antik çağdan günümüze mimarlığı düşünmek

Transkript

antik çağdan günümüze mimarlığı düşünmek
ANTİK ÇAĞDAN GÜNÜMÜZE MİMARLIĞI DÜŞÜNMEK
üzerine bir almanak
Mimarlık Tasarım Kuram / MTS YL Programı, 2012-13 Bahar YY.
Y. Doç. Dr. Funda Uz , Prof. Dr. Ayşe Şentürer, Prof. Dr. Arda İnceoğlu
Elif Tan 502121429
al•ma•nac (ˈɔl məˌnæk)
yıllık, salname, çeşitli bilgiler içeren takvim
Mimarlık her şeyden çok kullanıcı psikolojisi ile ilintiliyse eğer, mimarlık üzerine düşünmek, salt fikir sunmanın
ötesinde; kullanıcının deneyimlerinden doğan yorumlar bütünüdür. Mimarinin var ettiklerini deneyimleyen her
kullanıcı, tasavvur ettiği i herşeye farklı bir anlam yükler. Kullanıcı, birçok kereler ve farklı yöntemlerle aynı şeyi
deneyimlemektedir ve her yeni tecrübeden çıkaracağı sonuç ile yargı zincirine yeni bir halka ekleyecektir.
Tüm canlılar birer kullanıcıdır ve herhangi bir şeyi ilk deneyimledikleri andan itibaren onunla ilgili oluşan yargılarının
bütününde onu (değiştirerek) kullanmaya devam ederler. Yeni taşınılan evin duvarlarının farklı bir renge boyanması ve
genelde yeni boyanan rengin evin yeni kullanıcısı tarafından çok beğenilirken; eski kullanıcı tarafından hayal kırıklığı
ile karşılanmasının belki de en büyük nedeni bu farklı iki kullanıcı arasındaki görünmez "sahip olma" çekişmesinden
kaynaklanmaktadır. Yeni kullanıcı artık sahip olduğu yapıyı eski kullanıcısının izlerinden arındırmak ister. Bu
"kullanılmışlık" düşüncesi yeni kullanıcının yapı hakkında edindiği ilk yargıdır. Bu yargıdan hareketle - kendi isteği ile müdahale ettiği yapıda artık kendinde "sahiplik" hissini yaratmıştır. Yapıdaki bu değişimle birlikte eski kullanıcıda var
olan "sahiplik" duygusu yerini "yabancılığa" bırakacaktır. Bu örneklem kullanıcının mekan algısının, mekanın değişimine paralel olarak evrilebileceğinin bir kanıtıdır. Çünkü
kullanıcı düşüncesi stabil değildir, yaşadığı her yeni deneyimle birlikte yapı hakkındaki düşüncesi değişecektir. Bu da
mimarlığın subjektif oluşu ve subjektifliğin genel olarak tutarsız bir kavram olması ile açıklanabilir.
Bu subjektif düşüncenin yansımalarını mimarlık tarihi boyunca ortaya atılan, savunulan, -bazen- akımlaşan, -bazenzamanla yitip giden kuramlarda görmek mümkündür. Her yeni kuram bir öncekinin kullanılmışlık hissinden arınma ve
kendi sahipliğini yaratma içgüdüsüyle oluşturulmuştur.
İşbu almanak, 2012-2013 bahar yarıyılı mimari tasarım kuramı dersinde yapılan okumalar ve alınan seminerler
ışığında - mimarlığı düşünenler üzerinden, antik çağdan bu yana değişen/gelişen/çatışan mimarlık düşüncelerinin
tarihsel dizilimini ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır.
önsöz
antikçağ
“ fonksiyonelli - süreklilik/kalıcılık - güzellik ”
Antik çağda -ilk insanın varoluşuyla birlikte- mimarlık ihtiyaca yönelik olarak ortaya çıkmıştır. Bu
dönemde mimar anonimdir. Soru sormaz, bilir. İhtiyacı karşılayacak yöntemleri dener ve bulur.
Öncesinde feyz alacağı bir veri yoktur. Verili bilgiden yola çıkarak yeni bilgi oluşturur. Verili bilginin
değişmesi bir arızaya bağlı olarak ortaya çıkar.
Vitruvius’un “De Architectura”sı
mimarlık
ve
mühendislik
konusunda
klasik
çağdan
zamanımıza
gelebilmiş
tek
eserdir. Mimarlık üzerine o güne
kadar
bütün
bilinenlerin
toplanarak bir bütün halinde
sunulan kapsamlı bir el kitabıdır.
