mart-eylül 2012 - Sivas İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği

Transkript

mart-eylül 2012 - Sivas İli Damızlık Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği
MART-EYLÜL 2012
ı.ıll>.\\1 ·t'l\_\l\_ "1.~\1
\
Sivas 2012
editörden
Değerli yetiştiricilerimiz Sivas ili Damızlı k Koyun Keçi Yetiştiricileri
Birliği
olarak sizler için faydalı olacağına inandığımız bilgilerle dolu bir
daha yayınlıyoruz. Dergimizi dolayısıyla sizleri önemseyen
ve branşlarında sizlere katkı sağlamaya çalışan kıymetli yazarlarımız­
Ia birlikte Milli Savunma Bakanı m ız Sayın ismet YILMAZ bizlere konuk
olmuştur. Bakanımızın bu sektöre olan yakın ilgisi ve geçmişte başta
babası olmak üzere aile büyüklerinin de bu kutsal mesleği yapmış
olmaları bizleri sevindirmiştir. Sayın bakanımızın yoğun çalışmaları
arasında bizlere vakit ayırması Sivas'ımıza dolayısıyla siz değerli yetiştiricilerimize verdiği önemi göstermektedir. Bu nedenle de Sayın Bakanımıza ayrıca teşekkür ediyoruz. Uzunyayla dergisi olarak sizlere
Sayın Bakanımızın görüş ve duygularını yansıtmada aracı olduğumuz
için mutlu olduğumuzu belirtmek isteriz.
sayımızı
Dergimize katkı sağlayan kurum müdürlerimiz, Profesörlerimiz ve
bilgilerinin yanında, ilçelerimizin dolayısıy­
diğeryazarlarımızın değerli
la
Sivas'ımızın tanıtımına katkı sağlaması bakımından geçmiş sayıla­
rımızda tanıttığımız Gürün, Yıldızeli ilçelerimizin yanında bu sayımız­
da da bir başka ilçemiz olan Ulaş'ın tanıtımını yapmaya çalıştık. Dergim izi Sivas dışındaki ilgili kişi, kurum ve kuruluşlara göndermeye gayret
ederek ilimize ait güzelliklerin daha fazla tanıtılmasına da katkı sağla­
maya çalışıyoruz.
Bu sayımızda TiGEM ile birliğimiz ortaklığında ilimiz ve bölgemizin Damızlık Koyun ihtiyacının sağlanacağı tesisin yapılması. ligili kamu kurumlarımızın Tarım ve Hayvancılığa maddi katkılarının yanında,
sürdürülebilir Koyun Keçi Yetiştiriciliği nasıl olmalıdır. Koç katımının
uygun zamanına ilişkin hangi aylarda avantaj ve dezavantajları vardır.
Koyunların çeşitli özelliklerinin yanında özellikle Sivas'ımızda koyunculuğun var olmasında olmazsa olmazı olan Kangal köpeklerinin eğiti­
mi. Hayvancılık girdilerinde önemli bir yere sahip olan korunga ve fiğ
yetiştiriciliği. Koyunlara ilişkin önemli bilgilerle birlikte Küçükbaş Hayvancılıkta koruyucu hekimliğin önemi, Koyunculukta kuzunun, koyun
sütünün ve sağırnın yeri ve önemiyle birlikte üyeleri m izi çeşitli konularda bilgilendirerek dikkat etmeleri gereken şeylerle ilgili hatırlatmalarda
bulunmaya çalıştık.
Dergimize katkı sağlayan tüm yazarlarımıza ayrı ayrı teşekkür
ederek bu sayımızın da siz değerli Küçükbaş Hayvan Yetiştiricilerimize
ve şehrimize faydalı olması temennisiyle bol ve bereketli kazançlar
dileriz.
SIVAS ILI DAMIZLIK KOYUN KEÇI
YETIŞTIRiCiLERi BiRLicli YAYINIDIR
İmtiyaz Sahibi
EthemDOÖAN
Editör
Hilal YÜKSEK
Genel Yayın Yönetmeni
Atilla DOÖAN
Yazı ݧleri Müdürii
Baktay ÖZDENOÖLU
Yayın Kurulu
Prof. Dr. Behiç COŞKUN
Doç. Dr. Orkun DEMiRAL
Yrd. Doç. Dr. Yusu~_ZiY,a OÖRAK
Zekeriya GULUM
Ziraat Mühendisi Bülent TOPÇUOÖLU
Zooteknist Necip KILIÇ
Hukuk Danışmanı
İsmail Hakkı KONAR
Fotoğraf Editörii
İsmet HAVSUT
Sinem KARTALCI
Graf'ık
& Tasanm & Baskı
Gürler Matbaacılık
Tesviyeciler Cad. Simtes İşhanı 7/6
Ankara/İskitler
0.312 341 33 85
web: www.sivasdkkyb.com
e-mail: info@sivasdkkyb
[email protected]
Adres: Bankalar Cd. 1. Park Sk. Orhan İş
Merkezi B Blok Kat:1 No: 16-17 Sivas
İrtibat Telefon: +90 346 223 78 40
Faks: +90 346 224 91 81
Gönderilen yazılann yayımianmasına yayın kurulu karar
verir- Yayımlarunayan yazılar iade edilmez -Yayımlanan
yazılara telif ücreti ödenın ez - Sorumluluk yazara aittir Uzunyayla Dergisi basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt
eder - Uzunyayla ismi belirtilerek alıntı yapılabilir...
Şjvas'ta
Sürü Bozuklugu Gedlriliyor:
Odünç Koç Projesi
Ili
4- Ethem Doğan
6- ismet Yılmaz
B- TiGEM
Mehmet Halis Bilden
54- Kuzunun Yeri ve Önemi
56- Koyun Sütünün Önemi
Ahmet Serbest
Mikail Atmaca
52- Koruyucu Hekimliğin Önemi
Necip
Kılıç
48- Koyun Y. Önemi
Mevlüt Dinler
44- Korunga ve Fiğ Yetiştiriciliği
Bülent Topçuoğlu
10- Ödünç Koç Projesi
ihsan Aslan
COŞKUN
----;:.~,.:::::.:::--=
Prof.Dr. Behiç
\
12- TKDK
Bilal Zeytin
14- G. Artırıcı Uyg. Yeteriimi 16- Koç Katım Zamanı
Prof. Dr. Orhan Karaca
Prof. Dr. Behiç
Coşkun
58- Koyunculukta Sağım
24- Saklanan Sır
Prof. Dr. Mustafa Tekerli
26- Ulaş
Ali
Altınkaynak
30- Ulaş
ismail Koçak
40- Değerli Yetiştiricilerimiz
Baktay Özdenoğlu
34- Kangal Köpeklerinin Eğitimi
Mustafa Koçkaya - Y. Ziya Oğrak
Ethem
Doğan
Sivas ili Damızlı k Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliği Başkanı
Ziraat Mühendisi • Zooteknist
Saygıdeğer kardeşlerim;
yeniden sizlerle buluşmanın
mutluluğunu
yaşıyoruz. Ülkemizin önemli değerlerinden biri olan küçükbaş hayvan
yetiştiriciliğinin
ilimizde ki gelişimini zaman tünelinde geleceğe taşıyan
dergi miz; geleceğe önemli notlar d üşmeye devam etmektedir. Bugüne
kadar çıkan dergimizin her sayısında küçükbaş hayvan yetiştiriciliği ile
ilgili olarak bilim adamlarının yayınlarını paylaşmaya gayret gösterdik.
Hayvancılığın teknik kısmını yetiştiricilerimize ulaştırmayı ve bu sayede değişimin zaruretini bilimsel olarak izah etmeye çalıştık. Halk Elinde
Islah projesiyle birlikte bir nevi modern yetiştiriciliği üyelerimizia buluş­
turduk. Sonuç itibarıyla ilimizde önemli bir gelişim oldu. Özellikle ıslah
alanlarında önemli verim artışlarının yanında geleneksel hayvan yetiş­
tiriciliğinden modern hayvancılığa doğru bir geçişin olduğunu görüyoruz. Daha da önemlisi bilim adamlarının sahada yetiştiricilerimizle beraber pratik olarak uygulama yapıyor olması; yetiştiriciliğin sorunlarının
bilim adamlarınca bilinerek sorunların çözümüne katkı sağlayacağı
sonucunu doğuracaktır.
Tabi bu çalışmalar yetiştiricilerimizi umitlendirmektedir. Ancak küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinin
temel problemleri hala çözülemedi. Köklü çözüme
yönelik adımların acilen atılması gerekmektedir. Aksi durumda pamuk ipliğine bağlı bu ilerleme kısa zaman da tersine dönebilir. Bunun için devletimizin, ıs­
lahta yaptığı isabetli adımlara benzer adımları da atması gerekir. Özellikle destekleme sisteminin tekrar
gözden geçirerek; yeniden guncellenmesi gerekir.
Yetersiz gibi gözüken devlet desteklerinin arttırılma­
sı kadar amacına uygun desteklenmenin yapılması
daha elzemdir. Nakit para desteğiyle birlikte özellikle
koruyucu hekimliğin planlı ve programlı olarak tüm
ülkeye yayılması yetiştiricilik açısından çok önemli
bir durumdur.
Bununla beraber yine bu hükümet döneminde
kurulan Damızlık Yetiştiricileri Birlikleri'nin bundan
sonra ki süreçte önemli bir rol aynaması hedeflenmiştir. Umarım hükümetin attığı bu önemli adımı birlikleri yöneten insanlar da doğru algılar ve kendilerine verilen görevleri yerine getirerek hayvancılığa
katkı sağlarlar. Aksi durumda yeni bir STK faciası
yaşanmakla kalmaz ciddi bir zaman ve verim kaybı
yaşanır. Ayrıca bu birliklerin henüz yapısal eksikliklerinin olduğu gerçeği ortada iken; birlikler üzerinde
ki baskıların da olması birliklerin kuruluş amacına
uygun çalışamamasının önünde ki önemli tehditlerdir. Yıllardırgörevlerini yerine getirerneyen ve önemli kaynakları yok eden STK'lar hala aynı çalışma­
larını sürdürürken, görevlerini neden yapamadıkları
yada yapmadıkları gibi sorular ortada iken; yeni
kurulan bu biriikiere baskı kurulması manidardır.
Acaba Şimdiki Hükümetin kurduğu ve bugünkü Gıda
Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Sayın M. Mehti
EKER'in bizzat ilgilendiği ve önemsediği bu Birlikleri
birileri neden baltalıyor? Anlamakla güçlük çekiyoruz. Oysaki birlik fidanı yavaş yavaşta olsa meyvelerini vermeye başladı. Bakınız 2006 da ilimizde 11
ilde yaklaşık 75.000 hayvanla başlayan ISLAH
çalışmaları 62 ilimizde 882.000 hayvanla Birliklerin
çatısı altında devam etmektedir. Ilimizde Türkiye'nin
ilk modeli olan Devlet (TiGEM)- Birlik ortaklığıyla
elit sürü ve koç bankası oluşturuldu. Bu ortaklıkla
Ilimizin ve bölgemizin Damızlık Koyun ihtiyacı karşı­
lanacak. Projeye destek veren ve bize güvenen
TiGEM Genel Müdürümüz Sayın M. Halis BiLDEN
ve ekibine yetiştiricilerimiz adına şükranlarımızı bildirmeyi bir borç biliriz. Yine birliklerimizin yaptığı Dam ızlı k Hayvan tespitlerinin, önceki yıllara göre daha
isabetli yapıldığını söylemek yanlış olmaz. Demem
o ki biraz sabır ve tahammül gerekiyor. Bunu birliklerden esirgemeyin. O zaman göreceksiniz ki her
şey yerine oturacak ve verimli çalışmalarda birlikler
yerini alacaktır.
Bunları söylerken Birlikleri yöneten kardeşleri­
min de daha dikkatli davranmalarını ve birliklerin kuruluş amacına uygun çalışmalar yapmalarını bekliyorum. Bu hizmet Birlik Başkanlığı'nın ötesinde Milli
veAhlaki birsorumluluktur. Şahsen ben, butun birlik
başkanlarının en az benim kadar hassas olduğunun
bilincini taşıyorum.
Saygıdeğer kardeşlerim; sonuç olarak bu sayı­
da ki yazıma son verirken bir şeyi vurgulamak istiyorum. Kurulduğumuz 2006'dan bugüne kadar yetişti­
ricilerimize bir çok söz verdim. Birçok projeyi yapacağımızı buradan yani dergimiz aracılığı ile beyan
ettim. Bugün geldiğimiz nokta itibarıyla Allah'a
şükrediyorum ki sizlere mahcup olmadım. 2006 da
Kangal llçemizde başladığımız ISLAH projesini
Merkez, Gürün, Ulaş, Altınyayla, Şarkışla, Gemerek
ve Yıldızeli ilçelerine yaydık. 50.400 hayvan ve 8
projeyle Ülkemizin en çok ISLAH yapan iliyiz. Yine
Türkiye'nin kendi öz sermayesi ile üretim çiftliği
kuran ve Devlet- Birlik ortak üretimini gerçekleştiren
tek Model Birliğiz. Yine ilimizde bugüne kadar
2.000.000 (iki milyon) doz aşı uygulayan ve bu
anlamda hastalık ve zararlılarla da mücadele eden
bir birliğiz. Uyguladığımız AB eğitim projesiyle yine
alanında proje yapan ve uygulayan ilk il Birliğiyiz.
Tabii ki bu yaptıklarımız benim siz kıymetli yetiştinci
kardeşlerime verdiğim sözlerin tamamı değil. Yapamadığımız daha birçok proje var. Inşallah çok yakın
zamanda onları da yapmayı Allah bizlere nasip eder.
Ben insana yapılan hizmetin en kutsal hizmet
olduğuna inanıyorum ve bu bilinçle de çalışmaya
gayret ediyorum. Bu çalışmaları yaparken desteklerini esirgemeyen 'Siz değerli yetiştirici kardeşlerim'.
Hepinizi en içten duygularımla selamlıyor, bugüne kadar verdiğiniz destek ve katkılarınızdan dolayı
teşekkürü birborç biliyorum. Allah'aemanetolun.
Dam1zlık
Koyun ve Keçi
Yetiştiricileri Birliği
''UZUNYAYLA''
Her ne kadar Türkiye'nin her köşesi aynı değerde olsa da, Uzunyayla'nın bir ucunda bulunan
baba ocağının benim için ayrı biryeri vardır. Hayvancılık ile uğraşan hemşerilerimin his ve düşünce
dünyasına tercüman olan bu derginin Uzunyayla adıyla yayımlanması da çok anlamlıdır.
Türkiye coğrafyası hayvancılığın yapılabileceği iklim ve bitki örtüsüne sahiptir. Küçükbaş
hayvancılık Türkiye'nin vazgeçemeyeceği, vazgeçmarnesi gereken bir alandır. Kentleşmenin ve
köyden kente göçün en fazla zarar verdiği alanların başında küçükbaş hayvancılığı gelmektedir.
Bizim coğrafyamızda küçükbaş hayvan yetiştiriciliği sadece üretim ve gelir kaynağı olarak değil,
çevre dengesi, erozyonla mücadele açısından da önem taşır.
Sivas'lı hemşerileri mAllah'ın lütfu olan bu imkanı değerlendirmiş, kendi ihtiyacının üzerinde bir
üretimi ülkemiz için yıllarca gerçekleştirmiştir. Başta babam olmak üzere aile büyükleri m küçükbaş
hayvancılık ile yıllarca geçimini temin etmişlerdir. Zor ve meşakkatli olan bu mesleğin kazancının
helal olduğundan kimsenin şüphesi de yoktur.
Hükümet olarak, tarım ve hayvancılığı ülkemizin olmazsa olmaz sektörleri arasında görüyor ve
buna göre gereken tedbirleri alıyoruz. Ülkemiz son on yılda tarım ve hayvancılık konusunda önemli
adımlar atmıştır. 2002 yılında 4 milyar dolar olan tarımsal ihracatı m ız 2011 yılında 15 milyar dolar
seviyesine ulaşmıştır. Bu on sene zarfında hayvancılığa verilen tarımsal desteğin payı, tüm
tarımsal destekler arasında %4'ten %2B'e yükselmiştir. 2002 yılında devletten toplam 2 milyar 160
milyon lira destek alan hayvan yetiştiricilerimiz, 2012 yılında 7,6 milyar lira destek alacaklardır. Bu
sektörü daha iyiye taşımak bizim vazifemizdir.
Ilimizin Damızlı k Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliğinin yayını olan Uzunyayla bu alanda faaliyet
gösteren hemşerilerimin taleplerini duyurmakgibi önemli birvazifeyi ifa etmektedir. Yetiştiricilerimi­
zin bilinçlenmesi konusunda ki emekleri için başta birlik başkanı olmak üzere tüm yayın kuruluna
teşekkür ederim. Çiftçilerimizin sorunlarının doğru aksettirilmesi konusunda önemli bir görevi üstleneceğine inandığı m derginize yayı m hayatında başarılar dilerim.
ismet Yilmaz
Milli Savunma
Bakanı
Mehmet Halis Bilden
Tarım işletmeleri Genel Müdürü
TiGEM'in Ülkemiz Koyunculuğuna
Desteği Devam Etmektedir
Tarım işletmeleri Genel Müdürlüğü (TiGEM); tarım ve tarıma dayalı
sanayinin ihtiyacı olan her türlü mal ve hizmetleri üreten bir iktisadi
Devlet Teşekkülüdür. Türkiye'nin bitkisel ve hayvansal üretimini
arttırmak, çeşitlendirrnek ve ürün kalitesini iyileştirmek amacıyla
yetiştirmiş olduğu damızlık hayvan, tohumluk, fidan, fide gibi girdileri
yetiştiricilere intikal ettirmek, bitkisel ve hayvansal üretim, yetiştirme ve
ıslahı konularında çevre çiftçilere öncülük ve öğreticilik yapmak
TiGEM'in en başta gelen görevidir.
Koyunculuk faaliyetlerimiz, 9 işietmemizde (Ceylanpınar,
Karacabey, Kazımkarabekir, Ulaş, Gözlü, Gökhöyük, Malya, Altınova,
Anadolu) toplam 50.000 ana baş ile sürdürülmektedir. Akkaraman,
Morkaraman, Kıvırcık, ivesi ve Merinos gibi saf ırklar yetiştirilmekte,
çalışmalarımızdayerli ırkların saf olarak yetiştirilmesi ve seleksiyonla
verim düzeylerinin yükseltilmesi esas alınmaktadır.
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile yapılan ortak çalışmalar
sonucu ülkemizdeki damızlık talebi artırılmış, Kurumumuzun
dağıtımlarında da buna paralel artışlar yaşanmıştır. Ülkemiz
yetiştiricilerine 2009 yılında 16.500 baş damızlık koyun dağıtımı ile
2008'e göre %198 artış, 2010 yılında 24.500 baş damızlık koyun
dağıtımı ile 2008'e göre %347 artış sağlayan TiGEM, ana kadromuzun
artırılması yönündeki çalışmaları nedeni ile 2011 yılındaki damızlık
koyun dağıtımını 15 bin baş ile sınırlı tutmuştur. Yapılan çalışmalar ve
geliştirilen projeler sonucunda, 2012 yılı itibariyle koyunculuk
faaliyetlerimizin
karlılığı
2009
yılına
göre 7 kat
artırılmıştır.
Sahip olduğu üstün vasıflı damızlık hayvan
mevcudu ile Türkiye'de son derece önemli bir yere
sahip olan TIGEM, ülkemiz genelinde hayvan
kalitesinin ve veriminin arttırılması amacıyla çeşitli
kurum ve kuruluşlarla pek çok ortak proje
yürütmektedir. Bu kapsamda öncelikle Bafra ve
Polatlıırkı koyunların tescilleri yapılmıştır.
Iç Anadolu Işletmelerimizden Gözlü'de 2011
yılında başiattığımız ve Ankara Üniversitesi ile ortak
yürüttüğümüz "Akkaraman lrkı Koyunların Saf
Yetiştirme ve Melezlema lle ıslahı" Projesi
kapsamında, bölge koyunculuğuna farklı bir
geliştirme tekniği ile üstün özelliklere sahip genetik
materyal kazandırmayı hedeflemekteyiz.
Ortak projelerimizin en önemlilerinden birisi olan
ve Sivas Ili Damızlı k Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği
ile imzalanan protokol kapsamında başiattığımız
"Kangal TipiAkkaraman lrkı Koyunlarının Halk Elinde
Islah ı Projesi" ile Kangal tipi Akkaraman ırkı damızlı k
koç ve koyun yetiştirilmesini ve 1500 baş koç altı
koyun kapasiteli bir elit sürü oluşturulmasını
planlanmaktayız.
Projede kullanılacak hayvan
materyali, Sivas ili'ne bağlı Kangal, Gürün, Ulaş ve
Altınyayla Ilçelerini kapsayan bölgede koyunculuk
yapan ve toplam 180 aile işletmesinde yetiştirilen
30.000 baş koç altı koyun ve 1.500 baş koç ile
bunların kuzuları arasından seçilecektir. Sivas ilinde
bulunan Ulaş Işietmemizde özel şartlarda bakım ve
beslerneye tabi tutulacak hayvanlar, damızlık olarak
kullanılmak üzere yetiştiricilere dağıtılacaktır. Yılda
en az 1.000 baş damızlı k kuzu ortaküretim tesislerine
getirilecektir. TIGEM; Akkaraman lrkı Koyunlarının
Halk Elinde lslahı Projesi kapsamındaki ortak sürüye,
250- 500 baş (dişi veya erkek) arasında damızlık
koyun ile destek verecektir.
Tl GEM olarak ülkemiz koyunculuğuna verdiğimiz
destek, Hükümetimizin öncülüğündeki projelere
yaptığımız katkılarla da devam etmektedir. Bu
çerçevede 2011 yılı nda Van'da meydana gelen
depremde zarar gören çiftçilere destek olmak
amacıyla Hükümetimizin aldığı karar doğrultusunda
Kurumumuz tarafından 700 baş Morkaraman ırkı
koyun dağıtılmıştır.
Genel Müdürlüğümüz ile GAP Idaresi arasında
14.09.2010 tarihinde imzalanan "GAP Kırsal
Kalkınma Projelerini Destekleme Programı
Kapsamında Hazırlanan işbirliği Protokolü"
çerçevesinde, Kurumumuz tarafından çeşitli illerde
yaklaşık 550 çiftçiye toplam 10.502 baş damızlı k
koyun dağıtılmıştır. Söz konusu Protokol kapsamında
TiGEM tarafından uzman kişilerden oluşturulan bir
komisyon, dağıtılan koyunların yetiştirildikleri
yerlerde hayvanların sağlığı, yetişme şartları ve döl
verimlerini düzenli olarak kontrol etmiştir. Gözlemler
neticesinde tüm koyunların yavrulamış olduğu ve
mevcut koyun sayısının 23.05.2012 tarihi itibariyle 30
bin başa ulaştığı görülmüştür. Yapılan görüşmelerde
çiftçiler, kendilerine verilen teknik bilgilerden oldukça
faydalandıklarını ve gösterilen ilgiden duydukları
memnuniyeti ifade etmişlerdir.
TIGEM koyunculuktaki bu çalışmalarıyla
Türkiye'nin en büyük ıslahçıkuruluşu durumundadır.
Genel Müdürlüğümüzün 2012-2015 yıllarını
kapsayan Yeniden Yapılanma Programı kapsamında,
damızlık koyun yetiştiriciliği ana kapasitemizi 50.000
baştan 112.000 başa ve damızlık koyun dağıtımımızı
da 30.000 başa çıkarmayı; bununla birlikte Saanen
ırkı keçi yetiştinciliğine başlamayı hedeflemekteyiz.
