Birçok insan Yoga`ya baş - Sri Govinda Math Yoga ve Meditasyon

Transkript

Birçok insan Yoga`ya baş - Sri Govinda Math Yoga ve Meditasyon
Birçok insan Yoga'ya başlangıçta vücutlarını formda ve
esnek tutmak için rağbet ederler. Diğer bir kısmı gerginlik
ya da sırt ağrısı gibi birtakım
özel şikayetler için yardım ya
da ferahlık sağlamak amacıyla
Yoga'ya gelirler. Bazıları da
yaşamdan elde edebilecekleri
şeyleri elde edemedikleri duygusuyla Yoga'ya başvururlar.
Sebebiniz ne olursa olsun
Yoga, ne amaçla geldiyseniz,
onu ve daha fazlasını veren
bir araç olacaktır. Yoga'nın bir
bütün olarak, sizin kendiniz
için gereken bir deney olduğu
anlaşılmaktadır.
Yoga ilk bakışta, vücudu
formda ve esnek tutan bazı
spor ve benzeri yöntemlerden biraz daha farklı görünür.
Yoga'ya başlayan kişi, düzenli
egzersiz ile, yaşamında küçük
bir değişim olduğunu farkeder,
Egzersizlere devam etmek, vücudu gevşetmek ve zihni sakin
tutmakla bu değişim farkedilir.
İç huzurunuzun durumu
birden güçlenmeye başlar ki
bu durum sizin olması gereken doğal halinizdir. Bu da
Yoga'nın aslını teşkil eder.
Hepimiz bilerek ya da bilmeyerek, kendimizi tanımanın
yolunu ararız ve de bunu
giderek geliştirmeye doğru
yöneliriz. Eğer zihninizi ve
düşüncelerinizi kontrol altına
alabilirseniz, yapabileceklerinizin sınırı olmadığını görürsünüz. Bizi bundan alıkoyan
ve kendimizle bütünleşmemizi
engelleyen şey hayallerimiz ve
ön yargılarımızdır.
İnsanlar günümüzde, insanlık tarihinin diğer zamanlardan
daha fazla olarak, kendi denetimleri dışındaki gerilimlere ve
strese maruz kalmaktadırlar.
Binlerce insan sakinleştiricilerden, uyku haplarından ve alkolden medet ummaktadırlar.
Hayatın en eski bilimi olan
Yoga, size stresi yalnızca fiziksel düzeyde değil, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal düzeyde
de kontrol etmeyi öğretebilir,
insan vücudu bir araba ile
kıyaslanabilir. Arabanın, Rolls
Royce ya da eski bir araba
olmasına bakılmaksızın, yağlamaya, soğutma sistemine,
elektrik akımına, yakıta ve direksiyonun arkasında duyarlı
bir sürücüye ihtiyacı vardır.
Yoga'da asanalar, duruşlar
vücudu yağlar. En ufak bir
aksama olmadan, kasların
ve mafsalların düzgün, iç organların uyumlu çalışmasını
sağlar ve dolaşımı arttırır.
Pranayama, yani Yoga nefesi,
prana'yı, yani elektrik akımını
alırken, komple bir gevşeme
de vücudu soğutur. Yakıt gıdaları, sudan ve teneffüs ettiğimiz
havadan sağlanır. Son olarak,
vücudun sürücüsü, zihnin dinginleştiricisi meditasyondur.
Meditasyon yaparak fiziksel
aracınıza, yani vücudunuza
üstün gelmeyi ve onu denetlemeyi öğrenirsiniz.
HİNDİSTAN'A BAKIŞ AĞUSTOS - EYLÜL 2004
Dini, yaşı, fizik kondisyonu
ne olursa olsun, herkes Yoga
yapabilir. Genç, ihtiyar, hasta,
sağlam, herkes bu disiplinden
faydalanabilir. Hareket miktarı
ne olursa olsun, herkes nefes
almak zorundadır. Doğru gıda
almazsak,
mutlaka eklem
romatizması (artrit) oluruz.
Konsantrasyon objeleri farklı
olabilir, ama teknik aynıdır.
İlk Yogi'ler, iki temel soruya
cevap aradılar: "Acıdan nasıl
kurtulunur?", "Ölüm nasıl
fethedilir?". Asanalarla fiziksel
acıyı, Pranayama ile de duygusal acıyı kontrol edebilirsiniz. Meditasyon ile de, gerçekten kim olduğunuzu anlarsınız.
