Ulusal Entegrasyon Planı

Transkript

Ulusal Entegrasyon Planı
Wir machen mit.
Ulusal Entegrasyon Planı
Yeni Yollar – Yeni Fırsatlar
Ulusal Entegrasyon Planı
Yeni Yollar – Yeni Fırsatlar
İçindekiler
Başbakan Angela Merkel’in Önsözü
7
Devlet Bakanı Maria Böhmer’in Giriş Yazısı 9
1. Federal Hükümetin Ulusal Entegrasyon Planı ile İlgili Açıklaması
12
2. Eyaletlerin Ulusal Entegrasyon Planı’na Katkıları
22
3. Yerel Yönetim Çatı Örgütleri Konfederasyonu’nun Katkıları
31
4. Çalışma Gruplarının Sonuçları
35
Giriş
35
4.1. Konu Alanı 1:
«Entegrasyon Kurslarını İyileştirmek»
1. Durum Tespiti
2. Hedef Belirleme
3. Tedbirler ve Üstlenilen Yükümlülükler Üzerine Anlaşma
Üyeler
37
37
39
43
45
4.2. Konu Alanı 2:
«Başdan Almanca Dilini Öğrenmeyi Teşvik Etmek»
1. Ebeveyn Vasıtasıyla Dil Öğrenim ve Dil Gelişimini Destekleme
2. Ana Okullarında ve Günlük Çocuk Yuvalarında Dil Öğrenmeyi Teşvik
3. Ana Okulundan İlköğretim Sürecine Geçiş Aşamasında Sürekli Dil Eğitimi
Üyeler
47
48
52
55
58
4.3. Konu Alanı 3:
«İyi Bir Öğrenim ve Mesleki Eğitimi Garanti Etmek, İş Piyasasındaki Şansları Yükseltmek»
Görev
Sonuçlar
1. Entegrasyon ve Eğitim 2. Entegrasyon ve Mesleki Eğitim
3. Entegrasyon ve İş Piyasası
Üyeler
61
61
62
62
69
75
82
4.4. Konu Alanı 4:
«Kadın ve Kızların Yaşam Koşullarını İyileştirmek, Eşitliği Gerçekleştirmek»
1. Ağırlıklı konu alanı: Hukuk Yoluyla Entegrasyon
2. Ağırlıklı konu alanı: Katılım
3. Ağırlıklı konu alanı: Sağlık, Cinsel Eğitim, İhtiyarlara Yardım
Birinci Alt Çalışma Grubunun Üyeleri
İkinci Alt Çalışma Grubunun Üyeleri
4
85
86
92
95
100
101
4.5. Konu Alanı 5:
«Entegrasyonu Yerinde Desteklemek»
Ön Notlar
1. Konu Ağırlık Noktası 1: Yerel Yönetim Toplam Tasarılar
2. Konu Ağırlık Noktası 2: Mahallede Yaşam ve Yerleşim Çevresi
3. Konu Ağırlık Noktası 3: Mahallede Okul ve Eğitim
4. Konu Ağırlık Noktası 4: Yerel Ekonomi
5. Konu Ağırlık Noktası 5: Göstergeler, İzleme, Değerlendirme
Üyeler
103
103
104
106
109
111
114
116
4.6. Konu Alanı 6:
«Kültür ve Entegrasyon»
1. Konu Ağırlık Noktası: Kültürel Eğitim
2. Konu Ağırlık Noktası: Kültürel Kurumlar
3. Konu Ağırlık Noktası: Kültür Politikası ve Kültür İdaresinin Kesişme Konusu Olarak Entegrasyon
Üyeler
119
120
124
125
128
4.7. Konu Alanı 7:
«Spor Yolu ile Entegrasyon – Potansiyelleri Kullanmak,
Olanakları Genişletmek, İletişimi Sağlamak»
1. «Entegrasyon Motoru» Olarak Sporun Kullanımı İçin Yapısal ve Personel Ön Koşullar
Ek 1 Ek 2 Üyeler
131
131
139
140
146
4.8. Konu Alanı 8:
«Medyalar – Çeşitlilikten Faydalanmak»
1. Konu: Medyalar ve Entegrasyon
Üyeler
149
149
162
4.9. Konu Alanı 9:
«Halkın Angajmanı ve Eşit Katılım Sayesinde Entegrasyonu Güçleştirmek»
1. Durum Tespiti
2. Hedef Belirleme
3. Gerçekleştirilebilmesi için Tedbirler ve Karşılıklı Gönüllü Sorumluluk Üstlenmesi
4. Entegrasyon Projeleri İçin Normlar
5. Değerlendirme
Üyeler
165
165
166
166
171
171
172
4.10. Konu Alanı 10:
«İlim – Dünyaya Açık Olmak»
1. Görev
2. Tavsiyeler
3. Eğitim ve Bilim Ülkesi Almanya’nın Çekiciliği ve Enternasyonalitesinin Güçlendirilmesi
4. Entegrasyonu İlerletmek: Yurtiçinde Okul Eğitimini Almış olan Yabancılarının ve
Çok Nitelikli Göçmen Uzmanların Potansiyellerini Tespit ve Teşvik Etmek
5. Göç ve Entegrasyon Araştırmalarını Güçlendirmek: Başarıyla Gerçekleştirilen Entegrasyonun
Unsurlarını İncelemek ve Veri Esaslarını İyileştirmek
Üyeler
175
175
176
177
184
187
190
5
6
Önsöz
Başbakan Angela Merkel’in Önsözü
Sevgili Yurttaşlar,
Almanya dünyaya açık bir ülkedir. Burada göçmen
kökene sahip tam 15 milyon insan yaşamaktadır. Bu
kişilerin çoğu toplum içerisinde kendisine bir yer
edinmiştir. Ancak, sayısı maalesef hâlâ çok fazla
olan insanlarda belirgin entegrasyon eksikliklerinin
mevcut olduğunu biliyoruz. Almanca bilgisi, genel
eğitim ile mesleki eğitim alanındaki yetersizlikler
bu kapsama giriyor. Bunlar oldukça bir işsizlik ve
hatta toplumsal bir izolasyon şeklinde ifade edilen
eksikliklerdir.
Entegrasyon kendiliğinden gelişen bir şey değildir
ve «tepeden inme» bir biçimde de hükmedilemez.
Entegrasyon politikasında geniş çaplı, sistematik bir
yaklaşımla göçmen ailelerinin sahip olduğu beceri
ve potansiyelleri sadece bilinçli bir şekilde teşvik
edilebilir – bunlar toplumsal beraberlik ve ülkemizin
ekonomik geleceği için önemli potansiyellerdir.
Önemli olan ortak bir entegrasyon anlayışı geliştirmektir. Elbette bu Alman hukuk düzeninin ve Alman
Anayasası tarafından korunan değerlerin kabul edilmesini kapsamaktadır. Sürekli olarak bizimle birlikte
yaşamak ve bu ülkedeki geniş imkanlardan yararlanmak isteyenler Alman dilini yeterince öğrenmekten
kaçınamazlar.
Entegrasyon, demografik yapının değişmesi ile daha
da önem kazanan, zamanımızın kilit görevlerinden
birisidir. Bu nedenle Federal Alman Hükümeti bu
konuyu, çalışmasının en büyük ağırlık noktalarından
birisi haline getirmiştir. Ulusal Entegrasyon Planı ile
tüm devlet kademeleriyle işbirliği içerisinde ve bu
alanda gönüllü faaliyet gösteren kişiler ve kurumlarla
diyaloğa girerek, ülkemiz içindeki entegrasyonu adım
adım geliştirmek istiyoruz.
Ortaklaşa yaşamımızda göstereceğimiz hoşgörü ve
açıklık sayesinde toplumumuz giderek zenginleşecek
ve daha da insani boyutlar kazanacaktır. Bu nedenle
entegrasyon hepimizi – gerek göçmen aileleri ve
gerekse uzun süreden beri burada yaşayan yurttaşlarımızı – ilgilendirmektedir. Entegrasyonu sadece
birlikte, el ele başarabiliriz. Ortak evimiz Almanya’yı
sevilmeye ve yaşamaya değer bir vatan olarak anlamak ve hissetmek bize bağlıdır.
Angela Merkel
Federal Almanya Başbakanı
7
8
Önsöz
Devlet Bakanı’nın Giriş Yazısı
Maria Böhmer
Yabancı işçiler ülkemize çağrılmaya başlanıldığından
beri elli sene geçti. Bu kişiler ülkemize «misafir işçi»
olarak geldiler, önce tek başlarına, daha sonra aileleriyle birlikte. Kısa bir süre kalacaklardı ve kalmaları
isteniliyordu, ancak daha sonra bir çoğu hayatlarını
Almanya’da geçirmeye karar verdiler.
Bunların bir çoğu ülkemizde yeni bir vatan buldu.
Bazıları ise yabancı olarak kaldı ve Almanya’daki
yaşamlarını bir çok kez umutlarının ve fırsatlarının
gerçekleşmediği seneler olarak gördü.
İlerleyen yıllarda göçün karakteri de değişim gösterdi.
Artık insanlar Almanya’ya başka nedenlerden ötürü
geliyorlardı – ve çoğunlukla da kalabildiler. Orta ve
Doğu Avrupa’daki değişiklikler ile birlikte birçok
Alman atalarının ülkesine geldi.
200 farklı devletten on beş milyon kişi bugün ülkemizde yaşamakta. Bu insanlarla beraber yaşayarak
toplumumuz kültürel, iktisadi ve politik yönden
büyük değişimlere uğradı. Bu yeni bir süreç değil:
Almanya, Avrupa’da gelişen bir kültür ulusu olarak
her zaman dışardan gelen, bugünlerde doğal olarak
ülkemizin ve kültürümüzün bir parçası olarak gördüğümüz, etkileri kabul etmiştir. Ancak buna rağmen
bu gelişim olduğu gibi anlaşılana kadar uzun sürmüştür: Birçok şans getiren, ama toplumsal gerginlik
tehlikesini de içeren bir gerçektir. Geleceğe yön veren
ve etkili bir entegrasyon politikasını gerektiren bir
gerçektir.
Geçen yıl Federal Almanya Başbakanı Birinci Entegrasyon Zirvesi’ne davet etti. 2006 Temmuz’unda
Federal Başbakanlıkta başlayan süreç, geçen aylarda
kamuoyunda hararetli bir devinime yol açtı. Federal
Almanya, entegrasyon politikası açısından yeni bir
yola çıkma durumunda. Göçmenler, Federal Hükümet
temsilcileri, eyalet ve yerel yönetim temsilcileri, kültür, spor, ilim, medya, halk, kilise temsilcileri, işveren
ve sendikalarla birlikte Ulusal Entegrasyon Planı’nın
hazırlanması konusunda anlaştık.
İki prensibi esas alarak, tamamen bilinçli olarak yeni
yollara başvurmak istiyoruz:
1. Entegrasyon yaşanmalıdır. Entegrasyon ülkemizin
ne çoğunluğuna ne de azınlığına hükmedilebilir.
Birliktelik duygusu, ancak insanların kendilerini
kabul edilmiş hissettikleri ve yabancılık çekmedikleri, hem iş hem de özel hayatlarında toplumumuza
katıldıkları ve başarılarının takdir edildiği durumunda oluşur. Ve birliktelik insanların birbirlerine
saygı ile yaklaşmalarını gerektirir.
Bu nedenle entegrasyon politikamızın birinci prensibi
şudur: Göçmen kökenli ailelerden gelen insanlarla
doğrudan ve güven içinde beraber çalışmak ve ortak
geleceği oluşturmak.
9
2.Federal Hükümet, eyalet ve yerel yönetimler,
entegrasyonun başarıya ulaşması için önemli temel
koşulları sağlar. Devlet güvenliği garantiler, eğitime ulaşılmasını sağlar ve eğitim ve iş piyasasına
yerleşilmesini teşvik eder. Ancak devlet genel bir
toplumsal görev olan entegrasyonu yeterince tek
başına yerine getiremez. Bu sadece göçmen veya
yerli olsun, herkezin pratik ve belirgin sorumluluk
üstlenmesiyle başarılabilir: iş yerinde ve sporda,
kültürde, medyada, ilimde ve mahalledeki komşulukta. Sadece bu şekilde uzun vadede göçmenlerin
kendileri toplumumuzun doğal bir parçası olarak
görmeye cesaret veren bir ortam oluşabilir.
Bu nedenle Entegrasyon politikamızın ikinci prensibi
de şudur: Herkesten görevli olduğu bölgede kendi
yükümlülüğünü üstlenmesini talep etmek; çünkü her
insan Almanya’daki entegrasyonun başarılı olmasına
katkıda bulunabilir.
Katkıda bulunan herkesin uzman bilgileri ve çabalarının desteğiyle artık şimdi Ulusal Entegrasyon Planı
hazır, yeni şekillenmiş bir strateji. Konu ne kadar çok
yönlü ise, her bölüm de o kadar farklı.
Birinci bölümde Federal Hükümet entegrasyon
politikasının temel prensipler tanımlanmakta ve
yetkili olduğu alandaki merkezi önlemleri vurgulanmaktadır. Federal Hükümetin birçok başka önlemleri
münferit konu alanlarıyla ilgili hazırlanan raporlarda
gösterilmektedir.
İkinci bölümde eyaletlerin ortak tutumu yansıtılmaktadır. Eyaletlerin eğitim ve dil teşviği, kültür ve medya
konusundaki yetkileri, 16 eyalete önemli sorumluluklar yüklemektedir. Eyalet Başbakanlarının 14 Haziran
2007 tarihli ortak beyannameleri ile de artık bütün
eyaletlerin Ulusal Entegrasyon Planı’na destekleyeceği katkı hazırdır.
10
Üçüncü bölümde beledî çatı organizasyonları
Entegrasyona ne’şekilde katkıda bulunacaklarını
açıklamaktadır. Çatı organizasyonları bununla kendi
üyelerini desteklemek, entegrasyon çabalarını sürdürmek ve ilerletmek istemektedir.
Federal Hükümet’in 12 Temmuz 2006 tarihli bakanlar
kurulu kararına uygun olarak entegrasyon politikasının on farklı konu alanına yönelik olarak göçmen
temsilcileri, federal hükümet, eyalet ve yerel yönetim
temsilcileri ile birçok özel kişilerin katıldığı – ve her
birinin entegrasyonun küçük bir konu zirvesinin
oluşturduğu – çalışma grupları kuruldu. Bu gruplar,
Ekim 2006 tarihinden itibaren toplantılar düzenleyerek Mart 2007 tarihinde sonuç raporlarını sundu. Bu
çalışma gruplarının hazırladıkları raporların her biri,
birçok müşterek görüşleri, ve de hedefler ve uygun
yollar konusunda yapılan yoğun ve yapıcı tartışmaları
yansıtmaktadır. Federal Hükümet bu çalışma grupların sunuculuğunu yapmıştır; ancak – başka katılımcılar gibi, kendisini yükümlülük altına sokan öneriler
de getirmiştir. Sonuç: Analiz ve somut önlemler içeren,
çok yönlü ve farklı açıdan ele alınan yaklaşık 170 sayfa.
Çalışma gruplarının raporları dördüncü bölümde
aynen aktarılmaktadır – bu da katkıda bulunan
göçmenlere gösterilen özel saygı ve şükranın bir
ifadesidir.
Altı ayrı çalışma grubunun on farklı konu alanı
şunlardı:
1.
Entegrasyon Kurslarını İyileştirmek
2.Okul Öncesi Eğitim: Baştan Almanca Dilini
Öğrenmeyi Teşvik Etmek
3.İyi Bir Öğrenim ve Mesleki Eğitimi Garanti Etmek,
İş Piyasasındaki Şansları Yükseltmek
4.Kadın ve Kızların Yaşam Koşullarını İyileştirmek,
Eşitliği Gerçekleştirmek
5.
Entegrasyonu Yerinde Desteklemek
6.Kamu Faliyeti ve Eşitli Katılım Sayesinde
Entegrasyon
7.Kültürel Çeşitliliğin Yaşanması – Kültürler Arası
Yetkinliğin Güçlendirilmesi
8.Spor Yolu ile Entegrasyon – Potansiyelleri
Kullanmak, Olanakları Genişletmek, İletişimi
Sağlamak
9.
Bu zaman esnasında şunlar tastiklenmiştir: Entegrasyon politikası asla sadece teknik ve soyut değildir.
Entegrasyon nesnel objektif bir yaklaşım gerektirir ve
eksiklikleri tabulaştırmaması gerekir. Entegrasyon
herşeyden önce bir konuyu önemsemelidir: Şunu
unutmayalım, kendi ihtiyaçları, kendi görüşleri, kendi
istekleri, kendi motivasyonu ve kendi ruhi durumu
olan bireyler söz konusudur. Almanya’da sürekli
yaşayan insanların tümünün ortak bir geleceğe sahip
olduğunu kavrayan ve anlayan herkez, politik hedefi
tanır: O da geleceğin iyi olacağıdır.
Almanya’nın her kesiminden Ulusal Entegrasyon
Planı’na gelen olumlu tepkiler şunu göstermektedir:
Bu görüş benimsenmiştir. Yeniliklere başlayarak,
beraberce yola çıkmaya hazırız.
Özellikle bu çalışma gruplarında katkısı bulunanlara
– öncelikle de hazırladıkları uzman raporları, gönüllü
çalışmaları icin ve Ulusal Entegrasyon Planı’nın
gerçekleştirilmesinde somut olarak katkıda bulunan
göçmenlere teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Ayrıca
Mayıs 2007 tarihinde Federal Şansölye’nin de iştirak
ettiğı Gençlik Entegrasyon Forumunun katılımcılarına da geleceğe yönelik görüşleri için teşekkür
ederim.
Medyalar – Çeşitlilikten Faydalanmak
10. İlim – Dünyaya Açık Olmak
Çalışma gruplarında tüm organizasyonlar, kuruşlar
ve kurumlar zamanında katkılarını koordine edip,
sunamamışdır. Bize ek olarak sunulan kişilerin kendi
yükümlülükleri uygun notlarla beraber çalışma
guruplarının raporlarında mevcuttur.
Federal Hükümetin Entegrasyon Görevlisi olarak,
hareketli bir 12 ay boyunca Ulusal Entegrasyon Planındaki çalışmaları yönlendirdim ve koordine ettim.
Tüm katılımcılara da olumlu ve amaca uygun işbirliklerinden ötürü içten teşekkürlerimi sunmak istiyorum.
Maria Böhmer
Federal Hükümetin Göç, Sığınmacılar ve Entegrasyon
Görevlisi
Federal Başbakanlık Devlet Bakanı
11
Federal Hükümet’in Ulusal
Entegrasyon Planı ile İlgili Açıklaması
1. Göç ve Entegrasyon Tarihimizin
2. Ulusal boyutta anlamlı bir görev
Ülkemiz çok sayıda başarılı entegrasyon örnekleri
içeren, uzun ve etkileyici bir entegrasyon deneyimine
sahiptir. İkinci Dünya Savaşı’nın sona ermesi ile birlikte, milyonlarca Alman göçmen ve savaş mağduru,
toplumumuza yeniden kazandırılmıştır. Daha sonra
da dört milyon göçmen, Alman toplumuna entegre
edildi. Yabancı iş gücünün ülkemize davet edilmesinden bu yana tam 50 yıl geçti. Bunu, iş gücü veya
çalışanların yakını olarak veya insani sebeplerden
dolayı ülkemize gelen, kabul edilen ve çoğu zaman
da buraya yerleşen milyonlarca insan izledi. Bu tarihi
tecrübe zenginliğini, şu ana kadar olduğundan daha
fazlası olarak, göç ve Entegrasyon adına olumlu ve
pragmatik bir yaklaşım için kullanacağız.
Federal Hükümet, eyalet ve yerel yönetimler, entegrasyonun teşvik edilmesi için çok farklı yöntemlere
başvurmuşlardır. Buna rağmen geçen yıllar içerisinde
entegrasyon ile ilgili sorunlar kısmen artış göstermişdir. Eğitim alanında elde edilecek başarının sosyal ve
göçmen köken ile bağlantısı, Almanya’da uluslararası
kıyaslamalara oranla son derece çarpıcıdır. Buna göre
göçmen kökenli kız ve erkek öğrencilere ülkenin yerel
dilini öğretmek diğer ülkelerdeki öğrencilere oranla
daha zor olmaktadır. Özellikle de göçmenlerin ikinci
ve üçüncü kuşaklarında önemli bir entegrasyon eksiği
bulunmaktadır.
Parçalarıdır
Çok sayıda göçmen çoktandır toplumumuz içerisinde
hakettikleri yeri bulmuşlardır. Bu kişiler, becerileri ve
başarıları ile refahımıza ve bunun yanı sıra ülkemizin toplumsal ve kültürel zenginliğine de katkıda
bulunmaktadırlar. Bu nedenle de haklı olarak saygı ve
takdir görmektedirler.
Göçmen kökenli grupların bazı kesimleri Almanca’ya
yeterince hakim değildir, bu nedenle bunlar eğitim ve
mesleki eğitim de daha kötü sonuçlar almakta ve bu
yüzden işsiz kalmaktadır. Buna karşılık aynı gruplar, birlikte yaşamanın bazı temel kurallarını kabul
etmek istememektedir; aynı olgu kadınların sahip
olduğu haklar için de geçerlidir. Mesleki başarı şansı
ve toplumsal kabulün çok sayıda göçmen çocuğu tarafından hissedilmesi ve bunun toplumsal bir çıkmaza
yol açmasını engellememiz gerekmektedir. «Kayıp
bir neslin» oluşmasına izin veremeyiz. Ülkemizde
yaşayan tüm insanların geleceği için herkezin bu zorlukları gidermeye hazır ve istekli olması gerekir. Aksi
takdirde bir arada yaşamak yerine, yan yana yaşayan
paralel toplumlar oluşacaktır.
Nüfus yapısındaki değişiklik ve beyin göçü konusundaki artan global rekabet konusunu, göç durumunu
Almanya’nın ekonomik ve toplumsal çıkarları doğrultusunda gelecekte de değerlendirmek zorundayız. Bu
açıdan da, acil olarak kalıcı bir entegrasyon politikası
gerekmektedir.
Bu nedenle entegrasyon konusu, ulusal öneme sahip
bir görevdir. Temeli, kendi değer yargılarımızın yanı
sıra, özgür ve demokratik düzenle ilgili kültürel
algılamalarımızdır ve bu değerler Alman ve Avrupa
tarihi içerisinde gelişmiş olup anayasamızda, anayasa
hukuku açısından ifadesini bulmuştur.
Bugün Almanya’da göçmen kökenli onbeş milyon
kişi yaşamaktadır. Bu sayı ülkemizde yaşayanların
beşte biridir. 25 yaş altı grubunda ise bu sayı dörtte
bir oranına ulaşmaktadır. Göçmen kökenli insanların
yarısı Alman vatandaşlığına sahip. Bu kişilerin büyük
bir bölümü ise Almanya’da doğmuştur.
12
Entegrasyon emirle gerçekleştirilemez. Aksine devlet
ve devletin yanı sıra, göçmen kökenli olsun olmasın herkesin aktif çabasını gerektirir. Bu noktada
belirleyici olan, bu kişilerin bizim toplumumuzda
yaşamaya kendini hazırlamaları, hukuk düzenimizi hiçbir ön koşul olmaksızın kabullenmeleri ve
özellikle de Alman dilini öğrenmeyi, Almanya’ya
ait olmanın görünür bir işareti olarak kabullenmeleridir. Bu durum ise özgür girişim, gayret ve bireysel
sorumluluk gerektirir. Buna karşılık göçmenleri kabul
eden toplum tarafında ise kabullenme, hoşgörü, sivil
toplum sorumluluğu ve yasal olarak ülkemizde yaşayan insanları toplum içerisine kabul etme gayretine
ihtiyaç duymaktayız. Bu anlamda tüm kesimlerden
değişime ve sorumluluk üstlenmeye yönelik çabalar
beklemekteyiz.
3. Daha Nitelikli bir Entegrasyon
Yolunda
Farklı kültürlerden gelen insanların kalıcı olarak
barış içerisinde bir arada yaşayabilmeleri için, büyük
çabalar gerekmektedir. Aktif ve kalıcı bir entegrasyon
politikası yönünde yeni kanallar açmaya karar veren
Federal Hükümet, göçmenlerin sahip oldukları potansiyeli hesaba katmaya, güçlendirmeye ve yanlızca
bu konudaki açıkları vurgulamamalı. Entegrasyona
sürekli olarak ayak direyen kadın ve erkek göçmenlerin, bunun bazı yaptırımlar doğurabileceğini de göz
önünde bulundurmaları gerekir. Bizim entegrasyon
politikamız, modern bir göç hukuku ve özellikle
Ulusal Entegrasyon Planı ve Alman İslam Konferansı
çerçevesinde, göçmenlerle birlikte yürütülen kurumsallaştırılmış diyaloğa büyük önem vermektedir.
12 Temmuz 2006 tarihli «İyi bir Ortak Yaşam – Belirgin
Kurallar» isimli değerlendirme raporunda, Federal
Hükümet Ulusal Entegrasyon Planı çerçevesinde,
entegrasyon politikası yolunda diyaloğa yönelik bir
platform oluşturmuştur. Bu temel bazında entegrasyon politikası için aşağıdaki prensipler belirlenmiştir:
Başarılı bir entegrasyon politikası, diyalog ve
yakın işbirliği anlamına gelmektedir.
Ulusal Entegrasyon Planı, göçmenlerle yakın ve yapıcı
bir işbirliğinin sonucudur. Temel prensibimiz her
zaman şu olmuştur ve şöyle kalacaktır: Biz kadın ve
erkek göçmenler hakkında değil, göçmenlerin kendileriyle görüşüyoruz. Çalışma gruplarının katıldığı
Entegrasyon Zirvesi ve buna eşlik eden Entegrasyon
Forumu’nun toplantılarına, göçmenler aktif birer
partner olarak iştirak etmişlerdir.
Göçmen organizasyonları, göçmen kökenli kadın,
erkek ve çocuk veya aileler ile yerli halk arasında
köprüler oluşturmaktadırlar. Bu tür organizasyonlar
birer kültür taşıyıcısı olarak göçmenlere entegrasyon
çabalarının gerekliliğini aktaracaklardır. Aynı olgu,
dil yetilerinin edinimi, toplumsal faaliyet, çocuk eğitimine yönelik kurumlara devam ve ebeveynlerin okul
yönetimine katılımı için de geçerlidir. Aynı kurumlar,
yerli halka ve siyasi dünyasına göçmenlerin maruz
kaldıkları sorunları aktarma imkânına da sahiptirler. Bu anlamda Federal Hükümet, Eyaletler, Yerel
Yönetimler ve göçmenlerin kurduğu derneklerin sivil
kuruluşlar ile organizasyonların daha büyük ölçüde
entegrasyona yönelik önlemlerin planlamasına ve
tasarlanmasına katkıda bulunmaları en doğru yoldur.
Başarılı bir entegrasyon politikası yeni
potansiyeller doğurur ve bunları kullanır.
Başarılı bir entegrasyon politikası, kadın ve erkek göçmenlerin çok yönlü yeteneklerine, sağladıkları verim
ve gönüllü faaliyetlerine önem vermek zorundadır.
Bu tür bir politika, klişeler kullanmaktan kaçınır ve
sorunları politika ve toplumun gelişimi için bir şans
ve fırsat olarak görür. Kadın ve erkek göçmenlerin
kendi yetkinliklerini ortaya koyabilmeleri karşılaştıkları sosyal koşul ve engellere bağlıdır.
Göçmen kökenli çocuk ve gençlerin sahip olduğu
potansiyelden yararlanabilmek için, bu çocukların en
mükemmel eğitimi alabilme imkânına sahip olmaları
gerekmektedir. Anaokulu ve okulda belirli bir hedefe
yönelik dil eğitimi, en başından itibaren okulda
başarı şansını, mesleki eğitim, meslek hayatına giriş
ve sonuç itibarı ile toplumsal takdir potansiyelini
arttırmaktadır. Bu süreci teşvik etmek için göçmenlik
kökenli çalışanların, kamu yönetimi ve hizmetleri
alanındaki oranını arttırmak gerektirir. Bu konuyla
ilgili örneğin çocuk bakım evleri, okullar, resmi
makamlar, aile ve gençlik kurumları veya polis örgütü
değerlendirilebilir.
Başarılı bir entegrasyon politikası, göçmen kökenli
kadınların önemli bir role sahip olduğunun
farkındadır.
Gerek meslek hayatı ve gerekse aile içindeki konumları itibariyle, hem sosyal, toplumsal ve politik faaliyetleri hem de bir sonraki kuşağın entegrasyonunu
belirleyen kadınlardır.
Bu nedenle kadın ve kızların sahip olduğu potansiyeli
geliştirmek zorundayız. Onların sosyal, toplumsal ve
politik katılım imkânlarını arttırmak mecburiyetindeyiz. Ve bunun mümkün olduğu kadar erken, okul ve
meslek eğitim alanında başlaması şarttır.
13
Entegrasyon politikasına yönelik önlemlerin özellikle, göçmen kökenli kadın ve kızların ihtiyaçlarına
yönelik olarak belirlenmeleri şarttır. Aynı olgu şu
ana kadar fazla ilgili görmeyen sağlık koruma, cinsel
eğitim ve yaşlılara yönelik yardım gibi alanlar için de
geçerlidir.
Böylece Anayasanın en merkezi yerine yerleşmiş olan
insanların eşit haklara sahip olmaları prensibi güçlendirilmiş ve hayata geçirilmiş olacaktır.
Aile ortamında şiddet ve hatta cinsel şiddet veya zorla
evlendirme gibi şiddetin özel biçimleri de göçmen
kökenli kadınları özel olarak etkilemektedir. Bu
nedenle bu tür şiddetin önlenmesi ve daha güvenli bir
koruma kaçınılmazdır.
Başarılı bir entegrasyon politikası aktif bir sosyal
katılımı esas alır.
Entegrasyon sadece devletin yerine getirmesi gereken
bir görev değildir. Aksine çok sayıda insanın sorumluluk üstlendiği ve inisiyatif geliştirdiği bir sivil toplum
örgütlenmesini gerektirir. Bu nedenle Ulusal Entegrasyon Planı’nın hazırlanmasına toplumun geniş
bir grubunun katılımı gerekmiştir: kadın ve erkek
göçmenler, sosyal partnerler, ekonomi dünyası, kilise
ve dini cemaatler, sosyal refah örgütleri, spor kulüpleri, medya ve kültür dünyası, vakıflar, ülke çapında
faaliyet gösteren dernek ve kuruluşlar ile bilim dünyasının temsilcileri. Önemli kuruluş temsilcilerinin yanı
sıra özel kişiler de sahip oldukları bilgi ve becerilerini
ortaya koymuşlardır.
Başarılı bir Entegrasyon politikası, tüm ilgililerin
taşıdığı sorumluluk ve gönüllü katılımından güç
kazanır.
Ulusal Entegrasyon Planı, tüm aktörlerin ellerinden
gelen gayreti göstermeleri sayesinde kalıcı, etkin ve
somut hale gelmiştir. Bu plan asıl katılımcıların kendi
sorumluluk alanları dahilinde verdikleri kendilerini
bağlayıcı yaklaşık 400 yükümlülük sayesinde, geçerlilik kazanmıştır (bakınız Bölüm 2, yerel yönetimdeki
çatı örgütler, Bölüm 3, sivil toplum örgütlerinin
üstlendikleri yükümlülükler ile Federal Hükümetin
üstlendiği yükümlülükler Bölüm 4’te yer almaktadır).
Başarılı bir entegrasyon politikası tüm düzeylerde
ele alınması gereken çapraz bir görevdir.
Federal Hükümet, eyalet ve yerel yönetimler aktif ve
kalıcı bir entegrasyon politikası yönünde sorumluluk
üstlenmişlerdir. Şu an bile federal hükümetin bazı
yetkilileri, entegrasyon politikası ile ilgili sorunlarla
uğraşmaktadır. Bunun dışında eyaletler ve çok sayıda
yerel yönetim, çeşitli şekillerde Entegrasyona yönelik
konsept ve prensipler geliştirmişlerdir. Ancak alınan
bireysel çözümlerin çok daha etkin biçimde birbirlerine Entegrasyonlu hale getirilmesi ve çok farklı faali-
14
yetlerin aynı hedefe odaklandırılması gerekmektedir.
Ulusal Entegrasyon Planı, Entegrasyon politikası alanındaki kapsamlı bir bütünleyiciliği hedeflemektedir.
Gerek yönetim katmanları ve gerekse Entegrasyon
önlemleri alanında sorumluluk üstlenen kurumlar,
Entegrasyona yönelik önlemlerin daha uyumlu hale
getirilmesini ve bütünselleştirilmesini onaylamaktadır. Bu anlamda ilçe, kent ve yerel yönetimlerde kültür,
eğitim ve öğretim kurumları, gençlik ve çocuklara
yönelik yardım kuruluşları, dil kursları ve iş piyasası
kurumları tarafından yürütülecek ortak projeler teşvik edilmeli ve bunlar daha da geliştirilmelidir.
Çeşitli kurumları etkileyen çapraz bir görev olarak
devlet kademesinde her zaman için çok katmanlı bir
politika olmuştur: Federal Hükümet, Ulusal Entegrasyon Planı’nın hazırlanmasında sorumluluk üstlenmiştir. Bu bağlamda eyalet ve yerel yönetimleri yakın
bir işbirliğine dahil etmek önemli bir ilgi noktası
olmuştur.
Bu anlamda okul eğitimi, çocuk yuvası kurumlarında
dil eğitimi, kültür politikası ve yerinde yürütülen
somut Entegrasyon önlemleri gibi konular, kilit konular olarak ele alınmıştır.
Federal Hükümet, dil eğitimi ile ilgili faaliyet alanı
kapsamında Federal Hükümet, eyaletler, yerel yönetimler ve özel şahıslar tarafından federal boyuttaki
Entegrasyon Planı kapsamında İkamet Kanunu’nun
45. maddesi uyarınca sunulan mevcut Entegrasyon
programları ile ilgili olarak yapılan saptamayı diğer
faaliyet alanlarında da sürdürecek ve Entegrasyon
programları ile ilgili tavsiyelerde bulunmaya devam
edecektir. Entegrasyon programı ile ilgili çalışmada
Ulusal Entegrasyon Planı’nın öngörüleri hayata
geçirilecektir.
Başarılı bir entegrasyon politikası hedefe yönelik
olmalıdır.
Toplumumuz fırsat eşitliği anlamında hedefe yönelik
bir entegrasyon politikasına ihtiyaç duymaktadır.
Bu nedenle göçmenlere ulaşabilmek için teşvik
programları, program ve alt yapıların sistematik
olarak geliştirilmesi sağlanmalıdır. Bu anlamda, ana
okullarından yetişkinlerin dünyasına kadar uzanan
bir süreci kapsayan ve hepsi birbiriyle Entegrasyonlu
genel konseptlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Almanya’da yaşayan göçmenler homojen bir grup
yapısına sahip değildirler. Bu nedenle teşvik projeleri
bilinçli olarak bireye, bireyin yetenek ve becerilerine
ve entegrasyon ihtiyacına yönelik olmalıdır. Ortaklık
söz konusu olduğunda, başarılı bir entegrasyon politikası, özellikle kolay erişilebilen bilgi ve danışmanlık
programlarına önem verir.
Başarılı bir entegrasyon politikası kesin delilleri
esas alır.
4. Federal Hükümetin alacağı
önlemler
Bu nedenle araştırma, istatistik ve başarılı bir Entegrasyon ile ilgili çerçeve koşullarla bilgimizin geliştirilmesi gerekmektedir. Göçmen kökenli insanların
yarısından fazlası Alman vatandaşlığına sahip.
Vatandaşlık konusunun ayırt edilmesinin yanı sıra,
göçmen köken olgusunun, Entegrasyon politikası ile
ilgili planlama ve denetiminde, temel kriter olarak
değerlendirilmesi gerekir.
Kendi yetkileri çerçevesinde Federal Hükümet
Ulusal Entegrasyon Planı’na aşağıdaki katkıları
sağlayacaktır.
Başarılı bir entegrasyon politikasının, belirgin
göstergelerle ölçülebilmesi gerekir.
Bu göstergelerin sürekli olarak geliştirilip, düzenli bir
raporlama ile değerlendirimin temeli olarak alınmaları gerekir.
Başarılı bir entegrasyon politikası, finansmanı
sağlam olan bir temelde gelişir.
Finansman planlama döneminde Federal Hükümet,
doğrudan entegrasyon teşvikine, daha doğrusu
öncelikli amacı olan Entegrasyon teşvik projelerine,
her yıl federal kaynaklardan 750 milyon Euro para
aktaracaktır.
Bunun yanı sıra, Federal Hükümet eskiden olduğu
gibi, entegrasyonu dolaylı olarak teşvik eden çok
sayıdaki projeyi finanse etmeye devam edecektir. Aile,
eğitim ve iş piyasası ile ilgili genel teşvik programları
özellikle göçmen ailelerinin işine yaramaktadır. Buna
örnek olarak «Eğitim ve Bakımın Geleceği» isimli
yatırım programı kapsamında, eyaletlerin tam gün
eğitim veren okullar kurmasının finanse edilmesi,
tam gün bakımın geliştirilmesi yasası kapsamında
sağlanan finansal destek ve üç yaşın altındaki çocuklara yönelik bakım hizmetlerinin arttırılması ile farklı
iş geliştirme projeleri gösterilebilir. Federal Hükümet,
mevcut teşvik programlarını yeniden gözden geçirecek ve gerekli görmesi durumunda, bunları göçmenlerin yer aldığı gruplara daha fazla ulaşılacak hale
getirecek.
Daha sonraki aşamalar
Eğitim yolu ile Entegrasyon
Eğitim, sosyal, kültürel ve iktisadi entegrasyon
alanında önemli bir araçtır. Bu noktada ülkemizin
geleceğini belirleyen ve yetki tartışmaları yerine,
sonuçları esas alan bir meydan okuma yatmaktadır.
Burada Eyalet Hükümetleri eğitimden, Federal Hükümet ve Eyalet Hükümetleri ortaklaşa eğitim sisteminin uluslararası arenadaki verimliliğinin saptanmasından sorumludurlar. Ülkemiz, göçmen ailelerden
gelen çocuklarının ve gençlerin potansiyeline ihtiyaç
duymaktadır. Bu gençlerin eğitim konusundaki
başarıları ülkemizin geleceğine yapılan bir yatırımdır,
çünkü Almanya’da yaşayan insanlar bizim en önemli
zenginliğimizdir.
Alman dilinin öğrenilmesi ve Alman diline yeterince
hakim olabilmek, okul ve meslek hayatında elde
edilecek başarı ve dolayısıyla toplumsal entegrasyon
için en önemli temel koşullardan birisidir. Kişiye özel
dil eğitiminin teşvik edilmesi, anne ve babalarla el
ele yürütülmelidir. Bu tür bir eğitimin en erken yaşta,
çocuk yuvalarından başlaması ve tüm eğitim kariyeri
boyunca devam etmesi sağlanmalıdır.
Bu tür bir teşvik, kişinin önüne imkânlar açan, mevcut
potansiyelini geliştiren ve eğitimde elde edilen başarıyı sosyal kökenden bağımsız hale getiren bir eğitim
sistemini gerektirir. Tüm çocuk, genç ve yetişkinlerin
mevcut potansiyellerini geliştirebilmeleri gerekir.
Herkesin eşit eğitim şansına sahip olması ve toplumsal, kültürel ve iktisadi hayata katılabilmesi gerekir.
Bu amaçla, Federal Hükümet kendi yetkisi kapsamında, eyaletlerin göçmenlerin eğitimdeki başarılarını arttırma konusunda gösterdikleri çabaları
destekleyecektir, özellikle de aşağıdaki önlemler bu
bağlamda değerlendirilmelidir:
■■
2008 yılı sonuna kadar Federal Hükümet, Ulusal
Entegrasyon Planı’nın hayata geçirilmesi ile ilgili olarak bir ara bilançosu çıkartacaktır. Federal Hükümet
bünyesindeki Entegrasyon Forumu da çalışmalarını
sürdürecektir.
■■
Ana okullarını entegrasyon ortamı ve dil öğrenimini teşvik etmenin gerçekleştiği yer olarak
mümkün olduğunca erken dönemde devreye sokabilmek için, Almanya genelinde ihtiyaca yönelik
ve kaliteyi hedef alan bir paket gereklidir. Federal
Hükümet eyaletler ve belde yönetimleri ile birlikte,
üç yaşının altındaki çocuklara yönelik bakılan
çocuk oranını 2013 yılı itibarı ile ortalama yüzde
35 oranına çıkartmayı amaçlamaktadır. Federal
Hükümet büyük oranda bu paketin giderlerini
karşılayacaktır.
Bu paket daha çok göçmen kökenli çocuklara
yönelik olup, erken yaşta dil öğrenimimin teşvik
edilmesi anlamında olumlu etkiler gösterecektir.
15
Federal Hükümet «Eğitim ve Bakımın Geleceği»
isimli yatırım programı kapsamında, eyaletlere
2009 yılına kadar toplam hacmi 4 milyar Euro’ya
varan bir finansman sağlayacaktır. Tam gün eğitim
veren okullar, eğitimde fırsat eşitliğine ve göçmen ailelerinden gelen çocuk ve gençlerin eğitiminde sağlayacakları başarıya önemli katkılarda
bulunmaktadırlar.
■■
Federal Hükümet, nüfus yapısındaki gelişim ve eğitim katılımcılarının sayısındaki azalmadan dolayı,
harcanmayan bütçe imkânlarının, eğitimin kalitesinin arttırılması yönünde kullanılması tarafında
görüş bildirmiştir.
■■
Federal Hükümet, günlük bakım yerlerinde, genel
dil eğitimine yönelik, göçmen kökenli çocukların
Alman dilini öğrenmelerini teşvik amaçlı bir konsept geliştirecektir.
■■
Çocukluk döneminden başlayarak, meslek eğitimine uzanan bir süreçte, kalıcı ve bireysel bir dil
eğitimini teşvik etmeyi sağlayabilmek amacıyla,
Federal Hükümet, dil becerisini tespite yönelik,
yöntemlerin geliştirilmesine destek vermektedir.
Bu tür testler, öğrencilerin bireysel gelişimini teşvik etmeli ve öğretmenlere ise dil eğitimi alanında
mesleki eğitim konseptlerini geliştirme fırsatı
vermelidir.
■■
Federal Hükümet on ayrı eyalet ile birlikte, FörMig
adlı program çerçevesinde, göçmen kökenli çocuk
ve gençlerin dil eğitimi ve bu eğitimin desteklenmesine yönelik genel bir konseptin geliştirilmesine
destek sağlamaktadır.
■■
Okulu yarıda bırakanların sayısını azaltmak
amacıyla, Federal Hükümet yerel partnerleri ile
birlikte «Okuldan kaçış – 2. şans» isimli model
bir program yürütmektedir. Bu program öncelikle Hauptschule’de (düz lise) okuyan çocuklara
yöneliktir. Programın hedefi, eğitimlerini yarım
bırakmış olan çocukları yeniden okul yaşamına
kazandırmak ve onlara okulu bitirmeleri için fırsat
tanımaktır.
Federal Hükümet, eyalet yönetimlerinin eğitim
araştırmalarına ve bu alanda konsept ve araç geliştirip, özellikle entegrasyonun geliştirilmesine ilişkin
yapılanlara destek vermektedir (örneğin dil seviye
tespiti ve kültürler arası eğitimleri). Uluslararası
karşılaştırmalı araştırmaların ve düzenli olarak ulusal
anlamda yürütülen eğitim raporlarının sonuçları,
göçmen kökenli gençlerin, entegrasyonunda gösterilen başarıları değerlendirmeye fırsat vermektedirler.
Almanya’nın bilim toplumu olarak uzun vadeli bir
başarısı elde etmesi için, Alman eğitim sisteminden
geçen genç göçmenlerin sahip oldukları potansiyeli
daha güçlü kullanma fırsatı ve aktif olarak daha iyi
16
bir eğitim almaları için, (yerli eğitim) onlara katkıda
bulunmak, kaçınılmaz bir olgudur.
Dil yolu ile Entegrasyon – Federal Hükümetin
sunduğu entegrasyon Kursları
Dil, entegrasyon için bir ön koşuldur. Entegrasyon,
ancak göçmen yurttaşların Almanya’daki yaşamlarını
bir üçüncü şahsın yardımı veya aracılığı olmaksızın,
günlük yaşamın getirdiği meselelerin tek başına
üstesinden gelebilmesi halinde başarıya ulaşabilir.
Bu amaçla Federal Hükümet, 1 Ocak 2005 tarihinden
itibaren yasal olarak zorunlu hale getirilen dil kursları
ile birlikte, göçmenler için standart niteliklere sahip,
dil ve oryantasyon kursları başlatmıştır. Bu kurslar,
kapsam itibarı ile federal hükümetin entegrasyon
politikası açısından başvurduğu en önemli projedir.
Bu kurslar aynı zamanda, entegrasyon sürecine bireysel destek görevli, en büyük federal nitelikli sistemdir.
Belirtilen kurslara gösterilen ilgi son derece yoğundur.
İlk iki yıl, 250.000 kişi entegrasyon kursuna devam
etmiştir ve bunların yarısından fazlası, uzun süredir
Almanya’da yaşıyor. 2006 yılı Aralık ayı itibarı ile
hazırlanan entegrasyon kursları ile ilgili bir değerlendirme raporu bu kursların nitelik açısından geliştirilmesine yönelik bazı öneriler içermektedir. Yapılan
bu değerlendirme ile dil konusunda esas alınan Ortak
Avrupa Referans Kriteri’nin öngördüğü biçimde B1 dil
düzeyi, başarılı bir entegrasyon süreci için ön koşul
olarak benimsenmiş bulunmaktadır. Ulaşılması gereken hedef, çok daha fazla katılımcının bu seviyeye
ulaşmalarını sağlamak olmalıdır.
Bu kursların etkisini yükseltmek için önemli bir koşul,
entegrasyon kurslarının daha fazla oranda katılımcıların başarısına odaklanmasıdır. Tüm katılımcıların,
kursu başarı ile bitirebilmeleri için öğrenci kontenjanlarının ihtiyaca uygun olarak genişletilmesi ve
kursların kalite standardının arttırılması gereklidir.
Entegrasyon kursları kapsamında, nitelikli çocuk
bakımının arttırılması, özellikle yetişkin ve kadınlara
yönelik kurslar açısından önem taşımaktadır.
■■
■■
Federal Hükümet, entegrasyon kurslarını zamanın
şartlarına uyarlamayı ve tüm Almanya’yı kapsayacak biçimde genişletmeyi taahhüt eder. Hükümet
özellikle kurslarda elde edilen başarının arttırılması, öğretici elemanların niteliklerinin yükseltilmesi, kurs yönetimlerinin mükemmelleştirilmesi,
hedefe yönelik bir finansman sisteminin kurulması
ve entegrasyon kurslarının dil kursları sistemine
kalıcı olarak aktarılması gibi ana prensipleri gözden geçirecektir.
Federal Hükümet, konsepsiyona bağlı olarak, göçmenlere özgün danışmanlık hizmetlerinde, ilk göçmen danışmanlığı, daha doğrusu göçmen gençlik
hizmetleri ile dil kursu düzenleyenlerin arasındaki
işbirliğini güçlendirmeyi taahhüt eder.
■■
Federal Hükümet, entegrasyon kurslarının etkinliğini ve etkisini ölçümlemeyi planlamaktadır.
Meslek Eğitimi ve Meslek Yaşamı bağlamında
Entegrasyon
Federal Hükümet, iş piyasası politikası kapsamında
entegrasyona teşvik sağlayan projelere özel bir önem
veriyor.
Eğitim ve de özellikle mesleki eğitim, göçmenlerin
sosyal entegrasyonlarında merkezi niteliğe sahip
unsurlardır. Bu unsurlar politik, kültürel ve iktisadi
hayata eşit şartlarla katılım, iş bulma fırsatı ve gelirin
miktarı üzerinde belirleyici niteliğe sahiptirler.
Göçmen kökenli genç insanların eğitim ve meslek
hayatına ulaşma imkânlarını arttırmak için, Federal
Hükümet gösterdiği faaliyetleri tek bir çatı altında
toplayacaktır. Federal Hükümet, meslek seçimi
imkânlarını mümkün olduğunca çeşitlendirmeyi,
kamunun sağladığı destek paketini en verimli şekilde
kullanmayı ve belirli bir amaca yönelik biçimde daha
da geliştirmeyi benimsemektedir. Hükümet, göçmen
kökenli gençlerin meslek eğitimine yönelik eğitim
imkânlarını mümkün olduğunca arttırmayı sağlayacaktır. Bu anlamda Federal Hükümet
■■
eğitim alanında birlikte çalıştığı ortakları ile
göçmen kökenli, eğitim almaya ve meslek öğrenme
konusunda istekli olan genç insanların entegrasyonuna odaklanacak,
■■
ve «Gençlerin Meslek Hayatına Girişi için Özel Program (EQJ Programı)» kapsamında eğitim birliğinde
bulunan partnerlerinin gösterdiği çabaları bir
araya getirecek ve büyük bir başarı elde etmiş olan
bu programı, 40.000 iş yerini kapsayacak biçimde
destekleyip süresini uzatacaktır. Özellikle göçmen
kökenli genç insanlar için EQJ programı, mesleki
eğitim alanında bir köprü görevi görmüştür.
■■
Federal Hükümetin amacı, Alman Sanayi ve Ticaret
Odaları Birliği (DIHK) ve Alman-Yabancı İşletme
Dernekleri ile birlikte, 2010 yılına kadar, sahiplerinin de yabancı kökenli olan işletmelerde, 10.000
yeni iş imkânı sağlamaya yönelik «İşyerleri için
Aktif» isimli programı düzenleyecektir.
■■
Federal Hükümet, «Yabancı İşletmelerdeki Mesleki Eğitimin Koordinasyonu» (KAUSA) da dahil
olmak üzere JOBSTARTER isimli mesleki eğitim
ve özellikle göçmen kökenli gençlerin yararlanacağı yapısal programı ile birlikte bölgesel mesleki
eğitim ve mesleki eğitimin desteklenmesine destek
verecektir.
■■
Federal Hükümet kendi yetki alanında kalan kamu
kuruluşları ve işletmelerinde, göçmen kökenli
meslek yapan gençlerin sayısının arttırılması için
çaba gösterecektir.
■■
Federal Hükümet, özellikle oturma hakkı bulunan
ve ülkede kalması muhtemel gençler için mesleki
eğitim desteği ve BAfÖG bursunu (üniversite öğrencilerine verilen devlet bursu) arttıracak ve
■■
çoğu zaman meslek hayatı için örnek alacakları bir
model bulunmayan göçmen kökenli genç kızlar
için «network.21» gibi eğitici programlarla, iş piyasası ve mesleki oryantasyon imkânları sunacaktır.
Federal Hükümet genel hatları ile iş piyasasındaki
entegrasyon alanında karar verecektir. Entegrasyon
en başarılı şekilde göçmen ailelerinden gelen bireylerin mesleki hayata dahil oldukları durumlarda
başarıya ulaşmaktadır. Gerek ekonomik hayat ve
gerekse yönetim birimleri, gelecekte özellikle göçmen
kökenli bireylerin özel dil ve kültürler üstü bilgi ve
becerilerine ihtiyaç duyacaktır. Bu nedenle çalışma
piyasasındaki entegrasyonun geliştirilmesi, gerek sosyal ve toplumsal politikalar açısından, gerekse iktisadi
nedenlerle zorunlu olarak artacaktır. Bu açıdan, göçmenlerin istihdam imkânlarının arttırılması, çalışma
hayatına yönelik önlemler ile danışmanlık, bilgilendirme ve iletişim imkânlarının ihtiyaçlara uygun hale
getirilmesi ve işletme bünyesindeki entegrasyonun
geliştirilmesi önem taşımaktadır.
■■
«Kalifikasyon yolu ile Entegrasyon» (IQ) isimli danışmanlık ve bilgilendirme ağı, Federal Hükümet
adına, Federal İş Acentesi ve sivil toplum örgütleriyle birlikte göçmenlerle ve Almanya’ya geri
dönenler ile, statüsü kabul edilmiş mültecilerin
çalışma hayatındaki konumlarının düzeltilmesine
yönelik stratejiler geliştirmektedir. Sürmekte olan
değerlendirmenin sona ermesiyle birlikte Federal
Hükümet, başarılı eylem öneri ve gereçlerinin mevcut çalışma piyasası ile ilgili önlemlere nasıl aktarılabileceğini ve uygulanacağını gözden geçirecektir.
■■
Federal Hükümet, gelecekte de her çeşit halk grubundan gelen insanlara geniş çaplı bir fırsat eşitliği
sağlamak amacı ile mesleki eğitim, entegrasyon ve
teşvik konularına destek verecektir.
■■
Federal Hükümet, işveren olarak taşıdığı sorumluluğun bilincindedir. Bu anlamda hükümet, mesleki
nitelik, verimlilik ve becerileri doğrultusunda göçmen kökenli personelin oranını, elindeki imkânlar
dahilinde arttıracaktır. Bu bağlamda hükümet, dil
ve kültürler arası yetilerin gereği gibi dikkate alınmasın çabasını göstermektedir.
17
■■
Federal Hükümet, Alman ekonomi dünyası
tarafından geliştirilen «Bir fırsat olarak Farklılık
– Almanya’daki İşletmelerin Çeşitliliği Bildirgesi»
isimli girişime destek vermektedir. Hükümet bu
anlamda «İşyerindeki Çeşitlilik/İstihdam Kaynağı
olarak Çeşitlilik» isimli bir reklam kampanyası
gerçekleştirecektir. Bu kampanya, göçmenlerin
çalışma piyasasına ve mesleki eğitimi entegre
olmalarını amaçlamakta ve bu niteliklerin işletmelerde ve kamu yönetimimde istihdam ve personel
politikasına aktarılmasını amaçlamaktadır.
■■
Federal Hükümet 2007 ila 2013 arası teşvik döneminde, ESF-Federal programının hayata geçirilmesi anlamında, konunun göç politikası ile
ilgili olan kısımlarına büyük bir önem verecek ve
Ulusal Entegrasyon Planı’nı bir dizi ek projeler ile
destekleyecektir.
■■
ESF-programı kapsamında meslek bağlantılı
Alman dilinin teşvik edilmesi, 2007 yılının ortalarından itibaren genişletilecektir. Bu teşvik, Federal Hükümet’in sağladığı entegrasyon kurslarını
çalışma piyasasıyla bütünleyecek ve gelecekte,
göçmen kökenli tüm bireylerin yararlanmasını
sağlayacaktır.
lemektedir: hükümet aracı organizasyonların
bu çerçevede yürüttükleri faaliyetlere de destek
sunmaktadır.
■■
Federal Hükümet, ülkeye göç eden yüksek okul
mezunlarına çalışma hayatında nitelik kazandırma
amaçlı projelerin teşvik edilmesine devam edecek
ve bu projelerin, hedef gruplarına özgün biçimde
geliştirecektir.
Kadın ve genç kızlar
Almanya’da yaşayan ve göçmen kökenli bireylerin
neredeyse yarısı kadın ve kızlardan oluşmaktadır. Bu
nedenle Entegrasyon politikası, özellikle kadınları
hedef almalıdır. Kadınlar aynı zamanda aktif bir
Entegrasyon politikasında merkezi bir konumdadırlar.
Göçmen kadınlar, anne sıfatı ile bir sonraki kuşağın
Entegrasyonunda anahtar bir konuma sahiptirler.
Göçmen kökenli genç kızlar, okulda iyi sonuçlar alıp,
Alman diline hakimler. Fakat aynı genç kızların, bu
potansiyeli etkin şekilde kullanma imkânları yok.
Federal Hükümet bu anlamda göçmen kadınların
sahip oldukları potansiyeli farklı hayat tasarımları
doğrultusunda pekiştirmeyi, kadın ve genç kızların
toplumsal ve siyasal hayata katılma imkânlarını desteklemeyi sürdürecektir.
Bilim dünyasında Entegrasyon
■■
Kadınların Entegrasyonuna yönelik önemli katkılar: yetişkinlere ve kadınlara yönelik Entegrasyon
kurs saatlerinin arttırılması, kurs düzenleyicileri
tarafından yaratılan, nitelikli çocuk bakım imkânı,
yabancı kökenli insanların meslek öğrenimini, üniversite öğrencilerinin mesleğe atılma konusunda
sunulan desteği ve BAfÖG gibi teşviklerin arttırılması ile mesleğini icra etme yetisinin verilmesiyle
birlikte, mesleğe atılma imkânını veren sınavlarda
gösterilen kolaylıklardır.
■■
Federal Hükümet, diyalog içerisinde bulunduğu
kadın göçmenlerin desteklenmesi adına sunulan
programlara desteğini sürdürecek ve onların
organizasyonlarını ve kuruluşlarını kendi plan ve
programları dahiline katacaklardır.
Alman bilim sistemi – yüksek okullar ve araştırma
organizasyonları – çok farklı alanlarda başarılı bir
entegrasyon örneği sunmaktadırlar. Bilim dünyası,
geniş dünya görüşlü ve yapıcı bir işbirliğinden beslenir. Almanya’da bulunan 180.000’den fazla yabancı
öğrenci ve nitelikli bilim adamı hoşgelmiştir.
■■
■■
18
Federal Hükümet, bilim dünyası alanındaki
Entegrasyona destek vermekte olup, bu anlamda
dünyanın en iyi bilim adamlarının ülkeye kazandırılmasına ve Almanya’nın yüksek öğretim alanında
ve farklı fikirlerin hayata geçirildiği bir ülke olarak
konumlandırılmasına destek vermektedir.
Federal Hükümet Almanya’da eğitim almış ve bu
anlamda yerli nitelikli ve yetenekli bilim adamlarının, gerek eğitim ve gerek bilim alanında
– özellikle de göçmenlere özgü mesleki eğitim ve
yetenek teşviklerinin geliştirilmesine büyük önem
vermektedir.
■■
Federal Hükümet göç ve Entegrasyon konusunda
yürütülecek araştırmalara destek vermektedir.
■■
Federal Hükümet, eyaletlerin yabancı öğrencilerin
eğitim başarılarının arttırılması ve bu öğrencilerin seçimi, desteklenmesi, eğitim başarılarının
takibi ve yüksek okullarda danışmanlık almaları
konusunda yürüttükleri anlamlı çabaları destek-
Zoraki evlendirmeler, kişilerin sahip olduğu yaşam
perspektiflerini yok etmekte ve bundan etkilenenlerin insan haklarını önemli ölçüde zedelemektedir.
Federal Hükümet, bu bağlamda zoraki evlendirmelerle olan mücadelesini sürdürecek ve bu kişilere
yardım elini uzatacaktır. Bu amaçla ilgili kişilerin,
insan ve kadın hakları ve de zoraki evlendirme konusunda olduğu gibi, sığınabilecekleri yerler konusunda,
genişce bilgilendirilmesi ve aydınlatılması mecburidir.
■■
Federal Hükümet bu çerçevede, kendi yetki alanı
bünyesinde, internet üzerinden, bu konudan etkilenen bireylerle profesyonel uzmanları bir araya
sunmaktadır. Federal Hükümet, programın üçte
bir giderlerini karşılarken, eyalet ve yerel yönetimler geri kalan üçte ikilik kısmını üstlenmektedir.
Bu programla kadın ve erkek göçmenlerin entegrasyonu da desteklenmektedir. Bu kaynaklardan
ek oalrak, sosyal entegrasyona destek veren model
projeler de finanse edilmektedir. Bu destek sürdürülecek ve gelecekte de, bugünün seviyesinde
sürdürülecektir.
getirerek, küçük ölçekli bir danışmanlık projesini
deneyecektir.
■■
Federal Hükümet, yakın zamanda, zoraki evlendirmelerin kapsamı ve boyutuyla ilgili olan ve tecrübelere dayanan bu anlayışı düzeltecektir.
■■
Federal Hükümet, yeterli sayıda kadın sığınma evlerinin kurulması, hükümet ve eyalet yönetimlerine
bağlı danışmanlık birimleri arasında güvenilir bir
koordinasyonun sağlanması ve bu yerlerin sağlam
bir finansmana kavuşturulması yönünde gereken
katkıyı sağlayacaktır.
■■
«Sosyal Kent» isimli programın sosyal sorumluluk
alanı, bu konuda uzmanlık ötesi politika ve projelerin birbirine bağlantılı olmasını gerektirmektedir. İlgililerin ortak girişimi, Federal düzlemde,
programların koordinasyonu ile, var olan faaliyetlerin ve teşviklerin geniş çaplı bilgi aktarımı ile
gerçekleşmektedir.
■■
Bunun da ötesinde Federal Hükümet, sosyal kent
kapsamında yer alan bölgelerde «İstihdam, Eğitim
ve Yerinde Katılım» isimli bir program yürütmekte,
ve bu programa Avrupa Sosyal Fonu’ndan kaynak
akmaktadır. Böylece hedefe yönelik bir sosyal alan
yükümlülüğü istihdam ve nitelik kazandırma
projeleri ile pekiştirilmektedir. Bu açıdan, 2007 ile
2013 teşvik dönemi için daha yüksek bir finansman
hacmi sağlanması söz konusudur.
■■
Gözlemleme ve değerlendirme, «Sosyal Kent» programı kapsamında entegrasyon projeleri açısından
semt geliştirme konseptinin sabit bir ayağı olarak
kabul edilmiştir. Görüş alışverişi ve «Sosyal Kent»
isimli programın transfer birimi de aynı şekilde
pekiştirilecektir.
■■
«Göç/Entegrasyon ve Semt Politikası» isimli model
program Federal Hükümet’in Deneysel Konut ve
Kent İnşa bölümü tarafından yürütülmekte olup,
kadın ve erkek göçmenlerin entegrasyonuna
yönelik kent imarı ile ilgili prensip ve stratejilerin
geliştirilmesine uygulamada destek vermekte ve
bunları deneylere tabi tutmaktadır.
Entegrasyon olduğu yerdedir
Entegrasyon ancak yerinde olur. Bireyin yaşadığı
ortam, Entegrasyon sürecinde merkezi bir fonksiyona
sahiptir. Bu ortam, kişinin yaşamının odak noktasını
oluşturur ve göçmenler ile yerli halkın temas
noktasıdır. Bu nedenle sosyal birliktelik ve entegras­
yon imkânları açısından kişinin yaşam koşulları,
yaşadığı alanın tasarımı ve gerek kamu, gerekse de
özel alt yapı unsurları, önemli çerçeve koşullarıdır.
Federal Hükümet özel olarak yerel yönetimlerin
sağladığı entegrasyon hizmetlerine önem vermektedir. Bu birimler, entegrasyonu geleceğe yönelik
bir görev olarak benimsemişler ve çok geniş çapta
yerel yönetimler çapında, faaliyet konseptleri
geliştirmişlerdir.
Belediyelere ait çatı organizasyonlarının Ulusal
Entegrasyon Planı’na sağladıkları katkı, kent, vilayet
ve belde yönetimlerinin kendi gelişim alanlarını
gereği gibi algıladıklarını ve göçmen ailelerinden
gelen bireylerin sahip oldukları entegrasyon potansiyelini kullanmaya hazır olduklarını göstermektedir.
Bu anlamda entegrasyonun tüm beldenin ortak bir
sorunu olduğu ve bu açıdan uzmanlık alanlarının
ötesinde genel bir konsept gerektirdiği konusunda
mutabakat bulunmaktadır.
Özel olarak ilgi gerektiren yerler, çoğunlukla göçmenlerin yaşadığı geri kalmış ve ihmale uğramış
semtlerdir. Bu konuda başvurulan en önemli enstrümanlardan birisi de, bu tür yaşam birimlerindeki
ikamet ve yaşam koşullarının geliştirilmesine yönelik
«Özel gelişim gereksinimi olan semtler – sosyal kent»
isimli Federal Devlet programıdır. Federal boyutta
300 farklı beldenin 450 semtinde yürütülen bu teşvik
kampanyası, inşaat yatırımları ile bu ortamda oturan
kadın ve erkek bireylerin sosyal yaşam koşullarının
düzeltilmesine yönelik tamamlayıcı projeleri bir araya
getirmektedir.
■■
Kültürel Entegrasyon
Kültür ortak yaşamımızın önemli bir temeli olup
farklı kökene sahip insanları bir araya getirmektedir.
Göç alan toplumların geleceğinin tasarlanması da
kültürel anlamda bir meydan okumadır. Bu açıdan,
kültürel çeşitliliği, gereği gibi ilgi gösterilmesi gereken ve bazıları tarafından da öğrenilmesi gereken bir
yetkidir. Federal Hükümet, faaliyetlerini göçmenlerin kültürel Entegrasyonu üzerinde yoğunlaştırmış
olup, ağırlık noktasını kültürel eğitime vermektedir.
Kültürel Entegrasyonu desteklemek amacı ile Federal
Hükümet diğer projelerin yanı sıra,
Federal Hükümet «Sosyal Kent» isimli program adına, yıllık belirlenen finansal yardım
19
■■
konuları bakanlıklar arası değerlendirmek olan
«Kültür ve Entegrasyon» isimli bir çalışma grubu
oluşturacaktır.
■■
Entegrasyon fikrini teşvik prensipleri arasına
alacak ve kendisinin kültürel projelerin taşıyıcısı
olduğu projelerde bu hedeflere öncelik verecektir.
■■
■■
International Council of Museums (ICOM)/Uluslararası Müzeler Birliği düzleminde «Müze – Göç
– Kültür – Entegrasyon» isimli çalışma grubunun
kurulmasını önerecektir.
Altı ayda bir gerçekleşen Alman-Fransız Bakanlar
Toplantısı ve «Kültürler arası Diyalog 2008 Avrupa
Yılı» bilgi alışverişini Fransa ve Büyük Britanya ile
kültür politikası alanında entegrasyon ve kültürel eğitime yönelik hükümetler arası işbirliğini
yoğunlaştıracaktır.
■■
Federal Hükümet, spor dünyasının kültürler arası
açılım yönünde gösterdiği çabaları «Entegrasyon
Forumu. Biz de katılıyoruz.» isimli kamuoyu kampanyası ile desteklemektedir.
Medya aracılığı ile Entegrasyon
Medya göçmenlerin algılama biçimini belirlemektedir ve entegrasyon konusunda görüşlerin oluşmasına
etki etmektedir. Bu nedenle medyaya önemli bir
sorumluluk düşer. Gerek kamuya gerekse özel
girişimcilere ait medya grupları, göçmen kadın ve
erkeklerin toplumsal entegrasyonları yönünde geniş
çaplı çabalar göstermektedirler. Bu anlamda medya
dünyasına da teşekkür borçluyuz. Haber verme
ve prog­ram yapımındaki bağımsızlığı ile medya
politikası açısından yetkilerini göz önünde bulundurarak Fede­ral Hükümet medya birliğinin Entegrasyon politikası açısından sağladığı katkıya aşağıdaki
projelerle destek vermektedir.
Spor yolu ile Entegrasyon
■■
Federal Hükümet prodüktör, bayan program
planlamacısı ve geliştiricilerinin yer aldığı
düşünce atölyeleri kapsamında, televizyon için
hazırlanan yenilikçi program formatlarına destek
sağlamaktadır. Hükümet ayrıca Grimme-Enstitüsü,
Civis Medya Vakfı, Deutsche Welle ve Entegrasyon
ve Televizyon isimli federal bazdaki girişimle işbirliği yapmaktadır.
■■
Federal Hükümet, Dışişleri Bakanlığı’nın hazırladığı Ernst-Reuter-Girişimi kapsamında, Alman ve
Türk medyasının, bir workshop veya televizyon
sorumlularının katıldığı Alman-Türk Televizyon
Konferansı gibi işbirliği girişimlerine verilecek
teşvikleri görüşmektedir.
Sportif faaliyetler, farklı kökene sahip insanların
dostça ve sportmence bir araya gelmelerine önemli
ölçüde katkı sağlar. Sportif faaliyet entegrasyon
alanında motor görevi görür.
Spor kulüpleri ve federasyonları uzun yıllardan beri
göçmenlerin entegrasyonuna doğal kabul edilen
bir destek sağlamaktadırlar. Bu anlamda Federal
Hükümet, spor aleminin göçmen kökenli ailelerden
gelen bireylerin Entegrasyonuna yönelik olarak
gösterdiği gönüllü faaliyeti desteklemektedir.
Göçmenlere yönelik sportif faaliyetler, tüm göçmenler için sosyal, kültürel, dil ve yerellik açısından
ulaşılabilir ve cazip olmalıdır. Belirli hedef gruplarına
yönelik faaliyetler, özellikle göçmen ailelerden gelen
kız ve kadınlar için önemli bir rol oynamaktadır.
Yerinde sunulan ve kamuya açık faaliyetler iyi bir
başlangıç oluşturmaktadır.
■■
■■
20
Federal Hükümet 1989 yılından beri «Spor ile
entegrasyon» programına destek vermektedir. Bu
program sayesinde geçen 18 yıl zarfında, sporun
yapıcı entegrasyon potansiyeli ile ilgili geniş bilgi
edinilmiştir. Federal Hükümet bu deneyimlerden,
«Spor ile Entegrasyon» isimli programın etkinliğini
gelecekte daha da arttırmak istemektedir. Hükümet bununla ilgili olarak programın elde ettiği
sonuçların değerlendirilmesine yönelik, geniş
kapsamlı bir araştırma yürütecektir.
Bunun yanı sıra spor alanında çok fazla sayıda
entegrasyon projesi bulunmaktadır. Farklı programlar arasındaki tecrübe alışverişini arttırmak ve
projelerin birbirleri ile koordinasyonunu sağlamak amacı ile Federal Hükümet bölgeler üstü ve
bölgesel projelerin belgelendirilmesi amacı ile bir
bilgilendirme platformu oluşturacaktır.
Gönüllü sosyal işbirliği yolu ile Entegrasyon
Entegrasyon, sivil toplumun katkıları olmadan gerçekleşemez. Gönüllü sosyal faaliyet, sosyal dayanışma
sağlar ve entegrasyon için başarılı bir katalizör görevini görür. Eşit haklara sahip şekilde, topluma katılma
ve toplumu kendi elleri ile yoğurabilme yönündeki
olumlu tecrübe, kimlik oluşumuna da olumlu etki
eder ve işi arttırır. Göçmen ailelerden gelen bireylerin derneklerde, konfederasyonlarda kurumlarda ve
kurdukları organizasyonlarda gösterdikleri gönüllü
faaliyetler, giderek daha da renklenen toplumumuzu
fazlası ile zenginleştirmektedir.
Ancak gönüllü faaliyetin teşvike ve hedefe yönelik
yönlendirmelere ihtiyacı vardır. Bu anlamda Federal
Hükümet dikkatini giderek artan biçimde kadın ve
erkek göçmenlerin eşit haklarla hayata katılmasına ve
bu kişilere ait organizasyonlara yöneltecektir.
■■
Federal Hükümet kendisi tarafından hazırlanan
programlarda, yine hükümet tarafından desteklenen alt yapı ve genel projeler ile ihalelerin yanı sıra,
kurul ve uzmanlık kurullarına yapılacak atamalarda, kadın ve erkek göçmenlerin veya onların
kurduğu organizasyonların gereği gibi, temsil
edilmelerini sağlayacaktır.
■■
Federal Hükümet, altyapı projelerinde farklı kültürler arası açılımı ve bağlantıyı bir destek kriterine
dönüştürecek ve bunları teşvik anlaşmalarına
yönlendirecektir. Kurumsal olarak teşvik edilen
kurumların, personel geliştirme konseptleri ile
projelerde, kadın ve erkek göçmenlerin eşit haklara sahip şekilde katılımı sağlanma çalışmaları
gerçekleştirilecek.
■■
Eşit katılım, destekle ve göçmenlerin kurduğu
derneklerin zaman içerisinde nitelik kazanmasıyla
hızlanacak bir süreçtir. Federal Hükümet, proje
geliştiren göçmen organizasyonlarına nitelikli yardım sunacak ve bu anlamda göçmen organizasyonlarının kuracağı çatı örgütlerine destek verecektir.
21
Eyalet yönetimlerinin Ulusal
Entegrasyon Planı’na katkıları
Hep birlikte entegrasyon’a doğru
Entegrasyonun toplumumuzun birlikteliği ve gelecekte var olabilmesi açısından öneminin bilincine
varan eyalet yönetimleri, Ulusal Entegrasyon Planı’na
kendileri katkıda bulunmaktadırlar. Bu anlamda,
eyalet yöntemleri geçen yıllar içerisinde çok farklı
önlemleri bir araya getiren ve eşgüdüm sağlayan
entegrasyon politikasına yönelik genel konsept ve
prensipler geliştirmişlerdir. Eyalet yönetimleri, gerek
eyalet ve gerekse yerel yönetimler bazında, tartışma
süreçleri başlatmış ve bunlara erkek ve kadın göçmenlerin yanı sıra farklı toplumsal grup ve organizasyonların katılmalarını sağlamışlardır.
Eyalet yönetimleri, Ulusal Entegrasyon Planı kapsamında üstlendikleri girişimlerden dolayı teşekkürü
hak ediyorlar. 14 Temmuz 2006 tarihli Entegrasyon
Zirvesi’ne yapılan davetle, tüm devlet kademeleri ile
sivil toplum tarafından yürütülen ve hem yoğunluğu
hem de yaygınlığı açısından Almanya’da o ana kadar
ulaşılamamış bir tartışma süreci başlatılmıştı.
Bu diyalog ile entegrasyon politikasının hedefi ve
temel içeriği hakkında genel bir mutabakata ulaşılmıştır. Bu noktada göçmenlerin ve onların kurduğu
organizasyonların çalışma gruplarının işleyişine
dahil edilmeleri ve onların aktif katılımı önemli bir
rol oynamaktadır. Bu kişilerin gönüllü faaliyetleri Ulusal Entegrasyon Planı üzerindeki çalışmalarda önemli
ölçüde belirleyici olmuştur.
Bu bağlamda eyalet yönetimleri çalışma gruplarında
görev alan tüm kadın ve erkek katılımcılara teşekkürlerini ve ifa ettikleri çalışmaları için takdirlerini
sunarlar. Eyaletler çalışma gruplarının hazırladıkları
kapanış raporlarını ilerideki Entegrasyon politikalarının tasarlanmasında kullanacaklar ve başlatılan
diyalog sürecini canlı tutacaklardır.
Federal Hükümet, eyalet ve belde yönetimleri kendi
Entegrasyon politikalarının sorumluluklarını taşımaktadırlar. Öte yandan ne Federal Hükümet’in, ne
de eyalet ve belde yönetimlerinin tak başına başarılı
22
bir Entegrasyon politikası sürdürmeleri mümkün
değildir. Ancak ve ancak Federal Hükümet, eyalet ve
belde yönetimleri ile sivil toplumun işbirliği ve organize çabaları etkin, pratik ve yurttaş esaslı bir Entegrasyon politikasının yürütülmesini sağlayabilir.
Eyalet yönetimleri, Federal Hükümet, belde yönetimleri ve sivil toplum ile birlikte yürütecekleri
işbirliğinin başarıya ulaşması yönünde üstlenecekleri
yükümlülüğünün farkındadırlar. Tüm eyaletlerde
Entegrasyon politikası Federal Almanya için en temel
sosyal sorumluluk alanı olarak görülmektedir.
Entegrasyon ancak yerinde başarıya ulaşabilir. Göçmen kökenli insanların topluma entegrasyonlarının
başarıya ulaşabilmesi, belde, kent ve semtlerdeki
çabalara bağlıdır. Burada şanslar ve problemler ortaya
çıkar. Yerel yönetimlerde tüm bireylerin, eşit haklara sahip ve barışçıl biçimde bir araya gelmelerini
sağlayan bir zemin mevcuttur. Eyalet yönetimleri,
yerel yönetimlerin sağladıkları çeşitli katkıları önemsemekte olup, bu yerel yönetimlerle birlikte hayata
geçirilen yöntemlerin geliştirilmesine de destek vereceklerdir. Yerel yönetimlerin çatı örgütü olan konfederasyonun Ulusal Entegrasyon Planı’na yaptıkları
katkı, yerel yönetimlerin üstlendikleri sorumluluğun
farkında ve göçmen kökenli bireylerin Entegrasyonuna yönelik geliştirme potansiyelleri için çalışmaya
hazır olduklarını göstermektedir. Bu bağlamda eyalet
yönetimleri, yerel yönetimlerin çatı örgütü olan
konfederasyonun sağladığı katkının Ulusal Entegrasyon Planı’nın bir parçası haline getirilmesini talep
etmektedirler.
Eyaletler görüş birliği içinde, entegrasyon politikasının kararlılıkla toplumun tüm katmanlarını ilgilendiren bir görev olarak algılanması, buna uygun olarak
organize ve koordine edilmesi gerektiğini düşünmektedirler. Entegrasyon politikası, alınan politik önlemlerin genel toplamından çok daha ötesidir. Başarılı
bir Entegrasyon, ülke politikasının tüm katmanlarını
ilgilendirir ve tüm birimler tarafından gerektiği gibi
algılanmalıdır.
Eyalet yönetimleri geçen dönemde entegrasyonun
artan önemine yönetim yapılarını uygun hale getirerek yanıt vermeyi bilmiştir.
Eyalet yönetimleri, görüş birliği içinde genel kapsamlı bir Entegrasyon politikasının gerekliliğine
inanmaktadırlar.
Eyaletler aynı şekilde Entegrasyon ile ilgili farklı
önlemleri daha organize biçimde birbirine entegrasyonlu hale getirme, bunları genel konseptlere
oturtma ve kendi sorumluluklarını kesin olarak
belirleme yönündeki faaliyetlerini sürdüreceklerdir.
Bu anlamda tüm eyaletler için «Hedef Birliği – Yöntem
Çeşitliliği» genel prensibi geçerlidir.
16 ayrı eyalette göç ve göçün, entegrasyona yönelik
doğurduğu taleplere ilişkin farklı politik, sosyal ve altyapısal beklentileri olan, bu talepler doğrultusunda
bir dizi Entegrasyon politikası prensibi geliştirilmiştir.
Entegrasyon politikası iki ayrı farklı görev içermektedir. Eyalet yönetimlerinin karşılaştığı görevlerden
birisi, Almanya’nın dünyaya açıklığı, tolerans ve
barış içerisinde bir arada yaşamayı pekiştirmektir.
Diğer sorun ise özellikle Batı Almanya eyaletlerinin
entegrasyon açığıdır. Göçmen kökenli bireylerin ve
bu arada eğitim imkânlarına yeterince ulaşamayan
katmanlara dahil olan «misafir işçi aile» lerinin büyük
bir kısmı bu eyaletlerde yaşamaktadır. Bu kişilerin
gelecek perspektifi ve elbette bu kişilerin çocukları ve
dolayısı ile ülkemizin gelecek perspektifi açısından
eğitim, çalışma hayatı ve sosyal politikalar için önemli
çabalar gösterilmesi gerekmektedir.
Değişik eyaletler arasında, göçmen kökenli insanların sayısı, bu insanların özellikleri, entegrasyon
altyapısı ve entegrasyon politikası açısından alınacak
önlemlere ilişkin, büyük farklılıklar bulunmaktadır.
Bu farklılık ve çeşitlilik, Federal Almanya’nın sahip
olduğu federal yapının bir sonucu ve tabii ki gücüdür.
Aynı zamanda, eyaletler entegrasyon politikası ile
ilgili olarak belirli prensipler doğrultusunda anlaşmaya varmış ve bununla ilgili olarak 7 Temmuz 2006
tarihinde Eyalet Meclis’inde karar alınmıştır. Ancak
eyaletler arasında kullanılan kavramlar arasında da
belirli farklılıklar bulunmaktadır. Tüm eyaletler çok
katmanlı bir durum olan göç gerçeğinin dilimize de
yansıması gerektiğini ve sadece yabancı ve Alman arasında ayırım yapılmasının yetersiz kaldığı yönünde
çaba sarf etmektedirler.
Tüm eyaletler, gerek kişilerin kökenleri ile ilgili niteliklerini ve gerekse aidiyetini göz önünde bulunduran
bir tanımlama çabası içerisindedir. Eyalete bağlı olarak «kadın göçmen/erkek göçmen», «göçmen kökenli
bireyler» veya «geçmişi göçmenliğe dayanan bireyler»
gibi tanımlar tercih edilmektedir.
Elinizdeki bu durum tespit raporunda sözü geçen
kavramlar, eşanlamlı olarak kullanılmaktadır.
Eyalet yönetimleri, Federal Hükümet ve sivil toplum
örgütleri ile birlikte yürüttükleri diyaloğa süreklilik
kazandırılmasının yanı sıra, eyaletlerin kendi aralarında yürütecekleri diyaloğu da şart olarak görmektedirler. Burada amaç, olumlu veya olumsuz, her türlü
sonuçlara varan deneyimleri paylaşmak ve bunun
için mümkün olduğu kadar anlamlı, ortak stratejiler
geliştirmektedir.
Bu nedenle, eyaletler Ulusal Entegrasyon Planı üzerindeki işbirliklerini geliştirmeyi ve Entegrasyon politikası ile ilgili olarak «olumlu uygulama» anlamında
program ve önlemler konusunda düzenli bir bilgi
alışverişi gerçekleştirmeyi zorunlu görmektedirler.
Eyaletlerin entegrasyondan sorumlu kadın ve erkek
bakanları/kadın ve erkek senatörleri, Ulusal Entegrasyon Planı’nın hayata geçirilmesi aşamasında ve
Entegrasyon politikası ile ilgili güncel soruların ele
alınmasında bir araya gelecektirler. Adı geçen yetkililer, Kuzey-Ren Vestfalya eyaleti ile Schleswig-Holstein
eyaletlerine, 16 ayrı eyalette elde edilen olumlu uygulama ile gelecekteki işbirliğinin biçim ve yöntemini
belirlemek amacı ile bir araya gelecekleri 2008 yılının
ilk üç ayında toplanmak üzere, bir konferans düzenlemekle görevlendirmişlerdir.
Entegrasyon ile ilgili sorumluluk, farklı eyaletlerde
farklı birimlere dağıtılmıştır. Bundan bağımsız
olarak Entegrasyon politikasının yönetim organizasyonu açısından farklı eyaletler arasında bağlantılar
bulunmaktadır. Bir dizi eyalette işin koordinasyonu
(Kabine Kurulu, Devlet Sekreterleri Kurulu, Bakanlar
arası Entegrasyon Çalışma Grubu) özel komitelere
bırakılmış olup, bu komiteler ilgili birimlerin gösterdikleri faaliyetlerin koordinasyonu ve yönetimini
sağlamaktadır.
Bakanlar arasında kurulan koordinasyonun yanı sıra,
çok sayıda eyalette farklı yapılara sahip kurullar olup,
bu kurullarda eyalet hükümetlerinin temsilcileri ile
sivil toplum örgütü temsilcileri – örneğin iktisat ve
bilim dünyası, sosyal refah ile ilgili kuruluşlar, kilise
ve dini cemaatler, göçmenlerin kurdukları organizasyonlar vb. – yapılandırılmış bir diyalog içerisinde bir
araya toplanmış bulunmaktadırlar.
Bunun da ötesinde, bazı eyaletlerde yabancılar ve
Alman asıllı göçmenler Entegrasyon sorumlusu olarak
çalışmaktadır. Kısmen, yerel çaptaki yerel yönetimlere ait yabancılar ve entegrasyon sorumlularının
eyalet çapında örgütlenmiş çatı örgütleri, mali açıdan
desteklenmekte, kısmen de katılımı teşvik etmek ve
belde boyutundaki yapılara daha kolay ulaşmalarını sağlamak amacı ile kadın ve erkek göçmenlerin
yabancılar ve yurda dönenlere ait kurullara ulaşım
imkânının arttırılması çalışılmaktadır.
23
Yürütülen çok sayıdaki Entegrasyon politikasına yönelik program ve önlem ile ilgili saptama ve öneriler
İkamet Yasası’nın 45. maddesi doğrultusunda eyaletlerin de aktif rol aldığı federal bazdaki Entegrasyon
programı kapsamında gerçekleştirilmiştir.
Eyaletler içerik yönünden entegrasyona destek
veren dil eğitimi teşvik konseptleri geliştireceklerdir. Tüm çocuklar için dil beceri durumunun mümkün olduğunca erken dönemde tespiti de bu açıdan
değerlendirilmelidir.
Entegrasyon, eyaletlerin görüşüne göre tek yanlı bir
Entegrasyon süreci olmayıp aksine bir yandan kadın
ve erkek göçmenlerin, öte yandan da onları kabul
edecek toplumun dürüst bir diyaloga açık olmasını
gerektirir. Eyaletler, Entegrasyondan insanların
dostça, yan yana yaşamalarından çok daha fazlasını
anlamaktadırlar. Entegrasyon, karşılıklı bir saygı
kültürünü şartını doğurur.
Özellikle son yıllarda tüm eyaletlerde kamuoyunun
bilinci, halk içerisindeki dini çeşitliliğin artmasına
paralel olarak gelişen entegrasyon politikası ile
ilgili zorluk konusuna odaklanmış haldedir. Eyaletler bu konudaki sorumluluklarının bilincinde olup,
bu bağlamda özellikle Müslümanların kurdukları
örgütlerle yapısal ve kalıcı bir diyalog arayışı içerisine
girmişlerdir.
Bu noktada teşvik ve talep etme prensibi geçerlidir.
Bu prensip bir yandan göçmenler ve ailelerinin kendi
aralarında yetenek ve potansiyellerini ortaya koymalarını ve bunun için de entegrasyon önerilerinden faydalanmalarını anlatır. Göçmenler, kendi güçleri ile bir
noktaya ulaşamadıkları anda, kendilerini kabul eden
toplumdan dayanışma ve destek elde edeceklerdir.
Eyaletler büyük bir maddi yatırımda bulunarak,
önemli çabalar sarf etmekte ve çok farklı genel ve
özel entegrasyon teşvikleri sunmaktadırlar. Eyaletlerin ortak görüşüne göre mevcut altyapı, yeterince
güçlü olup önemli ölçüde göçmenlik öyküsü bulunan
insanların entegrasyon potansiyelinin arttırılmasına
katkıda bulunmaktadır.
Eyaletler Alman dilinin yeterince bilinmemesi, sosyal
alanların birbirinden görülür biçimde ayrılması ve
göçmenlerin kendi etnik gruplarına özgün ortamlara
geri çekilmelerini, başarılı bir entegrasyona engel
olarak görmektedirler. Bunun sonucunda doğan
sıkıntılar, okulda, meslek eğitiminde görülen zorluklar ve yüksek orandaki işsizliktir. Bunlar kimi zaman
ise dini sebepten ve entegrasyon aleyhtarı akımlardan
kaynaklanır.
Aşağıdaki metinde eyaletler, Ulusal Entegrasyon Planı
için geçerli olan entegrasyon politikası bağlamında
harekete geçilmesi gereken noktalarla ilgili olarak,
ortak konumlarını ortaya sermektedirler. Burada
belirtilen politik görüş ve önlemlerin çapı ve gerçekleşme zamanı, eyalet parlamentoları tarafından serbest bırakılan bütçe imkânlarının izin vermesi koşulu
ile ifade edilmişlerdir.
Eyaletler, Entegrasyon politikasının sadece devlete
düşen bir görev olmaktan çok, sivil toplum örgütlerinin aktif katılmı ile göçmenler düzeyinde entegrasyona hazır olmayı gerektirdiği yönünde görüş birliği
içerisindedirler.
Entegrasyon olduğu yerdedir
Eyaletler bu ülkede yaşayan herkezin bu ülkenin Anayasası ile eyaletlerin temel yasalarını tanımasını ve
ülkemizde geçerli olan temel hak ve değerlere, özellikle de demokrasi, hukuk devleti, insan haklarının
korunması, kendi geleceğini seçme hakkı ile kadın ile
erkek arasındaki eşitlik gibi değerlere saygı göstermesini beklemektedirler.
Entegrasyon, var olduğu yerde gerçekleşir! Göçmen kökenli olan veya olmayan kişilerle karşılaşma,
kent ve beldelerde, semt ve yerleşim birimlerindeki
komşuluk ortamlarında gerçekleşir. Entegrasyonun
başarılı olup olmadığı beldelerde görülebilir. Entegrasyon başarıları ve tabiî ki sorunlar da en belirgin
şekilde buralarda hissediliyor. Bu nedenle entegrasyon, kişinin yaşadığı yerde, kamu yönetimlerinde,
çalışma yerinde, okullarda, çocuk yuvalarında, kadın
ve erkek göçmenlerin katkıları ile amacına ulaşır.
Sosyal alanda gelişim
Entegrasyon ancak devlet ve topluma ait kurumların
göçmenlere de açık olması ve göç gerçeğini gerektirdiği gibi kavramaları durumunda başarıya ulaşabilir.
Bu anlamda eyaletler, yönetim birimlerini kültürler
arası diyaloğa açmayı hedeflemektedir. Bu alanda
resmi çalışanlara nitelik kazandırma yönünde gösterilen çabalar ve göçmen kökenli insanların oranının
arttırılması, bu bağlamda değerlendirilmektedir
(bakınızı S. 27, «İşveren olarak Eyaletler»).
Eyaletler görüş birliği içerisinde eğitime ve Alman
dilinin okul öncesi çağda öğrenimine büyük önem
vermektedirler.
24
Eyaletler merkezi entegrasyon politikası unsurları
olarak beldelere büyük önem vermektedirler. Bağlı
bulunduğu ilçeleri olmayan kentler, ilçe ve beldeler,
büyük personel ve finansal giderler üstlenerek entegrasyon vazifesi ile boğuşmaktadırlar. Bu noktada eyaletler farklı beldelerdeki entegrasyonu gereksinimlerinin mevcut sosyal yapı ve göç eden halkın sayısı ve
bileşimi doğrultusunda önemli farklılıklar gösterdiğini saptamışlardır. Entegrasyonun başarıya ulaşabilmesi için göç eden insanların oluşturduğu sosyal
konsantrasyonun doğurduğu sorunların da üstesinden gelinmesi gerekmektedir. Sosyal konsantrasyon
doğurduğu gelişme açısından Avrupa Birliği, Federal
Hükümet ve eyaletlerin entegre kent gelişimi ile
ilgili programları son derece önemlidir. Bu anlamda
eyaletler artırılan teşvik imkânlarının çok daha güçlü
biçimde entegrasyon yönünde kullanılması için çaba
gösterecektir.
Eğitim yolu ile Entegrasyon
Eğitim, entegrasyonun başarılı olmasında en önemli
kaynaktır. Devletin üstlendiği eğitim ve öğrenimin en
temel alanlarından birisi de yetişen nesil için genel ve
mesleki eğitim hakkını teminat altına almak, kişiliğin
serbestçe gelişimini teşvik etmek, çocuk ve gençleri
geniş çaplı biçimde toplum ve meslek hayatında üstlenecekleri görevlere hazırlamaktır. Eyaletler arasında
anayasanın yüklediği bu görevin özellikle göçmen
kökenli kız ve erkek öğrencilere karşı da tutulması
gerektiği yönünde derin bir mutabakat vardır. Gençlik
ve Kültür Bakanları Konferansın şu ana kadar aldığı
kararlar temelinde eyaletler aşağıdaki fikileri temsil
etmektedirler.
Anaokullarında erken dönemde teşvik
Eyaletler anayasanın kendilerine yüklediği eğitim
görevinin uygulamaya geçirilmesi kapsamında okul
öncesi eğitim kapsamında çocuk yuvalarında ortak
bir çerçeve oluşturulması ve uygulanması yönünde
uzlaşmışlardır. Bu çerçeve tüm eyaletlerde mevcut
eğitim ve oryantasyon planları ile eyalet bazında
somutlaştırılacak, içi doldurulacak ve genişletilecektir. Bu ortak çerçeve kapsamında eyaletler yorumlama
ve uygulama anlamında kendilerine en uygun yolu
izleyeceklerdir. Uygulama çabaları ön planında temel
yetkinliklerin aktarılması ve kişisel kaynakların geliştirilmesi ve pekiştirilmesidir.
Dil eğitimi, çocuk yuvalarına verilen eğitim görevinin
yerine getirilmesinönemli bir unusurdur. Dil eğitiminin teşvik edilmesi, bu nedenle bütünsel ve çocuğun
bireysel ihtiyaçlarına uygun olarak değerlendirilmelidir. Bu teşvik başarılı olabilmesi için çocuğun çevre
ile ilişkisine yansıtılmalıdır. Bu nedenle de mümkün
olduğunca erken ve düzenli olarak başlamalı ve sistematik bir yapıya sahip olmalıdır.
Çocuk yuvalarının mümkün olduğunca erken
dönemde teşvik edilmesi, gerek nitelik ve gerekse
nicelik yönünden ihtiyaca uygun bir bakım imkânını
gerektirmektedir. Dil eğitimini teşvik edilmesi bağlamında eyaletler dil eğitimi konusunu verilen eğitim
hizmetleri kapsamında çapraz bir görev olarak çocuk
yuvaları konseptinin bünyesine aktarmayı amaçlamaktadırlar. Çocuk yuvaları ve ilk okullar için ortak
ve yakın bir ilişki ile birbirine bağlı eğitim ve öğretim
planları tüm eyaletlerde hazırlanmıştır veya hazırlanmak üzeredir. Çocuk yuvalarının dil eğitimini teşvik
imkânlarının ile ilk okula giriş aşamasındaki beklentileri arasındaki uyumun sağlanması son yıllarda
önemli ölçüde artış göstermiştir. Dil becerilerinin tespitine yönelik yöntemler ve dil yeteneği ile ilgili okul
öncesi gözlemler ve buna bağlı olarak ihtiyaç halinde
verilecek teşvikler aradan geçen dönem içerisinde
tüm eyaletlerde bitirilmiştir veya bitirilmek üzeredir.
Bu anlamda eyaletler nerede ise tamamı veya önemli
bir kısmı göçmen kökenli çocuklar tarafından devam
edilen kurumlarda etkin bir telafi edici özelliğe sahip
dil eğitimini sağlamak için ek teşvik önlemleri alınmasını amaçlamaktadırlar.
Bundan da uygun uygulama örnekleri ile ilgili bilgiler
edinmek amacı ile eyaletler bu önlemlerin başarısını sürekli olarak denetlemeyi ve ulusal raporlama
çerçevesinde eyaletlere yönelik raporlar temelinde
bilgi alışverişine girmeyi amaçlamakta. Dil eğitimine
yönelik teşvik önlemlerinin uygulamaya geçirilmesi
için erkek ve kadın eğitimcilere nitelik kazandırılması
kaçınılmazdır. Eyaletler şu an itibarı ile bu nitelik
kazandırma önlemini hayata geçirmeye yönelik farklı
önlemleri gözden geçirmektedir. Eyaletler, bu konularda alacakları kararları kendi aralarında düzenli
bir şekilde yaptıkları bilgi alış verişine dahil etmeyi
taahüt ederler.
Dil Eğitiminin Teşviki/Okullarda Çok-Dillilik
Alman dilinin eğitim ve iletişim dili olarak mutlak
önemi üzerinde mutabakat bulunmaktadır. Aynı
şekilde Alman dili konusunda eksiklik gösteren tüm
çocuklara kendilerine ders ve eğitime eşit haklarla
katılma imkânı veren bir ek eğitim verilmesi yönünde
de mutabakat bulunmaktadır. Tüm eyaletler bunu
tüm erkek ve kadın öğretmenlere verilmiş bir görev
olarak kabul etmekte olup kendi yetki alanlarında
tüm okul formlarında ve tüm okul kademelerinde
ihtiyaç duyulması halinde destekleyici dil eğitimi
verilmesi için çaba göstermeyi amaçlamaktadırlar.
Aynı şekilde öğretmenler de önümüzdeki beş yıl içerisinde dersteki dil eğitimi görevlerini yerine getirmelerine imkân veren ek eğitim önlemleri sunmayı
taahhüt etmektedirler.
Alman dilinin öğrenilmesinin yanı sıra tüm eyaletler
çocuklar ve gençler için çok dilli olarak büyümenin
önemini tanımaktadırlar. Bu tanıma göçmen kökenli
çocuk ve gençlerin kökenlerine veya ailelerine ait dili
de kapsamaktadır. Bu anlamda günlük okul hayatında çok dilliliği uygun biçimde dikkate alan uygun
önlemler saptanmalıdır. Eyaletler eğitim konusunda
ulusal raporlama bazında çok dilliliğin teşvik edilmesi konusunda sürekli bir görüş alışverişine girmeyi
taahhüt etmektedirler.
Ebeveyn çalışmaları
Eyaletler, okullarda teşvik çalışmalarının ebeveynlerin gösterdigi çabalarıyla desteklenmesi konusunu,
entegrasyon adına çok ümit verici buluyorlar. Özel-
25
likle geçmişi göçmen kökenlere dayanan ebeveynlerle
çalışmaların güçlendirilmesine ilgi göstermekteler.
Eyaletler öncelikle, ebeveynlere yönelik çalışma
kapsamında, göçmen dernekleri ile birlikte ortak
bir açıklama yapma niyetindeler. Eyaletler, göçmen
kökenli aileler, çocuk yuvaları ve diğer kurumlar
arasında dil ve kültür köprüsü oluşturacak olan çok
dilli, gönüllü erkek ve kadın ebeveyn destek uzmanlarının istihdam imkânı ile bu tür kişilerin yetiştirilmesi
ihtimalini değerlendirmektedir. Eyaletler, erken yaşta
eğitim, erken yaşta yuvaya devam ve dil gelişimi gibi
alanları kapsayan ebeveynlere yönelik, sistematik ve
hedefe yönelik, broşür ve bilgilendirme kitapçıklarının devreye sokulmasından yanalar.
Tüm gün okullar
Tüm gün öğrenim veren okullar öğrenme, eğitim
ve yetiştirme için daha fazla zaman sunmaktadırlar.
Tüm gün süren okullarda özellikle sosyal yönden geri
kalmış ve eğitimden uzak anne ve babalar için dil,
kültür ve sosyal açıklarını kapatma imkânı yaratmaktadır. Tüm gün süren okullar, özellikle sosyal yönden
geri kalmış veya eğitimsiz ailelerden gelen çocuklar
icin, dilsel, kültürel ve soysal açıklarını kapatmakta
büyük firsatlar sunar. Eyaletler düzenli aralıklarla,
tüm gün süren eğitim şekliyle, genel eğitim veren
okulların gelişimi ile ilgili istatistiksel raporlar
hazırlamaktadırlar.
Eyaletler, Federal Hükümet tarafından da finansal
olarak desteklenen tüm gün süren eğitim programını,
2009 yılına kadar belirlenen kapsamda sürdürecek
ve tüm gün süren okulların oranını sürekli olarak
arttıracaklardır. Bunun da ötesinde eyaletler, düzenli
olarak eğitim raporlarında tüm gün eğitim ile ilgili
gelişmelere yer vermeyi taahhüt ediyorlar.
İşbirliği
Eyaletler çocukların dil eğitiminin teşvik edilmesi
açısından yuva ve okullar arasında daha iyi bir işbirliğinden yanadırlar. Bu işbirliği gençlere yönelik yardım kurumlarının konseptine ve okul çalışmalarına,
örneğin okul programlarına dahil edilmelidir.
Okul başarısının arttırılması okul sisteminin
geçirgenliği
Eyaletler arasındaki farklılıklardan bağımsız olarak
sınıfını tekrar eden, okulu yarım bırakan ve herhangi
bir diploma almadan okuldan ayrılan öğrencilerin
sayısı, Alman okullarında çok yüksektir. Bundan ise
en çok göçmen kökenli çocuk ve gençler ve yine bu
grup içerisinde de genç erkekler ve genç çocuklar etkilenmektedir. Eyaletler PISA araştırmasının ilk sonuç-
26
larının açıklandığı günden itibaren bu durumun
farkındadırlar ve bu durumun düzelmesi için belirli
önceliklere sahip faaliyet alanları geliştirmişlerdir.
Elbette bu noktada kısa süreli başarılar beklemek
mümkün olmayabilir, çünkü bunun için sadece başarıyı esas alan bir desteği öngören okul kültüründen,
bireyi esas alan okul kültürüne geçişte, zihni değişiklik gerekmektedir.
Eyaletler, kendi yönetimleri altındaki okullarda başarı
oranlarının arttırılmasına yönelik alınan iyileştirme
önlemlerini, etkinlikleri açısından denetleyecekler
ve bunun ötesinde ulusal raporlama çerçevesinde
düzenli olarak bu konuda rapor hazırlayacaklardır.
Eyaletler ortak şekilde, önümüzdeki beş yıl içerisinde
okulu yarım bırakan ve sınıfını tekrar eden öğrencilerin sayısını azaltmak ve göçmen kökenli çocuk ve
gençlerin ortalamasını diğer kız ve erkek öğrencilerin
genel ortalamasına indirme hedefini gütmektedirler.
Bazı eyaletler kendi yönetimleri altındaki okullarla
hedef mutabakatları belirleyecek, diğerleri ise farklı
projeleri deneyeceklerdir. Aynı zamanda hepsinin
ortak hedefi okul sisteminin kendi içerisinde geçişkenliğini etkin şekilde teşvik etmektir. Burada da,
gelecekte göçmen kökenli çocukların ve gençlerin
geçiş oranları sistematik olarak saptanacak ve sayılarının diğer tüm çocuk ve gençlerin oranına düşürülmesi hedeflenecektir.
Entegrasyonun teşvik edildiği bir yer olarak okul
Çocuk yuvaları, okul ve yüksekokullar entegrasyonun en başarılı şekilde uygulandığı yerlerdir. Buna
rağmen entegrasyon kendiliğinden gerçekleşmez.
Entegrasyon yüksek oranda istek, zaman, çaba ve
bütün taraflardan açıklık gerektirir. Bu anlamda
eyalet hükümetleri yüksek oranda göçmen kökenli
çocukların ve gençlerin devam ettiği okullarda entegrasyon çalışmasını gerektiği ölçüde yürütebilmek için
daha fazla çaba sarf edilmesi gerektiğinin bilincindedirler. Bu açıdan bu okullar için ister frekansların
azaltılması, öğretim personelinin arttırılması veya
ister öğretim elemanlarının sosyo-pedagojik uzmanlarca desteklenmesi biçiminde olsun, özel imkanlara
ihtiyaç duydukları yönünde mutabakat bulunmaktadır. Bu okulların özel donanımlı personele ihtiyaçları
bulunmaktadır. Bu ihtiyaca ancak özel kültürler arası
yetkinliklere sahip personel (örneğin entegrasyon
rehberlerin) veya öte yandan göçmen kökenli öğretim elemanları, kadın ve erkek eğitmenlerle kadın ve
erkek sosyal hizmet uzmanlarının sayısının arttırılması ve tabii ki bu kişilerin tutarlı biçimde meslek içi
eğitime tabi tutulmaları ile yanıt verilebilir. Kültürler
arası yetkinliklerin edinilmesine yönelik modüller,
öğretim elemanlarının eğitimi için belirlenen yeni
standartlara dahil edilmişlerdir. Eyaletler burada
belirlenen önlemleri hızla uygulamaya koyacaklardır.
Mesleki Eğitim ve Mesleki Eğitim veren Okullar
Göçmen kökenli gençler ikili meslek edindirme sistemine geçişte büyük zorluklar yaşamaktadır. Genel
eğitim veren okullardaki mesleki oryantasyonun
amacı, bilhassa katı ve cinsiyete bağlı meslek tercihlerinin aksine geleceğe yönelik meslek alternatiflerini
sunmaktir. Mesleki eğitim veren okullarda eğitim için
kullanılan mesleki uzmanlık diline büyük bir önem
atfedilmektedir. Eyaletler mesleki kullanıma yönelik
dil eğitiminin bu yönüne büyük ağırlık vermektedirler. Yönetimler şu ana kadar alınan önlemlerin
kapsam ve niteliğini denetleyecekleri gibi personele
nitelik kazandırılmasında göçmen kökenli gençlerin
yoğunlukta olduğu sınıflardaki özel koşulları da dikkate alacaklardır.
Eyaletler yüksek oranda göçmen kökenli genç
öğrencileri bulunan meslek okullarının da gereken
çapta entegrasyon çalışması yapabilmek için desteğe
ihtiyaçları olduğunun bilincindedir. Bu okulların da
özel bir takım ihtiyaçlarının sağlanması konusunda
mutabakat vardır, ister frekansların düşürülmesi,
göçmen kökenli öğretim elemanlarının sayısının
arttırılması, ister öğretim elemanlarının okullarda
verilecek sosyal destekle desteklenmesi veya kültürler
arası yetkinliğe sahip elemanlarla, örneğin entegrasyon uzmanlarının devreye sokulması gibi. Dil eğitiminin teşvik edilmesine yönelik önlemler ihtiyaç olması
halinde meslek eğitimi veren okullarda sunulacaktır.
Gençlerin çok dilli olmaları özellikle mesleki eğitim
aşamasında büyük bir önem kazanmaktadır. Bu
özellik, mümkün olduğu ölçüde mesleki bazda geliştirilmeli ve meslek yapanların ilerideki çalışma alanlarında işlerine yarayabilecek biçimde geliştirilmelidir.
danışmanlık, destek ve rehberlik programlarına
destek verilmesini de kapsamaktadır.
Kültürel eğitim
Kültürel eğitim entegrasyon sürecini desteklemektedir. Eyaletler giderek daha açık hale gelen bir
dünyada kendi bölgelerindeki farklı kültürlerin bir
arada yaşamasını önemli bir fırsat olarak görmektedir. Farklı kültürlerin eserlerine gösterilen samimiyet karşılıklı anlayış ve saygıya hizmet eder. Bu
düşüncenin kültürel eğitimin tüm alanlarında kabul
görmesi gerekmektedir. Eyaletler bu görüşü özellikle
kamuya ait eğitim ve öğretim kurumlarında dikkate
alacaklardır.
Meslek yaşamında Entegrasyon
Toplumsal Entegrasyon açısından çalışma dünyası
merkezi bir öneme sahiptir. Her ne kadar iş dünyasına
yönelik politika, federal hükümetin yetki alanında
olsa da, eyaletler de bu politikaya çeşitli biçimlerde
önemli katkılarda bulunmaktadır.
Çalışma piyasasına yönelik programlar
Kişi ve işletme esaslı bir istihdam teşviki ve göçmen
kökenli kişilerin mesleki nitelik kazandırılmasının
hedefi, bu kişilerin eğitim ve çalışma hayatlarında
etkin ve uygun işlere aktarılmalarını sağlamaktır.
Eyaletler, Avrupa Sosyal Fonları’nın açtığı imkanları
son derece yararlı bulmaktadırlar. Eyaletler, özellikle
eyaletlere özel ve çalışma hayatına yönelik programlar çerçevesinde, çalışma piyasasına yönelik entegrasyonu desteklemektedirler.
Bilim üreten yeni neslin tespit edilmesi
İşveren olarak Eyaletler
Almanya «iyi düşünen» beyinlerin kazanılmasına
yönelik bir rekabet içerisindedir. Almanya’nın bilim
merkezi olarak korunması ve daha da geliştirilmesi
ve bunun nüfus yapısındaki değişiklik ile olan ilintisi
açısından, burada büyüyen ve göçmen kökenli veya
buraya göç eden yüksek nitelikli elemanların daha
iyi tespit edilmeleri ve bu kişilerin teşvik edilmeleri gerekmektedir. Bu noktada önemli olan üstün
yeteneklerin sahip olduğu potansiyeli sonuna kadar
kullanabilmektir; kağıt üzerinde vatandaş olmasalar
bile, yurt içinde eğitim görerek yerlileşen bireylerin
lise bitirme düzeyine erişmelerine ve yüksek öğretime
yüreklendirilmelerine ihtiyaç vardır.
Bu anlamda eyaletler, yurt dışından yüksek ögrenim
icin gelenlerin başarı oranlarını arttırabilecek şekilde
desteğin verilmesini gerekli görmektedir. Bu durum
sadece Alman dilini öğrenmede ve bu dilin pratiğini
geliştirmede destek verilmesini değil, aynı zamanda
Eyaletler, işveren olarak da üstlendikleri görevin
bilincindedir. Kendi imkanları çerçevesinde göçmen kökenli personelin oranını nitelik, yetenek ve
verimliliği göze alarak arttırma gayreti içerisindedir.
Bu yönetimler dil ve kültürler arası becerilerin yeterince dikkate alınmasını hedeflemektedir.
Mesleki eğitim fırsatları
Eyaletler «Mesleki Eğitim ve Nitelikli Eleman
Yetiştirmeye yönelik Ulusal Pakt» kapsamında
okuldan meslek hayatına geçişin daha iyi yönetilmesi, mesleki eğitim düzeyi ile meslek seçimine
yönelik olarak genel eğitim veren okullarda daha iyi
hazırlık yapılması ve bu bağlamda özellikle göçmen
kökenli gençlerin bir mesleki eğitim alanı aramada
desteklenmesi yönünde taahhütte bulunmuşlardır.
Uygulamanın günlük okul hayatına daha yaygın
biçimde aktarılması ve uygulama veya işbirliği
sınıflarının oluşturulması ve böylece yeterince verim
27
sağlayamayan öğrencilerin teşvik edilmesi de bu
kapsamdadır.
Gençlere pratik, mesleki eğitim ve çalışma hayatına
erişim sağlanması ve nitelik kazandırılması yönünde
yapılan çalışmalar yönetim birimleri, okullar,
gençlik kurumları, yerel esnaf, çalışma ajansları,
ortak çalışma grupları/tercihe bağlı beldeler ve
diğer katılımcılar (örneğin göçmenlerin kendi
kurdukları göçmen organizasyonları, işveren dernekleri ve medya gibi) arasında işbirliği ve şebekeler
oluşturulmuş ve bunlara destek verilmiştir.
Entegrasyon kurslarının kalıcılığı
Eyaletler Entegrasyon kurslarına ek destek veren
önlemlerin dil eğitiminin kalıcılığı ve bu bilgileri
çalışma hayatına aktarmada zorunlu olduğu görüşünü paylaşmaktadır. Bu kurslar kendi imkanları
dahilinde bu tür bütünsel ve yan projelerde belirlenen
önlemlere destek olmaktadır.
Kadın ve genç kızlar
Hakların pekiştirilmesi
Yabancı diplomaların tanınması
Eyaletler, göçmenler tarafından yurt dışında edinilen okul, eğitim ve mesleki eğitim diplomalarının
iktisadi açısından daha iyi değerlendirilmesi gerektiği
görüşünü taşımaktadır. Bu yaklaşım duruma göre
bu diplomaların kısmen tanınmasını veya ek nitelik
kazandırma önlemlerini da kapsayabilir.
