Sayı 46 - İlköğretim

Transkript

Sayı 46 - İlköğretim
Tunca TOSUN 2C
İ L K Ö Ğ R E T İ M
MERHABA
Sahibi
Özel Sezin Okulu Ltd. Şti. adına
Gülin Sezin Toroslu
Sorumlu Müdür
Can Vuran
Genel Yayın Yönetmeni
Pelin Sezin
Sanat Yönetmeni
Semra Bolat
Editör
Yüksel Altıntaş
Nigar Tokat
Özel Sezin Okulu
Ulubatlı Hasan Caddesi No:18
Çekmeköy/İstanbul
Telefon: 0216 642 00 10
Faks: 0216 642 00 20
E-Posta: [email protected]
www.sezin.k12.tr
Ofset Hazırlık
Özel Sezin Okulu
Baskı
Promat Basım Yayın San. Tic. A.Ş.
E-5 Karayolu üzeri, Haramidere mevkii, İstanbul
Telefon: 0212 690 63 63
[email protected]
YEREL SÜRELİ YAYIN
Yılda iki kez yayınlanır.
Eylül 2011 - Ocak 2012
Sayı: 46
KIŞ 2012
“Küçüktüm, ufacıktım
Top oynadım ,acıktım.
Yemek yok, dedi, nenem;
Bir masal anlatsam dinlesen!
Olur, dedim, dinledim.
Zengin sofralarda eşsiz yemekler yedim.”
Hepimizin yolu bir yerde masallarla buluşmuştur.
Bu kez Sezin’de masalların yolu “değerler” ile buluştu.
“... Çiftçilerden biri tarlasında çalışırken bitkilerden birinin aniden büyüdüğünü
görmüş. Üstelik de o bitkiyi daha iki dakika önce dikmiş. Bunun sıcaktan olduğunu
düşünüp gökyüzüne bakmış. Güneş üstlerine geliyormuş. Çiftçi korkmuş ve
“Doğruluk Diyarı”nın prensesine gitmiş. Prensese her şeyi anlatmış. Prenses
panik olmuş. Hemen diyarın falcısını çağırmış. Falcıya neden güneşin üzerine
geldiğini sormuş. Falcı da “Bu bir güneş değil. Yalanlar diyarının prensesi geliyor.
Bize de yalancılık bulaştıracak.” demiş.
Peki sonra ne mi olmuş? Merak ediyorsanız “Doğruluk ve Dürüstlük Temalı
Masal Yarışması”nın birincisi Dila Koçan’ın masalını dergimizde bulabilirsiniz.
Hepimizin bildiği , yaşadığı ve gurur duyduğu gibi Sezin değerlerin yaşatıldığı bir yer!
Değerleri yaşatmaya önem veren bir iklimde değerli çalışmalar filizleniyor, değerli
buluşmalar gerçekleşiyor, değerli başarılar elde ediliyor. En önemlisi herkes, her
öğrenci, her birey kendi başarı tarihçesini gerçekleştirme fırsatını buluyor.
21 Aralık günü harika üç yeni yıl konseri dinledik. İkisi gündüz saatlerinde
öğrencilerimizin arkadaşlarına verdikleri konserlerdi. Üçüncüsü akşam
saatlerinde öğrencilerimizin velilere verdiği bir konserdi. Müziğe gönül veren
öğrencilerimizin dinletileri hafta boyu “Müzikli Dakikalar” adlı oda konserleri ile
sürdü. Yeni Yıl Müzik etkinliklerinde 101 öğrencimiz dinletilerini sundular. Her
biri bir yıldızdı. Bizim için yılın son günlerini pırıltılarla doldurdular.
Aralık ayının başında 2387 okulun ve 152030 öğrencinin katıldığı Uluslararası
American Mathematics Yarışmasının sonuçlarını aldık: 8. Sınıf öğrencilerimizle
katıldığımız yarışmada üç öğrencimiz altın, bir öğrencimiz gümüş ve iki
öğrencimiz bronz madalya aldılar. Hemen ardından bir başarı haberi de
havuzlardan geldi. Türkiye Kısa Kulvar Yüzme Şampiyonasında karışık stil 200 m
Türkiye 2.si ve 400 m Türkiye 3.sü Sezin’den çıktı.
Çok şey var sevgili çocuklar. Aralarından bazılarını seçebildim bağışlayın. Bir giriş
yazısına hepsini sığdırmak imkansız. Sezin böyle bir yer.
Aralık ayı veli seminerlerindeki konuşmacılarımızdan Prof. Dr. Acar Baltaş dedi ki:
“Enerjimizi nereye aktarırsak hayat orada gelişir” Biz, en çok size değer veriyoruz.
Enerjimizi her birinizi tanımaya, anlamaya, farklılıklarınızı keşfetmeye aktarıyoruz.
Sezin’de hayat sizde yerleşen değerlerde, güçlenen becerilerde, derinleşen
bilgilerde, filizlenen başarılarda gelişiyor.
Biliyoruz ki her birinizden bu dünyaya katılacak önemli ve değerli bir şey var.
Tatilinizi gönlünüzce geçirin ve tatilden kendinize ait yeni bir şey keşfetmiş
olarak dönün.
Nilgün Binışık
Sezin İlköğretim Okulu Müdürü
1
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Dünya Çocuk Günü Etkinlikleri
Her çocuğun oyuncaklarla oynama hakkı vardır!
Çocuklar para kazanmak yerine okula gitmelidirler!
Dünyayı bize verseler,
Neler yaparız, neler
Yeni baştan yaratırız,
Sevgiyle donatırız
Dünyayı bize verseler…
Kara, sarı, ak
Kızılderili demeden
Biz çocuğuz, anlaşırız.
Sevgiyi paylaşırız.
Gerçek dostluk yaratırız
Neler yaparız, neler
Dünyayı bize verseler…
Bütün dünyayı çiçekle donatırız,
Bütün çiçekleri oyuncak yaparız.
Güzel bir dünya onları da etkiler,
Savaşamaz büyükler.
Neler yaparız, neler,
Dünyayı bize verseler…
Hakkı Özkan
2
1923 yılında İsviçre’nin Cenevre
kentinde toplanan kırk ülkenin
delegeleri Uluslararası Çocukları
Koruma Birliğini kurdular. Bu
kuruluş Birleşmiş Milletlerin
kurulmasından sonra UNICEF adını
aldı. Dünya Çocuk Günü her yıl Ekim
ayının ilk pazartesi günü kutlanır.
Dünya Çocuk Günü, çocuklar
arasında ortak duygular oluşmasını,
ulusların barış içinde yaşama
özlemlerinin pekişmesini amaçlar.
Bu amacın gerçekleşmesi için
Birleşmiş Milletler Genel Kurulu
1959 yılında daha iyi bir yaşam
ve mutlu bir çocukluk dönemi
hedefleri ile Çocuk Hakları Bildirisini
yayınlamıştır.
Biz de Dünya Çocuk Günü’nü
etkinliklerle kutladık. Ana sınıfı
öğrencilerimiz çocukların ortak
taleplerini içeren pankartlarla okul
içinde bir yürüyüş gerçekleştirdikten
sonra ilköğretim ve lisedeki bazı
sınıflara girerek Dünya Çocuk Günü
hakkında bilgi verdiler.
Ülkelerindeki savaşlar, afetler,
yoksulluk ve terör yüzünden korku,
acı ve açlık tehlikesi altında kalan
yaşıtlarından söz ettiler.
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Ana Sınıfı Velileri ile Grup çalışması:
Çocuklarımız ve Ebeveyn Tutumları
“Bütün o okuduğum kitaplar, makaleler bir yana asıl cevher içimizdeymiş. Bunu öğrettiğiniz
için teşekkürler.”
Nergis BAYSAL HzC Velisi
Özel Sezin Okulu Ana sınıfı velilerimiz
ile “Çocuklarımız ve Ebeveyn Tutumları” konulu veli grup çalışması gerçekleştirildi. Beş hafta süren ve on
iki velimizin katılımı ile gerçekleşen
çalışmada velilerimiz kendi yaşam
deneyimlerini, sorunlarını paylaştılar ve birlikte çözümler üretmeye
çalıştılar.
Ana sınıfları Koordinatörü Halide
Karaarslan ve Psikolojik Danışman
Beyhan Özpar tarafından yönetilen
çalışmada velilerimizin beklentileri değerlendirildi. Değerlendirme
sonucuna göre sadece çocuk olmak
ile ebeveyn tutumları değil, aynı
zamanda günümüzde anne-baba
olmak, ebeveyn-çocuk iletişimi ve
ilişkileri, kadın olmak/erkek olmak,
çok çocuklu ailede kardeş ilişkilerini
yönetmek konuları ele alındı.
Velilerimizin aktif katılımları ile
yürütülen çalışmada drama, sinema, tartışma ve hareketli oyunlar
ile hem birbirlerini tanıma hem de
çocuklarının benzer özelliklerinin farkına varma fırsatı buldular. Velilerimiz ile yapılan geri bildirim çalışması
ile velilerimiz grup sürecine ilişkin
duygularını paylaştılar.
Velilerimizin çalışma ile ilgili duygu ve düşünceleri;
• Son derece verimli, faydalı, eğlenceli bir çalışma oldu. Öğrendim, keyiflendim, güldüm. Tekrar bir başka
etkinlikte görüşmek üzere.
Evrim Çetiner Hz.B
• Paylaşımlar çok güzeldi. Duygularımızı pekiştirdi. Yalnız değilmişim…
Esra Gür Hz.A
• Çok keyifli bir paylaşım ortamıydı.
Herkese teşekkürler.
İpek Akyüzlü Hz.B
• “Rüzgar gibi geçti.”
Aylin Berkmen Hz.C
• Her şey çok güzeldi. Öğrendik-
KIŞ 2012
lerimi uygulamaya geçtim çok şey
değişti.
Güldehen Karataş Hz.B
• Yaşadığımız birçok sorunun başkalarınca da yaşandığını görmek beni
rahatlattı. Çok keyifli ve bilgilendirici
bir gruptu.
Zeynep Erberdi Hz.B
• Sıcak, samimi, düşündürücü,
keyifli…
Mehtap Öncel Hz.B
• Çok faydalı ve samimi bir ortamda
geçen bir seminerdi.
Esra Özgüneri Hz.A-C
• Bütün o okuduğum kitaplar,
makaleler bir yana asıl cevher
içimizdeymiş. Bunu öğrettiğiniz için
teşekkürler.
Nergis Baysal Hz.C
• Çocuklarımızla yaşadığımız “çıkmazlarımızda” yanımızda olan
profesyonellere ve hepsi “biricik” ve
“tek” olan tecrübelerini paylaşarak
farkındalıklarımızı arttırmaya yardımcı olan arkadaşlara çok teşekkürler.
Gülgün Balta Hz.B
• Çocuklar farklı, sorunlar ortak. Güzel bir paylaşım ve dayanışma oldu.
Levent Kesen Hz.C
3
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Kahraman İtfaiyeciler
Eylülün son haftasında “İtfaiye
Haftası” ve “Güvenliğimizi Sağlayan
Meslekler” konularını işlerken
Ümraniye İtfaiyesine bir gezi
düzenledik. Öğrencilerimiz bu gezi
sırasında yangından korunma,
itfaiyenin görevleri, itfaiyeye nasıl
ulaşılacağı ve hangi durumlarda
itfaiyenin aranacağı konusunda bilgi
edindiler.
Gezi sırasında öğrencilerimiz
itfaiyecileri yakından tanıma fırsatı
buldular, siren sesi dinlediler,
itfaiyecilerin giysilerini incelediler.
Güzel bir gezinin sonunda faydalı
bilgiler edinmek ve keyifli zaman
geçirmenin mutluluğu ile okula
döndüler.
Bugün Ne Öğrenmek İstiyorsunuz?
Mikroplar dişlerimizi nasıl oyar? Uzayda neler var? Yanardağlar nasıl oluşur? Dinozorlar nasıl yok oldu?
Öğrencilerimizin soru sorma becerilerini, merak ve ilgilerini geliştirmek
için bu yıl “Bugün Ne Öğrenmek
İstiyorsunuz?” başlığı altında bir
çalışma hazırladık. Öğrencilerimizin
öğrenmek istedikleri konuları önceden onların talepleriyle belirleyerek
yaptığımız bu çalışmayı aylık eğitim
programımızın içine yerleştiriyoruz. Çocuklarımızın çalışmalarımıza
gösterdikleri ilgi bizleri de çok mutlu
ediyor. Bu program kapsamında
“- Mikroplar dişlerimizi nasıl oyar?
- Uzayda neler var?
- Yanardağlar nasıl oluşur?
- Dinozorlar nasıl yok oldu?” gibi
konuları ele aldık ve öğrencilerimizin
bu konulara gösterdiği ilgiden çok
mutlu olduk.
4
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Babaannem
Bize Masal Anlattı...
“Bir varmış, bir yokmuş…
Bir zamanlar…”
diye başlayan birbirinden güzel ve
heyecanlı masalları bu kez annelerimiz, anneannelerimiz ve babaannelerimizden okulda dinliyoruz. “Masal
Günleri” adı altında yürüttüğümüz
etkinliğimizde velilerimiz sınıflarımıza
konuk oluyor ve birbirinden güzel
masallarla bizlere birbirinden keyifli
anlar yaşatıyorlar.
Masallarında sevgi, şefkat, arkadaşlık vb. insani duygulara yer veren
velilerimiz böylelikle öğrencilerimize
çok güzel mesajlar ulaştırıyor.
Etkinliğimize büyük bir ciddiyetle
hazırlanan velilerimize katkıları için
içtenlikle teşekkür ediyoruz.
Kitap ve Oyuncak Günlerimiz Devam Ediyor...
Çarşamba günleri kitap, cuma günleri de oyuncak günümüz… Ana sınıfı öğrencilerimiz evlerinden getirdikleri kitapları
bazen arkadaşlarıyla paylaşıyor bazen de öğretmenleriyle birlikte okul kütüphanemizde inceliyorlar. Oyuncak günümüzde de oyuncaklarını paylaşıp oynadıkları oyunlarda oyuncaklarına çeşitli roller ve işlevler veriyorlar. Okula gelen kitapların öğrencilerimizin gelişimine uygun olmasını, oyuncakların da psp vb. sesli, hareketli ve şiddet içeren oyuncaklar
olmamasına özen gösteriyoruz. Bu konuda bizi destekleyen velilerimize çok teşekkür ederiz.
KIŞ 2012
5
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Eski Bayramlardan...
“Sezinde bayramlar her zaman coşku ile kutlanır. Büyüklerimizin ellerinden, küçüklerimizin
gözlerinden...
Eda Künutku - Eda’nın dedesi:
Bayramlaşma ilk önce evde anne
ve babanın elinin öpülmesiyle
başlarmış. Bayramın ilk günü
mezarlıklar ziyaret edilir, vefat etmiş
aile büyükleri anılırmış. Bayramın
ikinci ve üçüncü günleri ailenin diğer
büyükleri olan ve Sultanahmet’te
oturan nine, büyük ve küçük dayılar
ziyaret edilirmiş. Komşular, dostlar ve akrabalar bayram ziyaretine
gelir ve her ziyaretin bir iadesi
olduğundan ziyarete gelen kişilere
de ziyarete gidilirmiş.
Bayramın dedem için en büyük
eğlencesi eski İstanbul’un çeşitli yerlerinde kurulan Bayram yerleriymiş.
Galata’daki Çeşme Meydanı’nda
kurulan bayram yerinde çocuklar
eşeğe ve at arabalarına binerlermiş.
Eşekler Saraçhane’ye giderken
ahırları orada olduğundan hızlı
hızlı gider, dönüşte ise ahırdan
uzaklaştıkça isteksizce ve çok
yavaş yürürlermiş. Burada kurulan
parkta dönme dolaplar ve Unkapanı
Köprüsü ayağında ip cambazları
olurmuş. Bayramda çatapat
patlatmak, balon almak, fırıldak
döndürmek ve kaynana zırıltısı çal-
mak gibi eğlenceler varmış. Yuvarlak
tepsilerde sunulan vişneli, akideli,
sakızlı macun, bir çubuğun etrafında
ağda gibi sarılır ve yenirmiş. Elma
şekeri ve kırmızı horoz şekerleri
yanında dondurma, kâğıt helva,
keten helva ve köpük helva varmış.
Güvercin ve tavşan sahibi seyyar falcılar hayvanların çektikleri
kâğıtlarla şans falına bakarlarmış.
Sokakta davul zurna çalanlar
olurmuş. Bu eğlence arasında
bayramlık giyilen yeni ya da temiz
pabuçlarla toprak ve çamurda top
oynamak dedemin annesinden azar
işitmesine sebep olurmuş.
Ayça Özgüneri - Ayça’nın dedesinden:
Babam asker olduğu için Türkiye’nin
birçok yerinde görev yapıyordu. Tabii
onun tayini çıktığında biz de onunla
beraber taşınıp gidiyorduk Ben 8–9
yaşlarımdayken babam Muş’a tayin
olmuştu. Sanıyorum o sıralarda
Binbaşı idi. Muş, kışları çok soğuk
ve karlı olur. O dönemde Muş çok
da geri kalmıştı. Yaşam şartları
çok zordu. Doğru düzgün yolu bile
yoktu. Ulaşım atlarla ve kağnılarla
yapılırdı. Bu durum benim atlarla
tanışmama neden olmuştu. Ata
binmeyi öğrenmeye başlamıştım.