On bölümden oluşan kitap,
kendisinden önce yazılmış fakat
kaybolmuş birçok Yunan ve
Roma metinlerinin özeti olması
ve zamanın yapı geleneklerini
(verili bilgi) Vitruvius’un kendi
deneyimleriyle birleştirerek yeni
bir bilgi oluşturması dolayısıyla
önemlidir. *
* Yeğül F.K. 2005, Mimarlık üzerinde 10 kitap Vitruvius, önsöz, syf. xi, Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı
1
ortaçağ
rönesans-barok-manyerizm
“ fonksiyonellik - süreklilik/kalıcılık - güzellik ”
Fransızca’da yeniden doğuş anlamına gelen rönesans, 15 - 16. yüzyıl İtalya’sında batı ile klasik antikite
arasında sanat, bilim, felsefe ve mimarlıkta bağın tekrar kurulmasını sağlayan, Eski Yunan ve Roma
sanatından esinlenilen, deneysel düşüncenin canlandığı, insan yaşamı (hümanizm) üzerine yoğunlaşıldığı, verili bilginin yeniden üretildiği bir dönemdir.
Antik klasik metinlerin yeniden
keşfi, öğrenimi, sanat ve bilimdeki
uygulamalarının
bir
yansıması
olarak - Vitruvius’a atıfla- Batista
Albert’inin
yazdığı
“Mimarlık
Üzerine On Kitap” modern
dünyanın ilk mimarlık kitabıdır.
Alberti, verili bilgiye inanır, verili
bilginin alanını genişletmeye başlar.
Farklı
kaynaklardan
topladığı
verilerden yola çıkarak yeni bir bilgi
oluşturur. Verili bilgiyi kutsallaştırıp
gündelik
bilgiden
kopartarak
mimarlığın düşünsel ve uygulamsal
boyutlarını ayırmaktadır bir bakıma
verili bilgiyi kutsallaştırmıştır. *
* Uğur Tanyeli, 2013, İTÜ Mimari Tasarım Y. Lisans Programı, Mimari Tasarım Kuramları ders notlarından
2
rönesans-barok-manyerizm
ortaçağ
Rönesansın zayıfladığı 15. yy’ın ortalarında dengesiz ve uyumsuz bir sanatı ifade eden “maniyerizm”
doğmuştur. İncelik ve zarifliğin ön planda olduğu manyerizmde, sanatçının doğaya göre çalışmadığı
fakat doğa gibi, kurucu biçimde çalıştığı görüşü hakimdir.
Barok, ronesans'in kati kurallarina bir
tepki olarak İtalya'da ortaya cikmis ve 17.
yy'da ulkenin onde gelen uslubu kabul
edilmistir. Maniyerizmin daha zengin ve
esnek izleyicisi olarak benimsenen
barokta organiklik vardir. Yapi tek basina
bir heykel olmayip kentin duzenine uyan
bir elemandir. Ronesans'taki duz cizgilere
karsilik barok'ta girinti cikintilar, cephelerde dalgalanmalar izlenir. Encyclopedie
methodique"te "mimarlikta barok, tuhafligin bir nuansidir" diye tabirlenen akımın ilk
izlerini manyerizm akımının icracılarından
mimar Giacomo Barozzi da Vignola’nın
yaptığı ve Roma’da bulunan Gesu
Kilisesi’nin
cephesinde
görmek
mümkündür.
3
bin6yüz-bin8yüz
modernlik
“ düşünüyorum öyleyse varım ”
Tüm geleneksel metinler değişimi “bozulma” olarak tanımlar. Ortaçağ’da yaklaşık 300 yıl boyunca
“yeni bir üslüp nasıl üretilir” e odaklanan mimarlık düşüncesi, barok akımından sonra 17 YY.da
yaşanan epistemik katastrof ile değişim geçirir. Değişimin - bozulmanın - olağanlığı fark edilir. Verili
bilginin yıkılma hali, modernliğin ilk temelleridir. Bilginin ezeli ve ebedi -değiştirilemez- dünyası yıkılmaya
başlanmıştır. Mimarlık alanı bu verili bilginin yıkılsa da yeniden üretilebileceğine inanır.
Descartes “Düşünüyorum öyle ise
varım”
mottosuyla
rasyonelist
düşünce akımının öncülerindendir.
