Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği

Transkript

Kosova - Prizrenliler Kültür ve Yardımlaşma Derneği
Priştine Üniversitesinde
patlama: 1 ölü, 2 ağır yaralı
P
riştine Üniversitesi yemekhanesindeki
patlamada 1 kişi öldü, 2 kişi ağır yaralandı. Priştine Üniversitesi Hastanesine
Acil Servis Müdürü Basri Lenyanı yaptığı
açıkamada, öğlen saatlerinde meydana gelen
patlamada 1 kişinin öldüğünü ve en az 2
kişinin ağır yaralı olduğunu söyledi.
Kimliği açıklanmayan kişinin yemekhanede
özel bir inşaat firmasının çalışanı olduğu tahmin ediliyor. Patlamayla ilgili polis her hangi
bir açıklama halen yapmadı.
d e v a m ı s a y f a 4 ’ te
KOSOVA TÜRKLERÝ`NÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ
SAYI: 396
YIL: 9
Perþembe, 27 Eylül 2007
Fiyatý: 0.50
N e w Y or k ’ t a gü nd e m K os ov a
Türk Eşgüdüm Bürosu Başkanı Prizren’i ziyaret etti
Müsteşar Sarnıç
temaslarını sürdürüyor
T
ürk Eşgüdüm
B ü r o s u
B a ş k a n ı
Mustafa Sarnıç, 19
Eylül Çarşamba günü
Prizren’i ziyaret etti.
Sarnıç ilk olarak
Prizren’de Belediyesi
Başkanı Eçrem Krüeziu ve yardımcısı
Ercan Şpat’la görüştükten sonra, Kosova
İslam Birliği Prizren
Şubesini,
“Doğru
Yol” Türk Kültür
Sanat Derneğini ve
Kosova Türk Öğretmenler Derneği’ni de
ziyaret etti.
Prizren Belediyesindeki görüşme ardından basına açıklama
yapan Prizren Belediye Başkanı Eçrem Krüeziu, Sarnıç’ın
ziyaretleri sırasında Türk halkı ve Türkiye Hükümetinin
Kosova’ya yönelik çalışmaları ve bu işbirliğin devamı üzerine konuştuklarını söyledi. Krüeziu, geçenlerde Ankara’nın
Sincan Belediyesi ile kardeş şehir olmakla işbirliğin daha
gelişmesini beklediklerini vurguladı.
Türk Eşgüdüm Bürosu Başkanı Mustafa Sarnıç, Prizren
Belediyesine nezaket ziyaretinde bulunduğunu ve görüşmede
özellikle Türkiye ile Kosova arasında yerel yönetimler
düzeyinde geliştirilebilecek işbirliği hususlarını ele aldıklarını ifade etti. “Belediye başkanına Prizren’in bizim için
büyük önem taşıdığını ifade ettim” diyen Sarnıç, Prizren’de
hatırı sayılır sayıda Türk topluluğun yaşadığını ve Osmanlı
döneminden kalma birçok tarih eser olduğunu belirtti.
Prizren Türkleri söz konusu olunca, onları dinamik ve aktif
bir topluluk olarak nitelendiren Sarnıç, Osmanlı eserlerin
korunmasına Türkiye’nin önem verdiğini ve en yakın tarihte
TİKA tarafından “Sinan Paşa” Camii restorasyonunun
başlatılacağını, daha sonra da “Gazi Mehmet Paşa” Hamamı
restorasyonuna geçileceğini vurguladı.
d e va mý s a yf a 3’ t e
Kosova statüsü ile ilgili ek görüþmelerin New York ayaðýndan bir gün önce
Temas Artý Gurubu Dýþiþleri Bakanlarý, Troyka heyeti ile bugün bir araya
geliyor. Bu görüþmeye AB ve NATO yetkilerinin de katýlmasý bekleniyor.
Troyka heyeti, toplantýya katýlanlarý Priþtine ve Belgrat arasýnda yapýlan ve
yapýlacak olan görüþmelerle bilgilendirecek. Bu görüþmeden bir gün sonra da
New York’ta taraflar ilk defa baþa baþ bir araya gelecek.
E
k görüþmeler çerçevesinde tekrar
baþlayan görüþmelerin ikinci ayaðýný
oluþturan bire bir görüþmeler öncesi
Temas Artý gurubu Dýþiþleri Bakanlarý Troyka
üyeleri ile bir araya gelerek, heyetin Priþtine ile
Belgrat heyetleri ile yaptýðý görüþmeler hakkýnda
bilgi alacak. Bu toplantýya Temas Artý Gurubu
Dýþiþleri Bakanlarýnýn yanýnda uluslararasý
toplumun üst düzey yetkililerinin de katýlmasý
bekleniyor.
Diplomatik kaynaklarýnca yapýlan açýklamalarda 27 Eylülde yapýlacak olan toplantýya AB Siyasi
ve Ortak Güvenlik Yüksek temsilcisi Haviyer
Solana ve NATO Genel Sekreteri Jap Hoop de
Schefer de katýlacaðý ileri sürüldü. Solana ve
Schefer’in 2005 yýlýnýn sonbaharýndan bu güne
dek yapýlan tüm Temas Artý Gurubu toplantýlarýna
katýlmalarýna dayandýrarak bu yönde bir iddia da
bulundular.
Ayrýca bu toplantýya AB’nin Geniþlemeden
Sorumlu üyesi Oli Rehn ile AB Dýþ iliþkiler
sorumlusu Benita Ferroro Valdner’in de katýlabileceði gelen haberler arasýnda bulunuyor. Bu iki üst
düzey AB yetkilisinin katýlýp katýlmamasý hakkýn-
da hiçbir resmi açýklama yapýlmazken katýlým
olasýlýðýný yüksek olduðu ileri sürüldü.
New York’ta 27 Eylülde BM örgütünde düzenlenecek Temas Artý Gurubu Dýþiþleri Bakanlarý
toplantýsýna BM Kosova Özel temsilcisi Marthi
Ahtisari’nin katýlmasý bekleniyor. UNOSEK bu
güne dek Troyka önderliðinde yapýlan taraflar arasý
görüþmelerde hazýr bulundu. Temas Artý gurubu
Balkan yöneticileri Temas Artý Gurubu Dýþiþleri
bakanlarý toplantýsýndan sonra bir bildiri yayýnlayacak.
Nevw York’ta 27 Eylülde düzenlenecek olan
Temas Artý Gurubu Dýþiþleri bakanlarý toplantýsýndan hiçbir yenilik beklenmiyor. Dýþiþleri
Bakanlarýnýn, Troyka’nýn çalýþmalarýný desteklemesi, taraflarý yapýcý olmaya davet etmeleri yani
yeni fikirlere açýk olmalarýný ve þiddet olaylardan
kaçýnmaya davet etmeleri bekleniyor.
Toplantý Büyük Britanya Dýþiþleri Bakaný
Deyvid Miliband baþkanlýðýnda yapýlacak.
Troyka heyeti, toplantýda Priþtine ile Belgrat
arasýnda yapýlacak olan karþýlýklý görüþmeler ile
ilgili Temas Artý Gurubu Dýþiþleri Bakanlarýný
bilgilendirecek.
dev amý sayfa 8’de
B
Haluk Levent
yine coşturdu
ayrampaşa Belediyesi’nin “Kardeşlik Sınır Tanımaz”
adlı Bereket Konvoyu ekibi 22 Ekim tarihinde
Prizren’de iki bin kişiye Şadırvan’da iftar yemeği
verdi. Her topluğa mensup insanları bir araya getiren yemekte
ezan eşliğinde oruçlar açıldı. Şadırvan Meydanı’nda kurulan
sahnede ilk olarak sema gösterileri ve akrobatik gösteriler programı sunuldu. Programı Kosovalı sanatçıların konseri ve
yarışmalar takip etti. Gecenin kapanışını ise Türkiye’nin ad
yapmış rock sanatçısı Haluk Levent, yaptı.
Kosova
Perþembe, 27 Eylül 2007
Marnak, garanti verdi
2
Kosova’nýn olasý baðýmsýzlýðýný ilan etmesinden sonra Sýrbistan’ýn bunu bir savaþ nedeni
sayacaðýný ve bunu önlemek için Kosova’ya bir askeri saldýrýda bulunacaðý tehditlerini
KFOR Komutaný Marnak tepki ile karþýladý. Marnak, KFOR’un görevde bulunduðu
Kosova’ya kimsenin bir müdahalede bulunmayacaðýný ifade ederken,
Kosovalý vatandaþlara bu konuda garanti veri.
E
ylül ayýnýn baþýnda Kosova’da
NATO güçleri komutaný olarak
göreve
baþlayan
Fransýz
General Ksaviye de Marnak bu hafta
ilk basýn toplantýsýný düzenledi.
General de Marnak düzenlediði basýn
toplantýsýnda Kosova’da son günlerde
cerayan eden geliþmeler yaný sýra
Sýrbistan yetkililerinin tehditlerine
cevap verdi. KFOR birliklerinin
Kosova’da barýþ görevini yerine
getirdiðini ve getirmeye de devam edeceðinin altýný çizen General de Marnak,
hiçbir halükarda þiddet olaylarýna izin
vermeyeceklerini ifade etti. Kosova’ya
yönelik yapýlan tehditleri ciddiye
almadýklarýný belirten General de Marnak, NATO
güçlerinin Kosova’da bulunduðu süre içinde herhangi bir kesimin Kosova’ya saldýrma
cesaretinde bulunabileceðine ihtimal vermediðini
söyledi. General de Marnak, “Kosova’ya bir
askeri saldýrýda bulunma bizim için büyük bir
tehdittir. Bu tür açýklamalar kýþkýrtma amacý ile
yapýlmaktadýr. Askeri açýdan bu tür açýklamalar
bana çok saçma gelmektedir. Ben Kosova
halkýnýn güvenliðini saðlamak için görev yapan
KFOR birliklerinin baþý olarak Kosova’ya kimsenin müdahale etmesine izin vermeyeceðimizi
bir daha tekrarlamak istiyorum. KFOR birlikleri
dün olduðu gibi bugün ve yarýn da etnik yada din
ayrým yapmadan Kosova halkýnýn güvenlik ve
huzurunu korumaya devam edecektir” dedi.
NATO Kosova’da bir devlet mi kuruyor
gazetecinin sorusuna Marnak, bu tür bir sourunun
askere deðil de siyasetçilere sorulmasý gerektiðinin ifade ederken., “Ben General olarak burada NATO’ya baðlý bir devlet kurma peþinde koþmuyorum. Bu bizim misyonumuz deðildir” dedi.
L i de r l e r u m u t da ð ýt t ý
Ýki günlük Londra ziyaretini ardýndan Priþtine’ye
dönen Kosova Müzakere heyeti üyeleri düzenledikleri
basýn toplantýsý ile görüþmeleri deðerlendirdiler.
Baþkan Seydiu, New York’ta ki görüþmelerde Sýrp
tarafý ile bire bir görüþüleceðini ifade ederken,
Baþbakan Çeku, Kosova sorunun artýk sorun
olmaktan çýktýðýný söyledi.
Kosova’da 10 Aralýktan sonra ortaya çýkacak
durum hakkýnda açýklamada bulunmak istemeyen General de Marnak, “Görüþme sonuçlarý
için spekülasyon yapmak istemiyorum. Burada
belli bir misyonda görev yapýyorum. Bu yüzden
de spekülasyonlara girmekten kaçýnýyorum. 10
Aralýk hepimizin heyacanla beklediðimiz bir gün.
Bu gün Kosova için ya önemli yada sýradan bir
gün olacaktýr. Biz KFOR birlikleri olara polis birlikleri ile ortaklaþa görevimizi icra etmeye
çalýþýyoruz. 10 Aralýktan sonra Kosova için herhangi bir tehdit görmediðimi açýkça ifade edebilirim” dedi. Mitroviça sorununa da deðinen
Marnak, KFOR’un her bölgede görevini yerine
getirdiðini belirtti.
Kosova’da KFOR güçleri çerçevesinde 35
ülkeden askerler görev yapýyor. Þimdiye de
KFOR güçleri komutanlýðý görevini 12 farklý
ülkeden general üslendi. Fransýz General Ksaviye
de Marnak geçenlerde bu görevi Alman General
Roland Kater’den devraldý.
Putin, Kosova’nýn
baðýmsýzlýðýný bekliyor
Almanya’da yayýn yapan “Die Welt” Putin’in Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný ilan etmesi
durumunda bu tarihten sonra Kosova’nýn geleceðinin batýya baðlý olduðunu, kendilerinin siyasi destek dýþýnda Kosova’ya destek verebileceðini söylediði iddia edildi.
D
ie Welt gazetesi siyasi yorumcusu
Michael Stuermer ile bir gurup
Erlagen üniversite öðrencisi ile
Kosova’nýn baðýmsýzlýðý önünde en önemli
engel olarak görülen Rusya Devlet Baþkan
Putin ile Soçi kentinde bir araya geldiler.
Soçi kentinde düzenlenen toplantýda
Kosova konusu da ele alýndý.
Michael Stuermer imazlý yazýda
Putin’in görüþme esnasýnda “Eðer
Kosovalý Arnavutlar yýlýn sonunda tek
taraflý baðýmsýzlýðýný ilan ederlerse, bundan
sonra herþey batýya baðlýdýr. Kosova’ya
ekonomi ve kültürel destek verebiliriz ama
siyasi destek asla” dediðini aktarýyor.
Stuermer, yazýsýnda Putin’in Kosova için
temkinli konuþtuðu belirtiyor. Stuermer,
Moskova tarafýndan Kosova statüsünün belirlenmesi konusunda, AB’den Sýrbistan’ý celp edici
K
osova Müzakere heyeti Priþtine hava limanýnda düzenlediði basýn toplantýsýnda Londra’da Troyka ile yaptýklarý görüþmelerle ilgili bilgi verdiler. Kosova
Müzakere heyetti Baþkaný Fatmir Seydiu, New York’ta 28
Eylülde Temas Artý Grubu heyeti ardýndan Sýrp tarafý ilede bire
bir görüþeceklerini, bu görüþme ardýnda sonra da tekrar Troyka
ile bir araya geleceklerini söyledi. Kosova tarafýnýn 10
Aralýktan sonra yeni görüþmelerin yapýlmasýný kabul etmeyeceðini tekrarlayan Seydiu, görüþmelerin bu zamandan daha
önce tamamlanmasýndan yana olduðunu söyledi. Baþkan
Seydiu, “Görüþmelerin uzatýlmasý statünün görüþmelerin tutsaðý olacaðý açýktýr. Süresi belli edilmemiþ ve ne kadar süreceði
belli olmayan görüþmeleri kabul etmemizi kimse beklemesin”
dedi.
Baþbakan Agim Çeku yaptýðý konuþmada BM Genel
Sekreterine sunulacak olan rapordan sonra görüþme sürecinin
uzatýlmasýna karþý olduðunu belirtirken, “Bu süreçten sonra
uzun zamanlar beklemek durumunda deðiliz” dedi. Priþtine’nin
tek yanlý olarak baðýmsýzlýðý ilan etmesi için çeþitli görüþmeler
gerçeklediklerini belirten Çeku, “ Bu konu ile ilgili uluslararasý
dostlarýmýz ve Müzakere heyeti üyeleri olarak aramýzda sürekli bu konuda fikir alýþ veriþinde bulunuyoruz. Tutumumuzda
erteleme yada uzlaþma söz konusu bile deðildir. 10 Aralýktan
sonra olaylarýn nasýl geliþeceðini biz de sabýrsýzlýkla bekliyoruz. Ama burada þunu belirtmek istiyorum ki, bu konuda fazla
beklemeyeceðiz” dedi. Müzakere heyetinin Kosova statüsü için
yeni görüþmeleri kabul etmeyeceðinin altýný çizen Baþbakan
Çeku, “Kosova sorunu bizim için artýk sorun olmaktan çýkmýþtýr” dedi.
Müzakere heyeti üyesi PDK Baþkaný Haþim Thaçi, 10
Aralýktan sonra atýlmasý gereken adýmlara dikkat çekerken, “Bu
konu ile ilgili aramýzda ve uluslararasý toplumu ile ortak bir
tutuma sahip olmamýz gerektiðinden, ABD ve AB ile ortaklaþa
koordinasyonda bulunacaðýz” dedi.
Sýrbistan ile baðýmsýzlýktan sonra iliþkilerin normalleþmesi
için bir dokümanýn kabul edilmesi gerekliliðine iþaret eden
Müzakere heyeti üyeleri, bu tür bir dokümanýn uluslararasý
toplum tarafýndan da desteklendiðini ifade ettiler. Bakan
Seydiu, Kosova tarafýnýn hazýrladýðý bu dokümanýn Kosova
halkýna karþý soykýrým iþleyenlerini affedilmesini içermediðini
söyledi. Dokümanýn hazýrlanma aþamasýnýn kolay olmadýðýna,
bu dokümaný AB ve dünyaya iyi niyet mesajý vermek için
hazýrladýklarýný ifade ederken Çeku, “Baðýmsýz Kosova
bölgede barýþ gücü olacak. Biz Sýrplarýn yüz yýllarca halkýmýza
yaptýklarýný hiçbir zaman unutmayacaðýz” dedi.
bir öneride bulunmasýnýn beklediðini aktarýyor.
Stuermer’in Putin’in “Kosova’da 1999 yýlýndan
sonra ortaya çýkan durumun önceki yýllara oranla
daha iyi olduðunu belirttiðini” aktarýyor.
New York’ta 27 Eylül’de Temas Artý Gurubu Dýþiþleri
bakanlarý toplantýsý ile süreç devam edecek. Troyka üyeleri,
Temas Artý Gurubu Dýþiþleri bakanlarýna bu güne dek Priþtine
ile Belgrat aralarýnda yapýlan görüþmeler hakkýnda bilgi verecek. Görüþme ile ilgili basýna bir bildirinin yayýnlanmasý bekleniyor.
3
Kosova
ABD, Kosova’yý tanýyacak
Perþembe, 27 Eylül 2007
B
G ü ze l s ö zl e r
elgrat’a
yayýnlanan
“V.
Novosti” gazetesi Kosova’nýn
baðýmsýzlýðý ile ilgili ilginç bir
haber yayýnladý. “V. Novosti” gazetesine göre ABD’nin Aralýk ayýnýn
ortasýnda Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný
tanýyacaðýný okuyucularýna duyurdu.
Gazetede bu açýklamayý Belgrat diplomatik kaynaklarý tarafýndan kendilerine
sýzdýrýldýðýný iddia etti. Gazetenin
haberine göre Kosova’nýn baðýmsýzlýðý
için bir senaryonun hazýrlandýðýna
dikkat çekiliyor. Bu senaryoya göre
Troyka’nýn 10 Aralýkta BM Genel
Sekreteri Ban Ki Mun’a sunacaðý raporu BM Güvenlik Konseyi kabul etmeyecek
ve bundan sonra da Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný tanýmaktan baþka çare kalmayacak.
Gazete bu süreç zarfýnda yani Kosova’nýn baðýmsýzlýðýnýn tanýmasý faslýnda en
büyük rolü ABD’nin oynayacaðýna dikkat çekiyor.
Gazete ayrýca 17 Kasýmda Kosova’da yapýlacak olan seçimler ardýndan Kosova
yeni hükümet ve meclisine kavuþacaðýna dikkat çekerken, Kosova kurumlarýnýn
baðýmsýzlýk ilanýndan sonra Marthi Ahtisari’nin Kosova çözüm öneri paketinde
öngörüldüðü gibi 120 günlük geçici dönemi uygulanacaðýný iddia etti.
Kosova ile ilgili farklý
açýklamalar
Son günlerde Kosova sorunu ile ilgili her kafadan bir ses yankýlanmaya
baþladý. Uluslararasý toplumun bir kýsmý baðýmsýzlýðý desteklerken, diðer
bir kýsmý ise de bu konuda daha pasif kalmayý tercih ediyor.
R
usya
Belgrat
Büyükelçisi
Aleksander Alekseyev B 92
kanalýna verdiði demeçte Batý
tarafýndan
saðlanacak
destekle
Kosova’nýn
baðýmsýzlýðýný
ilan
edilebileceðini
ifade
ederken,
“Kosova’nýn baðýmsýzlýðýný destekleyecek ülkeler böyle bir durumda büyük
sorumluluk
üstlenmiþ
olacaklar.
Baðýmsýzlýðýn ilan edilme sonuçlarý
büyük bir faciaya dönüþebilir” dedi.
ABD Dýþiþleri Bakan danýþmaný
Deyvid Kremer, Reuters ajansýna verdiði demeçte Kosova’nýn
baðýmsýzlýðýný bir an önce tanýmasý gerekliliðine iþaret
ederken, çözümsüzlükten
dolayý
artýk
Kosovalýlarýn
sabrýnýn tükenme noktasýna
geldiðini söyledi. Kosova için
zoraki de olsa bir
çözümün
10
Aralýktan
sonra
yapýlmasý
gerektiðini
ifade
eden
Kramer,
“Varýlacak çözümü taraflar
beðenmeyebilir.
Bu
bir
gerçektir. Bunun yapýlmasý
gerekir” dedi.
BM Genel sekreteri Ban Ki Mun,
BM Genel Asamblesinin 62. açýlýþ
toplantýsýnda
yaptýðý
konuþmada
Kosova sorununun bir akþamda çözülemeyeceðine iþaret ederken, “Yakýn
Doðu, Kosova, Afganistan gibi sorunlar
bir akþamda çözülecek sorunlar olduðuna inanmýyorum. Bu sorunlarýn
çözülmesi için uzun zaman ve aðýr
çalýþmalarýn yürütülmesi gerekiyor”
dedi.
Sýrbistan Cumhurbaþkaný Boris Tadiç
Prag’da yayýnlanan “Hospodarzhske
Novine” gazetesine verdiði demeçte
Sýrbistan’ýn Kosova baðýmsýzlýðý ilan
etmesi durumunda Kosova’ya karþý þiddet
kullanabileceðini ileri sürdü. Tadiç, “ABD
ve bazý Avrupa ülkeleri Kosova’ya baðýmsýzlýðýný ilan etmesi konusunda destek vermese bu konuda taraflar arasýnda bir anlaþmaya varýlabilir. Arnavutlar eðer dýþtan
destek alýrlarsa görüþmelerin baþarýsýzlýkla
sonuçlanmasý için ellerinden geleni
yapacaktýr. Bu çok kötü bir senaryodur.
Yani bu bir savaþ demektir” dedi.
ABD Baþkaný George Bush,
Portekiz Baþbakaný Joze Sokrates
ile yaptýðý görüþme ardýndan
yaptýðý açýklamada Kosova
sorununa da deðindi.
Bush, ABD ve
AB’nin Kosova
sorununun
çözülmesine
konusunda kararlý
olduðunu veya bu
konunun daha iyi
bir seviyeye getirilmesi için ellerinden
gelen çabayý sarf etmeye
hazýr olduklarýný dile getirdi.
Sýrbistan Dýþiþleri Bakaný Vuk
Yeremiç, Londra’da yayýnlanan “The
Times” gazetesine verdiði demeçte AB’nin
Kosova sorunu ile ilgili “adaletsiz bir karar
almasý durumunda” AB’ne sýrtlarýný
çevireceðini söyledi.
Çin Dýþiþleri Bakan yardýmcýsý Çia
Conghuay, Belgrat’ta Sýrbistan Baþbakaný
Voyislav Koþtuniça ile yaptýðý görüþme
ardýndan Çin’in Kosova statüsünün belirlenmesinde zoraki çözüme karþý olduðunu
belirtirken görüþmelerin sonsuza dek
sürmesine de karþý olduklarýný söyledi.
Düþmanýnla bile konuþ ki, onun neden düþman olduðu ortaya çýksýn.
Sockrates
Bunlar da kim?
Bunlar Kosova’da görev yapan
uluslararası gizli servis mensupları
Müsteşar Sarnıç temaslarını
sürdürüyor
K
osova’daki güncel konuları da
görüştüklerini
belirten
Sarnıç,
Türkiye’nin bakış açısını
ve politikasını açıklama
fırsatında
olduğunu
söyledi. Gazetecilerin
sorularını
yanıtlayan
Sarnıç, Kosova statüsü
sözkonusu
olunca
Türkiye’nin Ahtisaari
planını desteklediğini ve
Balkanlarda sorunlara istikrarlı çözümlerin getirilmesinden yana olduğunu,
gereken katkıyı da aktif bir şekilde sunmaya devam edeceğini söyledi. Mustafa
Sarnıç, belediyedeki görüşmeleri ardından “Doğru Yol” TKSD ve Kosova Türk
Öğretmenler Derneğini de ziyaret etti.
