allahın kalemi - Sufi Zentrum Rabbaniyya

Transkript

allahın kalemi - Sufi Zentrum Rabbaniyya
Eusubillahi-mineş-şeytanirrajim
Bismillahirr-rahmanirrahim
ALLAHIN KALEMİ
Sheikh Eşref Efendi | Berlin
Euzubillahiminesseytanirracim Bismillahirrahmanirrahim
La havle vela kuvvete illabillahil aliyyül aziym
Destur ya Seyyidi. Destur ya Sultan ul Evliya
Ey insanlar, Esselamun Aleyküm. Her zaman Esselamun Aleyküm deyin. Burada ve buradan sonra
selamette olmak isterseniz Esselamun Aleyküm deyin.
Ve karşı tarafta “Ve Aleyküm Selâm Ve Rahmetullahi Ve Berekatuhu” demeli ki, Cenâb-ı Allah bize
sonsuz rahmet deryalarından ikram eylesin.
Bu insanlar için Peygamberin talimi olan insanları bütün sıkıntılardan ve sorunlar ve ıstıraplardan
kurtarmak için yeterlidir.
Yeterlidir başka birşeye gerek yok lakin şimdi insanlar birbirlerine tatsız tuzsuz ruhsuz selamlar vererek
nihayet taş gibi duygusuz oldular.
Şimdi insanlık bitmiştir ve seviyemiz hayvanların seviyesinin altına inmiştir, onun altında bitkilerin
seviyesi var onun da altında kayaların seviyesi var.
Biz böyle gidersek onun da altına ineriz.
Ey insan! İnsanlık seviyeni yüksek tut ve yaratılışı anlamaya çalış! Bil ki, bizim hayat çizgimiz ancak
göklerden dünyaya gelir. Göklerden gelmezse bu dünyada hayat olmaz.
1
Bu demektir ki, bizim bu alemde yaşayacağımız hayatımızın konusu gökyüzünde bir kalem tarafından
yazılıyor çiziliyor ki, insanlar bu yazgı çizgiyi yeryüzüne indiğinde yaşıyor.
Evet, biz bu dünyada bir suretiz ve bir bedenimiz var. Bizim bir bedenimiz var ve Evliyaların ilimlerine
göre herkesin bedeninde 360 tane organlar vardır. Bu organlar nasıl çalışıyor, bilen varmı?
Uydurmayı bırak ve söyle!
O kalp, böbrekler, ciğerler, dalak, safra. Mide ve daha bilinen ve ismi koyulmamış toplam 360 aza
nasıl ve hangi gizli elektiriklen çalışıyor? Bu elektrik nereden geliyor o azalara?
Siz bir elektrik kablosu, priz yahut fiş yeri görüyormusunuz vücudunuzda? Nereden geliyor 360 azaları
çalıştıran enerji?
Şeyhimiz hazretlerinden işittim ki, „organlarını en güzel şekilde çalıştırmak veya harekete geçirmek
isteyen, Âlemlerin Rabbinin Adını çokca zikretsin. “Bismillahirrahmanirrahiym” desin.
Bu söz anahtardır. Baştan sona bütün varlık kapıları için bu anahtardır. Alemler için Bismillahirrahmanirrahiym yaratılmanın anahtarıdır. Evet.
Cenâb-ı Allah bu kainatı ve mahlukatı yaratmadan evvel ne yarattı zannediyorsunuz? İlk önce Levh’i
yani hayat defterini yarattı ve boş yarattı..
Sonra kalemi yarattı ve kaleme bu deftere „Yaz“ dedi. Kalem İlahi Hitabın heybetinden ayağa kalktı ve
secde yaptı, “Ey Rabbim, ne yazacağım?” dedi.
Âlemlerin Rabbi, Yaratan buyurdu; “Bismillahirrahmanirrahiym”-yaz.
Evet! Varlığın nasıl vücud bulduğunu ve İlahi ilimve sırlara dair olan haberleri Peygamberler ve evliyalar iyi bilirler. Çünkü onlara ondan bir „Bildiren“ var onlar bunu kendiliklerinden de asla uydurmazlar.
„Gaybı ancak Allah bilir ve ondan dilediğine dilediği kadar bildirir“ buyuruyor Allah bunun için
kutsal Kitapta.
Ey insanlar! Elinizde umursamadan tuttuğunuz kaleminde sırrı vardır kağıdında bir sırrı vardır. Lakin
sizin haberiniz yok.
Hasılı kelam ve siz Allahın kaleme buyurduğu „YAZ“ emrinin tamamen bittiğini zannetmeyin. Hayır!