İsmin ve formun (bedenin)
yanlış kimliklendirilmesinden
bağımsız olarak, ölümsüz olan
"yüce ben"e ulaşır ve vücuda
üstün olabilirsiniz. Yoga, bedenin bitip ona üstün gelindiği
yerde başlar.
Sonuç olarak söylenebilecek
olan, Yoga'nın bir teori değil,
bir yaşam biçimi olduğudur.
Asanalar
Tıpkı arabamızın zamanla
değer kaybetmesini mümkün
gördüğümüz gibi, bedenimizin
de yıllar geçtikçe, daha az etkili
şekilde çalışacağı düşüncesine
kendimizi teslim ederiz. Bunun
gerçekten gerekli olup olmadığını veya neden hayvanların,
hayatlarının büyük bir bölümü
boyunca iyi işlev görmekte
olup bizim neden aynı şekilde
olmadığımızı kendi kendimize
durmadan sorarız. Aslında
yaşlanma, geniş ölçüde doğal
olmayan bir durumdur, genelde kendi vücudunda hasıl olan
maddelerden kirlenme veya
kendi kendine zehirlenme nedeniyle meydana gelir. Vücut
organlarını temiz tutarak ve
onlara iyi bakıp yağlayarak,
vücudun çökme sürecini ve
hücre kaybını önemli ölçüde
azaltabiliriz.
Hatha Yoga'nın etkileri
üzerinde yapılan, 6 ayı aşkın
süren bir çalışma, aşağıdaki
sonuçlar tespit edilmiştir:
Son yıllarda yapılan tıbbi
araştırmalar, Yoga'nın etkilerine dikkat çekmektedirler.
Araştırmalar göstermektedir
ki, örneğin ceset pozisyonunda elde edilen rahatlama,
yüksek tansiyonu etkili bir
şekilde azaltmakta ve asanalar
ve pranayamanın düzenli olarak uygulanması, artrit, damar
tıkanıklığı, kronik yorgunluk,
astım, varis ve kalple ilgili şikayetler gibi birçok hastalığa yardımcı olmaktadır. Laboratuvar
testleri, yogilerin bilinçli olarak
vücut ısısı, kalp çarpıntısı ve
tansiyon gibi otonom veya
istem dışı fonksiyonları kontrol
altına alabildiklerini onaylamaktadır.
Akciğer kapasitesinin ve
solunumun artması; vücut
ağırlığının ve ölçüsünün azalması; strese karşı koyabilme
yeteneğinin gelişmesi; kolesterol ve kan şekeri seviyesinde
azalma. Tüm bu sonuçlar,
vücudun doğal sisteminde
dengeleyici ve onarıcı etkiye
sahiptir. Bugün artık Yoga'nın
tedavi edici ve hastalığı önleyici ilaçlar kadar faydalı olduğu
düşünülmektedir.
Asana
Yoga'nın üçüncü bölümü
asana veya duruştur. Asana,
organlara denge, sağlık ve hafiflik getirir. Düzgün ve hoş bir
duruş, zihinsel denge getirir ve
zihnin kararsızlığına son verir.
HİNDİSTAN'A BAKIŞ AĞUSTOS - EYLÜL 2004
Asanalar sadece jimnastik
egzersizleri değil, aynı zamanda birer duruşturlar. Bunları
yapabilmek için havalandırılmış bir mekan, bir örtü ve
kararlılık gerekir. Oysa başka
sistem fizik egzersizlerinde gerekli olan geniş oyun alanları
ve pahalı araç ve gereçlerdir.
Asanalar yalnız iken yapılabilirler, çünkü vücudun organları gerekli ağırlık ve karşı
ağırlıkları oluştururlar. Bunları
yaparken çeviklik, denge, da-
yanıklılık ve büyük bir canlılık
kazanılır.
Yüzyıllar
boyu
gelişerek
oluşan asanalar, vücudun her
kasını, sinirini ve salgı bezini
çalıştırır. Asanalar kaslı olmayan, elastik ve kuvvetli, iyi
bir fiziki yapı oluştururlar ve
vücudu
hastalıklardan
uzak
tutarlar; yorgunluğu azaltıp,
sinirleri yatıştırırlar. Fakat en
önemli yanları zihni eğitip
disipline etmeleridir.
