Yeni Ürünler

Transkript

Yeni Ürünler
DİZİN
Sayı 10 - MART / NİSAN
bu sayımızdaki
bazı başlıklar
yiyecek içecek alanlarında
yeni ürünler çalıştayı
06
TÜYİB DER İKTİSADİ İŞLETMESİ
Tüm Yiyecek İçecek Bölümleri Temizlik ve Malzeme Teminatçıları
Derneği İktisadi işletmesi adına imtiyaz sahibi Taner RENDA
GENEL KOORDİNATÖR
Taner RENDA
0555 503 33 09
[email protected]
YAZI İŞLERİ MÜDÜRÜ
Erol AYDIN
0542 427 72 92
GÖRSEL YÖNETMEN
Mehmet İLHAN
0532 588 79 44
Baskı:
Doğa Matbaa
0212 612 61 70
Baskı Tarihi: 01.06.2012
Yerel Süreli / 2 Aylık
Dergide yer alan makalelerdeki
fikirler yazarlarına aittir.
Yayınlanan ilanların sorumluluğu
ilan sahiplerine aittir.
Yazılar,
kaynak gösterilerek yayınlanabilir.
TÜYİB-DER İletişim Adresi
Kocatepe Mh. Taksim Cd.
No: 29/4
Beyoğlu / İSTANBUL
mutfak temizliği ve kimyasalların
doğru kullanımı
22
bulaşık makinesinde
kireç çözme talimatı
24
sosyal medyada
kazanmayanı dövüyorlar
26
34
42
ben
güney afrika’da iken
44
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
şehr-i keyif
Steward
2
türkiye
48
eğlence mekânı tasarımlarında
trend: eklektizm
50
hizmet
toptancılığı
54
ertan’dan
güzel saç önerileri
60
sami güner
kupası
Prof. Dr. Ertan ANLI
A.Ünv.
Gıda Mühendisliği
Mustafa EMİRLİ
62
EcoLab
Sosyolog
Ağaoğlu Otel
Memet KAYA
Homatex
Mete KOÇAK
Ceylan
Intercontinental
Doç. Dr. Nezih MÜFTÜGİL
Ahmet SEYMEN
bir performans
alır mıydınız?
The Marmara Otel
Rafet İNCE
30
bilgi teknolojilerinde son trend
bulut bilişim
Nedim AKBAYRAK
H. Taner GÜREL
kahvaltının
mutlulukla ilgisi
DANIŞMA
KURULU
Turkish DO & CO
CVK
Turizm Bölüm Bşk.
Sarper SUNER
REKLAM DİZİNİ
DIVERSEY .................................................................. Ön kapak iç
GÜREN METAL............................................................................. 1
HİT MUTFAK ................................................................................. 3
JUMBO .......................................................................................... 5
HOTEC ..........................................................................................21
HAVEL DİZYAN .............................................................................23
YAKAMOZ .....................................................................................25
MILE...............................................................................................29
KÜTAHYA PORSELEN ............................................................32-33
ORMEL ..........................................................................................41
ENGİN ÇADIR BRANDA...............................................................46
WİNTERHALTER ..........................................................................49
ERSOY MUTFAK ..........................................................................55
ABDULLAH EXPORT....................................................................57
BEYHAN GÜMÜŞ .........................................................................59
YİBER ELEKTRONİK....................................................................61
CAMBRO .................................................................... Arka kapak iç
GALERİ KRİSTAL .......................................................... Arka kapak
İlklerin yaşandığı bir
dönemden geçiyoruz
Going through
a period of new initiatives
Nisan 2012’de Çırağan Kempinski’de Yiyecek
İçecek Alanlarındaki Yeni Ürünler Çalıştayı’nı
başarıyla gerçekleştirmiş bulunuyoruz. Sektörün
önde gelen üretici ve tedarikçileri ile İstanbul’daki 5 yıldızlı
otellerin üst düzey yöneticilerini buluşturduk. Yaklaşık 4 saat
boyunca sektöre yeni ürünler ve yeni konseptler sunuldu.
Sektörümüzde böylesine üst düzeyde bir buluşma ilk defa
gerçekleşmesi açısından, çalıştayımız bizim için gurur verici
oldu. Bu çalıştaya ilişkin derneğimizin düşüncelerini Taner
Renda arkadaşımız bu sayımızda geniş bir biçimde içeride
anlattı. Yine bu çalıştaya katılan gerek katılımcıların , gerekse de ziyaret edenlerin olsun düşüncelerini de yine iç
sayfalarımızda bulacaksınız. Çalıştayımızı gerek katılımcı
olarak, gerekse de ziyaret ederek onurlandıran herkese ,
en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.
24
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Yine bir başka ilk de, 24 Mayıs 2012 günü yaşandı. Bir yılı
aşkın bir süre içinde akademisyenlerle birlikte hazırladığımız ve T. C. Marmara Üniversitesi ile birlikte vermeyi tasarladığımız sertifika eğitimi, bildiğiniz gibi, Mesleki Yeterlilik
Kurumu tarafından bu güne kadar akredite bir okul tespit
edilemediği için, yürürlüğe geçirememiştik. 24 Mayıs günü
Ulusal Kanal tarafından gelinen noktadaki tıkanıklıkları tartışmak ve ilgililere duyurmak üzere Ekopolitik isimli programa, canlı yayına davet edildik. Başkan olarak ben,
Onursal Başkanımız Murat İlhanlı ve Taner Renda ile birlikte
40 dakika boyunca sorunlarımızı başarıyla anlattık.
Ve bir başka ilk ise; derneğimize bağlı olarak İktisadi işletmemizi kurduk. İktisadi işletmemizin çalışma alanı: Derneğimizin yayın organı Steward Dergisi’nin çıkarılması, Nisan
ayında ilkini gerçekleştirdiğimiz çalıştayın bundan böyle iktisadi işletme tarafından yapılması ve başta eğitim olmak
üzere her türden akçalı organizasyonların yapılması Dernek
Yönetim Kurulu tarafından oy birliği ile belirlendi. İktisadi işletmemizin sermayesi 20 bin lira ve müdürlüğüne de yönetim kurulu üyemiz Taner Renda’nın olması, yine yönetim
kurulumuz tarafından kararlaştırılmıştır. Derneğimize hayırlı
olmasını dilerim.
he workshop titled “New Products in Food and Beverage” was held successfully, on 24th April in the hotel
Ciragan Kempinsky. The event brought together the
industry's leading manufacturers and suppliers with the senior executives of 5-star hotels in Istanbul. New products
and concepts in the sector have been presented during the
event that was conducted in a timeframe of 4 hours.
T
We are proud of our workshop that enabled us to organize
first time such a meeting with high profile - representatives
of the sector. Taner Renda gives more details about the
event in his article that you can read in the coming pages
as well as feedback and opinions of participants and visitors.
We offer our most sincere thanks to all contributors, participants and visitors of this successful event.
May 24 was the date of another first initiative for us. As you
may remember from our previous issues, we could not start
yet with our certification trainings the content of which was
designed with academicians in cooperation with Marmara
University. The reason of the delay was the fact that the Vocational Qualifications Authority could not identify an accredited School. On 24th May, we have been invited to a live
broadcast titled “Ekopolitik” at the TV-channel “Ulusal
Kanal”. Our honorary president Murat İlhanli, Taner Renda
and myself were present and we mentioned all our problems during the program.
Another important news and progress for our association is
that we have established a legal business entity in the frame
of our association that will cover all our activities having financial aspect such as publications, events, trainings etc.
Founding capital of this business entity will be 20 thousand
Turkish Lira and Taner Renda has been appointed as its
manager by our board of directors.
I am glad to share all these good news with you.
Steward
4
Sevgi ile kalın.
Sincerely yours,
Erol AYDIN
Erol AYDIN
Başkan
President
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Yiyecek İçecek
Steward
6
Güzel İşler Yapmaya
Devam Ediyoruz
lkemizde bu güne kadar yapılmamış olanı yapmak, öyle ya da böyle başarılı olmak,
gurur verici. TÜYİB DER olarak ilkini düzenlediğimiz Yiyecek İçecek Alanlarında
Yeni Ürünler Çalıştayı, gerek katılımcılardan, gerekse de ziyaretçilerden aldığımız
geri bildirimlerden, ilk defa düzenleniyor olmasına karşılık, başarıyla gerçekleştirilmiştir. Katılımcılara ve bu çalıştayı ziyaret eden tüm sektöre teşekkür etmeyi ilk görevlerimiz
Taner RENDA
arasında sayarız. Seneye ikincisini düzenlememiz için de bize cesaret veren tüm kaDernek Yönetim Kurulu Üyesi
tılımcı ve ziyaretçilere bir kez daha bu dayanışmaları için mutluluk duyduğumuzu bil-
Ü
Steward
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Alanlarında
Yeni Ürünler
Çalıştayı
7
diririz.
Yurt dışına sık sık giden sektör temsilcilerimiz de bilirler
ki: Turizm için bu tür yan yana gelişler her iki taraf açısından çok önemli unsurları barındırmaktadır. Özellikle yeni
işletme açacaklar veya var olan birimlerinde yenileme yapacaklar açısından, yenilenme basit bir değiş tokuştan
öte, farklılıklarını öne çıkarabilecekleri yeni ürünlerin bulunması açısından çok önem kazanmıştır. Gerek ulusal
fuarlarda, gerekse de uluslar arası fuarlarda yeni ürünlerle
stantlara çıkmak makro düzeyde geçerli olsa da, ülke içersinde, özellikle de büyük otellere, butik olarak doğrudan
iş yapmak açısından çok da geçerli bir yöntem olmamakta.
Var olan ürünlerden bütün oteller alımlar yapmaktan çoktan vazgeçtiler, onlar artık kendilerinin farklılıklarını ortaya
koyabilecekleri enstrümanlara yöneliyorlar. Büyük üretici
firmalar dahi artık, bu yeni eğilimi fark ettiler ve kendilerini
bu doğrultuda geliştirmeye başladılar. Bilinir ki, hayatta en
güçlüler veya en zekiler değil, yeni koşullara en çabuk ve
en iyi uyum sağlayabilenler ayakta kalırlar.
Tüm bunların ardından, dernek olarak böylesine gerekli
bir konuda çalıştay düzenlemeyi tasarladık. Bu fikrimizi
üretici dostlarımızla ve sektördeki yönetici kademelerin-
deki müdürlerimizle paylaştığımızda anladık ki: ülke içindeki gerek yerli üreticiler, gerekse de ithalatçı firmaların
arzuları da bu yönde çoktan gelişmiş. Bize düşen ise; bu
çalıştayı sektör ile birlikte hazırlamaktı.
İlk olarak düzenlenmiş olmasının ardına saklanmadan şu
itirafı rahatlıkla yapabiliriz: aklımızdaki içerikle, yaşama
geçen arasında bir makas oluştu. Bunda bizim eksikliğimiz olduğu kadar, gerek katılımcıların bu çalıştaya hazırlanma biçimleri, gerekse de bu çalıştayı ziyaret
etmesinde uygun olduğunu düşündüğümüz otel yöneticilerinin günler öncesinden ellerinde davetiye, elektronik
bildirim ve steward şefi arkadaşlarımızın sözlü iletimleri
olmasına karşın, gerekli düzeyde katılım göstermemelerine kadar uzanan bir eksiklik söz konusu olan.
Yine gördük ki; bu çalışmada küçük bir panel türü bilgilendirmenin gerekliliğini. Ama aslolan da bu eksiklikleri
görüp, bir sonraki etkinlik de bunları giderebilmektir. En
önemlisi ise: sektörün bu çalışmamızı kendi çalışması olarak görüp, benimsemesidir. Katkıları olmadan bu çalışmanın ileriye taşınabilmesinin olanağı yoktur. Bizler işbirliğine
hiçbir koşul öne sürmeden hazırız. Çalıştayın düzenlemesinin içinde yer alacak her üretici/ ithalatçı firma veya otel
yöneticileri ile birlikte çalışmayı mutlulukla karşılarız. Sektör adına sevinçliyiz, gururluyuz. Sevgi ile kalın.■
KATILIMCILAR
Kütahya Porselen
Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi?
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Kemal AKSOY
Kütahya Porselen / Pazarlama Müdürü
Steward
8
TUYİB-DER tarafından ilk kez düzenlenen çalıştay, özellikle kullanıcı ile tedarikçinin bir araya gelmesi ve birbirini dinlemesi açısından olumlu bir girişim olmuştur. Bu tip organizasyonlar,
tarafların birlikte düşünüp birlikte hareket etmesi ve sinerji yaratması açısından önemlidir. Çalıştayların amacı doğru anlaşılmalı,
bu tip organizasyonlar ürün satma ve/veya satın alma yerleri olmadığı iyi algılanmalıdır. Kütahya Porselen olarak, çalıştaya katılmamızdaki amacımız bu yönde şekillenmiş ve gerçekleşmiştir.
Bunun neticesinde aldığımız geri dönüşlerde bizim açımızdan ol-
dukça verimli olmuştur.
Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi?
Birbirimizi anlama adına oldukça önemli bir süreçti. İlk olmanın verdiği bir takım ufak aksamalar olması gayet
doğaldır. En önemli aksama bazı katılımcıların çalıştayın amacını satış olarak algılamış olması idi. Bundan sonraki çalıştaylarda bu durum iyi açıklanır ve katılımcılar iyi bilgilendirilir ise sonuca yönelik daha verimli neticeler
elde edilecektir. TÜYİB-DER bundan sonraki süreçte önemli bir misyon üstlenmelidir. Bu misyon sektörün beklenti
ve isteklerini tespit etmek sektör tedarikçilerini bu beklenti ve istekler doğrultusunda yönlendirmek olmalıdır.
Böyle bir yönlendirme yapılabilir ve buna tüm taraflar gerekli desteği verir ise, sektör çok daha hızlı gelişecektir.
Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz?
Biz TÜYİB-DER’in kurulduğu günden bu yana olumlu işler yaptığını yakından gözlemliyoruz. Aynı ciddiyet ve
gayretle çalışmalar yapılmaya devam ettiği sürece her zaman desteklerimizi sunmaya devam edeceğiz.
Yiber
Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun
mudur?
Bence katılımcı sayısı azdı. Sponsor olabilecek firmaların desteklemesi gerekirdi. TÜSİD ve diğer Sivil Toplum Kuruluşları
daha etkin olabilirdi.
Çalıştayın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman
mıdır?
Bence uygun bir dönemdeydi.
Cihangir GÖĞEM
Firma Sahibi
Sizce, çalıştayın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir.
Bu çalışmanızı fuarlarla desteklerseniz daha iyi olabileceğini düşünüyorum.
TÜYİB DER olarak çalışkan, güler yüzlü iş disiplini olan bir grubun, gerçekten büyük bir hevesle sektöre faydalı olma
gayreti takdire şayandır. Antalya ve diğer bölgelerin katkıları derneğinizi kuvvetlendirecek ve güçlü duruma getirecektir.
Jumbo
Sizce, çalıştayın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz
bizlere yol gösterecektir.
Düşüncede olumlu bir proje gözükmesiyle birlikte:
Olumsuz yanları; Yeterli katılımın gerçekleşmemesi ve dolayısıyla standımıza ilgi ve alakanın eksik kalması, geri dönüşlerin
alınamaması, marka ve ürün açısından sadece yeni ürün gruplarıyla tanıtımın yeterli olmadığı, fuar sonrası organize edilişi,
süre dezavantajı vb…
Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz?
Verimlilik unsuru gerçekleşmediği sürece tekrar katılım düşünmüyoruz.
Bülent TOPALOĞLU
9
Steward
Çalıştay’ın bizim açımızdan verimli olmadığı kanaatindeyiz.
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi?
Mile
Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi?
Beklentinin altındaydı.
Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi?