Dernek çalışmalarıyla ilgili bilgi alan
Sarnıç, Türkiye’nin kültür ve eğitime
şimdiye kadar olduğu gibi ileride de
desteğinin devam edeceğinin altını
çizdi.
Sarnıç, Haziri ve Veliu’yla görüştü
Türk Eşgüdüm Ofisi Başkanı Mustafa
Sarnıç, nezaket ziyaretleri çerçevesinde
Başbakan Yardımcısı ve Yerel Yönetim
Bakanı Lutfi Haziri ile Eğitim Bakanı
Agim Veliu’yla görüşmelerde bulundu.
İki ülke ile iki hükümet arasında çok iyi
bir işbirliğin var olduğuna işaret eden
Lutfi Haziri, önümüzdeki dönemde bu
işbirliğin daha da artacağını belirtti.
Haziri, Kosovalıların Türkiye’nin
Kosova statü çözümünü ve Ahtisaari
planını desteklediği için memnuniyet
duyduğunu ifade etti. Türk Eşgüdüm
Ofisi Başkanı Mustafa Sarnıç ise,
Kosova’daki son gelişmelerin, görüşmenin odağını oluşturduğunu belirtti.
Müsteşar Sarnıç, “Türkiye’nin bakış
açısından görüş alış verişinde bulunduk,
ben kendilerine Türkiye’nin genel
olarak, prensip olarak Kosova’nın statü
çözümlenmesinde gereken desteği vere-
ceğimizi ifade ettim” dedi. “Bu soruna
Kosova halkının doğrultusunda bir
çözüm bulunması gerektiği inancını
paylaştığımızı ifade ettim” diyen
Müsteşar Sarnıç, Haziri’nin Yerel
Yönetim Bakanı da olmasından faydalanarak, Türkiye ile Kosova arasında yerel
yönetimler düzeyinde birçok alanda
işbirliği yapılabileceği konusunda oydaş
olduklarının altını çizdi.
Eğitim Bakanı Agim Veliu ile de bir
araya gelen Türk Eşgüdüm Ofisi
Başkanı Mustafa Sarnıç, görüşmelerin
ana konusunu ikili işbirliğin ilerletilmesi oluşturdu. Bakan Veliu, Kosova ile
Türkiye Eğitim Bakanlıkları arasında
üst düzey bir işbirliğin olduğunu
belirterek, Kosova’dan her yıl büyük
sayıda
öğrencinin
eğitimlerini
Türkiye’de sürdürdüklerini söyledi.
“Kosova statü çözümünü güçlüce
destekleyen ülkelerden biri Türkiye”dir
diyen Bakan Veliu, Kosova’daki Türkçe
eğitimde karşılaşılan sorunlar üzerinde
de durulduğunu açıkladı. Bakan Veliu,
Türkçe dilinde de kitapların basılmasına
özel önemin verildiğini, ancak bütçenin
kısıtlı olması yüzünden belli zorlukların
yaşandığını ileri sürdü. Türk Eşgüdüm
Ofisi Başkanı Mustafa Sarnıç, yakında
yapılacak karşılıklı ziyaretlerle bu işbirliğin güçleneceğine ve okul kitaplarının
basılmasında gözlenen birçok eksikliklerin ortadan kaldırılması için ortak çaba
verileceğine işaret etti.
Kosova
Marnak’tan Sýrplara
seçimlere katýlýn çaðrýsý
Výçýtýrn belediye yetkilileri ile birlikte Sýrplarýn yaþadýðý Goybules köyü ziyaret eden
KFOR Komutaný Marnak, Sýrplarý Kosova’da kasým ayýnda yapýlacak
olan seçilere katýlmaya davet etti.
K
FOR Komutaný General Ksaviye de
Marnak Vuçitýrýn belediyesine gerçekleþtirdiði ziyaret sýrasýnda belediye üst
düzey yetkilileri ile bir araya geldi. KFOR
Komutaný General Kva-siye, Vuçitýrýn belediye
Baþkaný Muharem Þabani ile yaptýðý görüþmede
belediyenin elde ettiði baþarýlardan dolayý duyduðu memnuniyeti dile getirdi. Marnak, “Vuçitýrýn belediyesine yaptýðým ziyaretten ve bu
belediyenin bugüne kadar elde ettiði baþarýlardan büyük memnuniyet duyduðumu belirtmek
istiyorum” dedi. KFOR güvenlik güçleri çalýþmalarýný da deðerlendire Marnak, Kosova vatandaþlarýnýn güvenliðinin saðlanmasý için çalýþmalarýnýn aralýksýz süreceðini belirti.
Vuçitýrýn Belediye Baþkaný Muharem Þabani
konu ile ilgili gazetecilere yaptýðý açýklamada,
General Kvasye de Marnak’a belediyenin mevcut durum hakkýnda bilgi verdiðini belirtirken,
görüþmede ayrýca statü, seçimlerin de ele
alýndýðýný söyledi.
Generalden Sýrplara ziyaret
KFOR Komutaný General Kvasye, Vuçitýrýn
belediye yetkilileri ile gerçekleþtirdiði görüþme
ardýndan Sýrplarýn yaþadýklarý Goybules köyünü
ziyaret etti. Goybules köyü Baþkaný Bratislav
Kostiç konuklarý selamlarken, köy sakinlerinin
Kosova’da yaþamak konusunda kararlý olduðunu
söyledi. Kostiç, “Biz ortak, sakin ve normal bir
hayat istiyoruz ve bunun için de çaba harcýyoruz.
Bizimle beraber diðer bazý köylerin de bizim bu
görüþümüzü paylaþtýðýný söyleyebilirim” dedi.
KFOR
Komutaný
General
Kvasiye
Kosova’da statü süreci ve seçimler konusuna
deðinirken, Sýrplardan Kosova’da kendilerini
evlerinde hissetmelerini istedi. 17 Kasýmda
yapýlacak seçimlere Sýrplarýn da katýlmasý
yönünde çaðrý yapan Marnek, Kosova’da yapýlacak seçimlerin tüm vatandaþlarýn çýkarýna
olduðunu belirtirken, seçimler sayesinde
herkesin kendi geleceðini belli edebileceðini
söyledi.
Priþtine’de patlama: 2 ölü, 10 yaralý
P
azartesi (24 Eylül) sabahý 02:00 sularýnda
Priþtine’nin Dardania semtinde þiddetli
patlamada 2 kiþi ölürken 10 kiþi de yaralandý. Otel ve restoranlarýn yoðun olduðu
Dardania semtinde yaþanan þiddetli patlama
çevreye büyük maddi zarar verdi. Olay
mahalline yakýn olan bina, otel ve restoranlarýn
çamlarý kýrýldý. Patlamada Naim Murati ve
Pleurat Slamniku hayatýný kaybederken,
yaralanan vatandaþlar Priþtine Hastanesine
kaldýrýldý. Yaralýlardan Celal Sinani’nin saðlýk
durumu ciddiyetini koruyor.
Priþtine Hastanesi yetkilileri yaptýklarý açýklamada durumu ciddi olan bazý hastalarýn
Üsküp hastanesine nakledildiðini bildirdiler.
Kosova Polis Birlikleri olan ile ilgili geniþ açýklama yapmaktan kaçýnýrken Kosova Polis
Birlikleri Basýn sözcüsü Veton Elþani, patlamada iki kiþinin hayatýný kaybettiðini birçok
kiþinin de yaralandýðýný belirtirken, patlamanýn
olay mahallinde büyük maddi hasarlara yol
açtýðýný söyledi. Sözcü Elþani, patlayýcý cinsinin
ne olduðunu ve olayda hangi patlayýcý madde
kullandýðýný tespit etmeye çalýþtýklarýný söyledi.
Patlama ardýndan olay KFOR özel birlikleri,
itfaiyeciler ile Ýl Mahkeme Savcýsý olay yerine
intikal etti., Kosova kurumlarý, siyasi partiler,
sivil toplum örgütleri Priþtine’nin Bil Clinton
caddesinde yaþanan patlamayý kýnadýlar.
Patlamaya tepki var
: 3 96
ý
y
a
S
KOSOVA TÜRKLERÝ’NÝN ÝLK BAÐIMSIZ GAZETESÝ
Haftalýk gazete
Sahibi ve Genel Müdürü:
Mehmet BÜTÜÇ
Ýç Haberler: Fevzi KARAMUÇO
Kültür: Ýskender MUZBEG
Kosova Baþkaný Fatmir Seydiu tarafýndan
yayýnlanan bildiride patlama sert bir dille
kýnanýrken, bu tür olaylarýn Kosova için kabul
edilemez olduðuna deðinildi. Bildiride bu tur
olaylarýn zarar, vatandaþlar arasýnda korku ile
istikrarsýzlýða yol açacaðýna dikkat çeklidi.
Kosova hükümeti patlamayý, “Kosova’nýn
çýkarlarýna zarar veren bir kriminel eylem”
olarak deðerlendirdi. Baþbakanlýk tarafýndan
yayýnlanan bildiride “Kosova’yý istikrarsýzlýða sevk edecek bu tür olaylara izin vermeyeceði bildirildi. Patlamayý Kosova
Savunma Güçleri TMK de kýnadý. Avrupa
Konseyi Genel Sekreteri Terri Deyvis de patlamayý eleþtirdi.
Yayýn Koordinatörü:
Taner GÜÇLÜTÜRK
Balkan ve Ankara Muhabiri:
Erhan TÜRBEDAR
Gilan Muhabiri: Celal MUSTAFA
Mamuþa Muhabiri: Suphi MAZREK
Kadýn: Sezen HASKUKA
Gençlik: Sinem ÞÝÞKO
Çocuk Sayfasý: Eda BÜTÜÇ
Spor: Ýsmail MAKASÇÝ
Luan MORÝNA
Mizanpaj: Eren BÜTÜÇ
Yazýlarda ortaya atýlan
fikirler, yazarlara
aittir. Gazetemizin resmi
görüþü deðildir.
Yazýlarýn sorumluluðu
yazarlara aittir.
e-mail:
[email protected]
[email protected]
Adres: Adem Yaþari No: 8,
Prizren/Kosova
Tel. 029 623 503
Fax: + 381 (0)29 623 503
Perþembe, 27 Eylül 2007
Seçim pusulalarý
hazýr deðil
4
Kosova 17 Kasýmda seçime doðru ilerlerken, seçimler
ile ilgili her geçen gün farklý sorunlar baþ gösteriyor.
AGÝT þefi Vnend, seçim pusulalarý ihalesinin halen
açýlmamsýndan duyduðu endiþeyi UNMIK Yöneticisi
Rüker ile paylaþýrken bu konuda destek istedi.
K
osova’da 17 Kasýmda yapýlacak olan merkezi ve yerel
seçimler için süre her geçen gün daha da azalýyor.
Kosova Merkezi Seçim Komisyonu partilerin kayýt ve
aday listelerinin inceleme prosedürünü halen tamamlamýþ deðil.
Partilerin aday listelerini iki hafta önceden beri sunmasýna raðmen bu konu ile ilgili bazý teknik iþlerin tamamlanmasý gerekiyor.
AGÝT Misyonu þefi Verner Vnend, Kosova UNMIK
Yöneticisi Yoakim Rüker ile yaptýðý görüþmede misyonunun
karþýlaþtýðý teknik sorunlar hakkýnda bilgi verdi. Vnend,
görüþmede Kosova Merkezi Seçim Komisyonunun seçim pusulalarýn basýlmasý için bu güne dek ihale yapmadýðýný hatýrlatarak
bu konuda destek istedi.
Kosova’da 17 Kasýmda yapýlacak seçmen listelerinde 1.5
milyon kiþi oy kullanacaðý ile adaylarýn yer aldýðý üç listeyi göz
önünde aldýðýmýzda seçim pusulalarýn basýmýnýn uzun zaman
alacaðý açýk.
UNMIK Basýn sözcüsü Sven Lindholm, görüþme ile ilgili
yaptýðý açýklamada UNMIK Yöneticisi Rüker ile Kosova AGÝT
Misyonu þefi Vnend’in seçimlerin baþarýyla sonuçlanmasý için
daha sýk bir araya geleceklerini söyledi. Seçim pusulalarýn basýlmasý ile ilgili açýklama yapmaktan kaçýnan Lindholm, her þey
zamanýnda tamamlanacaðýný söyledi. Lindholm, kýsa bir zaman
içinde seçim pusulalarýn basýlmasý için ihalenin de yapýlacaðýný
belirtti.
Kosova Merkezi Seçim Komisyonu Yürütme sekreteri
Mazlum Baraliu, Vnend tarafýndan dile getirilen eleþtirilere
katýlmadýðýný ifade ederken, “Sorunlar olabilir. Ama biz bu
sorunlarý çözmek için çaba harcýyoruz. Bu sorunlarla baþa çýkacaðýmýza inanýyorum” dedi. Seçim pusulalarý formunun kabul
edildiðini belirten Baraliu, parti aday listelerinin kayýtlarýnýn
tamamlanmasýndan sonra da seçim pusulalarýnýn basýlacaðýný
söyledi.
Banka:
Raiffeisen Bank
Yeni Dönem
Hesap No:
1502001000171635
Baský:
“SIPRINT” basýmevi
Prizren
“Yeni Dönem”
Kosova Türk Medyasý
yayýnýdýr.
Yeni Dönem KTM Þirketi
Danýþma Kurulu:
Fikri Þiþko (Ýl Mahkeme Yargýcý)
Refki Taç (Avukat, Uluslararasý Hukuk
Uzmaný)
Cemil Luma (Esnaf ÝE Derneði
Baþkaný)
Zeynel Beksaç (Türkçem Dergisi
Sahibi)
Agim Rifat Yeþeren (Belediye Kamu
Avukatý)
Levent Koro (UNDP Ekonomi Uzmaný)
Elsev Brina (Türk Dili Öðretmeni)
5
Perþembe, 27 Eylül 2007
Kosova gündemi
Kosova
Sencar Karamuço
Gündemi olmayan görüşme
T
emas Artı Gurubu tarafından
Kosova sorununun belirlenmesi için oluşturulan Troyka,
28 Eylülde New York’ta yapılacak
olan taraflar arasındaki görüşmelere
odaklanmış bulunuyor. Yani Priştine
ve Belgrat heyetti 120 günlük ek
görüşmeler çerçevesinde New York’ta
ilk defa bire bir görüşmede bulunacak.
Görüşmelere arabuluculuk yapan
Troyka,
toplantının
gündemini
saptamadığından şu anda görüşme
gündemi serbest olarak bırakılmış
durumda. Troyka tarafların Kosova
sorununa farklı yaklaşımlarını göz
önünde bulundurarak toplantı gündemini saptamayı uygun görmedi.
Troyka sadece “teknik” yönünden
tarafların konuşma sürecini tespit etti
ve taraflara görüşlerini dile getirmeleri için yarımşar saat tanındı. Bu
süre içinde taraflar bir birlerine
Kosova statüsünün belirlenmesi ile
ilgili tutumlarını açıklayacaklar.
Taraflara dar bir sürenin tanındığı
gözlerden kaçmamaktadır. Ama
tarafların birbiri ile bir türlü
konuşmayı beceremediğini dikkate
aldığımız zaman bu sürenin çok bile
olduğunu düşünebiliriz. Çünkü
taraflar yıllardan beri seüren
görüşmlerde sadece teknik bir konuda
o da görüşmlerin finansmanının ortak
yapılması konusunda anlaşmaya
varabilmişti. Bu yüzden de tarafların
yapacakları bu görüşmelerden bir
sonuç beklemek hayalden öteye
gitmemektedir.
Troyka, tarafların bu görüşmesinden bir gün önce Temas Artı
Gurubu Dışişleri Bakanları ile bir
araya gelecek ve bu görüşmede
bugüne
kadar
yapılan
bütün
görüşmelerle ilgili bakanları bilgilendirecek. Bu toplantıdan bir gün
sonra da söz taraflara verilecek.
Görüşmede, Kosova Müzakere heyetinin karşı tarafa Sırbistan ile ilişkilerin
normalleşmesini gündeme getirmesi
beklenirken, Sırp tarafının Kosova’ya
özerklik vermeye hazır olduğunu
teklif etmesi bekleniyor. Yani
görüşme gündemi serbest bırakılan
görüşmelerde tarafların “eski tas, eski
hamam” deyimine sadık kalacaklarının açık bir göstergesi.
Kosova tarafının, Sırbistan Cumhurbaşkanı Boris Tadiç ve Başbakan
Koştuniça’ya görüşmede Ko-sova’nın
bağımsızlığına kavuşmasından sonra
iki bağımsız ülke olarak akıbeti
bilinmeyen kişilerin bulunması,
ekonomi, güvenlik başta olmak üzere
iki ülke için önem taşıyan sorunlarla
ilgili işbirliği önerisinde bulunması
bekleniyor. Diğer taraftan Sırbistan
heyeti ise yarım saatlik zaman
diliminde gerçek özerklik önerisini bir
daha dile getirecek. Tarafların
görüşlerini dile getirmesinden sonra
bir saatlik yorum, polemik, önerilerde
bulunma olanakları da bulunuyor.
Ama
görüşmeden
bir
sonuç
alınamayacak gibi görülüyor. Tarafların bire bir görüşmelerinden sonra
her iki tarafta Troyka ile birer
görüşmede bulunarak, görüşmeleri
değerlendirecek.
Vitkovski: “Kosova’da
ekonomi durum düzeliyor”
Ekonominin geliþimi için bugüne kadar yapýlan çalýþmalarýn bugün meyvelerini
vermeye baþladýðýný ifade eden Vitkovski, geçen yýllara oranla 2006 ve sonrasýnda
ekonomik geliþimde kýpýrdamalarýn kendini gösterdiðini özellikle
de bu geliþimin makro ekonomik alanda gözlendiðini söyledi.
U
NMIK IV. Kademe yöneticisi yardýmcýsý Andreas
Vitkovski
düzenlediði
basýn toplantýsýnda Kosova’da
ekonomik durum hakkýnda bilgi
verdi. Kosova’da sekiz yýl içinde
ekonomik durumda iyileþmeler
görüldüðünü ifade eden Vitkovski,
Kosova statüsünün belirlenmesinden sonra durumun daha çok
iyileþeceðini söyledi. Vitkovski,
UNMIK IV. Kademesi tarafýndan
hazýrlanan “Kosova’da 2007 yýlýnda ekonomi
geliþme” baþlýklý araþtýrma ile yaptýðý açýklamada, “1999 yýlýndan sonra özel sektörün
geliþmesine büyük önem verildiðini” söyledi.
Kosova’nýn ekonomi geliþimine deðinen
Vitkovski, elektrik enerjisinin yetersizliði,
kamu kuruluþlarýn sýnýrlý çalýþmalarý ile iþ
pazarýnda kalifiye kadrolarýn bulunmamasýnýn
ekonomik geliþimi olumsuz etkilediðinin altýný
çizdi.
Kosova’da UNMIK çalýþmalarýný deðerlendiren Vitkovski, “Kosova’nýn bölgesel
örgütler ile AB’ye üye olmasý için etkinliklerin
aralýksýz devam ettiðini belirtti. Vitkovski,
ekonomik geliþim için fiskal siyaset
çerçevesinde yatýrýmlarýn artmasý, kamu
hizmetleri giderlerinin azaltýlmasý ve sosyal
hizmetler ile ilgili yoksulluðun azaltmasý gibi
önlemlerin alýnmasý gerekliliðine iþaret etti.
UNMIK IV. Kademe tarafýndan hazýrlanan
araþtýrmaya göre yabancý yardýmlarýn artmasý
ile kamu hizmetlerin masraflarýnýn azalmasýndan sonra Kosova ekonomisinde canlanmanýn
belirtilerinin kendini gösterdiðine dikkat çekildi. Raporda, “2005 yýlýnda Kosova ihracatýnda
düþüþ olmasýna raðmen, 2006’da ihracatýn %
54 artmasý ekonomiye büyük destek verdi.
Ýnþaat alanýnda yatýrýmlar %61 artýþ
gözlenirken, özel sektörde de hatýrý sayýlýr
artýþlar gözlendi” deniliyor.
Bu araþtýrmaya göre 2006 yýlýnda makro
ekonomide istikrarýn saðlandýðýna dikkat çekilirken, fiskal siyaset ile bu istikrarýn tehlikeye
düþebileceðine vurgu yapýlýyor. Araþtýrmada
ayrýca özel sektör, yatýrýmlar ile Kosova’nýn
AB entegrasyonuna katýlýmý için olumlu
reformlar yapýldýðý belirtiliyor.
Araþtýrmada Kosova’da iþsizlik sorununa da
deðiniliyor. Kosova’da iþsizliðin yüksek
seviyede olduðunu, bunun da Kosova
ekonomisi için ciddi bir tehlike yarattýðýna
dikkat çekiliyor.
***
Kosova’da son günlerde yapılan
çeşitli açıklamalar sonrası 17 Kasım
seçimleri ertelenmiyor mu? şüphesini
de beraberinde getirdi. AGİT Kosova
Misyon Şefi Vnendt’in Rüker’e
yaptığı ziyareti çerçevesinde halen oy
pusulalarının basılmamış olduğundan
duyduğu kaygıyı dile getirmesi ve
Seçim Komisyonunun halen parti
adaylarını resmi olarak açıklamamış
olmamsı da bu şüpheyi destekler
nitelikte. Bu açıklamları takiben
Merkezi Seçim Komisyonu yaptığı
açıklamada
Vnendt’i
yaptığı
açıklamalar yüzünden eleştirirken,
seçim oy pusulaları ile listelerinin
ihalesinin en kısa zaman içinde
yapılacağını duyurarak şüpheleri
gidermeye çalıştı ama pek başarılı
olduğu söylenemez. Kosova’nın
seçime kilitlendiğini göz önüne
aldığımızda şu an için en önemi olan
şey,seçim günü oy pusulaları ile aday
listelerinin hazır olmasının gerektiği.
O yüzden de Seçim Komisyonuna
güvenmekten başka bir şansımız yok.
O yüzden 17 Kasım gününü
bekleyelim ve görelim diyorum.
17 Kasým seçimleri
gecikiyor mu?
Kosova’da 17 Kasýmda yapýlmasý planlanan seçimler
için partilere kayýt ve aday listelerin teslimi için tanýnan
süre iki hafta önce doldu. Ama aradan iki hafta geçmesine raðmen seçim komisyonu parti adaylar hakkýnda
hiçbir açýklamada bulunulmamsý yoksa seçimler yine mi
erteleniyor þüphesini doðurdu.
A
GÝT Kosova Basýn sözcüsü
Sven Lindholm bu konu
üzerine gazetecilere bir
açýklama
yaptý.
Lindholm,
“Hazýrlýk aþamasýnda bir gecikme
söz konusu deðildir. Sürecin
baþarýyla sonuçlanmasý için elimizden gelen bütün çabayý sarf ediyoruz. Bugüne kadar Kosova’daki
100 siyasi oluþumdan 38’in
komisyona sertifikasýný yaptýrdý”
dedi.
UNMIK Basýn sözcüsü Rasel
Giki, Kosova’da bulunan üç
kiþilik heyet yaptýklarý araþtýrma
ile ilgili BM Siyasi Sorular
Departmanýna
bir
rapor
sunacaklarýn belirtti. Üç kiþilik
heyet tarafýndan hazýrlanacak
olan raporun teslim süresinin
önemli olmadýðýný ifade eden
Giki, büyük bir ihtimalle
raporun hafta içinde hazýrlanacaðýný söyledi.
Kosova’da 17 Kasýmda çeliþkili bir seçim sistem uygulamaya
konulacak. BM de bunu göz
önünde bulundurarak Kosova’ya
üç kiþiden oluþan bir heyet gönderdi. Kosova’da beþ gün süre içinde
çalýþmalarýný sürdüren heyetin esas
amacý, seçimlerin yapýlmasý için
UNMIK’e teknik olanaklar
konusunda bilgilendirmekti.
UNMIK pazar günü aldýðý
bir karara göre Kosova dýþýnda
bulunan Kosova vatandaþlarýnýn
seçimlerde oy kullanmasýný
kabul etti. Kosova dýþýnda
yaþayan vatandaþlar UNMIK
kararýna göre oylarýný internetten kullanabilecek. ORA Basýn
sözcüsü Ylli Hoca düzenlediði
basýn toplantýsýnda seçmenin
inernet üzerinden oy kullanma
kararýný eleþtirirken, bunun yolsuzluklara yol açacaðýný söyledi.