Ama babam, benim her zaman ata
binmeme izin vermezdi. Bir bayram
günü aile içinde bayramlaştıktan ve
babamdan her bayram olduğu gibi
bayram harçlığımı aldıktan sonra
ata binmek için izin istedim. Babam
o gün benimle ata binemeyecekti.
Bir askeri yanıma verdi ve beraber
atla dolaşmaya gittik. Biz çok güzel
gezerken bindiğim at bir şeyden ürktü ve ben attan düştüm. Bacağım
kırılmıştı. Ama yine de bu olay benim
at sevgimi hiç etkilemedi. Bacağım
iyileşince yine ata binmeye devam
ettim. O bayramı hiç unutamam…
Arda Demirtaş - Arda’nın Dedesi:
Bizim dedemiz çok tontondur.
Bembeyaz saçları ve bıyıklarıyla
pamuk gibidir. Arda en küçük torun
olduğu için dedesi Arda’yı özel bir
sevgiyle sever. Arda’da dedesini
görünce çok sevinir, kucağından
hiç inmez. Onu öper, ona sarılır.
Bu da dedesinin çok hoşuna gider.
Dedemizin en sevdiği şey bayramlarda torunlarını görüp onlara
6
bolca harçlık vermektir. Bir bayram
günü Arda ve ağabeyi dedelerinden
mavi para istediler. (100 TL) Ama
dedesinin bütün olarak mavi parası
yoktu. O da iki kırmızı para verdi.
(50 TL) Ama onları bir türlü ikna
edemedi. Özellikle Arda’nın ağabeyi
o bayram mavi para diye çok
ağlamıştı.
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Kerem Girit - Kerem’in Babaannesinden:
Ben Doktor Saniye Girit, Kerem’in
babaannesiyim. İki torunum olduğu
için kendimi şanslı insanlar kategorisinde görüyorum. Bayram vesilesiyle, sizlere bir anımı aktaracağım.
Bayramda hastanede nöbetim
vardı. Tam kapıdan çıkarken oğlum
(Kerem’in babası) ağlamaya başladı.
“Ama oğlum, gitmem gerekiyor.
Annelerinin karnından bebekleri
çıkaracağım” dedim. Oğlum şöyle
cevap verdi: “Olsun anneciğim. Sen
gitme! Kendi kendilerine doğsunlar.”
Tüm çocukları hasretle kucaklar,
sevgi ile büyümelerini dilerim.
Mina Öncel - Mina’nın Anneannesinden bir anı:
“Anneannem küçükken bayramları
çok severmiş. Çünkü bayramda
herkesin her istediği yapılırmış.
Ayrıca şeker de az bulunduğu için
bayramda şeker almak onlar için çok
mutluluk verici, sıra dışı bir olaymış.
Fakat bir bayram şeker yokmuş ve
evin büyükleri bütün çocukları öptükten sonra onlara şeker yerine armut
vermişler. Anneannem önce çok
şaşırmış. Ama amcası ona:
- “Meyve şekerden daha sağlıklı ve
yararlıdır. Ayrıca çok da tatlıdır”
demiş. Anneannem bu olayı:
- “Pek mutlu olduğumuz söylenemez.
Ama yine de hiç kimseye bir şey
söylemedik ve diğer çocuklarla birlikte köyde bayramlaşmaya çıkarak
şeker toplamaya gittik” diye anlattı.
Aleyna Pala- Aleyna’nın annesinden:
Bayramdan önce bize yeni kıyafetler
ve ayakkabılar alınırdı. Bayram
sabahı erken kalkacağımız için,
önceki akşam erkenden yatardık. Sabah da erkenden kalkar ve uyanır uyanmaz da yeni giysilerimizi giyerdik.
Yeni giysilerimizle ilk önce anne ve
babamızın ellerini öper, bayramlarını
kutlardık. İlk harçlıklarımızı onlar
verirdi. Sonra hep beraber aile
büyüklerimizi ziyarete giderdik. Sonra da komşularımızı ziyaret ederdik.
Onlar da bizi ziyaret ederlerdi.
Bayramlarda bütün aile bir araya
gelir, sohbet edilir ve eğlenilirdi.
Çocuklar saatlerce oynar, çok güzel
vakit geçirirlerdi. Çok güzel günlerdi.
Aslı Bozer- Aslı’nın anneanne ve dedesi:
Biz bu bayramda anneanne ve dedemize gittik. Orada iki gece kaldık.
Anneannem ve dedem bize bir
küçük torba içinde şeker, çikolata ve
bayram harçlığı verdi. Onların ellerini
öptük.
Anneannem bize eski bayramları
anlattı:
Eskiden bayramlarda yeni
ayakkabılar alınırmış, çok
sevinirlermiş. Anne ve babalarının
ellerini öperlermiş, onlar da bayram parası verirlermiş. Bu paralarla babaları onları Luna Parka
götürürlermiş.
Anneannem bana iki fotoğraf verdi.
Birinde annemin bebekliği var, an-
neannemin kucağında, yanında da
anneannemin kardeşleri var. Bir de
Tolga Amca var, annemin kuzeni,
yani Alp ve Can’ın babaları… Diğer
fotoğrafta anneannem bayram
kıyafetlerini giymiş…
Selin Şahin- Selin’in Büyüklerinden:
Benim çocukluğumda bayramlar, anneannemin evinde geçerdi. Teyzemler, dayımlar, kuzenler hepimiz bir
arada müthiş bir kalabalık olurduk.
(annemler dokuz kardeş) bayram
sabahı yatağımın hemen yanında
duran yeni kıyafet ve ayakkabılarımı
giyerdim. Hemen büyüklerimin elKIŞ 2012
lerini öpüp bayram parası toplardım.
Beraberce yapılan kahvaltı hâlâ
gözlerimin önündedir. Sonunda
bizim, yani çocukların beklediği en
güzel an gelmiştir. Anneannem
hepimizin eline birer tane poşet
verir, biz de bütün mahalleyi dolaşır,
herkesin kapısını çalıp bayramlarını
kutlardık; evlerden ellerimiz
şekerlerle dolu çıkardık. Günün
sonunda poşetimiz şekerle dolardı.
Tabii tek dolan poşetler olmazdı.
Bayram sonrasında anneannemden
ayrılırken dolan gözlerimiz de vardı…
7
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Özel Sezin Okulunda
Mind Lab 1.Sınıflar
Yaşam ve düşünce
becerilerini geliştirmeyi
hedefleyen Mind Lab
oyunlu eğitim metodu,
bu yıl okulumuzda
1,2 ve 3.sınıflarda
uygulanmaktadır.
8
1.sınıflar daha yeni yeni okula
alışmaya başlamışken günlük
hayatlarında ortaya çıkan
problemleri, öğrendikleri Mancala
ve Abalone oyunlarıyla Trafik
Işıkları Metodu, Dedektif Metodu,
Göçmen Kuşlar Metodu gibi
metodları kullanarak nasıl çözüme
kavuşturabileceklerini tartıştılar.
Öğrendikleri bu metotları, hayat
bilgisi ve matematik gibi farklı
disiplinlerle de ilişkilendirdiler,
Problem çözme, benzer ve farklı
özelliklerimiz gibi konularla da
dersleri oyunlarla pekiştirmiş
oldular.
Oyun oynarken zamanın nasıl geçtiğinin farkına bile varamayan çocuklar,
oyunlarda ilerledikçe kazanmak kadar
kaybetmenin de doğal olduğunun
farkına varmaya başladılar.
Okuldaki oyunlar dışında kendilerine
verilmiş olan kit çantalarının içerisinde de bir adet oyun ve yıl içerisinde
öğrenecekleri oyunlara ait etkinlik
kitapçıkları yer alıyor. 1.sınıfların kit
çantasında bulunan “Mancala” adlı
oyunla aile içinde oyun akşamları
düzenleyebilir ve bu eğitimin eğlenceli
bir parçası olarak Mind Lab hakkında
doğrudan bilgi sahibi olabilirsiniz.
Önümüzdeki aydan itibaren öğrencilerin kendi hazırlayacakları etkinlikleri,
“Mind Lab Düşün Taşın Köşesi” nde
bulabilirsiniz. Bizler onların bu istekli
hallerine ortak olarak yapacakları
etkinlikleri heyecanla bekliyoruz.
Sizleri de onların heyecanlarına ortak
olmaya davet ediyoruz…
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Noel Baba’nın Minik Yardımcıları
Sezin’in minik öğrencileri Noel Baba’yı zor gününde yalnız bırakmadı!
Sezin Ana sınıfı öğrencileri 29 Aralık Çarşamba günü
velileriyle yeni yılı karşıladılar. İngilizce derslerinde
neşeyle hazırladıkları “Santa’s Little Helpers” adlı gösteride zor durumda kalan Noel Baba’nın yardımına
koştular ve tüm çocukların yeni yıla sevinçle, mutlulukla ve umutla girmesini sağladılar.
Bir yılı geride bırakırken ilköğretimin eşiğindeki ana
sınıfı öğrencilerimizin İngilizce performansları ve sahnedeki özgüvenleri geleceğe dair ümitlerimizi artırdı.
Onlar üstlendikleri her görevi heyecanlı kalpleriyle ve
büyük bir ciddiyetle yerine getirmenin haklı gururunu
yaşarlarken bizler de onların ebeveynleri ve öğretmenleri olarak ayrı bir heyecan yaşadık.
Mutluluk Küçük Paketlerde
Yeni Yıla girerken 1. Sınıflarımızdan hayat dersleri…
1. sınıf öğrencilerimiz bizleri muhteşem İngilizce performanslarıyla
büyülediler. Onların sahnedeki enerjileri ve coşkuları aslında bizim çok
iyi bildiğimiz özellikleri. Her İngilizce
dersine aynı coşkuyla başlayan ve
bilgilerini her geçen gün arttıran
1. sınıflarımız İngilizce derslerinde
hazırladıkları “Good Things Come in
Little Packages” gösterisiyle bizlere mutluluğun küçük şeylerle de
mümkün olabileceğini de göstermiş
oldular.
Onlar sevgi dolu küçük kalpleri ve
kendilerine olan güvenleriyle sahnede devleşirken 1. sınıf olmanın tüm
gereklerini de her geçen gün artan
sorumluluklarıyla yerine getiriyorlar.
İngilizce okuma-yazma çalışmalarına
da başlayan miniklerimiz bir dahaki
İngilizce buluşmamızda sizlere bu
alanlarda da başarabildiklerini sergileyecekler.
KIŞ 2012
9
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Okula Hazır mıyız?
01 Kasım 2011 Salı günü 14.00’te, okulumuz Psikolojik Danışmanı Esra Develik Çelebi tarafından “Okul
Olgunluğu” konulu seminer gerçekleştirilmiştir.
Öğretim yaşamlarının ilk yılında çocukların yaşabilecekleri fiziksel, bilişsel, duygusal ve sosyal gelişim basamaklarının ele alındığı seminerde, çocuk ve aile açısından ilk yıl yaşananlar değerlendirilmiştir.
Seminere katılan birinci sınıf velilerimiz, öğrencilerin okula uyum süreci ile ilgili yaşantı ve deneyimlerini
paylaşarak çalışmaya katkıda bulunmuşlardır.
Seminerde çocukların okula hazır oluşluk seviyelerini arttıracak ve uyum süreçlerini hızlandıracak işlevsel
öneriler ve doğru yaklaşım tarzları paylaşılmıştır.
Okulun İlk yılında anne-babalara öneriler
• Çocuğunuza güvenmeyi öğrenin
ve bunu davranışlarınızla belli edin.
• Kendi kaygılarınızı onlara yüklemeyin.
• Kendinizi ve çocuğunuzu başkalarıyla kıyaslamayın, kendi içinde
değerlendirin.
• Eleştirel, suçlayıcı ve aşağılayıcı
ifadeler kullanmayın.
• Öz bakım sorumluluklarını mutlaka kazandırın.
• Kapasitesinin zorlanması, çocukta kaygı yaratır. Çıtayı yavaşça
yükseltmeye çalışın.
10
• Onu topluluk içinde övün, duygularını anlamaya çalışın.
• “Yapamayacak ne var” demek
yerine, neden yapamayıp, ne yaşadığını anlamaya çalışın.
• Ortaya çıkan sorunlar karşısında
paniğe kapılmadan sakin kalmaya
çalışın.
• Bir ebeveyn olarak kendinizi eleştirmeyin.
• Yapamadıklarını değil yapabildiklerini görün.
• Çocuklara birilerini örnek göstermek yerine kendiniz iyi model olun.
• Aşırı koruyucu ve kollayıcı olmayın, onun kendini korumayı öğrenmesine fırsat verin.
• Tutamayacağınız sözler vermeyin, çocuklarınıza zaman ayırın.
• Ödül ve yaptırımları dengeleyin
• Yaşadığı güçlükler için ilgili birimlerden destek alın.
• Makul bir disiplinle, kararlı ve adil
yaklaşın.
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
6. Sınıf Olmak
Her yaştaki birey için çok önemlidir, dinlenilmek ve “anlaşıldım” duygusunu yaşamak.
23 Kasım 2011 Çarşamba günü
okulumuzun psikolojik danışmanı
İrem Akter tarafından 6. sınıf velilerimize yönelik bir seminer düzenlenmiştir. Seminer içerisinde ergenlik
döneminin fiziksel-duygusal-bilişsel ve
sosyal özellikleri, yaşanan süreç içinde karşılaşılan durumlar, genel olarak ebeveynlerin ve ergenlerin verdiği
tepkiler, bu tepkilere nasıl yaklaşılırsa
daha yapıcı çözümler bulunabileceği
gibi konular paylaşılmıştır. Velilerimiz
de bu dönemde yaşadıkları iletişim
sıkıntılarını ve deneyimlerini anlatarak
seminere katkıda bulunmuşlardır.
6. Sınıf Olunca Neler Değişir?
Bir dönemin devamı gibi geliyor belki,
pek bir değişiklik yaşanmayacakmış,
aynı düzen aynı notlar aynı süreç
sadece yaşın büyümesi ile devam
edecekmiş gibi geliyor bizlere. Ama
bir bakıyorsunuz ki pek çok şey çok
daha farklı. Nedir peki bu farklılıklar? Büyüyorlar, ama sadece fiziksel
olarak değil; duygusal, bilişsel ve
sosyal olarak da değişiyorlar. Fiziksel
olarak büyürken boyları uzuyor,
vücut ağırlıkları artıyor ve hormonları değişiyor. Bu hormon değişimi
ile birlikte hayatlarında kendilerinin
de anlam veremedikleri ve “Ben
neden böyle hissediyorum? Durup
dururken öfkeleniyorum.” gibi belirsiz
KIŞ 2012
duygular yaşıyorlar. Duygusal olarak
gelişimleri devam ederken, yalnız
kalma istekleri ön plana çıkıyor,
duyguların yoğunluğunda bir artış
yaşayıp öfkelerini ya da sevinçlerini
daha coşkulu ve istikrarsız bir şekilde
gösterebiliyorlar. Artık arkadaş etkisi
eskiye kıyasla daha etkili olmaya,
anne babanın düşünceleri geçerliliğini yitirmeye başlıyor. Sevilmek,
beğenilmek, hem kendilerini hem de
başkalarını daha çok eleştirmeye,
anne babadan uzaklaşmaya başladıkları bir döneme giriyorlar. Belki
akademik olarak notlarda dalgalanmalar da görmeye başlamış olabilirsiniz. Bütün bu yoğun ve hızlı değişen
sürece ayak uydurmak hem ergenler
hem de anne babaları için hiç kolay
olmamaktadır. Fakat bu dönemde
onlara yapılabilecek bir takım desteklerle hem çocuğunuzun bu süreci
daha sakin geçirmesine yardımcı olabilir hem de onu daha iyi anladığınızı
göstererek kendiniz için de sürecin
yoğunluğunu hafifletebilirsiniz.
Artık çocuğunuz için bilişsel olarak
somuttan soyut düşünceye adım
atma zamanı. Gerçek yaşamdan
verilen örnekler ile birçok konuda
farklı bakış açılarının olabileceğini anlamalarını sağlamak onlara
kazandırılabilecek en kıymetli becerilerden biri olacak ve yaşamlarını
pek çok noktada kolaylaştıracaktır.
Her yaştaki birey için çok önemlidir,
dinlenilmek ve “anlaşıldım” duygusunu yaşamak. Eğer bu süreçte
ebeveynler iyi bir dinleyici, sadece
“dinleyici” rolünde oldukları takdirde,
onlar size duygularını daha rahat
açacak ve bir yanlışlık varsa birlikte bir çözüm yolu bulunabilecektir.
Fakat bu çözüm yolu bulunurken
dikkat edilmesi gereken, bunun bir
akıl verme sürecinden çok, soru-cevap yoluyla kendisinin belirlediği bir
çözüm olmasıdır. Ve davranışlarının
sorumluluğunu üstlenmesine izin
vermek... Çoğu zaman ebeveynler
için baş edilmesi güç bir karar olsa
da, davranışlarının sorumluluğunun
kendisinde olduğunu gören bir çocuk
için bu hem bir özgüven hem de bir
iç denetim mekanizması görevini alacak ve sonucunu düşünerek davranma sürecini geliştirecektir.
Bu dönemde akademik olarak onları
başkalarıyla kıyaslamak onlara yardımcı olmayacaktır. Yardımcı olabilmek için öğretmenleri ile iletişim
içinde olmak, ödevler konusunda
tartışmaktan kaçınmak, gerçekçi
hedefler belirlemek, düzenli ve programlı olmayı görüşmek adına rehberlik servisine yönlendirmek faydalı
olacaktır.