Dünya'nın birçok ülkesinde önemli bir üretim
alanı olan koyun yetiştiriciliği, kurak iklim şartlarına
sahip bölgelerde halkın geçiminin önemli bir kısmını
sağlamaktadır. Türkiye'de iklim şartları, arazi yapısı,
meraların geniş ve genelde düşük kaliteli olması,
hayvancılık faaliyetleri içinde koyun yetiştiriciliğinin
önemini artırmaktadır. Dolayısıyla Türkiye ekonomisi
için de koyun yetiştiriciliği önemli bir yere sahiptir.
Türkiye'de koyun yetiştiriciliği önemli bir hayvancılık
kolu olmasına rağmen yetiştiriciliği yapılan ırklar
verimleri düşük yerli koyun ırklarıdır. Koyun
yetiştiriciliğinde verimleri yüksek genetipierin
geliştirilmesi ve yetiştirilmesinin yaygınlaştırılması
önem taşımaktadır. Genel Müdürlüğümüzün her yıl
dağıttığı üstün vasıflı damızlık koyunlana birlikte, halk
elinde bulunan hayvanların ıslah edilmesi,
koyunculukta verim artışının daha kısa sürede
sağlanacağını göstermektedir. Uygulamaya konulan
bu proje ve çalışmalarla döl, süt ve et verimleri yüksek
yeni saf ve melez tipierin geliştirilmesi
amaçlanmaktad ır.
Bu anlamda; Türkiye Damızlık Koyun ve Keçi
Yetiştiricileri Birliği ile ortak yürütülen bu projenin,
ülkemiz hayvancılığının gelişmesine ve yüksek
verimli ırkların sürüye kazandırılmasına olan
inancımla, ülkemiz hayvancılığına hayırlı olmasını
diliyorum.
•
lhsan Aslan
il Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü
Ş!vas'ta
Sürü
Bozukluğu
Gideriliyor:
Odünç Koç Projesi
Son yıllarda artan enerji ve işgücü maliyetleri sonucunda küçükbaş
giderek azalmakta diğer taraftan küreselleşen dünyada
ülke pazarları her konuda olduğu gibi tüm gıda ürünlerinde de tüm
ülkelere açık hale gelmektedir. Dünya pazarında yer bulabilmemiz
veya ülke pazarına yerli üretimimizle var olmamız için mutlaka ürünü
ucuza mal edip uygun fıyatla pazara sunmak gerekmektedir.
il Müdürlüğümüz tarafından il Özel idareye sunulan bu proje ile
ilimizde uygulanan Halk Elinde Islah Projesi sonucu elde edilen
damızlık koç (erkek kuzu)adaylarından 400 baş 5-6 aylık erkek
kuzuların seçilerek, Sivas ilinde sürü bozukluğu olan bölgelere kan
değişimi sağlamak amacı ile 5 yıl süreyle verilmesiyle daha yüksek
verimli ve kaliteli sürü elde edilmesi hedeflenmektedir.
Sivas'ta işletmelerde toplam 470.894 adet küçükbaş hayvan
bulunmaktadır. Akrabalı yetiştirilen bu sürüleri daha ari duruma
getirerek, verimlerinin ve elde edilecek yavru sayısının artırılması
amaçlanan projede dağıtılacak hayvanların seçimi yapılırken Sivas ili
Kangal Ilçesinde "Halk Elinde Islah Projesi" sonucunda elde edilen
koçlardan, yeni doğan kuzuların doğum ağırlığı alınır. 90-100
günlüğünü tamamlamış kuzuların doğum ağırlığı alınarak aradaki canlı
ağırlıkartışı tespit edilir.
En iyi sütçü annelerin yavruları ve ikizlik oranı yüksek olan
annelerin yavruları değerlendirilmeye alınır. 100 günlüğünü
hayvancılık
tamamlamış
kuzulara gelişim tespitleri yapılarak
değerlendirilmesi, günlük canlı ağırlık artışı ve tip
puanlamasının yapılarak 5 üzerinden 4-5 puan alan
hayvanların seleksiyona tabi tutularak morfolojik
muayenelerinin yapılması sonucunda belirlenen 100
küçükbaş hayvanın sürü bozukluğu olan ilçelerimizin
koyun üreticilerine dağıtılacaktır.
Irk seçiminde Kangal Akkaraman ırkının
seçilmesinin ana nedeni erkeklerde ergin canlı ağırlık
90-100 kg, dişilerde 68-72 kg, merada canlı ağırlık
artışı erkeklerde 280 gr/gün, dişilerde 260 gr/gün
verilerek 7493 koyun ıslah edilmeye
çalışılmıştır. 2011 yılında 147 koçluk adayı 55
işletmeye verilerek 9535 koyun ıslahı yapılmıştır.
2012 yılında ise 66 koçluk adayı 31 işletmeye
verilerek 5855 koyun ıslahı yapılmış olup çalışmalar
devam etmektedir.
52.200 TL'si Müdürlüğümüz tarafından
karşılanacak olan projenin hayvan bedelleri il Özel
idare Müdürlüğü tarafından karşılanması beklenmektedir. Projenin toplam bütçesi 452.200 TL' dir.
ilimiz Damızlı k Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğince
olmasıdır. Sürü bozukluğu olan işletmelerde bu artış
210-240 gr/gün arasındadır.
Bunun yanında bu ırkın laktasyon süresi diğer
ırkiara göre daha uzun olup 150 gündür. Süt verimi ise
laktasyonda 70-130 kg'dır. Sürü bozukluğu olan
işletmelerde laktasyondaki süt verimi 40-60 kg
de desteklenen bu projenin sonunda koyunculukta,
kahtım derecesi koyuna göre daha yüksek olan bu
nedenle iyi nitelikteki erkek damızlıklarla; sürülerde
gebelik ve kuzulama oranının yükseltilmesi, ikizlik,
yaşama gücü ve verimlerin arttırılarak genetik
ilerleme ve gelişim sağlanması, seleksiyon ve
sürülerde çekirdek gruplarda çiftleştirme yapılarak
gelişim sağlanması, sürüdeki damızlık koç sıkıntısı­
nın giderilmesi, kan tazelema ile sürülerdeki olumsuzlukların giderilmesi beklenen etkiler arasındadır.
Bunun yanında sürü bozukluğu olan yerlerde
belirli zaman içerisinde sürü bozukluklarında iyileşme
görülmesi beklenmektedir.
arasındadır.
Tüm bunlar değerlendirildiğinde işletmede ıyı
verim artışı, güçlü janerasyonlar oluşacağı için
işletmecinin maliyeti azalacak ve geliri artacaktır.
Halk elinde Islah projesi kapsamında 2010 yılından
bu yana koçluk adayları dağıtılmaktadır.
Bu güne kadar 201 Oyılında 100 koçluk adayı 33
işletmeye
•
Bilal ZEYTIN
il
Koordinatörü
TKDK
"Sivas yat1r1mcllarla buluştu ve
TKDK tarafindan onaylanan projeler
uygulamaya geçti."
Tarım
ve
Kırsal
kalkınmayı
Destekleme Kurumunun (TKDK)
kuruluş amacı;
Avrupa Birliği ve uluslararası kuruluşlardan sağlanan kaynakların,
ülkemizde kırsal kalkınma programlarının uygulanmasına yönelik
faaliyetlerin gerçekleştirilmesi, tarım sektörünün gelişmişlik düzeyinin
yükseltilmesi ve Türkiye'nin Avrupa Birliğine uyumunun sağlanması
hedeflenmektedir.
Bu amaç ile TKDK Avrupa Komisyonundan Haziran 2011' de
"akreditasyonu" alarak proje kabullerine resmi olarak başlamıştır.
TKDK 2012 yılı içerisinde 7 başvuru çağrı ilanına çıkmıştır. Proje
kabullerine başlamış uygulamaya başlamıştır.
Bu çerçevede;
TKDK Sivas çok sayıda proje kabulü gerçekleştirmiştir. Ancak
uygulanabilirliği olabilen proje sahipleri ile 2012 yılında sözleşme
imzaladı aynı yıl içinde proje sahipleri yatırımlarını gerçekleşti ve
ödeme talep işlemleri başi ad ı.
1. 2012 yılında sözleşmesi imzalan 26 proje karşılığında proje
yatırım tutarı 21.3 milyon TL yatırım tamamladı ve proje sahipleri
ödeme talep paketlerini hazırlayıp Sivas il
koordinatörlüğüne sunmaya başladılar. işlemleri
tamamlanan projelerin ödeme işlemleri başi ad ı.
2. 2012 yılında sözleşmesi imzalan 6 projeden
bir kısmı yatırıma başladı bir kısmı inşaat yatırımları
2013 yılına sarktı. Söz konusu projelerin toplam
yatırım tutarı 5.3 milyon TL.
3. 2012 yılında Sivas il koordinatörlüğü
tarafından onaylanan ve kurum merkezinde onayda
bekleyen ve 2013 yılı nda yatırıma başlayacak 5 proje
karşılığında 9.5 milyon TL yatırım gerçekleşecektir.
Burada önemli olan rakamlardan ziyade ne
yapmak istediğimizi ortaya koymak olup, bu sebeple
aşağıdaki konular önem arz etmektedir.
Rekabet gücü yüksek, sürdürebilir işletme, halkhayvan sağlığını dikkate alan, üretimde hijyen ve
kaliteye önem veren çevreye uyumlu üretim
tekniklerini ortaya koymaktır. Ayrıca işletmeleri AB
standartlarına çıkarmaktır.
Sivas'ın
işlenmesiyle
et-süt üretiminde ve ürünlerinin
markalaşmasını sağlamak ve marka
şehirolmasına katkıda bulunmaktır.
TKDK olarak elbette ki bizim Sivas'ın tarım
sektörünün yapısal tüm problemlerini çözmemiz
imkansız. Ayrıca kurum olarak böyle bir
misyonumuzda bulunmamaktadır.
Ne yapmak istiyoruz?
Ülkemizin AB' ne tam adayiiğı yolunda ortak tarım
politikasını uygulayabilmesi için gerekli örnek
işletmeleri hibe vermek suretiyle teşekkül etti rm ek.
Zihniyet değişimi gerçekleştirmek, yatırımcı
kültürünü geliştirmek ve neyi niçin istediğini ortaya
koyan proje li yaşama geçmek,
Doğru yatırımcı, doğru yer, uygun zamanda
gerekli yatırımı yapmak,
Yaptığı işi meslek olarak gören, yaptığı işten
mutlu olan yatırımcı profıli oluşturmak,
Bu vesileyle,
Sivas il Koordinatörü olarak kurumumadına bize
inanan ve zorlu bir süreçte proje hazırlayan öncü,
vizyon sahibi yatırımcılarımıza sonsuz teşekkür
ederiz.
Amacımız 2013 yılında 50 milyon TL. yatırım
hedefine çıkmaktır. Bu bir hayal değildir. Bunun
olması için kamu kuruluşları, sivil toplum örgütleri,
Sivaslı yatırımcıların bizim çağrılarımızı takip
etmeleri ve bizlerle birlikte çalışmaları yeterli
olacaktır.
PROJE SUNMAK ISTEYEN YATIRIMCILARI HALEN AÇIK OLAN 17 ARALIK 2012- 15 OCAK 2013
TARiHLERi ARASINDA KURUMA PROJE SUNABiLiRLER AYRlCA 2013 YILI iÇERSiNDE ÇAGRI
iLANLARI DEVAM EDECEKTiR.
Prof. Dr. Orhan KARACA
Sürdürülebilir Koyun Keçi Yetiştiriciliği için
Gelir Artt1r1c1 Uygulamalar Yeterli mi?
Anadolu'da koyun ya da keçi yetiştiricililerinin gelirlerini arttırtıcı
tedbirlerin tamamı koyunculuğu teşvik edeceği, özendireceği açık bir
gerçektir. Yaklaşık son on yıl öncesine kadar, neredeyse tamamen
kaderine terk edilmiş olan sektör, giderek ilgi çekmeye ve sorunlarını
güncelleştirmeye başladı. Kamu desteklerinin yapılandırılması ve
örgütlenme süreçlerinin işletilmesi adına yapılan hizmetler, birçok
eksiklik ve aksaklığa rağmen olumlu gelişmelerdir.
Koyun ve keçi yetiştiriciliğinde gelir arttırıcı uygulamalarının bir ucu
kısa vadelidir. Bu uçtaki uygulamaların ürün fıyat politikaları, destekler,
teşvikler bakımından kamu ayağı ile ürün ve girdi avantajları ortaya
koyabilecek yetiştirici örgütleri ayağından oluşur. Kısa vadeli
uygulamalar kapsamında ne kadar başarı elde edilirse edilsin eksik
kalacaktır. Anılan bu süreçler mutlaka üretimin temel aracı olan hayvan
materyalinin ıslahını kapsamalı dır. O da diğer uzun vadeli uçtur. Uygun
bir genetik değişim programının işletilmesi olan bu uç, uzun vadede
ancak gelir arttırıcı olabilse de telafisi mümkün olmayan, olmasa
olmaziardand ır.
Ne yazık ki Genetik Islah programları, zaman
ister, yoğun emek ister ve güçlü koordinasyon ister.
Dahası belki de en önemlisi çok güçlü yetiştiricinin
bile bir başına yapamayacağı ve korkarım çok kişinin
bildiğini sandığı bu programlar, sürekli ve kesintisiz
bilimsel araştırma desteğine muhtaçtır. Bütüncül ve
kısa bir cümle ile ifade edersek, ıslah programları çok
güçlü profesyonel kamu destekleri olmadan
işletilemez.
öngörülerinin yerine geldiğini küçüksektörünün mevcut durumundan daha karlı hale geldiğini bir an düşünelim. Sürdürülebilir
üretim için bu yeterli midir? Sorusuna benim kişisel
cevabım hayırdır. Koyun ve keçi yetiştiriciliği için sadece sürdürülebilir üretimin temel şartları yerine getirilmiş olur. Oysa sürdürülebilir üretimin bütün gerekleri bakımından bakılırsa özde etkili olan ve üretimin geleneksel yapısından kaynaklanan mağduriyetler ortadan kalkmaz. Çünkü geliri ne olursa olsun çağdaş hayatın insanlara sunduğu ve giderek gelişen konfordan
Gelir
artışı
baş hayvancılık
faydalanmak konusunda en çok mağdur kesimi
temsil etme olgusundan kurtulmak mümkün değildir.
Mera ya da otlatma alanları olmadan ve çobanlık
olmadan başarılı koyun ve keçi yetiriciliği olamayacağı na göre mevcut üretim sisteminin çilesi de bitmeyecektir. Yetiştiriciliğin özellikle çobanlık hizmetinin gerektirdiği emek ve özveriyi hangi gelir dengeleyebilir?
Cevap hiçbirdir. Ülkemizde örnekleri yaşanmış ve
yaşanmaktadır. Çok astronomik ücretiere rağmen
nitelikli çobanlık hizmeti alabilmek mümkün değildir.
Zorluklarını ve yarattığı mağduriyetleri gidermeden,
çobanlığın sosyal ve kültürel statüsü yükseltilemez.
Mevcut statü de sektörün gelişimi ve sürdürülebilir
üretimin önündeki en büyük engel olarak kalmaya
devam edecektir.
Madem sürdürülebilir koyun keçi yetiştiriciliği için
sadece gelirlerin artışı yetmiyor, hangi önlemler
alınmalıdır? Başta otlatma olmak üzere yetiştirme
uygulamaları
birçok
cevabı
nasıl
kolaylaştırılabilir?
Sorularının
var. Bu cevaplar yörelere göre çok
değişebileceği gibi çözüm yolları da farklı yöntemlere
dayandı rı labilir. Özünde geleneksel ve yerel alışkan­
lıkları boşa çıkarmayan mera ya da otlatma alanların­
dan kolay yararlanmayı öne çıkaran bütün uygulamalar geçerli olabilir. Sanırım konuya sektörle ilgili
herkesin kafa yarması gerekir. Özellikle araştırıcıların
yerel özellik ve özgünlüklere göre alternatif üretim
modelleri üzerinde yoğunlaşmaları ve bilimsel veriler
ortaya koyması, sağlıklı yaklaşımiara ışık tutulabilecektir.
Prof.Dr. Behiç
COŞKUN
Kangal Akkaraman ı Koyununun Halk Elinde Islah ı Projesi Lideri
Selçuk Üniversitesi, Veteriner Fakültesi, KONYA
Koç Katlm Zaman1n
Beslenme Maliyetleri Üzerine Etkisi
Süt, yapağı ve gübre geliri büyük ölçüde göz ardı edilen koyunculukta başlıca gelir kaynağı kuzu verim id ir. ikizliğin düşük olduğu ve yılda bir
defa doğumun hedeflendiği işletmelerde kısırlık ve kuzu kayıplarını da
dikkate aldığımızda, kuzu pazarlama aşamasında, koyun başına bir
kuzunun bile düşmediğ i görülmektedir. Bu durumda karlı bir yetiştiricilik
için, yetiştirme maliyetleri içerisinde en büyük paya sahip olan beslenme maliyetlerini en aza indirmek için çaba sarf etme gerekliliği ön plana
çıkmaktadır. Koyunculukta beslenme maliyetlerini en aza indirebilmek
için meraları etkin şekilde kullanmak gereklidir. Ülkemizin bazı yörelerinde meraların daralması ve hayvan sayısının artmasından kaynaklanan
bazı sorunlar olsa da Sivas'ta olduğu gibi ülkemizin bir çok yöresinde
mevcut koyun sayısına göre çok geniş meralar bulunmaktadır. Nitekim
1980 yılında, yaklaşık 70 milyon olan küçükbaş hayvan varlığını
(DIE, 1981) dayuran meralarımızda, şu anda bu sayının, yarısı kadar
hayvan bile bulunmamaktadır. Bu durumda milli varlığımız olan ve yaklaşık 15 milyon hektarlık bir alana sahip olan, meralarımızın değerlendi­
ril ip, hayvansal protein üretiminde etkin şekilde kullanılması milli ekonomimiz açısından da çok önemlidir.
Ülkemizde aynı anda çok farklı mevsimler
yaşanmaktadır. Bu nedenle bundan sonra ifade
edilecek mera otlatması ile ilgili bilgiler Sivas ili ve
benzer iklimi yaşayan diğer illerimiz için geçerli
olacaktır. Sivas ilinde meralar kar ve soğuk hava
şartları nedeniyle Aralık, Ocak, Şubat ve Mart ayları
olmak üzere yılda 4 ay otlatmaya müsait gözükmemektedir. içinde bulunduğumuz 2012 yılında olduğu gibi bazı yıllarda daha uzun otlatma süreleri gerçekleşebilmektedir. Ancak, meraların çok geç ve
çok erken atlatılması mera kalitesi üzerinde
olumsuz etki yarattığını da belirtmekte yarar vardır.
Damızlık koyunların besin madde ihtiyaçları
üreme dönemlerine ve kuzu sayısına göre önemli
farklılıklar göstermektedir. Aşağıdaki Tablo 1'de 70
kg canlı ağırlıkta bir damızlı k koyunun farklı dönem-
Tablo 1 . 70 kg canlı ağırlığında, tek ve ikiz kuzulu
enerji ve protein ihtiyaçları.
Koyun
Tek
Kuzu lu
ikiz
Kuzu lu
Ihtiyaç
Kuru Madde Tüketimi,kg
Eneji ihtiyacı, ME, Mealigün
Ham Protein ihtiyacı glgün
Kuru Madde Tüketimi,kg
Eneji ihtiyacı, ME, Mealigün
Ham Protein ihtiyacı glgün
1,174
2,248
86,7
1,174
2,248
86,7
enerji ve protein miktarları
ark (2007), iki yaş
üzeri damızlı k Kangal Akkaraman ı koyunlarının ortalama canlı ağırlıklarını 70,66 kg olarak bildirmiş­
lerdir. Tablo 1 den ve Şekil2,3 ve 4'ten de rahatlıkla
izlenebileceği gibi ileri gebe ve laktasyon dönemlerinde ihtiyaçlarönemli ölçüde artmaktadır. Koyunun
ikiz yavruya sahip olması da ihtiyaçları önemli ölçüde değiştirmektedir.
Bu rakamlara bakarak ekonomik bir besleme
stratejisi için, ihtiyaçların yükseldiği bu dönemlerde,
hayvanların merada olmasını sağlamak gerekir.
Başka bir ifade ile koç katım tarihini belirlerken
önemle ele alınması gereken kriterlerden biri de kış
yemlernesi maliyeti olmalıdır.
lerde ihtiyaç
duyduğu
Yaşama
Payı
verilmiştir (NRC,2007). Yılmaz ve
Koyunların
mevsime bağlı olarak kızgınlık gösterdiği döl verimi aktivitelerinin gün ışığının azalmaya başladığı sonbahar aylarında yoğunlaştığı
bilinmektedir. Şekil 1. de (Menzies, 2012) kuzey
yarım küre için geçerli farklı aylarda gece ve gündüz
uzunlukları ile koyunların döl verim aktiviteleri gösterilmiştir.
Bu şekle göre, Eylül-Ocak ayları arası beş aylık
süre, çiftleşme sezonu içerisinde gözükmektedir.
Yani bu aylarda hayvanlar doğal olarak kızgınlık
göstermekte ve gebe kalabilmektedirler. Temmuz
ve Ağustos ayları geçiş dönemi olarak ifade edilmiştir. Bu iki ayda ise sürüdeki bir kısım hayvanlarda
kızgınlık görülebilmektedir. Şubat- Mayıs aylarında
ise dışarıdan hormonal bir etki olmadığı taktirde
koyunlarda kesinlikle kızgınlık belirtileri görülme-
koyunların farklı
Flushing
1,289
2,474
101,5
1,289
2,474
101,5
dönemlerde kuru madde tüketimi ile
Erken
ileri
Gebelik Gebelik
1,806
1,464
2,801
3,447
117,2
152,1
1,673 1,937
3,203
4,350
139,6
190,6
Erken Orta
Lakt
Lakt
1,954 1,746
3,726 3,345
221,4 184,4
1,954 2,133
4,730 4,075
297,1 250,4
Geç
Lakt
1,598
3,050
146,5
1,997
3,811
196,4
mektedir. Ancak bu süreler yani çiftleşme sezonu
uzunluğu, koyunun ırkı, yaşı ve beslenmesine bağlı
olarak da değişebilmektedir.
Şekil1. Koyunlarda çiftleşme sezonu ve
gece-gündüz uzunlukları
24
20
1ii
gı
16
::;
·gı
12
"'2
::J
~
8
ı::
C3
4
o
Haz Tem Aus
Eyı
Eki Kas Ara Oca
Şub
Mar Nis May Haz
Iç Anadolu bölgesinde koç katımı yo~un olarak Eylül ve Ekim aylarında yapılmaktadır. Sivas yöresinde ise geleneksel koç katı m tarihi 13
Kasım'dır. Ancak son yıllarda çoğu yetiştirici­
lerde, bu tarihi öne çekerek Ekim, hatta Eylül ve
Ağustos aylarında koç katma çabası gözlenmektedir. Şekil 2.de Sivas ili Kangal, Ulaş,
Gürün veAitınyayla ilçelerinde yürüyen ·Kangal
Akkaraman Koyununun Halk Elinde lslahı"
projesi kapsamında, 2011 yılında 159 ve 2012
yılında 169 yetiştiricinin gerçekleştirdikleri koç
katım tarihleri ile ilgili bilgi bulunmaktadır. Bu
verilerin incelemesinden de anlaşılacağı gibi,
Sivas'ta koç katımı tarihleri, 2011 ve 2012 yılları
arasında önemli farklılık göstermektedir. Her iki
yılda da yoğunluk ekim ayındadır, 2011 yılında
sürülerin %72'si, 2012 yılında ise %68, 7'si ekim
ayında koç katmışlardır. 2011 yılında Ekim
ayının ilk yarısı ve Eylül ve öncesine olan
yönelişin, 2012 yılında ekim ayının ikinci yarısı
ve Kasım ayına do~ru olduğu göze çarpmaktadır. Bunun iki ana sebebi vardır. Ilki 2012 yılı
kış mevsimi uzamış ve hayvanlar meraya çok
geç çıkartılmak zorunda kalmıştır. Bazı
yetiştiricilerde yem sıkıntısı olmuş ve tedbir
olarak daha geç katmışlardır. Ikincisi ise, yine
uygun olmayan iklim şartıarı nedeniyle, kış
yernlemesi için yeteri kadar kaba yem ve tane
yem ayıramamışlarve zorunlu olarak daha geç
birtarihte koç katmışlardır.
