izmir kultur turizmi sektör araştırması "tespit ve öneriler"

Transkript

izmir kultur turizmi sektör araştırması "tespit ve öneriler"
QoO O
o * o
¡¡¡M
Wgll
f ö ' o
«
fi
IZKA
İzmir Kalkınma Ajansı
Development Agency
İZMİR KULTUR TURİZMİ
SEKTÖR ARAŞTIRMASI
"TESPİT VE ÖNERİLER"
eçe
Dewsieqi
YIÎROTTFCLI KUMJMJŞ
EMMMMM
IŞTIRAKÇI KURUM
YAŞAMA M M ? A »
yada
Fotoğraf Sanatçısı Birol Üzmez'e teşekkürlerimizle..
2. ANA
ftlJÜIIHM
3. KÜLTÜR
GELİŞTİĞİ ÖNCÜ BİR KENT: İZMİR.
4. KÜLTÜR
5.
VE
VE SORUNLAR
5.1
41
5.2
57
5.3
60
5.4
70
5.5
74
5.6
82
5.7
84
5.8
5.9
92
6. SONUÇLAR
KAYNAKÇA
1.
116
1. GİRİŞ
urizm, özellikle son elli yıldır, Türkiye ekonomisinin en önemli sektörlerinden biri olarak öne
çıkıyor. Ancak Türkiye, doğal ve tarihi değerleriyle, zenginlikleriyle dünya turizm pazarından
beklenen, istenen düzeyde pay alamıyor. "Güneş-deniz-kum" turizmini esas alan stratejik
tercihlerin turizm potansiyelinin gerçekleştirilememesinin temel nedenlerinden biri olduğu, "ürün
çeşitliliği"ne gidilmesi gerektiği düşüncesi her geçen gün daha çok kabul görüyor. "Kültür turizmi"
ürün çeşitliliği bağlamında öne çıkan kavramların başında geliyor. Türkiye'nin tarihi ve kültürel
birikimini doğal güzellikleriyle bütünleştirerek yıllardır ihmal ettiği; ancak dünya turizm pazarında
yükselen bir "trend" olan "kültür turizmi"nde "fark" yaratacağı, turizmde gerçek bir başarı kazanacağı
iddia ediliyor.
T
İzmir; doğası, ören yerleri, müzik ve yemek kültürü, tarihi merkezleri ve birçok farklı kültüre
ev sahipliği yapmış olmasıyla, "kültür turizmi"nde öne çıkan/çıkabilecek kentlerden biri. Ancak kent,
nicel (şehre gelen yerli ve yabancı turist sayısı) ve nitel (turistlerin kültürel alanlara ve etkinliklere
ilgisi) olarak "kültür turizmi"ndeki potansiyelini gerçekleştirmenin gerisinde. İzmir'de "Kültür
turizmi" başlı başına bir "sektör" olarak değil, turizm sektörü içinde bir "tema" olarak varlığını
sürdürüyor. İzmir'in "kültür turizmi"ndeki potansiyelini gerçekleştirebilmesi "Kültür turizmi"nin bir
"tema" olmaktan çıkıp başlı başına bir "sektör" haline gelmesiyle mümkün. Bunun için öncelikle
"sektör"ün yapısı, ihtiyaçları, boşlukları hakkında, paydaşları (sektörün gelişiminde etkisi
olan/olabilecek kişi ve kuruluşlar, sektör içerisinde faaliyet gösterenler ve sektörün tüketicilerini
oluşturanlar) gözeten bir mevcut durum analizine ihtiyaç var.
Paydaşların belirlenmesi, ihtiyaç ve beklentilerinin analiz edilmesi, mevcut durumun tespit
edilmesi, boşlukların, ihtiyaçların belirlenmesi ve tüm bu çalışmalardan elde edilecek verilere
dayanarak somut bir eylem planının ortaya çıkarılması "kültür turizmi"nde "tema"dan "sektör"e
geçişin teorik ve pratik altyapısının oluşturulmasının ilk aşaması. Paydaşların "kültür turizmi"
hakkındaki görüşleri, yaklaşımları, mevcut ve ideal rolleriyle, mevcut durumdaki boşluk ve
ihtiyaçların tanımlanması, "kültür turizmi"nin bir "sektör" olarak gelişmesine önemli katkılar
sunacak. Zira, "kültür turizmi"nin bir "sektör" olarak gelişebilmesi, bu süreçte rol oynayacak tüm
paydaşların, "sektör"ün ihtiyaçlarına uygun bir şekilde, organizasyonel bir yapıda faaliyetlerini
sürdürmesiyle mümkün.
Ege Derneği, "İzmir Kültür Turizmi Sektör Araştırması"m, İzmir'de "kültür turizmi"nin
paydaşlarım, paydaşların yaklaşımlarım, potansiyellerini ve önlerindeki engelleri, "kültür turizmi"nin
başlı başma bir "sektör" olarak gelişememesinin nedenlerini ortaya koymak üzere gerçekleştirdi.
Araştırmanın saha safhasında niceliksel ve niteliksel yöntemler kullanıldı. Niteliksel safhada
kültür turizminin paydaşları hedeflendi. "Kültür turizmi"yle ilgili işletmeler, kamu idari birimleri,
kamu kültür kurumlan, yerel yönetimler, sivil toplum kuruluşları, meslek örgütleri, ticaret ve sanayi
odaları, özel sektörü temsil eden diğer örgütlenmeler, üniversitelerin kültür turizmi ile ilgili birimleri,
kanaat önderleri ve meslek öncüleri ile İzmir'in tanınırlığı ve bilinirliğine katkı sunan yazar ve
sanatçılar, arkeoloji, rehberlik ve İzmir kültürü üzerine çalışmalar yapmış araştırmacılarla görüşmeler
gerçekleştirildi. Kasım 2011 - Aralık 2011 tarihleri arasında özel sektörden 22, sivil toplum
kuruluşlarından 12, yerel yönetimlerden 10, üniversitelerden 7, yazar, sanatçı ve araştırmacılardan 15,
kamudan 10 ve meslek örgütlerinden 13 olmak üzere gerçekleştirilen toplam 89 derinlemesine
mülakat1 çerçevesinde paydaşların İzmir'de "kültür turizmi"nin potansiyeli; güçlü ve zayıf yönleri,
mevcut durumdaki sorunları, boşlukları ve fırsatları, kurumların konuyla ilgili yaptıkları çalışmalar,
diğer paydaşlarla ilişkiler ve iş birlikleri analiz edildi. "Kültür turizmi"nin bir "sektör" olarak
geliştirilmesinde paydaşların yaklaşımlarını ve rollerini saptayan, sektörün ihtiyaçlarını ve
^Bknz: Ek 1- Görüşme Listesi.
boşlukları tespit ederek "kültür turizmi" alanında bilgi ve strateji üretimine katkı sağlamayı, paydaşlar
arasında iletişim ve iş birliği imkânlarının geliştirilmesine katkıda bulunmayı hedefleyen "Niteliksel
Analiz Raporu"na ulaşıldı.2
"Kültür turizmi"nde "hizmet veren" kuruluşlar başta olmak üzere paydaşların görüş ve önerileri
üzerinde yükselen "Niteliksel Analiz Raporu"nun ortaya koyduğu tespit ve önerileri, "hizmet alan"
yerli ve yabancı turistlerin beklenti, ilgi ve memnuniyetleri bağlamında değerlendirmek üzere Kasım
2011 - Aralık 2011 tarihleri arasında İzmir'e turizm amacı ile gelen 308'i (%50,2) yerli ve 306'sı
(%48,8) yabancı olmak üzere 614 kişi ile yüz yüze görüşme gerçekleştirildi. Anketler kent
merkezinde, Kordon, Kemeraltı, Konak Meydanı, Basmane oteller bölgesi, Asansör, Kadifekale
Smyrna (Eski İzmir), Tepekule, Agora gibi "kültür turizmi" açısından merkez noktalarda %23,5
oranında; Liman (Kruvaziyer Yolcuları), Üçkuyular Semt Garajı (Urla-Seferihisar-Çeşme istikameti
için), merkez otogar, oteller, İzban, Havaş yolcu indirme-bindirme noktaları ve Adnan Menderes
Havaalanı'nda %62.2 oranında; Seferihisar, Çeşme, Urla, Efes, Selçuk- Şirince, Foça ilçelerinde
%14.3 oranında gerçekleştirildi. Uygulanan anket formundan elde edilen veriler, "SPSS İstatistik
Paketi" ile veri girişleri yapılarak turistlerin İzmir "kültür turizmi" hakkındaki bilgi ve farkındalıkları,
ilgi düzeyleri, beklentileri, memnuniyet ve memnuniyetsizlikleri analiz edildi. İzmir'i ziyaret eden
yerli ve yabancı turistlerin İzmir'de geçirdikleri süre boyunca faaliyetlerini, hangi olanakları
kullandıklarını, hangi olanaklara erişimde zorlandıklarını, öneri ve şikâyetleri ile birlikte
değerlendiren, İzmir'i turizm anlamında nasıl kullandıklarına, nasıl algıladıklarına dair genel bir tablo
içinde "kültür turizmi"ne ilişkin gözlem ve görüşlerine odaklanan "Niceliksel Analiz Raporu"na
ulaşıldı.3
Araştırma kapsamında gerçekleştirdiğimiz "kültür turizmi" odaklı saha çalışmalarının ürettiği
"Niteliksel Analiz Raporu" ile "Niceliksel Analiz Raporu"nun ortaya koyduğu verileri, bugüne kadar
İzmir "kültür turizmi" üzerine yapılmış çalışmaların ürettiği birikim ile birleştirerek İzmir'de "kültür
turizmi"nin bir "sektör" olarak geliştirilmesine yönelik tespitlerimizi, geliştirdiğimiz önerileri, işaret
ettiğimiz öncelikleri, okumakta olduğunuz bu eserde bir araya getirdik. İzmir'de "kültür turizmi"nin
bir "sektör" olarak gelişmesinin önünü açacak paydaş eksenli, "katılımcı" stratejilerin üretilmesi
süreçlerine katkı sunmayı hedefleyen çalışma, öncelikle strateji(ler) üretecek ve bu strateji(leri)
uygulamaya geçirecek paydaşların mevcut konumları ve rolleri ile "ideal" konumları ve rollerini
ortaya koyuyor. "Katılımcı" bir planlama modeli çerçevesinde "somut" öneriler geliştirerek, önerilerin
hayata geçirilmesinde "etkili" olacak paydaşları işaret ediyor, "kültür turizmi"nin gelişmesinde rol
oynayacak yapıların güçlendirilmesini ve yenilerinin yaratılmasını öneriyor. Başta Kültür ve Turizm
Bakanlığı olmak üzere ilgili merkezi yönetsel organların, yerel yönetimlerin, turizm sektörünün ve
bütün bileşenleriyle kentin birlikte hareket etmesinin, Kamu-Yerel Yönetim-Sivil Toplum
Kuruluşları-Özel Sektör birlikte ve uyumlu çalışmasının etkin ve sürdürülebilir bir "kültür turizmi"
için olmazsa olmaz olduğunun altını çiziyor.
Turizmin "kültür turizmi" ile çeşitlendirilmesi ve sürdürülebilir şekilde geliştirilmesi, İzmir
Kalkınma Ajansı'nın 2010-2013 İzmir Bölge Planı'nda öncelikli kalkınma hedefleri arasında yer
alıyor4, İzmir Kentsel Stratejik Pazarlama Planı'nda İzmir'in kentsel marka algısında "kültür" ve
"kültür turizmi" öne çıkarılıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı, yerel yönetimler, sektör temsilcileri,
meslek odaları, sivil toplum kuruluşları, üniversiteler, kültür sanat insanları, gazeteci ve yazarlar,
kanaat önderleri ve kent kamuoyu İzmir'in geleceğini kuracak en önemli sektörlerden biri olarak
"kültür turizmi"ni görüyorlar. Ege Derneği, "İzmir Kültür Turizmi Sektör Araştırması" ile, oluşan
bu "ortak akıl"a bir sivil toplum kuruluşu olarak katkı sunuyor.
oNiteliksel Analiz Raporu izmir Kalkınma Ajansı'ndan temin edilebilir.
^Niceliksel Analiz Raporu İzmir Kalkınma Ajansı'ndan temin edilebilir.
İzmir Kalkınma Ajansı; "İzmir Bölge Planı 2010-2013", Arkadaş Matbaası: İzmir, Ekim 2010.
4
Konak Saat Kulesi (Fotoğraf: Birol Üzmez)
3
2. ANA HATLARIYLA KÜLTÜR TURİZMİ
| -w- zmir Kültür Turizmi Sektör Araştırması"nın ortaya koyduğu tespit ve önerileri aktarmadan
I önce "kültür turizmi"nin kavramsal ve kronolojik gelişimini dünya, Türkiye ve İzmir ölçeğinde
A ana hatlarıyla ele alalım. Tıpkı kültür gibi kültür turizmi de hem sektörel hem akademik hem de
kamusal anlamda değişik tanımlamalarla gündeme geliyor. "Kültür turizmi", genel olarak kültürel
faaliyetleri temel alan turizm deneyimlerini ifade eden, turizmin kültürle bağlantılı değişik
açılımlarını birleştiren genel bir kavram olarak kullanılıyor. Kişilerin kültürel gereksinimlerini
karşılamak, yeni bilgiler edinmek ve deneyimler yaşamak üzere yaşadıkları yer dışında kültürel
çekiciliklere sahip yerlere yaptıkları turizm hareketleri "kültür turizmi" çerçevesinde
değerlendiriliyor. Doğal ve tarihsel kültür varlıklarını, kültürel etkinlikleri ve güncel sanat eserlerini,
bazı sosyo-ekonomik olguları turistik bir ürün biçiminde turistlerin hizmetine sunan bir turizm
anlayışı olarak "kültür turizmi"; yalnızca "tarihsel" olanı değil, günceli de içine alıyor. Tüm kentsel,
kırsal, doğal öğeler, arkeolojik, tarihsel kültür varlıkları, müzeler, ören yerleri, anıtsal yapılar, sivil
mimari örnekleri ve her türlü güncel sanat eseri ve etkinliği (resim, heykel, film, fotoğraf, güncel
sanat etkinlikleri, festivaller, konserler, sergiler) etnografya, botanik, flora ve fauna, folklor, mutfak,
içki, bazı sosyo-ekonomik olgular (gecekondular, sivil toplum kuruluşları, dinsel motifler, değişik
study tours konuları), her türlü kültür ürünü, böcekçilik, kuşçuluk, ipekyolu turizmi, kruvaziyer
turizmi, eko-turizm, trekking gibi alternatif spor turları, doğrudan Hac seferleri dışındaki inanç
turizmi, special interest tours, study tours, geographical expeditions, educational tours, kongre, fuar,
sergi ve sağlık turizminin pre ve post turları "kültür turizmi" kapsamında.
"Kültür turizmi" sağlık turizmi, güneş-deniz-kum turizmi, kurvaziyer turizmi gibi turizm
türlerinden biri gibi algılansa da aslmda bütün turizm türlerinin içinde barındırdığı bir turistik etkinlik
biçimi. Ve bu nedenle "kültür turizmi" stratejileri yalnız tek tip -kültür tüketen- bir turist tipolojisine
yönelik değil. Esas olarak o coğrafyanm kültürünü tanımaya gelen turistlerin yanmda güneş-denizkum, iş-arkadaş ziyareti, sağlık vb. vesilelerle o coğrafyada bulunan turistler de değişik düzeylerde
"kültür turizmi"nin bir parçası.
"Kültür turizmi" geniş kapsamı ile son yıllarda turizm alanında dünyada turizm pazarında
yaşanan değişimle de paralellik gösteriyor. Yalnız kültürel amaçlarla seyahat eden turistlerin değil,
genel olarak turistik faaliyette bulunanların, yaşayan kültür olarak adlandırılan, yerel halkın
yaşamına, gelenek ve göreneklerine, mutfak kültürlerine ve diğer pek çok unsuru tanımaya yönelik
ilgileri artıyor.
Kültür ile turizm arasında ilişkinin gelişmesi ve "kültür turizmi"nin yükselen bir trend olarak
ortaya çıkması "talep" ve "arz" açısından değerlendirilebilir. Başka kültürlere olan ilginin artması,
eğitim düzeyinin artması sonucu kültürel birikimin artması, gelişmiş bölgelerdeki nüfusun
yaşlanması, postmodern tüketim şekliyle maddiyatçılıktan çok kişisel gelişime vurgu yapılması,
doğrudan tecrübe etme isteği, seyahat imkânlarındaki artış sonucu diğer kültürlere ulaşımın
kolaylaşması gibi faktörler "kültür turizmi"ne talep yaratırken, "kültür turizmi"nin gelişiminin
istihdamı ve geliri artırması, "kültür turizmi"nin yükselen bir pazar ve nitelikli turizm olarak
görülmesi, yeni teknolojilerle turizm ve kültür ile ilgili bilgilere ulaşımın kolaylaşması, yeni ulusların
ve bölgelerin ortaya çıkmasıyla farklı kültürlere ilginin artması, bölgelerin ve ulusların imaj
oluşturma motivasyonu da "arz"ı doğuruyor. Ve talep-arz bağlamında, yüksek gelirli, diğer turizm
türlerine göre daha fazla para harcayan, eğitimli, 50 yaş üstü, bireysel veya küçük gruplar halinde
gezen, seyahat dönemi genellikle Nisan-Eylül arasında olan, tatil için daha fazla zaman harcayan,
genellikle birden fazla turizm bölgesini ziyaret eden kişilerden oluşan "kültür turizmi" tüketicileri
dünya turizm pazarının en gözde müşterileri haline geliyor.
Tarih öncesi yerleşmelerden günümüze pek çok kültürün, Hititler, Urartular, Galatlar,
Likyalılar, Lidyalılar, Iyonyalılar, Helenler, Romalılar, Selçuklular, Osmanlılar ve Modern Türkiye
Cumhuriyeti'nin tarihsel ve kültürel mirasıyla, coğrafyasınm sunduğu doğal zenginlikleriyle dünya
turizm pazarının yükselen trendi, "kültür turizmi"nde dünyadaki pek çok ülkeden daha ciddi bir
potansiyele sahip olan Türkiye, bu potansiyelini değerlendiremiyor, dünya "kültür turizmi"
pazarından beklenen, istenen düzeyde pay alamıyor.
"Güneş-deniz-kum" turizmini esas alan stratejik tercihten turizmde "ürün çeşitliliği" tercihine
doğru bir yönelimin ağırlık kazanmasıyla "kültür turizmi" her geçen gün daha da öne çıkıyor.
Türkiye'nin tarihi ve kültürel birikimini doğal güzellikleriyle bütünleştirerek yıllardır ihmal ettiği;
ancak dünya turizm pazarında yükselen bir "trend" olan "kültür turizmi"nde "fark" yaratacağı,
turizmde gerçek bir başarı kazanacağı düşüncesi yaygınlık kazanıyor. Ve İzmir; doğası, ören yerleri,
müzik ve yemek kültürü, tarihi merkezleri ve birçok farklı kültüre ev sahipliği yapmış olmasıyla,
"kültür turizmi"nde öne çıkan/çıkabilecek kentlerden biri olarak kendini gösteriyor.
3. KÜLTÜR TURİZMİNİN SİVİL KURULUŞLAR İNİSİYATİFİYLE GELİŞTİĞİ ÖNCÜ BİR KENT: İZMİR
zmir Türkiye'de; kültür turizminin sivil kuruluşlar inisiyatifiyle erken dönemde geliştiği öncü
bir kent. Cumhuriyet'in ilk valilerinden Kazım Dirik, eski eserlere merakı dolayısıyla konuyla
ilgili bir cemiyet kurulması için ön ayak olur. "İzmir ve Havalisi Asarı Atika Muhipleri
Cemiyeti" amaçlarını tüzüğünün 1. Maddesi'nde şöyle tanımlar: "İzmir içerisinde ve İzmir bölgesinde
mevcut olan milli övünç kaynağı taşınır ve taşınmaz mimari eserler ile çeşitli kavimlere ait her çeşit
anıtların eserlerin korunmasının yanı sıra halkın bilgilendirilmesine ve yararlanmasına dönük
yayınlar yapmak"5. Ve Cemiyet, ilk iş olarak "İzmir Asarı Atika Müzesi"nin kuruluş çalışmalarına
başlar. Müze'nin kurucu müdürü Arkeolog-Müzeci Ömer Selahattin Kantar ve Vali Kazım Dirik'in
öncülüğünde, istanbul Arkeoloji Müzesi Müdürü Aziz Oğan ile iş birliği içinde izmir'in ilk arkeoloji
müzesi "Asarı Atika Müzesi" adı altında Basmane (Kapılar) semtinde, 1886 yılında inşa edilen
Ayavukla Kilisesi'nde 15 Şubat 1927'de açılır.
İ
Müze'nin ilk rehberi, Aziz Oğan tarafından aynı yıl Türkçe (A, Aziz; İzmir Asarıatika Müzesi
Rehberi 1927) ve Fransızca, (A, Aziz; Guide de Museee de Smyrne 1927) olarak Cemiyet tarafından
yayınlanır. Arkasından Efes (A, Aziz; Efesos Rehberi 1927) ve Bergama (A, Aziz ve Rahmi; Bergama
Tarih ve Rehberi 1929) rehberleri gelir. Cemiyet, 1931'de Felix Sartiaux'un "Küçük Asyada Ölmüş
Şehirler", 1932'de F. Slars, Oikkonomos'un "İzmir Hakkında Tedkikat", H.C. Butler'in "Sart
Harabeleri ve Halikarnas" eserlerini yayınlar. Aynı yıl ilk basımı 1927'de yapılan "İzmir Müzesi
Rehberi"m Türkçe (A, Aziz; İzmir Müzesi Rehberi) ve Fransızca (A, Aziz; Seniha Sami Guide du
Musee de Smyrne) olarak gözden geçirilmiş-genişletilmiş basımıyla yeniden kamuoyunun dikkatine
sunar.
"İzmir ve Havalisi Asarı Atika Muhipleri Cemiyeti"mn çalışmaları ülke çapında büyük yankı
uyandırır; takdir ile karşılanır. 1933'de "Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti"nce. Ankara'da yayınlanan
"Ege Günü" başlıklı çalışmanın turizmi, kültür turizmini ele alan 'Ege'yi Geziniz' başlıklı bölümünde
Şevket Süreyya, Cemiyet'in çalışmalarından övgü ile bahseder6: "Ege medeniyet devirleri hakkında
arkeolojik tetkikat yapmak ve Ege eski eserleri hakkında alaka ve muhabbet uyandırmak işinde
'izmir ve Havalisi Asarı Atika Muhipleri Cemiyeti'nin heyecanlı çalışmalarını
burada
"'İzmir ve Havalisi Asarı Atika Muhipleri Cemiyeti Nizamnamesi
^Süreyya, Şevket; "Eğeyi Geziniz", Ege Günü, Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti Yayınları, Ankara, 1933.
5
p T
SÛ
kaydetmek lazımdır. Bir taraftan Ege'nin eski
eserleri üzerinde tetkikat ve neşriyat yapan
bu cemiyet diğer taraftan Maarif Vekaleti' ne
merbut izmir Müzesi' nin vücut bulmasında
çalışmış ve müessir olmuştur." Ve Cemiyet'iıı
öncülüğünde kurulan İzmir Arkeoloji Müzesi'nin istikbalinin parlak olduğunun altını
çizer6: "Doğuşu ve tarihi pek yeni olan izmir
Arkeoloji Müzesi'nin Ege'de mütemadiyen ve muttariden yapılan araştırmalar
ve her gün bulunan adeta sayısız eserlerle pek yakın bir zamanda Ege'nin medeni kıdemini en iyi aksettiren ve cihan ilim
alemi için mühim bir müracaat yeri olacağı
ve tanınmış bir müessese haline geleceği
EGE'Yİ
şüphesizdir. İzmir Müzesi'ni gezmek isteyenler izmir ve Havalisi Asarı Atika Muhipleri Cemiyeti' nin neşrettiği "İzmir Müzesi
Rehberi" kitabından edinmelidirler. Bu
kitabın hem Fransızca, hem Türkçe nüshaları vardır (Fiyatı 75 Kuruş)."
GEZİNİZ!
Ege'de insaniyet tarihinin bütün kademelerine ait eserler ve yadigârlar gömülüdür.
Olta şark medeniyetinin bir ucu olan
tge, Ege medeniyetinin de beşiğidir.
•
Oreko - Lâtin kültürü ve medeniyeti ise
esaslarını ve temellerini Hge medeniyetinden alır.
"İzmir ve Havalisi Asarı Atika
Muhipleri Cemiyeti" faaliyetlerini büyük
bir heyecanla sürdürür; Salaheddin
Kandemir'in "Trova Harabeleri ve Akalar"
adlı eserini "1934 İzmir Rehberi", "Guide
des Ruines d'Ephese", "Efes Harabeleri
Rehberi", "Bergama Harabeleri Rehberi",
"İzmir Panaroması ve Rehberi", "The
Antiquities of Ephesus", "Les Ruines de Pergame", "Guide to the Ruins of Pergamon" "Guide
Panoramiquie d'Izmir", "Navlohon-Tantalis ve Larisa Şehirleri Harabeleri" "Guide d'Izmir" takip
i¡£MiR v e
HAVALİSİ
iwiiíika Muhipleri Ceiiy eti
NEŞRİYATINDAN
SAYI: 6
Jizmir jVíüzest J(e/jberí
1932
Resimli Ay Hallaast T. L. Zirkelt
İSTANBUL
PUBLICATIONS
D E L'ASSOCIATION D E S
AMIS
D E S ANTIQUITES
D'IZMIR ET S E S
No.
ENVIRONS
Z£ÎJ2>
XXI
GUIDE
D'IZMIR
1934'te "Asarı Atikâ Müzesi"
Kurucu Müdürü Ömer Selahattin
Kantar, Hakkı Gültekin ve Alman
Arkeolog Rudolf Naumarm ile birlikte
1932'de başladığı Smyrna Agorası
kazı çalışmalannm sonuçlarım yayınlayarak yaşayan bir kentin içinde yer
alan en büyük Agoralardan birine
ilişkin ilk bilimsel verileri ortaya
koyar.
1934, uygarlık tarihinin en eski
yerleşmelerinden biri olan, tarih öncesi
dönemlerden başlayarak İon, Roma ve
Bizans uygarlıklarına ev sahipliği
yapan Bergama için de önemli bir
yıldır. 13 Nisan 1934'te ilçeyi ziyaret
eden Mustafa Kemal Atatürk,
g» rıMTilıi hm -t ' Bergama'nın tarihi, kültürel ve doğal
güzelliklerinin tanıtılması için bir
"Kermes" düzenlenmesini önerir.
Bergama Arkeoloji ve Etnografya
Müzeleri Müdürü Osman Bayatlı
öncülüğünde "Kermes" organizasyonunu gerçekleştirmek üzere bir
Komite kurulur. 1937'de ilk "Kermes"i
gerçekleştiren Komite, sonraki yıllarda
"Bergama'yı Sevenler Cemiyeti" olarak kurumsallaşır ve "İzmir ve Havalisi Asarı Atika
Muhipleri Cemiyeti"nin üstlendiği misyonu ilçe düzeyine taşır. Cemiyet faaliyetlerine her
düzeyde katkı sunan Osman Bayatlı, Bergama arkeolojisi, tarihi, sanat tarihi, folkloru, müziği
ve tıp tarihi alanlarında araştırmalar yapar; kitaplar yayınlar: 1935'de "Bergama'da
Asklepion"u, 1937'de "Bergama Broşürü" 1938'de "Şifalı Otlar ve Lokman Hekim" takip eder;
aynı yıl "Bergama'da Asklepion"un yeni baskısı yayınlanır.
lmp. Universum E. Ç. — Beyoğlu Tekke C a d d e s i 585
Cumhuriyetin 15. Yılında, 1938'de İzmir, turizmi, kültür turizmini geliştirmeye yönelik
sivil çabaların -"İzmir ve Havalisi Asarı Atika Muhipleri Cemiyeti" ve Osman Bayatlı gibi öncü
kanaat önderlerince gerçekleştirilen çalışmaların - kamu düzeyinde de sahiplenildiği,
desteklendiği bir kent olarak ayrıcalıklı bir konuma sahiptir. "Cumhuriyetin 15. Yılı ve İzmir
Enternasyonal Fuarı Münasebetiyle" İzmir Valiliği'nin yayınladığı "Cumhuriyetin 15. Yılında
İzmir" kitabının ilk yazısı "İzmir Vilayeti'nin Turizm ve Arkeoloji Bakımından
Ehemmiyeti"dir. Vilayet İstatistik Müdürü Kazım Demi, 29 Haziran 1938 tarihini not düştüğü,
İzmir turizmine yönelik gözlem ve görüşlerini aktardığı yazısında Efes ve Bergama'nın
turizmde öne çıktığını belirtir ve bunun nedenini şöyle tespit eder7: "Ecnebi seyyahların
gezmek için en fazla tehalük gösterdikleri yerler, Bergama ile Efesos'tur. Bundan yukarda
saydığımız diğer şehirlerin vaktiile bunlardan daha az mamur olduğu fikrine zahip
7*
Izmir Valiliği; "Cumhuriyetin 15. Yılında izmir", Nefaset Matbaası, 1938.
8
olmamalıdır. Bu rağbetin başlıca sebebi diğer harabelerden kalan enkaza nisbetle bu iki şehirde
zaman zaman yapılan birçok araştırmalar sayesinde meydanda daha mebzul eserlerin bulunmasıdır."
Arkasından, İzmir kent merkezindeki turistik cazibe merkezlerini sıralar: "İzmir'de turistlerin
alakalarını celbedecek eserler az değildir. Birinci derecede izmir Müzesi'dir. Burada oldukça mebzul
ve kıymetli parçalar vardır. Namazgah semtinde hala devam etmekte olan geniş hafriyat yerini dikkat
ve alaka ile gezmek lazımdır. Burası Romen devrine ait iki katlı bir (Agora-Pazar mahalli) idi. Bu
ziyareti müteakip seyyahlar efsanevi (Pagos) dağının cazibesi altında kendilerini Kadife kalesi
dediğimiz Elenistik ikinci İzmir'in mevkiinde bulurlar. Bunlardan başka en eski İzmir'in kurulduğu
Bayraklı tepesindeki yeri, Bahribaba Parkı'ndaki mozaikleri, Halkapınar'daki eski (Artemis)
hamamlarını, Kızılçullu'daki (Akeduk: su kemerleri)ni ve çok nefis Türk asarından Hisar, Şadırvan,
Başturak, Kemeraltı camilerini. Eski hanları ve sebilleri alaka ile görmeden geçmemelidir." Ve
Kazım Demi turizmin gelişmesi için yalnızca turistik cazibe merkezlerine sahip olmanın yeterli
olmadığının altını çizer^: "Zamanımızın seyyahları hatta antikite meraklıları eskileri kadar skolastik
değildir. Gezdikleri memleketlerin yalnız eski harabelerini, tarihi eserlerini görmekle kendilerini
seyahat zevklerinin tatmin edilmiş olduğunu farzetmezler. Bugünkü seyyahlar ayni zamanda
muntazam yollar, neşeli plajlar, ruh okşayıcı parklar, konforlu oteller, gazinolar da görmek isterler,
daha doğrusu bunlara kat'i ihtiyaç duyarlar."
1940'lı yıllara girilirken İzmir, turizmin, kültür
turizminin geliştirilmesine yönelik iradenin kent
düzeyinde ortaya konduğu ve temel stratejilerin ana
hatlarıyla belirmeye başladığı bir kenttir. 1939'da
İzmir'de yayınlanan Türkçe-Fransızca Türkiye Almanağı'nın İzmir bölümünde "İzmir'in tarihî eserlerive
müzelerine, ayrıntılı, özel bir bölüm ayrılması^ yalnız
kamunun, "izmir ve Havalisi Asarı Atika Muhipleri
Cemiyeti" gibi sivil oluşumların ve Osman Bayatlı gibi
öncü kanaat önderlerinin değil kent kamuoyunun turizme,
"tarihî eserler ve müzeler" bağlamında kültür turizmine
verdiği önemi göstermesi bakımından dikkat çekicidir.
1940'lı yıllarda İzmir, Ege ve hatta memleket
turizminin gelişmesine öncülük eden isim Suad Yurdkoru
olur. VII. Dönem Afyonkarahisar Milletvekilliği, İzmir
Belediye Reis Muavinliği görevlerinde bulunan
Yurdkoru'nun kafasında turizmin geliştirilmesine yönelik
fikirler 1933'te bir Türk sporcu kafilesi ile idareci olarak
gittiği Rusya seyahatinde filizlenir. Moskova'da gördüğü,
başta "Kültürpark" olmak üzere, turistik mekanlardan çok
etkilenir ve bir yıl sonra atanacağı Belediye Reis Muavinliği sırasmda İzmir Belediye Başkanı Behçet
Uz'a sunacağı İzmir Kültürpark fikri şekillenmeye başlar. 1936'da Kültürpark'ın açılışı ile turizmin
geliştirilmesine yönelik projelerinden ilkini hayata geçiren Yurdkoru, faaliyetlerini programlı ve
istikrarlı bir şekilde sürdürür; 1941'de "İzmir Şehir Rehberi"m yayınlar. Arkasından İzmir'de ve
Ege'de turizmi geliştirmek üzere faaliyetler yürütecek bir cemiyet kurmak üzere kolları sıvar.
1-
10
izmir Valiliği; "Cumhuriyetin 15. Yılında izmir", Nefaset Matbaası,1938.
^Muharrir, Kami Oral & Muharrir, Hulusi Günay, & Doktor, Şevki Uğur; "Türkçe Fransızca Türkiye Almanağı, 1939",
Sahabettin Kıral Matbaası: İzmir, 1939.
Aynı dönemde Osman Bayatlı da Bergama'da çalışmalarım büyük bir şevkle sürdürür; arka
arkaya kitaplar yayınlar -."Bergama' da Fikir Adamları" (1941), "Bergama'da Efsaneler ve Adetler"
(1941), "Milli Oyunlar" (1942), "Şifalı Hayvanlar" (1943), "Bergama'da Yakın Tarihten Olaylar"
(1943), "Zeybek Oyunları" (1943); Akademik, entelektüel çalışmalarının yanı sıra Bergama'yı
Sevenler Cemiyeti'nin faaliyetlerinde de yer alır.
BERGAMAYI
SEVENLER
CEMİYETİ
OSMAN B A Y A T L I
YENİYOL
MATBAASI
İZ M İH | 1958
Suad Yurdkoru, 3 yıl süren yoğun çabalarla Cemiyet kuruluşu için 34'ü milletvekili (Aralarında
daha sonra başbakanlık yapacak Adnan Menderes'in de olduğu ağırlıklı olarak Ege Bölgesi vekilleri),
bürokrat, sanayici, tüccar, gazeteci ve iş adamlarından oluşan, Şevket Bilgin, Sırrı Sanlı, Selahattin
Sanver, Halim Alanyalı, Nazmi Topçuoğlu, Tayyar Çullu, Esat Çınar gibi etkili isimlerin olduğu 74
kurucu üyeyi bir araya getirir. Kendisi Cemiyet'in ikinci başkanlığını üstlenirken Doktor Behçet Uz'u
başkanlığa ikna eder. 20 Kasım 1944'de kurulan "Ege Turizm Cemiyeti" 1927-1934 döneminde
İzmir'de turizmin gelişmesine öncülük eden "İzmir ve Havalisi Asarı Atika Muhipleri Cemiyeti"mn
üstlendiği misyonu devralır. Cemiyet, Nizamnamesi'nde amaçlarını şöyle tarif eder:9 "Turizm
bakımından istisnai değerlerin bir arada toplanmış olduğu Ege'de turistik servetleri - ilgili
makamların resmi, yarı resmi ve hususi teşekküllerin ve yutdaşların yardımları ile turizm icaplarına
göre değerlendirmeğe ve turizmi kati bir inkişafa götürerek yurdun diğer kısımlarına da yayılmasına
ve böylelikle yurtta iç ve dış turizm hareketlerinin çoğalmasına çalışacak, turizm mevzuna giren
bütün meselelerle meşgul olacaktır". Ege Turizm Cemiyeti, Nizamnamesi doğrultusunda faaliyete
başlarken; Milli Şef İsmet İnönü'ye yazdıkları uzunca bir mektupla Türkçe'ye çevirileri yapılarak
yayınlanan klasiklerin yeni düzenlemiş bulundukları Antik Tiyatro'da oynanması önerisiyle gündeme
gelen, "Bergama'yı Sevenler Cemiyeti" de çalışmalarını büyük bir şevkle sürdürür. Cemiyet
faaliyetlerine de katılan Osman Bayatlı, 1944-45'de "Bergama'da Köyler" başlığı altmda Eğrigöl,
Dört Çepni, Tırmanlar, Bölcek, Pınarköy, Narlıca, Tepeköy, Yalnız ev köylerine ilişkin çalışmalarım
yayınlar. "Ege Turizm Cemiyeti" de 1946'da Rahmi Balaban'ın "İzmir Agorasında Eski Tapınaklar"
adlı eseri ile turizm yayıncılığına adım atar. Aynı yıl 1946'da Bakanlar Kurulu kararıyla Ege
Turizm Cemiyeti, kamu yararına çalışan ilk turizm derneği, "Bergama'yı Sevenler Cemiyeti" de kamu
yararına çalışan ilk "yerel dernek" olarak tescil edilir.
1948'de Ege Turizm Cemiyeti'nin 2 numaralı kitabı olarak yayınlanan "Bunun Sırasımı?" adlı
eseriyle Suad Yurdkoru, kendisinin ve Cemiyet'inin memleketin turizm meselelerine ilişkin görüş ve
önerilerini kamuoyu ile paylaşır. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakanlar, Milletvekilleri, Genelkurmay
Başkanı, Genel Müdürlükler, gazeteler ve mecmualar, matbuat mensupları, Cumhuriyet Halk Partisi
teşkilatı, Demokrat Parti teşkilatı, valiler, belediye reisleri, ticaret ve sanayi odaları, iktisat, turizm ve
güzelleştirme kurumları, üniversiteler ve yüksek okullar, liseler, seyyah acentaları, nakliyat şirketleri,
vapur acentaları, otel, gazino ve kaplıca idareleri, sinema ve tiyatro idareleri, müzeler ve kütüphaneler
başta olmak üzere konu ile ilgili kişi, kurum ve kuruluşlara gönderdiği kitabına bir de mektup ekleyerek
turizm ile ilgili düşünenlerin fikirlerini de fikirlerine katmak istediklerinin altım çizer10: "Turizm davası
üzerinde her şeyden evvel memlekette bir anlayış zihniyeti yaratılmasına çalışılmasını istediğimiz
için, sizin gibi değerli zatlardan toplayacağımız mütalaaları da -eğer varsa- karşı düşüncelerinizle
birlikte, münasip fırsatlar bularak yaymağa gayret edeceğiz."
Ege Turizm Cemiyeti, memleketin turizm vizyonunu oluşturmak üzere bir tartışma-konuşma
platformu yaratmaya çalışırken turizmin hukuksal ve idari altyapısının oluşturulmasına yönelik de
faaliyetlerde bulunur. Cemiyet'in 16 Eylül 1948 günü İzmir'de yapılan Senelik Umumi Kongresi'ne
İzmir'de bulunan ve Cemiyet'in kurucuları arasında yer alan milletvekilleri de katılır. Kongre'de
Cemiyet Reisi, Denizli Milletvekili Dr. Behçet Uz hazırladıkları Turizm Endüstrisini Teşvik Kanun
Taslağı'nın Ege milletvekillerinin teşebbüsü ile bir kanun teklifi haline getirilmesini önerir. Bir hafta
sonra 24 Eylül 1948'de Basm Yaym Umum Müdürlüğü'ne bağlı bulunan Turizm Dairesi'nin bir
genel müdürlük haline getirilmesi için hazırlıklara başlandığına dair gazetelerde çıkan haberler
üzerine Suad Yurdkoru 27 Eylül 1948'de kaleme aldığı yazıda10 "turizm işlerini çevirmek için
Q
Ege Turizm Cemiyeti Nizamnamesi; izmir, 1944.
Yurtkoru, Suat; "Bunun Sırası mı? Başbakan'a Açık Mektup Bir Milletvekili Arıyorum!",
Ege Turizm Cemiyeti Yayınları 2, İzmir, 1948.
10
kurulacak esaslı bir merkezi teşkilat"a ihtiyaç olduğunu ancak "bir memlekete seyyah getirilmesine
çalışmak işinin resmi organlardan ziyade - istanbul'daki Turing Klüp, izmir'deki Ege Turizm
Cemiyeti gibi- hususi teşekküllerin, cemiyetlerin ve seyyah acentelerinin mesai sahasına girdiğinin,
resmi teşkilatın bu bahiste hususi teşekküllere yardımcı ve aydınlatıcı rol oynayacağının" altını çizer.
Ve "turizmin topyekûn bir milli propaganda ile yürütülmesi zaruretinin unutulmaması" gerektiğini
belirtir.
ARCHAEOLOGICAL MAP OF
am: ARCtitOLOGiQUE DE
WESTERN ANATOLIA
RÜSTtM DUfUflAN
11 Ağustos 1949'da İzmir'de Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye Ege Turizm Cemiyeti'nin
çalışmaları hakkında bilgi veren, turizmin gelişmesine yönelik görüş ve önerilerini paylaşan Suat
Yurdkoru ve Cemiyet'i, "topyekûn milli propaganda"nın bir parçası olarak inançlı ve kararlı
çalışmalarım 1950'li yılların ilk yarısı boyunca da sürdürür. Turizmin "milli bir mesele" olarak ele
alınıp geliştirilmesine yönelik politikalar üretip kamuoyuyla, kamu kurum ve kuruluşlarıyla paylaşan
Ege Turizm Cemiyeti, turizm mevzuatınm oluşturulmasına yönelik çalışmalarını da sürdürür. Bir
yandan da turizm yayıncılığı yapar: 1951'de "Efes mi Kudüs mü?" ve "Selçuk ve Efes Planı", 1952'de
Rüstem Duyuran'ın "Batı Anadolu Arkeoloji Haritası" (Türkçe, İngilizce ve Fransızca) ve Felix
Sartiaux'un "Eski Foça", 1953'de Suad Yurdkoru'nun "Meryem Ana", 1954'te Rüstem Duyuran'ın
"Tarihte Batı Anadolu" kitaplarını yayınlar. Aynı yıl Türkiye'de ilk turizm bürosunun kurulmasına
öncülük eder. Aynı dönemde Bergama'yı Sevenler Cemiyeti de oldukça faaldir. Çalışmalarını
Cemiyet çatısı altında da yürüten Osman Bayatlı, "Bergama Tarihinde İlkçağ" (1949), "Bergama
Tarihinde Krallık Devri" (1950), "Bergama Tarihinde Sanat Eserleri ve Abideler" (1951), "Bergama
Tarihinde Sikkeler" (1953) çalışmalarını yayınlar.
BERGAMA TARİHİNDE
SANAT
ESERLERİ
VE
Osman BAYATLI
I,-,:
14
•
ÂBİDELER
Ege Turizm Cemiyeti, 1954 yılından sonra, 1944-54 dönemi performansı ile karşılaştırıldığında, bir durgunluk dönemine girer. Bu durgunluk yayın faaliyetlerinin durmasıyla
kendisini gösterir; 7 yıl boyunca hiç yayın yapılmaz. Bergama'yı Sevenler Cemiyeti de benzer bir
süreç yaşar; 1956'da "Bergama Tarihinde Türk İslam Eserleri", 1957'de "Bergama'da Yakın
Tarih Olayları 19. -20. Yüzyıl", "Bergama Karaosmanoğlularından Mehmet Ağa Vakfı", "Bergama
Tarihinde Akropol", "Bergama'da Alevi Gelini ve İnançları" kitaplarını yayınlayan Osman
Bayatlı'nın akademik çalışmaları Cemiyet faaliyetlerinin önüne geçer, 1957'de emekliye
ayrıldıktan sonra da Bergama Müzesi Müdürlüğü'ne devam eden Bayatlı'nın 1958'de vefatından
sonra özellikle akademik çalışma, yaym alanında Cemiyet faaliyetleri durma noktasına gelir. Ege
Turizm Cemiyeti 1961'de Suad Yurdkoru'nun "Büyük İskender'in Anadolu Savaşları" kitabıyla 7
yıl sonra yeniden yayıncılığa başlar; ancak bu kitabın arkası gelmez.
"İzmir ve Havalisi Asarı Atika Muhipleri Cemiyeti", "Ege Turizm Cemiyeti", "Bergama'yı
Sevenler Cemiyeti" gibi sivil oluşumların başarılı çalışmalarının da katkısıyla erken bir dönemde
kültür turizmine sağlam bir adım atan İzmir, 1960'lı yıllara 1927-1954 döneminde biriktirdiği
tarihsel tecrübeyi sahip olduğu kültürel ve doğal zenginliklerle birleştirip kültür turizminde
dünyanm önde gelen kentlerinden biri olmak vizyonu ile girebilecekken başka bir tercihte bulunur:
"Deniz-Kum-Güneş Turizmi"
"Deniz-Kum-Güneş Turizmi" tercihi, yalnız İzmir'in değil Türkiye'nin de içinde bulunduğu
Akdeniz turizm pazarına dâhil olan ülkelerin, kentlerin tercihidir. 1950'lerde turizmi önemli bir
ekonomik kalkınma aracı olarak görmeye başlayan Akdeniz ülkeleri, kendilerini "yaz turizmi"
ülkesi olarak konumlandırarak dünya turizm pazanna "deniz-kum-güneş" teması ile girerler ve
1960-1980 döneminde bir turizm patlaması yaşarlar. 1960'da 6 milyon turistin ziyaret ettiği
İspanya'ya 1970'te 24 milyon turist gelir; 1972'de bu rakam 32 milyona ulaşır. Bütün Akdeniz
ülkeleri gibi Türkiye'yi de etkisi altına alan "deniz-kum-güneş turizmi" 1960'larda bir eğilim olarak
ortaya çıkar. Doç. Dr. Hasan Olalı'mn İzmir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Turizm Enstitüsü
Yayınları'ndan 1968'de çıkan "Ege Bölgesi Turizmi ve Turizmin Mevsimsel Karakteri" başlıklı
çalışmasında yer alan 1965 Yılı verilerine göre11 Türkiye'ye gelen yabancı turistlerin % 45.2'sinin
yaz, %25,2'sinin sonbahar, %21.7'sinin İlkbahar ve yalnız %7.9'unun ise kış aylarını tercih
etmeleri 1960'ların ikinci yarışma girilirken Türkiye'de "deniz-kum-güneş turizmi"ne eğilimin
başladığının göstergesi olarak okunabilir. 1970'lerde bu eğilim güçlenir ve 1980'de çıkartılan
"Çerçeve Kararı" kapsamında 1982'de yürürlüğe giren 2634 sayılı "Turizm Teşvik Kanunu" ile
"deniz-kum-güneş turizmi"nin bir sektör olarak gelişmesinin altyapısı hazırlanır. Yasa ve Yasa'ya
dayanılarak çıkarılan "Kamu Arazilerinin Turizm Yatırımlarına Tahsisi Yönetmeliği" çerçevesinde
1983 yılında başlatılan uygulama sonucunda 20 milyon metrekarelik kamu arazisi "deniz-kumgüneş turizmi"no, tahsis edilir. 1985'de turizm sektörünün "Kalkınmada Özel Önem Taşıyan Sektör"
kapsamına alınması ile "deniz-kum-güneş turizmi"ne tahsis edilen kamu arazilerine turistik tesisler
inşa edilmesinin koşulları yaratılır. 1986 yılının ikinci yarısından itibaren, özellikle hibe türü
teşviklerle yatırımlar hızla artar: 1984'de 68.266 olan işletme belgeli yatak sayısı, 1992'de
219.940'a yükselir.
1980'li yılların ilk yarısında Türkiye, "deniz-kum-güneş turizmi"m teşvik eden turizm
politikalarını benimserken izinden gittiği Avrupa ve Akdeniz ülkeleri ise turizm politikalarım
değiştirmeye başlarlar. 1980'li yılların başmda Avrupa Komisyonu'nun Avrupa Birliği'nin kültürel
kimliğini ve kültürel mirasım ortaya çıkarmak için yaptığı çalışmalar sırasında "Kültür Turizmi" bir
kavram olarak ortaya atılır ve uluslararası turizm pazarında yeni bir turistik ürün olarak ortaya
çıkan "Kültür Turizmi","güneş-deniz-kum" pazarına yönelik tatil turizminin doyuma ulaşması,
11
Olalı, Hasan; "Ege Bölgesi Turizmi ve Turizmin Mevsimsel Karakteri", İzmir İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Turizm
Enstitüsü Yayınlan, Ege Üniversitesi Matbaası: İzmir, 1968.
çevre ve ekolojik denge konusunda yapılan tartışmalar, doğal güzellikler ve kaynaklardan
yoksunluk ve bireylerin tarihi değerler hakkında bilinçlenmeye başlamış olması gibi nedenlerle
giderek yükselen bir trend haline gelir. Bu yeni trendle birlikte "deniz-kum-güneş turizmi" eksenli
bir turistik konumlanmaya sahip olan Akdeniz ülkelerinin kıyılarına çok turist çeken, kalabalık,
aşırı kapasite kullanımı nedeniyle çevrenin tahrip edildiği ve hizmet kalitesinin düştüğü
destinasyonlar olarak algılanmasına neden olur. Bu olumsuz algıyı değiştirmek isteyen ülkelerden
İspanya, 1980'lerin ikinci yarısından itibaren turizm stratejisini değiştirir; ürün yelpazesini
genişletmeye başlar. Flamenko, boğa güreşleri, giyim tarzı gibi İspanya'ya has özellikleri
kullanarak ülke kimliği yaratmaya çalışır. Yarattığı ülke ve marka kimliğiyle, hedef kitleye
kendilerinde bulunmayan farklı olanı yaşama vaadi sunan, kültür, şehir, kongre, golf turizmi gibi
diğer türleri de öne çıkartan yeni bir yönelime girer. Dünya'nın en çok turist çeken ülkesi
Fransa'nın en çok turist çektiği aylar Akdeniz ülkesi olması dolayısıyla doğal olarak TemmuzAğustos-Eylül'dür. Ancak Fransa, tarihi yerlerin, doğal güzelliklerin ve kültürel aktivitelerin fazla
olmasıyla 12 ay boyunca turizmi canlı tutmayı başarır. "Kültür turizmi" yalnız Akdeniz'de
yükselen bir trend değildir. Glasgow, 1980'lerin başında kültürü bir cazibe alam olarak kullanarak
imaj değişimi kampanyasına girişir. Şehir 1990'da Avrupa Kültür Başkenti seçilerek Burrell
Koleksiyonu, Glasgow Sanat Müzesi gibi birçok yeni kültürel tesis açar. İçine girdiği yeni
yönelimle imajı köklü bir biçimde değişen şehre gelen turist sayısı %150 artar.