İş kurma ve mesleki eğitim verme potansiyeli
Eyaletler göçmen kökenli insanların kendi başlarına
serbest çalışma ve işyeri açmaları konusunda büyük
bir potansiyele sahip olduklarını görmektedir. Yönetim kademeleri – şu ana kadar gerçekleştirilemediği
noktalarda – bilgilendirme ve danışmanlık
imkanlarını daha kuvvetli oranda bu hedef grubuna
yöneltmelidirler. Eyaletler çok daha fazla sayıda
göçmenlik öyküsüne sahip erkek ve kadın işletmeci
tarafından yürütülen işletmelerin mesleki eğitim
adına kazanılmaları için çaba sarf edeceklerdir.
Entegrasyon kursları
Eyaletler kendi yetki alanları ve imkanları dahilinde entegrasyon kurslarının başarı düzeylerinin
arttırılması için katkıda bulunacaklardır. Yönetimler,
entegrasyon kurslarının başarısını sağlamak için
Yabancılar Dairesi, çalışma grupları/tercihe bağlı
beldeler, kurs düzenleyicileri, Göç ve Mültecilerden
Sorumlu Federal Daire’nin Yerel Koordinatörü ve göç
olgusuna özel danışmanlık hizmetleri arasındaki
koordinasyonu arttıracaklardır.
Eyaletler çok sayıdaki göçmen kadının aile, meslek,
komşuluk ortamı ve toplum içerisindeki Entegrasyona
yönelik katkılarını takdirle karşılamaktadır. Yönetimler özellikle göçmen kökenli genç kızların okul hayatı,
mesleki eğitim alanı ve meslek yaşamında gösterdikleri katkıyı da önemsemektedirler. Eyaletler genç
kızların kendileri ve toplum için bu konuda fırsatlar
oluşturduklarını görmektedir. Bu nedenle yönetim
birimleri kendileri açısından genç kız ve kadınların
sahip oldukları hak ve fırsatları eşitlikçi bir katılımla
pekiştirmeyi bir görev bilmektedirler. Eyaletler genç
kız ve kadınların kendi kaderlerini tayin hakkını desteklemekte ve bu potansiyeli güçlendirmeyi gerekli
görmektedirler.
Hakların korunması
Genç kız ve kadınların kendi hak ve potansiyellerini
geliştirme imkanlarının, özellikle de serbestçe meslek
ve eş seçimi haklarının kısıtlanması durumunda, eyaletler bu tür haksızlıkları engelleme, kriz yönetim ve
destek temini gibi uygun önlemler almayı bir sorumluluk kabul etmektedirler.
Sağlık
Sağlık her insanın kişisel ilgisinin odak noktasını oluşturur. Sağlık sistemi kökeni ne olursa olsun bağımsız
olarak her bir halk grubuna açıktır. Ancak eğitimden
uzak kalmış ve sosyal yönden zayıf sayılabilecek,
göçmen kökenli bireyler sağlık koruması ve sağlık
bakımı ile ilgili programları diğer bireylerden daha az
kullanmaktadırlar.
Erken dönemde Entegrasyon kurslarına katılım
Kültürler arası açılım
Entegrasyon kurslarının belirlenmiş amacı, entegrasyona ihtiyaç duyan göçmenleri mümkün olduğunca
erken dönemde bu kurslara yönlendirmektir. Oluşturulan ağa çocuk yuvaları, okullar, gençlik örgütleri
ve sosyal alanda faaliyet gösteren kurumlar (örneğin
konut işletmeleri) da dahil edilerek daha önceden
Almanya’ya gelmiş göçmenlerin entegrasyon kurslarına daha kolay ulaşmaları sağlanmalıdır.
28
Eyaletler göçmen kökenli bireylerin sağlık sisteminden aldıkları payı, sistemin kültürler arası açılımınin
genislemesiyle, daha da iyileştirmeyi savunmaktadır.
Özellikle bu kişilerin sağlık programlarına erişimi,
sağlık konusundaki bilgileri ve yetkinlikleri arttırılmalıdır. Eyaletler bu tür erişim bariyerlerinin kaldırılmasına yönelik proje ve girişimleri destekleyecek ve
işbirliği yaptığı partnerleri ile hedef gruplarına yönelik projeler geliştirerek bunları hayata geçirecektir.
Aynı olgu engeli bulunan göçmen nitelikli bireyler
için de geçerlidir.
Göçmen kökenli yaşlı bireyler
Erişim bariyerlerinin kaldırılması
Göçmen kökenli yaşlı bireylerin halk içerisindeki
oranı ve mutlak sayıları gelecekte giderek artacaktır. Aynı zamanda bu kişilerin önemli bir kısmı, bu
imkanlar kendilerine açık olmasına rağmen yaşlı
erkek ve kadınlara yönelik hizmetlere, bakım hizmeti
ve kurumlarına erişememektedirler.
Eyaletler göçmen kökenlilerin bu tür hizmetlere
ulaşımını kolaylaştırmak için gösterdikleri çabaları
arttıracak ve örneğin hedefe yönelik bilgilendirmeler
yaparak yaşlılara yönelik çalışmalarda ve bakım hizmetlerinde belirli kültürlerin getirdiği hassasiyetlere
gereken saygının gösterilmesini sağlayacaklardır.
Gönüllü sosyal faaliyet ve eşit haklara sahip
katılım
Modern toplumların sosyal dayanışması bir yandan
piyasalardaki ekonomik davranışlar, öte yandan da
politik davranışlar ve devlet yönetimi tarafından tek
başına sağlanamaz. Sosyal dayanışmanın gönüllü
sosyal faaliyetin sunduğu geniş palete ihtiyacı bulunmaktadır. Farklı sivil toplum kuruluşları ve organizasyonlarının çalışmaları eyalet ve beldelerde sosyal yapı
açısından belirleyici olup, başarılı bir Entegrasyonun
ön koşulunu oluşturmaktadır.
Göçmen kökenli olsun veya olmasın farklı kişilerin
gönüllü sosyal faaliyetleri, karşılıklı kabullenmeyi ve
toplumsal dayanışmayı arttırır. Gönüllü sosyal faaliyet kişinin kendi adına sorumluluk üstlenmesi, kamu
adına sorumluluk alması ve bir bütünlük oluşturması
esasına dayanır. Kimlik oluşturucu bir etkisi vardır ve
iş görme yetkinliğini arttırır.
Eyaletler her yaş grubunda göçmenler tarafından ve
göçmenler adına klasik dernek, dernek konfederasyonu, kilise ve dini cemaatler ile göçmenlerin kendi
adlarına kurdukları derneklerde gösterilen gönüllü
sosyal faaliyetin sosyal dengeye önemli katkılar sağladığının bilincindedirler. Göçmen kökenli olan veya
olmayan bireylerin ortaklaşa yürüttükleri gönüllü
sosyal faaliyet bu bireyleri bünyesine kabul eden
toplumun artan çeşitliliklerle baş etmesi ve değişikliklerin üstesinden gelebilme yeteneğini de arttırır.
Takdir kültürü
Eyaletler bir takdir kültürü talep etmektedirler. Bu
kültür bireylerin olağanüstü faaliyetlerin takdir edilmesi ile gerçekleşebileceği gibi aynı şekilde başarıya
ulaşan Entegrasyon projelerine ödül verilmesi biçiminde de tezahür edebilir. Bunun dışında eyaletler
gönüllü faaliyet gösteren vatandaşların görüşlerinin
uygun birimlere, örneğin eyalet Entegrasyon danışmanlığı veya komisyonu gibi birimlere seçilmeleri ile
yansıtılmasına önem vermektedir.
Eyaletler dernek, konfederasyon, kilise, dini cemaatler ve göçmenlerin kendi kurdukları organizasyonların kültürler arası diyaloga açılmalarını gerekli
görmektedir.
Spor ile entegrasyon
Eyaletler sporun çok önemli bir Entegrasyon gücüne
sahip olduğu konusunda görüş birliği içerisindedirler.
Bu anlamda yönetim birimleri Entegrasyon konsept
ve prensiplerinde sporun öneminin altını çizmektedirler. Spor bireylere takım ruhu, adalet duygusu
ve kabul edilmişlik hissi vermekte, önyargıların
yıkılmasına olonak verirken öte yandan farklı sosyal
ve kültürel kökenden gelen insanlar arasında köprüler
oluşturmaktadır. Sportif faaliyet insanlara sosyal takdir ve çok çeşitli başarı hisleri vermektedir. Bu açıdan
sportif faaliyetin teşvik edilmesi şiddet ve aşırı sağ
görüş ile mücadelede etkin bir katkı sağlamaktadır.
Sporun teşvik edilmesi
Eyaletler özellikle kitle sporları alanında spor merkezlerinin inşa, yenileme ve modernizasyon giderlerini
finanse etmektedirler. Bunun ötesinde eyaletler
sportif faaliyetleri çok farklı yöntemlerle, örneğin
«Spor yolu ile Entegrasyon» gibi programlara katkıda
bulunarak destek olmaktadırlar. Entegrasyonun
teşvik edilmesi ile ilgili mevcut yapılarin spor kulüb­
leri ile daha sağlam baglar kurmalarıyla önemli
faydalar elde edebilirler. Aradaki bu ilişkilerin daha
da geliştirilmesi eyaletlerin hedefleri arasındadır.
Medya
Medya toplumsal Entegrasyon süreci konusunda
çok büyük bir sorumluluk taşımaktadır. Medya
göç ve Entegrasyon konusunda bireylerin görüş
oluşturmasında belirleyici bir özelliğe sahiptir. Medya
organları toplumsal gruplara bir platform sunmakta
ve bu platform aracılığı ile mevcut ön yargıların daha
da derinleşmesini sağlayabileceği gibi bu konuda
aydınlatıcı da olabilmektedir.
29
Program ve yapılar
Eyaletler medya organlarına, özellikle kamu kontrolü
altındaki medya organlarına Entegrasyon konusunda
merkezi bir rol düştüğü görüşünü paylaşmaktadırlar.
Eyalet başbakanları bu nedenle 2006 yılının Ekim
ayında ARD ve ZDF kanallarına 2007 Haziran ayına
kadar program ve program formatlarının Entegras­
yon sürecine ek bir katkıda bulunmalarını sağlayacak
biçimde nasıl geliştirebilecekleri yönünde öneriler
getirmeleri için ricada bulunmuşlardır. Eyaletler
sunulan bu önerileri uygulanabilirlik açısından
gözden geçireceklerdir.
Entegrasyonun gözlemlenmesi
Veri kalitesi
Entegrasyonun göç ve Entegrasyon süreçleri ile alınan
teşvik önlemlerinin etkinliğinin değerlendirilmesine
izin veren göstergelere ihtiyacı vardır. Mevcut istatistiklerde kullanılan Alman ve yabancı ayrımı Entegrasyon sürecinin değerlendirilmesinde çok kısıtlı olarak
işe yaramaktadır. 2005 yılından beri yürütülen mikro
nüfus sayımında mevcut durumun istatistik açısından
tespitine yönelik farklı imkanlar kullanılmaktadır. Bu
sayede bireyin vatandaşlığının yanı sıra göçmen kökenini de saptamak mümkün olacaktır. Eyaletler bu yeni
veri niteliğini (geçerli sonuçlar çıkarmaya izin verdiği
ölçüde) kendi Entegrasyon yönetimlerine aktarmayı
amaçlamaktadırlar. Eyaletler Entegrasyon gözlemleme konusuna, federal bazdaki entegrasyon programının hazırlanmasına özel bir önem göstereceklerdir.
Nihai notlar
Entegrasyon, toplumun birlikteliği ve gelecekte de var
olabilmesi açısından merkezi bir öneme sahiptir. Eyaletler Ulusal Entegrasyon Planı’na yaptıkları katkı ile
bu talebe tam bir görüş birliği ve gönülden katıldıklarını göstermişlerdir.
30
Federal Yerel Çatı Örgütleri
Konfederasyonu’nun Katkıları
Önsöz
Belediyeler Çatı Örgütleri Konfederasyonu, Ulusal
Entegrasyon Zirvesi ile başlatılan diyalogu memnuniyetle karşılamakta ve göçmen kökenli bireylerin
Entegrasyonunu daha iyi uygulama ve mevcut entegrasyon eksikliklerinin giderilmesi yönünde çaba sarf
etmeye hazır olduğunu beyan etmektedir.
Kent, ilçe ve belediyeler Entegrasyon alanında
taşıdıkları büyük sorumluluğun bilincindedirler. Bu
anlamda yerel yönetimler göçmen kökenli bireylerin
Entegrasyona yönelik geliştirme potansiyellerini
hayata geçirmeleri için hazır bulunmaktadır. Bazı
beldelerde halkın yaklaşık % 30’u göçmen kökenlidir. Bu gelişme – demografinin gidişatı açısından
da – gelecek yıllarda da devam edecek ve Entegrasyon
çabalarını sürdürme ve geliştirme yönünde bir vesile
oluşturmaktadır.
Entegrasyonun başarılı olabilmesi için sadece
entegrasyona ilgi gösteren ve göçmenleri kabul eden
toplumun buna hazır olmasını değil, aynı zamanda
göçmen kökenli insanların da aynı şekilde entegrasyona hazır olmalarını gerektirmektedir.
Entegrasyon Zirvesi ile Entegrasyon konusuna ülke
çapında gereken önemi verme imkanı doğmuştur. Beldeler, yıllardan beri entegrasyon konusunda görevler
üstlenmiş ve entegrasyon ve toplumsal barış alanında
önemli katkılar sağlamıştır. Çok sayıda olumlu örnek
yerinde gerçekleştirilmiş Entegrasyon önlemlerinin
başarısını ortaya koymaktadır. Bu çeşitlilik gelecekte
de büyük önem taşıyacak olan belde bazındaki özerkliğin taşıdığı potansiyelin bir belgesidir.
Belediyeler Çatı Örgütleri’nin üstlendiği
yükümlülükler
Belediyeler Çatı Örgütleri Konfederasyonu beldeler
bazında yürütülen Entegrasyon süreçlerinin devamı
ve güçlendirilmesi için üstlendiği yükümlülükler:
■■
Tecrübe alışverişi ve iyi örnekler sayesinde üyeleri
teşvik etmeyi ve onlara bilgi sunmayı,
■■
bu suretle üyelerinin Entegrasyon çabalarına eşlik
etmeyi,
■■
önerilerle üyeleri desteklemeyi,
■■
belde bazındaki değişiklik ihtiyaçlarını federal
hükümet ve eyaletlere tercüme ederek sunmayı,
ve böylece Entegrasyon çabalarının kalıcılığına katkıda bulunmayı hedeflemiştir.
1.
Genel bakış açısından Entegrasyon
Belediyeler, Çatı Örgütleri Konfederasyonu üyeleri ve
üye federasyonlara şunları önerir:
■■
Entegrasyona belediye politikaları açısından büyük
önem verilmesi,
■■
Entegrasyonun yerel yönetimlerde departmanlar
ötesi bir görev olarak görülmesi ve gereken önemin
yerine oturtulması,
■■
Yerel ihtiyaçlara uygun genel nitelikli yerel
yönetim stratejilerinin geliştirilmesi ve bunların
sürdürülmesi.
31
2. Yerel ağların desteklenmesi
5. Dil ve eğitim
Belediyeler Çatı Örgütleri Konfederasyonu üyeleri ve
üye federasyonlara şunları önerir:
Belediyeler Çatı Örgütleri Konfederasyonu üyeleri ve
üye federasyonlara şu noktaları önerir:
■■
toplumsal, politik ve iktisadi aktörlerin daha fazla
oranda gruplar oluşturmaları ve bu anlamda gereken federasyonlar kurulmasının başlatılması,
■■
bunun yanısıra imkanlar dahilinde farklı entegrasyon çabalarını koordine etmek ve oylamak üzere
merkezi aktör rolüne geçmek.
■■
Federal hükümet ve eyaletler arasında bir kılavuz
olarak göçmenlere eğitim paketleri konusunda
öncülük etmeleri (örneğin mevcut programlar hakkında bilgilendirme) ve buna destek vermeleri,
■■
Belde bazında alacakları önlemlerle eğitim programlarının eksiklerini gidermeleri,
■■
Ve bu programları federal hükümet ve eyaletlerin
programı ile uyumlu hale getirmeleri.
3. Yönetimin kültürler arası açılımı
Belediyeler Çatı Örgütleri Konfederasyonu üyeleri ve
üye federasyonlara şu noktaları önerir:
6. Mesleki Entegrasyon
■■
Göçmen kökenli bireylerin yönetimdeki iştirak
oranını arttırmaları,
Belediyeler Çatı Örgütleri Konfederasyonu üyeleri ve
üye federasyonlara şu noktaları önerir:
■■
Çalışanlarını müşteri memnuniyetini ve yönetim kademesindeki kültürlerarası açılım ihtiyacına daha etkin biçimde önem verecek biçimde
yetiştirmeleri,
■■
(Alman Sosyal Kanunu II) SGB II uyarınca yerine
getirdiği yükümlülükler itibarı ile göçmen kökenli
bireyleri ek önlemler ile desteklemek,
■■
İşveren olarak da mesleki Entegrasyona doğrudan
katkıda bulunmak.
4. Katılım ve gönüllü sosyal faaliyet yolu ile
toplumsal Entegrasyon
7.
Belediyeler Çatı Örgütleri Konfederasyonu üyeleri ve
üye federasyonlara şu noktaları önerir:
■■
■■
■■
■■
32
Sosyal alan itibarı ile Entegrasyon
Belediyeler Çatı Örgütleri Konfederasyonu üyeleri ve
üye federasyonlara şu noktaları önerir:
Göçmenler için göçmenler adına ve onlarla birlikte
yürütülecek sosyal faaliyetlerin desteklenmesi ve
teşvik edilmesi,
■■
Entegrasyon açığı bulunan sosyal alanlarda konut
yönetimi ve koordinasyon önlemleri ile farklı halk
grupları arasındaki ortak yaşamaya teşvik etmeleri,
Göçmen kökenli bireylerin daha güçlü biçimde
sosyal ve politik hayatın farklı alanlarında karar ve
uygulama süreçlerine katkıda bulunmaya ve
■■
düşük eşikli sosyal ve kültürel programlarla konut
ve semtle bütünleşmeyi ve buradaki yaşama kalitesini arttırmaları,
■■
sosyal açıdan geri kalmış semtlerin desteklenmesine yönelik teşvik enstrümanlarından yararlanmaları, örneğin Federal Hükümet ve Eyaletler tarafından yürütülen «Sosyal Kent» programı ile Avrupa
Sosyal Fonlarından (ESF) yararlanmaları.
Böylece kadın göçmen halkın hayata katılımını
arttırmaları,
Göçmenleri sahip oldukları bilgileri aktaran ve
farklı görüşleri bildiren moderatörler olarak daha
fazla dikkate almaları.
8. Yerel etnik esaslı ekonominin teşvik
edilmesi
Belediyeler Çatı Örgütleri Konfederasyonu üyeleri ve
üye federasyonlara şu noktaları önerir:
■■
■■
Belde bazındaki ekonomik teşvik konsepti kapsamında etnik ekonomilere daha fazla değerler
vermeleri,
Halk ve yönetim bazında etnik esaslı ekonominin
sahip olduğu potansiyel hakkında bilinç uyandırmaları ve yerel ekonomik birimlerin doğurduğu
potansiyeli kullanmaları.
9. Yabancı düşmanlığına yönelik gönüllü
faaliyetin pekiştirilmesi
Belediyeler Çatı Örgütleri Konfederasyonu üyeleri ve
üye federasyonlara şu noktaları önerir:
■■
Şimdiye kadar olduğu gibi ileride de aşırı ve
yabancı düşmanı akımlarla mücadele etmeleri ve
yabancı düşmanlığına hangi nitelikte olursa olsun
karşı gelmeleri,
■■
Aşırı akımlara karşı ve hoşgörü yanlısı olarak kurulan derneklere destek vermeleri.
10. Bilgilendirme ve değerlendirme
Belediyeler Çatı Örgütleri Konfederasyonu üyeleri ve
üye federasyonlara şu noktaları önerir:
■■
Bireyleri yerinde sunulan Entegrasyon programları
hakkında gereğince bilgilendirilmeleri,
■■
Yerel Entegrasyon politikaları ve etkili bir kaynak
kullanımı anlamında Entegrasyon çabalarını belgelere geçirmeleri, değerlendirmeleri ve gerekmesi
halinde düzeltmeleri.
Almanya’da bulunan yaklaşık 12.000’den
fazla belediyenin çok farklı özelliklere sahip
olmalarından ötürü Belediyelerin, sadece
Çatı Örgütleri Konfederasyonu – özellikle her
bir beldenin yapısal niteliği doğrultusunda
belirlenecek olan – ve yerel koşullara uygulanması
gereken bir çerçeve sunabilmektedir.
33
34
Çalışma Gruplarının Sonuçları – Giriş
Ulusal Entegrasyon Planı’nın hazırlanması için Federal Hükümet on ilgi alanında – her bir farklı bir bakanlık tarafından koordine edilen – altı ayrı çalışma
grubu oluşturmuştur. Bu noktada tüm katılımcılar
ve açıkça belirtmek gerekirse tüm göçmenler eşit
haklara sahip şekilde çalışmaya dahil edilmişlerdir.
Çünkü burada önemli olan daha nitelikli bir Entegrasyon yönetim sürecini başlatmak olmuştur. Yürütülen
yoğun görüşmelerde çalışma grupları durum tespiti,
hedef belirleme ve Entegrasyonu teşvik eden önlemler
oluşturmuş ve bunları bir kapanış raporunda bir araya
getirmişlerdir. Kamu ile sivil toplum örgütlerinden
gelen 376 temsilci objektif biçimde ve canla başla
çalışmıştır, ki bu çalışma grupları göçmenler, eyalet
yönetimi temsilcileri, yerel yönetim ve önemli sivil
toplum örgütlerinin temsilcilerinden oluşmuştur.
Federal Hükümet başından itibaren tüm katılımcıların bağlayıcı yükümlülüklerde bulunmalarına özen
göstermiştir. Bu hedefe kısmen çalışma gruplarında,
kısmen de daha sonraki aşamalarda ulaşılmıştır.
Hazırlanan raporlar çok sayıda düzeltme önerisi ile
birlikte çalışma gruplarının hazırladığı proje önerileri
yaklaşık 400 adet üstlenilen yükümlülüğü de içermektedir, bu yükümlülükler özellikle çalışma grupları
kapsamında sivil toplu temsilcileri tarafından verilen
yükümlülüklerdir. Doğaları gereği çalışma grubunda
üstlenilen yükümlülüklerin kapsam ve önemi de çok
farklılıklar göstermektedir. Bunların her biri gerek
nitelik ve gerekse somut katkı anlamında Entegrasyon
açısından kabul görmüştür. Bu nedenle söz konusu
yükümlülükleri metinlerinin hiçbir yerine dokunmadan aktarılmasında fayda görülmüştür.
Federal Hükümet kendi katkılarını çalışma gruplarının raporlarında dile getirmiş ve Federal Kabine’nin
11 Temmuz 2007 tarihli kararında Ulusal Entegrasyon
Planı ile ilgili açıklamasında yer verdiği önlemlerin
ağırlık noktalarını bir araya getirmiştir (Bölüm 1).
16 farklı eyalet yönetimi çalışma gruplarının elde
ettiği sonuçları değerlendirmeye tabi tutmuş ve
böylece Ulusal Entegrasyon Planı kapsamındaki kendi
katkılarını bir araya toplamış ve bunu 14 Temmuz
2007 tarihinde Başbakanlar Konferansı’nda karara
bağlamışlardır. Bu katkıya çalışma gruplarının yanı
sıra eyalet yönetimlerinin üstlendikleri yükümlülükler de dahil edilmiş olup bu yükümlülükler Entegrasyon politikası ile ilgili işbirliği ve Entegrasyon politikası açısından gerekli yapıları da içermektedir
(Bölüm 2).
Yerel üst birlikler ise çalışma grubu raporlarında
yer alan öneri ve istekleri Ulusal Entegrasyon Planı
kapsamında açıkladığı beyannamede dikkate almıştır
(Bölüm 3).
Kamu tarafından alınacak önlemlerin farklı bölümler halinde sunumu Federal Hükümet ve eyaletler
arasında anayasadan kaynaklanan yetki dağılımına uygun düşmektedir. Ulusal Entegrasyon Planı
bu görev dağılımına uygun olarak sürekli olarak
Almanya’da yaşayan göçmen ailelerinden gelen
bireylerin Entegrasyonu yönünde Federal Hükümet,
eyalet ve yerel yönetimlerin daha iyi biçimde organize
olmalarını öngörmektedir.
Çalışma gruplarının raporlarında düzeltme önerileri ile üstlenilen yükümlülükler birbirlerinden ayrı
tutulmuşlardır.
35
36
Konu Alanı 1:
4.1.
«Entegrasyon Kurslarını
İyileştirmek»
1. Durum Tespiti
1.1. Entegrasyon Kurslarının Almanya’nın
Entegrasyon Politikasına Dahil Edilmesi
1 Ocak 2005 tarihinde yürürlüğe giren Göç Yasası ile
ilk kez devletin göçmenlere (yabancılar, Alman asıllı
göçmenler ve Avrupa Birliği vatandaşları) sunduğu
entegrasyon programları devletçe standart biçimde
düzenlenmiştir. Entegrasyonun teşvik edilmesine
yönelik çabaların temel noktasını ise o zamandan
beri entegrasyon kursları oluşturmaktadır. Bu kurslar,
yasal olarak sürekli Federal Almanya sınırları dahilinde yaşayan yabancıların entegrasyonu için temel
olanaklar teşkil eder. Bu kursların amacı, Almanya’ya
göç eden bireylerin Almanya’daki yaşama koşulları
ile tanışarak üçüncü bir şahsın yardım ve aracılığı
olmadan günlük hayatı ilgilendiren meselelerde
kendi başlarına hareket edebilmeleridir. Bu nedenle
entegrasyon kursu, yeterli Almanca bilgilerinin öğretilmesi için düzeyi Diller için Ortak Avrupa Çerçeve
Anlaşması (GER) kapsamında B1 düzeyine denk gelen,
aynı süreli bir temel kursundan ve bir geliştirme
kursundan ibaret olan 600 saatlik bir dil kursunu, bir
de 30 saatlik bir oryantasyon kursunu da kapsamaktadır. Bu kurs, Almanya’ nın hukuk düzeni, kültürü ve
tarihi ile ilgili temel bilgilerin aktarılmasına hizmet
etmektedir.
Entegrasyon kursları, aynı anda hedef grupları ile teşvik programları birleşilmek üzere ile ilk kez kursların
içeriği ve yönetimi açısından standartlar belirlenmiştir. Bunun kapsamına kursu düzenleyen birimlerin
belirli kalite standartlara uygun seçilmesi ve özellikle
de kurs içeriklerinin standart haline getirilmesi için
dil didaktiği açısından belirli ölçütlerin hazırlanması
girmiştir. Bunda ilk kez ara ve mezuniyet dönemi için
amaçlanan eğitim hedefleri tespit edildi ve bu hedefe
ulaşıp ulaşılmadığını denetlemeye ve hedeflerin ulaşılmasını kolaylaştırmaya yarayan, Avrupa standartlarını esas alan, düzey belirleme, ara ve bitirme testleri
de kurs pratiğinde uygulanmaya başlandı.
Bunun ötesinde entegrasyon kursları ile ilgili hazırlanan konsept, katılımcıların arasında tahsil durumu
ve ihtiyaçlarına göre fark gözetilmesini, entegrasyon
kurslarında ders veren öğretmenlerin kalifikasyonu hususunda bir talip profilinin hazırlanması ve
pedagojik personelin kalifkasyonu için olanakların
sunulmasını öngörmektedir.
Dil teşviğinde yeni bir nitelik kuran bu sürecın
yanında aynı zamanda Göç ve Mülteciler Federal
Dairesinin (bundan sonra Federal Daire olarak geçecektir) yerel koordinatörlerin faaliyete geçmesiyle
ifadesini ve baştan kursları düzenleyen kurumların
büyük onayını bulan bir yardım, danışmanlık ve kontrol sistemi kuruldu.
37
4.1.
1.2. Şu Ana Kadar Elde Edilen Sonuçların
Sayılarla İfadesi
Kurs düzenleyicileri sayesinde tüm bölgelerin kapsanması
Yaklaşık 1.800 kayıtlı kurs düzenleyicisi
Yüksek katılım oranı
360.000 kişi için düzenlenen katılım sertifikası, 16.850 kursta
250.000 katılımcı
Yüksek oranda kadın katılımı
Katılanların % 65’i kadındır
Kurs hedeflerine ulaşım
Yakl. % 45’i Almanca (B1) sertifikalı Bitirme sınavını vermiştir.
IntV Yasanın 15. maddesinin 1. fıkrası uyarınca tescil edilen
öğretim elemanı
Ek olarak kalifikasyon ihtiyacı olmayan yaklaşık 4.240 öğretim
elemanı
IntV Yasanın 15. maddesinin 3. fıkrası uyarınca tescil edilen
öğretim elemanı
İstisna izni olan yaklaşık 7.700 öğretim elemanı
Şimdiye kadar yetiştirilen öğretim elemanları
Yaklaşık 1.000 kişi
(bunun 500’ü sonuç aşamasındadır)
Öğretim elemanlarının yetiştirilmesine izin verilen kurum
8 adet kabul edilen kurum, 8 adet kabul edilme aşmasında
bulunan kurum
1.3. Sonuçların Değerlendirilmesi
Yabancıların ikameti, çalışması ve entegrasyonu
hakkında Yasa uyarınca (İkamet Yasası-AufenthG)
Federal Hükümet 1 Temmuz 2007 tarihinde Federal
Parlamento’ya entegrasyon kurslarının yürütülmesi
ve finansmanı ile ilgili edinilen tecrübeler hakkında
bir rapor sunması lazımdı. Bu raporun temeli olarak
İçişleri Bakanlığı tarafından (BMI) entegrasyon kurslarının Göç Yasası kapsamında değerlendirilmesi ve
olası düzeltme önerileri ile ilgili bir bilirkişi raporunun hazırlanmsı için ihale yapmıştır. Bu raporlar 2006
yalının Aralık ayında tamamlanıp «www.bmi.bund.
de/EvaluierungIntegrationskurse» adresi altında
kamuya ulaştırılmıştır (Rambøll Management tarafından hazırlanan değerlendirme ve bilirkişi raporu).
Değerlendirme raporunda gösterilen sonuçlar
entegrasyon kursları sisteminin oturduğu ve Almanya
çapında kabul gördüğünü göstermektedir. Bu sistem,
tüm göçmenlere sistematik ve yüksek kaliteli, sadece
dil entegrasyonuna değil, sosyal entegrasyona da
önemli bir katkıda bulunan bir teşvik sağlamaktadır.
Entegrasyon kurslarının 2005 senesinden beri uygulamaya geçirilmesinin, Alman entegrasyon politikasının niteliksel iyileştirilmesine yol açtığı saptanabilir,
(Rambøll Management, Değerlendirme Raporu 2007,
S.i.), buna göre entegrasyon kursları o zamandan beri
merkezi araçı olmuştur.
Diğer Avrupa ülkelerinin entegrasyon çabalarına
kıyasla Almanya uyguladığı entegrasyon kursları sistemi ile hem katılımcı başına verilen eğitim saati, hem
de GER’in B1 düzeyindeki öğrenim hedefi açısından,
öncü bir konuma sahiptir.
38
1.4. Entegrasyon Kursları ile ilgili
Değerlendirmenin Sonuçları
Değerlendirme raporu dikkati buna rağmen henüz
optimal olmayan süreçlere çekip düzeltme ihtiyacı
mevcutu olduğunu göstermekte dir.
Rambøll Management tarafından hazırlanan bilirkişi
raporu, sistemin optimize edilmesi için mevcut olan
olanakları yedi ayrı faaliyet alanda özetlemiştir.
Faaliyet Alanı 1 «Entegrasyon kurslarının
başarının kontrolü ve yönetimi»:
Rambøll Management, bağlayıcı mezuniyet testlerinin uygulanmasını ile amaca yönelik bir kontrol
sisteminin kurulmasını önermektedir.
Faaliyet Alanı 2 «Kurs başarısının arttırılması»:
Rambøll Management, diğer önerilerinin yanı sıra
ders kontenjanlarının esnekleştirilmesini ile B1 dil
düzeyine ulaşımın kolaylaştırılmasını ve kurs düzenleyicilerinin arasındaki kalite rekabetinin arttırılmasını önermektedir.
Faaliyet Alanı 3 «Oryantasyon kursunun Öneminin
Arttırılması»:
Oryantasyon kursunun değerinin arttırılması amacı
ile bir öğretim programının ve standart testlerin
geliştirilmesi ve öğretim elemanlarının eğitimi
önerilmektedir.
Faaliye alanı 4 «Kursların Gerçekleştirilmesi»:
Almanya’nın tamamını kapsayan ve ihtiyaçlara yanıt
veren bir kurs programının temini, tüm Almanya’nın
kapsaması açısından tamamlanmıştır. Bilirkişi raporuna göre belirli hedef gruplarının kurslara erişiminin ve katılımın optimize edilmesi ile ihtiyaçlara
uygun bir katılım sağlanabilir.
Faaliyet Alanı 5 «Etkinlik»:
Rambøll Management kursların etkinliliğinin, alınacak diğer önlemlerin yanı sıra kursların iş piyasasına
yönelik teşvik önlemleriyle daha iyi bir şekilde iç içe
gitmesinin ve amaca uygun bir şekilde yerel entegrasyon stratejilerinin kapsamına alınmasının sağlanması
ve göçmenlere yönelik hizmetler veren servislerle
işbirliğinin iyileştirilmesiyle daha arttırılmasını
önermektedir.
Faaliyet alanı 6 «Yönetim Kapsamının Azaltılması»:
Entegrasyon kurslarının hayata geçirilmesi, beraberinde hem kurs düzenleyicileri, hem de Federal Daire
2. Hedef Belirleme
Entegrasyon kurslarının ilerideki yapısının iyileştirilmesine yönelik birçok düzeltme önerileri İkamet
Yasasını, «Yabancılar ve Alman Asıllı Göçmenler için
Entegrasyon Kurslarının Düzenlenmesi hakkında
Yasayı» (Entegrasyon kursu kararnamesi) veya federal
bütçeyi ilgilendirmektedir. Avrupa Birliği’nin ikamet
ve iltica ile ilgili yönergelerin uygulanması için için
hazırlanan yasa tasarısı (Yönerge Uygulama Yasası)
kurs hedeflerinin belirlenmesinde daha esaslı biçimde
başarının esas alınmasını, SGB II yasasının anlamında
iş arayanlara sosyal yardımda bulunan kuruluşlara
dogrudan yükümlülük verilmesini, özel bir entegrasyon ihtiyacı bulunan Alman vatandaşlarının kurslara
katılma olanağının sağlanmasını ve yaptırım imkanlarının somutlaştırılmasını önermektedir.
Entegrasyon kurslarının bütçe açısından düzenlenmesi ise bütçe işlemlerine tabidir.
Bu raporun amacı, aşağıda söz konusu olan tekliflerle entegrasyon kurslarının optimize edilmesidir.
Bu anlamda aşağıdaki listeleme, nihai bir sıralama
olmayıp önem verilmesi gereken noktalara konsantre
etmektedir.
Tüm düzeltmelerin temel kriteri ise, her ihtimalde bir
an önce Almanya’nın tamamına hitap eden bir entegrasyon kursları paketinin geliştirilmesi ve duruma
göre genişletilmesi olması lazımdır. Entegrasyon
kursu, Federal Almanya boyutlarında entegrasyon
için standart koymalı ve mümkün olduğunca çok
sayıda göçmene ulaşmalıdır.
Buna bağlı olarak çıkarılan sonuçları bilimsel yönden
temellendirmek ve aynı zamanda uygulanabilir halde
sunmak için Federal Hükümet bundan sonra kabul
görmüş ve güvenilir bir danışmanlık ve iş görme
enstrümanı olarak değerlendirme komisyonundan da
yararlanacaktır.
4.1.
tarafından yerine getirilmesi gereken, hiç da küçümsenemeyecek boyutlardaki yönetim işlemleri getiriyor.
Bazı işlemler, Rambøll Management’ün görüşüne
göre kursların gerçekleştirilmesi hiç de gerekli değildir. Bunun dışında sanal çözümlerin geliştirilmesi
önerilmektedir.
Faaliyet Reform alanı 7 «Finansman yolları»:
Rambøll Management, bu bağlamda bir ödeme çekleri sistemi önermektedir, bu sistem yönetsel giderleri
azaltacak ve sistemin daha fazla oranda başarıya
odaklanmasını sağlayarak kurslarda kalite artışına
neden olacaktır.
Değerlendirme komisyonu, IntV’nin 21. maddesi
uyarınca «Ders planları, ders ve öğretim araçları ile
testlerin içeriğinin değerlendirilmesi, kalite kontrolüne yönelik yöntemlerin geliştirilmesi ve Entegrasyon kursu konseptinin geliştirilmesi» içindir.
2.1. Kurs Başarısının Arttırılması
Entegrasyon kurslarının esas hedefi olan göçmenlere
yeterince Almanca bilgisi verme hedefine şimdilik
kursu bitirenlerin ancak yarısı tarafından ulaşıld. B1
düzeyi GER’ de serbest dil kullanımının ilk kademesi
olarak belirtilmektedir. Fırsat eşitliği ve katılımcılık
temeline dayanan entegrasyon taleplerine uyabilmek
açısından B1 dil düzeyi, dahi ilerideki entegrasyon
için en az mevcut olması gereken zorunlu bir şart
oluşturmaktadır.
İleride yürütülecek çalışmanın hedefi ise B1 seviyesine
ulaşanların oranının daha da arttırılmasıdır. Ancak
göçmenler için, sadece genel iletişim dilinde yeterlilik
kazanması ile «günlük hayatın tüm meselelerinde tek
başına serbestçe hareket edebilmeleri» için gerektiren
esas şart yine de uygun değildir. Alman tarihi, hukuk
düzeni ve kültürü hakkında temel bilgileri vermeyi
amaçlayan oryantasyon kursunun daha yeterli bir
şekilde etkisini göstermeyen büyük bir önemi vardır.
Bağlayıcı Testlerin Devreye Sokulması
■■ Seviye tespit sınavı, katılımcının entegrasyon
kursunun kendisine uygun modülüne başlatılması
açısından önemli olduğundan çok daha detaylı
biçimde düzenlenmeli ve tüm katılımcıların
seviyelerine uygun bir şekilde sınıflara dağıtılması
için kullanılmalıdır. Bunun için testin bir yandan
büyük bir tutarlılıkla adayın dil becerisini saptamalı, öte yandan da hangi yolla daha iyi öğrenebileceği konusunda bir tahminde bulunmaya imkan
vermelidir. Seviye tespit sınavında ise katılımcının
gençlere veya kadınlara yönelik entegrasyon kurslarından birisine katılmasının uygun olup olmadığı
konusunda bir tavsiyede bulunulmaı.
39
4.1.
■■
■■
Katılımcıların kursa olan ilgilerini korumak ve
hatta arttırmak açısından ve ayrıca entegrasyon
kursunun amacına ulaşıp ulaşamadığı yönünde iyi
bir tablo çizebilmek için, mezuniyet testi tüm katılımcılar için bağlayıcı olacak biçimde gerçekleştirilmelidir. Bu noktada GER uyarınca A2 ila B1 arası
kademe düzeylerinde kademeli dil beceri testleri
yapılmalıdır.
Sözü edilen kademeli dil testi hazırlanana veya
2009 yılında Almanya’nın tamamını kapsayacak
biçimde devreye girene dek 2008 yılı için Değerlendirme Komisyonu tarafından A2 düzeyinin saptanmasına da izin veren bir düzenleme getirilmelidir.
A2 düzeyi Alman sertifikası testinde alınan puanlarla saptanamayacağı için bir A2 testi uygulanarak
geçici bir düzenleme bulunmalıdır.
Öğrenci Kontenjanlarının Esnek Hale Getirilmesi
ve Katılımcı Sayısının Sınırlandırılması
Kursta elde edilen başarının arttırılmasına, özellikle
de öğretim hedefi olan B1 dil düzeyinin erişimine
yönelik olarak ihtiyaca uygun ve en fazla 900 ders
saatine kadar varan esnek ders saatleri öngörülebilir.
Aynı şekilde katılımcıların sayısının kabul edilebilir bir sayı olan 25 katılımcı ile sınırlandırılması da
amaçlanabilir.
■■
Genel Entegrasyon Kursu (temel program)
Usulüne uygun entegrasyon kursuna katılan,
ancak devam etmelerine rağmen 600 ders saatinde B1 düzeyine erişemeyen katılımcılara 300
saate kadar varabilecek ek ders saati kontenjanı
tanınabilir.
■■
Özel hedef gruplarına yönelik entegrasyon kursları ve
özel kurslar
Özel hedef gruplarına (Madde 13 IntV) başvuran
entegrasyon kursları veya özel kurslar, hedef
gruplarının özel öğretim ihtiyacını hesaba katmak
zorundadır. Ayrıca her bir hedef grubunun ihtiyaç
duyduğu eğitimin çapı özel olarak saptanmalıdır.
➤➤
➤➤
40
kapsamalı. Ebeveyn ve kadınlara yönelik kurslar
düzenlemek isteyen yerler, kalifiyeli bir çocuk
bakımını sunduklarını ispatlamalıdır.
➤➤
Okuma ve yazması hiç ya da yeterli derecede
olmayan katılımcılar, entegrasyon kursu öncesinde 300 saatlik bir okuma yazma kursuna
gönderilmelidir. (özel kurs).
➤➤
Öte yandan B1 hedefine 600 ders saatinden
daha kısa sürede erişebilecek katılımcılara
buna uygun bir konsept sunulmalıdır (özel
kurs-yoğun dil kursu). Katılımcıların yoğun dil
kurslarına ilgi göstermeleri için özel cazibeler
oluşturulmalıdır.
Öğretim Elemanlarının Ek Eğitimi
Öğretimin kalitesi, öğretim görevlililerinin de teşvik
edilmesini gerektirir. Bu da bir yandan mesleki niteliğin sağlanmasını, diğer yandan ise uygun ücretlerin
ödenmesini kapsar. Geçici düzenlemenin süresini
kısaltabilmek ve 2010 senesinden önce kursları istisnasız olarak kalifiyeli öğretim elemanları ile yapabilmek
için şu an için istisna bir düzenleme kapsamında çalışan (IntV Madde 15, Bölüm 3) öğretim elemanları daha
hızlı biçimde ek bir eğitimden geçirilmelidir.
Bu anlamda entegrasyon kurslarında çalışan öğretim
elemanlarının kendilerinin gerek yazı ve gerekse
konuşma ortamında Alman dilinin kusursuz biçimde
kullanımına izin veren becerilere sahip olmaları kaçınılmazdır. Bu açıdan kursları düzenleyenler, öğretim
elemanlarını seçerken bu noktalara dikkat etmelidirler. Haklı şüpheler çıktığı durumunda, yetkili bölge
koordinatörü bu becerilerin kanıtlanmasını talep
edebilir (en azından C1 dil düzeyi).
Oryantasyon Kurslarının Değerinin Arttırılması
Oryantasyon kursu, Almanya’nın hukuk düzeni,
kültür ve tarihi hakkında temel bilgileri aktardığından bu kursun entegrasyonun başarılı olmasında ve
özellikle de oturma izninin verilmesi ile ilgili kararın
verilmesinde büyük önemi vardır.
Gençlere yönelik entegrasyon kursları, amacına
uygun olarak mesleki eğitim, yüksek öğrenim
ve mesleki hayata hazırlayan 300 saatlik ek bir
modül kapsamalı. Bu tür kursları düzenleyenler,
staj ve kurs sonrasında meslek eğitim yerleri
veya başka bilgi ilerletme önlemlerini sunmalı
veya bu konuda aracılık yapmalıdır. Bu tür
hizmetler iş acentası veya çalışanlar için temel
bakım hizmetleri sunan kurumlar ile işbirliği
içerisinde yürütülmelidir.
Bunun da ötesinde bilgi aktarımı ve içinde yaşanan
dünyaya bir bağlantı kurulması ile göçmenlerin sosyal sorumlulukları arasında dengeli bir ilişki kurulmalıdır. Bu taleplere uyabilmek amacı ile bir an evvel
standart bir kurs programı, standart bir mezuniyet
testi ile öğretim elemanlarının bilgilerini ilerletmek
için uygun olanaklar sağlanmalı ve pratikte uygulanmalıdır. Oryantasyon kurslarının ders saatinin
arttırılması da amaçlanmalıdır.
Ebeveyn ve kadınlara yönelik kurslar da gene
aynı şekilde aile ve kadınlara yönelik konulara hitap edilebilmesi ve eğitim sorunlarının
yanıtlanabilmesi için 300 saatlik ek bir modülü
Entegrasyon Kurslarına Eşlik
Entegrasyon kurslarının devreye girişi ile kurs düzenleyenlerin Alman Dil Derneğinin kurslarında ve eski
Garanti Fonu’na düzenlenen kurslarda okul ve mes-
leki eğitim alanında entegre edilen unsur olarak mevcut olan sosyo-pedagojik eşlik yükümlülüğü devre dışı
kalmıştır. İkamet Yasası’nın 45 maddesinin 1. fıkrası,
öncelikle göçmenlere yönelik özel bir danışmanlık
programı eklenebilmek (ve gelecekte eklenmesi
zorunlu olmak) üzere genişletilmesini öngörmektedir.
Kurs düzenleyenlerin çoğunluğu göçmenlere yönelik
İlk Kademeli Göçmenlik Danışmanlığı (MEB) ve/
veya Genç Göçmenlere Yönelik Danışmanlık Hizmetleri (JMD) isimli kurumlarla işbirliği içerisinde
çalışmaktadırlar. Rambøll Management tarafından
hazırlanan kapanış raporu ve bilirkişi raporunun
gösterdiği gibi, entegrasyon kurslarına katılanların
sosyal-pedagogjik eşliği MEB ve JMD tarafından daha
eksiksiz ve Almanya’ nın geniş çapında sağlanamadığından, daha çok sayıda entegrasyon kurslarında
görevini yapan öğretim elemanları tarafından
üstlenilmektedir.
Gelecekte daha üst düzey bir işbirliğinin amacı, sosyopedagojik eşliği daha çok danışmanlık hizmetlerine
aktarmak olmalıdır. İşbirliği anlaşmalarına dayanılarak danışmanların kurslarda daha çok hazır bulunması ve danışmanlar için kurs düzenleyicilerin kendi
mekanında görüşme saatlerinin ayarlanması sağlanmalıdır. Bu durum entegrasyon kurslarındaki öğretim
elemanlarının üzerindeki yükün önemli ölçüde
azaltılmasına yol açacaktır ve sosyo-pedagojik danışmanlık hizmetinin MEB ve JMD’nin eğitimli personeli
tarafından üstlenilmesi, danışmanlık hizmetlerinin
kalitesinin artmasına bir katkıyı teşkil edecektir.
Kursları düzenleyenlerin katılımcılarla yakın işbirliği
içerisinde olmalarından ötürü, bundan sonra da kurs
düzenleyenlerin sosyo-pedagojik becerilere sahip
olmaları gerekmektedir. Kursların daha iyi donatılması ile kurs düzenleyenlerin verdikleri hizmetlerin
burada esasen kötüleşmemeleri için uğraşılmalıdır.
2.2.Kurs Yönetiminin Optimize Edilmesi
Yoğunlaştırılmış Kontroling ve Kalite Temini
Entegrasyon kursları ile ilgili kontrol işlemleri Federal
Daire’nin daha üst düzeydeki erişim imkânlarının
arttırılması ile daha da nitelikli hale getirilmelidir.
Süreçlerin yönetimine yönelik karali bir kontrolün ve
bunların nitelik yönünden değerlendirilebilirliğinin
yanı sıra entegrasyon kurslarının kalite temin aracı
kurs düzenleyicileri daha çok tamamlanmış nitelik
kriterlerine dayanılarak seçilmelidir. tanımlanmış
nitelik kriterleri de getirilmelidir. Bu bağlamda başvurulacak bir imkân, kurs açma izninin verilmesinin
ilgili eyaletin kurs düzenleyenlerle ilgili kriterlerine
veya kabul görmüş bir kalite güvenlik sistemine bağlanmasıdır. Ancak kurs düzenleyenlerin çokluğunu
bundan sonra da sağlamak için yeni bir düzenleme,
küçük girişimciler için de kurs açmak, cazip kalmasını
4.1.
temin etmelidir. Bu konudaki nihai tavsiye, değerlendirme komisyonu tarafından hazırlanacaktır.
Kurs düzenleyenlere izin verilmesi ile uygulanacak
başka kriterler, işe alınan öğretim elemanları için
uygun bir ücretin belirlenmesi, entegrasyon kurslarının meslek ve toplum alanındaki eğitim olanakları
ile koordine edilmesi, iş ve işçi bulma acentaları ve iş
arayanlara sosyal yardımda bulunan kurumlar, MEB
ve JMD ile diğer yerele kurumlarla işbirliği yapılması,
gereksiz bekleme sürelerinin azaltılması için diğer
kurs düzenleyicileri ile iletişimin sağlanması ve entegrasyon kurslarında izin verilen maksimum katılımcı
sayısına uyulması olabilir.
Kalite temini alanında kullanılacak araçlardan birisi
de, kuralların ihlali edildiği durumunda daha önceden verilmiş olan iznin iptal edilebilmesidir.
Federal Hükümetin alacağı somut niteliksel taarruz
önlemlerinden birisi de Federal Daire’nin bölge koordinatörünün bu görevini ifa edebilmesi için alanında
daha iyi bir eğitim alması sağlanmalıdır. Bir an önce
meslek içi eğitim tavsiye edilebilir.
Kurs düzenleyicileri arasındaki kalite rekabeti
Her bir kurs düzenleyicisinin niteliği belirlenmeli ve
bu nitelik dışarıdan gelenlere de açık olmalıdır. Bölge
koordinatörlerinin yerinde yapacakları daha yoğun
kontrolleri, yaptırım uygulama imkânlarını ve kurs
düzenleme izni için üç yıllık bir müddet tayini içeren
bir kalite rekabet sistemi kurulmalı. Bir yıldan daha
uzun süredir hiçbir entegrasyon kursu düzenlemeyen
girişimcilerinin izinleri iptal edilebilir. Ayrıca azamî
katılımcı sayısı, B1 kurs hedefine erişim, diğer yerel
kurs düzenleyicileri ile koordinasyon ve işbirliği, iş
piyasasına yakınlık gibi kaliteyi belirleyen önemli
unsurlar kurs düzenleyicileri arasındaki rekabette
daha fazla göz önünde bulundurulmalıdır.
Yönetim masraflarının sınırlandırılması
Veri koruma ile ilgili hükümler göz önünde bulundurularak, daha kolay dikkatini entegrasyon ihtiyacı
olan yabancılara çekebilmek için, bu alanda faaliyet
gösteren birimler arasında veri alışverişi mümkün
olup olmadığını incelenmelidir. Yönetim işlemlerinin
kapsamı elektronik veri transferi yolu ile kolaylaştırılmalı ve esasen azaltılmalıdır. Bildiriler, merkez olarak
Federal Daire’ye aktarılıp yabancılar dairelerine iletilmelidir: bu özellikle devamsızlık ile katılımcıların
kursu yarıda kesmelerine dair bildiriler için geçerlidir.
Ayrıca gereksiz yere yönetim işlemlerine yol açan
yükümlülükler kesin olarak azaltılmalıdır. Bunun
için izlenebilecek bir yol ise katılımcının kursa devam
etmediği süreler için kendisinin ödediği payın geri
ödeme işleminin iptalidir. Bunun haricinde katılımcılarının kursa devamsızlığı ve kursu yarıda
bırakmaları durumları ile ilgili saptamalar yeniden
düzenlenmelidir.
41
4.1.
Yeni düzenlemelerin uygulamaya geçirilmesinde
hangi alternatif yöntemlerin ilgili birimlere (Federal
Daire, kurs düzenleyicisi) hissedilir bir rahatlama
getirebileceği incelenmelidir. Bu konuda uygun bir
yöntem olarak planlama oyunu tavsiye edilir.
Entegrasyon Kurslarına Erişim
Göçmelerin entegrasyon kurslarına katılma hakları, İkamet Yasası, Sürgünler Yasası ve Intv yasasında farklı biçimlerde düzenlenmiştir. Bu farklılık
katılımcının hangi tarihe kadar kursu bitirmiş
olmasını düzenleyen standart bir sürenin tespiti ile
giderilmelidir.
Çocuk Bakımının Yoğunlaştırılması
Kursa eşlik edecek biçimde çocuk bakımı özellikle
annelerin kursa katılmalarını sağlamak ve kursları
yarıda bırakmalarını önlemek için önemli bir şarttır.
Entegrasyon kurslarının, özellikle ebeveyn ve kadın
entegrasyon kurslarının çerçevesinde sunulan kalifiye
çocuk bakımı ve gözetiminde uzman elemanların
çalıştırılması ile çocukların sosyal entegrasyonuna
da bir katkı yapılmalıdır. Öte yandan yarım gün
kurslarda uzman personelden faydalanmadan esnek
çözümlere başvurulabilir.
Entegrasyon programlarından veya buna paralel
olarak sunulan çocuk bakımından faydalanması için
yerel altyapıdan da yaralanması gerekli olmak üzere
çocuk yuvaları, gençlere yönelik yardım kurumları,
kurs düzenleyicileri, MEB ve JMD ile Federal Daire’nin
bölge koordinatörü daha yoğun bir şekilde işbirliği
yapmalıdırlar.
2.3.Amaca Uygun Bir Finansman Sistemi
Yeterli Finansman
Her bir katılımcı başına ödenecek ders ücretinin (saat
ücreti) miktarı amaca uygun bir finansman sisteminin en temel sorunudur, dolayısı ile büyük ölçüde
dersin kalitesi de buna bağlıdır. Bunda pedagojik
personele yönelik talep profili, ödenen asgarî ders
ücreti ile öğretim elemanlarının performans verme
isteğinin arasındaki bağlantı göz önünde bulundurulmalıdır. 2,05 Euro düzeyindeki saat ücreti Rambøll
Management tarafından yapılan değerlendirmeye
göre yetersiz olarak görülmektedir. Özellikle öğretim
elemanlarına ödenen ücret düzeyi entegrasyon kurslarının başlamasından sonra önemli ölçüde azaldı.
Bu nedenle yeni ders saati ücretlerinin tespiti kalite
düşüncesi göz önünde bulundurularak yapılmalıdır.
Özel organizasyon gereksinimleri, maksimum
katılımcı sayısı ve öğrenim elemanlarının nitelikleri
gibi özel talepler kursların finansmanında dikkate
alınmalıdır (örneğin okuma-yazma kursları, gençlere
yönelik kurslar, yoğun kurslar ile çocuk bakımı yapılan kadınlara yönelik kurslar gibi).
42
Finansman Yöntemleri
Yeterli bir finansmanın yanı sıra, minimum yönetim
işlemlerini gerektiren ve aynı zamanda kurs düzenleyiciler için iyi bir planlama temelini teşkil eden
etkin ve şeffaf bir finansman yöntemi kullanılmalıdır. Bunun için kredi finansmanı, kursların bölgesel
olarak Federal Daire tarafından ihale edilmesi, esnek
ders saati kontenjanlarını içeren kupon sistemi, yada
hesaplaşmalarda ve sıvalardaki kimlik kontrolünde
kullanılabilen, kişi adına çıkarılan hakkediş kartı
yöntemi gibi farklı yöntemler düşünülebilir. Ancak
öncelikli nokta ise mevcut hesaplaşma sisteminin en
uygun hale getirilmesidir.
Her ne kadar Rambøll Management hazırladığı
bilirkişi raporunda kupon sisteminden yana bir tavır
alsa da, bilirkişi raporu ile ilgili tüm görüşler doğrultusunda hangi sistemin daha fazla yarar getireceği
bir kez daha gözden geçirilmelidir. Bu analiz kısa bir
sürede bitirilmelidir.
2.4.Entegrasyon Kursların Etkinliliğinin
Sağlanması
Koordineli Projeler Sayesinde İş Piyasasına
Entegrasyon
Entegrasyon kursları ile başlayan entegrasyon sürecini derinleştirmek amacı ile bunu geliştirecek önlemler sistematik olarak entegrasyon kursunu izlemeli ve
özellikle iş piyasasına entegrasyonu teşvik etmelidir
(koordineli projeler). Düzenleyicilere izin verilmesi
için kullanılacak yeni kriterler bu anlamda düzenleyicinin ne ölçüde düzenlediği entegrasyon kursunun
meslek ve sosyal hayattaki programlar ile iş ajansları
ile sosyal yardım kurumları ile iç içe getirilmesi için
işbirliği yapıp yapmadığını göz önünde bulundurmalıdır. (Bakınız Federal Daire tarafından yapılacak
Kontrol başlıklı 2.2. noktalı madde).
Alınacak önlemlerin amacı, koordineli projeler ve
koordinasyon ağları sayesinde entegrasyon kurslarının meslek eğitimi ve iş piyasa teşviği arasındaki
bağlantın kuvvetlendirilmesi ve iş ajansları ile iş
arayanlar için sosyal yardımda bulunan kurumlarla
yapılan işbirliğin yoğunlaştırılmasıdır.
Göçmen kökenli gençler grubunun bir an evvel iş
piyasasına entegre edilmesi için bu amaç özellikle
gençlere yönelik entegrasyon kursları için geçerlidir. O yüzden gençlere yönelik entegrasyon kursları
öncellikle mesleki hayata katılımı amaçlayan stajlarla
birlikte yapılmalıdır.
Yerinde Koordinasyon Çalışması
Entegrasyonun temel unsuru olan entegrasyon kursu
kalıcı biçimde entegrasyon programı ile mahalinde
yürütülen entegrasyon çabalarına dahil edilmelidir.
Bu da sürece katılan tüm kurumların daha yoğun
koordineli bir işbirliğini gerektirir.
Daha güçlü bir işbirliği ve mahalindeki koordinasyon çabaları doğrultusunda Federal Daire’nin yerel
koordinatörleri mevcut konumları itibarı ile merkezi
bir rol oynamalıdırlar. Entegrasyon sürecinin genel
koordinasyonu belde düzeyinde yapılmalıdır. Örneğin
Stuttgart gibi birçok beldede ve belediyede sağlanan
örnekler, genelleştirilmelidir.
Göçmenlere yönelik ilk kademeli danışmanlığı
(MEB) ve Gençlik Entegrasyon Hizmetleri (JMD)
entegrasyonun temel direği olarak daha yoğun
olarak katılmasını sağlamak
Entegrasyon kurslarının yanı sıra yeniden organize
edilen MEB ve JMD, Federal Hükümetin yeni entegrasyon politikasının temel direklerini oluşturur. Bu
kurumlar beraberce entegrasyon politikasının, dil
teşviği ve entegrasyon sürecinin amaca uygun bir
şekilde eşliğinden ibaret eden temel olanakları teşkil
ederler. Entegrasyonun temel olanağının potansiyelinden tamamen faydalanabilmek için yerinde
devamlı koordinasyon ve işbirliği gerektirir. Bu açıdan
MEB veya JMD ile kurs düzenleyicileri arasındaki
işbirliği yoğunlaştırılmalıdır ve hem sistematik, hem
de konsepte yönelik bir karakter taşımalıdır.
3. Tedbirler ve Üstlenilen
Yükümlülükler konusunda
Anlaşma
4.1.
Ektili Entegrasyon Başarısının Ölçümlenmesi
Entegrasyon kursunun amacı, tüm katılımcıların
Alman toplumuna başarılı bir biçimde entegre edilmesi için temel atmaktır. Bunun için dil edinimine
yönelik olanaklar ve hukuk düzeni, tarih ve kültür
alanlarında bilgi edinmeye yönelik programlar
sunulmakta olup bu programlarda elde edilen başarı
mezuniyet testi ile kontrol edilmektedir. Entegrasyon
kurslarının niteliğini uzun vadede en üst düzeye
çıkartabilmek açısından kurs hedefinin mezuniyet
testinin yardımı kararlı bir şekilde tespit edilmesinin
yanı sıra kursun katılımcının ilerideki yaşamında
kalıcı etkisinin de ölçülmelidir. Bunun için Federal
Daire tarafından entegrasyon kurslarının etkinliği
ve kalıcılığının temsili bazda araştırılması planlanır.
(entegrasyon paneli).
■■
3.1. Federal Hükümetin Tedbirleri ve Üstlendiği
Yükümlülükleri
İkamet Kanununun 43. maddesi 3. paragrafı 3. fıkrasında belirtildiği üzere, «Entegrasyon kursları Göç ve
Sığınmacılardan Sorumlu Federal Daire Başkanlığı
tarafından koordine ve icra edilir» ve bunda özel ve
kamusal kurumların hizmetlerinden faydalanabilir.
İkamet Kanununun 43. maddesi 4. paragrafında ise
Federal Hükümetin, «Kanun Hükmünde Düzenlemelerle Entegrasyon kurslarının ayrıntılarını belirleme»
yetkisi olduğu belirtilmektedir.
Böylelikle entegrasyon kursları için hem mali hem
de ayrıntıları düzenleme konusundaki yetki Federal
Hükümete aittir. Buna göre, 2. numaralı başlık altında
zikredilen önerilerin uygulanabilirliğini incelemek ve
uygulamak da Federal Hükümetin görevidir.
Eyaletler, yerel yönetimler ve kursları gerçekleştirecek olan kurumların ve uzmanların bilgi birikimleri
Değerlendirme Komisyonunun vasıtası ile dikkate
alınacaktır.
Federal Hükümet, entegrasyon kurslarının sürekliliğini ve kısa zamanda bütün Almanya’yı kapsayan
entegrasyon kurslarını sağlamayı taahüt eder. Özellikle kursların başarısını arttırma, öğretmenlerin
eğitilmesi, kurs yönetiminin optimize edilmesi,
amaca uygun bir finansal sistemin gerçekleştirilmesi ve kursların etkililiğinin sağlanması konularında yapılan önerilerin hangi ölçüde entegrasyon kurs sisteminin içine yerleştirilebildiğini
inceleyecektir.
■■
Masraflara ilişkin öneriler, finanse edilebilirlik
açısından 2008 bütçe hazırlanma sürecinde dile
getirilecektir.
■■
İntV yönetmeliğinin 21. maddesine göre oluşturulan Değerlendirme Komisyonu, entegrasyon kurslarının iyileştirilmesine ve daha da mükemmelleştirilmesini sağlayan sürece uzmanca ve pratiğe
yönelik bir şekilde eşlik edecektir.
■■
Federal Hükümet, göç konusunda uzman olan
danışmanlık hizmetlerinin tasarımlarına göre
MEB veya JMD ile entegrasyon kursları düzenleyen
kurumlar arasında daha yoğum bir koordinasyonun sağlanmasına katkıda bulunmayı taahüt eder.
■■
Federal Hükümet, Entegrasyon kurslarının etkinlik ve kalıcılıklarını temsili bazda ölçümlemeyi
planlamaktadır.
43
4.1.
3.2.Eyalet Hükümetlerinin ve Yerel
Yönetimlerin Tedbirleri ve Üstlendikleri
Yükümlülükleri Hususunda Öneriler.
■■
Eyaletler ittifak içinde yetki ve olanakları çerçevesinde entegrasyon kurslarının başarısını artırmak
için katkıda bulunacaklarını beyan etmektedirler.
■■
Çalışma grubu, yabancılar dairelerinin İkamet Kanunu ile kendilerine verilen görevleri
daha güçlü bir şekilde yerine getirmelerini
önermektedir.
■■
Eyaletler, entegrasyon kurslarının etkinleştirilmesini, yabancılar daireleri, iş ve işçi bulma kurumlarının yada iş arayanlara sosyal yardımda bulunan
kurumların ve Federal Daire, MEB ve JMD koordinatörlerinin daha iyi bir şekilde beraber çalışmalarını
sağlayarak destekleyecektir (ağ oluşturma). Eyaletlerin açıklanmış amacı, entegrasyon ihtiyacı olan
göçmenleri erkenden entegrasyon kursları kapsamına almak ve entegrasyon esnasında kendilerine
eşlik etmektir.
■■
■■
44
Çalışma grubu, sorumluluk üstlenen yerlerin
dikkatini entegrasyon ihtiyacı yüksek olan yaşlı
göçmenlere çekebilmek için ağ oluşumuna çocuk
yuvalarını, okulları, gençlik yardım kurumlarını
ve sosyal alanda faaliyet gösteren kurumları (konut
işletmeleri) da dahil etmeyi ve iş birliğini yoğunlaştırmayı önermektedir. Aynı zamanda böylece kurs
katılımcılarının daha çok dil uygulama imkânlara
sahip olmaları sağlanabilir.
Eyalet hükümetleri, dil teşviğinin kalıcılığı ve
özellikle de ilgili kişileri iş piyasasına girmesi
için entegrasyon kurslarını tamlayici önlemlerin
gerekli olduğu konusunda aynı görüşü paylaşmaktadırlar. Onlar birlik ve refakatçı projeler olarak
da adlandırılan bu tür tedbirleri destekleyip bu
amaçla kendi imkânları çerçevesinde kendi finansal kaynaklarını ve Avrupa Birliği Sosyal Fonunun
sağladığı kaynaklarını kullanmaktadır.
■■
Yerel yönetimler de, entegrasyon kurslarının
etkinliği için bunları bundan sonra da göçmenlerin
ihtiyaçlarına uygun olarak destekleyici kurslarla
destekleyeceklerini beyan etmişlerdir.
■■
Entegrasyon kurslarının pratiğe geçirilmesindeki
başarı özellikle yerel yönetimlerin aktif rol üstlendiği zaman daha da artmaktadır. Bu sebepten
entegrasyon teşviklerinin yönetim ve kontrolünün
mahalinde takibi mümkün olduğu kadar belediyeler tarafından yapılmalıdır.
3.3.Gayrîresmi Kurum ve Organizasyonların
Tedbirleri ve Üstlendikleri Yükümlülükleri
Hususunda Öneriler
■■
Gayrîresmi kurum ve organizasyonlar, tüm kurs
düzenleyen kuruluşların bir kalite yarışmasına
katılmalarını ve uzun zamandır Almanya’da
yaşayan, fakat henüz yeterli derecede Almanca dil
bilgisine sahip olmayan göçmen kökenli kişilerin
motive ve mobilize edilmeleri için bir kampanya
düzenlenmesini tavsiye etmektedirler.
■■
Özgür Sosyal Yardım Destekleme Federal İş
Birliği Teşkilatı (BAGFW) üyesi olan federasyonlar uzun süren etkisi olan entegrasyon kursları
sunmaktadırlar.
■■
BAGFW üyesi federasyonlar, entegrasyon kurs
katılımcılarına danışmanlık ve sosyo pedagojik
alanlarda sunulan hizmetlerle destek vererek eşlik
edecektir.
■■
BAGFW üyesi federasyonlar, entegrasyon kurslarına katılanların MEB ve JMD tarafından sunulan
hizmetlere erişebilmesini ve danışmanlık hizmetlerinden faydalanabilmelerini sağlama amacıyla,
entegrasyon kursu düzenleyen kurumlar ile İlk
Göç Danışmanlık Hizmetleri (MEB) ve Gençlik Göç
Hizmetleri (JMD) arasında sıkı bir iş birliği vaadinde
bulunmuşlardır.
■■
BAGFW üyesi federasyonlar, entegrasyon kurslarının ve danışmanlık hizmetlerinin yanında
katılımcıların Almanca dilini öğrenmelerini
kolaylaştırmak ve Almancayı günlük hayatlarında
kullanabilir duruma getirmelerini sağlamak amacıyla alınan tüm tedbirleri teşvik edeceklerdir.
■■
BAGFW üyesi federasyonlar, entegrasyon kurslarını
düzenleyen kurumlar olarak, kursların ve hizmete
sunulan tüm entegrasyon tedbirlerinin, Avrupa
Birliğinin 2004 yılında Göçlerin Entegrasyon Politikası için tanımladığı «Ortak Temel Prensiplerin» de
öngörüldüğü gibi geniş kapsamlı bir entegrasyon
anlayışına dayanılarak uzun süren etkisi olan bir
şekilde geliştirilmesini önermektedirler.
4.1.
Üyeler
İdare: Federal İçişleri Bakanlığı
Peter Altmaier, Federal Parlameto
Milletvekili
Federal İç İşleri Bakanlığı Parlementer Müsteşarı
Fateme Attarbashi
Göçmenler Temsilcisi
Martha Aykut
Eyalet Başşehri Stuttgart
Prof. Dr. Hans Barkowski
Jena Friedrich-Schiller Üniversitesi
Dr. Alois Becker
Klausenhof Akademisi Katolik Bürosu
Klaus-Jürgen Budweg
Federal Maliye Bakanlığı
Veronika Dicke
Schleswig Holstein Eyaleti İç İşleri Bakanlığı
Dr. Doris Dickel
Federal Hükümete Bağlı Göç, Mülteciler ve Entegrasyon Sorumlusunun Çalışma Grubu
Christa Dieckmann
Sachsen-Anhalt Eyaleti İç İşleri Bakanlığı
Prof. Dr. Konrad Ehlich
Ludwig-Maximilians Universitesi
Gerhard Gleichmann
Almanya Özel Okullar Federasyonu VPD
Reinhard Grindel, Federal Milletvekili
Alman Federal Meclisi
Dr. Christoph Hauschild
Federal İç İşleri Bakanlığı (koordinasyon)
Angelika von Heinz
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Amadeus Hempel
Hamburg Kültürlerarası Eğitim Derneği (IBH)
Irina Holzmann
Alman Asıllı Göçmenlerin Temsilcisi
Helmut Huber
Bavyera Eyaleti Çalışma ve Sosyal Düzen, Aile ve Kadın Bakanlığı
Prof. Barbara John
Berlin Eyaleti Okul Senatörlüğü
Franz Kiefer
Federal Politik Eğitim Merkezi
Jürgen Kockmann
Steinfurt Yerel İş Teşvik Cemiyeti (STARK)
Dr. Gerold Lehnguth
Federal İçişleri Bakanlığı
Beate Mohammad
Müslüman Kadınlar Buluşma ve Eğitim Merkezi
Ulrich Mohn
Alman Şehir ve Beldeler Birliği
Monika van Ooyen
Federal Almanya Eğitim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığı
Dr. Klaus Ritgen
Alman Belediyeler Meclisi
Dr. Katharina von Ruckteschell
Goethe Enstitüsü Kayıtlı Dernek
Erwin Schindler
Federal Göç ve Sığınmacılar Dairesi
Dr. Bernd Schlüter
Diakonisches Werk Yönetim Kurulu Üyesi – BAGFW Temsilcisi
Dr. Matthias Schmidt
Federal Başbakanlık
Jürgen Schröder
Federal Çalışma ve Sosyal İşler Bakanlığı
Rüdiger Veit, Federal Paralmento
Milletvekili
Alman Federal Meclisi
Mareike Bartels
Alman Belediye Meclisleri
Dr. Erich Zehnder
Rheinland-Pfalz Halk Eğitim Merkezleri Federasyonu
45
46
Konu Alanı 2:
4.2.
«En Başından İtibaren Almanca
Dilini Öğrenmeyi Teşvik Etmek»
Almanya’da yaşayan insanların aşağı yukarı beşte
biri ve her üç çocuktan biri göçmen kökenli insanlardan oluşmaktadır. Almanya batı eyaletlerinin
birçok büyük şehirlerde yaşayan çocuk ve gençler
arasında bu oran yüzde 40’lara varmaktadır. Göçmen
kökenli çocuk ve gençlerin üçte ikisi ise Almanya’da
doğmuştur.
Göçmen kökenli bu çocuk ve gençlerin birçoğu okul,
meslek, topluma ve Almanya’ ya başarılı bir şekilde
entegrasyonunu sağlayabilmiştir. Ancak fazla bi
oranda bu süreçte zorluklar yaşamaktadır.
Bu durumun en önemli nedenlerinden birisi, yeterli
seviyede Almanca dil bilgisine sahip olmamalarıdır,
dil sahipliği okulda ve mesleki hayatta başarılı olmanın ve entegrasyonun en önemli şartlardan birisidir.
Dil gelişimi kişilik gelişiminin en önemli temel taşlardan birisidir. Dil teşviki ise erken eğitimin merkezi
bir alanıdır. Dil teşviki ile, özellikle ana okullarından
ilköğretim sürecine geçişte fırsat eşitliğini sağlayıcı
önemli temeller atılmaktadır. Pisa raporu ve Almanya’
nın küçük yaştakiler için bakım, eğitim ve öğretim
politikaları hakkında OECD’nin hazırladığı rapor, dil
yeteneklerinin çocukların eğitim ve gelişim süreçleri
için ne kadar önemli olduğunu vurgulamaktadır.
Göçmen kökenli çocuklar ise hayatlarının henüz ilk
yıllarında Almanca öğrenme konusunda genellikle
daha az olanağa sahipler.
Bu sebepten entegrasyon politikalarına ilişkin beklentiler ve talepler öncelikle Almanca dilinin sürekli
ve sistematik bir şekilde teşvik edilmesine konsantre
etmektedir. Dil eğitimi, eğitim ve öğretime katılan
tüm kişi ve kuruluşların istisnasız ortak görevidir.
Dil eğitimi aile içinde başlar ve anaokullarında ve
bunu takip eden diğer eğitim kurumlarında devam
eder. Ebeveynin konumu, çocuğun dil eğitiminin her
safhasında önemlidir ve en başından itibaren ebeveyn
olarak bu sorumluluklarını yerine getirmeleri beklenmektedir. Çocukların çok dilli olması dil eğitim ve
gelişim süreci içinde bir şans olarak değerlendirilmeli
ve bundan faydalanılmadır.
Alınan tüm bu önlemlerin amacı, göçmen kökenli
çocukların entegrasyon ve eğitim koşullarının iyileştirilmesi ve özellikle en başından itibaren dil gelişimini
destekleyerek, teşvik ederek ve onlara yeterince fırsat
vererek mümkün olduğu kadar erkenden Almanca
öğrenmelerinin sağlanmasıdır.
Federal Hükümet, Eyalet Hükümetleri, Yerel Yönetimler ve gayrîresmi kurum ve kuruluşların da aynı
ölçüde göçmen kökenli çocukların eğitim şansları ve
entegrasyonlarının iyileştirilmesi için sorumluluk
almaları ve bu esnada dikkatlerini erken dil teşviğine
çekmeleri gerekmektedir. Bu süreç bütün ilgili ve
katılımcılar tarafından ortak sorumluluk bilinciyle
geliştirilmeli ve yürütülmelidir.
Dil öğrenim sürecinin en erken aşamalarında, çocuğun özel bağı olan kişiler ve özellikle ana ve baba,
çocuğun dil gelişiminde belirleyici bir rol oynamaktadırlar. Çocukla konuşmayı teşvik eden yoğun bir
47
4.2.
etkileşim kurarak onun doğal dil gelişimini destekler
ve dili insanlar arasında kullanılan bir iletişim aracı
olarak öğrenmesine yardımcı olurlar.
Ana dilini, yani çocuğun anne, baba ve özel bağ
kurduğu kişiler tarafından kendisiyle konuşmak için
kullandıkları dili iyice öğrenmek, dil hakimiyetinin
gelişimi için ve ayrıca göç edilen ülkenin dilini, yani
burada Almancayı öğrenebilmek için gereken temel
bir şarttır. Çocuklar, kendilerine yeterince olanak sağlanırsa daha en başından itibaren sorunsuz bir şekilde
birden fazla ana dil ile büyüyebilirler.
Evinde Almanca konuşma ve öğrenme olanağı
olmayan çocuklar için, onlar henüz küçük yaşta iken
Almanca dili ile karşılaşmalarını sağlayıcı yapıların
oluşturulması çok önemli ve anlamlıdır. Alman çocuk
ve yetişkinlerle erken yaşta karşılaşmaları ve iletişim
kurmaları, ilerde Almanca dilini başarılı bir şekilde
kullanabilmeleri için oldukça önemlidir.
Bu tür karşılaşmalar için anaokulları çok iyi bir ortam
oluşturmaktadır, çocukların erken yaşlarda bu okullara gitmesi onlara çok özel fırsatlar sunacaktır. Anaokullarında hedefe yönelik alınacak önlemler ile erken
kalifiye eğitimciler tarafından sistematik bir biçimde
güvenilir dil teşviki ve gelişim desteği sağlanarak
Almancayı doğal bir şekilde öğrenme etkisi olumlu bir
şekilde hızlandırılabilir.
1. Ebeveyn Vasıtasıyla Dil Öğrenim
ve Dil Gelişimini Destekleme
Dil öğrenimi doğumun hemen ardından başlar.
Çocuklar genellikle aile içinde konuşulan dilin temel
yapısını «farkında olmadan» yani bilinçaltında örtük
bir süreç içinde öğrenirler. Böylece ilerde öğrenecekleri diller için belirtik öğrenmenin temel kurallarını
da edinmiş olurlar.
Ebeveynler, genellikle erken çocukluk dönemlerinde
çocuklar için duygusal bağ ile bağlı oldukları en
önemli kişilerdir ve onların dil, duygusal, zihinsel ve
sosyal gelişimi açısından merkezi bir rol oynamaktadırlar. Ebeveynlerin ilk yıllarda, dil gelişimi için
kendi hakim oldukları dilde sık sık ve çeşitli şekillerde
çocuklarıyla konuşmaları önem arz etmektedir.
Göçmen kökenli ebeveynlerin büyük kısmı çocuklarının eğitim başarısını istemekte, sorumluluklarını
etkin bir biçimde üstlenmektedirler. Bir çocuğun ne
kadar doğru destek ve teşvik gördüğü ebeveynlerin
davranış ve eğitim becerisine bağlıdır, o da önemli
ölçüde ebeveynlerin sosyal statüsü ve eğitim bilin-
48
Anaokulunda geçirilen son yıl, köprü vazifesi görerek
ilköğretim okuluna hazırlamakta ve özellikle göçmen
kökenli çocuklar için zamanında, daha okula başlamadan önce Almanca dil bilgilerini derinleştirme
şansını sağlamaktadır. Bu sebepten anaokulundan
ilköğretime geçiş dönemi öyle yapılandırılmalıdır ki
sürekli teşvik ve destek garanti edilebilsin ve böylelikle okuldaki başarılarına iyi bir temel oluştursun.
Kreşlerin görevi de çocukların eğitim, öğretim ve
bakımlarını sağlamaktır. Bu sebepten bakıcı anneler de çocuğun erken dil teşvikinde önemli bir rol
üstlenebilir, tabii ki Almanca diline kendilerinin de iyi
hakim olmaları kaydıyla.
Bir çocuğun biyografisi boyunca bir değerlendirmede
bulunursak, bu arka planda karşımıza erken dil eğitimi ve dil teşviki konusunda ayrıcalıklı öneme sahip
üç eylem alanı çıkmaktadır:
1.Ebeveyn vasıtasıyla dil öğrenim ve dil gelişimini
destekleme
2. Ana okullarında dil öğrenmeyi teşvik
3.Anaokulundan ilköğretim sürecine geçiş aşamasında
sürekli dil eğitimi
cinin etkisi altındadır. Bunun yanında ebeveynler
çoğunlukla dil öğrenimi konusunda yeterince bilgi
sahibi değildirler. Örneğin, çok dilli yetişen çocukların belirli gelişim dönemlerinde dil karması yaparak
konuştuklarını, bunun gelişimleri için bir sorun teşkil
etmediğini ve hatta onların gelişim sürecinin tamamen normal bir parçası olduğunu bilmezler. Ve sık
sık ta, dil öğrenimi ve gelişimi esnasında çocuklarını
hedef eksenli olarak nasıl destekleyebileceklerini de
bilmezler. Genellikle Alman ebeveynler de göçmen
kökenli ebeveynler gibi çocuklarının dil eğitimindeki
rollerinin tam manasıyla bilincinde değildirler.
Göçmen ebeveynler, kendi dil sorunları nedeniyle
sosyal çevrelerinde anlaşamama sorunu, buna bağlı
bir güvensizlik ve içinde bulundukları toplumun
eğitim sistemi, anaokullarına erken yaşlarda gitmenin ve okullarda başarılı olmak için iyi bir Almanca
dil bilgisine sahibi olmanın anlamı hakkında bilgi
eksikliği nedeniyle çocuklarının eğitim ve refakatinde
sık sık güçlüklerle karşılaşmaktadırlar. Ayrıca sık sık
karşılaşılan bir durum da ebeveynler, ana okulları
ve okullarda kültürel sebeplere dayanan eğitim ve
öğretim vazifeleri ile ilgili farklı tasavvurların hakim
olmasıdır. Sunulan destek ve yönlendirici programlar, üç yaşından küçük çocuk sahibi ebeveynlere ve
anaokuluna gitmeyen çocuk sahiplerine çoğunlukla
istenilen ölçüde ulaşmamaktadır.
En başından itibaren, aile içinde iyi bir dil öğrenimi
ve onun sürekli geliştirilmesi önemli bir hedeftir.
Ebeveynlerin eğitsel kapasiteleri yoğun karşılıklı
görüşmelerle dile getirilmelidir. Çocukların gelişim
potansiyellerinin daha iyi algılanabilmesi ve desteklenebilmesi için en başından itibaren ebeveynlerin
eğitimi için programlar hizmete sunmak zorunludur.
Bu amaçla aile eğitimi, anaokulu hizmetleri ve sağlık
gibi alanlarda çeşitlilik arz eden yapıların korunması
ve yenilerinin oluşturulması gerekmektedir. Çocuk
doktorları ve terapi hizmetleri veren uzmanların çok
dilli büyüyen çocuklarda hastalık tanısı yapabilmeleri
için özel kalifikasyonlara gereksinimleri vardır. Onların, çocukların çok dilliliğin geliştirilmesi için gerekli
olan ve dil öğrenim araştırmalarına uygun davranış
biçimlerini ebeveynlere önerme yetkisine sahip
olmaları gerekmektedir. Ebeveynlerin üst düzeyde
desteklenmeleri ve çocuklarında gelişimlerine uygun
teşvik görmelerini sağlamak açısından ana okullarının hem nicelik hem de nitelik olarak genişletilmesi
gerekmektedir.
1.1. Federal Hükümetin üstlendiği
yükümlülükler
Mağdur edilmiş çocukları destekleme ve
entegrasyonlarını sağlama amacıyla, göçmen
kökenli veya göçmen kökene sahip olmayan sosyal
alanda mağdur aileler için ESF programı:
Bu tür programlara örnek olarak «Ostapje» verilebilir. «Ostapje» bir ev ziyaret programıdır ve sosyal
alanda mağdur olan ailelerin ve göçmen ailelerin de
ebeveynlik bilinçlerini kuvvetlendirerek çocuklarını
erken yaşlarda teşvik ve desteklemeyi amaçlamaktadır. Bu programların ev ziyaretleriyle aradaki mesafeyi azaltıcı samimi bir hava içersinde yapılabilme
özelliği, programa katılımın sürekliliğini sağlama ve
ailelere kolay ulaşabilme açısından kilit faktör olma
özelliği taşımaktadır. Bu program çerçevesinde ebeveynlik bilinci, anne ve babaların çocukların gelişme
potansiyellerinin farkına varmalarını sağlamak ve
desteklemek için güçlendirilmeli, iyi bir dil gelişiminin önemine dikkat çekilmeli ve çocukların anaokullarına gönderilmesi sağlanmalıdır. Bu programın
2008 yılında başlaması ön görülmüştür.
(Son durum: başvuru yapıldı)
«Ebeveyn ve çocuklar için erken yardım ve erken
uyarı sistemi» eylem programı:
Bu eylem programının amacı, çocukları anne ve
babaların ebeveynlik bilincini güçlendirerek etkili
bir şekilde tehlikelerden korumaktır. Sağlık yardım
hizmetleri ile çocuk ve gençlik yardım hizmetlerinin
daha iyi kenetlenmesini sağlayarak, çocuk gelişiminin
4.2.
önündeki rizikolar ve ebeveynlerin çocuklarını desteklerken yaşadıkları eksiklikler erken teşhis edilmeli
ve gereken yardımlar zamanında yapılmalıdır. Bu
programla üç yaşına kadar olan çocukların fizyolojik
ve psikolojik gelişimlerine ve ailelerinin sosyal entegrasyonuna katkıda bulunulması ön görülmektedir.
Böylece bu programla göçmen kökenli çocukların da
başarılı bir dil öğrenimi almaları için gereken önemli
bir temel güvence altına alınmıştır.
Göçmen kökenli çocukların dil öğrenimini teşvik
ve entegrasyon konusunun daha güçlü bir şekilde
Yerel Aile Birlikleri İnisiyatifi içine monte edilmesi:
Federal Hükümet tarafından 2004 yılının başlarında
başlatılan Yerel Aile Birlikleri İnisiyatifi, yerel yönetimler içindeki belirleyici figürleri kendilerine politik,
bürokratik, müteşebbis, meslek odaları, sendika,
kilise, federasyon, kurum ve kuruluş çevrelerinde
yandaş bulmaları ve böylece el ele somut projelerle
ailelerin yaşam ve çalışma şartlarını iyileştirmek için
teşvik etmek istemektedir. Yerel birliklerin alt yapısı,
göçmen kökenli olan ebeveynlere ulaşmak, esas bir
konu olarak Almanca dilinin erken teşvik edilmesini
yaygınlaştırmak ve çocukların anaokullarına erken
yaşlarda gönderilmesini temin etmek için çalışmalar
yapmak amacıyla şimdikinden daha güçlü bir şekilde
kullanılmalıdır. Federal Almanya’nın bütününde
bulunan 370’e yakın yerel birliğin yalnız az bir kısmı
entegrasyon konusunu kendileri için önemli bir
faaliyet alanı olarak görmektedir. 2007 yılının sonuna
kadar yerel birliklerin sayısının 455’e çıkarılması ve
birliklerde entegrasyon konusunun önem kazanması
beklenmektedir. Birlik inisiyatifi tarafından sürekli
yayınlanan newsletter ve birliğin web sitesinde göçmen kökenli çocukların ve ebeveynlerin dil öğrenmesini teşvik edici konular gibi entegrasyon konusuna
ilişkin eylem alanlarının daha güçlü bir şekilde işlenmesi planlanmıştır.
Göçmen kökenli çocukların entegrasyon
konusunun ve dil öğrenmelerini teşvik
edilmesinin ağırlıklı faaliyet alanı olarak Çok Nesil
Evleri adlı eylem programı içine monte edilmesi:
Her yaş grubuna ait insanlar için kurulmuş olan,
etkin ve etkinleştirici yeni bir merkez türü olarak Çok
Nesil Evleri, aile örgüt potansiyellerinin korunması,
güçlendirilmesi ve çağdaş bir biçimde desteklenmesini istemektedir. Çok Nesil Evleri, kendilerini tüm
nesilleri bilgilendirme ve hizmet platformu olarak
görmekte ve ebeveyn ve çocuklar için programlar sunmaktadır. Çok Nesil Evleri, göçmen kökenli ebeveynlere ulaşmak, ebeveyn bilincinin güçlendirilmesine
katkıda bulunmak ve çocukların anaokullarına erken
yaşlarda gönderilmesini temin etmek için çalışmalar
yapmak amacıyla şimdikinden daha güçlü bir şekilde
kullanılmalıdır. Çok Nesil Evlerinin bizzat kendileri,
göçmen kökenli çocuk ve ebeveynlerin Almanca dilini
öğrenebilmeleri için semt ve mahallelerde programlar sunacaklardır. 2007 yılının sonuna kadar her kent
ve vilayet sınırları içinde yerel yönetimlerce en az
49
4.2.
bir adet çok nesil evi desteklenmelidir. 2008 yılının
sonuna kadar bu evlerin yüzde 25’inde entegrasyon
konusu, ağırlıklı konu olarak tanımlanmış olmalıdır.
Dil öğrenmeyi teşvik babında eyalet hükümetleri
ve yerel yönetimler şu konularda yükümlülük
üstlenmektedirler:
Federal Hükümetin entegrasyon kursları
çerçevesinde çocuk bakımı ve gözetimi:
Entegrasyon kursları çerçevesinde ve özellikle ebeveyn ve kadın entegrasyon kursları esnasında kalifiye
çocuk bakımı ve gözetiminde kalifiye elemanların
kullanılmasıyla sosyal entegrasyona da bir katkı yapılmalıdır. Böylelikle bakım ve gözetim süresi faydalı ve
teşvik edici bir şekilde yapılandırılmış ve çocukların
dil öğrenimi de desteklenmiş ve kolaylaştırılmış
olacaktır. Sunulan entegrasyon kurs programlarına
katılımın ve bunun yanında destekleyici çocuk bakım
ve gözetiminden faydalanmanın artırılması amacıyla
ana okulları, gençlik yardım kurumları ve yabancılar
dairesinin daha güçlü ortak çalışmaları gerekmektedir. Federal Hükümet de entegrasyon kursları çerçevesinde çocuk bakımı ve gözetimi sağlanabilmesi için
gelecekte ek ödenek ayıracaktır.
■■
Göçmen kökenli çocuklar için dil teşvikini, eyalet
hükümetleri ve yerel yönetimlerin entegrasyon
tasarıları içine ağırlık noktası olarak entegre
etmek;
■■
Fahri olarak hizmet veren çok dilli ebeveyn refakatçilerinin kullanılma olanağı ve kalifikasyonunu,
bunları anaokulları ve göçmen aileler arasında dil
ve kültürel bağlamda köprü olarak görmek ve desteklemek. Fahri olarak hizmet veren çok dilli ebeveyn refakatçileri için mevcut yapılar içinde sabit
başvuru merkezlerin yaratılması hedeflenmektedir.
■■
Çocukların doğumunun hemen ardından onların
dil gelişim ve desteklenmelerini kapsayan konularda ebeveynlerle sistematik ve amaçlara eksenli
olarak – ana dilde de – konuşmak ve bilgi vermek
gibi yöntemleri artırarak yerleştirmek;
Göçmen kökenli çocukların dil öğrenimini teşvik
ve entegrasyon konusunun tüm Federal Almanya
çapında «okuma startı – en başından itibaren!»
adlı bir proje içine dahil edilmesi:
Federal Hükümet tarafından ek olarak mali destek
verilen ve halen Saksonya Eyaleti tarafından yürütülen ve bilimsel olarak refakat edilen «okuma startı
– en başından itibaren!» adlı pilot projenin, başarıya
ulaştıktan sonra Eyaletler ile sıkı bir işbirliği içinde
tüm Almanya’da yaygınlaştırılması ve bu esnada ağırlık noktasının göç kökenli çocuk ve aileler üzerinde
yoğunlaştırılması ön görülmektedir. Okumanın aile
içinde sosyalleştirilmesi yetişmekte olan çocukların kişisel kitap okuma yaşamları için nihai önem
taşımaktadır. Bugün klasik «kitap okuma yaşında»
olan çocuklu tüm hanelerin sadece üçte birinde kitap
okunmaktadır. Bu ifadeyi tersinden ele alırsak: bu
tüm ailelerin üçte ikisi çocuklarına yapabilecekleri
en temel erken gelişim desteğinden feragat ediyor
anlamına gelmektedir. Yoğun bir biçimde teşvik
edilen aile içinde konuşulan dilde okuma alışkanlığının, eksik bilgileri tamamladığı varsayımından yola
çıkarak, yukarıda söz konusu edilen proje ile göçmen
kökenli çocukların başarılı dil öğrenimine katkı yapılması ön görülmektedir.
■■
Çocuk ve aileleri için mesafesiz, samimi bir hava
içersinde sunulan, Almanca dili ile yoğun ve hedef
eksenli ilişki içinde olmayı sağlayan programları
desteklemek. Bu esnada eylem tasarımları geliştirmek amacıyla kurumlaştırılmış kooperasyonların
– yani anaokulları, ilköğretim kurumları, mahalli
gençlik yardım örgütleri, aile eğitim ve yardım
kurumları, göçmen organizasyonları ve yerel şartları göz önünde bulunduran diğer sorumlu aktörler
arasındaki kooperasyonlar gibi – teşvik edilmesi
gerekmektedir;
■■
Çocukların anaokullarına erken yaşta gönderilmesini destekleyici tedbirleri teşvik etmek;
■■
SGB VIII 78 maddesine göre göçmen organizasyonlarını çalışma komisyonlarına dahil etmek.
1.3. Gayrîresmi kurum ve organizasyonların
yükümlükleri
■■
Sosyal danışmanlık hizmetleri veren serbest
kurumlar
➤➤
kendi kurumlarında yaptıkları çalışmaları ve
tasarımlarını, daha güçlü ve yoğun bir biçimde
çok dilliliği, ikinci dil olarak Almancayı ve kültürlerarası pedagojiyi göz önünde bulundurarak
dil gelişimi ve dil öğrenmeyi teşvik gibi konulara
yöneltmektedirler;
➤➤
göç hizmetleri veren kurumların (ilk kademeli
göç danışmanlığı, göç hizmetleri, entegrasyon acentası, gençlik göç hizmetleri gibi)
yaptığı danışmanlık görüşmelerinde dil
gelişimi, dil öğrenimi ve ebeveynlerin rol ve
1.2. Eyalet Hükümetlerinin ve yerel
yönetimlerin üstlenilen yükümlülükleri
hakkında öneriler
Eyalet ve Yerel Yönetimleri tarafından son yıllarda,
ailelerin desteklenmesi amacıyla sunulan hizmetlerin
artırılması ve iyileştirilmesine yönelik birçok tedbir
alınmıştır.
50
ödevleri gibi konuları ele alma sorumluluğunu
üstlenmektedirler,
➤➤
samimi bir hava içersinde kadın ve genç aileler
için sunulan grup programlarında çocuğun
dil öğreniminde ebeveynlerin rol ve ödevlerini
ağırlık noktası olarak belirleyeceklerini kabul
etmektedirler,
➤➤
sosyal hizmetlerin kültürlerarası açılım çerçevesinde serbest kurumların aile eğitici ve destekleyici hizmetlerinin de hedef kitle göçmen
ebeveynler için geliştirileceğini garanti etmektedir: serbest kurumlar, buna örnek olarak
HIPPY, Opstapje, Griffbereit, Rucksack ve «Mama
lernt Deutsch» gibi aileleri destekleyen tedbirleri
dahil etmektedir.
■■
Göçmen organizasyonları, kendi örgütlerini bulundukları mahalde hedef eksenli ve daha güçlü olarak ebeveynleri çocukların dil gelişim ihtiyaçları
hakkında bilgilendirmek ve ebeveynlik bilincini
güçlendirmek maksadıyla kullanmaktadırlar. Bunu
resmi ve gayrîresmi ortaklarla birlikte yaparlar.
■■
Yerel örgütler, federasyonlar, birlikler, dernekler ve
kurumlar, göçmen ailelerini çalışmalarına bilinçli
olarak dahil ederler ve göçmen kökenli veya olmayan çocukları günlük konuşma ve kontaklarında,
örneğin mahalli dernekler, spor dernekleri, müzik
okulları ve kültürel buluşmalarda destekler.
■■
Çocuk hekimleri, sosyopediatrik merkezler ve
logopedler düzenli ve sürekli olarak çocukların dil
gelişimi, çok dillilik ve ikinci dil olarak Almanca’ya
yönelik danışmanlık yapmaktadırlar. Onların meslek örgütleri de, üst kurullarda ebeveyn danışmanlığı ve ebeveyn katılımına destek verirler.
■■
Neue Erziehung e.V. derneği çalışma gurubunun
Türk-Alman Ebeveyn Mektubu (ANE) konusal
olarak bir çocuğun gelişim safhalarına yoğunlaşmıştır ve dil gelişimi ve öğrenmeyi teşvik konusuyla da meşgul olmaktadır. Ebeveyn Mektupları
bütün Almanya çapında dağıtılmaktadır. Ebeveyn
Mektuplarının dağıtımının genişletilmesi ve sistemleştirilmesi gerekmektedir. Buna ilaveten başka
göçmen gruplar için dil gelişimi ve dil öğrenmeyi
teşvik konusunda çok dilli Ebeveyn Mektupları
yazılması ön görülmektedir.
4.2.
■■
Almanya Türk Cemaatı (TGD), Almanya Türk Aile
Dernekleri Federasyonu’yla iş birliği içinde Türk
kökenli ebeveynler için eğitim seferberliği düzenlemektedir. Kendi çerçevesi içinde medya inisiyatifi
ve eğitim elçisi de içerecek olan bu kampanyanın
amacı, – çocuklarının eğitiminde daha güçlü bir
şekilde angaje olmaları ve eğitim kurumlarında
aktif katılımda bulunabilmeleri için – bu ebeveynlerin motivasyonu, kalifikasyonu ve aktifleştirilmesidir. Bu esnada dil öğrenmeyi teşvik konusu
önemli bir rol oynayacaktır. Eğitim seferberliği
okul çocuklarının ebeveynlerine hitap etmekte ve
altı yaş altındaki çocuklar için de genişletilmesi ön
görülmektedir.
■■
İtalyan göçmen dernekleri çocuk ve gençleri
tamamlayıcı ana dil dersleri ve genel teşvik
programları ile desteklemektedirler. Bu teşviklerin bir kısmı erkenden dil öğrenmeyi teşvik eden
anaokullarına yönelmiştir. Ebeveynlerle iş birliği,
anaokullarına ve diğer eğitim kurumlarına erken
gitmenin anlamı hakkında bilgi vermek amacıyla
teşvik edilmektedir.
■■
Weinheim’daki Freudenberg Vakfı tarafından
desteklenen ve onunla iş birliği içinde olan Kuyez
Ren Vestfalya Eyaletindeki RAA (göçmen ailelerin
çocuk ve gençler için yerel teşvik çalışma grupları)
bütün Almanya çapında metodik kılavuzlar, çok
dilli materyaller ve uzman eğitim kursları «Griffbereit» (iki dilli ebeveyn ve çocuk grupları, örneğin
anaokullarına veya aile eğitim kurumlarına bağlı
1 ile 3 yaşlarındaki çocuk sahibi ebeveynler) için
talimatnameler hazırlamaktadır.
Almanya İspanyol Ebeveyn Dernekleri Birliği bu
raporun hazırlama çalışmaları bittikten sonra
ilaveten şu yükümlülükleri üstleneceklerini
bildirmiştir:
■■
Almanya İspanyol Ebeveyn Dernekleri Birliği,
önümüzdeki yıllarda da göçmen ebeveynler için
dil teşvik eğitim programları düzenlemeyi taahhüt
eder.
51
4.2.
2. Anaokullarında ve günlük çocuk
yuvalarında dil öğrenmeyi teşvik
Çocuklar her zaman, doğduklarından itibaren veya
öğrendikleri ilk dil temeli üzerinde ikinci ya da
üçüncü bir dil öğrenebilirler. Daha üç yaşına gelmeden ilk dil olarak çok farklı diller konuşan çocuklar
ikinci bir dilin temellerini rahatlıkla kavrayabilirler.
İlk dil olarak Almanca’dan farklı bir dil öğrenen
çocuklarda, özellikle eğer evdeki örtük dil öğrenim
yöntemi, erken öğrenim aşamasında anaokullarında
belirtik öğrenmeye dönüşür ve etkin bir şekilde desteklenirse genellikle çok başarılı olunmaktadır.
Eğer dil öğrenimin ait olduğu bütünlük, çocuğun
zihinsel, duygusal ve sosyal gelişim süreci ile ilintili
olarak değerlendirilir ve farklı teşvik öğeleri entegre
bir dil teşvik konseptini takip ederse işte o zaman
erken dil öğrenme teşviki başarılı olmuş olur. Bunun
yanında duruma bağlı dil teşvik konsepti ve yapılandırılmış sistematik ve sürekli teşvik konseptleri birbirlerini tamamlarlar.
Ancak dil edinim araştırmalarının ulaştığı bilimsel
verilere dayanan, pedagojik, dilin o anki durumu hakkında geçerli değerlendirme olanağı sunan, çocuğun
gelişim sürecini ve çok dilliliğini göz ardı etmeyen
bir bakış açısı ile uygulanan, yorumlanan ve yazıya
dökümü yapılmış bir dil tanısı kişisel somut teşvik
ihtiyacının tespitini mümkün kılar. Aile içindeki çok
dillilik, mevcut dil ve iletişim becerileri ve farklı kültürel tecrübeler göçmen kökenli çocukların dil gelişimini belirler ve aynı zamanda başka şeyler öğrenirken
temel oluştururlar.
Göçmen kökenli ailelerin üç ve dört yaş arasındaki
çocuklarının Almanya ortalaması olarak yarısı
anaokuluna gitmektedir, dört ve beş yaş arasındaki
çocuklarda bu ortalama yüzde sekseni biraz aşmaktadır. Aynı Alman ailelerinde olduğu gibi, eğitim
seviyesi düşük göçmen ailelerin çocukları da daha
nadir bakım kurumlarına gitmektedirler. Birçok anaokulunda ve bazı yoğun nüfuslu bölgelerde geçmişlerinde göç yaşamış çocuklar, en büyük grubu oluşturmaktadırlar, ancak bu çocukların kişisel durumları ait
oldukları ulusa, kültürel altyapıya ve dil durumuna
göre çok çeşitlilik arz etmektedir. Çocuklar yeterince
Almanca duymak ve Almanca kendilerini ifade etmek
fırsatı bulamazlarsa dil öğrenimi gerçekleşmeyecektir. Yani, bu şartlar altında «kendi kendine» bir
Almanca bilgisinin sağlıklı gelişmesi mümkün olmayacak, sadece etkin bir biçimde teşvik ile amaçlanan
ilerlemeler mümkün olacaktır.
Göçmen kökenli çocukların sayısının gittikçe arttığını göz önünde bulundurursak, eğitim ve öğretim
kurumu olarak anaokullarının, fakat günlük bakım
kurumlarının da önünde, çözülmesi gereken büyük
bir sorun durmaktadır. Anaokulları erken dil öğrenmeyi teşvik konusunda merkezi konumda bulunmak-
52
tadırlar. Burada anaokullarındaki özellikle grupların
büyüklüğü, eğitici çocuk ilişkisi, yüksek gürültü ve
dil açısından uygunsuz grup oluşturmak gibi, özel
teşvik gereksinimi duyan çocukların uygun bir
biçimde teşvik edilmesini zorlaştıran koşulların göz
önünde bulundurulması gerekir. Eğitmenlerin aldığı
eğitim de her yerde yeterli seviyede konuya çözüm
getirememektedir.
Anaokullarının hepsinde göçmen kökenli ebeveynlerle başarılı bir ilişki kurmak ve iş birliği sağlamak
olağan bir şey değildir. Ebeveynlik becerisini güçlendirici önlemler, ebeveynlerin dil teşvik sürecine
entegrasyonu ve çocukların tüm eğitim ve öğretim
sürecine katılan aktörlerin kurumlar üstü kooperasyon yapıları çoğunlukla mevcut değildir.
Güncel durumda kurumlardaki eğitimciler yüksek
taleplerle karşı karşıyadır. Kapsamlı bir dil eğitim ve
öğretimin, çerçevesi çocuk ve ebeveynlerin kapasitelerine saygı ile biçimlenmiş, ebeveynler ile eğitim
ve öğretim ortaklıklarının ve kültürel çeşitliliğin bir
kaynak olarak gerekliliği tüm eğitimci ve öğretimciler tarafından kavranmış değildir. Uzman elemanlar
çocukların dil öğrenirken örnek aldıkları kişiler ve
ebeveynlerle ortak çalışmaların baş rol oyuncularıdır.
Onların dil gelişimi, hedef dil Almanca, dil kuralları
hakkındaki bilgileri ve dil, algılama ve sosyal yetkinlik arasındaki ilişkiler üzerine bilgileri profesyonelce
bir dil teşvikinin temel koşullardandır.
Birçok eyalette göçmen kökenli çocukların Almanca
öğrenmelerini amaca uygun olarak teşvik üzerine
düşünülmektedir ya da bu konudaki düşüncelerin bir
kısmı uygulamaya geçirilmiştir. Ancak tedbirlerin
genel olarak bir kaç yıl önce alındığından, henüz elimizde bu konuda başarı oranlarını gösteren yeterince
veri mevcut değildir.
Anaokullarındaki erken dil öğrenmeyi teşvikinin en
büyük amaçlarından biri, bütün çocukların okula başlamadan önce iyi Almanca bilgisine sahip olmasıdır.
Çocuklar için anaokullarında yeteri sayıda yer hazır
bulundurulması ve yeterli dil programları sunulması
mutlaka yerine getirilmesi gereken koşullardandır. İyi
ve güvenilir pedagojik dil tanısına, teşvikin temeli olarak çocukların dil ve davranış biçimlerini gözleme ve
dokümantasyon tekniklerine, anaokullarında ve kreşlerde dil ve gelişim teşvik tedbirlerine ihtiyaç vardır.
Bu aynı zamanda pedagojik personelin mesleki ve
hizmet içi eğitiminde ağırlık noktasının, ihtiyaçlara
uygun olarak yerleştirilmesi anlamına geliyor. İyi
pedagojik tanı ve dil teşvik yetisi, uzman elemanlarda
mutlaka bulunması gereken özelliklerdir. Potansiyel
algılamaları bağlamında ebeveynlerin kapasite ve
inisiyatifi ve çocukların teşvikinin güçlendirilmesi
gerekmektedir. Anaokullarına erken gitmek, bilhassa göçmen kökenli çocuklar için bir fırsat olarak
desteklenmelidir. Kurumların kültürlerarası açılımı
sağlanmalıdır.
Anaokullarını entegrasyon ve dil öğrenmeyi teşvik
ortamları olarak olabildiğince erken kullanabilmek
için öncelikle tüm Almanya çapında ihtiyaçlara göre
kurumsal programların sunulması gerekmektedir.
Eski Almanya eyaletlerinde özellikle üç yaşından
küçük çocuklar için karşılanması gereken bir ihtiyaç
mevcuttur. Bu eksiklik yoğun nüfuslu bölge yaşayan
göçmen kökenli ailelerin büyük kısmını ilgilendirmektedir. Federal Hükümet ve Eyalet Hükümetleri
tarafından ilan edilen üç yaş altı çocuklar için
sunulan bakım yerlerin oranının ihtiyaçlara uygun ve
kalite eksenli olarak sayısının 2013 yılına kadar aşağı
yukarı yüzde 35 artırılması, federal, eyalet ve belde
bağlamında çocukların mutluluğunu eksen alan ve
göçmen kökenli çocukların erken yaşlarda dil teşviki
içinde oldukça olumlu sonuçlar getirecek ortak politik
çabaların temelini oluşturmaktadır. Anne bakıcıların
da bu tür çabalara önemli katkılarda bulunması ön
görülmektedir.
2.1. Federal Hükümetin üstlendiği
yükümlülükler
Üç yaş altı çocuklar için verilen bakım
hizmetlerinin nitelik ve nicelik bağlamında
artırılması:
■■ Federal Hükümet, üç yaş altı çocuklar için henüz
sadece Almanya’nın yeni eyaletlerinde sunulan
gereksinimlere uygun ve kalite eksenli bakım hizmetleri hedeflemektedir. Amaç 2013 yılına kadar
bu hizmetlerin oranını aşağı yukarı yüzde 35’lere
çıkarmaktır. Bu sayede göçmen kökenli çocuklar
için de dil eğitimi alanında yeni teşvik olanakları
oluşacaktır. Hedeflenen genişletme planı yalnızca
federal, eyalet ve yerel yönetimlerin ortak çabalarıyla mümkün olabilir.
Anaokullarındaki üç yaş altı çocuklar için
pedagojik teşvik konseptlerinin geliştirilmesi:
■■ Üç yaş altı çocuklar için sunulan bakım hizmetleri
halen büyük çapta genişletilmektedir.
Anaokullarındaki personelin kalifiye ve profesyonel bir biçimde çalısmasının desteklenebilmesi için
Federal Hükümet, eyalet hükümetleri ile iş birliği
içinde üç yaş altı çocuklar için anne bakıcıların
tarafından da kullanılabilecek teşvik tasarılarını
uygulamaya geçirecektir. Dil gelişmesi ve kültürlerarası ilişkilerde yeti geliştirilmesi bu tasarının
ortak paydalarını oluşturacaktır. Bu proje halen
geliştirilme aşamasındadır.
«Anaokullarında dil teşviki» projesinin ilerletilerek
geliştirilmesi:
■■ «Anaokullarında dil teşviki» projesi anaokulu yaşındaki tüm çocukları hedef kitle olarak görmektedir.
Amaç sunulan dil ve eğitim programlarını birbirle-
4.2.
rine sistematik olarak kenetleyerek projenin içeriğini belirleyen didaktik materyaller geliştirmektir.
Bu tasarı planlı olarak çok dilli yetişen çocukların
dil teşvikini destekleyici imkânlar ile genişletilecektir. Federal Hükümet, halen yürütülmekte olan
ve sonuçlarını 2008’de görebileceğimiz bu proje
için özellikle bu amaca hizmet eden mali destekler
sağlamaktadır.
«Ana okullarında kalifikasyon» adlı eğitim
planının ilerletilerek geliştirilmesi:
■■ «Ana okullarında kalifikasyon» adlı eğitim planının küçük çocuklara ve özellikle göçmen kökenli
çocuklara verilen dil desteği açısından ilerletilerek
geliştirilmesi öngörülmektedir. Bu eğitim planı,
anaokullarındaki personelin kalifikasyonunu sağlayan, 2007’nin sonunda başlayan ve Federal Hükümet tarafından desteklenen ESF programının yönlendirici çerçevesinin ana hatlarını oluşturacaktır.
Anaokulu çağındaki çocukların dil öğrenmesini
teşvik için medya seferberliği:
■■ Federal Hükümet ve bir medya kurumunun iş
birliği ile göçmen kökenli çocuklar için yeni ve
yaratıcı televizyon programları düzenlenmesi ön
görülmektedir.
Eğitimcilerin hizmet içi eğitim programları ve
ebeveynler için buna eşlik eden materyaller
geliştirilecektir.
Göçmen kökenli çocuklara yapılan dil
öğrenmeyi teşvik programlarının incelenmesi ve
değerlendirilmesini destekleme
■■ Federal Hükümet, eyalerlerle birlikte, eyaletlerde
göçmenlere verilen dil teşvik tedbirlerinin başarı
oranı hakkında ulaşılan sonuçları gösteren örneğin
FörMig gibi araştırma planlarını destekleyecektir.