Kalemin yazması sonsuzdur.
Peki „Yaz“ emri ne zaman söylendi? Bu ne zaman oldu? Bu Levhu mahfuz-verborgene Tafel- hangi
Levhümahfuz, hangisi?
Ey alimler, ey Teologlar, ey Gurular, ey Rabbiler, ey Şeyhler, ey Dalai lama ve ey Papa!
Ne dersiniz, sizin bu konuda fikriniz nedir?
Cenâb-ı Allah’ın sadece bir kalemi mi var, yahut bir defterimi var?
2
Cenâb-ı Allah Kurân-ı Kerîm’de buyurur; Bismillahirrahmanirrahiym ; (Kalem:1)
Bu biter mi?
Bitmez! Lakin kime anlatacaksın İlahi Sırlardan?
Sır çok, lakin anlayacak anlayış sahibi adam yok, kime ne anlatacaksın?
Kalemin sırrıda kağıdın sırrıda ancak okuma yazması olana açılır. Okuma yazması olmayan ne yapacak
kağıdı kalemi?
Versen de zaten kağıdı karalar kalemi kırar ve ziyan eder. Verilmez! Asla!
Belki şu kadarı açalım; Bismillahirrahmanirrahiym kelimesinin ve yazılmasının sırrı ancak yüksek
anlayış sahibi insanlara acılır.
Kimdir onlar?
Onlar yüzü gökyüzüne bakan yüzü güneş gören karanlıkta gölgede kalmayan kimsedir onlar.
Nur sahipleri de denir onlara ki, onlar yüzü nurlu akılları anlayış dolu kimselerdir.
Sema ehli onları görünce: „ İşte nihayet yeryüzünde iki ayak üzerinde dolaşıpta gerçekten insan olan bir
insana da rastladık“ derler ve sevinirler.
Allah Allah. Demek her iki ayak üzerinde dolaşan ve yüzü insana benzeyen insan değilmiş.
Niye insan değil?
Çünkü onların yüzü güneş görmez nur görmez çünkü onlar asla başlarını çeviripte gökyüzüne bakmazlar.
Onların gökyüzüne hiç bir bağlantıları yoktur olsada sadece yıldızların dedikodusunu yapmak ve
bilmedikleri ve belkide asla bilemeyecekleri bu alemler hakkında uydurmalarda bulunmak için onlar
gökyüzüne bakarlar.
Hayır onların yüzü de gönülleride karanlıkta kalmıştır karanlıktır. Onlar hep başları önlerinde gezerler
onun için asla yüzleri de gönülleride güneş görmezler.
Evet, şimdi bir de dünyada yaşayan varlıklardan koyunlara, keçilere, ineklere bakalım. Onlardan birinin hiç yukarıya baktığını gördünüz mü?
Hayır, onların hepsi asla gökyüzüne değil sadece çayırın nerede olduğuna bakıp çayıra koşarlar ve
otlanırlar, başları öne eğik.
İnanmıyorsan git yanlarına da bu öküzlere sor:„Ey inek kardeşim, ey öküz biraderim, lütfedipte biraz
da yukarıya bakmazmıydınız acaba ?”
Onların sana diyeceği ancak bön bön yüzüne bakıp:“Yürrüü! Beni gökyüzü asla ilgilendirmez“
olacaktır.
“Beni yalnız üzerinde yediğim ve üzerine yaptığım bu yer ilgilendirir. Yukarıya bakarsam orada ot
bulamam. Ben sabah erkenden gece vaktine kadar yemeğimle meşgulüm.
3
Meşgulüm Çünkü Rabbim tarafından bana verilen vazife budur: sabah akşam geviş getirmek!
Çünkü benim geviş getirmem insanlara bir fayda verir insanlar benden faydalanır!
Evet yiyip içip geviş getirmek sadece öküzlerin inklerin vazifesidir. Öküz olanın vazifesi budur!
Soruyorum: sen insanım diyorsun ya, peki senin bu dünyada vazifen nedir?
Yiyip içmek ve yediği içtiği yere etmek, bu hayvanların vazifesi, senin vazifen ne?”
Hayvanın gevişinden sana et çıkar süt çıkar. Senin gevişinden ne çıkar?
“Ee, Şeyh! Sen de hala anlamadın da sorarsın?
Biz 200 senedir boşunamı avazımızı yırtıyoruz, biz insan değiliz hayvanız diye?
Sen de ne safmışsın yaHu?
Eğer yemek içmek ve yediği içtiği yere etmek hayvanlara ait vazife ise biz bu vazifeyi üstleniriz ve hayvan olmaya seve seve razı oluruz.“