Örnek aldığı, izinden gittiği Avrupa, Akdeniz ülkeleri "deniz-kum-güneş turizmi"nden
uzaklaşıp başta "kültür turizmi" olmak üzere ürün yelpazesini genişletirken Türkiye "deniz-kumgüneş turizmi"ni teşvik eder. "Kültür Turizminin duayen isimlerinden Faruk Pekin, "1990'a kadar
turizmde en büyük girdiyi sağlayan "kültür turizmi" için devlet bu alana, müzelerimize, ören
yerlerimize, arkeolojik kazılara, doğal, tarihsel ve kültürel varlıklarımıza, kültürel etkinliklere,
kültür turizmi tanıtımına, kültür turizmini öne çıkaran seyahat acentelerine, genelde kültüre ne
kadar yatırım yapmıştır? Bu yatırım ile Güneş-Deniz-Kum turizmi yatırımları karşılaştırılırsa nasıl
bir sonuç ortaya çıkar?" diye soruyor ve Türkiye'de 1980'den itibaren izlenen turizm
politikalarının yanlışlığına dikkat çekiyor12: "35 yıl önce esas olarak kültür turizmi vardı.
Türkiye'nin turizmden net kazancı oransal olarak daha iyiydi. Kıyılarımız bomboştu. Betonlaşma
yoktu. Kıyılara göç yoktu. Ardından yanlış bir turizm yaklaşımı ile tüm ekonomik, toplumsal,
kültürel dengeler değişti. Endüstrimizi yanlış bir turizm yaklaşımı ile orta-alt sınıftan yabancıların
züğürt taleplerine endeksleyince Türkiye turizmini kazanç
sağlamayan, daha çok yıpratıp aşındırtan bir sömürü
eksenine indirgedik."
ŞEHİR
Kent Kültürü Dergisi • Sayı 18 • Ağustos 1988 • 4000 TL
# H o m e r o s u d o ğ u r a n kenl:
İZMİR
• Samim Kocagöz'le söyleşi
• Salah Birselin şamdanı
K a r ş ı y a k a ' y ı aydınlatıyor
• M a r e ş a l Moltke'in
İzmir s e y a h a t n a m e s i
HALİKARNAS BALIKÇISI
1980'lerde İzmir turizminde de "deniz-kum-güneş
turizminin Pekin'in işaret ettiği negatif etkileri görülmeye
başlar. Erken bir dönemde (1925-1955) sivil oluşumların
inisiyatifiyle "kültür turizminde öncü bir rol üstlenen İzmir,
bu kulvardan ve kent kültüründen giderek uzaklaşır. Bunda
"deniz-kum-güneş turizmi" rüzgârının yanı sıra kültür
kurumlarının, yerel yönetimlerin, sivil toplum kuruluşlarının
kent kültürüne yönelik etkili çalışmalar yapmamaları da etkili
olur. Ağustos 1988'de Kent Kültürü Dergisi "Şehir"in kent
kültürünü belgelendirme amacına dönük ilk dosyasını İzmir'e
ayırmasının, "İzmir Özel Sayısı" çıkarmasının gerekçeleri
1980'lerin sonunda İzmir kent kültürünün fotoğrafını
12Pekin, Faruk;" Çözüm: Kültür Turizmi-Turizm ve Kültür Politikaları", •iletişim Yayınları: istanbul: 2011.
vermesi bakımından dikkat çekicidir13: "Niçin İzmir'e öncelik tanındı?.. Yanıtı basit ve acıklı!.,
izmir, tıpkı "istanbul" gibi çarpık kentleşmenin ve bunun doğal sonucu olan azgınlaşmış kent
kültürü erozyonunun sillesini acı biçimde yemiş bir kent. Ancak İstanbul gibi şanslı değil...
Çünkü Çelik Gülersoy'u ve Turing'i yok. Gerek yayın yoluyla kent belgeseli yaratılması
{örneğin istanbul Kitaplığı gibi) ve gerekse kurtarma operasyonlarıyla tarihi çevrenin güncel
gereksinmelere sunulması, İzmir'de hiç akla gelmeyen konular. Oysa İzmir önemli... Fransız
destekli Anadolu'yu Araştırma Enstitüsü, Kudüs Üniversitesi ve Yunanistan'da yeni patlak
veren "İzmirsever ve Egesever" bir akımın uzantısı kuruluşlar, harıl harıl İzmir'in kaybolan
geçmişini araştırıyor. "5000 yıllık tarihi boyunca çeşitli uygarlıklara beşik olmuş ve son
yüzyılda Kurtuluş Savaşı'nm "düğüm kenti" özelliğini trajik biçimde yaşamış olan izmir, hâlâ
eski sandıkların dibinde ve yaşları 70'lere dayanmış gün görmüşlerin anılarında yazılmamışkent kültürünü gizliyor. ŞEHİR bu amaçla izmir'i ön plana çıkardı. "
Yaşar Aksoy, Samim Kocagöz, Attillâ İlhan, Salah Birsel, Halikarnas Balıkçısı, Ersin
Kalkan, Nazlı Eray, Refet Erim, Dr. Burhan Özfatura, Dr. Nejat Eczacıbaşı, Levent
Gedizlioğlu, Özdemir Hazar gibi yetkin imzaların İzmir kent kültürüne ilişkin yazılarına yer
veren "Şehir" Victor Hugo'nun "İzmir Şiiri"ni ilk kez yayınlar ve sekiz sayfalık "Albüm de
Smyrna" fotoğraf albümünü de okurlarla buluşturur. "Şehir"in "Özel Sayısı" İzmir'in üzerindeki
ölü toprağını üzerinden atmasına vesile olmaz ve kent 1980'lerde girdiği iklimi 1990'ların ilk
yarısı boyunca da yaşar. 1990'ların ikinci yarısında dünyada yaşanan ekonomik, sosyal ve
teknolojik değişimlerle birlikte turizm olgusu farklı boyutlar kazanmaya başlar. Bu
değişiklikler uluslararası seyahatleri gerek nitelik ve gerekse nicelik yönünden etkiler. 19601980 döneminde yaygınlaşan, standart kitlesel, ana motivasyonu deniz-kum-güneş olan
geleneksel turizm, yerini daha çok kültür ve doğa eğilimli turizm çeşitlerine bırakmaya
başlar.Yapılan bir araştırmaya göre, "Gezinin planlanması sırasında en önemli etken nedir?"
sorusuna verilen yanıtlarda 1980'li yıllarda kültür % 48 oranında önemliyken bu rakam 1990'lı
yıllarda % 88'lere ulaşır. Bu eğilim Türkiye'ye ve
İzmir'e de yansır. İzmir, tarihsel ve kültürel birikimiyle
turistik ilginin odağı olmaya başlar. Mehmet Yaşin
Haziran 1996'da yayınlanan Atlas Dergisi "İzmir'96",
İzmir Özel Sayısı'nda İzmir için niçin bir özel sayı
hazırladıklarını şöyle açıklar14: "İzmir, Atlas'ın tek
sayısını sadece kendisine ayırtacak kadar özel bir kent.
Hatta, tek bir derginin tüm sayfalarına bile sığmadı."
Ancak İzmir, 1990'ların ikinci yarısında da tarihsel ve
kültürel birikimini turistik ürünler olarak sunmak
doğrultusunda stratejik bir tercihte bulunmaz.
1999 Yerel Seçimleri İzmir için, kent kültürü ve
kültür turizmi için bir dönüm noktası olur. Ahmet
Piriştina'nın başkanlığı ile birlikte kent kültürü ve
kültür turizmi kentin gündemine tam anlamıyla girer.
Bunda Piriştina'nın kent vizyonunun yanı sıra 2000'li
yıllara girilirken "kültür turizmi"nin uluslararası turizm
pazarının gözde sektörlerinden biri haline gelmesinin
de etkisi vardır.
13
"Niçin İzmir Özel Sayısı?", Şehir, Kent Kültürü Dergisi, S. 18, Cem Ofset: İzmir, 1988.
^Yaşin, Mehmet; "Atlas'ın İzmir Seferleri", Atlas Özel Sayısı, Hürriyet Ofset: İstanbul, Haziran 1996.
Piriştina'nın başkanlığında 1999-2004 döneminde "kültür turizmi" mn altyapısını oluşturmaya
yönelik ciddi çalışmalar gerçekleştirilir. 2004 Yerel Seçimleri'ne "Değişim Sürecek" sloganıyla
giren Piriştina, seçimleri kazanır; ancak hedeflerini gerçekleştirmeye ömrü vefa etmez. Haziran
2004'te Piriştina'nın vefatından sonra kent kültürünü ve "kültür turizmi"ni geliştirmeye yönelik bir
motivasyon kaybı yaşanır.
2000'li yılların ikinci yarısı boyunca da dünya genelinde gerçekleştirilen turizm turlarında
kültür turizminin payı sistematik olarak artar. Varış noktası seçimi yapılırken özel sanatsal, kültürel
olaylar ile tarihi miras daha önemli hale gelir. "Kültür turizmi"mn gelişmesi ulusal ve bölgesel
düzeydeki yönetsel yapıya da yansır; kültür ve turizm aym yönetsel yapı altında, örneğin bakanlık
düzeyinde örgütlenmeye başlar.
2010 yılına girerken "kültür turizmi" Türkiye ve İzmir'de turizmin çeşitlendirilmesi ve
sürdürülebilir şekilde geliştirilmesi bağlamında önem kazanır. İzmir Kalkınma Ajansı'nın 20102013 İzmir Bölge Planı'nda öncelikli kalkınma hedefleri arasında yer alır, İzmir Kentsel Stratejik
Pazarlama Planı'nda İzmir'in kentsel marka algısında öne çıkarılır.15
2010 yılı turizm istatistikleri Türkiye'nin -ve İzmir'in- "kültür turizmi" yönelişinin ne
kadar doğru olduğunu ortaya koyar . Türkiye'deki müze ve ören yerlerini ziyaret edenlerin sayısı
2002 yılında 7 milyon 422 bin 208 iken, 2010 yılında 3,5 kat artarak 25 milyon 854 bin 341'e
ulaşır. 2002 yılında müze ve ören yerlerinden elde edilen gelir, 2010 yılında 6,5 kat artarak 26
milyon liradan 171 milyona yükselir. Ve 2002 yılında 93 olan özel müze sayısı 2010 yılında 141'e
çıkar.
"Deniz-kum-güneş turizmi"ni esas alan stratejiden ürün çeşitliliği eksenli stratejilere geçiş
eğilimi güçlenir. Bu doğrultuda daha çok sektörün içinde ve akademik düzlemde yaşanan
tartışmalar kamuoyunun gündemine yansımaya başlar. 23 Mayıs 2011'de Habertürk Gazetesi'nde
yayınlanan "Deniz, kum ve güneş turizmi bitti!" başlıklı haberde Muğla Üniversitesi Arkeoloji
Bölüm Başkanı Prof. Dr. Adnan Diler'in dünyada deniz, kum ve güneş turizminin artık bittiğine ve
"kültür turizmi"nin öne çıktığına dair görüşlerine yer verilir16: "Deniz, kum ve güneş 50 yıl önce
popüler bir turizm yaklaşımıydı. Bugün artık bu yaklaşım popülerliğini yitirdi. Özellikle zengin
turistler dünyanın farklı yerlerini keşfettiler. Artık, turistler hiç
gitmedikleri yerlere gitmek ve otantik olan yerleri keşfetmek
istiyorlar. Her şey dahil mantığı ile turizm anlayışı artık bitti.
Turizmde kaliteli, kültür ve gelir seviyesi yüksek turist isteniyorsa
mutlaka kültürel turizm çalışmaları artırılmalı."
FARUK PEKİN
Çözüm:
Kültür Turizmi
Haziran 2011'de "kültür turizmi"nin duayenlerinden Faruk
Pekin, "Çözüm: Kültür Turizmi" başlıklı kitabmda "kültür turizmi"
alanındaki üstünlüğünün altını çizdiği Türkiye'nin ancak "kültür
turizmi" ile turizm alanında farklı bir çerçeve yaratabileceğini,
turizmde çözümün neden kültür turizminde olduğunu uygulamadan
örnekler vererek ortaya koyar17:
"Türkiye'de doğal, tarihsel, kültürel mirası, kültür
politikalarını dikkate almayan, bunları vizyon ve misyonunun odak
noktasına oturtmayan her turizm anlayışı, uzun vadede çökmeye
15
İzmir Kalkınma Ajansı; "İzmir Bölge Planı 2010-2013", Arkadaş Matbaası: İzmir, Ekim 2010.
Deniz, kum ve güneş turizmi bitti!; Habertürk, 23 Mayıs 2011.
17
Pekin, Faruk; " Çözüm: Kültür Turizmi-Turizm ve Kültür Politikaları", İletişim Yayınlan: İstanbul: 2011.
16
mahkûmdur. Böylesi bir turizm anlayışı geriye ancak artık geri dönüşü olmayan bir doğal,
ekonomik, toplumsal ve kültürel enkaz bırakır.
Dünya çok büyük ekonomik, siyasal, toplumsal değişimler yaşıyor. Dinlenme ve gezme
potansiyeline sahip olanlar içinde kültüre, çevreye saygılı, düşünceli tüketici, "yeşil seyahat"
yanlısı gezgin sayısı hızla artıyor. Turizm ve seyahat sözlüğüne katkılar oluyor. Bu nedenle eskimiş
turizm kalıplarını bırakıp geleceğin turizmini ya da turizmin geleceğini görmek gerekiyor.
Seçeneklerin bollaştığı, bilginin dijitalleştiği, gezilerin insanların parmak ucunda olduğu,
küreselleşen bir dünyada kültür turizmi geçmişe oranla çok daha önem kazanmış durumdadır.
Kültür turizmi, kültür sanayileri, yaratıcı sanayiler ile turizm ve seyahat arasında entegrasyon
sağlayan tek yoldur. Türkiye turizminde kârlı (profitable), sürdürülebilir (sustainable) ve sorumlu
(responsible) olabilecek tek yaklaşım kültür turizmidir.
Kültür turizmi şu anda bir yükselen değerdir. Bir niş alandır. Bir ülkenin genelde
ekonomide, özelde turizm alanında gerçek ve kalıcı bir rekabet gücü elde etmede, yerel ve bölgesel
ekonomilere katkıda bulunmada, doğal, tarihsel ve kültürel mirası sürdürebilir kılmada kültür
turizmi tek araçtır. Kültürler arası diyalog geliştirilmesinde, doğal, tarihsel ve kültürel mirasın
korunarak paylaşımında, çok kültürlü bir ortama erişimde, kültür bilincinin geliştirilip doğal ve
tarihî mirasın gelecek kuşaklara taşınmasında, sürdürülebilir ekonominin gerçekleştirilmesinde en
önemli bileşken kültür turizmidir."
Ege Derneği, 2011 yılı biterken, Kasım-Aralık 2011'de gerçekleştirdiği "İzmir Kültür
Turizmi Sektör Araştırması" ile Faruk Pekin'in "Türkiye turizminde kârlı (profitable),
sürdürülebilir (sustainable) ve sorumlu (responsible) olabilecek tek yaklaşım" olarak tanımladığı
"kültür turizmi"nin İzmir'de bir "sektör" olarak gelişmesinin imkanlarını araştırdı ve şu
sonuçlara ulaştı:
4. KÜLTÜR TURİZMİNDE AÇILIMLARI ve AÇMAZLARI İLE İZMİR: TESPİTLER
K
ültür turizmi; İzmir'de daha iyi değerlendirilmeyi bekleyen, içinde pek çok yeni fırsatı
barındıran bir alan. İzmir; tarihi, coğrafi, kentsel değerleriyle kültür turizmi konusunda
önemli bir potansiyele sahip. Birçok araştırmacı ve kurum İzmir'in bu potansiyelini
yeterince değerlendiremediği konusunda hemfikir. Bu bölümde gerek Ege Derneği'nin yürüttüğü
saha araştırmasının sonuçlarından gerek daha önce yapılmış araştırma ve rapor çalışmalarından
faydalanarak bu potansiyelin boyutlarını ve değerlendirilme düzeylerini konu ettik.
İzmir destinasyonları ile önemli bir potansiyele sahip:
^ İzmir'in turizmde özellikle de kültür turizmindeki tarihsel birikimi - Türkiye'de kültür
turizminin ilk başladığı Efes, Bergama gibi destinasyonlara sahip olması- önemli bir avantaj
^ Hristiyanlık açısından önemli olan 7 kilisenin İzmir'de olması, Sebatay Sevi ve Yahudilerin
önemli saydıkları iki hahamın İzmir'de yaşaması, İslam'ın batıya en dönük yüzünün yaşanmasının
başta mimari (cami ve diğer dini yapılardaki yansımalar) olmak üzere kültürel yansımaları kültür
turizminin önemli bileşenlerinden inanç turizmine yönelik bir avantaj olarak öne çıkıyor.
^ Kadifekale-Agora-Tilkilik (Altınpark)-Havra Sokağı (Juderia)-Kemeraltı aksı, BayraklıSmyrna, Liman Arkası (Alsancak, Kordon, Gar, Havagazı Fabrikası, Eski Elektrik Santrali, Tekel
Reji Depolan, TCDD GAR, Müzik Müzesi, Kent Kütüphanesi, kiliseler vb.) gibi kent içindeki
güzergahların kent turizmi açısından potansiyeli vurgulanıyor.
ta^İzmir'de kültür turizmi için çalışmalar yapan bazı kurumlar öne çıkıyor:
^ Kültür turizminin gelişmesinde temel aktör olarak tanımlanan ve öngörülen İzmir Büyükşehir
Belediyesi'nin Agora ve Kadifekale'de gerçekleştirdiği çalışmalardan paydaşlar övgü ile
bahsediyor.
^ Konak Belediyesi, restorasyon çalışmalarıyla ve butik müzecilik anlayışıyla ilçe belediyeleri
arasında öne çıkıyor.
^ İzmir Ticaret Odası genel olarak turizmin ve kültür turizminin gelişmesine katkı sunan en
önemli kuruluş olarak öne çıkarken İzmir Kültür ve Sanat Vakfı'nın çalışmaları da övgü alan
çalışmalar arasında yer alıyor.
İzmirli bir çok ünlü ve politikacı var. Bu kişilerin önemli bir kesimi İzmir'e sahip çıkıyor
ya da çıkmak istiyor:
^ Kültür ve Turizm Bakam ile turizmin gelişmesinde temel altyapı faktörlerinden ulaşım ve
iletişim ile ilgili "Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme" Bakanının İzmir milletvekili olmaları ve
kültür turizminin geliştirilmesine yönelik bir perspektife sahip olmalan önemli bir avantaj.
^
İzmirli ünlüler, İzmir'i ziyarete gelen turistler arasında pek tanınmamaktadır.
Ankete katılan turistlerin yarısına yakım 'İzmir denince aklınıza ilk gelen ünlü kimdir?' sorusuna
bilmiyorum yanıtım vermiştir.
İzmir deyince aklınıza ilk gelen ünlü
kimdir?
Cevap Yok
Sezen Aksu
Diğer
Atatürk
İskender
Dario Moreno
Yılmaz Özdil
Ahmet Piriştina
Sıla
Adnan Menderes
Hasan Tahsin
Aziz Kocaoğlu
Tanju Okan
20
Sayfa
^
•
•
•
•
•
•
•
•
•
^ ^ m 7.7%
2.3%
2.1%
2.1%
1.8%
1.8%
1.5%
1.1%
1.1%
1.0%
14.5%
^ ^ İzmirli önemli şahısların kente katkıları takdir ediliyor:
^ Sancar Maruflu, Yaşar Aksoy, Yaşar Ürük, Şükrü Tül, Nedim Atilla, Şadan Gökovalı, Bülent
Şenocak, Aybala-Nejat Yentürk, Hakan Kazım Taşkıran gibi gönüllülerin katkıları, bireysel çabalan
kent kamuoyunda takdir ve sempati ile karşılanıyor.
^ Ancak bu dağınık, kopuk kopuk bireysel çabaların etkili, sürdürülebilir, örgütlü gönüllü
kuruluşlara veya STK'lara dönüşmesinin, kültür turları rehberlerinin ve şehrin yöneticilerinin bu
bilgi birikimden faydalanmasını sağlayacak girişimlerin yapılması gerektiğinin altı çiziliyor.
İzmir kentinde yaşayanların "batılı" yaşam biçimine yakınlığı turizm için önemli bir
fırsat olarak değerlendiriliyor:
^ Paydaşlar tarafından sıkça vurgulanan bir nokta: İzmir'in "çağdaş-batılı" yaşam biçiminin
turizmin gelişmesinde önemli bir avantaj olduğu.
^ Yüzyüze görüşmelerin bulgularına göre, İzmir kültürü İzmirlilerin yaşam tarzları ve
modernlik kavramları ile ilişkilendiriliyor. İzmir kültürü deyince aklınıza ilk ne geliyor sorusuna en
sık verilen cevap: insanlar / insan ilişkileri.
Sıklık
İnsanlar, insan ilişkileri
122
Akdeniz kültürü/çok çeşitlilik 69
Tarih
64
Gastronomi
50
Modernlik
44
Deniz
23
Efes
20
Eğlence
18
Fuar
13
Efeler
12
Diğer
100
Cevap Yok
79
Toplam
614
Yüzde
19,9
11,2
10,4
Geçerli Yüzde
19,9
11,2
10,4
8,1
7,2
3,7
3,3
2,9
2,1
2
16,3
12,9
100
8,1
7,2
3,7
3,3
2,9
2,1
2
16,3
12,9
100
İzmir'in "çağdaş-batılı" yaşam biçiminin turizmin, "kültür turizmi"nm gelişmesinde önemli
bir avantaj olduğu sıkça ifade edilen görüşlerden. Bir kenti kent yapanın, yalnız konumu, iklimi,
tarihi ve doğal güzellikleri değil, insanları olduğu ifade ediliyor. İzmir denilince akla sadece bir
şehir değil bir yaşam tarzının da geldiğinin altı çiziliyor. "İzmirli olmak" farklı bir olgu olarak
tanımlanıyor; İzmir insanının yaşam tarzı, nezaketi, modernliği ve sıcakkanlılığı ile tüm dünyada
tanındığı vurgulanıyor. Batılı yaşam tarzı, "rahatlık", "özgürlük", "eğlenceye, yemeye içmeye
düşkünlük" İzmirlileri tanımlayan özellikler olarak öne çıkarılıyor.
Nedim Atilla İzmir'in farklılığının tarihsel arka planını şöyle tanımlıyor: "Osmanlı'dan beri
"gavur" bilinen, çok renkli, çok dilli, en melez, en batılı, an aykırı kent İzmir. Osmanlı'nın atladığı
Rönesansı, Cenevizli ve Floransalı dostlarının yakın ilgisi ile fark edebilmiş bir kent. Selanik'in
19. Yüzyılın ikinci yarısında önemini yitirmesiyle birlikte İmparatorluğun batıya açılan tek kapısı.
"Batı'nın en doğusundaki, Doğu'nun en Batısındaki Kent"
Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu da İzmir'in farklılığının altını çiziyor18:
"İzmir'in içinde bulunduğu Ege bölgemiz demokrasi tarihinin de başladığı coğrafyadır,
izmirlilerin özgürlük tutkusu köklerini bu gelenekten alıyor, izmir, tarihi boyunca birçok inanç ve
kültürü, karşılıklı saygı temelinde birbiriyle kaynaştıran medeni bir kent olmuştur. İzmir halkı,
farklı kültürlerin bir arada oluşunu ve kaynaşmasını tehdit değil, zenginlik olarak algılıyor; çünkü
farklılıklardan doğan dinamizm ve yaratıcılığın değerini çok iyi biliyor. Herkesin tercih ettiği
yaşam tarzı ve kültürüyle yaşamasına zemin oluşturan çağdaş demokrasi anlayışı, izmir'e ve
İzmirliye kimliğini kazandırıyor."
İzmir denince, İzmir yaşam tarzı denince öne çıkan en önemli unsur İzmir'in kızları. Cahit
Külebi "İzmir'in denizi kız, kızı deniz Sokakları hem kız hem deniz kokar." diyor. Refik Durbaş ise
"İzmir'i "genç" kılan bir de kızlarının güzelliği değil midir? O kızlar ki, tenlerine meltemin
serinliğini sarmışlardır, Körfez'in imbatını sürme niyetine çekmişlerdir gözlerine." İzmirli Sezen
Aksu da İzmir kızlarının "Savaşta da, aşkta da esaslıdır duruşları"nm şarkısını söylüyor.
İzmir'in kızlarım güzel kılan faktörlerin İzmir'i de güzel kıldığı ifade ediliyor ve "İzmir'in
kızları neden güzel?" sorusuna verilen cevapların İzmir kent kimliğinin ipuçlarını da içinde
barındırdığının altı çiziliyor. İzmir'in efsane Başkanı Ahmet Piriştina, İzmir'in kızlarının
güzelliğinin özgürlüklerinden kaynaklandığı düşüncesinde. Nedim Atilla ise "olağanüstü
melezleşme", iklim ve yemek kültürü ile açıklıyor İzmir kızlarının güzelliğini19: "İzmir'de mimari
iz bırakan uygarlık sayısı 30'un üzerinde. İzmir'de 1950'lerde Türkçe'nin yanı sıra 16 dil daha
konuşuluyormuş. Rumlar 1922'de gitmiş ama, Hollandalı, ingiliz, italyan (bütün çeşitliliği ile:
Milanezler, Cenovalılar, Napolililer) Fransız, Rus, Bulgar, Hırvat, Sırp kalmış. Daha sonra
Balkanların, Ege Adalarının, Midilli, Sakız ve Girit'in bütün seçkin aileleri gelmiş izmir'e. Uzun
süre birbirlerinden kız alıp vermemişler ama bu durum 1960'lardan sonra değişmiş. Zeytinyağı ile
doğal yöntemlerle beslenen, yılda üç mevsim yaşayan (izmir'de kış olmaz, ilkbahar, yaz ve 5 aylık
bir sonbahar olur...) birbirine keyifle karışan soyların çocukları. Elbette güzel olacaklar."
Kordon (Fotoğraf Birol Üzmez)
10.
19
izmir Büyükşehir Belediyesi; "Bir Kent Demokrasisi Modeli", 29 Mart 2009 Yerel Seçim Bildirgesi.
http://www.nedimatüla.org/index.php?option=com_content&task=view&id=6&Itemid=59
ta^ Kültür turizmi ve sağlık turizmi birbirlerini destekleyen turizm türleri olarak
algılanıyor:
^ Sağlık turizminde faaliyet gösteren kurumlar, sağlık turizmi için gelen insanların kültür
turizmine ilgi duyduğunu, uzun süreli konakladıklarım, her gün tedavi alamadıkları için kimi gün
şehri gezdiklerini, kimi gün dışarıya çıkıp bir şeyler yiyip içtiklerini, birkaç ürünü bir arada
tüketebilir durumda olduklarını düşünüyorlar. Özellikle sağlık turizmiyle gelen ziyaretçilerin
büyük çoğunluğunun tedavi masrafları devlet tarafından karşılandığından bu kişilerin cebinde
başka alanlarda harcanabilecek miktarda para bulunduğu için de farklı hizmetler sunulabileceğine
vurgu yapıyorlar. Bu nedenlerle kültür turizmi turlarının bu hedef kitlelere pazarlanmasının bir
fırsat olduğunu; ancak önceden kültür sanat paketleri hazırlanmadığı için bu fırsatm yeterince
kullanılmadığını vurguluyorlar. Sağlık turizminin EXPO sürecinde tema olarak belirlenmiş olması
da bu fırsatm önemini pekiştiriyor.
İzmir'de kruvaziyer turizmi kültür turizmini destekleyen diğer bir imkan:
^ İzmir'in, tarihsel bir liman kenti olduğu vurgulanarak, İzmir Ticaret Odası'nm katkılarıyla
ciddi bir gelişme kaydeden kruvaziyer turizmini, kültür turizmi ile bütünleştiren önemli bir merkez
olabileceği vurgulanıyor.
^ Mevcut durumda kruvaziyer yolcuları konaklama yapmadan sadece 1 günü İzmir'de
geçiriyorlar. Turistlerin bir kısmı Efes turlarına katılmayı tercih ederken bir kısmı da şehir
merkezinde veya ilçelerde günü geçiriyor. Farklı beğeni ve ilgi alanları olan bu kitlenin
ihtiyaçlarına yönelik farklı kültür turları düzenlenmesi ve İzmir içindeki bilgilendirme noktalarının
güçlendirilmesi ile kruvaziyer ve kültür turizminin birbirlerini karşılıklı olarak geliştirmesi
mümkün.
İzmir Limanı (Fotoğraf: Birol Üzmez)
2
3
İzmir'de sürdürülebilir bir turizm için kültür turizmi ve güneş-deniz-kum (GDK)
turizminin birbirini dışlayan öğeler olarak değil birbirini destekleyici öğeler olarak
algılanması gerekiyor:
^ İzmir'de GDK turizminin bir kitle turizmine dönüşmemiş olması avantaj olarak görülüyor,
çünkü her şey dahil sistemindeki kitle turizmi, kültür turizminin ekonomik girdisini ve hizmet
kalitesini düşürüyor.
^ GDK ve kültür turizminin birbirini destekleyici öğeler olduğunu yüzyüze görüşme
bulgularından okumak da mümkün. Buna göre, turistlerin İzmir'i en çok tercih etme sebepleri
manzara / doğa ve tarih / kültür. Bunun yanında, bütün nedenlerin kendi aralarındaki
korelasyonlarına baktığımızda manzara / doğası ve tarihi kültürü cevaplarının pozitif ve istatistiksel
olarak anlamlı bir ilişki içinde oldukları gözlemleniyor.
Manzara/doğası
Tarihi/kültürü
Yerel Halkı
Güvenliği
Tanıdıkların evi/
yazlığı olması
Uygun fiyatı
Gece yaşamı
Kültürel etkinlikleri
Konaklama olanakları
Yakın mesafede olması
(Ulaşım kolaylığı)
Spor etkinlikleri
Mutfağı
Yazlığımız olması
Sıklık
409
302
124
59
Yüzde
33,3%
24,6%
10,1%
4,8%
Geçerli Yüzde
35,8%
26,4%
10,8%
5,2%
46
3,7%
4,0%
45
40
39
30
3,7%
3,3%
3,2%
2,4%
3,9%
3,5%
3,4%
2,6%
22
1,8%
1,9%
15
12
1
1,2%
1,0%
0,1%
1,3%
1,0%
0,1%
"Kültür turizmine baktığınız zaman inanç turizmi, sağlık turizmi, kongre, kruvaziyer turizmi
bunların hepsinin içerisinde kültür turizmini kullanabiliriz. Turizmin çeşitliliği içerisine kültür
turizmini rahatlıkla monte edebiliyoruz. Ama izmir'e gelen turist sayısına baktığımız zaman
1.150.000 kişi gelmiş, ama bunun 350.000'ni kruvaziyer turizminden geliyor. Onu çıkartırsanız
geriye kalıyor 750 - 800.000. Bundan 7 -8 yıl öncesinin turist sayısı da 750.000 civarı. Yani bir
aşama kaydedilmemiş. Bu çerçeve de İzmir'in kültür turizmine ağırlık vermesi lazım. Planlı bir
şekilde çalışmalar yapılmalı. "Ben neden izmir'e gideyim?" diye soran bir insana cevap
verebilmemiz lazım. Bunu sunduğumuz zaman İzmir bir destinasyon olacak." (TÜRSAB, İzmir
Bölgesel Yürütme Kurulu Başkanı Rıza Gençay).
• ^ İ z m i r ' e gelen turistlerin gezdikleri mekânlara ilişkin veriler, kültür turizminin sağlık ve
etkinlik turizmi ile birbirini desteklediğini ortaya koyuyor.
^ Müzeleri ziyaret eden turistler, aynı zamanda tarihi mekanlar, camiler / kiliseler ve sanat
galerilerini de gezme eğilimindeler.
^ Müzik etkinlikleri, tiyatrolar ve dans ve folklor etkinlikleri benzerlik puanları bakımından
birbirlerine yakın aktivitelerdir ve bu alanda yapılan aktiviteler birlikte değerlendirilme
eğilimindedir.
^ Sağlık merkezleri diğer etkinliklerden kesin bir biçimde ayrışmaktadır. Başka bir deyişle,
sağlık merkezlerine giden turistlerin diğer etkinliklere katılımı oldukça düşüktür ve sağlık
aktivitesi, başka hiçbir aktivite ile benzerlik göstermemektedir. Bu noktada, sağlık etkinlikleri için
gelen turistlerin diğer etkinliklere de teşvik edilmesi stratejik önem taşımaktadır.
İzmir seyahatiniz sırasında
hangi etkinliklere katıldınız?
Sıklık Yüzde
Tarihi mekânlar
(saraylar, köşkler, surlar,
çeşmeler, anıtlar, hanlar vb.)
Camiler/Kiliseler
Müzeler
Fuarlar
Müzik etkinlikleri
Sanat galerileri/sergiler
Spor etkinlikleri
Tiyatrolar
Sağlık merkezleri
Geleneksel festivaller
Dans, folklor etkinlikleri
Diğer
486
80,07
297
246
235
123
72
71
46
35
33
27
27
48,93
40,53
38,71
20,30
11,86
11,70
7,58
5,77
5,44
4,45
4,45
İzmir, İzmir'e gelen turistlerin gözünde itibarlı bir yere sahip; ancak bu itibar
potansiyelinden geliyor:
^ Turistlerin gözünde İzmir'in itibarının yüksek olduğu gözüküyor. Genel eğilim 10 üzerinden
7 ile 9 arasında olmak ile beraber, 5 altında puan verenler çok küçük bir kesim olarak
gözükmektedir.
2 5 g j ş
İzmir'in gözünüzdeki itibarına 10 üzerinden kaç verirsiniz?
300-
Ortalama = 7,86
Std. Dev. =1,502
Geçerli cevap
sayısı = 610
200-
u>
100-
İzmir'in gözünüzdeki itibarına 10 üzerinden kaç verirsiniz?
^ Benzer bir tablo İzmir'in Türkiye kültür turizmindeki yerine ilişkin soruda da ortaya çıkıyor.
İzmir'e gelen turistler yoğun olarak İzmir'i Türkiye kültür turizminde önemli bir yere koyuyor.
Sizce İzmir Türkiye Kültür turizminde ne kadar değerlidir?
1'den 10'a kadar puanlandırınız.
Ortalama = 7,66
Std. Dev. =1,58
Geçerli cevap
sayısı = 610
Sizce İzmir Türkiye Kültür turizminde ne kadar değerlidir?
1'den 10'a kadar puanlandırınız.
Sizce İzmir kültür turizmi potansiyelini ne kadar kullanıyor?
1'den 10'a kadar puanlayınız.
Ortalama = 6,63
Std. Dev. =2,102
Geçerli cevap
sayısı = 576
I
0 . 2
I
I
4
I
6
I
8
I
10
T
12
Sizce İzmir kültür turizmi potansiyelini ne kadar kullanıyor?
1'den 10'a kadar puanlayınız.
^ Ancak İzmir'e gelen turistlerin İzmir'in turizm potansiyelini kullanımı bağlamında
görüşlerinin daha heterojen olduğu gözüküyor. Katılımcıların azımsanmayacak bir bölümü
İzmir'de turizm bağlammda kullanılmayan bir potansiyel olduğu düşünülüyor.
^ Yukarda yer verdiğimiz İzmir'in tercih edilme nedenlerini gösteren tabloda manzara ve
doğanın en üst sırada, tarih/kültürün ikinci sırada, kültürel etkinliklerin ise en alt sıralarda yer
aldığını görmüştük. Yerli turistlerin tercih nedenlerine baktığımızda yabancı turistlere oranla
tarih/kültür tercihinin daha düşük olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda yerli turistler İzmir'in
potansiyelini yabancı turistlere göre ciddi oranda daha az kullandığını düşünüyorlar. Sonuç olarak,
İzmir yerli turistlerin gözünde itibarlı olmasına rağmen bu itibarını daha çok tercih edilme nedeni
olan manzara ve doğasından alıyor.
Konak-Gemi İskeleti (Fotoğraf: Birol Üzmez)
27
Evet
Hayır
Evet
Manzara/doğası
Hayır
Evet
Uygun fiyatı (*)
Hayır
Konaklama olanakları (*) Evet
Hayır
Evet
Mutfağı
Hayır
Evet
Güvenliği
Hayır
Evet
Yerel Halkı (*)
Hayır
Yakın mesafede olması Evet
(Ulaşım kolaylığı) (*)
Hayır
Evet
Kültürel etkinlikleri
Hayır
Evet
Spor etkinlikleri (*)
Hayır
Evet
Gece yaşamı (*)
Hayır
Tanıdıkların evi/
Evet
yazlığı olması (*)
Hayır
Tarihi/kültürü (*)
Kategori
Yerli
Yabancı
40,3%
60,8%
39,2%
59,7%
67,2%
69,6%
30,4%
32,8%
11,4%
3,6%
88,6%
96,4%
6,8%
3,3%
93,2%
96,7%
1,6%
2,9%
98,4%
97,1%
9,7%
11,8%
88,2%
90,3%
30,1%
14,9%
85,1%
69,9%
5,2%
2,6%
97,4%
94,8%
6,2%
7,8%
92,2%
93,8%
3,9%
1,0%
96,1%
99,0%
10,1%
3,3%
89,9%
96,7%
11,0%
3,9%
89,0%
96,1%
ta^ İzmir'in fuarlarıyla anılan bir kent olması kültür turizmi alanında diğer imkan:
^ Paydaşlar tarafından sıklıkla, enternasyonal İzmir Fuan'nın İzmir'i dünyayla ve Türkiye'nin
diğer illeriyle buluşturmaktaki tarihsel birikiminin değerlendirilmesi gerektiği vurgulanarak
Fuar'm günün şartlarında aynı misyonla etkin mekânsal ve kurumsal kullanımının koşullarının
yaratılması gerektiği belirtiliyor.
^ Benzer şekilde ilk EXPO adaylığı sürecinde yapılan sunumların, reklamların ve yayınların
İzmir'in tanıtımında ve turizmin canlanmasında yarattığı olumlu değişimden bahsediliyor bundan
sonraki EXPO adaylığı sürecinin de aynı etkiyi yaratacak olmasına olumlu yaklaşılıyor.
ta^ İzmir tarihi ve kültürel dokusuyla farklı kültürlerin izlerini taşıyan çok kültürlü bir
potansiyele sahip:
^ İzmir'in Türkler, Rumlar, Levantenler, Sefaradlardan oluşan çok kültürlü tarihsel birikimi,
değerlendirilemeyen önemli bir avantaj.
^ İzmir Sefaradı, uluslarası şöhrete sahip şarkıcı,
oyuncu Dario Moreno, kültür turizminde bir tema olarak
işlenmeli.
^ Benzer şekilde Sefaradların müzik alanındaki
önemli bir temsilcisi olarak öne çıkarılan bir isim de
Yusuf Algazi.
^ Levanten yıldızı olarak anılan İzmir için, Levanten
kültürü, Levanten köşkleriyle, mutfağıyla, mabetleriyle
kültür turizmi açısından önemli bir imkana işaret ediyor.
^ Tarihi Asansör, Yahudi Hastanesi ve Sinagog ile
Sefarad kültürel mirasının izlerini taşıyan Karataş semti
kültür turizmi açısından yeterince değerlendiremeyen
bir destinasyon.
^ İzmir'in geçmişe yönelik çok kültürlülüğün ön
plana çıkarılmasının, yurtdışında yaşayan ve bu
kültürlerle geçmişte bağlantısı olan kişilere ulaşıl- Sinagog (Fotoğraf: Birol Üzmez)
masının sıla turizmi potansiyelini harekete geçireceği belirtiliyor.
"Mesela turizmin "sıla turizm"i dalı altında geçmişte buradan göç etmiş kişiler için özel turlar
düzenlenebilir. Geçmişte ailesinin yaşadığı yerleri gezip görmek isteyenler için değişik bir
alternatif olabilir. Ama bunun için ciddi bir araştırma ve karşı tarafın talebine yönelik bir çalışma
gerekmektedir, izmir'i farklı kesitlerden, farklı gözlüklerle, farklı yönlerini ön plana çıkartacak
Antik kentler, Yunan-Roma ayrıştırılması, Levanten İzmir'i, Osmanlı İzmir'i gibi değişik konseptler
oluşturulabilir." Yrd. Doç. Dr. Zafer Oter-Muğla Üniversitesi Turizm Otelcilik Bölümü.
,
MplİP
LEVANT'IN YILDIZI
ÎZMÎ
Levantenler, Rumlar, Ermeniler
»a ve Yahudiler
^ İzmir bölgesinin Batı felsefesinin temellerini oluşturan
Thales, Aneximandros, Aneximenes, Herakleitos, Homeros gibi
antik tarihin önemli kişiliklerine ev sahipliği yapmış olması kültür
turizmi için değerlendirilmeyen diğer bir imkan.
İzmir bahsedilen çok kültürlülüğün de bir sonucu olarak
Akdeniz mutfağında özgün bir yere sahip:
^ İzmir'in zengin mutfak kültürünün son dönemde sağlıklı
beslenmede öne çıkan Akdeniz Diyeti ile birlikte kültür
turizminde önemli bir fırsata sahip. Paydaşlar bu fırsatın
değerlendirilemediği konusunda hemfikir.
^ Mutfak kültürünü müzik başta olmak üzere diğer kültürel
motiflerle birlikte sunan işletmelerin İzmir'de neredeyse hiç
olmadığı belirtiliyor.
29
^ Özellikle yabancı turistler İzmir mutfağından çok Türk mutfağını biliyor. Turistlere
akıllarında kalan yemekler sorulduğunda, genel olarak kebap ve döner gibi et ürünleri akıllarına
geliyor.
İzmir ve turizmi arasında belirgin bir bağlam yaratılamıyor.
^ Ankette yer alan 'İzmir'de turizm denince aklınıza ne geliyor?' sorusuna verilen cevaplar
İzmir ve turizm denince akılda kalan ortak bir bağlam olmadığını, İzmir'de turizm konusunda bir
odak yaratılamadığını, çok odaklılığın turizm stratejisinde bir sorun olduğunu ortaya koyuyor.
İzmir'de Turizm Deyince Aklınıza Ne Geliyor?
Bilmiyor
Çeşme
Deniz Tatili
Diğer
Efes
Tarih / Kültürel Zenginlik
Turistik İlçeler/Semtler
Şehir Hayatı
Tatil, tatil hayatı
Liman
Sakinlik
Yaz Tatili
Gezmek
İklim
Alışveriş
Yerel Halkı
Saat Kulesi
^ Ankette yer alan 'İzmir denince aklınıza ne geliyor?' sorusunda ankete katılanların aklına
kültür turizmi cevabı gelmemiştir.
İzmir Deyince Aklınıza Ne Geliyor?
Deniz
Tarih
Kordon
Kızlar
Büyükşehir (canlı, gece...
Doğal güzellikler (hava, güneş, doğa)
İnsanlar (sıcak, modern, arkadaşlar)
Saat Kulesi
İlçeler (Konak, Alsancak, Selçuk, Çeşme)
Kültür, gezmek, kent hayatı, çok...
Keyif, rahatlık, huzur
Yemekler
Efes
Batılı, Avrupalı, Modern, Temiz
Cevap yok
Şehrin güzelliği
Alışveriş
Tatil / Turizm
Fuar
21.7%
İzmir'de kültür turizminin diğer bir açmazı çeşitlilik arz etmemesi:
^ İzmir'de kültür turizminin Efes, Bergama başta olmak üzere ilçelerin yanı sıra kent merkezinde
de gelişme potansiyeli olduğu halde İzmir Kent Merkezi'nin fazla tercih edilmediği, kent turizmi
olarak adlandırılan turizm türünün fazla gelişmemiş olduğu gözlemleniyor.
^ Agora, Kadifekale, Kemeraltı, Asansör, hanlar, hamamlar, camiler, kiliseler, havralar, camiler,
Levanten yapıları, Basmane, Bayraklı, Kordon, Alsancak kültür turizminde potansiyelleri
değerlendirilememiş hazineler.
ririşimlerin desteklendiği turistlere yönelik "izmir Kent Haritası Projesi" kent turizminin
gelişmesine yönelik bir faktör olarak değerlendiriliyor.
h^Tire, Ödemiş ve Birgi'nin, Beylikler Dönemi-Osmanlı kültürel mirası içinde önemine dikkat
çekilerek bu iki ilçenin kültür turizminde hem bu temalarla hem de geleneksel el sanatları,
mutfak kültürü, çarşı-pazar gelenekleri İzmir'in diğer öne çıkarılabilecek değerlerinden.
İzmir, başta spor ve sanat etkinlikleri olmak üzere ulusal ve uluslararası organizasyonları
ev sahipliği yapma konusunda da önemli bir potansiyele sahip:
^
İzmir'in önemli spor organizasyonlarına ev sahipliği
yapabilecek bir kent oluşu ve bunun kültür turizmine katkı sunma
potansiyeli paydaşların üzerinde önemle durduğu bir nokta. Ancak
Türkiye'de ilk futbol takımının kurulduğu, Metin Oktay gibi önemli
sporcuları yetiştiren kentin futbolda ve sporun diğer branşlarında
geriye gitmesinin bunun önünde engel olduğu belirtiliyor.
^ Müzik ve dansın birleştiği rembetika, zeybek gibi müzikal formların doğup geliştiği İzmir, Efes
başta olmak üzere tarihsel gösteri alanlarının -zarara uğratılmadan- konser etkinlik alanı haline de
getirilmesiyle Ege ve Akdeniz müzikal atlasının merkezi olabilecek konumda.
^ Assos'ta yapılan felsefe etkinlikleri, Bozcaada'daki şarap festivali gibi İzmir'in de benzer
organizasyonlarla etkinlik turizminin bir parçası olarak pazarlanabileceği vurgulanıyor.
-
Çeşme-Alaçatı'da Sörf (Fotoğraf: Birol Üzmez)
Jj •" ı < * ' • I
7
r
^ ^ Kültür turizminin önemli unsurlarından olan müzecilikte, İzmir'in çağın değişen müzecilik
anlayışını yakalayamadığı yaygın bir görüş:
^ Müzelerin İzmir'in tarihsel ve kültürel mirasını sergilemekten uzak olduğu, sergilenebilir
eserlerin depolarda bekletildiği, sergilenenlerin de modern sergileme tekniklerinden uzak bir biçimde
sunulduğuna dikkat çekilerek müzecilikteki bürokratik anlayış eleştiriliyor.
^ Gündemde olan "Ege Medeniyetleri Müzesi" projesi heyecanla karşılanıyor. Kurumsal
çekişmeler bir kenara bırakılarak bir an önce hayata geçirilmesi bekleniyor.
^
İzmir'in tarihsel ve kültürel mirasım yansıtan butik müzelerin arttırılması gerektiği belirtiliyor.
^ İzmir'e gelen turistlerin ziyaret ettikleri müzelere bakıldığında Efes Müzesi dışındakilerin tali
olduğu görülüyor.
İzmir'de ziyaret ettiğiniz müzeler
hangileridir?
Efes Müzesi
Atatürk Müzesi
İzmir Arkeoloji Müzesi
Etnografya Müzesi
Çeşme Müzesi
Bergama Müzesi
Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi
İzmir Tarih ve Sanat Müzesi
Devlet Resim ve Heykel Müzesi
Tire Müzesi
Ödemiş Müzesi
Demiryolları Müze ve Sanat Galerisi
Çakırağa Konağı
İzmir Ticaret Tarihi Müzesi
Çetin Kültür Köyü Müzesi
34.4%
•
17.6%
15.0%
İzmir arkeolojik mirasından yeterince faydalanamıyor:
^ Arkeolojik miras Efes ve Bergama'dan ibaretmiş gibi algılanıyor- bu iki yerin de yeterince
değerlendirilemediği vurgulanıyor- diğer önemli ören yerleri ihmal ediliyor.
^ Sarı tabelaların artması ve her türlü arkeolojik, tarihsel alanın enformasyonlarının doğru bir
şekilde örgütlenmesinin sağlanması bir gereklilik. Bunun için sponsorlukların geliştirilmesi, özel
sektörün finansman sağlaması öneriliyor.
İzmir'e gelen turistlerin kültürel etkinliklere katılımı ve ilgisi oldukça düşük.
^ Genel olarak değerlendirildiğinde, İzmir'e gelen turistlerin kültürel etkinliklere katılımı oldukça
düşüktür. Kültürel etkinlik olarak en fazla katılım %15,1'lik bir kesim tarafından fuar katılımı ile
gerçekleşmiştir.
Kartta gördüğünüz kültürel/sanatsal etkinliklere İzmir'de kaç
kere katıldınız?
Hiç
katılmadım
Fuar
66,0%
Kültür gezisi
76,2%
Film
78,3%
Gösteri sanatları 84,2%
Sergi
92,8%
Konferans
94,6%
Söyleşi
96,1%
1 - 2 kez 3 - 4 kez 5 veya daha çok
katıldım katıldım
kez katıldım
15,1%
9,8%
9,1%
6,2%
13,8%
3,7%
5,2%
6,2%
10,3%
3,4%
9,8%
2,6%
4,7%
1,1%
1,3%
3,4%
0,7%
1,3%
2,6%
0,5%
0,8%
^
Ankete katılan turistlerin 'İzmir'i neden tekrar ziyaret etmeyi düşünüyorsunuz /
düşünmüyorsunuz?' sorusuna verdikleri cevaplarda kültür tüketimi dile getirilmiyor.
İzmir'i tekrar neden ziyaret etmeyi / etmemeyi
düşünüyorsunuz?
Güzel hoş bir şehir
Daha fazla gezmek
n
§
co
|
o
o ®
•u
o
E
(5
~
şo
*Ö
C
n
>
m
Diğer
İnsanlar /arkadaşlar
Yaşamak yerleşmek daha uzun süre kalmak
Sevdiğim bir şehir
Cevapsız
Doğal güzellikler
Huzurlu/rahatlatıcı
Diğer illerle karşılaştırma
Tatil yapmak
Diğer illerle karşılaştırma
Diğer
Cevapsız
14.8%
10.6%
9.4%
^ ^ m
8.3%
M
5.1%
M
4.6%
•
2.8%
•
2.7%
•
2.5%
8.1%
^ Ankete katılan turistlerin İzmir'i tercih etme nedenlerinde kültürel etkinlikler çok az kişiyi
tarafından ifade ediliyor. Daha önce de belirtildiği gibi özellikle yerli turistlerin tercih etmelerinin
ana nedeni İzmir'in doğası ve denizi olarak ortaya çıkıyor.
33
Seyahatinizde İzmir'i tercih etme sebeplerinizden en önemlisi nedir?