2.2.Eyalet Hükümetlerinin ve yerel
yönetimlerin üstlenilen yükümlülükleri
hakkında öneriler
2004 yılında yapılan Gençlik Bakanları Konferansı
(JMK) ve Eğitim Bakanları Konferansı (KMK) tarafından kararlaştırılan eyaletlerin anaokullarında
erken eğitim ortak çerçeve içinde eyalet hükümetleri
anaokullarındaki eğitim görevinin biçimlendirilmesi ve uygulamaya konulması hakkında temel
konularda uzlaştılar. Bu çerçeve eyaletlerde mevcut
bulunan eğitim planları vasıtasıyla eyalet düzleminde
somutlaştırılarak icra edilecek ve genişletilecek.
Eyalet hükümetleri, bu ortak çerçeveye bağlı kalarak
kendilerine has durumları göz ardı etmeden uygun
bir şekilde kendilerine özel ayrıştırma ve uygulamaya
geçirme yoluna gidebilirler. Temel konuları uygulamaya geçirme çabalarının ön planında temel becerilerin kazandırılması, kişisel kaynakların geliştirilme ve
güçlendirilmesi önem arz etmektedir.
53
4.2.
Dil eğitimi, esas itibarıyla anaokullarında ifa edilmesi
gereken eğitim ödevinin bir parçasıdır. Dil eğitiminin
teşvik edilmesi bu nedenle bütünsel ve çocuğun bireysel ihtiyaçlarına uygun olarak değerlendirilmelidir.
Bu teşvik başarılı olabilmesi için çocuğun çevre ile ilişkisine yansıtılmalıdır. Dil öğrenmeyi teşvik sürekliliği
hedeflemektedir. Bu sebepten erken ve düzenli olarak
başlamalı ve sistematik bir biçimde yapılandırılmalıdır. Ancak: hiç bir şey için geç değildir prensibi dil
teşviki için’degeçerlidir.
Planı çerçevesinde, – öncelikle yönetici kadrolar
için – Bakelorya seviyesinde bir mesleki eğitim
hedeflemek;
■■
anaokullarında verilen eğitimin eyaletlere özgü
çerçeve planlarını üç yaş altı çocukları kapsayacak
biçimde genişletmek ve dil gelişimi ve teşviki açısından somutlaştırmak;
■■
etkin ve dengeleyici bir biçimde dil teşvikini
mümkün kılmak için, göçmen kökenli çok sayıda
çocuğun gittiği kurumlarda alınacak ek teşvik
tedbirleri.
Dil öğrenmeyi teşvik bakış açısıyla eyalet hükümetleri ve yerel yönetimler şu konularda yükümlülük
üstlenmektedirler:
■■
üç yaş altı çocuklar için gereksinimlere uygun ve
kalite eksenli bakım yerlerinin artırılması;
2.3.Kurum ve organizasyonların kesin vaatleri
■■
■■
■■
çocukların sürekli gözetlenmesini ve her çocuk için
somut teşvik önerileri yapılmasını sağlayan, bağlayıcı, pedagojik ve bilimsel refakat altında yapılan
dil veri elde etme ve dökümantasyon yöntemleri
geniş alana yaygın bir şekilde yerleştirmek; bu
esnada çok dilli çocukların durumları göz önünde
bulundurulmalıdır;
➤➤
tüm çocukların için dil eğitim ödevini, ana okullarının konseptleri içinde daha çok geliştirmeyi
ve göçmen çocukların dil edinim süreçlerini göz
önünde bulundurarak daha da somutlaştırmayı
kabul etmektedirler;
➤➤
dil teşvikini eğitim görevi olarak kurumların
ilgili kalite konseptlerine dahil etmeyi vaat
etmektedirler,
■■
dil veri tespiti sonunda elde edilen sonuçlardan
yola çıkarak ve bunun üzerine inşa ederek teşvik
programlarının geniş alana yayılması;
➤➤
eğitimcilerin uygun kalifikasyonuna önem vermektedirler ve – olanaklar el verdikçe – göçmen
kökenli eğitimcilere iş vereceklerdir,
■■
enstrümanların geliştirilmesi ve kullanımını
desteklemek, sorumlu aktörlere kıyaslama ölçütleri
vermek ve böylece kalite iyileştirmesine katkıda
bulunmak, örneğin dışardan inceleme ve değerlendirme veya standartlaştırılmış veri elde etme
ve gözetleme yöntemlerini kullanmak, burada söz
konusu olan özellikle bütün çocuklar için bağlayıcı
olan ve en geç okula başlamadan bir yıl önce yada
dört yaşlarında yapılan dil beceri testidir;
➤➤
mesleki eğitim kurumları varsa göçmen kökenli
iş gücünü mesleki eğitim yaptırarak kazanmak
amacıyla çabalarını artırmaktadırlar.
➤➤
kendi anaokullarında göçmen kökenli çocukların gereksinimlerine uygun olarak dikkate
alınmasına çaba göstermektedirler,
➤➤
kültürlerarası açılma sürecini kendi anaokullarında da desteklemeyi vaat etmektedirler.
■■
■■
■■
54
dil eğitim konusunu anaokullarında eğitim
çalışmaları çerçevesinde yapılan konseptin içine
entegre etmek;
Sosyal danışmanlık hizmetleri veren serbest
kurumların federasyonları
anaokullarında çocukların kişisel ve yaşına uygun
dil öğrenmeyi teşvik amacını destekleyen çerçeve
şartlarını temin etmek (örneğin küçük gruplar, dil
açısından doğru harmanlanmış çocuk grupları,
kültürlerarası açılma, göçmen kökenli çocuk sayısı
çoksa personel artırımı);
eğitimcilerin «ikinci dil edinimi hakkında bilgileri»,
«pedagojik dil tanı ve dil teşvik yetkinlikleri» gibi
alanlarda onlar için geniş bir alanda mesleki eğitim ve ek eğitim hizmetleri bir an evvel iyileştirmek
ve sunmak;
eğitimciler için verilen mesleki eğitimi pratiğe
uygun modüllere dayalı bir sisteminin çerçevesinde iyileştirmek; Avrupa Harmonikleştirme
■■
Anaokulları işleten serbest kurumlar, çocukların
eğitim ve öğretimine katılan tüm aktörlerle iş
birliğine aktif ve teşvik edici bir biçimde katılmaktadırlar. Kurumların çalışmalarına anadil konuşanların dahil edilmesi bir çok durumda anlamlı ve
önemlidir. Böylelikle eğitimcileri ilgilendiren esas
konular ile geçmişte göç yaşamış ailelerin kültürel
bağlantıları arasında daha iyi ilgi kurulabilir.
■■
Göçmen organizasyonları entegrasyon sürecini,
olabildiğince erken Almanca öğrenme gerekliliğine karşı temsil ettikleri topluluklarda olumlu bir
yaklaşımı teşvik ederek, çocukların ana okullarına
erken yaşta gitmelerini sağlayarak ve ebeveynlerin
4.2.
kursları üzerine talimatnameler hazırlamaktadır,
Rucksack Kita; anaokullarına bağlı olarak ailelerle
birlikte eğitim kurumu içinde dil teşvikini birleştiren dört ile altı yaş arasındaki çocuklar için hazırlanmış bir ebeveyn eğitim ve dil teşvik programıdır.
eğitimlerini ilgili tasarı ve programları destekleyerek ve önererek desteklemektedirler.
■■
Göçmen organizasyonları aileler ve kurumlar arasında aktif bir köprü olarak görev yapmaktadırlar.
■■
Alman vakıfları, göçmen kökenli çocukların teşvik
sürecinde önemli bir rol oynamaktadırlar. Vakıflar,
yaratıcı, örnek ve işlek projeler yaparak ve örnek
gösterilen programları finanse ederek politik ve
uzmansal süreçler içinde yeniliklere ilişkin önemli
öneriler getirebilmektedirler.
■■
Weinheim’daki Freudenberg Vakfı tarafından
desteklenen ve onunla iş birliği içinde olan Kuzey
Ren Vestfalya Eyaletindeki RAA (göçmen ailelerin
çocuk ve gençleri için yerel teşvik çalışma grupları)
bütün Almanya çapında metodik kılavuzlar, çok
dilli materyaller ve Rucksack Kita konseptinin
uygulamaya konulması için gereken uzman eğitim
3. Anaokulundan ilköğretim
sürecine geçiş aşamasında sürekli
dil eğitimi
Bir çocuğun kendisine özgü gelişme ve öğrenme
süreci, anaokulunda ve okullardaki dil eğitim sürecinde de eğitim ve öğretim amaçlarına uygun olarak
desteklenmekte ve teşvik edilmektedir. Anaokulu,
okul ve ebeveyn hep birlikte çocuklarının gelişim ve
öğrenim sürecinin sürekliliğini sağlama konusunda
beraberce sorumluluk taşımaktadırlar. Bu sebepten
bu kişi ve kurumların «birbirlerine eşit mesafede»
nazikane iş birliği yapmaları bir gerekliliktir. Gerçekten de pratik uygulamalarda, özellikle göçmen
kökenli ailelerin çocukları için rizikolar oluşturan,
sürtüşmelere bağlı oldukça yüksek enerji kayıpları ve
optime edilebilen noktalar bulunmaktadır.
Anaokulundan ilköğretime geçiş dönemi tüm
çocukların hayatında önemli bir aşamadır, çünkü bu
dönemde yoğun gelişme taleplerinin kısa zamanda
üstesinden gelmek zorundadırlar. Dil gelişimi ve
teşviki okuldaki fırsat adaleti açısından çok anlamlı
olduğundan anaokullarının kendi dil teşvik olanaklarını olabildiğince seferber etmeleri ve dil teşvikinde
çocuğa özgü gelişim noktasından başlamaları gerekmektedir. Anaokulları ve ilköğretim kurumlarındaki
personel kişiye özgü dil gelişim durumunu tespit
etme, dil teşviki alanında konuya uygun ve Entegrasyonlu ortak çalışma noktasında sık sık yeterli derecede kalifiye değildirler. Onların etkin bir iş birliği
için güvenilir iletişim ve dökümantasyon biçimlerine
gereksinimi vardır. Anaokulları ve okullardaki dil
teşviki eğitimi bir kesit ödevidir. Bu kurumlardaki
■■
Türk Alman Sağlık Vakfı, göçmen kökenli çocuk ve
ebeveynleri özellikle erken pedagoji ve ilköğretim
alanlarında desteklemeyi kendisine hedef olarak
belirlemiştir. Bu vakıf, göçmen kökenli çocuk ve
ebeveynleri teşvik alanında çeşitli projelerde faaliyet göstermekte ve iş birliği içinde olduğu diğer
ortaklarla birlikte frühstart adlı dil teşvik projesini
planlamaktadır. Ayrıca kuvvet kullanımı ve kötü
alışkanlıklardan korunma alanlarına ilişkin – özellikle kendileri için göçe özgü bakış açılarının ve
dil teşvikinin önem taşıdığı, anaokuluna giden ve
ilköğretim yaşında olan çocuk ve ebeveynler için –
yeni projeler planlanmaktadır.
personel kalifikasyonu, çocukların dil bilgi durumları
ve açıkları konusunda personelin birbirlerini bilgilendirmelerini ve iş birliği yapmalarını hedef almalıdır.
Anaokullarını, dil teşviki açısından evdekinin yanında,
ebeveyn tarafından verilen eğitimi tamamlayıcı
olma özelliğinden dolayı çok önemli olan çocukları
okula hazırlama görevi beklemektedir. Çocukların
geçiş dönemini beş yaşından itibaren ücretsiz olması
gereken eğitim arzının bütünlüğüne uygun olarak
sağlamak için, tüm olanaklar kullanılmalıdır. Burada
en önemli olan eğitim, öğretim ve bakım kalitesinin
korunmasıdır.
Geçiş dönemini anaokulu, okul ve ebeveyn ortaklığında şekillendirme, ortak bir pedagojik anlayış
üzerinde uzlaşmayı, metot, dil teşvik tasarımlarına
ve ebeveynlerle ortak çalışmalara Entegrasyonu
içermektedir. Bu ortak şekillendirme çocuğa özgü
dil teşvikini sürekli bir eğitim biyografisi anlamında
garanti altına alır. Anaokulu ve ilköğretim kurumu,
çocuğun ileriye dönük dil gelişimi için ortak bir görev
olarak onun motivasyon ve içtenliğini temin etmek
zorundadırlar.
Esas ulaşılması gereken hedef ise ilköğretimdeki
teşviki çocuğa özgü gelişim durumuyla irtibatlandırmaktır. Anaokulundaki son yılın okul sistemine
yaptığı köprü görevi güçlendirilmeli, geçiş dönemleri en üst düzeye ulaştırılmalıdır. Burada özellikle
göçmen kökenli çocukların dil teşvik ihtiyaçları göz
önünde durmalıdır. Anaokulu, ilköğretim kurumu ve
ebeveynlerin eğitim ve öğretim ortakları olarak bağlayıcı ve sürecen bir biçimde ortak çalışmaları şarttır
ve düzenlemelerin ve programların daimi öğeleri
55
4.2.
olmaları gerekmektedir. Mahalli okul eğitim ve okul
dışı eğitim kurumlar ile aktörlerinin kooperasyon ve
örgüt yapılarının, sürecen dil teşviki anlamında anaokulundan ilköğretim kurumuna geçiş döneminde
sağlam temeller üzerine oturtulması gerekmektedir.
3.1. Federal Hükümetin ütslendiği yükümlülüğü
Ortak çalışma/Ömür boyu öğrenmek
■■ Çocukların başarılı öğrenmesi, başarılı dil edinimini ve çocuğun eğitim sürecinin şekillendirilmesinde sorumluluk alan ebeveyn, eğitimci ve
öğretmenlerin şimdiye kadar olandan daha yoğun
bir şekilde ortak çalışmalarını gerektirir. Çerçeve
şartlarının oluşturulması zorlu bir görev olarak
karşımızda durmaktadır. Bu sebepten Federal
Hükümet ağırlık noktası olarak «Erken çocuklukta
eğitim» adlı bir araştırma projesi planlamaktadır.
Bu çerçevede, Eyalet Hükümetleri ile sıkı bir diyalog halinde üç ile on yaş grubu içindeki çocuklar
için – anaokulu ve ilköğretim kurumlarını içeriksel
olarak kaynaştırmak amacıyla – kurulan eğitim
evleri için tasarım ve enstrüman geliştirilmesi
planlanmaktadır.
Bu çerçevede, Eyalet Hükümetleri ile sıkı bir diyalog halinde üç ile on yaş grubu içindeki çocuklar
için – anaokulu ve ilköğretim kurumlarını içeriksel
olarak kaynaştırmak amacıyla – kurulan eğitim
evleri için tasarım ve enstrüman geliştirilmesi
planlanmaktadır.
Dil durum tespiti araştırma projesi
■■ Federal Hükümet, yaşa özgü dil öğrenimini esas
alan bir referans çerçevesine dayanarak hem
mevcut olan dil durum tespiti yöntemlerine ilişkin
araştırma projelerinin daha çok geliştirilmesini
hem de dil durum tespiti yöntemlerine ilişkin yeni
araştırma projelerini – öğrenciler için kişiye özgü
teşvik planları ve öğretmenler için olgunlaşma eğitimleri dahil – temel olarak ana okullarından meslek eğitimine kadar kişiye özgü, yoğun ve sürekli
dil teşvikini sağlamak amacıyla desteklemektedir.
Eğitim Danışma Öğretim
■■ Federal Hükümet, İnternet portalı BIBER’in vasıtasıyla ilköğretim kurumu ve ana okullarının pedagojik personeli için 2010 yılına kadar medya dayalı
kalifikasyon arzını, örneğin yeni medya kullanımı
ile dil ve okuma teşvik süreçlerinin desteklenmesi
halinde gereken uzman bilgi ve danışmanlık
becerilerinin kazandırılması için desteklemektedir.
BIBER, anaokullarını ve okulları sanal bir çalışma
platformu ile tüm Almanya çapında örgütlenmeleri ve iş birliği yapabilmeleri için desteklemektedir.
Hedef, özellikle eğitici ve öğreticiler ve tabii ki
ebeveynler arasında pedagojik tecrübe alışverişini
desteklemek ve bununla temel alanda ve öğretimin
ilk basamağında yeni bir eğitim anlayışının gelişmesini ve yerleşmesini sağlamaktır.
56
«Öğrenen bölgeler – Birliklerin desteklenmesi»/
Essen uzlaşmasında Essen öğrenme dünyası/
Çocukların öğrenme dünyası – Kita ve ilköğretim
çocukları güçlendiriyor – 3 ile 10 yaşlarındaki
çocuklar için ortak eğitim sorumluluğunu
geliştirmek ve daimileştirmek:
■■ Program, okula geçiş için en iyi şartları oluşturma
amacıyla göçmen kökenli çocuklar ve Alman
çocuklar için erken başlayan en uygun dil teşvikini
takip etmektedir. İlk öğretim kurumlarıyla iletişim
ve iş birliği yaparak çocukların teşvik programları
esnasında kesinti olmaması için erken başlayan
teşvik devam ettirilmelidir. Ebeveynler çocuklarının gelişimleri üzerine yapılan sürekli görüşmelerle bilgilendirilmekte ve teşvike dahil edilmektedirler. Bu programın hedef kitlesi Almanya’da
uzun zamandır yaşayan yabancı uyruklu ve yerli
çocuklardır ve teşvik programı «Öğrenen bölgeler»
çerçevesinde finansal kaynak sağlamaktadır.
3.2.Eyalet Hükümetlerinin ve yerel
yönetimlerin üstlenilen yükümlülükleri
hakkında öneriler
Gençlik Bakanları Konferansı (JMK) ve Eğitim Bakanları Konferansı (KMK) 2004 yılında aldıkları «Eğitim,
öğretim ve bakımın bir bütünlük olarak güçlendirilmesi ve geliştirilmesi» kararıyla eyalet hükümetleri
okullar ve gençlik yardım kuruluşları arasında iş
birliği konusunda anlaştılar. Eyalet hükümetleri ve
yerel yönetimler, dikkatlerini dil öğrenmeyi teşvike
yönelterek şunları vaat etmektedirler:
■■
Göçmen kökenli ebeveynlerin çocuklarını anaokullarına gönderme motivasyonlarını güçlendirmek,
iki eğitim kurumu arasındaki yani anaokulu ve
ilköğretim kurumu arasındaki geçişi iyileştirmek
ve çocuğun erken eğitiminin ilköğretimle «eşit
şartlar altında» gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak; böyle geniş çaplı eğitim sürecinde 5 yaşından
itibaren ebeveynlerden katılıp payı ücreti almama
destekleyici olabilir;
■■
dil durum tespit yöntemlerini, şayet okula başlarken kullanıyorlarsa, ana okullarının yöntemlerini
temel alarak belirlemek;
■■
çocukları bir eğitim kurumundan öbürüne veri
koruma göz önünde bulundurularak biyografik olarak takip eden bilimsel koruma altındaki
materyalleri dil gelişiminin dökümantasyonu için
kullanmak;
■■
anaokullarının ilköğretim kurumlarının ve kreşlerin aralarında yapısal ve bağlayıcı bir iş birliği
için çaba göstermek. Anaokullarının ve ilköğretim
kurumlarının aralarındaki yapısal ve bağlayıcı
iş birliği, gençlik yardım kuruluşlarının ve okul
çalışmalarının tasarımlarında, örneğin eğitim
programlarında yer almalıdır.
4.2.
3.3.Kurum ve organizasyonların kesin vaatleri
■■
Serbest yardım ve danışmanlık kurumu birlikleri
de ilköğretim kurumları gibi anaokulundan ilköğretime geçişin planlı ve entegrasyonlu bir biçimde
şekillendirilmesini kendi dil teşvik tasarımlarına
ve pedagojik metodik çalışmalarına entegre
etmektedirler.
ana okullarında çocuk dil teşviki ve anaokulundan
ilköğretime geçişin kesintisiz oluşturulması açından eğitimci ve ilköğretim kurumlarındaki öğretmenlerin müştereken olgunluk eğitimi görmeleri
için alınan tedbirleri uygulamaya geçirmek;
■■
Serbest yardım ve danışmanlık kurumu birlikleri
de ilköğretim kurumları gibi anaokulu, ilköğretim
kurumu, kreşler, ebeveynler, okul dışı programlar
yapan kurumlar ve diğer aktörler arasında bağlayıcı iş birliği yapacaklarını garanti etmektedirler.
eğitimci ve ilköğretim kurumlarındaki öğretmenleri «İkinci dil olarak Almanca» ve çok dillilik
programlarını göz önünde bulundurarak dil teşviki
alanındaki ortak görevleri bakımından müştereken
olgunluk eğitimlerine tabi tutmak.
■■
Göçmen organizasyonları ebeveynleri anaokullarından ilköğretime geçiş dönemi konusunda ve
okula hazırlayan son anaokulu yılı ile ilgili bilgilendirmektedirler. Göçmen kökenli ebeveynleri ebeveyn ortak çalışmasına motive etmekte ve onları
aktif olarak geçiş döneminin şekillendirilmesinde
desteklemektedirler.
■■
pedagojik personelin kendilerine verilen anaokullarından ilköğretim kurumuna geçişi sağlamak
gibi özel ödevleri yerine getirebilmeleri için gereken finansal kaynakları sağlamak, Yerel Yönetimler
talimatların yerine getirilmesini temin ederler.
■■
■■
57
4.2.
Üyeler
Koordinasyon: Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
58
Berin Alpbek
Almanya Türk Ebeveyn Dernekleri Federasyonu
Monika Baumgarten
Pestalozzi Froebel Haus, Berlin Sozialpädagoji Meslek Okulu
Dr. Doris Bollinger
Bremen Eyaleti Çalışma, Kadın, Sağlık, Gençlik ve Sosyal İşler Senatörlüğü
Bernt-Michael Breuksch
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Nesiller, Aile, Kadın ve Entegrasyon Bakanlığı
Rainer Brückers
İşçi Danışmanlık Dernekleri Federasyonu -Kayıtlı Dernek
Silvia Burrini
Caritaswerk Ludwigshafen
Wolfgang Dichans
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Kirsten Dick
Entegrasyon ve Sığınmacılar Federal Dairesi
Dr. Christof Eichert
Kamuya Yararlı Hertie Vakfı
Dr. Hans Eirich
Bavyera Eyaleti Çalışma ve Sosyal Düzen, Aile ve Kadın Bakanlığı
Dr. Havva Engin
Karlsruhe Pedagoji Yüksek Okulu
Prof. Dr. Lilian Fried
Yetişkin Sosyal Pedagojisi ve Erken Çocukluk Pedagojisi Enstitüsü
Dr. Edgardis Garlin
Çok Dilli Çocuklar Merkezi – Kayıtlı Dernek
Friedlinde Hasenkrug
Almanya Eyalet Hükümetleri Eğitim Bakanları Daimi Konferansı
Gundel Hessemer
Yeni Eğitim Derneği Çalışma Grubu
Dr. Hans Rudolf Leu
Alman Gençlik Enstitüsü
Prof. Dr. Gudula List
Köln Üniversitesi Sağlık Pedagojisi Fakültesi
Uwe Lübking
Alman Şehirler ve Belediyeler Birliği
Dr. Michael Maier-Borst
Göçmen, Sığınmacı ve Entegrasyon Federal Sorumlusunun iş grubu
Gabriele Meier-Darimont
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Heike Pape
Alman belediye meclisleri
Maria Ringler
İki Uluslu Aile ve Eşler Derneği – Kayıtlı Dernek
Mehtap Şanlı
«Anaokulunda Almanca ve Kültürlerarası Eğitim» Erken Start Projesi
Katharina Schäfer-Olejnik
Federal İçişleri Bakanlığı
Antje Scharsich
Federal Almanya Eğitim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığı
Thomas Schmidt
Federal Başbakanlık
Dr. Guiseppe Scigliano
Comitato degli Italiani all’Estero, Hannover
Dr. Monika Springer-Geldmacher
Kuzey Ren Vestfalya Eyaletinde Yaşayan Göçmen Ailelerin Çocukları için Yerel Teşvik
Çalışma Grupları Genel Merkezi
Marie-Luise Tigges
Paderborn Başpiskoposluk Caritas Birliği
Prof. Dr. Rosemarie Tracy
Mannheim Üniversitesi
Ilse Wehrmann
Çocuklar için Protestan Ana Okulları Eyalet Federasyonu
Eva Maria Welskop-Deffaa
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Manfred Willhöft
Eyalet ilçeleri Genel Kurulu
4.2.
59
60
Konu Alanı 3:
4.3.
«İyi Bir Öğrenim ve Mesleki Eğitimi
Garanti Etmek, İş Piyasasındaki
Şansı Yükseltmek»
Görev
Göçmenlerin Entegrasyonu Almanya’nın karşında
duran büyük politik ve toplumsal ödevlerden birisidir. 14 Temmuz 2006 tarihinde göçmenlerin ve tüm
politik katmanların ve toplumsal grup temsilcilerinin
katıldığı Entegrasyon Zirvesi ile Federal Hükümet
halen sürmekte olan bir diyalogun başlangıcını yapmış oldu, bu zirvenin sonucu olarak hedefleri açık ve
net, somut tedbirleri, kesin vaatleri içeren ve sürekli
bir entegrasyon politikasının temellerini oluşturacak olan bir Ulusal Entegrasyon Planı yapılması
öngörülmüştür.
Ulusal Entegrasyon Planına hazırlık yapmak amacıyla
Eylül 2006’ da Çalışma ve Sosyal İşler Bakanının başkanlığında «İyi bir öğrenim ve mesleki eğitimi garanti
etmek, iş piyasasındaki şansı yükseltmek» (3. konu
alanı) adlı bir çalışma grubu oluşturuldu ve ona entegrasyon ve eylem alanlarının şartlarının iyileştirilmesi
konusunda somut öneriler hazırlaması görevi verildi.
Bu görevle çalışma grubu, göçmen kökenli insanların
ve ailelerinin sosyal entegrasyonunun başarılı olması
için işlenmesi şart olan alanlardan birisiyle meşgul
oldu.
Eylül 2006 ve Mart 2007 tarihleri arasında çalışma
grubunun altı oturumu gerçekleştirildi.
Çalışma grubu 45 üyeden oluşmaktadır, bu üyeler toplumsal, iktisadi, kültürel ve bilimsel hayatta geniş kitlelerin temsilciliğini yapmaktadırlar. Göçmenlerin ve
onların ailelerinin entegrasyonlarının iyileştirilmesi
için konulan sosyopolitik hedef ve bunun temelini
oluşturacak bir ulusal entegrasyon planı hazırlanması,
ancak bu konu ile ilgili tüm aktörlerin kazanılması
ve çalışmalara dahil edilmeleriyle başarıya ulaşabilir.
Bunlar
■■
göçmen kökenli insanların bizzat kendileri ve
aileleri,
■■
eğitim, bilim, mesleki eğitim organizasyonları,
dual mesleki eğitim veren kurum ve işletmeler,
■■
kanunun verdiği yetkiyle fınans kaynakları sağlayabilen, çeşitli tabakalarda plan, program ve projeleri
yapan ve yaptıran ve entegrasyonun şartlarını
iyileştirebilecek olan politika ve devlet, ve
■■
faaliyetleri ve etkinlik kabiliyetleri ile göçmenleri,
okullarda, mesleki eğitimde ve işte entegrasyon
süreçlerini teşvik etme ve engelleri aşma gücüne
sahip olan göçmenler tarafından kurulmuş
gayrîresmi toplumsal organizasyonlar, serbest
kurumlar, sendikalar ve işveren federasyonları vs.
Çalışma grubunun terkibi ve ajandası çıkış noktasındaki düşüncelere uygundu.
Çalışma grubunun görüşmeleri olağanüstü yapıcı ve
iş birlikçi bir atmosferde geçiyordu ve üyelerin ortak
amaçları oturumlara damgasını vuruyordu: Göçmen kökenli insanların yoğun çabalar sarf edilerek
öğretim, mesleki eğitim ve iş piyasası gibi alanlarda
61
4.3.
entegrasyonlarının sağlanması gerekmektedir, hiç bir
çocuk ve genç ikamet statüsü nedeniyle eğitim haklarından mahrum edilemez. Kapsamlı bir entegrasyon
politikasının hukuki ve örgütsel bağlamda bir çerçeveye ihtiyacı vardır, Ulusal Entegrasyon Planının ön
gördüğü tedbirlerin uygulanması önündeki yabancılar hukuku ve sosyal hukukun oluşturduğu engellerin
değerlendirmeye tabi tutulması gerekecektir. Göçün
kazandırdığı ekonomik ve kültürel potansiyeller ve
göçmenlerin farklı beceri ve hizmetleri kabul edilmek
zorundadır.
birler derlendi. Sadece katılanların gösterdiği büyük
disiplin sayesinde bu kadar kısa bir zaman içinde
çalışma grubuna verilen bu iddialı program görevinin
üstesinden gelindi.
Çalışma grubu işbu doküman ile raporunu sunar. Bu
rapor çok sayıda konseptsiyonel öneriler ve öğretim,
mesleki eğitim ve iş piyasası alanlarıyla ilgili aktörleri
bağlayıcı tedbirler içermektedir. Rapor, 23 Mart 2007
tarihinde üyeleri arasında varılan büyük bir uzlaşma
ile kabul edildi.
Öğretim, mesleki eğitim ve iş ile ilgili alanlar sistematik olarak analiz edildi. Entegrasyonun şu anki durum
tespiti yapıldıktan sonra sorunlu alanlar teşhis edildi,
hedefler belirlendi ve gereken değişiklikler ve ted-
Çalışma grubu bu rapora paralel olarak katılımcıların
tartışmalara yazılı katkılarını ayrı bir kitap halinde
belgelemiştir.
Sonuçlar
milyar Euro tahsis etmektedir. 2005 yılında yürürlüğe
giren Günlük Bakımı Genişletme Kanunu ile bağlantılı olarak Federal Devlet, yerel yönetimlere 3 yaş altı
çocuklar için ek olarak 230.000 kalifiye bakım yeri
açılması için yıllık 1,5 milyar Euro’luk bir hareket
alanı kazandırmıştır.
1. Entegrasyon ve eğitim
1.1. Durum tespiti
Göçmenlerin ortak bir toplumsal Entegrasyonları
için mesleki eğitim, öğretim, çalışma ve aile alanları
önemli rol oynamaktadır. Bu çekirdek alanlarda elde
edilen entegrasyon başarısı veya başarısızlığı, göçmen kökenlilerin genel entegrasyon şansını ve genel
olarak da yaşam kalitesini etkilemektedir.
2006 Ulusal Eğitim Raporuna göre; Almanya’da yaşayan ve 25 yaşına kadar olan eğitim çağındaki çocuk
ve gençlerin dörtte biri (yüzde 27,2) göçmen kökenlidir. Altı yaş altındaki grupta ise bu oran neredeyse
üçte birdir. Bu kesimin göç yapılan zaman ve göçün
konumu ve ayrıca etnik köken ve bölgesel yoğunluk
itibarıyla – geniş heterojen yapısı, yaklaşık altı milyon
çocuk ve gencin eğitim sistemine Entegrasyonu için
üstesinden gelinmesi gereken ağır bir görev anlamına
gelmektedir.
Federal Hükümet, eyalet ve yerel yönetimler entegrasyonun teşvik edilmesi için çok farklı yöntemlere
başvurmuşlardır: Federal Hükümet, Eyaletler ve
Yerel Yönetimler Entegrasyonu teşvik etmek amacıyla, anaokullarında erken dil teşviki, dil tanısının
genişletilmesi, Almanca için teşvik edici kursların
düzenlenmesi ve kurs dışı Entegrasyon tedbirlerinden genişletilmiş teşvik programları sunan tam gün
okulların sayısının artırılmasına kadar çok yönlü
çalışmalar yürütmüşlerdir. Federal Devlet, «Gelecek
Eğitim ve Bakım» adlı yatırım programı çerçevesinde
2003-2009 yılları arasında tam gün okulların kurulması ve yapılandırılması için eyaletlere toplam dört
62
Bununla birlikte eğitim başarısının Almanya’daki
sosyal köken ve göçmen kökenlerine olan bağımlılığı diğer ülkelerden daha fazla belirgindir. Bunun
yanında öğrencilerin göçmenlik sebebiyle sistematik ve tutarlı olarak konuşulan dili öğrenmelerine
katkıda bulunma konusunda burada diğer ülkelerden
daha az başarılı olunduğu söylenmelidir. Yapılan
araştırmalara göre, Almanca diline hakim olmanın
okulda başarılarının sağlanması ve bunun üzerine
kurulan tüm mesleki ve toplumsal alandaki katılımı
için öncelik taşıdığını göstermektedir.
Temel alanda göçmen çocukların günlük çocuk
bakım evlerini kullanma oranı 4 yaş üzeri yaş gruplarında Alman çocuklarının oranına neredeyse
yaklaşmış durumdadır. Buna karşılık daha küçük
yaş gruplarında halen aradaki fark çok belirgindir.
Göçmen kökenli iki yaş grubu çocukların sadece beşte
biri günlük çocuk bakım evine gitmektedir. Özellikle
göçmen kökenli ailelerin çocuklarının mümkün
oldukça erken yaşta günlük çocuk bakım evlerince
teşvik edilmeleri, ilerdeki eğitim imkânlarını önemli
oranda arttırmaktadır.
Henüz ilk eğitim kademesinin sonundan itibaren
göçmen kökenli öğrenciler diğer öğrencilere göre
başarı açısından önemli oranda geride kalmaktadırlar, bu husus uluslararası karşılaştırmalarda oldukça
belirgindir. Çocukların erkenden okul şekillerine
ayrılmaları, bunu takip eden dönemde entegrasyonu
ve sosyal mağdur ve göçmen kökenli ailelerden gelen
çocukların başarı imkânlarını zorlaştırmaktadır.
Göçmen kökenli çocuklara ilkokulda çok nadiren orta
okul (Realschule) ve liseye (Gymnasium) devam etmeleri için tavsiye verilmektedir. İlkokulda aynı başarı
durumunda ortalama olarak biraz daha düşük not
almaktadırlar. İkincil kademe I’de ise başarı değerlendirmesinde herhangi bir dezavantaj görülmemektedir.
Göçmen ailelerinden gelen öğrencilerin ikincil
kademe I’de eğitime katılımları göçmen biyografisi
olmayanlara göre çok daha elverişsizdir. 2000 yılında
göçmen kökenli olmayan 15 yaşındakilerin yüzde
17’si temel okula (Hauptschule) ve yaklaşık yüzde
33’ü liseye (Gymnasium) devam etmişlerdir, göçmen
kökenli aynı yaş grubunda ise yüzde 32 oranında
temel okula ve yüzde 25 oranında liseye devam etmişlerdir. Göçmen kökenli çocuklar için ikincil kademe
I’ye geçmeleri için Almanca dil hakimiyeti çok önemli
bir engel oluşturmaktadır: Aynı kitap okuma başarısında bu grubun dezavantajları önemli oranda
azalmaktadır. Bununla birlikte fırsatlarda eşitsizlik
mevcuttur.
Yüksek oranda göçmen kökenlilerin bulunduğu
okullar genellikle, izole edilmiş ve dışlanmış sosyal
ve etnik grupların çoğunlukta olduğu sosyal çevrelerde bulunmaktadır. Sürekli bir toplumsal ayrım ise
öğrenme davranışı ve eğitim başarısı üzerinde etki
bırakmaktadır. Toplumsal ayrımın oldukça büyük bir
boyuta ulaştığına dair bilgiler bulunmaktadır: PISA
2000’e göre Federal Ülke çapında yaklaşık her beş
temel okuldan bir tanesi çok ağır şartlar altında çalışmaktadır. İkincil kademe I’de her dört göçmen kökenli
gençten bir tanesi göçmen kökenli öğrenci sayısının
çoğunlukta olduğu bir okulda okumaktadır.
Toplumsal ayrım okul mezuniyetlerine de etki etmektedir. Göçmen kökenli gençlerin başarı açısından
eğitimin sonuna doğru geride kalmaları hiçbir PISA
üye devletinde Almanya’daki kadar yüksek görülmemektedir. Göçmen kökenli gençler Alman öğrencilerinden sayı bakımından iki kat daha fazla okuldan
mezun olmadan ayrılmaktadırlar. Yabancı erkek
çocuklarında ise aynı yaş grubu için yüzde 20 ile bu
oran çok yüksektir.
Göçmen kökenli çocuk ve gençlerin dersleri ve amaçlanan teşvik konularında hangi tedbirlerin özellikle
çok etkili olduğu konusunda şu ana kadar kesin
bilimsel veri bulunmamaktadır. Çeşitli dil teşvik çalışmalarının etkisi husunda ek araştırmaların yapılması
gerekmektedir. Ayrıca, okul dönemi için toplumsal
teşviklere yönelik başarılı metotların örnek alınması
ve göçmen gençlerin kültürler arası yeterliliklerinin
ders düzenlemelerine nasıl olumlu şekilde aktarılabileceği sorusu üzerine araştırma yapmak gerekir. Bu
eğitim planının geliştirilmesini de kapsamaktadır.
Ayrıca tüm öğretmenlerin ve diğer pedagojik personelin geliştirilmesinde kalifikasyon gereksinimi
bulunmaktadır. Ancak bu şekilde bütün okul süresi
boyunca ve mesleki eğitimlerde de dil teşviki ve
4.3.
yazı ile konuşma dilinin tutarlı biçimde öğretilmesi
sağlanabilir.
Çocukların ve gençlerin eğitim durumlarının
düzeltilmesi, çevresel ve aile içi eğitim engellerinin
aşılması için önemli bağlantı noktalarını ise, öğrencilerin ve ebeveynlerin ortalamanın üzerinde bir
öğrenme motivasyonu ve okula karşı pozitif görüşleri
oluşturmaktadır. Çok dilliliklerinde de da yüksek bir
potansiyel yatmaktadır.
1.2. Hedef belirleme
Bu çıkış pozisyonu uyarınca, Ulusal Entegrasyon
Planında önlemler tespit edilirken aşağıdaki amaçlar
esas alınmaktadır:
Almanya, eğitim başarılarını sosyal kökene
bağlamayan, potensiyalleri geliştiren ve şans
tanıyan bir eğitim sistemine ihtiyaç duymaktadır.
Genel eğitim veren okullardaki eğitimin ardından
mesleki eğitimler (işletme, okul yüksek okul) için
gerekli araç ve gereçleri sağlamalıdır. Buna özellikle
de kültür teknikleri (okuma, yazma, hesap yapma),
sosyal yeterlilik ve derinlemesine meslek oryantasyonları dahildir.
Devletin eğitim ve öğretimde temel görevleri arasında, Almanya’da yetişen kişilerin genel ve mesleki
eğitim haklarını garanti altına almak, öğrencilerin
kişiliklerini serbest geliştirmeleri konusunda teşvikte
bulunmak ve çocuklar ile gençleri toplumsal ve mesleki yaşamlarına hazırlarken fırsat eşitliğini sağlamak
öncelikli olmalıdır. Bu anayasal görevin özellikle de
mağdur yaşam koşulları içerisinde bulunan öğrencilere karşı yerine getirilmesi gerekir.
Eğitim, değişen eğitim ihtiyaçlarını karşılayabilmesi
için, başarıya ulaşan bir entegrasyon için önemli bir
anahtar olarak, yeterli kaynaklara sahip olmalıdır.
Demografik gelişim ve buna bağlı olarak da gerileyen
öğrenci sayısı dolayısıyla mevcut olacak orta ve uzun
vadeli kaynaklar okul ve mesleki eğitimin iyileştirilmesi için kullanılmalıdır.
Almanya’da eğitim en önemli kaynaktır. Bu nedenle
de tüm bireylerin potansiyelleri ve yeterlilikleri
kullanılmalı ve geliştirilmelidir. Sosyal, dilsel ve etnik
kökene dayalı özellikler ile halen mevcut olan eğitim
şanslarının ve seyirlerinin birleştirilmesi kararlı bir
bireysel teşvike yönelik eğitim sistemi ile aşılmalıdır.
Eğitim, entegrasyon sağlama şansının etkili bir
şekilde iyileştirilmesi için erken çocukluk yıllarında
başlamalıdır. Sistematik ve erken yaşta teşvik açısından, özel sosyal pedagojik gereksinimleri ihmal etmeden, günlük çocuk bakım evlerinin özel eğitim yerleri
olarak geliştirilmesi ve genel eğitim ile Entegrasyonu
yoğunlaştırılması gerekir. Göçmen kökenli çocukların
63
4.3.
kreş ve günlük çocuk bakım evlerine katılma oranını
artırmak için, özellikle dört yaşa kadar, okul öncesi
eğitim ve bakım imkânlarının nicel ve nitel olarak
genişletilmelidir. Genel olarak üç yaşını doldurduktan
sonra okul öncesi bir kuruluşa katılma zorunluluğu
esasen hedeflenmelidir.
Okulda ve çoğu zaman mesleki yaşamda başarı için
Almanca diline hakim olmak çok önemli bir koşuldur.
Bu nedenle Almanca dilinin konuşulması ve yazılması
devamlı, sistematik ve detaylı olarak bütün okul yılları süresince ve meslek derslerinde de teşvik edilmelidir. Burada bütün eğitim kademeleri ve derslerdeki
eğitim personelinin dil bilgisi öğretimine ilişkin yeterlilik kazanmaları ve mesleki eğitimlerini geliştirmeleri çok acil bir görevdir.
İnsanın kendi ana dilinin de dahil edilmesi sonucunda çok dil bilme özelliği hem birey hem de toplum
için teşvik edilmesi gereken önemli bir potansiyel
oluşturmaktadır. Günlük okul hayatında çok dil bilme
özelliğinin uygun şekilde göz önünde bulundurulması için uygun önlemlerin denenmesi örneğin çift
dilli okul türleri ile gereklidir.
Öncelikli olarak da göçmen kökenli öğrencilerin yüksek öğrenme motivasyonlarından faydalanılmalıdır,
başarısızlık oranı belirgin şekilde düşürülmelidir ve
göçmen kökenli çocuk ve gençlerin daha üst eğitim
programlarına katılma oranları artırılmalıdır. Sosyal
köken ve eğitim başarısı arasındaki bağlantının
aşılması ile özellikle de göçmenlerin eğitim başarısı
yükseltilecektir. Amaç burada onların erkenden okulu
terk etmelerini engellemek ve onlarla uzun süre
birlikte eğitimi devam ettirmektir, aynı zamanda
eğitim sistemi içerisindeki geçiş de aktif şekilde
arttırılmalıdır.
Okulları iyileştirmek – Mağduriyete ve toplumsal
ayrıma karşı aktif şekilde karşı çıkmak
Toplumsal ayrımın ve mağduriyetin çeşitli şekillerinin biriktiği okul durumlarının gelişmesi kesinlikle
engellenmelidir. Özellikle de temel okul (Hauptschule) dediğimiz okullar problemli, bunlardaki geçiş
oranları düşük ve öğrenciler çok çeşitli türde mağdur
durumdadır. Eğer kısa sürede bu genel şartlar değişmez ise, bu durumdan etkilenen okulların ciddi kaynak ve desteklere ihtiyacı olacaktır. Belediyelerin yerel
eğitim yönetimi ve sürekli refakat ve destek sistemleri
burada kalitenin iyileştirilmesine katkı sağlayabilirler.
Erken bireysel teşvik ve de yüksek pedagojik kaliteye
sahip tam gün okullarının geliştirilmesi ile hedeflenen teşvike ve eğitim ve entegrasyon başarısının
iyileştirilmesine yönelik eğitim programları için yeni
imkanlar yaratılmaktadır. Özellikle sosyal mağdur
olan ya da eğitimden uzak ailelerden gelen çocuklar
için tam gün okulları eksiklerini giderme ve dilsel,
kültürel ve sosyal yeterliliklerini geliştirmeleri bakımından büyük bir şanstır.
64
İş dünyasına dayalı içeriklerin de dahil edilmesi ile
çalışma hayatına daha iyi bir eğitime dayalı hazırlık çalışması sekizinci sınıftan sonra kaçınılmazdır.
Bunun hayata geçirilmesinde işletmeler, şirketler ve
meslek kuruluşları işbirliği yaparak katkı sağlayabilirler. Mesleki yönlendirme ve danışmanlık hizmetinin
iyileştirilmesi için sivil toplumun kuruluş ve organizasyonlarının daha yoğun olarak okul sürecine katılmalarını sağlamak büyük önem taşımaktadır. Eğitim,
Entegrasyon ve mesleki perspektifler için bölgesel ağ
sistemlerinde okullar merkezi aktörler olmalıdır.
Gençlerin potansiyellerini teşvik etmek –
Ailelerin katılımını artırmak ve öz sorumluluğu
güçlendirmek
Göçmen kökenli çocuk ve gençlerin teşviki, onların
kültürel ve dilsel deneyimlerine dayanmaktadır.
Gelecekte onların daha da fazla gücüne ve potansiyellerine, örneğin yüksek öğrenme motivasyonları ve
dil öğrenme yeterliliklerine bağlantı kurulması önem
kazanacaktır. Çocukların kurumsal teşvikleri sürekli
kılınmalıdır.
Okuldaki entegrasyon çalışmalarına destek olarak
anne-babaların işbirliği büyük bir öneme sahiptir.
Özellikle göçmen kökenli anne-babaların işbirliğini
daha iyi eğitim imkânları ve eğitimdeki süreçlere
aktif olarak katılmalarını sağlayarak güçlendirmek
gerekir. Böylece gerekli olan öz sorumluluk güçlendirilir ve geri çekilme eğilimlerine karşı da etki sağlanmış olur.
Göçmen kökenli anne-babaların çoğu çocuklarının
eğitimlerine yüksek oranda yatırım yapmaya hazırlar. Bu isteklilikten yoğun şekilde faydanılmalı ve
olmadığı yerde de teşvik edilmelidir, bu şekilde onları
eğitim ve öğretim için ortak olarak kazanmak ve kalifiye etmek mümkün olacaktır. Uygun bilgi, danışma
ve eğitim imkânları genişletilmeli ve örneğin okullar
tarafından anne-babalar için de dil eğitim imkânları
sağlanmalıdır. Bunun dışında ailesel eğitim engellerini aşmak için göçmenlik organizasyonlarının da
köprü vazifesi ile, eğitim ve diyalog ortakları olarak
daha fazla katılmalarını sağlamak gerekir.
Dersi iyileştirmek – Eğitim araştırmalarını
yoğunlaştırmak
Göçmen kökenli çocuk ve gençler için devamlı dil
teşviki günlük çocuk bakım evlerinde başlamalıdır ve
bütün okul süresince sunulmalıdır. Almanca dilinin
teşvik edilmesi sistematik olarak uzmanlık derslerinde de devam etmelidir, bunun için de öğretmenlerin yeterli nitelikleri kazanmaları için uygun imkânlar
ile geliştirilmesi ve eğitilmesi gerektirmektedir. Mevcut dil teşvik çalışmaları sistematik olarak etkililiği
bakımından kontrol edilmeli ve başarılı olanlar ise
bilimsel olarak geliştirilmeli, yaygınlaştırılmalı ve
uygulanmalıdır.
Göçmen kökenli kişilerin eğitim başarısını teşvik
etme konusundaki soruların şimdiye kadarından
daha fazla başarılı bir entegrasyonun emin bilgilerine
dayanarak yönlendirebilmek için ayrıca destekleyici
araştırmalar gereklidir, örneğin (yazma) konuşmanın
öğrenilmesi ve kültürler arası eğitim alanında.
Personel alımlarında uygun reklam ve istihdam
tedbirleri ile göçmen kökenli kişilerin pedagojik
meslekler için kazanılması, yeterlilik kazanmaları ve
istihdam edilmesi için çalışılmalıdır.
Dilsel, kültürel ve heterojen gruptaki çocukların ve
gençlerin teşvik edilme görevinin yerine getirilmesi
için günlük çocuk bakım evlerinde ve okullardaki
pedagojik personelin kalifikasyonu sistematik olarak
gerçekleşmelidir ve hizmet içi eğitiminin entegre
unsuru olmalıdır.
Özellikle teşvik tanısı, dil teşviki, kişiye özel teşvik
ve yetenek ve başarının değerlendirilmesine ilişkin
alanlardaki eğitimi ve hizmet içi eğitimi yoğunlaştırmak ve kültürler arası yeterliliği pedagojik personelin
temel yeterliliği olarak korumak gerekir. Göçmen
kökenli çocukların ne kadar başarılı oldukları sadece
dil bilgilerine bağlı değildir. Eğitim başarıları için
eğitim koşullarının takdir edilmesi ve öğretmenlerin
bu öğrencilerin yeterliliklerine güven duymaları da
önemlidir. Eğitim başarısı için stigmatik ön yargıların ve ayrımcılığın giderilmesi de büyük bir önem
taşımaktadır.
Federal Almanya Hükümeti, tam gün okullarının
kurulmasını entegrasyon alanında etkili bir önlem
olarak desteklemektedir ve bu önlemin sürekli
ve geniş çapta yerine getirilmesini desteklemek
için «Gelecek Eğitim ve Bakım» yatırım programını 2009 yılına kadar kararlaştırılan kapsamda
sürdürecektir.
■■
Okulu yarıda bırakanların sayısını azaltmak için
Federal Almanya Hükümeti, ESF teşviki ve yerel
proje ortakları ile beraber yerine getirilen, sürekli
okulu reddenleri okullara entegre etmek ve
bunların okul mezuniyeti için imkanlarını iyileştirmek için dikkatini temel okullardaki öğrencilere
yönlendiren «Okulu reddetme – İkinci şans» model
programı yürütmektedir.
■■
Federal Almanya Hükümeti okul dışı alanlarda
«Okullar Nete» ile «LIFT – öğrenmek, entegrasyon
sağlamak, teşvik etmek, egzersiz yapmak» isimli
portalı ile destek verecektir. Buna göre medya
ve kişisel öğrenme yeterliliğini geliştirmek için
gençlere imkânlar sunulacak ve kültürler arası
eğitim ve dil teşviki sağlanacaktır. Amaç, gençlerin
çalışma yeteneği ve entegrasyonu için esas önem
taşıyan temel yeterliliklerinin teşvik edilmesidir.
Buradaki hedef grup özellikle göçmen kökenli
gençlerdir.
■■
Alman Anayasası’nın 91 b maddesinin 2. fıkrası
gereğince Federal Hükümet ve Eyaletlerdeki yeni
müşterek görevin tasarımı çerçevesinde Federal
Almanya Hükümeti, eyaletleri bu arada entegrasyonun iyileştirilmesi ve kültürler arası eğitim sorunları ile ilgili tasarı ve enstrüman gelişimi ve eğitim
araştırmaları alanında eyaletleri desteklemektedir.
■■
Eğitim raporları çerçevesinde göçmen kökenli
gençlerin eğitim sistemindeki entegrasyonunun
gelişmeleri hakkında düzenli aralıklarla rapor
düzenlenecektir.
1.3. Önlemlerin ve öz sorumlulukların
kararlaştırılması
Bu kararlaştırılan amaçların takibi için «İyi eğitim ve
mesleki eğitimi sağlamak, iş piyasasındaki fırsatları
arttırmak» çalışma grubunun bundan sonra sözü
geçen aktörleri kendi sorumlulukları çerçevesinde
aşağıdaki önlemleri ilk adımda gerçekleştirmeyi veya
desteklemeyi taahüt etmektedir.
Federal Almanya Hükümetinin önlemleri ve
özsorumlulukları (veya Federal Hükümetin
düzenleme yetkisi altında)
■■
Bütün çocuklara, gençlere ve yetişkinlere potansiyellerini geliştirme imkânını vermek, eşit eğitim
şansları ve kapsamlı toplumsal ve kültürel katılımları sağlamak, gelecekteki uzman personel
ihtiyacını karşılayabilmek ve uluslararası rekabette yarışabilir durumda kalabilmek için Federal
Almanya Hükümeti demografik gelişme ve eğitim
katılımcılarının azalmasından dolayı mevcut
olacak bütçe kaynaklarının eğitimin iyileştirilmesi
için kullanılmasını öngörmektedir.
4.3.
■■
Eyaletler ve komünlerin önlemleri ve öz
sorumlulukları (veya eyalet ve komünlerin
düzenleme yetkileri)
Eyaletler
■■ Yüksek toplumsal sermaye olan başarılı bir entegrasyonun önemli anahtarı olarak, büyüyen ihtiyaçları karşılayabilmesi için yeterli finansal kaynaklara sahip olabilmelidir. Kültür bakanları kendi
eyaletlerindeki bütçe görüşmelerinde demografiye
bağlı olarak mevcut bulunacak kaynakları eğitimin
iyileştirilmesi için kullanılması için etkili biçimde
çaba göstereceklerdir.
■■
Çocukların günlük bakım evlerinde bakım
imkânlarının nitelik ve nicelik bakımından güçlendirilmesi için Kültür Bakanlığı Konferansı her
65
4.3.
türlü girişimi desteklemektedir. Bütün eyaletlerde
kreş ve ilkokullar için eğitim ve öğretim planları
kurumlar arası beraber hazırlanmış veya hazırlanmaktadır. Bu arada tüm Federal Eyaletlerde
okuldan önce dil testi uygulanmaya ve bunların
sonucunda gerekli hallerde ek bir teşvik önlemleri
alınmaya başlanacaktır.
■■
■■
Almanca dilinde eksiklikleri olan bütün çocuklara eşit haklarlara sahip olarak derse ve eğitime
katılmalarını mümkün kılan teşvik verilmesi
konusunda bir görüş birliği mevcuttur. Bu da bütün
derslerin öğretmenlerini ilgilendiren bir görevdir.
Kültür bakanları, gerekli hallerde bütün okul türlerinde ve okul kademelerinde dil destekli önlemleri
almayı taahhüt ederler. Aynı zamanda gelecek beş
yılda bütün öğretim elemanlarını kendi dersindeki dil öğretim görevini yerine getirecek duruma
getiren, gerekli eğitim ve hizmet içi önlemlerini
öngörmeyi taahhüt ederler.
■■
Almanca dilinin öğrenilmesinin yanı sıra, Kültür
Bakanlığı Konferansı çok dilli olmanın bütün
çocuk ve gençler için önemli olduğunu du kabul
etmektedir. Bu da göçmen kökenli çocuk ve
gençlerin köken veya aile dillerini kapsamaktadır.
Okul günlüğünde çok dilli olma prensibini uygun
biçimde gerçekleştirecek uygun önlemler belirlenmelidir. «Göçmen kökenli çocukların ve gençlerin
teşviki (FörMig)» isimli model programının sürekli
yapılan değerlendirmesinin tamamlanmasından
sonra bütün eyaletler başarlı olduğu tespit edilen
yöntemlerin ve enstrümanların genel sistemde ne
dereceye kadar uygulanabileceğini inceleyecektir.
Kültür Bakanlığı Konferansı, ulusal eğitim raporlarına dayanılarak çok dilliliğin teşvik edilmesi için
düzenli görüş alış verişinde bulunmayı taahhüt
eder.
■■
66
Kültür Bakanlığı Konferansı, bu tedbirlerin başarısını sürekli kontrol etmeyi ve düzenli olarak bilgi
ve en iyi uygulamalar hakkında bilgi alışverişini
gerçekleştirmeyi taahüt ederler. Dilsel teşvik
önlemlerinin uygulanması konusunda eyaletler
halihazırda eğitmenlerin kalifikasyonu için önlemleri kontrol etmektedirler. Düzenli bilgi alışverişlerinde kararları hakkında da bilgi vermeyi taahhüt
ederler.
Kültür Bakanlığı Konferansı göçmen kökenli ailelerle yapılan işbirliğinin yoğunlaştırılmasına ilgi
duymaktadır. Bu iş birliğinin desteklenmesi için de
bakanlar kendi sorumlulukları çerçevesinde ebeveyn kurslarının gerçekleştirilmesini ve göçmen
dernekleri ile beraber ebeveyn inisiyatifleri konusunda mali ve personel esasları yaratmak için çaba
göstereceklerdir. Kültür Bakanlığı Konferansı ebeveynler ile işbirliği konsunda göçmen dernekleri ile
ortak bir açıklama düzenlemeyi amaçlamaktadır.
■■
Kültür bakanları Federal Almanya Hükümeti
tarafından mali olarak desteklenen tam gün okul
programını kararlaştırılan kapsamda 2009 yılına
kadar devam ettirecekler ve tam gün okul oranını
artıracaklardır. Tam gün okul biçimindeki genel
eğitim veren okulların gelişimi konusunda kültür
bakanlığı konferansı belirli aralıklarla istatistik
raporları hazırlayacaklardır. Bundan tam gün eğitim şeklindeki okulların oranlarının başta ilkokulları olmak üzere tüm okul türlerinde artış gösterdiği anlaşılmaktadır. Bunun dışında bakanlar, tam
günlük imkânlardaki istenilen pedagojik başarılar
konusunda da düzenli olarak rapor vermeyi taahhüt ederler.
■■
Federal Eyaletler arasındaki farklardan bağımsız
olarak okulu tekrarlayan, okulu yarıda bırakan ve
tasdikanme ile okuldan ayrılanlar Alman okullarında toplam olarak oldukça fazladır. Bu alanda
özellikle de göçmen kökenli çocuk ve gençler ön
planda yer almaktadır ve bu grup içerisinde de
özellikle erkek çocuklar ve genç erkekler çoğunluktadır. Kültür bakanlığı konferansı PISA araştırmasının ilk sonuçlarından beri bu sorununun bilincindedir ve bu durumun giderilmesi için müşterek
öncelikli uygulama alanlarını geliştirmiştir. Sadece
başarıya dayalı olan bir okul kültürünün daha
fazla endividüel teşvik ve destek unsurunu de göz
önünde bulunduran bir okul kültürüne dönüşmesi
zihinsel değişiklikler gerektirdiğinden bu noktada
kısa vadeli başarılar beklenmemelidir.
■■
Kültür bakanları kendi okullarındaki başarısızlık
oranlarını düşürme konusunda alınan tedbirleri
etkinliği açısından düzenli olarak kontrol etme
ve bunlarla ilgili düzenli olarak rapor verme
konusunda mutabık kalmışlardır. Onlar, beş yıl
içerisinde okulu yarıda bırakan ve tekrar edenlerin sayısını önemli oranda düşürmeyi ve göçmen
kökenli çocuk ve gençlerin oranlarını bütün
öğrencilerin ortalama başarı oranı ile aynı seviyeye
getirmeyi hedef almaktadır. Bazı eyaletler okulları ile hedef anlaşmaları akdedecekler, bazıları
ise başka önlemler deneyeceklerdir. Bu alınan
önlemlerin etkisi konusunda da eyaletler düzenli
aralıklarla bilgi alışverişinde bulunacaklar. Kültür
bakanlarının bir hedefi de, mevcut okul sistemlerine erişim imkânlarını aktif bir şekilde teşvik
etmektir. Burada da yine oranları bütün gençlerin
ortalama oranı ile aynı seviyeye getirmek amacı ile
göçmen kökenli çocuk ve gençlerin orta öğretim
okkularına geçiş oranları sistematik olarak kayıt
altına alınacak.
■■
Kültür bakanları, göçmen kökenli çocuk ve genç
sayısının yüksek olduğu okulların entegrasyon
çalışmalarının gerekli olduğu derecede gerçekleştirmek için daha büyük çabalar sarf etmek zorunda
olduklarının bilincindedirler. Ancak bu tür okullar
için frekansların düşürülmesi, öğretmen sayısının
artırılması veya öğretmenlerin sosyal çalışmanlar
tarafından desteklenmesi gibi önlemler alınması
için özel kaynakların hazır bulundurulması gerektiği konusunda da görüş birliğine varmışlardır. Bu
okulların özel yetiştirilmiş pedagojik personele
ihtiyacı bulunmaktadır. Bir yandan bu daha fazla
öğretmenin, göçmen kökenli eğitmenlerin veya
sosyal çalışanların işe alınması ile diğer yandan da
karalı bir şekilde hizmet içi eğtim olanaklarının
hazır bulunması ile sağlanacaktır. Öğretmenlerin
eğitimi için hazırlanan yeni standartlar kültürler arası yeterliliğin kazanılması için modüller
öngörülmüştür. Kültür bakanlığı konferansı, orada
öngörülen önlemlerin en kısa zamanda uygulanması için devreye girecektir.
4.3.
sayısını önemli oranda artırmak amacıyla geniş bir
eğitim kampanyası yürütmektedir.
■■
Türk kökenli nüfusun arasından daha fazla katılımı
ve eğitim başarısı için yapılan bu kampayanın
çerçevesinde, eğitim bilincinin Türk dilinde yayın
yapan medyalar ile beraber çalışılarak artırılması,
bütün eyaletlerde ebeveyn akademilerinin kurulması ve eyaletlerde Almanya’daki Türk Cemaatinden 100 eğitim elçisinin multiplikatör ve aracı tayin
edilip eğitilmesi planlanmaktadır.
■■
İspanyol Ebeveyn Dernekleri Birliği çok dilliliğin
teşviki ile göçmen kökenli çocuklarının okul başarısı ile ilgili deneyimleri ve çalışma yöntemlerini
başka ülkelerden gelenlere göçmenlere ve organizasyonlarına sunmaktadır. Alman – Helenik Ekonomi Birliği aynı şekilde Almanya’daki iki ve çok
dilli eğitimin bakımı ve teşviki için çalışmaktadır.
■■
CGIL-Eğitim Kurumu e. V. «JUMINA – Mesleki
Eğitimdeki Genç Göçmenler» projesi ile okuldaki
başarılı entegrasyon çalışmalarının sonucunda
elde ettiği deneyimlerini başka yerlerde de gerçekleştirilmesi için başka okul idarelerine ve belediyelere sunacaktır. Koordinasyon dairesinin kurulması
okulların, okul dairelerinin, yerel kuruluşların,
işletmelerin, iş acentalarının, göçmen organizasyonlarının, göçmen kökenli öğrencilerin ve ebeveynlerin arasında bir iletişim ağının kurulması
için sabit bir proje unsurudur.
■■
İtalyan Devleti ise konsoloslukları ve göçmen dernekleri üzerinden çocuklara ve gençlere, öğrenim
durumunu ve ihtiyaca göre tamamlayıcı ana dil
eğitimleri ve genel teşvik kursları sağlamaktadır.
Gelecekte ise buna ek olarak, İtalyan öğrencilerinin (en az oniki) yüksek oranda bulunduğu tam
gün okullar ile işbirliği çerçevesinde teşvik ve dil
imkânları, aynı zamanda ilgi gösteren Alman
öğrencileri veya başka dil konuşan çocuklar için
de ek olarak sunulacaktır. İtalyanlar tarafından
yeni bir enstrüman olarak okullarda «Tandem
Dersi» deneme amaçlı uygulanmaktadır. Burada
sınıf öğretmenlerinin verdikleri düzenli derslerine
kısmi olarak ana dilli öğretmenler tarafından İtalyanca refakat edilecektir.
Belediyeler:
Belediye teşkilatları halihazırda üyeleri ile yoğun
bilgi alışverişinde bulunmaktalar ve katkısını bundan
sonraki süreçte sunacaklardır.
İş grubundaki danışmalara uygun olarak aşağıdaki
konuların da dikkate alınması gerekir:
■■
Çocukların tam gün bakımlarının nitelik ve nicelik
bakımından geliştirilmesi – çocuklar için erken
teşvik
■■
Yerel okul yönetimi/toplumsal ayrımın önlenmesi
■■
Tam gün okulunun geliştirilmesi
■■
Gençlere yönelik sosyal çalışmanın geliştirilmesi
■■
Eğitim, entegrasyon ve mesleki perspektifler için
yerel iletişim ağları
Özel kurum ve organizasyonların önlem ve öz
yükümlülükleri
Göçmen kökenli insanların organizasyonları:
■■ Ebeveyn birlikleri ve göçmen organizasyonları
eğitim ve kalifikasyonun değerini yükseltme ve
göçmen ailelerindeki eğitim görme isteğini güçlendirme çalışmalarına yoğun olarak katılmaktadır.
Amaç, çocukların ve gençlerin Almanya’daki tam
olarak mesleki entegrasyonunu mümkün kılmak
için ebeveynlerin gençlere bilinçli ve bilgilendirilmiş şekilde refakat etmelerini sağlamaktır.
■■
Göçmen organizasyonları, yerinde uygun güvenilir
kişiler ile diyalog ortakları veya eğitim destekçisi
olarak yerinde aktif sorumluluk üstlenmeye ve
aracılık yapmaya hazırlar.
■■
Almanya’daki Türk Cemaati, Türk kökenli ebeveyn
ve öğrenci temsilcilerinin okullardaki katılımlarını
artırmak, diploma almadan okuldan ayrılanların sayısını yarıya düşürmek ve ortaokul ve lise
diploması ile mezun olan Türk kökenli öğrencilerin
Ekonomi:
■■ Ekonomi, kısa vadeli olarak çocuklar için günlük
bakım evlerinde yapılan, dil teşvikli, ücretsiz
zorunlu bir okul öncesi yılını ve orta ve uzun vadeli
olarak 3 yaşından itibaren çocukların günlük
bakım evlerine verilme zorunluğunu talep etmektedir. Münferit şirket ve birlikler bu konuda praktikte başarılı olan örnekleri teşvik etmektedir.
■■
450 yerel çalışma grupları çerçevesinde okul ve
işletmeleri bir araya getiren bütün almanya’ yı kapsayan OKUL EKONOMİSİ ağı, her ilgi gösteren okul
67
4.3.
için bir komşu şirket konusunda arabuluculuk yapmaktadır. Buradaki amaç, özellikle göçmen kökenli
öğrencilerde de iyileştirilmiş bir mesleki eğitim
olgunluğu, özellikle de meslek oryantasyonu
geliştirmektir. Bu arada öğrenci ve eğitim stajları, işletme gezintileri ve ortak projeler organize
edilmektedir. Ekonomi, geniş çapta endividüel bir
şekilde başarı oranı zayıf öğrencileri teşvik eden ve
işletme stajları sayesinde bir eğitime yönlendiren
pratik sınıfların açılmasını desteklemektedir.
■■
■■
■■
■■
68
■■
İşletmeler, doğrudan göçmen kökenli öğrenci ve
ailelerini etkinlik ve işletme gezintileri ile işletmeye dayalı mesleki eğitim imkanları ve iş koşulları konusunda bilgilendirmektedirler. İşletmeler,
öğrencilere bilgi veren ve derslere katılan – göçmen olarak doğrudan örnek olan – danışmanları
hazır bulunduruyorlar.
Sendikalar:
■■ DGB ve sendikalar kültürlerarası eğitimi ve aynı
zamanda bütün eğitim kuruluşlarında tolerans ve
insan hakları konusunda daha yoğun bir şekilde
eğitim verilmesini desteklemektedir. Bu şekilde
önyargılar yıkılabilir, azınlıklara karşı olan hassasiyet oluşturulabilir ve entegrasyon imkanları da
iyileştirilebilir. Gençlik dernekleri ile birlikte öğretmenler için bazı Federal Eyaletlerde mevcut olan
demokrasi ve cesaret ağlarının aracılığı ile öğretim
elemanları proje günleri ve hizmet içi eğitim etkinlikleri gerçekleştirmektedir.
■■
lilikleri açısından eğitmenlerin, sosyal pedagoji
uzmanlarının ve öğretmenlerin geliştirilmesinin
hızlı ve kapsamlı yapılmasında ısrarcı davranacaktır. Bu dersleri veren öğretmenlerin ücretlendirme
açısından mağdur duruma gelmemeleri ve kendinin ya da öğrencilerinin uyruğu ile ilgili herhangi
bir ayrım yapılmaması için Çaba göstereceklerdir.
DGB ve sendikalar iş dünyasına dayalı konuların
derslere dahil edilmesini talep etmektedir. Onlar,
okul ve iş dünyası arasındaki işbirliğini teşvik
ediyorlar. Yeterlilikleri ile – çalışma grubundan
önerilen – eğitim, entegrasyon ve mesleki perspektifler için yerel ağların çalışmalarına katkıda
bulunacaklardır.
DGB ve sendiklar bütün çocuklar ve gençlere
– oturma hakkı statüsünden bağımsız olarak –
sınırsız olarak eğitim kuruluşlarına giriş hakkı
sağlama konusunda çalışma grubunun görüşünü
paylaşıyorlar. Onlar da eğitim kuruluşlarında
çalışan kişilerin, ikametgah statüsünü sormak veya
bu konudaki bilgileri yabancı dairelerine bildirip
ilgili kişiyi eğitim kuruluşuna kabul etmemekle
yükümlü olmamaları için çaba göstermektedir.
DGB ve sendikalar erken çocukluk döneminden
başlayan daha ileri yaşlardaki çalışanların mesleki
geliştirilmesine kadar sürdürülen bütünsel bir
eğitim tasarımını desteklemekteler. Bunun için
tasarımlar geliştirip, kampanyalar yürütmektedirler (örneğin IG BCE’nin Girişimli Eğitim)
Eğitim ve Bilim Sendikası (GEW) entegrasyon ile
ilgili politik konuları ve hedefleri yayınlarında da
desteklemekte ve kültürlerarası ile dilsel yeter-
GEW Federal sınırlar içerisindeki gelişim programlarının kültürler arası konularda geliştirmek için
multiplikatör işlevi gören uzman yetiştirecek ve
vakıflarının aracılığı ile göçmenlik araştırmalarını
destekleyecek, kazanılan bilgileri kendi yayınları
üzerinden yayınlayacak ve bu bilgilerin pedagojik
meslekler için verilen eğitim, bilgi ilerletme eğitim
ve hizmet içi eğitiminde kullanılması için çaba
gösterecektir.
Vakıflar:
■■ Mercator Vakfı bir dizi ortakla beraber Almanya’
çapında 35 yerde ikincil kademe I+II öğrencilerine
hem de öğretmenlik eğitimi gören üniversitelilere
ve teşvik dersi veren öğretmenlere başvuran «Göçmen Kökenli Çocuk ve Gençler için Teşvik Eğitimi»
konulu bir proje yürütmektedir. Projenin amacı,
hem göçmen kökenli gençlerin dilsel ve mesleki
teşviki hem de dil didaktiği açısından gelecekteki
öğretim elemanlarının yetiştirilmesidir. Göçmen
kökenli gençler için ücretsiz olan bu özel teşvik
edici eğitim haftada iki ila dört saati kapsayıp dil
ve meslek konularını birleştirir. Mercator Vakfı bu
proje için 10 milyon Euro tahsis etmektedir.
■■
Ekonomiye yakın vakıflar göçmen kökenli öğrenciler için özellikle de dil yeterliliği açısından teşviklerde bulunmaktadırlar. Eğitim için Alman İşveren
Ödülü her sene okullara, yüksek okullara, meslek
okullarına ve işletmelere üstün eğitim başarılarından dolayı ödüllendirerek, bunları iyi örnek
olarak tanıtmaktadır. 2006’da ise ağırlık noktası ise
uluslararası yeterliliğin teşviki idi.
Gençlere yönelik sosyal hizmet kurumları:
■■ Gençlere yönelik sosyal hizmet kurumları, öğretenler ile birlikte göçmen kökenli gençlerin özel
ve sosyal anlamda her türlü önlemlerde daha iyi
teşvik edilbilmek için, göçmen kökenli çalışanların
okulda sosyal işleri yerine getirenlerin arasındaki
payının yükseltilmesi için çaba göstermektedir.
12 yerde gerçekleştirilen model projeleri ile Genç
Göçmenlik Daireleri, ailelerin de gençlerin okul
hayatına daha iyi entegre edilebilmesi yönünde
giriş yolları ve yöntemleri araştırmaktalar.
Serbest Sosyal Yardım:
■■ Serbest sosyal yardım kurumu BAGFW, federal
çalışma birliğinin üye dernekleri göçmen kökenli
çocukların mümkün olan en erken dönemde
teşvik edilmesi için Çaba göstermektedir. Burada
sadece dil yeterliliğinin teşvik edilmesi söz konusu
değildir. BAGFW üye dernekleri çocukların 2
yaşlarından itibaren eğitim, öğretim ve bakımı için
imkanların niteliksel ve nicel olarak geliştirilmesi
için destekte bulunmaktalar.
■■
BAGFW’nin üye dernekleri gençliğe yönelik sosyal
çalışma grupları çerçevesinde Genç Göçmenler
Hizmetlerini, okuldaki sosyal hizmetleri ve bakımlı
ikamet önlemlerini ve genç göçmenlerin okuldan
mesleki eğitime/meslek hayatına geçişlerindeki
himaye projelerini desteklemektedirler.
2. Entegrasyon ve Mesleki Eğitim
2.1. Durum tespiti
Meslek eğitimi, sosyal ve ekonomik olarak meslek
sistemi ile iş dünyası arasında anahtardır. Çalışma
hayatındaki başarılı entegrasyonun ve göçmen
kökenli insanların tüm potansiyellerinden ekonomik
olarak faydalanmanın en önemli esasıdır.
Göçmen kökenli okuldan ayrılanlar, entegrasyonunu
bu noktada zorlaştıran iki problemli alanlarla karşı
karşıya gelmektedir: Entegrasyon ve eğitim bölümünde tanımlanan eksikliklerin sonucunda, göçmen
kökenli gençlerin mesleki eğitime geçmek için sahip
oldukları çıkış pozisyonu göçmen kökenli olmayan
gençlere göre çok daha kötüdür. Diğer yandan eğitim
piyasasında yıllardan beri devam eden imkan yetersizliği de adaylar arasındaki rekabeti kızıştırmaktadır. Sonucunda daha düşük seviyeli mezuniyetlerin
dezavantajı artmaktadır ve istihdam kararındaki olası
çekincelerin etkisi de dengeli bir piyasa durumundakinden daha ağırdır. Farklı araştırmalar dikkatini,
göçmen kökenli gençlerin aynı okul mezuniyetine
veya matematikteki eşdeğer başarılarına sahip olmasına rağmen eğitime kabul edilme şanslarının daha az
olduğuna çekmektedirler. Mezuniyet derecesi arttıkça
şanslardaki farklılık da o oranda büyümektedir.
Göçmen kökenli gençlerde temel okuldan mezun olan
her iki tanesinden biri ve ortaokuldan mezun olan her
dört kişiden biri ilkönce ya bir okul önlemine ya da bir
mesleğe hazırlık programına katılmaktadır.
Her hangi bir meslek mezuniyetine yol açmayan geçiş
sisteminin önlemlerine katılanların sayısı geçen
on yılda yaklaşık yüzde 44’e, hemen hemen yarım
milyona ulaşmıştır. Yabancı gençler geçiş sisteminde
çoğunluktadır. Okuldan mezunların sayının eski
Federal Eyaletlerde daha 2011’e kadar devam eden
artışı ve daha önceki yıllarda iş ararken başarısız
kalan gençlerin sayısı dikkate alındığında mesleki eğitim piyasasındaki durumun kısa vadede rahatlaması
beklenmemektedir.
4.3.
■■
BAGFW’nin üye dernekleri, gençliğe yönelik meslek yardımlarıyla ve gençliğe yönelik sosyal çalışma
gruplarında, derneklerde göçmen kökenli gençlerin eğitim çabalarını desteklemeye devam etmeyi
taahhüt ediyorlar.
■■
Göçmen kökenli gençlerin eğitim süreçlerini
güçlendirmek ve de sosyal katılımlarını desteklemek için BAGFW’nin üye dernekleri, yoğun olarak
bu gençlerin gençliğe yönelik çalışma kollarına
ve gençliğe yönelik alanlardaki faaliyetlere dahil
edimesi için çaba gösterecekler.
Yabancı gençlerin eğitim piyasasındaki durumları
geçmiş yıllarda zorlaşmıştır: 2005 yılında sadece
67.600 öğrenci Alman uyruklu değildi, 1994 yılında
bu rakam daha 126.000 idi. Gerçi aynı zaman diliminde yabancı gençlerin sayısı da gerilemişti, 16,3
yüzdelik bir oran ile mesleki eğitim açısından
önemli olan grupta bu gerileme açık bir şekilde daha
düşüktü. 1994 senesinde yüzde 9,8 ve 2005 yıldında
(eski eyaletler) 9,8 olmak üzere meslek eğitimi yapan
oğrencilerin arasındakı payı onbir yılda yarıya düşmüştür. 1994 yılında meslek eğitim çağındaki yabancı
uyruklu gençlerin daha yüzde 34’ü ikili sistemde bir
eğitim yeri bulabilirken, bu oran 2005 yılında yüzde
23,7’ye düşmüştür. Alman gençlerin meslek eğitimine
katılma oranı ise aynı yılda yüzde 57,5 idi. Endişe
verici olan bir husus ise, herhangi meslek mezuniyeti olmayanların oranının 25–35 yaş arası göçmen
kökenli grupta yüzde 41 olmasıdır (göçmen kökenli
olmayan kişilerde bu oran yüzde 15’tir). Bu mesleki
entegrasyonda görülen dezavantaj, politikacıların
stratejik önlemler almalarını gerektirmektedir.
Eğitim teşvikinde geçtiğimiz son on yılda çoğunlukla
ancak uzmanlardan anlaşılabilen meslek eğitim geçişinin resmi elden finanse edilmesi için farklı yardım
yollarından oluşan kompleks bir sistem gelişmiştir.
Mesleki hazırlığa ilişkin eğitim programları kısazaman önce daha anlaşılır duruma getirilip gecikmelerden ve içerik bakımından çakışmalardan arındırılırken eğitim yeri pazarındaki gerginlik okul ve eğitim
arasındaki geçiş noktasında yeni program türlerinin
yaratılmasına yol açtı. Burada acilen geçici yardım
sistemini özetleyen, önlemlerin gerçekleştirilmesinde
sürtüşme kaybını önleyen, anlaşılabirliği artıran ve
uzun vadeli olarak mesleki entegrasyon teşvikinin
genel eğitim ve mesleki eğitim sistemi ile birleştirmeyi amaçlayan bir toplam konsept hazırlanmalıdır.
Özellikle işyerlerindeki imkânlar, gerçeğe yakın
ve ihtiyaca uygun donanımları ile mesleki eğitime
veya iş hayatına geçişte oldukça ikna edicidir. Özellikle de işyerindeki başlangıç kalifikasyonları, bunu
ortalamanın meslek eğitimi alanındaki olağanüstü
geçiş oranları ile (göçmen kökenli gençlerde de) ve
69
4.3.
katılan işletmelerdeki eğitim başarılarının artışı
ile kanıtlamaktadır. Bu sebepten bu tür proglamlar
güçlendirilmelidir.
Henüz erken dönemde okullarda alınan önlemlerin
de okuldan mesleki eğitime geçişte başarılı olduğu
anlaşılmıştır. Buna özellikle başarısız öğrencilerin
özel teşviki ve işyerindeki staj aşamaları ile bir okul
mezuniyetini sağlayan ve de eğitim yerlerine erişme
şansını açıkça artıran uygulama ve kooperasyon sınıfları modelleri örnek verilebilir.
2.2.Hedef belirleme
Bu çıkış pozisyonu uyarınca, Ulusal Entegrasyon Planında aşağıdaki amaçları izleyen önlemler husunda
anlaşmaya varıldı:
Göçmen kökenli adayları için mesleki eğitim
olanaklarının sayısını artırmak
Mesleki eğitim yerlerinin yetersizliği birçok çabalara ve sunulan mesleki eğitim yerlerinin sayısının
artmasına yol açmıştır. Genel imkânların artırılması
yönünde alınan önlemler göçmen kökenli gençlerin
şanslarını da artırmaktadır, çünkü rekabet baskısının
azaltılması ile yukarıda sözü geçen dezavantajlar
azalmaktadır. Bütün genel imkânların artırılmasına
yönelik önlemler önümüzdeki yıllarda aynen ve mümkünse de daha yoğun bir şekilde devam ettirilmelidir.
Eğitim anlaşmasından elde edilen deneyimler dikkate
alınmaktadır. Eğitim yerlerin açısından göçmen
kökenli adaylar için imkaların genişletilmesi için iki
yaklaşım yolu vardır:
Göçmen kökenli gençlere hiç ya da çok az oranda
mesleki eğitim yapmaya şans veren mesleki eğitim
işletmelerinin verdikleri imkânları genişletmeleri için
çaba gösterilmelidir. Bunda şimdiye kadar mesleki
eğitim yapmayan, kendileri de göçmen kökenli olan
işletme sahiblerine, bir de başta büyük şirketler olmak
üzere şimdiye kadar fazla sayıda göçmen kökenli çırak
işe almayan şirketlere başvurulmalıdır.
Diğer yandan kamu hizmetlerinde bununla ilgili
telafi etme ihtiyacı vardır. Nüfustaki çeşitliliğinin gittikçe artması, piyasaların uluslararası hale gelmesi ile
işletmelerden talep edilenlerin değişmesi ile kültürlerarası yeterliliğe ve çok dilliliğe sahip personelin işe
alınması bir şans teşkil eder. Bu da bütün özel ve resmi
mesleki eğitim işletmeleri için geçerlidir. Bu nedenle
de mesleki eğitim ve gelişim düzenlemelerinde
kültürlerarası yeterliliğe yol açan önlemlerin öngörülmesi gerekmektedir.
İkinci bir yaklaşım olanağı ise, güvensizlik açısından
göçmen kökenli gençleri işe almaktan vazgeçen
potansyel mesleki eğitim işletmelerinde görülmektedir. İşyerindeki istihdam stratejilerinde ve seçim
yöntemlerinde göçmen kökenli gençlerden oluşacak
70
kaynak çok az dikkate alınmaktadır. Buna göre bu
kişiler ile ilişkide bulunacak eğitim personelinin
yeterliliği iyileştirilmelidir. Bunun için de özellikle
işletmelerdeki meslek eğitim ilişkilerinin sağlamlaştırılması ve eğitim başarılarının güvence altına
alınması için resmi imkanlardan daha yoğun olarak
faydalanması gerekir.
Göçmen kökenli gençlerin, mesleki eğitim ve
eğitim katılımları konusundaki ufuklarını
genişletmek
Okuldan alınan sertifikalar mesleki eğitim aşamasında sadece tali olarak düzeltilebilir, özellikle
biçimsel bir okul mezuniyeti tamamen eksik ise.
Eğitim adayları okul diploması sorunun dışında da
bir takım sınırlamalar ortaya çıkıyor. Burada önemli
olan bu kişilerin meslek seçim yelpazeleri için görüş
açısının genişletilmesi ve özellikle göçmen kökenli
genç bayanlar için geçerli olmak üzere onların erken
dönemde kendi meslek ve çalışma hayatına yönlendirilmesidir. Bu konuda hedeflerin belirlenmesindeki
önemli çıkış noktaları okul, meslek danışmanlığı,
göçmen danışmanlığı ve ailenin arasında işbirliğinin
sonucunda ortaya çıkar. İlgili kişilere bilinçli ve erkenden başvuran yoğun bir meslek oryantasyonu cesaret
verici ve ufukları genişleten danışmanlık görüşmesinin zeminini de hazırlamaktadır.
Meslek seçiminde mümkün olduğu kadar geniş
seçeneklerin hazırlanmasında ebeveynlerin aktif
katılımı, özellikle de göçmen kökenli ailelerinde
pozitif etkilere yol açabilir. Etnik medyaları ve iletişim
yolları dahil edilerek Almanya’daki karmaşık mesleki
eğitim sistemi hakkında uygun iletişim ve bilgi şekillerinin bulunması ve mesleki entegrasyon açısından
kendi imkanları husunda sıkça oluşan kuşkuların
azaltılması gerekir. Burada önlemleri gerçekleştiren
kuruluşların göçmen kökenli gençler ile ilişkileri
konusundaki yeterlilikleri geliştirilmeli ve göçmen
organizasyonları ile işbirliği optimize edilmelidir.
Yeni ve mevcut olan mesleklerin geliştirilmesinde
göçmen kökenli insanların yeterlilikleri de potansiyel
olarak dahil edilmelidir.
Kamusal Entegrasyon yardımlarının layıkıyla
uygulanması ve hedef gruplara uygun olarak
geliştirilmesi
Resmi olarak finanse edilen eğitim teşvik önlemleri,
hem gençler hem aileleri hem de eğiten ve mesleki
eğitime önem veren işletmeler için de şeffaf olmalıdır. Onlar her iki tarafın arabuluculuğunu yaparak,
özellikle de adayların zayıf olan yönleri konusunda ve
eğitim veren işletmeler açısından da başarı olasılıkları üzerine güvensizliklerin telafi edilmesi gereken
durumlarda destek sağlamalıdır. Burada kuruluşların
göçmen kökenli gençler ile ilişkileri konusundaki
yeterlilikleri de geliştirilmeli ve göçmen organizasyonları ile işbirliği yoğunlaştırılmalıdır. Almanya,
bütün gençlerin potansiyellerini ve mevcut olanakları
da bu amaçla etkin ve geçerli olarak kullanmalıdır.
Başarıları zayıf olan gençler için daha geniş çapta
kalifikasyon imkanları yaratabilmek için daha fazla
işletme içindeki mesleki hazırlanma ve eğitimi destekleyen olanaklar yaratılmalıdır. Aynı zamanda erkenden okulun yarıda bırakılmasını önlemek ve eğitime
geçme şansını iyileştirmek için erkenden teşvik edici
araçlardan faydalanmalıdır. Başarıları zayıf olan
düşük olan öğrencilerin teşviki açısından geniş kapsamlı pratik ve kooperasyon sınıfların açılması olup
olmadığı incelenmelidir.
Federal Almanya Hükümeti, göçmen kökenli
gençler için göçmen kökenli işyerlerinde meslek
yerlerinin sayısının artırılması için göçmen kökenli
insanlarla (işletme sahipleri, gençler, ebeveynler,
göçmen grupların temsilcileri) kamuda etki gösteren toplumsal etkinlikleri organize edecektir. Aynı
zamanda özellikle göçmen kökenli insanlardan
tercih edilen medyalarda uygun eşlik ve yayınlama
ile bir çarpma etkisi hedeflenmektedir.
■■
Federal Almanya Hükümeti kendi sorumluluk alanında (Federal Hükümetin yetkili olduğu alanlar
ve bağlı idareler) göçmen kökenli öğrencilerin
sayısının sistematik olarak artırılması için çaba
gösterecek ve Federal Hükümetin zorunlu sosyal
sigortaya tabi olan çalışanlara göre meslek eğitim
yerlerinin oranı yüzde yedi olarak belirlemeyi
hedeflemektedir.
■■
Federal Almanya Hükümeti teşvik politikasının
sonucunda mesleki kalifikasyon alanında özel
teşvik gerektiren (BQF programı) hedef gruplara yönelik iki aktivite planlamaktadır. Burada
özellikle göçmenlik konusu ile ilgilenen iki ağırlık
noktası belirlenecektir: Bir yandan, bölgesel bağlamda bütün aktörlerin işbirliği ile okuldan mesleki
eğitime geçişi geliştirmek için uygun önlemlerin
alınması ve ikincisi de genç hiç eğitim almış ya
da yüzeysel eğitim almış yetişkinlerin kalifiye
edilmesi.
■■
ESF tarafından teşvik edilen, bölgesel yaklaşımı
olan «göçmenler için (BQN) mesleki uzmanlık
ağları» konulu projenın, ağırlığı odaklı ve erken
okul – meslek geçiş yönetimi olmak üzere diğer
bölgelere aktarılabilir.
■■
Federal Almanya Hükümeti, göçmen kökenli gençlerden bütün nüfustaki payına göre olağanüstü bir
şekilde kullanılan giriş kalifikasyonuna yönelik
ve başarılı olan özel programının çerçevesinde
genişleterek 40.000 eğitim yeri daha yaratarak bu
rakamın önümüzdeki üç yıl içerisinde de teşvik
edilmesini garanti etmektedir.
■■
«Yeterlilik Acentaları» isimli ESF model programı,
okuldan sonra iş ararken çok büyük sorunları olan
ve mevcut yardım sisteminden ulaşılamayan gençlere hitap etmektedir. Program yöneticileri, gencin
veya gençlerin bireysel yaşam durumuna uygun
çeşitli alanlardan gelen yardımlardan uygun bir
teklif hazırlıyorlar. 2006 yılında seçilen yeterlilik
acentaları 2007 yılında toplam 200’e çıkarılacaktır.
■■
Federal Almanya Hükümeti, ESF’ den teşvik
edilen «Öğrenen bölgeler – şebekelerin teşviki»
isimli programın çerçevesinde, özellikle okuldan eğitime ve mesleğe geçişin iyileştirilmesi ve
göçmen kökenli insanların odaklı teşvik edilmesi
için bölgesel seviyede eğitim alanlarını ve eğitim
2.3.Önlemlerin ve öz sorumlulukların
kararlaştırılması
Bu kararlaştırılan amaçların takibi için «İyi eğitim ve
mesleki eğitimi sağlamak, iş piyasasındaki fırsatları
arttırmak» çalışma grubunun aktörleri kendi sorumlulukları çerçevesinde aşağıdaki önlemleri ilk adımda
gerçekleştirmeyi veya desteklemeyi taahhüt ederler.
Federal Almanya Hükümeti’nin (veya Federal
Devletin düzenleme yetkisinde) ve Federal İş
Acentasının (BA) önlemleri ve öz sorumlulukları
Federal Almanya Hükümeti:
■■ Federal Almanya Hükümeti, ekonomi ile beraber
«Mesleki eğitim ve uzman personelin geliştirilmesi
ulusal anlaşması» çerçevesinde ağırlıklı olarak
gençler için mesleki eğitim yerleri konusundaki
durumunun iyileştirlmesi için çaba gösterecektir.
İş dünyasından vaat edilen 60.000 yeni eğitim
yeri ve giriş kalifikasyonu için hazırlanan özel
program çerçevesinde öngörülen 40.000 eğitim yerinden özellikle göçmen kökenli gençler
faydalanacaklardır.
■■
■■
Federal Almanya Hükümeti, Alman Sanayi ve
Ticaret Odası (DIHK) ve de Alman-Yabancı Girişimci
Dernekleri ile birlikte «Mesleki eğitim alanları için
aktif» konulu bir proje yürütmektedir. Buradaki
hedef 2010 yılına kadar yabancı uyruklu şirket
sahipleri ile birlikte 10.000 yeni eğitim yeri yaratmaktır. Girişime başlatmak için de 2007 ilkbaharından itibaren sekiz büyük şehirde bölgesel konferanslar gerçekleştirilecektir.
Federal Almanya Hükümeti yeni ESF tarafından
teşvik edilen «Jobstarter (iş başlayan)» programında
işletmeye bağlı eğitim yerleri kazanmaya ve aynı
zamanda bölgesel eğitim yapılarını iyilştirmeye
çalışmaktadır. Bunun için de özellikle küçük ve
orta ölçekli şirketler dahil edilmektedir. Bugüne
kadar çok az ya da hiç eğitim vermeyen ve sahipleri yabancı uyruklu olan şirketlerin kazanılması,
«Yabancı Şirketlerde Eğitim Koordinasyon Merkezi»
(KAUSA) ile öz bir program alanı olarak yeni teşvik
programına entegre edilecektir. Bu program için
bütçe tekrar artırılacaktır.
4.3.
■■
71
4.3.
Almanya’da ulusal eğitim ve uzman elemanları
hakkında Ulusal Anlaşmasının» ortakların önlemleri bilançoların çerçevesinde iş acenataları ve odalar tarafından gözlem altında tutulmaktadır.
kuruluşlarını kapsayan iletişim ağlarının kurup
genişletmektedir.
■■
■■
Federal Almanya Hükümeti, ekonomi ve BA
beraberce iki uyruklu programların çalışma
teşvik hukuku içerisine alınmasının uygunluğunu
inceleyeceklerdir.
■■
Federal Hükümet, ihmal edilen gençler icin
işletmelerde mesleğe hazırlık ve meslek eğitiminin organizasyonuna katkının Çalışma Destek
Yasası’na alinmasını tavsiye edecek.
■■
Federal Almanya Hükümeti ESF araçlarından teşvik
edilen, üç yıllık mesleki eğitim vermeye istekli
«küçük ve orta ölçekli firmalara uygun öğrencileri
yerleştirme» programı gerçekleştirmektedir. Buradaki amaç, işletme sahiplerinin eğitime katılmasını
teşvik ve de göçmen gençlerin eğitim şanslarını
artırmaktır.
■■
Federal Almanya Hükümeti, mali mesleki eğitim
yardımı ve BAföG vasıtasıyla – başta oturma müsaadesi olan ve burada kalmayı amaçlayan gençler için
olmak üzere yabancı öğrencilerin teşvik edilmesini
genişletecektir.
■■
Mesleki yönlendirme önlemlerinin genişletilmesi ile bağlantılı olarak rehberler, gençlere
Hauptschule’nin sekizinci sınıfından itibaren kesin
bir eğitim sürecine kadar eşlik edeceklerdir.
■■
■■
■■
72
Federal Almanya Hükümeti, kültürlerarası yeterliliğe yönelik kalifikaysonu ilk eğitim ve bilgi ilerletme programları ile ilgili yapılan düzenlemelerde
zorunlu kılacaktır.
Mesleki yönlendirme konusunda genelde bir
örneği olmayan genç göçmen bayanlar için
«network 21» projesi ile bireysel çalışma piyasası –
kariyer oryantasyonun için bir rehberlik programı
sunulmaktadır. Burada kültürler arası yeterliliklerin çalışma piyasasına girmek için özel kaynak
olarak kullanılması öngörülmektedir.
2007 ve 2008 yıllarında 12 yerde ebeveynler ile eğitime yönelik işbirliği gerçekleştirilecektir, burada
genç göçmenlere yönelik yeni bir hizmet denenecektir. Modelin amacı, o ana kadar ebeveynler ile
gerçekleştirilen işbirliğinin ötesinde, bir «mesleki
eğitim odaklı ebeveyn çalışması»nın ebeveynlerin
eğitme yeterliliğini ne kadar etkin olarak desteklediği ve çocukların ve gençlerin okula ve mesleğe
entegrasyonunun ne kadar teşvik ettiği konusunda
bilgi elde etmektir.
Yıllık meslek raporları çerçevesinde, göçmen
kökenli çocukların mesleki eğitimde gösterdikleri
entegrasyon ve gelişmeler konusunda düzenli
aralıklarla rapor hazırlanmaktadır. «2007–2010
Federal İş Acentası:
■■ Federal İş Acentasi eğitim piyasasına ait seçilmiş
araçların uygulanma planlarına dayanılarak «Kalifikasyon yardımı ile entegrasyon» göçmen kökenli
insanlar için öngörülen önlemleri hususundaki
spesifik kalite ihtiyaçlarını tartışacaktır. Bunda
kalite güvence meselesi de dile getirilecektir.
Buna paralel olarak da EQUAL toplumsal girişimin deneyim alt yapısından da faydalanılacaktır.
Geliştirici çalışmaların tamamlanması için yüksek
oranda göçmen bulunan bölgelerdeki acentaların
uzmanları katılacaklardır.
■■
BA şebeke içerisinde göçmen organizasyonları,
Genç Göçmenler Hizmetleri (JMD), Göçmenlik
İlk Kademeli Danışma Dairesi (MEB), IQ Şebekesi,
Bölge Koordinatörleri (ReKos), Göçmen ve Mülteciler Federal Dairesi ve Gençlik Daireleri ve yerel
hizmetler ile işbirliğini yoğunlaştırmaktadır.
■■
ARGE/Çalışma Acentalarının şirket yönetimlerinin
iki ayrı koldan Entegrasyon kurslarına yönlendirme sürecini sürekli olarak takip etmeleri ve
tamamlayıcı dil teşvikleri ile yetenekleri uygulamaya dayalı dersler veya meslek odaklı stajlar
olarak yapı taşları ile birleştirmeleri konusunda BA
düzenleme getirmektedir.
■■
BA ayrıma uğrayanların işletme dışı mesleki eğitimlerini en az 2006 yılındaki sayıya taşıyacaktır ve
mesleğe hazırlık için eğitim önlemlerini en yüksek
seviyede sürdürecektir.
■■
BA 2007 sonbaharında mesleki eğitim piyasasını
desteklemek ve göçmen gençlerin durumunu
düzeltmek için bir defalık ek olarak 7.500 işletme
dışı eğitim yerini bu kişiler için eğitim sonuna
kadar finanse edecektir.
■■
BA mesleki eğitime refakat edecek yardımları
genişletecektir, özellikle de göçmen kökenli gençlerin lehine.
■■
BA gerektiğinde iş yerlerindeki giriş kalifikasyonlarına öğrenme sorunları olan ve sosal anlamda
mağdur olan gençlerde sosyal pedagojik olarak
eşlik edecektir.
■■
BA ana dildeki bilgi malzeme arzını güçlendirecek
ve bunları çapraz işlevi gören uzmanlar vasıtasıyla
göç danışma merkezlerine tanıtacaktır.
■■
Okulu bırakanların mesleki olarak yönlendirilmesi
ve mesleki eğitim olgunluğunun iyileştirilmesi için
BA, mevcut ortak finansman ile erken dönemde ve
4.3.
den teşvik edilmesi için pratik veya kooperasyon
sınıflarının açılması de gerekir.
güçlendirilmiş biçimde meslek oryantasyonunu
genişletecektir.
Eyaletler ve belediyelerin önlemleri ve öz
sorumlulukları (veya eyalet ve komünlerin
düzenleme yetkileri)
Çalışma grubundaki görüşmelerine uygun olarak
aşağıdaki hususlar da dikkate alınmalıdır:
■■
Eyaletler:
■■ Mesleki okullarda mesleki eğitim için özellikle
uzmanlık ve meslek dili konusuna değinilmelidir.
Kültür Bakanları Konferansında (KMK) mesleğe
dayalı dil teşviki ile ilgili daha fazla ilgi gösterileceği konusunda mutabakata varılmıştır. O nedenle
şu ana kadar uygulanan önlemlerin kapsam ve
etkisi ve personel kalitesi yüksek oranda göçmen bulunan sınıflardaki özel şartlar açısından
denetlenecektir.
Belediyeler:
Belediye teşkilatları halihazırda üyeleri ile yoğun
bilgi alışverişinde bulunmaktalar ve bundan sonraki
süreçte bulunacakları katkılarını sunacaklardır.
Çalışma grubundaki görüşmelerine uygun olarak
aşağıdaki hususlar da ayrıca dikkate alınmalıdır:
■■
■■
■■
■■
■■
Kültür bakanları, meslek eğitimi veren ve yüksek
oranda göçmen genç ve çocuk bulunan okulların
da, entegrasyon çalışmalarını gereken kapsamda
yürütebilmek için desteğe ihtiyacı olduğunun bilincindedirler. Bu okullar için de frekansların azaltılması, öğretmenlerin sayısının artırılması, okuldaki
sosyal çalışmalar ile öğretmenlerin desteklenmesi
gibi konularda özel araçların sunulacağı konusunda mutabakat sağlanmıştır. Bu okulların özel
yetiştirilmiş pedagojik personele ihtiyacı bulunmaktadır. Bu bir yandan öğretmenlerin daha fazla
sayıda istihdam edilmesi ve göçmen kökenli sosyal
çalışanların dahil edilmesi ile sağlanacaktır, ayrıca
personele sürekli olarak bilgi ilerletme eğitimi
verilmeye devam edilecektir.
Gerekirse dil teşvik önlemleri meslek okullarında
da alınmaktadır. Aynı zamanda genel eğitim veren
okullarla beraber öğretmenler için dil eğitimi
görevi ve kültür bakanları için de ilgili geliştirme
eğitim olanaklarını sunma yükümlülüğü söz
konusudur. FÖRMİG model programının okuldan
mesleğe geçiş sırasında dil teşviki ile ilgili deneyimleri dikkate alınacaktır.
İşveren olarak eyaletler: Göçmen kökenli öğrenci
sayısının artırılması
İşveren olarak belediyeler: Göçmen öğrenci sayısının artırılması
Gayri resmi kurum ve organizasyonların önlem ve
öz yükümlülükleri
Göçmenlere ait organizasyonlar:
■■ Alman-Helenik Ekonomi Birliği (DHW) bir kamu
ve basın çalışması ile Yunanlı girişimcileri mesleki
eğitime katılmaları yönünde motive etmektedir.
NEOXEKINIMA çalışma projesinin aktiviteleri
ve deneyimleri üzerinden eş zamanlı olarak da
Yunanlı girişimlerin mesleki eğitime katılımları
artırılmaktadır. DHW projenin başarılı biçimde
uygulanması için kalıcılığı ve ülke sınırları içerisinde yaygınlaştırılması için çalışacaktır.
■■
Bütün bu aktörlerin ortak hedefi daha nitelikli
okulların teşviki ve göçmen gençlerin mesleki eğitime daha fazla katılımını sağlamaktır.
Ekonomi:
■■ «2007–2011 Almanya’da ulusal eğitim ve uzman
gücü yetiştirme anlaşması» ile iş çevrelerinden de
anlaşma süresince destek gelecektir
Gençlerin çok dilli olması ise meslek eğitim aşamasında özel bir önem kazanmaktadır ve mümkün
olduğu kadar meslek ile ilişkili olarak geliştirilmeli
ve öğrencilerin ileride çalışacakları iş alanlarındaki durumunun güçlendirilmesine yol açmalıdır.
➤➤
ortalama olarak yılda 60.000 mesleki eğitim
alanları yaratmak,
➤➤
yıllık olarak 30.000 mesleki eğitim alanları
yaratmak ve
Kültür Bakanlarının Konferansı «Meslek Eğitimi
ve Uzman Elemanlar hakkında Ulusal Anlaşması»
nda okuldan mesleğe geçiş yönetimi için, meslek
eğitimi olgunluğunu ve meslek oryantasyonunun
bütün genel eğitim veren okullarda uygun olarak
hazırlamayı ve bu şekilde özellikle de göçmen
kökenli gençlerin meslek eğitim yerini ararken desteklemeyi taahhüt etmektedirler. Burada pratiğin
daha yoğun bir şekilde okul hayatına dahil edilmesi ve başarıları düşük olan öğrencilerin erken-
➤➤
yıllık 40.000 iş yeri işletme tarafından yürütülen
giriş kalifikasyonları için hazır bulundurmak ve
işyerindeki eğitime kabul oranını yükseltmeye
çalışmak. Bundan özellikle de göçmen gençler
istifade etmelidir.
■■
Sanayi ve Ticaret Odaları yabancı şirketlere
özel olarak mesleki eğitim danışma hizmetleri
vermekte ve yabancı gençler için de mesleki
eğitim konusunda bilgilendirme etkinlikleri
düzenlemektedirler.
73
4.3.
■■
Esnaf odaları mesleki eğitim danışmanlarını,
ihtiyaca uygun bir danışmanlık hizmetini göçmen
gençlere ve şirketlere verebilmeleri için eğitiyorlar.
■■
Sanayi ve Ticaret Odaları ile Esnaf Odaları Meslek
Eğitim Yasası’nın (BBIG) yeni olanaklarına göre,
yurtdışında mesleki eğitim için, kısmi bir mezuniyet için başvuruyor ve ilgili sorular için şirketlere
destek sağlıyorlar.
■■
Sanayi ve Ticaret Odaları, birleşik meslek eğitiminin uygulanması için yeni AB-meslek eğitimi
programının olanaklarından faydalanıyorlar.
■■
İşveren birlikleri işletmelere dayalı önlemlerin
daha yoğun kullanılması ve mesleğe hazırlık için
gençlerin (EQJ) giriş kalifikasyon önemleri üzerinde çalışıyorlar, bu çalışma kapsamında şu ana
kadar ortalamanın üzerinde bir göçmen gençlik
katılımı söz konusudur.
■■
BDA işletmelerde göçmen gençlerin kabiliyetlerinin daha fazla dikkate alınması için çaba göstermektedir, gelecekte öğrencilerin seçiminde
örneğin kültürler arası yeterlilikler ve çok dilliliğin
daha çok dikkate alınması gibi.
■■
BDA işletmelerde refakat edici teşvik olanaklarının
daha yoğun olarak kullanılmasını sağlamak için
(dil teşviki, sosyal pedagojik refakat, destekleyici
eğitim) gençlerin mesleki eğitime hazırlanması
için ve mesleki eğitim konusunda rehberler kazanmaya çalışmaktadır.
■■
■■
■■
74
BDA işletmelerde «Tandem» desteğe ihtiyaç duyan
göçmen öğrenciler ve başarısı yüksek öğrenciler
tarafından daha fazla kullanılması için rehberler
kazanmaya çalışmaktadır. Bu aynı zamanda kültürler arası yeterliliklerin buluşturulması yönünde
teşvik sağlamaktadır.
BDA işletmelerin amaçlı olarak ek mesleki eğitimler sunması için çaba sarf etmektedir, özellikle de
mesleğe dayalı dil teşviki, yabancı ülke stajları veya
sınır ötesi, eğitimler, böylece öğrencilerin kültürler arası yeterlilikleri teşvik edilmiş olacaktır. Ek
mesleki eğitimler kayıt altına alınacaktır. Yabancı
ülkelerden de okul mezuniyeti ve sertifikalar elde
edilip, edilemeyeceği kontrol edilecektir.
İşveren ve işçi sendikaları BA’nın idare kurulunda
danışmanlık, temsilcilik ve teşvik konusunda
bütün projeleri destekliyorlar, amaç göçmenleri
meslek eğitim piyasasına daha yoğun entegre edebilmektir. Aynı zamanda BA idare kuruluna birlikte
öneriler de getirilmektedir. Bunlar BA’nın teşvik
bürosunun yeniden düzenlenmesi ve göçmenler
için çalışma teşvik hukukuna ulusal olmayan meslek eğitimlerinin de alınmasından ibarettir.
Sendikalar:
■■ Eski adaylar da dahil edilerek okuldan ayrılanların
sayısına göre DGB ve sendikalar kalifiye meslek
eğitim alanları için yeterli imkan getirilmesi için
destekte bulunuyorlar. Hayata geçirilmesi için de
inşaat ekonomisi çalışma dernekleri ile toplu iş
sözleşmesine dayalı bir finansman sağladılar. Mesleki eğitim kapasitelerinin artırılması için örneğin,
perakende ve demir-çelik sanayisinde de toplu iş
sözleşmeleri mevcuttur. Kimya sektöründe toplu
iş sözleşmesi için de 2003 yılında akdedilmiş olan
sözleşme «meslek eğitimi ile gelecek» 2010’a kadar
devam ettirilebilir ve 2007 ve 2008 için meslek eğitim alanlarının sayısı daha da artırılabilir.
■■
Toplu iş sözleşmesi taraflarının işletme bazlı
işbirliği ve anlaşmalarına sendikalar da destek
vermektedir, amaç kötü bir başlangıç ihtimali
olan gençlere kalifiye meslek eğitimi mezuniyeti
kazandırmaktır. Meslek eğitimi anlaşmasının
hükümlerinden farklı olarak sendikalar tarafından
desteklenen proğramlar okul mezuniyeti olmayan
gençlerin desteklenmesidir. IG Metall ve Südwestmetall tarafından ortak yürütülen PIA projesi (ilk
çalışma piyasasında Entegrasyon projesi) öğrenme
güçlüğü çeken gençler ve sosyal açıdan sorunlu
olan gençlerin ticari-teknik mesleklerde meslek
eğitimi almaları imkanı sağlanmaktadır, ayrıca
yoğun bir sosyal pedagojik refakat söz konusudur.
■■
Kimya sanayiinde sosyal ortaklar toplu iş sözleşmesi ile teşvik ve Entegrasyon programı «mesleğe
başlama» konusunda anlaşma yapmışlardır, burada
gençler işyerlerindeki mesleki eğitime yönlendirilmektedir. Şu ana kadar gençlerin yüzde 80’i bir
meslek eğitimine alınmıştır. Program önümüzdeki
yıllarda devam ettirilecektir.
■■
İşçi temsilcileri desteği ile büyük işletmelerin
inisiyatiflerine de devam edilecektir (Otomobil
endüstrisi, FRAPORT), buna göre okul diploması
olmayan gençler de meslek hayatına giriş yapma
fırsatı bulacaklardır.
■■
DGB ve sendikalar mesleğe hazırlık kalitesinin ve
önlemlerinin iyileştirilmesi yönünde destek veriyorlar. DGB «göçmenler için mesleki kalifikasyon
ağları (BQN)» adlı başarılı çalışmayı desteklemektedir, ve bu modelin diğer bölgelere de yayılması için
çaba sarf etmektedir.
■■
DGB ve sendikalar, toplumdan dışlanmanın ve
yapısal olarak toplumdan ayrılmanın gençlerin
seçiminde mevcut olmaması için gayret gösteriyorlar. Gençlerin işe alınırken toplumsal ayrımın
gözetilmemesi için mesela eşit muamele anlaşmalarının akdedilmesi için çaba göstermeleri için
şirket ve işci temsilcilerini destek ediyorlar. DGB
eğitim kurumu, IG Metall, Verdi ve IG BCE bununla
4.3.
Gençliğe yönelik sosyal hizmet kurumları göçmen
personel oranının artması ve göçmen gençlerin her
fırsattan yararlandırılmaları için çaba gösteriyorlar.
ilgili seminer ve danışmanlık hizmeti düzenleyerek, personelden sorumlu kişilerin ve şirket-ve işci
temsilcilerinin dikkatlerini çekmeye çalışıyorlar.
■■
■■
DGB ve sendikalar, yabancı gençlerin ikametgah
statüsünden bağımsız olarak eşdeğer bir mesleki
eğitim sistemine giriş hakkı elde etmeleri için destek veriyorlar. Bunun için de personelden sorumlu
ve şirket ve-işci temsilcilerine ikili sistemde meslek
eğitimine kabul ile ilgili yasal çerçeve şartları
konusunda danışma hizmeti ve bilgiler veriyorlar.
■■
DGB ve sendikalar Federal Çalışma Acentasının
idaresi çerçevesinde, ek meslek eğitimi alanlarının, özellikle göçmen gençleri için yaratılması
gerektiğini savunuyorlar. Bunun dışında katılımın
artırılması için yasal çerçeve şartların ve meslek
eğitimine refakat eden yardımların güçlendirilerek dikkate alınması için destek veriyorlar.
Serbest Sosyal Yardım Kurumu:
■■ Serbest Sosyal Yardım Kurulununun Federal İş
Birliğinin – Bundesarbeitsgemeinschaft der Freien
Wohlfahrtspflege – BAGFW üye birliklerinin
Federal Çalışma Birliği şans eşitliğinin sağlanması
ve dışlama mekanizmalarının ve ön yargıların
giderilmesi için destek vermekteler. Onlar göçmen
kökenli genç insanlarda yanlış düşüncelerin giderilmesi için katkıda bulunmaktadırlar.