Onun için Guruya Lamaya Rabbiye Papaya Petrol Şeyhe soruyorum:“Ey Kutsallar! Ne diyorsunuz sizce
2010 yılında bu gezegendeki yaşayan insanların değeri nedir?
Sizler ki, insandan anladığınızı söylersiniz?
2010 yılının bütün işleri yiyip içip tepinmek olan insanlarının değeri nedir?
Ne için biriniz bile ağzını açıpta haykırmıyor bu insanlık seviyesini kaybetmiş insanlığa:
„Ey insanlar!
Ne diye Rabbinizin size ikram ettiği yüksek seviyelerinizi bırakıp taa aşağılara iniyorsunuz ve hayvanlar
seviyesinde hoşnut ve mutlu oluyorsunuz?“ diye niye sormuyorsunuz?
Yoksa korkuyormusunuz?“
Hatırlasanıza vakti zamanında korkusuz tek bir adam Seyyidina İsa as, ala Nebiyina ASV, nasıl da
korkusuzca millet üzerinde hüküm sahibi koskoca kimselerin karşısına çıkıp gelmişti de onlara erkekçe
seslenmişti:
„Ey Farisiler!
Ne diye sizler Allahın insanlara haber verdiği hakikatlardan söylemezsiniz de milleti nefislerine terkedersiniz, onlara dur demezsiniz?
Yoksa bu insanların hoşnutluğunu kaybetmektenmi korkuyorsunuz niye vazifenizi yapıp insanları ikaz
etmiyorsunuz?
Elbette size bir ağır ceza geliyor, hazır olun!
Evet vazife sahipleri vazifelerini yapmıyorlar ve bu şimdi insanoğlunun en büyük ayıbıdır. Büyük utanç.
Hayvanlar bile vazifelerini yapıyorlar insan kendi vazifesini bırakmış hayvanların işine göz dikiyor
gıpta ediyor.
Ayıp! Yüz kere bin kere ayıp! İnsanlar Allahın onlara biçtiği yüksek seviyeleri bıraktılar.
4
Halbuki Allah tarafından size bir taht ikram edilmiştir, bunu bırakıyorsunuz ve yok bize taht maht
lazım değil, biz en aşağı seviyede mutluyuz diyorsunuz.
Yazıklar olsun! Aklınıza zarar veriyorsunuz yazık!
Onun için diyor Şeyhimiz hazretleri şimdi bütün insanların anlayışı ancak bu seviyededir:
„Biz yiyeceğiz, içeceğiz ve yediğimiz içtiğimiz yere edeceğiz.
“o my Darling, gel. Gel de yiyelim, içelim ve dans edelim gel de ne edersek edelim.“
Ve sabahlara kadar yerler içerler ve ederler sonra:“O my darling! Bana ne oldu bilmiyorum amma ayağa
kalkamıyorum. Senden ne haber?”
“Ben de kalkamıyorum hatta.. oturamıyorum“ der ve güüüm ikisi de sarhoş bitkin yere düşer.
Şimdiki insanların bütün işi budur.
Yerler, içerler ve oynarlar, başka birşey değil.
Soruyorum; „bu mu sizin pek iftihar ettiğiniz medeniyetiz insanlık seviyeniz?“
Sevsinler!
Hayır bu insanlık seviyesi asla değildir.Belki bu gezegende yasayıpta insanız diyenlerin insanlık
ayıbıdır. Onlar medeniyetin en yüksek seviyesine ulaştıkları zannederler. Soruyorum: Bu mu sizin
medeniyetiniz?
Ey dünyanın en birinci mekteplerini okuya okuya kendini kendisini nihayet getire getire akılsız hayvan
noktasına getiren Okumuş hayvanlar!
Hayvanlar gibi yaşayamayı çok sevenler yahut aynı menşe`den geldiğini iddia edenler, bir de utanmadan medeniyetin zirvesine ulaştık derler. Bunları söyleyen herkes yalancıdır ve de hayvandır.
Evet, sizlere hayvanlar dediğim için bana kızmıyorsunuz değilmi, ey okuya okuya evolusyona
uğrayanlar ve kendilerini akılsız hayvandan türetenler. İnsanlığı kabul etmiyorsunuz geriye ne kaldı?
Eğer bana kızarsanız ecdadınıza hakaret etmiş olursunuz ecdadınızda size kızar ve belki o öfkeyle
kafanıza bir kaç muz fırlatır. Dikkat edin!
Muz neyse de, ya Kokos meyvesi fırlatırlarsa o zaman siz kafayı hakkaten yersiniz haberiniz olsun. Ve
