antik çağdan günümüze mimarlığı düşünmek
Transkript
antik çağdan günümüze mimarlığı düşünmek
ANTİK ÇAĞDAN GÜNÜMÜZE MİMARLIĞI DÜŞÜNMEK üzerine bir almanak Mimarlık Tasarım Kuram / MTS YL Programı, 2012-13 Bahar YY. Y. Doç. Dr. Funda Uz , Prof. Dr. Ayşe Şentürer, Prof. Dr. Arda İnceoğlu Elif Tan 502121429 al•ma•nac (ˈɔl məˌnæk) yıllık, salname, çeşitli bilgiler içeren takvim Mimarlık her şeyden çok kullanıcı psikolojisi ile ilintiliyse eğer, mimarlık üzerine düşünmek, salt fikir sunmanın ötesinde; kullanıcının deneyimlerinden doğan yorumlar bütünüdür. Mimarinin var ettiklerini deneyimleyen her kullanıcı, tasavvur ettiği i herşeye farklı bir anlam yükler. Kullanıcı, birçok kereler ve farklı yöntemlerle aynı şeyi deneyimlemektedir ve her yeni tecrübeden çıkaracağı sonuç ile yargı zincirine yeni bir halka ekleyecektir. Tüm canlılar birer kullanıcıdır ve herhangi bir şeyi ilk deneyimledikleri andan itibaren onunla ilgili oluşan yargılarının bütününde onu (değiştirerek) kullanmaya devam ederler. Yeni taşınılan evin duvarlarının farklı bir renge boyanması ve genelde yeni boyanan rengin evin yeni kullanıcısı tarafından çok beğenilirken; eski kullanıcı tarafından hayal kırıklığı ile karşılanmasının belki de en büyük nedeni bu farklı iki kullanıcı arasındaki görünmez "sahip olma" çekişmesinden kaynaklanmaktadır. Yeni kullanıcı artık sahip olduğu yapıyı eski kullanıcısının izlerinden arındırmak ister. Bu "kullanılmışlık" düşüncesi yeni kullanıcının yapı hakkında edindiği ilk yargıdır. Bu yargıdan hareketle - kendi isteği ile müdahale ettiği yapıda artık kendinde "sahiplik" hissini yaratmıştır. Yapıdaki bu değişimle birlikte eski kullanıcıda var olan "sahiplik" duygusu yerini "yabancılığa" bırakacaktır. Bu örneklem kullanıcının mekan algısının, mekanın değişimine paralel olarak evrilebileceğinin bir kanıtıdır. Çünkü kullanıcı düşüncesi stabil değildir, yaşadığı her yeni deneyimle birlikte yapı hakkındaki düşüncesi değişecektir. Bu da mimarlığın subjektif oluşu ve subjektifliğin genel olarak tutarsız bir kavram olması ile açıklanabilir. Bu subjektif düşüncenin yansımalarını mimarlık tarihi boyunca ortaya atılan, savunulan, -bazen- akımlaşan, -bazenzamanla yitip giden kuramlarda görmek mümkündür. Her yeni kuram bir öncekinin kullanılmışlık hissinden arınma ve kendi sahipliğini yaratma içgüdüsüyle oluşturulmuştur. İşbu almanak, 2012-2013 bahar yarıyılı mimari tasarım kuramı dersinde yapılan okumalar ve alınan seminerler ışığında - mimarlığı düşünenler üzerinden, antik çağdan bu yana değişen/gelişen/çatışan mimarlık düşüncelerinin tarihsel dizilimini ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır. önsöz antikçağ “ fonksiyonelli - süreklilik/kalıcılık - güzellik ” Antik çağda -ilk insanın varoluşuyla birlikte- mimarlık ihtiyaca yönelik olarak ortaya çıkmıştır. Bu dönemde mimar anonimdir. Soru sormaz, bilir. İhtiyacı karşılayacak yöntemleri dener ve bulur. Öncesinde feyz alacağı bir veri yoktur. Verili bilgiden yola çıkarak yeni bilgi oluşturur. Verili bilginin değişmesi bir arızaya bağlı olarak ortaya çıkar. Vitruvius’un “De Architectura”sı mimarlık ve mühendislik konusunda klasik çağdan zamanımıza gelebilmiş tek