■■
■■
DGB ve sendikalar, meslek eğitimi görmemiş genç
yetişkinlerin de tam bir mesleki eğitimden geçmeleri için ikinci bir şans elde etmelerini sağlamaya
çalışıyorlar.
GEW meslek okullarında tam kalifiye meslek eğitimi aşamalarından dolayı meslek eğitim imkanlarının iyileştirilmesini ve meslek okullarındaki
meslek eğitim sürelerinin ikili sistemdeki meslek
eğitimleri için kabul edilmesi için çaba gösteriyor.
Gençlere yönelik sosyal hizmet kurumları:
■■ Gençliğe yönelik sosyal hizmet kurumları göçmen
organizasyonları ile işbirliklerini güçlendirmeye
çalışıyorlar. Genç Göçmenler Dairesi kültürler arası
açılımlarını destekliyor.
3. Entegrasyon ve İş Piyasası
3.1. Durum tespiti
Entegrasyonun önemli alanlarına iş piyasasında
karar verilmektedir. Elde edilen deneyimlere göre de
göçmenlerin en aktif şekliyle iş hayatındayken Entegrasyon gösterdikleri anlaşılmaktadır. Mesleki faaliyet
ve konum ile kazancın yüksekliği bağımsız bir hayat
planı olanağı için önemli bir rol oynamaktadır. Sağlam bir meslek ve kazanç olanağı üzerine bir perspektif, aile ve toplum içerisindeki çevrenin değer vermesi
ve işletmedeki sürece ve iş arkadaşlarının ekibine
dahil olmak önemli Entegrasyon faktörleridir ve icra
edilen meslekle de bağlantılıdır. Tarihte ise çalışma
piyasası odaklı göçlerde iş ve toplumdaki Entegrasyon
milyon kez başarılmıştır. Ancak göçmenlerin yine de
çoğu zaman daha önemli engelleri aşmaları gere-
■■
BAGFW üye birlikleri göçmen gençlerin meslek
eğitimi alanlarındaki istihdamı için sosyal hizmet
ve birimlerinde ve meslek eğitimlerinde göçmen
çalışanları daha fazla dikkate alınması için göçmen
gençleri motive etmeye çalışıyor ve istihdam politikasını kontrol ediyorlar.
■■
BAGFW üye birlikleri göçmen gençlerin mesleki
entegrasyonunu teşvik etmek için ağ içerisinde
daha aktif olmaya çalışıyorlar. Burada göçmen
organizasyonlarının da ağdaki çalışmaya dahil
edilmesi konusuna önem verilmektedir.
■■
BAGFW’nin üye birlikleri göçmenlerin eğitilmesinde ilgili olanakları sunmak için çaba gösteriyorlar, özellikle de mesleğe yönelik dil öğrenimi
alanında (Equal, ESF-BA-Proğramı).
■■
BAGWF üye birlikleri göçmenlerin kendi hizmet ve
birimlerinde SGBI II uyarınca çalışma olanaklarına
sahip olmaları için ve dil bakımından da eğitimin
teşvik edilmesi yönünde destek sağlıyorlar.
kiyor. Bu göçmen olarak az formel kalite beklentisi
olan işlerde çalıştırıldıklarından ve göç hikayesi olan
ailelerin çocukları olarak Almanya’n eğitim ve meslek
eğitim sisteminin yolunda kısmen iş piyasasında
olumsuz başlangıç pozisyonlarda bulunmuş olmaları
eğitim ve meslek eğitimle ilgili önceki iki maddede
izah edilmiştir.
Göçmenlerin çalışma piyasasındaki durum analizi
için henüz yeteri kadar veri bulunmamaktadır. İlgili
veriler, işsizlik, kazanca bağlı davranış, çalışma
piyasası önlemlerine katılım ve buradaki başarısı
gibi konulardan oluşmaktadır. Çoğunlukla da Alman
uyruklu olmayanlar özelliğine değinilmek zorundadır, bununla göçmen kökenli insanların tümünü
kapsanmadığı gibi, ayrıştırma da yapılmamaktadır.
Geçmiş son onbeş yılda istihdam durumu göçmen
kökenli insanlar için oldukça kötüleşmiştir. Yabancı
75
4.3.
uyruklu kişilerin kazanca katılımları düşmüştür ve
işsizlik oranı da Almanlar’a göre iki kat daha fazladır.
Yabancı personel yapısal değişimlerden Almanlar’a
göre daha çok etkilenmektedir. Genelde iş alanlarının
daraltıldığı sektör ve mesleklerde daha yoğun olarak
temsil edilmektedirler ve kamu hizmeti veren kurumlarda da daha az istihdam edilmektedirler. Hizmet
sektörünün gelişme gösteren kollarında daha çok
basit iş alanlarında istihdam edilmektedirler. Çalışma
piyasasındaki sorunlar daha çok göçmen kökenli
kadınlar, yaşlılar ve gençler ile ilgilidir.
Bunun ana sebebi ise, ortalama eğitim seviyelerinin
düşük ve herhangi bir meslek eğitimini tamamlamamış kişi sayısının çok yüksek olmasıdır. Buna karşılık
ise çalışanların yeni işe alınmaları aşamasında önlerine gittikçe büyüyen uzmanlık talepleri çıkmaktadır.
Göçmen kökenli insanların mesleki Entegrasyonu çok
acil bir sorundur. Göçmen kökenli insanların mesleki
ilerleme tedbirlerine az sayıda katılımı, burada daha
fazla bir şeyler yapılmasını göstermektedir.
Çalışma piyasası durumuna ait bulgular ışığında kalifiye göçmen kökenli insanların sorununda, eğitimdeki eksiklerin bunu açıklayan tek husus olması ise
yeterli değildir. Devam eden yüksek istihdam yetersizliği ışığında sadece kişisel özellikler değil, muhtemelen seçim sürecinde toplumsal algının da büyük
rolü bulunmaktadır ve entegrasyona dayalı politik
tedbirlerin hazırlanmasında dikkate alınmalıdır.
Göçmenler için çalışma piyasasındaki entegrasyonun sosyal, toplumsal politik ve toplum ekonomisine dayalı nedenlerden dolayı derhal geliştirilmesi
gerekir. Ekonomi ve yönetimde gelecek dönemde
göçmenler daha yoğun olarak yer alacaktır. İş gücü
sorgulamasında uygun uzman personel yetersizliği
görülmektedir. Çok sayıda şirket, eyaletin özel diline
vakıf ve kültürler arası deneyimlere sahip uzman
personele artan oranda ihtiyaç duymaktadır. Aynı
koşul kamu hizmetlerinde de geçerlidir. Demografik
gelişim ve piyasaların enternasyonal hale gelmesi ile
bu ihtiyaç daha da artacaktır; çözümü de sadece yönlendirilen bir göçmen politikası ile sağlanamayacaktır.
Bu nedenden dolayı da yerli personel potansiyelinin
artması ve kendilerinden daha iyi faydalanılması
gerekmektedir, buna Almanya’da yaşayan göçmen
kökenli insanlarda de dahil edilmektedir.
Mesleki gelişim için kamusal ve özel işyerleri tarafından finanse edilen olanaklar sunulurken amaç, o ana
kadar yetersiz biçimde teşvik edilmiş olan göçmen
kökenli insanların bundan sonra özellikle eğitim alt
yapısı düşük olan kişiler için daha fazla teşvik edilmelerini sağlamaktır. Mesleki gelişim sayesinde çalışanların vasıflarına dayalı profilleri değişen şartlara göre
entegrasyon gösterecek ve birçok ekonomik alanda
yenilik hızının artışı ile daha uzun süreli çalışma süreleri ile artarak anlam kazanacaktır. Göçmen kökenli
çalışan ve iş arayanlar için Almanca dil bilgisinin
güçlendirilmesi çok önemlidir. Mesleki gelişimde
hedef gruplar için koşul ve ihtiyaçların örtüşmesi ve
kullanılan metodların uygun olup olmadığı kontrol
edilmelidir.
Mesleki bir eğitimi olmayıp, çalışan genç yetişkin
göçmen kökenli insanlar için modüler ve mesleğe
eşlik eden sonradan eğitim alma konusunda ikinci bir
şans verilmelidir.
Mesleki entegrasyona uygun bir teşvik için çıkış noktası, kişiye özel bir aday profili düzenlemektir, bu noktada özel kültürel ve dilsel bölümler de kapsama dahil
edilmelidir veya iş arayan göçmen kökenli insanların
formal bir kabulden bağımsız olarak meslek eğitimleri için informal bilgi ve kabiliyetleri dikkate alınmalıdır, ancak o zaman göçmen potansiyeli adaylık
uygulamasında şeffaf hale gelir. Bu yetenek analizini
ayrıca danışmanlık olanakları, sonradan eğitim
olanakları ve sınava hazırlık için formal tanıma süreci
desteklemelidir.
Bu çıkış pozisyonu uyarınca, Ulusal Entegrasyon
Planında önlemler tespit edilirken aşağıdaki amaçlar
esas alınmaktadır:
Göçmen kökenli insanların ihtiyacına göre
danışma, enformasyon ve iletişim olanakları
Detaylı bir danışma ve enformasyon olanakları
Almanya’daki gelişen eğitim ve meslek eğitim sistemine ve çalışma piyasasına yeni adapte olacak insanlara göre belirlenmelidir. Bundan etkilenen gruplar,
Almanya’ya yeni gelmiş, Almanya’da doğmuş ve daha
önce göçmüş ailelerin çocukları olabilir, çünkü bu
ailelerde meslek eğitim yolları ve meslek bilgileri çok
geniş değildir, buna karşılık birkaç kuşak Almanya’da
yaşayan ve çeşitli iş alanlarında çalışmış ailelerin
deneyimleri bizzat kendileri tarafından elde edilmiş
olabileceği gibi sosyal ağlarından öğrenilmiş bilgiler
olabilir.
Göçmen kökenli insanların istihdam şanslarını
artırma
Göçmen kökenli insanların kalifikasyon profili çeşitli
nedenlere bağlı olarak onların istihdam şanslarını
Enformasyon ve danışmanlık anlamında politikanın,
kamu yönetimi ve ekonominin sunduğu olanaklar
özel koşullar ile genişletilmelidir, bu unsurlar göçmen
kökenli insanların ihtiyaçlarını özellikle içermelidir.
3.2.Hedef belirleme
76
olumsuz olarak etkileyebilir. Onların genel ve genel
olmayan kalifikasyonları eksik olabilir, bunlar genel
eğitim veya mesleki eğitimleri ile ilgili olabilir. Bu
sorunlar çalışma piyasasındaki eğitim ve mesleki
eğitimi temel alanları dahilinde çözümlenmelidir.
Mesleki gelişim olanakları için sorumluluk çalışma
piyasasına aittir.
Model şeklinde çalışmaların yapıldığı yerlerde, etkinlik kontrolüne göre olanaklar kalıcı mı diye kontrol
edilmelidir. Medyaların kullanılmasında ise göçmen kökenli insanlara ulaşılıp, ulaşılmadığı kontrol
edilmelidir ve bu tür bilgilere de erişim sağlanması
gerekir. Çok dilli yayın ve ilanlar ile de göçmenler
doğrudan bilgilendirilebilir ve aydınlatılabilir.
Göçmen kökenli çalışanlarının işyerindeki
entegrasyonu odaklı olarak teşvik etmek
Ekonomi ve yönetimin göçmen kökenli insanların
potansiyellerinden faydalanmak için büyük ilgileri
mevcuttur. Bu nedenle de personel kazanma ve geliştirme ile ilgili enstrümanlar uygulamaya girerken,
Entegrasyonun işletmelerde ve yönetimde de iyileşmeye neden olmasına, çeşitli deneyim ve kültürlere
sahip kişilerden gerçekten de istifa edilip, edilmediğine dikkat edilmelidir. Çalışanların değişik yetenekleri yenilikçi ve yaratıcı çözümler için bir fırsattır,
örneğin «Charta der Vielfalt (Çeşitlilik şartı)» tanımlanmaktadır. Çeşitlilik yönetimi açısından buradaki
amaç, daha fazla göçmen kökenli personel kazanabilmek ve onları mesleki gelişiminde odaklı olarak teşvik
etmektir. Özellikle her eğitim seviyesindeki gelişmeler için olanaklar sağlanmalıdır. İşyerindeki eğitim
personeli de bu şartlara karşı hassasiyet göstermeli ve
hazırlıklı olmalıdır. İşyerindeki anlaşmalar iletişim
araçları ve prosesler de bu çalışmayı odaklı olarak
desteklemelidir.
Göçmen kökenli insanların ihtiyaçlarına göre
çalışma piyasası politikası bazında sağlanacak
odakların uygun hale getirilmesi
Göçmen kökenli insanların yaşadıkları zorluklara dair
belirtilen bulgular ışığında, onların çalışma piyasasına entegrasyonlarında kamu finansmanlı çalışma
piyasasının politik olanakları özel bir anlama sahiptir.
Federal İş Acentesının ve iş arayanların temel güvencesini sağlayan kurumun en son çabaları, kişiye özel
bir koruma geliştirmek ve iş arayan göçmen kökenli
insanlar için spesifik bir destek sağlamaktır. Kişiye
özel durum yönetiminin enstrümanı, etkinlik açısından öneri arayışı içerisinde olan göçmen kökenli
insanlara göre kontrol edilmeli ve gerekli hallerde
entegrasyonlu hale getirilmelidir. Yetersiz göçmen
kökenli insanların katılımına dair bulgular, özellikle
de eğitim olanakları daha etkin bir şirket proses ve
enstrüman uygulama yönetimi gerektirmektedir.
Kamusal çalışma teşviki göçmen kökenli çalışanların
ve işverenlerin çabalarını ekonomi ve idari alanda
etkin biçimde desteklemelidir.
Durum analizi ve politik danışmanlığına ait veri
durumunun iyileştirilmesi
«Alman uyruklu olmama» istatistiki özelliği göçmen
kökenli grupların tümünü kapsamamaktadır, özellikle sonradan göç eden Alman asıllı göçmenleri
içermez. Göçmen kökenli tüm insanların çalışma ve
işsizlik hususunda davranışları hakkında veri durumu,
ayrıca çalışma piyasası politik tedbirleri hakkında
4.3.
veriler ve bu tedbirlerin başarıları iyileştirilmelidir.
Bunun için de göçmen kökenliliğin mümkün olduğu
kadar farklılıklar gözetilerek kayıt altına alınması
gerekir.
3.3.Önlemlerin ve öz sorumlulukların
kararlaştırılması
Bu kararlaştırılan amaçların takibi için «İyi eğitim ve
mesleki eğitimi sağlamak, iş piyasasındaki fırsatları
arttırmak» çalışma grubunun aktörleri aşağıdaki
gibi ve kendi sorumlulukları çerçevesinde aşağıdaki
önlemleri ilk adımda gerçekleştirme veya destekleme
konusunda yükümlüdürler:
Federal Hükümetin (veya Federal Hükümetin
kendi düzenleme yetkisi dahilinde) ve Federal
İş Acentesinin (BA) tedbirleri ve üstlendikleri
yükümlülükler
Federal Hükümeti:
■■ «Kalifikasyon ile Entegrasyon» (IQ) danışmanlık
ve enformasyon ağı Federal Hükümetin emri ile
Federal İş Acentesi ve sivil kurumlar ile işbirliği
içerisinde göçmenlerin, kabul edilen sığınmacıların çalışma piyasası koşulları için yeni stratejiler
geliştirmektedir. Devam eden değerlendirmenin
sonunda Federal Hükümet yapılan çalışmaların
ne kadar başarılı olduğunu ve enstrümanların
çalışma piyasası politik önlemlerinin düzenleme
sistemi içerisine ne kadar aktarılabildiğini, çalışma
grubunun ek tedbirlerinin ne kadar devam edeceğini kontrol edecektir.
■■
Federal Hükümet «Şans yerine farklılık –
Almanya’daki şirketlerin çeşitlilik şartı (Charta der
Vielfalt)» konulu girişimci inisiyatifini desteklemektedir. Bu koşula katılıp, altına imza atanlar toplumsal çeşitliliği kendi personel yapısına da yansıtmayı
taahhüt etmektedirler. Bu şekilde özel şirketler ve
kamu birimleri kendi menfaatlerine özel bir sosyal
sorumluluk almış oluyorlar.
■■
Federal Hükümet çeşitlilik şartının büyük şirketlerin birimlerine, küçük ve orta ölçekli işletmelere
ve kamu birimlerine yayılması için aktif bir katılım
sağlayacak ve bununla ilgili 2007 ile 2008 yıllarında ESF – finansmanlı bir kampanya ile «işyerinde çeşitlilik/istihdam kaynağı olarak çeşitlilik»
konulu yarışma dizisi düzenleyecektir. Bunun
amacı, göçmen kökenli insanların çalışma piyasası
ve meslek eğitimi entegrasyonunu, iş alanlarında
ve kamudaki istihdam ve personel politikasında
onların daha fazla dikkate alınmasını sağlamaktır. Federal Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı,
Federal İş Acentesi ve Göç ve Sığınmacılar Federal
Dairesi çeşitlilik ilkesine katılarak yükümlülük
altına girmişlerdir, çeşitliliği tanıyacaklar ve takdir
77
4.3.
ları işbirliği ile), dil ve mesleki alanlarda sonradan
eğitim görme imkanlarını içermektedir.
ederek, ön yargılardan uzak bir çalışma ortamı
oluşturacaklar.
■■
Federal hükümet ESF-programını hayata geçirerek, 2007–2013 teşvik dönemi için ulusal Entegrasyon planını bir dizi ek tedbir ile özel olarak
destekleyecektir.
■■
ESF programı çerçevesinde Almanca dilinin mesleğe bağlı olarak teşvik edilmesi 2007 ortalarından
itibaren genişletilecektir. Bu çalışma Göç ve Sığınmacılar Federal Dairesi’nin (BAMF) entegrasyon
kurslarını tamamlayacak ve gelecekte bütün göçmen kökenli insanlar bu çalışmadan faydalanacaklardır. Federal İş Acentesi ARGEN/İş acentelerinin
yönetimlerinin Entegrasyon kursuna yönlendirme
sürecini devamlı olarak takip etmelerini, meslek
oryantasyonuna ve gelişime yönelik kabiliyetler ile
tamamlayıcı dil teşviklerini gerçekleştirmeleri için
destek sağlayacaktır.
■■
Planlanan XENOS – takip programı içerisindeki bir
ağırlık noktası odaklı göçmen kökenli insanlara
doğru yönlendirilecektir (2008’den itibaren).
■■
Federal Hükümet Sosyal Güvenlik Yasası II’nin etkilerini çalışabilir göçmen kökenli insanların durumuna göre değerlendirmektedir. Sosyal Güvenlik
Yasası II – düzenlemelerinin etkileri ve sonuçları
göçmen kökenli insanların istihdam, meslek
eğitimi kabiliyeti ve sosyal istikrar açısından bir
çalışma çerçevesinde araştırılacaktır.
■■
Etnik ekonominin çalışma piyasası politikası bakımından hiç de ihmal edilmeyecek kadar önemi
vardır. Federal Hükümet ESF teşvikli koçluk olanaklarını bu alanda KfW’de yoğunlaştıracaktır, bu
kurum yeni iş kuranlara yönelik bölgesel çalışma
büroları ile birlikte çalışmaktadır.
■■
■■
Göçmen kökenli insanlar için özel kuruluş danışmanlığı önem kazanmıştır ve bu arzlara artan
oranda dahil edilecektir. Göçmen kökenli kişiler
çoğunlukla şehirdeki problemli bölgelerde yaşıyorlar. Bölgesel ekonominin canlandırılması için ESF
Federal Hükümet programı çerçevesinde istihdam
odaklı «sosyal şehir» projeleri gerçekleştirmektedir.
Bunun dışında BAMF hedef gruba dayalı eski Sovyetler Birliği’nden göç eden doktorlar için bir mesleki entegrasyon konsepti hazırlayacaktır. Gerekli
hallerde uygulamalar model bazında denenecek
ve entegrasyon teşvikinin şarta bağlı olanakları
içerisine aktarılacaktır.
■■
BAMF’ın kendi bölgesel koordinatörleri ve federal devlet tarafından teşvik edilen göç danışma
merkezlerinin yapısına da müdahale ederek, göç
ile ilgili danışma hizmetinin etkin olarak verilmesi
istenmektedir, buna göre bütün katılan kurum/
organizasyonlar ilgili bölgede sürekli olarak entegrasyon teşviki alanında koordinasyon ve işbirliği
oluşturulması ve bir ağ sisteminde çalışması planlanmaktadır. Göç ile ilgili danışma hizmeti veren
kurum bu bağlamda aktif olarak Çalışma/ARGEN/
Seçimli yerel idareler için devamlı, sistematik bir
işbirliği yürütülmesini sağlamak istiyor.
Federal İş Acentesi:
■■ Federal İş Acentesi, federal sınırlar içerisinde
bir enformasyon platformu düzenlemektedir
(BA-MediaNet), bunda en başarılı uygulama örnekleri model biçiminde BA’nın bütün hizmet noktalarına sunulacaktır. Yerinde verilecek imkanlar
böylece daha şeffaf olacak, çalışma acenteleri ve
çalışma birlikleri mevcut olanakların kullanılıp,
kullanılmadığına daha kolay karar vereceklerdir.
■■
«Kurumlardaki düşük eğitim seviyeli kişi ve yaşlıların geliştirilmesi» (WeGebAU) programına göre
BA teşvik sağlarken, özellikle de göçmen kökenli
çevreyi dikkate alacaktır.
■■
BA yabancı dillerdeki bilgilendirme materyallerini
artıracak ve gösterge işlevi gören uzmanlar üzerinden göç ile ilgili danışma merkezlerine tanıtacaktır.
Bu olanak aynı zamanda iş arayanlar için temel
güvence sağlayıcılarına da sunulacaktır.
■■
BA personel politikası çerçevesinde personelin
uzmanlaştırması ve personel alımında fırsat eşitliği
prensibini getirecektir. Kişiye özel, çeşitli kabiliyetler ve kişilerin potansiyelleri (örneğin yabancı dil,
özel meslek deneyimi, kültürler arası yetenekler)
personel gelişimi çerçevesinde teşhis, teşvik edilerek, amaçlı olarak kullanılacaktır. Bununla ilgili
konseptler personel bölümü ve BA yüksek okulu
tarafından hazırlanacaktır.
■■
2007 yılında BA çeşitli iletişim araçları işbirlikleri
çerçevesinde «Göçmen kökenli insanların Entegrasyonu» konusunu ele alacaktır.
■■
BA birleşim ile ilgili bilançoları ortaya koyacak,
buna göre çalışma piyasasında ve çalışma piyasası
Federal Hükümet işveren olarak rolünün bilincindedir. İmkanlar dahilinde göçmen kökenli personel
payını uygunluk, başarı ve kabiliyet çerçevesinde
artıracaktır. Dilsel ve kültürler arası kabiliyetlerin uygun biçimde dikkate alınması için çaba
gösterecektir.
Göç ve Sığınmacılar Federal Dairesi:
■■ Göç ve Sığınmacılar Federal Dairesi (BAMF) göç
kökenli akademisyenler için mesleki entegrasyon
konsepti geliştirecektir. Ağırlıklı olarak eğitim ve
mesleki eğitimi tanıma yöntemini (kültür bakan-
78
■■
4.3.
ile birlikte çalışacak ve göçmen kökenli insanların
işsizliğini gidermek için mevcut insan kaynaklarının pozitif yönde geliştirilmesini sağlayacaklar.
politikasında göçmenler açısından daha iyi bir
analiz ortaya çıkacaktır.
Eyaletler ve komünlerin önlemleri ve öz
sorumlulukları (veya eyalet ve komünlerin
düzenleme yetkileri)
Eyaletler:
Şu ana kadar bununla ilgili eyaletlerde üstlenilmiş
yükümlülükler yer almamaktadır. Çalışma grubundaki danışma hizmetine uygun olarak aşağıdaki
konuların dikkate alınması gerekir:
■■
İşveren olarak eyaletler: Kamu hizmetleri alanında
işe alma uygulamalarının kontrolü – göçmen
kökenli personel gruplarının personel alımlarında
değişen koşullara göre kamu hizmetlerinin yerine
getirilmesi ve uzman personel ihtiyacının demografik gelişmelere uygun olması.
Ekonomi:
■■ Sanayi ve ticaret odaları yurtdışından elde edilen
uzmanlıkların tanınması için kendi hizmetlerini
geliştiriyorlar. Buna özellikle de uzman görüşü
gerektiren yabancı diplomalar dahildir.
■■
Sanayi ve ticaret odaları ile esnaf odaları şirketlerde, göçmen kökenli insanların işe yerleştirilmesi
ile ortaya çıkan fırsatları özellikle de yabancı piyasalar ve kültürlerden dolayı ve önemli dil bilgisi
nedeniyle istifade edecekler ve yabancı personelin
istihdam edilmesine yardımda bulunup bilgi
verecekler.
■■
Alman İşverenler Birlikleri (BDA) Federal Birliği
kendi üyelerini, çeşitliliğin şirketlerde teşvik edilmesi için desteklemektedir, buna göre şirketlerde
yönetimlerde çeşitliliğin «Çeşitlilik anlaşması»
teşvikiyle yerleşmesi ile Diversity Managmentin
personel ekonomik girişimi yerleştirerek göçmen
kökenli insanların özel kabiliyetleri ve potansiyelleri işyerindeki süreçlere daha yoğun olarak dahil
edilecektir.
■■
Alman ekonomisinin çatı organizasyonları ile
Federal Hükümet arasındaki anlaşmaya göre, özel
sektörde erkek ve kadınların fırsat eşitliğini teşvik
etmek için ekonominin çatı organizasyonları kendi
üyelerine işyerlerindeki önlemlerin artırılması
ile erkek – kadın arasındaki fırsat eşitliğini ve aile
memnuniyetini sağlama konusunda tavsiyelerde
bulunacak. Bu teşvike göçmen kökenli kadınlar da
dahil edilmiştir.
■■
Sanayi ve ticaret odaları ile esnaf zanaatkar odaları göçmen kökenli, yetişkinleri meslek eğitimi
alma konusunda rehberlik yaparak, onlara talep
edilmesi durumunda yabancı dilde enformasyon
malzemeleri sunuyorlar.
■■
Sanayi ve ticaret odaları eğitim geliştirme ve sınav
olanaklarını daha yoğun olarak sunuyorlar, buna
göre göçmen kökenli gruplar kendi çalışma kabiliyetlerini çalışma piyasasında güçlendirebilirler,
örneğin Gastronomi dersleri veya IHK yabancı dil
muhabiri gibi.
■■
Esnaf odaları göçmen gruplarının da kendi çalışma
kabiliyetlerini çalışma piyasasında güçlendirebilmeleri için tamamlayıcı eğitim geliştirme sınav
olanakları sunuyorlar
■■
Sanayi ve ticaret odaları eskisinden daha çok IHK –
hizmet olanaklarını göçmen kökenli insanların iş
kurmaları için sunacaklar ve özel hizmetler geliş­
tirecekler, örneğin Türk dilinde etkinlikler düzen-
Yerel Yönetimler:
Beledi çatı organizasyonları halihazırda üyeleri ile
yoğun bilgi alışverişinde bulunmaktalar ve bundan
sonraki uygulamalarda da katkı sağlayacaklardır.
Çalışma grubundaki danışmanlık hizmetlerine uygun
olarak aşağıdaki konular dikkate alınmalıdır:
■■
İşveren olarak komünler: Kamu hizmetleri alanında işe alma uygulamalarının kontrolü – göçmen
kökenli personel gruplarının personel alımlarında
değişen koşullara göre kamu hizmetlerinin yerine
getirilmesi ve uzman personel ihtiyacının demografik gelişmelere uygun olması
■■
Komünlerde ekonomik teşvik ve yeni iş kurma
konusunda göçmenlere danışmanlık hizmeti veren
kurumlar birbiriyle koordine haline gelmelidir.
Özel kurum ve organizasyonların önlem ve öz
yükümlülükleri
Göçmenlere ait organizasyonlar:
■■ Alman-Helenik Ekonomi birliği (DHW) 2007 yılı
için Köln ve Dusseldorf bölgelerinde bir «eğitim ve
meslek eğitimi için IG-menfaat ortaklığı» planlamaktadır. Ortaklığın amacı Yunanlı girişimcilerin
şirket yönetimindeki her türlü ihtiyaçlarını desteklemek. «IG» Yunanlı firmalar için lobi ortaklığıdır
ve bölgenin ekonomi ortakları, Alman ve Yunanlı
idareler ile Yunan-Alman Basını ile işbirliği içerisinde bulunmaktadır.
■■
CGIL-eğitim kurumu e. V. göçmenler için işsizliği
önlemeye yönelik iki ayrı ülkeye ve iki ayrı dile ait
kalifiyeleştirme önlemlerini Alman eğitim kurumları ile birlikte diğer federal eyaletlere yayacaktır
(örneğin ihracat-ithalat Asistanlığı Almanya/İtalya
ve Almanya/Türkiye). Bu projelerde kendi göç deneyimleri ile uzman personel Alman uzman personel
79
4.3.
lenecektir. Dış ekonomi sorunları ile ilgili şirketlere
destek vermeyi amaçlıyorlar.
■■
Esnaf odaları ise kendi olanakları çerçevesinde
göçmen kökenli insanlara rehberlik ediyorlar ve
KAUSA işbirliği ile kişilerin ana dillerinde bilgilendirme malzemesi sunuyorlar.
■■
BDA Federal İş Acentesinin idari kurulunda odaklı
olarak, etkisi ve ekonomikliğine yönelik danışmanlık, aracılık ve teşvik niyetlerini desteklemektedir,
bunların amacı ise göçmen kökenli insanların
çalışma piyasasına daha iyi Entegrasyonunu
sağlamaktır.
Sendikalar:
■■ DGB ve sendikalar işletmelerde ve idarelerde göçmen kökenli insanların katılımlarını teşvik ediyorlar ve çalışanları, uyruk, kökenden bağımsız olarak
menfaatlerini korumaları konusunda destekliyorlar. Başarılı önlemler (örneğin IG Metall’e ait yabancıları teşvik programı, işci temsilleri seçimleri
için seçim belgelerinin en önemli dillerde hazırlanması) yabancı çalışanların işçi temsilcilerinde
temsil edilmesi devam ettirilecektir. Sendikalar işçi
ve personel temsilcilerinin mesleki eğitimlerini ve
eğitimlerini geliştirmeleri için seminerler sunmaktadır. Burada yabancı çalışanların entegrasyonu ve
onların eşitliği ise bütünleyici bir unsurdur, ayrıca
seminerler işletmedeki göç işleri ile özel olarak
örtüşmektedir. Göçmenler ise kendi yapıları ile
sendikal çalışmalara entegre edilmişlerdir; çeşitli
düzlemlerde komiteler mevcuttur, aynı zamanda
sendikaların kapsamlı eğitim ve rehberlik önlemleri söz konusudur.
■■
80
DGB ve sendikalar, göçmen kökenli personelin
entegrasyonu için önemli koşulları olan fırsat
eşitliği ve eşit muamele yaratılması konusunda
çaba gösteriyorlar. Eşit muamele ve toplumdan
dışlanmaya karşı koruma sağlama konusunda sendikalar işletmelerin sözleşme akdetmelerini teşvik
ediyorlar. Genel eşit muamele yasasının hayata
geçirilmesi çerçevesinde işçi ve personel temsilcileri işe alım yöntemlerinin ve personel kararlarının
denetiminde destekleyecekler.
■■
İstihdamın güvencesi olarak çalışanların yüksek
bir uzmanlık derecesine sahip olması işsiz kalma
riskini azaltmaktadır. Bu nedenle sendikalar
eğitimin geliştirilmesi için geçmiş yıllarda toplu
iş sözleşmeleri akdetmişlerdir. Ancak mesleki
eğitim seviyesi düşük göçmen kökenli insanlar şu
ana kadar düşük oranda katılım sağlamışlardır,
bu nedenle sendikalar bu gruplar için önlemlerin
yapılandırılması konusunda çaba gösteriyorlar.
■■
DGB ve sendikalar Federal İş Acentesinin öz idaresi çerçevesinde, düşük eğitim seviyeli göçmen
kökenli insanların daha yoğun olarak Federal
Çalışma Acentesinin uzmanlaştırma önlemlerine
dahil edilmeleri için çalışıyorlar. Şu ana kadar göçmen kökenli insanların kabiliyet ve deneyimleri çok
fazla dikkate alınmazken, topluma entegrasyon
süreçlerinde çok daha fazla dikkate alınacaklardır.
■■
DGB tarafından desteklenen EQUAL projeleri açıkça
göstermiştir ki, sığınmacı ve üçüncü dünya devleti
vatandaşlarının, eğer ki oturma hakkı bakımından
engeller giderilebilirse, çalışma piyasasına entegrasyon sağlamaları mümkündür. DGB ve sendikalar
kapsamlı bir oturma hakkı düzenlemesi için çalışıyorlar, buna göre ise geçim güvencesinden bağımsız olarak güvenli bir ikamet ve çalışma piyasasına
eşit şartlarda giriş sağlanmaktadır.
Serbest Sosyal Yardım:
■■ Serbest sosyal yardım BAGFW ile Federal Çalışma
birliğinin üye birlikleri göçmenlere yönelik
danışma hizmeti ve uzmanlaştırma olanakları ile
göçmen kökenli insanlar için mesleki yönlendirmeyi, mesleki eğitimi, uzmanlaşmayı, iş armayı
destekliyorlar. Buna göre gençler meslek eğitim
kurumları çerçevesinde uzmanlık meslek eğitimi
alma imkanı elde ederler.
■■
BAGFW’nin üye birlikleri kültürlerarası açılımın
devam etmesi için hizmet ve düzenlemelerini
sürdürüyorlar. Bunu personel politikalarında
dikkate alıyorlar, ve bu süreci meslek eğitimleri ile
destekliyorlar. Göçmen kökenli insanlar kendileri
için doğru ve önemli olan sosyal hizmetleri bizim
kurumlarımızdan alabilecekleri konusunda güven
duyabilirler.
4.3.
81
4.3.
Üyeler
İdare: Federal Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı
Franz Müntefering
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı
Heinrich Tiemann
Federal Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı
Birlikler/Kurumlar
82
Heinrich Alt
Federal İş Acentesi Yönetim kurulu üyesi
Irina Bernstein
Federal Alman – Rus Girişimciler Derneği
Ludwig Georg Braun
Dr. Günter Lambertz (temsil)
Alman Ticaret ve Sanayi Odası Kurulunun Başkanı
Annelie Buntenbach
Federal Sendikalar Konfederasyonu yönetici üyesi
Phedon Codjambopoulo
Christina Alexoglou-Patelkos (temsil)
Alman – Helenik Ekonomi Birliği başkan yardımcısı
Marianne Demmer
Eğitim ve bilim sendikası genel yönetim kurulu başkan yardımcısı
Ilse Falk, MdB
CDU/CSU Federal meclis fraksiyonu başkan vekili
Wolfgang Fehl
Esnaf gelişim merkezi «Uzmanlaştırma ile Entegrasyon» ağı
Dr. Reinhard Göhner
Peter Clever (temsil)
Alman İşveren Birlikleri Konfederasyonu Genel Müdürü
Barbara Graf
Federal Çalışma Birliği, Gençliğe Yönelik Sosyal Çalışmalar, Göç uzmanlık alanı
Dr. Hans-Carsten Hansen
Dr. Linda von dem Bussche (temsil)
BASF AG. İnsan kaynakları ve kabiliyet merkezi müdürü
Hildburg Kagerer
Ferdinand-Freiligrath-Yüksek Okulu Berlin-Kreuzberg Okul Müdürü
Cüneyt Kandemir
Avrupa’daki Türk Girişimcileri ve Sanayicileri Derneği ATIAD/Prof. Recep Keskin
Otto Kentzler
Prof. Dr. Friedrich Esser (temsil)
Alman Esnaf ve Zanaatkarlar Birliği Başkanı
Annabel von Klenck
Mercator Vakfı Genel Müdürü
Burhan Kocaslan
Berliner Landesbestenehrung – IHK-Berufen birincisi
Kenan Kolat
Almanya Türk Toplumu Başkanı
Phuong Kollath
«Dièn Hóng» Derneği Aynı çatı altında hep birlikte, Rostock
Franco Marincola
CGIL – Eğitim Kurumu Başkanı
Dr. Peter Neher
Roberto Alborino (temsil)
Deutscher Caritasveband Başkanı, Serbest Sosyal Yardım Federal Çalışma Birliği
Başkanı
Wolfgang Rhode
IG Metall Yönetim Kurulu Yönetici Üyesi
Vicente Riesgo Alonso
İspanyol Aile Dernekleri Birliği
Kemal Şahin
Türk-Alman Sanayi ve Ticaret Odaları Başkanı
Michael Vassiliadis
IG Maden, Kimya, Enerji yönetim kurulu yönetici üyesi
4.3.
Bilim
Prof. Dr. Michael Bommes
Osnabrück Üniversitesi Göç Araştırmaları ve Kültürler Arası İncelemeler IMIS
Direktörü
Prof. Dr. Ingrid Gogolin
Hamburg Üniversitesi, Uluslar Arası ve Kültürler Arası Karşılaştırmalı Eğitim Bilimi
Prof. Dr. Klaus Klemm
Duisburg-Essen Üniversitesi, Eğitim Araştırmaları/Eğitim Planlaması Çalışma Grubu
Başkanı
Prof. Petra Stanat
Ph.D., Erlangen-Nürnberg Üniversitesi, Ampirik Eğitim Araştırmaları, ÖğrenmeÖğretme Araştırmaları Merkezi Başkanı
Eyaletler
Prof. Dr. Ulrich Goll
Christian Storr (temsil)
Adalet Bakanı ve Baden-Württemberg Eyalet Hükümetinin Entegrasyon Sorumlusu
Günter Piening
Berlin Senatosu – Göç ve Entegrasyon Senato Görevlisi
Maria Weber
Rheinland-Pfalz Çalışma, Sosyal Güvenlik, Sağlık, Aile ve Kadınlardan sorumlu
Bakanlık’ta göç ve Entegrasyon Konusunda Eyalet Hükümeti Görevlisi
Gabriele Weber
Saksonya Eyaleti Kültürden Sorumlu Devlet Bakanı
Ute Erdsiek-Rave
Dr. Angelika Hüfner (temsil)
Kültür Bakanlığı Konferansı Başkanı (31 Aralık 2006’ye kadar)
Prof. Dr. E. Jürgen Zöllner
Kültür Bakanlığı Konferansı Başkanı (1 Ocak 2007’den itibaren)
Belediyeler
Klaus Hebborn
Bettina Heinrich (temsil)
Alman Şehirler Kurumu
Uwe Lübking
Alman Şehirler ve Belediyeler Birliği
Dr. Irene Vorholz
Federal Alman Belediyeler Kurumu
Danışman olarak katılanlar
Heinz Ackermann
Ekonomi ve Teknoloji Bakanlığı
Dr. Dagmar Beer-Kern
Göçmen, Kaçak ve Entegrasyon Federal Hükümeti İdari Çalışmalar Görevlileri
Dr. Christoph Hauschild
Federal İçişleri Bakanlığı
Elmar Hönekopp
Çalışma Piyasası ve Meslek Araştırma Enstitüsü
Prof. Dr. Eckhard Klieme
Alman Enternasyonal Pedagojik Araştırmalar Enstitüsü DIPF Direktörü
Başkan Manfred Kremer
Bent Paulsen (temsil)
Meslek eğitimi Federal Enstitüsü Başkanı BiBB
Peter Munk
Federal Almanya Eğitim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığı
Dr. Karsten Roesler
Entegrasyon ve Sığınmacılar Federal Dairesi
Sabine Schulte-Beckhausen
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Çalışma grubu Dieter Hanz, Karl-Heinz Kohn ve BMAS sosyal güvenlik ve göç proje grubundan Cornelia Petrowsky, çalışma
grubunu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın I, II, V ve VI numaralı bölümlerin katkıları ile desteklemişlerdir.
Jörg Trautner
BMAS, Redaksiyon
83
84
Konu Alanı 4:
4.4.
«Kadın ve Kızların Yaşam
Koşullarını İyileştirmek, Eşitliği
Gerçekleştirmek»
Almanya’da yaşayan 15,3 milyon göçmen kökenli insanın yarısından fazlası genç kız ve kadındır. Birçoğu
çok iyi Entegrasyon sağlamış durumda, çoğu – göçmen kökenli ikinci ve üçüncü kuşak kadın ve genç kızlar – geleneksel pederşahiden ziyade modern, ortaklık üzerine kurulu modelleri örnek alıyorlar. Çoğu
ebeveyn sorumluluğu taşıyor; çoğunlukla da onlar bir
sonraki neslin Entegrasyonuna etki ediyor.
Göçmen bayanların potansiyelleri kullanılmalıdır.
Kadınların ve genç kızların rolleri dikkate alınmadığı zaman, Entegrasyon sürecinde de, sorunları ve
özel ihtiyaçları dikkate alınmaz ise, onların topluma
Entegrasyon sağlaması mümkün değildir. Bu ulusal
entegrasyon planı üzerine birlikte çalışan çalışma
grupları, kendi görevleri çerçevesinde göçmen
bayanların ihtiyaçlarına ışık tutmayı başarmışlardır.
Çalışma grubu 4’e ilaveten «kadın ve genç kızların
yaşam şartlarını iyileştirme ve eşit hakların hayata
geçirilmesi» konusunda görüşleri müzakere etme
görevi verilmiştir.
Çalışma grubu 4 Adalet Bakanlığı tarafından koordine edilerek, Aileden, Yaşlılardan, Kadınlardan ve
Gençlerden Sorumlu Bakanlık işbirliği ile gerçekleştirilmiştir. Göç ve Sığınmacılar Federal Dairesinden
ve diğer Federal yetki alanlarından da temsilciler,
Federal Almanya parlamentosundan milletvekilleri
ve eyalet ile yerel çatı kurumların temsilcileri, hukuki
meslek birliklerinden, yasal hastalık sigortaları ve
sosyal yardım dernekleri, göçmenlerin organizasyonları, göç ile ilgili danışma merkezleri temsilcileri
ile göçmen olan/olmayan uzmanlar da yer almıştır.
Ayrıca Adalet Bakanlığı Konferansı için eyalet hukuk
daireleri ilgili yetkili eyaletlerden kadından sorumlu
bakanlar, senatörler de konuya dahil edilmiştir.
Verilen görev çerçevesindeki çeşitli konulardan o
dönemde tahsis edilen sürede sadece birkaçı örnek
nitelikte ele alınabilmiştir. Soru tablosu esasına
göre, göçmenler için bugün önemli olan, ve danışma
esnasında ortaya konulan konu bazlı ağırlık noktaları ortaya çıkmıştır. Çalışma grubu bilinçli olarak
da bu konu alanlarını işlemiştir, bu konular o ana
kadar çok geniş anlamda tartışılmamıştır,ve başlayan
çalışma ile ancak geniş kapsamlı önlemler içerisine
girebilmiştir.
Çalışma grubu 4 içerisinde özellikle göçmenler açısından, ve katılan danışma büroları ve birlikler açısından
da eylem ihtiyacı grup tarafından belirlenen konu
alanının ötesinde geçerli kılınmıştır. Göçmenler,
günlük hayatta her alanda ön yargılar ile yüzleştiklerini düşünüyorlar, o nedenle de Almanya’daki toplum
hayatına eşit haklara sahip olarak katılmadıklarını
ve eğitim, meslek, sağlık ve sosyal hizmetler alanında
cinsiyet, köken ve belki de din nedeniyle haklarını
alamama gibi zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Gerçek
bir eşitlik ise sağlanmalıdır, toplumdan dışlanmaya
karşı düzenlemelerin kabul görmesi gerekir. Hayatın
her alanında göçmenlerin ihtiyaçlarına dair bilgilerin
düzeltilmesi gerekiyor. Özellikle de entegrasyon sürecindeki özel rolleri ve özel ihtiyaç ve sorunlarına dair.
Kültür hassasiyetinin geliştirilmesi ve eğitim bütün
alanlarda ayrı bir önem kazanıyor.
85
4.4.
Çalışma grubu içerisinde Ulusal Entegrasyon Planına
ait çalışmalardan yabancılar hukuku ile ilgili soruların geniş anlamda konu dışı bırakılması ise gayriresmi
katılımcılar tarafından tekrarlanarak eleştirilmiştir.
Onların bakış açısına göre de özellikle derinlemesine
açıklamalar ve değerlendirmeler yapılmalıydı, hem
de «yönergelerin hayata geçirilmesi ile yasa» çalışmalarında yabancılar hukukundaki değişiklikler tartışılmalıydı. Bazı kişilerce de ulusal entegrasyon konseptinde özellikle yasal olmayan şekilde Almanya’da
bulunan göçmenler üzerinde durulmalıydı.
Çalışma grubu 4 bitiminden sonra da başlanılan
yapıcı görüşme sürecine devam edilmesi konusunda
katılımcıların isteği olmuştur.
1. Ağırlıklı konu alanı:
Hukuk Yoluyla Entegrasyon
Kişisel çevrede şiddete karşı koruma, zorla
evlendirme, enformasyon ve danışmanlık
konuları ele alınmış, grup içerisinde ise konu alanlarında kişisel çevrede şiddete karşı korunma ve genel
olarak da zorla evlendirme özellikle ön plana çıkmıştır; Diğer konuları da derinlemesine görüşmek, zaman
yetersizliği nedeniyle mümkün olmamıştır. Ancak
katılımcılar yine de görüşmenin tetikleyici olmasını
ümit ediyorlar. Belki buna göre geçerli hukuk ve ulusal entegrasyon planı dışında da entegrasyon başarısını güçlendirecek olanaklar üzerine benzer açık ve
yapıcı tartışmalar gerçekleştirilir.
1.1. Durum tespiti
Geçmiş yıllarda, çeşitli görüş açılarıyla, geçerli hukukun acaba göçmenlerin toplumdaki özel durumunu
ve özel problemlerini yeteri kadar hesaba katıp, katmadığı tartışılmıştır. Genelde de çıkış noktası iletişim
araçlarının trajik şiddet raporları idi. Kamuya geniş
anlamda şu bilinç yerleştirilmiştir; göçmen kadınlar
genel toplumsal problem içerisinde aile içi şiddete ve
özellikle de şiddet ve zorlamaya maruz kalmaktadırlar.
Ancak bunlar bizim hukuk düzenimize aykırı durumlardır. Bu konuda sadece tanınmış ve uygulanabilir
olan yasalar etkili olabilir. Temel koşul ise göçmen
kadınların kendi yasal olanakları ve hakları konusunda bilgilendirilmesi ve mevcut danışma, yardım
olanaklarıdır.
Aile içi şiddet, özel şiddet şekilleri de dahil olmak
üzere (örneğin jenital yaralama) zorla evlendirmeler
göçmen kadınların değişik şekillerde çokça karşılaştıkları durumlardır. Özellikle de entegrasyon sürecinin başında bulunan genç kız ve kadınlar bundan çok
etkilenmektedir. Ama bunun yanında anne-babaların
86
Alt çalışma grubu 1
‹Hukuk Yoluyla Entegrasyon; Katılım›
Alt çalışma grubu 1’in esası Alman hukuk düzeninde
entegrasyonla ilgili önlemlere yaklaşım ve hukuki
açıdan toplumsal düzenlemede göçmenlerin etkisidir.
«Hukuk Yoluyla Entegrasyon» başlığı altında belirli
konular tartışmaya açılmış ve özellikle de Alman
Medeni Hukuku ve Ceza Hukukunun bazı bölümlerine ve mümkün olabilecek uygulama olanaklarına
göre entegrasyon engelleri ile ilgili sorunlar ve bu
engellerin aşılması ile ilgili seçenekler ortaya atılmıştır. «Katılım» alanında göçmenlerin toplumsal ve
politik süreçlere katılımını iyileştirme konusu tartışılmıştır, onlara göre norm ve değerleri önemli ölçüde
birlikte oluşturuyorlar.
anavatanlarındaki örf ve adetlerden, kültüründen
uzaklaşan ve ailenin ve sosyal çevrenin beklentilerine uygun olmayan hayat görüşüne sahip göçmen
kadınlar da bundan etkilenmektedir. Yetiştirme tarzı
olarak zorla evlendirmeleri benimseyen ailelerin
erkek çocukları da mağdurlar arasında yer almaktadır. Ayrıca homoseksüel kadınlar ve erkekler için de
aileleri genelde çocuklarının heteroseksüel bir yaşam
tarzı sürmeleri için zorla evlendirmeyi dayatmaktadır.
Aile içi şiddete ve zorla evlendirmelere karşı göçmen
kadınları korumak için oturum hakkı fayda sağlayabilir. Bu bağlamda sonradan eşinin yanına gelen
kadının tek başına oturum hakkı, oturma izninin
Federal Almanya Cumhuriyeti’nden ayrıldıktan altı
ay sonra iptal edilmesi ve yasaya göre kesin dönüşte
alacaklar konu edilmiştir. Şüpheli oturma statüsüne
bağlı olarak kadınlar için tehdit edici durum ve onların isteğine göre reel ve mümkün olan sürekli kalma
perspektifi üzerine dikkat çekilmiştir. Gayrihükümet
organizasyonları cevaplarında «yönergelerin hayata
geçirilmesi ile ilgili yasa» çalışmaları çerçevesinde
tartışılan önlemler örneğin zorla evlendirmeler nedeniyle eşlerin sonradan ülkeye göç etmesi, eşin sonradan göç etmesine dair ek koşullar, örneğin alt yaş
sınırı ve dil bilgisinin belgelenmesi konuları da kritize
edilerek sorgulanmıştır. Oturma hakkına dayalı
yorumlar içeren derin tartışmalar ne yazık ki grup
içerisindeki temsilcilerin eksik olmasından dolayı
gerçekleştirilememiştir, ancak katılımcılar çok faydalı
olabileceğini düşünmüşlerdir.
Zorla evlendirmeler artık geçerli hukuka göre bir suçtur. 2005 yılından beri zorla evlendirmeler kesinlikle
ağır bir zorlama durumu sayılmaktadır (altı aydan beş
yıla kadar hapis cezası). Zorla evlendirmelerin yeni
ve ayrı bir suç unsuru olarak anlamı üzerine göçmen
kadınlar arasında karşılıklı bir tartışma gerçekleşmiştir. Buna katılanlar beklenen bir sinyal ve hassasiyet
etkisi ve özellikle de resmi makam ve hukuk ilişkisi
üzerinde durmuşlardır. Karşı çıkanlar ve eleştirel
gözle bakanlar ise ceza hukuku konusunun sabit tartışıldığı bir tarafta stigmatizm gösteren potansiyele
işaret ederek, yabancılar hukuku açısından problemin
gözden kaçabileceğini ve kaçamak önlemler alınması
yönündeki bir tehlikeye işaret etmişlerdir. Öncelikle
son ceza hukuku değişikliklerinin değerlendirilmesi
gerekirmiş (mağdurların sayısı ve ceza davalarının sonuçları). Tek başına bir suç unsuru görülerek
sorunun çözülemeyeceğini ve gerekli kriz müdahale
olanaklarının yerine geçemeyeceği konusunda bir
uzlaşma sağlanmıştır.
Bir takım endişeler dile getirilmiştir, buna göre kamudaki zorla evlendirmeler üzerine gerçekleştirilen
tartışmalar özellikle de müslüman kökenli göçmen
kadınlar için ters etki yaratabilir, çünkü onlar olağanüstü enformasyon eksikliğinden dolayı toplumun
büyük bir bölümü Müslümanlar arasındaki evliliklere karşı «genel bir şüpheyle» yaklaşıyor. Tam da bu
konuda bir duyarlılık gerektiği konusunda ortak bir
kanaat oluşmuştur. Geleneksel ataerkil aile yapıları
genel olarak dünya görüşü açısından din ve özellikle
de İslam ile bağdaştırılmaktadır. Zorla evlendirmeler
ise sadece Müslüman ailelerde görülmüyor.
Federal devlet düzleminde «göçmen kadınlara karşı
şiddet» konusu ile ilgili şu ana kadar sayısal verilere
dayanan tek bir araştırma yer almaktadır. Federal
Hükümetin Kasım 2006 ikinci dönemsel güvenlik
raporunda da – yabancı nüfusun artan mağduriyet
riskine bağlı olarak – ikinci bir araştırma işaret edilmektedir. Özellikle Türk kadınlarının öncelikli olarak
eşleri tarafından bedensel ve cinsel şiddete maruz
kaldıkları açıkça ortaya konulmuştur. Ancak şiddete
daha fazla maruz kalanlar ise mülteci kadınlardır.
Şüpheli oturma statüsüne sahip kadınlar muhtemelen ek olarak fiziksel ve yapısal şiddete maruz kalmış
olmalı. Daha önceki bulgular ise özel destek ve yardım
ihtiyacına işaret ediyordu.
Almanya sınırları içerisindeki zorla evlendirmeler
sayısı ile ilgili güvenli bilgiler bulunmamaktadır.
Ampirik esasın geliştirilmesi zorunlu evliliğe karşı
etkili bir mücadele ve ihtiyaç duyulan araçlar dahil,
danışma olanakları ve koruyucu düzenlemeler belde
ve eyalet düzleminde yardımcı olur. Kamunun çarpıtılmış algısına aksi etki yapabilir, çünkü bu sorunun
sadece İslama dayalı olduğu ve Müslüman kadınların
çoğunlukla zorla evlendirildiği düşünülmektedir.
Burada enformasyon ve aydınlatmalar kaçınılmazdır.
Resmi olarak desteklenen enformasyon kampanyaları
dışında kendi organizasyonları tarafından da göçmenler aydınlatılmalıdır. Özellikle de göçmen kökenli
erkeklere resmi aydınlatmaların yerine bu şekilde
daha iyi ulaşılabilir. Her ne kadar göçmen erkek ve
genç erkeklerin özel durumları ve sorunları dikkate
alınsa da, göçmen kadınlara karşı şiddetin kalıcı bir
biçimde azalması söz konusu olabilir.
4.4.
Daha fazla koruma ihtiyacı olan ve şiddete maruz
kalan göçmen kadınlar için çeşitli federal eyaletlerde
uygun ve koruyucu düzenlemeler ve büroların eksikliği bir sorundur. Bu kadınlar için bakım ve güvenlik
standartları kadın sığınma evlerinde yeterli değil, bölgeler arası sığınma evleri ve mevcut düzenlemelerin
finansmanı da yetersizdir. Genç erkekler içinse bu tür
imkanlar şimdiye kadar hiç yoktur. Yaygınlaşmış kişi
başı finansman yöntemi (olay bazında günlük oranlar)
genelde çok zaman alan başvuru işlemlerinden dolayı
ve idarelerin aydınlanmamış yerel ve nesnel yetkileri
nedeniyle ve kabul edilemeyen genç reşitlerde, eğer
gençlikten sorumlu daire masrafları üstlenmeyi
reddettiyse, problemlere yol açar. Çocukların ve gençlerin bakımı sorun olarak kendini gösterir, çünkü yardımların neredeyse tümü ebeveynlerin başvurularına
bağlıdır. Tek vaka bazlı finansman ve gerektiğinde
zorunlu ikamet yükümlülüğü şüpheli oturum statüsü
veya oturum statüsü olmayan göçmen kadınlar için
özel zorluklara neden olur.
1.2. Hedef belirleme
Amaç göçmen kadınların temel hakları ve özellikle
de yakın çevresi ile ilgili hakları konusunda bilgilendirilmesidir. Bu şekilde göçmen kadınlar, rehberlik
hizmetleri ve destekleyici önlemler ile, kendi kaderini
belirleme hakkını gerçekten kullanacak hale gelirler.
Kendi aile çevresinde belirli kural ve normlar, aslında
yaşadığı ülkenin yasal düzenlemelerindeki temel
beklentilerine uymadığı zaman, kendisinin zorlamalardan ve şiddet içeren ilişkilerden kurtararak, kendi
partnerini seçme hakkını kabul ettirecek bilince sahip
olmalıdır. Uygun önlemler ile de kişisel çevredeki
şiddet ve zorla evlendirmelere karşı konulmalıdır.
Problemleri sadece deneysel kapsamda değerlendiren gözlemlenmiş bilgiler değil, aksine hangi nüfus
gruplarının, hangi nedenlerden etkilendiğini de
ortaya koyan geliştirilmiş bilgiler gereklidir. Burada
devamlı olarak sosyal ilişkiler, dini anlayış, ataerkil
aile yapısı, göç durumunun güvensizliği sonucunda
ve küçük dini veya etnik azınlıklara aidiyet sonucunda ataerkil aile beklentilerine karşı basit itirazlar
ele alınmaktadır.
Bunun yanında (potansiyel) mağdur ve failler (haksız
olma bilincinin gelişmesi için) ve halkla ilişkiler konusunda bilgilere ihtiyaç vardır, örneğin enformasyon
kampanyaları ile bunlar sağlanabilir. Kapsamlı bir
aydınlatma kampanyası ile problemleri ve tek odaklı
ithamlar konusuna tek taraflı konsantrasyon engellenmelidir ve kadınların kendi kaderlerini kendileri
belirleme hakkı ve serbestçe eş seçim hakkı işin merkezine taşınmalıdır.
Bunun yanında danışmanlık ile ilgili olanaklar nitelik
ve nicelik bakımından özellikle de düşük gelirliler
için, örneğin tercüman destekli danışmanlık strate-
87
4.4.
jileri gereklidir. Kurallaşmış danışma olanakları ve
kadın yardım kuruluşlarının işbirliği ile, göç danışma
merkezleri ile kurallaşmış hizmetler, kültürler arası
açılımın yanında spesifik olarak kültüre duyarlı danışmanlık olanakları sağlanmalıdır.
Bu noktada mevcut yapıların kültürler arası açılımı,
tüm aktörlerin birbirleriyle bağlantılı ve işbirliği
içerisinde olması ve ek tedbir ile teşvik araçları çok
faydalı olur.
Göçmen kadınlar için kadınlara özel olanaklar göçün
başlangıç zamanında sunulduğunda, hedef odaklı
kadınlar, kadın hakları konusunda bilgilendirilmiş
olur. Örneğin kızlar toplantısı devam ettirilmeli veya
gerçekleştirilmeli, düşük eşikli önleyici ve açık gençlik çalışmaları açısından sosyal çalışmalar gerçekleştirilmelidir. Katılanların çevresinden yabancılar idaresi
tarafından entegrasyon görevleri daha çok dikkate
alınmıştır.
1.3. Tedbirler ve üstlenilen yükümlülükler
Konularla ilgili alttaki tedbirler ve yükümlülükler
tespit edilmiştir:
Federal Hükümetin tedbirleri ve üstlendiği
yükümlülükler (veya Federal Hükümetin
düzenleme yetkisinde)
■■
Federal Hükümetin «kadınlara karşı şiddet ile
mücadele» konusundaki ağırlık noktasını göçmen
uyruklu kadın ve genç kızlara uygulanan şiddete
karşı mücadelenin oluşturduğu 2. Eylem Planı
Aileden, Yaşlılardan, Kadınlardan ve Gençlerden
Sorumlu Bakanlık yönetiminde gerçekleştirilecektir. Bu çerçevede zorla evlendirmelere önlemler
alınmalı. Göçmen kadınlara karşı şiddet konusunun veri durumunu güvence altına almak için
toplam olarak merkezi bir önem gösterilmektedir.
■■
Konuyla ilgili veri durumunu ve şu ana kadar
eksik olan bilimsel çalışmaları geliştirebilmek için,
Aileden, Yaşlılardan, Kadınlardan ve Gençlerden
Sorumlu Bakanlık emri ile 2007 Mayıs dönemine
kadar zorunlu evlilik alanında, ülke sınırları içerisinde uygulamalı çalışmaların değerlendirilmesi
için bir araştırma yapılacaktır.
Bunun yanında Mayıs 2007 sonuna kadar Alman
İnsan Hakları Enstitüsü işbirliği ile zorla evlendirmeler konusunda bilimsel bir rapor hazırlanacaktır.
Bu raporda uygulamaların değerlendirmelerine
ait ara sonuçlar sunulacaktır, ayrıca daha önce
zorla evlendirme alanında çalışma yapmış kişiler
tarafından da makaleler yer alacaktır. Bu makalelerde zorunlu evliliğin yol açtığı sorunlar, olgular,
cinsiyet boyutları, yasal ana şartlar, önleme ve
müdahale imkanları gibi konular işlenecektir.
Bu çalışmalardan elde edilen tanım ve sorular
ile daha büyük, nitelikli ve nicel bir araştırma
geliştirilecektir.
■■
Aileden, Yaşlılardan, Kadınlardan ve Gençlerden
Sorumlu Bakanlık teşviki ile 2007 yılında acil yardım konusunda bir broşür hazırlanacaktır, broşürün konusu ise, zorla evlendirme ile tehdit edilen
göçmen kadınlar, hakları ve mevcut yardımlar
olacaktır. Düşük eşikli bir enformasyon enstrümanı
olduğu için kesin tehdit durumlarında yapılması
gerekenlerle ilgili pratik yardım ve talimatlar
içerecektir.
■■
Göç ile ilgili ilk danışmanlığın görevililerinin ve
kadın kurslarının yöneticilerinin zorla evlendirme
ve ailede şiddet konuları için duyarlı hale getiril-
Eğer, göçmen kadınlar mağdur haline gelmişlerse, o
zaman etkin koruma sağlayan temel önlemler yer
almalıdır.
Etkin bir korumanın önemli koşulu, bütün profesyonel olan ve bu işle ilgilenen makamların, emniyetin ve
adaletin özel güvenlik ve problem konularında bilinçli
olmaları ve önlemlerinde bunları dikkate almalarıdır.
Sunulan geliştirme eğitimi duyarlılık bağlamında
hakim ve savcıların da eyaletler ile ilgili yerel önlemlerine özellikle dikkat çekilmelidir.
Bir sığınma evine alınan ve burada saklanan («legal
olarak görünmez hale getirilmiş») şiddet görmüş
mağdurlar etkin olarak korunabilmek için (örneğin
hastalık kasaları, çalışma ve nüfus idarelerinde)
özellikle aileleri ile ilişkilerinde veri koruması çok sıkı
biçimde takip etmelidirler. Yasaların uygulanması ile
ilgili meslek grupları yeterli bilgilere sahip ve göçmen kadınların özel sorunları ile nasıl ilgilenileceği
konusunda yeterli donanıma sahip olmalıdır. Emniyet
yardımıyla aile içi şiddete karşı tarafsız bir tercüman
gereklidir. Bu durumlarda erkeği evden uzaklaştırmak anlamlı değildir, aksine kurbanın bir sığınma
evine yerleştirilmesi daha iyi sonuç getirmektedir.
Çünkü şiddet ve zorla evlendirmelere karşı kurbanın
sığınacak yere ihtiyacı vardır. O nedenle – kadınların
genelde olayların cereyan ettiği bölgenin dışında
saklanması gerektiğinden – kriz masaları tarafından
bölgeler arası bir organizasyon düzenlenmesi tavsiye
edilmektedir. Günlük belirli bir oran üzerinden
finansman sağlamak yerine, kadın sığınma evlerinin
ve uygun koruma evlerinin bu tür şiddet ve zorla
evlendirme gibi sorunlarla karşılaşanlar için genel bir
kurumsal teşvik ile güvence altına alınması gerekir.
Burada tabi ki tüm federal devlet çapında bir işbirliği
ve finansman olanağı tercih edilir.
Koruma evlerindeki kalma süresi ve kabul edilme
konusundaki kararlar finansör veya kasa durumuna
göre değil, aksine doğrudan koruma ve destek ihtiyacına göre verilmelidir. Sosyal Kanun VIII’in olanakları
da mümkünse hedefe uygun olarak kullanılmalıdır.
88
meleri: Göç ve Sığınmacılar Federal Dairesi göç ile
ilgili ilk danışmanlığın görevililerinin ve çekinmeden gidilen kadın kurslarının yöneticilerinin bilgi
ilerletme etkinliklerinde konu haline getirerek ve
uygun makamlarla bağlantı kurarak, zorla evlendirme ve şiddet konularında danışmanlık arayanları kalifiye danışmanlık makamlarına yönlendirmenin ne şekilde olduğunu kontrol edecektir.
Başlama tarihi: 2007 Temmuz – Eylül aylarında
4.4.
Kadınlardan ve Gençlerden Sorumlu Bakanlık temsilcileri, Papatya – genç göçmen kadınlar için kriz
kurumu temsilcileri yer alıyor. Katılımcı grubunu
genişletmek mümkündür. Eyaletlerden de birer
temsilci olması da arzu edilmektedir.
Özel kurum ve organizasyonların önlem ve öz
yükümlülükleri
■■
■■
■■
Göç, Sığınmacılar ve Entegrasyon Federal
Dairesi’nin görevlisi, Federal Hükümetin hangi
şekilde halkla ilişkiler üzerinden, bir imaj kampanyası çerçevesinde, göçmenler ile ilgili çoğunluk
toplumdaki basma kalıpları ve önyargıları giderme
konusunda katkı sağlayabileceğini denetleyecektir.
Buna uygun bir imaj kampanyası göçmen derneklerinin de dahil edilmesi ile geliştirilmelidir.
Başlama tarihi: 2007 Temmuz – Eylül aylarında
Göçmen ve entegrasyon konusunda faaliyet
gösteren resmi ve gayriresmi alanların tümünde
aktörlerin desteklenmesi için, Göç, Sığınmacılar
ve Entegrasyon Federal Dairesi görevlisi «entegrasyon» konulu bir web sayfası hazırlatacak ve bunu
destekleyecektir, bu sayfada entegrasyon siyasetinin her alanından mevcut önlem ve en iyi uygulama örnekleri hakkında bilgi verilecektir.
Zamanlama: 2007 Temmuz – Eylül aylarında
Eyalet ve yerel yönetimlerin tedbir ve üstlenilmiş
yükümlülükleri ile ilgili öneriler (eyaletlerin ve
yerel yönetimlerin kendi düzenleme yetkileri
dahilinde)
■■
Burada uygun sıgınma evlerinin ortak finansmanı
ve federal eyaletler arası işbirliği önerilmiştir. Aile
içi şiddet/zorla evlendirme sorunlarına maruz
kalan, tehdit edilen ve de bu tehlikeyi yaşayan, aynı
zamanda daha fazla güvenlik ihtiyacı olan göçmen
kadınlar için, kadın sığınma evlerinin bakım ve
güvenlik standardı ile koruyucu ekipmanlar ne
yazık ki yetersizdir.
Sosyal Kanun VIII’in uygulanmasından doğabilecek problemleri önleme çerçevesinde, zorla
evlendirme sorunu ile karşı karşıya kalan ve tehdit
edilenlerin desteklenmesi için, ortak çalışma
birliğinde herhangi bir açık olup olmadığı, var
ise bunun nasıl giderilebileceği tespit edilecektir. Çalışma grubu gerektiğinde yerel yönetime
öneriler sunacaktır. Çalışma grubunda Almanya
Belediyeler Birliği temsilcileri, Aileden, Yaşlılardan,
➤➤
Göç ve Sığınmacılar Federal Dairesi ve
­ abancılar Dairesi
Y
➤➤
Okul, Gençlik ve Sosyal Güvenlik Daireleri
➤➤
Adliye ve Polis
Zamanlama: daimi
■■
TERRES DES FEMMES e. V. Derneği muhtemelen
Ağustos 2008’den itibaren, kadınların mesleki
eğitimleri ve entegrasyonu ve kadınlar/insan
hakları konularında eğitim kurumları ve Alman
İnsan Hakları Enstitüsü ile işbirliği içerisinde, bilgi
ilerletme olanakları sunacaktır.
■■
Der Bundesverband der Migrantinnen in Deutsch­
land e.V geniş kapsamlı «Kadınların’da hakları var»
konulu bir enformasyon kampanyası düzenleyip
ve geliştirip, göçmen kadınları hakları konusunda
aydınlatmayı düşünüyor. Bunun yanında bir de
bölgesel dernek gruplarında da Almanca ve Türkçe
olarak enformasyon etkinlikleri gerçekleştirilecektir. Amaç hukuki olanak ve haklar üzerine yetersiz
bilgilerin tamamlanması için, hedef odaklı enformasyon etkinlikleri düzenlemektir.
Zamanlama: 2008–2009
■■
«Kadının özgürlüğü – Erkeğin şerefi» Kuzey Ren
Vestfalya Eyaleti göçmen organizasyonları ve
Kuşaklar, Kadın, Entegrasyon’dan sorumlu Bakanlığa ait bir etkinliktir, amaç şeref adına şiddete
karşı çıkmaktır. Kampanyanın merkezinde bir kart
postal aksiyonu yer almaktadır, bu göçmen organizasyonları ve Entegrasyon Bakanlığı ile birlikte
geliştirilmiştir. Der Bundesverband der Migrantinnen in Deutsch­land e.V. bu aksiyon birliğine
bağlanmıştır, ayrıca da kampanya çerçevesinde
diğer aksiyonlara da katılacaktır.
■■
Der Zentralrat der Muslime in Deutschland e.V.
kendisine bağlı camilerin cemaatlerine zorla
evlendirme ve aile içi şiddet konusunda iki dilde
Eyaletlerin Ulusal Entegrasyon Programına katkısı
üzerinde henüz çalışılıyor. Yerel Yönetim Çatı Örgütleri ve üyeleri bu konuda henüz hararetli görüşme
aşamasındalar ve katkılarını bundan sonraki süreçte
sunacaklar.
■■
Alman İnsan Hakları Enstitüsü başvuru üzerine
uzmanlarla hedef grubuna yönelik zorunlu evlilik
ve insan hakları konusunda kurslar düzenlemektedir. Kurslar daha önce gerçekleştirilen iki etkinliğe
dayanmaktadır. Sunumlar aile içi şiddet gören ve
tehdit edilenler ile zorla evlendirme mağdurları ile
temas etmiş meslek gruplarına yöneliktir. Örneğin:
89
4.4.
enformasyon broşürleri – bilgilendirici e-postalar
hazırlayacaktır, bu anlamda iki konu dikkate alınacaktır
a) Federal Almanya Cumhuriyetinde yasal şartlar
ve mevcut danışmanlık – destek olanakları, bu
konuyla ilgili etkinlikler ile ilgili enformasyonlar
(sunumlar, tartışma grupları)
b) konuyla ilgili dini ifadeler (zorla evlendirme
yasağı, evlilikte içinde ortaklık davranış talebi,
adaletsiz olmadan adaletsizliği karşı sabır, yaşlı
insanlara yaklaşim ve destekleme, Allah’a karşı
sorumluluk veya kişisel sağlık). Bu konuların Cuma
namazları sırasında vaazlarda işlenmesi teşvik
edilecektir.
■■
Der Zentralrat der Muslime in Deutschland e.V.
resmi makam ve adli mercilerle görüşerek, makamlar ve adliye için önemli olabilecek dini ifadelere
ait bilgilerin bu makamlara ve adliyeye iletebilme
imkanını kontrol edip araştırmaya çalışacaktır.1)
■■
Papatya – Berlin’deki genç göçmen kadınlar için
kriz kurumu rehberlik hizmeti verdikleri aile
şiddetine uğramış kız grubunun bundan sonra sözcüsü olarak çalışmalarına devam edecektir. Geçiş
engelleri üzerine uygulamalardan elde edilen
deneyimler de yardım sistemlerine aktarılacak ve
bu şekilde değiştirilebilen sorunlar kurumlar tarafından kendi yaşam perspektiflerini geliştirme alanında kamuoyuna getirilecektir. Burada Papatya
bir çalışma grubuna katılarak, birlikte uygulama
yönergelerinin geliştirilmesi konusunda çalışacak.
■■
Papatya – Genç göçmen kadınlar için kriz kurumu,
şiddete maruz kalmış genç kadınlar için üç seneden
beri denenmiş olan kültürler arası online danışma
hizmetinin devam etmesini ve bu alanda gerekli
olan personel alımındaki finansmanın devamını
sağlamak için elinden gelen tüm çabayı gösterecektir. Masraf: yaklaşık. 50.000 Euro/yıl bazında
■■
Papatya – Genç göçmen kadınlar için kriz kurumu,
ayrıca Avrupa çapındaki mevcut temaslarını da
genç göçmen kadınların güvenliği için koruyacak
ve geliştirecektir, bunun yanında diğer Avrupalı
göç ülkelerin deneyimlerini Almanya’daki ihtisas
alanına tartışılmak üzere taşıyacaktır.
■■
Papatya – Genç göçmen kadınlar için kriz kurumu,
şiddet karşıtı diğer organizasyonlar ile federal
sınırlar içerisinde işbirliği ve bağlantıları kurmakla
yükümlüdür.
■■
Frauenhauskoordinierung e.V., Frankfurt/Main
devam eden etkinlik ve önlemleri çerçevesinde
göçmen kadınların yaşam durumlarına özellikle
1 Bu tür diyalogların olanakları Alman-İslam konferansı çerçevesindeki danışma hizmetinin de konusu olacaktır. 2006 Eylül
ayından beri İçişleri Bakanı Dr. Wolfgang Schäuble’nin daveti
üzerine toplantılar devam etmektedir.
90
hassasiyet göstermeye devam edecektir. Göçmen
kadınlara yönelik görüşler hem enformasyon malzelemeleri çerçevesinde hem de uzman toplantıları
ve etkinlikler çerçevesinde dikkate alınacaktır.
■■
Frauenhauskoordinierung e.V. tarafından yayınlanan «kadın sığınma evlerindeki kadınlar için Sosyal
Kanun II’ye göre işsizlik parası II talebi ile hukuki
bilgiler» dergisi bir sonraki sayıda özellikle göçmen
kadınların ücret talepleri ile ilgili sorunlarını ele
alacaktır. Yayın 2007 sonbaharında hazırlanacaktır.
■■
Frauenhauskoordinierung e.V. 1999 yılına ait
«Hukuki Bilgi: Göçmen kadınlar – güç/sıkıntılı
durumlarda oturma hakkı, Yabancılar Yasası
Madde 19 uyarınca» konuyu kadın sığınma evi
çalışanları için tekrar ele alacak ve tamamen
üzerinden geçerek, yeni hali ile 2008 yılında
yayınlayacaktır.
■■
Frauenhauskoordinierung e.V. ayrıca 2008/09
için «kadın sığınma evleri için bir medya paketi»
planlıyor. Aile içi şiddete karşı halen bilgi, koruma
ve yardım olanakları yeteri kadar yayılmamıştır, bu
nedenle de kadın sığınma evlerine çeşitli platformlarda kullanılmak üzere enformasyon materyalleri
verilecektir. Bu materyaller ilgili kişilere, sosyal
çevrelerine ve işbirliği ortaklarına yönlendirilecektir. Biçimsel ve dilsel tasarım olarak bu materyaller
şu ana kadar kadın sığınma evlerine geçiş hakkı
bulunmayan kadınlara da koruyucu ve yardım
sağlayıcı olanakları hakkında yakından bilgi verecektir. Göçmenlere de ulaşabilmek için en azından
temel bilgiler çeşitli dillere çevrilecektir.
■■
«Aile içi şiddetin önlenmesi» çapraz görevidir.
Das Begegungs­ und Fortbildungszentrum muslimischer Frauen e.V. in Köln – BFmF e.V. – kursları,
danışmaları ve diğer etkinlikleri çerçevesinde
kendi mekanlarında şiddet problemini konu
alacaktır ve BFmF e.V. böylece kültür hassasiyetine
bağlı danışma hizmetleri ile göçmen kadınlar
için acil durum halinde başvuru merkezi olarak
tanıtılacaktır.
■■
Das Begegungs­ und Fortbildungszentrum muslimischer Frauen e.V. in Köln – BFmF e.V.– kendi
imkanları çerçevesinde emniyet müdürlüklerine
ve sosyal dairelere kültür elçisi olarak aile içi şiddet
durumlarında destek verecektir. Finansal teşvik
durumunda BFmF e.V derneğin desteği, ki çoğunlukla resmi makamlar tarafından başvurulmaktadır, daha iyi şartlarda verilebilir.
■■
Ayrica da Begegnungs- und Fortbildungszentrum
muslimischer Frauen e.V. imkanları çerçevesinde
aile içinde şiddet durumlarında kültür aracısı olarak polis makamlarına ve sosyal kuruluşlarına destek verecektir. Maddi destek durumunda BFmF e.V.
4.4.
hayatı hakkına ne kadar ters düştüğünü yasal
düzenlemeler açısından kontrol edecekler.
devletsel yerlerden talep edilen bu yardım daha iyi
sağlayabilir.
■■
■■
■■
■■
Türk medya kuruluşları, örneğin özel kanallar
(Türk – show, Samanyolu TV, TGRT, Kanal Avrupa,
ATV), radyo, yazılı basın ve Internet üzerinden Das
Begegungs­ und Fortbildungszentrum muslimischer Frauen e.V. in Köln – BFmF e.V. Almanya’da
yaşayan çok sayıdaki Türk göçmen ailelerini ev içi
şiddet sorunu karşısında duyarlı olmaya çağıracaktır. Uygun bir finansman sağlanması durumunda
da devamlı aydınlatıcı girişimler Türk medyası üzerinden gerçekleştirilebilir. Bu şekilde Almanya’daki
göçmen kadınlara daha fazla bilgi ulaştırılmış
olacaktır. Yayın esnasında ekrana yansıtılacak bir
danışma hattı ile sürekli bir aydınlatma çalışması
da desteklenebilir.
Das Begegungs­ und Fortbildungszentrum muslimischer Frauen e.V. in Köln – BFmF e.V. Aydınlatma
çalışmalarını cami cemaatlerinde de geliştirecektir.
Camilerin cemaatleri ile ilişkilerini geliştirecektir.
Amaç oralarda da şiddet konusunda etkinlikler
ve kurumu aile içi sorunlar ve şiddet durumları
karşısında danışma merkezi olarak sunabilmektir.
Müslüman çevrelerde potansiyel kurban ve fail
konusundaki aydınlatma çalışması da böyle bir
işbirliği çerçevesinde gerçekleşecektir. Bir yandan erkeklerde haksızlık bilincinin geliştirilmesi
amaçlanmaktadır, diğer yandan da kadınlar kendi
hakları ve olanakları, ayrıca başvuru merkezleri
konusunda bilgilendirilecektir.
Almanya’daki Müslüman Akademisi, şu anda
imamlar için bilgi ilerletme kurslarının modüllerini hazırlamaktadır. Ruhsal yardım uygulayanların bilgi ilerletme kursları ve islam cemaatlerin
diğer multiplikatörlerin çerçevesi altında akademi,
duyarlılık önlemlerini ve eğitiminde aile içi sorun
ve evdeki şiddet konularını ele almakla ve geliştirmekle taahüt eder.
Zamanlama: Sonbahar 2007’den itibaren
Serbest yardım kuruluşları federal çalışma birliği üye
dernekleri kayıtlı derneği – (Die Mitgliedsverbände der
Bundesarbeitsgemeinschaft der Freien Wohlfahrtspflege e.V.) BAGFW
➤➤
Göçmen kadınlar, aile hukuku, sosyal ve oturma
hakları konusundaki sorunlar hakkında aydınlatılacaklar, problem oluşması durumunda kendi
yasal imkanlarını kullanarak, kendi çalışanlarını uzmanlaştırmaya çalışacaklar.
➤➤
Aile ve evlilik konusundaki temel hakların
göçmen kadınlar için de kullanılması konusunda çaba sarf edecekler. Göçmen kadınların
Almanya’da aileleri ile birlikte yaşayabilmeleri
konusunda destek verecekler ve bunun aile
■■
➤➤
Amaçları şiddete maruz kalmış, veya tehdit edilen göçmen kadınlara destek ve danışma imkanları genişletmektir. Zorla evlendirme/veya şiddet
tehdidi altında olan veya maruz kalan kadınlar
için oturum ve sosyal haklar açısından konumlarının acilen düzeltilmesini talep ediyorlar. Göç
hizmetlerini ve de diğer danışmanlık hizmetlerini geliştirecekler, ki şiddete maruz kalan/tehdit
edilen kadınlar kalifiyeli olarak desteklenebilsin.
➤➤
Göçmen kadınların da kullandığı şiddete maruz
kalan kadınlar için koruma kurumların (kadın
koruma evleri, v.s.) destek sağlayıcısı olarak
görev yapıyorlar. BAGFW dernekleri bu kurumların ağ sistemini ve güçlendirilmiş işbirliğini göç
hizmetleri ile teşvik edecekler, amaç mağdur
kadınlara uygun önlemler ile yardım edebilmek
(örneğin aile danışmanlığı, meditasyon, sorun
önleme, dil kursları) ve şiddet içeren çevreden
bir çıkış yolu yaratabilmek içindir.
Alman Hukukçular birliği (djb) bu rapor üzerindeki
çalışmaların sonunda aşağıdaki kesin vaatleri de
sonradan ilave etmiştir:
➤➤
Alman Hukukçular Derneği’nin (djb) uzman
komisyon üyeleri, özellikle de çocuk ve kadınlara karşı şiddet komisyonu üyeleri, maliyetlerin karşılanması ile, bölgesel ve bölgeler arası
enformasyon etkinlikleri çerçevesinde bilgi
ilerletme görevleri üstleniyorlar, özellikle de şiddete maruz kalmış göçmen kadınlar ve çocuklar
ve/veya bu bağlamda göç dernekleri ile çalışan
profesyoneller için.
Süre: şimdilik üç yıl
Masraf: yaklaşık 20.000 Euro, yıl bazında, talep
yoğunluğuna göre
➤➤
Alman Hukukçular derneği üyeleri adalet sektöründeki göçmen kadınlar, avukatlık, ekonomi
bilimi alanlarında meslektaşları için bir yıllık
sponsorluk ve danışmanlık görevi üstleniyorlar.
Sponsorluk süresi için bu meslektaşlardan üyelik
ücreti alınmayacaktır.
Süre: üç yıl
Masraf: yaklaşık. 10.000 Euro yıl bazında
91
4.4.
2. Ağırlıklı konu alanı: Katılım
nışlarının değişmesi, göçmen kadınlarının entegrasyonunun ve katılımının başarılması için şartdır.
2.1 Durum tespiti
2.2.Hedef belirleme
Göçmen kadın ve genç kızların yaşam şartları ve göç
ile entegrasyon konusundaki eşitliklerini sağlamak,
iki kat daha fazla çaba gerektirmektedir ve bunlar
ancak göçmenlerin ekonomi, politika ve toplumdaki
eşit katılımlı olarak Entegrasyon Planının çerçevesinde ele alınırsa aşılabilir. Burada hayata geçirilmesi
gereken konu tam bir mozaikten ibarettir, içerisinde
birçok konu ve proje yer almaktadır, ayrıca toplumun
bilinçli olması gerekmektedir. Göçmen kadınların
meslek eğitimine geçişlerini düzeltmek için, göçmen
kadınların ve ilgili kuruluşların organizasyonu ve
temsilcilikleri gereklidir. Çoğu kez ters içerikli olan
kendi ailelerinin ve kendi çevrelerinin beklentileri ve
kabul eden Alman toplumunun beklentileri arasında
göçmen kadınlar, toplumsal katılımının türü ve kapsamında yollar aramaları gerekir ve bu noktada kadın
organizasyonlarının çeşitli destekleri de çok önemli
görülmektedir.
Göçmen kadınlar çok farklı ve kısmen yapıları farklı
toplumlardan, – genç kız olarak aile birliği çerçevesinde yada genç kadınlar olarak, Yüksek Okulda
okumak, çalışmak veya Almanya’da yaşayan bir eş ile
evlenmek için – Almanya’ya geliyorlar. Bazı kadınlar
iradeleri dışında ve yanlış beklentiler ile Almanya’ya
geldiler. Bazıları günlük yaşamda – mesela farklı ten
renklerinden dolayı – göçmen olarak göze batıyorlar,
diğerlerinin ise göçmen kökenli oldukları anlaşılmıyor. Bazı kadınlar Almanya’da uzun süreli kalmayı
düşünüyor, bazıları ise sınırlı bir ufukla geliyor. Tüm
bu çeşitliliklerin potansiyelini algılamak, entegrasyon amaçlı tüm etkinlik ve programların başarısı için
büyük önem taşımaktadır.
Çok etnitiseli toplumlarda kabul edilebilmek ve karşılıklı anlayışın sağlanabilmesi için hem göçmenlerin
hem de ev sahibi toplumun hissi açılım sergileme
zorunluluğunun yanı sıra, bazı alanlarda projelerin
ve kurumların hedefe yönelik desteklenmesi göçmen
kadınların katılımını yoğunlaştırabilir. Sosyalizasyon
veya yapısal nedenli eşitsizliklerin böylece başarı ile
dengelenmesi mümkün olabilir. Danışmanlık ve eğitim hizmetleri sağlanan göçmen kadınlar özgüvenle
hem aile içinde hem de toplumsal alanda ayrımcılıkla
başa çıkabilirler.
Tek başına çocuk büyüten göçmen kadınların zor
durumu ise bugüne kadar fazla dikkat çekmedi. Kısmen kendilerini şiddet ve baskıcı ortamdan kurtarmış
ve çoğu zaman aile ve kurumsal destek olmaksızın
çocuklarını büyütmek zorundadırlar. Göçmen kadınların entegrasyonunda babalarının, eşlerinin ve kardeşlerinin beklentilerinin de etkileri indirgenemez.
Göçmen kadınların katılımlarının artırılması için
önlemlerde bir çok durumlarda erkeklerin rol davra-
92
Başlatılacak tüm programların hedefi göçmen
kadınların toplumsal ve siyasi katılımının artmasıdır.
Bunun için çok sayıda siyasi ve toplumsal adımlar
gerekir.
Katılım ve eğitim karşılıklı olarak birbirini etkiler.
Sağlam dil bilgisi, vatandaşlık eğitimi ve kendi emeği
ile gelişen özgüven, göçmen kadınların eşit katılımı
ve kendi haklarını savunabilmeleri için vazgeçilemez
ön koşullardır.
Eksik olan hem okul hem meslek eğitiminin sağlanması entegrasyon süreci için en büyük katmandır.
İhtiyaç duyanların yapılarına göre imkanlar sağlanmalıdır. Eşzamanlı olarak eğitim esnasında göçmen
kadınların özel yetenek ve kabiliyetleri işverenlere bir
zenginlik olarak sunulmalıdır.
Göçmen kadınlar toplumsal ve siyasal katılımdaki
eksikliklerini ve atılacak adımlardan beklentilerini
en iyi kendileri anlatabilirler. Bundan dolayı onları ve
örgütlenmelerini şimdikinden daha fazla entegrasyon sürecine dahil etmek önemlidir. Kendini kanıtlamış Alman Kadın Örgütlenmelerinden danışmanlar
belki bu konuda yardımcı olabilirler. Teklifler ve programlar, onlar için değil onlarla müşterek geliştirilmeli.
Göçmen kadınların özel yetenek ve kabiliyetlerini
kavramış olan programlara özel destek verilmelidir.
Çalışma grubu katılımcılarının özel isteği Vardiyalı
Kültürlerarası Hizmetlerin açılmasıdır – anladığımız
kadar bunlar şimdiye kadar göçmenlere etkin ulaşamamışlar ve yaşam şartlarını yeterince bilmiyorlar.
Buradaki noksan müşterek çalışma ile giderilmeli.
2.3. Tedbirler ve üstlenilen yükümlülükler
Konularla ilgili alttaki tedbirler ve yükümlülükler
tespit edilmiştir:
2.3.1. Federal Hükümetin tedbirleri ve
yükümlülükleri (veya federal sorumluluk
alanı içindeki)
■■
Federal Hükümet 2005 yılında başlatılan Müslüman Kadınlar ile Diyalog Forumunu devam
ettirecek. Federal Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlik
Bakanlığı ile Federal Hükümetin Göçmen, Mülteci
ve Entegrasyon Sorumlusu ile Almanya Müslüman
Akademisi e.V. müşterek yapacakları bu bilgi ve
karşılaşma çerçevesinde konu ağırlığı şunlardır:
■■
■■
➤➤
Bütün katılanların eşit siyasi işlerini belirtmek
ve görünür hale getirmek,
➤➤
Müslüman kadınların topluma katılımını
iyileştirmek,
➤➤
Eğitim ve aile politikasındaki önemli sorular
tartışılacak,
➤➤
Müslüman kadınlar hakkındaki araştırmaların
durumu analiz edilerek ve buna dayanılarak,
➤➤
farklı dini ve kültürel kökleri olan kadınlar
hakkındaki eşitleyici siyasi konuları anlamak
kolaylaşacak.
Okul/Yüksek Okuldan mesleğe geçiş dönemi genç
göçmen kökenli kadınlar için çoğu zaman ağır yük
teşkil eder. Genelde kendi ailelerinde ve toplumsal
çevrelerinde örnek alacakları kimseler olmadığından kendilerini ispatlama baskısı ile karşılaşıyorlar. Bu göz önünde bulundurularak «Network.21
– transkültürel toplumda yaşam ve çalışma» adı
altında, kendi kariyerleri için destek ağı yapılanması içinde bir danışma programı sunulmaktadır.
Amaç eski ve yeni kültürlerindeki cinsiyet rollerini
tartışmak, siyasi bilincin desteklenmesi ve gönüllü
sosyal faaliyetlere hazır hale getirmektir. Bir erkek
kontrol grubunun dahil edilmesi ile, kendi farklı
davranış ve görüş yapılarına bağlı olan genç göçmenlere hitap edilecek, katılımları sağlanacak ve
yeni fırsatlar ortaya çıkarılacaktır.
Zamanlama: Eylül 2006 – Ekim 2009
Küreselleşme ve bölgeler arası yatırımlar, iş ve
işgücü için kızışan rekabet akımı ile beraber
göçmen kökenli erkek ve kadınların şimdiye kadar
büyük bölümü atıl bırakılan potansiyelleri ön
plana çıkmakta ve ilgi çekmektedir.
Model proje olan ‹büyüme ve gelişme için itici güç
olarak Kültürel Zenginlik› programının amacı,
seçili öğretim – ve iş sürelerine katılan kişileri
ve kurumları ve mensup olan göçmen kökenli
genç erkek/kadınların çok dilliliklerini, iki kültür
arasında müzakerelerini, esnekliklerini, empati
v.b. konuların çok boyutluluğu ve çok katmanlılığını muhtemel potansiyel ve kaynak olarak, kendi
pratik yaşamaları için büyüme ve değişim dürtüsü
olarak algılamalarını, kültürel zenginliği pozitif
değerlendirerek bu bağlamda yeni davranış planakları geliştirmektir.
Kendilerini yöneten öğrenim – ve çalışma gruplarından ve ekonomi/danışma/kendine Organizasyon dallarından oluşan aktörler ile beraber aynı
mekanda ve müşterek olarak, yerel ilgisi olan göçmen kökenli kalifiye genç kadınlara iş ve çalışma
yerleri oluşturmak ve sunmaktır. Proje Köln ve
Dresden’de başlamıştır.
Zamanlama: Ekim 2006 – Mart 2008
4.4.
■■
Model proje olan ‹Transkültürel ve Dinler arası
Kadın Öğrenim Evi› farklı kültürlere ve dinlere
ait kadınlar arasında bağları ve fikir alışverişini
sağlamak ve iki yıllık bir kalifikasyon programı
sunmaktadır. Frankfurt, Köln ve Berlin’de göçmen
kökenli olan ve olmayan kadınlar kültür arabulucuları olarak yetiştiriliyor.
Kadın Öğrenim Evi, kadınların entegrasyon evresinde merkezi rolleri olduklarını varsayıyor. Burada
dini farklılıklar, dünya görüşleri ve hayat tarzları
müşterek öğrenme süresinin başlangıcı olacaktır.
‹Transkültürel ve Dinlerarası Kadın Öğrenim Evi›
gönüllü, angajmanlı, istekli ve meslek perspektifi
arayan kadınlara hitap ediyor. Farklı kültürlerden,
dinlerden ve dünya görüşünden oluşan kadınların
kendilerine özel yeteneklerine dayanmaktadır.
Başarıda verilecek sertifika Avrupa Kalifikasyon
kurallarına, Avrupa Parlamentosu ve Ömür boyu
Öğrenimde Anahtar katmanlar tavsiyelerine uygun
olacaktır. Katılımcıların edinecekleri kalifikasyonlarını ve bilgilerini hem sivil toplum sürecinde hem
de kendileri için kullanmaları öngörülmektedir,
böylece kendilerine mesleki alanlarda fırsatlar da
yaratabilecekler.
Zamanlama: Ekim 2006 – Mart 2008
■■
Fransız-Alman Konferansı Çerçevesinde: Entegrasyon sürecindeki rol anlayışlarının değişimi,
«Schloss Genshagen’de» göç sürecine Gender perspektifinden bakılacak. Özellikle ikinci ve üçüncü
nesil kadınlar çoğunlukla Alman kadın emsallerinin rollerini benimsediklerini, kalifiye iş eğitimi ve
aile ile mesleği birleştirmeye çalışmalarına rağmen,
göçmen kökenli erkeklerin geldikleri ülkelerdeki
rollere sarıldıkları düşünülüyor. Entegrasyon sürecinde bu zaman farklılıkları, yani «cinsiyetlerin
temposu» konferansta analiz edilecektir.
Zamanlama: 9–10 Ekim 2007
■■
Göç Ve Sığınmacılardan Sorumlu Federal Dairesi
kadın göçmen organizasyonlarının entegrasyon
destekleme programlarına nasıl dahil edilebileceklerini denetleyecektir. Gerekli görülürse kadın
göçmen kuruluşlarının proje planlaması ve başvuruları konusunda ehlilik geliştirebilme imkanları
yoğunlaştırılacak.
Zamanlama: 2007 senesinin üçünce üç aylığı
başlangıçtır.
■■
Göç Ve Sığınmacılardan Sorumlu Federal Daire
göçmen kadın örgütlerini federal çaptaki entegrasyon programlarına dahil edecek ve göçmen
kadınların entegrasyon programı dahilindeki
spesifik yaşam durumlarının hareket alanlarını
dikkate alacak.
Zamanlama: 2007 senesinin üçüncü üç aylığı
­başlangıçtır.
93
4.4.
■■
Eyaletler ve komünlerin önlemleri ve kendi
yükümlülükleri (veya eyalet ve komünlerin
düzenleme yetkileri)
Eyaletlerin Ulusal Entegrasyon Programına katkısı
üzerinde henüz çalışılıyor. Yerel çatı organizasyon ve
üyeleri bu konuda henüz hararetli görüşme aşamasındalar ve katkılarını bundan sonraki prosedürde
sunacaklar.
Sivil Toplum Kurulusları ve Organizasyonların
tedbirleri ve kendi yükümlülükleri
■■
Alman Kadınlar Meclisi göçmen kadınların veya
kuruluşlarının katılımını ve işbirliğini tartışacak.
Zamanlama: Ekim 2007 – Aralık 2008
■■
Alman Kadınlar Meclisi tavsiyelerinde m.s. Federal
Hükümete yönelik olarak, göçmen kökenli kadınların gereksinmelerini göz önünde tutacak.
■■
Göçmenlerin günlük hayatın tüm alanlarına eşit
olarak katılımlarının sağlanması, Yaşam-Eğitim, İş
ve Mesleki Eğitim, toplumsal siyaset çalışmaların
merkezinde olacaktır. Federal Hükümet tarafından
atanacak Entegrasyon Zirvesi ve sonraki gayreti
(Milli Entegrasyon Planı, Entegrasyon Master Planı,
Entegrasyon Forumu) burada yaşayan göçmenlerin
yaşam durumlarının düzeltilmesinin, maddi ve
müşterek iyileştirme çabalarının ehemmiyetinin
altını çizmektedir. Almanya’daki Kadın Göçmenler
Federasyonu (Kayıtlı dernek) bu gelişmeler çerçevesinde özellikle Türk asıllı kadın göçmenleri güncel
prosedüre ve özellikle Entegrasyon ve Cinsiyet
Eşitliği konularındaki tartışmalara yaklaştıracak. «Göçmen Kadınlara Fırsat Eşitliği – Avrupa
ve Almanya’da kadın entegrasyonu için Davranış
Master Planları» adlı konferans cinsel özellikli
entegrasyon tartışmasına odaklanacak ve göçmen
kadınları aktör olarak ön plana çıkaracak. Konferansın içerikli neticeleri günlük kitabında zapta
geçirilecek.
Zamanlama: 01 Haziran 2007 – 03 Haziran 2007
Masraf: 48.000 Euro
■■
«Kültür aracılığı ile Entegrasyon» adlı bir program
planlıyor ve böylece göçmen kadınlarının kültür
aracılığı ile entegrasyonunu hedefliyor. Programın
amacı göçmen kadınların, mevzubahis program ve
sunuşlarla kültürel ve sosyal entegrasyonunun desteklenmesidir. Program kapsamında şehir turları,
kültür ve kabul eden toplum konulu enformasyon
etkinlikleri, çalıştaylar, tiyatro ve müze turları, açık
oturum grupları ve kültürlerarası diğer etkinlikleri
yer alacaklar.
Ön planda olması arzu edilen:
➤➤
94
Kültürel önyargıların ortadan kaldırılması
➤➤
Yerlilerin ve göçmen kadınların karşılıklı kabullenmelerinin artışını sağlamak
➤➤
Göçmen kadınların sosyal ve kültürel angajmanının güçlendirilmesi ve teşvik edilmesi
➤➤
Kabul eden toplumu ve kültürünü tanımak ve
anlamak
➤➤
Göçmen kadınların arasındaki bağlılık hissinin
teşvik edilmesi ve güçlendirilmesi.
Zamanlama: 2007 sonu – 2010
Masraf: Tahmini mümkün değil
■■
Almanya’daki Göçmen Kadınlar Dernekleri Federasyonu farklı kökenli kadınların yaşam durumlarını düzeltebilecek teşvik faaliyetlerini devam ettirecek ve sıklaştıracak. Federasyon faaliyetleri bilgi,
danışma ve eğitim seviyesini yükseltme faaliyetleri
ile siyasi, sosyal ve kültürel katılımı güçlendirecek
arzlardan oluşmaktadır.
■■
Müslüman Kadınlar Tanışma ve Eğitim İlerletme
Merkezi – BFmF e.V. – Köln, çalıştay, forumlar
ve etkinliklere katılacak, aracı olarak göçmen
kadınların haklarını ve görüşlerini sunacak ve
farklı alanlarda kültürel hassasiyetin sağlanmasına
yardım edecek. Bunun yanı sıra BFmF e.V. kendi
havuzundan ehli göçmen kökenli kadınları eğitimci olarak görevlendirecek ve göçmen kadınların
şahsi ve mesleki gelişmelerini teşvik edecek.
■■
Almanya Müslümanlar Merkez Kurulu Federal
Hükümetin kanun tasarılarına tavır belirleyecek ve
özellikle başörtüsü taşıyan kızların ve kadınların
durumunu gözeterek, kanun tasarılarında onların
topluma katılımına etkilerini gözetecek.
■■
Almanya Müslüman Akademisi, Entegrasyon
Sorumlusu ve Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve
Gençlik Bakanlığı ile beraber «Kadın Kuruluşları,
İslami çatı kuruluşları ve Almanya’daki Müslümanların bölgeler üstü konfederasyonları Diyalog
Forumu» nu hayata geçirecekler. Çalışmanın amacı
İslami Kuruluşların kadınlara öz çalışmalarını profesyonelleştirmek ve görülebilir vaziyete getirmek,
kadın hareketi içinde çalışan kadınların arasında
ağ kurmak ve katılım amaçlı inisiyatifleri ve sivil
toplum girişimlerini teşvik etmektir. Mevcut olan
kadınlar için İslami danışma inisiyatif kuruluşları,
acil durumlarda yardım ve danışma kurumları ile
irtibat olmamasından şikayetçiler, m.s. kamusal
refah kuruluşları ile. Buna dayanarak Müslüman
Akademisi Almanya’da Müslüman Kadın inisiyatiflerinin mevcut olan kadınlar için acil yardım ve
danışma kuruluşları ile ağ kurulmasının teşvik
edilmesinden sorumlu olacak.
Zamanlama: Sonbahar 2007’den itibaren
Alt çalışma grubu 2
‹Kadın göçmenlerin aile içi ve sosyal
çevrede güçlendirilmesi, cinsel
eğitim, sağlık ve ihtiyarlara yardım›
Göçmen kökenli kadın ve kızların çok çeşitliliği, farklı
yaşam durumları ve hayata bakış açılarının çokluluğu
kamuoyunda gereği gibi algılanmıyor. Bugüne kadar
kadınların göç nedenlerine ve cinsel kategorilerine
özen gösterilmemiştir. Bundan dolayı «Göçmen
Kadınlar» konusu eksik temsil ediliyor, göçmen kadınların topluma sunabilecekleri kaynaklar ve potansiyeller fark edilmiyor ve faaliyete geçirilemiyor.
Bu bilinçsizlik ve netice itibarı ile taraflarla iletişimsizlik, kadın göçmenler için tasarlanmış programların
başarısız olmasına yol açıyor. Onların da hepsi tam
uygun değil ve hedef kitleye ulaşamıyorlar. Bundan
dolayı sürekli olarak siyasi ve toplumsal aktörlerin
dikkati göçmen kökenli kadın ve erkeklerin, erkek ve
kız çocukların çeşitliliğine çekilmelidir.
3. Ağırlıklı konu alanı: Sağlık, Cinsel
Eğitim, İhtiyarlara Yardım
3.1. Durum tespiti
Sağlık ve cinsel eğitimin göçmen kadınların hayatında özel bir yeri vardır, onların hem ailelerine hem
de kendilerine karşı sağlık ile ilgili sorumlulukları ve
kilit rolleri vardır. Entegrasyon programı düzenleyenlerin ve mağdurların raporlarında, özellikle kadınlar
için tasarlanmış programların kabul bulduğunu
gösteriyorlar. Bunun arkasında göçmen kadınların, doktor vizitelerinde ve hastanede, ailelerinden
bağımsız karar alma çabaları yatmaktadır. Pratikte
ise bu konuların cinsiyet farklı gruplara zor iletilebildiğini gösteriyor. Bu özellikle cinsi bilgilendirme ve
aile planlaması için geçerlidir. Genelde cinsellik, aşk
ve koruyucu konuların kültürel engellerden dolayı
işlenmesi zor oluyor. Pek çok kadın göçmen gruplarında aile içinde cinsellik konuları üstü örtülü bir
konu, özellikle yaşlı akrabalarına ve annelerine karşı
mahrem sayılıyor.
Kamu Hastalık Kasalarının güncel koruyucu ücretsiz
arzları, göçmenlerde sosyal durumları aynı olan halk
gruplarındaki kadar da rağbet görmüyorlar. Bunu
özellikle önleyici metotlarda görebiliriz. Aslında
Kamusal Hastalık Kasalarının önleyici programları
herkese açık olmasına rağmen (mesela bu mülteci
adayları için geçerli değildir), göçmen kökenli kadınlar, sosyal alt sınıflarda riskin artmasına rağmen m.s.
özellikle diş sağlığı ile ilgili koruyucu programlarda
4.4.
Göçmen kadınlara hitap ediliş şekli de değişmeli,
çünkü bu işe çoğunlukla çok az empati dahil ediliyor. Katılımcılar özellikler ikinci ve üçüncü kuşak
göçmenlerin Almanya’da doğmalarından ve Alman
pasaportlarının olduğundan dolayı sadece Alman
olmadıklarını, aynı zamanda kendilerini Alman
olarak hissettiklerini vurguladılar. Karşılıklı normal
ve birbirleri ile özgüvenli ve her türlü ayrımcılıktan
arındırılmış ilişki, toplumumuzda eşit ve müşterek
yaşam için vazgeçilmezdir.
Bilimsel araştırmalar göçmen kökenli kadın ve kızların gerçek ve çağdaş resmini gösteriyorlar.
Açıkçası bu araştırma neticeleri ne kabul eden toplum
ne de göçmen toplulukları tarafından yeterince
algılanamıyor ve sonuncularda ise geleneksel görüşler daha ağır basıyor ve böylece göçmen kadınların
gerçek resmi gözükmüyor. Entegrasyon politikası çok
farklı hayat gerçeklerini algılayıp göçmen kadınların
toplumda steryotip görüntüsüne engel olmalıdır.
açık farkla çok az temsil ediyorlar ve aynı zamanda
ise düşük sosyal statüyle sağlık riskleri artmaktadır.
Hamilelik esnasında da koruyucu muayeneler ya
daha ender ya da geç yaptırılıyor; erken çocuk ölüm
oranı ise Alman annelerinkinden daha yüksek. Bu
ömekler koruyucu tedbir programlarının başarı oranı
itibariyle mevcut engellerin göstergeleridir ve aslında
faydalanma hakları ve imkanlarında eşitliğin, faydalanmayı aynı oranda garantilemediğini ispatlıyorlar.
Mağdurlara bakılırsa içeriklerin sunuluş terminolojisi
ve şekli çok zor ve buna özen gösterilmelidir. İletişim
kaynaklı kültürel ve iletişim sorunları sağlığı teşvik
edici ve koruyucu arzları engelliyorlar. Uygun dil kullanılması burada çok büyük önem taşımaktadır.
Aynısı kültürel hassasiyet için de geçerli.
Almanya’da bol mevcut olan danışma arzlarının ve
Doktor ile Sağlık Personelinin eğitim ve uzmanlaşmasında bu konu kalite kriteri olarak önem taşıyor.
Bugün itibarı ile sadece çok az alanlarda göçmen
kadınlar, özellikle Afrikalı kadınlar kültürel ve cinsiyet özelliklerini göz önünde bulunduran hitap tarzına
güvenebilmektedir.
Sağlık mesleklerindeki yetkinlik izni kesin olarak
Alman Vatandaşlığına bağlıdır. Bunun yanı sıra
yetkinlik izni eşdeğer kişilere de verilebilir (Avrupa
Birliği ve Avrupa Ekonomik Bölgesi mensuplarına),
buna rağmen üçüncü ülke mensuplarına mesela
mesleki entegrasyon süresi sonunda yetkinlik izni
veriliyor. Kültürlerarası sağlık açılımı ve yaşlılara
bakım ile ilgili olarak, Almanya’da büyümüş ve eğitim
95
4.4.
almış olan göçmenlerin durumu gözetilerek bu
konuda kolaylık sağlanabilme imkanı olup olmadığı
değerlendirilecektir.
Uygun danışma arzları için hedef kitlelerin hakkında
geniş bilgi gerekir. Pratikte göçmen kuruluşlarının
kendi örgütlerinin sunduğu hizmetlerin veya onların
işbirliği ile sunulanların, başarılı olduğu ve rağbet
edildiği tespit edilmiştir.
Yaşlı kadın göçmenlerin entegrasyon konusu, özellikle mevcut yaşlılara yardım arzlarının ve bazı göçmenlere özel kitleler için yaratılması, kültürlerarası
açılım açısından tartışılmıştır.
Yaşlı kadın göçmenlerin hayat şartları sadece
Almanya’da olmamakla beraber tüm dünyada oldukça
zordur. Zor olmalarının sebebi ise üç ayrımcılık faktörüne dayanmaktadır: Cinsiyet, yaş ve etnisite. Bunun
için onların hayat şartlarına özel dikkat edilmelidir.
Onlarca yıl siyaset ve toplum aksini tahmin ettiyse
bile, bugün için yaşlı göçmen kadınların geldikleri
ülkelerine dönmelerini düşünmek gerçekçi değildir.
Anket yapılan çoğunluk, hayatlarının son dönemini
Almanya’da geçirecektir. İkamet yerinden uzakta
çalışan yaşlılar içinde geçerlidir. Esas nedenleri
Almanya’da yaşayan çocukları ve torunları, geldikleri
ülkelerden daha iyi tıbbi hizmetler ve hayat risklerin
sosyal sistem içinde daha iyi karşılanmasıdır.
Bunlara kendini sübjektif olarak iyi hissetme ve
daha fazla kendi kararlarını kendi verme özgürlüğü
eklenebilir.
Kültürel hassasiyet içeren yaşlılara yardım konusu
ile ilgili olarak Federal Hükümetin göç, mülteci ve
entegrasyon sorumlusu ve tüm serbest refah sağlama
kuruluşları arasında bir Memorandum geliştirilmiş ve
160 Birlik tarafından imzalanmıştır, bu doğru istikamete atılan adımdır. Yaşlı göçmen kadınların ihtiyaçları burada özellikle gözetilmelidir.
Özellikle sorunlu konu olarak bunama ve göç görünmektedir. Göçmen kadınların bunama hakkında
düşünceleri yanlış bilgilere dayanmakta ve genellikle tabu sayılmaktadır. Bu alanda özellikle bakımı
üstlenmiş olan akrabalara kültürel hassasiyetleri de
değerlendiren bilgi ve danışma eksiktir. Bunayan
­göçmenlerin bilirkişilerce muayenesi de sorunlar
içeriyor, hastalığın ilerlemesi ile tabiatı ile zaten az
olan dil bilgileri tamamen dejenere olabiliyor. Şu anki
raporlama sitemi göçmenler için rapor hazırlamaya
kısmen uygun değildir.
Kadın göçmenlerin hayat şartlarının belirtileri, az
gelir ve nispi yaşlılık sefaletidir. Genellemek gerekirse
yaşlı göçmen kadınlar kesinlikle ‹muhtaç ihtiyar›
klişesine uymuyorlar. Çocuklarından aldıkları onlara
verdiklerinden çok daha azdır.
96
Birinci göçmen kuşağının mensubu olan göçmen
kadınlar yeni yeni emeklilik yaşına giriyorlar, işte bu
sebepten hayat şartları ve ihtiyaçları da yavaş yavaş
algılanılmaktadır. Yine bu nedenle mevcut programların bir çoğu cinsler arasındaki farkları göz önünde
bulundurmuyor. Ayrıca onların hayat durumları hakkında çok az araştırma ve onlara özgü sunulan spor ve
boş zamanları değerlendirme programları var. Genel
olarak gereksinimleri yaşlılara yardım sisteminde
daha daha yoğun şekilde dikkate alınmalıdır.
3.2.Hedef belirleme
Sağlık arzları, psikososyal danışma hizmetleri, cinsel
aydınlanma ve aile planlaması alanlarında göçmen kadınlara yönelik programların iyileştirilmesi
güvence altına alınmalıdır. Onlarla yapılan görüşmelerde hedef kitleye uygun ve kültür hassasiyeti içeren
bir dil kullanımı kalite standardı olarak belirgin bir
şekilde yerleştirilmeli ve şeffaflaştırılmalıdır. Sağlık
sektörünün kültürlerarası açılımı ve yaşlılara yardım
açısından, Almanya’da devamlı yaşayan ve yerleşme
hakkı olan yabancılara, tıbbi yetkinlik izni verilmesinde esneklik gösterilmesi düşünülmelidir.