11
İ L K Ö Ğ R E T İ M
iPad Kullanımı
Sürekli değişen ve gelişen teknolojiye en iyi şekilde ayak uydurmak ve yeni teknolojinin getirdiği kolaylıkları
derslerimizle bütünleştirerek, öğrencilerin derslere olan ilgisini artırarak başarılarını yükseltmek amacıyla
derslerimizde iPad kullanmaya başladık.
Bütün öğrencilerimizin ilgisini çeken iPad sayesinde derslerimiz daha eğlenceli, daha pratik hale gelmiş ve görsel
içerikler daha çok kullanılmıştır. İlköğretim 5, 6,7. ve 8. sınıflarımızda, ders notlarımızı, çalışma kağıtlarımızı, hafta
içi ve hafta sonu ödevlerimizi, testlerimizi ve etkinliklerimizi iPad’e uyumlu hale getirerek projeksiyon cihazı sayesinde
perdeye yansıtıyoruz. iPad üzerinde bütün bu çalışma kâğıtlarına yazı yazabiliyor ve şekiller çizebiliyoruz. Ayrıca
12
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
bu şekilde hem zaman kazanıyor
hem de tüm öğrencilerin derse olan
ilgisini artırıyoruz. Tahtaya kalkıp
soru çözmeye çekinen öğrenciler
de iPad sayesinde bu korkularını
yenmiş oldular. Ayrıca iPad ile ders
anlatımında hiçbir zaman tahtaya
dönmek zorunda kalmıyor ve bu
şekilde sınıf yönetimini en üst düzeye
çıkarıyoruz.
Bunun yanı sıra konularımızla ilgili “iPad
Application” larını derslerimizin içine
yerleştirerek öğrencilerimizin konuları
eğlenerek pekiştirmelerini sağlıyoruz.
Bu uygulamalarımızı öğrencilerimiz
kendi iPad’ lerine de yükleyerek evde
de eğlenceli bir şekilde konu tekrarı
yapmaktadırlar.
iPadlerde ayrıca, 5. ve 6.sınıflarımız
için açtığımız iPad kulübünde,
öğrenciler çeşitli mantık ve matematik
içerikli uygulamalar yükleyerek
oynamakta ve yarışmaktadır.
Ayrıca, öğrenciler oynadıkları
oyunlar ve uygulamaları göz önünde
bulundurarak, kendileri de matematikle
ilgili iPad uygulamaları üretmektedir.
Bu, öğrencilerin hem yaratıcılığını ön
plana çıkarmakta hem de matematiğe
olan ilgilerini artırmaktadır.
Ilgın Türüthan: Bence derslerdeki
iPad uygulaması çok güzel, bu
uygulama derslerdeki potansiyelimizi
artırıyor. Hem ders yapıyoruz hem de
eğleniyoruz. Bence bu uygulama her
derste yapılmalı.
İlke Tüzün: Dersi anlamamızı
kolaylaştıran bir uygulama, bence çok
yararlı. Ayrıca öğretmenlerimiz tahtaya
soruları yazmakla uğraşmadıkları için
bizimle daha çok ilgilenebiliyorlar.
Melisa Yılmaz: Derslerdeki iPad
uygulamasını çok faydalı buluyorum
çünkü tahtada yazmaktan daha pratik
oluyor. Herkes kalkıp iPad’ de soru
çözmek istiyor.
İrem Koçer: Derslerde iPad
uygulamasını sınıfça çok seviyoruz,
hem eğleniyoruz hem de öğreniyoruz.
Öğretmenimiz ders sonrası bize
oyunlar oynatıyor, ödevlerimizi iPad ile
kontrol ediyoruz.
Özcan Mete – Bedia Naz Karabulut:
iPad kulübünde öğretmenimiz
matematik uygulamalarının isimlerini
tahtaya yazıyor, biz de onları
iPadimize yükleyerek oynuyoruz,
bu uygulamalar hem eğlenceli,
hem de kafamızı yorarak yaptığımız
uygulamalar.
KIŞ 2012
kendimiz de uygulamalar hazırlıyoruz.
Zeynep Karabulut – İpek Mete: Biz iPad kulübünde projeler yapıyoruz,
oyunlar hazırlıyoruz. Bunları öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımız ile
paylaşıyoruz. Zekâ oyunları yükleyip onları oynuyoruz ve çok eğleniyoruz.
13
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Uluslararası Platformlarda
Matematik
15 Kasım 2011 tarihinde 2387 okulun ve 152030 öğrencinin katıldığı Uluslar Arası American Mathematics
Yarışmasında 8. Sınıf öğrencilerimiz üstün başarı göstermişlerdir. Barış Ulaş Önen, Efe Vardal ve Göktuğ
Buğra Gönül altın; İlke Tüzün gümüş; Kaan Özbelli , Eda Sert, Görkem Kızıltan bronz madalya almışlardır.
Okulumuz matematik zümresi olarak
uluslararası yarışmalar olan A.M.C.
ve Gauss yarışmalarına katılıyor
ve üstün başarılar elde ediyoruz.
Bu yarışmalara katılmamızın
öncelikli hedefi ileride uluslararası
platformlarda ülkemizi temsil edecek
öğrenciler yetiştirmeye katkıda
bulunmaktır.
Bu sınavlara katılan ve bu
yarışmalara hazırlık yapmak
için açtığımız kulüplere katılan
öğrencilerimiz, kesinlikle tüm
hayatlarını etkileyecek çok önemli
kazanımlara sahip olmanın
yanı sıra, İngilizce seviyelerini
artırmaktadır. Ayrıca ileride
eğitimlerini yurt dışında sürdürmek
istediklerinde bu yarışmalardan
aldıkları sertifikalar onlara iyi
eğitim kurumlarının kapılarının
açılmasına destek olmaktadır.
Bu sınavlar öğrencilerimizin bilgi
seviyelerini zorlayarak daha yüksek
seviyelere çıkarmalarını sağlamakla
beraber SBS’ de de başarılarının
arttığını gözlemlemekteyiz. Bizler
de bu sorumluluğun bilinciyle
öğrencilerimizle ciddi ve disiplinli
bir şekilde çalışmaktayız. Ayrıca
bu sınavlar sayesinde okulumuzun
ve öğrencilerimizin dünya
sıralamasında hangi seviyelerde
14
olduğunu görmekteyiz.
Ancak hepsinden önemlisi, bu
çalışmalardaki en büyük kazancımız,
öğrencilerimizin matematik
ile uğraşmanın ve bu konuda
gelişmenin sonsuz keyfini tadıp
mutlu olmalarıdır.
Gauss Yarışması:
Merkezi Kanada olan Waterloo
Üniversitesinin dünya platformunda
7. ve 8. Sınıflar düzeyinde ayrı ayrı
yapılan en az 80.000 öğrencinin
katıldığı 25 çoktan seçmeli
sorunun sorulduğu uluslararası
bir yarışmadır. Bu yıl , bu yarışma
12 Mayıs 2012 tarihinde
gerçekleşecektir. Geçtiğimiz yıl
katıldığımız bu yarışmada 7. Sınıflar
düzeyinde Barış Ulaş Önen tüm
soruları doğru cevaplayıp 150 tam
puan alarak dünya sıralamasında en
iyi öğrenciler
A.M.C 8
Uluslararası American Mathematics yarışması dünya platformunda yapılan 2000’i aşkın okul ve
150.000 den fazla öğrencinin katıldığı 25 çoktan seçmeli sorunun
bulunduğu uluslararası bir yarışmadır. Bu sene 15 Kasım’ da yapılan bu yarışmaya 19 öğrencimiz
ile katıldık. Bu yarışmada katılan
tüm öğrenciler arasından 278’i
25 tam puan almıştır. Tam puan
alan öğrencilerden 3‘ü okulumuz
öğrencisidir. Barış Ulaş Önen, Efe
Vardal ve Göktuğ Buğra Gönül
tam puan ile altın ; İlke Tüzün bir
yanlış ile gümüş; Kaan Özbelli, Eda
Sert, Görkem Kızıltan iki yanlış
ile bronz madalya almışlardır. 25
soruluk sınavda 20,9 doğru soru
ortalaması yakalayarak, %1’ lik
başarı ortalaması ile çok yakın
bir sonuç elde eden 19 katılımcı
öğrencimizi ve madalya kazanan
öğrencilerimizi kutlar, başarılarının
devamını dileriz.
KIŞ 2012
Ferhat Çalapkulu ile Akıl Oyunları
Dünya Zeka Oyunları Federasyonu’nun Türkiye temsilcisi, Akıl Oyunları Dergisi’nin Genel Yayın Yönetmeni ve
Türk Beyin Takımı’nın kaptanı Ferhat Çalapkulu 8 Aralık Perşembe günü okulumuza gelerek öğrencilerimizle
çok keyifli bir söyleşi gerçekleştirdi.
4, 5. ve 6. sınıfların katılımıyla gerçekleşen
söyleşide Ferhat Bey akıl oyunları hakkında
bilgi verdi. Akıl oyunlarının, herhangi bir bilgi
gerektirmeyen, mantık, matematiksel düşünme,
şekilsel algılama, yaratıcılık, konsantrasyon ve
hızlı düşünme ipuçlarından yararlanabilme gibi
becerilerle çözülebilen soruları içerdiğinden
bahsederek , bu tür oyunlarla uğraşmanın bir
beyin sporu olduğunu ve tıpkı diğer spor dallarında
olduğu gibi bu konuda yapılan çalışmaların da kişiyi
geliştirdiğini belirtti.
Sudoku, Kendoku, Sayı Dizileri, ABC Bağlamaca,
Kare Karalamaca oyunlarından örnekler verdi.
Özellikle dört işlem becerisini pekiştiren Kendoku
oyununun nasıl oynanacağını anlattı. Birkaç
işlem yapılarak ulaşılan sayıdaki söylenmeyen
basamaktaki rakamı tahmin ettiği “Sayı Sihirbazı”
oyunu ile de öğrencilerimizi oldukça şaşırttı. Öğrencilerimizin
akıl oyunlarına olan yoğun ilgisi üzerine onları Türk Beyin
Takımı’nda görmek istediğini belirtti.
Kanada’daki Matematik Semineri
Matematik öğretmenlerimiz Pınar Turan ve Faruk Demirel ağustos ayında Kanada’da eğitim seminerine katıldılar.
2010 – 2011 öğretim yılında
katıldığımız uluslararası Gauss
Matematik Yarışması’nda
elde ettiğimiz başarı üzerine
yarışmayı düzenleyen Kanada’daki
Waterloo Üniversitesi, matematik
öğretmenlerimiz Pınar Turan ve
Faruk Demirel’i 16 – 18 Ağustos
tarihlerinde yapılan matematik
seminerlerine özel olarak davet etti.
Seminerin genel çalışma konusu
“Problem Çözme ve Matematik
Öğretiminde Farklı Metotlar” idi.
Üç günlük seminer boyunca farklı
ülkelerden matematik öğretmenleri
bir araya gelerek kendi ülkelerindeki
matematik öğretimi ve problem
çözme teknikleri hakkında bilgi
alışverişinde bulundular.
Pınar Turan: Katıldığımız bu
seminerde, farklı ülkelerdeki
meslektaşlarımızın matematik
öğretimi konusundaki fikirlerini,
deneyimlerini ve uyguladıkları
farklı teknikleri öğrenme ve kendi
çalışmalarımızla karşılaştırma imkânı
bize mesleki açıdan çok büyük
katkıda bulundu. Ayrıca okulumuzda
uyguladığımız çalışmaları diğer
KIŞ 2012
öğretmenlerle paylaştığımızda
aldığımız olumlu dönütler bize ne
kadar doğru yolda olduğumuzu bir
kere daha göstermiş oldu. Özellikle
“Problemin Öyküsü” ve “Verilen
Denklemlere Uygun Problem
Yazma” çalışmalarımız çok ilgi çekti.
Sezin Matematik Zümresi olarak
her zaman üzerinde durduğumuz
matematiksel düşünmeyi geliştiren
etkinliklerin matematik alanında
gelişmenin en önemli anahtarı
olduğunu da dünyanın dört bir
tarafından öğretmenler olarak orada
onayladık.
Faruk Demirel: Kanada’daki
seminerlerde en çok dikkatimi
çeken olay bizim uygulamalarımızın
oradaki uygulamalara göre çok daha
gelişmiş ve ileri düzeyde olmasıydı.
Orada 8. sınıf öğrencilerine
yaptıkları etkinlikleri bizim 4.
sınıflarımız rahatlıkla yaparlar.
Ancak onlarda herhangi bir sınav
gerçeği olmadığı için konuları
olabildiğince geniş zaman dilimi
içerisinde ve daha fazla düşünme
fırsatı yaratarak yapabilmeleri
bizden üstün olan tek gerçekleriydi.
15
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Vücudumu Tanıyorum,
Sağlığımı Koruyorum
4. Sınıf öğrencilerimiz ile gerçekleştirdiğimiz projenin konusunu “Vücudumuzu Tanıyalım” ünitesinden yola çıkarak
belirledik. Öğrencilerimize sağlığımızın önemini, vücudumuzdaki tüm yapı ve organların değerini anlatmak istedik.
Hayata ve insana verdiğimiz önemi
bir kez daha vurgulamak ve bu değeri
öğrencilerimize en iyi şekilde aşılamak için öğrencilerimizin de katkılarıyla projemizin konusunu “Vücudumu
Tanıyorum, Sağlığımı Koruyorum”
olarak seçtik. Öğrencilerimize sahip
olduklarımızın değerini bilmemiz gerektiğini, en doğru şekilde aşılamak
amacı ile projemizin merkezine organ
bağışı ve kan bağışı konularını aldık.
Bir sosyal sorumluluk projesi haline
getirdiğimiz bu projede öğrencilerimizin araştırma becerilerini geliştirmeyi
amaçladık. Öğrencilerimiz kendi bilişsel düzeylerine uygun, onlar için önceden hazırladığımız konu başlıklarını
araştırdılar. Projemizin birinci ve en
önemli basamağı olan bu kısmında
öğrencilerimiz yaptıkları araştırmalar
doğrultusunda birer dosya hazırladılar. Ardından sunum yapacakları
grupları belirlediğimiz öğrencilerimiz,
konu paylaşımı sonrasında dosyalarındaki bilgileri diğer arkadaşları ile
paylaştılar. Böylece tüm sınıf arkadaşlarıyla, yaptıkları araştırmaları da
değerlendirme fırsatı buldular.
Proje ile ilgili tüm araştırmalarını
tamamlayan öğrencilerimiz ile birlikte
organ bağışı ve önemini, organ
bağışı koordinatörü Tülin Hanım’ dan
dinlemek üzere Memorial Hastanesine gittik. Tülin Hanım ile yaptığımız
söyleşinin hemen ardından Organ
nakli cerrahı ile kapsamlı bir röportaj
yapan öğrencilerimiz doktorumuz
eşliğinde nakil yapılan ve organ bağışında bulunmuş hastaları odalarında
ziyaret ettiler. Bu kısa ve anlamlı
ziyaretimiz sırasında öğrencilerimiz,
hastaların duygu ve düşüncelerini
almak için onlarla da kısa bir röportaj
16
yaptılar. Yaptıkları bu değerli çalışma
sonrasında edindikleri tüm bilgileri
dosyalarına yerleştirdiler.
Organ bağışının yanında kan bağışının
da yetersiz olduğu ülkemizde öğrencilerimizi bu konuda da bilgilendirmek adına Kızılay ile iletişime geçtik.
Ardından kan bağışı teşvik sorumlusu
Ferhan Hanım bize “Kızılayın görevleri, çalışmaları ve kan bağışı hakkında” bilgilendirici bir sunum yaptı.
Bu sunum sonrasında öğrencilerimiz
sadece bir konuda hayal kırıklığına
uğradılar. Bu da 18 yaşına gelene
kadar kan bağışında bulunamayacak
olmalarıydı. Ferhan Hanım bu konuda
onlara yardımcı olabileceğini söyleyerek ailelerine vermek üzere onlara
kan bağışı davetiyelerini dağıttı.
Eğer yeterli katılıma ulaşılabilirse
gerekli donanım ile proje günümüzde
okulumuzda bulunan velilerimizin kan
bağışında bulunmalarını sağlayabileceklerini söylediler. Gönderdiğimiz
davetiyelere gelen olumlu yanıtlar
bizleri son derece mutlu etti. Kan
bağışı organizasyonumuza birçok
öğretmenimizin de katkıda bulunmuş
olması öğrencilerimize örnek olması
açısından son derece olumlu bir etki
yarattı.
Proje günü öğrencilerimizin heyecanı görülmeye değerdi. Son derece
emek vererek hazırladıkları sunumlarını velileri ile paylaşmalarının ardından onları iç bahçede görsel sanatlar
dersinde yapmış oldukları çalışmaları,
Türkçe dersinde hazırlamış oldukları
broşür ve haberleri sergiledikleri
alana götürdüler. Bu alanın hemen
yanında kurulmuş olan Kızılay kan
bağışı alanı hem öğrencilerimizi hem
de kan verecek velilerimizi daha da
heyecanlandırdı. Sergi alanını gezdikten sonra Kan bağışında bulunacak
velilerimiz Kızılay kan bağışı alanında
buluştular, testlerini yaptırdılar ve
kısa süre içerisinde kan bağışlarını
gerçekleştirdiler.
Öğrencilerimiz bu proje sırasında zaman zaman şaşırdılar, zaman zaman
duygulandılar, mutsuz oldular. Hastane odasında organ nakli için bekleyen
yaşıtlarını gördüler ve üzüldüler.