Bir kısım yetiştiricilerde, tutanda kuzu elde
etme ya da normal kuzu satış sezonunda
çevredekilere görünüş ya da ağırlık
bakımından fark atma düşüncesi ön plana
çıkmaktadır. Ancak, Kangal Koyununun Halk
Elinde lslahı Projesi kapsamında yapılan
çalışmalarda erken doğan kuzularda ölüm
oranı ve canlı ağırlık artışı bakımından önemli
olumsuzluklar görülmektedir. Olumsuzlukların
en önemli sebebinin, erken doğum yapan
koyunların Tablo 1'de verilen ihtiyaçlarını
karşılayacak şekilde beslenememeleri ve kötü
barınak şartlarıdır. .Bunlarla ilgili sorun
olmadığı takdirde, pazarlamada avantaj
görülüyor ise erken koç katımında sakınca
bulunmamaktadır.
Önümüzdeki 5-6 yıl boyunca koç katım
tarihinin belirlenmesinde Kurban bayramının
en önemli faktör olacağı görülmektedir.
Türkiye'de her yıl kurban bayramlarında
yaklaşık 2 milyon küçükbaş hayvanın kesildiği
tahmin edilmektedir. Bu nedenle koyun yada
kuzuların pazarlanmasında kurban bayramı
önemli bir yer tutmaktadır. Geçtiğimiz yıllarda,
uzunca bir süredir, normal sezonda koç katımı
yapmanın, kuzuların kurban edilmesine yönelik
bir olumsuzluğu olmamaktaydı. Ancak
bayramın giderek yaz ayiarına yaklaşması
nedeniyle bu yıl, bazı kuzular
kurban
edilemeyecektir. Bu yüzden, bundan sonraki
Şekil2. Kangal Akkaraman Koyununun Halk Elinde Islah ı Projesi kapsamında yer alan
ve 2012 yıllarında koç katı m tarihleri,%
yetiştiricilerin
2011
50,0
• 2012
• 2011
yıllarda kurbanlık
kuzu pazarlayan yetiştiriciler için
kurban bayramı, koç katım tarihi için belirleyici
olacaktır. Koç katımında Kurban Bayramına göre
hareket edilirse önümüzdeki altı yıl içerisinde koç
katımında için uygun tarihler Tablo 2'de verilmiştir.
Bu tarihler belirlenirken kuzuların kurban
bayramında en az 6 aylık yaşta olması ve 150
günlük gebelik süresi ve ilk üç haftalık koç katım
süresi hesaba katılmıştır. Koç katımının ilk üç
haftasında koyunların yaklaşık %90'ı gebe
kalabilmektedir. Tablodan da izlenebileceği gibi
önümüzdeki beş yıl içerisinde çiftleşme sezonu
içerisinde koç katılan kuzular kurban
edilebilmektedir. Ancak, 2013 yılı için geleneksel
koç katım ayı olan Kasım'da koç katılan
koyunlardan doğan kuzular bu yıl kurban
edilemeyecektir. Takip eden yıllarda da koç katım
tarihini sürekli daha öne çekmek gerekecektir.
Koç
Katım
Tarihi
Doğum
Tarihi
Kurban
performansında düşme görülecektir.
• Koyun ve kuzular hiç meraya çıkmadan iki ay
süreyle ağılda kalacaklarından uygun ortamların
oluşturulabilmesi,
aydınlatma
ve
sıcaklık,
altlık
açısından
havalandırma,
uygun konfor
sağlanabilmelidir.
• Kuzu la ra mutlaka ek yem le me yapmak gerekir.
DEZAVANTAJLARI
• Ağustos ayı anız otlatması açısından en iyi
zamandır. Dolaysıyla koç katım öncesi yemleme
(flushing) için ek bir masrafa gerek kalmaz.
• Anne sütünün yeterli olması ve uygun bir kuzu
besleme metodu uygulanması halinde erken kuzu
pazarlanabilmesi önemli biravantajdır.
• iki aylık yaşa gelmiş ve işkembesi tam olarak
gelişmiş kuzuların meraların en kuwetli olduğu
Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında otlatılarak ek
yemierne yapmaksızın pazarlama şansıda vardır.
Bayramı
29.10.2012
28.03.2013
15.10.2013
18.10.2013
17.03.2014
04.10.2014
07.10.2014
06.03.2015
23.09.2015
26.09.2015
23.02.2016
11.09.2016
14.09.2016
11.02.2017
31.08.2017
03.09.2017
31.01.2018
20.08.2018
Ne Zaman Koç Katmalı?
Makalenin bu bölümünde ise koç katım
zamanını belirlemede etkili olan diğer faktörleri bir
tarafa bırakarak sadece çiftleşme sezonunun hangi
ayında koç katıldığında, kış yemleme maliyetini ne
ölçüde etkileyeceği üzerinde durulacaktır ve her bir
ay için ayrı değerlendirme yapılacaktır.
Koç Katımı:
AVANTAJLARI
• Doğumlar Şubat ayında gerçekleştiğinden
besin maddesine en çok ihtiyaç duyulan ileri gebe
dönem ve laktasyonun ilk iki ayında kış yemlernesi
yapılmak zorundadır.
Bu durum kış yemlernesi
maliyetlerini önemli ölçüde artırır.
• Bu dönemlerde koyunlara ihtiyacı karşılayacak
kadar yem verilmediğinde koyunların süt verimi
azalacağı ndan, kuzuların yaşama gücü ve büyüme
Şekil
2. Eylül ayında koç katılan, tek ya da ikiz kuzu
dönemlerde enerji ve protein
ihtiyaçlarının yaşama payı (YP) ihtiyacı ile
karşılaştırılması (YP=1)
doğuran koyunların farklı
KIŞ YEMLEMESI
3,50
• Tek· Enerj i
3,00
• ikiz-Enerji
KALiTELi MERA
• Tek-Protei n
2,50
• ikiz-Prote in
t'
2,00
1,50
1,00
0,50
0,00
EylülAyında
EkimAyında Koç Katımı:
AVANTAJLARI
Doğumlar Mart ayında gerçekleştiğinden
besin maddesine en çok ihtiyaç duyulan ileri gebe
dönem ve laktasyonun ilk bir ayında kış yemlernesi
yapılmak zorundadır.
• Bu dönemlerde koyunlara ihtiyacı karşıla­
yacak kadaryem verilmediğinde koyunların süt
verimi azalacağından kuzuların yaşama gücü
ve büyüme performansında düşme görülecektir.
• Koyun ve kuzular hiç meraya çıkmadan bir
ay süreyle ağ ılda kalacaklarından uygun ortamların oluşturulabilmesi, sıcaklık, havalandırma,
aydınlatma
ve
altlık açısından
görülecektir.
• Kuzulara ek yemierne yapma ihtiyacı
oldukça azdır.
DEZAVANTAJLARI
• Koç katım öncesi yemlerneye ihtiyaç
duyulabilir.
• Nisan ayında meraların yeterli olmaması
halinde ek yemlerneye gerek duyulabilir.
uygun konfor
sağlanabilmelidir
DEZAVANTAJLARI.
• Mart ve Nisan aylarında kuzulara ek yemIerne yapılmalıdır.
• Iki aylık yaşa gelmiş ve işkembesi tam
olarak gelişmiş kuzuların meraların en kuwetli
olduğu Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında
otlatılarak ek yem le me yapmaksızın pazarlama
şansıda vardır.
Şekil4. Kasım ayında koç katılan, tek ya da ikiz
kuzu doğuran koyunların farklı dönemlerde enerji
ve protein ihtiyaçlarının yaşama payı (YP) ihtiyacı
ile karşılaştırılması (YP=1)
K IŞ
3,50
• Tek· Enerji
3,00
• ikiz-Enerji
YEMLEMESI
KALITELI M ERA
• Tek-Protein
• Ikiz-Protein
2,50
2,00 r
1,50
Şekil
3. Ekim
ayında
koç
katılan,
tek ya da ikiz kuzu
doğuran koyunların farklı dönemlerde enerji ve protein
ihtiyaçlarının yaşama payı (YP) ihtiyacı ile karşılaştırılması
(YP=1)
K I Ş YEMLEMESi
3,50
0,50
0,00 Yapnılı
..,.
Flu1hlng
Erklin
Orta
~1belllı G1belllı CO.belllı CO.belllı ~Id
Erlıwı Ertıen
Orbı
~
Llld
LMt
Llld
Erken
lı.rt
Eıbn
EYL EKI : : ARAOCA ŞUB MAR Nıs
KATIM
KALiTELi ME RA
Erbn
AY HAZTEM A~U
DOGUM
• Tek· rrntfji
•
3,00
2,50
1,00
Tek· Proteın
• i kiı.Pfolein
t'
2,00
1,50
1,00
0,50
0,00
Yqam•
Payı
Flushlng
Erbn
Gebelik
Erbn
Gebelik
Erbn
Gebelik
Erbn
Gebelik
..
ı rı
Gebelik
ŞUBI
A~U
Erbn
Lakt
Erbn
Lakt
MAR
INıs
Ortıı
Orta
Lakt
Llıkt
G.ç
Lakt
MAV HAZ TEM
DOGUM
AralıkAyında
KasımAyında
Koç Katımı
AVANTAJLARI
• Sadece gebeliğin son bir ayında verilecek
yem miktarında bir miktar artış görülür. Kış
yemlernesi maliyetleri düşüktür. Doğumlarla
birlikte hayvanlar kaliteli meralara çıkabildiğin­
den süt veriminde dolaysıyla kuzuların yaşama
gücü ve büyüme performanslarında artış
Koç Katımı:
AVANTAJLARI
• Kış yemlernesi maliyeti en düşük
düzeydedir.
• Meraların iyileşmeye başladığı nisan ayı
gebeliğin son ayına rastlamaktadır. Ek bir
yemierne yapılmaksızın bu dönemdeki
ihtiyaçlar fazlası ile meradan karşılanabilir ve
doğum ağırlığı ve yaşama gücü yüksek kuzular
elde edilebilir.
en kuwetli olduğu Mayıs ve Haziran
ayları ise besin madde ihtiyacının en yüksek olduğu
laktasyonun ilk iki ayına denk gelmektedir. Böylece
hayvanların ihtiyacı ile meraların verimliliği
örtüşmüş olur.
o Kuzular ağıl ve çevre şartlarının iyi olduğu
mayıs ayında doğarlar, annelerinin süt verimi
Meraların
o
Şekil
S. Aralık
ayında
koç katılan, tek ya da ikiz kuzu
dönemlerde enerji ve protein
ihtiyaçlarının yaşama payı (YP) ihtiyacı ile
karşılaştırılması (YP=1)
doğuran koyunların farklı
KIŞ YEMLEMESI
3,50
3,00
2,50
KALiTELi MERA
• Tek- Enerj i
• Tek-Prot ein
r•
iklz·Enerji
• Ikiz-Pro tein
2,00
_r
-
1,50
1,00
DEZAVANTAJLARI
Koç katım öncesi çok düşük düzeyde ek
yemierne yapılmalıdır.
o
Çiftleşme sezonu bitimine az bir süre
kaldığından gebelikoranlarında düşme gözlenebilir.
o
Alışılagelmiş kuzu pazarlama döneminde
kuzular küçük olduğu için pazarlama sorunu
görülebilir.
Kış Yemlemesinin Maliyeti:
Kış yemiernesinin maliyetini ortaya koyabilmek
için Tablo 1'de verilen ihtiyaçları karşılayabi lecek
örnek rasyonlar hazırlanmıştır {Tablo 3). Bu örnek
rasyonları çok çeşitlendirmek, maliyetlerini ve
içeriğini değiştirebilmek mümkündür, burada her
yerde temin edilebilecek yem maddelerinin
kullanılmasına özen gösterilmiştir. 2012 yılında yem
ham maddeleri fıyatlarında görülen inanılmaz artış
nedeniyle daha makul olan 2011 yılı fıyatları ile de
ayrıca hesaplama yapılmıştır. Tek ve ikiz kuzuya
sahip hayvanlarda ihtiyaçlar önemli ölçüde farklılık
gösterdiği için ayrı hesaplamalar yapılmıştır.
o
0,50
0,00
için yaşama gücü ve büyüme
performansları oldukça yüksek olacaktır.
o
Kuzulara ek yemierne yapmaya gerek
yüksek
olacağı
duyulmamaktadır.
Tablo 3.
Kış
yemlernesi maliyetlerinin tahmini için
VERiLECEK
YEMLER
Saman
Cavır Kuru Otu
Kuru Yonca
Aroa .
Buödav
Kovun Süt Yemi
Pamuk
Tohumu
Küsoesi.%28
2011 Yılı Maliyeti
kovun
2012 Yılı Maliyeti
kovun
2011
2012
yılı
yılı
farklı
dönemlerde bulunan koyunlara verilecek rasyon örnekleri.
TEK KUZULU KOYUNLAR iKiZ KUZULU KOYUNLAR
Fiyatı
Fiyatı
Yaş.
krs
20
35
45
50
60
75
krs
50
60
60
72
75
95
Pavı
50
Krş
70
1 gün 1
Krş
1 gün 1
0.7
0.7
Flush
ina
0.5
0.7
Erken
Geblk
0.6
1.05
ileri
Geblk
0.75
1
0.2
Erken
La kts
0.4
0.7
0.5
Orta
La k ts
0.4
0.7
0.6
0.2
0.65
0.3
Geç
Lakts
0.5
0.9
0.42
0.3
ileri
Geblk
0.4
0.75
0.3
0.2
0.2
0.35
Erken
Lakts
0.2
0.5
0.3
0.2
0.2
0.4
Orta
Lakts
0.7
0.7
0.5
Geç
Lakts
0.7
0.75
0.5
0.15
0.15
0.5
0.35
0.15
39
50
49
74
104
82
60
96
117
93
83
77
89
93
129
154
127
104
146
160
146
135
Tablo 4.
Farklı
aylarda koç
katılan koyunların kış
TEKKUZULU
KOYUNLAR
Koç
yemierne maliyetleri
iKiZ KUZULU
KOYUNLAR
2011 yılı
fiyatları ile
2012 yılı
fiyatları ile
2011 yılı
fiyatları ile
2012 yılı
fiyatları ile
Ayı
TL
TL
TL
TL
Eylül
Ekim
99,08
158,70
113,63
167,84
82,58
140,48
93,15
147,62
Kasım
66,08
122,25
72,68
127,40
Aralık
58,50
111,60
58,50
111,60
katı m
Tablo 4'te farklı zamanlarda koç katılan
sürülerde kış yemlernesi maliyetleri verilmiştir.
Hesaplamada Aralık, Ocak, Şubat ve Mart
aylarında hayvanların meraya çıkmadıkları ve
içeride Tablo 3'te verilen rasyonlarla beslendikieri varsayımı ile hareket edilmiştir. Tablonun
incelemesinden de anlaşılabileceği gibi, koyunlara ihtiyaç duydukları miktarda yem verilmesi
durumunda, kış yemlernesi maliyetleri, koç katım tarihine göre önemli ölçüde değişmektedir.
Aralık yerine Eylül ayında koç katılması, kış
yemlernesi maliyetlerini koyun başına 40,51 56,24 TL kadar daha yükseltmektedir. Kuzulara
yapılacak olan ek yemiernenin maliyeti de
hesaba katılacak olursa, bu fark daha da artacaktır. Ayrıca erken koç katılan koyunlardan doğan kuzuların yaşama gücü ve büyüme performansındaki düşüklük te dikkate alınması gereken önemli bir konudur. Bu nedenle pazarlama kaygısı ile erken koç katan yetiştiricilerimi­
zin, kış yemlernesi için gerekli kaba ve konsantre yemlerini temin etmeleri önemlidir.
Bu değerlendirmelere göre, koç katımı için acele
edilmemesi gerektiği ve Sivas yöresi için geçerli
olan geleneksel koç katım tarihi olan 13 Kasım'ın
çok uygun bir tarih olduğu anlaşılmaktadır. Hatta hiç
uygulanmayan ve alışılmamış bir tarih olan, 1
Aralık'ta koç katımının başlatılmasının, tavsiye edilebilir olduğu görülmektedir. Ancak Kangal Akkaraman ı koyunlarında Aralık ayında koç katmanın
gebelik oranları üzerinde bir çalışmaya rastlanmadığı için, tavsiye edilmeden önce, bu konuda araştı-
rı ma yapılmasına ihtiyaç duyulmaktadır.
Ayrıca
geç kuzu doğumlarının pazarlamada getirebileceği sorunları da akıldan çıkarmamak gerekir.
Bütün bunların yanı sıra, karlı bir koyunculuk
yapabilmek için bir taraftan masrafları asgariye
indirmeye çalışırken, diğer yandan da başlıca gelir
kaynağı olan kuzu sayısını, ikizlik oranını ve kuzulama sıklığını değiştirerek artırmaya çalışmanın, yetiştiricilerimiz açısından daha önemli olduğunu da
vurgulamak isterim.
KAYNAKLAR
DiE (1981) Tarım istatistikleri Özeti 1980, DiE yayınları, Ankara,
Menzies,P. (2012)
http://www.cansheep.ca/User/Docs/CANSH EEPBreeding%20Section%208_EC 1. pdf
NRC(National Research Council)(2007) Nutrient Requirements of Smail Ruminants: Sheep, Goats,
Cervids, and New World Camelids, National Academies Press, Washington DC.
Yılmaz,A., Çağlayan,T., Garip, M., Akmaz,A., Tekin, M .E., Tepeli,C., Polat,E.P., Coşkun, B. (2007).
Kangal Tipi Akkaraman Koyunlarda Canlı Ağırlık ve Bazı Vücut Ölçüleri. S. Ulusal Zootekni Bilim
Kongresi, 5-8 Eylül 2007, Van.
Prof. Dr.
Mustafa TEKERLi
Afyon Kocatepe Üniversitesi
Veteriner Fakültesi Zooteni Anabilim
[email protected]
Koyunun
Dalı
Yağli Kuyruğunda
Saklanan S1r
Asya'nın, Ortadoğu'nun ve Kuzey Afrika'nın sokum veya kuyruk
bölgesindeki yoğun yağ bikrimi ile kendini diğerlerinden ayırt ettiren
ırkları dünya koyun nüfusunun %25'ini oluşturmaktadır. Bu yağ
birikintisi onları kurak şartlara dayanıklı hale getirmektedir. Türkiye'de
Akkaraman, Morkaraman, ivesi ve Dağlıç ırkları binlerce yıllık zorlu bir
geçmişin günümüzdeki temsilcileri olarak hala ayakta durmaktadırlar.
Sümerlerin kurduğu Uru k şehrinde bulunan taş kaplar ve mozaikler
üzerinde 2400- 3000 yıl öncesine ait yağlı kuyruklu koyun tasvirleri yer
almaktadır. Ayrıca lncil'de de adaklarda bu koyunların kullanıldığı
bildirilmektedir. Bu ırklar uzun bir süre boyunca Arap ve Fars
mutfaklarının en güzel yemeklerinde kullanılan kuyruk yağının yegane
tek tedarikçisi olarak yetiştirilmiş ancak son yıllarda diğer katı ve sıvı
yağların artan popülaritesine Ortadoğu mutfaklarında da yenik
düşmeye başlamıştır.
Bununla beraber bölgenin güçlü ve zorlu çöl ve kurak iklim
şartlarıyla mücadele edebilecek yegane ırklar olarak yerlerini
korumaktadırlar. Eğer iyi beslenirler ve paraziller ile bir sıkıntı da söz
konusu olmazsa hızla gelişip irileşebilir ve oldukça kaliteli bir karkas
verebilirler. Kuyruk sokumu ve kuyruk üzerindeki yağ 27 kg gelen bir
karkasta 4,5 kg düzeyinde biryere sahip olabilmektedir.
Türkiye'nin yağlı kuyruklu ırkları iç batı Anadolu'dan başlayarak
i ran sınırına kadaryayılırlar. Anadolu'nun kurak ve sert şartlarına yağlı
Resim 1: Afganistan'nın da
bir bölgesinde çoban
ve yağlı kuyruklu bir koç.
Kaynak:http://en.wikipedia.
org/wiki/File:Afghanistan
12.jpg
dağlık
kuyrukları
sayesinde uyum sağlamışlardır. Bu
dünya genelinde kaba, karışık ve
genellikle renkli liflere sahiptir. Bu nedenle ticari piyasalardaki değeri sınırlıdır. Ancak halı ve kilim yapımın­
da kullanılmaktadır. Dağlıç yapağılarından dokunan
ve üretimi günümüze kadar gelmiş Bayat kilimlerinin
ünü Frigya döneminde Atina'ya kadar duyulmuştu.
Mısır'da Bedevi kadınlar çöldeki hayatı bu yünlerle
yapılan kilim ve battaniyelere işiernekte ve turistlere
satarak kazanç elde etmektedirler.
Genellikle yağsız ince kuyruklu ırkların yetiştirildi­
ği Amerika Birleşik Devletlerinde yaygın olan yağlı
kuyruklu ırk kuzularının derilerinden yapılan meşhur
astragan kürkleriyle ünlenmiş Karagül koyunlarıdır.
Son yıllarda bu ülkede yağlı kuyruklu koyun etine karşı da giderek yükselen bir etnik talep oluşmaktadır. Bu
talep kuzey Amerika'da kuzu piyasasında en hızlı büyüyen kesimi oluşturmaktadır.
ırklarda yapağı
Resim2:
Karagül
(http://davisfarmla
nd.blogspot.com/
201 0/07/karakulsheep-originatedin-asiatic.html)
internet sitesinden
lu ırk olan ivesiler ise Ortadoğu'nun en sütlü koyunlandır. Yine bu ırkların en çok yetiştirildiği bir ülke olan
Iran'daki isimleri Beluci, Gezel, Lori Bahtiyari, Megani, Zandi ve Mehrabani gibidir. Mehraban koyunları
özellikle et üretimi için yetiştirilir. Çoklu doğumları, döl
verimleri ve yaşama güçleri yüksektir. Azerbaycan'ın
Nahcivan vilayetinde yetiştirilen Balbas koyunlarında
bir dağuma düşen kuzu sayısı 1,25 olup, laktasyon
süt verimleri 125 ila 135 kg arası ndad ır.
Bugün özellikle kurak şartlara dayanıklı yeni koyun tipleri elde edileceği zaman başvurulan önemli bir
kaynak bu binlerce yıllık geçmişi olan yağlı kuyruklu
ırklar olmaktadır. Güney Afrika'nın meşhur etçi ırkı
Darper Darsetler ve yağlı kuyruklu bir ırk olan Siyah
başlı Pers koyunlarının melezlenmesi ile elde edilmiş­
tir. Kırgızisıanın sert koşullarına uyumlu ve ince yapağı veren Tonkorunnaya ırkı Kafkasya merinosu, Sibirya Rambulyesi, Württenberg, Prekoz ve Avustralya
merinoslarının yerli yağlı kuyruklu ırkla melezlenmesiyle geliştirilmiştir. Ermenistan Aragats koyunları
Rambulye ve Linkoln ırkları ile bölgenin yağlı kuruklı
ırkı Balbas arasında yapılan melezierne çalışmaları
ile bugünkü düzeyine gelmiştir. Türkiye'nin Anadolu
ve Konya Merinoslarındaki Akkaraman esintisi de
onları Anadolu'da yaşatan tek gerçektir.