Olumlu yönleri:
Öncelikle, böyle bir adımın atılmış olması. Bu sektörün her iki tarafı
için de (tedarikçi – kullanıcı) böyle bir ihtiyaç var, yani fikir çok yerinde idi. Organizasyon gayet iyi ve profesyonelceydi, katılımcı ve
davetli listesi iyi idi.
Kenan ATABAY
Olumsuz
yönleri:
İşletme Sahibi
1.Davetlilerden katılma oranı düşük oldu.
2. Katılan davetliler pek fazla ürünlerle ilgilenmediler, daha çok sosyal bir etkinlik havasında geçti, halbuki çalıştayın ana fikri (doğru anladıysam) firmaların yeni ürün tanıtması idi. Burada firmaların da hatası var, genellikle
standart ürünlerini gösterdiler. Firmalar sadece standart / bilinen ürünlerini sergilerse bu tip bir çalıştay “minifuar” a dönüşür, esprisini kaybeder. Biz firma olarak en çok satan markalarımızı teşhir etmektense daha az bilinen
ürünleri sergiledik, ama davetlilerde yeni ürün arayışı / ilgisi görmedim. Burada biraz da davetlilerde yenilik arayışı
/ vizyon eksikliği hissettim. Tabii ki her gösterilen yeni ürün ilgi çekmeyebilir ama sanki fazla bir merak da yoktu?
Önerilerim şunlar:
1. En büyük risk, yukarıda da belirttiğim gibi bu çalışmanın “küçük çaplı bir fuar” a dönüşmesi, böyle olursa ilginç
bir tarafı kalmaz, cazibesi azalır.
2.Aynı nedenlerle hem katılımcı hem de davetli listesini sınırlı tutmakta fayda var, yani şimdiki seviye sanki doğru,
fazla genişletmemek lazım, biraz “exclusive event” havası olursa daha iyi..
3. Bir şekilde bilgi alış verişi sağlamak, yani hakikaten “çalıştay” formatı sağlamak lazım . Bizim açımızdan katılım
satış amaçlı değil idi, “bizde yeni olarak şunlar var, özellikleri şunlar” vb gibi bilgilendirme amaçlı katıldık, ama
standımıza gelen davetliler daha çok sohbet ettiler, kimse “bu nedir?” diye bir merak göstermedi. Bizim açımızdan
işin diğer yanı, “kullanıcının arayışları nedir?” diye bilgi edinmek, bu yönde kendimizi geliştirmek idi, ama bilgi
alış verişi olmayınca bizde bir fikir edinemedik. Tabii kendimizi de sorgulamamız lazım, bir sonraki katılımımızda
biz de sunum şeklimizi gözden geçireceğiz.
4. Davetlilere (Steward, chef, F&B vb.), organizasyonun ne olduğu belki daha iyi tanıtılırsa ilgi / katılım daha yüksek olur, belki de bazı davetliler “ben zaten bu firmaların tabaklarını, çatal bıçaklarını biliyorum, gitmemde fazla bir
neden yok” gibi bir his ile katılmadılar, halbuki “acaba yeni neler var?” gibi bir merak doğsa belki de katılacaklar?
Ama sonuç olarak, böyle bir organizasyonun yapılmasını çok olumlu buldum, organize edenleri içtenlikle kutlarım,
yapılabilecek her şey yapılmış, çok doğru yönde atılmış bir adım olduğuna eminim ve devamını dilerim, katkımız
olursa memnuniyetle elimizden geleni yapmaya hazırız.
Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz?
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Bu çalışmanın devamını dilerim ve firma olarak tekrar katılmayı arzu ederiz.
Steward
10
Yakamoz
Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi?
Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı firmamız için
verimli geçmiştir. Birçok müşterimizle kısa fakat etkin bir zaman
diliminde bir araya gelip yeni ürün ve çalışmalarımızı tanıtma
imkanımız doğduğundan TÜYİB-DER’e bu organizasyonu için
teşekkür ederiz.
Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi?
Bu çalıştayın olumlu yönü, bizi faaliyet alanımızın hedef müşteri
Demet BLANKE
İşletme Koordinatörü
kitlesi ile doğrudan buluşturmaya yönelik hazırlanmış olmasıdır.
Konusu ve hedefi çok iyi tespit edilmiş bu çalıştayda, hem katılımcı hem ziyaretçi seçimi, kaynaklar ve sürenin en verimli şekilde kullanılmasını sağlamıştır.
Katılım süresinin biraz daha uzun tutulması hem hazırlık sürecinin daha iyi değerlendirilmiş olmasına, hem
de çalıştayın daha da verimli geçmesini sağlayacaktır görüşündeyiz.
Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz?
Bir sonraki çalıştaya katılmayı arzu
ederiz. Bu çalıştayda gerçekleşen ziyaretçi sayısı, profili vb gibi çalıştay
istatistikleri geribildirimi, bu çalıştaya
ve gelecekteki çalıştaylara katılımımızın verimliliğini daha iyi tespit edebilmemizde ve daha iyi hazırlanmamızda
büyük katkı sağlayacaktır.
Öztiryakiler
Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar
sizler için yeterli ve uygun mudur?
Cihan KÜÇÜK
Her yıl Şubat ayında olmasının daha doğru olacağı kanaatindeyim, böylelikle
ağırlıklı olan şehir otelciliğinin yanında yazlık sezon otellerinin de temsil edilmesi ve zamanlama bakımından problem olmayacağına inanıyorum.
Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir.
Olumsuz bir yanı olduğunu düşünmüyorum, dünya artık her zaman bildiğimizden de çok rekabetçi ve bizim
ülke olarak yapabildiklerimiz hiçbir şekilde vazgeçilmez değil. Etkili bir araştırma, geliştirmeye de sahip değilseniz, bu bizleri daha da kırılgan yapıyor, risklerimizi arttırıyor. Sektörel olarak atılacak her adımı olumlu
olarak yorumluyorum.
11
Steward
Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır?
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Büyük bir aşkla ve özveriyle hazırlanmış bir organizasyon olduğunu gördüm. İlk defa gerçekleştirilen bir
organizasyon olması bakımından tatminkar olduğu kanaatindeyim. İlerleyen dönemlerde biraz daha tabana,
geniş kitlelere yayılmış olmasını diliyoruz.
Cambro
Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi?
Verimlilik sipariş anlamında ise bunu zaman içinde göreceğiz.
Fakat yine de beklediğimizden iyi bir organizasyondu.
Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi?
Ürünleri getirirken ve götürürken sıkıntılar mevcuttu. Bu da ilk olmasından dolayı olmalı. Sanıyorum bir sonrakinde daha olumlu
olacaktır.
Recai ZEREN
Cambro/Özay - Bölge Satış Müdürü
Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir
miyiz?
Sanıyorum gene aynı yerimizi alacağız.
Villeroy & Boch
Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi?
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
İlk çalışma olmasından ötürü, katılımın az olması sebebiyle istenilen düzeyde verim alınamamıştır. Ancak, genel fuarlara kıyasla
katılımcıların sayısının az ve öz olması sebebiyle özellikle üst segment ürün / markalara daha fazla katkısı olduğu görüşündeyim.
Steward
12
Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi?
Sektörü biraraya getirmek açısından faydasının çok olduğunu düşünüyorum.
Sonuçta bazı diğer katılımcılarla rakip bile olsak, pastanın büyümesi, sektörün sorunlarının konuşulması açısından bile önemli bir birliktelik. Belki önümüzdeki dönemde mini
panel tarzında bir çalışma da bu çalıştayın içine entegre edilebilir. Özellikle Vedat Başaran’ın samimi açılış konuşması çok keyif verici ve geleceğe daha umutla bakılmasını sağlayan bir platform sağlamıştır.
Katılımın artması açısından zamanlama konusunun tekrar değerlendirilmesi gerekmektedir.
Daha canlı daha interaktif bir ortam sağlanmasının faydalı olacağını düşünüyorum.
Murat AKALIN
Satış ve Pazarlama Müdürü
Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz?
Önümüzdeki dönemde eksikliklerin de tamamlanmasıyla bu çalıştayın daha etkin olacağı düşüncesindeyim.
Seleks
Çalıştayın olumlu ve olumsuz yönleri size göre nelerdi?
Olumlu yön olarak salonun iyi organize edilmiş olduğunu, ikramların davetlileri
mutlu ettiğini ve park alanı vs. gibi kolaylıkların yeterli düzeyde olduğunu müşahede ettik.
Öte yandan, gelen davetlilerimiz ve katılımcılar için ayrı park alanları olabilse ve
kapıda bir karşılama olabilseydi daha olumlu olurdu düşüncesindeyiz.
Bir sonraki çalışmamızda sizleri yeniden aramızda görebilir miyiz?
Katılmak ve sektördeki dostlarımızla bir araya gelmeyi tekrar arzu ederiz.
Öznur YILMAZ
Operasyon Bölüm
Sorumlusu
13
Steward
Verimliydi, bir dahaki çalıştayda daha geniş bir katılım daha faydalı olur düşüncesindeyiz. Yine de ilk sefer düzenlenen böyle bir organizasyon için katılımın düzeyli
ve etkili olduğu düşüncesindeyiz. Sektörden tanıdıklarımızla bir araya gelmekten
mutlu olduk.
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Çalıştayımız sizin açınızdan verimli geçti mi?
ZİYARETÇİLER
Şenel AYBEK / Altın Boynuz Catering / Yiyecek İçecek Müdürü
Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur?
Firmalar yeterli değil piyasada çok daha fazla firma ve tedarikçi firmalar bulunmaktadır. Bir dahaki düzenlenecek çalıştayda inanıyorum ki daha fazla katılımcı
olacaktır. Mekân hizmet sunum her şey çok güzeldi emeği gecen herkese çok
teşekkür ederim.
Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır?
Sezon başı olmasıyla doğru bir zamanlamadır. Fikir ve düşünce olarak ve ortaya
çıkan sonuçtan ben çok memnun oldum. Teşekkür ederim.
Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir.
Yorumlanacak pek bir şey göremiyorum, yorum yok. Her şey çok güzeldi.
Alaattin AKKAYA / Bayrampaşa Titanic Otel / Steward Şefi
Katılımcı sayısı
Kesinlikle daha fazla olmalıydı. Neden derseniz? Her otelden ortalama 3 kişiden
hareket edersek; bizim onlarca otelimiz var ama davete yeterince icap edilmemiş sonucu çıkıyor.
Seçilen firmalar
Firmalar uygun, fakat daha büyük ve adından söz ettiren firmaları da görmek
isterdik, seneye inşallah
Çalıştayın zamanlaması
Zamanlama bence uygun değil. Firmalar ürünlerini fuarlarda sergilediler. Yeni
ürün henüz üretemeden, bizim çalıştaya geldiler. Zaman kısıtlıydı diye düşünüyorum.
Hepinize kolay gelsin meslektaşlarım...
Mehmet SİRİŞ / Holiday Inn İstanbul Airport / Aşçıbaşı
Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur?
Bizce amacına ulaştı. Yapılmak istenen bir dahaki organizasyonlarda farklı yatırımcı
ve yöneticiler de davet edilebilir. Herkes ile gönül birliği yapılabilir.
Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır?
Doğru bir zamanlama. Çünkü sezonun başlaması ve ilkbahar harika bir zamanlama
idi.
Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir.
Olumsuz hiç bir yanı olmadı aksine çok faydalı ve sıcak bir ortamdı. Turizm sektörünün buluşmasına ve kaynaşmasına sebebiyettir. Stewarding departmanının
önemliliğini anlatma fırsatı olmuştur.
Hamza UYSAL / Ceylan Intercontinental Hotel / Steward Şefi
Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur?
Elbette ki bir çoğunla zaten biz de çalışıyoruz. Aslında daha da fazla olsa; pek
de hayır demezdik.
Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır?
Hayır. Eylül veya Ekim aylarında olabilir. Çünkü bu tür etkinlikler bütçe zamanından önce yapılmalıdır ki; bize de yeni yıl için hazırlıklarımızı yapma fırsatı
olsun.
Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir.
Ziyaretçilerin sayısı yeterli değil ve katılan üst düzey yöneticilerin de sayısı yetersiz.
İlkay KURT / Chief Steward / Crowne Plaza İstanbul - ORA &
Holıday Inn Express İstanbul - ORA
Her şeyden önce böyle bir çalıştayın oluşmasında emeği geçen herkese ve
bizlere ev sahipliği yapan Çırağan Kempinski Hotel’e çok teşekkür ederim.
Bizlerin otellerde kullandığı ekipmanların tedariklerini sağlayan firma yelpazesi çok geniş. Tabi piyasanın önde gelen ve seçilerek Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı’na çağırılan firmaların yeni ürün yelpazesi olması
şartı var mıydı bilmiyorum. Fakat çalıştaya katılan bazı firmaların yeni ürünlerinin
olmadığını görünce katılımcı firma sayısı daha geniş tutulabilir ve çalıştayımız
bir Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı Fuarı havasında geçebilirdi. Böylece yerli basının da ilgisini çekebilirdik diye düşünüyorum. İlkini yapmış
olduğumuz Çalıştayımız beş yıldızlı Oteller düzeyinde ve bu otellerin Genel Müdürleri, Yiyecek İçecek Müdürleri, Satın Alma Müdürleri ve Şef Stewardlarının
katılımıyla gerçekleşti. İkincisini yapacağımız Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni
Ürünler Çalıştayı katılım yelpazesini daha geniş tutarak seçilen firmaların yeni
ürünlerini tanıtımda daha geniş bir katılımcı grubuna tanıtım yapması ve biz iştirakçilerin bu ürünler hakkında
bilgi sahibi olması, yorumlarımızı ve düşüncelerimizi üretici firmalara birebir yaparak bizlerin kullanacağı
ekipmanları daha verimli, kullanışlı hale getirileceği kanaatindeyim.
Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı’na katılacak olan firmalara ve biz iştirakçilere çalıştayın amacını, önemini ve bu alanda yapılan fuarlardan farkını daha iyi anlatmamız gerekir. Çalıştayın
ancak böyle amacına ulaşacağını düşünüyorum.
Murat İLHANLI / The Marmara / Steward Şefi
Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur?
Katılımcı sayısı yeterli değildi, büyük otellerin yöneticileri duyarsız kaldı. Buna mukabil firmalar yeterli ve doğru seçilmiş firmalardı.
Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır?
Zamanı sorgulamak lazım. Fuarların sıklık dönemine denk geldi. Daha önce veya
daha sonraki tarihlerde olabilirdi.
Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir.
Olumlu yanları bizi yalnız bırakmayan firmalar ve steward şefleriydi. Olumsuz yanları tüm müdürlerimizin katılımının az olmasıydı.
ZikriYAKAR / The Plaza Hotel / Steward Şefi
Yiyecek İçecek Alanlarında Yeni Ürünler Çalıştayı adı altında böylesine bir organizasyon gerçekleştirdiğiniz için emeği geçen herkese teşekkür ederim.
Her ne kadar iş yoğunluğu nedeniyle gecikmeli katılsak da bayağı ilgi olduğunu
gördüm şahsım ve katılımcı firmalar adına mutlu oldum.
Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur?
Çalıştaya katılan firmalarla bütün oteller bir şekilde çalışıyor ama çalıştığı diğer
firmaların da orada yer alması ebetteki iyi olurdu.
Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır?
Zaman iyi ayarlanmış. Mesai bitimi sonrası katılıp işyerine değil oradan evine
devam etmesi açısından bence çok uygun.
Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir.
Böyle bir çalışmanın olumsuz bir yanı olduğunu düşünmüyor aksine çok faydalı olduğu kanaatindeyim.
İstek ve sorunlarımızı doğru kişilere sunma fırsatı ve yüzlerini bile görmeyip telefonla sipariş verdiğimiz
kişileri hem bizler hem satın alma müdürümüz tanışma fırsatı buldu.
Mesut TOKUYUCU / The Green Park F&B Müdür Yardımcısı
Katılımcı sayısı ve seçilen firmalar sizler için yeterli ve uygun mudur?