Bildiği bütün bilgilerin yanlış olduğu
kabulü üzerinden yeni - daha
niteliklibilgiler
oluşturmaya
odaklanır.
Kartezyen
düşünce
yöntemine
mimarlarin calismasini ornek alarak
vardığını ifade etmektedir.
"....Onun içindir ki, tek bir mimarın
ele alıp tamamladığı yapıların, birçok
mimarın, başka amaçlarla yapılmış
olan eski duvarları kullanarak,
yamayıp
onarmaya
çalıştıkları
yapılardan daha güzel ve daha
düzenli oldukları görülür.” *
* Tümer G., “Felsefe ve Mimarlık İlişkileri, Descartes Örneği”, Mimarlık Dergisi, 3/1982, sayı 177 s. 9
4
aydınlanma çağı
bin8yüz-bin9yüz
Orta sınıfın yükselmesiyle birlikte değişim isteği de hızlanacaktır. 17. YY.da Aydınlanma Dönemi'nde,
aklın başat konumu ve bilimsel bilginin akıl yoluyla inşa edilme sürecine girilmiştir. Kartezyen düşünce
sisteminin gelişmesini takiben, Hegel’in ortaya attığı diyalektik düşünce sistemine eleştirel bir bakış
açısıyla yaklaşan Karl Marx’a göre, orta sınıfın zenginleşme sürecine paralel olarak ortaya çıkan
kapitalizmle biflikte yerini sosyalizm alacak,o da komunizme yönelecektir.
Bu bağlamda Frederick Engels ile
birlikte yazdığı “Komünist Manifesto“
ploretaryanın
yükselişinin
öncü
kitabıdır.Manifestonun proleterya tarafından benimsenen düşünceleri ile birilkte
burjuva ve işçi sınıfının arasındaki sınır
daha da kesinleşecektir.
Marx’ın yine aynı kitapta yaptığı "Katı
olan her şey buharlaşıyor" tespiti
modernizmin mihenk taşlarından olan
Marshall Berman için bir anahtar
niteliğinde olacak ve bu isimde çıkarttığı
kitabi ile modernite, modernlik, modernizm gibi kavram ayrımlarını netleştirecek
ve modern düşüncenin anlaşılmasını
belirginleştirecektir.
5
bin9yüz60
modernite
Düşünsel olarak Aydınlanma Çağı'na, politik olarak Fransız Devrimi'ne ve ekonomik olarak da Sanayi
Devrimi'ne bağlı olarak gelişen modernite, aklı ve insanı merkez olarak belirler, toplumsal yaşamı
rasyonalize eder, dini toplumsal yaşamda arka plana iter ve laikliği ilke olarak benimser. Marx, modernitenin kurumsal değişiminin nedeni olarak kapitalizmi işaret etmektedir. Modernite, modernizmin
arkasındaki felsefi, politik, toplumsal yapılanmayı sağlar
Berman kitabında modernliği insanın, yaşamın
imkânları ve zorluklarına ilişkin edindiği deneyim
tarzlarının bütünü olarak tanımlar. Modern olmak,
insanlara serüven, güç, coşku, gelişme ve dünyayı
dönüştürme olanakları vaat eden; ama bir yandan
da sahip olduğumuz her şeyi, olduğumuz her şeyi
yok etmekle tehdit eden bir ortamda bulunmaktır.
Modern ortamlar ve deneyimler coğrafi ve etnik,
sınıfsal ve ulusal, dinsel ve ideolojik sınırların
ötesine geçer; modernliğin, bu anlamda insanlığı
birleştirdiği söylenebilir. Fakat bu, bölünmüşlüğün
birliğidir olarak paradoksal bir birliktir. İnsanları
sürekli parçalanma ve yenilenmenin, mücadele ve
çelişkinin, belirsizlik ve acının girdabına sürükler.
Berman’a göre modern olmak Marx’ın deyişiyle
‘katı olan her şeyin buharlaşıp gittiği’ bir evrenin
parçası olmaktır.*
Berman, M.; Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor: Modernite Deneyimi,letişim Yayınları, İstanbul, 2009, s. 27.