Çaresizlik duygusunu tattılar. Amacımız onları üzüp mutsuz etmek değildi
şüphesiz. Bizlerin “onları hayatları
boyunca mutlu etmeye çalışmak değil
onlara hayatı öğretmek” düşüncesinden yola çıkarak hazırlamış
olduğumuz bu projede sosyal sorumluluğumuzu bir nebze de olsa yerine
getirebildiysek ne mutlu bizlere…
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Dengeli Beslen Sağlığa Seslen
Beslenme, sağlığı korumak, geliştirmek ve yaşam kalitesini yükseltmek için özel öneme sahip, bilinçli yapılması
gereken bir davranıştır.
Öğrencilerimizin beslenme davranışlarını geliştirebilmek amacıyla bu yıl
5. sınıflarımızla bir sağlık ve yaşam
projesi yapmaya karar verdik. Öğrencilerimizin önerdikleri ve hepsinin
birbirinden yaratıcı olduğunu düşündüğümüz proje adlarından “ “Dengeli
Beslen, Sağlığa Seslen” i proje adı
olarak seçtik. Proje süresince yapacağımız çalışmaları planladık. Araştırma
yapacağımız konuları belirledik. Bu
konu başlıklarından bazıları “Sağlıklı ve
Dengeli Beslenme, Obezite, Nedenleri
ve Koruma Yöntemleri, Besin Kaynakları ve İçerikleri, Gıda Teknolojisindeki
Gelişmeler, Besinlere Eklenen Katkı
Maddeleri, GDO, GDO’lu Besinler,
GDO’nun Canlılar Üzerindeki Olumlu ve
Olumsuz Etkileri” idi.
Proje Tabanlı Öğrenme yaklaşımı ile
öğrencilerimizin eğitim alanlarını ve
öğrenme süreçlerini zenginleştirmelerini sağlayarak öğrencilerimizi araştırmaya ve sorgulamaya teşvik etmeye
çalıştık.
Bu amaçla proje süresince alanlarında uzman birçok kişiden destek aldık.
04 Kasım 2011 Cuma günü okulumuzun beslenme uzmanı Diyetisyen
Süheda İmamoğlu ile sağlıklı beslenmenin önemini, beslenmede yapılan
yanlışlıkları, besinlere eklenen katkı
maddelerini ve zararlarını içeren bir
söyleşi yaptık.
17 Kasım 2011 Perşembe günü
Boğaziçi Üniversitesi Moleküler Biyoloji
ve Genetik Mühendisliği Öğretim görevlisi Prof. Dr. Neşe Bilgin öğrencilerimizle GDO’lu ürünlerin canlı yaşamına etkileri, organik gıdaların önemi,
kültürel mirasımız olan ata tohumları
hakkında konferans verdi.
30 Kasım 2011 Çarşamba günü
Göztepe Özgürlük Parkında kurulan
organik pazara gittik. Öğrencilerimiz
KIŞ 2012
organik tarım yapan ve ürünlerini
pazarda satan üreticiler ile tanıştılar.
Organik tarım ile ilgili ayrıntıları içeren
bir röportaj yaptılar. Pazarda satılan
ürünlerin sertifikalarını incelediler.
Hem eğitici hem eğlenceli bir pazar
alışverişi yaparak okulumuza döndüler.
03 Aralık 2011 Cumartesi günü Orta
Doğu Teknik Üniversitesi akademisyenleri ile öğrencilerimiz Nanobiz Bilim
Atölyesi çalışmasını yaptılar. Çalışmamız sabah 09.00’da DNA’nın yapısını
anlatan bir sunum ile başladı. Daha
sonra öğrencilerimiz üç grup oluşturacak şekilde okulumuz laboratuvarlarına toplandılar. Oyunlar ile kendi DNA
sarmallarını oluşturdular. DNA Saflaştırma deneyi yaptılar. Öğrencilerimiz
bu deney ile muzun DNA’sını elde
ettiler. (Günün sonunda deney tüpleri
içindeki DNA’larla evlerine döndüler.)
Kısa bir aranın ardından öğrencilerimiz GDO seminerine katıldılar ve tekrar laboratuvarlarına dağılarak GDO
Analizi deneyini yaptılar. Saat 16.00’
da biten ve son derece faydalı geçen
bu çalışma sonunda öğrencilerimiz
merak ettikleri sorulara cevap bulmanın dışında normal şartlarda 8. sınıfa
geldiklerinde öğrenebilecekleri DNA,
genetik, mutasyon gibi kavramlarla da
tanışmış oldular.
Zümreler arası paylaşım ile yapılan
proje hazırlıklarında görsel sanatlar
dersinde öğrencilerimiz hazırladıkları
üç boyutlu manav dükkan maketini
kağıt ve oyun hamurlarından yaptıkları
meyve ve sebzelerle süslediler. Vitamin maketleri ile bu vitaminlerin hangi
besinlerde bulunduklarını gösterdiler.
Bilişim Teknolojileri dersinde araştırmalarını yaptılar ve sunumlarını
hazırladılar. Türkçe dersinde görsel
okuma becerilerini geliştiren broşürler
hazırladılar ve bizleri hayal dünyalarının
derinliklerine götüren sağlıklı yaşam
öyküleri yazdılar. İngilizce dersinde
besinler ve dengeli beslenme ile ilgili
kavramları öğrendiler ve sağlıklı beslenme tabakları yaptılar. Matematik
dersinde problem kurma ve çözme
becerilerini kullanabilecekleri “Kendin
Sor Kendin Çöz” adlı performans
görevlerini hazırladılar.
17 Aralık 2011 Cumartesi günü ise
öğrencilerimiz hazırladıkları sunumları
başarı ile gerçekleştirdiler. Sunumun
ardından yaptıkları görsel çalışmaları
iç bahçemizde aileleri ile paylaştılar.
“Besin İçeriklerini Keşfedelim”, “DNA
Saflaştırma ” ve “GDO Analizi “ deneylerini bir kez de onlar için yaptılar.
Tüm bunların sonunda öğrencilerimiz
sağlıklı ve dengeli beslenmenin insan
hayatı için ne kadar önemli olduğunu
ve beslenme alışkanlıklarını oluşturmada nelere dikkat etmeleri gerektiğini
bilen bilinçli birer tüketici olma yolunda
büyük bir adım atmış ve bunun yanında yok olmaya yüz tutmuş kültürel
mirasımız olan “ Ata Tohumlarına”
sahip çıkmamızın gerekliliğini öğrenmiş oldular.
Bu projede görev alan öğrencilerimizi
yaptıkları çalışmalar için tebrik ediyor
ve başarılarının devamını diliyoruz.
17
Onurla
Taşıdığımız Emanet:
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Özgür, tam bağımsız bir Türk devletinde yaşamak istiyoruz, çağdaş uygarlık düzeyinde nice değerli
insanımızla gezinmenin onuruyla cumhuriyetimizin 88. yıldönümünü
bir kez daha kutluyoruz..
Binlerce yıldır Anadolu’da var olmuş
nice uygarlıktan bugüne geliyoruz.
Genç cumhuriyetimiz, bize, bugünün gençlerine, 88 yaşında emanet
ediliyor.
O kadar genç ki büyüme sancılarından yeni yeni kurtulacak daha; o
kadar yeni ki uğruna dökülen kanlar,
torunların alınlarında kurumamış
birer damla hâlâ; o kadar yakın ki,
çocukların masal dünyalarındaki dev
hayallerin kahramanları, aile albümlerinden dipdiri bakıyorlar bugüne.
Ve Atatürk, çağlar üzere gelen
bir büyük insan. Her fotoğrafında
enginlerden enginlere bir çift çağrı
ile karşılıyor bizi. Ondan aldığımız
gücümüze güç katıyor.
Cephelerden umutsuz seslenişler,
manda vs, hayır, hiçbiri yakışmıyor
tarihe; birbirimize hitaplarımızdan
yükselen bir gücüz, bir nöbet değişiminde emin ellerde cumhuriyetimiz,
rüzgârlar idealist insanlara destek.
Yaşıyoruz ama öğrendikçe, okudukça, bildikçe, onun en büyük eserini
yaşatmak, görevimiz olmaktan
çıkıyor;
yaşama koşulumuzu yerine getirmekte olduğumuzu anlıyoruz.
Atatürk’ün bizlere emanet ettiği bu
yüce armağanı onun sözcükleriyle
anlamlı kılmak istiyoruz. “Gençler
cesaretimizi artıran ve devam ettiren sizlersiniz. Siz, almakta olduğunuz terbiye ve eğitim ile insanlık ve
medeniyetin, vatan sevgisinin, fikir
özgürlüğünün en kıymetli sembolü
olacaksınız. Yükselen yeni nesil,
gelecek sizsiniz. Cumhuriyeti biz
kurduk, onu yükseltecek ve yaşatacak sizsiniz.”
Cumhuriyetimizin sonsuz
Cumhuriyetimizin sağlam,
Cumhuriyetimizin ve bayramımızın
herkese kutlu olması dileğiyle...
Nice yıllara...
10 Kasım Atatürk’ü Andık...
Ulu önder Atatürk’ü ölümünün 73.yılında törenlerle andık.İlk törenimizi
okulumuzun dış bahçesinde lisemizle
birlikte yaptık.Sirenlerin çalışıyla başlayan saygı duruşunun ardından İstiklal
Marşı söylendi ve bayrağımız yarına
indi.
Anma törenimiz okulumuz iç bahçesindeki törenle devam etti.Türkçe öğretmenimiz Elif İpek Kılınç Atatürk’ün
Türk ulusu için yaptıklarını belirtti,
Atatürk’ün düşünce adamı olarak
dünya için önemine değindi.Öğrencile-
rimiz okudukları şiirlerle Atatürk’e duyduğumuz özlemi dile getirdiler. Müzik
öğretmenlerimizin çalıştırdığı koromuz
Atatürk Marşları ve Atatürk’ün sevdiği
şarkıları seslendirdi.6-A sınıfı öğrencilerinden Ömer Ekin’in öncülüğünde
Sezin İlköğretim Okulu öğrencilerinin
Atatürk’e bağlılık andı içmesiyle iç
bahçedeki törenimiz sona erdi.
Sorularla Atatürk
Sosyal bilgiler zümremizce düzenlenen
Atatürk’ün çok yönlülüğünün vurgulandığı, Atatürk sevgisinin pekiştirildiği 2.’’
Sorularla Atatürk’’yarışmasının finali,
Atatürk Haftasında okulumuz Tiyatro
salonunda yapıldı.
İki oturumda gerçekleştirilen finalde
1.kademe öğrencilerimizin katıldığı
yarışmanın birinciliğini 5-C sınıfından
Ulum Özergen kazanırken 2.kademe
birincimiz 8-B sınıfından Göktuğ Buğra
Gönül oldu. Her iki kademede de
öğrencilerimizin yarışmaya gösterdiği
ilgi, Sezin Okulu olarak bizlere bilinçli
Atatürkçüler yetiştirmenin onurunu ve
mutluluğunu yaşattı.
Efsane Şehir İstanbul’un Acı Günleri
İstanbul’un düşman işgalinden kurtuluşunun 88.yılı için tiyatro salonumuzda düzenlediğimiz tören saygı
duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı.
4,5,6,7 ve 8.sınıflarımızın katıldığı
törende işgal yılları İstanbul’unda
yaşanan acılar,korkular,yalnızlıklar
,çaresizliklerle Mustafa Kemal ve
ordusuna duyulan güven günümüzden işgal yıllarına uzanan küçük bir
oyunla canlandırıldı.Tarihsel bilgiler
oyun içinde anlatıcılar tarafından
verildi.Öğrencilerimizin ilgiyle izlediği
dramada savaşın kahramanlıkların
yanında türlü acıları yaşattığı
vurgulandı.
18
KIŞ 2012
Okul meclisi seçimleri yapıldı
Yaşasın demokrasi…
Demokratik bir toplum düzeninin
gerçekleşmesi ve devamı için bireylerin demokrasi bilincine sahip olması
gerekir. Bu nedenle sorumluluk
duygusunun ve değerler sistemine
saygının okul yıllarında öğrencilere
kazandırılıp geliştirilmesi çok önemlidir.
Demokrasi bilincini geliştirmek için Özel
Sezin Okulları Öğrenci Meclisi Başkanlığı, seçimleri her yıl yenilenmektedir.
Bu amaçla öncelikle Öğrenci Meclisi,
Öğrenci Başkanı ve Yönetim Kurulu
seçimlerine yönelik çalışma takvimi
oluşturuldu. Yapılan çalışmalarla İlköğretim Okulu öğrencileri daha aktif bir
öğrenme ortamı bularak, etkinliklerini
kendi yaş düzeyindeki öğrenci gruplarıyla paylaştılar.
Seçim çalışmalarıyla öğrencilerin,
seçme ve seçilme hakkını kullanmayı
öğrenmeleri; farklı düşüncelere saygı
ve hoşgörüyle yaklaşmanın gereğini
kavramaları; kendilerine güven duymalarını sağlamak hedeflendi.
27 Ekim 2011 günü yapılan seçim
sonucunda Kübra Kabataş Özel Sezin
İlköğretim Okulu Öğrenci Meclisi Başkanı seçildi.
Seçim sonucunda oluşan meclis ve
başkanlık sistemi ile öğrencilerin kendi
kendilerini yönetme ve denetleme becerilerini geliştirmeleri; okul düzenine
uymanın ve kendileri tarafından belirlenen kuralları uygulamanın gerekliliğini
kavramaları ve yönetim, öğretmen
ve öğrenci işbirliği ile çalışabilmeleri
hedeflenmektedir.
Sınıf Temsilcileri
Tuna Gün Çırpıcıoğlu 1A
Arda Civelek
1A
Alperen Arı
1B
Doruk Aksu
1B
Dünya Tangün
1C
Emir Karabacak
1C
Umut Sarp Harbalioğlu 2A
Sibel Makineci
2A
Berk Çevik
2B
Beste Güz Genç
2B
Nehir Ersöz
2C
Kerem Ekdal
2C
Eren Çimentepe
3A
Deniz Aral
3A
İremnaz Ercan
3B
Eren Çeşit
3B
Zeynep Şener
3C
Enver Orkun Erken
3C
Mehmet İrtiş
4A
Berru Özkan
4A
Kuzey Özdemir
4B
Ahmet Can Toksoy
İnci Dilara Gazioğlu
Alp Emre Özşan
Ekin Özcan Melisa Yıldırım
Deniz Erem
Ayşe Sinem Şenkaya
Damla Ortaç
İpek İrem Koçer
Ömer Ekin
Oğulcenk Bıçakçı
Tuvanna Gül
Selin Demirtaş
Sezin Öztüfek
Ozan Yalçın
Murad Özen
İlayda Su Güner
Arda Roni Koç
Cahit Batu Akalın
Azra Tosun
Elif Ergün
Sinan Emir Özcan
Kutay Kerimoğlu
Kaan Özbelli
Kübra Kabataş
Doğukan Oltulu
Osman Bayat
4B
4C
4C
5A
5A
5B
5B
5C
5C
6A
6A
6B
6B
6C
6C
7A
7A
7B
7B
7C
7C
8A
8A
8B
8B
8C
8C
Hak Ve Adalet İçin Bakın Ne Dediler:
Çocuk hakları haftasında öğrencilerimize sorduk: Sizce hak nedir,adalet nedir? Yaşlarından ummadığımız cevaplar
aldık. Kimi barıştan, kimi güvenden, kimi özgürlükten söz etti. Cevaplar farklı farklı olsa da hepsinin gözlerinde hakların
çiğnenmediği, adaletli bir dünyaya duyulan umudun pırıltısı vardı.
Hak demek kuzenime gitmek
demektir. Ceyda Deren 1-C
Mutlu olmak için adaletli olmalıyız.
Arda Demirbaş 2-A
Adalet olmazsa dostluk olmaz.
Ozan Güven 4-A
Hak Nedir? Yapmakta özgür
olduğumuz davranışlardır.
Barış Ulaş Önen 8-A
Hak Nedir?
“Düşünmek”
Ali Tunçbilek 1-B
Sınırlı olan yasa dışı olmayan
özgürlüklerimiz
Aykut Gürdal 6-C
KIŞ 2012
19
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Yeni Adımlar Yeni Dostluklar
Özel Sezin Okulu ve İstanbul Japon Okulunun Mart 2011’de attığı ilk dostluk tohumları bu yıl ortaklaşa
gerçekleştirilen etkinliklerle büyüdü. Japonya ve Türkiye arasında yeni köprüler oluşturmak için bir araya
gelen Türk ve Japon öğrenciler birlikte üretmenin ve paylaşmanın keyfini yaşadılar.
Geçen sene ziyaret ettiğimiz İstanbul
Japon Okulu öğrenci ve öğretmenleri bu yıl okulumuza gelerek bizlere
kültürlerini tanıttılar. Öğrenciler ilk
buluşmalarında Shuji tekniği ile yazı
çalışması yaptılar. Konuk öğrenciler,
Türk arkadaşlarının isimlerini Japon
alfabesine uygun olarak yazdılar.
Okulumuz öğrencileri de aynı teknikle
kendi isimlerini yazmaya çalıştılar.
Daha sonra birbirlerine Türkçe ve
Japonca şarkılar sundular.
