dankvert, bu nedeniyle Türk tarafının transit
Bölgesi’ne katılmak Romanya’nın temel hedeflerinden
önerisinin çok uygun olduğunu kaydetti.
biridir, ancak iyi hazırlanmadan giremeyiz. Bu hem
bizim için, hem de Euro Bölgesi’ndeki diğer ülkeler için
Hâlihazırda Türkiye’den ürün tedariki Rusya’nın
iyi olmaz’ dedi.
Novorossiysk limanı üzerinden gerçekleşiyor.
Yukarı Lars üzerinden transit, Rusya-Gürcistan
Romanya, 2007 yılında AB’ye katılırken, hazır
arasında gerginleşen ilişkiler yüzünden 2006 yılında
olduğunda Euro Bölgesi’ne de katılma taahhüdünde
durdurulmuştu.
bulunmuştu. Ancak bunun için kesin bir tarih
belirlenmiş değil. Rumen Mediafax ajansı, hükümetin
Avrupa Komisyonu’na ilk kez Euro için ilerleme raporunda bir hedef tarih bildirmeyeceğini duyurdu.
35
YASAL UYARI
Kaldıraçlı alım satım işlemleri sonucunda kar elde edebileceğiniz gibi zarar riskiniz de bulunmaktadır. Bu nedenle işlem
yapmaya karar vermeden önce, karşılaşabileceğiniz riskleri anlamanız ve kısıtlarınızı dikkate alarak karar vermeniz
gerekmektedir.
Kaldıraçlı alım satım işlemi hizmeti sunmak Sermaye Piyasası Kurulu’nun iznine tabidir. Bu nedenle, işlem yapmaya
başlamadan önce çalışmayı düşündüğünüz kuruluşun söz konusu işlemlere ilişkin yetkisinin olup olmadığını kontrol
ediniz. Kaldıraçlı alım satım işlemi yapmaya yetkili olan kuruluşları www.spk.gov.tr veya www.tspakb.org.tr internet
sitelerinden öğrenebilirsiniz.
Burada yer alan yatırım bilgi, yorum ve tavsiyeleri yatırım danışmanlığı kapsamında değildir. Yatırım danışmanlığı
hizmeti; aracı kurumlar, portföy yönetim şirketleri, mevduat kabul etmeyen bankalar ile müşteri arasında imzalanacak
yatırım danışmanlığı sözleşmesi çerçevesinde sunulmaktadır. Burada yer alan yorum ve tavsiyeler, yorum ve tavsiyede
bulunanların kişisel görüşlerine dayanmaktadır. Bu görüşler mali durumunuz ile risk ve getiri tercihlerinize uygun
olmayabilir. Bu nedenle, sadece burada yer alan bilgilere dayanılarak yatırım kararı verilmesi beklentilerinize uygun
sonuçlar doğurmayabilir. Bu rapor ABD’de dağıtılmak için hazırlanmamıştır.
Döviz piyasasındaki ticaretin sabit vadeleri ve garantileri yoktur ve bu da likiditeyi ve her an hareket etme olanağını
piyasanın ana karakteristiği yapmaktadır. Buna yüksek oynaklık ve özellikle de şeffaflık eklenebilir. Döviz veya
yabancı para ticaretindeki temel unsur ise ”kaldıraç etkisi” ile işlem yapma olanağıdır. Başka bir deyişle çok az sermayeyle çok daha yüksek bir miktarı hareket ettirmek mümkündür. Döviz ticaretinde ki normal kaldıraç oranı 1:100’dür.
Başka bir deyişle, işlem yapmak istediğiniz döviz miktarının %1’i kadar bir teminat ile işlem yapabilirsiniz. Örneğin;
1.000 Euro yatırarak 100.000 Euro değerinde işlem gerçekleştirebilirsiniz. Bu durumda satın aldığınız döviz sizin
lehinizde sadece yüzde 0.5 oranında bir hareket gerçekleştirdiğinde pozisyonu kapatırsanız 500 Euro’luk bir gelir elde
edersiniz. 1.000 Euroluk yatırımınızda göz önüne alındığında, bu yüzde 50 oranında bir gelir demektir. Döviz kurları
genellikle gün içinde yüzde 1 oranında aşağı veya yukarı dalgalanma gösterirler. Döviz işlemlerinin çekiciliği, küçük
fiyat hareketlerinde bile anında önemli kazançlar elde edebilme şansında yatmaktadır. Ancak bu kazanç şansının yanı
sıra aynı oranda kaybetme riski de vardır ve bunu, daha önce de altını çizdiğimiz gibi, kesinlikle unutmamalısınız.
Gerekli finansal koşullara sahip ”spekülatif kişiler” için döviz işlemleri; hızı, yüksek likiditesi ve özellikle de kaldıraç
etkileriyle eşsiz bir ortam oluşturmaktadır. Şeffaflık ve günün 24 saati güncel koşullara cevap vermek de diğer
avantajları arasındadır.
Kaldıraçlı spot parite ve vadeli işlemler piyasaları doğaları gereği yatırımcıların hesaplarında bulunan teminatların
ortalama 50 kattı büyüklüğünde pozisyonların açılmasına olanak verir.
Yatırım yaparken kaybetmeyi göze alabileceğiniz büyüklükteki sermayelerle çalışmalısınız. Hiçbir suretle borç alarak
bu piyasalarda işlem yapmamalı veya hayat standardınızı etkileyecek büyüklükte riskler almamalısınız
Dergimizde Altın, Gümüş analizleri paylaşılmamaktadır. Bu analizlerimize www.dovizgazetesi.com’dan günlük olarak
ulaşabilirsiniz.
Kaynaklar : DW, VOA, Euractiv, turkish.ruvr.ru, Bloomberg, Reuters
Dergi içeriğinde Türkiye’de kurulu ajansların haber, resim ve diğer metaryelleri bulunmamaktadır.

Benzer belgeler