eserdir. Mimarlık üzerine o güne kadar bütün bilinenlerin toplanarak bir bütün halinde sunulan kapsamlı bir el kitabıdır. On bölümden oluşan kitap, kendisinden önce yazılmış fakat kaybolmuş birçok Yunan ve Roma metinlerinin özeti olması ve zamanın yapı geleneklerini (verili bilgi) Vitruvius’un kendi deneyimleriyle birleştirerek yeni bir bilgi oluşturması dolayısıyla önemlidir. * * Yeğül F.K. 2005, Mimarlık üzerinde 10 kitap Vitruvius, önsöz, syf. xi, Şevki Vanlı Mimarlık Vakfı 1 ortaçağ rönesans-barok-manyerizm “ fonksiyonellik - süreklilik/kalıcılık - güzellik ” Fransızca’da yeniden doğuş anlamına gelen rönesans, 15 - 16. yüzyıl İtalya’sında batı ile klasik antikite arasında sanat, bilim, felsefe ve mimarlıkta bağın tekrar kurulmasını sağlayan, Eski Yunan ve Roma sanatından esinlenilen, deneysel düşüncenin canlandığı, insan yaşamı (hümanizm) üzerine yoğunlaşıldığı, verili bilginin yeniden üretildiği bir dönemdir. Antik klasik metinlerin yeniden keşfi, öğrenimi, sanat ve bilimdeki uygulamalarının bir yansıması olarak - Vitruvius’a atıfla- Batista Albert’inin yazdığı “Mimarlık Üzerine On Kitap” modern dünyanın ilk mimarlık kitabıdır. Alberti, verili bilgiye inanır, verili bilginin alanını genişletmeye başlar. Farklı kaynaklardan topladığı verilerden yola çıkarak yeni bir bilgi oluşturur. Verili bilgiyi kutsallaştırıp gündelik bilgiden kopartarak mimarlığın düşünsel ve uygulamsal boyutlarını ayırmaktadır bir bakıma verili bilgiyi kutsallaştırmıştır. * * Uğur Tanyeli, 2013, İTÜ Mimari Tasarım Y. Lisans Programı, Mimari Tasarım Kuramları ders notlarından 2 rönesans-barok-manyerizm ortaçağ Rönesansın zayıfladığı 15. yy’ın ortalarında dengesiz ve uyumsuz bir sanatı ifade eden “maniyerizm” doğmuştur. İncelik ve zarifliğin ön planda olduğu manyerizmde, sanatçının doğaya göre çalışmadığı fakat doğa gibi, kurucu biçimde çalıştığı görüşü hakimdir. Barok, ronesans'in kati kurallarina bir tepki olarak İtalya'da ortaya cikmis ve 17. yy'da ulkenin onde gelen uslubu kabul edilmistir. Maniyerizmin daha zengin ve esnek izleyicisi olarak benimsenen barokta organiklik vardir. Yapi tek basina bir heykel olmayip kentin duzenine uyan bir elemandir. Ronesans'taki duz cizgilere karsilik barok'ta girinti cikintilar, cephelerde dalgalanmalar izlenir. Encyclopedie methodique"te "mimarlikta barok, tuhafligin bir nuansidir" diye tabirlenen akımın ilk izlerini manyerizm akımının icracılarından mimar Giacomo Barozzi da Vignola’nın yaptığı ve Roma’da bulunan Gesu Kilisesi’nin cephesinde görmek mümkündür. 3 bin6yüz-bin8yüz modernlik “ düşünüyorum öyleyse varım ” Tüm geleneksel metinler değişimi “bozulma” olarak tanımlar. Ortaçağ’da yaklaşık 300 yıl boyunca “yeni bir üslüp nasıl üretilir” e odaklanan mimarlık düşüncesi, barok akımından sonra 17 YY.da yaşanan epistemik katastrof ile değişim geçirir. Değişimin - bozulmanın - olağanlığı fark edilir. Verili bilginin yıkılma hali, modernliğin ilk temelleridir. Bilginin ezeli ve ebedi -değiştirilemez- dünyası yıkılmaya başlanmıştır. Mimarlık alanı bu verili bilginin yıkılsa da yeniden üretilebileceğine inanır. Descartes “Düşünüyorum öyle ise varım” mottosuyla rasyonelist düşünce akımının