Kosova
Merkezi
Seçim
Komisyonu Yürütme sekreteri
Mazlum Baraliu siyasi partilerin
sertifikasý ve partilerin adaylarýnýn
kayýtlarý çalýþmalarý tamamlanmadýðýný ifade ederken, “Yalýnýz
listelerde yer alan adaylarýn seçime
katýlýmlarý konusunda bir engel
taþýyýp taþýmadýklarý araþtýrýlýyor”
dedi.
Kosova Merkezi Seçim
Komisyonu partilerin kayýt ve
aday listede bulunan adaylarýn
kaydýný tamamlandýktan sonra
seçim oy pusulalarý ile listelerinin hazýrlanmasý ve basmasý gerekiyor.
6
Kosova
Priþtine Üniversitesinde
rekor öğrenci sayısı
Perþembe, 27 Eylül 2007
Fev zi K ara muço
Dost olalım
V
iyana’dan sonra taraflar yeniden
Londra’da Üçlü heyet ile bir
araya
geldiler.
Viyana’da
görüşmelerin bir gün olmasına rağmen
Londra görüşmeleri 2 gün sürdü. Kosova
Müzakere heyeti görüşmelere geçen
sefer olduğu gibi Londra’ya en güçlü
kadrosu ile katılırken, Sırbistan,
Viyana’ya giden heyette sadık kaldı.
Sırbistan hükümeti, Kosova’dan sorumlu
Bakan Slobodan Samarciç yönetiminde
görüşmelere katıldı. Londra’da iki gün
süren görüşmelerde hiçbir yenilik göze
çarpmadı. Taraflar, görüşme ardından
yaptıkları açıklamalarda da yeni bir şer
ortaya atmaya hiç niyetleri olmadıklarını
gösterdiler.
Sırbistan heyetine kıyasen, Kosova
Müzakere heyetti Londra’ya boş elle
gitmedi. Londra’ya hareket etmeden
önce Müzakere heyeti Sırbistan’a dostluk
elini uzatarak iki ülke arasında
bağımsızlıktan
sonra
ilişkilerin
normalleşmesini öngören bir doküman
hazırladı. 120 günlük ek görüşmelerin
süresi yaklaşırken Kosova Müzakere
heyeti de hazırladığı döküman ile iki
koşmu gibi dost bir şekilde yaşama
tohumlarını atmış oldu. Başkan Seydiu
hazırladıkları
doküman
hakkında
açıklama yapmaktan kaçınırken, Üçlü’ye
sunduktan
sonra
bu
dökümanı
kamuoyuna açıklayacaklarını ifade
ederken, “Komşu ülke ile iyi ilişkiler
kurmak için Kosova halkı yaşadıkları
şeyleri atlamaya hazırdır” demekle
yetindi.
Kosova tarafı bu dökümanı
hazırlaması ile Kosova sorununda artık
bir çözüm istediğini dünyaya duyurmuş
oldu. Kosova Müzakere heyetti ayrıca
Sırbistan’la teknik soruları, akıbeti
bilinmeyen
kişilerin
bulunması,
ekonomi, güvenlik ve iki ülkeyi
ilgilendiren önemli olan sorunları
masaya yatırabileceklerinin sinyallerini
verdi. Başka bir deyişle Kosova
Müzakere heyeti Londra’ya hareket
etmeden önce tutumları ile ilgili renk
vermiş oldu. Başbakan Çeku da
takınacakları tutuma ilaveten, “İki
egemen ve bağımsız devlet olarak teknik
sorunları görüşmeye hazırız. Statü ve
bağımsızlık bizim için artık müzkere
edilemez ve tartışılamaz ” dedi. Bütün
bunları dikkate aldığımız zaman Kosova
Müzakere heyetinin günah çıkaran üçlü
rahibe Viyana’dan bu güne dek yaptıkları
görüşmelerin boşa gitmediğini ve
komşusuyla iyi ilişkiler ve dostluk
temellerini atmak istediklerini kanıtlamış
oldular.
bi
i gi aynı
dak
na’ hava
a
y
Vi da da
bur
Sırbistan ise hiç bir yeni öneri ortaya
atmadan aynı yerde saymaya devem
ediyor. Eskisi gibi Kosovalılara özerklik
önerisini çantasında bulunduruyor.
Sırbistan heyeti başkanı Slobodan
Samarciç, Reuters ajansına verdiği
demeçte Arnavutların Sırp planını kabul
ettikleri takdirde AB’nden yardım
isteyeceklerini
duyurdu.
Kosova
Müzakere heyeti tarafından hazırlanan
dokümanın gün ışığına çıkmasıyla Sırp
heyeti bu öneriyi sessiz bir şekilde kabul
etmeyeceklerinin
mesajını
verdi.
Sırbistan Dışişleri bakanı Vuk Yeremiç,
Kosova Müzakere heyetinin açıklaması
ardından yaptığı açıklmada Sırbistan ile
dostluk ilişkileri kurulmasını öneren
metni kabul etmeyeveklerini belirtirken,
“Müzakere heyeti tarafından sunulan
anlaşma gerekli yere atılan bir adım
değildir. Görüşmelerde bu tür önerinin
yer almasının hiçbir anlamı yok. Bundan
daha önemli soruları ele alıp görüşmemiz
gerekiyor” dedi.
Londra’da yapılan görüşmeler
hakkında hiç bir resmi açıklama
yapılmazken, Rusya’nın Üçlü temsilcisi
Aleksandar Bocan Harçenko, Belgrat ve
Priştine önceki görüşmede olduğu gibi
çözüme yaklaşacak hiçbir adım
atmadıklarını söyledi. Rus temsilci, New
York’ta 28 Eylülde yapılacak bire bir
görüşmelerde bu sorunun çözülmesi için
çaba göstereceklerini sözlerine ekledi.
Şu anda tarafların bir anlaşmaya
varması çok zor gibi görünmektedir.
Taraflar, uluslararası toplum, hepsi
bunun açıkça farkında. Bir anlaşmaya
varılabilmesi için ilk önce Arnavutlar ve
Sırplar arasında güven sağlanması
gerekiyor. Bunun için de zaman gerekli.
Bu uğurda bir gün, aylar, yıllar
gerekebilir. Tarih iki halk arasında derin
izler de bıraktığı tartışılmaz bir gerçek.
Görüşmelerin başlanması ile taraflar
arasında Kosova sorununun çözümü için
hiçbir somut adım atılmadı. Dünya da
bunun farkında. Bu veriler üzerinden
yola çıktığımız zaman daha nice 120
günlük görüşmeler yapılsa dahi tarafların
bir anlaşmaya varmaları hayal gibi
gözüküyor. Bundan dolayı de bu tür
oyalamalara son verilmeli. Ahtisari’nin
planı bunun için en uygun çözüm yolu
olarak gözüküyor. 120 günlük ek
görüşmelerin tamamlanması ardından bu
planın uygulamaya konulacak gibi
görünmektedir. Beklemekten başka
çaremiz olmadığı için, bekleyelim ve
görelim diyorum.
Kosova Eðitim Bakaný Agim Veliu ve Priþtine Üniversitesi rektörü
Enver Hasani ortak düzenledikleri ortak basýn toplantýsýnda Priþtine
Üniversitesi geçen yýla kýyasen bu yeni eðitim yýlýna 9.000 yeni talebe
ile baþlayacaðýný duyurdular.
K
o s o v a
E ð i t i m
B a k a n ý
Agim
Veliu,
“Kabarýk
sayýda
Kosovalý
gencin
üniversite dýþýnda
kalmasýný
göz
önünde
bulundurarak, Priþtine
Üniversitesi rektöründen, üniversiteye ek öðrenci alýnmasýný rica ettik.
Bu ricamýza Priþtine Üniversitesi Rektörü
Enver Hasani’den olumlu yanýt aldýk. Bu
yeni öðretim yýlý için alýnan öðrenciler bu
günlerde kayýtlarýný yaparak öðrenimlerine
baþlayacaklar” dedi.
Priþtine Üniversitesine bu eðitim yýlý
çalýþmalarýný da deðerlendiren Bakan
Veliu, öðrencilerin fen bilimlerini daha çok tercih ettiklerini söyledi. Priþtine
Üniversitesinde araþtýrmalarýn
memnun
edici
seviyede
olmadýðýný belirten
Bakan Veliu, bakanlýk
tarafýndan
araþtýrmalar ile ilgili
özel fonlar yaratacaklarýný söyledi. Bakan
Veliu, Rektör Hasani’den
her bir fakülte için rektör
yardýmcýlarýný
da
seçmesi
talebinde bulundu. Priþtine Üniversitesi rektörü Enver Hasani üniversiteye ek öðrenci-
P
lerin kabulünü olumlu bir inisiyatif olarak
deðerlendirirken, eðitim için daha çok çalýþma alaný yaratýlmasý gerektiðini söyledi.
Rektör Hasani, bazý üniversitelerde ek
bölümlerin yapýldýðýný belirtirken, geçen
yýla kýyasen çalýþma alaný 4 — 5 bin metre
kare arttýðýna dikkat çekti.
Priþtine Üniversitesi Senatosu,
Kosova Eðitim Bakanlýðýna Týp
ve Mimarlýk fakültelerinde
öðrenci sayýsýnýn % 10,
diðer fakültelerde ise %
20, sýralý olmayan ve
paralý eðitime devam
eden öðrenci sayýsýnda
%50 artýþ yapýlmasý
önerisinde
bulundu.
Priþtine
Üniversitesi
2007/08 eðitim yýlýnda
7.669
öðrenci
kayýt
yaparken, bunlarýn 5.250 sýralý,
1.499 paralý ve 920 sýrasýz talebeden
oluþuyor.
Prizren’de Türkçe
eğitiminde %8.5 artış
rizren’de 2008/2009 eğitim yılında Türkçe eğitime kaydını yaptıran öğrencilerin
sayısında geçen yıla oranla %8.5 artış kaydedildi. Prizren Eğitim Müdürlüğünün verilerine göre, Mustafa Baki ilkokuluna 15, Motrat Çiriyazi ilkokuluna 50, Mati
Logoretsi ilkokuluna 22, Emin Durak ilkokuluna 23, Abdül Fraşeri ilkokuluna 12 ve Lek
Dugacini ilkokuluna da 4 olmak üzere Türkçe eğitime toplam 126 öğrenci kaydını yaptırdı.
Geçen yıl Mustafa Baki ilkokuluna 14, Motrat Çiriyazi ilkokuluna 41, Mati Logoretsi
ilkokuluna 17, Emin Durak ilkokuluna 30, Abdül Fraşeri ilkokuluna 11 ve Lek Dugacini
ilkokuluna da 3 öğrenci olmak üzere toplam 116 öğrenci kaydını yaptırmıştı.
Prizren Eğitim Müdürlüğü Türkçe eğitimi yetkilileri, bu artışın Kosova Türk Sivil
Toplum Kuruluşları, KDTP ve Eğitim Müdürlüğünün ortaklaşa girişimleri neticesinde elde
edildiğini ifade ettiler. Kadro yetersizliği ve ders kitapları eksikliğinin her geçen gün
azaldığını ifade eden yetkililer, 1, 2, 6 ve 7. sınıflar için gerekli ders kitaplarının tamamının
basıldığını, yeni yıla kadar da 3, 4 ve 8. sınıflar için ders kitaplarının basımdan çıkmasının
planlaştırıldığını vurguladılar. Bilhassa Prizren’in Kurila semtindeki “Panda” kırtasiyesinde bulunan Türkçe ders kitapları arasında basımdan yeni çıkan 3. sınıflar için
yurttaşlık ve 8. sınıflar için de tarih kitabı bulunuyor. Bu yıl 5. ve 9. sınıflar için gerekli
ders kitapları baskıya yetişemedi. Elde ettiğimiz bilgilere göre, bu yıl beşinci sınıf öğrencileri, eğitim müfredatında yer alan konuları değişik kitaplardan fotokopi ederek, bir araya
getirip kitaplaştırdı. Okul öncesi eğitim söz konusu olduğunda, bu yıl Abdül Fraşeri
anaokuluna 18, Motra Çiriyazi anaokuluna 22 ve Mustafa Baki anaokuluna 33 öğrenci
kaydını yaptırdı.
7
Perþembe, 27 Eylül 2007
Belgrat’tan Kosova’ya
yeni teklif
Kosova
B
elgrat'ın Kosova
Bakanı Slobodan
Samarciç,
Sırp
hükümetinin Kosova'ya
“%95'lik bağımsızlık”
teklif
etmeye
hazır
olduğunu
söyledi.
“Sırbistan'ın önerisi yeni
ve net ve günümüz
dünyasında görülmemiş
derecede azami bir özerklik biçimi sunuyor” diyen
Samarciç, planın kabul
halinde
edilmesi
Kosova'nın Sırbistan ile
yalnızca “zayıf ve asgari
düzeyde”
ilişkiler
sürdüreceğini de sözlerine ekledi. Plan, üst düzey
Sırp ve Kosovalı yetkililer arasında Cuma günü
New York'ta gerçekleşecek yüz yüze görüşmelerde açıklanacak.
ABD
Dışişleri
Bakanı
Condoleeza Rice Reuters'e
verdiği ve Pazartesi günü yayınlanan bir röportajda, AB'yi
Kosova'nın
bağımsızlığını
desteklemekte ABD'ye katılmaya çağırdı. Rice, “Bu,
A
Dışişleri
BD
Bakanı Kondeliza
Rice, Reuters ajansına verdiği demeçte bir
daha ABD Kosova’nın
bağımsızlığı ile ilgili tutumunu açıkladı. Kosova’nın
bağımsızlığını desteklediklerini belirten Bağımsız
Kosova
Balkanlarda
istikrarı
sağlayacağını
söyledi.
Üçlü heyetin çalışması
“barışçıl bir çözüm “
olduğunu belirten Rice
taraflar aralarında uzlaşmadıkları takdirde ABD Kosova’nın bağımsızlığını tanacağını söyledi.
Rice “Bağımsız bir Kosova olacak. Biz bundan yanayız. Bu çözüm Balkanlarda istikrarsızlığı
değil istikrarı sağlayacaktır” dedi.
Balkanlar'da istikrarı bozmaktansa istikrar sağlama potansiyeline sahip tek çözümdür.” dedi.
Bakan, iki tarafın taban tabana
zıt tutumlarına rağmen sürmekte
olan müzakerelerin “dostça bir
anlaşmayla” sonuçlanma ihtimalinin hala geçerli olduğunu da
belirtti.
Suroi: “Bağımsızlık için
Sırbistan’dan izin gerekmez”
“Kosova, New York’a
bağımsızlığı için veya
yüzde 95 oranlık bir
özerklik
için
Belgrat’tan izin istemeye değil, iki bağımsız
ülke arasında iyi komşu
ilişkiler
teklifinde
bulunmak için gidiyor”
diyen ORA Partisi
Başkanı Veton Suroi,
Kosova kurumlarının
kesin bir programa
sahip olmakla birlikte
en geç bu yılın sonuna
kadar
bağımsızlığa
hazır olmaları gereğine
işaret etti.
Rice: “Bağımsız Kosova
Balkanlarda istikrarı sağlayacak”
Priştine ile Belgrat arasındaki müzakere sürecinin ağır bir süreç
olacağını ileri süren Veton Suroi, Kosova sorununun daha geniş bir
jeopolitik konumuna getirilebileceğini belirtti. Kosova’nın yeni bir
jeopolitik çerçeveye alınmasının ise statü sürecine zarar vereceğini
belirten ORA lideri Veton Suroi, bu durumda Kosova kurumlarının
ayan ve kesin bir çalışma programına sahip olmaları gereğini savundu. Şu aşamada dünya topluluğunun bir bölümünden müzakerelerin
uzatılmasına dair istemlerin ortaya atılacağına dikkat çeken Suroi,
Rusya tarafından 10 Aralık’ın müzakereler için son müddet
olmadığını ileri sürdüğünü hatırlattı. Suroi, ayrıca seçimlere
değinirken, oy kullanmanın bireysel ve gizli bir hak olduğunu,
Kosova dışından da oy kullanma önerisinin yolsuzluklara davetiye
çıkaran bir öneri olduğunu söyledi. Suroi, Kosova’nın seçimlerde iyi
bir tecrübeye sahip olduğunu, bunun için yeni denemelere ihtiyaç
olmadığını kaydetti.
Kosovalılar tarafından tek yanlı bağımsızlığın ilan edilmesine karşı olduklarını belirten ABD
Dışişleri Bakanı Rice, Kosovalılara tek yanlı bağımsızlığın ilan etmelerinin iyi bir fikir olmayacağını ifade etti.
Kosova statüsünün nasıl çözüleceği sorusu üzerine Rice, “ABD ve AB ortakjlaşa hareket
etmelidir. Avrupalılar Balkanların ABD’den daha uzak ama Avrupaya çok yakın olduğunun
farkındalar. Eğer onlar istikrarlı bir Balkan kurmak isterseler ağır bir karar almalıdırlar” şeklinde konuştu.
Berişa: “Devlet Sembolleri
yakında açıklanacak”
K
osova
Meclisinin
önümüzdeki
Perşembe yapılacak toplantısında,
Ahtisari paketiyle öngörülen birçok
kanun tasarısının onaylanması bekleniyor.
Onaylanması beklenen kanun tasarılarından
biri de Kosova devlet sembollerinin kullanılmasına ait kanun tasarısı olacak.
Kosova Meclisi Başkanlık Kurulunun
toplantısında, devlet sembollerinin kullanılmasına ve Ahtisari paketiyle öngörülen diğer
kanun tasarıların, statüyle ilgili gelişmeleri
gözetmeksizin, en geç bu meclis oluşumunun
görev süresinin tamamlanmasına kadar onaylanması gereğine işaret edildi.
Bu konuda kesin bir tarih söylemek durumunda olmadığını belirten Meclis Başkanı
Kol Berişa, Kosova devlet sembollerinin
hazırlandığını ve yakında sunulacaklarını
söyledi. Meclis Başkanlık Kurulu Üyesi Cavit
Haliti ise Kosova devlet sembollerinin ancak
statü çözümünden sonra sunulması gerektiğini belirtti.
Kaidanov’dan iftar yemeği
A
BD Priştine Eşgüdüm Bürosu Şefi Tina Kaidanov, Ramazan ayı dolayısıyla Kosova
İslam Birliği yöneticilerine bir iftar yemeği verdi. Prtiştine’nin “Pellumbi”
restoranında düzenlenen iftar yemeşğine Kosova İslam Birliği Başkanı Müftü Naim
Trnava ve çok sayıda davetli katıldı. Kaidanov ve Müftü Tırnava, yaptıkları konuşmalarda
barış mesajları ve Kosova’nın geleceği ile ilgili olumlu dileklerde bulundular.
ABD Priştine Eşgüdüm
Bürosu Şefi Kaidanov,
Kosova İslam Birliği
Başkanı Müftü Naim
Trnava’nın ABD Dışişleri
Bakanlığına bu yılın Mart
ayında yaptığı ziyarette,
barış
ve
hoşgörü
mesajlarını dile getirdiğini hatırlattı.
Haluk Levent
yine coşturdu
Güncel
Perþembe, 27 Eylül 2007
8
“ESNAF” İşadamları ve Esnaflar Derneği ile Türkiye Mezunlar Derneğinin
düzenlediği Arnavutça kursunun sertifikaları verildi
Luma: “Geniş ufka sahip gençlerimiz
geleceğimizin garantisidir”
Türkiye Mezunları Derneği Başkanı Altay Mısırlı, söz konusu kurslardan
büyük fayda gördüklerini ve bu kursların devamını istedi. Mısırlı,
katkılarından dolayı Esnaf Derneğine teşekkür belgesi sundu ve iki dernek
arasındaki işbirliğin sürmesini istedi.
P
rizrenli gençlerle şarkılarını hep bir ağızdan söyleyen
Levent, hem coştu, hem de Prizrenlileri coşturdu. İki saat
boyunca sahnede kalan Levent, ilk defa Prizren için yazıp
bestelediği şarkısını söyledi. Prizren ve Prizrenlilerin kendisindeki sevgisinin apayrı olduğunu söyleyen Levent, konserde en
çok sevilen şarkılarını yanı sıra geçenlerde yaşamını yitiren
Barış Akarsu’nun anısına söylediği “Islak ıslak” şarkısını
seslendirdi. Prizren ardından 25 Ekim tarihinde Üsküp’e geçen
Bereket Konvoyu, Ramazan coşkusunu Üsküplülerle de paylaştı.
Üsküp kalesinde konser veren Haluk Levent konserinde Üsküplü
gençler unutulmaz bir gece yaşadı.
“DAG” Derneği
iftar yemeği verdi
B
rod köyünün “DAG” Kültür ve Araştırma Derneği,
Kosova Türk Tabur Görev Komutanlığını devralan
yeni tabur komutanı Kurmay Yarbay Kerim Acar ve
taburun yeni görevli personelin şereflerine hafta içerisinde
yemek verdi. Dernek merkezinde verilen iftar yemeğine
Kosova Türk Tabur Görev Komutanlığı Komutanı Kurmay
Yarbay Kerim Acar yanı sıra Dragaş bölüğü komutanı Yüzbaşı
Ali Biter, Yüzbaşı Servet Balta, Yüzbaşı Tuncay Ulema,
Üsteğmen Murat Doğusoy, Kayseri- Melikgazi Müftüsü İmam
Ahmed Aydın, köy ilkokul müdürü Zenun Mandak ve köy
sakinleri katıldı. Yemekte tabur komutanını ve misafirleri
katılımlarından dolayı selamlayan “DAG” Kültür ve
Araştırma Derneği Başkanı Yahya Maznikar, Türk askerinin
Goralılara yönelik yardımlarından dolayı teşekkür etti. 1999
yılından bu yana yöreye yönelik yapılan yardımlar üzerine
konuşan Başkan Maznikar, Türk hükümetinde görev yapmakta olan Goralı ad yapmış isimler üzerine konuştu. Maznikar,
Hacı Arif Beyefendinin her yıl Goralılara yönelik yardımları
ve cami minaresinin onarımında sunduğu katkılardan dolayı
teşekkürlerini iletti.
“ESNAF” İşadamları ve
Esnaflar
Derneği
ile
Türkiye
Mezunlar
Derneğinin 02.04.2004 ila
30.06.2007 tarihleri arasında düzenlenen Arnavutça
Kursunun sertifika töreni
düzenlendi.
22 Eylül Cumartesi
akşamı Esnaf Derneği
ofisinde düzenlenen sertifika törenine “ESNAF”
İşadamları ve Esnaflar
Derneği
Başkanı
ve
Bağımsız Türk Milletvekili
Adayı
Cemil
Luma,
Priştine Uluslar arası
Üniversitesi Yönetim Kurulu Başkanı Fehmi
Azemi, Türkiye Mezunları Derneği Başkanı
Altay Mısırlı, Esnaf Derneği Yönetim Kurulu
üyeleri, kabarık sayıda esnaf ve işadamları ile
Arnavutça kurusunda başarı gösteren adaylar
katıldı.
34 adayın sertifika aldığı gecede konuşma
yapan “ESNAF” İşadamları ve Esnaflar Derneği
Başkanı ve Bağımsız Türk Milletvekili Adayı
Cemil Luma, bu kursların önemine dikkati çekti.
Başkan Luma, söz konusu kurslara şimdiye
kadar olduğu gibi, şimdiden sonra da destek
sunacaklarını, birinci aşamanın başarısının ikinci
aşama için önemli bir zemin oluşturduğunu vurguladı. Bu kursların gençlerimizin iş ve istihdam
sahasında özel ile kamu sektörünün her
kademesinde yer alabilmeleri için önemli
olduğunun altını çizen Luma, “Kosova çapında
gençlerimize iş yeri açabilmek ve onlara perspektif garantilemekle kalmayacak, ayrıca gençlerimizin en kısa zaman içerisinde yönetici
olarak yer almalarına mutlaka öncelik tanıyacaktır. Bunun için elimizden geleni yapacağız.
Eğitim seviyesi yüksek, kültürlü ve geniş ufka
sahip gençlerimiz bizlerin de geleceğimizin
garantisidir” dedi.
Priştine Uluslararası Üniversitesi Yönetim
Kurulu Başkanı Fehmi Azemi, bu girişimi selam-
larken, Türk Toplumu ile gençlerine sadece bu
kurslar dışında destek sunarak, Kosova dışında
da bu tür eğitimlerin örgütleyeceklerinin sözünü
verdi. Kosova dışındaki diğer üniversitelerle
yapılan anlaşmalara göre, bu üniversitelerden
birinin Tirana Üniversitesi olduğunu kaydeden
Azemi, aynı desteği Arnavutluk’un diğer üniversitelerinden de sağlamaya çalışacaklarını vaat
etti. Azemi, bu eğitimle gençlerin her kademede
görev yapabilmek için tam donanımlı birer kadro
unvanına sahip olabileceklerinin altını çizdi.