Mevcut potansiyelleri teşvik ve sorunlu yapıları azaltmak göç ve entegrasyon hassası önleyici tedbirlerin
ağırlıklı üst hedefi olmalıdır: Çoğu zaman sağlık ve
koruyucu tıp hizmetlerine serbest ulaşımının tabiatı
ile normal varsayılması, farklılıkların analizini engelliyor ve fırsat eşitsizliğini teşvik ediyor.
Göçmen kökenli insanların sağlığını teşvik, siyasete
ve hayat alanlarının biçimlendirilmesine ait ana kriterlerin yanı sıra, entegrasyon ve kültürlerarası açılım
hedefini, kendi sağlığına ilişkin kararları kendisinin
almasına yönelik bütünsel kaynak teşvikini ve özel
risk gruplarının risk faktörlerine karşı korunmasını
içermelidir. Göçmen kökenli insanlar için alınan sağlık teşvik tedbirlerinin sürekli başarı anahtarı, onların
sürece bizzat kendi katılımlarıdır
Göçmen kadınlara sağlık hizmetlerinin ulaşmasını
iyileştirmek için gerekli olanlar
■■
ihtiyaca yönelik arzlar,
■■
kültürlerarası genel sağlık hizmetleri,
■■
disiplinlerarası örgütlenme,
■■
sağlık hizmetlerine uygun ulaşım yollarının
yaratılması,
■■
veri tabanının güvence altına alınması.
Entegrasyon politikasının çabaları, yaşlı göçmenlerin
özellikle yaşlı kadın göçmenlerin ihtiyaçlarını ciddiye
almalıdır, sebeplerden biri büyükanne/baba nesli aile
4.4.
bankası ve bilgiler ve her yıl yapılan «Fakirlik ve
Sağlık» platformu üzerinden sosyal durumları iyi
olmayanlarla ilgili sağlık teşviki ilgili randevular,
malzemeler, bilimsel araştırmalar ve neticeleri
kamuoyuna açılacaktır.
içi rolleri itibarları ile torun neslinin entegrasyonunu
olumlu etkileyebilmesi, diğeri ise Almanya’ya yaptıkları hizmetlerinin asıl şimdi ihtiyaç duydukları anda
karşılığını alabilmeleridir.
Burada yeni uyarıcı itkiler vermek Entegrasyon Zirvesi
sonrasi sürecin büyük fırsatıdır.
■■
Federal Sağlık bilgilendirme Merkez’nin ‹Kadın
Sağlığı ve Sağlık Teşviki› adlı çevrimiçi veri bankası,
kadın sağlığı ile ilgili kaynaklar için bir rehberdir
ve Göçmenlik ve Sağlık konularını farklı bakış açılarından işlemektedir.
■■
Federal Sağlık Raporlaması çerçevesinde RobertKoch-Enstitüsü (RKİ) Federal Sağlık Bakanlığı’nın
emri ile «Göçmenlik ve Sağlık» adlı bir broşür
hazırlayacaktır. Raporun odak noktasında göçmenlere özgün sağlık sorunları değerlendirilecektir.
Bunun yanı sıra Almanya’daki göçmenlerin sosyal
yapılarının ve demografik yapılarının gelişmesini
de içerecektir. Rapor yaş-ve cinsiyete özel sorulara
da cevap arayacaktır: Zamanlama: yayın II/2007
■■
Federal Sağlık Bilgilendirme Merkezi göçmen
kadınlar için cinsel bilgilendirilme ve aile danışma
hizmetlerini daha fazla gözetecektir. Kültürel
hassasiyetlerin iyileştirilmesi için göçmen hakları
temsilcilikleri ile olan işbirliği devam edecektir.
■■
Federal Mülteci ve Göçmen Dairesi imkanı dahilinde, Federal Daire’nin federal çaptaki üniter
entegrasyon kursları çerçevesinde, cinselliğe
uygun ve kültür hassasiyeti içeren hizmetler
sunacaktır. Bunun için m.s. Kadın Entegrasyonu ve
Ebeveyn Entegrasyon Kursları dahilindeki planlarda, mekanda tespitler yapılacak ve Entegrasyon
Yönetmeliği’nin 11. maddesine göre dersleri uzmanlar ziyaret edecekler. 4 entegrasyon kursu talimatı
gerçekleşecektir ve bilirkişilerin dersleri ziyaret
etmeleri öngörülmüştür. Gençler için entegrasyon
kurslarında koruyucu sağlık daha ağırlıklı olacaktır. Zamanlama: 2007 senesinin üçüncü üç ayında
başlayacak
■■
Federal Göçmen ve Mülteci Dairesi proje teşviki
çerçevesinde kadınlara özgü arzlarda Sağlık – ve
Cinsel Bilgilendirme konularına daha fazla ağırlık
verecektir.
■■
Federal Göçmen ve Mülteci Dairesi 2006 yılında
başlatılan alt düzeyli kadın kurslarının masraflarını göçmen kuruluşlarına ödeyecektir.
Zamanlama: 2007 senesinin üçüncü üç ayında
başlayacak
■■
Federal Göçmen ve Mülteci Dairesi bugüne kadar
olduğu gibi yaşlılara yardım ve ağ bağlantıları
kurulması ile ilgili projeleri teşvik edecek ve kadınlara özel arzlarını çoğaltacak.
Zamanlama: 2007 3. çeyreğinde başlayacak
3.3.Tedbirler ve üstlenilen yükümlülükler
Konularla ilgili alttaki tedbirler ve yükümlülükler
tespit edilmiştir:
Federal Hükümetin tedbirleri ve yükümlülükleri
(veya federal sorumluluk alanı içindeki)
■■
Federal Aile,Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı
‹Cinsiyet ve Göç 2005 yılında mikro sayımın özel
değerlendirmesi› adlı projeyi başlatmıştır. Planın
amacı Almanya’daki göçmen kökenli kadın ver
erkeklerin sosyodemografik ve sosyoekonomik
durumunu tespit etmektir. 2005 yılında Mikro
Sayım Kanununda yapılan bir değişiklikten sonra
ilk olarak kadın ve erkeklerin göçmen kökenlilikleri saptanmıştır. Bu kesim ile ilgili cinsiyet farklarına özgü veri bulunmadığından, özel bir değerlendirme ile kadın göçmenlerin Almanya’daki yaşam
durumu da saptanacaktır. Özel değerlendirmenin
2007 Aralıkda hazır olması bekleniyor.
■■
Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik
Bakanlığı’nın ‹Göçmenlerin Hayat Dünyaları› ile
adlı projenin amacı göçmenlerin hayatı ile ilgili
planları hakkında bilgi edinmektedir. Araştırmanın hedefi ortamlarının ve ortam tipinin tespitidir.
Bunun yanı sıra göçmenlerin farklı hayat dünyaları
ve alt-kültürleri tespit edilecek ve araştırılacak. Eşitleştirici siyaset açısından özel ilgi alanı, göçmenlere yoğun olan rollerdir. Özel değerlendirmenin
2007 Temmuz hazır olması bekleniyor.
■■
Federal Sağlık Bilgilendirme Merkezinin «Göçmenlik ve kamusal sağlık» adlı bilgi hizmeti devam edecektir. Teslim alınan makaleler devamlı internet de
yayınlanmakta ve henüz üç ayda bir basılmaktadırlar. Makaleler kadın göçmen konularını işliyorlar.
■■
2001 yılında Federal Sağlık Bilgilendirme Merkezince başlatılan «Federal alanda sosyal eşitsizlikten
menfii etkilenenler için işbirliği ittifakı» kampanyası, bunların içinde Kamu Hastalık Kasaları,
Federal ve eyalet zirve örgütleri, refah birlikleri,
hekim örgütleri ve eyaletler bulunuyor, devam
edecektir. Esas hedef, pratikte sosyal durumları
iyi olmayanlara sunulan sağlık teşvik ve koruyucu
tıp programlarını yaygınlaştırmak ve güçlendirmektir. Göçmenlere özel tedbirler önemli bir
unsurdur. «Sosyal Dengesizliği ortadan kaldırma»
adlı platformda örnek projeler içeren geniş bir veri
97
4.4.
■■
Federal Göçmen ve Mülteci Dairesi «Başarılı kadın
göçmenler biyografisi» adlı projeyi başlatacak.
Amaç başarılı entegrasyonu teşvik edici faktörleri
tespit etmektir. Bunun için Federal Göçmen ve
Mülteci Dairesinin özenle seçilen göçmen kitleleri
ile yapacağı temsili değerdeki anketlerin neticeleri
analiz edilerek göçmen kadınların başarı öyküleri
tespit edilecek. Bu entegrasyon süresini etkileyici
tipik karakteristikleri ortaya çıkarmak için kullanılacaktır. Projenin ikinci adımında ise kalite bazında
seçilmiş göçmen kadınlarla yapılacak bir ankette
onların başarı biyografileri ve özgün şartları irdelenecek. Best-Practice-örneklerinin entegrasyon
teşviğine hizmet etmeliler. Zamanlama: 2008
şeklinde olacak ve programdan tüm kuruluşların
çalışanları istifade edebilecekler.
Zamanlama: 2007
■■
Türk Alman Sağlık Vakfı tüm kurum ve kuruluşları
göçmen hassasiyeti içeren çalışmalarında, istişarede, planlama ve projelerin icraatında uzmanca
ve imkanları dahilinde mümkün olduğu kadar iyi
şeklide destekleyecek.
■■
Bunun yanı sıra Türk Alman Sağlık Vakfı, VaazProjesini federal alanda tanıtacağına ve işleme
sokacağına dair teminat vermiş ve imkanları
dahilinde mümkün oldukça en iyi şekilde destekleyecektir. Vaaz Projesi çerçevesinde bölgelerinde
otorite olarak tanınan vaazlar sağlık konularında
eğitilecek ve edindikleri bilgileri halka iletecekler.
■■
Almanya Müslümanlar Merkez Kurulu kendilerine
bağlı olan cami cemaatına iki dilde broşürler/bilgilendirme elektronik postalarını alttaki konuları
içerek şekilde
Eyaletler ve komünlerin önlemleri ve öz
sorumlulukları (veya eyalet ve komünlerin
düzenleme yetkileri)
Eyaletlerin Ulusal Entegrasyon Programına katkısı
üzerinde henüz çalışılıyor. Yerel zirve örgütleri ve
üyeleri bu konuda henüz hararetli görüşme aşamasındalar ve katkılarını bundan sonraki prosedürde
sunacaklar.
Özel kurum ve organizasyonların önlem ve öz
yükümlülükleri
■■
Federal Göçmen, Mülteci ve Entegrasyon Sorumlusunun tarafından koordine edilen göç ve kamusal
sağlık çalışma gurubu başarılı çalışmasına devam
etmektedir ve özel olarak göçmenlerin konularını
göz önüne alarak şunları taahüt eder:
➤➤
■■
98
Koruyucu sağlık programlar
(Bilgilendirme, cinsel bilgilendirme,kadın – ve
çocuk sağlığı) geliştirecek ve güçlendirecek,
➤➤
muayenehanelerde ve hastanelerdeki kültürlerarası etkinliliği ‹diversity managament›
bazında teşvik edecek,
➤➤
kültür hassasiyeti olan bakım ve yaşlılara özgün
mesleki eğitim ve bilgi ilerletmeyi ilerletecek ve
kültürel özellikli arzları destekleyecek,
➤➤
Almanya’da yaşayan tüm insanları kapsayacak kaliteli raporlama yapılmasında ilerleme
sağlayacaklar.
AWO Federal Teşkilatı ve Paritätischer Wohlfahrs­
verband – Gesamtverband/Verein für İnternationale Jugendarbeit VİJ/İnternationaler Bund İB kurs
yöneticileri ve kurs asistanları için, masrafları çatı
altında kapsanan, «Göçmen kadınlar için entegrasyon ve göçmen kadınlara entegrasyon kursları»
adı altında uzmanlaşma imkanları arz edilecek,
geliştirilecek ve denenecek. Arz günlük etkinlikler
➤➤
Başörtülü Müslüman kadınların durumu
➤➤
Yaşlı göçmenlerin durumu
➤➤
Cinsellik ve koruyucu sağlık
hazırlayacaklar, bu burada iki alan işlenecek
a) Federal Cumhuriyet’deki hukuki çerçeve ve mevcut danışma – ve destek imkanları, bu konularla
ilgili etkinlikler hakkında bilgiler (Paneller ve açık
oturum grupları),
b) konuyla ilgili dini ifadeler (zorla evlendirme
yasağı, evlilikte ortaklık ilişkisinden doğan
alacaklar,adaletsiz olmadan adaletsizliği karşı sabır,
yaşlı insanları destekleme, Allah’a karşı sorumluluk
veya kişisel sağlığa).
Bu konuların Cuma Hutbelerinde işlenmesi tavsiye
edilir.
■■
Almanya Müslümanlar Merkez Kurulu kendilerine bağlı olan cami cemaatına iki dilde önemli
toplumsal politikalar hakkında broşürler/bilgilendirme e – postalar hazırlayacak (göçmenler üzerine
yapılan araştırmaların neticeleri hakkında ve
toplumda mevcut olan basma kalıplara karşı nasıl
mücadele edilebileceği – mesela şahsi temas, cami
projeleri,siyasi angajman vb.).
■■
Almanya Müslümanlar Merkez Kurulu Federal
Hükümetin başlatacağı projelerde aktif olarak
çalışacak,basma kalıplarla ile mücadele edecek
(mesela İmaj Kampanyası). Neticeleri üye cemaatlere aktarılacak.
■■
Serbest yardım kuruluşları federal çalışma birliği
üye dernekleri – BAGFW
➤➤
Federal Serbest Refah Koruma Birliklerinin
Almanya Çalışma Grubu Üyeleri Hizmetlerini ve
mekanlarını kültürlerarası açılım süresine uyduracaklar.Bunu organizasyon gelişmelerinde ve
personel politikalarında göz önünde tutacaklar
ve süreyi uzmanlaşma çalışmaları ile destekleyecekler. Amaç, göçmen kadınlar için sağlık
hizmetlerindeki ulaşım engellerini ortadan
kaldırmak – özellikle koruyucu tıp alanında – ve
göçmen kadınlara özgün arzların şekillendirilmesini daha fazla göz önünde bulundurulması
ve göçmen kuruluşları ile daha güçlü işbirliğidir.
➤➤
Bu göçmen kadınların mevcut danışma arzlarından daha iyi haberdar edilmelerine yardımcı olabilir, katılım engellerini kaldırabilir
ve hatta arzların göçmen kadınların ihtiyaç ve
ilgi alanlarına daha uygun hale getirilmelerini
sağlayabilir.
➤➤
Daha yoğun göçmen organizasyonlarla ortak
çalışmalara gayret gösterecekler. Böylelikle
göçmenlere mevcut olan danışmanlık imkanlarının sunulması ve giriş engellerin ortadan
kaldırılması elde edilir ve hatta bu arzların daha
çok göçmenlerin ihtiyaç ve ilgi alanlarına göre
dayanabilir.
➤➤
Göçmen kadınlar için alt seviyeli arzların
yoğunlaştırılması için gayret gösterecekler.
Buna federal destekli kadın kurslarının yanı sıra,
kişilere özel göçmen kadınlara göre biçilmiş
yerel programlarda dahildir.
➤➤
Kültürlere hassas ihtiyarlara yardım Memorandumunu, Federal Göçmen, Mülteci ve Entegrasyon Sorumlusu ve diğer ihtiyarlara yardım
kuruluşları ile beraber imzalayıp, göçmen çalışmalarını esas işleri olarak gördüklerini ve bunu
öz sorumlukları olarak kabul etmişlerdir. BAGW
birlikleri bu Memorandumu ihtiyarlara yardım
sağlayan hizmet ve kuruluşlarına daha fazla
tanıtacaklarına; ihtiyarlara bakımda, ihtiyarlara
yönelik sosyal çalışmalarda ve yaşlı göçmenlerin
bakımında yapacakları çalışmalarının, esası
olarak daha fazla gözeteceklerine dair teminat
vermişlerdir.
■■
4.4.
➤➤
ihtiyarlara yardım kuruluşlarının, hizmetlerinin ve göçmen hizmetlerinin de masraflarını
karşılarlar. BAGW birlikleri kültürlerarası
açılımı seyyar ve sabit mekanlarındaki, danışma
arzlarında, sohbet mekanlarında seyyar ve sabit
hizmetlerinde, bakımlı yurtlarda ve dışarıdaki
yaşlı çalışmalarında göz önünde bulunduracaklarını ve ağırlıklı olarak göçmen kadınların ihtiyaçlarına yöneleceklerine dair teminat vermişlerdir. Burada göçmen hizmetleri ve de göçmen
organizasyonları dahil edilmelidirler.
➤➤
bakıcılık mesleklerinin ve yaşlılar bakıcı okullarının eğitim, uzmanlaşma ve bilgi ilerletme masraflarını karşılarlar. İhtiyaç olan kültürlerarası
kalifiye ve göçmen kökenli işgücünün sağlanmasında BAGW birlikleri özellikle genç göçmenlerin bakıcı mesleklerine kazanılmalarını ve
meslek eğitim, uzmanlaşma ve bilgi ilerletme
arzlarının hedef kitleye uygun şekillendirileceğini temin ederler.
➤➤
kadın göçmenlerin entegrasyon sürecinde
daha güçlü hissedilmeleri için daha fazla çaba
sarf ederler. Kamuya açık çalışmaları esnasında
kadın göçmenlerin hizmetlerinin özellikle resmi
algılamada daha ölçülü takdir edilmelerine
katkı sağlarlar.
Maisha e.V. Almanya’daki Afrikalı bayanlar e.V.
Jenital yaralama konusunda Almanya çapında
bilinçlendirme ve korunma hizmeti veriyor. Jenital
yaralama tehdidi altında bulunan veya mağduru
olan bayan göçmenlere Almanya çapında danışmanlık, sağlık yönlendirmesi, hukuki yardım ve
hastalıklardan korunma hizmeti vermek amacıyla
bir seyyar sağlık hizmeti planlanmıştır. Seyyar
danışmanlık ve aydınlatma sağlık daireleriyle,
Almanya’daki Afrikalı İnsanlar Federasyonu, diğer
Afrika organizasyonları ve danışmanlıkları ve
gençlik daireleri, okullar, spor kulüpleri, belediyeler, eyalet yönetimleri, ve federal yönetimle işbirliği
içinde, Almanya’daki siyah Afrika toplumu için
mağdurların hakları ve yükümlülükleri konusunda
da sağlığa yönelik danışmanlık ve enformasyon
olanağı olacaktır.
Zamanlama: 2007 – 2009
Masraf: 200.000 Euro
99
4.4.
Genel yönetim: Federal Adalet Bakanlığı
Federal Adalet Bakanlığı
Brigitte Zypries, MdB
Alt çalışma grubu 1 üyeleri
İdare: Federal Adalet Bakanlığı
100
Christiane Abel
Adalet Senato İdaresi Berlin – JuMiKo
Nele Allenberg
Almanya’da protestan kilisesi
Veronika Arendt-Rojahn
Alman avukatlar birliği
Seyran Ates
Hukukcu, yazar
Anja Bell
Hessen Adalet Bakanlığı – JuMiKo
Dr. Heiner Bielefeldt
Alman insan hakları kurumu
Eva-Maria Bordt
kadınlar evi koordinasyonu e.V.
Katharina Breitkreutz
Federal İçişleri Bakanlığı
Sidar Demirdögen
Almanya’daki Göçmenler Federal Birliği e.V.
Sabine Drees
Alman şehirler kurulu
Dagmar Freudenberg
Alman kadın hukukcular birliği
Sonka Gerdes
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Karin Goldmann
Alman Yargıçlar birliği
Angelika Graf, MdB
Alman Federal Meclisi
Ute Granold, MdB
Alman Federal Meclisi
Andreas Hauk
Brandenburg Eyaleti Çalışma, Sosyal İşler, Sağlık ve Aile Bakanlığı
Birgit Hufeld
Federal Adalet Bakanlığı
Dr. Angela Icken
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Vera Jungewelter
Federal Adalet Bakanlığı
Regina Kalthegener
Terre des Femmes/bayan avukat
Ursula Krickl
Alman şehirler ve belediyeler birliği
Hamideh Mohagheghi
Müslüman kadınlar networku HUDA
Behshid Najafi
Agisra e.V. Köln, göçmen ve sığınmacı kadınların danışma merkezi
Rafet Öztürk
DITIB Din kurumu, Türk-İslam birliği e.V.
Cornelia Pust
Entegrasyon ve Sığınmacılar Federal Dairesi
Renate Heike Rampf
Almanyada kadın ve erkek eşcinseller (LSVD) birliği e.V
Dr. Klaus Ritgen
Federal Alman Belediyeler Meclisi
Sybille Röseler
Göçmen, kaçak ve entegrasyon federal hükümeti idari çalışmalar görevlileri
Regine Rosner
IN VIA – Alman birliği
Bosiljka Schedlich
Kuzeydoğu Avrupa kültürü e.V.
Prof. Dr. Angelika
Schmidt-Koddenberg
Nordrhein-Westfalen Katolik meslek yüksek okulu
Riem Spielhaus
Almanya İslam Akademisi
Cornelia Spohn
Farklı uyruklu aileler ve beraberlikler birliği, iaf e. V.
Corinna Ter-Nedden
Papatya
Erika Theißen
Müslüman kadınlar buluşma ve bilgi ilerletme merkezi e. V.
Eren Ünsal
Berlin-Brandenburg Türk Birliği (TBB) ve Almanya Türk Birliği (TGD))
Dr. Irene Vorholz
Federal Alman Belediyeler Meclisi
Julia von Seltmann
Federal avukatlar barosu
4.4.
Alt çalışma grubu 2 üyeleri
İdare: Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Celal Altun
Berlin Türk birliği genel sekreteri e.V.
Maristella Angioni
Köln şehri Caritas birliği Stolzestraße uluslar arası merkezi
Hayrettin Aydin
Almanya İslam Akademisi e.V.
Dragica Baric-Büdel
Çalışma sosyal yardımı federal birliği
Stéphanie Berrut
pro familia Bonn danışma merkezi
Stephan Blümel
Federal Sağlık Aydınlatması Merkezi
Tatjana Böhm
Brandenburg eyaleti çalışma, sosyal işler, sağlık ve aile bakanlığı
Gabriele Boos-Niazy
Almanya Müslümanlar merkezi kurulu e.V.
Gisela Chudziak
Eyalet Eşitlik ve Kadın Bakanları ve Senatörleri Konferansı
Angelika Diggins-Rösner
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Sabine Drees
Alman şehirler kurulu
Rosa Emich
Almanya’da Rus Hemşerileri
Dr. Justina Engelbrecht
Federal Tabib Odası, Alman Tabib Odaları Çalışma Birliği
Anke Erath
Federal Sağlık Aydınlatması Merkezi
Christel Griepenburg
Uluslararası Birlik
Dr. Sonja Haug
Entegrasyon ve Sıgınmacılar Federal Dairesi
Dr. Angela Icken
Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Federal Bakanlığı
Vera Jungewelter
Federal Adalet Bakanlığı
Prof. Dr. Yasemin Karakaşoğlu
Bremen Üniversitesi, kültürlerarası pedagoji Kürsüsü, Bilim dalı 12
Dr. Haydar Karatepe
Türk Alman Sağlık Vakfı
Heinz Knoche
Alman Kızıl Haçı – Genel Sekreterlik; «Göç ve Entegrasyon» ekibi şefi
Ursula Krickl
Alman şehirler ve belediyeler birliği
Harald Löhlein
Eşitlikçi Sosyal Yardım Birliği – Tüm Federasyon
Aras Marouf
Saarland Eyaleti İçişleri, Aile, Kadın ve Spor Bakanlığı
Elke Metz
Federal Sağlık Bakanlığı
Sigrid Pettrup
BKK Federal Birliği
Dr. Susanne Plück
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Brunhilde Raiser
Alman kadınlar kurulu
Dr. Klaus Ritgen
Federal Alman Belediyeler Meclisi
Sybille Röseler
Federal Göç, Sığınmacı ve Entegrasyon Sorumluları Bürosu
Ulrike Szegeda
Federal İçişleri Bakanlığı
Dr. Irene Vorholz
Federal Alman Belediyeler Meclisi
Virginia Wangare-Greiner
Maisha e.V. Almanya, Afrikalı kadınlar kendi kendine yardım grubu
101
102
Konu Alanı 5:
4.5.
«Entegrasyonu yerinde desteklemek»
Ön notlar
«Entegrasyonu yerinde desteklemek» konusunun
merkezinde, göçmen ve yerli halkın bir arada yaşamasının sosyal mekansal boyutu ve yerel entegrasyon
politikasının organizasyonları sorunları bulunuyor.
Göçün etkileri beldelerde ve mahallelerde en belirgin
şekilde hissedilmektedir. Entegrasyon süreçlerinin
seyri ve başarısı için (iş ve eğitim faktörlerinin yanı
sıra) doğrudan ikamet ve yaşam çevresinin merkezi
bir anlamı vardır.
Göçmenlerin Almanya’daki mekansal dağılımı federal
eyaletlere ve bölgelere göre ve elbette şehirlerde de
farklıdır. Yabancı göçmenler Doğu ve Batı Almanya’ya
eşit şekilde dağılmamışlardır: yeni eyaletlerdeki
(Berlin dahil) yabancıların oranı yaklaşık yüzde beş
seviyesinde, buna karşılık eski eyaletlerde yüzde on
seviyesindedir. Bu orantısızlık küçük çapta devam
ediyor: Yabancılar batıda yoğun nüfuslu bölgelere,
Ruhr bölgesi ve Rhein hattı, Rhein-Main-bölgesi ve
Stuttgart büyük sahası ve Münih sahasında yoğunlaşıyorlar; Batı Almanya’da yabancı oranı bu alan
kategorisinde yüzde 12,3, Doğu Almanya’da ise yüzde
7,4. Batı Almanya büyükşehirlerinde yabancılar 1980’lı
yıllardan beri çoğunlukla şehir içi yerleşim yerlerinde
yaşıyorlar. Yabancılar doğuda da şehir merkezlerine
yoğunlaşıyorlar.
ile ilgili rakamlar diğer kaynaklardan hesaplanacak olursa, göçmen kökenli insanlar oranı yaklaşık
yüzde 20’ye veya 15 milyona yükseliyor (Mikro sayım
2005). Eski eyaletlerin büyük şehirlerinde nüfus
oranı kısmen yüzde 30’a ulaşıyor. Semtler olarak ele
alındığında belirgin bir şekilde daha yüksek, örneğin
Berlin Soldiner Straße yerleşim yerinde yüzde 41,5
ve Duisburg–Marxloh yerleşim yerinde yüzde 50
üzerinde. Göçmen oranı çocuklar ve gençler arasında
daha da yüksek: Stuttgart’da yedi okul bölgesinde üç
ila altı yaş arası çocukların oranı yüzde 66,7 ile 84,1
seviyesinde; sonuç olarak bu bölgelerde bütün birinci
sınıfların üçte ikisinden fazlası göçmen çocukları olacak. Bazı okullarda, örneğin Berlin-Neukölln’de daha
şimdiden öğrencilerin yüzde 80’den fazlası Alman
uyruklu değil.
Kırsal alanda da yüksek göçmen oranlı kasabalar,
beldeler ve hatta köyler bulunuyor.
Özellikle son dönem de gelen göçmenler (üç milyondan fazla oldukça büyük bir göçmen grubu) kırsal
bölgelere yerleştiler. Osnabrück kenar mahallesi olarak Belm beldesi buna bir örnektir. Orada 1990 ile 1995
yılları arasında nüfus sayısı göç sebebiyle 11.150’ten
14.359’e belirgin bir şekilde arttı. Göçmen oranı yüzde
20 üzerinde, Belm’in büyük mesken tesislerinde ise
yüzde 70 üzerinde.
Ancak yabancı oranı ile ilgili rakamlar, haklarında
resmi bir istatistik bulunmayan göçmen kökenli
vatandaşların oranını yansıtmıyorlar. Vatandaşlığa
geçme, çifte vatandaşlık ve son zaman göçmenleri
103
4.5.
Alman uyruklu göçmenlerin birçoğu – diğer göçmenler gibi – dil ve kültür itibariyle yeni vatanlarına
pek fazla yakın olmamalarına rağmen Alman olarak
istatistiklerde ayrı olarak gösterilmiyorlar.
Entegrasyonun başarıya ulaşıp ulaşmayacağı, göçmen
ve yerli nüfusun birlikte yaşamasında sorunların çıkıp
çıkmayacağı birçok faktöre bağlı. Bu arada sübjektif
yaklaşımlarda bu konuda bir rol oynamaktadır.
1. K
onu ağırlık noktası 1:
Belediye genel tasarıları
1.1. Durum tespiti
Göç ve neticeleri özellikle belediyeler ve yerleşim yerlerinde etkilerini gösteriyor. Entegrasyon başarıları
ve tabiiki sorunlar da en belirgin şekilde buralarda
hissediliyor. Yerel düzeyde sosyal dayanışma için göçmenlerin entegrasyonu merkezi bir anlama sahip.
Federal ve Eyalet Hükümetlerinin siyasi kararları
ve yasal düzenlemeler yerel politikanın çerçevesini
oluşturuyor. Bu kararlar elbette erkek ve kadın göçmenlerin yaşamlarını ve uyum başarılarını etkiliyor.
Birçok şehir, ilçe ve belde göçmen entegrasyonunun
taleplerine büyük bir angajmanla yaklaşıyor. Entegrasyon çalışması, özellikle kadın ve erkek göçmenleri
farklı potansiyelleriyle bir kazanç ve toplumun geneli
için bir şans olarak gören yerel yönetimlerde başarıya
ulaşıyor. Özellikle demografik değişim ve iyi eğitimli
kalifiye eleman eksikliği sebebiyle göçmen kökenli
genç insanların potansiyellerinin yönlendirilmesi,
geliştirilmesi ve bundan yararlanılması başarıya ulaşmak zorundadır. Başarıya ulaşmış uyum ekonomik
unsur olarak da vazgeçilmezdir.
Göçmenlerin entegrasyonu geçmiş yıllarda öncelikle
bir alan politikasının ağırlık noktasıydı, özellikle iş
piyasası, sosyal ve düzen politikası için, böylece geçen
süre zarfında alanlar üstü genel tasarının gerekliliği
fark ediliyor. Demografik, sosyal ve ekonomik gelişmelerin değişken etkileri yerel yönetim düzeyinde
yetki sınırları üzerinde bir demet tedbiri içeren tümleşik stratejiler gerektiriyor.
Bununla birlikte, sosyal barış ve vatandaş olarak
birlikte yaşam büyük ölçüde, geniş çaplı bir yerel
politik uzlaşmaya ve tüm toplum katmanlarının ortak
kararlarda ve mutabık kalınan eylem stratejilerinin
uygulanmasında kendilerine tanınan katılım fırsatlarına bağlıdır.
104
Rol: «Yabancılara» karşı savunma hali davranışı
genellikle göçmenlerin az olduğu ve bu sebeple çok
az ilişkinin bulunduğu yerlerde daha fazladir. Tam
aksine çeşitli halk gruplarıyla birliktelik tecrübesinin
bulunduğu yerlerde ise entegrasyona hazır olma
durumu büyümektedir.
Çalışma grubu bu konumdan yola çıkarak aşağıdaki
konu ağırlık noktalarını ele aldı ve tedbirler/kişisel
yükümlülükler/denetim görevleri için tavsiye/hedef
belirleme önerilerinde bulundu.
Örneğin, kırsal alandaki veya yoğun nüfuslu kentsel
bölgelerdeki çeşitli göçmen entegrasyonu talepleri yerel düzeyde farklı tepki şekilleri gerektiriyor.
Belediye genel tasarıları sadece Büyükşehirler için
anlamlı ve gerekli olmakla kalmıyor, aynı zamanda
göçmen oranı yüksek küçük beldeler için de anlamlı
ve gereklidir.
1.2. Hedef belirleme
■■
«herkezle ve herkez için entegrasyon»: Entegrasyon genel bir belediye meselesi olmalıdır ve bütün
belediye faaliyetlerini ve bütün aktörleri içine
alan ve birbirine bağlayan toplumsal tasarı olarak
geliştirilmelidir. Yönetimde ve siyasi karar kurullarında mutabakat, esaslı bir belediye siyaseti için
zorunludur.
■■
Entegrasyon tasarıları ve entegrasyon stratejileri,
göç ederek gelen vatandaslara sosyal, ekonomik
ve toplumsal yaşama eşit haklarla katılımı mümkün kılmalıdır ve şans eşitliği çabasıyla – kültürel
çeşitliliğin kabulü ve yönlendirilmesinde – sosyal
dayanışmayı güçlendirmelidir («herkez eşit hak ve
yükümlülüklere sahiptir»). Bunun için iki taraflı
(hem göç eden hem de kabul eden toplum tarafından) açıklık ve yakınlık gerekmektedir.
■■
«Kesit görev olarak entegrasyon»: Entegrasyon
çalışmaları alanlar üstüdür ve bu sebeple de tek
bir birime veya görevlilere bırakılamaz. Bu, bütün
önemli hareket alanlarında hayata geçirilmesi
gereken bir ilkedir, özellikle eğitim ve dil, sosyal
altyapı, çalışma, katılım ve danışmanlık alanlarında. Bununla birlikte bütün tedbirler, projeler,
yönlendirmeler ve katılımlar kadın ve erkek eşitliğine uygun olmak zorundadırlar.
■■
«Şef meselesi olarak entegrasyon»: Entegrasyon
görevleri kesit görev olarak yönetimin zirvesinde
bulunmalıdırlar ve ortak koordine edilmelidir.
■■
Entegrasyon tedbirleri kalıcı ve sürekli olmalıdırlar,
kısa vadeli «saman alevi projelerden» kaçınılmalıdır. Geniş bir tedbir olanağı bulunmalıdır, başarılı
projeler mevcut genel hizmet yapılarına aktarılmalıdır («kalifiye genel sağlık hizmetleri»).
■■
Yönetimin ve kurumların kültürler arası şeffaflığıyla – göçmenlerin işe alınması ve herkes için
kültürlerarası ilerleme ile – vede engellerin kaldırılmasıyla bütün kesimler ölçülü şekilde temsil
edilmeli ve çıkarları hayata geçirilirken yetkililerce
desteklenmelidir.
■■
Yerel politika ile meşru kılınan genel tasarılar
(yerel koşullara ve sosyal mekan taleplerine bağlı
olarak) kısa, orta ve uzun vadeli hedef belirlemelerini ve uygun kaynak donanımıyla hayata geçirmek için bir strateji tasarısı içeriyor. Entegrasyona
yönelik tedbirler bütün önemli hareket alanlarında
yürütülüyor.
■■
Entegrasyon tasarıları, bir durum analizini/durum
tespitini, entegrasyon hedeflerinin ve ana hatların
belirlenmesini ve tanımlanmasını, bunun için
gerekli enstrümanları ve başarı kontrolüne yönelik
tedbirleri içermelidir. Belediye entegrasyon tasarılarının düzenlenmesi yerinde koordine edilen
bir durum tespitine hizmet etmeli ve böylece ilgili
entegrasyon politikasının durumu hakkında bir
genel izlenimi mümkün kılmalıdır. Tasarılar, stratejiler ve tedbirler yerel koşulları gözetmektedirler.
■■
Şehir sakinlerinin angajmanı göçmenlerin entegrasyonu için büyük bir anlam taşımaktadır. Erkek
ve kadın göçmenlerin ve yerli sakinlerin temsilcilerinin tedbirlerin ve entegrasyon tasarılarının
uygulanmasına daha fazla katılmaları hedefiyle
desteklenmektedir.
■■
Bütün önemli aktörler (yönetim, politika, göçmenler v.s.) yerel örgüt çalışmasına dahil edilirler;
örgütleşme, örneğin, kurumların başvuru merkezleri, danışma yerleri, entegrasyon konferansları
vasıtasıyla gerçekleştirilmektedir.
■■
Göçmen oranının artırılması yönetimin kültürlerarası ehliyetini güçlendirir. Aynı zamanda belediye
politikası ve idare, işveren olarak iş piyasasında
göçmen entegrasyonunu doğrudan destekler ve
yerel ekonomi için bir işaret koyar vede göçmenlerin entegrasyona hazır olmaları için olumlu bir
sinyal verir.
■■
Personelin kültürlerarası eğitiminin geliştirilmesiyle göçmenler için idarede vede sunulan hizmet
ve olanaklardan yararlanmadaki engeller ortadan
kaldırılır.
Hedefe ulaşmanın denetiminde bir başarı kontrolü
gereklidir (bakınız Konu Ağırlık Noktası 5).
1.3. Tedbirler için öneriler (planlanmış ve
onaylanmış)/Kendi kendini yükümlü
kılmalar/Kontrol görevleri
Federal Hükümetin (ya da federal devletin
düzenleme yetkisinde)
■■
■■
Ulaşım, İnşaat ve Şehir planlama Federal
Bakanlığı’nın deneyimsel mesken ve şehir inşası
çerçevesinde belediye entegrasyon tasarıları model
hedefleri yürütülmelidir.
Yenilik, model ve itki projelerinin kalıcılığa bağlı
yönlendirilmeleri (hedef gruplarına ve sorunlara
yönelik).
Eyalet ve yerel yönetimlerin (ya da eyalet ve
belediyelerin düzenleme yetkisinde)
■■
■■
■■
Eyaletler, yetki sahaları içinde göçmenlerin
uyumunu sağlamak için tanımlanmış hedefler
belirliyorlar. Yenilik, model ve itki projelerini
yeni göçmenlerin kabulüne (ve burada yaşayan
göçmenlerin entegrasyonuna) yönelik organizasyon süreçlerini yapıların ve süreçlerin desteğiyle
belediyelerde ve belediyeler aracılığıyla iyileştirmek, bunları yeniliklerle kalıcı bir şekilde etkin ve
geçerli kılmak hedefiyle yönlendiriyorlar.
Yerel politika ve yönetim (göçmenlerin ve yerli
nüfusun dahil edildiği katılımcı bir süreçte) bütün
önemli aktörlerin katılımı ile entegrasyon politikası için örnek olacak kapsamlı bir hedef katalogu
geliştiriyor ve belediye meclisinin bu konuda karar
vermesini bekliyorlar. Böylece açık bir siyasi bağlayıcılık ve sorumluluk sağlıyorlar.
Entegrasyon, belediye ve şubeler üstü bir görev
olarak yerel politikaya yerleştiriliyor, hem de siyasi
kurulun ve yönetimin işbirliğiyle (göçmen temsilciliklerinin de dahil edilmesiyle belediyeye ve
belediye idaresine tavır verilmesi); koordinasyon
merkezi güven altına alınmaktadır.
4.5.
■■
Resmi olmayan kuruluşların ve organizasyonların
ve özel sektörün
■■
Şehir sakinlerinin kendilerini özel göçmen sorunları konusunda hassaslaştırmaya ve kültürel çeşitliliği kabul etmeye hazır olmaları.
■■
Özel sektörün, göçmen organizasyonlarının, dini
toplulukların, derneklerin, sosyal yardım birliklerinin, göçmenlerin ve yerli şehir sakinlerinin
entegrasyon tasarısının ve entegrasyon önlemlerinin uygulanmasına katılımı.
■■
Girişimler, dernekler, birlikler ve diğer kurumlar
artan bir şekilde göçmenleri işe alıyorlar ve perso-
105
4.5.
nellerini kültürlerarası eğitmek suretiyle hizmetlerini ve sundukları olanakları kalifiyeleştiriyorlar.
Serbest Sosyal Yardım Bakımı Federal Çalışma Birliği
(BAGFW), bu alandaki işleri tamamladıktan sonra
özellikle aşağıdaki kendi kendini yükümlü kılmayı
kalıcı olarak yerleştirdi:
➤➤
BAGFW birlikleri, çeşitli aktörlerin yerinde daha
güçlü iş birliğine ve ağ oluşturmalarına birlik,
yuvarlak masa ve belediye kurullarında koordinasyonda ve katkıda bulunmak suretiyle aktif
olarak katılıyorlar.
➤➤
BAGFW birlikleri, kendi bünyelerindeki kuruluşlarını ve hizmetlerini kültürlerarası amaca
uygun açmak suretiyle programlarını göçmenlerin ihtiyaçlarına yöneltmeye çalışıyorlar.
➤➤
BAGFW birlikleri kamuya yönelik prensip ve tedbirleriyle entegrasyonu yerinde destekliyorlar.
2. Konu ağırlık noktası 2: Mahallede
ikamet ve yerleşim çevresi
2.1. Durum tespiti
Entegrasyon sürecinde yerleşim çevresinin merkezi
bir fonksiyonu vardır. Bu göçmenler ve yerli halk için
hayati merkez noktası ve önemli bir bağlantı sahasıdır.
Özellikle çocuklar ve gençler ve tabiiki işsiz yetişkinler zamanlarının büyük bir kısmını yerleşim bölgesinde geçiriyorlar. Bu sebeple yerleşim çevresinin ve
kamu alanının yapılandırılması, resmi ve özel altyapı
olanakları birlikte yaşamanın ve yerinde entegrasyon
şansının önemli çerçeve koşullarıdır.
Sosyal ve etnik olarak karma yerleşim yerleri oluşturulması ve korunması semt ve yerleşim yeri
gelişiminde örnektir. Ancak şehir ve belediyelerin
gerçeğinde birçok yere sınırlı olarak etki eden ve
değişikliğe sebep olacak sosyal alanda getolaşma
da vardır; sosyal alanda getolaşma etnik ve sosyal
faktörlerden kaynaklanmaktadır; bu noktada «Entegrasyon, getolaşmaya rağmen» hayata geçirilmelidir.
Sosyal alanda getolaşma etnik ve sosyal faktörlerden
kaynaklanmaktadır. Böylece düşük gelirli göçmenler belirli yerleşim yerlerinde bulunan düşük fiyatlı
meskenlerde – örneğin şehir merkezlerinde eski yapılardan oluşan bölgelerde ve 1960’lı ve 1970’lı yılların
fazlasıyla kalabalık sosyal meskenlerinde – yoğunlaşmaya mahkumdurlar. Aynı zamanda göçmenlerin bir
kısmında, mevcut ilişkilerinden ve uzun zamandır
106
➤➤
BAGFW birlikleri kamuyu göçmenlere özgü
sorunlar konusunda duyarlı kılma ve kültürel
çeşitliliği zenginlik olarak aktarmada aktif olarak katkı sağlıyorlar.
➤➤
BAGFW birlikleri kültürlerarası açılım süreçlerinin yapılandırılmasında tecrübelerini belediye
idarelerinin ve diğer kurum ve organizasyonların hizmetlerine sunuyorlar. BAGFW birlikleri belediye entegrasyon tasarılarında aktif
işbirliğini taahhüt ediyorlar ve belediye entegrasyon örneklerinin geliştirilmesine aktif olarak
katılıyorlar.
Entegrasyon tedbirlerinin kalıcılığı, özellikle
kurumsallaştırma ve yönlendirilen entegrasyon
projelerinin artırılmasıyla garantiye alınıyor;
projelerde güvenilirliklerini ispatlamış
olan tedbirler yapılara aktarılıyorlar. Çeşitli
katmanlardaki katılımcılar arasında dikey
örgütlenme ve kenetlenme için daha fazla çaba
gösterilmesi gerekiyor.
orada yaşayan göçmenlerin yardımlarından yararlanmak için alışkın olduğu etnik bir çevrede yaşama
isteği bulunmaktadır. Bu gönüllü getolaşma entegrasyon sürecinin başlangıcını kolaylaştırabilir ve çeşitli
kültürler ve yaşam şekilleri arasındaki çatışmaları
engelleyebilir. Şayet kabul eden topluma karşı paralel
yapıların gelişimini ve menşei ülke kaynaklı – örneğin
kadının ve kızın rolü itibariyle – davranış şekillerinin
devamını sağlayan ve böylece entegrasyonu zorlaştırabilecek izolasyon eğilimleri varsa, bunun reddedilmesi gerekmektedir.
İşsizlik, düşük gelir, düşük eğitim durumu – örneğin
gençlerin okul ve eğitim diplomasının olmaması gibi
sosyoekonomik açıdan dezavantajlı olan ve dolayısı
ile birçok yerleşim yeri sakininin işsiz olduğu, çeşitli
farklı grupların birlikte yaşadığı sorunlu semtlerde
özellikle harekete geçilmesi gerekmektedir.
Toplumsal ve ekonomik yapısal değişimi, mesken ve
dükkanların boş kalması, yapılardaki eksiklikler ve
vandalizm sorunları izliyor. Daha iyi konumda olanlar
ve entegre olmuş sakinlerin taşınıp gitmesiyle kalan
sakinler için olumsuz gelişmeler daha da artıyor. Yerleşim çevresinin kötü bir görünüm arz etmesi içte ve
dışta olumsuz bir imaja yol açıyor. Bu durum, sakinlerin yerleşim ve yaşam çevreleriyle özdeşleşmelerini
ve kişisel sorumluluk geliştirmelerini ve dolayısı ile
yerinde entegrasyonu zorlaştırıyor.
2.2.Hedef belirleme
■■
■■
Şehir ve semt planlama tasarıları yapılırken, sürerken ve hayata geçirilirken göcmenlerin entegrasyonu yüksek bir öneme sahip olmalıdır.
Entegre edilmiş alanlar üstü girişim tasarımları
bütün aktörlerin ortak etkisini gerektiriyor. Toplumla ve yerleşim çevresiyle bir özdeşliğe ulaşmak
ve sorumluluğun üstlenilmesini teşvik etmek için
şehir yapılandırma ve şehir tadilatı sürecine göçmenlerin katılımına yönelik çalışmaların yoğunlaştırılması gereklidir.
■■
Yerleşim yerindeki sakinlerin sosyal ve etnik açıdan
yalıtılmaları önlenmeli; çeşitli etnik gruplar arasındaki izolasyon ve fakir ile göçmen sakinlerin bir
sosyal alanda yoğunlaşmalarına karşı mücadele
edilmelidir.
■■
Mevcut binalarında, altyapı donanımlarında
eksikleri olan dezavantajlı yerleşim yerleri ikamet
ve yerleşim çevresi koşullarının iyileştirilmesi için
hedefli tedbirlerle sağlamlaştırılmalı ve daha cazip
hale getirilmelidir, sosyo ekonomik açıdan daha iyi
durumda olan sakinleri yerleşim yerinde tutmak ve
diğer semtlerin sakinleri içinde bu yerleşim yerlerini cazibe merkezi haline getirmek gerekir. Ancak
bir yerleşim yerinin değerinin yükseltilmesi sosyal
değişikliğe yol açmamalıdır.
■■
■■
■■
4.5.
2.3.Tedbirler için öneriler (planlanmış ve
onaylanmış)/kendi kendini yükümlü
kılmalar/kontrol görevleri
Federal Hükümetin (ya da federal devletin
düzenleme yetkisinde)
■■
Önemli bir hareket enstrümanı federal devlet
çapında yaklaşık 300 belediyede 450 yerleşim
yerinde teşvik edilen, «özel gelişime ihtiyacı olan
semtler – sosyal şehir» programıdır. Entegre
edilmiş bir hareket hamlesinde çeşitli politik
alanlardan önlemler, özellikle yerleşim, ekonomi,
altyapı, iş piyasası eğitim ve sosyal politikalar yerel
bir düzeyde bütünleştirilmektedir. Bu süreç aktif
bir yerleşim yeri yönetimi tarafından koordine
edilmektedir. Program için federal mali yardımlar
şu anki seviyede devam ettirilmelidir. Diğer alan
politikaları ve diğer alan programlarıyla bütünleştirme federal düzeyde de güçlendirilmelidir
Eyalet ve yerel yönetimlerin (ya da eyalet ve
belediyelerin düzenleme yetkisinde)
■■
Semtlerin yerleşim, ekonomik ve yaşam alanları
olarak entegre edilmiş gelişimi için, uzman alanlar
üstü hareket tasarımları bütün aktörlerin – göçmenlerin eşit hak ile katılımında – birlikte etkisiyle
oluşturulur ve hayata geçirilir.
■■
Yerleşim yerinde kendini emniyette hissetmek
birlikte yaşamanın önemli bir faktörüdür. Bunun
zedelenmesi yerleşim yeri sakinlerinde «yabancılara» yansıyan ve entegrasyona duraklatıcı
etkide bulunan korkular uyandırabilir. Bu sebeple
yerleşim yerindeki güvenligin yükseltilmesi ve
sakinlerin güvenlik hissinin güçlendirilmesi
gerekmektedir.
Dezavantajlı şehir semtlerinde «sosyal şehir» programının hareket olasılığından göçmenlerin entegrasyonu için yararlanılır. Aktif ve aktif hale getirici
bir yerleşim yeri yönetimi entegrasyonu süreçlerini
destekliyor. Federal ödeneklerin bütünleştirilmesi
için AB, eyaletler ve yerel yönetimlerin kaynakları
devreye sokulmaktadır.
■■
Entegrasyon çabaları, bütün sakinlerin eşit hakla
katılımını gerektirmektedir. Yerleşim yeri gelişimi
ve bunun sürekli devam ettirilmesi için önemli
olan koşul, bütün katılımcıların yerleşim yerinin
maddi ve insani potansiyelinin ortak hedefler için
aktive edilmesi ve bütünleştirilmesine yönelik
ortak etkileridir. Tedbirler yerleşim yeri sakinlerinin katılımıyla ve onların ihtiyaçlarına uygun
olarak planlanmalı ve hayata geçirilmelidirler.
Bütün sakinlere uygun bir ikamet alanı temini için,
belediye ikamet alanı temini tasarıları geliştirilmektedir. Bu temelde yerel yönetimler ve konut
piyasası işbirliği ile yerleştirme yönetimi gerçekleştirilebilir; bunun için koşul belediye mesken
mevcudunun ve yerleşim ruhsatlı sosyal mesken
alanının hizmete hazır olmasıdır. Sosyal etnik karışıma yönelik yerleştirme stratejileri etnik gruplara
farklı muamelede bulunulmasına yol açmamalıdır.
■■
Yerleşim yerlerinin yaşam kalitesinin artırılmasına yönelik değer artırımı aşağıdaki tedbirlerle
sağlanabilir:
Komşuluk ilişkileri, toplumsal aktivite ve inisiyatifler, pozitif bir semt gelişimi ve sakinlerin toplum
hissinin temeli olarak sosyal bağlantıların yaratılması ve kalıcı olarak sabitlenmesi için koşuldur.
Göçmenler ve yerli sakinler komşuluk ve toplumsal
angajman için aynı şekilde teşvik edilmektedirler.
➤➤
İhtiyaca uygun – kaliteli ve ucuz – ikamet alanlarının yaratılması ve emniyete alınması,
➤➤
Yapısal ve sosyal alt yapının iyileştirilmesi,
➤➤
Yerleşim çevresinde bütün nesiller için boş
zaman değerlendirilmesi olanakları ve komşu-
107
4.5.
luk iletişimi geliştirmeye yönelik yeşil alanların
ve sosyal mekanların hazır edilmesi,
➤➤
➤➤
➤➤
➤➤
■■
Yerleşim yerine yakın oyun ve spor tesislerinin,
küçük bahçelerin ve boş zamanların değerlendirilmesi için diğer serbest mekanların hazır
edilmesi,
➤➤
Toplanma ve buluşma mekanlarının ve başka
mekanların, örneğin eğitim ve boş zaman olanağı için ve mahalle sakinlerinin organizasyonları için hazır edilmesi,
➤➤
Dernek ve yerleşim yerinde ortak aktiviteler
organizasyonu.
Yerel yönetimler tarafından küçük bahçeler için
yeşil alanların hazır edilmesi,
Çocuklar ve gençler için yerleşim yerine yakın
oyun ve spor tesislerinin ve yaş ve cinsiyete
uygun kendilerinin yapılandırmalarına yönelik
mekanlarda arz eden boş zaman tesislerinin
sunulması,
Buluşmalar için ilave yerler yaratma amacıyla,
ortak aktiviteler ve organizasyonlar için mekanların hazır edilmesi; refakat ve danışmanlık
olanağı sunan kültürlerarası buluşma tesisleri
semt evlerinde, belediye binalarında veya semt
okullarında eğitim ve boş zaman olanağı sunan
çok fonksiyonlu toplanma, buluşma mekanları
olarak bütün yerleşim yeri sakinlerinin – nesiller
etnik kökenler üstü – yararlanmasına açık olmalıdır; bu arada her grup için ayrı organizasyonlar,
örneğin kadınlar ve kızlar için özel kurs olanakları mümkün kılınmalıdır,
Yerleşim yerinde kalifiyeleştirilmiş eğitim ve boş
zaman olanağı için yeterli ve sürekli personel
donanımı.
Güvenlik ve güvenlik hissi yapısal tedbirlerle, örneğin aydınlatmanın iyileştirilmesi ve görme engellerinin giderilmesiyle ve özel, yarı özel ve kamuya
açık mekanların yapısal sınırlandırmalarıyla
yükseltilir; buna yerleşim yerinde polisin belirgin
varlığı, sokak çalışanları veya sosyal çalışanlar ve
yerel görüşme partneri («semt başvuru yeri») olarak
önlem danışmanlıklarının kurulması hizmet eder.
Bu arada bir etnik grubun ön plana çıkarılmasından kaçınılmalıdır.
■■
Göçmenler siyasi kurullara (örneğin yerel kurullar)
daha fazla kabul edilmelidirler.
■■
Şehir gönüllü sosyal faaliyeti ve fahri görevler icin
motivasyon, örneğin özel resmi kabul görmeyle
güçlendirilmektedir.
■■
➤➤
Yerleşim yerlerinin imajlarının içe ve dışa doğru
iyileştirilmesi için hedefli bir kamu çalışması
yapılmaktadır.
■■
Bunun haricinde göçmen organizasyonları ve
dernekleri yerleşim yeri çalışmasında muhatap kişi
ve moderatör olarak önemli bir fonksiyon üstlenmektedirler. Aynı şey kilise ve dini cemaatler için
de geçerlidir,
■■
Bu esnada göçmen çalışması için altyapı (örneğin mekanlar) sunabilecek olan kilise cemaatleri,
Alman ve yabancı kültür dernekleri entegrasyon
çalışmalarında belediye merkezleriyle planlama ve
yürütmede desteklenmelidirler,
■■
Yerleşim yeri çevresinin değerli hale getirilmesine
ve sakinlerin yerleşim yerleriyle özdeşleştirilmelerine, aynı zamanda örneğin boş zamanlarında
çocuklara ve gençlere refakat edilmesine yönelik
tedbirlerin de profesyonel elemanların çalışmalarını tamamlayan fahri faaliyetler, partnerlikler ve
vasilikler çerçevesinde yerleşim yeri sakinlerinin
desteğine ihtiyacı vardır,
■■
«Entegrasyon kılavuzları» aracı ve güçlendirici
olarak sorunların çözümü ve sorunların önlenmesi
alanında da etki gösteriyorlar; birçok komşuluk
sorunu arabuluculukla çözülebilir. Burada özellikle göçmenlere de önemli bir rol düşmektedir.
Bu sürece kadınların genellikle aile birliklerinin
korunmasını sağlamlaştıran ve çocukların eğitimini önemli ölçüde etkileyen potansiyelleri daha
fazla dahil edilmelidir (örneğin «Semt Anneleri»
projesi).
■■
Mesken ekonomisi göçmenlerin entegrasyonunu
➤➤
Mevcut meskenlerin onarımı ve
modernleştirilmesi,
➤➤
Boş mekanların yeşillendirilmesi, boş alanların
yapılandırılması ve sakinler için bahçelerin
hazırlanması,
➤➤
Sosyal mekanların hazır edilmesi,
➤➤
Güvenligin iyileştirilmesi ve sakinlerin emniyet
hissinin güçlendirilmesi, örneğin kapıcıların/Ev
refakatçilerinin devreye sokulması,
Resmi olmayan kuruluşların ve organizasyonların
vede özel sektörün
■■
108
Yerinde faaliyet gösteren birlikler (örneğin spor
kulüpleri, küçük bahçe dernekleri, itfaiye) yerleşim
yerinde sosyal birlikte yaşamı, yerli sakinlerin ve
göçmenlerin ortak aktiviteleriyle desteklemektedirler. Bunların katkıları özellikle şunlardır:
➤➤
■■
Sakinlerin meskenlerine ve yaşadıkları çevreye
ilgilerini artırmak için onlar tarafından kooperatif hissesi ve mesken mülkiyeti edinme olanaklarının genişletilmesine yönelik çalışmaları ile
desteklemektedir. Medya, birlikler, dernekler ve
özel sektör, hedefli halkla ilişkiler çalışmasıyla,
(yerleşim yerinin potansiyelini ortaya koymak
örneğin restoran veya sanat rehberleri) yerleşim
yeri imajının içe ve dışa doğru iyileştirilmesine
katkı sağlıyorlar.
BAGFW birlikleri, hizmetleri ve kuruluşlarıyla
fırsat eşitliği sağlamak ve engellerin kaldırılması
için devreye giriyorlar.
➤➤
BAGFW birlikleri, göçmenler için, görüşme
partneri olarak göçmen hizmetlerinin ve kuruluşlarının göreve hazır olduğunu garanti ediyor.
Birlikler esas itibariyle gerekli arabuluculuk
görevleri (orta yol) organize ediyorlar.
➤➤
BAGFW birlikleri, hizmetlerinin ve tedbirlerinin sosyal mekansal bağlantılılıklarına çaba
gösteriyor ve kültürlerarası açılımları çerçevesinde göçmenlere ihtiyaçlarına uygun olanaklar
sunulmasını temin ediyorlar. Bu durum birlikler
tarafından yerinde işletilen ve organize edilen
bütün sosyal hizmetler yelpazesi için geçerlidir.
➤➤
BAGFW birlikleri sivil toplum yapılarının
yerinde geliştirilmesine katılımlarını garanti
ediyorlar. Bu esnada göçmenlerin ve göçmenler
için yerleşim yeri sakinleri angajmanını daha
fazla destekleyeceklerdir.
Bütün organizasyonlar kültürlerarası açılıma hazır
olmalıdırlar ve çeşitli etnik kökenli kişileri daha
fazla üye olarak kabul etmeli ve onlara daha yüksek
görevler vermelidirler.
Serbest Sosyal Yardım Bakımı Federal Çalışma Birliği
(BAGFW), çalışmaların tamamlanmasından sonra bu
raporla aşağıdaki yükümlülükleri üstlenmektedir:
➤➤
BAGFW birlikleri, sosyal mekansal (proje) çalışmalarıyla ve vasilik projeleriyle yerleşim yeri
çalışmasında görüşme partneri ve moderatör
olarak görev yapıyorlar.
3. Konu ağırlık noktası 3:
Yerleşim yerinde okul ve eğitim
3.1. Durum tespiti
Eğitim göçmenlerin entegrasyonu için önemli bir
kriterdir. Yüksek oranda düşük sosyal statü bütçeli,
genellikle de yüksek göçmen oranlı semtlerde çocukların ve gençlerin okul ve eğitim başarıları çoğunlukla şehrin genel ortalamasının altında bulunmaktadır. Bunun sebepleri – sosyal sorun durumunun yanı
sıra – sıkça dil bilgisi eksikliği, yetersiz konutlar ve
ebeveynler tarafından okul ile ilgili ihtiyaçlarının desteklenmesinin söz konusu olmamasıdır. Oysa düşük
eğitim, sosyal ve kültürel entegrasyon ve gelecekteki
meslek ve iş şansı itibariyle dezavantaj anlamına
gelmektedir. Düşük eğitim başarısı ve yetersiz okullar
sosyal ekonomi açısından nispeten iyi durumda olan
ailelerin, daha iyi okul ve meslek için bu tür semtlerden taşınıp gitmelerine yol açıyor. Bunun bir sonucu
ise, dezavantajlı şehir yerleşim yerlerindeki kreş ve
okullarda sosyal açıdan güçsüz ailelerin çocuklarının oranının ve göçmen oranının artmaya devam
etmesidir.
Sosyal mekanlar çocukların ve gençlerin yetişmesi
için büyük bir öneme sahiptir. Dolayısı ile semtlerin
sosyal açıdan karma yapısı aynı zamanda yerinde iyi
bir eğitim şansıyla da sıkı bağlantı içindedir. Böylece
kreşler ve okullara esaslı bir entegrasyon görevi düşü-
4.5.
➤➤
yor. Özellikle yerleşim yerlerindeki eğitim kurumlarının kalitesi, semtteki çocuk ve gençlerin gelecekteki
başarı ve katılım şansları konusunda belirleyici oluyor.
Resmi ve özel üstlenicilerinin diğer yerel kuruluşlarının ve standart yapılarının yanı sıra, özellikle okullar,
kültürlerarası diyalog için potansiyel iletişim olanağı
sunuyorlar. Diğer kuruluşlardan daha iyi bir şekilde
çocuklara, gençlere ve ebeveynlerine ulaşabilirler,
hem de ailenin etnik ve sosyal kökeninden, dini veya
mezhepsel yöneliminden bağımsız olarak.
3.2.Hedef belirleme
■■
Eğitim olanakları dezavantajlı semtlerde hedefli
olarak iyileştirilmelidir, özellikle de erken çocuk
yönlendirmesiyle kreş ve anaokullarında. Bu
durum, malzeme ve personel donanımı ve ders
kalitesi ile ilgilidir.
■■
Gerek öğrencilerin bireysel yönlendirilmeleri
gerekse ebeveynlerin daha fazla dahil edilmesi ve
daha iyi bir ebeveyn eğitimi gerekmektedir.
■■
Okullar ve kreşler öğrenim yerin olmaktan çıkıp
yaşam yeri halini almaları gerekmektedir ve
çevreyle, yani semtle ve semtin kurum ve kuruluşlarıyla bağlantılı olmalıdırlar.
■■
Semtlerde okul ve kreş kurumlarının («semt okulu»
ve «semt kreşi») açılmasıyla aynı zamanda boş
109
4.5.
zaman değerlendirme ve kültürlerarası buluşma
yerleri olarak entegrasyonu yönlendirebilecek yeni
eğitim yerleri oluşuyor.
■■
Yerleşim yerlerinde farklı türde okullar bulunmalı
ve okulların kapatılmasından mümkün olduğunca
kaçınılmalıdır.
■■
Okulların ve diğer eğitim kurumlarının kültürlerarası yönelimi iyileştirilmelidir. Buralar özellikle
menşei ülkelere ve kültürlere karşı saygıyı aşılamalıdırlar. Bu ise göçmenlerin daha fazla işe alınmasını vede çalışanların kültürlerarası eğitilmelerini
gerektirmektedir.
■■
■■
Örneğin Halk Yüksek Okul gibi meslek içi eğitim
üstlenicileri de semtte eğitim olanağının güçlendirilmesine önemli katkıda bulunabilirler.
Eyalet ve yerel yönetimlerin (ya da eyalet ve
belediyelerin düzenleme yetkisinde)
■■
Dezavantajlı yerleşim yerlerinde «sosyal şehir»
programının hareket olanaklarından, özellikle de
göçmenlerin entegrasyonu için model hedefi çerçevesinde geliştirilmiş yönlendirme olasılıklarından
yararlanılacaktır. Federal Hükümet imkanlarının
bütünleştirilmesi için AB, eyalet ve yerel yönetim
imkanları devreye sokulmaktadır.
■■
Göçmen ailesi çocuk ve gençleri oranın ortalamanın üstünde olduğu eğitim kuruluşlarının
malzeme ve personel donanımı hedefli olarak
iyileştirilmektedir.
■■
Yeterli bir dil desteği – göçmen kökenli olan ve
olmayan – bütün çocuklara daha kreş çağından itibaren sağlanmaktadır. Yeterli talep olması halinde
anadilin 2. yabancı dil olarak öğrenilmesi imkanı
sunulmaktadır. Çok dilli okul olanakları ve kültürlerarası okullar desteklenmektedir.
■■
Gerek okulla ilgili konularda destek (örneğin
hedefli yönlendirme dersi ve ev ödevi yardımı
ile) gerekse boş zaman yapılandırma olanaklarını kapsayan tam gün eğitim (tam gün okullar/
öğleden sonrası imkanları) için genel projeler
geliştirilmektedir.
■■
Çocukların bireysel yönlendirilmeleri de fahri
yardımcılar (örneğin ilköğretim okulunda okuma
yardımcısı, alana yönelik öğrenme yardımları, örneğin üniversite öğrencileri vasıtasıyla,
okuldan mesleğe geçişte rehberler) aracılığıyla
gerçekleşmektedir.
■■
Güçlendirilmiş ebeveyn eğitimi özellikle dil yönlendirme projeleri (örneğin «Annem Almanca öğreniyor» dil kursları gibi) ve düşük ölçekli ebeveyn
çalışması (örneğin ebeveyn Cafe) vasıtasıyla gerçekleşmektedir. Danışmanlıkla, hareket olasılıkları ve
mesleki perspektifler hakkında bilgiler aktarılmaktadır. Ebeveynlerin eğitime uzaklığı komşulukta
aile ve ebeveyn eğitimi vasıtasıyla ve moderatörlerin özellikle de göçmenleri hedefli olarak devreye
sokmasıyla aşılabilir. Yerleşim yerine yakın ve hedef
gruba yönelik danışmanlık olanakları (örneğin
okula eşlik eden yardımlar, mobil sosyal çalışma)
genişletilmektedir.
■■
Okullar ve kreşler semtlerde daha fazla açılıyorlar:
Alt yapılarını hizmete sunuyorlar ve (yerleşim yerindeki diğer aktörlerle, örneğin gençlik kuruluşları
veya spor kulüpleri ile işbirliği içinde) olanak ve
kuruluşlar üstü buluşma yerleri için mekansal
tercih noktalarına dönüşüyorlar. Buraları semtlerde (örneğin aile merkezi olarak) sosyal kuruluşların fonksiyonlarını devralabilmeleri için eğitim
kuruluşu rollerinin ötesinde kapsamlı yerel uyum
Eyalet ile yerel yönetimler arasındaki dikey bir ağ,
göçmenlerin okul başarısının iyileştirilmesi için üst
seviyeye çıkarılmalıdır.
3.3.Tedbirler için öneriler (planlanmış ve
onaylanmış)/kendi kendini yükümlü
kılmalar/Kontrol görevleri
Federal Hükümetin (ya da federal devletin ülkenin
düzenleme yetkisinde)
■■
■■
110
«Özel gelişim ihtiyacı olan semtler – sosyal şehir»
programı, yerleşim bölgelerinde okul ve eğitim
alanındaki tedbirleri de içermektedir. Eğitim kuruluşlarına yapısal yatırım tedbirlerinin yanı sıra,
tamamlayıcı olarak örneğin yüksek göçmen oranlı
okullarda kültürlerarası çatışmalar durumunda
kültürlerarası yönetim süreçleri de desteklenebilir.
Bu arada yerel yönetimler önemli bir fonksiyona
sahiptir.
Bu programa yönelik federal mali yardımlar devam
ettirilmeli ve bugünkü seviyede tutulmalıdır. 2006
yılından beri mevcut bulunan model çerçevesindeki olanağın, özellikle diğer alan politikalarıyla
güçlendirilmiş bir bütünlüğe ulaşması için gençlik
ve eğitim politikası tedbirlerinin de (örneğin okul
ve eğitim mezuniyetlerinin iyileştirilmesi veya
gençliğe boş zamanlarında refakat edilmesi için)
devreye sokulması sağlanmalıdır
Federal Hükümet, eyaletlerle ve yerel yönetimlerle
birlikte özellikle şehrin sorunu durumundaki
okulların ve kreşlerin semt okulları ve yerleşim yeri
kreşlerine dönüştürülmesine yardımcı olacak bir
yatırım anlaşması planlamaktadır.
4.5.
muhabirliğinin ve değerlendirmenin konusu
olmaktadır.
tasarılarına dahil edilmelidirler ve «semt okulları»
ve «semt kreşlerine» dönüştürülmeleri gerekmektedir (Örn. Aile merkezleri olarak).
■■
■■
■■
■■
■■
Okulların böylesi bir açılımı, aynı zamanda okulların, okul yönetiminin ve öğretmenlerin zaman,
strateji danışmanlığı ve mali imkan gibi ilgili
kaynaklara gerek duyan görev ve yetki profillerinin
ilerletilmesi anlamına gelmektedir.
Okul ile yerel yönetim arasındaki iş birliği yoğunlaştırılmaktadır: Okul, işbirliği partneri olarak
­yerleşim yeri yönetimi için özellikle bir çoğaltıcı
işleve sahiptir (örneğin ebeveynlerin, mahalle
sakinlerinin, öğrencilerin kazanılmasında, komşuluk projelerinin ve aksiyonlarının desteklenmesinde, semt kültürüne katılım ve gelişiminde).
Yerleşim yeri yönetimi, okulları semtle işbirliklerinde ve dolayısı ile semte yönelik açılım çabalarında destekleyebilir, özellikle okul dışı öğrenim
yerlerinin dahil edilmesiyle, okul dışı uzman ve
ehil kişilerden yararlanılmasında, semtte işbirliği
partnerleriyle (dairelerle, sosyal, çocuk ve gençlik
yardım kuruluşlarıyla, işletmelerle ve diğer kuruluşlarla) projelerin geliştirilmesinde.
Kültürlerarası yetkinlik ve dolayısı ile yüksek
göçmen oranlı okullarda ders kalitesi çok sayıda
göçmenlerin öğretmenlikte yer almasıyla ve
güçlendirilmiş bir ilerletme eğitimi ve eğitmen
ve öğretmenlerin kültürlerarası eğitilmeleriyle
iyileştirilmektedir. Kültürlerarası kalite gelişimi
okul profilinde ve müfredatta kurumsal olarak yer
alacaktır.
Bu hedeflerin hayata geçirilmesi için, mevcut mali
kaynakların ve personel kaynaklarının bütünleştirilmesi ve bunlardan yararlanılması gerekmektedir.
Bunun için çocuk ve aile ile ilgili çeşitli politik alanların, özellikle sosyal, aile, eğitim ve entegrasyon
politikasının birbirleriyle daha güçlü bir şekilde
bağlantılı olması gerekmektedir.
Her bir semtteki sosyal mekan durumu ve eğitim
başarısının gelişmesi, belediyelerdeki eğitim
4. Konu ağırlık noktası 4:
Yerel ekonomi
4.1. Durum tespiti
«Yerel ekonomi» kavramı bir yerel yönetime veya bir
semte yönelik ekonomik aktivitelerin gelişiminin
sınırlarını belirliyor ve giderek büyüyen bir anlam
kazanıyor. İşsizlik ve kalifiyelik eksiklikleri, yerel
Resmi olmayan kuruluşların ve organizasyonların
vede özel sektörün
■■
Göçmenler ve onların organizasyonları, kilise ve
dini cemaatler de zenginleştirici bir fonksiyon
üstleniyorlar ve yerleşim yerindeki eğitim kuruluşlarının, çocuklar ve gençlerin ve onların ebeveynlerinin işbirliğini destekliyorlar. Onlar «entegrasyon
kılavuzu» ve moderatör olarak etkide bulunuyorlar
ve çocukların gelecek şansı için eğitimin önemini
vurgulamada aracılık ediyorlar.
■■
Göçmen organizasyonları ve dini cemaatler ana
dillerinde dil dersi sunuyorlar.
■■
Göçmenler ebeveyn temsilciliklerine daha fazla
etki ediyorlar.
■■
Bütün yerleşim yeri sakinleri fahri desteğe (örneğin
okuma vasisi olarak) davet ediliyorlar.
Serbest Sosyal Yardım Bakımı Federal Çalışma birliği
(BAGFW), çalışmaların tamamlanmasından sonra bu
raporla aşağıdaki yükümlülükleri üstlenmektedir:
➤➤
BAGFW dernekleri, kreşleri yönlendirerek ve
aileleri destekleyici programlarıyla göçmen
kökenli çocukların eğitimi ve eğitim şansları
için seferber oluyorlar.
➤➤
BAGFW dernekleri, kendi kuruluşlarında ve hizmetlerinde bütün çocuklara daha okul çağından
önce iyi bir dil temeli ve çok dilliliğin desteklenmesinin garanti edilmesi üzerinde çalışıyor.
➤➤
BAGFW birlikleri, çalışanlarının kültürlerarası
yetkinliklerini ve hizmet ve kuruluşlarının kültürlerarası açılımını yönlendiriyorlar.
➤➤
BAGFW birlikleri, göçmen hizmetlerinin yeni
göç edenlerin eğitimine aktif bir şekilde katılmalarını garanti ediyor.
ekonomi ve tedarik yapılarının gerilemesi ve yerleşim
yerine yakın eğitim ve iş yeri olanağı sunulmasının
kısıtlı hale gelmesi, dezavantajlı semtlerde en büyük
sorunlardan sayılmaktadırlar. Bu bölgelerdeki yüksek
işsizliğin neticesi bir bakıma semtteki işletme ve girişimlerin ekonomik gelişimini riske sokan yerleşim yeri
sakinlerinin gelir ve alım gücü kayıplarıdır. Bu durum
aynı zamanda yerleşim yerinin cazibesine olumsuz
etki yapıyor ve bir sosyal düşüş trendini güçlendiriyor.
111
4.5.
beli çıraklık eğitimi veren göçmen kökenli işetme
sahiplerini ilk çıraklık eğitimi verişe geçişlerinde
danışmanlık yaparak ve destek vererek yanlarında
bulunmaları suretiyle değerlerini kanıtladılar.
Bu sebeple yerel ekonomi yapıları yerleşim yerinin
sağlamlaştırılması değerinin artırılması için önemli
bir potansiyeldir.
Özellikle etnik girişimler yerel gelişime sadece
«tamamlayıcı ve Nisch ekonomi» katkı sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda yerleşim yerinde iş bulunmasına
ve sosyal entegrasyona hissedilir bir katkı sağlıyorlar.
2003 yılında Almanya’da yaklaşık 280.000 yabancı
serbest girişimci bulunuyordu, bu yabancı girişimlerde bir milyon üzerinde insan çalışıyordu. Dükkanlar ve el sanatı küçük işletmeleri bilgilenme borsalarıdır; müşterilerle kurulan ilişki (Alman olanlar dahil)
kültürlerarası teması sağlıyor. Göçmen işletmelerin
potansiyelleri özellikle yerel esnaf ve yakın ikmal
yapısında yatıyor, iş ve çıraklık eğitimi yeri temini,
yerel ikmal olanağının geliştirilmesi ve diğer yönden
boş duran sanayi mekanlarının kullanılması. Ancak
sorunlar da yok değil: G öçmenlerin serbest girişimde
bulunmaya yüksek oranda hazır olmaları kısmen
işsizlikten kaynaklanmaktadır. Birçok küçük işletme
ancak düşük gelirlerle yüksek kişisel ve ailevi destekle ayakta tutulabiliyor. Bu girişimlerin öz sermaye
donanımları eksik, bağımsız danışmanlık, ekonomik
gelişim perspektifi, ilerleme ve çıraklık eğitimi kabiliyeti zayıftır. Bu sorunlar sebebiyle göçmenlerin küçük
işletmelerinde yüksek dalgalanmalar ve genellikle
iflas söz konusu oluyor.
■■
Bütün ekonomi aktörleri yerleşim yerinin gelişimine dahil edilmelidirler, örneğin yerel girişimlerin, İş Acentesinin ve Odaların yerleşim yerindeki
okullar ve gençlik kuruluşlarıyla işbirliğiyle.
■■
«Sosyal ekonomi» işletmeleri hedefli olarak güçlendirilmelidirler; bunlar özellikle yerel olarak
talep edilen piyasa ve kamu eliyle hazır edilemeyen
hizmetleri sunan işletmelerdir (örneğin ev ekonomisi hizmet acenteleri, okul mutfakları, semt ve
kültür cafeleri). Bunlar sosyal ve kültürel altyapıyı
ve mal arzını ve bölgede kişilere, bütçeye, genele ve
sisteme yönelik hizmetleri tamamlayabilirler. Yerel
çıraklık eğitimi ve işyeri arzında bunlarda önemli
bir faktör olabilirler.
■■
Yerel ekonomi atılımlarının başarıyla hayata geçirilmesi için yerleşim yerine yönelik gelişim tasarıları genel belediye ve bölge ekonomi stratejilerine
yerleştirilmelidirler.
4.3.Tedbirler için öneriler (planlanmış ve
onaylanmış)/kendi kendini yükümlü
kılmalar/kontrol görevleri
4.2.Hedef belirleme
■■
■■
Yerleşim yerinde ilave iş ve kazanç olasılığının yaratılması için iş kurma girişimlerinin desteklenmesi
ve mevcut işletmelerin güçlendirilmesi gerekmektedir. Buna daha iyi bir risk emniyeti, sağlam bir
ticaret planının oluşturulmasında yardım sunulması ve yerel küçük işletmeler için küçük kredilerin
hazır edilmesi de dahildir.
■■
Çalışma politikası tedbirlerinin, eğitim ve çıraklık
eğitimi teşvikinin ve mesleki kalifiyeleşmenin
yerel taleplere uygun olarak devreye sokulması
gerekmektedir.
■■
112
Ekonomi yönlendirmesinin örneğin dezavantajlı
semtlerde yerel iş ve sanayi yapılarının – etnik
ekonomi dahil – teşvik edilmesi ve sağlamlaştırılmaları suretiyle daha fazla sosyal mekansal
yapılması gerekmektedir. Yerel/etnik ekonomi aynı
zamanda yerel ekonomi için önemli bir faktördür
ve bu sebeple ekonomi yönlendirmesinin önemli
bir görevidir.
Yerleşim yerinde küçük girişimlerin çıraklık eğitimine hazır olmalarının teşviki ve çıraklık eğitimi
izni için özel (hedef gruplara da özgü) danışmanlık
olanağı ve destekleme tedbirleri gerekmektedir.
Çıraklık eğitimi birlikleri ve harici çıraklık eğitimi
yönetimi ve çıraklık eğitimi vasisi modeli tecrü-
Federal Hükümetin (ya da federal devletin
düzenleme yetkisinde)
■■
«Yerel ekonomi» «özel gelişime ihtiyaç duyan semtler, – sosyal şehir» federal eyaletler programının
hareket alanlarından birisidir. Önemli program
hedefleri entegre edilmiş yerleşim yerine yönelik
hareket tasarıları çerçevesinde yerel girişimlerin
emniyete alınması ve güçlendirilmesi, yeni girişimlerin teşvik edilmesi, yerel iş, çalışma ve çıraklık
eğitimi olanağı arazlarının genişletilmesi, iş arayanların kalifiyeleştirilmeleri ve iş piyasasına giriş
şanslarının iyileştirilmesi ve çıraklık eğitimi de
dahil olmak üzere uygun danışmanlık ve aracılık
hizmetlerinin sunulmasıdır. Bu arada nitelik itibariyle hizmet ve olanakları mekansal olarak farklı
şekilde sunan ve ihtiyaçları yerinde düzenleyen
yeni ekonomi teşvikleri söz konusudur. Bu sebeple
program sürdürülmelidir ve bugünkü seviyede
sabit kılınmalıdır.
■■
Çalışma ve kalifiyeleştirme programlarıyla bütünleştirme güçlendirilmelidir, özellikle ek olarak
Avrupa sosyal fonunun yeni AB yapı fonu dönemi
2007–2013’ün devreye sokulmasıyla (bitmekte olan
dönemde bir bütünleştirme zaten mevcut, özellikle
sosyal şehir program alanlarında «sosyal amaçlar için yerel sermaye – LOS» BMFSFJ programı ve
«çalışma, eğitim ve yerinde katılım» BMVBS özel
programı ile).
■■
Yeniden Yapılandırma Kredi Kurumu (KfW), yerel
girişimcileri ve iş kurmak isteyenleri teşvik ve
küçük girişimcileri risk açısından güvenceye almak
için küçük kredi dağıtımını güçlendirecektir (göçmen kökenli bay ve bayan mal sahipleri de dahil)
İlgili yerde yerleşik girişimlerin bir araya geldiği
yerel ağ ve işbirliklerinden (girişimcilerin toplantıları, rekabet birliği v.s.) yararlanılmaktadır.
■■
Gençlerin staj, çıraklık eğitimi ve iş piyasası için
kalifiyeleştirilmeleri ve onlara aracılık edilmesi
amacıyla yönetim, okul, gençlik kuruluşları,
yerel işletme sahipleri, iş acenteleri, ARGEN ve
diğer aktörler (örneğin göçmen organizasyonları,
yabancı girişim birlikleri ve göçmen medyası) arasındaki ağlara ve işbirliklerine öncülük edilmekte
ve destek verilmektedir.
■■
Kamu çalışmaları, yerleşim yerinin ekonomi merkezi olarak imaj iyileştirmesine hizmet etmektedir.
■■
Semtteki yerel ve etnik ekonomiye yönelik bir veri
bankasının oluşturulması enformasyon dayanaklarını iyileştirecektir.
■■
Etnik ekonominin yönlendirilmesi yerel uyum
politikasına bağlanacaktır. Hareket atılımlarının oylanması ve önemli yerel idare birimleri,
odalar ve birlikler arasında bir tecrübe alışverişi
gerçekleşmektedir.
Eyalet ve yerel yönetimlerin (ya da eyalet ve
belediyelerin düzenleme yetkisinde)
■■
■■
■■
■■
Dezavantajlı yerleşim yerlerinde «sosyal şehir»
programının hareket olanaklarından, özellikle de
göçmenlerin entegrasyonu için model hedefi çerçevesinde geliştirilmiş yönlendirme olasılıklarından
yararlanılacaktır. Federal Hükümet imkanlarının
bütünleştirilmesi için AB, eyaletler ve yerel yönetimlerin imkanları devreye sokulacaktır.
Yerel ekonominin güçlendirilmiş teşviki yerel girişimlerin desteklenmesine yönelik mali imkanların
ve personel kaynaklarının (kültürlerarası eğitilmiş
personel de dahil) hazır edilmesiyle, yeni kuruluşların yerinde teşvikiyle, ihtiyaca uygun danışmanlık olanağıyla (iş kurma ve teşvik imkanlarının
talep edilmesi de dahil), bilgi aktarılmasıyla (diğer
dillerde de), ekonomik açıdan önemli kuruluşlar
(ekonomik teşvik, sanayi ve ticaret odaları, zanaatkarlar odaları, iş ve işçi bulma kurumu) dahil
edilerek yerel girişimler arasında network oluşturulmasının desteklenmesiyle ve kredi kefaletinin
üstlenilmesiyle gerçekleşmektedir.
Tamamlayıcı tedbirler, göçmenlerin, özellikle etnik
kültürlerini koruyarak uzmanlaştırılmaları, danışmanlık ve ilerleme olanakları hakkında hedefli
enformasyonlardır.
Kişilere ve girişimlere yönelik çalışma yönlendirmesinin göçmenlerin kalifiyeleştirilmelerinin
hedefi, iş piyasasına etkin ve tam uygun olarak
geçişi mümkün kılmaktır.
■■
Kültürlerarası ehliyet ve dolayısı ile belediye ekonomi yönlendirmesinde danışmanlık kalitesi, SGB
II (ARGEN) gereğince iş ve işçi bulma acentelerinin
ve çalışma birliklerinin görevleri dikkate almaları
iyileştirilecektir.
■■
Yerel ekonominin desteklenmesi çıraklık eğitimi
yerlerinin oluşturulması itibariyle çıraklık eğitimi
vermeye hazır oluşlarının yükseltilmesi amacıyla
girişimlere danışmanlık verilmesi ve kalifiyeleştirilmeleriyle ve küçük girişimlerin yerel çıraklık
eğitimi bütünlüklerinin yapılandırılmasına öncülük edilmesi ve desteklenmesiyle ve harici çıraklık
eğitimi yönetimi kurulmasıyla da gerçekleşiyor.
4.5.
■■
Resmi olmayan kuruluşların ve organizasyonların
vede özel sektörün
■■
Kredi kurumları ve vakıflar: Yerel işletmelere küçük kredilerin verilmesi, çalışanların
etnik ekonominin potansiyeli konusunda
hassaslaştırılmaları.
■■
Yerleşim yerindeki (yabancı ve Alman) girişimler
vasıtasıyla çıraklık eğitimi olanakları.
■■
Yerel girişimciler: Networklara ve işbirliklerine
katılım.
■■
Mesken girişimleri: Ucuz koşullarda sanayi mekanlarının hazır edilmesi, örneğin hedefli olarak
girişim kurucuları için.
■■
Odalar: İhtiyaca uygun, kültürlere karşı hassas
danışmanlık olanakları (örneğin iş kurma seminerleri, teşvik parası talebinde danışmanlık, ilerleme
olanakları).
■■
Entegrasyon değişken taraflı bir süreçtir, yani
göçmenlerin entegrasyona hazır olmaları ve kabul
eden tarafın entegrasyon desteği birbirlerinin karşılıklı koşullarıdır. Bu sebeple göçmenlerin çıraklık
eğitimi ve kalifiyelik olanaklarını kabul etmeye ve
entegrasyon tedbirlerine katılmaya hazır olmaları
da gerekmektedir.
113
4.5.
5 Konu ağırlık noktası 5:
Göstergeler, Gözetleme,
Değerlendirme
5.2.Hedef belirleme
■■
Entegrasyon tasarıları çerçevesinde belediyelerde
devam eden gözleme (Monitoring) yönelik bir sistem geliştirilmeli ve devamlı kılınmalıdır: Gözetleme sisteminin konusu tanımlanmış sektörlerde
(örneğin eğitim, iş, ikamet) kabul eden toplum
ile göçmen arasındaki yaşam ilişkileri fırsatların
denkleştirilmesiyle entegrasyon durumunun
ölçülmesidir.
■■
Gözetleme, ilgili kabul ya da şehir toplumuna
entegrasyonun durumu hakkında bilgi veren
birimsel olarak tanımlanmış istatistik rakamlarının yardımıyla gerçekleşmektedir. Gözetlemeden,
bunun haricinde entegrasyon politikası hedeflerine ulaşılmasının ölçülmesi, mevcut bulunan ve
yeni entegrasyon tedbirleri kalitesinin iyileştirmesi
ve kaynakların etkin bir şekilde devreye sokulması
için yararlanılabilir.
■■
Göçmen kökenli insan gruplarıyla ilgili veriler, alan
kaplayıcı olarak alınmalıdırlar ve hazır edilmelidirler. Göstergelerin veri esaslarının karşılanabilir
ilave bir masrafla oluşturulabileceği şekilde seçilmesi gerekmektedir.
■■
Entegrasyon çalışmasının stratejik bir yöneltiminin başlangıcında, çıkış durumunun ya da geçmiş
gelişiminin analizi bulunmaktadır. Bu hedeflerin formüle edilmesi için de anlam taşıyan aynı
göstergelerin veya rakamların kullanılmasıyla
edinilmelidir.
■■
Edinilen verilerin değerlendirilmesinde belirtimlerden kaçınılmalıdır; örneğin sosyal sorun
durumları ille de göçmenlere has görülmemelidir.
Bununla birlikte göçmen kökenli olunması peşinen
bir destek hizmetine ihtiyaç duyulduğu sinyali
veren bir özellik değildir. Bu sebeple göçmen
oranları sadece diğer göstergelerle (örneğin eğitim
başarıları) birlikte anlamlıdır.
5.1. Durum tespiti
Entegrasyon, nesiller boyu uzanan bireysel sübjektif
bir süreçtir. Bununla birlikte, yerel yönetim entegrasyon politikası başarıları tespit edilebilmekte ve
değerlendirilebilmektedir. Bir entegrasyon yönetimi
için göçmenlerin bir toplumdaki entegrasyon derecesinin ölçülebileceği sübjektif zemin üzerinde kriterler
gereklidir. Bilimsel araştırma yaparak sonuçlarını
rapor etme ve gözetleme, kalite yönetimi ve siyasi idarenin önemli unsurlarıdır. Bunlarla örneğin kompleks
etki bağlantıları üzerinde ve entegrasyon tedbirlerinin maliyetleri ve yararları üzerinde şeffaflık ve
açıklık oluşturulabilir. Bunlar stratejilerin, tasarıların
ve projelerin kalifiyeleştirilmelerine katkı sağlarlar,
bilimsel araştırma sonuçlarından rapor etme süreçlerinde tespit edilen gelişmelerden yön değiştirme
amacıyla yararlanılabilir. Geçmiş yılların daha çok
sebep ve tedbir hedefli yaklaşım şekillerine kıyasla
kesit görev tasarıların ve tedbirlerin düzenli bilimsel
olarak araştırılmaları ve istatistiklerinin tutulması
yoluyla, özellikle katılan aktörlerin sayısal çokluğuna
ve bir etkinlik çabası içinde olan yönelimlere bakarak
entegrasyonun üstesinden daha iyi gelinebilir. Bu
sebeple bilimsel araştırma yaparak sonuçlarını rapor
etme ve gözetleme entegrasyon tasarılarının bütünleyici ve aktif bir unsuru olarak yerini almalıdır.
Entegrasyon çalışmasının yönetilmesi, gösterge ve
rakamların haricinde nitelikli verilere ihtiyaç duymaktadır. Belediye istatistikleri ve resmi istatistiklerde 2005 yılından önce sadece Alman ve yabancılar
arasında ayırım yapılmıştır. Ancak sadece uyruğa
göre bir ayırım yapmak Alman vatandaşlığına sahip
olan veya olmayan kişilerin sürekli artan farklılıklarına uymamaktadır. Bu bağlamda birçok Alman,
yurtdışında doğmuştur ve göçmen (son zaman
göçmeni) olarak Almanya’ya göç etmiştir. Giderek
artan sayıda kişi yurtdışında doğmuştur ve vatandaşlığa kabul hakkından yararlanmıştır. Diğer yandan
burada doğmuş olan ve şahsen göç tecrübesi olmayan
birçok kişi yabancı olarak Almanya’da yaşıyor. Federal
İstatistik Dairesi ancak 2005 mikro nüfus sayımı ile
birlikte göçmen kökenli kişiler hakkında veri tutmaya
başladı; yabancılar, göçmenler, vatandaşlığa alınanlar
ve onların çocukları bunlardan sayılıyor.
114
5.3.Tedbirler için öneriler (planlanmış ve
onaylanmış)/Kendi kendini yükümlü
kılmalar/Kontrol görevleri
➤➤
■■
Federal Hükümetin (ya da federal devletin
düzenleme yetkisinde)
■■
Göçmen kökenli insan grupları hakkında veri toplanması (Nüfus sayımı 2010).
■■
«Sosyal şehir» programı çerçevesinde gözetleme ve
bilimsel analiz entegrasyon tedbirleri açısından da
yönlendirilebilir semt gelişimi tasarısının bir parçası olarak yerleştirilebilir. Gözetleme ve bilimsel
analiz hakkında tecrübe alışverişi (özellikle transfer yeri üzerinde) güçlendirilecektir.
Nitelikli verilerin ve rakamların elde edilmesi aşağıdakiler aracılığıyla gerçekleşiyor
➤➤
Göçmen kökenli insan grupları ile verilerin
edinilmesi özellikle ikamet kayıt daireleri vasıtasıyla gerçekleşiyor,
➤➤
İstatistiklerin 2005 mikro nüfus sayımına uygun
olarak göçmen kökenli insanlar ile ilgili sosyal
mekanların (küçük kazalara bağlı beldeler de
dahil) öğrenilmesi itibariyle geliştirilmesi,
➤➤
Veri dayanaklarının ankete tabi tutulanların
göçmen kökeninin öğrenildiği belediye halk
anketi vasıtasıyla geliştirilmesi; ayrıca entegrasyon politikasının düzenlenmesi için önemli
bilgiler (örneğin kendi durumundan memnuniyet, yerleşim durumu, iş piyasasındaki durum,
belediyedeki sosyal ortamın değerlendirilmesi,
kabul eden toplum ile göçmen grupları arasındaki ilişkiler, belediye entegrasyon politikasının
kabul edilmesi ve hayata geçirilmesi) aktaran
ilave nicelik verileri elde edilebilir.
Eyalet ve belediyelerin (ya da eyalet ve
belediyelerin düzenleme yetkisinde)
■■
Bölgedeki gelişmeler, çeşitli alanlarda gelişimlerin
karşılaştırılması ve her bir bölgenin, belediyenin
karşılaştırılması alanlarında çıkarımlara varılmasını sağlayan tüm şehir istatistiği enformasyon sistemi temelinde devamlı bir rapor sistemi
kurulacaktır.
■■
Belediye politikası ve idaresi bütün şehrin gözetilmesi çerçevesinde yürütülen bir araştırmada
uygulanan entegrasyon stratejisinin ve ilgili tedbirlerin etkisini başarı ve başarısızlığa tabi tutuyorlar
(örneğin göçmenlerin dil yetkinliği artırılmasına
yönelik programlarda).
■■
■■
İdare etme (controlling) entegrasyon yönetimini
ihtiyaçlar, hizmetler, etkiler ve kaynak kullanımı
hakkındaki güncel bilgileri sürekli düzenleyerek
destekliyor.
Göstergeler sosyal bir gerçeğin objektif bir
düzeyde tanımlanması için yardımcı unsur olarak
aktarılmaktadır
➤➤
(Sosyal) gerçeğin (örneğin çeşitli nüfus gruplarının okul mezuniyeti oranlarının) tanımlanmasına yönelik (nitelikli) yardımcı unsur olarak
toplum politikası hedeflerinin (örneğin sosyal
güvenlik, şans eşitliği, sosyal yardım, kalıcılık,
uyum gibi) ölçülebilirliği için,
■■
4.5.
göçmenlerin kültürel, ekonomik ve sosyal
potansiyellerinin öğrenilmesi için.
Belediye düzeyinde bilimsel değerlendirme/
gözetleme alanında ilerleme olanakları hazır
edilmektedir.
Resmi olmayan kuruluşların ve organizasyonların
vede özel sektörün
■■
Bilimsel kurum ve birliklerde bilimsel değerlendirme/gözetleme alanında ilerleme olanakları
■■
Çeşitli kuruluşlar (örneğin odalar) aracılığıyla verilerin hazır edilmesi
Serbest Sosyal Yardım Bakımı Federal Çalışma birliği
(BAGFW) çalışmaların tamamlanmasından sonra aşağıdaki kendi kendini sorumlu kılmayı bu rapora kalıcı
olarak yerleştirmiştir:
➤➤
BAGFW dernekleri entegrasyonun hedefe ulaşımını kontrol etmek için gözetlemeye katılıyorlar.
115
4.5.
Mitglieder
Koordinasyon: Ulaşım, İnşaat ve Şehir Planlama Federal Bakanlığı
116
Angelika Baestlein
Ulaşım, İnşaat ve Şehir Planlama Federal Bakanlığı
Benjamin Bloch
Almanya Yahudiler Birliği.
Detlef Bröker
Entegrasyon ve Sığınmacılar Federal Dairesi
Ergun Can
Türkiye Kökenli devlet kurumlarındaki halk temsilcileri ağı
Hubert Deittert, MdB
Alman Federal Meclisi
Jean Claude Diallo
Frankfurt am Main Protestan Din Birliği
Izabela Ebertowska
Polonya Sosyal Kurulu Derneği
Erzbischof Feofan Galinskij
Almanya’daki Rus Ortodoks Kilisesi
Thomas Hartmann
Ulaşım, İnşaat ve Şehir Planlama Federal Bakanlığı
Dr. Christoph Hauschild
Federal İçişleri Bakanlığı
Erhard Heintze
Bremen İş, Kadın, Sağlık Gençlik ve Sosyal İşlerden sorumlu Senatör
Angelika von Heinz
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Manfred Hugo
Osnabrück Kaza Dairesi Kaymakamı
Dr. Andreas Kapphan
Göçmen, kaçak ve entegrasyon federal hükümeti idari çalışmalar görevlileri
Tayfun Keltek
Kuzey Ren Vestfalya Belediye göçmen temsilciliği eyalet çalışma birliği
Kristin Keßler
Baden-Württemberg Eyaleti Ekonomi Bakanlığı
Dr. Walter Kindermann
Hessen Eyaleti Sosyal İşler Bakanlığı
Roxana Kolenda
Ulaşım, İnşaat ve Şehir Planlama Federal Bakanlığı
Gesine Kort-Weiher
Alman Belediye Meclisleri
Christine Krieg
Ulaşım, İnşaat ve Şehir Planlama Federal Bakanlığı
Christoph Kulenkampff
Schader-Vakfı
Michael Löher
Alman Kamu ve Özel Yardım Derneği
4.5.
Dr. Engelbert Lütke Daldrup
Ulaşım, İnşaat ve Şehir Planlama Federal Bakanlığında Devlet Sekreteri
Erzpriester Apostolos Malamoussis
Almanya Yunan-Ortodoks Metropoliti
Ulrich Mohn
Alman Şehirler ve Belediyeler Birliği
Nurten Özcelik
Herne Belediyesi Entegrasyon Komisyonu
Rafet Öztürk
Diyanet İşleri Türk İslam Birliği
Gari Pavkovic
Stuttgart Belediyesi Entegrasyon Görevlisi
Dr. Franz-Georg Rips
Alman Kiracılar Birliği
Dr. Klaus Ritgen
Federal Alman Belediyeler Meclisi
Dr. Peter Runkel
Ulaşım, İnşaat ve Şehir Planlama Federal Bakanlığı
Anton Rütten
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti Nesiller, Aile, Kadın ve Uyum Bakanlığı
Giacomo Santalucia
Comitato degli Italiani all’Estero, Saarbrücken, ve Aman-İtalyan Eğitim ve Kültür Kurumu
Ulla-Kristina Schuleri-Hartje
Alman Şehir Planlama Kurumu
Wolf Schulgen
Berlin Şehir Planlama Senato İdaresi
Frank Schulze
Thüringen İçişleri Bakanlığı
Prof. Dr. Wendelin Strubelt
İnşaatçılık ve Mekan Düzeni Federal Dairesi
Susanne Tatje
Bielefeld Belediyesi Demografik Gelişim Planı
Claudia Walther
Bertelsmann Vakfı
Petra Weis, MdB
Alman Federal Meclisi
Bernhard Wellmann
Belm Beldesi Belediye Başkanı
Theresia Wunderlich
Alman Hayırseverler Birliği Derneği
Kemal Yildirim
Baden-Württemberg Demokratik Girişimciler Birliği
Oliver Zander
Alman İnşaat Endüstrisi Genel Birliği
117
118
Konu Alanı 6:
4.6.
«Kültür ve Entegrasyon»
Kültür ve entegrasyon çalışma grubu 23 Ekim 2006
tarihinde kuruldu ve beş oturumdan sonra 14 Mart
2007 tarihinde danışmanlıklarına son verdi. Ağırlıklı
olarak kültürel eğitim, kültür kuruluşları, kültür politikası ve idaresi konularını ele aldı. Aşağıdaki kapanış
raporu ulusal entegrasyon planını ibraz etti.
Konu: «Kültürel çoğulculuğu yaşama –
kültürlerarası yetkinliği güçlendirme»
Kültür, birlikte yaşamımızın önemli bir unsurudur ve
çeşitli kökenden insanları birbirine bağlar. Almanya,
Avrupa kültürü temelinde yetişmiş ve yüzyıllarca
göçmenlerle yoğrulmuş bir kültür ulusudur. Devlet
sınırlarını aşıp yüzyıllarca süren kültürel değişken
etkiler ve yabancı esaslı kültürel etkilerin sürekli
entegrasyonu olmasaydı, Avrupa çok yönlülüğü ve
ortak değerleri itibariyle düşünülemezdi.
Alman toplumu kültürü kapsayan bir entegrasyon
görevinin başındadır. Göç topluluğu gerçeği de
kültürel bir meydan okumadır – diyalog anlaşmayı
mümkün kılar. Bu sebeple kültürel çeşitliliğe ölçülü
yaklaşım toplumun bütün kesimleri için gerekli bir
yetkinliktir. Entegrasyon, kültürel çeşitliliğin onaylanmasını içermektedir. Başarılı entegrasyon, Almanların ve göçmenlerin anayasal değerlerimiz temelinde birbirlerine yaklaştıkları hoşgörü ve birliktelik
kültürünü şart koşmaktadır. Entegrasyon, kişinin
kendi kültürel kimliğinden vazgeçmeksizin kabul
eden ülkenin toplumsal, ekonomik, ruhsal-kültürel ve
hukuksal yapısına bağlanma anlamına gelmektedir.
Göçmenlerin kültürel entegrasyonunda değişken
taraflı bir süreç söz konusudur. Toplumun bütün
kesimleri kültürel açıklığa fazlasıyla hazır olunmasını
geliştirmeye çağrılmaktadırlar. Bunun için gerekli
koşul, entegrasyona hazır olunmasını, kendi kültürel
kimliğinden emin olunmasını vede aynı zamanda
kültürel çeşitliliğe saygı gösterilmesini içeren açık
toplumsal bir örnektir. Cumhuriyetçi-demokratik
hukuk devletinde entegrasyon anayasanın değerler
düzeniyle özdeşleşmeyi şart koşmaktadır.
Üç ağırlık noktası merkez önemde bulunmaktadır:
1.Devlet eğitim kurumlarının dahilinde ve haricindeki kültürel eğitim esas itibariyle göçmenlerin
kültürel entegrasyonuna katkı sağlamaktadır.
2.Kültür kuruluşları, artan bir şekilde yeni toplumsal
taleplerin yanında olunmasının ve kültürel entegrasyona katkılarının sağlanmasının gerekliliğini
fark ediyorlar.
3.Siyaset, kültürel entegrasyonu bütün düzeylerde
her şeyi kapsayan kesit görev olarak görmelidir.
119
4.6.
1. Ağırlıklı konu alanı: Kültürel
eğitim
1.1. Durum tespiti
Kültürel eğitime aracılık edilmesi – eğitim, gençlik
veya kültür kuruluşlarında olması fark etmez – kültürel entegrasyonun dönüm noktasını ve esasını oluşturur ve dolayısı ile yeni bir ağırlık noktası oluşturmaktadır. Kültürel eğitim entegrasyonun kilit unsurudur,
sanat ve kültürün giriş kapısını ve toplumsal yaşama
giden yolu kesinlikle açar. Bu arada Alman dilinin iyi
bilinmesi her türlü katılım şekli için temel koşuldur.
Araştırmalar kültürel eğitimin, öğrenme davranışını genel anlamda iyileştirdiğini belgeliyor. Ayrıca
kişiliği de şekillendiriyor, sosyal bilinci aynı ahlak
bilinci gibi öğretiyor ve dolayısı ile gelecek şansını da
güçlendiriyor.
Sanat ve kültürden yararlanma çok daha fazla mümkün kılınmalıdır: Güncel olarak tartışılan fakirlikle
ilgili raporlarda ülkemizde fakirliğin öncelikle maddi
bir sorun oluşturmayıp, aksine genellikle sosyal ve
kültürel sınırlamaların bir ürünü olduğuna ve eğitim
şansının eksikliğine dayandığına dikkat çekilmektedir. Bunun bir sonucu ise toplumsal uyumsuzluk ve
azalan sosyal bağ gücüdür. Bu gelişim yerli halkı aynı
göçmenleri kapsadığı şekilde kapsamaktadır. Bu ne
etnik ne de kültürel bir sorundur, aksine sosyal bir
sorundur. Ailevi köken bugün bile hala ağırlıklı olarak
eğitime giriş hakkında karar verici durumdadır.
Çocuklar ve gençler için kültürel eğitim şansının
iyileştirilmesi kültürel entegrasyon çabasının merkez
noktasında bulunmaktadır. Demografik gelişim
burada geleceğe yönelik belirleyici bir meydan okumanın söz konusu olduğunu belgeliyor: Almanya’da
yaşayan insanların yaklaşık beşte biri vede altı yaş
altındaki her üç çocuktan biri göçmen kökene sahiptir.
Bu durum çok nüfuslu kentsel bölgelerde çocuklar ve
gençlerin yüzde 40’tan fazlası için geçerlidir.
Böylece imtiyazlı kültürel eğitim yerleri eğitim
kurumlarıdır. Büyük şanslar burada yatmaktadır.
Gündüz çocuk bakım kuruluşlarında erken çocuk
eğitimi entegrasyonu erkenden mümkün kılıyor ve
böylece ekonomi politikası itibariyle de uygun bir
yatırım oluşturuyor. Ancak bu kuruluşlar sosyal ve
mali engeller ve alan kaplayıcı olmayan bir çocuk
eğitimi sebebiyle bütün çocukları kapsayamıyor.
Gündüz çocuk bakım kuruluşlarının ve kreşlerin
katkıda bulunma serbestliği engellerin yıkılmasına ve
böylece eğitime uzak kesimlerden gelen çocuklar için
kültürel eğitime giriş yollarının açılmasına katkıda
bulunabilir.
Çıraklık ve uzmanlık eğitiminde eğitmenler kültürel
eğitim olanağına daha güçlü bir şekilde yönlendirilmelidirler ve staj benzeri bir usulde eğitilmelidirler.
120
Okullar halkın tüm kesiminden genç insanlara açıktırlar. Tam gün okul ilave şanslar yaratabilir. Bununla
birlikte öğrenciler üzerinden ebeveynlere hitap etme
olanağı bulunuyor. Kültürel eğitim hedeflenen eğitim
planına yerleştirilmiştir ve okulların standart zorunlu
programına dahil olmuştur. Ancak gerçekler sevinçleri gölgelemektedir. Güncel değerlendirmelere göre
ilköğretim okullarında öngörülen müzik derslerinin
yüzde 70 ila 80’i ya uzman olmayan öğretmenler
tarafından veriliyor veya hiç verilmiyor. (Kaynak: Prof.
Dr. Ortwin Nimczik, Genel eğitim okullarında müzik
dersi, Alman Müzik Enformasyon Merkezi, Bonn).
Bununla birlikte müzik alanındaki en büyük eksiklik
öğretmenlerin yetiştirilmesidir. Oysaki müzik hiçbir
medyanın yapamayacağı ölçüde kültürel, siyasi ve dil
engellerini aşabilir.
Kamu eğitim kuruluşlarının dahilinde ve haricinde
kültürel eğitim ve entegrasyon ilgili çok sayıda
mükemmel projeler bulunmaktadır. Örneğin gençlik
kuruluşları ve birlikleri burada değerli çalışmalar yapmaktadır. Çocuk ve Gençlere Yardım Yasasında (Sosyal
Güvenlik Yasası VIII) kültürel eğitimin gençlik çalışmasının ağırlık noktasını oluşturduğu tespit edilmektedir. Çok sayıda inisiyatifler model karakterine sahip
olup, yenilikçi gelişmeleri harekete geçirmektedirler.
Buradan eylem planları için ülkenin her bölgesinde
uygulanabilecek deneyimler geliştirilmelidir.
Burada kültür kuruluşlarına büyük görevler düşmektedir. Bunların stratejik çıkarları ve sosyal
sorumlulukları yarının toplumunu daha bugünden
kazanmak için geçiş noktalarını gerekli kılıyor. Kültür
kuruluşları artan bir şekilde kültürel eğitime yöneliyorlar. Aracılık ve kitlesel çalışmalar bağlamında
kültür pedagojisi anlam kazanıyor. Ancak burada
yine de güvenilir, bütün bölgeleri kaplayan olanaklar
mevcut değildir. Burada özdeşleştirme ve gereken
yerde hedefli olarak yardım sağlama ya da katılımcılar için engelleri kaldırma ve telafi ihtiyacı geçerlidir.
Kültür kuruluşlarının kültür pedagojisi çalışmasının,
göçmen kökenli çocuk, genç ve yetişkinleri özel hitap
gerektiren hedef gruplar olarak göz önünde bulundurması gerekmektedir.
1.2. Hedef belirleme
Kültürel eğitim, mevcut bulunan bütün eğitim ve
kültür sistemi yapılarının görevi olmalıdır.
Birlikte yaşamak, birlikte hareket etmek göçmenler
ile yerliler arasında bütünlük oluşturulmasına hizmet
eder, sosyal ve duygusal bağ güçlendirilir. Kültürel
eğitim projelerinin entegrasyonu teşvik edici etkide
bulunabilmeleri için yerinde, amaca uygun ve hedefe
yönelik olarak türdeş olmayan gruplara ulaşması
gerekir.
Esas itibariyle bütün nesiller söz konusudur. Ancak
ağırlık noktası çocuklarda – belirleyici olan anaokulu çağı, öncesi ve erken çocukluk eğitimidir – ve
gençlerde olmalıdır. İyi bir harekete geçiş de ebeveyn çalışmasıdır. Gündüz çocuk bakım kuruluşları
ve okullardaki proje çalışması genellikle ebeveyn
evlerine yansımaktadır. Bu olumlu etkiden daha fazla
yararlanılması gerekir.
Okullar kültürel eğitim için imtiyazlı yerlerdir ve
çocukların ve gençlerin eğitim biyografileri için
bütünleyicidirler. Bu sebeple eyaletler kültürel
eğitimi hedeflenen eğitim planlarına dahil etmeli ve
hayata geçirmelidirler. Okul zorunluluğu özellikle en
fazla muhtaç olana ulaşılmasını da garantiye alıyor,
çünkü bilhassa eğitime en fazla ihtiyacı olan kesimler gönüllülüğe dayanan katılımı genellikle kabul
etmiyorlar. Tam gün okul olanakları kültürel eğitim
ve entegrasyon için daha fazla zaman, mekan ve yeni
olanaklar sunabilir.
Kültürel eğitimin merkez noktasında aktif sanatsal
faaliyet bulunmak zorundadır. Bu özdeşliği, kişiliği,
sosyal bağı ve zekayı güçlendirir, sevince aracılık
eder. Öz sanatsal çalışmanın sosyal pedagojik manası
özellikle çocuklar ve gençler için anlamlıdır. Başarıyı
tatmayı, kabul görmeyi temin eder ve eksiklik ve
başarısızlık deneyimini unutturur. Burada iyi bir ekip
çalışması halinde örnek başarı deneyimleri oluşuyor.
Aktif katılım aynı zamanda kültür ve sanatla meşgul
olunması halinde önemli şanslar sunuyor. Sanat eserleriyle meşgul olan ya da şahsen ilgilenen çocuk ve
gençler resimleri anlamayı öğreniyorlar, duyularını
eğitiyorlar, okuma yeteneği kazanıyorlar.
Bugün genellikle fahri temelde gerçekleşen kültürel
eğitimin profesyonelleştirilmesi başarılı bir çalışmanın esasını oluşturmaktadır. Eyaletler, eğitimcileri ve
öğretmenleri kültürel eğitim alanlarında eğitmeye
ve geliştirmeye daha fazla çaba harcamalıdırlar.