Pek çok aktör, a k r o b a t ,
atlet, dansör, müzisyen ve
sporcu çok mükemmel birer
fiziğe sahiptirler. Vücutlarını
fizik olarak tümüyle kontrol
edebilirler. Ama zihinlerini,
akıllarını ve özelliklerini kontrol
etme gücüne sahip değillerdir.
Bu nedenle kendileriyle uyum
içinde olamazlar ve aralarında
dengeli bir kişiliğe sahip biri
nadiren rastlanır. Genellikle
vücutlarını her şeyin önüne
koyarlar.
Buna karşın yogi
vücudunu küçümsemez ve
sadece onun mükemmeliyetini değil, duygularının, zihnin,
aklının ve ruhunun da mükemmeliyetini arar.
Yogi
asanaları yaparak
vücuduna hakim olur ve onu
ruhunu taşıyacak bir araç
haline getirir. Onun, ruhu için
gerekli bir vasıta olduğunu
bilir. Bedensiz bir ruh, vücudu
güçten yoksun kalmış bir kuş
gibidir.
Yoganın Beş Temel Prensibi
1. Uygun Gevşeme
Kaslardaki gerilmeyi gevşetir ve bütün sistemin sanki bir gece uyumuş gibi dinlenmesini
sağlar. Bu; enerjinin korunmasını öğretir, korkulardan ve tereddütlerden arınmayı sağlayarak her
türlü faaliyetlerinize uygulanabilir.
2. Uygun Egzersiz
Vücudun her tarafını sistematik olarak çalıştıran kasları ve lifleri gereken belkemiğini ve
omurları esnetir, dolaşımı arttırır.
3. Uygun Nefes
Oksijen alımını arttırabilmek için, ciğerlerin tamamını çalıştırarak, ritmik nefes almaya uygun
nefes alma denir. Yoga usulü nefes alma, yani pranayama, çakraların içinde saklı bulunan hayat
kuvvetini, yani prana akışını ayarlayarak, zihinsel durumu kontrol etmeyi ve vücudu tekrar doldurmayı öğretir.
4. Uygun Diyet
Doğal gıdaları temel alan bu iyi dengelenmiş beslenmeye uygun diyet denir. Vücudu hafif ve
yumuşak tutar, zihni dinginleştirir, hastalıklara karşı vücudu kuvvetlendirir.
5. Pozitif Düşünce ve Meditasyon
Kötü düşüncelerden kurtulmaya ve zihni rahatlamaya, her türlü düşüncenin üstüne çıkmaya
yardım eder.
Yogi
ölümden
korkmaz.
Çünkü bilir ki zaman, bedenden geçiş ücretini alacaktır. O
vücudunun devamlı değiştiğini, çocukluk, gençlik ve yaşlılıktan geçtiğini bilir. Doğum
ve ölüm doğaldır, ama ruhun
doğum ve ölümle ilgisi yoktur.
Eski giysilerini çıkarıp atan bir
adam gibi; vücudun içinde
barınan ruh, yıpranmış vücutları bir yana bırakıp yenilere
geçer.
Yogi vücudunun Tanrı
tarafından sadece zevk için
değil, fakat yaşadığı her an
diğer insanlara hizmet etmesi
için verildiğini bilir. Onu kendi
malı olarak görmez. Kendisine
Tanrı tarafından verilmiş bu
bedenin tekrar O'nun tarafından bir gün geri alınacağını
bilip asanaları yaparak önce
zenginlik olan sağlık kazanılır.
Bu parayla elde edilecek bir
şey değildir. Bu sadece ağır bir
çalışmayla kazanılabilir. Bu;
beden, zihin ve ruhun tam bir
uyumudur. Fiziksel ve zihinsel
bilincin unutulmaması, sağlığın ta kendisidir. Yogi asanaları yaparak fiziki güvensizlikten
ve zihinsel sapmalardan kurtulur. Eylemlerini ve onların
meyvelerini dünyanın hizmetine ve Tanrı'ya sunar.
Yogi, hayatının ve bütün
eylemlerinin doğada kendini
insan şeklinde
ifade eden
tanrısal eyleminin bir parçası olduğunu anlar. Nabzının
atışında, nefes alış ritminde,
HİNDİSTAN A BAKIŞ AĞUSTOS - EYLÜL 2004
mevsimlerin akışında, evrensel
yaşamın kalp atışını hisseder.