Türkiye Mezunları Derneği Başkanı Altay
Mısırlı, söz konusu kurslardan büyük fayda
gördüklerini ve bu kursların devamını istedi.
Mısırlı, katkılarından dolayı Esnaf Derneğine
teşekkür belgesi sundu ve iki dernek arasındaki
işbirliğin sürmesini istedi.
Esnaf İşadamları Derneği Yönetim Kurulu
üyesi Mehmedali Macun, gençlerimizi elde ettikleri başarıdan dolayı tebrik etti ve dernekte daha
aktif olmalarını dilerken, derneklerine sahip çıkmalarını istedi. Macun, şimdiye kadar olduğu
gibi, şimdide sonra da gençlerimize her türlü
desteği sunacaklarını ifade etti.
Arnavutça dili Hocası Abdül Simtçiu tarafından eğitim verilen kurs adaylarına sertifikalarının takdimine geçilirken, törenin sonunda
katılımcılara mütevazi ikram sunuldu.
9
Balkan
Perþembe, 27 Eylül 2007
Kostuniça’dan, seçimlerinin ertelenmesi
yönünde bir çaðrý daha
S
ýrbistan Demokrat Partisi
genel baþkaný ve Baþbakan
Vojislav Kostuniça, Vecernje
Novosti gazetesine verdiði
demeçte, ülkenin toprak bütünlüðü
söz konusuyken cumhurbaþkanlýðý
seçimleri düzenlemenin akýllýca
olmayacaðýný söyledi. Kostuniça,
Sýrbistan’ýn bütün enerjisi ve
çabalarýný Kosova sorununu çözmeye odaklamasý gerektiðini savundu. Baþbakan, partisinin Demokrat
Parti (DS) genel baþkaný Boris
Tadiç’in tekrar seçilme hedefini
destekleyip desteklemeyeceðini
söylemekten kaçýnarak, yalnýzca
“bütün dikkatlerin Kosova’nýn
savunmasýna çevrilmesi gerektiðini” ifade etti.
DS ve iktidar koalisyonunda
yer alan diðer partiler -Yeni
Sýrbistan ve G17 Plus- cumhurbaþkanlýðý ve yerel seçimlerin takvime göre,
yani yýl sonuna kadar yapýlmasýný istiyorlar.
Gregorian’dan, liderlere uyarý
B
osna
Hersek
Yüksek
Temsilci
Yardýmcýsý Raffi
Gregoryan,
ABD’den
dönüþünde yaptýðý açýklamada,
siyasi elit polis
reformu
üzerinde uzlaþma saðlayamaz
ve BH’deki
siyasi durum devam ederse, uluslararasý toplumun buna katý þekilde tepki vermek zorunda kalacaðýný söyledi. Gregoryan, ABD yönetiminin kendisine
siyasi liderleri görevden almak ve partilere ceza vermek de dahil olmak üzere
Yüksek Temsilci Miroslav Lajcak’ýn önereceði her türlü yaptýrýmý destekleyeceðini söylediðini belirtti. Yetkili, polis reformu konusunda yaþanan çýkmazda
sorumluluðun hem Sýrp Cumhuriyeti (SC) Baþbakaný Milorad Dodik hem de
Boþnak lider Haris Silayciç’te olduðunu da sözlerine ekledi.
Öte yandan Pazar günü Dodik, aktarýldýðýna göre Kosova’nýn statü
sürecinin SC’nin BH’den baðýmsýzlýk istemesine emsal oluþturacaðý yönündeki sözlerinden geri adým attý. Pazar günü konuþan baþbakan, Kosova’nýn statü
sorununun çözümüyle SC’nin geleceði arasýnda bir iliþki bulunmadýðýný
söyledi.
PASOK Kasým’da yeni
liderini seçecek
Y
unanistan’da 16
Eylül’de yapýlan
genel seçimi kaybeden ana muhalefet partisi
PASOK, 11 Kasým’da
baþkanlýk seçimini yapma
kararý aldý. PASOK
içtüzüðüne göre, genel
baþkan parti üyeleri ve kendilerini partinin dostlarý olarak
PASOK kayýtlarýna kaydettirmiþ olanlarýn oylarýyla
seçiliyor. PASOK Genel
Baþkaný Yorgo Papandreu,
2004 yýlýnda yapýlan seçimde bir milyonu aþkýn oyla seçilmiþti.
Papandreu’nun þu anki tek resmi rakibi, PASOK ileri gelenlerinden
Evangelos Venizelos.
E RH A N
T ÜR B E DA R
Ankara
Mektubu
E-posta:[email protected]
R
Kosova Emsal Olur mu? (II)
usya’nın aksine, ABD ve Avrupa
Birliği (AB) ülkelerinin büyük bir
kısmı, Kosova’nın nihai statüsü ile
ilgili hangi çözüm çıkarsa çıksın,
dünyanın diğer sorunlarına emsal teşkil
etmeyeceğini ifade ediyor. Nitekim, BM
Güvenlik Konseyi’ne sunulmak üzere,
Vaşington ve Brüksel tarafından Kosova
için hazırlanan karar tasarısının giriş kısmında, Kosova sorunun özel bir durumu
teşkil ettiği, bu yüzden Güvenlik Konseyi
tarafından bir emsal olarak dikkate alınmayacağı belirtiliyor. Genel olarak Batılı
ülkeler, her çatışmanın kendine özgü
nedenleri olduğunu belirterek, her sorunlu
bölgenin kendi dinamikleriyle ayrı ayrı
değerlendirilmesi gerektiğini savunuyor.
Bu arada, Avrupa ülkelerinin büyük bir
çoğunluğu Kosova’nın bağımsızlığını
destekliyor. Kosova’nın bağımsızlığı
konusu, özellilikle Romanya, Slovakya,
Yunanistan ve Kıbrıs Rum Kesimi gibi
AB üyelerinde endişe yaratıyor.
Teorik bir değerlendirme yapıldığı
zaman da, Kosova’nın emsal olamayacağı
sonucu ortaya çıkıyor. Bilindiği gibi
günümüzde bir devletin egemenliği altına
olup, bağımsızlık talep eden değişik insan
toplulukları
bulunuyor.
Örneğin,
Kanada’da Quebecliler, İspanya’da
Katalanlar ve Basklılar, Belçika’da
Flamanlar, Britanya’da İskoçlar, Irak’ta
Kürtler, Rusya Federasyonu’nda Çeçenler, kendi kendini yöneten ayrı toplumlar
olmak istiyor. Bu sorunlu bölgeler,
sıradan bir insanın geniş ölçüde varlıklarından haberdar olduğu bölgelerdir.
Gerçekte ise sorunlu bölgelerin sayısı çok
daha
kabarıktır.
Bilindiği
gibi,
günümüzde BM tarafından bağımsız
devlet olarak tanınmış 192 ülke bulunuyor. Bu ülkelerde 5 bine yakın ırksal, etnik,
dini, kültürel ve dilsel grubun yaşadığı
belirtiliyor. Bunların içinden ise en az 500
kadarının, kendi kendini yönetmesiyle
ilgili değişik talepleri bulunuyor.
Dolayısıyla, Kosova emsal teşkil edecektir tezinden hareketle, her grubun isteklerine olumlu cevap vermek, dünyayı bir
kaosa sürükleyebilirdi. İşte bu sebepten
dolayı, Kosova sorunu başka bölgelere,
Rusya’nın savunduğu anlamda emsal
teşkil etmemesi gerekirdi.
Uluslararası hukukta da, hangi halkın
kendi kaderini belirleme ilkesinden faydalanabileceği hakkında evrensel bir
uygulama geliştirilmemiştir. Uluslararası
hukuk buna net cevap veremediğine göre,
o zaman bir milletin kendi kaderini belirleme hakkını kullanıp kullanamayacağını
belirleyen kriterlerin ne olduğu üzerinde
düşünmek gerekir.
Batılı ülkelere yakınlık, bu konuda bir
kriter olabilir. Örneğin, Avrupa’nın
göbeğinde 1995’in ortalarında gerçekleşen ve 8 binin üzerinde Boşnakın
katledilmesiyle sonuçlanan Srebrenitsa
soykırımını medya ile akademisyenler
bugün bile konuşuyor. Oysa, Srebrenitsa
soykırımından yaklaşık bir yıl önce
gerçekleşen ve 800 bin üzerinde insanın
ölümüyle
sonuçlanan
Ruanda’daki
soykırım hakkında çok fazla ses çıkmıyor.
Bir sorunun medyada nasıl yansıtıldığı
da önemli bir kriterdir. Örneğin, Kosova
konusunda Batı medyası Arnavutları “iyi
ve kurban”, Sırpları ise “kötü ve katil”
olarak yansıttı. Bu, dünyada Kosova
sorunu karşısında Arnavut yandaşlarının
artmasına kaynaklık etti. Diğer taraftan,
Rusların
Çeçenistan’da
yaptıkları,
Sırpların Kosova’da yaptıklarından çok
daha kötü olabilir. Ancak, Çeçenler Batı
medyasında İslam adına yapılan terörizm
ile bağdaştırıldığı için, destekten mahrum
kalıyor.
Doğru zamanda doğru yerde olmak da,
bir milletin kendi kaderini belirleme
hakkını kullanıp kullanamayacağını
belirleyen kriterler arasında sayılabilir.
Örneğin, ABD Irak lideri Saddam
Hüsein’i yıkma kararı aldığı andan
itibaren, bu ülkedeki Kürtler önemli hale
geldi. İşte bu tür kriterler çoğaltılıp uygulandığı zaman, hangi sorunlu bölgeyi nasıl
bir geleceğin beklediğini tahmin etmek
daha kolay olabilecektir.
Sonuç olarak, Kosova sorunu başka bölgelere, Rusya’nın savunduğu anlamda
emsal teşkil etmeyeceği söylenebilir.
Ancak, Kosova sorununun, uluslararası
alanda dondurulmuş sorunlar üzerine
düşünmeyi teşvik edeceği belirtilebilir.
Dahası, Güney Osetya, Abhazya ve
Transdienstr gibi sorunlu bölgeler,
Kosova üzerine gelişmeleri kendilerine
bir esin kaynağı olarak görebilirler.
Ancak, bu sorunlu bölgeler zaten bağımsızlıklarını daha önce de ilan etmiş
bulunuyorlar. Önemli olan, ilan edilen
bağımsızlıkların BM üyesi ülkeler tarafından tanınmasıdır. Diğer taraftan, Rusya
Güney
Osetya,
Abhazya
ve
Transdienstr’in bağımsızlığını tanımaya
kalkışsa bile, bu sorunlu bölgeler, sadece
Türkiye tarafından tanınmış olan
KKTC’nin konumuna düşecektir.
Dünya Turu
Ýran’dan gövde gösterisi
Ýran-Irak savaþýnýn 27’inci
yýldönümü Tahran’da askeri geçit
töreniyle anýldý. Ýran ordusu,
silahlarýyla gövde gösterisi yaptý.
Tahran’daki geçit töreninde savaþ
uçaklarý, tanklar, radara yakalanmayan füzeler, insansýz hava
araçlarý ve diðer Ýran yapýmý
silahlar sergilendi. Füzelerin
üzerinde ABD ve Ýsrail karþýtý sloganlar dikkat çekti. Ýran yapýmý iki
yeni savaþ uçaðý da gösteri yaptý.
Ýran Cumhurbaþkaný Mahmud
Ahmedinejad, törende yaptýðý
konuþmada Batý’ya gözdaðý verdi.
Ahmedinejad, Ýran’a saldýrmayý
düþünenlerin piþman olacaðýný da
söyledi
Le Pen’den Türkiye karþýtý imza
kampanyasý
Fransa’da aþýrý saðcý Ulusal Cephe
Partisi lideri Le Pen, Türkiye’nin
AB üyeliðine karþý ulusal düzeyde
imza kampanyasý baþlattý. Ulusal
Cephe Partisi Genel Baþkaný JeanMarie Le Pen’in kýzý ve ayný
zamanda parti genel baþkan
yardýmcýsý olan Marine Le Pen,
imza kampanyasýnýn kamuoyuna
duyurulmasý amacýyla yaptýðý
basýn toplantýsýnda, “Þu anda
Türkiye’nin AB üyeliðine sýcak
bakýyor” dediði Cumhurbaþkaný
Nicolas Sarkozy’nin seçimler
öncesi ‘seçmenlere yalan
söylediðini” öne sürdü. Le Pen,
“Sarkozy’nin görüþlerini
deðiþtirdiðini göstermek konusunda Fransýz seçmenlerin gözünü
açma gibi bir sorumluluðumuz
var” diye konuþtu.
Kürt yönetimi: PKK ve PJAK
yasadýþý
Kuzey Irak’taki bölgesel Kürt
yönetimi, terör örgütü PKK ve
Ýran’daki uzantýsý PJAK’ý yasadýþý
olarak kabul ettiklerini duyurdu.
Bölgesel Kürt yönetimi sözcüsü
Cemal Abdullah, komþu ülkeler
karþýsýndaki politikalarýnýn açýk ve
net olduðunu söyledi. Abdullah,
yasadýþý hiçbir örgüte, Kuzey Irak
topraklarýndan, komþu ülkelerin
istikrarýný bozmasýna izin vermeyeceklerini belirtti. Kürt yönetiminin, terör örgütü PKK ve Ýran’daki uzantýsý PJAK’ý yasadýþý
kabul ettiðini söyleyen sözcü, “Bu
iki örgütü siyasi yaþamýn bir
parçasý olarak kabul etmiyoruz”
dedi.
Bakuba’da camiye bomba: 26 ölü
Bakuba’da Sünnî ve Þii aþiret liderlerinin uzlaþma amacýyla bir
araya geldiði camiye bombalý intihar saldýrýsý düzenlendi. Aralarýnda
Bakuba polis þefinin de bulunduðu
26 kiþi öldü. Saldýrýda 50 kiþi de
yaralandý. Yaralananlar arasýnda
Bakuba’nýn yer aldýðý Diyala
eyaletinin valisi Raþhid El Tamimi
ve iki ABD askeri de var. Saldýrýda
Dünya
ABD Ortadoðu’da amacýna ulaþamadý
Ortadoðu’da, kendi politikalarýyla uyumlu
rejimler olmasýndan yana tavrýný açýkça
belli eden ABD, bu amacýna ulaþabildi mi?
Guardian gazetesi için bir makale kaleme
alan tarihçi-yazar William Dalrymple’a göre
bu sorunun yanýtý “Hayýr”.
A
BD’de neo-conlar olarak da bilinen
yeni muhafazakarlar akýmýnýn, özellikle 11 Eylül’den sonra Ortadoðu’da
demokrasiyi tesis etme niyeti ve amacý,
siyasal Ýslam’ýn elini güçlendirdi.” Bu tespit,
Guardian gazetesinde bir makalesi yayýmlanan
tarihçi-yazar William Dalrymple’a ait.
ABD’de iktidarý elinde bulunduran
Cumhuriyetçi Parti’nin Ortadoðu’da aslýnda
liberal partilerin iktidara gelmesini istediðini
hatýrlatan yazara göre Washington, Afganistan
ve Irak savaþlarý yüzünden baþarýsýz oldu.
Dalrymple, “Afganistan ve Irak’ýn ABD
tarafýndan iþgalinden bu yana Müslüman seçmenlerden birbiri ardýna benzer tercihler
geldi. Lübnan, Irak, Filistin, Pakistan, Mýsýr,
Türkiye ve Cezayir’de seçmenler daha önce
hiç olmadýðý kadar yüksek oranda dinci par-
tilere oy verdiler” diyor ve ekliyor: “ABD’nin
Ortadoðu’da izlediði kaba politikalar, devrimci deðiþimlere yol açtý ve en ýlýmlý görüþü bile
radikalleþtirdi. Sonuç da 1950’lerden beri
süregiden statükonun kýrýlmasý oldu.”
ABD baþta olmak üzere Batý dünyasýndaki
Ýslam korkusunun yersiz olduðunu dile getiren
William Dalrymple sanýlanýn aksine, Ýslamcý
partilerin dinle alakasý olmayan nedenlerden
iktidar olduðunu vurguluyor ve bu partilerin
halkýn gözünde adaleti, dürüstlüðü temsil
ettiði görüþünü öne sürüyor.
Avrupa Birliði, 2004’ten sonra yeni üyelerin katýlýmýyla deðiþtirilmesine karar
verilen 1 Euro’luk madeni paralarýn arkasýnda yer alan Avrupa haritasýnda
Türkiye’ye yer vermedi.
Ý
L
“Keþke Türkiye’yi silmek bu kadar
kolay olsaydý” ifadesini kullanan
Financial Times, Mersin’in
güneyindeki Kýbrýs’ýn, Türkiye
haritada yer almasýn diye,
yüzlerce kilometre kaydýrýlarak Girit’e yaklaþtýrýldýðýna dikkat çekti.
Avrupa Parlamentosu’nun
bazý üyeleri de “Belarus gibi
bir dikta yönetimi haritada
var, ama katýlým müzakereleri
yürüten Türkiye yok” diyerek tepkilerini dile getirdi.
Fransýz basýný: Sarkozy
sempatisini yitiriyor
Fransýz basýný, Cumhurbaþkaný Nicolas Sarkozy’nin yurtdýþýnda da giderek
antipatik olmaya baþladýðý yorumunu yapýyor.
iberation gazetesi, BM Genel Kurulu
dolayýsýyla hazýrladýðý bir
araþtýrmada, dýþ politikadaki tarzý ve açýklamalarýyla “Sarkozy, dünyayý
sinirlendiriyor” ifadesini
kullanýrken, Le Parisien
gazetesi, Ýngiltere ve
ABD’nin Sarkozy’nin ‘tonu
yüksek’ konuþmalarýndan
mutlu olduðunu, ancak
AB’nin birçok ülkesinin
eleþtirdiðini yazdý.
Liberation gazetesi, özellikle
Almanlarýn “Küçük Napolyon”
diyerek Sarkozy ile dalga geçtiðine
dikkat çekerken, AB ülkelerindeki
sol partilerin de Fransa
Cumhurbaþkaný’ný sert biçimde
eleþtirdiklerine dikkat çekti.
Gazete, Ýsveç’te Sarkozy için “Tek kiþilik
þov adamý” yorumlarý yapýldýðýný yazarken,
10
esas hedefin Diyala Valisi El tamimi olabileceði söyleniyor. Iraklý
yetkililer, saldýrýnýn arkasýnda El
Kaide’nin olduðundan þüpheleniyor.
Ahmedinejad New York’ta
AB Euro’da Türkiye’ye yer vermedi
ngiltere’de yayýmlanan ekonomi
gazetesi Financial Times’a göre,
Avrupa Birliði
Komisyonu, madeni paralarýn arkasýna Hazar
Denizi’ne kadar
uzanan, Türkiye’yi
tamamen içine alan
bir Avrupa haritasý
konulmasýný önerdi.
Ancak Avrupa
Konseyi’nde, Türkiye’nin
haritadan çýkartýlmasýna
karar verildi.
Perþembe, 27 Eylül 2007
Ortadoðu ülkelerinin de Sarkozy’nin ABD
ve Ýngiltere politikalarýna yaklaþmasýný
endiþeyle izledikleri ifadesini kullandý.
Fransa’da düzenlenen kamuoyu
araþtýrmalarý, Sarkozy’nin popülaritesinin düþüþe geçtiðini ortaya
koyuyor.
Ýfop araþtýrma merkezinin,
Paris Match dergisi için yaptýðý
araþtýrmaya göre, Sarkozy’nin
popülaritesi son bir ayda yüzde
67’den yüzde 62’ye geriledi.
Muhalefetteki Sosyalist Parti,
önce gün yaptýðý açýklamada,
Sarkozy’nin “her þeyi ben bilirim, ben yaptým” tavrýnýn,
fiziksel olarak küçük adam
kompleksinden kaynaklandýðý eleþtirisinde
bulunmuþtu.
New York ziyaretinin baþýnda
Siyonizm karþýtý bir Yahudi
grubun önde gelen isimleriyle
görüþen Ahmedinejad,
Washington’daki Ulusal Basýn
Kulübüyle video konferans
aracýlýðýyla basýn toplantýsý düzenledi. Ahmedinejad, ‘’Ýsrail rejimini, iþgal ve ýrkçýlýk üzerine kurulduðu için tanýmýyoruz’‘ dedi ve
Suriye ile Lübnan’ý iþaret ederek,
Ýsrail’in sürekli olarak komþularýna saldýrdýðýný söyledi. ABD’ye
yönelik eleþtirilerde de bulunan
Ahmedinejad, Washington’ýn
dünyayý yönetmeye çalýþma
biçimine karþý olduklarýný, bu
yöntemin yanlýþ olduðunu
düþündüklerini belirterek,
ABD’nin yönteminin savaþa,
ayrýmcýlýða ve kan dökülmesine
yol açtýðýný söyledi.
ABD’den Hrant Dink’e ‘Seçkin
Ýnsan Ödülü’
ABD’deki önemli Ermeni kuruluþlarýndan Amerika Ermeni
Meclisi (AAA), kuruluþun
“Seçkin Ýnsan Ödülü”nun, bu yýl
baþlarýnda öldürülen gazeteci
Hrant Dink’e verilmesinin kararlaþtýrýldýðýný ve ödülün, onun
adýna eþi Rakel Dink’e sunulacaðýný duyurdu.
Lübnan’da baþkanlýk seçimi
ertelendi
Lübnan’da bugün cumhurbaþkanlýðý seçim süreci baþladý. Ancak
bunun için gerekli üçte ikilik
çoðunluk saðlanamadýðý için
seçimin yapýlmasý 23 Ekim’e ertelendi. Cumhurbaþkanýnýn seçilmesi için gereken üçte ikilik çoðunluk saðlanamadýðý için Meclis
Baþkaný Nebil Berri, oturumu tatil
etti ve bir sonraki seçim turunun
23 Ekim’de yapýlacaðýný açýkladý.
Bu tarihteki oturuma kadar,
taraflarýn bir cumhurbaþkaný ismi
üzerinde uzlaþmalarý için giriþimlerin sürmesi bekleniyor.
BM’deki Irak toplantýsý sonuçsuz
Toplantýya, Irak’a komþu ülkeler
ile sanayileþmiþ 8 ülkenin yaný
sýra Güvenlik Konseyi’ne üye
ülkelerin temsilcileri katýldý.
Toplantýda Irak’ýn güvenliði ile bu
ülkeye yapýlabilecek yardýmlar ele
alýndý. Toplantýya Irak’a komþu
ülkelerin yaný sýra, Birleþmiþ
Milletler Güvenlik Konseyi
üyeleri ile sanayileþmiþ 8 ülkenin
de dahil olduðu 24 ülke katýldý.
Toplantýda somut bir anlaþmaya
varýlamamasýna raðmen, 31
Ekim’de Ýstanbul’da düzenlenecek
Irak konferansýna destek verildi.
Dünya Turu
11
Perþembe, 27 Eylül 2007
Türkiye kısa kısa
Gül, Teziç’i kabul etti
Türkiye Cumhurbaþkaný
Abdullah Gül, YÖK Baþkaný
Prof. Dr. Erdoðan Teziç’i
Çankaya Köþkü‘nde kabul
etti. Basýna kapalý gerçekleþtirilen görüþme yaklaþýk 1
saat sürdü. Teziç görüþme
sonrasý gazetecilere kýsa bir
açýklama yaptý.
Cumhurbaþkaný Gül’e yüksek
öðretimin, üniversitelerin
içinde bulunduðu ve
karþýlaþtýðý sorunlarý anlattýðýný ifade eden Teziç, “O da
bunu dikkatle dinledi.
Sýkýntýlarýn çözüm yollarýný
söyledim. Ýþte kadro, özlük
haklarý, 22 üniversite ile
çalýþýldýðý zamanki yüksek
öðretim kurumunun personeli
ile 115 üniversiteye
ulaþtýðýmýzda personelin varlýðý ayný. Bu durumda daha
fazla, yüksek öðretim kurumunun görevlerini ve sorumluluklarýný yerine getiremeyeceðini, bunun çok zor olacaðýný anlattým. Kendiside
üniversiteye yabancý
deðil.Gençlik yýllarýnda
akademik hayatýn içinden
geldiði için bunlarý dinledi.