Manzara/doğası
Tarihi/kültürü
Yerel Halkı
Güvenliği
Tanıdıkların evi/yazlığı olması
Uygun fiyatı
Gece yasamı
Kültürel etkinlikleri
Konaklama olanakları
Yalan mesafede olması
(Ulaşım kolaylığı)
Spor etkinlikleri
Mutfağı
Yazlığımız olması
Sıklık
409
302
124
59
46
45
40
39
30
Yüzde
35,8%
26,4%
10,8%
5,2%
4,0%
3,9%
3,5%
3,4%
2,6%
22
1,9%
15
12
1
1,3%
1,0%
0,1%
İzmir etkili bir tanıtım stratejisine sahip değil:
^ Tanıtım stratejisi, İzmir kültür turizmi sektörü paydaşlarının geçtiğimiz yıllarda üstüne eğildikleri
ve çalışmalar yürüttükleri bir alan. Ancak tanıtım stratejileri konusunda eksiklikler olduğu
görüşmelerde çok sık vurgulanmaya devam ediyor.
^ Tanıtım konusunda temel atılımlar yapabilecek ve yapması beklenen kurumların tek çatı altında
birleşmelerine ve bu konuda yapılacak çalışmaların tek elden bir lider kuruluş tarafından organize
edilmesine ihtiyaç duyuluyor.
^ Turizm acentelerinin bölgeyi tanıtma, farklı ürün sunma, farklı müşteri gruplarına ulaşma
konusunda yeterince yaratıcı ve donanımlı olduğunu düşünüyorlar. Yine de Büyükşehir Belediyesi,
İzmir Kalkınma Ajansı, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü gibi kurumların acentelerin yapabileceği
tanıtımın çok üstünde tanıtımlar yapabileceğini, çok daha fazla kişiye ulaşabileceğini ve acentelere
inanılmaz destek olabileceğini düşünüyorlar.
^ İzmir'e gelen turistlerin yansına yakını İzmir'in kültürel zenginliği hakkında fazla bilgisi
olmadığını beyan ediyor. Tanıtım yapılsa da İzmir'e gelen turistlerin önemli bir bölümüne erişilemediği
ortaya çıkıyor.
İzmir'in kültürel zenginliği
hakkında fazla bilgim yok.
Katılmıyorum
Ne katılıyorum
ne katılmıyorum
Katılıyorum
34,3%
21,3%
44,5%
İzmir turizminde Sivil Toplumun tarihi bir yeri varken bugün STK'lar bu konuda etkin
değiller:
^ Türkiye'de turizmin bir sektör olarak gelişmesinde önemli katkıları olan Cumhuriyet'in ilk
yıllarında kurulan İzmir Asan Atika Muhipleri Cemiyeti, 1942'de kurulan Ege Turizm Cemiyeti
gibi ilk sivil oluşumların serpilip geliştiği İzmir'de bugün bu kuruluşların misyonunu sürdüren
etkili STK'lann olmadığı vurgulanıyor.
^ Juderia bölgesi olarak anılan Aileevleri, Havraları vb. yapılarıyla İzmir Sefarad Kültürünün
izlerini taşıyan bölgenin Yahudi Cemaati, Sefarad Kültürel Miras Derneği gibi ilgili sivil toplum
kuruluşlarının katılımıyla kültür turizmine kazandırılması gerektiğinin altı çiziliyor.
İzmir turizmin gelişmesine karşılık verebileceği bir altyapıya sahip değil:
^ Mevcut limanın bakımsız, pis, trafiğinin iyi denetlenmiyor oluşu ve kruvaziyer turisti
karşılamak için uygun olmadığı sıklıkla vurgulanıyor. Limanda turistleri aynı anda bekleyen
fayton, taksi, Belediye'ye ait turist otobüsü ve tur otobüslerinin büyük bir kargaşa yarattığı,
dünyanın hiçbir yerinde limana araç sokulmadığı, turistlerin liman dışma çıkıp bir süre yürüdükten
sonra ulaşım araçlarına ulaşmalarının daha güvenli ve doğru olacağı söyleniyor.
^ Benzer şekilde paydaşlar sıklıkla mevcut limanda fiziksel düzenlemelerin yapılmasının
çok önemli olduğunu, şu anda 3 ya da 4 gemi geldiğinde büyük bir yığılma meydana
geldiğini söylüyorlar. Kruvaziyer limanının en azından bir 10-15 gemiye aynı anda hizmet
verebilecek duruma getirilmesinin önemli bir faktör olduğunu düşünüyorlar. Otoparkıyla, alışveriş
merkeziyle, hatta oteliyle limanın kruvaziyer turistlere hizmet vermesinin önemli bir faktör olduğu
belirtiliyor.
^ Efes Ören Yeri ile ilgili alt yapısal sorunların olduğu, ören yeri üst kapısında yeterli sayıda
tuvalet olmadığı, bir an önce düzenlenmesi gerektiği, zaten zamanla yarışılan turlarda kruvaziyer
turistler için tuvalet sorununun ciddi bir zaman kaybma neden açtığı belirtiliyor. Efes'te alt yapı
yeterince düzenlenmediği için özellikle yağmur yağdığında ciddi problemlerle karşılaşıldığı da
ekleniyor.
^ Belediyenin turist otobüsleri için şehrin farklı bölgelerinde diğer otobüs duraklarından
bağımsız duraklar yapması ve müşterinin farklı duraklarda inerek bölgeyi gezebilmesi ve yeniden
binerek gezisine devam edebilmesinin sağlanması gerekliliği de öne çıkarılan diğer bir unsur.
Yolcuların yazın güneşten ve kışın yağmurdan korunması için bir sistem geliştirilmesi bir
gereklilik. Üstü açık otobüslerin limanda değil liman dışında beklemelerinin gerektiği, bölgede
geniş alanların birinde, antik tiyatro mimarisine uygun, belki dünyanın hiçbir yerinde limandan
turist otobüsünün kalkmadığı da diğer vurgular arasında.
^ İzmir'de konaklama imkânları da yeterli değil. Bunun için öncelikle İzmir kent merkezinde
uygun fiyatlı otellerin yapılması gerektiği, gece turiste sunulabilecek cazip eğlence ve gezi
mekânları olursa kruvaziyer gemilerinin bile İzmir'de gecelemesinin mümkün olabileceği
belirtiliyor. Konaklama imkânlarının iyileştirilmesinin yanı sıra Türk gecelerinin organize edildiği
mekanların açılması, Kemeraltı'nın ve Alsancak'taki alışveriş mekanlarının gece de turistlere
35
açılmasının, Alsancak, Kadifekale, Agora aksının düzenlenmesiyle ve "Ege Uygarlıklar Müzesi"
gibi cazip mekanların kazandırılmasıyla turistlere yürüyüş ve gezi için geniş alanlar ve etkinlik
opsiyonlannm yaratılması gerektiği vurgulanıyor.
^ Efes Antik Kenti'nde tarihi dokunun zarar göreceği endişesiyle konserler düzenlenmiyor.
Turistlerin bu atmosferi yaşayabilmeleri için Efes'i uzaktan gören 15 bin kişilik bir tiyatronun
Belediye, Ticaret Odası, İKSEV gibi kurumların desteğiyle yapılması öneriliyor.
^ Ankete katılan katılımcılar temizlik, ulaşım hizmetleri, ve turistik işaret ve yönlendirmeler
gibi altyapı yetersizliğinden kaynaklanan kriterlere en düşük puanları veriyorlar.
İzmir'i kartta gördüğünüz kriterler bakımından değerlendiriniz
Ortalama
4,38
4,27
4,17
4,14
3,99
3,97
Konukseverlik
Alışveriş olanaklan
Eğlence olanaklan
Yeme-içme hizmetleri
Kişisel güvenlik
Konaklama hizmetleri
Kültürel ve tarihi mekân
3,96
ziyaret olanaklan
Std. Sapma
0,84
0,78
0,79
0,79
0,83
0,73
0,79
Kültürel etkinliklerin
çeşitliliği
Hizmetlerin ekonomik
açıdan uygunluğu
Yerel ulaşım hizmetleri
Temizlik
Turistik işaretler ve
yönlendirmeler
Ortalama
Std. Sapma
3,95
0,80
3,93
1,53
3,83
3,70
0,93
1,07
3,57
0,91
İzmir'in tarihsel süreç içinde ekonomik olarak geriye gitmesinin bütün sektörler gibi
kültür turizminin sürükleyicisi olan kültür endüstrisinin gelişmesine de ket vurduğu
belirtiliyor:
^ İzmir iş dünyasının genel olarak kurumsal sosyal sorumluluk motivasyonu düşük, kültür ve
sanatı desteklemekte bunun daha da düştüğü gözlemleniyor. Kültür ve sanat faaliyetlerine
firmaların sponsor olması, sponsorluk talebi ve firmalarla sponsorluk taleplerinin birbiriyle nasıl
eşleşebileceği konusunda İzmir'in yavaş yavaş bir uyanışta olduğu; ancak bunun yeterli olmadığı
ve İstanbul ile kıyaslandığında istenilen düzeyin çok altında olunduğu belirtiliyor.
İzmir, kültür turizmi potansiyelini sahiplenebilecek bir kentlilik kültürüne sahip değil:
^ İzmir'in kültür turizmindeki potansiyelini harekete geçirebilmesi için öncelikle kentin bir
kültür-sanat kenti olması gerektiğinin altı çiziliyor.
^ Bu konuda Ahmet Piriştina döneminde Büyükşehir Belediyesi'nin Milli Eğitim ile birlikte
okullarda gerçekleştirdiği eğitsel çalışmaların sürdürülemediği ve toplumun bütün katmanlarına
yaygınlaştırılamadığı vurgulanıyor.20
20
Yılmaz, Fikret ve Yetkin, Sabri; "İzmir Kent Tarihi", İzmir: T.C Milli Eğitim Bakanlığı İzmir İl Milli Eğitim
Müdürlüğü, İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2002.
^ Kendilik bilincinin yaratılmasında akademik-entelektüel faaliyetin önemi vurgulanarak bu
alanda yaym faaliyetlerinin daha etkili ve sürdürülebilir olması gerektiğinin altı çiziliyor.
İzmir'in kent mimarisi kültürel değerlerini koruyacak ve öne çıkaracak bir
düzenlemeden yoksun:
^ Şehir planlamasının kentin kültürel ve tarihsel birikimini korumaya ve ortaya çıkarmaya
yönelik bir anlayıştan uzak geliştiği, pek çok değerin yok edildiği pek çoğunun da kent dokusu
içinde görülemez hale geldiği vurgulanarak bunun en güzel örneğinin Agora'daki otopark olduğu
belirtiliyor.
h^Kültür turizmin geliştirilmesinde paydaşlar arasındaki iş birliği önemli, İzmir bu konuda
olumsuz bir tablo sergiliyor:
^
İzmir kültür turizmi alanında büyük potansiyeli olan ancak bu potansiyeli harekete
geçiremeyen bir kent olarak görülüyor. İzmir'in bu potansiyelini harekete geçirememesindeki en
önemli faktörlerden biri olarak, sektörün temel aktörlerinin birlikte iş yapma kültürlerinin
olmaması öne çıkıyor.
Anket bulgularına göre tanıdık çevreden bilgi alamama itibarı önemli bir şekilde negatif etkiliyor.
Kültür zenginliği hakkında bilgi sahibi olmama da aynı şekilde itibarı negatif etkilerken tarihe
merak itibarı pozitif etkiliyor.
Bağımsız Değişkenler
Model
1
(Sabit Değer)
izmir'e gelmemdeki en
önemli nedenlerden biri
tarihe duyduğum meraktır.
izmir'de Efes Antik Kenti
dışında başka bir kültür
mirasına ilgi duymuyorum
izmir'in kültürel zenginliği
hakkında fazla bilgim yok.
izmir'de yaşamış ve
yaşayan akraba/
arkadaşlarımdan İzmir'in
kültürel zenginliğine
ilişkin pek bilgi
edinmedim.
Standiırt Olmayan Standart
Katsakfl
Katsayı
B
Standart
Beta t
P Değeri
Hata
8.642 .522
16.544 .000
.083
.108
.045 .769
.442
.004
.120
.002 .033
.974
-.104 .117
-.059 -.892
.373
-.295 .114
-.167 -2.589
.010
Bağımlı Değişken: İzmir'in gözünüzdeki itibarına 10 üzerinden kaç verirsiniz?
5. ÖNE ÇIKAN İMKANLAR VE SORUNLAR
zmir kültür turizmi üzerine, paydaşların görüşlerinden, yapılmış çalışmalar ve yazılmış
eserlerden yola çıkarak derlediğimiz tespitleri aktardık. Bu tespitlerden her biri önem arz
etmekle birlikte öneriler geliştirmek açısından aciliyetleri ve stratejik önemleri gereği bir
önceliklendirmeye gitmekte fayda görüyoruz. Bu yüzden son bölümde öneri geliştirmeden önce
bazı tespitleri daha ayrıntılı ele alacağız. Ancak odaklanılmasını önereceğimiz konulara geçmeden
önce sıraladığımız tespitleri, İzmir Kültür turizminin güçlü veya zayıf yanlarına, turizm için işaret
ettikleri imkânlara ve risklerine göre özetlemekte fayda görüyoruz.
İ
Öne çıkan kurumların yaptıkları çalışmalar İzmir'in kültür turizmi vizyonunun güçlenmesini
sağlayan çalışmalar olarak paydaşlar tarafından beğeniyle karşılanıyor. İzmir'in zengin tarihsel
birikimi İzmir'i çekici kılan bir özellik olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle kültür turizminin ilk
başladığı Efes, Bergama gibi destinasyonlara sahip olması büyük bir artı olarak görülüyor.
Turistlerle yapılan yüz yüze görüşmelerde elde edilen sonuç ise İzmir'in itibarının ve kültür
turizmindeki değerinin turistlerin gözünde bilgi düzeylerinden bağımsız olarak yüksek olduğunu
ortaya koyuyor. Ancak İzmir'in kültürel ve tarihsel birikimi yeterince kullanılamıyor. Kültürel
mirasm ve eserlerin modem bir müzecilik anlayışı ile sergilenmesinde sorunlar yaşanıyor. Her ne
kadar kurulması planlanan Ege Medeniyetleri müzesi müzeciliği ve kent turizmi zenginleştirecek
bir fırsat olarak görülse de müzecilik anlayışındaki sorunlar kültür turizminin gelişememesindeki
zayıf noktalardan biri olarak görülüyor. Konaklama imkânlarının yetersizliği ve limandaki çevresel
düzenlemelerdeki aksaklıklar başlıca altyapısal sorunları oluşturuyor. Etkinlik turizmi başlığı
altında kültür, sanat, spor etkinlikleri, butik festivaller gibi kültür turizminin ürünlerinin
çeşitlendirilmesine yönelik çalışmalar eksiklikler bulunuyor. Özel sektör liderlerinin sponsorluk
çalışmalarının yetersiz olması kültür sanat etkinliklerinin ve kalıcı yapılanmaların oluşmasında bir
engel teşkil ediyor. Sivil toplum örgütlenmesinin zayıf olması kişisel katkıların bir fırsat olarak
değerlendirilememesine yol açıyor.
38
Fotoğraflar: Birol Üzmez
GÜÇLÜ YÖNLER
ZAYIF YÖNLER
•> Öne çıkan kurumların yaptıkları
çalışmalar
•> Müzecilik anlayışı
•> İzmir'in kültür turizminin ilk
başladığı Efes, Bergama gibi
destinasyonlann tanınırlığı
•> Özel sektörün sponsorluk
•> Turistlerin gözünde İzmir'in itibarı
•> Limandaki altyapı sıkıntısı
•> İzmir'in zengin tarihsel birikimi
•> Konaklama imkanlarının yetersizliği
•> Etkinlik turizmindeki sınırlılıklar
konusundaki isteksizliği
•> Sivil toplum desteği
•> İzmir'in kültürel ve tarihsel
potansiyelinin istenilen düzeyde
kullanılamıyor oluşu
•> Kent mimarisi
FIRSATLAR
RİSKLER
•> Güneş-Deniz-Kum, sağlık, kongre
•> İş birliği kültürü
ve kruvaziyer turizminin kültür
•> İzmir kent bilinci
turizmiyle birbirini destekleyici
özellikleri
•> Tanıtım stratejisi
•> İnanç turizmine yönelik tarihsel ve
kültürel birikim
•> İzmir'in tarihteki çok kültürlü yapısı
•> İzmir'in kent turizmine yönelik
yapılan çalışmaların sağladığı
birikim
•> İzmirin mutfak kültürü birikimi ve
mutfak kültürüne yönelik yapılan
akademik ve sektörel çalışmalar
•> İzmirli ünlülerin İzmir tutkusu
•> Ege Medeniyetleri Müzesi'nin
planlanması
•> Çok odaklılık
Paydaşların ifade ettiği biçimiyle İzmir'in "çağdaş-batılı-modern" yaşam tarzı ve insan
ilişkilerinin yapısı kültür turizminin gelişmesi için bir avantaj olarak görülüyor. İzmir'de mevcut
olan ve gelişmesi desteklenen turizm türleri ile (Kruvaziyer, sağlık, kongre, güneş-deniz-kum)
kültür turizminin birbirini dışlamaması, aksine birbirini tamamlayıcı ve zenginleştirici özellikler
barındırmasının İzmir turizm vizyonu açısından olumlu değerlendirileceği düşünülüyor. Aynı
şekilde İzmir vizyonu açısından bakanlıklar düzeyinde İzmir'in temsil edilmesi bir fırsat olarak
karşımıza çıkıyor. İzmir kent turizmine yönelik öne çıkan paydaşlar tarafından planlanan ve
uygulanan çalışmaların, inanç turizmine ve İzmir'in geçmişteki çok kültürlü yapışma dönük
hareketlenmelerin bir fırsat olduğu ve güçlü bir özelliğe dönüşmesinin mümkün olduğu
düşünülüyor. Her ne kadar etkinlik turizmi yetersiz görülse de etkinlik turizminin içine giren
gastronomi turizmine yönelik yapılan çalışmaların bir fırsata dönüştüğü ve pratik adımlar atılırsa
kültür turizmine çok şey katabileceği belirtiliyor.
Ancak bu fırsatların iyi değerlendirilebilmesi için bir yandan risk olarak nitelendiren
konularda çalışmalar yapılması gerekiyor. Öncelikle İzmir kent bilinci geliştirilmeden, yerel halkın
İzmir kültürünü sahiplenmesi gerçekleşmeden fırsatların değerlendirilmesi olanaksız gözüküyor.
Tespitler bölümünde yer verdiğimiz ve öneriler kısmında tekrar ele alacağımız bu konu azami
önem taşıyor. İş birliği kültürü ve tanıtım stratejileri ise kültür turizminin vazgeçilmez iki unsuru
olarak görülüyor. Bu konudaki eksikliklerin fırsatların değerlendirilmesi durumunda da kültür
turizminin güçlenmesinde engel teşkil edeceği öngörülüyor. Bu unsurlar değerlendirilmeden birçok
eksik, zayıf noktaya ve fırsatlara odaklanılmasının bir risk olduğunu da belirtmek gerekiyor.
İzmir kültür turizmine yönelik derlediğimiz tespitleri güçlü veya zayıf yanlarına, turizm için
işaret ettikleri imkânlara ve risklere göre analiz ettikten sonra özellikle bazı tespitlerin İzmir kültür
turizmine yönelik öneriler geliştirmek açısından kritik önemde olduğunu gördük. Bu bölümde daha
ayrıntılı olarak ele almak istediğimiz bu tespitlere dokuz başlık altında yer vereceğiz:
Turizmin geliştirilmesi için riskler oluşturduğunu düşündüğümüz İzmir kent bilinci, tanıtım
stratejisi ve iş birliği kültürü konulan bir çok mikro önerinin önüne set çekebilecek nitelikte
olduğundan stratejik öneme sahipler. Bu bölümde bu konulara, 'İzmir'de kent bilinci', 'Turizmin
Cansuyu: Tanıtım', 'Turizmde Paydaş Yaklaşımı: İş birliği kültürü' başlıkları altında
değiniyoruz.
Bugüne kadar yapılan akademik ve kurumsal çalışmaların birikimiyle ve entelektüel
hareketlenmelerle kültür turizmi açısından değerlendirilmesinin elzem olduğunu düşündüğümüz
fırsatlar olan kent turizmine yönelik destinasyonlar, İzmir'in tarihteki çok kültürlü yapısı ve mutfak
kültürü konularına sırasıyla 'İzmir'in kültür durakları: Destinasyonlar', 'Kentin belleğine
yolculuk: çok kültürlülük ve kentsel kimlik', 'Yeme-içmenin şehri olarak İzmir: Gastronomi
ve kültür turizmi' başlıkları altmda yer verdik.
Risk ve fırsatların işaret ettiği konular haricinde kentin sahip olduğu bazı zayıflıkların da
kültür turizminin geliştirilmesinin önündeki başat engellerden olduğunu gözlemledik. Küresel
turizm ve kent gelişimi trendleriyle de uyumlu olarak daha fazla değinilmesini zorunlu
gördüğümüz etkinlik turizmi, kent mimarlığı ve müzecilik konularım sırasıyla 'Olağanın Ötesine
Geçmek: Etkinlik turizmi', 'Kent mimarlığı', 'Kültür Medyası: Müze ve Ören yerleri'
başlıkları altında inceledik.
5.1. İzmir'in Kültür Durakları: Destinasyonlar
Destinasyonlar, kültür turizmi açısından İzmir'in bir yandan en öne çıkan diğer yandan da
atıl kalmış değerlerindendir. Kültür turları kapsamında İzmir kent merkezi ve çevresindeki
destinasyonlann envanterinin çıkarılması ve yaygınlaştırılması, kültür turları düzenleyen seyahat
acentelerinin bu destinasyonları pazarlamak için gerekli altyapıyı hazırlamaları, kültür turlarını
çeşitlendirerek kültür turizmi potansiyelini ortaya çıkarmaları gerekliliği paydaşlarca üzerinde
durulan konulann başmda geliyor. Aşağıda belirtilen destinasyon önerileri başka kaynaklarda yer
verilen destinasyon önerilerine bir ek olarak düşünülebilir.21 Buradaki asıl amaç, oluşturulan bu
destinasyon önerilerinin seyahat acenteleri, oteller ve kamu tarafından sahiplenilmesi, tanıtımının
yapılması ve aynı zamanda İzmir kent bilincini güçlendirmesini sağlamak üzere bir altyapı
görevini görmesidir. Bu destinasyonlar, kültür turizmi ürün çeşitlendirmesi yoluyla farklılaştırılıp
çoğaltılarak hedef kitlelere uygun bir tarzda bir araya getirilmeli ve pazarlanmalıdır.
21
Antik Çağ Turu
1. Eski İzmir (Smyma): Tepekule Höyüğü
(Bayraklı): Izgara planlı kent dokusu,
Megaron tipi evler, yol ve caddeler,
Athena Tapınağı, antik çağm ilk çeşmesi.
2. Pagos Tepesi (Kadifekale): Hellenistik
Dönem Sur Kalıntıları (Toprağa yalan
bölümleri), St. Polycarpe kalıntısı,
sarnıçlar, kente kuşbakışı gözlem.
3. Antik Tiyatro Kalıntıları (Kireçlikaya).
4. Agora (Namazgah): Roma Dönemi
kalıntısı (M.S.178 Depremi sonrası inşa
edilen), Bazilika, Antik Çağ'dan beri
akan su, Küçük Faustina'nın kemer
üzerindeki maskı.
5. En sonunda İzmir Arkeoloji Müzesi gezilir.
Alsancak Turu
1. St.Polycarpe Kilisesi
2. Sevgi Yolu
3. Dom Kilisesi
4. Türk-Amerikan Derneği Sergi Salonu
5. Fransız Konsolosluğu ve
Fransız Kültür Merkezi
6. Dominik Caddesi
7. Sevinç Pastanesi
8. Kıbns Şehitleri Caddesi
(Kafeler, Sanat Galerileri, Kitapevleri,
Pastaneler)
9. Gazi Kadınlar ve Muzaffer İzgü sokakları
Kilise-Sinagog Turu
Kiliseler Turu, St.Polycarpe Kilisesi'nden
başlayarak, tüm kiliseleri kapsar. Sinagoglar
turu ise şöyle gerçekleşebilir:
1. Kemeraltı Sinagoglarından sonra, Karataş
Beth-İsrael Sinagogu'na uzanılır.
2. Dairo Moreno Sokağı
3. Asansör
4. Yaşar Aksoy Parkı'ndan kent panoraması
İslam Turu
1. Kemeraltı Camileri (Salepçioğlu
Camii dahil ederek)
2. Kızlarağası Hanı
3. Dönertaş
4. Namazgah Hatuniye Camii ve ara sokaklar
5. Namazgah Emir Sultan Türbesi
6. Basmane Çorakkapı Camii
7. Sadık Bey Oteli ve Oteller Sokağı
. . .
Ulukaya, Yalçın; "izmir Turizm Potansiyeli ve Gelişimi Üzerine", izmir Turizm Sempozyumu, 2006.
Sanat Turu
1. İzmir Devlet Resim ve Heykel Müzesi
2. İzmir Devlet Opera ve Balesi Binası
3. Akbank Sanat Galerisi
4. Büyükşehir Belediyesi Sanat Galerisi
5. İş Bankası Sanat Galerisi
6. Alsancak Sanat Galerileri (Leonardo,
Yapı-Kredi, Epsilon, Pam -Center, Turgut
Pura Vakfı)
7. Selçuk Yaşar Resim Müzesi, Coşku, Adnan
Franko, Türk Amerikan Demeği, Fransız
Kültür Merkezi, vs.)
8. Kültürpark'ta İzmir Sanat galerisi ve İzfaş
Sanat Galerisi
9. Akşam: Devlet Senfoni Orkestrası Konseri
(Günlerden cuma ise), Mavi Bar'da
Caz Gecesi (Günlerden Salı ise)
Buca Turu
1. Alsancak Garı'ndan TRT binasından
hareket ve Buca İstasyonu.
2. Buca Kilisesi
3. Rees Köşkü (Buca Eğitim Fakültesi
Dekanlık Binası)
4. Buca Levanten Köşkleri
5. Hipodrom ve Gölet
6. Şirinyer (Kızılçullu Su Kemerleri)
(Roma Dönemi)
Kemeraltı Turu
Üç dinin buluştuğu ilginç bir ticaret aksıdır.
Sırasıyla şu mekanlar gezilir.
1. Saat Kulesi
2. Konak Camii (1800)
3. Kemeraltı Camii (1690)
4. Başdurak Camii (1652)
5. Kestane pazarı Camii (1667)
6. Şadırvanaltı (1636)
7. Hisar Camii (1592)
8. Hisarönü
9. Kızlarağası Ham
10. Juderia (Musevi Bölgesi) içindeki
sinagoglar: Etz Hayım, Şalom, Talmut
Tora (Hevra), Sinyora ve Algazi
11. Bikur Halim Sinagogu (İkiçeşmelik
Caddesi üzerinde, Bizans Döneminde
temelinin atıldığı iddia edilmekte.
En eski sinagog).
12. St.Polycarpe Kilisesi
(Yeni Asır Gazetesi karşısı).
Genel Turlar
Bu turlar içinde çeşitli yol güzergahları çizilip,
çeşitli farklılıkta turlar da düzenlenebilir.
1. Kadifekale (sabah)
2. Agora (yürüyerek)
3. Arapfırını yönünde İzmir Arkeoloji Müzesi
(yürüyerek)
4. Asansör ve Dairo Moreno Sokağı- Beth
İsrael Sinagogu
5. Konak Meydam, Saat Kulesi, İlk Kurşun
Anıtı, Hükümet Konağı,
6. Kemeraltı Turu (camiler, sinagoglar,
hanlar)
7. Hisarönü öğle yemeği
8. Kızlarağası Hanı (Alışveriş)
9. St.Polycarpe Kilisesi
10. Sevgi Yolu ve Alsancak Turu
11. Bayraklı Ören Yeri
12. Karşıyaka Zübeyde Ana Mezarı
13. Karşıyaka Küçük Yamanlar
(restoranda akşam yemeği)
Kadifekale-Agora-Kemeraltı Destinasyonu
2007'de Bakanlar Kurulu kararıyla "Yenileme Alanı" ilan edilen Kadifekale'den Kemeraltı'na
uzanan bölge, Kadifekale-Agora-Kemeraltı aksı, paydaşların özel önem verdikleri bir destinasyon
olarak öne çıkıyor. Bu bölge, tarihi Kemeraltı çarşısındaki alışveriş olanakları, Agora ve
Kadifekale'nin arkeolojik önemi, Kadifekale'nin manzarasının kent açısından sembolik değeri ve
güzergahta yer alan han, hamam ve sinagogların İzmir'in çok kültürlü tarihine ışık tutmasıyla,
kültür turizminin bir çok özelliğini bir arada sunabilecek bir potansiyele sahip22. Bu güzergahtaki
tarihi yerlerde İzmir kültür turizminin temel aktörleri tarafından çalışmalar yürütülüyor, projeler
hazırlanıyor. Agora, Kemeraltı ve Kadifekale'de planlaması biten projeler etaplandırılarak
uygulamaya konuluyor ve bütün bölge eski kent merkezi yenileme çalışması olarak tek bir projenin
çatısı altmda belli bir plana göre yürütülüyor. Yapılan çalışmalar İzmir kültür turizmi sektörü
paydaşları tarafından beğeniyle ve heyecanla karşılanıyor.
İzmir Ticaret Odası 1992-2007 İzmir Stratejik Plam'nda "Tarihsel Çevre İçinde İzmir Kent
Dokusu ve Kemeraltı" başlıklı bölümde Kemeraltı özel olarak ele alınıyor ve şehrin en önemli
odaklarından olan Kemeraltı'nın tarihi niteliğinin oldukça bozulmuş durumda olduğu tespiti
yapıldıktan sonra tarihi çarşının kurtarılması için yapılması gerekenler sıralanıyor23: "Bu aks,
yeniden düzenlenmelidir. Bu açıdan 1. aşamada cephe algılamasını olumsuz yönde etkileyen
ışıklandırma, reklam panosu, tente gibi unsurların kaldırılarak yeniden düzenlenmesi
düşünülebilir. Tarihi niteliği yok olmuş harap durumdaki yapıların cephe düzeni ve yapı unsurları
korunarak rekonstrüksiyonu düşünülmelidir 2. aşamada çevre İle ilgili düzenleme yapılmalı
restorasyon çalışmaları sokak zemin ve yeşil dokusu, diğer yapı unsurlarının onarımı, aydınlatma
düzeni bütünlüğünde ele alınmalıdır. Bu çalışmalarla, izmir'in en merkezi alışveriş aksının yeniden
tarihi niteliğine kavuşturularak yaşatılması mümkün olacaktır."
Konak-Kemeraltı (Fotoğraf: Birol Üzmez)
22
Kılıç, Sibel Ecemiş & Aydoğan, Muhammed;" Katılımcı Bir Kentsel Koruma Projesi: Izmir-Kemeraltı Tarihi Kent Merkezi",
Ege Coğrafya Dergisi, S.15, 2006.
23jizmir
• Ticaret
—
- ..i
. Stratejik
... —
. —
- . —
—
Odası;
"izmir
Planı 1992-2007", iizmir
Ticaret Odası
Kitaplığı, 1993.
^
İzmir Ticaret Odası Stratejik Plan çerçevesinde Kemeraltı ile
ilgi çalışmalarını sürdürür ve 2009 baharında ulaştığı
sonuçları "Kemeraltı Envanteri" kitabıyla kamuoyuyla
paylaşır. İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem
Demirtaş, dünyadaki marka şehirlerde, New York'ta 5. Cadde
veya Paris'te Şanzelize gibi öne çıkan ünlü ve tarihi alışveriş
mekanları olduğunun altını çiziyor ve Dünyanın en eski
çarşılarından Kemeraltı'nın da kendine has özellikleri, farklı
yapılan, mekanları ve siluetiyle geçmişle kurduğu güçlü bağla
böyle olmaması için hiçbir sebep olmadığını belirtiyor. Büyük
potansiyeline rağmen Kemeraltı Çarşısı'nın çok ciddi
sıkıntıları olduğunu kaydeden Demirtaş, "Odamızın yanı sıra
birçok kurum, kuruluş ve sivil toplum örgütü de çeşitli proje
ve etkinliklerle Kemeraltı'nın canlanması için çalışmalar yürütüyor. Bunlar yapılırken elimizin
altında bilimsel veriler bulunmuyordu. Bu eksikliği gidermek için Kemeraltı Envanter çalışmasını
hazırladık." Diyor.
İzmir Ticaret Odası, Kadifekale-Agora-Kemeraltı aksının Agora etabıyla da özel olarak
ilgileniyor. İTO Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, Agora ile çalışmaları şöyle özetliyor:
"Agora'nın meclis binası, stoaları, mahkeme binası ve toprak altında gün ışığını bekleyen yüzlerce
eseri ile izmirlilere tarihin bıraktığı mirasın en önemli parçalarından biri çok değerli bu alan
yıllarca kaderine terk edildi. Oysa gerek kentimiz turizmine kazandıracağı büyük ivme, gerekse
izmir'in tarihi değerlerine sahip çıkılması açısından, Agora ve çevresine sahip çıkmak ve hak ettiği
şekilde gezilebilmesini, eserlerin çıkarılabilmesini sağlamak, tüm İzmirlilerin üzerine düşen bir
sorumluluk. Bu düşünceden hareketle 2004 yılında Agora'nın da içinde yer aldığı Smyrna Antik
Kenti Kazılarına sponsor olarak destek vermeye başladık."
Ü É
Agora (Fotoğraf: Birol Üzmez)
İzmir Ticaret Odası, 2011'de katkıları ile sürdürülen kazılar sonucunda
çıkartılan eserlerden 79 sikke ve 89 objenin tanıtıldığı Antik Kenti Kazı
Başkanı Yrd. Doç. Dr. Akın Ersoy ve ekibi tarafından hazırlanmış "Antik
o
Smyrna Seçilmiş Eserler ve Sikkeler 2007-2009" isimli bir kitap da
" s s s s
yaymlar.
İzmir Ticaret Odası, destinasyonun Kadifekale ayağında da
çalışmalar yürütür. 2005 yılında kaderine terk edilen Kadifekale'nin, İzmir
turizmine kazandırılması amacıyla hazırlanan 11 proje kamuoyuyla
paylaşılır: "Teleferik, Kale'nin aydınlatılması, İzmir'in her yerinden
görülebilecek dev büyüklükte Türk Bayrağı, surların restorasyonu, çevre
düzenlemesi, yeni restoran ve kafeler, hediyelik eşya standları, turizme
yönelik tanıtım broşürleri, el işi eğitim merkezi, öğrenci bursları ve her
hafta ünlü bir sanatçının katılacağı Kadifekale Geceleri. "
81
o
I
*it.' j
1 | ıî İ t *
İ S f 1 ífSaü
İ M
¡|¡¡ m İ l i f i t i l
M ı i i IJfM
s K T'
Kadifekale-Agora-Kemeraltı destinasyonunda çalışmalar yürüten bir diğer kuruluş Konak
Belediyesi. Kent Yenileme Çalışmaları kapsamında 2005 - 2009 döneminde tarihi çarşıda önemli
çalışmalar gerçekleştirilir. Dönemin Konak Belediye Başkanı Ali Muzaffer Tunçağ, Kemeraltı'nın
önemini ve tarihi çarşı için yaptıklarım şöyle anlatır:24
"2700 dönüm bir alanı kapsayan tarihi Kemeraltı Konak'ın göbeğinde İzmir ticari yaşamının
çok önemli bir merkezi. Dünyada eşi bulunmaz bir "Çarşılar Bütünü" olan Kemeraltı, bu anlamda
dünya kültür mirasının bir parçasıdır.
Konak-Kemeraltı "Kızlarağası Hanı" (Fotoğraf: Birol Üzmez)
24
Tunçağ, Ali Muzaffer; "Eski Kentin Kalbini iyileştirirken", Konak Belediyesi Kent Yenileme Çalışmaları 2005 — 2009,
Konak Belediyesi: İzmir, Nisan 2008.
Tarihi hanlar, oteller, farklı dinden insanların dua ettiği camiler, havralar, kiliseler
buradadır. Roma imparatorluğu'nun en büyük alışveriş mekânlarından birisi olan Agora, şimdi
evlerin altında kalmış olan Antik Tiyatro ve Stadyum ile Tarihi Roma yolu, kente tepeden bakan
Kadifekale, şadırvanları, Emir Sultan Türbesi, "Dönertaş" gibi sebiller, çınarı ile Altınpark,
Hatuniye Camii ve çevresi, tarihi konaklar buradadır ve eski kentin kalbini oluşturmaktadır.
Tarih kitapları ve gezginlerin anılarından, ipek Yolu'nun batısında önemli bir ticaret
merkezi olan iç limanın, bugünkü Kızlarağası Hanı'nın önüne kadar geldiğini biliyoruz. İpek
Yolu'ndan gelen deve kervanlarıyla izmir'e ulaşan malların indirildiği hanlar, kalenin koruduğu
limanın kıyısındaki dükkânlar, limanın iç kısmındaki kervansaraylar, günümüz çarşısının tarihi
köklerini oluşturuyor.
Böylesine zengin bir kültürel mirasımız kaderine terk edilmiş iken, 1999 yılında Konak
Belediyesi, Dokuz Eylül Üniversitesi Şehir ve Planlama Bölümü'yle " Kemeraltı Koruma Amaçlı
İmar Planı" revizyonunun ilk bölümünü tamamladı.
Konak Belediyesi dönüşüm ilk ayağı olan çevresel iyileştirmeye öncülük etmektedir. Şimdi
sıra, işlevsel değişikliğe öncülük edecek girişimcilere gelmiştir. Bu kapsamda, İzmir Ticaret
Odası' na ve Esnaf Odaları' na, "Tarihi Kemeraltı Esnaf D emeği" ne, turizm ve halkla ilişkiler
şirketlerine büyük iş düşmektedir."
Basmane Gar (Fotoğraf: Birol Üzmez)
46
Konak Belediyesi, 2005 - 2009 döneminde Alipaşa Meydanı Şadırvan ve Cephe İyileştirme
Çalışmalan, Mimar Kemalettin Caddesi İyileştirme Uygulamaları, Basmane - Oteller Sokağı
İyileştirme Projesi, 926 Sokak Kentsel Yenileme Projesi, Abacıoğlu Hanı Kentsel İyileştirme
Projesi, Altınpark Belediye Hizmet Binası Tadilatı, Altınpark Meydanı, Çeşmesi ve Çınar Ağacı
İyileştirme Projesi, Konak Belediyesi Basmane Semt Merkezi, Konak Belediyesi'ne Yeni Bir
Mekân, 1294 ve 1295 Sokak Kentsel İyileştirme Projesi, Kestelli Caddesi Kentsel İyileştirme
Projesi, Çakaloğlu Han Sebili ve Çeşmesi Restorasyonu, İkiçeşmelik Çeşmesi Restorasyon
Çalışması, Reşat Nuri Güntekin Evi Rölöve ve Restorasyon Projesi, İşkur Binasından Müzik
Müzesine, Altmordu Klübü Binası Restorasyonu, Hisar Camisi Yer Kaplaması Kayrak Taşı Projesi,
Sıddıka Saadet Mirci Baba Evi, Kavaflar Çarşısı Rölüve ve Restorasyon Projesi Anafartalar
Caddesi ve Hatuniye Meydanı çalışmalarını gerçekleştirir.25
M 6 E L M BÜÎÜR! KADAR 5IRÇ6K TARİHİ VP7I ¿UNUMU» mpjfflü
Ali Muzaffer Tunçağ döneminde
başlayan çalışmalar, Hakan Tartan döneminde
de sürer. Abacıoğlu Hanı, 2007 tarihinde
gördüğü restorasyonun ardından Kemeraltı'nı
Canlandırma Projesi kapsamında öne çıkar:
Başkan Tartan, restorasyonu yapılan tarihi binalara ekonomîk-sosyal alanlarda işlev kaTarihe Saygı Yerel Koruma Ödülü'nü alır.26
zandırdıklarını ve toplumun hizmetine sunduklarını, ödülün itici güç olacağını söyledi
Konak Gazetesi; Yıl 3, S. 14.
Arkasından dünya çapında en önemli
mimari yarışmalardan biri sayılan 19 ülkeden
101 projenin katıldığı Philippe Rotthier Avrupa
Mimarlık yarışmasında ödüle layık görülür.
Abacıoğlu Han Projesi önce Brüksel'de
bulunan Mimarlık Müzesinde, daha sonra
birçok Avrupa şehrinde sergilenir Philippe
Rotthier Avrupa Mimarlık
Yarışması
27
kataloğunda yer alır.
Konak Belediyesi'nin destinasyondaki bir diğer çalışması Basmane-Altınpark kazıları. 2008
yılında başlatılan kazılarda titizlikle yürütülen çalışmalar sonucunda alanın 3'te 2'lik kısmı gün
yüzüne çıkar. Konak Belediye Başkanı Dr. Hakan Tartan, Basmane ve çevresinin İzmir'in antik
dönemine ışık tutacak çok önemli eserleri bünyesinde barındırdığına dikkat çekiyor ve kazıların
tamamlanmasının ardından Türkiye'nin en önemli arkeoparkını Altınpark'a kuracaklarını
belirtiyor.28
Kadifekale-Agora-Kemeraltı destinasyonunda çalışmalar yürüten kuruluşlardan biri de İzmir
Büyükşehir Belediyesi'dir. "Büyükşehir Belediyesi Yenileme Alanı" olarak ilan edilen Konak
Meydanı'nda başlayıp Kadifekale'ye uzanan toplam 270 hektarlık tarihi kent merkezinde süren
planlama çalışmalan 2009'da tamamlanır. Alan etaplar halinde projelendirilir ve Agora, Kadifekale
ve Kemeraltı Projelerini ayrı ayn değil, tek çatı altında yürütülmesini hedefleyen ana omurga
oluşturulur.
Dönemin İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarihsel Çevre ve Kültür Varlıkları Şube Müdürü
Kıvılcım Keskiner, bölgenin tümden dönüşmesinin 2050'yi bulabileceğini; ancak geleceğinin artık
kalın çizgilerle belli olduğunun altım çiziyor. Dönemin İzmir Büyükşehir Belediyesi İmar işleri
Daire Başkanı Fügen Selvitopu da eski kent merkezinde bir hayli işin geride bırakıldığını
25
Konak Belediyesi Kent Yenileme Çalışmaları 2005 - 2009,"Kemeraltı Bölgesi Proje Alanları", Konak Belediyesi, 2008.
Sağ, Ceren Candar; "Tarihi handa " Çiçek Pasajı" modeli Abacıoğlu", KNK Dergisi, S. 1, 2009.
27
Konak Gazetesi; "Abacıoğlu Hanı İzmir'e Ödül Getirdi" Konak Belediyesi, Yıl: 3, S. 14, Seta Matbaa: İzmir, 2011.
28
Konak Gazetesi; "Kazılar Kaldığı Yerden Devam", Konak Belediyesi, Yıl: 3, S. 14, Seta Matbaa: İzmir, 2011
26
^
vurguluyor: "Kemeraltı Anafartalar Caddesi'ndeki cephe düzenlemelerinde üçüncü etap bitti,
dördüncüye geçildi. Agora çevresindeki yıkımlar sayesinde kazı alanı İkiçeşmelik Caddesi'nden görülebiliyor. Abacıoğlu Han'dan sonra şimdi Kavaflar Han restore ediliyor. Ayavukla Kilisesi'ndeki
çalışmalar hızlanmış. Bir müjdeli haber de Kadifekale'den. Kale sur duvarlarının restorasyonu
için ihale süreci bitmiş. Şimdi proje çalışması, ardından da restorasyon başlayacak. Daha önemlisi
Antik Tiyatro'nun açığa çıkarılması için kamulaştırma kararı çıktı; yakın zamanda orada da
yıkımlar başlayacak.
Ayavukla Kilisesi (Fotoğraf: Birol Üzmez)
Alandaki en önemli bölge, Kadifekale. Yeşilova ve Tepekule'den sonra İzmir'in üçüncü
yerleşim alanı olan Kale ve çevresi, hem çöküntü bölgesi olmaktan kurtulacak, hem de elde kalan
arkeolojik değerlerine yeniden kavuşacak. Bugün hâlâ niteliksiz yapıların altında gömülü duran
Antik Tiyatro açığa çıkacak. Belediye tarafından 2002'de başlatılan projenin uygulaması sürüyor;
ama daha yapılacak çok iş var. Sırada olansa, ihale süreci biten sur duvarlarının restorasyonu.
Dönemin izmir Büyükşehir Belediyesi imar işleri Daire Başkanı Fügen Selvitopu: Kale'de çok
daha kapsamlı olan ikinci aşamada yani kazı çalışmalan başlayacağmı vurguluyor: "Kale içindeki
kazı önemli. Arkeolojik kalıntılara zarar vermeden ciddi bir çalışma başlatılacak. Buna koşut
olarak kale içindeki şapel ve sarnıcın da restorasyonu yapılacak. Ve kentlinin kullanımına uygun
olarak işlevlendirilecek. Ayrıca Kale arkasındaki heyelan bölgesi boşaltılacak. Kalenin çevresi
açıldığında bütünüyle görünecek, çevresi de ağaçlandırılacak."
M.Ö. 333'te kurulan Kale ve surlann zaman içinde yetersiz kalmasıyla, dışarıda büyümeye
başlayan şehrin gelişme alanlarından olan Altınpark, Konak Belediyesince yürütülen kazı
çalışmalarından çıkacak veriler doğrultusunda projelendirilecek Ayrıca şehrin sur duvarları yeniden
çizilecek. Kentin üçüncü kez Kale'de kurulduğu dönemden kalan, biri 967 Sokağı izleyerek
Basmane'ye, Sadık Bey Oteli civanndan kuzeye, 1364 sokaktan tekrar batıya yönelip, Halit Ziya
Bulvan'ndan kıyıyı izleyerek Hisar Camii civarına; diğeri ise stadyumu içine alarak Beştepeler
üzerinden Değirmentepe'ye uzanıp, buradan da Bahribaba Parkı'ndan denize ulaşan surlardan kalan
kısımlar ortaya çıkarılacak. Günümüze ulaşamayan kısımlar ise iz olarak belirlenecek.
Agora, Kale ve Antik Tiyatro uzun vadeli, büyük projelerin konusu. Bunun yanmda Yenileme
Alanı'nda dönüştürülecek 1500 civarında tescilli yapı var. Hanlar, yapılar, oteller ve diğer sivil
mimari örnekleri.
Agora Kazı Alam (Fotoğraf: Birol Üzmez)
49
Bet-İlel Sinagogu (Fotoğraf: Birol Üzmez)
Kemeraltı'nın geleneksel Havralar Bölgesi kendi içinde ayn bir proje. 15'inci yüzyıldan beri
"Yahudi Mahallesi" olarak bilinen bu bölgede, ticaret alanı ile iç içe 9 sinagog var. İlk etapta
Bet-İlel Sinagogu ile Cemaat Evi restore edilecek. Ardından Etz-Hayim, Algaze, Birkur Holim,
Portekiz, Hevra, Foresteros, Sinyora Sholom... Bölge çevresindeki çarşı ve sokaklarda da cephe
düzenlemeleri gibi çeşitli iyileştirmeler yapılacak. Havra Sokağı'nda mülkiyet ve yönetim sorunları
için Yahudi cemaati ve belediye ortak çalışıyor.
Ets-Hayim Sinagogu (Fotoğraf: Birol Üzmez)
Arkeolojik alanları, semtleri, caddeleri, sokakları, meydanları ve yapılarıyla ele alman
bölgede, Kadifekale ve Antik Tiyatro'dan Hatuniye ve Pazaryeri Meydanına, oradan Altınpark,
Agora ve Ayavukla'ya tek bir hat üzerinden ulaşılabilecek dikliklerde raylı sistemlerle
desteklenecek yürüyüş parkuru da düşünülüyor.29
Kemeraltı Esnaf Derneği Başkanı Hasan Ceylan, Kemeraltı'nda ticaret ve turizmin
birlikte ele alınması gerektiği düşüncesinde. Alışveriş Merkezleri'nin baskısı altmda var olma
mücadelesi veren Kemeraltı'nın yeni bir vizyona ihtiyacı olduğunun altını çiziyor: "Alışveriş
Merkezleri, AVM'ler yalnız alışveriş yapılan yerler değil, sinemalar, yeme-içme mekânları,
müzik, eğlence imkânlarıyla çoluk-çocuk bir gün geçirilebiliyor. Kemeraltı AVM'lerin bütün
imkanlarını tarihsel kimliğine uygun bir biçimde kendisine entegre etmeli. AVM'ler dünyanın
her yerinde aynı. Kemeraltı ise bir tane. Bunun bilincinde olarak ancak çağın gereklerini de
yakalayarak tarihi çarşıyı bir turistik cazibe merkezi haline getirebiliriz"
Kentin Kültür Yarımadası: Alsancak Garı ve Çevresi
Anadolu topraklarında ilk demiryolu imtiyazmı elde eden İngilizler 1856'da İzmir-Aydm
hattı için faaliyete geçtiklerinde Gar çevresinde kendi yaşam alanları da oluştururlar. Postane,
hastane, kilise, konsolosluk, evler, lojmanlar hep aynı ada içine inşa edilir. 1902'ye tarihlenen
İngiliz Anglikan Kilisesi ile başlayan bu tarihiaks daha önce İngiliz mühendislere ev sahipliği
yapmış pek çok iki katlı yapı ile sürüyor: 150 yıllık yapılardan biri yaklaşık 10 yıldır "TCDD
Müzesi ve Sanat Galerisi" olarak hizmet veriyor. Bir diğeri Büyükşehir Belediyesi tarafından
"Kent Kütüphanesi'ne" dönüştürüldü. İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Vakfı'nın (İKSEV)
projesiyle "Müzik Müzesi'ne" dönüştürülen yapı da yine aks üzerinde. Kilisenin tam karşısmda
bir 19. Yüzyıl yapısı
daha var: 1884'te
İngilizler tarafından
Fransız bir mimara
inşa ettirilen 2000'e
kadar İzmir Sigara
Fabrikası olarak kullanılan Reji-Tabak binası. Arkas ve İzmir
Ticaret Odası iş birliğiyle hazırlanan "Reji
Kültür ve Sanat Merkezi" projesi onaylandığında, restorasyon
hızla başlatılacak.
Alsancak Garı (Eski Görünüm)
29
Şan, Deniz Çaba; "Artık Yol Haritası Hazır", İzmir Life S. 92, Şan Ofset: İstanbul, Nisan 2009.