Katılımcı sayısı daha fazla olabilirdi, bence yetersizdi. Seçilen firmalar yeterli ve uygundu. Kaliteli ve iyi markalardı.
Çalıştay’ın yapılma zamanlaması sizler için doğru bir zaman mıdır?
Çalıştay'ın zamanlaması doğru zamandı.
Sizce, Çalıştay’ın olumlu ve olumsuz yanları nelerdir? Önerileriniz bizlere yol gösterecektir.
Çalıştay başarılıydı, biz turizmcilere işimiz ile ilgili kendilerini kanıtlamış kaliteli markaların, yeni ürünlerini tanıma şansı verdi. Firmaların tarafımıza detaylı bir şekilde
ürünlerini tanıtması, bizi aydınlatması başarılıydı. TÜYİB DER'İN bu gibi organizasyonlarını bekler Türkiye turizmine katkılarından dolayı kendilerini tebrik ederim.
Müslüm YETİŞOĞLU / Hilton İstanbul / Steward Şefi
• Biraz ilk olması biraz da kısa süre içinde karar verip uygulamaya koymamızdan dolayı olsa gerek otel ve restaurant yöneticilerinin katılımı beklentimizin
altında olmasına sebep olduğunu düşünüyorum
• Yukarıda yazdıklarım sebeplerden birisi fakat önemli olan şu “biz bunu da
yaptık”. belki bir çok kurum ya da derneğin “Biz neden yapmadık, neden bizim
aklımıza gelmedi?” hayıflanmalarına sebep oluyorsa biz iyi ve doğru yoldayız
demektir.
• Çıkılan yolda deneyimler bizi tecrübe sahibi yaptıkça daha emin adımlarla
daha iyi ve daha çok ses getiren çalışmalar yapacağımıza inanıyorum.
• Otel ve restaurantların üst düzey yöneticilerine ulaşmamız gerek. Bu olmazsa olmazımız olmalı, bütçe planlamasını ve satın alma kararlarını onlar vereceği için çalıştayda satıcı ile kullanıcıyı ve karar vericiyi bir araya getirmek işin
hem daha kolay anlaşılmasını hem de kısa sürede doğru ürünü operasyona kazandırmamıza sebep olur ki böyle bir şeyi kim istemez, şahsen ben çok isterim
• Bir sonraki çalıştayımız ya da fuarımız öncesinde satıcılarla görüşüp yeni ve spesifik ürünleri bu fuarlarda öne çıkarmaları konusunda bilgilendirmek, katılımcıların kafasında fuara gelirken “Acaba bu sefer nasıl
yeniliklerle karşılaşacağım?” sorusunun oluşmasını sağlayacaktır.
• Satıcılarla fuar öncesi yaptığımız görüşmenin bir diğerini otel, restaurant yönetici ve sahipleriyle (alıcılar) yapmalıyız. Beklentileri, ihtiyaçları işlerin kolaylaştırılması için ar-ge çalışmalarının nasıl bir seyir izlemesi
gerektiğine dair görüşler alınmalı.
ZİYARETÇİ
GÖREVİ
SHERATON ATAKÖY
SHERATON ATAKÖY
ALİ ELİKAYA
TAMER HOPAL
SOUS CHEF/AŞÇI BAŞI YRD
STEWARD ŞEFİ
2
TİTANİC BUSINESS ASİA
TİTANİC BUSINESS HOTEL
TİTANİC BUSINESS HOTEL
TİTANİK BAYRAMPAŞA
AHMET YEŞİLDAĞ
ATİLLA OZAN
ABDULLAH ÖZCAN
ALAATTİN AKKAYA
GENEL MÜDÜR
YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ
İSTANBUL OTELLERİ MUTFAK ŞEFİ
STEWARD ŞEFİ
3
TİTANİC CITY HOTEL
BEDİRHAN IŞIK
YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ
4
THE PLAZA HOTEL
THE PLAZA HOTEL
ZİKRİ YAKAR
OSMAN KAYADİBİ
STEWARD ŞEFİ
SATINALMA MÜDÜRÜ
5
THE RITZ CARLTON HOTEL
THE RITZ CARLTON HOTEL
THE RITZ CARLTON HOTEL
KENAN DERDİYOK
ANDRE PİEDNAİR
UMİT TAMİRAK
STEWARD ŞEFİ
AŞÇI BAŞI
SATINALMA MÜDÜRÜ
6
THE MARMARA ŞİŞLİ
EMRE ÖZTOP
AŞÇI BAŞI
7
CROWNE PLAZA İSATANBUL ORA
CROWNE PLAZA İSATANBUL ORA
CROWNE PLAZA İSATANBUL ORA
TURAN DEMİROK
MURAT ASLAN
İLKAY KURT
ZİYAFET SERVİS DİREKTÖRÜ
YİYECEK İÇECEK DİREKTÖRÜ
STEWARD ŞEFİ
8
HİLTON WORLWIDE
TUNCEL YALÇIN
İSTANBUL BÖLGE SATINALMA
KOORDİNATÖRÜ
9
HİLTON İSTANBUL
MÜSLÜM YETİŞOĞLU
STEWARD ŞEFİ
10 CEYLAN INTERCONTINENTAL HOTEL
CEYLAN INTERCONTINENTAL HOTEL
RECEP ÖZKAYA
HAMZA UYSAL
AŞÇI BAŞI
STEWARD ŞEFİ
19
11 POLAT İSTANBUL HOTEL
POLAT İSTANBUL HOTEL
SENEM ERTÜZÜN
AHMET KILINÇ
YİYECEK İÇECEK ASİSTANI
STEWARD ŞEFİ
12 SWISSOTEL
TOYGAR BOZÇALI
SATINALMA MÜDÜRÜ
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
1
Steward
OTEL
SWISSOTEL
KEMAL ATAKULU
STEWARD ŞEFİ
13 CROWNE PLAZA İSTANBUL HARBİYE
CROWNE PLAZA İSTANBUL HARBİYE
MEHMET SALTER
İSMAİL BELLEK
YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ
SATINALMA MÜDÜRÜ
14 HOLIDAY INN İSTANBUL AIRPORT
HOLIDAY INN İSTANBUL AIRPORT
HOLIDAY INN İSTANBUL AIRPORT
HOLIDAY INN İSTANBUL AIRPORT
ADEM ARMUSEN
NEDİM KARŞU
MEHMET SİRİŞ
MEHMET ALİ ÖZTÜRK
GENEL MÜDÜR YARDIMCISI
YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ
AŞÇI BAŞI
STEWARD ŞEFİ
15 THE GREEN PARK HOTELS
THE GREEN PARK HOTELS
MESUT TOKUYUCU
NİZAMETTİN AKKAYA
YİYECEK İÇECEK MÜDÜR YARDIMCISI
STEWARD ŞEFİ
16 MARTI İSTANBUL HOTEL
MARTI İSTANBUL HOTEL
MARTI İSTANBUL HOTEL
FREDERİC MEDİGUE
SERPİL TOPTAŞ
AHMET BAŞER
AŞÇI BAŞI
YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ
STEWARD ŞEFİ
17 THE MARMARA TAKSİM
THE MARMARA TAKSİM
RUDOLF VAN NUNEN
MURAT İLHANLI
AŞÇI BAŞI
STEWARD ŞEFİ
18 FERİYE LOKANTASI
FERİYE LOKANTASI
YUNUS EREN
SATINALMA MÜDÜRÜ
EDA ARMAĞAN BİLGİLİ HALKLA İLİŞKİLER MÜDÜRÜ
19 ALTIN BOYNUZ CATERING
ALTIN BOYNUZ CATERING
ŞENEL AYBEK
RAHMİ ÖREN
YİYECEK İÇECEK MÜDÜRÜ
STEWARD ŞEFİ
20 PELİT PASTANELERİ
YAŞAR ÇINAR
STEWARD ŞEFİ
21 ARTEMİS PRENSES HOTEL
YILMAZ TURAN
AŞÇI BAŞI
22 BÜYÜK KLUP
BÜYÜK KLUP
BÜYÜK KLUP
BÜYÜK KLUP
OSMAN MUTLU
RAMAZAN SÖZEN
İSMAİL CEYLAN
ALİ BULUT
GENEL MÜDÜR
SATINALMA MÜDÜRÜ
AŞÇI BAŞI
STEWARD ŞEFİ
23 NAR GURME
NAR GURME
VEDAT BAŞARAN
NİZAMETTİN AKKAYA
GENEL MÜDÜR
STEWARD ŞEFİ
24 MODA DENİZ KLÜBÜ
ERCÜMENT TUNCER
STEWARD ŞEFİ
25 ÇIRAĞAN PALACE KEMPİNSKİ
ÇIRAĞAN PALACE KEMPİNSKİ
ÇIRAĞAN PALACE KEMPİNSKİ
ÇIRAĞAN PALACE KEMPİNSKİ
CEM GÜREKAN
SİBEL ATILGAN
MUSTAFA ÖNAL
EROL AYDIN
FİNANSMAN MÜDÜRÜ
SATINALMA MÜDÜRÜ
SATINALMA GÖREVLİSİ
STEWARD ŞEFİ
26 FOUR SEASONS SULTANAHMET
SAVAŞ AYDEMİR
STEWARD ŞEFİ
27 FOUR SEASONS BEŞİKTAŞ
ALİ RIZA SOYTOP
STEWARD ŞEFİ
HİJYEN
Mutfak Temizliği
ve
Kimyasalların
Doğru Kullanımı
ıda üretimi; hazırlık aşamaları, gıdanın pişirilmesi, soğutulması, muhafazası ve
sunumu süresince gün geçtikçe daha çok önem kazanmış ve insanlar tarafından dikkat toplar olmuştur. Yemeklerinizin lezzeti kadar, gıda güvenliği ve yüksek
hijyen standartları da önem kazanmaktadır. Mutfak hijyenin en temel prensibi; hijyenik
bir ortamda hazırlanan güvenli gıda sunmaktır. Bunun yanı sıra ekonomik getiriler ve
müşteri memnuniyeti sağlamaktır.
G
E. Gaye UYSAL
Gıda Mühendisi
Hijyenik ortamın sağlanması;
Hijyenik bir ortamda çalışarak güvenli gıda üretmenin en önemli kurallarından biri: personel hijyenini sağlamaktır.
Bu konuyla ilgili personel, periyodik aralıklarla eğitilmelidir. Kişisel hijyenin yanında ekipman temizliği de önem kazanmaktadır. Gıda üretiminde kullanılan ekipmanların temizliği sağlıklı üretim için çok önemlidir. Kaliteli ürün kullanımı, personel ve ortam hijyeni ne kadar önemli ise alet ve ekipmanların temiz olması da o kadar önemlidir.
Gıda üretimi pek çok halkanın birleşerek oluşturduğu bir zincir gibidir. Halkalardan biri zayıf ise, gıda güvenliğinin
tehlikeye girmesi ve üretimin istenilen standartlarda yapılamaması kaçınılmazdır. Bu yüzden üretim, depolama ve
servis aşamalarında kontaminasyonlara yol açıp gıda güvenliğini tehlikeye atmamak için; personel,ortam ve ekipman
hijyenine son derece dikkat edilmelidir.
Alet ve ekipman hijyenini sağlamak için önce ortamın kaba kirlerinden uzaklaştırılması işlemi uygulanmalıdır. Bu işlemin ardından uygun kimyasallar kullanılarak, gerçek temizlik yapılır ve uygun dezenfektanlar kullanılarak da dezenfeksiyon işlemi uygulanır. Etkin bir temizlik işlemi yapılabilmesi için önemli olan; kimyasallar ve bu kimyasalların
doğru kullanımıdır. Stewarding departmanında çalışan personelin hangi kimyasalın hangi yüzeyde ve hangi oranda
kullanılacağını bilmesi gerekmektedir. Firmaların, personellerine yetkili kişiler tarafından kimyasal kullanım eğitimlerini
aldırtarak temizlik işleminin doğru ve etkin bir şekilde yapılmasını sağlaması gerekmektedir. Kullanılan kimyasalların
mutlaka Sağlık Bakanlığı tarafından onaylı ve MSDS bilgileri (Ürün Güvenlik Bilgi Formları) olmalıdır.
Kimyasallar kullanılırken:
1. Kimyasal isimleri doğru bilinmeli ve etiket üzerindeki
uyarılara dikkat edilmelidir.
2. Orijinal ambalajı dışında kimyasallar kullanılmamalıdır.
3. Farklı kimyasallar birbiri ile karıştırılmamalıdır.
4. Kimyasal depoları oluşturularak,gıda maddeleri ile
kimyasallar ayrı yerlerde depolanmalıdır.
5. Kimyasallar kullanılırken kimyasallar ile temasın engellenebilmesi için eldiven, maske gibi koruyucular takılmalıdır
Sağlık ve hijyen dolu günler dileğiyle…■
STEWARD’IN ELBAŞLIK
KİTABI
Bulaşık Makinesinde
Kireç Çözme
Talimatı
1. UYGULAMA
ıkama kalitesinin düşmemesi, hijyen risklerinin artmaması ve makine aksamlarının zarar görmemesi için zamanla makine iç yüzeyinde oluşan
kireç tabakasının mutlaka çözülmesi gerekir. Uygulama
periyodu makine içinde kireç oluşumuna bağlı olarak değişiklik gösterir.
Y
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
1.1. Uygulama Aşağıdaki Şekilde Yapılır
Steward
24
ve skoch brite ile uygulama
yapılır.
• Makine boşaltılır ve suma
spray den 2.buton açılarak
dezenfekte mikro quat ile yıkanır, sonra durulanır.
Mehmet Ali ÖZTÜRK
Holiday Inn İstanbul Airport
Steward Şefi
• Deterjan ve parlatıcı ürünler dozaj pompalarına bağlanır.
Makinenin suyu boşaltılır, içi temizlenir ve suma spray ile
durulanır.
• Makinelerin dış yüzeyi prilonlu sıcak su ile silinir, temiz
yumuşak havlu bezle kurulanır ve suma inox (Metal parlatıcı) ile paslanmaz metale dikey sürülerek parlatılır.
• Deterjan ve parlatıcı ürünler dozaj pompalarından alınır, makineye ürün girişi iptal edilir.
• Asla makinenin dış yüzeyine, özellikle motor kısmına
suma spray ile su tutulmaz.
• Makinenin yıkama tankı ¾ oranında temiz su ile doldurulur.
• Perdeler takılır ve yıkama kolları kontrol edilerek makineye taze su alınır.
• Perdeler çıkartılır.
1.2. Güvenlik Önlemleri
• Yıkama tankına 250-300 gr/L suma scale (Kireç Çözücü) ilave edilir.(Könvoyörlü, paletli ya da basketli makineler)
• Yıkama tankına 80-100 gr/L suma scale (Kireç Çözücü) ilave edilir.(Bardak yıkama giotin makineler)
• Makine yıkama sıcaklığına ulaştırılıp kireç sökücü
ürünle boş olarak çalıştırılır.
• 30 dakika kadar boş yıkama yapılır.
• Ulaşılamayan noktalara sprey şişesinin yarısına kadar
su, kalan yarısına da suma scale konularak püskürtülür
• Kireç Çözücü madde, tahriş edici ve yakıcıdır.
• Cildin korunması için eldiven,ağız maskesi ve gözlük
kullanılır. Temas halinde bol su ile yıkanır.
• Göze kaçtığı taktirde; hemen bol su ile yıkanıp, gerekirse doktora başvurulur.
• Ağır kimyasal kokusu yayılacağından, ağız maskesini
mutlaka tak, sık sık açık alana çıkarak temiz hava teneffüs et.