Bütün gündüz çocuk bakım kuruluşlarında ve diğer
eğitim kuruluşlarında branş uzmanlıklarının yanı
sıra eğitim ve gelişim pedagojileri sayesinde göçmenlerin kültürel arka planına ulaşabilecek ve onları dil
öğrenimine teşvik edebilecek profesyonel elemanlar
da devreye sokulmalıdır.
Dil teşviki kültürel eğitimin dahili hedefidir. Kültürel
eğitimin bütün üstlenicileri, burada faaliyet gösteren
bütün öğretim elemanları bunu da entegrasyonu yönlendirici önemli bir görev olarak algılamalıdırlar.
Yerel yönetimler, pedagoglar, sanatçılar, kültürel
eğitim kuruluşları ve kültür kuruluşları arasında
buluşma ve iletişim olanağı yaratmalıdır. Hedef, bilgi
transferi, ağ oluşturma, çok yönlü teşvik ve işbirliğidir.
Kültürel eğitim kültür, eğitim ve gençlik politikasına
yöneliktir. Çeşitli alanların siyasi sorumluları bütün
4.6.
federal düzeylerde yetkiler üzerinde ağ oluşturma ve
işbirliğini güçlendirmelidirler.
Federal Hükümet, eyaletler ve yerel yönetimler
nezdinde analizler, veri edinimleri ve bilimsel araştırmayla bağdaştırıcı kalite standardlarına göre bir
durum tespiti gereklidir. Federal Hükümet, eyalet ve
yerel yönetimler ayrı ayrı projeler ve model projelerinden yararlanarak üst seviye kültür eğitimi politikası
genel stratejisi geliştirmelidir. Hedef, eğitim sistemi
ve kültür işletmesinde mümkün olduğunca geniş
etkili, kalıcı ve güvenilir yapısal yerleşim sağlamak
için kültürel eğitimin sistematikleştirilmesidir. Yenilikçi münferit projelerin transferi, nicelik ve nitelik
itibariyle anlamlı sonuçlara götürmelidir.
Kültürel eğitim ve entegrasyon süreklilik gerektirmektedir. Proje çalışması genellikle iyi sonuçlar elde
eder, şayet başarı görülebiliyor ve bir güven kurulmuş
ise proje çalışması çoğu kez kesintiye uğrar. Federal
Hükümet, eyalet ve yerel yönetimler kalıcılık ve kalite
bağlamında kültürel eğitimin maddi dayanağını
garantiye almalıdır.
1.3. Projeler
Katılımcılar hedef belirleme arka planında kendilerine aşağıdaki projeleri, sorumluluk yüklenmeyi ve
kontrol görevlerini taahhüt ederler:
Federal Hükümet
Federal Hükümet, yetkinliği çerçevesinde gelecekte
göçmen kökenli çocuk ve gençlerin entegrasyon
sorunlarını kendi kültürel eğitim yönlendirmesine
sürekli olarak dahil edecektir. Bu arada aşağıdaki
hedeflere dikkat edecektir:
➤➤
Kültürel eğitime yönelik bütün uygun hedeflerde entegrasyon unsurlarının dahil edilmesi;
➤➤
Kültürel eğitimin belirli alanlarında göçmen
kökenli çocuk ve gençlerin entegrasyonuna
yönelik durum tespitleri ve deneyimsel araştırmalar (örneğin tanımlayıcı oyun, dans, güzel
sanat);
➤➤
Çocuk, genç ve yetişkinlerin entegrasyonu için
özgün kültürel ve sanatsal çalışma şekillerinin
geliştirilmesi ve değerlendirilmesi (örneğin
gençlik sanat okullarında, müzik okullarında,
bilgisayar kulüplerinin geliştirilmesinde);
➤➤
Tam gün okul olanaklarının gelişimiyle bağlantılı olarak kültürel eğitimin güçlendirilmesi;
➤➤
Kültürel eğitim model projelerinin ödüllendirilmesi, projelerin devam ettirilmesine yönelik
ödüller ve mali destekler.
121
4.6.
■■
■■
■■
■■
■■
■■
122
Federal Hükümet, eyaletlerle ve belediyelerle
işbirliği içinde geniş kapsamlı bir «kültürel eğitim
ve entegrasyon ağı» yapısını federal devlet, eyaletler ve belediyelerin eğitim, gençlik ve kültür
kuruluşları arasında iyileştirilmiş işbirliği için
denetler. Burada hedef, bir Know-how transferi ve
ilgili kuruluşlarda stratejiler, tasarılar ve çalışma
atılımları hakkında değişken taraflı enformasyonu
iyileştirmek için kültür, eğitim ve gençlik politikası
siyasi alanlarının da bağlantılı hale getirilmesidir.
Federal Hükümet bugünden itibaren 2009 yılına
kadar tamgün okul olanaklarının geliştirilmesiyle bağlantılı olarak «gelecek eğitimi ve refakati
yatırım programı» ve Alman Çocukları ve Gençleri
Vakfı tarafından yürütülen refakat programı çerçevesinde kültürel eğitimi güçlendirecektir.
Federal Hükümet, sanat ve kültür için yetkinliği
çerçevesinde göçmenlerin kültürel entegrasyonunu özellikle dikkate alarak kültürel eğitime
yönelik aktivitelerini yoğunlaştırmaya, lüzumu
halinde henüz yapılmamış yerlerde bu hedefe yönelik yeni projelerin geliştirilmesine etki edecektir.
Bunu özellikle 2008 Kültürlerarası Avrupa Diyalog
Yılı çerçevesinde projelere dikkat ederek yapacaktır.
Federal Hükümet tarafından yönlendirilen Federal
Devlet Kültür Vakfı, kültürel eğitimde çeşitli
projelerin (örneğin 2010 yılından itibaren Kuzey
Ren Vestfalya Eyaleti ve özel teşvikciler ile birlikte
yönlendirilen «JEKI – Her çocuğa bir enstrüman»
projesi) gelecekte de entegrasyon fikrine hizmet
etmesiyle yeni bir ağırlık noktası oluşturdu. Bu
proje örnek oluşturan bir model karakterdir ve
örnek alınması tavsiye edilir.
Federal hükümet, federal kaynaklarla yönlendirilen Prusya Kültür Varlıkları Vakfı Müze Araştırması
Kurumunu, Almanya’daki 6.000’in üzerinde müzenin hepsinde sonuçları 2007 yılı Kasım ayında ibraz
edilecek olan kültürel eğitim hakkında özellikle de
entegrasyon konusunda bir anket yürütmesi için
teşvik etti.
Bir dizi sergi ve müze insanların Avrupa’dan ve
Avrupa’ya göç sürecini canlandırdı, bunlar Federal
Almanya Cumhuriyeti Tarih Evi (Bonn), Alman
Tarih Müzesi (Berlin), Dünya Kültürleri Evi (Berlin)
ve Alman Göçmenler Evi (Bremerhaven). Benzeri
projeler örneğin Rhein Bölgesi Sanayi Müzesi
(Oberhausen) tarafından hazırlanmaktadır. Dünya
Kültürleri Evi uluslararası kültür ve sanat projeleriyle burada yaşayan göçmenlerin köken kültürleri,
onların kendi toplumları ve Alman çok kültürlülüğü arasındaki üçlü diyaloğu mümkün kılıyor.
Prusya Kültür Varlıkları (SPK) Vakfı Devlet Müzesi
göçün esas kaynak bölgeleri ile ilgileniyor. Bu
sebeple BKM, inisiyatifi ele alacaktır ve Uluslararası
Müzeler Kurulu’ndan (ICOM) bir çalışma birliğinin
«Müzeler-Göç-Kültür-Entegrasyon» kurulmasını
isteyecektir. Bu çalışma birliğinin hedefi, değiştirme, birlikte sergiler planlama veya aracılık etme
ve müze pedagojisi itibariyle Almanya’da yaşayan göçmenlere daha doğru yaklaşım mümkün
olacaktır.
■■
■■
■■
Federal Hükümet, gençlik sanat okulları ve kültür
pedagojisi kuruluşlarındaki kültürlerarası çalışma
modellerinin gelişim, deneyim ve değerlendirmesine hizmet eden «sanat-kodu» projesini teşvik
edecektir.
Federal Hükümet 2008 yılına kadar «Come-in
– Okullarda göçmen kökenli çocuk ve yetişkinlere özel ihtimam göstererek bilgisayar destekli
kültürlerarası öğrenme proje çalışması» projesini
destekleyecektir.
Federal Hükümet, tüm ülke çapında çocuklarla ve
gençlerle (Ağırlık noktası: Göçmen kökenli çocuklar ve gençler) tiyatro çalışması konusunda durum
tespitine öncülük edecektir.
Eyaletler ve Belediyeler
Kültür bakanları eyaletlerinin bütçe görüşmelerinde,
boşta kalan imkanlardan ağırlıklı olarak eğitimin ve
dolayısı ile kültürel eğitimin iyileştirilmesi için yararlanılması konusunda açıkça devreye gireceklerdir.
Çalışma grubu eyaletlere, biçimsel ve biçimsel olmayan eğitimde insanlığa yönelik eğitimle, demokrasi
ve kültürlerarası saygıyla birlikte sanatsal-kültürel
eğitimi güçlendiren tasarılar üzerinde çalışmalarını
ve desteklemelerini tavsiye eder. Eyaletler Kültür
Bakanları Konferansı kültürel eğitimin yapılandırılmaya devam edilmesinde, kültür eğitimiyle ilgili
kalite standardının ve hareket tavsiyelerinin yapılandırılmasını desteklemelidir.
Çalışma grubu, eyaletlere müzik-sanat alanı derslerinin kaldırılmasına karşı koymasını ve böylece hedeflenen eğitim planları çerçevesinde oturtulmuş olan kültürel eğitim standardının gerçekleşmesini sağlamak
için bütün güçleri devreye sokmasını tavsiye eder.
Çalışma grubu, eyaletlere ve belediyelere, okullardan,
müzeler ve sergiler gibi sanatsal-kültürel kuruluşların ve olanakların, tiyatro ve müzik kuruluşlarının
okul programında daha fazla yer verilmesine özen
göstermelerini talep etmelerini tavsiye eder. Eyaletler
ve Belediyeler okulları kültürlerin çeşitliliği itibariyle okul dışı öğrenim yerlerine değer verilmesi ve
çocukların ve gençlerin kültürel ve sanatsal yetilerini
insanlık ve demokrasi anlayışıyla yönlendirecek projeler yürütmeleri yönünde cesaretlendirmelidirler.
Çalışma grubu, eyalet ve belediyelere okul dışı gençlik
çalışması kuruluşlarını ve de sanatçıları (göçmen
kökenliler dahil) bu bağlamda sanatsal-kültürel projelerle okullara yönelmeye ve onlarla birlikte hedefleri
gerçekleştirmeye cesaretlendirmelerini tavsiye eder.
➤➤
■■
Herbert Quandt-Vakfı Berlin ve Hessen’deki okullar
için «üçlü diyaloglu okullar» yarışması çerçevesinde teşvik angajmanını güçlendiriyor. Bu teşvik
inisiyatifi, okulları ve öğretmen adaylarını teşvik
etmeli ve «Avrupa özdeşliği ve kültürel çoğulculuk»
sorularında kalıcı ehliyete refakat etmelidir. Örnek
niteliğindeki yerinde okul gelişimi ve inanç sorularıyla ilgili uğraşı ana hedeflerdir.
■■
Rusyalı Alman Gençliği e. V. tescilli derneği
müzelerle işbirliği içinde bir pratik göçmen gençlik
çalışması ağına öncülük edecektir.
■■
Rusyalı Alman Gençliği e. V. tescilli derneği tüm
ülke çapında mevcut kültür ve gençlik çalışması
ağında Ukrayna, Kazakistan, Özbekistan’dan v.s.
Rusyalı göçmenlerin kültür çalışması alanında öz
inisiyatiflerinin bağlanmasına yönelik bir aksiyon
planlıyor. Proje aşağıdaki hedeflere sahiptir:
Çalışma grubu, eyaletlerden gençlik yardımı, kültür
ve spor alanından öğretim elemanlarının ve uzman
personelin eğitiminde ve geliştirilmesinde sanatsalkültürel eğitimi aktarma ehliyetinin göçmen kökenli
çocukların ve gençlerin sosyal entegrasyonu için
temel oluşturucu olmasına dikkat etmesini rica ediyor.
Eyaletlerden göçmenlerin kültürel yaratılarına derste
daha fazla yer vermeleri talep edilmektedir – gerek
ders kitaplarında gerekse okullarda aracı ve örnek
olarak yer verilmesiyle.
Eyaletlerden, kabul eden toplumda ve göçmenler arasında başarılı tarihi uyum süreçlerinin kendi kültür
mirasımızın bir parçası olarak güçlendirilmesi için
Almanya’daki ve Avrupa’daki göçmenlerin tarihini
hedeflenen eğitim planlarına dahil etmeleri talep
edilmektedir.
Çalışma grubu, kültürel eğitime yönelen Eyaletler
Kültür Vakfının aktivitelerini (örneğin «Çocuk Olimpiyatlarına») kutlayarak ve eyaletlerden bu vakıfları
yapacakları diğer aktivitelerde desteklemelerini talep
etmektedir. Kültürel eğitime yönelen Eyaletler Kültür
Vakfı, bu bağlamda kültür ve okul arasındaki işbirliğiyle ilgili uygulama örnekli veri bankasına sahiptir.
Bu veri bankası 2007 Eylül ayına kadar «kültürel
eğitim vasıtasıyla entegrasyon» projeleri için bir veri
bankası olarak genişletilecektir.
■■
Resmi olmayan kuruluşlar ve organizasyonlar
■■
Okuma Vakfı, okumanın teşvikine yönelik projelerini isteklilere, özellikle eğitmenlere, öğretmenlere,
ebeveynlere, büyükanne ve büyükbabalara yerinde
ulaşmak için kilit ehliyet olarak genişletecektir
ve yeni modeller deneyecektir (örneğin tüm ülke
çapında bir öğretmen kulübü gibi iletişim ağları).
Aynı şekilde çocuklar ve gençler tarafından yararlanılan medyayı okumayı teşvik için devreye sokacaktır, yeni proje örnekleri şunlardır:
➤➤
Genç aileler için «Okuma startı»: Yabancı ebeveyn ve çocukların birlikte Almanca öğrenmeleri için okuma kitabı;
➤➤
Kültürlerarası ehliyete sahip gönüllü okuma
vasileri aracılığıyla dil teşviki ağırlık noktalı
çocuk refakati ile çocuklar ve gençler için
okuma ve medya kulübü;
4.6.
«Almanya – Bir kültürler evi»: Yabancılar
Almanya’daki geçmişlerini anlatıyorlar.
➤➤
Göçmen kökenli kültür yaratıcılarının Federal
Cumhuriyet kültür yaşamına katılımları: Genç
sanatçılardan sergiler, genç kabiliyetlerden konserler, genç yazarlardan okumalar v.s ;
➤➤
Göçmen kültür yaratıcıların seminerleri, örneğin dans yöneticisi, koro yöneticisi gündemleri
veya sanatçı grupları yöneticileri ile seminerler.
Mannheim Pop Akademisi «Popzirkus» ve «School
of Rock» isimli başarılı projelerini ve daha başka
dünya müziği ve pop müzik projelerini okullarda
– sosyal problemlerin yoğun olduğu yerlerde – yapılandırıyor. Amaç göçmen kökenli ailelerden gelen
çocuk ve genç kabiliyetlerin teşvik edilmesidir.
■■
Mannheim Pop Akademisi siyasi eğitim federal
merkeziyle işbirliği içinde eğitim çalışması zenginleştiricilerinin kültürel eğitim alanındaki ve
özellikle pop müzik ve «dünya müziği» alanındaki
eğitimini ve gelişimlerini ehliyet, teşvik ve yaratıcılık sayesinde gerçekleştirecektir.
■■
Stuttgart Türk-Alman Forumu 2008 yılından itibaren insanlara şahsen ulaşabilmek ve bir oryantasyon verebilmek için üniversite öğrencilerinin
göçmen çocuklarına refakat ettiği başarılı «vasi
modelini» büyütecektir. Stuttgart Forumu yerleşik
klasik kültür kuruluşları ve yabancı kültür dernekleri arasındaki başarılı işbirliğini genişletecektir.
123
4.6.
2. Ağırlıklı konu alanı:
Kültürel Kurumlar
2.1. Durum tespiti
Bonn’daki Kültür Araştırma Merkezi’nin 2005 yılında
yayınlanan 8. Kültür Barometre Araştırmasına göre,
Kültür kurumlarının sunduğu olanaklarla artık gençlere ulaşılamadığını göstermiştir (25 yaşın altındakilerin %94’ü geçtiğimiz yıl ne opera, nede bale ve klasik
konserlere gitmemişlerdir). (BKM)
Berlin Devlet Müzelerine bağlı Müze Araştırma Enstitüsü 2004 yılında bütün ülke çapındaki müzeler ile
ilgili olarak yaptığı araştırmada, göçmenlerin daha
çok ayrı bir hedef grup olarak dikkate alınması gerektiğini ortaya koymuştur (3154 müzede özel etkinlikler
düzenlenmiş, bunlardan 308’ i yabancı vatandaşları
özel bir hedef grup olarak göstermiştir). (SPK)
Göçmen gençler yarının potansiyel izleyicileridir.
Bu nedenle onları kazanmak gerekir, çünkü yeni ve
gelişen taleplerin yaratıilması klasik Kültür kurumları için bir gelecek görevidir. Bu bağlamda kurumlar, daha çok ve daha odaklı olarak kültürler arası
açılımda bulunmalıdır. Çoktan beri uluslararası
şirketlerde bir başarı faktörü haline gelen bu durum,
birçok kurumlarda ve organizasyonlarda gerçekleşmek zorundadır: Kendini anlamada, kapsamlı
programlarda, kurullarda ve personelde kültürler
arası açılımın birçok kurum ve organizasyonda da
gerçekleştirilmesi gerekir. Çok nadiren göçmenler
kültür işletmelerinin bir parçasıdır. Kendileri kültür
yaşamında yeterli derecede temsil edilmemektedir
– hem seyirciler arasında hem de sahnedeki kendi
sanatsal aktivitelerinde – Göçmenlikle ilgili kültür
kurumları de kültürel yaşama uyum konusunda daha
aktif çalışarak, kendilerini Alman toplumuna daha
fazla açabilirler.
Kültürler arası kültür çalışması, daha çok müzik,
sosyokültür ve kültürel eğitim alanlarında gerçekleştirilmektedir. Buna karşılık Edebiyat, Resim ve Film/
Videolar göçmenlerin faaliyet alanı olarak neredeyse
hiç sayılmamaktadır. Kültür kurumları yerel yönetim
kültür idareleri tarafından özellikle kültürler arası bir
cazibe merkezi olarak görülmemektedir, bu derneklere halk yüksek okulları, kütüphane, sosyokültürel
merkezler ve göçmen dernekleri hakimdir. Tiyatro,
opera ve müzeler vede çoğu zaman müzik ve gençlik
sanat okulu da yabancılara uzak kurumlar olarak
görülmektedir.
124
2.2.Hedef belirleme
Kültür kurumları kültürler arası diyaloğu öncelikli
bir görev olarak algılamalıdır. Çoğunlukla kamusal
kaynaklarla desteklenen bu kurumlar böylelikle kendi
sosyal sorumluluklarına uygun hareket etmiş olurlar
ki, klasik, kültür kurumlarının programlarına «göçmenlerin kültürleri»nin de dahil edilmesi bu çerçevede önemli bir rol oynamaktadır. Bu şekilde karşılıklı
kültür alışverişi ve entegrasyon sağlanarak, engeller
ortadan kaldırılabilir. Göçmen kültürlerinin kabulü
güç kazandığında kültür kurumları da yeni, yaratıcı
bir ivme kazanacaklardır.
Kültür kurumları sundukları programları, halkla
ilişkileri ve personel politikaları ile bulundukları yerin
kültürler arası çeşitliliğini temsil ederler.
Kültür kurumları için entegrasyon ortak bir payda
olmalıdır. Yeni şartların üstesinden gelebilmek için
kültür kurumlarının her düzeyde kültürler arası
yeterliliğe sahip olması gerekmektedir. Bu bağlamda
özellikle de çalışanların kalifiyeleştirilmesi öncelik
arz eder. Kültürler arası açılım, kültürel kuruluşların
kurumsal gelişim sürecinin bir parçası olmalıdır.
Kültür kurumları için taleplerin etkinleştirilmesi
çok önemlidir. Çocuklara ve gençlere hedef grup
olarak özellikle ulaşılmalı ve onlarla kişisel olarak
da görüşme yapılmalıdır. Bunun için eğitim kurumlarıyla işbirliği ve yeni iletişim araçlarının kullanımı
gibi yeni işbirliği şekilleri geliştirilmelidir. Okullar ile
işbirliği sağlamak, her kültür kuruluşu için tabii olmalıdır. Kültür kurumlarının ziyaretleri de müfredatın
bir unsuru haline gelmelidir. Bunun dışında «gençlik
müzede» gibi programlar anlamlı olur. Danışmanlık
modelleri ile de oldukça iyi deneyimler elde edilmiştir
(örneğin üniversite öğrencilerinin göçmen çocuklara
yardımcı olması gibi).
Maddi, dilsel ve sosyal engelleri ortadan kaldırabilmek için kültür kurumlarına girişte yeni hedef
gruplara kolaylık sağlanmalıdır. Örneğin çocuk ve
gençlere ücretsiz giriş gibi uygulamalar ebeveynlerin de bu kurumları ziyaret etmelerini sağlayabilir.
Örneğin Preussischer Kulturbesitz adlı vakıf 16 yaşın
altındaki çocuk ve gençlere serbest giriş sağlarken,
maddi kayıplara uğramamaktadır.
4.6.
2.3.Projeler
Sivil kurum ve organizasyonların projeleri
Federal hükümetin, eyaletlerin ve yerel
yönetimlerin projeleri
Çalışma grubu kültürel eğitim, entegrasyon, ve
kültürler arası yeterliliğin geliştirilmesi alanlarında
kültür enstitüleri, sorumluluklar ve kalite standartları
önermektedir. Ancak kalıcılığın teminatı en önemli
husus olacaktır. Özellikle de örnek kurumlar bir
«yeterlilik birliği entegrasyonu» konusunda birleşmek
ve en iyi uygulama örneklerini özellikle de kamuyu
etkileyecek biçimde örnek alınmasını önermek
istiyorlar.
■■
Federal Hükümet, eyaletler ve yerel yönetimler
kendilerine yönelen alıcıların örnekler, organizasyon hedefleri ve entegrasyon tasarımları ile
kültürler arası açılımlarını geliştirmeleri ve gerekli
personel gelişim önlemlerini almaları konusunda
cesaretlendirecekler.
■■
Çalışma grubu Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti’nin
«güzel sanatların ve kültürlerin kültürler arası diyaloglarının yönetimi» konulu kalifiyeleştirme çalışmasını memnuniyetle karşılamaktadır: Nordrhein
Westfalen’de ilgili eyalet yönetim biriminde yeni
yapısal bir proje çerçevesinde «güzel sanatların ve
kültürlerin kültürler arası diyaloglarının yönetimi»
adlı bir vasıflandırma programı için tasarım geliştirilmiştir. Tasarım çerçevesinde kültür sponsorluğu,
kültür pazarlaması, proje yönetimi gibi önemli
konuların yanında farklı etnik kullanıcı ve üretim
gruplarının kendilerine özgü halkla ilişki formları
da ele alınmaktadır. 2007 Mayıs ayında başlayan
program kültür başkenti bölgesinde gerçekleştirilen bütünleyici sanat projelerine dayanmakta ve
oradaki belediyelerin ve serbest kültür yönetimleri
aktörlerine ve sanatçılara hitap etmektedir.
■■
Rusyalı Alman Gençliği e. V. tescilli derneği
göçmenler açısından kültür yönetiminde ve kâr
amacı gütmeyen kurumların yönetiminde profesyonelleşme, yeterlilik gelişimi ve vasıflandırma ile
mesleki eğitim olanakları konularında seminer
sunacaktır.
■■
Robert Bosch Vakfı’nın girişimi ile Alman Vakıflar
Federasyonu kültür alanı başta olmak üzere bu
konuyu vakıfların ilgi alanına daha fazla taşımak
amacıyla «göçmenlerin entegrasyonu» adlı bir
çalışma grubu kurmuştur.
3. Ağırlıklı konu alanı: Kültür
politikası ve kültür idaresinin
ortak paydası olarak entegrasyon
şehirlerin üçte birinden fazlasında da ilgili bütçe
ayrılmıştır. Ancak belediyelerin bütçe tahkimi çerçevesinde bu tür kaynaklar her zaman karşılıksız olarak
kaldırılma tehlikesiyle karşı karşıyadır. Buna karşı
konulmalıdır.
3.1. Durum tespiti
Yerel yönetimlerin kültürler arası kültür çalışmaları
özellikle de sosyal bütünlük içerisinde uygulamaya
konulmuştur (Hoşgörü ve dil yeterliliğinin gelişimi).
Ancak o zaman «başka kültürler tanıma» veya «kendi
sanatsal ifade biçimlerinin geliştirilmesi» gibi daha
güçlü olarak sanatsal/kültürel odaklı hedefler belirlenebilir.. Kurumsallaştırılmış bir yerel yönetim kalite
güvencesi, kültürler arası kültür işleri ve politikası
gibi konulardaki geliştirme eğitimleri henüz başlangıç aşamasında yer almaktadır. Burada da yine büyük
şehirler örnek alınmaktadır. Kültürler arası uygulamalar kültür politikasına yönelik açıklamalardan ve
yerel yönetimlerin kültür idaresi donanımlarından
daha gelişmiştir. Bu esnada kültürler arası kültür
çalışması temel görev olarak algılanmaktadır.
Kültürler arası kültür politikası ve çalışması öncelikle
büyük şehirlerin meselesidir. Kültürler arası kültür
politikasının program temelleri genelde tatmin edici
değildir. «Kültürler arası yeterliliklerin öğrenme alanları olarak Kültür alanları» araştırması çerçevesinde
sorgulanan belediyelerin beşte birinde bile uygun
tasarıma dayalı esaslar bulunmamaktadır. Birleşme ve
sorumlulukların kesin tanımları konusunda eksikler
vardır. Genç göçmenlere yönelik kültürel hizmetlere
ilişkin yetki ve sorumluluklar genelde zabıta müdürlüğü, sosyal yardım kurumu, konut idaresi kültür ve
gençlik müdürlükleri arasında dağılmıştır. Gerçi son
yıllarda kültürler arası gelişmelere karşı bir duyarlılık gelişmiştir. Ancak bununla politikada ve çalışma
alanında bir büyüme meydana gelmemektedir.
Kültürler arası alana yönelik çalışmalar yapan kültür
kurumlarının doğrudan teşviki öncelikle (> yüzde
80) büyük şehirlerde olmaktadır. Buna karşılık küçük
Arz talep arasındaki bilgi akışı, yeterlilik transferi,
işbirliği, sinerji etkileri (örneğin okul ve müzeler
arasında) iyileştirilmelidir. Sınırlı kaynakların etkin
olarak kullanılabilmesi için ortak bağlantı noktaları
ve ağı gereklidir.
125
4.6.
3.2.Hedef belirleme
Entegrasyon kültür idaresinde yetki alanları üzerinde
ortak bir ödev haline gelmelidir. Entegrasyon sadece
finansman ve yönetim uygulamalarında yetki alanları
üzerinde tasarlanıp uygulandığında işleyebilir. Kaynakların birleştirilmesi için etkili bir ağ sistemi ve açık
bir sorumluluk yapısı – örneğin kültür dairelerinin
yetki alanları kesişmelerindeki yönetimi ele alması
gibi – gereklidir. Olanakların da daha iyi birleştirilmesi gerekir, ki teşvik programları arasındaki sinerji
etkilerinden faydalanılabilsin.
En büyük başarılar entegrasyona açık politik inancın
var olduğu görevin yönetimin en tepesine oturduğu
durumlarda elde edilir. Kültürel entegrasyona dair
önlemler için resmi ve özel teşvik yapılarının güvence
altına alınması önemli bir konudur. Aksi halde kalıcılık ve kalite sağlanamaz.
Kültür idareleri, entegrasyon ve kültürler arası açılım
için örnekler, organizasyon hedefleri ve tasarımlar geliştirmeli ve personel gelişimi için de uygun
önlemler öngörmelidir. Kültürler arası diyalog için
kalifiyeleştirme konusu kültür idarelerinin temel
yeterlilik alanlarıdır. Ancak bu şekilde entegrasyonu
aktif olarak hayata geçirebilirler.
Kültür kurumları ile kültür politikası işbirliği güçlendirilmek zorundadır. Kültür politikasına yönelik uygulama önerileri, entegrasyonun daha da geliştirilmesi
için birlikte oluşturulmalıdır.
Göçmenlerin kendi organizasyonları ve kültür
kurumları kültür politikası tarafından daha fazla
dikkate alınmalıdır. Onlar kültür idarelerinin önemli
işbirliği ortaklarıdır.
3.3.Projeler
Federal Hükümetin projeleri
■■
126
Federal Hükümet bu konuyu yetki alanları üstü
ortak bir görev olarak ele almak üzere «Kültür ve
entegrasyon» isimli bakanlıklar arası bir çalışma
grubu oluşturacaktır. Bu amaçla kültür, eğitim,
gençlik, entegrasyon ve dış kültür politikaları ile
yetkili birimler çalışmalara dahil edilecektir.
■■
Federal Hükümet entegrasyon düşüncesini kendi
teşvik prensipleri kapsamına alacak ve kendisinin
kültürel projelerin üstlenicisi olduğu durumlarda
bunu dikkate alacaktır (örneğin: «Müzik Girişimi»)
■■
Federal Hükümet altı ayda bir toplanan AlmanFransız bakanlar kurulu ile Avrupa Kültürler arası
Diyalog Yılı 2008 kapsamında özellikle Fransa ve
İngiltere ile bilgi alışverişi ve hükümetler arası
işbirliğine önem verecek ve entegrasyon ile kültür
politikası açısından gerekli önlemlerle, göçmenlerin sanat ve kültüre yapacakları katkının entegrasyona etkileri konusunda bilgi alacaktır. AlmanFransız Bakanlar Kurulu 14 Mart 2006 tarihinde
kalıcı niteliğe sahip bir «entegrasyon taarruz»una
karar vermiş olup Federal hükümet kültür projeleri
ile buna katkıda bulunmaktadır.
■■
Federal Hükümet elinde olan imkanlar dahilinde
kendi yetki alanında kalan yönetici konumdaki
elemanların atanmasında, personel istihdamında
ve kurul, seçici kurul ve jürilerin atanmasında göçmen kökenli bireylerin yeterince temsil edilmesine
özen gösterecektir.
■■
Federal Hükümet kültürel çeşitliliğin hayata
geçirilmesi yönündeki mutabakat kapsamında
gerekmesi halinde yasal koşulların değiştirilmesini
gözden geçirecektir. Bu anlamda hükümet kültürler arası açılımı daha fazla dikkate alacaktır.
Eyalet ve yerel yönetimlerin projeleri
Eyaletler ve yerel yönetimlere geniş kapsamlı entegrasyon tasarımı geliştirmeleri ve kültürler arası
entegrasyon projeleri başlatmaları tavsiye edilecektir.
Bu noktada – halen bazı eyalet ve yerel yönetimlerde
söz konusu olduğu biçimde – entegrasyon konusunda
danışmanlık edecek göçmenlerden oluşan bir kurul
oluşturmalarıdır. Göçmen kökenli bireyler yönetimde
önemli bir aracılık rolü oynayabilirler.
Eyalet yönetimlerinden Kuzey Ren-Vestfalya örneğinde olduğu gibi «Entegrasyon» konusunda girişimci,
yönlendirici ve yönetici bir rol üstlenmeleri talep
edilecektir. Kuzey Ren-Vestfalya örneği entegrasyon
konusunun politika ve yönetim alanındaki önemini
göstermektedir. Bu örnek kendisini ana yapılarda
(Entegrasyon Bakanlığı, Kültürel Entegrasyon Şubesi,
bakanlıklar arası entegrasyon çalışma grubu) teşvikli alanlarda ve örnek projelerde göstermektedir.
Örneğin;
■■
www.nrw-kulturen.de internet portalı: kültür üreten bireyler ve kurumlar arasında koordinasyona
yarayan kültürler arası diyalog forumu.
■■
«Yerel yönetimler düzeyindeki kültürler arası eylem
tasarımı»: Kuzey Ren-Vestfalya Eyaletinde bulunan
altı yerel yönetim (Arnsberg, Castrop-Rauxel, Dortmund, Essen, Hagen ve Hamm) pilot kent olarak
göçmen kökenli bireylerin kalıcı sanat ve kültürel
entegrasyonuna yönelik tasarım geliştirme çalışmasına katılmaktadırlar. Burada amaç kültürel
katılımdır. 2007 yılının ilkbaharında bununla ilgili
bir yayın çıkartılacak, bu yayında kültürel aktarım işlemi başlatılacak ve bunun Avrupa ile ilgisi
kurulacaktır.
■■
«Yerel yönetimler düzeyindeki kültürler arası eylem
tasarımı»: Göçmen kökenli bireylerle ilgili verilerin
işlenmesi ve istatistikleri.
■■
«Göç rotası Kuzey Ren-Vestfalya».
■■
«Okul ve Kültür» isimli eyalet programı
Eyaletler kültürler arası kültür politikasının eyalet
ve yerel yönetim politikalarının doğal bir parçası
haline gelmesine özen göstermelidirler. Henüz yeterli
verilerin bulunmadığı mahallerde yerel yönetimler
göçmenlerin kültürel katkıları ile ilgili olarak yeterli
veri malzemesinin toplanmasını sağlamalıdır (Örnek:
2007 yılının İlkbahar aylarında çıkacak olan «Yerel
yönetimler düzeyindeki kültürler arası eylem tasarımı» Kuzey Ren-Vestfalya’da bulunan altı kente ilişkin
karşılaştırmalı verileri kapsar).
Alman Kültür Kurulu 2007 yılında kültürler arası
eğitim ve bunun politika dünyasına (Federal Hükümet, eyalet yönetimi ve yerel yönetimler) yönelik
somut talepleri ile ilgili bir görüş beyanında
bulunacaktır. Bu konu federasyon görüşmelerinde
ve görüş beyanlarında temel konu olarak tespit
edilecektir.
■■
Kültürel ve politik toplum 2007 yılı için «kültürler
arası teşvik programı»nı uygulamaya koymak
istemektedir. Bu program kültürler arası kültürel
çalışmalarda yenilikçi entegrasyon politikalarının
desteklenmesi ve geliştirilmesini amaçlamaktadır.
■■
Kültürel ve politik toplum aynı biçimde «Kültürler
arası vasıflandırma ve tasarım geliştirme» projesini
de uygulamaya koymak niyetindedir ve bu proje
ilgili uygulama alanlarında bilimsel vasıflandırma
eğitimi vermeye ve politika hayatı ile sivil toplum
temsilcilerinin sistematik biçimde eğitilmelerine
yöneliktir. Hem gerek sivil, gerekse de yerel yönetime başlı kültürel kuruluşların sunumlarını iyileştirmek, hem de şehir, eyalet ve ülke kültür politikasında yön belirleyici olmak üzere çalışma grupları,
danışmanlıklar, seminerler ve toplantılar halinde
düzenlenecek özel programlar ile «kültürler arası
bir müfredatın yapı taşları» geliştirilmelidir.
■■
Kültürel ve politik toplum aynı şekilde «kültürler
arası ağ» kurmayı planlamaktadır. Kültürler arası
ortam çok çeşitli, fakat aynı biçimde zor anlaşılır bir haldedir. Çok çeşitli aktiviteleri bir araya
getiren, anlaşılırlığını sağlayan ve geliştiren bir
organizasyon ve geliştirme çekirdeği mevcut
değildir. Bu anlamda «Kültürler arası Ağ»ın amacı,
kültürler arası alanda faaliyet gösteren sivil toplum
temsilcilerini araştırmak ve organizasyon bazında
bir araya getirmektir.
Yerel öncü federasyonlar şu an danışma halinde olup
üstlendikleri yükümlülükleri ileride açıklayacaktır.
Çalışma grubu belediyeler düzeyindeki kültürel kuruluşlara durum tespiti yapmalarını ve entegrasyon ile
bunun hayata geçirilmesi bağlamında göçmenlerin
kalıcı olarak dikkate alınmalarını öngören tasarımlar
geliştirmelerini önermektedir. Bu noktada aşağıdaki
konular öncelikle dikkate alınmalıdır: Arz planlaması,
katılım yapıları, kamu algılaması, teşvik, personel
politikası, halkla ilişkiler ve entegrasyon. Bunun
politik açıdan kalıcılığının sağlanması ve bağlayıcılığı
yerel politikada alınacak kurul kararları ile sağlanacaktır. Bu önlemlerin düzenli olarak kontrolü durum
tespitinde belirlenen açıkların hissedilir biçimde azalmasını sağlayacaktır.
Sivil toplum örgütleri ve kurumların projeleri
■■
4.6.
■■
Çalışma grubu büyük kültür derneklerini entegrasyon konusundaki çalışmalarını yoğunlaştırmaya ve
böylece uzmanlık ve danışmanlık alanındaki bilgi
akışını pekiştirmeye çağırmaktadır.
127
4.6.
Üyeler
İdare:
128
Prof. Dr. Hermann Schäfer
Federal hükümetin kültür ve medyadan sorumlu çalışma grubu,bölüm müdürü
Hortensia Völckers
Federal Hükümet Kültür Vakfı, Sanat Müdiresi
Prof. Dr. Günther Schauerte
Prusya Kültür Hazineleri Vakfı/Berlin Devlet Müzeleri
Dr. Bernd M. Scherer
Dünya Kültürler Evi, Sanat Müdürü
Thomas Krüger
Politik Eğitim Federal Merkezi, Başkan
Prof. Dr. Max Fuchs
Alman Kültür Kurulu, Başkan
Isabel Pfeiffer-Poensgen
Eyaletler Kültür Vakfı, Genel Sekreter
Dr. Albert Graf von Kalnein
Herbert-Quandt-Vakfı
Thomas Kufen
Kuzey Ren-Vestfalya Entegrasyon Sorumlusu
Klaus Hebborn
Alman Kentleri Kurulu, Eğitim, Kültür ve Spor Bölümü
Manfred Willhöft
Federal Alman Belediyeler Meclisi
Dr. Albert Schmid
Federal Göç ve Mülteciler Dairesi, Başkan
Katrin Hirseland
Federal Göç ve Mülteciler Dairesi, 310 numaralı daire – entegrasyon programı,
entegrasyon teşvikleri temel prensipleri, danışman
Ernst Strohmaier
Rusyalı Alman Gençliği e. V. Derneği
Dr. Gisela Steffens
Eğitim ve Araştırma Bakanlığı, 326 numaralı daire, Kültürel Eğitim
Katharina Schöllgen
Aile, Yaşlılar, Kadın ve Gençlerden sorumlu Bakanlık, 406 numaralı daire
Professor Udo Dahmen
Baden-Vürttemberg Pop Akademisi, Sanat Müdürü ve Murahhas Aza, Alman Müzik
Kurulu Başkan Yardımcısı
Heidi Schumacher
Federal Almanya dahilinde Kültür Bakanları Kurulu Daimi Konferansı, Rheinland-Pfalz
Eyaleti Eğitim, Bilim, Gençlik ve Kültür Bakanı, Genel Kültür Eserleri Yöneticisi
Dieter Berg
Robert Bosch Vakfı Ltd. Şti. Yönetim Kurulu başkanı
Rolf Pitsch M.A.
Lesen Vakfı, Yönetim Kurulu Başkanı
Karin Babbe
Erika-Mann – Berlin İlkokulu, Müdire
Jale Yoldas
Deutsch-Türkisches Forum Stuttgart Derneği, Yönetici
Ayşegül Arslanoğlu
Lernwerkstatt, Kindergärten-City Berlin
Dorothea Fohrbeck
Federal Hükümet Göç, Göçmenler ve Entegrasyon Sorumlusu, Daire Başkanı
4.6.
129
130
Konu Alanı 7:
4.7.
«Spor aracılığı ile Entegrasyon –
Potansiyellerin kullanımı, Arzın
genişletilmesi, iletişim ağının
büyütülmesi»
1.
«Entegrasyon motoru» olarak sporun
kullanımı için yapısal ve personelle ilgili ön
koşullar
1.1. Durum tespiti
Alman Olimpiyat Sporları Federasyonu (DOSB) çatısı
altında yaklaşık 27 milyon üye örgütlenmiş durumdadır. Yaklaşık 90.000 derneği ile DOSB ülkemizde
toplumsal çeşitliliği yansıtan en büyük topluluktur.
Dernek çatısı altında düzenlenenlerin yanı sıra geçen
yıllar içerisinde özel düzenlenen spor faaliyetleri
de yoğun ilgi görmektedir. Park, cadde ve kamuya
açık alanlar spor alanı olarak kullanım görmektedir.
Bunun da ötesinde spor programları da genişletilmiş
olup ticari anlamdaki spor faaliyetleri (örneğin spor
stüdyoları) giderek artan sayıda kullanıcı tarafından
ilgi görmektedir.
Spor çok sayıda program sunmakta ve tüm insanlara –
kişisel, kültürel veya maddi durumlarından bağımsız olarak – açık bulunmaktadır. Adil oyun ve fırsat
eşitliği her spor türünde dünya genelinde kabul gören
standart kurallarca düzenlenmektedir. Spor insanca
bir duygu olan eşitlenme ihtiyacını gidermekte ve
kişiliğin beden esaslı gelişimine yaramaktadır. Özellikle takım sporlarının icrası takım ruhunu geliştirmektedir, ki günlük hayatta takım ruhu kendiliğinden oluşan bir şey değildir.
Sportif faaliyetin bu olumlu etkileri herkesçe bilinmektedir. Buna göre spor yıllardan beri Federal Hükümet, eyaletler ve yerel yönetimler tarafından önemli
ölçüde teşvik görmektedir. Bu destek ilk aşamada
öncelikli olarak dernekler bazındaki sportif faaliyete
yöneliktir. Spor kulüpleri kişilere katkıda bulunma,
kişilik geliştirme gibi roller üstlenmekte ve böylece
toplumumuzun dengeye ulaşmasında önemli bir rol
üstlenmektedir.
Eyaletler ve yerel yönetimler spor kulüplerine kullanıma sundukları spor alanları ve kamu yararına
çalışan projeler aracılığı ile destek vermektedirler.
Federal Hükümet 1989 yılından beri «Spor yolu ile
entegrasyon» isimli programla sporun farklı kökenlerden gelen insanların bir araya gelmeleri için en ideal
platform olduğu gerçeğini kabullenmektedir.
Aradan geçen süre içerisinde neredeyse ya göçmen
üyesi bulunmayan veya en azından anne ve babaları
veyahut büyük anne ve babaları yurt dışında doğmuş
üyesi bulunmayan dernek kalmamıştır. Spor kulüpleri ve dernekleri bu anlamda yıllardan beri göçmen
kökenli kişilerin entegrasyonuna önemli katkılarda
bulunmaktadırlar. Bu noktada tüm dernekler göç
olgusundan aynı oranda etkilenmiş değildir. Spor
Bilimleri Federal Enstitüsü tarafından hazırlanan
2005/2006 yılı Spor Gelişim Raporu’nda (Özeti bir
numaralı ekte yer almaktadır) büyük derneklerin
ancak yüzde 30’u göçün etkisini hissetmektedirler.
131
4.7.
Buna karşılık daha az branşı bulunan küçük veya orta
büyüklükteki derneklerde ise bu oran yüzde 10 ila 15
arasında kalmaktadır. Halk arasında göçmenlerin oranındaki sürekli artışı, kulüplerin yaklaşık yüzde 28’i
(özellikle de az branşta faaliyet gösteren kulüpler) göz
ardı etmektedirler. Bu derneklerin daha büyük oranda
artan göç olgusunu temel bir toplumsal değişim şeklinde görecek biçimde hazırlanmaları gerekir.
Spor programlarının göçmen geçmişine sahip
bireyler tarafından kabulü onlara aşağıda
sıralanan düzeylerde entegrasyon fırsatları
sunmaktadır:
Sosyal entegrasyon farklı etnik kökenden gelen
insanların birbirleri ile temas etmeleri sonucu
sosyal ilişkiler ve sosyal bağlar kurmaları şeklinde
gerçekleşmektedir.
Kültürel entegrasyon ise örneğin dil edinimi ve günlük
yaşamdaki davranış kalıplarından kültürel çeşitlilik
içeren sosyal kalıpların edinimi gibi kültür tekniklerinin aktarılması ile gerçekleşir. Spor kulüpleri sadece
spor yapılan yerler değil, aynı zamanda karşılıklı
kültürler arası etkileşime zemin hazırlayan, günlük
iletişimin kurulduğu yerlerdir.
Günlük hayattaki entegrasyon sonuç olarak spor
kulüplerinde üyelere görüş bildirme hakkı verilmesi
ve serbest, kamu yararına yönelik ve gönüllü sosyal faaliyet gösterilmesi ile sağlanır. Bu bağlamda
kulüpler, dernek politikasına katılım ve dernek yaşamının ötesine geçen demokratik deneyim ve değer
aktarımı ile bir anlamda demokrasi okulu» etkisi
göstermektedirler.
Bu entegrasyon fırsatlarının bazıları günlük işleyiş
içerisinde doğal olarak uygulamayla oluşmakta,
diğerlerinin ise ayrıca destek görmesi ve teşvik edilmesi gerekmektedir. Spor dernekleri son derece heterojendir. Bu açıdan başarılı bir entegrasyon çalışması
için genel öneriler şeklinde bir pekiştirme son derece
zordur. Buna karşılık derneklerin edindiği tecrübelerden bazı çerçeve koşullar geliştirmek mümkündür, ki
bunların bazıları göçmenlerin entegrasyonu açısından önemli yararlar sağlamaktadır.
Hedef gruplarına yönelik programların
geliştirilmesi
Spor kulüpleri ve dernekleri tarafından geliştirilen
entegrasyon tasarımları belirli hedef gruplarına
yönelik olmalıdır. Sona eren veya henüz devam eden
projelerden elde edilen sonuçlar ışığında göçmenleri hesaba katan spor programları geliştirilmeli ve
bu programların bu kişilerce benimsendiği ve spor
yollu sosyalizasyona yardımcı olduğu unutulmamalıdır. Kulüplerin hedef grubunu bulundukları sosyal,
kültürel ortamlarda, kendi lisan ve yaşam alanlarında
almaları gerekir.
132
Açık havaya yönelik spor programları son derece
önemlidir; derhal ve doğrudan derneğe üye olmayı
gerektirmeyen düşük eşikli programlar özellikle
henüz Alman dernek sistemini tanımayan göçmenler
için yardımcı olmaktadır.
Hedef gruplarına yönelik programların geliştirilmesi
özellikle göçmen geçmişine sahip genç kız ve kadınlarda önemli bir rol oynamaktadır. Her ne kadar bu
konuda yeterli istatistiksel veri olmasa da, mevcut
güncel araştırmalar göçmen kökenli genç kızların
aynı yaş grubundaki erkeklere oranla çok daha düşük
oranda (organize) spor yaptıklarını göstermektedir. Ancak bundan kız çocukların spora daha az ilgi
gösterdikleri sonucu çıkartılamaz: Kızlar da sportif
faaliyetlere aynen erkeklerde olduğu gibi ilgi göstermektedirler. Ancak edinilen tecrübeler genç kızların
çoğunlukla ancak kişisel bir görüşme sonucu ulaşılabilir olduklarını ve sunulan programa ancak ailenin
tamamına hitap ettiği takdirde ilgi gösterdiklerini
ortaya koymaktadır. Buna bir de İslami kültür ortamından gelen kadın ve kızların sportif faaliyetlere
katılabilmeleri için özel bir takım ön koşullara sahip
oldukları noktasını ilave etmek gerekir. Buna örnek
olarak kadın ve erkek için ayrı spor alanları, farklı duş
ve giyinme alanları, bayan eğitmenler ve dini vecibelere uygun giysi gibi unsurlar verilebilir.
Kalıcı programların hazırlanması
(Organize) spor faaliyeti ile ve bunun sayesinde
gerçekleşen entegrasyon süreçlerinin uzun vadeli ve
kalıcı oluşu da hesaba katılmalıdır.
Kültürler arası aracıların pekiştirilmesi
Dernek bünyesinde gösterilen entegrasyon faaliyeti
daima göçmenlerle birlikte yürütülmelidir. Bunun
için her iki yapı (Alman dernek yapısı ile göçmenlerin mevcut yapıları) arasında aracılık yapabilecek ve
her iki taraftan kabul gören kişilere ihtiyaç vardır.
Göçmen dernekleri (örneğin kültür dernekleri, dini
dernekler, vb.) ile yakın işbirliği göçmenlere ulaşmayı
kolaylaştırmakta ve sporun önemi konusundaki
bilinci arttırmaya yardımcı olmaktadır.
Entegrasyon karşılıklı bir süreçtir
Yerli (Alman) halkı için önemli olan ön yargıları ve
yabancı düşmanlığını yıkmaktır. Aynı zamanda
da göçmenlerin kendilerini topluma açmaya hazır
olmaları gerekmektedir. Sadece yerli ve göçmen halk
birbirlerini karşılıklı kazanım kaynağı olarak gördüklerinde sportif faaliyet ve yarışmalar ötesinde dernekçilik üzerinden entegrasyon gerçekleşebilir.
1.2. Hedef belirleme
Spor organizasyonları derneklerin farklı kültürlere
açılımı yönündeki çabalarını daha da kuvvetlendirmek istemektedir. Dernekler düzeyinde ise daha
büyük bir ilgi ve anlayış geliştirilmesi hedeflenmektedir. Bu durum, özellikle belli bir göçmen grubundan
yüksek yoğunlukta üye kaydı bulunan dernekler için
geçerlidir (belli bir etnik kesime ait dernekler). Alman
Dernekler Kanunu’na uygun olarak bu derneklerin
kendilerini bütün halk gruplarına açmaları sağlanmalıdır. Bunun da ötesinde göçmenlerin derneklerin
yapılarına dahil olmaları ve bunun sonucunda da topluma katılımlarının iyileştirilmesi amaçlanmaktadır.
Tüm hedefler belirlenirken cinsiyet olgusu özellikle
göz önünde bulundurulmalıdır. Hedef gruplarına
yönelik özel programların artırılarak geliştirilmesi
gerekmektedir, bu programlar, göçmen kadın ve genç
kızların spor alanındaki (henüz gerçekleşmemiş) sosyalleşmeleriyle irtibatlandırılmalı ve doğrudan sosyal
ve kültürel çevrelerinde uygulamaya konulmalıdırlar.
Bu hedefe ulaşmak için, aşağıdaki amaçlar doğrultusunda belirlenen uygulamalar, ulusal entegrasyon
planı içerisinde kayda geçirilmelidir:
Proje tecrübelerinin belgelendirilmesi ve
değerlendirilmesi:
Spor alanında entegrasyona yönelik uygulamaların
etkisi hakkında halihazırda pek çok bilgi bulunmaktadır. Başarılı projelerden elde edilen çok sayıdaki
tecrübe ve girişimler, gelecekte artarak bir araya
getirilmeli, belgelendirilmeli ve değerlendirilerek
birbirleriyle bağlantılandırılmalıdır. Mahalli ve
bölgesel «en iyi uygulama örnekleri» yüzeye aktarılabilirlikleri açısından incelenmeli ve gerektiği takdirde
bu mealde tekrar gözden geçirilmeli ve uygulamaya
uygun hale getirilmelidirler.
Yetki alanlarının genişletilmesi ve vasıflandırma
Proje rapor sonuçları alana uygulanmalıdırlar. Entegrasyon çalışmalarının başarıya ulaşması için tespit
edilebilen faktörler tabana aktarılmalıdır. Düzenli
bilgilendirme çalışmalarıyla sporcular, dernek ve spor
birliklerinin her katmanındaki gönüllü çalışanları
entegrasyon konusu için duyarlı hale getirilmelidirler.
Eldeki bilgilere dayanarak yeni beceri ve yetki alanları
oluşturulmalı ve bunların eğitim programlarına
dahil edilebilecek şekilde hazırlanmasına gayret
edilmelidir. Antrenörlerin ve rehberlik hizmeti veren
elemanların uygulama yeterlilik ve becerileri de bu
yolla genişletilmelidir.
Yerel ağlar arası işbirliği
Spor alanında entegrasyon potansiyelinin tam olarak
kullanılabilmesi için yerel ağlarla bağlantı kurmak
zaruridir. Ağlar, yerel yönetimler himayesinde spor
4.7.
derneklerinin, okulların, anaokullarının ve sosyal
kurum ve kuruluşların birbirleriyle iletişim kurmalarına olanak sunmaktadırlar. Göçmen organizasyonları da şu ana kadarkinden daha güçlü ve daha sistematik olarak ağ yapılarına dahil edilmelidirler. Örgüt
Ağları, karşılıklı anlayış ve iletişimi teşvik etmelidirler
ve bunun da ötesinde işbirliği projelerinin oluşumu
için iyi bir platform sunmaktadırlar. 2005–2006 yılları
arasında yayımlanan spor gelişim raporuna göre, şu
an spor derneklerinin % 70’i birbirleriyle işbirliği kurmakta ve % 62’si okullarla, % 29’u anaokulları ile, % 21’i
ekonomi kuruluşlarıyla ve % 15’i gençlik daireleriyle
birlikte çalışmaktadırlar.
Entegrasyon çalışması için etkin genel şartların
oluşturulması
Spora ilişkin genel şartlar sosyal entegrasyonun gerçekleştirilebilmesi için ideal bir çıkış noktası sunmaktadırlar. Ancak etkisinin tamamını ortaya koyabilmesi
için spora tamamlayıcı uygulamaların eşlik etmesi
gerekmektedir. Genellikle tek bir spor derneğinin
bütüncül bir entegrasyon tasarımı geliştirmek için
sıklıkla gerekli kaynağa ve bilgiye sahip olmaması
nedeniyle yeterli uzman danışmanlık olanaklarının
sunulması gerekmektedir. Dernek bünyesindeki
gönüllü çalışanların desteklenmesi için entegrasyon
projelerinin teşvikini sağlayan şartların oluşturulması
zorunludur. Bunun için gerekli alt yapının, özellikle
spor salonlarının sunulması gereklidir.
Göçmen kökenli kız ve kadınların kültürel, sosyal ve
dini zaruriyetlerine uygun şartların yaratılmasına
özellikle dikkat edilmelidir.
Entegrasyon konusunun içten ve dıştan
güçlendirilmesi
Entegrasyon, önemli bir ortak alan konusunu oluşturmaktadır. Yetkili devlet daireleri ve ilgili kurumların
konuyla bağlantısı bu kurumlar tarafından hesaba
katılmalıdır.
Bunun da dışında spor birliklerinin, Federal Hükümet, eyaletler ve yerel yönetimlerin entegrasyon
çalışmalarını itina ile hazırlanmış, geniş tutulmuş
kamusal çalışmalar eşliğinde yürütmeleri zorunludur.
Bu çalışmalar eşit ölçüde hem yerel hem de göçmen
halka ulaşmalı ve sporun başarıları olumlu anlamda
ön plana çıkarılmalıdır. Göçmen kökenli entegrasyon
elçilerinin ve entegrasyon sorumlularının atanması
bunun için faydalıdır. Burada göçmen organizasyonlarının (belli bir etnik kesime ait spor dernekleri,
kültürel ve dini dernekler vb.), belde cemaatlerindeki
yönetici kişilerin, özellikle Almanya’ya yerleşmiş
bulunan anavatan gazete ve televizyonlarının, şu ana
kadarkinden daha güçlü ve sistematik olarak iletişim
yapılarına dahil edilmeleri gerekmektedir.
133
4.7.
1.3. Projeler/Üstlenilen yükümlülük/Denetim
görevleri
Geliştirme Bakanlığı ile federal dairelerin de dahil
olduğu bir çalışma grubu çerçevesinde gerçekleşebilir. Çalışmaların bu şekilde koordine edilmesi
ve birbirleriyle birleştirilmesi, spor programları ile
sosyal kültürel ve eğitim kurumları arasında bir ağ
kurulmasını mümkün kılmaktadır.
Çalışma grubu üyeleri bu amaçlara ulaşmak için
gerekli olan uygulamaları özetlediler:
Projeler ve Federal Hükümetin yükümlülüğünü
üstlendiği konular
Projelerden elde edilen tecrübelerin
belgelendirilmesi ve değerlendirilmesi:
■■ Federal Hükümet, Göç ve Sığınmacılardan Sorumlu
Federal Daire içerisinde Almanya genelinde spor
alanında entegrasyon önerileri hakkında bölgesel
ve bölgeler üstü durum tespiti için temel oluşturacak bir bilgilendirme platformu kurmayı üstelenmiştir. Bu platform, sporla alakalı entegrasyona
yönelik uygulamaların kültür dernekleri tarafından da aynı şekilde saptanmasının mümkün olup
olmadığını denetleyecektir.
■■
Federal Hükümet kendisi tarafından teşvik edilen
Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu’nun «Spor
yoluyla entegrasyon» isimli programını araştırıp
sonuçlarıyla birlikte rapor edecektir.
Yeteneklerin geliştirilmesi ve vasıflandırma:
■■ Federal Hükümet, göçmen kökenli üyelerin kendi
etnik spor dernekleriyle ve Alman spor derneklerindeki oranları hakkında güvenilir istatistik bilgilerinin toplanmasının mümkün olup olmadığını ve
bunun yollarını kontrol edecektir.
■■
■■
Federal Hükümet «Spor alanında ve spor yoluyla
entegrasyon» konusunu Federal Spor Bilimleri Enstitüsünün ağırlıklı araştırma noktası olarak tayin
edecektir.
Federal Almanya Spor Bilimleri Enstitüsü kendisinin desteklediği «Spor derneğindeki gençlerin
entegrasyonu» ve «Almanya’daki göçmen spor
dernekleri» adlı araştırma projelerinin sonuçlarını,
spor politikasındaki transfer aktiviteleri ve spor
organizasyonları vasıtasıyla temin edecektir.
Yerel ağlar arası işbirliği:
Federal Hükümet, spor ve siyaset dünyasındaki ortaklarıyla birlikte yürüttüğü işbirliği çalışmasını, Ulusal
Entegrasyon Planının sunumundan sonra da sürdürmeye devam edecektir.
Entegrasyon çalışması için etkin genel şartların
oluşturulması:
■■ Federal Hükümet, iki veya daha fazla teşvikin
önlenmesi amacıyla, «Spor yoluyla entegrasyon»
alanında Federal Hükümet tarafından finanse
edilen projeleri saptayıp kaydedecektir. Bu ise,
federal yetkiler, Almanya İçişleri Bakanlığı, Federal
Almanya Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı ve Federal Almanya Ulaştırma, İmar ve Şehir
134
■■
Federal Hükümet «Spor yoluyla entegrasyon»
programını, bu temel arz teşvikinin sürekliliğini
sağlamak ve bütün katılımcılara bir plan teminatı
vermek amacıyla daha da geliştirecektir.
■■
Federal Hükümet «Taraftar Bölgesi» isimli projeyi,
2007’den 2009’a kadar sürecek olan sözleşme müddetince destekleyecektir. Bu proje, Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu tarafından geliştirilen
ve Sayın Merkel tarafından 2006 yılının Haziran
ayında toplanan entegrasyon zirvesi çerçevesinde
takdim edilen «Spor!-Gençlik!-Harekete Geç!» tasarısının bir parçasını oluşturmaktadır.
Entegrasyon konu alanının içten ve dıştan
desteklenmesi:
■■ Federal Hükümet, Uilli Entegrasyon Planı çerçevesinde «Entegrasyon Platformu. Biz de varız!» isimli
kampanyayı kamuoyuna tanıtmıştır. Spor birlikleriyle işbirliği yapılarak ve afişler kullanılarak gelecek aylarda derneklerde entegrasyon konusuna
ağırlıklı olarak dikkat çekilmelidir.
Eyalet ve yerel yönetimlerin uygulama ve
yükümlülükleri (Eyalet ve yerel yönetimlerin
düzenleme yetki ve sorumlulukları)
Federal Eyaletler, Federal Hükümetle birlikte göçmen
kökenli daha çok insanın spor vasıtasıyla varolan
yapılara katılımlarını ve bu yolla farklı kültürlerdeki
insanların birbirlerine karşı anlayışlarını iyileştirmek
amacını gütmektedir. Bunlar, belediyeye ait idari
kurumların yanında özellikle kitlesel spor alanında
örneğin spor salonlarının inşası ve sağlamlaştırılması ile modernizasyonu için ana sponsorluk görevini yürütmektedirler. Eyaletler bunun da ötesinde
model ve pilot projeleri, entegrasyon düşüncesinin
yerinde ve daha güçlü olarak kavranmasını sağlamak amacıyla desteklemektedirler. Buna ek olarak
«Spor yoluyla entegrasyon» projesini çeşitli şekillerde
desteklemektedirler.
«Spor yoluyla entegrasyon – potansiyellerin kullanılması, arz ve tekliflerin büyütülüp geliştirilmesi
ve ağ bağlantılarının genişletilmesi –» konu alanları
için oluşturulan çalışma grubunda eyaletler (kısmen
Hessen Eyaleti’nin koordinasyonu ve spor bakanları
konferansına başkanlık etmesi sebebiyle Mecklenburg
Vorpommern Eyaletinin oylamasıyla) halihazırda
kendi yükümlülük alanlarıyla ilgili önerilerini ortaya
koymuşlardır, ki bunların içeriğindeki önemli noktalar burada da ele alınmıştır.
Projelerden elde edilen tecrübelerin
belgelendirilmesi ve değerlendirilmesi:
■■ Hessen Eyaleti, spor alanında entegrasyona yönelik
projelerle ilgili konu analizinin de içinde yer alacağı bir durum tespit çalışmasını ilk olarak eyalet
düzeyinde başlatacaktır. Bu noktada deneysel
incelemeler hazırlanmalıdır. Başarılı çalışmaların
uygulamaya geçirilmesinde bir ödül sistemi takip
edilmelidir. 2007 yılı Ağustos ayında Kuzey Ren
Vestfalya ve Hessen Eyaletleri’nin birlikte gerçekleştirecekleri «Entegrasyon Kongresi» de bu durum
tespit çalışmasına katkı da bulunacaktır.
Entegrasyon çalışması için etkin genel şartların
oluşturulması:
■■ Spor salonları için kaynak sunumu: Eyalet hükümetleri sürekli olarak spor teşvikine yüksek tutarda
yatırımda bulunma yükümlülüğünü üstlenmişlerdir. Gelecekte yapılacak yatırımlarda büyük oranda
göçmenler için spor faaliyetleri sunan özel bazı dernek ve mahallelere öncelik verilip verilmeyeceği
henüz karara bağlanmamıştır. Eyalet hükümetleri
bu alanda güçlü bir eylem planına ihtiyaç olduğu
kanaatindedir. Bazı eyaletler tarafından göçmenlere yönelik entegrasyon politikası alanında taleplerin açık biçimde kaynak dağılımına yansıtılması
düşünülmektedir. Yukarıda bahsedilen şartlarla
ilgili eyalet hükümetlerince yapılacak iyileştirmelerden bir kısmı halihazırda başlamış bulunmaktadır. Diğer iyileştirmeler ise 2007 yılında başlayacaktır ve bunların gerçekleşmesi için iki ya da beş yıllık
bir zaman dilimi öngörülmektedir.
■■
■■
Schleswig Holstein Eyaleti, Schleswig Holstein’daki
spor faaliyetlerinin teşviki ile ilgili yönetmeliği
16.11.2005’te gözden geçirmiş ve kamuoyuna yeniden duyurmuştur (Spor teşvik yönetmeliği 1.3.2007,
Schleswig Holstein Eyaleti’nin 10.4.2007 tarihli nüshası, sayfa 260). Yönetmeliğin ikinci maddesinde
açık olarak belirtilen teşvik konularına ilaveten g
maddesi) «Spor yoluyla entegrasyon için projeler»
teşvik ağırlık noktası olarak kataloğa alınmıştır.
Konuyla ilgili teklifler Schleswig Holstein’a bağlı
yerel yönetimler, spor dernekleri ve spor dernek birlikleri tarafından sunulabilirler. Öngörülen projeler,
eyaletin spor alanında sunduğu teşvik yardımları
çerçevesinde kullanıma sunulmuşlardır. Projeler,
eksik ihtiyaç finansmanı yoluyla proje teşviki kapsamında desteklenmektedirler. Sözü edilen teşvik
tutarı, her önlem için 5.000 Euro’yu geçmemelidir.
Berlin Eyaleti’nde farklı meskun grupların sosyal
entegrasyonu ve yabancı uyruklu vatandaşların
özel ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması,
Berlin Eyaleti’ndeki spor faaliyetlerini teşvik yasasının 1. paragrafı uyarınca, Berlin Senatosu’nun spor
faaliyetlerini destekleme amaçları arasında yer
almaktadır.
■■
4.7.
Hamburg Hansestadt Senatosu 19 Aralık 2006’
da göçmenlerin entegrasyonuna yönelik bir
eylem tasarımını karara bağlamıştır. «Şehirde
birlikte yaşam» konusu çerçevesinde, spor kendi
başına bir eylem alanı olarak ortaya konulmuştur.
Burada esas ağırlık noktasını çocuklar ve gençler
oluşturmaktadır.
Entegrasyon konu alanının içten ve dıştan
desteklenmesi:
■■ Eyalet hükümetleri bu yıl içerisinde göçmenlerin
spor politikası yoluyla topluma kazandırılmalarına
daha çok önem verilip verilmeyeceği noktasında ve
bunun önemini artırmaya yönelik organizasyona
ilişkin adımlar atılmasının gerekliliği noktasında
denetleme yükümlülüğünü üstlenmiş bulunmaktadırlar. Bunun uygulanması için 2007’ den 2008’
e kadar süren bir zaman dilimi belirlenmiştir.
Başarılı ve uygun bir biçimde uygulanması halinde
entegrasyon politikası uzun vadeli bir ortak görev
alanı olarak anlaşılmaktadır.
Yerel ağlar arası işbirliği:
Yerel yönetimlerdeki kurum temsilcileri, üyeleri adına
yükümlülük alacak yetki ve vekaletlerinin bulunmadığını belirtmektedirler. Üst düzey birliklerin kendi
sorumlulukları da ancak yetkili kurulun karara
bağlamasının ardından değerlendirilmektedir. Bu
sebeple, çalışma grupları tarafından yalnızca uygulanacak projelere yönelik tavsiye kararları üzerinde
çalışılmıştır.
■■
Çalışma grubu, tüm şehir genelinde entegrasyon
konferanslarının toplanması ve akabinde «Spor ve
Entegrasyon» konulu bir çalışma grubunun kurulması yönünde görüş beyan etmiştir. Çalışma grubu,
entegrasyon sorununun ortak bir konu olduğu ve
bu sebeple şehirlerde sadece bir kurul olarak değil,
yönetim (sevk ve idare ) düzeyinde ele alınması
gerektiği yönünde tavır ortaya koymaktadır.
■■
Çalışma grubu, sivil toplum çabalarını özellikle
spor alanındaki çabaları, yerinde düzenlenecek aktivitelerle birleştirme yönündeki çabaları
desteklemektedir.
Sivil Toplum Örgütlerinin projeleri ve
yükümlülükleri
Spor, derneklerin bir çoğu tarafından pek çok projede
entegrasyon aracı olarak kullanılmaktadır. Projelerin
çokluğu nedeniyle hepsini burada anlatmak mümkün
değildir. Bu sebeple, onları temsilen spor faaliyetlerini çatısı altında toplayan bir organizasyon olarak
Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu’nun ve onun
en büyük üye birlikleri olan Alman Futbol Federasyonu ve Alman Spor Federasyonları’nın öngördükleri uygulamalara ve üstlendikleri yükümlülüklere
değinilmiştir.
135
4.7.
Projelerden elde edilen tecrübelerin
belgelendirilmesi ve değerlendirilmesi:
■■ Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu, «Spor
yoluyla entegrasyon» programının araştırılması ve
sonuçlarının raporlarla ortaya konulması yükümlülüğünü üstlenmektedir. Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu, pratik araştırma çalışmalarında
ve değerlendirme safhasında birlikte çalışacak ve
yapılan araştırmanın raporlarıyla ortaya konulması
için gerekli tüm bilgi ve malzemeleri kullanıma
sunacaktır. Sonuçlar incelendiğinde ortaya çıkan
değerlendirmeler, yapılacak eylemlere yönelik tavsiyeler bazında program üzerinde yapılacak olan
gözden geçirme faaliyetlerinde kullanılacaklardır.
■■
Alman Spor Federasyonu (DTB), Jimnastik ve Spor
Dernekleri Atılım Ödülü çerçevesinde «kadın ve kızların entegrasyonu» kategorisinde en iyi uygulama
projelerini tespit etmiş ve bunları ödüllendirmiştir.
Bu ödül 2007 Kasım ayında düzenlenen Stuttgart
Spor Kongresi çerçevesi içerisinde ilan edilmiştir.
Bu ödülün, 2008 yılından itibaren Alman Spor
Federasyonu Derneği yıllık ödülü olarak genişletilmesi planlanmaktadır.
Yeterliliklerin geliştirilmesi ve vasıflandırma:
■■ Söz sahibi kişilerin vasıflandırılması (Örneğin;
göçmen kökenli kadınlar, antrenörler, hakemler
vb.) büyük önem arz etmektedir (Özellikle kültürler
arası öğrenme, uyuşmazlık yönetimi konularında).
«Spor yoluyla entegrasyon» programı çerçevesinde
desteklenen göçmenlerin vasıflandırılmasına yönelik bir proje olarak «Kültürler arası spor», şu anda
Koblenz Landau Üniversitesi tarafından araştırılmaktadır. Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu,
varolan göçmenlerin vasıflandırılmasına yönelik
«Kültürler arası spor» projesini tüm eyaletlerde
hayata geçirme ve bunu çeşitli spor dallarında
yoğun olarak uygulama yükümlülüğünü üzerine
almaktadır.
■■
■■
136
Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu ve
Almanya Futbol Federasyonu birlikte bir eğitim
modeli geliştireceklerdir. Bunun için Almanya
Olimpiyat Sporları Federasyonu’ nun sunduğu «Kültürler arası spor» eğitim kursu baz alınmaktadır.
Almanya Futbol Federasyonu, bu modeli futbola
özel bazı içerik ilaveleriyle tamamlayacaktır. Bu
eğitim kursunun spor birlikleriyle derneklerin her
düzeyinde ve «Spor yoluyla entegrasyon» programı koordinatörlerinin desteğiyle yürütülmesi
gerekmektedir.
Alman Spor Federasyonu, düzenlediği yıllık spor
kongrelerinde raporlar, atölye çalışmaları ve
tartışma platformları yoluyla dernek yöneticileri
ve çalışanlar için «spor derneklerinde kadın ve
kızların entegrasyonu» konusunu işlemektedir.
Bir dahaki kongrelerin ilki 2007 yılının Kasım
ayında ve ikincisi de 2008 yılının Kasım ayında
yapılacaktır.
Yerel ağlar arası işbirliği:
■■ Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu, «birleşik
ağ» metodunu çalışma prensibi olarak güçlendirecektir. Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu,
«Spor yoluyla entegrasyon» programının tüm
katılımcılarını, yerel yönetimlerden ve eyaletlerden gelen tüm tekliflerin programın ağ çalışmasına dahil edilmesi doğrultusunda yönlendirme
yükümlülüğünü üstlenmektedir. Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu bunun da ötesinde
tecrübe ve yeterliliklerinin yanı sıra milli ve uluslararası iletişim ağını güçlendirerek entegrasyon
amacının hizmetine sunmayı teklif etmektedir.
Federasyon eyaletler ve yerel yönetimler düzeyindeki proje koordinatörleri vasıtasıyla iletişim
ağlarının tüm ülke düzeyinde oluşturulması ve
genişletilmesi ile eyalet spor federasyonları kadrolu
çalışanlarının desteklenmesi sorumluluğunu
üstlenmektedir.
■■
Alman Futbol Federasyonu bir iletişim ağı olan
«Entegrasyonu» kurmayı planlamaktadır. Bu ağ
futbol alanında yerli ve bölgesel entegrasyon projeleri arasında iletişim oluşturacak ve gerektiğinde
bunların koordinesini sağlayacaktır.
Entegrasyon çalışması için etkin genel şartların
oluşturulması:
■■ «Spor yoluyla entegrasyon» programının bir süreç
içerisinde kalite güvencesi sağlanmalıdır. Bunun
için Federal Hükümetle ve eyalet spor birlikleriyle
birlikte bu çalışmanın sevk ve idaresine kaynaklık
teşkil edecek hedefler kararlaştırılmıştır. Almanya
Olimpiyat Sporları Federasyonu, bu hedefleri Federal Hükümetle birlikte 2007 yılının ilk yarısında
birlikte oylama ve bir test döneminden sonra 2008
yılında tüm Almanya genelinde uygulanmasını
sağlama görevini üstlenmektedir.
■■
Eyalet spor federasyonları «Spor yoluyla entegrasyon» programıyla çok yakın bir ilişki içerisindedir.
Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu’nun bakış
açısına göre, bu programın kalıcı ve aynı zamanda
etkili, nitelikli bir şekilde genişletilmesi diğer spor
federasyonların da bu programa dahil edilmesi ile
mümkündür ve arzu edilen de budur.
■■
Sporun entegrasyonla ilgili yüksek potansiyelini
daha kuvvetli bir biçimde kullanmak için Almanya
Olimpiyat Sporları Federasyonu, «sosyal bir şehir»
ve «spor yoluyla entegrasyon» programları arasındaki işbirliğini iyileştirme yönünde çaba gösterecektir. Buradaki amaç yerleşim yerlerine yakın
yerlerde sunulan spor ve hareket faaliyetlerinin
özellikle sosyal açıdan ihmal edilmiş, dezavantajlı
mahallelerde desteklenmesi ve oluşumlarının
tamamlanmasıdır. Almanya Olimpiyat Sporları
4.7.
Almanya Futbol Federasyonu’nun entegrasyon
konusundaki hedefleri ve buna ilişkin projeleri çok
önemli bir rol oynayacaklardır.
Federasyonu, bir işbirliği platformu kurulması ve
«spor yoluyla entegrasyon» ve «sosyal bir şehir»
programları arasındaki iletişimi yoğunlaştırmak
konusunda yükümlülük altına girmektedir.
■■
«Top bizde»: Irkçılığa ve Ayrımcılığa Karşı Futbol»
örnek projesinin teşviki (Bakınız 1.3.3; Önlem:
«Taraftar Bölgesi» projesi). Bu projenin masrafları
Almanya Futbol Federasyonu ve Federal Hükümet
tarafından eşit oranda karşılanmaktadır.
■■
Almanya Futbol Federasyonu, 2007 yılı Mayıs
ayında Berlin’deki okullarda Alman Fransız öğrencileri eyalet oyunları çerçevesinde «Şiddetin önceden önlenmesi ve entegrasyon» konulu bir proje
haftası düzenlemektedir. Bu amaç doğrultusunda
Almanya Futbol Federasyonu tarafından ders malzemeleri hazırlanmıştır. Bu malzemelerin, ileride
buna müteakip yürütülecek projelerde kullanımı
proje haftasından sonra karara bağlanacaktır.
Entegrasyon konu alanının içten ve dıştan
desteklenmesi:
■■ Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu, «Spor
yoluyla entegrasyon» programı kapsamında kamusal çalışmaları genişletmeyi taahhüt etmektedir.
■■
Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu ve
Almanya Futbol Federasyonu Federal Hükümetin
«Entegrasyon platformu – Biz de varız» isimli afiş
kampanyasını destekleme ve kendisine bağlı üye
organizasyonlarını da bu konu da uyarma yükümlülüğünü üzerine almaktadır. Diğer spor federasyonları da bu çalışma için ikna edilmelidirler.
■■
Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu Başkanlığı, 2006 yılının yazında entegrasyondan sorumlu
üç elçi tayin etmiştir. Bunlar halihazırda pek çok
etkinliklere katılmış ve Federal Almanya Hükümetinin «Entegrasyon platformu – Biz de varız» isimli
kampanyasını desteklemiş bulunmaktadırlar. Federasyon, entegrasyondan sorumlu daha başka elçiler
atama yükümlülüğünü üstlenmektedir ve buna ek
olarak bir de görev profili geliştirmiştir.
■■
Almanya Futbol Federasyonu Başkanlığı 1 Aralık
2006 tarihinde ilk gönüllü entegrasyon sorumlusunu atamış bulunmaktadır. İhtiyaç dahilinde
olmak üzere yakın zamanda göçmen kökenli yeni
entegrasyon elçileri atanmalıdır.
■■
Almanya Futbol Federasyonu projelerin geliştirilmesi ve öngörülen projelerin uygulamaya geçirilebilmesi amacına yönelik olarak «şiddeti önleme»
birimi ile sıkı bir ilişki ağı içerisinde bulunacak bir
entegrasyon uzman komisyonu oluşturacaktır.
■■
Almanya Futbol Federasyon Meclisi 2007 yılının
Ekim ayında ilk olarak geniş kapsamlı bir futbol
gelişim planı çıkaracaktır. Bu plan hazırlanırken
■■
Almanya Futbol Federasyonu ve Daimler-Chrysler
arasındaki işbirliği çerçevesinde, Almanya Futbol
Federasyonu içerisinde ve başka okullar ile dışardan proje yürüten kişi ve kurumaların bünyesinde,
proje ve uygulamalar için yıllık bir entegrasyon
ödülü duyurusunda bulunulması planlanmaktadır.
■■
Almanya Futbol Federasyonu, federasyonun ve
bağlı derneklerin yönetici kadrolarına ve çalışanlarına yönelik olarak, spor derneklerinde kadın
ve kızların entegrasyonunu sağlama konusunu,
düzenli olarak 22.000 nüsha halinde yayımladığı ve üye derneklere ücretsiz dağıttığı «Alman
Jimnastiği» isimli dernek magazininde ağırlıklı
olarak işlemektedir. Almanya Futbol Federasyonu
trambolinde Olimpiyat madalyası kazanan ve 2000
yılında Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu
tarafından entegrasyondan sorumlu üç elçiden
birisi olarak atanan Anna Dogonadze’yi de bu çalışmalara dahil etmeyi planlamaktadır.
Entegrasyona yönelik uygulamalarda cinsiyet
bakış açısının güçlendirilmesi
■■ Çeşitli resmi ve sivil kurum ve kuruluşların yardımlarıyla tahminen 2000 yılının Mayıs ayından itibaren Kuzey Ren Vestfalya Eyaletine bağlı Eyalet Spor
Federasyonu tarafından yürütülmekte olan «Spor
entegrasyonu sağlıyor – spin.» isimli proje desteklenecektir. Bu proje, kadın göçmenlerin spor faaliyetlerine katılımını sağlamayı ve onları antrenör olarak yetiştirmeyi ve giderek artan bir biçimde Spor
derneklerinde sorumlu pozisyonlarda çalışmaya
ısındırmayı hedeflemektedir. Takip edilen projenin
çıkış noktası olarak bu sadece spor faaliyetleriyle
ilgili çalışmaları kapsamamakta; aynı zamanda
özellikle Müslüman kökenli göçmen kadınlara
yönelik dil ve kültür çalışmalarını da içermektedir.
Eyalet Spor Federasyonu, Duisburg, Gelsenkichen
ve Essen şehirlerinde, bu projenin gerçekleştirilmesine yönelik çeşitli imkanların kullanılmasını
model olarak test edecektir. Buradan elde edilecek
sonuçlardan «Spor yoluyla entegrasyon» projesi de
faydalanacaktır.
■■
Kuzey Ren Vestfalya Eyalet Hükümetinin eylem
planındaki ağırlık noktalarını hem halihazırda
denenmiş projelerin yürütülmesi, hem de içerik
olarak yeni plan ve programların geliştirilmesi
oluşturmaktadır. Halihazırda uygulaması tamamlanmış projelerden «Göçmen kadınlarla spor» isimli
Almanya genelinde model özelliği taşıyan programa (1995–1998) değinilmelidir ki, bu program
yürütülürken ilk defa göçmen kökenli kadınlar için
bir antrenörlük meslek geliştirme kursu faaliyete
geçirilmiştir. Sporun kültürler arası açılıma ön
ayak olması sürecinde, gelecekte yürütülecek tüm
137
4.7.
projelerin en önemli hedef grubunu göçmenler
arasındaki kadınlar ve gençler oluşturacaktır. Bu
noktada hem kültürel farklılıkların dikkate alınması, hem de dernekleşmiş spor organizasyonları
ve projeyi yürüten diğer sorumlu sponsor kuruluşlar arasındaki işbirliğini güçlendirecek programların geliştirilmesi gerekmektedir.
■■
138
Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu şu an
«Ana konu cinsiyet» ve «Spor yoluyla entegrasyon»
bölümleri için, üye organizasyonlar ve derneklerle
birlikte kadın göçmenlerin spor konusundaki
ihtiyaçlarını dikkate alacak öneriler ortaya koymak
amacıyla bir proje geliştirmektedir. Bu proje «Spor
yoluyla entegrasyon» programına bağlı olarak
yürütülecek ve böylelikle birlikte çalışmadan
doğacak olumlu etkilerden de faydalanılacaktır.
Almanya Olimpiyat Sporları Federasyonu, Başkanlığın aktüel çalışma programına dayanarak, göçmen
kökenli kadın ve genç kızlara yönelik olarak bir ağ
oluşturma projesini uygulamaya geçirme yükümlülüğünü üstlenmektedir. «Ana konu cinsiyet» ve
«Spor yoluyla entegrasyon» bölümleri, bu projenin
üç yıllık bir sürede gerçekleştirilmesini öngörmektedirler. Burada takip edilen hedef, göçmen kadınlar tarafından tercih edilen spor dallarında (örneğin; Dövüş sporları, futbol, dans ve yüzme) kurslar
sunmaktır. Bu Proje ağları on şehirde uygulamaya
geçirilecektir. Spor dışındaki organizasyonların da
projeye dahil edilmeleri neticesinde, projenin ağ
olma özelliği de ortaya çıkmaktadır. Bunun dışında
spor alanında arzlar diğer vasıf kazandırma kursları ile (örneğin dil öğrenim kursları) bağlantılı
hale getirilmelidir. Bu proje «Spor yoluyla entegrasyon» programına da sponsor olarak desteklemiş
olan spor dernekleri tarafından yürütülmektedir.
■■
Alman Futbol Federasyonu kızların futbol yoluyla
topluma entegrasyonunu sağlayacak bir model projeyi desteklemektedir. Bu yapılırken, sosyal seviyenin düşük olduğu bölgelerden seçilmiş kızların turnuva organizasyonları düzenlemek ve okul çalışma
grupları kurmak gibi kendi girişimleri vasıtasıyla
derneklere ulaşmaları kolaylaştırılmalı ve böylelikle topluma entegrasyonları desteklenmelidir.
■■
Almanya Futbol Konfederasyon Başkanlığı, «Göçmen kökenli kadın ve genç kızların Topluma entegrasyonu» konusunun koordinesi ve tetkiki için 2006
yılının Eylül ayında bir başkanlık komisyonunu toplantıya çağırmıştır. Bu çalışmanın sonuçları, Frankfurt Main şehrinde gerçekleşecek olan Uluslararası
Alman Spor Şenlikleri çerçevesinde sunulacaktır.
■■
Alman Futbol Federasyonu, spor derneklerinin şu
ana kadarki tecrübelerini de göz önünde bulundurarak, belli spor derneklerinde denenmek üzere,
kadın ve genç kızların, jimnastik ve dans dallarına
ağırlık veren derneklere katılımını sağlayacak
bir tasarım üzerinde çalışmaktadır. Buradan elde
edilecek olan sonuçların değerlendirmesi ise 2009
yılında Frankfurt Main şehrinde düzenlenecek olan
Uluslararası Alman Spor Şenlikleri’nde yapılacaktır.
Bunu, bu tasarımın diğer başka dernekleri de içine
alacak şekilde de genişletilmesi izleyecektir.
Ek 1
Prof. Dr. Christoph Breuer, Prof. Dr. Heinz-Dieter
Horch und Prof. Dr. Volker Rittner (Alman Spor Yüksek
Okulu) tarafından yürütülen ve spor bilimlerinden
sorumlu Federal Alman Enstitüsü, Alman Olimpiyat
Sporları Federasyonu ve eyalet spor federasyonlarının birlikte finanse ettikleri «Spor Gelişim Raporu
2006/2007» isimli araştırma sonuçları.
Spor Dernekleri ve Demografik Değişim
Almanya’da bulunan spor derneklerinin (yaklaşık
40.000 dernek) yüzde 45’i demografik değişimden
dolayı eylem ve hareket alanlarında etkilendiklerini
düşünmektedirler. Çocuk ve gençlerin nüfus oranının
düşüşü, nüfusun giderek yaşlanması ve küçülmesi
gibi olgular yanında, demografik değişimin görülen
yüzlerinden birisini de göç konusu oluşturmaktadır.
Göçmen nüfusunun genel nüfusa oranının giderek
artması beklenmektedir. Bu gelişme, bir yandan
göçmen kökenli meskun gruplardaki doğum oranlarındaki olumlu artış, diğer yandansa göç olgusu ile
açıklanmaktadır.
Demografik değişimden etkilenen tüm spor derneklerinin % 7 ila % 15’i, faaliyetlerinin göçmen hareketinden etkilendiği kanaatindedirler.
Bu noktada, Federal eyaletler arasında, çok ciddi
farklılıklar gözlemlenmektedir ki bu durum göçten
etkilenme konusunda, iki yönlü bir tespiti mümkün
kılmaktadır: Eski eyaletlerdeki spor derneklerinin %
15’i göçten etkilendiklerini belirtirlerken, yeni eyaletlerdeki spor derneklerinde bu oran % 8’den bile daha
az bir düzeydedir.
Çeşitli dernekler incelendiğinde bunların da göçten
etkilenme hususunda kayda değer farklılar gösterdikleri ortaya çıkmaktadır. Göçmen yerleşiminin
doğurduğu sonuçlardan büyük derneklerin % 30’u
etkilenmektedirler. Geriye kalan diğer dernek türlerinin (örneğin; az iştirakli küçük dernekler ve çok
iştirakli orta büyüklükteki dernekler) yalnızca % 10 ila
% 15’i için bu durum geçerlidir.
4.7.
Demografik değişimin yol açtığı sonuçlara bir tepki
olarak, bilhassa orta ve büyük ölçekli dernekler artan
bir şekilde yeni faaliyetler sunma yoluna gitmişlerdir.
Diğer derneklerle güçlendirilmiş bir işbirliği çalışmasına girmek de en sık uygulamaya konan tedbirler
arasında yer almaktadır.
Spor dernekleri arasındaki işbirliği ve bölgesel
entegrasyon
Spor derneklerinin bölgesel bütünleşme çalışmalarına katkıları tarihi bağlamda ele alındığında, yerel
yönetimler ve spor dernekleri arasındaki ilişkinin
spor hareketi ortaya çıktığından beri canlı bir diyalog
özelliği taşıdığı görülmektedir. Bölgesel işbirliği
alanı, spor derneklerinin kamuya yönelik çalışmaları
çerçevesinde özellikle şu an ve gelecekte de giderek
artan bir oranda özel bir ilgiyi hak etmektedir; çünkü
toplumsal gelişim alanında pek çok sorun hem geniş
kapsamlı bölgesel konularda güçlü bir organizasyon
faaliyetini, hem de yeni işbirliği modellerini zaruri
hale getirmektedir. Özellikle sektörler arası oluşturulan, farklı organizasyonların ve çeşitli siyasi alanların da işbirliği içerisinde çalıştıkları iletişim ağları,
sosyal entegrasyon için yerine getirilmesi gerekli
görevler noktasında büyük başarılara ulaşma şansını
sağlamaktadırlar.
Spor derneklerinin çoğunun yaptığı çalışmalar, bölgesel ağ oluşumunun toplumsal ve siyasal zaruretini
açıkça ortaya koymakta ve böylelikle sivil girişimin
önemini, etkinlik ve potansiyelini de kanıtlamaktadırlar. Bu şekilde spor derneklerinin % 70’i diğer
spor dernekleriyle ve % 62’si de okullarla işbirliğine
gitmektedir. Bunun da dışında, derneklerin % 24’ü
çocuk yuvalarıyla, % 21’i ise ekonomik kuruluşlarla,
% 5’i gençlik ve çocuk esirgeme kurumlarıyla birlikte
çalışmaktadırlar. Böylelikle de göçmenlerin topluma
entegrasyonlarının basarıyla sağlanması için elverişli
şartları da oluşturmuş bulunmaktadırlar. Çünkü bu
şartların oluşumu, güçlü bir biçimde ağ bağlantılarının oluşturulmasına bağlıdır.
Genel olarak spor derneklerinin demografik değişimi
olduğundan daha hafife mi aldıkları yoksa konuyu
abartarak mı ele aldıkları sorgulanmalıdır. Bu sorunu
hafife alma gibi bir tutum, spor derneklerinin merkezi
öneme sahip bir toplumsal değişikliğe karşı hazırlıksız yakalanmalarına yol açabilir. Meskun nüfus
içerisindeki giderek artan göçmen oranı söz konusu
derneklerin % 28’i tarafından (özellikle az iştirakli
küçük ölçekli dernekler) hafife alınırken, bu derneklerin % 4’ü de bu gerçeği olduğundan daha da büyütmektedirler. Bu noktada bölgesel farklılıkların söz
konusu olmadığı görülmektedir.
139
4.7.
Ek 2
■■
Göçmen kökenli söz sahibi kişilerin aktif olarak
yetiştirilmesi ve kazanımı,
Eyaletlerin «Ulusal Entegrasyon Planı’na»
iştirakleri
■■
Entegrasyon alanında siyaset yapabilme kabiliyeti,
■■
Kaynakların kullanıma hazır bulundurulması ve
■■
Olay yerindeki zorlukların aşılması.
1. Temel görüş
Federal düzey ile bölgesel düzey arasında bir
konumda bulunan Eyalet hükümetleri entegrasyonu
spor yolu ile gerçekleştirme uygulamasını çok ciddiye
alırken şu hedefleri takip etmektedirler:
■■
Spora yönelik bir siyaset izlemek,
■■
Yardımlaşma ilkesini temel almak,
■■
Sportif faaliyetlerde bulunan nüfusa bazı erdemler
kazandırmak,
Federal hükümetler, geçmiş yıllar içerisinde göçmenlerin entegrasyonunun daha da önem kazandığı,
geniş çaplı bir entegrasyon politikası izlemektedirler.
Bu bakımdan şu anda bir sistem değişikliğine gidilmesi gerekli olmamakla birlikte entegrasyonun Federal Hükümet, yerel yönetimler ve eyalet spor konfederasyonları ile birlikte yürütecekleri ve çalışmalarının
ağırlık noktasını oluşturacak bir konu olarak bir tanımının yapılması gerekmektedir. Şu ana kadar yapılan
çalışmaların değerlendirilmesi bunların ancak tek
tek ele alınmaları ile mümkündür ki, bilindiği gibi sırf
bu sebeple bile araştırma ve incelemenin etkin hale
getirilmesi bir zorunluluk haline gelmiştir. Ama yine
de bu çalışmaların, uygulanmakta olan entegrasyon
politikası çerçevesinde bir değerlendirilmesinin yapılmasına çalışılmalıdır.
2. Hedef belirleme
Eyalet hükümetleri, Federal Hükümet ile birlikte daha
fazla göçmen kökenli insanın, spor yoluyla varolan
yapılarla kaynaşması amacını gütmekte, ve bununla
da farklı kültürden insanların birbirlerini daha da iyi
anlamalarını sağlamayı hedeflemektedirler. Bununla
varılmak istenen hedef ise, sivil toplumun temelinin
güçlendirilmesidir. Entegrasyon anlayışı pratik ve
teorik olarak karşılıklı kabul esasına dayanmalıdır.
3. Başarı faktörleri
Bu sebeple karşılıklılık esasına dayalı aktif bir entegrasyon politikasını başarıya ulaştıran faktörleri şu
şekilde sıralamak mümkündür:
140
■■
Kültürel kimliğin korunması,
■■
Diyalog esasına dayalı bir entegrasyon,
4. Konu: Genel şartların
oluşturulması
4.1. Ağırlıklı konu alanı: Spor salonları için
kaynak ve yardımın kullanıma hazır
bulundurulması, sosyal yükümlülükler,
gençlere yardımda bulunulması ve teşvik
edilmeleri, kuralcı düzenlemeler.
Durum tespiti
Eyalet hükümetleri, yerel yönetimlerdeki kurum ve
kuruluşlarla beraber spor lokallerinin – özellikle kitle
sporları söz konusuysa – inşasının sağlamlaştırılması
ve modernizasyonu noktasında ana sponsorluk görevini üstlenmişlerdir. Kullanılan kaynağın en büyük
kısmı, dolaylı yahut dolaysız olarak görevin yerine
getirilmesi için kullanılmaktadır. Eyalet hükümetlerinin bu yöndeki güçlü yatırımları – en yenileri Rheinland Pfalz, Hessen ve Aşağı Saksonya eyaletlerince
gerçekleştirilmiştir – genel nüfusun spor faaliyetleri
açısından fayda sağlamaktadırlar. Göçmenler için
uygulanan entegrasyon politikası alanında taleplerin
kısmen kaynak ve yardım dağıtımına da açıkça yansıtılması düşünülmektedir.
Üstlenilen yükümlülükler
Eyalet hükümetleri daimi olarak milyon değerindeki
tutarları, spor faaliyetlerinin ve bilhassa spor meskenlerinin desteklenmesi için tahsis etmeyi taahhüt
etmektedirler. Gelecekte yapılacak yatırımlarda
büyük oranda göçmenler için spor faaliyetleri sunan
özel bazı dernek ve mahallelere öncelik verilip verilmeyeceği henüz karara bağlanmamıştır. Eyalet hükümetleri bu alanda güçlü bir eylem ihtiyacı olduğu
kanaatindedirler.
Örnek Eyalet; Schleswig Holstein
Kısa Tanıtım
Schleswig Holstein eyaleti spor faaliyetlerinin teşvikine yönelik yönetmeliği gözden geçirmiş ve yeniden
kamuoyuna duyurmuştur (01.03.2007 tarihli Spor
Teşvik Yönetmeliği, 10.04.2007 tarihli Sayfa 260’dan
itibaten Schleswig Holstein Resmi Gazetesi). Yönetmeliğin 2 numaralı maddesinde açıkça belirtilen teşvik
konularına ilaveten ağırlıklı teşvik konusu olarak
«Spor yoluyla entegrasyonun sağlanması için uygulanacak projeleri» içeren g maddesi de kataloğa alınmış
bulunmaktadır. Konuyla ilgili teklifler Schleswig
Holstein’a bağlı belediyeler, spor dernekleri ve spor
dernek birlikleri tarafından sunulabilirler.
Zaman Dilimi
ABl. Schleswig-Holstein, büyük olasılıkla 2007 yılının
Mayıs ayında yayınlanacaktır; yönetmelik ilk etepta
31.12.2009 tarihine kadar geçerliliğini koruyacaktır.
Mali Çerçeve
Tedbirler, eyalete ait spor teşvik yardımları çerçevesinde hizmete sunulmuşlardır. Konuyla ilgili projeler
eksik ihtiyaç finansmanı yoluyla proje teşviki kapsamında desteklenmektedirler; sözü edilen teşvik tutarı
proje başına 5.000 Euro’yu geçmemelidir. Bunlar
dışında malumat verilmesi şu an mümkün olmamakla birlikte, bunun ileride yapılıp yapılamayacağı,
diğer teşvik ağırlık noktalarında yapılacak tekliflerin
durumlarıyla yakından ilgilidir.
Örnek eyalet: Berlin
Berlin Eyaletinde farklı meskun grupların sosyal
entegrasyonu ve yabancı uyruklu vatandaşların belli
ihtiyaçlarının göz önünde bulundurulması, Berlin
Eyaletindeki spor faaliyetlerini teşvik yasasının
1. Paragrafı uyarınca Berlin Senatosunun spor faaliyetlerini destekleme amaçları arasında yer almaktadır.
Zamanlama
Yukarıda bahsedilen şartlarla ilgili eyalet hükümetlerince yapılacak iyileştirmelerden bir kısmı halihazırda
başlamış bulunmaktadır, diğer iyileştirmeler ise 2007
yılında başlayacaktır ve bunların gerçekleşmesi için
iki ya da beş yıllık bir zaman dilimi öngörülmektedir.
5. Konu: Bir tedbir alanı
olarak entegrasyona değer
kazandırılması
5.1. Ağırlıklı konu alanı: Entegrasyonun ortak
görev alanı olarak benimsenmesi
Durum tesbiti
Eyalet hükümetlerinden birkaçı «Spor yoluyla Entegrasyon» projesini ortak bir görev konusu olarak değerlendirmek suretiyle bu projenin önemini artırmaya ve
kısmen ek kaynaklarla desteklemeye başlamışlardır.
Tedbirler/Üstlenilen yükümlülükler
Eyalet hükümetleri bu yıl içerisinde göçmenlerin spor
politikası yoluyla topluma kazandırılmalarına önem
verilip verilmeyeceği konusunda ve entegrasayonun
önemini artırmaya yönelik organizasyona ilişkin
adımlar atılmasının zaruriyeti noktasında denetleme
yükümlülüğünü üzerlerine almış bulunmaktadırlar.
Bunun uygulanması için 2007 den 2008’e kadar süren
bir zaman dilimi belirlenmiştir. Başarılı ve uygun
bir biçimde uygulanma noktasında entegrasyon
4.7.
politikası uzun vadeli bir ortak görev alanı olarak
anlaşılmaktadır.
6. Konu: Tek tek projeler
6.1. Ağırlıklı konu alanı: Eyalet hükümetlerinin
yürüttükleri projeler
Durum tespiti
Eyalet hükümetleri, entegrasyon düşüncesinin yerinden harekete geçirilmesini sağlayacak olan projeleri
desteklemektedirler. Bu anlamda henüz daha başlamamış projeleri çoğunlukla pilot projeler şeklinde,
başlamış projeleri ise en iyi uygulama örnekleri olarak
desteklemektedirler, bu arada yeni programların
ortaya çıkarılmasını teşvik etmektedirler.
Hessen örneği
Hessen Eyalet Hükümeti beş yıldır mesleki eğitimden
geçirilmiş göçmen kökenli antrenörlerin söz sahibi
kişiler olarak spor derneklerine girmelerini sağlayan
«BAŞLANGIÇ» isimli projeyi desteklemektedir. Projenin 2007 yılında orta vadede sürdürülebilmesi için
gerekli mali çerçeve garanti altına alınmıştır (bunun
için bütçe hukuku açısından mümkün olduğu müddetçe yıllık 130.000 Euro’luk bir bütçe ayrılmıştır.)
Hessen Eyalet Hükümeti spor alanında göçmen
kökenli kişilerin-bilhassa gençlerin – (Dernek menajeri ve Kurs antrenörü olarak), meslek alanında eğitim
alma, bunu ilerletme ve geliştirmelerini güçlendirmeye yönelik girişimleri desteklemektedir.
Buna uygun girişimler 2007 yılında desteklenmiş
bulunmaktadırlar. Tedbir başına 5000 ila 10.000
Euro’luk bir bütçe ayrılmıştır.
Hessen eyalet hükümeti gençlere yönelik spor
çalışmaları yoluyla eğitim ve öğretimi özellikle
desteklemektedir. Burada, ilk ağırlık noktasını futbol
oluşturacaktır. Meslek eğitimi ve mesleki eğitim
gelişimi, gençlerin alanları dışındaki yeti ve becerilerini güçlendirme yolunda kullanılmalı ve böylelikle
gençlerin daha etkili bir şekilde iş hayatına atılmaları
sağlanmalıdır. Bu arada gençler spor alanında da
donanımlı olarak yetiştirilmelidirler. Tedbirler için
üç yıllık bir zaman dilimi öngörülmektedir. Tedbirler
ilk olarak 15.000 Euro ila 20.000 Euro’luk bir bütçeyle
desteklenmektedirler.
Eyalet hükümeti gönüllülük kurumunu, ana kaynaklarları bunun kullanımına sunmak suretiyle desteklemeyi ve bunu yaparken de göçmen kökenli kişileri
bu işin içine dahil etmeyi özellikle istemektedir. Bu,
50 yaş üzerindeki işsizlerin ilk etapta iki yıllık zaman
dilimi içerisinde spor alanında yönetici asistan olarak
ise alındıkları (derneklerde, spor dairelerinde, Spor
Dernekleri Birliklerinde) «Tecrübede Gelecek Var»
141
4.7.
isimli program için geçerlidir. Bunun devamı olarak – gönüllü sosyal yıl – teşviki çerçevesinde göçmen kökenli gençlerin işe yerleştirilmeleri özellikle
desteklenmektedir.
Her iki program da 2007 yılında başlayacak olup ilk
etapta 2009 yılına kadar sürdürülecektir. «Tecrübede
Gelecek Var» isimli program çerçevesinde ilk etapta
30 kişi spor alanında işe yerleştirilecektir. – Gönüllü
sosyal yıl – programı kapsamında ilk olarak göçmen
kökenli 4 kişinin işe yerleştirilmesi planlanmaktadır.
Bunlara ek olarak göçmen kökenli gençlerin sorumluluk taşıyan konumlara (Antrenörlük ve Hakemlikgibi) getirilmeleri ne yönelik projelerin desteklenmesi gerekmektedir. Bu sayede kültürler arası
anlayışın mahalli dernek düzeyinde desteklenmesi
hedeflenmektedir.
Hessen eyalet hükümeti, taraftara yönelik projelerinden elde edilen tecrübeleri, Alman Ligi ve bölge ligleri
düzeyinde kullanmayı ve bu yolla elde edilen bilgilerin amatör futbol alanı için de faydalı olmalarını sağlamayı istemektedir. Bu amaca yönelik olarak, taraftar
projeleri ile bilgi aktarımı arasındaki koordinasyon
pratik olarak uygulamaya geçirilmelidir.
Bu projeler için orta vadeli bir zaman dilimi baz
alınmıştır ve yıllık 250.000 Euro’luk bir bütçeyle
desteklenmektedirler.
Son olarak, eyalet hükümeti spor alanında Entegrasyon tedbirlerinin durum tesbitine ve analizine
yönelik bir çalışmayla birlikte entegrasyon alanında
araştırma çalışmalarına başlamayı istemektedir. Bu
noktada deneysel incelemeler hazırlanmalıdır. Başarılı çalışmaların uygulamaya geçirilmesinde bir ödül
sistemi takip edilmelidir.
Eyaletler düzeyindeki durum tespit çalışmasına
Hessen ve Kuzey Ren Vestfalya eyaletlerinin birlikte
düzenledikleri «Entegrasyon Kongresi» de katkıda
bulunacaktır.
Diğer tedbirler ayrıntılı planlamada yer almaktadırlar.
Hessen Eyalet Hükümeti’de diğer tüm eyalet hükümetleri gibi alınacak tedbirlerin planlanması ve
uygulamaya geçirilmesi noktasında spor organizasyonlarının ortaklığına ihtiyaç duymaktadır. Bunların
arasında özellikle spor organizasyonlarının kendi
aldıkları önlemler haricinde, eyaletler tarafından
alınan çok sayıdaki tedbiri de aktif olarak destekleyen
eyalet spor federasyonları da bulunmaktadır, ama
diğer spor dernekleri birliklerinden oluşan ortaklar
da – örneğin Futbol dernekleri – ya da göçmen kökenli
diğer kurum ve kuruluşlar da hükümetin organizasyon ortakları arasında bulunmaktadırlar. Bu şekilde
şimdiden spora dayalı entegrasyon politikasına hakim
142
olan yönetim yapılanmasının hatlarını gözlemlemek
mümkün olabilmektedir.
Berlin örneği
Berlin Senatosu yıllardır «Spor Alanında Yabancıların
Entegrasyonunu Sağlamaya Yönelik Alınacak Tedbirler» isimli programı desteklemektedir, Berlin Gençlik
Spor Dairesi, bu program yoluyla göçmen kökenli
gençlerin katılımları ve bütünleşmeleri noktasında
danışma ve organizasyon hizmeti sunmaktadır.
Gençlik Spor Dairesi bu çalışmalar için bu yıl 50.158
Euro tutarında bir teşvik yardımı almaktadır. Burada,
spor alanında entegrasyona yönelik gençlik çalışmalarının desteklenmesi söz konusudur, bu noktada
gençlerin spor derneklerine yönlendirilmeleri vasıtasıyla bilhassa sosyal davranışlar noktasında desteklenmeleri ve kişilik gelişimlerinin güçlendirilmesi
önem taşımaktadır. Bununla, Alman asıllı olmayan
gençlerin derneğin sosyal bünyesine girmeleri ve
kaynaşmaları hedeflenmektedir. Bunun dışında boş
zamanlarda yapılan spor aktiviteleri, kitlesel spor
dallarında sunulan faaliyetler, spor derneklerinin
gençlerin birbirleriyle tanışmasına yönelik düzenledikleri etkinlikler ve spor dışındaki pedagojik faaliyetler desteklenmektedir.
NRW örneği
Eyalet hükümetinin eylem noktalarını ağırlıklı olarak
halihazırda denenmiş ve oturtulmuş projelerin sürdürülmesi ve yeni proje planlarının tasarlanıp geliştirilmesi oluşturmaktadır. Burada halihazırda tamamlanmış bulunan tedbirler içerisinden yalnızca Almanya
çapında model özelliği taşıyan «Göçmenlerle Spor»
isimli projeye (1995–1998) değinmek yeterli olacaktır.
Bu proje yürütülürken ilk defa olarak göçmen kökenli
kadınların antrenör olarak eğitilmeleri için mesleki
gelişim kursu açılmıştır.
Sporun kültürler arası bir açılıma ön ayak olması
sürecinde, gelecekteki tüm projelerin en önemli hedef
grubunu göçmenler arasındaki kadınlar ve gençler
oluşturacaktır. Bu noktada hem kültürel farklılıkları
gözetecek hem spor organizasyonları ve projeyi yürüten diğer sponsorlar arasındaki işbirliğini güçlendirecek programların geliştirilmesi gerekmektedir.
Kuzey Ren Vestfalya Eyaleti İçişleri Bakanlığı kuruluş
yerinin amacının belirlenmesi maksadıyla 9 Aralık
2006 tarihinde Katolik Akedemisi «Wolfsburg» ile
birlikte ve aynı zamanda Kuzey Ren Vestfalya Eyalet
Spor Federasyonu ve Türkiye Araştırmalar Merkezi ile
işbirliği içerisinde, konuya yönelik özel bir sempozyum düzenlemiştir.
Hamburg örneği
Hamburg Hansestadt Senatosu 19 Aralık 2006’da
göçmenlerin entegrasyonuna yönelik bir eylem konseptini karara bağlamıştır. «Şehirde Birlikte Yaşam»
konu alanı arasında spor, kendi başına bağımsız bir
4.7.
eylem alanı olarak tanımlanmıştır. Burada ağırlık
noktasını çocuk ve gençlere yönelik spor faaliyetleri
oluşturmaktadır.
Zamanlama
1. 1 Ocak 2007’den 31 Aralık 2009’a kadar (Anlaşma
vadesi üç yıl olarak belirlenmiştir)
Eylem taslağından şehir idaresinin ve spor alanında
beraber çalışan ortakların atacakları ilk adımlar aşağıdaki şekliyle ortaya çıkmıştır.
Mali Çerçeve
Spor Federasyonunun kendi kaynakları dışında projelerin finansmanı için, Eyaletten (Gençlik yardımı ve
spordan elde edilen gelirler kanalıyla), belediyelerden
ve Alman Çocuk ve Gençlik Vakfı ile okullardan gelen
mali yardımları kullanılmaktadır.
■■
Hamburg’taki spor dernekleri ve spor federasyonlarının yürüttükleri entegrasyon çalışmalarına
verilen desteğin sürdürülmesi,
■■
Dernekler arasında ortak spor çalışmalarının
desteklenmesi,
■■
Göçmenlerin işlev sahibi kişiler ve spor alanında
arabulucular olarak derneklere katılımlarının
sağlanması,
■■
Spor faaliyetleri hakkındaki bilgilendirme çalışmalarının iyileştirilmesi,
■■
Göçmen kökenli antrenörlerin yetiştirilmesi ve
uygulamanın yoğunlaştırılması,
■■
Göçmen kökenli yıldız sporcuların örnek olarak
yetiştirilmesi,
■■
Göçmen kökenli kadın ve kızlara daha iyi olanakların sağlanması.
Mecklenburg Vorpommern örneği
Mecklenburg-Vorpommern Eyaletince alınan
tedbirler ve üstelenilen yükümlülükler:
Kısa Tanıtım
Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti, spor alanında projelerin teşviki için hazırlanan yönetmelikler bazında,
model denemelerini, yenilikçi projeleri ve göçmenlerin spor aktivitelerini desteklemektedir. Buradaki
amaç, göçmenlerin toplumsal yaşama katılımlarının
sağlanması ve kendilerini gerçekleştirme şanslarının
iyileştirilmesidir. Mecklenburg Vorpommern Eyaletine bağlı bulunan Engelliler – ve Rehabilitasyon
Sporları Birliği, TuS Maccabi Rostock Derneği, Rostock
Yahudi Cemaati, Rostock’a bağlı üç okul, Yahudi Tiyatrosu Derneği M-V(Mechaje), Müzik ve Tiyatro Yüksek
Okulu ile işbirliği içerisinde ve Yeni İletişim Araçları,
Eyalet Spor Federasyonu, Hansestadt, Rostock ve
Eyalet hükümetinin destekleriyle çeşitli kültürlerden
gençlerle «farklı bir çok kültürlerin katıldığı «FARKLIYIZ AMA BUNA RAĞMEN EŞİT VE AYNIYIZ» isimli
entegrasyon projesini uygulamaya koymuştur. Bu
proje 7. ve 8. sınıflar içerisindeki yerli ve göçmen
kökenli gençler ve mağdur durumdaki gençler ile
bunların ailelerini, spor, sanat ve müzik dallarındaki
projeler içerisinde ve düzenli olarak yürütülen boş
zaman aktiviteleri çerçevesinde bir araya getirmektedir. Bu yapılırken Hansestadt Rostock’ta varolan ilişki
ağları da göz önüne alınmaktadır.