51 Tfc
^52
Alsancak Saat Kulesi (Fotoğraf: Birol Üzmez)
Gar ve eklentilerinin hemen arkasında
erken Cumhuriyet dönemi sanayi yapıları yer
alıyor. Bugün fonksiyon icra etmeseler de her
biri kendi dönemlerine dair izler taşıyan çok
önemli mimarlık mirasları. Tarihi Havagazı
Fabrikası başarılı bir restorasyonla dönüşümünü
tamamladı. Havagazı Fabrikası'nın biraz
ötesinde yıkılmaya terk edilmiş Elektrik
Santrali var. Adadan çıkıp yarımadaya geçildiğinde Şark Sanayi, Sümerbank tesisleri,
Tekel Şarap Fabrikası ve diğer sivil mimarlık
örnekleri.30
Yeni Kent Merkezi İmar
Planı'na göre bölgedeki sanayi
yapılarının korunarak geliştirilmesini, kültürel ve sosyal
alanlar olarak dönüştürülmesini
öngörüyor. Bölgede yer alan
Havagazı Fabrikası, Elektrik
Santrali, İzmir Sigara Fabrikası,
Şark Sanayi, Sümerbank, Alsancak Garı ve eklentilerinin bir kısmı ile çevredeki diğer tescilli
yapıların hepsi bu proje kapsamında yer alıyor. Geçtiğimiz yıllarda Gençlik ve Kültür Merkezi'ne
dönüştürülen Havagazı Fabrikası projenin başarı sağlayan ilk örneği.
30
Şaıı, Deniz Çaba; "Kentiıı Kültür Yarımadası", İzmir Life, S. 90, Şan Ofset: İstanbul, Şubat 2009.
Gar karşısındaki yapılar kültür adası olarak adlandırılan projenin en önemli tamamlayıcıları.
Buradaki 150 yıllık yapılardan biri Müzik Müzesi olarak dönüştürüldü. Bu müzenin etrafındaki
yapılar kütüphane, dinleti alanı, etkinlik mekanları ve dinlenme yerleri olarak düzenleniyor. Yine
burada Anadolu Klübü olarak bilinen bina artık Kent Kütüphanesi olarak hizmet veriyor. TCDD
Müze ve Sanat Galerisi de aym havzanın içinde. Aynca bölgedeki birçok eski evin restorasyon
çalışmaları devam ediyor ve halkın hizmetine açılıyor. Üretimi 2002'de durdurulmuş Tekel Tütün
Fabrikası, sergi, tiyatro ve sinema salonları, sanat atölyeleri, kongre ve konser binası, sanatçılar
sokağı, eğitim merkezi ve şehir kulübüyle bir dönüşüme hazırlanıyor. Ancak projede TCDD
binaları ve eklentileri ile Tekel reji binaları ve eklentileri başta olmak üzere diğer yapıların
restorasyonu ve kültür turizmine kazandırılmasında kurumlar arası iş birliği eksikliği ile hukuksal
ve bürokratik engellere dikkat çekiliyor.
Kültür Park ve Fuar
ENTERNASYONAL.
İZMİP FUAR
2 0 AĞUSTOS - 2 0
i 9 4 8
EYLÜL
Çevresi 2550 metre ve yüzölçümü 430000
metrekare olan Kültürpark, kentin en önemli
kültür-sanat, spor ve eğlence tesisleriyle
İzmir'in başlıca rekreasyon alanı. 14 kapalı
sergi salonu, 4 konferans salonu, Atatürk
Açıkhava Tiyatrosu, İsmet İnönü Sanat
Merkezi, İzmir Sanat, Celal Atik Spor
Salonu, Lunapark, Paraşüt Kulesi, Gençlik
Tiyatrosu, Resim-Heykel Müzesi, Tarih ve
Sanat Müzesi gibi sanat ve eğlence
mekânlarının yanı sıra koşu yolu (1850
metrelik tartan pist koşu parkuru), yüzme
havuzu, kapalı spor salonu, tenis kortları,
halı saha gibi spor etkinliklerine imkân
sağlayan mekanlara sahip olan Kültürpark,
içerisinde egzotik türlerin de yer aldığı 7261
adet ağaç çeşidiyle önemli bir botanik alan.
Kültürpark'ın yapılardan arındırılarak, yeşil dokusunun
daha da güçlendirilmesi, sanat-kültür ve doğayı buluşturacak
düzenlemelerle "kültür turizmi"nde bir cazibe merkezi
yaratılacağı ifade ediliyor. Sancar Maruflu, Fuarcılığın
Kültürpark'ın dışında yeni alanlarda konumlandırılması ve
Kültürpark'ın bir rekreasyon alanı olarak düzenlenmesi
gerektiği düşüncesinde: "Belediye Meclisi üyesi olarak
kuruluşunda görev aldığım İZFAŞ'la, İzmir fuarcılığı çok
önemli mesafeler kat etmiştir. 1976' da başlattığımız ihtisas
54
ELVftN FEVZİ0GLU:
fuarcılığı artık izmir'de oturmuş durumdadır. Kültürpark'ırı doğal ortamında daha fazla zarar
verilmemesi için yepyeni fuar alanlarının tesis edilmesi aşamasına gelinmiştir." Şadan Gökovalı
da Kültürpark'ın botanik zenginliğine dikkat çekiyor; bu zenginliğin korunarak "kültür
turizmi"nin hizmetine sunulması gerektiğini belirtiyor: "İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan
Ahmet Piriştina döneminde Kültürpark'ın daha çok yeşile kavuşturulması ve bir kültür-sanat
merkezi haline getirilmesi doğrultusunda çalışmalar yürütüldü. 2001'de sanatçı kimliğinin yanı
sıra doğaya olan tutkusu ve katkılarıyla da Ege'ye ışık tutan Halikarnas Balıkçısı Cevat Şakir
Kabaağaçlı'nın anısına yazarın Türkiye'ye ilk kez getirdiği ve romanlarında ismi geçen bitkilerle
donatıldığı, 1500 metrekarelik "Halikarnas Balıkçısı Bitkiliği" oluşturuldu. Kültürpark içinde
benzer düzenlemelere gidilebilir."
İnanç Turizmi Destinasyonları
İzmir sınırları içinde ve çevresinde en öne çıkan destinasyonlardan bir diğeri de inanç
turizmi kapsamında ele alman bölgelerdir.
Efes, Hıristiyanlık tarihi açısından büyük öneme sahip; Paul, üçüncü seyahatinde burada 2
yıldan fazla kalmış, ilk mektubunu burada Corinthialılara yazmış, John 40'lı yıllardan sonra
burada yaşamış, 3. Ekumenikal Konsey'in toplandığı Chruch of Mary ve nihayetinde St. John'ın
mezarını barındıran Selçuk'taki St. John Bazilikası yine bu bölgede. Meryem Ana Evi özellikle
Katolik dünyası için çok önemli bir ziyaret noktası. Efes'in hemen güneyindeki Milet, St. Paul,
ünlü "Efeslilere Veda Konuşması'nı buradan yapmış olmasından dolayı Hıristiyanlık açısından
büyük öneme sahip.
kısa bir süre içinde Hıristiyanlığın coğrafi merkezi olması sonucunu doğurur ve Paul, Barnabas,
Silas, Timothy, Priscilla, Aquila ve Apollos gibi ünlü Hıristiyan gezginlerin Anadolu'da çeşitli
misyonerlik çalışmaları yapmalarına yol açar. İncil'de sözü edilen ve kendilerine yazılı mesaj ve
mektupların verildiği, Roma'nın Küçük Asya'daki en etkin 7 kilisesi, İzmir ve yakın çevresinde,
bunlardan üçü ise İzmir sınırları içinde. İzmir sınırları içinde kalan bu 3 kilise; Pergamum
(Bergama), Smyrna (İzmir) ve Ephesus'tur (Efes). Geriye kalan 4 kilise ise; Thytaira (Akhisar,
Manisa), Philadelhia (Alaşehir, Manisa), Sardis (Sart, Manisa), Laodicya (Pamukkale, Denizli).
Hıristiyan Dünyası'nda, kutsal kitapları İncil'in doğrudan işaret ettiği ünlü 7 kilisesi için İzmir tam
bir merkez konumundadır. Bu anlamda, Hilton'un hemen karşısındaki St. Policarp Kilisesi de
önemli bir ziyaret noktasıdır.31
St. Policarp Kilisesi
Alsancak Katolik Kilisesi (Fotoğraf: Birol Üzmez)
31
•
Hepşen, Ali; "izmir'de Kültür ve inanç Turizmi", izmir Turizm Sempozyumu, 2006.
5.2. Kentin belleğine yolculuk: Çok kültürlülük ve kentsel kimlik
İzmir, 16. Yüzyılın başlarından 20. Yüzyılın ortalarına kadar, 500 yıldan fazla, ağırlıklı
olarak Türkler, Rumlar, Sefarad Yahudileri, Levantenler, Ermeniler ve diğer unsurların bir arada
yaşadıkları çok cemaatli, çok kültürlü bir Akdeniz kenti olarak önemli bir tarihsel birikime sahip.
Herve Georgelin'in ifade ettiği gibi İzmir'i İzmir yapan, kentsel bir kimlik kazandıran da bu çok
kültürlü, kozmopolit yapısı: "Kozmopolit Smyrna bir Yunan şehri değildi, fakat Osmanlının
izmir 7 de bir Türk şehri değildi, izmir İn Ermenileri yabancı değillerdi bu şehirde, ayrıca burası
Yahudi nüfusun da kendi eviydi, izmir 7 Levantenler olmadan hayal etmek mümkün müdür peki?
Kimi Avrupa'dan yeni gelmiş, kiminin ailesi kuşaklar boyunca yerli Hıristiyanlar la karışmış, belki
de Batı Avrupa'yla yeniden bağlar kurmuş ya da olan bağları zorunlu olarak korumuştu.
Çingeneler ya da Siyahlar gibi pek fazla yazılı belge üretmeksizin yaşamış, bugün hâlâ yaşayan
topluluklar nasıl bir kenara atılabilir? Geç devir Osmanlısının izmir7, cazibesini herkesin birlikte
yarattığı sinerjiden alıyordu,"32
Savaşlar, yangınlar, ulus-devletleşme süreçlerinin sonucu yaşanan başta nüfus hareketleri,
göçler olmak üzere bir dizi nedenden çok kültürlü, kozmopolit yapısını önemli oranda yitiren
İzmir'in çok da uzak olmayan bir geçmişte 'herkesin birlikte yarattığı sinerjiyi' hatırlaması, kentin
belleğine yolculuğu başlı başma bir kültür turizmi etkinliği. Bu yolculuk Türkler, Rumlar, Sefarad
Yahudileri, Levantenler ve İzmir'i İzmir yapan bütün unsurların kentteki izlerinin sürüldüğü bir
dizi etaptan oluşuyor.
Rum Kültürel Mirası
Bu yolculuğun en zorlu etabı hiç kuşkusuz İzmir'de Rum kültürünün izlerini sürmek. İzmir
Büyükşehir Belediyesi Ahmet Piriştina Kent Arşivi ve Müzesi (APİKAM) 2007 sonbaharında
cesur bir girişimde bulundu ve Yrd. Doç. Dr. Oktay Gökdemir başkanlığında bir araştırma ekibini
Atina'daki Küçük Asya Araştırmaları Merkezi ve İzmir'den göç eden Rumlar tarafından kurulan
Nea Smyrna'da (Yeni İzmir) bulunan bilgi-belge toplama merkezinde araştırmalar yapmak üzere
Yunanistan'a gönderdi. İzmir tarihine ve eski kent yaşamına ışık tutacak çok önemli belge, harita
ve fotoğraflarla İzmir'e dönen Araştırma Ekibi'nin, Atina'daki çalışmaları sırasında kendilerine
yardımcı olan, çok sayıda belge örneğini İzmir'e getirmelerine imkân
sağlayan Küçük Asya Araştırmaları Merkezi'nden bir ekibi İzmir'e
davet etmesi de İzmir-Atina arasında bir kültür köprüsü kurulmasında
anlamlı bir adım oldu. APİKAM'ın cesur girişimiyle açılan yolda başta
üniversiteler ve sivil toplum kuruluşları olmak üzere bütün toplum
kesimlerinin aynı cesaretle ilerlemeleri İzmir'in çok kültürlü kentsel
kimliğini hatırlaması sürecinde önemli bir aşama olacak.
Selçuklu- Beylikler-Osmanlı Kültürel Mirası
Türkler, ilk kez 1076'da Selçuklu akıncılarından Çaka Bey'in
komutasında ele geçirdikleri İzmir'in Aydınoğulları ve arkasından
Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde kurucu unsurlarından olurlar. Bu
dönemin izleri camileriyle, hanlarıyla, hamamlanyla, sebilleriyle İzmir
kent merkezinde ve tüm ilçelerinde hissedilmektedir.
3 2
Georgelin, Herve; "Smyma'nın Sonu izmir'de Kozmopolitizmden Milliyetçiliğe", Bir zamanlar Yayınları, 2011
57
Tk-
S©
Tire ve Ödemiş-Birgi, Osmanlı, Aydınoğulları ve Selçuklu mimarisinin seçkin örnekleri
barındıran önemli bir destinasyon olarak öne çıkıyor. Dünya Kültür Mirası listesine alınan
Birgi'de, Çakır Ağa Konağı, Îmam-ı Birgivi Türbesi ve Medresesi, Darül Hadis Medresesi,
Güdük Minare Mescidi, Ulu Camii ve Aydınoğulları Türbesi gibi önemli tarihi eserler bulunurken
Tire, 417 tescilli tarihi binasıyla Aydınoğlu Beyliği'nin ve
Osmanlı'nın derin izlerini taşıyor. Tescilli binaların restorasyonun tamamlanmasıyla Tire'nin ikinci bir Safranbolu olacağını
iddia eden Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, bu iddiasını
gerçekleştirmek için çalıştıklarını belirtiyor . 33
y
LM ' 4
-eş,
TİRE
EL SANATLARI
TIRE HANDCRAFTS
BELEDİ (Weaving)
U R G A N (Hawser)
K E Ç E (Felt)
NALIN(Clog)
H A S I R (Mat)
SEMER (Packsaddle)
Y O R G A N (Quilt)
Tire El Sanatları (Fotoğraf: Birol Üzmez)
Sefarad Kültürel Mirası
1900'lann başmda İzmir'de Müslüman ve Rumlardan sonra üçüncü kalabalık nüfus olan
Sefarad Yahudileri, çok kültürlü yapınm en önemli unsurlarından. Yahudilerin İzmir ve çevresinde
ilk yerleşimleri 1. Yüzyıl'a kadar götürülüyor. Josephus,
Sardis'te Musevi topluluklarının yaşadıklarını ve buradaki
Sinagog'un antikitede bilinenlerin en büyüğü olduğunu ifade
ediyor. Smyrna - İzmir, Pergamum-Bergama ve Ephesus Efes de aym dönemde Yahudi yerleşiminin olduğu kentler.
1492'de İspanya'dan göç eden Yahudilerin Türkiye'ye
gelişlerinde pilot şehir olarak seçtikleri Bergama, Yahudi
Cemaatince de kullanılan Kızıl Avlu ve bu yapının hemen
yanındaki Musevi Mezarlığı ile Yahudi kültürel mirası
açısından önemli.
Bugün, 1200-1400 civarında Sefarad'ın yaşadığı İzmir
kent merkezinde de Akdeniz'in bu kadim halkının izleri,
silikleşmesine rağmen boyoz, sübye, kavrulmuş kavun karpuz
çekirdeği gibi kimi öğeleriyle kent kültürünün bir parçası
olarak hala hissediliyor. Fotoğraf sanatçısı Birol Üzmez'in
objektifinden kent ve ülke kamuoyunun gündemine giren
33
http://www.yeniasirxom.tr/KenlHaberleri/2011/10/09/gunay-tire-yeni-safranbolu-olacak
kortejolar (Sefarad Yahudilerinin konuştuğu Ladino, Judeo İspanyol dilinde avlu anlamına
geliyor) çok sayıda ailenin bir avlu etrafında birlikte yaşadıkları mimari yapıları adlandırıyor.
Ayakta kalabilenlerinin bir kaçında hala kortejo hayatı sürüyor. Ve daha pek çok iz kültürel miras
olarak keşfedilmeyi bekliyor. Özellikle İkiçeşmelik'te Juderia olarak adlandırılan Yahudi
yerleşimi havralarıyla, kortejolanyla bir açıkhava müzesi olma potansiyelini taşıyor.
Kortejo Evleri (Fotoğraf: Birol Üzmez)
İzmir Sefarad Kültür Mirası Derneği Başkanı Nesim Bencuya, bu potansiyeli somut
projelerle değerlendirmek üzere dernekleştiklerini ve işe Ets Hayim (Yaşam Ağacı) Sinagogu'nun
restorasyonu ile başladıklarını belirtiyor. Konak Belediyesive ABD'nin Ankara Büyükelçiliği'nin
desteği ile gerçekleşecek restorasyonu Juderia'daki diğer havraların restorasyonun takip edeceğini
ve hayallerinin Juderia'yı havralarıyla, İzmir Sefarad Müzesi'yle, İzmir Sefarad Mutfağı'ndan
yemeklerin İzmir Sefarad ezgileri eşliğinde yeneceği lokantalarıyla bir açık hava müzesi olarak
yaşatmak olduğunu belirtiyor.
İzmir Seferad Kültürel Mirası açısından bir
diğer önemli bölge Yahudi iş adamı Nesim
Levi'nin, İzmir'e kazandırdığı Asansör, Bet İsrael
Sinagogu, Yahudi Hastahanesi ve kortejo izleriyle
Karataş. Türkiye'nin ve İzmir'in popüler müzik,
belki de sinema ve tiyatro alanlarındaki ilk
uluslararası starı olan İzmir Sefaradı Dario
Moreno'nun isminin verildiği, Asansör'ü Mithatpaşa Caddesi'ne bağlayan
sokağın sanatçınm anısını yaşatacak bir anı evi açılması, Sefarad Müziği temalı
etkinliklerin düzenlenmesi, seyyar sübye boyoz satışı, Asansör restaurant
mönüsünde Sefarad Mutfağı'nın seçkin örneklerin yer alması gibi pratik
adımlarla Seferad kültürel mirasmın yaşatıldığı bir cazibe merkezi olabilir.
İlk Yahudi yerleşimleri S art, Bergama ve Efes'le başlayan Juderia ile devam eden ve
Karataş'ta son bulan Jewish Heritage - Musevi Mirası içerikli bir kültür turu yapmanın mümkün
olduğu ifade ediliyor.
Levanten Kültürel Mirası
XVII. yüzyıldan XIX. Yüzyıla kadar İzmir'in önemli bir ticaret merkezi olmasında, ticaret
hayatmın gelişmesinde önemli bir rol oynayan Levantenler, İngiltere, Fransa, Hollanda, İtalya gibi
ülkelerden halı, incir, üzüm ve pamuk vb. ürünlerin ticaretini yapmak üzere kente gelmişler ve
sonra da sanayiyi geliştirmişlerdir.
Batı Avrupa'dan yola çıkıp Levant'a yani doğuya yerleştiklerinden Doğulu anlamında
Levanten olarak adlandırılan bu ailelerin İzmir'deki izlerinin sürüleceği ana mecra mimaridir.
Bornova (Bournabat), Karşıyaka (Cordelio) ve Buca (Boudja)'da o zamana göre -ve hala- büyük
ve ihtişamlı evlerde yaşayan Levantenlerin bazılarının bu semtlerdeki evlerinin yanı sıra
Alsancak'ta, Kordon'da da evleri vardır. Bugün bu semtlerin tamamında Levanten mimari
mirasmın izlerini görmek mümkündür. Levanten mimarisi ve kültürünün izlerinin sürüleceği bir
diğer mecra da mabetler yani kiliselerdir.
C
T
T
Levanten kültürel mirasına yönelik akademik çalışmaların
artması mimari dışmda yeni mecraların keşfedilmesi açısmdan önemli.
"tarihinin
mutfak
Kasım 2010'da İzmir Ticaret Odası'nm düzenlediği: "Levantenler:
levanten
Geçmiş-Bugün-Gelecek Sempozyumu" bu yönde atılmış önemli bir
tarifleri
adım. Sempozyum'da gündeme gelen Levanten Mutfağı'nın semt
pozyumdan tam bir yıl sonra Kasım 2011'de dört nesildir İzmir'de
yaşayan Levanten ailelerinden İngrid Braggotti, Aude Ragusin, Lotte
Romano ve Maria Elisa Sponza'nın üç yıllık emekleriyle 'Mutfak
Tarihinin Levanten Tarifleri', 'İzmir Levanten Mutfağı' adlı kitapla
somut olarak ortaya konulması da bir diğer önemli adım. Bir ya da
birden çok Levanten köşkünün Levanten mutfağının sunumu için
restaurant olarak yeniden işlevlendirilmesi, Levanten kültürünün kentte yaşatılması için atılacak
pratik bir adım olarak önerilenler arasında.
Dır tutam nostalji, bolca lezzet, aldığı kadar un...
[İZMİR LEVANTEN MUTFAĞI]
5.3. İzmir Mutfak Kültürü ve Gastronomi Turizmi
Turistik destinasyonlarm pazarlanmasında gastronomi her geçen gün daha da önemli bir
unsur haline geliyor. İyi yemek yemeğe gösterilen ilgi giderek bir akıma dönüşüyor; gelir seviyesi
yüksek, entelektüel turistlerin katıldığı "gurme turları", "gastronomi turları" en çok satan turizm
ürünleri olarak öne çıkıyor. İyi yemek, etnik mutfak keşfi ya da iyi şarap için özel turlar
düzenleniyor. Fransa, İtalya, İspanya, Yunanistan vb. ülkeler turizm gelirlerinin önemli bir
bölümünü gastronomiden elde ediyorlar.
Dünyanın en zengin mutfakları arasında yer alan Türk
Mutfağı da birçok destinasyona değer katacak büyük bir potansiyele
sahip. Ege, İzmir mutfağı Türk mutfağının en zengin, en ayrıcalıklı,
en özel mutfaklarından biri. Nedim Atilla, İzmir'in, Ege'nin coğrafi,
iklimsel ve kültürel özelliklerinin zengin ve "özel" bir mutfak
kültürünün oluşmasına neden olduğunun altım çiziyor: "Başta İzmir
olmak üzere Ege mutfağının zenginliği; bölgenin eşsiz iklimine,
uygarlıkların beşiği oluşuna ve yaşam biçimine tüm bunları
yansıtabilmesine dayanır. Ege yemeklerinin temelinde zeytinyağı
vardır. Zeytinyağı ile pişirilen sebzeler ve otlar, zaman zaman etle
birleşerek eşşiz bir lezzet oluşturur. Ege mutfağı, uygarlıkların izini
taşır, melez bir mutfaktır ki; Ege mutfağını güzel yapan da budur.
•
•
•
gxxxxxxxxxxxxxxxxxxxxx
x PPQTfi TTPfiMT
1
î:j
£
x
eri/i?T(1 li E
*
x
H
rl !!
| ¿ "'
|
p B gg ( H g ^
j.
Si
m
Sis
i
|
•
j™ ™
™
fe^^lp
x
!;: »s
g
|
Jm^k
|
6
Nd 65 61
^ , z™'ir
w 24631 _31431 S
5c
m
Dünyada et, sebze ve otu bu kadar iyi karıştıran başka bir xxxx xxxxxxxxxxxxxx x x x x
mutfak daha yoktur." Ve İzmir'in, Ege'nin bu "özel" mutfağa sahip
çık(a)madığının, turistik, ekonomik bir unsur olarak değerlendiremediğini belirtiyor: "Mutfak
Kültürü, "somut olmayan kültürel miras"bu mirasımıza sahip çıkamıyoruz. Sahip çık(a)mamızın
bedelini kültürel ve ekonomik olarak ödüyoruz. Zengin mutfak kültürümüz fast-food baskısı altında
var olma mücadelesi veriyor; Paris, Barselona, Girit vb. kentler turizm gelirlerinin önemli bir
bölümünü gastronomiden elde ederlerken biz mutfak kültürümüze sahip çıkıp, kıymetini bilip
ekonomimizin, turizmimizin bir parçası haline getiremiyoruz."
Cumhuriyet'in ilk yıllarında Vali Kazım Dirik'in inisiyatifiyle kurulan İzmir ve Ahalisi Asan
Atika Muhipleri Cemiyeti öncülüğünde erken bir dönemde turizm faaliyetlerine başlayan İzmir,
mutfağım turistik bir ürün olarak sunmak konusunda da ilk adımları bu yıllarda atar. İzmir ve
Ahalisi Asarı Atika Muhipleri Cemiyeti 1934'te Türkçe ve Fransızca olarak yayınladığı İzmir
Rehberi'nde "Lokantalar" başlığı altında İzmir'deki yeme-içme imkânlarını o günün
"seyyah"lanna bugünün turistlerine şöyle sunar34: "İzmir'de pek çok lokanta ve aşçı dükkânları
vardır. Hemen her semt ve mahallenin kendisine göre lokantaları, köfteci, kebapçı dükkânları
vardır. Ancak böyle ufak dükkânların isimlerini yazmakta bir fayda olmadığından, burada yalnız
seyyahları alakadar eden lüks ve birinci sınıf lokantaların isimleri ve adresleri gösterilmiştir."
Rehberde "Lüks Lokanta" olarak sadece İzmir Palas Oteli Lokantası'na yer verilirken birinci sımf
lokantalar şöyle sıralanır: Süleyman Lokantası Kemeraltı Caddesindedir. Tabildot yoktur. Vasati
fiyat 50 kuruştur. Şükran Lokantası Kemeraltı' ndaki Hacı Ali Paşa Oteli'nin içindedir. Tabildot
yoktur. Vasati fiyat 50 kuruştur. Zaman lokantası Kemeraltı'ndadır. Vasati fiyat 42 kuruştur.
Muharrem ve Hasan Beyler Lokantası Kemeraltı Caddesi 28 Numaradadır. Tabildot 25 kuruştur.
Meşhur Tandırcı Hüseyin Efendi Mahdumları Halimağa Çarşısı'ndadır. Bir tandır kebabı 30
kuruştur. Yeniyol Lokantası Halim Ağa Çarşısı' nda vasati fiyatı 50 kuruştur.
İzmir Mutfağı'nın turizme sunuluş biçimi uzun yıllar 1934 Rehberi'ndeki yaklaşım
çerçevesinde sürer; mutfak kültürünün ayrıca, başlı başına turistik bir ürün olarak sunulmasından
çok turistlerin gezerlerken/görürlerken karınlarını doyurulabilecekleri yerler konusunda
bilgilendirilmesi esas alınır. 1990'lann başında bu yaklaşım/sunuş belli ölçüde değişmeye başlar.
1992'de yayınlanan "İzmir Rehberi", "Guide to İzmir"de "İzmir Yemekleri" başlığı altında İzmir
mutfağının ayırt edici özelliklerine vurgu yapılır: "İzmir ve yöresinin yemekleri çeşit açısından son
derece zengindir. Türklerin Orta Asya'dan getirdikleri mutfak örnekleri, Antik Çağ
Anadolu'sundan ve Rumlar'dan arta kalan gelenekle bu zengin mutfağı oluşturmuştur." Ve başlıca
İzmir yemeklerinden bahsedilir.35
34
35
lzmir ve Ahalisi Asar-ı Atika Muhipleri Cemiyeti Yayınları; "İzmir Rehberi" 1934.
The Guide To izmir; Print Basım Hizmetleri Ltd. Şti.: İzmir, 1999.
61
Aynı yıl "Ege Mutfağı'nı Yaşatma Derneği"nin kuruluşuyla İzmir-Ege Mutfağı kültürel bir
miras olarak ele alınmaya başlar. Nedim Atilla derneğin kuruluş hikâyesini şöyle anlatıyor: "1992
yılında dönemin efsanevi İzmir Lokantacılar Derneği Başkanı Adil Mütftüoğlu, Kemal Demirok ve
benim gibi başta izmir olmak üzere Ege mutfağına ilgi duyan kişilerle birlikte Ege Mutfağı'nı
Yaşatma Derneği'ni kurduk. Türkiye'nin ilk sivil mutfak örgütlenmesiydi. Dernek çatısı altında
izmir Mutfağı Envanteri çıkardık. Ege'nin diğer illerinin de yöresel yemeklerini tespit edip, kayıt
altına aldık. Daha "somut olmayan kültürel miras kavramı" konuşulmuyordu bile. Ama biz
önsezilerimizle bunu fark edip, gastronomi turizmi ile ilgili ilk adımı attık. Neredeyse bizden 10 yıl
sonra Kültür Bakanlığı bünyesinde somut olmayan kültürel miras ile ilgili birim kuruldu."
Türkiye'nin ilk sivil mutfak örgütlenmesini yaratan İzmir, 19921994 döneminde Ege Mutfağı'nı Yaşatma Derneği'nin oluşturduğu
birikimi yeterince değerlendirip kent kültürünün ve turizminin bir unsuru
haline getirmekte aym başanyı gösteremez. İzmir Valiliği'nin yayınladığı
1994 "İzmir İl Yıllığı"nda 1992'de yayınlanan "Guide to İzmir"deki
ifadelerin "İZMİR YEMEKLERİ" başlığında aynen tekrar edilmesi
bunun göstergesi gibidir: "İzmir'in mahalli yemekleri çeşit açısından
zengin ve lezzetlidir. Türklerin Orta Asyadan getirdikleri mutfak
örnekleri, Antik Çağ Anadolu'sundan ve Rumlar'dan arta kalan
gelenekle bu zengin mutfağı oluşturmuştur. 36
İZMİR'DE
YEME İÇME SANATI
WINING & DINING
IN İZMİR
Nedim Attila ve arkadaşları Dernek'te yürüttükleri faaliyetlerini
1994 yılında kurdukları "Dionysos Grubu"na taşırlar: "Bir dernek değildi
bu. Bir kültür platformuydu. Ege kültürünü bir bütün olarak ele alıyordu
ve mutfak da bunun içindeydi". 1990'ların ikinci yarısında yeme-içme
yükselen bir kültürel trend olmaya başlar. Ocak 1996'da yayınlanan
"İzmir'de Yeme İçme Sanatı" bu yeni trendin bir yansımasıdır37.
2000'li yıllarda İzmir Mutfağı'nın somut olmayan kültürel
miras olarak ete kemiğe büründürülmesine yönelik entellektüel
çalışmalar yoğunlaşır. Nedim Atilla'nın "Tarihten Günümüze İzmir
Mutfağı" Nisan 2001'de İzmir Büyükşehir Belediyesi İzmir Kent
Kitaplığın'dan yayınlanır. Atilla kitabının öyküsünü şöyle anlatıyor:
"Ailem, 2 lezzet merkezinden Midilli ve Girit'ten geliyor; bu yüzden
evimizde mutfak sohbetleri eksik olmazdı. Halalarım ve yengelerim
arasında yemek rekabeti vardı. Yemek kültürüne sahip çıkan ve
yemeği yaşama sevinci olarak algılayan bir ailede büyüdüm. Bu
nedenle olsa gerek yemek kültürüne her zaman özel bir ilgi duydum,
giderek yemeklerin kökenini, tarihçesini araştırmaya koyuldum.
Mutfakların tarihçesini, gelişimini ve sahip oldukları zenginliği ve
yemeklerini öykülerini araştırdım. Beni bu öyküleri yazmaya eski Büyükşehir Belediye Başkanımız
rahmetli Ahmet Piriştina teşvik etti. Birlikte yemek sohbetleri yapardık, bu sohbetlerde her yemeğe
özgü değerlendirmelerimiz olurdu. Her yemek sohbetimizde Piriştina bana "Neden bunları
yazmıyorsun?" diye sorar; yazmaya teşvik ederdi; hatta beni İzmir Kent Kitaplığı'nın yayın
kuruluna dahil etti. Ve "Tarihten Günümüze İzmir Mutfağı" İzmir Kent Kitaplığı'ndan çıktı.
Kitaplığı' n en fazla satış yapan kitabı oldu."
3
^lzmir Valiliği -İzmir İl Yıllığı '94";" izmir Yemekleri", Türk Hava Kurumu Basımevi İşletmeciliği: Ankara, 1994.
Intermedia Yayınları; "İzmir'de Yeme İçme Sanatı", Graphis: İstanbul, Aralık 1995. (62)
37
"Tarihten Günümüze İzmir Mutfağı"m 2003 yılında yayınlanan "Batı Anadolu Zeytinyağı
Kültürü" izler. Tariş'in desteğiyle yayınlanan kitabında Nedim Atilla zeytinyağının öyküsünü ve
zeytinyağlı yemekleri anlatır. Mayıs 2004'te Atilla'nın koordinatörlüğünde Ester Antebi, Sara
Enriquez, Lina Eskinazi, Nüket Franco, Ora K. Gürkan, V.Jinet Sidi Sarfati'nin hazırladığı
"Kaybolan ve Yaşayan 100 Tarifiyle" İzmir Sefarad Mutfağı" yayınlanır; ilgi ile karşılanan kitabın
Mart 2005'te ikinci baskısı yapılır.
1992'de İzmir-Ege Mutfağını somut olmayan kültürel miras bağlamında ele alan,
Türkiye'nin ilk sivil mutfak örgütlenmesi Ege Mutfağı'm Yaşatma Derneği'yle başlayan, 2000'li
yılların ilk yarısında Nedim Atilla ve arkadaşlarının kitaplarıyla somut ürünlere, kitaplara dönüşen
gönüllü çalışmalara 2000'li yılların ikinci yarısında üniversiteler de katılır. 2007'de İzmir
Ekonomi Üniversitesi bünyesinde Mutfak Sanatları Bölümü açılır. İzmir Ekonomi Üniversitesi
Mütevelli Heyeti ve İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkam Ekrem Demirtaş, bölümü
açmalarının en önemli nedenlerinden birinin İzmir ve Ege Mutfağı'na sahip çıkmak olduğunun
altmı çiziyor: "İzmir'de büyük otellerin ve tanınmış restaurantların mönülerinde İzmir ve Ege
yemeklerine yer verilmediğini görüyorduk; İzmir'in, Ege'nin geçmişten günümüze gelen
yemeklerini korunması ve gelecek nesillere aktarılması Mutfak Sanatları Bölümü'nün
amaçlarından biri. İzmir- Ege Mutfağı'nın zenginliklerini önce halkımızın sonra da turizmin
hizmetine sunmak için mutfak sanatının inceliklerini her düzeyde sergileyecek insan kaynaklarını
yaratmak amacımız." Mutfak kültürünü akademik düzeyde gösterilen ilgi İzmir Ekonomi
Üniversitesi'yle sınırlı kalmaz. 22-24 Ekim 2009'da Ege Üniversitesi'nin İzmir Büyükşehir
Belediyesi ile birlikte düzenlediği "İzmirli Olmak" paneli kapsamında İzmir Mutfağı ele alınır.
Nedim Atilla'nın başkanlığım yaptığı oturumun başlıkları ve konuşmacılar şunlardır: V. Jinet Sidi
Sarfati "Sefarad Mutfağı", Alex Baltazzi "Levanten Mutfağı", Aybala Yentürk "Girit Mutfağı",
Levent Alpat "Batı Anadolu Mutfağı".
Gönüllü kuruluş ve kişilerin inisiyatifiyle açılan, üniversitelerin akademik ilgileri ile
zenginleşen mutfak kültürü kulvarına meslek örgütleri ve medya da katılır. 19 Aralık 2009'da Yeni
Asır Gazetesi, İzmir Fuarı (İZFAŞ), İzmir Lokantacılar
ve Gazinocular Odası ve İzmir Aşçılar Derneği'nin
katkılarıyla 1. Ege Mutfak Zirvesi gerçekleştirilir.
2010 yılının ikinci yarısına, bir İzmirlininİzmir'in simgelerinden "Çorbacı İsmet Usta"
geleneğinin son kuşak temsilcisi- Aykut Yenice'nin 100
bine yakın üyesi olan Türkiye Lokantacılar ve
Pastacılar Federasyonu'nun başkanlığına seçilmesi ile
girilir. Ve İzmir Türkiye Mutfak Kültürü'ne yön verecek
tartışmaların odağı haline gelir.
Meslek örgütlerinin, gönüllü kişi ve kuruluşların
İzmir-Ege Mutfak Kültürüne yönelik çalışmalan da
devam eder. Kasım 2010'da İzmir Ticaret Odası'nın
düzenlediği "Levantenler: Geçmiş-Bugün-Gelecek
Sempozyumu'nda "Levanten Mutfağı" da gündeme
gelir. Micaleff ailesine mensup 30 yıl zeytinyağı
sektöründe çalıştıktan sonra emekli olan İngrid Braggiotti, Levanten kadınlarla birlikte "Levanten
Yemekleri Kitabı"nı hazırladıklarını açıklar38. İZFAŞ, İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Odası ve
İzmir Aşçılar Derneği'nin katkılarıyla 18 Aralık 2010'da gerçekleştirilen 2. Ege Mutfak zirvesi ile
kapanır.
2011'in ikinci yarısında gündem: İzmir'de bir "Mutfak Akademisi" kurulmasıdır. Türkiye
Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Genel Başkanı Aykut Yenice, İzmir-Ege Mutfağı'na ve
Türk Mutfağı'rıa ivme kazandıracak Mutfak Akademisi'nin İzmir'de açılması konusunda Kültür ve
Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile fikir birliği içinde olduklarını açıklarken Günay da izmir'in Ege
Mutfağı, zeytin ve zeytinyağlılar geleneği ile Mutfak Akademisi için özel bir konumda olduğunu bir
sivil toplum örgütünün konuyu sahiplenmesinin desteklemesinin de ayrıca bir avantaj olduğunu
vurgular. Mutfak Akademisi'nin İzmir'de kurulması kent kamuoyundan da destek görür. Bir
yazısında "Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'a Ege mutfağının farklı ele alınması
gerektiğini belirtmiş bir öneride bulunmuştum. "Gelin İzmir'i bir gurme merkezi yapalım.
Üniversitelerle işbirliği yaparak bir akademi kuralım." çağrısında bulunan Hürriyet yazan Deniz
Sipahi, Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar
Federasyonu Genel Başkanı Aykut Yenice'nin Mutfak Akademisi'nin İzmir'de kurulmasına
yönelik çalışmalarını destekler. Ve Yenice'nin konuyla ilgili görüşlerini sütununa taşır: "Türk
mutfağı yeni ihraç markası olmalı. Bugün dünyanın en önemli mutfak kültür ve çeşitliliğine sahip
olan ülkelerden biri olduğumuz halde bu çok önemli özelliğimizi nedense bir dünya markası haline
getiremedik. Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu olarak eleştirmek ve şikâyet etmek
yerine harekete geçmenin zamanıdır. Türk mutfağı aslında dev bir ekonomik sektördür. Çok
sayıda yan sanayiden destek alan ve milyonlarca insanımıza istihdam sağlayan yüksek katma
değerli bir iş alanıdır. Bugün dünya medyasında Çin, Fransız ve İtalyan mutfaklarıyla ilgili
haberleri sık sık okuyoruz. Ne var ki en az onlar kadar ekonomik, sosyal, kültürel ve tarihi bir
birikime sahip olan bizim mutfağımızın artık yeni bir yol haritası ile küresel bir yola çıkmasının
zamanı gelmiştir." "Türk turizmi bazı şeylerin çok geç farkına vardı. Bizim yapmak istediğimiz
hem iç turizmi canlandırmak, hem de Türkiye'ye gelen turistlere Türk mutfağını tanıtıp ülkelerine
döndükten sonra aynı lezzetleri bulabilecekleri imkanları sağlamak. O yüzden bir akademi açmak
istiyoruz. Bu akademinin adresi izmir'den başka bir yer olamaz. Ege mutfağını dünyaya anlatmak
istiyoruz. EXPO bir fırsat ve bunu bizim iyi değerlendirmemiz gerekir. Ege'nin lezzetlerini
dünyanın gündemine sokmak için yoğun bir tanıtım kampanyası yapacağız.39"
Mutfak Akademisi'nin İzmir'de kurulmasının konuşulduğu günlerde 1 Haziran 2011'de
Kültür ve TurizmBakanlığı "Ege Mutfağı Sempozyumu" düzenler. Oturum Başkanlığını Nedim
Atilla'nın yaptığı sempozyumda Ege Mutfağı'nın Dünyada hak ettiği yere gelebilmesi için
alınması gereken önlemler üzerine konuşulur: Otel Menülerinde İzmir'e özgü yemeklere yer
verilmesine yönelik teşvik ve tedbirler, "izmir Lezzetleri" sokak şenliği düzenlenmesi, "izmir
yemekleri" yemek tarifleri kitabı seti çıkarılması (İzmir zeytinyağlıları, İzmir tatlıları vd.), İzmir'e
özgü yeni lezzetlerin keşfine yönelik yemek yarışmaları düzenlenmesi, Yurtdışında "izmir Yemek
Günleri" düzenlenmesi, unutulmuş yerel lezzetlere yönelik olarak ev hanımları arasında yemek
yarışması düzenlenmesi, izmir'e özgü lezzetler için patent alınmasına yönelik çalışmalar
yapılması, "Şarap Günleri" düzenlenmesi, "Ege Mutfağı Yazarlar Buluşması" düzenlenmesi, "Ege
Mutfağı Aşçılar Buluşması" düzenlenmesi, İzmir yemeklerinin görüntülü tariflerine yer verilen özel
bir web sitesi hazırlanması, izmir lezzetlerine yönelik gazete eki çıkarılması, "Yabancılar gözüyle
38
3
Yeni Asır; "Kalplerindeki kente geldiler" 3 Kasım 2010.
^Sipahi, Deniz; "Bu akademi mideye hitap edecek", Hürriyet 21 Mayıs 2011.
Ege
Ege Yemekleri" konulu röportajlar yapılması,
yazı dizileri hazırlatılması, büyükşehirlerde ve
Mutfak
turizm ihtisas fuarlarında Ege lezzetlerinin
tanıtımının yapılması, Ege Bölgesi'nde yer
alan turizm ve otelcilik okullarında Ege
lezzetlerinin ders olarak okutulması, Ege
lezzetlerine yönelik aşçılık eğitimi verilmesi,
İzmir yemekleri kursları düzenlenmesi, Ege'ye
özgü lezzetlerin kullanılarak yeni lezzetlerin
yaratılması amacıyla uluslar arası aşçıların
davet edildiği workshoplar düzenlenmesi,
şarap üretimi turları düzenlenmesi, zeytinyağı
üretim turları düzenlenmesi, izmir ve çevresinde "Lezzet durakları" rotaları belirlenmesi, "Slow Food" etkinliklerinin İzmir
şehir merkezine de taşınması, "Yakala-PişirYe" deniz ürünleri restoranları kurulması ve
geleneksel izmir deniz ürünleri yemeklerinin
yapılması, organik tarım ve yöresel lezzetler
konusunda çiftçilere, esnafa vb. eğitim verilmesi, organik besinler ve yöresel yiyeceklerin
okul kantinlerinde tanıtılması ve satılması, ev www.ascihaber.com, 16.12.2011
hanımlarının evde yaptığı reçeller, salçalar
vb. ev ürünlerinin kurulacak köy pazarı'nda değerlendirilmesi, okullarda lezzet ve gastronomi
konusunda eğitimi, turistlerin yoğun olduğu yerlerde info-starıdların kurulması ve zeytinyağı gibi
yöreye özgü bazı tatların bu standlarda sergilenmesi, tattırılması ve satılması, İzmir'e özgü
şarapların üzümüyle, yerleşimiyle tanıtılması, şehrin şarapçılık haritasının çıkarılması, Gurme
haritası çıkarılması gibi başlıklar öne çıkar.
İzmir'de Mutfak Akademisi kurulmasına yönelik Kültür ve Turizm Bakanlığı-Türkiye
Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu'nun iş birliğine Konak Belediyesi de katılır. 28 Haziran
2011'de gazeteler Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay'ın, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar
Federasyonu Genel Başkam Aykut Yenice ile Konak Belediye Başkanı Hakan Tartan ile birlikte
hayata geçireceği, altyapısı hazır olan Türkiye'nin ilk Mutfak Akademisi'nin yer sorununun
çözüleceğine dair beyanına yer verirler.
2011 Ağustos'una 1 Haziran 2011'de Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın düzenlediği "Ege
Mutfağı Sempozyumumda. Ege Mutfağı'nın önemli bir bileşeni olarak ortaya konulan "Şarap
Kültürü"ne yönelik önemli çalışma ve etkinlikler damgasını vurur. Nedim Atilla'nın "Batı Anadolu
Şarap Kültürü" adlı kitabı yayınlanır. Kitabın yayınlandığı günlerde 28 Ağustos 2011'de Batı
Anadolu Şarap Kültürü"nde özel bir yeri olan Foça Karası Üzümü'nü hayata döndürmeye yönelik
bir etkinlik düzenlenir. İyi, temiz ve adil beslenme sloganıyla mevsiminde ve sadece yerel ürünleri
tüketmeyi hedefleyen Slow Food Hareketi Foça Grubu Zeytindalı'nın, bu hedef doğrultusunda
yerel üzümleri kullanarak şarap yapmayı öğrenmek ve öğretmek için düzenlediği etkinlikte şarap
yapımını; Slow Food grubunun, 2010 yılı Terra Madre Günü- Toprak Ana'ya Saygı Plaketlerinden
birini verdiği, Foça Karası Ü z ü m ü ' n ü hayata döndüren Volkan Sucukçu anlatır.
Foça Çevre Dostları Derneği (FOÇEV) aktivisti Suçukçu bu etkinlikle sınırlı kalmayan yıllara
yayılan çalışmalarının amacmı şöyle özetliyor: "Foça Çevre Dostları Derneği 1999'da başlattığı
çalışma ile Foça Karasının anavatanında yeniden canlandırılması, ıslahı ve yayılması amacı ile
Foça Bayramderesi'nde 3500 metre karelik bir bağda Manisa ve Tekirdağ Bağcılık Enstitüleri'nin
destek ve gayretleriyle yöreden ve milli koleksiyonlarda bulunan orijinal Foça karası asmasının
ıslah, aşılama, adaptasyon ve seleksiyon çalışmasına başladı. Hedefimiz kendi kentimizde,
Foça'da, kent sorumluluğu çerçevesinde ve dernek bazında kaybolan doğal ürün olan Foça
Karası'nı ve buna benzer üzüm türlerini yeniden adapte etmek, adaptasyon ve seleksiyon bağı
yapmak, bu alanda diğer bağcılara bedava hizmet vermektir. Aynı zamanda Anadolu'nun en eski
kültürlerinden olan şarapçılığı, ev şarabı yapmanın geleneksel yöntemlerini de hatırlatmaya
çalışıyoruz. 21. Yüzyılda şarap severler geleneksel yöntemlerle üretilen özel yöresel tatlara
yöneleceklerdir. Hem endüstriyel üretimde hem de yöresel kültürümüzü yaşatacak butik
şarapçılıkta, yöresel tatları seçmek, uzun vadede Türk şarapçılığının taşlarını yerine
oturtacaktır."40
Foça Çevre Dostları Derneği (FOÇEV) ve Slow Food Hareketi Foça Grubu Zeytindalı gibi
gönüllü oluşumların çalışmaları İzmir-Ege Mutfak Kültürü'ne ilişkin somut ürünlerini vermeyi
sürdürür. Kasım 2011'de dört nesil boyunca İzmir'de yaşamış Levanten ailelerinden İngrid
Braggotti, Aude Ragusin, Lotte Romano ve Maria Elisa Sponza'nın üç yıl süren hazırlıklar sonucu
oluşturdukları "Mutfak Tarihinin Levanten Tarifleri", "İzmir Levanten Mutfağı" adlı kitap
yayınlanır.
Meslek örgütlerinin, üniversitelerin ve yerel yönetimlerin çalışmaları da bir koldan devam
eder. Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu 1-4 Aralık 2011'de Türk Mutfağı Zirvesi'ni
Antalya'da toplar. Zirve'de "Mutfak kültürü", "gastronomi" turizmin çeşitlenmesinde önemli bir
tema olarak öne çıkar. Yeni Asır TV, İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları Bölümü, İzmir
Lokantacılar ve Gazinocular Odası, İzmir Aşçılar Derneği, Konak Belediyesi, Buca Belediyesi,
İZFAŞ vb. kurumların iş birliğiyle düzenlenen 3. Ege Mutfak Zirvesi 17-18 Aralık 2011'de
gerçekleştirilir. Zirve'de sağlık teması ile EXPO 2020 için hazırlıklarını sürdüren İzmir'in sağlıklı
Ege mutfağma özel önem vermesi ve öne çıkarması gerektiğinin altı çizilir; Zirve'nin önümüzdeki
yıl Kültür Bakanlığı himayesinde yapılacak Travel Turkey Fuarı çerçevesinde gerçekleştirilmesi
için girişimde bulunulması kararı alınır.
1992 yılında Türkiye'nin ilk sivil mutfak örgütlenmesi Ege Mutfağı'nı Yaşatma Derneği'nin
öncülüğünde "somut olmayan kültürel miras" olarak değerlendirilip çalışılmaya başlanan İzmirEge Mutfağı konusunda 20 yılda ciddi bir entelektüel, akademik birikime ulaşılır ve 2012'ye
girilirken "Mutfak Kültürü" bütün paydaşlarca- Kültür ve Turizm Bakanlığı, Valilik, İl Kültür
Turizm Müdürlüğü, yerel yönetimler (Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyeleri), meslek örgütleri
(İzmir Ticaret Odası, İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Odası, İzmir Aşçılar Derneği),
üniversiteler (İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları Bölümü, Ege Üniversitesi vd.) medya
(Yeni Asır, Egeli Sabah vd.) ve kanaat önderleri- turizmin gelişmesinde ve çeşitlenmesinde önemli
bir tema olarak benimsenir. Ve kamuoyunda pratik adımlar atılması ile ilgili ciddi bir beklenti
oluşur. "Yapılması gerekenler çeşitli platformlarda konuşuldu; ortaya konuldu; artık iş yapmaya
kaldı." diyen Nedim Attilla, 1 Haziran 2011'de Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca düzenlenen "Ege
Mutfağı Sempozyumu"ndsL ortaya koyulan tespit ve önerilerin hayata geçirilmesinin İzmir-Ege
Mutfağı'nın kent turizminin önemli bir parçası olmasının yolunu açacağı düşüncesinde. Atilla,
66
^Sucukçu, Volkan; "Foça Karası", Ege'den Dergisi, S. 1, Umur Basım: İstanbul, Ağustos 2011.
pratik adımların atılması için EXPO 2020 adaylığının
önemli bir fırsat olduğunun da altını çiziyor: "Sağlık
teması ile EXPO 2020 için hazırlıklarını sürdüren izmir,
sağlıklı Izmir-Ege
Mutfağı' nı öne
çıkarmalı.
Günümüzde insanlığın geldiği nokta,
sağlıklı
beslenmedir, insanlar, daha uzun ve daha sağlıklı
yaşamak istiyorlar ve bunun yollarını araştırıyorlar.