bana ne kadar size hayvansınız desem öfkelenmeyin ve bunu bir Övgü olarak alınız.
Evet, Peygamber ASV şerefle haber verdi ki:
„Kim kendisini başkasına benzetirse onlardan olur.“ Onun için biraz aklınızı çalıştırın ve kendinizi
kime benzettiğinize dikkat edin!
Dikkat edin ki, bu dünyada tek vazifeniz ve tek zevkiniz veya tek istedikleriniz yemek, içmek ve dans
etmek olmasın. Dikkat şart!
Çünkü 21. asrın insanları asla hakiki varlıklarını manevi taraflarını kaale almazlar lakin hayvanların
dünyasına ait olan süfli bedenlerine ölesiye tapınırlar.
5
Bu aşağılık bedenlerine tapınmak onların en büyük zevkidir. Varsa yoksa istekleri hayvanlar gibi tepinmektir. Allah ile maneviyat ile araları hiç yoktur onların.
Her işleri aşağılık nefisleri içindir. Halbuki Allah bütün alemleri ve varlıkları içine alan hayat
Romanına başlarken Kaleme ne buyurdu?:
„ Yaz!“
„ Ne yazayım?“
„Bismillahirrahmanirrahiym, yaz!“
Yani „başla her işine Allahın Rahmet Adıyla başla!“ manasına.Bu zamanda 7 milyar insan var diyorlar,
kaçı her işini bırak bir tek işini bile Allah için ve Allahın Adına yapıyor?
Esef ki ne esef!Ve yine soruyoruz çok bilmişlere ve bilenlere: bu „ Bismillahirrahmanirrahim“ kaç Levhü Mahfuza kaç kere yazılmıştır? Kaç kere olmuştur bu?
Bir başı veya bir sonu var mı bu Yazmanın?
Başta ve sonda olan herşey Âlemlerin Rabbine aittir. Kimse onun başını ve sonunu bilmez.
Ey insanlar!Âlemlerin Rabbinin bu Emri Şerifinin sadece bir kalem için olduğunu zannetmeyin.
Hayır! Ne sanıyosunuz siz Allahı?
Onun sadece bir tane kalemimi var?Estağfurullah!
Yahu biz ki alemin derinliği, yüceliği ve zenginliği yanında sıfır insanlarız, bizim bile burada pekçok
kalemlerimiz var. En züğürdüğümüzün evinde belki 10 tane kalem bulursun.
Ne diyorsununz ey Papa ey Lama ey Guru ey Şeyh ey Ulema?
Allahın bir tane mi kalemi var?
Bizim yüzlerce kalemlerimiz var.
Onun bir tane mi kalemi var? Bu nasıl olur?
Anlayışlarınızı genişletin. Sizin pek çok kalemleriniz var, Cenâb-ı Allah tek bir kalemi mi var?
Rabbinizin sıfatlarından birşey anlamaya çalışın. O Allahtır, en büyük en yücedir!
Zikir:Allahu Ekber Allahu Ekber Allahu Ekber Velillahil Hamd.
Evet kutsal Kitaplarda bahsedilir ki bütün varlığın hayat hikayesini içine alan bir Levhü Mahfuz Gizli
gizemli Kitap vardır ve onun üstünde „Bismillahirrahmanirrahiym“ yazar.
Nitekim Cenâb-ı Allah Levh’i Mahfuzu yarattı ve kaleme emretti: “ YAZ!” Kalem İlahi Heybetten
titredi kalemin yazmasınin titrek olması bu sebebtendir. “Ey Rabbim, ne yazayım?
“Bismillahirrahmanirrahiym,yaz!” „Bismillahirrahmanirrahiym,yaz!.“
Zikir:
Bismillahirrahmanirrahiym,
6
Şeyhimiz hazretleri şimdi soruyor:“Şimdi bu, Allahın “yaz” emrettiği “Bismillahirrahmanirrahim“
Emrinden acaba kaç kitap yazılır, ey dünyayı maddi ve manevi idare ettiğini iddia edenler!” diyor ve
onlardan bir cevap bekliyor.
Evet bekliyoruz. “Bismillahirrahmanirrahim“
Bunun anlamından kaç tane kitap yazabilirsiniz söyleyebilir misiniz?
Söyleyemezsiniz. O halde Din alimleriyiz, manevi ustalarız diye iddia etmeyin. Bilmiyorsanız tevazu
gösterin ve “ biz hiç bilmeyenlere nisbetle belki alim sayılırız, lakin Bilenlere nisbetle daha talebeyiz”
deyiniz ve tevazu gösteriniz.