6
bin9yüz60
modernizm
Unite d'Habitation, 1957, Marsilya / Fransa
Modernizm kısaca, sanayi devriminden sonra 20 YY’da yaşanan endüstri,bilim ve teknoloji alanındaki
gelişmelerle birlikte değişen estetik düşüncenin tarihten refans almayı bırakıp, işlevselliğe, sadeliğe ve
özgün olana ulaşma çabasıdır. Modern inşa teknolojisi mimarlara, binanın taşıyıcı sistemini kurduklari
sürece bina duvarlarini istedikleri yerden gecirebilme özgürlügünü tanimistir.
Bu da Le Corbusier'in
free plan ilkesinde isleveselligi
ön
plana
tasiyabilmesini olanaklı
kılmıştır. Bu ilke ışığında
Corbusier
1957'de
Marsilya’da, bina içinde
ütopik bir düşünce ile
"kendi kendine yetebilen
bir şehir" yaratma fikriyle
Unite d'Habitation’u inşa
etmiştir.
Yapmış olduğu bu toplu
konut, komunal yaşama
bir
geri
dönüş
niteliğindedir.
7
bin9yüz60
modernizm
Fallingwater House, 1935, Pittsburgh / ABD
Modern mimarlıkta işlevsellik süslemeden önde gelmektedir. Öyle ki Chicago Okulu’nun temsilcilerinden, modern mimarlığın gelişim sürecinde Frank Lloyd Wrigt ve Mies van der Rohe gibi bir çok mimarı
etkilemiş olan Luis Sullivan bu görüşü “form follows function” diyerek dile getirmiştir.
Sullivan’ın öğrencisi olan ve daha
sonraları modern mimarinin mihenk
taşlarından biri olarak adlandırılacak
Frank Lloyd Wright ise Sullivan’ın
düşüncesinden hareketle “form and
function are one” diyerek yapıda işlev ve
biçimin ayrılamaz ve -birbirini destekleriki etken olduğunu vurgulamıştır.
Wright, Le Corbusier ‘in aksine (bkz:
unite d habitation) her kullanıcının farklı
zevk ve ihtiyaçları olduğu düşüncesi ile,
tek tipleşen tipolojilerden kaçınıp,
kullanıcı özelinde plan çözmeyi tercih
etmiştir.
Modernizmin bir diğer temsilcisi Mies
Van der Rohe ise “less is more” diyerek
mimaride sadeleğin altını çizmiştir.
8
postmodernizm
bin9yüz70
Postmoderist mimarlığın en önemli arayışı anlamdır. Modernist mimarlıktaki yalınlıkla birlikte, standartlaşan ve -zaman zaman- tektipleşen mimarinin getirdiği monotonlukinsanlardaki aidiyet duygusunun
kaybolmasına yol açmıştır. Yerin öznel durumunun oluşturduğu farklılık, yeni imgeler üretilememesi
sonucunda yerini sıradanlığa bırakarak kaotik bir hal almıştır.* Modernizmi bu biçimciliğine karşı bir
duruş olarak, yeni-eklektik mimari olarak da tanımlanan, süslemenin -nispeten- geri döndüğü
postmodernizm oluşmuştur.
Charles Jenks "Modern mimarlık ABD
Missouri St.Lois'te 15 temmuz 1972 günü
saat 15.32'de ölmüştür. " postmodernizmin
doğuşunu müjdeler.
David Harvey ise mimarlık alanında, Jenks’in
belirttiği, modernizmin sonunun ve postmoderniteye geçişin sembolik tarihi ile ilgili, Le
Corbusier'nin "modern yaşam makinası"nın
ödül kazanmış bir versiyonu olan, St.
Louis'deki
Pruitt-İgoe
toplu
konut
bloklarının, içinde yaşayan düşük gelirli
insanlar için oturulmaz bir çevre olduğu
gerekçesiyle dinamitle havaya uçurulduğunu
ve bundan böyle, CIAM'ın, Le Corbusier'nin
ve "yüksek modernizm"in öteki havarilerinin
fikirleri çeşitli olanakların istilası karşısında
yenilgiye uğrayacağını söyler.*
* Aytanga Dener, 2013, İTÜ Mimari Tasarım Y. Lisans Programı, Mimari Tasarım Kuramları ders notlarından
* Harvey D., Postmodernliğin Durumu, Metis Yayınları, İstanbul, 2003
9
bin9yüz70
postmodernizm
Modernizminin monotonluğunu eleştiren bir diğer mimar ise Robert Venturi’dir. “Las Vegas'tan Öğrenmek” adlı kitabında Venturi, duck ve decorated shed kavramlarini ortaya koyar. Duck, icinde olan
fonksiyonu birebir mimarisine yansitan binalara verilen isimdir. Decorated shed ise cok siradan bir
binanin üstüne veya yanina hayvan gibi tabelalar ya da görseller asarak binanin icinde neler oldugunu
gösteren mimari örneklerdir. Her iki kavram da modern mimarinin süssüzlügüne birer karsi cikistir.