Onun vücudu tanrısal kıvılcımın tapınağıdır. Vücudun ihtiyaçlarının ihmal edilmesi ve
onun tanrısal bir varlık olarak
algılanmaması; onun parçası
olduğu evrensel yaşamı yadsımak anlamına gelir. Vücudun
ihtiyaçları, vücut içinde barınan tanrısal ruhun ihtiyaçlarıdır. Yogi, Tanrı'yı aramak için
sadece göğe doğru bakmaz;
çünkü bilir ki; Tanrı kendi
içindedir. Buna Antaratma da
(İçbenlik) denir. Hem içte, hem
dışta Tanrı'nın hükümdarlığını
hissedip cennetin kendi içinde
olduğunu anlar.
Vücut nerede biter? Zihin
nerede başlar? Zihin nerede
biter? Ruh nerede başlar?
Onlar birbirine içten bağlantılı
oldukları için bölünemezler,
ancak her şeye hükmeden
Tanrısal bilincin değişik olgularıdır.
Yogi ne bedeni, ne de
zihni ihmal eder. Her ikisini
de yönetir. Yogi için vücut,
ruhsal özgürlüğe kavuşmada
bir engel ya da yıkılış için bir
neden değil, hedefe ulaşma
aracıdır. Vücudunu bir yıldırım
gibi güçlü, sağlıklı ve acıdan
uzak tutarak Tanrı'nın hizmetine sunar. Mundakopanisad'da
belirtildiği gibi; nefse, güçsüzlükle amaçsızlıkla ve dikkatsizlikle ulaşılamaz. Pişmemiş
topraktan yapılmış bir çanak
nasıl suda dağılırsa, vücut da
HİNDİSTAN'A BAKIŞ AĞUSTOS - EYLÜL 2004
kısa sürede çürür. Onun için
onu yoga disipliniyle pişirip
kuvvetli ve arınmış hale getiririz.
Asanaların isimleri hep evrimin prensiplerine işaret eder.
Bazıları bitkilerden - ağaç
(vraksa) ve lotus (padma);
bazıları böceklerden - çekirge
(salabha) ve akrep (vrikşa);
bazıları su hayvanlarından
- balık (matsya), su kaplumbağası (kurma), kurbağa (bheka
veya
manduka),
timsah
(nakra) diye adlandırılır. Kuş
ismiyle bilinen asanalar vardır - horoz (kukkuta), balıkçıl
(baka), tavuskuşu (mayura),
kuğu (hamsa). Asanalar aynı
zamanda köpek (svana), at
(vatayana), deve (ustra) ve
aslan (simha) gibi dört ayaklı
hayvanların adını da taşır.
Asanaların adlandırılmasında ayrıca yılan (bhujanga)
gibi sürüngenlerin adları ve
insanın embriyo durumu da
ihmal edilmemiştir. Asanalar
isimlerini Virabhadra ve rüzgarın oğlu Hanuman gibi efsanevi kahramanlardan da alır.
Bharadvaja, Kapila, Vasistha
ve Visvamitra gibi ulu kişilerin isimleri de ölümlerinden
sonra asanalara verilmiştir.
Bazı asanalar Hindu pantheon tanrılarının ismini alır;
bazıları da Avataras ya da
Tanrısal kuvvetin döngüsünü
(reenkarnasyon)
anımsatır.
Asana yapan yoginin vücudu
pek çok yaratığı akla getiren
şekiller alır.
Yoginin zihni hiç bir yaratığı hakir görmeyecek şekilde
eğitilmiştir. Çünkü yaradılışın
tümünde en aşağı böcekten,
en mükemmel ulu kişiye
kadar aynı evrensel ruh nefes
alır, verir ve bu ruh çok değişik formlara girer.
O, en
yüksek şeklin, şekildışı olacak
olduğunu bilir. Evrensellikte
"birleşmişliği" bulur. Gerçek
asana, Brahman düşüncesinin
Sadhaka'nın zihninden sürekli
ve kendiliğinden akmasıdır.
Kazanmak ve kaybetmek,
zafer ve yenilgi, şöhret ve
utanma, vücut ve zihin, zihin
ve ruh arasındaki ikilikler asanaların hüneriyle kaybedilir;
Sadhaka pranayamaya geçer
ki bu yoga yolunda 4. evredir.