Daha uzun ve daha sağlıklı yaşamanın yolu da doğru
beslenmeden geçiyor Ege Mutfağı 1998 yılında ABD'li
diyetisyen Karen Calabra'nın açıkladığı "Beslenme
Piramidi" ile son derece örtüşüyor. Bu piramit, bütün
dünyada en sağlıklı beslenme tarzı kabul ediliyor. Her şeyden önce çok sağlıklı olduğu her fırsatta
dile getirilen zeytinyağı var bu mutfakta... Sonrasında sağlığa yararlı olduğu bilinen sebzeler ve
otlar kullanılıyor. Bu nedenle Ege Mutfağı..." Aybala Yentürk de Akdeniz diyetinin temeli olarak
tanımladığı Girit Mutfağı'nın İzmir Mutfağı'nda yaşadığını ifade ederek teması sağlık olan
EXPO'da bunun öne çıkarılması gerektiğini belirtiyor: "Dünyada yükselen bir beslenme trendi
olan Akdeniz diyetinin temeli olan Girit mutfağı aslına en sadık olarak Anadolu'da ve özellikle de
izmir'de sürdürülmektedir. 1923 yılında imzalanan Lozan Antlaşması çerçevesinde Yunanistan ve
Türkiye arasında gerçekleştirilen zorunlu nüfus mübadelesi ile topraklarından ayrılmak zorunda
kalan Giritliler beraberlerinde yeme içme alışkanlıklarını da taşımışlar ve Girit mutfağının en
sadık sürdürücüleri olmuşlardır. Özellikle Ayvalık, Cunda, İzmir ve çevresine yerleşen Giritliler,
iklim ve floranın Girit Adası'na benzerliğinden dolayı ihtiyaç duydukları besin maddelerini
bulmakta daha şanslı olduklarından yeme-içme alışkanlıklarını aslına uygun olarak devam
ettirebilmişlerdir." "Girit mutfağı, benzersiz beslenme tarzı nedeniyle Akdeniz diyetinin temelini
oluşturur. Binlerce yıldır adanın en önemli gelir kaynağı olan zeytinyağı aynı zamanda Girit
mutfağının şüphesiz en önemli parçasıdır ve Giritliler diğer Akdenizlilerle karşılaştırıldığında
daha fazla zeytinyağı tüketirler. Son araştırmalar zeytinyağının yanı sıra besin değerleri ve sağlık
üzerine yararları açısından oldukça değerli olan yabani otların da, Girit tarzı beslenmenin en
önemli unsurlarından biri olduğuna işaret etmektedir. Tüm bu bileşenler belki de dünyada benzeri
olmayan bir yemek kültürünün gelişmesine, yüzyıllarca ada sakinlerinin sağlıklı ve uzun ömürlü
bir yaşam sürmelerine ve bu yüzden Girit mutfağının ününün yayılmasına katkı sağlamıştır."
"insanoğlunun doğayı kullanmasının en rafine örneklerinden biri olan Girit mutfağı en
bozulmamış hali ile ne mutlu ki bugün başta İzmir olmak üzere Anadolu topraklarında Giritli
Türkler tarafından devam ettirilmektedir. Giritliler büyük bir titizlikle sürdürdükleri yemek
alışkanlıkları ile 87 yıldır, Anadolu'da Girit tipi beslenme tarzının ve Akdeniz diyetinin
benimsenmesine de katkıda bulunmaktadırlar."
İzmir Lokantacılar Odası, Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu Başkanı Aykut
Yenice de Dünya Sağlık Örgütü'nün obeziteyi çağm hastalığı olarak ilan ettiğini belirterek "Ege
Mutfağı'nın önümüzdeki dönemde öne çıkacağının altını çiziyor41: "Dünyada bilinen en iyi üç
mutfaktan biri olan Türk Mutfağı aynı zamanda sağlıklı beslenmenin de en iyi yollarından biridir.
Düşünün ki tarihin ilk zeytinyağı işliği Urla'da izmir'de kurulmuş. Düşünebiliyor musunuz.
Atalarımız bundan 2500 yıl önce sağlıklı beslenmeyi keşfetmiş. Ege'nin her tarafı zeytin ve
zeytinyağı." Ve Teması sağlık olan EXPO'yu İzmir-Ege ve Türk mutfağı için büyük bir şans
olarak görüyor: "2020 EXPO çok büyük bir olay. Neredeyse ülkemizin nüfusu kadar insan
Yenice, Aykut; "Üçüncü Büyük Mutfağız Ama Markalaşamıyoruz" Yeni Asır, 4 Aralık 2011 (67)
67
5
5
şehrimizi ziyaret edecek, izmir'e gelen insanlar zorda kalmadıkça berbere, terziye, konfeksiyona
gitmeyecek. Ama bu insanlar burada mutlaka yemek yiyecek ve eğlenecek. Biz yüzden bu kadar
önemli bir mesleğiz. Düşünsenize Kordon'a ve Kemeraltı'na modern Türk mutfağının
güzelliklerinin sergilendiği yerlerin açıldığını." İzmir Valisi Cahit Kıraç, EXPO 2020'ye talip olan
İzmir'in Ege Mutfağı'm çok iyi işlemesi gerektiğinin altmı çiziyor42.
Nedim Atilla EXPO'ya giden süreçte de yapılması gereken işler olduğu düşüncesinde:
"Kültür ve Turizm Bakanlığı' nın, yerel yönetimlerin (Büyükşehir ve İlçe belediyeleri) ve İzmir
Ticaret Odası'nın Izmir-Ege Mutfak Kültürü'ne sahip çıkması, desteklemesi gerekir. Fast-food'a
karşı bu kültür ancak desteklerle ayakta durabilir. Gastronomi turizminde bugün öne çıkan bütün
ülkelerin kentlerin geçmişlerinde bu tür desteklemeler var. Hürriyet Gazetesi yazarı Deniz Sipahi
de Attila gibi desteğin şart olduğu düşüncesinde: "İtalyan hükümeti İtalyan restoranlarını teşvik
etmek ve dünyada yaymak için bazı dönemlerde destek olurmuş. Bu destek; ya kira, ya dekorasyon,
ya malzeme, ya da İtalyan mutfağını bilen ve öğreten aşçılar olurmuş. Bu sayede İtalyan
restoranlarında bir standart korunur ve o İtalyan restoranlarındaki lezzete alışanlar da bu
ürünleri arar hale gelirmiş. Çok mantıklı geldi ve çok da stratejik...43"
İzmir'de Mutfak Akademisi kurulmasına yönelik olarak Kültür ve
Turizm Bakanlığı-Türkiye Lokantacılar ve Pastacılar Federasyonu-Konak
Belediyesi arasında gelişen işbirliği Atilla ve Sipahi'nin İzmir-Ege Mutfak
Kültürü'nün gelişmesi için olmazsa olmaz olarak değerlendirdikleri destek
için önemli bir adım olarak değerlendirilirken İzmir Ekonomi Üniversitesi
Mutfak Sanatları Bölümü'nün İzmir-Ege Mutfağı'na yönelik çalışmaları da
akademik ve insan kaynakları desteği olarak değerlendiriliyor. İzmir
Ekonomi Üniversitesi Mutfak Sanatları ve Yönetimi Bölüm Başkanı Nilgün
Gürkaynak, altyapı çalışmalarını tamamladıkları İzmir-Ege Mutfağı'm
yansıtan örnek bir restaurantın hazırlık çalışmalarının bitmek üzere
olduğunun müjdesini veriyor: "Mutfak düzeniyle,masa
düzeniyle,
mönüsüyle, sunumuyla, müziğiyle, peçetesine varana kadar her şeyini
tasarladık. Mönü %80 oluşturuldu. Tariflerin oluşturulması 4 mevsim taze
malzemelerle özel menülerin hazırlanması aşamasındayız. Bir mönümüz,
unutulmaya yüz tutmuş yemeklerden oluşuyor. Tireli bir şefimiz
eşliğinde yapılıyor. Bir diğer şefimiz ise Ege yöresinin malzemeleri ile
çağdaş tarifleri harmanlayarak bir menü hazırlıyor. Bu çalışmaların hepsi, birçok kez denenerek,
sunumu yapılarak dikkatlice oluşturuluyor. Çok kolay bir iş değil tabii ki. Belli bir Izmir-Ege
Mutfağı standartı oluşturmak ve bu örnek restaurantla yaygınlaştırmak hedefimiz.". "Biz yaptık
oldu anlayışıyla hareket etmiyoruz; konunun uzmanları ile İzmir Ticaret Odası ilgili meslek
komitesi ile, ilgili meslek kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarıyla birlikte yapacağız.""Kadromuzu
tam olarak kurduğumuzda, Ege Mutfak Kültürü Araştırma Merkezi kurmak istiyoruz.
Yunanistan'da bu tür merkezler var."
İzmir-Ege Mutfağı'nın belli destinasyonların bir parçası olarak sunulmasının hem
destinasyona hem de mutfağa değer katacağmın altı çiziliyor. Nedim Attila, İzmir'in çarşı ve han
lokantası geleneğinin önemine dikkat çekiyor ve Mirkelemoğlu Han'da faaliyet yürüten "Bizim
Mutfak"ın 60 yıllık birikimiyle bu geleneği tarihsel bir mekânda yaşatarak önemli bir işlev
üstlendiğinin altını çiziyor; bu tür mekanların sayısının artması gerektiğini belirtiyor. "Bizim
42
YeniAsır; 18-19 Aralık 2011 (68)
43
Sipahi, Deniz; "Bu akademi mideye hitap edecek", Hürriyet 21 Mayıs 2011. (68)
Mutfak"ın ustası Abbas Davar, "Tarihi Kemeraltı Çarşısı'nda, 360 yıllık Mirkelemoğlu Hanı'nda
bu handan da eski, yüzlerce yıllık bir yemek geleneğini sürdürmenin mutluluğunu yaşıyoruz"
diyor ve ekliyor: "Basit tanıtımlarla mutfağımızı turistik bir ürün haline getirebiliriz. Ben
Yunanca, İngilizce vb. dillerde tanıtım levhaları koydum birkaç yere. Özellikle Yunanlı turistlerden
büyük ilgi gördüm. 360 yıllık tarihi bir mekanda yüzlerce yıllık yemekleri tadıp büyüleniyorlar.
Düşünün ki bu Han'a 360 yıldır bir çivi çakılmamış. Düzgün bir restorasyon, tanıtım, güzel
yemekler, güzel sunumla birleşse neler olmaz ki?"
kaybolan
ve
yaşayan
ıoo tarifiyle
İ Z M İ R ^ & v
SEFARAD
MUTFAĞI J p r
İzmir Ekonomi Üniversitesi Mutfak
Sanatları ve Yönetimi Bölüm Başkanı Nilgün
Gürkaynak da belli destinasyonların, o
destinasyonlara özgü mutfak kültürü ile
birlikte sunulması gerektiğinin altını çiziyor:
"Örneğin Karataş, Asansör, İzmir Sefarad
Kültürü açısından önemli bir yer. İzmir
Seferad Yahudilerinin kültürlerini merak eden
Yahudi turistlere ve bu kültürü merak eden
bütün turistlere bu kültür Sefarad mutfağıyla
ve yemeğe eşlik eden Sefarad Müziği' y le
birlikte sunulabilir. İzmir Levanten mutfağı
var; bir Levanten köşkü bu mutfağın sunumu
için restaurant olarak yeniden
işlevlendirilebilir. Levanten yemekleri, İzmir şarkıları
eşliğinde yenilebilir."
Gürkaynak'ın yemek yeme etkinliğine
eşlik eden müzik başta olmak diğer bileşenlerle
birlikte ele alınması gerektiği tezi de kabul
gören bir yaklaşım. Nedim Atila, "Yunanistan'ın
herhangi bir yerinde rembetika, zeybetiko ya da
otantik diğer müzik türlerini, en azından buzukiyi dinleyerek yemek yiyebileceğiniz mekanlar
bulursunuz. Dünya'nın gastronomi turizminde öne çıkan diğer ülkelerinde de böyledir durum.
İzmir'de böyle bir yer var mı? Yok..ama olmalı." Gazeteci-yazar Ünal Ersözlü de Atila'nın
görüşlerini paylaşanlardan: "İzmir'de İzmir- Ege Şarkıları eşliğinde İzmir-Ege yemekleri
yiyeceğiniz bir mekan bulamakta zorlanırsınız; hatta bulamazsınız; bazı özel mekanlarda bazı özel
günlerde ancak." Ali Kocatepe de müzisyen duyarlılığı içinde konuyu şöyle değerlendiriyor:
"izmir'de izmir şarkıları dinleyip izmir yemekleri yiyebileceğiniz yerler yok denecek kadar az.
Dünyada örnekleri var bunun. Yemekler yerel, özgün, eşlik eden şarkılar yerel- özgün, sunum yerel
özgün, garsonların kıyafetlerine kadar; öyleki garson arada çalan müziğe kendini doğallıkla
kaptırıp bir iki figür de yaparak getiriyor; yemeğinizi; içkinizi, izmirli bir müzisyen olarak izmir'e
her geldiğimde böyle bir mekanın eksikliğini hissettim; İzmir Şarkıları albümü böyle gündeme
geldi. İzmir Ticaret Odası destek oldu. İzmir şarkılarını bir araya getirdik; ancak bu şarkıları
lokantalarda, kafeteryalarda duyamadık. Biz hazırladık; artık kentin malıdır; dedik ama kent sahip
çıkamadı."
5.4. Olağanın Ötesine Geçmek: Etkinlik Turizmi ve Müzik
1. Kordon (Fotoğraf: Birol Üzmez)
Etkinlik turizmi dünyadaki turizm trendleri içerisinde giderek artan bir önem
kazanmaya devam ediyor. Bu değişimin sonucunda doğal kaynaklar ve coğrafi özelliklerin
hakim olduğu bir turizm anlayışından uzaklaşılırken belli destinasyonlardaki imgelerin ve
fikirlerin tüketimine yönelik bir talep oluşmaya başladı. Turistler ünlü kişilerle,
düşüncelerle veya kültür, sanat, spor gibi alanlardaki etkinliklerle anılan destinasyonlara
gitmeyi ve gezmenin yanı sıra o destinasyonun turistik yerlerini, müziğini, tatlarını, yaşam
tarzını tecrübe etmeyi ve hissetmeyi istiyorlar.
Spor
19. yüzyılın ikinci yarısında Osmanlı İmparatorluğu'nda Batı'ya açılma süreci
sosyoekonomik alanda olduğu gibi sporda da kendisini gösterir. Doğunun en batısı,
Levant'ın yıldızı İzmir, Selanik ve başkent İstanbul gibi Batı'ya açılma sürecinde, Avrupai
sporların ilk ortaya çıktığı kentlerden biri olarak öne çıkar. 19. yüzyılın son çeyreğinde
İzmir'in zengin Levanten ailelerinin eliyle futbol, tenis, bisiklet, eskrim, yüzme, kürek,
atletizm, kriket, jimnastik ve boks kentte yayılmaya başlar. Futbolun Osmanlı
İmparatorluğu'nda ilk kez nerede oynandığı konusunda hâlâ somut bir belge olmamakla
birlikte elde edilebilen kaynaklar ilk futbol maçlarının başkent İstanbul'dan çok önce,
1870'li yılların sonlarında İzmir ve Selanik'te oynandığını ortaya koymaktadır 44 .
44,-,...
Güneş, Günver; "Osmanlı imparatorluğu'nda 19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla..." Toplumsal Tarih Degisi, S. 142, Sena Ofset: İzmir, Ekim 2005.
70
umu
1971
PROGRAM
V
I - S3WVO M»3NVHa^v
Futbolun ve diğer spor dallarının ilk ortaya çıktığı İzmir,
1960'lı yıllarda futbolda Avrupa Fuar Şehirleri Kupası'nda Göztepe
ile çeyrek finale yükselme başarısı gösterir. Başta Metin Oktay
olmak üzere efsane futbolcular yetiştirir. Spordaki tarihsel
birikimiyle 1971'de altıncı Akdeniz Oyunları'na ev sahipliği yapar.
1980'li yıllarda futbol başta olmak üzere sporda geri gidiş süreci
yaşanır. Futbolun başladığı, Türkiye'nin üçüncü büyük kentinin 1.
Futbol liginde istikrarlı bir takımının olmaması İzmir Güçbirliği vb.
girişimleri gündeme getirir. Dünya Üniversite Oyunları Universiade
2005 yılında ev sahipliği yapan İzmir'in spor etkinlikleri ile, ulusal
ve uluslarası organizasyonlarla bir cazibe merkezi olabileceği tezi
genel kabul görmese de ifade edilen bir tez.
İzmir ve çevresinin bir "Spor Kenti" olmak için uygun
olduğunu altı çiziliyor. Güzelbahçe'de Parashuting, Bozdağ'da Skiing and Winter Sports, Çeşme,
Alaçatı, Foça'da Wind Surfing Çeşme, Alaçatı, Karaburun, Foça'da Yachting, Buca Hasanağa
Bahçesi'ndeki Buz Pateni sahasında da Ice Skating yapılabileceği belirtiliyor. Spor aktiviteleri ve
antrenmanlar için Balçova, Çeşme, Foça, Selçuk ve merkez otel, stad ve spor salonlarından
yararlanılabilineceği vurgulanıyor. Universiade için yapılan tesislerin değerlendirilmesi de bir diğer
öneri45.
İzmir'in Müzikal Birikimi
İzmir,çok kültürlütarihsel birikimiyle, yüzyıllarca benzerlik ve
farklılıklarıyla birlikte yaşayan Türkler, Rumlar, Yahudiler,
Levantenler ve diğer unsurların müzik formlarını bir potada
harmanlayan zengin ve karmaşık bir müzik geleneğine sahip.
Muammer Ketencoğlu'nun "İzmir Hatırası "albümüyle izlerini
sürdüğü müzikal miras"kültür turizmi" için önemli imkânlar sunuyor.
Müzik ve dansın birleştiği rembetika, zeybek gibi müzikal formların
doğup geliştiği İzmir, Efes başta olmak üzere tarihsel gösteri
alanlarının -zarara uğratılmadan-konser etkinlik alanı haline de
getirilmesiyle Ege ve Akdeniz müzikal atlasının merkezi olabilir.
Ali-Aysun Kocatepe • Sezen Aksu • Eme! Sayın • Ege
Gönü! Yazar «Belkıs Özener • Modern Folk Üçlüsü
Tolga Çandar • Kubat • Ferhat Göçer • Suavi »Haluk Levent
Prompted By The Chamber of Commerce Of Izmir.
Reproduced By The Foundation For Education and Health Of The Chamber of Commer Of Izmir
Muammer Ketencoglu
Umu lUrıatıı - Shtin» Ricolibction»
İzmir yalnız yüzyıllar öncesine dayanan tarihsel
müzik geleneğiyle değil popüler müzikte de önemli bir
birikime sahip. Yerli ve yabancı turistlerle gerçekleştirilen
anket çalışmasında "İzmir deyince aklınıza ilk gelen ünlü
kimdir?" sorusuna verilen cevaplarda Sezen Aksu'nun öne
çıkması Tanju Okan ve Dario Moreno'nun da Aksu kadar
olmasa da anılması İzmir'in popüler müzikteki birikimini
ortaya koyması bakımından dikkat çekici. Ali Kocatepe,
İzmir'in müzikal birikimini ortaya koyacak çalışmaların
kurumsal düzeyde yapılmadığı, kişisel çabalarla yürüdüğü
düşüncesinde: "Yıllarca izmir şarkılarını bir albümde
toplamak istedim, bu düşüncemi İzmir Ticaret Odası
^Gümüş,Taner; " İzmir'de Spor Turizmi ve Etkinlikleri", İzmir Turizm Sempozyumu, 2006. (71)
Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş ile paylaştım. Sonunda ikna ettim. İzmir Ticaret Odası
Vakfı olarak fınansa edeceklerini söyledi, izmir şarkılarından oluşan "Güzel izmir Şarkıları" adlı
albümü çıkarttık. Ticaret Odası albümü belirli yerlere dağıttı fakat ileri boyutta bir paylaşım
konumlarından dolayı yapamadılar. Bu albüm bir veya birkaç senelik bir albüm değil, uzun yıllar
boyunca satılacak bir albüm. Bu sebepledir ki bu albümün çoğaltılması için birilerinin bu işe sahip
çıkması gerekiyor. Çünkü herkesten tepkiler alıyorum. Çok fazla istek olduğu fakat ellerinde albüm
bulunmadığı için satışların yapılamadığı konusunda. Bu şarkıların, izmir'in cafelerinde, gece
kulüplerinde, meyhanelerinde çalınması gerekiyor. Ama insanların ya haberleri yok ya da
nereden bulacaklarını bilemedikleri için çalınmıyor. Ben elimden geldiğince bir şeyler yaptım, ama
bunun devamını başkaları getirecek. Ben gidip havalimanına kendi cdlerimi koyamam. Esnafa
gidip elden albümlerimi veremem. Ben zaten üzerime düşen görevi yapmışım, gerisini de
başkalarının üstlenmesi gerekiyor."
Felsefe Etkinlikleri
İzmir bölgesinin Batı felsefesinin temellerini oluşturan Thales, Aneximandros, Aneximenes,
Herakleitos, Homeros gibi antik tarihin önemli kişiliklerine ev sahipliği yapmış olması kültür
turizmi için değerlendirilmeyen bir avantaj olarak görülüyor. Assos'ta yapılan felsefe etkinlikleri,
Bozcaada'daki şarap festivali gibi İzmir'in de benzer organizasyonlarla etkinlik turizminin bir
parçası olarak pazarlanabileceği vurgulanıyor.
İzmir'in Hikayeleri, Hikayecileri
Refik Durbaş, "Anılarımın Kardeşi İzmir" kitabında "Dünya-nın en
büyük şairi Homeros'un yaşadığı bu topraklarda kültür ve sanat
üzerine başka söz söylemeye gerek var mı?" diye söze başlıyor ve
İzmir'in kültür ve sanat, özellikle de edebiyattaki tarihsel birikimine
dikkat çekiyor: "Cumhuriyet döneminden günümüze kısa bir
yolculuğa çıkacak olursak kültür-sanat yayıncılığıyla İzmir'in Türk
edebiyat dünyasına nice değerler kazandırdığını görebiliriz. Bu
yazının dar kalıpları içinde elbette İzmir misali bir kentin kültürsanat dünyasını özet olarak vermek ne mümkün? Necati Cumalı'nın
İzmir'i mekan alan "Yağmurlar ve Topraklar"ı, Tarık Dursun
K.'nın "Rızabey Aile Evi", Attila İlhan'ın İzmir şiirleri ve daha
niceleri ise ayrı bir yazının konusu...
Samim Kocagöz, Kemal Bilbaşar,
vaLSK
{ W v»
Besim Akımsar, Necati Cumalı, Attila
Ait.:
İlhan,
Şükran Kurdakul,
Berin
Gâvur İzmir
Taşan,
Nahit
Ulvi
Akgün,
Turgay
Gönenç
Güzel İzmir
Tarık D u r s u n K
72
İzmir'i İzmir yapan Refik Durbaş'ın isimlerini andığı İzmir'in
hikâyesini anlatan edebiyatçıları, yazarları, şairleri. "İzmir'de
doğdum, İzmir'de büyüdüm. Eski İzmir'i ovucumun içi gibi bilirim."
diyen Tarık Dursun K. bunlardan biri. İzmir Sefarad Yahudilerinin
kültürel mirasının en önemli unsurlarından "Aileevleri"ni ilk baskısı
1957'de yapılan "Rıza Bey Aileevi" ile edebiyata taşıyan Tarık
Dursun K., yazın hayatı boyunca İzmir'i anlatır. 2004 yılında
yayınlanan "Gâvur İzmir Güzel İzmir" kitabında İzmir'i sokakları, yokuşları,
iskeleleri; insanların yaşam biçimleri ile gözler önüne seriyor. Yazarın
efsanelerden yola çıkarak başlayan İzmir yolculuğu anılarında yer tutan
kişilerle sürüyor: Zabel Manol, Coya, Madam Alyoti, İsma'l Dayı, Yasef Usta,
Ethem Dayı, Alireisli "'Yıldırım Spor "lui ar.
İzmir'in kent kültürünü ete kemiğe büründürürken edebiyattaki tarihsel
birikiminden yola çıkıp dünün İzmir hikayelerini, bugünün İzmir hikayeleri
ile bütünleştirmesi gerekiyor. Heyamola Yayınları, bu düşünceden yola
çıkarak, İzmir'in kırk bir semtinin İzmirli kırk bir farklı edebiyatçı-yazar
tarafından kaleme almdığı "41 Semt 41 Yazar 41 Kitap İzmirim" kitap dizisini
2011 baharında yayınlar: 1- Adnan Turgut / Eşrefpaşa, 2- Alex Baltazi / Alsancak (1482 Sokak) 3Ali Ekber Yıldırım / Balçova 4- Avram Ventura / Karataş 5- Bekir Yurdakul / Hatay (Nokta) 6Bilge Umar / Narlıdere 7- Birsen Ferahlı / Köprü 8- Efdal Sevinçli / Şemikler 9- Emel Kaym /
İnciraltı 10- Elvan Feyzioğlu / Bornova 11- Fergül Yücel / Altındağ 12- Ferda İzbudak Akıncı /
Buca 13-Halim Yazıcı / Körfez Vapurları 14- Haluk Işık / Mersinli (Çınarlı) 15- Hidayet
Karakuş / Kemeraltı 16- İlhan Pınar / Kireçlikaya 17- Levent Mete / Üçkuyular (N.Sahilevleri) 18Lütfü Dağtaş / Çiğli 19- Mehmet Atilla / Karabağlar 20- M. Şakir Örs / Alaybey 21- Murat Şahin /
Gültepe 22- Namık Kuyumcu / Alsancak 23- Nedim Atilla / Gaziemir 24- Okan Yüksel /
Kahramanlar 25- Oktay Gökdemir / Buca 26- Orhan Beşikçi / Basmane 27- Raşel Rakella Asal /
Alsancak (Gül Sokak) 28- Sancar Maruflu / Bostanlı 29- Semih Çelenk / Şirinyer 30- Şadan
Gökovalı / Kadifekale 31- Şükran Yücel / Karantina 32- Şükrü Tül / Tepekule 33- Ümit Otan /
Konak (Balıkhali) 34-Veysel Çolak / Halkapınar (Meles) 35- Yaşar Aksoy / Karşıyaka (Soğukkuyu,
Bahariye) 36- Yaşar Ürük / Göztepe - Güzelyalı 37- İhsan Bayram / Değirmendağı 38- Hakan
Kazım Taşkıran / Bayraklı 39- Hülya Soyşekerci / Bornova 40- Gönül İlhan / Ege Mahallesi 41Duygu Yayman Özsüphandağ / Tilkilik Dönertaş.
Heyamola Yayınları, İzmir'im kitap dizisinin amacını şöyle tanımlıyor: "Bir kentin tarihini,
coğrafyasını, toplumsal hayatını, geçirdiği değişimleri, insan tiplerini, atmosferini, doğal
güzelliklerini, unutulan değerlerini, yeme içme kültürünü, gecesini gündüzünü, yazını kışını,
folklorunu, eğlence hayatını, daha bin türlü özelliğini, herkes kendince görür. Tarihçi başka,
coğrafyacı başka, turizmci başka, asker başka, öğretmen bambaşka bir gözle görür ve kendi bakış
açısıyla yazmak ister. Ama bir yazar-edebiyatçı, kendince bir duyarlıkla yaklaşır kentine.
Çevresine gönül gözüyle bakar. Kendisini değişik insanların yerine koyar, onların yüreğiyle de
hissetmeye çalışır, öylece yazar... Yazar yazdığı zaman, birçok kimse o yazıda kendi duygularını,
düşünüp de söyleyemediklerini bulur. Kendisinden önce yazılmış olanları da anımsamak ister... Bu
düşünceden yola çıkarak, izmir'in kırk bir semti, izmirli kırk bir farklı edebiyatçı-yazar tarafından
kaleme alındı. Okurla buluşan kırk bir kitaplık dizi, hem İzmir için bir ilk olması, hem de İzmir'in
köklü kent halk kültürüne bir armağan olması açısından yüksek değer taşımaktadır.46"
Heyamola Yayınları'nın üstlendiği misyon, kent kamuoyunda büyük takdirle karşılanır. "41
Semt 41 Yazar İzmir'im" Kitap Dizisi, İzmir Büyükşehir Belediyesi "Tarihe Saygı Yerel Koruma
Ödülleri" kapsamında Tarihi Çevre ve Kültür Varlıklarını Koruma Dalında Katkı Ödülü'nü alır.
46,
http://www.heyamola.net/tr/default.aspx
5.5. Kültür Medyası: Müze ve Ören yerleri
Günümüzde kent ziyaretçilerinin kentin dokusuna, tarihine,
kültürüne ilişkin vizyonlarını oluşturdukları yerlerin başında müzeler
ve ören yerleri geliyor. Müze çeşitliliği, sadece sayıca değil, tematik
olarak çeşitlilik arz ettikçe, görsel olarak ziyaretçiye hitap ettikçe ve
deneyim sağladıkça kente değer katmaktadır. Bir kente gelen turistlerin
ilk öğrenmek istedikleri arasında müze ve ören yerlerinin listesi yer
alır. İzmir'in de potansiyellerini ve mevcut müze ve ören yerlerini
düşündüğümüzde konu stratejik önemde.
Kültür turizminin önemli unsurlarından olan müzecilikte
İzmir'in çağın gerisinde olduğu belirtiliyor. Müzelerin İzmir'in tarihsel
ve kültürel mirasmı sergilemekten uzak olduğu, sergilenebilir eserlerin
depolarda bekletildiği, sergilenenlerin de çağdaş olmayan mekânlarda modern sergileme
tekniklerinden uzak bir biçimde sunulduğuna dikkat çekilerek müzecilikteki bürokratik anlayış
eleştiriliyor; çağın değişen müzecilik anlayışlımı yakalanamadığı ve müzeciliğin planlanması ve
çok daha iyi imkânlarla geliştirilmesi gerektiği vurgulanıyor.
Çağdaş müzecilik anlayışı, koleksiyonların kendinden çok
kullanımları üzerine yoğunlaşan, önceliği ziyaretçi ihtiyaçlarının
belirlediği, iletişim temelli bir yaklaşım olarak tanımlanıyor.
Müzelerin yeni sergileme yöntemleri, sergilemede yeni teknolojiler, çocuk ve gençlere yönelik çeşitli programlar, kafe-restoran
ve müze mağazalarıyla yaşayan mekanlarhaline getirilmesi de
çağdaş müzeciliğin temellerinden. İzmir Müzeleri çağdaş müzecilik
kriterleri çerçevesinde değerlendirildiğinde tam anlamıyla sınıfta
kalıyor: Teşhirlerin büyük kısmının eskimiş; bilgi panoları, tanıtım
kitaplarının yetersiz olduğu, mekânların kısıtlılığı (ne bir Müze
Kafe'ye ne de yeni bir uygulama salonuna yer olmadığı) öne çıkan
eleştirilerden. Müzelerinin çoğunun web sitesinin olmaması ilgi
çekmek üzere geçici sergiler düzenlenmemesi, koleksiyon araştırmalarına dayalı bilimsel yayın ve etkinlik yapacak müze
personelinin yeterli olmaması, depolarda bekleyen eserleri yeni
öykülerle düzenlemek ve sergilemek doğrultusunda bir çabanın
olmaması da dile getirilen eleştirilerden. Bürokrasi, derneklerin saf
dışı bırakılması, bütçenin ödeneğe indirgenmesi gibi nedenlerin bu sonucu doğurduğu onarım için
bile yeterli personel ve para bulunamazken, çağdaş müzecilik uygulamalarından bahsetmenin
mümkün olamayacağı belirtiliyor.
Müzelerden algıladığımız şeyin askeri nizamda eserleri yan yana dizerek gelenlerin yine
askeri nizamda sergilenen eserlere bakıp çıkmak olduğu, oysa müzelerin birer eğitim merkezi
olarak çok daha yaratıcı işlevleri olabileceği vurgulanıyor. Farklı disiplinlerden gelen insanların iş
birliği içinde canlı, yaşayan müzeler tasarlaması gerektiği, teşhir uzmanlarının arkeologlarla iş
birliği içinde müzelerdeki eserlerin nasıl sergileneceğini belirlemesi gerektiği ve müzelerin
eğitimcilerle iş birliği içinde farklı yaş gruplarındaki öğrenciler için birer öğrenme merkezi
olabileceği belirtiliyor.
74
Artık müzecilik kavramının tüm dünyada çok değiştiğine, müzelerimizi ziyaret eden kişilere
bir hikaye sunmamız ve ziyaretçilerin zihinlerinde bu topraklara ait hikayeler bırakmamız
gerektiğine, artık bu döneme geçmek zorunda olduğumuza inanılıyor. Müzeleri devlet
memurluğundan uzaklaştırıp fırsatlar sunulursa müzelerde çok farklı uygulamalar yapılabileceğini
ve bunun 2-3 sene içinde olacağına inanılıyor.
Müzelerin hala çok merkezi bir idareyle yönetiliyor olmasının ve her hangi bir devlet
dairesinden çok da farklı yönetilmiyor olmalarının müzelerin canlı, yaşayan eğitim merkezleri
olarak değerlendirilememesinde önemli bir rolü olduğu düşünülüyor. Almanya, İtalya ve
Avusturya'nın bazı bölgelerinde ve Amerika genelinde müzelerin merkezi idareye bağlı olmadığı,
müzelerin kendi içlerinde bir işletme olduğu ve dolayısıyla bu müzelerin gelirlerini, bütçelerini,
harcamalarını ve fon getirici faaliyetlerini kendilerinin planladığı söyleniyor. Yerel yönetime
hesap veren ve icra kurulu tarafından denetlenen bu müzelerin devlet bütçesinden ziyade yerel
bütçeden yararlandıkları ya da kendi bütçelerini yarattıkları belirtiliyor. Bu yapı sayesinde daha
esnek ve yenilikçi uygulamalar yapabildikleri, bu müzeleri desteklemek için kurulmuş vakıfların
desteğiyle yeni sergiler ve müze içinde yeni etkinlikler planlayabildikleri vurgulanıyor. Türkiye'de
müzelerde açılacak yeni bir serginin sadece Bakanlık kanalıyla açılabildiği için müzelerin çok az
sergi yapabilme şansı olduğu, kalkınma ajansları ve vakıfların bu tip yaratıcı sergiler için müzelere
destek olması gerektiği düşünülüyor. Turistin ilgisini çekecek, tarihi olaylar çerçevesinde bir takım
etkinliklerin artırılabileceği fakat bu tip organizasyonların devlet dairesi olmanın sıkıntılarıyla
birlikte yürüdüğü, biraz daha esnek yapılara gereksinim duyulduğu belirtiliyor.
Müzelerin idaresinin hala çok merkezi bir idareyle yönetildiği, yönetimlerinde yapılması
gereken değişiklikler olduğu belirtiliyor. Örneğin bir nüfus dairesi ve müze çok farklı kurumlar
olmalarına rağmen 657 ve İller İdaresi Kanununa göre çok benzer yapılar olarak algılanıyorlar.
Bakanlığın, Genel Müdürlüğün ve müzelerin kendi çaplarında müzelerin yeniden yapılandırılması
anlamında çalışmaları var. Bu çalışmaları anlamlı ve olumlu bulunuyor. İçinde bulunduğumuz
süreçte Bakanlık kaynaklarının biraz daha müzelere döndüğü, aktarıldığı bir dönem yaşadığımız
düşünülüyor.
Aybala Yentürk, İzmir'deki müzelerin kentsel anlamda bile çekim merkezi olamadığının
altını çiziyor, kentin ihtiyaçları çerçevesinde Kent tarihi ve Kemeraltı müzeleri gibi yeni müzelerin
kurulmasını öneriyor: "izmir müzeler açısından maalesef oldukça üzülünecek bir durumda. Bir
ikisi dışında hiçbiri, bırakın uluslararası olmayı, ulusal anlamda hatta kentsel anlamda bile çekim
merkezi olmaktan çok uzakta. Bunu öylesine bir eleştiri olarak lütfen kimse algılamasın ve
alınmasın. Bugün dünyada gelinen sergileme ve müze olma kriterlerine kısaca göz attığımızda bu
yargıya varmak çok kolay çünkü. Günümüzde artık müzeler ve tabii ki sergiler neredeyse beş
duyuya hitap edecek şekilde ve interaktif olarak tasarlanmakta. Bizde ise hâlâ ziyaretçileri pasif
izleyiciler konumuna indirgeyici geri bir müzecilik, sergileme anlayışı ısrarla devam ettirilmeye
çalışılıyor ve hatta savunuluyor. Müze dediğiniz zaman mutlaka orijinal eserlerden oluşan sabit
bir koleksiyona sahip bir yapı akla gelmeli. Dünyanın neresine giderseniz gidin, bu böyledir.
Ayrıca değişik temalardaki geçici sergilerle dinamik bir yapı sağlanmaya çalışılır tüm müzelerde.
İzmir gibi bellek problemi oldukça yoğun bir kent için, müzecilik anlayışı ve çalışmaları açısından
yapılandan öte çaba ve projeler gerekmekte.
75
Kentin kültürel ve tarihsel zenginliklerine sahip çıkmak, korumak ve en önemlisi geleceğe
taşımak için o kentin tarihini mümkün olabilecek en görsel, elle tutulur ve somut şekilde sergileyen,
araştıran müzeler aracılığıyla mümkün olabileceğini herkes görmek durumunda artık. İşte bu
noktada başta yerel yönetimler olmak üzere tüm kurumların bu konuda büyük sorumluluklarının
olduğunu düşünüyorum. Mevcut müzelerin durumunu herkes eleştirel bir şekilde gözden geçirmeli
ve durum tespiti yapılmalı. Yeni müze kurmak üzere yola çıkılırken de seçilecek temalarda öncelikli
olarak kent özeline ve ihtiyaçlarına uygun davranılmalı. Hayata geçirilen her projenin başta mikro
ya da makro ölçekte izmir kent kültürü ve tarihine hizmeti olmalıdır. Ana hedef bu olmalıdır. Bu
işte keyfiyet olmamalı ve her önüne gelen proje hayata geçirilmemeli. Elde olan sınırlı kaynaklar
fütursuzca kullanılmamalı. Öncelikli konular hayata geçirildikten sonra isteyen istediği temada
müze açsın ama önce kentin, kentlinin ihtiyaçları gözetilmeli.
Ege Üniversitesi bünyesinde yeni açılan Kostüm Müzesi
güzel bir müze. Kültürpark içerisindeki Tarih ve Sanat Müzesi
de fena değil. Fakat İzmir Arkeoloji Müzesi kötü bir durumda.
Bina artık çok eski, sergileme yöntemleri aynı şekilde.
APIKAM bir müze değil daha çok arşiv olarak hizmet
vermekte. Müze dediğiniz zaman farklı bir beklenti içine
sokuyorsunuz insanları ve mevcut hal ile maalesef onu
karşılayamıyorsunuz. Bunu sadece izmirli değil, şehir dışından
gelen insanlar da eleştiriyor. APİKAM'da arşiv görevi öncelikli olarak kabul ediliyor. Fakat kent
müzelerinin tanımına baktığınız zaman arşiv bunun içerisinde yer alması gereken bileşenlerden
biridir sadece.47"
Arkeoloji Müzesi Müdürü Mehmet Tuna da mevcut
müzelerin yetersiz olduğu düşüncesinde: "Kazılar neticesinde
müzeye sürekli yeni eser girişi var. Şimdi yeni bir kısım daha
geliyor. Helenistik Dönem'e ait altın eserler ocak ayı gibi vitrine
konulacak. Ama yer sıkıntısı var. Öte yandan müzede uygulama
işlevi yok. Eğitici bir ortam yok. Bir çömlek ya da sikke nasıl
yapılır? Bu bizzat uygulama yapılarak gösterilebilir. Yine müze
girişinde eğitici gösterimler yapılabilir. Alışveriş dükkanları,
kafeler... Müze, yaşayan bir yer haline gelir.
Ahmet Piriştina Kent Arşivi Müzesi
Fiziksel yapı, sergileme; depolama açısından pek uygun değil. Tam güvenlik sağlayıp
sağlamadığımız tartışılır. Uzman kendi işini yapamıyor. Bilimsel araştırmaları yapıp, kendini geliştiremiyor. Çünkü sahaya çıkıp kazıya katılmak durumunda kalıyor. Envanteri değerlendirmek,
demirbaşı belirlemek gibi olaylara da bakamıyor. Bu aslında müzenin bulunduğu bölge ile ilgili
bir sorun öncelikle. Türkiye'nin genel politikası açısından en çok uzmanı olan müzelerden biriyiz.
Bazı müzelerde hiç uzman yok. 16 kişilik yeni bir kadro geldi. Ama onları hemen araziye
göndermek zorundayım, çünkü daha sırada 80'den fazla kazı yapılacak alan var.
2863 sayılı yasada 2004 yılında bir değişiklik yapıldı. Merkezi sistemle bütün bu yapının
sürdürülmesinin zor olduğu belirlendi. Ulusal müzelerin ortaya konulması benimsendi. Bunlardan
bir tanesi de İzmir Müzesi, Selçuk, Bergama, Efes'te bir müze başkanlığının koordinatörlüğünde
bir yapı oluşturulması planlandı. Maddi konuları düzenleyen ayrı bir bölüm, güvenlik ve koruma,
76
47
.
.
.
Yentürk, Aybala & Nejat; "izmir'in Yiten Belleğinin ihtiyacı; Kent Tarihi Müzesi", (Söyleşi: Duygu Ozsüphandağ) izmir Life, Mart 2011
saklama gibi işleri ayrı bir bölüm, diğer arkeolojik konular ayrı bölüm gibi. Ancak yönetmenlik
henüz tam oluşturulamadı. Bunun için de küçük müzeler yerel yönetimlere devretme planının
içinde idi. Bu plan çok yeterli olmasa bile bazı sıkıntıları öncelikle aşmak için önemli yararlar
getirebilirdi. Çünkü mevcut yapı ile ben bakanlığıma ulaşamıyorum, bakanlığım beni göremiyor.
Merkezi yönetime böyle bir yapının ortaya koyduğu zorlukları anlatmak gerekiyor."
İzmir Arkeoloji Müzesi Eski Müdürü Mehmet Taşlıalan da 30 yıl önceki zihniyetle, yasa ile
müzeciliği yürütmenin mümkün olmadığı düşüncesinde: "Bütün gelirlerin bakanlıktan gelmesi
düşüncesini doğru bulmuyorum. Örneğin Selçuk Müzesi'nin ciddi bir yıllık geliri var. Sen bu
parayı bubölgeye tahsis etmiyorsun. Bakanlığı bünyesine alıyorsun. Sonra bu bölgeye gerekli
parayı aktaramıyorsun. Bir yakacak sorununu çözecek kaynak bile çoğu zaman sağlanamıyor. Sen
bu paranın önemli bir kısmını bu bölgede kullan. Birbölümünü genel bütçeye al ama buranın
sorunlarını çözecek şekilde kullanmayı sağla. Birçok müze kendi kaynağını kendi
yaratabilir.Bukayrıağı kendi kullanma yetkisi yok. Bu sıkıntı hâlâ sürüyor. Bu genel politikadan
kaynaklanıyor. Müzeler aynı anda kaynak üreten bir yer yapmalı."
Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Görevlilerinden Arkeolog Şükrü Tül mevcut müzecilik
anlayışının değişmesi gerektiğini vurguluyor: "Müzeler sadece var olan eserleri sergileyen
kurumlar değil. Bunun yanında bir de Kültür Bakanlığı'nın yasaların verdiği sorumlulukla başetme
gibi bir konumu var. Fiziksel yeterlilik, yapı yetmezliği, güvenlik ve uzman yetersizliği bu noktada
ayrışıyor. İzmir bir müze talep ediyor, kazı talep ediyor, kent geleceğine yönelik büyüme ve gelişme
baskısı altında, bunun için yeni alanlar geliştirmesi gerekiyor. Bu talepleri karşılayacak
oluşumların sunulması şu anki müzecilik anlayışı ile mümkün değildir. Bu toplumsal talep yeni bir
anlayış ve yapılanma gerektirmektedir."
İzmir'in tanınmış arkeolojik eser koleksiyoncusu, iş adamı N. Yavuz Tatış, koleksiyonerlerin,
müzelerin etrafım kuşatan gönüllü toplulukların önemini vurguluyor: "Gelişmiş ülkelerde özel
müzecilik ve koleksiyonculuk büyük teşvik görmektedir. Çünkü müze kaynağı koleksiyonlardır. Özel
koleksiyon sahiplerinin emekle bir araya getirildiği eserler müzelerin en önemli kaynakları
olmuştur. Büyük müzelerin sergi salonu da göz kamaştıran zenginliklerin koleksiyonerlerin
bağışlarıdır. Müzelerin etrafında bir topluluk olmalıdır. Müzeyi seven, onun kültürel ortamını
geliştiren, dünyaya tanıtımına yardımcı olan, kafeteryadan kitaplığına bir yaşam alanı kuran,
bunların getirdiği destek ve müzenin gelişmesine katkı sağlayan bir topluluk."
Mevcut müzelerin yetersiz olduğu konusunda paydaşlar hemfikir. Çözüm için öne çıkan
fikir: "Büyük Müze". Arkeoloji Müzesi Müdürü Mehmet Tuna, depodakiler ile beraber toplam 66
bin 394'in eserin ancak % 10'unun sergilenebildiğinin altmı çiziyor ve çözüm için "büyük müze"
öneriyor48: "Mevcut müzeler Yeterli değil. Asıl büyük bir müzeye ihtiyaç var. İzmir Valiliği ile
Kültür ve Turizm Bakanlığı 'Ege Kültürleri ve Medeniyetleri' adı altında izmir'deki müzeleri bir
araya toplamak istiyor. Önce bunun için İnciraltı düşünülmüştü. Şimdi Konak konuşuluyor. Buna
uluslararası bir yarışma ile karar verilecek ve iki katlı bir müze projesi hazırlanacak." Mega
müzenin nereye yapılacağına karar verildi aslında. Hem Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay,
hem de İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu Konak!taki Bahribaba Parkı'nı işaret
ediyor... Büyük bir müzenin kurulması kent prestiji için olduğu kadar, depodaki eserlerin teşhire
çıkması açısından da çok önemli.
48
Kulaçoğlu, Ömer; "Müzeler Nasıl Kurtulur?", İzmir Life, S. 66, Şubat 2007.
77
Mehmet Tuna, sergideki 15 bin eserin farklı müzelere bölünmesinin kontrol ve idareyi
zorlaştırdığını belirtiyor: "İki müze Konak'ta, biri fuar alanında. İletişimsizlik de oluyor. Agora
Ören Yeri'rıde kırılan bir mezar taşını basından öğreniyoruz." ve bu karmaşadan kurtulmak için de
şehir merkezinde inşa edilecek yeni ve büyük bir binada üç müzenin toplanması gerektiğini
belirtiyor.
İzmir Arkeoloji Müzesi Eski Müdürü Mehmet Taşlıalan da "büyük müze" fikrini destekliyor:
"Çeşme'de, Bergama'da bir sürü küçük müze yerine merkez bölge müzesi oluşturmak gerek, fiziki
şartlara sahip, alt yapısı büyük bir merkezi bina. Amerika'yı yeniden gerek yok, bunun için
dünyanın önde gelen müzelerini inceleyip yapıyı ona göre kurmak yeterli.48"
İş adamı Yavuz Tatış, iyi beslenen, iyi korunan, iyi sergileme imkanlarına sahip, iyi gelir
getiren büyük müzeler oluşturması gerektiği düşüncesinde: "Uzun yıllardan beri süre gelen bir
sistem kurulmuş. Devlet bunu götürecek denmiş kısaca. Küçük müzeleri bir araya getirerek,
bölgesel müzelerledevleti bir takım maliyetlerden kurtarmak mümkün. Bu süregelen sistemde ilk
önce bunlar yapılabilir, devlet müzelerini büyük müzeler haline getirerek bölgesel müzeleri
oluşturmalıyız."
Nedim Atilla, 2009'da Atina'da açılan Avrupa'nın en büyük arkeoloji müzesini Ali Nail
Kubalı'nın "Büyük İzmir Müzesi Projesi"ni hatırlatarak gündeme getiriyor ve bir müzenin bir
kentin yaşamım (olumlu yönde) nasıl değiştirebileceğinin altım çiziyor: "Atina'nın nüfusu, 1985'te
sadece 400 bindi, şimdi ise 4 milyon!... O zamanlar Avrupa'nın ilk kültür başkenti olmayı gerçekten
hak ediyordu; sonraları yoksul Makedonlar ile Arnavutların akın akın göç etmesiyle yaşanmazyaşanamaz bir kent haline geldi. Avrupa'nın en çok suç işlenen metropolü oldu ve ciddi turist
kaybına uğradı. Ancak yeni açılan müze, bütün bunları unutturacak gibi..." Atina'nın ilk kurulduğu
yer Akropolis'e yılda 15 milyon ziyaretçi geldiğini, yeni açılan müzeden sonra bu saymın 30
milyonu bulması beklendiğini belirten Atilla, müzeyi gezerken üzüldüğünün, "fena halde"
kıskandığının altım çiziyor: "Çünkü bizde de şeker var, un var, hem de yağın, sütün hası var; niye
helva yapamıyoruz? Giriş ücreti şimdilik 1 Euro olarak belirlenmiş. 2010'da 5 Euro olacak.49"
"Büyük Müze"nin tek başına müzeciliği kurtaracak bir formül olmadığım düşünenler de var.
Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Gürhan Tümer "Mega
Müze" gibi çok büyük projelere takılıp kalmamak gerektiğinin altmı çiziyor: "Bilboa'daki gibi bir
müze yapalım, kent değişsin" şeklinde bir tavır, popülist bir yaklaşım olur. Tümer, önce
örgütlenmeyi başarmak gerektiğini söylüyor. Aynca illa da dünya kenti olmak gerekmiyor: Dünya
kenti olmanın birtakım kuralları var. Öyle ki, orada dünyanın gidişatına dair kararlar alınacak.
Önemli meselelerin fitili orada ateşlenecek. Peki dünya kenti olmak şart mı? Bazı Fransız kentleri
vardır. Her dakika gündeme gelmezler ama orada yapılan birtakım kültürel etkinlikler dünyayı
etkiler. Bir de bizde hep Bilboa örneği verilir. Ben ona 'Bilboa Sendromu' diyorum.'İzmir'de müze
yapmalıyız' diye bir söylem var ya... Niye müze de başka bir bina değil? Bu fazla kopyacılık.
Frankfurt, Kitap Fuarı ile anılıyor örneğin."
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sinema-Televizyon Bölüm Başkanı Prof.
Dr. Oğuz Adanır, "büyük müze"nin tek başına bir çözüm olmadığını belirtiyor ve butik müzeciliğin
yaygınlaştırılması gerektiğini belirtiyor: "Bir mega müze tek başına hangi amaca hizmet eder?
"Gittiniz o müzeyi dolaştınız, geriye 364 gün kalıyor. Sonra ne yapacaksınız!" İzmir gibi bir kentte
48
Kulaçoğlu, Ömer; "Müzeler Nasıl Kurtulur?", İzmir Life, S. 66, Şubat 2007.