Görüldüğü üzere tarihin derinliklerinden gelen
yağlı kuyruklu ırklar insanoğlunun koyunculuk macerasının belki de en eski şahitleri olarak nesiller boyu
genlerinde biriktirdikleri tecrübelerini bizlerin kullanı­
mına sunuyor. Sağlleakla kalın ız.
alınmıştır.
Bugün ise özellikle Damara isimli ırk Avustralya
ve Yeni Zelanda'da yaygın bir şekilde yetiştirilmeye
başlanmıştır. Yapağısı farklı ve güzel renklerde fakat
kısadır. Eti ise bir miktar mermerleşmeyle beraber oldukça yağsız ancak kolesterol değerleriyle problemleri olan kişiler için son derece ideald ir. Avustralya ve
Yeni Zelanda bu ırkı özellikle Ortadoğu'dan gelen
talebi karşılamak için yetiştirmektedir. Yine yağlı kuyruklı bir ırk olan Damara ırkına karşı bizim Akkaramanlarımızın bu piyasada rekabet edebileceği açıktır.
Ortadoğu'da işlenmiş ve dondurulmuş et piyasası bu
pazara en uygun koyun ırkiarına sahip Türkiye için
çokcazip birortam oluşturmaktadır.
Bir başka yağlı kuyruklu koyun ırkı olan Altay ırkı
da Çin'in kurak ve dağlık bölgelerinde başarıyla yetiş­
tirilmektedir. Yine Kırgızistan'da Tacikistan ve Özbekistan'ın Hisar bölgesinden köken alan Hissar ırkı ortalama 120-140 kg gelen koçları ve 75-80 kg ağırlığın­
daki koyunları ile bölgenin dayanıklı, hızlı gelişen ve
kaliteli et üretimiyle aranan bir koyun ırkıdır. Bir diğer
yağlı kuyruklu ırkta Mısır'ın çöl şartlarına uyum sağla­
mış Barki'dir. Bu ırkın özelliği de 300 günlük uzun bir
tohumlama mevsiminin olmasıdır. Ayrıca oldukça gelişmiş biranalıkyeteneği vardır. Birdiğeryağlı kuyruk-
Kaynaklar
1. Aytuğ C. N., Alaçam E., Özkoç 0., Yalçın B.C., Türker H., Gökçen H.,
"Koyun-Keçi Hastalıkları ve Yetiştiriciliği", Tüm Vey Hayvancılık Hizmetleri
yayın no:2, 381, Istanbul, 1990.
2. "Fat-tailed sheep" (http:/len.wikipedia.org/wiki/Fat-tailed_sheep#mwhead) internet sitesi. Erişim tarihi:06.01.2013
3. "Sheep with Fat-tails" (http:/lwww.infobarrel.com/FatTaii_Sheep_Breeds) internet sitesi. Erişim tarihi:06.01.2013
4. "Fat-tailed Sheep The Damara"
(http:/lwww.infobarrel.com/Sheep_Breeds_-_ The_Damara) internet sitesi.
Erişim Tarihi:06.01.2013.
5. Schoenian S., "Raising sheep in South Kazakhstan",
(http:/lwww.sheepandgoat.com/articles/kazakh.html) internet sitesi. Erişim
Tarihi:06.01.2013.
6. "KYRGYZSTAN Ruminant livestock production systems, histarical
background"
(http:/lwww.fao.org/ag/AGP/AGPC/doc/Counprof/kyrgi.htm#4.1) internet
sitesi. Erişim tarihi: 06.01.2013.
7. "i ranian domestic sheep breeds"
(http:/lwww.iranzoo.byethost33.com/sheep/sheep.html) Erişim tarihi:
06.01.2013.
8. "Bazar imformasiya ve kommersiya merkezi "
(http:/lwww.agrobusiness.az/en/animals.php?dir-141) internet sitesi.
Erişim tarihi:06.01.2013.
Ali ALTINKAYNAK
Ulaş Kaymakamı
Ulaş
Sunuş
Tarihi çağlardan günümüze kadar, kuzey ülkelerinden gelen tacirler
yolun her bakımdan uygun olması dolayısıyla Sivas' ı milletler arası bir
ticaret merkezi haline getirmek başarısını göstermiştir. Sivas ilinin küçük
ilçesi Ulaş, eski ticaret yolu olarak bilinen ve sonradan da Kral Yolu
olarak meşhur olan Anadolu ile Mezapotamya arasındaki irtibatı
sağlayan Batı-Doğu yolunun en önemli geçit merkezlerinden birisini
oluşturmaktaydı. Kervan yolunun fiziki engellerle dolu olması, bu yolda
can güvenliğinin olmaması, yerleşim yeri olarak daha güvenli olan
Ulaş'a biran önce ulaşmayı isteyen ticari karvanlar için sığınma yeri
olarak bilinmekteydi. Ulaş, Osmanlılar döneminde de, gerek doğuya
yapılan seferlerde ve gerekse iç isyanların bastırılmasında ordunun
geçtiği ana yolların üzerinde bulunması nedeniyle önemli bir
konumdaydı. Her durumda, bu yere ulaşılması, bir an önce varılması,
sığınılması zorunlu bir yer olarak kabul edilmiş olması nedeniyle
ilçemizin Ulaş ismini almış olduğu tahmin edilmektedir.
Yerleşim yeri olarak çok eski medaniyetiere ev sahipliği yapmış olan
Ulaş, 1990 tarihinde ilçe statüsü kazanmıştır. Ulaş ilçesi, coğrafi olarak,
Sivas ili'nin güneyinde Sivas'a 30 km mesafede yer alır. Tecer Dağının
eteğinde,
Sivas-Malatya, Karayolu üzerinde
yüzölçümü 1169 km2 denizden ortalama
yüksekliği 1320 metredir. 2 Belde, 37 Köy ve 19
mezrası bulunmaktadır. 2013 yılı TÜiK verilerine
göre göre Ulaş ilçe merkezi nüfusu 2845 dır. Ulaş
ilçesine bağlı belde ve köylerin nüfusu 7230 ve
toplam nüfus ise 10075'dir.
kurulmuş,
ULAŞ
Ulaş'ın
1990 yılında ilçe statüsü kazanmasının
1997 yılında yapılan hükümet konağımı­
zın günümüz şartlarında yeterli ihtiyacı karşılaya­
maması ve ilçe halkımıza daha iyi hizmet verebilmek için 2011 yılında temelleri atılan ve yapımı
tamamlanan yeni hükümet konağımız 2013 yılında
hizmete açılacaktır. Halen yapımı devam etmekte
olan ve ilçemizin kalkınması ve gelişmesinde
önemli yer tutan ve 12 derslik ve 12 laboratuvardan
oluşan Çok Programlı Lise binamız 2013 yılında,
bunun yanı sıra yine yapımı devam eden 121ojmanlı
ilçe EmniyetArnirliği binamız 2014 yılında hizmete
açılacaktır. Şuanda proje aşamasında olan ve en kı­
sa zamanda yapımına başlanacak olan Kapalı Spor
Salonu ve halı sahamız ilçemize yapılacak önemli
yatırımlar arasında yer almaktadır. Ulaş'ımızın doğal güzelliklerinden olan ve Tecer dağının eteğinde
ulaşımızın gizli bahcesi olarak yer alan Ulaş ve Tecer Göllerimizde zamanınızı iyi değerlendirerek pikni k yapabileceğiniz ve balık tutabileceğiniz mesire
alanları ile ilçemize ayrı bir atmosfer katmaktadı r.
Sivas Ili topraklarının Fırat Havzası'na giren
bölümünde yer alan Ulaş'da Doğu Anadolu iklimi
hakimdir. ilçede kış ayları soğuk ve sert olup bol kar
ardından
yağışlı,
yaz ayları ise sıcak ve kurak geçer. Yaz mevsüreli olup, kış ve yaz mevsimleri arasında
sıcaklık farkı büyük olduğu gibi gece ve gündüz
arasındaki sıcaklık farkı da büyüktür. Bu nedenle
bitkisel üretimde ürün deseni sınırlı olup, daha çok
hayvancılık için uygun bir bölgedir. Bitkisel üretim
hayvancılığı destekleyecek yönde geliştirilmektedir.
ilçede ortalama yıllık yağış miktarı 456,8 mm olup
Sivas il merkezinden 87,9 mm daha fazla olmasına
rağmen yıllık ortalama sıcaklık 0.6 CO düşüktür
Ulaş ilçesi coğrafi yapısı, iklimsel özellikleri ve
bitki örtüsü itibariyle değerlendirildiğinde hayvancı­
lığa çok elverişli bir konumdadır. Çünkü ilçemizde
yüksek platolar, bozkırların oluşturduğu uzun bir
arazi yapısı ve mükemmel otlatma alanları mevcuttur. ilçeye bağlı köylerde arazi yapısı hayvan barın­
ması ve yetiştirilmesi açısından çok verimli bir durumdadır. Ayrıca çayır ve meraların yaygınlığı olumlu etkileyerek Ulaş ilçesinde hayvancılığı temel uğ­
raş haline getirmiştir. 2012 yılında ilçe Gıda ve Haysimi
kısa
vancılık Müdürlüğü tarafından yapılan çalışmalarla
oluşturulan kayıtlara
göre,
Ulaş
ilçe genelinde 1915
adet küçükbaş ve büyükbaş hayvancılık işletme­
sinde büyükbaş hayvan sayısının 13252, küçükbaş
hayvan sayısının ise 16813 olduğu belirlenmiştir.
Ulaş'da hayvansal üretim çok yaygın bir geçim
kaynağıdır, buna karşılık işletmeler daha çok küçük
aile işletmesi olup, küçükbaş işletmelerde kuzu büyükbaş işletmelerde buzağı üretimi yapılıp satılarak
gelir elde edilmektedir. Genel olarak Ilçede hayvancılık ile ilgili geçmiş yıllara ait kayıtlara bakıldığında,
uzun yıllardır özellikle koyunculuğun Ulaş için çok
önemli bir üretim alanı olduğu görülmektedir.
Bu özelliğinden dolayı ilçemizde, 2010 yılın­
dan itibaren Kangal Tipi Akkaraman lrkı Koyunlarının Halk Elinde Islah Projesi kapsamında
çalışmalar başlatılarak devam etmektedir.
Ülkemiz hayvancılığının son yıllardaki içinde bulunduğu darboğaz düşünüldüğünde, hayvancılığın özellikle küçükbaş hayvancılığın korunması ve yaygınlaştırılması yönündeki çalış­
maların çok büyük önem taşıdığı bilinmektedir.
Türkiye geneline bakıldığında, mera alanları
yerini tarım alanlarına, tarım alanları da hızla
yerleşim alanlarına ve çeşitli sanayi alanlarına
bırakmaktadır. Bu nedenle dolayısıyla hayvancılık ve özellikle koyunculuk ekime elverişli olmayan dağlık ya da çorak bölgelere doğru kaymakta ve lokalize olmaktadır. ilçemizde mera
arazisi alanlarının tarım arazisine oranla, daha
fazla olduğu bilinmektedir. Koyunculukta çok
önem oluşturan geniş mera alanlarının varlığı
Ulaş için çok önemli artı değerdir. Koyunlar
kanaatkar hayvaniard ır, yılın çoğu zamanların­
da mera ile yetinirler, meraya çıktıkları dönemde ek bir yemleme istemezler, günümüz hayvancılığının temel sorunu olan yem maliyetleri
açısından bu durum üretimi olumlu yönlendiren
önemli bir unsurdur. Ayrıca son yıllarda Gıda
Tarım ve Hayvancılık ilçe Müdürlüğünce
yürütülmekte olan yem bitkisi destekleme projesi kapsamında ilçemizde ki yem bitkisi (yonca, korunga, fiğ, silajlık mısır, tritikale) ekiliş
alanları hububattan sonra ikinci sırada gelmektedir. Bu durumda hayvancılığın geliştirilmesi,
merada besleme dönemleri dışında kalan kış
aylarında üretimin artırılması konusunda oldukça önemsenmektedir.
tamamlanan Karacalar Barajı
ilçesinin merkez ve yedi
köyüne ait 42.000 dekar arazi sulamaya
açılmıştır. Bu alandaki sulama faaliyetleri Karacalar Sulama Birliği tarafından yürütülmektedir.
2012 yılı itibariyle baraj havzasındaki bu
köylere ait arazilerin toplulaştırma çalışmaları
da tamamlanmış olup, 16.000 dekar arazide
fiilen baraj gölünden sulama yapılarak ürün
yetiştirilmektedir. 2013 yılında itibaren hububat
ekimi yapılan arazilerde de sulamanın başla­
ması ile birlikte fiilen sulanan arazi miktarının
25.000 dekarı bulması beklenmektedir. Ulaş
ilçesinde ürün deseni sınırlı olmakla birlikte,
sulanan bu arazilerde Ilçenin ekonomik değeri
en yüksek olan ürünleri olan şeker pancarı
(14.850 dekar, ortalama verimi dekara 4.5 ton),
patates (2000 dekar, ortalama verimi dekara
2.5 ton) ve Silajlık mısır (1500 dekar, ortalama
verimi dekara 4.5 ton) üretimi yapılmaktadır.
Sulanabilir baraj havzası arazilerinde, şeker
pancarı ve patatesle birlikte, hububat ve yem
bitkileri üretiminin ekim nöbeti uygulanarak
bilinçli bir şekilde geliştirilmesi sonrasında ürün
değerlerinin her yıl artırılması çalışmaları
devam etmektedir.
ilçemizin iklim ve toprak yapısı meyveciliğe
uygun olmasına rağmen meyvecilik yaygın
değildir. Meyveciliğin gelişmesi amacı ile "mikro
havza bazlı meyvecilik projesi" kapsamında
çiftçilere 2012 yılında 3245 adet meyve fidanı
dağıtımı yapılmıştır. Önceki yıllarda da buna
benzer meyveciliği geliştirme uygulamaları
yapılmış, sertifıkalı fidan desteği ile karma
meyve bahçeleri tesis edilmiş olup izlemeleri
devam etmektedir. Ulaş ilçesinde meyve
2010
yılında
sonrasında
Ulaş
bahçeleri genellikle karışık meyve türlerinden
meyvecilik daha çok küçük aile
bahçeleri şeklinde oluşturulmuştur. Armut, elma,
erik, kayısı, kiraz, vişne, badem ağaçlarından
oluşan bu bahçelerin toplam üretim alanı 209 dekar
olup geliştirme çalışmaları devam etmektedir.
2009 yılından sonra Ulaş ilçesinde bazı köylerde
ve ilçe merkezinde yüksek tünel yazlık seralar
yaygınlaşmaya başlamıştır. BTC boru hattı
kapsamında faaliyet yürüten Sürkal Derneği
çalışmalarıyla başlayan ve sonrasında il ve ilçe
Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlükle-ri ile il Özel
idaresi ve ilçe Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma
Vakfı ortak çalışmaları projeler üretilmiş ve
uygulanmıştır. 2012 yılı itibariyle toplam 9 dekar
alanda seracılık yapılmakta, bu seralarda daha çok
domates, salatalık, biber, patlıcan üretilmektedir.
Ayrıca bu seraların organik ürün sertifıkaları da
mevcut olup, Ulaş halkı bu seralarda üretilen temiz
ve lezzetli yaz sebzelerini tüketmektedir. Yine
seracılığın yaygın olduğu bu yerlerde 500 m2'1ik
alanlarda kurulan çilek bahçeleri her geçen yıl
yaygın-laşarak devam etmektedir. 2012 yılında
toplam 1O dekar çilek bahçesinde ortalama 4 ton
çilek üretimi yapılarak Ulaş ve Sivasda
oluşmaktadır,
pazarlanmakdadır.
Ulaş ilçesi sahip olduğu doğal bitki örtüsü ve
bitkisel üretim kapasitesi açısından önemli bir
arıcılık florasına da sahiptir. Yapılan teknik inceleme
ve hesaplamalara göre Ulaş ilçe merkezi ve köylerinde 16350 kovan arı kapasitesi bulunmaktadır.
ilçede yerli arıcılık yaygın ama 1-2 kovanla küçük
çaplı yapılmaktadır. 30 kovan ve üzeri 20 arıcılık
işletmesi mevcut olup bunların toplam kovan sayısı
1726 adet, üretilen bal miktarı 62050 kg, üretilen
balmumu miktarı 1240 kg, üretilen ana arı sayısı
990 adettir. Buna karşılık 2012 yılında llçemizde 13
adet gezginci arıcı konaklatılmış olup bu arıcıların
kovan sayısı 3355, üretilen bal miktarı 141900 kg,
üretilen balmumu miktarı 2650 kg, üretilen polen
miktarı 275 kg, üretilen ana arı sayısı 1975 adet
olarak tespit yapılmıştır. Bu durumda ilçemiz arıcılık
potansiyelinin% 65'i kullanılamamaktadır. Aneılığın
yaygınlaştırılması için çalışmalar devam etmektedir.
Ulaş ilçesinde yaklaşık 1944 yılından bugüne
faaliyet gösteren Ulaş Tarım işletmesi Müdürlüğü
tarım ve hayvancılık konusunda bölge halkına
öncülük yapmaktadır. Tarım Işletmeleri Genel
Müdürlüğüne bağlı olarak çalışan işletme, tarım ve
tarıma dayalı sanayinin ihtiyacı olan mal ve
hizmetleri üreten bir iktisadi devlet teşekkülüdür.
işletme bulunduğu bölgenin iklim ve toprak yapısına
göre üretici isteklerini de dikkate alarak bitkisel ve
hayvansal üretimi artırmak amacıyla tohum ve
damızlık üretimi yapmak, aynı zamanda tarımsal
faaliyetlerde ileri teknolojileri kullanarak üreticilere
örnek olmak amacıyla kurulmuştur. Bitkisel üretim
ve hayvansal üretim olmak üzere iki ana faaliyet
alanı vardır.
Bitkisel üretimde bölgenin ihtiyacı olan kaliteli ve
verimli sertifikalı tohum üretmektedir. işletmemiz
buğday, arpa, tiritikale ve korunga tohumu olarak
yılda ortalama 2.500 ton tohum üretimi ve dağıtımı
yapmaktadır. Ayrıca hayvancılık şubesinin sap ve ot
ihtiyacını karşılamaktadır.
Ulaş Tarım
işletmesinde,
yıllardır tarımsal
faaliyetlerde kullanılan traktör, alet ve ekipmanlar,
yeni tarım tekniklerinin uygulamasının genişletilme­
si çalışmaları kapsamında yenilenmiştir. Bu kapsamda 2012 yılında, 2 adet 365 beygir, 7 adet 80
beygir, 8 adet 11 O beygir ve 1 adet 60 beygir gücünde toplam 18 adet traktör alınmıştır. Bir adet 30
metre iz genişliğinde kendi yürür ilaçlama makinesi
ve bu traktörlere uygun alet ve ekipman alımları
gerçekleşmiştir.
Ülkemizin patates tohumundaki ihtiyacı karşıla­
mak, dışa bağımlılığını kaldırmak amacıyla 2012 yı­
lında Doğa TohumculukA.Ş ve Ulaş Tarım işletmesi
Müdürlüğü arasında yapılan sözleşme ile patates
tohumu üretimine başlanmıştır. 2012 yılında, 380
dekar alanda yüksek kademeli virüslerden ari sertifı­
kalı patates tohumu üretilmiştir. 2013 yılında sulama
alanlarının artırılmasıyla tohumluk patates üretiminin 1500 dekar alana çıkarılması hedeflenmektedir.
isınail KOÇAK
Ulaş
Belediye
Başkanı
Ulaş
Ulaş
Belediyesi 1968 yılında kurulmuş olup kuruluş tarihinden
bugüne kadar aralıksız olarak ilçe sakinlerinin mahalli mahiyetieki
müşterek ve medeni ihtiyaçlarını karşılamaktadır. ilçe halkının gelecek
yıllardaki içme suyu, kanalizasyon, arıtma tesisi, ilçe iç yolları, yeşil
alanları olan, günlük temizliği yapılan modern, çağdaş bir ilçede refah
ve huzur içerisinde yaşamaları belediyemizin misyon udur.
Ulaş ilçesi önümüzdeki 4 yıl içerisinde nüfusunu SOOO'in üzerine
çıkararak ilçenin enerji sorununu yenilenebilir enerji kaynaklarıyla (
Rüzgar Enerji Santralleri ) kurarak çözmek, ilçenin önünde set gibi
duran D.D.Y'nin ilçenin önünden kaldırılması, Belediyemizin Merkezi
idarenin sırtında kambur olarak kalmasının önlenmesi için Belediye
sürekli gelir getirecek karlı bir sistemin kurulması ( Su şişelema
Fabrikası, Hayvansal veya Tarımsal Organize Sanayi) bunun için Ulaş
Tigem'den faydalanılması, Cumhuriyet Üniversitesinin bir bölümünün
Ulaş'ta açılması belediyemizin vizyonudur. Bunların yanında Beşgözler
bölgesindeki kaynağa küçük bir Hidroelektrik Santrali (HES) kurulması
planlanmaktadır.
Faaliyet ve Proje Bilgileri
• 1968 yılında kurulan belediyemiz kuruluşundan
2009 yılına kadar Festival ve Kültürel etkinlik
yapılmamıştır. ilçenin kültürel faaliyetlerinin
tanıtılması, ilçe halkının kaynaşması, iç turizmin
geliştirilmesi için 2009 yılında çok geniş katılımil 1.
Ulaş Kültür Festivali düzenlenmiş ve 2013 yılı
Temmuz ayında 4. Ulaş Kültür Festivali yapılması
planlanmıştır.
Gölü Belediyemiz tarafından 2004 yılında
yapılmış olup, çevre düzenleme ve peyzaj projesi
olarak Ulaş'ın gelişmesinde motor görevi yapmak
üzere dizayn edilmeye çalışılmaktadır. Göl
çevresinde yapılan ve yapımı devam eden projeye
uygun olarak, park içi yollar parke ile kaplan m ış, 2530 yaşlı çarnlardan Çevre ve Orman Müdürlüğ'nün
izni alınarak göl kenarına nakledilmiştir. Yeşil alan,
festival alanı ve yazlık düğün salonu olarak çok
amaçlı planlanan bölgeye sulama sistemi de
kurulmuştur. Bu kapsamda 17000 m2 '1ik kısmı parkbahçe, çocuk oyun alanları olarak dizenlenmiştir.
Yine Gölün mezarlık tarafında bulunan bataklık
alana 5000 m3 'lük dolgu yapılmış ve 10 dönümlük
biralan kazanılmıştır.
• Bölgesel kalkınma planlarında ilçemiz
Turizimle kalkınacak bölgeler arasında
olduğundan, Ulaş- Tecer Göllerine ilave sular
bağlanmış sulak alanların yeniden hayat bulması
sağlanmıştır. Ulaş Gölünün Ulaş'ı Turizm açısından
kalkındıracak hale getirilmesi, Sivas ilinin en yakın
ilçesi olması nedeniyle Ulaş Gölü çevresinin
Sivas'ın eğlence, dinlenme ve Turizm merkezi
haline getirilmesi, balıkçılık yapılan, kuş gözetierne
kulelerinde kuşların izlendiği, insanların yeme içme,
tatil yapmasına imkan sağlandığı biralan olması için
Çevre ve Orman Bakanlığı tarafından
•
Ulaş
projelendirilmiştir.
• Göl ayağı ve Atık su Arıtma Tesisi Projesine
uygun olarak tamamlanarak 5000 kişilik Arıtma
Tesisi inşaatı bitirilmiştir. Makine ve malzemeleri
alınmış olup, montaj ı yapılacaktır.