Pranayama uygulamalarında
burun delikleri, burun pasajları, diaframlar, soluk borusu, akciğerler vücudun aktif
olarak bu olaya katılan bölümlerdir. Bunu uygulayanlar
pranamayı, hayatın nefesini
hissederler. Bu sebeple pranayamada ustalaşmak için acele
etmeyin, çünkü bu doğrudan
hayatın kendisiyle oynamaktır.
Yetersiz uygulama ile solunum
rahatsızlıkları ortaya çıkacak, sinir sistemi çökecektir.
Doğru uygulama ile ise kişi
bütün hastalıklarından uzak
kalır. Pranamaya asla kendi
başına
uygulanmamalıdır.
Pranayama, öğrencisinin fiziksel kapasitesini bilen bir
gurunun kişisel gözetiminde
yapılmalıdır.
HİNDİSTAN'A BAKIŞ AĞUSTOS - EYLÜL 2004
Yoga hakkında aklımıza
gelen birçok soruyu bu konuda Ankara'da eğitim veren
yoga üstadı sayın Ramaray
Das'a sorduk:
Meditasyon ve yoga nedir?
Aralarındaki farklar hakkında
neler söyleyebilirsiniz?
Bu nedenlerden dolayı, ruh
ve sinir hastalıkları uzmanları,
yoganın, psikiyatrinin bilimsel
alanından uzak tutulduğunu
ancak, bazı insanların yoga
yapmasının yararlı olabileceğini söylüyor. Çünkü zihnin
belli bir noktada yoğunlaşabilmesi, nefesin eğitilmesi kişiyi
rahatlatır. Psikiyatrlar, yoganın
zihni kolaylıkla dağılan insanlarda fazla içe kapanmaya,
kişinin kendi kabuğuna çekilip
toplumdan uzaklaşmasına yol
açabileceğini belirtiyor. "Ama
bu doğrudan doğruya yoganın
yaptığı bir şey değildir. Kişinin
rahatsızlığıyla ilgili bir sorundur" diyor. Böyle kişilerin en
azından, önce bir psikiyatrik
muayeneden geçerek yogaya
başlamasını tavsiye ediyor.
Yogilerin bir de uyguladıkları
diyetleri var. Aslında
onlar için vejetaryen diyebiliriz. Prensipleri, "Ne yersen
o olursun". Yani, bitkisel
gıdalarla beslenirken daha
sakin bir insan olursun. Bir
yiyeceği yemeden önce, "Bu,
bana enerji mi veriyor, yoksa
enerjimi alıyor mu?" sorusunu
kendinize sormanız gerekiyor.
Bunun için kırmızı et, balık,
tavuk, sarımsak ve soğan yemiyorlar. Tabii, bunu yogaya
başlayan her insan uygulayacak diye bir kural yok. Yoga,
sadece öneriyor. Uygulayıp
uygulamamak sizin elinizde.
HİNDİSTAN'A BAKIŞ AĞUSTOS - EYLÜL 2004
"Meditasyon zaten Yoga'nın
içindedir.
Meditasyonun
amacı; Tanrıyla ilişki kurmaktır. İnsanlar yogayı yanlış tanıyorlar. Bilmiyorum hala nasıl
düşündüklerini, ama basamak
basamak açıklamamız gerekirse önce kafayı boşaltmak,
yoganın ilk aşamasıdır. Tanrıyı
düşünebilmek için kafamızı
boşaltmalıyız. Yoksa düşüncemizi toplayamayız. Daha
sonraki aşama bu düşünceyi
güçlendirmekle olur. Bu da
kendimizi tanımakla sağlanabilir. En son aşamada ise Tanrıyla kontakt kurma vardır.
Ama insanlar Meditasyonu
bir rahatlama, huzur bulma gibi
görüyor. Bunlar Meditasyonun
kendisi değil; Meditasyon için
ilk basamaklardır. Amacı daha
farklıdır. Tanrıyla ilişki kurmak,
Tanrıyı düşünmek temel amaç.
Bu yollar ise bunu yapabilmek
için bazı aşamalardır. Öncelikle
bir şeyi yoğun olarak düşünebilmek için aklımızı diğer
düşüncelerden soyutlamalıyız.
Yani beyni rahatlamakla işe
başlanmalıdır."
"Yoga ilk olarak nerede ortaya çıkmış?
"Yoga binlerce yıl önce
Hindistan'da doğmuş olan bir
yaşam bilimidir. Yogaya vücudu, beyni ve ruhu tamamen
eğiten, dünyadaki en eski kişisel gelişim sistemi diyebiliriz."