Brandenburg Eyaletinin üstlendiği yükümlülükler
ve aldığı tedbirler
Brandenburg Eyaleti Brandenburg’a bağlı Gençlik
Spor Dairesine ait olan ve gençlerin sporsal yeteneklerinin yanı sıra sosyal becerilerini de sokak futbolu
vasıtasıyla desteklemeyi amaçlayan iki projeyi desteklemektedir. Brandenburg’da yaşayan insanlar arasında göçmen kökenli insanların azlığı (yakl. yüzde
bir) spor aracılığı ile bilhassa genç insanlara daha çok
ulaşma imkanını sağlamaktadır.
Spor alanında gençlere yönelik sosyal çalışmalar –
Hoşgörü için Sokak Futbolu Kısa Tanıtım:
«Hoşgörü ve Entegrasyon için Sokak Futbolu» bir
buluşma platformu oluşturmaktadır. Bu platform
farklı sosyal ortamlardan gelen gençler arasındaki iletişimi ve çeşitli sosyal katılımcılardan meydana gelen
bağlantı ağlarının oluşumunu desteklemektedir.
Futbol oyununun kuralları katılımcı gençler tarafından belirlenmekte ve çatışma yönetimi noktasında
alıştırmalar yapılmaktadır.
Buradaki amaçlar arasında, sosyal yönden mağdur
durumdaki gençlerin, kız erkek karışık kurulan
takımlar yoluyla genç kızları, ve göçmen kökenli
gençlerin katılımının sağlanması yer almaktadır.
Uluslararası sokak futbolu dünyası ağıyla ve
Almanya’daki diğer sokak futbolu projeleriyle yapısal bağlantılar mevcuttur. Bu proje 1 Ocak 2007’de
başlamış ve üç yıl için planlanmıştır. Eyalet bu projeyi
60.000 Euro ile desteklemektedir.
Okullar başkaldırmaktadır
Bu projenin amacı daha ziyade tam gün okullarda, 7.
ve 9. sınıf düzeylerinde «Tolerans için Sokak Futbolu»
isimli projeyle okul profillerinin pekiştirilmesi ya da
geliştirilmesidir. Bu proje, 2006 yılında Almanya’da
oynanan Dünya Futbol Şampiyonası ve okulların
dünya ülkelerini temsil ettikleri çeşitli kıta futbol
federasyonları vesilesiyle düzenlenen «WM-Okullar
Hakça bir Yaşam İçin Centilmence Oynuyorlar» projesinden elde edilen tecrübelere dayanarak bir profil
oluşturulması için hareket noktaları sunmalıdır. Bu
konsept, yabancı kültürlerin okul aile ve cemiyet
hayatı içerisinde gündelik hayat içine dahil edilmelerini desteklemeyi tasarlamaktadır. Bu projenin finansörü yine Brandenburg’a bağlı Gençlik Spor Dairesidir.
143
4.7.
Bremen Eyaletince alınan tedbirler ve üstlenilen
yükümlülükler
Kısa Tanıtım
Bremen Eyaleti «Gençlerin okul dışı eğitimini ve
bilgilendirilmelerini ve aynı zamanda gençlik spor
birliklerindeki» çalışmaların desteklenmesi için,
delegasyonun spora yönelik kararlarını baz alarak,
Bremen Eyaleti Spor Federasyonu öncülüğünde
sürdürülen «Spor Yoluyla Entegrasyon» toplu projesini
desteklemektedir. Projenin ana hedefini, göçmenlerin
ve mağdur durumdaki yerli nüfusun, spor alanında
geniş çaplı bireysel şans ve sosyal imkanların kullanılması sayesinde topluma uzun vadeli entegrasyonlarını sağlamaktır. Mekanların sosyal açıdan bir
değerlendirilmeye tabii tutulmaları, bu proje çalışmasının çıkış noktası olarak ön plana çıkmaktadır. Bu
da proje faaliyetlerinin, sosyal açıdan «odak noktalar»
diye adlandırılan ve toplumla bütünleşme noktasında
zorluk çeken çok sayıda göçmen ailenin yaşadığı yerlerde yoğunlaşması anlamına gelmektedir.
Yerleşim yerlerine yakın yerlerde sunulacak herkese
açık idman grupları ya da turnuvalar gibi düşük
yoğunluklu faaliyetlerin ve bedensel hareketlerin,
özellikle çocuklarla ve gençlerle ilişki kurmak ve
onları spora ısındırmak açısından ön araçlar oldukları
ortaya çıkmıştır.
Entegrasyona yönelik çalışmalarda ağırlık noktasını
spor dernekleri, Spor federasyonları ve projeye ait
ya da klüplere bağlı olarak kurulan idman grupları
ile işbirliği çalışmaları oluşturmaktadır. Projenin
yerleşim yerlerindeki hedef grubunun, düzenli olarak
sunulacak çalışmalarla halihazırda oluşmuş toplumsal yapılarla bütünleşmesini sağlamak ve böylelikle
huzur içinde birlikte yaşamayı teşvik etmek, ancak
işbirliği ortaklarından oluşan bir ağın kurulmasıyla
mümkündür. Bu işbirliği ortakları arasında kendilerine proje yoluyla parasal destek ya da personel yardımı sağlanan spor dernekleri ve spor klüpleri, okullar,
çocuk ve gençlik yardımını finanse eden kurum ve
kuruluşlar ve sosyal yardım ve hayır kuruluşları yer
almaktadır.
Zamanlama
2001’den beri sürekli devam eden bir Proje.
Mali Çerçeve
Projenin maliyetinin karşılanması için, Bremen’e
bağlı Eyalet Spor Federasyonunun kendi parasal kaynakları dışında Eyaletten (Sosyal ve Gençlik Dairesi)
ve Belediyeden gelen (Spor dairesi) mali yardımlar da
kullanılmaktadır.
Rheinland-Pfalz Eyaletince alınan tedbirler
1. Proje: Denge 2006 – Entegrasyon için Futbol,
Centilmence bir oyun ve Tolerans-Kısa tanıtım
Rheinland-Pfalz Eyaleti’ne bağlı İçişleri ve Spor Bakanlıklarının girişimleri doğrultusunda Almanya Futbol
144
Federasyonu ve diğer tanınmış kurum ve kuruluşlar
ile Almanya Ligindeki kulüplerin de katılımıyla,
çocukların ve gençlerin birbirleriyle daha hoşgörülü
ve centilmence ilişki kurmalarını teşvik amacına
yönelik olarak bir «Sokak Futbolu Projesi» kurulmuş
bulunmaktadır.
Çalışmanın ağırlık noktası: Farklı yaş gruplarından ve
özellikle farklı soydan genç insanlar erken dönemde
birbirleriyle daha iyi ilişki kurmayı oyun yoluyla
öğrenmeli ve farklılıkları kabul etmelidirler.
Gençler kurallarını kendilerinin koydukları ve
bunların uyulmasına hep birlikte denetledikleri
sokak futbolu turnelerini hazırlar ve düzenlerken
kendilerini disipline etmeyi öğrenmekte, sorumluluk
alma becerilerinin farkına varmakta ve grup çalışma
ruhunu pozitif anlamda yaşamaktadırlar.
Burada çocuklara oyun yoluyla sosyal sorumluluk
alma ve toleranslı olma bilinci verilmekte ve bunun
yanı sıra bilhassa kızların oyun içine katılımının
sağlanmasıyla, ayrımcılık ve şiddetin de önüne
geçilmektedir.
Sunulan bu oyun çalışması, gençler için çalışmalar
yapan ve onlara rehberlik hizmeti sunan kurum
kuruluş, şahıs ve derneklere yönelik olarak hazırlanmıştır. Düzenleyici olarak onlara Spielcourts
vede Organizasyon-Know-how ve gerekli yardım
sunmaktadır.
Zamanlama
2004 yılından muhtemelen 2009’a kadar.
Mali Çerçeve
Yıllık yaklaşık 30.000 Euro. Bu para ağırlıklı olarak
Rheinland-Pfalz Eyaletine bağlı İçişleri ve Spor Bakanlıkları ile bunların dışında oransal olarak diğer ortak
katılımcılarca kullanıma sunulmuştur.
2. Proje: «Spor ve Dil DOSB» Avrupa Meclis
Başkanlığı için düzenlenen Avrupa şampiyonası
girişimi çerçevesinde düzenlenmiştir. Alman genç
kız ve kadınlarla Müslüman genç kız ve kadınlar
için ortak yüzme ve dil kursları.
Kısa tanıtım:
Dernekleşmiş spor organizasyonlarının genel olarak
edindikleri deneyimlere göre, İslam inancına bağlı
yabancı kadın ve genç kızlara istenilen ölçüde ulaşılamadığı sonucu ortaya çıkmıştır.
Bunların erkeklerle bir arada spor yapmaları yasak
olduğundan ve bunun dışında da spor yapmak için
fazla fırsat sunulmadığından, bunlar spor derneklerimize ya hiç uğramamakta ya da ancak zorlukla
ulaşabilmektedirler. Ancak sporun entegrasyonu
sağlamada bir araç olarak kullanılması insanlarla
ilişki kurmayı ve diyaloga geçme ön koşuluna bağlıdır.
Düzenlenen bu etkinlikle, Rheinland-Pfalz Eyaleti
Spor Federasyonu bunun sağlanması için ilk adımda
gerekli şartları oluşturmayı istemektedir. Mainz
yüzme derneği 01 ile işbirliği içerisinde başarıyla test
edilmiş olan Alman Fransız gençlik ağının «tandem
metodu» model alınarak yüzme dersi dil kurslarıyla tamamlanmaktadır. Alman kadınlarla Müslüman kadınların birlikte katıldıkları spor ve yüzme
öğrenme faaliyetleri Müslüman kadınların topluma
entegrasyonları için bir başlangıç noktası oluşturmalıdır. Burada katılımcıların birbirlerinin yaşadığı
zorluklara ve her kültürün karşılaştığı sorunlara karşı
duyarlılık kazanmaları sağlanmalıdır.
Zamanlama
Ocak ayından 2007 Haziranına kadar.
Mali Çerçeve
Yaklaşık olarak 6.000 Euro Rheinland-Pfalz Eyalet
Spor Federasyonunca kullanıma sunulmuştur.
Schleswig Holstein Eyaletince alınan tedbirler:
Proje: şiddet, hoşgörüsüzlük ve yabancı
düşmanlığına karşı spor
Kısa tanım:
Schleswig Holstein’a bağlı Eyalet Spor Federasyonu
tarafından Spor Gençlik Dairesi ve İçişleri Bakanlığı
ile işbirliği içinde yürütülen bu proje, spor yoluyla
çocuklar ve yeni yetişmekte olan gençler için, boş
vakitlerini değerlendirecekleri, eğlenecekleri, ve
toplumsal değer yargılarını öğrenecekleri yararlı
etkinlikler düzenlenmeyi hedeflemektedir. Kurum ve
kuruluşlarda, özellikle bölge spor birliklerinde, gençlik organizasyonlarında, okullarda, sosyal yardım
4.7.
derneklerinde ve gençlik dairelerinde, kiliseler ve sendikalarda çalışan pek çok girişimci yetkili ile birlikte
birçok il ve bölgede «şiddete karşı yuvarlak masalar»
adı altında mahalli çalışma grupları kurulmuştur.
Bunun da dışında, entegrasyona yönelik tatil dönemleri için programlar, spor turnuvalari, proje haftaları
düzenlenmesi, farklı kültür kesimlerinin bir araya geldikleri spor buluşma günleri gibi özel etkinlikler desteklenmektedir. Ayrıca spor yoluyla; sosyal davranışları öğrenmeye yönelik alıştırmaların yapılması, spor
ile centilmenlik arasındaki bağlantının kurulması ve
centilmenliğin gündelik hayata hakim olması, spor
yoluyla daimi ilişkilerin kurulması, kişilik gelişimini
sağlamak amacıyla çocukların vücutlarını algılamalarının ve kendilerine güvenlerinin sağlanması ve son
olarak da «Spora Evet – Şiddete Hayır!» ya da «Spora
Evet –Suç’a Hayır» anlayışının yerleştirilmesi, alınan
tedbirlerin amaçları arasında yer almaktadır.
Tüm Schleswig Holstein genelinde 30’un üzerinde
proje yardımcısı somut yardımlarla olay yerinde
faaliyette bulunacaklardır. 70 Grup içerisinde 1.600
genç erkek ve genç kız sunulan etkinliklerden faydalanmaktadır. Bunun haricinde çok kültürlü buluşma
imkanı sağlayan yıllık 100’ün üzerinde özel organizasyon düzenlenmektedir.
Zamanlama
Proje 1994 yılından beri uygulanmaktadır.
Mali Çerçeve
Eyalet tarafından sunulan 230.000 Euro tutarında ki
mali yardımla desteklenmektedir.
145
4.7.
Üyeler
İdare: Federal İçişleri Bakanlığ
146
Dr. Georg Anders
Alman Spor bilimleri Kurumu
Bülent Arslan
Kültürler Arası Yönetim ve Politik Danışmanlık Kurumu
Angelika Baestlein
Ulaşım, İnşaat ve Şehir Planlama Federal Bakanlığı
Prof. Dr. Jürgen Baur
Postdam Üniversitesi
Hans-Peter Bergner
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Gerhard Böhm
Federal Başbakanlık
Ernst Denneborg
Federal İçişleri Bakanlığı
Dieter Donnermeyer
Alman Spor Birliği (Konfederasyonu)
Dr. Karin Fehres
Alman Olimpiyat sporları Birliği (Konfederasyonu)
Karin Grübler
Mecklenburg Vorpommern Sosyal İşler Bakanlığı
Willi Hink
Alman Futbol Federasyonu (Konfederasyonu)
Wolfgang Isbarn
Mecklenburg-Vorpommern İç İşleri Bakanlığı
Viktor Jukkert
Saksonya-Anhalt Eyalet Spor Federasyonu
Dr. Andreas Kapphan
Federal Hükümetin Göçmen, Sığınması ve Entegrasyon Sorumlusunun Çalışma Grubu
Gül Keskinler
«Başlangıç» – Spor kültürel engelleri aşıyor – Hessen Eyalet Spor Federasyonu nezdinde
Pia Kremer
Federal İçişleri Bakanlığı
Jan Pommer
Alman Basketbol Ligi
Dr. Klaus Ritgen
Federal Alman Belediyeler Meclisi
Melanie Rothermel
Federal İçişleri Bakanlığı
Stefanie Schulte
Federal Hükümetin Göçmen, Sığınması ve Eentegrasyon Sorumlusunun Çalışma Grubu
Ralph Sonnenschein
Alman Şehirler ve Belediyeler Birliği
Gunda Spennemann-Gräbert
Schleswig-Holstein Eyaleti İçişleri Bakanlığı
Dr. Hartwig Stock
Federal İçişleri Bakanlığı
Niclas Stucke
Alman Belediye Meclisleri
Joachim Waldenmeier
Entegrasyon ve Sığınmacılar Federal Dairesi
Michael Weiß
Alman Spor Birliği (Konfederasyonu)
Prof. Dr. Heinz Joachim Zielinski
Hessen İçişleri ve Spor Bakanlığı
4.7.
147
148
Konu 8:
4.8.
«Medya – çeşitlilikten faydalanmak»
1. Konu: Medya ve Entegrasyon
1.1. Durum tespiti
Aşağıda medyadan bahsedilirken öncelikle «Kitlesel
İletişim Araçları» olarak adlandırılan gazete, dergi ve
radyo gibi medya organları söz konusu edilmektedir
ki, bunların bireysel ve toplumsal düzeyde taşıdıkları
öneme Anayasanın 5. Maddesinde de açıkça değinilmiştir. Ancak bunun yanı sıra yeni bilgilendirme
(edinme) sistemleri de göz önünde bulundurulmuştur.
Çünkü medya organlarının ilerleyen bir süreç içinde
birbirlerine yaklaşmaları neticesinde, bireysel ve kitlesel iletişim araçları arasındaki sınırların hem hizmet
veren kuruluşların, hem de kullanıcı bakışı açısından
bakıldığında giderek birbirine yaklaştığı görülmektedir. Medya organları, entegrasyon sürecinde dolaylı
da olsa önemli bir rol oynamaktadırlar.
Bu kitle iletişim araçları, bağımsız ve eleştirel olarak
yayına hazırladıkları haberler ve sohbet-eğlence programları çerçevesinde, çeşitli ırk ve kültür nüfus gruplarının imajlarının şekillenmesinde önemli bir paya
sahiptirler. Diğer taraftan da, farklı sosyal grupların
kamusal alanda birbirleriyle iletişim kurmalarına
imkan sağlayan bir platform özelliği taşımaktadırlar.
Toplumun giderek artan bir oranda çoğulcu bir yapı
kazanmasıyla birlikte, medya organları da çok yönlü
bir meydan okumayla karşı karşıya kalmışlardır.
açısından, sosyal ve kültürel çeşitliliği konu etmeli ve
bunlar arasındaki iletişimi sağlamalıdırlar. Bununla
beraber göçmen nüfus muhatap grup olarak heterojen bir yapı arz etmediğinden, medya alanında bu
gruba bir bütün olarak hitap etmek mümkün değildir.
Göçmen meskun grupları, ekonomik açıdan da medya
için giderek önem kazanmaktadırlar. Göçmenlerin
medya kullanıcıları, tüketiciler, gazete ve dergi okuyucuları ile reklam yayınlarının hedef aldığı kitleler
arasındaki oranı giderek artmaktadır. Bu arka planı
göz önüne alan bu çalışma grubu, özellikle aşağıdaki
konularda incelemelerdede bulunmuştur:
➤➤
➤➤
İçeriğinde kültürel çeşitliliği normal bir durum
olarak ortaya koyan, göç alan bir toplumun
sahip olduğu şansları gösteren ve çatışmaların
arka planlarını ve çözüme yönelik yaklaşımları
ortaya koyan haberlerin ve programların hazırlanması için mevcut olan imkanlar nelerdir ve
bu noktada hangi zaruriyetler söz konusudur;
Personel kazanımı ve bunların yetiştirilmesi
konularında hangi bakış açıları mevcuttur?
Burada, özellikle göçmenlerin gazetecilik
mesleki eğitimi almalarına yönelik alınacak
tedbirlerin iyileştirilmesi ve güçlendirilmesinin
yanında, genel olarak medya alanında mesleki
eğitim ve gelişimine yönelik sunulan etkinliklerin kültürlerarası bir özelliğe kavuşturulması
noktasında da iyileştirme ve güçlendirme çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır;
Medya organları, toplumsal entegrasyonun sağlanması ve toplum varlığının korunmasına faydalı olmak
149
4.8.
➤➤
➤➤
Medya araştırmalarındaki eksiklikler nelerdir
ve göçmenlerin medya alanında yetenek ve
becerilerinin desteklenmesine yönelik hangi
imkanlar bulunmaktadır? Medya organlarında
göçmen hedef grubuna yönelik özel programlar
hazırlanmakta mıdır?
Bilhassa çok dilli hazırlanmış programlar ve
yabancı dilde yayın yapan «etnik medya» entegrasyonu sağlamada hangi potansiyele sahiptir?
Konu analizleri ortaya koymuştur ki, Alman kitle iletişim organları şu ana kadar Almanya’da yaşayan göçmenlerin durumlarını ve ekonomik, sosyal ve kültürel
hayattaki önemlerini medyada ancak eksik bir şekilde
yansıtabilmişlerdir. Göçmenlerin gündelik hayatlarına ve hayata bakış açılarına, haber-programlarında,
kitap ve makalelerde, sinema filmlerinde çok az
sayıda ve ancak tek tük yer verilmektedir. Göçmenlerden kaynaklanan problemler hakkında ölçüsüz
oranda abartılı haber yapılmaktadır.
Buna rağmen konunun Alman medyası tarafından
sürekli ve bilinçli bir biçimde ihmalinden söz edilemez. Gazete ve dergiler, seksenli yıllardan beri göç ve
entegrasyon konuları hakkında haber yapmaktadırlar.
Kamusal yayın yapan radyo ve televizyonlar göçmenlere yönelik yabancı dilde programların hazırlama
geleneklerine dikkat çekmektedirler, ki bunlar ilgili
konulara da programlarda düzenli olarak yer vermektedirler. Özel radyo ve televizyonlar ise, yıllardan
beri bu konuyla ilgili tartışmalara yer vermektedir.
Bunu ise, genellikle ilgili konuları program içeriğine
dahil etmek, ilgili kişileri programlara çağırmak ve
insanlarla daimi bir diyalog içinde bulunmak suretiyle gerçekleştirmektedirler. Internet ortaminda
da göçmenlere hitap eden ve entegrasyonu destekleyen sayfa ve portallar bulunmaktadır. Son olarak
Almanya’da yabancı dilde göçmenlere yönelik yayın
yapan pek çok yayın organı ve program da, çeşitli dil
kurslarından başlayarak sosyo politik danışmanlık
hizmetlerine varıncaya dek göçmenlerin toplumla
sosyal ve kültürel bütünleşmelerini sağlanmak amacıyla sürekli olarak katkıda bulunmuşlardır.
Buna rağmen yine de medya alanında başlangıçta
tespit edilen eksiklikleri gözlemlemek mümkündür ve
bu durum da öncelikli olarak aşağıdaki sebeplerden
kaynaklanmaktadır:
Başka ülkelerdeki tecrübelerden de anlaşılmaktadır
ki, gündelik hayatın normalliğine gazeteci bakışı
açısıyla bir yaklaşımda bulunulması, göç ve entegrasyon konularının medyada işlenmesi için, göçmen
kökenli kişilerin gazeteci ve üretici olarak medya
alanına kazandırılmaları gerekmektedir. Almanya’da
şu ana kadar çok az sayıda göçmen kökenli gazeteci
bulunmaktadır. Gazetecilik mesleğine götüren eğitim
aşamalarındaki göçmen kökenli genç yeteneklerin
150
sayısı, dikkat çekici bir şekilde, olması gerekenin çok
altında bulunmaktadır.
Göçmenlerin gazetecilik mesleğine entegrasyonları
ve bu meslek alanına, ancak çok yetersiz düzeyde
sağlanabilmiştir. Bu hayal dünyasına yönelik çalışan
medya sektörleri için de (edebiyat ve sinema gibi) çalışan yazarlar ve oyuncular için de geçerlidir. Özellikle
pazar güvenliğinden kaynaklanan sebeplerle, medya
organlarında kamera önü ve arkasında, mikrofonda
ya da redaksiyon masalarında ve medya alanında
üretici olarak çalışacak göçmen kökenli gazetecilerin yetiştirilmesi konusundaki ilgi ve arzu giderek
büyüyerek artmaktadır. Medya kuruluşları özellikle
redaksiyon işinde yalnızca kısıtlı sayıda yetişmiş
göçmen kökenli gazeteci personelin bulunduğunu
kaydetmektedirler.
Bunun benzeri bir durum da, redaksiyon ve prodüksiyon alanında Alman çalışanların bilgi ve eğitim
durumları için geçerlidir. Bunlar, çalıştıkları konular
üzerine ve göçmenlerin kültürleri hakkında daha
kapsamlı ve geniş bir bilgiye ihtiyaç duymaktadırlar.
Mesleki eğitim planlarında ise, göç ve entegrasyon
üzerine henüz standartlara uygun derinleşmiş bir
bilgi aktarımı söz konusu değildir. Farklı kültürlerle
tanışma ve kaynaşma noktasındaki kabiliyet ve yeteneklerin gelişimi için öğrenme alanlarının eksikliğinden de söz edilebilir,
Alman nüfusunun gazete, dergi, radyo, televizyon ve
internet gibi reklam alanı olan medya iletişim araçlarının kullanımı geniş kapsamlı olarak araştırılmıştır.
Ticari medya organları ve reklam kuruluşları tarafından yaptırılan «medya araştırmaları» için kullanılan
yöntemsel standartlar yüksek olup, bunlar için yüksek
mali harcamalar yapılmaktadır. Çünkü bu araştırmalar reklam gelir ve giderleri için bir ölçü ortaya
koymaktadırlar. Buna karşın göçmen kökenli insanların medya iletişim araçlarını kullanımlarına yönelik
saptamalar tatmin edici seviyede değildir. Medya
donanımı, kullanımı ve bunun sebepleri ile ilgili bir
iki araştırma bulunmakla beraber, göçmen kökenli
insanların medyayı kullanma biçimleri ve sebepleriyle ilgili kapsamlı bilgiler bulunmamaktadır. Yine
aynı şekilde hedef gurubu olarak göçmenlerin, medya
alanında yetenek ve kabiliyetlerini tespite yönelik
araştırmalar mevcut değildir. İlgili grupların medya
yetkinliği hakkında araştırmalar da eksiktir.
Entegrasyon meselesinde, medyanın rolü üzerine
yapılmış araştırmalar sadece tek başına ele alındıklarında az gelişmiş oldukları gerçeği dışında, aynı
zamanda şu ana kadar teorik ve empirik açıdan oluşumunu büyük ölçüde tamamlamış, dilin ve sosyal hayat
şartlarının sosyal entegrasyonun sağlanması üzerindeki rolü konusunda yoğunlaşan araştırmalarin
ise, oldukça kopuk ve bağlantısız bir şekilde yürütüldükleri gözlemlenmektedir. Dil, medya konusundaki
davranış biçimleri ve sosyal yapı içerisinde belirlenen
4.8.
hayat şartları arasında bir ilişki olduğu tahmininin
doğruluğu pratik olarak mümkündür ve bu işbirliği
içerisinde yürütülen ilgili araştırmalar çerçevesinde
ele almalıdır.
tedirler. Bunun anlamı: Çok dilli medya yayınları
yalnızca göçmenlere sunulan bir olgu değildir, bilakis
Almanya’daki çeşitlilik idareciliğinin bir parçasıdır.
Bilgisayar, internet, cep telefonu gibi çok fonksiyonlu
iletişim araç gereçleri, göçmen kökenli insanların
toplumla entegrasyonları açısından olumlu anlamda
ciddi bir potansiyel taşımaktadırlar. Ancak göçmen
kökenli insanların bu iletişim araçlarına ulaşım
biçimleri ve bunları kullanırken ne gibi davranış
biçimleri geliştirdikleri ancak güvenilir bilimsel bilgiler elde edildiğinde ve bunlar baz alınarak medyaya
alanında pedagojik tedbirler geliştirilip uygulamaya
konulduğu takdirde, bu potansiyelin kullanılması
mümkün olabilecektir.
1.2. Hedef belirleme
Şu an, çok işlevli medya araçlarının göçmenler tarafından kullanılması konusundaki araştırmalarda bir
eksiklik söz konusudur. Bir taraftan kullananların
bu medya araçlarının var olan potansiyelini ortaya
çıkarabilmeleri, bununla ilgili olarak şans eşitliğini yaratılabilmeleri gerekirken, diğer taraftan bu
zamana kadar bu istek, ilgili hedef kitlelerine tam
olarak aktarılamamış olan özel bir beceri gerekliliği
olarak kalmiştir.
Yabancı dildeki medya araçları (etno-medya) entegrasyon sürecine vazgeçilmez bir katkı sağlamaktadır.
Almanca medya yayınları entegrasyonla ilgili bazı
özel problem ve soruları göçmenler için yeterince
açıklayamamaktadır, zira kendi halkının büyük bir
bölümüne hitap etmemektedir. Etno-medya, ağırlıklı
olarak Alman medyasına ilaveten kullanılmaktadır.
İktisadi bir rekabet oluşturmamasına karşın redaksiyonla ilgili tamamlamalar sağlamaktadır. Yabancı
dildeki etno-medya özellikle Alman diline henüz
yeterince hakim olmayan toplum kesimine yöneliktir.
Bu şekilde entegrasyon politikasının problemli kesimi
ele alınmış oluyor. Pek çok durumda göçmenler için
entegrasyon politikasıyla ilgili bütün faaliyet alanlarında çok inandırıcı bir iletişim platformu sunmaktadır. Ayrıca iki dilli yayınlarla pratik entegrasyon
yardımı verme ve böylelikle entegrasyonla ilgili
mevcut önlemleri destekleme ve tamamlama imkanı
doğmaktadır.
Yabancı dildeki sayısız medya yayınlarının yanı sıra
Alman radyolarında net bir şekilde çok dilli olarak
hazırlanan, öncülük fonksiyonuna sahip programlar
mevcuttur (Avrupa Radyo Evi ve Çok Kültürlü Radyo).
Çok dilli programlar bir toplumdaki artan farklılığı
resimlemektedir. Göç sürecinin tamamına eşlik
ederek, ve göç etmiş olan toplumun alışkanlıkları hakkında bilgi vererek Almanca bilmeyen göçmenlere
faydalanabilmeleri mahiyetinde el uzatan ilk araçlardır. Ancak ortak dili olan Almanca ile yalnızca yabancı
bir dile sahip olan hedef kitlelerine yönelik değillerdir.
Daha ziyade Alman toplumu dahil olmak üzere çeşitli
etnik gruplar arasında bir köprü vazifesi görmek-
Gerek Almanca gerekse yabancı dildeki medya yayınları raportörlük ve program yapımı açısından bağımsızdır. Bu durum, göç ve entegrasyonla bağlantılı olay
ve problemlerin haber olarak hazırlanması için de
geçerlidir.
Medya araçları, göçmenlerin toplumsal entegrasyon
sürecinde sorumlu olduklarını kabul eder. Göçmenlerin medya çalışmasına entegrasyonu sırasında
yukarıda değinilen eksiklikleri medyada içerik
bakımından dikkate alma ve medyadan ne denli
yararlandıkları hususundaki araştırmaları etkili bir
şekilde gerçekleştirme konusunda katkı sağlamak
adına çalışma grubu aşağıdaki önlemleri gerekli
görmektedir:
Göç ve entegrasyonu örnek konu olarak etkili bir
biçimde ele almak
Medyayla sağlanan entegrasyon göç etmiş olan
kesimle yerli halka ulaşmayı ve birbirleriyle iletişim
kurmalarını amaçlamaktadır. Bunun için medyanın
sunduğu unsurlar çoğunluğu kapsaması gerektiği
gibi nispeten özel olan konuları ve tecrübeleri de
kısmen ele almalıdır. Göç ve entegrasyon, medyanın
sunduğu bütün unsurların örnek konusu olarak kabul
edildiğinde medya yayınları, hedef kitlelerinin ve içeriğin karmaşık taleplerinin hakkından ancak gelebilir.
Göç ve entegrasyon sorunu tek başına ve bir hamlede
çözülemez. Temelde yatan çeşitliliği kabul ederken
kültürel farklılıkların değiş-tokuşu daha ziyade tüm
genişliğiyle medyanın doğal bir unsuru olmalıdır. Bu
yolla medya farklı politik, sosyal ve etnik gruplar arasındaki anlayışı geliştirebilir ve önyargıların ortadan
kalkmasını sağlayabilir. Çalışma grubunun üyeleri
salt medyaya özgü sunumlarda entegrasyon vazifesinin «ertelenmesinin» ne hedef kitlesine ne de ortadaki
sorunların çözümüne yaramayacağını düşünmektedirler. Medya; gazete, dergi, program ve portallardaki
göç ve entegrasyonla ilgili konuları etkili bir biçimde
ele almalıdır ve konu etmelidir. Bu durum ve düzenli
bilançolarla tanımlanmalıdır ve medyayla ilgili raportörlük için sürekli öneriler geliştirilmelidir.
Göçmenleri redaksiyon ve programlara dahil
etmek
Medyadaki personel politikasının uzun vadeli hedefi
bilhassa redaksiyonla uğraşan personelin uygun
kişilerden oluşmasını sağlamak olmalıdır. Elektronik
medya, mikrofon gerisindeki ve ekrandaki göçmenleri prodüksiyonlarına dahil etmek bunları sunucu
yapmak ve de film ve dizilerde oyuncu olarak yer
vermek için çabasını yoğunlaştırmalıdır.
151
4.8.
Göçmen kökenli olan gazeteci ve medya
çalışanlarını eğitmek
Göç ve entegrasyon konularını yalnızca kulaktan
dolma olarak değil, kendi biyografisinden tanıyan
redaksiyon personeli entegrasyonla ilgili konuları yetkin, arka plan bilgisiyle ve hızlı bir şekilde ele alabilir.
Bu nedenden ötürü çalışma grubu, göçmen kökenli
olan gazeteci ve medya çalışanlarının eğitiminin
düzeltilmesi ve güçlendirilmesine yönelik önlem ve
metotları gerekli görmektedir. Medya şirketleri bunları, staj ve eğitim yerleriyle desteklemelidir. Göçmen
kökenli olan insanlardaki mevcut kaynakları medya
sektöründeki meslekler için geliştirmek ve kazanmak
için alışılmış eğitim ve öğretim yapılarının haricinde
farklı eğitim yolları da sağlanmalıdır.
Potansiyelleri değerlendirmek
Almanca ve yabancı dildeki medya arasındaki işbirliğinin bu zamana kadar değerlendirilmeyen potansiyelleri medya şirketleri ve kuruluşları tarafından
ortak projeler ve düzenli deneyim alış verişi vasıtasıyla
işlenmelidir.
Çalışanları ve yöneticileri kültürlerarası eğitmek
ve geliştirmek
Medyadaki çalışan ve yöneticilerin dahili ve harici
genel eğitim ve gelişimlerinde standart olarak göç
ve entegrasyon ve bununla bağlantılı konular hakkında derin bilgiler ve de kültürlerarası yeterlilikler
verilmelidir.
Katılımı teşvik
Sonuç itibariyle çalışma grubu, radyo ve televizyon
kurullarında temsil edilen toplumsal grupların göçmenleri de dikkate almasını ve böylelikle medyayla
bağlantılı karar süreçlerinde göçmenlerin katılım
sağlamasını önermektedir.
Medya araştırmasını yoğunlaştırmak ve
genişletmek
Almanya’daki göçmenlerin medya kullanımına
ilişkin araştırmaların yoğunlaştırılması gereklidir.
Haneleri medyayla kaynaştırmak, medya tercihleri
ve yararlanma kapsamını görsel motifler ve kullanım
şekillerinin niteliksel araştırmalarıyla bağdaştırabilmek için yoğunlaştırılmış bir temel araştırma faydalı
olurdu. Gerek Federal Hükümet ve eyaletler, gerekse
Almanya’daki medya şirketleri bu tür araştırmaları
mümkün kılmalı ve bunun için uygun kaynaklar sağlamalıdır. Bunun dışında medya şirketleri göçmenleri
medyadan niteliksel olarak yararlanma konusunda
düzenli araştırmalar ve ölçümler yaparak gözetmelidir ve de anket ve araştırma panellerinin katılımcı
çevresini bu istikamete yöneltmeye çalışmalıdır.
Bunun için araştırma enstitülerinin gerektiğinde
Federal İstatistik Kurumu’yla işbirliği yaparak yabancı
vatandaşların da dahil edildiği ve halkın düşüncelerini temsil eden kısmi istatistikler için uygun kılavuz
çalışmaları yapmaları gerekmektedir.
1.3. Tedbirler/Üstlenilen yükümlülük/Denetim
görevleri
Medya yetkinliğini teşvik etmek
Buna ilaveten göçmenlerin medya yetkinliğinin
teşvik edilmesi amacını taşıyan araştırma ve projeler
tasarlanmalıdır. Göçmenlerin, yeni medya yayınlarından yetkin ve doğru bir şekilde yararlanabilmesinin
ve de entegrasyonu ilerleten arzın geliştirilebilmesinin koşulu bu meskûn grubun dijital entegrasyonudur.
Federal Hükümet ve Eyaletlerin görevi gerekli önlemleri yapısal olarak tespit ve tayin etmek ve de uygun
kaynakları temin etmektir. Almanya’daki medya
şirketleri bunun için etkili bir katkı sağlamalıdır ve bu
süreci desteklemelidir.
152
Diyalogu geliştirmek
Bilhassa Avrupa’daki kamusal yayın yapan radyolar
program görevleri dolayısıyla kültürlerarası diyalogu
ilerletmek ve toplumsal huzuru teşvik etmek durumundadır. Bu yolda uluslararası diyalog, uluslararası
işbirliği ve bununla bağlantılı olan «komşularından
öğrenme» unsurları yalnızca bir zenginlik değil, aynı
zamanda da bir gerekliliktir.
Eyaletler ve Federal Hükümet
Korunmaya değer bir olgu olan basın ve radyo
özgürlüğü, resmi tedbir olanaklarına bu alanda net
sınırlar çizmektedir. Medya politikasıyla ilgili yetki
eyaletlerindir.
■■
Eyalet başbakanları (özellikle kamusal) medyaya
yabancı vatandaşların entegrasyonu konusunda
her zamankinden daha fazla olmak üzere merkezi bir (kesit) görevin düştüğü görüşündedir. Bu
nedenle yabancı vatandaşların entegrasyonuna
ilave bir katkı sağlamak adına Eylül 2006’da ARD
ve ZDF kanallarından 2007 yılına kadar program
arz ve yapılarının ne ölçüde geliştirilebileceği ve
gerçeğe dönüştürülebileceği hususunda öneriler
sunmalarını rica etmişlerdir.
■■
Federal Hükümet, Dış İşleri Bakanlığı’nın ErnstReuter-Girişimi çerçevesinde örneğin workshop’lar
biçiminde veya kıdemli program yetkililerinden
oluşan Almanca-Türkçe bir televizyon konferansı
şeklinde Alman ve Türk medyasının işbirliğindeki
teşvikini denetlemektedir (anahtar sözcükler:
­Program takası, ortak veya yeni yayın formatlarının geliştirilmesi, çalışan takası).
■■
Federal Hükümet, Göç ve Sığınmacılar Federal
Dairesinin model projesi olan «İletişim ve kalifiye
yoluyla entegrasyon» isimli ana motif altında Türk
göçmenlere günlük hayatlarında yardım sağlaması
için Türk-Alman ortak bir televizyon kanalının
program dizisini teşvik etmektedir. Haber konuları
göçmenlere yönelik ilk bilgi broşürüne dayanmaktadır ve «iş ve meslek», «okul ve üniversite
eğitimi», «dil eğitimi» veya «çocuklar ve aile» gibi
yaşamdaki önemli alanları ele almaktadır. İnteraktif medya arzıyla ayrıca göçmenlerin, Alman dilini
öğrenmesi ve kendilerini geliştirmeleri için teşvik
edilmesi istenmektedir. Bu tecrübelerin temelinde
daha fazla işbirliği örnekleri denetlenmektedir.
Bunlar gerek mali yardım gerekse uzmansal danışmanlık konularına uzanabilirler.
Sivil düzey
Program planlaması ve rapor vermede çoğunluk
akımı (Mainstreaming)
■■
■■
ARD’nin yayın kuruluşları entegrasyon ve kültürel
çeşitlilik kesit görevinden bilhassa büyük kitleleri
cezbeden arzlar olmak üzere bütün programlarında göç toplumuna ait gerçeklerin gösterilmesini
anlamaktadır. ARD kanalı göçmen ailelerinden
gelen insanların günlük hayatını toplumsal
normalitenin bir parçası olarak resmetmeyi ve bu
arada problem ve risklerini yadsımadan kültürel
çeşitliliği olan bir toplumun sahip olduğu şansları
inandırıcı bir biçimde aktarmayı kendisine hedef
olarak belirlemiştir. Bütün önemli program türleri
ve formatlarında göç ve entegrasyon konuları
işlenmek istenmektedir ve göçmen kökenli insanlar – özellikle olağan klişeler dışında – birbirinden
farklı durumlarda baş kahraman olarak sunulmak
istenmektedir.
Bunun için, ARD’nin ana ve genel programları için
göç ve entegrasyon ilişiğinin bulunduğu konu, format ve içeriklerin isabetli bir şekilde geliştirildiği
fikir atölyeleri ve program tasarımı için «entegrasyon» konulu net ve kontrol edilebilir düşüncelerin
ARD ilkelerine kabul edilmesi yararlı olmaktadır.
İki bölümden oluşan «Arzuların zamanı» (WDR),
ödüllü «Öfke» (WDR) ve «Yeni başlayanlar için
Türkçe» (BR/NDR) programlarıyla «Birinci Kanalda»
fiksiyon alanında önemli program vurguları
yapılmıştır. NDR kanalı Mehmet Kurtuluş ile ilk
Türk-Alman Tatort komiserini canlandırmaktadır.
İlk vakası 2008 yılında ARD’de izlenebilir. İslam
konusu yalnızca enformasyon dergilerinde değil,
eğitim ve kültür programlarında da büyük bir rol
oynamaktadır.
WDR kanalı 2007 yılı için Ramazan ayının sonuna
doğru Köln Filarmonisi’nde iki gün sürecek olan bir
organizasyon ve de Almanya’daki Müslümanların
hayatını tanıtan ve gazetecilikle ilgili radyo, televizyon ve internet haberlerini derleyen bir internet
sunumu planlamaktadır. SWR kanalı ise 20 Nisan
2007 tarihinden bu yana internette «İslam’la ilgili
sözcükler» yayınlamaktadır.
ZDF kanalı göç ve entegrasyonla ilgili programlarının temelinde yatan konsepti sürdürecektir ve kesit
4.8.
konu olarak göç ve entegrasyonu ana programdan
dijital ve kardeş kanallara kadar bütün programlarında devamlı olarak dikkate alacaktır. Buna özel
olarak ilgi duyanlara olduğu gibi büyük seyirci
kitlelerine de ulaşabilmek adına, haber bültenleri
ve magazinlerden belgeseller ve dizilere kadar,
filmlerden şovlara kadar bütün program türlerinde
yapacaktır.
Göç ve entegrasyonla ilgili program çalışmalarının
dikkat çekiciliğini ve algılanabilirliğini arttırmak
ZDF’nin önümüzdeki yıllardaki programcılık çabalarının merkezini oluşturmaktadır. Farklı kültürlerin bir arada olma şansı – bununla ilgili problemleri
de gizlemeden – bilhassa büyük kitlelere hitap
eden programların doğal konusu haline gelmelidir. ZDF, kültürlerarası iletişimi yoğunlaştırma
ve de yerli ve göç etmiş vatandaşların karşılıklı
anlayışını düzeltme ve derinleştirme hedefini
gütmektedir. Bu sayede bir taraftan bir arada yaşamaktan kaynaklanan ihtilaflar sağlam bir temel
üzerinde işlenebilmektedir, diğer taraftan da bir
arada yaşamanın başarılı örnekleri büyük kitlelere
aktarılabilmektedir.
Bunun için ZDF önümüzdeki yıllarda aşağıdaki tedbirleri alacaktır:
➤➤
Göç ve entegrasyona ilişkin temel konuları ele
alan prodüksiyonların sayısı artacaktır.
➤➤
ZDF bazı magazin programlarını ağırlıklı olarak
göç ve entegrasyon konusuna odaklayacaktır.
➤➤
Program ve konuların ağırlık merkezleri birbirinden farklı program türlerini kapsayarak
kamuyu etkileyecek bir biçimde bu konudan
oluşacaktır.
➤➤
ZDF «Cuma günü forumu» ile ZDF’nin sorumlu
olduğu ve gazetecilikle ilgili bir format çerçevesinde bilhassa İslam dininin ve kültürünün temsilcilerinin de hazır bulunduğu ve kültürlerarası
anlayış için internette bir diyalog platformu
organize edecektir.
➤➤
Göçmen kökenli insanların oynadığı, hayal
dünyasına ilişkin prodüksiyonlardaki önemli
rollerin sayısı arttırılacaktır.
➤➤
ZDF kanalı ana okul çocuklarına yönelik programları çerçevesinde yabancı çocukların dil
öğrenimini ve dil yeterlilik gelişimini de dikkate
almak hususunda çalışmalarda bulunmaktadır
ve bunun için 2008 yılında yeni bir program
formatı başlatacaktır.
➤➤
Televizyon programlarının yanı sıra internetteki
yayınlarında ZDF, derin bilgiler ve hizmet referansları sunacaktır.
153
4.8.
➤➤
■■
■■
■■
■■
154
bölümü çerçevesinde sonuçlar aktardığı RTL
kanalının devam eden girişimi, genç göçmenlerin
izleme alışkanlıklarına, talep ve ihtiyaçlarına özel
bir bakış sunmaktadır.
CIVIS-Medya Ödülüne katılarak ZDF televizyonda entegrasyonla ilgili resmi haberleri teşvik
edecektir.
Bundan 20 yıl önce ARD kanalını vekaleten
Freudenberg Vakfı ve Federal Hükümetin Entegrasyondan Sorumlu Yetkilileriyle birlikte WDR
kanalı tarafından hayata geçirilen CIVIS Medya
Ödülü günümüzde Avrupa’da kültürel çeşitlilik
ve entegrasyon dalında en önemli medya ödüllerinden bir tanesidir. Bu ödül her yıl, Avrupa’daki
göçmen toplumundaki bir arada yaşama unsurunu
teşvik etmeye uygun olan radyo ve televizyondaki
üstün yayınlara verilmektedir. CIVIS Entegrasyon
ve Kültürel Çeşitlilik Medya Vakfı mevcut faaliyetleri yanı sıra 2007 yılında Almanya ve Avrupa’da,
göçmen ve yabancıların ekonomi ve sanayideki
mesleki entegrasyonunu merkeze taşıyan yeni bir
televizyon ödülünü hayata geçirecektir.
Özel yayın şirketleri entegrasyon ve göç konularıyla
ilgili toplumsal ve politik açıdan önem arz eden
olayları ilgili radyo ve televizyon formatlarında
– örneğin haber bültenleri ve bilgilendirici programlarda, danışmanlık hizmeti veren yayınlarda,
magazin veya (talk) şovlarda – anlaşılır bir biçimde
ve farklı varyasyonlarda düzenli olarak ele almaktadır ve söyleşiler, portreler, röportajlar veya haberler şeklinde gazetecilikle ilgili farklı bakış açılarıyla
bu tip olaylara ışık tutmaktadır. Hayali alanda ise
yabancı veya yabancı kökenli vatandaşları toplumsal normalliğin doğal bir unsuru olarak konu alan
eğlenceli bir şekilde farklı bir tablo çizilmektedir.
Buna örnek olarak sevilen sitcom «Herkes Jimmy’yi
seviyor» veya 2007 Adolf-Grimme-Ödülünü almış
olan komedi «Çılgın Türk Düğünü» gösterilebilir.
İnsanların bilgilenme ve gelişim konusundaki
büyük ihtiyacını karşılayan ve pek çok başka
konunun yanı sıra entegrasyon konularını da ele
alan Spiegel, Stern ve Focus TV gibi formatlar veya
bilimsel magazinler bu tabloyu tamamlamaktadır.
Seyirci ve dinleyicilerin özel ilgisiyle karşılaşan
formatlar ilgililerle kurulan diyalogda ve mevcut
girişimlerde bundan sonra da teşvik edilmektedir.
Bu sayede özel yayın şirketleri imkanları çerçevesinde yalnızca göçmenlerin Almanya’daki siyasi,
ekonomik ve toplumsal günlük hayatla özdeşleşmesini değil, bilakis Almanlar ve göçmenler veya
Almanya’da yaşayan farklı kültürler arasındaki karşılıklı anlayışı da geliştirmektedir. Bunun dışında
Özel Yayın ve Telemedya Derneği (VPRT) yayın ve
rapor verme özgürlüğüne dayanarak «çok çeşitlilik
beyannamesine» katılacaktır ve mümkün olduğunca birçok başka özel yayın şirketinin daha buna
katılması için çalışmalarda bulunacaktır.
Editör Peter Kloeppel’in öğrencilerle birlikte medyadan yararlanma tutumunu tartıştığı, programla
ilgili fikirleri kabul ettiği ve RTL rapor hazırlama
■■
Çalışma grubu bunun haricinde televizyon sektörü için örneğin Grimme Enstitüsü, Civis Medya
Vakfı, Deutsche Welle Televizyonu ve Federal
Entegrasyon ve Televizyon Girişimi ile işbirliğinde
bulunarak prodüktörlerin, program planlayıcıları
ve geliştiricilerinin (yazarlar, format geliştiricileri, editörler) diyalog ortamına sokuldukları ve
özellikle fiksiyon alanında olmak üzere göç ve
entegrasyon bağlantılı içerik, format ve konuların
hedefe yönelik olarak geliştirildiği fikir atölyeleri
önermektedir.
■■
Alman Dergi Yayımcılar Birliği eylem gerekliliği
bilincini arttırmak için ve entegrasyonu teşvik
eden uygun tedbirlerin alınması amacıyla propaganda yapmak için aktif bir şekilde dergi yayınevlerine eğilecektir.
■■
Bu tedbirler şu şekilde olabilir: Alman Dergi Yayımcıları Birliği’nin panellerinde bu konunun etkili bir
şekilde üzerine gidilmesi ve de üye yayınevlerinin
personelden sorumlu temsilcilerinin düzenli olarak
tecrübelerini paylaşmalarının sağlanması. Entegrasyonu teşvik eden projeleri cesaretlendirmek
adına örnek oluşturabilecek entegrasyon projeleri
için her yıl verilecek olan bir ödül planlanmaktadır.
Bunun dışında dernek, bir duyuru kampanyasının
organize edilmesiyle bu konunun halkın bilincine
daha sağlam oturtulup oturtulamayacağını düşünüp değerlendirecektir.
■■
Entegrasyon konusunu yeni nesil gazeteciler
arasında Almanya çapında yaygın hale getirmek
için Gençlik Basını Birliği bu konuyu gençler için
«politikorange» isimli gençlik medya projesinde
işleyecektir.
■■
İnternet bütün medya araçlarının yanında (televizyon, radyo ve basın) göç ve entegrasyon konularını
aktarmak için uygun bir platformdur. Göçmen
kökenli insanların entegrasyonu için medya araçlarının etkileşimi ve sinerjisinden istifade etmek
amacıyla bu potansiyel program planlaması ve
rapor hazırlama aşamasında uygun bir biçimde
dikkate alınmalıdır.
Personel politikası ve gelişimi: Göçmenlerin
gazetecilik eğitiminin düzeltilmesi ve
güçlendirilmesine yönelik tedbirler
■■
ARD kanalı isabetli bir personel kazanımı ve gelişimi ile pozitif birer özdeşleştirme figürü olarak
programlarda faydalanılabilecek bir pozisyonda
yer alacak olan («Creating heroes-Kahramanlar
yaratmak-») yabancı kökenli editör, yazar, sunucu
4.8.
eğitimler ve editörlükle ilgili konuk stajyerlik yardımıyla teşvik edilmektedir. Bu arz sürdürülmektedir
ve ayrıca medya içerisindeki teknik mesleklerle
genişletilmektedir. Şu anda WDR televizyonunda
medya meslekleri için yabancı kökenli başvuru
sahiplerinde artan bir sayı gözlemlenmektedir. Çok
Kültürlü Radyo (RBB) 2006 yılında yabancı kökenli
genç gazetecilere özgü olan «world wide voices»
isimli gazeteci yetenek atölyesini kurmuştur.
2007 sonbaharında bu program sürdürülecektir.
WDR televizyonu 2007 yılında ilk kamusal yayın
kuruluşu olarak «çok çeşitlilik beyannamesine»
katılmıştır.
ve oyuncuları daha fazla teşvik edecektir. Örneğin
geçtiğimiz yıldan beri Türk kökenli WDR televizyonu editörü Birand Bingül ARD Tagesthemen
programının yorumcu ekibinde görev almaktadır.
Ingo Zamperoni (NDR) Mart 2007’den bu yana
iki haftada bir ARD gece magazini programını
sunmaktadır. Gerek WDR gerekse SWR kanalında
televizyon magazinleri için göç biyografisine sahip
faydalanılabilecek sunucular kazanılabilmiştir. İsabetli castlar diğer ARD kuruluşlarında da gerçekleştirilmektedir.
WDR televizyonunda göçmen kökenli çalışanların
kazanılması ve teşvik edilmesine büyük öncelik
verilmektedir. Bunun için eğitim pozisyonu, konuk
stajyerlik, cast, profesyonelleşme seminerleri ve
açık pozisyonların doldurulması gibi personel
kazanımı ve gelişiminin olağan araçlarından
istifade edilmektedir. 2005 yılından beri bütün iş
ilanlarında aşağıdaki metin yer almaktadır: «WDR
kendi bünyesinde kültürel çeşitliliği teşvik etmektedir. Bu nedenle yabancı kökenli çalışanların iş
başvurularını memnuniyetle karşılamaktayız.»
Avrupa Radyo Evi (WDR ve Bremen Radyosu) ve Çok
Kültürlü Radyo (RBB) gibi hedef kitleleri olan programlar ve SWR Uluslararası gibi uzman redaksiyonlar, daha sonra çoğunluk akımı (Mainstream) diye
adlandırılan yayınlarda da kullanılabilecek olan
çalışanlardan istifade edilebilmesi için yeterlilik
merkezleri olarak hizmet vermektedir.
■■
İlk acil tedbir olarak kuruluş 2007 yılı başında göç
biyografisine sahip pek çok yeni nesil gazeteciye
bir stajyerlik programında editörlük görevi alma
fırsatını verecektir.
SWR kanalının gazetecilik öğrencilerinin şu anda
ortalama üçte biri göçmen kökenine sahiptir. HR’de
geçtiğimiz yıllarda her yaş grubuna ait yabancı
kökenli ortalama bir gönüllü stajyer bulunmuştur.
Gazetecilik eğitimi alan HR gönüllü stajyerleri için
yapılan seminer programında «Portraying Politics/
Balanced Reporting» konulu bir seminer mevcuttur.
Bu seminerde «göç/entegrasyon» konusundaki bilgi
ve algı eksiklikleri giderilmektedir ve de klişelere
yer vermeden bu konu hakkında nasıl haber oluşturulabileceğine ilişkin metotlar aktarılmaktadır ve
böylelikle yabancı kökenli hedef kitlelerinin onayını alma durumu düzeltilmektedir. RBB şu aralar
göçmen kökenli genç muhabir ve sunucuların teşvik edilmesi için bir konsept geliştirmektedir. RBB
programı Çok Kültürlü Radyo henüz 2006 yılında
gazetecilikle ilgili bir yetenek atölyesi olan ve özellikle yabancı kökenli genç gazetecilere yönelik olan
«world wide voices» organizasyonunu yapmıştır.
2007 sonbaharında bu program sürdürülecektir.
Kuruluşun iki kilise redaksiyonunun bulunduğu
ZDF ana redaksiyonu, kültür ve bilim için Hıristiyanlık dışındaki dinler için bir editörlük pozisyonunun oluşturulma hazırlığı yapılmaktadır.
Programdaki algı yalnızca konusal yayınlarla
değil, kişiler tarafından da oluşturulduğu için ZDF
ekranda, meşhur göçmenlere de çok önceden yer
vermeye başlamıştır. Ancak göçmen kökenli insanların genel toplumdaki oranı şimdiye kadar doğru
bir şekilde ekran önüne yansımamıştır. Bu nedenle
önümüzdeki yıllarda göçmen kökenli iki meslektaşımızın daha program sunması öngörülmüştür.
Bunlardan bir tanesinin haber programı sunması
düşünülmektedir.
■■
«WDR sınırsız» gibi spesifik teşvik tedbirleri de
başarı vaat eden tamamlayıcı araçlar olarak kendini ispat etmiştir – hem serbest işbirliğine giriş
için hem de program gönüllü stajyerliğe geçiş için.
«Sınırsız» isimli gazeteci yetenek atölyesiyle WDR
2005 yılında yabancı kökenli genç gazetecilere
özgü bir projeyi hayata geçirmiştir. Her yıl göçmen
ailelerinden gelen yaklaşık on genç gazeteci çeşitli
ZDF televizyonu 2004 yılı mesleki eğitim girişimi
çerçevesinde ve bazı personel işe alımlarında başlatılan, göçmen kökenli çalışanların dikkate alınması
olgusunu sistematik olarak sürdürecektir. Göçmen
kökenli kalifiye editörlük personelinin istihdam
durumunun özellikle düzeltilebileceğini düşünmektedir ve önümüzdeki yıllarda bilhassa «Genel
Eşit Muamele Yasası» na ait önemli yasal hükümleri
de dikkate alarak hedefe yönelik tedbirler alacaktır; örneğin stajlarda, geçici stajlarda ve eğitim
pozisyonlarında göçmen kökenli başvuru sahiplerinin dikkate alınması yoluyla. İsabetli bir personel
politikası üzerinden editörlük personelinin halkın
düşüncelerini temsil eden bir oluşumuna göç açısından da yaklaşmak uzun vadeli bir hedeftir.
■■
Gerek resmi ve özel televizyon kanalları, gerekse
film endüstrisi, yönetmenler, cast ajansları ve prodüksiyon şirketleriyle beraber film ve dizilerdeki
oyuncu kadrosu politikalarında göçmenlerin de
dahil edildiği toplumun temsili bir kesitini dikkate
alma konusunda etkili olmalıdırlar.
Göçmen kökenli yeni nesil gazetecilerin mesleki
eğitim ihtiyacı büyük olduğundan, Deutsche Welle
155
4.8.
kazanacaktır. Almanya çapında doğrudan okullarda görev alan, mobil akademinin Teamerpool’u
kültürlerarası olarak mesleki gelişime tabi tutulacaktır; öğrenci gazetesinin kurulması, medya
yeterliliğinin oluşturulması ve Podcasting’e ilişkin
sunulan kalifiye modülleri buna ilaveten göçmen
oranı yüksek olan okullarda sağlanacaktır. Genç
gazetecilere yönelik olan rehber programı tamamlayıcı olarak 16 yaşından büyük olan genç gazetecileri destekleme imkanı sağlamaktadır ve mesleğe
girmelerinde yardımcı olmaktadır. İsabetli iş
ilanlarıyla, göçmen kökenli rehberlerin kazanılmasıyla ve seçim aşamasında göçmen adayların
özellikle dikkate alınmasıyla göçmen kökenli yeni
nesil gazeteciler bundan sonra teşvik edilmek
istenmektedir.
televizyonu kendi mesleki eğitim profilini genişletmeye ve eksiklerini gidermeye çalışmaktadır ve de
göçmen grubuna ait yeni nesil gazeteciler için bir
arz yaratmaya çalışmaktadır. DW Akademisi ile bu
yayıncı kuruluş bunun için gerekli olan uluslararası ve kültürlerarası alandaki tecrübeye sahiptir.
■■
Deutsche Welle televizyonu gazetecilik eğitimindeki ve de yerli ve yabancı medyaya ilişkin yeterliliğindeki bu zamana kadarki pratiğini derinleştirmek istemektedir. DW AKADEMİ’sinin mesleki
eğitim profili bu açıdan denetlenecektir ve uygun
hale getirilecektir.
■■
Özel yayın kuruluşlarında yabancı vatandaşlar veya
birbirinden farklı uluslara sahip göçmen kökenli
insanlar yıllardan beri esas itibariyle ilgili kuruluşun bütün bölümlerinde çalışmaktadır – örneğin gazeteci, yazar, pazarlama ve event uzmanı,
muhabir, oyuncu veya sunucu olarak. Almanya’da
günümüzde içinde yaşadığımız çok kültürlü toplumu yansıtmaktadırlar. Gelecekte de bu durum
değişmeyecektir. Nitelikleri aynı olduğunda Alman
ve yabancı asıllılar ve de göçmenler için temelde
aynı koşullar geçerlidir. Bunun dışında Özel Yayın
ve Telemedya Birliğinin beyanına göre özel radyo
ve televizyon kuruluşlarında, ister göçmen kökenli
olsun ister olmasın, aynı vasıflara sahip olan
bütün genç insanlar, içlerindeki potansiyeli dışarı
çıkarmalarını mümkün kılan ve başarılı bir meslek
hayatına giriş yapmalarını sağlayan çok kaliteli bir
mesleki eğitim almaktadır.
■■
156
RTL televizyonu göçmen kökenli genç insanları
kendi bünyesine daha fazla dahil edecektir ve RTL
gazetecilik okulunun workshopları yardımıyla
gelecekte öğretmenlere de derslerde olumlu bir
şekilde aktarılabilecek olan medya yeterliliğini
ayrıca geliştirme imkanı verecektir. RTL’nin bütün
yayın yerlerinde öğrenciler bir «göçmenlik öğrenci
ödülü» çerçevesinde göç konusuyla birebir ilgilenecektir ve bu arada görsel ve işitsel medyadaki gazetecilik çalışmalarının temel bilgilerine ulaşacaklardır. Gerekli olan teknik ekipmanı ve uzmanlık
bilgisini RTL çalışanları proje desteği çerçevesinde
sağlamaktadır. Kazananlara ödüllerin ve redaksiyon bölümü ziyaretlerinin yanı sıra bazı durumlarda staj ve gazetecilik bursu da sağlanmaktadır.
■■
Doğan Yayın Grubu Almanya ve Avrupa’daki
Türkçe ve Almanca konuşan 1000 gence 2010 yılına
kadar şirketin kendi yayın kuruluşlarında birkaç ay
süreli bir kalifiye eğitimi sunmaktadır.
■■
Almanya Gençlik Basını etkisi kanıtlanmış olan
araçlarından iki tanesini genç medya yapımcılarının teşvik edilmesi amacıyla – okullardaki mobil
akademiler ve genç gazeteciler için rehber programı – daha isabetli bir biçimde göçmenlere yöneltecektir ve böylelikle bunları gazetecilik yolunda
■■
Çalışma grubu bunun haricinde göçmen kökenli
yeni nesil gazeteciler için özel eğitim ve mesleki
gelişim programlarının ve kuruluşlarının oluşturulmasını gerekli görmektedir. Göçmen kökenli
yeni nesil gazetecilerin teşviki için mesleki eğitim
merkezlerinin, yayın kuruluşlarının ve yayınevlerinin de katıldığı bölgesel ağ ve kuruluşların oluşturulmasıyla göçmen kökenli yeni nesil gazetecilerin
düzeyi düzeltilebilir. Stajlar sayesinde, göç etmiş
olan yeni nesil gazetecilerin redaksiyon bölümleriyle temas kurmaları ve genişletilmiş bir editörlük
anlayışının kabul görmesi için katkı sağlamaları
istenmektedir. Deneyimli gazeteciler bu entegrasyon sürecinde «önder» ve «rehber» olarak görev
aldıklarında bu teşvikin şekli daha özel olabilir.
Buna uygun projeler Berlin’de (BQN projesi) ve
Kuzey Ren Vestfalya Eyaletinde (Dortmund Üniversitesi, Medya Entegrasyonu Merkezi) başlatılmıştır.
Benzer kuruluşlar başka bölgelerde de oluşturulmalı, geliştirilmeli ve teşvik edilmelidir.
■■
Göçmen kökenli gazetecilere yönelik ağlar arzu
edilen bir unsurdur. Bunlar dayanışmayı güçlendirebilmektedir, bilgi alış verişini mümkün kılabilmektedir, organizasyonlar v.b. ile bu soruna dikkat
çekebilmektedirler ve lobi grupları olarak vazife
görebilirler. Alman Gazeteciler Birliğindeki «Kültürlerarası Ağ» isimli dayanışma buna bir örnektir
(Eyalet Birliği «Berlinli Gazeteciler Derneği»).
■■
Bunun haricinde, entegrasyonla ilgili soruların
ana muhatabı olan ve program tasarımı ile personel gelişiminde de etkili olan entegrasyon veya
çeşitlilik yetkililerinin yayın kuruluşlarında ve
şirketlerde tayin edilmesi önerilmektedir. WDR ve
SWR televizyonlarında idareyi aşan muhatap ve
öncü olarak entegrasyon yetkililerinin çalışmaları
etkisini kanıtlamıştır.
Entegrasyon ve göç konusuyla ilgili eğitim ve
mesleki gelişim arzı
■■
ARD televizyonu kültürlerarası yeterliliği uygulamaya yakın mesleki gelişim eğitimleriyle teşvik
etmektedir. Buna göre WDR televizyonu kültürlerarası yeterliliği kurum içi eğitime ve yöneticilik
eğitimine dahil etmiştir. Uluslararası uzmanlarla
yürütülen mesleki gelişim tedbirleri yardımıyla
yöneticiler Avrupa’daki diğer yayın kuruluşlarının
«best practices» olgusuna bir bakış atabilmektedirler. «Avrupa Radyo Evi» veya «Cosmo TV» deki mesleki eğitim bölümleri sayesinde kurum içi eğitim
gören öğrenciler başka bir kültürel arka planı olan
gazetecilerle birlikte uluslararası konuları nasıl ele
alacaklarını uygulamada öğrenmektedirler.
Aynı şekilde RBB’de de EMS (electronic media
school) tarafından eğitilen kurum içi öğrenciler Çok Kültürlü Radyo’da sağlanan stajlar çerçevesinde kültürlerarası konularla haşır neşir
olmaktadır.
■■
ZDF televizyonu, entegrasyon ve göç konusuyla
ilgili kurum içi eğitim ve mesleki gelişim arzını
genişletecektir. Buradaki hedef bütün gazetecilere
bu zamana kadar olduğu gibi yalnızca dağınık bir
tablo değil, onun yerine sistematik bir arz tablosu
sunmaktır ve de göç ve entegrasyon konularının
arka plan bilgisi ve bağlantılarıyla kendini geliştirmektir. Kurumun eğitim ve mesleki gelişim bölümü
bu amaçla şu anda görev alan redaksiyon bölümü
personelinin mesleki gelişimi için bir program
hazırlamaktadır.
■■
Medya sektöründe eğitim ve mesleki gelişim amacını taşıyan CIVIS akademisinin kurulmasıyla CIVIS
Medya Vakfı, gerek radyo ve televizyon gazetecilerini gerekse film ve medya yüksek okullarında
okuyanları ve mezunları entegrasyon ve kültürel
çeşitlilik konularına duyarlı hale getirme hedefini
gütmektedir. Avrupa’daki göçmen toplumunda
yaşanan gelişmelerin yenilikçi ve profesyonel bir
biçimde ele alınması teşvik edilmek istenmektedir.
■■
Deutsche Welle televizyonu onlarca yıla dayanan
tecrübesini, yöntem bilgisini ve özel temaslarını
dünyanın dört bir tarafından gelen gazetecilerin
eğitim ve mesleki gelişiminde sahip olduğu akademisi yardımıyla Almanya’daki ilgili medya kuruluşlarına açmaktadır.
■■
Alman Dergi Yayımcıları Birliği (VDZ) eğitim ve
mesleki gelişim alanında VDZ’nin dergi akademisinde hedefe yönelik bir seminer arzı ve de mesleki
eğitim organizasyonlarının olduğu spesifik bir
eğitim ve mesleki gelişim konsepti geliştirmeyi
planlamaktadır.
Medya araştırması
4.8.
■■
Göçmen kökenli insanların medya kullanımı ve
medya yeterliliği daha derinden araştırılmalıdır. Zira entegrasyonu geliştiren medya arzının
koşulları arasında hedef kitlelerin medya donanımı ve kullanımı hakkında bilgi sahibi olmak
vardır. Yalnızca bu şekilde kültürlerarası başarılı
iletişimin şartları ve çıkış noktaları uzun vadede
net bir şekilde görülebilir. Federal Almanya
Cumhuriyeti’nde yaşayan göçmen kökenli insanların medya kullanımıyla ilgili araştırmaların
yoğunlaştırılması bu nedenle çalışma grubunun
görüşüne göre acilen gereklidir. Bu arada medya
donanımı, tercih edilen medya araçları ve medyadan yararlanma kapsamı hakkındaki temel araştırmaları görsel motifler ve kullanım şekilleri hakkındaki niteliksel araştırmalarla bağdaştırmak söz
konusu olmalıdır. Aşağıdaki ana kriterler bu araştırma girişiminde göz önünde bulundurulmalıdır:
■■
Entegrasyona dayalı medya konseptlerinin temel
taşı olarak Almanya’da yaşayan göçmen kökenli
toplumun medya kullanımına ilişkin devamlı,
yani düzenli aralıklarda elde edilen temel veriler
gereklidir. Bu veriler metodik açıdan ticari reklam
taşıyıcılar araştırmasının Almanya’daki toplumun
çoğunluğunun medya kullanımına ait tanımın
sunduğu verilerle uyumlu olmalıdır.
■■
Medya rekabetinden dolayı medya kullanım
verileri çok hassas bir konu olduğundan ve medya
kullanım araştırmalarında menfaate dayalı olarak
sonuçların saptırılabileceği tehlikesi büyük olduğundan reklam taşıyıcılar araştırmasının «ortak
araştırmalar» prensibi devralınmalıdır. Medya
pazarındaki rakiplerin müşterek hareket etmesi
menfaat dengelenmesine ve veri toplama, veri
çözümleme ve sonuç prezentasyonu düzeyinde
metodik standartların geliştirilmesine hizmet
etmektedir (medya erimi, pazar payı vs. gibi medya
kullanımıyla ilgili üniter «geçerliliklerin» belirlenmesi anlamında vs.).
■■
Ancak entegrasyon bağlamında medyanın veya
medya tutumunun önemini ve yerini saptamak için
yalnızca medya kullanım verileri toplamak yeterli
değildir. Daha ziyade medya kullanım araştırmalarında «Single-Source prensibine» göre, entegrasyon
statüsü, sosyal çevre ve medya kullanım tutumu
arasındaki bağlantılarla ilgili analizleri mümkün
kılan ilave bulgular elde edilmelidir.
■■
Geniş kapsamlı – yani bilimsel ve bütün medya
araçlarını kapsayan, uzun vadeli ve devamlı olarak
gerçekleştirilebilecek olan – bir araştırma konseptine dair önerilerin değerlendirilebilmesi için
uzmanlardan oluşan bağımsız bir komisyon kurulacaktır. Bu komisyonda önemli medya tipleri ve
medya şirketlerinin bulunduğu medya uygulaması
157
4.8.
olacağı gibi medyanın entegrasyon fonksiyonuyla
ilgilenen bilim de temsil edilecektir. Bu grubun
oluşumu ve çalışmasının temel kriterleri bağımsızlık, teoriden pratiğe transfer ve yöntem bilgisidir.
Uygulamada gerçekleştirilebilecek olan araştırma
konseptleri geliştirilmelidir – soru hazırlama şekli
ve yöntemlerden bunun finansmanı ve organizasyonuna kadar (ki bunun için şüphesiz PublicPrivate-Partnership modelleri uygundur). Bu
komisyon kendi açısından kurumsal bir bağlılığa
ve resmi kaynaklardan temin edilmesi düşünülen
bir temel finansmana ihtiyaç duymaktadır.
■■
■■
Medya şirketleri basılı ve elektronik medyanın
niteliksel kullanımının düzenli aralıklarla yapılan
ölçümünde göçmenlerin dikkate alınabileceği
konseptler geliştirecek ve gerçeğe dönüştürecektir. Bunun için araştırma kuruluşlarında anket ve
panel yönetimi için uygun kılavuzların hazırlanmasını isteyeceklerdir, böylelikle bu temel üzerinde
yabancı vatandaşları anket ve araştırma panellerine dahil edebileceklerdir.
Göçmenlerin medya kullanım tutumunu dijital bir
medya dünyasında daha iyi anlayabilmek adına
ARD ve ZDF birlikte 2007 başında Almanya çapında
bir temsil anketi gerçekleştirmiştir. Buradaki amaç
en önemli göçmen grupların medya bütçesinde
Alman ve yabancı medyanın anlamını ve de her
bir medya türüne olan beklenti tutumunu incelemektir. Bu araştırma çerçevesinde en büyük beş
göçmen grubun temsilcileri (Türkler, İtalyanlar,
Yunanlar, eski Yugoslavya vatandaşları ve Polonyalılar) ankete dahil edilmiştir, göçmen kökenli
Almanlar olduğu gibi yukarıda sayılan uluslardan
gelen yabancılar dahil. Bunun dışında Alman
uyruklu göçmenler de bu ankete dahil edilmiştir. WDR televizyonu şimdiye kadar göçmenlerin
temsiliyet durumu, medya tutumu ve medya kullanımıyla ilgili üç temsili araştırmayı televizyonda
yayınlatmıştır. Bazı program formatları ve türleriyle ilgili başka araştırmalar öngörülmektedir
ve yayın konseptleri çalışmasına müteakip olarak
bilhassa niteliksel araştırmalar olacaktır.
Çok fonksiyonlu medya/Göçmenlerin medya
yeterliliğinin teşvik edilmesi
■■
158
Göçmenlerin çok fonksiyonlu medyadan ne denli
yararlandıklarına ilişkin bir araştırma yapabilmek
için çevreye özgü bir araştırma programı hazırlanmalıdır. Bu arada gerek düşük bir eğitim düzeyine
sahip sosyo-kültürel çevrelerin, gerekse geldikleri
kültüre ait değer tutumları yerlilerinkinden belirgin bir şekilde farklılık gösteren göçmen grupların
incelenmesi çok önemlidir. İstatistiksel ve niteliksel
yöntemleri birleştiren çoklu bir yöntem çıkış yolunun yanı sıra cinsiyete özgü, bağlama dayalı ve çok
dilli hareket biçimleri sağlanmalıdır. Uygulama,
kültürler ve disiplinler arası bir araya getirilmiş
olan bir araştırma ekibi tarafından yapılmalıdır
■■
Bunun dışında göçmen gruplarda «çok fonksiyonlu
medyanın köprü vazifesi» ile ilgili kaliteli bir araştırma yapılması ihtiyacı mevcuttur. Bu araştırma
entegrasyonun teşviki sorusunun yanı sıra öncelikli olarak gelinen kültürün medya bağlantısına
ilişkin kimlik önemini açıklamalıdır ve geldikleri
kültüre ait değer tutumları eşit olmayan bir cinsiyet oranını kapsayan göçmen gruplarda çok fonksiyonlu medyanın cinsiyete özgü ele alınış biçimlerinin uygulamaya dayalı incelemesini yapmalıdır.
■■
Medya pedagojisiyle ilgili yapısal tedbirler bu
araştırmalar sayesinde kazanılan bilgiler temelinde geliştirilmelidir ve aşağıdaki unsurları
kapsamalıdır:
➤➤
Cinsiyete özgü yaklaşım ve kullanım şekillerinin
dikkate alınması, özellikle de farkların, gelinen
kültürle ilgili değer tutumlarına dayandığı
yerlerde
➤➤
Çok fonksiyonlu medyanın kullanımı sırasında
gerek yaş ve sosyalizasyona bağlı farkların,
gerekse (gençlikteki) kültürel tarzların dikkate
alınması
➤➤
Bulunulan yerde pedagojik kuruluşlarla işbirliği
➤➤
Göçmenlerle yapılan medyadaki uygulama çalışması için bu kuruluşlardaki çalışanlara nitelik
kazandırılması
Medya pedagojisiyle ilgili yapısal tedbirler, ilgili
hedef kitleleri için uygulamaya dayalı tecrübe ve
öğrenme süreçlerinin başlatılmasıyla gerçekleştirilebilir. Nitekim genç göçmenler hedef kitlesi için
kültürlerarası bir gençlik radyosu platformunun
oluşturulması düşünülebilir örneğin. Göçmen
kökenli daha yaşlı vatandaşlar gibi başka hedef
kitleleri için bunların tecrübe ufku ve öğrenme
sosyalizasyonuna uygun, medyadaki uygulama
çalışmalarına ilişkin tedbirler geliştirilmelidir.
Bunun dışında göçmenlerle yapılan sosyal işler
çalışanlarını medya pedagojisiyle ilgili görevler
için vasıflandırmak amacıyla rehber ve eğitici
programlar yararlı olacaktır.
■■
Avrupa’da bilgi toplumu için ekonomi ve politika
arasındaki en büyük ortaklık olan D21 Girişimi Derneği 2007 yılı için faaliyetlerinin ağırlık merkezlerinden bir tanesini dijital entegrasyona vermiştir.
Bu sayede bilgi toplumu Almanya 2010 programını
ve eInclusion isimli AB inisiyatifini aktif olarak
destekleyecektir. Göçmen kökenli kişiler dijital
entegrasyon için önemli bir hedef kitlesidir. Federal Alman Hükümetinin Temmuz 2006 tarihli
entegrasyon zirvesiyle ve bu amaçla oluşturulan
4.8.
kendisine hedef olarak belirlemiştir. MUSS girişiminin çıkış noktası ihtiyaç duyulan ve sorulan
bilgilere erişim güçlüklerinin çoğu zaman yalnızca
lisan zayıflığından değil, kültürel farklılıklardan
da kaynaklandığı şeklindeki tespittir: Bilhassa
idari yapılar yoğun bir şekilde ülkelere özgü idare
kültürünün etkisi altındadır. Bunun dışında idari
hizmetlere erişim sorusu misafir ülkeye vardıktan sonra değil, henüz kişinin kendi vatanındaki
hazırlık aşamasında doğmaktadır. İnternet burada
Almanya’ya göç etmeden önce bilgiye ulaşmak için
ve de olası bir göç için daha uygun şartlar yaratmak
adına idari süreçleri hızlandırmak ve belge transferini yapmak için uygun bir araçtır.
tematik çalışma gruplarıyla bağlantılı olarak D21
girişimi bir IT-stratejisi geliştirecektir. Bu strateji
kapsamında IT yoluyla toplumsal entegrasyonla
ilgili Best-Practice örnekleri gösterilecek ve eylem
önerileri hakkında görüşülecektir. D21 girişimi
göçmen kökenli vatandaşların bilgi ve iletişim
teknolojileri ilgisini arttırmak istemektedir ve böylelikle dildeki yeterliliklerini, mesleki şanslarını ve
toplumsal entegrasyonlarını geniş kapsamlı olarak
destekleyebilecektir. Bilgi ve iletişim teknolojileri
medyası bunun için bütün düzeylerde önemli bir
katkı sağlayabilir, ancak henüz yeterince istikrarlı
bir şekilde kullanılmamaktadır.
■■
■■
■■
Klicksafe girişimi, Avrupa Birliği’nin ‹Safer internet
programı› çerçevesinde Alman temas noktasıdır.
Klicksafe internette güvenlik konuları hakkında
bilgi vermektedir. Hedef kitlesini çocuklar ve
gençler, ebeveynler, pedagoglar ve çarpanlar oluşturmaktadır. Kasım 2006 ila Ekim 2008 tarihleri
arasında ‹klicksafe› in ağırlık merkezlerinden bir
tanesi göçmen kökenli insanların internet yeterliliğinin geliştirilmesi olacaktır. Göçmen kökenli
insanları internetteki riskler hakkında bilgilendirmek ve tehlikelere karşı duyarlı hale getirmek için
bilim insanları ve profesyonellerden istifade edilerek bir çalışma konsepti geliştirilecektir. İlgili ana
dillerde enformasyon ve bilgilendirme materyalleri
temin etmek amaçlanmıştır. Ayrıca Almanya’da
ilgili hedef kitlelerine yönelen medya kuruluşlarının, bilgiyi mümkün olduğunca geniş ve etkili bir
şekilde yaymak adına duyarlılaştırma tedbirlerine
katılmak konusunda gönüllü olup olmadıkları araştırılmaktadır. Ağ çalışması anlamında klicksafe
göçmen dernekleri, ilgili vakıflar, örgütler, özerk
organizasyonlar vs. gibi kuruluşlara yönelecektir
ve ne tür destek ve işbirliği imkanlarının mevcut
olduğunu araştıracaktır.
Deutsche Telekom Kurumu entegrasyonu teşvik
eden tedbirlerin veya eylemlerin gerçekleştirilmesi
aşamasında aktif olarak katılım sağlayacaktır. Bu
durum bilhassa çeşitlilik, pazarlama ve teknoloji
konularında şirket alanlarının danışmanlığı ve
aktif yöntem bilgisi arzı için, örneğin internet
sayfalarının linkini alma ve verme, «0800…» lü
hatların hizmete sunulması ve konseptlerin geliştirilmesi gibi destek çalışmaları ve de «X ağa...»
benzeri tedbirlerin gerçekleştirilmesindeki destek
için geçerlidir.
Eyalet başkenti Stuttgart, MUSS proje başlığı
altında – Stuttgart Çok Dilli Girişim Hizmetleri –
Alcatel SEL Vakfı’nın Electronic Government Stuttgart Yüksek Okul Koleji’nin desteğiyle ve Münih
Teknik Üniversitesi’nin işbirliğiyle internette çok
dilli bir enformasyon ve hizmet arzı bulunduracaktır. MUSS Projesi Alman kökenli olmayan insanlar
için resmi ve diğer kamusal arz ve bilgilere erişimi
bundan sonra daha kolay ve düzenli hale getirmeyi
Yabancı dildeki ve çok dilli medya arzı
■■
Çalışma grubunda göçmenlere yönelik Almanca ve
yabancı dildeki medya temsilcileri birlikte hareket
etmiştir, ki bu zamana kadar büyük ölçüde ayrı
ayrı ve birbiriyle temas kurmadan çalışmışlardır.
Alman ve etnik medyanın işbirliğinde, entegrasyonu teşvik eden medya yayınları üretmek şeklinde
bu zamana kadar kullanılmayan bir potansiyel yatmaktadır. Alman medyası, kuruluşlar ve etnik medyanın işbirliğinden doğan bu potansiyelin ortak
projeler ve düzenli tecrübe alış verişi yardımıyla
ortaya çıkarılması gerekir. Dil kursundan sosyal
bilgiye kadar bazı projelerin tanımı, ortak çalışma
için uygun olan bir dizi konu alanı göstermektedir.
Bunlara örnek olarak şunlar verilebilir:
■■
«Evimiz Almanya» derneğinin kurulmasıyla Werner Media Group, Berlin Yahudi Cemaati ve Berlin
Türk Cemaati, Berlin’deki Rus, Yahudi ve Türk
göçmenlere birlikte hukuki danışmanlık, dil kursu,
bilgisayar eğitimleri veya diğerinin kültürünü
tanıma imkanı tanıyacaktır. Bunun dışında yerel
bir televizyon kanalıyla başkentteki göçmenlerin
günlük hayatına dair Almanca-Rusça bir televizyon
magazin programı hazırlanmaktadır.
■■
Hürriyet gazetesinin (Doğan Yayın Grubu) «Aile içi
şiddete hayır» kampanyası Almanya’da çok başarılı bir şekilde yürütülmektedir. Öncelikli hedefi
insanları bu konu hakkında bilinçlendirmek ve
duyarlı hale getirmek ve de mağdurları desteklemektir. Bunun için farklı modüller kullanılmaktadır: Türkçe ve Almanca bilen uzmanlar haftada
on bir saat bir yardım hattında görev almaktadır, Almanya çapında interaktif bilinçlendirme
seminerleri organize edilmekte ve enformasyon
materyalleri dağıtılmaktadır. Kampanya editörler
tarafından ve Hürriyet’te çıkan duyurularla desteklenmekte, fahri çalışanlar Almanya genelinde
çaprazlama görev almaktadır. Bu kampanya Mayıs
2005 tarihinden beri yürütülmektedir ve süresiz
olarak sürdürülecektir.
159
4.8.
■■
■■
İhlas Medya Grubu, Bavyera Yayın Kuruluşu’na ait
«Almanca Sınıfı» isimli Almanca kursu dizisinin
Türkçe alt yazıyla kendi programında yayınlanmasını planlamaktadır. İlgili yayın grubu yazılı
medyasında da bir Almanca kursu oluşturmak ve
tasarlamak niyetindedir.
Sabah/ATV Grubu, özellikle bayan okurlara yönelen
«Deutsche Welle» televizyonuyla beraber Almanca
kursları alanında bir işbirliği planlamaktadır.
Bunun haricinde karşılıklı tecrübelerin takas edilebilmesi adına Frankfurter Rundschau ve Wiesbadener Kurier gazetelerinin editörlerinin takas
edilmesi planlanmıştır. Yayın grubu, Almanya Türk
Cemaati ve İş Kurumu’yla işbirliği yürüterek Türk
kökenli gençlere mesleki eğitim yerlerinin sağlanmasına yönelik bir girişim planlamaktadır.
160
■■
Deutsche Welle televizyonu göçmenlerin kendi
vatanlarındaki sunusunu, müstakbel göçmenlere yönelik Almanca kurslarıyla genişletmeyi
hedeflemektedir.
■■
Değerli bir sinerji etkisi oluşturabilmek adına
Avrupa Radyo Evi (WDR ve Bremen Radyosu) veya
Çok Kültürlü Radyo (RBB) gibi hedef kitleleri olan
programların, kendi program kuruluşunda yeterlilik merkezlerine dönüştürülmesi faydalı ve önemlidir. Edinilen tecrübelere göre bu tür yayın formatları, ana programda geniş yer verilmeyen hedefe
yönelik bilgileri hizmet anlayışıyla ve arka planını
da araştırarak ele alma imkanını vermemektedir.
Bunun ötesinde daha sonra ana programda da
kullanılabilecek olan çalışanların kazanılması ve
de program gelişimi için kristalizasyon noktaları
olarak da hizmet etmektedirler.
Uluslararası diyalog
■■
WDR’in 23 ve 24 Kasım 2006’da ZDF, Deutsche
Welle ve France Télévisions ile ve de UNESCO ve
Avrupa Komisyonu’yla birlikte organize ettiği ve
etkisi Kasım 2007 tarihinde Paris’te UNESCO’da gerçekleştirilen müteakip bir konferansla kanıtlanan,
medyanın Avrupa’daki göçmen toplumu içerisindeki rolü konulu EBU konferansında gazeteciler
için bir Avrupa diyalog projesi lanse edilmiştir.
Planlanan bu projeyle Avrupa ve Kuzey Afrika’daki
genç gazetecilere yönelik hareket edilmesi ve de
nitelikli ve seçkin seminer organizasyonlarıyla
bu gençlere Avrupa ve Kuzey Afrika ülkelerindeki
yayın kuruluşlarında konuk stajyerlik yerlerinin
sağlanması ve de çoklu medya yayınlarının oluşturulabilmesi için profesyonel workshoplar yardımıyla ulusal sınırların ötesinde birlikte öğrenme,
yansıtma ve çalışmayı gerçekleştirebilecekleri bir
ortam sunulmak istenmektedir. WDR’nin yanı sıra
diğer ortaklar UNESCO, Anna Lindh Foundation ve
COPEAM’dir. Bu projenin somut planlamaları şu
anda yapılmaktadır. 2008 Kültürlerarası Diyalog
AB yılında gerçekleştirilmesi hedeflenmektedir.
Deutsche Welle bu proje için personel desteği ve
lojistik yardım temin etmeyi düşünmektedir.
4.8.
161
4.8.
Üyeler
İdare: Federal Hükümetin göç, iltica ve entegrasyondan sorumlu yetkilileri
162
Devlet Bakanı Prof. Maria Böhmer,
Alman Parlamentosu Üyesi
Federal Hükümetin göç, iltica ve entegrasyondan sorumlu yetkilileri
Buket Alakus
Yönetmen
Minou Amir-Sehhi
Alman Gazeteciler Birliği
Ali Aslan
Federal İçişleri Bakanlığı
Martin Berthoud
İkinci Alman Televizyonu
Erik Bettermann
İkinci Alman Televizyonu
Bernd Burgemeister
Alman Televizyon Prodüktörleri Federal Birliği
Matthias Buth
Kültür ve Medya Kurumu
Günter Clobes
Adolf-Grimme-Enstitüsü
Jutta Croll
Dijital Şanslar Vakfı
Jürgen Doetz
Özel Yayın ve Telemedya Birliği Başkanı
Lutz Drüge
Alman Dergi Yayımcıları Birliği
Şeref Erkayhan
Almanya’daki Türk Cemaati Örgütü
Werner Felten
Radyo Metropol FM
Evelyn Fischer
Deutsche Welle
Wolfgang Fürstner
Alman Dergi Yayımcıları Birliği Müdürü
Harald Geywitz
Alice – HanseNet Telekomünikasyon Limited Şirketi
Dr. Kerstin Goldbeck
Alman Gazete Yayımcıları Federal Birliği
Ernst Hans Hanten
Kültür ve Medya Kurumu
Marlene Kerpal
Entegrasyon ve Sıgınmacılar Federal Dairesi
Michael Konken
Alman Gazeteci Sendikaları Federasyon Başkanı
Kenan Kubilay
İhlas Medya Grubu
Inez Kühn
Ver.di
Ahmet Külahçı
Doğan Media International GmbH
Anke Lehmann
Özel Yayın ve Telemedya Birliği
4.8.
Michael Mangold
Sanat ve Medya Teknolojisi Merkezi
Ilona Marenbach
Çok Kültürlü Radyo, RBB
Sebastian Olenyi
Almanya Gençlik Basını
Maud Pagel
Deutsche Telekom AG
Prof. Dr. Ulrich Pätzold
Dortmund Üniversitesi
Jan-Eric Peters
Axel Springer Akademisi Direktörü
Günter Piening
Berlin Senatosu’nun Entegrasyon Yetkilisi
Anne Pietrzak
RTL Television GmbH
Prof. Fritz Pleitgen
Westdeutscher Rundfunk Müdürü
Pierre Sanoussi-Bliss
Oyuncu
Prof. Dr. Markus Schächter
İkinci Alman Televizyonu Müdürü
Prof. Dr. Beate Schneider
Gazetecilik ve İletişim Araştırmaları Enstitüsü
Klaus Schrotthofer
WAZ Medya Grubu
Walter Schumacher
Basın Sözcüsü Rheinland-Pfalz Başbakanlık
Ekkehart Siering
Bremen Senato Dairesi
Willi Stächele
Avrupa Meselelerinden Sorumlu Devlet Bakanı Baden-Württemberg
Dr. Wilfried Ströhm
Federal Hükümetin Basın ve Enformasyon Kurumu
Prof. Dr. Helga Theunert
Araştırma ve Uygulamada Medya Pedagojisi JFF Enstitüsü
Renko Thiemann
Federal Dış İşleri Bakanlığı
Larissa Thyrong
Werner Medya Grubu
Kani Top
Merkez Sabah AtV GmbH
Canan Topcu
Frankfurter Rundschau
Prof. Dr. Hans-Jürgen Weiß
Hür Üniversitesi Berlin
Frank Werneke
Ver.di Sendikası Başkan Vekili
Nicholas Werner
Werner Medya Grubu
Dr. Gualtiero Zambonini
Westdeutscher Rundfunk
Renate Ziegler
Ziegler Film
163
164
4.9.
Konu Alanı 9:
«Gönüllü sosyal faaliyet ve eşit
katılım sayesinde entegrasyon»
1. Durum tespiti
Vatandaşların angajmanı ve entegrasyon
Entegrasyon, Almanya’daki herkesin katılımı ve iştirakine dayanan genel toplumsal bir süreçtir. Vatandaşların angajmanı eşit katılımı güçlendirmekte
ve entegrasyonu desteklemektedir – ilk olarak ve
her şeyden önce yerel düzeyde, göçmenlerin hemen
çevresinde. «Sivil toplum» ana düşüncesini kendisine
yüklemiş olan bir toplum, gönüllü sosyal faaliyetlere dayanır ve bunun çeşitliliğine saygı duyar. Aynı
zamanda bağımsız girişimi, birlikte sekillendirmeyi
ve katılımı olduğu gibi hayatın başka alanlarına da
etki eden yeni bilgi, beceri ve yeterlilik kazanımını da
mümkün kılan yapılar kurmaktadır. Zira angajman,
kişiyi yetkin kılar ve de eğitim ve istihdam kabiliyetini
temin eder.
Gönüllü sosyal faaliyet; gönüllü olarak kendi kendini
yükümlü kılmaya, kamusal sorumluluk almaya ve
ağ çalışmasına dayanmaktadır. Kimlik oluşturucu
bir etkisi vardır ve iş görme yetkinliğini arttırır. Bu
nedenden ötürü vatandaşların angajmanı göçmen
kökenli insanların entegrasyonu için de özel bir katalizatör işlevi görmektedir.
Gönüllü angajman klasik örgüt, dernek, kilise ve dini
cemaatlerde ve de göçmenlere yönelik organizasyonlarda toplumun oluşturulması aşamasında eşit ve
bağımsız bir şekilde dahil edildiğinde entegrasyon
başarılı bir biçimde gerçekleşecektir. Vatandaşların
ortak angajmanı aynı zamanda göçmenlere kucak
açan toplumun, artan çeşitlilikle başa çıkmasını
ve değişikliklerin üstesinden gelmesini olanaklı
kılmaktadır.
Göçmenler genel topluluğa etkin bir şekilde katılmanın tecrübesini ancak göçmen örgütlerinde, klasik
örgütlerde ve toplumun diger angajman alanlarında gösterdikleri faaliyetlerinin talep edilmesi ve
kabul görmesi dolayısıyla yaşamaktadır. Bilimum
kökenlerden gelen göçmenlerin gönüllü angajmanı önemli katkılar sağlamaktadır ve toplumu
zenginleştirmektedir.
Genel toplumsal angajman katılım olmadan mümkün
değildir. Geleneksel gönüllü sektör alanından kısmen
farklı şekil ve bağlamlarda olsa da göçmenler faaldir.
Farklı eğitim sistemleri ve kendi ülkelerindeki genel
toplumsal angajmanına ilişkin gelenekler ve aynı
şekilde Almanya’daki farklı oturum süreleri ve oturum durumu gibi dikkate alınması gereken unsurlardan yalnızca birkaç tanesidir.
Gönüllü faaliyetler toplumun genel huzuruna dayalı
olarak gerçekleştirildiğinde, göçmenlere kucak açan
topluma karşı tecrite yönlendirmediğinde ve de şeffaflık ve diyalog istekliliğini belli ettiğinde göçmenlerden gelen gönüllü angajman entegrasyonu geliştirir.
Başarılı bir biçimde kişinin kendi kültürü, dili veya
dininde köklenmiş olan gönüllü sosyal faaliyet aynı
zamanda yabancılara kucak açan toplumla arada bir
köprü oluşturmanın çıkış noktası olabilir.
165
4.9.
Vatandaş angajmanıyla entegrasyon ve eşit katılımın
güçlendirilmesi, bilgi bazlı bir angajmanın iştirakine
ve de geleneksel örgüt, dernek, kilise, dini cemaatler
ve göçmenlere yönelik organizasyonların her kültüre
açılmasına gereksinim duymaktadır.
■■
Entegrasyon sürecinde kadın ve erkeklerin eşit katılımının ve eşit sorumluluğunun güçlendirilmesi,
■■
Gönüllü angajmanda yetki kazanımına ulaşma
yollarının açılması,
■■
Karşılıklı saygı, tanıma ve hoşgörü temelinde
Alman dernekleri ve göçmen organizasyonlarının
ortaklaşa çalışması yoluyla kamusal sorumluluk
paylaşımı,
■■
Yabancı düşmanlığına karşı angajmanın
güçlendirilmesi,
■■
Organizasyonların kamusal çalışmalarının arttırılması ve göçmen kökenli insanların faaliyetleri
hakkındaki medya bilgilerinin genişletilmesi,
■■
Kabul kültürünün geliştirilmesi
■■
Göçmen organizasyonlarının entegrasyon çabalarının eşit muamele görmesi ve eşit kabul görmesi:
2. Hedef belirleme
Vatandaş angajmanıyla entegrasyon bilhassa kabul
görme ve eşit katılıma ve ayrıca eğitim ve ehliyet kazanımının desteklenmesine gereksinim duymaktadır.
Kısa ve orta vadeli hedefler bu yüzden şöyledir:
■■
Organizasyonların her kültüre açılması,
3. Hayata geçirilmesine yönelik
tedbirler ve karşılıklı kendi
kendini gönüllü olarak yükümlü
kılma durumları
[Editörün notu: Federal Hükümet, eyaletler ve belediyelerin ortak tedbirleri ve de üslenilen yükümlülükle ilgili
bütün öneriler, ne sektörel ne de federal olarak oylanmıştır. Organizasyon ve kilise temsilcilerinin gönüllü
kendi kendini yükümlü kılma durumları çalışma grubu
temsilcilerinin somut kendi kendini yükümlü kılma
durumlarıdır.]
Devlet, ekonomi ve toplum kamusal sorumluluk paylaşımı ve ağ çalışması içerisinde entegrasyonu ortak
sivil toplumun reform süreci olarak algılamalıdırlar.
Bu süreç göçmen organizasyonlarının yardımıyla
oluşturulmaktadır ve bütün toplumsal ortakların eşit
bir biçimde dahil edilmesini gerektirmektedir.
3.1. Devlet/kamunun tedbirleri ve üstlenilen
yükümlülükleri
Federal Hükümetin, eyaletler ve yerel
yönetimlerin ortak tedbirleri
Kurumsal düzeydeki tedbirler:
166
■■
Geleneksel örgüt, dernek, kilise, dini cemaatler ve
göçmen organizasyonlarında kültürlerarası açıklık
sürecinin desteklenmesi
■■
Yabancı düşmanlığına karşı toplumsal angajmanının geliştirilmesi
➤➤
Göçmen organizasyonlarının, belediye ve eyalet
düzeyindeki entegrasyon planlarının oluşturulması aşamasına dahil edilmesi,
➤➤
Göçmen organizasyonlarının, mevcut ağlara
entegre edilmesinin teşvik edilmesi,
➤➤
Göçmen organizasyonları ve bunların entegrasyon projelerinin (mali) teşviki, danışmanlığı ve
gelişimi.
Kişisel düzeydeki tedbirler:
■■
Göçmenlerin eşit katılımı:
➤➤
Göçmenlerin, resmi oluşum ve karar meclislerine katılması,
➤➤
Göçmenlerin, halkın entegrasyon kılavuzlarına
dönüşmesi için teşvik edilmesi, eğitilmesi ve
geliştirilmesi.
Federal Hükümetin üstlendiği yükümlülükler
Federal Hükümet,
■■ vatandaş angajmanı bağlamında sivil toplum
entegrasyonunu teşvik politikasının program
üstü bir odak noktası haline getirmeyi taahhüt
etmektedir.
Kısa tanım:
Federal programlar, Federal Hükümet tarafından teşvik edilen ve vatandaş angajmanına ilişkin altyapı ve
ağ projeleri ve de duyurular çerçevesinde bütün federal yetkiler ve bunlara bağlı kuruluşlar aracılığıyla
tedbirlerin taşıyıcısı olarak göçmenlerin veya göçmen
organizasyonlarının uygun katılımı sağlanmaktadır.
Artan kültürlerarası açıklık ve ağ çalışması altyapı
projeleri için bir teşvik kriteri haline getirilecektir
veya teşvik anlaşmalarına dahil edilecektir. Kurumsal
olarak teşvik edilen kurumların personel geliştirme
konseptleri ile proje önlemlerinde hanım ve erkek
göçmenlerin eşit haklara sahip biçimde katılımına
açılım sağlamaları temin edilecektir.
Zamanlama: sürekli
■■
Göçmenlerin vatandaş angajmanı alanındaki araştırma teşvikini güçlendirmek.
Kısa tanım:
Göçmenlerin gönüllü angajmanını isabetli bir şekilde
teşvik edebilmek için bunun kapsamı ve doğası
hakkında, ikinci ve üçüncü kusağa ait angajmanın
özellikleri hakkında, gönüllü angajmanın teşvik edici
ve kısıtlayıcı unsurları hakkında ve de gayri hükümet
organizasyonu olmayan kuruluşların değişik kültürlere açılmasındaki durum ve problemler hakkında
daha fazla bilimsel veri gerekmektedir.
Zamanlama: Yasama periyodu
■■
Göçmenleri bilim ve danışma kurullarında uygun
bir biçimde iştirak ettirmek.
Kısa tanım:
Federal yetkiler, idareciler meclisine ve danışma
kurullarına yetkin göçmenleri – özellikle göçmen
organizasyonlarının temsilcilerini – uzman olarak
atamaktadır. Bunların atanması, yetkilerin entegrasyona özgü danışmanlık hizmeti almasını temin
etmektedir ve Federal Hükümetin entegrasyon arzusu
için bir sinyaldir. Atanmış olan göçmen kökenli
uzmanlar aynı zamanda genç göçmen jenerasyonu
için biyografik örneklerdir.
■■
4.9.
Göçmen toplumu için hedefe yönelik önlem ve
eğitim çalışması.
Kısa tanım:
Yabancı düşmanlığı ve kültürlerarası yeterlilik eksikliği, farklı etnik ve kültürel kökenleri olan insanlar
arasındaki eksik tecrübe paylaşımı ve iletişim nedeniyle ve de kendi koşul ve ön kabullerin yeterince
yansıtılmaması nedeniyle büyümektedir.
Bu yüzden gerek kültürlerarası ve dinler arası
öğrenme projeleri, gerekse göçmen toplumundaki
etnik gruplar arasındaki ihtilaflarla başa çıkma
konusunu içeren projeler hedefe yönelik olarak teşvik
edilmektedir.
Kültürlerarası ve anti ırkçı öğrenme arzı, kültürelleşme ve önyargıların güçlenmesi önlenecek
şekilde ve de kültürlerarası temasların motive
edilmesi veya koşullarının yansıtılabilmesi şeklinde
oluşturulmaktadır.
Bunun haricinde bu önlem ve eğitim arzını gerçekleştirirken burada yaşayan göçmenlere ait demokratik
dernek ve dini cemaatlerle işbirliği bağlantıları geliştirmek ve güçlendirmek istenmektedir.
Zamanlama: Projelerin azami üç yıl teşvik edilmesi
■■
AB üyesi olmayan ülkelerden gelen göçmenlere
yerel bir seçim hakkı tanınmasının incelenmesi.1)
■■
Vatandaşlığa kabul sürecinde bilhassa entegrasyonu teşvik eden faaliyetin ne derece dikkate alınabileceğinin incelenmesi. 2)
Zamanlama: Yasama periyodu
■■
Örgüt ve derneklerin kültürlerarası açıklığını
vatandaş angajmanı kapsamında desteklemek.
Kısa tanım:
Entegrasyon Devlet Bakanı ve Yetkilisi vatandaş angajmanı kapsamındaki dernekler, birlikler, organizasyonlar ve girişimler için bir ekspertiz ve bir danışma
metni hazırlatmaktadır. Bu materyallerle resmi
olmayan organizasyon ve göçmen organizasyonlarına
göçmenlerin daha iyi katılım sağlamasına olanak
tanıyan ve de organizasyon yapılarının birleştirilmesini sağlayan yolları göstermek için destek verilmek
istenmektedir.
Zamanlama: 2007
1 AG çalışmasının tamamlanmasının ardından Federal
Almanya Hükümeti, AB üyesi olmayan ülke vatandaşlarına yerel
seçim hakkının tanınması şeklindeki kontrol görevin gerçekleştirilmesine ilişkin küçük soru önergesi çerçevesinde (Alman
Parlamentosu matbuası 16/436) esas itibariyle hukuki olarak
beyanda bulunmuştur ve bir anayasa değişikliği için gerekli
olan çoğunluğun şu anda mevcut olmadığına işaret etmiştir.
Bu nedenle Alman Hükümeti «mevcut hukuki ve siyasi eylem
yapılarını… herhangi bir zaman baskısı olmadan tartacaktır».
2 Federal Hükümet, Ulusal Entegrasyon Planı’nın çalışma
gruplarına ait oylama süreci tekliflerinde gerek Alman
Hükümeti’nin gerekse Federal Meclis’in vatandaşlık kanununun
değiştirilmesine ilişkin güncel yasa tasarılarının, entegrasyonu
teşvik eden angajmanın göz önünde bulundurulmasına ilişkin
düzenleme teklifleri içerdiğini tespit etmiştir. Yasanın henüz
bu yıl çıkarılması beklenmektedir. Vatandaşlığa kabul süreçleri
bunun dışında eyaletlerin yetkisi altındadır.
167
4.9.
takdir ve algısını güçlendirmektedirler (örneğin
yarışmalar, ödüller, başka ödüller yoluyla ve
kamusal medyadaki daha isabetli bilgi sunumları aracılığıyla).
Federal Hükümet çalışmalar tamamlandıktan
sonra aşağıdaki üstlenilen yükümlülük durumunu
sonradan bu rapora eklemiştir:
Federal Hükümet henüz bu yıl içinde «göçmenler için
eğitim ve mesleki eğitim destekçisi» ağının Almanya
çapında kurulmasına başlayacaktır. Bu ağ, eğitim
alanındaki vatandaş angajmanını güçlendirmektedir.
Üç ağırlık merkezi koymaktadır:
■■
■■
■■
İlkokul çağının sonuna kadar çocukların, eğitim,
terbiye ve okuma desteği alması
Genç ve genç yetişkinlerin, okuldan mesleğe geçiş
sürecinde desteklenmesi
Göçmen ailelerinden gelen girişimci, zanaatkar ve
serbest çalışanların mesleki eğitim verme istekliliğinin teşvik edilmesi ve desteklenmesi
➤➤
Belediyelerin üstlendiği yükümlülükler için
öneriler
Yerel yönetimler şu yükümlülükleri
üstlenmelidirler:
➤➤
Entegrasyon stratejilerinde/konseptlerinde
göçmenlerin angajmanını ve göçmen organizasyonlarının şekillendirici dahil edilişini büyük bir
önemle derinleştirmek.
➤➤
Göçmenleri özerk organizasyonlarında desteklemek. Ancak burada özgürlükçü, demokratik
hukuk devletinin ilkelerini benimseyen, yabancılara kucak açan topluma karşı tecrit edici bir
biçimde hareket etmeyen ve bulundukları yerdeki toplumsal yapıyla bütünleşmeye hazır olan
organizasyonların söz konusu olması gerekir.
➤➤
Göçmen organizasyonlarına ait entegrasyonu
teşvik eden projelerin iyi uygulamasını ve de
Alman organizasyonlarla ortak entegrasyon
planlarını geliştirmek. Göçmenlerin, yabancılara kucak açan toplumun aracısı olarak yerel
entegrasyon kılavuzları olarak eğitilmesi entegrasyonu teşvik eden bu tür bir tedbirdir örneğin.
Bunun haricinde Bertelsmann, Robert Bosch,
Körber, Bürger für Bürger (Vatandaş Vatandaş
İçin), Hertie, Polytechnische Gesellschaft (Politeknik Topluluk) ve Schader Vakıfları da başarı
vaat eden projeleri teşvik etmektedir ve entegrasyon yarışmaları çerçevesinde çok başarılı
olan projeleri kısmen tespit etmişlerdir.
➤➤
Göçmen organizasyonlarının mahalli ve yerel
ağlara dahil edilmesini desteklemek, girişim ve
derneklerin kültürlerarası açıklığını ve kültürlerarası kamusal diyalogu desteklemek ve de
göçmenlerin entegrasyon kılavuzluğu faaliyetini etkili bir şekilde desteklemek.
➤➤
Angajman olanaklarıyla ilgili hedef kitlelerine
özgü enformasyon arzını sağlamak (örneğin
ilgili göçmen gruplarına yönelik organizasyonlar, herkese açık davetler, açılış konuşmasında
verilen bilgiler, çok dilli bilgi broşürleri ve
internet arzı).
Bu ağ bölgesel yöneticiler tarafından koordine
edilmektedir.
Eyaletlerin kendi kendini yükümlü kılma
durumları için öneriler
Eyaletler, Federal Hükümetin kendini yükümlü kılmasıyla mutabık kalarak teşvik politikalarını göçmenlerin eşit katılımına yöneltmeyi taahhüt etmelidir.
Bunun anlamı:
➤➤
teşvik programları çerçevesinde bilhassa entegrasyon yönelimli göçmen organizasyonlarının
projelerini destekler,
➤➤
eyalet programlarında teşvik kriterleri olarak göçmen organizasyonlarıyla diğer örgüt,
dernek ve organizasyonların ağ çalışmasını
ve de bunların değişik kültürlere açılmasını
derinleştirmektedirler,
➤➤
konseptlerin hazırlanması ve iyi bir uygulamanın sunulmasıyla Alman dernekler ve göçmen
organizasyonlarının değişik kültürlere açılmasını desteklemektedir,
➤➤
➤➤
➤➤
168
Gerek Alman birlikleri gerekse göçmen birlikleri
göçmenlerin angajmanının teşvik edilmesi amacıyla programlar geliştirmektedirler,
Yetkilerin entegrasyona özgü danışmanlık
hizmeti almasını temin etmek adına idareciler
meclislerine, danışma kurullarına ve diğer
kurullarına mümkün olduğunca göçmenleri
– özellikle göçmen organizasyonlarının temsilcilerini – uzman olarak atamaktadırlar,
Göçmenlerin ve organizasyonlarının entegrasyonu teşvik eden angajmanının kamudaki
Bu hususta eyaletler, yayın sözleşmeleri ve eyalet
medya kanunları çerçevesinde göçmen organizasyonlarının, yayın kurullarında ve eyalet
medya kurumlarında temsil edildiğine işaret
etmektedir.
➤➤
Özellikle göçmen organizasyonlarına mensup –
göçmenleri resmi şekillendirme ve karar verme
meclislerine iştirak ettirmek ve yerel süreçlere
dahil etmek (örneğin muhit yönetimi, semt
gelişimi vs.)
➤➤
Bunun ötesinde toplumsal işlevlere dahil edilişlerini (örneğin kiracılar ve ebeveynler heyeti,
örgüt başkanlıkları vs.) teşvik etmektedirler.
Geleneksel örgüt, dernek, kilise, dini cemaatler
ve göçmen organizasyonlarının kendi kendini
yükümlü kılma durumları için öneriler
Kendi kendini yükümlü kılma durumları için
genel öneriler
➤➤
Organizasyonların değişik kültürlere açılması:
Yönetim yapılarındaki göçmenlerin de eşit katılımı, köprü görevinin güçlendirilmesi, sorumluluk paylaşımı ve ağ çalışması
➤➤
Göçmenlerin mesleki eğitim ve gelişiminin
desteklenmesi
➤➤
Gayrı resmi eğitim aracılığıyla yeterlilik kazanımının desteklenmesi
➤➤
Angajman arzının, angajmana istekli göçmenlerin kişisel motif ve ilgi durumlarına yönelik
yapılması
➤➤
Göçmenlere mevcut angajman olanakları
hakkında danışmanlık hizmeti vermek amacıyla organizasyonlarda hizmet bürolarının
kurulması
■■
■■
Gönüllü Sosyal Faaliyetler Federal Ağı.
Gönüllü Sosyal Faaliyetler Federal Ağı kendisini,
göçmen organizasyonlarının Alman örgüt ve
dernekler ile, Federal Almanya düzeyinde devlet
ve ekonomi ile bir iletişim ve uzlaşma platformu
olarak tanıtmaktadır.
COMITES (Comitati degli Italiani all’Estero – yurt
dışındaki İtalyanların komiteleri)
COMITES Münih, kendi bölgesinde yaşayan
İtalyanların giderek daha fazla gerçek vatandaşa
dönüşmesi için, yani bulundukları yerdeki toplumsal, siyasi ve kültürel hayata iştirak etmeleri için
çalışmaktadır.