Bunlar üzerinde konuþtuk.
Teziç, Gül ile görüþmesinde
türban konusunun gündeme
gelmediðini söyledi.
Toptan: Anayasa
çalýþmasý kimseyi
ürkütmesin
TBMM Baþkaný Köksal
Toptan, yeni anayasa
konusunda kimsenin endiþeye
kapýlmamasýný istedi,
“Cumhuriyetin niteliklerinden ne bir adým geriye
gitme niyeti olabilir, ne de
kimse böyle bir karar almayý
düþünebilir” dedi.
Baþbuð’dan ABD’ye Uyarý
Türkiye Kara Kuvvetleri
Komutaný Orgeneral Baþbuð
terör örgütü PKK’nýn K.
Irak’taki varlýðýyla ilgili
ABD’ye sert mesajlar gönderdi. Baþbuð, “Belki
Türkiye’nin bulunan þartlarda
tek baþýna Irak’taki
geliþmelere yön verebilecek
güçe sahip olmadýðý
söylenebilir ancak
Türkiye’nin geliþmeleri
engelleyebilecek bir güce
sahip olmadýðý da söylenemez” dedi.
STK’lar anayasa için öneri
paketi hazýrlayacak
Türkiye’nin en büyük sekiz
sivil toplum örgütü, yeni
anayasa çalýþmalarýnýn
toplumun tüm kesimlerinin
katkýsýyla hazýrlanmasý
çaðrýsýnda bulundu. Tartýþma
platformu oluþturacaklarýný
söyleyen TOBB Baþkaný,
yeni anayasayla ilgili bir
öneriler paketi hazýrlayacaklarýný da belirtti. TESK,
TOBB, HAK-ÝÞ, TÜRK-ÝÞ,
Türkiye Ziraat Odalarý Birliði
ve Kamu-Sen baþkanlarý sivil
anayasa çalýþmalarýný deðerlendirmek üzere bir araya
geldi. baþladý.
Türkiye
Erdoðan: Kyoto’ya
olumlu bakýyoruz
BM’de düzenlenen panelde konuþan Baþbakan Erdoðan, iklim deðiþikliðinin insanlýðýn karþý karþýya bulunduðu en büyük çevre tehdidi
olduðunu belirterek, Türkiye’nin Kyoto Protokolü’ne
taraf olmaya olumlu baktýðýný söyledi.
Ý
klim deðiþikliðinin, bugün
insanlýðýn karþý karþýya bulunduðu “en büyük çevre tehdidi”
olduðunu vurgulayan Türkiye
Baþbakaný Recep Tayyip
Erdoðan, þunlarý kaydetti:
“Küresel iklim deðiþikliðinin en
büyük nedeninin sera gazlarý
emisyonu olduðu da bir vakýadýr.
Ýklim deðiþikliðinin en adaletsiz
yönlerinden biri, sorunun olumsuz sonuçlarýndan en fazla etkilenen
ülkelerin, bu sorunun ortaya çýkmasýnda
en az sorumluluk sahibi ülkeler
olmalarýdýr. Geliþme yolundaki ülkeler
ile en az geliþmiþ ülkelerin, uluslararasý
mekanizmalar, uyuma yönelik fonlar ve
yeni teknolojilerden daha kapsamlý bir
þekilde yararlanmasý gerekir. Geliþmekte
olan ülkeler ise özgün þartlarý da göz
önünde bulundurularak adil ve esnek bir
çerçevede uluslararasý çabalara katýlmalýdýr. Bu amaçla mevcut mekanizmalar geliþtirilip yaygýnlaþtýrýlmalý, mutlaka gönüllü ve esnek düzenlemeler
oluþturulmalýdýr.”
Erdoðan, tarihsel sorumluluða sahip
sera gazý salýmý yüksek olan geliþmiþ
ülkelerin, 2012 sonrasý dönemde daha
yüksek düzeyde salým azaltýmýna gitmeleri gerektiðini söyledi. Türkiye’nin,
sera gazý salýmýný azaltmak üzere
hidroelektrik potansiyelinden azami faydalanma, enerji verimliliði ve enerji
tasarrufu teþviki, araçlarda yakýt
kalitesinin iyileþtirilmesi, eski araçlarýn
trafikten çekilmesi, çimento ve demir
çelik üretim tesislerinde enerji verimliliðinin artýrýlmasý konularýnda bir dizi
çalýþma yaptýðýný vurgulayan Erdoðan
“Sürdürülebilir kalkýnma ilkesi
çerçevesinde ekonomik geliþmesini
devam ettirmeye büyük önem veren
Türkiye, ‘hakkaniyet’ ve ‘ortak fakat
farklýlaþtýrýlmýþ sorumluluklar’ ilkeleri
temelinde, iklim deðiþikliðine karþý
mücadeleye devam etmek konusunda
kararlýdýr” dedi.
Türkiye’nin, henüz Kyoto
Protokolü’ne taraf olmadýðýný anýmsatan
Erdoðan, “Halen, Türkiye’nin Kyoto
Protokolü’ne taraf olmasýnýn yüksek
düzeyde deðerlendirildiði bir süreç
içindeyiz. Türkiye, özel koþullarýndan
ötürü diðer Ek-I ülkelerinden daha farklý
durumda bulunan bir Ek-I ülkesi olduðu
dikkate alýnmak kaydýyla Kyoto
Protokolü’ne taraf olmaya olumlu bakmaktadýr” diye konuþtu.
Babacan ve Bakoyanni
görüþmesi olumlu
N
ew York’ta temaslarýný sürdüren
Türkiye Dýþiþleri Bakaný ve Baþ
müzakereci Ali Babacan, Yunan
mevkidaþý Dora Bakoyanni ile bir araya
geldi. Görüþme sonrasý açýklama yapan
Babacan, Türk-Yunan iliþkilerini daha da
güçlendirmek için çalýþmaya karar
verdiklerini söyledi. Bakoyanni de, iliþkilere, yeni bir ivme kazandýrmak için
çalýþacaklarýný belirtti. Kuzenini terör
saldýrýsýnda kaybeden Babacan’a
baþsaðlýðý dileklerini de sunan Yunan
Dýþiþleri Bakaný, terörizmin her türlüsüne karþý olduklarýný ve ellerinden
gelen yardýmý bu konuda yapmaya hazýr
olduklarýný söyldi. Bakoyanni, Atina’ya
davet ettiði Babacan’a, Yunanistan
Baþbakaný Kostas Karamanlis’in Türkiye
ziyaretiyle ilgili hazýrlýklarý birlikte yap-
New York’taki görüþmenin son
derece sýcak bir ortamda geçtiði ve
görüþmede iki bakanýn, iki ülke
arasýndaki iliþkilerin daha da
geliþmesi için irade beyanýnda
bulunduklarý bildirildi.
mayý önerdi.
Norveç’ten Türkiye’ye AB desteði
Türkiye Dýþiþleri Bakaný Babacan,
Norveç Dýþiþleri Bakaný Jonas Gahr
Stoere ile de bir araya geldi. Norveçli
bakan, ülkesinin Türkiye ile pek çok
konuda iþbirliði yapma isteðini dile
getirdi.
Diplomatik kaynaklar, “Türkiye’nin,
Ortadoðu barýþ süreciyle ilgili görüþlerini ve yaptýðý katkýyý biliyoruz” diyen
Norveçli bakanýn, “Biz AB üyesi deðiliz
ama Türkiye’nin üyeliðini ciddi biçimde
destekliyoruz” dediðini aktardý.
Bakan Babacan ayrýca, BM binasýnda
düzenlenen Afganistan konulu toplantýya
katýldý. Toplantýda konuþan Babacan,
Türkiye’nin, Afganistan’a desteðinin
hem güvenlik hem de imar alanýnda
süreceðini söyledi.
Org. Başbuğ'un
ilk dersinin şifreleri
K
ara Harp Okulu'nun 2007-2008 eğitim ve
öğretim yılı açılış töreninde, Harbiyelilere ilk
dersi Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral
İlker Başbuğ verdi. Org. Başbuğ'un verdiği ilk ders, iyi
hazırlanmış bir dünya, bölge ve Türkiye analizi
niteliğindeydi. İlk dersin şifrelerini çözelim.
1- AKP'ye: Laiklik tartışılamaz
Org. Başbuğ'un mesaj yolladığı adreslerin ilki
AKP'ydi. Org. Başbuğ, laiklik ilkesi ve tanımının, son
dönemde yeni anayasa tartışmalarına konu edilmesine
üstü kapalı gönderme yaparak, AKP'ye "Anayasa'daki
laiklik ilkesine ilişkin işlevsel tanımlar tartışma konuları içerisine çekilmemelidir" mesajını yollamış oldu.
2- ABD'ye: Irak'ta engelleme yaparız
Org. Başbuğ'un mesaj gönderdiği ikinci adres ise
ABD'ydi. Başbuğ, ABD'ye üç mesaj gönderdi:
A- ABD ve Irak, PKK'ya karşı bugüne kadar hiçbir
yaptırımda bulunmadı,
B- ABD, Türkiye'nin desteğini almayan bir çözümün
Irak'ta kalıcı bir çözüm olmayacağını ve PKK'nın
Türkiye için hayati bir tehdit oluşturduğunu, zamanın
söz söyleme değil, eylem zamanı olduğunu anlamalı
ve görmelidir,
C- Türkiye'nin bulunulan şartlarda Irak'taki
gelişmelere tek başına yön verebilecek güce sahip
olmadığı söylenebilirse de, gelişmeleri engelleyebilecek, maliyetlerini artırabilecek bir güce sahip olmadığı
söylenemez.
Başbuğ, "engelleme ve maliyeti artırma gücü"nden ne
kastetti?
Belli ki, Kuzey Irak açısından Türkiye'nin gördüğü
yaşamsal işlevi anımsatmak istedi. Habur kapısı,
Kuzey Irak'ın nefes borusu. Elektriği, gıda maddeleri,
ihracatı, ithalatı, kısaca dünyayla bağlantıyı Türkiye
sağlıyor.
Keza Kuzey Irak'ta istikrar ve güvenlik bağlamında
Türkiye'nin ne kadar etkili olabileceğini tahmin etmek
de zor değil. Türkiye, Kuzey Irak'ta yaşamı zorlaştırabilecek silahsız ve silahlı güce sahip.
3- DTP'ye: Kürtçe eğitim olmaz
Org. Başbuğ'un konuşmasının bir bölümünün adresi
de DTP'ydi. Org. Başbuğ, bölücü terör hareketinin
temelinde etnik milliyetçilik olduğunu vurguladıktan
sonra, "etnik kimliklerin anayasal güvenceye kavuşturulmasının sık sık ve açıkça dile getirilen bir husus"
olduğuna dikkat çekti. Başbuğ, bu vurgusuyla, dolaylı
olarak, PKK ve siyasi alanda aynı çizgiyi izleyen
DTP'nin taleplerinin kabul edilemeyeceği mesajını
verdi. Bu taleplerin hedefinin ulus devlet ve üniter
devlet yapısını ortadan kaldırmak olduğunu söyledi.
Org. Başbuğ, "Kürtçe’nin eğitim dili" olarak kullanılması talebini de, "kabul edilemez" olarak niteledi.
Başbuğ, bu konuda çerçeveyi şöyle çizdi:
"Türkçenin dışında bazı etnik grupların kendi dillerini
öğrenmek istemelerini kabul etmek ve bu isteğe saygı
göstermek farklı bir durumdur; bu dillerde eğitim ve
öğrenim yapılmasını kabul etmek ise çok farklı bir
durumu ifade eder. İkincisini ulus devlet anlayışıyla
bağdaştırmak mümkün değildir."
4- Tesadüflere karşı önlem
Org. Başbuğ, konuşmasında Popper, Habermas,
Antonio, Fukuyama gibi düşünürlerden alıntılarla,
modernizm-postmodernizm karşılaştırması da yaptı.
Postmodernist akımların, küreselleşme ve iç etkenler
nedeniyle Türkiye'yi de etkilediğini, dinsel ve etnik
kimliklere alan açtığını söyledi. Türkiye'de dinsel
örgütlenme modelini kullanan bazı cemaatlerin yeni
bir kültürel kimliğin oluşumunda etkili olduğunu;
etnik kimlikleri öne çıkaran kesimin ise cumhuriyet
tarihinde görülmediği kadar siyasallaştığını vurguladı.
Modernist yaklaşımdan yana yorum yapan Başbuğ,
modernist yaklaşımın gerekli zamanda gerekli önlemi
almak olduğunu belirterek, "Önlem, aklın tesadüflere
karşı hazırlıklı olmasıdır" dedi ve ekledi:
"Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz; Atatürk devriminin
koruyucusu olan kişi ve kurumlara düşen temel görev,
tesadüflere karşı gerekli önlemlerin yerinde ve
zamanında alınmasıdır."
(Fikret Bila’nın yazısı 26. Eylül 2007 tarihli
Milliyet gazatesi’nden alınmıştır)
Türkiye’den Mamuşa’ya
İmam Geldi
Güncel
Perþembe, 27 Eylül 2007
12
O
n bir ayin
s u l t a n i
Mübarek
Ramazan ayı boyunca, Türkiye Diyanet
İşleri
Başkanlığı
tarafınca Mamuşa’da
teravih ve vaaz vermekle görevlendirilen
Manisa ili Akisar
Müftüsü Mikail Polat
Mamuşa’ya
geldi.
Mamuşa cemaati ve
Mamuşa
imamı
Murat
Mazrek
tarafından karşılanan
Polat,
Mamuşa’da
bulunmaktan dolayı duyduğu mutluluğu dile getirdi. Polat,
“Diyanet İşleri Başkanlığı bu yıl Kosova’da görev yapması
için iki imamı görevlendirdi. Ben Mamuşa’da diğer imam
arkadaşta Prizren’de görev yapacak. Mamuşa’yı umduğumdan daha iyi bulduğumu itiraf etmek istiyorum. Burada sizler
tarafından Türkiye’de ki gibi karşılandım. Mamuşa’da günlerim dolu bir şekilde geçiyor. Günde iki defa hatim okuyarak, yatsı namazından önce vaaz vererek Ramazan etkinliklerimizi sürdürüyoruz. Her akşam ayrı bir evde iftar yemeğine
katılarak hem dinimizin emirlerinin yerine getiriyoruz hem de
Osmanlı Türk töresinin mükemmel bir şekilde yaşandığına
şahit oluyoruz. Küreselleşen dünyada burada yaşayan kardeşlerimizin birlik ve beraberlik içinde demokratik mücadelelerini vererek, hak ettikleri yerlere gelmesini temenni ediyorum.
Gazetenizin aracılı ile şimdiden bütün Kosova vatandaşlarının Ramazanın en hayırlı gecesi olan Kadir gecesi ile
Ramazan Bayramlarını tebrik ederim” dedi.
Suphi Mazrek
Doğru Yol Derneği’nden
tasavvuf müziği konseri
D
oğru Yol Türk Kültür
Sanat Derneği,
Ramazan faaliyetleri
çerçevesinde bu akşam saat
20:15’te (Teravih
namazından
sonra)
konser
düzenliyor.
Mübarek
Ramazan
ayı
münasebetiyle
Prizren’in
“Cemayli
Berişa” Kültür Evi
salonunda düzenlenecek
Tasavvuf Müziği konserinde,
“Geleneksel Türk Tasavvuf
Müziği”nin en güzel ve seçkin
örnekleri sunulacak. Geçen yıl
aynı konseri Kosova’nın
değişik şehirlerinde
düzenleyen Doğru
Yol Türk Kültür
Sanat Derneği,
aynı geleneği
bu yıl da
sürdürmeyi
planlaştırıyor.
Geçenlerde
Spanca Şiir
Akşamları
şöleninden
dönen Doğru Yol
Türk Kültür Sanat
Derneği, şölende kültürümüzü
ve sanatsal değerlerimizi
başarılı bir şekilde sunmuştu.
MESK Derneğinden Ramazan ve Bayram etkinlikleri
“Filim Sinemada İzlenir”
K
osova’da ilk defa
“Türk Sinema Haftası”
düzenleyen
MESK
Gençlik Derneği, beş akşam
boyunca birbirinden güzel Türk
filmleri yanı sıra görkemli bir
bayram konseri de düzenliyor.
Üsküp’ün ad yapmış rock
gurubu
“Süleyman&Sultan
Calls”la daha da görkemleşecek bayram coşkusu PrizrenÜsküp dostluğunu bir daha
pekiştirecek.
Prizren’de yaşayan bütün
etnik topluluklara mensup
gençlerden oluşan MESK
Çokuluslu Kosova Derneği, ara
vermeden sürdürdüğü etkinliklere yenilerini eklemeye devam ediyor. Kosova’da bir ilke imza
atmaya hazırlanan MESK’li gençler, Kosova’da
ilk defa “Türk Sinema Haftası” düzenliyor. 2 - 6
Ekim 2007 tarihlerinde düzenlenecek film haftası
Prizren’in “Akdere” Sinemasında düzenlenecek.
“Filim Sinemada İzlenir” sloganıyla düzenlenecek “Türk Sinema Haftası”nın genel sponsorluğunu TİKA Kosova Koordinatörlüğü yapıyor.
Prizrenliler, 5 akşam boyunca saat 20:30’da gösterime girecek birbirinden güzel Türk filmlerini
ücretsiz olarak izleme imkanı bulacaklar.
Gösterime girecek filimler arasında “Babam ve
Oğlum”, “Amerikalılar Karadeniz’de”, “Takva”,
“Beynelmilel” ile “Cem Yılmaz”ın gösterisi yer
alacak. Dolayısıyla Prizrenliler hafta boyunca her
gece hem duygusal, hem de kahkaha dolu
eğlenceli anlar yaşayacak.
Bayramda Üsküp-Prizren
dostluğu “Süleyman
&Sultan Calls”la pekişiyor
MESK Çokuluslu Kosova
Derneğinin Ramazan etkinlikleri Ramazan Bayramının
üçüncü
akşamı
Prizren
Sinemasında
düzenlenecek
muhteşem bir bayram konseriyle zirveye ulaşacak.
Anadolu Rock müziğinin en
güzel örnekleriyle renklenecek
Bayram coşkusunu Haluk
Levent’le aynı sahneyi paylaşan Makedonya’nın
ad
yapmış
rock
gurubu
ve
ismi
“Süleyman&Sultan Calls”la daha da görkemleşecek. Prizren’de konser vermeye gelen
“Süleyman&Sultan Calls” gurubu Kıraç, Haluk
Levent, Funda Arar, Cem Karaca, Mor ve Ötesi,
Duman, Bulutsuzluk Özlemi, Teoman, Barış
Manço, Haramiler gibi gurup ile sanatçıların
unutulmaz besteleri ve kendi eserlerinden birbirinden en güzel seçkileri seslendirecek.
Unutulmaz bir gece yaşatacak olan Üsküplü gençlerin 14 Ekim Ramazan Bayramının üçüncü
akşamındaki konseri, Prizren “Akdere” sinema
salonunda düzenlenecek. Konserin biletlerini
MESK Gençlik Derneğinden ve Yeni Dönem’den
temin edebilirsiniz. Yıllar sonra müziğin
evrenselliğiyle Üsküp ile Prizren dostluk köprülerinin daha da pekişeceği bu muhteşem konseri
kaçırmayın.
13
Perþembe, 27 Eylül 2007
Balkanlar’daki
Türkiye
Yatýrým istenen düzeyde deðil, ticaret yükseliyor...
S
oðuk Savaþ’ýn sona ermesiyle
Balkanlar’da baþlayan ekonomik yarýþta genel anlamda Türkiye pek yol alamadý. Yatýrým konusunda yalnýzca Romanya
ve Bulgaristan’da Türk firmalarý varlýk
gösterebiliyor. Yunanistan ise sorun yaþadýðý
ülkelere dahi yatýrým yapýyor. Son yýllarda
Türkiye’nin Balkanlar’a yönelik ticaretinde
ciddi artýþlar gündeme gelmeye baþladý.
Balkanlar’daki Türk varlýðý Türkiye’nin
bölgesel çýkarlarýyla deðil þirket çýkarlarýyla
uyumluluk gösteriyor.
Mehmet ÞAHÝN
TUSAM Balkan Araþtýrmalarý Masasý
Soðuk Savaþ yýllarýnda ekonomik olarak
SSCB’ye baðýmlý olan Balkan ülkelerinin
ekonomilerinde geride býraktýðýmýz on beþ
yýl içerisinde büyük deðiþimler gerçekleþti.
Zira bu ülkelerin birçoðunda Rusya ile
ticaret hacmi son yýllarda yüzde 10’un bile
altýna indi. Bugün en önemli ticaret ortaklarý
Almanya ve Ýtalya olan bu ülkelerdeki en
büyük dýþ yatýrýmcýlar ise Avusturya ve
Yunanistan’dýr. Bununla birlikte çeþitli çoklu
veya ikili anlaþmalar sayesinde birbirleriyle
veya komþu ülkelerle çeþitli sektörlerde birlikte faaliyet göstermektedirler. Son yýllarda
bölgede özellikle Yunanistan’ýn atýlýmlarý
göze çarparken Balkanlarýn en büyük
ekonomisine sahip olan Türkiye birçok alanda faaliyet göstermesine karþýn varlýðýný
Balkanlarda beklenilen düzeyde sürdürememektedir. Bölgeyle tarihi, kültürel ve
siyasal baðlarý bulunan Türkiye’nin yerine
bölgenin sorun üretici ülkesi Yunanistan’ýn
Balkanlar’a Türkiye’ye nazaran daha fazla
önem vermesi üzerinde düþünülmesi gereken
bir durumdur. Türkiye son yýllarda ticaret
hacmini büyük oranda geliþtirmesine raðmen, Türk firmalarýnýn bölge ülkelerine
yatýrýmý Romanya ve Bulgaristan hariç diðer
bölge ülkelerinde çok düþük miktardadýr.
Buna karþýlýk, Yunanistan’ýn bölgedeki
yatýrýmlarý Türkiye’nin kat kat üstündedir.(1)
Türk sermayesinin Balkanlarda en yüksek miktarda olduðu ülke Romanya’dýr.
Nitekim Romanya, Türkiye’nin ihracatýnda
sekizinci, ithalatýnda ise on altýncý sýrada yer
almaktadýr. Ýki ülkenin ticaretinin bu denli
ileri düzeyde olmasýnýn en büyük nedeni
2002 yýlýnda sanayi ürünlerinde gümrük
vergilerinin kaldýrýlmasýdýr. 2007 yýlýnýn
OcakMayýs döneminde Romanya’ya ihracat,
geçen senenin ayný dönemine oranla yüzde
85,5’lik artýþ göstererek 1.442.532.000
dolara ulaþtý. Bu rakam Türkiye’nin toplam
ihracatýnýn yüzde 3,6’lýk kýsmýný oluþturmaktadý r. Yine ayný dönemdeki ithalat ise yüzde
19,2’lik artýþla 1.211.942.000 dolar olarak
gerçekleþti.(2) Böylece ilk defa Romanya ile
ticarette Türkiye ticaret fazlasý verdi.
Benzer iliþki Romanya’da faaliyet gösteren
Türk þirketlerinde de gözükmektedir.
Türkiye bugün 9.000 firmasý ve 391 milyon
dolarlýk yatýrým ile Romanya’daki en büyük
dokuzuncu yabancý yatýrýmcý konumundadýr.
(3) 3 Aralýk 1998 tarihinde dönemin cumhurbaþkaný Süleyman Demirel tarafýndan Efes
Pilsen üretim tesisinin açýlmasýyla baþlayan
Türk sermaye akýmý kýsa sürede büyük þirket
ve holdinglerin yatýrýmlarýyla birlikte
özelleþtirmelerde birçok kurumun satýn alýnmasýyla hýz kazandý. 2004 yýlýnda yirmi altý
müteahhitlik firmasýnýn kýrktan fazla ihale
aldýðý Romanya’da ayrýca Libra Bank ve
Garanti Bankasý faaliyet yürütmekte.
Geçtiðimiz yýl Yunanistan Milli Bankasý’na
(NBG) satýlan Finansbank da 2006 yýlýna
kadar ülkede faaliyet gösteren üçüncü Türk
bankasýydý.
NÝCELÝÐÝ ÇOK, NÝTELÝÐÝ AZ
Güncel
Türkiye’nin, diðer
ülkelere nispeten ekonomik
baðlamda önemli ölçüde
iliþkide bulunduðu diðer
ülke, komþu Bulgaristan.