• Belediyemiz Benzinliği yanında bulunan ve
stratejik önem taşıyan 8000 m2 '1ik arsa 14.000,00TL ödenerek TiGEM'den satın alınmıştır. Ulaş
Belediye Benzinliği'ne LPG tesisi kurulmuştur.
• Ulaş kanalizasyon sistemi yenileme projesi
tamamlanmıştır. iller Bankası ve Belediyemiz
ortaklığı
ile alt yapımız yenilenecektir.
ilçemiz meskun mahallinin içerisinde kalan ilçemiz Hayvan Pazarınınmahal dı­
şına çıkarılması il Tarım, Gıda ve Hayvancılık Müdürlüğü tarafından projesi
hazırlanmakta olup, Proje bitiminde Karaşar Köyü yolu üzerinde bulunan ve
mülkiyeti hazineye ait olan yaklaşık
33000 m2 'lik alana taşınacaktır.
• Tecer Deresi taşkın koruma çalış­
malarına devam edilerek panel çitle kaplama çalışmaları DSI tarafından bitirilmiştir.
IlçeSuyu
ilçemizin içme suyu ihtiyacı Tecer
Dağı içme suyu kaynaklarından temin
edilmekte olup, ilçeye 24 saat kesintisiz
içme suyu verilmektedir.
Ka nalizasyon
llçemizde Kanalizasyon Projesi tamamlanmış olup, kanalizasyon yenileme çalışması SUKAP kapsamında
2013'te yapılacaktır.
ULAŞ
34
Kangal Köpeklerinin
Eğitimi
Geleneksel küçükbaş hayvancılığın yapıldığı yörelerde, Kangal
köpeklerine yönelik özel bir eğitimin verilmediği bilinmektedir. Bu
uygulamadaki en büyük faktör, Kangalların mükemmel yürüttükleri sürü
koruma görevlerini, kimseden herhangi bir eğitim almadan
yapabilmeleridir. Ancak, Kangalların artık yaygın oranda şehirlerde de
yetiştirilmeye başlandığı son yıllarda, diğer köpek ırkları gibi yoğun
eğilimlerle tanıştığı görülmektedir. Gerek şehirde, gerekse kırsalda
Kangalların eğitiminin önemini vurgulamak, bu konudaki sınırlı bilgilerin
ele alınarak yeni araştırmaların gerekliliğini ortaya koymak amacıyla bu
çalışma yürütülmüştür.
Anahtar Kelimeler: Kangal köpeği, köpek eğitimi, sürü koruma.
KÖPEKLERDE EGiTiM
Ciddi disiplin ve tecrübe gerektiren bir iş olan köpek eğiliminde,
eğiticinin tavır ve davranışlarındaki olumlu ve olumsuzluklar köpeğin
eğitimine olduğu gibi yansır. Eğitilebilecek köpek sayısının genelde oran
olarak çok düşük olması ve eğitim performansının sıcaklık, nem gibi
çevre şartlarından önemli düzeyde etkilenmesi ve her bir köpek ile
birebir çalışma zorunluluğu köpek eğitiminin önündeki önemli
zorluklardandır. Köpek eğitmenlerinin davranışları ve kabiliyetleri,
eğitimin başarısını yakından
de
eğiticinin
sahip
olması
etkiler. Köpek eğitimin­
gereken önemli özellikler
şunlardır:
a) Köpeklere karşı dostça davranış; Köpeğin
etkileyen en önemli özellik eğiticinin
köpeğine karşı sevgi ve bağlılığıdır. Köpeğe yaklaşamayan, ona el sürmek istemeyen kişilerin köpek
eğiticisi olabilmesi imkansızdır.
b) Zeka; en azından orta derecede zekaya sahip
olmayanlar köpek bakım ve eğitimine uygun değil­
dirler.
c) Sabır ve azim; Orta derecede zekaya sahip bir
köpeğe aynı hareketi başarıyla yapıncaya kadar
ortalama 30 tekrar yaptırmak gerektiği düşünülürse
köpek eğitiminin ne derece sabır isteyen bir iş
performansını
olduğu anlaşılır.
d) Zihni ve bedeni koordinasyon; Eğitici
isteklerini köpeğine hem vücut hareketleri ile, hem
de ses tonu ile anlatabilmelidir. Bunun için; düşünce
ve hareket beraberliğinin ahengi zorunludur. Ses ve
hareket birbirini tamamlayacak şekilde olmalıdır.
e) Vücut sağlamlığı ve tahammülü; Eğiticinin
zihin ve hareket beraberliği kadar, vücut ve zihninin
yorgunluklara uzun süre dayanması gerekir.
Eğitimde köpeklerden daha önce yorulmamalıdır.
f) Çare buluculuk ve becerikli olma; Eğitici beklenmeyen durumlarda uygun çareler bulabilmelidir.
(4)
Köpek Eğitim Yöntemleri:
Köpek eğitiminde temel olarak iki yöntem kullanılır. Bunlar ll ödül ll ve ll düzeltme ll yöntemidir. Her
iki yöntem de prensip olarak ödülü n iyi performansa,
d üzeitmenin ise kötü performansa verilmesi ilkesine
dayanır.
Ödül eğitimi köpeğin doğruyu yanlıştan ayırma­
önemli bir araçtır. Bunun yeterli miktarda uygulanması öğrenmeyi hızlandırır. Köpek
eğitiminde kullanılan ödül yöntemleri;
1) Sözlü ödüllendirme; Köpeğin kendisine söylenen veya gösterilen uygulamayı başarıyla tamamlamasından sonra, komut sesi tonunda olmayan,
övücü ve yumuşak bir ses tonunda söylenen "AFERiN, AFERiN OGLUM {KlZlM), GÜZEL, BRAVO "
gibi kelimelerin ifade edilmesi şeklinde uygulanır.
2) Fiziki ödüllendirme; Başarılı bir hareket
sonucunda köpeğin boyun, göğüs, omuz ve göğüs
kafesi bölgeleriyle yanak ve alın bölgelerini tek veya
sını sağlayan
çift elle yumuşak bir biçimde dokunup okşayarak,
bazen de hafifçe vurup veya sıvazlayarak yapılan
ödüllendirme yöntemidir.
3) Top veya oyuncakla ödüllendirme; Başarılı
köpeklertop veya oyuncakla ödüllendirilir.
4) Yiyecek Yöntemi; Yiyecek yönteminin esası
köpeğin yiyeceğini (ödülünü) ancak görevini
yaptığında alacağıdır. Bu yöntem köpeğe nasıl
davranılması gerektiğini, uyarıya nasıl cevap
vermesi gerektiğini öğreten bir yöntemdir. Köpek
görevini yaptığı zaman yiyeceği alacağını bilir.
Düzeltme; eğitimde bir yönlendirme biçimi olup,
cezalandırmayla ilgili değildir. Köpek verilen bir komuta itaat etmediğinde sözlü komut daha yüksek ve
kararlı bir ses tonuyla tekrar edilirken, komutu n gerektirdiği fiziki yönlendirme sevk kayışı veya elle
yapılır. Köpek bu yönlendirmelere itaat edip istenilen hareketi tamamlayınca uygun birödülle ödüllendirilir.(4)
Köpek Eğitiminin Temel Kuralları:
Köpek eğitilirken uyulması gereken temel kurallarözetle şu şekilde sıralanabilir:
1) Köpeğe, verilen komutu n ne anlama geldiği
işaret edilerek, gösterilerek, yaptı rı larak anlayabileceği şekilde açıklanmalıdır.
2) Komutlar; kısa, açık ve kesin olmalıdır. Daima
ses tonuyla, aynı biçimde verilmeli; tek veya en
fazla iki heceli olmalıdır.
3)Komutlar, uygun bir hareketle desteklenmelidir.
4) Komutların iyice öğrenebilmesi için sürekli
tekrar yapılmalıdır. Çünkü bazen köpek, öğretilmek
istenen yaptırımı anlamakta güçlük çeker. Bu gibi
durumlarda bıkmadan tekrarlamak ve köpeğin
istenen davranışı yapmasını beklemek gerekir.
5) Eğitimin süresi köpeğin ilgisine bağlı olarak
belirlenmeli ve bu süre genellikle 10-20 dakika araaynı
sında olmalıdır.
6) Başarılı hareketlerden sonra köpek ödüllendirilmelidir.
7) Eğitici, her başarılı davranıştan sonra köpeği
adıyla çağırarak sevgiyle okşarsa, köpek istenileni
yapmak için daha büyük çaba gösterir.
8) Köpeğin hoşlanmayacağı her türlü davranış
onun için bircezadır. istenmeyen yanlış birdavranış
üzerine sertçe söylenen bir hayır kelimesi, köpeğe o
davranışı yapmaması gerektiğini anlatır. (2)
KANGAL KÖPEKLERINDE EGITIM
Yavruların Temel Eğitimi:
Bazı temel eğitimleri Kangal yavrularına
vermenin birçok yararı olacaktır. Eğitim gören
yavrular, zehirlenme, yabancı cisim yutma, obezite
gibi sağlık sorunları ile trafik kazaları ve boğuşma
sonucu yaralanmalara daha az maruz kalırlar.
Yavrulara temel eğitim verilmeye başlanması için en
uygun yaş 7-12. haftalar arasıdır. Bu yaşta yavru ile
sahibi arasında kuwetli bağlar oluşmaya başlar.
Yedinci haftaya kadaryavru annesine bağlı bir hayat
sürmektedir. Yedinci haftadan sonra yavru,
ihtiyaçlarını yavaş yavaş sahibinin yardımıyla
gidermeye başlar. Hayvan sahibi her geçen gün
yavruya daha çok ilgi göstererek adeta hayatının
büyük bölümünü paylaşır. Yavru ne kadar çok ilgi ve
sevgi görürse o kadar çok sahibine bağlanır, onu
sever; mutlu etmek ve beğenisini kazanmak için
çaba sarf eder. işte tam bu dönemde yavrunun
eğitimine başlanmalıdır. Ona ismini; gel, kal, otur ve
hayır gibi basit komutları öğretme zamanı
gelmiştir.(2)
Yavrunun
eğitimi
tek
kişi tarafından
verilmelidir.
yavruyla en çok zaman
geçiren kişi olmalıdır. Bu yaşlarda verilen eğitim
disipline dayanmamalı daha çok oyun şeklinde
olmalıdır. Çünkü bu yaştaki yavrular, çok küçük
olduklarından, çabucak korkar ve şaşırırlar. Eğitimi
veren kişi yavrunun tüm reflekslerini gözüyle
izlemelidir. Köpekler gözleriyle, yüz ifadeleriyle,
vücut ve kuyruk hareketleriyle konuşurlar. Yavrunun
yaptığı değişik bir hareket ile ne hissettiği
bilinmelidir. Yavruyu yakın gözlema alan dikkatli bir
eğitimeinin birkaç hafta içerisinde yavruyla aynı dili
konuşması içten bile değildir. Yavru köpeklerverilen
komutları, komutların seslerini birçok tekrardan
sonra öğrenirler. Bu nedenle eğitimeinin çıkardığı
ses tonuyla vücut hareketi her tekrarda aynı
olmalıdır. Ses tonu etkili ve ikna edici olmalıdır.
Komut aynı şekilde yavru öğrenene kadar
tekrarlanmalıdır. Eğitimci işini gerektiği gibi yaparsa
basit komutların öğretilmesi işlemi 10-20 dakika
Eğitimi yaptıracak kişi
arasında tamamlanır.(3)
On ikinci haftadan sonra yavru eğitiminde
disiplin uygulaması başlar. Bu yaştan sonra yavru
sahibini mutlu etmek için büyük çaba harcar. Bu
dönemde yaptığı yaramaz davranışları engellemek
için " hayır" komutunu kullanmak yeterli olacaktır.
Bazen hayır kelimesiyle birlikte vücuduna fiziksel
temas etmekte gerekebilir.(3)
Bazı Temel Komutların Öğretilmesi:
Yavru köpekler genellikle üç aylık oldukları
zaman söylenen sözlerin % 75-88'ini anlar ve
manasını değerlendirir. ilk iş olarak köpeğe tek
kelimeden oluşan emirler ve bunların anlamı
öğretilmelidir. Bu nedenle gel, git, bak, yat, kalk vb.
gibi sözcükleröğretilir.
Gel sözcüğünün öğretilmesi: Yavru normal
islirahat durumunda iken veya uzakta herhangi bir
şeyle uğraşırken sert birses tonu ve ismi ile "gel"
diye seslenilmelidir. Bu esnada iki el birbirine vurularak veya sağ el bacağa vurularak ses çıkartılır. Çünkü her sözcük veya her emir mutlaka bir hareketle
yapılmalıdır.(1)
Bak sözcüğünün öğretilmesi: Bak emri köpeğin
dikkatini çekmek için verilir. Bak emri ile beraber baş
ve orta parmaklarla birşıksesi çıkartılır.(1)
Hayır, sözcüğünün öğretilmesi: Hayır sözcüğü
köpeğin
istenmeyen davranışları sonunda sert bir
ses tonu ve ciddi bir tavır içinde kullanılmalı ve bu
esnada işaret parmağı ileride gereken hareket yapılmalıdır.(?)
izle sözcüğünün öğretilmesi: Köpek sol tarafa
omuzu eğiticinin sağ dizi ile aynı
hizaya gelecek şekilde yürümesi veya oturması
sağlanır. Köpek ileri veya geri kaldığı anda eğitici
öne veya arkaya çıkarak ya da köpeği öne veya arkaya çekerek ve her düzeltmede izle (takip) sözcüğünü kullanarak emri tekrarlar.(?)
Kal sözcüğünün öğretilmesi: Yavru köpeğe KAL
kelimesinin anlamını öğretmek için avuç içi köpeğin
burun hizasına gelecek şekilde tek bir hareketle bu
emir verilir. Kalemrini alan köpek, bulunduğu pozisyonu ikinci bir emre kadar bozmamalıdır. Kal emri
her pozisyonda verilebilir.(6)
Yat sözcüğünün öğretilmesi: Köpeğin vücudu
sahibinin veya eğiticinin vücuduna paralel ve sağ
omuzu sol ayakla aynı hizada olacak pozisyonda
köpeğin yatmasını sağladıktan sonra yat komutu
tekrarlanır. Ayağa kalkmak için hamle yapmak istediğinde eğer kalkmasını istemiyorsak hayır komutunu tekrarlamalıyız. Bu komutla beraber kalk komutunu da öğretebiliriz.(6)
Otur sözcüğünün öğretilmesi: Burada yapılacak
iş otur komutunu verirken elin ayasıyla köpeğin vücudunun arka kısmını ileri ve aşağıya doğru hafifçe
bastırmaktır. Bu işlem aynı ses tonu kullanılarak tekalınır. Köpeğin sağ
rarlanır.(?)
Ara-Bul sözcüğünün öğretilmesi: bulması istenen nesne gösterilir ve koklatılır daha sonra saklanarak bulması istenil ir. Sevdiği oyuncak ile oyun oynar gibi yapılırsa eğitim daha kolay ve zevkli hale
gelir.(1)
Tut sözcüğünün öğretilmesi; köpeğe saidırma
yeteneğini kazandırmak için bu emir öğretilir. Köpekler hareketli her maddeye karşı büyük bir ilgi
duydukları için bu uygulamanın önce top ile yapıl­
ması uygun olur.(1)
Sürü Koruma Eğitimi:
Sürülerini koruma amacıyla Kangal köpeği yetiş­
tirenierin genel görüşüne göre, bu köpeklerin mükemmel yürüttükleri sürü koruma becerileri ile ilgili
verilecek herhangi bir eğitime
yoktur. Onlar işlerini, tecrübeli diğer köpeklerden kendileri öğrenirler (5).
Yavrular doğal olarak ağıla yakın doğup büyüdüklerinden ana ve babalarının davranışlarını gözleyerek içgüdüsel olan sürü koruma davranışlarını
geliştirirler. Ancak anne ve babalar arasında sürüyü
sahipsiz bırakmak gibi istenmeyen davranışlar sergileyen olursa, yavrular onları örnek alacağından
ileride iyi bir sürü koruma köpeği olmayabilirler. Yavrular her zaman koyunları görüp onların kokusunu
alacakları bir yerde büyümelidirler. Yaşları üç ay olduktan sonrada koyunların içine karışıp onları koklayarak bir süre koyunlarla beraber olmalarına izin
verilmelidir. Sürü çiftlik civarında olacaksafazla yorulmamak şartıyla yavrular kısa bir süre sürüyle beraber dolaştırılabilir. Bu dönemde yavruların koyunlar tarafından hırpalanmalarına dikkat edilmelidir.
Yavrular bir yaşında olduklarında sürekli olarak sürüyle gitmelidirler. Daha erken yaşlarda sürüye giden yavruların diğer köpeklerden veya kurtlardan
alacağı bir darbe telafi edilemez davranış bozukluklarına sebep olabilir. Sürüye yeni giren yavruların
eğitiminde çobanlar da büyük rol oynar. Çoban, sürüye yeni katılan genç kangalları kollamalı, onları
ezdirmemelidir. Olumsuz davranışlarda bulundukları zaman da hemen uyarmalı ve o davranışları
alışkanlık haline getirmelerini engellemelidir. üretim
çiftliklerinde sürü koruma için yetiştirilen yavrulara,
köy ortamında olduğu gibi çeşitli evcil hayvanlarla
tanışma ve onlara alışma fırsatı verilmelidir. Bu tür
köpek çiftliklerinde 15-20 koyundan oluşan küçük
bir grubunun bulundurulması yavruların eğitimi için
yararlı olacaktır (2).
SONUÇ
Kangal köpeklerinin eğitilebilirlikleri ile ilgili yapı­
lacak bilimsel çalışmalara ihtiyaç olduğu, kırsalda
yetiştirilenler için de eğitim konusunda bilgilendirilmelerin yapılması gerekliliği açıkça görülmektedir.
sahipleri
tarafından
ihtiyaçları
KAYNAKÇA
1. Anonim. Kangal Çoban Köpeklerinde Eğitim.
http://www.mihav.com/forum/kopek-egitimi-vepsikolojisi/kangal-coban-kopeginin-egitimi-11819. Erişim
Tarihi:03.01.2013
2. Atasoy F, Kanlı 0.,2005: Türk Çoban Köpeği Kangal.
Medisan Yayınları. Ankara.
3. Migliorini M., 1989: Kennel Bulding and Management. Third
Printing. Howell book house ınc. New York.
4. Petek M.: Köpek Üretim ve Eğitimi.
http://www20.uludag.edu.tr/-petek/KOPEK%20URETIM%20V
E%20EGITIMI.pdf. Erişim Tarihi:03.01.2013
5. Tahtakılıç L. ve Mellor M., 2009: The Kangal Dog of Turkey.
MPG Boks Group, UK.
6. Taylor D., 1986: You and Your dog. Dorling kindersley
limited-London.
7. Taylor D., 1990: Altimade Dog Book. Simon and Schuster.
Hong Kong.
ISLAHTA TÜRKiYE LiDERi
8 PROJE 50AOO KOYUN
Baktay ÖZDENOGLU
Birlik Müdürü
Değerli Yetiştiricilerimiz;
Birliğimizin
misyonu üyelerimizi bilgilendirmek ve bilinçli yetiştirici sayısını
arttırmaktır. ilimize özgü kaybolmaya yüz tutmuş küçükbaş hayvan ırklarının
korunmasını ve çoğalmasını sağlamak, Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini
geliştirmek ve güçlendirmek, Birliğimizi Sivil toplum kuruluşları arasında en iyi
ve düzeyli seviyeye çıkarmaktır. Birinci önceliğimiz olan siz değerli
yetiştiricilerimizi her zaman hayvancılık adına bir adım daha öne taşımak için
hizmetleri mizi devam ettirmekteyiz.
Öncelikle 2006 yılından bu yana devam etmekte olan Kangal Akkaraman
Koyunu lslahı Projesiyle ilgili yeni gelişmeler olduğundan bahsetmek isterim.
17 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe giren 2012/54 sayılı "HAYVAN GENETIK
KAYNAKLARI YERINDE KORUMA VE GELIŞTIRME DESTEKLEMELERI
HAKKINDA UYGULAMA ESASLARI TEBLIGI" ile Sivas Ilinde Prof. Dr. Behiç
COŞKUN hocamız ile beraberyürütülen Halk Elinde Ülkesel Küçükbaş Hayvan
lslahı projesi Kangal, Ulaş, Altınyayla ve Gürün ilçelerinde uygulanmakta olan
toplam 31.500 baş küçükbaş hayvan kapasitesi artırılmış. Şarkışla, Gemerek,
Yıldızeli ve Sivas Merkez ilçede dahil edilerek ıslahı yapılacak olan küçükbaş
hayvan sayısı 50.400 başa çıkartılmıştır. Şarkışla ve Gemerek ilçelerinde
uygulanacak olan ıslah projesinden sorumlu hocamız Doç. Dr. Orkun DEMi RAL,
Yıldızeli ve Merkez ilçelerde uygulanacak olan ıslah projesinden sorumlu
hocamız ise Yrd. Doç. Dr. Yusuf Ziya OGRAK 'la birlikte çalışmaktayız. Şuanda
50.400 baş kapasite ile Türkiye'de en yüksek kapasiteli ıslah projesinin Sivas'ta
yapıldığını ayrıca belirtmek isterim. 2013 yılından itibaren uygulanmaya
başlayacak olan bu yeni ıslah projesi öncelikle tüm yetiştiricilerimize hayırlı
olmasını dileriz. Birlik olarak amacımız bu projenin Sivas'ın tamamını
kapsamasıdır. Hocalarımız ve proje teknik yürütücülerimizle başarılı işler
yaparak bu hedefi mize daha kısa sürede ulaşacağımıza inanıyoruz.
Diğer bir önemli husus ise; 2012 yılına ait destekleme
dönemidir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın 15
Haziran 2012 tarihinde resmi gazetede yayınlanan
2012/49 numaralı "Hayvancılık Desteklemeleri Hakkında
Uygulama Esasları Tebliği"nde 2012 yılı anaç koyun-keçi
desteklemelerinin ve güncelleme-destekleme işlemlerinin
nasıl yapılacağı hakkında bilgiler verilmiştir.
( Resmi
Gazete 2012/49 - Madde 7) 2012 yılına ait destekleme
miktarı 18 TL/baş olarak belirlenmiştir. Bunun yanı sıra
geçen sene "Dişi kuzu ve oğlaklar2011 yılı içerisinde 3-6
aylık yaşta iken Bruceila Rev-1 aşısı ile aşılanmış
olmalıdır." zorunluluğu bu sene kaldırılmıştır. Yani bu sene
destekleme almak için Bruceila Rev-1 aşısının yaptınlma
zorunluluğu yoktur.
Ayrıca diğer bir uyarımızda usulüne uygun olmayan
hayvan alım satımlarında alım satımı bildirmeyen
işletmeler ile ilgilidir. 5996 sayılı " Veteriner Hizmetleri,
Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu" e bendine göre e) 7.
nci madde gereği Bakaniıkça belirlenen esaslara uygun
olarak hayvanlarını tanımlatmayan, işletmelerini ve
ANAÇ KOYUN VE KEÇi DESTEKLEMELERi
hayvanlarını kayıt altına aldırmayan, gerekli bildirimlerde
bulunmayan, kayıt tutmayan hayvan sahiplerine 500 TL
MADDE?
idari para cezası verilir. Tüm yetiştiricilerimiz hayvan
(1) Koyun ve keçi yetiştiriciliği yapan, damızlık
aldığında-satlığında il-ilçe tarım müd. ve Sivas ili Damızlı k koyun-keçi yetiştiricileri birliklerine üye, hayvanları
Koyun Keçi Yetiştiricileri Birliğine bildirmelidirler. Bu sizleri Koyun Keçi Kayıt Sistemi (KKKS) ve Koyun-Keçi Bilgi
ilgilendiren önemli birhusustur.