^Atilla, Ahmet Nedim; "Avrupa'nın ilk kültür başkenti, en büyük arkeoloji müzesinin de sahibi", İzmir Life, S. 97,2009.
en az 40 müze olması lazım. Barcelona'da 80 müze var. Şimdi kentte yeniden bir Expo süreci
konuşuluyor. Bu organizasyonun kente geldiğini düşünün. İzmir'e insan akını olacak. Bir gün müze
dolaştılar, ertesi gün Kemeraltı'na gittiler. Beş günü doldurdular, geriye kalan zamanda ne
yapacaklar? İzmir zeytinyağı ve şarap memleketi ama ne zeytinyağı, ne de şarap müzesi var.
19'uncu Yüzyıl'da dünyaya en çok halı ve kilim ihraç edilen liman İzmir ama halı müzesi yok.
Geleneksel el sanatları müzesi ve kent tarihi müzesi de... Bütün bunları belediye de yapmak
zorunda değil. Belediye bir binayı, İzmir'deki şarap firmalarına tahsis edebilir. Özel sektör gerisini
getirsin. Belediye de kent tarihi müzesini üstlensin. Bu tür müzelerde o şirketler ürünlerini
satabilir. İskoçya'ya gidiyorsunuz, viski müzelerinde satış var. Belçika'daki bira müzeleri, bira
markalarını pazarlıyor..." diyor50.
Müzecilikte çözüm olarak öne çıkan butik
müzecilikte Konak Belediyesi iddialı. Konak
Belediye Başkanı Hakan Tartan, müzecilikle
milletvekilliği döneminden beri özel olarak
ilgilendiğini vurguluyor: "Bu kente son önemli
müzeyi ben kazandırdım; milletvekili olduğum
dönemde. Atatürk'ün izmir'i diyoruz, bu kentte
Atatürk Müzesi yoktu. Dönemin Kültür Bakanı Sayın
Istemihan Talay'ın büyük desteği ile Kordon'da
Atatürk Müzesi açtık. Ve dünya müzeciliğinde
yükselen bir trend olan butik müzeciliğini önemine
... ,
. .
...
..
,
,
,
,
Konak-Izmir Atatürk Müzesi
dikkat çekiyor: Elbette görkemli müzeler de olacak,
ama turistlerin 3-4 saat geçirebileceği, yemek yiyip soluklanacağı, farklı keyifler yaşayacağı
mekanlara da ihtiyaç var. işte bunun için butik müzeler. Böylelikle o kentin, hatta ülkenin kültürü
daha güzel özümsenebiliyor ve yaşanabiliyor."
Konak Belediyesi'nin butik müzecilikte ilk adımı "Oyun ve Oyuncak Müzesi" olur. Seramik
Sanatçısı Ümran Baradan'ın bağışladığı Varyant'taki Çocuk Müzesi Oyuncak Müzesi'ne
dönüştürülmek üzere restore edilir. Arkasından Türkiye'nin ilk "Mask ve Kostüm Müzesi"
Alsancak'ta açılır. Ve 2011 sonunda "Karikatür Müzesi" yine Alsancak'ta açılır.
Konak Belediyesi'nin başlattığı "Butik
Müzeler Projesi"nin kentin kalbinin attığı, ana
turistik aksların yer aldığı Konak'ta "kültür
turizmi"nin gelişmesine ciddi katkı sunacağı ifade
ediliyor: "Kent müzelerinin hemen hemen hepsi bu
ilçenin sınırları içinde. Agora, Kadifekale ve
Kemeraltı aksı da burada. İzmir'in büyük projesi,
kurulması planlanan 'Ege Medeniyetleri ve
Kültürleri Müzesi' de aynı bölgeye koşullanacak.
Tarihi yapılarda hayat bulacak butik müzeleri de
işin içine eklersek, büyük resim ortaya çıkıyor."
Ziyaretçileri Konak'taki
bu müzeye cok gülecek
Konak Belediyesi Neşe ve
Karikatür Müzesi hazırlıklarının son aşamasına geldi
Ümraıı Haradan Oyun ve Oyuncak
Mtizesi'nin açılışından kısa bir süre
soıır.ı izmir Mask Müzesi'yle İzmir'de
müzecilik anlayışına farklı bir bakış
açısı getiren Konak Belediyesi Neşe ve
Karikatür Müzesi hazırlıklarının son
aşamasına geldi.
Hayaİa neşe katan müze
Dilek Maktal Canko, Tan Oral,
Turgut Çcviker ve Eray Özbek'ten
oluşan deneyimli danışma kuruluyla
devam eden müze hazırlıkları sadece
tzmir'e değil dünyaya bir ilki
kazandırma yolunda ilerliyor. 150 yıla
yakın bir tarilu.' suhip Türk karikatürcülüğünü de gözler önüne serecck olan
Neşe ve Karikatür Miizesi'nin
uzmanlık alanı Ege ve Akdeniz
Akdenizlilerin mizah birikimini derleyen Neşe ve Karikatür Müzesi nin ilk sergisi
Karikatürleri olacak.
"Akdeniz Neşesi" adını taşıyor. Akdeniz ülkelerinden karikatüristlerin çalışmalarına
• Selin Gizem MOĞOL
yer veren sergi müzenin açılışıyla birlikle İzmirlilerin beğenisine sunulacak.
Yenigün Gazetesi; 13.09.2011
50
Şan, Deniz Çaba; "Butik Müzelerle Yükselen Konak, Kültür kenti İzmir", KNK Dergisi, S. 1,2009. (79)
79
Arkeoloji Müzesi Müdürü Mehmet Tuna, Konak Belediyesi'nin butik müzecilik alanındaki
çalışmalarının, sivil toplum kuruluşlarına ve özel sektöre örnek olması gerektiğini belirtiyor: "Butik
müzeler kentte bir başka dönemin de habercisi olacak. Konak Belediyesi'nin işin içine girmesiyle,
müzeciliğin sadece devlet eliyle yürütülmeyeceği de daha algılanabilir oldu. Bu yelpazeye sivil
toplum kuruluşları ile özel sektörün de dahil edilebilir. Belediye bu işi yapabilir. Aynı şekilde
şirketler ve kurumlar da. Avrupa'da milli müzeler gibi özel müzeler de var. Madrid'e gittiğinizde 15
özel müze görüyorsunuz.51"
Müzecilikte çağm yakalanması, müzelerin yaşayan mekanlara dönüşebilmesi için sadece
yeni binalar ve bütçeler yaratmanın yetersiz olduğu, yeni bir vizyona da gereksinim duyulduğu da
öne çıkan görüşlerden. Bu vizyonu oluşturacak kurumun Kültür ve Turizm Bakanlığı olduğu, müze
yöneticilerinin var olan sınırlar içinde bürokrasiden yenilikler yapmaya zaman ayıramadıkları, aynı
zamanda bütçe ve uzman insan kaynağı sıkıntısı çektikleri belirtiliyor. Yaşayan müzeler yaratmak
için internet ulaşımının sağlanması, müze kütüphanelerinin halka açılarak zenginleştirilmesi,
müzelerin kafe ve dinlenme yerleri açarak ziyaretçilerin daha uzun süre kalmasının sağlaması,
çocukların oynayarak tarihi öğrenmelerini sağlayacak yöntemler geliştirilmesi ve canlandırmalarla
müzelerin eğlenceli ve öğretici hale getirilmesi gerektiği belirtiliyor. Her müzenin kendi
yöresinden çıkmış, kendine özgü eserleri olduğu, bu eserlerin sergiler aracılığıyla müzeler arasında
dolaşmasmın müzeciliğe canlılık katacağı da ekleniyor.
Efes, Bergama, Çeşme Müzeleri
İzmir kent merkezindeki müzelere ilişkin eleştiri, görüş ve önerilerin yanı sıra Efes,
Bergama, Çeşme gibi ilçelerdeki müzelere ilişkin eleştiri ve görüşlerde ifade ediliyor. Efes
Müzesi'ndeki sanat galerilerinin kapanması, geçici diye açılan sergilerin aym yerde kök salması.
(Bir yıl diye açılan "Gladyatörler Sergisi" yıllara yayılması ve artık sergi olmaktan çıkması)
getirilen eleştirilerden. Yeni sergilerin ve sergileme yöntemlerinin hayata geçirilememesinin
nedeni bütçe. Broşür, vitrin düzenlemesi, kitap ciddi bir bütçe gerektiriyor; ancak bütçe yok.
Dernek kazançlarının kesilmesi bütçe sıkıntısının bir diğer nedeni. Mevcut alanlardaki bilgi
panolarının yetersizliği de bir diğer eleştiri konusu.
Bergama Müzesi'nin temel sorunu turistlerin Akropol
ve Asklepion'a gidip kent merkezindeki müzeye uğramadan
dönmeleri. Kent sınırındaki bazilikanın bile müzeden daha
çok ziyaretçi çekiyor. İnsan kaynakları ve bütçe diğer
sorunlar. Bahçe temizliği personel ve teçhizat meselesi
nedeniyle bir mesele. Bergama Müzesi'nde ziyaretçi gördüğü
eserle ilgili bilgi alamıyor. Para olsa, uzman personel yok.
Müze'nin fiziki imkânlarının yetersizliği vurgulanıyor.
Eldeki olanakların eserleri korumaya çalışmaktan öteye
gidemediği belirtiliyor.
1965'te Etnografya Müzesi olarak kurulan Çeşme
Kalesi'ndeki Arkeoloji Müzesi'nde sergileyecek mekân var;
ancak sergileyecek yeterli sayıda eser yok.
51
80
Kulaçoğlu, Ömer; "Müzeler Nasıl Kurtulur?", İzmir Life, S. 66, Şubat 2007.
Beldedeki aşırı nemden dolayı eserler zarar görünce hepsi Ödemiş, Bergama ve İzmir müzelerine
dağıtılıp, buraya Prof. Dr. Ekrem Akurgal'ın 1965'te başladığı ildin (Erythrai) kazılarından çıkan
arkeolojik eserler getirilmiş. 2000'de kalenin önemli bir kısmı onarımdan geçirilip, yeni bir teşhir
salonu açılmış 2002'de üçüncü bir arkeoloji salonu, 2006'da da Çeşme'deki Osmanlı-Rus Savaşı'na
dair objeleri teşhir eden yeni bir tane daha. Dört salonda Ildırı ve Çeşme'den çıkan Hellenistik ve
Roma Dönemine ait toplam eser sergileniyor52.
Efes, Bergama Diğer Ören Yerleri
İzmir ve Havalisi
Âsarıatika Muhipleri Cemiyeti
Neşriyatından
B F B S
HARABELERİ
"Kültür turizmi"nin önemli unsurlarından biri de ören yerleri.
Turistler, kentin dokusuna, tarihine, kültürüne ilişkin vizyonlarını
oluşturmak üzere müzelerle birlikte ören yerlerini de geziyorlar.
İzmir'in Efes ve Bergama başta olmak üzere arkeolojik mirasmı
yeterince değerlendiremediği ifade ediliyor.
Efes'in yabancı ziyaretçi potansiyelinin Kuşadası Limanı'na
günübirlik yanaşan gemilerden inen turistlerle sınırlı olduğu
belirtiliyor. Efes gezilerinin gemilerde paket tur olarak (Efes Ören
Yeri-Meryem Ana, Efes-Şirince) satıldığından zaman kısıtlılığı
nedeniyle Efes'i çevreleyen 9 ayrı noktayı içine alan bir paket tur
yapılamadığının altı çiziliyor.
Efes ören yerinin girişinde kuyumcular, birbirinden kötü
hediyelik eşya satan mağazalardan oluşan manzaranın turizmi
olumsuz etkilediği belirtiliyor. Bu alanı temizlemek için uğraşmanın
beyhude olduğu, bunu mekân sahiplerine kabul ettirmenin zorluğu
ifade ediliyor. 1974'ten beri yıkım kararı olan dükkanlara rant
nedeniyle kimsenin dokunamadığı belirtiliyor. Bu tip dükkânlann
havaalanı çıkışında olmasının daha doğru olduğu vurgulanıyor.
Ören yerinde su, içecek vb. temel ihtiyaçların karşılanmasının
ciddi bir sorun olduğu belirtiliyor. "Celsus Kütüphanesi, Yamaç
Evler derken, susadınız Nereden alacaksınız? "2004'e kadar
portatif stantlarda içecekten tanıtım kitabına kadar pek çok
ihtiyaç karşılanırken 2004'te idari Mahkemesi'nin "Arkeolojik
alanlarda ticaret yapılmaz." doğrultusundaki kararıyla
uygulama sonlandınlır. 5702 Sayılı Yasa gereği, derneklerin
kurumlar üzerinden para kazanması yasaklanması ikinci bir
darbe olur. Yasada spor dernekleri, okul aile birlikleri ve
kütüphane dernekleri bundan muaf tutulurken müzeler dâhil
edilir. Müze dernekleri kendi kurumları içinde kalamayınca
kapanır. Türkiye'de her müzenin kataloğu yokken Dernek'in
hazırladığı tanıtım kitaplarının satışı durur. İnsan kaynağı
yetersizliği de önemli bir sorun olarak öne çıkmaktadır.
From Izmir
to Ephesus
Ephesus iu Roman times according t o J. T. Wood a British engineer
archaeologist who conducted teh excavations at Ephesus for the
f i r s t time in (1869) and discovered the Temple of Artemis (Diana).
C O N T E N T S
The schematic plan of İzmir- Termini of the principal means of transport
ant communication. Plan of the ruin of Ephesus. Plan of the village of
Selçuk. Encyclopedical notes of the ruins of Ephesus and Ayasulug. A
complete serie of the photographies of the ruins By M- Hamza Rust em-
5 2
Şan, Deniz Çaba; "Müzelerin nabız atışları duyulmuyor", izmir Life S. 84, Şan Ofset: istanbul, Ağustos 2008.
81
TUİIST
SEYAHAT A.Ş.
TURİST TRAVEL
CO.
H E R TÜRIÜ S E Y A H A T İ Ç İ N ENİYİ
İ M K Â N L A R L A EMRİNİZDEDİR
afi "
FOR ALL T O U R İ S T İ C I N F O R M A TION AND
BOOKİNG
PLEASE
C O N S U L T O U R O F F Î C E S İN
1
Z
M
1
R
İSTANBUL
A N K A R A
Cumhuriyet Cad. No. 8 Atatürk Bul. N o .
T e l . 28782
T e | . 480002-487242
Bergama'da da Efes'e benzer
sorunlar yaşanıyor. Tur operatörleri
Bergama'yı ara durak gibi görüyorlar.
Tur otobüsleri kent merkezine gelmeden
doğrudan Akropol'e çıkıyor. Bergama ara
durak gibi. Ya Efes'ten gelip, burada biriki saat kaldıktan sonra Çanakkale'ye
gidiyorlar ya da tam tersi. Bunu aşmak
için bir gece konaklama için girişimlerde
bulunuluyor ancak konaklama imkânlarının kısıtlılığı nedeniyle sonuç alınamıyor.
Müzelerde olduğu gibi ören
yerlerinde de "yenilikçi" sergileme
S I G H T S E E I N G T O U R S \N I Z M I R
yöntemlerinin geliştirilmesi gerektiği
E X C U R S I O N S FOR EPHESUS A N D
belirtiliyor. Agora Kazı Başkanı Prof. Dr.
BERGAMUM ARE O R G A N I Z E D
Akın Ersoy, ören yerlerinde interaktif
etkinlerin düzenlemesini öneriyor:
"Gladyatör dövüşleri
resimlenebilir.
Gönüllüler hamurla seramiğin nasıl
şekillendiği anlatarak gösterebilir. Kadınların saç modelleri de farklı uygulamalara konu olabilir.
Eski çağlardan bugüne gelen bir dizi şeklinde, canlı peruklardan oluşan bir köşe... Taş üzerinde
saç modellerini anlamak oldukça güç. Eski devire ait giyim şekilleri de canlı tekstil örnekleri ile
sunulabilir.53"
G a z i B u l . B e l e d i y e tan
T t ! s j|t : 3 7 810
97
3.6. Kent Mimarlığı
Farklı medeniyetlerin, geçmişin büyük uygarlıklarının mimarlık geleneklerini keşfetmek
kültür turizminin önemli boyutlarından birini oluşturuyor. Ancak kentler, yeni yapılaşmaların yol
açtığı tahribatlarla keşfedilmeyi bekleyen kentsel kimliklerini ve mimari özelliklerini hızla
yitiriyorlar. Ayakta kalabilmiş bir iki eski mahalle ya da birkaç eski yapı da ortadan kalktıktan
sonra kentlerin kimliklerini hatırlatacak hiçbir özellikleri kalmayacak gibi.
İzmir de birçok kent gibi kentsel kimliğini hızla yitiriyor; kenti diğer kentlerden ayırt eden,
farklılaşmasını sağlayan nitelikler ve kente özgü değerler, öğeler her geçen gün yok oluyor.
Helenistik dönemde ve Roma devrinde "Asya'nın güzellikte ve büyüklükte birincisi", "İyonya'nın
süsü (mücevheri)" ünvanını alan, Strabon'un "Bütün şehirlerin en güzeli" olarak nitelendirdiği,
"Ege'nin İncisi", "Güzel İzmir", hızlı kentleşme baskısı altında kültürel ve fiziksel varlığını, imajmı
(imgesini) gelecek nesillere koruyarak iletmek konusunda ciddi sorunlarla karşı karşıya bulunuyor.
53
Şan, Deniz Çaba; "Müzelerin nabız atışları duyulmuyor", izmir Life S. 84, Şan Ofset: istanbul, Ağustos 2008.
Fotoğraf: Birol Üzmez
1960'lı yıllarda başlayan çöküşü önlemeye, "koruma"ya ve kentsel yaşamın kalitesini
arttırmaya yönelik önlemleri 2000'li yıllarla birlikte almaya başlayan İzmir, büyümenin getirdiği
sorunlara rağmen, kente sahip çıkma ve kentlilik bilincinin artmaya başladığı bu dönemde, metro,
su, kanalizasyon, körfez temizleme gibi altyapı yatırımları, Mimar Kemalettin Caddesi
Düzenlemesi, Konak Atatürk Meydanı Çevre Düzenlemesi, Kordon Kıyı Düzenlemesi gibi çağdaş
kentsel mekân yaratma çabasınm ve arayışlarının yanı sıra mimari mirasına da sahip çıkar.
2000'li yıllarla birlikte başlayan
bu sürecin önemli bir bileşeni olan
İzmir Kent Merkezi Mimarlık Haritası
Mimarlar Odası İzmir Şubesi, 2005
Izmir Architectural Map - City Center
yılında İzmir'in M.Ö 4.yy'dan günümüze kentsel tarihini, bu tarihe tanıklık
etmiş yapılar yoluyla aktarmak ve
Izmir Biiyükşehir Belediyesi
kentin sahip olduğu 5000 yıllık mimari
ve kültürel mirası yansıtmak amacıyla
Mimarlar Odası İzmir Şubesi
"İzmir Mimarlık Rehberi"ni yayınlar54.
Günümüze ulaşabilmiş yapı ve yerleşmelere ait plan ve bilgilerle, mimari çizimlerin yanı sıra, yapıların mimarları,
kentteki konumları, yapım yılları gibi künye bilgilerini, Türkiye Mimarlığı içindeki önemlerine
dair bilgileri de barındıran Rehber, aynı zamanda bir "koruma" envanteridir. "Koruma"nın nasıl
gerçekleştirileceği ise başlı başma bir tartışma konusudur. Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık
Fakültesi Restorasyon Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Yrd. Doç. Dr. Emel Kayın, Kemeraltı,
2004
Produced by İzmir Branch of Chamber of Archifects, Türkiye
^Mimarlar Odası İzmir Şubesi; "İzmir Mimarlık Rehberi", Mat Matbaası: İstanbul, 2005.
Basmane, Kadifekale gibi "koruma" altına alınarak yeniden düzenlenecek tarihsel bölgelerin yüzyıllar süren gelenekler dahilinde
evrilmiş mekan-yaşam formlarının zedelenmemesine, bu yerlerin
turistik sahne dekorlarına dönüştürülmemesine; gerek bölgede
yaşayan, gerekse bu alanları kullanan diğer kentlilerle yabancılaştırılmamasına özen gösterilmesi gerektiğinin altını çiziyor ve
İzmir'in Osmanlı împaratorluğu'nda otel kurumunun gelişmesinde
öncü bir kent olması dolayısıyla bu kimliğe sahip çıkılmasını ve
Kemeraltı-Basmane eksenindeki tarihi otellerin kentsel mekânı
canlandırıcı bir unsur olarak; ama soylulaştırmadan kaçınan orta
düzeyde bir sağlıklaştırma yoluyla hayata döndürülmesini öneriyor.
"Koruma"nın yalmz sit alanlarını ve tescilli yapıları korumakla ilgili
bir eylem olarak değil; zaman duygusunun ve belleğin korunmasına
yönelik bir eylem olarak ele alınmasının doğru bir yaklaşım olacağmı
vurgulayan Kayın, yalnızca binaların değil, giriş kapıları, ağaçlar,
heykeller, vb. unsurların da kentsel belleğin kurucuları olarak kabul edilmesi gerektiğine işaret
ediyor.
Çevrenin "koruma" altma alınması gereken en önemli unsur olduğunu belirten Emel Kayın,
Körfez çevresindeki yeşil kuşağın geliştirilmesi, Kültürpark'ın doğal karakterinin sağlıklaştınlması, merkezin hemen yakınındaki en son doğa potansiyelli alan olan İnciraltı'nın "doğa
temelli rekreasyon" alanı olarak dizayn edilmesi gibi pratik adımların kente, kentlilere ve kenti
gezmeye, görmeye gelenlere nefes aldıracağım belirtiyor. Hobi bahçelerini kahvaltı başta olmak
üzere yeme-içme vb. hizmetlerle bütünleştiren, binek hayvanlarıyla dolaşma, kuş gözleme, temiz
enerjili deniz araçlarım kullanma gibi basit doğa eylemlerini estetize edilmiş kurgular içinde sunan
bir İnciraltı'nın kentliler ve kenti ziyarete gelenler için gece-gündüz kolay erişebilir güçlü bir
rekreasyon olanağı sunacağının altım çiziyor.Bunun dışmda Liman Arkası bölgesinin sahip olduğu
tarihi endüstri yapıları ve yeni inşa
edecek kültürel yapılar dolayısıyla bir Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği İzmir İl Koordinasyon Kurulu
endüstriyel park olarak tasarlanmasının
ve bu bölgede diğer bir alternatif alan
yaratılmasının mümkün olduğunu düşünüyor.
5.7. İzmir kent bilinci
"Kültür turizmi" denildiğinde
yalnızca bir kente gelen yabancı turistler
anlaşılmasının doğru olmadığı, "kültür
turizmi"nin ana hedefinin o kentte
yaşayanlar olması gerektiği, dünyada
hiçbir müzenin, hiçbir örenyerinin
yalnızca dışarıdan gelenlerin ilgisi ve
onların getirişi ile ayakta kalamayacağı,
doğal ve tarihi mirasm korunamayacağı
bilinmektedir.
84
KENT SEMPOZYUMU
FOTOĞRAFLARDA İZMİR
Fotoğraf
Yarışması
Aynı şekilde İzmir söz konusu olduğunda da "kültür turizmi"nin temel hedefinin İzmirliler
olması gerektiği belirtiliyor. Ancak İzmirlinin İzmir'i tanımadığı, müzelerini, sergilerini, galerilerini
gezmediği bir kent bilincinin oluşmadığı ifade ediliyor.
Kentlinin; yanından geçip gittiği, baktığı halde göremediği nice değerli tarih ve sanat eseri ile
tanışmasını sağlamak, tarihi, coğrafyası, kültürü, efsaneleri ve gelenekleriyle belli başlı mekanları,
semtleri, sokakları, camileri, kiliseleri, sinagogları, çeşmeleri, türbeleri, hanları, hamamları,
çarşıları, kuşevlerini, bitki örtüsünü, kuşları, böcekleri keşfetmek isteyenlere; tarih bilincini ve
çevre duyarlılığını geliştirmek, konunun uzmanı bilim adamı, tarihçi, mimar, edebiyatçıların
rehberliğinde İzmir ile tanıştırmak yerel yönetimlerin, ilgili kamu kuruluşlarının, meslek
örgütlerinin ve sivil toplum kuruluşlarının görevleri arasında görülüyor.
İzmir'de yöneticilerden başlayarak seyahat acenteleri, profesyonel rehberler, yarı özerk
kurumlar, kamu kurumlan iş birliğiyle kültür turları düzenlenmesi gerektiğinin altı çiziliyor. Bu
konuda üniversitelerin arkeoloji ve tarih
bölümünde çalışma yapan akademisyenler rehberlik yapması bir
avantaj olarak görülüyor. Şehrin
yöneticilerinin bu turlara katılmasıyla
kenti daha iyi tanıyacakları ve bu
şekilde
şehirle
ilgili
yapılan
çalışmalarda daha etkin olacakları
belirtiliyor. İzmirliler için düzenlenecek
bu kültür turlarının acentelere başta
ekonomik olarak çok uygun gelmeyebileceği, ancak kurumların teşvikiyle bu sorunun çözülebileceği düşünülüyor.
İzmir'in bu anlamda yeni bir
kültür vizyonuna ihtiyacı olduğu
gözlemlenmekte. Bu kültür vizyonunun
nasıl olması gerektiğine gazeteci yazar
Haluk Şahin şu yanıt veriyor: Anadolu'ya çeşitli kavimler gelmiş tarih boyunca. Yerleşmiş,
uygarlıklar geliştirmiş, zamanla kaybolup gitmişler. Tam 3 bin yıl Hititler, 2 bin yıl Elenler ve
Romalılar... Son 1000 yıldır da biz buralardayız. Onların yok edicisi olarak değil, devamı olarak
buralardayız. Demek ki, her şeyden önce Anadolu kültürüne tek tek fotoğraflar olarak değil, bir
film gibi bakmasını öğrenmeliyiz. Kesintileri değil, süreklilikleri vurgulamasını başarmalıyız.
Belleğimizi unutmak ve unutturmak için değil, anımsamak ve anımsatmak için kullanmasını
becermeliyiz. Geçmişin izlerini silmeye değil, üzerindeki pası silmeye uğraşmalıyız. Bu toprakların
üstünde ve altındaki tüm kültürel değerlerin şu andaki emanetçisi ve sorumlusuyuz. Bunu hiç
unutmamalıyız.55"
İzmir, 2000'li yıllara Haluk Şahin'in kültür turizminin gelişmesi için olmazsa olmaz olarak
tanımladığı kültür vizyonu oluşturmak, kentlilik bilincini geliştirmek doğrultusunda politikalarla
girdi:
55
Şahin, Haluk; "Kültür turizmi, kültür vizyonu", Radikal 28 Kasım 2008.
85
5
5
19 Nisan 1999 Yerel Seçimleri sonrası Büyükşehir Belediyesi'nin yeni yönelimi çerçevesinde
tarihsel, kültürel ve doğal mirasın ortaya çıkarılarak korunması, yaşatılması ve geleceğe
taşınmasına yönelik kurumsal ve sistematik çalışmalar başladı.
2001 baharında İmar İşleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde "Kent Estetiği Şubesi", 2002 yılı
başında aym daire başkanlığı altında "Tarihsel Çevre ve Kültür Varlıkları Müdürlüğü" kuruldu.
Tarihi, kentsel, arkeolojik ve doğal sit alanları belirlenerek kent korumacılığının geliştirilmesi
yönünde çalışmalar gerçekleştirildi; koruma planlaması, kentsel tasarım ve çevre düzenleme
projeleriyle, rölöve, restorasyon gibi tek yapı ölçeğinde çalışmalar yürütüldü. Tarihi İtfaiye binası
restore edilerek "İzmir Kent Müzesi ve Arşivi" olarak işlev kazandırıldı. "Resimli İzmir Tarihi"
sergileri, "21. Yüzyıl Eşiğinde İzmir", "Saat Kulesi'nin Aynasında İzmir'in Son Yüzyılı"
sempozyumları düzenlendi.
Kentin kültür ve uygarlık birikimine katkıda bulunan ve artık aramızda olmayan kültür,
sanat, bilim insanlarını anmak amacıyla yaşadıkları mekânlara "Vefa Plaketi"asılması
uygulaması başladı. Büyükşehir Belediyesi'nin başlattığı "Vefa Plaketi" uygulamasını da gönüllü
kişi ve kuruluşlar üstlendi. İzmir'in vefa konusundaki simge isimlerinden Sancar Maruflu,
yıllardır bıkıp usanmadan "İzmir'i Sevenler Platformu" çatısı altında İzmir'in -ve Türkiye'nindeğerlerine "vefa borcu ödeme" etkinlikleri düzenliyor:
"Amacımız kentin dününe, bugününe, geleceğine sahip çıkmasını sağlamak Zeki Müren,
Dario Moreno , Ayla Dikmen, Attila ilhan, Can Yücel, Tanju Okan, Samim Kocagöz, Halikarnas
Balıkçısı, Yusuf Nalkesen, Hüseyin Baradan,
Dinçer Sezgin, Fuat Edip Baksı ve daha
nicelerini anmaya, anlamaya yönelik etkinlikler
düzenledik. Yalnız izmir'i izmir yapan insanlarımıza vefa borcumuzu ödemiyoruz. Kentimizin
simgeleri, anılarımızın fonu Saat Kulesi,
CANIM İZMİR
Asansör, Dönertaş, Gazi Heykeli gibi değerSARI KANARYAM
lerimize de sahip çıkıyoruz."
MÉDIUM
0.837 ME
DARIO
MORENO
YAVAŞ YAVAŞ
ALİ
"Dario Moreno'yu yıllardır anıyoruz. Ve
her yıl etkinliklerimizin kapsamı genişliyor. Konak
Belediyesi de destek verdi; geçtiğimiz yıl 90.
Doğum Günü'nde Dario Moreno'yu, müziğini
anlamak konulu bir panel yaptık, Dario Moreno
Ödülleri verdik. Sefarad Müziği
konseri
düzenledik."
Ayrıca kent bilincinin gelişmesinde önemli
bir işlevi olan "vefa" etkinliklerinin kurumsal destekle bir anmanın ötesine geçeceğini, kitlesel
katılımlı sanatsal-kültürel aktivitelere dönüşeceğini iddia ediyor:
"Kent Belleğine Yolculuk" başlığı adı altında, İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent
Kitaplığı'ndan zamana ve mekâna saygının ifadesi olan kitaplar yayınlanmaya başladı. İzmir
üzerine düşünenler için entellektüel bir forum olarak işlev üstlenen "İzmir Kent Kültürü
Dergisi"nin yayınına başlandı.
86
2001-2002 döneminde "Tarih Gelecektir." sloganıyla 11
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte İzmir liselerinde yerel
tarih bilincini yaygınlaştırmayı hedefleyen İzmir Kent Tarihi
Projesi'nin pilot uygulamasını başlatıldı. Proje kapsamında İzmir
Liselerarası tarih Yarışması düzenlendi. "İzmirliseli" adıyla
liselerde kent tarihi konferansları gerçekleştirildi.
Büyükşehir Belediyesi'nin 2001-2002 döneminde 11 İlçe
Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte İzmir liselerinde yerel tarih
bilincini yaygınlaştırmak üzere pilot uygulamasını gerçekleştirdiği İzmir Kent Tarihi Projesi'nin ruhunu 201 l ' e taşıyan
"İzmir'i Yaşamak Projesi" İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü'nce
hayata geçirildi56.
• m
İzmir İl Milli Eğitim Müdür
LİSELERARASI TARİH Y A R I Ş M A S I
Yardımcısı Adnan Atakav, Proİzmir metropol alanı içinde yer alan tüm lise
je'yle İzmir'in kültürel değerlerini
öğrenciierinm bireysel ya da grup olarak
katılabildiği 'Tarih Bilinci Gelecek Bilincidir' konulu
yaşayan ve yaşatan kuşaklar yetişbir tarih yarışması düzenlendi.
tirmeyi hedeflediklerini belirtiyor:
Gençler, bu yarışmaya İzmir'in tarihi, kültürü,
gelenekleri, sanat!, kent yapısı, mimarisi gibi çeşitli
"izmir'in tarihsel, kültürel, sosyal,
konularda yaptıkları araştırmalarla katıldılar.
doğal tüm varlık ve değerlerini ço2000 yılının Nisan - Kasım ayları arasında
cuklarımız kendi öz deneyimleriyle
başvuruların alındığı araştırma - inceleme
yarışmasına gönderilen çalışmalar değerlendirilerek,
kavrıyorlar. Her ilçeden bir koor23 Aralık 2000 tarihinde düzenlenen törenle,
kazanan öğrencilerin ödülleri verildi. Binlerce yıllık
dinatör ve okul temsilcileri seçtik.
birikime sahip izmir'i araştırmak öğrenciler için
öğretici olduğu kadar ilginç bir deneyim oldu.
Bu koordinatörler kendi ilçelerinde mevcut kültürel değerler
üzerinde çalışmalar yapıyorlar,
bilgiler toplayıp görseller oluşturuyorlar."
2011'de gençlerde kentlilik bilinci oluşturmak üzere bir proje de TÜBİTAK "Bilim Toplum
Destekleme Programı" kapsamında Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi, İzmir İl Milli
Eğitim Müdürlüğü ve Konak Belediyesi ortaklığında yürütülen "Smyrna'ya Yolculuk: İzmir Kent
Tarihi Atölyeleri" İzmir tarihini Ege adlı bir çocuğun fantastik hikâyesi üzerinden görselleştirerek
ve anime ederek görsel
öykü olarak anlatan
Smyrna'ya yolculuk Konak'tan başladı Proje, Dokuz Eylül
Misak-ı Milli İlköğretim Okulu öğrencileri, günümüz İzmir'inden Smyrna'ya keyifli bir yolculuk yaşadı.
Interaktif öğrenme programında kentin 8 bin yıllık tarihini anlatılırken geçmişe ait bilinç oluşturuldu
Üniversitesi Mimarlık
e •
f ^
Fakültesi Öğretim Üyesi, Yard. Doç. Dr. Zehra
A. Ersoy'un öncülüğünde Yrd. Doç. Dr.
Şebnem G. Dündar, çok
sayıda grafiker, eğitmen,
İZMİR KENTTARİHİ ATÖLYELERİ
« S I
Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi.
Konak Delcdiycsi, İzmir
tl Milli Eğitim Müdürlüğiyle diinmlenen 'Çocuklar içn İzmir Kent
Tarihi Eğitim Atölyeleri'
programı kapsamında
'Sınyma'ya Yolculuk'
projesi. Dr. Seliihattin
Akçiçek lişrefpaşa Kiil-
Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prırf. Dr. Hakkı
Ballar'm gerçekleştirdiği
açılış konuşmalarında
minik ögıvnrilerin gelecegin yöneticileri olarak
İzmir'i çok daha güzel
yerlere taşıyacaklarını
vurgulandı. Ulu önder
Atatürk'ün iilkede gittiği
hor yerde önce tarihi dokuya dikkat ettiğini belirten Başkan Tartan,
"İnsaııuı tarihini bilmesi vc gcleccğe bu bilgiyle koşması değerli
zi'ııde başladı. Misak-ı
Milli İlköğretim Okulu
5'inci sınıf öğrencilerinin
katıldığı interaktif öğrenme programında İzmeyenin gelecekte h.
mir'in S bin yıllık tarihi
kün değildir. Sizler tarih bilinciyle yetişen
bir nesil olarak kendimize umut penceresi
aralıyorsunuz" dedi.
• Mehmet Güçlü GÜLER
« O C U K I A R l<IM
Yenigün Gazetesi; 03.12.2011
56'Yılmaz, Fikret ve Yetkin, Sabri; "İzmir Kent Tarihi", İzmir: T.C Milli Eğitim Bakanlığı İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü,
İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2002.
sanat tarihçisinin katılımıyla Bayraklı Smyrna kazı ekibi Başkanı Prof. Dr. Meral Akurgal ve ekibi
ile Agora Kazı Ekibi Başkanı Yard. Doç. Dr. Akın Ersoy'un da destekleri ile hayata geçirilir.
Ancak kent kamuoyunun takdirle karşıladığı bütün bu fedakâr çalışmalar kurumsallaşamadıklanndan sürdürülebilir olmaz. Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Piriştina'nın
vefatından sonra bir kültür vizyonu oluşturmak, kentlilik bilinci geliştirmek doğrultusundaki
politikaların uygulanmasında bir motivasyon düşüşü yaşanır. Doğan boşluk gönüllü kurum ve
kişiler tarafından doldurulmaya çalışılır. Bülent Şenocak, Şenocak Yayınları İzmir Kent kültürü ile
ilgili kitaplarla, "İzmir Tarih ve Toplum Dergisi'ni, Hakan Kazım Taşkıran Tepekule Kitaplığı,
İzmir kent tarihi ve kültürü ile ilgili kitaplarla, "Smyrna İzmir Şehir Araştırmaları Dergisi"vA ve
Şükrü Tül "Ege Defterleri" ile İzmir ve Ege kültürünün ortaya çıkarılıp yaşatılmasına yönelik
çalışmaları gün yüzüne çıkarırlar.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Kitaplığı'nın kuruculuğu ve yaym yönetmenliği, İzmir
Kent
Kültürü
dergisinin
yayın
yönetmenliği, İzmir Yayıncılık'ın genel
müdürlüğü görevlerini yürüten gazeteciyazar Ünal Ersözlü, kentin kültür vizyonunun oluşmasında, kentlilik bilincinin
gelişmesinde kent hakkında düşünenlerin
platformu olacak yayınların önemini
vurgulayarak bu yayınların sürdürülebilirliğinin kurumsal destekle mümkün
olabileceğinin altını çiziyor: "Kurumsal
destek tek başına maddi, parasal destek
değildir. Evet yayıncılığın mali bir
boyutu vardır: Kağıt, mürekkep, tasarım,
basım vs. ancak yayıncılıkta entellektüel
sermaye esastır. Kentin düşünen, yazan,
çizen insanları kentleri için gönüllü
olarak, severek destek verirler böyle
işlere. Verdiler de. Yayıncılık faaliyetlerinin sürdürülebilirliği için kurumsal bir çatı şart. Bu çatı
öncelikle Büyükşehir Belediyesi'dir; sonra izmir'in sivil toplum kuruluşları, özel sektörü..."
İzmirlilerde bir kültür bilinci, bir kentlilik bilinci, bir şehirli kimliği yaratmak ve bunu
değişik katılım ve etkinliklerle geliştirmek için öncelikle kentin bir kültür-sanat kenti olması
gerektiğinin altı çiziliyor. İzmir'de -özellikle İstanbul'la karşılaştırılarak- kültür-sanat
etkinliklerinin kısıtlılığına dikkat çekiliyor. İzmir'in kültür ve sanattaki tarihsel ve entelektüel
birikimini bugüne taşıyamadığı belirtiliyor. Refik Durbaş, "Anılarımın Kardeşi İzmir"
kitabında "Dünyanın en büyük şairi Homeros'un yaşadığı bu topraklarda kültür ve sanat üzerine
başka söz söylemeye gerek var mı?" diye söze başlıyor ve ülkenin en eski ve köklü gazetelerinden
"Yeni Asır"ın yüz yılı aşan geçmişiyle İzmir'de hayat bulmasının İzmir'in bir kültür ve sanat başkenti
oluşunun göstergesi olduğunu belirtiyor. Ve kültür-sanat yayıncılığıyla İzmir'in Türk edebiyat
dünyasına nice değerler kazandırdığının altmı çiziyor. İzmir'in kültür ve sanat hayatındaki birikimi
edebiyatla sınırlı değil; sinema, müzik ve güzel sanatlann diğer
dallarında ciddi bir birikimi olan kent, bunu değerlendiremiyor;
İstanbul'a ve yurtdışına bu alanlarda beyin göçü yaşanıyor. Müzikte
Sezen Aksu, Ali Kocatepe sinema ve tiyatroda Haluk Bilginer,
Meltem Cumbul, Ümit Ünal, Çağan Irmak, edebiyatta Tarık Dursun
K. Refik Durbaş, Turgay Gönenç, Ahmet Büke gibi, güzel sanatlann
diğer dallarında da önemli isimler yetiştiren İzmir'in değerlerine
sahip çıkamadığı vurgulanıyor.
İzmir'in yalnız kültürel, sanatsal, entelektüel birikimini değil
il
SEZEN AKSU
mevcut kültür-sanat mekanlarını-res-torasyonu
gerçekleştirilerek hizmete açılan Havagazı
Fabrikası ve Ahmet Adnan Saygun Kültür
Merkezi atıl mekanlar olarak örnek gösterilerek-etkin kullanamadığı ifade
ediliyor.
Kültür turizminin kentlilik bilincinin gelişmesi ile ivme kazabileceği bunun
için de kentlinin 7'den 70'e kentin tarihsel ve kültürel birikimi, mirası ile ilgili
olarak en azmdan fikir sahibi olması gerektiği belirtiliyor. Kentlilik bilincinin
yaratılmasında akademik-entelektüel faaliyetin önemi vurgulanarak bu alanda yaym faaliyetlerinin
daha etkili ve sürdürülebilir olması gerektiğinin altı çiziliyor. İzmir Büyük Şehir Belediyesi'nin Kent
Kültürü Yayınlan, Kent Kültürü
Dergisi, Şükrü Tül'ün Ege
Defterleri, Bülent Şenocak'ın
Şenocak Yayınlan'mn İzmir Kent
kültürü ile ilgili yayınları ve
İzmir Tarih ve Toplum Dergisi,
Hakan Kazım Taşkıran Tepe Kule
Kitaplığı'nm İzmir kent tarihi ve
kültürü ile ilgili yayınları ve
Smyrna İzmir Şehir Araştırmaları Dergisi gibi takdirle
karşılanan yayın faaliyetlerinin
sürdürülebilirliğinin sağlanması
ve etkinliğinin arttırılması gerektiğinin altı çiziliyor.
5.8. Turizmin Cansuyu: Tanıtım
Tanıtım stratejisi, İzmir kültür turizmi sektörü paydaşlarının geçtiğimiz yıllarda üstüne
eğildikleri ve çalışmalar yürüttükleri bir alan. Ancak tanıtım stratejileri konusunda eksiklikler olduğu
görüşmelerde çok sık vurgulanmaya devam ediyor.
Turizm acentelerinin bölgeyi tanıtma, farklı ürün sunma, farklı müşteri gruplarına ulaşma
konusunda yeterince yaratıcı ve donanımlı olduğu düşünülse de konuyla ilgili temel aktörlerin
89
Büyükşehir Belediyesi, İzmir Kalkınma Ajansı, İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü gibi kurumlar olduğu,
bunların acentelerin yapabileceği tanıtımın çok üstünde tanıtımlar yapabileceği, çok daha fazla kişiye
ulaşabileceğini ve acentelere destek olabilecekleri düşünülüyor.
Büyükşehir Belediyesi'nin tanıtım konusunda yapabileceklerinin çok azını yaptığı söyleniyor.
Tüm dünyada Belediyelerin bir şehrin tanıtımında etkin rol oynadığı, büyük ve etkin standlarla
Belediye Başkanının liderliğinde geniş bir turizmci grubuyla tanıtım yapıldığı ve bu şekilde yapılan
bir tanıtımın şehir için çok güçlü ve etkili bir imaj çizdiği, bizde henüz böyle bir algının oluşmadığı,
belediyelerin turizm hamlesinde alabilecekleri rol konusunda yeterince vizyon sahibi olmadığı
söyleniyor.
İzmir'de konu ile ilgili yeterince araştırmanın yapıldığı tanıtım, yurt dışı fuar katılımı,
markalaşma gibi eksiklerin bu araştırmalarla defalarca ortaya konduğu; ilgili kurumların bu eksiklerin
tespit ve teşhisine yönelik çalışmaları desteklemek yerine somut çözümler üretecek çalışmalara
destek vermeleri gerektiği turizm acenteleri ve otelciler tarafından sıklıkla vurgulanıyor.
İzmir'e direkt uçuş bağlantısı olan şehirlerde tanıtım çalışmalarının artırılması gerektiği
vurgulanıyor. Bu şehirlerden gazeteci ve turizmci heyetlerinin İzmir'e davet edilerek etkin bir
tanıtımla ağırlanması, İzmir'den Belediye ve turizmci heyetlerinin bu şehirlere giderek turizmcilerle
birebir görüşebilecekleri tanıtım günleri organize etmesi öneriliyor. Yine bu şehirlerin yerel
gazetelerinde, o bölgede çıkan önemli dergilerde belirli aralıklarla İzmir ile ilgili yazıların
yayınlanması ve yine Belediye Başkanlarının o şehrin Belediye Başkanlarıyla birebir iletişime
geçerek şehrin tanıtımını en yüksek temsiliyet noktasından başlatmasının etkili olacağı düşünülüyor.
Yurt dışı fuar katılımlarının EXPO heyeti gibi kalabalık heyetlerle yapılması, Büyük Şehir
Belediyesinin turizmcilere ön ayak olması, İZKA, Ticaret Odası, Büyük Şehir Belediyesi ve İl Kültür
Turizm Müdürlüğü'nün bu katılımlara finansal olarak destek vermesi ve İzmir'in destinasyon olarak
bütüncül bir yaklaşımla etkin bir şekilde tanıtılması isteniyor.
İKSEV gibi kurumların turizme katkısının kentin kültür ve sanat yaşamına katkısıyla paralel
düşünülmesi gerektiği, bir kentin önemli bir sanat etkinliğiyle anılmasının her zaman için önemli bir
prestij noktası olduğu vurgulanıyor. Kültür turizmiyle ilgilenen kişilerin bu tür seçicilikleri olduğu,
kaliteli bir festivalle bir kentin adının anılmasının önemli olduğu, bunun için kaliteli bir festival
oluşturmanın şartlarını yerine getirerek festival etkinliğinin sürekliliğinin sağlanması, niteliğinin
korunması ve giderek artırılması gerektiği belirtiliyor.
İzmir ne kadar kültür değeri olursa olsun destinasyon olarak tanıtılması ve bunun için öncelikle
uluslar arası bir organizasyonda admı duyurması gerektiği belirtiliyor. Dünyada birçok ülkenin bir
takım uluslararası organizasyonlardan sonra kendini tanıttığı ve dalga efekti yayarak bilinirliğini
arttırdığı belirtiliyor.
Paydaşlarla yapılan derinlemesine görüşmeler İzmir'in tanıtımının çok geniş bir perspektifte
düşünülmesi ve uygulanması gerektiğini ortaya koyuyor. Aşağıdaki tabloda, paydaşların hangi
alanlarda görev üstlenebilecekleri, tanıtım konusunda geliştirilebilecek veya artırabilecek faaliyet
alanları ve araçlara yer verdik:
Konsolosluklar; İzmir'deki konsoloslukların, valiliğin, belediyenin ya da Î1 Müdürlüğü'nün
konsolosluk çalışanlarını, elçiliklerin kültür birimlerini İzmir'e davet edip İzmir'i gezdirmeleri
Bakanlık, Yerli kültür tur operatörlerinin yurt dışmda ofis açmaları katalog, broşür, web sitesi,
giderleri azaltıcı önlemlerle kamu desteği verilmesi, bakanlığın yurtdışında tanıtım yaparken bu
şirketlere öncelik tanıması, onları önermesi, onlarla işbirliği yapması ve yurtdışında ofis açan
acentelerin çalışmalarım birbirleriyle rekabet etmeyecek şekilde özendirmesi
Yarı özerk kurumlar; İzmir dinsel geçmişine dayalı olarak kültür tur operatörleri vasıtasıyla
daha çok üniversite gruplarına, akademiye, Roma Grek medeniyetini çalışan fakültelere, öğrenci
çalışma gruplarına, yaşı yüksek, kendisini yetiştirmek isteyen, sürekli eğitime tabi insan gruplarına,
demeklere, müze derneklerine, dini gruplara, kilise mensuplarına, kilise papazlarına ve onların
derneklerine ulaşarak bu kaynakların kullanılır hale getirilmesi İzmir merkez olacak şekilde, İzmirBergama, İzmir-Sart, İzmir-Efes gibi turların satılması
Sinema: Sinemanın kentlerin markalaşmasında etkili olduğu örneklerden yola çıkarak sinemayı
kullanarak İzmir için tanıtımlar yapılması
Fuarlarda tanıtım: Yurt dışı fuarlarında seyahat acentelerinin yer almasınm teşvik edilmesi,
Belediye Başkanlarının fuar tanıtımlarına bir grup turizmci ile birlikte bizzat katılması, Yurt içinde
ve yurtdışında fuar tanıtımları için iyi örneklerin incelenmesi ve uygulanması için hazırlıklar
yapılması
Kültür turizmi yayınları: Akademik ve entelektüel birikimin güçlendirilmesi ile katalog ve
broşürleri tamamlayacak şekilde yazılı ve görsel metinlerle tanıtım yapılması
Kültür sanat etkinlikleri: Kültür endüstrisi kavramı üzerinde durularak bir kentin tanıtımının
kültür sanat etkinlikleriyle yapılmasının öneminin vurgulanması, konser, gösteri alanları, sergi ve
müzelerin birbirinin reklamını yapması
Sosyal medya: Sosyal medyanın turizm amaçlı kullanılabileceği, etkin bir web sitesi, facebook,
twitter gibi platformların kullanımıyla şehrin sosyal medyada daha sık duyulan, takip edilen bir
hale getirilmesi
İş birlikleri ve sözcülük: Tanıtım konusunda temel atılımlar yapabilecek ve yapması beklenen
kurumların tek çatı altında birleşmelerine ve bu konu yapılacak çalışmaların tel elden bir lider
kuruluş tarafından organize edilmesi
5.9. Turizmde Paydaş Yaklaşımı: İş birliği kültürü
izmir'in bir kültür sanat kenti kimliği kazanmasında ve kültür turizmindeki potansiyelini
gerçekleştirmesinde Kültür ve Turizm Bakanlığı-İl Kültür Turizm Müdürlüğü, İzmir Büyükşehir
Belediyesi, Konak Belediyesi, İzmir Ticaret Odası ve İzmir Kültür Sanat Eğitim Vakfı (İKSEV) temel
paydaşlar olarak öne çıkıyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı-İl Kültür Turizm Müdürlüğü
Kültür ve Turizm Bakanı ile - turizmin gelişmesinde temel altyapı faktörlerinden ulaşım ve
iletişimden sorumlu bakanın (Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı), İzmir milletvekili
olmaları ve kültür turizminin geliştirilmesine yönelik perspektifleri turizmin ve kültür turizminin
geliştirilmesinde önemli bir avantaj olarak görülüyor.
Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, İzmir'i "Kültür
Turizmi"nin Başkenti"olacak potansiyele sahip bir kent olarak
konumlandırıyor: "Biz Türkiye'de kültür turizmini öne çıkarmaya
çalışıyoruz. Kültür turizmi konusunda çok büyük potansiyeli olan
yerlerin başında izmir geliyor, kabul edelim ki. Ören yerleriyle,
müzeleriyle, doğasıyla, tarihi alt yapısıyla gerçekten medeniyetler
beşiği bir yöre57" "izmir kültür turizmi açısından bana göre dünya
çapında bir yer. Tarih boyunca bu bölge vardı. Eşsiz doğasını da
buna eklersek büyük bir potansiyele
sahip58." Ve bu potansiyeli harekete
geçirmek üzere çalıştıklarının altını
çiziyor: "Hem Ulaştırma hem de
Kültür ve Turizm Bakanının İzmir de
Cİmallerinden
sanıyorum
ki
bu
potansiyeli
ayağa
görevlendirilmiş olması,
^^ôàfan
Q^cèir
kaldırmak ve önümüzdeki dönemde İzmir'i kültür turizminin başkenti
haline getirmeye çalışmak, bu amaca yönelik.59" '"Şimdi hepimize bir
iş düşüyor; bana düşen, izmir'i kültür turizminin dünyadaki
başkentlerinden biri yapmak. Bir koluyla Bergama'ya bir koluyla
Efes'e uzanan bu güzel şehir ne yapsanız hak ediyor, izmir'in
altyapısına güzel katkılar yaptık, bundan sonrasını da inşallah
yapacağız.60" "Çılgın değil ama iddialı projem, Ege bölgesinde izmir
odaklı bir sağlık, kongre, gastronomi ile bezenmiş bir kültür turizmi
destinasyonu yaratmak. Barselona gibi bir izmir, Katalonya gibi gelişmiş bir Ege bölgesi..:
THE CITY W H I C H
ROSE FROM THE
ASHES
t
İzmir Büyükşehir Belediyesi
İzmir Büyükşehir Belediyesi, "kültür turizmi" bir sektör olarak geliştirilmesinde ana
aktörlerden biri olarak öne çıkıyor. 19 Nisan 1999 Yerel Seçimleri sonrası Büyükşehir Belediyesi,
yeni yönelimi çerçevesinde tarihsel, kültürel ve doğal mirasın ortaya çıkarılarak korunması,
yaşatılması ve geleceğe taşınmasına yönelik kurumsal ve sistematik çalışmalar başlar. 2001 baharında
İmar İşleri Dairesi Başkanlığı bünyesinde "Kent Estetiği Şubesi", 2002 yılı başmda aynı daire
başkanlığı altında "Tarihsel Çevre ve Kültür Varlıkları Müdürlüğü" kurulur. Tarihi, kentsel,
57
http://www.aimewstimesxom/izmir-kultur-txırizmi-baskenti-olacak-9915-haberi.html
http://www.t24.com.tr/haberdetay/145696.aspx
^^http://www.sondakikaxom/haber-ege-de-kultur-turiznü-nasU-geHstiriIir-2703050/
^^http://www.sondakikaxom/haber-ege-de-kultur-turizmi-nasü-geHstiıilir-2703050/
61
http://www.t24.com.tr/haberdetay/145696.aspx
58
arkeolojik ve doğal sit alanları belirlenerek kent korumacılığının geliştirilmesi yönünde çalışmalar
gerçekleştirildi; koruma planlaması, kentsel tasarım ve çevre düzenleme projeleriyle, rölöve,
restorasyon gibi tek yapı ölçeğinde çalışmalar yürütülür. Tarihi İtfaiye binası restore edilerek "İzmir
Kent Müzesi ve Arşivi" olarak işlev kazandırıldı. "Resimli İzmir Tarihi" sergileri, "21. Yüzyıl Eşiğinde
İzmir", "Saat Kulesi'nin Aynasında İzmir'in Son Yüzyılı" sempozyumları düzenlenir. Kentin kültür ve
uygarlık birikimine katkıda bulunan ve artık aramızda olmayan kültür, sanat, bilim insanlarını anmak
amacıyla yaşadıkları mekânlara "Vefa Plaketi" asılması uygulaması başlar. "Kent Belleğine Yolculuk"
başlığı adı altında, izmir Büyükşehir Belediyesi Kent Kitaplığı'ndan zamana ve mekâna saygının
ifadesi olan kitaplar yayınlanır. İzmir üzerine düşünenler için entellektüel bir forum olarak işlev
üstlenen "İzmir Kent Kültürü Dergisi" yayınlanır. 2001-2002 döneminde "Tarih Gelecektir."
sloganıyla 11 İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile birlikte İzmir liselerinde yerel tarih bilincini
yaygınlaştırmayı hedefleyen İzmir Kent Tarihi Projesi'nin pilot uygulamasını başlatılır. Proje
kapsamında İzmir Liseler arası tarih Yarışması düzenlendi. "İzmirliseli" adıyla liselerde kent tarihi
konferansları gerçekleştirilir.
Merkez kentin, tarihsel ve kültürel
mirasının korunması ve kentsel alanlarda
fiziksel kalitenin sağlanmasına yönelik
projeler gerçekleştirilir: "Kemeraltı Koruma
ve Sağlıklaştırma Projesi" Dünya kent
tarihinde 2500 yıldır kesintisiz ticaret
merkezi işlevini sürdüren Kemeraltı ve
Çevresinin 1. Etap Koruma Planlan çerçevesinde odak alanlarda restorasyon,
sağlıklaştırma ve düzenleme uygulamaları
gerçekleştirilir. Konak Meydanı ve Çevre Düzenlemesi, Mimar Kemalettin Caddesive Çevre
Düzenlemesi, Alipaşa Meydanı ve Çevre Düzenlemesi, Hisarönü Meydanı ve Çevre Düzenlemesi,
Altınyol Park Alanı, Anafartalar Caddesi Düzenlemesi gerçekleştirildi. "Agora Koruma - Yaşatma
Projesi" ile Agora alam İkiçeşmelik Caddesi ile buluşturularak, algılanması ve erişimi etkin hale
getirilmesi yönünde adım atılır. Kamulaştırılan ve yıkılan alanların, kazı programı ile eşgüdümlü
şekilde "Agora Tarih ve Arkeoloji Parkı" olarak düzenlenmesine başlanır. "Kadifekale ve Çevresi
Koruma - Yaşatma Projesi" ile İzmir'in ikinci kez kurulduğu tarihi alan olan Kadifekale ve çevresinin
korunması, düzenlenmesi ve kente kazandırılması amaçlı projeler tamamlanır. Sur duvarlarının
restorasyonu, Sarnıç'ın kültürel alan olarak restorasyonu, kale dolaşım ve gezi koridorları ile peyzaj
düzenlemelerine ilişkin çalışmalar, ilgili kurumlarla koordineli olarak sürdürülür. "Kemeraltı Tarihi
Su Yapıları Bakım - Onarım Projeleri" ile Kemeraltı'nın önemli odak alanlarını oluşturan tarihi
çeşme ve sebillerin (Dönertaş Sebili, Katipoğlu Sebili, Gaffanzade Sebili, Başdurak Şadırvanı,
Kestane Pazarı Şadırvanı, Hisarönü Şadırvanı, Kızlarağası Hanı Çeşmesi) röleve restorasyon projeleri
hazırlanır.
İZMİR LİSELERİ KENT TARİHİ KONFERANSLARI
(İZMİRLİSELİ)
izmir'in genç kuşakları, kentin tarihsel ve kültürel
mirasına, bilgi ve kentli bilinciyle sahip çıkıyorlar.
Yerel tarih bilincini yaygınlaştırmayı hedefleyen ve
'İzmirliseli' adıyla anılan, İzmir Liseleri Kent Tarihi
Konferansları. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve II Milli
Eğitim Müdürlüğü arasında imzalanan protokolün
ardından, ı Nisan 2002 tarihinde 12 pilot okulda
başlatıldı.
1800 öğrenciye 5 hafta boyunca, haftada bir saat
kent tarihiyle ilgili verilen teorik bilginin yanı sıra;
Bayraklı, Agora. Kadifekale gibi tarihi mekanlara geziler
düzenlenerek, gençlerin yaşadıkları kenti yakından
tanımalarına olanak sunuldu. Konferanslara katılan her
öğrenciye teşekkür belgesi ve 'izmirliseli Kentli Kimlik
Kartı' verildi.
2001 - 2002 öğretim yılının ikinci döneminde başlayan
bu çalışma, önümüzdeki öğretim döneminde
genişletilerek yirmi lisenin 9. sınıflarında
uygulanacak.
İzmir Merkezinde, 1930-32 yıllarında itfaiye binası olarak inşa edilen erken Cumhuriyet
dönemi kamu yapılarından iki katlı ve taş-tuğla malzemeden yığma olarak inşa edilen yapı, İzmir
kentinin tarihsel sürecine ait bilgi ve materyalin toplanıp, sergilenme ve kullanıma sunulması
amacıyla "İzmir Kent Müzesi ve Arşivi" olarak restore edilir.
93
"Pasaport-Cumhuriyet Meydanı-Kordon" Tarihi Alanlarının Mekansal Düzenlemeleri
gerçekleştirilir. Konak Meydanı'ndan başlayıp, Gümrük, Pasaport, Cumhuriyet Meydanı, 1.
Kordon'dan Alsancak Gan'na kadar olan tarihi alan düzenlemeleri tamamlanır. Bütün Akdeniz
kuşağında örnek olacak kesintisiz ve nitelikli, kimlikli kıyı promeradı yaratılır62.
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Kurumsal Kültür Çalışmaları'nda Büyükşehir Belediye
Başkanı Ahmet Priştina'nın vefatından sonra bir motivasyon kaybı yaşanır. İzmir Büyükşehir
Belediyesi 2006-2017 Stratejik Planı'nda amaç: "İzmir'in sosyal, kültürel, turizm ve diğer alanlarda
dünyanın gözde şehirleri arasına girmesini sağlamak." olarak tanımlanır ve "turizmin
çeşitlendirilmesi" öncelikli hedefler arasında yer alır:
Hedef
1: Turizmi çeşitlendirerek,
çalışmaların yapılması
turizmin gelişmesine
yönelik
Hedef 2: izmir'in turizm, eğitim, spor, sağlık, kültür gibi alanlarda
dünya çapındaki etkinliğinin artırılması ve cazibe merkezi olmasının
sağlanması amacı ile tanıtımına yönelik çalışmalar yapılması.
i
İZMİR
BÜYÜKŞEHİR
BELEDİYESİ
2006- 2017
STRATEJİK
PLANİ
24 Ekim 2009'da tarihi boyunca Ege, Akdeniz ve Anadolu uygarlıklarının kültürel başkentlerinden biri olan İzmir'i; "Dünya Kenti Olmak"
kavramı çerçevesinde ve Akdenizlilik kimliği içinde, yeniden uluslararası bir
"Kültür, Sanat ve Tasarım Metropolü" haline getirmeyi amaçlayan, katılımcı
ve yönetişimi gözeten bir kültürel seferberlik projesinin ilk adımı olarak tasarlanan "İzmir Kültür
Çalıştayı" düzenlenir. İzmir'in Türkiye'de, Ege'de ve Akdeniz coğrafyasında kültür ve sanat
alanındaki mevcut durum ve konumunun tespit edildiği Çalıştay'da İzmir'in Akdeniz'in diğer kültür
merkezleri olan Barselona, Marsilya, Venedik, Roma, Atina, İskenderiye, Beyrut gibi kentlerle iş
birliği kurması ve ortak kültür ve sanat projeleri oluşturulması yolunda uluslararası adımların
atılması, İzmir'in kültür ve sanat altyapısı ve etkinlikleri bakımından zenginleştirilmesi ve İzmir
kültürel yaşamına planlı bir canlılık getirmenin yanında, kentte yaratıcı/kültürel endüstrilerin ve
bilimsel/kültürel üretimin gelişiminin özendirilmesi ve desteklenmesi amacıyla gerekli adımların
atılması, İzmir'in tarihi ve kültürel mirasına sahip çıkılması ve kent merkezinin kültür turizmine
uygun olarak yeniden işlev kazandırılarak, İzmir'in Türkiye'de ve Akdeniz'de yeni bir kültür-sanat
destinasyonu olarak imaj ve konumunun güçlendirilmesi gibi temalar öne çıkar.
Konak Belediyesi
29 Mart 2009 Yerel Seçimleri'nin hemen arkasından Mayıs 2009'da dünyanın en büyük turizm
fuarı olan ve Türkiye'nin konuk ülke olarak katılacağı 2010 Berlin Turizm Fuarı öncesinde
TÜRSAB'ın desteğiyle İzmir turizmi için ilk somut adımı atarak bir "Turizm Zirvesi" gerçekleştiren
Konak Belediyesi, İzmir Ticaret Odası, TÜRSAB, İzmir Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği, Tarihi
Kemeraltı Esnaf Derneği, İKSEV ve turizm sektörü ile ilgili tüm kurum ve kuruluşların temsilcilerini
kentin turizm vizyonunu oluşturmak üzere bir araya getirir.
"Turizm Zirvesi"nde ortaya koyulan strateji çerçevesinde turizme yönelik çalışmalarını
yoğunlaştıran Konak Belediyesi, pek çok tarihi mekânın restorasyonunu gerçekleştirir. Altınpark'ta
kazı çalışmalarına hız vererek antik dönemi bugünle buluşturur. İzmir Mask Müzesi ve Ümran
62
Topal ,Hasan; " izmir Turizminin Geleceği Açısından Büyükşehir Belediye'sinin Hedefleri", izmir Turizm Sempozyumu, 2006.
B aradan Oyun ve Oyuncak Müzesi ile butik müzeciliğe adım atar. Altı
dilde İzmir tanıtım broşürleri hazırlar. KNK dergisi ile kültür-sanat
yayıncılığı yapar. Ye Kasım 2011'de İzmir Kalkınma Ajansı Doğrudan
Faaliyet Destek Programı kapsamında İzmir Valiliği ve İl Kültür Turizm
Müdürlüğü ile birlikte "İzmir'de Kültür Turizminin Geliştirilmesi Projesi"
ile başta kent merkezindeki kültür varlıkları olmak üzere İzmir'in kültür
hazinesini ortaya çıkarmayı ve bugüne kadar hazırlanmış olan en kapsamlı
web sitesi ve İngilizce, Almanca ve İtalyanca basılacak kataloglarla
dünyaya duyurmayı hedefliyor.
İzmir'in önemli destinasyonlarını (Kadifekale-Agora-Kemeraltı,
Alsancak-Liman Arkası-Gar Çevresi), kültür ve sanat odaklarını, çarşı ve
pazarlarım, meydanlarım, yeme-içme ve eğlence mekânlarını bünyesinde
barındıran Konak, kültür turizminin odak ilçesi olarak beliriyor. Konak
Belediyesi, kültür turizmindeki potansiyelinin farkında olan ve bu
potansiyeli harekete geçirmek üzere başta butik müzecilik olmak üzere
araçlar ve yöntemler geliştiren, kültür turizmi vizyonuna sahip bir yerel
yönetim olarak öne çıkıyor.
İzmir Kültür Sanat Eğitim Vakfı (İKSEV)
İzmir'de kültür ve sanatın araştırılması, oluşturulması, öğretilmesi, belgelikler kurulması,
sergiler açılması, yayınlar yapılması ve uluslararası bir kültür-sanat festivali düzenlenmesi gibi
amaçlarla 1985 yılında İzmir Valiliği, Büyükşehir Belediyesi, önde gelen sanayi kuruluşları,
sanatçılar, düşün insanlarının bir araya gelerek kurdukları İzmir Kültür Sanat Eğitim Vakfı
(İKSEV) kültür turizminin gelişmesinin temel aktörlerinden.
Kuruluşundan bir yıl gibi kısa bir süre soma 1986'da kentin adını uluslararası bir festivalle,
"Uluslararası İzmir Festivali", dünya kültür ve sanat platformuna taşımayı başaran İKSEV, festivali
25 yıldır "Kültür ve Sanat Şehri İzmir" hedefini gerçekleştirmek için ilk günkü heyecan ve istekle
sürdürüyor.
İzmir Festivali, UNESCO'nun "Dünya Kültür Mirası" listesinde yer alan Antik Efes Kenti'ni
gösteri mekanları arasına katmayı başarır; aralarında Joan Baez, Sting, Ray Charles, Chris De
Burgh, Martha Graham, Çek Filarmoni Orkestrası, Kızıl Ordu Korosu, Soprano Cecilia Gasdia,
Güher - Süher Pekinel, Mihael Barshnikov, Byran Adams, James Brown, Paco De Lucia, I Musici,
Fazıl Say, The Philarmonia Orkestrası, Leonidas Kavakos, Julian Llyod Weber, Kudsi Erguner,
Sholomo Mintz, Maxim Vengerov, Elton John, Soprano Kiri Te Kanawa ve José Carreras'ın da
bulunduğu pek çok büyük sanatçı, topluluk ve orkestra Antik Kent'in büyük amfi tiyatrosunda
dinleyici ile buluşur. Zamanında dünyanın en zengin kütüphanelerinden biri olan, mimarisindeki
özen ve güzellikle de tarihe geçen Celsus Kütüphanesi, İzmir Festivali'nin diğer gözde
mekanlarından. Meryem Ana Evi, Hristiyanlığın ilk 7 kilisesinden biri olan St. Policarp Kilisesi,
kent içinde kalan tek antik mekan olan Agora, kentin kurulduğu Bayraklı ören yeri, Batı
Anadolu'nun en gözde antik yerleşimlerinden biri olan "Ana Tanrıça'nın Kenti" Metropolis ve
"İzmir'in Tacı" olarak nitelendirilen Kadifekale gösteri mekanları arasına katılan diğer tarihi yerler.
95
"^İM '
ı ^ wm
•rnı
İlk # \>/
L%ciı
isttjjplj•
Festivali özellikle turizm sezonunda,
İ« 4IÎSUP1
. «'•İM
ÇtLîBynû
Haziran ve Temmuz aylarında, gerçekleştirerek
turistlerin de bu gösterilere katılmasını sağlamayı
ve dikkatlerini bu tarihi mekânlara, antik ören
yerlerine çekmeyi hedefleyen İKSEV, İzmir
Avrupa Caz Festivali'yle de 18 yıldır kentin
kültür ve sanat hayatma renk katıyor.
İKSEV'in müzik alanındaki çalışmaları Uluslarası izmir Festivali ve
izmir Avrupa Caz Festivali'nden ibaret değil. 1996'dan beri her iki yılda bir
yapılan "Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Ulusal Beste Yanşması"yla Çağdaş Türk
Sanat Müziği dağarcığına yeni yapıtlar kazandırılması, genç
bestecilerimizin özendirilmesi, desteklenmesi, onlara yeni olanaklar
sağlanması hedefleniyor.
İzmir'in mimari simgelerinden biri olan, Atatürk Caddesi No: 458
Alsancak adresindeki bir "Alsancak Evi" İzmir Kalkınma Ajansı'ndan
sağlanan fonla restore edilerek ülkemizin ve kentimizin zengin müzik geçmişinin yansıtılmasını
amaçlayan MÜZİKSEV olarak Mayıs 2011'de çalışmalarına başlar. Güner Özkan tarafından
bağışlanan geleneksel Türk sazlarının sergilendiği, Celasun Muşkara'nın ses-kayıt koleksiyonunun
yanı sıra, başta Dr. Nejat Eczacıbaşı Ulusal Beste Yanşması'na katılan eserler olmak üzere, özellikle
çağdaş Türk Bestecilerine ait notaların ve müzik kitaplarının korunduğu MÜZİKSEV, müzik eğitimi
alan gençlerin, araştırmacıların, müzikologların ve müziğe ilgi duyan kent halkının yararlanabileceği
bir merkez olarak hizmet veriyor. Uluslararası Yaz Kursları, atölye çalışmaları ve ustalık sınıflan ile
çeşitli ülkelerin müzisyenlerinin bir çatı altında buluşup kaynaşmasına katkıda bulunmak da
hedeflenenler arasında.
İzmir'e kültür ve sanat kenti kimliğini
kazandırmak için çaba harcayan İKSEV'in kapsamlı
organizasyonlarından biri de "Kültür Kongreleri".
2004 yılında Büyükşehir Belediyesi tarafından
Vakfa tahsis edilen Tarihi Sayaç Atölyesi binasmda
gerçekleştirilen "Demokrasi
Kültürü
ve
Globalleşme" ve "Barış Kültürü" kongrelerinin
kentin kültür vizyonun gelişmesine katkıda bulunan
önemli etkinliklerden.
Uluslararası İzmir Festivali, Avrupa Caz Festivali vb. etkinlikleri ile uluslararası
müzik kamuoyunda önemli bir yere ve deneyime sahip olan İKSEV, bu deneyimini genç kuşaklara
aktarmak amacıyla 2004 yılında Akademi İKSEV'i kurar.
27 yıldır İzmir'in bir kültür ve sanat kenti olması için canla başla çalışan İKSEV tecrübesi,
birikimi, başarıları ile kültür turizminin gelişmesinin temel aktörlerinden biri olarak öne çıkıyor.
96
İzmir Ticaret Odası
İzmir Ticaret Odası, İzmir'in kentsel ve ekonomik
gelişimine yön vermek amacıyla 1992 yılında hazırladığı
İzmir Stratejik Planı'nda İzmir'in stratejik gelişiminde
turizmi önemli bir unsur olarak ele alır. 1992-2007 yılları
için hazırlanan Stratejik Planı, geçen süre içerisinde revize
etme gereği duyan Oda'nm, 1996 yılında hazırladığı 19962002 yıllarını kapsayan II. Stratejik Planı'nda kentin
gelişim stratejisi içinde turizmin konumu güçlendirilir.
2003 yılında Dokuz Eylül Üniversitesi Mimarlık Fakültesi
Şehir ve Bölge Planlama Bölümü'nün iş birliği ile hazırlanan 10 yıllık stratejik planda turizmin de içinde olduğu çok
merkezli bir kent yapısının oluşturulması öngörülür. Ve
Kasım 2004'te 2003-2012 Statejik Planı'nı hazırlayan Prof. Dr. Çınar Atay başkanlığında
bir ekiple kent turizmine yön vermek üzere "İzmir İli Turizm Envanteri ve Yatırım Potansiyelleri"
çalışması gerçekleştirilir. "Kültür-Tarih-Arkeoloji Turizmi"nin başlı başma bir başlık olarak ele
almdığı çalışmada, kültürel miras durumundaki değerlerin koruma bilinci içinde etkin şekilde, çevre
ve peyzaj değerleri esas alınarak turizm faaliyetlerine ve yatırımlarına açılması gerektiği belirtilir.
Tarihsel, kültürel ve doğal varlıkların korunmasında, kentsel tarih bilincinin yaşatılmasında yerel
yönetimlere ve kentlilere büyük sorumluluklar düştüğü ifade edilir.
İzmir Ticaret Odası, kentin gelişme stratejisi içinde önemli bir alan olarak gördüğü turizmin
geliştirilmesine yönelik "pratik" çalışmalarına Alsancak Limanı'na kruvaziyer gemilerinin gelişini
sağlamakla başlar. Oda'nın çalışmalarıyla, kruvaziyer şirketlerinin ikna edilmesi, ayak bastı
ücretlerinin Oda tarafından karşılanması ile, 2003 yılında 5 sefer ile 3.271 yolcu Alsancak Limanı'na
gelir. 2004'de 32 sefer ile 77.000 yolcu, 2005'de 26 sefer ile 58.042 yolcu, 2006'da 94 sefer ile
183.198 yolcu, 2007'de 122 sefer ile 288.017, 2008'de 128 sefer ile 321.279 yolcu, 2009'da 127 sefer
ile 309.603 yolcu İzmir'e gelir.2010'da 141 sefer ile 355.899 yolcu gelir ve kruvaziyer turizminde
son yedi yılda İzmir'e gelen kruvaziyer turist sayısı 1.596.309'a ulaşır.
Kruvaziyer turizmi ile 2003-2010 döneminde kent turizminin kaderini değiştiren İzmir Ticaret
Odası, Agora, Kadifekale, Bayraklı Eski Smyrna'nın turizme
kazandırılması için desteklerini de sürdürür. Kemeraltı, Basmane,
Cama YazıCan TarifiAgora ve Kadifekale'den oluşan geleneksel kent merkezinin
HISTORY W R I T T E N O N GLASS
İ
UNESCO Tarihi Miras Listesi'ne dâhil edilmesi için çalışmalar
başlatır. Kemeraltı, Havra Sokağı, Agora ve teleferikle bunlara
katılacak anfi tiyatro ile Kadifekale'yi bir araya getirecek yeni bir
çekim merkezi yaratmak üzere çalışmalar yapar. Türkiye'nin ilk
ticaret tarihi müzesini açar. Kentin çok kültürlü kültürel mirasına
sahip çıkar. Yunanistan ile kültürel, ticari ve turistik ilişkilerin
geliştirilmesine özel önem verir. Levanten Sempozyumu düzenler.
Sefarad Kültürü ile yakından ilgilenir. "Kültür Sanat ve Tarih
Yayınları" ile kültür ve turizm yayıncılığı yapar. 2009'da "Müze
Kent" olma potansiyeline sahip İzmir'in taşınmaz kültür ve tabiat
varlıklarının birer birer yok olduğu tespitiyle, kentin siluetinin
korunması ve tarihi yapılara sahip çıkılmasına yönelik olarak
97
p, n '
m
m
"Taşınmaz Kültür Varlıkları" kitabını yayınlanır. 15
Nisan 2009'da Turizm Haftası kapsamında 'İzmir
Turizm Stratejisi ve Hedef Pazarlar' konulu bir toplantı
düzenler. Ve Nisan 2010'da Turizm Haftası'nda, Agora
kazılarına verdiği destek ve kent turizmine yaptığı katkılardan dolayı turizm sektör temsilcilerinden
oluşan jüri tarafından "İzmir Turizm Ödülleri" özel ödülüne layık görülür. 6 Ekim 2010'da "İzmir
Turizmi İçin Acil Zirve" ile İzmir turizminin sorunlarım ve çözüm yollarını sektörün temel bileşenleri
düzeyinde (konaklama, seyahat acentaları, rehberler, yiyecek içecek ve eğlence yerleri, turizm
ulaştırması, turistik eşya satıcıları, tanıtma ve pazarlama, sağlık turizmi) ele alarak kentin turizm
vizyonunun oluşmasına katkı sunar.
1992 Stratejik Planı'nda kentin gelişiminde stratejik sektörlerden biri olarak konumlandırdığı
turizmde bu yıldan itibaren kurumsal ve sistematik çalışmalar yürüten İzmir Ticaret Odası, 2003-2012
Stratejik Planı'nda ortaya koyduğu hedefleri, başta kruvaziyer turizminin geliştirilmesi olmak üzere,
gerçekleştirmekte gösterdiği performansla, kentin turizm vizyonun belirlenmesindeki katkılarıyla
İzmir turizminin-kültür turizminin temel aktörlerden biri olarak öne çıkıyor.
İş birliği Kültürünün Geliştirilmesi
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, kentin kültür vizyonun belirlenmesi, kentlilik bilincinin
geliştirilmesi, kültür turizminin temel aktörleri (ilçe belediyeleri de dahil olmak üzere) arasındaki
koordinasyonun sağlanması, "kültür turizmi"nin geliştirilmesine yönelik altyapı yatırımlarının
gerçekleştirilmesi ve bütün bunların yapılabilmesi için Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere
ilgili bakanlıklarla, İl Kültür Turizm Müdürlüğü başta olmak üzere ilgili Müdürlüklerle uyumlu ve
birlikte çalışma imkanlarının yaratılmasından sorumlu olduğunun altı çiziliyor.
Kültür ve Turizm Bakanlığı başta olmak üzere ilgili bakanlıkların, İl Kültür Turizm Müdürlüğü
başta olmak üzere ilgili Müdürlüklerin de Büyükşehir Belediyesi ile birlikte, uyumlu çalışma
imkânlarının yaratılmasında Büyükşehir Belediyesi kadar sorumlu olduğu vurgulanarak Kültür ve
Turizm Bakam ile - turizmin gelişmesinde temel altyapı faktörlerinden ulaşım ve iletişimden sorumlu
bakanın (Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı), İzmir milletvekili olmaları ve kültür
turizminin geliştirilmesine yönelik perspektiflerinin uyumlu-birlikte çalışma için önemli bir avantaj
olduğu belirtiliyor.
Yerel ve Merkezi Yönetimin uyumlu ve birlikte çalışmasına kültür turizminin gelişmesinde
temel paydaşlar olarak öne çıkan Konak Belediyesi, İzmir Ticaret Odası ve İzmir Kültür Sanat Eğitim
Vakfı (ÎKSEV)in dahil edilmesi ve katılımcı bir anlayışla sektör temsilcilerini (Konaklama, seyahat
acentalan, rehberler, yiyecek içecek ve eğlence yerleri, turizm ulaştırması, turistik eşya satıcıları,
tanıtma ve pazarlama vb.), kültür, sanat ve turizm alanlarında faaliyet yürüten sivil toplum
kuruluşlarını, meslek odalarını, üniversiteleri, kanaat önderlerini içerecek biçimde halkanın
genişletilmesi öneriliyor.
Sponsorluk
Sponsorluk, İzmir'deki iş birliği kültürünün hangi alanlarda zayıf olduğunun incelenebileceği
başlıklardan biri. Arkas ve Öztüre Holding gibi sosyal sorumluluk işlerine el atan firmaların azlığı,
İzmirli iş dünyasının izmir kent kültürünün gelişmesine katkı sunmak, destek vermek konusunda çok
etkin olmadığını gösteriyor. Konuyla ilgili paydaşlar; kültür endüstrisinin İstanbul odaklı olduğu,
İzmir'de rekabeti ve yaratıcılığı geliştiren birbirini tetikleyici imkanların olmadığı, sponsorluğa
ayrılan bütçelerin kısıtlı olduğu ve hatta İzmirlilerin kültüre,
sanata ilgi göstermedikleri ve bu nedenlerle iş dünyasmın bu
alanlara yatırım yapmadığı düşüncesinden uzaklaşarak
firmaların vizyon eksikliğine ve işbirliği kültürünün zayıflığına
dikkat çekiyorlar. "İstanbul Berlin ve Londra gibi dünya kentleri ile yarışacak konuma geldi. Bunun temelini istanbul Kültür
ve Sanat Vakfı'nı kuran Eczacıbaşı Ailesi attı. İstanbul Festivali
uluslararası arenada ses getirmeye başladı, İstanbul Bienali de
öyle. Koç Müzesi, İstanbul Modern ve Pera gibi özel müzeler Arkas Sanat Merkezi
açıldı. İstanbul'un zenginleri kültüre yatırım yapar oldu. İzmir
ise her şeyi devlet ve yerel yönetimden bekliyor. Devlet altyapıyı hazırlar ama sonra özel sektör
devreye girer. Arkas'ta böyle bir eğilim var. Bu sayı artmalı.63"
"Bir kentin kültür turizminde öne çıkabilmesi için öncelikle
kültür ve sanatın kent yaşamının bir parçası haline gelmesi
gerekir. Ancak bir kültür-sanat kenti kültür turizminde öne
çıkabilir. Bu ise kültür-sanatın bir ekonomik faaliyet alanı,
"endüstri" olarak gelişmesine bağlıdır. Bunun öncülüğünü de bu
alana yatırım yapmak imkanı olan işadamları, iş çevreleri
üstlenirler. Bu bütün dünyada da Türkiye'de de -istanbul'da
olduğu gibi- böyle olmuştur. İzmir iş çevrelerinin bu alanlara
yatırım yapmak konusunda istekli olmadıkları bir gerçek.
Arkas Sanat Merkezi
Arkas'ın Sanat Galerisi bu konuda atılmış umut verici bir adım.
Arkasının gelmesi, bu alanlarda yeni yeni girişimlerin olması gerekir. İş çevrelerini bu konuda
motive edecek kurumsa Büyükşehir Belediyesi' dir." Ünal Ersözlü (Gazeteci-Yazar)
Pazarlama firmanın kendini dış mecralarda göstermesi demek ve sponsorluk da bu anlamda çok
değerli bir araç. Ancak sponsorluğu yabana atılan para gibi algılayan firmaların bakış açısını
değiştirmesi, sponsorluktan firmaya nasıl bir fayda sağlanacağının iyi belirlenmesi, firmanın çevre,
toplum ve ekonomiye katkı sağlama zorunluluğu olduğunun bilinmesi gerekiyor. Bulunulan şehirden
bağımsız olarak net bir vizyona sahip olan firmaların rekabetin tetikleyici gücüne gereksinim
duymamayı sağlayabileceği belirtiliyor.
/ro,
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Danışmanı, Konak Eski Belediye Başkanı Muzaffer Tunçağ, İzmir Life, Aralık 2009
9 9
Tek başına bir kurumun bir projeye destek vermesi durumunda tüketicinin sponsorluk
düşüncesine kendi reklamını yapmaya çalışıyor şeklinde yaklaşabileceğine dikkat çekiliyor. Bir
kurumun bu alanda uzmanlaşmış ve güven duyulan bir sivil toplumla birlikte bir projeye destek
vermesinin güven anlammda büyük fark yaratacağı ve toplum tarafmdan daha fazla sahiplenileceği
belirtiliyor.
Kentlilik bilinci olan, kendini kente karşı sorumlu hisseden ve bu tip sanatsal faaliyetlerin
yapılması gerektiğini düşünen kişilerin ve kurumların yapmış olduğu katkıların firmalar tarafmdan
prestij tanıtımı gibi olarak görülmesi gerektiği ve özellikle bankalar gibi Türkiye çapında hizmet
veren şirketlerin sponsorluk anlamında daha etkin rol alabileceği belirtiliyor.
İzmir ve Hinterlandı
Türkiye'nin dünyaya-batıya açılan kapısı olan İzmir'in giderek içine kapandığı, Türkiye'nin
diğer coğrafyalanyla ve sıkı ilişkiler içinde olduğu diğer Ege kentleriyle ilişkilerinin her geçen gün
daha da azaldığı belirtilerek bunun turizmin gelişememesinde önemli faktörlerden olduğu
vurgulanıyor.
İzmir'de tanıtım stratejileri ve işbirlikleri geliştirilirken İzmir'i sadece resmi sınırlan içinde
değil çevresiyle birlikte, bir yönüyle Afrodisias'a bir yönüyle Denizli'ye bir yönüyle Aydın ve
çevresine ulaşan bir arka planla düşünmek gerektiği belirtiliyor.
Uluslararası İş birliği
İzmir'in kültürel mirasının en önemli bileşeni olan Yunan kültürü ile buluşmak için gerekli
uluslar ve kurumlar arası işbirliğinin yapılmamasının kültür ve hafıza kaybma yol açtığı vurgulanıyor.
Diğer Turizm Birimleriyle İş birliği
Kültür turizmi politikalarının ve stratejilerinin diğer turizm birimleriyle koordineli bir şekilde
çalışmasının gerekli olduğu vurgulanıyor. Güneş-Deniz-Kum turizminin yanına kültür turizmi
eklenmezse her şey dahil tüketim şekliyle Türkiye turizm pazarının diğer ülkelerdeki pazarlarında
hiçbir farkı kalmayacağı ve bu nedenler fiyatların giderek düşeceği ve gelirin azalacağı belirtiliyor.
Sürdürülebilir bir turizm için aynı zamanda kongre, kültür ve sağlık turizmi ile ilgili birimlerin
birlikte çalışması gerektiğinin altı çiziliyor. Bu işbirliğinin İzmir'e yönelik turizm eylem planında ve
EXPO adaylık sürecinde sağlık ve kongre turizminin ön plana çıkmasıyla daha da gerekli hale geldiği
belirtiliyor.
6. SONUÇLAR
Bu çalışmada, İzmir'in kültür turizmi potansiyelini nasıl hayata geçirebileceğine ilişkin
tespitlerde ve analizlerde bulunduk. Aslmda bu tespit ve analizlerin her biri yapılması gerekenlere
ilişkin önerileri de açığa çıkarıyor. Sorunun ve çözümünün çok yönlü ve karmaşık doğası, sorunlar ve
yapılması gerekenler arasında öncelikler tanımlamayı gerekli kılıyor. Çalışmanın son kısmında bu
öncelikler üzerinde durmayı hedefliyoruz.
İzmir'in hem kent merkezindeki hem diğer ilçelerindeki geniş tarihsel ve kültürel birikimi,
yerel halkı ve doğal güzellikleri; kentin bir kültür turizmi destinasyonu olabilmesi için iyi bir
başlangıç, ancak kesinlikle yeterli değil. İzmir'in bu mevcut potansiyelini daha iyi
değerlendirebilmesi için kültür ve turizm arasında bir sinerji oluşturması gerekiyor, bu da
kendiliğinden oluşabilecek bir şey değil, yaratılması, geliştirilmesi ve yönetilmesi gereken bir süreç.
Kültür turizmi ürünlerinin geliştirilmesi bu sürecin ilk adımı. Bunun içinde kültür
rotalarının, kültür temalı ürünlerin ve kültür etkinliklerinin yaratılması; başka bir deyişle İzmir kültür
sektörü paydaşlarının bir araya gelerek İzmir'in kaynaklarını gözden geçirerek, bu ve benzeri
çalışmaların önerileri doğrultusunda bir planlama ile çeşitlendirmeleri ve yeni turizm ürünlerini
ortaya çıkarmaları yer alıyor.
Kültür rotalarının yaratılması konusunda, İzmir kültür turizminin temel aktörleri tarafından
yürütülen ve hazırlanan çalışmalar göz önünde bulundurulduğunda karşımıza üç tane stratejik
destinasyon çıkıyor:
1. Agora-Kadifekale-Kemeraltı Aksı
2. Alsancak Liman Arkası ve Gar Çevresi
3-Kültürpark
Bu destinasyonların paydaşlar tarafından daha çok
sahiplenilmesi, tanıtımının yapılması ve iş birlikleriyle buraların
cazibe alam haline getirilmesi gerekiyor.
Kemeraltı, Agora ve Kadifekale bölgeleri ile bu üç bölge
arasında yer alan güzergah, geçtiğimiz 5 yılda hızlanan çalışmalarla
önümüzdeki dönemde İzmir'in kent turizmi açısından en değerli
destinasyonlardan biri olmaya hazırlanıyor. Envanter çalışmaları,
çevresel iyileştirmeler, arkeolojik kazılar ve yasal düzenlemeler
konusunda bugüne kadar sağlanan başarının geliştirilip Agora-Kadifekale-Kemeraltı aksının bir
turizm merkezi haline gelebilmesi için, önümüzdeki dönemde sivil toplum kuruluşları, meslek
örgütleri ve özel sektöre önemli görevler düşüyor. Bölgenin bu paydaşlar tarafından daha çok
sahiplenilmesi, yapılan çalışmalara destek olunması, tanıtımının yapılması ve iş birlikleriyle buraların
cazibe alam haline getirilmesi gerekiyor.
İzmir'in kent turizmi açısından en değerli des-tinasyonlardan biri olmaya hazırlanan diğer
bölge ise Alsancak'ta eski gar çevresi ve liman arkası. Bölgenin bir tarih ve kültür merkezi olarak
yaşatılabilmesi için projenin hem yasal hem de uygulama boyutuyla sahiplenilmesi ve yapılan
çalışmalara destek olunması gerekiyor.
101
Alsancak Rum Evleri (Fotoğraf: Birol Üzmez)
Çevresi 2550 metre ve yüzölçümü 430000 metrekare olan Kültürpark, kültür-sanat, spor ve
eğlence tesisleriyle kent merkezinin başlıca rekreasyon alanı. 14 kapalı sergi salonu, 4 konferans
salonu, Atatürk Açıkhava Tiyatrosu, İsmet İnönü Sanat Merkezi, İzmir Sanat, Celal Atik Spor Salonu,
Lunapark, Paraşüt Kulesi, Gençlik Tiyatrosu, Resim-Heykel Müzesi, Tarih ve Sanat Müzesi gibi sanat
ve eğlence mekanlarının yanı sıra 1850 metrelik tartan pist koşu parkuru, yüzme havuzu, kapalı spor
salonu, tenis kortları, halı saha gibi spor etkinliklerine imkan sağlayan mekanlara sahip olan
Kültürpark, içerisinde egzotik türlerin de yer aldığı 7261 adet ağaç çeşidiyle önemli bir botanik alan.
Kültürpark, yapılardan arındırılarak, yeşil dokusunun daha da güçlendirilmesiyle sanat-kültür ve
doğayı buluşturacak düzenlemelerle "kültür turizmi"nde bir cazibe merkezi olabilir.
Kültür rotalarının yaratılması sadece çevresel düzenlemeler, kazılar, yasal süreçler ve toplumun
hizmetine sunulan yeni kültür mekanları ve tanıtımlarının gerçekleştirilmesi ile sınırlı bir konu değil.
Bu rotaların yanı sıra temalı ürünlerin ve kültür etkinliklerin yaratılması da kültür turizmi ürünlerinin
geliştirilmesi ve hepsinin bir bütün teşkil etmesi açısından büyük önem taşıyor. Özellikle günümüzde
soyut kültür değerlerine olan talep arttıkça etkinlik turizmi daha çok ön plana çıkıyor. İzmir'in kültür
turizmini geliştirebilmesi için bu talebi yaratacak çalışmalara yönelmesi, gerek müzelerini, gerek
kültür rotalarını, gerek kent mimarisini, gerek mutfak kültürünü ziyaretçilerin kendilerini
geliştirebilecekleri, yeni şeyler keşfedebilecekleri yeni bir kültür vizyonuyla planlaması gerekiyor.
Bu yeni kültür vizyonunun en önemli bileşeni olan kentlilik bilinci yol haritamızın ikinci adımı.
Kent sakininin katılımı olmadan kültür aktivitelerinin sürdürülebilir olması ve soyut kültür
değerlerinin korunmasını sağlayacak sözlü ve yazılı tanıtımı sağlamak ve aym zamanda kültür
turizmi sektörünün organizasyon kapasitesini arttırmak mümkün değil.
2000'li yıllara kültür vizyonu oluşturmak, kentlilik bilincini geliştirmek doğrultusunda
politikalarla giren; ancak bu politikaları hayata geçirmek doğrultusundaki motivasyonunu Ahmet
Piriştina'nın vefatından sonra önemli oranda yitiren İzmir, gönüllü kurum ve kişilerin çalışmalarını
kurumsallaştırıp sürdürülebilirliklerini sağlayarak, üniversiteler, yerel yönetimler, kamu kurum ve
kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının iş birliklerine dayanan başarılı örnek, öncü çalışmaları
yaygınlaştırarak yeni bir dinamizm kazanabilir.
Buraya kadar kültür turizmi ürünlerinin geliştirilmesi ve kentlilik bilinci başlıkları altında
üzerinde durduğumuz iki konunun, 'Öne Çıkan imkanlar ve Sorunlar' bölümünde odaklanılmasım
önerdiğimiz ve detaylı olarak yer verdiğimiz konular arasında stratejik bir öneme sahip olduğunu
gördük.
'Öne Çıkan İmkanlar ve Sorunlar' bölümünde ele aldığımız bütün başlıkları hangilerinin en
kapsayıcı olduğuna ve bunların altında hangi başlıkların önem kazandığına göre değerlendirerek
özetlemek ve tablolaştırmak istiyoruz:
I
•
I
izmir kent bilinci
KULTUR TURİZMİ
ÜRÜNLERİNİN GELİŞTİRİLMESİ
-
ETKİNLİK l
DESTİNASYONLAR
TURİZMİ
MUTFAK
KÜLTÜRÜ
KENT
MİMARLIĞI
ÇOK
KÜLTÜRLÜLÜK
MÜZE VE ÖREN
YERLERİ
İzmir kent bilinci başlığı altmda tartıştığımız konuların önceliklendirilmesi, İzmir'de kültür
turizminin temellerinin sağlamlaştırılması ve İzmir'in bir kültür turizmi merkezi olarak markalaşması
için hiyerarşik olarak en üst sırada yer alıyor. Ancak bu şekilde, en verimli olacak kültür turizmi
ürünlerinin geliştirilmesinin ve bunu yapacak olan paydaşların bu ürünlerin geliştirilmesi ve
çeşitlendirilmesi için aralarındaki iş birliği kültürünü sağlamalarının mümkün olduğunu görüyoruz.
Kültür turizmi ürünlerinin geliştirilmesi başlığı ile kültürel, sanatsal ve spor etkinliklerinin,
kültür turizmi destinasyonlarının, özgün mutfak kültürünün, kentin mimari dokusunun, kentin
geçmişteki çok kültürlü yapısının, müzelerinin ve ören yerlerinin kültür turizmi ürünleri olarak
belirlenmesi ve bununla bağlantılı olarak bu doğrultuda gerekli iş birlikleri kurularak
çeşitlendirilmesi ifade edilmektedir.
İzmir, çok kültürlü tarihsel birikimi ve iklimiyle zengin bir mutfak kültürüne sahip. Son
dönemde sağlıklı beslenmede öne çıkan Akdeniz Diyeti ile birlikte İzmir, "kültür turizmi"nde öne
çıkan temalardan "gastronomi turizmi"nde önemli merkezlerden biri olmaya aday. "İzmir Mutfağı",
103
Tk5
5
"Sefarad Mutfağı", "Levanten Mutfağı" kitapları, izmir Ekonomi
Üniversitesi Mutfak Sanatları Bölümü'nün akademik çalışmaları ve
meslek odalarının katkıları ile İzmir Mutfak kültürüne ilişkin ciddi bir
entelektüel birikim oluşmuş durumda. Bu birikimin üzerinde yükselen
pratik uygulamalarla İzmir mutfak kültürünü turistik bir ürün olarak
pazarlayabilir.
Kültür turizminin en önemli bileşenlerinden biri olan müzeler ve
müzecilik konusunda İzmir'in önünde iki büyük fırsat kapısı açılıyor.
Birincisi Agora-Kadifekale-Kemeraltı aksının içinde yapılması planlanan ve
bu anlamda eski kent merkezini İzmir'in kültür turizmi merkezlerinden biri
olması yönünde destekleyici nitelikte olan Ege Medeniyetleri Müzesi.
İnteraktif, öğretici, eğlenceli, sosyal ve yaşayan bir mekan yaratılabilirse
müze kentte yaşayan herkesin bağ kurduğu, bir kere gidip unutmadığı bir mekana dönüşebilecek ve
kent turizmine büyük artılar getirecek, ikincisi yine Konak Belediyesi sınırları içinde yer alan ve
belediyenin girişimleriyle bölgede tarihi yapılarda hayat bulacak butik müzeler. Farklı ilgi gruplarına
hitap edebilecek, turistlerin 3-4 saat geçirebileceği, yemek yiyip soluklanacağı, farklı keyifler
yaşayacağı butik müzelerin de bir şehir için önemli cazibe merkezi olduğu ve üzerinde çalışılması
gerekiyor. Butik müzelerin kurulmasına sivil toplum kuruluşları ile
özel sektör de dahil edilebilirse bugüne kadar süregelen müzecilik
anlayışı da yeni bir boyut kazanacak. Ege Medeniyetleri Müzesi ile
birlikte butik müzeler de işin içine eklendiğinde, İzmir'in müzeleriyle
bir kültür turizm merkezi haline gelmesi hiç de uzak değil.
Kültür turizmi ürünlerinin çeşitlendirilmesi başlığı altında
değerlendirilmesi gereken diğer bir husus etkinlik turizmi. Etkinlik
turizmindeki dünya trendlerini takip etme konusunda İzmir'in atılım
yapması çok önemli. İzmir'de daha fazla kültür sanat etkinliklerinin gerçekleştirilmesi, bienallere,
festivallere, spor etkinliklerine, İzmir bölgesinde yaşamış filozoflara, İzmir'i anlatan hikayecilere
yönelik etkinliklerin düzenlenmesine ağırlık verilmesi, gece hayatının ve kent hayatının
canlandırılması; İzmir'in sadece somut mirasıyla değil soyut mirasıyla da turistlerin ilgisini
çekebilecek bir yere dönüşmesi gerekiyor.
İzmir'de kültür turizmini güçlendirecek bir başka etken, kentin çok kültürlü tarihsel birikimin
gün ışığına çıkarılması olacaktır. İzmir'in tarihine sahip çıkması, onu koruması ve turizm alanında
tanıtabilmesi, kentin kimlik sorununu çözmesi ve çok kültürlülük imajım güçlendirmesi konusunda
belirleyicidir. Kentin çok kültürlülüğün kalıntılarının yanı sıra kentin mimari dokusunun; binaların,
mahallerinin, yeşil alanların, hatta ağaçlar, heykeller, vb. unsurların da kentsel belleğin kurucuları
olarak kabul edilmesi, korunması ve doğru kentsel düzenlemelerle kentlilere ve turistlere sunulması
gerekiyor.
Son olarak, İzmir kültür turizminde en önemli bileşenlerden biri olarak tanıtım stratejisi yer
alıyor. Tanıtım stratejilerinde koordinasyon eksiklerinin giderilmesi ancak doğru bir işbirliği
kültürünün sağlanması ile mümkün olabilecektir, bu ise İzmirli paydaşlarm kültürel değerlerini
sahiplenmeleri ve bir araya gelerek en verimli iş birliği yöntemlerini bu araştırmada yer verdiğimiz
başarılı örnekleri de gözönünde bulundurarak uygulamaları ile sağlanacaktır.
104
KAYNAKÇA
A, Aziz; "İzmir Müzesi Rehberi", İzmir ve Havalisi Asarıatika Muhipleri Cemiyeti Neşriyatından, S.
6, Resimli Ay Matbaası: İstanbul, 1932.
A, Cahit Çete; "Dördüncü Sınıflar İçin İlimiz ve Bölgemiz İzmir", Acargil Matbaacılık, İzmir, 1972.
Adam, Robert; "Globalization and Architecture", (Çev.: Ş. G. Dündar) Ege Mimarlık, S. 66,2008.
Ahmet, Eyüce; "İzmir'de İmar Yaklaşımlarının Kent Kimliği Üzerindeki Etkileri", Mimarlık 87-4,
Yıl:25, S. 225, Gökkuşağı Matbaacılık: İzmir, 1925.
Aksoy, Orhan; "Fotoğraflarla Kuruluşundan Günümüze Tarihi Tire Armoni Bandosu, Tire
Belediyesi", Bilgin Ofset, İzmir.
Aksoy, Yaşar & Özgünel, Neşe Yurdkoru; "70 Yıllık Sevda İzmir Fuarı", İzmir Yayıncılık, İzmir
Büyükşehir Belediyesi Yayıncılık ve Tanıtım Hizmetleri Tic. San. A.Ş., Ağustos 2001.
Aksoy, Yaşar; "Homeros'u Doğuran Kent", Şehir Kent Kültürü Dergisi, S. 18, Cem Ofset: İzmir,
Ağustos 1988.
Aksoy, Yaşar; "Hugo'nun prensesi İzmir'de Sanat", Şehir Kent Kültürü Dergisi, S. 18, Cem Ofset:
İzmir, Ağustos 1988.
Aksoy, Yaşar; "İzmir Sevgisi", İleri Kitabevi: İzmir, Temmuz 1996.