Geçtiðimiz yýllarda 200
milyon dolar civarýnda
seyreden ihracat, 2007’nin
OcakMayýs dönemi için bir
önceki yýlýn ayný dönemine
oranla yüzde 45,9’luk artýþ
göstererek 762.480.000
dolara ulaþtý. Ayný dönemde
ithalat ise yine geçen seneki
döneme oranla yüzde
23,4’lük artýþla 729.155.000
dolara ulaþtý.(4) Böylece Romanya ile birlikte Bulgaristan ticaretinde de Türkiye kâr
eden taraf oldu. Yabancý yatýrýmý konusunda
ise AB’nin yeni üyesi Bulgaristan, üyelik
gereði ekonomisini dýþ yatýrýmcýlara açarken
Türk firmalarý beklenen düzeyde faaliyet
gösterememektedir. Bugün 6.000 Türk firmasý ve 114 milyon Avro’luk yatýrým ile
Türkiye bu ülkedeki on üçüncü dýþ yatýrýmcý
iken 1.500 firmasý ile ülkenin ikinci büyük
dýþ sermayesi konumunda bulunan
Yunanistan’ýn ülkedeki yatýrýmlarýnýn
toplamý 863,7 milyon Avro. Paravan olarak
kullandýðý Kýbrýs Rum Kesimi menþeli firmalarý da eklenince Yunanistan’ýn buradaki
toplam varlýðý 1,4 milyar Avro’ya ulaþýyor.
Yani Türkler sayýca Yunanistan’dan dört kat
daha fazla olmasýna raðmen, ekonomik
olarak Yunanistan’ýn ancak yedide biri kadar
etkililer. Türkiye’de faaliyet gösteren Bulgar
firmalarýnýn sayýsý ise 30 Haziran 2005
itibariyle 95 olup bunlardan 67 tanesi
Haziran 2003’ten sonra kurulmuþtur. Bu da
gösteriyor ki önümüzdeki yýllarda Bulgar
ekonomisi büyüdükçe, Türk pazarýnda ciddi
ölçüde yer almak isteyeceklerdir.
Henüz yeni liberalleþmeye baþlayan
Arnavutluk ekonomisi büyük ölçüde
Ýtalya’ya baðlý durumda. Yunanistan’ýn da
son senelerdeki atýlýmlarý, özelleþen birkaç
kurumun Yunan sermayesine geçmesini
saðladý. Türkiye ise 2007’nin Temmuz ayýnda Çalýk Holding’in Albtelecom’u almasýyla,
ülkedeki üçüncü büyük yabancý yatýrýmcý
olma durumunu pekiþtirdi. 2005 yýlýnda
Arnavutluktaki Türk yatýrýmý 40 milyon
dolar olarak tespit edilmiþti. Mevcut yasalarý
gereði özelleþtirme veya yabancý sermaye
giriþinin zor olduðu Arnavutluk’ta
önümüzdeki yýllarda, çýkarýlacak yasalarla ve
özelleþtirmelerle beraber Yunanistan’ýn
büyük atýlýmlar yapmasý bekleniyor.
Arnavutluk ile derin tarihi ve kültürel baðlarý
bulunan Türkiye’nin de en azýndan bu
ülkeyle ciddi sorunlar yaþayan Yunanistan
kadar atýlým yapmasý gerekmektedir. Aksi
takdirde uzun vadede Türkiye, dostluk iliþkilerinin son derece sýký olmasý lazým gelen
Arnavutluk’ta ekonomik ortaklýkla paralel
bir þekilde siyasi ortaklýðý da Yunanistan’a
kaptýracaktýr.
BOSNA-HERSEK
Geride býraktýðýmýz on yýl içinde BosnaHersek’e ortalama 30 milyon dolar civarýnda
ihracat yapan Türkiye bu yýlýn ilk beþ ayýnda
geçen yýlýn ayný dönemine oranla yüzde
190’lýk artýþla 135 milyon dolarlýk ihracat
gerçekleþtirdi. Ýthalat ise son yýllarda yükselmesine raðmen hâlâ çok küçük miktarlarda seyrediyor. Ancak ticaret alanýndaki bu
olumlu geliþmenin yatýrýmlar söz konusu
olduðunda kendisini göstermediðini de eklemek gerekir. Bosna-Hersek’te 285 Türk firmasý olmasýna raðmen bunlardan sadece
60’a yakýný faal durumda ve bunlar yalnýzca
10 milyon Avro’luk yatýrým gerçekleþtirmekte. 1997 yýlýnda ülkede faaliyete giren Ziraat
Bankasý’nýn sermayesinin o dönemde 12
milyon Avro olduðu hesaba katýlýrsa, iþ
adamlarýnýn yatýrýmlarýnýn ne kadar az miktarda olduðu anlaþýlacaktýr. Öyle ki geride
býrakýlan 10 sene içinde ilerleme yerine gerileme kaydedildiði itiraf edilmelidir.
Türkiye’nin siyasi ve kültürel olarak
yakýn iliþki içerisinde olduðu Makedonya ile
ekonomik iliþkileri beklenen düzeyde deðil.
Makedon ekonomisi bugün büyük oranda dýþ
piyasalara, özellikle de siyasi sorunlar
yaþadýðý Yunanistan’a baðlý durumda. Ýhracat, 2007 yýlý OcakMayýs döneminde bir
önceki yýla nazaran iki katýna çýksa da hâlâ
düþük düzeydedir. Buna mukabil ithalat
hiçbir zaman ticari iliþkilerin baþladýðý yýl
olan 1995’teki seviyesini yakalayamamýþtý r.
Makedonya ekonomisinde yer alan Türk sermayesi de ayný þekilde beklenen oranda
deðildir. Ýnþaat ve telekomünikasyon alanýnda baþlayýp ambalaj, gübre, ayakkabý, gýda
vb sanayilerde piyasaya giren Türk firmalarýnýn sayýsý resmen 200 olmasýna raðmen, Üsküp Büyükelçiliði Ekonomi
Müþavirliði tarafýndan bu sayý 45 olarak
bildirilmiþtir. Bu þirketlerin Makedon
ekonomisine katkýlarý sadece 20 milyon
dolardýr. Bu rakam da Üsküp
Büyükelçiliðinin verdiði sayýyý doðrulamakta, 150’den fazla þirketin aslýnda faaliyet
göstermemekte olduðunu ortaya çýkarmaktadýr.
ESKÝ YUGOSLAVYA
Siyasi kargaþalýklar, ulaþým zorluklarý
gibi sorunlardan dolayý eski Yugoslavya
ülkelerinden Hýrvatistan, Sýrbistan, Karadað
ve Slovenya ile ticari iliþkiler ise kýsýtlý
kalmýþtýr. Bu yýl söz konusu ülkelerle
yapýlan ticaret hacmi geçen yýllara nazaran
yüzde 100’ün üzerinde artýþ göstermiþ ancak
yine de hiçbiri 200 milyon dolara bile ulaþamamýþtýr. Yine de bu ülkelerle olan ticarette
açýk vermememiz sevindiricidir. 2004 yýlý
verilerine göre; bu ülkelerden sadece
Sýrbistan’da 14, Karadað’da ise 1 adet Türk
faaliyette olup ne kadar yatýrým yaptýklarý
bilinmemektedir. Hýrvatistan ile 1994’ten bu
yana 12 ticari anlaþma imzalanmýþ olmasýna
raðmen bunlardan sadece 4 tanesi resmi
gazetede yayýnlanarak yürürlüðe girebilmiþtir. Öte yandan Hýrvatistan ve AB
ülkesi Slovenya’da hiçbir Türk firmasý yer
almazken Türkiye’de 3 Sloven firmasý
faaliyettedir.
Balkanlar’ýn ekonomik anlamda büyüyen
ülkesi Yunanistan ile son yýllarda artan
ticarette Türkiye’nin lehine geliþen bir
durum gözlenirken, yatýrým açýsýndan tam
tersi göze çarpmaktadýr. Ticarette, Türkiye
ticaret fazlasý vermekteyken, Yunanistan’ýn
Türkiye‘de gerçekleþtirdið i çok büyük
yatýrýmlara Türk sermaye sahipleri karþýlýk
verememektedir. 2007 yýlýnýn ilk beþ aylýk
döneminde Yunanistan’a yapýlan 800 milyon
dolarlýk ihracat, Türkiye’nin toplam ihracatýnýn yüzde 2’sine karþýlýk gelmektedir. Bu
rakam geçen yýlýn ayný dönemine oranla
yüzde 44 daha fazladýr. Ýthalat ise yüzde
20’lik bir azalma göstermiþ ve 350 milyon
dolarýn altýnda düþmüþtür. Ancak yatýrým
açýsýndan durum farklýdýr. Bugün Türkiye’de
ikisi banka olmak üzere toplam 130 Yunan
þirketi faaliyet gösterirken, Yunanistan’da
faaliyet gösteren Türk þirketlerinin sayýsý
9’dan ibarettir. Bu durum ileriki yýllarda
Türk sanayicisini zor durumda býrakarak,
uzun vadede siyasi arenada Yunanistan’ýn
eline pek çok anlamda koz verebilir.
Örneðin, Türk bankalarýnýn Yunanlýlarýn
eline geçmesi, Türk giriþimcilere, Türk
yatýrýmcýlarýna Yunanistan milli çýkarlarýna
aykýrý olduðu iddiasýyla büyük zorluklar
yaþatabilir.
BALKANLARDA AKTÖR OLMAK
Görüldüðü gibi son yýllarda Türkiye,
Balkanlarda özellikle Bulgaristan ve
Romanya’da ciddi biçimde ekonomik ilerleme göstermiþtir. Ancak baþta Yunanistan
olmak üzere diðer yabancý devletlerin
faaliyetleri göz önüne alýndýðýnda bu bölgesel bir güç olmak isteyen Türkiye’nin yetinmesi gereken seviye deðildir. 1995’te ilk
adýmlarý atýlan bu ekonomik iþbirliklerin
ilerleyen yýllarda beklenen seviyede
olmadýðý gözlemlenmektedir. Ticarette son
iki üç yýlda ortalama olarak yüzde 80’lere
varan artýþlar gözlemlenmesine raðmen
rakamlar hâlâ çok düþük düzeydedir ve
bazýlarýnda 200 milyon dolarýn bile altýndadýr. Yatýrýmlarda ise durum daha da
kötüdür. Türkiye, bölgenin diðer büyük ülkesi Yunanistan’ýn yanýnda bu konuda âdeta
yaya kalmýþtýr. En büyük açmaz da kayýtlý
Türk firma sayýsýnýn faal durumda olanlardan oldukça fazla olmasýyla ilgilidir. Daha
da önemlisi, diðer büyük ülkelerin aksine
Türkiye’de iþadamlarýnýn çoðunluðunun
devlet politikalarýna göre deðil, daha ziyade
þirket çýkarlarýna göre hareket etmeleri,
Türkiye’nin ekonomik gücünü siyasi alana
taþýmasýný zorlaþtýrmaktadý r. Türkiye’nin
zaten tarihi ve kültürel baðlarýnýn olduðu
bölgede bu kozu da kullanmasý uzun
dönemde Balkan siyasetinin belirleyici
aktörü olmasýný saðlayacakken bu konuya
ciddi bir þekilde ilgi gösterilmemesi büyük
kayýp olarak deðerlendirilmelidir .
Dipnotlar:
1- Türkiye’nin GSMH’sý 393 milyar Dolar
iken Yunanistan’ýn 300 milyar Dolar’dýr.
2- http://www.tuik. gov.tr/PreHaberB
ultenleri. do?id=523
3- http://www.oecd. org/dataoecd/
49/39/34479020. pdf
4- http://www.deik. org.tr
(Strateji 27.08.2007)
Kültür
Hazırlayan: İskender Muzbeg
Dünyanın Dört Bir Yanında
Mevlana (II)
U
NESCO’nun
2007
yýlýný
Dünyada Mevlana Hoþgörü
Yýlý olarak kutlama kararý
Mevlana’nýn,
dolayýsýyla
Türk
kültürünün dünyada tanýtýlmasý için
bir fýrsattýr.
Hoþgörüye muhtaç dünyamýzda
Mevlana hoþgörüsünün — Mevlana
felsefesinden yayýlan huzur verici
aydýnlýðýn paslanmýþ kalplere, hýrslý
beyinlere yeni, 21. yüzyýla özgü bir
biçimde hitap etmesinin çok yönlü
yararlarý olacaktýr.
Kosova Türk aydýnlarý, dernekleri
ve kuruluþlarý olarak bu Mevlana
Hoþgörü Yýlý’nda etkinliklerimizi
Mevlana’nýn kendi aramýzda olduðu
gibi, iç içe yaþadýðýmýz diðer
toplumlar arasýnda da tanýtýlmasý
alanýnda çalýþmalýyýz.
Ýlhami Emin:
Mevlana’nýn
“Mesnevi”sinde
Kimi Bengi Fikirler (II)
Umut Üstüne Söylenenler
Ýnsan, hak yolunda umudu hiçbir
vakit yitiremez. Daha doðrusu,
umutsuz olan kendini gerçek bir insan
sayamaz.
“Umutsuzlar köyüne uðrama ne
olur,
baþka yerlerde bulursun çünkü
umut”diyen Mevlana, kendisinde güç
bulamayanlara yön göstericiliði
yapmak ister, anlaþýlan.
“Karþýnda gün var, düþün,
Umut veren aðacýn serinliði altýna
gel”, diyor Mevlana. Çünkü erdemli
kiþinin bilgi serinliðinde herkes iç
ateþine derman bulabilir.
Umut sözcüðüne, Mevlana’da pek
sýk rastlanýr. Çaðdaþ þairlerin genelde
karamsar çýkýþ ile tavýrlarý karþýsýnda
büyük Mevlana günümüz insanýna da
ne denli yararlý olabileceðini açýkça
göstermektedir.
Bugünden daha mutlu muydu
acaba Mevlana dönemi? Belki, ancak
þair daima mutsuzlara yol göstericilik
yapmakla yüklendirilmiþtir. Olacak da.
Bu görevi þairler, þiirin baþlangýcýndan
bu yana üstlenmektedir. Bugün dünden
daha çok susamýþtýr insan umuda,
bugünün
ideolojileri,
çünkü
feylozoflarý
daha
çok
kataklizmalardan, uçurumlardan söz
etmektedir. Çaðdaþ þiir kendi kendiyle
bocalayýp içine kapanmýþ bir
durumdayken, sýradan biri, hatta
sýradanlar deðil, tek çýkar yolu din
baðrýnda buluyorlar, haklý olarak, ya
da maddiyatta. Çünkü kutsal kitaplar,
tüm yýkýmlar yaný sýra, insaný, öbür
dünyada olsun umuda baðlýyor.
Mevlana’nýn þiiri ile felsefesi bu yolda
din ile þiir arasýnda, insaný umut
kýyýlarýna çýkaran altýn bir köprü olsa
gerek.
Ortak Dil Üstüne Söylenenler
Mevlana’nýn
güncelliði
ile
kalýcýlýðý bir daha konuda — ortak dil
bulmada, ayrýca belirgin.
Bugünün bileþik milliyetler arasý
çekiþmeler döneminde, din, ýrk
ayrýmýna bakmaksýzýn, sorunlarý
insancýllýk açýsýndan ele almakta
büyük düþünürü daima hatýrlayabiliriz.
O kadar çok sayýda Hindi ve Türk
yaþar,
Oysa ortak dil bulabilmiþlerdir”,
der Mevlana.
Öbür yanda:
“Çoðu kez, dilleri ayný olan iki
Türk de dersin yabancýdýrlar
birbirine”.
Kosova’da Osmanlı Mimari Şaheserlerinden... (7)
SÝNAN PAÞA CAMÝÝN
KURULUÞUYLA ÝLGILÝ EFSANELER
B
Raif VIRMÝÇA
ugüne kadar Prizren’de
Sinan Paþa Camiinin
kuruluþuyla ilgili en çok
tartýþýlan konulardan biri, Sinan
Paþa Camiin kuruluþunda “Sveti
Arhangel Manastýrý” taþlarýnýn
kullanýp kullanýlmadýðý ve ayný
manastýrýn Sinan Paþa tarafýndan yýktýrýlýp yýktýrýlmadýðýdýr.
Bu iki konuyu daha yakýndan
aydýnlatmak için, bizim de
kabul ettiðimiz Dr. Hasan
Kaleþi‘nin 1972 yýlýnda
“Yugoslavya’da Arapça Yazýlan
En Eski Vakýfnameler” adlý
eserinin 263—264 sayfalarýnda
yaptýðý açýklamasýnýn bir
bölümünü Türkçeye tercüme
ederek, olduðu gibi aktarmaya
uygun gördük. Aynýca metnin
devamýnda bu konu üzerinde
Sýrp kaynaklarda da mevcut
olan bazý bilgileri aktararak bu
durumu aydýnlýða kavuþturmakla gerçekleri yansýtmaya
çalýþtýk.
Aktarýlan yazýda, Sinan Paþa
Camiinin inþaatý süresince,
Prizren yakýnlýðýnda bulunan
Sveti Arhangel Manastýrý
taþlarýnýn kullanýldýðýna dair
belgeler vardýr, denilmektedir.
Bunu bildirirken ortaya þu soru
da çýkmaktadýr. “Sveti Arhangel
Manastýrýnýn” Sofi Sinan Paþa
tarafýndan yýktýrýlýp yýktýrýlmadýðýdýr. Bilim adamlarýn
bazýlarý rivayetlere dayanarak,
Sinan Paþanýn bu manastýrý yýktýðýný ve onun taþlarýndan da bu
camii inþa ettiðini ileri sürmektedirler. Oysa rivayete göre
zamanýnda Sinan Paþa söz
konusu manastýrda eþkýyalarýn
gizlendiklerini ve buradan
geçen yolcularý öldürdüklerine
dair bir bildiri yazmýþ. Bu savýný
doðrulamak için, Sinan Paþa,
Lokviça köyündeki Vuyiç
ailesinin en itibarlý üyesini yanýna çaðýrýp onunla bir sandýk
altýn karþýlýðýnda, Hýristiyan
köylülerden kendileri tarafýndan
manastýrýn yýkýlmasý istendiðine
dair imza toplamasýný istemiþ.
Ancak Sinan Paþa sözünde durmayarak, bu köylülere bir
sandýk gerçek altýn yerine, sahte
altýn iade etmiþ. Bu yüzden
Sýrplar Sveti Arhangel
Manastýrýný bir sandýk sahte
altýn için sattýklarýndan dolayý,
huzursuzluk duyarak, sultandan
Sinan Paþa hakkýnda bir
davanýn açýlmasýný istemiþler.
Sultan da Sinan Paþanýn
Perþembe, 27 Eylül 2007
Hýristiyan köylülerini aldattýðýna emin olduktan sonra, Sinan
Paþaya bir ipek sicim göndererek þu emri vermiþ: “Ya camii
yýkýp yerine manastýrý inþa edersin, ya da þu ipek sicimle
asýlýrsýn”. Sinan Paþa da camii
yýkýp yerine manastýrý inþa
etmektense, asýlmayý tercih
etmiþ diye rivayet edilmektedir.
Hasan Kaleþi’ye göre, bu
rivayette bir gerçek var ki, o da
Sinan Paþanýn merkez idarenin
haberi ve izni olmadan bu kadar
ünlü manastýrý yýkmadýðý
anlaþýlmaktadýr. Ancak, manastýr önceden yýkýlmýþ ve kendi
haline býrakýlmýþsa, durum büsbütün baþkadýr. O yýllarda manastýrýn hizmete açýk olduðuna
dair elimizde gerçekten hiçbir
bilgi yoktur. Oysa diðer yandan,
manastýrýn kendi haline
býrakýldýðý ve yýkýlmýþ halde
olduðuna dair kanýtlar vardýr.
Yastrebov eserinde, o dönemde
manastýrýn yýkýlmýþ halde
olduðunu þu sözlerle beyan
etmektedir. “Sofi Sinan Paþa,
Prizren’den geçerken manastýrýn
bu halini görünce, manastýr
taþlarýnýn iyi bir iþ için kullanýlmasýnýn daha hayýrlý olacaðýný
ve Hýristiyanlarýn bu manastýrý
14
Dil, Mevlana’ya göre insanlarý
yaklaþtýrýp baðlar. Ancak, mevlana,
dili hiç de saklt bildiðimiz konuþma
aracý çerçevelerine kapamýyor. Dil,
insanlarýn birbirleriyle geçinmesi, iyi
anlaþmasý demektir her þeyden önce.
Olsun ki, “her yaprak ve her ürün
kendi dilinde þarkýsýný söyler”, kendi
konuþmasýnda önce karþýdakinin
konuþmasýný yeðler Mevlana, çünkü,
“dinlemek
gelir
ilkin,
sonra
konuþmak”.
Ýnsanlarýn, dolayýsýyla uluslarýn
birbirleriyle iyi geçinmesi ve
anlaþmasý onlarýn hoþgörülerine baðlý.
“Ýstenildiðinde, konuþma gücünde
olmayan nesneler dahi yüz dilde
konuþurlar” der Mevlana, ki insanýn
insanla anlaþmasýnýn sakýncalýðýný
insandan
baþkasýnda
asla
aramamaktadýr.
(Sürecek)
tamir etmek için olanaklarýnýn
olmadýðýný, diye düþünmüþ.
Hýristiyanlar manastýrý yýkýmdan
kurtaramadýklarý için, manastýrýn kubbesi düþmüþ, tabii
afetler sayesiyle tamamýyla
yýkýlmaya yüz tutmuþtu”.
1519 yýlýndan kalan bir belgeden, manastýrýn daha o zamanlarda harap olduðu, Ýguman’ýn
(baþpapaz) da ister manastýrýn
taþlarýný ister de kendi kitaplarýný satmaya baþladýðýný,
rahiplerin ise manastýrý terk
etmeye baþladýklarýný öðreniyoruz. R. Gruyiç manastýrýn daha
XV. yüzyýlda harap olmaya
baþladýðýný ileri sürmüþtür.
Prizrenliler’den biri (Kukli Bey
Vakfýnýn mütevellisi)
Yastrebov’a verdiði bilgide,
manastýrýn yýkýlmýþ halde
olmasý nedeniyle Sinan Paþa
tarafýndan manastýr taþlarýnýn
satýn alýndýðý ileri sürülmektedir.
Bu rivayetlerde ne kadar yanlýþlarýn var olduðunu ve bu bilgilere dayanmanýn ne kadar
tehlikeli olduðunu þu delillerle
kanýtlayabiliriz. Camiin manastýrýn bulunduðu yerde inþa
edilmediði, Sinan Paþanýn
asýlarak deðil, doðal ecelden
öldüðünü ve Menakýp’ta vurgulandýðýna göre, camiin manastýr
þeklinde deðil, baþka bir camii
örnek alarak inþa edildiðine dair
gerçekler göstermektedir.
(Sürecek)
15
Perþembe, 27 Eylül 2007
Güncel
‘Garfield-3’ geliyor
S
enaryosunu
Garfield
serisinin
yaratıcısı
Jim
Davis’in
yazdığı,
yönetmenliğini Mark
Dippe’nin yaptığı
“Garfield
Geri
Dönüyor-Garfield
Gets Real” 1994
yılında yayınlanan
“Garfield
and
Friends”ten bu yana
yapılan ilk baştan
sona
animasyon
“Garfield” filmi özelliğini taşıyor. Filmin öyküsü kısaca şöyle: “Çizgi bant
yıldızı olmanın tekdüzeliğinden sıkılan Garfield, gazete sayfasından firar
ederek ‘gerçek dünyanın’ yolunu tutar. Gerçek bir ev kedisi olarak düşük
profilli hayat yaşarken, gazete baskıya girmeden geri dönmediği takdirde
çizgi serinin iptal edileceğini öğrenir. Ancak bugüne kadar gerçek dünyaya
kaçan hiçbir çizgi karakter, sonradan geri dönmeyi başaramamıştır. Üstelik
bir takım şeytani güçler, onun çizgi roman dünyasına geri dönüşüne engel
olmaktadır.”
“Garfield Geri Dönüyor”da, çizgi bant serisinin baş karakterleri olan
Garfield, Jon Arbuckle, Odie, Nermal ve Arlene’in yanı sıra yeni karakterler
de boy gösterecek. Filmin yeni karakterleri arasında Wally, Bonita, Billy
Bear ve Eli yer alıyor. Ayrıca yeni bir karakter olan Sheckny adlı kedi de bu
filmde üne kavuşacak.