Sistemine (KKBS) kayıtlı yetiştiriciler, anaç hayvan
başına yılda bir kez olmak üzere desteklemeden
yararlandırılırlar.
(2) Müracaat yeri, şekli ve zamanı;
a)Anaç koyun ve keçi desteklemesinden yararlanmak
isteyen yetiştiriciler, üyesi bulunduğu örgüte ekinde,
hayvanlarının kulak numaraları listesi bulunan dilekçe ile
1.9.2012-15.10.2012 tarihleri arasında başvurur.
b} Damızlık koyun ve keçi yetiştiricileri birlikleri,
16.10.2012 ile 30.11.2012 tarihleri arasında illiiçe
müdürlüklerine müracaat eder.
c) Müracaatta eksiklikler bulunması halinde, il/ilçe
müdürlükleri birlikleri yazılı olarak uyararak on gün
içerisinde tamamlanmasını ister.
ç) Hayvan kayıtları 30.11.2012 tarihine kadar KKKS ve
KKBS'ne kaydedilir.
(3) istenecek belgeler;
a) Damızlık koyun ve keçi yetiştiricileri birliklerince
düzenlenmiş ekinde desteklemeden yararlanmak için
müracaat eden üyelerinin isim listesi bulunan dilekçe ve
CD/DVD' ye kayıtlı birliğe üye yetiştiricilerin başvuruda
Yukarıda kısaca belirttiğim konuların yanında anaç
vermiş oldukları hayvanlarının kulak numarası listesi,
koyun ve keçi desteklemelerine ilişkin tebliğin bazı
b} Damızlık Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Merkez Birliği
maddelerini belirterek tüm yetiştiricilerimize bereketli bir
üyeliğine kabul belgesi,
yıl ve ürettikleri ürünün karşılığını almalarını temenni
(4) Desteklenecek anaç koyun-keçilerde aranacak
ederim.
şartlar;
a) Anaç koyun-keçilerin aynı ırktan olma şartı
aranmaz.
b) Anaç koyun-keçiler 30.11.2012 tarihinde en az
15 aylık yaşta olmalıdır.
c) Destekleme, il/ilçe müdürlüklerince işletme
kontrollerinin yapıldığı tarihteki hayvan sayısı esas
alınarak yapılır.
ç) Destekleme ödemesi anaç koyun-keçinin
30.11.2012 tarihinde KKKS ve KKBS'de aynı
işletmede kayıtlı olması şartıyla bulunduğu işletmeye
yapılır.
Hayvanların,
müdürlüğünün yapacağı
30.11.2012 ile illiiçe
yerinde kontrol tarihine kadar
geçen süre içerisinde aynı işletmede bulunması
zorunludur. Desteklemeye esas hayvan sayısı,
yetiştiricinin müracaatında beyan etmiş olduğu
sayıdan fazla olamaz.
(5) icmallerin hazırlanması öncesinde il/ilçe
müdürlüklerince yapılacak işlemler;
a) Anaç koyun keçi desteklemesinde; işletmenin
anaç koyun keçi mevcudu ve desteklemeye esas
bilgileri KKKS ve KKBS'den alır ve gerekli kontrolleri
yapar.
b) Hayvanların, işletmede bulunduğuna ilişkin
bilgileri KKKS ve KKBS üzerinden ve kayıtlı oldukları
işletmede yerinde kontrol eder.
c) Müracaat listelerinde adı bulunan yetiştiricilerin
sahip olduğu hayvanların KKBS üzerinden
destekleme kaydının yapılmasını sağlar.
ç) işletme kontrol ve denetimlerini tamamladıktan
sonra sistemden aldıkları icmal-1'1eri askıya çıkarır,
itirazları değerlendirir. icmal-2, icmal-3 listelerini
KKBS'den alarak hazırlar.
(6) Destekleme ödemesine esas çalışmalar;
a) KKBS veri tabanından yararlanılarak, bu
Tebliğ'de yer alan kriterler doğrultusunda veri
tabanından icmal-1 (askı listesi) yayınlanır ve aynı
tarihte il/ilçe müdürlükleri tarafından kontrol edilerek
on gün süreyle askıya çıkarılır.
b) Anaç koyun ve keçilerin ölüm, kesim, satış ile
desteklemeye esas kayıtlarının KKKS ve KKBS veri
tabaniarına işlenmesi için gerekli bilgilerin
bildirilmesinden hayvan sahibi sorumludur.
c) Destekleme ile ilgili kayıtların düzenli olarak
işlenmesi, güncellenmesi ve işletmelerdeki tüm koyunkeçiler ile ilgili verilerin KKBS'ye girilmesinden birlikler
sorumludur. Birliklerce, KKKS'de kaydadilmemiş
işletme ve hayvanlar için KKBS'de hiçbir işlem
yapılamaz.
ç) Belgelerin düzenlenmesi, ilgili yerlere
iletilmesi ve veri girişlerinin vaktinde
zamanında
onaylanır ve en geç iki iş günü içinde il müdürlüğüne
gönderilir. Bu işlemler merkez ilçelerde il
müdürlüklerince yapılır.
b) ilçelerden gelen onaylanmış icmal-2'1er, il
müdürlükleri tarafından beş iş günü içinde KKBS'den
kontrol edilip icmal-3 şeklinde düzenlenerek onaylanır
ve beş iş günü içinde ödemeye esas olmak üzere
HAYGEM'e gönderilir.
(9) Desteklemede kullanılacak başvuru
dilekçeleri, üye başvuru tablosu, icmal örnekleri
KKBS üzerinden yayınlanır.
(10) Göçer yetiştiricilere ait hayvanların tespiti
ve kontrolleri;
a) Göçer yetiştiriciler, bulundukları illiiçe
müdürlüklerinden alacakları hayvan sevklerine
mahsus yurt içi veteriner sağlık raporu ile gittikleri yerin
illiiçe müdürlüklerine müracaat ederek desteklemeye
esas tespitlerinin yapılmasını sağlari ar.
b) Anaç koyun-keçiler kayıtlı olduğu il sınırları
dışında ise; 30.11.2012 tarihi ile icmal-1 askı tarihleri
arasında;
yapılmasından görevli kişiler ve kuruluşlar sorumludur.
d) Askı başlangıç tarihi tatil gününe rastlarsa takip
eden iş günü askıya çıkarılır. Askıya çıkarma tarihi ve
saati ile askıdan indirme tarihi ve saati ilçe müdürlüğü
ile üretici örgütü temsilcilerince tutanağa bağlanır ve
güncel tarihle imzalanması sağlanır. Askı süresince
herhangi bir itiraz olmaz ise doğru kabul edilir. Daha
sonra yapılacak itirazlar değerlendirmeye alınmaz ve
herhangi bir hak doğurmaz.
e) Destekleme icmallerinin hazırlanması, askıya
çıkartılması, gönderilmesi ve ödeme ile ilgili çalışma
takvimi HAYGEM'ce belirlenir.
(7) Itiraz etme ve itirazların değerlendirilmesi;
a) Askı süresince herhangi bir itiraz olmaz ise,
kamu aleyhine olan haller hariç, icmal-1'deki bilgiler
doğru kabul edilir. Daha sonra yapılacak itirazlar
değerlendirmeye alınmaz.
b) Askı süresinde icmal-1 için yapılan itirazlar,
sürenin bitiminden itibaren en geç on gün içerisinde
il/ilçe müdürlükleri tarafından değerlendirilerek KKKS
ve KKBS üzerinde gerekli düzelimeler yapılarak
sonuçlandırılır.
(8) lemallerin gönderilmesi;
a) KKBS'den alınan listeler icmal-2 şeklinde
düzenlenip iki işgününde ilçe müdürlüklerince
- Göçer yetiştiricilerin, gittikleri yerlerdeki anaç
koyun ve keçilerin tespitini yapan il/ilçe müdürlükleri
tespit tutanaklarını ve hayvanların sevk raporlarını
kayıtlı olduğu illiiçe müdürlüklerine gönderir. Hayvan
sevklerine dair Veteriner Sağlık Raporu ile
nakledilmeyen yetiştiricilerin hayvan tespitleri
yapılmaz.
- Göçer yetiştiricilerin hayvanlarının kayıtlı olduğu
il/ilçe müdürlükleri kendilerine ulaşan tespit
tutanaklarını KKKS ve KKBS sistemleri üzerinden
kontrol ederek desteklemeyle ilgili işve işlemleri yerine
getirir.
- Göçer yetiştiriciler, ikamet ettikleri ildeki il birliği
dışındaki biriikiere kayıt yaptıramazlar, şeklinde
yayınlanmıştır.
Korunga ve
Fiğ
Yetiştiriciliği
Ziraat Mühendisi
Tarımsal Yapılar
ve Sulama
Önemi
Korunga; geniş bir adaptasyon kabiliyetine sahip olması, yüksek
kaliteli ot hasıletmesi ve kullanım alanlarının fazla olmasından dolayı
çok önemli bir yem bitkisidir. Korunganın önemli olmasını sağlayan
özellikler şunlardır;
-Özellikle fakir ve kıraç topraklarda korunganın ot verimi yonca ve
üçgüllere göre daha yüksektir.
-Korunga otunun besleme değeri yüksektir.
- Korunga bir baklagil olmasına rağmen çiftlik hayvanlarında
şişme yapmayan e nder bitkilerden birisidir.
-Kışa ve kurağa dayanıklı bir bitkidir.
-Derine giden kökleri ile toprak ıslahında çok önemli bir bitkidir.
-Korunga diğer yem bitkilerine göre çok iyi bir balözü bitkisidir.
Toprak isteği ve Hazırlığı
Fakir, kıraç ve kalkerli topraklarda yetişebilmektedir. Toprakta
kalsiyum miktarı arttıkça, korunganın ot verimi de o nispette artar.
Korunga kireç içeren her toprakta yetişir. Ancak en iyi gelişmesini derin,
drenajı düzenli ve kireç içeren topraklarda yapar. Korunga yaş, asit
karakterde ve killi toprakları sevmez ve bu gibi topraklarda yetişmez.
EkimZamanı
En iyi ekim
zamanı
erken
ilkbahardır. Kışlık
olarak da ekilebilir.
Ancak kar örtüsünün olmaması halinde kıştan çok
büyükzarargörür.
YalnızveyaKarışıkEkim
Korunga kıraç şartlarda yalnız ekildiği gibi
hububatla karışık olarak da ekilebilir. Karışık
ekimde her iki bitkinin ayrı tohum miktarı yalnız
ekimlere göre daha düşük tutulmalıdır. Korunga;
kılçıksız brom, otlak ayrığı, mavi ayrık gibi
buğdaygillerle ikili karışımlar halinde ekilebilirler.
En iyi karışı m korunga+ otlakayrığıdır.
dir. özellikle süt inekleri için uygun bir yemdir. Adi
fiğin taneleri kırılarak hayvaniara yedirilmektedir.
özellikle kurak ve kıraç bölgelerimizde vazgeçilmez bir münavebe bitkisidir.
EkimMetodu
Yoncada olduğu gibi ya serpme ya da sıraya
ekilebilirler. Yalnız ya da buğdaygillerle karışım
halinde ekildiğinde 20 cm. sıra aralığı tavsiye
edilmektedir.
Ekim Derinliği
Korunganın baklası kendiliğinden açılmadığı
için baklanın tohumlarından ayrılması çok zordur.
Bu bakımdan korungada ekim baklası ile olur.
Korunga tohumu yonca tohumundan 5--6 kez
büyük olup en uygun ekim derinliği 3-4 cm' dir.
Ekilecek Tohum Miktarı
Tohum üretimi için dekara 8-10 kg. ot üretimi
için 10-12 kg. meyve (bakla) mibzerle ekilir.
Aşılama
Yoncada olduğu gibi bakteri
için önemlidir.
aşılaması
korunga
Gübreleme
öncelikle korunga yetiştirilecek toprağın analizi
bitki besin elementleri miktarı
belirlenmelidir. Korungaya dekara 10-12 kg.
Fosfor uygulanmalıdır.
yapılarak elverişli
Korunganın
Biçim Zamanı
En uygun biçim zamanı çiçeklenme
başlangıcı­
dır.
Korunganın Kullanımı
Korunga şu amaçlar için yetiştirilir;
-Kuru ot üretimi,
-Mera bitkisi,
-Toprak ıslahı,
-Münavebe bitkisi,
-Bal özü bitkisi olarak,
FiG YETiŞTiRiCiLiGi
Önemi
Fiğler tek yıllık olmaları, yazlık ve kışlık olarak
ekilebilrneleri nedeniyle memleketimizde ekim
alanı artmaktadır. Fiğin otu çok lezzetli ve besleyici-
iklim ve Toprak istekleri
Fiğler en
iyi gelişmeleri serin iklimlerde yaparlar.
Bu nedenle kışları ılıman geçen bölgelerde fiğler
kışlık olarak yetiştirilirler. Gelişmelerini sonbahar,
kış ve ilkbaharda gerçekleştirerek geç ilkbahar ya
da yaz başlangıcında olgunlaşırlar. Kışları sert
geçen yerlerde ise ilkbaharda ekilirler ve bu
mevsimde büyürler yaz ortası veya sonunda
olgunlaşırlar. Adi fiğ soğuklara fazla dayanıklı
olmadığı için her yerde kışlık olarak ekilmezler.
Ancak macar fiği ve tüylü fiğ türleri ise kışlık
yeşertme olarak yetiştirilebilmektedir. Kışları çok
sert geçen Erzurum şartlarında kışlık olarak ekilen
Macarfiği ve tüylü fığlerden çok iyi sonuçlar alınmış
bazı Macar fiği çeşitlerinden 500 kg'a varan ot
verimleri elde edilmiştir. Tüylü fiğ de bu şartlarda
yetiştirilmiş, ancak kar örtüsünün çok iyi olması
halinde verimi daha fazla olmuş ve Macar fiğine
göre soğuklara daha az dayanıklı olduğu tespit
edilmiştir. Ancak bu iki fiğ türünün kışları sert geçen
yörelerinde kışlık olarak ekilebileceği görülmüştür.
Fiğler diğer türlerde olduğu gibi hemen hemen her
türlü toprakta yetiştirilebilir. Ancak verim kalkerli,
killi ve verimli topraklarda daha yüksek olmaktadır.
Kıraç şartlarda da sulu şartlarda yetiştirilebilen bir
baklagildir.
Ekim
Adi
kışları
fiğ
türü kışları sert geçen yerlerde yazlık ve
ılıman geçen yörelerimizde ise kışlık olarak
yetiştirilebilir.
Macar ve tüylü fiğ türleri ise hem kışlık
hem de yazlık olarak eki lebilir. Özellikle su problemi
bulunan ve erken ilkbaharın bol yağışlarından
Fiğlerde gövdeler zayıftır. Habitüs olarak dik
olarak gelişmelerine rağmen, gelişme devresi
ilerledikçe kendi ağırlığını taşıyamadığından yatar.
Bu yatma olayı fığ üretiminde bazı problemleri
ortaya çıkarır. Yatan bitkilerde hasat güçleşir,
çürümeler olur, hastalıklar yayılır ve gölgelerne olur.
Tüm bunlar verimin ve kalitenin çok düşmesine
neden olur. Fiğlerde yatma problemi çözmek için
mutlaka küçük taneli hububatlardan birisi ile karışık
ekilmesi gerekir. Bu gaye ile daha ziyade arpa ve
yulafbitkileri kullanılır.
SiLAJ VE SiLAJ YAPIMI
yararlanmak istendiğinden Macar ve tüylü fiğler
mutlaka kışlık olarak ekilmelidir. Bu iki fiğ türü kışlık
olarak ekilmesi halinde verimi ilkbahar ekiminden
önemli oranda fazla olmaktadır. Fiğde ekimi serpme
ve sıraya mibzerle yapılabilir. Sıraya ekimde sıra
aralığı 15-30 cm olmalıdır. Ağır topraklarda
tohumlar 3-4 cm, hafif topraklarda ise 6-7 cm
derinliğe ekim yapılmalıdır.
Aşılama ve Gübreleme
verim ve kaliteyi olumlu yönde
etkileyecektir. Eğerfiğde aşılama yapılırsa dekara 3
kg, aşılama yapılmaz ise dekara 4,5 kg azot
verilmelidir. Ot verimi için dekara 4 kg, tohum üretimi
için ise 6-8 kg fosfor uygulanması gerekir.
Fiğin aşılanması
Otve Tohum Hasadı
Fiğler,
alttaki ilk baklaların oluştuğu ve tam
olarak dolduğu dönemde biçilmelidir. Fiğde aynı
bitkide baklalar farklı zamanlarda oluştukları için
baklalar farklı zamanda olgunlaşmaktadır. Eğer
üstteki baklaların olgunlaşması beklenirse attaki
baklalarda açılmalar olmakta ve tohum
dökülmektedir. Bu nedenle fığlerde alttaki baklaların
kahverengi renk alıp açılmaya hazır oldukları
devredetohum için hasat yapılmalıdır.
Fiğierin Tahıllarla KarışıkYetiştirilmeleri
Ülkemizde yem bitkileri üretimi yetersizdir. Bu
durumda son yıllarda sayıları önemli boyutlara
ulaşan kültür ırkı sığırlarımızın besin madde
ihtiyaçlarının karşılanmasında, dolayısıyla onlardan
beklenen verim potansiyelinin ortaya çıkmasında
önemli sorunlarla karşılaşılmaktadır. işte bu
koşullar altında hayvancılık işletmelerinin bol, ucuz
ve kaliteli kaba yem ihtiyacının kısa sürede ve
yeterince karşılanmasında silo yemleri ve silaj
başvurulacak en önemli bir seçenek olarak ortaya
çıkmaktadır. Kaba yemierin besin değeri kaybı en
az olacak şekilde saklamanın en iyi yolu silaj
yapmaktır.
SiLAJ NEDiR?
Hayvanların yediği hertürlü ot ve yem bitkilerinin
hava ile ilişkisini keserek, besin değerinde hiçbir
kayıp vermeden, hatta turşulaşma (fermantasyon)
sırasında
besin değerini artırarak, yeşil yemierin
mevsimlerde kullanılmak üzere
saklanmasına silolama, siloda saklanan yemiere de
silaj denir. En kısa tanımıyla, yeşil yemierin
bulunmadığı
turşulaştırılmasıdır.
Silajın Yararları
*Yeşil
ve sulu yemierin bulunmadığı dönemleryem özelliğinde, sindirimi kolay ve besin
değeri yüksek bir sulu yem sağlanmış olur.
* Silolama ve yapay kurutma dışındaki, diğer ot
kurutma yöntemlerine göre çok daha az besin
maddesi kaybı olmaktadır. Otların kurulularak
saklanmasında % 15-20 civarında besin madde
kaybı olur, silaj yapılarak saklanan atiarda bu miktar
% 9-10'dur.
* Silaj, iştah açıcı ve sindirim derecesi yüksek bir
yemdir. Sığırlar tarafından sevilerek yenir, yu muşa­
tıcı biretkiye sahiptir. Kabızlığı önler.
* Silajla beslenen hayvanlarda iç parazit sorunu,
otla beslenen hayvanlardan daha az görülür.
*Et ve süt maliyetlerindeki yem girdisinin payını
% 70'1erden, % 28'e kadar düşürür. Et ve süt
fıyatlarının yeterli olmadığı dönemlerde işletmede
sadece silaj yedirilerek 12-131t'ye kadar süt veren
sığırlar ile günlük canlı ağırlık artışı 650-750 grama
kadarolan besi sığırları yemlenebilir.
*Besin değeri olarak (ham protein açısından);
1) 3 kg mısırsilajı = 1 kg karma yem,
2) 1 kg mısırsilajı maliyeti= Karmayemin 1/15'i,
3) 1 kg mısır silajı maliyeti =Yonca kuru otunun
maliyetinin 1/3'ü,
4) 1 kg mısırsilajı maliyeti= Samanın maliyetinin
1/5'i kadardır.
5) 1 kg mısır silajı maliyeti = Arpa danesinin
maliyetinin 1/12si kadardır.
* Ot depolama sorunu ve depo masraflarını en
aza indirir.
* Silajlık bitkiler tarlayı erken boşaltırlar, diğer
ürünlerin ekimi için uygun birzaman kalır.
* Hububat sonrası ve pamuk öncesi ekilebilen
silajlık bitkiler araziden, ana ürün yanında değerli bir
hayvan yemi elde edilmesini sağlar.
* Silo yemleri, açılmadıkça yıllarca bozulmadan
kalabilirler.
* Yabani ot tohumları, silo içerisinde ölür ve
gübre ile tekrar tarlaya taşınıp zararlı olma özelliği
yitirir.
de,
yeşil
* Kuruduğu zaman sertleşerek hayvanların
severek yiyemeyeceği birçok bitki, silolandığında
hayvanlartarafından iştahla yenir.
*Yeşil olarak yedirildiğinde, zararlı etkilere sahip
bazı yemler, silaj haline getirildiğinde zararlı
etkilerini yitirir.
* Silaj, sindirimi kolay, besin değeri yüksek bir
yem dir.
* Hayvanın yediği her türlü ot, yem bitkileri ve
gıda sanayi yan ürünlerinden yapılabilir.
* Silajda, otları kurulurken meydana gelen
yağmur çürümesi, balyalama zaiyatı, taşıma zaiyatı
gibi kayıplar yoktur.
* Silaj yapılırken havasız ortam esas olduğun­
dan, zararlı küfler çoğalamaz. Süt asidi bakterileri
ise havasız ortamda kolayca çağalırlar ve hayvanlar
yaralı ve temiz biryem yemiş olurlar.
*Si lo yemleri az yer kaplar.( 1m3 silaj: 500-900
kg)
* Silaj ile beslenen hayvanlar sağlıklı, tüyleri
parlak olur.
*Kuru ot gibi yangın tehlikesi yoktur.
* Silajın olgunlaşması sırasında yeşil otlara
melas, hububat kırması gibi katkı maddeleri katıldı­
ğı gibi laktobasil ve streptokok bakterilerinin etkisi ile
süt asidi oluşmakta, bu da otları n hem yem değerini
hem de sindiril me kabiliyellerini yükseltmektedir.
* Yıl boyunca yedirilen silaj en az 7-8 ay
önceden stoklandığı için üreticiyi enflasyon baskıla­
rından korur.
Kısacası silaj, ekonomik kriz dönemlerinin sigortasıdır.
48
KOYUNLARDAVÜCUT
KONDÜSYON PUANLAMASI VE
KOYUN YETiŞTiRiCiLiGiNDE ÖNEMi
Hayvancılık
birçok bölgesinde tarımın bir sektörü
birçok ülkede küçükbaş hayvancılık
sektörü süt, et, yapağı, kıl, deri ve gübre üretimi bakımından tüm
hayvancılık dalları içerisinde önemli bir yere sahiptir. Türkiye'de Koyun
yetiştiriciliği 1980'1i yıllardan başlayarak günümüze kadar azalan bir
eğilim izlemiştir. Türkiye koyun varlığı, 1990 yılı verilerine göre 40
milyon baş iken, 2011 yılı verilerine göre ise 25 milyon baştır (Anonim,
2011).
Koyun yetiştiriciliğinin, Türkiye sosyo-ekonomik yapısında özel bir
önemi olup, üretim geleneksel çerçevede gerçekleşmektedir. Ülkemizde toplam et üretiminin %10'u (Anonim, 2012), toplam süt üretiminin
%6'sı koyunlardan sağlanmaktadır (Anonim, 2011 ).