öncülerindendir. Bildiği bütün bilgilerin yanlış olduğu kabulü üzerinden yeni - daha niteliklibilgiler oluşturmaya odaklanır. Kartezyen düşünce yöntemine mimarlarin calismasini ornek alarak vardığını ifade etmektedir. "....Onun içindir ki, tek bir mimarın ele alıp tamamladığı yapıların, birçok mimarın, başka amaçlarla yapılmış olan eski duvarları kullanarak, yamayıp onarmaya çalıştıkları yapılardan daha güzel ve daha düzenli oldukları görülür.” * * Tümer G., “Felsefe ve Mimarlık İlişkileri, Descartes Örneği”, Mimarlık Dergisi, 3/1982, sayı 177 s. 9 4 aydınlanma çağı bin8yüz-bin9yüz Orta sınıfın yükselmesiyle birlikte değişim isteği de hızlanacaktır. 17. YY.da Aydınlanma Dönemi'nde, aklın başat konumu ve bilimsel bilginin akıl yoluyla inşa edilme sürecine girilmiştir. Kartezyen düşünce sisteminin gelişmesini takiben, Hegel’in ortaya attığı diyalektik düşünce sistemine eleştirel bir bakış açısıyla yaklaşan Karl Marx’a göre, orta sınıfın zenginleşme sürecine paralel olarak ortaya çıkan kapitalizmle biflikte yerini sosyalizm alacak,o da komunizme yönelecektir. Bu bağlamda Frederick Engels ile birlikte yazdığı “Komünist Manifesto“ ploretaryanın yükselişinin öncü kitabıdır.Manifestonun proleterya tarafından benimsenen düşünceleri ile birilkte burjuva ve işçi sınıfının arasındaki sınır daha da kesinleşecektir. Marx’ın yine aynı kitapta yaptığı "Katı olan her şey buharlaşıyor" tespiti modernizmin mihenk taşlarından olan Marshall Berman için bir anahtar niteliğinde olacak ve bu isimde çıkarttığı kitabi ile modernite, modernlik, modernizm gibi kavram ayrımlarını netleştirecek ve modern düşüncenin anlaşılmasını belirginleştirecektir. 5 bin9yüz60 modernite Düşünsel olarak Aydınlanma Çağı'na, politik olarak Fransız Devrimi'ne ve ekonomik olarak da Sanayi Devrimi'ne bağlı olarak gelişen modernite, aklı ve insanı merkez olarak belirler, toplumsal yaşamı rasyonalize eder, dini toplumsal yaşamda arka plana iter ve laikliği ilke olarak benimser. Marx, modernitenin kurumsal değişiminin nedeni olarak kapitalizmi işaret etmektedir. Modernite, modernizmin arkasındaki felsefi, politik, toplumsal yapılanmayı sağlar Berman kitabında modernliği insanın, yaşamın imkânları ve zorluklarına ilişkin edindiği deneyim tarzlarının bütünü olarak tanımlar. Modern olmak, insanlara serüven, güç, coşku, gelişme ve dünyayı dönüştürme olanakları vaat eden; ama bir yandan da sahip olduğumuz her şeyi, olduğumuz her şeyi yok etmekle tehdit eden bir ortamda bulunmaktır. Modern ortamlar ve deneyimler coğrafi ve etnik, sınıfsal ve ulusal, dinsel ve ideolojik sınırların ötesine geçer; modernliğin, bu anlamda insanlığı birleştirdiği söylenebilir. Fakat bu, bölünmüşlüğün birliğidir olarak paradoksal bir birliktir. İnsanları sürekli parçalanma ve yenilenmenin, mücadele ve çelişkinin, belirsizlik ve acının girdabına sürükler. Berman’a göre modern olmak Marx’ın deyişiyle ‘katı olan her şeyin buharlaşıp gittiği’ bir evrenin parçası olmaktır.* Berman, M.; Katı Olan Her Şey Buharlaşıyor: Modernite Deneyimi,letişim Yayınları, İstanbul, 2009, s. 27. 