Bir sonraki ziyarette konuk öğrenciler Japon kültürünün farklı
yönlerini tanıttılar. Görsel Sanatlar
ve müzik dersliklerinde gruplar
halinde çalışarak, origami tekniği ile
kâğıt katladılar, karuta isimli hafıza
oyununu oynadılar, koma, kendama
ve hagoita isimli geleneksel Japon
oyuncaklarıyla oynadılar. Son olarak
öğrenciler kütüphanede birbirlerine
sordukları sorularla yeni arkadaş-
lıkların temelini atarak ülkelerinin
kültürleri hakkında fikir alışverişinde
bulundular.
Bu fırsatı bize sunan İstanbul Japon
Okulu öğrenci ve öğretmenlerine
teşekkür ederiz.
Ziyaretler sonrası paylaşılan duygular:
Thank you for the opportunity
to exchange cultures between
your school and our school.
We had a very good time at
your school. We appreciate
your arranging everything for
a successful exchange. Our
students liked this opportunity
very much. We teachers were
also happy to visit you. If it’s
possible, we think we do it
again some day.
Thank you for your present.
We hope to see you again.
Istanbul Japanese School
Sınırları Aşan Dostluklar
Özel Sezin İlköğretim Okulu olarak 2009 yılından beri üyesi olduğumuz MySchools Network
iletişim ağının kurucuları, yenilenen sistemleri hakkında bilgi vermek için bizleri ziyaret ederek
öğrencilerimizle sınıf içinde keyifli bir paylaşım gerçekleştirdiler.
MySchools Network aracılığıyla hem
öğrenciler hem de öğretmenler
sınırları aşan dostluklar kurup
farklı ülkeler ve kültürlerle ilgili
bilgi alışverişinde bulunabiliyorlar.
Kültürlerarası yakınlaşmayı sağlayan
bu sistem sadece internet üzerinden
yazışmayla sınırlı değil. Öğrenciler
her altı haftada bir değişen proje ve
20
yarışma konuları hakkında katkıda
bulunarak bilgi ve kültür alışverişinde
de bulunabiliyorlar. Katılım süresi
dolduğunda sistem üzerinden yapılan
oylama sonucunda kazanan öğrenci
belirleniyor ve ödüllendiriliyor.
19 Ekim günü okulumuza gelerek
6. ve 7. sınıflarımızdan bazılarını
ziyaret eden ve sistemdeki yenilikleri
anlatan NHL University of Applied
Sciences öğretim elemanları
Ron Barendsen ve Rolien
Bos-Wierda aynı zamanda
öğrencilerimizle sohbet ettiler ve
ortak çalışmalardan duydukları
heyecanı paylaştılar.
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Ülkelerin Tadı
Öğrenilen her dil dünyaya bakış açımızı değiştirir, yeni ve başka bir
dünyanın kapılarını açar bize.
Yeni bir dili öğrendiğimizde yalnızca o dili değil, o dili konuşan insanların duygu ve düşüncelerine her adımda biraz daha
yakınlaşarak onları tanımayı da öğreniriz. Bir dili öğrenmek aynı zamanda farklı kültürleri farklı tatları da tanımamızı sağlar.
12 Aralık 2011’de, İkinci yabancı dil ile yeni tanışan 6.sınıf öğrencilerimizin hem öğrendikleri dili sevmelerine hem de
öğrendikleri dilin kültürünü tanımalarına ve tanıtmalarına yardım eden ” İkinci Yabancı Dil Kültür Günü” müzü düzenledik.
Velilerimizin hazırladığı Almanya, Fransa ve İspanya’ya özgü pasta, kek ve kurabiye çeşitleri öğrencilerimiz tarafından,
kendilerine ayrılan stantlarda, ilköğretim iç bahçemizde satışa sunuldu. Elde edilen gelir 6. sınıflarımızın, Haftada 1 Lira
Projesinde destekledikleri Tohum Otizm Vakfına aktarılmak üzere okulumuzun Sosyal Sorumluk Projesi Komitesine teslim
edildi. Farklı kültürlerin tatları öğrencilerimizin çok ilgisini çekti. 6. sınıf velilerimize katkıları için çok teşekkür ediyoruz.
KIŞ 2012
21
İ L K Ö Ğ R E T İ M
European Eco Volunteer
Sezin Okulunda Comenius Programı
Comenius Programı, okul
öncesinden liseye kadar bütün
seviyelerde yürütülen, okul eğitimi ile
bağlantılı olan herkesin dahil olduğu
okul ortaklı proje çalışmalarıdır.
Avrupa Birliği Hayatboyu Öğrenme
Programı’nın bir parçası olan
Comenius Çalışmaları öğrenciler ve
eğitim personeli arasında Avrupa
kültür ve dil çeşitliliği ile değerleri
hakkında bilgi ve anlayış oluşturmayı,
işbirliğini güçlendirmeyi, aktif bir
Avrupa vatandaşı olma yolunda
öğrencilerin kişisel gelişimleri
için gerekli olan temel becerileri
ve yeterlilikleri edinmelerini
amaçlamaktadır.
Sezin Okulunda Comenius Programı
1992 yılında Rio de Janerio’da
gerçekleşen Dünya Zirvesi,
farklı ülkelerden okullarla ortak
yürütülecek projemiz için bir çıkış
noktası olmuş ve zirveden çıkan
“Tutum ve davranışlarımızdaki en
küçük bir farklılaşma bile ihtiyaç
duyulan değişimi gerçekleştirebilir.”
mesajı esas alınmıştır.
Avrupa komisyonunun 2011’i
“Avrupa Gönüllülük Yılı” ilan etmesi,
proje ile toplumun dikkatini gönüllü
çalışmalara çekmek için iyi bir fırsat
yaratmıştır.
Rio Çevre ve Gelişim Bildirgesinde
yayınlanan maddelerin birçoğu ortak
projemizin tabanını oluşturmuştur.
Projenin başlığı “Avrupa Çevre
Gönüllülüğü” olarak belirlenmiştir.
Projenin ana hedefi eğitimin bir
parçası olarak çevre gönüllülüğünü
artırmaktır. Bunun yanında,
okul dışında da öğrenme, takım
ruhunu geliştirme ve paydaşların
konuştukları ana diller ile ilgili
farkındalık yaratırken İngilizce’yi ortak
iletişim dili olarak kullanmalarını
sağlamak da önemli amaçlarımızdır.
Sezin Okulu Comenius Okul
Ortaklıkları Projesine Ağustos 2011
tarihinde dahil olarak çalışmalarına
başlamıştır ve proje Ağustos 2013
tarihine kadar devam edecektir.
22
Ekim 2011 Romanya
Koordinasyon Toplantısı
13-17 Ekim 2011 tarihlerinde
Romanya’nın Vaslui kasabasında
gerçekleştirilen Proje Koordinasyon
toplantısına okulumuzdan Suzan
Ustun ve Elvan Camuşcuoglu
katılmıştır. Dört gün süren
toplantılar boyunca gönüllü çevrecilik
konusu kapsamında çeşitli etkinlikler
yapılmıştır. Mihai Eminescu General
School No6 Vaslui Okulunun
tanıtımının ardından ortak ülke
öğretmenleri projenin web sitesinin
oluşturulması çalışmalarında yer
almışlardır. Proje kapsamında
Tarzii Ekolojik Çiftliği ve Lacu Rosu
(Kırmızı Göl) ziyaret edilmiş ve
yürütülen çalışmalar izlenmiştir.
Mihai Eminescu Okulu öğrencilerinin
hazırladığı atölye çalışmalarında atık
malzemelerin kullanılarak yapıldığı
ürünlerden oluşan sergi ve gösteriye
katılınmıştır. Bir sonraki toplantı
Mart 2012`de Wirral Grammar
School for Boys Liverpool UK`de
yapılacak ve bu toplantı okulumuzdan
da bazı öğrencilerimizin katılımıyla
gerçekleşecektir.
Ortak okullar ve ülkeler:
Scoala cu Clasele
Romanya
Emelwerda College Emmeloord
Hollanda
Hof Skole
Norveç
Wirral Grammar School for Boys
İngiltere
IES Rusadir
İspanya
Özel Sezin Okulu
Türkiye
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Yolumuz Yaratıcılık, Pusulamız
Hayal Gücümüz
Destination Imagination, öğrencilerin yaratıcı düşünme ve sorun çözme becerilerini geliştirdikleri ve farklı
aşamalarda turnuvalara katıldıkları bir kulüptür.
Özel Sezin İlköğretim Okulumuzdan
14 öğrenci, 26 Kasım
2011 tarihinde “Anlık Görev
Yarışması” için Eyüboğlu Eğitim
Kurumlarındaydı. Öğrencilerimiz bir
tam gün boyunca önce task-based
diye adlandırılan, materyal kullanarak
çözüme ulaşılması beklenen görevde
yarıştı. Öğleden sonraysa drama
becerilerini sergileyerek başka bir
görevi çözdüler. Her iki grubumuz
da yoğun geçen günün ardından
pizza partisinde dans ederek stres
attı, yeni arkadaşlıklar kazanarak
günü eğlenerek tamamladılar.
Günün sonunda ilköğretim birinci
kademe ekibimizin aldığı üçüncülük
derecesiyle daha da mutlu ve neşeli
bir şekilde okulumuza döndük.
Turnuvada görev alan bütün
öğrencilerimizi yürekten kutluyor,
başarılarının devamını diliyoruz.
17-18 Şubat 2012’de Enka
Okullarında düzenlenecek olan
İstanbul Turnuvasında öğrencilerimiz
hazırladıkları sinema fragmanı ile
yarışacaklar. Hedefimiz Robert
Kolejdeki yarı finale ardından da
Amerika Knoxville’deki global finale
kalarak, geçen seneki başarımızı
devam ettirmektir.
JMUN Konferansında Brezilya’yı Temsil Ettik
Kasım 2011 tarihinde Hisar Okulları’nda JMUN konferansındaydık. Öğrencilerimizin özgüven dolu hareketleri,
toplantılarda kendi grupları içinde gösterdikleri katılım, İngilizce konuşmadaki rahatlıkları bizleri çok mutlu etti.
6.7.ve 8. sınıf öğrencilerimizden
Elif Karas, Selin Kaptana, Sezin
Öztüfek, İdil Kutlu, Beliz Koçyiğit,
Selin Yüksel, Uğur Tan Çırpıcıoğlu,
Efe Vardal, Eda Özbelli, Eda Sert,
Ela Çetin, Zeynep Yılmaz, İlke Tüzün
25-26-27 Kasım 2011 tarihlerinde
Hisar Okullarında (HEV) düzenlenen
JMUN 2011 adlı konferansa katıldılar. Konumuz ‘Feed the Wold’ yani
‘Dünyayı Doyurmak’ tı.
Üç gün sürecek konferanslar için
hazırlıklar, haftalar önce başladı.
Geçen senelerden tecrübeli olan
öğrencilerimizin yanında bu sene
ilk kez bu konferanslara katılacak
KIŞ 2012
öğrencilerimiz oldukça heyecanlıydı.
Sezin Okulu olarak JMUN konferansına Brezilya’yı temsil ettik. Konferansa 450’ den fazla yerli ve yabancı öğrenci katıldı. Organizasyonu
öğrenciler tarafından yürütülen
konferansın iletişim dili İngilizceydi.
Açılış konuşmasından sonra öğrenciler gruplarında hazırlık çalışmalarına başladı. Daha yoğun olan
ikinci gün bir parti ile sonuçlandı.
Son gün görkemli bir kapanıştan
sonra okulumuza döndük. Öğrencilerimizin özgüven dolu hareketleri,
toplantılardaki katılımları, İngilizce
konuşmadaki rahatlıkları bizleri çok
mutlu etti. JMUN konferansının
öğrencilerin akademik ve sosyal gelişimine de büyük bir katkı sağladığını düşünüyoruz. Hepsinin en kısa
zamanda tekrar böyle bir organizasyona katılma konusundaki heyecanı
bizlere doğru yolda olduğumuzu
hissettirdi.
Üç gün boyunca her sabah erken
saatlerde çocuklarını okula getirip,
aksam geç saatlerde tekrar almaya
gelen velilerimize de bu çabalarından dolayı teşekkür ediyoruz.
Yapılan her şeyin alınan sonuca
değdiğini paylaşmak istiyoruz.
23
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Nasıl Bir Birey Yetiştirmek İstiyoruz?
Prof. Dr.Acar Baltaş Okulumuzdaydı
Günümüz dünyasında başarı, 21. yüzyılın artan taleplerine yanıt verebilmek ile yakından ilişkilidir.Çağın
artan taleplerine yanıt verebilenler ise bedensel,zihinsel ve duygusal enerjilerini doğru kullanıp bunu
yaşamlarına doğru yansıtabilenlerdir.
Geleceğin bireylerini yetiştiren anne-baba ve öğretmenler için de; çocukların sahip oldukları enerji ve potansiyeli
hayata yansıtmalarına imkan sağlamak günümüzde gittikçe önem kazanmaktadır.Bu önemli konuda Prof. Dr. Acar
Baltaş, 14 Aralık Çarşamba günü “Potansiyelini Hayata Yansıtan Çocuklar Yetiştirmede Aile ve Öğretmenlerin Rolü”
başlıklı semineri ile okulumuzdaydı.
Enerjimizi nereye aktarırsak hayat orada gelişir
Veli ve öğretmenlerimizin katılımı
ile gerçekleşen seminerde; çocuklarda yeterlilik, ebeveyn tutumları,
kabul edici ve güven verici aile
tutumlarının neler olduğu, bireylerde
özgüven ve özsaygı arasındaki fark
gibi konular üzerinde durulmuştur.
Hayatta başarının alınan notlar,elde
edilen kazançlardan çok kendini gerçekleştirme,kendini yeterli
hissetme ve bununla mutlu olma
ile yakından ilgili olduğu belirtilen
seminerde;başarısızlığın hayatın en
doğal yanı olduğu ve insanı geliştiren, olgunlaştıran “insanı insan
yapan” temel bir işlevi olduğu
vurgulanmıştır. Çocuk yetiştirir-
ken “DÜNYANIN EN İYİSİ” ni değil
“DÜNYA İÇİN İYİ İNSAN” yetiştirmenin hedef alınmasını öneren Prof.
Dr. Acar Baltaş ; ailelerin başarı
arttırmak için yaptıkları pek çok iyi
niyetli girişimin potansiyeli yansıtmada engel teşkil ettiğini, çocuklarımızın tabiatlarını kabul ettiğimiz
ölçüde onlara yardımcı olabileceğimizi belirtmiştir. Baltaş, bağışlayıcı
olmanın,sabretmenin,elindekinin kıymetini bilmenin ve kendisinden daha
az şanslı olanlara yardım etmenin;
mutlu ve başarılı insan yetiştirmede
çoğu zaman göz ardı edilen temel
değerler olduğunu vurgulamıştır.
Prof. Dr. Norma Razon Bizlerleydi…
Okulumuzda 30.Kasım.2011
Çarşamba günü ‘Çocuğumuzla
İletişim, Disiplin ve Sorumluluk’
başlıkları ile gerçekleştirilen veli
seminerimizde konuğumuz, Prof.
Dr. Norma Razon’ du. Seminerde
ebeveyn tutumları, çocuklara
gösterilen disiplin yaklaşımları,
çocuklara ancak verilirse
beklenebilecek olan sorumluluk
duygusu konuları tartışıldı.
İçinde bulunduğumuz çağda
ebeveynler olarak çocuklarımızla
nasıl iletişim kurduğumuz ve ne
kadar zaman geçirebildiğimiz konuları
interaktif bir şekilde değerlendirildi.
Ailelerin, çocukların öncelikle maddi
beklenti ve ihtiyaçlarına mı; yoksa
sevgi, ilgi ve hatta birlikte zaman
geçirme ihtiyaçlarına mı daha
çok önem verdikleri ve çocukların
bunlardan hangilerinin daha öncelikli
24
olarak karşılanmasına ihtiyaç
duydukları irdelendi.
Kendilerine güvenen ve kendilerinin
farkında olan çocuklar yetiştirmek
için ebeveynlerin rolünün tartışıldığı
seminerde velilerimiz, günlük yaşam
deneyimlerini paylaşma ve çıkabilecek
sorunlara ilişkin farklı bakış açıları
duyma fırsatı yakaladı. Ayrıca
çalışma, paylaşılan sorunlara ilişkin
ortak akıl geliştirme konusunda hem
çalışmaya katılan öğretmenlerimiz
hem de velilerimiz için bir yol haritası
oluşturdu.
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Damla Damla... “Haftada 1 Lira”
“Haftada 1 Lira” Bir Liranın istenirse ne çok sorunun çözümüne katkıda bulunabileceğini gösteren bir sosyal sorumluluk projesidir.
2007-2008 öğretim yılında
başlattığımız Haftada 1 Lira
Projesi;“Yaşama Hakkı”nı anlatma
ilkesinden yola çıkarak öğrencilerimizin sosyal sorumluluklarını
hatırlamalarını, hastalık, bedensel
ve zihinsel farklılık ya da ekonomik
nedenlerle farklı koşullarda sürdürülen yaşamları öğrenmelerini
ve desteklemelerini, desteklerini
projelendirerek yaşama geçirmelerini ve katkılarını somut olarak
görmelerini, Sivil Toplum Kurumlarını tanımalarını ve tanıtmalarını
sağlayan, Haftada 1 Liranın istenirse ne çok sorunun çözümüne
katkıda bulunabileceğini gösteren
bir sosyal sorumluluk projesidir.
Proje kapsamında 1.dönem, sınıf
düzeylerine uygun olarak seçilen Sivil Toplum Kurumları öğrencilerimize
tanıtıldı ve destekleyecekleri kurumlarla ilgili sınıf içi çalışmalar yapıldı.