Aksoy, Yaşar; İlgüner, Muhterem & İnci; "İzmir Yemekleri", Guide to İzmir, Print Basım Hizmetleri
Ltd.Şti: İzmir, 1992.
Akurgal, Ekrem; "Anadolu Uygarlıkları", Net Turistik Yayınlar Sanayi ve Ticaret A.Ş. : İstanbul,
1989.
Akurgal, Meral; "Eski İzmir - Old Smyrna Bayraklı", İzmir Ticaret Odası, Kültür Sanat ve Tarih
Yayınlan 1.
Anık, Celil; "İzmir Kültür ve Turizmi İle İlgili Görüş ve Öneriler", İzmir Turizm Sempozyumu, 2006.
Antebi, Ester; Enriquez, Sara; Eskinazi, Lina; Franco, Nüket; vd. ; "Kaybolan ve Yaşayan 100
Tarifiyle İzmir Sefarad Mutfağı", Stil Matbaası: İstanbul, 2004.
Arıcan, Hasan; "Bornova Köşkleri Gezginler ve Anılar", Tepekule Kitaplığı Yayınları - 6, Graphis
Matbaa: İstanbul, Eylül 2003.
Arıkan, Zeki; "Akdeniz'de Bir Liman : 15. ve 16. Yüzyıllarda İzmir", Üç İzmir, Yapı Kredi Yayınları
Ltd.Şti.: İstanbul, 1992.
Armağan, Munis; "Yüzyıllardan bu yana Altaylardan Batı Anadoluya Uzanan 'Türk Geleneği' Çal
Dede Mahlası", Tire Kültür Sanat ve Turizm Derneği,Tamtım Kitapçığı, Tire.
Atay, Mehmet Çınar; "İzmir kentinin morfolojik değişimi", Ege'de Mimarlık Sempozyumu,D.E.U.
Mimarlık Fakültesi Basım Atelyesi, İzmir, Mart 1986.
Atilla, Ahmet Nedim; "Gelişen İzmir", İzmir Büyükşehir Belediyesi Kent Kitaplığı Dizisi S. 10, Stil
Matbaacılık:İzmir, Mart 2001.
Atilla, Ahmet Nedim; "Avrupa'nın ilk kültür başkenti, en büyük arkeoloji müzesinin de sahibi", İzmir
Life, S. 97, 2009.
Atilla, Ahmet Nedim; "Tarihten Günümüze İzmir Mutfağı", İzmir Büyükşehir Belediyesi, İzmir
Hürriyet Matbaası, Nisan 2001.
Atilla, Ahmet Nedim; Öztüre, Nezih; "Vöurla - Urla'da Zamana Tanıklık", Öztüre Holding Kültür
Yayını 2, Stil Matbaacılık: İzmir, Kasım 2002.
105
Atilla, Cenker; "İzmir Çevresindeki Arkeolojik Kültür Mirasının Turizmde Değerlendirilmesi
Değerlendirilememesi" İzmir Turizm Sempozyumu, 18-19 Nisan 2006.
Ayan, Mesut; "Cumhuriyet Döneminde Kentleşmenin İzmir'de Kentsel Dokuya Etkisi", Ege'de
Mimarlık Sempozyumu, D.E.U. Mimarlık Fakültesi Basım Atelyesi, İzmir, Mart 1986.
Balaban, Rahmi; "İzmir Agorasından Eski Tapınaklara", Ege Turizm Derneği Yayınları 1.,Cumhuriyet Basımevi: İzmir, 1946.
Basın - Yayın ve Turizm Umum Müdürlüğü; "Bergama", Tanıtım Kitapçığı, Güzel İstanbul Matbaası:
Ankara.
Başakman, Phill Mutlu; "Bildiriler", Ege'de Mimarlık Sempozyumu,D.E.U. Mimarlık Fakültesi
Basım Atelyesi, İzmir, Mart 1986.
Baştak, Tülin; "İzmir Kültür ve Turizmi İle İlgili Görüş ve Öneriler", İzmir Turizm Sempozyumu,
2006.
Bayatlı, Osman; "Bergama", Güneş Basımevi: İzmir, 1943.
Bayatlı, Osman; "Bergama Tarihinde Asklepion", Anıl Matbaası: İstanbul, 1954.
Bayatlı, Osman; "Bergama Tarihinde Kırallık Devri", Anıl Basımevi: İstanbul, 1950.
Bayatlı, Osman; "Bergama Tarihinde Sanat Eserleri ve Abideler", Bergama, 1951.
Bayatlı, Osman; "Bergama Tarihinde Türk İslam Eserleri", Anıl Matbaası: İstanbul, 1956.
Bayatlı, Osman; "Bergama'yı Sevenler Cemiyeti", Yeniyol Matbaası, 1958.
Bayraktar, Aysel; "İzmir Kent Dokusundaki Değişimlerin Açık Mekan Kullanımları Üzerindeki
Etkileri", Ege'de Mimarlık Sempozyumu,D.E.U. Mimarlık Fakültesi Basım Atelyesi, İzmir, Mart
1986.
Bergama Belediyesi; " Şehir Gezi Rehberi", Tanıtım Kataloğu.
Bergama Belediyesi; "Pergamon", Tanıtım CD'si.
Bergama Rehberi, Basm - Yaym ve Turizm Genel Müdürlüğü Neşriyatı, Desen Matbaası: Ankara,
1953.
Bianchini, Franco & Parkinson, Michael; "Cultural Policy an Urban Regeneration: The West
European Experience", Manchester University Pres: UK,1993.
Bilgin Ziyaeddin; "Az Tanınan Yöresel Bir Mimarlık Örneği: Foça Yöresi Mimarlığı", Ege'de
Mimarlık Sempozyumu, D.E.U. Mimarlık Fakültesi Basım Atelyesi, İzmir, Mart 1986.
Bora, Siren; "İzmir Yahudileri Tarihi 1908-1923", Gözlem Gazetecilik: İstanbul, 1995.
Canbakan, Zeynep; "Ege'de Kültürel Etkileşim ve Kültürel Değişim Sonucu Oluşan Mimari: İzmir",
Ege'de Mimarlık Sempozyumu, D.E.U. Mimarlık Fakültesi Basım Atelyesi, İzmir, Mart 1986.
Cumhuriyetin 15. Yılında İzmir, Nefaset Matbaası,1938.
Demercis K.P. & Mraklis, M.G; "İzmir Masallan", (Çev.: Sema Sandalcı) Belge Yayınlan: İstanbul,
Kasım 2003.
Demir, Yakup; "İzmir Kültür ve Turizmi İle İlgili Görüş ve Öneriler", İzmir Turizm Sempozyumu,
2006.
Demiray, Tahsin; "İlkokula Temel Bilgiler - İzmir", No: 112, Türkiye Basımevi: Ankara, Mart 1951.
Demirtaş, Ekrem; "Sunuş", İzmir Ticaret Odası - Taşınmaz Kültür Yarlıkları, Ticaret Odası Yayınları
No: 164, İzmir, 2009.
Demirtaş,Ekrem; "Turizmin Başladığı İzmir'de 12 Ay Turizm", İzmir Turizm Sempozyumu, 2006.
Deniz, kum ve güneş turizmi bitti!"; Habertürk, 23 Mayıs 2011.
D'Ephese Metropole De L'Asie Mineure, Broşür.
Devlet Planlama Teşkilatı; "İzmir İlinin Türkiye Ekonomisindeki Yeri", Devlet Planlama Teşkilatı:
Ankara, 1991
Duyuran, Rüstem; "Archaeological Map Of Western Anotolia", No:5, Ege Turizm Derneği, Kağıt ve
Basım İşleri A.Ş.: İstanbul, 1952.
Duyuran, Rüstem; "Batı Anadolu Arkeoloji Haritası", Ege Turizm Derneği, No:5, Kağıt ve Basım
İşleri A.Ş.: İstanbul, 1952.
Duyuran, Rüstem; "Carte Archéologique De L'anatolie Occidentale", Ege Turizm Derneği, No:5,
Kağıt ve Basım İşleri A.Ş.: İstanbul, 1952.
Dündar, Şebnem Gökçen; "Geleceğin İzmir'inde Kentsel Mekanın Kültürel Niteliği", TMMOB İzmir
Kent Sempozyumu, Ocak 2009.
Dünya Kültür Mirası Birgi, Birgi Belediyesi, Efe Ofset: İzmir, Mayıs 2006.
Edizel, Lorel; "İzmir Hayaletleri", Şenocak Yayınları Pazarlama ve Ticaret A.Ş.: İzmir, Ekim 2008.
Ege Turizm Cemiyeti Nizamnamesi; İzmir, 1944.
Ege Turizm Derneği; "Ege'nin İncisi İzmir", (Hazırlayanlar: Ekin Grubu, İzmir Valiliği İl Kültür ve
Turizm Müdürlüğü), Seçil Ofset: İstanbul, Temmuz 2011.
Ege Turizm Derneği; "Welcome", Kartpostal.
Enternasyonel İzmir Fuarı 20 Ağustos - 20 Eylül 1948; Klişecilik ve Matbaacılık T.A.Ş.: İstanbul,
1948.
Evans, Graeme; "Cultural Planning: An Urban Renaissance?" Routledge, Londra, 2001.
Eyüce, Özen; "İzmir'de Mimarlık", Mat Matbaası: İstanbul, 2005.
Feyzioğlu, Elvan; "Büyük Bir Halk Okulu - İzmir Fuarı", İzmir Fuarcılık Hizmetleri Kültür ve Sanat
İşleri Tic. A.Ş. Kültür Yayını:İzmir, Ağustos 2006.
Fidanoğlu, İbrahim & Doğan, Hasan; " Tire'de Yemek Kültürü Üstüne Bir Kesit", İzmir Tarih ve
Toplum Dergisi, S. 6, Şenocak Yayınları: İzmir, Ekim 2009.
From İzmir To Ephesus, Gayret Basımevi, Broşür.
Gedizlioğlu, Levent; "İzmir Nasıl Değişti?", Şehir Kent Kültürü Dergisi, S. 18, Cem Ofset: İzmir,
1988.
Georgelin, Herve; "Smyrna'nın Sonu İzmir'de Kozmopolitizmden Milliyetçiliğe", Birzamanlar
Yayınları, 2011
Gezgin, İsmail; "Tarih Boyunca Çeşme", Şenocak Yayınları - 28: İzmir, Haziran 2009.
Göksu, Emel; "Mekansal özelliklerini koruyan yerleşmelerde oluşum ve değişim süreci: Tire (İzmir)",
Ege'de Mimarlık Sempozyumu,D.E.U. Mimarlık Fakültesi Basım Atelyesi, İzmir, Mart 1986.
Göregenli, Melek; "Kemeraltı", İzmir Ticaret Odası Yayın No: 166, İzmir Hürriyet Matbaası, Ocak
2009.
Guide D'İzmir, Imp Universium E.C.: İstanbul, 1934.
Guide to İzmir, (1992)," İzmir Yemekleri", S: 157 İzmir
Gülersoy, Çelik; "Niye Geziyoruz", Sanat Dünyamız, S. 66, Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık Tic.
Ve San. A.ş: İstanbul, 1997.
Gümüş,Taner; " İzmir'de Spor Turizmi ve Etkinlikleri", İzmir Turizm Sempozyumu, 2006.
Günay, Ertuğrul; Air News Times, 13.04.2011
Günay, Ertuğrul; http://www.t24.com.tr/haberdetay/145696.aspx,17.05.2011.
Güner, Yusuf Kürşad; "İzmir Kültür ve Turizmi İle İlgili Görüş ve Öneriler", İzmir Turizm
Sempozyumu, 2006.
Güneş, Günver; "Osmanlı İmparatorluğu'nda 19. Yüzyıldan 20. Yüzyıla..." Toplumsal Tarih Degisi,
S. 142, Sena Ofset: İzmir, Ekim 2005.
Harita Genel Müdürlüğü; "İzmir Şehir Rehberi", Harita Genel Müdürlüğü Matbaası: İzmir, 1968.
Harita Genel Müdürlüğü; "İzmir Şehir Rehberi", Harita Genel Müdürlüğü Matbaası: İzmir, 1981.
Hepşen, Ali; "İzmir'de Kültür ve İnanç Turizmi", İzmir Turizm Sempozyumu, 2006.
Hız, Dilhan; "Oteller", İzmir Turizm Endüstrileri, Boyut Yayıncılık: İstanbul, 2008.
Intermedia Yayınlan; "İzmir'de Yeme İçme Sanatı", Graphis: İstanbul, Aralık 1995.
İlhan, Attilla; "Eskiden İzmir", Şehir Kent Kültürü Dergisi, S. 18, Cem Ofset.: İzmir, Ağustos 1988.
İncedayı Deniz; "Mimarlık,Kültür ve Turizm", Mimar.ist Dergisi, S. 17, Güzel Sanatlar Matbaası:
İstanbul,2005.
İzmir 5000. Yıl; Egeli Sabah İzmir Özel Sayısı, Sabah Gazetesi, 2000.
İzmir Akdeniz Oyunları Organizasyon Komitesi, "İzmir 1971 Program" , Ticaret Matbaacılık T.A.Ş.:
İzmir, 1971.
İzmir Belediyesi Neşriyat Müdürlüğü; "Beyaz Kitap", İzmir Devlet Demiryolları Matbaası: İzmir,
1954.
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı-Kültür Yayınlan - 1; " Eski Eserler - Anıtlar - Tarihi Yerler",
Büyükşehir Belediyesi Matbaa Müdürlüğü: İzmir, 1990.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını, "İzmir Kent Kültürü Dergisi",
İstanbul, Nisan 2000.
S.l, Doğan Ofset:
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yaymı, "İzmir Kent Kültürü Dergisi", S.2,Promat A.ş: İstanbul,
Kasım 2000.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını, "İzmir Kent Kültürü Dergisi", S.3, Stil Matbaacılık:
İstanbul, Mart 2010.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını, "İzmir Kent Kültürü Dergisi", S.4, Stil Matbaacılık:
İstanbul, Eylül 2001.
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını, "İzmir Kent Kültürü Dergisi",
İstanbul, Şubat 2002.
S.5, Doğan Ofset:
İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yayını, "İzmir Kent Kültürü Dergisi", S.6, Stil Matbaacılık:
İstanbul, Mart 2003.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, "İzmir Büyükşehir Belediyesi 2006-2017 Stratejik Planı".
108
izmir Büyükşehir Belediyesi, imar ve Şehircilik Daire Başkanlığı, Tarihsel Çevre ve Kültür Varlıkları
Müdürlüğü; "Tarihe Saygı Yerel Koruma Ödülleri 2003-2007", Güney Ajans, Ocak 2009.
İzmir Büyükşehir Belediyesi, Mimarlar Odası İzmir Şubesi, "İzmir Kent Merkezi Mimarlık Haritası",
2004.
İzmir Büyükşehir Belediyesi; "Bir Kent Demokrasisi Modeli", 29 Mart 2009 Yerel Seçim Bildirgesi.
İzmir Büyükşehir Belediyesi; "Tarihsel Çevre, Kültür ve Sanat Çalışmaları", İzmir Büyükşehir
Belediyesi Kent Kitaplığı, Arkadaş Matbaacılık: İzmir, 2002.
İzmir Büyükşehir Belediyesi; "Türkiye'nin Aynası İzmir", İzmir Yayıncılık: İzmir, Temmuz 1997.
İzmir Fransız Kültür Merkezi & İzmir Ticaret Odası; "SMYRNA / İZMİR Fransız Koleksiyonları
Işığında Bir Kent'in Portresi", İzmir Yeniyol Matbaası: İzmir, Ekim 2006.
İzmir İl Özel İdaresi Kültür ve Turizm Müdürlüğü; "Bergama", Çınar Ajans Matbaacılık: İzmir, 2009.
İzmir İl Turizm Müdürlüğü; "İzmir Turizm Envanteri", 2000.
İzmir Kalkınma Ajansı; "İzmir Bölge Planı 2010-2013", Arkadaş Matbaası: İzmir, Ekim 2010.
İzmir Kalkınma Ajansı; "İzmir Mevcut Durum Analizi", Hürriyet Matbaası: İzmir, Haziran 2009.
İzmir Kent Sağlık Profili (2008), İBB Sağlıklı Kentler Proje Ofisi, İzmir Büyükşehir Belediyesi,
Çevre Koruma ve Kontrol Daire Başkanlığı, Sağlıklı Kentler Proje Koordinatörlüğü, Mayıs 2008.
İzmir Ticaret Odası; "İzmir - Pearl Of The Aegean", Tanıtım CD'si.
İzmir Ticaret Odası; "İzmir Stratejik Planı 1992-2007", İzmir Ticaret Odası Kitaplığı, 1993.
İzmir Ticaret Odası; " Barış İçinde Bir Deniz iki Halk".
İzmir Ticaret Odası; " Feel Alive İn İzmir", Tanıtım CD'si.
İzmir Ticaret Odası; " İzmir Rediscover Life", Tanıtım Kitapçığı.
İzmir Ticaret Odası; " İzmir Rehberi".
İzmir Ticaret Odası; " İzmir Ticaret Tarihi Müzesi", Buroşür.
İzmir Ticaret Odası; " Smyrna Agorası", İzmir Ticaret Odası - Kültür Sanat ve Tarih Yayınlan - 2.
İzmir Ticaret Odası; "1.Uluslararası Akdeniz Ticareti ve Liman Kentleri: Geçmiş ve Gelecek
Sempozyumu", Metro Matbaası: İzmir, 2008.
İzmir Ticaret Odası; "Antik Smyrna Seçilmiş Eserler ve Sikkeler 2007 - 2009", İzmir Ticaret Odası
Yaym No: 173, Hürriyet Matbaası: İzmir, 2011.
İzmir Ticaret Odası; "İzmir Guide", Tanıtım Kitapçığı, 2009.
İzmir Ticaret Odası; "Kruvaziyer yolcusu İzmir'i beğeniyor ama az para harcıyor", Ekonomik Vizyon
Dergisi, Yılmaz Matbaası: İzmir, Eylül, 2008.
İzmir Ticaret Odası; "Taşınmaz Kültür Varlıkları", Ticaret Odası Yayınları No: 164., Ocak 2009.
İzmir Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü; "İzmir Kültür ve Turizm Dergisi", S. 13, Neşe Ofset:
İzmir, Eylül-Ekim, 2011.
İzmir Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü; "İzmir Kültür ve Turizm Dergisi", S.4, Neşe Ofset:
İzmir, Mart-Nisan, 2010.
İzmir Valiliği İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü; "İzmir Kültür ve Turizm Dergisi", S.6, Neşe Ofset:
İzmir,Temmuz-Ağustos, 2010.
İzmir Valiliği -İzmir İl Yıllığı '94"; " İzmir Yemekleri", Türk Hava Kurumu Basımevi İşletmeciliği:
Ankara, 1994.
İzmir ve Havalisi Asanatika Muhipleri Cemiyeti; " Efes Harabeleri", No: 13, Nefaset Matbaası: İzmir.
İZMİR; Basm - Yayın ve Turizm Bakanlığı Tanıtım Kitapçığı, Doğan Kardeş Yayınları Basımevi
A.Ş.: İstanbul.
İzmir'in 5000. Yılı; Yeni Asır Gazetesi İzmir Özel Sayısı, Yeni Asır Gazetesi, 2000.
Kabaağaçlı, Cevat Şakir; "Moltke'nin İzmir Seyahatnamesi", Şehir Kent Kültürü Dergisi, S. 18, Cem
Ofset.: İzmir, Ağustos 1988.
Kakınç,'Tarık Dursun; "Foça'ya Buyurmaz Mısınız?", Ege'den Dergisi, S. 1, Ağustos 2011.
Kakınç,Tarık Dursun; "Tut Elimden İzmir", TÜYAP Yayınları, Zebra Matbaacılık: İzmir, 2009.
Kakınç,'Tarık Dursun; "Gavur İzmir Güzel İzmir", Dünya Yayıncılık: İstanbul, Kasım 2004.
Kakınç,Tank Dursun; "Kaş Kaş Üstüne Taş Taş Üstüne - Kent Kültürü Üzerine Denemeler",
Cumhuriyet Kitapları, Dünya Yayıncılık: İstanbul, Nisan 2008.
Karadağ, Arife; "Kentsel Gelişim Süreci, Çevresel Etkileri ve Sorunları İle İzmir", Titizler Grafik
Baskı Hizmetleri, İzmir, 2000.
Kaym, Emel; "Balçova Teleferik, İnciraltı Bahçeler Arası Bölgesi İçin Kentsel Fırsatlar", Ege
Mimarlık, S. 60, 2007.
Kayın, Emel; "Nitelikli Yapılaşma "Geleceğin İzmir'inde Kentsel Mekanın Kültürel Niteliği",
TMMOB İZMİR İzmir Kent Sempozyumu, Ocak 2009.
Kaym, Emel; "İzmir Oteller Tarihi", İzmir Büyükşehir Belediyesi Kültür Yaymı, İzmir Yayıncılık:
İzmir, Ekim 2000.
Kaym, Emel; "İzmir'de Kentsel - Mimari Kavrayışı Dönüştürmek ve Yeni Başlangıçlar", TMMOB
İzmir Kent Sempozyumu, Ocak 2009.
Kayın, Emel; "Kentsel Mekanın 'Gündelik Hayat' Merkezli İyileştirilmesi İçin Arayışlar",
Güzelyalı&Göztepe İyileştirme Platformu Bülteni, 2007.
Kaym, Önder; "İzmir Kültür ve Turizmi İle İlgili Görüş ve Öneriler", İzmir Turizm Sempozyumu,
2006.
Kesirli, Hakkı; "İzmir Kültür ve Turizmi İle İlgili Görüş ve Öneriler", İzmir Turizm Sempozyumu,
2006.
Kılcıoğlu, Hacer;" İzmir'de Üç Çocuktuk", Günışığı Kitaplığı: İstanbul, Ağustos 2010.
Kılıç, Sibel Ecemiş & Aydoğan, Muhammed;" Katılımcı Bir Kentsel Koruma Projesi: İzmirKemeraltı Tarihi Kent Merkezi", Ege Coğrafya Dergisi, S. 15, 2006.
Kıraç Cahit; " İzmir'in Sorunu Ortak Akılda Buluşamamak", ( Söyleşi: Ayçan Pırasalar) , Ege Life
Dergisi, S. 64, Mayıs 2010.
Kıray, Mübeccel Belik; "Örgütleşemeyen Kent İzmir", Bağlam Yayıncılık: İstanbul, 1998.
Kocagöz, Samim; "Kurtuluş Savaşı Kokan Kent", Şehir Kent Kültürü Dergisi, S. 18, Cem Ofset:
İzmir, Ağustos 1988.
Kocatepe, Ali; " Hey Gidi Dünya Hey - Anılarla Piştim, Şimdi Demleniyorum", Doğan Egmont
Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş.: İstanbul, Kasım 2011.
Koçak Nilüfer; "İzmir'de Turistik Ürün Çeşitlendirmesi ve Talep Yaratma" İzmir Turizm
Sempozyumu, 2006.
Konak Belediyesi Kent Yenileme Çalışmaları 2005 - 2009,"Kemeraltı Bölgesi Proje Alanları",
Konak Belediyesi, 2008.
Konak Gazetesi, "Alsancak Evleri Günümüze Kavuşuyor", Konak Belediyesi, Yıl: 3, S. 15, Seta
Matbaa: İzmir, 2011.
Konak Gazetesi; "Abacıoğlu Hanı İzmir'e Ödül Getirdi" Konak Belediyesi, Yıl: 3, S. 14, Seta
Matbaa: İzmir, 2011.
Konak Gazetesi; "Kazılar Kaldığı Yerden Devam", Konak Belediyesi, Yıl: 3, S. 14, Seta Matbaa:
İzmir, 2011
Koyuncu, Ertan; "İzmir Kültür ve Turizmi İle İlgili Görüş ve Öneriler", İzmir Turizm Sempozyumu,
2006.
Kulaçoğlu, Ömer; "Müzeler Nasıl Kurtulur?", İzmir Life, S. 66, Şubat 2007.
Kutlu, Mehmet; "İzmir Kültür ve Turizmi İle İlgili Görüş ve Öneriler", İzmir Turizm Sempozyumu,
2006.
Löschburg, Winfried; "Seyahatin Kültür Tarihi", Dost Kitabevi Yayınları: Ankara, 1998.
Maçar, Elçin; "İşte Geliyor Kurtuluş", İzmir Ticaret Odası - Kültür Sanat ve Tarih Yayınları 9, İzmir,
2009.
Maruflu, Sancar; "İzmir Güzellemesi", Ege Kültür Platformu Demeği Yayınları No: 20, Emre
Basımevi: İzmir, Haziran 2009.
Mary Braggioti, Ingrid & Ragusin, Ode Aude Marie & Romano, Lotte & Sponza, Maria Elisa
Capaccioli; " Mutfak Tarihinin Levanten Tarifleri — Levanten Mutfağı", Matbasım Hizmetleri: İzmir,
Ekim 2011.
Miles, Steven & Paddison, Ronan; "İntroduction: The Rise and Rise of Culture-Led Urban
Regeneration", Urban Studies, Vol. 42, 2005.
Mimarlar Odası İzmir Şubesi; "İzmir Mimarlık Rehberi", Mat Matbaası: İstanbul, 2005.
Muharrir, Kami Oral & Muharrir, Hulusi Günay, & Doktor, Şevki Uğur; "Türkçe Fransızca Türkiye
Almanağı, 1939", Sahabettin Kıral Matbaası: İzmir, 1939.
Mumcu, Özer; "İzmir Marka Kent Olmak Zorunda", Ege Life (Söyleşi: İnci, Hanze), S. 64, Özden
Ofset: İzmir, Mayıs 2010.
Mülazımoğlu, Rafet; "Birgi", Sobe Matbaası: İzmir, 1976.
Nahum, Henri;" İzmir Yahudileri 19.-20. Yüzyıl", İletişim Yayınları: İstanbul, 2010.
Nike Bergama Gazetesi, Starmedya Yayıncılık: İzmir, 29.11.2011
111
0
Oikonomos, Konstantinos & Slaars, Bonaventure F.; "Destanlar Çağından 19.Yüzyıla İzmir", (Çev.:
Umar, Bilge), İletişim Yayınları - İzmir Dizisi 2: İstanbul, 2001.
Olalı, Hasan; "Ege Bölgesi Turizmi ve Turizmin Mevsimsel Karakteri", İzmir İktisadi ve Ticari
İlimler Akademisi Turizm Enstitüsü Yayınları, Ege Üniversitesi Matbaası: İzmir, 1968.
Onur, Yavuz; "İzmir Kültür ve Turizmi İle İlgili Görüş ve Öneriler", İzmir Turizm Sempozyumu,
2006.
Ortabaş, Necati; "İzmir Kültür ve Turizmi İle İlgili Görüş ve Öneriler", İzmir Turizm Sempozyumu,
2006.
Önsöz; "Konak'tan Dünya Kenti İzmir'e",KNK, S. 1, Tükelmat Matbaacılık: İzmir, 2009.
Önsöz; "Niçin İzmir Özel Sayısı?", Şehir- Kent Kültürü Dergisi, S. 18, Cem Ofset: İzmir, 1988.
Önsöz; İzmir Tarih ve Toplum, S. 7, Şenocak yaymevi: İzmir, Ocak 2010.
Özerdim, Bozok; "İzmir Kent İmajı ve Sokakları", Mimarlık 87.4, Yıl:25, Gökkuşağı Matbaacılık:
Ankara, 1925.
Özmakas, Hacer & Yavuz; "İzmir Söylenceleri", Akdeniz Avlusu Yayınları: İzmir, Mart 2000.
Özyiğit, Ömer; "l.Foça Arkeolojik park Projesi", Ege'den Dergisi, S. 1, Umur Basım: İstanbul,
Ağustos 2011.
Palanduz, Haldun; "İzmir Turizminin Gelişmesinde Talep Belirlemesi ve Çeşitlendirilmesi"
Turizm Sempozyumu, 2006.
İzmir
Pardo, Sara; "Sevgili İzmir Beni Tanı, Dünden Yarına İzmir Yahudileri", Etki Yayınları, Erki
Matbaacılık: İzmir, Kasım 2007.
Pekin, Faruk; " Çözüm: Kültür Turizmi-Turizm ve Kültür Politikaları", İletişim Yayınları: İstanbul:
2011.
Photo - Tout In izmir mit 90 Farbigen Bildern; "Ekspres Restaurant".
Photo - Tout In izmir mit 90 Farbigen Bildern; "Restaurant Şükran".
Politis, Kozmas; "Yitik Kentin Kırk Yılı", Belge Uluslar arası Yayıncılık: İstanbul, Ocak 1992.
Priştina, Ahmet; "Sevgili Liseli İzmirliler", İzmir Kent Tarihi, Sayfa: 7, T.C Milli Eğitim Bakanlığı
İzmir İl Milli Eğitim Müdürlüğü, İzmir Büyükşehir Belediyesi Ortak Yayını: İzmir,2002.
Rauf, Beyıu; "19.Yüzyılda İzmir'de Yaşam", Literatür Yayınlan: İstanbul, 2010.
Sağ, Ceren Candar; "Çakaoğlu Han Yeniden Doğuyor", KNK Dergisi, S.2, Tükelmat Matbaacılık:
İzmir, 2010
Sağ, Ceren Candar; "Tarihi handa " Çiçek Pasajı" modeli Abacıoğlu", KNK Dergisi, S. 1, 2009.
Serçe,Erkan& Yılmaz Fikret & Yetkin Sabri; "Küllerinden Doğan Şehir", İzmir Büyükşehir
Belediyesi Kültür Yayını, Stil Matbaacılık: İzmir, 2003.
Sezgin, Dinçer;" İzmir Resimleri -1", İleri Kitabevi:İzmir, 1994.
Shields, Rob; "Culture and the Economy of Cities", European Urban and Regional Studies, Völ. 6,
1999.
Sipahi, Deniz; "Bu akademi mideye hitap edecek", Hürriyet 21 Mayıs 2011.
Soyer, Eczacı Reşit; "General Kazım Dirik", Yeni Yol Matbaası: İzmir, 1946.
Sönmez, Ufuk; "Spor Turizmi, Rüzgar Sörfü, Alaçatı", Universiade Sonuç Bildirisi.
Sözer, Ahmet Necdet; " İzmir: Ege'nin metropolü", Ege Coğrafya Dergisi, S.4, Ege Üniversitesi
Basımevi: 1988.
Sucukçu, Volkan; "Foça Karası", Ege'den Dergisi, S. 1, Umur Basım: İstanbul, Ağustos 2011.
Sümer, Dinçer; "Bir Düş Müydü İzmir", Bilgi Yayınevi:Ankara, Ağustos 1992.
Süreyya, Şevket; "Eğeyi Geziniz", Ege Günü, Milli İktisat ve Tasarruf Cemiyeti Yayınları, Ankara,
1933.
Şahin, Haluk; "Kültür Turizmi, Kültür Vizyonu", Radikal Gazetesi, 28.11.2008.
Şahin, Haluk; "Kültür turizmi, kültür vizyonu", Radikal 28 Kasım 2008
Şakir, Cevat; "Asia Minör", Ticaret Matbaacılık T.A.Ş.: İzmir, 1971.
Şan, Deniz Çaba; "Butik Müzelerle Yükselen Konak, Kültür kenti İzmir", KNK Dergisi, S. 1,2009.
Şan, Deniz Çaba; "Kentin Vefa Borcunu O Ödüyor", İzmir Life, S. 109, Şan Ofset: İstanbul, Eylül
2010.
Şan, Deniz Çaba; "Artık Yol Haritası Hazır", İzmir Life S. 92, Şan Ofset: İstanbul, Nisan 2009.
Şan, Deniz Çaba; "Kentin Kültür Yarımadası", İzmir Life, S. 90, Şan Ofset: İstanbul, Şubat 2009.
Şan, Deniz Çaba; "Kültür Kenti için önce Kentli İzmir", İzmir Life, S. 100, Şan Ofset: İstanbul,
Aralık 2009.
Şan, Deniz Çaba; "Müzelerin nabız atışları duyulmuyor", İzmir Life S. 84, Şan Ofset: İstanbul,
Ağustos 2008.
Şenocak, Bülent; "Levant'ın Yıldızı İzmir - Levantenler, Rumlar, Ermeniler ve Yahudiler", Şenocak
Yayınlan 1: İzmir, Şubat 2003.
T.C. Turizm Bakanlığı İzmir İl Turizm Müdürlüğü; Turizm Envanteri, 1990.
Talimciler, Ahmet; "Ayrıcalıklarını ve İnsanlarını Kaybeden Kentin Futbolunun Dünü, Bugünü ve
Yannı", Değişen İzmir'i Anlamak, (Derleyen: Deniz, Yıldırım & Evren Haspolat) Phoenix Yayınevi:
Ankara, 2010.
Tartan, H.; "Söz Uçar Hizmet Kalır", S. 1, KNK Dergisi, 2009.
Tepekule Kitaplığı Yayınları, "Smyrna İzmir - Şehir Araştırmaları Dergisi", Sayı: 1, Sena Ofset
Ambalaj Matbaacılık San.Tic.Ltd.Şti.: İstanbul, Mart 2010.
Tepekule Kitaplığı Yayınları, "Smyrna İzmir - Şehir Araştırmaları Dergisi", Sayı: 2, Sena Ofset
Ambalaj Matbaacılık San.Tic.Ltd.Şti.: İstanbul,Şubat 2010.
Tepekule Kitaplığı Yayınları, "Tepekule Tarih - Yerel Tarih Araştırmaları Dergisi", Sayı: 1, Egemen
Matbaası: İstanbul, İlkbahar 2000.
Tepekule Kitaplığı Yayınlan, "Tepekule Tarih - Yerel Tarih Araştırmaları Dergisi", Sayı: 2, Egemen
Matbaası: İstanbul, Yaz 2000.
The Guide To izmir; Print Basım Hizmetleri Ltd. Şti.: İzmir, 1999.
Tire Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kültür Yayınları, "Tire Rehber 2008",Bilgin Ofset:
Tire, Ağustos 2008.
Tire Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü Kültür Yayınları;"Tire El Sanatları".
Tire Belediyesi, "Gizli Cennet Tire".
Tire Belediyesi, "İzmir Tire Gezi Haritası".
Tire Belediyesi, "Tire İzmir Türkiye 2".
Tire Belediyesi, "Tire İzmir Türkiye".
Tire Belediyesi; " 500 Yıllık Gelenek Beledi Dokuma", Broşür.
Tire Belediyesi; "Geçmişten Günümüze Tire Yemek Kültürü".
TMMOB Mimarlar Odası; "Mimarlık 87-4", Yıl:25, S. 225, Gökkuşağı Matbaacılık: Ankara, 1925.
TMMOB, " İzmir Kent Sempozyumu - Fotoğraflarda İzmir Fotoğraf Yarışması", TMMOB:
İzmir,Ocak 2009.
Tokgöz, Cemil; " İzmir and Historical Cities Of Aegean", Çınar Matbaası:İstanbul, 1970.
Topal,Hasan; " İzmir Turizminin Geleceği Açısından Büyükşehir Belediye'sinin Hedefleri", İzmir
Turizm Sempozyumu, 2006.
Tunç, Sevil; "The Archeologial Museum Of izmir", 1972.
Tunçağ, A. Sedef; "Bir Varmış Urla" Stil Matbaacılık: İzmir, Haziran 2003.
Tunçağ, Ali Muzaffer; "Eski Kentin Kalbini İyileştirirken", Konak Belediyesi Kent Yenileme
Çalışmaları 2005 - 2009, Konak Belediyesi: İzmir, Nisan 2008.
Turistik İzmir İl Haritası; Özgül Yayınları: İsparta.
Turizm ve Tanıtma Bakanlığı Turizm Genel Müdürlüğü Fiziksel Planlama Dairesi; "Batı Türkiye
Fiziksel Turizm Gelişme Etüdü", Ajans - Türk Matbaacılık Sanayi Ankara, 1968.
Tül, Şükrü; "İzmir Aileevleri" , İzmir Tarih ve Toplum, S. 5, Şenocak Yayınları: İzmir, 2009.
Türkiye Emlak Kredi Bankası, "Aslı İle Murat İzmir'de", S. 4, Ankara.
Türkiye Seyahat Acentalan Birliği, "İZMİR", TÜRSAB Kültür Yayınlan, Şubat Yayınlan: İzmir,
2007.
Ulukaya, Yalçm; "İzmir Turizm Potansiyeli ve Gelişimi Üzerine", İzmir Turizm Sempozyumu, 2006.
Uz, Behçet; "Atatürk'ün İzmir'i Bir Kentin Yeniden Doğuşu", Hazırlayan: L. Ece Sakar, Türkiye İş
Bankası Kültür Yayınlan: İzmir, 2007.
Ülker, Necmi & Günay, Vehbi & Telci, Cahit & Gökçe, Turan; "İzmir'de Türk Mührü - Emir Sultan
Dergahı Haziresi Mezar Abideleri", Şenocak Yayınlan, Ocak 2008.
Ürkmen, Tacettin; "İzmir Kültür ve Turizmi İle İlgili Görüş ve Öneriler", İzmir Turizm Sempozyumu,
2006.
Ürük Yaşar; "İzmir Guide Adım Adım İzmir ve Çevresi", Yakın Kitabevi Yayınları: İzmir, Mayıs
2009.
Üzmez, Birol; "Kortejo Aile Evleri", KNK Dergisi, S. 2, Tükelmat Matbaacılık: İzmir, 2010.
Yaşin, Mehmet; "Atlas'ın İzmir Seferleri", Atlas Özel Sayısı, Hürriyet Ofset: İstanbul, Haziran 1996.
Yayman, Duygu Özsuphandağ; "Oteller Kenti İzmir'e Doğru", İzmir Life, S. 59, Temmuz 2006.
Yayman, Duygu Özsuphandağ; "Oteller Cazip Kentleri Sever", KNK Dergisi, S. 2, İzmir: Tükelmat
Matbaacılık: İzmir, 2010.
Yeni Asır;"Kalplerindeki kente geldiler"3 Kasım 2010.
Yeni Asır; 18-19 Aralık 2011
Yenice, Aykut; "Üçüncü Büyük Mutfağız Ama Markalaşamıyoruz" Yeni Asır, 4 Aralık 2011
Yenim, Muhsin; "The İzmir Museums And The Archaeology Of Some Ancient Cities", Ege
Üniversitesi Matbaası: İzmir, 1969.
Yentürk, Aybala & Nejat; "İzmir'in Yiten Belleğinin İhtiyacı; Kent Tarihi Müzesi", (Söyleşi: Duygu
Özsüphandağ) İzmir Life, Mart 2011.
Yeyin, uğur; "Evvel Zaman İçinde İzmir", İzmir Ticaret Odası - Kültür Sanat ve Tarih Yayınları - 10,
İstanbul D Yaymevi: İstanbul: 2009.
Yıldırım, Ali İhsan; "Tire Vakıf Necip Paşa Kütüphanesi
Belediyesi Kültür Yayınları: Tire, 2011.
Tezhipli Yazmalar Kataloğu", Tire
Yılmaz, Fikret ve Yetkin, Sabri; "İzmir Kent Tarihi", İzmir: T.C Milli Eğitim Bakanlığı İzmir İl Milli
Eğitim Müdürlüğü, izmir Büyükşehir Belediyesi, 2002.
Yılmaz, Fikret; " Cama Yazılan Tarih", İzmir Ticaret Odası - Kültür Sanat ve Tarih Yayınlan - 4,
Yılmaz Form Matbaacılık: İzmir, 2007.
Yılmaz, Fikret; "Geçmişten Günümüze Levantenler", İzmir Ticaret Odası - Kültür Sanat ve Tarih
Yayınlan - 12, İzmir, 2001.
Yurdakul, Bekir & Günaydın, Ercan; "Öykülerde İzmir - Bir İzmir Var/dı", Ercan Kitabevi: İzmir,
Nisan 2003.
Yurtkoru, Suat; "Bunun Sırası mı? Başbakan'a Açık Mektup Bir Milletvekili Anyorum!",Ege Turizm
Cemiyeti Yayınlan 2, İzmir, 1948.
Yurtkoru, Suat; "İzmir Şehir Rehberi", Meşher Matbaası: İzmir, 1941.
Zeren, Mine Tanaç; "İzmir'de Sefarad Mimarisi ve Sinagoglan", Yalın Yayıncılık: İstanbul, Nisan
2010.
Zukin, Sharon; "The Cultures of Cities", Blackwell Publishers: UK, 1995.
115
GÖRÜŞÜLEN KİŞİ
KURUM
Bizim Lokanta
İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü
11 Milli Eğitim Müd.
Kültür Şube Müdürlüğü
Ahmet Babaeren
Tura Turizm
Ahmet Sipahioğlu (Prof.Dr.) Yaşar Üniversitesi Sanat ve
Tasarım Fakültesi Endüstriyel
Tasarım Bölümü
Ahmet Uhri (Öğr. Gör.)
Dokuz Eylül Üniversitesi
Arkeoloji Bölümü
Ali Hepşen
Logo Turizm
Ali Kocatepe
Sanatçı-Müzisyen
Vakıflar
Genel Müdürlüğü
Aslı Korur Ergün
Bölge Temsilciliği
Aybala Yentürk
Araştırmacı - Yazar - Koleksiyoner
Abbas Davar
Abdülaziz Ediz
Adnan Atakav
Ayten Şenipek
Azime Halilhoca
İzmir Turist Rehberleri Odası
Girne Turizm
Begüm Tatari
İzmir Kalkınma Ajansı
Berna Aşkan
Birol Üzmez
Bülent Tercan
Arkas Turizm
İFOD - İzmir Fotoğraf Derneği
Destinasyon İzmir
Celal Temiz
İl Özel İdaresi - Kültür Turizm ve
Spor Dairesi
Efes Müzesi
Birgi Belediyesi
Tire Belediyesi Kültür İşleri Müdürlüğü
İzmir Ticaret Odası
Dokuz Eylül Üniversitesi
Mimarlık Fakültesi Mimarlık
Restorasyon Anabilim Dalı
Çevre ve Kültür Değerlerini
Koruma ve Tanıtma Vakfı
Tire Müzesi
Ekru Organizasyon
Hilton Otel
Çeşme Belediyesi
Fest Travel
Balçova Termal Otel
İzmir Kültür Sanat Eğitim Vakfı
Cengiz Topal
Cumhur Muhittin Şener
Duygu Nal
Ekrem Demirtaş
Emel Kaym (Yrd. Doç Dr.)
Emin Başaranbilek
Enis Üçbaylar
Erhan Ok
Esra Altmörs Dernek
Faik Tütüncüoğlu
Faruk Pekin
Fikret Karagülle
Filiz Eczacıbaşı
ÜNVANI
İşletmeci
Müdür
Başkan Yardımcısı
izmir Bölge Müdürü
Bölüm Başkanı - Yazar
Akademisyen, Rehber
İşletmeci
Sanatçı-Müzisyen
Müze Araştırmacısı
Araştırmacı Yazar - Koleksiyoner
Yönetim Kurulu Başkanı
Turizm Bölümü Sorumlusu
Kurulu Başkam
Kentsel Stratejik
Pazarlama Koordinatörü
Oteller Şefi
Fotoğraf Sanatçısı
Destinasyon İzmir
Grubu Sözcüsü ve
CVB Yönetim Kurulu Üyesi
Daire Başkanı
Müze Müdürü
Belediye Başkam
Halkla İlişkiler Sorumlusu
Yönetim Kurulu Başkanı
Akademisyen - Yazar
Batı Anadolu Koordinatörü
Müze Müdürü
İşletmeci
Iş Geliştirme Müdürü
Belediye Başkanı
Kurucu ve Yönetici
Ön Büro Şefi
Yönetim kurulu Başkanı
1 1 6
GÖRÜŞÜLEN KİŞİ
Gökhan Demirağ
Haldun Palandüz
KURUM
Foça Belediyesi
Tutku Tours-Skal Kulübü
ÜNVANI
Belediye Başkam
Başkan Yardımcısı İzmir Skal Klübü Başkanı
Hasan Ceylan
Tarihi Kemeraltı Esnaf Derneği
Yönetim Kurulu Başkanı
Hasan Topal
İzmir Mimarlar Odası
Şube Başkam
izmir Ticaret Odası
Şehircilik, Oda Mülkleri ve
Hitay Baran
İnşaat Müdürlüğü Başkam
Ödemiş Belediyesi
İrfan Akça
Belediye Başkan Yardımcısı
Kerem Köfteoğlu
Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı
Kıvanç Meriç
İzmir Turizm
Genel Sekreter
M.Tunç Soyer
Seferihisar Belediyesi
Belediye Başkam
Mehmet Azat
Kordon Otel Alsancak
Genel Müdür
Öğretim Görevlisi
Mehmet Çınar Atay (Prof.Dr.) Dokuz Eylül Üniversitesi
Mimarlık Fakültesi - Şehir ve Bölge
(Bölüm Başkam)
Planlama Bölümü
Mehmet Gönenç
Bergama Belediyesi
Belediye Başkam
Mehmet İşler
Ege Turistik İşletmeler ve
ETİK Başkam
Konaklamalar Birliği
Metin Çıtak
Selçuk-Efes Kültür ve Turizm Vakfı
Yönetim Kurulu Başkanı
İzmir Ticaret Odası
İzmir Kruvaziyer
Mine Güneş Kaya
Limanı Temsilcisi
Murat Usta (Arş.Gör.)
Dokuz Eylül Üniversitesi,
Akademisyen
Turizm İşletmeciliği Bölümü
Nail Çetin
Bergama Belediyesi Kültür ve
Kültür ve Sosyal işler Müdürü
Sosyal İşler Müdürlüğü
Nedim Atilla
Gazeteci - Yazar
Gazeteci-Yazar
Bayraklı Belediyesi
Nejat Yılmaz
Belediye Başkan Danışmam
Nesim Bencuya
izmir Sefarad Kültürel Mirası Derneği Dernek Başkanı
Nesrin Tatlıoğlu
Kültür Sanat Sendikası
İzmir Şube Başkam
Nilgün Gürkaynak (Doç.Dr.) izmir Ekonomi Uni. Mutfak Sanatları ve Bölüm Başkanı
Yöneticiliği Bölümü
Osman Nihat Ay doğan
Turizm Yazarları ve Gazetecileri Derneği Genel Sekreter
Oya Astekin
Pastoral Tur
Bilet ve Vize Departmanı
Sorumlusu
Önder Kaym
Dernek Başkanı
Ege Turizm Derneği
Özge Uysal Oztürk
Hilton Otel
Satış Direktörü
Pınar Kayacı
M. Kayacı Turizm
İşletmeci
Refik Durbaş
Gazeteci- Yazar
Gazeteci -Yazar
Resmiye Dinlenmez
Ebruli Turizm
Acenta Ortağı ve Müdür
izmir Bölge Yürütme
Rıza Gençay
Türkiye Seyahat Acentalan Birliği
Kurulu Başkanı
Sancar Maruflu
izmir'i Sevenler Platformu
izmir'i Sevenler Platformu
Başkanı
Serdar Toklu
izmir Bölge Operasyon Müdürü
Tura Turizm
GÖRÜŞÜLEN KİŞİ
Serhat Kutlu
Serpil Güngör
Serpil Yasa
KURUM
Venüs Turizm
Konak Belediyesi
İzmir 1 Numaralı Kültür ve
Tabiat Varlıklarım Koruma Bölge
Kurulu Müdürlüğü
Tire Kültür, Sanat, Çevre ve
Turizm Derneği
Yaşar Holding
İzmir Kültür Sanat Eğitim Vakfı
Seyfullah Ayvalı
Simge Erdem
Sirel Ekşi
Şadan Gökovalı (Prof.Dr.) Yaşar Üniversitesi
Şükrü Tül (Öğr. Gör.)
Şükrü Yarcan (Prof.Dr.)
Tank Dursun K.
Tino Reggio
Turgay Yokuş
Uğur Ilgar
Ulvi Özel
Ünal Ersözlü
Veysi Öncel
Volkan Sucukçu
Yüksel Banu
Zafer Oter (Yrd. Doç Dr.)
Dokuz Eylül Üniversitesi Edebiyat
Fakültesi Müzecilik Bölümü
Boğaziçi ve İstanbul Üniversitesi
Turizm İşletmeciliği Bölümü
Yazar
Rehber
İzmir Kent Federasyonu
Kültür Turizm ve
Sanat Çalışanları Sendikası
İzmir 2 Numaralı Kültür ve
Tabiat Varlıklarım Koruma
Bölge Kurulu Müdürlüğü
Sabah Gazetesi - Ege Sabah
Çeşme Turistik Otelciler Birliği
Foça Çevre Dostları Derneği
Club Resort Atlantis Otel
Muğla Üniversitesi
Turizm Otelcilik Bölümü
ÜNVANI
Şirket Sahibi - Rehber
Belediye Başkan Yardımcısı
Müdür
Yönetim Kurulu Başkam
Halkla İlişkiler Sorumlusu
İKSEV Basm ve Halkla İlişkiler
ve Müziksev Sorumlusu
Araştırmacı Yazar(Emekli) Akademisyen
Akademisyen
(Emekli) Akademisyen
Yazar
Rehber
Genel Başkan
Sendika Üyesi
Bölge Müdürü
İzmir Temsilcisi - Gazeteci
ÇESTOB Başkanı
Yönetim Kurulu Üyesi
Otel İşletme Müdürü
Akademisyen
8-11 Aralık 2011 Tarihleri Arasında Travel Turkey İzmir Fuarı Kapsamında
Yaptıkları Konuşmalarda İfade Ettikleri Görüşlere Başvurulanlar
Ahmet Barut
Başaran Ulusoy
Christian Gertzen
Cumhur Güven Taşbaşı
Hacı Say
Hüseyin Baraner
Osman Arolat
Timur Baymdır
Türkiye Otelciler Federasyonu
Türkiye Seyahat Acentaları Birliği
TUI
T.C.Kültür ve Turizm Bakanlığı
Tanıtma Genel Müdürlüğü
Sun Express
TUI
Dünya Gazetesi
Turistik otelciler, İşletmeciler ve
Yatırımcılar birliği
TUROFED Başkanı
TÜRSAB Yönetim Kurulu Başkanı
TUI Kontrat Müdürü
Tanıtma Genel Müdürü
Genel Müdür Yardımcısı
TUI Türkiye Temsilcisi
Dünya Gazetesi Başyazan
TUROB Başkanı
118
"Bu kitap İzmir Kalkınma Ajansı'nın desteklediği TR31\11\DFD01\0008 referans numaralı ve
İzmir Kültür Turizmi Sektör Araştırması' başlıklı faaliyet kapsammda hazırlanmıştır. İçerik ile ilgili tek sorumluluk
Ege Derneği'ne aittir ve İzmir Kalmma Ajansı'nın görüşlerini yansıtmaz."

Benzer belgeler