• Kullandıktan sonra eller bol su ile yıkanıp kurulanır.■
İLETİŞİM
Sosyal medyada
kazanmayanı dövüyorlar
ike, followers, klout, instagram, trend topic, blogger, pinterest, retweet, bookmark, tag... Bunlar ne mi? Yoksa
siz internet çağını yakalamış bir sosyal medya kullanıcısı değil misiniz? Cevabınız “hayır” ise; sizin için üzgünüz. Acaba siz yaşamıyor olabilir misiniz? Yoksa sizin hala Iphone’unuz da mı yok, ya da Ipad’iniz (veya tabletiniz)? Şaka yapıyor olmalısınız. Kuzum siz hangi zamanda kaldınız? Ama bir cep
telefonunuz var değil mi? Siz şimdi “onu da yalnızca konuşmak için kullanıyorum” dersiniz.
Zira bilgisayarınız olması da gerekmiyor artık. Son model bir cep telefonunuz olması yeterli
tüm bu kelimeleri günlük hayatınızın bir parçası haline getirmek ve sıkı bir sosyal medya
kullanıcısı olmak için.
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
L
Steward
26
“Bunu neden yapayım” diye mi soruyorsunuz? Tabii ki hangi çağda yaşadığınızın idrakinde
olmak, dolayısıyla çağdaş olabilmek ve dünya ile iletişimde kalmak için. Elbette “dünya”yı
nasıl tanımlıyorsanız ya da sizin dünyanız nelerden oluşuyor ise. Bu arada, dünya sosyal
medya devleri olan Facebook’un 2011 yılının ilk yarısında gelirini ikiye katlayarak 1.6 milyar
dolara yükselttiğini ve yine Google’un 2012 çeyreğindeki karının 2.89 milyar dolar olduğunu
da duymamış olabilir misiniz? Yoksa siz hala zenginlerin eski Türk filmlerindeki gibi yalnızca
fabrikatörlerden oluştuğunu ve
Hulusi Kentmen gibi pos bıyıklı
tatlı-sert amcalara benzediğini
sanan, iflah olmaz bir geçmiş
zaman yaşantısı sevenlerden misiniz?
Füsun ÖZTÜRK
İletişimci
Lütfen beni like et
Biz kullandıkça sosyal medyanın banka hesapları çoğalıyor. Şimdi siz “ben Facebook ya da Google kullanıyorum ama kullanırken para vermiyorum ki, bu adamlar
nasıl kazanıyor” diye de sorarsınız. Tek bir şeyden: Reklamdan. Facebook kullanıcılarının %52’si her gün Facebook’a giriyormuş. Facebook kullanıcı sayısı mı kaç?
Dünyada 400 milyon. Türkiye’de 22 milyonu geçiyor. Ortalama bir Facebook kullanıcısının 130 arkadaşı olduğu
ve günde 55 dakikasını sitede geçirdiği söyleniyor. 2004
Takipçilerimle döverim seni
Diğer bir mecra Twitter’da ise, sizi izleyen takipçi (followers) sayısına göre birden ünlü markalardan teklif almanız ve paraya para dememeniz mümkün. Ünlü kişilerin
sosyal ağ hesaplarını reklam mecrası olarak kullanma
Tabii ünlü değil ve vatandaş Ahmet ya da Ayşe iseniz
aman dikkat! Çalışıyorsanız iş arkadaşı ve patronlarınızın, işe başvuracaksanız insan kaynakçıların sizi sosyal
medyadaki performansınıza göre değerlendirebileceğini
aklınızdan çıkarmayın. Yok öyle işe gitmeyip “hastayım”
yalanını uydurmak. Bir çay bahçesinde keyifle otururken
ve Facebook’a girip cep telefonunuzdan onu bunu beğenirken yakalanıveriyorsunuz. Üstelik hangi semtte olduğunuzu bile yazıyorlar artık. “Beşiktaş yakınında” diye.
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Bir Facebook kullanıcısı iseniz bilirsiniz, hesabınızı açıp,
profil bilgilerini doldurmanızla başlayan sizin kim olduğunuz bilgisi, beğendiğiniz (like ettiğiniz) fotoğraf ya da videoları tıkladıkça, ya da çeşitli guruplara kaydoldukça,
“duvar”ınıza yazdığınız paylaşımlarınızı artırdıkça kısacası her ne yapıyorsanız depolanıyor, arşivleniyor ve reklamcıların hedef kitlesini oluşturan sosyal ağın müstesna
bir üyesi olarak mutlu mesut yaşıyorsunuz. Böylece 14
yaşındaki erkek yeğeniniz sayfasını açtığında sağ taraftaki yer alan reklamlar gençlerin rağbet ettiği giyim markalarını ya da tıraş losyonlarını tanıtırken; benim
sayfamın sağında “nasıl 10 yaş genç görüneceğimi anlatan” ve “ beş kilo zayıflamak ister miyim” diye soran
reklamlara rastlanabiliyor!!!!
eğilimi nihayet ülkemize de gelmiş bulunuyor. Dünyada
Megan Fox, Lady Gaga, Christiano Ronaldo gibi ünlülerin Twitter hesaplarından ciddi paralar kazandığı söyleniyor. Öyle ya tweet gönderirken ne yediğinizi, ne
içtiğinizi, hangi mekanda olduğunuzu, uyurken hangi pijamayı giydiğinizi, bilmem ne marka rujun dudaklarınızı
nasıl daha iyi gösterdiğini söylemeniz çok mümkün. Diyelim 250 bin takipçiniz var. Göndereceğiniz tweet’lerle
onlara doğrudan ulaşıyor, beyinlerine o marka ile ilgili
imajı çapalıyor, onlar ilk fırsatta bahsettiğiniz ürüne doğru
koşarken, siz de banka hesaplarınızdaki sıfırların sayısını artırabiliyorsunuz. Bir de bir başka yeni çılgınlık olan
instagram üyesi iseniz, reklamını yaptığınız ürünü resimleyip gönderebilirsiniz de. Instagram ne diye mi soruyorsunuz? Yoksa APP Store’da (Ünlü bilgisayar markası
Apple’ın hem bilgisayarlar, hem iphone, hem ipod tuch
ve ipad’ler üzerinden ziyaret edilip, içerik indirilebilen yazılım mağazası) çok kısa sürede milyonlarca kullanıcıya
ulaşmış fotoğraf paylaşma platformunu bilmiyor olabilir
misiniz?
27
Steward
yılında tanıştığımız ve 1400’den fazla çalışanı olan Facebook’un, çoğu sanayi şirketinden bile daha çok personele sahip olduğu biliniyor. Facebook’tan yaklaşık 2 yıl
sonra yayına başlayan diğer bir sosyal ağ Twitter ise Türkiye’de henüz yeterince büyümemiş durumda. Şimdilik
6 milyon civarında Türk Twitter’a ilgi gösteriyor, ancak bu
sayının da hızla artacağı kesin. Twitter kullanıcılarının
başını 107 milyonla ABD çekiyor. Twitter kullanıcılarının
yalnızca %36’sının her gün siteye giriş yaptığı belirtiliyor.
Oysa biz sizi Bakırköy’deki evinizde hasta yatıyor zannediyorduk. Ya da Facebook’a koyduğunuz fotoğraflar,
Tweeter’daki tweet’lerinize yazdıklarınız ile kısa sürede
kapı önüne konulmanız da mümkün. Yöneticiniz ya da
insan kaynakları sizi çağırıp “biz sizi gelenek-göreneklerimize bağlı, dengeli, içkisi, kumarı olmayan biri olarak
biliyorduk oysa siz iflah olmaz bir akşamcı ve karşı cinsle
ilgili belden aşağı espriler yapan biriymişsiniz. Müstesna
kurumumuzun adı söz konu olduğunda ve kurumumuzu
temsil ederken bu görevi yapmanız doğru bulunmamıştır” diyebilir.
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Klout’un kadar konuş
Steward
28
Geçenlerde dış kaynaklı bir haber yer aldı gazetelerde.
Sam Fiorella adlı bir kişi 15 yıllık iş deneyimine rağmen
klout yüzünden işe alınmamış. AOL, Ford ve Kraft gibi
dev firmalarla çalışan Fiorella, Toronto’daki bir pazarlama
firmasına başvurduğunda görüşmesi ilk başta oldukça
başarılı geçmiş. Özgeçmişine bakıldığında iş için uygun
bulunan Fiorella; klout puanı sorulduğunda cevap verememiş. İş görüşmesini gerçekleştirdiği kişi
bunun üzerine klout.com adlı siteye girerek
Fiorella’nın puanına bakmış ve puanı 34
çıkan Fiorella o gün işe alınmamış. Sam
Fiorella için üzüldünüz biliyorum ama siz
şimdi klout’u da sorarsınız. Klout puanı sizin
bireysel olarak sosyal medyadaki etkinliğinizi ölçmek için kullanılan ve buna göre size
puan veren bir sistem. Sosyal medyada ne
kadar çok ağ üzerinde hesabınız varsa ve
siz bunlarda ne kadar çok etkinseniz, yani
ne kadar çok kullanıyorsanız klout puanınız
o kadar yüksek oluyor. Şöyle de diyebiliriz
klout puanın ne kadar düşükse o kadar yoksun. “Yaşamıyorsun” diyelim. “Biz daha
trend topic (Twitter’ın gündemine girmek)
olamadık. Nerede kaldı klout’tan sınıfı geç-
mek” demeyin. Ne demiş atalarımız: çalış senin de olur.
Dikkat kamera çıkabilir
Bir yumurta almak için ev halinizle aşağıdaki markete gitmek için evden çıkıp, yolda karşılaştığınız arkadaşınızın
ısrarı ile en yakındaki kafeye oturup şöyle iki satır sohbet
edeyim derken, ne ara resminizi çektiğini bilmediğiniz bu
çok işgüzar arkadaşınız sayesinde, 2 saat içinde Facebook’ta bir fotoğraf karesi olarak yer alarak etiketlenip,
kafanızdaki bigudilerden tutun da, kıyafetinizin uyumsuzluğundan ya da son zamanlarda aldığınız kilolardan bahseden tam 53 yorumla karşılaştığınızda, fotoğrafı
kaldırmak için artık çok geç olabilir. Nerden mi biliyorum,
kimin başına mı geldi? Siz de çok soru soruyorsunuz.
Merak etmeyin, hemen twitter hesabınızı açıp, 140 karakterin size tanıdığı özgürlük alanı içinde, “Aşk hissedildiğinde saklanmayıp, söylenmelidir, evli komşuya bile
duyulsa değil mi Mücella” diyerek tweet atıp, durumu 11 yapabilirsiniz. Siz bunları yaparken de Jack Dorsey ile
Mark Zuckerberg ise biraz daha kazanır. Onlar mı kim?■
MASA ÜSTÜ
Kahvaltının
ilgisi
ünlük hayat koşuşturmacasında en çok ihmal ettiğimiz şeylerden biri de layıkıyla
yapılmış bir sabah kahvaltısıdır herhalde. Pek çoğumuz evden çıkarken alelacele atıştırılmış bir parça peynir ekmek, yarım yamalak içilmiş bir bardak cay
veya bir fincan kahve ile geçiştiririz. Ya da işyerinde maillere
bakmaya başlanırken yenilen bir sandviç veya tost olur
günlük kahvaltımız. Hatta bazıları için koyu bir kahve
eşliğinde içilen günün ilk sigarası bir nevi kahvaltı
işlevi görür. Neyse ki, hafta sonları daha geniş
vakit olur genelde kahvaltı için.
G
Oysa kahvaltı ihmale gelmez, gelmemelidir. Zira,
kahvaltının hem fiziksel, hem de zihinsel sağlığımız için göz ardı edilemez bir önemi vardır.
Nihat YILDIZ
[email protected]
Kimi kaynaklara göre kahvaltı sözcüğü “kahve altı” teriminden türemiş. Eski zamanda sabah kahvesi içilmeden önce ufak tefek şeyler atıştırılır,
buna da “kahve altı” denirmiş. Bu terim zamanla kahvaltı seklinde söylenir olmuş.
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Bizim kültürümüzde kahvaltı sofrası denince akla peynir, ekmek, zeytin, tereyağı, domates, salatalık vs gelir. Geniş
zamanda kalabalıkla yapılan hafta sonu kahvaltısı olursa buna yumurta, sucuk vs de eklenir ki tadına doyum olmaz.
Tabii cam bardakta içilen cay da kahvaltının vazgeçilmezi.
Steward
30
O nedenle de, gezi ya da iş gereği gittiğimiz yabancı memleketlerdeki otellerde kahvaltı diye önümüze konan üç
beş kurabiye ve kahve ya da sut-mısır gevreği, meyveli yoğurt gibi şeyler bize gelmez pek. Bazılarında peynir,
salam, sosis vs de olmuyor değil tabii. Ama beyaz peynir bulamazsınız mesela. Hele zeytinin kahvaltıda yendiği bir
ülke bizim dışımızda yok gibi. Kendi adıma bizimkine en çok benzeyen otel kahvaltısını sadece Yunanistan’da gördüğümü söyleyebilirim. Bizdeki gibi yağ, limon, biber, kekik vs ile süslemeseler de, zeytin de koyuyorlar kahvaltıya.
Ne de olsa kültürlerimiz ortak, tarihten gelen pek çok benzerliğimiz var.
Soğuk memleketlere veya Uzak Doğu’ya gidildikçe kahvaltı içeriği daha bir ilginç hal almaya başlıyor tabii. Kimi ülkelerde kurutulmuş veya çiğ balık, havyar, makarna, acılı çorba vs gibi yiyecekleri kahvaltı menüsünün baş köşesinde
görebilirsiniz mesela.
Kahvaltıda yenilen içilen şeyler ülkeden ülkeye, kültürden kültüre farklılıklar gösterse de, kahvaltıya atfedilen önem
konusunda ortak bir kanı var gibidir. Bu ortak kanı, sağlık nedenlerine dayanır öncelikle. “Kahvaltını krallar gibi yap,
öğle yemeğini sade vatandaş gibi ye, aksam yemeğinde yoksul ol.” denir mesela. Bu sözün “Kahvaltını kendine
Kahvaltının psikolojimize ve sosyal iliksilerimize faydası;
en veciz ifadelerinden birini üstat şair Cemal Süreya’nın
ünlü dizelerinde bulur. Şöyle der Süreya: “Yemek yemek
üstüne ne düşünürsünüz bilmem, ama kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı.”
Kahvaltının sosyal işlevini de göz ardı etmemekte fayda
var. Akşam yemeğine davet daha zahmetli, masraflı ve
de riskli iken, kahvaltıya davet daha sevimli, daha hesaplı ve de daha keyiflidir çoğu zaman. O nedenle de
daha çok tercih edilir. Özellikle yeni çıkmaya başlamış
genç çiftlerin gözdelerinden biri de açık havada güzel bir
mekanda yapılan kahvaltıdır mesela. Yakin görüşülen
komşuların, arkadaşların balkonunda hep beraber yapılan güzel bir kahvaltının, içilen sıcak çayın da keyfi başkadır sonra.
Öyle değil midir gerçekten de? Bir kere iyi kötü neler getireceğini bilmediğimiz yeni bir güne uyanışı, yeni bir başlangıcı simgeler kahvaltı. Özellikle de sağlığımız yerinde,
sevdiklerimiz yanımızda ise. Ocakta usul usul tıkırdamaya başlayan çaydanlıktan önce mutfağa, sonra da
bütün eve yayılan o mis gibi demli cay kokusu nasıl güzeldir. Buna bir de kızarmış ekmek, sahanda yumurta,
yeni doğranmış körpe salatalığın kokuları eklenince, sucuğu söylemiyorum hiç, alan var alamayan var... Hele
bir de bu kahvaltının güneşli bir bahar sabahı yeşillikler
içindeki bir evin verandasında ailenizle, kadim dostlarla,
sıcak bir sohbet esliğinde yapıldığını düşünürseniz... E
mutluluk bu değilse başka nedir ki !?..