6 bin9yüz60 modernizm Unite d'Habitation, 1957, Marsilya / Fransa Modernizm kısaca, sanayi devriminden sonra 20 YY’da yaşanan endüstri,bilim ve teknoloji alanındaki gelişmelerle birlikte değişen estetik düşüncenin tarihten refans almayı bırakıp, işlevselliğe, sadeliğe ve özgün olana ulaşma çabasıdır. Modern inşa teknolojisi mimarlara, binanın taşıyıcı sistemini kurduklari sürece bina duvarlarini istedikleri yerden gecirebilme özgürlügünü tanimistir. Bu da Le Corbusier'in free plan ilkesinde isleveselligi ön plana tasiyabilmesini olanaklı kılmıştır. Bu ilke ışığında Corbusier 1957'de Marsilya’da, bina içinde ütopik bir düşünce ile "kendi kendine yetebilen bir şehir" yaratma fikriyle Unite d'Habitation’u inşa etmiştir. Yapmış olduğu bu toplu konut, komunal yaşama bir geri dönüş niteliğindedir. 7 bin9yüz60 modernizm Fallingwater House, 1935, Pittsburgh / ABD Modern mimarlıkta işlevsellik süslemeden önde gelmektedir. Öyle ki Chicago Okulu’nun temsilcilerinden, modern mimarlığın gelişim sürecinde Frank Lloyd Wrigt ve Mies van der Rohe gibi bir çok mimarı etkilemiş olan Luis Sullivan bu görüşü “form follows function” diyerek dile getirmiştir. Sullivan’ın öğrencisi olan ve daha sonraları modern mimarinin mihenk taşlarından biri olarak adlandırılacak Frank Lloyd Wright ise Sullivan’ın düşüncesinden hareketle “form and function are one” diyerek yapıda işlev ve biçimin ayrılamaz ve -birbirini destekleriki etken olduğunu vurgulamıştır. Wright, Le Corbusier ‘in aksine (bkz: unite d habitation) her kullanıcının farklı zevk ve ihtiyaçları olduğu düşüncesi ile, tek tipleşen tipolojilerden kaçınıp, kullanıcı özelinde plan çözmeyi tercih etmiştir. Modernizmin bir diğer temsilcisi Mies Van der Rohe ise “less is more” diyerek mimaride sadeleğin altını çizmiştir. 8 postmodernizm bin9yüz70 Postmoderist mimarlığın en önemli arayışı anlamdır. Modernist mimarlıktaki yalınlıkla birlikte, standartlaşan ve -zaman zaman- tektipleşen mimarinin getirdiği monotonlukinsanlardaki aidiyet duygusunun kaybolmasına yol açmıştır. Yerin öznel durumunun oluşturduğu farklılık, yeni imgeler üretilememesi sonucunda yerini sıradanlığa bırakarak kaotik bir hal almıştır.* Modernizmi bu biçimciliğine karşı bir duruş olarak, yeni-eklektik mimari olarak da tanımlanan, süslemenin -nispeten- geri döndüğü postmodernizm oluşmuştur. Charles Jenks "Modern mimarlık ABD Missouri St.Lois'te 15 temmuz 1972 günü saat 15.32'de ölmüştür. " postmodernizmin doğuşunu müjdeler. David Harvey ise mimarlık alanında, Jenks’in belirttiği, modernizmin sonunun ve postmoderniteye geçişin sembolik tarihi ile ilgili, Le Corbusier'nin "modern yaşam makinası"nın ödül kazanmış bir versiyonu olan, St. Louis'deki Pruitt-İgoe toplu konut bloklarının, içinde yaşayan düşük gelirli insanlar için oturulmaz bir çevre olduğu gerekçesiyle dinamitle havaya uçurulduğunu ve bundan böyle, CIAM'ın, Le Corbusier'nin ve "yüksek modernizm"in öteki havarilerinin fikirleri çeşitli olanakların istilası karşısında yenilgiye uğrayacağını söyler.