28 Eylül 2011’ de Bedensel Engelliler Derneği Başkanı Kemal Demirel,
3.Ekim 2011’ de Üsküdar Belediyesi Hayvan Barınağından veteriner
hekimler Meliha Turhan ve Şenay
Kartal, 13 Ekim 2011’ de Evsiz
Hayvanları Koruma Derneği yönetim
kurulu üyesi Bilge Okay ve veteriner
hekim Murat Bekham, 2 Kasım
2011’ de LÖSEV’ den Seda Hanım,
14 Kasım 2011’ de Tohum Otizm
Vakfından eğitimci Deniz Onur,
okulumuzu ziyaret ederek öğrencilerimizi sunum ve animasyonlarla bilgilendirdiler. 2010 - 2011 öğretim
yılının birikimleri makbuz karşılığında
öğrencilerimiz tarafından kendilerine
teslim edildi.
Projemiz gereği STK’ların
ihtiyacı olan eğitim materyalleri derslerde öğrencilerimiz tarafından hazırlanıyor. (İngilizce öykü yazma,
CD’ye SBS soruları okuma
vb.) Geçen yıl Veysel Vardal Görme
Engelliler İlköğretim Okulu destekleme çalışmalarında son üç yılın SBS
KIŞ 2012
soruları öğrencilerimiz tarafından
CD’lere okunmuş ve teslim edilmişti.
V.V.G.İ. Okulunun Müdürü Ömer
Bey, bu çalışmanın öğrencileri için
çok yararlı olduğunu ve desteğimizin
devam etmesini arzuladıklarını belirtti. Bu taleb doğrultusunda 2011
SBS sorularının, gönüllü öğretmen
ve öğrencilerimiz tarafından CD’ ye
okuma çalışmaları sürdürülmektedir.
Geçen yıl V.V.G.E.İ.O’ nun ihtiyacı
olan, metin dosyalarını, her türden
şekil ve grafiksel materyali görme
engelliler için dokunarak görebilecekleri formatta basan kabartma
yazıcı ve baskı makinesini, sahibi
aynı okuldan mezun olan bir firmaya
ısmarlamıştık.Yazılımı yeni tamamlanan makineyi yurt dışından getirdik,
ödemesini yaptık ancak satın alınan
firmada bekletiyoruz. Okul binasındaki deprem bakım çalışması nedeniyle geçici olarak başka bir okulda
öğretime devam eden görme engelli
öğrencilerimize okul müdürlerinin
isteği üzerine okullarına döndüklerinde teslim edeceğiz.
2.Sınıflarımızla Kızılay
Çekmeköy şubesinin gerçekleştirdiği 29 Ekim - 4
Kasım “Paylaşalım, Oynayalım, Paylaştıkça Çoğalalım”
projesine katıldık.
Öğrencilerimiz Kızılay’ın verdiği torbalara oyuncak, kitap vb. eşyalarını
koydular ve duygularını sözcüklere
döküp küçük kartlara yazarak hiç
tanımadıkları arkadaşlarına gönderdiler.
Van depremi için lise ve
ilköğretim öğrencilerimizin
ortak çalışması olarak iki
kez kışlık giysi ve ihtiyaç
maddesi toplanıp, paketlenerek Vanlı bir velimiz
tarafından bizzat Van’a
götürüldü.
Ana sınıfından 8. Sınıflara kadar
tüm sınıflar seviyesinde oyuncak
kampanyası yapıldı ve gönüllü öğ-
rencilerimiz paketledikleri çocukluk
oyuncaklarını yeni yıla kadar Uçal
Kâğıt İlköğretim Okulundaki öğrencilere aktarılmak üzere Sezin Lisesi
Sosyal Sorumluluk Grubuna teslim
ettiler.
16 Kasım’da 5. sınıf öğrencilerimiz LÖSEV yararına ;
3. sınıf öğrencilerimiz Bedensel Engelliler yararına
kendi yaptıkları ürünlerle
bir kermes düzenlediler.
2011-2012 öğretim yılı içinde yeni
hedeflerimizden biri de Haftada
1 Lira projemizin diğer kurum ve
okullarda uygulanmasına öncülük
etmek, desteklediğimiz kurumların
birbirleriyle iletişimini sağlayarak
damlaların göl haline gelmesine
katkıda bulunmak.
Küçük bir adım attık ve
EHKD ile Tohum Otizm Vakfının yıllardır arzuladıkları
buluşmaya aracı olduk.
Sevgi ve dayanışma yolunda çoğalarak daha büyük
adımlarla yürümek üzere!
Plastik Kapak Topla
Benim İçin
Sosyal Sorumluluk Projelerimiz
kapsamında, fen ve teknoloji bölümü
öğretmenimiz Ayten Kıvrak sorumluluğunda yürüttüğümüz, ihtiyaç
sahibi vatandaşlarımızın tekerlekli
sandalye sahibi olmalarını sağlayan
“ Plastik Kapak Topla Benim İçin
” kampanyasına devam ediyoruz.
Yaklaşık 250 kg plastik kapak ile bir
tekerlekli sandalye alınabilmektedir.
Öğrencilerimiz ve velilerimiz bu kampanyamıza da yoğun ilgi gösteriyorlar. Geçtiğimiz günlerde öğrencilerimiz Defne(2A) - İdil (1B) Karaşahin
kardeşler anne ve babalarıyla birlikte çok sayıda plastik kapağı Sosyal
Sorumluluk P. Komitemize teslim
ettiler. Karaşahin ailesine destekleri
için teşekkür ediyoruz.
25
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Dünya Okul Süt Günü
Hayatımda Süt
Süt insan yaşamının her döneminde gerekli bir besindir. Çocuk ve gençlerin fiziksel gelişimindeki etkileri
düşünüldüğünde sütün önemi daha iyi anlaşılır.
Süheda İmamoğlu
Beslenme ve Diyet Uzmanı
Özel Sezin Okulu
Alışkanlıklar, gelişme çağının
sürdüğü dönemde kazanılır.
Özellikle çocuklarda gün içinde
farklı şekillerde sunulan süt ve süt
ürünleri tüketimi artırır. Günlük
ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlar.
Alışkanlık kazanmalarını destekler.
Süt, kalsiyum içeriğiyle en zengin
besin kabul edilir. Kalsiyumun yanı
sıra B vitaminleri, A vitamini, ve
magnezyum bakımından da çok
zengindir. Vücut protein sentezi için
gereken amino asitlerden bazılarını
üretemez. Bunlara elzem amino
asitler denir. Süt ve süt ürünlerinde
ihtiyacımız olan tüm elzem amino
asitlerde vardır. Etin olmadığı yerde
bir dilim peynir, bir kâse yoğurt,
bir bardak süt tüketilmesi dengeli
beslenmeyi sağlar. Başta kemik
sağlığı olmak üzere süt bağışıklık
sistemini güçlendirir. Hastalıklara
26
direnci artırır.
Süt ve obezite arasındaki ilişki
bilimsel olarak yakın zamanlarda
açıklanmıştır. Sütle birlikte
alınan kalsiyum obezite riskini
azaltmaktadır.
Sağlık Bakanlığı ile Hacettepe
Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik
Bölümünün birlikte çalışarak
hazırladığı Türkiye’ye Özgü Beslenme
Rehberi’nde yeterli ve dengeli
beslenmek için gereken dört
besin grubundan biri süt ve süt
ürünleridir.
Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı
ülkemizde yıllık kişi başı süt
tüketim miktarının 146 lt olduğunu
belirtmektedir. Bu miktar içilen sütle
birlikte yoğurt, peynir ve tüm süt
ürünlerini içine almaktadır.
Avrupa ülkelerinin yıllık ortalama kişi
başı süt tüketimi 342 lt, ABD’nin de
296 lt ‘dir.
Sağlıklı nesillerin yetiştirilmesi
için süt tüketimini artırmalıyız. Bu
nedenle her yıl 27 Eylül Dünya Okul
Süt Günü kabul edilmiştir.
Bu yıl okulumuzda Dünya Okul Süt
Günü etkinliğini Sezin Yemek Kulübü
öğrencileri ile birlikte gerçekleştirdik.
Mutfağımızda muz, çilek, kavun,
şeftali, kakao ve dondurma ile
sütler hazırladık. Kurduğumuz
stantlarda sunduğumuz sütlü
içecekleri öğrencilerimiz büyük bir
ilgiyle karşıladı. Öğrencilerimizin içtiği
süt miktarının umduğumuzdan fazla
olması bizi çok sevindirdi.
Öğrencilerimizin akademik eğitimleri
kadar doğru beslenme tutumları
kazanmaları da bizim için büyük
önem taşımaktadır. Bu dönemde
alacakları beslenme eğitimi tüm
hayatları boyunca onlara faydalı
olacak alışkanlıklar kazandıracaktır.
Bu sorumluluğu aileler ve kurumlar
birlikte ele almalıdırlar. Sağlıklı
nesillerin yetişmesinde Dünya
Okul Süt Günü vesilesiyle katkıda
bulunduğumuz için çok mutluyuz.
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Memorial Hastanesi’nden
Kişisel Bakım Eğitimi
Sağlıklı olmak, insan mutluluğunun
öncelik taşıyan bir öğesidir. Sağlıklı bir yaşam için alınması gereken
önlemlerin pek çoğu günlük hayatımızda uygulamamız gereken küçük
ve kolay çabalardan oluşur. Nerede
olursa olsun günlük hayatı düzenleyen bazı temel kuralların bilinerek
uygulanması, sağlığın korunmasını
ve diğer bireylerle paylaştığımız
hayatı kolaylaştırır. Bu kurallardan
en önemlileri: temizlik, sağlıklı beslenme, düzenli hayat, sigara, alkol,
uyarıcı ve uyuşturucu maddelerden
uzak durmadır.
Her insan kendi temizliğinden
sorumludur. Temizliğin sadece
görünür kirlenme olduğunda yapılması yeterli değildir. Örneğin,
uykudan uyanınca yüzün yıkanması,
çamaşırların değiştirilmesi, gündelik temizlik uygulamalarıdır. Başta
kişinin kendi sağlığı olmak üzere
başkalarının da sağlığını korumanın
en önemli aracı temizliktir. Sadece
beden temizliği değil, kullanılan her
şeyi ve her ortamı temiz tutmak
da temiz olmanın gereğidir.
Bu doğrultuda her ay farklı bir
değerin gündeme getirilip konuyla
ilgili değişik etkinliklerin düzenlendiği
okulumuzda Aralık ayında “Hijyen ve
Sağlıklı Yaşam” değeri ele alındı.
Konuyla ilgili yapılan etkinliklerden
biri olarak 15 Aralık 2011 Perşembe tarihinde 6, 7 ve 8.sınıflarımıza yönelik “Kişisel Bakım ve
Bulaşıcı Hastalıklar” konulu bir
söyleşi gerçekleştirdik. Konuğumuz
Memorial Hastanesi Enfeksiyon
Hastalıkları uzmanı Dr. Servet
Alan’ın; özellikle ergenlik dönemi
ile birlikte önem kazanan kişisel
bakım, doğru el yıkama yöntemi,
yiyeceklerin hazırlanma ve saklanmasında dikkat edilmesi gereken
noktalar ve tüm bunların hastalıkların bulaşması ile ilişkisi konularında verdiği bilgiler öğrencilerimiz
tarafından ilgiyle dinlendi. Öğrencilerimizin konuyla ilgili sordukları ilginç
soruların yanıtlanmasıyla son bulan
söyleşinin ardından 8.sınıf öğrencilerinden Tara Kolcuoğlu ve 6.sınıf
öğrencilerinden Caner Toygar
Uzm. Dr. Servet Alan ile bir
röportaj gerçekleştirdiler.
KIŞ 2012
Uzm.Dr. Servet Alan ile Caner Toygar - Tara Kolcuoğlu’nun röportajı
Dr. Servet Alan Kimdir?
Uzm. Dr. Servet Alan, 19831989 yılları arasında İstanbul
Üniversitesi Tıp Fakültesinden
mezun olmuştur.1991-1993 tarihleri arasında aynı üniversitede
“Pediatrik Enfeksiyon Hastalıkları”
alanında yüksek lisans yapmıştır.
1997 yılından itibaren Haseki
Eğitim Araştırma Hastanesinde,
2000 yılından beri ise Memorial Hastanesinde “Enfeksiyon
Hastalıkları Uzmanı” olarak görev
yapmaktadır.
8.sınıf öğrencilerinden Tara Kolcuoğlu ve 6.sınıf öğrencilerinden
Caner Toygar Uzm. Dr. Servet Alan
ile gerçekleştirdikleri röportajı hep
birlikte keyifle okuyalım.
Caner Toygar: Kış hastalıkları nelerdir? Kış hastalıklarının oluşmasında
kişisel bakım ve hijyenin etkisi var
mıdır?
Uzm.Dr.Servet Alan: Grip, soğuk
algınlığı kış hastalıklarındandır. Kış
hastalıklarında kişisel bakımın ve
hijyenin doğrudan etkisi vardır. El
yıkama önemli bir faktördür.
Tara Kolcuoğlu: Kış hastalıklarının
önlenmesinde sadece kişisel bakım
ve hijyen mi önemli, bunun yanında
iyi beslenmek ve vitamin takviyesi
de almak gerekmez mi?
Uzm. Dr. Servet Alan: İyi beslenmek tüm hastalıklardan korunmak
için önemlidir. İyi beslenen kişi
ihtiyacı olan vitaminlerin çoğunu
gıdalarla sağlayacaktır. Vitaminler
de destekleyici olarak kullanılabilir.
Ama unutmamak gerekir ki hijyen
ve bakım da oldukça önemlidir.
Caner Toygar: Kış hastalıklarını
önlemede kişisel bakımın önemli
olduğunu bu söyleşide daha detaylı
olarak öğrendik. Peki, anti bakteriyel
sabunlar bu konuda gerçekten işe
yarıyor mu? Ayrıca bazı yerlerde
bu sabunların uzun süre kullanıldığı
taktirde bakterileri yok etmek yerine
onlara bağışıklık kazandırdığı yazıyor.
Bu doğru mudur?
Uzm.Dr.Servet Alan: Evet, doğrudur. Mikroplar, gerek olmadığı halde
anti mikrobiyel madde kullanımı
durumunda bunlara direnç gösterebilirler. Günlük yaşamda sabun
kullanmak yeterlidir.
Tara Kolcuoğlu: İncelediğim makalelerde gördüğüm kadarıyla el yıkama
sonrası etkin kurulama işlemi yapılmadığı taktirde el yıkama ile sağlanan hijyen yetersiz kalıyor. Bunun
nedeni nedir?
Uzm.Dr.Servet Alan: Su ve sabunla
mikrop sayısını azaltırız, hastalığa
neden olabilecek zararlı mikropları
da uzaklaştırırız. Kurulama ile fiziksel
olarak mikropları uzaklaştırırız. Ellerimizi kuruladığımız peçeteyle muslukları kapatırsak musluk üzerinden
gelebilecek mikropları da önlemiş
oluruz.
Caner Toygar: Peki, kişisel bakım ile
hastalıklardan nasıl korunabiliriz?
Uzm.Dr.Servet Alan: El temizliği
grip, tifo, kolera gibi solunum ve
sindirim yoluyla bulaşan bazı hastalıklardan korunmayı sağlar. Vücut
temizliği ile bit, kene gibi bazı parazit hastalıkları ve cilt hastalıklarından
korunmayı sağlar.
27
Ana Sınıfı ve 1.Sınıflarımızla
Sanat Galerisinde Bir Gün
Görsel sanatlar zümremizce düzenlenen gezide ana sınıfı ve 1.sınıf öğrencilerimiz “Sanat galerisi nedir?
Nasıl gezilir? Sanat eserleri ne için yapılır? Ressamlarla, heykeltraşlar ve seramik sanatçıları arasında
hangi farklar vardır?’’ gibi sorularına cevap buldular.
Bir kültür ve sanat projesi olan
“Renklere ve Seslere Yön Verenler” projesi kapsamında Bakraç
Sanat Galerisinde Ana sınıfı (2 Aralık
2011) ve 1. Sınıf (9 Aralık 2011)
öğrencilerimizle ayrı zamanlarda
atölye çalışması yaptık.Bu gezimizde
öğrencilerimiz ,orijinal eserleri yerinde görüp incelediler’’Sanat galerisi
nedir, nasıl gezilir, sanat eserleri ne
için yapılır;ressamlarla, heykeltıraşlar ve seramik sanatçıları arasında
ne gibi farklar vardır?’’ gibi sorularına cevap buldular.
Ressam Metin Gönül’ün suluboya çiçeklerini hayranlıkla izleyen
öğrencilerimiz;sanatçının resimlerindeki renkleri, biçimleri incelediler.
Ressamın resimlerini hangi duygularla yaptığını anlamaya çalıştılar.
Ressam Vahap Demirbaş’ın resimlerini de inceleyen öğrencilerimiz,
iki ressam arasındaki sitil farkını
anlamaya çalıştılar.
28
Othar Shcabize’nin renkli seramik
tabaklarındaki balık ve horoz figürleri, “eli belinde” motifli sürahileri, kedi
desenli duvar tabakları öğrencilerimizin ilgisini çekti. Aynı zamanda geleneksel el sanatımız olan halı ve kilim
örneklerini yakından gören öğrencilerimiz, her motifin bir anlamı olduğunu ve her yörenin farklı bir anlatım
tarzı olduğunu fark ettiler. Öğrencilerimiz günün sonunda okulumuza
dönerken sanatla dopdolu bir gün
geçirmenin mutluluğu içindeydiler.