Brunch (Breakfast + Lunch, yani hafta sonu geç kalkıp
kahvaltı ve öğle yemeğini bir araya getirmenin İngilizcesi), günümüzde büyük kentlerde yaşayan belli bir ke-
Ne güzel, ne de doğru söylemiş Cemal Süreya, “Kahvaltının mutlulukla bir ilgisi olmalı” derken, olmalı gerçekten de, en azından sağlıkla olduğu kadar…■
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Yani, kahvaltı günün en önemli öğünüdür; atlamamak ve
sağlıklı besinlerle değerlendirmek gerekir. Öyle ki, en
ağır zayıflama diyetlerinde bile kahvaltıya belli bir hoşgörüyle yaklaşılır. Çünkü kahvaltı, beynimize ve kanımıza ihtiyaçları olan günlük şekeri vs tedarik ederek
bedensel uyanışı gerçekleştirmekle kalmaz, bunun sonucu olarak psikolojimizi de olumlu yönde etkiler. Kahvaltısını zamanında edip, sabah çayını ya da kahvesini
içmeden işe gelenler yüzlerindeki ifadeden anlaşılırlar
hemen. Kan sekeri düştükçe, çevreye adapte olma ve
tahammül etme katsayısı da düşer çünkü.
simin önemli alışkanlıklarından biridir. Öyle ki, yalnıza cafeler değil pek çok büyük otel ve restoran hafta sonları
brunch büfeleri açmakta, konuklarına birbirinden farklı
lezzetlerde menüler sunmaktadır günümüzde.
31
Steward
sakla, öğle yemeğini dostunla paylaş, aksam yemeğini
düşmanına ver.” seklinde söylenildiği de vakidir.
Son Trend
Bilgi teknolojilerinde
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Steward
34
BİLİŞİM
Bulut Bilişim
(Cloud Computing)
Son zamanlarda giderek yaygınlaşan
yeni bir bilişim modelinden söz ediliyor.
Bulut Bilişim!
Bu yazımızda, bu yeni eğilimin kökenlerini ve bugünkü
konumunu anlatacağız.
Ercan BULUT
IBM Sistemleri
Lab Servisleri Müdürü
konomik ve toplumsal evrim, tüm bu sürecin itici gücü! Ulaşımdan sağlığa, iletişimden güvenliğe, bankacılıktan üretime, tüm alanlarda giderek ivmelenen bir değişim süreci gözleniyor. Tüm
sektörler, önlerindeki yeni zorlukları aşabilmek için mümkün olan en üst seviyede inovasyondan
yararlanma ihtiyacındalar.
E
Günümüzde; hareket etmeyi, etkileşimde bulunmayı ve işleri daha önce hiç olmadığı kadar hızlı bir
biçimde yürütmeyi sağlayan, yeni ve “akıllı” bir dünya oluşuyor. Hemen hemen herkesin internete
bağlanabildiği dünyada, günlük hayatı yakından etkileyen bir teknoloji ve bilgi patlaması yaşanıyor.
Bu gelişim, sağladığı tüm kolaylıkların yanı sıra, daha ileri bir karmaşıklığa da neden oluyor.
• Kuruluşlar gittikçe artan iş değişiklikleri, küresel rekabet baskısı ve sosyal sorumluluk talepleriyle karşı karşıya
kalıyor.
• Son kullanıcı bilgiçliğinin ve işlenmeye aday veri hacminin hızlı biçimde artışı; teknolojideki değişikliklerden ötürü,
bilgi teknolojileri dağıtımında daha etkin çözüm arayışlarına yol açıyor.
• İnternet teknolojileriyle hizmetlere erişen kullanıcılar, bu hizmetleri elde etme yöntemleri konusunda esaslı bir değişikliğe gereksinim duyuyor. Güvenilir ve kolay bir biçimde, “her zaman çalışan” bir bilişim altyapısına sahip olmayı
bekliyor.
Dünya ve teknolojideki bu hızlı gelişime paralel olarak iş çevrelerinin yükü giderek artıyor. Bilgi teknolojileri, çeşitli iş
yapış yöntemleri etrafında yeniden şekilleniyor. Bu evrilme döneminin çözmesi gereken sıkıntılarından en önemlisi
“hizmet yönetimi” ve bilindiği gibi, ilerlemenin anahtarı hizmetlerin standartlaştırılmasında gizli.
Bilgi teknolojileri endüstrisi, ilk yıllarını, bilişimin temel bileşenlerini geliştirerek harcamıştı. Günümüzde ise, bu bileşenlerle sağlanan hizmetin yönetilmesi alanında çok ileri standartlaşmalara tanık oluyoruz. 21. yüzyıl, bilişimde “hiz-
met yönetimi”nin öne çıktığı bir yeni dönem olarak görülüyor. Önemli olan, en karmaşık işlere bile disiplin ve sadelik getirmek. Bu yüzden, Bulut Bilişim ile tanımlanan
yararlar tüm sektörlerde her boydaki kurum için çok
büyük ilgi görüyor.
İş açısından veri merkezlerinde beklentiler?
Bu ilgiyi güçlendiren unsurlara bakıldığında, giderek dinamikleşen iş süreçlerinin giderek daha karmaşık bilişim
çözümlerini gerektirmesi unsurunu en başa koymak
doğru olur. Karmaşa nedeniyle yaşanan iş kayıpları gibi
bilgi teknolojileri alanında uzmanlık geliştirmedeki zorluklar da şirketleri yeni arayışlara yöneltecekti ve öyle
oldu.
şim kaynakları, belli bir erişim ücreti ödenerek uzaktan
kullanılabiliyor. Bu hizmetleri kullanan şirketler; kendi sistemlerinde bir kuruluma ihtiyaç duymadan herhangi bir
uygulamaya internet üzerinden erişebiliyorlar.
Bulut Bilişim, bugüne kadar kullanılan klasik bilişim yöntemleriyle kıyaslandığında, çok önemli bir teknik değişimi
temsil ediyor. Klasik bilişim çözümlerinde, veriler şirketin
kendi bilgisayarı üzerinde geçekleşen hesaplar ile işlenirdi. Günümüzde bu işleyiş, büyük ya da küçük tüm şirketler için değişmeye başladı. Bilişimde artık bambaşka
bir evreye, Bulut Bilişime geçiliyor.
İş dünyası ve Veri Merkezleri cephesinden bakıldığında,
Bulut Bilişim üç temel alanda fayda sağlıyor:
- İş alanında inovasyon
- Hizmetlerin standartlaştırılması
- Veri Merkezi altyapılarının optimizasyonu
Bulut Bilişim nedir?
Bulut Bilişim bir açıdan, şirketler için yeni bir iş modeli,
diğer bir açıdan ise, bir hizmet sağlayıcı tarafından internet üzerinde sunulan bir hizmet modeli. İş gereksinimlerini doğru şekilde adresleyecek yeni ve dinamik bir bilişim
modeli olan bu çözüm, IBM’in 40 yıl önce geliştirdiği Sanallaştırma teknolojilerinin en gelişkin evresi şeklinde de
tanımlanabilir.
Bulut Bilişim hizmetleri kapsamında işlemci, bellek, disk,
veri, depolama, bağlantılar ve yazılımlar gibi temel Bili-
Bilişimin görece kısa geçmişindeki seyahatimizin bugünkü durağında, bir bilişim altyapısını oluşturmak için
ne kadar yatırım yapmak gerektiği, özellikle de ne çok
bilgi ve deney birikimi ile yola çıkmak gerektiği çok iyi biliniyor. Bu nedenle, özellikle son on yıldan bu yana bu
zorlukları aşmanın çeşitli yolları irdelendi. Çeşitli sektörlerde çeşitli şirketler, farklı hizmet alım modellerini denediler. Değişik çözümlerde değişik açmazlar ile karşılaşıldı.
Sonuç olarak bilişimde bugün ulaştığımız evre, artık bize
yepyeni olanaklar sunuyor.
Kısaca, bu bilişim yönteminde; ihtiyaç duyulan veri işleme ve hesaplamalar, şirketin kendi bilgisayarında değil
uzaktaki birçok bilgisayarda yapılabiliyor. Ağ üzerindeki
bilgisayarlarca yürütülen işlemlerin sonuçları ve işlenmiş
veri, internet üzerinden şirketin bilgisayarına veya kullanıcılarına yönlendiriliyor. Böylece, bir şirkette kurulu bilgisayarların kapasitesinin ne kadar olduğu önemini
kaybediyor, şirketler tüm verilere dünyanın herhangi bir
yerinden ve herhangi bir donanımla erişebiliyor.
Diğer yandan, bir Bulut Bilişim altyapısında kullanılan donanımın veya işletim sistemlerinin de hangi türden olduğunun hiçbir önemi kalmıyor. Böylesi bir “platformdan
bağımsız” çözüm, kullanıcılar için büyük bir esneklik sağlıyor. Bulut Bilişim, tüm özellikleriyle hesaplamanın evriminde yeni ve çok değerli bir aşamayı başlatıyor!
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Önceki sürecin sıkıntılarından biri enerji maliyetleri ile ilgiliydi. BT ile ilgili araştırmaların sonuçlarına göre, büyük
kurumlarda her gün bakımı ve korunması daha pahalı
hale gelen karmaşık veri merkezlerindeki enerji maliyetlerinin, neredeyse donanım maliyetleri kadar yükseleceği
öngörülüyor. Daha küçük ölçekli işletmeler ise aynı sorunlarla karşı karşıya kalmadan büyümek ve işlerini geliştirmek için, yeni yollara gereksinim duyuyor.
35
Steward
Aynı süreçte, Veri Merkezi yöneticileri, her alanda maliyet
ve servis kalitesi karşılaştırmaları yaparak kurumlarındaki iş yöneticilerinin gereksindiği dinamik altyapıları
oluşturmanın en etkin çözümlerini Bulut Bilişim ortamında buldular.
Hızlı hizmet sağlanması ve “her yerden, her zaman erişim”, Bulut Bilişimin temel tanımlayıcıları arasında. Bu
hizmet modelinde, uygulama ve hizmetlerin altyapıdan
bağımsız olması sağlandığı için, Bulut Bilişim işletmelerin
“daha dinamik bir kuruluş olma” ve “değişikliğe hızla uyum
sağlama” stratejisinin önemli bir parçasını oluşturuyor.
“Bulut Bilişim”; işletmelerin, altyapısı giderek daha karmaşık, kullanımı ve bakımı pahalı hale gelen veri merkezlerini şirket bünyesinin dışına taşıyarak maliyetlerini
azaltmayı ve bu hizmeti uzman firmaların denetiminde
almalarını sağlıyor.
Bilgi teknolojisi hizmetinin kullanıcısı açısından bakıldığında, Bulut Bilişimin sağladığı en önemli yararlar şöyle
sıralanabilir:
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
• Kişiler ve kurumlar, ihtiyacı olan Bilişim kapasitesini,
hizmet sağlayıcı firmalardan “kullandığın kadar öde”
prensibine göre satın alıyor. Bu durumda, işletmeler hem
daha ekonomik bir çözüme sahip oluyor; hem de sınırsız
ek kapasite ihtiyacını anında karşılıyor.
• Kapsamlı Bilişim faaliyeti olan büyük şirketler, kendiişlerinin yürütüldüğü Bilişim ortamını “Bulut Bilişim”e dönüştürerek, daha az sayıda bilgisayarla daha çok iş yapar,
kaynaklarını daha yüksek verimle kullanır hale geliyor.
Operasyon yönetimi maliyetleri de hızla düşüyor.
• Firmalar, yeni iş çözümlerinin hayata geçirilmesi için
yeni sistemlerin kurulmasını beklemek zorunda kalmadan, hızlı ve esnek iş kararları alabiliyor.
Steward
36
Bulut Çözümleri
Bugün, çeşitli hizmet modelleri arasında, Bulut Bilişim hizmetleri esas olarak iki tür Bulut ortamı üzerinden sunuluyor.
Bir dış hizmet sağlayıcı tarafından verilen “genel bulut”
hizmetleri; minimum maliyetle, hızlı bir biçimde ölçekleme yeteneği sunuyor ve hızlı inovasyon gereksinimlerini karşılayan bir altyapı sağlıyor. Ayrıca, son kullanıcılar
için çok cazip olan “kullandığın kadar öde” modeliyle, Bilişim
kaynaklarına (uygulamalar, depolama, işlem gücü, veriler)
istedikleri anda ve istedikleri süreyle erişebilmelerini sağlıyor.
“Özel bulut “ hizmetleri de, genel bulut ortamının sağladığı birçok avantajı sunuyor. Aradaki fark, özel bulut ta-
banlı hizmetlerin; açık ve genel ağlar üzerinden (genel
bulut hizmetleri kullanılırken karşılaşılabilecek ağ genişliği, güvenlik açıkları ve düzenlemelere uyum sorunları
olmadan) kuruluşun içinden yönetilmesidir. Ayrıca, ağlar
kısıtlı ve belirli olduğundan, hizmet sağlayıcıya ve kullanıcıya daha fazla denetim imkânı vererek, güvenliği ve
esnekliği artırıyor.
Çeşitli sağlayıcılar tarafından pazara sunulmakta olan
Bulut tabanlı hizmetler, hem bireysel kullanıcılar hem de
büyük çaplı kurumlar tarafından benimseniyor. Bulut Bilişim müşterileri, genellikle fiziksel bir altyapıya sahip
değil. Bunun yerine, Bulut sağlayıcılarından hizmet alarak; donanım ve yazılım için sermaye ayırmaktan kaçınıyor, sadece kullandıkları kaynaklar için ücret ödüyorlar.
Biliniyor ki, Bulut Bilişim çözümü, işletmelerin ofis alanından %80, enerji ve soğutma maliyetlerinden %60 oranında tasarruf etmesini, kapasitesini 3 kat daha verimli
kullanmasını sağlayabiliyor. Kısaca, Bulut Bilişim hizmetlerine yönelmek, işletmelere esneklik, maliyet avantajı,
çoklu kullanım hakkı, ölçeklenebilirlik, güvenlik, sürdürülebilirlik ve kesintisiz hizmet sunuyor.
Sağlayıcılar: Bulut Bilişim ve IBM
Dünya ölçeğinde Bulut Bilişim hizmetleri sağlamakta
olan çeşitli şirketler arasındaki IBM , günümüzde Dublin
(İrlanda), Pekin (Çin), Johannesburg (Güney Afrika),
Tokyo (Japonya) gibi şehirlerde Bulut Bilişim merkezleri
kurmayı sürdürmekte ve müşterileri için “kurumsal düzeyde” hizmet sunmaktadır.
IBM’in Bulut Bilişim konusundaki hizmetleri iki grupta
özetlenebilir. Birinci grupta, kendi özel bulut ortamını kurmak isteyen veya genel bulut hizmeti sağlayacak kurumlara, altyapılarını oluşturmak için gereksinim duydukları
yazılım ve donanım teknolojilerinin sağlanması ve danışmanlık hizmeti verilmesi yer alıyor.
İkinci grupta ise IBM’in kendi teknolojileriyle oluşturduğu bulut ortamlarında kurumsal müşterilerine sağladığı hizmetler yer alıyor. Bulut ortamında; sosyal ağ
servisleri, çevrimiçi yardımlaşma
araçları, web konferansları,
anlık mesajlaşma, e-posta
ve benzeri hizmetler sunuluyor. Bu tür çözümler, ortama
uygunluğu nedeniyle öncelikle
- IBM Akıllı İş - Masaüstü
- IBM Lotus Live ofis işbirliği çözümleri.
IBM’in sunduğu Bulut Bilişim çözümleri; inovasyonları
hızlandırmak, etkin ve yaratıcı bir hizmet modeli sağlamak konusunda şirketlere yardımcı oluyor. IBM tarafından sunulan olanaklar sadece Bulut Bilişim hizmeti
kapsamında değil, aynı zamanda Bulut altyapıları
kurmak isteyen şirketlere donanım ve yazılım
ele alınıyor.
IBM, bir
diğer iş yükü
çeşidi olan “uygulama
geliştirme ve test” alanında da müşterilerine bulut
hizmetlerini sunuyor.