Comites Münih’in şu anda gerçekleştirmeye çalıştığı
en önemli hedefler şunlardır:
İtalyan ailelerin Bavyera’daki okul sistemi hakkında bilgilendirilmesi, çocuklar ve gençlerin
iyi bir eğitim almasının önemiyle ilgili olarak
ailelerin duyarlı hale getirilmesi;
➤➤
Mart 2008’de Bavyera’da yapılacak olan yerel
seçimler hakkında İtalyan vatandaşların
bilgilendirilmesi ve seçimlere daha yüksek bir
katılım sağlamak adına seçmenlerin duyarlı
hale getirilmesi;
➤➤
İtalyan vatandaşların, vatandaşlığa kabul
veya çifte vatandaşlık imkanı hakkında bilgilendirilmesi. Bununla bağlantılı önyargıların
giderilmesi.
Deutscher PARITÄTISCHER Wohlfahrtsverband
Deutscher PARITÄTISCHER Wohlfahrtsverband,
göçmenlere ait bir forum oluşturmaktadır. Bu
forum sayesinde entegrasyon sürecinde göçmenler
bağımsız organizasyonların (GBO) anlamı değerlendirilmek istenmektedir.
PARITÄTISCHEN’de üye olan yaklaşık 100 GBO
forumda çalışmak için davet edilmektedir. Burada
somut olarak GBO çalışmalarının daha iyi algılanması, başarılı stratejilerin paylaşılması, projelerin
aktarılması ve GBO’nun spesifik yöntem bilgisinin
daha fazla dikkate alınması söz konusudur. Bunun
dışında kültürlerarası açıklık ve eğitim, bilgi
ilerletmeleri ve gelişimle ilgili sorular işlenmek
istenmektedir. Forum buluşmalarında ayrıca
göçmen politikasıyla ilgili güncel gelişmeler
hakkında danışmanlık verilecektir ve böylelikle
gerek PARITÄTISCHEN içerisinde istişare edilebilen,
gerekse dışarıda temsil edilen ortak pozisyonlar
geliştirilecektir.
Göçmenlere ait bu forum, GBO’yu teşvik etmek
amacıyla PARITÄTISCHEN’nin başka somut faaliyetleriyle bağlantılıdır, örneğin Kuzey Ren Vestfalya
göçmenler bağımsız organizasyonlarının danışma
bürosu gibi.
Organizasyon ve kilise temsilcilerinin gönüllü
kendi kendini yükümlü kılması
■■
4.9.
➤➤
■■
Alman Kızıl Haçı
Alman Kızıl Haçı Aralık 2004 tarihinde hedefini
«AKH’da – Alman Kızıl Haçı – kültürlerarası açıklık
yalnızca Almanlar için değil» olarak belirlemiştir.
AKH’da kültürlerarası açıklığa ilişkin esas ve ana
tezler bu hedefin bir parçasıdır. 2005 yılından itibaren derneğin meclis ve çalışma grupları oluşturulmuştur. Gerçekleştirilecek bir basamak planı geçici
bir sonuçtur.
AKH Başkanlığı tarafından tayin edilen çalışma
grubu «göçmenlerin onursal/vatandaşlık angajmanı» şeklindeki ödev alanını «AKH partnerleri
olarak göçmenler» olarak kabul etmiştir. Bu
çalışma grubunun desteğiyle AKH’nın onursal
169
4.9.
yapılarında göçmen kökenli insanların katılımı
için pilot projeler geliştirilmektedir şimdi.
Pilot projelerin gerçekleştirilmesine 8 Mayıs 2007
tarihinde – geleneksel «Dünya Kızıl Haç Günü» –
başlanacaktır. Bu yıl o günde AKH 2007’nin:
«Entegrasyon – Birlikte farklı olmak. Saygılı bir müşterek yaşam için» şeklindeki ağırlık noktası konu
edilecektir. «Esaslar» anlamında AKH göçmenlerin
onursal katılımını teşvik etmek istemektedir.
■■
■■
■■
170
Alman Federal Gençlik Halkası
AFGH’nın üye organizasyonları göçmen kökenli
çocukları ve gençleri şimdiye kadar olduğundan
daha fazla mevcut yapılara entegre etmek niye­
tindedir, bu ister mevcut sunumlara müstakil
olarak olsun, ister himaye yapılarında göçmenler
bağımsız organizasyonları olarak olsun. Buna göre
kültür ve spor çalışmaları ve de okullarla işbirliği
gençlik derneği ve halka içinde çocuklar ve gençlerle toplanma mekanları olarak kullanılacaktır.
Bilhassa JULEICA eğitimi çerçevesinde olmak üzere
hakiki ve onursal çalışanlarda kültürlerarası yeterliliği genişletmek adına pedagojik konseptler geliştirilmektedir ve paylaşılmaktadır. Amaçları farklı
birçok organizasyonu çatısı altına alan mevcut
federasyonların ve göçmenler bağımsız organizasyonlarının gençlik halkalarının açılması, danışmanlık hizmeti, destekler ve refakat yoluyla veya
pratik işbirliğiyle geliştirilecektir. En iyi uygulama
örnekleri Almanya çapında kamuya açılmaktadır.
Almanya’daki Protestan Kilisesi
Almanya’daki Protestan Kilisesi’ne ait sosyal
hizmetler veren yardım kuruluşu Haziran 2006’da,
kilise ve sosyal hizmete yönelik eylem önerilerinde,
göçmen kökenli insanlar için kültürlerarası açıklığın, gönüllü angajman alanında da geçerli olması
gerektiğinin altını çizmektedir. Gönüllü angajmanın mevcut şekilleri geliştirilmeli ve başka hedef
kitlelerine açılmalıdır. APK’nin gönüllü hizmetin
güçlendirilmesi için yapılan bir argümantasyon
yardımında, gönüllü hizmet fikrini topluma daha
net bir şekilde aktarmak adına kiliselerin, farklı
toplumsal gruplardan oluşan mümkün olduğunca
geniş bir birleşmenin avukatı olması gerektiği
tespit edilmiştir.
Katolik Kilise
Vaftiz ve konfirmasyon yoluyla her Katolik dünya
genelindeki Katolik Kilisenin ve böylelikle aynı
zamanda ilgili yerel kilisenin bir mensubu olur. Bu
nedenle Almanya’daki Katolik göçmenler (yaklaşık
iki milyon) Almanya’daki Katolik Kilisenin misafirleri değildir, doğal olarak
➤➤
Eşit üyeliğe ve
➤➤
Alman Katolikler gibi bütün katılım olanaklarına sahiptirler.
Bunun ötesinde Caritas (Katolik kilisesinin bir yan
kuruluşu olan Alman Hayırseverler Birliği), Alman
Piskoposlar Konferansı’nın Göç Konseyi ile beraber
hedef kitleye yönelik kültürlerarası bir açılım yapmak
için plan hazırlamaktadır.
➤➤
Caritas böylelikle hem sunmuş olduğu bütün
hizmetler paketini,
➤➤
hem de kendi çalışanları için sunmuş olduğu iş
olanaklarını katolik olmayan kişilere de sunmayı hedeflemektedir.
Bağımsız Hayır Kurumları Ulusal Çalışma
Birliği (Bundesarbeitsgemeinschaft der Freien
Wohlfahrtspflege = BAGFW) bu rapora ilişkin
çalışmanın sonuçlanmasından sonra ek olarak
şu yükümlülükleri üstlenmiştir:
■■ BAGFW çatısı altında toplanan dernekler, göçmen
kökenli insanların gönüllü yardım hizmetlerinde
ve bu hizmetlerin yönetim kurullarında görev
almalarını teşvik etme yükümlülüğünü üstlenmişlerdir. Söz konusu dernekler bu amaca yönelik
temel ilkeler, stratejiler ve önlem planları hazırlamış ve bunları kararlı bir şekilde uygulamaya
koyacaklardır.
■■
Bu dernekler göçmen kökenli kişilerin gönüllü
yardım faaliyetlerinde yer almalarını sivil toplumumuzun şekillendirilmesi açısından vazgeçilmez
olarak addetmekte olup bahsedilen kişilerin bu
faaliyetlerde yer almalarını kuvvetli bir şekilde
destekleyeceklerdir.
■■
Bu dernekler göçmen kökenli insanların derneklerin gönüllü yardım hizmetlerine katılım imkanlarını güvence altına alırlar. Buna şunlar dahildir:
■■
➤➤
göçmenler ve onların kendi organizasyonları ile
aktif ve açık şekilde yapılacak konuşmalar;
➤➤
gönüllü yardım faaliyetine ilgi duyan göçmenlerin başvuruda bulunabileceği, yine göçmen
kökenli olan, kültürel farklılıklar konusunda
duyarlı ve dil yeterliliğine sahip olan kişilere
kadro sağlanması;
➤➤
«Kültürlerarası açılımın» şartı olarak da gönüllü
yardım kuruluşları için kültürlerarası organizasyon ve kişisel gelişim konusunda eğitim
teklifleri.
Bu dernekler gönüllü yardım faaliyetlerinde
bulunan göçmenleri daha çok kendi kökeninden
gelen insanların oluşturduğu toplulukların «yardımcı kişileri» olarak değil, bilakis derneklerin ve
toplumun güncel hayatını beraberce şekillendiren
kişiler olarak görür. Dernekler halka yardım edilmesine yönelik gönüllü hizmet türleri geliştirirler
(örneğin, danışmanlık ve refakat hizmetleri, eğitim
hizmetleri, ebeveynlere yönelik programlar, ilk yardım, hastane yardım hizmetleri, afetten korunma
hizmetleri gibi). Böylece toplumumuzun dil ve
kültür bakımından sahip olduğu çeşitlilik dikkate
alınarak, fiilen mevcut olan ihtiyaçlara cevap
bulunabilir. Bu dernekler ayrıca kültürel açıdan
çeşitlilik arz eden kadroları ile sunmuş oldukları
hizmetlerin göçmenler açısından cazibesinin artmasını teşvik ederler.
■■
■■
■■
Bu dernekler göçmenlerin kendi kurdukları organizasyonlar çerçevesinde yapmış olduklarını takdir
ve bu organizasyonlarla ortak faaliyetler yapmayı
teklif eder.
Gönüllü Sosyal Yıl düzenleyicisi kurumlar olarak bu dernekler, aracılık yaptıkları veya kendilerinin sundukları istihdam olanaklarından
yararlanan göçmen kökenli gençlerin sayısını
arttırmaktadırlar.
Bu dernekler ayrıca göçmen organizasyonlarının
yüklenici kurumlarında göçmenler için daha fazla
istihdam olanaklarının oluşturulması için uğraşacakları yönünde güvence verir.
4. Entegrasyon projeleri için
standartlar
Göçmen organizasyonlarının projelerinin ve bu organizasyonların göç ettikleri topluma ait olan organizasyonlarla beraber hazırladıkları projelerin aşağıdaki kalite şartlarını yerine getirmekdir. Bu kriterler
hem derneklere hem de yapmış oldukları projelere
ilişkindir:
1.Hukuk devleti ilkesine uygun yapılanma:
Anayasaya uymak, demokratik ilkelere göre hareket etmek.
2.Kültürlerarası açılım ve diyaloğa istekli olmak
4.9.
3.2.Ekonomi dünyasına tavsiyeler
Alman şirketlerinin ve aynı şekilde göçmenlerin
kurmuş olduğu şirketlerin, göçmenleri vatandaşça
gösterdikleri çabalardan ötürü özellikle şu şekillerde
desteklemelidir:
1.Göçmen organizasyonlarının projelerinin ve bu
organizasyonların Alman organizasyonlar ile
beraberce yapmakta oldukları projelerin öneri ve
teşviklerle, sponsorluklarla desteklenmesi,
2.Şirketlerin sadece kâr amacıyla değil sosyal
sorumluluğun gereklerini de dikkate alarak plan
ve projeler yapması çerçevesinde ortak amaçların
takip edilmesine yönelik Corporate Citizenship
faaliyetlerin icrası.
3.Göçmenlerin bahsedilen faaliyetler kapsamında
kişisel gelişimlerinin desteklenmesi. Göçmenlerin
şirketlerdeki angajmanlarının takdiri, desteklenmesi, bu angajmanlarından yararlanılması ve bu
şahısların angajmanlarını destekleyici bir şirket
kültürünün oluşturulması (örneğin «Çeşitlilik
Beyannamesi» çerçevesinde).
göçmenlerin aktif katılımı; örneğin projelerin
planlanması ve icra edilmesi kapsamında; kaynakları dikkate alan yaklaşım türü.
6.İlgi ve ihtiyaçların dikkate alınması:
Bu faaliyetlere angaje olanların ve bu faaliyetlerin
hitap edeceği grupların ilgi ve ihtiyaç durumlarını
dikkate alan bir yapılanma ve bu faaliyetlerin hedef
aldığı kişilere uygun hitap şekli.
7.Etkinlik:
Göçmenlerin toplumsal hayata güçlü bir şekilde
katılımı, entegrasyonlu davranma, göçmenlerin
kendi aralarında ve yerli halkla birlikte daha iyi
geçinmesi.
8.Devamlılık:
Bu çabaların sürekliliği ve örnek olma fonksiyonu.
3.Örgütlenme:
Göçmen organizasyonlarının ve göç edilen topluma ait organizasyonların yerel ve bölgesel yapılanmalara dahil edilmesi, sahip olunan kaynakların paylaşılması.
5. Değerlendirme
4.Yetkinlik:
Yetkinliklerin sinerji oluşturularak teşvik edilmesi
ve aynı şekilde kalifikasyona yönelik önlemler, yetkinlik ve tecrübelerin paylaşılması.
Önlemlerin ve somut kişisel mükellefiyetlerin hayata
geçirilmelerinin kontrol edilmesi ve değerlendirilmesi için toplumsal ortakların bilanço etme stratejileri geliştirmeleri gerekir.
5.Angaje olan herkesin eşit haklara sahip olmaları:
Kadın ve erkek eşitliği; Alman ve göçmen organizasyonlarının ortak projelerine Almanların ve
171
4.9.
Üyeler
İdare: Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
172
Gerd Hoofe
Federal Aile, Yaşlılar, Kadınlar ve Gençlik Bakanlığı Müsteşarı
Dr. Michael Bürsch, MdB
Alman Federal Meclisi
Claudio Cumani
Comitato degli Italiani all’Estero, Münih
Sabine Drees
Alman Belediyeler Birliği (Deutscher Städtetag)
Nashaat Elfar
Almanya’daki Alman-Arap Dernekleri Birliği (Bundesverband Deutsch-Arabischer Vereine in
Deutschland e. V.)
Susanne Ellinger
Göç ve Sığınmacılar Federal Dairesi
Gabriele Erpenbeck
Aşağı Saksonya Eyaleti İçişleri ve Spor Bakanlığı Yabancılar Sorumlusu.
Dr. Volker Faigle
Almanya Protestan Kilisesi
Adolf Fetsch
Rusya’dan Almanlar Hemşerilerin Derneği (Landsmannschaft der Deutschen aus Russland e.V.)
Uwe Franke
Hamburg Sosyal İşler, Aile, Sağlık ve Tüketicinin Korunması Dairesi
Abdelmalik Hibaoui
İmam ve İlahiyatçı
Andrea Hoffmeier
Alman Federal Gençlik Örgütleri Birliği
Dr. Konrad Hummel
Augsburg Şehri
Susanne Huth
INBAS Sosyal Araştırmalar Anonim Şirketi
Dr. Roland Kaehlbrandt
Politeknik Toplum Derneği Vakfı Frankfurt/a.M.
Dr. Ansgar Klein
Vatandaşlara Gönüllü Yardım Federal Ağı
Ursula Krickl
Alman Kentler ve Belediyeler Birliği
Dr. Claudia Martini
Federal Hükümetin Göçmenler, Mülteciler ve Entegrasyon Dairesi Sorumlusu, çalışma ekibi
Wolfgang Miehle
Alman Piskoposlar Konferansı
Thomas Niermann
Alman Eşitlikçi Sosyal Yardım Birliği Derneği
Dr. Olaf Obst
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Beate Oertel
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Henriette Reker
Gelsenkirchen Belediyesi
Hartmut Renken
Mecklenburg-Vorpommern Eyaleti Sosyal İşler Bakanlığı
Dr. Klaus Ritgen
Federal Alman İlçe Belediyeleri Birliği
Dr. Gabriele Rössler
Alman Kızılhaç Örgütü (Deutsches Rotes Kreuz e. V.)
Ramazan Salman
Hannover Ethno-Medizin Merkezi
Dr. Martina Sauer
Türkiye Araştırmaları Merkezi
Dr. Martin Schenkel
Federal Aile, Yaşlı, Kadın ve Gençlik Bakanlığı
Tassew Shimeles
Internationale Gärten e. V.
Prof. Dr. Rita Süssmuth
Eski Federal Meclis Başkanı
4.9.
173
174
Konu Alanı 10:
4.10.
«Bilim – dünyaya açık»
1. Görev
Dünyaya açık olma ve uluslararasılık bilimsel
mükemmelliğin şartı ve işaretidir. Bilim evrensellik
ve kültürlerarası diyalog, dünya çapında işbirliği,
hareketlilik ve rekabet ile kendini gösterir. Bu yüzden bilim, Federal Hükümetin ve Hükümet ile Ulusal
Entegrasyon Planı’nı beraberce hazırlayan ve hayata
geçiren partnerlerinin entegrasyon uğraşlarının
temel hareket alanıdır.
Demografik değişim ve dünya çapında akıllı beyinleri tutma konusunda gittikçe artan rekabet dikkate
alındığında, Almanya’nın buluşlar ve teknik yenilikler
ülkesi olarak kalmaya devam etmesi için göçmen
kökenli vatandaşların entegrasyon potansiyellerinin daha iyi kullanılması ve iyi eğitimli kişilerin
Almanya’ya göçlerinden daha hedefe yönelik bir
şekilde yararlanılması gerekir. Göç ve entegrasyon, bir
madalyonun iki yüzü gibidir. Bilim ve araştırmanın iyi
neticeler üretmesi kabiliyeti de şirketlerin yenilikler
üretme, büyüme ve iş imkanları oluşturma potansiyeli gibi yukarıda bahsedilen önlemlerden fayda elde
eder. Göçmenler, Almanya’nın düşünsel ve kültürel
gücüne önemli ölçüde katkıda bulunurlar. Onlar toplumumuzu zenginleştirmektedirler.
«Bilim – dünyaya açık» çalışma grubu bu bahsedilen
noktalar ışığında yabancı uyruklu bilim insanlarının
entegrasyonu, yabancı uyruklu öğrencilerin ve göç
etmiş iyi eğitimli kişilerin durumu ve perspektifleri,
Almanya’da eğitim görmüş kişilerin eğitime katılımlarının iyileştirilmesi sorunları ve göç ve entegrasyon
araştırmaları gibi konuları incelemiştir. Yapılan dört
oturumda bu çalışma grubu üyelerince oluşturulan
tavsiyeler üzerinde etraflıca tartışılmıştır. Bunlar ulusal entegrasyon planına ilişkin elimizde olan raporun
temelini oluştururlar.
Çalışmalarda elde edilen tavsiyeler resmi makamlara
ve özel kurumlara yöneliktir ve bilim alanındaki
entegrasyonun iyileştirilmesi bağlamında daha koordineli bir şekilde hareket edilmesini ve üniversiteye
kadarki eğitimlerini Almanya’da yapmış olan kişilerin potansiyellerinin daha hedefe yönelik bir şekilde
değerlendirilmesinin gerekliliğini vurgular.
Bu tavsiyeler bilimsel sistemin aktörlerine yapılmış
teklifler ve beklentiler şeklinde ifade edilmiştir. Tavsiyelerle bu kişilerin şimdiye kadarki angajmanları
ötesinde daha güçlü örgütlenmeleri, önlemler ve inisiyatifler hakkında daha yoğun bir işbirliğine gitmeleri
önerilmiştir. Çalışma grubu bu konularda etkin bir rol
almaya hazır olduğunu beyan eder.
Federal Eğitim ve Araştırma Bakanlığı’nın (BMBF)
koordinesindeki bu çalışma grubunu Müsteşar
­Michael Thielen yönetti.
175
4.10.
2. Tavsiyeler
Siyaset, Ekonomi ve Bilim dünyası şu konuda aynı
fikirdedir: Toplumumuz, küreselleşen dünyada
kendini yüksek teknoloji ve buluşlar ülkesi olarak
kanıtlaması gereklidir. Bu amaca ancak ülkemizin
uluslararası genç bilim adamları için cazip bir ülke
olması ve iyi yetişmiş kişileri ülkeye kazandırması,
onların yetkinliklerini ve yaratıcılıklarını ülkemizin
en önemli kaynağı olan bilginin geliştirilmesi için
kullanmalarına ikna etmek ile ulaşılabilir.
■■
Göçmen kökenli genç vatandaşların hala çok
az bir kısmı üniversite eğitimine ve bilime
katılabilmektedir.
■■
Başarılı bir üniversite eğitimi, kişilerin ekonomik
faaliyet alanı olarak da Almanya’ya bağlı kalması
şartını yerine getirir. Eskiden de olduğu gibi günümüzde Almanya’da üniversite eğitimini başarı ile
bitiren yabancı uyruklu öğrencilerin sayısı oldukça
düşüktür. Bu yüzden üniversitelerin – siyaset ve
ekonomi dünyasının da yardımı ile – özel programlar düzenleyerek daha iyi bir danışmanlık
hizmeti sunması ve entegrasyonu temin etmesi
gerekmektedir.
■■
Almanya’da üniversite eğitimlerini başarı ile
bitiren genç yeteneklerden sadece çok az bir kısmı
Almanya’da kalmaktadır. 2006 yılı Haziran sonu
itibari ile Almanya’da üniversiteyi bitiren öğrencilerden sadece 1.225 kişi Almanya’da kalmak ve
çalışmak üzere iş arayışına girişmiştir. Burada siyasetin – özellikle hukuki çerçevelerin oluşturulması
babında – devreye girmesi gerekir.
Çıkış konumu son yıllarda iyileşmiştir:
■■
■■
■■
Almanya’daki yabancı uyruklu üniversite öğrencilerinin sayısı 1980 yılında 50.000 iken şu anda
250.000’e, yani beş katına çıkmıştır. Almanya’daki
üniversitelerde okuyan öğrencilerin % 12,6’dan
fazlası yabancı uyruklu veya göçmen kökenlidir. Üniversitelerdeki yabancı uyruklu öğrenci
sayısı dikkate alındığında Almanya, Amerika ve
İngiltere’nin ardından dünya çapında önde gelen
ülkesi konumundadır.
Her yıl 21.000’den fazla yabancı uyruklu bilim
insanı Alman bilimsel kuruluşları tarafından teşvik
edilmektedir. Sadece Max-Planck-Enstitüsü’ndeki
çalışanların 13,1 %’i yabancı uyrukludur. Diğer
bilimsel kuruluşlarda da durum aynıdır.
Federal Meclis ve Eyaletler Meclisi, federal sistemin
reformu çalışmaları çerçevesinde, yetenekli kişilerin teşvikine ilişkin kuruluşların ve büyük çaptaki
aracı organizasyonların faaliyetlerinin, üniversite
eğitiminin, bilimin ve araştırmanın daha da uluslararası niteliklere kavuşturulması bakımından
öneminin altını çizmiştir. Federal hükümet bunu
devam etmekte olan önlemler çerçevesinde hayata
geçirmektedir.
«Bilim – dünyaya açık» çalışma grubu bu çıkış noktasından hareketle yoğun çabalar sonucu başarılı uluslararasılaştırma ve entegrasyon önlemlerini belirlemiştir. Bu önlemlere Alman Akademik Değişim Servisi
(DAAD) ve Alexander von Humboldt Vakfı (AvH) gibi
büyük çaptaki aracı organizasyonların faaliyetleri
ve Alman bilimsel araştırma organizasyonlarının
faaliyetleri dahildir. Aynı şekilde, sunduğu ikamet
imkanları yabancı kökenli öğrencilerin % 35’i tarafından kullanılan Deutsches Studentenwerk (DSW)’in
faaliyetleri ve çok sayıdaki vakfın (örneğin Alman
Bilim Vakıfları Birliği, Otto Benecke Vakfı ve Vodafone
Vakfı) faaliyetleri de zikredilmeye değerdir.
Çalışma grubu aşağıdaki tavsiyeleri sunmaktadır:
Üniversiteler, talebe birlikleri, aracı organizasyonlar ve araştırma kurumlarının, Federal ve Eyalet
Hükümetleri’nin de desteğiyle, entegrasyona ve
Almanya’nın cazibesini artırmaya yönelik başarıyla
uyguladıkları önlemlerin devamlılaştırılması ve
kamusal destek ile daha da genişletilmeli, geliştirilmelidir. Bir çok vakıf tarafından gösterilen özel
çabalar güçlendirilmelidir.
■■
Yabancı uyruklu üniversite öğrencileri ve onların
aileleri ile daha erken ve daha yoğun bir şekilde
ilgilenmek gerekir. Mevcut ve şimdiye kadar denenmiş olan yapılanmaların kamusal teşviklerle geliştirilmesi ve en iyi uygulama örneklerinin genelleştirilmelidir. Göçmen kökenli öğrencilerin ve bilim
adamlarının destek programlarının hazırlanması
ve uygulanmasına daha yoğun katılımı ve aktif
bir rol üstlenmeleri sağlanmalıdır. Bu bağlamda
Almanya’nın bilim insanları için cazip olmasının,
bu kişilerin aileleri için sunulan perspektiflere de
bağlı olduğu dikkate alınmalıdır.
■■
Yabancı uyruklu öğrenciler, Alman üniversitelerinden mezunlar yabancılar ve bilim adamlarına
ilişkin hukuki düzenlemelerin uluslararası rekabet
de dikkate alınarak, onların Almanya’da çalışma
imkanlarının gözden geçirilmesi, ülke çapındaki
hukuk uygulamalarının da Almanya’nın bilim merkezi olmasına hizmet edecek uygun bir seviyeye
çıkarılarak, en iyi uygulama yararına değiştirilmesi gerekir.
■■
Sosyal sigorta taleplerinin ülke dışına çıkılması
halinde transfer edilebilmesi imkanları daha da iyi-
Şimdiye kadar elde edilen neticeler ve gittikçe büyüyen angajman dikkate alındığında birlikte yapılan
çabaları artırmak ve güçlendirmek için daha bir çok
sebep olduğu açıktır:
176
leştirilmelidir. Düzenleme ihtiyacı özellikle emeklilik için geçirilmiş olan sürelerin transfer edilmesi
konusunda ortaya çıkmaktadır Şu anda araştırmacıların ve profesörlerin Almanya’ya çekilmesi ve
bilimsel faaliyetlerini burada devam ettirmelerinin
önünde bu bahsedilen bağlamda bir engel vardır
ve bu, Almanya’ya rekabet açısından dezavantajlı
bir durum oluşturmaktadır.
■■
■■
Dilin önemli bir entegrasyon unsuru olması
dolayısıyla, yabancı uyruklu öğrencilerin ve
araştırmacıların Almanca öğrenmeleri ve eğitimlerini Almanya’da sürdürenlerin de Almanca
uzmanlık dilini öğrenmelerini yönündeki çabalar
yoğunlaştırılmalıdır.
Kamuoyuna bilimsel değiş tokuşun ve yabancı
uyruklu öğrencilerle araştırmacıların Almanya’da
bulunmalarının anlam ve önemi anlatılmalıdır.
Bunlar toplumumuzu zenginleştirmekte, elde
ettikleri araştırma sonuçları da ülkede iş imkanlarının oluşumu üzerinde sürekli ve devamlı bir
etkiye sahiptir. Bu kişiler Almanya’dan ayrıldıktan
sonra da ülkemizin birer elçisi olabilirler. Mezunların oluşturdukları mezunlar dernekleri gibi
yapılanmalar teşvik edilmelidir.
3. Almanya’nın üniversite eğitim ve
bilim merkezi olma cazibesinin
güçlendirilmesi
3.1. Yabancı uyruklu üniversite öğrencileri ve
yeni bilim adamlarının yetişmesi
Çıkış noktası
Federal ve eyalet hükümetlerinin ve üniversitelerin ortak çabaları sayesinde Almanya son yıllarda
uluslararası eğitim piyasasında iyi bir yer elde
etmiştir. Üniversite öncesi eğitimlerini Almanya’da
yapmış olmayıp Almanya’daki üniversitelerde okuyan
yabancı uyruklu öğrencilerin sayısı 1996 ve 2006
yılları arasında yaklaşık % 80 artmıştır.
Fakat mevcut potansiyel henüz tam olarak kullanılmamaktadır. Örneğin Almanya’da doktora
eğitimi yapıp bitirmiş olan kişilerden (2004/2005)
% 13,7si yabancı uyruklu iken, bu sayının rekabette
önde giden ülke olan İngiltere’de % 39, Amerika’da
% 33 ve Fransa’da % 36 olması, bu durumu açıkça
göstermektedir.
Almanya’daki yaklaşık 2 milyon üniversite öğrencisinden 250.000’i (% 12,6) yabancı uyruklu veya göçmen
4.10.
■■
Almanya’nın uzun dönemde başarılı bir şekilde
bilim toplumu olması için Almanya’da eğitim
görmüş olanlar ile göçmenlerin eğitim potansiyellerinden daha güçlü bir şekilde faydalanılmalıdır.
Almanya dışında üniversite eğitimlerini bitirmiş,
iyi eğitimli göçmenlerin Almanya’ya entegre
edilme imkanlarının genişletilmesi vazgeçilmezdir.
Eğitimlerini Almanya’da yapmış ve üniversitede
okumak, bilim ile uğraşmak isteyen kişilerin sayısı
önemli ölçüde arttırılmalıdır. Bu kamusal ve özel
teşviklerle mümkün olabilir.
■■
İyi eğitimli göçmenler için – mevcut sistemin
de ötesinde – örneğin göçmenler ve Almanlar
için ortak yeni önlemler geliştirilmesi yolu ile
yeni teşvik ve telafi edici entegrasyon türleri
geliştirilmelidir.
■■
Göç ve entegrasyona ilişkin araştırmaların daha
az teori ve daha çok uygulamalar ile uğraşması,
göç ve entegrasyonun sebep sonuç ilişkileri ile
ilgilenmesi gerekir. Ayrıca başarılı olmuş entegrasyon faaliyetlerinin unsurları ve etkilerini de
ortaya çıkarmaları gerekir. Yapılmış olan empirik
çalışmaların bulunduğu bilgi bankalarının önemli
derecede iyileştirilmesi gerekir.
kökenlidir. Bunların en büyük kısmını üniversite
öncesi eğitimini Almanya’da yapmamış olan 186.000
üniversite öğrencisi oluşturuyor. Bunların yarısından
fazlası (96.000) Avrupa’dan, üçte biri (60.000) Asya
ülkelerinden gelmektedir. Yaklaşık 20.000 kişi ise
Afrika ve 10.000 kişi işe Kuzey ve Güney Amerika’dan
gelmektedir. Halihazırda en fazla üniversite öğrencisi ise Çin’den gelmektedir. 2000 yılından beri
Almanya’daki Çin’li üniversite öğrencilerinin sayısı
5.000’den 25.000’in üstüne çıkmıştır. Fransa ise
Almanya’da okuyan 5.000 öğrenci ile Almanya’da
en çok üniversite öğrencisi bulunduran batı Avrupa
ülkesi konumundadır.
2002/2003 yıllarında yapılmış olan bir ön araştırmaya
göre Almanya’daki yabancı uyruklu üniversite öğrencilerinin sadece yaklaşık % 30 ila % 40%’ı eğitimlerini
başarı ile tamamlamaktadır. (Bu oran Alman öğrencilerde % 70 ila % 80’dir).
Bu başarısızlığın sebepleri öncelikle üniversitelerce
istenen (bilimsel) taleplerde, dilde ve çerçeve şartlarında yatmaktadır:
■■
Birçok yabancı uyruklu öğrencide üniversite eğitimlerinin başlangıcında önemli öğrenim şartları,
Almanya’daki üniversite sistemi hakkındaki bilgi,
üniversitelere özgü şeylere ve ilişki türlerine (hem
öğrencilerin kendi aralarındaki, hem de öğretim
177
4.10.
görevlileri ile olan ilişki türleri, kişiye göre değişen
öğrenme metotları gibi) alışkın olma çok kıt bir
şekilde mevcuttur. Bu öğrencilerin eğitimleri sırasında bu açığı kapatmaları çoğu zaman mümkün
olmamaktadır.
■■
■■
■■
Yabancı uyruklu öğrencilerin – eğitimlerinin her
safhasında – karşılaştıkları en önemli problem,
Almancayı iyi bilmemeleridir.
Yabancı kökenli öğrencilerin Alman öğrencilerle
olan ilişkileri, sosyal entegrasyonu teşvik edecektir. Fakat yabancı kökenli öğrencilerin Alman
öğrenciler ile ilişki kurması yeterli ölçüde gerçekleşmemektedir. Bu durum DSW’nin (Alman Talebe
Birliği) öğrencilerin ekonomik ve sosyal durumlarının araştırılmasına ilişkin «Üniversite Eğitiminin
Uluslararasılaştırılması» başlıklı 17. özel rapor ile
de ortaya çıkmıştır. Bu rapor üniversite eğitiminin
başarılı bir şekilde devamı ve bitirilmesinin birçok
öğrencinin iyi olmayan mali durumları ve konut
problemleri nedeniyle de tehlike altında olduğunu ortaya koymaktadır. Öğrencilerden öğrenim
harcının alınmaya başlanması – bilhassa üniversite öncesi eğitimlerini Almanya dışında yapmış
olan ve Avrupa Birliği vatandaşı olmayan kişilerin
eğitim kredisinden faydalanamayacağı dikkate
alındığında – bazı kişiler için zaten kötü olan bu
durumun daha da kötüleşmesine neden olabilir.
Almanya’da eğitim sebebiyle bulunmanın hukuki
çerçevesi önemli ölçüde Göç Yasası tarafından
belirlenmektedir. Bu yasa belirgin iyileştirmeler
getirmiştir. Örneğin öğrencilerin İş ve İşçi Bulma
Kurumlarından izin almaya gerek kalmaksızın 90
gün çalışma imkanına sahip olduğu, bu 90 günün
aynı zamanda 180 yarım gün şeklinde de kullanılabileceği kanunen düzenlenmiştir.
Federal hükümet takdire şayan bir şekilde göç ve
oturum hakkına ilişkin kanunun reformuna yönelik
bir kanun tasarısı hazırlamıştır. Buna göre yabancı
uyruklu üniversite mezunları da iş aramaları süresince bu kanuna tabii olacaktır ki bu, iyi eğitimli üniversite mezunlarının daha uzun bir süre Almanya’da
kalma şanslarını arttırmaktadır. İlk verilen oturum
hakkının süresinin kısaltılması ve mali duruma ilişkin
güvencelerin daha katı bir şekilde incelenmesine ilişkin yeni düzenlemeler ise Çalışma Grubu tarafından
eleştirilmektedir.
Hedefler ve yürürlükte olan önlemler
Alman üniversiteleri, bilimsel organizasyonlar,
öğrenci örgütleri ve öğrenci birlikleri, uluslararası
öğrencilerin mümkün olduğunca hızlı ve sürekli bir
şekilde entegrasyonlarını sağlamak için geçtiğimiz
yıllarda büyük çaba sarf etmiştir.
178
Yeni yetişen yabancı uyruklu genç bilim adamlarının
erken bir süreçte bilim merkezi Almanya’ya bağlanmasını sağlayan Bachelor eğitiminden uluslararası
bir şekilde yapılandırılan lisansüstü eğitimine kadar
yabancı uyruklu öğrencilerin üniversite eğitimlerinin
her safhasında kalite güvencesi, başarının kontrolü ve
etkinliğin arttırılması sorunları ön plana çıkmaktadır.
Yeni yetişen yabancı uyruklu genç bilim adamlarının entegrasyonu için en büyük engeller ön lisans
eğitimi sırasında kendisini gösterir. Yabancı kökenli
üniversite öğrencilerinin lisans ve doktora eğitimleri
sırasında başarılı bir şekilde entegre edilmeleri onların sürekli bir şekilde Almanya’ya bağlanmalarının ön
şartıdır. Bu kişilerin Almanya’da yaşamaları ve eğitim
görmeleri için sosyal, ekonomik ve hukuki şartların
iyi olması önemli bir faktördür. Çoğu zaman hafife
alınan kültür ve spor alanlarındaki durum da aynı
şekilde önemlidir. Bunlar yabancı uyruklu öğrencilerin kendilerinden ve kendi kültürlerinden bir şeyleri
Almanlar’a ve diğer yabancı uyruklu öğrencilere vermeleri imkanını sağlar. Bu entegrasyon önlemlerinin
teşvik edilmesi gerekir.
Aynı zamanda yabancı uyruklu mezunlardan uygun
olanların Almanya’da kalmaya devam etmelerini
sağlamak için daha başka önlemlerin de alınması
gerekmektedir. İlk planda başka ülkelerden üniversite
mezunlarını doğrudan işe alma yerine Almanya’daki
hayatı zaten tanıyan, Almanya’da lisans veya doktora
eğitimi yapmış olanlara fırsat verilmesi daha doğru
olacaktır, yeni yetişen akademisyenlere olan ihtiyacın karşılanması ancak böyle mümkün olacaktır.
Fakat bu kişilerin eğitimden Almanya’da iş hayatına
transferini kolaylaştıracak özel önlemlere de ihtiyaç
duyulmaktadır.
Federal Hükümet, yabancı uyruklu öğrenciler ve genç
bilim adamları için misafirperver şartlar oluşturmak ve uluslararasılaşmayı devamlılaştırmak için
Eğitim ve Araştırma Bakanlığı ve Dışişleri Bakanlığı
bütçelerinden ayrılan finansal kaynaklarla üniversitelerin uluslararasılaştırılması programlarını
desteklemektedir.
■■
Giderleri Dışişleri Bakanlığı tarafından karşılanan
STIBET Programı, üniversite öncesi eğitimlerini
Almanya dışında yapmış olan öğrencilere refakat
edilmesi ve burs verilmesi için gerekli olan kaynakları üniversitelerin kullanımına sunar. Bu programların bir kısmı uluslararası öğrencilerin Alman
üniversiteleri’ndeki durumlarının yüksek öğrenim
ve ülke hakkında bilgilendirme programları, yüksekokul öğrenciliği ek seminerler ve sosyal danışmanlık ve refakat konularında alınan önlemlerin
iyileştirilmesini hedeflemektedir. Ayrıca üniversiteler eğitimlerini bitirmek üzere olan öğrencileri,
verecekleri burslar ile teşvik edebilir veya eğitimlerinin ileri safhalarında olan öğrencilerin alt
4.10.
araştırma ekiplerine dahil edilir ve araştırma merkezlerinde detaylı bir bilgilendirme, destek alırlar.
Üniversite dışı araştırma merkezleri ile üniversiteler arasında oluşturulan ağ çerçevesinde, doktora
öğrencileri arasında bilgi alışverişini öngören
araştırma projeleri desteklenmektedir.
basamaklardaki arkadaşlarına yardım etmelerini
sağlayabilir. Ayrıca bazı eyaletlerin tasarruflarında
olan de oralardaki üniversitelerde okuyan yabancı
uyruklu öğrencilerin teşviki için kullanılan özel
fonlar mevcuttur.
■■
■■
■■
■■
İhtiyaçları karşılamayı hedefleyen temel desteğe ek
olarak üniversiteler, Eğitim ve Araştırma Bakanlığı
tarafından teşvik edilen ve DAAD tarafından uygulanan «Alman Üniversitelerinde Uluslararasılaştırmanın Teşviki Programı» (PROFIS) çerçevesinde çok
sayıda model proje geliştirmişlerdir. Bu programlar
çok dilli bilgi portalları, kişinin belli bir uzmanlık
alanına uygun olup olmadığını kendisinin tespit
etmesine yönelik testler ve Almanya’da üniversite
eğitimi ile ilgilenen kişilerin daha kendi ülkelerinde iken eğitime hazırlanmaları için E-Learning
hizmetleri ile başlarlar.
Yabancı uyruklu öğrencilerin üniversite eğitimlerini başarı ile bitirmelerine, ilgili gruba özgü
Almanca kursları ve isteğe göre hazırlanmış,
uzmanlık alanına göre değişen ön eğitim programları katkıda olmaktadır. Uzmanlık alanı ile ilgili
olan yardım hizmetleri ve sosyal yardım hizmetleri
gittikçe daha etkili bir şekilde çeşitli uluslararası
öğrenci gruplarının ihtiyaçlarına eğilmektedir.
Doktora öğrencileri ve genç bilim adamlarına
sabit yardımcı şahıslar ile ve Alman bilim diline
ve Alman kültürüne yönelik seminerler ile destek
olunmaktadır. Şahsi taahhütler ve kişiye özgü eğitimin akışını gösteren bilgi birikimi ile öğrencilerin
aktif bir şekilde entegre olmaları talep edilmektedir. Son olarak da başarılı bir şekilde üniversite
eğitimlerini bitirip ülkelerine dönen mezunlar,
kendi ülkelerinden Almanya’ya okumaya gelmek
isteyenlerin hazırlıklarında yardımcı olurlar.
Tek tek üniversitelerde alınan önlemlerin yanında,
TestDaF gibi dil testi sınavları veya «Çalışma ve
Servis Bölümü uni­assist» gibi ve üniversite eğitimine uygunluk testi TestAS gibi merkezi bir şekilde
hazırlanan ve her üniversitenin hizmetine sunulan
enstrümanlar geliştirilmiştir. Bu araçlar yabancı
öğrencilerle ilgili olarak kalitenin korunması
basında, öğrenci adaylarının kendilerine uygun
eğitim dallarına geçmelerine yardımcı olan önemli
unsurlardır. Böylece eğitimde başarılı bir entegrasyonun sağlanması için mükemmel bir temel
oluştururlar.
Üniversite dışı araştırmada özellikle Research
School’lar uluslararası doktora öğrencilerinin kazanılmasında yardımcı olurlar. Örneğin HelmholtzGemeinschaft Research Schools’da dersler İngilizce
verilir, doktora kadroları dünya çapında ilan edilir.
Bu programlara ortalama % 40 yabancı uyruklu
öğrenciler alınmaktadır. Uluslararası doktora
öğrencileri günlük çalışmalarında uluslararası
■■
Alman Yüksekokul Öğrenci Birlikleri Federasyonu
tarafından desteklenen tüm Almanya’daki 58 Yüksekokul Öğrenci Birliği de yıllardan beri üniversite
öncesi eğitimlerini Almanya dışında yapmış olan
öğrenciler için daha misafirperver şartların oluşturulmasında ve danışmanlık ve yardım hususlarında
kalitenin korunmasında destek olarak farklı ülkelerden gelen öğrencilerin entegrasyonuna önemli
katkılarda bulunmaktadır. 180.000 kişilik öğrenci
yurtlarındaki kapasitenin % 35i üniversite öncesi
eğitimlerini Almanya dışında yapmış olanlar
tarafından kullanılmaktadır. Öğrenci örgütlerinin
bilgilendirme ve danışmanlık hizmetleri, öğrenci
yurtlarında danışmanların istihdam edilmesi, üniversitelerde «Servis merkezleri» ve «danışma noktaları» kurulması, Almanya’daki eğitim ve hayat
şartlarına ilişkin çok dilli internet sitelerini kapsar.
İletişim programları, himaye programları ve boş
zamanların değerlendirilmesine yönelik zengin
programlar, farklı ülkelerden gelen öğrenciler ile
Alman öğrencilerin bir araya gelmelerine imkan
sağlamaktadır. Yüksekokul öğrencilerinin içine
düştükleri büyük ekonomik sıkıntı hallerinde kredi
kurumlarının hizmetleri ve öğrenci örgütlerinin iş
bulma ve aracılık hizmetleri yardımcı olmaktadır.
■■
Eğitim ve Araştırma Bakanlığı tarafından teşvik
edilen Alman öğrenci örgütlerinin de kültürlerarası yetkinliğe yönelik servis departmanları, yaptıkları eğitim hizmetleri ile öğrenci örgütlerinde
çalışan kişilerin ve danışmanların kültürlerarası
yetkinliklerinin geliştirilmesini desteklemektedir.
Almanya’daki üniversite öğrencilerinin sosyal ve
ekonomik durumlarının iyileştirilmesi çerçevesinde düzenli bir şekilde yayınlanan «Üniversite
Eğitiminin Uluslararasılaştırılması» adındaki
rapor, üniversiteler ve öğrenci örgütlerine onların
yapacağı planlamalar ve uluslararası öğrenciler
için yapacakları hizmetler için güvenilir bilgiler
sağlamaktadır.
■■
Öğrenci birlikleri de uluslararası öğrencilerin
entegre edilmesine yönelik sayıları sürekli şekilde
artan önlemler almaktadır. Bu önlemler yabancılara yönelik hukuk danışmanlığından, hiç suçu
olmadığı halde mali sıkıntıya giren uluslararası
öğrencilere mali yardım yapılmasına kadar geniş
bir kapsama sahiptir. Yabancı uyruklu ve Alman
öğrencilerin temsilcisi olarak öğrenci birliklerinin,
uluslararasılaştırma sürecine, özellikle de kurumsal işbirliği ve beraber çalışmalar bağlamında şimdiye kadarkinden daha çok katılımı sağlanmalıdır.
179
4.10.
olduğu bu imkanı değerlendirmektedir. Yabancı
misafir öğretim görevlileri aynı zamanda misafir
olarak bulundukları Alman üniversitelerin uluslararası ilişkilerinin genişletilmesi ve korunmasında
ve yabancı öğrencilerin Almanya’da üniversite eğitimi yapmalarını teşvikte katalizatör etkisi yaparlar.
Fakat öğretim görevlilerinin ancak % 8,24’ü ve profesörlerin daha da az bir kısmı yabancı uyrukludur.
Bunun artırılması çok arzulanır bir durum olacaktır ve uluslararası öğrencilerin entegrasyonuna da
büyük katkılarda bulunacaktır.
İcraata yönelik öneriler
Federal Hükümet, yetkileri çerçevesinde üniversitelerin ve aracı organizasyonların «yüksek kapasiteli»
kişilerin sürekli bir şekilde kazanılmasına yönelik
etkinliklerinde destek olmaktadır.
■■
■■
■■
180
Alman üniversiteleri, üniversite öncesi eğitimlerini
üstün başarı ile bitiren ve bütün dünya ülkeleri
tarafından kazanılmak için büyük çaba sarf edilen
ve ülkeleri dışına çıkma isteği olan öğrenci gruplarına, kısıtlı sayıda veya çok az cazibesi olan eğitim
fırsatları sunmaktadır. Öğrenciler çoğunlukla
yüksek lisans veya olgunlaştırma eğitim giderlerini kendileri karşılayacak durumdadırlar veya
ödemeye hazırdırlar, fakat içerik, dil ve yapılanma
açısından onların ihtiyaçlarına göre hazırlanmış
eğitim hizmetleri beklentileri vardır. Bu eğitim
hizmetleri giderek artan bir şekilde mahallinde, yani taleplerin ortaya çıktıkları yerlerde
aranmaktadırlar.
Yurt dışında gayet normal olduğu gibi uluslararası
öğrenciler ve doktora öğrencileri daha güçlü bir
şekilde burslardan yararlandırılmalıdır. Bunun için
kamusal kaynaklar kullanılarak teşvikler oluşturulmalı ve ayrıca işletmeler de kendi yararlarına
olacak olan bu sürece daha belirgin bir biçimde
destek vermelidir. Son olarak eyaletlerdeki üniversitelerin birçoğu, kendi finans kaynaklarıyla başarı
eksenli olarak öğrencileri burslarla ödüllendirme
olanaklarına ya şu anda sahiptirler ya da yakın bir
gelecekte bu konuma geleceklerdir.
DAAD, Alman öğrencilerin uluslararası öğrencilerin entegrasyonu sürecine daha güçlü bir şekilde
katılımını sağlamak amacı ile PROFIS programının daha da geliştirilmesini desteklemektedir.
Hazırlanan tasarılarda profesyonel ve gönüllü
danışmanlık hizmetleri ile uluslararası öğrencilere
danışmanlık hizmetleri üzerinde daha çok düşünülmelidir. Ayrıca Alman öğrencilerin entegrasyonu teşvik edici olan ve üniversitelerle bağlantılı
olan yerlerde (kurumlar, organizasyonlar vs.)
etkinliklerinin arttırılması gerekir.
■■
Alman doktora sistemi başvuruda bulunan uluslararası öğrencilere daha fazla açılmalıdır. Çünkü
lisans eğitimini yapan uluslararası öğrencilerin
sayısının artmasına rağmen, uluslararası doktora
öğrencilerinin sayısı yerinde kalmaktadır.
■■
Alman üniversitelerinin uluslararası arenadaki
tanınmışlığı güçlendirilmelidir. DAAD yabancı
uyruklu bilim adamlarının Alman üniversitelerinde uzun süreli misafir öğretim görevli olarak
bulunmalarını 1989 yılından beri desteklemektedir.
Birçok Alman üniversitesi sunmuş oldukları eğitim
hizmetlerini içerik, metot ve yabancı dil bakımından zenginleştirmek amacıyla DAAD’nin sunmuş
■■
Yurt içindeki eğitim imkanlarının yanı sıra yurt
dışında sunulan eğitim imkanları da artırılmalıdır.
Birçok uluslararası öğrenci lider konumundaki üniversitelerin eğitim kalitesinden ve oradan mezun
olmanın verdiği prestijden faydalanmayı istemekle
birlikte ilk etapta yurt dışına çıkmayı istememekteler veya çıkacak durumda değiller. Birçok İngiliz,
Avustralya veya Amerikan üniversitesi sunmakta
oldukları üniversite öğrenim dallarını okumak
isteyen öğrencilerin kendi ülkelerinde de sunmaktadırlar. Böylece bu üniversiteler ilave öğrenciler
(ve gelirler) kazanmakta, kalitelerini dünyaya tanıtmakta ve daha çok öğrenci adayını daha sonraki
eğitim dönemleri (Master vs.) için «ana üniversiteye» çekmektedirler.
■■
Uluslararası öğrenciler ve doktora öğrencileri,
entegrasyon önlemlerinin seçilmesinde, tasarlanmasında ve şekillendirilmesinde daha aktif
bir şekilde katılımda bulunmalı ve bu süreçleri
biçimlendirmelidirler. Uluslararası öğrencilerin ve
doktora öğrencilerinin üniversitelerdeki ve öğrenci
birliklerindeki katılımları teşvik edilmeli ve buna
uygun modeller desteklenmelidir.
■■
Amerika’da kamuya yararına çalışan bir vakfın
inisiyatifi ile haksızlığa uğramış etnik gruplardan
gelen öğrenciler için eğitim programının yanında
bir de Tandem-Coaching programları sunulmaktadır. Bu programlar Almanya için de örnek olabilir.
■■
Ayrıca uluslararası öğrenciler ve çalışanlar tarafından hissedilen kültürel farklılıklarla başa
çıkabilmek için öğrenci örgütlerinde bir yardımcı
eleman programı hayata geçirilebilir. Böylece bu
farklılıklardan etkilenen kişiler pasif bir konumdan
bu sürecin aktörü halinde gelirler. Örnek olarak
Robert-Bosch Vakfı ve DSW’nin (Alman Yüksekokul
Öğrencileri Birliği) artık sona ermiş olan danışmanlık programı alınabilir. Bu program çerçevesinde
uluslararası öğrenciler, Alman ve yabancı öğrenciler için (genellikle) kültürel projeler geliştirmiş ve
hayata geçirmişlerdir.
■■
Üniversitedeki eğitim dalları hakkında öğrencilere
danışmanlık yapan birimler ve bunların yönetim
kurullarının yaptıkları eylemler çerçevesinde
uluslararası öğrencilerin entegrasyonunu dik-
kate almaları, güçlendirilmiş bir şekilde motive
edilmelidir. Yabancı Öğrenciler Birliği, uluslararası
öğrencilerin entegrasyonu için aktif şekilde çalışan
öğrencilerin uygun bir şekilde (puanlarla) ödüllendirilmelerini önermektedir.
■■
Üniversiteler, öğrenci örgütleri, öğrenci dernekleri, yabancılar daireleri ve daha başka kurumlar
uluslararası öğrenciler için daha iyi şartların
oluşturulması için birçok yerde zaten beraberce
çalışmaktadırlar. Bu tür işbirliği – diğer başka yerel
yönetim birimlerinin ve yerel şirketlerin temsilcileri ile de – geliştirilmelidir. Böylece karşılıklı hassasiyetler konusunda anlayış arttırılabilir, herkesin
yararına yönelik ve uygulanabilir kararlar verilebilir ve yeni çalışmalar için ortak hareket stratejileri
geliştirilebilir.
■■
Kişilerin Yabancılar Dairesine finansal durumla
ilgili belgeleri ibraz etmesi hususunda ülke çapında
farklı uygulamalar mevcuttur. Yabancılar daireleri tarafından talep edilen aylık gelir miktarları
arasında 600 Euro’ya kadar farklılık vardır ki, bu
yıllık 7.200 Euro’ya mukabildir. Bunların ispatı
için tanınan süreler de farklılık göstermektedir.
Avrupa Birliği’nin öğrencilerle ilgili direktiflerinin
burada uygulanması, ilgili makamlara tek tip ve
öğrencilere uygun uygulamalar yapma şeklinde
uygulanmalıdır. Böylece üniversite öncesi eğitimlerini Almanya dışında yapmış olan öğrenciler daha
güvenceli planlar yapabilirler.
■■
Üniversite öncesi eğitimlerini Almanya dışında
yapmış olan öğrencilerin neredeyse yarısı öğrenci
yurtlarında kalmaktadır ve bu tercih edilen ikamet
şeklidir. Öğrenci örgütleri, ödenmesi mümkün
maliyette ev imkanı sunan tek kuruluş olduğu için
bazı yerlerde bu oran % 50’yi aşmaktadır. Başarılı
bir entegrasyonun temel şartlarından birini yaratmak için öğrenci yurtlarının kapasitesinin artırılması acilen gereklidir. Öğrencilerin yurtlarda
ikamet yerleri belirlenirken, entegrasyonu teşvik
edici bir şekilde yabancı kökenli ve Alman öğrenciler bir araya getirilmelidir.
3.2.Yabancı kökenli bilim insanlarının
entegrasyonu
Çıkış noktası
Alman Bilimsel Araştırma Kurumu ve diğer Alman
araştırma kuruluşlarının bilimsel işbirliği hemen
hemen dünyanın her tarafındaki ülkeleri kapsamakta,
özellikle Amerika, Çin, Rusya, Hindistan buna dahildir. Bilim, yalnızca ortak bilim dili olarak İngilizce
alındığında bile uluslararası bir fenomendir ve entegrasyonu böylece kendiliğinden destekler. HIS ve DAAD
tarafından her yıl yayınlanan «bilim-dünyaya açık»
raporuna göre 2004 yılında 21.000’den fazla yabancı
4.10.
kökenli bilim adamı Alman bilim organizasyonları
tarafından desteklenmiştir. Fakat Almanya’da fiilen
çalışmakta olan yabancı bilim adamlarının sayısı
daha da yüksektir.
Bilim, uluslararası partnerler arasındaki iletişim ve
işbirliğinde hayat bulur. Üniversiteler ve araştırma
kuruluşları en iyi bilim adamlarının kazanılması için
dünya çapında rekabet içindedirler ve bilim adamlarının somut bir biçimde entegrasyonuyla uğraşmalarından kaynaklanan uzun yılları kapsayan tecrübelere
sahiptirler.
Max-Planck Topluluğu (MPG) bilim adamlarına her
türlü kariyer düzeyinde cazip ve rekabette başarılı
olacak araştırma ve çalışma şartları sunmasıyla tanınır. Max-Planck-Enstitüleri, ilkesel olarak uluslararası
eksenli çalışmakta ve dünya çapında enstitülerle
işbirliği içerisindedir. Başka enstitülerle olan bu işbirliği sayesinde bütün dünyadan iyi eğitimli araştırmacılar sürekli olarak Almanya’ya gelmektedir. Bunun
yanında uluslararası konferanslar, isim yapmış araştırmacılarla herhangi bir Max-Planck-Enstitüsünde
muhtemel bir görev almaları konusunda iletişim
kurmayı sağlamaktadır. Max-Planck–Enstitüleri, aralarında özellikle araştırma alanında güçlü olan Batı
Avrupa ülkeleri, İsrail, Amerika, Japonya ve Çin ile
her yıl 1.300’ün üstünde büyük uluslararası işbirliği
yapmaktadır. Max-Planck-Enstitülerinde günümüzde
neredeyse 5.000 yabancı uyruklu misafir bilim adamı
çalışmaktadır. Aynı şekilde Max-Planck-Enstitülerinin
bilim adamları da dünyanın her yerindeki ülkelerin
araştırma enstitülerinde misafir araştırmacı olarak bulunmaktadırlar. Bu çalışmalar Max-PlanckEnsitütlerinin uluslararası rekabette önde gitmesini
güvenceye alır. MPI yöneticilerinindörtte biri yabancı
uyrukludur ve ilk önce MPG’de bilimsel çalışma
elemanı olarak entegre edilmişlerdir. Bunlar birçok
yerde yerel toplumun kültürel ve toplumsal hayatında
aktif rol oynamaktadırlar. Genç bilim insanlarında
sadece «geçici bir entegrasyondan» bahsedilmesi
gerekse de – çünkü bu bilim adamlarının çoğunluğu
aldıkları burs ile Almanya’ya gelmekte veya sadece
sınırlı bir süre için iş sözleşmeleri bulunmaktadıryabancı bilim adamlarının entegrasyonu hem şahsi
düzeyde hem de yerel düzeyde önemli bir rol oynamaktadır. Yabancı uyruklu bilim adamlarına refakat
(onlara danışmanlık yapılması) entegrasyonun önemli
bir unsurudur. Neredeyse her enstitüde misafirlerin
danışmanlığı ile görevlendirilmiş bir eleman vardır.
Bu şahıslar araştırmanın başlamasından itibaren bu
sebeple ikamet süresince, erkenden iletişime geçme
ile, resmi makamlar önünde aktif bir şekilde yapılan
yardım ile, banka işlemleri vs. ve devam eden yardım
önlemleri, örneğin yardım programları çerçevesinde
yabancı kökenli bilim adamlarının eş ve aileleri için
kişisel ihtiyaçlara göre geliştirilmiş entegrasyon
yardımları ile yabancı bilim adamlarına hizmet
sunmaktadırlar.
181
4.10.
Helmholtz-Gemeinschaft Alman Araştırma Merkezleri (HGF) için uluslararası işbirliği, çalışmalarının
«birincil» unsuru olarak stratejik bir öneme sahiptir.
HGF, 25.700 çalışanı, 15 araştırma merkezi ve yaklaşık 2,3 milyar Euro yıllık bütçesi ile Almanya’nın en
büyük bilimsel organizasyonudur.
■■
Bilim adamlarının daha sonra gelecek olan
ailesinin entegrasyonu için sunulan perspektiflerin – örneğin çocuklar için verilen yerel eğitim
ve bakım hizmetleri ve aynı zamanda çalışma
imkanlarının eş için de açılması – dikkate alınması
gerekmektedir.
Helmholtz merkezlerindeki uluslararası işbirliği eski
bir geleneğe sahiptir ve yıllardan beri kendini çok
yönlü olarak geliştirmiştir. Bu işbirliği tek tek bilim
adamlarının kişisel işbirliğinden stratejik işbirliklerine kadar, misafir bilim adamları değiş-tokuşundan
uluslararası işbölümü ile büyük cihazların kurulması, işletilmesine kadar uzanır. Yurtdışına çıkmış
olan Alman bilim adamlarını tekrar Almanya’ya geri
döndürmek ve Almanya’da kalmalarını sağlamak
için verilen uğraşlara paralel olarak, HGF merkezleri yabancı kökenli isim yapmış bilim adamlarının
Almanya’ya çağrılması bağlamında çoğu zaman
geçerli olan çerçeve şartlar sebebiyle zorluklarla
karşılaşmaktadırlar. 2004 yılında HelmholtzGemeinschaft’in merkezlerinde 3712 yabancı uyruklu
bilim adamı çalışmıştır. Bunların en büyük kısmını
misafir bilim adamları (1848) oluştururken, bilim
adamları (753) ve yüksek lisans mezunu araştırmacılar da (700) bu kapsamda yer alıyordu. Bunun yanında
doktorasını bitirmiş 362 yabancı kökenli kişi ve 49 kişi
ise özel statü ile Helmholtz-Gemeinschaft’ta bulunmuştur. Max-Planck Enstitüleri’deki araştırma yapma
süresi 3 aydan başlayarak 36 ayı aşmak üzere farklılıklar gösterir.
■■
Almanya’da «yabancı düşmanlığı» mevcut olduğu
yönündeki önyargı, yabancı ülkelerden gelecek
araştırmacıların Almanya’ya gelen kişilerden
hoşnut olunmadığı yönünde bir kanıya varmalarına yol açabilir. Alexaner von Humboldt Vakfı’nın
bir araştırmasına göre burslu öğrencilerin çok
az bir kısmı Almanya’dan döndükten sonra
Almanya’da yabancı düşmanlığı ile karşılaştıklarını
belirtmişlerdir.
Wissenschaftsgemeinschaft Gottfried Wilhelm Leibniz (WGL) için uluslararası işbirlikleri ve uluslararası
ağ bağlantıları özellikle önemlidir. Bunun bir kanıtı
ise Leibniz enstitülerinde araştırma yapan yüksek
sayıdaki yabancı uyruklu misafir bilim adamlarıdır.
Leibniz-Gemeinschaft’ın Alman araştırma dünyası
ve bunun uluslararası faaliyetleri kapsamında sahip
olduğu özellikler arasında DAAD-Leibniz burs programları bulunur.
Bu bilimsel organizasyonun çalışmaları ve tecrübeleri
göstermektedir ki, uluslararası boyutta hareketliliğe
sahip araştırmacılar özellikle aşağıda anılan zorluklarla karşılaşmaktadırlar.
■■
182
Başka bir ülkede araştırma yapmak için geçirilmiş
olan süreler kariyerin gelişimi açısından her zaman
uygun bir şekilde hesaba alınmamaktadır.
■■
Almanya’da geçerli olan iş hukuku ve toplu sözleşme hukukunun oluşturduğu şartlar, uluslararası
rekabette bulunan bilim sisteminin gereklerine her
zaman uygun düşmemektedir.
■■
Farklı ülkelerde yapılmış olan kariyerler sosyal
sigorta ve emeklilik sigortası sistemlerinden talep
edilecek kişisel hakların elde edilmesi bakımından
zorluklara yol açmaktadır.
Hedefler ve yürürlükte olan önlemler
Daha çok iyi eğitimli yabancı uyruklu bilim adamları
ve öğretim görevlilerinin Almanya’ya getirilmesi
temel bir hedeftir. Uluslararası bir karşılaştırma
yapıldığında Alman üniversitelerinin bu bağlamda
telafi etmeleri gereken bir geri kalmışlığı mevcuttur. Bu durum üniversite haricindeki bazı araştırma
kurumları için de geçerlidir. Yabancı uyruklu öğrencilerin Almanya’ya çekilmesi konusunda başlangıçta bahsedilen başarılı durma nazaran Alman
üniversiteleri’ndeki yabancı uyruklu profesörlerin
sayısı oldukça düşüktür – başka ülkeler bu konuda
oldukça öndeler. Bu konuda Max-Planck-Enstitüleri
örnek alınabilir. Max-Planck-Enstitülerinde sadece
çalışanlar düzeyinde değil (doktora sonrası araştırma
yapanların yaklaşık üçte ikisini yabancılar oluşturmaktadır), aynı zamanda yönetim düzeyinde de güçlü
bir şekilde uluslararasılaşmaya rastlanmaktadır (MaxPlanckEnstitülerinin 262 yöneticisinin dörtte birinden
fazlası yabancı ülke vatandaşıdır). Alman üniversitelerinin yabancı profesörler gözündeki cazibesini etkileyen temel bir unsur da sosyal sigorta hak taleplerinin
bir ülkeden başka bir ülkeye transfer edilebilmesidir.
Avrupa araştırmacılar anlaşması ve araştırmacıların
istihdamına ilişkin yasa ile önemli bir tartışma başlatılmıştır. Bu tartışma orta dönemde sosyal sigorta hak
taleplerinin sınırsız bir şekilde transferi için gerekli
şartlarını yaratılmasına yol açmalıdır.
■■
■■
Yabancı uyruklu araştırmacıların Almanya’da
devamlı bir şekilde kalmalarını sağlamak için
onların Almanya’da bulundukları süre boyunca
entegrasyon çabalarının gösterilmesine ihtiyaç
vardır. Bu bağlamda Yabancılar Dairelerine büyük
bir rol düşmektedir. Yabancılar Daireleri ile yoğun
bir şekilde işbirliği kurulmalı ve beraberce bilim
adamlarının kabul edilmesine yönelik taslaklar
hazırlanmalıdır.
AvH (Alexander von Humboldt Vakfı) tarafından en
nazik Yabancılar Dairesi için vaat edilen ve 3 defa
verilen ödül kalıcı bir başarı sağlamıştır. Bu etkinlik
4.10.
ve araştırma merkezi olarak yurt dışında pozitif bir
şekilde değerlendirilmesine katkıda bulunmuştur.
ülke çapında büyük dikkat çekmiş ve Yabancılar Dairelerinin daha hassas olmasına yardımcı
olmuştur.
İcraata yönelik tavsiyeler
■■
■■
■■
■■
Yakın zamanda Deutsche Telekom Vakfı, Alman
Bilim Vakıfları Birliği ve Alexander von Humboldt
Vakıflarının araştırmacılara en iyi şekilde yardımcı
olunması için modeller oluşturulmasına yönelik
beraberce hayata geçirdiği «Uluslararası Hareketli
Araştırmacılar İçin Hoş Geldiniz Merkezi» adlı
yarışma üniversitelerdeki şartların iyileştirilmesine katkıda bulunmuştur. Bu yarışma mükemmel
bir üniversite olmanın sadece çok iyi araştırmalar
yapmak demek olmadığını, aynı zamanda uluslararası araştırmacılara ev sahipliği yapacak, onlara
yardım edecek yapılanmaların da olması gerektiğini ortaya koymuştur.
Başarılı sonuçlar mobil araştırmacılara ilişkin bilgilendirme ve ilk danışmanlık programlarının ortaya
çıkmasına sebep olmaktadır. «Mobil Merkezler Ağı»
adındaki Avrupa Birliği çapındaki proje kapsa­
mında Alexander von Humboldt Vakfı bünyesinde
kurulmuş olan Deutsches Mobilitätszentrum
(Alman Mobilite Merkezi) çok sayıda konu (burs
imkanlarından vergilere, sosyal sigorta konularına kadar) hakkında bilgi vermektedir. Bununla
bağlantı içinde olan bir «araştırmacı danışmanları» ağı üniversitelerdeki ve araştırma kurumlarında çalışmakta olan yabancı araştırmacıları
desteklemektedir.
Federal hükümet aracı organizasyonların dünya
çapındaki araştırma pazarlamasını örneğin
internet siteleri ve etkinliklerle desteklemekte ve
bununla Almanya’da araştırma yapmaya ilgi duyan
bilim adamlarına Almanya’da hayat ve çalışmaya
ilişkin şartlar hakkında önceden bilgi edinmeleri
imkanını sağlamak istemektedir. Bu bağlamda
kurulan ilk iletişimlerin büyük bir kısmı Alman ve
yabancı uyruklu araştırmacılar arasında şahsen
olmaktadır. BMBF (Eğitim ve Araştırma Bakanlığı)
2001 yılından beri araştırmanın pazarlanması
önlemlerini teşvik etmekte ve 2005 yılından
beri de bu yöndeki tavrını güçlendirmektedir;
bunun hayata geçirilmesi ile DAAD ve BMBF’in
uluslararası ilişkiler bürosu araştırma ve teşvik
organizasyonların ile yakın işbirliği içerisinde
görevlendirilmiştir.
Almanya’nın araştırma merkezi olarak cazibesinin
artması konusunda önemli faktörlerden biri de
uluslararası ağların kurulmasıdır. Yani Almanya’da
sürekli bir şekilde kalmayan ama katalizatör rolü
alabilecek, Almanya’nın elçileri olarak çalışacak
kişilerin kazanılması. AvH ve DAAD lisans öğrencilerine, doktora öğrencilerine ve iyi eğitimli bilim
adamlarına verdikleri burslar ve dünya çapında bir
mezunlar ağı kurması ile Almanya’nın ülke olarak
■■
Nitelikli bilim adamlarını Almanya’da kalmaya
ikna etmek için yurt dışında yeni ve daha yoğun
kazanma önlemlerine ihtiyaç vardır. Bu kazanma
önlemleri ilk andan itibaren yoğun bir şekilde
yardım unsurları ve entegrasyon perspektifleri
içerecek şekilde düzenlenmelidir. Bu, bilim adamlarına onların Almanya’daki iş piyasasına girişlerini sadece kolaylaştırmak demek değil, hatta
iş imkanlarının vaat edilebilmesi anlamına gelir
(Tenure-Düzenlemesi).
■■
Burada entegrasyonun yabancı öğrencinin ve araştırmacıların eş ve aileleriini de kapsaması gerekir.
■■
Araştırmanın pazarlanmasına yönelik faaliyetin
sürekli hale getirilmesi, geniş bir tasarıma ve
yapısal temele dayandırılması gerekir. «En iyi
beyinlerin» kazanılmasına yönelik giderek artan
rekabette, mali kaynakların elde edilmesi ve dünya
çapında kullanılabilecek bilgi için yapılan rekabette araştırma merkezi olarak Almanya’nın daha
belirgin, daha derli toplu ve daha amaç eksenli olarak kendini göstermelidir.. Yeni yetişen işgücünün
Almanya ile ilgilenmesini ve Alman kurumlarında
çalışmalarını sağlamak, bölgesel stratejiler ile bağlantılı, içerisinde güçlü olunan uzmanlık alanlarının açık şekilde belirlenmesinin amacı olmalıdır.
■■
Avrupa araştırmacılar anlaşması ve araştırmacıların kazanılmasıhakkındaki yasanın hayata geçirilmesi ile mobil araştırmacıların çalışma sürelerinin
kariyerin devamı bağlamında tanınması imkanının ve uygun bir emekliliğin elde edilmesi için
bekleme sürelerinin tanınması imkanı en iyi hale
getirilmelidir.
■■
Dünya çapında isim yapmış üstün kalitedeki
bilim adamlarının Almanya’ya kazandırılması
veya Almanya’da kalmaya devam etmelerini
sağlamak için ücretler ve diğer edimler hakkında
esnek bir şekilde pazarlık yapılabilmelidir. Aynı
şekilde süre ile ilgili olan çok kati düzenlemeler ve
memurlar hukukuna ilişkin yasal sınırlamalardan
kaçınılmalıdır.
■■
Eşlerin sonradan Almanya’ya getirilmesi konusunda, isim yapmış elemanların kazanılmasının
çoğunlukla eşlerin yasal gelebilme şartlarına bağlı
olduğu, dikkate alınmalıdır.
■■
Almancanın önemli bir entegrasyon faktörü
olduğu tüm yabancı öğrenciler ve bilim adamları
için de geçerlidir. Almanca öğrenilmesi ve dil
pratiğinin devamlılığı yabancı öğrencilerin, bilim
adamlarının ve onların ailelerinin entegrasyonu
183
4.10.
gıyı daha da güçlendirir. Bu yüzden Almanya’da
yabancılara karşı pozitif bir tavrın oluşmasını
sağlayacak aydınlatıcı kampanyalar ve reklam
kampanyaları – kamu yararına çalışan bir vakıf
olan Hertie-Vakfı’nın yapmış olduğu START inisiyatifi örnek alınarak- yapılmalıdır.
için gerekli olan ön şartları yaratır. Bu yüzden dil
kursları sunulmalı, yoğun bir şekilde bu imkan
kullanılmalıdır.
■■
Yabancı düşmanlığı eksenli olaylar Almanya’nın
yabancı düşmanı bir ülke olduğuna ilişkin önyar-
4. Entegrasyonu ilerletmek:
Üniversite öncesi eğitimlerini
Almanya’da yapmış olanların
ve ülke dışına çıkmış olan
üstün eğitimli kişilerin
potansiyellerinden daha iyi
yararlanılması ve bunların teşvik
edilmesi
iken, bu oran eski göç veren ülkelerden göçmen
gruplarında % 27,3 ve Almanya’ya sonradan göç
eden Almanlar için ise % 30,5’dir. Diğer göç bölgelerinden gelen grupların aynı yaş gurubuna ait
olan kişiler için ise bu oran hatta göçmen kökenli
olmayan Almanlar’ın oranından daha yüksek olup,
% 39,3’dür.
■■
Cinsiyetlerin dağılımı açısından faklılıklar bulunmaktadır. Göçmenler Sorumlusu’nun 2005 yılı
raporuna göre, yüksek okulda okuma hakkı kazanan göçmen kız öğrencilerin % 12,1’lik oranı erkek
öğrencilerin % 8,5 oranına göre oldukça fazladır.
Ayrıca rapor genç kızların daha fazla eğitim alma
arzusunda olduklarını tespit etmektedir.
■■
Yüksek okulda okuma hakkı kazanan Almanya’da
okumuş kişilerin % 75 geçiş oranı ile göçmen
kökenli olmayan Almanların yüksek okulda okuma
hakkı kazananların (% 70) oranına göre daha
fazladır. Bu hem misafir işçilerin geldikleri ülkeler
ve «diğer ülkelerden» gelenler için geçerlidir: Geçiş
oranlarındaki farlılık ailelerin eğitim yapıp diploma almaya verdiği önemi göstermektedir. «Diğer
ülkelerden» yüksek okullarda okuyan öğrencilerin
ailelerinin yüksek okul diplomasına sahip olma
oranı % 55’tir ve Almanlar’ın % 45 oranından daha
fazladır; yabancı işçilerin geldikleri ülkelerden
gelenlerde ise bu oran sadece % 9’dur.
4.1. Üniversite öncesi eğitimi Almanya’da
yapanlar ve üniversite eğitimi
Almanya daha az değil, daha çok sayıda birinci sınıf
eğitim almış ve yüksek kalifikasyona sahip insanlara
ihtiyaç duymaktadır. Bu yüzden Almanya’da üniversite eğitimine başlayan veya bilim alanında mesleki
bir kariyer elde etmek isteyenler arasındaki göçmen
kökenli genç insanların payının açık bir şekilde yükselmesi çok önemlidir.
Çıkış noktası
Eğitime ilişkin ilk ulusal rapor şimdiye kadar göçmen kökenli çocuklar ve gençlerin potansiyelinden
yararlanılmadığını gösterdi. Eğer üniversite öncesi
eğitimlerini Almanya’da yapmış olan kişiler, Almanların okulda ve üniversitede sahip oldukları şansların
aynısını kullanabilmiş olsalardı, sadece 25–35 yaş
gruplarına dahil kişilerden 120.000’den daha fazla
ilave üniversite mezunu çıkabilecekti.
Göçmen kökenli vatandaşların eğitime fiili katılım
oranları gelmiş oldukları ülkeye göre farklıdır:
■■
■■
184
Göç Sorumlusu’nun 2005 yılına ilişkin raporundan,
2002/2003 eğitim yılında İspanya vatandaşı gençlerden % 40,6’sının üniversiteye kayıt hakkı kazandıran okullara gittiği (Gymnasium, Gesamtschule),
bu oranın Türk kökenlilerde % 27,1 ve İtalyanlar’da
% 22,6 olduğu ortaya çıkmaktadır.
2005 yılına ilişkin Ulusal Eğitim Raporu 25–35
yaşları arasındaki halk grubuna yönelik olarak
mikro sayım araştırmasına dayanarak şu bilgileri
vermektedir: Türklerin ancak yaklaşık % 14,4’ü
üniversiteye girme hakkı verecek bir okul bitirmiş
Almanya’da okumuş ve yüksek okulda okuma hakkı
kazanan kişilerin yüzde 31’i teknik yüksek okullara
kayıt yaptırmaktadır. (Yabancı işçilerin geldikleri
ülkelerden gelen gençlerde hatta % 35, Almanlar’da
ise bu oran sadece % 26). Bu durum genç Almanlar’da
% 12 orana karşılık, Almanya’da okumuş olanların % 21
daha fazla teknik yüksek okulda okuma hakkına sahip
olduklarını göstermektedir. Teknik yüksek okulların
Almanya’da okumuş olanların ülkedeki sosyal mobilitesine önemli katkıda bulunduklarını göstermektedir.
Yüksek okulda okuyan tüm öğrenciler arasında kadınların oranının son yıllarda sürekli olarak hızlı artış
göstermesine rağmen, yüksek okulda okuyan Alman
kadınların oranından % 4 ila 5 daha azdır. Göçmenler Sorumlusu’nun 2005 yılı raporu – yabancı genç
kadınların mesleki eğitimi de göz önünde bulundurulduğunda – şunu tespit etmiştir: «Daha iyi okul
diplomalarına sahip olmalarına rağmen yabancı genç
4.10.
faaliyetli etnik azınlığa yüksek okul ortamıyla baş
etmelerinde tecrübeli bir yüksek okul öğrencilerinin onlara destek olmaları ve aynı sosyalleşme
deneyimli kişilerden oluşan uzun vadeli öğrenme
gruplarının oluşturulması suretiyle yardımcı olan
Posse-Foundation (Vakıf Birliği).
kadınların mesleki kalifikasyonu bakımından dezavantajları yüksek okullarda hala devam etmektedir».
Yüksek okulda okuma hakkı kazanan ikinci ve üçüncü
kuşaktan kadın göçmenlerin oranı % 27,3’tür. Bu
kesimin ancak % 9,1’i yüksek okul mezunudur. İkinci
ve üçünü nesilden göçmenlerin aynı guruplarda oranı
% 27,5, ve % 11,4’tür.
■■
Federal Hükümet 22. BAföG­yenileştirmesi (Federal
Eğitim Teşviki Yasası) çerçevesinde teşvik hakkını
genç yabancılara yaymayı hedefliyor. Bu arada
teşvike özellikle sürekli oturum hakkına sahip olan
ve uzun zamandan beri Almanya’da bulunan ya
da her durumda sürekli kalma perspektifine sahip
olan kişiler (eğitim hak sahipleri) dahil edilecektir.
Sosyal Güvenlik Yasası SGB III’te yapılan paralel bir
değişiklik bunu aynı zamanda mesleki eğitim için
de garanti ediyor.
Her ne kadar sorumlulukların önemli bir kısmı ilkokul
ve ortaokullara (5.–10. sınıf) düşüyor ve eyalet yönetimlerinin burada önemli desteği gerekiyorsa da,
yüksek okullar da sorumluluklarının bilincindedir.
■■
BMBF, BAföG değişikliğine önceden el atarak 2007
Ocak ayından itibaren genç yabancılara kabiliyetlilerin teşviki işlerine başvuruda bulunma imkanının kapısını açtı.
İcraata yönelik öneriler
■■
İçerik itibariyle göçmen kökenli yükseköğrenim
görenlerin tecrübelerine, dil bilgilerine ve lüzumu
halinde başka özel kabiliyetlerine eğilen ve meslek
faaliyetinde daha sonra kullanmaya, örneğin
öğretmenlik, sosyal pedagoji alanlarında ve göçmenlere yönelik bilimsel araştırmada kullanmaya
hazırlayan daha fazla öğrenim süreci veya ağırlık
noktası sunulmalıdır.
Hedefler ve yürürlükte olan önlemler
Ortaya konulan verilerden aynı zamanda Almanya’da
göçmen kökenli nüfus grupları arasında (muhteşem bir eğitim başarısına sahip grupların yanı
sıra) daha iyi yararlanılacak hale getirilebilecek,
motive ve aktive edilebilecek değerlendirilmemiş
büyük bir kabiliyetler potansiyelinin bulunduğu
anlaşılmaktadır.
■■
Tahsil hakkı kazanmış göçmen kökenlilerin büyük
bir oranı mevcut bu tahsil olanaklarından yararlanmıyor. Bu sebeple federal hükümet yetkinliği çerçevesinde eğitim hak sahiplerinin hangi yeni tedbirlerle kalifiyeleşmelerini sürdürmeleri yönünde
motive edilip nasıl daha fazla desteklenebileceklerini gözden geçirecektir. Bu Büyük Britanya’daki
sosyal açıdan dezavantajlı bölgelerdeki insanların eğitime daha fazla katılmalarını hedefleyen
«Widening Participation» (Katılımın genişletilmesi)
ve «Aimhigher» (Hedef İleri) örnekleri doğrultusundaki programlara dayanmaktadır. Bu çabaların
başarısında sadece Almanya’daki uzman elaman
potansiyelinin güçlendirilmesi ile kalınmıyor,
aksine aynı zamanda çocukların eğitim başarısı
için merkezi bir anlam taşıyan eğitim motiveli
ebeveyn evi için temel atılıyor.
■■
Oldukça yetenekli göçmen kökenli tahsil görenlerin yönlendirilmesinde özel inisiyatifler oldukça
olumlu değerlendirilmelidir. Bunun için bir örnek,
göçmen kökenli yetenekli gençlere tahsillerini özel
yüksekokullarda (halihazırdaki partnerler Bucerius
Law School, European Business School, WHU ve
Bremen Jacobs Üniversitesi’dir) görmelerini mümkün kılan Vodafone Vakfının «şanslar» programıdır.
■■
Aileleri eski işçi veren ülkeler kökenli olan ve ilk
nesil olarak bir yüksek okula girmeyi başarmış
olan tahsil görenler için yüksek okullarda tahsil
süresine eşlik eden ve tahsilde sorun durumunda
erkenden yardım sunan danışmanlık ve refakat
olanakları ve özel ders programları oluşturulmalıdır. Bunun yurtdışında da örnekleri bulunmaktadır: ABD’deki yüksek potansiyelli ve sosyal
4.2.Yüksek nitelikli göçmenlerin entegrasyonu
Son 16 yıldır genellikle Doğu Avrupa ülkelerinden
Almanya’ya gelmiş olan ve yüksek, birçok açıdan
bilimsel niteliklerine rağmen entegrasyonları büyük
kısmıyla sorunsuz seyretmeyen kız ve erkek göçmen
grupları da çok geniş potansiyele sahipler.
Dolayısı ile «telafi edici bir entegrasyon politikasının»
alacaklıları (Klaus J. Bade) ister istemez bir entegrasyon tedbirleri ilk olanağının hazır edilmesiyle daha
iyi ulaşılabilir olacakları düşünülen uzun zamandır
Almanya’da yaşayan göçmenlerdir. Bu arada özel
fırsatlar özellikle daha yüksek ve yüksek niteliklilerde oluşacaktır. Telafi edici entegrasyon mevcut
potansiyellerle bağ kurmakta ve bunları eğitimine
uygun çalışma faaliyeti üstlenme hedefli kusursuz kalifiyeleştirme ve danışmanlık tedbirleriyle
yönlendirmektedir.
Bu gruba ağırlıklı çoğunlukla kız ve erkek Yahudi
azınlıklar ve daha 90’lı yılların ortalarına kadar
çeşitli Doğu Avrupa ülkelerinden (bilhassa Romanya,
Polonya ve eski Sovyetler Birliği) ve 90’lı yılların
sonundan beri neredeyse tamamen BDT ülkelerinden
Almanya’ya gelmiş olan kız ve erkek son zaman göçmenleri dahildir. Burada çoğunlukla bir yüksekokul
185
4.10.
mezuniyetine sahip ve özel alan bilgilerini ve meslek
tecrübelerini kabul eden toplumun hizmetine sunan
ya da hizmetine sunması umulan yüksek nitelikli
kişiler söz konusudur. Bu potansiyel özellikle birçok
çalışma sahasında kendini göstermeye başlayan veya
mevcut bulunan uzman eleman eksikliği (mühendisler, öğretmenler veya hekimler) itibariyla anlamlıdır.
Akademik eğitim almış göçmenlerin arasında en
yüksek oranı % 70 ile Yahudi asıllı göçmenler teşkil
etmektedir. Bu göçmen grubu yaş yapısı itibarı ile
artık kısmen işgücü piyasasına uygun değildir. Daha
ender olarak ise Alman asıllı göçmenlerin geldikleri ülkeden elde ettikleri yüksek okul diplomaları
bulunmaktadır (En çok % 10’u). Son 16 yılda elde
edilen göç verilerine bakıldığında, ortalama 220.000
Alman asıllı göçmenin yüksek okul mezunu olduğunu
varsayabiliriz.
Hedefler ve yürürlükte olan önlemler
Almanya, geriye dönük toparlayıcı entegrasyon ve
ülkede uzun yıllardır yaşayan yüksek kalifiye potansiyellerin teşviki ile en iyi beyinler için küresel rekabette, bugüne kadar çoğu kullanılmamış kaynakları
kazanabilme imkanına sahip olacaktır.
Otto Benecke Vakfının (OBS) Yüksek Okul Garanti
Fonu ve Akademisyen Programı müspet tecrübeleri ile
başlangıç için önemli ipuçları vermektedir.
Akademisyen Programı ve Yüksek Okul Garanti Fonu,
BMBF ve BMFSJ’nin kaynakları ile ve verdiği göreve
müteakip, Otto Benecke Vakfı tarafından 20 yıldan
daha fazla süredir akademik göçmenleri, Almanya’ya
geldikten sonra, 2 ile 3 yıl arasında mesleki entegrasyonlarında destekliyor ya da yüksek öğrenime
hazırlıyor. Akademisyen programında meslek ile
alakalı uzun süreli kalifikasyon programlarından
önce, ileri dil bilgisi teşviki, pratik çalışmalı yön tayin
edici programlar ile kültürlerarası ve mesleki müracaat çalışmaları yapılan seminerler ön planda. Her
meslek grubunun iş piyasasının beklentileri doğrultusunda ihtiyaç duydukları noksan giderici farklı yüksek
öğrenim dalları, federal alanda özel seçilmiş yüksek
okullar tarafından sağlanmaktadır. Burada amaçlanan kısa süre içinde (12 ile 15 ay arası) gereken eksik
bilgilerin öğretilmesi ve birincil işgücü piyasasında
iyi konumlandırılmalarıdır. Mezunların yaklaşık %
70’,inin başarılı olması, mukayese edildiğinde az gayret ile bile başarılı mesleki entegrasyonun mümkün
olduğunu gösteriyor. Akademisyen Programı bugüne
kadar örnekleri kalifiye Alman akademisyenlere
sunulmayan ek eğitim imkanı sağlamaktadır. Buradan yola çıkılarak Alman ve göçmen işsizleri müşterek
ama farklı içerikli programlarla çalışma sistemine
entegre etmek düşünülmüştür. Programda mesleki
beceri ve bilgilerin yanı sıra göçmenlere Almancayı
iyi öğrenme imkanı ve iki gruba da kültürlerarası
kalifikasyon imkanı sağlanabilir. Ülkeye gelmiş
186
olan göçmenlerin entegrasyon çabaları, Almanların katılamadığı Akademisyen Programından daha
önce başlatılmış olur. Ekim 2006’dan beri bu model
«AQUA- (Göçmen) akademisyenler İşgücü Piyasası
İçin Kalifiye Oluyor» adı altında, dört mesleki alanda
pratikte uygulanıyor. Pilot uygulama 13 aydır. Bunun
üç ayı şirket içinde pratik olarak geçmektedir. Programın geçen yarı süresinden sonra nihai başarı tam
belli olmasa bile, özellikle birincil işgücü piyasasına
sunulabilmeleri açısından, şu ana kadar alınan iyi
neticeler doğrultusunda Ekim 2007’den itibaren,
programın gözle görülür boyutta genişletilmesi
düşünülmektedir.
İcraata yönelik tavsiyeler
Özellikle aşağıda anılan konularda iyileştirme yapılması teklif edilmiştir:
Devlet teşviki, değişen çerçeve koşullarına uygun
duruma getirilmelidir. Bu konu hem teşvik edilenlerin sayısı hem de gruplar için geçerlidir: BMBF’nin
yönetmeliklerine göre bugüne kadar Akademisyen
Programının yardımları sadece Alman asıllı göçmenler, Yahudi göçmenler ve mülteciler ile sınırlıydı. Prensipte Almanya’ya göç eden her yüksek okul mezunu
göçmen kalifikasyon programlarına katılabilmelidir.
Birincil hedef, sonradan toparlayıcı entegrasyon programları dahilinde teşvikten istifade edebilecek kişiler
gurubunun genişletilmesi ve kamusal ve bireysel yardımların Alman ve yabancı kökenli insanlara müşterek kalifikasyon programı olarak sunulması olmalıdır.
Programlar ve yönetmelikler Best Practice emsallerine dayanılarak, özellikle aşağıda anılan bağlamda
iyileştirilmeli:
■■
Yüksek okul diplomalarının ve diğer kalifikasyon
belgelerinin okunaklığının sağlanması ve imtihan
seviyelerinin standardize edilmeleri,
■■
Yabancı diplomaların ve mezuniyetlerin kabulü,
yönetmeliğin söz konusu herkesin takip ve anlayabileceği şekilde standardize edilmesi,
■■
ESF-BAMF- dil programının bazında dil teşvikinin
2007 ile 2013 teşvik döneminde, daha yoğun ve
fazla uygulanması (daha fazla ders saati, daha fazla
iletişim dersleri, mesleki dil eğitimi)
Ekonomiye daha fazla görev yüklenmesi ve duyarlı
kılınması:
■■
İş gücü piyasası açısından yüksek kalifiye
göçmenler,
■■
İşletmelerde kültürlerarası yeterliliğin artırılması,
■■
Almanya’da yaşayan göçmenlerin mesleki entegrasyona daha fazla dahil edilmeleri bakımından.
Şimdiye kadar uygulanan ülkeye dışardan işgücü
getirme yöntemi, bunların beraberinde getirdikleri
kaifikasyonları kayda almamakta, böylece göç edenlerin beraberlerinde getirdikleri mesleki uzmanlıklarını
devam ettirmelerini daha ziyade zorlaştırmaktadır.
Teşvik imkanlarında yapılan değişikliklerden dolayı
uzun yıllar burada kalmalarına göz yumulan yabancılar için de bu soru sistematik olarak göz önünde
bulundurulmalıdır, ve kalifikasyonu analiz edici araçlar geliştirilmeli ve dışardan işçi getirme işlemlerinde
ve diğer işlemlerde denenmelidir.
Birkaç yıl önce Almanya’ya gelip de, akademik mesleğine rağmen şimdiye kadar mesleğinde işe başlamayı
5. G
öç ve entegrasyon
araştırmaların güçlendirilmesi:
Başarıyla gerçekleştirilen
entegrasyonun unsurlarının
incelenmesi ve veri esaslarının
iyileştirilmesi
Avrupa’nın dünyada önemli göçmen hedef bölgesine
gelmesiyle birlikte Almanya’da da göç ve entegrasyon önemli araştırma konuları arasına girmiştir.
Almanya’daki göç ve entegrasyon araştırmasında kat
edilen gelişme, biraz da göç süreçlerinin gidişatını
yansıtmaktadır. Uluslararası göç ve entegrasyonun
modern bir toplumun yapısal fenomenlerinden olup
geçici bir oluşum olmadığına yönelik yavaş yavaş
kendini kabul ettiren görüş, göç ve entegrasyon araştırmasının çeşitli uzmanlık alanlarında kurumsallaşmasına yol açmıştır.
4.10.
başaramamış kişilere mesleki entegrasyon alanında
nasıl yardım edilebileceği de incelenmelidir. Bu,
hedefli bir teşvik olanağı sağlar ve beraberinde getirdikleri yetkinlikleri bakımından iş gücü piyasasında,
çeşitli meslek dallarında iş bulma olanağı sağlar. Bu
sebepten dolayı gelecekte orta düzeyde meslek hayatına atılmayı mümkün kılan kalifikasyon tedbirleri
sunulmalıdır, şayet beraberinde getirdikleri yüksek
okul diploması düzeyinde bir meslek pozisyonuna
artık gerçekte ulaşmak mümkün gözükmüyorsa.
Buna göre hedef grup anlayışı genişletilmeli ve yaşam
sürecinde mesleki açıdan önemli eğitim örneğine
uyarlanmalıdır.
OBS (Otto Benecke Vakfı) ve BAMF (Federal Göç ve
Mülteciler Dairesi)uygun deneyimlere sahiptir.
men Üniversitesi/Oldenburg Üniversitesi). Bunun
da ötesinde Federal Göç ve Mülteciler Dairesinde
(BAMF) bir araştırma grubu oluşturuldu.
■■
Çok sayıdaki bilimsel birliklerde (Örneğin: Alman
Sosyoloji Topluluğu; Alman Eğitim Bilimleri Topluluğu, Alman Siyasal Bilgiler Birliği, Alman Demografik Araştırmalar Topluluğu) sürekli olarak göç ve
entegrasyon ile meşgul olan çalışma grupları veya
departmanlar mevcuttur. Aynı zamanda sürekli
yeni yapılanmalar ve uluslararası işbirliği ağları
oluşmaktadır-örneğin en son Göç ve Etnik Araştırmalar Enstitüsü (IMES)/Amsterdam tarafından
Avrupa çapında bir ağ kurulmuştur: Network of
Excellence «International Migration, Integration
and Social Cohesion in Europe» (IMISCOE).
■■
«Göç ve Entegrasyon Araştırması» konusu üzerine
üniversiteler ve meslek yüksek okullarında farklı
uzmanlık alanları tarafından dersler sunulmaktadır. Yalnız, bu imkanlar genellikle düzensiz ve
sistemsiz ve hatta mesleki perspektif sunumundan
yoksun bir şekilde gerçekleşmektedir. Çok sayıda
üniversitede (Örneğin: Hamburg, Münster, Essen,
Köln, FU Berlin, Landau) «Kültürlerarası Pedagoji»
konusunu ağırlık noktası olarak alan diploma
eğitimi düzeyinde eğitim paketlerinin bulunması
istisnai bir durumdur. Bu bölümler çok yönlü
değişiklikler çerçevesinde ya Bachelor – ve Master
Programlı üniversite bölümlerine dönüştürülmüş
ya da sosyal bilimler eksenli yeni bir master programı içine modül olarak dahil edilmiştir.
■■
Örneğin 2005/2006 Kış yarıyılından bu yana Osnabrück Üniversitesi’nde master programlı «Uluslararası Göç ve Kültürlerarası İlişkiler» bölümü
(IMIB) vardır. Bu bölüm Sosyoloji, Tarih Bilimleri,
Dil Bilimleri, Eğitim Bilimleri, Coğrafya, Psikoloji,
Çıkış noktası
■■
İlgili uzmanlık dalına özgü bir perspektiften bu
alandaki çok farklı konuları inceleyen araştırmacıların yanı sıra, bu arada çok disiplinli veya disiplinler arası çalışmalara yönelik tertip edilmiş bir dizi
araştırma enstitüleri mevcuttur. Örneğin «European Forum for Migration Studies» (efms, Bamberg),
Göç araştırmaları ve Kültürlerarası Araştırma Enstitüsü (IMIS;Osnabrück Üniversitesi), Göç ve Kültürlerarası Pedagoji ve İki Dilli Eğitim Enstitüsü (IMAZ,
Duisburg-Essen Üniversitesi), Eğitim ve Entegrasyon Süreçlerinde İletişime İlişkin Disiplinler Arası
Araştırma Merkezi (IBKM, Oldenburg Üniversitesi),
Kültürlerarası Çalışmalara İlişkin Disiplinler Arası
Araştırma Merkezi (Fist, Köln Üniversitesi), ya da
yeni kurulan Bölgesel Göç Araştırma Forum’u (Bre-
187
4.10.
etmesi gereken ve bununla bağlantılı olarak (işleyişleri muhakkak neticeyi desteklemeyen) entegrasyon ve asimilasyon süreçlerinin kendi dinamiklerine ilişkin araştırmalar bulunmamaktadır.
Hukuk ve Din Bilimleri’nin katılımı ile disiplinler
arası bir yapıyla biçimlendirilmiştir. Oldenburg
Üniversitesi örneğinde olduğu gibi bu tür üniversite bölümleri oluşum aşamasındadır.
■■
Göç ve entegrasyon araştırmaları alanında yeni
nesil bilim adamlarının teşviki dokuz yıldan fazla –
1995’den 2005 kadar – Alman Araştırma Topluluğu
tarafından teşvik edilen «Modern Avrupa’da Göç«
adlı diploma programı Osnabrück Üniversitesi
Göç ve Kültürlerarası Araştırma Enstitüsü’nde icra
edilmiştir. Toplam olarak ya doğrudan ya da burslar üzerinden yapılan işbirliği yoluyla 44 öğrenci
ve 3 de lisansüstü araştırmacı desteklenebilmiştir.
Aynı şekilde 2003 ten bu yana VW Vakfı’nın «Göç
ve Entegrasyon» konulu disiplinler arası ve uluslararası araştırma grupları çerçevesinde çok sayıda
genç bilim adamı eğitilmektedir.
■■
Bilimsel araştırma göç ile ilgili olarak birden fazla
tasarım (örneğin Akkültürasyon, Akkomodasyon,
Assimilasyon, Dahilleştirme gibi) ve «entegrasyon»
kavramının çok farklı tanımlarını kullanır. «Entegrasyon» kavramından ne anlaşılması gerektiğine
dair geniş kapsamlı bir uzlaşma zor görünmektedir.
Çünkü «entegrasyon» hem kanuni hem de analitik
bir olgu olduğu ve bu bağlamda önemli olarak
addedilen bakış açıları ve boyutlar zamanla değişmektedir. Genel kabul görmüş bir entegrasyon
teorisini geliştirmek imkansız gibi görünmektedir.
Geriye kalan görev ise iş kavramının kullanışlı bir
tanımının geliştirilmesidir. Bu tanımın dar araştırma alanlarının dışında hem pratik önemi olan,
yani politika, kamuoyu ve önleyici, refakat edici ve
telafi edici entegrasyon faaliyetlerinin uygulayıcıları tarafından da kullanılabilmelidir.
■■
Entegrasyon sürecinde zaman faktörü çok önemli
bir rol oynamaktadır. Amerika ve Avrupa araştırmalarının sonuçları göstermektedir ki, genç
göçmen nesillerin entegrasyon süreçleri, sosyal,
siyasal ve kültürel olarak farklı şartlarda olmalarına rağmen on yıllar, yüzyıllar önceki eski nesillerin entegrasyon sürecinden temelde hiç bir farklılık
arz etmemektedir. Entegrasyon süreçlerini, yaşamın tamamını kapsayan uzun süreli bir gelişim,
nesilden nesile aktarılan bir kültür ve sosyal süreç
olarak anlaşılmalı ve buna uygun olarak gözlem
yapılmalıdır.
■■
Entegrasyon araştırmaları hala yoğun bir şekilde
problem analizlerine konsantre olmuş ve sürekli
eksikleri gören bir bakış açısı ile biçimlenmiştir.
Bu tür bakış açısı örneğin sosyal meydan okuyuş,
ihtilaf, dışlama, parçalanma-bölünme, kriz, erozyon, paralel toplum vs. gibi uyarıcı kavramların
kullanılması yansıtmaktadır. Sığ bir bakış açısı ile
göçmenlerdeki kanunlara aykırı hareket, şiddet ve
gelenekselcilik oluşumlarına yoğunlaşmak, politikaya tek taraflı bir kanaat vermekte ve politikayı
giderek artan şekilde kısıtlayıcı/zorlayıcı tedbirlerin alınmasına yönlendirmektedir. Devam etmekte
olan entegrasyon süreçlerindeki arızaların itinalı
şekilde ve ampirik açıdan yüklenilebilir sonuçları
hedef alan incelenmesi gerekmektedir. Bunun yanı
sıra şu ana kadar alenen skandallaştırılan, ancak
yeterli derecede incelenmeyen göçmen halkın
belirli sosyal veya kültürel kesimlerinde mevcut
olan örneğin «görücü usulü evlilikler» ile «zoraki
evlilikler» arasındaki akıcı sınırları gibi fenomenlerin de incelenmesi gerekmektedir. İtinalı bilimsel
incelemeler, istisna/düzenlilik vaziyetinin keşfi ve
aleni histeriye karşı en iyi tedbirdir.
■■
Eksiklik perspektifine konsantre olmak, göç ve
entegrasyon ilişkilerinin ampirik açıdan hakikatlerin tespitini engeller, ve bu türdeki taraflı vurgulamayı haklı çıkarmaz. Bu konuda örneğin bazı genç
işçiler, bilhassa Avrupa’daki bazı ülkelerde kültürel
çoğulculuğa ve bununla bağlantılı olan kolektif
aidiyetin yerel, etnik veya ulusal formlarına ve de
göçe endeksli çok dilliliğe karşı yüksek bir tolerans
oluştuğuna işaret etmişlerdir. Gelecekteki siyasi
şekillendirme perspektifleri dikkate alındığında, –
genelde göze çarpmayan ve bu sebepten dolayı
analitik açıdan tespit edilmeleri çok daha zor olan –
entegrasyonun normal durumları ve de oluşmakta
ve daima değişmekte olan göçmen toplumun
ekonomik, sosyal ve kültürel entegrasyon potansiyellerini araştırmanın daha odak noktası haline
getirmek gerekli görülmektedir.
Hedefler ve bilimsel araştırmalara talepler
■■
188
Göçmenlerin sosyokültürel pozisyonları ve yaşam
imkanları konusunda değişik göç alan ülkelerle
yapılan karşılaştırmalar göstermiştir ki, bu göçmenlerin toplumun parçası olmaları konusunda
farklı tecrübeler yaşanmıştır. Bu araştırmalar
göçmenlerin entegre edilmesine dair farklı deneyimlerin olduğunu göstermiştir. Bununla beraber
toplumsal faaliyet alanına ve katılım imkanlarına
yapısal entegrasyon şansları, içiçe girmiş, giriftleşmiş şartlara bağlıdır. Bu çok yönlü sosyal, politik,
ekonomik ve kültürel şartlar (hem göçmen halk
tarafında hem de göçmen olmayan çoğunluk halk
grubu tarafındaki) entegrasyona yönelik politik
programlarda kural olarak çok yetersiz bir şekilde
dikkate alınırlar. Bu soruları konu alan araştırmanın bu sebepten olabildiğince bu şartları detaylı bir
şekilde analiz etmesi ve karşılıklı etkileşimleri açıklaması gerekir. Yapısal entegrasyona yönelik bir çok
araştırma bulunmasına rağmen (iş piyasası, girişimcilik, vatandaşlık), yapısal entegrasyonu teşvik
■■
Göçmenlerin entegrasyon süreçlerine konsantre
olunmasının yanı sıra, göçmen toplumda göç ve
entegrasyondan dolayı meydana gelen değişiklikler de incelenmelidir. Entegrasyon araştırmasına
ilişkin aktüel analizlerden, göçün göçmen kabul
eden toplumun sosyal yapısına yaptığı etkinin
(dikey olarak etnik sınıf anlamında ve yatay olarak
sosyal ayrımlaşma anlamında) neredeyse hiç
araştırılmamış olduğu ortaya çıkmaktadır. Aynı
şey hakiki veya öncelemeli etnik, kültürel ve din
içerikli ihtilaflar ve çözümlerin ışığında, göçün
göçmen kabul eden toplumun toplumsal dayanışmasına (kohezyon) yaptığı etki için de geçerlidir.
4.10.
nağı olan ifadeler kullanacak durumdadırlar. Açık
bir göç ve entegrasyon araştırması çerçevesinde
gerçekleştirilmeyen sosyal bilimlere ilişkin araştırmalarda değişken olan «göçmen kökeninin» de
sürekli bir şekilde dikkate alınmasına ihtiyaç vardır.
■■
Refakat edici, önleyici veya telafi edici entegrasyon
politikalarına ait tedbirler ile entegrasyonun teşvikine ilişkin taslakların geliştirilmesi, denenmesi ve
değerlendirilmesi.
■■
Birbirini tamamlayıcı unsurlardan oluşan yerel
entegrasyon politikalarının başarı yeteneklerinin
değerlendirilmesi. Yerel yönetimler entegrasyonun
en önemli yönetici unsuru olmalarına rağmen,
entegrasyon tedbirlerinin gerçekleştirilmesi ve
neticelerine ilişkin bir bilgi eksikliği vardır. Bu
sebepten uygun bilgi temellerinin teşhisi ve yürümekte olan entegrasyon süreçlerinin gözetlenmesi
için sürekli bilgi toplanması yönünde devam eden
çabaların yoğunlaştırılması gerekir. Entegrasyona
ilişkin bilgilerin rapor edilmesine yönelik mevcut
metotların da yerel çapta, eyalet ve ülke çapında
geliştirilmesinin yoğunlaştırılması gerekir.
■■
Yürümekte olan entegrasyon süreçlerinin değerlendirilmesi için uluslararası araştırma tartışmaları ile geliştirilen göstergelerin doğruluklarının
test edilmesi.
■■
Sürecin gözetiminin bilimsel ve sürekli bir şekilde
yapılması ve sıkı bilimsel kurallara göre oluşturulmuş, disiplinler arası bir kurulun ülke çapında
müdahale danışmanlığı yapması.
İcraata yönelik tavsiyeler
Federal hükümet göç ve entegrasyon araştırmalarını imkanları çerçevesinde yapacağı yarışmalarla
vereceği çalışma ve araştırma görevlendirmeleri ile
hedefli bir şekilde teşvik edecektir.
Bu bağlamda disiplinler arası araştırmaların aşağıdaki alanlarda yapılması gereklidir:
■■
Kendi kendine dinamiği olan ve birbirine bağımlı
olan, uzun süreli, nesilden nesile aktarılan kültürel
ve sosyal ve asimilasyon ile aralarında akışkan bir
sınırı olan bir süreç olarak entegrasyonun belirleyici faktörlerin, gelişim şartlarının ve gelişim
hatlarının tanınması. Bunu araştırmak için nitelikli ve nicel karşılaştırmalı etütlere şimdiye kadar
olduğundan daha fazla önem verilmelidir. Tam da
onlar entegrasyon sürecinde kısa veya uzun süreli
etkinliği olan fenomenlere ilişkin, bilimsel daya-
189
4.10.
Üyeler
İdare: Federal Almanya Eğitim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığı
Michael Thielen
Federal Almanya Eğitim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığı Müsteşarı
Dr. Susanna Schmidt
Federal Almanya Eğitim ve Bilimsel Araştırma Bakanlığı Stratejik ve Temel Sorunlar
Dairesi Başkanı
Prof. Dr. Klaus J. Bade
Göç Araştırmaları ve Kültürlerarası İncelemeler Enstitüsü (IMIS), Osnabrück Üniversitesi
Dr. Christian Bode
Alman Akademik Değişim Servisi Genel Sekreteri
Dr. Dorothea Rüland
Alman Akademik Değişim Servisi Genel Sekreter Vekili
Dr. Christiane Gaethgens
Üniversite Rektörleri Kurulu Genel Sekreteri (HRK)
Dr. Michael Harms
Üniversite Rektörleri Kurulu
Johannes Glembek
Yabancı Üniversite Öğrencileri Federasyonu Yöneticisi
Achim Meyer auf der Heyde
Almanya Üniversite Öğrencileri Birliği Genel Sekreteri
Prof. Dr.Anthony Ho
Heidelberg Üniversitesi
Prof. Dr. Yasemin Karakaşoğlu
Bremen Üniversitesi
Dr. Axel Kreienbrink
Federal Göç ve Mülteci Dairesi Bilimsel Uzman Memur
Dr. Lothar Theodor Lemper
Otto Benecke Vakfı İdari Başkanı
Dr. Bernhard Lorentz
Almanya Vodafone Vakfı Yöneticisi
Dr. Heinrich Neugebauer
Rusya’dan Alman Kökenli Göçmenler İçin Entegrasyon Derneği
Prof. Dr. Faruk Şen
Türkiye Araştırmaları Merkezi
Dr. Andreas Goldberg
Türkiye Araştırmaları Merkezi
Dr. Andreas Schlüter
Almanya Bilim Vakıfları Federasyonu Genel Sekreteri
Dr. Volker Meyer-Guckel
Almanya Bilim Vakıfları Federasyonu Genel Sekreteri Vekili
Dr. Sebastian Schmidt
Helmholtz Birliği Yöneticisi (HGF)
Dr. Georg Schütte
Alexander von Humboldt Vakfı Genel Sekreteri
Dr. Ulrike Albrecht
Alexander von Humboldt Vakfı Stratejik Planlama ve Dış İlişkiler Bölümü Yöneticisi
Malgorlzata Wiktoria Steiner
Alman Halkı Araştırma Vakfının Burslu Öğrencisi
Eyalet Eğitim Bakanları Kurulu adına:
Dr. Wolfgang Eberbach
Thüringen Eyaleti Eğitim Bakanlığı, Daire Başkanı
Heiner Kleffner
Kuzey Ren – Vestfalya Eyaleti Yatırım, Bilim, Araştırma ve Teknoloji Bakanlığı, Daire
Başkanı
Çalışma grubuna destek verenler:: Elke Albrecht (BMBF), Kathrin Ankele (Vodafone-Vakfı), Ralf Birle (BMBF), Berit Dannenberg
(HGF), Dr. Dorothea Fohrbeck (Alman Hükümetine bağlı Göç, Sığınmacı ve Entegrasyon Sorumlularından oluşan çalışma kurulu),
Dr. Birgit Galler (BMBF), Dr. Berthold Neizert (Max-Plack-Cemiyeti), Dr. Rolf Reinert (BMBF), Thomas Schmidt (Başbakanlık Dairesi),
Ulrich Schüller (BMBF)
Redaksiyon: Dr. Ulrich Jahnke, BMBF
190
4.10.
191
Künye
Yayınlayan
Federal Alman Hükümeti Basın ve Bilgilendirme Dairesi
11044 Berlin
Federal Alman Hükümeti Göç,
Sığınmacılar ve Entegrasyon Sorumlusu
11012 Berlin
Son güncelleme: Haziran 2007
Detaylı ve güncel bilgiler için bkz.
www.Nationaler-Integrationsplan.de
www.integrationsbeauftragte.de
www.bundesregierung.de
Dizgi
MEDIA CONSULTA Deutschland GmbH
Baskı
Grafix Department, Berlin
Resim kaynakları
Sayfa 7, 9, 46, 130, 148: Federal Hükümet
Sayfa 36, 60, 84, 118, 174: Picture Alliance
Sayfa 102, 164: Getty Images

Benzer belgeler