* * Aytanga Dener, 2013, İTÜ Mimari Tasarım Y. Lisans Programı, Mimari Tasarım Kuramları ders notlarından * Harvey D., Postmodernliğin Durumu, Metis Yayınları, İstanbul, 2003 9 bin9yüz70 postmodernizm Modernizminin monotonluğunu eleştiren bir diğer mimar ise Robert Venturi’dir. “Las Vegas'tan Öğrenmek” adlı kitabında Venturi, duck ve decorated shed kavramlarini ortaya koyar. Duck, icinde olan fonksiyonu birebir mimarisine yansitan binalara verilen isimdir. Decorated shed ise cok siradan bir binanin üstüne veya yanina hayvan gibi tabelalar ya da görseller asarak binanin icinde neler oldugunu gösteren mimari örneklerdir. Her iki kavram da modern mimarinin süssüzlügüne birer karsi cikistir. Bununla birlikte Venturi “less is a bore” mottosuyla Mies van der Rohe’ye bir karşı duruş sergileme amacı gütse de bu düşüncesi “less is more” karşısında cılız kalmıştır. Postmodernizmle ilgili bir diğer önemli kaynak Aldo Rossi’nin 1966’da yazdığı “Şehrin mimarisi”dir. Rossi, modern mimarlık eleştirileri açısından bir dönüm noktasına işaret eder. Rossi'nin eleştirisi, liberal yönetimin dayattığı işlevselcilik üzerine odaklanmaktadır. İşlevin mimarlık için bir başlangıç noktası olamayacağının altını çizen Rossi, başlangıç noktası olarak şehrin kolektif belleğine demir atmış "tip"leri önerir.*Herkesin anlayabileceği basit tipolojilerden yana olan Rossi’ye göre mimarlık, arkiteptilerdir. * Rossi A., Şehrin Mimarisi,Kanat Yayınevi, İstanbul, 2006, arka kapak 10 avandgard bin9yüz60-bin9yüz90 Avandgard düşünce, 1. Dünya Savaşı’ ndan sonra, ‘geleneksel olana’ karşı bir krizin sonucu, bu krize bir cevap niteliği olarak doğmuştur. Savaş sonrası tek olanı, farklı olanı, daha önce keşfedilmemiş olanı yakalamaya çalışan sanat- avantgarde akım, mimarlıkta ve kentlerin yeniden yapılandırılmasında da büyük ölçüde etkili olmuştur. Avangard modernizmle gelen sanatı hayat ile birleştirme çabasındadır. Konstruktivizm, fütürizm, sürrealizm, dadacılar, kübizm, dekonstrüktivizm vb. düşünce akımlarında etkilidir. 1960'larda ortaya çıkan situationistler -durumcular- bütün form ve formulasyonları reddederek “form for fun” ilkesini kendisine motto ilan etmiştir. Frank Gehry’nin formlarında avandgardın önçü akımlarından kübizm göze çarpar. Gehry, geometriye farklı bir bakış açısı getirerek, sıradan olmayanın peşinden gitmiştir. Prag’da bulunan meşhur “Dancing House”, bu akımın en önemli örneklerindendir. Öte yandan, avandgard görüşe sahip Constant, Archigram, Archizoom, Superstudio gibi bıçak sırtında duruşlarıyla mimarlığın sınırlarına işaret eden oluşumlar ise mimarlığın fiziksel bir üretim olduğu kadar düşünsel bir faaliyet de olduğunun vurgusunu yapmışlardır. 11 2bin ve sonrası... sayısallaşma ENIAC, 2. Dünya Savaşı sırasında Amerikalı bilimadamları tarafından, askeri kullanım amaçlı tasarlanmış ilk bilgisayardır. 1940’dan bu yana gelişen teknoloji ile birlikte sayısal düşünce sistemi mimaride de etkili olmaya başlamıştır. İlk dönem sayısal üretimle, 1970-80 döneminde var olan mimari tasarım modelleri indirgenmiş, kat planları üzerine yoğunlaşmak, sirkülasyonu minimize etmek, toplu kullanım alanlarını optimize etmek önemli hale gelmiştir. Sayısal düşünce sistemi, bilgisayarın ortaya çıkışıyla var olmasa da bilgisayar teknolojisi ile görünür hale gelmesinden dolayı önemlidir. Sayısal teknolojinin kullanılmasından önce, anlatılamayan yapılartemsili yer problemini de beraberinde getirmekte bu da aşırı imaj üretme krizine dönüşmekteydi. Parametrik tasarım ile birlikte yeni bir dil ve biçimsellik arayışı ortaya çıkmış, yeni bir terminoloji devreye girmiş ve iletişim methodları değişmeye başlamıştır. Artık aktüel ve virtüel olan -sanal ve gerçeklik - biraradadır. Bundan böyle mimarlık düşünce pratiğinde “gömülü çevre”, “meta gerçeklik”, “arayüz”, ”augemented space” -arıtılmış mekan gibi kavramlardan söz etmek mümkündür.