Yoganın dinlerle ilişkisi
nedir? Hinduizm, Budizm gibi
bazı dinlerde oluştuğunu duymuştuk.
"Hayır, bu dinlerle alakası
yoktur. Bütün dinler yoganın içerisindedir. Yoganın
da temel felsefesi budur.
Kendinizi bulmak, tanımaktır.
Biz bu yaşımıza gelmişiz, daha
nasıl yaşamamız gerektiğini
bilmiyoruz. Bunları bize Yoga
gösterir."
Bir kuralı var mı? Yani şu
kişi Yoga yapabilir, bu yapamaz denebilir mi? Başlamak
için nelere ihtiyacımız var?
"Herkes Yoga yapabilir.
Yoga için özel araçlara ya da
giysilere gerek yoktur. Sadece
daha sağlıklı, yapıcı uzun bir
yaşam için güçlü bir istek
ve küçük bir yer yeterlidir.
İnsanların belirli dine inanıp
inanmaları da önemli değil.
Müslüman,
Hıristiyan,
Budist, yaşlı, genç, kadın,
Yoganın yararları
Vücudun esnekliğini sağlar. Kaslara, eklem yerlerine, iç
organlara ve sinir sistemine güç verir.
Solunum organlarının düzenli çalışmasını sağlar; astım,
sinüzit, anfizem gibi hastalıkları önler, tedavi eder.
Düzenli nefes almayı öğretir.
Sindirim sistemini etkileyerek bağırsak, mide ve karaciğerin düzenli çalışmasını sağlar.
İç salgı bezlerini kamçılayarak normal dengeyi sağlar.
Omurga ve sinir sistemine güç vererek, hastalıkları önler
ve tedavi eder.
Hayati merkezlerdeki iç salgı bezlerini, sinir sistemini ve
omurgayı harekete geçirir, masaj etkisi yapar.
Zihni berraklaştırır, olumlu düşünce ve davranışlara yöneltir.
Yeterli oksijen pompalayarak, kan dolaşımını düzene
sokar.
Bütün bedeni güçlendirip dinçleştirerek yaşlılığı önler.
Düzenli uyku alışkanlığı kazandırır.
İnsanın zayıf yönlerini güçlendirir. Kişiyi güçlü, huzurlu
ve güvenli kılar.
İnsanın ruh hali üzerindeki yoğun etkileri hemen görülür; kişilik sorunlarını çözmede yardımcı olur.
Vücudu güzelleştirip rahatlık verir, cazibeyi arttırır.
İyi ve düzenli beslenme alışkanlığı sağlar.
Kötü alışkanlıklardan kurtulmaya yardımcı olur.
Yorgunluk ve bitkinliği giderir.
Sakinleştirir ve sabırlı olmayı öğretir.
Ağrıları teskin eder.
İnsanı özbenligıne kavuşturur.
HİNDİSTAN A BAKIŞ AĞUSTOS - EYLÜL 2004
erkek, çalışanlar ya da öğrenciler aklınıza gelen herkes, her
yerde yoga yapabilir.
İnsanlara meditasyon ve
yoganın ne gibi bir faydası
var? Ruh ve beden açısından,
yoga yapan birine ne gibi kazanımlar sağlıyor?
"Fiziksel açıdan tüm şikayetler zamanla yok olmaya
başlıyor. Bu anlattığım şey
Meditasyonun ilk aşaması olan
vücudu dinlendirmeye yönelik
"Hatha Yoga" aşamasıdır.
Bunlar "Asana" adı verilen
hareketlerdir. Yoga hareketleri
vücudun bütün bölümlerini;
kasları, eklemleri, omurgayı
ve iskelet sistemini esnetip
çalıştırır. Aynı zamanda diğer
vücut sistemlerini (dolaşım,
sindirim, vs) dengeye getirerek
iç organlar, salgı bezleri, sinirlerin güçlü ve sağlıklı olmasını
sağlarlar. Fiziksel ve zihinsel
gerginlikleri gevşeterek çok
geniş enerji kaynaklarını da
serbest bırakırlar.
Hatha Yogada bazı prensipler var. Bunlar 5 adettir. Uygun
gevşeme, uygun nefes, uygun
hareket, uygun yiyecekler
(diyet), pozitif düşünceyle meditasyondur."
"Yoganın başka çeşitleri var
mı?"