IBM’in bugün sunmakta olduğu Bulut çözümleri arasından önde gelenler şöyle sıralanabilir:
- “IBM Cloud” üzerinde, “Akıllı İş Geliştirme ve Test” hizmeti
- Şirketlerin kendi bulutu üzerinde, “Akıllı İş Geliştirme
ve Test” hizmeti
- IBM Akıllı İş - Analitik Bulutu
- IBM Akıllı İş - Depolama Bulutu
- IBM Bilgi Arşivi
çözümlerini ve danışmanlık hizmetlerini
sağlamayı da kapsıyor. Bu alandaki çözümler “Giriş Seviyesi Bulut Çözümü”nden başlayarak “İleri Seviye Bulut
Bilişim” çözümüne kadar genişlemekte. Giriş seviyesi çözümler, tüm küçük şirketler için yarına yönelik hazırlıkların ilk adımı niteliğinde!
Şimdi, Bulut Bilişim zamanı!■
Güral Afyon
OTELCİLİK
Wellness
&
Convention
Yepyeni bir termal otel anlayışı
Güral Afyon Wellness & Convention
hizmete girdi.
alite odaklı hizmet anlayışı ile kısa zamanda Türkiye’nin önde gelen otel zincirlerinden biri
haline gelen NG Hotels & Resorts’un yeni oteli Güral Afyon Wellness & Convention hizmete
girdi. Termal turizme farklı bir anlayış getirme iddiasındaki Güral Afyon Wellness & Convention’ın proje ve inşaat aşaması 21.5 aylık bir sürede tamamlandı.
K
İlk etapta 265 kişinin istihdam edildiği otelde, açılış öncesi personel eğitimlerine büyük önem verildi.
Personelin yaklaşık %50’si iş tecrübesi bulunmayan adaylar arasından seçilerek, 6.710 gün olmak
üzere personel başına 25 gün eğitim verildi.
Afyon yeni wellness destinasyonu olacak
Güral Afyon 428 oda ile aynı anda 1.028 kişiye hizmet sunabilecek. Toplam 9.500 metrekare alana sahip SPA merkezi, bir tanesi 1.500 kişi kapasiteli olmak üzere toplam 13 toplantı salonu,yaz kış aynı sıcaklıktaki şifalı termal suyu
ve 2.200 metrekareye yayılan eğlence ve sosyal alanlarıyla Güral Afyon Wellness & ConventionTürk turizminin parlayan yıldızı olurken, dünyanın önde gelen wellness destinasyonları arasına da girecek.
Yepyeni bir termal otel anlayışı
Güral Afyon, termal tatili yeni bir anlayışla sunarak ülkemizde ve dünyada daha geniş kitlelere yayılmasını sağlayacak
özelliklere sahip. Örneğin Güral Afyon’da
çocuklu ailelerin rahatı için özel aile odaları, açık ve kapalı havuzlar, su kaydırakları, çocuk restoranı ve çok büyük bir
eğlence merkezi bulunuyor. SPA ve termal merkezinde ise neredeyse yok yok:
Termal jakuziler, Türk hamamı, aile hamamları, saunalar, buhar odaları, buz
çeşmesi, dinlenme alanları, macera duşları, su kaydırakları, dışa açılabilen sıcak
su havuzu gibi alanlar sadece bir kısmı.
Termal özelliklerin yanı sıra bir kongre
merkezi olarak da hizmet veren Güral Afyon’un farklı kapasitelerde toplam 13 toplantı salonu bulunuyor. Proje aşamasında
yapılan planlamalar sayesinde toplam
1.500 kişi kapasiteye sahip balo salonuna
araç alınması ve bu sayede otomobil lansmanı gibi aktivitelerin rahatlıkla yapılması mümkün olacak.
Güral Afyon Wellness & Convention’a ait bazı notlar:
• Yapımı 655 günde, yani 21,5 ayda tamamlandı
(16/05/2010 başlangıç - 29/02/2012 bitiş tarihi)
• 57.350 m³ hazır beton kullanıldı
• 4.001,690 kg inşaat demiri kullanıldı
• 85.000 m2 seramik kullanıldı
• 8.280 m³ temiz toprak temini yapıldı
• 265 Kişilik personel, açılış öncesi toplam 6.710 gün
eğitim aldı (Personel başına düşen eğitim gün sayısı
25’tir).
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
NG Hotels & Resorts
hakkında:
Steward
40
Türk turizmine yepyeni bir
hizmet yaklaşımı kazandırmak amacıyla 2012 yılında NG Hotels & Resorts
adıyla çalışmalarını sürdürmeye başlayan Grup,
turizm alanındaki yatırımlarına ilk olarak 2005 yılında, Kütahya’da Güral
Harlek Thermal Resort &
SPA’yı hizmete açarak başladı. Ardından 2008 yılında
Sapanca’da Güral Sapanca Wellness & Convention
otelini açan NG Hotels & Resorts, burada sunduğu
üstün hizmet kalitesine, donanımlı personele ve fiziki
koşullarına yaptığı yatırımlarla bir yıl içinde 6 kalite
belgesini birden almaya
hak kazandı ve Türkiye’de
6 farklı kalite belgesine
sahip 5 yıldızlı tek otel konumuna ulaştı.
Türkiye'nin yükselen otel
zinciri markası NG Hotels
& Resorts, yakaladığı başarıların da vermiş olduğu
destek ve ulusal bir zincir
haline gelme hedefiyle yatırımlarına devam ediyor.
Zincirin üçüncü halkası olan Güral Afyon Wellness &
Convention hizmete girdi. NG Hotels & Resorts, ileriki
dönemlerde farklı illerde yeni otel inşaatlarına başlamayı planlıyor.■
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Steward
42
Performans,
bize verilen bir hedefi en başarılı şekilde
nasıl yerine getireceğimize dair bir ölçütün adıdır.
Bu nedenle de
son derece matematiksel kriterleri bulunmaktadır.
Alır mıydınız?
Bir performans
ÇALIŞMA HAYATI
Dünya değişiyor.
Dünya değişirken hayata dair her şey de değişiyor.
Dün doğru bildiğimiz şeyler bugün anlamını yitirirken,
bugün doğru dediklerimiz de yarın geçersiz olacak.
Yazıya niçin böyle bir giriş yaptığımı merak edenler için
cevabımı uzatmadan vereyim. Onlarca yazı içinde fark
edilerek okunma performansını daim kılmaya çalışıyorum. Bu da bu sayıdaki yazımın konusunu oluşturuyor.
Zeynep GÜR
Nedir bu performans dedikleri konu. İşte, evde, hastanede, okulda, sporda velhasıl
hayatın aktığı her yerde sıklıkla duyduğumuz bu sözcük neyi anlatır. Niçin hayatımızın
ana eksenine yerleşmiştir.
Kısaca anlatmaya çalışalım.
Performans, bize verilen bir hedefi en başarılı bir şekilde nasıl yerine getireceğimize dair bir ölçütün adıdır. Bu
nedenle de son derece matematiksel kriterleri bulunmaktadır.
Performans her ne kadar hayatın her alanında bir karşılık bulsa da asıl uygulama alanı iş yerleridir. Bu nedenle
de bu tür sistemlerin temel amacı;
• Çalışanların kişisel gelişimini sağlamak,
• Çalışan ile yöneticisi arasındaki iletişimi artırmak,
• Çalışanların yetkinliklerini geliştirmek,
• Performans değerlendirmelerini ve buna bağlı gerçekleşecek ödüllendirmeleri adil bir sistemde yürüterek son
tahlilde ilgili işyerinin karlılığına katkıda bulunmaktır.
Performans sistemleri her ne kadar yönetim konusu gibi gözükse de, iş hayatında başarı sağlamak
isteyen her çalışan için de önemli fırsat ve farklılaşma imkanları sağlamaktadır. Bu nedenle, aktif
iş hayatında yer alan her düzeydeki çalışana bazı önerilerimiz olacak. Bu önerilerimizin sadece
bazı adımlarının yapılması dahi, zaman içinde işe bakış ve hedefleri gerçekleştirmede fark yaratmanıza katkı sağlayacağından kuşkunuz olmasın.
Performans Sisteminin odağını hedeflerin belirlemesi oluşturur. İşiniz ne olursa olsun hedef vermek son derece önemlidir. Bir genel müdürün hedefi şirketin karlılığını her yıl % 20 artırmak olurken, steward bir arkadaşımızın hedefi de otelin en mükemmel çalışan birimini yaratmak olabilir.
Nedir bu hedef dediğimiz şey peki. Kısaca özetlemek gerekirse;
• Alınması istenen sonuçların ifadesidir.
• Çalışanın neyi, ne düzeyde ve ne zamana kadar başarması gerektiğini belirler.
• Sonuçlara nasıl ulaşılacağı konusunda değil, ulaşılacak sonuçlar üzerinde yoğunlaşmalıdır.
• Elde edilecek başarıyı ölçecek belirli bir temel içermelidir
Bu nedenle de, gerçekçi bir performans için hedefler
mutlaka aşağıdaki kriterlere uymalıdır.
• Çalışana verilen hedefler
hayal ürünü değil, gerçekçi olmalıdır.
• Hedefin ulaşılması istenen tarih ya da süre belirlenmelidir.
• Hedefler aynı zamanda
çalışanı geliştirmeye yönelik olduğundan, gerçeklik sınırlarını
aşmamak kaydıyla zorlayıcı olmalıdır.
İş hayatında başarı, günümüzün en çok önem
verilen konularının başında geliyor. Mükemmel
sonuçlar içerecek bir performans sisteminde en
tepedeki yöneticinin de,
hedef alan çalışanın da
sorumluluk düzeyi aynıdır. Bu nedenle, hedef alanlar kadar, hedefleri veren ve işi yönetenlerin de dikkat
etmesi gereken bazı hususlar vardır. Bu unsurları kısaca özetleyerek yazımızı tamamlayalım. Adil bir
performans sistemi uygulayan işveren ya da yönetici;
• Dürüst, açık ve adildir, başkalarından istediği davranışları önce kendisi sergiler.
• İyi bir eğiticidir.
• Yargılamaz, yönlendirir.
• Geçmişteki başarısızlıklar üzerinde yoğunlaşmaz, gelecekteki başarıya yönelir.
• Yönetici, eğer bir problem varsa nedenini çalışan ile birlikte belirler, sorunu çözmek için çalışan ile birlikte bir aksiyon planı oluşturur.
Başarı, ancak kendini sürekli geliştirerek ve hedefleri birlikte gerçekleştirmek gayreti ile davranıldığında
garanti altına alınır. Geri kalan her şey, anlık zaferlerden başka bir işe yaramaz.■
43
Steward
• Çalışanlarının performans gelişimine sınır koymaz.
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
• Çalışanının başarısından gurur duyar.
Ben
Güney Afrika’da
iken-I
GEZİ
Bugün Güney Afrika 3 başkentli 11 dilli bir ülke.
49 milyon insanın % 2’si Güney Asyalılardan oluşuyor.
% 79 siyah, % 9.6’sı Beyaz, % 8.6’sı renkli insanlar.
ehberimiz uzakta beyaz dikili bir taş olduğunu söylediğinde
o yöne doğru bakışlarımızı çevirdik. Sarp kayaların olduğu
bir yamaçta belli belirsiz bir kaya vardı. ‘Portekizli denizci Bartoleomo Dias dikti bu taşı’ dedi. Yıl 1488. Afrika’nın kara talihinin
başlangıcı. Portekizliler 1400 yılların sonlarına doğru açık denizlere, Taner GÜREL
okyanuslara açılalım sevdasına tutulmuşlar. Tutulmuşlar ve kıyı kıyı Sosyolog
gittikleri Afrika’nın kuzeyi ve batısında verimli toprakları ele geçirmeye başlamışlar. Nehir kıyılarında altınlara ulaşmışlar, köle ticaretine yönelmişler. İşleri o denli
ileri götürmüşler ki Papa hazretlerinden Afrika’dan köle getirme tekeli iznini almışlar. Gören de
onları Katolik dinini yayma gibi amaçları var sanmış. Yine de haklarını verelim bugün kimi Afrika
ülkesinde görülen Hıristiyan akımların kurucuları arasındadırlar. Küçük Henrique isimli sonradan
adı gemici Henrique olan dük, Portekiz’in Sagres kasabasının limanında bir gemicilik merkezi
kurmuş. Cenovalı, Hollandalı, Napolili, Alman ne kadar gemicilikten, gemi malzemesinden, gemi aygıtlarından anlayan adam varsa saraya toplamış. Yıllarca çalışmışlar. Kaptan Dias’ta Portekiz’de bu çalışmalar içinde yer alan bir
ailenin bireyi olarak bir gün kendisini Kralın önünde bulmuş. Kral, Dias’a baharat yolları ve baharat ticaretinin önemini
anlattıktan sonra emri vermiş. Git bana Hindistan yollarını bul. Dias, Gemici Henrique zamanında başlanan çalışmalar sonucu ortaya çıkan açık denizler açılacak Karavel tipi gemilerinin yelkenlerini doldurarak yola koyulmuş. Lizbon limanından ayrılan her geminin ardından; ‘o denizlerde büyük mıknatıslı taşlar var, gemiler onların yanından
geçerken çivileri yerlerinden oynatıp gemileri parçalıyorlar’. Ya da biraz aşağı ekvatora doğru yanaşılınca, sular çok
kaynar olduğundan gemiciler kaynar sularda haşlanmaktalar,’ söylentinin bini bir para. Kaptan Dias, bilinmez denizlerde yelken şişirerek Güney Afrika sahillerine gelmiş. Ancak tayfalarda ki korku, huzursuzluk, hastalık gibi illetlerin
yanı sıra şiddetli fırtınalar, Dias’ı geri dönmek zorunda bırakmış. Dias Portekiz’e döndüğünde; güneybatı istikametinde yol alırken, fırtınalı ve kayalık bir bölgede gemisinin rotasının kontrolü dışında kuzeye döndüğünü anlatmış.
Portekiz alimleri ve Kral JOAO, Dias’ın ‘Fırtınalar Burnu’ adını verdiği burnun adını, bilinmezliğe yol alan gemicilerin
morali bozulmasın diye ‘Ümit Burnu’ olarak değiştirmiş. Sonra Vaco De Gama Hindistan’ı bulmak için yelkenleri şişirmiş. Kaptan De Gama komutasındaki Portekizliler bir anda şaşkınlığa düşmüşler. Zira aradıkları Hindistan yolunu;
Çinliler, Araplar, İranlılar zaten biliyorlarmış. De Gama yakaladığı Arap denizcilerden, pek de nazik olamayan bir
yöntemle yolunu öğrenmiş.
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
R
Steward
44
Böyle bir girizgahtan sonra tekrar günümüze dönelim. Çok gezen mi bilir çok okuyan mı derseniz, ikisini bir potada
eritmeye çalışmak en iyisi. Dias’ın taşını geride bırakarak UMUT Burnu’na doğru yol aldık. İki Okyanusun birleştiği
Cape Town’a döndüğümüzde güneş batmıştı. Masa
Dağı eteklerindeki terastan kentin ışıklarını izlemeye koyulduk. Cape Town 1000 m. yüksekliğindeki Masa Dağı’nın eteklerinde bir liman kenti. Dias dikili taşı diktikten
150 yıl sonra Hollandalı Jan Von Riebeek 1652 yılında
şirketinin yiyecek, içecek, barınma ihtiyaçlarını karşılamak için Tavalo körfezinde bir yerleşim bölgesi açıyor.
Ne oluyorsa ondan sonra oluyor. Von Riebeek kendin
pişir kendin ye formülünü, kendi çiftliğini kendin kur yöntemini geliştiriyor ve etini yerlilerden almak yerine kendi
sığır çiftlikleri kuruyor. Bir yandan da yerlilerle savaşarak
bu topraklara alışma ve yerleşme talimleri yapıyorlar. İki
mevsim; kış ve yaz yaşanan, kışı 15 derece sıcaklık ortalaması ile geçen bu ülkeye kolayca uyum sağlıyorlar.