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Özel Sezin İlköğretim Okulu Ana
sınıfı, 1,2 ve 3.sınıf öğrencileri ile
görsel sanatlar, müzik ve İngilizce
dersinde bir sanat ve kültür
çalışması olan “ Renkler ve Seslere
Yön Verenler“ disiplinlerarası
projesini uyguladık.
Bu proje öğrencilerin temel
becerilerini ortaya çıkartmaya, yeni
kazanımlar elde etmeye, değişik
etkinliklerden örnekler incelemelerini
sağlayarak, yeni çalışmalar ortaya
koyabilmelerine fırsat vermiştir. Bilgi
dağarcığına sanatçıları isimlerini,
yaptıkları eserleri ve tınıları
katmışlardır.
Ana Sınıfı : Renoir – Monet – Vivaldi
1.sınıf: Bach- Kandisnky
2.sınıf: Picasso-Beethoven, Mozart
3.sınıf: : Henri Rousseau- Chopin,
Tchaikovsky
Görsel Sanatlar ve İngilizce
derslerinde 4.5.6.7.8. sınıflarla da
“Renklere Yön Verenler”
Projesini uyguladık. Öğrencilerimiz
çeşitli sanatçıları tanıyarak iki
boyutlu yorumlarını yaparak
üzerine de İngilizce yorumlarını
yazdılar. Hem öğrenip, hem de
eğlenen öğrencilerimiz sırasıyla şu
sanatçıları tanıdılar. Modigliani,
Chagall, Gauguin, Lichtenstein,
Matisse, Lautrec, Andy Varol
Çağdaş Sanatı Tanımak
25 Kasım 2011’de Akbank tarafından düzenlenen Contemporary İstanbul ’11 Çocuk Atölyesi çalışmasına
on öğrencimizle katıldık. Bu sergide
ve atölye çalışmasında modern ve
güncel sanatın ustalarını daha yakından tanıyıp çağdaş sanatın sadece
tuval ve boya olmadığını anladık.
Çağdaş sanatçıların çalışmalarından
ilham alan öğrencilerimiz sanatçının
anlatmak istediklerine soru cevap
yolu ile düşünerek yaşamın farkındalığı adına önemli bir adım daha
attılar.
Atölyede kocaman bir top üzerinde
diğer okullardan gelen öğrencilerle tasarım yapan öğrencilerimiz,
yeni bir şey yaratmanın da hazzını
yaşadılar.
Çalışmamıza Katılan Öğrenciler
1A Asya Menteş, Fatma Hayat
Savcı
1B Doruk Aksu, Kaan Karakurdu
1C Kaan Coora, Kerem Özkan
2A İpek Naz Karataş
2B Berk Çevik, Ada Kahyaoğlu
2C Nehir Ersöz
KIŞ 2012
29
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Sezin’de Enstrüman Eğitimi
4. sınıftan itibaren Müzik Eğitimi derslerinde enstrüman eğitimine başladık.
Öğrencilerimiz piyano, gitar,
keman ve flüt enstrümanlarından
birini seçerek müzik derslerinde
enstrüman eğitimi alıyorlar.
Enstrüman çalışmalarımız müzik
dersinde sınıfın 4’e ayrılmasıyla
yapılır. Her grup kendi dersliğinde
kendi öğretmeniyle çalışmasını
yapar. Enstrüman dersleri sınıf
dersi şeklinde değil bireysel çalışma
şeklindedir.
Her öğrencinin bireysel yatkınlığı ve
becerisi farklı olduğundan öğrenme
süreci de her öğrencide farklı
gelişir. Öğrencilerimize bireysel
programlar hazırlayarak enstrüman
eğitimimizi 7. sınıfın sonuna kadar
sürdüreceğiz.
30
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Öğretmenler Günü Tiyatrosu
Her yıl değişik bir oyun sergileyerek 24 Kasım Öğretmenler Günü’ne bambaşka bir lezzet katan Özel Sezin Okulu
öğretmenleri bu yıl da masal kahramanlarını sahnede buluşturdular. Öğretmenlerini çok farklı bir kişiliğe bürünmüş
olarak gören öğrenciler kullanılan kostümler ve başarıyla uygulanmış sahne makyajı ile öğretmenlerini tanımakta
zorlandılar.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da heyecanla tiyatronun sergilenmesini bekleyen öğrenciler gün boyunca öğretmenlerinin bu
önemli gününü kutlamayı da ihmal etmediler.
KIŞ 2012
31
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Sosyal Bilgiler Dersinde Oluşturmacı Yaklaşım
(constructivism) Uygulamaları Ve Özel Sezin
İlköğretim Okulu Örneği
Ülkemizde 2005-2006 öğretim
yılında yürürlüğe giren hayat bilgisi
ve sosyal bilgiler dersi programları
incelendiğinde, bu programlarda
oluşturmacı (yapılandırmacı) bakış
açısı dikkat çekmektedir.
Oluşturmacılığın tarihsel kökeni
Sokrates’e kadar uzanır. Sokrates’in
öğrencilerle çalışmayı çok sevdiği,
oluşturmacılıkta önemli yeri olan
eleştirel düşünceyi geliştirmek için
öğrencilere sorularla rehberlik
ettiği bilinir. Sokrates, kendisine
sorulan sorulara cevap vermekten
çok soruyu soran için yeni sorular
üretir. Sokrates’le konuşan gençler
yargılamayı ve düşünmeyi öğrenir.
Sokrates çelişkileri gizleyen perdeyi
açarak gençleri gerçekleri aramaya
yöneltir.
Oluşturmacı yaklaşımın teorik
temellerini 1900’lü yılların başında
Piaget, Vice ve Kahn atmaya
çalışmışlardır. Bu yaklaşımın önde
gelen teorisyenleri ise Piaget,
Bruner, Ausubel, Vygotsky ve
Dewey’dir. Oluşturmacılık bir
öğretme yaklaşımı değil, bir
öğrenme yaklaşımıdır. Öğrenme
sorunu; problem çözme, eleştirel
düşünme ve öğrencilerin aktif
katılımı üzerine şekillenmiştir.
Öğrenci yeni elde ettiği bir bilgiyle
önceden var olan bilgileri zihinde
birleştirmeli ve yeniden bilgi inşa
etmelidir. Oluşturmacılık; bilgi,
32
bilginin doğası, nasıl bildiğimiz ve
bilginin yapılandırılması sürecinin
nasıl bir süreç olduğu, bu sürecin
nelerden etkilendiği gibi konularla
ilgilenmekte ve eğitsel uygulamaları
yönlendirmektedir. Oluşturmacı
yaklaşımda öğretmen; öğrencilerin
aktif katılımı için yardımcı olmalı,
rehberlik etmeli, cesaret vermeli,
öğrenciyi eleştirel düşünmeye teşvik
etmeli, öğrenme etkinlikleriyle analiz
ve sentez yapmaya yönlendirmelidir.
Aktif öğrenme; öğrenenin öğrenme
sürecinin sorumluluğunu taşıdığı,
öğrenene öğrenme sürecinin
çeşitli yönleri ile ilgili karar alma ve
öz düzenleme yapma fırsatlarının
verildiği ve çeşitli öğretimsel işlerle
öğrenenin öğrenme sırasında
zihinsel yeteneklerini kullanmaya
zorlandığı bir süreçtir. Aktif
öğrenmenin kuramsal temelleri ise
oluşturmacılığa (constructivism)
dayanmaktadır.
Oluşturmacı yaklaşımda
öğrencilerden araştırma raporları,
magazinler, fiziksel modeller,
oyunlar, hikâyeler, şarkılar,
röportajlar, film çalışmaları, danslar,
resim, gravür, kil çalışmaları
ürün olarak istenebilir. Bu
ürünler değerlendirme sürecinde
öğrencinin öğrenme anlayışını ortaya
koymaktadır.
Oluşturmacılık yaklaşımında;
1. Öğrencilerin ön bilgisi, inançları,
algılamaları ve kavram anlayışı
anlamlı olmalıdır.
2. Öğrencilerin bilişsel bilgisi,
kendini düzenleme becerileri ve
bilgilenmelerinin gelişmesi için çaba
harcanmalıdır.
3. Tartışma sürecinde anlamlı
paylaşma ortamları oluşturulmalıdır.
4. Kavramlar ya da bilginin
sunulmasında ve öğrenmede
etkililiğin artıracak çoklu ortam
sunumları kullanılmalıdır.
5. Doğal öğrenme süreci içerisinde;
etkileşimli bilgi paylaşımını geliştirici,
bilgi kullanımını özendiren ve
öğrenme coşkusunu artıran
öğretimsel yöntemler geliştirilmelidir.
6. Öğrenci çalışmalarında süreci iyi
izleyen, oluşturmacı yaklaşıma uygun
ölçme ve değerlendirme araçları
kullanılmalıdır.
Bu temel ilkelerin dışında iletişim,
bireycilik, sezgi, araştırma, üst
düzey düşünme becerileri, disiplinler
arası aktiviteler, esnek zaman
programı, çoklu disiplinleri içeren
problemler, öğrenci merkezli eğitim,
açık uçlu problem çözme, orijinallik,
geniş tabanlı temalar ve akran
değerlendirmesi oluşturmacı
(yapılandırmacı) yaklaşımın dikkat
çeken diğer özellikleridir.
2005 -2006 öğretim yılında
yürürlüğe giren hayat bilgisi
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
ve sosyal bilgiler programının
oluşturmacı (yapılandırmacı)
yaklaşım temeli olduğunu yazımızın
başında belirtmiştik. Özel Sezin
İlköğretim Okulu Sosyal Bilgiler
Zümresi olarak, “ders işlenişinde
öğrenen ve etkinlik merkezli,
becerileri geliştiren bir anlayışla
beraber, alternatif değerlendirme
yöntemlerinden performans
ölçülmesi, gözlem, görüşme
vb. araçları kullanmaktayız. Bu
çalışmaların ve yaklaşımların temel
amacı; öğrencilerde Sosyal Bilgiler
alanındaki değişimi ve sürekliliği
algılama, zaman ve kronolojiyi
kavrama, problem çözme, karar
verme, araştırma becerisi edinme,
yaratıcı ve eleştirel bakış oluşturmayı
sağlamanın yanında özellikle üst
düzey zihinsel düşünme becerilerini
geliştirmektir.
13-15 Ekim 2011 tarihleri arasında
KIŞ 2012
okulumuzca gerçekleştirilen
‘’HATTUŞA TARİHE DOKUNMAK’’
projesi İlköğretim 6.sınıf
öğrencileriyle yapılan oluşturmacı
yaklaşıma dönük bir çalışmaydı.Bu
çalışmada öğrenci aktifliği temel
alındı.Sorgu aktiviteleri (Ortak metin
ve soru oluşturma), konu hakkında
düşünmesini geliştirecek öğretmen,
uzman ve akran diyaloğları,
(Ortak grup çalışmaları ve ders
paylaşımları) bilginin çok yönlü
kaynağının açığa çıkarılması (Alan
draması,etkinlik kağıtları,müzede
kanıt bulma oyunu),öğrencilerin
kavrayışlarını çeşitli şekillerde
gösterecek fırsatlar (gravür,resim
çalışmaları,alanlardan alınan
gerçek ve imitasyon kanıtlar,anı
defteri,dönem gazetesi) kullanıldı.
Öğrencilerin kendi düşünme
şemalarını oluşturmak için
araştırmaya dayalı ders yaklaşımı
benimsenmişdi.Bunun için
araştırmacı öğrenme yaklaşımı
projenin temelini oluşturmuşdu.
Kaynakça:
Açıkgöz, K.Ü Aktif Öğrenme. İzmir
Eğitim Dünyası
Arslan ,A (2004) ‘’Oluşturmacı
Yaklaşıma Dayalı İşbirlikli
Öğrenmenin İlköğretim Sosyal
Bilgiler dersine etkileri Zonguldak
Kara Elmas Üniversitesi Yüksek
Lisans Tezi
Demirel,Ö (2003,2004)Eğitimde
Program Geliştirme Pegem yayınları
MEB (2004) Hayat Bilgisi ve Sosyal
BilgilerDersi Öğretim Programı
,Talim Terbiye Başkanlığı Ankara
Yanpar.TUĞBA(2006) Hayat Bilgisi
ve Sosyal Bilgiler Öğretimi Pegem
Yayınları
Yelken Yanpar,TUĞBA (2010) Tarih
Nasıl Öğretilir Yeni İnsan Yayınları
33
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Kitap Dolu Bir Hafta
Kitaplar bizim en iyi arkadaşlarımız onlarla küçük yaşta kuracağımız dostluk yaşam boyu
sürecektir
21-25 Kasım haftasında yazarlarımızla ve kitaplarla buluştuk. Çeşitli
yayınevlerinin kurduğu stantlarda
rengarenk kitaplar bizleri bekliyordu.
Hafta boyunca süren etkinliklerde
söyleşilere katıldık,yazarlarımıza
kitaplarımızı imzalattık.
Araştırmacı yazar Yusuf Çotuksöken söyleşisinde 6,7 ve8.sınıflarımızı Türkçenin incelikleri içinde
bir yolculuğa çıkardı. Deyimlerden
atasözlerine ,atasözlerinden dil
yanlışlarına uzanan yolculuğumuzda
sözcüklerin de tıpkı insanlar gibi
doğup yaşayıp öldüklerini öğrendik.
Onların yaşamını güzelleştirmenin
de bizim elimizde olduğunu anlayıp
doğru yazıp doğru konuşmanın önemini kavradık
3.ve4.sınıf öğrencilerimiz ,Nur İçözü
ile öykü atölyesinde birlikte oldular.
Nur İçözü’yle yazdıkları öykülere
resim atölyemizde Saadet Ceylan’la
birlikte resimler yaptılar.
Şebnem Oral Müzikli Masal Sepeti
ile konuğumuz oldu. Ana sınıfları
ile1,2 ve 3.sınıflarımızın katıldığı
etkinlikte öğrencilerimiz eğlenceli
dakikalar geçirdi.Bir yandan masalı
dinlerken diğer yandan Türkçe ,İngilizce şarkılar söyleyip dans ettik.
Kitaplar bizim en iyi arkadaşlarımız
onlarla küçük yaşta kuracağımız
dostluk yaşam boyu sürecektir.
Kitap dolu günlerimizde bize destek
veren yazarlarımıza,çizerlerimize ve
yayınevlerimize teşekkür ediyoruz.
Öykü Cumhuriyetinden Resim Cumhuriyetine
Dünya çocuk kitapları haftasında
çocuk kitaplarının sihirli kalemi Nur
İçözü konuğumuzdu.Nur İçözü
başkanlığında bir öykü cumhuriyeti
kurduk.Yazarımızın
bize göster-
diği resimden yola çıkarak sınıfça
bir öykü yazdık. Ertesi gün sıra
yazdığımız öykülere resim yapmaya
gelmişti.Bu kez istediğimiz renkleri,
çizgileri kullandığımız resim cumhuriyetindeydik.
34
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Öykülerimizi Birlikte Yazdık...
3A
3B
Beş küçük penguen Antartika’da
birlikte yaşıyorlardı. Bir gün içlerinden
biri, uzakta birkaç avcı gördü. Avcılar
onları gözlüyordu. Hemen değişik
yönlere kaçmaya karar verdiler. İçlerinden biri olabildiğince hızla koşup
sürüdeki diğer penguenlere haber
verdi. Bir diğeri koşarak uzaklaşmaya çalışırken düştü, avcılara doğru
göbeğinin üzerinde kaymaya başladı. Arkadaşları peşinden yetişmeye
çalıştılar ama bu o kadar da kolay
değildi. Penguen ise hızla avcılara
yaklaşıyordu. Avcılar kendilerine yaklaşan küçük pengueni görünce pek
sevindiler. İşte, hayvanat bahçesine
satacakları av, ayaklarına geliyordu.
Hemen uyuşturucu iğne atan tüfeklerini doğrulttular. Küçük penguen çok
geçmeden baygın bir halde, önlerinde
yatıyordu. Arkadaşlar avcıların dikkatini çekerek onu kurtarmak istedi. Bir
tanesi garip sesler çıkararak, avcıların dikkatini kendine çekti. Avcılar hemen yanı başlarında yeni bir penguen
görünce, ona doğru koşmaya başladılar. Hayvanat bahçelerine satacakları bir penguenleri daha ayaklarına
gelmişti işte! Akıllı penguen, avcılar
ona yaklaştıkça geri geri buzulların
kenerına doğru kaçıyordu. Adamlar
öylesine heyecana kapılmışlardı ki,
buzulun kenarındaki büyük oyuğu
fark etmediler. Bir anda kendilerini
buz gibi suyun içinde buldular. Diğer
penguenler çabucak baygın arkadaşlarının yanına varmışlardı. Onu, minik
halatlarıyla taşıyıp, sürünün toplandığı
yere götürdüler.
Soğuk karlı bir gecede, Güney
Kutbu’nun, buzlu derinliklerindeydim.
Birden bir penguen ailesi gördüm.
Penguenler duyulmaz müziğin eşliğinde dans eder gibiydiler. Sanki birleriyle konuşur gibi davranıyorlardı.
Arada birkaçı kaydıraktan kayarmış
gibi buzdağlarından aşağı kayıyorlardı. Çok güzel görünüyorlardı. Çok
neşeliydiler. Acaba bayramları mı
vardı? Neşe içinde atlayıp zıplarken
içlerinden biri, hızla kayıp suya düştü.