Bununla birlikte Venturi “less is a bore” mottosuyla Mies van der Rohe’ye bir karşı duruş
sergileme amacı gütse de bu düşüncesi “less
is more” karşısında cılız kalmıştır.
Postmodernizmle ilgili bir diğer önemli kaynak
Aldo Rossi’nin 1966’da yazdığı “Şehrin
mimarisi”dir. Rossi, modern mimarlık eleştirileri açısından bir dönüm noktasına işaret eder.
Rossi'nin eleştirisi, liberal yönetimin dayattığı
işlevselcilik üzerine odaklanmaktadır. İşlevin
mimarlık için bir başlangıç noktası olamayacağının altını çizen Rossi, başlangıç noktası
olarak şehrin kolektif belleğine demir atmış
"tip"leri önerir.*Herkesin anlayabileceği basit
tipolojilerden yana olan Rossi’ye göre
mimarlık, arkiteptilerdir.
* Rossi A., Şehrin Mimarisi,Kanat Yayınevi, İstanbul, 2006, arka kapak
10
avandgard
bin9yüz60-bin9yüz90
Avandgard düşünce, 1. Dünya Savaşı’ ndan sonra, ‘geleneksel olana’ karşı bir krizin sonucu, bu krize
bir cevap niteliği olarak doğmuştur. Savaş sonrası tek olanı, farklı olanı, daha önce keşfedilmemiş
olanı yakalamaya çalışan sanat- avantgarde akım, mimarlıkta ve kentlerin yeniden yapılandırılmasında
da büyük ölçüde etkili olmuştur.
Avangard modernizmle gelen sanatı hayat ile birleştirme
çabasındadır. Konstruktivizm, fütürizm, sürrealizm,
dadacılar, kübizm, dekonstrüktivizm vb. düşünce
akımlarında etkilidir. 1960'larda ortaya çıkan situationistler
-durumcular- bütün form ve formulasyonları reddederek
“form for fun” ilkesini kendisine motto ilan etmiştir.
Frank Gehry’nin formlarında avandgardın önçü akımlarından kübizm göze çarpar. Gehry, geometriye farklı bir bakış
açısı getirerek, sıradan olmayanın peşinden gitmiştir.
Prag’da bulunan meşhur “Dancing House”, bu akımın en
önemli örneklerindendir.
Öte yandan, avandgard görüşe sahip Constant,
Archigram, Archizoom, Superstudio gibi bıçak sırtında
duruşlarıyla mimarlığın sınırlarına işaret eden oluşumlar ise
mimarlığın fiziksel bir üretim olduğu kadar düşünsel bir
faaliyet de olduğunun vurgusunu yapmışlardır.
11
2bin ve sonrası...
sayısallaşma
ENIAC, 2. Dünya Savaşı sırasında Amerikalı bilimadamları tarafından, askeri kullanım amaçlı tasarlanmış ilk bilgisayardır. 1940’dan bu yana gelişen teknoloji ile birlikte sayısal düşünce sistemi mimaride de
etkili olmaya başlamıştır. İlk dönem sayısal üretimle, 1970-80 döneminde var olan mimari tasarım
modelleri indirgenmiş, kat planları üzerine yoğunlaşmak, sirkülasyonu minimize etmek, toplu kullanım
alanlarını optimize etmek önemli hale gelmiştir. Sayısal düşünce sistemi, bilgisayarın ortaya çıkışıyla var
olmasa da bilgisayar teknolojisi ile görünür hale gelmesinden dolayı önemlidir.