Hazýrlayan:
Abdülhadi Taduþka
SOLDAN SAĞA
1. Galatasaraylı Hakan Şükür’ün eski
takımı, kulübü.
2. Arnavutluk para birimi, - Kadın
Rahip, Hastanede çalışırlar.
3. Amerikyum’un kısaltması — Oniki
aydan biri — Hidrojen.
4. Niton — Amerikalı eski actor Grat —
Bizmut’un kısaltması
5. Biniciyi sarsmayan at, At yürüyüşlerinden biri — 1000 kg.
6. Kosova’lı bayan şarkıyı Bayram, Eski Hırvakt boksörü Parlov.
YUKARIDAN AŞAĞIYA
1. Türkiye’de Akdenizde bir tatil yeri.
Bulmaca No: 21
2. Hazırlanan çayın istenilen rengi —
Ordu kelimesinin kısaltması.
3. Beyaz — “KİNG RELEY TRANSMİSİON”.
4. Uzun kuyruklu bir tür papağan.
5. Bir renk — metre.
6. Amerikalı erkek actor Bred —
Tantal’ın kısaltması
7. “Office Belgiyum” — Uzun Konçlu,
Kapalı Ayakkabı
8. Tutak, Ele geçirilen kimse.
BULMACANIN ÇÖZÜMÜ
No: 20
Ders, Alem, Eta, Adana, So, Acem, S,
T, OSİM, At, Abdal, Ebe, Nail, Omar.
Türkçenin Kosova’sý
Kosova’nýn Kafkas
Ardýndaki Devamý
B
ir saat yirmi beþ dakika havada
kaldýktan sonra uçaðýn penceresinden küçük ýþýklar görünmeye
baþladý. Uçak iniþe geçti ve ýþýklar da gitgide büyüdü. Artýk altýmýzda yayvan bir
þehir vardý. Yerleþim uzun mu uzundu. Bu
þehrin bir de deniz kýyýsý vardý.
Ankara’dan baþlayan uçak yolculuðu,
güzel bir sahil þehrinde sona ermiþti. Uçak,
alana indi ve yerini aldý. Kapýlar açýldý ve
yolcular, eþyalarýný alýp uçak kapýsýna
doðru yöneldiler. Artýk, heyecan ve merak
at baþý gidiyordu. Uçaðý havaalanýna
baðlayan holden geçtikten sonra pasaport
kontroluna geldik. Ýþte, yeni bir macera da
böylece baþlamýþ oldu. Karþýmda
Azerbaycan duruyordu.
Pasaport kontrollarý yapýldý, bavullar ve
eþyalar alýndý. Selamlaþmanýn ardýndan,
yorgunluðun tatlý merakla karýþtýðý deðiþik
ve hoþ bir duygu içinde Bakü’nün özüne
doðru yürüdük.
Ýlk selamlaþma Azerbaycan Türkçesiyle
idi. Azerbaycan Havayollarý uçaðýnda
baþlamýþtý ilk irtibat. Havaalaný levhalarýnda devam etti ve havaalaný personeliyle
çoðaldý. Ýlk selamlaþmanýn ardýndan
havaalanýnýn son kýsmýnda bizi Sayýn
Haným Halilova karþýladý. Haným hoca,
Azerbaycan Kadýn Hukuklarý Müdafaa
Cemiyeti Baþkaný idi. Azerbaycan Türk
Kadýnlar Birliði Baþkaný Tenzile
Rüstemhanlý ile beraber, Bakü’de bizi aðýrlayacaklardý. Haným Halilova, Tenzile
Rüstemhanlý ve onlarýn dostlarý, iþ
arkadaþlarý bizim Azerbaycan’ý daha iyi
tanýmamýz ve kendimizi tanýtmamýz için
bekliyorlardý. Ayrýca, Azerbaycan
Türklerinin yüz aklarý, bizim gibi genç
beyinler de bize Bakü’de dâhil olacaklardý.
Havaalaný dýþýna çýkýp bizim için tahsis
edilen otobüsümüzle Bakü’nün içine doðru
yol almaya baþladýk. Bu sýrada saatler
02.30’u geçmiþti. Günün karanlýðýnda
bizim gözlerimiz otobüs camlarýnýn dýþýndaki Bakü’nün seyrine dalmýþtý. Bir o yana
bir bu yana bakýyorduk. Keþfetmek isteyen
gözlerle dýþarýyý seyre dalmýþken, oturduðum koltuðun arkasýndan bir hanýmefendinin Bakü’yü anlatmaða baþladýðýný fark
ettim. E bu tam da aradýðým þeydi. Anlatan
kiþi Sezen hanýmdý. Haným Halilova
hocanýn torunu. “Demek bizim rehberimiz
Sezen idi” diyiverdim içimden.
Azerbaycan’ýn durumunu da sormaya
baþlamýþtýk zaten. Azerbaycan günleri
boyunca Sezen’i sorularla ve sohbetlerle
meþgul ettik. Öðrenmek ve paylaþmak
güzel.
Bakü’nün merkezine girdik, ilerledik ve
otobüsümüz çok güzel bir þekilde ýþýklandýrýlmýþ bir kale kapýsýnýn önünde durdu.
Burasý “Ýçeri Þeher” idi ve bu kapý da onun
güzel giriþiydi. Bakü’nün içindeki þehir...
Kale duvarlarýyla çevrili bir bölge.
Otelimiz de bu bölgedeydi.
Azerbaycan’a çok güzel bir niyetle
gelmiþtik. Türkiye’de, Manisa merkezli
olarak Türk Dünyasý Gençlik Topluluðu
kurulmuþtu. Ýçlerinde Türk Dünyasýnýn
çeþitli bölgelerinden birbirinden deðerli
arkadaþlarýn bulunduðu bu topluluk, ilk
büyük etkinliðini “1. Türk Dünyasý Gençlik
Buluþmasý” adýyla Manisa’da gerçekleþtirmiþti. Bu sefer, bu buluþmanýn daha
geliþkin bir ikinci ayaðý için Bakü’deydik.
Ben ve deðerli dostum Necmettin Yeta da
Kosova’yý temsilen bu güzel ülkedeydik.
Topluluk, kurumsal yapýsýný tamamlamýþ
deðil. Süreçlerle geliþkinliðini arttýrýp daha
da büyük iþler gerçekleþtirmesini dilerim.
Alpay
ÝÐCÝ
Bu tarz oluþumlara, kurumlara bizim çok
fazla ihtiyacýmýz var. Türk Dünyasýnýn
insanlarýnýn birbirlerini daha iyi öðrenmeleri, tanýmalarý lazým.
Telefon çalýyor. Ýkinci kez çaldý ve ben
uykumdan uyandým. Etrafa baktým. Üçüncü
kez çaldýðýnda da telefonun ahizesini
kaldýrdým. Resepsiyondan aranýyorduk;
uyandýrma servisi. “Tamam, geliyoruz”
deyip telefonu kapadým. Sabaha karþý
yatýnca sabah uyanmak sanýldýðý kadar
kolay olmuyor. Hele bir de Bakü’nün o tatlý
havasýyla uykudayken... Sakal týraþý olundu; saçlar hazýrlandý; takým elbiseler giyildi
ve lobiye inildi. Diðer arkadaþlarýmýz da
hazýrlanýp lobiye inmiþlerdi. Kravatlý, takým
elbiseli beyefendi ve hanýmefendiler olarak
Ýçeri Þeher sokaklarýnda yürüyüp otobüsümüze vardýk.
Bakü’de bu ilk gün diðer günlerden
farklýydý. Etrafa aþina deðildik. Yerleri
öðrenmek için bakýnýyorduk, binalara ve
caddelere. Otobüsümüz Millî Meclisin
yanýnda bulunan Þehitler Hýyabaný’nda
durdu. Burasý, Nuri Paþa komutasýndaki
Kafkas Ýslam Ordusu’nun þehitleri anýsýna
yapýlan bir yer. Çok anlamlý bir yer.
1918 yýlýnda, Azerbaycan’ýn Bakü’nün
iþgali üzerine Osmanlý Devleti paþalarý,
ülkeleri binbir dert içinde olmasýna raðmen,
Azerbaycanlý kardeþlerini kurtarmak için
giriþimde bulunurlar. Osmanlý paþasý Nuri
Paþa komutasýnda, içinde Kafkas halklarýndan erlerin de bulunduðu Kafkas Ýslam
Ordusu, Azerbaycan’ýn kuzeybatýsýndan
ilerleyerek düþmaný daðýtýr. Ermeni iþgalcileri ve diðerlerini, Azerbaycan topraklarýndan atar. Kahraman ordu, Bakü’ye varýr ve
Bakü’yü azat kýlar. Kafkas Ýslam Ordusu
bir Osmanlý kara ordusuydu ve Mart 1918
— Aðustos 1918 arasýnda iþ görmüþtü.
Enver Paþa’nýn kardeþi olan Nuri Paþa, bu
ordunun baþýna geçip bu bölgenin güvenliðini ve hürriyetini saðladý. Bugün ne
yazýk ki, Kafkas Ýslam Ordusu’nu ve onun
yaptýðý büyük iþleri bilmeyen kiþilerin
sayýsý çok. Bunu Bakü’de de gözlemledik.
Biz kültürümüzü ve geçmiþimizi iyi
bilmeliyiz. Üstelik bu olay yakýn geçmiþe
ait.
Þehitler Hýyabaný’nda, þehitlerimize
Fatihalar okuduk. Türk Dünyasýnýn çeþitli
bölgelerinden gelen arkadaþlarýmýz, o Türk
bölgesinin bayraklarýyla alana geldiler. Biz
de arkadaþlarýmýzla beraber bayraklarý tuttuk. Bu sýrada, Azerbaycan ve Türkiye televizyon kanallarýndan birçok kameraman ve
muhabir bizimle beraberdi. Türkiye televizyon kanallarýndan Kanal7’den Seyfullah
Türksoy da oradaydý ve kendisinin
yapýmýný gerçekleþtirdiði Türksoy’la Ýpek
Yolu programýnýn son bölümünde biz de
yerimizi aldýk, böylece.
Azerbaycan bizden bir parça. Bunu bir
kez daha, yakýndan gördüm. Kosova’da
veya Türkiye’de Azerbaycan’ýn
kardeþliðinden bahsetmiþizdir. Bu sefer bizzat Azerbaycan’da bunu gözlemlemek çok
anlamlýydý. Prizren, Ýstanbul, Ýzmir, Üsküp,
Kýrcaali, Kerkük ve diðer þehirler nasýl bizdense Bakü, Þamahý ve diðer Azerbaycan
þehirleri de bizden. Bir sürü yeni dost edinmek çok hoþ.
Þehitliðin ardýndan birçok güzel ve
anlamlý yere gittik. Azerbaycan günlerinin
geri kalan kýsmýný ve bu güzel Türk ülkesi
Azerbaycan’dan edindiklerimi sizle paylaþmak istiyorum. Bunlarý da bir sonraki
yazýmda yerleþtirmiþ olacaðým. Çýkarýlmasý
gereken çok ders, öðrenilmesi gereken çok
yer ve kiþi var.
Kültür
Gelenek ve Göreneklerimiz
S
SÜNNETTÝN
YAPILIÞI
ünnet
yaþý
genelRAÝF VIRMÝÇA
likle 5 ila 10
yaþ arasýnda olduðundan, çocuðun
okulu olmadýðý yaz aylarýnda
yapýlýr. Sünnet olmadan önce çocuk
berber tarafýndan soyulur ve üzerine
sünnet entarisi giydirilir. Soyulan
çocuðun rubalarýný bir çocuk alýr ve
annesine götürür. Rubalarý getiren
çocuða anne para verir. Çünkü sünnet yapýldýðý esnada baba ve anne
odaya alýnmaz. Ailenin en yakýnlarý
bir çarþaf alýp berber ile çocuðu
yaný sýra çocuðu ve ayaklarýný tutacak daha iki
kiþiyi de
çarþafla oluþturan bölüme
alýrlar.
Baþkalarýn
görmemesi
için çarþaf
kaldýrýlýr.
Çocuk güçlü
olan dayý,
amca veya
baþka bir
akraba
tarafýndan
kaldýrýlýr. Bu
arada
kaldýrýlýrken
el ve baþýný
bakmasýn
diye usülüne
göre sýkýca
tutar. Diðer kiþi ise onun arkasýndan
çocuðun ayaklarýný açarak, sünnet
esnasýnda oynamasýn diye kendine
çekip sýký tutar. Hoca sünnet duasýný
okuduðu esnada berber diz çökerek
çocuðun karþýsýna çýkar, usturayý
eline alýr ve tekbir getirmeye baþlar,
tekbire oradaki bütün cemaat kaýlýr.
Tekbir sona erince odadan bir feryat
veya büyük bir alkýþ kopar. Bu feryat veya alkýþ sünnetin bittiðini gösterir. Böylece çocuk sünnet edilir ve
yarasý sarýlýr. Sünnet edilen çocuk
berber tarafýndan kucaða alýnýr ve
yapýlan kerevete yatýrýlýr. Üzerine
de bir kutu konulur ve çarþafla
örtülür.
Sünnet edildikten sonra bütün
cemaat hayýrlý uðurlu olsun der ve
alkýþlar devam eder. Avluda veya
baþka odalarda bulunan misafirler
bu alkýþlarý duyunca sünnetin
yapýldýðýný anlar ve o anda avluda
bulunan çalgýcýlar tarafýndan müzik
yapýlýr. Bundan sonra babasý
akabinde de annesi odaya girip
çocuðunu bakmaya gelirler. Anne ve
babadan sonra oradaki misafirler
kadýn, erkek olsun herkes çocuðun
baþucuna gelip geçmiþ olsun diyerek armaðanlarýný verirler bu
Sünnet adet ve gelenekleri
armaðan ise genelde para vermekle
gerçekleþir. Bütün bu dönem içinde
berber ise çocuðun yanýndan hiç
ayrýlmaz. Ancak çocuk uyuduktan
ve uzun bir zaman geçtikten sonra
berber buradan ayrýlýr. Çocuk
yataðýna yatýrýlýnca mevlit okutulur,
mevlidin sonunda sünnette katýlan
misafirler için yemek verilir.
Çocuðun iyi olup olmadýðýný ve
yarasýný sarmasý için berber beþ gün
sýralý olarak çocuðu ziyaret eder.
Sünnet edildikten sonra çocuðun
fazlalýðý bir tabla içinde kadýnlara
gösterilir ve o esnada tablaya kadýnlar tarafýndan para atarlar. Tablada
toplanan para berbere verilir ve
buna “sünnet baþkiþi” denir. Aynýca
sünnet yapan berbere ziyaretinin
son gününde sünnet edilen çoðun
annesi tarafýndan “bohçalýk” denilen
hediye de verilir ki bu bohçalýkta:
mintan (gömlek) don (kilot), atlet
ve çorap bulunur. Bu bahþiþler yaný
sýra sünnet yapan berbere belli bir
ölçüde meblað da verilir.
SÜNNET DÜÐÜNÜ
Prizren’de sünnet iki þekilde yapýlýr:
Mevlitle ve Sünnet düðünüyle.
Erkeklerin bulunduðu kýsýmda sünnet olunduktan sonra mevlid
okunur, yemekler yenir ve cemaat
daðýlýr. Bütün bu esnada müzik eþiliðinde avluda eski Prizren oyunlarý,
þarký ve türküler söylenir. Bütün
esnada çeþitli meþrubat ve kuru
yemiþ ve diðer yitecekler misafirlere ikram edilir. Gelen misafirler
de çocuðu ziyaret edip getirmiþ
olduklarý hediyeleri çocuðun
yataðýnýn baþýna býrakýlýr.
Çocuk sünnet ettirilirken, maddi
durumu iyi aileler sünnet düðünü
yaparlar ve düðün haberini ve
gününü yakýn akrabalarýna bildirirler. Sünnet düðününden önce yakýn
akrabalar düðün hediyesi olarak koç
ve baklava getirirler. Koçlarýn getirilmesi çalgý-müzik eþliðinde, baklava getirilmesi de def eþliðinde
gerçekleþmektedir.
Sünnet düðünü öncesi bütün aile
kadýnlarý ellerine kýna takarlardý. En yakýn aile üyeleri ise
ellerine “bayraklý” denilen kýna
takarlardý. Tabi ki sünnet
düðününden önce, düðüne
katýlacak olan misafirlere verilmek üzere yemekler de hazýrlanýr. Önceleri Prizren’de sünnet
düðünlerinde altý veya dokuz
türlü yemek yenilir. Bu yemekler arasýnda mutlaka paça,
sarma, musakka ve helva
bulunur. Yemekler gurup
halinde büyük sofralarda
yenilirdi. Baþ sofraya hoca ve
en yaþlýlar oturur. Yemekten
sonra misafirlere kahve ve
sigara ikram
edilir. Yaþlýlar
yemekten
sonra
daðýlýrken,
düðün, avluda
müzik þenlikleriyle sabahýn
geç saatlerine
kadar
eðlenceler,
oyunlar
yapýlarak sünnet düðünü
tamamlanýr.
Prizren’de
sünnet düðünleri Cumartesi
akþamlarý
yapýlýrken,
Mevlitli
düðünleri ise
Perþembe akþamlarý yapýlmaktadýr.
Sünnettin ilk gününde, en
yakýn akrabalarý hariç, çocuðun
ziyaretine gidilmez Ancak sünnettin ikinci gününde düðüne
katýlan misafirler sünnet edilen
çocuðun ziyaretine gelirler ve
çocuðu gördükten sonra
hediyelerini verirler ve Hal
hatýr sorulduktan sonra misafirler ayrýlýrlar. Bu ziyaretler
genelde 3 gün fakat bazý defa 5
gün de sürmektedir. Önceleri
gelen misafirlere sadece lokum
ve gül þurubu verilirken bugün
ise gül þurubu yerine meþrubat
ikram edilmektedir.
Üç günden sonra yani
ziyaretlerin sona ermesiyle
Sünnet düðünün de bittiði
sayýlýr. Sünnet düðününün
bitmesine raðmen yapýlan
kerevet hemen bozdurulmaz.
Bütün olarak daha bir zaman
öyle kalýr. Çünkü erkeklerden
sonra belli bir zamana kadar
kadýnlar da sünneti kutlamak
için ziyarette gelirler.
(Sürecek)
Perþembe, 27 Eylül 2007
16
Tefrika (21)
17
To p l u m
“Ýhtiyarlarý baban,
Din ve Toplum
gençleri
kardeþin bil!”
Perþembe, 27 Eylül 2007
M. Tevfik Yücesoy
[email protected]
[email protected]
ORUÇ, BIÇAÐA GEREK DUYULMAYAN
BÝR AMELÝYATTIR.
O
ruç, Ýslam Ülkelerinin dýþýnda
da hýzla yayýlmakta, bu
konuda birçok kiþi araþtýrma
yaparken, hastalýklarýn önlenmesi
için orucu tavsiye eden mütehassýs
doktorlarýn sayýsý her geçen gün
artmaktadýr.
Þu anda Batý Almanya’daki 29
klinikte, oruç ile tedavi yapýlýyor. Ve
oruç, hemen hemen her hastalýðý
tedavi ettiði gibi, fazla kilolarýn da
saðlýklý bir þekilde atýlmasýný
saðlýyor. Oruç Mütehassýsý olarak
bilinen Dr. Hellmut Lützner’e göre
oruç, vücudun senelerce depo ettiði
zehirleri ve pislikleri dýþarýya
atmanýn en tabii yoludur.
Sýhhatini kaybeden canlýlar, yeme ve
içmeyi terk ederler. Bunun
açýklamasý þudur: Tehlikeye maruz
kalan vücut, hazým ile uðraþmayý
istemez. Çünkü bu hadise ile,
canlýnýn aldýðý gýda enerjisinin üçte
biri harcanýr. Bu sebeple vücut bütün
gücünü, hastalýða karþý savunmaya
yöneltir.
Orucun unutulan kýymetlerini Batý
Dünyasýna tekrar anlatmakta büyük
payý olan Dr. Otto Buchinger (18821970) “Þifalý Oruç” adýndaki
kitabýnda, bizzat kendisinin büyük
bir hastalýk neticesinde oruca
baþladýðýný yazmaktadýr. Tehlikeli bir
mafsal romatizmasýna yakalanan
Buchinger, hastalýðýn arttýðýný,
kaslarýnýn eriyerek karaciðerinin
büyüdüðünü ve safra kesesinin
iltihaplandýðýný görünce oruç
tutmaya baþlamýþtýr. Buchinger,
Alman oruç uzmanlarýnýn en
tecrübelisi sayýlan Gustav Riedl’in
kontrolünde oruç tutmuþ ve
tamamýyla iyileþerek sýhhatine
kavuþmuþtur.
Dr. Buchinger, on binlerce hasta
üzerinde yapmýþ olduðu
araþtýrmalarýný þu cümleyle özetler:
“Tansiyon düþüklüðü gibi istisnalar
hariç, hiçbir hastalýk yoktur ki,
orucun faydasý olmasýn veya
tamamýyla iyileþtirmesin! Oruç,
býçaða gerek duyulmayan bir
ameliyattýr.”
Oruç mütehassýsý Dr. Lützner de,
eski 10 bin metre koþucularýndan 54
yaþýndaki bir sporcunun en iyi
derecelerini, 49. oruç gününde elde
ettiðini belirtmiþtir.
Oruç mütehassýslarýndan biri olan,
bayan Dr. Helga Bühler, “açlýk
grevi” ile “oruç” arasýndaki farký
þöyle belirtmektedir:
“Ýkisinin arasýndaki tek fark, insanýn
niyetidir. Oruç, pozitif ve istekli bir
harekettir. Açlýk grevi ise, öfke ve
gazaptan kaynaklanýr. Bilindiði gibi
öfke ve sinirlilik halleri mide asidi
üretmekte, mide asidi ise acýkmaya
sebep olmaktadýr. Dolayýsýyla oruçlu
kiþi açlýk hissetmezken, diðeri büyük
bir açlýkla karþý karþýyadýr.”
Oruçlu bir insan, yemek yeme
telaþýndan kurtulduðu gibi, ikide bir
de yemek hazýrlamak veya bulaþýk
yýkamak derdinden de kurtuluyor. Bu
arada insan, bambaþka þeylerden
kurtulduðunu da anlýyor. Psikolog
Jurgen Von Scheidt, bu konuda
þunlarý söylüyor:
“Özellikle kendini eþyaya baðýmlý
hissedenler için baðýmsýzlýk
kazanmak, son derece kýymetlidir.
Orucun verdiði baðýmsýzlýk
duygularý ile, böyle bir hazineye
sahip olmak mümkündür. Oruç ile,
esas problemleri baðýmlýlýk olan
bütün insanlarýn, uyuþturucu madde
müptelalarýnýn ve alkoliklerin
psikoterapi yoluyla tedavi edilmeleri
mümkün oluyor.”
Dr. Hellmut Lützner, “Oruç
Sayesinde Yeni Doðmuþ Gibi” adlý
kitabýnda, þu gerçekleri dile
getiriyor:
“Oruçlunun hissettiði acýkma
safhalarý, aslýnda tedavi seanslarýdýr.
Bu safhalar, hastalýklý ve zararlý
maddelerin dokulardan koparýldýðý
ve vücutta dolaþtýðý saatlerdir. Oruç
sýrasýnda bazý vücutlarda meydana
gelen aðýz ve ter kokularý, bu zararlý
maddelerin vücuttan atýlmasý
sebebiyledir.”
Dr. Hellmut Lützner, þöyle devam
ediyor:
Oruç tutmanýn verdiði zevki,
saðlamýþ olduðu þu faydalarý
öðrendikten sonra, daha iyi
tadabilirsiniz.
* Güçlü bir maneviyat.
* Kendi ruh dünyanýza ve
vücudunuza karþý, gitgide artan bir
alaka.
* Tasavvur ve hatýrlama gücünde
elde edilen artýþ.
* Kendinize olan güveninizin
saðlanmasý ve kararlarýn büyük bir
soðukkanlýlýkla alýnabilmesi.
* Tad alma duygusunun güçlenmesi
ve oruçtan sonra, çok daha saðlýklý
bir beslenmenin elde edilmesi.
Bütün bu sayýlan faydalarýn oruçla
elde edilmesi, gerçekten hayret
vericidir. Orucun ilk günlerinde
ortaya çýkan güçlükler ise, basit bir
yolla giderilir. Oruca baþlanýlan
günlerde bol meyve yemek, midede
kalan et parçalarýnýn çürümesine
mani olmakta, böylece mide bulantýsý
veya baþ aðrýsý gibi rahatsýzlýklar da
giderilmektedir.