Bir anda buzlu sular karıştı. Eğlenen
penguenler heyecanla kıyıya koştular.
Sular neden böyle dalgalanıyordu?
Yoksa arkadaşları tehlikede miydi?
Bir de ne görsünler? Arkadaşları
suların arasında dalıp çıkarak arkasındaki katil balinadan kurtulmaya
çalışmıyor muydu? Arkadaşlarını
kurtarmaları gerekiyordu. Ama nasıl? Hepsinin aklında hemen aynı fikir
uyandı. Suya atlayıp balinayı şaşırtabilirlerdi. Öyle yaptılar. Hep birlikte
suya dalıp, hızla yürümeye, çeşitli hareketler yapmaya başladılar. Uzaktan
bakan biri onların su balesi yaptığını
sanabilirdi. Planları gerçekten de
işe yaramıştı. Balina suyun içinde
bir sağa bir sola yüzmeye başladı.
Hangi yöne dalsa bir başka yerden
bir başka penguen başına zıplıyordu.
Bu arada koca bir buz parçasına
çarpmaktan kendini alamadı. Serseme dönmüştü. Bu tam da penguenlerin beklediği andı. Hemen kıyıya
doğru yüzdüler. Buzulun üstüne çıkıp
eğlencelerine devam ettiler.
Avcı ve Penguenler
Dans Eden Penguenler
Ege Ergün - Safir İnce 3A
KIŞ 2012
3C
Peluş
Merhaba. Benim adım Peluş.
Etrafı buz dağlarıyla çevrili Penguen Adası’nda yaşıyorum. Buzulların
üzerinden kaymayı çok severim.
Bu yüzden küçükken başıma neler
geldi neler. Yine kaydırak oynadığım
günlerden biriydi. Buz tepesinden
kendimi aşağı bıraktım. Hızla kayıyordum. Çok keyifliydi. Ama birden
yanlış hareket yaptım ve kendimi buz
dağının eteklerindeki buz çukurunda
buldum. Çukur çok derindi. Ne kadar
çırpınırsam da yukarı tırmanamıyordum. Tüm gücümle bağırdım. Ama
kimseler duymadı. Bir anda üstüme
buz parçaları düşmeye başladı.
Uzaktan uzağa annemin sesini duyuyordum ama üstüme yığılan kar ve
buz parçalarından kurtulamıyordum.
Yığıntının üstüne tırmanmaya çalıştıkça, yeniden dibe kayıyordum. Derken,
çukurun yan duvarlarından birinden
ışık sızdığını fark ettim. Kanatlarımla
kazımaya çalıştım. Işık çoğaldı. Çok
geçmeden karşımda iki yol belirdi.
Birden yollardan birinden gelen bir
ses duydum. Sesin geldiği yöne
doğru ilerledim. Her adım atışımda,
ayaklarım daha da çok ıslanıyordu.
Sular giderek yükselmeye başladı.
Delik de genişliyordu. Ne yapacağımı
şaşırmıştım. Geri dönmek isterken
birden annemle babamın sesini
duydum. Çok telaşlı bir şekilde beni
arıyorlardı. Sular da iyice yükselmişti
artık. Belli ki bu çukurdan yüzerek
kurtulabilecektim. Sese doğru yüzmeye başladım. Yüzdüm, yüzdüm,
yüzdüm… Gariptir her an annemin
sesi uzaklaşıyordu. Sular beni öylesine şiddetle sürüklemeye başlamıştı
ki, artık ne yöne gideceğimi bilmiyordu. Son bir gayretle suların üstüne
fırladım. Kenardaki buzlara tutunup
kendimi yukarı çektim. Ancak ortada
hiç kimseler yoktu. Şaşkınlıkla ağlamaya başladım. Annemin babamın
bulması uzun sürmedi. Çok korkmuştum ama bugün bile buzdağlarından kaymaktan vazgeçmedim.
35
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Masallarımız Değerlerle Buluştu
Yüzyıllardır masallar vardı doğruluğu, dürüstlüğü anlatan. Hep kötüler kaybetti, iyiler
kazandı. Bu kez de biz masallar dünyasına “doğruca” girdik “dürüstçe” anlattık.
Değerler Eğitimi
Bireyi, aileyi, yaşadığımız toplumu ve dünyayı tehdit eden risk ve
sorunların çözümünde, toplumsal
yaşantımızın temel yapısını oluşturan
değerler eğitimi Özel Sezin Okulunda
ön plandadır.
Değerler eğitimi kapsamında ocak
ayı değeri olarak belirlediğimiz
“Doğruluk Dürüstlük” konusuyla ilgili
5.sınıf öğrencileri bir masal yarışması, 8.sınıf öğrencileri bu konuyla ilgili
bir münazara düzenlediler.
2, 3, 4 ve 5.sınıf öğrencileri
“Doğruluk-Dürüstlük” değeri ile ilgili
olarak hepimizin çok yakından tanıdığı bizim hayal dünyamızda yeni ufuklar açan bizleri güldürürken aslında
derin düşüncelere sevk eden edebiyatımızın usta kalemlerinden biri olan
Sayın Yalvaç Ural öğrencilerimizle
3 Ocak 2012 tarihinde “Değerlere
Bakış” adlı bir söyleşi gerçekleştirdi. Yalvaç Ural ile söyleşiden sonra
yazarımızın kitaplarını alan öğrencilerimiz yazarımızla birebir görüşme
imkanı bulup kitaplarını imzalattılar.
36
Değerler eğitiminin daha da içselleştirilmesi için 5.sınıf öğrencilerine bu
konuyla ilgili özgün masallar yazdırıldı. Tüm 5.sınıf öğrencileri bu yarışmaya katıldı. 69 tane birbirinden
güzel masal oluştu, jüri üyeleri çok
zorlanarak günler süren elemelerden sonra 1, 2 ve 3.’yü belirlediler.
Buna göre masal yarışmasının
birincisi 5-B sınıfından “Doğruluk
Diyarı” adlı masalıyla Dila Koçan;
ikincisi 5-C sınıfından “Her şeyin Başı
Dürüstlük” masalıyla Melisa Yılmaz;
üçüncüsü 5-A sınıfından “İki Çocuğun Masalı” adlı çalışmasıyla Naz
Akgün oldu.
8.sınıf öğrencilerinin “Doğruluk Dürüstlük” konulu münazara ise 6 ve
7.sınıf öğrencileri tarafından ilgiyle
izlendi.
Özel Sezin Okulunda değerler eğitimi
kapsamında Ocak ayının konusu olarak belirlenen “Doğruluk Dürüstlük”
temalı çalışmalar amacına ulaşmış
ve öğrencilerimizin bu değerlere
karşı ilgiyle katıldıkları izlenmiştir.
Dila Koçan 5B
Doğruluk Diyarı
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman
içinde kalbur zaman içinde masalların birinde bir diyar varmış. Bu diyarda neşe ile öten kuşlar, sabahları
uyandıran horozlar varmış. Üstelik
ağaçlarda da şekerler asılıymış. Bu
diyarın çocukları hep bu şekerlerden
koparıp yerlermiş. Ben niye hâlâ bu
diyarın adını söylemedim? Bu diyarın
adı “Doğruluk Diyarı” imiş. Neden
mi? Çünkü bu diyarda çok eskiden
bir olay yaşanmış ve bu insanlar
doğru söylemeyi unutmuş. Herkes
yalan söylemeye başlamış. Sizi
duyamıyorum. Anlatayım mı ? Ama
çok uzun. Neyse hatırınızı kırmak
istemem. Masalıma başlıyorum:
Doğruluk diyarında güzel bir günmüş. Yine horozlar insanları uyandırıyor, insanlar ağaç dikiyor, ağaçlarda şekerler yetişiyor, çocuklar da
bu şekerleri koparıp yiyorlarmış.
Çiftçiler çocukları kovalıyor, çocuklar
eğlenip tekrar tekrar şekerleri
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
koparıyorlarmış. Hayat su gibi akıp
gidiyormuş. Kim bilebilirdi ki bu diyara bir ateş düşeceğini?
Çiftçilerden biri tarlasında çalışırken
bitkilerden birinin aniden büyüdüğünü
görmüş. Üstelik de o bitkiyi daha iki
dakika önce dikmiş. Bunun sıcaklıktan olduğunu düşünüp gökyüzüne
bakmış. Güneş üstlerine geliyormuş.
Çiftçi korkmuş ve “Doğruluk Diyarı”
nın prensesine gitmiş. Prensese her
şeyi anlatmış. Prenses panik olmuş.
Hemen diyarın falcısını çağırmış. Falcıya neden güneşin üstlerine geldiğini sormuş. Falcı da: “Bu bir güneş
değil. Yalanlar diyarının prensesi geliyor. Bize de yalancılık bulaştıracak.”
demiş. Prenses, sarayın kulesine
çıkıp bütün diyara bu haberi açıklamış. Bütün diyardakiler evlerinin en
alt katına saklanmışlar. Prenses de
aynı şeyi yapmış. Biraz sonra büyük
bir gürültü duyulmuş. Prenses, falcı
ve çiftçi “Yalanlar Diyarı” nın prensesinin geldiğini anlamışlar. Prenses
saraya girmiş. Etrafı yokladıktan
sonra da muhafızlarını çağırmış. Muhafızlar etrafı aramaya başlamışlar.
Arama yaklaşık bir saat sürmüş. Bir
saatin sonunda, muhafızlar “Yalanlar Diyarı” nın prensesine hiçbir şey
bulamadıklarını anlatmışlar. Prenses sinirlenmiş. Muhafızlarını kenara
itip kendisi aramaya başlamış.
Sonunda bir şey bulamamış, sinirli
sinirli muhafızlarına: “Ülkeyi arayın.”
demiş. Muhafızlar da: “Emredersiniz
efendim.” diyerek etrafa dağılmışlar. “Yalanlar Diyarı” nın prensesi,
“Doğruluk Diyarı” nın prensesinin
KIŞ 2012
tahtına oturmuş. Düşünmeye başlamış. Acaba onlar kendisine saldırsaymış, o nereye saklanırmış? Sonunda bulmuş. Kesinlikle bu sarayın
bir savunma odası ya da kaçmak için
gizli bir tüneli olmalıymış. Muhafızlarını çağırmış onlara bu düşüncesini
açıklamış. Muhafızlar, prenseslerine
hak vermişler. Prenses ve muhafızlar el ele vererek sarayı aramaya
başlamışlar.
Beş dakika sonra prenses gizli
tüneli bulmuş. Muhafızlarını oraya yönlendirerek onların başında
durmuş. Muhafızlar olumsuz yanıt
verince prenses yine sinirlenmiş
ve kendisi aramış. Gerçekten de
orada kimse yokmuş. Gizli tünelden
çıkmış. Yine tahta oturmuş. Düşünmeye devam etmiş. Tam o sırada,
yıkılan duvarların içinde parıldayan
bir şey görmüş. Bunun ne olduğuna
anlam verememiş. Parıldayan şeyin
yanına gitmiş. Bu cismi bir yerlerden
hatırladığını düşünmüş ve hatırlamış.
Doğruluk prensesinin de boynunda
aynı kolye varmış. Prenses, onun
burada olduğunu anlamış. Muhafızlarını oraya yönlendirmiş. Muhafızlar
kazmaya başlamışlar. Az zaman
sonra muhafızlar, “Doğruluk Diyarı”
nın prensesini, “Yalanlar Diyarı” nın
prensesinin önüne getirmişler. Bu
arada ben niye hâlâ prenseslerin
adını söylemedim? “Doğruluk Diyarı”
nın prensesinin adı Elizabet, “Yalanlar Diyarı” nın prensesinin adı da
Victoria imiş.
Victoria, Elizabet’i uyandırmış ve
ona sinsi sinsi bakmış. Elizabet’ in
yüzünden korku okunuyormuş. “Yine
ne istiyorsun?” demiş. Victoria da
onun ülkesini istediğini söylemiş. O
sırada muhafızlardan biri Victoria’ya
ülkelerinin gemisinin yaklaştığını
söylemiş. Victoria kötü bir kahkaha
atmış. Elizabet de ülkesini alamayacağını söylemiş. Çünkü onun halkı
dürüstmüş. Victoria buna gülmüş.
Gemiden askerler inmeye başlamış. Askerler “Yalanlar Diyarı” nda
yaşadıkları için yalan söylüyorlarmış.
Böyle olduğu içinde “Yalanlar Diyarı”
nın savaş yapması zorlaşmış. Yine
askerlerden biri mecburen yalan
söylemesi gerektiği için “Efendim
isterseniz şu anda prensesi hapse
götürebilirim.” demiş. Prenses de:
“Tamam.” demiş. Böylece asker
Elizabet ‘i bırakmış. Elizabet, askere
teşekkür etmiş. Ama asker zaten
buna mecbur olduğu için yaptığını
söylemiş. Prenses askere kendi
ülkesine gitmesini söylemiş. Asker
de kabul etmiş. Çünkü artık Victoria’
dan bıkmış. Böylece ülkeye gitmişler.
Ülkede Elizabet şöyle bir konuşma
yapmış:
-Arkadaşlar hep dürüst olmalı,
doğru konuşmalıyız. Yoksa görüldüğü gibi biz de “Yalanlar Diyarı”
gibi kaybedebiliriz. Hep doğru, hep
dürüst olun.
İşte böyleee…
Demek ki bizde dürüst ve doğru
olmalıyız. Yoksa her konuda kaybederiz ve insanların bize güveni azalır.
Sözlerimizi tutmalıyız. Yaptığımız
yanlışlardan bir ders çıkarmalıyız.
İyi masallar.
37
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Sezin’de İletişimde Yenilikler
Teknolojiyi doğru ve etkin kullanarak kurumumuzun öncelikleri arasında yer alan iletişimi farklı kanallardan da
kurmanın yollarını arıyoruz.
Velilerimizle iletişim kurumumuzun
en çok önemsediği noktalardan biri.
Bu nedenle yeni bir iletişim kanalını
daha kullanıma sunuyoruz. Bundan
böyle öğrencilerimize ve okulumuza
ilişkin bilgi ve duyurulara “iPhone”dan
ve “iPad”den rahatlıkla ulaşabilecek.
Okulumuza özel olarak kendi bünyemizde geliştirdiğimiz bu ücretsiz
uygulamayı kullanmak için yapılması
gereken tek şey Apple Store’da “Özel
Sezin Okulu” ismiyle uygulamayı aratıp cihazlara kurmak.
Bu uygulama ile nelere ulaşılabilir?
Okulogic – Beslenme: Okulumuzdaki
günlük yemek menüsüne,
Okulogic – Mesajlarım: İdareci ve
öğretmenlerimizden gönderilen
mesajlara,
Okulogic – Notlar: Bu ekrandan
öğrenciye ait ders puanları ve notlarına,
Hakkımızda: Özel Sezin Okulunun tarihçesi, ayırt edici özellikleri, hedef ve
değerlerimiz konusundaki bilgilere,
Okulogic – Devamsızlık: Öğrencilerimizin devamsızlık bilgilerine,
İletişim: Bu bölüm kullanılarak
okulumuza ait tüm iletişim bilgilerine, facebook ve twitter sayfalarına,
erişilebilir.
Duyurular: Lise, ilköğretim ve anaokulu ile ilgili güncel duyurulara,
Ayrıca harita üzerinden okula ulaşım
bilgileri ve yol tarifi bilgileri alınabilir.
Etkinlikler: Eğitim-öğretim yılı boyunca
gerçekleşecek tüm etkinliklere
Teknolojinin doğru ve etkin kullanılmasının eğitim ve öğretimde kaliteyi
yükselteceğine olan inancımızla
Bilişim ve Eğitim Teknolojileri (BET)
bölümü olarak bizim gereksinimlerimizi karşılayacak ve yaşadığımız
sorunlara çözüm olacak proje çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Medya: Okulumuzun etkinlik videolarına,
Okulogic Okul Yönetim Sistemi: Veli
ve öğrencilerimiz, kullanıcı adı ve
şifreleriyle Okulogic erişiminden,
38
KIŞ 2012
İ L K Ö Ğ R E T İ M
Sezin’de Spor Turnuvaları
Beden eğitimi zümresi olarak yıllık faaliyetlerimiz arasında bulunan masa tenisi ve yakan top turnuvasını kasım ayı
içerisinde yaptık. Masa tenisi turnuvamıza bireysel olarak 4. ve 5. sınıflar katıldı. Yakan top turnuvamız ise 4,5.ve
6.sınıflar arasında gerçekleşti. Müsabakalar çok çekişmeli ve heyecanlı geçti. Turnuvaya katılan yarışmacılar kadar
izleyici öğrenciler ve öğretmenlerimiz de keyifli anlar yaşadı.
Bu tür organizasyonlardaki amacımız; öğrencilerde sosyal açıdan liderlik, sınıf içi iletişim, arkadaşlık, takım ruhu,
centilmenlik gibi değerlerin önem kazanmasını ve gelişmesini sağlamaktır. Bunların yanında sporda yenilmenin de
yenmek kadar doğal olduğu bilincini kazandırarak, öğrencilerin bireysel yeteneklerinin farkına varmasını sağlayıp
öğrencilerin gelişimlerine katkıda bulunmaktır.
Masa tenisi turnuvamızda
dereceye giren öğrencilerimiz:
Erkekler
1.6-C Emin Sürmeli
2.6-B Kerem Öztosun
Kızlar
1.6-A Elif Karas
2.6-C Selin Kaptana
5. Sınıflar
1. 5-B Burak Topcu
2. 5-C Deniz Atar
KIŞ 2012
39

Benzer belgeler