* Bilgi toplumu üzerine çalışmalar yapan ve küreselleşmeyle artan bilgiselleşmeye dikkati çeken Manuel Castells, toplumda ortaya çıkan digital uçurumu tanımlamaktadır. Zaman- mekan sıkışması ile mekanın zamana göre yeniden şekillendiği, yeni bilgi teknolojilerinin ve sosyo ekonomik yeniden yapılanmanın oluştuğu bu yeni kent formunu Castells “bilgi kenti” olarak tanımlaktadır. * Arzu Erdem, 2013, İTÜ Mimari Tasarım Y. Lisans Programı, Mimari Tasarım Kuramları ders notlarından 12 ‘50 ‘70 RANSIZ İHTİLALİ ‘80 ‘90 BAUHAUS POST MODERNİZM NİETZCHE “varoluşçuluk” POST MODERNİZM ‘60 “form follows function” _ l.sullivan frankfurt okulu “less is more” _mies van der rohe ENIAC aynı binaların üretilmesi (monotonluk) --> şehir kirliliği --> imge üretilememesi --> kaotik durumların oluşumu j. baudrillard m. foucault decartes “less is a bore” _ r.venturi modernite “katı olan herşey buharlaşıyor” _ m. berman "modern mimarlık abd missouri st.lois'te 15 temmuz 1972 günü saat 15.32'de ölmüştür. " _ c. jenks “birikim” monotonluğu eleştirisi “sentez” KÖRFEZ SAVAŞI “postmodernliğin durumu” d. harvey “özerklik” mimarlık, arkiteptilerdir _ a.rossi bin9yüz “yeni avangard” archigram sonrası ... ilk işlemci 4004 archizoom superstudio ‘80 MODERNİSM ‘70 POSTMODERNİSM ‘60 FENOMENOLOJİ ‘50 AVANGARD ‘40 BİLİŞİM ‘30 aa school tasarım modelleri indirgenmiş kat planı, sirkülasyonu minimize etmek toplu kullanımı optimize etmek "postmodernizm, tarihsel olarak düşünme girişimidir" _ f. jameson ...öncesi bin8yüz bauhaus KANT “dağılma” mimari tasarım kuramı eliftan _ 502121429 PREMODERNİSM “tarihsel avangard” AVANGARD BAROK DÖNEMİ MARX ‘90 ‘20 bilgisayarın yaygınlaşması “avangard” MİLLENUM ”diyalektik düşünce” “komünist manifesto” m.ponty 2. DÜNYA SAVAŞI HEGEL “ fonksiyonelli - süreklilik/kalıcılık - güzellik ” CHICAGO OKULU hem-o-hem-bu algısal muğlaklık in-between //http durumcular constant algoritma aracılığıyla tasarlamak “augemented space” ‘10 meta gerçek MİLLENUM SANAYİ DEVRİMİ verili bilginin kutsallaştırılması ‘40 pasajlar c. baudelaire amaçsız bir amaçlılık AVANGARD “mimarlık üzerine 10 kitap” b.alberti (1404-1472) RÖNESANS DÖNEMİ vitrivius ‘un yeniden keşfi GEÇ MMODERNİZM MODERNİZM ‘20 walter benjamin eşikte olma durumu süs, cinayettir _ a.loos kaybolan aidiyet duygusunun arayışı DESCARTES “düşünüyorum, öylese varım” edmund husserl f.l.wright le corbusier verili bilginin yıkılma hali 1. DÜNYA SAVAŞI ‘30 “mimarlık üzerine 10 kitap” vitrivius BAUHAUS ‘10 2bin sonrası ... AVANGARD verili bilgilnin kullanılması RÖNESANS DÖNEMİ verili bilgiden yola çıkarak yeni bilgi oluştururlur bin9yüz FENOMENOLOJİ MÖ anonim mimarlar mimar soru sormaz, bilir bin8yüz KARTEZYEN DÜŞÜNCE ...öncesi “GLOBALLEŞME” “arayüz” sonrası ... 2bin etkileşim “gömülü çevre”