Sayısal teknolojinin kullanılmasından önce, anlatılamayan yapılartemsili yer problemini de beraberinde getirmekte bu da aşırı imaj
üretme krizine dönüşmekteydi. Parametrik tasarım ile birlikte
yeni bir dil ve biçimsellik arayışı ortaya çıkmış, yeni bir terminoloji
devreye girmiş ve iletişim methodları değişmeye başlamıştır. Artık
aktüel ve virtüel olan -sanal ve gerçeklik - biraradadır. Bundan
böyle mimarlık düşünce pratiğinde “gömülü çevre”, “meta
gerçeklik”, “arayüz”, ”augemented space” -arıtılmış mekan gibi
kavramlardan söz etmek mümkündür.*
Bilgi toplumu üzerine çalışmalar yapan ve küreselleşmeyle artan
bilgiselleşmeye dikkati çeken Manuel Castells, toplumda ortaya
çıkan digital uçurumu tanımlamaktadır. Zaman- mekan sıkışması
ile mekanın zamana göre yeniden şekillendiği, yeni bilgi teknolojilerinin ve sosyo ekonomik yeniden yapılanmanın oluştuğu bu
yeni kent formunu Castells “bilgi kenti” olarak tanımlaktadır.
* Arzu Erdem, 2013, İTÜ Mimari Tasarım Y. Lisans Programı, Mimari Tasarım Kuramları ders notlarından
12
‘50
‘70
RANSIZ İHTİLALİ
‘80
‘90
BAUHAUS
POST MODERNİZM
NİETZCHE
“varoluşçuluk”
POST MODERNİZM
‘60
“form follows function” _ l.sullivan
frankfurt okulu
“less is more” _mies van der rohe
ENIAC
aynı binaların üretilmesi (monotonluk) --> şehir kirliliği
--> imge üretilememesi --> kaotik durumların oluşumu
j. baudrillard m. foucault
decartes
“less is a bore” _ r.venturi
modernite
“katı olan herşey buharlaşıyor” _ m. berman
"modern mimarlık abd missouri st.lois'te
15 temmuz 1972 günü saat 15.32'de ölmüştür. " _ c. jenks
“birikim”
monotonluğu eleştirisi
“sentez”
KÖRFEZ SAVAŞI
“postmodernliğin durumu” d. harvey
“özerklik”
mimarlık, arkiteptilerdir _ a.rossi
bin9yüz
“yeni avangard”
archigram
sonrası ...
ilk işlemci
4004
archizoom
superstudio
‘80
MODERNİSM
‘70
POSTMODERNİSM
‘60
FENOMENOLOJİ
‘50
AVANGARD
‘40
BİLİŞİM
‘30
aa school
tasarım modelleri indirgenmiş
kat planı, sirkülasyonu minimize etmek
toplu kullanımı optimize etmek
"postmodernizm, tarihsel olarak düşünme girişimidir" _ f. jameson
...öncesi
bin8yüz
bauhaus
KANT
“dağılma”
mimari tasarım kuramı
eliftan _ 502121429
PREMODERNİSM
“tarihsel avangard”
AVANGARD
BAROK DÖNEMİ
MARX
‘90
‘20
bilgisayarın yaygınlaşması
“avangard”
MİLLENUM
”diyalektik düşünce”
“komünist manifesto”
m.ponty
2. DÜNYA SAVAŞI
HEGEL
“ fonksiyonelli - süreklilik/kalıcılık - güzellik ”
CHICAGO OKULU
hem-o-hem-bu
algısal muğlaklık
in-between
//http
durumcular
constant
algoritma aracılığıyla tasarlamak
“augemented space”
‘10
meta gerçek
MİLLENUM
SANAYİ DEVRİMİ
verili bilginin kutsallaştırılması
‘40
pasajlar
c. baudelaire
amaçsız bir amaçlılık
AVANGARD
“mimarlık üzerine 10 kitap”
b.alberti (1404-1472)
RÖNESANS DÖNEMİ
vitrivius ‘un yeniden keşfi
GEÇ MMODERNİZM MODERNİZM
‘20
walter benjamin
eşikte olma durumu
süs, cinayettir _ a.loos
kaybolan aidiyet duygusunun arayışı
DESCARTES
“düşünüyorum, öylese varım”
edmund husserl
f.l.wright
le corbusier
verili bilginin yıkılma hali
1. DÜNYA SAVAŞI
‘30
“mimarlık üzerine 10 kitap”
vitrivius
BAUHAUS
‘10
2bin
sonrası ...
AVANGARD
verili bilgilnin kullanılması
RÖNESANS DÖNEMİ
verili bilgiden yola çıkarak
yeni bilgi oluştururlur
bin9yüz
FENOMENOLOJİ
MÖ anonim mimarlar
mimar soru sormaz, bilir
bin8yüz
KARTEZYEN DÜŞÜNCE
...öncesi
“GLOBALLEŞME”
“arayüz”
sonrası ...
2bin
etkileşim
“gömülü çevre”