Yazýmýzý Dr. Buchinger’in bir sözü
ile noktalýyoruz.“Oruç, býçaða
gerek duyulmayan bir
ameliyattýr.”
Ý
slam tarihinde, devlet
baþkanlarýnýn ayrý bir
yeri ve önemi olmuþtur.
Yaþlarý ne olursa olsun halk,
devlet baþkanýný her derdiyle
ilgilenen bir “baba” olarak
görmüþ; devlet baþkanlarý da
halkýný, ailesinin birer ferdi
kabul etmiþlerdir. Ülkesindeki her olaydan kendilerini
mesul tutmuþlardýr. Hazreti
Ömer’in, “Dicle Nehri
kenarýnda koyun güden
çobanýn, bir koyunu zayi
olsa, korkarým ki, Allahü
teâlâ, niçin o çobanýn
koyunlarýný gözetmedin diye
benden sorar” sözü meþhurdur.
Hemen hemen bütün devlet
baþkanlarý bu anlayýþta idiler. Bu anlayýþýn zirvede
olduðu baþkanlardan biri de,
Ömer bin Abdülaziz’dir.
Kendisinden önceki devlet
baþkaný Süleyman bin
Abdülmelik’in ölümünden
sonra, vasiyeti açýldýðýnda,
iki oðlu olmasýna raðmen
kendisinden sonra, Ömer bin
Abdülaziz’in devlet baþkaný
yapýlmasýný istediði görüldü.
Ömer bin Abdülaziz bunu
duyunca, bu aðýr yükün altýna girmekten korkarak, bu
görevi kabûl etmedi. Fakat,
orada bulunanlar, ittifakla
kabûl etmesini istediler.
Bunun üzerine mecbûren
kabûl etti. Sonra kürsüye
çýkýp þunlarý söyledi:
Çalýþma þartlarý
“Ey insanlar! Bizimle
beraber çalýþacak kimselerde
þu beþ þartýn bulunmasý
lâzýmdýr:
1- Halkýmýz her hâlini bize
ulaþtýramaz, bunun için
halkýmýn hâlini bana
bildirmek.
2- Hayýrlý iþlerde bize
yardýmcý olmak.
3- Kimse hakkýnda gýybet
etmemek.
4- Boþ þeylerle meþgûl
olmamak.
5- Hayra delâlet eden iþlerle
meþgûl olmak, zararlý
þeylerden uzak olmak.
Bir kimsede bunlar yoksa
bizimle beraber olmasýn!”
Sonra kendini saraya
götürmek üzere alay atlarýný
getirdiler. Yanýndakilere,
“Bu atlar nedir?” diye sordu.
“Bunlar sizin atlarýnýzdýr.
Sizi saraya götürmeye
geldiler” cevabý üzerine,
“Benim bunlara ihtiyâcým
yoktur. Benim bineðim bana
yeter. Ayrýca, þu anda orada
rahmetlinin çocuklarý oturuyor, onlar taþýnana kadar
ben yine eski kýl çadýrýmda
kalýrým.”
Hizmetçisi, kendisini çok
üzüntülü görünce sebebini
sordu. Ömer bin Abdülaziz
dedi ki:
“Doðudan batýya kadar
bütün Müslümanlarýn haklarýný koruma iþi bana verildi. Bundan daha zor bir iş
olur mu? Üzüntümün sebebi
budur.”
Sonra hanýmýna þöyle bir
teklifte bulundu:
“Büyük bir yük altýna
girdim. Belki bundan sonra
sana karþý gereken vazifemi
yapamayabilirim. Seni
serbest býrakýyorum. Buna
raðmen benimle beraber
yaþamak istersen, üzerindeki
bütün zînetleri Beyt-ül-mala
hediye etmeni istiyorum.
Peygamber efendimizin
sevgili kýzlarý, hazret-i
Fâtýma gibi, ma’nevî süslerle zînetlenmeni istiyorum.”
Bunun üzerine, hanýmý
bütün zînetlerini hediye
etti...
Ömer bin Abdülaziz hazretleri devlet baþkanlýðý
makamýna oturduðu gün,
zamanýnýn büyük âlimlerinden bazýlarýný çaðýrýp,
onlardan nasîhat aldý. Âlimlere sordu:
- Halk bu makamý büyük bir
ni’met olarak görüyorsa da
ben taþýyamayacaðým kadar
aðýr bir yük olarak görüyorum. Bu yükün altýna
mecbûren girmiþ bulunuyorum. Bu yükü nasýl taþýyabilirim, bu konudaki
nasîhatleriniz nedir?
Âlimler kendisine şu
nasîhatte bulundular:
- Yarýn kýyâmet günü kurtulmak istersen, halkýn ihtiyarlarýný baban, gençlerini
kardeþin ve küçüklerini de
evlâdýn bil! O zaman bütün
Müslümanlara kendi evindeki, ana-baba, kardeş ve
evlâd gibi muâmele etmiş
olursun!
Ömer bin Abdülaziz hazretleri, üzerine aldýðý bu
mesûliyetten çok korkardý.
Herkese nasýl adâletle
muâmele yapabileceðini
düþünür, kendisini hiç
düþünmezdi.
Bir gün suç iþlemiþ birini
gördü. Ona cezâ vermek
Hazýrlayan:
Prof. Ahmed
YARDIM
isteyince suçlu kendisine
hakaret etti. Ömer bin
Abdülaziz, ona cezâ vermekten vazgeçti. Sebebini
sorduklarýnda:
- Araya nefsim girer, bana
hakaret ettiði için cezâ veririm diye korktum, onun için
vazgeçtim, buyurdu.
Devlet baþkanlýðý döneminde en çok üzerinde durduðu konu adalet oldu.
Bunun için kendisine “Ýkinci
Ömer” denildi. Devletin
bütün imkanlarýný halka
aksettirdi. Ömer bin
Abdülaziz zamanýnda, refah
o kadar yükselmiþti ki,
Müslümanlar zekâtýný verebilmek için, günlerce yol
yürümek, zekât verecek
kimse aramak zorunda
kalýyorlardý. Çünkü herkes
zengindi. Fakir kimse bulmada zorluk çekiliyordu.
Kalbinizi düzeltin!
Ömer bin Abdülaziz
hazretleri son konuþmasýnda
buyurdu ki:
Ey insanlar, içinizi, kalbinizi
düzeltin. Eðer kalbinizi
düzeltirseniz, iþleriniz de
düzelir, a’zâlarýnýz,
gözleriniz, ayaklarýnýz,
kulaðýnýz, elleriniz hayýrlý
ameller iþler. Allahü teâlânýn
râzý olduðu iþler ile meþgûl
olur, âhiret için sâlih ameller
iþlersiniz.
Her yolculuðun kendine has
bir azýðý, hazýrlýðý vardýr.
Âhiret yolculuðu için de,
takvâyý azýk edinin! Allahü
teâlânýn vereceði ni’metleri
görmüþ gibi sevinin ve
vereceði cezâyý, azâbý da
görmüþ gibi korkun! Tûl-i
emele yâni uzun emele
kapýlmayýn, hiç
ölmeyecekmiþ gibi dünyaya
sarýlmak, bitmek bilmeyen
istek ve arzûlarýn peþinden
koþmak, insanýn kalbini
katýlaþtýrýr. Ýnsaný, düþmaný
olan þeytanýn eline düþürür.
Dünyaya aldanmýþ, huzûr ve
saâdet arayan nice insanlar
gördük. Huzûr ve saâdet
ancak Allahü teâlânýn
rýzâsýný kazananlar içindir.
Neþe, sevinç de kýyâmetin
zorluðunu atlatanlar içindir...
Ya ş a m
Perþembe, 27 Eylül 2007
''Ramazanda sinirlerinize hakim olun''
Ramazan ayında oruç tutan
kişilerin uzun süre aç
kalmalarından dolayı kan şekeri
seviyelerinin düştüğü, buna
bağlı olarak sinirlilik ve hiddet
eğilimlerinin artabildiği bildirildi.
K
linik Psikolog Yalçın Kireçci, yaptığı açıklamada, oruç tutanlarda, uzun süre aç kalmaları
nedeniyle kan şekeri seviyelerinin düştüğünü,
bu durumun bazı sıkıntıları beraberinde getirdiğini
söyledi. Özellikle kan şekeri seviyesinin en düşük
olduğu akşamüstü saatlerinde, oruçlu kişilerde
sinirlilik ve hiddet eğiliminin artabildiğini belirten
Kireçci, bu noktada orucun anlam ve amacını bilmenin önem taşıdığını ifade etti. Kireçci, oruçlu
insanın öncelikle bilinçli olması gerektiğini vurgula-
yarak, şöyle konuştu: ''Oruç, insanların kendi nefislerine ve beden isteklerine hakim olmayı öğrenmek için
bir tür antrenmandır. Oruçlu insan bu bilinçle ne kadar
açlık hissetse de ne kadar kan şekeri düşse de daha
dikkatli, aklı başında, hoşgörülü ve anlayışlı olmak
zorunda. Zaten insanlar orucun bilincinde olduğu
sürece sorun yok. Orucun bilincinde olanlar, bu dönem
içinde daha duyarlı ve sakin olmaya kendilerini davet
ediyorlar. İnsanlar, inançları gereği oruç tutarlar ve
oruçlu olan insan kendini Allah'a daha yakın hisseder.
Bu nedenle davranışların daha fazla kontrol altında
tutulması gereklidir.''
Genel anlamda aç kalmasında sakınca bulunmayan
kişilerin oruç tutmasının, özellikle bilimsel ruh sağlığı
açısından oldukça önemli bir kişilik eğitimi anlamına
geldiğini bildiren Kireçci, huzurlu, mutlu ve uyumlu
bir yaşam için, insanların en güçlü içgüdülerini ya da
dürtülerini denetleyebilmelerinin şart olduğunu kaydetti.
18
Kireçci, oruçlu insanın bütün olumsuz düşünce ve
duygulardan arınması gerektiğini belirterek, sözlerini
şöyle sürdürdü: ''Oruçlu insan, bedensel isteklerini
belirli bir süre için dinlendirir. Bu da oruçlu insanın
kararlı ve tutarlı olmasını sağlar. Oruçluyken kesinlikle bu bilinçten uzaklaşılmamalı. Hatadan, dedikodudan, bütün olumsuz hareketlerden uzak durmaya daha
fazla özen gösterilmeli. Oruç, sorun yaşamak için asla
bir bahane değildir. Aksine, nefislerin denetlenememesi nedeniyle oluşan kirliliklerin silinmesi için bir fırsattır. En güçlü içgüdü ve dürtü sayılan beslenme
içgüdüsünü denetlemek, insana önemli bir yetenek
kazandırır. İnsanlar, oruç süresince tüm hayatı, tüm
canlıları takdir etmeyi öğrenecek.''
R
Ramazanda sigarayþ bþrakma yollarþ
amazan ayının gelmesini fırsat bilerek
sigarayı bırakmak isteyenlere, iftarda
sebze yemeği yemeleri, özellikle nikotin
bakımından zengin olan patlıcan ve marulu
tüketmeleri öneriliyor. Oruç tutan sigara tiryakisinin 14 saat sigara içmiyor, bu durumda bunu
devam ettirilmesinin de zor olmaması gerekiyor.
Bu avantajı değerlendirmek isteyenlerin öncelikle bu bağımlılıktan kurtulma isteğinde olması
gerekiyor. Çünkü bu sigarayı bırakmak için ilk
adım olacaktır.
Özellikle patlıcan, marul ve siyah kuru üzüm
yiyin
Ramazan boyunca kişinin açlığa alıştığı gibi
sigarasızlığa da alışabilmesi mümkün. İftar
menüsünde yapılacak değişikliklerle sigarayı
bırakmak da kolaylaşabilir. Ramazan ayında sigarayı bırakmak isteyenlerin, iftarda et yerine sebze yemeğini tercih etmelerinin öneriliyor. “Sebze yemek, kişinin sigara isteğini azaltacaktır. Ramazanda evden özellikle nikotin
bakımından zengin olan patlıcan ve marul eksik edilmemeli, iftarda bu yiyecekler tercih edilmelidir. Yine
yemeğin ardından yenilebilecek siyah kuru üzüm de nikotin ihtiyacını karşılayacak güçtedir” diyen uzmanlar,
yemeğin ardından sigarayı çağrıştırabilecek çay, kahve gibi içeceklerin içilmemesi gerekiyor. Bunun yerine bitki
çayları ve meyve sularının tercih edilmesi öneriliyor. İftarın ardından kişinin küçük pet şişedeki suyunu yanından
ayırmaması gerekiyor. Sigara içmek istendiğinde azar azar suyunu yudumlaması bu isteği gidermekle birlikte,
ayrıca bu durumlarda mümkünse açık havada, değilse bulunulan yerde derin nefes alıp verilmesi gerekiyor.
E
Meyveleri kabuklarıyla tüketin
Meyvelerin güneşten sağladıkları renk maddelerinde vitamin yüksek.
lma, armut, incir gibi kabuklu meyvelerin,
güneşten sağladıkları renk maddelerindeki vitamin değerleri dolayısıyla kabuklarıyla tüketilmesi
gerektiği bildirildi. Meyvelerin renk maddelerinin oluşması için güneş ışığı görmesi gerektiğini, bu sayede vitamin C ve glikoz oluşuyor.
Meyvelerdeki renk maddelerinin tümünün,
antikanserojen olduğu için kabuğuyla tüketilmesinin
önemli olduğunu vurgulayan uzmanlar: “Kabukları,
meyvelerin doğal koruyucu unsurudur. Organik asitler
yönünden çok zengindirler. Ancak, meyveler ne kadar
yıkanırsa yıkansın zirai ilaç kalıntısı olabilir. Bu nedenle gıda güvenliği açısından kabuğunu soymak zorunda
kalıyoruz. Elma, armut, incir gibi meyveler, güneşten
sağladıkları renk maddelerindeki vitamin değerleri
dolayısıyla kabuklarıyla tüketilmelidir” diyor.
Gr ip a ş ı s ın ı n
ta m z a ma nı
S
onbaharla birlikte grip kendini göstermeye başladı. Grip aşısı yaptırmanın
zamanı da geldi. Gripten korunmak için
elleri sık sık yıkamak, tokalaşmak ve
öpüşmekten kaçınmak, kalabalık yerlerde
bulunmamak önemli yer tutuyor.
Son yıllarda gripten korunmanın tek yolu
gibi görülen grip aşısı ise bilinenin aksine
sağlıklı bireylere önerilmiyor.
Uzmanlar, “Şeker hastalığı böbrek hastalığı
gibi astım gibi hastalıklar varsa, ama rutinde
çocukluk grubunda da önerilmiyor pediatristler tarafından biz de erişkinlerde belli
kriterler olmadıktan sonra sağlıklı bireylerin
aşılanmasını istemiyoruz. 65 üstündeki bütün
bireylere öneriyoruz, kronik hastalığı olan bu
akciğer, kalp metabolik hastalık dediğimiz
şeker hastalığı gibi hastalığı olanlar, özellikle
bakımevlerinde kalan yaşlılar. HIV pozitif
kişiler, sürekli aspirin alan kişiler bunlar çok
duyarlıdır influanza virüsüne karşı mutlaka
korunmalıdır.” diyor.
19
Perþembe, 27 Eylül 2007
Anma/Reklam
20 Eylül 2007 tarihinde hakkın rahmetine kavuşan değerli annemiz, kayınvalidemiz, ninemiz
NAZUÇE (BURNİK) HACILAR’ı
(1934 – 2007)
vefatının 7. gününde rahmetle anar, mekanının Cennet olması için
Yüce Mevla’ya duacıyız. Seni hiçbir zaman unutmayacak olan:
Kızın: Ayşe, damadın: İsmail, torunların: Arta, Ertan ve Erten Sadıker
Kızın: Ferzane, damadın: Mustafa, torunların: Amir, Visar ve Zana Rusinovci
Kızın: Nazmiye, damadın: Güner, torunların: Yurtsev ve Yılmaz Paçariz
Oğlun: Latif, torunların: Oktay ve Sevim Hacılar
Asim (Rüstem) Pala’yı
Ölümünün 6. ayında rahmetle anıyoruz
Altı ay oldu yanımızdan ayrılalı. Bu süreç içinde ne sessini duyduk ne de
yüzünü gördük. Gözlerimiz, kulaklarımız arar durur seni her yerde. Gittin,
bir daha gelmez oldun fani dünyaya. Hayatımızda ve kalbimizde her
zaman bir taraf boş kalacak. Büyüklüğünü ve kalbimizdeki hiçbir şey
dolduramayacak. Seni hiçbir zaman unutmayacağız. Her zaman en güzel
anımız olarak kalacaksın. Bizler var oldukça sende bizlerle birlikte var
olmaya devam edeceksin. Ruhun şad mekanın cennet olsun.
Eşin: Saniye, Oğlun: Orhan, Kızların: Ümran, Ürcan ve Severcan,
Gelinin: Sebahat, Damatların: Nezir, Rami, Luan ve torunların
Ev işlerine yardım edecek bayan temizlikçi
aranmaktadır.
Ev tel: 244 — 510
Cep tel: 044 354 — 960
Tuzsuz mahallesinde:
Spor
Kanaryanın işi zor!
Perþembe, 27 Eylül 2007
Turkcell Süper Lig'de 6. hafta
maçlarının skorları ve 7. haftanın
programı.
S
Çaykur Rizespor-Sivasspor: 0-2
Gençlerbirliği OFTAŞ SporGaziantepspor: 1-2
Kasımpaşa-Galatasaray: 0-1
Vestel Manisaspor-Trabzonspor: 1-1
Ankaragücü-İstanbul Büyükşehir
Belediyespor: 1-0
Bursaspor-Fenerbahçe: 1-1
Kayserispor-Ankaraspor: 3-1
Beşiktaş-Denizlispor: 3-2
Konyaspor-Gençlerbirliği: 1-1
on 2 haftada puan sıralamasında ilk
sırada yer alan sarı-kırmızılı takım, 6.
haftayı da en yakın takipçisi 14 puanlı Beşiktaş'ın 2 puan önünde lider olarak
bitirdi. Gol duellosu şeklinde geçen ve 5
golün atıldığı Beşiktaş-Denizlispor maçından 3-2'lik galibiyetle üstün ayrılan
Beşiktaş, ligdeki 4. galibiyetini elde etti.
Galatasaray ve Beşiktaş'ın 3 puanla
kapadığı haftada son şampiyon Fenerbahçe
ise, Bursaspor deplasmanında 1 puan
kazanırken, 2 puan daha yitirdi. Gol krallığı yarışında ise, bu hafta Gençlerbirliği
OFTAŞ Spor filelerini 1 kez havalandıran
Geziantepsporlu De Nigris, 6 haftada attığı
toplam 5 golle ilk sıraya yükseldi.
7. HAFTANIN PROGRAMI
Fenerbahçe-Ankaragücü
Galatasaray-Beşiktaş
Gençlerbirliği OFTAŞ -Ç. Rizespor
Denizlispor-Kayserispor
İstanbul B. B.-Vestel Manisaspor
Trabzonspor-Konyaspor
Gençlerbirliği-Kasımpaşa
Sivasspor-Bursaspor
Gaziantepspor-Ankaraspor
D
1 Galatasaray
2 Sivasspor
3 Beşiktaş
4 Kayserispor
5 Ankaragücü
6 Trabzonspor
7 Gaziantepspor
8 Fenerbahçe
9 Büyükşehir Bld.
10 Manisaspor
11 Bursaspor
12 Kasımpaşa
13 Denizlispor
14 Gençlerbirliği
15 G.Birliği Oftaş
16 Konyaspor
17 Ç.Rizespor
18 Ankaraspor
6
6
6
6
6
6
6
6
6
6
6
6
6
6
6
6
6
6
Ronaldinho
Chelsea'ye uçuyor !
16
15
14
11
11
9
9
9
9
8
6
6
5
5
4
4
4
2
ünyanın en iyi futbolcusu olarak gösterilen Ronaldinho, Chelsea ile
anlaştı.Barcelona'da huzursuz olan
Ronaldinho, İngiltere'nin Chelsea kulübü ile
yılda 11.6 milyon pound karşılığında anlaştı.
Beş yıllık anlaşmaya imza atacak 27 yaşındaki futbolcu toplam 58 milyon pound alacak.
Haftada 223 bin pound alacak Ronaldinho
için Chelsea ile Barcelona pazarlık masasına
oturacak. Ronaldinho için mavi-beyazlıların
70 milyon poundluk rekor bonservis bedeli önerisinde bulunacağı belirtiliyor. Bu
arada Ronaldinho, Sevilla maçının ardından Real Zaragoza maçının kadrosuna da
alınmadı.
180 milyon
Euro !
A
bramovich'in, ünlü hocayı
Chelsea'den kovması ona tam 180
milyon Euro'ya mal olacak
Abramovich'in, ünlü hocayı Chelsea'den
kovması ona tam 180 milyon Euro'ya mal
olacak.
Chelsea’de kovulan Mourinho’yu unutturmak Rus milyarder Abramovich’e
pahalıya patlayacak gibi görünüyor.
Bunun altında da adı bir süredir İngiliz
ekibiyle geçen ve şu anda Barcelona ile
yolları ayırmış gibi görünen Ronaldinho
yatıyor.
Priştine kaldığı yerden
P
riştine, futbol takımı
Kosova Futbol şampiy- Besiana
onasının 6. hafta maçın- Kosova ovası
Gilan
da Trepça’yı 1:0 yenerek liderDrenica
liğini sürdürüyor. Kosova
KEK
Futbol şampiyonasının 6. hafta
Priştine
maçlarında ev sahipleri 4 galiTrepça 89
biyet alırken, 2 maç berabere Şçiponya
kalırken, 2 maçta da konuk
takımlar galip ayrıldı. 6. haftada 15 gol kaydedilirken, Priştine lider- 1. Priştine
liğini devam ettirdi. Bu hafta yani 7. 2. 2 Korriku
3. Gilani
hafta bir derbi maçına sahne olacak.
4. Vlaznimi
Ligde ikinci sırada bulunan 2 Korriku
5. Besa
takımı lider Priştine’yi konuk ederek
6. Bediasna
averajla da olsa liderliği ele geçirmeye 7. Trepça
çalışacak.
8. Hüsi
29 ile 30 Eylülde oynanacak olan Kosova
Futbol şampiyonası 7. hafta maçları:
Drita — Besiana ; Vlaznimi — Şçiponya;
Trepça — Trepça 89 ; 2 Korriku —
Priştine; Hüsi — KEK Flamurtari —
Dreniça; Kosova (V) — Gilan ve Besa —
Kosova ovası karşılaşmaları oynanacak.
Besa
Kosova (V)
Flamurtari
Hüsi
2 Korriku
Trepça
Vlaznimi
Drita
9. Trepça 89
10. Dreniça
11. Şçiponya
12. Drita
13. Kosova ovası
14. Flamurtari
15. KEK
16. Kosova (V)
0:0
1:1
2:0
1:0
2:3
1:0
0:1
2:1
18
15
14
12
10
9
8
8
7
7
7
7
5
4
3
1
Marsilya'da
yeni patron Gerets
Beşiktaş'ın Şampiyonlar Ligi'ndeki rakiplerinden Marsilya'nın başına
tanıdık bir isim geldi. Beşiktaş'ın Avrupa Şampiyonlar Ligi (A)
Grubu'ndaki rakiplerinden Fransa'nın Olimpique Marsilya takımının
yeni teknik direktörü, Galatasaray'ın eski çalıştırıcısı
Belçikalı Eric Gerets oldu.
ulüpten yapılan
açıklamada, menajer Albert Emon'un
görevine son verildiği
bildirilirken, Eric Gerets'in
takımın başına getirildiği
duyuruldu.
Geçen yıl Marsilya'nın
Fransa Ligi'ni Lyon'un
ardından 2. sırada tamamlamasını sağlayan ve
takımını Şampiyonlar
Ligi'ne sokan Emon, takımın ligde oynadığı son 4 maçın 3'ünü kaybetmesi
üzerine şimşekleri üzerine çekmesine karşın, Şampiyonlar Ligi (A)
Grubu'nun açılış maçında geçen hafta Beşiktaş'ı 2-0 yenerek lige iyi bir
başlangıç yapmıştı. Kulübün internet sitesinde, ''Takım için yeni bir yol
çizmemiz lazım'' diyen Marsilya Kulübü Başkanı Pape Diouf, ''Eric Gerets
bunun için aradığımız kişi olabilir'' ifadesini kullandı.
K

Benzer belgeler