Türkiye'nin iklim koşulları ve coğrafi yapısı yurdun birçok yerinde
koyun yetiştiriciliğine olanak sağlamaktadır. Ülkemizde koyun
yetiştiriciliği büyükbaş hayvanlar tarafından değerlendirilemeyen,
yerleşim yerlerinden uzak, dağlık ve engebeli alanların seyrek ve kısa
otlarının değerlendirilmesi bakımından da önem kazanmaktadır. Kaldı
ki ülkemiz meraları daha ziyade koyunların yararlanabileceği kısa ve
seyrek otlardan oluşmaktadır. Koyun yetiştiriciliği yapılan bölgeleri mizkonumundadır.
dünyanın
Bu
bağlamda
de koyunlardan elde edilen ürünler yöre insanları­
nın geçiminde önemli bir paya sahiptir. Ancak son
yıllarda çeşitli sebeplerden dolayı üreticiler bu
faaliyetten vazgeçme eğilimine girmişlerdir.
Türkiye'de koyunlardan hayvan başına elde
edilen verim düzeyi ne yazık ki düşüktür. üreticilerin yeterli düzeydeverim alamamalarının birinci nedeni mevcut yerli ırklarımızın genetik yapılarının
yetersiz olması, diğeri de bakım-besleme gibi çevresel koşulların yeterince sağlanamamasıdır.
Ülkemizde koyunlardan elde edilen verimler
miktar ve kalite olarak oldukça düşüktür. Bunlar
yerli ırkiara özgü olarak düşük verime sahip hayvanlardır. Ülkemiz koşullarında koyunculuk geleneksel olarak yapılmaktadır. Üreticilerin yetersiz
donanımlı ve teknolojik olanaklardan ve gelişme­
lerden mahrum oluşu gibi birçok faktör genetik yapı
yetersizliği ile bir araya gelince ülke koşullarına uygun ekstansif bir üretim biçimi ortaya çıkmaktadır.
Türkiye'de koyun yetiştiriciliğinin en önde gelen
sorunlarından birisi beslenmedir. Koyun yetiştirici­
liği genellikle meraya dayalı olup mera olarak tanımlanan alanlar, zamansız ve aşırı otlatma baskı­
sı altında büyük oranda mera vasfını yitirmiştir.
Ülkemiz koyun populasyonunun büyük bir bölümü
düşük verim potansiyeline sahip olmasına karşın
koç katım döneminde kondüsyon puanına göre
yapılacak besleme ile verim düzeyleri önemli oranda artırılabilecektir.
Ekonomik verimler ele alındığında döl verimi
açısından hayvanın vücudundaki yağ doku rezervleri önem arz etmektedir. Çiftlik hayvanlarında maliyeti önemli düzeyde etkileyen döl verimini maksimum düzeyde tutmak için hayvanların optimum bir
vücut kondüsyon puanına sahip olmaları gerekmektedir. Iyileştirme çalışmaları vücut kondüsyon
puanı ( Body Condition Score) ile birlikte ele alınıp
verim artınimaya çalışılmalıdır. Böylece döl verimi
bakımından yapılacak çalışmalarda seleksiyon ve
vücut kondüsyon puanı birlikte ele alındığında
rantabilite yükselecektir. Sürülerde genetik iyileştir­
meler yanında manejmanla ilgili denetimler çerçevesinde verimin artırılması olasıdır. Doğumda ki elde edilecek kuzu sayısının maksimum düzeyde olması ekonomik verimliliğin artırılmasına neden
olan önemli bir faktördür. Bu verimliliği sağlama
açısından anaç koyunların koç katımı öncesindeki
vücut kondüsyonlarının saptanması gerekmektedir. Çünkü sütten kesilmiş kuzu sayısı ile kondüsyon puanı arasında önemli bir ilişki söz konusudur.
Bir yılı kapsayan yetiştirme takvimi sürecinde
tüm çiftlik hayvanlarında olduğu gibi koyunlarında
içinde bulundukları fizyolojik evreler dikkate alına­
rak rasyonel bir beslenme programı çerçevesinde
yem kaynaklarının daha etkin kullanılması ekonomik yönden büyük önem taşımaktadır. Canlı ağırlık
artışı ve kondüsyon, farklı fizyolojik evrelerde uygulanan manejman ve beslenme rejimi ile yakından
ilgilidir. Vücut kondüsyonunun bilinmesi ile
hayvanın dış görünüşünden fark edilmesi güç olan
değişikliklerin ve kondüsyonda ki ani kayıpların vakit kaybedilmeden tespit edilmesi mümkün olabilmektedir. Ayrıca sürünün besin madde ihtiyacının
bilinmesi hayvanın gelişme ve döl verim gücü hakkında da ipuçları vermektedir. Koyunlarda vücut
kondüsyonu ile döl verimi arasında yüksek düzeyde pozitif ilişki vardır. Koç katımında iyi kondüsyon
puanına (3-3.5) sahip hayvanlar döl verim özellikleri bakımından diğerlerine nazaran daha yüksek
bir performans göstermektedir. Buna göre sürüdeki
koyunlarda vucut kondusyonunun saptanması ve
koyunların koç katımında kondOsyon bakımından
optimum seviyeye getirilmesi sayısal olarak kuzu
veriminde artışsağlamaktadır (Biçer, 1991 ). Bunun
için koyunlara koç katımından 8 hafta önce kondüsyon puanlaması yapılmalı hayvanlar gruplara
ayrılmalı, kondusyonu zayıf hayvaniara enerji
bakımından zengin teşvik yemlamesi (Fiushing)
uygulanarak uygun puana (3-3.5) getirilmeli ve
puanlamada 4 puandan yuksek olan hayvaniara
enerjice düşük yemler verilerek bunların optimum
(3-3.5) puan düzeyine ulaşmaları sağlanmalıdır.
Konuya ilişkin olarak yüksek döl verimi sağlanması
için koyunlarda koç katımı öncesinde, gebeliğin
ortasında ve sonunda yapılacak vücut kondüsyon
puanlaması uygulaması sonuçları teorik olarak hedeflenen puaniara yakın olmalıdır. örneğin, Ingiliz
Tarım Bakanlığının katımdan 8 hafta önce hedeflediği puanlar 3-3.5; gebeliğin ortasında 3; gebeliğin sonunda ise 3-3.5'tur. Bu uygulamalar sonucunda surüdeki kısırlık oranı minimize edilmekte,
ikizlik oranı artmaktadır. Kısacası sürü bazında döl
verimi yükselmektedir. Bu uygulama ülke bazında
gerçekleştiğinde, döl veriminin artması Olke
ekonomisine önemli katkılar getirecektir. Kondüsyon puanlaması yapılmazsa sürü içerisinde zayıf
koyunlar ile (2 puandan düşük), aşırı yağlanmış
anaçlarda (4 puandan yüksek) döl verimi yönünden
sorunlar yaşanmakta bu da ekonomik yönden
olumsuzluklara neden olmaktadır.
Ülkemizde pratik olarak küçükbaş hayvanlarda
vücut kondüsyon puanlaması uygulamasına geçilmeli, koyunlarda ikizliğin artırılmasına yönelik bilimsel çalışmalara başlanması gerekmektedir. Yeni
bilimsel gelişmeler koyun yetiştiricilerine ulaştırıl­
malıdır. Ülkemizde koyun ve keçi sürülerinde vücut
kondüsyon puanlaması uygulamasına yerverilmesi
ile verimliliğin en az %25-30 artabileceği yadsına­
maz bir gerçektir. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığının ilgili birimlerinde küçükbaş hayvanlarda,
vücut kondüsyon puanlaması eğitimi uygulamalı
olarak verilmeli, bu konuda mutlaka bölgesel yerli
ırklarımız üzerinde bilimsel araştırmalar yapılmalı­
dır. Kondüsyon puanlaması uygulaması sonucunda
üreticilerin ürettiği kuzu sayısı artacak ve dolayısıyla
ekstansif sistemde rantabilite yükselecektir.
Büyüme döneminde olan hayvanda gelişmesini
en son tamamlayan vücut bölgesi bel parçasıdır.
Vücut kondüsyon puan uygulaması için O dan 5'e
kadar bir puanlama yapılır. Bu sistemde subjektif
olarak vücut kondüsyon puanlaması bel bölgesinde
son kaburga kemiğinin hemen arkasında yer alan
omurun etrafı ve üzerindeki kas ve yağ dokusuna
deri üzerinden dokunarak ve parmak uçlarının anı­
lan bölgede gezdirilmesi (handling) ile yapılmakta­
om ur çıkıntılarının altına kolaylıkla sokulabilir ve kemiklerin arası kolaylıkla hissedilebilir. Göz kası çok
zayıftır ve üzerinde yağ örtüsü yoktur. Deri çok ince
olup, iyi yönetilen sürülerde hayvanlar hiçbir zaman
bu kondüsyon düzeyine düşmemektedir.
PUAN 1
" :.~-=-------
Şekil4.1.
Kondüsyon
Puanı
Puan 1 (Zayıf Kondüsyon): Kondüsyon bakımın­
dan 1 puanla değerlendirilen hayvanlar çok zayıf
durumdadır. Bel kası zayıf ve yağ birikimi söz
konusu değildir. Bel bölgesindeki her kemik parçası
kolaylıkla hissedilebilmektedir. Omurga çıkıntısı ve
yatay çıkıntılar keskin olarak hissedilir ve parmaklar
göz
kası
alınmalıdır.
PUAN2
omurga
"- -- - yağ tabakası
kısa kaburga
hayvanlarda vücut kondüsyon puanlaması 6 sınıfta ineelenmekle birlikte bunlardan pratikte 5 tanesi önem taşımaktadır. Kondüsyon puanlamasına temel oluşturan sınıflar ve puanlamaya
ilişkin ayrıntılar her bir puan sınıfı bazında aşağıda
oluşmaktadır.
kaburga
Puan 2 (Orta Kondüsyon}: Bu kondüsyondaki
hayvanlarda sırt kemiği belirgin olmakla beraber
kas birikimi başlamıştır, omurga çıkıntısı
yumuşaktır. Yatay çıkıntılar yumuşak ve yuvarlak
olup çıkıntıların alt tarafına parmakla bastırmak
mümkündür. Kemikler arasındaki boşluklar
hissedilebilir, ancak henüz yumuşak bir yapıdadır.
Göz kası orta derinliktedir ve çok az miktarda yağ
doku ile örtülüdür. Deri bu hayvanlarda da çok
incedir. Bu kondüsyondaki hayvanlar zaman
kaybetmeksizin beslenme açısından iyi koşullara
Küçükbaş
Puan 0: Deri ve kemik arası boş olup et ve yağ
dokusu hiç yoktur. Hayvan ölüm durumundadır. Bu
durum hastalık ve yetersiz besleme koşullarında
kısa
1
dır.
verilmiştir.
omurga
yağ tabakası
göz
Şekil4.1.
Kondüsyon
Puanı
kası
1
Puan 3 (iyi Kondüsyon}: Sırt kemiğinin üzeri
etle örtülmüş olup yumuşaktır. Parmakla
bastırıldığında kemikler zorlukla hissedilirler.
Omurga yumuşak ve yuvarlaktır. Yatay çıkıntılar
yumuşak ve yuvarlaktır. Kaslar dolu ve yağ tabakası
vardır. Göz kası orta kalınlıkta yağ tabakası ile
kaplıdır deri orta kalınlıktadır. Damızlı k koyunlar ve
gelişmekte olan genç hayvanların bu kondüsyonda
olması söz konusudur
PUAN3
PUAN5
~----....,-----
Şekil4.3.
Kondüsyon
Puanı
omurga
~---....,-----
omurga
yağ tabakası
yağ tabakası
kısa
kısa
kaburga
Şekil
3
4.5. Kondüsyon
Puanı
kaburga
5
Puan 4 (Yağlı Kondüsyon): Omurga çizgi gibi
hissedilmektedir. Yatay çıkıntılar kalın bir et
tabakası ile kaplı olduğu için bastırmakla dahi
hissedilmez. Bel kasları dolgun olup kalın bir yağ
tabakası hissedilir. Başka bir ifadeyle göz kası kalın
bir yağ tabakası ile örtülü ve deri kalın olarak
hissedilir. Gebeliğin ileri dönemindeki hayvanlar
genellikle bu kondüsyondadır. Gelişmekte olan
genç hayvanların ilkbahardaki kondüsyonlarının 4
olması istenir.
PUAN4
- ----=:::........,.....---- omurga
yağ tabakası
kısa
göz
Şekil4.4.
Kondüsyon
Puanı
kaburga
kası
4
Puan 5 (Çok Yağlı Kondüsyon ): Palpasyon
pozisyonunda emurlar basınçla dahi hissedilmeyebilir. Omurganın olması gereken yerde çukur vardır.
Yatay çıkıntıların uçları yağ ile örtülü olduğu için
hissedilmez. Bel kasları çok dolgun ve kalın yağ
tabakası vardır. Göz kası kalın bir yağ tabakası ile
örtülüdür. Deri oldukça kalındır. Bu kondüsyon
sağlıksız ve yem tüketimi bakımından istenmeyen
bir durumdur. Gebeliğin ileri dönemindeki hayvanlar
bu kondüsyona ulaştıklarında, vücutta aşırı yağ
depolanması sonucu yem alım kapasitesi önemli
ölçüde düşmektedir. Bu kondüsyona sahip gebe
koyunlarda gebelik zehirlenmesi ve güç doğum gibi
problemlerle karşılaşmak olasıdır.
KAYNAKLAR
ANONiM., 2011. Türkiye istatistik Kurumu
(TÜ iK). Web Sitesi (URL: http://www.tüik.gov.tr).
ANONiM., 2012. Türkiye istatistik Kurumu
(TÜ iK). Web Sitesi (URL: http://www.tüik.gov.tr).
ANONYMOUS, 1984. Leaflet 787.Ministry of
Agriculture, Fisheries and Food.
Printed in UK.
BiÇER, 0., 1991. Koyunlarda Vücut Kondüsyon
Puanlaması ve Koyun Yetiştiriciliğinde önemi. Ç.Ü.
Ziraat Fak. Derg. 6, (4): 81-88
DiNLER, M., 2005. Melez Sütçü Keçilerde Vücut
Kondüsyon Puanı ile Canlı Ağırlık ve Döl Verimi
Arasındaki ilişkilerin Belirlenmesi üzerine Bir
Araştırma. Ç.Ü. Fen Bilimleri Enstitüsü, Yüksek
Lisans Tezi, Adana.
GÜNEY, 0., 2009. Süt Keçilerinde Dış Yapıya
Göre Değerlendirmenin Önemi, Gereği, ilkeleri ve
Uygulamaları. 6. Zootekni Bilim Kongresi, 24-26
Haziran, Erzurum.
KÜÇÜKBAŞ
HAYVAN
YETiŞTiRiCiLiGiNDE
KORUYUCU
HEKiMLiGiN ÖNEMi
Nec ip
KILIÇ
Zooteknist
Kangai-Akkaraman
Halk Elinde Küçükbaş Hay.
Islah ı Projesi Yürütücüsü
Küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde istenilen verimlilik seviyesine
ve karlı bir üretime ulaşmak için, yüksek verim kapasitesine sahip
hayvaniara sahip olmak, bilinçli bakım-besleme ve temelini koruyucu
hekimliğin oluşturduğu sürü sağlığı konusunda bilinçli bir
yetiştiriciliği n yapılması en önemli unsurlardan birisidir.
Ister insan, ister hayvan olsun bir canlının yaşamını sağlıklı bir
şekilde sürdürabilmesi için koruyucu hekimlik önemli bir faktördür.
Canlının yaşamını tehlikeye sokabilecek veya kalıcı marazlar
oluşturabilecek bazı hastalıkları daha ortaya çıkmadan önlemek, bu
hastalıkların oluştuktan sonraki tedavisinden daha fazla önem
taşımakla birlikte hem sürü sağlığı ve hem de ekonomiklik açısından
hayati bir öneme sahiptir. Koruyucu sağlık hizmeti diğer bir ifade ile
koruyucu hekimlik tehlikenin kendisine karşı bir mücadele şeklidir.
Bulaşıcı hastalıkların kontrol altında alınabilmesi, gerekli
aradikasyon (yok etme , temizleme) programlarının uygulanabilmesi, kaliteli damızlık materyalin sağlanabilmesi, düzenli kayıtların
tutulabilmesi, ilaç ve tedavi giderlerinin azaltılması için hayvancılığın
bilinçli bir şekilde yapılması ve hastalığın tedavi edilmesi veya ettiril-
mesinden çok hastalıkların mevcut işletmeye gelmemesi için gerekli tedbirlerin alınması küçükbaş
hayvan yetiştiriciliğinde hayati öneme sahip bir unsurdur.
Küçükbaş
hayvan
yetiştiriciliğinde, hayvanları
hastalıklardan korumanın en sağlıklı, en ekonomik
ve en pratik yolu koruyucu hekimlik uygulamalarıdır.
Koruyucu hekimlik hizmetleri, hayvancılık alanında
uygun besleme tekniklerini bilmekle hijyen, antiparaziter ilaç uygulamaları ve aşı uygulamalarından
oluşur. Birçok viral veya bakteriyel hastalığa karşı
geliştirilen aşılar çok uzun zamandır koruyucu hekimlikte kullanılmaktadır. Bu nedenle aşı lar, koruyucu hekimlik için en önemli silahlardandır. Vazgeçilmezdir. Örneğin bir zamanlar en önemli ve tehlikeli
hastalıklardan biri olan kuduz, bugün koruyucu hekimlik ve kuduza karşı geliştirilen aşılar sayesinde
önemini yitirmiştir. Şu da unutulmamalıdır ki ; hasta
hayvanlar elbette tedavi edilmelidir. Ancak asıl
hedef, hastalığa yol açan sebepleri ortadan kaldır­
mak olmalıdır. Koruyucu hekimlik diğer hayvan
yetiştiriciliklerinde olduğu gibi küçükbaş baş hayvan
yetiştiriciliğinde de hayvan sağlam iken koruyan ve
hasta etmeyen esasları ve prensipleri ortaya koyar.
Bugün ülkemizde koruyucu hekimliğin anlam ve
önemi noktasında yetiştiricilerimizin yeterli bilgi,
bilinç ve deneyime sahip olmamakla birlikte her
geçen gün bu konuda hizmet veren Koyun Keçi
Yetiştiricileri Birlikleri sayesinde yetiştiricilik her
geçen gün biraz daha bilimsel yapılmaktadır. Ancak
her ne kadar Koyun Keçi Yetiştiricileri Birlikleri ,
Üniversiteler, Bakanlığa bağlı ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından takdir edilecek hizmetler verilse de
Ülkemiz küçükbaş hayvan yetiştiriciliğinde istenilen
seviyelerden çok geride olduğumuz acı bir gerçektir.
Hani bir atasözümüz vardır: "Bir musibet bin nasihatten iyidir" derler. Acaba yetiştiricimizin koruyucu
hekimlik bilincinin oluşması, yerleşmesi için illaki
hayvanlarının hastalanması ve dolayısıyla yüklü
tedavi giderlerini sırtlanması ya da imkanı yoksa en
basiti amprik( deneme-yanılma metodu) tedavilerle
tedavi etmeye kalkışması nihayet hayvanlarının
ölümünü beklernesi mi gerekiyor? Ayrıca, yetiştirici,
bir hayvan, iki hayvan için belki bu maliyete hiç
gereği yokken katlanabilir, ancak bu sürü tedavisi
için hem aile hem de milli ekonomi için milyarlarca
serveti n yoktan heba olması demek değil midir? Bu
manada hijyen ve çok cüzi bir ücretle (aşı,
anti paraziter uygulaması) büyük bir felaketin önüne
geçilecek, hayvancılık ve hayvansal üretim artış
gösterecektir.
Sonuç olarak; mutlak ve mutlak suretle koruyucu
hekimliğin anlam ve önemi köylerde, aşılama çalış­
malarında, çiftçi toplantılarında, sahada görevli
teknik elamanlarca yetiştiricilerimize anlatılmalıdır.
Bu hususta illerde mevcut Damızlık Koyun Keçi
Yetiştiricileri Birliklerine, Üniversitelere, Bakanlığa
bağlık ilgili kurum ve kuruluşlara, Zooteknistlere ve
serbest klinik yapan veteriner hekimlere büyük
görev ve sorumluluk düşmektedir.
54
KOYUNCULUKTA KUZUNUN
YERi VE ÖNEMi
Ahmet
SERBEST
Veteriner
Hekim
Kangai-Akkaraman
Halk Elinde Küçükbaş Hay.
Islah ı Projesi Yürütücüsü
Koyunculuk yapan yetiştiricilerimizin büyük çoğunluğunun da aynı
fikirde olduğunu düşünüyorum; karlılık açısından, kuzunun önemi
hususunda ... Hele bir de Kangal Akkaraman ırkından bahsediyorsak!
Koyunculukla az çok uğraşan herkes bilir ki, koyundan alınabilecek en
önemli verim kuzularıdır. Bunları yapağı(yün), süt ve süt ürünleri,
kısmen de gübreleri takip etse de ekonomik anlamda büyük çaplı bir
katkıları olmadığı aşikardır. Elbette bazı ırklarda yapağı veriminin,
bazı ırklarda ise süt veriminin biraz daha ön plana çıktığını söylemek
mümkündür. Ancak tüm ırklar için ortak ve en önemli verim kaynağı
kuzu konusudur. Öyleyse bu konuyu biraz irdelemekte fayda
görüyorum.
Genel anlamda koyunun en önemli verim kaynağının kuzu
olduğunu söyledik. O halde verimliliğimizi, yani koyun başına doğan
ve sağlıklı olarak büyüyen kuzu oranını nasıl artırabiliriz? Bunun için
koç katım döneminden başlayarak kuzularımızın kasaplık ya da
damızlık olarak seçimine kadarki dönemleri hakkında biraz
konuşalım.
ilk etapta koç katılacak sürümüzün uygun kondisyonda olmasını
gerekmektedir. Uygun kondisyonundan hayvanın aşırı
derecede kilolu olması anlaşılmamalıdır. Kabaca tarif etmek gerekirse
sağlamak
hayvanların yukarıdan bakıldığında bir si lo seklinde
görülecek kadar kilolu değil ancak tüm kemiklerinin
sayılacağı kadar da zayıf olmaması gerekir. Yani
çıkıntılı kemiklerin yerlerinin belli olması diğer kalan
bölgelerin ise düzgün bir hal almasına dikkat
edilmelidir. Uygun kendisyanun bize sağlayacakla­
rına bakarsak; ilk etapta tek aşımda gebelik
oranının artması, genel manada çoklu doğumların
{ikizlik, üçüzlük, vb.) artması şeklinde devam
edecektir. Bunlara ilave olarak koçların bu döneme
hazırlanması ve bu dönemde beslenmelerine dikkat
edilmesi kısırlık oranının azalmasına yardımcı
olacaktır. Ayrıca koç seçiminin de önemi vardır.
Çoklu doğumların kalıtsal bir etkisinin olduğu da
bilinmektedir.
Gebe koyunlarının beslenmeleri de çok önemli
bir konudur. Ayrıca gebe koyunlara uygun dönemlerde, bazı aşılamalar yapılarak anne sütü ile kuzuları pasif bağışık yapmak ve korumak mümkündür.
Bunlar bölgelere göre değişebileceği gibi şap, çiçek,
anteretoksemi vb. aşılamalarla kuzuların hayata
tutunmalarını arttırmak mümkündür.
Doğum zamanı ise her zamankinden daha fazla
bir çaba gösterilmelidir. Çünkü hayvanlar genellikle
gece olmak üzere her zaman diliminde doğum yapabilirler.
Özellikle ilk defa doğum yapan hayvanlar doğumlarını yalnız yapamayabilirler yani bir desteğe
ihtiyaçları olabilir. Bu durumlarda tecrübeli kişiler
tarafında doğum
desteklenmelidir. Diğer önemli bir
konu ise yine ilk doğumunu yapan hayvanlar başta
olmak üzere bazıları kuzularını kabullenmeyebilir.