Yoga türlerini şöyle sınıflayabiliriz:
1. Hatha Yoga
2. Gyana (jnana) Yoga
3. Tantra Yoga
4. Dhyana Yoga
5. Raja Yoga
6. Laya Yoga
7. Mantra Yoga
8. Sankya Yoga
9. Ashtanga Yoga
10. Kundalini Yoga
11. Karma Yoga
12. Bhakti Yoga
Bunların hepsinin alanı
farklıdır. Gyana Yoga bilgiyle
alakalı, Mantra Yoga Tanrının
değişik kutsal isimlerini söyleyerek yapılan yogadır. Karma
Yoga kendi dışında hizmet
ve sonuçlarını Tanrıya takdim
etmek demektir. Raja Yoga
ise zihinle ilgilidir. Bunların
içinde en önemlisi ve nihai
olanı "Bhakti Yoga"dır. Bizim
amacımız da budur. İnsan
eğitim aldıktan sonra değişik
aşamalardan geçecek bu pozisyona gelir. Tanrıya aşkla
hizmet etmektir."
Yogayı herkes kendi başına
yapabilir mi? Yoksa muhakkak
bir öğretmen yardımıyla mı işe
başlamak gerekiyor?
"Elbette. Maddi dünyaya
bakarsanız herhangi bir şeyin
eğitimini almak, öğrenmek isterseniz hocaya gitmeniz gere-
HİNDİSTAN'A BAKIŞ AĞUSTOS - EYLÜL 2004
kir. Sizden daha tecrübeli, bu
yolun içinde olan ve size yol
gösteren kişiden yardım almak
zorundasınız. Bu şekilde maneviyatta da ilerlemek için
gerçek bir Pir, bir Öğretmen,
bir Guru ki bunların hepsi de
öğretici anlamındadır, bunların yanında eğitim almanız
gerekmektedir. Onun size bazı
şeyleri öğretmesi, yol göstermesi gerekir."
Sizin verdiğiniz eğitime de
geleceğiz ama daha önce yoga
yapanların uyguladığı bir yöntem olan vejetaryenliğin nedenini sormak istiyorum. Yoga
yapanlar kesinlikle vejetaryen
olmak zorunda mı?
"Bu konu o kadar derin ki
bu konu hakkında saatlerce
konuşmamız gerekir. Ama
şöyle izah edersek; insan bu
yolda, bu felsefede, bu yaşamda rahatlamak, huzur bulmak
için, kendine gelmek, hastalıkları kendinden uzak tutmak
için ilerlemek isterse yiyecek
çok önemli bir yer tutmaktadır. Şimdiki medyanın takip
ettiği konular kilo vermek, kalori, protein gibi konular. Ama
insan bunun ötesinde hareket
etmelidir. Nedir bu: bildiğimiz
gibi yiyeceklerimizin, içeceklerimizin içerisinde enerji var.
Onları kullandığımız zaman
beynimizi, vücudumuzu tamamen etkiler. Kişiliğimiz dav-
ranışlarımız, düşüncelerimiz
yediğimiz şeyler gibi oluyor.
Çalışkan, heyecanlı, öfkeli,
sinirli, saldırgan insan tipinin
oluşması hep yiyeceklerimizden kaynaklanıyor. Bu nedenle yediğimiz şeylere dikkat
etmemiz gerekir. Üç grup yiyecek vardır. Satva-Raja-Tama
yiyecekler. Bunlar bedenimizi
etkiler ve beynimizi besler.
Etkilediği zaman beyin ne düşünürse beden ve yaşantımız
ona göre şekillenir.
Etin zararına gelirsek; et
zehir gibidir. Benliği ve beyni
zehirliyor. Diyorlar ki proteini nereden karşılayabiliriz?
Hayvansal protein vücut için
uygun değil. Bizim anatomimize bakarsak hepimiz otobur
varlıklarız. Sebze, meyve gibi
yiyecekleri kullanmamız gerekir. Saldırganlık, sinir ve öfke
hepsi etten kaynaklanır.
Bunun yanında hayvan
öldürmek de hiç doğru bir şey
değil. Bizim yaşam tarzımızda
hayvanları öldürmek ve onları
yemek yoktur. Hayvanların
da bir yaşamları vardı, onları kesmek ve yemek de
ilahi kurallara aykırı bir şeydir. Biz öyle yaratılmadık.