Sığır çiftlikleri geliştikçe otlaklar ve meralara ihtiyaç duyuluyor. Beyaz adam sürmeyi gözden çalma ustası.
Güney Afrika kabilelerinden Hotanto ve Buşimanlar farkına varıyorlar ki otlakları, meraları Hollandalıların eline
geçmiş. Topraklarını yitirmekle kalmamışlar, kendilerini
Hollandalıların çiftliklerinde çalışırken buluvermişler.
İngilizler Güney Afrika sahillerinde görülmüşler. Aslına
bakılırsa sanki İngilizler; diğer Avrupalılar biraz orada çalışsınlar, yerleşime uygun yerleri belirlesinler, kaynaklar
ve olanaklar nedir görelim gibi bir tavırla beklemişler.
1793 yılında Fransızlarla dünyanın her yerinde savaşa
tutuşunca; İngilizler bu kez, Güney Afrika’nın en verimli
bölgesi olan Kap bölgesini ne olur ne olmaz Fransızlar
burayı alır diye işgal etmişler. İngilizler yerleştiğine göre
biz renkli insanın kaynağına biraz ulaşabilecek yoldayız
demektir. Renkli insan nereden gelmiş bu ülkeye derken
sömürgeleştirilen Endonezya’dan, Malezya’dan çalıştırılmak üzere insan getirdiklerini öğreniyoruz. Güney Afrika’da yaşayan 49 milyon insanın % 2’si Güney
Asyalılardan oluşuyor. % 79 siyah, % 9.6’sı Beyaz, %
8.6’sı renkli insanlar. Kalanlarda diğer olsa gerek. Çünkü
bir Çin mahallesi ve Çinliler sokaklarda. Sonunda renkli
insanların ilk gelen beyazların torunları olduğunu anlıyoruz. Nasıl torun bunlar, beyaz, siyah ve Asya kökenli insanların karışımından doğan insanlar. Güney Afrikalı
kültürel bir karışımın ürünü. Ülkede 11 farklı dil kullanılıyor. Ve 900 Hıristiyan kilisesinin varlığından söz ediliyor.
Anlaşılan Güney Afrikalı biraz da zorla öğrendiği bu dine
kendi geleneğinden katkılar sağlamış. Eski dinlerine inanan Afrikalıların yanında, Güney Asyalıların Müslümanlığından etkilenen Afrikalılar var. Hindu, Budist, Musevi.
Her Güney Afrikalı için bir inanış çeşitliliği var sanki.
Black Tehlikeli İnsan
Rehberimiz uzaktan gelen iki karaltıyı gördüğünde, dikkat kesilip karanlığı delen bakışlarla karaltıları süzüyor.
Karaltılar size yaklaştıklarında yalnızca göz bebeklerinin
beyazını görebiliyoruz. Rehberimiz ‘siyahlar (black) çok
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
tehlikeli’ diyor’. Dikkatli olmak gerekir. Rehberimizin rengi
de bana göre siyah ama!!! Rehberimiz rengi konusunda
ikna olmadığımızı bakışlarımızdan anlıyor ki ‘ben renkliyim’ diyor. Tekrar şehrin ışıklarını izlemeye dönüyoruz.
Von Riebek’in kurduğu depo Güney Afrika’nın en güzel
kentlerinden biri olmuş. Aklımızda renkli ne demek sorusu var. Aramızda fikir alışverişinde bulunuyoruz. 1795
yılında Beyaz adamın sayısı 15000’e çıkmış. Alman, Hollandalı, Arap, Fransız uyruklu maceracılar Tavola körfezine doluşmuşlar.
45
Steward
bir noktaydı burun. Bir yanı Hint Okyanusu bir yanı Atlas
Okyanusu. Umut Burnu’na geldiğimizde rüzgarın olmamasına karşın yine de Dias’ın haklı olduğuna karar verdim. Gerçekten de burnun adı fırtınalar burnu
olmalıymış. Dias’a ne olmuş derseniz, adını koyduğu bu
burunda fırtınaya yakalanarak sulara gömülmüş. Portekizliler kraliyet armalı taşı Umut Burnu’na dikmelerine
karşın Güney Afrika’ya girememişler. 1510 yılında Masa
Dağı civarında bir hamle yapmışlarsa da yerliler tarafından
püskürtülmüşler.
Güney Afrika’ya yerleşmiş Türkler okul ve camilerini kurarak cemaatleri oluşturma gayretindeler.
Beyazlar Savaşıyor
Güney Afrika çeşitlilik içinde yaşamaya, acı da olsa biraz
bağışıklık kazanmış. 1820 yılında 5000 kişi ile Güney Afrika’ya ayak basan İngilizler, kısa bir süre sonra hem askeri güç hem de savaş sanatını dünyanın dört bir
yanında kullanmaktan gelen deneyim ile Güney Afrika’nın Kap Bölgesine egemen olmuşlar. 1833 yılında İngiltere’nin üzerinde güneş batmayan İmparatorluğu
köleliği kaldırdığını ilan etmiş. İngiliz Milletler Topluluğu’na bağlı tüm ülkelerde kölelik kaldırılmış. Köle sahiplerine azat edilen kölelerin ücreti ödenmiş. Boerler zaten
İngilizlere sonradan gelip topraklarını aldıkları için tepkili,
üstelik İngilizceyi de 1828 yılında Kap bölgesinin resmi
dili ilan etmişler. Keyifleri iyice kaçan Boerler’den 12000
kişi aileleri, renkli uşakları, hayvanları ve eşyalarını alarak Güney Afrika’nın kuzeyine doğru çekilerek iki tane
(Transvaal ve Orange) bağımsız devlet kurmuşlar. Hayvancılık, et, süt derken bir anda Güney Afrika’da yaşamın
akışı değişmiş. Boer bölgesinde 1866 da Elmas 1870 yılında da altın bulunmuş. Bir
anda bölgenin nüfusu patlamış. İngilizler eski alışkanlıklarını yine sürdürmüşler.
Boerlerin kapılarına dayanmışlar elmas ve altın bölgesinden
pay
istemişler.
1899-1902 yılları arasında
Boer savaşları denilen çatışmalar başlamış. Sıkı durun
bu savaşın tarafları arasında
Osmanlılarda var. İngilizleri
destekleyen Osmanlı aydınlarından kimileri, İngiliz elçiliğine
giderek
onları
desteklediklerini bildiren bir
dilekçe vermişler. Almanları
destekleyen ve Almanların
da Hollandalıları desteklemesinden dolayı Hollanda
tarafında yer alan aydınlar
da İngilizlere lanet okumuşlar. Bizim ecdadımız da
Güney Afrika’daki bu savaş özgürlükler için yapılıyor sanısı uyandırmış. Sonuçta İngilizler, Boerleri pes ettirmiş,
egemenliklerini kabul ettirmiş 4 devletçikten oluşan ülkeyi
birleşik bir devlet haline getirmişler. Bugün Güney Afrika
3 başkentli 11 dilli bir ülke.■ (Devamı sonraki sayıda)
MÜZİK
er şehrin kendine has büyüsü var. Sokaklar, caddeler, kaldırımlar, bahçeler her
an başka başka şarkıları çağrıştırır. Kimi zaman, hatıralara yer etmiş o sokaktaki
melodiler bile gelir, dilimizin ucuna.
H
İstanbul… Uyanır uyanmaz içindesindir heyecanın. Bazen, dingin bir müzik ister kulakların. Bu akşam bütün, meyhanelerini dolaştım İstanbul’un… Bu son fasıldır ey
ömrüm nasıl geçersen geç… Onu benden siz aldınız İstanbul sokakları… Bu sabah
yağmur var İstanbul’da…
İzmir… Keyifli kordon boyu, denizin çırpınışı, ahengiyle efe gibi direnişi kıyılarına…
İşgalin başladığı, Hasan Tahsin kurşunu, hedef Akdenizken Sarı Zeybek… Cigaramı
sardım karşı yakaya efeler kalktı, şerefe… Damalı da zeybek kuruldu yar fidan boylu… Yılmaz Kutlu SEMİZ
Ankara… Ağırbaşlı, gizli köşelerde kalbi başka atan, insanı insana döndüren şehir… Müzik Öğretmeni,
Ufak ufak gezinirken sokaklarda, aşklarını görebilmek için gençlerin, kanat çırpışı, gü- Besteci, Şair, Oyuncu
vercin gibi. Hep bir hüzün, şarkılarda… Ankara’nın taşına bak gözlerimin yaşına bak…
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Bodrum; Her dilde aşk, her telde aşk ve hasret… Bir zamanlar âşık olmuştum ama, şimdi isimi neydi? Unuttum.
Steward
48
Biraz hüzün biraz uyku, bütün istediğim buydu Bodrum Bodrum…
Mardin geldi hayalime. Resim, işlenmiş oya gibi, gümüşe aşk ile. Rengârenk ışıltılı tan vaktinde, Mardin’e tepeden
bakarken kulağımda davulların, erbanilerin aşka çalınan ritmi. Turnam gidersen Mardin’e, turnam yâre selam söyle…
Peki yükseklerde? Güneşin ısıtamadığı, dağlarda? Hep serin havası, hareket ister doğası. Halayları, barları, kadınları, beyleri, çocukları başkadır, başkadır işte müziği. Dağın başında duman hep vardır, karlar kalmaz üstünden.
Ulaşamamış dağın ardındaki yâre, ağıt olmuş pare pare. Dayanamamış dağı delmiş aşk ile… Dağlar seni delik delik
delerim… Erzurum çarşı pazar sâri (yabancı) gelin… Başı dumanlı dağlar…
Her kentin başkadır öyküsü ve müzik örtüsü. Semt semt, cadde cadde, bambaşka. Çok sevimli ezgileridir her şehir,
müzik için. Sevgi, aşk, coşku ve ehli keyf anılarda. Yedi iklim, yedi kültür, yedi farklı yaşam örgüsü ve dört mevsim
gibi müziklerde şehirler, şehirlerde müzikler…
Sevgiler…■
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Sami SAVATLI
Steward
50
Trend: Eklektizm
Tasarımlarında
Eğlence Mekânı
İÇ MİMARİ
Tasarımcı ve mimar Sami Savatlı
bir yandan İstanbul’daki mekânların iç mimarisini yaparken,
diğer yandan ürün ve mobilya tasarlıyor.
Pek çok ünlü mekânın tasarımına imza attı.
Bunların arasında Funfatale-Les Ottamans, Jake Circus, Salomanje, Cento Per Cento ve son olarak yenilenen Sortie var.
Koltuklardan aydınlatmalara
her şeyi kendi tasarlayan ve yapan Savatlı’yla,
tarzını ve tasarımın inceliklerini konuştuk.
Tasarım ve Mimarlık sürecinizi biraz anlatabilir misiniz?
emeli küçük yaşlara dayanıyor. Süreç içinde başka yönlere kayıp, başka deneyimleri yaşadıktan sonra, içimdeki
ses beni hep bu alana yöneltti. Ancak tasarıma başlamak
denen şey; bir şeyler tasarlamaktan öte, tasarımla;
kendi düşünce sürecinizi,
hayata bakışınızı, çevrenizi
ve topluma bakışınızı da
tasarladığınız; merkezinde
kendinizin olduğu bir
yaşam biçimine dönüşünce anlam kazanıyor.
T
İnci YÜREKLİ
İç Mimar
Yazar
[email protected]
Çocukluğumdan beri dekorasyona merakım vardı. ODTÜ’de Endüstriyel Tasarım okuduktan sonra Mahmut Anlar’la çalışmaya
başladım. Aydınlatma, mobilya ve obje tasarımlarına da
merakım oldu.2009 yılında da “Sami Savatlı Design Studio” adı altında kendi ofisimi kurdum. Şimdi tasarladığım
mekanlarda da A’dan Z’ye her şeyi yapıyorum.
Kendi tasarım çizgini nasıl tanımlıyorsun?
Bir yandan formları manipüle ederken, bir yandan da stilleri karıştırarak, kombinleyen bir tasarım anlayışı diyebilirim. Genel olarak fonksiyondan yola çıkmakla
beraber, sanatsal ifadeler olan, kullanılabilir ürünler ortaya çıkarmaya çalışıyorum. Seri üretim ve zanaat işçiliği
arasındaki ilişkiyi sorgularken, gündelik hayata dair çözümler sunan ve kültürün dışavurumu olarak kendini
ifade eden tasarımlar ile tasarımcı kimliğimi var ediyorum.
Sortie
Kulüp tasarımlarınızda nelere dikkat
ediyor, nelerden ilham alıyorsunuz?
Kapıyı açtığınızda size verdiği ilk his
çok önemli.
Steward
52
İnsanların gece kulüplerini tercih etmesindeki en başlı sebeplerden biri de,
çevrelerindeki insanlarla sosyalleşebilmeleri, bakışabilmeleri. Mesela Sortie
gibi büyük mekanlarda da görüş alanlarını bölmeden birbirini görmeyi sağlamak gerekiyor. Koridor gibi dar ve
küçük alanlarda da ayna kullanmak
lazım.
Restoranlarda huzurlu olmak ve sizi rahatsız etmemesi önemli. Servis akışı da
doğru planlanmalı. Gece hayatında insanların tüketimleri ve algıları farklı.
Önemli olan ışık ,ambiyans ve insanların iletişim kurması.
Cento Per Cento
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Çok kalabalıklarda mekan zaten fazla
algılanmıyor. Gördüğün şey omuz seviyesinin üstü .Tavan, aydınlatma ve duvarlar… İşin sırrı görünen yerlere para
harcamak. Çünkü tıklım tıklım bir yerde
zemin görünmüyor bile.
Koton
Büyük ve uzun masalar sanıldığı gibi insanları birleştirmiyor.
İnsanlar tanımadıkları kişilerle oturmaktan hoşlanmıyor bile.
Bu yüzden küçük masalar her zaman ideal.
Peki bir gece kulübünde insanları güzel göstermenin
sırrı ne?
Bunu ışıkla sağlayabilirsiniz. Sarı, turuncu ve güneş rengi
ışıkları seçiyorum ki; kadınlar daha bronz görünsün. Mavi
ve beyaz ışık tende kötü duruyor.
Tekrar sana dönersek, tasarımlarının kahramanları
kimler? Genelde kimler/nasıl bir profil için tasarlıyorsun?
Daha dünyalı bir insan profili içi tasarlıyorum aslında;
belli bir dönemin, zevkin ya da stilin kalıpları içinde kalmış bir profil yerine; dünyanın neresine götürürseniz götürün, kendi duruşu ile kendini var eden; bir yandan da
farklı stillerle/görüşlerle bir arada olabilen, bir insan profili.. tıpkı ürünlerim de olduğu gibi.. zamandan ve mekandan bağımsız; ancak zamanda ve mekanda var olabilen.
Çok yakında netleşmiş ve bize açıklayabileceğin heyecan verici projeler var mı?
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
53
Steward
Funfatale-Les Ottamans
Şuan Bodrumda Kuum otel içinde, bir restoran tasarlıyorum, bodrumda ilk işim olduğu için heyecan verici benim
için. Bunun dışında; bir Japon markası için 12 parçalık
bir mobilya koleksiyonu hazırlıyorum şu an; eylülde lansmanı yapılacak.■
Hizmet
Toptancılığı
KONUK YAZAR
ünlük hayatımızda hepimiz duymuşuzdur “Balık İstifi”
deyimini. Kimi kullanımlarda arasında boşluk bırakarak
yığma anlamına gelir. Örneğin, işçiler tomruk yükleyecekleri kamyon çabucak dolsun diye balık istifi yaparlar. Böylece üstü bayağı şişkin görünmesine rağmen ortalarda fark
Cüneyt CANALP
edilmeyen boşluklar oluşturulur.