Bu durumlar hemen fark edilmeli ve ilk 4 saat
içerisinde kolostrum{ağız sütü) kuzulara verilmelidir. Daha sonra ise bu kuzuların anneleri tarafında
benimsenmeleri sağlanmalıdır. Çoklu doğumlar da
daha hassas davranılmalı annelere gerekirse ilave
besleme yapılmalıdır.
Kuzular belli dönemlerde ayrı bir bölmeye
alınmalı kuzurlara temiz su ve yem verilmelidir.
Anne sütünün yeterli miktarlarda verilmesi kuzu
gelişiminde önemli bir yere sahiptir. Yani erken
yaşlarda sütten kesilen kuzularla, annelerini yeteri
kadar emmiş kuzuları kıyaslamak mümkün dahi
değildir.
Kuzulara doğumu takip eden ilk hafta içerisinde
selenyum takviyesi yapmak her zaman yararlıdır.
Annelerin aşılı olup olmayışma göre değişmekle
birlikte anteretoksemi aşısının da doğumu takip
eden ilk ay içerisinde yapılmasının faydası vardır.
Kuzularımızın büyümesiyle birlikte artık damızlı k
ve kasaplık kuzu ayrımına gidilmelidir. Fakat bütün
erkekler kasaplık veya bütün dişiler damızlık
değildir! Burası da dikkat edilmesi gereken bir husustur. Çünkü damızlı k bir hayvanın {erkek veya dişi
olmasının çok fazla bir önemi yoktur) kasaplık olarak satılması, onun yerine kasaplık özellikte
olmayan bir hayvanın damızlık olarak sürüde
tutulması başta yetiştirici olmak üzere, ülkemiz
ekonomisine birzarardır.
Bereketli bir y1l olmasi dileğiyle .. ..
55
MiLLi SERVET
Mikail
ATMACA
Vet.Sağ.Tek.
Teknik Elemanı
Proje
Kangai-Akkaraman
Halk Elinde Küçükbaş Hay.
Islah ı Projesi Yürütücüsü
KOYUN SÜTÜNÜN
ÖNEMi
Insan sağlığının yaşam boyu korunması için yeterli ve dengeli
beslenmede süt ve süt ürünleri tüketimi büyük öneme sahiptir. Besin
içeriği açısından yüksek olan süt ve süt ürünleri, hem çocukluk hem
de yetişkinlik döneminde çok büyük ihtiyaçtır. Birçok çalışmada kronik
hastalıklar ile süt tüketimi arasında ilişkiler gösterilmiştir. Kalsiyum
gibi spesifik bir besin öğesi desteğini almak yerine besin olarak süt
tüketmenin hastalık ve sağlık açısından daha etkin olduğu dikkatleri
çekmektedir.
Koyun sütü; protein, yağ ve mineral maddeler açısından zengindir.
Bi leşimindeki protein ve yağ oranının fazlalığı ile diğer sütlerden ayırt
edilmektedir. Kuru madde oranı inek sütünden %50 oranında daha
fazla olup, yaklaşık %19 civarındadır. Bunun %6-%8 'i süt yağı, %4%5'i kazein( Kazein sütte bulunan bir çeşit proteindir.Memeli
hayvanların sütlerindeki azotlu maddelerin temelini meydana getiren
fosfoprotein grubundan bir protein li maddedir. Kazein, yağsız süttozu
ile birlikte yağ yapımının yan ürünlerinden biridir.} %4,5 -%5'i laktoz,
%0,5 -%1 'i albumin ve %0,9 -% 1'i tuzlardan meydana gelmektedir. Koyun sütünün titrasyon asitliği 812 SH ve yoğunluğu 1,030-1 ,045g/ml arasında değişmektedir.
Koyun sütü yağının lesitin miktarı daha fazladır
ve riboflavin açısından zengindir. inek sütüne göre
daha fazla miktarda amino grup asit içermektedir. C
vitamini ve nikotinik asit açısından inek sütüne
oranla daha fakirdir. Kuru madde ve yağ oranı daha
yüksek olduğundan sindirimi ine k sütüne göre daha
güçtür.
Rengi inek sütünden daha beyazdır. Bileşimin­
deki proteinli maddelerin yaklaşık %80'i kazeinden
oluştuğu için, kazeinli sütler gurubuna dahildir. Kuru
maddesinin yüksek olması nedeniyle sahip olduğu
kaleri değeri de yüksektir. Doğal asitliği yüksektir.
Koyun sütünün kendine özgü nispeten ağır bir tadı
ve kokusu vardır.
Koyun sütü en çok kazein oranının yüksek
olmasından dolayı peynir ve yoğurt üretiminde,
yağ oranının yüksek olmasından dolayı da
tereyağ yapımında tercih edilmektedir.
Kangal Akkaraman Koyunu Halk Elinde Islah
Projesi kapsamında yapılan çalışmalar sonucunda,
ülke genelinde koyun sütünün sağılmayıp mevcut
kuzulara verilerek kuzuların beslenmesi ve büyümesinde kullanıldığı tespit edilmiştir.
Böyle önemli bir milli servet olan koyun sütünü
sadece kuzu beslenmesinde ve büyütülmesinde
kullanılması ülkemiz ekonomisi ve yetişen nesil için
bir eksiklik meydana getireceği göz önünde bulundurularak çalışmalar başlatılmış olup mevcut koyun
yetiştiricilerine başta hocamız Prof. Dr. Behiç ÇOŞ­
KUN ve Sivas Ili Damızlı k Koyun ve Keçi Yetiştirici­
leri Birliğinin destekleri ile süt sağı m üniteleri kurularak hem koyunların sağımını kolaylaştırmış ve insan
emeği çok asgari seviyeye i nd iriimiş hem de mevcut
koyun sütünün kokusu ortadan kaldırmıştır.
Diğer taraftan süt sağı m üniteleri kurularak milli
ekonomiye ve koyun yetiştiricilerimize ciddi anlamda ekonomik destek sağlanmıştır. Halen devam
eden Kangal Akkaraman Koyunu Halk Elinde Islah
Projesi Sivas ve ilçelerinde çalışmalarına devam
etmektedir ve her zaman yetiştiricilerimizin ve
ülkemizin menfaati için çalışmalarını sürdürmektedir.
KOYUNCULUKTA
SAGIM
Koyunculuktasağı m,
mevsimsel bir iştir. Genellikle günde iki defa,
Yerli koyunlarımızın tümü ve süt tipi koyunlar
sağılırlar. Yerli ırklarda kuzular sütten kesildikten sonra 3-5 aylık
sağım devresi vardır. Sütçü ırklarda bu süre 7-8 aya çıkabilir. Sağım
işleri, önemli bir işgücüne gereksinme gösterir.
Türkiye'de koyun sürülerinin büyük bir kısmı küçük sürüler halinde
bulundurulur. Süt verim düzeyleri yüksek değildir. Bu nedenle sağı m,
doğal olarak el ile yapılır. Buna karşılık süt koyunculuğunun geliştiği
ülkelerde büyük koyun sürülerinde gerek iş gücü artırımı (tasarrufu)
gerekse süt ve sağım hijyeni açısından makine ile sağım giderek
belli
aralıklarla yapılır.
yaygınlaşmaktadır.
1. Sağı m sistemleri
1.1.EIIe sağı m
El ile sağımda sıra ile şu eylemler yapılır;
Süt salgısını uyarmak için, sağı m öncesi 5-1 Osaniye süreyle memeye
masaj uygulanır. Bunun için sol elle meme önden karına, sağ elle de
arkadan kuyruğa doğru yumuşak hareketlerle sıvazlanır. Daha sonra
her iki elin baş ve işaret parmakları ile meme başları almaşıklı olarak
sıkılarak
ilk damlalar alınır. Sağıma bundan sonra
tüm memeyi avuçları içinde tutup,sünger sı kar gibi
yukarıdan aşağıya birkaç defa süt alınır. Memede
arta kalan ve daha yağlı olan sütü almak için,
kuzunun anasını emdiği sırada yaptığı baş vurma
hareketlerini hafif el darbeleri ile taklit ederek,
parmakarası sağımla işi bitirir.
a. ilk eylem
b .ikinci eylem c. Üçüncü eylem
Koyunların elle sağımında kimi noktalara özen
gösterilmelidir. Koyunlar mera dönüşü hemen
sağıma alınmamalıdır. Sağım öncesi bir saatlik bir
dinlenme süresi, süt verimini önemli yönde etkilemektedir.
Sağım sırasında koyunları korkutmak ve sağım
için gerekli diğer koşulların uygun olmaması süt
salgısını geriletmektedir.
Rahat bir sağım koyunun arkasından
gerçekleştirilir. Tabureye oturan sağırncı ayakları
arasına sağım kovasını sıkıştırmalı ve kovaya
süzgeçtakmalıdır.
Koyun sağımında en uygun olanı, ağ ıl içinde sauygun ayrı bir bölmenin ayrılmasıdır. Bu şe­
kilde süt verimi denetimlerinin yapılması kolaylaşır.
Koyunların sağlık denetimleri ve sağılan sütü
hijyenik koşullarda toplanması sağlanabilir. Bu gibi
bölmelerde koyunlar sıkıştı rı lmadan sıralanmalıdır.
istenmeyen fizyolojik tepkimalere neden olacak şe­
kilde korkutulmamalıdır.
Burada önemli olan, koyunların kendi yerlerini
nasıl alacakları ve sağım bitineeye kadar
korkutulmadan tutulmalarıdır. Sağı m bölmesi yeterli
büyüklükte ve genellikle sağıcının hareket ettiği
yerden yukarı olmalıdır. Sağım sırasında koyunlar
değişik biçimlerde ve daha çok boyunlarından
ğı m için
Şekil1.
Koyun sağımının aşamaları
Koyunlar genellikle günde iki kez sağılır. Sabah
ve akşam sağımiarı arasında 10 saatlik bir süre
geçmesi gerekir. Çok soğuk ve kırağılı günlerde
sabah sağımı daha geç, sıcak günlerde ise daha
erkene alınmalıdır.
Elle sağım uzun zaman gerektirir. Alışmış usta
bir sağırncı 2-2.5 saatlik bir süre içerisinde 100
koyun sağabilir. Kimi koyun ırklarında memenin
sağım için yeterli özelliklere sahip olmaması, elle
meme üzerine daha fazla basınç kullanılmasına
neden olur. Eğer koyunlar küçük memeli ve kısa
meme başına sahipse, iki ya da üç parmakla sağım
daha da güçleşir. Bazen bilinçsiz yapılan elle sağı m
meme üzerinde yaraya neden olur, böylece
koyunlarda mastitis için ortam yaratılır.
bağlan ır.
Değişik
ülkelerde uygulanan çok değişik yöntemler vardır. lsrail'de koyunlar yerden belirli yükseklikteki ve içinde yem bulunan bir yemlik önünde
sağ ılır.
Bu yöntem koyunların sağıma kadar kolay
da sağlar. Hareketli bir direğin dönebileceği kadar boş bir alan bulundurulur. Sağırncı
oturur ya da ayakta durabilir. Bazen de sağırncılar
bir ray üzerinde kaydıniabilen oturak kullanırlar,
böylece çok az bir kuwet kullanarak yer değiştirebi­
lirler.
Koyunlar "Kotra" adı verilen ve oldukça kullanışlı
özel bölümler içinde de elle sağılabilir. Kotralardaki
bölme sayısı kullanılan sağırncı sayısına bağlıdır.
Koyunlar kotranın arka tarafındaki bir bölme içine
sürülerek, sağıcıların arka tarafından ya da yanın­
dan bölmeler içine alınırlar.
Kotra tabanları genellikle önden arkaya. meyilli
ve tımaklı bir yapıya sahiptir. Her bölmenin ön
alışmalarını
tarafında sağıcının kolaylıkla açıp kapayabileceği
birkapı vardır.
kaval ı sistem uygulanabilir.
Koyunların laktasyon uzunluğu:
Kısa süren sağım süresine sahip koyun ırkları
için makineli sağım aygıtları kullanmak ekonomik
değildir. Uzun bir laktasyon dönemine sahip koyun
ırkları için makineli sağım daha uygun bir sistemdir.
Koyunların süt verimi:
Makineli sağım için koyunların yüksek süt
vermesi gerekir.
2. Sağı m hijyeni
Sağlıklı ve mikropsuz bir koyun sütü üretimi için
koşulları yerine getirmekle elde edilebilir. Başlıca
koşulları şunlardır;
-
Sağım ortamında
karbondioksit, amonyak ve
için yeterli altlık
ve havalandırmanın sağlanması gerekir.
- Kokmuş, küflenmiş, bozulmuş yemler sütün
bakteriyolajik kalitesi,
arama ve kokusunu bozacağından bu gibi
yemler kullanılmamalıdır.
- Sağıcıların hayvanlarda hastalıkyapan patojen
bakterilerin taşınmaması gerekir. Ayrıca sağıcı tüm
temizlik ilkelerine dikkat etmelidir.
-Sağı m sırasında hayvanların meme temizliğine
dikkat edilmeli, en azından meme başları bir
dezenfektan ile yıkanmalı, ilk süt olası ise ayrı bir
kaba alınmalıdır.
Sağım kapları amaca uygun olmalı, sağırndan
sonra iyice yıkanmalı ağızları kapatılmalıdır.
Sağırncılar sadece sağım anında giyrnek üzere
temiz ön lük kullanmalıdır.
- Sağırndan sonra süt ağılda bekletilmemeli,
süzme odasında hemen süzülmelidir.
- Sütlerdeki sütleri n mikroorganizma çalışmasını
yavaşlatmak ve bozulmasını bir dereceye kadar
önlemek için soğutma gerekir. En basiti düşük
dereceli su ile soğutmadır. Soğutulacak sütler
soğuk su dolu havuzlar içinde güğümlere konmalı,
havuzdaki su güğümlerdeki süt düzeyinde olmalıdır.
Su alttan verilip üstten akıtı lmalıdır.
diğer zararlı gazların bulunmaması
Şekil2.
Kotra yöntemiyle sağı m
Koyunlar sağıldıkça kapı açılarak kotra
önündeki bölmeye alınırlar. Sabit sağım katraları
olduğu gibi küçük sürülere uygun taşınabilir
katralarda kullanılabilir.
1.2.Makineli sağı m
Koyun makineli sağımı, ticari olarak son 20-25
yıl içinde geliştirilmiştir. Bugün için Avrupa'da süt
koyunculuğunun geliştiği ülkelerde makineli sağım
kullanılmaktadır.
Koyunlarda makineli sağırnın koşulları;
Sağılacak koyun sayısı:
Makineli sağı m olasılıkla 100 koyundan daha
küçük sürüler için uygun değildir. Büyük sürüler için
daha uygundur. Küçük sürüler için basit hareketli
Kaynak: Koyun Yetiştiriciliği El Kitabı - Ziraat Fakültesi Ege Üniversitesi {Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI )
www.agr.ege.edu.tr/depo/yayinlar/Koyunetistiri
ciligielkitabi.doc
AFTOVAC-Oil
TM
Yağ Adjuvantlı Şap Aşısı
Alüminyum Hidroksit
ESTVAC- K
Adjuvantlı Şap Aşısı
Koyun ve Keçi Veba
PULMOVAC™
Bulaşıcı Keçiciğer
Ağrısı Aşısı
TM
Aşısı
6'1ı
Kombine Aşı
HEMOPAST-8™
inaktif Bivalan
Pastörelloz Aşısı
ABORVAC-R es
TM
Konjuktival
TEYLOVAC™
(Göze Damlatılarak Uygulanan}
Bruceila Melitensis Rev ı Aşısı
Theileriosis Aşısı
SEPTiCOL
TM
POXVAC TM
Koyun Keçi Çiçek Aşısı
- -
"AYVAN SA8Lit81
A.f.
Animal Health Products S.A.
BAŞLAMA
6
Kasım
2012
BiTiŞ
10
Şubat
2013
FUARIN ADI
KONUSU
Tarım, Tarım
Gaptarım Tarım, 4.Tarım
Hayvancılık Fuarı
Teknoloji leri,
Fuarı 2013
7.Uiuslararası Tarım ve Tarımsal
Tarım
Teknolojileri ve
Avrasya Tanm
9 Ocak 2013
12 Ocak2013
9 Ocak 2013
12 Ocak2013
Tavukçuluk ve Süt Endüstrisi
28 Mart2013
31 Mart 2013
Avrasya Tarım
6 Haziran 2013
9 Haziran 2013
Animalia Istanbul 2013
10.Hayvancılık ve Teknolojileri
Mekanizasyon
Fuarı
Hayvancılık 2013
3.Hayvancılık, Ekipmanları,
Avrasya
Fuarı
Hayvancılık
ve Tarımsal
Mekanizasyon
YER
OFM Ortadoğu
Fuar Merkezi
ŞEHiR
Gaziantep
Tüyap Fuar ve
Kongre Merkezi Istanbul
Hayvancılık, Tavukçuluk Tüyap Fuar ve
Kongre Merkezi
ve Süt Endüstrisi
ile
ligili Tüm Makine ve Ekipmanlan, Istanbul Fuar
Aksesuarlan, Sistemleri,
Merkezi Yeşilköy
istanbul
Tarım, Hayvancılık, Seracılık
21
Kasım
2013
28 Mart2013
23
Kasım
2013
31 Mart 2013
13 Mart 2013
16 Mart 2013
13 Mart 2013
16 Mart 2013
Fuarı2013
Istanbul
Konstrüksiyonları, Tarım Ilaçları
Uluslararası Fuarı
FOODiST 2013 7.istanbul
Gıda ve Içecek Ürünleri Fuarı
KAYTARIM 2013 Kayseri
ve Hayvancılık Fuarı
Tarım
Konya Tarım 2013 11.Uiuslararası
Mekanizasyon ve
Tarla Teknolojileri Fuarı
Tarım, Tarımsal
Hayvancılık 2013 Hayvancılık
Ekipmanları ve Süt Endüstrisi Fuarı
Konya
7.Malatya
Tarım
Teknolojileri Makine
11 Nisan 2013
14 Nisan 2013
Hayvancılık
5 Eylül2013
8 Eylül2013
SAM-TARIM Samsun TarımHayvancılık Zirai Donatım Fuarı
11 Nisan 2013
14 Nisan 2013
ve
Yozgat 4.Tarım,
Ekipmanları Fuarı
Gıda
Hayvancılık Fuarı
ve
Hayvancılık ve Teknolojileri,
Süt/Besi Endüstrisi, ve
Ekipman ları, Organik Süt
ve Et Ürünleri
Hayvansal ve Bitkisel, Yaş,
Kurutulmuş, Dondurulmuş,
Organik, Fonksiyonel ve Hazır
Gıdalar ve Içecek
Tarım
ve Hayvancılık
Tarım, Tarımsal
Mekanizasyon ve Tarla
Teknolojileri Fuarı
Hayvancılık Ekipmanları
ve Süt Endüstrisi
Tarım
Teknolojileri,
Makine, Hayvancılık ve
Ekipmanları
Tarım, Hayvancılık,
Zirai Donatımlar,
Tarım, Gıda ve
Hayvancılık,
istanbul Fuar
Merkezi Yeşilköy
Istanbul
Tüyap Fuar ve
Kongre Merkezi
istanbul
Kayseri Dünya
Kayseri
Ticaret Merkezi
KTCTüyap
Konya Uluslararası
Fuar Merkezi
Konya
KTCTüyap
Konya Uluslararası
Fuar Merkezi
Konya
Mişmiş Park
FuarAlanı
Malatya
Samsun Fuar ve
Kongre Merkezi
Samsun
Kapalı
FuarAlanı
Yozgat
Yozgat
'
.
64
KOYUN VE KEÇi TÜRÜ HAVVANLARA AiT NAKiL BELGESi
IŞLETME NO
TR64
IŞLETME NO
T.C. 1VERGI NO
T.C. 1VERGI NO
IŞLETME SAHIBI/KURULUŞ
ADI/IMZA/KAŞE *
ADI/IMZA/KAŞE *
ADRES
ADRES
ÇlKlŞ TARIHI
TR64
IŞLETME SAHIBI/KURULUŞ
.... ./.... ./2012
VARlŞ TARIHI **
...../ .... ./2012
C.NAKIL SORUMLUSU
ı imza:
ı Tarih: .... ./.... ./.......
Adı Soyadı:
lvaç Plaka No:
HAYVAN KÜPE NUMARALARI
ı)
TR
2) TR
26)TR
27)TR
51) TR
52)TR
76) TR
77)TR
3) TR
28)TR
53)TR
78)TR
4) TR
29)TR
54)TR
79) TR
5) TR
6) TR
30)TR
31) TR
55)TR
56)TR
80) TR
81) TR
7) TR
32)TR
57) TR
82)TR
8) TR
9) TR
33)TR
34)TR
58) TR
59)TR
83) TR
84) TR
o) TR
35)TR
60)TR
85)TR
ll)TR
36)TR
61) TR
86) TR
ı2)
TR
ı3) TR
37)TR
38)TR
62) TR
87) TR
63)TR
88)TR
ı4)
TR
39)TR
64)TR
89)TR
ı5)
TR
40)TR
65)TR
90)TR
TR
7) TR
41) TR
42)TR
66)TR
67) TR
91) TR
92)TR
TR
43)TR
68)TR
93)TR
TR
20)TR
44)TR
45)TR
69)TR
70) TR
94)TR
95)TR
TR
46)TR
71)TR
96)TR
22)TR
47)TR
72)TR
97) TR
23)TR
24)TR
48)TR
49)TR
73) TR
74) TR
98) TR
99)TR
25)TR
50)TR
75) TR
100) TR
ı
ı6)
ı
ıS)
ı9)
2ı)
KOYUN •..•.••.•..•..•.•..•.
baş
KEÇI ..•..•.•..•..•.••.•.. baş
TOPLAM •..•.••.•..•..•.•..•.
baş
*işletme sahibi kuruluş ise kaşelenip kuruluş yetkilisi tarafından imzalanacaktır.
**Hayvan varış işletmesine geldiğinde doldurulacaktır.
Yukarıda
tür ve miktarı yazılı koyun 1 keçilerin çıkış yaptıkları
.............................................. Köy/Mahallede son bir ay içinde
bulaşıcı hastalıktan dolayı herhangi bir karantina veya kısıtlama
uygulanmamıştır...... ./......../2012
MU HTAR
BELEDiYE BAŞKANI
iMZA/ MÜHÜR
ULAS GÖLÜ

Benzer belgeler

Prof. Dr. Bayram ŞENLİK

Prof. Dr. Bayram ŞENLİK Dünya'nın birçok ülkesinde önemli bir üretim alanı olan koyun yetiştiriciliği, kurak iklim şartlarına sahip bölgelerde halkın geçiminin önemli bir kısmını sağlamaktadır. Türkiye'de iklim şartları, ...

Detaylı

KOYUN KEÇi - AlbinaSoft Giriş Ekranı

KOYUN KEÇi - AlbinaSoft Giriş Ekranı anlamda hastalık ve zararlılarla da mücadele eden bir birliğiz. Uyguladığımız AB eğitim projesiyle yine alanında proje yapan ve uygulayan ilk il Birliğiyiz. Tabii ki bu yaptıklarımız benim siz kıym...

Detaylı

Echinococcus ve Suş Kavramı - Türkiye Parazitoloji Dergisi

Echinococcus ve Suş Kavramı - Türkiye Parazitoloji Dergisi çalışmalarımızdayerli ırkların saf olarak yetiştirilmesi ve seleksiyonla verim düzeylerinin yükseltilmesi esas alınmaktadır. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile yapılan ortak çalışmalar sonucu...

Detaylı