Utanma! Ve biz talebeleriz de!
Bu sana ancak şeref verir ve belki bu tevazundan ötürü Allah Katından sana bir ilim verilir.
Cenâb-ı Allah buyurur;
Allah›a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar. (Fâtır:28)
Yoksa siz kendinizi Cenâb-ı Allah’ın bahsettiği hakiki ulemalardan mı zannediyorsunuz? O halde nerede Allaha olan saygınız? Hangi hak ve delille Allahı kafese konacak kuşa benzetiyorsunuz? Utanın!
Ey biliyoruz diyenler, gelin ve cevap verin çünkü biz bilmediklerimizden daha fazla ilimler
öğrenmekten mutlu oluruz. Yoksa ya susun ya da hakikattan dinleyin!
Ey alimler, Kutsallar! Biliyorsanız gelin hakikatlardan söyleyin. Biz öğrenmek istiyoruz.Lakin bizim
istediğimiz bu dünya hakkında bilgi ve ilim değil.
Hayır! Maymunlar üzerine yapılan iftira ve dedikodular bizi hiç ilgilendirmiyor.Gelin bize gökyüzünden bahsedin. Anlatın!
Öyle ya! Gökyüzünde sayısız alem sayısız hadise var. onlardan anlatın! Mesela O alemlerin hakiki
isimlerini biliyor musunuz?
Sizin uydurupta kendi koyduklarınız değil. Bilin ki, her doğan çocuğun adını anası babası onu dünyaya
getiren koyar. Bu alemleri varlığa getiren onları nasıl isimlendirdi biliyormusunuz?
Hadi onların dünyadaki isimlerini biliyorsunuz. Lakin fezada İsimsiz daha milyarlarca
Samanyolularından bahsediyorsunuz. Trilyonlarca yıldızların olduğunu söylersiniz. Onlardan hiç
olmazsa birisinin ismi nedir?
..Ay, Venüs, Merkür, Güneş, Mars, Jüpiter, Satürn, yedi gezegeni söylersiniz. Peki Öbürlerinin isimleri
yok mu?
„Alfa 4, Alfa 40, Alfa Beta” Usanmadan Yunan dilinin alfabesinin harflerini söylerler. Bunlar alfabelerdir isimler değildir.
İsimsiz birşey olamaz çünkü herşeyin bir ismi vardır. Ve ancak bu isimlerdir sizi asıl kaynağa yönlendirecek olanlar- ve bu KAYNAK sonsuzdur.
Ey insanlar, oynamayın.
7
Rabbinizin ilahi huzurunda yüksek seviyelere ve yüksek şereflere ulaşmak için kendiniz ve hayvanların
arasında bir ayırım yapın.
Buraya hayvan nefsinizi zevklendirmek için gelmediniz. Buraya elinizden gelenin en iyisini yapmaya
geldiniz.
Başladığınız her işe „Bismillahirrahmanirrahim“ ile başlayın ki, Rabbiniz sizi yükseltin, ilimde ve
şerefte yüce mertebelere getirsin.
Gelin ve Bismillahirrahmanirrahiym deyin. Bu dünyadaki bütn bela ve kötülüklere karşı biz insanların
yegane silahı kılıcıdır.
Bismillahirrahmanirrahim Hakkı yaklaştırır Şeytanı kovar uzaklaştırır.
Şeytan ki, insanlara kendilerine Rableri tarafından gitmeleri emredilen hakiki istikametlerini kayıp
ettirmeye çalışıyor.
Hakiki istikameti bulup da yol alana ne mutlu!
Bu zevki anlamak içiin o istikameti ve o yolu bulu o istikamette yürümek lazımdır. Başkasına
haramdır.
Ooo...Bu yol zevktir, sonsuz hoşnutluktur.
Bulabilene ve yürüyebilene ne mutlu!
8

Benzer belgeler

Mutluluğun sırrı

Mutluluğun sırrı Bismillahirrahmanirrahim La havle vela kuvvete illabillahil aliyyül aziym Destur ya Seyyidi. Destur ya Sultan ul Evliya

Detaylı

Ders 7 Akaid Fıkhı Ekber – kitaplara, Peygamberlere, dirilmeye

Ders 7 Akaid Fıkhı Ekber – kitaplara, Peygamberlere, dirilmeye ’’Se nurîhim âyâtinâ fîl âfâkı ve fî enfusihim hattâ yetebeyyene lehum ennehul hakk(hakku)’’işte cenabı Hak kendi söylüyor ‘’Afaki(ufuklarda) ve enfüsi(kendi nefislerde) alemde biz onlara ayetleri...

Detaylı