G
İşte günümüzde bu boşlukları da doldurmaya çalışıyoruz hizmet sektöründe… Bir mekana gidiyorsunuz… Hatta önünden geçerken zaten sizi içeriye
bir şekilde çekiyorlar… “Yer var mı acaba?” diye sorarken bir de bakmışsınız sizi üst katlarda iki masa arasına almışlar… Garsonların –ki garson demek de yanlış belki de – birisi
siparişi yazarken diğeri mekandaki masalardan bağımsız, depodan vb yerden küçük bir
masa ayarlamış, içerideki müşterilerin üzerinden uçuruyor… Sonra sandalyeler de geliyor… Buyurun size eğlence hadi… Masadakilerle muhabbet etme şansınız yok çünkü diğer masadaki adamla sırt
sırta asker arkadaşı gibi oturuyorsunuz… Onun sesi bastırıyor sizi…
Siparişler geliyor. Konsept mükemmel doğaçlanmış… Bardakların biri ANYA diğeri KONYA… Tabaklar farklı modellerden… Biri küçük biri büyük… Biri yeni diğeri
eski…
Çatal – Kaşık olayı tam bir facia… 1964 senesinden
kalan teneke modelleri…
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Gazetelerde vardır ya; iki resim arasındaki 7 farkı
bulun olayı. Aynen o işte…
Steward
54
Toptancılık felsefesi işlemiş bu tarz mekanlara… Yenilsin, içilsin, gidilsin… Müşteri bir daha gelmese de
olur. Günü kurtaralım mantığı ile mekan sahibi de
içerde hasılatı sayıyordur muhtemelen… Sonuçta onu
işin o boyutu ilgilendiriyor.
Sonuç olarak bu tarz meslekleri “Hizmet Toptancılığı”
olarak değerlendirsek daha doğru olacak. Perakende
hizmet yapamaz bu tarz zihniyet… Kamyonla al kamyonla sat… Ne olur kardeşim bir masa eksik çalışıp
insanlara nefes aldırsan… Tabağını çanağını aynı
markadan aynı modelden sergilesen… Masa örtülerinin hepsi aynı renk olsa… Bardakların en azından
yıkanınca kurutularak gelse… Arkandan mı kovalıyorlar? Zamanla mı yarışıyorsun? Madalya mı verecekler
yoksa rekorlar kitabına adını yazdırma girişimin mi
var? Hasılatı sayarken azıcık da bu tarz maliyetleri düşünün…■
İçimizden biri
Alaattin AKKAYA
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
1961 yılında Ordu’da doğdu. 1977 yılında ortaokulu bitirdi. Farklı meslek dallarında çalıştıktan
sonra 1990 yılında İstanbul/Hilton Otel’de Steward olarak çalışmaya başladı.
Steward
56
İş hayatına mütevazi kişiliği, meslek ahlâkı, azimli çalışması ile 1994 yılında Swiss’de Supervisor
olarak devam etti. Aldığı mesleki eğitimleri tecrübeleriyle harmanlayarak elde ettiği başarı merdivenlerini hızla tırmanıp 1996 yılında Chief Steward görevini üstlendi.
İş hayatına sırasıyla (1999) Acarkent, (2001) Cevahir Otel, (2002) Topkapı Eresin Otel, (2004)
Cevahir Otel’de tekrar çalışarak emekli oldu. Meslek aşkıyla bağlı olduğu işine 2006 yılında LaresPark Otel'de çalıştıktan sonra 2011 yılı itibariyle Titanic Business Hotel Europe 'da çalışma
hayatına devam etmektedir.
Adil idareciliği, babacan tavrı, sevimli kişiliğiyle çalışanlarının kalbini kazanmıştır.
32 yıllık iş hayatı tecrübesi olan Alaattin AKKAYA İngilizce bilmekte olup evli ve iki çocuk sahibidir.
Derneğimizin kurucu üyesi ve yönetim kurulundaki görevini başarıyla devam ettirmektedir. ■
Steward
58
of the content in this issue
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
A SHORT ENGLISH SUMMARY
ENGLISH SUMMARY
rol Aydin, the president of the association, mention in his
article our first workshop about new products in F&B ,
also the visible progress regarding some other points that
we made recently.
E
Gaye Uysal’s article in this issue is dealing with cleaning in the
kitchen including some suggestions about the cleaning staff that
we should use.
Mehmet Ali Öztürk from Board of Directors of our association,
writes about calcification problem in dish wash machines and
warns about its risks.
Füsun Öztürk, Sociologist & Communications Professional,
focus on social media in this issue. She discuss with readers Ayşecan RENDA
why these social portals are so popular nowadays, what is behind it.
Ercan Bulut from IBM Türkiye, a new writer of our magazine, gives detailed information about
a news product launched by IBM recently.
Nihat Yıldız writes about breakfast culture in different countries and the close connection between happiness and breakfast.
Zeynep Gur’s article is about performance and its visible reflections in the world of business
and in the companies.
Taner Gürel shares his impressions about South Africa where he was recently for an excursion.
Yılmaz Kutlu Semiz writes about the stories of the cities mentioned in the songs.
İnci Yürekli, Architect, conducts a nice interview with her colleague Sami Savatlı who has an
original approach of design.
Cüneyt Canalp, a new writer in our magazine, he shares his personal experience & anecdotes.
Portrait of a professional: Alaattin Akkaya, a master chief of stewards, having 32 years of work experience…
Baytekin Kara, Photo artist, writes about photography competition titled after the name of Sami Guner and shares
works of photo-artists who succeed in this completion 3 years in a row. ■
önerileri
Güzel Saç
Ertan’dan
SAÇ BAŞLIK
BAKIMI
Ertan şu sıralarda kendini müzik işlerine kaptırmış
ama esas mesleğine değinmeden de geçemiyor.
Uzun saçlı "Steward" dergisi okurlarına bir takım
önerilerde bulunuyor.
açlarınızı yıkarken mutlaka
krem kullanın.
Saçlarınızı taramaya tepeden başlayın.
Yıkamadan önce tarayın.
Kırıklarını ayda bir aldırın.
Dip kısımlarını ve uç kısımlarını eşit
olarak gün aşırı yıkayın.
Tatile çıkarken kremli şampuanları tercih edin.
Geniş dişli tarakları tercih edin.
Denizden sonra saçlarınızı mutlaka yıkayın.
Kaliteli kepek şampuanı kullanın.
Saçlarınızı sık sık yıkayın ve çok iyi durulayın.
Yıkamadan önce saç diplerinizi fırçalayınız.
gidermek için atılacak ilk
adım- dır. Bayanlar da, erkeklere nazaran saç dökülmesi
oldukça
yavaş
seyreder. Ancak gebelik esnasında ve menopoz sonrasında artış gösterir.
Kadın olsun erkek olsun,
insan vücudunun gereksinim duyduğu moral yüklü
duygular tabi ki saç kayıp- Ertan YILMAZ
larının yoğunluğuna da etki
etmektedir. Mevsimler bahara dönerken, coşkuyla yaşadığımız o aşklar, gençlik yıllarımızda hepimizin “geri dönüşümlü” saçlarını dökmedi mi? Allah’tan sonradan
çoğumuzun saçları çıktı da eski halimize kavuştuk.
Bir formül
Saçlarınıza ilgisiz kaldığınız takdirde!
Saçlarınız cılızsa ve dökülüyorsa aşağıdaki karışımı uygulayabilirsiniz:
Bir miktar saf zeytinyağı, "rafine olmamış" iki yumurta sarısı, üç limonu karıştırın. Masaj yaparak saçlarınıza uygulayın. 20 dakika bekleyip yıkayın.
Birinci uyarım: Geri dönüşümlü saç dökülmesine sebep
birkaç farklı örnek.
1- Saçlarınız gelişi güzel bakımsız ve serbest uzadığında.
2- Saçlarınız yıkamadan günlerce jöleli kaldığında.
3- Sürekli saçınızı çekiştirdiğinizde.
4- Yine sürekli saçınızla oynadığınızda.
5- Saç modellerinizle gerilmesini sağladığınız hallerde.
S
Kepekten kurtulabilirsiniz
Saç dökülmesi
Dünyanın her yerinde insanların korkulu rüyası olan kellik, kadın erkek ayrımı olmaksızın herkesi ilgilendiren bir
sorun.
İzlenimlerim...
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
Erkeklerde genelde tepe gül denilen yerde ve alın her iki
tarafının açılmasıyla, kadınlarda ise kafasının üst kısmı,
önler ve diğer yerlerin eşit şekilde seyrelmesiyle kendisini
göstermektedir.
Steward
60
Çünkü insanların saç genleri, aradan binlerce yıl geçmiş
olsa dahi, insandan insana, nesiller boyu aktarılır. Sonuçta siz de saç genlerinizi gelecekte soyunuzu sürdürecek kan bağınız olacak kişilere, günü geldiğinde
aktaracaksınız. Gür saçlı bir yakınınızın genlerini taşıyorsanız eğer şanslısınız. Uzun boylu bir saç bakımı da
yapmanız gerekmiyor.
Ayrıca ben 25 yıldır bu konuda zaman içerisinde kuaförde siz saçlarınızı kestirirken, gözlerim hep üzerinizde
düşüncelerim yoğunlaşırken bu bilgilerimi ve sorularınızın cevaplarını sizinle burada paylaşmak istedim...
Şöyle ki; Saçlarımızın döküldüğünü kabullenmemek tedavi süre- cini geciktirecektir. Saçlarınızın döküldüğünü
fark ettiğiniz anda uzmanlardan yardım almak, sorunu
Saçlarınız tek tek kırılır, kopar ve de dökülür...
İkinci uyarım: İşlevsel saç köklerinde azalma ve belirtileri.
1- Saçlarınızın canlılığı günden güne azalır.
2- Saçlarınızın parlaklılığı giderek matlaşır.
3- Saçlarınızın telleri her geçen gün incelir.
4- Saçlarınız güçsüzleşir hacmi kaybolur.
5- Saçlarınızın normal döküldüğü oran artar ve seyrekleşir...
Üçüncü uyarım ise: Saçlarınızla sözümün bitiği en son
nokta.
Sahip olduğunuz saçlarınızı seviniz ve onlara ilgisiz
kalmayınız.
Çünkü!
Kız arkadaşınız sizden ayrılırken, size en azından bir not
bırakır. Size haber verir, ya da bay bayy, der. Ama saçlarınız sizden ayrılırken asla size haber vermez. Bay bay hiç
demez terk eder, kaybolup giderler. Onları bir hayat boyu
da arasanız nafile, bulamazsınız... Geri dönmezler...■
Kupası
Sami Güner
otoğraf'ta dil arayışları.
Öykülerimizi fotoğraflamak, fotoğraflanmış öykülerimiz birikimini
oluşturmak.
Fotoğraf dünyamızın koca çınarı Sami Güner'i 21 Şubat 1991'de Bursa'daki fotoğraf sunum ve sergi açılışından dönerken geçirdiği trafik kazasında kaybetmiştik.
FOTOĞRAF
F
Baytekin Kara
[email protected]
Sami Güner, ülkemizin tanıtımı ile ilgili bir çok çalışmanın fotoğraflarını çekmiş, bütün Türkiye'yi karış karış dolaşmış, her yöreyi fotoğraflamaya çalışmış, coğrafyamızın ve insanlarımızın, kültürel zenginliklerimizin fotoğrafik belgelenmesine katkı
sunmuştur.
Sami Güner, FOTOGEN Fotoğraf Derneği’nin de kurucu başkanıdır. FOTOGEN, anısına düzenlediği
etkinlikle her yıl ustayı anmaktadır.
Sami Güner Kupası diye isimlendirilen ve en fazla 6 dk. süren fotoğraf sunumları ile katılınabilinen bu
etkinlik, fotoğraf dünyamızın en saygın fotoğraf yarışmalarının başında gelmektedir.
Sami Güner Kupası’nda başarılı olabilmek sürekli üretmeyi gerektirir. Çünkü yarışmacının, yarışmada,
3 yıl yeterli görülmesi istenir. Yarışmaya katılmaya en fazla bir yıl ara verilebilmektedir.
Bu sene kupa almaya hak kazanmış fotoğrafçılar ve sunumlarının isimleri;
Cihan KARACA
- Çal Koyun Atlatma ve Çoban Güzeli Seçimi Festivali
- Deve Güreşleri
- Arda Kalan
Hüseyin TÜRK
Mart / Nisan - 2012 - Sayı:10
- Buyrun Er Meydanına
- Ankara Direniş Başkenti
- Tarihi Pavli Panayırı
Steward
62
Nadire GÜNDAY
- Kırmızı Çömlekler Diyarı
- Kargıya Örülen Yaşamlar
- Işığın İzinde
Tuğba KIRALLI - Bekir TUĞCU
- Tersane-i Amire
- Knock - out
- İDSO
Sunum isimlerinden de anlaşılacağı üzere etkinliğe katılan fotoğrafçılar Sami Güner'in çok emek verdiği “Ülkemizin
Fotoğrafik Birikimi”ne olanca zenginliğimizle ve çeşitliliğimizle katkı vermeyi sürdürüyorlar.
Kültürel zenginliğimizin belgelenmesine yönelik çalışmalara Cihan Karaca'nın Deve Güreşi, Koyun Atlatma ve
Çoban Güzeli Seçimi Festivali, Hüseyin Türk'ün Buyrun Er
Meydanına,Tarihi Pavli Panayırı, Nadire Günday'ın Kırmızı Çömlekler Diyarı, Kargıya Örülen Yaşamlar sunumları
katkı veriyor.
Toplumsal duyarlılık oluşturmak için jurnalist bir yaklaşıma Cihan Karaca'nın Arda Kalan, Hüseyin Türk'ün Ankara Direniş Başkenti sunumları iyi bir örnek oluşturuyor.
Hüseyin TÜRK / Tarihi Pavli Panayırı
Fotoğrafta anlatım dili çeşitlendirilmesine ve teknik arayışlara Nadire Günday Işığın izinde sunumu ile katılım
sağlıyor.
Sanat, spor, iş yaşamımızın fotoğraflanmasına yönelik
çalışmalarıyla Tuğba Kırallı ve Bekir Tuğcu anlatım zenginliği arayışlarının sınırlarını zorluyorlar.
Süreklilik, çeşitlilik, anlatım dili arayışları, bütünlük, öyküleri fotoğraflama ya da fotoğrafik öyküler yaratma alanlarında Sami Güner Kupası fotoğraf etkinliğinin zenginliği
Tuğba Kırallı & Bekir Tuğcu / İDSO
Cihan Karaca / Arda Kalan
su götürmez bir gerçek.
Ne yazık ki bunca yoğun emekle ortaya
çıkarılan işler, sayıları birkaç bini aşmayan meraklıları tarafından izlenmekte
sonra da arşivlerde yerini almaktadır.
FOTOGEN - Fotoğraf Sanatı Derneği
Yazışma Adresi: PK 270,
34431 Beyoğlu / İSTANBUL
E-posta : [email protected]
Eminim ki bu sunumları izlemekten
büyük keyif alacaksınız. Sizlerle FOTOGEN'in iletişim bilgilerini paylaşıyorum lütfen yazışın, bu sunumlardan il-
ginizi çekenleri temin etmeye çalışın,
izleyin.
Beğenilerinizi de dostlarınızla paylaşırsanız çok seviniriz. Fotoğrafçıların en
büyük özlemi ürettiklerini paylaşabileceği kişilerin çok artması.
Lütfen ajandanıza not alın. Şubat ayları Sami Güner Kupası
sunumlarının yapıldığı ay, takip edin, izleyin, izlettirin.■
Nadire Günday / Işığın İzinde

Benzer belgeler

Turizmde Sağlık

Turizmde Sağlık DİZİN Sayı 10 - MART / NİSAN

Detaylı

I - Kısa Tarihi ve Efsaneler - tuyib-der

I - Kısa Tarihi ve Efsaneler - tuyib-der DİZİN Sayı 10 - MART / NİSAN

Detaylı