Hayvanların aleminde de et
yiyen var, ot yiyen var. Hiçbir
zaman aslan ot yemez ya da
bir fil etle beslenmez. Bizler
de sebze, meyve yiyen grup-
ta yaratıldık. Ama zamanla
değiştirdik bunu, hem et hem
de ot yer duruma geldik. İşte
bu yanlış. Sistemimizi bozar.
Bozdukça da bu hale geliyoruz. Bildiğimiz gibi hayvanlarda
şuur yok, içgüdü var. Hayvana
dört şey dikte ediliyor. Bunlar;
yemek, yatmak, savunmak ve
çiftleşmek. Hayvanların alemine bakarsak sadece bunları
görürüz. Bir hayvanı öldürüp
de yediğimiz zaman bu özellikler bize geçer. Yavaş yavaş
onlar gibi oluyoruz. Yani insan
değil "Çağdaş Hayvan" durumuna geliyoruz gittikçe. Şu
anda neredeyse tüm dünya
bu dört şey için hizmet ediyor.
Hangi restoranda iyi yemek
var diyoruz yemeği düşünüyoruz. Uykuya meraklıyız iyi,
rahat uyuyalım kullandığımız
yatağımız rahat olsun istiyoruz. Bir diğeri çiftleşmeye
meraklıyız, herkes birbirinin
peşinde, sürekli cinsel ilişki
düşünüyoruz. Dördüncüsü savunmak; mal, mülk, eş, dost,
para. Bu benim evim, cüzdanım, arsam diyerek yaşıyoruz.
Böylece her ülke savunmaya
ağırlık veriyor. Halbuki ne
gereği var? Ne diye birbirimizi yok ediyoruz? Hepimiz bu
dünyada yaşıyoruz. Sonra da
barıştan bahsediyoruz. Bunlar
nereden kaynaklanıyor? İşte
et, insanları bu hale getiriyor.
Oysa biz hayvan değiliz."
Peki hayvanlardan sağlanan süt, yoğurt gibi gıdalar
hakkında neler söylersiniz?
"Dünyada en fazla enerji
veren gıda süttür. Bebekler de
dünyaya geldikleri zaman uzun
bir süre boyunca sütle besleniyorlar. Çünkü sütte herşey var.
bunları içip yememizde hiçbir
sakıncası yok, aksine bunlar
vücudumuz için gerekli şeyler.
Tabi o kadar çok anlatılması
gereken konular var ki bunları
size anlatmam gerekirse belki
aylarımızı alabilir. Fiziğimizi
nasıl etkiler? Beyin nasıl etkilenir? gibi davranışlar konusunu biz size verdikten sonra
gerisi size kalmış bir durum.
Ondan sonra yapıp yapmamak sizin elinizde."
Peki sizin öğrencileriniz bu
kurallara ne kadar uyuyorlar?
Ne zaman tam anlamıyla sizin
istediğiniz gibi yetişiyorlar?
Öğrencilerimizin yarısından
fazlası şu anda uyguluyor.
Duyduktan sonra yavaş yavaş
uygulamaya başlıyorlar. Bir
süre sonra tam anlamıyla vejetaryen oluyorlar. Olduktan
sonra da kendileri gelip anlatıyorlar.
Davranışlarında,
düşüncelerinde her şey değişiyor. Çok mutlu, çok rahat
olduklarını söylüyorlar. Siz
de ancak bunu, uyguladıktan
sonra anlayabilirsiniz."
HİNDİSTAN'A BAKIŞ AĞUSTOS - EYLÜL 2004

Benzer belgeler

Kundalini enerjisini uyandırmayı ve harekete geçirmeyi amaçlar. Buna

Kundalini enerjisini uyandırmayı ve harekete geçirmeyi amaçlar. Buna aracıdır. Vücudunu bir yıldırım gibi güçlü, sağlıklı ve acıdan uzak tutarak Tanrı'nın hizmetine sunar. Mundakopanisad'da belirtildiği gibi; nefse, güçsüzlükle amaçsızlıkla ve dikkatsizlikle ulaşıla...

Detaylı

“Yogayı Yanlış Yorumluyorlar”

“Yogayı Yanlış Yorumluyorlar” ♦ Vücudu güzel leşti rir, rahatlık verir, cazibeyi arttırır. İç salgı bezlerini kamçılayarak normal dengeyi sağlar. Bütün bedeni güçlendirip dinçleştirerek yaşlılığı önler. ♦ Yoga yaptıkça cilt par...

Detaylı